CANLA-BASLA - Yedigün Gazetesi

Otomobil bakımı
tasarruf sağlıyor
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
1 Kasım 2014 Cumartesi
Araçların 10 bin kilometre bakımlarının yapılmasının, yakıt tüketiminde yaklaşık yüzde 20 oranında
tasarruf sağladığı belirtildi. Konya Torna,
Kaynak ve Oto Tamircileri Odası
Başkanı Emin Baranok, araç bakımının
konforlu sürüş ve tasarruf sağlamada
önemli olduğunu söyledi. HABERİ 7’DE
CANLA-BASLA
AFAD, Ermenek’teki faciada, canla-başla çalışan 606
kişiyle arama-kurtarma
faaliyeti yürütüyor.
Yüreklerdeki Ermenek yangını sürerken bir acı
haber de Yalvaç’taki trafik kazasından geldi…
ACI ÜSTÜNE ACI
15 ÖLÜ
Türkiye,
Karaman’daki maden
felaketiyle yanarken,
trafik canavarı Isparta
Yalvaç'ta can aldı.
Gelendost ilçesine elma
toplamaya giden işçilerin bulunduğu
minibüs, sürücüsünün
direksiyon hakimiyetini
kaybetmesi sonucu
meydana gelen kazada
15 kişi öldü, 27 işçi de
yaralandı.
Şarampole yuvarlanan midibüsü
çıkarmak ve yaralıları
kurtarmak için olay
yerine ambulans ve
itfaiye ekipleri sevk
edildi. Yaralılar çevredeki hastanelere
kaldırıldı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı’ndan yapılan
açıklamada, "Su tahliyesi ve arama
kurtarma çalışmaları, 606 kişilik bir
ekip ile 2 uçak, 3 helikopter, 23
ambulans ve 22'si AFAD arama kurtarma aracı olmak üzere 126 araçla
aralıksız sürüyor" denildi.
“AFAD arama kurtarma birliklerinden 4 deneyimli dalgıç da
çalışmalara katıldı. Alana çok sayıda
motopomp, 3 seyyar aydınlatma
cihazı, 10 büyük çadır, seyyar mutfak, mobil yatakhaneler, 700 battaniye, kumanya ve içecek sevk
edildi. 7 mobil baz istasyonu kuruldu, kumanya ve içecek sağlandı.
Çalışmalar AFAD Mobil
Koordinasyon Merkezi'nden
yönetiliyor. Gelişmeler 7/24 takip
edilmektedir." HABERİ 12’DE
Bakanlar ocakta...
ELVAN:
‘İlerleme
koşulları
iyi değil’
Diyanet Heyeti de
ERMENEK’TE
Diyanet İşleri Başkanlığınca,
mahsur kalan 18 işçinin aileleri
ve yakınlarına destek vermek
amacıyla heyet gönderildi. 12’DE
HABERİ 12. SAYFADA
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Lütfi Elvan, kaza yaşanan ocaktaki
incelemenin ardından, “Özellikle yer altında
kaza sonrası müthiş bir yıpranma söz
konusu. Özellikle tahkimatlarda ve su patlaması neticesinde oluşan çok yoğun bir çamur
tabakasının toplanması, bunun yüksek mertebelerde olması tabii bu çalışmaların biraz
daha uzayacağını gösteriyor. Ve bu koşullarda gitmesi halinde ilerlemelerin biraz daha
yavaş olacağını görüyoruz açıkçası" dedi.
SİYASET
dünyasının
PESMERGE SAVASI!
ALEV TOPU
KÜRŞAD
TÜZMEN
ziraatçilerle
IŞİD terör örgütü ile bazı Kürt gruplar arasındaki çatışmalar Kobani'nin doğu ve iç kesimlerinde yoğunlaştı.
AÜ Ziraat Fakültesi
Eski Bakan Kürşad
Tüzmen’i ağırladı.
Tüzmen, Ziraat
Fakültesi’nde öğrencilerle buluştuğu prog-
IŞİD, Kürt grupların kontrolündeki sınır kapısına
ağır silahlarla
saldırdı. Tarafların
birbirine zaman
zaman havan topu
atışları gerçekleştirdiği bölgede
sokak çatışmaları
da şiddetlendi.
Kobani'deki sınır
kapısı civarında
şiddetlenen çatışmalar sonrası bölgeden zaman zaman
alev topu yükseldi.
Türk güvenlik güçlerinin sınır hattındaki önlemleri de arttırıldı.
IŞİD’i desteklemekle suçlanan AK Parti
hükümeti, IŞİD ile savaşan uluslar arası
güce, bu savaşın bir parçası haline gelen
Peşmerge ve Özgür Suriye Ordusuna yardımcı
olmaya başlayınca siyaset arenası iyice karıştı.
Özellikle de Peşmergenin Türk topraklarından
geçişiyle…
CHP VE MHP NE DİYOR?
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Bugün
topraklarımızda Peşmerge geçişi nedeniyle
yaşanan manzaraların siyasi sorumluluğunun da
MHP ve iktidar partisinin omuzlarında olduğu
çok açıktır" değerlendirmesinde bulunurken;
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural,
Peşmergenin Türkiye üzerinden Suriye'ye
geçişiyle ilgili, "Cumhuriyetin kuruluş yıl
dönümünde içinde PKK'lıların da olduğu
peşmergeye Türk askerinin eskortluk ettiğine
şahit olduk. Bu tarihin kasıtlı olarak seçildiği
açık ve net" dedi.
Kobani’de sadece
Kürtler savaşmıyor
Fecru'l Hurriyye
Tugayları Komutanı
Hatib, "Kobani'de
400'den fazla askerimiz
IŞİD'e karşı savaşıyor"
dedi. HABERİ 12’DE
M.Nuri Parmaksız
‘Kobani, bir kaos
planının parçası’
Bencileyin Sözler
8. Sayfada
Hayrettin İvgin
8. Sayfada
Fehmi Koru
Alavere, dalavere...
Bilin bakalım
nöbette kim var?
3. Sayfada
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
9. Sayfada
Suriye fiilen
4 bölge oldu
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi
Eker, "Kobani üzerinden gelişen hadise
Türkiye'ye dönük 2013 yılından itibaren
zamam zaman çeşitli fırsat ve bahanelerle
uygulanmaya çalışılan bir kaos planının
parçası" diye konuştu.
Kültürel Boyut
HABERİ 12. SAYFADA
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
Gazetemizi
https://www.
/yedigun.gazetesi
Suriye'de çatışmaların dördüncü yılında
ülke, Esed rejimi, muhalifler, IŞİD ve PYD
arasında fiilen 4 bölgeye ayrıldı.
Savaşın ilk dönemlerinde Esed yönetimine karşı ilerleme kaydeden muhalifler,
terör örgütü IŞİD faktörünün ortaya çıkmasıyla durmak zorunda kaldı.
HABERİ 12. SAYFADA
2“İncir Reçeli 2” filminin Anadolu galası Adana'da yapıldı
SINEMA
1 Kasım 2014 Cumartesi
ADANA - Yönetmenliğini ve
senaristliğini Aytaç Ağırlar'ın
üstlendiği "İncir Reçeli 2" filminin
Anadolu galası Adana'da gerçekleşti.
Bir alışveriş merkezinin sinema salonunda düzenlenen galaya
Vizyona
yeni
girecek
filmler
filmin yönetmen ve senaristi
Aytaç Ağırlar'ın yanı sıra başrol
oyuncusu Halil Sezai Paracıkoğlu
da katıldı. Halil Sezai
Paracıkoğlu'nun sinema salonuna girmesiyle kendisini
bekleyen hayranları, sanatçıyla
Kenan Işık Türkiye'ye
GERİ DÖNÜYOR
İSTANBUL - Ekranların sevilen sunucusu
ve tiyatrocu Kenan Işık gittiği bir saunada
düşüp beyin kanaması geçirmişti. Işık, olayın
yaşandığı 21 Mart tarihinden bu yana eski
sağlığına kavuşmak için mücadele veriyor.
Geçirdiği kafa travması nedeniyle
Almanya'da özel bir özel bir rehabilitasyon
merkezinde tedavi gören Kenan Işık,
İstanbul'a geri dönüyor. Almanya’da özel bir
rehabilitasyon merkezinde tedavi gören tiyatro
sanatçısı Kenan Işık, 1 hafta sonra Türkiye’ye
getirilecek.
Geçen 21 Mart’ta geçirdiği kafa travması
nedeniyle yoğun bakıma alınan Işık’ın tedavisine Almanya’nın Freidrichshafen kentindeki
özel bir sağlık merkezinde devam edilmesine
karar verilmişti. Gözleriyle iletişim kurabilen ve
vücudunu dik tutabilen Işık’ın bakımına evde
devam edilecek. Ancak sanatçının bilincinin
hala kapalı olduğu öğrenildi.
New York'a Hoşgeldiniz"
"Pompeii"
"Sümela'nın Şifresi" ve
"Moskova'nın Şifresi" filmlerinin
yönetmeni Adem Kılıç'ın yeni
filmi "Oflu Hoca'nın Şifresi"
komedi meraklılarının ilgisini
çekmeye aday.
Başrollerinde Çetin Altay, Ahmet
Varlı, Köksal Engür, Didem
Balçın ve Başak Daşman'ın yer
aldığı filmde; Tarık Papuççuoğlu,
Mehtap Bayrı, Eser Eyüboğlu,
Asena Ongan, Onur Dilber, Deha
Beşyıldız, Timur Ölkebaş, Ali
Demirel, Ceyhun Gen ve Emin
Albayrak rol aldı. T
Gerard Depardieu, Jacqueline Bisset,
Marie Moute ile Pamela Afesi'nin
oynadığı "New York'a Hoşgeldiniz"
filminin yönetmen koltuğunda Abel
Ferrara var. İlk uzun metrajlı filmi "The
Driller Killer"ı 1979 yılında çeken Abel
Ferrara, yeni filminde, dünyayı kurtarmayı hayal eden ancak kendini kurtaramayan bir adamın düşüşünü anlatıyor.
Dünyanın tepesindeki Bay
Devereaux'nun düşüş hikayesine yer
verilen film, 2011'de, New York'ta bir
otelde bir kadına tecavüz ve saldırı
suçlarıyla yargılanan Uluslararası Para
Fonu (IMF) Eski Başkanı Dominique
Strauss-Kahn'ın bütün dünyada izlenen
mahkeme sürecinden esinleniyor.
Paul W. S. Anderson'un yönettiği filmin oyuncu kadrosunda
Kit Harington, Kiefer
Sutherland, Emily Browning
ile Carrie-Anne Moss yer
alıyor.
MÖ 79 yılında geçen filmin
konusu özetle şöyle:
"Vesuvius volkanı şiddetli bir
patlamaya sahne olur ve
bulunduğu antik Pompeii
şehrini tehdit altına alır.
Gemilerde köle olarak çalışan
Milo, Naples'e gidecek
gemide çalıştığı esnada bu
patlama anına tanık olur.
09:10 Adanalı
11:40 Yahşi Cazibe
14:00 Alemin Kıralı
16:10 Yerli Dizi
18:45 Hafta Sonu atv Ana
Haber
20:00 Kertenkele
22:30 Kim Milyoner Olmak
İster?
23:45 Yerli Dizi
01:45Bitmeyen Şarkı
03:10 Aşk ve Ceza
04:40 Beyaz Gelincik
20:00 MUMYA
O'Connell ailesi bu kez iki bin
yıllık uykusundan uyanan
dehşetli Ejder İmparatoru'nun
mumyasıyla baş etmeye
çalışıyor. Ejder İmparatoru
Han'ı yenmenin tek yolu,
imparatorun düşmanlarından
oluşan, Çin Seddi'nin yapımı
sırasında enkaz altında kalan
acımasız orduyu canlandırıp
savaşmaktır. Brendan Fraser'ı
üçüncü kez Rick O'Connell
rolünde gördüğümüz filmde,
Rachel Weisz'ın yerini Mario
Bello alırken olaylar 10 yıl
sonrasında geçtiği için 20
yaşındaki Alex rolüne de Luke
Ford getirilmiş.
gösterdiği yoğun ilginin de bunun
bir göstergesi olduğunu söyledi.
Filmi izlemeye gelenlere
teşekkür eden Halil Sezai
Paracıkoğlu, sinemada bulunanları arkasına alarak özçekim
yaptı. (AA)
Oflu Hoca'nın Şifresi"
09:50 Muharrem Klip
09:55 Yabancı Sinema "Macera
Adası"
11:30 Muharrem Klip
11:35 1'de Bugün
11:50 6 Mantı
13:00 On Muharrem
13:15 Savaşta Barışta Türk
Ordusu
13:45 PTT 1. Lig Futbol
Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş.
- Bucaspor"
14:45 Devre Arası
15:00 PTT 1. Lig Futbol
Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş.
