TSK Elele Vakfı Gata Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi

TSK elele vakfı
ISSN: 2148-3698 Yıl: 2 Sayı: 4
Haziran 2014
dergisi
Tsk Elele Vakfı
KuruluS
yıldönümü
Elele Vakfı ve
Gata İşbirliği ile
Türk Tıbbına Eşsiz
bir tesis METÜM
ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN
99. Yılı
Törenle
Kutlandı
Vizyonumuz
Ülke Savunması ve milletin bölünmez bütünlüğü için görevi
başında yaralanan veya uzvunu kaybedenler başta olmak üzere;
TSK personeli, emeklisi, malulen emeklisi ve bunların bakmakla
yükümlü olduklarının rehabilitasyonu ve devamlı bakımlarını sağlamak, uygar ve çağdaş seviyede sağlıklı bir yaşam sürdürebilmelerine katkıda bulunmak, engelli çocuk ve yetişkinler ile ilgili çalışma
ve faaliyetlerde bulunmaktır.
Kaynağını, Yüce Türk Milletinin ELELE vererek gönüllü bağışlarının
oluşturduğu menkul ve gayrı menkullerini en üst seviyede dikkat,
gayret ve özenle en iyi şekilde değerlendirmek suretiyle amaca
uygun modern tesisler kurmak, yaygınlaştırmak ve örnek düzeyde
işletilmesi için destek sağlamaktır.
Başarıya şartlanmış bilimsel ve kültürel donanıma sahip, çalışanların maksimum faydayı sağladığı, bağış yapan kişi, kurum ve kuruluşların teveccühüne layık, kamu yararına hizmet veren, sağlık ve
sosyal içerikli öncü ve güvenilir bir vakıf olmaktır.
Misyonumuz
Amacı Gerçekleştirmek Üzere; tesislere sahip olmak, bu tesislerin işletme ve idamesi için destek sağlamak, kâr getirici yatırım, ortaklık ve şirketler kurmak, çağdaş iletişim araçlarıyla tanıtım faaliyetlerinde bulunmak ve bağışları artırmaktır.
Sunuş
Sabri DEMİREZEN
Tümgeneral (E)
TSK Elele Vakfı
Genel Müdürü
Değerli Okurlarımız,
TSK Elele Vakfı Dergisinin dördüncü sayısı ile birlikteyiz.
Vakfımız, sizin varlığınız ve desteğinizle vakıf senedindeki amaçlarına uygun tüm görevleri büyük bir
sorumluluk duygusu içerisinde ve
gururla yerine getirme gayreti içinde
çalışmalarına devam etmektedir.
Bu sayımızda TSK Elele Vakfının
18 nci kuruluş yıldönümü, TSK Ali
ÇETİNKAYA İlk Kurşun Rehabilitasyon Merkezi, Medikal Tasarım Merkezi
(METUM), Geriatri, Hiperbarik Oksijen
Tedavisi ve TSK Elele Vakfı Özel Eğitim Okulu etkinlikleri ile ilgili haberleri
bulabileceksiniz.
TSK Elele Vakfından bağışlarını esirgemeyen tüm kişi kurum ve kuruluşlara saygı ve sevgilerimi sunar, hepinize sağlık ve esenlikler dilerim.
TSK ELELE
VAKFI
DERGİSİ
İçind
H A Z İ R A N 2 01 4 | SAY I : 4
Elele Vakfı Yardımları ve Gata
İşbirliğinin ile Türk Tıbbına ve Silahlı
Kuvvetlere Kazandırılan Tesis
“METÜM“
ISSN: 2148-3698
Yıl: 2 Sayı:4 Haziran 2014
ÜCRETSİZDİR
3 ayda bir yayınlanır.
TSK ELELE VAKFI adına sahibi
SABRİ DEMİREZEN
Genel Müdür
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
MEHMET EKİNCİ
İDARE YERİ
ZİYA GÖKALP CAD.
Ataç-2 Sok. No: 43 / 8
Kızılay - Çankaya / ANKARA
Tel: 0312 431 99 36
Faks: 0312 431 07 36
www.elele.org.tr
elele@elele.org.tr
DERGİDE YAYINLANAN BÜTÜN
YAZILAR KAYNAK GÖSTERİLEREK
ALINTI YAPILABİLİR.
Baskı:
Büyük Anadolu Medya Grup
İstanbul Cad. Elif Sok.
Sütçü Kemal İş Hanı No: 7/188-189
İskitler/ANKARA
Tel: 0312 384 30 70 (Pbx)
Baskı Tarihi: HAZİRAN 2014
12-13-14-15
Metum Nedİr
Millilerden
anlamlı ziyaret
Milliler, Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Atıcılık ve Okçuluk
Takımının sporcularıyla buluşarak
onlara milli takım
forması hediye
etmişlerdir.
37
Metüm; medikal Tasarım ve Üretim Merkezi, gazilerimizin kaybettikleri uzuvların tedavi ve
rehabilitasyonunda kullanılacak, kişiye özel biyomalzemelerin tasarım ve üretimi amacı ile kurulan modern bir merkez. Finansmanının tamamı
ELELE vakfınca karşılanan bu merkez 2011 yılında kuruldu. Geçen zaman içinde GATA bünyesindeki çeşitli bilim dallarından uzmanlar ile Sivil
Üniversitelerden başvuran onlarca araştırmacının ihtiyaçları doğrultusunda hastalara uygulanacak kişiye özel implantlar, eğitimde kullanılacak
modeller, ameliyat öncesi planlamalar için hastalıklı, tümörlü organ modelleri, ameliyatlarda kullanılacak yenilikçi ürünler, Tübitak projeleri için
prototip tasarım ve üretimleri, sayısız diş hekimliği uygulamaları neticesinde, METÜM kabına sığamaz bir merkez halini almaya başladı.
dekiler
TSK Elele Vakfı
Bağıçımız
Semiha
Erkmen’den
Mektup
“TSK Elele Vakfı
Genel Müdürlüğüne Ankara-Bahçelievlerde vasiyetli daire
bağışında bulunan Em.Öğr.
Semiha ERKMEN
tarafından Vakfımıza gönderdiği
mektup...
34
8-9
10-11
16..18
19
20..22
23
Kuruluş yıldönümü
4-5-6-7
Ülke savunması ve milletin bölünmez bütünlüğü için mücadele eden
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, 1995 yılının Mart ayında dünya kamuoyunun da yakından izlediği, bir iç güvenlik harekatı icra edilmiş ve yürütülen bu operasyon, ülkede
büyük takdirle karşılanmıştır.
23 Nisan Coşkuyla Kutlandı
Çanakkale Zaferi Kutlandı
Hiperbarik Oksijen Tedavisi
Temsili Askerlik, Duygu terapi
Geriatri nedir?
Kamu Alımları Kanun
Gerekçelerinden Seçmeler
24..27
28-29
30-31
33
34-35
36
OTİZM NEDİR?
Otistik bireylerde su terapisi
Hidroterapi Kavramı Tedavisi
Duyu Terapi
Hipoterapi ve Atla Terapi
Tahsin Ertem
Tsk Elele Va
Kuruluş
Ü
lke savunması ve milletin bölünmez
bütünlüğü için mücadele eden Türk
Silahlı Kuvvetleri tarafından, 1995 yılının
Mart ayında dünya kamuoyunun da yakından
izlediği, bir iç güvenlik harekatı icra edilmiş ve
yürütülen bu operasyon, ülkede büyük takdirle karşılanmıştır.
Bu arada Türk Milletinin hissiyatına tercüman olan Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından
bir maddi destek kampanyası başlatılmıştır.
Türk halkının, ordusuna her zaman gösterdiği şükran duygusu; bu girişimi kendiliğinden ve gönüllü olarak bütün ülkeyi ve yurt
dışındaki vatandaşlarımızı kapsayan “Haydi
Türkiye Mehmetçikle ELELE” kampanyası haline dönüştürmüştür.
Türkiye’yi tek bir vücut, tek bir yürek haline getiren bu kampanyada,56 saat gibi kısa
bir sürede, aziz milletimizin gönlünden kopan
yardımlar bir çığ gibi büyüyerek 2,7 trilyon
TL.na (60,8 Milyon ABD Doları) ulaşmıştır.
Bu bağışlar ile, ülke savunması ve terörle mücadele esnasında yaralanan veya uzvunu kaybeden Türk Silahlı Kuvvetleri personeli için hizmet verecek ve onları tekrar sağlıklı
yaşamlarına döndürecek modern bir Reha-
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
4
bilitasyon ve Bakım Merkezi kurulması kararlaştırılmıştır. Hedeflenen bu yüce amacın bir
vakıf eliyle gerçekleştirilmesinin ve yaşatılmasının daha uygun olacağının değerlendirilmesi üzerine;
“TSK ELELE VAKFI”
21 Nisan 1996 tarihli Resmi Gazetede ilan
edilerek kuruluşunu tamamlamıştır. Milletinin verdiği bu emaneti üstlenen ELELE Vakfı
Genel Müdürlüğü 3 Haziran 1996 tarihinde
Ankara’da çalışmalarına başlamış ve Aziz Milletinin desteğiyle 34 ay gibi çok kısa bir sürede 105 Milyon ABD Dolarına mal olan TSK
Rehabilitasyon ve Bakım Merkezini tamamlayarak Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim etmiştir.
Kuruluş gayesini gerçekleştiren TSK
Elele Vakfı, 2012 yılında kuruluş senedindeki düzenleme ile amacını; “Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli, emeklisi, malulen emeklisi ve
bunların bakmakla yükümlü olduklarının rehabilitasyonu ve devamlı bakımlarını sağlamak,
uygar ve çağdaş seviyede sağlıklı bir yaşam
sürdürebilmelerine katkıda bulunmak, sağlık hizmetlerini daha iyiye götürmek, engelli
çocuk ve yetişkinlerle ilgili çalışma ve faaliyetlerde bulunmak” olarak genişletmiştir.
akfı
yıldönümü
5
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
e
d
n
ri
le
z
e
rk
e
M
n
o
y
s
a
it
il
b
Reha
m
a
v
e
d
e
t
e
m
z
Hİ
V
akıf halen, Mütevelli Heyeti ve
Yönetim Kurulu kararları doğrultusunda TSK Rehabilitasyon
ve Bakım Merkezi’nin geliştirilmesi ve daha iyi hizmet verebilmesine için gereken her türlü desteği vermeye
devam etmektedir. TSK Elele Vakfı, Ayvalık/Balıkesir’de Malul Gazilerimiz ve aileleri ile şehit aileleri için hizmet veren TSK
Ali ÇETİNKAYA İlk Kurşun Rehabilitasyon Merkezi’nin de milli bütçeden karşılanamayan ihtiyaçlarına yönelik olarak her türlü desteği sağlamaktadır. Vakıf
yine Ankara Bilkent’te bulunan ve 41 Milyon TL.na mal olan “TSK Ankara Özel
Bakım Merkezi”ninde tüm finansmanını karşılayarak hizmete hazır hale getirmiş
ve 30 Haziran 2008 tarihinde TSK’ne teslim etmiştir.
Özellikle iç güvenlik harekatında yaralanan ve doku kaybına uğrayan kahraman
gazilerimiz ve TSK Mensuplarının şiddetle ihtiyaç duydukları yapay organ, ortez ve
protezlerin üç boyutlu teknolojiden istifadeyle hatasız ve hızlı imal edilebilmesi
maksadıyla yaptırılan “Medikal Tasarım ve
Üretim Merkezi” 03 Eylül 2011’ de faaliyete geçmiştir.
Çocuklara özel eğitim
GATA Kompleksi içinde hizmet veren
Medikal Tasarım ve Üretim Merkezİ 4,3
Milyon euro ya mal olmuş ve tüm finansmanı TSK Elele Vakfı tarafından karşılanmıştır. Vakıf 2013-2014 Öğretim yılı itibariyle GATA / Ankara içinde, Güvercinlik
/Ankara ve Diyarbakır’da bulunan TSK
Elele Vakfı Özel Eğitim Rehabilitasyon
Merkezleri’nin yönetim ve idamesini de
devir almış bulunmaktadır. Bu merkezlerde zihinsel, işitme, görme, özgül öğrenme güçlüğü, bedensel ve yaygın gelişim
bozukluğu bulunan çocuklara özel eğitim
ve rehabilitasyon eğitimi verilmektedir.
Ayrıca çocukluk çağından çıkmış engellilere de mesleki eğitim verilmektedir. Söz
konusu merkezlerden halkımızda yararlanabilmektedir.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
6
Ata’nın huzurunda
21 Nisan 2014 tarihinde 18 nci
kuruluş yılını kutlayan TSK Elele
Vakfı, Vakıf personeli, iştiraklerinin personeli ve Engelli Okulu
öğrencileri ile Ata’nın huzuruna
çıkarak saygı duruşunda bulunmuş ve Anıtkabir Özel Defterini
imzalamıştır.
2013 yılı sonu itibarıyla Vakfın söz konusu merkezlere sağladığı ilave destek 28 Milyon TL’na ulaşmıştır.
Vakfı, diğer Vakıflardan ayıran en temel özellik
kişilere değil sağlık kuruluşlarına ayni ve nakdi destek
sağlamasıdır.
Devlet destekli veya yasa ile belirlenmiş herhangi
bir geliri bulunmayan ve Değerbilir Halkımızın yaptığı
gönüllü bağışlarla varlığını sürdüren TSK Elele Vakfı;
Türk Silahlı Kuvvetlerine kazandırdığı bu çağdaş
tesislerin yaşatılması, geliştirilmesi ve en üst düzeyde işletilmesi için gereken her türlü desteği vermeye
devam etmekte ve bu tesislere yenilerinin eklenmesi için de çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. 1996 yılında faaliyetlerine başlayan TSK ELELE
Vakfı, Hayırsever Türk halkının desteği ile hizmetlerini ve faaliyet alanlarını genişleterek çalışmalarına
devam etmektedir.
