marketing europe & anatolia Tarih: Ağustos 2014 Sayı: 32 retorik Tercih meselesi... kelebeğin fırtınası Üstün teknoloji kazası... iz k m i iğ erme l e Önc yön v a r a paz İçindekiler marketing europe & anatolia Sayı: 32 Tarih: Ağustos 2014 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. e-mail: eksantrik@eksantrik.com P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvin@eksantrik.com P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu Kısa Kısa 04 - 07 Yeni Ürünler 10 - 11 Medya Dünyası 12 - 13 Röportaj 14 - 17 kelebeğin fırtanası 19 Reklam Dünyası 20 - 21 Röportaj 22 - 26 retorik 29 Kampanyalar 31 - 35 Gezi 36 - 41 İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad. Deniz Ap. No: 21 /15 Kadıköy - İstanbul - Tr. Tel: +90 555 233 24 41 e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. mobil: http://m-mea.eksantrik.com http://www.facebook.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur. Reklam arası sinema 42 Game On 44 - 45 Kültür Sanat 46 - 47 marketing europe & anatolia / 1 Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com ( editörden) Midas’ın eşek kulakları... Medya devlerinin elleri ayaklarına karışmış. Herkeste bir panik havası var. Nedeni ise demokratik bir ülkede abes ama herkes nedense durumu gayet normal karşılıyor. Neden bahsettiğimi hepiniz anladınız. Ülkemizde ilk defa cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Oylarının toplamı %10'u geçen meclis dışı kalmış partiler biraraya gelerek, mecliste grubu olan partiler tek başlarına ya da 20 milletvekili ortak öneriyle aday sunabiliyordu. Yasalara uygun olarak üç aday ortaya çıktı. Buraya kadar herşey normal. Ülkenin en üst makamına aday olmak her Türk vatandaşının yüreğinde yatabilir, 40 yaşın üzerinde olan ve en az dört yıllık lisans mezunu olanlarsa aday gösterilme hakkına sahipler. Gerçi adaylardan biri üç yıllık okul mezunu ama diğer adaylar bunu sorun etmediler. Yüksek Seçim Kurulu da sesini çıkarmadığına göre yapacak birşey yok. Telaşsa bu üç yıllık üniversite mezununun mutlaka cumhurbaşkanı olmayı istemesi ve kimsenin ona gerçekleri söylemeye cesaret edememesinden kaynaklanıyor. Madem ki bu kişi cumhurbaşkanı olmak istiyor, ne olursa olsun kendisine bu makamın yolunu açmalıyız yoksa kendisi çok üzülecek telaşına kapılmış medya devleri, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Şımarık zengin çocuğunu mutlu etmek için her türlü kişilik tavizi vermeye hazır soytarılar gibi hizmet için yarışırken, memnuniyetsizliklerinin sitemi fısıltılarında kulaktan kulağa dolaşıyor. Bu fısıltılar "Midas'ın eşek kulakları" gibi saklandığı kuyunun çevresinde çıkan sazlara rüzgar estikçe güçlenir tüm ülkeyi sarar mı bilemem ama benim bildiğim bir şey var marketing europe & anatolia'da her yazar ne düşünüyorsa onu yazar. Kulaklara fısıldanan sitemlerin korkusu ve birilerini mutlu etmenın telaşı bizim dergimize yön veremez. marketing europe & anatolia / 3 Kısa Kısa Vodafone Vakfı’nın “Önce Kadın” projesi... Türkiye Vodafone Vakfı’nın kadınların teknolojik iş fikirlerini hayata geçirmeleri için cansuyu sermayesi verdiği projelerden biri olan www.etkinlikfabrikam.com, Türkiye Bilişim Derneği tarafından düzenlenen Bilişim Yıldızları 2014 yarışmasında E-eğitimdalında ödüle layık görüldü. Genç girişimci Ceren Çubukçu’nun “Vodafone Önce Kadın Programı” kapsamında düzenlenen yarışmada kazandığı cansuyu sermayesiyle hayata geçirdiği Etkinlik Fabrikam platformu, herkesin kendi etkinliklerini/organizasyonlarını internet üzerinden tanıtabilmesini ve etkinlik biletlerini or- ganizasyonun büyüklüğü veya küçüklüğü fark etmeksizin www.etkinlikfabrikam.com üzerinden satabilmesini sağlıyor. Küçük segmentlere hitap etmesiyle diğer dijital biletleme platformlarından ayrışan www.etkinlikfabrikam.com, faaliyete geçtiği Eylül 2013’ten bu yana hızlı bir büyüme gösteriyor. Projenin yaratıcısı Ceren Çubukçu girişimiyle ilgili şu şekilde konuştu: “Etkinlik biletlerini internetten kolayca satmaya başlamak için Türkçe herhangi bir self-servis dijital biletleme platformu yoktu. Biletlerinizi internetten satmaya başlamak için mevcut olan biletleme platformlarının müşteri hizmetlerini arayıp, anlaşmalar yapmanız gerekiyordu. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak Etkinlik Fabrikam platformu projesini oluşturdum ve “Vodafone Önce Kadın Programı” kapsamında düzenlenen yarışmada kazandığım sermayeyle hayata geçirdim. Etkinlik Fabrikam platformu kısa sürede güzel gelişmeler kaydetti. Biz daha çok küçük grupları hedef alan etkinliklerin biletlerinin satışını gerçekleştiriyoruz. Projenin şu anki başarısından oldukça memnunum.” Türkiye’yi ABD’de Temsil Edecek Kadın Girişimci... 23 ülkeden farklı ve yenilikçi girişimlerin bir araya geldiği Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’nde Türkiye’yi temsil edecek isimlerden birisi Armut.com’un kurucusu Başak Taşpınar Değim oldu. 2013 yılında toplam 248 milyon TL değerindeki hizmet alım talebini tekliflerle buluşturan ve Türkiye’nin en popüler 40 alışveriş sitesi arasında gösterilen Armut.com dünya çapındaki girişimlerle yarışacak. Fark yaratan girişimcilere destek veren ve dünyada 23 ülkede faaliyet gösteren Endeavor’un düzenlediği Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’nde Türkiye’yi temsil edecek olan girişimlerden biri Armut.com oldu. Armut.com kurucusu Başak Taşpınar Değim, bir kadın girişimci olarak, New York’ta düzenlenecek etkinlikte Türkiye’nin temsilcilerinden biri olacak. 2011 yılında “Hizmet piş, ağzıma düş.” sloganıyla yola çıkan Armut.com, hizmet sektöründeki en önemli açıklardan birini, en iyi hizmet vereni müşteriyle buluşturma sorununu tamamen çözüyor. Çeşitli dallarda uzman 25.000 profesyonelin üye olup, hizmet sunduğu Armut.com sayesinde KOBİ’ler İnternet ile tanışmış oluyor. Alexa.com’un verilerine göre Türkiye’nin en popüler 40 4 / marketing europe & anatolia alışveriş sitesi arasında gösterilen ve aylık ziyaretçi sayısı 500.000’i geçen Armut.com, 2011 yılında 50.000 TL kuruluş sermayesiyle hayata geçmesine karşın, 2013 yılında toplam 248 milyon TL değerindeki hizmet alım talebini tekliflerle buluşturarak, hizmet sektörünün en önemli oyuncularından biri oldu. Başak Taşpınar Değim önderliğindeki Armut.com ekibi bu başarılarını Endeavor Uluslararası Seçim Panel’inde Türkiye’yi temsil ederek bir kademe daha yukarı taşıyor. Kısa Kısa CeBIT Bilişim Eurasia... Havayolu Sponsoru ise yine THY oldu. 2014 yılında etkinlik tamamen iş dünyasına odaklı olacak. Uluslararası Alım Heyetleri, B2B Match Making Etkinlikleri, Yurt İçi Alım Heyetlerinin yanı sıra içinde bulunduğumuz coğrafyadan sektörün lider editörleri ve duayenler CeBIT’te tek bir çatı altında buluşacaklar. Katılımcılarının yaklaşık yüzde 65’i Kobilerden oluşan fuar, bilişim ve teknoloji firmalarına bu yıl da çok özel imkânlar sağlıyor. KOSGEB ten gelen destekle sektörde faaliyet gösteren orta ve küçük ölçekli tüm firmalara kendini, hizmet ve ürünlerini tanıtma ve dünyaya açılma imkânını çok düşük maliyetlerle sunuyor. KOSGEB bu yıl ayrıca B2B ikili iş görüşmeleri programlarını da CeBIT’te, Hannover Messe Türkiye ekibi ile birlikte yürütüyor olacak. CeBIT Bilişim Eurasia’da 2014 yılı hedefi, “Innovasyon ve Ge- Hannover Messe Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Murat Özer; leceğin Teknolojileri” olarak belirlendi. “CeBIT hem Türkiye hem de dünyada BT sektörü için önemli bir Geçtiğimiz yıldan itibaren eş zamanlı düzenlenen “CeBIT Glo- etkinlik. Fuarı ve Zirveyi tek çatı altında toplayan “Sektörün Tek bal Konferansı” ile uluslararası bir boyuta ulaşan CeBIT, bu yıl Bağımsız Platformu”. Bu yıl özellikle yatırımcılar ve genç girişim- da iş dünyası için, içinde bulunduğumuz coğrafyanın en etkili cilerin buluşma noktası olacak”dedi. bilişim ve teknoloji platformunu hazırlıyor. CeBIT Bilişim Eurasia 11-14 Eylül 2014 tarihleri arasında düzen- 2014’de Ana Sponsoru Aktifbank olan platformu, dünya lider- lenecek. lerinden SAP, Innovasyon Sponsoru olarak destekliyor. Resmi Özümüzle Üretiyoruz... “Özümüzle Üretiyoruz” projesi ile 8 yılda 3 bin 201 engelli bireyin iş sahibi olmasına katkı sağlayan Avea, projenin 9. yılında ise, 162 engelli bireyin daha iş sahibi olmasına destek oldu.İş sahibi olan yeni engelli vatandaşlarımızla birlikte, proje kapsamında bugüne kadar, toplamda 3.363 engelli bireye istihdamimkânı sağlanmış oldu. “Özümüzle Üretiyoruz”dedi, 9 yılda 3 bin 363 engelliye istihdam sağladı Türkiye’nin en büyük engelli kariyer planlaması olan “Özümüzle Üretiyoruz” projesinin, Avea’nın toplumsal sürdürülebilirlik vizyonunun bir parçası olarak toplumsal değer yaratmak üzere geliştirildiğini ifade eden Avea Kurumsal İletişim Grup Direktörü Füsun Feridun; “Fiziksel Engelliler Vakfı’yla (FEV) birlikte 2005 yılından bu yana “Türkiye’nin en büyük engelli kariyer planlaması” projesini yürütmekteyiz.Engelliler ile ilgili yapılan en geniş kapsamlı sosyal sorumluluk projesini hayata geçirirken önceliğimiz; engelliler için en büyük sıkıntılardan biri olan iş bulma sorununa çare olmaktı.Ülkemizde iş bulma konusunda türlü güçlükler yaşayan engelli bireylerin, iş arama sürecinde de karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırmaya yönelik gerçekleştirilen “Özümüzle Üretiyoruz” projesine destek vererek; 2005 yılından bugüne tam 3 bin 363 engelliyi iş sahibi yaptık. Bu sayı neredeyse Avea’nın mevcut toplam çalışan sayısına eşit. 3 bin 363 değişen hayat… Onlar artık geleceğe daha fazla umutla bakıp, hayattan daha fazla keyif alıyor. Avea olarak, bu duygunun bizde yarattığı değeri tarif etmek gerçekten zor. Engelli bireylerin toplumda olmaları gereken yere gelmelerini destekleme yaklaşımıyla toplumumuza ve aynı zamanda ülke ekonomimize bir katma değer yaratılmasında pay sahibi olmak, bizler için çok önemli ve gurur verici” olduğunu söyledi. marketing europe & anatolia / 5 Kısa Kısa Görev değişikliği… hepsiburada.com’un Ticari Genel Müdürlüğü görevine Bülent Başaran atandı. 21 Temmuz 2014 tarihinde hepsiburada.com’da yeni görevine başlayan Bülent Başaran, profesyonel iş hayatına Toys R Us Satın Alma ve Lojistik Yöneticisi olarak adım attı. Başaran, ardından DESA, UNITIM, Shaya Mağazacılık firmalarında üst düzey görevler üstlendi. Son olarak 2009 yılından bu yana Tekin Acar Cosmetics Genel Müdürü olarak çalışan Başaran, bu dönemde şirketin dikkate değer büyüme ve gelişim gerçekleştirmesine öncülük etti. Bülent Başaran lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde, yüksek lisans eğitimlerini sırası ile İstanbul Üniversitesi Uluslararası Pazarlama bölümü, ardından aynı üniversitenin Finansal Yönetim bölümünde tamamladı.1969 doğumlu olan Bülent Başaran evli ve 3 çocuk babasıdır. Red Bull, Ünite iletişim birlikte çalışacak... Dünyanın en çok tüketilen enerji içeceği Red Bull, spor projelerinin iletişim çalışmalarını Ünite İletişim ile yürütecek. Tüm dünyada macera sporlarından motor sporlarına kadar pek çok daldaki etkinlikleriyle sporun geniş kitlelere duyurulmasında önemli bir görev üstlenen Red Bull, uluslararası ve Türkiye’de gerçekleştirdiği spor projelerinin iletişimi için Ünite İletişim ile çalışmaya başladı. Ünite İletişim, ulusal ve uluslararası şirketlerin yer aldığı geniş ve itibarlı müşteri portföyüne, kurumsal ve pazarlama iletişimi alanında stratejik danışmanlık hizmeti sunuyor. Apple ve IBM’den yeni bir stratejik ortaklık ... Doğtaş ve Kelebek’e yeni Genel Müdür... Apple ve IBM lider güçlerini birleştirerek özel bir ortaklık kurduklarını açıkladı. Bu ortaklık çerçevesinde IBM’in büyük veri ve analitik yetenekleri Apple’ın iPhone ve iPad cihazlarına taşınıyor ve yeni sınıf iş uygulamaları, kurumlar için mobil hizmetleri dönüştürüyor. Pazarda lider konumda bulunan iki büyük güç, Apple ve IBM, kurumsal mobil alanda çok özel stratejik bir ortaklığa adım attılar. Bu ortaklık çerçevesinde IBM’in büyük veri ve analitik yetenekleri Apple’ın iPhone ve iPad cihazlarına taşınıyor ve yeni sınıf iş uygulamalarıyla kurumsal mobiliteyi dönüştürüyor. Dönüm noktası niteliğindeki bu birliktelik dört temel yeteneğe dayanıyor ve iş yapış şekillerini yeniden tanımlamayı, iş dünyasının mobilite anlamında karşı karşıya olduğu başlıca zorluklara yanıt vermeyi ve gerçek anlamda mobilin yön verdiği bir sektör dönüşümünü başlatmayı hedefliyor: Doğtaş ve Kelebek Mobilya’nın yeni genel müdürü Hulusi Acar oldu. Turkcell Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevinden ayrılan Acar, Ağustos ayı itibariyle Doğtaş ve Kelebek Genel Müdürü olarak görevine başlıyor. Galatasaray Lisesi’nin ardından 1995 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Hulusi Acar, Türk Hava Yolları ve Koçtaş’ta satış alanında farklı pozisyonlarda çalıştı. Acar, TurkcellBireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı pozisyonuna atanmadan önce Bireysel Satış bünyesinde Satış Yönetimi ve Toptan Satış - Distribütör Yönetimi Bölüm Başkanlığı görevlerini yürüttü. 