- Bucaspor"
16:00 Gezelim Görelim
16:35 Muharrem Klip
16:40 On Muharrem
16:55 Şimdi Onlar Düşünsün
18:45 1'de Bugün
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Hayat Ağacı
Mumya: Ejder
İmparatoru'nun Mezarı'nda
hatıra fotoğrafı ve özçekim yapabilmek için yoğun çaba harcadı.
Filmin gösterileceği salona
alkışlar eşliğinde giren Halil Sezai
Haracıkoğlu ve Aytaç Ağırlar,
güzel bir filme imza attıklarına
inandıklarını belirterek, insanların
TV / MAGAZIN
07:00 DÜNYAYI GEZİYORUM
08:30 GAGGUK
09:30 2.SAYFA
11:00 HAFTASONU
12:00 BURADA NE YENİR?
13:10 SON TREND
14:15 GAGGUK
15:00 GÜRKAN ŞEF İLE
MANGAL ZAMANI
15:50 5 ÇAYI
16:45 DOLU DOLU
ANADOLU
18:15 EMRE BUGA İLE ANA
19:00 SUÇ KRALLARI 20:00
YABANCI SİNEMA
GÖRÜNMEZ SAVAŞÇI
22:15 YABANCI SİNEMA
KAR CANAVARI
00:00 KICKBOKS GECESİ
02:10 SUÇ KRALLARI Yabancı
02:40 YABANCI SİNEMA
KAR CANAVARI-TEKRAR
04:15 YABANCI SİNEMA
06:00 Dila Hanım
07:30 Akasya Durağı
09:30 Yerli Dizi
12:00 Yerli Dizi
14:00 Yerli Dizi
16:30 Yerli Sinema
18:30 Star Haber
19:15 Star Life
20:00 Yerli Dizi
22:00 Sil Baştan
00:30 Yerli Dizi
03:00 Yerli Sinema
04:30 Yerli Sinema
20:00 ÖLÜM VURUŞU
Orjinal İsmi:Kill Shot
Yönetmen:John Madden
Oyuncular:Mickey Rourke,
Diane Lane, Thomas Jane
Yapım Yılı:2008
Tür:Polisiye/Aksiyon
Carmen Colson ve demirci
eşi Wayne tesadüfen bulundukları bir emlakçı
dükkanında azılı katillerin
hedefi haline gelirler.
Michigan’ın bu tenha
yerinde, polisler bile
Carmen ve Wayne’e yardım
konusunda çaresizdirler.
Federal Polis de çifte Tanık
Koruma Programı’nı önermekten başka bir katkıda
bulunamaz.
01:00 Bay Tahmin
02:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar)
03:30 Aramızda Kalmasın
04:45 Ver Fırına (Tekrar)
06:00 Oynat Bakalım (Tekrar)
07:00 Batman (Tekrar)
07:15 Casper (Tekrar)
07:30 Disney Kuşağı
08:45 Oynat Bakalım (Tekrar)
09:30 Ver Fırına (Kolaj)
11:00 Belgesel
12:00 Ardanın Mutfağı
13:00 Kaçak Gelinler (Tekrar)
15:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar)
17:00 Chelsea - QPR
19:00 Akademi (Tekrar)
19:15 Kel Alaka (Tekrar)
20:45 Yetenek Sizsiniz
06:00 Kanal D Çocuk Kulübü
07:15 Akasya Durağı
09:30 Magazin D
12:15 Çok Güzel
Hareketler Bunlar
13:15 Urfalıyam Ezelden
16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Güllerin Savaşı
23:00 Arkadaşım Hoşgeldin
01:00 Tehlikeli Misafir
02:30 Çok Güzel Hareketler
20:30 SİL BAŞTAN
Yiğit ve Gizem yakınlaşıyor!
Sergen’i kararından kim
vazgeçirecek?
Liseler arası yapılacak futbol turnuvası için Çetin, çocukları
çalıştırması için Sergen'den
yardım ister fakat Sergen kabul
etmez.
Milli Eğitim Bakanı hakkında
Oktay'ın elindeki belgeleri
almaya okula bir danışman
gelmiştir. Bunun karşılığında
Oktay, Müdür Çetin'in tayinle
başka bir okula gönderilmesini
ister. Haberi gizlice duyan Yelda,
çare aramak için diğer
arkadaşlarına olayı anlatır.
Maya, Mete'yi elde etmek için
bir plan hazırlar ve bunun içine
Tunç'u da dahil eder.
1 Kasım 2014 Cumartesi
Tokat Valisi
Cevdet Can'ın
talimatıyla İl
Özel İdaresi
Genel
Sekreterliğince
"Alo Köyüm
Çağrı Merkezi"
kuruldu.
Tokat’ta “Alo Köyüm
Çağrı Merkezi” kuruldu
TOKAT - İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği
Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Fikret Atılır, 26
Haziran Atatürk Kültür Sarayı'nda oluşturulan
çağrı merkezinin tanıtım toplantısında yaptığı
açıklamada, vatandaşların bu uygulama
sayesinde özel idareye istek, dilek ve şikayetlerini iletebileceklerini söyledi.
Kırsal kesimde yaşayan vatandaşların telefonla halledebileceği işler için özel idareye
geldiğini belirten Atılır, "Bu durum haliyle
vatandaşlarımız için zaman ve ekonomik
kayba neden olmaktadır. Bu durumun ilimiz
ekonomisine ve genel manada ülkemiz
ekonomisine zarar verdiği kanaatine varıldığından sayın Valimiz Cevdet Can'ın talimatları
doğrultusunda Alo Köyüm Çağrı Merkezi'nin
kurulması kararlaştırıldı" dedi.
Çağrı merkezinde haftanın 7 günü, bayram
ve tatil günleri dahil 24 saat hizmet vermeyi
hedeflediklerini ifade eden Atılır, şunları kaydetti:
"Dört mevsimi tam anlamıyla yaşayan ilimiz
coğrafyasında her an bir doğal felaketle
karşılaşılması mümkün olabiliyor. Heyelan, kar,
su taşkını yolları kapatabiliyor. Zamanında hızlı
bir şekilde olay yerine ulaşılması can ve mal
kaybını önleyebiliyor. Vatandaşlarla yapılan
tüm görüşmelerin, hizmet kalite standartları ve
iletişim güvenliği nedeniyle kayıt altına alındığı
çağrı merkezince, her işlem mutlaka sonuçlandırılacak. Süreçler ve sonuçlar hakkında
ilgili vatandaş talepleri doğrultusunda telefonla
geri aranarak ya da belgegeçer, e-posta veya
resmi yazıyla en kısa zaman içerisinde bilgilendirilecek."
Atılır, vatandaşların 444 8 569 numaralı
telefondan Alo Köyüm Çağrı Merkezi'ne
ulaşabileceklerini sözlerine ekledi.
(AA)
Sefalet içinde ölen
kadın milyoner çıktı
Ordu’da ulaşıma
1 milyar 400 milyon
liralık yatırım yapıldı
ORDU - GÖKHAN GÜCÜKLÜOĞLU - Coğrafi
yapısı gereği yol ağı üzerinde çok sayıda tünelin yer
aldığı, Türkiye'de deniz yüzeyi doldurularak inşa edilen
ilk havalimanının yapıldığı Ordu'da dört ayrı ulaşım projesi için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı'nca yaklaşık 1 milyar 400 milyon liralık yatırım
yapıldı.
Son yıllarda hava ve karayolu ulaşımı noktasında
Türkiye'de en fazla yatırım yapılan illerden biri olan
Ordu'da bazı projeler tamamlanarak hayata geçirilirken
bazı projelerin ise yapım çalışmaları devam ediyor.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, devasa yatırımlarla
Ordu'nun devlet ve hükümet nezdinde ulaşım noktasında önemli bir yere sahip il konumuna geldiğini söyledi.
Türkiye'nin en uzun tünelinin Ordu'da yer aldığını
anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Ulaşım ağımızda 400 milyon liralık maliyetli Ünye
Çevre yolumuz tamamlanarak hizmete açıldı. Ordu
Çevre Yolu projemiz devam ediyor, orası bittiğinde 600
milyon liralık bir yatırım hayata geçecek. Ordu-Giresun
Havalimanı projemiz, deniz yüzeyi doldurularak yapılıyor. Bu özelliğiyle Türkiye'de ve Avrupa'da bir ilk olacak.
İnşallah bitmesiyle 270 milyon liralık bir yatırım ülkemiz
Ordu ile buluşacak. Karadeniz-Akdeniz Yolu projesinin
Ordu sınırları içerisinde yer alan bölümünün yapım çalışmaları devam ediyor. Oranın da yaklaşık maliyeti 65
milyon lira."
Yılmaz, söz konusu rakamlar yan yana getirildiğinde
ortaya çok önemli bir yatırım çıktığına dikkati çekerek,
şöyle devam etti: "Tahmin ediyorum Türkiye'de İstanbul
dışında en fazla ulaşım hizmetinin yapıldığı il Ordu. Bu
araştırıldığında doğru çıkacaktır. Zira Ordu, Ünye çevre
yolları, havalimanı projesi, Karadeniz-Akdeniz Yolu projesi bunlar ele alındığı takdirde yola en çok paranın
ayrıldığı il olacaktır. Bu, Ordulular olarak ne kadar şanslı
olduğumuzun bir göstergesi."
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın
yanı sıra Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak 309 milyon
liralık ulaşım yatırımının da kendileri tarafından yapılacağını vurgulayan Yılmaz, "Bu yollar yapılırken eş değer
olarak iç bağlantı yollarının asfaltlanması lazım. Biz de
yaptığımız çalışmayla bin kilometrelik yani Ordu'dan
Edirne'ye kadar bir mesafeyi düşünün, sıcak asfalt
kampanyası başlattık. Üç yılın sonunda 309 milyon
liralık bir yatırımla Ordu'nun gidilebilecek dağını taşını
sıcak asfaltla kaplayacağız" ifadelerini kullandı. (AA)
BURSA - İznik'te geçen ay çöp
dolu evinde ölü bulunan 72 yaşındaki
kadının, ilçedeki iki banka hesabında 3
milyon 270 bin lirası, Bursa'nın merkez
Yıldırım ilçesinde 4 dairesi, Mudanya
ilçesinde bir villası, İstanbul Bakırköy'de
ise bir iş yeri olduğu ortaya çıktı.
İlçedeki Selçuk Mahallesi'nde yalnız
yaşadığı evinden gelen kötü kokular
üzerine geçen ay cesedi bulunan
Habibe Irız'ın (72), ölümünün ardından
ortaya çıkan serveti şaşırttı. Çocuğu
olmayan yaşlı kadının, ilçedeki iki banka
hesabında 3 milyon 270 bin lirası,
Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesinde 4
dairesi, Mudanya ilçesinde bir villası ve
İstanbul Bakırköy'de bir iş yeri olduğu
belirlendi.
Yaşlı kadının evinin bulunduğu
mahallenin muhtarı Selim Sarıkaya,
''Sürekli yardıma muhtaç olduğunu dile
getiriyordu. Muhtarlık olarak her ay
Habibe teyzeye para yardımında
bulunuyorduk. Son zamanlarda akli
melekeleri çok yerinde değildi'' diye
konuştu.
Komşuları ise yaşlı kadının varlıklı
biri olduğunu bildiklerini, kendisinin bu
konuda hiçbir zaman konuşmadığını
belirterek, Irız'a devamlı yemek
götürdüklerini söyledi.
Geçen ayın 15'inde Kutalmışoğlu
Süleyman Şah Caddesi üzerindeki evinde yalnız yaşayan Habibe Irız'ın evinden
kötü kokular geldiğini fark eden komşuları, durumu polise bildirmişti. Olay yerine gelen ekipler, açık olan kapıdan içeri
girdiklerinde çöp dolu evde Irız'ın cansız
bedeniyle karşılaşmıştı.
Yıllar önce evlenip boşandığı belirtilen yaşlı kadının cenazesi, belediye
ekiplerince çıkarılıp, İstanbul'da
yaşayan iki kız ve bir erkek kardeşi
tarafından teslim alınarak, İstanbul'da
toprağa verilmişti. (AA)
Fehmi KORU
fkoru@gmail.com
3
fkoru@htgazete.com.tr
yurt haberlerİ
Alavere, dalavere...
Bilin bakalım nöbette kim var?
IRAK’tan gelip Kobani’de savaşmak için Türkiye
üzerinden Suriye’ye giden peşmergelerin konvoyuna,
etraftan, “Biji Serok Obama” sloganlarıyla tezahürat yapanlar
çıkmış...
Kürtçede “biji” sözcüğü “çok yaşa”, “serok” ise
“lider/önder” anlamına geliyor...
