AS() I KDVA MART / NİSAN 2014 ANKAR A SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI Cemil ÇİÇEK "T ürkiye'rrtn ^ÛElTfiedeflerine ulaşabilmesi için siyasi, ekonomik ve ^ hukuki istikrar şarttır" DOSYA : Türkiye Ekonom isinde Enerji İthalatı Cari Açık İlişkisi BÜYÜTEÇ : Türkiye’de Kamu Alımı İhaleleri ve İhale Verimliliği Anonim ve Limited Şirketler! E-tebligat almak için, Kayıtlı E-Posta (KEP) sahibi olmanız gerektiğini biliyor musunuz? 19 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren elektronik tebligat yönetmeliği ile anonim ve limited şirketler için tebligat adresi olarak Kayıtlı E-Posta (KEP) hesabı kullanılması kanunen zorunlu hale getirilmiştir. Türkiye Noterler Birliği Vakfı Teknoloji Şirketi TNB KEP'e HEMEN BAŞVURUN! Çağrı Merkezi TNB KEP, Türkiye Noterler Birliği Vakfı teknoloji şirketidir. 444 6 537 444 N KEP a great place to grow büyümek için harika bir yer ROTA BAHÇE ACILIYOR. • "c- -■* ^ ROTA ÇOCUKLAR ÇUKURAMBAR DİKMEN ORAN www.rotacocuklar.com UMITKOY SANAYİNİN GÜCÜNE GÜC KATIYORUZ! Organize Sanayi Bölgeleri ve Küçük Sanayi Siteleri’nde faaliyet gösteren veya yatırım yapacak olan firmaların, • Yeni fabrika kurulum u, • Yurt içi ve yurt dışı makine-teçhizat alımı, • Sanayi bölgelerindeki bina atımları, • AR-GE, yenileme, modernizasyon ve inovasyon yatırımları, • Enerji verim liliğinin arttırılm asına yönelik tüm yatırımları, • Sanayi bölgelerine taşınma nedeniyle doğabilecek harcamaları için Sanayi Bölgeleri Destek Paketi Halkbank’ta M HALKBANK halkbank.com .tr I 444 O 401 KOBİ Dialog > iıÜreten Türkiye’nin Bankası Onu sadece gözlerinden tanıyabilirsiniz. Yeni E-Serisi. Tamamı Led teknolojisine sahip Akıllı Işık Sistemi, sınıfında ilk kez standart olarak sunulan Çarpışma Önleme Yardımcısı ve yeni bir sürüş keyfi yaşatan opsiyonel direksiyon yardımcısına sahip DISTRONIC PLUS Ne Yeni E-Serisî, şimdi bayimîzde sizi bekliyor. E 250 modeli için yakıt tüketimi: (Şehir içi/şe h ir dışı/karma) 8 ,1-8,2/5,3-5,5/ 6,3-6,51/100 km, CO2 emisyonu (karma): 146-150 g /k m . Mercedes-Benz Mengerler Ticaret Türk A.Ş. Ankara Şubesi Ankara Motorlu Mercedes-Benz Türk A.Ş. Bayi Uğur Mumcu Mahallesi, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı, No:314, Yenimahalle, Ankara, Telefon 0312 252 70 80 Faks 0312 252 70 90 Fatih Sultan Mahallesi, Dumlupınar Bulvarı No: 3 9 0 /A -B Ümitköy Ankara, Telefon 0312 227 84 44 Faks 0312 227 83 33 U l sunuş ASOMEDYA ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI MART / NİSAN 2 0 1 4 ASO Adına İmtiyaz Sahibi Yönetim Kurulu Başkanı NURETTİN ÖZDEBİR Bu sayımızda, Oda Meclisi toplantısına katılan TBMM Başkanı Yazı İşleri Müdürü Cemil Çiçek'in hem güncel gelişmeler hem de ülkemizin uzun vadeli OKAN SAYKUN geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu konuşmasını Yayın Yönetmeni NACİ CANPOLAT kısaltmadan yayınlıyoruz, ASOMEDYA Yönetim Yeri A tatürk Bulvarı No:193 Kavaklıdere / ANKARA Tel: 0 3 1 2 417 12 00 Faks: 0 3 1 2 417 52 05 Email: aso@aso.org.tr www.aso.org.tr Ülkemizde yüksek cari işlemler açıkları her zaman bir endişe kaynağı olmuştur. Cari işlemler hesabındaki açıkların önemli bir kaynağı yüksek enerji ithalatıdır. Bu sayımızın Dosya bölümünde Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Yapım CAST GRAPHIC Tokdemir Ajans Prodüksiyon - Organizasyon - Yayıncılık Ltd. Şti. Turan Güneş Bulvarı 4. Cad. 712. Sk. 1/3 Yıldız - Çankaya/ANKARA Tel: 0 3 1 2 4 4 0 87 07 (Pbx) Faks: 0 3 1 2 4 4 0 12 92 www.tokdemirajans.com Prof. Dr. Müslüme Narin ve Doç. Dr. Fahriye Öztürk'ün "Türkiye Ekonomisinde Enerji İthalatı ve Cari Açık İlişkisi" başlıklı yazısı yer alıyor. Narin ve Öztürk, cari açıkla mücadelede tasarrufların arttırılması, enerji ithalatını karşılayacak düzeyde ihracat yapılması, doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmesi ya da enerji talebinin Baskı ve Cilt daha büyük bir bölümünün yu rt içi kaynaklardan karşılanması Dumat Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Bahçekapı Mah. 2477. Sk. No: 6 Şaşmaz / Ankara Tel: 0 3 1 2 278 8 2 00 Faks: 0 3 1 2 278 8 2 30 w ww.dum at.com .tr - dumat@dumat.com.tr gerektiğini söylüyorlar. Bu sayımızın Büyüteç bölümünde TOBB ETÜ İktisat bölümünden Reklam Rezervasyon Doç. Dr. Bedri Kamil Onur Taş'ın "Türkiye'de Kamu Alımı İhaleleri ve 0 3 1 2 4 4 0 8 7 07 İhale Verimliliği" başlıklı yazısını yayınlıyoruz. Taş, ihalelerde verilen Yayın Türü Yerel Süreli te klif sayısındaki artışın düşük alım fiyatının gerçekleşmesi için ANKARA SANAYİ ODASI ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR. uygun rekabetçi ortam oluşturduğunu ve kamu bütçesine katkı Reklamların sorumluluğu reklam veren firmaya ait olup, Cast@Graphic Ajans sağladığını gösteriyor. hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Bu sayımızın Söyleşi bölümünün konuğu ressam Neveser Aksoy. Dergide yayınlanan yazılar, yazarların düşüncelerini kapsamaktadır. Çalışmalarını Paris'te sürdüren ve camaltı resim konusunda Basım Tarihi 30 Nisan 20 1 4 uzmanlaşan Aksoy, renklerin düz ve tek kat kullanılması, ışık ve gölgenin olmaması ve resme ayrı bir parlaklık kazandıran altın ya da gümüş yaldız kâğıtların kullanılması nedeniyle Türk camaltı Okuyucu Dağılımı resminin yabancı camaltı resimlerinden farklılaştığını belirtiyor. ASO Üyeleri ■ V alilik ler Oda v e Borsalar ■ Siyasi P artile r % 50 % 2 % 12 % 1 ■ ■ ■ ■ Ü n ive rsite le r Dernekler B üyü kelçilikler B ele diyeler % % % % 5 2 1 2 ■ ■ ■ ■ Basın Bankalar D e vle t P roto kolü Bakanlıklar % % % % 6 1 11 7 Kö. CLe naci.canpolat@aso.org.tr Ocak Meclis "Ocak Meclis Toplantısı TBMM Başkanı Sayın Cemil ÇİÇEK'in Katılımıyla Gerçekleşti" Şubat Meclis "Ülkemizdeki Rant Ekonomisinin Önüne Geçilmesi Gerekiyor" Dosya Türkiye Ekonomisinde Enerji İthalatı Cari Açık İlişkisi Prof. Dr. Müslüme NARİN Doç. Dr. Fahriye ÖZTÜRK Büyüteç Türkiye'de Kamu Alımı İhaleleri ve İhale Verimliliği Doç. Dr. Bedri Kamil Onur TAŞ Söyleşi Neveser AKSOY Ressam ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 20 1 4 n fn fl ■■■ I/# ^ 0 T \0 Nurettin ÖZD£BİR THE CHAIRMAN OF THE BOARD OF DIRECTORS OF AC! editorial Competition between the Local Governments and Cities Today, there are 8 7 5 cities w ith a population o f above 5 0 0 0 0 0 in the world and 51 percent o f the world population lives in cities. It is expected this percentage w ill reach up to 7 0 percents in 2 0 5 0 . The increasing population and rapid urbanization bring along the problems as well as the economic opportunities. The problems concerning the residence, traffic, unemployment, environment, health, education and public order are increasing in every country where the rapid urbanization is experienced. The cities should invest in high amounts in order to solve these problems and m eet the needs of the increasing population. There is a cutthroat resource competition among the cities in order to carry out these investments. Today, the cities compete in the world, not countries, indeed w hat intend to be said is this competition. The local governments don't play an im portant role in this competition. The local governments should use the lim ited resources e fficien tly by solving the problems brought along the increasing population. Carrying out the urban development in a planned w ay and directing the infrastructure investm ents to the right fie ld s is compulsory fo r the cities in order th at they can sustain their economic growth. 8 0 percent o f the population lives in cities in our Country. Due to the fa c t th at the investments required fo r employing the increasing population couldn't be made, the unemployment in our country is basically arising fro m the cities. While the cities couldn't make the investments required fo r employing the increasing population, an investm ent boom has been experienced in the real estate sector during the recent years. The high unearned incomes in this sector show us th at we couldn't generate lands a t sufficient speed and realize the urbanization in a planned way. According to the Economist; Ankara w ill be ranked 1 03rd among 1 20 most competitive cities in the world in 2 0 2 5 (İstanbul ranked 70th). The criteria used by sorting the cities in terms of the competitiveness are as follows; economic power, physical capital, financial m aturity, organizational character, social and cultural character, human capital, environmental and natural hazards and global potential. Many of us can rightfully say th a t Ankara is not in a bad s tate in terms of many o f the abovementioned factors. Ankara is the most livable c ity o f our country and ranked 2nd in the in tercity competition index. However, the in tercity competition is on a global scale not local. For this reason, we couldn't do w ith our current status. Our expectation fro m those who w ill govern Ankara in the coming period is to increase the competitive capacity o f Ankara and direct the municipality services and investments in those fie ld s on the issues on which they carry influence and authority. Kentler Arası Rekabet Günümüzde dünyada, nüfusu 5 0 0 .0 0 0 'in üzerinde 8 7 5 kent bulunmakta, dünya nüfusunun yüzde 5 1 'i kentlerde yaşamaktadır. 2 0 5 0 yılında bu oranın yüzde 7 0 'le re yaklaşması beklenmektedir. Artan nüfus ve hızlı kentleşme, ekonomik fırsa tla rı olduğu kadar sorunları da beraberinde getirm ektedir. Hızlı kentleşmenin yaşandığı her ülkede; konut, trafik, işsizlik, çevre, sağlık, eğitim ve asayişle ilgili sorunlar artm aktadır. Bu sorunları çözmek ve artan nüfusun taleplerini karşılamak için kentlerin yüksek m iktarlarda yatırım yapmaları gerekmektedir. Bu yatırım ları gerçekleştirmek için kentler arasında kıyasıya bir kaynak rekabeti yaşanmaktadır. Bugün dünyada ülkeler değil, kentler yarışıyor dendiğinde aslında söylenilmek istenen bu rekabettir. Bu rekabette yerel yönetim ler büyük rol oynamaktadır. Yerel yönetimler, artan nüfusun beraberinde getirdiği sorunları çözerken sınırlı kaynak ları etkin kullanmak zorundadır. Kentsel gelişmenin planlı bir biçimde gerçekleşmesi ve altyapı yatırım larının doğru alanlara yöneltilmesi, kentlerin ekonomik büyümelerini sür dürebilmeleri için zorunludur. Ülkemizde nüfusun yüzde 8 0 'i kentlerde yaşamaktadır. Artan nüfusu istihdam etmek için gerekli yatırım lar yapılmadığından ülkemizdeki işsizlik, esas olarak kentlerden kaynaklanmaktadır. Kentler, artan nüfusu istihdam etmek için gerekli yatırım ları yapamazken, gayrimenkul sektöründe son yıllarda bir yatırım patlaması yaşanmıştır. Bu sektördeki yüksek rantlar, y ete rli hızda arsa üretemediğimizi ve kentleşmeyi planlı bir biçimde gerçekleştiremediğimizi göstermektedir. Ekonomist dergisine göre 2 0 2 5 yılında Ankara, dünyanın en rekabetçi 120 kenti arasında 103'üncü sırada yer alacaktır (İstanbul 70'inci sırada). Kentleri rekabetçilik açısından sıralarken kullanılan kriterler şunlardır: Ekonomik güç, fiz ik i sermaye, finansal olgunluk, kurumsal karakter, sosyal ve kültürel karakter, beşeri sermaye, çevre ve doğal tehlikeler ve küresel çekicilik. Birçoğumuz, yukarıda sayılan birçok fa k tö r açısından Ankara'nın kötü durumda olmadığını haklı olarak söyleyebilir. Ankara, ülkemizin en yaşanabilir kenti ve kentler arası rekabet endeksinde ikinci sırada yer alıyor. Ancak kentler arasındaki rekabet yerel değil, küresel çaptadır. Bu nedenle şimdi içinde bulunduğumuz durumla yetinem eyiz. Ankara'yı önümüzdeki dönemde yönetecek olanlardan beklentimiz, onların etki ve y etk i alanlarına giren konularda Ankara'nın rekabet gücünü arttırm aları, belediye hizmetlerini ve yatırım larını o alanlara yöneltmeleridir. ti * E - i o m Ankara Sanayi Odası Meclis Toplantısı Ocak 20T4 f ASOMECLİS "İçine düştüğümüz gerginlikten ancak demokratik kurum ve kuralları güçlendirerek çıkabiliriz" NURETTİN ÖZDEBİR ASO YÖNETİM KURULU BAŞKANI Sayın Başkan, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi sıyla başlayan çalkantılar son haftalarda geli Başkanı, Meclisimizin değerli üyeleri, değerli ba şen ülkeler üzerinde önem li bir baskı yaratm aya sın mensupları; Odamızın Ocak Ayı Olağan Meclis başladı. Mayıs ayında başlayan bu süreçte, ge toplantısına hoş geldiniz diyor, hepinizi Yönetim lişen ülkelerden 26 milyar dolar çıktığı tahm in Kurulu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. ediliyor. Çıkan bu sermayenin kısa sürede geri dönm eyeceği de biliniyor. Türkiye de bu geliş Sayın Meclis Başkanım, bizi kırmayıp geldiğiniz melerden, içerideki siyasi gelişmelerin de e tkisiy için size teşekkür ediyoruz. le payını fazlasıyla aldı. Bu süreçte Türkiye'den Değerli Meclis üyeleri; ekonom ide çalkantılı gün ciddi bir sermaye çıkışı yaşanmadıysa da gelen ler yaşıyoruz. Küresel piyasalarda 22 Mayıs'ta yabancı sermayede bir azalma başladı. Bu geliş FED'in tahvil alımlarını yavaşlatacağı açıklama melerin sonucunda 28 Ocak itibarıyla TL son 7,5 "Ekonomide çalkantılı günler yaşıyoruz. Bu çalkantılara birçok Merkez Bankası faiz artırımlarıyla cevap verirken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası farklı bir yol izleyerek parasal sıklaştırmayı faiz koridoru, munzam karşılıklar gibi başka araçlarla sağlamaya çalıştı." ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 7 29 Ocak 2 0 1 4 "Türkiye'nin faiz arttırım kararının dünya piyasaları üzerindeki etkisi olumlu olmuş, güvenli liman arayışı durmuş, gelişmiş ülke paraları değer kaybederken, gelişen ülke paralarının değeri artmıştır. Faizlerdeki sert artışın kısa vadede TL üzerindeki baskıyı hafifletm esi beklenmektedir." ayda dolar karşısında yüzde 25, euro karşısında arttırım ı piyasalardaki tedirginliği yatıştırm aya ise yüzde 30'a yakın değer kaybetm işti. Borsa yetm em iş, dolardaki değer artışı devam etm iş İstanbul'daki değer kaybı da yüzde 25'lere yak tir. Bu gelişm eler sonucu, Para Politikası Kurulu laşmıştı. Bu gelişm eler sadece Türkiye'yi değil, olağanüstü to plan tı kararı almıştır. Gece yarısı Brezilya, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika, gerçekleşen toplantıda piyasaların beklentileri Rusya gibi diğer gelişen ekonom ileri de etkiledi. üzerinde bir faiz artışına gidilm iştir. Para Politi Bu çalkantılara birçok Merkez Bankası faiz a rtı kası Kurulu kararlarına göre, gecelik borç verme rımlarıyla cevap verirken, Türkiye Cumhuriyeti faizi yüzde 7 ,75 'te n yüzde 12'ye, borç alma faizi Merkez Bankası farklı bir yol izleyerek parasal sı- yüzde 3,5'ten yüzde 8'e, bankalara repo işlem kılaştırmayı faiz koridoru, munzam karşılıklar gibi leri yoluyla tanınan borçlanma faiz oranı yüzde başka araçlarla sağlamaya çalıştı. Geçen hafta 6 ,75 'te n yüzde 11,5'e, politika faizi olan bir haf bizim gibi gelişen ülke paraları dolar karşısında ta vadeli repo ihale faizi ise yüzde 4,5'te n yüzde ciddi değer kayıpları yaşadı. Bunun tem el ne 10'a yükseltildi. Merkez Bankası karar öncesin deni, hepimizin bildiği gibi FED'in bugünkü to p de piyasaları yüzde 7'den fonluyordu. Bundan lantısından tahvil alımlarında yeni bir azaltmaya sonra politika faizi haftalık repo faizi olan yüzde gideceği beklentisinin artmasıdır. Diğer yandan açıklanan son veriler, Çin'de eko nomik yavaşlamayı te y it etm ektedir. Bu gelişme de em tia ihracatçısı ülkelerin paralarında değer kayıplarına yol açmıştır. Ayrıca Arjantin'in sabit kurdan esnek kura geçmesiyle birlikte peso hızla değer kaybetm eye başlamış, Arjantin ekonom i sinin çökme ihtim ali de uluslararası yatırımcıları tedirgin etm iştir. 10'dan fonlayacak. Ek sıkılaştırma günlerinde ise faiz yüzde 12'ye kadar yükselebilecek. Değerli Meclis üyeleri, Merkez Bankası'nın geçen h a fta piyasalara yaptığı 4 milyar dolarlık satış doların yükselişini durduramamıştı. Bu durum diğer gelişen ülke piyasalarını da etkilem iş, gü venli liman arayışıyla gelişen ülke paraları değer kaybederken, gelişmiş ülke paraları değer kazan mıştı. Türkiye'nin faiz artırım kararının dünya pi Değerli Meclis üyeleri, geçen hafta yapılan Para yasaları üzerindeki etkisi olum lu olmuş, güvenli Politikası Kurulu toplantısında alınan örtülü faiz liman arayışı durmuş, gelişmiş ülke paraları de 8 ASOMECLİS "Yolsuzluk ve paralel devlet yapılanması iddiaları ülkemizde tansiyonu yükseltmiş, risk algısını arttırmıştır. Küresel piyasalarda yaşanan çalkantıların ülkemizde daha fazla hissedilmesinin nedeni budur. Yolsuzluklar ve paralel devlet yapılanmalarıyla kararlılıkla mücadele edilmelidir. Ancak bu mücadelede devletin kurumlarının yıpratılmamasına dikkat edilmeli, kurumlara ve hukuka duyulan güven zedelenmemelidir." ğer kaybederken, gelişen ülke paralarının değeri ye tle r getirecektir. Şirketlerim izin faiz giderleri artmıştır. Faizlerdeki sert artışın kısa vadede TL nin artması, zaten ortalam a yüzde 4, yüzde 5 üzerindeki baskıyı hafifletm esi beklenm ektedir. -ki Sanayi Bakanlığı'nın rakamıdır- olan kârları ve Nitekim faiz artırım kararının ardından dolar ve öz kaynakları eritm ektedir. Yüksek faizler ya tı euroda düşüş gerçekleşmiştir. Ancak TL'nin orta rım iştahını da olumsuz etkileyecektir. Bu kısır vadedeki seyrini risk algısındaki değişmeler ve döngüden çıkmanın te k çaresi, verim liliği a rttır beklentiler, FED'in politikaları ve bizim gibi geli mak, inovasyona yönelerek kârlılık oranlarımızı şen ülkelerdeki durum belirleyecektir. yükseltm ektir. Faiz artışının büyüm e ve istih Kurlardaki gerilem eye rağmen bu trendin de dam üzerindeki etkisi de olumsuz olacaktır. Bu vam edip etm eyeceği henüz belli değildir. Diğer şartlarda 2 0 1 4 büyümesinin yüzde 4'ün bir hayli yandan, faizlerdeki artış şirketlerim ize ek mali gerisinde kalma ihtim ali belirmiştir. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 9 29 Ocak 2 0 1 4 "Son 10 yılda sağlanan ekonomik ve demokratikleşme başarılarıyla ülkemizin yıldızı dünyada parlamıştır. Bu nedenle Türkiye'nin dünyadaki imajını zedeleyecek davranış ve söylemlerden kaçınmak büyük önem taşımaktadır. Bu sürecin bir an önce bitmesini ve gergin ortamın süratle normalleşmesini diliyoruz." Değerli Meclis üyeleri, TL'deki değer kaybının lemiştir. Tüketici güven endeksi de Ocak ayında aşırı olduğunu, buna piyasalardaki güven kay bir önceki aya göre yüzde 3,5 oranında azalarak bının ve yaşanan gerginliğin neden olduğunu 72,4 değerine düşmüştür. Hem reel kesim hem düşünüyorum. Bu şartlar normale döndüğünde de tü ke tici güvenindeki bu düşüş, iç talebi olum ve piyasalarda güven yeniden tesis edildiğinde suz etkileyecek, büyüm e hızımızı düşürecektir. TL'nin hızla değerleneceğine ve kurların makul seviyelere geleceğine inanıyorum. Ancak güven bir kez kayboldu mu onu yeniden tesis etm enin çok zor olduğunu da bilmeliyiz. Değerli Meclis üyeleri, kredi hacmindeki artış yüksek kalmaya devam ediyor. Ancak kredi ka rt larına gelen sınırlama ve zayıflayan talebe bağlı olarak enflasyon üzerinde talep baskısının aza Mayıs ayında 112,5 ile tavan yapan reel kesim lacağını söyleyebiliriz. Diğer yandan, artan döviz güven endeksi o zamandan bu yana bir düşüş kurları enflasyon üzerinde baskı oluşturm akta trendine girmiş, Ocak ayında 101,4'e kadar geri dır. Merkez Bankası'nın hesaplarına göre döviz 10 ASOMECLİS kurunda yüzde 10'luk bir artış enflasyonu 1,5 işveren uyuşmazlıklarında mahkemeler, oluşmuş puan arttırm aktadır. Kurlar daha makul seviye önyargılar veya vicdani kanaatlerle işveren aley lere gelmedikçe enflasyon hedefinin tu tm a sı da hine sonuçlanmaktadır. Son yıllarda Avrupa'nın çok zorlaşacaktır. Nitekim Merkez Bankası 2 0 1 4 için 5,3 olan enflasyon hedefini daha yılın başın en büyük adalet saraylarını yaptık ama onlar da yetersiz kalmaya başladı. da olmamıza rağmen 6,6'ya revize etm iştir. Tahkim mekanizmalarının yetersizliği nedeniyle Sayın Meclis Başkanım, ülkemiz bir süredir ger ginlik içindedir. Yolsuzluk ve paralel devlet ya pılanması iddiaları ülkemizde tansiyonu yü kse lt en küçük uyuşmazlıklar bile mahkemelere düş m ekte, mahkemelerin işi yükü artm aktadır ve miş, risk algısını arttırm ıştır. Küresel piyasalarda verilen kararlardan ne hak arayan ne de cezalan yaşanan çalkantıların ülkemizde daha fazla his dırılan ta tm in olduğu için davalar sonuna kadar sedilmesinin nedeni budur. Yolsuzluklar ve para götürülm ekte, mahkeme kararları da yüksek yar lel d evlet yapılanmalarıyla kararlılıkla mücadele gıda birikm ektedir. edilmelidir. Ancak bu mücadelede devletin kurumlarının yıpratılmamasına dikkat edilmeli, kurumlara ve hukuka duyulan güven zedelenm e melidir. Demokrasimizin tem el ilkelerinden olan ku vve tle r ayrılığı, kurumların birbirleri üzerinde üstünlük sağlamak için kullanılmamalıdır. Yolsuz luk ve paralel yapılanmalarla hukukun üstünlüğü Geç gelen adaletin adalet olmadığını, adaletin hepimize lazım olduğunu unutm adan herkesi ta tm in edecek veya yargı sistem indeki sorunları giderecek bir yargı reform una acilen gidilm elidir. Sayın Meclis Başkanım, tıkanan AB müzakere lerinin yeniden başlamasıyla birlikte geri plana tem elinde mücadele edilmeli, eğer yeni yasal ve anayasal düzenlem eler gerekiyorsa bu, Meclisi mizde azami uzlaşmayla gerçekleştirilmelidir. düşen AB uyum yasaları üzerinde çalışmalar hız landırılmalıdır. Son 10 yılda sağlanan ekonomik ve dem okratikleşm e başarılarıyla ülkemizin yıldı İçine düştüğüm üz gerginlikten ancak demokra tik kurum ve kuralları güçlendirerek çıkabiliriz. zı dünyada parlamıştır. Bu nedenle Türkiye'nin dünyadaki imajını zedeleyecek davranış ve söy Aksi takdirde toplum sal ayrışmalar derinleşecek, risk algısı daha da artacaktır. Böyle bir sürecin son 10 yılda elde edilen kazanımları tehlikeye lemlerden kaçınmak büyük önem taşımaktadır. Bu sürecin bir an önce bitm esini ve gergin o rta mın süratle normalleşmesini diliyoruz. sürükleme ihtim ali vardır. Sayın Meclis Başkanım, iş dünyası olarak biz de Sözlerime burada son verirken, Sayın Meclis Baş- yargıdan şikâyetçiyiz. Davalar çok uzamakta, en kanımıza bir kez daha bizi şereflendirdikleri için basit davalar bile yıllarca sürebilm ektedir. İşçi ve teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 11 29 Ocak 2 0 1 4 "Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için siyasi, ekonomik ve hukuki istikrar şarttır" M Sayın Başkan, Sanayi Odamızın değerli yönetici zin slogan olarak yansıda da gösterdiğiniz gibi leri ve üyeleri, basın mensubu arkadaşlarım; he Ankara, başkentin sanayisi olm aktan çıkmış, sa pinizi saygıyla selamlıyorum. nayinin başkenti olma noktasında çok önemli bir 2 0 1 4 yılının hepimiz özellikle de sizler için hayırlı ve uğurlu olmasını, başarılı geçmesini, sıkıntıların hafiflediği, bugünkü gergin ortam ın normalleş tiğ i bir yıl olmasını diliyorum ve tekrar sizlere hitap etm ekten büyük bir m em nuniyet duydu ğum u ifade etm ek istiyorum . çaba ve gayret içerisindedir. İşin bu noktaya gel mesinde emeği geçen siz değerli oda mensupla rımıza, beraber çalıştığınız insanlara da teşekkür etm ek istiyorum . Aslında kötüm ser olmak için bir sebep yok. Geldi ğimiz noktaya bakmamız gerekir. "Türkiye kötü Ankara Sanayi Odası hem Ankaramızın hem de gidiyor" diye hayıflanm ak bize bir şey kazandır Türkiye'nin önemli bir meslek kuruluşudur. Si maz; nereden baktığımıza bağlı. "Ekonominin en önemli kaynağı insandır. Türkiye'nin geleceği buradadır. Gaz biter, petrol biter, altın biter, başka türlü kıymetli madenler biter ama en önemli stratejik değer insan unsurudur. Türkiye bu imkâna sahiptir, bunun kıymetini hepimizin iyi bilmesi lazım." 12 ASOMECLİS "Acımasız bir rekabet dünyasında yaşıyoruz. Şunu kabul etmek lazım ki; çağımız bilgi çağı. Şu ana kadar elde ettiğim iz bu başarılar ve üretimlerde çoğu zaman başkalarının ürettiği bilgiyi kullandık. Başkalarının ürettiği bilgiyi kullanarak birinci ligde uzun süre kalma şansınız olmaz. O halde bilgiyi kullanan değil, bilgiyi üreten bir toplum haline gelmemiz gerekiyor. Bu konuda epey mesafeler alındı, çabalar, gayretler var ama bunlar yetmez." Bu sene Cum huriyetin 90. yılını tamamladık, 91. Bir başka şey daha ifade etm ek istiyorum ; birçok yılına girdik. 9 0 yıl evvel Ankara'nın, Türkiye'nin kitapta, makalede de yazılır. Türkiye nerelerden nerede olduğuna bakmamız lazım. Biz Cumhuri bugünlere geldi? Cum huriyetin ilk yıllarında iğne ye ti kurduğum uzda Türkiye'de bir te k İstanbul den ipliğe, ha tta bir sembol olarak nal çivisini bile Üniversitesi vardı, okuyan öğrenci sayısı 3500, -şimdi nalı bilen kaç kişi kaldı bilemem, bizim ne öğretim üyesi sayısı da 3 0 0 civarındaydı. Bugün sil bilir de yeni çocuklar bilm iyor- dışarıdan ithal sadece Ankara'da 19 üniversite var. 6'sı devlet eden bir Türkiye'den bugün sadece Ankara'da üniversitesi, okuyan öğrenci sayısı 211 bin ve 8'i faal 14 tane organize sanayi bölgesi, 4 8 bin öğretim üyesi sayısı da 10 binin üzerinde. Bu ra kam bile Türkiye'nin ne kadar önemli imkânlara ve kaynaklara sahip olduğunu gösteriyor. Çünkü ekonom inin en önemli kaynağı insandır. Birçok ülke Türkiye'nin sahip olduğu bu imkândan mah rumdur, bu imkâna kavuşmak da özel çabaların içerisinde ayrı bir önem taşıyor. 6 2 2 işletm e var. Bunlar sizden aldığımız rakam lar. 4 0 0 bine yakın insana iş kapısı, aş kapısı aç mışsınız, çok teşekkür ediyoruz. Cum huriyetin kurulduğu yıllarda 10 yılda yapılan ihracatı siz 1 yılda yapıyorsunuz, 7 milyar 2 0 0 milyon dola rın üzerinde ihracat gerçekleştiriyorsunuz. Vakit kısa olduğu için bu konularda çok fazla ayrıntıya Geçen ha fta karneler verildi. Türkiye'de 17 m il girm eye gerek yok. yon 5 0 0 bin civarında ilköğretim ve ortaöğre tim de, 3,5 m ilyon da üniversitede okuyan öğ rencimiz var, topladığımız zaman 20 milyonu Bu aslında şükredilecek bir tablodur. Ama bize yetm ez çünkü acımasız bir rekabet dünyasında geçiyor. Bu neyi ifade ediyor? Türkiye'de eğitim yaşıyoruz. Daha gelişmemiz, bu tabloya yeni çağında olanların sayısı, 200'ün üzerindeki dün güzellikler katmamız lazım, bu bizim elimizdedir. ya devletinin 3 'te 1'nin nüfusundan fazla; işte Bunun için birkaç şeyi ilkesel bazda söyleyece Türkiye'nin geleceği buradadır. Gaz biter, petrol ğim. Konumum sebebiyle gündem deki tartışm a biter, altın biter, başka tü rlü kıym etli madenler lara doğrudan girm e imkânım yok ama ilkesel biter ama en önemli stra te jik değer insandır, in bazda Türkiye'de bugüne kadar olup bitmiş, in san unsurudur. Türkiye bu imkâna sahiptir, bu şallah bundan sonra olmaması gerekenler konu nun kıym etini hepimizin iyi bilmesi lazım. sunda da düşüncelerimi ifade etm ek istiyorum . ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 13 29 Ocak 2 0 1 4 Evvela şunu kabul etm ek lazım ki; çağımız bilgi 2 0 2 3 'e geldiğim izde ilk 10'a girmek; doğru olan çağı. Şu ana kadar yaptığımız ve elde e ttiğ im iz da bize yakışan da budur. bu başarılar ve üretim lerde çoğu zaman başkala rının ü re ttiğ i bilgiyi kullandık. Başkalarının ü re tti ği bilgiyi kullanarak birinci ligde uzun süre kalma şansınız olmaz, o halde bilgiyi üreten bir toplum haline gelmemiz gerekiyor. Bu konuda epey mesafe alındı, çabalar, gayretler var ama bunlar yetm ez. Hepiniz sanayicisiniz, kullandığınız ma kine aksamının ne kadarının Türkiye'de üretildiği, Türkiye'nin dünyanın 17. büyük ekonomisi nasıl olduğu konusunda siyasi görüşlerimiz, düşünce lerimiz ne olursa olsun 3 noktada farkındalığımızın biraz daha derinleşmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesi bağımsızlığımızdır. İkincisi; Türkiye Cum huriyeti D evleti'dir ve Cum huriyet tir. Üçüncüsü de demokrasidir. ne kadarının teknoloji satın alınarak elde edildiği büyük önem taşıyor. Bu noktada siyasi görüş Bu değerleri bize kazandıran başta aziz A ta tü rk ve düşünce ayrılıklarını bir tarafa bırakarak bilgi olmak üzere silah arkadaşları, devlet ve siyaset çağında olduğum uz gerçeğinden hareket etm eli adamları ve bu kazanımlara katkı sağlayan her ve bilgiyi üreten tarafa geçmeliyiz. kese şükran ve m innet borcumuz var, bu borcu her vesileyle hatırlamamız lazım. Bazen baba m i Dünyada kişi başına te le fo n kullanım sayısında Türkiye en yukarılarda ama te le fo n u biz icat e t medik, başkaları buldu, biz kullanıyoruz. O halde, tartışacağımız kritik noktalardan bir tanesi budur. Türkiye'deki tartışm aları verim li hale g e tir mek için bilgi üreten to plum haline nasıl gelebi leceğimize bakmak gerekiyor. rası yer gibi, Türkiye bu başarıları kolay elde e t mişçesine teşekkür etm em iz gerekenlere teşek kür edemiyoruz, rahm et okumamız gerekenlere rahm et okum uyoruz ve bu değerlerin de yeteri kadar farkında değiliz. Her birimiz bir tarafından aşındırmaya çalışırsak, emin olun bunun g e tird i ği sıkıntıları ileride çok yaşarız. Hele hele çevre Aslında hepimizin kabul e ttiğ i bir husus var ki mizde ve dünyada olup bitenlere baktığımızda, Türkiye bugün, bu kadar dünya devleti içerisinde bağımsızlığın, cum huriyetin ve demokrasinin ne gelişmiş 20 ülkenin arasında bulunuyor, ekono kadar önemli olduğunu ben şimdi çok daha iyi mik büyüklük itibarıyla da 17. ülke. Hedefimiz, anlıyorum. Demokrasinin getirdiği imkânlarla, fır "Siyasi görüşlerimiz, düşüncelerimiz ne olursa olsun 3 konudaki farkındalığımızın biraz daha derinleşmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesi bağımsızlığımızdır, ikincisi; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhuriyettir, üçüncüsü de demokrasidir. Demokrasinin getirdiği imkânlarla, fırsatlarla, cumhuriyetin bize sağladığı bir kısım kolaylıklarla biz bugün gelişmiş 17 ülkeden biriyiz." 14 ASOMECLİS "Türkiye'nin bir 2023 hedefi var. Ama bazı ülkeler var ki 2023'ü değil, 2050'nin hedeflerini ortaya koymuşlar. 