7
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
23 Nisan Ulusal Egemenlik
Coşkuyla
23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin
resmî tatil günlerinden ve ulusal bayramlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına
armağan edilmiştir. Bu bayram, TBMM’nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan
23 Nisan Millî Bayramı ve 1
Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935’te
23 Nisan Millî Bayramı’yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal
Cemiyeti’nin 1927’de ilan ettiği ve ilki Atatürk’ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk
Bayramı’nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu. 1980 darbesi
döneminde Milli Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak
“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı” adını verdi.
Hakimiyet-i Milliye Bayra-
mı (önceleri 1 Kasım, sonra 23
Nisan), saltanatın kaldırılışının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşunu gerçekleştiren
TBMM’nin açılışının egemenliği
padişahtan alıp halka vermesini kutlamak amacını taşırken,
Çocuk Bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek
amacını taşımaktaydı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, UNESCO’nun 1979’u
Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni
başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır. Günümüzde bayrama birçok ülkeden çocuklar katılmakta, çeşitli
gösteriler hazırlanmakta, okullarda törenler ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Ayrıca 1933’te Atatürk’le başlayan
çocukları makama kabul
etme geleneği[6] günümüzde çocukların kısa süreliğine
devlet kurumlarının başındaki memurların yerine geçmesi
şeklinde devam etmektedir.
TBMM’nin açılması
23 Nisan’ın Türkiye’de ulusal
bayram olarak kabul edilmesinin
nedeni, 1920’de o gün Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin açılmış
olmasıdır. Milletvekillerinin belirlenişi ve Ankara’ya gelişi çok
kısa bir zamanda gerçekleşmiştir.
Milletvekili seçimleri Atatürk’ün
Ankara’da bir meclisin toplanacağını ve neden toplanması gerektiğini açıklayan 19 Mart
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ 8
1920 tarihli bildirisiyle başlamış,
yine Atatürk’ün 21 Nisan’daki
genelgesiyle de meclisin açılacağı tarih duyurulmuş ve milletvekillerinin Ankara’ya gelmesi istenmiştir. 23 Nisan 1920’de
Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. O günkü
ilk toplantıya daha önce belirlenen 337 milletvekilinden sadece
115’i katılabilmiştir.
Bayram olması
TBMM’nin açılışından 2000’li yıllara kadar
Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bu ulusal bayram konusunda eksik bilgilenme ve yanlış
tarihlendirmeye çokça rastlanmıştır. Hatta
bazı tarihçilerce böyle bir günün tarihinin
genişçe araştırılmamış olması büyük bir
eksiklikti. Yrd. Doç. Dr. Veysi Akın 1997’de
yayımlanan bir makalesiyle bu eksikliği
gidermeye çalışmıştır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ortaya çıkışında 3 ayrı bayramın payı vardır. Çocuk
Bayramı tamamen ayrı bir kavram olarak gelişirken, Ulusal Egemenlik ve
23 Nisan Bayramları baştan ayrı bayramlarken, birleşmişler; en son da
onlara Çocuk Bayramı katılmıştır.
ve Çocuk Bayramı
K u tl a n d ı
Ç
“Millet Meclisimizle millî devletimizin
Ankara’da ilk teşkile günü olan Millî bayram Cemiyetimizce çocuk günü olarak
tesbii edilmiştir. Bize yeni bir vatan veyeni
bir tarih yaratıp bırakan mübarek şehitlerle fedakar gazilerin yavruları fakir ve ıstırabın
evladları ve nihayet alelıtlak bütün muhtac-ı
himaye-i vatan çocukları namına milletin şevkatli ve alicenab hissiyatına müracaat ediyoruz. Kadın, erkek, genç, ihtiyar hatta
vakti ve hali müsait çocuklardan mini mini
vatandaşlar için yardım bekliyoruz. Her sayfası başka bir şan ve muvaffakiyetle temevvüç eden milletimizin, yarın azami derecede muavenet göstermekle beraber, çocuk
gününün layıkı veçhiyle neşeli ve parlak geçirilmesi için aynı derecede alaka
ve müzaheret göstereceğinden emin olan
Himaye-i Etfal Cemiyeti, şimdiden arz-ı şükran eder. ”
Bu tarihten itibaren bu üç kavram, aynı
gün üzerinde birleşecek ve çocuk bayramı olma konusunda bir kanunla belirlenmişlik olmaksızın kutlanmaya başlanacaktır. Cemiyeti buna iten neden ise cemiyetin
yetim çocukları için gelir kaydetme anlayışıdır. Böylece çocuk bayramı ortaya çıkmıştır. Çocuk bayramı adı daha resmiyet kazanmamış olsa da, bundan sonra 23 Nisan “Millî
Hâkimiyet Bayramı”nın yanı sıra “Çocuk Bayramı” olarak da kutlanacaktı.
1927’de ilk kez kez kutlanan çocuk bayramı, başta kaynak oluşturma olmak üzere,
çocuklara neşeli bir gün geçirtmeyi hedeflerinde bulunduruyordu. 23 Nisan 1927’deki
ilk bayram Türkiye Cumhuriyeti devletinin
kurucusu ve dönemin cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa himayesinde gerçekleştirilmiş, etkinlikler için Atatürk arabalarından
birini çocuklara tahsis etmiş ve Cumhurbaşkanlığı Bandosu’nun konser vermesini sağlamıştır. O yıl cemiyetin Ankara’daki binalarından birine Çocuk Sarayı adı verilmiş ve
burada düzenlenen çocuk balosuna İsmet
(İnönü) Bey’in çocukları da katılmıştır.
1929’da çocuklara ilgi daha da artmış ve
o yıl ve daha sonraki yıllarda 23-30 Nisan
haftası “çocuk haftası” olarak kutlanmıştır. Daha sonraları, 70’li yıllara kadar ulusal
boyutta ünlenerek ve katılımı artırarak ilerleyen 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamalarına 1975’te Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
da katılmış ve bir hafta çocuk programları
yayımlamıştır. 1978’de Meclis Başkanlığı’nın
izniyle meclisteki törenlere çocukların
da katılması sağlandı. 1979’da bu uygulama Ankara ilkokullarından gelen çocuklarla düzenli olarak başlatıldı, 1980’de de bütün
illerden gelen çocuklarla “Çocuk Parlamentosu” oluşturuldu. 1979 yılının UNESCO tarafından Dünya Çocuk Yılı olarak duyurulması üzerine, TRT tarafından dünyanın bütün
çocuklarını kucaklamayı amaçlayan bir proje
hazırlandı ve 1979 yılından itibaren TRT
Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği adıyla
uygulamaya kondu.
Bayramın en son şeklini alışı ise 1981’de
gerçekleşmiştir.[6] Darbe döneminde Milli
Güvenlik Konseyi bayramlar ve tatillerle ilgili kanunda yaptığı değişiklikle o güne kadar
kanunen adı konmamış bir şekilde kutlanan bayrama “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı” adını vermiştir.
9
Hâkimiyet-i
Milliye
“23 Nisan”, 1921’de çıkarılan
23 Nisan’ın Milli Bayram Addine Dair Kanun ile, Türkiye’nin ilk
ulusal bayramı olmuştur. İlk kez
ortaya çıkan bu bayramda ne
ulusal egemenlikten ne de çocuklardan söz edilmekteydi. Zaten
daha o yıllarda Osmanlı saltanatı hala kanunen hüküm sürmekteydi. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım,
Hakimiyet-i Milliye Bayramı
(Ulusal Egemenlik Bayramı) olarak kabul edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, TBMM’nin açılış tarihi olan 23 Nisan “Milli Hakimiyet
Bayramı” olarak kutlamış ve bu
durum 1 Kasım’ın uzun vadede bayram olarak unutulmasına neden olmuştur. 1935’te bayramlar ve tatil günleriyle ilgili
kanun değiştirilmiş ve “23 Nisan
Millî Bayramı”nın adı “Millî Hakimiyet Bayramı” haline getirilmiş,
böylece 1 Kasım Hakimiyet-i
Millîye Bayramı ile 23 Nisan Millî
Bayramı birleştirilmiştir. Çocuk
Bayramı adı[değiştir | kaynağı
değiştir]
23 Nisan’ın Çocuk Bayramı oluşu
yine TBMM’nin açılışıyla ilişkili olmasına rağmen, tamamen
ayrı bir bayram olarak gelişmiş ve 1981 yılına kadar da
öyle devam etmiştir. Bu Bayram 23 Nisan 1927’de Himaye-i
Etfal Cemiyeti’nin (günümüz
Çocuk Esirgeme Kurumu’nun) o
günü “Çocuk Bayramı” olarak
duyurmasıyla başlamış kabul
edilir. Aslında Himaye-i Etfal
Cemiyeti’nin 23 Nisan’la ilgili çalışmaları daha önceki yıllarda vardır ve hatta çocuklardan da söz edilmiştir. Kurum, 23
Nisan 1923’te millî bayram için
pullar bastırmış ve satmıştır. 23
Nisan 1924’te Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde “Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır” ibaresi yer
almış, 23 Nisan 1926’da da yine
aynı gazetede “23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür” başlıklı bir
yazı kaleme alınmış ve bu yazıda
cemiyetin bu günü çocuk günü
yapmaya çalışarak doğru yolda
olduğu ve para kazanan herkesin bu gün cemiyete çocuklar için
bağışta bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Nihayet 23 Nisan
1927’de Himaye-i Etfal Cemiyeti o günü Çocuk Bayramı olarak
şöyle duyurmuştur:
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
ÇANAKKALE
ZAFERİ’nin 99. Yılı
Törenle Kutlandı
Yakın tarihimizin en önemli şeref
sayfalarından biri olan Çanakkale
Zaferi’nin yüzüncü yıl dönümünü gelecek
sene coşkuyla kutlayacağız
Ç
anakkale Zaferi; o güne
kadar parçalanmaktan
büyük ölçüde nasibini
almış Yüce Türk Milleti’nin
benliğine kavuşmasına ve kendine güvenini kazanmasına neden
olmuş, böylece Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin temelleri atılmıştır.
Aynı zamanda ‘’Şehitler Günü’’ olarak kabul edilen
18 Mart 1915 Deniz Zaferi ve
ardından yapılan kara savaşları sonunda elde edilen zaferler, Büyük Atatürk’ün önderliğinde kurulan yeni Türkiye
Cumhuriyeti’nin temeline konulan ilk harçlar olmuştur.
Çanakkale Muharebelerinin
başında bilinmeyen vardı;
Ç
Dünyanın dört bir yanından
ülkelerin katılımıyla, Türklere karşı savaşmak üzere teşkil edilen kuvvetlerde görev
alan askerler, Türkiye’nin ve
Anadolu’nun neresi olduğunu,
neden gittiklerini kiminle savaşacaklarını, bilmiyorlardı.
rının Çanakkale Boğazının tuzlu
suları olacağını bilmiyorlardı.
Ç
Amiral De Robeck, harekâttan
bir gün önce getirildiği Müttefik Filosu Komutanlığı’nda,
ertesi gün büyük bir bozguna uğrayacağını bilmiyordu.
Ç
Çanakkale Savaşına, onların deyimiyle Gelibolu Seferine katılmadan önce, binlerce kilometre uzaklıktaki
Çanakkale’nin, Boğazının ve
Gelibolu’nun neresi olduğunu bilmiyorlardı.
Ç
Ç
Ç
Bouvet gemisindeki 663
Fransız denizcisi, Ocean ve
Irresistible’daki İngiliz denizciler, 18 Mart 1915 günü mezarla-
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
10
Büyük cesaretle
hazırlanan bir taktik
harekâtla, Nusrat Gemisi tarafından dökülen 26
mayının, çok büyük stratejik kayıplar yaratacağını bilmiyorlardı.
Mustafa Kemal gibi müstesna bir askerin bütün kara
harekâtının planlarını bozacağını bilmiyorlardı.
Çanakkale Dünya
muharebesiydi
Daha o kadar çok bilemeyecekleri
şeyler vardı ki, o bilinmeyenler, bir
bilineni, tekrar tarihe ve bilmeyenlere öğretti : ‘’Çanakkale Geçilmez !’’
İtilaf Devletleri’nce, mahalli ve
kolay bir harekat görüşüyle başlatılan Çanakkale Seferi, sonunda sadece bir askeri olay olmaktan
çıkmış ve İtilaf Devletleri’nin iç işlerine kadar etki yapan çok yönlü bir
Dünya Olayı düzeyine erişmiştir.
Çanakkale Muharebelerinde Batı
Dünyasının görmediği, anlayamadığı ve düşünemediği bir husus vardır. Savaştıkları Türk Askerinin artık
ayağını bastığı toprağından başka
kaybedecek bir şeyi kalmamıştı, inanmıştı, disiplini yüksekti, itaati kesindi, kanaatkarlık artık karakterinin bir bölümünü oluşturuyordu.
Daha önemlisi askerleri ile özdeşleşebilme yeteneğine sahipti. Rütbe
farkları dışında hepsinin tek adı
vardı, hepsi mehmetçik’ti.
Çanakkale muharebeleri; İngiliz
devlet adamı Churchill’in deyişiyle,
Viyana’dan Hindistan’a kadar Dünya
siyasi haritasının değişmesine, İtilaf
Devletleri’nin harpten evvel anlaştıkları dünya düzeninin kurulamamasına neden olmuştur.
Bize bu günleri armağan eden;
önderimiz büyük Atatürk’ü, aziz
şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
11
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Elele Vakfı Yardımları ve Gata
İşbirliği ile Türk Tıbbına ve Silahlı
Kuvvetlere Kazandırılan Eşsiz tesis
“METÜM“
M
etüm; medikal Tasarım ve
Üretim Merkezi, gazilerimizin kaybettikleri uzuvların
tedavi ve rehabilitasyonunda kullanılacak, kişiye özel biyo-malzemelerin tasarım ve üretimi amacı ile
kurulan modern bir merkez. Finansmanının tamamı ELELE vakfınca karşılanan bu merkez 2011 yılında kuruldu.