Tezahüratçılar böylece bir gerçeğin farkına vardıklarını
belli etmiş oluyor: Şu anda sınırımızın öte yanında devam
eden kapışma ve çatışmaların aslında bir vekâlet savaşı
olduğu gerçeğinin...
ABD’nin 1991 ve 2003’te bu bölgeye gelişleri sonrasında
yaşanılan yer sarsıntıları cepheleşmelere yol açtı; birbirine
düşman hale dönüşen cepheler, şimdi, Washington’un fazlaca
ortalıkta görünmesine gerek olmayan bir savaşı sürdürüyorlar.
Bölgenin insanları ölüyor ve her ölenle birlikte cephelerin
birbirlerine düşmanlığı biraz daha pekişiyor...
Uğruna vekâleten savaşlar yürütülen ülke, sadece bu durumun keyfini çıkarmakla kalmıyor, geleceği istediği gibi dizayn etmesine imkân verecek etkinliklerle de meşgul olabiliyor.
Hep unutulan bir gerçeği hatırlatayım: Birinci Körfez
Savaşı (1991) sonrasında, ABD, bir süreliğine bölgeye
ilgisini kaybeder göründü; kendisine saldırılan 11 Eylül
(2001) eylemlerine kadar...
Peki, o arada ABD bölgeye olan ilgisini gerçekten kaybetti
mi? Hayır. 1996’da Irak’ın kuzeyinden çok sayıda genç,
Türkiye’deki üslerden kalkan uçaklarla, Guam Adası’ndaki
Amerikan üssüne taşındı. İlk eğitimlerini orada alan Kürt
gençlerinden yetenekliler eğitimlerine ABD’de devam ettiler.
İkinci kez (2003) askerleriyle bölgeye yeniden geldiğinde,
ABD, Irak’ın kuzeyinde çeşitli alanlarda uzmanlaşmış kendi
dilini konuşan bir kadroyu hazır buldu.
“Geleceğe yatırım” işte budur...
Bizler bugünle ve etrafımızdaki çoğu ABD tarafından
kapısı aralanmış sorunlarla boğuşurken, Washington’dakilerin
gelişmelerin hep bir adım önünde bulunmalarının sebebini
herhalde anladınız: Kendi ürünü sorunları da, onlara dönük
çözümleri de çok önceden hazırlıyor Washington; biz onlarla
meşgul olurken yeni sorunlar ve yeni çözümler arayışı içerisine giriyor.
“Nobel Barış Ödülü” sahibi Barack Obama’yı bile
“savaşkan başkan” haline dönüştürmeyi başarmadılar mı?
Yaklaşan ara seçimlerde, savaş çıkarmada geciktiği için, rakip
partiye (Cumhuriyetçi Parti) Kongre’nin iki bölümünde de
(Temsilciler Meclisi ve Senato) çoğunluğu kazandırarak
Obama’yı ve partisini (Demokrat Parti) cezalandırma yolunda Washington’da ipleri ellerinde tutanlar...
Hep gelecek hesabı yapılır Washington’da...
Şimdi ne yapıyor, hangi geleceğe hazırlanıyorlar?
ABD’nin Ankara’daki büyükelçiliğinin Twitter’daki
takipçilerine dün gönderdiği mesajlardan bu soruya kısmi
cevap teşkil edecek ipuçları alınabiliyor.
Ortadoğu’daki gelişmeler onun sorumluluğuna bırakıldığı
için Obama’nın yardımcısı Joe Biden’ın, gelişmeleri,
Washington’da, Beyaz Saray’ın “operasyon merkezi”nde
izlediğini tahmin ediyorsanız, yanılıyorsunuz.
Fas’ın Marakeş kentinde yapılacak “2014 Global İş
Dünyası Zirvesi”ne katılıyor Biden...
Bir diğer haber de şu: ABD’nin dünyanın dört bir tarafındaki büyükelçilikleri ve konsoloslukları birer salonlarını internet
üzerinden üniversite eğitimi almak isteyen yerel gençlere
açmış... MOOC (Massive Open Online Course) programıyla,
ABD büyükelçilikleri ve konsolosluklarına devam eden
gençler, bir Amerikan üniversitesinden diploma almaya hak
kazanır hale getiriliyor...
Durmak yok, yola devam...
Kıssadan hisse şu: Dünyanın bir yerlerinde insanlar
ABD’nin sebep olduğu savaşlarda ölürken,
Washington’dakiler, bir yandan onların tepesine bombalar
yağdırırken bir yandan da geleceği dizayn etmenin peşinde...
31 Ekim 2014/ HABER TÜRK
Kaçak avcıların lüks
Fikirtepe’de
araçlarına el konuldu kumalaştırma yapılacak
SİVAS - Sivas'ın Koyulhisar
ilçesinde gece far ve projektör tutarak
tavşan avı yaptığı iddia edilen 2 kişinin
içerisinde bulunduğu lüks araca el
konuldu.
Koyulhisar'da gece far ve projektör
tutarak tavşan avı yaptığı ileri sürülen 2
kişi, İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince yakalandı. Bu kişilerin avda kullandığı lüks cip ile av tüfeği, şarjlı lamba
ve iki projektöre el konuldu.
Jandarma ekipleri, aracı ve ele geçirilen av malzemelerini Orman ve Su İşleri
Sivas Şube Müdürlüğüne teslim etti.
Şüphelilere idari para cezası uygulanacağı belirtildi.
Orman ve Su İşleri Şube Müdürü
Selami Şahinbay, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Türkiye'de avcılık faaliyetlerinin Kara Avcılık Kanunu kapsamında
gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu kanun
kapsamında avın ava açık günlerde, ava
açık alanlarda ne şekilde yapılacağı net
olarak belirtilmiştir, avcılık belgesine
sahip insanların belirli usul ve esaslar
dahilinde bu faaliyetleri yürütmeleri
mümkündür" diye konuştu.
Sivas'ta kaçak avlanan kişilere yönelik denetimlerinin sürdüğünü belirten
Şahinbay, şunları kaydetti:
"Gerek jandarma ekipleri olsun gerek
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Sivas Şube
Müdürlüğümüz av koruma görevlileri
olsun, av koruma faaliyetleri yaparak
usulsüz avcılıkla mücadele ediyor.
Koyulhisar İlçe Jandarma Karakol
Komutanlığı ekiplerinin yaptığı denetimde tavşan avı, far avı yapıldığı tespit
edilmiştir. Bu usulsüz avcılıkta kullanılan
aracın mülkiyeti, Müdürlüğümüzce
kamuya geçirilecek."
(AA)
ANKARAÇevre ve Şehircilik
Bakanlığı İstanbul
Fikirtepe'de yüzde
100 anlaşma
sağlanamayan
proje adalarında
Hazine adına
kamulaştırma yoluna gidiyor.
Çevre ve
Şehircilik Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada,
Bakan İdris Güllüce'nin talimatıyla hızlanan
Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm çalışmalarına yeni
çözümlerin getirildiği belirtildi.
Proje adalarında 2/3 çoğunluğu sağlamış olan firmalarca anlaşmaya katılmayan malikler için Bakanlık
tarafından gereğinin yapılması için İstanbul Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüğünün görevlendirildiği vurgulanarak,
şu ifadelere yer verildi:
"İl Müdürlüğü, bu kapsamda yüzde 90 ve üzeri
anlaşma sağlanmış proje adaları başta olmak üzere söz
konusu başvurular değerlendirilerek anlaşmaya katılmayan maliklere karara katılmaması halinde acele
kamulaştırma yoluna gidileceğine dair yazılı bildirimler
yapıyor. Taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması adına
kendisine tebligat yapılan malikler ve ilgili firmalar İl
Müdürlüğü koordinatörlüğünde bir araya getirilerek
tarafların anlaşmama noktasındaki sorunlarını dile
getirmek üzere toplantılar düzenleniyor. Toplantılar sonrasında yapılan yeni anlaşmalara ilişkin sözleşmeler ve
tapu kayıtları ile anlaşmaya hala katılmayan maliklerin
güncel listesi acele kamulaştırma sürecinin başlatılması
için İl Müdürlüğüne iletiliyor. Son durumda anlaşma
sağlanamayan maliklerin bilgileri acele kamulaştırma
işlemleri başlatılmak üzere Defterdarlık kanalıyla
Mahkemeye iletiliyor." (AA)
4
ANKARA
1 Kasım 2014 Cumartesi
Beşiktaşlılar Başkan Ak’ı
yılın belediye başkanı seçti
Dört çocuklu galerici anne
OTONOMİ’den showroom aldı
Başkent Ankara'da 2. el oto galericilerin şehir dışına taşınması ile ilgili genelgeninin yayınlanmasının ardından yapımına başlanan OTONOMİ projesinden
otomobil showroom satın alan Satı Eke isimli iş kadını, projenin tamamlanmasının ardından 2. el oto galerici olmayı planlıyor.
BETÜL SÜSLEN-1990
yılında eşini kaybettikten sonra
4 çocuğuyla birlikte geçimini
sağlayabilmek için ticarete
atılan Satı Eke isimli iş kadını
Türkiye'nin ilk kadın oto galericilerinden biri olmaya aday. 22
yıldır sigorta ve aracılık
hizmetleri sektöründe faaliyet
gösteren Satı Eke, OTONOMİ
projesinden haberdar olur
olmaz, faaliyetlerini otomotiv
sektörüne kaydırmak üzere
tereddütsüz bir şekilde showroom satın aldı. Türkiye'nin ve
Dünya'nın en büyük otomobil
yaşam merkezi olan OTONOMİ projesinin içerisinde yer
almanın önemli bir ayrıcalık
olduğunu düşünen Eke, çok
kazandıracak bir yatırım yaptığını açıkladı. Satı Eke, genellikle erkek egemen bir sektör
olan 2. el oto galericilikte
kadın bir yatırımcı olmanın
deavantaj değil avantaj
olduğunu düşünüyor. 375.000
metrekare alan üzerine kurulan
dev proje; otomobil showroomları, otel, benzinlik,
alışveriş merkezi, ticaret
merkezi, yaşam ve donatı
alanları ile birlikte 2015 yılında
hizmete açılacak. Başkentin
kadın galericisi Eke, 5000
kişiye istihdam sağlanacak
OTONOMİ'de yer alacak kadın
yatırımcıların sektörün hizmet
kalitesini olumlu etkileyeceğine inanıyor.
HABER MERKEZİ - Beşiktaş Platformu Genç
Profesyoneller’ce düzenlenen “Süleyman Seba Ödülleri”
kapsamında Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “ Yılın
Belediye Başkanı” verildi. Beşiktaş’ın efsanevi başkanı merhum Süleyman Seba adına dağıtılan “Beşiktaş Platformu
Yılın En İyileri Ödülleri”, yılın belediye başkanı, siyasetçisi,
bürokratı, akademisyeni gibi birçok farklı kategorilerde
yapılan değerlendirmeler sonucu başarılı bulunan isimlere
verildi. Belediye başkanları kategorisinde yapılan değerlendirmede “Yılın Belediye Başkanı” ödülüne layık görülen
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “Keçiörenlilerin
büyük desteği ile ikinci dönemde de hizmetlerimi yapmaya
devam edeceğim. Göreve geldiğim günden bugüne kadar
herkesin başkanı oldum. Hizmetlerimi yaparken ‘halka
hizmet hakka hizmettir’ anlayışını düstur edindim. Bana bu
ödülü verenlere yürekten teşekkür ediyorum. Keçiören’i
Türkiye’nin parlayan yıldızı yapma yolundaki çalışmalarımızı
sürdüreceğiz” dedi.
Çevre Çiçekleri Hareketi
TÜRKİYE’YE YAYILIYOR
Çankaya’nın eğitim yardımı sınırları aştı
HABER MERKEZİ - Keçiören Belediyesi “Çevre Çiçekleri
Hareketi beşinci yılına girerken, çevre eğitimi alarak “Çevre
Müfettişi” olan öğrenci sayısı 60 bine ulaştı.
Keçiörenli çocuklardan oluşan en büyük çevre hareketi
tüm Türkiye’ye örnek oluyor. Proje kapsamında her yıl yaklaşık 15 bin ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisine çevre ve
geri dönüşüm konulu eğitim veriliyor ve sergilenen tiyatro
gösterisiyle eğitim görsel olarak destekleniyor. Eğitim sonrası
“Fahri Çevre Müfettişi” ilan edilen öğrencilere eğitim konularının işlendiği bir “Çevre Müfettişi El Kitabı” verilirken,
araçlara yapıştırılmak üzere hazırlanan “Bu araçtan dışarıya
çöp atılmaz” etiketleri de dağıtılıyor. Eğitim ve tiyatro programının devamında öğrencilerin motivasyonunu artırmak ve
çalışmaların sürekliliğini sağlamak amacı ile “Çevre ve Geri
Dönüşüm” konulu resim, afiş ve fotoğraf yarışması düzenleniyor. 2009 yılında başlattıkları Çevre Çiçekleri Hareketi’ni
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği içinde yürüttüklerini
hatırlatan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak,
“Çocuklarımızın küçük yaşta çevre bilinci edinmesini,
Keçiören, Ankara ve Türkiye için çevresine duyarlı bir nesil
yetiştirmeyi istiyoruz.”
