kelebeğin fırtınası retorik

marketing europe & anatolia
Tarih: Ağustos 2014 Sayı: 32
retorik
Tercih
meselesi...
kelebeğin
fırtınası
Üstün
teknoloji
kazası...
iz k
m
i
iğ erme
l
e
Önc yön v
a
r
a
paz
İçindekiler
marketing
europe & anatolia
Sayı: 32 Tarih: Ağustos 2014
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
e-mail: eksantrik@eksantrik.com
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: elvin@eksantrik.com
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Ekim Sölemez
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
Kısa Kısa
04 - 07
Yeni Ürünler
10 - 11
Medya Dünyası
12 - 13
Röportaj
14 - 17
kelebeğin fırtanası
19
Reklam Dünyası
20 - 21
Röportaj
22 - 26
retorik
29
Kampanyalar
31 - 35
Gezi
36 - 41
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Yayın Türü
Süreli Yayın
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.
Deniz Ap. No: 21 /15
Kadıköy - İstanbul - Tr.
Tel: +90 555 233 24 41
e-mail: meadergi@gmail.com
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
mobil: http://m-mea.eksantrik.com
http://www.facebook.com/meadergi
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
Reklam arası sinema
42
Game On
44 - 45
Kültür Sanat
46 - 47
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com
( editörden)
Midas’ın eşek kulakları...
Medya devlerinin elleri ayaklarına karışmış. Herkeste bir panik havası var. Nedeni ise
demokratik bir ülkede abes ama herkes nedense durumu gayet normal karşılıyor.
Neden bahsettiğimi hepiniz anladınız. Ülkemizde ilk defa cumhurbaşkanı halk
tarafından seçilecek. Oylarının toplamı %10'u geçen meclis dışı kalmış partiler
biraraya gelerek, mecliste grubu olan partiler tek başlarına ya da 20 milletvekili ortak
öneriyle aday sunabiliyordu. Yasalara uygun olarak üç aday ortaya çıktı. Buraya
kadar herşey normal. Ülkenin en üst makamına aday olmak her Türk vatandaşının
yüreğinde yatabilir, 40 yaşın üzerinde olan ve en az dört yıllık lisans mezunu
olanlarsa aday gösterilme hakkına sahipler. Gerçi adaylardan biri üç yıllık okul
mezunu ama diğer adaylar bunu sorun etmediler. Yüksek Seçim Kurulu da sesini
çıkarmadığına göre yapacak birşey yok.
Telaşsa bu üç yıllık üniversite mezununun mutlaka cumhurbaşkanı olmayı istemesi
ve kimsenin ona gerçekleri söylemeye cesaret edememesinden kaynaklanıyor.
Madem ki bu kişi cumhurbaşkanı olmak istiyor, ne olursa olsun kendisine bu
makamın yolunu açmalıyız yoksa kendisi çok üzülecek telaşına kapılmış medya
devleri, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
Şımarık zengin çocuğunu mutlu etmek için her türlü kişilik tavizi vermeye hazır
soytarılar gibi hizmet için yarışırken, memnuniyetsizliklerinin sitemi fısıltılarında
kulaktan kulağa dolaşıyor.
Bu fısıltılar "Midas'ın eşek kulakları" gibi saklandığı kuyunun çevresinde çıkan sazlara
rüzgar estikçe güçlenir tüm ülkeyi sarar mı bilemem ama benim bildiğim bir şey var
marketing europe & anatolia'da her yazar ne düşünüyorsa onu yazar. Kulaklara
fısıldanan sitemlerin korkusu ve birilerini mutlu etmenın telaşı bizim dergimize yön
veremez.
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
Vodafone Vakfı’nın “Önce Kadın” projesi...
Türkiye Vodafone Vakfı’nın kadınların teknolojik iş fikirlerini hayata geçirmeleri için cansuyu sermayesi verdiği
projelerden biri olan www.etkinlikfabrikam.com, Türkiye
Bilişim Derneği tarafından düzenlenen Bilişim Yıldızları
2014 yarışmasında E-eğitimdalında ödüle layık görüldü.
Genç girişimci Ceren Çubukçu’nun “Vodafone Önce Kadın
Programı” kapsamında düzenlenen yarışmada kazandığı
cansuyu sermayesiyle hayata geçirdiği Etkinlik Fabrikam
platformu, herkesin kendi etkinliklerini/organizasyonlarını
internet üzerinden tanıtabilmesini ve etkinlik biletlerini or-
ganizasyonun büyüklüğü veya küçüklüğü fark etmeksizin
www.etkinlikfabrikam.com üzerinden satabilmesini sağlıyor. Küçük segmentlere hitap etmesiyle diğer dijital biletleme platformlarından ayrışan www.etkinlikfabrikam.com,
faaliyete geçtiği Eylül 2013’ten bu yana hızlı bir büyüme
gösteriyor.
Projenin yaratıcısı Ceren Çubukçu girişimiyle ilgili şu
şekilde konuştu: “Etkinlik biletlerini internetten kolayca
satmaya başlamak için Türkçe herhangi bir self-servis
dijital biletleme platformu yoktu. Biletlerinizi internetten
satmaya başlamak için mevcut olan biletleme platformlarının müşteri hizmetlerini arayıp, anlaşmalar yapmanız
gerekiyordu. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak Etkinlik Fabrikam
platformu projesini oluşturdum ve “Vodafone Önce Kadın
Programı” kapsamında düzenlenen yarışmada kazandığım sermayeyle hayata geçirdim. Etkinlik Fabrikam platformu kısa sürede güzel gelişmeler kaydetti. Biz daha çok
küçük grupları hedef alan etkinliklerin biletlerinin satışını
gerçekleştiriyoruz. Projenin şu anki başarısından oldukça
memnunum.”
Türkiye’yi ABD’de Temsil Edecek Kadın Girişimci...
23 ülkeden farklı ve yenilikçi girişimlerin bir araya geldiği
Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’nde Türkiye’yi temsil
edecek isimlerden birisi Armut.com’un kurucusu Başak
Taşpınar Değim oldu. 2013 yılında toplam 248 milyon TL
değerindeki hizmet alım talebini tekliflerle buluşturan ve
Türkiye’nin en popüler 40 alışveriş sitesi arasında gösterilen Armut.com dünya çapındaki girişimlerle yarışacak.
Fark yaratan girişimcilere destek veren ve dünyada 23 ülkede faaliyet gösteren Endeavor’un düzenlediği Endeavor
Uluslararası Seçim Paneli’nde Türkiye’yi temsil edecek
olan girişimlerden biri Armut.com oldu. Armut.com kurucusu Başak Taşpınar Değim, bir kadın girişimci olarak, New
York’ta düzenlenecek etkinlikte Türkiye’nin temsilcilerinden biri olacak.
2011 yılında “Hizmet piş, ağzıma düş.” sloganıyla yola çıkan
Armut.com, hizmet sektöründeki en önemli açıklardan birini, en iyi hizmet vereni müşteriyle buluşturma sorununu
tamamen çözüyor. Çeşitli dallarda uzman 25.000 profesyonelin üye olup, hizmet sunduğu Armut.com sayesinde
KOBİ’ler İnternet ile tanışmış oluyor.
Alexa.com’un verilerine göre Türkiye’nin en popüler 40
4 / marketing europe & anatolia
alışveriş
sitesi
arasında gösterilen
ve aylık ziyaretçi
sayısı
500.000’i
geçen Armut.com,
2011 yılında 50.000
TL kuruluş sermayesiyle hayata
geçmesine karşın,
2013 yılında toplam 248 milyon TL
değerindeki hizmet
alım talebini tekliflerle buluşturarak,
hizmet
sektörünün en önemli oyuncularından biri oldu. Başak Taşpınar Değim
önderliğindeki Armut.com ekibi bu başarılarını Endeavor
Uluslararası Seçim Panel’inde Türkiye’yi temsil ederek bir
kademe daha yukarı taşıyor.
Kısa Kısa
CeBIT Bilişim Eurasia...
Havayolu Sponsoru ise yine THY oldu.
2014 yılında etkinlik tamamen iş dünyasına odaklı olacak. Uluslararası Alım Heyetleri, B2B Match Making Etkinlikleri, Yurt İçi
Alım Heyetlerinin yanı sıra içinde bulunduğumuz coğrafyadan
sektörün lider editörleri ve duayenler CeBIT’te tek bir çatı altında
buluşacaklar.
Katılımcılarının yaklaşık yüzde 65’i Kobilerden oluşan fuar, bilişim ve teknoloji firmalarına bu yıl da çok özel imkânlar sağlıyor.
KOSGEB ten gelen destekle sektörde faaliyet gösteren orta ve
küçük ölçekli tüm firmalara kendini, hizmet ve ürünlerini tanıtma
ve dünyaya açılma imkânını çok düşük maliyetlerle sunuyor.
KOSGEB bu yıl ayrıca B2B ikili iş görüşmeleri programlarını da
CeBIT’te, Hannover Messe Türkiye ekibi ile birlikte yürütüyor olacak.
CeBIT Bilişim Eurasia’da 2014 yılı hedefi, “Innovasyon ve Ge-
Hannover Messe Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Murat Özer;
leceğin Teknolojileri” olarak belirlendi.
“CeBIT hem Türkiye hem de dünyada BT sektörü için önemli bir
Geçtiğimiz yıldan itibaren eş zamanlı düzenlenen “CeBIT Glo-
etkinlik. Fuarı ve Zirveyi tek çatı altında toplayan “Sektörün Tek
bal Konferansı” ile uluslararası bir boyuta ulaşan CeBIT, bu yıl
Bağımsız Platformu”. Bu yıl özellikle yatırımcılar ve genç girişim-
da iş dünyası için, içinde bulunduğumuz coğrafyanın en etkili
cilerin buluşma noktası olacak”dedi.
bilişim ve teknoloji platformunu hazırlıyor.
CeBIT Bilişim Eurasia 11-14 Eylül 2014 tarihleri arasında düzen-
2014’de Ana Sponsoru Aktifbank olan platformu, dünya lider-
lenecek.
lerinden SAP, Innovasyon Sponsoru olarak destekliyor. Resmi
Özümüzle Üretiyoruz...
“Özümüzle Üretiyoruz” projesi ile 8 yılda 3 bin 201 engelli
bireyin iş sahibi olmasına katkı sağlayan Avea, projenin
9. yılında ise, 162 engelli bireyin daha iş sahibi olmasına
destek oldu.İş sahibi olan yeni engelli vatandaşlarımızla birlikte, proje kapsamında bugüne kadar, toplamda
3.363 engelli bireye istihdamimkânı sağlanmış oldu.
“Özümüzle Üretiyoruz”dedi, 9 yılda 3 bin 363 engelliye
istihdam sağladı
Türkiye’nin en büyük engelli kariyer planlaması olan
“Özümüzle Üretiyoruz” projesinin, Avea’nın toplumsal
sürdürülebilirlik vizyonunun bir parçası olarak toplumsal değer yaratmak üzere geliştirildiğini ifade eden Avea
Kurumsal İletişim Grup Direktörü Füsun Feridun; “Fiziksel Engelliler Vakfı’yla (FEV) birlikte 2005 yılından bu
yana “Türkiye’nin en büyük engelli kariyer planlaması”
projesini yürütmekteyiz.Engelliler ile ilgili yapılan en geniş kapsamlı sosyal sorumluluk projesini hayata geçirirken önceliğimiz; engelliler için en büyük sıkıntılardan biri
olan iş bulma sorununa çare olmaktı.Ülkemizde iş bulma konusunda türlü güçlükler yaşayan engelli bireylerin,
iş arama sürecinde de karşılaştıkları engelleri ortadan
kaldırmaya yönelik gerçekleştirilen “Özümüzle Üretiyoruz” projesine destek vererek; 2005 yılından bugüne tam
3 bin 363 engelliyi iş sahibi yaptık. Bu sayı neredeyse
Avea’nın mevcut toplam çalışan sayısına eşit. 3 bin 363
değişen hayat… Onlar artık geleceğe daha fazla umutla bakıp, hayattan daha fazla keyif alıyor. Avea olarak,
bu duygunun bizde yarattığı değeri tarif etmek gerçekten
zor.
Engelli bireylerin toplumda olmaları gereken yere gelmelerini destekleme yaklaşımıyla toplumumuza ve aynı
zamanda ülke ekonomimize bir katma değer yaratılmasında pay sahibi olmak, bizler için çok önemli ve gurur
verici” olduğunu söyledi.
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Görev değişikliği…
hepsiburada.com’un
Ticari
Genel Müdürlüğü görevine
Bülent Başaran atandı.
21 Temmuz 2014 tarihinde
hepsiburada.com’da
yeni
görevine
başlayan
Bülent
Başaran,
profesyonel iş hayatına Toys R
Us Satın Alma ve Lojistik
Yöneticisi olarak adım attı.
Başaran, ardından DESA,
UNITIM, Shaya Mağazacılık
firmalarında üst düzey görevler
üstlendi. Son olarak 2009 yılından bu yana Tekin Acar Cosmetics Genel Müdürü olarak çalışan Başaran, bu dönemde
şirketin dikkate değer büyüme ve gelişim gerçekleştirmesine
öncülük etti.
Bülent Başaran lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi
Endüstri Mühendisliği bölümünde, yüksek lisans eğitimlerini
sırası ile İstanbul Üniversitesi Uluslararası Pazarlama bölümü,
ardından aynı üniversitenin Finansal Yönetim bölümünde
tamamladı.1969 doğumlu olan Bülent Başaran evli ve 3 çocuk
babasıdır.
Red Bull, Ünite iletişim
birlikte çalışacak...
Dünyanın en çok tüketilen enerji içeceği Red Bull,
spor projelerinin iletişim çalışmalarını Ünite İletişim ile
yürütecek.
Tüm dünyada macera sporlarından motor sporlarına
kadar pek çok daldaki etkinlikleriyle sporun geniş kitlelere duyurulmasında önemli bir görev üstlenen Red Bull,
uluslararası ve Türkiye’de gerçekleştirdiği spor projelerinin iletişimi için Ünite İletişim ile çalışmaya başladı.
Ünite İletişim, ulusal ve uluslararası şirketlerin yer aldığı geniş ve itibarlı müşteri portföyüne, kurumsal ve pazarlama iletişimi alanında stratejik danışmanlık hizmeti
sunuyor.
Apple ve IBM’den yeni bir
stratejik ortaklık ...
Doğtaş ve Kelebek’e
yeni Genel Müdür...
Apple ve IBM lider güçlerini
birleştirerek özel bir ortaklık
kurduklarını açıkladı. Bu ortaklık çerçevesinde IBM’in büyük veri ve analitik yetenekleri
Apple’ın iPhone ve iPad cihazlarına taşınıyor ve yeni sınıf iş
uygulamaları, kurumlar için mobil hizmetleri dönüştürüyor. Pazarda lider konumda bulunan iki büyük güç, Apple ve IBM, kurumsal mobil alanda çok özel stratejik bir
ortaklığa adım attılar. Bu ortaklık çerçevesinde IBM’in
büyük veri ve analitik yetenekleri Apple’ın iPhone ve
iPad cihazlarına taşınıyor ve yeni sınıf iş uygulamalarıyla kurumsal mobiliteyi dönüştürüyor.
Dönüm noktası niteliğindeki bu birliktelik dört temel yeteneğe dayanıyor ve iş yapış şekillerini yeniden tanımlamayı, iş dünyasının mobilite anlamında karşı karşıya
olduğu başlıca zorluklara yanıt vermeyi ve gerçek anlamda mobilin yön verdiği bir sektör dönüşümünü başlatmayı hedefliyor:
Doğtaş ve Kelebek Mobilya’nın
yeni genel müdürü Hulusi
Acar oldu. Turkcell Bireysel Satıştan Sorumlu Genel
Müdür Yardımcısı görevinden
ayrılan Acar, Ağustos ayı itibariyle Doğtaş ve Kelebek
Genel Müdürü olarak görevine
başlıyor. Galatasaray Lisesi’nin
ardından 1995 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme
Bölümü’nden mezun olan Hulusi Acar, Türk Hava Yolları
ve Koçtaş’ta satış alanında farklı pozisyonlarda çalıştı.