2050'yi görebilmemiz için 2023 hedeflerini yakalamamız lazım, aksi takdirde aradaki makas açılabilir, bu ise bizi daha geri sıralara iter." satlarla, cum huriyetin bize sağladığı kolaylıklarla Türkiye'nin bir 2 0 2 3 hedefi var. Cum huriyetim i biz bugün gelişmiş 17 ülkeden biriyiz. zin kuruluşunun 100. yılına geldiğim izde belli hedefler koymuşuz. Buna moda tabirle vizyon Onun için neyi konuşursak, neyi tartışırsak ta rtı diyorlar -o yabancı bir tabir- bir gelecek tasav şalım bu değerlerimize, bu kabullerimize, bu or vurum uz var. Diyoruz ki 2 0 2 3 yılında ihracatı ta k paydalarımıza zarar vermeden tartışm am ız mız 5 0 0 milyar dolar, tica re t hacmimiz 1 trilyo n lazım. Çünkü bu devlet hepimizin, bu ülke hepi dolar, tu rizm gelirimiz 50 milyar doları aşacak, mizin, bu ülkenin geleceği elimizdedir. Eğer bu eğitim de, sağlıkta ve diğer konularda hedefler kuralları, bu değerleri kurumsallaştırırsak, daha koymuşuz. Bunlar hepimizin ortak hedefleri ol ileri noktalara taşıyabilirsek Türkiye'nin geleceği malıdır, tartışmalarımızı bu hedefe nasıl yaklaşa tahm inlerin ötesinde hepimize çok şey vaat edi yor ve vaat edecektir. Geldiğimiz nokta itibarıyla bileceğimiz noktasında olum lu yönde yapmamız gerekir. bu kalkınmayı artık d evlet eliyle değil, özel sek Şimdi biz 17. ülkeyiz dedik, gelişmiş 20 ülkeden tö r eliyle yapıyoruz, özel sektörün de kıym etini biri olarak mütalaa ediliyoruz. Ama ilk 10'un içe bilmemiz gerekiyor. risinde olan bazı ülkelerin 2 0 2 3 'ü değil, 2 050'nin ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 15 29 Ocak 2 0 1 4 "İstikrarın ne kadar hayati olduğunu en iyi iş dünyası bilir. Cumhuriyetin 90. yılında bugün 61. Hükümet iş başında. Demek ki Türkiye'de siyasi istikrar anlamında her 17 ayda, 18 ayda bir hükümet kurma ameliyesi yapmışız. Sanayiciler, iş adamları bakımından 18 aylık istikrar size ne ifade eder?" hedeflerini ortaya koyduklarını da kabul etm e rıyla 1950'de geçtik, 50'den 2 0 1 4 'e 63 sene, miz gerekiyor. Yaptığımız tartışm aların anlamını, darbelerle olan kesintiyi çıkarırsak bu 6 0 sene bizi nereye götüreceğini, bize nasıl bir katkı sağ nin 30 yılında istikrar var. 5 0 -6 0 yılları arasında layacağını idrak edebilmek için aramızdaki mesa 10 yıllık dönemde bir siyasi parti iktidar olmuş, fenin farkında olmak büyük önem taşıyor. 6 5 -7 1 -7 2 yıllarına geldiğim iz zaman biraz te k Birçok noktada ayağımıza basan, önüm üzü ke lemeler başlamış, sonra 83-91 yılları Anavatan sen, yeri geldiğinde de bize sıkıntı çıkaran rakip Partisi dönemi ki son dönem lerinde sıkıntı ya lerimiz 2 0 50 'n in hedefini ortaya koyup onun şanmış, 2 0 0 2 -2 0 1 4 arası dönemi çıkardığınızda için çaba sarf ederken, politikalarını ona göre demek ki Türkiye'de 6 0 yıllık çok partili dem ok belirlerken, biz 2 0 23 'ü , 10 yıl sonrayı görebiliyo ratik hayatın 30 yılında istikrar var, 3 0 yılı koa ruz. 2 0 5 0 'yi görebilmem iz için 2 0 2 3 hedeflerini yakalamamız lazım, aksi takdirde aradaki makas açılabilir, bu bizi daha geri sıralara iter. lisyon dönemi. Koalisyon pazarlığı 4 ay sürmüş, hüküm etin ömrü 3 ay, benim de 11 günlük Sağ lık Bakanlığım var. Sağlık gibi tem el bir konuyu Bu hedefin yakalanabilmesi bakımından 3 konu 11 günde iş başına gelen bakanın nasıl idare da istikrar şarttır, dün şarttı, bugün daha fazla edeceğini sizin takdirinize bırakıyorum. Siyasi is ihtiyaç var, yarın bugünkünden daha fazla ih ti tikra r bu manada önemli. yaç olacak. İstikrarın ne kadar önemli ve hayati olduğunu en iyi iş dünyası bilir. Bunlardan bir tanesi siyasi İkincisi; ekonom ik istikrar. Eğer siz geleceğin nasıl olacağını bilemiyorsanız, ne yapacağınız istikrardır. Cum huriyetin 90. yılında bugün 61. konusunda uzun vadeli öngörülerde bulunamı- Hüküm et iş başında, böldüğünüzde demek ki yorsanız, o istikrarsızlık ekonom ide kırılganlıkları Türkiye'de siyasi istikrar anlamında her 17 ayda, arttırır. Onun için siyasi istikrar kadar ekonom ik 18 ayda bir hüküm et kurma ameliyesi yapmışız. istikrar da önemli. Her gün iş değiştiren insanın 18 aylık istikrarın sanayiciler için ne anlama gel diğini en iyi siz bilirsiniz. kazanç elde etm esi mümkün değil. Özellikle 3-5 sene gibi süreler gerektiren yatırım lar da hesaba Geriye dönük birkaç rakam daha verdiğim de katıldığında ekonom ik istikrarın da siyasi istik şunu gördüm: Biz çok partili hayata esas itiba rarla paralel gitm esi gerektiği anlaşılıyor. 16 ASOMECLİS Üçüncüsü de hukuki istikrar. Belki bunun kıyme yatırımcılar dünyanın başka ülkelerini tercih eder tin i yargı üzerindeki son tartışm alar sebebiyle ve arzu e ttiğ im iz o güzel tabloyu ortaya koy daha iyi anlıyoruz. Çünkü bu ülkede çoğu zaman m akta ciddi zorluklar çekeriz. siyasi tartışm alar, hukuku göz ardı etm em iz gibi bir sonucu doğurdu, hukuku biraz ıskaladık, ikinci plana attık. Hukuku sadece yargının yaptığı iş lem olarak anladık; o, dar anlamda bir hukuk uy gulamasını ifade eder. Şüphesiz barışın, huzurun, güvenin tem ininde en önemli fa k tö r uzlaşmadır. Demokrasi, uzlaşma rejimidir, inatlaşma rejimi değildir. Birçok sorunu uzlaşarak çözeriz ama uzlaşma kültürüm üz yok. Sadece siyasetçilerde değil e lb e tte toplum u- Onun için hem siyasi hem ekonom ik hem de hu kuki anlamdaki istikrar gelecekte bugünkünden muzda uzlaşma kültürü çok fazla yok. Uzlaşma olmayınca tersi olan ne varsa başımıza geliyor. çok daha önemli hale gelecektir. Hepimizin bu Çok partili hayata geçeli 6 0 -6 3 sene olmuş. Uz konularda çaba ve gayret içerisinde olması ge laşma kültürü adına her sene güzel bir örnek rekir. ortaya koyabilseydik, bugün ben bu kürsüden bunları gururla sıralıyor olacaktım. Uzlaşma kül Şüphesiz bu 3 alandaki istikrarın tem in edilm e sinde barış ortamı, huzur ve güven ortam ı son derece önemlidir. Orta Anadolu'da bir söz var tü rü için İngiltere'den, Fransa'dan, Almanya'dan veya gelişmiş batı ülkelerinden misal vermemiz gerekmezdi. Hâlbuki uzlaşma, bir ülkede beraber dır, "Kavgalı eve kimse kız vermez." Barış, huzur yaşamanın ön şartıdır, bir za fiye t değildir, bir ek yoksa, kavgadan geçilmiyorsa, kavgalı ortamda siklik değildir. Bugün açıklanan nüfus verileri 76 ne içeriden ne de dışarıdan yatırım olur, herkes milyonu geçtiğim izi gösteriyor, bu sevinilecek işin kolay kısmına kaçıverir. Bu da Türkiye'nin bü bir husus. Bu ülkede 76 milyon insan barış, hu yümesini, gelişmesini, refahının artmasını tem in zur ve güven içerisinde yaşayacaksa, bunun ön etmez. şartı uzlaşmaktır. Türkiye'yi kötüleyerek de bir yere varamayız. Biz siyaseti rekabet olarak, ülkeye hizm et olarak Çünkü yıkılacak duvarın altına da kimse oturmaz. anlarsak sorun kalmaz. Siyaseti husum ete dö Eğer Türkiye kötüye gidiyorsa, Türkiye batıyor nüştürm em ek gerekir ama son yüz yılımıza geri sa, Türkiye'nin geleceği karanlıksa, Türkiye'de dönüp baktığımızda, bu konuda ciddi eksiklikleri güven, huzur, barış yoksa, böyle algılanıyorsa mizin olduğunu görm ek de mümkün. "Hem siyasi hem ekonomik hem de hukuki istikrar gelecekte bugünkünden çok daha önemli hale gelecektir. Bu 3 alandaki istikrarın temin edilmesinde barış, huzur ve güven ortamı son derece önemlidir. Hepimizin bu konularda çaba ve gayret içerisinde olması gerekir." ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 17 29 Ocak 2 0 1 4 "Elde ettiğim iz ve elde edeceğimiz kazanımlar açısından toplumun her kesiminin 3 hususta bir uzlaşmaya varması lazım. Bunlardan bir tanesi; kayıt dışların kayıt içine alınmasıdır. Türkiye, ekonomide, siyasette ve dinde olmak üzere 3 alanda kayıt dışılık yaşıyor." Tabiatıyla bütün bu elde e ttiğ im iz ve elde ede kinin kurulması gerekir, onun için bugüne kadar ceğimiz kazanımlar açısından 3 konuya dikkat üzerinde durulmadı. Uzunca bir süreden beri etm em iz gerekiyor, yani geçm işte ne yaşadıy- bunu te la ffu z ediyoruz, ifade etm eye çalışıyo sak, bugün ne yaşıyorsak, ileride de neyi yaşa ruz. Belki birçok sıkıntının da işin bu ikinci kısmı yacaksak ki onları arzu etm iyoruz, o zaman 3 üzerinde yeteri kadar durmadığımız için yaşandı hususta bir uzlaşmaya toplum un her kesiminin ğına dikkatinizi çekmek isterim. varması lazım. Türkiye 3 alanda kayıt dışılık yaşıyor. Biri; ekono Bunlardan bir tanesi; kayıt dışıların kayıt içine mide, sizler zaten biliyorsunuz. İkincisi; kayıt dışı alınmasıdır. İş dünyasının toplantılarına katıldığı siyasettir. Bakın hiçbiriniz belki bu konu üzerin mız bu kürsüden çoğu zaman biz ekonomideki de kafa yormamış olabilirsiniz. Benim yaptığım kayıt dışılığı konuşuruz. Elbette şu an Türkiye iş bu, gördüklerim i, yaşadıklarımı söylem ek isti ekonom isinin 3 'te 1'i kayıt dışıdır. Bu kayıt dı- yorum. Şu an ekonom inin ne kadarı kayıt dışıysa şılığın içinde kuralına göre iş yapan insanlar, siyasetin kayıt dışılığı ondan çok daha fazladır, işletm e sahipleri, iş adamlarımız bakımından ne büyük haksızlıklara sebebiyet verdiğini en iyi sizler biliyorsunuz. Bir yerde kayıt dışılık varsa orada adaletsizlik vardır, bir yerde kayıt dışılık varsa bu, toplum sal değerleri aşındırır. Kuralına uygun, yasalara uygun iş yapanla yapmayan bir süre sonra rekabet edemez hale gelir ve kayıt dışı alanda fa a liye t gösterenler büyürken, helal kazanç, kayda, kurala uygun iş yapanlar giderek küçülmeye başlarlar. siyasetin de kayıt içerisinde olması lazım. Yük sek Seçim Kurulu karar verdi, 28 siyasi parti se çimlere giriyor. Acaba Türkiye'de siyaseti sadece bu 28 parti mi yapıyor, siz buna inanıyor m u sunuz? Biz kayıt içindeyiz, söylediğimiz, yaptı ğımız, hesabımız belli, belli olmayan kısımlarımız varsa onların da nasıl olacağı yasalarda var. Ama Türkiye'de siyasetin belirleyici, ta yin edici olan çok önemli bir kısmı bu kayıt dışı siyasettir. Ge lişmiş demokrasi, aslında siyaseti de ekonom iyi Dolayısıyla biz hep kayıt dışı ekonomi üzerinde de kayıt içine almış demokrasidir. Kayıt içinden durduk. Bu kayıt dışılığın toplum sal dokuyu, to p maksat bir yerde d e fte r tu tm a k anlamına gel lumun ahlaki değerlerini de büyük ölçüde yoz miyor, benim kast e ttiğ im şeffaflıktır; kimin kim laştırdığını hepimizin kabul etm esi lazım. Çünkü olduğu, kimin kiminle beraber olduğu belli ola kayıt dışılığın devam edebilmesi için bir başka cak. Kim neyi yapıyorsa, neyi söylüyorsa toplum alanda kayıt dışılığın olması lazım, bir çarpık iliş bunu bilecek, ona göre değerlendirm e yapacak. 18 ASOMECLİS Ama geldiğim iz noktada Türkiye uzunca bir za sıkıntı getirir. Nitekim biz bu sıkıntıları sıkça ya mandan beri işin bu kısmını göz ardı e tti, üzerin şamış ülkelerden bir tanesiyiz. Üm it ediyoruz ve de yeteri kadar durulamadı. Çünkü kayıt içinde inanıyoruz ki, bunlar artık geride kalmıştır çünkü siyaset yapanlar size karşı sorumludur. Bu söy toplum da derin yaralar açtı, geçici bir kısım çö lediklerimi beğeneniz olur, beğenmeyeniniz olur, zümmüş gibi gözüken hususlar sorunları a rttır eleştirenleriniz, itiraz edenleriniz olacaktır. Peki, m aktan öteye gidemedi, hiçbir sorun da yeteri o kayıt dışında, perdenin, duvarın arkasında olup kadar çözülemedi. Bunun aynı zamanda siyaset da burayı etkileyenlerden kimi bulacaksınız, kim çilerin eksikliği olduğunu da görm ek lazım. den hesap soracaksınız? Hukuken, siyaseten so rum lu benim, tarih önünde sorumlu benim ama siyasette benden çok daha e tkili olan ve baskı grupları olarak ifade edilen unsurlar konusunda İkincisi de yargı kurum udur. Çünkü siyasetin ak sine kurumsal olarak bir ülkenin ordusunun ve yargısının yedeği yoktur. "Bunu kenara alalım da başka birisi adalet dağıtsın" diyemezseniz, bir belirsizlik var. o m afya adaleti olur. "Silahlı kuvvetlerin yerine Kayıt dışı siyaseti kimlerin yaptığına baktığımız güvenlik elemanları koyalım" diyemezsiniz. Bir da, elim de bir anayasa var; değiştirem edik, bu ülkenin en belirleyici gücü o ülkenin silahlı kuv bizim eksikliğimiz. Bu anayasada her kurum un vetleridir, stra te jik güçtür. Uluslararası camiada görev, ye tki ve sorum lulukları bellidir. Anayasal bir ülkenin ordusunu, ordusunun caydırıcılığını, kurumların görevi, sorum luluğu, yetkisi burada teknolojisini, eğitim ini hesaba katarak değerlen yazıyor. Ama geriye dönük 6 0 yıllık yakın siyasi dirme yaparlar. tarihim ize baktığımızda, anayasada görev veril memiş pek çok kurum, yasalarında böyle bir gö revi yapmak bulunmadığı halde siyasette etkin olabilm iştir, siyasetçileri etkileyebilm iştir, olma dığı zaman da siyasetçileri kenara alıp kendisi bizatihi siyasetin merkezine oturabilm iştir. Bir kısım anayasal kurumlarımız, kuruluşlarımız gö revi siyaset olmadığı halde siyasette belirleyici Diğer önemli husus ise yargıdır. Yargının siyasal laşması ya da yargının siyasetin merkezine o tu rarak belirleyici bir rol oynaması, o ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden bir tanesidir; buna hepimizin dikkat etm esi gerekiyor. Konjonktürel olarak verilen kararlar veya bir kısım açıklamalar hoşumuza siyaseten gidiyor ola bilir ama bu kurullar siyasetin merkezine o tu r olabilm iştir. duğu takdirde demokrasiyi yerleştiremezsiniz. Kayıt dışı siyaset iki kurum tarafından yapılırsa Bunu yaşadığımız tecrübelerden sonra çok net ülke için sıkıntı olur. Bunlardan biri, ülkenin silahlı ve açık olarak ifade ediyorum. Eğer Türkiye'de kuvvetleridir. Onların görevi ülkenin savunması hukuk istikrarı olacaksa, siyasi istikrar olacaksa, nı tem in etm ektir, siyaset siyasetçilerin işidir. Bu demokrasi kurumsallaşacaksa, anayasada belir alana müdahale edildiği zaman bir ye tki gaspı lenen çerçevede herkes kendi görevini yapacak. söz konusu olur ve bu durum beraberinde birçok Bir başkasının görev alanına müdahaleler söz ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 19 29 Ocak 2 0 1 4 konusu olduğunda, demokrasi sıkıntılarla karşı benim arzum, te klifim , becerebildiğim kadarıyla karşıya kalır. sorunun parçası olmak değil, çözümün parçası olmaya, çözüme odaklanmaktır. Üçüncüsü de kayıt dışı dindir. Bunu te la ffu z edi yorum, bu ilahiyatçıların işidir, benim çok detaylı Benim yanlışım sizin yanlışınıza gerekçe oluş bileceğim bir konu değil, kendime göre bir kısım turam az. Sadece benim yanlışlarımı söyleyerek değerlendirm eler yapıyorum. Dinde olmayan din, siz bir mesafe alamazsınız, m evcut sorunu çöze kayıt dışı din. En tehlikeli ilişki, din-siyaset ilişki mezsiniz. Yanlışlarımıza hep birlikte kafa yoralım sidir, siyasetçilerle dini gruplar arasındaki ilişki ama çözümün nasıl olacağı konusunda da daha dir. Yerli yerine oturtulam azsa o da beraberinde detaylı, işin özüne ilişkin ve kalıcı yollara yönele pek çok sıkıntıyı getirir. Kaldı ki, günüm üz dün lim. Bunun için de çözümün parçası olmak bence yasında özellikle çevremizde, Suriye'de, Irak'ta çok önemli. Bunu yapamadığımız takdirde gide yaşanan katliam lara baktığımızda işin dehşeti rek suçlamalara sebebiyet veriyor. Millet olarak çok açık orta yere çıkıyor. "Allahu ekber" diyerek son yüz yıllık tarihim ize baktığımızda, e lb e tte iki ta ra f birbirini öldürüyor, iki ta ra f da Müslüman üzüntülerim iz var, iftih a r e ttiğ im iz zaferlerimiz ama te kb ir getirerek öldürüyor. Çünkü din bir ta var ama öbür ta ra fta n da siyasi ta rih açısından ra fta filanca siyaset adına, öbür ta ra fta falanca baktığımızda son yüz yılımız, ha tta İslam tarihi siyasete kurban edilmek suretiyle ilahi mesajın bile suçlamaların tarihidir. Geriye dönüp bakın, insanlara vereceği huzur, insanlara aşılayacağı halen yaşadığımız bir kısım sorunların 1400 kardeşlik, birlik duygusu siyasetin bu acımasız sene gerilere kadar g ittiğ in i biliyoruz. çarkları içerisinde heba olup gidiyor. Ama son yüz yılın hiç olmazsa 50 yılını yaşaya Onun için değerli Oda Meclisimizin üyeleri, Tür rak, dinleyerek, okuyarak biliyoruz ki, biz suçla kiye bir kısım sorunları yaşadı, yaşıyor. İleride maları çok seven bir anlayış içerisinde gö tü rüyo yaşanmaması için bu 3 alandaki kayıt dışılığın netleşmesi, şeffaflaşm ası, kimin ne olduğunun çok açık ortaya çıkması lazım. ruz. Hiç uzağa gitm eye gerek yok, geçen sene Balkan savaşlarının, Balkan faciasının 100. yıl dönüm üydü, kimse farkında olmadı, yeteri kadar anlamadık, yeteri kadar da kavramadık. Ne oldu Tabiatıyla bir başka konuda ifade etm ek iste da nasıl oldu da yüz binler, milyonlar, o evladı diğim husus şudur: Ülkemizin sorunları var, her Fatihan diye vurgu yaptığımız o insanlar bu dra ülkenin sorunu var, sorun olmazsa yöneticilere mı yaşadı yüz yıl evvel, nasıl oldu? Geriye dönüp ihtiyaç olmaz. Ama sorunları geride bırakarak ge yara kaşımak için değil, eğer bu yüz yılın analizini leceğe yürüm em iz lazım. 50 sene evvelki sorun iyi yapabilirsek, gelecekteki yüz yılı daha sağlam ları bugün hâlâ tartışıp karara bağlayamıyorsak, tem ellere o turtabilm ek adına bunları söylüyo bir kısım sıkıntılarımız var dem ektir. Onun için rum. 20 ASOMECLİS "Biz hep kayıt dışı ekonomi üzerinde durduk. Şu an ekonominin ne kadarı kayıt dışıysa siyasetin de kayıt dışılığı ondan çok daha fazladır, siyasetin de kayıt içerisinde olması lazım. Türkiye'de siyasetin belirleyici, tayin edici olan çok önemli bir kısmı bu kayıt dışı siyasettir." Çok partili hayat İkinci M eşrutiyet'le beraber kalmadı, sadece acıları, sıkıntıları kaldı. Hafızaları başlıyor, o zaman iki tane ana parti var, bunlar mızda derin yaralar ve acılar var. dan bir tanesi İttih a t ve Terakki Partisi, öbürü de Hürriyet ve İtila f Partisi. O yıllarda biri diğe Bunu şunun için söyledim: Dediğim gibi, biz el rini m illiyetsiz olmakla, öbürü de ötekini dinsiz b e tte Balkanlarda, aynı zamanda bir Balkan ül olmakla suçluyordu. İki partinin canhıraş bir kesi olarak, savaşlar üzerinden, acılar üzerinden kavgaya girdiği o dönemde, Karabağ başta ol siyaset yapıyor değiliz, istiyoruz ki bu coğrafya mak üzere Balkanlar'da Osmanlı'dan kopmak barış coğrafyası olsun. Yeteri kadar kan da dö ve oralarda bağımsızlığı elde edebilmek için bü küldü, yeteri kadar kin de kusuldu, her alanda iş yük katliam lar, büyük sıkıntılar yaşandı, Balkan birliğini yapalım diye Türkiye doğru bir politika harplerinde, Trablusgarp'ta, Bingazi'de arkasın ta kip ediyor. dan gelen Cihan Harbi'nde ve İstiklal Harbi'nde genç nüfus kalmadı, eğitim li nüfus kalmadı. Ama Üzerinde yaşadığımız coğrafya bu m illetin, Türk bugün geldiğim iz nokta, o bölgeler, o yerler ne m illetinin son ve ebedi yurdudur, buranın kıyme İtilafçılara ne de İttihatçılara kaldı, hiç kimseye tin i iyi bilelim, Türkiye Cum huriyeti Devleti'nin ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 21 29 Ocak 2 0 1 4 kıym etini iyi bilelim diye bunları söylüyorum. Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Toplantı, Gösteri Gidecek yer yok, kavga edilecek başka bir y u rt Yürüyüşleri Kanunu vesaire gibi mevzuatımızda da yok. Onun için hepimiz gelin çözümün par halen önemli eksiklikler olmasına rağmen, Türki çası olma noktasında bir çabanın, bir gayretin ye işin bu kısmını iyi götürüyor. içerisinde olalım da önüm üzde ne sorun varsa, gelecekte ne sorun çıkacaksa bu alışkanlığı, bu kültürü elde edelim. Ama demokrasi sadece bundan ibaret değil, demokrasinin bir kültür ayağı bir de ahlak aya ğı var. İhmal e ttiğ im iz bu iki ayak üzerinde de Çünkü demokrasi dediğimiz şey sadece hukuki ciddi kafa yormamız gerekiyor. Kültür dediğiniz düzenlemeden ibaret değil, demokrasinin 3 tane de uzlaşma kültürü yoksa demokrasiyi işletm e ayağı var. Bir tanesi, hukuk ayağı, Türkiye epeyi nizde gerçekten zorluk olur. Onun için diyoruz mesafe kat e tti, eksiği var, fazlası var, giderm e ki, uzlaşabilmenin yolu da herkesin çözümlerini ye çalışıyoruz. Çok şükür, 1950'den bu tarafa ortaya koymasıdır, sadece başkasının çözümü 16 büyük genel seçim, bir o kadar mahalli ida nün eksikliğini, yanlışlığını söylem ek te k başına re seçimleri yaptık, -inşallah 30 M art'ta onu da sorunu çözmeye yetm ez. Bazı sorunlar var ki yapacağız- kısmi senato seçimleri, ara seçimler hüküm etleri aşıyor. Hüküm etler aşan, bu hükü yaptık ama başka hiçbir ülkede veya üçüncü m et gitse, başka bir hüküm et gelse... Bundan 10 dünya ülkesinde, demokrasiye yeni geçmiş ülke sene, 20 sene evvelki hüküm etlerin de önünde lerde olduğu gibi, "seçim sonucunda bu seçimler olan bir kısım meselelerimiz var ki d evlet soru de haksızlık oldu, hukuksuz oldu" diye bir genel nu haline gelmiş; bunlardan bir tanesi te rö r ko kabul görmüş tartışm ayı Türkiye yaşamadı. 16 nusudur. Bu konularda herkes ne düşünüyorsa tane seçimi başarıyla gerçekleştirdik, bundan madde madde ortaya koymalı. Sizler, kamuoyu sonrasını da yapacağız. Demek ki, hukuk kısmın diyebilm eli ki, şu görüş doğrudur, öbürünün bu da eksikliklerimize rağmen, siyaset hukukunun görüşü yanlıştır, şöyle olursa daha doğru olur. ana kolonlarının arzu etm ediğim iz dönemlerde Sadece sorunu, yanlışı söylem ek bence kısır bir inşa edilmiş olmasına rağmen, anayasası, Siyasi tartışm aya sebebiyet veriyor, buradan netice de "Bir ülkenin ordusunun ve yargısının yedeği yoktur. 'Bunu kenara alalım da başka birisi adalet dağıtsın’ diyemezseniz, o mafya adaleti olur. Bir ülkenin en belirleyici gücü o ülkenin silahlı kuvvetleridir, stratejik güçtür. Yargının siyasallaşması ya da yargının siyasetin merkezine oturarak belirleyici bir rol oynaması, o ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden bir tanesidir. Eğer Türkiye'de hukuk istikrarı olacaksa, herkes kendi görevini yapacak. Bir başkasının görev alanına müdahaleler söz konusu olduğunda, demokrasi sıkıntılarla karşı karşıya kalır." 22 ASOMECLİS "Üzerinde yaşadığımız coğrafya Türk milletinin son ve ebedi yurdudur, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kıymetini iyi bilelim. Gidecek yer yok, kavga edilecek başka bir y u rt da yok. Onun için hepimiz gelin çözümün parçası olma noktasında bir çabanın içerisinde olalım ve önümüzde ne sorun varsa, gelecekte ne sorun çıkacaksa bu kültürü elde edelim, elbirliğiyle toplumsal barışı kalıcı kılalım." alamıyoruz. Bu kültürün gelişmesi bakımından belki bir yönünü çözüyor ama öbür kısmı kalıyor. demokrasi dediğimiz şeyde uzlaşmaya daha çok Hâlbuki az önce söylediğim yol ve yöntem lerle önem verm em iz gerekiyor. Bu kanunla tem in işin bu kısımlarını da ta kviye edebilsek, bu kadar edilecek bir husus değil. kanun çıkarmaya da gerek yok. Bir araya gelip birçok konuyu daha kalıcı çözmek mümkün ola Üçüncüsü de ahlak boyutudur, demokrasi ahlaki bilecektir. tem eller üzerine oturur. Biz kü ltü r ve ahlak kıs mındaki yaşadığımız sıkıntıları kanunla çözmeye Ben Türkiye'nin geleceği konusunda iyimserler çalışıyoruz. Onun için dedim ki, Meclis kanun fa b denim, hiç kötüm ser olmadım, kötüm ser olmak rikasına döndü. Farkında olmadan siz de falan için sebep de yok. Bu söylediğim hususlar bir ca konu olsa, bir kanun çıkarsanız diyorsunuz. likte gerçekleştirilebilirse, biz geleceği bugünden Kanun çıkara çıkara işin geldiği noktaya bakın. daha iyi kurgularız, geleceğimizi emin bir şekilde Çıkan her kanun sorunu çözmüş gibi gözüküyor, görm e imkânımız olur. Yetişm iş insanımız var, ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 23 29 Ocak 2 0 1 4 yetişm iş insan gücümüz var, bu ne büyük bir mik hem hukuki hem siyasi anlamda hem de imkân, ne büyük bir güç. Zaten bundan dolayıdır kurum lar anlamındaki bütün istikrarı kalıcı kıla ki bir kısım sıkıntıları yaşıyoruz. Bakın, nüfus ar lım. Dolayısıyla, Türkiye inşallah bu yüzyılda hak tış oranı binde 13'ün üzerine çıkmış, geçen sene e ttiğ i yere gelecektir, bunun imkânı var, tahm in binde 12'ydi, 13 küsura çıkmış, sadece istihdam etm ediğim iz kadar fırsatları var ama bugünlerde açısından bakıyoruz. Bu nüfus artış hızıyla g i içe fazla döndük, dışımızda olup bitenleri yeteri derse ki artmıyor, düşüyor, bugün 8 0 m ilyonluk ülkenin bu asrın sonunda 2 4 milyona düşeceği söyleniyor. Eğer o hesaplar tutuyorsa. Şimdi 80 m ilyonluk ülke 24'e düşerken Türkiye nüfusunu arttırıyor, gelişiyor, güçleniyor. Onun içindir ki, dün Avrupa Birliği konusunda bize destek verir gözükenler bugün 2 0 5 0 hesabı sebebiyle engel çıkarıyorlar. 2 0 5 0 'y e geldiğinde Türkiye nerede olacak, ben nerede olacağım? Çünkü insanımızın kadar fa rk edem iyoruz, ta kip edemiyoruz. Bize gelen sorulardan, katıldığım toplantılardan, dost meclislerinden bana 10 tane soru soruluyorsa 9'u iç politikayla ilgili, içeriyle ilgili, hâlbuki dışı mızda çok önemli gelişm eler var. Sabah haberle re baktım, Avrupa Birliği'yle Rusya enerji konu sunda müzakere yapıyor. Bu sizi ilgilendirm iyor mu, hepimizi ilgilendirm iyor mu? O kadar çok becerisini, gayretini, başarısını gördüler, artık bil ilgilendiriyor ki, enerji yoksa sanayi yok, ener giyi de üretm eye başladık çok şükür, biraz daha ji yoksa gelecek yok, enerji yoksa refah yok. fazla üreteceğiz. Türkiye ise enerji bağımlısı bir ülke, cari açığın önemli bir kısmı enerji ithalatına gidiyor. Bakın, Ankara'daki sanayicilerimiz dünyanın 2 0 0 ülke sine ihracat yapıyor. Eskiden incir, üzüm, fındık satıyorduk, şimdi sanayi mamulleri satıyoruz, in şallah daha yüksek teknolojiyi satabilecek hale geleceğiz. Allah Hans'a akıl verdi, Hasan'dan esir gemedi, Hans aklını iyi kullanıyor, işini iyi g ö tü rü yor, Hasan'lar da akıllarını iyi kullansınlar. ne oluyor, ne b itiyo r bilemiyoruz. Başka ülkeler dün filancalarla kavgalıydı, bugün el sıkışmaya başladılar, dün diş gıcırdatanlar bugün tebes süm etm eye başladı. Türkiye bunlara daha fazla zaman ayırmalı, daha fazla dikkat kesilmeli ve içerideki tartışmalarımızı da hukuk çerçevesinde çözmeli, kimse hukukun dışına çıkarak bir arayış Enerjimizi, gücümüzü kavgaya değil, bir arada ol içerisinde olmamalı. Onun için ne çözeceksek, maya, beraber olmaya, birlikte uygarca tartışm a neyi çözeceksek, nasıl çözeceksek ve ne kadar ya harcayalım. Kavga ortamında kimse kimsenin kalıcı olacaksa bu, hukukun içinde kalarak olur. ne dediğini anlamaz. Konuşamazsak anlaşamayız, konuşabilmemiz lazım. Evvelde hukuku uygulayanlar hukukun dışına çıkmamalıdır. Hukuku uygulayanlar hukukun dı Onun için gelin elbirliğiyle toplum sal barışı ka şına çıkarsa tu z kokmaya başlar, her şey kokar. lıcı kılalım. Kimse yanlış anlamasın, bunu siyasi partiler anlamında söylem iyorum: Hem ekono 24 Hepinize teşekkür ederim, sağ olun. ASOMECLİS "Türkiye portföy yatırımı değil, doğrudan yatırım almak durumunda" BORA AYNAGOZ ASO MECLİS BAŞKAN YARDIMCISI Saygıdeğer Meclis Başkanım, siz istikrarın timsali ol muş, deneyimli ve kamuoyunda en çok dinlenen par lamentersiniz. Konuşmanızda iyimser olmanız, bize de ümit veriyor. Ancak "Türkiye'nin cari açık gibi bir derdi vardır, enerjiye ödenen paralar cari açığa ne den oluyor." dediniz. Tabii Türkiye'nin bir şansızlığı da var. 90 yıllık bir ülke olmakla beraber sermaye birikimi olmadığı için de yeterli miktarda üretim ya pamıyor, netice olarak yabancı sermaye, dış kaynağa ihtiyacı var. Yabancı sermaye ise siyasi istikrar ve hukuk devleti ilkelerine bağlılık ister. Ancak ülkemiz de son zamanlarda yabancı sermayeyle ilgili küresel kriz haberleri, bu dönemde siyasi istikrar ve hukuk devleti kavramlarını çok daha öne çıkarıyor. Türkiye portföy yatırımı değil, doğrudan yatırım almak du rumunda. Onun için özellikle siyasilere, bizi yöne tenlere siyasi istikrar ve hukuk devleti açısından bu dönemde çok önemli görevler düşüyor. İyimser olmanıza rağmen görünen manzara da sanki pek öyle değil. Son zamandaki gelişmeleri hep bir likte yaşıyoruz, en büyük sıkıntıyı siz görüyorsunuz. Ben size bununla ilgili bir soru soracaktım ama siz 30 Mayıs 2012'de Odamıza gelmişsiniz, ben de size 3 tane soru sormuşum. Buradan bir neticeye var mak istiyorum. Evet, iyimser olalım ama siyasi istik rar açısından başarılı olamamışız. Sorunun bir tanesi; "Yasama yürütmeye hesap ve riyor ancak yargı hesap vermiyor. Biz bir garabet yaşadık, 367 gibi bir olayı yaşadık." demişsiniz. Biz de "Bu yeni anayasa çalışmalarında yargı da hesap verecek duruma gelecek mi?" diye sormuşuz ama şu ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 anda hâlâ patinaj yaptığının farkında mısınız? Demek ki bunda başarılı olamamışız. İkincisi; başkanlık-yarı başkanlık tartışmaları ile ilgili "Başkanlık-yarı başkanlık için önce bunun altyapısı nı hazırlayalım, sonra anayasa çalışmaları olsa nasıl olurdu?" diye sormuşum. Tabii bu artık gündemde olmadığı için bunun üzerinde durmamak lazım. Üçüncüsüyse çok önemli; "Bütün siyasi partilerin mutabakatıyla anayasayı mutlaka çıkartacağız." de mişsiniz. "Siz deneyimli bir siyasetçisiniz. Siyasi parti mutabakatı ile bu işin olması mümkün gözükmüyor, görünen köy kılavuz istemez, siz de bunun farkında sınız, olmayacak duaya amin diyoruz." demişiz. Siz de cevaben: "Şimdi ayak numaranız 41-42 olmuş, size 32 numara ayakkabıyı giydirmişler. Daha çocuk ken ayağınızın ne hale geldiğini, her gün nasıl sıkın tılara, her parmağının nasıl nasır oluştuğunu görüyor olmanız lazım. Bu kadar açık bir gerçeği göremiyorsa siyaset kurumu, buna çözüm bulamıyorsa, o siyaset kurumunun kendisi tartışılır hale gelir, anayasayı ya pamayan siyaset kurumu kendisi baş problem hali ne gelir." demişsiniz. Onun için bu sürecin en önemli dinamiği budur, bu yapılmadığı takdirde meşruiyet başta olmak üzere bir sürü sıkıntı çıkar. Bunu şunun için söylüyorum: Aradan iki sene geçmiş, hâlâ siyasi istikrar, hukuk devleti diyoruz ancak geçen sürede fazla bir adım atılmadığına, başarılı olunamadığına tanık oluyoruz. İyimser olmak iyi ama gelinen nok tada, hele ki küresel krizin kapımıza dayanmakta ol duğu böyle bir zamanda birtakım sıkıntıları göz ardı etmemek gerektiğini bilgilerinize sunuyorum. 