TSK elele vakfı ISSN: 2148-3698 Yıl: 2 Sayı: 4 Haziran 2014 dergisi Tsk Elele Vakfı KuruluS yıldönümü Elele Vakfı ve Gata İşbirliği ile Türk Tıbbına Eşsiz bir tesis METÜM ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 99. Yılı Törenle Kutlandı Vizyonumuz Ülke Savunması ve milletin bölünmez bütünlüğü için görevi başında yaralanan veya uzvunu kaybedenler başta olmak üzere; TSK personeli, emeklisi, malulen emeklisi ve bunların bakmakla yükümlü olduklarının rehabilitasyonu ve devamlı bakımlarını sağlamak, uygar ve çağdaş seviyede sağlıklı bir yaşam sürdürebilmelerine katkıda bulunmak, engelli çocuk ve yetişkinler ile ilgili çalışma ve faaliyetlerde bulunmaktır. Kaynağını, Yüce Türk Milletinin ELELE vererek gönüllü bağışlarının oluşturduğu menkul ve gayrı menkullerini en üst seviyede dikkat, gayret ve özenle en iyi şekilde değerlendirmek suretiyle amaca uygun modern tesisler kurmak, yaygınlaştırmak ve örnek düzeyde işletilmesi için destek sağlamaktır. Başarıya şartlanmış bilimsel ve kültürel donanıma sahip, çalışanların maksimum faydayı sağladığı, bağış yapan kişi, kurum ve kuruluşların teveccühüne layık, kamu yararına hizmet veren, sağlık ve sosyal içerikli öncü ve güvenilir bir vakıf olmaktır. Misyonumuz Amacı Gerçekleştirmek Üzere; tesislere sahip olmak, bu tesislerin işletme ve idamesi için destek sağlamak, kâr getirici yatırım, ortaklık ve şirketler kurmak, çağdaş iletişim araçlarıyla tanıtım faaliyetlerinde bulunmak ve bağışları artırmaktır. Sunuş Sabri DEMİREZEN Tümgeneral (E) TSK Elele Vakfı Genel Müdürü Değerli Okurlarımız, TSK Elele Vakfı Dergisinin dördüncü sayısı ile birlikteyiz. Vakfımız, sizin varlığınız ve desteğinizle vakıf senedindeki amaçlarına uygun tüm görevleri büyük bir sorumluluk duygusu içerisinde ve gururla yerine getirme gayreti içinde çalışmalarına devam etmektedir. Bu sayımızda TSK Elele Vakfının 18 nci kuruluş yıldönümü, TSK Ali ÇETİNKAYA İlk Kurşun Rehabilitasyon Merkezi, Medikal Tasarım Merkezi (METUM), Geriatri, Hiperbarik Oksijen Tedavisi ve TSK Elele Vakfı Özel Eğitim Okulu etkinlikleri ile ilgili haberleri bulabileceksiniz. TSK Elele Vakfından bağışlarını esirgemeyen tüm kişi kurum ve kuruluşlara saygı ve sevgilerimi sunar, hepinize sağlık ve esenlikler dilerim. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ İçind H A Z İ R A N 2 01 4 | SAY I : 4 Elele Vakfı Yardımları ve Gata İşbirliğinin ile Türk Tıbbına ve Silahlı Kuvvetlere Kazandırılan Tesis “METÜM“ ISSN: 2148-3698 Yıl: 2 Sayı:4 Haziran 2014 ÜCRETSİZDİR 3 ayda bir yayınlanır. TSK ELELE VAKFI adına sahibi SABRİ DEMİREZEN Genel Müdür Sorumlu Yazı İşleri Müdürü MEHMET EKİNCİ İDARE YERİ ZİYA GÖKALP CAD. Ataç-2 Sok. No: 43 / 8 Kızılay - Çankaya / ANKARA Tel: 0312 431 99 36 Faks: 0312 431 07 36 www.elele.org.tr elele@elele.org.tr DERGİDE YAYINLANAN BÜTÜN YAZILAR KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR. Baskı: Büyük Anadolu Medya Grup İstanbul Cad. Elif Sok. Sütçü Kemal İş Hanı No: 7/188-189 İskitler/ANKARA Tel: 0312 384 30 70 (Pbx) Baskı Tarihi: HAZİRAN 2014 12-13-14-15 Metum Nedİr Millilerden anlamlı ziyaret Milliler, Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Atıcılık ve Okçuluk Takımının sporcularıyla buluşarak onlara milli takım forması hediye etmişlerdir. 37 Metüm; medikal Tasarım ve Üretim Merkezi, gazilerimizin kaybettikleri uzuvların tedavi ve rehabilitasyonunda kullanılacak, kişiye özel biyomalzemelerin tasarım ve üretimi amacı ile kurulan modern bir merkez. Finansmanının tamamı ELELE vakfınca karşılanan bu merkez 2011 yılında kuruldu. Geçen zaman içinde GATA bünyesindeki çeşitli bilim dallarından uzmanlar ile Sivil Üniversitelerden başvuran onlarca araştırmacının ihtiyaçları doğrultusunda hastalara uygulanacak kişiye özel implantlar, eğitimde kullanılacak modeller, ameliyat öncesi planlamalar için hastalıklı, tümörlü organ modelleri, ameliyatlarda kullanılacak yenilikçi ürünler, Tübitak projeleri için prototip tasarım ve üretimleri, sayısız diş hekimliği uygulamaları neticesinde, METÜM kabına sığamaz bir merkez halini almaya başladı. dekiler TSK Elele Vakfı Bağıçımız Semiha Erkmen’den Mektup “TSK Elele Vakfı Genel Müdürlüğüne Ankara-Bahçelievlerde vasiyetli daire bağışında bulunan Em.Öğr. Semiha ERKMEN tarafından Vakfımıza gönderdiği mektup... 34 8-9 10-11 16..18 19 20..22 23 Kuruluş yıldönümü 4-5-6-7 Ülke savunması ve milletin bölünmez bütünlüğü için mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, 1995 yılının Mart ayında dünya kamuoyunun da yakından izlediği, bir iç güvenlik harekatı icra edilmiş ve yürütülen bu operasyon, ülkede büyük takdirle karşılanmıştır. 23 Nisan Coşkuyla Kutlandı Çanakkale Zaferi Kutlandı Hiperbarik Oksijen Tedavisi Temsili Askerlik, Duygu terapi Geriatri nedir? Kamu Alımları Kanun Gerekçelerinden Seçmeler 24..27 28-29 30-31 33 34-35 36 OTİZM NEDİR? Otistik bireylerde su terapisi Hidroterapi Kavramı Tedavisi Duyu Terapi Hipoterapi ve Atla Terapi Tahsin Ertem Tsk Elele Va Kuruluş Ü lke savunması ve milletin bölünmez bütünlüğü için mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, 1995 yılının Mart ayında dünya kamuoyunun da yakından izlediği, bir iç güvenlik harekatı icra edilmiş ve yürütülen bu operasyon, ülkede büyük takdirle karşılanmıştır. Bu arada Türk Milletinin hissiyatına tercüman olan Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından bir maddi destek kampanyası başlatılmıştır. Türk halkının, ordusuna her zaman gösterdiği şükran duygusu; bu girişimi kendiliğinden ve gönüllü olarak bütün ülkeyi ve yurt dışındaki vatandaşlarımızı kapsayan “Haydi Türkiye Mehmetçikle ELELE” kampanyası haline dönüştürmüştür. Türkiye’yi tek bir vücut, tek bir yürek haline getiren bu kampanyada,56 saat gibi kısa bir sürede, aziz milletimizin gönlünden kopan yardımlar bir çığ gibi büyüyerek 2,7 trilyon TL.na (60,8 Milyon ABD Doları) ulaşmıştır. Bu bağışlar ile, ülke savunması ve terörle mücadele esnasında yaralanan veya uzvunu kaybeden Türk Silahlı Kuvvetleri personeli için hizmet verecek ve onları tekrar sağlıklı yaşamlarına döndürecek modern bir Reha- TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 4 bilitasyon ve Bakım Merkezi kurulması kararlaştırılmıştır. Hedeflenen bu yüce amacın bir vakıf eliyle gerçekleştirilmesinin ve yaşatılmasının daha uygun olacağının değerlendirilmesi üzerine; “TSK ELELE VAKFI” 21 Nisan 1996 tarihli Resmi Gazetede ilan edilerek kuruluşunu tamamlamıştır. Milletinin verdiği bu emaneti üstlenen ELELE Vakfı Genel Müdürlüğü 3 Haziran 1996 tarihinde Ankara’da çalışmalarına başlamış ve Aziz Milletinin desteğiyle 34 ay gibi çok kısa bir sürede 105 Milyon ABD Dolarına mal olan TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezini tamamlayarak Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim etmiştir. Kuruluş gayesini gerçekleştiren TSK Elele Vakfı, 2012 yılında kuruluş senedindeki düzenleme ile amacını; “Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli, emeklisi, malulen emeklisi ve bunların bakmakla yükümlü olduklarının rehabilitasyonu ve devamlı bakımlarını sağlamak, uygar ve çağdaş seviyede sağlıklı bir yaşam sürdürebilmelerine katkıda bulunmak, sağlık hizmetlerini daha iyiye götürmek, engelli çocuk ve yetişkinlerle ilgili çalışma ve faaliyetlerde bulunmak” olarak genişletmiştir. akfı yıldönümü 5 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ e d n ri le z e rk e M n o y s a it il b Reha m a v e d e t e m z Hİ V akıf halen, Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu kararları doğrultusunda TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nin geliştirilmesi ve daha iyi hizmet verebilmesine için gereken her türlü desteği vermeye devam etmektedir. TSK Elele Vakfı, Ayvalık/Balıkesir’de Malul Gazilerimiz ve aileleri ile şehit aileleri için hizmet veren TSK Ali ÇETİNKAYA İlk Kurşun Rehabilitasyon Merkezi’nin de milli bütçeden karşılanamayan ihtiyaçlarına yönelik olarak her türlü desteği sağlamaktadır. Vakıf yine Ankara Bilkent’te bulunan ve 41 Milyon TL.na mal olan “TSK Ankara Özel Bakım Merkezi”ninde tüm finansmanını karşılayarak hizmete hazır hale getirmiş ve 30 Haziran 2008 tarihinde TSK’ne teslim etmiştir. Özellikle iç güvenlik harekatında yaralanan ve doku kaybına uğrayan kahraman gazilerimiz ve TSK Mensuplarının şiddetle ihtiyaç duydukları yapay organ, ortez ve protezlerin üç boyutlu teknolojiden istifadeyle hatasız ve hızlı imal edilebilmesi maksadıyla yaptırılan “Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi” 03 Eylül 2011’ de faaliyete geçmiştir. Çocuklara özel eğitim GATA Kompleksi içinde hizmet veren Medikal Tasarım ve Üretim Merkezİ 4,3 Milyon euro ya mal olmuş ve tüm finansmanı TSK Elele Vakfı tarafından karşılanmıştır. Vakıf 2013-2014 Öğretim yılı itibariyle GATA / Ankara içinde, Güvercinlik /Ankara ve Diyarbakır’da bulunan TSK Elele Vakfı Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezleri’nin yönetim ve idamesini de devir almış bulunmaktadır. Bu merkezlerde zihinsel, işitme, görme, özgül öğrenme güçlüğü, bedensel ve yaygın gelişim bozukluğu bulunan çocuklara özel eğitim ve rehabilitasyon eğitimi verilmektedir. Ayrıca çocukluk çağından çıkmış engellilere de mesleki eğitim verilmektedir. Söz konusu merkezlerden halkımızda yararlanabilmektedir. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 6 Ata’nın huzurunda 21 Nisan 2014 tarihinde 18 nci kuruluş yılını kutlayan TSK Elele Vakfı, Vakıf personeli, iştiraklerinin personeli ve Engelli Okulu öğrencileri ile Ata’nın huzuruna çıkarak saygı duruşunda bulunmuş ve Anıtkabir Özel Defterini imzalamıştır. 2013 yılı sonu itibarıyla Vakfın söz konusu merkezlere sağladığı ilave destek 28 Milyon TL’na ulaşmıştır. Vakfı, diğer Vakıflardan ayıran en temel özellik kişilere değil sağlık kuruluşlarına ayni ve nakdi destek sağlamasıdır. Devlet destekli veya yasa ile belirlenmiş herhangi bir geliri bulunmayan ve Değerbilir Halkımızın yaptığı gönüllü bağışlarla varlığını sürdüren TSK Elele Vakfı; Türk Silahlı Kuvvetlerine kazandırdığı bu çağdaş tesislerin yaşatılması, geliştirilmesi ve en üst düzeyde işletilmesi için gereken her türlü desteği vermeye devam etmekte ve bu tesislere yenilerinin eklenmesi için de çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. 1996 yılında faaliyetlerine başlayan TSK ELELE Vakfı, Hayırsever Türk halkının desteği ile hizmetlerini ve faaliyet alanlarını genişleterek çalışmalarına devam etmektedir. 