Geçen zaman içinde GATA bünyesindeki çeşitli bilim dallarından uzmanlar ile Sivil Üniversitelerden başvuran
onlarca araştırmacının ihtiyaçları doğrultusunda hastalara uygulanacak kişiye
özel implantlar, eğitimde kullanılacak
modeller, ameliyat öncesi planlamalar için hastalıklı, tümörlü organ model-
leri, ameliyatlarda kullanılacak yenilikçi ürünler, Tübitak projeleri için prototip
tasarım ve üretimleri, sayısız diş hekimliği uygulamaları neticesinde, METÜM
kabına sığamaz bir merkez halini almaya başladı. Özellikle 2014 yılı başlarında yapılan TV haberleri sonucunda yurt
genelinde çeşitli üniversitelerden bilim
adamları ve öğrenciler METÜM’ü ziyarete gelerek bilgi almaktadırlar. Metüm
çalışanları olarak her gün sayısı daha da
artan sivil kaynaklı proje ve ortak çalışma isteği ile karşılaşmaktayız. Bilim
insanları ve hastalara gerek yol gösterme ve gerekse yardımcı olma konumumuz GATA ya bu anlamda prestij ve
saygınlık kazandırmaktadır.
Metüm Çalışma
Prensibi ve İş Akışı:
METÜM sahasında Türkiye’de ve
yakın coğrafyasında başka bir örneği olmayan bir kuruluş. Burada önce
ihtiyaç duyulan malzemenin tasarımı
yapılıyor sonrada uygunluğu onaylanan tasarımlar üretilebiliyor. İş akışında
birinci basamak ; görüntüleme sistem-
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
12
lerinden elde edilen verileri kullanarak, bilgisayar ortamında farklı yazılımlar
yardımıyla tedavi sırasında kullanılacak biyomalzemenin ( kromkobalt veya
titanium) tasarımı yapılmasıdır. Tasarım sonrası ikinci basamak ise 3 boyutlu
fiziksel katı modellerin elde edilmesidir.
Doç.Dr. Erbil OĞUZ
GATA Ortopedi ve Travmatoloji AD’ndan Doç.Dr. Erbil Oğuz
başkanlığında bilgisayar, makine,
biyomedikal, elektronik ve mekatronik mühendislerinden oluşan profosyonel bir ekip aşağıda belirtilen programları efektif bir
şekilde kullanmakta ve yine aşağıda belirtilen makine parkımızdaki cihazlar ile bilgisayar ortamında oluşturulan 3 boyutlu
modeller yapılmaktadır.
Üretilen materyaller eğitim
amaçlı olduğu kadar, hastalara uygulanabilir. Ayrıca TÜBİTAK
ve Sanayi Bakanlığı destekli arge
projeleri için tasarlanan yenilikçi
medikal ürün projelerinde prototip dizaynı ve üretimi aşamasında bilim adamlarına destek sağlamaktadır. Merkezimiz sadece
GATA için değil tüm ülke çapında hizmet vermektedir. Merkezimizden sıklıkla Ortopedi ve Travmatoloji, Beyin Cerrahisi, Plastik
cerrahi ve Diş Hekimliği kökenli araştırmacılar yaralanmaktadır. Bunun yanı sıra adli tıp, antropoloji alanındada bilim adamları
desteklenmektedir.
METUM Bşk.
ve GATA Ort. ve
Trav. Öğrt. Üy.
GATA’dan 3
boyutlu devrim başlığı ile yapılan haber
programından bir kesit.
Kanserli bölgenin plastik modeli. Hekimler bu model üzerinde yapacakları ameliyatı planlamaktadırlar. Tümörün
yerleşimi ve diğer dokulara komşuluğunun bilinmesi ile cerrahi işlem daha kolay
olmakta, tümörün tamamı çıkarılmakta
ve mümkün olduğuna fazla doku korunmaktadır.
Pelvis bölgesinde Osteosarkom
nedeni ile geniş kemik eksizyonu yapılmış bir hastaya merkezimizde üretilen
spacer yerleştirilmiştir.
Kafatasında travma ve ateşli
silah yaralanmaları sonrasında defektler oluşmaktadır. Böyle bir defekt için
merkezimizde yapılan titanyum implant hastaya başarı ile uygulanmıştır.
Göğüs kafesindeki deformite nedeni ile solunumu kısıtlanan ve
kozmetik görünümü bozulan hastaya merkezimizda tasarlanıp üretilen
Titanyum Sterno-Kostal Implant hastaya başarılı bir ameliyat ile takılmıştır. Merkezimiz diş hekimliği sahasında kullanılan irili ufaklı sayısız implant
tasarlanmış ve üretilmiştir.
13
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Merkezimizde; plastik,
silikon, krom kobalt
ve titanyum olarak
üretilebilecek;
n Eğitim amaçlı 3 boyutlu plastik ve slikon
modeller,
n Defektli kemik bölgeleri veya tümöre
bağlı rezeke edilecek kemik parçalarının yerine
aplike edilecek, anatomik olarak dizayn edilmiş
spacerler,
n Ameliyat önce planlama yapmak üzere
tümörlü dokuların anatomisini ortaya koyan
modeller,
n Yenilikçi bir implantın prototipinin üretimi,
n Yeni tasarlanacak bir el aletinin prototipinin üretimi,
n Dental sahada implantların tasarımı ve
üretimi yapılabilmektedir.
Aşağıda verilen Makine parkı ve Bilgisayar programları bu sahada yapılan yayınlarda dünya çapında akreditisesi olan ürünlerdir.
Mühendislerimiz yurt içi ve yurt dışı eğitimler ile bu programları ve makinaları efektif bir
şekilde kullanabilmektedir.
Makine parkımızda ; Dental Tarayıcı (Smartoptics /
Activity 102, Topografik Yüzeysel Tarayıcı (3DMD/ 3dMDcranial
System ), Cranial Tomografi sistemi Morita Accuitomo 170, Lazer
Kaynak Makinesi (Alpha Laser / ALS 100-S ), Plastik Modelleme
Makinesi (Zcorp / Z650), 5 eksenli Yenadent DC50 5X CNC, Metal
Modelleme Makinesi (Concept Laser / M2 Cusing ), Silikon Modelleme Makinesi, (MTT/ 5/04 with all Nylon Op) bulunmaktadır.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
14
Kullanılan özel
yazılımlar
Kullandığımız bilgisayar programları: Ameliyat Planlama Yazılımı (Materialise / Surgicase),Tersine
Mühendislik Yazılımı (XOV + XOR),
3D Tasarım Yazılımı (Materialise /
3-Matic), Sonlu Elemanlar Yazılımı
(MSC / NASTRAN, Dental Planlama
Yazılımı (Materialise / Simplant),
3D Medikal Görüntüleme Yazılımı
(Materialise / Mimics), Bilgisayarlı
Tasarım Yazılımı (Autodesk Inventor), Akışkanlar Dinamiği Yazılımı
(ESI/ CFD), E-RP Ürün Veri Yönetim
Yazılımı, STL Optimizasyon Yazılımı (Meterialise Magics RP) dır.
ISO 13485:2003 Tıbbi Cihazlar İçin Kalite Yönetim Sistem Sertifikası na sahip olan merkezimizin
üreteceği krom kobalt ve titanyum malzemelerin invitro uyumluluk testleri yapılmıştır. Ve hastalarda kullanımında sakınca yoktur.
Alternatif üreticilerle rekabet edebilmek ve yurt çapında yaygın olarak tercih edilebilme adına, ürünlerimizin SUT kapsamına girmesi
ve SGK tarafından ödeme programına alınması için yoğun bir şekilde çalışmaktayız.
Bu tanıtım yazısı vesilesi ile bizi
tanıma fırsatı bulan bilim adamlarına ve üretim ve mühendislik alanında görev yapan TSK personelini merkezimize davet ediyoruz.
Önceden randevu almak şartı ile
merkezimize gelebilir ve üretimlerimizi yerinde inceleyerek yeni
ufuklara yelken açabilir, ve yenilikçi ürünler ve el aletlerinin tasarımı
konusunda ilham alabilirsiniz.
15
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
HİPERBARİK
OKSİJEN (HBO) TEDAVİSİ
Prof.Dr.
Şenol YILDIZ
GATA Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp AD Başkanı
T
anım olarak HBO tedavisi kapalı bir
basınç odasında 1 absolute atmosfer (ATA) den daha yüksek bir
basınç altında maske, başlık veya endotrakeal tüp vasıtası ile aralıklı olarak % 100
oksijen soluma olarak tarif edilebilir.
Basınç odaları 19. yüzyılda dalış hastalıkların tedavisinde kullanıma girmiş olup,
%100 oksijenin kullanılması ise 20. yüzyılda başlamıştır. Dalış dışı diğer endikasyonlarda kullanılması ise 1960’larda
başlayıp ileriki yıllarda kullanımı giderek
artmıştır. Türkiye’de kullanımı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde yapılan
dalış eğitimleri ile olmuştur. Dalış esnasında oluşan kazalar basınç odaları ile
tedavi edilmiştir. Bu maksatla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dalış tabipleri yetiştirmeye başlamıştır. 1980lerde ise hem
GATA hem de İÜ İTF bu işi uzmanlık olarak ele almış ve uzman tabipler yetiştirmeye başlamıştır.
1990’larda GATA Haydarpaşa eğitim hastanesinde bulunan HBO tedavi merkezi yoğun olarak gazilerimize hizmet vermiştir. Özellikle mayın patlaması
neticesi oluşan doku yaralanmaları ve
iyileşmeyen kemik iltihapları için diğer
birimlerle beraber HBO tedavisi de etkili olmuştur.
nnTedavi nerede ve ne şekilde
uygulanır ?
HBO tedavisi basınç odalarında uygulanır. HBO tedavisi için kullanılan 2 tür
basınç odası türü vardır. Tek ve çok kişilik
(Resim 1-4). Ülkemizde 2 merkez dışında çok kişilik basınç odaları kullanılmaktadır. Tek kişilik basınç odaları hava veya
oksijen ile en çok 3 ATA ya kadar basınçlandırılır. Tedavi süresi 45 – 90 dakika arasında olabilir. Çok kişilikler dünya genelinde daha yaygın olan türdür. Yaklaşık 5.5
ATA ya kadar basınçlandırılır. Tedavi süresi
ise rutin tedavilerde 60-120 dakika, dalış
hastalıklarında ise hava ve oksijen kullanımı ve kullanılan tedavi tablosuna göre 38
saati bulmaktadır.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
16
Genel olarak 10 dakikada
15 metre derinliğe dalınır, 25
dakika oksijen 5 dakika hava
olmak üzere 3 periyot uygulanır ve daha sonra yine 15
dakikada basınç odası boşaltılır. Çok kişilik basınç odaları 2 bölmeli olup, küçük olan
bölme tedavi esnasında içeriden dışarıya hasta çıkarma
veya dışarıdan içeriye sağlık personeli alma işlemlerini
tedaviyi kesmeden yapmaya
yarayan bölmedir. Ana bölme
ise belli sayıda koltuk veya
sedyenin bulunduğu, hastaların topluca tedavi edildiği bölmedir. Modern çok kişilik basınç odalarında monitör,
ventilatör ve aspiratör tedavi esnasında içeride bulundurulmakta ve yoğun bakım hizmeti verilebilmektedir.
Peki bu tedavi hangi etkileri yapmaktadır ? Tedavi esas
olarak 2 temel etki oluşturmaktadır. HBO tedavisinin etki
mekanizması 2 temel etkisine dayanır. Mekanik ve fizyolojik etkisi. Mekanik etki insan
vücudunda bulunan hava
kabarcıklarının çapları çevre
basıncının artması ile küçülür
ve akciğer yolu ile atılır. Fizyolojik etkisi ise kanda artan serbest oksijen miktarı ve buna
bağlı hiperoksijenasyon.
HBO tedavisi ile hem çevre
basıncı artırılır hem de %100
oksijen solutulur. Bu sayede
kanda hemoglobine bağlı olan
oksijen miktarı çok fazla artırılamazsa da plazmada çözünmüş olan oksijen miktarı tedavi derinliklerinde yaklaşık 20 kat
artırılır. Bu artan miktar aslında dokuların hemoglobinden
oksijen almadan ihtiyacını karşılamaya yetecek bir miktardır.
Bu sayede HBO tedavisinin pek
çok etkisi ortaya çıkar. Bunlara
örnek olarak şunlar verilebilir.
Vazokonstriksiyon ve antiödem etki: Damar çaplarında azalma ve buna bağlı dokulardaki ödemin çözülmesi ile
doku dolaşımı düzelir. Özellikle ezilme yaralarında, dolaşımı bozulmuş doku ve uzuvlarda ödem ve hipoksi kısırdöngü
şeklinde birbirini etkiler. Ödem
oksijenin dokuda katetmesi gereken mesafeyi uzatır ve
dokular daha hipoksik hale
gelir. Yara iyileşmesi bozulur.
Antibakteriyel etki ve lökosit öldürme aktivitesindeki artış:
Özellikle nekrotizan enfeksiyonlarda enfeksiyonla mücadeleyi etkinleştirir, oksijen azlığı sebebi ile azalan veya duran
antibakteriyel mekanizmayı
tekrar işlevsel hale getirir.
Fibroblastların çoğalmasında ve kollajen sentezinde
artış: Yara iyileşmesine katkıda
bulunur. Yaranın iyileşmesinde
temel önce kaybolan doku alanında yara yatağı oluşması yani
o parçanın granülasyon dokusu ile dolması ve sonra epitelize olmasıdır. HBO tedavisi ile
iyileşmeyen yarada artan kollajen sentezi ile yara iyileşmesi
tekrar başlatılabilir.