25 29 Ocak 2 0 1 4 "OSB'lerin altyapı sorunlarının giderilmesi gerekiyor" NİYAZİ AKDAŞ DÖKÜM SANAYİİ MECLİS ÜYESİ Sayın Meclis Başkanım, 27 Eylül 2011 tarihinde An kara Sanayi Odası 2. Organize Sanayi Bölgesi Başkanıyken, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda organize sanayi başkanları olarak belediyemizle bir sözleşme imzalamıştık. Sizin de şahadet ettiğiniz bu toplantıda "Sayın Başkan, bunun şahidi benim, gerçekleştirmezsen iki elim yakandadır." gibi bir ifade kullanmıştınız. O tarihlerde Eskişehir Yolu'ndan Ankara Sanayi Odası 2. Organize Bölgesi'ne doğru yeni bir yol yapılanması olduğundan bazı arsaları almamız gerekiyordu. Sayın Belediye Başkanımızla defaatle konuştuk, "Siz önce kendi vecibenizi yerine getirin." dedi. Biz de getirdik, getirdiğimizi de kendisine belirttik ama hiçbir gelişme olmadı. Şimdi bölgemiz ağır sanayinin geleceği bir yer oldu ğundan büyük tırların, büyük nakliye araçlarının ça lışması gereken bir bölge ama yol buna uygun değil, burada katkınızı istirham ediyorum. İkinci bir arzım da şu: Yine bu protokol çerçevesin de Döküm İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili bir protokol imzalandı, sureti elimdedir. Hakemleri ise Nurettin Bey'le, Sayın Belediye Başkanımız, şahidi sizsiniz. Şimdi kamulaştırması bitti, altyapısı yapılacak ama belediyemizden hiçbir ışık görmüyoruz. Sincan Organize Sanayi Bölgesi önündeki alanda yer alan bu işletmeler mikro dökümcülerden oluşuyor. KOBİ değil, küçük esnaf olarak adlandırdığımız bu iş yerleri kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar. Yönetim Kurulu Başkanımız Belediye Başkanına bu iş yerle rinin kapanmaması konusunda ricada bulundular ve organize sanayi bölgesi oluşuncaya kadar 3 yıl erte lediler. Fakat şimdi 3 yıl tamamlanıyor ama burada hiçbir altyapı yok. Sizden bu konuda da katkılarınızı istirham ediyorum. "Bir sivil anayasa yapılabilseydi bugünkü sorunları yaşar mıydık?" SELAHATTİN ŞAHİN İNŞAAT VE TESİSAT MÜTEAHHİTLERİ SANAYİİ MECLİS ÜYESİ Değerli Meclis Başkanım, siyasette en uzun kalabilen ve çok net ve açık konuşan bir tarzınız var, bunu ya kinen biliyoruz, bununla da gurur duyuyoruz. Sayın Meclis Başkanım, takdir edersiniz ki sivil anaya sa, söylediğiniz kayıt dışılıkların çözümünün temelidir. Geçmişte sizin de başında bulunduğunuz Anayasa 26 Komisyonu'nun başarılı olamamasının temelinde, sivil anayasa yapılamamasında belirlenen yöntemin doğ ruluk derecesi nedir? İktidarın her alanda kullandığı çoğunluk faktörünün burada dikkate alınmamasını neye bağlıyorsunuz? Bir sivil anayasa yapılabilseydi bugünkü sorunları yaşar mıydık? Bu konudaki görüş lerinizi bekliyoruz, teşekkür ediyorum. ASOMECLİS "Büyükşehir Belediyesi'nin OSB'lerin yaşadığı sorunları çözmesi gerekiyor" SEYİT ARDIÇ ASO YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ Şu an Ankara Sanayi Odası 2. Organize Bölgesi Başkanı sı fatı ile söyleyeceğim hususlar var. Niyazi Beyin konuşma sında belirttiği Büyükşehir Belediyesi'yle yapılan protoko le ben de Yönetim Kurulu üyesi olarak katılmıştım, Niyazi Bey'in söylediklerine ilaveten çok önemli bir sorunumuz daha var. Biliyorsunuz geçtiğimiz yıllarda İvedik OSB'de talihsiz bir olay yaşamıştık. Yanıcı ve parlayıcı madde ve boya imalatı yapan arkadaşlarımızın atölyelerinde patla ma olmuştu, can kayıpları yaşamıştık. Daha sonraki süreç te gerek Büyükşehir Belediyesi gerekse OSB yönetimleri, İvedik OSB'de bu tarz imalat yapan firmaların bölgeyi terk etmesi, yani imalatlarını orada yapamayacağı konusunda yazılar yazdı ve bu arkadaşlarımız da doğal olarak bizlere müracaat etti. Biz de Temelli'de gelişme sahamızın az üs tünde 1 - 1,5 milyon metrekare civarında bir araziyi tahsis ettik. Sayın Belediye Başkanımızın bize sözü şuydu: "Siz gerekli işlemlerinizi, parselizasyonları yapın, bitirin, altya pısını ben yapacağım." Ve doğal olarak birçoğu maksimum 15 kişi çalıştırabilen bu küçük atölyelerden cüzi miktar da para alarak arsa tahsis ettik ve altyapısının da Melih Bey'in yapacağını -kendisinin yaptığı konuşma da budursöyledik. Mart ayında protokol sona eriyor ve biz 2 yıllık bir süreçte hiçbir yol alamadık. Biz, ihtisas OSB'yle ilgili ge rekli tüm işlemlerimizi yerine getirdik, çevresel etkilenme değerlendirme raporunu da aldık. Hiçbir sorunumuz yok ama arkadaşlarımız ciddi anlamda mağdur. Bunu çözebil mek adına mevcut bölgemizden -ki bölgemizdeki birçok katılımcıya haksızlık yapmamıza rağmen- daha uygun fi yata parseller vermeyi de teklif ediyoruz ama yapacakları masraflar maalesef katılımcı arkadaşlarımıza sıkıntı yaratı yor. Bütün ümidini kesmiş durumdalar. Bir taraftan "çıkın, burayı terk edin" diyoruz ama nereye gideceklerini söyleyemiyoruz. Böyle bir sorunumuz var, arz etmek istedim. "Elektrik üzerindeki ek vergilerin kaldırılması gerekiyor" AYHAN GÖKMEN PLASTİK VE PLASTİK ÜRÜNLERİ SANAYİİ MECLİS ÜYESİ Biz plastik profil, pencere profili üreticileri olarak Çin'den sonra Türkiye'de ikinci büyük üretime sahip bir sektörüz. Türkiye'de otomobil ihracatından sonra, PVC pencere profili ikinci sıradadır ve firmamız da şu anda yüzde 87 ihracat başarısıyla çalışmaktadır. Elektrikteki en büyük so runlarımızdan bir tanesi; tamamen elektrikle çalışan imalat makinalarımızdan dolayı çok ciddi elektrik faturaları gel mesidir. Pahalı olmasının yanında, TRT payı, belediye fonu ve enerji fonu gibi birtakım yükler elektrikteki en büyük sorunumuzdur. Bundan dolayı sektörümüz çok ciddi bir kayba uğramaktadır ve ihracatımız hızla düşmektedir. Bugün Ankara'da bu sektörde faaliyet gösteren 3 firma vardı. Bir tanesi Kalpen Kalyoncu Grubu'nundu, onlar ka pattılar, üretimlerini tamamen durdurdular. İkinci firmamız Sincan Organize Sanayide, yeni satışı yapıldı, üretimde sıkıntıları olduğundan dolayı başka bir firmayla ortaklık ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 yapısına girdiler. Ve biz üçüncü firma bugün 5'te 1 kapasi teyle üretim yapmaya çalışıyoruz. İkincisi ise su sorunumuz. Bugün evlerde bile metreküpü 5 TL olan suyun, sanayi bölgesinde, özellikle 1. Organize Sa nayi Bölgesi'nde metreküp fiyatı 7 TL'dir. Bu tür vergilerin hızla düşürülmesi gerekmektedir. Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin de senet prob lemi olduğunu düşünüyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan senedin Türkiye'den de bir an önce kaldı rılması gerekmektedir. Çünkü senet, bankalar için çok ciddi bir gelir kaybıdır. Bankalar senedi tahsile koymak için 30 lira tahsil parası, protesto olduğunda da 90 lira protesto masrafı almaktadırlar. Rekabetin eşit şartlarda sağlanması için satışlardaki senedin kaldırılması gerektiği inancı için deyiz. 27 29 Ocak 2 0 1 4 Cemil ÇİÇEK TBMM Başkanı Kapanış Konuşması Söz alan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Sözün doğrusunu söylemek önemli ancak o sözün arkasına doğru örnek koymak, doğru sözü söyle mekten daha önemlidir. Türkiye olarak sözün doğ rusunu söyledik ama o doğrunun arkasına doğru olur. Dedim ya, işi çözerek götürmemiz lazım. Bu rada dile getirilen tüm konularda ne zaman ister seniz ben yardımcı olmaya hazırım. Tarihini siz be lirlersiniz, ben de buradayım, ne zaman isterseniz bu birlikteliği sağlayabilirsiniz. örnekleri yeteri kadar koyamadık. Türkiye'nin te Tabiatıyla söylediğim sözlerin ne anlam ifade mel sorunu bu, yaşadığımız sıkıntı buradadır. Me e ttiğini o gün de, bugün de bilerek birkaç söy sela Türkiye özelleştirmeyi dünyada ilk konuşan lemek istiyorum. Evvela Türkiye'nin bir anayasa birkaç ülkeden bir tanesidir. Eski Sovyet Bloğu'nda sorunu var. Yapılamamış olması bu sorunu orta bile özelleştirmeler bitti, biz 2 0 1 4 Türkiyesi'nde dan kaldırmıyor, tam tersi bu sorunun Türkiye'nin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nı tutm aya devam gündeminde daha önemli olduğunu görüyoruz, ediyoruz. Lafın doğrusunu 80'lerde söylemişiz bunu yapmamız lazım. Ancak 4 siyasi partiyle ama işin doğrusunu 2 0 1 4 'te bile daha tamamla 60 madde üzerinde uzlaşı sağladık. Az önce uz yamamışız. Onun için bu konuşmaları böyle değer laşmaya önemli ölçüde vurgu yaptım. Uzlaşmayı lendirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. partilerimiz şöyle anladı: Hepimiz, dördümüz de aynı görüşte olacağız. Demek ki, 60 maddede aynı İkincisi; sorun çözme yöntemimle ilgili bir şey ifade görüşte olabildik. Belki biraz daha zorlasaydık bir edeyim. Sayın Başkan da bilir, tabiatıyla bu söyle 3-5 madde daha olabilirdi ama bu yeni anayasa dikleriniz benim de şahit olduğum hususlar, bazı yapma hedefimizi tam karşılaşamazdı. Şu ana ka larını bilmiyorum. Ama Meclis Başkanı olarak değil, dar 19 değişiklik yapılmış. Ama arzu edilen, mev bir milletvekili olarak, Ankara'da yaşayan biri ola cut Anayasa'da değişiklik yaparak ilerlemek değil, rak şöyle bir yol takip edebiliriz. Daha evvel ulaşım hedefimiz; yepyeni, öncelikleri, dengeleri, felsefesi planı ve hava yolları konusunda sıkıntılar vardı. Siz günümüz şartlarına uygun bir anayasa yapmaktı. gelip taleplerinizi bize söylüyordunuz, biz de ilgi Ama bu çalışma emin olun benim siyasi hayatımda li makamlara iletiyorduk. Türkiye'de sorun böyle ilk defa çok önemli bir hazine oluşturdu. Şu günler çözülmüyor. Çözüm, tarafları bir masaya getirerek de HSYK'yla ilgili bir tartışma yapılıyor. Hemen bir oluyor. Siz söylüyorsunuz, bunun karşılığı ne oldu? çözüm arayışı söz konusu olduğunda ben diyorum Belediyenin de söyleyeceği bir şeyler olabilir, bunu ki; bakın dört siyasi partinin yüzde 98 anlaştığı bir yüz yüze konuşup, sonuçta uygulamayı da takip metin var, demek ki iki unsur kalmış, onu da çözü- etmek gerekiyor. Ben bu yöntem in daha doğru versek bu işi kalıcı çözmüş olacağız. O çalışmalar sonuç verdiği kanaatindeyim. Sayın Başkanımız heba edilmiş değil, keşke tamamını yapabilseydik organize eder, ben de yardımcı olurum, ne zaman ama belli bir süre sonra bazı konularda anlaşma istiyorsanız taraflarla sizleri bir araya getiririz. Bel imkânı olmadı, olması da mümkün gözükmüyor. O ki beş tane sorununuz vardır da o yöntem le ikisini, zaman yöntem değişikliğine gitmem iz lazım. Dört üçünü çözeriz, ikisi kalır, hiç olmazsa üçü çözülmüş siyasi partinin bazı konularda anlaşma imkânı ola- 28 ASOMECLİS mayabiliyor. Misal vereyim, vatandaşlık bölümünü, vardılar. Mesela, AK Parti "Danıştay, Sayıştay, Yük egemenlik bölümünü yazacağız, benzer bölümler sek Askeri İdari Mahkemesi, Askeri Temyiz Mahke var, maddeler var. Üç siyasi parti Türk milleti diye mesi, Yargıtay olmasın, bir te k tem yiz mahkeme bir kavramı, bir gerçeği kullanıyor. Kimisi egemen si olsun, diğerleri onun şubesi olsun, yargı birliği likte kullanıyor, kimisi vatandaşlıkta kullanıyor olsun" diyordu. Bu müzakerelerin sonucunda AK ama neticede Türk milleti diye bir ifadeyi kullanı Parti uzlaşma adına bundan vazgeçti. Kurumlarla yor. Ama bir partimiz kabul etmediğini söylüyor. ilgili anayasal kuruluşlar da yargı birliği fikrine sı Nasıl olacak? O bir parti bunu mu kabul edecek, üç cak bakmayınca, AK Parti vazgecti. parti bundan mı vazgeçecek? Böyle bazı maddeler var. Bunlar olunca bir kilitlenme meydana geliyor. Ama nerelerde kilitlenme olduğunu da böyle gör meye başladık. Dışarıdan belki slogan olarak gözü küyordu ama şimdi daha ayrıntılı hale geldi. İki; yürütm e organının şekillenmesinde AK Par ti başkanlık sistemini önerdi. Başkanlık sistemini önerince yargının yönetim iyle ilgili organlara da getirdiği taslakta seçilen devlet başkanına seçme imkânı veriyordu. HSYK tipi bir modelde "Beş ta İkincisi; belki farkındasınız-değilsiniz, bu çalışmalar nesini de -misal olarak söylüyorum- cumhurbaşka başlayıncaya kadar hiçbir siyasi partinin -4 siyasi nı seçsin ya da devlet başkanı seçsin" deniyordu. parti için ifade edeceğim- elinde i5 0 maddelik bir Şimdi yapılan çalışmada o fikrinden de vazgeçti, taslak yoktu. Hiçbir siyasi parti kamuoyuna böyle onun yerine Meclis'in seçmesine imkân verin ki bir açıklama yapmamıştı, kendi içinde var olabilir. batı uygulamalarında bu böyledir, hatta bazı yer Ama şimdi geldiğimiz noktada 4 siyasi partinin lerde tamamını parlamentonun kendisi seçer. Yani egemenlik konusunda, özgürlükler konusunda, şu an Almanya Anayasa Mahkemesi'nin tamamını yargının yönetimi konusunda ne düşündüğünü Parlamento seçer. Ama bizde siyasetçi deyince, veya yürütm e organını nasıl belirleyeceğini, başka aman o seçmesin, niye? Siyaset. Deminden beri kurum ve kuruluşla ilgili düşüncesini bugün gör anlatmaya çalışıyorum. Bir kısmı zaten kayıt dışı me imkânımız var. Bir sene evvel yoktu. Onun için siyaset, benden çok daha fazla siyaset yapıyor, Türkiye'de sorun, siyaseten ve anayasal zeminde insanımızın bunları neden görmek istemediğini çözülecekse elimizde böyle bir metin var, 60'ında bilemiyorum. Dolayısıyla bu ve benzeri konularda yüzde i0 0 mutabık kalmışız. Bazı maddeler var bir uzlaşıya doğru hızla g ittik Şimdi bir anayasa ki bunlarda kısmi mutabakat var, kısmen yok. O değişikliği söz konusu olunca, çözüm olarak ben sorunu çözeceksek hiç olmazsa bu metinlerden de diyorum ki elimizde 4 siyasi partinin büyük öl istifade edebiliriz. Bakın ben şimdi diyorum ki, çüde anlaştığı bir anayasa var. Sadece iki konuda bu çağrıyı yaptım. Siyasi partililerimiz ne diyor, farklılık söz konusu. Yeri gelmişken ifade edeyim; ne diyecek? Bazıları görüş bildirdi, bazıları henüz bunlardan bir tanesi hâkimler kurulu ayrı, savcılar bildirmedi, birkaç gün içerisinde bu da çıkar. Eğer kurulu ayrı, iki ayrı kurul oluşuyor, bunu çok kişi de yargının yönetim iyle ilgili kısmı kanunla değil de te la ffu z ediyor, 61 Anayasası'na göre de böyleydi, Anayasa'da kalıcı bir çözüme kavuşturacaksak, 4 sonra değiştirildi. Savcılar kuruluna Adalet Bakanı siyasi parti yargı yönetim iyle ilgili bir mutabakata başkanlık edecek, bunda mutabakat var. Hâkimler vardılar, bazıları da bazı görüşlerinden vazgeçerek kurulu olunca buna Adalet Bakanı başkanlık etsin ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 29 29 Ocak 2 0 1 4 mi, etmesin mi? Etsin, oy kullanmasın, etsin şu ko bileceğini daha bilir hale geldik ve 25 bin sayfalık nularda oy kullanmasın gibi bir-iki konu var. Dört bir metin oluştu. Bunları da kamuoyunun bilgisine siyasi parti anlaşarak, herkesin de görüşünü alarak sunduk. İnternet sitesine girerseniz hangi konuda düzenlediği bir metin olacağı için bunu da çözebil hangi parti ne düşünmüş, ne söylemiş, nereye iti diğimiz takdirde her iki, üç ayda bir yeni bir HSYK raz etmiş, neresini kabul etmiş, neresini etmemiş tartışması yaşamamış olacağız. bunların hepsini de görme imkânınız var. Dolayı sıyla böyle bir çalışma zannediyorum Türkiye için Parlamento belli adaylar arasından birini seçecek. Buradaki nisabı kaç olsun, salt çoğunluk mu olsun, yeterli olmadı ama iki sene evvelki başladığımız noktaya göre epey mesafe aldık. 4 'te 3'mü olsun, 5 'te 3'mü olsun, yani 276'yla mı, 330'la mı, 367'yle mi? Bu tartışmanın özünde de Bir de şöyle bir algılama yanlış olur: Yeni anayasa çoğunlukçu değil, çoğulcu bir yapı bulunması var. sıfır sorunlu bir ülke anlamına gelmiyor. Öyle ol Çünkü önümüze çıkan bu problem, Meclis'in çıkar saydı her ülkede sorunun bitmiş olması gerekirdi. dığı problem değil. Demin söyledim ya, bütün fa Yeni anayasa sorun çözme imkânını, alanını ge tura siyasetçiye çıkıyor da bir de başkalarının önü nişletmiş oluyordu; bu bir. İkincisi, siyaset alanını müze çıkardığı problem var. Biz 2010 seçimlerinde genişletmiş oluyordu. Bakınız siyaset denildiği za Anayasa değişikliğinde bir hâkim ya da savcının bir man akla Parlamento gelir, Meclis gelir. Temin ede tek adaya oy vermesini istedik. Diyelim ki 50 tane rim ki şu üç erk arasında yetkisi en az olan, yetkisi hâkim-savcı HSYK'ya aday oldu, bir hakim birine de en çok gasp edilen organ, yasama organıdır. oy versin, böylece çoğulcu bir yapı olsun. Anaya 82 Anayasası'nın günümüz şartlarına uymayan sa Mahkemesi bu hükmü iptal edince liste işi çıktı, blok oy verilince de bu türlü sıkıntılar oldu. Hâlbuki Meclis'in ilk çıkardığı metin yürürlükte olsaydı, üm it ederim ki bu sıkıntı olmayabilirdi, yani buna benzer konuları Türkiye yaşayarak öğreniyor. Bazı konular belli bir noktaya geldi ama şunu ifade edi yorum: Bu anayasa ihtiyacı her geçen gün daha da artıyor, artacak. Ben sayın başkanlara yazdığım son yazıda, yani 4 partinin hepsinin mutabık ka lacağı bir anayasayı yapma imkânı yok. Belki yeni yöntemlerle bu 60'ın üzerine yeni maddeleri koy en önemli yerlerinden bir tanesi budur. İşte böyle olduğu, bu denge bu Anayasa'da yeteri kadar ku rulamadığı için çıkan bir problem siyasete yansıyor. Meclis'in bir kısım yetkileri yargı tarafından gasp edilmiş vaziyette, bir kısım yetkilerine de yü rü t me organı tarafından müdahale edilince yasama organının faaliyet alanı daralıyor. Hâlbuki yasama organı önemli, halkın temsilcisi. Ben gelip hesap veriyorum, bize soru soruyorsunuz, bu sizin hakkı nız. Ama "Sen bu kararı niye verdin ya da böyle ka rar verdin bak m em lekette ne sıkıntılar oldu?" diye hiçbir yargıca sorma imkânınız yok. Bunun meka ma imkânımız vardı. Ama şimdi geldiğimiz siyasi nizmalarının da kurulması gerekiyor. Geçmişte, 24 ortam henüz bu yönde bir yöntem geliştirmeye Anayasası'nda bunun bir kısım imkânları vardı. Ama de imkân vermedi. Ne olabilirdi? Bazı maddeler 82 Anayasası, siyasete şaşı baktığı için Anayasayı anayasada yer almayabilirdi, bazı maddelerde üç yapanlar, siyasetin temsil edildiği Parlamento'yu parti evet dediyse dördüncü de evet desin, çünkü da büyük ölçüde dar bir alana sıkıştırdı. Meclis Baş beraber yaşıyoruz. Benzer bir kısım yöntemleri bu kanı olduğum günden beri yaşadığım sorunların labilirdik ama tecrübe edindik, artık neyin nasıl ola tamamı yargıdan kaynaklanıyor. Yargının çıkardığı 30 ASOMECLİS sorunları biz siyaseten çözmeye çalışıyoruz, çoğu zin de belirttiğiniz gibi Türkiye'nin kendi sermaye zaman da çözemiyoruz, bu da size sıkıntı olarak potansiyeli yüzde 7'lik, 8'lik kalkınma hızını tu ttu r geliyor. Şunu söyleyeyim: Türkiye'nin geleceği ay maya imkân vermiyor. Onun için mutlak surette dınlık, Türkiye'nin geleceğinden şüphe duymaya bizim doğrudan yabancı sermayeye ihtiyacımız gerek yok, olsa olsa benim yöntemimden şüphe var. Peki, doğrudan yabancı sermaye de yine sizin duyun, benim sözlerimin gerçekçi olmadığını düşü ifadenizle kuş gibi, güvenli dala konar. Gelenin sa nün ama Türkiye'nin geleceği noktasında en ufak pan lastiği fırlattığı, taş attığı, tü fe k attığı yere ya bir tereddüdüm yok. Türkiye bugünkünden daha bancı sermaye gelmez, nazlıdır. Geçmişte ideolojik güçlü olacak, daha kuvvetli olacak. Biz önümüze sebeplerle yabancı sermayeye karşı çıktık, üniver çıkan fırsatları yeteri kadar değerlendiremiyoruz. site yıllarımızda karşı çıkanlardan biri de benim. Şu son 6-7 aydır olup bitenlere bir bakın. Bir süre evvel Türkiye yabancı derecelendirme kuruluşla Birilerimiz her şeyi devletleştiriyor, biz de her şeyi millileştiriyorduk. Onlar geride kaldı, realist olmak rına göre güvenli bir ülke, yatırım yapılacak ülke. lazım. Ama şimdi geldiğimiz noktada da yabancı Bir ay sonra bakıyorsunuz, aman kimse gitmesin, sermaye Türkiye'ye ilgi duyacaksa, Türkiye yıkı güvensiz bir ülke olarak değerlendirildi. Turist lıyor, Türkiye'de duvar çöküyor, Türkiye kavgalı, gemileri yoldan dönüyor. Kuşadası'na gideceğine Türkiye gürültülü... Onun için kavgalı eve kim kız Yunanistan'a gidiyor, İtalya'ya gidiyor vesaireye verir, yıkılacak duvarın altına da kim gelir oturur? gidiyor. Bir gecede, bir ayda ne oluyor-ne bitiyor? Duvarımızın sağlam olduğunu, yaşadığımız sıkıntı Ben son iki yu rt dışı gezimi Kuveyt ve Bahreyn'e ların da Türkiye'yi aşacak kadar imkânı, tecrübesi, yaptım. Türkiye'ye inanılmaz derecede ilgi duyan dinamiği olduğunu bizim anlatmamız lazım. Göre iki ülke burası. Kuveyt'in kendi ifadelerine göre ceksiniz bu işlerde de vatandaşımızın sağduyusu, geçen seneki bütçe fazlası 54 milyar dolar. Bu öngörüsü, tecrübesi bizden çok daha ileride, biz paranın ülke içerisine gelme imkânı da yok çün siyaset kurumu olarak vatandaşın epey gerisinde kü iç ekonomik dengeleri açısından, bunu bir yere yiz. O seviyeye gelebilsek, zaten şikâyetlerinizin yatırması lazım. Resmi muhatap olarak kiminle bir kısmı ortadan kalkacak. Göreceksiniz bizim çö konuştuysam, hepsi Türkiye'den daire almış. Ben zemediklerimizi de vatandaş bundan evvel olduğu Sapanca'da Bahreynliler sitesinin olduğunu bilmi gibi bundan sonra kendi iradesini, tercihini orta yordum, belki siz de bilmiyordunuz. Dedi ki birisi; ya koyacak, biz siyasetçilerin de bu mesajları iyi "Benim 3 tane dairem var, biri Sapanca'da, bir ta okumamız, iyi okur-yazar olmamız lazım. Alfabeyi nesi Ortaköy'de, bir tanesi Bodrum'da. Ne oluyor değil, siyasetin mesajlarını iyi okuyabildiğimizde Türkiye'de?" Bir Meclis Başkanı diyor ki; "Benim to vatandaşımız bize her zaman doğru yolu gösterdi. runum geçen hafta arkadaşlarıyla İstanbul'daydı, Bu defa da bundan sonraki kararlarında da gös daha yeni geldiler." Türkiye'de olup biteni bizden terecektir. Ben şahsen iyimserim ama sizin-benim çok daha fazla takip ediyorlar. Ben Türkiye'yle ilgili düşüncelerimi bir kısım rakamlarla dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalıştım. Bana söyledikleri şu: "Ne olur yarın bizim medyamızı bir toplayın, şu anlat tıklarınızı bir de onlara anlatın." Çünkü Türkiye'ye gerçekten yoğun bir ilgi var. Ve Sayın Başkan, si ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 iyimser olmamız yetmiyor, dış dünyada Türkiye'nin algılamasını olumsuz yönde etkileyecek bir çaba nın, bir gayretin içerisinde olmamamız gerektiğini düşünüyorum. Hepinize teşekkür ederim, sağ olun. 31 I "v Wg fil #flJö ' H p* | i VBHBBi Ankara Sanayi Odası Meclis Toplantısı 26 Şubat 2014 ASOMECLİS "Ülkemizdeki rant ekonomisinin önüne geçilmesi gerekiyor" Sayın Başkan, Meclisimizin değerli üyeleri, Oda Bazen resmin tamamını görmek kolay olmuyor. mızın Şubat ayı olağan Meclis toplantısına hoş Bu yüzden aramızda konuşmak, sektörlerinizde geldiniz diyor, hepinizi Yönetim Kurulu ve şahsım yaşanan sıkıntıları sizin ağzınızdan duymak iste dik. Toplantımızın bu açıdan yararlı olacağını umu adına saygıyla selamlıyorum. yorum. Değerli Meclis üyeleri, son aylarda artan ekonomik Değerli Meclis üyeleri, Ocak ayında gelişen ülke sıkıntıları aramızda konuşmak, sizin görüş ve de lerde yaşanan çalkantılar durulmuş görünüyor. ğerlendirmelerinizi almak için bu toplantıyı basına ABD'den gelen son veriler, Amerikan ekonomisi kapalı yapmaya karar verdik. nin beklendiği hızda toparlanmadığını gösteriyor. "ABD'den gelen son veriler, Amerikan ekonomisinin beklendiği hızda toparlanmadığını gösteriyor. FEDin parasal genişlemeye fren yapm akta acele etm eyeceği beklentisi küresel piyasaları olumlu etkiliyor. Bu yüzden gelişen ülke paraları ve TL üzerindeki baskı da azaldı. Bu gelişmelerin bize ve diğer gelişen ülkelere biraz zaman kazandıracağı bekleniyor. Ancak bizim bu zamanı iyi bir biçimde değerlendirmemiz gerekiyor." ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 33 26 Şubat 2 0 1 4 FED'in parasal genişlemeye fren yapmakta acele rüyasında bile göremeyeceği kadar yüksek. Diğer etmeyeceği beklentisi küresel piyasaları olumlu yandan, yatırım ortamını iyileştirecek, sanayinin etkiliyor. Bu yüzden gelişen ülke paraları ve TL önünü açacak reformlar hız kesmiştir. üzerindeki baskı da azaldı. Yabancı doğrudan yatırımları ülkemize çekecek Bu gelişmelerin bize ve diğer gelişen ülkelere bi hukuki altyapı henüz oluşturulmamıştır. İş Yapma raz zaman kazandırması bekleniyor. Ancak bizim Kolaylığı 2 0 1 4 Endeksi'ne göre Türkiye 189 ülke bu zamanı iyi bir biçimde değerlendirmemiz ge arasında 69. sırada yer almıştır. rekiyor. A lt başlıklar itibarıyla Türkiye, elektrik temini, ya Değerli Meclis üyeleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2013 - 20 17 Stratejik Planı'nı 2012'de açıklamıştı. Bu stratejik plan hazırlanırken sektör tırımcının korunması ve vergi ödeme başlıklarında ilerleme kaydetm iştir, diğer göstergelerde ise ge rileme söz konusudur. toplantıları gerçekleştirilmiş, özel sektörün geniş kapsamlı katılımı sağlanmıştı. Açıklanan bu bel Birçok alt başlıkta gerilememizin nedeni, başka gede Bakanlığın stratejik amacı; "Sanayinin planlı larının daha fazla reform yapıp, rekabet güçleri gelişimini sağlamak ve yüksek teknolojiye dayalı, ni artırırken bizim reformlarda geri kalmamızdır. dışa bağımlılığı azaltan ve yüksek katma değerli Hâlbuki bizim, küresel rekabet yarışında daha hızlı bir sanayi yapısının oluşumuna öncü olmak" olarak koşmamız gerekiyor. Bazı örnekler vereceğim. açıklanmıştı. Bunun için Bakanlık; toplantılar ve Türkiye 2 0 1 4 Raporu'nda "işe başlama kolaylığı" çalıştaylar düzenlemekte, bütçe ödeneklerinden alt göstergesinde bir önceki yıla kıyasla 20 basa önemli mali kaynaklar ayırmaktadır. Bakanlığın tüm bu çabalarına rağmen son yıllarda sanayimiz sıkıntı içindedir. İç ve dış pazarlarda artan rekabet, azalan kâr oranları ve düşük verimlilik, sanayicilik yapmayı giderek zorlaştırmaktadır. mak gerileyerek 93. sırada yer almıştır. Bu ciddi düşüşün nedeni, maliyet ve asgari sermaye tu tarındaki artış olmuştur. Türkiye, "inşaat izinleri" göstergesinde 1 basamak gerileyerek 189 ülke arasında 148. sırada yer almıştır. Bu gerileme, bu Sanayiciler, fabrikalarını satıp, yüksek rant getiren kapsamda imar planı onayı için azami sürelerin AVM ve konut inşaatlarına ya da ithalata yöne belirlenmesi ve yapı kullanım izin belgesi alınması liyorlar. Çünkü sistem onları buna zorluyor. Bu için gerekli doküman sayısının azaltılmasına yöne alanlardaki faaliyetlerin getirisi, bir sanayicinin lik düzenlemelere rağmen yaşanmıştır. "İç ve dış pazarlarda artan rekabet, azalan kâr oranları ve düşük verimlilik, sanayicilik yapmayı giderek zorlaştırmaktadır. Sanayiciler: fabrikalarını satıp, yüksek rant getiren AVM ve konut inşaatlarına ya da ithalata yöneliyorlar." 34 ASOMECLİS "İş Yapma Kolaylığı 2 0 1 4 Endeksi'ne göre Türkiye 189 ülke arasında 69. sırada ye r almıştır. Ülkemizde iş ortamını iyileştirecek, iş yapmayı kolaylaştıracak alanlarda yapısal reformlara hız vermek gerekmektedir. Aksi takdirde sanayiciye; verimliliğini artır, Ar-Ge ve inovasyona yönel, yüksek katm a değerli mallar üreterek kâr oranlarını yükselt demek fazla etkili olmuyor." "Tapu kaydı" göstergesinde 189 ülke arasında yıldır dış ticaret alanında Türkiye herhangi bir re 50. sırada yer alan Türkiye, bir önceki yıla göre form gerçekleştirmemiştir. 8 sıra gerilemiştir. Bu gerilemenin nedeni, tapu değişikliği ve diğer harçlardaki artışın getirdiği maliyet yüküdür. Türkiye, "Kredi tem ini" a lt baş "Şirket tasfiyesi" sürecinde Türkiye 4 sıra gerileye rek 130. sırada yer almıştır. Raporda, Türkiye'nin lığında bir önceki yıla göre 4 basamak gerileyerek bu alanda son altı yıldır herhangi bir reform yap 189 ülke arasında 86. sırada yer almaktadır. "Dış madığı yer almaktadır. Bunlar sadece bazı örnek ticaret" alt başlığında Türkiye, 189 ülke arasında ler. Ülkemizde iş ortamını iyileştirecek, iş yapmayı 86. sırada yer almıştır. Türkiye'de ihracat işlemleri kolaylaştıracak daha pek çok alan var. Bu alanlar için 7 doküman gerekiyor, işlemler 13 gün alıyor da yapısal reformlara hız vermek gerekmektedir. ve konteyner başına ortalama 9 9 0 dolar maliyet Aksi takdirde sanayiciye; "Verimliliğini artır, Ar-Ge üstleniliyor. İthalat işlemleri için 8 doküman gere ve inovasyona yönel, yüksek katma değerli mallar kiyor, işlemler 14 gün alıyor ve konteyner başına üreterek kâr oranlarını yükselt." demek fazla etkili ortalama 1,235 dolar maliyet üstleniliyor. Son altı olmuyor. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 35 26 Şubat 2 0 1 4 "Yaşadığımız kuraklık ciddi boyutlardadır. Artık, hidroelektrik santralleri kullanarak paçal enerji m aliyetlerini düşük tu tm a k imkânı kalmamıştır. Bu bize enerjide a lte rn a tif kaynaklara yönelm enin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştır." Değerli Meclis üyeleri, sanayici; makro sorunlarla Değerli Meclis üyeleri, yaşadığımız kuraklık ciddi mücadele etm ekten kendi işine bakamıyor. İşlet boyutlara ulaşmıştır. 20 Şubat itibarıyla geçen yıl mesini daha etkin, daha verimli, daha yenilikçi ve 9,8 milyar metreküp olan su miktarı bu yıl yarıdan daha kârlı yapacak adımları atmaya fırsat bulamı yor. Ama bu bir mazeret olamaz. Burada bizim de da azına 4,1 milyar metreküpe düşmüştür. Artık hidroelektrik santralleri kullanarak paçal ener bir öz eleştiri yapmamız gerekiyor. ji maliyetlerini düşük tu tm a imkânı kalmamıştır. Üyelerimize sorunları hakkında soru sorduğumuz Elektrik üretim inde doğal gaza yüklenmekten da; yüksek girdi maliyetleri, ara eleman sıkıntısı, başka çare görünmemektedir. Bu durum, cari açığı kredi maliyetlerinin yüksekliği gibi genel sorunla arttıracaktır. Ayrıca, önümüzdeki günlerde elektrik rın dışında fazla görüş gelmiyor. Sanayici, makro sorunlarla uğraşırken işletmesini geliştirecek te d birler üzerinde yoğunlaşamıyor. Ama böyle yapa rak günü kurtaralım derken çağı kaçırıyoruz. fiyatlarında ciddi artışlar olacaktır. Bu bize ener jide alte rn a tif kaynaklara yönelmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştır. Biz, maalesef za manı heba ediyor, fırsatları kaçırıyoruz. Dışarıdan Bu durumun değişmesi gerekiyor. Küresel kriz, sa nayi üretim inin önemini gösterdi. Sadece hizmet hurda demir ithal edip, ithal enerjiyle üretim yap maya çalışıyoruz. üreterek ekonominin çarklarını çevirmek, eko nomik büyümeyi sürdürebilmek mümkün değil. Hâlbuki, dünyada faizler düşükken, ana metal sa Sanayiyi yeniden ekonomik büyümenin ve eko nayisinde, kendi doğal kaynaklarımızı kullanarak nomik refahın merkezine yerleştirmeliyiz. Ama üretim yapacak tesisler kurabilirdik. Petrokimya bunun için öncelikle içinde bulunduğum uz orta mın değişmesi ve ülkemizdeki rant ekonomisinin sanayisinde, ara malı ithalatını azaltacak tesisler kurabilirdik. Bütün bu fırsatları değerlendirseydik önüne geçilmesi gerekiyor. hem yerli katma değeri yükseltip hem de cari açık Ancak o zaman kaynaklarımızı toprağa ve betona problemini hafifletebilirdik. Hâlâ da yapabiliriz. gömmek yerine verimli, sürekli katma değer yara tan alanlara yöneltebilir, sanayimizi yüksek kat Değerli Meclis üyeleri, bu duygu ve düşünceler ma değerli yüksek teknoloji ürünlerine yönelterek le sözlerime son veriyor, hepinizi saygıyla se çağı yakalayabiliriz. lamlıyorum. 