Acar, TurkcellBireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı pozisyonuna atanmadan önce Bireysel Satış
bünyesinde Satış Yönetimi ve Toptan Satış - Distribütör
Yönetimi Bölüm Başkanlığı görevlerini yürüttü. 2009’da
Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan
Hulusi Acar, Ağustos ayı itibariyle Doğtaş Kelebek’teki
görevine başlıyor.
42 yaşındaki Acar, evli ve iki çocuk babasıdır.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
PIRELLI 2014 yarıyıl finansal sonuçlarını açıkladı...
yasla cirosunu yüzde 10 oranında artıran Türk Pirelli, faiz ve vergi öncesi karını ise geçen yıla oranla yüzde 100 artırdı.
Türk Pirelli CEO’su Mete Ekin, 2014 yılında Türkiye lastik pazarında yüzde 3’lük bir büyüme öngördüklerini belirtirken, premium
segment ve kış lastiklerindeki büyümenin de etkisiyle 2014 yılını
yüzde 8’lik bir artış ve 1,3 milyar TL’lik bir ciroyla tamamlamayı
hedeflediklerini söyledi.
2014 yarıyıl finansal sonuçlarını açıklayan Türk Pirelli, ilk altı
ayda, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 10 oranında
artışla, 617 milyon TL ciro elde etti. Son 5 yılda cirosunu yüzde
8, karlılığını da yüzde 57 oranında artıran Türk Pirelli, Haziran
ayı sonu itibariyle faiz ve vergi öncesi karını da 61 milyon TL’ye
çıkardı.
Mete Ekin : “Premium stratejimiz ile doğru yoldayız” Türkiye
lastik pazarının yaklaşık 21 milyon adet olduğunu belirten Türk
Premium segmentin lideri Pirelli, ilk yarıyılda 617 milyon TL
ciro elde etti
Premium lastik sektöründeki konumunu güçlendiren Türk Pirelli, 2014 yılının ilk yarıyılında 617 milyon TL’lik ciro elde etti.
Ocak-Haziran döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine kı-
Pirelli CEO’su Mete Ekin, “Otomotiv pazarının yüzde 50’lik bir
diliminin 15 inç jant ve üzerindeki araçların oluşturduğunu düşündüğümüzde, Premium segmente yönelik stratejimizin doğru
olduğunu gördük. İlk altı ay sonunda elde ettiğimiz rakamlar da
bunun bir göstergesi” dedi.
Huawei ilk yarıyılı yüzde 62’lik büyümeyle kapattı...
2014 yılının ilk yarısında toplam 64 milyon 210 binadet
cihaz satan Huawei, bu performansıyla önceki yıla oranla yüzde 62 büyümeye imza attı. Ortadoğu ve Afrika pazarlarındabu yıl yüzde 550 daha fazla akıllı cihaz satışı
gerçekleştiren Huawei, bağımsız araştırma şirketi IDC
verilerine göre akıllı telefon pazarının en hızlı büyüyeni
durumunda.
Huawei’nin üst segmente yönelik cihaz üretim stratejisi cihaz grubunun gösterdiği büyüme eğrisinde önemli
bir etkiye sahip olmanın yanı sıra, Huawei’nin küresel
pazarlarda marka bilinirliğini artmasına da katkıda bulunuyor. Huawei, ilk yarıyıl boyunca Ortadoğu ve Afrika
pazarlarında yüzde 550’likrekor büyüme sergilerken, cihaz satışlarını Avrupa’da yüzde 120, Latin Amerika’da
yüzde 275, Asya Pasifik bölgesinde yüzde 180 artırdı.
Kantar WorldpanelComTech’ün araştırma sonuçları göre,Huawei akıllı telefon satışları, beş büyük Avrupa pazarı olan İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve
İspanya’da yüzde 123 artış gösterdi. Kantar WorldpanelComTech Stratejik Araştırma Direktörü DominicSunnebo konuyla ilgili olarak “Avrupa’da telefon piyasasın-
daki çeşitlenme trendi hız kazanırken, Avrupa pazarına
yeni giren Huawei gibi markalar yerleşik markaları zorluyor” yorumunu yaptı.Huawei, 2014 yılı ikinci yarısında 4G
LTE pazarındaki büyümeodaklı faaliyetlerine ve tüketiciye yönelik cihazlarıyla inovatif teknolojikgelişimi sürdürmeye devam edeceğini açıkladı.
Huawei telekom operatörleri, açık kanal ve çevrimiçi satış kanallarındaki işbirliklerinin yanı sıra, tüm dünyadaki
tüketicilere orta ve üstü segmentlerde4G LTE’li akıllı ve
giyilebilir cihazlar sunmayı amaçlıyor.
HuaweiAscend P7, Ağustos ayının ilk haftasında Türkiye’deki tüketicilerle buluşacak.
marketing europe & anatolia / 7
Yeni Ürünler
Dell’den UltraSharp Monitörler...
görüşmeler yapabilmelerine imkân tanıyor. Bu sayede ekran
paylaşımı, sanal tahtalarla işbirliği veya özel görüşmeler
gerçekleştirilebiliyor. Görüntülü görüşmelerde, her iki taraf
da birbirlerini oldukça net görebiliyor. 1920x1080 Full HD
çözünürlüğü, ultra geniş 178/178 görüş açısı ve yankı giderme özelliği de performansı artırıyor.
Dell 27, 23 ve 21,5 inç’lik yeni Dell Ultrasharp Multimedya
Monitörleri tanıttı. Ultrasharp monitörler özellikle bağlantı
konusundaki yetenekleri ile ilgi çekiyor. Eksiksiz multimedya konfigürasyonları, Full HD ekran çözünürlüğü,
özelleştirilebilen görünümler ve 2 MP Full HD internet
kamerası, serinin öne çıkan diğer özellikleri arasında. Microsoft Lync için optimize edilen monitörler, kullanıcıların
bilgisayardan Lync kullanıcılarıyla sesli ve görüntülü
Escort Joye, 4 farklı renk seçenek...
Performansı, taşınabilirliği ve uygun fiyat seçenekleri ile Escort Joye, her bütçeye hitap eden, 4 farklı renk seçeneği ile
şatışa sundu.
Escort Joye 7 inç (ES702, ES704 ve ES712B) tablet modellerinde 4 çekirdek işlemci ve IPS ekran teknolojisi bulunuyor.
Tabletteki 7 inç ekranın, net görüntüler ve metinler için
1024x600 piksel ekran çözünürlüğü ve 1 GB RAM ile akıllı
kılıf da bulunuyor.
Escort Joye modellerinde bulunan GPS yani konum belirleme özelliği rakiplerinde olduğu gibi kablosuz ağ üzerinden
(A-GPS) değil gerçek S-GPS alıcısı üzerinden çalışıyor. Bu
sayede cihaz konum belirlerken birkaç metreye kadar doğrulukla ölçüm yapabiliyor.
Escort Joye ES702 (Siyah – Beyaz –Mavi – Pembe)
satış fiyatı; 219TL kdv dahil
Escort Joye ES704 (Siyah – Beyaz)
satış fiyatı; 249TL kdv dahil
Escort Joye ES712B (Siyah – Beyaz)
satış fiyatı; 369TL kdv dahil
10 / marketing europe & anatolia
Yeni Ürünler
Sony Cyber-shot™ RX100 III...
BIONZ X işlemci, XAVC S desteği ile 50 Mbps yüksek bit hızlı Full HD video çekimi, kolay özçekimler için eğilebilir LCD
ekranı ve 4K fotoğraf çekimi gibi özellikleriyle şatısa sunuldu.
Özçekim meraklıları, aynı zamanda aşağıdan veya yukarıdan
çekim yapmak için de birebir olan ve kol mesafesinden portreleri zahmetsizce çekmek için artık 180 derecelik dönme
açısına sahip çevrilebilir 3.0-tip Xtra Fine LCD’yi de memnuniyetle karşılayacaklar.
Sony’nin Cyber-shot™ ailesine yeni eklenen üyesi RX100
III, küçük boyutuna sığdırdığı büyük özellikleri ile profesyonel çekim kalitesini kompakt bir makinede sunuyor. Cybershot™ RX100 III, parlak, geniş açılı ZEISS® Vario-Sonnar
T* 24-70mm F1.8-2.8 lens, ZEISS® T* kaplamalı, net, gizlenebilir OLED Tru-Finder™ vizör, 20,1 efektif megapiksellik
arka aydınlatmalı 1.0-tip Exmor R™ CMOS sensör ve güçlü
LG Electronics’den LG G3...
LG Electronics, akıllı telefon dünyasına sunduğu en son
ürünü LG G3’ün üstün özellikleriyle hayatı çok daha kolay
hale getiriyor. 538 ppi piksel QuadHD teknolojisine ve 4 kat
daha fazla HD kalitesine sahip ekranı ile LG G3 akıllı telefon ekranlarının standartlarını belirliyor. LG G3, 5,5 inçlik
2560x1440 çözünürlüğe sahip ekranı mükemmel bir görüntü deneyimi sunuyor. Küçültülen piksel boyutlarıyla çok
daha az batarya tüketimi ve net bir görüntü sağlıyor.
LG G3, kullanıcılarına gelişmiş akıllı güvenlik özellikleri sunuyor. Knock Code, kullanıcıların LG G3’lerini açmak ya da
kilitlemek için ekranda kendilerinin belirlediği bir şekli çizmelerine olanak tanıyor. Knock Code bu çizimin kapalı ekran
üzerine 2 ila 8 arası dokunuşla 80 binden fazla farklı şekilde
gerçekleştirilebilmesi sayesinde yüksek bir güvenlik sağlıyor.
LG G3, yazma alışkanlıklarını analiz eden akıllı klavyesi ile
daha hızlı ve hatasız bir şekilde yazmaya imkan tanıyarak
yüzde 75 oranında yazım hatalarını azaltıyor. Emoji tavsiye
özelliğiyle yüzlerce yüz ifadesi arasından yazdığınız kelimeye en uygun olanı tavsiye ediyor.
marketing europe & anatolia / 11
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri
•CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, BirGün
Gazetesi’nin yazarları arasına katıldı.
•Radikal Gazetesi’nin dijital hayata geçmesinin ardından Pınar Öğünç, Demet Bilge (editör ve muhabir),
Ömer Şahin’nin (Ankara Temsilcisi)de aralarında bulunduğu birçok kişinin yayınla yolları ayrıldı.
•Milliyet’le yolları ayrılan Derya Sazak, Yurt Gazetesi’nin
başına geçiyor.
•2005 yılından beri Akşam Gazetesi’nde muhabirlik yapan Zana Yavuz’un gazete ile yolları ayrıldı.
•18 yıldır Akşam Gazetesi’nde basketbol yazarlığı yapan usta gazeteci Avni Başoğlu’nun gazeteyle yolları
ayrıldı.
•2 yıldır Milliyet Gazetesi’nde köşe yazıları kaleme alan
Pelin Batu, 3 Temmuz Perşembe günü okuyucusuna
veda etti.
•Star Gazetesi yazarı Fehmi Koru, Habertürk’e transfer
oldu. Yazarın ilk yazısı 11 Temmuz Cuma günü okurlarıyla buluştu.
•Dünyaca ünlü piyanist ve
besteci Fazıl Say’ın müzik
eğitimcisi ve müzik yazarı
olan babası Ahmet Say, Evrensel Gazetesi’nin yazarları arasına katıldı.
•Milliyet Gazetesi’ndeki görevine 1989 yılında stajyer
olarak başlayan ve gazetenin Cadde ekinde editörlük
yapan Feray Öztürk, gazeteden ayrıldı.
•Sözcü Gazetesi’nde görev
alan Selin Kök’ün yayın ile
yolları ayrıldı.
•Son
olarak
Taraf
Gazetesi’nde müessese müdürlüğü yapan Erem Ertekin, Yurt Gazetesi ve Sokak TV ile anlaştı. Ertekin, gazetede aynı görevi yürütüyor.
•Yeni Şafak Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Fuat Atik’in, 14
yıldır çalıştığı gazete ile yolları ayrıldı.
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
•TGRT Haber’in muhabirlerinden Akın Altay ve Merve
Yakan’ın kanal ile yolları ayrıldı.
•NTV’de 12 yıl görev yapan muhabir Yavuz Harani, Headline iletişim ajansının bünyesine katıldı.
•Ünlü televizyoncu Rıdvan Akar’ın CNN Türk ile yolları
ayrıldı.
•Erhan Çelik, Show TV Ana Haber Genel Yayın Yönetmenliği görevinin sona erdiğini duyurdu.
•Mart ayında CHA’dan ayrılan Köksal Akpınar, Star
Medya Grubu’na ait 24 televizyonunda göreve başladı.
•Ekranların yeni dizisi Kiraz Mevsimi’nin Yönetmen Gülmen Pakman ile yoları ayrıldı.
•TRT Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu, Teftiş
Kurulu Başkanı Fethi Fırıncı, Hukuk Müşaviri Veysel
Gümüş, Basın Müşaviri Birol Uzunay, Satın Alma Daire
12 / marketing europe & anatolia
Başkanı Selami Karanfil’in kanal ile ilişiği kesildi.
•Gazeteci Ramazan Kurnaz, Show TV Haber Yayın Yönetmenliği görevine getirildi.
•NTV haber spikeri Jülide Ateş, kanal ile yollarının ayrıldığını duyurdu.
•Kanal 24’ün haber merkezinde editör olarak görev
yapan Hüseyin Yıldırım, Albayrak Şirketler Grubu’nun
televizyon kanalı TVNet’in kadrosuna katıldı. Yıldırım,
bülten sorumlusu olarak görev yapıyor.
İşitsel Basında Görev Değişiklikleri
•Halk TV, 100.8nolu frekanstan Radyo Halk adıyla
İstanbul’da yayın hayatına başladı.
Medya Dünyasından Diğer Haberler
•Senarist ve yazar Ayşe Şasa (73) hayatını kaybetti.
•Akdeniz Televizyonu’nun Teknik Müdürü Ender Alp(35)
kansere yenik düşerek hayatını kaybetti.
•Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi Erdoğan Alkan hayata gözlerini yumdu.
•Radikal Gazetesi, yayın hayatına dijital gazete olarak
devam edecek.
•Üniversiteye hazırlanan öğrencilerin, üniversite tercihlerine katkı sağlayan Üniversite
Medya, 11 aylık aradan sonra
Görkem İldaş’ın sunumuyla
360 TV ekranlarında.
•Çok Güzel Hareketler Bunlar
30 Haziran Pazartesi 21.30’da
tv8’de yeniden izleyicisiyle buluşmaya başladı.
•Emekli gazeteci Agah Murat
Demiray vefat etti.
•AA’nın eski genel müdürlerinden Turgay Üçöz (83) vefat
etti.
•Fenerbahçeli futbolcu Caner
Erkin’in eşi Asena Erkin, pazartesi akşamları Show
TV’de yayınlanan magazin programı Show Kulüp’ün sunuculuğunu yapıyor.
•Sinop’un Boyabat ilçesinde gazetecilik yapan Ali Sezer
(85) vefat etti.
•Mersin’in yerel yayın yapan televizyon kanalı Anamur
TV’nin sunucusu Vedat Çelikbaş yaşamını yitirdi.
•Turan Ababey’e ait olan Karşı Gazete’yi (karsigazete.
com) Akis Medya’nın sahibi AlaaddinAkkaşoğlu satın
aldı.
•Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Gazeteci Nezih
Dündar hayatını kaybetti.
•Enver Aysever’in sunumuyla CNN Türk’te yayınlanan
Aykırı Sorular yeni gün ve saatinde, her cuma ve cumartesi saat 00:00’da ekranlarda.