Beyaz kürenin kapiller duvara
yapışmasında azalma: Reperfüzyon
hasarını (yeniden kanlanma hasarı)
azaltır, ve bu yolla oluşan hastalıkların tedavisinde kullanılabilir.
Süperoksit dismutaz üretiminde
artma: Reperfüzyon hasarını azaltır.
Osteoklast aktivitesinde artış:
Kronik osteomyelit tedavisinde kullanılır. Karbonmonoksit zehirlenmesinde lipit peroksidasyonunda
azalma: Soba ve şofben zehirlenmesinde kullanılır. Hemoglobinden Karbonmonoksit gazının ayrılmasında
hızlanma. Gazlı gangrende alfa toksinde azalma.
Bu etki mekanizmaları ile hangi
hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır ? Pek çok hastalıkta kullanılabilmekle beraber ülkemizde bu kullanım alanı sınırlandırılmış ve Sağlık
Bakanlığınca bir liste oluşturulmuştur.
n Dekompresyon hastalığı (Vurgun Hastalığı)
n Hava veya gaz embolisi
n Gazlı gangren ve diğer anaerobik enfeksiyonlar
n Karbon monoksit ve duman
solunması
n Ezilme yaralanmaları, kompartman sendromu ve diğer akut travmatik iskemiler
n Kronik cilt, cilt altını tutan karışık enfeksiyonlar
n Tedaviye dirençli osteomyelit
n Her türlü problem yaralar
(Diyabetik yaralar v.b.)
n Osteoradyonekroz
n Termal yanıklar
n Problemli cilt greft ve flepleri
n Beyin apseleri
n Ani işitme kaybı
n Ani görme kaybı (Santral retinal arter tıkanıklığı)
n Anoksik ensefalopati
n Kafa kemikleri, sternum ve vertebraların akut osteomyelitleri
nnKemiğin avasküler
nekrozları
Bu hastalıklara genel olarak bakacak olursak HBO tedavisi özellikle dekompresyon hastalığında asıl
tedavidir. Dekompresyon hastalığı
basıncın hızlı azalması sonucu vücut
doku ve sıvılarında bulunan gaz
kabarcıklarının çaplarının büyümesi ve buna ikincil görülen belirtilerle
ortaya çıkar. Bu hastalık dalgıçlarda
görülebildiği gibi teorik olarak uçucularda da görülebilir. Bu kişiler HBO
tedavisine alındığı taktirde basıncın
etkisi ile gaz kabarcıkları küçülür ve
vücuttan atılır. Tedaviye erken başlanıldı ise şikâyetler hızla ortadan kaybolur.
Yine asıl tedavi olduğu ve çok
yüz güldürücü sonuçların gözlendiği ikinci hastalık grubu soba ve şofben zehirlenmeleridir. Burada kırmızı
kan hücrelerinde bulunan hemoglobin tamamen CO gazı ile doyar
ve oksijen taşıma görevini yapamaz.
HBO tedavisi ile oksijen parsiyel
basıncı yaklaşık 20 kat artırılarak çok
hızlı olarak kanı CO gazından temizler. GATA da bulunan merkezimizde
yılda 250 bu hastalıktan dolayı tedavi edilmektedir. Ankara’ya verilen
hizmetin dışında soba zehirlenmelerinde şehir dışından gelen hastalarda
kabul edilmektedir.
17
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Tedavinin Kontrendikasyonları varmı ?
Diğer bir sık kullanıldığı alan iyileşmeyen yara tedavisidir. Burada HBO tedavisi destek tedavi olarak kullanılır. Bu tedavi
ile etki mekanizmalarında anlatıldığı gibi
kollajen sentezinde artış, anti bakteriyel
aktivite artışı ve hipoksinin ortadan kaldırılması sonucu yara iyileşmesi hızlanır.
Rutin kullanımda bu grupta en çok tedavi edilen hastalık diyabet hastalığına bağlı
ayakta iyileşmeyen yaralardır. Bu yaralarda iyileşme durur, yara giderek enfekte
olursa uzuv kaybı oluşabilir. HBO tedavisi
yara bakımına ve diğer yapılan tıbbi tedavilere ilave olarak uygulanırsa uzuv kayıplarını azalttığı gösterilmiştir.
Operasyon alanında oluşan kol ve
bacak yaralanmalarında HBO tedavisi kullanılmaktadır. HBO tedavisi hızla ödemi
çözmekte, bu şekilde oksijenin dokuda hücrelere gitmesi gereken mesafeyi azaltmaktadır. Aynı zamanda çözünen
oksijen miktarını yaklaşık 20 kat artırarak oksijenin doku içinde gitme mesafesini yaklaşık 4 kat artırmaktadır. Bu şekilde
yara iyileşmesine pozitif katkı sağlamaktadır. Bu amaçla Rusya 1980 öncesi operasyonlarda mobil basınç odalarını kullanmıştır. Depremde ezilme yaraları ve
kompartman sendromu da bu grup-
ta değerlendirilir. Marmara depreminde
pek çok hasta GATA Haydarpaşa Eğitim
Hastanesinde bulunan basınç odalarında
tedaviye alınmış, bu hastalarda mortalite
ve morbiditede azalma sağlanmıştır. Yine
2011 yılında Van depreminde de deprem sonrasında yaklaşık 10 kadar hasta
HBO tedavisi için Ankara’ya sevk edilerek
değişik hastanelerde yatırılmış ve GATA
da HBO tedavisi almıştır. Bu hastaların
çoğunda ampütasyon yapılmamış, ezilme yaraları çok hızlı iyileşmiştir.
Ani görme ve işitme kaybı: Santral
retinal arter tıkanıklığına bağlı ani görme
kayıplarında erken safhada tedaviye başlanırsa güzel neticeler alınabilmektedir. 5
güne kadar tedaviye alınabilse de ilk 6-12
saatte alınan vakalarda düzelme ihtimali daha yüksektir. Ani işitme kayıpları ise
idiyopatik ani işitme kayıplarının tedavisi ilk 30 gün içinde geldiği taktirde yapılmaktadır.
Tedaviye dirençli kemik iltihapları. Bu
hasta grubu cerrahi ve medikal tedavi ile
birlikte yapıldığı taktirde HBO tedavisinden fayda görmektedir. HBO tedavisi ölü
kemiğin sekestr olarak toplanmasında ve
antibakteriyel etkisinden dolayı fayda sağlamaktadır.
Klostrofobi
Revesibl myopi
Katarakt oluşumu standart
protokollerde görülmez
Oksijen zehirlenmesi: iki türlüdür: SSS ve akciğerlerde görülür. Santral sinir sistemi oksijen
zehirlenmesi. Epilepsi nöbetlerini
uyarabilir. Bu durum son derece
nadirdir ve kalıcı hasar bırakmaz.
Akciğerlerde oksijen zehirlenmesi: Yüksek sayıda seans ile gözlenebilir.
Bu tedavi yönteminin ülkemizdeki yaygınlığı ne durumdadır?
Ülkemizde 1980’lerde GATA ve
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
18
İÜ İstanbul Tıp Fakültesinde başlamış olup, 1996 dan sonra özel tedavi merkezleri kurulmaya başlamıştır. Bugün yaklaşık 20 özel HBO
tedavi merkezi bulunmaktadır. Bunların çoğu İstanbul’da
olup, diğerleri Ankara, Antalya, Adana, Adapazarı, Bursa,
Çorlu ve İzmir’dedir. Sağlık
Bakanlığı Hastaneleri ise
2006 dan beri HBO tedavi merkezi kurmaya başlamış olup bugün Trabzon,
Erzurum, Van, Gaziantep,
İzmir, Ankara ve İstanbul’da
hizmet vermektedir.
l Kesin kontrendikasyon tedavi edilmemiş pnömotorakstır. Bunun dışındakiler göreceli
olarak kontrendikedir. Göreceli olarak veya geçici olarak HBO
tedavisine alınamayacak olan
durumlar şunlardır:
Alt solunum yolları enfeksiyonu
ve kronik sinüzit
Nöbet hastalıkları
CO2 retansiyonlu amfizem
l Yüksek ateş
l Spontan (kendiliğinden) pnömotoraks öyküsü
l Göğüs kafesi cerrahi öyküsü
l Otoskleroz cerrahisi öyküsü
Viral enfeksiyon
l Konjenital sferositoz
l Optik nörit öyküsü
l Bu tedavinin yan etkisi var
mı?
l Her tedavide olduğu gibi bu
tedavide yan etkiler olabilmektedir. Basınç odası basınçlandırma esnasında içerideki
sağlık personeli ve hastaların valsalva manevrası yaparak
orta kulağa hava göndermesi ve orta kulakta basınç eşitlemesi yapması gerekmektedir. Bu yapılmadığı veya yeterli
olmadığı taktirde orta kulak
barotravması gözlenir ki, en sık
yan etki olarak bilinir.
l Kulak barotravması
Diğer barotravmalar: Sinüs,
Gastrointestinal barotravma
vs.
Temsili Askerlik
Uygulaması
Ankara İl.J.K.lığınca 12 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen
Temsili Askerlik uygulamasına TSK Elele Vakfı Özel Eğitim ve
Rehabilitasyon Merkezinden 6 öğrenci ile katılım sağlanmıştır
19
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
GERİATRİ
Hüseyin DORUK
Prof.J.Tbp.Kd.Alb.
GATF Geriatri B. D. Başkanı
GERİATRİ NEDİR?
Basit anlamda yaşlı tıbbı anlamına gelen Geriatri, yaşamın ileriki
yıllarında bireylerin sağlığının korunması, hastalıklarının önlenmesi
ve çok yönlü değerlendirme ile tedavisini hedef alan disiplindir.
nnNEDEN GERİATRİ?
Gerek koruyucu gerekse tedavi edici tıp
alanlarındaki gelişmeler, beslenme, aşılama
ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, aile
planlaması ve doğum kontrolünün toplumlarda yaygınlaştırılması gibi nedenler, toplumlardaki ortalama yaşam beklentisinin
artmasına, dolayısıyla yaşlı popülasyonun
nüfus içindeki oranının artışına yol açmaktadır. Bu ifadeden “toplum yapısındaki bu
değişim, bilim ve teknolojinin, yaşam süresini kısaltan bir çok hastalığa karşı kazanılmış bir zaferinin sonucudur” manası çıkıyor olsa da, yaşlı nüfustaki artış ile birlikte
gelen gerek tıbbi gerekse psikolojik, sosyal,
ekonomik, çevresel artan ihtiyaçlara yeterli yanıt verilemedikçe bunun boş bir zafer
olduğunu gerçeğini de kabul etmek gerekir. İşte yaşlı bireylerin sorunlarına bütüncül bir yaklaşımla çözümler üretme felsefesiyle Geriatri, bu zaferi gerçek zafer haline
dönüştürmek hedefi doğrultusunda doğmuş bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
nnGERİATRİST KİMDİR?
Geriatrist yaşlı bireylerin, sıklıkla
çoklu ve karmaşık sağlık sorunlarını önleme ve tedavisi konusunda uzmanlaşmış tıp
doktorudur. İç hastalıkları uzmanı olup,
üzerine üç yıl yandal geriatri eğitimi almıştır. Genç erişkinlerle kıyaslandığında yaşlı
bireylerde çeşitli nedenlerle, hastalıklara verilen
yanıtta farklılıklar gözlenir. İşte geriatrist bu tablo
içerisinde yaşlı birey için,
fonksiyonel durum ve
yaşam kalitesini en üst
düzeyde tutma hedefi
öncelikli olacak şekilde, söz konusu yaş
grubunun özel sağlık
sorunlarına çok yönlü
bir yaklaşımla, en uygun
tedavi ve takip planını
çıkarır.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
20
Geriatri’de Ekip
Yaşlı bireyler, birbiri ile
etkileşim gösteren bir çok
faktörün, sağlıklılık hali
ve fonksiyonel kapasite üzerine kompleks etkilerinin yoğun olarak hissedildiği
bireylerdir. Bu
yaş grubuna yaklaşım,
diğer disiplinlerden biraz
daha farklı olarak,
sadece tıbbi
değil, aynı
zaman-
da psikolojik, sosyo-ekonomik, çevresel, ailesel değerlendirmeyi de
gerekli kılar. Bu nedenledir ki geriatrik değerlendirme, bir çok disiplinin
birlikte çalışmasını gerektiren bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre geriatrik
değerlendirme ekibinde
yaşlı hastanın ihtiyacına
göre, konusunda uzmanlaşmış aşağıdaki ekip elemanlarından hepsi veya
bir kısmı görev alması söz
konusudur:
Hemşire, Sosyal hizmet uzmanı,
Fizyoterapist, İş uğraşı terapisti,
Diyetisyen, Psikoterapist,
Farmakolog
KİMİN GERİATRİK
DEĞERLENDİRMEYE
İHTİYACI VARDIR
?
Ç
Çalışması
Bu ekibe hastanın problemlerinin gerektirdiği ölçüde farklı disiplinlerin de katılımı yanında, hastanın kendisinin, eğer kendisi hakkında karar verebilme yetisine
sahip değilse yakınlarının da ekibin değişmez elemanları olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.
Her bir ekip elemanı, söz konusu hastayı kendi uzmanlık konuları ön planda olmak üzere genel olarak değerlendirir.
Daha sonra ekip elemanları bir araya gelerek, hastayı bütün yönleri ile tartışıp, mevcut problemleri dahilinde başkasına bağımlı olmadan günlük yaşam aktivitelerini
bağımsız yapabilme yetisini en üst düzeyde tutacak şekilde, tüm disiplinlerin ortak
kararlaştırdığı tedavi ve takip planı ortaya çıkar. Bu ekip çalışmasına her ne kadar
geriatrist başkanlık etse de, tüm ekip elemanlarının konusunun uzmanı olup, yaşlının değerlendirme ve tedavisinde çok
önemli rollere sahip olduklarını vurgulamak gerekir.