36 AKBANK FARKIYLA DÜNYAYA AÇILIN Akbank’ın uluslararası piyasalardaki gücünü, tecrübe ve bilgi birikimini müşterilerimizin deneyimine sunuyoruz. Global rekabette güçlü bir ortağınızın olmasını istiyorsanız, siz de Akbank farkıyla tanışın. sizin için TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ENERJİ İTHALATI CARİ ACIK İLİSKİSİ M * PROF. DR. MÜSLÜME NARİN Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü DOÇ. DR. FAHRİYE ÖZTÜRK Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü DOSYA GİRİŞ ile kapatmıştır. Ancak 2002 sonrası Türkiye ekono Türkiye ekonomisi 2001 krizi sonrasında speküla misinde artık dış ticaret açığının boyutları, bu tür döviz girişleri ile kapatılamayacak düzeye ulaşmış t if bir büyüme modeli uygulama sürecine girmiştir. Uygulanan model, uluslararası piyasalarda döviz bolluğuna ve faizlerin düşüklüğüne dayanarak döviz kurunda düşmeyi öngören ve dışa bağımlı bir ikti sadi büyüme hızı yaratmıştır. Uygulanan spekülatif büyüme modeli ile Türkiye ekonomisi 2002-2013 yılları arasındaki dönemde hızlı bir büyüme sürecine girmiş ve iktisadi büyümeyle birlikte giderek artan ve 2011 yılında GSYH'nin yüzde 10'una ulaşan cari açık, temel bir iktisadi sorun olarak ekonominin yu muşak karnı haline gelmiştir. Diğer bir deyişle, söz konusu büyüme modeli cari işlemler dengesinde gi derek büyüyen açıklar ile sonuçlanmış ve bu gelişme ile birlikte Türkiye ekonomisi kırılgan ve istikrarsız bir yapıya bürünmüştür. tır. Son dönemde ise bu açığa kâr transferlerinden ve dış borç faiz yükünden gelen baskılar eklenmeye başlamış görünmektedir. Türkiye'nin dış borç stoku 336 milyar dolar düzeyindedir. Yabancı sermaye stokunun ise kabaca 200 milyar dolar düzeyinde ol duğu düşünülmektedir. Bu bağlamda dış borcun faiz yükünü karşılamak ve ayrıca yabancı sermaye sto kunun yol açacağı kâr transferlerinin yaratacağı dö viz baskısını göğüsleyebilmek için Türkiye'nin yılda en az 30-40 milyar dolarlık ek bir döviz gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Bu rakama bir de özellikle enerji açığından kaynaklanan ithalat faturası eklendiğinde, Türkiye ekonomisi olağan durumda bile yılda 60-70 milyar dolarlık bir cari işlemler açığı ile karşı karşıya kalacaktır (Yeldan, 2013). Bilindiği üzere cari denge, ödemeler dengesi bilanço sunun dış ticaret (ihracat-ithalat dengesi), hizmetler (hizmet alımları-hizmet satımları), yatırım (net fak tör) gelirleri (dış yatırım gelirleri-dış yatırım giderleri) ve cari transferler (karşılıksız olarak elde edilen dış gelirler-karşılıksız olarak yapılan dış giderler) denge lerinin toplamından oluşmaktadır. Bir ülke ekonomi sinin cari işlemlerden elde ettiği gelirler, cari işlemle re yapılan giderlerden daha büyükse cari fazla; daha küçükse cari açık veriyor demektir. Cari denge kavra mı yalnızca dış ticaret açığını değil; işçi dövizleri, dış Türkiye ekonomisinin temel dinamikleri dikkate alın dığında cari açığın temel belirleyicileri, iktisadi büyü me, aşırı değerlenmiş döviz kurları, düşük tasarruf oranı ve ülkenin rekabet gücünde azalma olarak sayılabilir. Cari açığı belirleyen kalemler içinde ise yu karıda da işaret edildiği gibi enerji ithalatı ön plana çıkan en önemli kalemlerden biridir. 2012 yılında cari açık 48,5 milyar dolar iken, enerji net ithalatı 51,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşerek cari açığı aş mış durumdadır. Diğer bir deyişle net enerji ithalatı hariç, Türkiye ekonomisi yaklaşık 3 milyar dolar cari borç faiz ödemeleri ve kâr transferleri kalemlerinden oluşan faktör gelirleri dengesi döviz giriş-çıkışlarını fazla vermiştir. da kapsamaktadır. Türkiye ekonomisi, yıllardır dış t i Enerji, bilindiği üzere, iktisadi ve sosyal kalkınmanın caret açıklarını yurt dışından gelen işçi dövizleri ile turizm ve müteahhitlik hizmetlerinden gelen gelirler önemli girdilerinden biridir. Dolayısıyla bir toplumun yaşam standardının yükseltilmesinde, sürdürülebilir "Türkiye ekonomisi 2002-2013 yılları arasındaki dönemde hızlı bir büyüme sürecine girmiş ve iktisadi büyümeyle birlikte giderek artan ve 2011 yılında GSYH'nin yüzde 10'una ulaşan cari açık, temel bir iktisadi sorun olarak ekonominin yumuşak karnı haline gelmiştir." ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 39 kalkınmanın sağlanmasında önemli rol oynar. Türki ye ekonomisindeki büyüme, sanayileşme, nüfus ve şehirleşme oranındaki artışla birlikte, enerji gereksi nimi de hızla artmaktadır. Ancak yeterli enerji kay nakları bulunmayan Türkiye, gereksinim duyduğu enerjinin büyük bölümünü ithal etmektedir. İktisadi büyümeye paralel olarak artan enerji gereksinimi, toplam ithalatı arttırmakta ve dolayısıyla toplam it halat içerisinde enerji ithalatının payı da artmaktadır. Artan enerji ithalatı, yukarıda da belirtildiği gibi, cari işlemler dengesi üzerinde, açık vermesi yönünde, sü rekli bir baskı oluşturmaktadır. Bakanlığı, BOTAŞ ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) veri tabanından alınmıştır. 1. Türkiye'nin Enerji Üretim i ve Enerji Talebi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın enerji verileri ne bakıldığında, enerji kaynakları Türkiye'de kendi ih tiyacını karşılayamamaktadır. Türkiye ekonomisinde 2012 yılı itibarıyla birincil enerji üretimi 34,5 milyon TEP (Ton Eşdeğer Petrol), birincil enerji tüketimi ise 2012 yılı itibarıyla 120.984 milyon TEP olmuştur. 1.1. Türkiye'nin Enerji Üretimi Bu çalışmada 2002-2013 yılları arasındaki 12 yıllık dönem için enerji ithalatı ile cari açık arasındaki ne densellik ilişkileri analiz edilmektedir. Çalışmada ön celikle Türkiye'nin enerji talebi üzerinde durulacak, ardından enerji ithalatı incelenecektir. Daha sonra enerji ithalatı ile cari açık ilişkisine yer verilecektir. Çalışmada kullanılan verilerin büyük bölümü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Enerji ve Tabii Kaynaklar Türkiye'nin enerji üretimine bakıldığında, en önem li enerji üretiminin kömür olduğu görülmektedir. Önemli kömür kaynaklarına sahip olmasına karşın, üretilen kömür yurt içi tüketimi karşılayacak düzey de değildir. Birincil enerji üretiminde kömürü, hidrolik ve jeotermal izlemektedir. Türkiye'nin enerji üretimi Tablo 1'de enerji kaynakları itibarıyla verilmiştir. Tablo 1. Türkiye'nin Enerji Üretim i (Bin TEP) Yıllar Petrol Doğal Gaz 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2.284 2.241 2.268 2.349 2.671 2.555 839 827 931 627 625 652 12.893 14.461 16.409 16.926 17.016 17.446 4.784 4.131 4.012 4.717 6.420 6.561 Odun, Bitki ve Hayvansal Atık 5.169 4.996 4.813 4.666 4.558 3.537 2012 2.440 533 18.955 7.212 3.465 1.862 34.468 2012 % 7,1 1,5 55,0 20,9 10,1 5,4 100,0 Kömür Hidrolik + Jeotermal+ Jeotermal Isı Diğer* Toplam Enerji Üretimi Enerji Üretim indeki Değişme % 611 798 824 1.043 1.203 1.477 26.580 27.545 29.257 30.328 32.493 32.229 2,2 6,2 3,7 7,1 -0,8 6,9 *Diğer; asfaltit, biyoyakıt, rüzgâr ve güneş enerjisini kapsamaktadır. 2007 yılından itibaren birincil enerji arzı dikkate alınmıştır. Kaynak: ETKB, 2 0 1 4 . 40 DOSYA 2012 yılı itibarıyla toplam birincil enerji üretimi içe 1.2. Türkiye'nin Enerji Tüketim i risinde petrolün payı yüzde 7,1, doğal gazın payı yüzde 1,5, kömürün payı yüzde 55, hidrolik ve jeo- Türkiye'de birincil enerji talebi 2012 yılında 121 termalin payı yüzde 20,9, odun, bitki ve hayvansal milyon TEP olarak gerçekleşmiştir. Tablo 2'de birincil atığın payı yüzde10,1, asfaltit, biyoyakıt, rüzgâr ve enerji talebi içerisinde kömürün payının yüzde 33,3, güneş enerjisinin payı ise yüzde 5,4'tür. doğal gazın payının yüzde 30,9, petrolün payının 2006 yılından itibaren enerji üretimindeki değiş meye bakıldığında, istikrarlı bir üretim artışının ger yüzde 25,4, hidrolik ve jeotermalin payının yüzde 6, odun, bitki ve hayvansal artığın payının yüzde 2,9, çekleşmediği görülmektedir. Bazı yıllarda üretimde asfaltit, biyoyakıt, rüzgâr ve güneş enerjisinin pa önemli artış görülürken, bazı yıllarda bu artış düş yının ise yüzde 1,5 olduğu görülmektedir. Fosil ya müş, hatta 2011 yılında enerji üretiminde mutlak kıtların (petrol, doğal gaz ve kömür) enerji tüketimi azalma gerçekleşmiştir. içindeki payı ise yüzde 89,6'dır. Tablo 2. Türkiye'nin Enerji Tüketim i (Bin TEP) Kömür Hidrolik + Jeotermal+ Jeotermal Isı Odun, Bitki ve Hayvansal Atık Diğer* Toplam Enerji Tüketimi Enerji Tüketim indeki Artış % Yıllar Petrol Doğal Gaz 2000 32.297 13.728 22.452 3.369 6.457 274 78.865 - 2001 30.936 14.868 18.440 2.829 6.211 305 73.946 -6,2 2002 30.932 16.102 19.271 3.717 5.974 324 76.591 3,6 2003 31.806 19.450 20.672 3.899 5.748 499 82.123 7,2 2004 32.922 20.426 21.776 4.854 5.532 690 86.142 4,9 2005 32.192 24.726 21.840 4.409 5.325 707 89.099 3,4 2006 32.551 28.867 25.909 4.967 5.169 673 97.995 10,0 2007 33.310 33.953 30.637 4.131 4.996 734 107.627 10,0 2008 31.784 33.807 31.126 4.012 4.813 824 106.338 -1,2 2009 30.565 32.775 32.463 4.717 4.666 1.017 106.138 -0,2 2010 29.221 34.907 33.071 6.420 4.558 1.155 109.266 2,9 2011 30.499 36.909 35.438 6.561 3.537 1.458 114.480 4,8 2012 30.614 37.373 40.306 7.212 3.465 1.766 120.984 5,7 2012 % 25,4 30,9 33,3 6,0 2,9 1,5 100,0 *Diğer; asfaltit, biyoyakıt, rüzgâr ve güneş enerjisini kapsamaktadır. 2007 yılından itibaren birincil enerji arzı dikkate alınmıştır. Kaynak: ETKB, 2 0 1 4 . ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 41 € m m IF # Birincil enerji talebinin sektörlere göre dağılımı in Enerji Bakanlığı tarafından yapılan tahminlere göre celendiğinde, yüzde 27'sinin sanayi, yüzde 26'sının Türkiye'nin birincil enerji tüketimi, referans senar konut ve hizmet, yüzde 14'ünün ulaştırma ve yüzde 24'ünün çevrim sektöründe kullanıldığı Şekil 1'de görülmektedir. yo çerçevesinde, 2020 yılına kadar yıllık ortalama yüze 4 oranında artarak 222 milyon TEP'e ulaşması beklenmektedir. 2020 yılında fosil yakıtların ener Şekil 1. Birincil Enerji Tüketim inin Sektörlere Göre Dağılımı (%) ji tüketimi içindeki payı yüze 86,5 olacaktır (ETKB, 2012: 21). Öte yandan 2012 yılında ulusal üretimin, tüketimi karşılama oranı yüzde 28,5 düzeyindedir. Bunun diğer anlamı Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 71,5'ini ithal ettiğidir. Ulusal birincil enerji üretimin deki artış, tüketimdeki artışa oranla çok düşük dü Kaynak: ETKB, 2 0 1 3 :1 2 . zeyde kaldığından, ulusal üretimin tüketimi karşıla ma oranı da düşük olmaktadır. "Türkiye ekonomisi, yıllardır dış ticaret açıklarını y u rt dışından gelen işçi dövizleri, turizm ve m üteahhitlik hizmetlerinden gelen gelirler ile kapatmıştır. Ancak 2002 sonrası Türkiye ekonomisinde artık dış ticaret açığının boyutlar, bu tür döviz girişleri ile kapatılamayacak düzeye ulaşmıştır. Son dönemde ise bu açığa kâr transferlerinden ve dış borç faiz yükünden gelen baskılar eklenmeye başlamış görünmektedir." 42 DOSYA 2. Türkiye'nin Enerji İthalatı ve İhracatı 2006 yılından itibaren Türkiye'nin ithal ve ihraç e t tiği enerji kaynakları Tablo 3'te görülmektedir. İthal edilen enerji kaynakları içerisinde en büyük payı pet rol ve doğal gaz oluşturmaktadır. Bu enerji kaynak larını kömür izlemektedir. Ayrıca çok düşük düzeyde de olsa enerji ihracatı olduğu görülmektedir. Tablo 3. Türkiye'nin Enerji İthalatı ve ihracatı (Bin TEP) İthalat Yıllar Petrol 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2012 % 37.356 38.233 36.681 33.887 36.566 36.099 37.856 Doğal Gaz 27.973 33.167 34.013 32.827 34.823 36.219 37.910 38,4 38,4 İhracat Kömür Elektrik 15.029 16.140 14.595 15.341 15.921 17.582 22.426 49 74 68 70 98 392 501 Toplam İthalat 80.407 87.614 85.357 82.124 87.409 90.292 98.693 22,7 0,5 100,0 6.379 6.689 6.688 6.048 7.250 5.298 6.103 Doğal Gaz 0 29 399 649 594 590 504 88,9 7,3 Petrol Kömür Elektrik 0 0 0 0 0 1 5 192 208 97 133 165 313 254 Toplam İhracat 6.571 6.926 7.183 6.829 8.009 6.205 6.866 0,1 3,7 100,0 Kaynak: ETKB, 2 0 1 4 . 2002-2012 döneminde Türkiye'nin enerji ithalatı ve sektörel dağılımı Tablo 4'te görülmektedir. Bu tablo ince lendiğinde, 2012 yılı itibarıyla ithal edilen enerjinin yüzde 62,1'i ulaştırmada, yüzde 39'u ise elektrik üretiminde kullanılmıştır. Tablo 4. Türkiye'nin Enerji İthalatı ve Sektörel Dağılımı (2 0 0 2 -2 0 1 2 ) Yıllar 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Toplam İthalat (m ilyar ABD doları) 51,2 69,3 97,5 116,7 139,5 170,1 201,9 140,9 185,5 240,8 235,0 Enerji İthalatı (m ilyar ABD doları) Ulaştırma (m ilyar ABD doları) Ulaştırma Sektörünün Payı (%) 9,2 11,6 14,4 21,3 28,9 33,9 48,3 29,9 38,5 54,1 60,0 5,4 5,6 8,6 12,4 16,6 19,3 27,0 15,2 21,0 33,6 37,3 58,8 48,2 60,0 58,4 57,6 57,1 56,0 50,7 54,6 62,1 62,1 Elektrik Üretim i (m ilyar ABD doları) 3,8 6,0 5,8 8,9 12,3 14,5 21,3 14,7 17,5 20,5 22,8 Elektrik Sektörünün Payı (%) 41,2 51,8 40,0 41,6 42,5 42,9 44,0 49,3 45,4 37,9 39,0 Kaynak: TCMB, 2 0 1 3 a : 8. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 43 m IF # "Enerji ithalat, cari açığı belirleyen en temel kalemlerden biridir. 2012 yılında cari açık 48,5 milyar dolar iken, enerji net ithalatı 51,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşerek cari açığı aşmış durumdadır. Diğer bir deyişle net enerji ithalatı hariç, Türkiye ekonomisi yaklaşık 3 milyar dolar cari fazla vermiştir." 1.2.1. Petrol 2,3 milyon ton olan Türkiye, 29,2 milyon ton petrol tüketmiştir. Türkiye'nin 2020 yılına kadar öngörü 2012 yılı birincil enerji tüketimi 120.984 bin TEP len petrol ürünleri talebi Şekil - 2'de yer almaktadır. olan Türkiye'de, tüketilen petrolün yüzde 92,2'si Türkiye'nin petrol ürün talebinin 2020 yılında 37,7 ithal edilmektedir. 2012 yılında yerli petrol üretimi milyon tona çıkacağı tahmin edilmektedir. Şekil 2. Türkiye'nin Petrol Ürünleri Talep Projeksiyonu 1 9 9 3 -2 0 2 0 (Milyon ton) Kaynak: TÜPRAŞ (2 0 1 3 ), Yatırım cı Sunumu Kasım 2 0 1 3 . 2012 yılında tüketilen petrolün 19,2 milyon tonu ithal edilmiştir. Bu ithalatın 7,2 milyon tonu (% 37,5) İran'dan, 2 milyon tonu (%10,4) Rusya'dan, 2,8 milyon tonu (%14,6) S. Arabistan'dan, 3,8 milyon tonu (%19,8) Irak'tan, 1,5 milyon tonu (% 7,8) Kazakistan'dan, 1 milyon tonu (% 5,2) Libya'dan karşılanmıştır. Türkiye'nin ham petrol ithalatı, ithal edilen ülkelerle birlikte Tablo 5'te yer almaktadır. Türkiye'nin petrol ithalatının ağırlıklı olarak 9-10 ülkeden gerçekleştirildiği, böylece daha sonra da değinileceği üzere doğal gaza göre kaynak çeşitliliğinin daha fazla olduğu görülmektedir. 44 DOSYA Tablo 5. Türkiye Ham Petrol İthalat Kaynakları (Milyon ton) Yıllar 2009 2010 2011 2012 İran 3,2 7,4 9,7 7,2 Rusya 5,5 2,9 2,1 2,0 S. Arabistan 2,1 1,8 2,0 2,8 Irak 1,8 2,1 3,1 3,8 Kazakistan 0,6 2,2 1,1 1,5 Suriye 0,2 0,4 0,3 0,0 İtalya 0,2 0,1 0,1 0,3 Libya 0,0 0,0 0,0 1,0 Diğer 1,0 0,5 0,1 0,6 Toplam İthalat 14,4 17,4 18,5 19,2 Yurtiçi Üretim 2,3 2,5 2,4 2,3 Kaynak: TÜPRAŞ (2013), Yatırımcı Sunumu Kasım 2 0 1 3 1.2.2. Doğal Gaz Türkiye'nin yıllar itibarıyla doğal gaz ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alım miktarları Tablo 6'da görülmektedir. İlk olarak 1987 yılında başlanan doğal gaz ithalatının günümüze kadar hızla arttığı da tablodan takip edilmektedir. Tablo 6. Yıllar İtibarıyla Doğal Gaz ve LNG Alım Miktarları (Milyon m etreküp) Yıllar Rusya İran Azerbaycan Cezayir Nijerya Spot LNG Toplam 2005 17.524 4.248 0 3.786 1.013 0 26.571 2006 19.316 5.594 0 4.132 1.100 79 30.221 2007 22.762 6.054 1.258 4.205 1.396 167 35.842 2008 23.159 4.113 4.580 4.148 1.017 333 37.350 2009 19.473 5.252 4.960 4.487 903 781 35.856 2010 17.573 7.765 4.521 3.906 1.189 3.079 38.036 2011 25.406 8.190 3.806 4.156 1.248 1.069 43.874 2012 26.491 8.215 3.354 4.076 1.322 2.464 45.922 2012 % 57,7 17,9 7,3 8,9 2,9 5,3 100 Kaynak: EPDK, 2 0 1 3 :2 2 . ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 45 2012 yılında 45,9 milyar metreküp doğal gaz ithal eden Türkiye, bu ithalatın yüzde 57,7'sini Rusya'dan, yüzde 17,9'unu İran'dan gerçekleştirmektedir (EPDK, 2013: 22). Türkiye'nin gerçekleştirdiği doğal gaz alım anlaşmaları Tablo 7'de görülmektedir. Tablo 7. Doğal Gaz Alım Anlaşmaları M iktar (Plato) (milyar m etreküp/yıl) İmzalanma Tarihi Süre (Yıl) D u ru m u Cezayir (LNG) 4.4 14 Nisan 1988 20 Devrede Nijerya (LNG) 1.2 9 Kasım 1995 22 Devrede İran 10 8 Ağustos 1996 25 Devrede Rus. Fed. (Karadeniz) 16 15 Aralık 1997 25 Devrede Rus. Fed. (Batı) 4 18 Şubat 1998 23 Devrede Türkmenistan 16 21 Mayıs 1999 30 - Azerbaycan(Faz-I) 6.6 12 Mart 2001 15 Devrede Azerbaycan(Faz-II) 6 25 Ekim 2011 15 2017/2018 0.15 25 Ekim 2011 33 Devrede Mevcut anlaşmalar BIL Kaynak: BOTAŞ (2014). 2012 yılında 45,3 milyar metre küp doğal gaz talebi bulunan Türkiye'nin, bu talebinin 2020 yılında 70 milyar metre küpe çıkacağı tahmin edilmektedir (Enerji Günlüğü, 2012). Giderek artan talebi karşılamak için kaynak çeşitlendirmesine gitmesi kaçınılmaz görünmektedir. 46 DOSYA Türkiye'nin enerji kaynakları kendi ihtiyacını karşılamamaktadır. Önemli kömür kaynaklarına sahip olmasına karşın, üretilen kömür y u rt içi tüketim i karşılayacak düzeyde değildir. Birincil enerji üretiminde kömürü, hidrolik ve jeoterm al izlemektedir" " 1.2.3. Kömür 1.2.4. Elektrik Türkiye'nin en çok üretimini gerçekleştirdiği ener ji kaynağı, kömürdür. 2012 yılı itibarıyla bir milyon TEP taş kömürü, 17,8 milyon TEP linyit üretimi ol mak üzere toplam 18,9 milyon TEP kömür üretimi gerçekleşmiştir. Oysa aynı yıl 37 milyon TEP kömür tüketiminin 20 milyon TEP'i taş kömürü, 17 milyon TEP'i linyit kömürüdür. Linyit kömüründe kendine yeten Türkiye, taş kömüründe dışa bağımlı olup, 19 milyon TEP taş kömürü ithal etmiştir. Türkiye'de, yıllık elektrik enerjisi tüketim artışı or talama yüzde 7 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2002 yılında 132,6 milyar kWh olan elektrik tüketimi, yak laşık iki kat artarak 2012 yılında 242 milyar kWh'ye ulaşmıştır. Öte yandan 2012 yılı itibarıyla elektrik üretiminin yüzde 41,3'ü doğal gazdan, yüzde 29,2'si hidrolikten, yüzde 24,2'si kömürden ve yüzde 5,4'ü de diğer kaynaklardan sağlanmıştır (ETKB, 2013: 13-14). Enerji Bakanlığı'nca yapılan tahminlere göre 2012 yılında 35 milyon ton olan taşkömürü tüketiminin 2020 yılında 81 milyon tona; 119 milyon ton olan linyit tüketiminin ise 202 milyon tona çıkacağı ön görülmektedir (Türkiye Taşkömürü Kurumu, 2013: 30). Dolayısıyla taş kömürü ithalatı da artış göste recektir. Bu verilerden de anlaşıldığı gibi günümüzde elektrik üretimi büyük ölçüde doğal gaz ithalatına dayan maktadır. Bu bağlamda da enerji ithalatının boyu tu ve elektrik üretimindeki belirleyici rolü dikkate alındığında, bu alanda yapılan yatırımların önemi ön plana çıkmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye Elektrik Üretim AŞ tarafından hazırlanan "Türkiye Elektrik Üretim Kapasite Projeksiyonu (2012-2021)" ve rileri, hâlihazırda lisans müracaatı yapılmış olan ve inşası devam eden yeni santrallerin tamamlanması ve üretime geçmeleri durumunda, gelecek yıllarda Türkiye'nin elektrik üretim bileşiminin değişeceği ni ve doğal gaz dışındaki kaynakların kullanımının artacağını göstermektedir (TEİAŞ, 2012: 45). Bu projeksiyona göre, enerji fiyatlarının sabit kalması varsayımı altında, 2018 yılından itibaren elektrik enerjisi üretimine yönelik ithalatın yaklaşık 25 mil yar dolar düzeyinde istikrar kazanması beklenmek tedir (TCMB, 2013b:4). 3. Cari Açık Enerji İthalatı İlişkisi Yukarıdaki bölümlerde özetlenen Türkiye'nin enerji üretimi ve tüketimine ilişkin veriler, Türkiye ekono misinin enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke gö rünümü sergilediğini açık bir biçimde göstermekte- ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 47 dir. 1990-2011 yılları arasındaki 21 yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin enerjide dışa bağımlılığı; birin cil enerji arzında, yüzde 52'den yüzde 72'ye yük selmiştir (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, 2012: 9). Tablo 8, Türkiye'nin 2002-2013 yılları arasındaki dönemde toplam ve enerji dış ticaret verilerini1 içer mektedir. Bu tablo incelendiğinde 2002-2013 yılları arasındaki dönemde, ekonominin yüzde 4,8 küçül düğü 2009 yılı hariç, dış ticaret açığı sürekli artmış tır. Söz konusu dönemde toplam ithalatın toplam ihracattan daha hızlı arttığı ve sonuçta dış ticaret açıklarının büyüdüğü dikkat çekmektedir. Dış ticaret açıklarının büyümesinde toplam enerji ithalatının toplam ithalat içindeki payının artmasının rolü yadsıTablo 8 . Toplam İth a lat-İh rac at İle Yıllar 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Toplam İth a la t Toplam İhracat 51,55 69,34 97,54 116,77 139,58 170,06 201,96 140,93 185,54 240,84 236,54 248,34 40,72 52,4 68,53 78,37 93,61 115,36 140,8 109,64 120,9 143,4 163,22 157,8 Toplam İhracatToplam İth a la t 10,83 16,94 29,01 38,4 45,97 54,7 61,16 31,29 64,64 97,44 73,32 90,54 Enerji İhracatı 0,69 0,98 1,4 2,6 3,5 5,1 7,5 3,9 4,4 6,4 7,6 5,94 namaz. Enerji ithalatının toplam ithalat içindeki payı 2004 yılında yüzde 13 düzeyinde iken, 2012 yılında yaklaşık yüzde 23'e ulaşmıştır. Tüketimde daralma ve ekonomide yavaşlama nedeniyle genel ithalatta düşüş yaşanan 2012 yılında ise enerji ithalatı artışı nı sürdürerek 60,15 milyar dolar ve net enerji ithala tı 52,4 milyar dolarla; toplam ithalat faturası içinde enerjinin payı da yüzde 23 ile tarihindeki en yüksek düzeyleri görmüştür. Ayrıca ele alınan dönemde net enerji ithalatının toplam dış ticaret açığının yüzde 73,35'ini oluşturduğu dikkat çekmektedir. Enerji ithalatındaki gelişmeler, Türkiye'nin yumuşak karın larından biri olan cari açık üzerinde de ciddi bir baskı oluşturmakta ve cari açığın düşürülmesi çabalarına olumsuz katkıda bulunmaktadır. ji İth a la tı v e İhracatı (M ilyar Dolar) Enerji İth a latı 9,2 11,5 14,4 21,2 28,8 33,9 48,66 29,9 38,77 54,1 60,15 48,5 N et Enerji İth a latı 8,51 10,52 13 18,6 25,3 28,8 41,16 26 34,37 47,7 52,55 42,56 N e t Enerji Enerji İth a la tı/ İth a la tı/ (Toplam Toplam ihracat-Toplam İth a la t (%) İth a la t) (%) 16,51 15,17 13,33 15,93 18,13 16,94 20,38 18,45 18,52 19,81 22,22 17,14 78,58 62,10 44,81 48,44 55,04 52,65 67,30 83,09 53,17 48,95 71,67 47,01 *Ocak-Kasım dönemi Kaynak: TÜİK ve TCMB verilerinden yararlanılarak oluşturulmuştur. 1- E n e rji dış tic a re tin e iliş k in ih ra c a t ve ith a la t d e ğ e rle ri U lu s la ra ra s ı S ta n d a rt S a n a y i S ın ıfla m a sı (In te rn a tio n a l S ta n d a rd In d u s t r ia l C la s s ific a tio n -IS IC ) Rev. 3 D üzey 2 v e rile rin d e n y a ra rla n ılm ış tır. Ç alışm ada e n e rji ith a la tı; (1 0 ) m a de n kö m ü rü , lin y it ve tu rb, (1 1 ) ham p e tro l v e d o ğ a l gaz, ( 2 3 ) k o k köm ü rü, r a fin e e d ilm iş p e tro l ü rü n le ri ve n ü k le e r y a k ıtla r, (4 0 ) e le k trik , gaz ve s u ve (9 9 ) g iz li v e ri; e n e rji ih ra c a tı iç in d e y in e (1 0 , 1 1 ,2 3 ve 4 0 ) k a le m le ri to p la n a ra k e ld e e d ilm iş tir. G izlem e u y g u la n a ra k a y n ı f a s ıl a ltın d a te k b ir G TİP k o d u n d a b ir le ş tir ile n m a d d e le re a it to p la m d e ğ e rin , s ın ıfla m a la rd a an a g ru p to p la m la rın ın ka yb o lm a m a s ı a m a c ıy la a y rı b ir g ru p o la ra k v e rilm e s id ir. G iz li v e ri, ham p e tro l, d o ğ a l gaz ve b itü m e n li ta ş k ö m ü rü ü rü n le rin i iç e rm e k te d ir. 48 DOSYA 2002-2013 yılları arasındaki dönem için enerji ithala tı, büyüme ve cari açık verileri, Tablo 9'da verilmiştir, Bu tablo incelendiğinde ele alınan değişkenler arasın daki ilişkiler açıklık kazanmaktadır. Ele alınan dönem de cari açık giderek artmış ve 2011 yılında 75 milyar dolarla GSYH'nın yüzde 9,7'sine ulaşmış ve Cumhu riyet tarihinin rekorunu kırmıştır. 2012 yılı için eko nomi soğutulmuş; tüketimdeki daralma, yüzde 2,2'lik bir büyüme oranı ile toplam ithalatta ve dış ticaret açığındaki küçülmenin etkisiyle cari açık gerilemiş ve 48,5 milyar dolar düzeyine inmiştir. Ancak 2012 yı lında büyüme eğilimini sürdüren enerji ithalatının cari açığın daha fazla küçülmesine karşı bir direnç oluştur duğu ve cari açığın GSYH içindeki payının yine oldukça yüksek sayılabilecek (% 6,17) düzeyde kaldığı dikkat çekmektedir. Tablo 9. Enerji İth a la tı, Büyüm e v e Cari Açık GSYH Büyüm e (%) Cari Açık/GSYH N et Enerji İth a la tı/ Cari Açık (%) Y ıllar Enerji İth a latı Cari Açık 2002 9,2 6,26 230,5 6,2 2,72 135,94 2003 11,5 7,55 305 5,3 2,48 139,34 2004 14,4 14,2 390,4 9,4 3,64 91,55 2005 21,2 21,45 481,5 8,4 4,45 86,71 2006 28,8 31,84 526,4 6,9 6,05 79,46 2007 33,9 37,78 648,7 4,7 5,82 76,23 2008 48,66 40,44 742,1 0,7 5,45 101,78 2009 29,9 12,17 616,7 -4,8 1,97 213,64 2010 38,77 45,45 732 9,2 6,21 75,62 2011 54,1 75,1 774 8,8 9,70 63,52 2012 60,15 48,5 786 2,2 6,17 108,35 2013* 48,5 60,84 823 4,4 7,39 69,95 (%) *Ocak-Kasım dönemi Kaynak: TÜ İK ve TCMB verilerinden y ararlan ılarak oluşturulm uştur. "2006 yılından itibaren ithal edilen enerji kaynakları içerisinde en büyük payı petrol ve doğal gaz oluşturmaktadır. Bu enerji kaynaklarını kömür izlemektedir. Ayrıca çok düşük düzeyde de olsa enerji ihracatı olduğu da görülmektedir." ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 49 $ m ■■■ IF # Net enerji ithalatının cari açığa oranının, dönem ortalamasının yüzde 103,51 olduğu görülmektedir. Bu durum tüm dönem dikkate alındığında Türkiye ekonomisinde enerji ithalatı olmasa cari açık sorunun da olmayacağına işaret etmektedir. Bu bağlamda Türkiye ekonomisi açısından bir değerlendirme yapıldığında büyüme, enerji ithalatı ve cari açık arasında bir ilişkinin varlığına götürmektedir. Şekil 3 'te büyüme, enerji ithalatı ve cari açık arasındaki söz konusu ilişkiler gösterilmiştir. Şekil 3. Büyüm e, Enerji İth a la tı v e Cari Açık CA cari açık, EM enerji ithalatı Kaynak: Tablo 7 ve 8'deki verilerden yararlanılarak çizilmiştir. Ele alınan dönemde Türkiye ekonomisi ortala 2 0 0 2 -2 0 0 5 yılları arasındaki dönemde ekonomi ma yüzde 5 düzeyinde büyürken, enerji ithalatı ortalama yüzde 7 gibi yüksek bir büyüme hızına altı katına çıkmış; cari açığın GSYH oranı ise yine sahipken, enerji ithalatının ve cari açığın da buna ortalama yüzde 5 düzeyinde gerçekleşmiştir. paralel olarak yükseldiği görülmektedir. 2006- "2012 yılında tüketilen petrolün 19,2 milyon tonunu ithal eden Türkiye, 45,9 milyar metreküp doğal gaz ithal etmiştir. Türkiye'nin petrol ürün talebinin 2020 yılında 37,7 milyon tona, doğalgaz talebinin ise 70 milyar metre küpe çıkacağı tahmin edilmektedir." 50 DOSYA "Günümüzde elektrik üretimi büyük ölçüde doğal gaz ithalatına dayanmaktadır. Bu bağlamda da enerji ithalatının boyutu ve elektrik üretimindeki belirleyici rolü dikkate alındığında, bu alanda yapılan yatırımların önemi ön plana çıkmaktadır.'' 2 0 0 8 arasındaki yıllarda ekonominin büyüme hızı sadi büyümenin yavaşlatılması istenen sonucu düşmüş; ancak enerji ithalatı artmaya devam e t vermemiş; enerji ithalatı cari açığın düşmesi kar miştir. Enerji ithalatındaki artış eğiliminin devam şısında direnç oluşturm uştur. Ancak 2013 yılı etmesi, cari açığın da yüksek seyretmesine yol verileri enerji ithalatında başlayan düşme eğilimi, açmıştır. Küresel krizin etkilerinin tam anlamıyla direncin ortadan kalktığına, cari açıktaki küçülme yaşandığı yıl olarak 2009'da ekonomi küçülürken nin hızlanabileceğine işaret etmektedir. TCMB'ye enerji ithalatı ve cari açık da düşüş eğilimine gir (2013b: 3) göre, enerji fiyatlarındaki düşüşün miştir. Yukarıda da belirtildiği gibi 2011 yılında etkisiyle enerji ithalatının gerilemesi ithalat artış rekor düzeye çıkan cari açığı frenlemek için ik ti hızını sınırlayan tem el faktörlerden biridir. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 51 İ M ■Hk ■■■ $ usr Şekil 4 'te toplam ithalat, enerji ithalatı ve cari açık arasındaki ilişkiler gösterilm iştir. Yukarıda da vurgulandığı gibi enerji ithalatının toplam ithalat içindeki payı, özellikle son dönemde oldukça yüksek düzeydedir (Tablo 8). Şekil 4 incelendiğinde, enerji hariç cari dengenin ise çoğunlukla dengeye yakın düzeyde oluştuğu veya fazla verdiği gözlenmektedir. Tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye ekonomisi büyürken enerji talebinin arttığı, enerji talebin deki artışın da cari işlemler açığına olumsuz katkı veren en önemli kalemlerden biri haline geldiği sonucuna ulaşılmaktadır. Şekil 4. Enerji İth a la tı, N et Enerji İth a la tı ve Cari İşlem ler Açığı (M ilyar ABD doları) EM enerji ithalatı, CA cari açık. Kaynak: Tablo 7 ve 8'deki verilerden yararlanılarak çizilmiştir. Sonuç Türkiye ekonomisinin, 2 0 0 2 -2 0 1 3 yılları arasında iktisadi büyüme bağlamında gerçekleştirdiği başarı ile birlikte üretimin temel girdisi olan enerji gereksinimi hızla artmıştır. İktisadi büyüme hızının artmasıyla be raber enerji tüketim i de artmaya devam etmektedir. Yeterli enerji kaynakları bulunmadığı için de Türkiye "1990-2011 yılları arasındaki 21 yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin enerjide dışa bağımlılığı; birincil enerji arzında yüzde 52'den yüzde 72'ye yükselmiştir." 