2009’da Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Hulusi Acar, Ağustos ayı itibariyle Doğtaş Kelebek’teki görevine başlıyor. 42 yaşındaki Acar, evli ve iki çocuk babasıdır. 6 / marketing europe & anatolia Kısa Kısa PIRELLI 2014 yarıyıl finansal sonuçlarını açıkladı... yasla cirosunu yüzde 10 oranında artıran Türk Pirelli, faiz ve vergi öncesi karını ise geçen yıla oranla yüzde 100 artırdı. Türk Pirelli CEO’su Mete Ekin, 2014 yılında Türkiye lastik pazarında yüzde 3’lük bir büyüme öngördüklerini belirtirken, premium segment ve kış lastiklerindeki büyümenin de etkisiyle 2014 yılını yüzde 8’lik bir artış ve 1,3 milyar TL’lik bir ciroyla tamamlamayı hedeflediklerini söyledi. 2014 yarıyıl finansal sonuçlarını açıklayan Türk Pirelli, ilk altı ayda, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 10 oranında artışla, 617 milyon TL ciro elde etti. Son 5 yılda cirosunu yüzde 8, karlılığını da yüzde 57 oranında artıran Türk Pirelli, Haziran ayı sonu itibariyle faiz ve vergi öncesi karını da 61 milyon TL’ye çıkardı. Mete Ekin : “Premium stratejimiz ile doğru yoldayız” Türkiye lastik pazarının yaklaşık 21 milyon adet olduğunu belirten Türk Premium segmentin lideri Pirelli, ilk yarıyılda 617 milyon TL ciro elde etti Premium lastik sektöründeki konumunu güçlendiren Türk Pirelli, 2014 yılının ilk yarıyılında 617 milyon TL’lik ciro elde etti. Ocak-Haziran döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine kı- Pirelli CEO’su Mete Ekin, “Otomotiv pazarının yüzde 50’lik bir diliminin 15 inç jant ve üzerindeki araçların oluşturduğunu düşündüğümüzde, Premium segmente yönelik stratejimizin doğru olduğunu gördük. İlk altı ay sonunda elde ettiğimiz rakamlar da bunun bir göstergesi” dedi. Huawei ilk yarıyılı yüzde 62’lik büyümeyle kapattı... 2014 yılının ilk yarısında toplam 64 milyon 210 binadet cihaz satan Huawei, bu performansıyla önceki yıla oranla yüzde 62 büyümeye imza attı. Ortadoğu ve Afrika pazarlarındabu yıl yüzde 550 daha fazla akıllı cihaz satışı gerçekleştiren Huawei, bağımsız araştırma şirketi IDC verilerine göre akıllı telefon pazarının en hızlı büyüyeni durumunda. Huawei’nin üst segmente yönelik cihaz üretim stratejisi cihaz grubunun gösterdiği büyüme eğrisinde önemli bir etkiye sahip olmanın yanı sıra, Huawei’nin küresel pazarlarda marka bilinirliğini artmasına da katkıda bulunuyor. Huawei, ilk yarıyıl boyunca Ortadoğu ve Afrika pazarlarında yüzde 550’likrekor büyüme sergilerken, cihaz satışlarını Avrupa’da yüzde 120, Latin Amerika’da yüzde 275, Asya Pasifik bölgesinde yüzde 180 artırdı. Kantar WorldpanelComTech’ün araştırma sonuçları göre,Huawei akıllı telefon satışları, beş büyük Avrupa pazarı olan İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya’da yüzde 123 artış gösterdi. Kantar WorldpanelComTech Stratejik Araştırma Direktörü DominicSunnebo konuyla ilgili olarak “Avrupa’da telefon piyasasın- daki çeşitlenme trendi hız kazanırken, Avrupa pazarına yeni giren Huawei gibi markalar yerleşik markaları zorluyor” yorumunu yaptı.Huawei, 2014 yılı ikinci yarısında 4G LTE pazarındaki büyümeodaklı faaliyetlerine ve tüketiciye yönelik cihazlarıyla inovatif teknolojikgelişimi sürdürmeye devam edeceğini açıkladı. Huawei telekom operatörleri, açık kanal ve çevrimiçi satış kanallarındaki işbirliklerinin yanı sıra, tüm dünyadaki tüketicilere orta ve üstü segmentlerde4G LTE’li akıllı ve giyilebilir cihazlar sunmayı amaçlıyor. HuaweiAscend P7, Ağustos ayının ilk haftasında Türkiye’deki tüketicilerle buluşacak. marketing europe & anatolia / 7 Yeni Ürünler Dell’den UltraSharp Monitörler... görüşmeler yapabilmelerine imkân tanıyor. Bu sayede ekran paylaşımı, sanal tahtalarla işbirliği veya özel görüşmeler gerçekleştirilebiliyor. Görüntülü görüşmelerde, her iki taraf da birbirlerini oldukça net görebiliyor. 1920x1080 Full HD çözünürlüğü, ultra geniş 178/178 görüş açısı ve yankı giderme özelliği de performansı artırıyor. Dell 27, 23 ve 21,5 inç’lik yeni Dell Ultrasharp Multimedya Monitörleri tanıttı. Ultrasharp monitörler özellikle bağlantı konusundaki yetenekleri ile ilgi çekiyor. Eksiksiz multimedya konfigürasyonları, Full HD ekran çözünürlüğü, özelleştirilebilen görünümler ve 2 MP Full HD internet kamerası, serinin öne çıkan diğer özellikleri arasında. Microsoft Lync için optimize edilen monitörler, kullanıcıların bilgisayardan Lync kullanıcılarıyla sesli ve görüntülü Escort Joye, 4 farklı renk seçenek... Performansı, taşınabilirliği ve uygun fiyat seçenekleri ile Escort Joye, her bütçeye hitap eden, 4 farklı renk seçeneği ile şatışa sundu. Escort Joye 7 inç (ES702, ES704 ve ES712B) tablet modellerinde 4 çekirdek işlemci ve IPS ekran teknolojisi bulunuyor. Tabletteki 7 inç ekranın, net görüntüler ve metinler için 1024x600 piksel ekran çözünürlüğü ve 1 GB RAM ile akıllı kılıf da bulunuyor. Escort Joye modellerinde bulunan GPS yani konum belirleme özelliği rakiplerinde olduğu gibi kablosuz ağ üzerinden (A-GPS) değil gerçek S-GPS alıcısı üzerinden çalışıyor. Bu sayede cihaz konum belirlerken birkaç metreye kadar doğrulukla ölçüm yapabiliyor. Escort Joye ES702 (Siyah – Beyaz –Mavi – Pembe) satış fiyatı; 219TL kdv dahil Escort Joye ES704 (Siyah – Beyaz) satış fiyatı; 249TL kdv dahil Escort Joye ES712B (Siyah – Beyaz) satış fiyatı; 369TL kdv dahil 10 / marketing europe & anatolia Yeni Ürünler Sony Cyber-shot™ RX100 III... BIONZ X işlemci, XAVC S desteği ile 50 Mbps yüksek bit hızlı Full HD video çekimi, kolay özçekimler için eğilebilir LCD ekranı ve 4K fotoğraf çekimi gibi özellikleriyle şatısa sunuldu. Özçekim meraklıları, aynı zamanda aşağıdan veya yukarıdan çekim yapmak için de birebir olan ve kol mesafesinden portreleri zahmetsizce çekmek için artık 180 derecelik dönme açısına sahip çevrilebilir 3.0-tip Xtra Fine LCD’yi de memnuniyetle karşılayacaklar. Sony’nin Cyber-shot™ ailesine yeni eklenen üyesi RX100 III, küçük boyutuna sığdırdığı büyük özellikleri ile profesyonel çekim kalitesini kompakt bir makinede sunuyor. Cybershot™ RX100 III, parlak, geniş açılı ZEISS® Vario-Sonnar T* 24-70mm F1.8-2.8 lens, ZEISS® T* kaplamalı, net, gizlenebilir OLED Tru-Finder™ vizör, 20,1 efektif megapiksellik arka aydınlatmalı 1.0-tip Exmor R™ CMOS sensör ve güçlü LG Electronics’den LG G3... LG Electronics, akıllı telefon dünyasına sunduğu en son ürünü LG G3’ün üstün özellikleriyle hayatı çok daha kolay hale getiriyor. 538 ppi piksel QuadHD teknolojisine ve 4 kat daha fazla HD kalitesine sahip ekranı ile LG G3 akıllı telefon ekranlarının standartlarını belirliyor. LG G3, 5,5 inçlik 2560x1440 çözünürlüğe sahip ekranı mükemmel bir görüntü deneyimi sunuyor. Küçültülen piksel boyutlarıyla çok daha az batarya tüketimi ve net bir görüntü sağlıyor. LG G3, kullanıcılarına gelişmiş akıllı güvenlik özellikleri sunuyor. Knock Code, kullanıcıların LG G3’lerini açmak ya da kilitlemek için ekranda kendilerinin belirlediği bir şekli çizmelerine olanak tanıyor. Knock Code bu çizimin kapalı ekran üzerine 2 ila 8 arası dokunuşla 80 binden fazla farklı şekilde gerçekleştirilebilmesi sayesinde yüksek bir güvenlik sağlıyor. LG G3, yazma alışkanlıklarını analiz eden akıllı klavyesi ile daha hızlı ve hatasız bir şekilde yazmaya imkan tanıyarak yüzde 75 oranında yazım hatalarını azaltıyor. Emoji tavsiye özelliğiyle yüzlerce yüz ifadesi arasından yazdığınız kelimeye en uygun olanı tavsiye ediyor. marketing europe & anatolia / 11 Medya Dünyası Görev değişiklikleri... Yazılı Basında Görev Değişiklikleri •CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, BirGün Gazetesi’nin yazarları arasına katıldı. •Radikal Gazetesi’nin dijital hayata geçmesinin ardından Pınar Öğünç, Demet Bilge (editör ve muhabir), Ömer Şahin’nin (Ankara Temsilcisi)de aralarında bulunduğu birçok kişinin yayınla yolları ayrıldı. •Milliyet’le yolları ayrılan Derya Sazak, Yurt Gazetesi’nin başına geçiyor. •2005 yılından beri Akşam Gazetesi’nde muhabirlik yapan Zana Yavuz’un gazete ile yolları ayrıldı. •18 yıldır Akşam Gazetesi’nde basketbol yazarlığı yapan usta gazeteci Avni Başoğlu’nun gazeteyle yolları ayrıldı. •2 yıldır Milliyet Gazetesi’nde köşe yazıları kaleme alan Pelin Batu, 3 Temmuz Perşembe günü okuyucusuna veda etti. •Star Gazetesi yazarı Fehmi Koru, Habertürk’e transfer oldu. Yazarın ilk yazısı 11 Temmuz Cuma günü okurlarıyla buluştu. •Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ın müzik eğitimcisi ve müzik yazarı olan babası Ahmet Say, Evrensel Gazetesi’nin yazarları arasına katıldı. •Milliyet Gazetesi’ndeki görevine 1989 yılında stajyer olarak başlayan ve gazetenin Cadde ekinde editörlük yapan Feray Öztürk, gazeteden ayrıldı. •Sözcü Gazetesi’nde görev alan Selin Kök’ün yayın ile yolları ayrıldı. •Son olarak Taraf Gazetesi’nde müessese müdürlüğü yapan Erem Ertekin, Yurt Gazetesi ve Sokak TV ile anlaştı. Ertekin, gazetede aynı görevi yürütüyor. •Yeni Şafak Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Fuat Atik’in, 14 yıldır çalıştığı gazete ile yolları ayrıldı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri •TGRT Haber’in muhabirlerinden Akın Altay ve Merve Yakan’ın kanal ile yolları ayrıldı. •NTV’de 12 yıl görev yapan muhabir Yavuz Harani, Headline iletişim ajansının bünyesine katıldı. •Ünlü televizyoncu Rıdvan Akar’ın CNN Türk ile yolları ayrıldı. •Erhan Çelik, Show TV Ana Haber Genel Yayın Yönetmenliği görevinin sona erdiğini duyurdu. •Mart ayında CHA’dan ayrılan Köksal Akpınar, Star Medya Grubu’na ait 24 televizyonunda göreve başladı. •Ekranların yeni dizisi Kiraz Mevsimi’nin Yönetmen Gülmen Pakman ile yoları ayrıldı. •TRT Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu, Teftiş Kurulu Başkanı Fethi Fırıncı, Hukuk Müşaviri Veysel Gümüş, Basın Müşaviri Birol Uzunay, Satın Alma Daire 12 / marketing europe & anatolia Başkanı Selami Karanfil’in kanal ile ilişiği kesildi. •Gazeteci Ramazan Kurnaz, Show TV Haber Yayın Yönetmenliği görevine getirildi. •NTV haber spikeri Jülide Ateş, kanal ile yollarının ayrıldığını duyurdu. •Kanal 24’ün haber merkezinde editör olarak görev yapan Hüseyin Yıldırım, Albayrak Şirketler Grubu’nun televizyon kanalı TVNet’in kadrosuna katıldı. Yıldırım, bülten sorumlusu olarak görev yapıyor. İşitsel Basında Görev Değişiklikleri •Halk TV, 100.8nolu frekanstan Radyo Halk adıyla İstanbul’da yayın hayatına başladı. Medya Dünyasından Diğer Haberler •Senarist ve yazar Ayşe Şasa (73) hayatını kaybetti. •Akdeniz Televizyonu’nun Teknik Müdürü Ender Alp(35) kansere yenik düşerek hayatını kaybetti. •Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi Erdoğan Alkan hayata gözlerini yumdu. •Radikal Gazetesi, yayın hayatına dijital gazete olarak devam edecek. •Üniversiteye hazırlanan öğrencilerin, üniversite tercihlerine katkı sağlayan Üniversite Medya, 11 aylık aradan sonra Görkem İldaş’ın sunumuyla 360 TV ekranlarında. •Çok Güzel Hareketler Bunlar 30 Haziran Pazartesi 21.30’da tv8’de yeniden izleyicisiyle buluşmaya başladı. •Emekli gazeteci Agah Murat Demiray vefat etti. •AA’nın eski genel müdürlerinden Turgay Üçöz (83) vefat etti. •Fenerbahçeli futbolcu Caner Erkin’in eşi Asena Erkin, pazartesi akşamları Show TV’de yayınlanan magazin programı Show Kulüp’ün sunuculuğunu yapıyor. •Sinop’un Boyabat ilçesinde gazetecilik yapan Ali Sezer (85) vefat etti. •Mersin’in yerel yayın yapan televizyon kanalı Anamur TV’nin sunucusu Vedat Çelikbaş yaşamını yitirdi. •Turan Ababey’e ait olan Karşı Gazete’yi (karsigazete. com) Akis