Yaşlılığın çeşitli tanımla- yaşlının hiçbir problemi yokken, diğer
rı söz konusudur. Bunların
içinde sosyal anlamda yaş- bir kısmında ciddi sağlık
sorunları tespit edilebilmeklılık, kültürel duruma ve sostedir.
yal özelliklere göre toplumdan
topluma değişen bir tanım olaGeriatri disiplininin hedefrak karşımıza çıkmakta olup,
leri içinde mevcut sağlıklılık
modern anlamda kişinin aktif
halinin, fonksiyonel durumun
çalışma dönemini tamamlaya- korunması hedefi önde gelen
rak, sosyal güvence sistemihedeflerden birisidir. Buna göre,
nin katkısıyla ya da birikimleyaşlı sağlıklı bireyler de geriatri ile yaşadığı döneme verilen
rik değerlendirmeden bu sağaddır. Bu tanıma göre her ne
lıklılık hallerinin korunması
kadar yaşlanma açıaçısından fayda görebilirler. Diğer yansından kesin bir sınır
dan özellikle çoklu
teşkil etmese de, bir
a
m
n
kronik hastalıkçok Batı ülkesina
l
ş
Ya
i
ları olup, bunlade emeklilik yaşı
r
e
l
etki te
ra bağlı değişik
olması dolayısıys
e
k
r
derecelerde fonkla 65 yaş, geriathe
ı
l
siyonel
kayıplarik yaş sınırı olarak
k
far
kabul edilmektedir.
rı söz konusu olan
Bu yaş sınırına ulaşve genellikle kırılgan
mış bireylerde değişik
yaşlı olarak ifade ettiderecelerde kronik hastalıklar
ğimiz hasta grubu geriatrik
ve bunların sonucunda gelişen
değerlendirmeden sıklıkla en
fonksiyonel kayıplar söz konu- fazla fayda gören grubu oluşsu olabilmektedir. Bir kısım
turmaktadır.
“Demans”a yakın takip
Bu grup, genellikle 75 yaş üstü,
günlük yaşam aktivitelerinde
değişik derecelerde başkasının
yardımına gereksinim duyan,
gerek fiziksel gerek mental fonksiyonel kayıpların söz
konusu olduğu bireylerdir.
Kalp hastalıkları, hipertansiyon, diabetes mellitus, romatizmal hastalıklar (osteoporoz,
osteoartrit, romatoid artrit gibi),
kanser (meme, prostat, akciğer,
kolon kanserleri gibi), akciğer
hastalıkları (KOAH, kronik bronşit gibi), hiperlipidemi (hiperkolesterolemi gibi), serebrovasküler hastalıklar (felç gibi)
yaşlılarda sık görülmektedir.
Bunun yanında Geriatri Biliminin en çok ilgilendiği konulardan biri de yaşlılarda daha sık
görülen ve “Geriatrik Sendrom-
lar’’ olarak ifade edilen hastalıklardır. Bu hastalıkların en
önemlisi Demans (bunama,
unutkanlık hastalığı da denmektedir) hastalığıdır. Demansın
%60 nedeni Alzheimer Hastalığıdır ve erken tanısı çok önemlidir. Çünkü kesin tedavisi yoktur ve tanı konduktan sonra
ortalama yaşam süresi 4-12 yıldır. Demans gibi Depresyonda
yaşlılarda sık görülen ve tedavi edilmezse intihar girişimine kadar giden kötü sonuçlar
doğurabilen bir hastalıktır. Bu
iki önemli hastalık dışında İdrar
Kaçırma, Çok sayıda ilaç kullanma, Bası Yaraları (yatak yaraları), Beslenme Bozuklukları (iyi
beslenememe), Düşmeler diğer
geriatrik sendromları oluşturmaktadır.
21
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Geriatri için tahlil ve
bulgular gerekli
“Çok Yönlü Geriatrik Değerlendirme’’ tüm dünyada olduğu
gibi, ülkemizde de Geriatri bölümleri tarafından uygulanmaktadır. Bu değerlendirme yönteminde tıbbi muayene yanında hastalara
bazı testler uygulanmakta, ayrıntılı tetkik ve tahliller yaptırılarak yaşlının tüm tıbbi, psikolojik,
sosyoekonomik, çevresel durumu ortaya konmaktadır. Bazı hastalıkların (demans, tiroid hastalıkları gibi) erken tanısı sağlanmakta,
yaşamını olumsuz etkileyen sorunlar saptanmakta, doğru teşhis ve
tedavi imkanı ile hastanın takibi yapılmaktadır. Zamanla meydana gelebilecek değişiklikler önceden tespit edilerek gerekli önlemler
zamanında alınmaktadır. Geriatrinin bir önemli özelliği de, koruyucu
hekimlik vasfının ön planda olmasıdır. Özellikle 45 yaşından sonra bu
yaş grubunda sık gözlenen problemler açısından kişinin, belirlenmiş protokollere göre izlenmesi ve
oluşabilecek hastalıkların erken
dönemde teşhis edilerek tedavilerinin yapılması birincil hedefler arasında yer almaktadır. “Sağlıklı Yaş-
lanma’’ bugün dünyada oldukça
önemli bir konuma gelmiş olup, toplumsal ve bireysel bilinçlenme ile bu
yönde kişinin sağlıklı ve başarılı bir
gelecek hazırlamasına katkı sağlamaktadır. Özellikle 45 yaşından
sonra düzenli doktor kontrolü altında bulunmak ve muayene yanında
bazı tanısal işlemler yaptırmak bazı
hastalıkları önceden tespit edilmesini sağlamaktadır. Bu değerlendirmeler neticesinde kişinin tüm sağlık durumu ortaya konabilmekte ve
geleceğe güvenle bakması sağlanabilmektedir.
Yaşlanma
evreleri
kontrol
edilmeli
“Sağlıklı Yaşlanma”
hedefine yönelik toplumsal ve bireysel bilinçlenme ile eğitim, tüm
nüfusa sunulan hizmetlerin yanında yaşlı nüfusa
da en iyi hizmet verebilecek sağlık düzenlemelerin sağlanması; gerekli
sağlık, eğitim ve araştırma yatırımlarına kaynak
yaratılması ile mümkün
olabilir. Sağlıklı yaşlanma
ile mutlu, huzurlu, sorunsuz bir yaşlılık her bireyin hakkıdır.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
22
Rıdvan Kısacık
E. Lv. Albay
N
U
N
A
K
I
R
A
L
M
I
L
A
KAMU
R
E
L
E
M
Ç
E
S
N
E
D
İN
R
E
L
E
Ç
K
GERE
Ç
Kamu Alımları
Türkiye Gayri Safi Milli
Hasılası’nda çok önemli bir
paya sahip olan kamu alım-
ları;
Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Türkiye ve dünyadaki
gelişmeler ışığında çeşitli kanunlarla düzenlenmiştir. Kamu kaynaklarının verimli ve fonksiyonel kullanılması ile bu konudaki
yolsuzlukların önlenmesi isteği Avrupa ile entegrasyonumuzun
önemini ortaya koymuştur.
Bu iradenin gelişmesi sonrası kamu ile ilgili çalışmalar yoğunluk kazanmış;
a. Avrupa Birliğinin 93/36
Sayılı Mal Alımları Yönergesi,
b. 93/37 Sayılı Hizmet Alımları İhalesi Yönergesi,
c. 92/50 Sayılı Yapım İhaleleri Yönergesi,
ç. Birleşmiş Milletler Ticaret
Konferansı Kamu Alımları Model
Kanunu(UNCITRAL),
esas alınarak hazırlanan 4734
Sayılı Kamu İhale Kanunu ile
4735 Sayılı Kamu İhale Kanunu
Tasarıları 21 Kasım 2001 tarihinde TBMM’ne sunulmuş, mecliste
yaşanan yoğun tartışmalar sonucu 4 Ocak 2002 tarihinde kabul
edilerek 10 Ocak 2003 tarihinde
yürürlüğe girmiştir.
İlk önce Osmanlı İmparatorluğu devrinde 1857 tarihli nizamname hazırlanmış ve ihtiva ettiği
hükümle satınalmalar yürütülmeye çalışılmıştır.
10 Muharrem 1330 (1914)
tarihli ek bir nizamname ile müteferrik satınalmaların ve bazı yapım
işlerinin, Bakanların müsadesi ile
ihaleye çıkaraılmaksızın yapılması
kabul edilmiştir.
4 Haziran 1919 çıkarılan Kanuniyeti 1921 de tasdik edilen ve
kararname ile de 1914 tarihli nizamnameye bir ilave yapılarak merkezdeki Devlet daireleriyle
İstanbul’daki şubelerinin ve İstanbul’daki askeri kuvvetlerin ihtiyacı olan ve 500 lirayı aşan levazım
ve eşyanın Maliye Bakanlığında kurulmuş Tevhidi Mübayaat
Komisyonu vasıtası ile sağlanması
öngörülmüştür.
1921 yılında ek bir kararname
ile dairelerin acil ihtiyaçları hususunda bazı istisnalar getirilmiştir.
Milli Mücadele başlayınca söz
konusu nizamname uygulanmadı. Milli Mücadelede ihtiyaçların Başkumandanlık emriyle ve
Bakanlar Kurulu Kararnameleriyle
sağlanması cihetine gidildi.
ile Devlet İhale
Sistemimizin
Tarihçesi
1661 Sayılı Müzayede, Münakaşa ve İhalat Kanunu (Artırma, Eksiltme ve İhale Kanunu Kabul Tarihi Resmi Ceride ile
nezir ve ilanı 28.IV.1341-Sayı:97 /
Resmi Gazete ile Yayım ve İlanı 28
04.1925 Sayı 97).
1
2
2490 Artırma Eksiltme ve
İhale Kanunu (Kabul Tarihi 02
Haziran 1934).
2886 Sayılı Devlet İhale
Kanunu (Kabul Tarihi 8 Eylül
1983 Yayımlandığı Resmi
Gazete Tarihi 10 Eylül 1983 Sayı:
18161).
3
4
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu (Kabul Tarihi : 4/1/2002
Yayımlandığı R.Gazete :
Tarih: 22/1/2002 Sayı: 24648)
23
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
OTİZM NEDİR?
P
arçalara alışılmışın dışında odaklanma. Otistik çocuklar, arabayla
oynamaktan çok arabanın tekerleğiyle oynamak gibi daha çok
oyuncağın bir bölümüne odaklanırlar. Belirli konularla meşgul
olma. Örneğin, daha büyük çocuklar ve yetişkinler video oyunlarına, kartlarına veya araba plakalarına hayran olabilirler. Aynı şeyler ve
rutin ihtiyacı. Örneğin, otistik bir çocuk salatadan önce hep ekmek
yemek veya okula hep aynı yoldan gitmek ister. Kalıplaşmış (stereotip) davranışlar. Örneğin, sallanma veya el çırpma.
Genç Nesilin
Otizm Belirtileri
kla değişir. Gençlerin çoğu
Gençlikte davranış modeli çoğunlu
ilişki kurma ve onları anlamayeni beceriler edinir, fakat diğerleriyle
da hala geridedirler. Buluğ çağı
ve artan cinsellik otistik gençlerde diğerlerine nazaran daha zor
olabilir. Genç otistikler depresyon,
anksiyete ve epilepsiyle ilgili problemler açısından büyük risk altındadırlar.
Yetişkinlikte
otizm belirtileri
Bazı otistik yetişkinler çalışabilir ve kendi başlarına yaşayabilir, bu durum zeka ve iletişim becerisinin derecesine bağlıdır. En azından %33’ü kısmen bağımsızdır. Bazı yetişkin otistikler, özellikle
zeka düzeyi düşük ve konuşamayanlar, çok fazla
yardıma ihtiyaç duyar. Yelpazenin öbür ucundaki çok daha iyi durumdaki otistikler mesleklerinde başarılı olabilir ve tek başlarına yaşayabilirler, fakat yine de diğerleriyle
ilişki kurmada zorlanırlar. Bunların zeka
düzeyi ortalama veya ortalamanın üzerindedir.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
24
Aktivitelere veya oyunlara
karşı sınırlı ilgili belirtiler
Otizm belirtileri çoğunlukla ebeveyn veya çocuğun bakıcısı tarafından ilk 3 yılda anlaşılır. Her ne
kadar otizm doğuştan olsa da,
bebeklikte belirtileri anlamak veya
teşhis koymak zordur. Ebeveynler
çoğunlukla bebekleri kucağa alınmaktan hoşlanmadığında, ce-e gibi
oyunlarla ilgilenmediğinde veya
konuşmaya başlamadığında endişelenirler. Bazen çocuk yaşıtlarıyla aynı zamanda konuşmaya başlar
ve sonra konuşma becerisini yitirir. Ayrıca çocuğun işitme problemi olduğundan da şüphelenilebilir.
Otistik bir çocuk çoğunlukla işitmez
görünür, fakat bazı zamanlar tren
düdüğü gibi uzaktan gelen bir ses
ilgilerini çeker.
Erken teşhis edilen ve yoğun
tedavi gören bir otistik, başkalarıyla ilgilenebilir, iletişim kurabilir
ve büyüdükçe kendine bakabilir.
Yaygın olarak düşünülenin aksine,
çok az otistik sosyal olarak tamamen izoledir ve kendi dünyasında yaşar.
Diğer
Otizm Belirtileri
O
tistiklerin çoğunun gösterdiği belirtiler dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun belirtilerine benzer. Fakat
bu belirtilerin çoğu, özellikle sosyal
ilişkilerde, çok daha yoğundur.