Elektronik Basında Görev Değişiklikleri
•Akşam Gazetesi’nden ayrılan Esin Gedik, bundan böyle vivahiba.com adlı internet sitesinde popüler ekonomi,
light siyaset ve gündelik hayata dair yazılar yazacak.
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 13
Önceliğimiz paza
Röportaj
ara yön vermek...
LG Electronics
Türkiye Marka Pazarlama Bölüm Başkanı
Gül Cabı
Türkiye’de Ev Eğlencesi bölümü olarak TV,
ev sinema/ses sistemleri gibi ürünleri kullanıcılarımızla
buluşturuyoruz. Diğer yandan, Mobil İletişim bölümümüzde
Türkiye’de büyük ses getiren akıllı telefonlarımızla tüm
tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken, beyaz eşya,
IT ürünlerimiz ve klimalarımızla da tüketicilerimizin evlerine
girerek kolay ve huzurlu bir yaşam sağlıyoruz.
Röportaj Nurgül Günay Eryıldır nurguleryildir@gmail.com
- LG Electronics’in Türkiye’deki marka konumlandırması hakkında biraz
bilgi verir misiniz?
LG Electronics olarak mobil, TV, beyaz
eşya, IT ürünleri, klima ve aydınlatma
alanlarında hizmet veriyoruz. Dünyanın önde gelen tüketici elektroniği markalarından biri olduğumuz için faaliyet
gösterdiğimiz her alanda, pazara yön
veren ürün ve hizmetler geliştirmek en
belli başlı önceliğimiz. Türkiye’de 2008
yılından bu yana doğrudan hizmet veriyoruz ancak daha öncesinde ürünlerimiz farklı kanallardan tüketiciye ulaşıyordu. Dolayısıyla Türk kullanıcısı uzun
zamandır LG’yi tanıyor ve biliyor. Geniş
bir yelpazede tüketiciye ulaştığımız için
farklı segmentlerde gereksinimleri gideriyoruz. Bu da kullanıcının teknolojinin
olduğu her yerde nabzını tutmamızı
sağlıyor. LG Electronics olarak özellikle beyaz eşya ürünlerinde dünyada bir
üstünlüğümüz var. Farklı fiyat/performanslarda inovatif beyaz eşya ürünlerimizde LG Ar-Ge ekibinin geliştirdiği
teknolojileri kullanıyoruz. Türkiye pazarında daha çok TV, mobil ve IT ürün-
leriyle öne çıksak da özellikle premium
beyaz eşyalarımızla global anlamda
çok iddialıyız. Türkiye pazarında da bu
iddiamızı artırmaya başladık. Beyaz
eşya tüketicileri ürünlerimizi kullanmaya başladıkça farklılığımızı daha net
algılıyorlar. Bu eğilimin tüketicide yaygınlık kazanacağını düşünüyoruz.
- Türkiye’de hangi ürün gruplarını
satışa sunuyorsunuz?
Türkiye’de Ev Eğlencesi bölümü olarak
TV, ev sinema/ses sistemleri gibi ürünleri kullanıcılarımızla buluşturuyoruz.
Diğer yandan, Mobil İletişim bölümümüzde Türkiye’de büyük ses getiren
akıllı telefonlarımızla tüm tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken, beyaz
eşya, IT ürünlerimiz ve klimalarımızla
da tüketicilerimizin evlerine girerek kolay ve huzurlu bir yaşam sağlıyoruz.
- Markanın 2015 Türkiye hedefleri nelerdir?
LG Electronics olarak çok hızlı, yoğun
ve dolu dolu bir yıl geçiriyoruz. 2013’ün
sonundan itibaren tüm organizasyonumuzu saran bu dinamizm rüzgarı
2014’te iyice hız kazandı. LG ürünlerini
marketing europe & anatolia /15
Röportaj
takip eden teknoloji meraklılarını sürpriz ürünlerle şaşırttığımızı ve heyecanlandırdığımızı düşünüyorum. Buna en
iyi örnek olarak ise akıllı telefonumuz
LG G3’ü verebilirim.
2015 yılında ise, her zaman olduğu gibi
tüketicimizden öğrenerek geliştirdiğimiz ürünlerimizi pazara sunarak, her
ürün grubunda yer alan pazar payımızı
artırmayı hedefliyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda liderlik elde
etmek en büyük hedefimiz. Bu yolda
kararlı ve yoğun çalışmalarımızı devam
ettirerek yepyeni ürünlerle tüketicilerimizin karşısına çıkacağız. Özellikle TV
ve mobil iletişim tarafında kullanıcılarımız inovatif ürünleri bizden beklemeye
devam etsin.
- LG Electronics’in amiral gemisi
hangi ürünler?
2014’ün ilk yarısında pazara sunduğu16 / marketing europe & anatolia
2014’ün ilk yarısında
pazara sunduğumuz
LG G3, Curved OLED TV
ve
ULTRA HD TV’lerimiz
şu anda önde gelen
amiral gemilerimiz.
muz LG G3, Curved OLED TV ve ULTRA HD TV’lerimiz şu anda önde gelen
amiral gemilerimiz.
- Türkiye’de akıllı telefon pazarında
kıran kırana bir mücadele var. LG ne
kadar süredir Türkiye pazarında ve
bugün geldiğimiz noktada pazar payı
nedir?
LG Electronics olarak global anlamda
ve yerelde işbirliklerine büyük önem ve-
riyoruz. Bu ortaklıklar, bizi rakiplerimizden bir adım öne taşıyan ve başarımızı
artıran nitelikte. LG Innotek, Display ve
Chem ile uyumlu ve başarılı ortaklıklarımız bulunuyor. LG Chem, özellikle cep
telefonu ürünlerimizde, tüketicilerimiz
için seçim gerekçesi olabilen, pil ömürünü artıran teknolojiler üzerinde çalışıyor. LG Display ekran teknolojilerinde
Ar-Ge çalışması yapıyor ve ekran kalitemizi her üründe artırmamızı sağlıyor.
LG Innotek ise ürünlerin ana maddelerinin daha iyi şekilde üretilmesine odaklanarak bileşenlerimizi tamamlıyor.
Akıllı telefon pazarında ise son geldiğimiz noktayı şu şekilde ifade edebilirim.
İkinci çeyrek finansal sonuçlara baktığımızda, LG olarak globalde, toplamda
4,94 milyar dolarlık gelir elde edilerek
geçen yılın aynı çeyreğine oranla yüzde 64,9’luk artış elde ettik.
- Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan
yeni ürününüz LG G3’ün rakiplerinden farklı olan özellikleri nelerdir?
Akıllı telefonda bilinen tüm klişeleri tüketiciye sorgulatan ve “Akıllı Sadelik”
kavramıyla hayatı kolaylaştıran bu özel
telefonun 28 Mayıs’ta dünya ile eş zamanlı olarak lansmanını İstanbul’da
gerçekleştirdik. Kısa bir süre sonra da
Türkiye’de pazara sunduk ve satışa
çıkmasıyla beraber ciddi bir ilgiyle karşılaştık. Bu da bizi fazlasıyla memnun
etti. Mobilde LG G2’den sonra başlayan
hareketliliğimiz tüm yıl boyunca devam
ediyor. Ve LG G3 ile her zaman dediğimiz gibi, “Senden Öğreniyorum” konsepti altında “Akıllı Sadelik” kavramı ile
tüketicinin bu telefonu büyük keyif alarak kullanmasını ve hayatının en özel
ve önemli anlarını bu telefonla birlikte
yaşayarak saklı tutmasını istedik. Hayatı tüm sadeliği ile kolay bir şekilde
LG G3 ile yaşamaları bizim için çok
önemli. G3’ü diğer akıllı telefonlardan
ayıran önemli ve dikkat çekici özelliklerini söyleyecek olursak; örneğin; Quad
HD ekranı ile 4 kat daha canlı bir ekran
Röportaj
kalitesine ulaşabiliyoruz. Dünyadaki
hiçbir akıllı telefonda bu özellik yok. LG
G3, 5,5 inçlik 2560x1440 çözünürlüğe
sahip ekranı mükemmel bir görüntü
deneyimi sunuyor. Ayrıca, küçültülen
piksel boyutlarıyla çok daha az batarya tüketimi ve net bir görüntü sağlıyor.
Diğer yandan, Knock Code özelliği ile
kullanıcıların LG G3’lerini açmak ya
da kilitlemek için ekranda kendilerinin
belirlediği bir şekli çizmelerine olanak
tanıyor. Knock Code bu çizimin kapalı
ekran üzerine 2 ila 8 arası dokunuşla
80 binden fazla farklı şekilde gerçekleştirilebilmesi sayesinde yüksek bir
güvenlik sağlıyor. Bunun yanı sıra, bir
diğer önemli bir özelliği ise, 2.1 MP ön
kamerası ile size daha net ve kolay ‘selfie’ çekim imkanı da sunuyor. Telefonun
hiçbir yerine dokunmadan sadece bir el
hareketiyle 3 saniye içinde mükemmel
bir selfie çekebiliyorsunuz.
LG Electronics
olarak her zaman
tüketicilerimizin hayatlarını
kolaylaştıran ve yaşam
kalitesini daha da yükselten
ürünler geliştirip, beğeniye
sunuyoruz.
LG olarak, tüm enerjimizi ve bilgi birikimimizi akıllı telefonlarımızı geliştirmek
için kullanıyoruz ve buna devam edeceğiz. Her bir ürünümüz akıllı telefon
pazarında iddiamızı kanıtlayan ve kendimize olan güvenimizi artıran ürünler
oldu.
- LG akıllı telefonların Türkiye’ye
özel uygulamaları var mı?
Evet, LG’ye özel; LG akıllı telefonlarda
bulunan LG Smart World uygulaması
ile kullanıcılarımız birçok uygulamayı
telefonlarına indirebiliyorlar.
- Şirket, marka ya da ürünlerinizle ilgili ulaştırmak istediğiniz bir mesajınız var mı?
LG Electronics olarak her zaman tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştıran
ve yaşam kalitesini daha da yükselten
ürünler geliştirip, beğeniye sunuyoruz.
Ve gerçekten umduğumuz, beklenen
geri dönüşleri alabiliyoruz. Faaliyet
gösterdiğimiz tüm alanlar bizim için ayrı
önem ve değer taşıyor. Birini diğerinden ayırmamız mümkün değil. Değişimi
daha sık olduğu ve yaşamın ayrılmaz
bir parçası haline geldiği için akıllı cep
telefonlarının öne çıktığını söylesek de
amacımız ve hedefimiz faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda liderliği yakalamak.
marketing europe & anatolia / 17
Köşe
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com
Üstün teknoloji kazası...
Uzun bir şeker bayramı tatili ardından tekrar merhaba
Sıcaklardan kavrulduk, aşırı nemden sıvılaştık, arada yağan sağnak
yağmurlardan boğulma tehlikesi atlattık. Sanki şok bir evrim süreci
yaşıyor gibiyiz, dayanıklı olan canlılar hayatta kalır :)
Hava koşullarıyla mücadele ederken, ekranda boy gösteren
reklamlardan dikkatimi çekenlere, sizin de dikkatinizi çekmek
istiyorum. Haydi başlayalım...
Turkcell'in üstün teknoloji ürünü olarak sunduğu T50 cep telefonu
reklamını gördünüz sanıyorum. Bir robot cihazda kullanılan
elektronik malzemeleri tek tek yerlerine yerleştiriyor, o sırada dış
ses bu malzemelerin ileri teknoloji ürünü olduğunu anlatıyor. Benim
gibi teknoloji ürünleri manyakları için "vaaay iyiymiş o zaman"
dedirtecek bazı özellikler sıralanıyor. Ancak reklamda sıradan
tüketicinin bilmesi imkansız bazı ayrıntılar var. Örneğin cihazda
DIP malzeme kullanılmış. "DIP mi, o ne, yani teknolojinin dibi mi,
süper mi?" dediğinizi duyar gibiyim :) Evet nerdeyse teknolojinin
dibi ama süper anlamında değil, eski teknoloji anlamında dibi :)
Uzun yıllardır elektronik cihazlarda SMD malzeme kullanılıyor, DIP
malzeme öğrencilerin eğitim aşamalarında öğrenmeleri açısından
ya da prototip malzemelerde kullanılıyor. Yani DIP, günümüzde
sıradan elektronik cihazlarda bile nerdeyse artık hiç kullanılmayan
bir malzeme. Üstün teknoloji ürünü olduğu iddia edilen T50
telefonunda böyle eski teknoloji ürünü bir malzemenin kullanılması
anlaşılır gibi değil. Buna benzer başka şeyler de var, ama kafanızı
karıştırmak istemediğim için daha fazla ayrıntıya girmiyorum. Şimdi
diyeceksiniz sen bunu nereden biliyorsun :) Yıllardır elektronik
devre dizaynı yapan ve prototiplerini hazırlayan bir adamla evliyim
:) Bir de çok şükür ülkemizde çok sayıda elektronik mühendisi var.
Onlarında dikkatini çekmiştir eminim. Bu sadece bir animasyon
reklam bu kadar abartmaya gerek yok diye düşünenler varsa, onlara
katılmıyorum. Çünkü reklam T50'nin üstün teknoloji ürünü olduğu
üzerine kurgulanmış. Reklam vaadi, reklam içeriğindeki görselle
ters düşemez. Turkcell'den bu konuyla ilgili bir açıklama bekliyorum.
Bakalım işin aslı neymiş.
Bir diğer teknoloji firması Vestel'in Vestelleniyor kampanyası ilk
reklamıyla güzel gelmişti. Ama yeni reklam filmi #kedikazanır beni
şok etti. Bu reklam bize nasıl bir mesaj veriyor. Son yerel seçimlerde
sandık sayımları ve sonuç açıklamaları sıralarında yaşanan elektrik
kesintileri, seçim sonuçlarını değiştirmek için özellikle yapıldı gibi bir
izlenim oluşmasına yol açmıştı. Hatta olay o kadar büyüdü ki, Enerji
Bakanı Taner Yıldız elektrik kesintilerini açıklamak için " trafolara kedi
girdi bu nedenle elektrik kesintileri oldu" diye bir açıklama yapmıştı.
Özürü kabahatinden büyük denebilecek cinsten yapılan bu açıklama
özellikle sosyal medyayı salladı. Ama sallansa da ,yuvarlansa da
bir sonuca ulaşılamadı. İşte bu yüzden 10 Ağustos'ta yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Vestel'in #kedikazanır reklam
filmi tam anlamıyla "zamanlama manidar" sözünü aklıma getirdi.
Muhalefet ne yaparsa yapsın, bu seçimlerde de kediler trafolara
girecek ve seçim kazanılacak mı demek istiyorlar acaba? Bu da bir
nevi algı yönetimi. Allahım sen aklımıza ve algımıza mukayyet ol
yarabbim!
Vodafone Red'in Fikret Kuşkan'lı yeni reklam filmi serisi oldukça
başarılı. Fikret-Red ses uyumundan yola çıkmak biraz zorlama gibi
( kelebeğin
fırtınası)
olsa da Fikret Kuşkan bu reklama çok yakışmış. Başarılı oyuncu
markaya daha sağlam bir güç kazandırmış. Yurtdışında internet
kullanımı reklamını kahkahalarla izliyorum. Yurdum insanı olarak
neredeyse her gittiğimiz yerde wifi şifresi öğrenme çabalarımız
takdire şayandır :) Ya internet limitimizi aşarsak, ya internetimiz
kesilirse korkusu hücrelerimize kadar işledi :) Vodafone, Red
kullanıcıları yurtdışında da tarifelerindeki interneti rahatlıkla
kullanabilirler temalı reklamında bu konuyu çok güzel anlatmış.