Tarımsal yatırımcıya hibe desteği
Çankaya Belediyesi
yeni eğitim-öğretim
döneminin başlamasıyla birlikte okullara yaptığı kırtasiye yardımlarını ilçe sınırları dışına taşıdı.
HABER MERKEZİ Yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla öğrenim hayatlarına devam eden öğrencilerin ihtiyaçlarını giderecek kırtasiye seti hediye dağıtımını
sürdüren Çankaya Belediyesi,
son olarak Ankara’nın
Haymana ilçesindeki Bahçecik
İlköğretim Okulu ile Atatürk
Ortaokulu’nda 260 öğrenciye
HABER MERKEZİElmadağ Belediyesi Zabıta ekipleri
okullarda kantin denetimi başlattı.
Genel temizlik ve sağlıklı gıda maddesi
satışı konusunda Zabıta Müdürlüğü
ekiplerince denetlemeler çerçevesinde,
okul kantini işletmecilerine uyulması
gereken kurallar hakkında bilgiler verildi. Denetimlerin ceza kesmek için
değil, öğrencilerin sağlığını korumak
maksadıyla yapıldığını ifade eden
Zabıta yetkilileri, eksiklikleri bulunan
işyerlerini uyararak, mevzuatlara uygun
çalışmayan kantin işletmecilerine işlem
yapılacağını bildirdi. Zabıta ekipleri
Belediye sınırlarında kantin ve
kafeteryaya sahip okullarda yapılan
denetim de, genel temizlik, sağlık karnesi, iş kıyafeti, kaliteli gıda malzemesi,
ürünlerin son kullanma tarihi gibi konularda denetim yaptıklarını, olumsuz herhangi bir durumla karşılaşmadıklarını
kaydetti.
kırtasiye seti hediye etti.
İlçe genelinde yer alan kırsal
kesimdeki başta Karataş,
Yeşilkent, İmrahor olmak üzere
ekonomik yönden geri kalmış
bölgelerde kırtasiye dağıtımına
öncelik veren Çankaya
Belediyesi, Haymana ilçesindeki okullara da kayıtsız kalmadı.
Haymana Atatürk
Ortaokulu’nda görevli Sosyal
Bilgiler Öğretmeni Gamze
Durmaz aracılığıyla çocukları
bir nebze olsun sevindiren
Çankaya Belediyesi’ne yardımlarından dolayı teşekkür eden
Okul Müdürü Ümit Sevin, başta
Çankaya Belediye Başkanı
Alper Taşdelen olmak üzere
emeği geçen herkese sonsuz
şükranlarını sunduklarını ifade
etti.
HABER MERKEZİGıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’nca
Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre tarımsal
sanayiye yatırım yapacak
girişimcilere %50 hibe
desteği verilecek.
Bu yıl destekleme kapsam ve miktarlarının illere
göre değişkenlik gösterdiğini
belirten Ankara İl Gıda,
Tarım ve Hayvancılık
Müdürü Muhsin Temel,
bununda üretim planlaması
ve yetişen ürünlerin bölgede
işlenerek, pazarlanması
açısından taşıdığı öneme
dikkat çekti.
Ankara’da bitkisel ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi
ve depolanması, soğuk
hava deposu, çelik silo, hayvansal orijinli gübre işlenmesi, paketlenmesi ve
depolanması, alternatif enerji kullanan yeni sera ve alternatif enerji üretim tesislerine
destek verileceğini ifade
eden İl Müdürü Temel, bu
konularda kısmen yapılmış
yatırımların tamamlanmasına
yönelik, kapasite artırımı ve
teknoloji yenilenmesine
yönelik ile yeni tesis yapılmasına yönelik %50 hibe
desteği verileceğini, bu
desteğin de beş yüz bin
TL’ye kadar çıkabileceğini
söyledi. 2006 yılından bu
yana uygulanan bu projede
şimdiye kadar 84 girişimciye
destek verildiğini kaydeden
Temel, verilen destek miktarının ise 18 milyon TL
olduğunu belirtti.
Ankara’nın önemli bir
tarımsal üretimi olduğunun
altını çizen Temel, üretilen
ürünlerin istenilen formda
tüketiciye sunulması için
tarımsal sanayiye yatırım
yapılması gerektiğini ve
yatırım için bu desteğin çok
önemli olduğunu kaydederek, “Çiftçilerimizin alın
terinin korunması ve ürünlerin değerlerinin korunması
için tarımsal sanayiyi çok
önemsiyoruz.”
ANKARA
1 Kasım 2014 Cumartesi
Engellileri toplumla kaynaştıran merkez:
5
ENGELLİ DANIŞMA MERKEZİ
Keçiören
Belediyesi
Engelli
Danışma
Merkezi,
engelli vatandaşların
ihtiyaç duyduğu her alanda yanlarında
olduğunu gösteriyor.
HABER MERKEZİ - “Herkes
için ulaşılabilirlik” sloganıyla yola
çıkan Keçiören Belediyesi öncelikle, Ankara Üniversitesi, TÜBİTAK
ve ÖZEV’in işbirliği ile ilçedeki 334
parkı yeniden düzenleyip gerek
bedensel gerekse görme engeli
vatandaşlar için ulaşılabilir hale
getirdi. Kurduğu Engelli Danışma
Merkezi ile engelli vatandaşların
yardımına koşan Keçiören
Belediyesi, merkez bünyesinde
verdiği hizmetler ile engelli vatandaşların gözdesi oldu. Engelli hakları konusunda bilgilendirme, bil-
Sincan’da herkese
göre bir kurs var
Sincan Belediyesi ve İlçe Halk Eğitim Merkezi’nin
düzenlediği hobi ve meslek kursları için kayıtlar kayıtlar sürerken, Sincanlılar kurslara yoğun ilgi gösteriyor.
inçlendirme, yönlendirme, rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren
merkez, bugüne kadar uzman
psikologları aracılığıyla bin 191
engelli ve aile yakınına psikososyal destek hizmeti verdi.
Engelli nakil araçlarını da
üyelerinin kullanımına sunan
Danışma Merkezi, engellilerin gün
içinde hastane, banka gibi yerlere
götürülüp tekrar evine bırakılmalarını sağlıyor. Sosyal güvencesi olmayan engelli vatandaşlara
yardım elini uzatan merkez, sosyal
hizmet uzmanlarının yaptıkları
incelemelerin ardından tekerlekli
sandalye, bez, beyaz baston gibi
özel ihtiyaçları da karşılıyor.
Başvuruda bulunan engelli vatandaşların Keçiören Belediyesi’ne
bağlı Aile Eğitim Merkezi’nde
görevli avukatlardan hukuk hizmeti
almalarına da aracılık eden
Danışma Merkezi, konut
iyileştirme birimi sayesinde engelli
vatandaşların evlerinin bakım ve
onarımını da gerçekleştiriyor, ayrıca evlerinde rahat hareket edebilmeleri için gerekli düzenlemeleri
hayata geçiriyor. Kendi kişisel
bakımını yapamayan engellileri de
düşünen Danışma Merkezi, bu
vatandaşların Güçsüzler Yurdu’na
getirilerek kişisel bakıma alınmalarına imkan tanıyor.
Okullardaki fiziki koşulların
iyileştirilmesi amacıyla
“Aramızdaki Fark Engel Olmasın
Projesi”ni uygulamaya koyan
merkez, proje kapsamında okul
girişlerine rampa yaptırılmasını,
okullardaki bütün ekipmanlar ile
klozetlerin engelli öğrencilerin kullanımına uygun hale getirilmesini
sağladı.
Çöp konteynırları yıkama aracı
İSMAİL YILDIZ-Kızılcahamam
Belediyesi'nde faaliyet gösteren 3K
İnşaat ve Turizm Ltd.Şti.
Kızılcahamam'da bir ilki gerçekleştirdi.
Konteynır yıkama ve dezenfekte aracı
ile ilçemizde bulunan çöp konteynırlarının yıkanması ve dezenfekte çalışmalarına başladı. Bu özel araç
sayesinde konteynırlar aracın içine
giriyor, özel dezenfektanlar, köpük,
parfüm ve tazyikli su ile steril bir hale
kavuşturuluyor. Özellikle yaz aylarında
daha çok hissedilen ve şikayete
neden olan konteynırların kötü koku
ve mikroplardan arınması, çöp
konteynırı yıkama ve dezenfekte
aracının yaptığı dezenfekte işlemi
sayesinde halk sağlığına da olumlu
yönde katkısı bulunuyor. Çalışmalara
katılan Belediye Başkan Yardımcısı
Fahrettin İlhan çalışmalar hakkında,
"Termal Turizm Cenneti olan ilçemizde
insan ve çevre sağlığı bizim için
önemli konulardan biri. Bu tür çalışmalarla vatandaşlarımızı ve ilçemizi
ziyaret eden misafirlerimizi daha temiz
bir Kızılcahamam'da ağırlamaktan
mutluluk duyacağız." diyerek bu tür
faaliyetlerin devam edeceğini belirtti.
Elmadağ Belediyesi’nin
2015 bütçesi onaylandı
HABER MERKEZİ Elmadağ Belediye Meclisi, belediyenin 2015 mali
bütçesini onayladı. Elmadağ Belediye Başkanı Gazi
Şahin başkanlığında toplanan meclis, gündem maddelerini görüşerek karara bağladı. 2015 yılı Belediye
bütçesi 01.10.2014 tarihinde yapılan toplantı sonucunda plan ve bütçe komisyonuna havale edildi.
Plan ve bütçe komisyonunun raporu 10.10.2014 tarihli 19.birleşiminde meclise okundu. Rapor Meclis
üyelerince incelenerek 11-24.10.2014 tarihlerinde
yapılacak birleşimlerde görüşülmesine oy birliği ile
karar verildi. Yukarıda belirtilen tarihlerde 2015 yılı
bütçe kararnamesi madde madde okunarak
mecliste oylandı ve Belediye Meclis Üyeleri tarafından oy birliği ile kabul edildi ve bütçe görüşmeleri
sona erdi. Belediye Başkanı Gazi Şahin; Meclis
Üyelerine, 2014 yılında yapılanlar ve 2015 yılı yapılacak çalışmalar hakkında bilgiler sundu. 2015 yılı
bütçesi hakkında açıklamalarda bulundu, Bütçenin
titizlikle hazırlandığı ve gerçekleşme oranının yüksek
olacağı kanısıyla, hazırlayanlara ve Belediye
Meclisine teşekkür etti. Başkan Şahin “2015 yılı
bütçemizin İlçemize, halkımıza hayırlı olmasını
temenni ediyorum.”dedi.
HABER MERKEZİSincan Belediyesi hobi ve meslek edindirme
kurslarına kayıtlar devam ediyor. Sincan Belediyesi ve
İlçe Halk Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen
ücretsiz hobi ve meslek kurslarına kayıt yaptırmak ise
artık daha kolay… www.sincan.bel.tr adresine girip
kayıt yaptırabilen vatandaşlar istediği kursu ve saati
seçebiliyor. Ayrıca isteyen vatandaşlar 444 4 762
numaralı telefondan da kurslara kayıt yaptırabiliyor.
Kurslara olan katılımı ve ilgiyi artırmayı amaçlayan
Sincan Belediyesi bu hizmet ile vatandaşa büyük bir
kolaylık da sağlıyor.
Yerel Yönetimlerin sosyal ve kültürel faaliyetlere de
önem vermesi gerektiğini vurgulayan Sincan Belediye
Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna “Vatandaşımız bu
kurslar sayesinde hem yeteneklerini geliştiriyor hem
de yeni beceriler kazanabiliyor. Hobi meslek
edindirme kurslarına olan ilgi de bizleri oldukça memnun ediyor. 7’den 70’e herkesin ilgisini çekecek olan
kurslar tüm yıl boyunca da vatandaşımıza hizmet vermeye devam edecek.” dedi.
Uzman eğitmenler tarafından verilen kurslar 22
farklı alandan oluşuyor. Kursiyerler; Bilgisayar,
İngilizce, diksiyon, resim, ebru, bağlama, gitar, takı
tasarımı, aşçılık, beden ve işaret dili, Arapça, giyim,
voleybol gibi birçok alanda eğitim görebiliyor.
Kursların neticesinde ise başarılı olan kursiyerler Milli
Eğitim Bakanlığı onaylı sertifikaya sahip oluyor.