7 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 23 Nisan Ulusal Egemenlik Coşkuyla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmî tatil günlerinden ve ulusal bayramlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilmiştir. Bu bayram, TBMM’nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935’te 23 Nisan Millî Bayramı’yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 1927’de ilan ettiği ve ilki Atatürk’ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu. 1980 darbesi döneminde Milli Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını verdi. Hakimiyet-i Milliye Bayra- mı (önceleri 1 Kasım, sonra 23 Nisan), saltanatın kaldırılışının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM’nin açılışının egemenliği padişahtan alıp halka vermesini kutlamak amacını taşırken, Çocuk Bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımaktaydı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, UNESCO’nun 1979’u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır. Günümüzde bayrama birçok ülkeden çocuklar katılmakta, çeşitli gösteriler hazırlanmakta, okullarda törenler ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Ayrıca 1933’te Atatürk’le başlayan çocukları makama kabul etme geleneği[6] günümüzde çocukların kısa süreliğine devlet kurumlarının başındaki memurların yerine geçmesi şeklinde devam etmektedir. TBMM’nin açılması 23 Nisan’ın Türkiye’de ulusal bayram olarak kabul edilmesinin nedeni, 1920’de o gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmış olmasıdır. Milletvekillerinin belirlenişi ve Ankara’ya gelişi çok kısa bir zamanda gerçekleşmiştir. Milletvekili seçimleri Atatürk’ün Ankara’da bir meclisin toplanacağını ve neden toplanması gerektiğini açıklayan 19 Mart TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 8 1920 tarihli bildirisiyle başlamış, yine Atatürk’ün 21 Nisan’daki genelgesiyle de meclisin açılacağı tarih duyurulmuş ve milletvekillerinin Ankara’ya gelmesi istenmiştir. 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. O günkü ilk toplantıya daha önce belirlenen 337 milletvekilinden sadece 115’i katılabilmiştir. Bayram olması TBMM’nin açılışından 2000’li yıllara kadar Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bu ulusal bayram konusunda eksik bilgilenme ve yanlış tarihlendirmeye çokça rastlanmıştır. Hatta bazı tarihçilerce böyle bir günün tarihinin genişçe araştırılmamış olması büyük bir eksiklikti. Yrd. Doç. Dr. Veysi Akın 1997’de yayımlanan bir makalesiyle bu eksikliği gidermeye çalışmıştır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ortaya çıkışında 3 ayrı bayramın payı vardır. Çocuk Bayramı tamamen ayrı bir kavram olarak gelişirken, Ulusal Egemenlik ve 23 Nisan Bayramları baştan ayrı bayramlarken, birleşmişler; en son da onlara Çocuk Bayramı katılmıştır. ve Çocuk Bayramı K u tl a n d ı Ç “Millet Meclisimizle millî devletimizin Ankara’da ilk teşkile günü olan Millî bayram Cemiyetimizce çocuk günü olarak tesbii edilmiştir. Bize yeni bir vatan veyeni bir tarih yaratıp bırakan mübarek şehitlerle fedakar gazilerin yavruları fakir ve ıstırabın evladları ve nihayet alelıtlak bütün muhtac-ı himaye-i vatan çocukları namına milletin şevkatli ve alicenab hissiyatına müracaat ediyoruz. Kadın, erkek, genç, ihtiyar hatta vakti ve hali müsait çocuklardan mini mini vatandaşlar için yardım bekliyoruz. Her sayfası başka bir şan ve muvaffakiyetle temevvüç eden milletimizin, yarın azami derecede muavenet göstermekle beraber, çocuk gününün layıkı veçhiyle neşeli ve parlak geçirilmesi için aynı derecede alaka ve müzaheret göstereceğinden emin olan Himaye-i Etfal Cemiyeti, şimdiden arz-ı şükran eder. ” Bu tarihten itibaren bu üç kavram, aynı gün üzerinde birleşecek ve çocuk bayramı olma konusunda bir kanunla belirlenmişlik olmaksızın kutlanmaya başlanacaktır. Cemiyeti buna iten neden ise cemiyetin yetim çocukları için gelir kaydetme anlayışıdır. Böylece çocuk bayramı ortaya çıkmıştır. Çocuk bayramı adı daha resmiyet kazanmamış olsa da, bundan sonra 23 Nisan “Millî Hâkimiyet Bayramı”nın yanı sıra “Çocuk Bayramı” olarak da kutlanacaktı. 1927’de ilk kez kez kutlanan çocuk bayramı, başta kaynak oluşturma olmak üzere, çocuklara neşeli bir gün geçirtmeyi hedeflerinde bulunduruyordu. 23 Nisan 1927’deki ilk bayram Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve dönemin cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa himayesinde gerçekleştirilmiş, etkinlikler için Atatürk arabalarından birini çocuklara tahsis etmiş ve Cumhurbaşkanlığı Bandosu’nun konser vermesini sağlamıştır. O yıl cemiyetin Ankara’daki binalarından birine Çocuk Sarayı adı verilmiş ve burada düzenlenen çocuk balosuna İsmet (İnönü) Bey’in çocukları da katılmıştır. 1929’da çocuklara ilgi daha da artmış ve o yıl ve daha sonraki yıllarda 23-30 Nisan haftası “çocuk haftası” olarak kutlanmıştır. Daha sonraları, 70’li yıllara kadar ulusal boyutta ünlenerek ve katılımı artırarak ilerleyen 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamalarına 1975’te Türkiye Radyo Televizyon Kurumu da katılmış ve bir hafta çocuk programları yayımlamıştır. 1978’de Meclis Başkanlığı’nın izniyle meclisteki törenlere çocukların da katılması sağlandı. 1979’da bu uygulama Ankara ilkokullarından gelen çocuklarla düzenli olarak başlatıldı, 1980’de de bütün illerden gelen çocuklarla “Çocuk Parlamentosu” oluşturuldu. 1979 yılının UNESCO tarafından Dünya Çocuk Yılı olarak duyurulması üzerine, TRT tarafından dünyanın bütün çocuklarını kucaklamayı amaçlayan bir proje hazırlandı ve 1979 yılından itibaren TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği adıyla uygulamaya kondu. Bayramın en son şeklini alışı ise 1981’de gerçekleşmiştir.[6] Darbe döneminde Milli Güvenlik Konseyi bayramlar ve tatillerle ilgili kanunda yaptığı değişiklikle o güne kadar kanunen adı konmamış bir şekilde kutlanan bayrama “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını vermiştir. 9 Hâkimiyet-i Milliye “23 Nisan”, 1921’de çıkarılan 23 Nisan’ın Milli Bayram Addine Dair Kanun ile, Türkiye’nin ilk ulusal bayramı olmuştur. İlk kez ortaya çıkan bu bayramda ne ulusal egemenlikten ne de çocuklardan söz edilmekteydi. Zaten daha o yıllarda Osmanlı saltanatı hala kanunen hüküm sürmekteydi. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım, Hakimiyet-i Milliye Bayramı (Ulusal Egemenlik Bayramı) olarak kabul edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, TBMM’nin açılış tarihi olan 23 Nisan “Milli Hakimiyet Bayramı” olarak kutlamış ve bu durum 1 Kasım’ın uzun vadede bayram olarak unutulmasına neden olmuştur. 1935’te bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değiştirilmiş ve “23 Nisan Millî Bayramı”nın adı “Millî Hakimiyet Bayramı” haline getirilmiş, böylece 1 Kasım Hakimiyet-i Millîye Bayramı ile 23 Nisan Millî Bayramı birleştirilmiştir. Çocuk Bayramı adı[değiştir | kaynağı değiştir] 23 Nisan’ın Çocuk Bayramı oluşu yine TBMM’nin açılışıyla ilişkili olmasına rağmen, tamamen ayrı bir bayram olarak gelişmiş ve 1981 yılına kadar da öyle devam etmiştir. Bu Bayram 23 Nisan 1927’de Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin (günümüz Çocuk Esirgeme Kurumu’nun) o günü “Çocuk Bayramı” olarak duyurmasıyla başlamış kabul edilir. Aslında Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 23 Nisan’la ilgili çalışmaları daha önceki yıllarda vardır ve hatta çocuklardan da söz edilmiştir. Kurum, 23 Nisan 1923’te millî bayram için pullar bastırmış ve satmıştır. 23 Nisan 1924’te Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde “Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır” ibaresi yer almış, 23 Nisan 1926’da da yine aynı gazetede “23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür” başlıklı bir yazı kaleme alınmış ve bu yazıda cemiyetin bu günü çocuk günü yapmaya çalışarak doğru yolda olduğu ve para kazanan herkesin bu gün cemiyete çocuklar için bağışta bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Nihayet 23 Nisan 1927’de Himaye-i Etfal Cemiyeti o günü Çocuk Bayramı olarak şöyle duyurmuştur: TSK ELELE VAKFI DERGİSİ ÇANAKKALE ZAFERİ’nin 99. Yılı Törenle Kutlandı Yakın tarihimizin en önemli şeref sayfalarından biri olan Çanakkale Zaferi’nin yüzüncü yıl dönümünü gelecek sene coşkuyla kutlayacağız Ç anakkale Zaferi; o güne kadar parçalanmaktan büyük ölçüde nasibini almış Yüce Türk Milleti’nin benliğine kavuşmasına ve kendine güvenini kazanmasına neden olmuş, böylece Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin temelleri atılmıştır. Aynı zamanda ‘’Şehitler Günü’’ olarak kabul edilen 18 Mart 1915 Deniz Zaferi ve ardından yapılan kara savaşları sonunda elde edilen zaferler, Büyük Atatürk’ün önderliğinde kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temeline konulan ilk harçlar olmuştur. Çanakkale Muharebelerinin başında bilinmeyen vardı; Ç Dünyanın dört bir yanından ülkelerin katılımıyla, Türklere karşı savaşmak üzere teşkil edilen kuvvetlerde görev alan askerler, Türkiye’nin ve Anadolu’nun neresi olduğunu, neden gittiklerini kiminle savaşacaklarını, bilmiyorlardı. rının Çanakkale Boğazının tuzlu suları olacağını bilmiyorlardı. Ç Amiral De Robeck, harekâttan bir gün önce getirildiği Müttefik Filosu Komutanlığı’nda, ertesi gün büyük bir bozguna uğrayacağını bilmiyordu. Ç Çanakkale Savaşına, onların deyimiyle Gelibolu Seferine katılmadan önce, binlerce kilometre uzaklıktaki Çanakkale’nin, Boğazının ve Gelibolu’nun neresi olduğunu bilmiyorlardı. Ç Ç Ç Bouvet gemisindeki 663 Fransız denizcisi, Ocean ve Irresistible’daki İngiliz denizciler, 18 Mart 1915 günü mezarla- TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 10 Büyük cesaretle hazırlanan bir taktik harekâtla, Nusrat Gemisi tarafından dökülen 26 mayının, çok büyük stratejik kayıplar yaratacağını bilmiyorlardı. Mustafa Kemal gibi müstesna bir askerin bütün kara harekâtının planlarını bozacağını bilmiyorlardı. Çanakkale Dünya muharebesiydi Daha o kadar çok bilemeyecekleri şeyler vardı ki, o bilinmeyenler, bir bilineni, tekrar tarihe ve bilmeyenlere öğretti : ‘’Çanakkale Geçilmez !’’ İtilaf Devletleri’nce, mahalli ve kolay bir harekat görüşüyle başlatılan Çanakkale Seferi, sonunda sadece bir askeri olay olmaktan çıkmış ve İtilaf Devletleri’nin iç işlerine kadar etki yapan çok yönlü bir Dünya Olayı düzeyine erişmiştir. Çanakkale Muharebelerinde Batı Dünyasının görmediği, anlayamadığı ve düşünemediği bir husus vardır. Savaştıkları Türk Askerinin artık ayağını bastığı toprağından başka kaybedecek bir şeyi kalmamıştı, inanmıştı, disiplini yüksekti, itaati kesindi, kanaatkarlık artık karakterinin bir bölümünü oluşturuyordu. Daha önemlisi askerleri ile özdeşleşebilme yeteneğine sahipti. Rütbe farkları dışında hepsinin tek adı vardı, hepsi mehmetçik’ti. Çanakkale muharebeleri; İngiliz devlet adamı Churchill’in deyişiyle, Viyana’dan Hindistan’a kadar Dünya siyasi haritasının değişmesine, İtilaf Devletleri’nin harpten evvel anlaştıkları dünya düzeninin kurulamamasına neden olmuştur. Bize bu günleri armağan eden; önderimiz büyük Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. 