Hindistan'a giden Türk turistin restoranda garsondan wifi şifresini
öğrenme çabaları çok eğlenceli. Sonlara doğru garsonun wifi şifresi
diye armut getirmesi işleri iyice rayından çıkarıyor. Tam o esnada
kahramanımız Fikred devreye girerek Red tarifesinin avantajlarını
anlatıyor. Mesaj net, anlatım güzel. Bir de D değil T :)
Son olarak Milupa reklamından bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz
Mayıs ayında Milupa'nın tahıllı mamasının Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı tarafından yapılan analizlerde GDO içerdiği tespit edilmişti.
Bakanlık tarafından gönderilen yazı şöyleydi: ""İnternet sitenizde yer
alan bir bebek maması firmasına ait ithal bebek mamasında GDO
tespit edilmesine yönelik bilginin kamuoyuna açıklanmasına ihtiyaç
duyulmuştur; söz konusu bebek mamasının ithalat kontrollerinde
GDO analizi yaptırılmış GDO tespit edilmediğinden ithalatına izin
verilmiştir. Ancak piyasa denetimlerinde GDO tespit edildiğinden
bebek mamalarının toplatılması sağlanmış ve ilgili firma hakkında
hukuki süreç başlatılmıştır. Bilgilerinize arz ederiz".
Bu açıklamadan sonra Milupa'dan da bir açıklama yapılmış özet
olarak "Ülkemizde GDO analizlerinde kullanılması gereken yöntem
konusunda görüş birliği olmaması nedeniyle; tüm laboratuarlar Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylı ve yetkilendirilmiş
olmasına rağmen, yapılan çalışmaların kalibrasyon dereceleri de
farklı olabilmektedir. Nitekim bu ürüne ait laboratuar analizlerindeki
sonuç farklılıkları da bu durumu göstermektedir. Numune alınırken
ya da laboratuarlarda çalışma yapılırken ya da süreç içerisindeki
tüm aşamalarda meydana gelebilecek bulaşma ihtimali de her
laboratuarın farklı sonuçlara ulaşmasına neden olmaktadır. "
denmiştir. Sonrası ne oldu tam bilmiyoruz. GDO var mı?, yok mu?
Aradan yaklaşık 2 ay gibi bir süre geçti, Milupa yeni reklamlara
başladı. Reklamda Milupa ürünlerinin tamamen doğal, taptaze
malzemelerden büyük bir özenle hazırlandığını öğreniyoruz. Çok
sağlıklı, çok besleyici, müşhiş ürünler. Reklamı izleyince bu mamaları
gönül rahatlığıyla bebeğimize yedirebiliriz diye düşünüyoruz. Ama
reklamın ardındaki gerçek ne? İlgili devlet kurumlarının bu durumla
ilgili tekrar bir inceleme ve kamuoyu bilgilendirmesi yapması
gerekiyor diye düşünüyorum. Çocuklarımız en kıymetlimiz, beslenme
konusunda minicik bir şüphe bile olsa sonuna kadar üzerine gidilmeli.
Bu sayıdaki yazım tamamen kendim için :) iyi ki doğmuşum, dünya
bensiz biraz tatsız tuzsuz olurdu :) Şaka bir yana uzakta ya da
yakında, görebildiğim ya da göremediğim ama varlıklarını hep
yanımda hissettiğim canım ailem, dostlarım, arkadaşlarım hayatımı
güzelleştiren, iyileştiren tüm sevdiklerim, hepinize çok teşekkür
ediyorum. İyi ki varsınız... Tabii ki yazılarımı takip eden, yorumlarıyla
bana güç katan sevgili okurlarım sizlere de çok teşekkür ediyorum :)
Kaç yaşına girdin gibi gereksiz sorular dışında kutlama mesajları ve
mailleriniz her zaman olduğu gibi bu yıl da beni mutlu edecektir :)
Sevgiler...
marketing europe & anatolia / 19
Reklam Dünyası
Kristal Elma Heyecanı Başladı...
Kristal Elma Yaratıcılık
Festivali
17-18-19 Eylül’de
Santral İstanbul’da
düzenleniyor
2014
Kristal
Elma
Yaratıcılık
Festivali’nde
100’ün
üzerinde
fikir önderi ve endüstri liderinin konuşmacı
olarak
katılımıyla 80’den
fazla
konferans,
seminer, panel, forum, çalışma atölyesi ve eğitim yapılması planlanıyor. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nde ayrıca networking etkinlikleri, yarışmaların ödül törenleri, davetler ve endüstrinin tüm
unsurlarını buluşturan yaratıcı endüstriler fuarı yer alıyor.
26. Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’na
bu yıl rekor katılımla 2715 iş başvurdu. 2066 başvurunun
gerçekleştiği geçen yıla göre, katılım yüzde 23,7 oranında
artış yaşandı. En fazla başvurunun olduğu kategoriler Basın (612), Dijital (439) ve Film (342). Kristal Elma Türkiye
Reklam Ödülleri Yarışması’na katılan ajansların sayısı da
184’ten 206’ya çıktı. 26. Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’nın kazananları 17 Eylül ve 18 Eylül tarihlerinde Santral İstanbul’da düzenlenecek iki ayrı törende açıklanacak. www.kristalelmafestivali.com
Re İletişim Grubu Sağlıkla Büyüyor...
Sağlık iletişimi alanındaki uzmanlık ve birikimlerini Re İletişim Grubu’nun 21 yıllık deneyimi ve yaratıcılığıyla birleştiren
ReHealth, “Sağlık iletişiminde katma değerli entegre çözümler” sunmak üzere sektörde yerini aldı.
Reçeteli ürünlerden OTC ürünlere, sağlık kurumlarından
sağlıklı yaşam ürünleri ve hizmetlerine, dermokozmetik
ürünlerden gıda takviyesi ürünlerine kadar bir çok ürün ve
markaya 360º hizmet verenRe:Health; İ.E. Ulagay-Menarini
ve Ali Raif İlaç gibi ilaç sektörünün önde gelen markaları ile
çalışırken, portföyüne Eczacıbaşı İlaç Pazarlama’nın Daylong, Actinica, Vicks First Defence, Imutor veMedigard markalarını ekleyerek güçlü bir başlangıç yaptı.
ReHealth’e yönetici ortak olarak katılan ve deneyimi ve birikimiyle ajansa güç katan Ajans Başkan Yardımcısı Tuba Öztürk; Re İletişim Grubu’nun tüm deneyim ve yeteneklerinden
yararlanarak “Sağlık için çok boyutlu iletişim” yaklaşımıyla
sektöre yepyeni bir soluk getireceklerini ifade ediyor.
Re İletişim Grubu çatısı altında sağlık iletişimi uzmanı olaBünyesindeki ajanslarla farklı disiplinleri bir araya getirerek rak yerini alan ReHealth; reklam ajansıReAjans, dijital ajans
entegre iletişim hizmetleri sunan Re İletişim Grubu’na, sağ- Hiperaktif ve sosyal medya ajansı HiperSosyal ile birlikte enlık iletişimi uzmanlığıyla faaliyet göstermek üzere ReHealth tegre yapıda faaliyetlerini sürdürecek.
Ajans da dahil oldu.
20 / marketing europe & anatolia
Reklam Dünyası
TBWA’ye Yeni Global Başkan ve CEO...
Omnicom Group Inc. (NYSE:OMC) Başkan ve CEO’su
John Wren’in yaptığı duyuruyla, Troy Ruhanen’in TBWA
Worldwide’ın Başkan ve CEO’su görevine getirildiği açıklandı. Görevini Ruhanen’e devreden Tom Carroll, Yönetim
Kurulu Başkanı olarak TBWA Group’ta görev almaya devam
edecek. Jean-Marie Dru ise TBWA ajans network’ünde Yö-
netim Kurulu Başkanı olarak görev yapacak.
Wren, “Tom Carroll’ın liderliğindeki TBWA, dünya çapında
güçlü kültürü ve ödüle doymayan yaratıcılığıyla tanınıyor. Biz
Omnicom’da görev değişimine çok önem veriyoruz. Tom ve
ben, Troy Ruhanen’in TBWA’in dümenine geçecek doğru insan olduğu konusunda uzun süredir hemfikiriz. Troy’un farklı
coğrafyalardaki ve farklı kategorilerdeki Omnicom ajanslarını yönetmedeki deneyimi bunu kusursuz bir liderlik değişimi
haline getiriyor ve TBWA’in en iyilerden biri olarak sektördeki
gücüne ve itibarına kuvvet katacak” dedi.
Ruhanen bundan önce Omnicom Group ajanslarında, arasında BBDO Worldwide the Americas’ın CEO ve Yönetim
Kurulu Başkanlığının da dahil olduğu birçok üst düzey yönetim pozisyonunda görev aldı.
Ruhanen, “Derin köklere sahip olan yaratıcı kültürü ve benzersiz strateji metodu Disruption® sebebiyle TBWA’e liderlik
etme imkanı, büyük bir onurdur. Konvansiyonlardan kopma
isteği ile yeni ve taze fikirlere dair beklentisi, daha cesur ve
yenilikçi platformlar için ortam yaratıyor. Bu da diğerlerinden
farklı yetenekleri kendine çekip, rekabette avantajlı olmasını
sağlayan işlerin ortaya çıkmasını sağlıyor” diye konuştu.
Rephair’in Marka Yüzü Tümer Metin...
Eski milli futbolcu Tümer Metin saç dökülmesini önleyici
ürünler pazarına iddialı giren Rephair’in marka yüzü oldu.
Rephair reklam filminde oynayan Tümer Metin’e futbol yorumcusu Okay Karacan da eşlik etti.
İki yıldır birlikte program yapan Tümer Metin ve Okay Karacan, çekimler boyunca bir yandan da Dünya Kupası’nı değerlendirdi.
Tümer Metin favori takımının Brezilya olduğunu ancak
Belçika’nın da iddialı olduğunu belirtti. Okay Karacan ise
Almanya’yı favori gördüğünü açıkladı. Reklam filminin senaryosunun futbol ile ilgili olduğunu söyleyen Tümer Metin
‘Bu saçı alıcaz, başka yolu yok!’ sloganıyla kendisini olayın
içinde hissettiğini ifade etti.
Rephair şampuan, serum ve losyon ürün grubunun marka
yüzü Tümer Metin ayrıca şunları söyledi: “Çevremde birçok
kişinin saçları dökülüyor. Özellikle erkekler için saç dökülmesi kabusa dönüştü. Bu sorunu yaşamamak için ben de
kişisel saç bakımıma büyük özen gösteriyorum. Saçım için
en uygun ürünleri özenle seçiyorum. Hem firmaya hem de
ürüne güvendiğim için ve reklam filmi de futbolla örtüştüğünden keyifle bu projede yer aldım. Erkekleri bu sorundan
kurtarmak için benim de bir katkım olacaksa ne mutlu bana.”
marketing europe & anatolia /21
Röportaj
Koç olacak kuzu k
DIZAYN VİP
Yönetim Kurulu Başkanı
Erbakan MALKOÇ
Yeşilköy’de bir otomobil tamirhanesinde çırak olarak çalışmaya
başladığımda otomobillere merakım da başlamış oldu.
Burası o zamana göre lüks bir tamirhaneydi
ve araba hakkında öğrenilebilecek ne varsa burada öğrendim.
Kalfa olduktan sonra fikirlerim gelişti ve
onları hayata geçirmek istedim.
Röportaj Elvin Ekşioğlu elvinekşioğlu@gmail.com
- Erbakan MALKOÇ ismi insanları
heyecanlandırıyor. İşine yüreğini koyan MALKOÇ Beyi tanıyabilirmiyiz.
Erbakan Malkoç ismini 8-9 yaşlarında
değiştirmeye çalışıyorlardı. Babam hep
ismim konusunda ısrarcı oldu. İsim özgürlüğü var ben istediğim ismi oğluma
verebilirim derdi. Biz 6 erkek kardeşiz
hem hepimizin isimlerinin birbiriyle uygunluğu var hem de rahmetli babamın
Türkiye’nin de çok sevip hayran olduğu
Necmettin Erbakan’a olan hayranlığından dolayı bana bu ismi uygun görmüş.
Rahmetli Erbakan’ın ismini taşımaktan
gurur duyuyorum. İsmimle yapmış olduğum iş ancak bu kadar örtüşebilirdi.
Çok severek çok gurur duyarak taşıdığım bir isim. Bu isim benim için gerçekten büyük bir onur kaynağı.
Babam hep derdi ki; Koç olacak kuzu
kozda belli olur. Babam hep benim için
de böyle derdi. Sen ileride koç olacaksın, çok önemli bir noktada olacaksın
derdi. Babamın benim üzerimde işaret
olarak koydu bir isim bu.
Kars’ın Göle ilçesinin Dengeli (Abur)
köyünde dünya’ya geldim. Okul okur22/ marketing europe & anatolia
ken 2. Sınıftan 4. Sınıfa direk geçiş yaptım. İlkokulu bu şekilde erken bitirdim.
O dönemlerde güreş seçmelerinde de
Türkiye şampiyonluğuna kadar giden
çok ciddi derecelerim oldu. Yeşilköy’de
bir otomobil tamirhanesinde çırak olarak çalışmaya başladığımda otomobillere merakım da başlamış oldu. Burası
o zamana göre lüks bir tamirhaneydi
ve araba hakkında öğrenilebilecek ne
varsa burada öğrendim. Kalfa olduktan
sonra fikirlerim gelişti ve onları hayata
geçirmek istedim. İlk atölyemi yine Yeşilköy civarında oto müzik sistemleri
üzerine kurdum. Sonra baktım ki herkes bu işi yapıyor; benim değişik bir
şeyler yapmam gerekliydi. 1992’de ilk
atölyemi açtım. Nasıl herkesin özel kuaförü ve terzisi olabiliyorsa kendilerine
özel VIP araçları da olabilir düşüncesiyle ilk işimizi yaptık. Sonrasında tasarladığım araçlar bambaşka bir hale geldi;
tanınmayacak gibiydi. Bir aracı fuarda
sergiledik; inanılmaz büyük ilgi gördük.
Fuarda karşılaştığımız ilgi sonrası siparişlerin gelmeye başlamasıyla Dizayn
VİP’in yol macerası burada başladı.
kozda belli olur...
Röportaj
- Sizde iş dünyasının duayen ismi
Nazif ZORLU gibi her söyleşi ve röportajlarınızda ilkokul mezunu olduğunuzu yineliyorsunuz.
İlkokul mezunu olduğumu bilinçli olarak
söylüyorum. Lisan-ı hal diye bir şey vardır. İnsanların önüne kendinizi rol model olarak koyduğunuz zaman insanlar
sizin başarınızdan bir şeyler alması gerektiğini hissettiği zaman o insanlara ne
verdiğinizi ancak beden diliniz ile anlatabilirsiniz. Kimse sizin kafanızın içine
giremez. Sizin görünmeyen taraflarınızı
insanlar hemen göremeyebilir. Bizlerde
anlatıyoruz. İlkokul mezunu olan Erbakan Malkoç, bu kadar başarıyı elde
edebiliyorsa,
üniversite de okuyan
gençlerimizin hayal kırıklığı yaşamaya
hakkı yok.
Neden? İstedikten sonra rabbim nasip ediyor. Çünkü sen ne istediğini iyi
bilmek zorundasın. Eğer istersen, peşinden gidersen istediğin işlerini doğru
yapmış insanları rol model olarak alırsan senin de yapamayacağın hiç bir
şeyin olmadığını görürsün. O yüzden
her yerde ilkokul mezunu olduğumu
söylüyorum. Bundan dolayı da gurur
duyuyorum. Ben ilkokul mezunu olarak
24 / marketing europe & anatolia
İlkokul mezunu olan
Erbakan Malkoç,
bu kadar başarıyı elde
edebiliyorsa, üniversite de
okuyan gençlerimizin
hayal kırıklığı
yaşamaya hakkı yok.
bugün Avrupalıyı şaşırtıyorsam bugünün üniversite mezunu olan gençlerimizin yapamayacağı hiçbir şey yok. Yeter
ki iste. İstemek bence yapmanın yüzde
98’idir. Bir şeyi istiyorsan Allah nasip
ediyor. O yüzden istemek lazım. Ticaret
istemek lazım, rızık istemek lazım, imanı istemek lazım, başarı istemek lazım,
rol model olmayı istemek lazım, ülkeye
faydalı olmayı istemek lazım, insan olmayı istemek lazım istemek lazım…
- Girişimcilere cesaret veren kırılma
noktanız ve altyapıyı kurmaya yönelik yatırımlarınız
Biz rol model olmak zorundayız. Bizim
bu ülkeye borcumuz var. Havasına, suyuna, toprağına, insanlığa borcumuz
var. Biz bu memlekette yaşıyorsak birilerine rol model olmak zorundayız. İn-
sanların önünde onlara gerçek manada
nasıl girişimci olunuru göstermemiz anlatmamız lazım. Bizim hayatımız konu
alınırsa görecekler ki insan istedikten
sonra çok şey yapabilir.