Medya’nın sahibi AlaaddinAkkaşoğlu satın aldı. •Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Gazeteci Nezih Dündar hayatını kaybetti. •Enver Aysever’in sunumuyla CNN Türk’te yayınlanan Aykırı Sorular yeni gün ve saatinde, her cuma ve cumartesi saat 00:00’da ekranlarda. Elektronik Basında Görev Değişiklikleri •Akşam Gazetesi’nden ayrılan Esin Gedik, bundan böyle vivahiba.com adlı internet sitesinde popüler ekonomi, light siyaset ve gündelik hayata dair yazılar yazacak. Medya Dünyası marketing europe & anatolia / 13 Önceliğimiz paza Röportaj ara yön vermek... LG Electronics Türkiye Marka Pazarlama Bölüm Başkanı Gül Cabı Türkiye’de Ev Eğlencesi bölümü olarak TV, ev sinema/ses sistemleri gibi ürünleri kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Diğer yandan, Mobil İletişim bölümümüzde Türkiye’de büyük ses getiren akıllı telefonlarımızla tüm tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken, beyaz eşya, IT ürünlerimiz ve klimalarımızla da tüketicilerimizin evlerine girerek kolay ve huzurlu bir yaşam sağlıyoruz. Röportaj Nurgül Günay Eryıldır nurguleryildir@gmail.com - LG Electronics’in Türkiye’deki marka konumlandırması hakkında biraz bilgi verir misiniz? LG Electronics olarak mobil, TV, beyaz eşya, IT ürünleri, klima ve aydınlatma alanlarında hizmet veriyoruz. Dünyanın önde gelen tüketici elektroniği markalarından biri olduğumuz için faaliyet gösterdiğimiz her alanda, pazara yön veren ürün ve hizmetler geliştirmek en belli başlı önceliğimiz. Türkiye’de 2008 yılından bu yana doğrudan hizmet veriyoruz ancak daha öncesinde ürünlerimiz farklı kanallardan tüketiciye ulaşıyordu. Dolayısıyla Türk kullanıcısı uzun zamandır LG’yi tanıyor ve biliyor. Geniş bir yelpazede tüketiciye ulaştığımız için farklı segmentlerde gereksinimleri gideriyoruz. Bu da kullanıcının teknolojinin olduğu her yerde nabzını tutmamızı sağlıyor. LG Electronics olarak özellikle beyaz eşya ürünlerinde dünyada bir üstünlüğümüz var. Farklı fiyat/performanslarda inovatif beyaz eşya ürünlerimizde LG Ar-Ge ekibinin geliştirdiği teknolojileri kullanıyoruz. Türkiye pazarında daha çok TV, mobil ve IT ürün- leriyle öne çıksak da özellikle premium beyaz eşyalarımızla global anlamda çok iddialıyız. Türkiye pazarında da bu iddiamızı artırmaya başladık. Beyaz eşya tüketicileri ürünlerimizi kullanmaya başladıkça farklılığımızı daha net algılıyorlar. Bu eğilimin tüketicide yaygınlık kazanacağını düşünüyoruz. - Türkiye’de hangi ürün gruplarını satışa sunuyorsunuz? Türkiye’de Ev Eğlencesi bölümü olarak TV, ev sinema/ses sistemleri gibi ürünleri kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Diğer yandan, Mobil İletişim bölümümüzde Türkiye’de büyük ses getiren akıllı telefonlarımızla tüm tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken, beyaz eşya, IT ürünlerimiz ve klimalarımızla da tüketicilerimizin evlerine girerek kolay ve huzurlu bir yaşam sağlıyoruz. - Markanın 2015 Türkiye hedefleri nelerdir? LG Electronics olarak çok hızlı, yoğun ve dolu dolu bir yıl geçiriyoruz. 2013’ün sonundan itibaren tüm organizasyonumuzu saran bu dinamizm rüzgarı 2014’te iyice hız kazandı. LG ürünlerini marketing europe & anatolia /15 Röportaj takip eden teknoloji meraklılarını sürpriz ürünlerle şaşırttığımızı ve heyecanlandırdığımızı düşünüyorum. Buna en iyi örnek olarak ise akıllı telefonumuz LG G3’ü verebilirim. 2015 yılında ise, her zaman olduğu gibi tüketicimizden öğrenerek geliştirdiğimiz ürünlerimizi pazara sunarak, her ürün grubunda yer alan pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda liderlik elde etmek en büyük hedefimiz. Bu yolda kararlı ve yoğun çalışmalarımızı devam ettirerek yepyeni ürünlerle tüketicilerimizin karşısına çıkacağız. Özellikle TV ve mobil iletişim tarafında kullanıcılarımız inovatif ürünleri bizden beklemeye devam etsin. - LG Electronics’in amiral gemisi hangi ürünler? 2014’ün ilk yarısında pazara sunduğu16 / marketing europe & anatolia 2014’ün ilk yarısında pazara sunduğumuz LG G3, Curved OLED TV ve ULTRA HD TV’lerimiz şu anda önde gelen amiral gemilerimiz. muz LG G3, Curved OLED TV ve ULTRA HD TV’lerimiz şu anda önde gelen amiral gemilerimiz. - Türkiye’de akıllı telefon pazarında kıran kırana bir mücadele var. LG ne kadar süredir Türkiye pazarında ve bugün geldiğimiz noktada pazar payı nedir? LG Electronics olarak global anlamda ve yerelde işbirliklerine büyük önem ve- riyoruz. Bu ortaklıklar, bizi rakiplerimizden bir adım öne taşıyan ve başarımızı artıran nitelikte. LG Innotek, Display ve Chem ile uyumlu ve başarılı ortaklıklarımız bulunuyor. LG Chem, özellikle cep telefonu ürünlerimizde, tüketicilerimiz için seçim gerekçesi olabilen, pil ömürünü artıran teknolojiler üzerinde çalışıyor. LG Display ekran teknolojilerinde Ar-Ge çalışması yapıyor ve ekran kalitemizi her üründe artırmamızı sağlıyor. LG Innotek ise ürünlerin ana maddelerinin daha iyi şekilde üretilmesine odaklanarak bileşenlerimizi tamamlıyor. Akıllı telefon pazarında ise son geldiğimiz noktayı şu şekilde ifade edebilirim. İkinci çeyrek finansal sonuçlara baktığımızda, LG olarak globalde, toplamda 4,94 milyar dolarlık gelir elde edilerek geçen yılın aynı çeyreğine oranla yüzde 64,9’luk artış elde ettik. - Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan yeni ürününüz LG G3’ün rakiplerinden farklı olan özellikleri nelerdir? Akıllı telefonda bilinen tüm klişeleri tüketiciye sorgulatan ve “Akıllı Sadelik” kavramıyla hayatı kolaylaştıran bu özel telefonun 28 Mayıs’ta dünya ile eş zamanlı olarak lansmanını İstanbul’da gerçekleştirdik. Kısa bir süre sonra da Türkiye’de pazara sunduk ve satışa çıkmasıyla beraber ciddi bir ilgiyle karşılaştık. Bu da bizi fazlasıyla memnun etti. Mobilde LG G2’den sonra başlayan hareketliliğimiz tüm yıl boyunca devam ediyor. Ve LG G3 ile her zaman dediğimiz gibi, “Senden Öğreniyorum” konsepti altında “Akıllı Sadelik” kavramı ile tüketicinin bu telefonu büyük keyif alarak kullanmasını ve hayatının en özel ve önemli anlarını bu telefonla birlikte yaşayarak saklı tutmasını istedik. Hayatı tüm sadeliği ile kolay bir şekilde LG G3 ile yaşamaları bizim için çok önemli. G3’ü diğer akıllı telefonlardan ayıran önemli ve dikkat çekici özelliklerini söyleyecek olursak; örneğin; Quad HD ekranı ile 4 kat daha canlı bir ekran Röportaj kalitesine ulaşabiliyoruz. Dünyadaki hiçbir akıllı telefonda bu özellik yok. LG G3, 5,5 inçlik 2560x1440 çözünürlüğe sahip ekranı mükemmel bir görüntü deneyimi sunuyor. Ayrıca, küçültülen piksel boyutlarıyla çok daha az batarya tüketimi ve net bir görüntü sağlıyor. Diğer yandan, Knock Code özelliği ile kullanıcıların LG G3’lerini açmak ya da kilitlemek için ekranda kendilerinin belirlediği bir şekli çizmelerine olanak tanıyor. Knock Code bu çizimin kapalı ekran üzerine 2 ila 8 arası dokunuşla 80 binden fazla farklı şekilde gerçekleştirilebilmesi sayesinde yüksek bir güvenlik sağlıyor. Bunun yanı sıra, bir diğer önemli bir özelliği ise, 2.1 MP ön kamerası ile size daha net ve kolay ‘selfie’ çekim imkanı da sunuyor. Telefonun hiçbir yerine dokunmadan sadece bir el hareketiyle 3 saniye içinde mükemmel bir selfie çekebiliyorsunuz. LG Electronics olarak her zaman tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştıran ve yaşam kalitesini daha da yükselten ürünler geliştirip, beğeniye sunuyoruz. LG olarak, tüm enerjimizi ve bilgi birikimimizi akıllı telefonlarımızı geliştirmek için kullanıyoruz ve buna devam edeceğiz. Her bir ürünümüz akıllı telefon pazarında iddiamızı kanıtlayan ve kendimize olan güvenimizi artıran ürünler oldu. - LG akıllı telefonların Türkiye’ye özel uygulamaları var mı? Evet, LG’ye özel; LG akıllı telefonlarda bulunan LG Smart World uygulaması ile kullanıcılarımız birçok uygulamayı telefonlarına indirebiliyorlar. - Şirket, marka ya da ürünlerinizle ilgili ulaştırmak istediğiniz bir mesajınız var mı? LG Electronics olarak her zaman tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştıran ve yaşam kalitesini daha da yükselten ürünler geliştirip, beğeniye sunuyoruz. Ve gerçekten umduğumuz, beklenen geri dönüşleri alabiliyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlar bizim için ayrı önem ve değer taşıyor. Birini diğerinden ayırmamız mümkün değil. Değişimi daha sık olduğu ve yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldiği için akıllı cep telefonlarının öne çıktığını söylesek de amacımız ve hedefimiz faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda liderliği yakalamak. marketing europe & anatolia / 17 Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com Üstün teknoloji kazası... Uzun bir şeker bayramı tatili ardından tekrar merhaba Sıcaklardan kavrulduk, aşırı nemden sıvılaştık, arada yağan sağnak yağmurlardan boğulma tehlikesi atlattık. Sanki şok bir evrim süreci yaşıyor gibiyiz, dayanıklı olan canlılar hayatta kalır :) Hava koşullarıyla mücadele ederken, ekranda boy gösteren reklamlardan dikkatimi çekenlere, sizin de dikkatinizi çekmek istiyorum. Haydi başlayalım... Turkcell'in üstün teknoloji ürünü olarak sunduğu T50 cep telefonu reklamını gördünüz sanıyorum. Bir robot cihazda kullanılan elektronik malzemeleri tek tek yerlerine yerleştiriyor, o sırada dış ses bu malzemelerin ileri teknoloji ürünü olduğunu anlatıyor. Benim gibi teknoloji ürünleri manyakları için "vaaay iyiymiş o zaman" dedirtecek bazı özellikler sıralanıyor. Ancak reklamda sıradan tüketicinin bilmesi imkansız bazı ayrıntılar var. Örneğin cihazda DIP malzeme kullanılmış. "DIP mi, o ne, yani teknolojinin dibi mi, süper mi?" dediğinizi duyar gibiyim :) Evet nerdeyse teknolojinin dibi ama süper anlamında değil, eski teknoloji anlamında dibi :) Uzun yıllardır elektronik cihazlarda SMD malzeme kullanılıyor, DIP malzeme öğrencilerin eğitim aşamalarında öğrenmeleri açısından ya da prototip malzemelerde kullanılıyor. Yani DIP, günümüzde sıradan elektronik cihazlarda bile nerdeyse artık hiç kullanılmayan bir malzeme. Üstün teknoloji ürünü olduğu iddia edilen T50 telefonunda böyle eski teknoloji ürünü bir malzemenin kullanılması anlaşılır gibi değil. Buna benzer başka şeyler de var, ama kafanızı karıştırmak istemediğim için daha fazla ayrıntıya girmiyorum. Şimdi diyeceksiniz sen bunu nereden biliyorsun :) Yıllardır elektronik devre dizaynı yapan ve prototiplerini hazırlayan bir adamla evliyim :) Bir de çok şükür ülkemizde çok sayıda elektronik mühendisi var. Onlarında dikkatini çekmiştir eminim. Bu sadece bir animasyon reklam bu kadar abartmaya gerek yok diye düşünenler varsa, onlara katılmıyorum. Çünkü reklam T50'nin üstün teknoloji ürünü olduğu üzerine kurgulanmış. Reklam vaadi, reklam içeriğindeki görselle ters düşemez. Turkcell'den bu konuyla ilgili bir açıklama bekliyorum. Bakalım işin aslı neymiş. Bir diğer teknoloji firması Vestel'in Vestelleniyor kampanyası ilk reklamıyla güzel gelmişti. Ama yeni reklam filmi #kedikazanır beni şok etti. Bu reklam bize nasıl bir mesaj veriyor. Son yerel seçimlerde sandık sayımları ve sonuç açıklamaları sıralarında yaşanan elektrik kesintileri, seçim sonuçlarını değiştirmek için özellikle yapıldı gibi bir izlenim oluşmasına yol açmıştı. Hatta olay o kadar büyüdü ki, Enerji Bakanı Taner Yıldız elektrik kesintilerini açıklamak için " trafolara kedi girdi bu nedenle elektrik kesintileri oldu" diye bir açıklama yapmıştı. Özürü kabahatinden büyük denebilecek cinsten yapılan bu açıklama özellikle sosyal medyayı salladı. Ama sallansa da ,yuvarlansa da bir sonuca ulaşılamadı. İşte bu yüzden 10 Ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Vestel'in #kedikazanır reklam filmi tam anlamıyla "zamanlama manidar" sözünü aklıma getirdi. Muhalefet ne yaparsa yapsın, bu seçimlerde de kediler trafolara girecek ve seçim kazanılacak mı demek istiyorlar acaba? Bu da bir nevi algı yönetimi. Allahım sen aklımıza ve algımıza mukayyet ol yarabbim! Vodafone Red'in Fikret Kuşkan'lı yeni reklam filmi serisi oldukça başarılı. Fikret-Red ses uyumundan yola çıkmak biraz zorlama gibi ( kelebeğin fırtınası) olsa da Fikret Kuşkan bu reklama çok yakışmış. Başarılı oyuncu markaya daha sağlam bir güç kazandırmış. Yurtdışında internet kullanımı reklamını kahkahalarla izliyorum. Yurdum insanı