Sincan Belediyesi, engelliler içinde özel kurslar
açıyor. Takı tasarım, işaret dili, ahşap boyama gibi
kurslar açan Belediye, engellileri ailelerinden de tam
not alıyor. Engellileri evlerinden araçla aldırıp araçla
bırakan Belediye, engellilere yeni bir sosyal ortam
oluşturuyor.
Herkesin bir engelli adayı olduğunu söyleyen
Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna,
“Engelli vatandaşlarımız için özel kurslar veriyoruz.
Engellilerimizin hem akranları ile zaman geçirmesini
amaçlıyor hem de ailelerin bir nebze soluklanmasına
vesile oluyoruz. Engelli Semazen grubumuz geçen yıl
gerçekten büyük bir başarı sağladı. Yine engellilerimiz
için farklı ve özel kurslar vermeyi sürdüreceğiz.” dedi.
Altındağlı kadınlar
KONYA YOLCUSU
Çocuk Meclisi’nde seçim takvimi işliyor
HABER MERKEZİ- 23 Nisan 1995 yılında kurulan Çocuk Meclisi, 20. döneme
hazırlanıyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin,
dünyada kendi binasına sahip olan tek
Çocuk Meclisi’nin bu yılki seçim takvimi
başladı. 9 - 14 yaşlarındaki (Kasım 2005 Kasım 2000 doğumlular) ilk ve orta öğrenimdeki çocukların başvuruları; başta Çocuk
Meclisi olmak üzere; Büyükşehir
Belediyesi’ne ait 10 ayrı adreste gerçekleştiriliyor.
Çocuk Meclisi için 8 Ekim Çarşamba
günü başlayan başvurular, 16 Kasım
Perşembe gününe kadar devam edecek. 16
Kasım tarihine kadar başvuru yapabilecek
olan çocuklar, 22 Kasım Cumartesi günü
yapılacak olan Meclis üyeliği seçimlerinde
oy kullanacaklar.
Çocuklar, meclis üyelerini seçmek için
başvuru yaptıkları merkezlerde oy verecekler. Başvuru formları, Çocuk Meclisi’nden,
okullardan, başvuru adreslerinden, Çocuk
Meclisi’nin resmi WEB Sitesi’nden
(www.cocukmeclisi.ankara.bel.tr) alınabilecek. Çocuklar, Ankara çocuklarının sesi
olmak, kendilerini ilgilendiren kararlara katkı
sağlamak amacıyla, 20. Dönem Çocuk
Meclisi asil üyesi olarak seçilmek için ilk
adımı atmış olacaklar.
Çankaya’da tango rüzgarı esti
HABER MERKEZİ Swingturk Akademisi ile
Uluslararası Arjantin
Tango Federasyonu
(IFAT)’nun düzenlediği
Avrupa Tango
Şampiyonası,
Ankara'da yapıldı.
Şampiyona öncesi
yaptığı açıklamada federasyonlarının dünyanın
3 ülkesinde şampiyona
düzenlediğini belirten
Uluslararası Arjantin
Tango Federasyonu
(IFAT) Başkanı Yuri
Deyev, Türk dansçılarının dünya
ölçeğinde olduklarını,
Türkiye’de dansa ilginin
ise umut verici
olduğunu belirtti.
HABER MERKEZİ- Altındağ Belediyesi, Altındağlı
kadınlar için Konya gezilerini başlattı. 8 yıldır düzenli
olarak her yıl Altındağlıları Konya’ya götüren Altındağ
Belediyesi, 2014 yılı Konya gezisinin startını verdi.
Konya’ya hızlı trenle giden Altındağlı kadınların sevinci
görülmeye değerdi. Her sabah hareket eden hızlı trenin
100 koltuğunu dolduran Altındağlı kadınlar, hem hızlı trenle seyahat etmenin hem de Konya’yı ziyaret etmenin
keyfini yaşadı. Yıldıztepe ve Alemdağ Kadınlar Eğitim ve
Kültür Merkezleri ile başlayan Konya gezileri, Kasım
ayının sonunda Altınpark ve Seyfi Demirsoy Kadınlar
Eğitim ve Kültür Merkezleri ile son bulacak.
Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, bu gezilerin
kültürel mirası tanıma açısından büyük rol oynadığını
söyledi. Kültür gezilerinin birlik ve beraberlik adına önem
taşıdığını söyleyen Tiryaki, Altındağ’daki değişimin zihinlerde de gerçekleştiğini vurguladı. Tiryaki, Altındağ’da
sevgi ve hoşgörü çatısı altında giderek güçlenen bir gönül
bağı oluştuğunun altını çizdi. Başkan Tiryaki, bu zamana
kadar binlerce Altındağlıyı kültür gezileriyle buluşturduklarını hatırlatarak, gezilere ara vermeden devam edileceğini müjdeledi. Hızlı trenle 1 saat 45 dakikada Konya’ya
varan Altındağlı kadınlar, Konya’da yapılan sabah kahvaltısının ardından Mevlana Türbesi, Dergah, Müze ve
Kubbe-i Hadra’yı, ardından ise İnce Minare ve Üçler
Mezarlığı’nı geziyor. Öğle yemeğinin ardından ise kadınları
Alaaddin Cami, Selçuklu Sultanlar Türbesi, Selçuklu
Köşkü, Meram, Tavus Baba ve Ateş Baz-ı Veli Türbesi,
Şems-i Tebrizi Türbesi ve Camii gezileri bekliyor. Tüm bu
noktaları rehberler eşliğinde gezen Altındağlı kadınlar, bol
bol dua ediyor.
6
EKONOMİ
1 Kasım 2014 Cumartesi
Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO) ile
Ahiler Kalkınma
Ajansı tarafından
Dünya Gıda Günü
dolayısıyla
Nevşehir'in
Göreme
beldesinde etkinlik
düzenlendi.
Doğal kaynakların asıl
koruyucusu aile çiftçileri
NEVŞEHİR- FAO Türkiye Temsilcisi Yuriko
Shoji, Göreme Belediyesi Toplantı Salonunda
gerçekleştirilen etkinlikte yaptığı konuşmada,
açlık ve yoksullukla mücadele, gıda güvenliğinin ve beslenmenin sağlanması, geçim
kaynaklarının iyileştirilmesi, doğal kaynakların
yönetimi, çevrenin korunması ve özellikle de
kırsal alanlarda sürdürülebilir kalkınma açısından aile çiftçiliğini ve küçük ölçekli çiftçiliği
öne çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Aile çiftçiliği konusunda farkındalık oluşturmak istediklerini belirten Shoji, doğal kaynakların asıl koruyucularının aile çiftçileri
olduğunu kaydetti.
Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan da
FAO'nun 2014'ü "Aile Çiftçiliği Yılı" ilan
etmesini ve Dünya Gıda Günü kutlamalarında
aile çiftçiliğinin önemine vurgu yapmasını son
derece anlamlı bulduğunu belirtti.
Kapadokya'nın doğal güzellikleriyle harika
bir yer olduğunu vurgulayan Ceylan, şunları
söyledi:
"Bölgeyi her yıl milyonlarca turist ziyaret
etmektedir. Bölge için birinci öncelik tabii ki
turizm. Bundan yana şikayetimiz olmamakla
beraber, bölgemizin diğer kaynaklarının turizmin gölgesinde kalmasından endişe taşımıyor da değiliz. Özellikle tarımsal üretimimiz,
kültürel değerlerimiz, kırsal alanda yaşayan
insanlarımız ve modern üretim baskısının
arasında sıkışmış yöresel üretim sistemimizi,
doğal güzelliklerimiz kadar önemli ve korunması gereken değerler olarak düşünüyoruz."
Ceylan, Nevşehir'in Orta Anadolu'nun kalbi
olduğunu ifade ederek, "Bu bölgelerde tarım,
Türkiye'de giderek büyüyen ve gelişen tarım
işletmelerinin aksine, küçük aile işletmelerinde, sadece ekonomik kazanımlar için
değil, ayı zamanda aile bireylerinin de şehirde
yaşayan yakınlarının da gıda ihtiyacını karşıla-
mak için yapılır. Bundan dolayı, Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu'nun 66. oturumunda
2014 yılının Uluslararası Aile Çiftçiliği yılı
olarak ilan edilmesi, ülke ve bölge tarımı
açısından çok büyük bir önem arz etmektedir"
diye konuştu.
Göreme Belediye Başkanı Nuri Cingil ise
turizmle beraber aile çiftliğinin de desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Cingil, "Belediye olarak Gıda, Tarım ve
Hayvancılık İl Müdürlüğümüzle yürüttüğümüz
çalışma sonucunda yaklaşık 4 yıldır
belediyemiz ziraat mühendisi, çiftçilerimize
hizmet vermektedir. Bu da aile çiftçiliğinin
geliştirilmesi ve sürdürülebilir olması açısından
çok önemlidir" dedi.
Etkinlik sonunda, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerine plaket verildi.
Davetliler, daha sonra, yöresel ürünlerin
sergilendiği stantları gezdi. (AA)
Türkiye’den AB’ye organik tarım daveti
ROMA - TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Üyesi AK Parti Kars Milletvekili Yunus
Kılıç, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine organik tarım
konusunda Türkiye'de kimyasal ve ilaçların kullanılmadığı çok sayıdaki alanı işaret ederek, Türkiye'ye
davet etti.
İtalya'nın AB Dönem Başkanı olması sebebiyle
Cumhuriyet Senatosu'nda ev sahipliği yaptığı; "Tarım,
Endüstriyel Kalkınma ve Küçük ölçekli Teşebbüsler
Komitesi Başkanlar Toplantısı"na katılan Kılıç, organik
tarım için yer arayan AB'yi Türkiye'ye davet etti.
Roma'daki toplantının ana konularından birinin
organik tarım olduğunu ve bu konuda "Türkiye'nin,
AB'ye göre daha şanslı olduğunu" ifade eden Kılıç,
"Ben bugünkü toplantıda bunu vurguladım ve hatta
davet ettim. Organik tarım alanı arıyorsanız Türkiye
bunu ziyadesiyle 10 yıldır artırıyor. Gelin, hem aday
bir ülkeye destek olun hem de AB, organik tarım
ürünlerini Türkiye'den alsın. Hem sizin aradığınız
ürünü biz sunmuş olalım hem de sizin bize desteğiniz
olsun diye bir davette bulunduk. Ben hoş karşılandığını düşünüyorum" diye konuştu.
Kılıç, Türkiye'nin tarım devrimini Avrupa'dan çok
sonra başlattığını, bunun üretim konusunda bir dezavantaj olsa da bugün bu geç başlamanın avantaja
dönüştüğünü belirterek, "Bence bugün avantaj çünkü
dünya artık, organik tarım yapacağı alan arıyor. Bu
alanlar nasıl alanlar; Türkiye'deki gibi alanlar.
Kimyasalın, ilacın az kullanıldığı alanlar. Bu gelişmiş
ülkelerde hiç kalmadı gibi. Bizim gibi gelişmekte olan
ülkelerde ki Türkiye bunların en önemlilerinden birisi,
yeterince var. Türkiye avantaj sunuyor" dedi.
Yunus Kılıç, Türkiye'yi bu hususta AB'nin pazarı
haline getirebilirlerse Avrupa'nın tecrübe ve ekonomik
desteğini alarak ilerisi için ciddi bir kapı açabileceklerini de söyledi.
Kars Milletvekili Yunus Kılıç, Türkiye'nin bu
toplantılara katılarak Avrupa'ya kendini unutturmadığını dile getirerek, "Türkiye, AB'ye aday bir ülke
ve mümkün olduğu kadar müktesebata olan alanlarda ona uymaya, müktesebatı olmayan alanlarda da
onun yapmış olduğu, öngörmüş olduğu geleceğe
daha uygun hareket etmek için bu toplantılar bizim
için önemli" dedi.
Toplantının bir diğer gündem maddesinin küçük
ölçekli işletmeler olduğunu anlatan Kılıç, Türk
ekonomisinin ve iş gücünün önemli bir kolunu oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, "Bizim açımızdan
önemli bir sektör. AB bu sektörle alakalı gelecekte
destek alanlarını, katkı koyacağı alanları oluşturmaya
çalışıyor. Bizim de burada bulunmakla hem bu sektörlerin nerelerde destekleneceğini daha önceden
öngörmek, hem kendi ülkemize katkı sunmak, hem
de AB'nin aday ülkelere; üçüncü ülkelere vereceği
hem tecrübe hem ekonomik desteklerden yararlanmaya çalışıyoruz" dedi. (AA)
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Üyesi AK Parti Kars
Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç
Bankacılık sektörü
mevduatları arttı
İSTANBUL - Bankacılık sektöründeki toplam mevduat, 17
Ekim ile biten haftada yüzde 0,76
artarak 1 trilyon 37 milyar 277
milyon 658 bin liraya yükseldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası (TCMB) Haftalık Para ve
Banka istatistiklerine göre,
bankacılık sektöründeki toplam
mevduat 17 Ekim ile biten haftada
yüzde 0,76 arttı. Söz konusu haftada 1 trilyon 37 milyar 277 milyon
658 bin liraya yükselen bankacılık
sektörü toplam mevduatları, geçen
yılın aynı dönemine göre ise yüzde
16,03 yükseldi.