11 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Elele Vakfı Yardımları ve Gata İşbirliği ile Türk Tıbbına ve Silahlı Kuvvetlere Kazandırılan Eşsiz tesis “METÜM“ M etüm; medikal Tasarım ve Üretim Merkezi, gazilerimizin kaybettikleri uzuvların tedavi ve rehabilitasyonunda kullanılacak, kişiye özel biyo-malzemelerin tasarım ve üretimi amacı ile kurulan modern bir merkez. Finansmanının tamamı ELELE vakfınca karşılanan bu merkez 2011 yılında kuruldu. Geçen zaman içinde GATA bünyesindeki çeşitli bilim dallarından uzmanlar ile Sivil Üniversitelerden başvuran onlarca araştırmacının ihtiyaçları doğrultusunda hastalara uygulanacak kişiye özel implantlar, eğitimde kullanılacak modeller, ameliyat öncesi planlamalar için hastalıklı, tümörlü organ model- leri, ameliyatlarda kullanılacak yenilikçi ürünler, Tübitak projeleri için prototip tasarım ve üretimleri, sayısız diş hekimliği uygulamaları neticesinde, METÜM kabına sığamaz bir merkez halini almaya başladı. Özellikle 2014 yılı başlarında yapılan TV haberleri sonucunda yurt genelinde çeşitli üniversitelerden bilim adamları ve öğrenciler METÜM’ü ziyarete gelerek bilgi almaktadırlar. Metüm çalışanları olarak her gün sayısı daha da artan sivil kaynaklı proje ve ortak çalışma isteği ile karşılaşmaktayız. Bilim insanları ve hastalara gerek yol gösterme ve gerekse yardımcı olma konumumuz GATA ya bu anlamda prestij ve saygınlık kazandırmaktadır. Metüm Çalışma Prensibi ve İş Akışı: METÜM sahasında Türkiye’de ve yakın coğrafyasında başka bir örneği olmayan bir kuruluş. Burada önce ihtiyaç duyulan malzemenin tasarımı yapılıyor sonrada uygunluğu onaylanan tasarımlar üretilebiliyor. İş akışında birinci basamak ; görüntüleme sistem- TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 12 lerinden elde edilen verileri kullanarak, bilgisayar ortamında farklı yazılımlar yardımıyla tedavi sırasında kullanılacak biyomalzemenin ( kromkobalt veya titanium) tasarımı yapılmasıdır. Tasarım sonrası ikinci basamak ise 3 boyutlu fiziksel katı modellerin elde edilmesidir. Doç.Dr. Erbil OĞUZ GATA Ortopedi ve Travmatoloji AD’ndan Doç.Dr. Erbil Oğuz başkanlığında bilgisayar, makine, biyomedikal, elektronik ve mekatronik mühendislerinden oluşan profosyonel bir ekip aşağıda belirtilen programları efektif bir şekilde kullanmakta ve yine aşağıda belirtilen makine parkımızdaki cihazlar ile bilgisayar ortamında oluşturulan 3 boyutlu modeller yapılmaktadır. Üretilen materyaller eğitim amaçlı olduğu kadar, hastalara uygulanabilir. Ayrıca TÜBİTAK ve Sanayi Bakanlığı destekli arge projeleri için tasarlanan yenilikçi medikal ürün projelerinde prototip dizaynı ve üretimi aşamasında bilim adamlarına destek sağlamaktadır. Merkezimiz sadece GATA için değil tüm ülke çapında hizmet vermektedir. Merkezimizden sıklıkla Ortopedi ve Travmatoloji, Beyin Cerrahisi, Plastik cerrahi ve Diş Hekimliği kökenli araştırmacılar yaralanmaktadır. Bunun yanı sıra adli tıp, antropoloji alanındada bilim adamları desteklenmektedir. METUM Bşk. ve GATA Ort. ve Trav. Öğrt. Üy. GATA’dan 3 boyutlu devrim başlığı ile yapılan haber programından bir kesit. Kanserli bölgenin plastik modeli. Hekimler bu model üzerinde yapacakları ameliyatı planlamaktadırlar. Tümörün yerleşimi ve diğer dokulara komşuluğunun bilinmesi ile cerrahi işlem daha kolay olmakta, tümörün tamamı çıkarılmakta ve mümkün olduğuna fazla doku korunmaktadır. Pelvis bölgesinde Osteosarkom nedeni ile geniş kemik eksizyonu yapılmış bir hastaya merkezimizde üretilen spacer yerleştirilmiştir. Kafatasında travma ve ateşli silah yaralanmaları sonrasında defektler oluşmaktadır. Böyle bir defekt için merkezimizde yapılan titanyum implant hastaya başarı ile uygulanmıştır. Göğüs kafesindeki deformite nedeni ile solunumu kısıtlanan ve kozmetik görünümü bozulan hastaya merkezimizda tasarlanıp üretilen Titanyum Sterno-Kostal Implant hastaya başarılı bir ameliyat ile takılmıştır. Merkezimiz diş hekimliği sahasında kullanılan irili ufaklı sayısız implant tasarlanmış ve üretilmiştir. 13 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Merkezimizde; plastik, silikon, krom kobalt ve titanyum olarak üretilebilecek; n Eğitim amaçlı 3 boyutlu plastik ve slikon modeller, n Defektli kemik bölgeleri veya tümöre bağlı rezeke edilecek kemik parçalarının yerine aplike edilecek, anatomik olarak dizayn edilmiş spacerler, n Ameliyat önce planlama yapmak üzere tümörlü dokuların anatomisini ortaya koyan modeller, n Yenilikçi bir implantın prototipinin üretimi, n Yeni tasarlanacak bir el aletinin prototipinin üretimi, n Dental sahada implantların tasarımı ve üretimi yapılabilmektedir. Aşağıda verilen Makine parkı ve Bilgisayar programları bu sahada yapılan yayınlarda dünya çapında akreditisesi olan ürünlerdir. Mühendislerimiz yurt içi ve yurt dışı eğitimler ile bu programları ve makinaları efektif bir şekilde kullanabilmektedir. Makine parkımızda ; Dental Tarayıcı (Smartoptics / Activity 102, Topografik Yüzeysel Tarayıcı (3DMD/ 3dMDcranial System ), Cranial Tomografi sistemi Morita Accuitomo 170, Lazer Kaynak Makinesi (Alpha Laser / ALS 100-S ), Plastik Modelleme Makinesi (Zcorp / Z650), 5 eksenli Yenadent DC50 5X CNC, Metal Modelleme Makinesi (Concept Laser / M2 Cusing ), Silikon Modelleme Makinesi, (MTT/ 5/04 with all Nylon Op) bulunmaktadır. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 14 Kullanılan özel yazılımlar Kullandığımız bilgisayar programları: Ameliyat Planlama Yazılımı (Materialise / Surgicase),Tersine Mühendislik Yazılımı (XOV + XOR), 3D Tasarım Yazılımı (Materialise / 3-Matic), Sonlu Elemanlar Yazılımı (MSC / NASTRAN, Dental Planlama Yazılımı (Materialise / Simplant), 3D Medikal Görüntüleme Yazılımı (Materialise / Mimics), Bilgisayarlı Tasarım Yazılımı (Autodesk Inventor), Akışkanlar Dinamiği Yazılımı (ESI/ CFD), E-RP Ürün Veri Yönetim Yazılımı, STL Optimizasyon Yazılımı (Meterialise Magics RP) dır. ISO 13485:2003 Tıbbi Cihazlar İçin Kalite Yönetim Sistem Sertifikası na sahip olan merkezimizin üreteceği krom kobalt ve titanyum malzemelerin invitro uyumluluk testleri yapılmıştır. Ve hastalarda kullanımında sakınca yoktur. Alternatif üreticilerle rekabet edebilmek ve yurt çapında yaygın olarak tercih edilebilme adına, ürünlerimizin SUT kapsamına girmesi ve SGK tarafından ödeme programına alınması için yoğun bir şekilde çalışmaktayız. Bu tanıtım yazısı vesilesi ile bizi tanıma fırsatı bulan bilim adamlarına ve üretim ve mühendislik alanında görev yapan TSK personelini merkezimize davet ediyoruz. Önceden randevu almak şartı ile merkezimize gelebilir ve üretimlerimizi yerinde inceleyerek yeni ufuklara yelken açabilir, ve yenilikçi ürünler ve el aletlerinin tasarımı konusunda ilham alabilirsiniz. 15 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ HİPERBARİK OKSİJEN (HBO) TEDAVİSİ Prof.Dr. Şenol YILDIZ GATA Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp AD Başkanı T anım olarak HBO tedavisi kapalı bir basınç odasında 1 absolute atmosfer (ATA) den daha yüksek bir basınç altında maske, başlık veya endotrakeal tüp vasıtası ile aralıklı olarak % 100 oksijen soluma olarak tarif edilebilir. Basınç odaları 19. yüzyılda dalış hastalıkların tedavisinde kullanıma girmiş olup, %100 oksijenin kullanılması ise 20. yüzyılda başlamıştır. Dalış dışı diğer endikasyonlarda kullanılması ise 1960’larda başlayıp ileriki yıllarda kullanımı giderek artmıştır. Türkiye’de kullanımı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde yapılan dalış eğitimleri ile olmuştur. Dalış esnasında oluşan kazalar basınç odaları ile tedavi edilmiştir. Bu maksatla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dalış tabipleri yetiştirmeye başlamıştır. 1980lerde ise hem GATA hem de İÜ İTF bu işi uzmanlık olarak ele almış ve uzman tabipler yetiştirmeye başlamıştır. 1990’larda GATA Haydarpaşa eğitim hastanesinde bulunan HBO tedavi merkezi yoğun olarak gazilerimize hizmet vermiştir. Özellikle mayın patlaması neticesi oluşan doku yaralanmaları ve iyileşmeyen kemik iltihapları için diğer birimlerle beraber HBO tedavisi de etkili olmuştur. nnTedavi nerede ve ne şekilde uygulanır ? HBO tedavisi basınç odalarında uygulanır. HBO tedavisi için kullanılan 2 tür basınç odası türü vardır. Tek ve çok kişilik (Resim 1-4). Ülkemizde 2 merkez dışında çok kişilik basınç odaları kullanılmaktadır. Tek kişilik basınç odaları hava veya oksijen ile en çok 3 ATA ya kadar basınçlandırılır. Tedavi süresi 45 – 90 dakika arasında olabilir. Çok kişilikler dünya genelinde daha yaygın olan türdür. Yaklaşık 5.5 ATA ya kadar basınçlandırılır. Tedavi süresi ise rutin tedavilerde 60-120 dakika, dalış hastalıklarında ise hava ve oksijen kullanımı ve kullanılan tedavi tablosuna göre 38 saati bulmaktadır. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 16 Genel olarak 10 dakikada 15 metre derinliğe dalınır, 25 dakika oksijen 5 dakika hava olmak üzere 3 periyot uygulanır ve daha sonra yine 15 dakikada basınç odası boşaltılır. Çok kişilik basınç odaları 2 bölmeli olup, küçük olan bölme tedavi esnasında içeriden dışarıya hasta çıkarma veya dışarıdan içeriye sağlık personeli alma işlemlerini tedaviyi kesmeden yapmaya yarayan bölmedir. Ana bölme ise belli sayıda koltuk veya sedyenin bulunduğu, hastaların topluca tedavi edildiği bölmedir. Modern çok kişilik basınç odalarında monitör, ventilatör ve aspiratör tedavi esnasında içeride bulundurulmakta ve yoğun bakım hizmeti verilebilmektedir. Peki bu tedavi hangi etkileri yapmaktadır ? Tedavi esas olarak 2 temel etki oluşturmaktadır. HBO tedavisinin etki mekanizması 2 temel etkisine dayanır. Mekanik ve fizyolojik etkisi. Mekanik etki insan vücudunda bulunan hava kabarcıklarının çapları çevre basıncının artması ile küçülür ve akciğer yolu ile atılır. Fizyolojik etkisi ise kanda artan serbest oksijen miktarı ve buna bağlı hiperoksijenasyon. HBO tedavisi ile hem çevre basıncı artırılır hem de %100 oksijen solutulur. Bu sayede kanda hemoglobine bağlı olan oksijen miktarı çok fazla artırılamazsa da plazmada çözünmüş olan oksijen miktarı tedavi derinliklerinde yaklaşık 20 kat artırılır. Bu artan miktar aslında dokuların hemoglobinden oksijen almadan ihtiyacını karşılamaya yetecek bir miktardır. Bu sayede HBO tedavisinin pek çok etkisi ortaya çıkar. Bunlara örnek olarak şunlar verilebilir. Vazokonstriksiyon ve antiödem etki: Damar