olarak neredeyse her gittiğimiz yerde wifi şifresi öğrenme çabalarımız takdire şayandır :) Ya internet limitimizi aşarsak, ya internetimiz kesilirse korkusu hücrelerimize kadar işledi :) Vodafone, Red kullanıcıları yurtdışında da tarifelerindeki interneti rahatlıkla kullanabilirler temalı reklamında bu konuyu çok güzel anlatmış. Hindistan'a giden Türk turistin restoranda garsondan wifi şifresini öğrenme çabaları çok eğlenceli. Sonlara doğru garsonun wifi şifresi diye armut getirmesi işleri iyice rayından çıkarıyor. Tam o esnada kahramanımız Fikred devreye girerek Red tarifesinin avantajlarını anlatıyor. Mesaj net, anlatım güzel. Bir de D değil T :) Son olarak Milupa reklamından bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz Mayıs ayında Milupa'nın tahıllı mamasının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan analizlerde GDO içerdiği tespit edilmişti. Bakanlık tarafından gönderilen yazı şöyleydi: ""İnternet sitenizde yer alan bir bebek maması firmasına ait ithal bebek mamasında GDO tespit edilmesine yönelik bilginin kamuoyuna açıklanmasına ihtiyaç duyulmuştur; söz konusu bebek mamasının ithalat kontrollerinde GDO analizi yaptırılmış GDO tespit edilmediğinden ithalatına izin verilmiştir. Ancak piyasa denetimlerinde GDO tespit edildiğinden bebek mamalarının toplatılması sağlanmış ve ilgili firma hakkında hukuki süreç başlatılmıştır. Bilgilerinize arz ederiz". Bu açıklamadan sonra Milupa'dan da bir açıklama yapılmış özet olarak "Ülkemizde GDO analizlerinde kullanılması gereken yöntem konusunda görüş birliği olmaması nedeniyle; tüm laboratuarlar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylı ve yetkilendirilmiş olmasına rağmen, yapılan çalışmaların kalibrasyon dereceleri de farklı olabilmektedir. Nitekim bu ürüne ait laboratuar analizlerindeki sonuç farklılıkları da bu durumu göstermektedir. Numune alınırken ya da laboratuarlarda çalışma yapılırken ya da süreç içerisindeki tüm aşamalarda meydana gelebilecek bulaşma ihtimali de her laboratuarın farklı sonuçlara ulaşmasına neden olmaktadır. " denmiştir. Sonrası ne oldu tam bilmiyoruz. GDO var mı?, yok mu? Aradan yaklaşık 2 ay gibi bir süre geçti, Milupa yeni reklamlara başladı. Reklamda Milupa ürünlerinin tamamen doğal, taptaze malzemelerden büyük bir özenle hazırlandığını öğreniyoruz. Çok sağlıklı, çok besleyici, müşhiş ürünler. Reklamı izleyince bu mamaları gönül rahatlığıyla bebeğimize yedirebiliriz diye düşünüyoruz. Ama reklamın ardındaki gerçek ne? İlgili devlet kurumlarının bu durumla ilgili tekrar bir inceleme ve kamuoyu bilgilendirmesi yapması gerekiyor diye düşünüyorum. Çocuklarımız en kıymetlimiz, beslenme konusunda minicik bir şüphe bile olsa sonuna kadar üzerine gidilmeli. Bu sayıdaki yazım tamamen kendim için :) iyi ki doğmuşum, dünya bensiz biraz tatsız tuzsuz olurdu :) Şaka bir yana uzakta ya da yakında, görebildiğim ya da göremediğim ama varlıklarını hep yanımda hissettiğim canım ailem, dostlarım, arkadaşlarım hayatımı güzelleştiren, iyileştiren tüm sevdiklerim, hepinize çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız... Tabii ki yazılarımı takip eden, yorumlarıyla bana güç katan sevgili okurlarım sizlere de çok teşekkür ediyorum :) Kaç yaşına girdin gibi gereksiz sorular dışında kutlama mesajları ve mailleriniz her zaman olduğu gibi bu yıl da beni mutlu edecektir :) Sevgiler... marketing europe & anatolia / 19 Reklam Dünyası Kristal Elma Heyecanı Başladı... Kristal Elma Yaratıcılık Festivali 17-18-19 Eylül’de Santral İstanbul’da düzenleniyor 2014 Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nde 100’ün üzerinde fikir önderi ve endüstri liderinin konuşmacı olarak katılımıyla 80’den fazla konferans, seminer, panel, forum, çalışma atölyesi ve eğitim yapılması planlanıyor. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nde ayrıca networking etkinlikleri, yarışmaların ödül törenleri, davetler ve endüstrinin tüm unsurlarını buluşturan yaratıcı endüstriler fuarı yer alıyor. 26. Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’na bu yıl rekor katılımla 2715 iş başvurdu. 2066 başvurunun gerçekleştiği geçen yıla göre, katılım yüzde 23,7 oranında artış yaşandı. En fazla başvurunun olduğu kategoriler Basın (612), Dijital (439) ve Film (342). Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’na katılan ajansların sayısı da 184’ten 206’ya çıktı. 26. Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’nın kazananları 17 Eylül ve 18 Eylül tarihlerinde Santral İstanbul’da düzenlenecek iki ayrı törende açıklanacak. www.kristalelmafestivali.com Re İletişim Grubu Sağlıkla Büyüyor... Sağlık iletişimi alanındaki uzmanlık ve birikimlerini Re İletişim Grubu’nun 21 yıllık deneyimi ve yaratıcılığıyla birleştiren ReHealth, “Sağlık iletişiminde katma değerli entegre çözümler” sunmak üzere sektörde yerini aldı. Reçeteli ürünlerden OTC ürünlere, sağlık kurumlarından sağlıklı yaşam ürünleri ve hizmetlerine, dermokozmetik ürünlerden gıda takviyesi ürünlerine kadar bir çok ürün ve markaya 360º hizmet verenRe:Health; İ.E. Ulagay-Menarini ve Ali Raif İlaç gibi ilaç sektörünün önde gelen markaları ile çalışırken, portföyüne Eczacıbaşı İlaç Pazarlama’nın Daylong, Actinica, Vicks First Defence, Imutor veMedigard markalarını ekleyerek güçlü bir başlangıç yaptı. ReHealth’e yönetici ortak olarak katılan ve deneyimi ve birikimiyle ajansa güç katan Ajans Başkan Yardımcısı Tuba Öztürk; Re İletişim Grubu’nun tüm deneyim ve yeteneklerinden yararlanarak “Sağlık için çok boyutlu iletişim” yaklaşımıyla sektöre yepyeni bir soluk getireceklerini ifade ediyor. Re İletişim Grubu çatısı altında sağlık iletişimi uzmanı olaBünyesindeki ajanslarla farklı disiplinleri bir araya getirerek rak yerini alan ReHealth; reklam ajansıReAjans, dijital ajans entegre iletişim hizmetleri sunan Re İletişim Grubu’na, sağ- Hiperaktif ve sosyal medya ajansı HiperSosyal ile birlikte enlık iletişimi uzmanlığıyla faaliyet göstermek üzere ReHealth tegre yapıda faaliyetlerini sürdürecek. Ajans da dahil oldu. 20 / marketing europe & anatolia Reklam Dünyası TBWA’ye Yeni Global Başkan ve CEO... Omnicom Group Inc. (NYSE:OMC) Başkan ve CEO’su John Wren’in yaptığı duyuruyla, Troy Ruhanen’in TBWA Worldwide’ın Başkan ve CEO’su görevine getirildiği açıklandı. Görevini Ruhanen’e devreden Tom Carroll, Yönetim Kurulu Başkanı olarak TBWA Group’ta görev almaya devam edecek. Jean-Marie Dru ise TBWA ajans network’ünde Yö- netim Kurulu Başkanı olarak görev yapacak. Wren, “Tom Carroll’ın liderliğindeki TBWA, dünya çapında güçlü kültürü ve ödüle doymayan yaratıcılığıyla tanınıyor. Biz Omnicom’da görev değişimine çok önem veriyoruz. Tom ve ben, Troy Ruhanen’in TBWA’in dümenine geçecek doğru insan olduğu konusunda uzun süredir hemfikiriz. Troy’un farklı coğrafyalardaki ve farklı kategorilerdeki Omnicom ajanslarını yönetmedeki deneyimi bunu kusursuz bir liderlik değişimi haline getiriyor ve TBWA’in en iyilerden biri olarak sektördeki gücüne ve itibarına kuvvet katacak” dedi. Ruhanen bundan önce Omnicom Group ajanslarında, arasında BBDO Worldwide the Americas’ın CEO ve Yönetim Kurulu Başkanlığının da dahil olduğu birçok üst düzey yönetim pozisyonunda görev aldı. Ruhanen, “Derin köklere sahip olan yaratıcı kültürü ve benzersiz strateji metodu Disruption® sebebiyle TBWA’e liderlik etme imkanı, büyük bir onurdur. Konvansiyonlardan kopma isteği ile yeni ve taze fikirlere dair beklentisi, daha cesur ve yenilikçi platformlar için ortam yaratıyor. Bu da diğerlerinden farklı yetenekleri kendine çekip, rekabette avantajlı olmasını sağlayan işlerin ortaya çıkmasını sağlıyor” diye konuştu. Rephair’in Marka Yüzü Tümer Metin... Eski milli futbolcu Tümer Metin saç dökülmesini önleyici ürünler pazarına iddialı giren Rephair’in marka yüzü oldu. Rephair reklam filminde oynayan Tümer Metin’e futbol yorumcusu Okay Karacan da eşlik etti. İki yıldır birlikte program yapan Tümer Metin ve Okay Karacan, çekimler boyunca bir yandan da Dünya Kupası’nı değerlendirdi. Tümer Metin favori takımının Brezilya olduğunu ancak Belçika’nın da iddialı olduğunu belirtti. Okay Karacan ise Almanya’yı favori gördüğünü açıkladı. Reklam filminin senaryosunun futbol ile ilgili olduğunu söyleyen Tümer Metin ‘Bu saçı alıcaz, başka yolu yok!’ sloganıyla kendisini olayın içinde hissettiğini ifade etti. Rephair şampuan, serum ve losyon ürün grubunun marka yüzü Tümer Metin ayrıca şunları söyledi: “Çevremde birçok kişinin saçları dökülüyor. Özellikle erkekler için saç dökülmesi kabusa dönüştü. Bu sorunu yaşamamak için ben de kişisel saç bakımıma büyük özen gösteriyorum. Saçım için en uygun ürünleri özenle seçiyorum. Hem firmaya hem de ürüne güvendiğim için ve reklam filmi de futbolla örtüştüğünden keyifle bu projede yer aldım. Erkekleri bu sorundan kurtarmak için benim de bir katkım olacaksa ne mutlu bana.” marketing europe & anatolia /21 Röportaj Koç olacak kuzu k DIZAYN VİP Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan MALKOÇ Yeşilköy’de bir otomobil tamirhanesinde çırak olarak çalışmaya başladığımda otomobillere merakım da başlamış oldu. Burası o zamana göre lüks bir tamirhaneydi ve araba hakkında öğrenilebilecek ne varsa burada öğrendim. Kalfa olduktan sonra fikirlerim gelişti ve onları hayata geçirmek istedim. Röportaj Elvin Ekşioğlu elvinekşioğlu@gmail.com - Erbakan MALKOÇ ismi insanları heyecanlandırıyor. İşine yüreğini koyan MALKOÇ Beyi tanıyabilirmiyiz. Erbakan Malkoç ismini 8-9 yaşlarında değiştirmeye çalışıyorlardı. Babam hep ismim konusunda ısrarcı oldu. İsim özgürlüğü var ben istediğim ismi oğluma verebilirim derdi. Biz 6 erkek kardeşiz hem hepimizin isimlerinin birbiriyle uygunluğu var hem de rahmetli babamın Türkiye’nin de çok sevip hayran olduğu Necmettin Erbakan’a olan hayranlığından dolayı bana bu ismi uygun görmüş. Rahmetli Erbakan’ın ismini taşımaktan gurur duyuyorum. İsmimle yapmış olduğum iş ancak bu kadar örtüşebilirdi. Çok severek çok gurur duyarak taşıdığım bir isim. Bu isim benim için gerçekten büyük bir onur kaynağı. Babam hep derdi ki; Koç olacak kuzu kozda belli olur. Babam hep benim için de böyle derdi. Sen ileride koç olacaksın, çok önemli bir noktada olacaksın derdi. Babamın benim üzerimde işaret olarak koydu bir isim bu. Kars’ın Göle ilçesinin Dengeli (Abur) köyünde dünya’ya geldim. Okul okur22/ marketing europe & anatolia ken 2. Sınıftan 4. Sınıfa direk geçiş yaptım. İlkokulu bu şekilde erken bitirdim. O dönemlerde güreş seçmelerinde de Türkiye şampiyonluğuna kadar giden çok ciddi derecelerim oldu. Yeşilköy’de bir otomobil tamirhanesinde çırak olarak çalışmaya başladığımda otomobillere merakım da başlamış oldu. Burası o zamana göre lüks bir tamirhaneydi ve araba hakkında öğrenilebilecek ne varsa burada öğrendim. Kalfa olduktan sonra fikirlerim gelişti ve onları hayata geçirmek istedim. İlk atölyemi yine Yeşilköy civarında oto müzik sistemleri üzerine kurdum. Sonra baktım ki herkes bu işi yapıyor; benim değişik bir şeyler yapmam gerekliydi. 