Otistiklerin yaklaşık %10’u bazı
becerilere aşırı hakimdir. Örneğin listeleri akılda tutma, takvim
günlerini hesaplama, resim yapma
veya müzik yeteneği gibi.
Otistiklerin çoğu alışılmışın
dışında duyusal algılamaya sahiptir. Örneğin, hafif bir dokunuşu
acı verici nitelerken, kuvvetli bir
baskıyı rahatlatıcı bulabilir. Bazıları ise acıyı hiç hissetmez. Otistiklerin bazı çok sevdikleri veya hiç
sevmedikleri yemekler vardır ve
alışılmışın dışında tatları karıştırmaktan hoşlanabilirler.
Otistiklerin %40 ila %70’inde
uyku problemi vardır.
DİĞER
DURUMLAR
Otizm, otistik spektrum hastalıkla
ukrı da denilen yaygın gelişimsel boz
zOti
r.
idi
lukların birçok türünden bir
er
min Asperger sendromu gibi diğ
yaygın gelişimsel bozukluklarla karıştırılması mümkündür.
Diğer bozuklukların da otizme benzer belirtileri
olabilir.
25
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
O
TİZM
TEDAVİSİ
rın tam potansiyellerine
Erken teşhis ve tedavi otistik çocukla
defi çocuğun yükümlülüklerini
he
il
inc
bir
in
vin
da
Te
r.
olu
ı
mc
rdı
ya
ulaşmalarına
rilerini geliştirmektir
yerine getirebilmesini sağlayan bece
Ç
Otizm belirtileri ve davranışları
farklı kombinasyonlarda olabilir
ve yoğunlukları değişebilir. Ayrıca bireysel belirtiler ve davranışlar
zamanla değişiklik de gösterebilir.
Bu nedenlerden dolayı tedavi stratejileri bireysel ihtiyaçlar ve aile kaynaklarına göre düzenlenir. Otistik
çocuklar genellikle çok iyi yapılandırılmış ve kendilerine özel tedavilere iyi reaksiyon verirler. En başarılı
program ebeveynlere yardımcı olan
ve çocuğun yaşamına iletişimsel,
sosyal, davranışsal, uyum sağlayıcı ve eğitici yönler katandır. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) çocuğun fonksiyonlarının gelişmesi ve
potansiyeline ulaşması için şu stratejileri önerir:
nnÖZEL TERAPİ GEREKLİ
Davranışsal eğitim ve yönetim. Davranışsal eğitim ve yönetim, davranış ve
iletişimi geliştirmek için pozitif destek,
kendine yardım ve sosyal beceri eğitimini kullanır. Uygulamalı Davranışsal Analiz, Otistik ve İlgili İletişim Engelli
Çocukların Tedavi ve Eğitimi ve duyusal entegrasyon gibi çeşitli tedavi türleri geliştirilmiştir. Özel terapiler.Bunlar
konuşma, meşgale ve fiziksel terapilerdir. Bu terapiler otizmi yönetmede
önemli unsurlardır ve hepsi çocuğun
tedavisinin aşamalarına dahil edilmelidir. Konuşma terapisi otistik çocuğun daha iyi iletişim kurabilmesi için dil
ve sosyal becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir. Meşgale ve fiziksel terapi koordinasyon ve motor becerilerdeki
eksiklikleri geliştirmeye yardımcı olabilir. Meşgale terapisi, otistik çocukların
duyulardan (görme, duyma, dokunma,
koklama) gelen bilgiyi daha yönetilebilir yollarla işlemelerine de yardımcı olur.
(*) WebMD’den çevrilmiştir. Ayrıntılı bilgiye ulaşmak için WEBMD web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
26
Tedavide
kitlesel
iyileşme
Son çare
Herhangi bir tedavi aradığınızda, her
zaman bilginin kaynağını bulun ve bilimsel olarak uygun olup
olmadığına bakın. Bir
tedavinin kullanılması için, bireysel başarılar yeterli değildir. Büyük ve bilimsel
olarak kontrol edilip onaylanmış çalışmalara bakmalısınız. Uzmanlar henüz
otizmi engelleyecek
bir yol bulamamıştır.
Otizmi çocukluk aşılarına bağlayan hikayelere karşı toplumsal ilgi halen devam
etmektedir. Fakat
yapılmış olan birçok
araştırma bu bağlantıyı kanıtlayamamıştır. Eğer çocuğunuzun
aşılarını yaptırmazsanız, hem çocuğunuzu hem de diğerlerini
tehlikeye atmış olursunuz, çünkü bu hastalıkların çoğu çok
zarar verisi, hatta
ölümcül olabilir.
ilaç
İlaçlar depresyon, anksiyete, hiperaktivite ve obsesif-kompülsif gibi otistiklerin problemli davranışlarını tedavi etmede ilaç kullanılabilir.Toplum desteği ve ebeveyn eğitimi. Destek
ve eğitim için doktorunuzla konuşabilir veya
TOHUM vakfı gibi yasal bir gruba başvurabilirsiniz. Otistiklerin çoğu uyku problemi yaşar.
Genellikle aynı saatte yatmak ve kalkmak gibi
bir rutin belirlenerek tedavi edilir. Doktorunuz
son çare olarak ilaç tedavisini deneyebilir. Sekretin ve işitsel bütünleşme terapisi gibi alternatif
tedaviler hakkında hikayelere medyada ve diğer
iletişim kaynaklarında sıkça rastlanır.
Kaynak http://www.e-psikiyatri.com/category/otizm-cocuk
27
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Otistik bireylerde
yaptığımız havuz
çalışamaları
Oyun ile suyu sevdirme çalışmaları:
Otistik çocukların genel özelliklerinden biride suyu çok sevmeleridir.
S
u ile o kadar barışıktırlar ki normalde yaptırılamayan
hareketleri yerine
getirilemeyen bir çok işlevi su ile oynarken çocuklarımıza uygulatabiliriz.
Suyu ödül olarak kullanabiliriz. Çocukların sevdiği materyalleri kullanarak
suyu sevmelerini sağlayabiliriz. Çocukların güven
duyduğu ve yanında olmasını istedikleri kişilerle birlikte eğitime katılması ile
(öğretmeni, annesi, kardeşi, v.s.) onların suyu sevmelerini sağlayarak motivasyonlarını artmasını
sağlarız, ayrıca havuz içe-
Havuzda
terapinin
neticeleri
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
risinde oyun formatında istedikleri hareketleri yapmalarına izin vererek
(suya atlamak, suda yakın
temaslı oyunlar oynamak
v.s.) eğitimlerden yüksek
verim alınmasını sağlarız.
Otistik çocukların benzer
özellikte diğer çocuklarla
havuz ortamında bir araya
gelmeleriyle sosyalleşmelerine doğal bir ortam
hazırlanmış oluruz.
Yarışma kavramını
kazanmış çocukların yarışma ortamı oluşturarak
çeşitli senaryolarla birbirleri arasında dil iletişimi ile
sosyal iletişim kurmalarını
sağlarız.
SONUÇ OLARAK otistik bireyler konusunda uzman eğitmenlerimiz, tecrübe
ederek şu sonuçlara varmıştır:
Havuz çalışmaları vücudun tüm işlevleri için vazgeçilmez birer ön koşuldur.
Solunum, dolaşım, sindirim, boşaltım
işlevlerinin gerektiği biçimde yerine getirilmesi ancak bu çalışmalar ile
28
Bulunması gereken özellikler
1
Sindirim ve boşaltım sistemi normal
çalışmalı tuvalet
alışkanlığını kazanmış olmalıdır
2
Bağımsız giyinip
soyunabilmelidir.
3
Alıcı dili açık komut alabilir olmalı
4
Bulaşıcı cilt ve
deri hastalığı bulunmamalı
sağlanmıştır. Onun içindir ki; çocuklar
havuzda oynarken çok neşeli ve mutludurlar. Havuz sonrası etkinliklerde daha canlı, iştahları artmış ve daha
düzenli uyuyan bireyler haline gelmişlerdir. Havuz çalışmaları çocuğun kendini özgür hissetmesine ve rahatlamasına
olanak sağlamaktadır.
Otistik
Bireylerde
Su ile Terapi
ÇALIŞMALAR
nnÖğrenci Performanslarının Tespiti
1
. Yüksek işlevli öğrenci(asperger-hiperleksi):
Bulunduğu ortamın farkına varabilen,verilen
komutları alabilen ve uygulayabilen, iletişim, sosyal
yaşam becerileri, günlük yaşam becerilerini istenilen düzeyde uygulayabilen bireylerdir.
2
. Orta derecede işlevli öğrenci: Bulunduğu ortamın farkına varabilen ,verilen komutları sınırlı düzeyde yerine getirebilen (bir kısım fonksiyonların sözel yada fiziksel yardımla yerine getirebilen
) günlük yaşam becerilerini kısmen uygulayabilen
bireylerdir.
3
.Hiperaktivitesi olan ve hipoaktiv olan: İşlevleri farklı düzeylerde olup ,fiziksel aktiviteleri olağandan çok hızlı hareket eden ve dikkat süresi kısa
olan bireylerdir.
4
. Düşük işlevli öğrenci(mental reterdasyon):
Bulundukları ortama göre farklı tepki vermeyen, çoğunlukla dış dünyasına kapalı, değişiklikleri kabullenmeyen, sosyal iletişimi sınırlı olan bireylerdir.
5
.Suyu değişik sebeplerle reddeden öğrenciler: Genellikle bulunduğu ortamın farkında olan
fakat geçmiş yaşantısında su ile ilgili çeşitli olumsuz tecrübeler yaşamış ve bu yaşadığı olumsuzluklara karşı tepkiler geliştirmiş bireylerdir. Bunun yanı
sıra normal şartlarda su ile barışık olan fakat havuz
ortamında bulunan su kitlesinin büyüklüğüne yada
ortamdaki herhangi bir materyale bağlı olarak çeşitli sebeplere dayanan korkular,nedeni bilinemeyen korkular sebebi ile havuz çalışmasını reddeden
bireylerdir.
Rahatlama fazla enerjinin yönlendirilmesi ile harcandığından çocuklar açısından çok önemli gelişmeleri de
beraberinde getirmektedir. Ancak bazı aşırı davranışların
kısıtlanması ve kurallara uymanın sağlanması da en az su
ile terapi çalışmaları kadar önemlidir. Havuz etkinliklerinde esnek davranmalı çocukları daha az kısıtlayıp daha
yalın kurallara uymaları sağlanmalıdır.İster tek başına
isterse grup halinde çocuklar oyun oynayabilmelidir.
29
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Hidroterapi
Kavramı
Tedavisi ve
Engelli Bireyler
Üzerinde
Uygulanışı
Semanur ÖZKUL
Beden Eğitimi Öğretmeni
S
uyun iyileştirici özelliklerinden
insanlar eski çağlardan beri faydalanmışlardır. Eklemlerindeki ya da kaslarındaki ağrılardan
yakınan hastalara yararlı olan hidroterapi tıp çevrelerince 1930’lu yıllara
kadar benimsenmemiştir. Günümüzde ise Hidroterapi yani su ile tedavi
doktorlarında ek olarak önerdiği tedavi
yöntemlerinden biridir.
nnHİDROTERAPİ TEDAVİSİ
Hidroterapi suyun, eklemler ve
kaslar üzerine binen yükü azaltması ve ağrı kontrolüne yardımcı olması sebebiyle fiziksel bozuklukların tedavisinde kullanılmaktadır. Hidroterapi
yani Havuz Terapisi; yer egzersizlerine
kıyasla daha güvenli bir ortam sunar
ve daha etkili sonuçlar alınmasını sağlar. Özel bir havuzda fizyoterapist veya
hidroterapist ile gerçekleştirilen tedavi, kas gruplarının ve eklemlerin üzerindeki yükü azaltarak, daha kolay ve
ağrısız egzersize imkan verir.
Hidroterapi bir fizik tedavi yöntemi
olarak da kullanılmaktadır. Ancak bazı
hidroterapi yöntemleri bugün kullanılmamaktadır.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
30
Hidroterapi: Hidro “su” ve Terapia
“tedavi” kelimelerinden oluşmuştur.
Kısaca suyla tedavi anlamına gelir.
Suyun katı, sıvı veya gaz hallerinin
vücudun dışından veya içinden tedavi
aracı olarak kullanılmasıdır.
Örneğin: Hastanın sırtına ve
bacaklarına sıcak ve soğuk olarak
değişen basınçlı su sıkmak gibi duş
yöntemleri artık kullanılmayan hidroterapi yöntemlerindendir. Bugün kullanılmayan bir başka yöntem de hastanın tuz, çamur gibi turbo içeren
banyolara girmesidir. Hidroterapi hastanın tedavisine erken başlamasına
olanak vererek bir an önce iyileşmesini sağlar. Böylece uzun süre hareketsiz
kalmaktan doğabilecek zararlı durumları önler.
nnENGELLİ BİREYLER ÜZERİNDE
UYGULANIŞI
Büyük hastaneler ve bazı özel
rehabilitasyon merkezlerinde hidroterapi ya tek kişilik küvetlerdeki ya da
havuzlardaki su içinde bireyleri iyileştirici özel hareketler yaptırılarak uygulanır. Hidroterapi genel olarak eklemleri
ve kasları herhangi bir nedenle yıkıma
uğramış, zayıflamış ya da sertleşmiş
bireylere uygulanır.
Hidroterapi suyun kaldırma gücünden de yararlanır. Bazı bireylerin bacak
kasları zayıfladığı için vücut ağırlığını çekemez. Kimi bireyler de ame-
liyat geçirdiği için kol ve bacaklarını kullanmakta zorluk çekebilirler. Bu
gibi durumlarda eğer vücut hareketleri yapmak gerekiyorsa, doktorlar çoğu
zaman su da yapılan vücut hareketlerini su egzersizlerini tavsiye ederler. Bir
birey boynuna kadar su içine girdiği
zaman normal ağırlığının ancak onda
birinden daha azı bacaklarına yük olarak biner.