Bankalardaki TL cinsi mevduat
17 Ekim ile biten haftada yüzde
0,59 azalarak 610 milyar 156
milyon 212 bin lira oldu. Yabancı
para (YP) cinsinden mevduat da
yüzde 2,16 artarak 371 milyar 778
milyon 399 bin liraya ulaştı. Yıllık
bazda bakıldığında, 17 Ekim ile
biten haftada bankalardaki TL
cinsi mevduat yüzde 7,32 ve
yabancı para mevduat yüzde
28,79 arttı.
Bankalararası mevduat ise
yüzde 6,90 artışla 55 milyar 343
milyon 47 bin liraya ulaştı.
Yurt içi yerleşiklerin mevduat
bankalarındaki toplam TL mevduatı
17 Ekim ile biten haftada yüzde
0,64 azalarak 564 milyar 997
milyon 480 bin liraya geriledi. Yurt
içi yerleşiklerin mevduat
bankalarındaki toplam YP mevduatı ise yüzde 2,39 artarak 316 milyar 617 milyon 458 bin lira oldu.
Bankalardaki TL mevduatının
573 milyar 593 milyon 71 bin lirası
mevduat bankalarında, 36 milyar
563 milyon 141 bin lirası katılım
bankalarında bulunuyor. YP mevduatın ise 345 milyar 406 milyon
228 bin lirası mevduat bankalarında, 26 milyar 372 milyon 171 bin
lirası da katılım bankalarında tutuluyor. (AA)
Sosyal güvenlik
açığı azalacak
ANKARA - ÖZCAN YILDIRIM - Kalkınma
Bakanlığının planlamalarına göre 2015'te Türkiye'nin
sosyal güvenlik açığı 2014'e göre 2 milyar lira azalarak
yaklaşık 18 milyar lira olacak.
AA muhabirinin Kalkınma Bakanlığı verilerinden
derlediği bilgilere göre, 2015'te sosyal güvenlik kuruluşlarının gelirleri 198 milyar 886 milyon lira olarak
hesaplandı.
Buna karşılık gelecek yıl giderlerin, 152 milyar 212
milyon lirası sigorta ödemeleri, 57 milyar 73 milyon
lirası sağlık giderleri ve 264 milyon lirası yatırım harcamaları olmak üzere toplam 217 milyar 5 milyon lira olacağı planlandı.
Bakanlık, söz konusu tablo karşısında sosyal güvenlik kuruluşlarının 2015'teki gelir-gider farkını 18 milyar
119 milyon lira olarak programa aldı.
Sosyal güvenlik kuruluşlarının 2012'de 22 milyar 309
milyon, 2013'te 19 milyar 675 milyon lira olarak gerçekleşen açığının bu yıl ise 20 milyar 443 milyon lirayı bulması bekleniyor.
Bakanlığın bu planlamaları gerçekleşirse 2015'te
Türkiye'nin sosyal güvenlik açığı 2014'e kıyasla yaklaşık
2 milyar lira azalarak, 18 milyar 119 milyon lira olarak.
(AA)
Patates rekoltesi
yüzde 5,4 artacak
ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)
Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, patates rekoltesinin
bu yıl yüzde 5,4 artışla 4 milyon 160 bin tona çıkacağının tahmin edildiğini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, patates
hasadının devam ettiği şu günlerde, planlı ve
sürdürülebilir bir üretimin gerçekleşmesinin üreticilerin
en büyük beklentisi olduğunu belirtti.
Türkiye'de patates üretiminde meydana gelen dalgalanma ve pazarlama sorunlarının üreticiden tüketiciye tüm tarafları derinden etkilediğini ifade eden
Bayraktar, pazarlama sorunlarının yaşandığı dönemde
düşük fiyat nedeniyle üretici mağdur olurken, arzın
daraldığı dönemde ise yüksek fiyat nedeniyle tüketicilerin mağdur duruma düştüğüne dikkati çekti.
Patatesin, tahıllardan sonra insan beslenmesinde
önemli bir paya sahip olduğuna işaret eden Bayraktar,
şunları kaydetti:
"Ucuzluğu, birim alandan fazla verim sağlanması,
besin değerinin yüksek oluşu, sindirim kolaylığı,
endüstride farklı şekillerde kullanılması ve her çeşit
iklimde yetişmesi nedeniyle
patates bugün
hemen hemen
bütün dünya
milletleri
tarafından
yetiştiriliyor ve
tüketiliyor.
Dünyada
üretilen
patatesin yaklaşık yarısı taze olarak
tüketilirken, geri kalanı ise işlenmiş gıda ürünü, hayvan
yemi, endüstriyel nişasta ve tohumluk olarak
kullanılıyor. Taze tüketim daha çok fırında pişirme,
haşlama, kızartma şeklinde olurken, işlenmiş gıda
dondurulmuş parmak patates ve cips şeklinde
üretiliyor. Patates nişastası ise ilaç, tekstil ve kağıt
endüstrilerinde yapışkan, tutkal şekillerinde
kullanılıyor. Patates kabuğu ve işlendikten sonra kalan
diğer değersiz atıklar nişasta yönünden zengin olduklarından sıvılaştırılabiliyor ve yakıt olarak kullanılan
etanol yapılmak üzere mayalanabiliyor. Birleşmiş
Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) tarafından da
taşıdığı ekonomik önem, besin değeri, dünyadaki
açlığın ve kırsal yoksulluğun azaltılmasına sağladığı
katkı dolayısıyla patates, 'gizli hazine' olarak tanımlandı. Dünya nüfusunun giderek arttığı dikkate
alındığında, doğal kaynakların korunarak, bugünkü ve
gelecek kuşakların gıda güvencesinin sağlanmasında
patates önemli bir ürün olarak karşımıza çıkıyor.
Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine
göre, 2005 yılında 1 milyon 528 bin dekar alandan 4
milyon 60 bin ton patates elde edildiğini, 2000 yılı ile
karantina tedbirlerinin uygulandığı 2005 yılları
kıyaslandığında, Türkiye'nin patates ekim alanlarının
yüzde 25 daraldığını kaydetti.
Üretimin yoğun yapıldığı Nevşehir ve Niğde gibi illerden diğer illere yayılmasıyla patates ekim alanının
2012 yılında yeniden 1 milyon 720 bin dekar alana
yükseldiğini, üretimin de 4 milyon 795 bin tonu
geçtiğini ifade eden Bayraktar, 2012 yılında üretim bu
kadar artınca, yurt içinde ve ihracatta yaşanan
pazarlama sorunlarıyla iç piyasada patates fiyatlarının
kilogramda 15 kuruşa kadar gerilediğini hatırlattı.
Zarar eden üreticilerin ekimden vazgeçmesi sonucunda 2013 yılında bir önceki yıla göre ekim alanlarının yüzde 27 dolaylarında daraldığına dikkati çeken
Bayraktar, bu alanların 1 milyon 250 bin dekara indiğini, üretimin de 3 milyon 948 bin tonla uzun yıllar sonra
ilk kez 4 milyon tonun altına gerilediğini belirtti.
(AA)
EKONOMİ
1 Kasım 2014 Cumartesi
Araçların
10 bin kilometre bakımlarının yapılmasının,
yakıt tüketiminde yaklaşık yüzde
20 oranında
tasarruf
sağladığı
belirtildi.
Otomobil bakımı tasarruf sağlıyor
KONYA - ABDULLAH YILDIZ - Araçların 10
bin kilometre bakımlarının yakıt tüketiminde
yüzde 20 oranında tasarruf sağladığı belirtildi.
Konya Torna, Kaynak ve Oto Tamircileri Odası
Başkanı Emin Baranok, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, araç bakımının konforlu sürüş ve
tasarruf sağlamada önemli olduğunu söyledi.
Havaların soğuduğu bugünlerde kışlık bakımların mutlaka yapılması gerektiğini dile getiren
Baranok, bakımda dikkat edilecek hususların
başında antifriz, motor bakımı, lastikler, akü ve ön
düzenin geldiğini vurguladı.
Araçların 10 bin kilometre bakımlarında
mevsimine göre kışlık ya da yazlık bakımların da
eklendiğine işaret eden Baranok, zamanında
yapılan bakımların büyük hasarların da önüne
geçtiğini aktardı.
Baranok, araç bakımın yakıt tüketimine etkisine de dikkati çekerek, "10 bin kilometre bakımları aracın yakıt tüketimini etkiler. Filtre grubu,
motor, yağ ve benzinli araçlarda buji bakımı,
aracın yakıtında yüzde 20 tasarruf sağlar.
Bakımlarda filtre grubu hayati önem taşıyor.
Tarımsal yatırım
projelerine hibe
desteği yüzde 50
ANKARA - Tarımsal pazarlama
altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda
alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına ilişkin bazı
yatırımlara yüzde 50 hibe desteği
geldi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı'nın "Kırsal Kalkınma
Yatırımlarının Desteklenmesi Programı
Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik
Yatırımların Desteklenmesi Hakkında
Tebliğ" Resmi Gazete'nin bugünkü
sayısında yayımladı.
Tebliğ ile doğal kaynaklar ve
çevrenin korunmasını dikkate alarak,
kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarıma
dayalı sanayi entegrasyonunun
sağlanması için küçük ve orta ölçekli
işletmelerin desteklenmesi, tarımsal
pazarlama altyapısının geliştirilmesi,
gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının
oluşturulması, yürütülmekte olan kırsal
kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin
artırılması ve kırsal toplumda belirli bir
kapasitenin oluşturulmasına ilişkin
usul ve esaslar belirlendi.
Ekonomik yatırımlar destekleme
programı kapsamında, tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve
paketlenmesine yönelik yeni tesislerin
yapımı, tarımsal ürünlerin işlenmesi,
depolanması ve paketlenmesine
yönelik mevcut faal olan veya
olmayan tesislerin kapasite artırımı ve
teknoloji yenilenmesi, tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve
paketlenmesine yönelik kısmen
yapılmış yatırımların tamamlanması,
alternatif enerji kaynakları kullanan
yeni seraların yapımı, tarımsal
faaliyetlere yönelik yapılmış veya
yapılacak tesislerde kullanılmak üzere,
alternatif enerji kaynaklarından jeotermal ve biyogazdan ısı veya elektrik
üreten tesisler ile güneş ve rüzgar
enerjisinden elektrik üreten tesislerin
yapımı, tarımsal üretime yönelik
modern sabit yatırımlar, hayvansal
orjinli gübre işlenmesi, paketlenmesi
ve depolanması hibe desteği kapsamında değerlendirilecek.
Hibeye esas proje tutarının yüzde
50'sine hibe desteği verilecek. Diğer
yüzde 50'si oranındaki tutarı başvuru
sahipleri kendi kaynaklarından temin
etmekle yükümlü kılındı. (AA)
Benzin, mazot filtresi, polen filtresi, LPG filtreleri
değiştirilmeli. Bunlar yakıtı birebir etkiler" diye
konuştu.
Aracını servise götürenlerin mutlaka şarj
dinamosuna da bakılmasını istemelerini tavsiye
eden Baranok, aküyü bitiren en önemli etkenin
şarj dinamosunun bozulması olduğuna aktardı.
Baranok, şunları kaydetti: "Aküyü besleyen
şarj dinamosunun içindeki diyotlar ve kömür bitmişse akünün şarjını bitirir. Şarj dinamosu her
periyodik bakıma gidildiğinde kontrol edilmeyen
bir parçadır. Servisteki usta, aracın 10 binlik
bakımını yaptıktan sonra akünün şarjını ölçmeli.
14 ila 11 derece arasında akü şarjı varsa o şarj
dinamosu mükemmeldir. 11'in altında veya 14'ün
üstündeyse sorun vardır. Akünün elektriğini bitiriyor demektir. Bir akünün ömrü maksimum 6 sene.
Şarj dinamosunun kontrolü yapılmamışsa ve şarj
etmiyorsa akü ömrü bir ayda biter."
Akünün en fazla kış aylarında sorun çıkardığına değinen Baranok, şöyle koruştu:
"Sürücüler, araçlarının yağına suyuna baktıkları
gibi arada aküye de baksın. Akünün ne zaman ne
şekilde biteceği belli olmaz. Üzerinde kuru kapaklar vardır. Ancak servistekiler açar. Genellikle
yeşil, bazen beyaz ya da siyah görünen bölüm
bulunur. Siyah olduğu zaman akü ölü demektir.
Beyaza döndüğünde su eksikliğini ifade eder.
Yeşil ise normaldir."