1992’de ilk atölyemi açtım. Nasıl herkesin özel kuaförü ve terzisi olabiliyorsa kendilerine özel VIP araçları da olabilir düşüncesiyle ilk işimizi yaptık. Sonrasında tasarladığım araçlar bambaşka bir hale geldi; tanınmayacak gibiydi. Bir aracı fuarda sergiledik; inanılmaz büyük ilgi gördük. Fuarda karşılaştığımız ilgi sonrası siparişlerin gelmeye başlamasıyla Dizayn VİP’in yol macerası burada başladı. kozda belli olur... Röportaj - Sizde iş dünyasının duayen ismi Nazif ZORLU gibi her söyleşi ve röportajlarınızda ilkokul mezunu olduğunuzu yineliyorsunuz. İlkokul mezunu olduğumu bilinçli olarak söylüyorum. Lisan-ı hal diye bir şey vardır. İnsanların önüne kendinizi rol model olarak koyduğunuz zaman insanlar sizin başarınızdan bir şeyler alması gerektiğini hissettiği zaman o insanlara ne verdiğinizi ancak beden diliniz ile anlatabilirsiniz. Kimse sizin kafanızın içine giremez. Sizin görünmeyen taraflarınızı insanlar hemen göremeyebilir. Bizlerde anlatıyoruz. İlkokul mezunu olan Erbakan Malkoç, bu kadar başarıyı elde edebiliyorsa, üniversite de okuyan gençlerimizin hayal kırıklığı yaşamaya hakkı yok. Neden? İstedikten sonra rabbim nasip ediyor. Çünkü sen ne istediğini iyi bilmek zorundasın. Eğer istersen, peşinden gidersen istediğin işlerini doğru yapmış insanları rol model olarak alırsan senin de yapamayacağın hiç bir şeyin olmadığını görürsün. O yüzden her yerde ilkokul mezunu olduğumu söylüyorum. Bundan dolayı da gurur duyuyorum. Ben ilkokul mezunu olarak 24 / marketing europe & anatolia İlkokul mezunu olan Erbakan Malkoç, bu kadar başarıyı elde edebiliyorsa, üniversite de okuyan gençlerimizin hayal kırıklığı yaşamaya hakkı yok. bugün Avrupalıyı şaşırtıyorsam bugünün üniversite mezunu olan gençlerimizin yapamayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki iste. İstemek bence yapmanın yüzde 98’idir. Bir şeyi istiyorsan Allah nasip ediyor. O yüzden istemek lazım. Ticaret istemek lazım, rızık istemek lazım, imanı istemek lazım, başarı istemek lazım, rol model olmayı istemek lazım, ülkeye faydalı olmayı istemek lazım, insan olmayı istemek lazım istemek lazım… - Girişimcilere cesaret veren kırılma noktanız ve altyapıyı kurmaya yönelik yatırımlarınız Biz rol model olmak zorundayız. Bizim bu ülkeye borcumuz var. Havasına, suyuna, toprağına, insanlığa borcumuz var. Biz bu memlekette yaşıyorsak birilerine rol model olmak zorundayız. İn- sanların önünde onlara gerçek manada nasıl girişimci olunuru göstermemiz anlatmamız lazım. Bizim hayatımız konu alınırsa görecekler ki insan istedikten sonra çok şey yapabilir. Mevlana derki; Kimse tek kanadı ile uçamaz. Çift kanatlı olmak lazım. Eğer çift kanatlı olmak istiyorsan çok yönlü bir insan olacaksın. Kendini açacaksın Dünya’yı seyredeceksin. İnsanlar ne yapıyor bakıp göreceksin. Dünyada ki en iyi zanaatı kullanacaksın taklit zanaatı. Ama bire bir yapma hırsızlıktır. Üstüne koymak zanaattır. Ben hayatım boyunca yaptığı m her şeyde feyz aldım. Hala daha bakar feyz alırım. Kravatına bakar feyz alırım bunu nasıl işime uygularım diye düşünürüm. Bizler hayatımızdan insanlara feyz verebilmemiz lazım. Niye? Çünkü bunu rabbim bize bu ülkede nasip etti. İnsanın hiçbir şeyi olmasın ama bir tek vatanı olsun. Vatanı olmayan insan Dünyaya sığamaz. Eğer bu vatanda yaşıyorsak burada yaşayan insanlara da örnek insan olacağız. Girişimci, dürüst esnaf, sözünün arkasında olmak nasıl bir şeydir, itibar nedir, itibarın olduğu zaman nereden nereye gelirsin. Benim hayatımda ki en büyük yatırımım itibarımdır. Sözüm asla değişmez. İkincisi de dostlarım. Bunun ikincisinin de dışında olan her şey yalan. Ama itibar başka bir şeydir. Hayatım boyunca yaptığım ticarette bir kere müşteri itilafı yaşamamışımdır. Kişiye özel iş yaparım. Öyle işler yaparım ki insanların aklı durur. O yüzden benim hayatım arkadaşlarımın hayatına rol model olabilecek bir hayat. Ben hala bir araba yapacağım zaman heyecanlanırım. Uyuyamam gece saat 3-4 hemen kalkarım not alırım ertesi gün bakarım. - Zaman her şeyden önemlidir diyen İş dünyası, futbol dünyası ve sanat dünyasına kadar herkes niçin Dizayn Vip diyor. Röportaj İtibarıma, dostluğuma ve kalite anlayışıma gelirler. Benim için iyi diye bir şey yoktur. En iyisi diye bir şey vardır. İyiyi herkes yapabiliyor. Sen en iyisini yapabiliyor musun? O zaman sensin. Ben kendi işimde en iyisini yapıyorum. Birileri karda yürür iz bırakır birileri izi takip eder. Ben iz bırakan bir insanım. Bütün samimiyetimle söylüyorum benim için büyük bir gurur. Bunu söylerken heyecanlanıyorum. Neden? Bir zamanlar bırakın fuar standlarına girmeyi, fuar kapısından geri döndürülüyorduk. Türküm dediğimde hep kapıdan çevrildim. Paris oto show, monoco fuarına, Cenevre fuarını dolaşamazdık. Bir zamanlar bunları yaşayan Erbakan Malkoç ah dehti bir gün gelecek size iş yapmam için sıraya gireceksiniz. Ve rabbim nasip etti. Benim tasarımlarımı o fuarlarda gördükleri zaman budur bundan daha iyisi asla olamaz diyorlar. O yüzden beni ödüle götüren her fuarda göstermiş olduğum performans. Cenevre Otomobil fuarı, monoco otomobil fuarı, AlmanyaFrankfurt İAA, Hannover Otomobil fuarı, Rusya Milyonerler, Dubai motoshow buralarda gösterdim performans wen araçlar konusunda Avrupa’nın en iyisi olduğumuz ödülü bize verdi. “BAŞARI ZORLUKLARLA MÜCADELE ETME SANATIDIR” Bu uzun ve meşakatli bir yoldu. Zaten başarı kolay elde edilebilecek bir şey olmaması lazım. Başarıda zaten zorluklarla mücadele etmenin sonucudur. Eğer zorluk varsa başarı vardır. Ben çok iyi bir zanaat kullandım. Ben başarıya ulaşmak için çok zorluk aştım. Türkiye otomobil konusunda Türkler hiçbir şey yapamazlar diye gördüklerinde, şimdi Avrupalılara parmaklarını ısırtıyoruz. Bu Çılgın Türk yine ne yapmış diyorlar. Şu an benim yaptığım otomobil, Dünya da sanal alem de en çok tıklanan otomobil unvanını aldı. Mercedes instagram sitesinde 45 bin beğeni Mercedes bugüne kadar kendi sitesinde bir tasarım yayınlamıştır oda Erbakan Malkoç imzası taşıyor. alan arabada benim arabam. Mercedes bugüne kadar kendi sitesinde bir tasarım yayınlamıştır oda Erbakan Malkoç imzası taşıyor. Ben çok şey aştım. Benim yaptığım otomobiller ülkeme çok büyük prestij kazandırıyor. Dolayısıyla ben ülkeme olan borcumu da bu noktada nispeten ödediğimi düşünüyorum. Umarım ülkemde benim gibi düşünen insanlar olur ve bizi gelişmiş ülke seviyelerine taşırız. Çünkü ülke marka değeri diye bir şey var. Bizim ülkemizin marka değerini yükseklere taşımak ancak bizim gibi vizyonel insanların yapabileceği bir şey. O yüzden buradan bütün vizyonel liderlere sesleniyorum. Gelin ülkemizin marka değerini yükseltelim. Göreceğiz ki hepimizin değeri yükselmiş olacak. - Hedeflerinizin neresindesiniz? En büyük hedefim otomobil tasarımı konusunda dünyaya iz bırakabilmek. Çok samimi bir şey söyleyeyim. Ben tamirci çırağı olan bir insanım. Büyük bir tamirci çırağı hedefi ile işe başladım. Ulaştığım her hedefi yükselttim. En büyük hedefim Avrupa’ya satış yapmaktı. Avrupa’ya satışı başlattıktan sonra Avrupa’nın en iyisi olmayı hedeflemiştim. Bunu da gerçekleştirdim. Dolayısı ile bugün ne kadar hayalini kurduğum ve hedeflediğim her şeye ulaştım. Şu anki hedefim Dünyada bu işi en iyi yapmak ve Dünyaya bu konuda iz bırakabilmek. Herkesin ismim den bahsedebilmesini sağlamak. Şu an bunlar için yoldayım. Avrupa’nın en iyisi olduysak, Dünyanın da en iyisi olmamamız için bir engel yok. Ben hayal ettiğim herkes ile çalışma fırsatı buldum. -AİTM Seri Tadilat Onay Belgesini Türkiye’ye getirme serüveniniz Çok uğraştım onunla. Türkiye’de 2009 yılına kadar trafiğin muayene sistemi ile yolumuza devam ettik. Yapmış olduğumuz otomobilleri trafiğin muayene sistemi ile yürütüyorduk. Ama TÜV gelmarketing europe & anatolia /25 Röportaj dikten sonra bizim yapmış olduğumuz otomobilleri tanımadıklarını söylediler. Ve Avrupa standartları yeterlilik belgesini almamız gerektiğini söylediler. Türkiye de bu kurum ve kuruluş yok. 8.5 ay gece-gündüz uğraştım. İşim batma noktasına geldi. Çalışanlarımın hepsi artık hayal kırıklığına uğramıştı. Ama Allah nasip etti ben bunu da Türkiye’ye standart olarak yerleştirdim. Biz ATM Seri Tadilat Sistemi ile bu işi Avrupa kalite standartlarına uygun olarak yapabileceğiz dedim. Hiç kimse inanmadı. Benim inancım hep tamdı. Onu da Türkiye’ye kazandırdım. ATM Seri Tadilat Tip Onay belgesi diye bir şey var artık. Türkiye’de de Dizayn Vip bu tarz da üretim yapar. Otomobilleri Avrupa’ya indiği anda gümrükte TÜVE girer, onayını alır ve trafiğe çıkar. Dolayısı ile Türkiye’de yapılan bu işlem Avrupa standartlarına birebir uygunluk belgesi taşır. Dizayn Vip bu standartlarda çalışır ve Avrupa standartların üzerinde de iş yapan bir yapı ile yoluna devam eder. - Ülkemizde markalaşmanın önemini yeterince anlaşılmadığından yakı26 / marketing europe & anatolia Benim arabalarımı Almanya üzerinden satın alıyorlar. Soruyorum neden? Senden aldığımızda Made In Turkey Almanya’dan aldığımızda Made In Germany oluyor diyorlar. nıyoruz. Sizce ülkemizde markalaşmanın önündeki en büyük engeller nelerdir? Benim için en önemlisi önce ülke marka değeri. Eğer ülke marka değeriniz var ise, sizin marka değerinizin olmaması gibi bir durum olamaz. Ben Almanya’ya da iş yapıyorum, Rusya’ya da iş yapıyorum. Benim arabalarımı Almanya üzerinden satın alıyorlar. Soruyorum neden? Senden aldığımızda Made In Turkey Almanya’dan aldığımızda Made In Germany oluyor diyorlar. O yüzden hepimizin bu ülkeye borcu var. Bu konu çok önemli. Aynı aracı alıyorlar, aracın benden çıktığını benim fabrikamda yapıldığını biliyor. Almanya’dan benim aracımı daha pahalıya alıyor. Çünkü Rusya da daha pahalıya satıyor Almanya’dan aldığını. Bu yüzden marka değeri çok önemli. İnsanın marka değeri önce kendinden başlar, sonra yapmış olduğu üründen başlar, sonra satış sisteminden başlar, sonra sattığı ürünün arkasında durmasından başlar, sonra o ürünü hangi ülkeden çıkartıp nerelere sattığını ve o ülkede o ürünü kullanan insanların memnuniyetiyle devam eder. O yüzden Türkiye’de Dizayn Vip’i herkes tercih etmek ister. Neden? Çünkü Dizayn Vip’in büyük bir marka değeri var. Girişimci insan üretebilen, çok değerli insandır. Sadece üretmek ile olmaz. Ürettiğine değer katabilen, kattığı değerle mutlu olan ve mutlu edebilen insandır. Erbakan Malkoç; değerli bir insanımdır, ürettiğime değer katarım, var olan işi alıp 3-5 katı fiyatına çıkartabilirim. Erbakan Malkoç gerçek bir girişimcidir. Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com ( retorik) Tercih meselesi... Siz ne kadar çok çalışırsanız çalışın. Markalaşmaya, katma değer üretmeye ne kadar yatırım yaparsanız yapın eğer işinizi konumlandırdığınız ülkenin bir marka değeri yoksa yaptığınız tüm çalışmalar iyi niyetli yerel çabalamaların ilerisine geçemiyor. Almanya dediğimizde aklımıza Yahudi soykırımından önce, üstün Alman mühendisliğinin gelmesi, Fransa dendiğinde Cezayir katliamlarından önce Moda'yı düşünmemiz, İtalya dendiğinde Libya'yı değil Michelangelo'yu hatırlamamız tesadüf mü, yoksa yıllarca süren ülke marka değeri yaratma çalışmasının sonuçları mı? Peki Türkiye denince bir Avrupalının aklına ne geliyor. - Kuşadası - Burunlarını kapatmadan içemedikleri rakı - Yunan fesi ve bıyık takmış (ki o bıyığın kimin mabadından hareketle Türklere yapıştırıldığı bir muamma) şarlatanlar - Aslen arap çadır eğlencesi olan dansözler - İslamda olmadığı halde aslen ortadoğu ve tarım toplumlarının geleneği olup, musevi ve hristiyanlıktan ithal edilmiş ve dinin şartı sanılan başörtüsü - Saptırılarak anlatılan 1915 Ermeni olayları - Harem, sarık, cüppe - Cehalet, pislik (Avrupa köylüsüyle, Türk köylüsünü karşılaştırınca bu konuda pek haksız sayılmazlar çünkü biz köy enstitülerini yıllar önce kapatmayı uygun görmüştük. Ayrıca yaşadıkları topluma entegre olmak yerine ghettolarda çağın çok gerisinde yaşayan Avrupa'daki Türk işçilerinin büyük bölümünün hangi kültüre ait olduğunu kestiremediğim yaşam tarzı) - Deve (ki Türk halkı deveyi tanımaz bile) - Döner (En başarılı ticari ürünümüz maalesef bu) - Hakan Şükür (ki yeni kuşak hatırlamaz) - Recep Tayyip Erdoğan (Yasakçı bir dikdatör olarak anlamakta zorluk çektikleri bir fenomen) - Ud ve ney (ki ben ülkemizde çok yaygın dinlendiğine hiç şahit olmadım) - Bir de sürekli ya kapatılan siteler ya demokratik hakkını kullanan vatandaşlarını öldüren polisler ya da orantısız güçle bastırılmaya çalışan halk. (Dışarıdan bakınca sokaklar tam bir savaş alanı) Peki Türkiye'de yaşayan Türkler dahil, - Tarihte pusulayı, matbaayı ilk bulan ve kullananın Türkler olduğunu - Bugun Jumbo Jet'lerin kanatlarının aslen çağının çok ilerisinde kompozit bir malzemeden yapılmış Türk yaylarından esinlenilerek yapıldığını - Demiri, çeliği ilk işleyenlerin, çeliği haddeden geçirerek çağının çok ilerisinde kılıçlar imal edenlerin Türkler olduğunu - Beyaz piramitleri - Türk dilinin matematiksel mükemmeliyetini - Türk toplumlarında 10 bin yıla dayanan kadın, erkek eşitliğini - Bugün kullanılan 10'luk ordu sistemini geliştiren Mete Han'ı - Devlet kurma ve sistematiğini geliştirme geleneğini - Bilgeliğe verdiği önemi - Dünya kültürene yaptığı 10 bin yıllık katkıları daha birçok şeyi bilen var mı? Hayır bunların teknik olanlarını Çinliler yaptı sanırız. Birçoğunu bilmeyiz bile. Sosyal yapı ve kadın erkek eşitliğinde ise Arapların günahlarını sahiplenerek sürdürmeyi daha kolay görürüz. 