Böylece su içinde bulunmak bireyin normalde yapamayacağı egzersizleri yapabilmesini sağlar.
Sıcak su ağrıyı hafifletmeye ve gergin kasları gevşetmeye yarar. Sağlıklı bir kişi alışık olmadığı halde ağır kas
hareketleri yaptıktan sonra rahatlarsa; sıcak su, eklem ve kasları ağrıyan
bireyi de aynı şekilde rahatlatır. Bazı
durumlarda bireyin eklem ve kasları sertleşerek hareketleri zorlaşır ve ağrı
verir. Bu gibi eklemler sıcak suya sokulunca çevredeki kaslar gevşer. Böylece eklemli yerler daha kolay ve rahat
hareket etmeye başlar. Felç, yürüme
güçlüğü, denge problemi, kas hastalıkları, ortopedik cerrahi sonrası problem yaşayan bireylerde havuz terapisi
uygulanabilmektedir.
‘HAVUZDA ÇOK MUTLULAR’
TSK
Serbest
Mert CENGİZ
Ömer Gazi GÖLOĞLU
:Bronz
:Gümüş
Elele Vakfı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde öğrenciler beden
eğitimi öğretmeni nezaretinde, haftada 2 saat hidroterapi eğitimi almaktadırlar. Aynı zamanda yüzme antrenörü olan Semanur ÖZKUL öğretmen
ile otistik ve zihinsel engelli çocuklarla havuzda oldukça
iyi zaman geçirip, bire bir iletişim kurulmakta, içlerinden
yetenekli sporcular belirlenmektedir.
Uzun çalışmalar sonucunda yetenekli engelli çocuklarımızın yüzme branşlarındaki yetenekleri doğrultusunda
yarışmalara hazırlanma safhasına geçilmektedir. Çocuklarımızın lisanslama aşamasında Türkiye Özel Sporcular
Federasyonu ile çeşitli il bazında yapılan yarışlara girmesini sağlayarak dört sitilde (Serbest - Kurbağalama - Sırtüstü - Kelebek) yarışlara katılmaları sağlanmaktadır.
Sırtüstü
Ali Batıhan OĞUZ
Mert CENGİZ
:Altın
:Bronz
Kurbağalama
Ali Batıhan OĞUZ
:Bronz
Kelebek
Mert CENGİ
:Bronz
31
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Bağışçımız Semiha
Erkmen’den Mektup
“TSK Elele Vakfı Genel Müdürlüğüne Ankara-Bahçelievlerde vasiyetli daire bağışında
bulunan Em.Öğr. Semiha ERKMEN tarafından Vakfımıza gönderilen mektup;
E
lele Vakfının Dergisini okurken içimde
hissettiğim üzüntü,
umut ve gurur duygusu idi. Üzüntüm, çaresizlik içinde olanların ruh
hallerini düşünmemden
geliyordu. Fakat Elele vakfının uzattığı güçlü eller hissettiğim umut ve gurur
duygularımı arttırdı, üzüntümü azalttı. Biliyorum ki
bu eller uzandığı her yere
şifa ve yaşama sevinci getirecek, sonra düşündüm ki
yalnız, yasak bedenlere ve
yasak kalplere değil yaşlanmış yalnız kalmış, yaşam
savaşını tek başına başaramamış hayattan bezmiş
kişilere el uzatmış onlara bir
yuva kurmuş “Özel Bakım
Merkezi”ni hediye etmiş
bağrına basmış.
Şimdi o kişiler yaşamları arasında dostluklar kurmuş gördükleri sevgi saygı
duyguları ile yeniden yaşama mutluluk duyguları ile
devam etmekteler. Bende
onlardan biriyim. Bu öyle
bir minnet ki kurucuların
ane kadar minnettar olunsa yeridir.
Bu mekanlarda hizmet
veren çalışan her bireye
saygı minnet duygularımı
sunarım. Başarılı çalışmalarının devamını temenni
ederim. Genç ve yaşlı herkese yaşama devam arzusu vermesi bakımında etkili olur ümidi ile şair “Melih
Cevdet ANDAY” şu şiirini
ekliyorum.
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
ÇOK GÜZEL ŞEY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dğnyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Melih Cevdet ANDAY
Semiha ERKMEN
Em.Öğr.
Özel Bakım Merkezi
Hak sahibi
32
İ
P
A
R
E
T
U
DUY
D
uyu Bütünlüğü; çevremizle
(sosyal ve fiziksel) olan etkileşimimizde vücudumuzu etkili bir
biçimde kullanabilmemizi sağlamak
için vücudumuz ve çevreden gelen
duyuları organize eden nörolojik bir
işlemdir. Beyin bu işlemi günlük yaşam
aktivitelerinde kullanır.
Duyu bütünlüğü beyin-davranış
(öğrenme) ilişkilerine dayalı bir teoridir.
Bu teori fonksiyonel yeteneklerin geliştirilmesi için beyinin nasıl çalıştığını,
kişilerin özel durumdaki davranışlarını
açıklar. Özel güçlükleri düzeltmek için
tedavinin planlanmasına ve tedavi sonrasındaki davranışta nasıl değişim olduğunu anlamamıza yardım eder.
Duyu Problemi Olan Çoçuklarda:
•Hiperaktivite ve dikkat bozuklukları
•Davranışsal problemler
•İşitme ve konuşma gecikmesi
•Motor koordinasyon problemleri (top atıp yakalamak, tek ayak zıplama, parmak topuk yürüme, sıçrama
ve alkışlama)
•Okulda öğrenme güçlüğü
•Adolesan çağda problemler
görülebilir.
Örneğin: bedensel farkındalığı olamayan ya da zayıf olan çocuk, günlük
yaşam aktivitelerini (GYA) koordineli
olarak yapamayacak, yeterli kuvvet ve
enduranslı olarak başaramayacaktır.
Böylece bu çocuk sakar çocuk diye
adlandırılacaktır. (Makas kullanamayabilir, bisiklet binemeyebilir)
Motor planlama yetersizliği (dispraxi) olan çocukta şımarık çocuk diye
adlandırılır. Davranışlarını kontrol ede-
mez adaptif cevap veremez.
(adaptif cevap: çevrenin istediği
etkileşimle vücudu etkili kullanma)
Örneğin masa üstüne yatıp yazı
yazan çocukta duyu problemi var
mı yönünden araştırılması gereklidir.
Genel olarak duyu
problemi olan çocuklar
oyun oynayamazlar ve
dikkat eksikleri vardır.
Duyu değerlendirmesi iyi bir hikaye ve aile öyküsü almakla başlanır.
Daha sonra ince ve kaba motor becerilerin, iletişim becerilerinin, sosyal ve
emosyonel becerilerinin, oyun oynama becerilerinin, postural ve sağlık problemlerinin değerlendirilmesi
ile devam eder. Alınan bu değerlendirmelerin ışığında her çocuğa özel
Duyu Terapisi planlanmalıdır.
Hayırsever
Bağışçımız
Özel TSK Elele Vakfı GATA
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencilerinden Seben Naz ÇAKMAKLI’nın
annesi Sayın Sevil ÖZKAN
tarafından merkezimizde yaptırılan Duyu Terapi Odası 05
Şubat 204 tarihinde Sayın
Genelkurmay Bşk.Eşi Kamuran ÖZEL tarafından açılarak
hizmete başlamıştır.
Duyu Terapi:
33
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
tin
Fizyoter apist Müge Erçe
e
v
i
p
a
r
e
t
Hipo
i
p
a
r
e
T
a
l
t
A
NEDİR?
ın
Atın yüzyıllar içerinde yayg e
id
kullanım alanlarından biris ,
den
atın iyileştirici özelliklerin ve
n
çok boyutlu hareketlerinde k
ra
vücud ısısından yararlanıla
ilengelli bireylerin tedavi ed pi
tera
mesi işlemidir. İlk düzenli
1875
amaçlı at binme çalışması
yılına dayanır.
ONLAR
Engelleri
“AT”la
daha kolay
aşıyorlar
eolarak kullanmak suretiyle üst
da Polio salgıkat
refa
için
si
me
sinden gel
nının ardından
etmesi işlemidir.Atla Terallatı
baş
pi
İskandinavya’da atla tera
pi seansları bireysel yada
a’da
mıştır.1969 yılında ise Amerik
gruplar halinde uygulanır
ing
NARHA (North American Rid
,at binme teknikleri kullaatiFor The Handicapped Associ
nılır.Bu yöntem 2 yaş üstü
r
on) kurulmuştur.İlk seneler spo
bireyler için uygundur.
ve rekreasyonel aktivite amaçAncak bu uygulama terapi
rlı kurulan NARHA 1980’li yılla
görecek kişinin özel ihtioda Tıbbi Rehabilitasyon , Psik
yaçlarına cevap verecek
arını
lojik Destek ve Eğitim amaçl
nitelikte olmalıdır.Progişda bünyesine katarak gelişm
ram 3-6 aylık süreler şeklı
tir.Günümüzde NARHA’ya bağ
linde planlanır ve uyguak600’den fazla merkez bulunm
lanılır.
e’de
tadır.Bunlardan biride Türkiy
t
me
2003- 2009 yılları arsında hiz
k ve
icili
Bin
rle
llile
nge
T(E
veren EBA
z
mu
Atla Terapi) Derneği’dir. Okulu
robünyesinde çalışan eğitim kad
ı alasu da EBAT’dan gerekli kurslar
tiEği
rak Hipoterapi ve Atla Terapi
,
mini vermeye başlamıştır
Atla Terapi ; engelli bireye ,zorluklardan dolayı yaşadı
acı
am
pi
ğı sorunların,atı bir tera
1946’
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
34
k
o
ç
ı
s
a
f
i
Ş
n
ı
At’
ye yardımcı olur.
rak gövde dengesini geliştirme
erapi Amaçlı:Terapi
yardımcı olarak kas
n Kassal tonusu arttırmaya
amaçlı at binmede at
olur.
cı
kuvvetini geliştirmeye yardım
ir.
aktiviteleri;fiziksel,psikolojik,d
iştir
n Eklem hareketliliğini gel
uyusal,davranışsal,iletişimsel
ir.
iştir
n Solunum sistemini gel
unu azaltmaya
bozukluk ve uyumsuzlukların
stisiteyi ve kontraktür oluşum
Spa
n
ola
yol
bir
giderilmesinde
yardımcı olu.
rak kullanılır.Atla Terapi faair.
n Mesane kontrolunü geliştir
liyet alanı içerisindeki Terapi
rır.
n Sosyal iletişimi artı
en
geliştirir.
Amaçlı çalışmalarda tamam
n Kendine güven duygusunu
itli engel grupçeş
Pİ
RA
TE
PO
ırır.
HİP
n
and
ola
kaz
i
tıbbi bir bölüm
n Yaşama sevinc
rapistler tarafından atla
larındaki engellilerin Fizyote
tedavi edilmesi işlemidir.
Hastalıkları,Omurilik
Genel olarak bu gruplar:Kas
omalileri,Kafa
Yaralanmaları,MS,Gelişim An
putasyon,Spina Bifida
ece dinTravmaları,Serebral Paralizi,Am
At önemlidir. Çünkü atlar sad
ır.
ece hassas
ve beyin kanamasıd
ler ve hisseder. Atlar son der
şeye dikkat gösher
Burada amaçlar ise:
eki
nd
esi
hayvanlardır,çevr
eişm
gel
inin
ern
pat
ş
üyü
yür
n Doğru
e ayarlar.
terip hareketlerini ona gör
r.
olu
cı
mik ve tekrar
sinde yardım
Atın yürüyüşü; değişken ,rit
ehar
inin
ges
böl
a
kalç
ve
vis
etkili ve duyumn Pel
eden hareketler ile binicisine
rır.
artı
ini
tın yürüyüşünün
ketliliğ
sal girdiler sağlamaktadır.A
artıran Baş ve gövde kontrolünü
e sırasında oluşan
değişkenliği insanın yürüm
ye yarme
iştir
gel
uşu
dur
gün
düz
zemektedir.Bu
rak
pelvis hareket şekillerine ben
dımcı olur.
aş , ritmik ve çok
nedenle atın gövdesini yav
ran Denge reaksiyonlarını uya
yöneliktir.
boyutlu hareketleri tedaviye
T
Neden Atlar ile Tedavi?
35
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
Tahsin Ertem
Hv.Plt.Astsb.Kd.Bçvş
Hayırsever Bağışçı Em.Hv.Plt.
Kd.Başçavuş Tahsin ERTEM, 12
Nisan 2014 günü kaldığı huzur
evinde çıkan yangın sonucunda hakkın rahmetine kavuşmuştur.
1923 doğumlu Tahsin
ERTEM 1945-1970 yılları arasında Türk Hava Kuvvetleri’nde
TAHSİN BEY
Hep göklerde hizmet verdin yurduma
Kader, sana nasıl baktı Tahsin Bey
Her zaman ölüme hazırdın, ama
Bu facia bizi yaktı Tahsin Bey
Doksan bir yaşında bir koca çınar
Gökte uçan pilot, karada pınar
Tüm dostların her gün hep seni anar
Bu facia bizi yaktı Tahsin Bey
Bitirdin dünyada her görevini
TSK ELELE Vakfı’na verdin evini
Hep burada Yalçın, Aydan, Nevin’i
Bu facia bizi yaktı Tahsin Bey
Hani demiştin ya “gidiyor yaşım
Gün gelir bitecek benim de aşım
Bana da şiir yaz arkadaşım”
Bu facia yaktı bizi Tahsin Bey
Bizim için çok zor sensiz bir hayat
Şekerim çok acı, ekmeğim bayat
Yerin cennet olsun, nur içinde yat
Bu facia yaktı bizi Tahsin Bey
Fevzi OKUMUŞ | 13.04.2014
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
36
görev yapmıştı. Eğitiminin
ardından C-47 uçaklarında
uzun yıllar uçan Tahsin ERTEM
ÇEVRESİ tarafından da çok
sevilen ve saygı duyulan birisi idi.