Oto tamir ustası Mehmet Güner de antifrizin
dört mevsim araçta olması gerektiğini belirterek,
"Antifriz olup olmaması çürümeyi de koruyuculuğu da etkiler. Batı ve güney illerinden alınan
araçlara kesinlikle antifriz konulmalıdır. Oralar
sıcak olduğu için antifriz pek konulmuyor. Uzun
süre konulmayınca bazı araçların radyatörü,
kaloriferi ve su hortumları zarar görebiliyor"
ifadelerini kullandı.
Lastik havasının da kış ve yaz aylarına göre
değiştiğini anlatan Güner, "Hafif ticari araçlar ve
otomobillerde lastik havası yazın 28 ila 30 arasında olmalı. Kışın 2 puan artırılır. Lastikteki hava az
olduğu zaman, kışın kayganlığı daha çok artırır.
Fren tutmayabilir. Kışın lastik havası otomobil ve
hafif ticari araçlar için 30 ila 32 arasında olmalı"
şeklinde konuştu. (AA)
Yalova'da üretilen
kiviler dalında satıldı
YALOVA - İSMAİL ERSAN - Türkiye'nin
önemli kivi üretim merkezlerinden Yalova'da
çiftçiler, ürünlerini dalındayken satıp iyi bir
gelir elde etmenin memnuniyetini yaşıyor.
Yalova Kivi Üreticileri Birliği Başkanı
Mustafa Tunalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl kivi üreticisinin ürünü daha
dalındayken sattığını ve durumdan memnun
olduklarını söyledi.
Türkiye'de üretilen kivinin önemli miktarının Yalova'da yetiştiğine dikkati çeken
Tunalı, şöyle devam etti:
"Kivi üretimi kentte 25 yıldır devam ediyor.
21 yıldır hasat yapıyoruz. Türkiye'de yaklaşık 25 bin ton kivi üretimi yapılmaktadır.
Bunun 5 bin tonu Karadeniz Bölgesi'nde, 20 bin
tonu da Yalova bölgesinde üretiliyor. Yani kivi üretimi Yalova'da yaklaşık Türkiye'nin yüzde 70-75'i
civarındadır. Türkiye'de yaklaşık 70 bin ton kivi
tüketilmektedir. Bunların bir kısmı İran'dan, bir
kısmı Yeni Zelanda'dan, Şili'den gelmektedir.
Yalova'da yaklaşık dönümden 4 ton ürün almaktayız. Şu anda bölgemizdeki tüm ürünler tüccarlara
satılmış durumda. Genel olarak üreticilerimiz memnun, satış fiyatlarımız da iyi. Ürün dalında satıldı."
Tunalı, Avrupa Birliği ülkelerine gıda ithalatı
ambargosu kararı alan Rusya'nın da Türkiye'den
kivi ithal etmek isteyeceğini anlattı. Türkiye'ye,
ürettiği 70 bin ton kivinin yetmediğini ve ithalat yoluna gidildiğini dile getiren Tunalı, "Bu kivicilik
gelişebilirse, yetiştirilirse, bu ürün 6 ay depolanan
bir ürün, bunu 200 bin, 300 bin tona çıkarabilirsek
KAYIP
Kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
Cesim ÇALAR
SİTELER BİLARDO SEVENLER
DERNEĞİNDEN OLAĞAN GENEL
KURUL TOPLANTISI
DUYURU İLANI
06-050-061 Kütük numaralı Derneğimizin Olağan
Genel Kurul Toplantısı 23.11.2014 günü saat
12:00’de Siteler Çamlıtepe Caddesi No:192/C
(Dernek-Lokali) Altındağ/Ankara adresinde yapılacaktır.
Çoğunluğun sağlanamaması halinde 2. Toplantı
30.11.2014 günü aynı yer ve saatte yapılacaktır.
Dernek üyelerimize duyurulur.
YÖNETİM KURULU
GÜNDEM :
1. Yoklama ve açılış ve Saygı duruşu,
2. Divan Başkanlığı oluşturulması,
3. Yönetim ve Denetim kurulu raporlarının okunması
ve görüşülmesi,
4. Gelir ve Gider Hesaplarının okunması görüşülmesi
ve kabulü,
5. Yönetim ve Denetim Kurulunun ibrası,
6. Dernek üyelik aidatlarının belirlenmesi,
7. Yeni Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi,
8. Dilek ve temenniler kapanış.
Yedigün- 7
oralara da satma şansımız var" ifadesini kullandı.
Tunalı, Türkiye genelinde yaşanan kuraklığın yanı
sıra Yalova'da da ciddi su sıkıntısı yaşandığını
hatırlattı.
Meyve bahçelerinde kullandıkları suyu sondajla
temin ettiklerini bildiren Tunalı, şunları kaydetti:
"Kivi, Türkiye'de 40'ıncı paralelde yetişen,
dünyada da 40'ıncı paralelde yetişen bir ürün.
Yalova'da, toplam alanların yüzde 30'unda ancak
ziraat yapılabiliyor. Geri kalan alanlar dağlık. Bu
alanlarda da katma değeri yüksek ürünler üretmek
lazım. Kivi de burayı çok sevdi. Bununla uğraşan
insanların yüzü gülüyor, kazançları da güzel.
Türkiye'deki kivi üretiminin bu yıl artması gerekiyordu ancak Karadeniz Bölgesi'nde 29 Mart gecesi
yaşanan kırağı, üründe verimi düşürdü."
Kivi hasadının 1 Kasım'da başlayacağını bildiren
Tunalı, "Kivi, çok kaliteli bir meyve. 4 portakal, bir
kiviye bedel. C vitamini yüksek bir ürün. Tarladaki
ürünle pazardaki ürün aynı değil. Kiviyi iyi paraya
sattık diyoruz ama araya tüccar, depo kiraları,
nakliyeler giriyor. Tahmin ediyorum kivi, kilogramı
4,5-5 liradan satılır" dedi. (AA)
7
Tahıl ambarından
55 ülkeye ıslah
edilmiş buğday
KONYA ABDULLAH
YILDIZ Osmanlı
Devleti'nin son
yıllarında
orduya at
yetiştirilmesi
amacıyla kurulan, geçen
sürede tarım ve
hayvancılık
araştırmalarına
yönelen Bahri
Dağdaş
Uluslararası
Tarımsal
Araştırma
Enstitüsü, ıslah ederek geliştirdiği 28 buğday çeşidini dünya gıda güvenliğine katkı sağlamak amacıyla 55 ülkeye gönderiyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,
Uluslararası Mısır ve Buğday Geliştirme Merkezi
(CIMMYT) ve Uluslararası Kuru Alanlar Araştırma
Merkezi (ICARDA) arasında yürütülen Uluslararası
Kışlık Buğday Geliştirme Programı'nın (IWWIP)
Türkiye koordinatörlüğünü yürüten enstitünün
geliştirdiği buğday ve diğer tahıl ürünlerinden 28
farklı çeşit bulunurken, IWWIP programından
geliştirilen 62 buğday çeşidi, Türkiye ve dünyada 2
milyon 500 bin hektar alanda ekiliyor.
Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma
Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığına bağlı olan ve 1914 yılında kurulan kurumun 1986'dan beri IWWIP programının koordinatörlüğünü Bakanlık adına yürüttüğünü söyledi.
Günümüzün yeni Türkiye'sine uygun olarak,
enstitünün uluslararası arenada çok büyük işler
başardığını ifade eden Özdemir, gıda güvenliğine
katkı amacıyla buğday alanında sıkıntı yaşayan ya
da yaşama riski bulunan ülkelere hizmet verdiğini
dile getirdi.
Özdemir, gelişmiş ülkelerle kışlık buğday
yetiştiren ve ıslah programlarına ihtiyaç duyan ülkeler arasında köprü vazifesi gördüklerini ifade etti.
Türkiye'nin geniş coğrafyasını kullanan programdan, ıslah çalışmaları kapsamında Tükiye için
28, dünyada ise 62 ayrı çeşit geliştirildiğine işaret
eden Özdemir, programdaki diğer enstitülerle işbirliği kapsamında Erzurum'da soğuğa, başka bir ilde
hastalığa dayanıklılık testleri ile ıslah materyalinin
belli özellikler açısından karakterizasyonunu yaptıklarını anlattı.
Kışlık buğday çeşitlerinin tamamen Ar-Ge çalışmalarıyla elde edildiğine dikkati çeken Özdemir,
şunları kaydetti:
"Partner ülkelerin ıslah ve araştırma geliştirme
çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla
Türkiye'den, koordinasyonunu yaptığımız program
kapsamında her yıl 55 ülkeye tohum gönderiyoruz.
Afganistan'ın hemen hemen tamamında bizim programdan geliştirilmiş çeşitler ekiliyor. Afganistan'da
bizim programımızdan seçilip geliştirilmiş 5 çeşit
var. Yine Gürcistan'ın yüzde 65'i bizim programdan
geliştirilmiş çeşitlerden ekiliyor. Türkmenistan'da 3,
İran'da 6 buğday çeşidimiz bulunuyor. Bu program
sadece Konya'ya ve Türkiye'ye değil, bütün
dünyaya hizmet eden, dünyada örneği olmayan bir
program. Uluslararası toplantılarda da bunlar gündeme geliyor."
Özdemir, ıslah edilmiş buğday tohumlarını OrtaBatı Asya'dan, Kuzey Afrika'ya, Balkanlar'dan,
Kafkasya'ya kadar ilgili kuruşlara gönderdiklerini
belirterek, şöyle konuştu:
"Bu çerçevede eğitim programlarımız, partneri
olduğumuz kurumlardan gelenler oluyor. Ektiğimiz
materyali burada görebiliyor, seçebiliyorlar.
IWWIP'in sitesinden de talep edebiliyorlar.
İstedikleri materyali istedikleri özelliklerde gönderiyoruz. Ülkelerinde adaptasyon çalışmaları yapıp
memleketlerinde tescil ettirebiliyorlar." (AA)
Tapu harçlarına
kredi kartı kolaylığı
ATAPARK DOĞULULAR
YARDIMLAŞMA DERNEĞİ
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL
TOPLANTISI İLANI
06-113-066 Kütük numaralı Atapark Doğulular
Yardımlaşma Derneğimizin Dernek Tüzüğünün 1.
Maddesinin ve ihtiyaç duyulması halinde değişmesi
gereken diğer maddelerinin değişikliğinin yapılmasını
görüşmek üzere 18/11/2014 tarihinde saat 17:00’de
Ufuktepe Mahallesi Gazeller Caddesi No:10/10
Keçiören/ ANKARA adresinde Olağanüstü Genel
Kurul toplantısı yapılacaktır.
Yasal Çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantımız ise 25/11/2014 tarihinde çoğunluk aranmaksızın
aynı adres ve saatte yapılacaktır.
İlgililere ve üyelere duyurulur.
YÖNETİM KURULU
GÜNDEM :
1. Yoklama ve açılış ve Saygı duruşu,
2. Divan Başkanlığı oluşturulması,
3. Dernek Tüzüğünün bazı maddeleri üzerinde
değişiklik yapılmasının görüşülüp, karara bağlanması,
4. Dilek ve öneriler kapanış.
Yedigün- 6
ANKARA- Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü,
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin talimatıyla elektronik ortamda tapu ve kadastro
harçlarının kredi kartıyla ödenebilmesi için çalışma
başlattı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yapılan yazılı
açıklamaya göre, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü maliye hesabına aktarılmak üzere,
kamu kaynaklarının daha etkin ve verimli kullanılabilmesi için elektronik ortamda tapu harçlarının
kredi kartı kullanılarak tahsil edilebilmesi için çalışmalara başladı.
Bu kapsamda kredi kartıyla, döner sermaye
tahsilatı işlemlerinin 1 ay içerisinde, tapu ve
kadastro harçlarının ise 2015 yılı başlangıcı
itibariyle ödenebilmesi için çalışmalar sürdürülüyor.
(AA)
8
KÜLTÜR-SANAT
1 Kasım 2014 Cumartesi
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
hayrettinivgin@gmail.com
MUSTAFA KEMAL PAŞA ANKARA’DA
Büyük Atatürk, 27 Aralık 1919 tarihinde
Sivas-Kayseri-Kırşehir yolu ile Ankara ve etraf
halkın büyük sevgi gösterileri içinde Dikmen
sırtlarından Ankara’ya geldi. Yola çıktığı otomobilinin lastiği bile patlaktı. Şambryelin içine
bez, kağıt, keçe, yün doldurulmuş halde
Ankara’ya zorlukla ulaştı. Ankara seymenleri
ve halkı, büyük coşku ile Mustafa Kemal’i
karşıladı. Kendisini karşılayanlara bir söylevle
seslendi. Mondros Mütarekesi’nin hükümlerinin, Türklüğü ve Osmanlı’yı ortadan
kaldırıcı nitelikte olduğunu, İtilaf Devletlerinin
(İngiltere, Fransa, İtalya) kasıtlı ve haksız
uygulamalarını, İstanbul Hükümeti’nin acizliğini anlattı. “Milli kuruluşlarımızın bugün
takip ettiği amaç; vatanın bölünme ve
parçalanması ile milletin esaretten kurtarılmasına yöneliktir.” dedi.