Mevlana derki; Kimse tek kanadı ile
uçamaz. Çift kanatlı olmak lazım. Eğer
çift kanatlı olmak istiyorsan çok yönlü
bir insan olacaksın. Kendini açacaksın
Dünya’yı seyredeceksin. İnsanlar ne
yapıyor bakıp göreceksin. Dünyada ki
en iyi zanaatı kullanacaksın taklit zanaatı. Ama bire bir yapma hırsızlıktır.
Üstüne koymak zanaattır. Ben hayatım
boyunca yaptığı m her şeyde feyz aldım. Hala daha bakar feyz alırım. Kravatına bakar feyz alırım bunu nasıl işime uygularım diye düşünürüm. Bizler
hayatımızdan insanlara feyz verebilmemiz lazım. Niye? Çünkü bunu rabbim bize bu ülkede nasip etti. İnsanın
hiçbir şeyi olmasın ama bir tek vatanı
olsun. Vatanı olmayan insan Dünyaya
sığamaz. Eğer bu vatanda yaşıyorsak
burada yaşayan insanlara da örnek insan olacağız. Girişimci, dürüst esnaf,
sözünün arkasında olmak nasıl bir şeydir, itibar nedir, itibarın olduğu zaman
nereden nereye gelirsin. Benim hayatımda ki en büyük yatırımım itibarımdır.
Sözüm asla değişmez. İkincisi de dostlarım. Bunun ikincisinin de dışında olan
her şey yalan. Ama itibar başka bir şeydir. Hayatım boyunca yaptığım ticarette
bir kere müşteri itilafı yaşamamışımdır.
Kişiye özel iş yaparım. Öyle işler yaparım ki insanların aklı durur.
O yüzden benim hayatım arkadaşlarımın hayatına rol model olabilecek bir
hayat.
Ben hala bir araba yapacağım zaman
heyecanlanırım. Uyuyamam gece saat
3-4 hemen kalkarım not alırım ertesi
gün bakarım.
- Zaman her şeyden önemlidir diyen
İş dünyası, futbol dünyası ve sanat
dünyasına kadar herkes niçin Dizayn Vip diyor.
Röportaj
İtibarıma, dostluğuma ve kalite anlayışıma gelirler. Benim için iyi diye bir şey
yoktur. En iyisi diye bir şey vardır. İyiyi
herkes yapabiliyor. Sen en iyisini yapabiliyor musun? O zaman sensin. Ben
kendi işimde en iyisini yapıyorum. Birileri karda yürür iz bırakır birileri izi takip
eder. Ben iz bırakan bir insanım.
Bütün samimiyetimle söylüyorum benim için büyük bir gurur. Bunu söylerken heyecanlanıyorum.
Neden? Bir zamanlar bırakın fuar
standlarına girmeyi, fuar kapısından
geri döndürülüyorduk. Türküm dediğimde hep kapıdan çevrildim. Paris oto
show, monoco fuarına, Cenevre fuarını dolaşamazdık. Bir zamanlar bunları
yaşayan Erbakan Malkoç ah dehti bir
gün gelecek size iş yapmam için sıraya gireceksiniz. Ve rabbim nasip etti.
Benim tasarımlarımı o fuarlarda gördükleri zaman budur bundan daha iyisi asla olamaz diyorlar. O yüzden beni
ödüle götüren her fuarda göstermiş olduğum performans. Cenevre Otomobil
fuarı, monoco otomobil fuarı, AlmanyaFrankfurt İAA, Hannover Otomobil fuarı, Rusya Milyonerler, Dubai motoshow
buralarda gösterdim performans wen
araçlar konusunda Avrupa’nın en iyisi
olduğumuz ödülü bize verdi.
“BAŞARI ZORLUKLARLA MÜCADELE
ETME SANATIDIR”
Bu uzun ve meşakatli bir yoldu. Zaten
başarı kolay elde edilebilecek bir şey
olmaması lazım. Başarıda zaten zorluklarla mücadele etmenin sonucudur.
Eğer zorluk varsa başarı vardır. Ben
çok iyi bir zanaat kullandım. Ben başarıya ulaşmak için çok zorluk aştım.
Türkiye otomobil konusunda Türkler
hiçbir şey yapamazlar diye gördüklerinde, şimdi Avrupalılara parmaklarını
ısırtıyoruz. Bu Çılgın Türk yine ne yapmış diyorlar. Şu an benim yaptığım otomobil, Dünya da sanal alem de en çok
tıklanan otomobil unvanını aldı. Mercedes instagram sitesinde 45 bin beğeni
Mercedes bugüne kadar kendi
sitesinde bir tasarım
yayınlamıştır oda
Erbakan Malkoç
imzası taşıyor.
alan arabada benim arabam. Mercedes
bugüne kadar kendi sitesinde bir tasarım yayınlamıştır oda Erbakan Malkoç
imzası taşıyor.
Ben çok şey aştım. Benim yaptığım
otomobiller ülkeme çok büyük prestij
kazandırıyor. Dolayısıyla ben ülkeme
olan borcumu da bu noktada nispeten ödediğimi düşünüyorum. Umarım
ülkemde benim gibi düşünen insanlar
olur ve bizi gelişmiş ülke seviyelerine
taşırız. Çünkü ülke marka değeri diye
bir şey var. Bizim ülkemizin marka değerini yükseklere taşımak ancak bizim
gibi vizyonel insanların yapabileceği bir
şey. O yüzden buradan bütün vizyonel
liderlere sesleniyorum. Gelin ülkemizin
marka değerini yükseltelim. Göreceğiz
ki hepimizin değeri yükselmiş olacak.
- Hedeflerinizin neresindesiniz?
En büyük hedefim otomobil tasarımı
konusunda dünyaya iz bırakabilmek.
Çok samimi bir şey söyleyeyim. Ben tamirci çırağı olan bir insanım. Büyük bir
tamirci çırağı hedefi ile işe başladım.
Ulaştığım her hedefi yükselttim. En büyük hedefim Avrupa’ya satış yapmaktı. Avrupa’ya satışı başlattıktan sonra
Avrupa’nın en iyisi olmayı hedeflemiştim. Bunu da gerçekleştirdim. Dolayısı
ile bugün ne kadar hayalini kurduğum
ve hedeflediğim her şeye ulaştım. Şu
anki hedefim Dünyada bu işi en iyi yapmak ve Dünyaya bu konuda iz bırakabilmek. Herkesin ismim den bahsedebilmesini sağlamak. Şu an bunlar için
yoldayım. Avrupa’nın en iyisi olduysak,
Dünyanın da en iyisi olmamamız için bir
engel yok.
Ben hayal ettiğim herkes ile çalışma fırsatı buldum.
-AİTM Seri Tadilat Onay Belgesini
Türkiye’ye getirme serüveniniz
Çok uğraştım onunla. Türkiye’de 2009
yılına kadar trafiğin muayene sistemi
ile yolumuza devam ettik. Yapmış olduğumuz otomobilleri trafiğin muayene
sistemi ile yürütüyorduk. Ama TÜV gelmarketing europe & anatolia /25
Röportaj
dikten sonra bizim yapmış olduğumuz
otomobilleri tanımadıklarını söylediler.
Ve Avrupa standartları yeterlilik belgesini almamız gerektiğini söylediler. Türkiye de bu kurum ve kuruluş yok. 8.5
ay gece-gündüz uğraştım. İşim batma
noktasına geldi. Çalışanlarımın hepsi
artık hayal kırıklığına uğramıştı. Ama
Allah nasip etti ben bunu da Türkiye’ye
standart olarak yerleştirdim. Biz ATM
Seri Tadilat Sistemi ile bu işi Avrupa
kalite standartlarına uygun olarak yapabileceğiz dedim. Hiç kimse inanmadı. Benim inancım hep tamdı. Onu da
Türkiye’ye kazandırdım. ATM Seri Tadilat Tip Onay belgesi diye bir şey var
artık. Türkiye’de de Dizayn Vip bu tarz
da üretim yapar. Otomobilleri Avrupa’ya
indiği anda gümrükte TÜVE girer, onayını alır ve trafiğe çıkar. Dolayısı ile
Türkiye’de yapılan bu işlem Avrupa
standartlarına birebir uygunluk belgesi
taşır. Dizayn Vip bu standartlarda çalışır ve Avrupa standartların üzerinde de
iş yapan bir yapı ile yoluna devam eder.
- Ülkemizde markalaşmanın önemini
yeterince anlaşılmadığından yakı26 / marketing europe & anatolia
Benim arabalarımı
Almanya üzerinden satın
alıyorlar. Soruyorum neden?
Senden aldığımızda
Made In Turkey Almanya’dan
aldığımızda Made In Germany
oluyor diyorlar.
nıyoruz. Sizce ülkemizde markalaşmanın önündeki en büyük engeller
nelerdir?
Benim için en önemlisi önce ülke marka
değeri. Eğer ülke marka değeriniz var
ise, sizin marka değerinizin olmaması
gibi bir durum olamaz. Ben Almanya’ya
da iş yapıyorum, Rusya’ya da iş yapıyorum. Benim arabalarımı Almanya
üzerinden satın alıyorlar. Soruyorum
neden? Senden aldığımızda Made In
Turkey Almanya’dan aldığımızda Made
In Germany oluyor diyorlar.
O yüzden hepimizin bu ülkeye borcu var. Bu konu çok önemli. Aynı aracı alıyorlar, aracın benden çıktığını
benim fabrikamda yapıldığını biliyor.
Almanya’dan benim aracımı daha pahalıya alıyor. Çünkü Rusya da daha pahalıya satıyor Almanya’dan aldığını. Bu
yüzden marka değeri çok önemli.
İnsanın marka değeri önce kendinden
başlar, sonra yapmış olduğu üründen
başlar, sonra satış sisteminden başlar,
sonra sattığı ürünün arkasında durmasından başlar, sonra o ürünü hangi
ülkeden çıkartıp nerelere sattığını ve
o ülkede o ürünü kullanan insanların
memnuniyetiyle devam eder.
O yüzden Türkiye’de Dizayn Vip’i herkes tercih etmek ister. Neden? Çünkü
Dizayn Vip’in büyük bir marka değeri
var.
Girişimci insan üretebilen, çok değerli insandır. Sadece üretmek ile olmaz.
Ürettiğine değer katabilen, kattığı değerle mutlu olan ve mutlu edebilen insandır.
Erbakan Malkoç; değerli bir insanımdır,
ürettiğime değer katarım, var olan işi
alıp 3-5 katı fiyatına çıkartabilirim. Erbakan Malkoç gerçek bir girişimcidir.
Köşe
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com
( retorik)
Tercih meselesi...
Siz ne kadar çok çalışırsanız çalışın. Markalaşmaya,
katma değer üretmeye ne kadar yatırım yaparsanız
yapın eğer işinizi konumlandırdığınız ülkenin bir marka
değeri yoksa yaptığınız tüm çalışmalar iyi niyetli yerel
çabalamaların ilerisine geçemiyor.
Almanya dediğimizde aklımıza Yahudi soykırımından
önce, üstün Alman mühendisliğinin gelmesi, Fransa
dendiğinde Cezayir katliamlarından önce Moda'yı
düşünmemiz, İtalya dendiğinde Libya'yı değil
Michelangelo'yu hatırlamamız tesadüf mü, yoksa yıllarca
süren ülke marka değeri yaratma çalışmasının sonuçları
mı?
Peki Türkiye denince bir Avrupalının aklına ne geliyor.
- Kuşadası
- Burunlarını kapatmadan içemedikleri rakı
- Yunan fesi ve bıyık takmış (ki o bıyığın kimin
mabadından hareketle Türklere yapıştırıldığı bir
muamma) şarlatanlar
- Aslen arap çadır eğlencesi olan dansözler
- İslamda olmadığı halde aslen ortadoğu ve tarım
toplumlarının geleneği olup, musevi ve hristiyanlıktan
ithal edilmiş ve dinin şartı sanılan başörtüsü
- Saptırılarak anlatılan 1915 Ermeni olayları
- Harem, sarık, cüppe
- Cehalet, pislik (Avrupa köylüsüyle, Türk köylüsünü
karşılaştırınca bu konuda pek haksız sayılmazlar
çünkü biz köy enstitülerini yıllar önce kapatmayı
uygun görmüştük. Ayrıca yaşadıkları topluma entegre
olmak yerine ghettolarda çağın çok gerisinde yaşayan
Avrupa'daki Türk işçilerinin büyük bölümünün hangi
kültüre ait olduğunu kestiremediğim yaşam tarzı)
- Deve (ki Türk halkı deveyi tanımaz bile)
- Döner (En başarılı ticari ürünümüz maalesef bu)
- Hakan Şükür (ki yeni kuşak hatırlamaz)
- Recep Tayyip Erdoğan (Yasakçı bir dikdatör olarak
anlamakta zorluk çektikleri bir fenomen)
- Ud ve ney (ki ben ülkemizde çok yaygın dinlendiğine hiç
şahit olmadım)
- Bir de sürekli ya kapatılan siteler ya demokratik hakkını
kullanan vatandaşlarını öldüren polisler ya da orantısız
güçle bastırılmaya çalışan halk. (Dışarıdan bakınca
sokaklar tam bir savaş alanı)
Peki Türkiye'de yaşayan Türkler dahil,
- Tarihte pusulayı, matbaayı ilk bulan ve kullananın
Türkler olduğunu
- Bugun Jumbo Jet'lerin kanatlarının aslen çağının
çok ilerisinde kompozit bir malzemeden yapılmış Türk
yaylarından esinlenilerek yapıldığını
- Demiri, çeliği ilk işleyenlerin, çeliği haddeden geçirerek
çağının çok ilerisinde kılıçlar imal edenlerin Türkler
olduğunu
- Beyaz piramitleri
- Türk dilinin matematiksel mükemmeliyetini
- Türk toplumlarında 10 bin yıla dayanan kadın, erkek
eşitliğini
- Bugün kullanılan 10'luk ordu sistemini geliştiren Mete
Han'ı
- Devlet kurma ve sistematiğini geliştirme geleneğini
- Bilgeliğe verdiği önemi
- Dünya kültürene yaptığı 10 bin yıllık katkıları
daha birçok şeyi bilen var mı?
Hayır bunların teknik olanlarını Çinliler yaptı sanırız.
Birçoğunu bilmeyiz bile. Sosyal yapı ve kadın erkek
eşitliğinde ise Arapların günahlarını sahiplenerek
sürdürmeyi daha kolay görürüz.
10 Bin yıllık kadim Türk kültürünü 36 padişaha sıkıştırıp,
Osmanlı aristokrasisini de sadece Osmanoğulları ve
onların saray hizmetçileri zannederek yozlaşmış bir tarihi
benimsemek, bugünkü cehaletimize kılıf uydurmak için
işimize geldiğinden öyle inanır, ülke tanıtımımızı da bu
sığ yaklaşımla yaparız.
Peki şimdi neden şikayet edebiliriz ki bizi yanlış tanıyorlar
diye mi?