10 Bin yıllık kadim Türk kültürünü 36 padişaha sıkıştırıp, Osmanlı aristokrasisini de sadece Osmanoğulları ve onların saray hizmetçileri zannederek yozlaşmış bir tarihi benimsemek, bugünkü cehaletimize kılıf uydurmak için işimize geldiğinden öyle inanır, ülke tanıtımımızı da bu sığ yaklaşımla yaparız. Peki şimdi neden şikayet edebiliriz ki bizi yanlış tanıyorlar diye mi? Peki biz değil miyiz, bilgiyi, kültürü, tarihi, bilimi, deneyimi gözardı edip, bu işleri cahillerin eline teslim eden. Şimdi de cumhurbaşkanı seçeceğiz. Yine bir cahil bir bilimadamına meydanlarda hakaretler yağdırıyor. Umarım bu kez yüce Türk milleti tercihini cahilden yana değil, bilgiden yana kullanır. marketing europe & anatolia / 29 Kampanyalar “Transparan mı o?”... Arko Nem, Güneş Bakımı serisinin en yeni ürünü Arko Nem Transparan’la hem raflarda hem ekranlarda yerini alıyor. TBWA\ISTANBUL’un Arko Nem için hazırladığı ilk TV filmi olan “Transparan mı o?”, repliğiyle de hafızalarda yer edecek. Güneşlenirken sürdükleri güneş kremleriyle başları dertte olan iki genç kadının, plajda Transparan’ıyla gördükleri Arko Nem kızı karşısında şaşkınlıklarını ve tatlı kıskançlıklarını izlediğimiz filmin yönetmenliğini Mehmet Çelebi, yapımını ise Filmpark üstlendi. Kampanya Künyesi Reklamveren: Arko Nem (Evyap) Reklamveren Yetkilisi: Burç Üstün, Ceylan Kırım, Merve Esim, Özge Çakar Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar CD: Zeynep Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip: Levent Yalgın, Bilgin Aydın, Mustafa Gülsen Marka Ekibi: Ela Bilgisel, Başak Sarıoğlu, Ceren Kaban CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Ceren Şehitoğlu, İdil Açıkalın Prodüksiyon Ekibi: Övünç Hitay, Pelin Güneş, Melis İnceoğlu Prodüksiyon Şirketi: Filmpark Yönetmen: Mehmet Çelebi Post Prodüksiyon: Sinefekt Müzik: Jingle Mingle / Mert Tünay marketing europe & anatolia / 31 Kampanyalar Akbank direkt yenilendi, çeşitlendi... Müşterilerinin farklı ihtiyaçlarına en uygun hizmeti sunmak için yenilenen ve çeşitlenen Akbank Direkt, “Akbank Direkt Plus” ve “Akbank Direkt İşim” adlı iki yeni arayüzünü, TBWA\ISTANBUL’un hazırladığı yeni reklam kampanyasıyla duyuruyor. Akbank kahramanları Ali ve Nuri’nin Akbank Direkt’teki yenilikleri anlattıkları yeni reklam filminde, ikizleri şık bir restoranda iş adamı arkadaşlarıyla görüyoruz. Kampanya Künyesi Reklamveren: Akbank Reklamveren Yetkilisi: Murat Göllü, Ayşegül Ögelman, Özge Baran, Yeliz Sönmez Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar ECD: Volkan Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip: Doğu Göcük, Güney Soykan, Berat Kösemen, Yiğit İrde Marka Ekibi: Aslı Ceren Aksak, Yasemin Tolunay Erna, Ayşegül Altınbaş CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Alper Özcan Prodüksiyon Ekibi: Övünç Hitay, Pelin Güneş, Melis İnceoğlu Prodüksiyon Şirketi: Filmpark Yönetmen: Mete Özok Post Prodüksiyon: Sinefekt Müzik: Jingle Jackson / Emre Irmak Medya Ajansı: Mediacom Kullanılan Mecralar: TVC, basın, outdoor, radyo, internet Algida Maraş Usulü... neklerinin paylaşıldığı iftar sofrasında buluşturdu. Küçük Ağa’nın sevilen ailesi Yaz Ramazanı’nın vazgeçilmezi Algida Maraş Usulü dondurmanın keyfini iftar sofrasında çıkarıyor. Her yaştan dondurma severin zevkle tükettiği, yoğun kıvamı ve geleneksel lezzetiyle kalabalık iftar sofralarının vazgeçilmez lezzeti Algida Maraş Usulü, Kanal D’nin sevilen dizisi Küçük Ağa’nın yıldız oyuncularını yaz Ramazan’ının gele32 / marketing europe & anatolia Kampanya Künyesi Reklamın başlığı: Algida Ramazan Reklamveren: Algida Reklamveren yetkilisi: Leyal Eskin, Sevgi Gür, İrem Işık, Levent Allovi Reklam ajansı: Alametifarika Yaratıcı yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal Yaratıcı grup: Aylin Çelik, Ozan Özüm Özbey, Ozan Küme, Erkul Yazgan, Berat Pekmezci, Odisseas Sevsevme Müşteri ilişkileri grubu: Gökhan Akbay Stratejik planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel, Ufuk Saygın Ajans prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz, Teğin Polat Yapım şirketi: Erler Film Medya ajansı: Mindshare Medya planlamacı: Büke Bıçaker, Burçak Akkan, İpek Dorak Kullanılan mecralar: TV, İnternet Kampanyalar Siemens “Lüksler” reklam filmi... Kampanya Künyesi Reklamveren: Siemens Beyaz Eşya Reklamveren Yetkilisi: Ayşe Özkaya, Gamze Su Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB Yaratıcı Bölüm Başkanı: Kurtcebe Turgul Kreatif Direktör: Gökhan Erol Yaratıcı Grup: Eren Koçaker, Engin Erden Müşteri İlişkileri Grubu: Aslı Bleda, Miray Türker, Filiz Şahin Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek Medina Turgul DDB tarafından “Lüksler” adıyla hazırlanan Yapım Şirketi: Shortcut kampanya kapsamında çekilen filmlerin yönetmenliğini Ariel Yönetmen: Ariel Goldenberg Goldenberg üstendi. Reklam kampanyası izleyicilere, hayatı Müzik: Ömer Ahunbay farklılaştıran Siemens Ankastre ürünleri ile “mükemmel bir mutfak lüks değil” mesajını aktarıyor. Siemens Ankastre Bulaşık Makinesi’nin yıkama süresini kısaltan Variospeed özelliği, reklam filminde yine “lüksler” konseptine uygun esprili bir dille vurgulanıyor. Filmde; ev sahibesinin tatlı servisi yapacağı esnada, bir çok yardımcının gelip hemen eski masayı kaldırması ve yerine yeni servislerin olduğu masayı yerleştirmesi ile kazanılan zamana dikkat çekiliyor. LC Waikiki’den fark yaratan reklam... “Mutluluğunuz LC Waikiki’ninmarka yüzü olsun” mesajının verildiği interaktif kampanyanın ilgi çeken viral filmi ise alışılmışın dışında bir mecra kullanımı ile televizyoncu Mesut Yar tarafından gerçekleştiriliyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: LC Waikiki Reklamveren Ekibi: Ezel Akıntürk, Mehmet Taha Doğruyol Dijital Reklam Ajansı: Isobar Türkiye Yaratıcı Yönetmen: Akif Yılmaz Sanat Yönetmenleri: Gökhan Kurt, Özge Yıldız LC Waikiki 2014 yılı yeni reklam kampanyasında alışılmışın Metin Yazarları: Yağız Patan, Dijle Özdemir dışında bir kurgu ile tüketicileriyle buluşuyor. Televizyoncu Animasyon: Ufuk Bekdaş Mesut Yar’la da işbirliği yapan marka,sevdiklerini mutlu Uygulama ve Geliştirme: Erdem Altıntaş, Selçuk Yücel eden ve o anın görüntülerini sosyal medyada paylaşan tüOperasyon Yönetimi: İlker Pamukçuoğlu, keticilerine reklam kampanyasında yer alma ve 10.000TL’lik Kerimcan Akduman para ödülünün sahibi olma fırsatı sunuyor. Müşteri İlişkileri : Kamil Özkan, Feray Uysal Dijital iletişimi İsobar Türkiye tarafından hayata geçirilen Posterscope Operasyon Sorumlusu: Kerem Akarlar kampanyanın ana mecrası sosyal medya olurken, radyo, Prodüksiyon Şirketi: DirtyCheap Creative yazılı basın, açık hava, indoorve satış noktalarında da yoYapımcı: Ömer Abra ğun bir görünürlük ile desteklenmesi planlanıyor. Yönetmen: Ege Tül marketing europe & anatolia / 33 Kampanyalar Penguen Ailesi Familia Pompomgiller... tık Familia diyor” jingle’ının söylenmesiyle sona ererken izleyenlere neşe saçmaya devam ediyor. Eğlence dolu filmin kreatif sürecini Vietnam Reklam Ajansı, animasyon yapımını ise ünlü Hollywood yapımlarında anime karakterlere hayat veren Robotika gerçekleştiriyor. Penguen ailesi Pompomgiller, şimdi de Familia kağıt havlu filminde gönülleri fethetmeye hazırlanıyor. İlk reklam filminde Pompomgiller Ailesi’ni seyircilerle tanıştıran Familia , bu defa süper emici özelliğiyle dikkat çeken kağıt havlu ürününü anlatıyor. Filmin hikayesi Pompomgiller Ailesi’nin en küçük ve sevimli üyesi olan Bebiş karakterinin annesiyle beraber mutfakta görünmesiyle başlıyor. Bebiş, annesine Familia Kağıt Havlu’nun emici özelliğini yaratıcı bir şekilde kullanarak yardımcı olurken, annesini şaşırtmayı başarıyor. Film, Pompomgiller Ailesi`nin hep birlikte dillere pelesenk olan “Man- Kampanya Künyesi Reklamveren: Hayat Kimya – Familia Reklamveren Temsilcisi: Aysel Aydın, Gül Yeşilay Coşkun, Elif Yılmaz Reklam ajansı: Vietnam Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın Yaratıcı Grup Direktörü: Rıza Çankaya Sanat Yönetmeni: Umut Kısa, Kenan Çetinkaya Reklam Yazarı: Erdem Güngör, Aslı Sevim, Ayberk Çınar, Besime Yıldız Müşteri İlişkileri: İlknur Korkmaz Ajans Prodüktörü: Begüm Baran Animasyon Yaratım: Robotika – Coşku Özdemir Karakter Tasarım: Fayeshu Bayram Hatırlamaktır... Kent, yeni reklam filminde bir kez daha bayram hatıralarımızı, eski geleneklerimizi, çocukluğumuzdaki bayram ziyaretleri ve en önemlisi bizi bekleyenleri hatırlatmak isteyen Kent, kamerayı ve mikrofonu bu defa vatandaşlara çeviriyor. Sevdiklerinden uzakta olup bayramda büyüklerinin yanına gidemeyenler, en duygusal mesajlarını, Kent aracılığıyla dile getiriyor. Kampanya Künyesi Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar Reklamveren: Mondelēz Türkiye Reklamveren yetkilisi: Elif Emiroğlu, Salih Ünlü, Görkem Tengir Yaratıcı ekip: Gökhan Atasoy, Latif Çetinkaya, Zafer Külünk, Volkan Yanık, Tolga Suna, Ali Can Savaş, Özge Akyol, Dilan Bayar, Burçin Perçin, Ahmet Çiçek Müşteri ilişkileri: Celil Kaya, Sezin Özçelik Güneş Stratejik planlama: Tuğay İlyasoğlu Ajans prodüktörü: Neslihan Ateş, Ferhat Düzlü, Hüseyin Sert Medya planlama: Starcom 34 / marketing europe & anatolia Kampanyalar Esnafa, KOBİ’ye finansçı lazım... Yılmaz Erdoğan’ın iki karakteri birden canlandırdığı sahnelerde, Türkiye’de ilk kez hareketli kamera tekniği kullanıldı. Finansbank, yıl boyunca sürdüreceği reklam filmlerinde “KOBİ’lerin Bankası” olarak markasını konumlandırarak esnaf ve KOBİ’lere seslenmeye devam edecek. Yılmaz Erdoğan’ın hem esnafı, hem de esnafın Yılmaz Abi’sini oynadığı filmde, işyeri sahiplerinin dertlerine esprili bir dille çözüm sunuluyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Finansbank Reklam Ajansı: Rabarba Reklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Banu Akyıl, Tuğçe Saka Yaratıcı Ekip: Pemra Ataç Açıktan, Ozan Yurtsever, Yiğit Karagöz, Ergin Doğanay, Tuba Ulu, Umut Geldiay Müşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Ezgi Günaydın Ajans Prodüktörü: Pınar Yazıcıoğlu Medya Planlama/ Satınalma: People Yapım Evi – Yönetmen: PTT, Ozan Açıktan Post Prodüksiyon: Post 43 Müzik: Nil’in İşleri Mecra: TV, Radyo, Basın, İnternet, Açıkhava NESTEA ile serinliğe bırak kendini... “Serinlemek istediğiniz her an, Nestea sizinle buluşuyor” konseptiyle hazırlananreklam filminde, çölde arabası bozulup elinde gitarıyla yolda kalan adamınihtiyaç duyduğu anda karşısına çıkan Nestea ile serinliğe kavuşma hikayesi anlatılıyor. Publicis Yorum tarafından Türkiye adaptasyonu yapılan reklam filminin yönetmenliğini Raymond Bark, prodüksiyonunu ise Gartner yapım şirketi üstlendi. Filmin çekimleri Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşti. Kampanya Künyesi Reklamveren: Nestlé Waters Türkiye/Nestea Reklamveren Yetkilisi: Ergin Akman, Begüm Ersoy, Bahar Turunç Kreatifajans: Publicis Yorum Yaratıcı Grup: Adnan Elmasoğlu, Ali Bozkurt, Emrah Kural, Cihangir Gümüş Müşteri İlişkileri: Özlem Öğüt, Eda Altan, Ayla Çaylı Stratejik Planlama: Selda Sedes, Zeynep Bortaçina Medya Planlama ve Satın Alma: Mindshare Prodüksiyon: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil Kullanılan Mecra: Televizyon, Dijital Medya Yönetmen: Raymond Bark Prodüksiyon Şirketi: Gartner marketing europe & anatolia / 35 İspanya’nın b Gezi başkenti Madrid... Segovia’ nın ardında akşam üstüne doğru Madrid’e vardık. Navigasyona adresi girdiğimiz için direk otele vardık. Otelimiz tren yolunun yanında, ara sokakta, şirin bir yerdi. Henüz saat çok geç olmadığı için dışarı çıkıp biraz dolanalım dedik. Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / svldbn@gmail.com Segovia’ nın ardında akşam üstüne doğru Madrid’ e vardık. Navigasyona adresi girdiğimiz için direk otele vardık. Otelimiz tren yolunun yanında, ara sokakta, şirin bir yerdi. Henüz saat çok geç olmadığı için dışarı çıkıp biraz dolanalım dedik. Resepsiyondaki abiye Gran Via’ ya nasıl gideriz diye sorduk. O da otobüs numarasını söyledi. Biraz ilerideki otobüs durağına gidip otobüse bindik. Şöför abiye de ineceğimiz yeri söyledik. 