çaplarında azalma ve buna bağlı dokulardaki ödemin çözülmesi ile doku dolaşımı düzelir. Özellikle ezilme yaralarında, dolaşımı bozulmuş doku ve uzuvlarda ödem ve hipoksi kısırdöngü şeklinde birbirini etkiler. Ödem oksijenin dokuda katetmesi gereken mesafeyi uzatır ve dokular daha hipoksik hale gelir. Yara iyileşmesi bozulur. Antibakteriyel etki ve lökosit öldürme aktivitesindeki artış: Özellikle nekrotizan enfeksiyonlarda enfeksiyonla mücadeleyi etkinleştirir, oksijen azlığı sebebi ile azalan veya duran antibakteriyel mekanizmayı tekrar işlevsel hale getirir. Fibroblastların çoğalmasında ve kollajen sentezinde artış: Yara iyileşmesine katkıda bulunur. Yaranın iyileşmesinde temel önce kaybolan doku alanında yara yatağı oluşması yani o parçanın granülasyon dokusu ile dolması ve sonra epitelize olmasıdır. HBO tedavisi ile iyileşmeyen yarada artan kollajen sentezi ile yara iyileşmesi tekrar başlatılabilir. Beyaz kürenin kapiller duvara yapışmasında azalma: Reperfüzyon hasarını (yeniden kanlanma hasarı) azaltır, ve bu yolla oluşan hastalıkların tedavisinde kullanılabilir. Süperoksit dismutaz üretiminde artma: Reperfüzyon hasarını azaltır. Osteoklast aktivitesinde artış: Kronik osteomyelit tedavisinde kullanılır. Karbonmonoksit zehirlenmesinde lipit peroksidasyonunda azalma: Soba ve şofben zehirlenmesinde kullanılır. Hemoglobinden Karbonmonoksit gazının ayrılmasında hızlanma. Gazlı gangrende alfa toksinde azalma. Bu etki mekanizmaları ile hangi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır ? Pek çok hastalıkta kullanılabilmekle beraber ülkemizde bu kullanım alanı sınırlandırılmış ve Sağlık Bakanlığınca bir liste oluşturulmuştur. n Dekompresyon hastalığı (Vurgun Hastalığı) n Hava veya gaz embolisi n Gazlı gangren ve diğer anaerobik enfeksiyonlar n Karbon monoksit ve duman solunması n Ezilme yaralanmaları, kompartman sendromu ve diğer akut travmatik iskemiler n Kronik cilt, cilt altını tutan karışık enfeksiyonlar n Tedaviye dirençli osteomyelit n Her türlü problem yaralar (Diyabetik yaralar v.b.) n Osteoradyonekroz n Termal yanıklar n Problemli cilt greft ve flepleri n Beyin apseleri n Ani işitme kaybı n Ani görme kaybı (Santral retinal arter tıkanıklığı) n Anoksik ensefalopati n Kafa kemikleri, sternum ve vertebraların akut osteomyelitleri nnKemiğin avasküler nekrozları Bu hastalıklara genel olarak bakacak olursak HBO tedavisi özellikle dekompresyon hastalığında asıl tedavidir. Dekompresyon hastalığı basıncın hızlı azalması sonucu vücut doku ve sıvılarında bulunan gaz kabarcıklarının çaplarının büyümesi ve buna ikincil görülen belirtilerle ortaya çıkar. Bu hastalık dalgıçlarda görülebildiği gibi teorik olarak uçucularda da görülebilir. Bu kişiler HBO tedavisine alındığı taktirde basıncın etkisi ile gaz kabarcıkları küçülür ve vücuttan atılır. Tedaviye erken başlanıldı ise şikâyetler hızla ortadan kaybolur. Yine asıl tedavi olduğu ve çok yüz güldürücü sonuçların gözlendiği ikinci hastalık grubu soba ve şofben zehirlenmeleridir. Burada kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin tamamen CO gazı ile doyar ve oksijen taşıma görevini yapamaz. HBO tedavisi ile oksijen parsiyel basıncı yaklaşık 20 kat artırılarak çok hızlı olarak kanı CO gazından temizler. GATA da bulunan merkezimizde yılda 250 bu hastalıktan dolayı tedavi edilmektedir. Ankara’ya verilen hizmetin dışında soba zehirlenmelerinde şehir dışından gelen hastalarda kabul edilmektedir. 17 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Tedavinin Kontrendikasyonları varmı ? Diğer bir sık kullanıldığı alan iyileşmeyen yara tedavisidir. Burada HBO tedavisi destek tedavi olarak kullanılır. Bu tedavi ile etki mekanizmalarında anlatıldığı gibi kollajen sentezinde artış, anti bakteriyel aktivite artışı ve hipoksinin ortadan kaldırılması sonucu yara iyileşmesi hızlanır. Rutin kullanımda bu grupta en çok tedavi edilen hastalık diyabet hastalığına bağlı ayakta iyileşmeyen yaralardır. Bu yaralarda iyileşme durur, yara giderek enfekte olursa uzuv kaybı oluşabilir. HBO tedavisi yara bakımına ve diğer yapılan tıbbi tedavilere ilave olarak uygulanırsa uzuv kayıplarını azalttığı gösterilmiştir. Operasyon alanında oluşan kol ve bacak yaralanmalarında HBO tedavisi kullanılmaktadır. HBO tedavisi hızla ödemi çözmekte, bu şekilde oksijenin dokuda hücrelere gitmesi gereken mesafeyi azaltmaktadır. Aynı zamanda çözünen oksijen miktarını yaklaşık 20 kat artırarak oksijenin doku içinde gitme mesafesini yaklaşık 4 kat artırmaktadır. Bu şekilde yara iyileşmesine pozitif katkı sağlamaktadır. Bu amaçla Rusya 1980 öncesi operasyonlarda mobil basınç odalarını kullanmıştır. Depremde ezilme yaraları ve kompartman sendromu da bu grup- ta değerlendirilir. Marmara depreminde pek çok hasta GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinde bulunan basınç odalarında tedaviye alınmış, bu hastalarda mortalite ve morbiditede azalma sağlanmıştır. Yine 2011 yılında Van depreminde de deprem sonrasında yaklaşık 10 kadar hasta HBO tedavisi için Ankara’ya sevk edilerek değişik hastanelerde yatırılmış ve GATA da HBO tedavisi almıştır. Bu hastaların çoğunda ampütasyon yapılmamış, ezilme yaraları çok hızlı iyileşmiştir. Ani görme ve işitme kaybı: Santral retinal arter tıkanıklığına bağlı ani görme kayıplarında erken safhada tedaviye başlanırsa güzel neticeler alınabilmektedir. 5 güne kadar tedaviye alınabilse de ilk 6-12 saatte alınan vakalarda düzelme ihtimali daha yüksektir. Ani işitme kayıpları ise idiyopatik ani işitme kayıplarının tedavisi ilk 30 gün içinde geldiği taktirde yapılmaktadır. Tedaviye dirençli kemik iltihapları. Bu hasta grubu cerrahi ve medikal tedavi ile birlikte yapıldığı taktirde HBO tedavisinden fayda görmektedir. HBO tedavisi ölü kemiğin sekestr olarak toplanmasında ve antibakteriyel etkisinden dolayı fayda sağlamaktadır. Klostrofobi Revesibl myopi Katarakt oluşumu standart protokollerde görülmez Oksijen zehirlenmesi: iki türlüdür: SSS ve akciğerlerde görülür. Santral sinir sistemi oksijen zehirlenmesi. Epilepsi nöbetlerini uyarabilir. Bu durum son derece nadirdir ve kalıcı hasar bırakmaz. Akciğerlerde oksijen zehirlenmesi: Yüksek sayıda seans ile gözlenebilir. Bu tedavi yönteminin ülkemizdeki yaygınlığı ne durumdadır? Ülkemizde 1980’lerde GATA ve TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 18 İÜ İstanbul Tıp Fakültesinde başlamış olup, 1996 dan sonra özel tedavi merkezleri kurulmaya başlamıştır. Bugün yaklaşık 20 özel HBO tedavi merkezi bulunmaktadır. Bunların çoğu İstanbul’da olup, diğerleri Ankara, Antalya, Adana, Adapazarı, Bursa, Çorlu ve İzmir’dedir. Sağlık Bakanlığı Hastaneleri ise 2006 dan beri HBO tedavi merkezi kurmaya başlamış olup bugün Trabzon, Erzurum, Van, Gaziantep, İzmir, Ankara ve İstanbul’da hizmet vermektedir. l Kesin kontrendikasyon tedavi edilmemiş pnömotorakstır. Bunun dışındakiler göreceli olarak kontrendikedir. Göreceli olarak veya geçici olarak HBO tedavisine alınamayacak olan durumlar şunlardır: Alt solunum yolları enfeksiyonu ve kronik sinüzit Nöbet hastalıkları CO2 retansiyonlu amfizem l Yüksek ateş l Spontan (kendiliğinden) pnömotoraks öyküsü l Göğüs kafesi cerrahi öyküsü l Otoskleroz cerrahisi öyküsü Viral enfeksiyon l Konjenital sferositoz l Optik nörit öyküsü l Bu tedavinin yan etkisi var mı? l Her tedavide olduğu gibi bu tedavide yan etkiler olabilmektedir. Basınç odası basınçlandırma esnasında içerideki sağlık personeli ve hastaların valsalva manevrası yaparak orta kulağa hava göndermesi ve orta kulakta basınç eşitlemesi yapması gerekmektedir. Bu yapılmadığı veya yeterli olmadığı taktirde orta kulak barotravması gözlenir ki, en sık yan etki olarak bilinir. l Kulak barotravması Diğer barotravmalar: Sinüs, Gastrointestinal barotravma vs. Temsili Askerlik Uygulaması Ankara İl.J.K.lığınca 12 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen Temsili Askerlik uygulamasına TSK Elele Vakfı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinden 6 öğrenci ile katılım sağlanmıştır 19 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ GERİATRİ Hüseyin DORUK Prof.J.Tbp.Kd.Alb. GATF Geriatri B. D. Başkanı GERİATRİ NEDİR? Basit anlamda yaşlı tıbbı anlamına gelen Geriatri, yaşamın ileriki yıllarında bireylerin sağlığının korunması, hastalıklarının önlenmesi ve çok yönlü değerlendirme ile tedavisini hedef alan disiplindir. nnNEDEN GERİATRİ? Gerek koruyucu gerekse tedavi edici tıp alanlarındaki gelişmeler, beslenme, aşılama ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, aile planlaması ve doğum kontrolünün toplumlarda yaygınlaştırılması gibi nedenler, toplumlardaki ortalama yaşam beklentisinin artmasına, dolayısıyla yaşlı popülasyonun nüfus içindeki oranının artışına yol açmaktadır. Bu ifadeden “toplum yapısındaki bu değişim, bilim ve teknolojinin, yaşam süresini kısaltan bir çok hastalığa karşı kazanılmış bir zaferinin sonucudur” manası çıkıyor olsa da, yaşlı nüfustaki artış ile birlikte gelen gerek tıbbi gerekse psikolojik, sosyal, ekonomik, çevresel artan ihtiyaçlara yeterli yanıt verilemedikçe bunun boş bir zafer olduğunu gerçeğini de kabul etmek gerekir. İşte yaşlı bireylerin sorunlarına bütüncül bir yaklaşımla çözümler üretme felsefesiyle Geriatri, bu zaferi gerçek zafer haline dönüştürmek hedefi doğrultusunda doğmuş bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. nnGERİATRİST KİMDİR? Geriatrist yaşlı bireylerin, sıklıkla çoklu ve karmaşık sağlık sorunlarını önleme ve tedavisi konusunda uzmanlaşmış tıp doktorudur. İç hastalıkları uzmanı olup, üzerine üç yıl yandal geriatri eğitimi almıştır. Genç erişkinlerle kıyaslandığında yaşlı bireylerde çeşitli nedenlerle, hastalıklara verilen yanıtta farklılıklar gözlenir. İşte geriatrist bu tablo içerisinde yaşlı birey için, fonksiyonel durum ve yaşam kalitesini en üst düzeyde tutma hedefi öncelikli olacak şekilde, söz konusu yaş grubunun özel sağlık sorunlarına çok yönlü bir yaklaşımla, en uygun tedavi ve takip planını çıkarır. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 20 Geriatri’de Ekip Yaşlı bireyler, birbiri ile etkileşim gösteren bir çok faktörün, sağlıklılık hali ve fonksiyonel kapasite üzerine kompleks etkilerinin yoğun olarak hissedildiği bireylerdir. Bu yaş grubuna yaklaşım, diğer disiplinlerden biraz daha farklı olarak, sadece tıbbi değil, aynı zaman- da psikolojik, sosyo-ekonomik, çevresel, ailesel değerlendirmeyi de gerekli kılar. Bu nedenledir ki geriatrik değerlendirme, bir çok disiplinin birlikte çalışmasını gerektiren bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre geriatrik değerlendirme ekibinde yaşlı hastanın ihtiyacına göre, konusunda uzmanlaşmış aşağıdaki ekip elemanlarından hepsi veya bir kısmı görev alması söz konusudur: Hemşire, Sosyal hizmet uzmanı, Fizyoterapist, İş uğraşı terapisti, Diyetisyen, Psikoterapist, Farmakolog KİMİN GERİATRİK DEĞERLENDİRMEYE İHTİYACI VARDIR ? Ç Çalışması Bu ekibe hastanın problemlerinin gerektirdiği ölçüde farklı disiplinlerin de katılımı yanında, hastanın kendisinin, eğer kendisi hakkında karar verebilme yetisine sahip değilse yakınlarının da ekibin değişmez elemanları olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Her bir ekip elemanı, söz konusu hastayı kendi uzmanlık konuları ön planda olmak üzere genel olarak değerlendirir. Daha sonra ekip elemanları bir araya gelerek, hastayı bütün yönleri ile tartışıp, mevcut problemleri dahilinde başkasına bağımlı olmadan günlük yaşam aktivitelerini bağımsız yapabilme yetisini en üst düzeyde tutacak şekilde, tüm disiplinlerin ortak kararlaştırdığı tedavi ve takip planı ortaya çıkar. Bu ekip çalışmasına her ne kadar geriatrist başkanlık etse de, tüm ekip elemanlarının konusunun uzmanı olup, yaşlının değerlendirme ve tedavisinde çok önemli rollere sahip olduklarını vurgulamak gerekir. Yaşlılığın çeşitli tanımla- yaşlının hiçbir problemi yokken, diğer rı söz konusudur. Bunların içinde sosyal anlamda yaş- bir kısmında ciddi sağlık sorunları tespit edilebilmeklılık, kültürel duruma ve sostedir. yal özelliklere göre toplumdan topluma değişen bir tanım olaGeriatri disiplininin hedefrak karşımıza çıkmakta olup, leri içinde mevcut sağlıklılık modern anlamda kişinin aktif halinin, fonksiyonel durumun çalışma dönemini tamamlaya- korunması hedefi önde gelen rak, sosyal güvence sistemihedeflerden birisidir. Buna göre, nin katkısıyla ya da birikimleyaşlı sağlıklı bireyler de geriatri ile yaşadığı döneme verilen rik değerlendirmeden bu sağaddır. Bu tanıma göre her ne lıklılık hallerinin korunması kadar yaşlanma açıaçısından fayda görebilirler. Diğer yansından kesin bir sınır dan özellikle çoklu teşkil etmese de, bir a m n kronik hastalıkçok Batı ülkesina l ş Ya i ları olup, bunlade emeklilik yaşı r e l etki te ra bağlı değişik olması dolayısıys e k r derecelerde fonkla 65 yaş, geriathe ı l siyonel kayıplarik yaş sınırı olarak k far kabul edilmektedir. rı söz konusu olan Bu yaş sınırına ulaşve genellikle kırılgan mış bireylerde değişik yaşlı olarak ifade ettiderecelerde kronik hastalıklar ğimiz hasta grubu geriatrik ve bunların sonucunda gelişen değerlendirmeden sıklıkla en fonksiyonel kayıplar söz konu- fazla fayda gören grubu oluşsu olabilmektedir. Bir kısım turmaktadır. “Demans”a yakın takip Bu grup, genellikle 75 yaş üstü, günlük yaşam aktivitelerinde değişik derecelerde başkasının yardımına gereksinim duyan, gerek fiziksel gerek mental fonksiyonel kayıpların söz konusu olduğu bireylerdir. Kalp hastalıkları, hipertansiyon, diabetes mellitus, romatizmal hastalıklar (osteoporoz, osteoartrit, romatoid artrit gibi), kanser (meme, prostat, akciğer, kolon kanserleri gibi), akciğer hastalıkları (KOAH, kronik bronşit gibi), hiperlipidemi (hiperkolesterolemi gibi), serebrovasküler hastalıklar (felç gibi) yaşlılarda sık görülmektedir. Bunun yanında Geriatri Biliminin en çok ilgilendiği konulardan biri de yaşlılarda daha sık görülen ve “Geriatrik Sendrom- lar’’ olarak ifade edilen hastalıklardır. Bu hastalıkların en önemlisi Demans (bunama, unutkanlık hastalığı da denmektedir) hastalığıdır. Demansın %60 nedeni Alzheimer Hastalığıdır ve erken tanısı çok önemlidir. Çünkü kesin tedavisi yoktur ve tanı konduktan sonra ortalama yaşam süresi 4-12 yıldır. Demans gibi Depresyonda yaşlılarda sık görülen ve tedavi edilmezse intihar girişimine kadar giden kötü sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır. Bu iki önemli hastalık dışında İdrar Kaçırma, Çok sayıda ilaç kullanma, Bası Yaraları (yatak yaraları), Beslenme Bozuklukları (iyi beslenememe), Düşmeler diğer geriatrik sendromları oluşturmaktadır. 21 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Geriatri için tahlil ve bulgular gerekli “Çok Yönlü Geriatrik Değerlendirme’’ tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de Geriatri bölümleri tarafından uygulanmaktadır. Bu değerlendirme yönteminde tıbbi muayene yanında hastalara bazı testler uygulanmakta, ayrıntılı tetkik ve tahliller yaptırılarak yaşlının tüm tıbbi, psikolojik, sosyoekonomik, çevresel durumu ortaya konmaktadır. Bazı hastalıkların (demans, tiroid hastalıkları gibi) erken tanısı sağlanmakta, yaşamını olumsuz etkileyen sorunlar saptanmakta, doğru teşhis ve tedavi imkanı ile hastanın takibi yapılmaktadır. Zamanla meydana gelebilecek değişiklikler önceden tespit edilerek gerekli önlemler zamanında alınmaktadır. Geriatrinin bir önemli özelliği de, koruyucu hekimlik vasfının ön planda olmasıdır. Özellikle 45 yaşından sonra bu yaş grubunda sık gözlenen problemler açısından kişinin, belirlenmiş protokollere göre izlenmesi ve oluşabilecek hastalıkların erken dönemde teşhis edilerek tedavilerinin yapılması birincil hedefler arasında yer almaktadır. “Sağlıklı Yaş- lanma’’ bugün dünyada oldukça önemli bir konuma gelmiş olup, toplumsal ve bireysel bilinçlenme ile bu yönde kişinin sağlıklı ve başarılı bir gelecek hazırlamasına katkı sağlamaktadır. Özellikle 45 yaşından sonra düzenli doktor kontrolü altında bulunmak ve muayene yanında bazı tanısal işlemler yaptırmak bazı hastalıkları önceden tespit edilmesini sağlamaktadır. Bu değerlendirmeler neticesinde kişinin tüm sağlık durumu ortaya konabilmekte ve geleceğe güvenle bakması sağlanabilmektedir. Yaşlanma evreleri kontrol edilmeli “Sağlıklı Yaşlanma” hedefine yönelik toplumsal ve bireysel bilinçlenme ile eğitim, tüm nüfusa sunulan hizmetlerin yanında yaşlı nüfusa da en iyi hizmet verebilecek sağlık düzenlemelerin sağlanması; gerekli sağlık, eğitim ve araştırma yatırımlarına kaynak yaratılması ile mümkün olabilir. Sağlıklı yaşlanma ile mutlu, huzurlu, sorunsuz bir yaşlılık her bireyin hakkıdır. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 22 Rıdvan Kısacık E. Lv. Albay N U N A K I R A L M I L A KAMU R E L E M Ç E S N E D İN R E L E Ç K GERE Ç Kamu Alımları Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası’nda çok önemli bir paya sahip olan kamu alım- ları; Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında çeşitli kanunlarla düzenlenmiştir. Kamu kaynaklarının verimli ve fonksiyonel kullanılması ile bu konudaki yolsuzlukların önlenmesi isteği Avrupa ile entegrasyonumuzun önemini ortaya koymuştur. Bu iradenin gelişmesi sonrası kamu ile ilgili çalışmalar yoğunluk kazanmış; a. Avrupa Birliğinin 93/36 Sayılı Mal Alımları Yönergesi, b. 93/37 Sayılı Hizmet Alımları İhalesi Yönergesi, c. 92/50 Sayılı Yapım İhaleleri Yönergesi, ç. Birleşmiş Milletler Ticaret Konferansı Kamu Alımları Model Kanunu(UNCITRAL), esas alınarak hazırlanan 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ile 4735 Sayılı Kamu İhale Kanunu Tasarıları 21 Kasım 2001 tarihinde TBMM’ne sunulmuş, mecliste yaşanan yoğun tartışmalar sonucu 4 Ocak 2002 tarihinde kabul edilerek 10 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İlk önce Osmanlı İmparatorluğu devrinde 1857 tarihli nizamname hazırlanmış ve ihtiva ettiği hükümle satınalmalar yürütülmeye çalışılmıştır. 10 Muharrem 1330 (1914) tarihli ek bir nizamname ile müteferrik satınalmaların ve bazı yapım işlerinin, Bakanların müsadesi ile ihaleye çıkaraılmaksızın yapılması kabul edilmiştir. 4 Haziran 1919 çıkarılan Kanuniyeti 1921 de tasdik edilen ve kararname ile de 1914 tarihli nizamnameye bir ilave yapılarak merkezdeki Devlet daireleriyle İstanbul’daki şubelerinin ve İstanbul’daki askeri kuvvetlerin ihtiyacı olan ve 500 lirayı aşan levazım ve eşyanın Maliye Bakanlığında kurulmuş Tevhidi Mübayaat Komisyonu vasıtası ile sağlanması öngörülmüştür. 1921 yılında ek bir kararname ile dairelerin acil ihtiyaçları hususunda bazı istisnalar getirilmiştir. Milli Mücadele başlayınca söz konusu nizamname uygulanmadı. Milli Mücadelede ihtiyaçların Başkumandanlık emriyle ve Bakanlar Kurulu Kararnameleriyle sağlanması cihetine gidildi. ile Devlet İhale Sistemimizin Tarihçesi 1661 Sayılı Müzayede, Münakaşa ve İhalat Kanunu (Artırma, Eksiltme ve İhale Kanunu Kabul Tarihi Resmi Ceride ile nezir ve ilanı 28.IV.1341-Sayı:97 / Resmi Gazete ile Yayım ve İlanı 28 04.1925 Sayı 97). 1 2 2490 Artırma Eksiltme ve İhale Kanunu (Kabul Tarihi 02 Haziran 1934). 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu (Kabul Tarihi 8 Eylül 1983 Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi 10 Eylül 1983 Sayı: 18161). 3 4 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu (Kabul Tarihi : 4/1/2002 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 22/1/2002 Sayı: 24648) 23 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ OTİZM NEDİR? P arçalara alışılmışın dışında odaklanma. Otistik çocuklar, arabayla oynamaktan çok arabanın tekerleğiyle oynamak gibi daha çok oyuncağın bir bölümüne odaklanırlar. Belirli konularla meşgul olma. Örneğin, daha büyük çocuklar ve yetişkinler video oyunlarına, kartlarına veya araba plakalarına hayran olabilirler. Aynı şeyler ve rutin ihtiyacı. Örneğin, otistik bir çocuk salatadan önce hep ekmek yemek veya okula hep aynı yoldan gitmek ister. Kalıplaşmış (stereotip) davranışlar. Örneğin, sallanma veya el çırpma. Genç Nesilin Otizm Belirtileri kla değişir. Gençlerin çoğu Gençlikte davranış modeli çoğunlu ilişki kurma ve onları anlamayeni beceriler edinir, fakat diğerleriyle da hala geridedirler. Buluğ çağı ve artan cinsellik otistik gençlerde diğerlerine nazaran daha zor olabilir. Genç otistikler depresyon, anksiyete ve epilepsiyle ilgili problemler açısından büyük risk altındadırlar. Yetişkinlikte otizm belirtileri Bazı otistik yetişkinler çalışabilir ve kendi başlarına yaşayabilir, bu durum zeka ve iletişim becerisinin derecesine bağlıdır. En azından %33’ü kısmen bağımsızdır. Bazı yetişkin otistikler, özellikle zeka düzeyi düşük ve konuşamayanlar, çok fazla yardıma ihtiyaç duyar. Yelpazenin öbür ucundaki çok daha iyi durumdaki otistikler mesleklerinde başarılı olabilir ve tek başlarına yaşayabilirler, fakat yine de diğerleriyle ilişki kurmada zorlanırlar. Bunların zeka düzeyi ortalama veya ortalamanın üzerindedir. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 24 Aktivitelere veya oyunlara karşı sınırlı ilgili belirtiler Otizm belirtileri çoğunlukla ebeveyn veya çocuğun bakıcısı tarafından ilk 3 yılda anlaşılır. Her ne kadar otizm doğuştan olsa da, bebeklikte belirtileri anlamak veya teşhis koymak zordur. Ebeveynler çoğunlukla bebekleri kucağa alınmaktan hoşlanmadığında, ce-e gibi oyunlarla ilgilenmediğinde veya konuşmaya başlamadığında endişelenirler. Bazen çocuk yaşıtlarıyla aynı zamanda konuşmaya başlar ve sonra konuşma becerisini yitirir. Ayrıca çocuğun işitme problemi olduğundan da şüphelenilebilir. Otistik bir çocuk çoğunlukla işitmez görünür, fakat bazı zamanlar tren düdüğü gibi uzaktan gelen bir ses ilgilerini çeker. Erken teşhis edilen ve yoğun tedavi gören bir otistik, başkalarıyla ilgilenebilir, iletişim kurabilir ve büyüdükçe kendine bakabilir. Yaygın olarak düşünülenin aksine, çok az otistik sosyal olarak tamamen izoledir ve kendi dünyasında yaşar. Diğer Otizm Belirtileri O tistiklerin çoğunun gösterdiği belirtiler dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun belirtilerine benzer. Fakat bu belirtilerin çoğu, özellikle sosyal ilişkilerde, çok daha yoğundur. Otistiklerin yaklaşık %10’u bazı becerilere aşırı hakimdir. Örneğin listeleri akılda tutma, takvim günlerini hesaplama, resim yapma veya müzik yeteneği gibi. Otistiklerin çoğu alışılmışın dışında duyusal algılamaya sahiptir. Örneğin, hafif bir dokunuşu acı verici nitelerken, kuvvetli bir baskıyı rahatlatıcı bulabilir. Bazıları ise acıyı hiç hissetmez. Otistiklerin bazı çok sevdikleri veya hiç sevmedikleri yemekler vardır ve alışılmışın dışında tatları karıştırmaktan hoşlanabilirler. Otistiklerin %40 ila %70’inde uyku problemi vardır. DİĞER DURUMLAR Otizm, otistik spektrum hastalıkla ukrı da denilen yaygın gelişimsel boz zOti r. idi lukların birçok türünden bir er min Asperger sendromu gibi diğ yaygın gelişimsel bozukluklarla karıştırılması mümkündür. Diğer bozuklukların da otizme benzer belirtileri olabilir. 25 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ O TİZM TEDAVİSİ rın tam potansiyellerine Erken teşhis ve tedavi otistik çocukla defi çocuğun yükümlülüklerini he il inc bir in vin da Te r. olu ı mc rdı ya ulaşmalarına rilerini geliştirmektir yerine getirebilmesini sağlayan bece Ç Otizm belirtileri ve davranışları farklı kombinasyonlarda olabilir ve yoğunlukları değişebilir. Ayrıca bireysel belirtiler ve davranışlar zamanla değişiklik de gösterebilir. Bu nedenlerden dolayı tedavi stratejileri bireysel ihtiyaçlar ve aile kaynaklarına göre düzenlenir. Otistik çocuklar genellikle çok iyi yapılandırılmış ve kendilerine özel tedavilere iyi reaksiyon verirler. En başarılı program ebeveynlere yardımcı olan ve çocuğun yaşamına iletişimsel, sosyal, davranışsal, uyum sağlayıcı ve eğitici yönler katandır. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) çocuğun fonksiyonlarının gelişmesi ve potansiyeline ulaşması için şu stratejileri önerir: nnÖZEL TERAPİ GEREKLİ Davranışsal eğitim ve yönetim. Davranışsal eğitim ve yönetim, davranış ve iletişimi geliştirmek için pozitif destek, kendine yardım ve sosyal beceri eğitimini kullanır. Uygulamalı Davranışsal Analiz, Otistik ve İlgili İletişim Engelli Çocukların Tedavi ve Eğitimi ve duyusal entegrasyon gibi çeşitli tedavi türleri geliştirilmiştir. Özel terapiler.Bunlar konuşma, meşgale ve fiziksel terapilerdir. Bu terapiler otizmi yönetmede önemli unsurlardır ve hepsi çocuğun tedavisinin aşamalarına dahil edilmelidir. Konuşma terapisi otistik çocuğun daha iyi iletişim kurabilmesi için dil ve sosyal becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir. Meşgale ve fiziksel terapi koordinasyon ve motor becerilerdeki eksiklikleri geliştirmeye yardımcı olabilir. Meşgale terapisi, otistik çocukların duyulardan (görme, duyma, dokunma, koklama) gelen bilgiyi daha yönetilebilir yollarla işlemelerine de yardımcı olur. (*) WebMD’den çevrilmiştir. Ayrıntılı bilgiye ulaşmak için WEBMD web sitesini ziyaret edebilirsiniz. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 26 Tedavide kitlesel iyileşme Son çare Herhangi bir tedavi aradığınızda, her zaman bilginin kaynağını bulun ve bilimsel olarak uygun olup olmadığına bakın. Bir tedavinin kullanılması için, bireysel başarılar yeterli değildir. Büyük ve bilimsel olarak kontrol edilip onaylanmış çalışmalara bakmalısınız. Uzmanlar henüz otizmi engelleyecek bir yol bulamamıştır. Otizmi çocukluk aşılarına bağlayan hikayelere karşı toplumsal ilgi halen devam etmektedir. Fakat yapılmış olan birçok araştırma bu bağlantıyı kanıtlayamamıştır. Eğer çocuğunuzun aşılarını yaptırmazsanız, hem çocuğunuzu hem de diğerlerini tehlikeye atmış olursunuz, çünkü bu hastalıkların çoğu çok zarar verisi, hatta ölümcül olabilir. ilaç İlaçlar depresyon, anksiyete, hiperaktivite ve obsesif-kompülsif gibi otistiklerin problemli davranışlarını tedavi etmede ilaç kullanılabilir.Toplum desteği ve ebeveyn eğitimi. Destek ve eğitim için doktorunuzla konuşabilir veya TOHUM vakfı gibi yasal bir gruba başvurabilirsiniz. Otistiklerin çoğu uyku problemi yaşar. Genellikle aynı saatte yatmak ve kalkmak gibi bir rutin belirlenerek tedavi edilir. Doktorunuz son çare olarak ilaç tedavisini deneyebilir. Sekretin ve işitsel bütünleşme terapisi gibi alternatif tedaviler hakkında hikayelere medyada ve diğer iletişim kaynaklarında sıkça rastlanır. Kaynak http://www.e-psikiyatri.com/category/otizm-cocuk 27 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Otistik bireylerde yaptığımız havuz çalışamaları Oyun ile suyu sevdirme çalışmaları: Otistik çocukların genel özelliklerinden biride suyu çok sevmeleridir. S u ile o kadar barışıktırlar ki normalde yaptırılamayan hareketleri yerine getirilemeyen bir çok işlevi su ile oynarken çocuklarımıza uygulatabiliriz. Suyu ödül olarak kullanabiliriz. Çocukların sevdiği materyalleri kullanarak suyu sevmelerini sağlayabiliriz. Çocukların güven duyduğu ve yanında olmasını istedikleri kişilerle birlikte eğitime katılması ile (öğretmeni, annesi, kardeşi, v.s.) onların suyu sevmelerini sağlayarak motivasyonlarını artmasını sağlarız, ayrıca havuz içe- Havuzda terapinin neticeleri TSK ELELE VAKFI DERGİSİ risinde oyun formatında istedikleri hareketleri yapmalarına izin vererek (suya atlamak, suda yakın temaslı oyunlar oynamak v.s.) eğitimlerden yüksek verim alınmasını sağlarız. Otistik çocukların benzer özellikte diğer çocuklarla havuz ortamında bir araya gelmeleriyle sosyalleşmelerine doğal bir ortam hazırlanmış oluruz. Yarışma kavramını kazanmış çocukların yarışma ortamı oluşturarak çeşitli senaryolarla birbirleri arasında dil iletişimi ile sosyal iletişim kurmalarını sağlarız. SONUÇ OLARAK otistik bireyler konusunda uzman eğitmenlerimiz, tecrübe ederek şu sonuçlara varmıştır: Havuz çalışmaları vücudun tüm işlevleri için vazgeçilmez birer ön koşuldur. Solunum, dolaşım, sindirim, boşaltım işlevlerinin gerektiği biçimde yerine getirilmesi ancak bu çalışmalar ile 28 Bulunması gereken özellikler 1 Sindirim ve boşaltım sistemi normal çalışmalı tuvalet alışkanlığını kazanmış olmalıdır 2 Bağımsız giyinip soyunabilmelidir. 3 Alıcı dili açık komut alabilir olmalı 4 Bulaşıcı cilt ve deri hastalığı bulunmamalı sağlanmıştır. Onun içindir ki; çocuklar havuzda oynarken çok neşeli ve mutludurlar. Havuz sonrası etkinliklerde daha canlı, iştahları artmış ve daha düzenli uyuyan bireyler haline gelmişlerdir. Havuz çalışmaları çocuğun kendini özgür hissetmesine ve rahatlamasına olanak sağlamaktadır. Otistik Bireylerde Su ile Terapi ÇALIŞMALAR nnÖğrenci Performanslarının Tespiti 1 . Yüksek işlevli öğrenci(asperger-hiperleksi): Bulunduğu ortamın farkına varabilen,verilen komutları alabilen ve uygulayabilen, iletişim, sosyal yaşam becerileri, günlük yaşam becerilerini istenilen düzeyde uygulayabilen bireylerdir. 2 . Orta derecede işlevli öğrenci: Bulunduğu ortamın farkına varabilen ,verilen komutları sınırlı düzeyde yerine getirebilen (bir kısım fonksiyonların sözel yada fiziksel yardımla yerine getirebilen ) günlük yaşam becerilerini kısmen uygulayabilen bireylerdir. 3 .Hiperaktivitesi olan ve hipoaktiv olan: İşlevleri farklı düzeylerde olup ,fiziksel aktiviteleri olağandan çok hızlı hareket eden ve dikkat süresi kısa olan bireylerdir. 4 . Düşük işlevli öğrenci(mental reterdasyon): Bulundukları ortama göre farklı tepki vermeyen, çoğunlukla dış dünyasına kapalı, değişiklikleri kabullenmeyen, sosyal iletişimi sınırlı olan bireylerdir. 5 .Suyu değişik sebeplerle reddeden öğrenciler: Genellikle bulunduğu ortamın farkında olan fakat geçmiş yaşantısında su ile ilgili çeşitli olumsuz tecrübeler yaşamış ve bu yaşadığı olumsuzluklara karşı tepkiler geliştirmiş bireylerdir. Bunun yanı sıra normal şartlarda su ile barışık olan fakat havuz ortamında bulunan su kitlesinin büyüklüğüne yada ortamdaki herhangi bir materyale bağlı olarak çeşitli sebeplere dayanan korkular,nedeni bilinemeyen korkular sebebi ile havuz çalışmasını reddeden bireylerdir. Rahatlama fazla enerjinin yönlendirilmesi ile harcandığından çocuklar açısından çok önemli gelişmeleri de beraberinde getirmektedir. Ancak bazı aşırı davranışların kısıtlanması ve kurallara uymanın sağlanması da en az su ile terapi çalışmaları kadar önemlidir. Havuz etkinliklerinde esnek davranmalı çocukları daha az kısıtlayıp daha yalın kurallara uymaları sağlanmalıdır.İster tek başına isterse grup halinde çocuklar oyun oynayabilmelidir. 29 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Hidroterapi Kavramı Tedavisi ve Engelli Bireyler Üzerinde Uygulanışı Semanur ÖZKUL Beden Eğitimi Öğretmeni S uyun iyileştirici özelliklerinden insanlar eski çağlardan beri faydalanmışlardır. Eklemlerindeki ya da kaslarındaki ağrılardan yakınan hastalara yararlı olan hidroterapi tıp çevrelerince 1930’lu yıllara kadar benimsenmemiştir. Günümüzde ise Hidroterapi yani su ile tedavi doktorlarında ek olarak önerdiği tedavi yöntemlerinden biridir. nnHİDROTERAPİ TEDAVİSİ Hidroterapi suyun, eklemler ve kaslar üzerine binen yükü azaltması ve ağrı kontrolüne yardımcı olması sebebiyle fiziksel bozuklukların tedavisinde kullanılmaktadır. Hidroterapi yani Havuz Terapisi; yer egzersizlerine kıyasla daha güvenli bir ortam sunar ve daha etkili sonuçlar alınmasını sağlar. Özel bir havuzda fizyoterapist veya hidroterapist ile gerçekleştirilen tedavi, kas gruplarının ve eklemlerin üzerindeki yükü azaltarak, daha kolay ve ağrısız egzersize imkan verir. Hidroterapi bir fizik tedavi yöntemi olarak da kullanılmaktadır. Ancak bazı hidroterapi yöntemleri bugün kullanılmamaktadır. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 30 Hidroterapi: Hidro “su” ve Terapia “tedavi” kelimelerinden oluşmuştur. Kısaca suyla tedavi anlamına gelir. Suyun katı, sıvı veya gaz hallerinin vücudun dışından veya içinden tedavi aracı olarak kullanılmasıdır. Örneğin: Hastanın sırtına ve bacaklarına sıcak ve soğuk olarak değişen basınçlı su sıkmak gibi duş yöntemleri artık kullanılmayan hidroterapi yöntemlerindendir. Bugün kullanılmayan bir başka yöntem de hastanın tuz, çamur gibi turbo içeren banyolara girmesidir. Hidroterapi hastanın tedavisine erken başlamasına olanak vererek bir an önce iyileşmesini sağlar. Böylece uzun süre hareketsiz kalmaktan doğabilecek zararlı durumları önler. nnENGELLİ BİREYLER ÜZERİNDE UYGULANIŞI Büyük hastaneler ve bazı özel rehabilitasyon merkezlerinde hidroterapi ya tek kişilik küvetlerdeki ya da havuzlardaki su içinde bireyleri iyileştirici özel hareketler yaptırılarak uygulanır. Hidroterapi genel olarak eklemleri ve kasları herhangi bir nedenle yıkıma uğramış, zayıflamış ya da sertleşmiş bireylere uygulanır. Hidroterapi suyun kaldırma gücünden de yararlanır. Bazı bireylerin bacak kasları zayıfladığı için vücut ağırlığını çekemez. Kimi bireyler de ame- liyat geçirdiği için kol ve bacaklarını kullanmakta zorluk çekebilirler. Bu gibi durumlarda eğer vücut hareketleri yapmak gerekiyorsa, doktorlar çoğu zaman su da yapılan vücut hareketlerini su egzersizlerini tavsiye ederler. Bir birey boynuna kadar su içine girdiği zaman normal ağırlığının ancak onda birinden daha azı bacaklarına yük olarak biner. Böylece su içinde bulunmak bireyin normalde yapamayacağı egzersizleri yapabilmesini sağlar. Sıcak su ağrıyı hafifletmeye ve gergin kasları gevşetmeye yarar. Sağlıklı bir kişi alışık olmadığı halde ağır kas hareketleri yaptıktan sonra rahatlarsa; sıcak su, eklem ve kasları ağrıyan bireyi de aynı şekilde rahatlatır. Bazı durumlarda bireyin eklem ve kasları sertleşerek hareketleri zorlaşır ve ağrı verir. Bu gibi eklemler sıcak suya sokulunca çevredeki kaslar gevşer. Böylece eklemli yerler daha kolay ve rahat hareket etmeye başlar. Felç, yürüme güçlüğü, denge problemi, kas hastalıkları, ortopedik cerrahi sonrası problem yaşayan bireylerde havuz terapisi uygulanabilmektedir. ‘HAVUZDA ÇOK MUTLULAR’ TSK Serbest Mert CENGİZ Ömer Gazi GÖLOĞLU :Bronz :Gümüş Elele Vakfı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde öğrenciler beden eğitimi öğretmeni nezaretinde, haftada 2 saat hidroterapi eğitimi almaktadırlar. Aynı zamanda yüzme antrenörü olan Semanur ÖZKUL öğretmen ile otistik ve zihinsel engelli çocuklarla havuzda oldukça iyi zaman geçirip, bire bir iletişim kurulmakta, içlerinden yetenekli sporcular belirlenmektedir. Uzun çalışmalar sonucunda yetenekli engelli çocuklarımızın yüzme branşlarındaki yetenekleri doğrultusunda yarışmalara hazırlanma safhasına geçilmektedir. Çocuklarımızın lisanslama aşamasında Türkiye Özel Sporcular Federasyonu ile çeşitli il bazında yapılan yarışlara girmesini sağlayarak dört sitilde (Serbest - Kurbağalama - Sırtüstü - Kelebek) yarışlara katılmaları sağlanmaktadır. Sırtüstü Ali Batıhan OĞUZ Mert CENGİZ :Altın :Bronz Kurbağalama Ali Batıhan OĞUZ :Bronz Kelebek Mert CENGİ :Bronz 31 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Bağışçımız Semiha Erkmen’den Mektup “TSK Elele Vakfı Genel Müdürlüğüne Ankara-Bahçelievlerde vasiyetli daire bağışında bulunan Em.Öğr. Semiha ERKMEN tarafından Vakfımıza gönderilen mektup; E lele Vakfının Dergisini okurken içimde hissettiğim üzüntü, umut ve gurur duygusu idi. Üzüntüm, çaresizlik içinde olanların ruh hallerini düşünmemden geliyordu. Fakat Elele vakfının uzattığı güçlü eller hissettiğim umut ve gurur duygularımı arttırdı, üzüntümü azalttı. Biliyorum ki bu eller uzandığı her yere şifa ve yaşama sevinci getirecek, sonra düşündüm ki yalnız, yasak bedenlere ve yasak kalplere değil yaşlanmış yalnız kalmış, yaşam savaşını tek başına başaramamış hayattan bezmiş kişilere el uzatmış onlara bir yuva kurmuş “Özel Bakım Merkezi”ni hediye etmiş bağrına basmış. Şimdi o kişiler yaşamları arasında dostluklar kurmuş gördükleri sevgi saygı duyguları ile yeniden yaşama mutluluk duyguları ile devam etmekteler. Bende onlardan biriyim. Bu öyle bir minnet ki kurucuların ane kadar minnettar olunsa yeridir. Bu mekanlarda hizmet veren çalışan her bireye saygı minnet duygularımı sunarım. Başarılı çalışmalarının devamını temenni ederim. Genç ve yaşlı herkese yaşama devam arzusu vermesi bakımında etkili olur ümidi ile şair “Melih Cevdet ANDAY” şu şiirini ekliyorum. TSK ELELE VAKFI DERGİSİ ÇOK GÜZEL ŞEY Yaşamak güzel şey doğrusu Üstelik hava da güzelse Hele gücün kuvvetin yerindeyse Elin ekmek tutmuşsa bir de Hele tertemizse gönlün Hele kar gibiyse alnın Yani kendinden korkmuyorsan Kimseden korkmuyorsan dğnyada Dostuna güveniyorsan İyi günler bekliyorsan hele İyi günlere inanıyorsan Üstelik hava da güzelse Yaşamak güzel şey Çok güzel şey doğrusu. Melih Cevdet ANDAY Semiha ERKMEN Em.Öğr. Özel Bakım Merkezi Hak sahibi 32 İ P A R E T U DUY D uyu Bütünlüğü; çevremizle (sosyal ve fiziksel) olan etkileşimimizde vücudumuzu etkili bir biçimde kullanabilmemizi sağlamak için vücudumuz ve çevreden gelen duyuları organize eden nörolojik bir işlemdir. Beyin bu işlemi günlük yaşam aktivitelerinde kullanır. Duyu bütünlüğü beyin-davranış (öğrenme) ilişkilerine dayalı bir teoridir. Bu teori fonksiyonel yeteneklerin geliştirilmesi için beyinin nasıl çalıştığını, kişilerin özel durumdaki davranışlarını açıklar. Özel güçlükleri düzeltmek için tedavinin planlanmasına ve tedavi sonrasındaki davranışta nasıl değişim olduğunu anlamamıza yardım eder. Duyu Problemi Olan Çoçuklarda: •Hiperaktivite ve dikkat bozuklukları •Davranışsal problemler •İşitme ve konuşma gecikmesi •Motor koordinasyon problemleri (top atıp yakalamak, tek ayak zıplama, parmak topuk yürüme, sıçrama ve alkışlama) •Okulda öğrenme güçlüğü •Adolesan çağda problemler görülebilir. Örneğin: bedensel farkındalığı olamayan ya da zayıf olan çocuk, günlük yaşam aktivitelerini (GYA) koordineli olarak yapamayacak, yeterli kuvvet ve enduranslı olarak başaramayacaktır. Böylece bu çocuk sakar çocuk diye adlandırılacaktır. (Makas kullanamayabilir, bisiklet binemeyebilir) Motor planlama yetersizliği (dispraxi) olan çocukta şımarık çocuk diye adlandırılır. Davranışlarını kontrol ede- mez adaptif cevap veremez. (adaptif cevap: çevrenin istediği etkileşimle vücudu etkili kullanma) Örneğin masa üstüne yatıp yazı yazan çocukta duyu problemi var mı yönünden araştırılması gereklidir. Genel olarak duyu problemi olan çocuklar oyun oynayamazlar ve dikkat eksikleri vardır. Duyu değerlendirmesi iyi bir hikaye ve aile öyküsü almakla başlanır. Daha sonra ince ve kaba motor becerilerin, iletişim becerilerinin, sosyal ve emosyonel becerilerinin, oyun oynama becerilerinin, postural ve sağlık problemlerinin değerlendirilmesi ile devam eder. Alınan bu değerlendirmelerin ışığında her çocuğa özel Duyu Terapisi planlanmalıdır. Hayırsever Bağışçımız Özel TSK Elele Vakfı GATA Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencilerinden Seben Naz ÇAKMAKLI’nın annesi Sayın Sevil ÖZKAN tarafından merkezimizde yaptırılan Duyu Terapi Odası 05 Şubat 204 tarihinde Sayın Genelkurmay Bşk.Eşi Kamuran ÖZEL tarafından açılarak hizmete başlamıştır. Duyu Terapi: 33 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ tin Fizyoter apist Müge Erçe e v i p a r e t Hipo i p a r e T a l t A NEDİR? ın Atın yüzyıllar içerinde yayg e id kullanım alanlarından biris , den atın iyileştirici özelliklerin ve n çok boyutlu hareketlerinde k ra vücud ısısından yararlanıla ilengelli bireylerin tedavi ed pi tera mesi işlemidir. İlk düzenli 1875 amaçlı at binme çalışması yılına dayanır. ONLAR Engelleri “AT”la daha kolay aşıyorlar eolarak kullanmak suretiyle üst da Polio salgıkat refa için si me sinden gel nının ardından etmesi işlemidir.Atla Terallatı baş pi İskandinavya’da atla tera pi seansları bireysel yada a’da mıştır.1969 yılında ise Amerik gruplar halinde uygulanır ing NARHA (North American Rid ,at binme teknikleri kullaatiFor The Handicapped Associ nılır.Bu yöntem 2 yaş üstü r on) kurulmuştur.İlk seneler spo bireyler için uygundur. ve rekreasyonel aktivite amaçAncak bu uygulama terapi rlı kurulan NARHA 1980’li yılla görecek kişinin özel ihtioda Tıbbi Rehabilitasyon , Psik yaçlarına cevap verecek arını lojik Destek ve Eğitim amaçl nitelikte olmalıdır.Progişda bünyesine katarak gelişm ram 3-6 aylık süreler şeklı tir.Günümüzde NARHA’ya bağ linde planlanır ve uyguak600’den fazla merkez bulunm lanılır. e’de tadır.Bunlardan biride Türkiy t me 2003- 2009 yılları arsında hiz k ve icili Bin rle llile nge T(E veren EBA z mu Atla Terapi) Derneği’dir. Okulu robünyesinde çalışan eğitim kad ı alasu da EBAT’dan gerekli kurslar tiEği rak Hipoterapi ve Atla Terapi , mini vermeye başlamıştır Atla Terapi ; engelli bireye ,zorluklardan dolayı yaşadı acı am pi ğı sorunların,atı bir tera 1946’ TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 34 k o ç ı s a f i Ş n ı At’ ye yardımcı olur. rak gövde dengesini geliştirme erapi Amaçlı:Terapi yardımcı olarak kas n Kassal tonusu arttırmaya amaçlı at binmede at olur. cı kuvvetini geliştirmeye yardım ir. aktiviteleri;fiziksel,psikolojik,d iştir n Eklem hareketliliğini gel uyusal,davranışsal,iletişimsel ir. iştir n Solunum sistemini gel unu azaltmaya bozukluk ve uyumsuzlukların stisiteyi ve kontraktür oluşum Spa n ola yol bir giderilmesinde yardımcı olu. rak kullanılır.Atla Terapi faair. n Mesane kontrolunü geliştir liyet alanı içerisindeki Terapi rır. n Sosyal iletişimi artı en geliştirir. Amaçlı çalışmalarda tamam n Kendine güven duygusunu itli engel grupçeş Pİ RA TE PO ırır. HİP n and ola kaz i tıbbi bir bölüm n Yaşama sevinc rapistler tarafından atla larındaki engellilerin Fizyote tedavi edilmesi işlemidir. Hastalıkları,Omurilik Genel olarak bu gruplar:Kas omalileri,Kafa Yaralanmaları,MS,Gelişim An putasyon,Spina Bifida ece dinTravmaları,Serebral Paralizi,Am At önemlidir. Çünkü atlar sad ır. ece hassas ve beyin kanamasıd ler ve hisseder. Atlar son der şeye dikkat gösher Burada amaçlar ise: eki nd esi hayvanlardır,çevr eişm gel inin ern pat ş üyü yür n Doğru e ayarlar. terip hareketlerini ona gör r. olu cı mik ve tekrar sinde yardım Atın yürüyüşü; değişken ,rit ehar inin ges böl a kalç ve vis etkili ve duyumn Pel eden hareketler ile binicisine rır. artı ini tın yürüyüşünün ketliliğ sal girdiler sağlamaktadır.A artıran Baş ve gövde kontrolünü e sırasında oluşan değişkenliği insanın yürüm ye yarme iştir gel uşu dur gün düz zemektedir.Bu rak pelvis hareket şekillerine ben dımcı olur. aş , ritmik ve çok nedenle atın gövdesini yav ran Denge reaksiyonlarını uya yöneliktir. boyutlu hareketleri tedaviye T Neden Atlar ile Tedavi? 35 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ Tahsin Ertem Hv.Plt.Astsb.Kd.Bçvş Hayırsever Bağışçı Em.Hv.Plt. Kd.Başçavuş Tahsin ERTEM, 12 Nisan 2014 günü kaldığı huzur evinde çıkan yangın sonucunda hakkın rahmetine kavuşmuştur. 