52 DOSYA "Yeterli enerji kaynakları bulunmadığı için Türkiye enerjiyi ithalat yoluyla sağlamak durumundadır. Türkiye ekonomisi büyüdükçe enerji talebi artmakta ve enerji talebindeki artış, enerji ithalat faturasını arttırm akta ve buna bağlı olarak da cari açık giderek artmaktadır. Bu durum enerjide dışa bağımlılığın iktisadi büyümenin sürdürülebilirliği açısından ne kadar önemli olduğunun da bir göstergesidir." enerjiyi ithalat yoluyla sağlamak durumundadır. sanayileşme ve büyümenin özellikle de enerji sek Bu zorunluluk iktisadi büyümeye paralel olarak töründe desteklerle öne çıkarılarak devam etmesi toplam ithalatı artırırken, enerji ithalatının toplam kaçınılmazdır. ithalat içindeki payını da arttırm aktadır. Bu durum cari dengenin enerji ithalatına bağlı olarak sürekli olarak açık vermesine neden olmaktadır. Bu bağ lamda, Türkiye'de, iktisadi büyüme, enerji ithalatı ile cari açık arasındaki nedensellik ilişkileri bir kısır döngüye işaret etm ektedir: Türkiye ekonomisi büyüdükçe enerji talebi artm akta ve enerji tale bindeki artış, enerji ithalat faturasını arttırm akta ve buna bağlı olarak da cari açık giderek yüksel mektedir. Bu durum; enerjide dışa bağımlılığın, iktisadi büyümenin sürdürülebilirliği açısından ne kadar önemli olduğunun da bir göstergesidir. Türkiye'nin özellikle birincil enerji kaynaklarında dışa bağımlılığının tamamen önlenmesi pek olası görünmemektedir. Ancak bu bağımlılık, hidrolik, rüzgâr, jeotermal, güneş gibi yenilenebilir ulusal kaynaklara yönelerek ve enerjiyi etkin kullanarak azaltılabilir. Ayrıca günümüzde elektrik üretimi büyük ölçüde doğal gaz ithalatına dayanmaktadır. 2021 yılına yönelik elektrik üretim projeksiyon verilerine göre Türkiye'nin elektrik üretim bileşiminin değişeceği ve doğal gaz dışındaki enerji kaynaklarının kulla Söz konusu kısır döngünün kırılabilmesi, cari açık nımının artacağı öngörülmektedir. Bu öngörünün la mücadelede tasarrufların arttırılması, enerji gerçekleşmesi durumda elektrik üretim ine yöne ithalatını karşılayacak düzeyde ihracat yapması; lik birincil enerji kaynağı ithalatının sabit kalması doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmesi ya beklenmektedir. Bu bağlamda söz konusu projek da enerji talebinin daha büyük bir bölümünün siyonun hayata geçmesi ve enerji verimliliğinin yu rt içi kaynaklardan karşılanması gerekmektedir. arttırılması durumunda Türkiye'nin enerjide dışa Kronik bir iktisadi sorun haline gelen cari açığın bağımlılık oranını düşürecek ve enerji ithalatının giderilmesi için tasarrufların arttırılması yanında cari açık üzerindeki baskısı da azalacaktır. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 53 Kaynakça BOTAŞ (2012), Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. 2012 Yılı Sektör Raporu, http://www.enerji.gov.tr/yayinlar_ra- TCMB (2013a), Ödemeler Dengesi Raporu 2013 III, www. tcmb.govtr, (Erişim Tarihi: 28.01.2014). TCMB (2014), www.tcmb.govtr, veri tabanı. porlar/Sektor_Raporu_BOTAS_2012.pdf, (Erişim Tarihi: 04.02.2014). TELATAR, Erdinç (2011), "Türkiye'de Cari Açık Belirleyicile ri ve Cari Açık-Krediler İlişkisi", Bankacılar Dergisi, Sayı 78, BOTAŞ (2014), Doğal Gaz Alım Anlaşmaları, http://www. Eylül, s. 22-34. botas.gov.tr/index.asp, (Erişim Tarihi: 01.02.2014). TEİAŞ (2012), Türkiye Elektrik Enerjisi 10 Yıllık Üretim Dünya Enerji Konseyi, Türk Milli Komitesi (2012), Enerji Raporu 2012, http://www.dektmk.org.tr/upresimler/enerjirapor2012.pdf, (Erişim Tarihi: 25.01.2014). Enerji Günlüğü (2012), Doğalgaz, "2020 yılında gaz ih tiyacı 70 milyar metreküp olacak", http://www.enerjigunlugu.net/2020-yilinda-gaz-ihtiyaci-70-m ilyarmetrekup-olaca_1479.html#.UvzOY_l_svk, (Erişim Tarihi: 22.01.2014). EPDK (2013), Doğalgaz Piyasası Sektör Raporu, Ankara, 2013, http://www.epdk.gov.tr/documents/dogalgaz/ Kapasite Projeksiyonu (2012-2021), Aralık 2012, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü, APK Daire Başkan lığı, http://www.teias.gov.tr/projeksiyon/, (Erişim Tarihi: 25.01.2014). TÜİK (2014), Temel İstatistikler, http://www.tuik.gov.tr/ UstMenu.do?metod=temelist, (Erişim Tarihi: 05.02.2014). TÜPRAŞ (2013), Yatırımcı Sunumu Kasım 2013, http:// www.tupras.com.tr/file.debug.php?lFileID=2936, (Erişim Tarihi: 01.02.2014). rapor_yayin/Ddp_yayin_rapor_2012.pdf, (Erişim Tarihi: Türkiye Taşkömürü Kurumu (2013), Taşkömürü Sek 01.02.2014). tör Raporu, Mayıs 2013, http://www.taskomuru.gov.tr/ ETKB (2012), Dünyada ve Türkiye'de Enerji Görünümü Sunumu, http://www.enerji.gov.tr/yayinlar_raporlar/Dun- file/Is_Zekasi_Raporlari/sektor_raporu.pdf, (Erişim Tarihi: 10.02.2014). yada_ve_Turkiyede_Enerji_Gorunumu.pdf, (Erişim Tarihi: Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü, Taşkömürü 02.02.2014). Sektör Raporu, Mayıs 2013, http://www.taskomuru.gov. ETKB (2012), Mavi Kitap 2012, http://www.enerji.gov. tr/file/Is_Zekasi_Raporlari/sektor_raporu.pdf, (Erişim Tari tr/yayinlar_raporlar/Mavi_Kitap_2012.pdf, (Erişim Tarihi: hi: 01.02.2014). 02.02.2014). YELDAN, Erinç (2005), "Türkiye Ekonomisinde Dış Açık ETKB (2013), 2014 Yılı Bütçe Sunumu, http://www.ener- Sorunu ve Yapısal Nedenleri" Çalışma ve Toplum, Mart, s. ji.gov.tr/BysWEB/DownloadBelgeServlet?read=db&file 47-60. Id=107338, (Erişim Tarihi: 15.01.2014). YELDAN, Erinç (2012), "Cari İşlemler Açığının Seyri" Cum ETKB (2014), İstatistik, http://www.enerji.gov.tr/index. huriyet Gazetesi, http://www.cumhuriyet.com.tr/, (Erişim php?dil=tr&sf=webpages&b=y_istatistik&bn=244&hn=2 Tarihi: 25.01.2014). 44&id=398, (Erişim Tarihi: 01.02.2014). YELDAN, Erinç (2013), "Cari Açık: Yeniden ve Bir Başka TCMB (2013a), Ödemeler Dengesi Raporu 2013 II, www. Biçimde", Cumhuriyet Gazetesi, http://www.cumhuriyet. tcmb.govtr, (Erişim Tarihi: 28.01.2014). com.tr/, (Erişim Tarihi: 25.01.2014). 54 □ □ METAL SAN. TIC. AS. îu Ust Geçit www.gurmakmetal.com.tr , iij- iiL i n. i l ! . Çelik İmalat Çatı Kaplama Otoyol Bariyer Başüstü Levha Galvaniz & Güneş Ekipmanları Engelli Yaya Üst Geçidi Ç elik K onstrüksiyon Basüstü Levhası M etalizing A sansörlü Ust Geçit Çatı K aplam a A ğır H izm et Tipi Oto K orkulu k Güneş Enerjisi K em e rli Ust Geçit Cift M esafe Oto K o rku lu k Ses B a riy e r K ar S iperi Ses Perdesi Fe rfo rje Sıcak D ald ırm a Galvaniz F a b rik a : Ç a n içi M e vkii 34 4 A d a 3 P a rse l No: 30 K a za n - S a ra y k ö y /A N K A R A Tel : 0 (3 1 2 ) 3 5 4 23 74 • 354 30 4 7 • 8 1 5 53 33 • F a k s : 0 (3 1 2 ) 8 1 5 56 30 e -m a il : g u rm a k @ g u rm a k m e ta l.c o m .tr* g .a y d in 6 2 @ h o tm a il.c o m www.gurmakmetal.com.tr s TÜRKİYE'DE KAMU ALIMI İHALELERİ VE İHALE VERİMLİLİĞİ * * B u çalışm a 'E ffic ie n c y in P u b lic P ro c u re m e n t A u c tio n s ' b a şlıklı TO BB E TÜ çalışm a ra p o ru n d a n d e rle n e n s o n u çla rı iç e rm e k te d ir. DOG DR. BEDRİ KAMİL ONUR TAS TOBB ETÜ, İktisat Bölümü BÜYÜTEÇ 20 07 yılında başlayan ve etkileri hâlâ devam eden küresel kriz, kontrol edilemeyen bütçe açık larının ne kadar büyük problemlere sebep olabi leceğini göstermektedir. Yunanistan gibi görece küçük ülkelerin yanı sıra ABD gibi ekonomiler bile kontrol edilemeyen bütçe açıklarının sebep ol duğu sorunlar ile mücadele etmektedirler. Bütçe açıklarını kontrol altına almanın en tem el ve kalıcı yolu, kamu harcamalarını kalıcı olarak azaltmaktır. 3. Eşik değer, 4. İhale türü, 5. İhalenin yapıldığı teşvik bölgesi. KİK veri setine uygulanan ekonom etrik yöntem ler ile yukarıda belirtilen faktörlerin etkileri ince lenmiş ve en düşük alım fiyatının sağlanabileceği optimal değerler analiz edilmiştir. Bu azaltmanın gerçekleştirilebilmesi için kamu Kamu alımı ihaleleri Türkiye gayrisafi yu rt içi ha alımları mümkün olan en düşük fiy a t ile gerçek- sılasının (GSYİH) çok önemli bir bölümünü oluştur leştirilmelidir. Türkiye dahil olmak üzere birçok maktadır. 2013 yılında 129.093 kamu alımı iha ülkede kamu alım maliyetlerinin azaltılması için lesi gerçekleştirilmiştir. Bu ihalelerin toplam söz düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede kamu leşme bedeli 99.070.326.000 TL'dir. Bu durum, alımlarının ihale usulü ile yapılması çok yaygın bir Türkiye kamu alımı ihalelerinde fiy a t oluşumunu uygulamadır. belirleyen faktörler ve kamu alımı masraflarının azaltılmasına yönelik yeniliklerin önemini ortaya Bu çalışmada 2 0 0 4 -2 0 1 0 yılları arasında koymaktadır. Türkiye'de yapılan kamu alımı ihaleleri değerlendi rilmiştir. Değerlendirmenin amacı, Kamu İhale Ku Kamu alım ihaleleri ekonomi literatüründeki gerek rumu (KİK) tarafından derlenen veriler kullanılarak ampirik gerekse kuramsal birçok çalışma tarafın Türkiye'de kamu alımı ihalelerinin daha düşük alım dan incelenmiştir. Bunun tem el nedeni kamu alım- fiyatları ile gerçekleştirilmesini sağlayabilecek e t larının gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) önemli bir kenlerin belirlenmesidir. Çalışma çerçevesinde en düşük fiy a t ile alımın yapılabileceği optimal ihale koşulları belirlenmiştir. Yapılan çalışmada aşağıda bölümünü oluşturması ve bundan dolayı bu ihale lerin etkin yapılmasının ülkenin makro dinamikleri açısından önemidir. belirtilen ihalelere özgün faktörlerin etkileri ince Kamu alım ihalelerinin bütün bu önemine rağmen, lenmiş ve optimal koşulları değerlendirilmiştir. literatürde gelişm ekte olan ülkeler için yapılmış 1. İhalelerde verilen te k lif sayısı, 2. İhalelerin tahm ini maliyeti, bulunan ampirik çalışmalar çok sınırlıdır. Bunun te mel nedeni, bütün ekonomiyi kapsayan veri setle rine ulaşımın sınırlı olmasıdır. 4 7 3 4 ve 4 7 3 5 sayılı "Bütçe açıklarını kontrol altına almanın en temel ve kalıcı yolu, kamu harcamalarını azaltmaktır. Bu azaltmanın gerçekleştirilebilmesi için kamu alımları mümkün olan en düşük fiyat ile gerçekleştirilmelidir. Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkede kamu alım maliyetlerinin azaltılması için düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede kamu alımlarının ihale usulü ile yapılması çok yaygın bir uygulamadır." ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 57 Türk Kamu İhale Kanunları sayesinde artık böyle Kuramsal bir çalışma olan Elberfeld and W olfstet- bir sorun kalmamıştır çünkü adı geçen kanunlar te r (1999) dinamik ve girişli Bertrand rekabet gereği Türkiye Cumhuriyeti kamu kurumları tara modeli kullanarak rakip sayısının ikinin üzerine fından yapılan belli miktarın üzerindeki bütün iha çıkmasının rekabetçi sonucun ihtimalini azalttığını lelerin verileri Kamu İhale Kurumu'na bildirilmekte gösterm iştir. Bunun yanında modellerinin ihale ve bu kurum tarafından kayıt altına alınmaktadır. lere uygulanabileceğini ve kâr maksimizasyonu Böylece Kamu İhale Kurumu'nun bu değerli ve yapan alıcı için katılımcı sayısının sınırlandırılması kapsamı çok geniş veri seti kamu alım ihaleleri e t gerektiğini katılımın maliyetli olduğu durumlar kinliğinin çok daha iyi bir şekilde araştırabilmesine için göstermişlerdir. Benzer şekilde, Fan and Wolf- olanak vermektedir. s te tte r (2008) modellerini bir önceki çalışmanın üzerine bina ederekten iki maliyet seviyesinin Ekonomi literatüründe ihalelerle alakalı birçok olduğu basit bir ihale oyunu kurgulamışlardır. çalışma olmasına rağmen katılımcı sayısının ihale Bunlar kontratı yerine getirm e maliyeti ve te klif sonuçlarına etkisini inceleyen sınırlı sayıda çalışma hazırlama maliyetleridir. Bu oyun kuramı modelle- vardır. Grupta (2002) ihalenin rekabetçi sayılabil- melerinde denge fiyatının katılımcı sayısıyla a rttı mesi için gerekli katılımcı sayısını araştırmaktadır. ğını göstermişlerdir. Otoyol yapım ihalelerini ampirik olarak inceleyerek kazanan te k lif miktarının katılımcı sayısıyla nega Bundan dolayı, kâr maksimizasyonu yapan bir alıcı t if ilişkili olduğunu ve katılımcı sayısının altı ile katılımcı sayısını 2 ile sınırlandırmalıdır. Elinizdeki sekize kadar düştüğü durumlarda ihale sözleşme bu çalışmaya en yakın çalışma olan limi (2006) fiyatının önemli oranda azaldığını göstermiştir. rekabet etkisini resmi Japon Kalkındırma Yardım (the Japanese Official Development Assistance Paarch (1992) de ortak değer paradigması altında -ODA) projelerini incelemiştir. limi (2006) 1999 ile rekabet etkisinin katılımcı sayısı arttıkça kazanan 2 0 0 5 yılları arasında gelişm ekte olan 23 ülkede laneti (winner's curse) yüzünden iyice azaldığını yapılan 208 büyük ölçekli ODA projesinden olu göstermektedir. Öte yandan bağımsız özel değer şan bir veri seti kullanarak yaptığı analize göre ler paradigması altında denge te k lif fonksiyonu kazanan te k lif katılımcı sayısıyla düşmektedir. yeknesaktır. Ağaç dikimi ihale veriseti kullanarak, Bundan dolayı ihalelerin yerel katılımcılara açıl Paarch te k lif fonksiyonunun katılımcı sayısıyla ması rekabeti arttırıcı bir etkiye sahiptir ve dolaylı yeknesak bir şekilde düştüğünü te s t edip, stan olarak daha etkin ihale yapılmasına olanak sağla dart kapalı-zarf, en yüksek-fiyat ihale modelinin maktadır. Estache ve limi (2008) ODA projelerin özel değerler paradigması altındaki beklenen so de sektörel farklılıkların etkilerini incelemişlerdir. nucunda olduğu gibi reddetmiştir. Yol yapım, elektrik ve sulama ile ilgili ihaleleri et- "2013 yılında 129.093 kamu alımı ihalesi gerçekleştirilmiştir. Bu ihalelerin toplam sözleşme bedeli 99.070.326.000 TL'dir. Bu durum, Türkiye kamu alımı ihalelerinde fiyat oluşumunu belirleyen faktörler ve kamu alımı masraflarının azaltılmasına yönelik yeniliklerin önemini ortaya koymaktadır." 58 BÜYÜTEÇ kileyen faktörleri değerlendirmişler ve her sektör si ise veri seti eksikliğinden ya da yokluğundan için en düşük alım fiyatını sağlayan optimal te k lif bütün kamu alım ihalelerini birlikte inceleyen bir sayısını hesaplamışlardır. Estache ve limi (2008) araştırma olmamasından kaynaklanan ekonomi yol yapım ve sulama ihalelerinde 7 adet teklifin literatüründeki bu boşluğu doldurmaktadır. Üçün- optimal olduğunu, elektrik ihalelerinde ise o pti cüsü ise KİK veri setinin yapısı ve zenginliği saye mal te k lif sayısının 3 olduğunu hesaplamışlardır. sinde sektörel, kurumsal ve ihale yöntem leri ara Bu rakamların altında te k lif olan ihalelerde alım, sındaki farkları analiz etm ektir. Son olarak farklı mümkün olan en düşük fiyatın üzerinde gerçek- ihale türleri için optimal te k lif sayıları bu çalışma leştirilmektedir. çerçevesinde belirlenmektedir. Optimal te k lif sa Biz bu çalışmada Estache ve Iimi (2008) kullandığı yöntem leri takip ederek, katılımcı sayısının kamu yılarının belirlenmesi, politika yapıcılara ihalelerin analizinde kullanabilecekleri bilgiler vermektedir. satın alım ihalelerinin m aliyetine etkisini inceleye Bu çalışmada kullanılan veri seti 2 0 0 4 - 2 0 1 0 yıl ceğiz. Bu çalışmanın ekonomi literatürüne yaptığı larını kapsamakta olup, 47 2.5 6 0 kamu alım iha katkıları şöyle sıralayabiliriz: 2 0 0 4 - 2 0 1 0 yılları lesini içermektedir. Çalışmamızın üç temel sonucu arasında Türkiye'de yapılan bütün kamu alım iha vardır: birincisi katılımcı sayısının ihale sonucunda lelerini kapsayan emsalsiz bir veri seti kullanarak oluşan fiya tla r (ihale sözleşme bedeli) üzerinde is- rekabetin kamu alım ihalelerinin etkinliği üzerin ta tis tik i olarak anlamlı ve negatif etkisi vardır. Bu deki etkisini ampirik olarak incelemektir. İkinci sonuç farklı regresyon spesifikasyonları altında ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 59 değişmemektedir. Bu yüzden rekabetçi ortamın Etkin kamu alım ihale dizaynı için değerli ampirik Türkiye gibi bir ülkede kamu alım ihalelerinin e t sonuçlar sunmanın yanında, bu çalışmadaki analiz kinliğini önemli oranda arttırdığı sonucu çıkmak elektronik mekanizmalar ile e-ihale diye de ad tadır. Çıkan bu sonuç limi (2006) ile paralellik arz landırılan elektronik ihale sistemlerinin faydaları etse de Fan ve W olfste tte r (2008) ile te za t teşkil nın kavranmasına da yardım etm ektedir. E-ihale etm ektedir. İkinci ana sonuç ise teşvik bölgele yöntem i ihaleye katılım maliyetini ve ihalelerin rinin ihale koşulları üzerindeki etkisinin gösteril duyurulması ya da kamu tarafından öğrenilme mesidir. Sanayi Bakanlığı tarafından belirlenen 6 sini kolaylaştırdığı için bu tü r ihalelere katılımın farklı teşvik bölgesinden yapılan ihalelerin analizi artması beklenir. Bunun yanında elinizdeki çalış sonucunda teşvik bölgelerine göre te k lif sayısı, mada da gösterdiğimiz gibi kamu alım ihalelerinde ihale sonucu oluşan alım fiyatı gibi ihale sonuç rekabetçi ortamın varlığının ihale sonucunda olu larının bölgelere göre farklılık gösterdiği belirlen şan fiyatları önemli miktarda etkilemesi de göz miştir. Son olarak farklı ihale türlerine göre ihale önüne alındığında e-ihale yöntem iyle daha etkin koşullarının nasıl değiştiği incelenmiştir. Hizmet, kamu alım ihaleleri yapılabileceği sonucuna ulaşı mal alımı ve inşaat ihalelerinde en düşük fiy a t tan alımın yapılmasına imkân veren optimal te klif sayısının ne olduğu hesaplanmıştır. Hesaplamalar hizm et sektöründe 9, mal alımı ve inşaat sektör lır. Öyle ki, İngiltere Ticaret Bakanlığı'nın 2 0 0 5 'te yayınladığı rapora göre e-ihale yöntem ine geçen ülkelerde alım maliyetlerinde ortalama yüzde 13 tasarruf sağlanmıştır. lerinde ise 6 te klifin optimal olduğunu göster Yukarıda belirtilen istatistiksel analizleri yapma mektedir. Bu durumda en düşük fiya tta n alımın dan önce Türkiye kamu alımı ihalelerinin özellik yapılabilmesi için bu te k lif sayılarının sağlanması lerini ve alım prosedürünü kısaca aşağıdaki gibi gerekmektedir. açıklayabiliriz, 60 BÜYÜTEÇ 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 53. maddesinde Kamu İhale Kurumu'nun kurulumunun ve sorumlu luklarının bir kısmı şöyle tarif edilmektedir: Tü rkiye Kamu Alım İhaleleri v e KIK'e Kısa Bir Bakış Etkinliğe ulaşılması ve kamu ihalelerinin düzenlen mesi amacıyla KİK 4734 ve 4735 sayılı Türk Kamu İhale Yasaları gereğince kurulmuştur. 4734 sayılı Kanun'un amaç ve fonksiyonları şöyle açıklanmıştır: "Bu Kanun'la verilen görevleri yapmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Kamu İhale Kurumu kurulmuştur. Kamu İhale Kuru mu, bu Kanun'da belirtilen esas, usul ve işlemlerin doğru olarak uygulanması konusunda görevli ve yetkilidir... Bu Kanuna göre yapılacak ihaleler ile il gili olarak Kurumun görev ve yetkileri aşağıda sayıl mıştır... Yapılan ihaleler ve sözleşmelerle ilgili Kurum tarafından belirlenen şekilde bilgi toplamak, adet, tu ta r ve diğer konular itibarıyla istatistikler oluştur mak ve yayımlamak." Bu Kanun'un amacı, kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının ya pacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri be lirlemektir. İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihale lerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenir liği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. İhale si yapılacak her iş için bir işlem dosyası düzenlenir. Bu dosyada ihale yetkilisinden alınan onay belgesi ve eki yaklaşık maliyete ilişkin hesap cetveli, ihale dokümanı, ilan metinleri, adaylar veya istekliler ta rafından sunulan başvurular veya teklifler ve diğer belgeler, ihale komisyonu tutanak ve kararları gibi ihale süreci ile ilgili bütün belgeler bulunur. Önceden de açıklandığı gibi KİK, 2002 yılında kamu ihalelerinin yönetimi amacıyla kurulmuştur. KİK, kamu ihalelerinde ihale prosedürlerinin uygulanması ile alakalı bilgi toplanmasında tek otoritedir. KİK'in sorumluluk alanına finansal sektör ile savunma iha leleri dışımdaki bütün kamu ihaleleri girmektedir. 2013 yılında gerçekleştirilen ihaleler aşağıdaki tab loda özetlenmiştir: İhalesi Yapılan Ürün İhale Sayısı Yüzde İhale Değeri (Milyar TL) Yüzde Mal 39.626 40.43 16.491.693 18.48 Yapım 22.473 22.93 53.082.361 59.58 Hizmet 35.608 36.33 18.841.756 Danışmanlık 300 0.31 821.721 Toplam 98.007 100 89.237.530 0.92 Tabloda belirtildiği üzere en büyük oranda alım, mal alım ihalelerinde gerçekleşmektedir. "İnşaat ihalelerinde verilen teklif sayısı hizmet alımı ihalelerine göre önemli oranda daha fazladır. Mal alımı ihalelerine de daha fazla katılım olmakla birlikte bu oran inşaat ihaleleri kadar fazla değildir." ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 61 "İhalelerde verilen teklif sayısının ihale sonucunda oluşan alım fiyatı üzerinde negatif ve önemli etkisi vardır. İhalelerde verilen teklif sayısı arttıkça ihale fiyatı azalmaktadır. Bu durumda kurumların daha düşük fiyattan alım yapabilmeleri için teklif sayısını arttırmaları gerekmektedir." Türkiye Kamu Alım İhale Süreci Kamu alım ihaleleri belirli bir süreç takip edilerek gerçekleştirilmektedir. Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenen süreç dokuz basamaktan oluşmaktadır. Bu basamaklar aşağıdaki gibi özetlenebilir: ni verirler. İhale komisyonu verilen teklifleri inceler ve ekonomik açıdan en uygun teklife ihaleyi verir. 11. Bütün teklif verenler ihale sonucundan haber dar edilir ve ihale sonucu 15 gün içinde Kamu İhale Kurumu'na bildirilir. 1. Kurum ihtiyaçlarını belirler. 2. Kurum ihtiyaçlarını ayrıntılı olarak tanımlar ve teknik özellikleri belirler. 3. Kurum tarafından piyasa araştırması yapılır ve yaklaşık alım maliyeti belirlenir. 4. Kurum, Kamu Alım İhale Kanunu'na göre ihale için kullanılacak yöntemi belirler. Bu yöntemler ilk-fiyat ihalesi, pazarlık, direkt alım ve sınırlı katılımlı ilk fiya t ihale yöntemleridir. 5. İhale belgeleri hazırlanır. 6. Kurum, Kamu İhale Kurumu'na ihale sürecini başlatmak için izin almak üzere başvurur. 7. Kurum tarafından ihale komisyonu kurulur. 8. İhale ayrıntıları duyurulur. 9. İhale belgeleri muhtemel ihale katılımcıları ta rafından satın alınır. 10. İhale katılımcıları fiyat tekliflerini belirler ve daha önce duyurulan şartlara göre teklifleri 62 Kullanılan Veri Setinin Ö zellikleri Bu çalışma çerçevesinden 2004-2010 yılları içeri sinde KİK tarafından sağlanan ve Türkiye'de yapılan kamu alım ihalelerini içeren veri seti kullanılmıştır. KİK veri setinin iki belirgin özelliği vardır. Birincisi, finans ve savunma sektörleri dışında diğer tamam lanmış bütün kamu ihalelerinin detaylı bilgilerini içer mesidir. Veri setinin bu benzersiz özelliği sayesinde sektörel, kurumsal ve ihale türlerinde farklılıkları göz önüne alarak bu ihalelerin bütün ekonomi için etkin liğini ve rekabet yeteneğini inceleme şansımız ol muştur. İkincisi, bu veri tabanının güvenilirliği 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu sayesinde sağlanmaktadır. Bu kanun yetkili kişilerin kanun ile belirlenmiş olan ihale ayrıntılarını çevrimiçi yoldan KİK'e bildirmelerini gerektirmektedir. 4734 ve 4735 sayılı Kamu İhale Kanunları gereğince bütün kamu ihaleleri ile ilgili verileri toplamak ve kaydetmek KİK'in ana sorum- BÜYÜTEÇ luluklarından biridir ve bu nedenle bu makam, veri Tablo I analizlerde kullanılan değişkenleri özetle mektedir. Bu değişkenler kazanan teklif bedeli (alım fiyatı), tahmini maliyet, ihalede verilen teklif sayısı, ihalenin eşik değeri ve ihale türüdür. toplama ve kayıt işi için önemli derecede kaynak ak tarmaktadır. Sonuç olarak KİK veri tabanı kamu iha lelerinin ekonomi üzerindeki etkinliğini araştırmak için detaylı ve güvenilir bir kaynaktır. Tablo I İhalelerin Ö zetleyici İs ta tis tik le ri Gözlem Sayısı | Kazanan Teklif O rtalam a S tan d art Sapma M inim um M aksim um 3.85e+11 3.95e+11 472.560 1.865.439 6.59e+08 Tahmini Maliyet 472.560 2.200.063 7.65e+08 1 3 Teklif Sayısı 472.560 3.28 3.65 1 543 Eşik Değer 472.560 5.000.235 8.185.583 398.685 2.36e+07 İhale Türü: Hizmet 472.561 ihale içinde 163.565 (34.6%) İhale Türü: Mal Alımı 472.561 ihale içinde 198.732 (42.05 %) İhale Türü: İnşaat 472.561 ihale içinde 110.264 (23.33 %) Tablo l'de görüldüğü gibi ortalama olarak 3,28 firma T e ş v ik B ö lg e s i: Sanayi Bakanlığı tarafından veri ihalelere teklif vermektedir. Yapılan ihalelerin yüz de 34,6'sı servis, yüzde 4205'i mal alımı ve yüzde lecek teşviklerin miktarına göre Türkiye 6 bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgelerden 1. bölge ekonomik açıdan en gelişmiş bölgeyi göstermektedir. Bu bölge için teşvikler çok sınırlıdır. 6. bölge ekonomik açıdan en az gelişmiş olan ve en yüksek oranda teşvik verilen bölgeyi göstermektedir. Tablo ll, teşvik miktarlarının yüksek olduğu 4, 5 ve 6. bölgelerde ihalelere katılım oranının daha yüksek olduğunu göstermektedir. 23,33'ü inşaat türündedir. Bu çalışma çerçevesinde ihalelerde verilen teklif sa yısını ve ihale sonucu oluşan alım fiyatını belirleyen faktörler incelenmiştir. Öncelikle ihalelerde verilen teklif sayısını hangi faktörün belirlediği, daha sonra bu faktörlerin alım fiyatı üzerine etkisi incelenmiştir. Son olarak ihalelerde en düşük alım fiyatının oluş masını sağlayan optimal teklif sayıları belirlenmiştir. İhalelerd e V erilen T e k lif Sayısı Teklif sayısının tahmini maliyeti, eşik değer, teşvik bölgesi ve ihale türüne göre nasıl değiştiği ekonometrik analizler ile incelenmiştir. Tablo ll, ekonometrik analiz sonuçlarını göstermektedir. Tablo ll, tahmini maliyeti, eşik değer, teşvik bölgesi ve ihale türünün ihalelerde verilen teklif sayısı üze rinde önemli etkileri olduğunu göstermektedir. T a h m in i M a liy e t : Tahmini maliyeti yüksek olan ihalelerde katılım daha fazla olmaktadır. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 E ş ik D e ğ e r: 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 13. maddesinde eşik değerin kullanım alanları aşağı daki gibi belirtilmektedir. a) Yaklaşık maliyeti 8'inci maddede yer alan eşik de ğerlere eşit veya bu değerleri aşan ihalelerden; 1) Açık ihale usulü ile yapılacak olanların ilanları, ihale tarihinden en az kırk gün önce, Kamu İhale Bülteni'nde en az bir defa yayımlanmak suretiyle yapılır. Yaklaşık maliyeti 8'inci maddede yer alan eşik de ğerlerin altında kalan belli istekliler arasında yapı lacak ihalelerde ön yeterlik ilanlarının son başvuru tarihinden en az yedi gün önce (b) bendindeki süre hariç diğer usullere göre yapılması ve ön yeterlik de- 63 ğerlendirmesi sonucunda yeterliği belirlenen adayla ra ihale gününden önce (b) bendindeki sürelere göre davet mektubu gönderilmesi zorunludur. Madde 5'te 'Eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal veya hizmet alımları ile yapım işleri kısımlara bö lünemez.' ifadesi yer almaktadır. Yukarıda belirtilen kanun maddeleri her sene be lirlenen eşik değerin, ihale süreci hakkında önemli etkileri olabileceğini göstermektedir. Tablo II, eşik değerin verilen teklif sayısı üzerindeki etkilerini gös termektedir. Eşik değer üstünde kalan ihalelerde verilen teklif sayısı daha az olmaktadır. Bu durum eşik değer üstündeki ihalelerde ihale sürecinin daha ayrıntılı olması ile açıklanabilir. İh a le T ü rü : Tablo ll'de mal alımı ve inşaat ihaleleri hizmet alımı ihaleleri ile karşılaştırılmıştır. İnşaat iha lelerinde verilen teklif sayısı hizmet alımı ihalelerine göre önemli oranda daha fazladır. Mal alımı ihalele rine de daha fazla katılım olmak ile birlikte bu oran inşaat ihaleleri kadar fazla değildir. Tablo II İhalelerd e V erilen T e k lif Sayısını B elirleyen Faktörler Değişken Katsayı Tahmini Maliyet 0.21 (182.51)** Teşvik Bölgesi 2 -0.01 (2.64)** Teşvik Bölgesi 3 -0.05 (9.06)** Teşvik Bölgesi 4 0.03 (6.16)** Teşvik Bölgesi 5 0.03 (5.89)** Teşvik Bölgesi 6 0.29 (48.35)** İhale Türü: Mal Alımı 0.05 (14.24)** İhale Türü: İnşaat 0.56 (148.77)** Eşik Üstü -0.14 (21.43)** Sabit -1.45 (69.44)** Gözlem Sayısı 472.560 Tablo II, kamu alımı ihalelerine katılan firmaların ihaleleri katılım kararını etkileyen faktörleri incele mektedir. Bir ihalede verilen teklif sayısı potansiyel firmaların ihaleye katılma kararı ile belirlenmekte dir. Firma duyurulan ihalenin şartlarını değerlendir dikten sonra, ihaleye teklif verme kararı aldığında ihaleye teklifini sunmakta ve ihalede verilen teklif sayısı belirlenmektedir. Tablo II, ihalede verilen teklif sayısının oluşmasında firmaların hangi ihale koşulla rını göz önünde bulundurduklarını ortaya koymak tadır. Ampirik analiz sonucunda ihalenin tahmini maliyetinin firma katılım kararını etkileyen önemli bir faktör olduğu görülmektedir. Firmalar yüksek 64 tahmini maliyeti olan ihalelere teklif vermeyi tercih etmektedirler. Ayrıca 6. teşvik bölgesindeki ihalelere daha fazla teklif verilmektedir. Bu bölge ekonomik olarak en az gelişmiş ve devlet tarafından en fazla teşvik verilen bölgedir. Ayrıca, inşaat ihalelerine mal alım ihalelerine göre önemli oranda daha fazla teklif verilmektedir. Tablo II, ihalelere verilen teklif sayı sını belirleyen faktörleri ortaya çıkararak rekabetçi ortamı arttırmak isteyen politika yapıcılar için bir yol haritası sunmaktadır. Politika yapıcılar, bu faktörleri etkileyecek politikalar geliştirerek ihalelerde verilen teklif sayısını arttırabilirler. BÜYÜTEÇ İhale Sonucunda Oluşan Alım Fiyatı Alım fiyatının teklif sayısı, teşvik bölgesi ve ihale tü rüne göre nasıl değiştiği ekonometrik analizler ile in celenmiştir. Tablo III, ekonometrik analiz sonuçlarını göstermektedir. Alım fiyatı tahmini maliyete oranla narak analiz edilmiştir. Diğer bir deyişle yüzde olarak alım fiyatının tahmini maliyetten ne kadar farklı ol duğu incelenmiştir. Tablo III, teklif sayısı, teşvik bölgesi ve ihale türünün ihalelerde verilen teklif sayısı üzerinde önemli etki leri olduğunu göstermektedir. T e k l if S a y ıs ı: Teklif sayısı ve ihale alım fiyatı arasında önemli bir negatif ilişki vardır. Teklif sayı sındaki artış ihale sonucunu önemli oranda etkile mektedir. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI MART / NİSAN 2 0 1 4 T e ş v ik B ö lg e s i: 6. teşvik bölgesi dışındaki bütün bölgelerde alım fiyatı daha yüksektir. 6. teşvik böl gesinde alım fiyatları daha düşük olmaktadır. Bu du rum verilen teşviklerin fazla olması ile açıklanabilir. İh a le T ü rü : Mal alımı ve inşaat ihalelerine hizmet alımı ihalelerine göre daha düşük alım fiyatları oluş maktadır. İh a le T ü rü : Tablo II'de mal alımı ve inşaat ihaleleri hizmet alımı ihaleleri ile karşılaştırılmıştır. İnşaat iha lelerinde verilen teklif sayısı hizmet alımı ihalelerine göre önemli oranda daha fazladır. Mal alımı ihalele rine de daha fazla katılım olmak ile birlikte bu oran inşaat ihaleleri kadar fazla değildir. 