3 - 5 durak sonra abi bizi indirdi. Elimizde harita İspanya meydanını aramaya koyulduk. Bulvarda bir iki tura attık. Bulamayınca da birine haritayı gösterip Espana meydanını sorduk. Adam bir suratımıza baktı bir de haritaya, sonra da dedi ki, burası Madrid değil, Monclao. Biz de bön bön abinin suratına baktık. Sonrayı telefondan bağlanıp da bakınca hakikaten abinin haklı olduğunu gördük. Sonradan öğrendim ki gran via, “great way” İspanya’ da her yerde varmış :) Saat geç olduğu için Madrid’dekine gitmekten vazgeçip bir mekana oturduk. Kocaman kovalarla gelen 10 tane yöresel birayı içtikten sonra yürüyerek otele gittik. 3 – 5 durak dediğimiz yer bize yürürken 30 – 40 km gibi geldi :( Ertesi gün otobüsü falan boşverip direk arabayla gittik Madrid’ e. Arabayı Espana Meydanı’ na yakın bir yerlere parke- dip meydana çıktık. Plaza de Espana, Gran Via Caddesi’nin bitiminde yer alıyor. Meydanda iki tane kocaman gökdelen var. Madrid’in ilk gökdelenleri olan Torre de Madrid ve Edificio de Espana.Meydanda, ünlü Cervantes Anıtı ile Don Kişot ve Sancho Panza Heykelleri, süs havuzu da var. Başka da bir şey yok. Çok oyalanmadan Bailen Caddesi’nde bulunan Kraliyet Sarayı’ na doğru yürüdük. Sarayı gezmeden önce oturup kahvaltı ettik. İspanya genelinde doğru düzgün kahvaltılık yok. Ben yine kahve ve tortilla aldım. Tortilla yemekten yakında içimde patatesler büyüyebilir. Karnımızı da doyurduktan sonra biletlerimizi alıp saraya girdik. Palacio Real (Kraliyet Sarayı), Avrupa’nın en büyük ve en dikkat çekici yapılarından biri. Muhteşem vadi manzarası, tarihi mimarisi, özgün dekorasyonu ve görkemli meydanlarla çevrili. İç avluya girdiğimizde sağ tarafta bulunan saray eczanesi çarptı gözümüze. Eski ilaç örneklerinin muhteşem poselenlerde sergilendiği saray eczanesinin (Farmacia) içinde restore edilmiş aboratuarlar da var fakat neyin ne olduğu hiç anlaşılmıyor. Eczaneden çıkıp bir yandaki ordu müzesi, Armeria Real’ e girdik. Sarayın tamamında fotoğraf çekmek yasak olduğu için bu muhteşem güzellikleri sizinle marketing europe & anatolia / 37 Gezi paylaşamıyorum :( Armeria Real’ in içinde ortaçağdan kalma zırh ve silah koleksiyonu var. İnanılmaz güzeller. Ordu müzesinden sonra da sarayın içini gezmeye girdik. İşte o zaman göz bebeklerim kocaman büyüdü. Şimdiye kadar gezdiğim saraylar içirisinde en güzel saray burası. Odalarda, fresko, porselen, duvar halısı ve madalya gibi tarihi birçok dekorasyon eşyası mevcut. İçeride 400 m²’lik geniş yemek odası, Sala de Porcelana (Çini Odası) ve Salón del Trono (Taht Odası), sarayın en muhteşem odaları. Her odanın tarzı, renkleri farklı. Tek ortak noktaları var, hepsinin duvarı muhteşem ipeklerle kaplı. Bir tanesinde Çin motifleri var. Saraya hayran kalmamak mümkün değil. Nasıl bir mobilya işçiliği, nasıl bir mimari, nasıl bir kumaş dokumacılığıdır bu yaaa, diyerek çıktım. Sarayın hemen yanındaki Almudena Katedrali, 1883 – 1993 yılları arasında yapılmış. Prens Felipe 2004 yılında, eski TV spikeri Letizia Ortiz ile bu katedralde evlenmiş ve tören televizyonları başında 25 milyon kişi tarafından izlenmiş. Biz katedrale dışardan bakmakla yetindik. 38 / marketing europe & anatolia 1619 yılında Juan Gomez de Mora tarafından inşa edilen bu meydan, etrafındaki kırmızı binaları ve atlı Kral III. Philip heykeliyle zamanla Madrid’in sembollerinden biri haline gelmiş. Sonra da bizi Ana Meydan olarak bilinen Plaza Mayor meydanına götürecek olan Calle Mayor’ da yürümeye başladık. Belediye binasının önünden geçtikten sonra biraz daha yürüyüp Plaza Mayor’ a vardık. 1619 yılında Juan Gomez de Mora tarafından inşa edilen bu meydan, etrafındaki kırmızı binaları ve atlı Kral III. Philip heykeliyle zamanla Madrid’in sembollerinden biri haline gelmiş. Etrafındaki binaların tam bir dikdörtgen şeklinde çevrelediği bu meydana, binaların altından geçen 9 kemerli kapıdan girilebiliyor. Binaların çoğunluğu pansiyon olarak kullanılıyor. Alt katları ise küçük ama şirin, “cerveceria”, yani “biracı” denen çok sayıda kafe ve bar var. Tekrar yürümeye devam edip Puerta Del Sol Alanı’ na vardık. Madrid’in tam merkezinde bulunan Puerta del Sol, şehrin en kalabalık meydanı. Madrid’in genellikle ilk ziyaret edilen yerlerinden biri olan Puerta del Sol, tarihi yapılarıyla geçmişi; festivalleri, politik gösterileri, sokak sanatçıları ve çeşitli etkinlikleriyle dünü ve bugünü aynı anda yaşayan kendine özgü bir at- Gezi mosfere sahip. Güneş Kapısı anlamına gelen Puerta del Sol Meydanı, birçok ünlü cadde ve karayolunun kesiştiği merkezi bir konumda. Madrid’in simgesi ayı ve çilek ağacı bu meydanda yer alıyor. Meydanda fazla oyalanmadan muhteşem binaların önünden yürüyerek yolumuza devam ediyoruz. Madrid’deki en ünlü binalardan birisi olan Metropolis, şehrin iki büyük caddesi, Gran Via ile Calle de Alcala’nın tam kesişme noktasında bulunuyor. 1911 yılında ofis binası olarak yapılmış ve halen ofis olarak kullanılıyor. Kubbesinde bulunan heykel, 24 ayar altından yapılmış. Opera binasından sonra Belediye binasının önünden geçip, Neptun çeşmesinin olduğu caddeye çıktık. Muhteşem binalardan oluşan caddeden sonra Prado müzesine vardık. Biletlerimizi alıp içeri girdik. Madrid’de, görülmesi gereken 3 tane müze var; Reina Sofia, Prado ve Thyssen-Bornemizsa. Fakat biz sadece Prado müzesini gezdik. Prado İspanya’nın en çok ziyaret edilen müzesi olmakla birlikte dünyanın da en çok ziyaret edilen 11. müzesi. 1819 yılında kurulmuş. Eski İspanyol Kraliyet koleksiyonuna ait, 12. ila 19. yüzyıllar Madrid’de, görülmesi gereken 3 tane müze var; Reina Sofia, Prado ve Thyssen-Bornemizsa. Fakat biz sadece Prado müzesini gezdik. arası Avrupa sanatının önemli parçalarına ev sahipliği yapıyor. El Greco, Velazquez, Goya gibi İspanyol ve Bosch, Rubens gibi Hollanda ressamlarının yapıtlarının yanı sıra, 7600 tablo, 1000 heykel, 4800 baskı, 8200 çizim ve 1000 para ile 2000 adet süs eşyası ve çeşitli sanat eserlerini barındırıyor. İçeri girişte fotoğraf makinalarını emate bırakıyorsunuz, içeride fotoğraf çekmek yasak. Müzeyi gezip içeride bir kahve içtikten sonra Retiro parka gitmeye karar verdik. Uzun süre müze gezince insanın içi bayılıyor ve hepsi bir birine giriyor sonra insanın aklında hiç bir şey kalmıyor :) Madrid’in en fazla yeşil alanına sahip olan 130 hektarlık Retiro Park; şehrin hareketliliğinden kaçmak veya ailesiyle güzel bir pazar günü geçirmek isteyenlerin uğrak yeri. Şehir merkezinin doğusunda bulunan bu parkta; sokak müzisyenleri ve jonglörlerin yanı sıra, ressam ve falcılara da sıkça rastlanıyor. Parkta en çok yapılan aktivitelerin başında, bir kayık kiralayıp Estanque del Retiro adı verilen yapay gölde gezintiye çıkmak marketing europe & anatolia /39 Gezi geliyor. Göl kıyısında bulunan Kral XII. Alfonso Anıtı bu gezinti sırasında ilk göze çarpacak yapılar arasında. Retiro parkı gezip bir şeyler atıştırdıktan sonra keşfe devam ettik. Yürüyerek, Kral III. Charles tarafından şehre giriş kapısı olarak tasarlanıp, neo-klasik üslupta yaptırılan Alcala Kapısına vardık. Oradan da Cibeles Meydanına yürüdük. O kadar çok yürüdük ki bu gezide, 40/ marketing europe & anatolia Gezilecek yerlerin listesini çıkarmak için yaptığım araştırmalar sırasında, Chocolateria San Gines’ de çikolata yenmesi gerektiğini öğrenmiştim. ben de göbek falan kalmadı. Eridi gitti hepsi :( Madrid’in önemli meydanları arasında yerini alan Plaza de Cibeles, hem Madrid hem de meydan için sembol haline gelmiş birçok tarihi yapıyla çevrili. Bu nedenle Cibele Meydanı, turistler tarafından çok büyük bir ilgi görüyor. Meydanın dikkat çeken yapılarından biri olan Cibele Çeşmesi, ismini Roma doğa tanrıçası Cibele’den almış. Meydanı da tavaf ettikten sonra Puerta Del Sol’ a geri döndük. Havanın da kararmaya başlamasıyla birlikte insanlar meydanı doldurmaya başlamışlar. İyice akşam olmadan yapmam gereken bir şey daha var. Gezilecek yerlerin listesini çıkarmak için yaptığım araştırmalar sırasında, Chocolateria San Gines’ de çikolata yenmesi gerektiğini öğrenmiştim. Akşamı tatlı bir şeylerle kapatacak olmanın verdiği mutlulukla Calle de Arenal’ de Chocolateria San Gines’i aramaya koyulduk. Yenmesi gereken şey, chocolate con churros. Nihayet bulduk ama benim için tam bir hayal kırıklığı oldu :( Tulumba tatlısının şerbetsiz halini düşünün, onu sıcak çikolataya batırıp yi- Gezi yorsunuz :( Hiç eğlenceli değil. Bu da yenir mi diyerek oradan uzaklaştım. Bence en fantastik tatlılar Türkiye’ de. Türk mutfağı 10 numara 5 yıldız. Akşamı Madrid sokaklarında dolaşarak kapattık. Ertesi gün tapınak ziyareti var. Bugün gezilecek yerler arasında Oeste Parkı ve Debod Tapınağı var. Oeste Parkı’na teleferik ile geçerken aşağıda kalan manzara harika görünüyordu. Hava çok sıcak olduğu için parkta fazla oyalanmadan çok merak ettiğim Mısır Tapınağı’nı görmek istiyordum. Benim hayalimde kocaman bir tapınak vardı fakat nasıl olur da görmedik bunca zamandır diye içim içimi yiyordu. Nihayet sora sora yerini öğrendik. Mısırlılar tarafından inşa edilen Debod Tapınağı, 1968 yılında Mısır Hükümeti tarafından Madrid’e bağışlanmış. Yaklaşık 2.200 yıl önce Nubia Kralı Adikhalamani emriyle yaptırılan bu tapınak, Mısır tanrıları Amon ve Isıs’e adanmış. Debod Tapınağı, Mısır’ın Aswan barajı yapımındaki yardımları nedeniyle İspanya’ya hediye edilmiş. Beklediğim gibi ihtişamlı olmadığı için yine hayal kırıklığı oldu bende. Halka açılan tapınağın iç kısmında, yapının nasıl restore edildiğini anlatan bir sergi, Kral Adikhalamani hakkında tarihsel bilgiler ve deşifre edilmiş hiyeroglif yazı örnekleri var. Debod Tapınağı, Mısır’ın Aswan barajı yapımındaki yardımları nedeniyle İspanya’ya hediye edilmiş. Beklediğim gibi ihtişamlı olmadığı için yine hayal kırıklığı oldu bende. Tapınağın yanındaki insanların keyfi görülmeye değer doğrusu. İspanyol’ ları seviyorum :) Sırada görülmesi gereken El Rastro (Bit pazarı) kaldı. Avrupa’nın en büyük bit pazarı olduğu söylenen El Rastro sadece pazar günleri kuruyormuş. Biz Pazar gününe denk getiremediğimiz için boş sokaklar karşıladı bizi. 17-18. yüzyıllarda esasen et pazarı (rastro kelimesi kesilen hayvanlardan akan kanı temsilen leke anlamına geliyormuş) olarak başlayan ancak şimdilerde antika ev eşyaları, eski kitaplar, resimler, giysiler, çin malı döküntüler de dahil her türlü malın tezgahlarda yer aldığı; sokaklar boyunca her türden insanı, genç, yaşlı, hippi, punk, siyah, beyaz, büyük kalabalıklar halinde çeken bir bit pazarı oluyormuş Pazar günleri. Bit pazarının boş halini de dolaştıktan sonra yeni şehirler keşfetme üzere yola koyulduk. marketing europe & anatolia / 41 Sinema Ali Erdem Ekşioğlu Guardians of the Galaxy... ( reklam arası sinema) Marvel'ın bütün fanlarını ilk fragmanından beri deliye çeviren. Vizyona girene kadar fragmanlarının saniyesi saniyesine her detayını ezberleten filmi sonunda burada. Ne kadar bu konulara hakim olduğumu zannetsem de daha önce adlarını bile duymadığım bu beşli sadece dünyayı değil bütün galaksiyi korumakla görevliler. Filmi izledikten sonra üstümdeki "Captain America" tişörtümden utandığımı söylemem gerek, onun yerine milyonlarca Guardians of the Galaxy tişörtü alabilirdim. Hayatımı artık tam altı yıldır ortalıkta olan bu kahramanlara yetişmeye adayacağım. Daha beni hiç yüzüstü bırakmayan karakterlerimizi siz de filmde beğenir iseniz daha geç olmadan bu evrene katılmalısınız. Marvel filmlerinde görmeye alıştığımız mükemmel casting bu filmde de etkisini göstermiş. Uzaylılar tarafından kaçırılıp insanüstü şeyler yapma şansı ve hayal bile edemeyeceği yerlere gitme şansı sunulan ama yine de 80'lerin Dünya'sını bırakamayan bir çocuğu canlandıran Chris Pratt hem seyirciyi duygulandırmak da hem de güldürmek de olağan üstü bir iş çıkarmış. Seyircilerin asıl gözdesi olacak Rocket'a ise sesiyle can veren Bradley Cooper bize onun sadece bir "rakun" olduğunu unutturuyor. Dünya dışı rollere alışık olan Zoe Saldana üvey evlat Gamora'yı, WWE güreşcisi Dave Bautista intikam hastası Drax'i, aksiyon tutkununu Vin Diesel ise aşırı gelişmiş ağaç Groot'u canlandırıyor. Ayrıca her Marvel filmi gibi ağzımızı açık bırakan görseller ve mükemmel koordine edilmiş dövüş sahneleriyle dolu olan film hikayenin orijinaline sadık kalarak dünya çapında çizgi roman fanlarını tatmin etmeyi başardı. Ayrıca bu adamların kimler olduğunu ve ortada neler döndüğünü bilmeyen kısacası okuyucu olmadan izlemek isteyenler de kendilerini yeni ve muhteşem bir evrende buldular. Bütün bir galaksinin nasıl yürüdüğünü anlatmak, bu sırada izleyicinin canını sıkmamak ve kafasını karıştırmamak uyarlama filmlerinin sanatıdır ve bu film bir başyapıt. Yavaş yavaş uzayan film süreleri, zorlama "etkileyici" 3 boyut sağma sahneleriyle dolu bugünün sinemasında diğer filmlerden kendini rahat bir şekilde ayıran Guardians of the Galaxy tatil kadar hızlı ve büyüleyici. Ne kadar zorlama 3 boyutlu sahneler yok desem de izleyecek herkesin filmi 3 boyutta görmesini tavsiye ederim. Normalde göz yorduğunu ve çoğunlukla boşuna olduğunu düşündüğüm bu teknoloji diğer her şey gibi bu filmde kusursuz bir şekilde uygulanmış. Hepinize bu beş uyumsuz, uygunsuz gencin evrenin en güçlü askeriyle savaşını izlemeyi tavsiye ederim. 