1923 doğumlu Tahsin ERTEM 1945-1970 yılları arasında Türk Hava Kuvvetleri’nde TAHSİN BEY Hep göklerde hizmet verdin yurduma Kader, sana nasıl baktı Tahsin Bey Her zaman ölüme hazırdın, ama Bu facia bizi yaktı Tahsin Bey Doksan bir yaşında bir koca çınar Gökte uçan pilot, karada pınar Tüm dostların her gün hep seni anar Bu facia bizi yaktı Tahsin Bey Bitirdin dünyada her görevini TSK ELELE Vakfı’na verdin evini Hep burada Yalçın, Aydan, Nevin’i Bu facia bizi yaktı Tahsin Bey Hani demiştin ya “gidiyor yaşım Gün gelir bitecek benim de aşım Bana da şiir yaz arkadaşım” Bu facia yaktı bizi Tahsin Bey Bizim için çok zor sensiz bir hayat Şekerim çok acı, ekmeğim bayat Yerin cennet olsun, nur içinde yat Bu facia yaktı bizi Tahsin Bey Fevzi OKUMUŞ | 13.04.2014 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 36 görev yapmıştı. Eğitiminin ardından C-47 uçaklarında uzun yıllar uçan Tahsin ERTEM ÇEVRESİ tarafından da çok sevilen ve saygı duyulan birisi idi. Arkadaşı Fevzi OKUMUŞ un Yazdığı şiiri paylaşıyor, kendisini rahmetle anıyoruz. Millilerden Engelli basketçilere anlamlı ziyaret Ç Milliler, Org. Doğan BEYAZIT Spor Salonu’nda; Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Atıcılık ve Okçuluk Takımının sporcularıyla buluşarak onlara milli takım forması hediye etmişlerdir. Ampüte Futbol Takımı ile halı sahada bir araya gelen Ay-Yıldızlılar, ampüte futbolcularla maç yapmışlardır. Maç sonrası basın mensuplarına açıklamada bulunan kaptan Arda TURAN, “Gazileri sevgi ve saygı ile anarak, ülkemize katkıları için teşekkür ederiz. Duygular ifade edilemez, bizim için yaptıkları tartışılamaz. Buraya onlarla güzel bir gün paylaşmaya geldik. Bize hiçbir engellerini yansıtmadılar. Onları tanıdığımız için, buraya geldiğimiz için çok mutluyuz. Yaptıkları için minnettarız.” dedi. 37 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ ı r a l Bun Biliyor uz? musun Sokak adı şifreli İlk göz ağrısı Eskiden savaşlar şimdikinden çok olduğu için, Anadolu’nun hemen her köyünden, hemen her hanesinden şu ya da bu cephede savaşan bir asker olurmuş. Bu askerlerin geride kalan anaları, kardeşleri, hanımları, nişanlıları, yavukluları olurmuş elbette. Bu biçareler, vatanını, milletini, dinini muhafaza için cephe cephe koşan yiğitleriyle elbet gurur duyarlarmış ama ağlamadan, göz yaşı dökmeden de gün geçirmezlermiş. Bazen aşikar, bazen gizli gizli ağlayan genç kız ve gelinlerimizin göz pınarları kuruyup gözleri çapaklanmaya ve ağrımaya başlarmış. Birbirleriyle konuşurken, o zamanın terbiyesi icabı: “Senin yavuklun, senin kocan” diyemezler, utanırlarmış. “Benim göz ağrımdan hiç mektup gelmiyor, seninkinden haber var mı?” diye sorarlarmış. Bu deyim, sevdiklerimiz içinde en birincisi anlamında kullanılır. Sokakların adı anlamlı Anıtkabir’in hemen yanında yer alan sokak adlarının bir araya getirildiğinde “Ordular, ilk hedef(iniz) Akdeniz(dir), ileri” cümlesi ortaya çıkmaktadır. Güme gitti Yeniçeriler günümüz polisliğini yaptığı dönemlerde olaylara müdahele edip,göz altına alacakları adamları kodeslere götürür. İçeri atarkende hooop... güümm derlermiş. Ahalide bir olay sırasında suçsuz yere içeri alınan insanlara “Vay be! adam bağıra çağıra güme gitti!” derlermiş. rdan başındaki veya boynundaki damarla ız ans imk n anı am yal ini ni n Kendi dirseği birinin yırtılabileceğini ve ölebileceğ tutnu olduğu n Hapşırdığın sırada gözlerini açık atyar kı yan ın asın eklam ilec vak yab vak n n Ördeği maya çalışırsan, yerlerinden fırla adı am klay açı in sen madığını ve bunu kim lerini dolağını n Domuzların vücut yapılarından e rind ele kin ma i gökkop ırıp foto i n Dünyadak yı hiçbir zaman başlarını yukarı kald kima n, ünü 3 %2 rın meydana gelen arızala yüzüne bakamadıklarını n rını ola pop di ken telerup otu üne nenin üst n Dünya nüfusunun %50 sinin hiç esay ar anl ins yen iste k fotokopisini çekme fonla konuşmadığını ini ını diğ gel na yda me sinde n Farelerin ve atların kusamadıklar yak da sın sıra u uyk a leunc din ey boy ın n Yaşam n 1 saat süreyle kulaklıkla birş i ğin ece yiy ek mc ırörü artt 0 laşık 70 böcek ve 10 menin kulaktaki bakteri sayısını %70 (Mmmmh!!:) dığını ı uğunu n İdrarın zifiri karanlıkta parladığın n Çakmağın kibritten önce bulund aurg kab , san şırır her n Eğer çok şiddetli hap n Parmak izleri gibi dil izlerinin de ini ceğ bile kıra ni nu. biri larından insan için benzersiz olduğu an, n Hapşırmayı engellemeye calışırs ? z u n u d y u m r o y i Bil TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 38 KARE BULMACA Soldan sağa 1. Orhan Asena’nın bir oyunu 2. Vilayet - Kızgın, yakıcı - Kaba baston 3. Ağzına kadar dolu - Favori 4. Yapım - Divan edebiyatında gazelin son beyti 5. Rutubet Lanetlenmiş 6. Bir kömür türü - Aynı adı taşıyanlardan her biri 7. İsrail’in plakası - Bilgin - Tavlada “iki” sayısı 8. Dört mısralı bir divan edebiyatı şiiri türü, dördül - Mitolojide “savaş tanrısı” 9. “... Gündüz Kutbay” (ney üstadı) - Kız evlat 10. Din ile devlet ve yönetim işlerini birbirinden ayrı tutan, dini kuruluşların yetkisi dışında kalan - Bir burç adı 11. Etkin, aktif - Kalça kemiği 12. Türkü,şarkı - Kısa ve enli bir kılıç türü - Küçük mağara 13. Büyük devlet adamları - Kadın 14. Masrafı az, hesaplı, iktisadi 15. Mübalağa yaparak övme - Daha uzak olan yer veya şey, mavera 16. Bir peygamber adı - Platin’in simgesi - İçki mahzeni 17. Tel, sicim veya iplikten kafes şeklinde yapılmış örgü - Bahçelerde çiçek dikmek için ayrılan yer - Bir soru sözü 18. İyi bakım ve ilaç tedavisi - Obur 19. Kaynağından enerjinin yayılması 20. Notada duraklama işareti 21. Fransa’nın para birimi 22. Sümerler’de su tanrısı - Matematikte 3.14 sayısı 23. Akıllı, zeki 24. Bulunduğu yerden yukarıya doğru çıkma, yükselme, yücelme Yukarıdan aşağıya 1. Resimdeki yazar ve şairin bir eseri - Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik 2. Bayrak - Üst yanı açık boru - Çıplak Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy, sorguç Şartlar, koşullar 3. Bahçe veya parklarda bulunan oturmaya yarayan sıra - Yavru, çocukYaralama - Uzunluğu veya boyu az olan - Nikel’in simgesi 4. Bir işin istekliler arasından en elverişli teklifi yapan kimseye verilmesi - Bir haber ajansı - Peru’da yaşayan uzun tüylü, memeli bir hayvan - Bütün, tamam - Neptünyum’un simgesi 5. Söz, laf - İslamiyet’te sünnet ehli denilen 4 büyük mezhepten biri ve bu mezhepten olan kimse - Bir telefon sözü - Özek doku 6. Cilde yumuşaklık vermek veya dış etkilerden korumak için sürülen güzel kokulu merhem - Bir geçmiş zaman eki - Bir bilim veya sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul - Yansız, tarafsız 7. Kalın halat - Yakıt olarak kullanılan bir petrol ürünü - Helyum’un simgesi 8. Fas’ta bir ırmak - Antalya’nın bir ilçesi - İkiyüzlülük - Uzun, yorucu ve özenli Çalışma 9. Dul kalan kadının sadakatini göstermek üzere kendini kurban etmesi şeklinde bir Hindu geleneği - Bir damla gözyaşı - Kayınbirader - Mezopotamya panteonunda tüm tanrıların babası ve kralı olan gök tanrısı 10. Resimdeki yazar ve şair - Resimdeki yazar ve şairin bir eseri Tsk Elele Vakfı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Adres Bilgileri: TSK Elele GATA Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ile Mesleki İş Eğitim Merkezi; Adresi :GATA içi Etlik/Ankara, Tel :(0312) 326 04 00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 TSK Elele Güvercinlik Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi; Adresi:Jandarma Genel K.lığı Güvercinlik Lojmanları içi Şaşmaz/ Ankara, Tel:(0312) 278 53 86 TSK Elele Diyarbakır Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi; Adresi:General Galip Deniz Kışlası içi Dr.Şeref İnal Öz Caddesi Yenişehir/Diyarbakır Tel: (0412) 223 37 73 39 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ TANITIM TSK Yara arÜna Faaliye et Gösteren VakÜflar TSK ELELE VakfÜ www.elele.org.tr Tel : 0 312 431 99 36 TSK Güçlendirme VakfÜ www.tskgv.org.tr Tel : 0312 468 87 88 Mehmetçik VakfÜ www.mehmetcik.org.tr Tel: 0 312 284 19 70 TSK DayanÜíma VakfÜ www.tskdv.org.tr Tel : 0 312 448 13 11 TSK Eðitim VakfÜ www.tsk-yurt-vakif.org.tr Tel : 0 312 231 21 10 OrtaklÜklarÜmÜz ve ñítirakklerimiz TÜRKTRUST Bilgi ñletiíim ve Biliíim Güvenliði Hiz. A.ì. Bilgi, ñletiíim ve Biliíim Teknolojileri, Biliíim Güvenliði ve Elektronik ñmza ile Elektronik Kimlik (Sertifika) SaðlayÜcÜlÜðÜ alanlarÜnda faaliyet göstermek üzere, 02 Aðustos 2004 tarihinde TÜRKTRUST Bilgi, ñletiíim ve Biliíim Güv. Hiz. A.ì. kurulmuítur. VakfÜmÜz % 99 hisse ile kurucu ortak statüsündedir. TURKTIPSAN SaðlÜk Turizm Eðitim ve Ticaret A.ì. Türk SilahlÜ Kuvvetleri yararÜna faaliyet gösteren altÜ vakÜf tarafÜndan, SaðlÜk, Otomotiv, Petrol, Eðitim, Ticaret ve Turizm alanlarÜnda faaliyet göstermek üzere kurulan TURKTIPSAN SaðlÜk, Turizm, Eðitim ve Ticaret A.ì.ne VakfÜmÜz % 25 hisse ile ortak bulunmaktadÜr MEHMETÇñK VAKFI Sigorta AracÜlÜk Hizmetleri Ltd. ìti. Türk SilahlÜ Kuvvetleri YararÜna Faaliyet Gösteren üç vakfÜn birlikte kurduðu ferdi kaza, emeklilik, konut, kasko, saðlÜk, iíyeri ve deprem sigortasÜ branílarÜnda faaliyet gösteren íirkete vakfÜmÜz % 10 hisse ile ortak bulunmaktadÜr. GÜLSAV Pazarlama DaðÜtÜm. A.ì. Türk SilahlÜ Kuvvetleri YararÜna Faaliyet Gösteren beí vakfÜn ortak olduðu GÜLSAV Paz.ve Dað. A.ì.ne, VakfÜmÜz da % 49 hisse ile ortak bulunmaktadÜr. TSK ELELE VAKFI DERGñSñ 28 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 40 TSK ELELE VAKFI BANKA VE POSTA ÇEKİ BAĞIŞ HESAP NUMARALARI Bağışlarınızın, vakfımıza ulaştığının tarafınıza bildirilebilmesi için, isim ve adres bilgilerinizi mutlaka işlemi yapan kişilere belirtiniz. Ziraat Bankası Ankara Kızılay Şube (TL) : IBAN : TR970001000685390259905002 Ankara Kızılay Şube (USD) : IBAN : TR700001000685390259905003 Ankara Kızılay Şube (EURO) : IBAN :TR100001000685390259905016 Vakıf Bank Ankara Kolej Şubesi (TL) : IBAN :TR150001500158007288774545 Halkbank Ankara Küçükesat Şube (TL) : IBAN : TR290001200921600016000013 ING Bank Ankara Cebeci Şube. (TL) : IBAN : TR320009900505050500100006 Türkiye İş Bankası Frankfurt Şube (EURO) : IBAN :DE74502306000044000008 Ankara Şube (TL) : IBAN : TR550006400000142006000000 Yapı Kredi Ankara Cebeci Şube (TL) : IBAN :TR470006701000000001000001 TEB Ankara Meşrutiyet Caddesi Şube (TL) : IBAN :TR770003200010500000030796 Akbank Ankara KüçükEsat Şube (TL) : IBAN : TR490004600101888000066182 Garanti Bankası Ankara Anafartalar Şube (TL) : IBAN : TR280006200071100006299431 41 TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 42
© Copyright 2024 Paperzz