65 Tablo III İhale Alım Fiyatını B elirleyen Faktörler Değişken Teklif Sayısı Teşvik Bölgesi 2 Teşvik Bölgesi 3 Teşvik Bölgesi 4 Teşvik Bölgesi 5 Teşvik Bölgesi 6 AUCTYPE: Goods İhale Türü: Mal Alımı İhale Türü: İnşaat Gözlem Sayısı Sabit OLS -0.027 (14.68)** 0.026 (11.09)** 0.023 (8.82)** 0.006 (2.10)* 0.023 (8.19)** -0.013 (4.30)** -0.09 (55.97)** -0.035 (5.91)** -0.1 (14.97)** 472560 0.05 GMM -0.033 (11.92)** 0.021 (7.66)** 0.017 (5.09)** 0.000 (0.10) 0.018 (5.36)** -0.013 (4.31)** -0.089 (55.89)** -0.016 (1.81) -0.080 (8.48)** 472560 ----- le türüne göre farklılıkları ve farklı ihale türleri için en düşük alım fiyatını sağlayan teklif sayısını hesapla mayı amaçlamaktadır. Tablo III, ihale sonucunda oluşan alım fiyatını etki leyen faktörleri incelemektedir. Bu faktörlerin en önemlisi ihalelerdeki teklif sayısıdır. Teklif sayısında ki artış, rekabet ortamını geliştirerek ihale sonucun da daha düşük alım fiyatı oluşmasını sağlamaktadır. Tablo IlI'ten elde edilebilecek diğer bir sonuç da 6. teşvik bölgesindeki ihalelerin diğer ihalelere göre daha düşük alım fiyatı ile sonuçlanmasıdır. Bu bölge lerde daha düşük alım fiyatlarının ortaya çıkması, bu bölgeler için verilen teşvikler ile açıklanabilir. İhale Türlerin e Göre İhale Dinam ikleri Tablo IV, farklı ihale türlerine göre (hizmet, mal alı mı, inşaat) değişkenlerin tanımlayıcı istatistiklerini göstermektedir. Tablo IV, teklif sayısının inşaat iha lelerinde diğer ihale türlerine göre çok daha fazla ol duğunu göstermektedir. Diğer değişkenlerde önemli farklılıklar bulunmamaktadır. Tablo II ve IlI'te teklif sayısı ve alım fiyatını etkileyen faktörler incelenmiştir. Çalışmanın diğer konuları iha Tablo IV İhale Türüne Göre İhalelerin Tanım layıcı İs ta tis tik le ri Ort. Kazanan Teklif Tahmini Maliyet Teklif Sayısı Gözlem Sayısı 2.155.875 2.669.194 2.451 163.565 O rt. Kazanan Teklif Tahmini Maliyet Teklif Sayısı Gözlem Sayısı 2.169.660 2.316.365 2.62 198.732 O rt. Kazanan Teklif Tahmini Maliyet Teklif Sayısı Gözlem Sayısı 66 8.863.016 1.294.542 5.691 110.264 H izm et St. Dev Min 5.92e+08 8.57e+08 2.991 2 3 1 Mal Alımı St. Dev Min 8.63e+08 8.86e+08 2.383 1 3 1 İnşaat St. Dev Min 8.299.282 1.22e+07 5.1 10 6 1 M ax 2.34e+11 3.47e+11 543 M ax 3.85e+11 3.95e+11 446 M ax 8.40e+08 1.31e+09 125 BÜYÜTEÇ "Hizmet alımı ihalelerinde teklif sayısı 9 olana kadar eklenen tekliflerin alım fiyatını düşürdüğünü göstermektedir. Mal alımı ve inşaat ihalelerinde ise teklif sayısı 6 olana kadar eklenen her teklif ihale alım fiyatını düşürmektedir. 6 tekliften sonra eklenen tekliflerin ihale fiyatını düşürücü etkisi olmamaktadır. Sonuç olarak, optimal teklif sayısı hizmet alımı ihalelerinde 9, mal alımı ve inşaat ihalelerinde ise 6 olarak belirlenmiştir." Tablo V, alım fiyatını belirleyen faktörlerin ihale türlerine göre değişiklik gösterip göstermediğini incelemektedir. Tablo V, teklif sayısındaki artışın en büyük etkisinin mal alımı hisselerinde olduğunu göstermektedir. 6. teşvik bölgesinde bulunmak hizmet alımları için önemsiz iken, mal ve inşaat ihalelerinde 6. teşvik bölgesinde bulunmak alım fiyatını önemli ölçüde azaltmaktadır. Sonuç olarak faktörlerin ihale fiyatı üzerindeki etkisi ihale türüne göre farklılaşmaktadır. Tablo V İhale Türlerin e Göre Alım Fiyatını B elirleyen Faktörler GMM Analysis Değişken İhale Türü | H izm et Teklif Sayısı Teşvik Bölgesi 2 Teşvik Bölgesi 3 Teşvik Bölgesi 4 Teşvik Bölgesi 5 Teşvik Bölgesi 6 Sabit Gözlem Sayısı -0.036 (8.64)** 0.044 (7.32)** 0.025 (3.51)** 0.028 (4.25)** 0.043 (6.65)** 0.000 (0.01) -0.066 (4.61)** 163565 Tablo lll'te bütün kamu alımı ihaleleri için alım fiya tını etkileyen faktörler belirlenmiştir. Kamu alım iha leleri çok farklı ürünler için yapılmaktadır. Bu ürünler için yapılan ihaleler önemli farklılıklar gösterebilir. Tablo V'te farklı ihale türleri için alım fiyatı etkileyen faktörler belirlenmiştir. Tablo V, teklif sayısındaki artışın bütün alım türleri için etkili olduğunu ve en fazla etkinin mal alım ihalelerinde olduğunu göster mektedir. Teşvik bölgeleri hizmet alımları için çok e t kili olmaz iken, mal alımı ve inşaat ihalelerinde teşvik bölgelerinin etkileri görülmektedir. İhale Türlerin e Göre O ptim al T e k lif Sayısı Tablo lll ve V, ihalelerde verilen teklif sayısının iha le sonucunda oluşan alım fiyatı üzerinde negatif ve önemli etkisi olduğunu göstermektedir. İhalelerde verilen teklif sayısı arttıkça ihale fiyatı azalmaktadır. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 Mal -0.047 (3.69)** 0.026 (6.68)** 0.032 (5.89)** -0.008 (1.22) 0.011 (1.87) -0.015 (2.09)* -0.149 (4.37)** 198731 İnşaat -0.033 (17.83)** -0.033 (9.39)** -0.039 (10.50)** -0.042 (11.30)** -0.024 (5.13)** -0.014 (2.87)** -0.091 (5.03)** 110264 Bu durumda kurumların daha düşük fiyattan alım yapabilmeleri için teklif sayısını arttırmaları gerek mektedir. Bu durum en düşük fiyatın gerçekleştiği teklif sayısının ne olduğunun belirlenmesini gerek tirmektedir. Bu optimal teklif sayısının belirlenebil mesi için farklı ihale türleri için her teklif sayısında gerçekleşen alım fiyatı değişimi belirlenmiştir. Bu analizler Tablo Vl'da gösterilmiştir. Tablo Vl, hizmet alımı ihalelerinde teklif sayısı 9 olana kadar eklenen tekliflerin alım fiyatını düşürdüğünü göstermektedir. Mal alımı ve inşaat ihalelerinde ise teklif sayısı 6 ola na kadar eklenen her teklif, ihale alım fiyatını düşür mektedir. 6 tekliften sonra eklenen tekliflerin ihale fiyatını düşürücü etkisi olmamaktadır. Sonuç olarak, optimal teklif sayısı hizmet alımı ihalelerinde 9, mal alımı ve inşaat ihalelerinde ise 6 olarak belirlenmiştir. 67 Tablo VI İhale T ü rlerin e Göre O ptim al T e k lif Sayısı T e k lif Sayısı H izm et 1 2 68 Mal Alımı İnşaat Gözlem Sayısı Ort. Gözlem Sayısı Ort. Gözlem Sayısı Ort. 902.94 -0.055 71.091 -0.13 15.113 -0.093 26.203 3 15.656 4 9354 5 6143 6 4193 7 3041 8 2292 9 1605 10 1190 11 917 12 623 13 490 14 374 15 277 16 277 17 209 18 172 19 116 20 89 -0.2 (20.74)** -0.218 (1.71) -0.264 (3.56)** -0.299 (2.13)* -0.327 (1.39) -0.339 (0.52) -0.344 (0.18) -0.41 (1.96)* -0.392 (0.43) -0.389 (0.07) -0.439 (0.98) -0.452 (0.21) -0.422 (0.82) -0.522 (0.82) -0.522 (0.01) -0.522 (0.32) -0.536 (0.16) -0.55 (0.01) -0.642 (0.58) 50.242 32.591 18242 10634 6190 3716 2140 1389 801 499 318 228 166 115 80 54 27 40 29 -0.232 (17.47)** -0.291 (8.24)** -0.349 (6.22)** -0.393 (3.6)** -0.426 (2.11)* -0.438 (0.56) -0.462 (0.88) -0.437 (0.73) -0.506 (1.56) -0.565 (1.03) -0.54 (0.35) -0.654 (1.32) -0.739 (0.83) -0.587 (1.26) -0.848 (1.8) -0.711 (0.79) -0.478 (1.00) -0.875 (1.61) -0.161 (1.19) 14.936 15.280 12.520 10.111 8258 6539 5309 4326 3485 2846 2230 1800 1419 1120 930 734 534 502 362 -0.137 (3.82)** -0.192 (4.74)** -0.244 (4.35)** -0.297 (3.93)** -0.342 (3.04)** -0.362 (1.23) -0.396 (1.8) -0.406 (0.53) -0.414 (0.34) -0.437 (0.92) -0.44 (0.08) -0.465 (0.82) -0.469 (0.11) -0.483 (0.35) -0.487 (0.09) -.49 (0.05) -0.49 (0.11) -0.489 (0.08) -0.556 (0.98) BÜYÜTEÇ Yapılan analizler sonucunda elde edilebilecek en önemli somut etki ihalelerin daha düşük fiyatlar ile yapılmasının sağlanmasıdır. Bu sayede kamu büt çesinde iyileştirmeler yapılabilir. Tablo Vl, bir kamu alım ihalesinde en düşük fiyatın hangi teklif sayısın da gerçekleştiğini araştırmaktadır. Bu optimal teklif sayısı rekabetin en güçlü olduğu ve alım fiyatının en düşük olduğu teklif sayısıdır. Tablo V, hizmet alım ihalelerinde 9 teklif sayısının optimal olduğunu göstermektedir. Bu sayıya kadar her yeni teklif sa yısı, ihale sonucu oluşan alım fiyatını düşürmektedir. 9 tekliften sonra gelen yeni teklifler alım fiyatını etkilememektedir. Optima teklif sayısı mal alımı ve inşaat ihalelerinde 6'dır. 6 teklife kadar her ek teklif bu ihalelerde alım fiyatının azalmasını sağlamakta dır. Tablo V'te elde edilen sonuçlar politika yapıcılar için dayanak noktaları sunmaktadır. Politika yapıcılar en düşük alım fiyatlarının sağlanabilmesi için ihale lerde bu dayanak noktalarının elde edilmesini sağla yacak politikalar geliştirebilirler. rının düşürülmesi için ihalelere katılan firma sayısının arttırılarak rekabetçi ortamın oluşturulması gerek mektedir. Kamu İhale Kurumu tarafından uygula maya geçilen elektronik ihale platformu bu anlamda atılan önemli bir adımdır. Bu platform ihalelerin du yurulması ve firmaların teklif vermesini kolaylaştı rarak katılımcı sayısını arttıracaktır. Ayrıca ihalelerde sektörel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır, Elde edilen ampirik sonuçlar farklı sektörlere göre ve değişen makroekonomik koşullara göre ihale şart larının yeniden düzenlenmesinin gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç v e Po litika Önerileri: Referanslar: 2004-2010 yılları arasında yapılan bütün kamu alım ihalelerinin ampirik değerlendirilmesi sonucunda iha lelerin yapısını ve optimal rekabetçi ortam ile ilgili önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Bu sonuçlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir: 1) İhalelerde verilen teklif sayısı düşük alım fiya tının gerçekleşmesi için uygun rekabetçi ortam oluşturmakta ve kamu bütçesine katkı sağla maktadır. 2) İhalelerde en düşük alım fiyatının oluşmasını sağlayan optimal teklif sayısı hizmet ihaleleri için 9, mal alımı ve inşaat ihaleleri için 6'dır. Bu teklif sayılarının altında katılımcının olduğu iha lelerde mümkün olan en düşük alım fiyatı sağ lanamamaktadır. 3) Alım fiyatları sektörlere göre farklılık göster mektedir. 4) İhale alım fiyatları ve ihalelere katılım eşik de ğerden ve teşvik bölgelerinden etkilenmekte dir. Bu sonuçlar kamu alım maliyetlerinin azaltılması için politika önerileri içermektedir. Öncelikle alım fiyatla ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 En önemli sonuçlardan biri de optimal teklif sayısı ile ilgilidir. KİK, hizmet alımı ihalelerinde 9 ve mal alı mı ve inşaat ihalelerinde 6 teklifin altında teklifin verildiği ihaleleri inceleyebilir veya bu ihalelerin tek rarlanmasını isteyebilir. Elde edilen sonuçlar KİK'in ihaleleri düzenlemek kullanabileceği bazı kurallar oluşturulması için yardımcı olabilecek bilgiler içer mektedir. » De Silva, D.G., T.D. Jeitschko, and G. Kosmopoulou (2005) "Stochastic Synergies in Sequential Aucti ons," International Journal of Industrial Organization 23: 183- 201. » Elberfeld, W. and E. Wolfstetter (1999), "A Dynamic Model of Bertrand Competition with Entry," Interna tional Journal of Industrial Organization 17: 513-525. » Estache, Antonio, Atsushi Iimi (2008) "Procurement efficiency for infrastructure development and finan cial needs reassessed," Policy Research Working Pa per No. 4662, the World Bank. » Gupta, Srabana (2002) "Competition and Collusion in a Government Procurement Auction Market," Atlantic Economic Journal 30: 13-25. » Haile, Philip A. (2001) "Auctions with Resale Markets: An Application to U.S. Forest Service Timber Sales", The American Economic Review, Vol. 91, No. 3, pp. 399-427. » Iimi, A. (2006) "Auction Reforms for Effective Official Development Assistance" Review of Industrial Orga nization 28: 109-128. » Paarsch, Harry J. (1992) "Deciding between the Com mon and Private Value Paradigms in Empirical Models of Auctions," Journal of Econometrics 51: 191-215. » Taş, B. K. O. (2013), "'Efficiency in Public Procurement Auctions", TOBB ETÜ Çalışma Raporu. » Wolfstetter, E. (1996) "Auctions: An Introduction" Jo urnal of Economic Surveys 10: 367-421. 69 'DAN ASO Yönetimi, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu ziyaret etti 3 Ocak 2014 Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, An kara Sanayi Odası Meclis Başkanı Şerafettin Ceceli ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu'nu 3 Ocak 2014 tarihinde makamında ziyaret etti. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ziyarette yaptığı konuşmada, "Demokratikleşme sürecini, yapılan reformları iş dünyasını ilgilendiren reformlarla halkımızı daha çok bilgilendirerek bu reformları gerçekleştirebiliriz. Sizden beklentimiz çok fazla. Bu dönemde inanıyorum ki demokrasimiz da ha çok olgunlaşacak. Biz dahil herkes kendi görevini yapmaya başlarsa, işlerimiz daha düzgün gidecek." diye konuştu. AB Bakanı ve Başmüzekereci Mevlüt Çavuşoğlu ise "Demokrasi ve ekonomik kalkınmanın paralel gitm e si gerektiğine inanıyoruz. Türkiyemiz ne kadar de 70 mokratikleşirse, hukukun üstünlüğü ne kadar tesis edilirse ülkemizin istikrarı o kadar güven altında olur. Yerli ve doğrudan gelen yabancı sermaye ile beraber ülkemizin üretim kapasitesi artar." şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, son 11 yılda büyük aşamalar kaydeden Türkiye'nin AB sürecindeki zorluklara rağmen son günlerde yeni bir ivme kazandığını söyledi. ASO'DAN ASO Yönetim Kurulu," Çevre ve Şehircilik w w Bakanı Idris Güllüce'yi ziyaret etti 15 Ocak 2014 Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ve Yönetim Kurulu Üyeleri 15 Ocak 2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'yi makamında ziyaret etti. Basına kapalı olarak gerçekleşen ziyarette ASO Baş kanı Nurettin Özdebir, Bakan Güllüce'ye nezaket zi yaretinde bulunduklarını ifade etti. ASO Yönetimi Ulaştırma, w " Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'ı ziyaret etti M 31 Ocak 2014 Ankara Sanayi Odası Başkanı N urettin Özdebir, ASO Meclis Başkanı Şerafettin Ceceli ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleş me Bakanı Lütfi Elvan'ı 31 Ocak tarihinde maka mında ziyaret etti. Basına kapalı olarak gerçekleşen ziyarette ASO Başkanı N urettin Özdebir, Bakan Elvan'a nezaket ziyaretinde bulunduklarını belirtti. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 71 ASO Yönetim Kurulu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'yi ziyaret etti 3 Şubat 2014 Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ve Basına kapalı olarak gerçekleşen ziyarette ASO Baş- Yönetim Kurulu Üyeleri, Ekonomi Bakanı Nihat kanı Nurettin Özdebir, Bakan Zeybekci'ye nezaket Zeybekci'yi 3 Şubat 2014 tarihinde makamında zi- ziyaretinde bulunduklarını belirtti. yaret etti. ASO Teknik Koleji öğrencileri karnelerini aldı 24 Ocak 2014 nımlı şekilde yetiştirmek istediklerini belirtti. Gençler arasındaki işsizlik oranının yüksek olduğunu belirten Özdebir; "Gençlerimiz işsizlikten yakınıyor. İşletme lerimiz ise nitelikli eleman bulmakta sıkıntı çekiyor. Üretimin heyecanı ve ruhunu meslek okullarına ak taramazsak, ihtiyacımızı karşılayacak insanların ye tişmesini bekleyemeyiz. Bugün tüm işletmelerimizin Ankara Sanayi Odası tarafından ASO 1. Organize beceri sahibi ve ahlaklı gençlere ihtiyacı var." diye Sanayi Bölgesi'nde kurulan ASO Teknik Koleji öğren konuştu. cileri ilk yarıyıl karnelerini 24 Ocak tarihinde düzen lenen törenle aldılar. Konuşmaların ardından Özdebir, dönem birincisi Seray Şahsuvar'a takdir belgesini verdi. Karne törenin Karne töreninde konuşan ASO Başkanı Nurettin Öz- de öğrenciler, hazırladıkları gösterilerle katılımcıların debir, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak nesilleri dona- beğenisini kazandılar. 72 SODAN ASO Yönetim Kurulu Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ı ziyaret etti 7 Şubat 2014 Türkiye'nin ekonomisi üzerinde bir cari açık riski olduğunu ve bunu minimize etmenin kendi lerinin görevleri arasında bulun duğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti: "Cari açığı minimize etmenin en önemli yollarından biri, ithal e t tiğimiz ürünlerin yerli üretimini desteklemek. Bu noktada biz sektörel ve bölgesel teşvikler veriyoruz. Stratejik yatırımları hangi bölge olursa olsun des Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ı 7 Şubat tarihinde makamında zi yaret etti. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ziya rette yaptığı konuşmada, son 10 yılda Türkiye'de büyük bir kabuk değişikliği olduğunu, yakalanan siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde yurt dışında artık göğüslerini gere gere gezdiklerini söyledi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın da bu dönem de önemli çalışmalara imza attığını belirten Özdebir, daha büyük işler için ise sanayicinin ihtiyacı olan ara mallarının Türkiye'de üretiliyor olmasına, teknoloji yoğun ürünlere yönelmesine ve beşeri sermayenin niteliğinin artmasına ihtiyaç olduğunu ifade etti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise cari açığı minimize etmenin önemli yollarından birinin, ithal edilen ürünlerin yerli üretimini desteklemek tekliyoruz. Şimdi yeni bir çalışma başlattık, o da aca ba ürün bazında destek verebilir miyiz? Türkiye'nin yaklaşık 10 milyar dolar civarında bir hurda ithalatı var. Acaba biz bu ithalatı engelleyip, yerine cevher den üretim yapabilir miyiz? Bu konuda sizlerin de ve receği katkıları önemsiyoruz. Bunun gibi Türkiye'de ithalatı yoğun olan ama yerli olarak üretme imkânı bulduğumuz tüm kalemlerle ilgili çalışma başlataca ğız. Bunu Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda da gö rüştük. Prensip olarak bu, bizim açımızdan öncelikli konu." Ar-Ge laboratuvarlarına ciddi paralar harcandığına işaret eden Işık, bununla ilgili bir kanun çalışması ol duğunu söyledi. Bakan Işık, Türkiye'deki Ar-Ge ekosistemiyle uyumlu bir araştırma altyapısı yasasını yakında Bakanlar Kurulu'na, ardından da TBMM'ye sevk edeceklerini belirterek, bunu çok önemsedikle rini ifade etti. olduğunu söyledi. Bakan Işık, sektörel ve bölgesel ASO Başkanı Özdebir'in taleplerini de değerlendiren teşvikler verdiklerini, şimdi de ürün bazında destek Işık, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen "Torba Tasarı"da kamu alımlarıyla ilgili önemli hususların yer aldığına işaret etti. vermenin olanaklarını araştıran bir çalışma başlattık larını açıkladı. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 73 Özdebir ve Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Ostim ve İvedik Bölgesi sanayicileriyle bir araya geldi A nkara Sanayi Odası Başkanı N u re ttin Ö zdebir v e Sağlık Bakanı M ehm et M üezzinoğlu, Ostim ve İved ik bölgesinde sağlık sektörün de üretim yapan sanayicilerle bir araya g elerek sorunlarını dinledi. 28 Ocak 2014 Ankara Sanayi Odası tarafından İvedik Organize "Ankara'nın savunma sanayisinin merkezi olması, Sanayi Bölgesi'nde 28 Ocak tarihinde gerçekleş medikal sektörünü de destekledi. Aslında bütün tirilen kahvaltılı toplantıya, ASO Başkanı Nurettin dünyada savunma ve sağlık sektörleri birbirleri Özdebir, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Sağ ni destekleyerek, gelişen sektörlerdir. Ankara'da lık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, Ostim katma değeri yüksek, dünyanın her yerinde satı Başkanı Orhan Aydın, İvedik OSB Başkanı Hasan labilecek medikal ürünler üretilmektedir. Ankara'da Gültekin, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başka ilaçtan orteze-proteze, hastane yatağından steri- nı Saim Kerman ve sağlık sektöründe üretim yapan sanayiciler katıldı. Toplantının açılışında konuşan ASO Başkanı Nu rettin Özdebir, Türkiye'nin sağlıkta dünyada bir marka haline geldiğini belirtirken, birçok ülkenin Türkiye'nin sağlık sektöründe yaptığı reformları model aldığını söyledi. Ankara'da sağlık sektörünün her geçen gün geliş tiğini ve çok hızlı bir ivme ile sektörde yer aldık larını belirten Özdebir sözlerine söyle devam etti; 74 SO'DAN yapabileceklerinin en iyisini yapma gayreti içinde olduklarını söyledi. Önümüzdeki 4 yıl içinde yaklaşık 50 bin yatak ka pasiteli hastaneyi kamu-özel sektör iş birliğiyle yapacaklarını bildiren Müezzinoğlu, yaklaşık 24 bin yatak kapasiteli hastanenin imza töreninin yapıldı ğını, ihalelerinin bittiğini, sözleşmelerinin tamam landığını hatırlattı. Türkiye'nin sağlık turizminde de bölgeye sunu lacak sağlık hizmetleri dinamiklerinde çok farklı lizasyon cihazlarına, ameliyat masasından böbrek taşı kırma makinelerine kadar sektörün ihtiyacı olan birçok şey üretiliyor. Ancak bu sektörün gelişmesiy le ilgili birtakım sıkıntılarımızı aşabilirsek, sektörün çok daha hızlı büyüyeceğine inanıyorum." Medikal sektörünün bürokratik sorunlarına da de ğinen Özdebir; "Üretilen ürünlerin akreditasyonu ve validasyonuyla ilgili laboratuvarların ülkemizde tam olarak olmaması, ürünleri akredite edecek, bu bir vizyonu ve altyapısı bulunduğuna işaret eden Müezzinoğlu, burada önem arz eden konunun he deflere doğru kilitlenebilmek ve doğru planlama yapabilmek olduğunu kaydetti. Toplantıya katılan sektör temsilcileri de yaşadık ları sorunlar hakkında bilgi verdi. Kalite, finansman sıkıntılarının yanı sıra hammadde alırken ve ürün satarken uygulanan KDV farklılıklarıyla ve yüksek sorumluluğu alacak bir mercinin bulunmaması gibi döviz kuru nedeniyle sorun yaşadıklarını anlatan nedenlerle doktorlarımız tercihlerini dünya marka sektör temsilcileri Bakan Müezzinoğlu'ndan devlet larından yana kullanıyorlar. Hâlbuki, birçok ürün ül ve üniversite hastanelerinde yerli ürünlerin kulla kemizde üretiliyor ve yurt dışına gönderiliyor. Yurt nılmasını istedi. dışında üzerine bir marka yazılmak suretiyle 5 katı fiyatlarla ülkemize geri satılıyor. Tüm bunları ülke olarak iyi bir organizasyonla aşabilmemiz mümkün. Ama bu güveni tesis edecek bir yapılanmaya ihti yacımız olduğuna inanıyorum." diye konuştu. Konuşmaların ardından Sağlık Bakanı Müezzinoğ lu ile ASO Başkanı Özdebir, İvedik OSB'de faaliyet gösteren Proted firmasını ziyaret ederek, protez ürünlerin üretimi hakkında bilgi aldılar. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise sağlığın, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye için de önemli ve stratejik bir sektör olduğunu belirterek, bu an lamda stratejik değerlendirmeleri sektör ve ülke di namikleri açısından doğru, sağlıklı, sürdürülebilir ve geliştirilebilir bir yol haritasıyla yapmanın önemini vurguladı. Geçen 11 yılda hızlı bir dönüşüm yaşan dığını anlatan Müezzinoğlu, bu dönüşüm sırasında zaman zaman sorunlar, sıkıntılar da yaşandığını ancak iyi niyetle, samimiyetle, ülke ve millet adına ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 75 ASO Gündem Toplantılarının 19'uncusu gerçekleştirildi Ankara Sanayi Odası'nın düzenlediği 'Gündem T o p lan tılarının' on dokuzuncusu 15 Ocak 2 0 1 4 ta rih in d e TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel A ltunbaşak'ın katılım ıyla ASO'da yapıldı. 15 Ocak 2014 Ankara Sanayi Odası'nda düzenlenen 19. ASO Gün dem Toplantısı'na, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak ile çok sayıda ASO üyesi sanayici katıldı. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir top lantının açılışında yaptığı konuşmada; son on yılda ekonomide büyük bir gelişme yaşandığını söyleyerek, "Dünya, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçer ken biz, bilgi toplumunun neresindeyiz? Ekonomimiz, yüksek katma değer içeren bilgi ve teknoloji yoğun üretimde ne kadar ilerleme kaydetti? Bazı uluslara rası karşılaştırmalar yapıldığında ne yazık ki bu soru lara olumlu cevap vermenin zor olduğu ortaya çıkı yor. Bilindiği üzere eğitim, sağlık, finansal hizmetler ve iletişim hizmetleri, bilgi yoğun hizmet sektörleri, hava ve uzay araçları, haberleşme araçları, yarı-iletkenler, bilgisayarlar ve büro makineleri, ilaçlar, bilimsel araç ve ölçme cihazları sektörleri ise teknoloji yoğun sektörler olarak tanımlanmaktadır. Türkiye'de 1990 yılında bilgi ve teknoloji yoğun sektörlerde yaratılan katma değer, milli gelirin yüzde 13'ünü oluşturuyor du. Bu oran, 1999 yılında yüzde 26'ya yükseldi ise de 2000'li yıllarda dalgalanma göstererek 2010 yılında 76 yüzde 22'ye geriledi. Bilgi ve teknoloji yoğun sektör lerin milli gelire katkısında 20 yılda meydana gelen yüzde 70'lik artış memnuniyet verici görülebilir. Ama bazı karşılaştırmalar yaptığımızda bu artışla yetine meyeceğimiz anlaşılmaktadır. 2010 yılında bilgi ve teknoloji yoğun sektörlerin milli gelire katkısı ABD'de yüzde 41, Kore'de yüzde 29, Almanya'da yüzde 31, İsrail'de yüzde 42 idi. Bilgi ve teknoloji yoğun sektör lerin dünya gelirine sağladığı katma değer ortalama olarak 1990 yılında yüzde 24, 2010 yılında ise yüzde 29'du." dedi. 1990-2010 döneminde Türkiye'nin bu kritere göre dünya ortalamasının hep gerisinde kaldığını belirten Özdebir, şunları söyledi: "Türkiye'de yüksek teknolojiye dayanan sanayi üre timinin milli gelire katkısı 2010 yılında binde 5 oldu. Dünyada bu oran 2010 yılında yüzde 2,2 olarak ger çekleşti. Bu oran Çin'de yüzde 11, Kore'de yüzde 13, ABD'de yüzde 2,2. Görüldüğü gibi burada da dünya ortalamasının oldukça altındayız. Türkiye'nin imalat sanayisi ihracatı içinde yüksek teknoloji ürünlerin payı 2010 yılında yüzde 3,4 idi. Bu oran ABD'de yüzde 28,5, Kore'de yüzde 27, Çin'de ise yüzde 33. Bir tele SO'DAN vizyonun ekranını, tüm elektronik akşamını ithal edip Türkiye'de monte edip televizyon olarak ihraç ettiği mizde önemli bir katma değer yaratmıyoruz." Hurda demir ithal edip, ithal enerjiyle işleyip demir döküm olarak ihraç edilmeşinin önemli bir katma de ğer yaratmadığını söyleyen Özdebir, şunları kaydetti: "Küresel ekonomiyle değer zincirinin alt halkalarında düşük katma değer yaratarak entegre olmuş durum dayız. Bu durumu değiştirmek ve değer zincirinin üst halkalarına tırmanmak zorundayız. Ancak böyle yaparsak bilgi toplumuna geçişte mesafe kat etmiş oluruz. Günümüzde sanayide yüksek katma değer, bilgi ve teknoloji yoğun mal üretilen sektörlerde ger çekleşiyor. Bu sektörler, temel bilimler ve matematik donanımlı, sorunları tespit etme ve çözüm üretebilme becerisine sahip, değişen koşullara uyum sağlayabi len yaratıcı bireyler istiyor. Çünkü inovasyon ancak bu becerilere sahip bireylerle mümkün. Biz ise, bu becerilere ve donanıma sahip yeterli sayıda bireyler yetiştiremediğimiz için küresel ekonomiyle değer zin cirinin alt halkalarında düşük katma değer yaratarak entegre olmuş durumdayız. Bu durumu değiştirmek, beceri açığını kapatarak inovasyona yönelmek ve de ğer zincirinin üst halkalarına tırmanmak zorundayız. Patentlerle inovasyon arasındaki ilişki birebir değildir. Ama patent sayısı, ülkelerin inovatif kapasitesi hak kında bir bilgi vermektedir. 2011 yılında Çin'de 526 bin 412 (110 bin 583'ü yabancı), ABD'de 503 bin 582 (255 bin 832'si yabancı), Japonya'da 342 bin 610 (55 bin 30'u yabancı), Kore'de 178 bin 924 (40 bin 890'ı yabancı), AB'de 142 bin 793 (70 bin 895'i yabancı) patent başvurusu yapıldı. Aynı yıl Türkiye'de 228'i yabancılar tarafından olmak üzere 4 bin 113 patent başvurusu yapıldı. Türkiye 173 ülke arasında 27'inci sırada yer alıyor. Bu durumu değiştirmek, inovatif kapasitemizi geliştirmek için genç nüfusumuzu iyi bir biçimde eğitmeli, sanayinin ihtiyaç duyduğu becerilere sahip kılmalıyız. Beceri açığını kapatmak sınai politikalarımızın temel amacı olmalıdır." Konuşmasına TÜBİTAK'ın tanıtımını yaparak baş layan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, kanunen TÜBİTAK'ın bilim, teknoloji ve yenilikçilik politikalarının oluşmasında katkıda bulunmak, Ar-Ge destekleri sağlamak gibi görevleri olduğunu ancak kurumun sanayiciler tarafından iyi kullanılmadığını düşündüğünü ifade etti. TÜBİTAK'a ayrılan bütçenin yaklaşık 2 milyar lira ol duğunu belirten Altunbaşak, "Bu 2 milyarın üzerinde ki devletten gelen hazinenin verdiği, bir de TÜBİTAK ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 enstitülerinin yaptığı projeler var. Proje portföyde şu anda 2013 itibarıyla 2,8 milyar liraya çıktı. 19 ens titü içerisinde 2,8 milyar liralık proje yapılıyor. Proje portföyü son senelerde yaklaşık yüzde 20, 2013'te yüzde 26 artmış. Ondan önceki sene de yüzde 17 artmış." diye konuştu. Son 10 yılda gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 0,92'sinin Ar-Ge'ye ayrıldığını ancak hedeflenenin yüzde 3 olması gerektiğine işaret eden Altunbaşak, bu hızla koşmaya devam edilirse bu hedefin yakalanabilece ğini ifade etti. Sanayiyle ilgili üniversitelerde girişimcilik sertifika programı başlattıklarını, bunun tüm ülkeye yayılma sını beklediklerini belirten Altunbaşak, 100'e yakın üniversitede bu programı öngördüklerini söyledi. Teknoloji transfer ofisleri, KOBİ'ler için hazırlanan 1507 programı ve üniversite-sanayi iş birliği destek programına da değinen Altunbaşak, Türkiye'nin önü nü açacak projeler yapılması gerektiğini kaydetti. TÜBİTAK olarak 30 tane burs programları olduğunu ancak sanayiyi ilgilendiren iki burstan birinin tersi ne beyin göçü, diğer bir burs programının ise sanayi odaklı lisans bitirme proje desteği olduğunu belirten Altunbaşak, "TÜBİTAK'ta ciddi imkânlar var. Sonuçta Türkiye'nin bir yere varması sizlerin eliyle olacak, sa hadaki problemleri en iyi bilen sizlersiniz. Bir şekilde çözüm yollarını kurgulamak da bizim görevimiz." dedi. Kanunen TÜBİTAK'a verilen bir numaralı görevin poli tikalar oluşturulması gerektiğini ifade eden Altunbaşak, şunları kaydetti: "Bilim, teknoloji, yenilik politikalarının oluşturulması. Bunu da Bilim, Teknoloji Yüksek Kurulu'na sekretarya görevini yaparak gerçekleştiriyor. Sayın Başbakanımı zın başkanlığında Bakanlar Kurulu'nun hemen hemen üyelerinin katıldığı bir ortamda her altı ayda bir bilim, teknoloji, yenilik konuları masaya yatırılıyor." 77 ASO Teknik Koleji'nin Yeni Binası basına tanıtıldı 20 Şubat 2014 Türkiye'nin orta gelir tuzağı so runu yaşayan bir ülke olduğunun altını çizen Özdebir, bunun kırıla bilmesi için ASO Teknik Koleji'nde ülkeyi gelecek 10 yıllara taşıyacak elemanların yetiştirildiğini söyledi. Oluşturdukları eğitim kurumunun devamlılığı için kafa yorduklarını anlatan Özdebir, kendilerinden son ra da yapının sorunsuz ilerlemesine imkân tanıyacak hukuki altyapı ko nusunda çalışmalar yaptıklarını ifa de ederek şunları kaydetti: ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara Sanayi Oda sı tarafından ASO 1. OSB'de kurulan ASO Teknik Koleji'nin yeni binasını 20 Şubat tarihinde basına tanıttı. Yeni binanın tanıtımında konuşan ASO Başkanı Nu rettin Özdebir, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de nitelikli eleman bulma konusunda sıkıntı yaşandığını söyledi. Teknolojinin hızla geliştiğini ve bu gelişime ayak uy durabilecek insanlara ihtiyaç duyulduğunu anlatan Özdebir, sektörlerin kârlılık oranlarının düşük oldu ğunu dile getirdi. 