42 / marketing europe & anatolia Game On Ultra Street Fighter IV... Street Fighter IV serisi, PlayStation 3, Xbox 360 ve PC için çıkacak olan Ultra Street Fighter IV ile çıtayı yeni bir seviyeye yükseltiyor. Seriye ün kazandıran mükemmellik geleneğini sürdüren oyunda beş yeni karakter ve altı yeni bölüme ek olarak yeniden dengelenmiş oynanış ve orijinal modlar da bulunuyor. Yeni Karakterler : Dövüşe tümü de kendine has oyun tarzına, animasyonlu açılış ve kapanışlara ve alternatif kostümlere sahip 5 yeni karakter (Poison, Hugo, Elena, Rolentove Decapre) katılıyor. Yeni Bölümler: Daha da fazla görsel çeşitlilik için 6 yeni dövüş ortamı (Pitstop 109, Mad Gear Hideout, CosmicElevator, BlastFurnace, HalfPipe ve Jurassic EraResearchFacility) Yeni Dövüş Mekanikleri: Yeni eklenen 3 dövüş sistemi oyunun dinamiklerini tamamen değiştiriyor ve en sıkı Street Fighter oyuncularına bile yepyeni bir deneyim sunuyor. Team Battle Modu: Yeni çevrimiçi Team Battle Modu ile 3’e 3 dövüşler yapın! Sağlığınız maçlar arasında yenilenmeyeceğinden bu dövüşler dayanıklılığınızı ve becerilerinizi sonuna kadar test edecek. Online Training Modu: Dövüş isteklerini beklerken arkadaşlarınızla çevrimiçi antrenmanlar yapın ve hiçbir dakikayı boşa harcamayın! Tamamen yenilenen antrenman modu oyuncuların oyunlarını geliştirmelerini daha da kolay hale getirecek.USFIV’teSFxTK, UMVC3 veSFIIIOE’ten en iyi antrenman modu özellikleri bulunacak. http://www.aralgame.com Diablo® III: Reaper of Souls™... 13 milyonu aşkın oyuncu,DiabloIII’ün melun iblis güruhlarıyla cenk etti. Şimdi, bu seferde yerini alıp ölümlü diyarlarının hasımlarıyla mücadele etme sırası artık sende. Bu Ultimate Evil Edition setinde Diablo III oyunu ve Reaper of Souls genişleme paketi tek bir sürümde bir arada. Harekete hazır ol. Bu işittiğin, kötülüğün ayak sesleri… •Müttefiklerini yardıma çağır - İster tek başına, ister en fazla dört kahramanla ekip halinde oyna. İster yerel oyuncularla aynı ekranı paylaş, ister çevrimiçi olarak diğer PlayStation Network veya Xbox Live oyuncularıyla birlik ol. •Şampiyon olarak boy göster - İnsanlığın son fedailerinden biri -akıncı, barbar, kabile büyücüsü, iblis avcısı, keşiş ya da sihirbaz- ol; yepyeni yıkıcı güçlerle ve efsanevi ekipmanlarla seviye atla. •İblis kuşatmasını kaldır - Diablo III hikâye örgüsünün beş farklı bölümü boyunca melun iblis güruhlarını yerle bir et veya Macera Modu’nda (Adventure Mode) açık dünyayı keşfe çıkarak ölümlü diyarlarında kol gezen kadim iblisleri avlayıp ganimetlere sahip ol. 44 / marketing europe & anatolia Oyun adı: Diablo®III: Reaper of Souls™ – Ultimate Evil Edition Yayıncı: Blizzard Entertainment Geliştirici: Blizzard Entertainment Tür: Aksiyon RYO Platformlar: PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox ONE, Xbox 360 Çıkış tarihi: 19.08.2014 Derecelendirme: PEGI 16 Game On Moto GP 14... MOTOGP SPRINT SEZONU: Bu mod 3 sınıfı temsil eden 3 klasman halinde organize edilmiştir. Amacınız mı? MotoGP™ klasmanına ulaşmak ve “şampiyonluğu kazanmak”. Bunu başarmak için de her bölümdeki belli sayıda yarışta gereken miktarda puanı toplamanız gerekir. BÖLÜNMÜŞ YARIŞ: Bu oyun modunda özel kuralları olan bir yarışta yarışırsınız: belli süre içinde mümkün olduğunca çok tur tamamlamalısınız. Yarışın amacı her bir zaman sektöründe en iyi süreyi yapmak ve birbirlerinin sektörlerine giren pilotlar arasında yakın bir mücadele yaratmaktır. PİLOT DENEYİMİ (Kariyer modu): Pilot deneyimi modu MoMotor tutkunlarını bilgisayar başına kitleyecek, yepyeni bir toGP™ dünyasına yeni ve farklı bir deneyim getirmektedir. En MotoGp deneyimi için hazır olun… düşük sınıf olan Moto3™’ten başlayarak Moto2™’ye ve nihayetince ünlü bir MotoGP™ pilotu olmaya giden yoldur ve bunu ÇEVRİMİÇİ GRAND PRIX: Çevrimdışı Grand Prix ile aynı başarmak için yarışlar kazanmanız, bazen de farklı ve prestijli kurallara sahiptir; yarışa birlikte başlar ve Podyumda yer kap- sponsorların desteğiyle takım değiştirmeniz gerekir. mak için yarışırsınız. Kendi pilotunuzu veya resmi pilotlardan Kariyer modunda aşağıdaki özellikler bulunmaktadır: birini kullanabilirsiniz. MOTORUNUZU GELİŞTİRİN: Sezon sırasında bazı özel test ÇEVRİMİÇİ CHAMPIONSHIP : Tüm Şampiyonayı tamamla- oturumlarında takımın geliştirdiği yeni motor parçalarını test mak için bir dizi yarışta mücadele edin. Sunucu kendine has edecek ve takımınızın motor performansını geliştirebileceksiniz. bir oyun deneyimi yaratmak için çevrimiçi lobiyi özelleştirebilir. http://www.aralgame.com Transformers... Hem TRANSFORMERS: Age of Extinction filminden, hem de Cybertron evrenlerinden en sevdiğiniz TRANSFORMERS karakterleri ile kadim ve güçlü Dark Spark’ı güvenceye almak için savaşırken iki benzersiz dünyayı keşfedin. Aynı hikayeye dayanan Nintendo 3DS™ versiyonu, daha genç oyuncuları stratejiye dayanan oynanış ve epik bire bir savaşlar ile zorlayacak. - FİLMİN ÖTESİNE GEÇİN: Dark Spark’ı güvenceye almak için unutulmaz bir savaşa girişecek ve ilk defa hem Dünya, hem de Cybertron evrenlerinde savaşacaksınız. - 40’TAN FAZLA OYNANABİLİR KARAKTER: OPTIMUS PRIME, BUMBLEBEE ve MEGATRON dahil! - İSTEDİĞİNİZ ZAMAN ŞEKİL DEĞİŞTİRİN: Robot ile taşıt halleri arasında anında geçiş yapabileceksiniz. - EPİK ÇOKLUOYUNCU SAVAŞLARI: Yeni geliştirilebilir savunmalar ve zorlu PowerFoe düşmanları ile dört kişilik çevrimiçi işbirliği modu sizi bekliyor. - YENİ ÖDÜL AÇMA SİSTEMİ: Tek kişilik ve Escalationmodlarını kapsayan level atlama sistemi sayesinde her iki modda da ilerlemenize yardımcı olacak ödüller açacaksınız. marketing europe & anatolia / 45 Kültür - Sanat Lady Gaga, Doritos ile Türkiye’de... Günümüzün dünya turnesine çıkmış en ünlü sanatçılarından Lady Gaga, “Lady Gaga’sartRAVE: the ARTPOP Ball” turnesi kapsamında, Doritos ana sponsorluğunda ilk kez Türkiye’ye geliyor. Daha önceki turnelerinde 4 milyonun üzerinde bilet satışı gerçekleştiren Lady Gaga’nın 16 Eylül’de İTÜ Stadyumu’nda gerçekleşecek olan Türkiye konseri, Doritos ana sponsorluğunda, Pozitif Live organizasyonu ve Live Nation Global Touring işbirliği ile gerçekleşiyor. Şu anda listelerde 1 numaralı en çok satan album olan ARTPOP’un tanıtımı kapsamında gerçekleşecek konserin biletleri Biletix’te. Türkiye’deki ana sponsorluğu Doritos, organizasyonu ise Pozitif Live tarafından üstlenilen “Lady Gaga’s artRAVE: the ARTPOP Ball” turnesi kapsamında gerçekleşecek konser, 4 platin plak sahibi sanatçının Billboard 200 listesine 1 numaradan giriş yapan son albümü ARTPOP’un dünya turnesi kapsamında düzenleniyor. 16 Eylül’de İTÜ Stadyumu’nda gerçekleşecek olan Lady Gaga konseriyle ilgili detaylı bilgi için www.pozitiflive.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Biletler Biletix’te. İlk kez Türkçede... Hangi suyu içmeli?... Thomas Mann, ölmeden kısa süre önce yayımladığı Dolandırıcı Felix Krull’un İtirafları’nda, bir sahtekârın toplum içindeki yükselişine tanık ediyor okuru. Mann’ın bir dönemin ünlü otel hırsızı Romanyalı Georges Manolescu’nun anılarından esinlenerek kaleme aldığı bu son romanı, ancak sanatçıya bahşedilmiş olabilecek türden bir hayal gücünü, ironik bir üslupla suçun konusu haline getiriyor. Mann’ın eserlerinde sanatçının oyun alanı olarak şekillenen gerçeklik ile görünüş arasındaki ince sınır çizgisi, Dolandırıcı Felix Krull’un İtirafları’nda hile, düzen ve entrika aracılığıyla ihlal ediliyor ve kolayca suça dönüşebilecek bir yaşantıya dönüşüyor. Bu kitap, insanların su ile ilgili en temel sorularına cevap veriyor: Hangi su iyi, temiz ve sağlıklı? Hangi suyu içmeli, hangilerinden uzak durmalı? Çocuklarımıza hangi suyu içirmeli? Suları kirleten unsurlar neler ve nasıl korunuruz? Musluk suyundan ambalajlı sulara, zemzemden maden sularına kadar tüm su çeşitlerini tüm boyutlarıyla ele alıyor, en sıhhî suyu tarif ediyor. Zemzemi dünyanın en ideal suyu kılan nedenleri ve iyileştirici gücünü anlatıyor. İbn-i Sina’dan Muhammed Şirvani’ye İslam’ın, Osmanlı’nın ve gerçek hekimlerin suya dair görüşlerini aktarıyor. En sık sorulan, ‘Musluk suyu mu, ambalajlı su mu içmeli?’ sorusunun gerçek cevabını veriyor. Hayykitap yayınevinden çıkan kitabın yazarı Kemal Özer. 46/ marketing europe & anatolia Kültür - Sanat Çizgiler ve Kaçışlar... Zorlu Center PSM’nin sunduğu, Mercan Dede’nin sanat yönetmenliğini üstlendiği Mercan Dede Ensemble Özel Ramazan Projesi kap Şekerbank Açıkekran Yeni Medya Sanatları Galerisi, yaz aylarında sanatseverleri, görsel sanatlarla müzik ve işitsel sanatlar arasındaki etkileşime vurgu yapan özel bir video seçkisiyle buluşturuyor. Ali Akay küratörlüğünde Haluk Akakçe, Christelle Familiari, Ali Emir Tapan ve Seza Paker’in eserlerini bir araya getiren“Çizgiler ve Kaçışlar” başlıklı sergi kapsamında, Haluk Akakçe’nin “Shadow Machine” başlıklı video çalışması ayrıca Şekerbank’ın Türkiye genelindeki 9 şubesinde özel monitörler aracılığıyla izlenebilecek. “Çizgiler ve Kaçışlar” 12 Eylül tarihe kadar devam edecek. Şekerbank Açıkekran Yeni Medya Sanatları Galerisi bu kez karma bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Haluk Akakçe, Christelle Familiari, Ali Emir Tapan ve Seza Paker’in, zaman algısını “oluş” kavramı ile birlikte irdeleyen çalışmaları, aynı zamanda, ses, müzik ve görüntü arasındaki ince gerilimi yansıtıyor. Görsel sanatların müzik, ses ve sessizlikle kurduğu ilişkiyi merkezine oturtan sergi kapsamında, Haluk Akakçe’nin animasyonuna eşlik eden vals ve Seza Paker’in görsel dünyasına eşlik eden Elle Fitzgerald vokali ile galeri mekanı izleyicilere disiplinler arası etkileşimi deneyimleyecekleri bir alan sunuyor. Christelle Familiari’nin sessizlik ve geçişlilik üzerine kurguladığı video ve Ali Emir Tapan’ın bir orkestra provasına gönderme yapan “Prova” başlıklı çalışması, kullandığı metaforlarla sergiyi tamamlıyor. Turkcell Yıldızlı Geceler’de Düetler... Ağustos boyunca Pera Event organizasyonunda Turkcell’in 20. Yıl etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilecek olan Turkcell Yıldızlı Geceler konserleri kapsamında kuşkusuz en çok ilgi çekecek olan performanslar düetler olacak. Birsen Tezer & Bülent Ortaçgil, Mustafa Ceceli & Lara Fabian, Yavuz Bingöl & Öykü Gürman ve Nükhet Duru & Timur Selçuk, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde hayranları ile buluşmaya hazırlanıyor. 7 Ağustos - Birsen Tezer & Bülent Ortaçgil Yoğun konser temposuna rağmen yedi yıldır albüm yap- mayan Ortaçgil, son çalışması Sen’de yer alan yeni şarkılar, sanatçının sevenlerini ziyadesiyle memnun edeceğe benziyor. Birsen Tezer, benzersiz sesi ve yorumuyla Bülent Ortaçgil ile birlikte 13 Ağustos - Mustafa Ceceli & Lara Fabian Mustafa Ceceli’nin Turkcell Yıldızlı Geceler kapsamında 13 Ağustos’ta Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde Lara Fabian ile birlikte gerçekleştireceği sürpriz bir bölüm izleyicileri bekliyor olacak. 18 Ağustos - Yavuz Bingöl & Öykü Gürman Türk Halk Müziği’nin güçlü yorumcusu Yavuz Bingöl, son yılların en güçlü kadın vokallerinden Öykü Gürman ve ünlü klarnet ustası Serkan Çağrı dinleyicilere unutulmaz bir gece yaşatacak. 27 Ağustos - Nükhet Duru & Timur Selçuk 31 yıl aradan sonra tekrardan “Bizim Şarkılarımız” ile bir araya gelen Nükhet Duru ve Timur Selçuk, şarkı aralarını sohbet ve anılarla süsleyerek, izleyicilere keyifli dakikalar yaşatacaklar. Tüm Turkcell Yıldızlı Geceler konser biletleri Biletix’te marketing europe & anatolia / 47
© Copyright 2024 Paperzz