Peki biz değil miyiz, bilgiyi, kültürü, tarihi, bilimi, deneyimi
gözardı edip, bu işleri cahillerin eline teslim eden.
Şimdi de cumhurbaşkanı seçeceğiz. Yine bir cahil bir
bilimadamına meydanlarda hakaretler yağdırıyor. Umarım
bu kez yüce Türk milleti tercihini cahilden yana değil,
bilgiden yana kullanır.
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
“Transparan mı o?”...
Arko Nem, Güneş Bakımı serisinin en yeni ürünü Arko Nem
Transparan’la hem raflarda hem ekranlarda yerini alıyor.
TBWA\ISTANBUL’un Arko Nem için hazırladığı ilk TV filmi
olan “Transparan mı o?”, repliğiyle de hafızalarda yer edecek.
Güneşlenirken sürdükleri güneş kremleriyle başları dertte
olan iki genç kadının, plajda Transparan’ıyla gördükleri Arko
Nem kızı karşısında şaşkınlıklarını ve tatlı kıskançlıklarını
izlediğimiz filmin yönetmenliğini Mehmet Çelebi, yapımını
ise Filmpark üstlendi.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Arko Nem (Evyap)
Reklamveren Yetkilisi: Burç Üstün, Ceylan Kırım,
Merve Esim, Özge Çakar
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
CCO: İlkay Gürpınar
CD: Zeynep Karakaşoğlu
Yaratıcı Ekip: Levent Yalgın, Bilgin Aydın, Mustafa Gülsen
Marka Ekibi: Ela Bilgisel, Başak Sarıoğlu, Ceren Kaban
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Ceren Şehitoğlu,
İdil Açıkalın
Prodüksiyon Ekibi: Övünç Hitay, Pelin Güneş,
Melis İnceoğlu
Prodüksiyon Şirketi: Filmpark
Yönetmen: Mehmet Çelebi
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Müzik: Jingle Mingle / Mert Tünay
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Akbank direkt yenilendi, çeşitlendi...
Müşterilerinin farklı ihtiyaçlarına en uygun hizmeti sunmak
için yenilenen ve çeşitlenen Akbank Direkt, “Akbank Direkt Plus” ve “Akbank Direkt İşim” adlı iki yeni arayüzünü,
TBWA\ISTANBUL’un hazırladığı yeni reklam kampanyasıyla duyuruyor.
Akbank kahramanları Ali ve Nuri’nin Akbank Direkt’teki yenilikleri anlattıkları yeni reklam filminde, ikizleri şık bir restoranda iş adamı arkadaşlarıyla görüyoruz.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Akbank
Reklamveren Yetkilisi: Murat Göllü, Ayşegül Ögelman,
Özge Baran, Yeliz Sönmez
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
CCO: İlkay Gürpınar
ECD: Volkan Karakaşoğlu
Yaratıcı Ekip: Doğu Göcük, Güney Soykan,
Berat Kösemen, Yiğit İrde
Marka Ekibi: Aslı Ceren Aksak, Yasemin Tolunay Erna, Ayşegül Altınbaş
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Alper Özcan
Prodüksiyon Ekibi: Övünç Hitay, Pelin Güneş,
Melis İnceoğlu
Prodüksiyon Şirketi: Filmpark
Yönetmen: Mete Özok
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Müzik: Jingle Jackson / Emre Irmak
Medya Ajansı: Mediacom
Kullanılan Mecralar: TVC, basın, outdoor, radyo, internet
Algida Maraş Usulü...
neklerinin paylaşıldığı iftar sofrasında buluşturdu.
Küçük Ağa’nın sevilen ailesi Yaz Ramazanı’nın vazgeçilmezi Algida Maraş Usulü dondurmanın keyfini iftar sofrasında
çıkarıyor.
Her yaştan dondurma severin zevkle tükettiği, yoğun kıvamı
ve geleneksel lezzetiyle kalabalık iftar sofralarının vazgeçilmez lezzeti Algida Maraş Usulü, Kanal D’nin sevilen dizisi
Küçük Ağa’nın yıldız oyuncularını yaz Ramazan’ının gele32 / marketing europe & anatolia
Kampanya Künyesi
Reklamın başlığı: Algida Ramazan
Reklamveren: Algida
Reklamveren yetkilisi: Leyal Eskin, Sevgi Gür, İrem Işık,
Levent Allovi
Reklam ajansı: Alametifarika
Yaratıcı yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal
Yaratıcı grup: Aylin Çelik, Ozan Özüm Özbey, Ozan Küme,
Erkul Yazgan, Berat Pekmezci, Odisseas Sevsevme
Müşteri ilişkileri grubu: Gökhan Akbay
Stratejik planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel,
Ufuk Saygın
Ajans prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz,
Teğin Polat
Yapım şirketi: Erler Film
Medya ajansı: Mindshare
Medya planlamacı: Büke Bıçaker, Burçak Akkan,
İpek Dorak
Kullanılan mecralar: TV, İnternet
Kampanyalar
Siemens “Lüksler” reklam filmi...
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Siemens Beyaz Eşya
Reklamveren Yetkilisi: Ayşe Özkaya, Gamze Su
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB
Yaratıcı Bölüm Başkanı: Kurtcebe Turgul
Kreatif Direktör: Gökhan Erol
Yaratıcı Grup: Eren Koçaker, Engin Erden
Müşteri İlişkileri Grubu: Aslı Bleda, Miray Türker,
Filiz Şahin
Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek
Medina Turgul DDB tarafından “Lüksler” adıyla hazırlanan
Yapım Şirketi: Shortcut
kampanya kapsamında çekilen filmlerin yönetmenliğini Ariel
Yönetmen: Ariel Goldenberg
Goldenberg üstendi. Reklam kampanyası izleyicilere, hayatı
Müzik: Ömer Ahunbay
farklılaştıran Siemens Ankastre ürünleri ile “mükemmel bir
mutfak lüks değil” mesajını aktarıyor.
Siemens Ankastre Bulaşık Makinesi’nin yıkama süresini
kısaltan Variospeed özelliği, reklam filminde yine “lüksler”
konseptine uygun esprili bir dille vurgulanıyor. Filmde; ev
sahibesinin tatlı servisi yapacağı esnada, bir çok yardımcının gelip hemen eski masayı kaldırması ve yerine yeni servislerin olduğu masayı yerleştirmesi ile kazanılan zamana
dikkat çekiliyor.
LC Waikiki’den fark yaratan reklam...
“Mutluluğunuz LC Waikiki’ninmarka yüzü olsun” mesajının
verildiği interaktif kampanyanın ilgi çeken viral filmi ise alışılmışın dışında bir mecra kullanımı ile televizyoncu Mesut Yar
tarafından gerçekleştiriliyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: LC Waikiki
Reklamveren Ekibi: Ezel Akıntürk, Mehmet Taha Doğruyol
Dijital Reklam Ajansı: Isobar Türkiye
Yaratıcı Yönetmen: Akif Yılmaz
Sanat Yönetmenleri: Gökhan Kurt, Özge Yıldız
LC Waikiki 2014 yılı yeni reklam kampanyasında alışılmışın
Metin Yazarları: Yağız Patan, Dijle Özdemir
dışında bir kurgu ile tüketicileriyle buluşuyor. Televizyoncu
Animasyon: Ufuk Bekdaş
Mesut Yar’la da işbirliği yapan marka,sevdiklerini mutlu
Uygulama ve Geliştirme: Erdem Altıntaş, Selçuk Yücel
eden ve o anın görüntülerini sosyal medyada paylaşan tüOperasyon Yönetimi: İlker Pamukçuoğlu,
keticilerine reklam kampanyasında yer alma ve 10.000TL’lik
Kerimcan Akduman
para ödülünün sahibi olma fırsatı sunuyor.
Müşteri İlişkileri
: Kamil Özkan, Feray Uysal
Dijital iletişimi İsobar Türkiye tarafından hayata geçirilen
Posterscope Operasyon Sorumlusu: Kerem Akarlar
kampanyanın ana mecrası sosyal medya olurken, radyo,
Prodüksiyon Şirketi: DirtyCheap Creative
yazılı basın, açık hava, indoorve satış noktalarında da yoYapımcı: Ömer Abra
ğun bir görünürlük ile desteklenmesi planlanıyor.
Yönetmen: Ege Tül
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Penguen Ailesi Familia Pompomgiller...
tık Familia diyor” jingle’ının söylenmesiyle sona ererken izleyenlere neşe saçmaya devam ediyor.
Eğlence dolu filmin kreatif sürecini Vietnam Reklam Ajansı,
animasyon yapımını ise ünlü Hollywood yapımlarında anime karakterlere hayat veren Robotika gerçekleştiriyor.
Penguen ailesi Pompomgiller, şimdi de Familia kağıt havlu
filminde gönülleri fethetmeye hazırlanıyor.
İlk reklam filminde Pompomgiller Ailesi’ni seyircilerle tanıştıran Familia , bu defa süper emici özelliğiyle dikkat çeken
kağıt havlu ürününü anlatıyor.
Filmin hikayesi Pompomgiller Ailesi’nin en küçük ve sevimli üyesi olan Bebiş karakterinin annesiyle beraber mutfakta görünmesiyle başlıyor. Bebiş, annesine Familia Kağıt
Havlu’nun emici özelliğini yaratıcı bir şekilde kullanarak
yardımcı olurken, annesini şaşırtmayı başarıyor. Film, Pompomgiller Ailesi`nin hep birlikte dillere pelesenk olan “Man-
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Hayat Kimya – Familia
Reklamveren Temsilcisi: Aysel Aydın, Gül Yeşilay Coşkun,
Elif Yılmaz
Reklam ajansı: Vietnam
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın
Yaratıcı Grup Direktörü: Rıza Çankaya
Sanat Yönetmeni: Umut Kısa, Kenan Çetinkaya
Reklam Yazarı: Erdem Güngör, Aslı Sevim, Ayberk Çınar,
Besime Yıldız
Müşteri İlişkileri: İlknur Korkmaz
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran
Animasyon Yaratım: Robotika – Coşku Özdemir
Karakter Tasarım: Fayeshu
Bayram Hatırlamaktır...
Kent, yeni reklam filminde bir kez daha bayram hatıralarımızı, eski geleneklerimizi, çocukluğumuzdaki bayram ziyaretleri ve en önemlisi bizi bekleyenleri hatırlatmak isteyen
Kent, kamerayı ve mikrofonu bu defa vatandaşlara çeviriyor.
Sevdiklerinden uzakta olup bayramda büyüklerinin yanına
gidemeyenler, en duygusal mesajlarını, Kent aracılığıyla dile
getiriyor.
Kampanya Künyesi
Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar
Reklamveren: Mondelēz Türkiye
Reklamveren yetkilisi: Elif Emiroğlu, Salih Ünlü,
Görkem Tengir
Yaratıcı ekip: Gökhan Atasoy, Latif Çetinkaya,
Zafer Külünk, Volkan Yanık, Tolga Suna, Ali Can Savaş,
Özge Akyol, Dilan Bayar, Burçin Perçin, Ahmet Çiçek
Müşteri ilişkileri: Celil Kaya, Sezin Özçelik Güneş
Stratejik planlama: Tuğay İlyasoğlu
Ajans prodüktörü: Neslihan Ateş, Ferhat Düzlü,
Hüseyin Sert
Medya planlama: Starcom
34 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Esnafa, KOBİ’ye finansçı lazım...
Yılmaz Erdoğan’ın iki karakteri birden canlandırdığı sahnelerde, Türkiye’de ilk kez hareketli kamera tekniği kullanıldı.
Finansbank, yıl boyunca sürdüreceği reklam filmlerinde
“KOBİ’lerin Bankası” olarak markasını konumlandırarak esnaf ve KOBİ’lere seslenmeye devam edecek.
Yılmaz Erdoğan’ın hem esnafı, hem de esnafın Yılmaz
Abi’sini oynadığı filmde, işyeri sahiplerinin dertlerine esprili
bir dille çözüm sunuluyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Finansbank
Reklam Ajansı: Rabarba
Reklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Banu Akyıl,
Tuğçe Saka
Yaratıcı Ekip: Pemra Ataç Açıktan, Ozan Yurtsever,
Yiğit Karagöz, Ergin Doğanay, Tuba Ulu, Umut Geldiay
Müşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Ezgi Günaydın
Ajans Prodüktörü: Pınar Yazıcıoğlu
Medya Planlama/ Satınalma: People
Yapım Evi – Yönetmen: PTT, Ozan Açıktan
Post Prodüksiyon: Post 43
Müzik: Nil’in İşleri
Mecra: TV, Radyo, Basın, İnternet, Açıkhava
NESTEA ile serinliğe bırak kendini...
“Serinlemek istediğiniz her an, Nestea sizinle buluşuyor”
konseptiyle hazırlananreklam filminde, çölde arabası bozulup elinde gitarıyla yolda kalan adamınihtiyaç duyduğu anda
karşısına çıkan Nestea ile serinliğe kavuşma hikayesi anlatılıyor.
Publicis Yorum tarafından Türkiye adaptasyonu yapılan reklam filminin yönetmenliğini Raymond Bark, prodüksiyonunu
ise Gartner yapım şirketi üstlendi. Filmin çekimleri Amerika
Birleşik Devletleri’nde gerçekleşti.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Nestlé Waters Türkiye/Nestea
Reklamveren Yetkilisi: Ergin Akman, Begüm Ersoy,
Bahar Turunç
Kreatifajans: Publicis Yorum
Yaratıcı Grup: Adnan Elmasoğlu, Ali Bozkurt, Emrah Kural,
Cihangir Gümüş
Müşteri İlişkileri: Özlem Öğüt, Eda Altan, Ayla Çaylı
Stratejik Planlama: Selda Sedes, Zeynep Bortaçina
Medya Planlama ve Satın Alma: Mindshare
Prodüksiyon: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil
Kullanılan Mecra: Televizyon, Dijital Medya
Yönetmen: Raymond Bark
Prodüksiyon Şirketi: Gartner
marketing europe & anatolia / 35
İspanya’nın b
Gezi
başkenti Madrid...
Segovia’ nın ardında akşam üstüne doğru
Madrid’e vardık. Navigasyona adresi girdiğimiz
için direk otele vardık.
Otelimiz tren yolunun yanında, ara sokakta,
şirin bir yerdi. Henüz saat çok geç olmadığı
için dışarı çıkıp biraz dolanalım dedik.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / svldbn@gmail.com
Segovia’ nın ardında akşam üstüne
doğru Madrid’ e vardık. Navigasyona
adresi girdiğimiz için direk otele vardık.
Otelimiz tren yolunun yanında, ara sokakta, şirin bir yerdi. Henüz saat çok
geç olmadığı için dışarı çıkıp biraz dolanalım dedik.
Resepsiyondaki abiye Gran Via’ ya nasıl gideriz diye sorduk. O da otobüs numarasını söyledi. Biraz ilerideki otobüs
durağına gidip otobüse bindik. Şöför
abiye de ineceğimiz yeri söyledik.
3 - 5 durak sonra abi bizi indirdi. Elimizde harita İspanya meydanını aramaya
koyulduk. Bulvarda bir iki tura attık. Bulamayınca da birine haritayı gösterip
Espana meydanını sorduk.
Adam bir suratımıza baktı bir de haritaya, sonra da dedi ki, burası Madrid
değil, Monclao. Biz de bön bön abinin
suratına baktık. Sonrayı telefondan
bağlanıp da bakınca hakikaten abinin
haklı olduğunu gördük. Sonradan öğrendim ki gran via, “great way” İspanya’
da her yerde varmış :)
Saat geç olduğu için Madrid’dekine gitmekten vazgeçip bir mekana oturduk.
Kocaman kovalarla gelen 10 tane yöresel birayı içtikten sonra yürüyerek otele
gittik. 3 – 5 durak dediğimiz yer bize yürürken 30 – 40 km gibi geldi :(
Ertesi gün otobüsü falan boşverip direk
arabayla gittik Madrid’ e. Arabayı Espana Meydanı’ na yakın bir yerlere parke-
dip meydana çıktık.