78 "Amerika'daki fabrikatörler insan kaynağının niteliğinin arttırılması için devletin kurslar düzenlemesini istiyor. Bilgi ve teknoloji o kadar gelişti ve tüketil meye başlandı ki bugün birçok meslek geçerliliğini yitirdi. Üretim teknikleri de çok hızlı değişiyor. Eski den kol, kas gücü ile yapılan işler şimdi bir düğme ye basarak yapılıyor. Bu teknoloji gelişimine ayak uydurabilecek bir insan kaynağına, yenileşmeyi ta kip edecek ve ona hemen kendisini adapte edecek insanlara ihtiyacımız var. Türkiye'de bu ihtiyaç gö rülmeye başlandı. Maalesef birçok konuda gelişmiş ülkelerden 30, 40 yıl geride olduğumuz konular var. Bu aradaki boşluğu kapatmak için donanımlı, bece rikli, bilgi sahibi insanlara ihtiyacı var." SO'DAN Özdebir "Burada icat yapacak, mevcut teknolojileri geliştirecek bizdeki değil, başka yerdeki teknolojileri araştırıp ülkemize adaptasyonunu sağlayacak insan ları yetiştirmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin en temel sorunu teknoloji üretememesi, 1,5 dolarlık ihracat geliri ile gidebileceği yer buraya kadar. Bir limite da yandık, devinimi yapamazsak burada kalırız, takılırız. Orta gelir tuzağı diyoruz ama tarihsel gelişime ba karsanız Avrupa, sanayi devrimini yaptıktan sonra biz hep 300 yıldır orta gelir tuzağında kalmışız. Şu anda biraz mesafe kat ettik ama Türkiye'nin 15 bin dolar sınırını aşabilmesi lazım, ondan sonra 30, 40 olur. Ama bunu aşabilmek için de insan kaynağımız son derece önemli, insanımızı çok iyi yetiştirmemiz lazım. Bu açığı böyle kapatabiliriz. Para her zaman bulunur ama onda iş yapacak insan, onda üretilecek malzemeyi tasarlayacak gene insan, onun için her şeyden önce insanımızı çok iyi donanımlı yetiştirme miz lazım. Burası bir organize sanayi bölgesi, bura da da çeşitli seviyede insanlara ihtiyaç var. Bunlar içerisinde üniversiteye gidenler alanlarında mühen dis olarak çalışacak ama çalıştığı fabrikada ustanın oyuncağı olmayacak. Tezgâhın başına gidip, işin na sıl doğru yapılacağını gösterebilecek beceriye, özgü vene sahip insanlar yetiştirmek istiyoruz." O kulun Ö zellikleri 26 bin metrekare alan üzerine kurulu ASO Teknik Koleji'nde 28'i kız olmak üzere toplam 122 öğrenci eğitim görüyor. Bu sayının önümüzdeki yıllarda oku lun tam kapasitesi olan 750'ye ulaşması bekleniyor, 4 farklı branşta eğitim - öğretim gerçekleştirilen okulda, bir sınıftaki toplam öğrenci sayısı 24'ü geç miyor. Atölyelerde her bölümün ihtiyacı olan cihaz lardan 12'şer tane bulunuyor. Böylece öğrenciler her bir cihazı ikişerli gruplar halinde kullanabiliyor. Okula, SBS'de 365 ile 458 arasında puan alan öğ renciler tercih ediliyor ve tamamına yüzde 100 burs imkânı sağlanıyor. Haftada 10 saat İngilizce eğitimi verilen okulda öğrencilere yurt dışında staj ve dil eğitimi olanağı da tanınıyor. Okulda 19'u öğretmen olmak üzere 27 personel hizmet veriyor. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 79 ASO Akyurt, Çubuk ve Pursaklar Bölgesi'nde yer alan sanayicilerle değerlendirme toplantısı düzenledi 11 Şubat 2014 düşüyor. Bu durumu değiştirmek, beceri açığını ka patarak inovasyona yönelmek ve değer zincirinin üst halkalarına tırmanmak zorundayız. Bununla ilgili ASO olarak çalışmalarımız devam ediyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na yeni bir proje verdik. Teknoloji transfer ofisleriyle iş birliği yaparak, yurt dışında üre tilen projeleri ülkemizde üretecek insanlar bulabilmek için araştırmalar yapıyoruz." Ankara Sanayi Odası, Akyurt, Çubuk ve Pursaklar böl gesinde yer alan sanayicilerle bir değerlendirme top lantısı düzenledi. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nuret tin Özdebir'in başkanlığında, Akyurt Belediyesi Kültür Merkezi'nde 11 Şubat tarihinde gerçekleştirilen top lantıya Akyurt Kaymakamı Mustafa Yiğit, Akyurt Be lediye Başkanı Gültekin Ayantaş, Akyurt Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Azmi Kelemcisoy, Çubuk Girişimci İşadamları Derneği Başkanı Yasin Özen ve bölgede yer alan çok sayıda sanayici katıldı. Sanayicilere yönelik strateji geliştirme, büyüme ko nularının anlatıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan ASO Başkanı Nurettin Özdebir; Türkiye'nin her yıl büyük bir cari açık verdiğini ve bunu kapata bilmek için yüksek katma değer içeren ürünler üre tilmesi gerektiğini söyledi. Özdebir; "Türkiye'de bilgi ve teknoloji yoğun sektörlerde yaratılan katma de ğer milli gelirin yüzde 22'si kadar. Bu oran ABD'de yüzde 41, Kore'de yüzde 29, Almanya'da yüzde 31, İsrail'de yüzde 42. Dünya ortalaması ise yüzde 29. Bir televizyonun ekranını, tüm elektronik aksamını ithal edip, Türkiye'de monte edip televizyon olarak ihraç ettiğimizde önemli bir katma değer yaratmıyoruz. İh racatımızın sadece 3,7'si teknoloji yoğun ürünlerden oluşuyor. Bu yüzden Türkiye'nin yüksek katma değer içeren teknolojik ve bilgi yoğun üretimde daha fazla ilerlemesi gerekir." dedi. Türkiye'de bir birim enerji ile üretilen malların değeri nin yüksek gelirli ülkelerdekinin yarısı kadar olduğunu söyleyen Özdebir, "İş gücü verimliliği bakımından da durum pek iç açıcı değil. Norveç'te bir işçi saatte 75, Amerika'da 67, Türkiye'de ise 25 dolarlık üretim yapı yor." diye konuştu. Ülkelerin patent sayısının Ar-Ge ve inovasyon kapasi tesinde belirleyici olduğunu dile getiren Özdebir, "Pa tent başvurusunda Türkiye 173 ülke arasında 27'inci sırada yer alıyor. Bu alanda üniversite sanayi iş birliği, inovasyon ve Ar-Ge'de hepimize çok ciddi görevler 80 Türkiye ekonomisinin rant ekonomisine dönüşmeme si gerektiğini belirten Özdebir, sözlerine şöyle devam etti: "En köklü sanayici aileler bile sanayiden çıkıp hizmet sektörüne yöneldiler. Fabrikaları yıkıp yerine AVM'ler, rezidanslar yapıyorlar. Ama yatırım yapmadı lar. Amaç para kazanmaksa bir sanayi işletmesinin 10 yılda kazanamayacağı parayı 2 ayda sadece bir imar değişikliği ile kazandılar." diye konuştu. Akyurt Kaymakamı Mustafa Yiğit de hedeflerinin insanların huzur içinde yaşadığı, güvenlik açığının olmadığı bir Akyurt'u sağlamak olduğunu belirtti. Akyurt'un hızla kentleşmesiyle birlikte çevresel de ğerlerinde ön planda olması gerektiğini söyleyen Yi ğit; "Çevre ile kalkınma birlikte anılan kavramlar, çevresiz bir kalkınma artık mümkün değil." dedi. Akyurt Belediyesi'nin her zaman sanayicinin ve sa nayinin yanında olduğunu belirten Gültekin Ayantaş ise, Akyurt'un bugünden sonra büyük sanayinin mer kezi olacağını söyledi. Akyurt'ta kurulacak fuara da değinen Ayantaş, talimat verildiği an fuarın inşaatına başlanacağını vurguladı. SODAN ASO'da Dıs Ticaret Semineri düzenlendi M 8 Ocak 2014 Seminerde daha sonra Ekonomi Ba kanlığı yetkilileri tarafından; "İhracat ta Sağlanan Devlet Yardımları, Türk Ürünlerinin Yurt Dışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve TURQUALITY'nin Desteklenmesi ile Yurt Dışı Birim, Marka ve Tanıtım, AR GE ve Tasarım Destekleri, Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Destek lenmesi, Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği, Çevre Maliyetlerinin Des teklenmesi, Yurt Dışında Gerçekleştiri Ankara Sanayi Odası ile Ekonomi Bakanlığı iş birliği ile düzenlenen "Dış Ticaret Bilgilendirme Semineri" 8 Ocak tarihinde ASO toplantı salonunda gerçek leşti. len Fuar Katılımlarının Desteklenmesi, İhracat Mevzuatı/Dahilde ve Hariçte İşleme Rejimle ri, İş Dünyası İçin Ticari Bilgiye Erişim, Ülke Masaları, Pazar Araştırması - Brezilya ve Arjantin Pazarlarına Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Kayaaslan başkanlığında gerçekleşen seminere, Ekonomi Bakanlığı yetkilileri İhraç İmkânları, 45 Pazara Giriş Engelleri ve Çözüm Yolları" hakkında sunumlar gerçekleştirildi. ile çok sayıda ASO üyesi firma katıldı. ASO Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Kayaaslan seminerin açılışında yaptığı konuşmada "2023 yılı ihracat hedefimiz 500 milyar dolar. Bu ihracat hedefine ulaşabilmemiz için ihracatımızın yıllık yüzde 12 civarında artması gerekir. Bu nun için de katma değeri yük sek ürünler üretmeliyiz." diye konuştu. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 81 ASO bünyesinde kurulan "TPE Bilgi ve Doküman Birimi" eğitimleri gerçekleştirildi 10 Mart 2014 Ankara Sanayi Odası ve Türk Patent Enstitüsü ara sında 10.07.2013 tarihinde imzalanan Çerçeve Protokolü'ne istinaden ASO bünyesinde "TPE Bilgi ve Doküman Birimi" oluşturuldu. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmalar ile Türk Patent Enstitüsü arasındaki iş birliğini arttırmaya ve sanayicilerin sınai haklar konusunda bilinçlendirilmesine katkı sağla maya yönelik bu protokol ile ilerleyen dönemde ger çekleştirilecek projelerle Ankara'da faaliyet gösteren firmaların sınai mülkiyet hakları konusunda bilinçlen dirilmesi, iki kurum arasındaki iş birliğinin geliştirilme si, yenilikçiliğin ve yaratıcılığın teşvik edilerek ulusal inovasyon sisteminin güçlendirilmesi, sanayicinin rekabet gücünün arttırılarak ulusal ve uluslararası pazarlardaki payının büyümesine katkı sağlanması amaçlanıyor. Teknoloji transferini sağlayan en önemli araçlardan biri patent veri tabanı olup; yeni fikirler ve ürünler pa tent dokümanlarında yer alan teknik ve yasal bilgiler den yararlanılarak geliştirilebiliyor. Veri tabanlarından firmaların faydalanmasını sağlayacak bu oluşum ile firmalar için ASO TPE Bilgi ve Doküman Birimi aracılı ğı ile araştırma yapılacak ve daha önce patentlenmiş alanlarla patente açık alanları ayırıp, firmalar çalışma larını bu bilgilere göre yönlendirebilecekler. Bu amaçla Ar-Ge yapan ve pazar payını yenilikçi ürünlerle art tırmayı amaçlayan sanayicilerin ulusal ve uluslararası alanda rekabet güçlerini artırabilmek için patent bilgi hazinesinden yararlanmalarına olanak sağlanacak. 82 Bu doğrultuda, TPE Uzman Personeli ve ASO Ge nel Sekreter Yardımcısı Mustafa Baran önderliğinde 10 - 14 Mart 2014 tarihleri arasında düzenlenen 5 günlük programda; "Fikri Mülkiyet Hakları, Marka, Marka Tescil Kriterleri, Marka Tescil Prosedürü, Ta sarım ve Tasarım Tescil Prosedürü, Buluş ve Patent Kavramları, Rüçhan Hakkı, Patent ve Faydalı Model Tescil Prosedürü, Patent Başvuru Süreci, Patent Araştırması ve İncelemesi, Uluslararası Patent Baş vurusu, PCT ve EP Başvurularının Özellikleri, Patent Teşvikleri, Patent İhlali ve Patent Hükümsüzlüğü, Ar-Ge Çalışmalarında Patent Araştırmasının Önemi, Patent Stratejisi, Patent Araştırmasına İlişkin Örnek Uygulamalar" konularında eğitim düzenlendi. ASO ve TPE Bilgi ve Doküman Birimi görevlilerinin yetkinleştirilmesini sağlayan eğitim sonunda katı lımcılara TPE Başkanı Prof. Dr. Habip Asan tarafından sertifika verildi. ASO TPE Bilgi ve Doküman Birimi olarak marka, pa tent ve faydalı model, endüstriyel tasarım başlıkların da aşağıdaki hizmetler sunulacak. ü Ön araştırma, araştırma ve bilgi hizmetleri (ESPAcEn ET, TPE veri tabanlarında), ü Tarifname ve istemlerin değerlendirilmesi, ü Ulusal, bölgesel (EPO, EAPO) ve uluslararası patent / faydalı model başvuru süreçleri hak kında bilgi verilmesi, ü Marka, patent ve faydalı model ve endüstri yel tasarım hakkında veri tabanı araştırması (ESPACENET, TPE), ü Araştırma, izleme ve bilgi hizmetleri (ulusal ve uluslararası veri tabanlarında), ü Firmaların marka oluşturma, patent alma ve bunların yönetim birimlerine danışmanlık, ü Ürün geliştirme aşamasındaki yeni buluşlar için tarama/araştırma, ü AR-GE ve inovasyona yönelik marka, patent ve faydalı model, endüstriyel tasarım araştır malarının yapılması. ÇUHADAROĞLU Alüminyumun hikayesi 183 yıl önce başladı... 1954’ den bu yana da ÇUHADAROĞLU ile devam ediyor. İki tarihi buluşturan alüminyumla; uzun ömürlü, geri dönüşümlü, estetik, dünyayla dost bir cephe yarattık... 60 yıldır bu gururla övünüyoruz... Bizimle bu gururu paylaşan iş ortaklarımıza; teşekkürlerim izi sunuyoruz. Yakuplu Mahallesi Hürriyet Bulvarı No: 6 - 34524 Beylikdüzü / İstanbul / Türkiye Tel: 0212 224 20 20 (pbx) Faks: 0212 224 20 40 www.cuhadaroglu.com Küçük yaşta "Ü stün Yetenekli Çocuklar Kanunu" kapsamında Paris'e gönderilen ve gündelik yaşamımızın vazgeçilm ez parçalarından olan ancak üzerinde düşünm eyi akıl edem ediğim iz "pencereleri" binbir duygunun tezahürü olarak bize hatırlatan Neveser Aksoy ile resme başlama hikâyesini, sanat yaşamını, Paris'i, 70'li yıllar Türkiyesi'ni, camaltı resim tekniğini, sergi projelerini ve daha pek çok şeyi konuştuk. Türkiye'nin en önem li eksiğinin çağdaş sanat müzeleri olduğunu ifade eden Aksoy, Nisan ayında ASO'da açacağı sergi ile sanatseverlerle buluşacağını müjdeledi. İzm it’te doğdunuz ve küçük yaşta resim çalışm alarına başladınız. Ç a lışm ak, yetenekleri açığa çıkarm ak ve geliştirm ek için çok önem li bir etken olsa da asıl olan yeten e k g a liba. Zira küçük yaşta “Üstün Y ete nekli Ç ocuklar Kanunu” bursundan yararlanm ayı hak e d e c e k bir ışık taşıdığınız fa rk ediliyor. Siz bu ye te neğinizi ve ilginizi ailenizden alm ış 84 olabilir m isiniz? Bu burstan nasıl yararlandınız? 1953 İzmit doğum luyum ama aslen Denizliliyim. Resim yeteneğimi mer hume annemden aldım. Resim eği timi almayan ama yetenekli olan an nem sanat yaşantımda da her zaman en büyük desteği vermiştir. Babamın Türkiye Petrolleri'nde muhasebe mü dürü görevi nedeniyle bulunduğumuz Batm an'da 1960'lı yıllarda ilkokul öğrencisiyken, o zamanın önemli çocuk dergisi "Doğan Kardeş"in resim ya rışmalarına gönderdiğim iz resimlerle ablam ve ben aynı anda birincilik ka zandık. Benim gibi ressam olan ablam Nevbahar'ın ilkokul öğretmeni Beşir Alp onun resim yeteneğini fark etti ve aileme ilgilenmesini söyledi. Daha sonra onun arkadaşı olan ve Batm an’da bizim resim ça lışmalarımızla ilgilenen Ergun Peker’in tavsiyesiyle, ailem resimlerimizi Harika Çocuklar Yasası komisyonuna gön derdi. Resimlerimizi çok beğendiler ve İstanbul’da geç tiğim iz bir sınavdan sonra bizi yasa himayesine alarak burs vermeyi kararlaştırdılar. Ailemle İstanbul’a taşındık ve ablam 10, ben 9 yaşındayken 1962 yılında, bize önce Güzel Sanatlar Akademisi profesörlerinden Zeki Faik İzer, ilkokul eğitimimizin yanında özel ders vermeye başladı (1962-1965 yıllarında). Daha sonra yine Akademi hocala rından Cevat Dereli’den lise eğitimimiz sırasında özel ders aldık. Ablam 1969, ben 1970 yılında İstanbul Atatürk Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra aynı yasayla Paris’e resim eğiti mine gönderildik. Liseden sonra aynı burs kapsam ında yine Paris yolla rına düştünüz. Paris D evlet S anatlar Y ü kseko ku lu ’nu bir yılda tam am layıp Tü rkiye’ye dönerek D evlet Tatbi ki Güzel S anatlar Y ü kseko ku lu ’ndan diplom a alsanız da Paris’ten vazgeçem ediniz. Paris, herkes tarafından çeşitli nedenlerle büyülü bir şehir olarak kodlanır ha fızalara. Aşkın, sanatın, m odanın kalbi hep orada atar. Paris’i sizin için cazip kılan neydi? Paris’te kopam ayacağınız neler buldunuz ve bunlar sanatınıza nasıl yansıdı? Paris Devlet Güzel Sanatlar Yüksek O kulu’ndan 1972 yılın da bir yılda mezun oldum. Eskiden okuldan mezun olmak için belli bir yıl mecburiyeti yoktu. Ben büyük başarı gös tererek benden bir yıl önce okula giren ablamla aynı anda mezun oldum. Daha sonra Sorbonne Üniversitesi’nde plastik sanatlar doktorası yapm ak istedik. Bursumuzdan sorumlu komisyon doktora yapmamızı gerekli bulmaya rak Türkiye’ye dönmemizi istediler. İstanbul Devlet Gü zel Sanatlar Akadem isi’ne görev almak için başvurdu ğumuzda Paris’ten aldığımız diplomaya 3 yıllık muadelet verildiğinden bizden 2 yıl daha okumamız istendi. Bunu “ C am altı resim konusunda eksper ve koleksiyoncu olm am ı, dünyanın birçok ülkesinden cam altı resim sergilerini görm e olanağının yanı sıra, kitap ve sergi kataloglarını ve de dört kıtadan cam altı resim örneklerini antikacı ve müzayedelerde satın alabilm em i de P aris'te yaşam am a borçluyum .” kabul etmeyip doktora yapmak amacıyla 4 yıllık bir okul diploması alabilmek için İstanbul’da Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek O kulu’na 3. sınıftan girerek bir yıl sonra 1975’te mezun olduk. 1979 yılında ise doktoramızı Sor bonne Üniversitesi’nde yapmak için ablamla birlikte kendi olanaklarımızla tekrar Paris’e döndük. Ablam Sorbonne Üniversitesi’nden plastik sanatlar doktorası aldıktan sonra İstanbul’a döndüğünde, Mimar Sinan Üniversitesi’ne yine öğretim görevlisi olarak alınmayınca, ben Türkiye’ye dön memeye karar verdim. Paris’te dünya sanatından örnek leri görebilmek, tanınmış sanatçılarla kontak kurabilmek, uluslararası sanat ortamında Türkiye’yi temsil etme ola naklarını bulmak, Paris’te olmamın çekici yanları. Örneğin Paris’teki bir sergim bana Japonya’nın yedi kentinde sergi açma olanağı ve de bir yapıtımın Daubigny Müzesi’ne alın masını sağladı. Fransa’da yayınlanan tanınmış BENEZİT Uluslararası Sanatçılar Ansiklopedisi’nde de yer alabildim. Ayrıca camaltı resim konusunda eksper ve koleksiyoncu olmamı, dünyanın birçok ülkesinden camaltı resim sergi lerini görme olanağının yanı sıra, kitap ve sergi katalogla rını ve de dört kıtadan camaltı resim örneklerini antikacı ve müzayedelerde satın alabilmemi de Paris’te yaşama ma borçluyum. “G ünüm üzde teknolojik gelişmeler sayesinde Türkiye ve dışarıdaki san atsal etkinlikler takip edilebiliyor, sergiler bile çoğu zam an internet üzerinden izleniyor. O ysaki eserlerin orijinallerini görm ek ayrı bir zevk verir. ~v liMMİ k f ıf ur r -------- 1 & \W wM ü£>& ' —> ^ ; ' 1 ^ J I M ililir “ y jm ğ l ,, r y . pf»;.-: m ıs 1 j .S ■ <ı '* \ i'"«-» M, ıjffli I ' v5 j -* 86 ti fcv>• ' İki • , v. . . j' V 1970’li yıllar Türkiye için her şeyin ç o k yeni olduğu d ö nem e den k geliyor. Ç o k genç bir ülke, bilim de, sanatta, teknolojid e tem ellerin atıldığı yıllar. Teknolojinin hızına yetişm enin m üm kün olm adığı 2000’li yıllarla kıyasla n am ayacak bir dönem aslında. O dön em de A vrupa’yı da T ürkiye’yi yaşam ış biri o larak T ü rkiye’de ve Paris’te sanata bakış, ortaya çıkarılan ürünler ve sanatı algıla yış biçim i arasında ne tü r fa rkla r gözlem lem e şansınız oldu? Bugün bir kıyaslam a yapm anız gerekirse neler söyleyebilirsiniz? T ürkiye’de son 50 yılda san atta ne kad ar bir yol alındı? 70’li yıllarda, Türkiye’de sanat yayınları yetersiz olduğun dan yurt içindeki ve yurt dışındaki sanatsal etkinliklerden haberdar olmak hemen hemen imkânsızdı. Paris’ten yur da döndüğümüzde, sanatçı arkadaşlar o sırada hangi akımların moda olduğunu, galerilerde ne tip sergilerin açıl dığını sorarlardı. Günümüzde teknolojik gelişmeler saye sinde Türkiye’deki ve dışarıdaki sanatsal etkinlikler takip edilebiliyor, sergiler bile çoğu zaman internet üzerinden izleniyor. Oysaki eserlerin orijinallerini görmek ayrı bir zevk verir. Türkiye’de artık sanat ortamı bakımından da çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Yabancı sanatçıların yapıtları galeriler ve sanat fuarlarında izlenebiliyor, Türk sanatçılar da yurt dışındaki fuarlarda eserlerini sergiliyor, müzayede lerde yer alıyor. Sponsor galeriler sanatçılara büyük des tek oluyor, sergilerini düzenliyor, katalog ya da kitapları nı yayınlıyor. Sanat galerileri ve koleksiyoncular çoğaldı. Sadece sanatıyla yaşamını sürdürebilen sanatçılarımız da. Bütün bu gelişmelere rağmen çağdaş sanat müzelerimizin az olması ve sanat etkinliklerinin geniş kitleler tarafından izlenmemesi en büyük eksikliğimiz. 36 yıldan beri “pen cere” tem ası üzerinde çalıştığınızı gözlem liyoruz. Ö zay Erkılıç’a göre sizin resim lerinize Cihangir sem tindeki ahşap evlerin kafesli pencereleri kaynaklık ediyor. Yine E rkılıç’a göre insan figürünün görünm ediği pencerelerde aslında sem bo lik o larak in sanı ve yaşam biçim ini sorguluyorsunuz. Bir pencere im ajı ile nostalji, neşe, hüzün, te rk edilm işlik, kapalılık gibi ç o k değişik duyguları ifade edilebildiğini, kendi iç dünyanızı ve resim sel arayışlarınızı ç o k iyi yansıttığı için pencere tem ası üzerinde çalıştığınızı söylüyorsu nuz. Pencere sem bo lik o larak sizin de ifade ettiğiniz gibi ç o k anlam taşıyor. Penceresiz kalm ak istem ez kim se. Sanatın herkes üzerinde aynı etkiler bırakm ası ya da sanatçının düşüncelerini aktarm ası söz konusu o lam az elb ette an c ak pencere figürünün izleyicide, re sim lerini takip eden insanlarda nasıl etkiler yarattığ ı nız gözlem liyorsunuz? İfade e tm e k istedikleriniz kar şılığını buluyor m u ya da ne kad ar örtüşüyor izleyici algısıyla sizin aktardıklarınız? ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2014 “Türkiye'de artık san at ortam ı bakım ından da çok önem li gelişmeler yaşanm asın a rağm en çağdaş sanat m üzelerim izin az olm ası ve sanat etkinliklerinin geniş kitleler tarafından izlenm em esi en büyük eksikliğ im iz.” Önceleri açık görünümde yorumladığım pencere teması na yaklaşımım da sonraları farklılaştı. Her geçen gün pen cereleri izlerken, günlük yaşamımızın ayrılmaz bir elemanı olan pencerenin, özellikle kapalı konumunda, simgesel ve psikolojik duyguların anlatımı bakımından, hayal gücünde daha çok çağrışımlar yarattığını düşünüyorum. Sergileri me gelen sanatseverlerin de resimlerimden etkilenmeleri ve “ Bize her gün önünden geçip de fark etmediğimiz pen cerelere bakmayı öğrettiniz” demeleri, çeşitli malzemeler kullandığım pencerelerimin büyük ilgi görmesi ve kolek siyonlarda yer alması beni çok sevindiriyor ve anlatmak istediklerimin karşılığını bulduğunu görüyorum. Sorbonne Üniversitesi’nde doktora tezimi de “ pencere-tablo” konu sunda yaptığımdan ve uzun süreden beri sadece “ pen cere” temasında çalıştığımdan artık “ pencere ressamı” olarak anılıyorum. P lastik san atlar ve fo to ğ rafçılık alanlarında da çalışı yor ve üretiyorsunuz. Ç o k yönlü bir sanatçı olduğunuz rahatlıkla söylenebilir. Pencere im ajını daha iyi yansı tab ilm ek için assam blaja yön elerek yaratıcılığınızı tu valin ötesine taşıdınız. Tül perdeler, bezler, fotoğraflar, hasırlar, boynuzlar, kum lar, çakıltaşları, oluklu m ukav valar, sebze sandıklarından sökülm üş tahtalar, teller ve çeşit çeşit m alzem elerle canlı bir görüntü oluşturu yorsunuz. Fotoğraf m akinesinin icat edildiği d ö n em lerde çıkan “Resim öldü” kaygısının yıllar içinde g e çerlilik kazanm am akla birlikte bir arada ve birbirlerini güçlendirerek nasıl yaratım a katkı sağladığının som ut örneklerinden birisiniz. Siz foto ğraf, resim ve plastik sanatları birbirlerinden nerede ayırıyor, nerede birleş tiriyorsunuz? Birinde ifade edem ediklerinizi diğeriyle tam am ladığınızı mı, her birini başka duyguları ifade etm enin bir aracı o larak mı görüyorsunuz? Eskiden, gördüğüm ilginç pencerelerin fotoğraflarını, onla rı hatırlamak için çekerdim. İstanbul’da ahşap eski evlerin hızla yok olduğunu görünce, özellikle pencere süsleme lerini çok beğendiğimden, belgelemek amacıyla fotoğraf larını çektim ve nostaljik bakışla resimlerini yaptım. Daha sonra Paris’te de yenilenen semtlerdeki binaların özellikle tuğlalarla kapatılmış, duvar örülm üş pencerelerinden çok etkilendim. Son dönemde, İstanbul ve Paris’ten, pence relerin yanında üzerlerinde yırtık afişlerin ve grafitilerin 87 olduğu harap duvarların da fotoğrafla rını çekmeye başladım. Resimlerimde değişik malzemeleri kolaj olarak kul lanmayı sevdiğimden, kendi çektiğim pencere fotoğraflarımı ve duvarlardan yırtıp aldığım afiş parçalarını da resim lerime yapıştırıyorum. Bazı sanatçılar başkalarının çektiği fotoğraflardan ya rarlanırken, ben sadece kendi fo toğ raflarımı kullanıyor, hatta bazen üzer lerine boyayla çalışıyor, resmimin renk armonisine göre değişiklikler yapıyo rum. Çoğu zamanda bu fotoğraflar, duvarlardaki yırtık afişler gibi, kenarları yırtık olarak görülüyor. Fotoğraflarım dan resimlerimde yararlandığım gibi, sadece fotoğraflarım dan oluşan sergi ler açmayı da düşünüyorum. Resim çalışm alarınızın yanı sıra Fransa ve Türkiye’deki dergilerde T ü rk sanatı ve sanatçıları üzerine yayım lanm ış yazılarınız bulunuyor. “C am altı resim san atı” konusunda da ekspersiniz ve dünya ülkelerin den zengin bir koleksiyonuz bulunu yor. 1997 yılında “C am altında yirmi bin fersah ” adlı bir sergi de açm ış tınız. 2 00 5’te Pera M ü zesi’nde “C am altında devr-i â lem ” sergisinde, dünyanın 28 ülkesinden topladığınız 160 adet cam altı resim koleksiyonu 88 “Her geçen gün pencereleri izlerken, günlük yaşamımızın ayrılmaz bir elemanı olan pencerenin, özellikle kapalı konumunda, simgesel ve psikolojik duyguların anlatımı bakımından, hayal gücünde daha çok çağrışımlar yarattığını düşünüyorum. S ergÜerime gelen sanatseverlerin de resimlerimden etkilenmeleri ve “Bize her gün önünden geçip de fark etmediğimiz pencerelere bakmayı öğrettiniz” demeleri, çeşitli malzemeler kullandığım pencerelerimin büyük ilgi görmesi ve koleksiyonlarda yer alması beni çok sevindiriyor ve anlatmak istediklerimin karşılığını bulduğunu görüyorum.” nuzu sergilediniz. C am altı resm e il giniz nasıl başladı? Teknik o larak bu konuda bilgi verebilir misiniz? Alman koleksiyoncu Udo Dam m ert’in Paris Goethe Enstitüsü’nde 1979 yı lında gördüğüm camaltı koleksiyon sergisinden çok etkilenmiştim. Bu sergide dünyanın çeşitli ülkelerinden camaltı resimler vardı. Türk camaltılar yoktu ama katalogda Türkiye’de de hat camaltı eserlerin bulunduğu be lirtilmişti. Sorbonne Üniversitesi’nde yapmam gereken master tezimi, o zamana kadar üzerine ciddi bir araş tırma gerçekleştirilmemiş olan Türk camaltı sanatı üzerine yapmaya karar verdim. İstanbul’daki müzeler ve özel koleksiyonlardaki camaltı resimle ri belgeledim. Türkiye’de halk sanatı camaltı resimlerden bahseden ilk kişi, değerli halkbilimci, ressam ve kolek siyoncu Malik Aksel’dir. Türkiye’de sadece bize ait bir halk sanatı sanılan camaltı resimler, aslında dünyanın bir çok ülkesinde de çok eski çağlardan beri yapılmaktaydı. Türkiye’de camaltı konusunda ilk önemli sergi benim giri şimimle İstanbul’da Vedat Nedim Tör Müzesi’nde 1997 yılında açılan "Cam altında yirmi bin fersah" sergisidir. Türk camaltıların yanı sıra koleksiyo numdaki yabancı camaltı resimleri ilk defa sergiledim ve katalog yazısını yazdım. Daha sonra 2005 yılında Pera Müzesi’nde "Camaltında devr-i âlem" sergisinde dünyanın 28 ülkesinden 160 camaltı resim sergiledim. Kata log yazısını da hazırladığım ve çok ilgi gören bu serginin Türkçe ve İngilizce basılan katalogları camaltı sanatı için önemli referanslardır. Daha sonra Ankara’da 2006’da Dışişleri Bakanlı ğı, 2011’de ise Merkez Bankası sanat galerilerinde camaltı koleksiyonumu sergiledim. Camaltı koleksiyonumun yabancı resimler açısından daha zengin olması, Paris’te yaşamamdan kaynaklanıyor. Camaltı resimler görünüşte kâğıt ya da tuval üzerine ya pılan resimlere benzeseler de çalışma yöntem i bu resim lerin tam tersidir. Genelde bir resimde imza ve tarih son safhada oluşurken, camaltı resimde, camın çalışılan arka yüzeyine resmin deseni, imza ve en üstte görünen detay larla başlanır. Daha sonra çizgiler arasındaki yüzeyler, son olarak da arka fonda görünen renkler boyanır. Renkler üst üste kullanıldığı zaman birbirini örttüklerinden, onları düzeltmek ve rötuş yapm ak da imkânsızdır. Daha sonra boyalı yüzeyi korumak için camın arkasına kâğıt, karton ve hatta eski resimlerde olduğu gibi tahta levha konur. Bu tekniğin zorluğu, cam üzerine çizilen desen aslında ters görüneceğinden, soldaki elemanın sağda olacağını düşü nerek çalışmaktan kaynaklanmaktadır. Özellikle yazı ve tarihlerde buna dikkat etmek gerekir. Türk camaltı resim leri özellikle renklerin düz ve tek kat kullanılması, ışık ve gölgenin olmaması ve resme ayrı bir parlaklık kazandıran altın ya da gümüş yaldız kâğıtların kullanılması nedeniyle, özellikle yabancı camaltı resimlerden farklıdır. Şim diye kad ar Türkiye’de ve yabancı ülkelerde çok sayıda sergi açtınız, ç o k sayıda ödül aldınız. Sergiler de resim severlerin çalışm alarınıza ilgisini nasıl bu luyorsunuz? O nlarla nasıl bir iletişim kuruyorsunuz? Kısa ya da uzun vad ede bir sergi projeniz o lacak mı? Sergim sırasında galeride bulunarak izleyicilerin merak ettikleri sorulara cevap vermeyi ve onların resimlerim hakkındaki düşüncelerini öğrenmeyi seviyorum. Resimlerim de değişik doku çalışmaları görüldüğünden, sergime ge lenlerin özellikle tekniğim konusunda soruları oluyor. Bazı sanatçılar bu tarz sorulara cevap vermekten kaçınırken, ben severek bilgi veriyorum. Camaltı resim çalışmalarım da da tekniğin özelliğini açıklıyorum. Bu bilgiler sanatse verlerin çok hoşuna gidiyor. ler bu olanaklardan nasıl hab erdar olabilir ve fayd ala nabilirler? Ablamla benim resme olan yeteneğimizin Anadolu’nun Batman kentinde yaşarken keşfedilmesi, ikimizin de burs lu olarak Harika Çocuklar Yasası’ndan yararlanmamız ve yurt dışında da sanat eğitimi görmemiz çok büyük bir şans. Maalesef bu yasa yürürlükten kaldırıldı. Günümüz de sanat okullarından mezun olan çok az sayıda yetenekli genç, atölye ve sergi imkânı gibi zorluklara rağmen mes leğini sevdikleri için sürdürmeye devam ediyor. Bazı gale riler genç sanatçılar için yarışmalar düzenleyip, sergileme olanakları sağlıyor. Bu konuda sanat dergileri ya da inter net ortamında duyuru yapılıyor. Bence son yıllarda genç sanatçılar daha şanslı. Çünkü genç sanatçıların sergilerini düzenleyen galeriler çoğaldı. Uluslararası müzayedelerde yer alan genç sanatçılarımız bile var. A S O ’da Nisan ayında açacağınız serginiz hakkında bil gi verir m isiniz? Ankara Sanayi Odası Galerisi’ndeki sergimde son birkaç yıllık yapıtlarımdan bir seçki yer alıyor. Paris ve İstanbul duvarlarından pencereler konusunda kolaj ve malzemeli resimlerimin yanı sıra, camaltı resim tekniğinde çağdaş yorumla çalıştığım yapıtlarım da izlenecek. Son resimle rimde sokaktaki grafiti sanatının izleri daha belirgin görü lüyor. ASO’nun güzel galerisinde son çalışmalarımı sekiz yıl aradan sonra Ankaralı sanatseverlere göstermekten de büyük bir mutluluk duyuyorum. Önümüzdeki aylarda “ Street art” konusunda fotoğraf larımı sergileme projem var. Özellikle