Arkadaşı Fevzi OKUMUŞ
un Yazdığı şiiri paylaşıyor,
kendisini rahmetle anıyoruz.
Millilerden
Engelli basketçilere
anlamlı ziyaret
Ç
Milliler, Org. Doğan BEYAZIT
Spor Salonu’nda; Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Atıcılık ve Okçuluk Takımının sporcularıyla
buluşarak onlara milli takım forması hediye etmişlerdir. Ampüte Futbol
Takımı ile halı sahada bir araya gelen
Ay-Yıldızlılar, ampüte futbolcularla maç
yapmışlardır.
Maç sonrası basın mensuplarına açıklamada bulunan kaptan Arda TURAN, “Gazileri sevgi ve saygı ile anarak, ülkemize katkıları için teşekkür ederiz. Duygular ifade edilemez, bizim için yaptıkları tartışılamaz. Buraya onlarla
güzel bir gün paylaşmaya geldik. Bize hiçbir engellerini
yansıtmadılar. Onları tanıdığımız için, buraya geldiğimiz
için çok mutluyuz. Yaptıkları için minnettarız.” dedi.
37
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
ı
r
a
l
Bun
Biliyor uz?
musun
Sokak adı şifreli
İlk göz ağrısı
Eskiden savaşlar şimdikinden çok olduğu
için, Anadolu’nun hemen
her köyünden, hemen
her hanesinden şu ya da
bu cephede savaşan bir
asker olurmuş.
Bu askerlerin geride kalan anaları, kardeşleri, hanımları, nişanlıları, yavukluları olurmuş
elbette. Bu biçareler,
vatanını, milletini, dinini muhafaza için cephe
cephe koşan yiğitleriyle
elbet gurur duyarlarmış
ama ağlamadan, göz yaşı
dökmeden de gün geçirmezlermiş.
Bazen aşikar, bazen
gizli gizli ağlayan genç
kız ve gelinlerimizin göz
pınarları kuruyup gözleri
çapaklanmaya ve ağrımaya başlarmış.
Birbirleriyle konuşurken, o zamanın terbiyesi icabı:
“Senin yavuklun,
senin kocan” diyemezler, utanırlarmış. “Benim
göz ağrımdan hiç mektup
gelmiyor, seninkinden
haber var mı?” diye sorarlarmış.
Bu deyim, sevdiklerimiz içinde en birincisi
anlamında kullanılır.
Sokakların adı anlamlı
Anıtkabir’in hemen yanında yer alan
sokak adlarının bir araya getirildiğinde
“Ordular, ilk hedef(iniz) Akdeniz(dir), ileri”
cümlesi ortaya çıkmaktadır.
Güme gitti
Yeniçeriler günümüz polisliğini yaptığı dönemlerde olaylara müdahele edip,göz altına alacakları
adamları kodeslere götürür. İçeri atarkende hooop...
güümm derlermiş. Ahalide bir olay sırasında suçsuz yere içeri alınan insanlara “Vay be! adam bağıra
çağıra güme gitti!” derlermiş.
rdan
başındaki veya boynundaki damarla
ız
ans
imk
n
anı
am
yal
ini
ni
n Kendi dirseği
birinin yırtılabileceğini ve ölebileceğ
tutnu
olduğu
n Hapşırdığın sırada gözlerini açık
atyar
kı
yan
ın
asın
eklam
ilec
vak
yab
vak
n
n Ördeği
maya çalışırsan, yerlerinden fırla
adı
am
klay
açı
in
sen
madığını ve bunu kim
lerini
dolağını
n Domuzların vücut yapılarından
e
rind
ele
kin
ma
i
gökkop
ırıp
foto
i
n Dünyadak
yı hiçbir zaman başlarını yukarı kald
kima
n,
ünü
3
%2
rın
meydana gelen arızala
yüzüne bakamadıklarını
n
rını
ola
pop
di
ken
telerup
otu
üne
nenin üst
n Dünya nüfusunun %50 sinin hiç
esay
ar
anl
ins
yen
iste
k
fotokopisini çekme
fonla konuşmadığını
ini
ını
diğ
gel
na
yda
me
sinde
n Farelerin ve atların kusamadıklar
yak
da
sın
sıra
u
uyk
a
leunc
din
ey
boy
ın
n Yaşam
n 1 saat süreyle kulaklıkla birş
i
ğin
ece
yiy
ek
mc
ırörü
artt
0
laşık 70 böcek ve 10
menin kulaktaki bakteri sayısını %70
(Mmmmh!!:)
dığını
ı
uğunu
n İdrarın zifiri karanlıkta parladığın
n Çakmağın kibritten önce bulund
aurg
kab
,
san
şırır
her
n Eğer çok şiddetli hap
n Parmak izleri gibi dil izlerinin de
ini
ceğ
bile
kıra
ni
nu.
biri
larından
insan için benzersiz olduğu
an,
n Hapşırmayı engellemeye calışırs
?
z
u
n
u
d
y
u
m
r
o
y
i
Bil
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
38
KARE BULMACA
Soldan sağa 1. Orhan
Asena’nın bir oyunu 2. Vilayet
- Kızgın, yakıcı - Kaba baston
3. Ağzına kadar dolu - Favori
4. Yapım - Divan edebiyatında
gazelin son beyti 5. Rutubet Lanetlenmiş
6. Bir kömür türü - Aynı
adı taşıyanlardan her biri 7.
İsrail’in plakası - Bilgin - Tavlada “iki” sayısı 8. Dört mısralı
bir divan edebiyatı şiiri türü,
dördül - Mitolojide “savaş
tanrısı” 9. “... Gündüz Kutbay” (ney üstadı) - Kız evlat
10. Din ile devlet ve yönetim
işlerini birbirinden ayrı tutan,
dini kuruluşların yetkisi dışında
kalan - Bir burç adı 11. Etkin,
aktif - Kalça kemiği
12.
Türkü,şarkı - Kısa ve enli bir
kılıç türü - Küçük mağara 13.
Büyük devlet adamları - Kadın
14. Masrafı az, hesaplı, iktisadi 15. Mübalağa yaparak
övme - Daha uzak olan yer
veya şey, mavera 16. Bir peygamber adı - Platin’in simgesi - İçki mahzeni 17. Tel, sicim
veya iplikten kafes şeklinde
yapılmış örgü - Bahçelerde
çiçek dikmek için ayrılan
yer - Bir soru sözü 18. İyi
bakım ve ilaç tedavisi - Obur
19. Kaynağından enerjinin
yayılması 20. Notada duraklama işareti
21. Fransa’nın para birimi 22. Sümerler’de su tanrısı
- Matematikte 3.14 sayısı 23.
Akıllı, zeki
24. Bulunduğu yerden
yukarıya doğru çıkma, yükselme, yücelme
Yukarıdan aşağıya
1. Resimdeki yazar ve şairin
bir eseri - Acıklı, çok acıklı,
yürekler acısı, trajik 2. Bayrak
- Üst yanı açık boru - Çıplak Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy, sorguç Şartlar, koşullar 3. Bahçe veya
parklarda bulunan oturmaya yarayan sıra - Yavru, çocukYaralama - Uzunluğu veya
boyu az olan - Nikel’in simgesi 4. Bir işin istekliler arasından
en elverişli teklifi yapan kimseye verilmesi - Bir haber ajansı
- Peru’da yaşayan uzun tüylü,
memeli bir hayvan - Bütün,
tamam - Neptünyum’un simgesi 5. Söz, laf - İslamiyet’te
sünnet ehli denilen 4 büyük
mezhepten biri ve bu
mezhepten olan kimse - Bir
telefon sözü - Özek doku
6. Cilde yumuşaklık vermek
veya dış etkilerden korumak
için sürülen güzel kokulu merhem - Bir geçmiş zaman eki
- Bir bilim veya sanat kolunda
ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
- Yansız, tarafsız 7. Kalın halat
- Yakıt olarak kullanılan bir petrol ürünü - Helyum’un simgesi
8. Fas’ta bir ırmak - Antalya’nın
bir ilçesi - İkiyüzlülük - Uzun,
yorucu ve özenli
Çalışma 9. Dul kalan kadının
sadakatini göstermek üzere
kendini kurban etmesi şeklinde
bir Hindu geleneği - Bir damla
gözyaşı - Kayınbirader - Mezopotamya panteonunda tüm
tanrıların babası ve kralı olan
gök tanrısı 10. Resimdeki yazar
ve şair - Resimdeki yazar ve
şairin bir eseri
Tsk Elele Vakfı Özel Eğitim ve
Rehabilitasyon Merkezleri Adres Bilgileri:
TSK Elele GATA Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ile Mesleki İş Eğitim
Merkezi;
Adresi :GATA içi Etlik/Ankara,
Tel
:(0312) 326 04 00
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
TSK Elele Güvercinlik Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi;
Adresi:Jandarma Genel K.lığı Güvercinlik Lojmanları içi Şaşmaz/
Ankara, Tel:(0312) 278 53 86
TSK Elele Diyarbakır Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi;
Adresi:General Galip Deniz Kışlası içi Dr.Şeref İnal Öz Caddesi Yenişehir/Diyarbakır
Tel: (0412) 223 37 73
39
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
TANITIM
TSK Yara
arÜna Faaliye
et Gösteren VakÜflar
TSK ELELE VakfÜ
www.elele.org.tr
Tel : 0 312 431 99 36
TSK Güçlendirme VakfÜ
www.tskgv.org.tr
Tel : 0312 468 87 88
Mehmetçik VakfÜ
www.mehmetcik.org.tr
Tel: 0 312 284 19 70
TSK DayanÜíma VakfÜ
www.tskdv.org.tr
Tel : 0 312 448 13 11
TSK Eðitim VakfÜ
www.tsk-yurt-vakif.org.tr
Tel : 0 312 231 21 10
OrtaklÜklarÜmÜz ve ñítirakklerimiz
TÜRKTRUST Bilgi ñletiíim ve Biliíim Güvenliði Hiz. A.ì.
Bilgi, ñletiíim ve Biliíim Teknolojileri, Biliíim Güvenliði ve
Elektronik ñmza ile Elektronik Kimlik (Sertifika) SaðlayÜcÜlÜðÜ
alanlarÜnda faaliyet göstermek üzere, 02 Aðustos 2004
tarihinde TÜRKTRUST Bilgi, ñletiíim ve Biliíim Güv. Hiz.
A.ì. kurulmuítur. VakfÜmÜz % 99 hisse ile kurucu ortak
statüsündedir.
TURKTIPSAN SaðlÜk Turizm Eðitim ve Ticaret A.ì.
Türk SilahlÜ Kuvvetleri yararÜna faaliyet gösteren altÜ vakÜf
tarafÜndan, SaðlÜk, Otomotiv, Petrol, Eðitim, Ticaret ve Turizm alanlarÜnda faaliyet göstermek üzere kurulan TURKTIPSAN SaðlÜk, Turizm, Eðitim ve Ticaret A.ì.ne VakfÜmÜz % 25
hisse ile ortak bulunmaktadÜr
MEHMETÇñK VAKFI Sigorta AracÜlÜk Hizmetleri Ltd. ìti.
Türk SilahlÜ Kuvvetleri YararÜna Faaliyet Gösteren üç vakfÜn
birlikte kurduðu ferdi kaza, emeklilik, konut, kasko, saðlÜk,
iíyeri ve deprem sigortasÜ branílarÜnda faaliyet gösteren
íirkete vakfÜmÜz % 10 hisse ile ortak bulunmaktadÜr.
GÜLSAV Pazarlama DaðÜtÜm. A.ì.
Türk SilahlÜ Kuvvetleri YararÜna Faaliyet Gösteren beí vakfÜn
ortak olduðu GÜLSAV Paz.ve Dað. A.ì.ne, VakfÜmÜz da
% 49 hisse ile ortak bulunmaktadÜr.
TSK ELELE VAKFI DERGñSñ
28
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
40
TSK ELELE VAKFI
BANKA VE POSTA ÇEKİ BAĞIŞ
HESAP NUMARALARI
Bağışlarınızın, vakfımıza ulaştığının tarafınıza
bildirilebilmesi için, isim ve adres bilgilerinizi mutlaka
işlemi yapan kişilere belirtiniz.
Ziraat Bankası
Ankara Kızılay Şube (TL) :
IBAN : TR970001000685390259905002
Ankara Kızılay Şube (USD) :
IBAN : TR700001000685390259905003
Ankara Kızılay Şube (EURO) :
IBAN :TR100001000685390259905016
Vakıf Bank
Ankara Kolej Şubesi (TL) :
IBAN :TR150001500158007288774545
Halkbank
Ankara Küçükesat Şube (TL) :
IBAN : TR290001200921600016000013
ING Bank
Ankara Cebeci Şube. (TL) :
IBAN : TR320009900505050500100006
Türkiye İş Bankası
Frankfurt Şube (EURO) :
IBAN :DE74502306000044000008
Ankara Şube (TL) :
IBAN : TR550006400000142006000000
Yapı Kredi
Ankara Cebeci Şube (TL) :
IBAN :TR470006701000000001000001
TEB
Ankara Meşrutiyet Caddesi Şube (TL) :
IBAN :TR770003200010500000030796
Akbank
Ankara KüçükEsat Şube (TL) :
IBAN : TR490004600101888000066182
Garanti Bankası
Ankara Anafartalar Şube (TL) :
IBAN : TR280006200071100006299431
41
TSK ELELE VAKFI DERGİSİ
42