Plaza de Espana, Gran Via Caddesi’nin
bitiminde yer alıyor. Meydanda iki tane
kocaman gökdelen var. Madrid’in ilk
gökdelenleri olan Torre de Madrid ve
Edificio de Espana.Meydanda, ünlü
Cervantes Anıtı ile Don Kişot ve Sancho Panza Heykelleri, süs havuzu da
var. Başka da bir şey yok. Çok oyalanmadan Bailen Caddesi’nde bulunan Kraliyet Sarayı’ na doğru yürüdük.
Sarayı gezmeden önce oturup kahvaltı
ettik. İspanya genelinde doğru düzgün
kahvaltılık yok. Ben yine kahve ve tortilla aldım. Tortilla yemekten yakında
içimde patatesler büyüyebilir.
Karnımızı da doyurduktan sonra biletlerimizi alıp saraya girdik.
Palacio
Real
(Kraliyet
Sarayı),
Avrupa’nın en büyük ve en dikkat çekici
yapılarından biri. Muhteşem vadi manzarası, tarihi mimarisi, özgün dekorasyonu ve görkemli meydanlarla çevrili.
İç avluya girdiğimizde sağ tarafta bulunan saray eczanesi çarptı gözümüze.
Eski ilaç örneklerinin muhteşem poselenlerde sergilendiği saray eczanesinin
(Farmacia) içinde restore edilmiş aboratuarlar da var fakat neyin ne olduğu
hiç anlaşılmıyor.
Eczaneden çıkıp bir yandaki ordu müzesi, Armeria Real’ e girdik. Sarayın tamamında fotoğraf çekmek yasak olduğu için bu muhteşem güzellikleri sizinle
marketing europe & anatolia / 37
Gezi
paylaşamıyorum :(
Armeria Real’ in içinde ortaçağdan kalma zırh ve silah koleksiyonu var. İnanılmaz güzeller.
Ordu müzesinden sonra da sarayın
içini gezmeye girdik. İşte o zaman göz
bebeklerim kocaman büyüdü. Şimdiye
kadar gezdiğim saraylar içirisinde en
güzel saray burası. Odalarda, fresko,
porselen, duvar halısı ve madalya gibi
tarihi birçok dekorasyon eşyası mevcut. İçeride 400 m²’lik geniş yemek
odası, Sala de Porcelana (Çini Odası)
ve Salón del Trono (Taht Odası), sarayın en muhteşem odaları. Her odanın
tarzı, renkleri farklı. Tek ortak noktaları
var, hepsinin duvarı muhteşem ipeklerle kaplı. Bir tanesinde Çin motifleri
var. Saraya hayran kalmamak mümkün
değil. Nasıl bir mobilya işçiliği, nasıl bir
mimari, nasıl bir kumaş dokumacılığıdır
bu yaaa, diyerek çıktım.
Sarayın hemen yanındaki Almudena
Katedrali, 1883 – 1993 yılları arasında
yapılmış. Prens Felipe 2004 yılında,
eski TV spikeri Letizia Ortiz ile bu katedralde evlenmiş ve tören televizyonları başında 25 milyon kişi tarafından
izlenmiş. Biz katedrale dışardan bakmakla yetindik.
38 / marketing europe & anatolia
1619 yılında Juan Gomez de
Mora tarafından inşa edilen
bu meydan, etrafındaki kırmızı
binaları ve atlı Kral III. Philip
heykeliyle zamanla
Madrid’in sembollerinden biri
haline gelmiş.
Sonra da bizi Ana Meydan olarak bilinen Plaza Mayor meydanına götürecek
olan Calle Mayor’ da yürümeye başladık.
Belediye binasının önünden geçtikten
sonra biraz daha yürüyüp Plaza Mayor’
a vardık.
1619 yılında Juan Gomez de Mora tarafından inşa edilen bu meydan, etrafındaki kırmızı binaları ve atlı Kral III.
Philip heykeliyle zamanla Madrid’in
sembollerinden biri haline gelmiş. Etrafındaki binaların tam bir dikdörtgen
şeklinde çevrelediği bu meydana, binaların altından geçen 9 kemerli kapıdan
girilebiliyor. Binaların çoğunluğu pansiyon olarak kullanılıyor. Alt katları ise
küçük ama şirin, “cerveceria”, yani “biracı” denen çok sayıda kafe ve bar var.
Tekrar yürümeye devam edip Puerta
Del Sol Alanı’ na vardık.
Madrid’in tam merkezinde bulunan Puerta del Sol, şehrin en kalabalık meydanı. Madrid’in genellikle ilk ziyaret
edilen yerlerinden biri olan Puerta del
Sol, tarihi yapılarıyla geçmişi; festivalleri, politik gösterileri, sokak sanatçıları
ve çeşitli etkinlikleriyle dünü ve bugünü
aynı anda yaşayan kendine özgü bir at-
Gezi
mosfere sahip. Güneş Kapısı anlamına
gelen Puerta del Sol Meydanı, birçok
ünlü cadde ve karayolunun kesiştiği
merkezi bir konumda. Madrid’in simgesi ayı ve çilek ağacı bu meydanda yer
alıyor.
Meydanda fazla oyalanmadan muhteşem binaların önünden yürüyerek yolumuza devam ediyoruz.
Madrid’deki en ünlü binalardan birisi
olan Metropolis, şehrin iki büyük caddesi, Gran Via ile Calle de Alcala’nın
tam kesişme noktasında bulunuyor.
1911 yılında ofis binası olarak yapılmış
ve halen ofis olarak kullanılıyor. Kubbesinde bulunan heykel, 24 ayar altından
yapılmış.
Opera binasından sonra Belediye binasının önünden geçip, Neptun çeşmesinin olduğu caddeye çıktık.
Muhteşem binalardan oluşan caddeden sonra Prado müzesine vardık. Biletlerimizi alıp içeri girdik.
Madrid’de, görülmesi gereken 3 tane
müze var; Reina Sofia, Prado ve
Thyssen-Bornemizsa. Fakat biz sadece Prado müzesini gezdik.
Prado İspanya’nın en çok ziyaret edilen
müzesi olmakla birlikte dünyanın da en
çok ziyaret edilen 11. müzesi. 1819 yılında kurulmuş. Eski İspanyol Kraliyet
koleksiyonuna ait, 12. ila 19. yüzyıllar
Madrid’de, görülmesi
gereken 3 tane müze var;
Reina Sofia, Prado ve
Thyssen-Bornemizsa.
Fakat biz sadece
Prado müzesini gezdik.
arası Avrupa sanatının önemli parçalarına ev sahipliği yapıyor. El Greco, Velazquez, Goya gibi İspanyol ve Bosch,
Rubens gibi Hollanda ressamlarının
yapıtlarının yanı sıra, 7600 tablo, 1000
heykel, 4800 baskı, 8200 çizim ve 1000
para ile 2000 adet süs eşyası ve çeşitli
sanat eserlerini barındırıyor. İçeri girişte
fotoğraf makinalarını emate bırakıyorsunuz, içeride fotoğraf çekmek yasak.
Müzeyi gezip içeride bir kahve içtikten
sonra Retiro parka gitmeye karar verdik. Uzun süre müze gezince insanın içi
bayılıyor ve hepsi bir birine giriyor sonra insanın aklında hiç bir şey kalmıyor :)
Madrid’in en fazla yeşil alanına sahip
olan 130 hektarlık Retiro Park; şehrin
hareketliliğinden kaçmak veya ailesiyle
güzel bir pazar günü geçirmek isteyenlerin uğrak yeri. Şehir merkezinin doğusunda bulunan bu parkta; sokak müzisyenleri ve jonglörlerin yanı sıra, ressam
ve falcılara da sıkça rastlanıyor. Parkta
en çok yapılan aktivitelerin başında, bir
kayık kiralayıp Estanque del Retiro adı
verilen yapay gölde gezintiye çıkmak
marketing europe & anatolia /39
Gezi
geliyor. Göl kıyısında bulunan Kral XII.
Alfonso Anıtı bu gezinti sırasında ilk
göze çarpacak yapılar arasında.
Retiro parkı gezip bir şeyler atıştırdıktan sonra keşfe devam ettik. Yürüyerek, Kral III. Charles tarafından şehre
giriş kapısı olarak tasarlanıp, neo-klasik üslupta yaptırılan Alcala Kapısına
vardık.
Oradan da Cibeles Meydanına yürüdük. O kadar çok yürüdük ki bu gezide,
40/ marketing europe & anatolia
Gezilecek yerlerin
listesini çıkarmak için
yaptığım araştırmalar
sırasında,
Chocolateria San Gines’ de
çikolata yenmesi gerektiğini
öğrenmiştim.
ben de göbek falan kalmadı. Eridi gitti
hepsi :(
Madrid’in önemli meydanları arasında yerini alan Plaza de Cibeles, hem
Madrid hem de meydan için sembol haline gelmiş birçok tarihi yapıyla çevrili.
Bu nedenle Cibele Meydanı, turistler
tarafından çok büyük bir ilgi görüyor.
Meydanın dikkat çeken yapılarından
biri olan Cibele Çeşmesi, ismini Roma
doğa tanrıçası Cibele’den almış.
Meydanı da tavaf ettikten sonra Puerta
Del Sol’ a geri döndük. Havanın da kararmaya başlamasıyla birlikte insanlar
meydanı doldurmaya başlamışlar.
İyice akşam olmadan yapmam gereken
bir şey daha var. Gezilecek yerlerin listesini çıkarmak için yaptığım araştırmalar sırasında, Chocolateria San Gines’
de çikolata yenmesi gerektiğini öğrenmiştim. Akşamı tatlı bir şeylerle kapatacak olmanın verdiği mutlulukla Calle
de Arenal’ de Chocolateria San Gines’i
aramaya koyulduk. Yenmesi gereken
şey, chocolate con churros. Nihayet
bulduk ama benim için tam bir hayal
kırıklığı oldu :(
Tulumba tatlısının şerbetsiz halini düşünün, onu sıcak çikolataya batırıp yi-
Gezi
yorsunuz :( Hiç eğlenceli değil. Bu da
yenir mi diyerek oradan uzaklaştım.
Bence en fantastik tatlılar Türkiye’ de.
Türk mutfağı 10 numara 5 yıldız.
Akşamı Madrid sokaklarında dolaşarak
kapattık. Ertesi gün tapınak ziyareti var.
Bugün gezilecek yerler arasında Oeste
Parkı ve Debod Tapınağı var.
Oeste Parkı’na teleferik ile geçerken
aşağıda kalan manzara harika görünüyordu.
Hava çok sıcak olduğu için parkta fazla
oyalanmadan çok merak ettiğim Mısır
Tapınağı’nı görmek istiyordum. Benim
hayalimde kocaman bir tapınak vardı
fakat nasıl olur da görmedik bunca zamandır diye içim içimi yiyordu. Nihayet
sora sora yerini öğrendik.
Mısırlılar tarafından inşa edilen Debod
Tapınağı, 1968 yılında Mısır Hükümeti
tarafından Madrid’e bağışlanmış. Yaklaşık 2.200 yıl önce Nubia Kralı Adikhalamani emriyle yaptırılan bu tapınak,
Mısır tanrıları Amon ve Isıs’e adanmış.
Debod Tapınağı,
Mısır’ın Aswan barajı
yapımındaki yardımları
nedeniyle İspanya’ya
hediye edilmiş.
Beklediğim
gibi ihtişamlı olmadığı
için yine hayal kırıklığı
oldu bende.
Halka açılan tapınağın iç kısmında,
yapının nasıl restore edildiğini anlatan
bir sergi, Kral Adikhalamani hakkında
tarihsel bilgiler ve deşifre edilmiş hiyeroglif yazı örnekleri var.
Debod Tapınağı, Mısır’ın Aswan barajı yapımındaki yardımları nedeniyle
İspanya’ya hediye edilmiş. Beklediğim
gibi ihtişamlı olmadığı için yine hayal
kırıklığı oldu bende.
Tapınağın yanındaki insanların keyfi
görülmeye değer doğrusu. İspanyol’
ları seviyorum :)
Sırada görülmesi gereken El Rastro
(Bit pazarı) kaldı. Avrupa’nın en büyük
bit pazarı olduğu söylenen El Rastro
sadece pazar günleri kuruyormuş. Biz
Pazar gününe denk getiremediğimiz
için boş sokaklar karşıladı bizi.
17-18. yüzyıllarda esasen et pazarı
(rastro kelimesi kesilen hayvanlardan
akan kanı temsilen leke anlamına geliyormuş) olarak başlayan ancak şimdilerde antika ev eşyaları, eski kitaplar,
resimler, giysiler, çin malı döküntüler
de dahil her türlü malın tezgahlarda yer
aldığı; sokaklar boyunca her türden insanı, genç, yaşlı, hippi, punk, siyah, beyaz, büyük kalabalıklar halinde çeken
bir bit pazarı oluyormuş Pazar günleri.
Bit pazarının boş halini de dolaştıktan
sonra yeni şehirler keşfetme üzere yola
koyulduk.
marketing europe & anatolia / 41
Sinema
Ali Erdem Ekşioğlu
Guardians of the Galaxy...
( reklam
arası
sinema)
Marvel'ın bütün fanlarını ilk fragmanından beri deliye çeviren. Vizyona girene kadar
fragmanlarının saniyesi saniyesine her detayını ezberleten filmi sonunda burada. Ne kadar
bu konulara hakim olduğumu zannetsem de daha önce adlarını bile duymadığım bu beşli
sadece dünyayı değil bütün galaksiyi korumakla görevliler. Filmi izledikten sonra üstümdeki
"Captain America" tişörtümden utandığımı söylemem gerek, onun yerine milyonlarca
Guardians of the Galaxy tişörtü alabilirdim. Hayatımı artık tam altı yıldır ortalıkta olan bu
kahramanlara yetişmeye adayacağım. Daha beni hiç yüzüstü bırakmayan karakterlerimizi
siz de filmde beğenir iseniz daha geç olmadan bu evrene katılmalısınız.
Marvel filmlerinde görmeye alıştığımız mükemmel casting bu filmde de etkisini göstermiş.
Uzaylılar tarafından kaçırılıp insanüstü şeyler yapma şansı ve hayal bile edemeyeceği
yerlere gitme şansı sunulan ama yine de 80'lerin Dünya'sını bırakamayan bir çocuğu
canlandıran Chris Pratt hem seyirciyi duygulandırmak da hem de güldürmek de olağan
üstü bir iş çıkarmış. Seyircilerin asıl gözdesi olacak Rocket'a ise sesiyle can veren Bradley
Cooper bize onun sadece bir "rakun" olduğunu unutturuyor. Dünya dışı rollere alışık olan
Zoe Saldana üvey evlat Gamora'yı, WWE güreşcisi Dave Bautista intikam hastası Drax'i,
aksiyon tutkununu Vin Diesel ise aşırı gelişmiş ağaç Groot'u canlandırıyor.
Ayrıca her Marvel filmi gibi ağzımızı açık bırakan görseller ve mükemmel koordine edilmiş
dövüş sahneleriyle dolu olan film hikayenin orijinaline sadık kalarak dünya çapında çizgi
roman fanlarını tatmin etmeyi başardı. Ayrıca bu adamların kimler olduğunu ve ortada neler
döndüğünü bilmeyen kısacası okuyucu olmadan izlemek isteyenler de kendilerini yeni ve
muhteşem bir evrende buldular. Bütün bir galaksinin nasıl yürüdüğünü anlatmak, bu sırada
izleyicinin canını sıkmamak ve kafasını karıştırmamak uyarlama filmlerinin sanatıdır ve bu
film bir başyapıt.