son yıllarda Paris duvarlarında etkin olan sokak sanatçılarını takip ediyor, çalışmalarının fotoğraflarını çekiyor, hatta onlarla tanışı yorum. Ben de son 6 aydır Paris ve İstanbul duvarlarına kolaj çalışmaları yapıyorum. Sokaktaki resimleri daha çok insan görüyor ve sanal ortam da da paylaşılıyor. Bu ser gim için geldiğim Ankara’da da duvarlara kolaj yapmayı düşünüyorum. R esm e ilgi duyan ve yetenekli gençlere neler önerir siniz? Uzun çaba, uğraş gerektiren bu yolda devam etm eliler mi? Yetenekli an c ak m addi olanaklara sahip olm ayan gençler için yapılan çalışm alar var mı? G enç ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2014 89 ASO BÜLTEN RESMİ GAZETE Ö ZETLERİ (6 ŞUBAT 2 0 1 4 - 0 6 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 0 5 sayılı Resmi Gazete • 2014/5776 "Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası Ano nim Şirketi" Unvanı ile Bir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası Kurulmasına Dair 10/9/2001 Tarihli ve 2001/3025 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Yürür lükten Kaldırılması Hakkında Karar • Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsalarının Kuruluş ve Ça lışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik. • DÜZELTME: Türk Akreditasyon Kurumu'nca Uygu lanacak Akreditasyon Kullanım Ücreti/Payına İlişkin Tebliğ (TÜRKAK: 2014/1) ile İlgili Düzeltme 0 7 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 0 6 sayılı Resmi Gazete • Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği'nde Deği şiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Nitelikleri nin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Deği şiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirket lerinin Muhasebe Uygulamaları ile Finansal Tabloları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 362) • Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketle rince Uygulanacak Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 0 8 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 0 7 sayılı Resmi Gazete • Türkiye-Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Çerçeve Anlaşması Genel Tebliği (Sıra No: 2) 0 9 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 0 8 sayılı Resmi Gazete • 2014/5859 Belgesiz İhracat Kredileri ile Vergi Re sim ve Harç İstisnası Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar • 1 4 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 1 3 sayılı Resmi Gazete • Türk Gıda Kodeksi Gıdalarda Kurşun, Kadmiyum, Civa, İnorganik Kalay, 3-Monokloropropan 1,2-Diol ve Polisiklik Aromatik Hidrokarbon Seviyelerinin Res mi Kontrolü İçin Numune Alma, Numune Hazırlama ve Analiz Metodu Kriterleri Tebliği (No: 2014/2) • Türk Gıda Kodeksi Kilo Verme Amaçlı Enerjisi Kısıt lanmış Gıdalar Tebliği (No: 2014/3) • Ticaret Unvanları Hakkında Tebliğ • İşveren Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • İç Denetçi Çalışmalarının Kullanılması (BDS 610) Hakkında Tebliğ Türkiye Denetim Standartları Tebliği No: 28 1 5 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 1 4 sayılı Resmi Gazete • Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Stan dartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlen mesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Elektronik Haberleşme Sektöründe Hizmet Kalitesi Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönet melik • Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standart ları Kurulu'nun 12/2/2014 Tarihli ve 75935942 050.01.04 - [01/13] Sayılı Kararı 1 8 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 1 7 sayılı Resmi Gazete • 2014/5896 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nda Yer Alan Bazı Maktu Vergi ve Harç Tari felerinin Belediye Grupları İtibarıyla Tespitine İlişkin Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar • Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi Yönetmeliği • Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 286) 1 2 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 1 1 sayılı Resmi Gazete • Gümrük Genel Tebliği (Gümrük Kontrolü Altında İş leme) (Seri No: 3)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Gümrük Kontrolü Altında İşleme) (Seri No: 6) 90 Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standart ları Kurulu'nun 2/1/2014 Tarihli ve 75935942 050.01.04 - [01/1/A] Sayılı Kararı 1 9 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 1 8 sayılı Resmi Gazete • İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Teb liğ No: 2012/2)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ (No: 2014/1) • Avrupa Birliği Çıkışlı Bazı İşlenmiş Tarım Ürünleri İt halatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Bosna ve Hersek Menşeli Bazı Tarım ve İşlenmiş Ta rım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulan masına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Fas Krallığı Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Filistin Ulusal Yönetimi Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına Dair Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 2 6 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 2 5 sayılı Resmi Gazete • Metal Sanayi Teknik Komitesinin Oluşumu ve Görev lerine Dair Tebliğ (No: SGM-2014/2) 2 7 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 2 6 sayılı Resmi Gazete • 6525 Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararname lerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun • Sanayi Tezleri Projelerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik • • Kimyevi ve Organik Gübre Piyasa ve Şikâyet Dene timi İçin Alınacak Numunelerin Analizlerinin Yaptırı lacağı Analiz ve Referans Kurum Laboratuvarları ile Analiz Ücretleri Hakkında Tebliğ (No: 2014/4) Gürcistan Menşeli Bazı Tarım ve İşlenmiş Tarım Ürün leri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İliş kin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Karadağ Menşeli Bazı Tarım ve İşlenmiş Tarım Ürün leri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İliş kin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Makedonya Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Mısır Arap Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Morityus Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım ve İşlenmiş Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygu lanmasına Dair Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Sırbistan Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım ve İşlenmiş Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygu lanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Şili Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım ve İşlenmiş Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması na İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Tunus Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İt halatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • Ürdün Haşimi Krallığı Menşeli Bazı Tarım ve İşlenmiş Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygu lanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 2 8 .0 2 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 2 7 sayılı Resmi Gazete • İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Teb liğ No: 2013/2)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Teb liğ No: 2013/8)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Teb liğ No: 2013/9)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 0 1 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 2 8 sayılı Resmi Gazete • Sosyal Güvenlik Kurumu Asgari İşçilik Tespit Komisyonu'nca Belirlenen Çeşitli İşkollarına Ait As gari İşçilik Oranlarını Gösterir Tebliğde Değişiklik Ya pılmasına Dair Tebliğ 0 5 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 3 2 sayılı Resmi Gazete • Türkiye Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğlerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ Sıra No: 13 • Döner Mil Dudak Tipi Keçeler-Bölüm 4: Performans Deney İşlemleri ile İlgili Tebliğ (TS ISO 6194-4) (No: MSG-MS-2014/1) 0 6 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 3 3 sayılı Resmi Gazete • Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 0 8 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 3 5 sayılı Resmi Gazete • • Arnavutluk Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Avrupa Birliği Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatın da Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 1 2 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 3 9 sayılı Resmi Gazete • Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği • 4734 Sayılı Kanun'un 3-n Maddesi Kapsamında Ya pılacak Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 91 • Biyosidal Ürünler Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 1 3 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 4 0 sayılı Resmi Gazete • Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Ge nel Müdürlüğü'nce Yapılacak Denetimler ve Kontrolörler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yö netmelik 1 5 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 4 2 sayılı Resmi Gazete • • Özel Hastaneler Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Bankaların Likidite Karşılama Oranı Hesaplamasına İlişkin Yönetmelik • Bankaların Kaldıraç Düzeyinin Ölçülmesine ve Değerlendi rilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Bankaların Likidite Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değer lendirilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değer lendirilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Yabancı Para Net Genel Pozisyon/Özkaynak Standart Ora nının Bankalarca Konsolide ve Konsolide Olmayan Bazda Hesaplanması ve Uygulanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Milletlerarası Tahkim Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ 1 8 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 4 5 sayılı Resmi Gazete • Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği Seri No: 1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 30) • Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği Seri No: 6'da Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 31) • Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği Seri No: 18'de Değişik lik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 32) • Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği Seri No: 25'de Değişik lik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 33) • Basınçlı Ekipmanlar Teknik Komitesinin Oluşumu ve Gö revlerine Dair Tebliğ (No: SGM/2014/3) • Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nde De ğişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • • Finansal Tablolara İlişkin Görüş Oluşturma ve Raporlama (BDS 700) Hakkında Tebliğ Türkiye Yapı Malzemeleri Yönetmeliği (305/2011/AB) Kapsa mında Avrupa Teknik Değerlendirme Kuruluşlarının Gö revlendirilmesine ve Denetlenmesine Dair Tebliğ (No: MHG/2014-12) • Denetim Standartları Tebliği No: 30 • Bağımsız Denetçi Raporunda Olumlu Görüş Dışında Bir Görüş Verilmesi (BDS 705) Hakkında Tebliğ Türkiye De netim Standartları Tebliği No: 31 • Karşılaştırmalı Bilgiler-Önceki Dönemlere Ait Karşılık Ge len Bilgiler ve Karşılaştırmalı Finansal Tablolar (BDS 710) Hakkında Tebliğ Türkiye Denetim Standartları Tebliği No: 33 • • Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumu na İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 15'inci Maddesinin Uygulanması ile İlgili Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 12/3/2014 Tarihli ve 7806 Sayılı Kararı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Ku rulunun 13/3/2014 Tarihli ve 75935942-050.01.04 [04/19] Sayılı Kararı 2 2 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 4 9 sayılı Resmi Gazete • 2 5 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 5 2 sayılı Resmi Gazete • Kümelenme Destek Programı Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hak kında Yönetmelik 2 6 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 5 3 sayılı Resmi Gazete • İşkolları Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yö netmelik • 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na Göre Elkonulan Akaryakıtın Teslimi, Muhafazası, Tasfiyesi ve Yapı lan Masraflara İlişkin Uygulama Yönetmeliği • Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2013/15)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2014/3) 1 9 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 4 6 sayılı Resmi Gazete • Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Eğitim ve So rumlu Müdür Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 2 1 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 4 8 sayılı Resmi Gazete • • Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapıl masına Dair Yönetmelik Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yö netmelik 92 Türk Gıda Kodeksi Aroma Vericiler ve Aroma Verme Özel liği Taşıyan Gıda Bileşenleri Yönetmeliğinde Değişiklik Ya pılmasına Dair Yönetmelik 2 7 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 5 4 sayılı Resmi Gazete • Salmonella ve Belirlenmiş Diğer Gıda Kaynaklı Zoonotik Etkenlerin Kontrol Altına Alınması Hakkında Yönetmelik • Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapıl masına Dair Yönetmelik • İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (No: 2014/9) • Muhasebe Meslek Mensuplarının Etik Eğitimi ve Etik Söz leşme Yapılması Hakkında Tebliğ 2 9 .0 3 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 5 6 sayılı Resmi Gazete • Hidrojen ile Çalışan Motorlu Araçların Tip Onayına İlişkin Yönetmelik (AT) 79/2009'da Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Gübrelerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği • Tarımda Kullanılan Organik, Organomineral Gübreler ve Toprak Düzenleyiciler ile Mikrobiyal, Enzim İçerikli ve Or ganik Kaynaklı Diğer Ürünlerin Üretimi, İthalatı, İhracatı ve Piyasaya Arzına Dair Yönetmelik 0 1 .0 4 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 5 9 sayılı Resmi Gazete • İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı İdaresine İlişkin Tebliğ (No: 2014/1) • İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (No: 2014/11) 0 3 .0 4 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 6 1 sayılı Resmi Gazete • Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 435) 0 4 .0 4 .2 0 1 4 tarih ve 2 8 9 6 2 sayılı Resmi Gazete • Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönet melikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği • İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ (No: 2014/3) • Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kontrolüne Tabi Be lirli Ürünlerin Girişine Yetkili Gümrük İdareleri ile Resmi Kontrollerini Yapmaya Yetkili İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerinin Belirlenmesine Dair Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ • İnsan Doku ve Hücre Ürünlerinin Ruhsatlandırılması ve Bu Ürünlerin Üretim, İthalat, İhracat, Depolama ve Dağıtım Faaliyetlerini Yürüten Merkezler Hakkında Tebliğ tedir. Yazıda devamla, söz konusu projenin aşamalı biçimde yaşama geçirileceği belirtilmekte olup, projenin 2-3 yıl içinde tamamlanma sının öngörüldüğü ifade edilmektedir. Projelere kabul için ön aşama belgeleri http://punjab.gov.pk/hud_phe adresindeki "Saaf Pani Pro ject" başlığı altında yer almaktadır. Kamerun ve Orta Afrika HES Yatırım ları TC Ekonomi Bakanlığı'ndan alınan bir yazıda, Yaounde Ticaret Müşavirliğimiz tarafından; Kamerun'un ciddi elektrik üretim açı ğı olan Orta Afrika bölgesinin, HES potansiyeli en yüksek ülkesi olduğu, ülkenin henüz kendi elektrik talebini karşılayamadığı, bu nunla ilgili olarak birçok HES projesinin lanse edilmiş olduğu ve finansman arandığı, bu alanda Kamerun'da yapılacak yatırımlarla yalnızca Kamerun'un elektrik talebinin karşılanmayacağı aynı za manda büyük bir talebi olan ve HES potansiyeli çok düşük olan Çad ve Nijerya'nın elektrik enerjisi talebinin de karşılanabileceği, hâlihazırda ülkenin elektrik enerjisi piyasasını düzenleme ve libe ralleştirme aşamasında olduğu, finansman getirilmesi durumunda bu alandaki yatırımlarla ilgili MOU imzalanabileceği ve getirilecek finansmana karşılık devlet garantileri verilebileceği, Kamerun'a pa zar araştırması için gelen, bu alanda faaliyet gösteren firmalarımıza Ticaret Müşavirliğimiz tarafından bilgi verildiği, yönlendirildiği, ge rekli randevular alınarak süreçlerin yakından takip edilmesinin sağ lanmakta olduğu, ülkemizde HES konularında finansman kabiliyeti olan firmalarımız için bu alanda büyük potansiyel mevcut olduğu bildirilmektedir. Afrika Kalkınma Bankası'na Üyeliğimiz Hk. TC Ekonomi Bakanlığı'ndan alınan bir yazıda, Ekonomi Bakanlığı'nın Afrika Kalkınma Bankası'na üyeliği kapsamında Afrika Kalkınma Bankası'nın yapısı, finansman imkânları ve ihale prosedürlerini kap sayan bilgi notunun, TOBB ana sayfası web sitesinde Hizmetler/ Uluslararası İş İmkânları/ Diğer Duyurular başlığı altında yer almak ta olduğu iletilmektedir. DUYURULAR Namibya Walvis Bay Sanayi Parkı Projesi Kırgızistan Altın Balalık Yatırım Projesi TC Ekonomi Bakanlığı Yurtdışı Yatırım Daire Başkanlığı'ndan alınan bir yazıda, basına yansıyan haberlerde, liman şehri Walvis Bay'da 400 hektarlık bir alan üzerine 22 milyar Namibya Doları (yaklaşık 2 milyar ABD Doları) tutarında bir yatırımla, bir sanayi bölgesinin inşa edilmesinin öngörüldüğü bildirilmektedir. NDC (Namibya Kal kınma Kuruluşu) CEO'su Koos Stanford'un açıklamalarına yer ve ren haberlerde, söz konusu projenin, çelik, inşaat, ilaç, tuz, enerji, mineral zenginleştirme, biyoyakıt ve tarımsal işleme gibi alanların gelişmesini sağlayacağı, projenin işçi konutları, bir ticari park ve bir rekreasyon alanını da içereceği ve planlama çalışmalarının yapılarak 2015 yılında inşaatın başlamasının öngörüldüğü kaydedilmektedir. Haberlerde, projenin hükümetin önderliğinde, 'Growth at Home' stratejisi çerçevesinde ve özel sektör ortaklığı ile geliştirileceği ve bu kapsamda hükümetin, Almanya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Çin, Kırgızistan'ın Ankara Büyükelçiliği'nden alınan bir yazıda, Kırgı zistan Ekonomi Bakanlığı tarafından iletilen "Altın Balalık (DenSooluk)" yatırım projesine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Söz konusu projeye ilişkin detaylı bilgiler, TOBB web sitesi (www.tobb.org.tr) sağ panelinde "Hizmetler" başlığı altındaki Uluslararası İş İmkânları/ Ülke duyuruları-Kırgızistan" bölümünden temin edilebilmektedir. Pakistan'ın Punjab Eyaleti'nde Su Arıtm a Tesisleri Kurulması Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden alınan bir yazıda, Pakistan'ın Punjab Eyaleti'nde, Pakistan halkının temiz içme suyuna erişimini teminen su arıtma tesislerinin kurulmasının planlandığı bildirilmek ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 93 Hindistan, Güney Kore ve Endonezya gibi ülkelerle yatırım ortaklı ğına dair görüşmeler gerçekleştirmekte olduğu belirtilmektedir. Kuruluşu Araştırması'nda yer almak isteyen kuruluşların İstanbul Sanayi Odası'na başvurmaları gerekmektedir. Kamerun Yatırım Programı ve Projeleri Uganda Turizm, Doğal Hayat ve Tarihi Eserler Bakanı ile TC Ekonomi Bakanlığı Yurtdışı Yatırım Daire Başkanlığı'ndan alınan bir yazıda, Yaounde Ticaret Müşavirliğimizce 2014 yılı Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (PPP) modelinde hayata geçirilmesi planlanan pro jeler; Yaounde Douala otoyolu (Bot-Makak-Douala bölümü) yapımı, gıda teknopolü, konkasör tesisleri kurulumu, işletilmesi, makine ve ekipmanı alımı, Douala-Limbe demiryolu hattı yapımı ve işletilme si, Edea-Kribi-Lolabe demiryolu hattı yapımı ve işletilmesi, Sanaga Nehri üzerinde Kikot'ta HES yapımı ve işletilmesi, Hina Nehri üzerinde Moudou Wang'da HES yapımı ve işletilmesi, Bamboutas Dağı'nda rüzgâr santrali yapımı ve işletilmesi, Bamenda'da 3 adet ticaret merkezi yapımı ve işletilmesi, Douala'da şehir içi park ve ormanı yapımı ve işletilmesi, Douala'da çok fonksiyonlu otobüs ter minali yapımı ve işletilmesi, Kribi-Yaounde 225 KV'lık elektrik hattı yapımı ve işletilmesi, kereste teknopolü yapımı, Yaounde Belediye Gölü'nün turistik düzenlenmesi olarak özetlenmektedir. 2 0 1 4 Verim lilik Proje Ödülleri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden alınan bir yazıda, Avrupa Komisyonu'nun, Avrupa KOBİ Haftası inisiyatifi kapsamında yer alan 37 ülkenin katılımı ile 2009 yılından itibaren, her katılımcı ül keden başarılı bir girişimci portresinin yer aldığı ''Başarının Sırrı" baş lıklı bir broşür hazırlamakta olduğu ve 2014 yılı Başarının Sırrı Bro şürü ana temasının "Web Girişimcileri: Avrupa'nın Dijital Şampiyon ları" olarak kararlaştırıldığı iletilmektedir. Bu çerçevede, belirlenen tema ışığında web girişimciliği konusunda örnek bir hikâyesi olan ve ülkemizi temsil edecek bir girişimci portresinin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından belirleneceği, broşürde yer almak üze re seçilen girişimcinin Avrupa Komisyonu tarafından 2014 Avrupa KOBİ Haftası etkinliklerine katılımcı veya konuşmacı olarak davet edileceği ifade edilmektedir. Daha önceki yıllarda hazırlanmış olan broşürler, Avrupa KOBİ Haftası web sitesinde (http://ec.europa.eu/ enterprise/initiatives/sme-week/index_tr.htm) yer almaktadır. Türkiye'nin 5 0 0 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması İstanbul Sanayi Odası'ndan alınan bir yazıda, İstanbul Sana yi Odası'nın 1968 yılından bu yana her yıl kamuoyuna sunulan "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" çalışmasını gerçekleş tirdiği ve bahse konu çalışmanın yalnız sanayimizin değil, eko nomimizin tümüne ilişkin önemli bir referans niteliğinde olduğu belirtilmektedir. 2013 yılı Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kurulu şu Araştırması'na katılabilme alt sınırının üretimden satışlarda 60 milyon TL olarak tespit edildiği, büyüklük sıralamasında da temel kriter olarak alınan net üretimden satış verilerinin ayrıntılı gelir tab losu ile tutarlı olması gerektiği iletilmektedir. Üretimden satışları 60 milyon TL'yi aşan ve 2013 yılı Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi 94 Yapılan Görüşmede Gündeme Gelen Konular TC Dışişleri Bakanlığı'ndan alınan bir yazıda, Uganda Turizm, Doğal Hayat ve Tarihi Eserler Bakanı Maria Mutagamba ile yapılan gö rüşmede, Bakan Mutagamba tarafından; ülkemizde geçen yıl 500 uluslararası konferans düzenlendiğinin ve 6 milyar ABD doları ge lir elde edildiğinin öğrenildiği ve bundan etkilenerek ülkemizdeki turizm kapasitesi hakkında bilgi edinmek için Türkiye'ye ziyaret gerçekleştirmeye istekli olunduğu, ülkesinin turizm potansiyeli nin geliştirilmesi için Türkiye'yi örnek almak istediklerini, ülkesinde konferanslar ve sergiler merkezi oluşturulabilmesi için yardım ve yatırıma ihtiyaç duydukları, bununla bağlantılı olarak, ulaşımın sağ lanabilmesi için de turizm bölgelerine yakın olan Kasese uçak pis tinin uluslararası havalimanına dönüştürülmesi projesinin kendileri için öncelikli bir konu olduğu, en modem "state of art" tesisler inşa edilebildiği takdirde ülkeye daha fazla turist çekilmesinin mümkün olacağı, Nil Nehri'nin kaynağı olan Jinja şehrinde de nehir ulaşımı alanında yatırım yapılmasının yararlı olacağının ifade edildiği iletil mektedir. Hırvatistan'da satışa sunulan basko polje turizm köyü Zagreb Ticaret Müşavirliğimizden alınan bir yazıda, Hırvatistan'ın Dalmaçya bölgesinde, Makarska şehrine 8 km uzaklıkta, Başka Voda ilçesinde yer alan 260.179 m2'lik Basko Polje Turizm Köyü'nün satışa sunulacağı bildirilmekte olup, detaylı bilgiye "info@clubadriatic.hr" adresinden ulaşılabileceği ifade edilmektedir. Tem inat Bulunamayan Riskler Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden alınan bir yazıda, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 33/A maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığı'nın, sigortacılık sektöründe yaşanabilecek teminat problemleri ile ilgili olarak uygun kriterleri taşıyan tüzel kişi olu şumları Olağandışı Riskler Yönetim Merkezi (Risk Merkezi) olarak görevlendirilebileceği bildirilmektedir. Bu çerçevede, Hazine Müs teşarlığı tarafından TOBB'a intikal ettirilen 26.03.2014 tarihli ve 71065509-302.01 [302.01]/9824 sayılı yazıda özetle; "tekstil, kimyevi maddeler ve mobilyacılık sektörlerinde yaşanan yangın ve ilişkili risklerin sigortalanması konusundaki sorunların çözüme ka vuşturulması amacıyla sektörel bir girişim oluşturan GRC Howden Reasürans Brokerliği A.Ş.'nin, risk merkezi olarak görevlendirilmesi hususunda Müsteşarlığa başvuruda bulunduğu, yapılan değerlen dirme sonucunda söz konusu talebin uygun görüldüğü ve bahse konu sektörlerdeki sigorta teminatı sorununun giderilmesi ile ilgili olarak adı geçen şirketin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 33/A maddesi uyarınca, 04.02.2014 tarihi itibarıyla beş yıllık bir süre için 'Risk Merkezi' olarak görevlendirildiği" hususu ifade edilmiştir. E-posta: info@e-international.org FUARLAR Web:www.e-international.org BETON ANKARA 2 0 1 4 USETEC 2 0 1 4 17-19 Nisan 2014, Ankara 5-7 Mayıs 2014, Köln, ALMANYA Konu: İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Konu: İkinci El Teknolojileri İletişim: Kalite Fuarcılık Ltd. Şti. İletişim: Tel +90.212.392 13 90 - +90.212.220 62 57 Tel: +49 7244 7075-0 Faks:+90.212.220 56 01 Faks: +49 7244 7075-50 E-posta: info@kalitefuarcilik.com E-posta: info@usetec.com Web: http://www.betonfuari.com/indextr.php?t=h Web: http://usetec-fair.com/usetec/home Adres: Söğütözü Caddesi No:1/A, 06510 Çankaya, Ankara / TÜRKİYE IFAT 2 0 1 4 5. CIME ÇİN ULUSLARARASI MODERN TARIM FUARI Konu: Arıtma, atık su ve çevre teknolojileri 19-21 Nisan 2014, Pekin, ÇİN İletişim: İstanbul Ticaret Odası Konu: Tarım ürünleri ve modern tarım uygulamaları Tel: 0212 455 61 18 İletişim: Faks: 0212 520 15 26 Tel: +86 10 6292 0211-2506 37. YAPI FUARI 2 0 1 4 Faks: +86 152 1066 7892 6-10 Mayıs 2014, İstanbul 5-9 Mayıs 2014, Münih, ALMANYA Konu: Yapı Malzemeleri E-posta: angelasong@shixinlamp.com Web: www.cimae.com.cn/en/ ; www.fadschina.com/en/ İletişim: Tel +90 212 266 70 70 CNREXPO AYAKKABI FUARI Faks: +90 212 266 70 10 23-26 Nisan 2014, İstanbul E-posta: info@yapifuari.com.tr Konu: Ayakkabı Web: www.yapifuari.com.tr İletişim: Özge Can Özen 2. AIYL-AGRO 2 0 1 4 ULUSLARARASI TARIM FUARI Tel +90 212 465 74 74/2433 14-16 Mayıs 2014, Bişkek, KIRGIZİSTAN Faks:0 212 465 64 50 Konu: Modern tarım teknolojileri, tarım makineleri E-posta: ozgecan.ozen@cnr.net İletişim: Web: www.cnrexpo.com E-posta: aiyl@aiyl-agro.com Adres:CNR EXPO Yeşilköy 34149 İstanbul Web: www.aiyl-agro.com 6. ULUSLARARASI TÜRKMEN ATLARI ve DÜNYA ATÇILIK SANATI FUARI FİLİPİNLER GIDA FUARI 24-27 Nisan 2014, Aşkabat, TÜRKMENİSTAN Konu: Gıda, gıda maddeleri, ileri teknoloji prosesler Konu: Atçılık fuarı ve konferansı İletişim: İletişim: E-posta: cacci@cacci.org.tw Tel: +993 21 02 36 Web:www.philfoodex.org.ph/ Faks: +993 21 02 35 E-posta: ahaltekeworld@gmail.com 3. ULUSLARARASI İNOVASYON VE TEKNOLOJİ FUARI 10. ULUSLARARASI EĞİTİM, TURİZM, KARİYER FUARI Konu: İleri teknoloji alanında faaliyet gösteren firmalar, üniversi teler 16-18 Mayıs 2014, Pasay City, FİLİPİNLER 19-21 Mayıs 2014, Tahran, İRAN 25-26 Nisan 2014, Duşanbe, TACİKİSTAN Konu: Eğitim, turizm, kariyer İletişim: Tel: +9821 762 50735 İletişim: Tel: +992 372 32 42 33 Faks: +9821 762 50283 E-posta: infokash@yahoo.com Faks: +992 372 32 42 33 Web: www.kash.org.al ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | MART / NİSAN 2 0 1 4 95 EXPO-SANITA - 19. ULUSLARARASI SAĞLIK FUARI İletişim: 21-24 Mayıs 2014, Bologna, İTALYA Tel: +90 216 342 42 24 İletişim: Gsm: 0549 611 12 17 Tel: +90 232 464 77 47 Faks:+90 216 342 42 62 Faks: +90 232 464 07 39 E-posta: tuba@bogazicifuar.com E-posta: sulemutlu@cciizmir.org Web: www.bosphorusexpo.com Web: www.cciizmir.org AGRO-MEKANİK, AGRO-ENDÜSTRİ fuari FITNESS HEALTH WELLNESS 2 0 1 4 FUARI 21-25 Mayıs 2014, Tiran, ARNAVUTLUK 25-27 Eylül 2014, Yeni Delhi, HİNDİSTAN Konu: Tarım makineleri, sulama sistemleri, ambalaj Konu: Sağlık, spor, fitness İletişim: Arnavutluk Tarım İşletmeleri Konseyi (KASH) İletişim: Tel: +355 4 2229 445 Faks: +355 4 2229 445 E-posta: infokash@yahoo.com Web: www.kash.org.al DOMOTEX GAZİANTEP MAKİNE HALISI FUARI 26-29 Mayıs 2014, Gaziantep Konu: Halı Tel: +91 11 4279 5000 Faks: +91 11 4279 5098 E-posta: bhaskarj@eigroup.in Web:www.fhwindia.com MEDICA 2 0 1 4 12-15 Kasım 2014, Düsseldorf, ALMANYA Konu: Medikal İletişim: Tel: 0090 212 334 6900 İletişim: Faks: 0090 212 334 6934 Tel: +90 212 522 95 96 E-posta: soley.ozsoy@hf-turkey.com Faks: +90 212 522 95 97 Web: http://www.domotexgaziantep.com/ Adres: Orta Doğu Fuar Merkezi /GAZİANTEP TÜRKİYE Web: www.faircruise.com 1. HAC VE UMRE FUARI JIMEX 2 0 1 4 2-5 Haziran 2014, Umman, ÜRDÜN Konu: 11. Uluslararası Makine ve Elektro-Mekanik Ürünler Fuarı 16-20 Kasım 2014, Medine, SUUDİ ARABİSTAN Konu: Hac ve umre fuarı İletişim: İslam İşbirliği Teşkilatı İletişim: Tel: +96265658501 Faks: +96265650085 E-posta: goldgate@go.com.jo Web: www.jordan-fairs.com ULUSLARARASI ENERJİ, SANAYİ VE MADENCİLİK FUARI 10-13 Haziran 2014, Tuzla, BOSNA HERSEK Konu: Enerji, Sanayi ve Madencilik Tel: +212 522 314 974 Faks: +212 522 310 110 E-posta: icdt@icdt-oic.org Web: www. icdt-oic.org EMBALLAGE 2 0 1 4 ULUSLARARASI AMBALAJ MALZEMELERİ VE MAKİNALARI FUARI 17-20 Kasım 2014, Paris, FRANSA Konu: Ambalaj teknolojileri İletişim: Web:www.tuzlanskisajam.ba İletişim: İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği 5 8. ULUSLARARASI YAPI İNŞAAT FUARI Tel: 0212 454 05 00 24-26 Haziran 2014, Abuja, NİJERYA Faks: 0212 454 05 01 Konu: İnşaat Malzemeleri E-posta: fuar@iib.org.tr 96
© Copyright 2024 Paperzz