Yavaş yavaş uzayan film süreleri, zorlama "etkileyici" 3 boyut sağma sahneleriyle dolu
bugünün sinemasında diğer filmlerden kendini rahat bir şekilde ayıran Guardians of the
Galaxy tatil kadar hızlı ve büyüleyici. Ne kadar zorlama 3 boyutlu sahneler yok desem
de izleyecek herkesin filmi 3 boyutta görmesini tavsiye ederim. Normalde göz yorduğunu
ve çoğunlukla boşuna olduğunu düşündüğüm bu teknoloji diğer her şey gibi bu filmde
kusursuz bir şekilde uygulanmış.
Hepinize bu beş uyumsuz, uygunsuz gencin evrenin en güçlü askeriyle savaşını izlemeyi
tavsiye ederim.
42 / marketing europe & anatolia
Game On
Ultra Street Fighter IV...
Street Fighter IV serisi, PlayStation 3, Xbox 360 ve PC
için çıkacak olan Ultra Street Fighter IV ile çıtayı yeni bir
seviyeye yükseltiyor. Seriye ün kazandıran mükemmellik geleneğini sürdüren oyunda beş yeni karakter ve altı
yeni bölüme ek olarak yeniden dengelenmiş oynanış ve
orijinal modlar da bulunuyor.
Yeni Karakterler : Dövüşe tümü de kendine has oyun
tarzına, animasyonlu açılış ve kapanışlara ve alternatif
kostümlere sahip 5 yeni karakter (Poison, Hugo, Elena,
Rolentove Decapre) katılıyor.
Yeni Bölümler: Daha da fazla görsel çeşitlilik için 6 yeni
dövüş ortamı (Pitstop 109, Mad Gear Hideout, CosmicElevator, BlastFurnace, HalfPipe ve Jurassic EraResearchFacility)
Yeni Dövüş Mekanikleri: Yeni eklenen 3 dövüş sistemi
oyunun dinamiklerini tamamen değiştiriyor ve en sıkı
Street Fighter oyuncularına bile yepyeni bir deneyim
sunuyor.
Team Battle Modu: Yeni çevrimiçi Team Battle Modu ile
3’e 3 dövüşler yapın! Sağlığınız maçlar arasında yenilenmeyeceğinden bu dövüşler dayanıklılığınızı ve becerilerinizi sonuna kadar test edecek.
Online Training Modu: Dövüş isteklerini beklerken
arkadaşlarınızla çevrimiçi antrenmanlar yapın ve hiçbir
dakikayı boşa harcamayın! Tamamen yenilenen antrenman modu oyuncuların oyunlarını geliştirmelerini
daha da kolay hale getirecek.USFIV’teSFxTK, UMVC3
veSFIIIOE’ten en iyi antrenman modu özellikleri bulunacak.
http://www.aralgame.com
Diablo® III: Reaper of Souls™...
13 milyonu aşkın oyuncu,DiabloIII’ün melun iblis güruhlarıyla cenk etti. Şimdi, bu seferde yerini alıp ölümlü diyarlarının hasımlarıyla mücadele etme sırası artık sende. Bu
Ultimate Evil Edition setinde Diablo III oyunu ve Reaper
of Souls genişleme paketi tek bir sürümde bir arada.
Harekete hazır ol. Bu işittiğin, kötülüğün ayak sesleri…
•Müttefiklerini yardıma çağır - İster tek başına, ister en
fazla dört kahramanla ekip halinde oyna. İster yerel
oyuncularla aynı ekranı paylaş, ister çevrimiçi olarak
diğer PlayStation Network veya Xbox Live oyuncularıyla
birlik ol.
•Şampiyon olarak boy göster - İnsanlığın son fedailerinden biri -akıncı, barbar, kabile büyücüsü, iblis avcısı,
keşiş ya da sihirbaz- ol; yepyeni yıkıcı güçlerle ve efsanevi ekipmanlarla seviye atla.
•İblis kuşatmasını kaldır - Diablo III hikâye örgüsünün beş
farklı bölümü boyunca melun iblis güruhlarını yerle bir et
veya Macera Modu’nda (Adventure Mode) açık dünyayı
keşfe çıkarak ölümlü diyarlarında kol gezen kadim iblisleri
avlayıp ganimetlere sahip ol.
44 / marketing europe & anatolia
Oyun adı: Diablo®III: Reaper of Souls™ – Ultimate Evil
Edition
Yayıncı: Blizzard Entertainment
Geliştirici: Blizzard Entertainment
Tür: Aksiyon RYO
Platformlar: PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox ONE,
Xbox 360
Çıkış tarihi: 19.08.2014
Derecelendirme:
PEGI 16
Game On
Moto GP 14...
MOTOGP SPRINT SEZONU: Bu mod 3 sınıfı temsil eden 3
klasman halinde organize edilmiştir. Amacınız mı? MotoGP™
klasmanına ulaşmak ve “şampiyonluğu kazanmak”. Bunu
başarmak için de her bölümdeki belli sayıda yarışta gereken
miktarda puanı toplamanız gerekir.
BÖLÜNMÜŞ YARIŞ: Bu oyun modunda özel kuralları olan bir
yarışta yarışırsınız: belli süre içinde mümkün olduğunca çok
tur tamamlamalısınız. Yarışın amacı her bir zaman sektöründe
en iyi süreyi yapmak ve birbirlerinin sektörlerine giren pilotlar
arasında yakın bir mücadele yaratmaktır.
PİLOT DENEYİMİ (Kariyer modu): Pilot deneyimi modu MoMotor tutkunlarını bilgisayar başına kitleyecek, yepyeni bir
toGP™ dünyasına yeni ve farklı bir deneyim getirmektedir. En
MotoGp deneyimi için hazır olun…
düşük sınıf olan Moto3™’ten başlayarak Moto2™’ye ve nihayetince ünlü bir MotoGP™ pilotu olmaya giden yoldur ve bunu
ÇEVRİMİÇİ GRAND PRIX: Çevrimdışı Grand Prix ile aynı
başarmak için yarışlar kazanmanız, bazen de farklı ve prestijli
kurallara sahiptir; yarışa birlikte başlar ve Podyumda yer kap-
sponsorların desteğiyle takım değiştirmeniz gerekir.
mak için yarışırsınız. Kendi pilotunuzu veya resmi pilotlardan
Kariyer modunda aşağıdaki özellikler bulunmaktadır:
birini kullanabilirsiniz.
MOTORUNUZU GELİŞTİRİN: Sezon sırasında bazı özel test
ÇEVRİMİÇİ CHAMPIONSHIP : Tüm Şampiyonayı tamamla-
oturumlarında takımın geliştirdiği yeni motor parçalarını test
mak için bir dizi yarışta mücadele edin. Sunucu kendine has
edecek ve takımınızın motor performansını geliştirebileceksiniz.
bir oyun deneyimi yaratmak için çevrimiçi lobiyi özelleştirebilir.
http://www.aralgame.com
Transformers...
Hem TRANSFORMERS: Age of Extinction filminden,
hem de Cybertron evrenlerinden en sevdiğiniz TRANSFORMERS karakterleri ile kadim ve güçlü Dark Spark’ı
güvenceye almak için savaşırken iki benzersiz dünyayı
keşfedin. Aynı hikayeye dayanan Nintendo 3DS™ versiyonu, daha genç oyuncuları stratejiye dayanan oynanış
ve epik bire bir savaşlar ile zorlayacak.
- FİLMİN ÖTESİNE GEÇİN: Dark Spark’ı güvenceye almak için unutulmaz bir savaşa girişecek ve ilk defa hem
Dünya, hem de Cybertron evrenlerinde savaşacaksınız.
- 40’TAN FAZLA OYNANABİLİR KARAKTER: OPTIMUS PRIME, BUMBLEBEE ve MEGATRON dahil!
- İSTEDİĞİNİZ ZAMAN ŞEKİL DEĞİŞTİRİN: Robot ile
taşıt halleri arasında anında geçiş yapabileceksiniz.
- EPİK ÇOKLUOYUNCU SAVAŞLARI: Yeni geliştirilebilir savunmalar ve zorlu PowerFoe düşmanları ile dört
kişilik çevrimiçi işbirliği modu sizi bekliyor.
- YENİ ÖDÜL AÇMA SİSTEMİ: Tek kişilik ve Escalationmodlarını kapsayan level atlama sistemi sayesinde
her iki modda da ilerlemenize yardımcı olacak ödüller
açacaksınız.
marketing europe & anatolia / 45
Kültür - Sanat
Lady Gaga, Doritos ile Türkiye’de...
Günümüzün dünya turnesine çıkmış en ünlü sanatçılarından Lady Gaga, “Lady Gaga’sartRAVE: the ARTPOP
Ball” turnesi kapsamında, Doritos ana sponsorluğunda ilk
kez Türkiye’ye geliyor. Daha önceki turnelerinde 4 milyonun üzerinde bilet satışı gerçekleştiren Lady Gaga’nın 16
Eylül’de İTÜ Stadyumu’nda gerçekleşecek olan Türkiye
konseri, Doritos ana sponsorluğunda, Pozitif Live organizasyonu ve Live Nation Global Touring işbirliği ile gerçekleşiyor. Şu anda listelerde 1 numaralı en çok satan album
olan ARTPOP’un tanıtımı kapsamında gerçekleşecek konserin biletleri Biletix’te.
Türkiye’deki ana sponsorluğu Doritos, organizasyonu ise
Pozitif Live tarafından üstlenilen “Lady Gaga’s artRAVE:
the ARTPOP Ball” turnesi kapsamında gerçekleşecek
konser, 4 platin plak sahibi sanatçının Billboard 200 listesine 1 numaradan giriş yapan son albümü ARTPOP’un
dünya turnesi kapsamında düzenleniyor.
16 Eylül’de İTÜ Stadyumu’nda gerçekleşecek olan Lady
Gaga konseriyle ilgili detaylı bilgi için www.pozitiflive.com
adresini ziyaret edebilirsiniz. Biletler Biletix’te.
İlk kez Türkçede...
Hangi suyu içmeli?...
Thomas Mann, ölmeden kısa süre
önce
yayımladığı
Dolandırıcı
Felix
Krull’un İtirafları’nda,
bir sahtekârın toplum
içindeki
yükselişine
tanık ediyor okuru.
Mann’ın bir dönemin ünlü otel hırsızı
Romanyalı
Georges
Manolescu’nun
anılarından
esinlenerek kaleme aldığı bu son romanı, ancak sanatçıya
bahşedilmiş olabilecek türden bir hayal gücünü, ironik
bir üslupla suçun konusu haline getiriyor. Mann’ın eserlerinde sanatçının oyun alanı olarak şekillenen gerçeklik ile görünüş arasındaki ince sınır çizgisi, Dolandırıcı
Felix Krull’un İtirafları’nda hile, düzen ve entrika
aracılığıyla ihlal ediliyor ve kolayca suça dönüşebilecek
bir yaşantıya dönüşüyor.
Bu kitap, insanların su
ile ilgili en temel sorularına cevap veriyor: Hangi
su iyi, temiz ve sağlıklı?
Hangi suyu içmeli, hangilerinden uzak durmalı?
Çocuklarımıza hangi suyu
içirmeli? Suları kirleten
unsurlar neler ve nasıl korunuruz?
Musluk suyundan ambalajlı sulara, zemzemden maden sularına kadar tüm su
çeşitlerini tüm boyutlarıyla ele alıyor, en sıhhî suyu tarif
ediyor. Zemzemi dünyanın en ideal suyu kılan nedenleri
ve iyileştirici gücünü anlatıyor. İbn-i Sina’dan Muhammed Şirvani’ye İslam’ın, Osmanlı’nın ve gerçek hekimlerin suya dair görüşlerini aktarıyor. En sık sorulan,
‘Musluk suyu mu, ambalajlı su mu içmeli?’ sorusunun
gerçek cevabını veriyor.
Hayykitap yayınevinden çıkan kitabın yazarı Kemal
Özer.
46/ marketing europe & anatolia
Kültür - Sanat
Çizgiler ve Kaçışlar...
Zorlu
Center
PSM’nin sunduğu,
Mercan
Dede’nin
sanat
yönetmenliğini üstlendiği Mercan Dede Ensemble
Özel Ramazan Projesi kap
Şekerbank Açıkekran Yeni Medya
Sanatları Galerisi, yaz aylarında sanatseverleri, görsel
sanatlarla müzik ve işitsel sanatlar arasındaki etkileşime
vurgu yapan özel bir video seçkisiyle buluşturuyor. Ali
Akay küratörlüğünde Haluk Akakçe, Christelle Familiari, Ali Emir Tapan ve Seza Paker’in eserlerini bir araya
getiren“Çizgiler ve Kaçışlar” başlıklı sergi kapsamında,
Haluk Akakçe’nin “Shadow Machine” başlıklı video çalışması ayrıca Şekerbank’ın Türkiye genelindeki 9 şubesinde
özel monitörler aracılığıyla izlenebilecek.
“Çizgiler ve Kaçışlar” 12 Eylül tarihe kadar devam edecek.
Şekerbank Açıkekran Yeni Medya Sanatları Galerisi bu
kez karma bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Haluk Akakçe,
Christelle Familiari, Ali Emir Tapan ve Seza Paker’in, zaman algısını “oluş” kavramı ile birlikte irdeleyen çalışmaları, aynı zamanda, ses, müzik ve görüntü arasındaki ince
gerilimi yansıtıyor.
Görsel sanatların müzik, ses ve sessizlikle kurduğu ilişkiyi merkezine oturtan sergi kapsamında, Haluk Akakçe’nin
animasyonuna eşlik eden vals ve Seza Paker’in görsel
dünyasına eşlik eden Elle Fitzgerald vokali ile galeri mekanı izleyicilere disiplinler arası
etkileşimi deneyimleyecekleri bir alan sunuyor. Christelle Familiari’nin sessizlik ve
geçişlilik üzerine kurguladığı
video ve Ali Emir Tapan’ın
bir orkestra provasına gönderme yapan “Prova” başlıklı
çalışması, kullandığı metaforlarla sergiyi tamamlıyor.
Turkcell Yıldızlı Geceler’de Düetler...
Ağustos boyunca Pera Event organizasyonunda Turkcell’in
20. Yıl etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilecek olan
Turkcell Yıldızlı Geceler konserleri kapsamında kuşkusuz
en çok ilgi çekecek olan performanslar düetler olacak. Birsen Tezer & Bülent Ortaçgil, Mustafa Ceceli & Lara Fabian, Yavuz Bingöl & Öykü Gürman ve Nükhet Duru & Timur Selçuk, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde
hayranları ile buluşmaya hazırlanıyor.
7 Ağustos - Birsen Tezer & Bülent Ortaçgil
Yoğun konser temposuna rağmen yedi yıldır albüm yap-
mayan Ortaçgil, son çalışması Sen’de yer alan yeni şarkılar, sanatçının sevenlerini ziyadesiyle memnun edeceğe
benziyor. Birsen Tezer, benzersiz sesi ve yorumuyla Bülent Ortaçgil ile birlikte
13 Ağustos - Mustafa Ceceli & Lara Fabian
Mustafa Ceceli’nin Turkcell Yıldızlı Geceler kapsamında 13
Ağustos’ta Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde
Lara Fabian ile birlikte gerçekleştireceği sürpriz bir bölüm
izleyicileri bekliyor olacak.
18 Ağustos - Yavuz Bingöl & Öykü Gürman
Türk Halk Müziği’nin güçlü yorumcusu Yavuz Bingöl, son
yılların en güçlü kadın vokallerinden Öykü Gürman ve
ünlü klarnet ustası Serkan Çağrı dinleyicilere unutulmaz
bir gece yaşatacak.
27 Ağustos - Nükhet Duru & Timur Selçuk
31 yıl aradan sonra tekrardan “Bizim Şarkılarımız” ile bir
araya gelen Nükhet Duru ve Timur Selçuk, şarkı aralarını
sohbet ve anılarla süsleyerek, izleyicilere keyifli dakikalar
yaşatacaklar.
Tüm Turkcell Yıldızlı Geceler konser biletleri Biletix’te
marketing europe & anatolia / 47