Ankara’ya gelir gelmez dört gün sonra 01
Ocak 1920 milleti aydınlatmak ve milli ülkü
etrafında toplamak üzere bir gazete yayımlanmaya başladı. Bu gazetenin adı “Hâkimiyet-i
Milliye” adını taşıyordu. Daha sonraları bu
gazetenin adı “Ulus” olarak yayın hayatına
devam edecektir.
Mustafa Kemal, İstanbul’a giden milletvekillerine “Misak-ı Milli” adını verdiği bir çalışma
programı verdi. Mustafa Kemal kendisi de
seçilmiş bir milletvekili idi. İstanbul’a gitmek
istemiyordu. Ama, milletvekillerine kendisinin
Meclis Başkanı seçilmesi için gayret göstermelerini istedi. Meclis-i Mebusan 10 Ocak
1920’de açıldı. Ancak Anadolu’dan giden bazı
milletvekilleri sözlerinde durmadı. Mustafa
Kemal, Meclis Başkanı seçilemedi. Ayrıca
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu
da mecliste kurulamadı. Anadolu’dan
İstanbul’a giden milletvekillerinin büyük bir
bölümü “Fellah-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu)
Grubu”na dahil oldu. Ancak, Meclis-i Mebusan
tarafından, Mustafa Kemal’in askerlikten tart
kararı, “kendisi istemiş ve istifa etmiş” şeklinde düzeltildi. 28 Ocak 1920 tarihli oturumda
ise Misak-ı Milli kabul edildi.
Mustafa Kemal, Ankaraya gelir gelmez 7
Ocak 1920 tarihli bir mektup hazırladı ve bu
mektubu Ali Fuat Paşa’ya gönderdi. Bu mektubunda Mustafa Kemal, Ocak 1936 (1920)
yılının sonuna kadar siyasi durumumuzun
muhakemesini yaptı. Ve neler yapılması gerektiğini Sadrazam’a tek tek anlattı. Yabancı
ülkelerin ve işgal güçlerinin Türklerin karşı
koyma gücünü yok etmek için çalıştıklarını,
bunun için mutlaka tedbir alınması gerektiğini
dile getirdi. Bu mektubu; Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i
Temsiliyesi adına imzalayarak gönderdi.
Meclis, Ali Rıza Paşa Hükümetine güven oyu
verdi. İşgal güçleri ve Müttefik Devletler,
Anadolu’daki milliyetçilerin görüşünün Türk
görüşü olarak kabul edilmesinin ilan edilmesine ve Mecliste Misak-ı Milli’nin kabul
edilmesine karşı çıktıklar, telaşa düştüler.
Ayrıca 1920 Şubatında Maraş’ın Kuvayı
Milliyeciler tarafından Fransızlardan kurtarılmasından üzüntü duydular. Hem meclise, hem
hükümete ve de Padişah’a baskı yapmaya
başladılar. Hatta, Harbiye Nazırını ve Genel
Kurmay Başkanını görevden aldırdılar, Meclis
Başkanını da tutukladılar. Bu arada İzmir
Cephesi’ndeki Yunanlı güçlerin takviyesini
sağladılar. Ali Rıza Paşa Hükümeti çekildi ve
yerine Salih Paşa, 8 Mart 1920 tarihinde
Sadrazam (Başbakan) oldu. Müttefikler 16
Mart 1920’de İstanbul’daki işgali ağırlaştırdılar. Salih Paşa bu işgal üzerine istifa
etti. 5 Nisan 1920 tarihinde Damat Ferit Paşa
yeniden hükümet kurdu. İtilaf Devletleri’nin
amacı; Misak-ı Milli’yi, Meclisin geri bir
kararla ortadan kaldırılmasıydı. 16 Mart günü
Meclis, işgal güçleri tarafından basıldı ve 17
Mart 1920’den sonra Meclis, Padişah
Vahdeddin tarafından feshedildi.
Misak-ı Milli, bugünkü Türkiye sınırlarının
Meclis-i Mebusan tarafından kabulü anlamı
taşımaktadır. Ayrıca Misak-ı Milli, Osmanlı
Mebusan Meclisinin Anadolu hareketine
yönelmesinin de bir belgesidir. Meclisin feshedilmesinden bir süre sonra, İstanbul’dan
kaçan meclis üyeleri ve Anadolu’da yeniden
seçilen üyeler Ankara’da TBMM’nin üyeleri
olacaklardır.
Bu durumlar karşısında Mustafa Kemal Paşa;
yeni bir meclis seçimlerinin yapılarak
Ankara’da bu meclisin açılması çalışmalarına
hız verdi. Padişah Vahdeddin, Ankara’da
toplanacak bir meclisin yeni bir devlet kurabileceğini ve kendisinin otoritesinin azalabileceğini anlamıştı.
Bunun için Mustafa Kemal Paşa’nın faaliyetleriyle ilgili önlemler almaya başladı. 11 Nisan
1920 tarihinde Şeyhülislam Dürrizade
Abdullah’tan bir fetva aldı. Bu fetvada Mustafa
Kemal Paşa ve arkadaşları için; “Bu hainlerin,
devlete ayaklandığı, böylece öldürülmelerinin
dini kurallara uygun olduğu” yazılıydı. Bu
fetva çoğaltılarak bütün yurda yayıldı. İngiliz
ve Yunan uçakları da bu fetvayı bastırarak
havadan şehirler üzerinde halka dağıttı.
Bundan amaç, Türk halkını Mustafa Kemal
Paşa’ya karşı kışkırtmaktı.
Artık Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kurulmasına sadece günler ve saatler kalmıştı.
Evet, 23 Nisan 1920 tarihinde bu meclis
kurularak çalışmalarına başladı. Büyük
Mustafa Kemal Paşa, artık tamamen Ankaralı
oldu..
2. İstanbul Tasarım
Bienali bugün başlıyor
İstanbul Kültür
Sanat Vakfı
(İKSV) tarafından "Gelecek
Artık Eskisi
Gibi Değil"
başlığıyla
düzenlenen
2. İstanbul
Tasarım
Bienali,
bugün başlayacak.
İSTANBUL - Bienalin
ortak alanı Galata Özel Rum İlköğretim
Okulu'nda düzenlenen tanıtım toplantısında
konuşan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner,
Karaman'ın Ermenek ilçesindeki maden ocağında su baskını sonucu mahsur kalan 18 işçiden
iyi haber alabilme
dileklerini iletti.
Taner, bu yıl ikincisi
gerçekleşen tasarım
bienalinin, yerel ve
uluslararası arena için
önemli buluşma yeri
haline geldiğini ifade
ederek, bienale, yurt içi
ve dışından 800
civarında projeyle
başvurulduğuna dikkati
çekti.
Bienalin iki yıllık
çalışma sonucunda
gerçekleştirildiğini
kaydeden Taner, bienalin her açıdan gün
geçtikçe önemi artan
tasarımın yansımalarını
araştırmayı, izlemeyi ve
bunu izleyenlerle paylaşmayı hedeflediğini
anlattı. Bunu gerçekleştirmek için önemli adımlar atıldığını aktaran Taner, "Hedefimiz bienali
gezerken birçok soru sormanız. Birçok şeyi
düşünüp, sorgulamaya başlamak, bienalin yapmak istediği en önemli şeylerden biri" dedi.
2. İstanbul Tasarım Bienali'nin küratörü Zoe
Ryan, bienalin gerçekleşmesinden duyduğu
mutluluğu dile getirerek, dünyadan müthiş
tasarımlarla bu eserlerin sahiplerini bienalde
ağırlamanın onur ve mutluluk verici olduğunu
kaydetti.
Bienalin bir son değil, tartışma başlatıcı
olmayı hedeflediğini vurgulayan Ryan, "İstanbul,
gelişmekte olan yaratıcı potansiyeliyle tasarım
İKSV Genel
Müdürü
Görgün Taner
konusunda düşünmek için özellikle uygun bir
şehir. Türkiye'deki gündelik yaşamı birebir etkileyen konulara odaklanan bienal, mevcut zengin diyaloğa katkı sağlamak üzere, dünyanın
dört bir yanında üretilmiş ve yeni doğan
koşullara odaklanan çeşitli tasarım fikirlerini bir
araya getiriyor" diye konuştu.
Günümüzün yetenekli tasarımcılarının pro-
"Kibarlık Budalası" ve "Kanlı Nigar" seyirciyle buluştu
ANKARA - Moliere'in "Kibarlık Budalası" isimli
eseri İzmir Devlet Tiyatrosu'nda, eskiyi günümüzle
buluşturan şarkılı, çalgılı, gülmeceli bir oyun olan
"Kanlı Nigar" Bursa Devlet Tiyatrosu'nda seyirciyle
buluştu.
Devlet Tiyatrolarından (DT) yapılan yazılı açıklamaya göre, küçük burjuvanın sapkınlıklarını, halkın
çelişkili davranışlarını, saraya mensup insanların
sarayı nasıl istismar ettiklerini açık bir biçimde
gözler önüne seren "Kibarlık
Budalası", zamanının ötesine
geçmiş klasik bir eser olarak
günümüze de ışık tutuyor.
Sahnelendiği ilk gün saraya karşı
olarak algılanan ünlü Fransız yazarın
kaleme aldığı eser, insanları
güldüren komik bir oyundan ziyade,
yaşadığımız çağın sosyal ve
ekonomik düzenine göz atan
hicivlerle dolu acımasız bir toplumsal eleştiri niteliği taşıyor.
Moliere'nin daha önce de sahneye taşınan eserlerinden biri olan
"Kibarlık Budalası", İzmir Devlet
Tiyatrosu'nda ilk kez sahneleniyor.
Geniş bir oyuncu kadrosuna sahip
olan oyunun yönetmeni ise Bozkurt Kuruç.
Yeni sezonda Bursa Devlet Tiyatrosu'nun yeni
eseri "Kanlı Nigar" ise gelenekseli günümüzle
buluşturan son derece eğlenceli bir oyun olarak
seyirci karşısına çıktı.
Demet Oran, Ali Volkan Çetinkaya, Cem
Arabacıoğlu ile Kemal Okur'un rol aldığı Sadık
Şendil'in yazdığı "Kanlı Nigar" oyununu rejisör Ali
Düşenkalkar sahneye taşıdı. (AA)
jelerinin bienalde yer aldığını belirten Ryan,
bienalin günlük hayatta karşılaşılan objeler,
binalar ve çevreyi sorgulamada tasarımın
oynadığı önemli rolün altını çizerek, çözüm oluşturma ve çözümleri hayata geçirme olanağı sunduğunu vurguladı.
Toplantının ardından
küratör Zoe Ryan ve
yardımcı küratör
Meredith Carruthers,
bienalde yer alan 53
projeyi katılımcılara
tanıttı.
Bienalin ortak alanı
olan Galata Özel Rum
İlköğretim Okulu'nda,
Avustralya, Çin, Fransa,
Japonya, Meksika,
Hollanda, Amerika
Birleşik Devletleri dahil
20'den fazla ülkeden,
200'ün üzerinde
tasarımcının, tasarım,
grafik tasarım, teknoloji,
moda, şehircilik, ürün
tasarımı, film ve yemek
gibi alanları kapsayan
53 projesi yer alacak.
Bienalin etkinlik alanı
Antrepo 7'de ise sergi, seminer, söyleşi ve atölye çalışmalarının da yer aldığı çeşitli etkinlikler
gerçekleştirilecek.
Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Telif Hakları Genel Müdürlüğü,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu
Belediyesi tarafından da desteklenen bienal, 14
Aralık'a kadar ücretsiz gezilebilecek. (AA)
İstanbul Kitap
Fuarı, 8 Kasım'da
kapılarını açıyor
İSTANBUL - Uluslararası İstanbul Kitap
Fuarı, 8 Kasım'da 33. kez TÜYAP İstanbul
Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde kitapseverlere kapılarını açacak.
TÜYAP tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği
işbirliği ile düzenlenen ve 9 gün sürecek kitap
fuarı bu yıl 8-16 Kasım 2014 tarihleri arasında
yapılacak. Türkiye ve yurt dışından 850 yayınevi
ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’nda söyleşi, panel,
çocuk programları ve dinletilerle birlikte 270
etkinlik gerçekleştirilecek. Fuarda ayrıca uluslararası konuklar da katılacak.
Fuar süresi boyunca yurt dışından ünlü
yazarlar da konuk olacak. Senarist ve yazar
Petros Markaris, Polonyalı yazar Janusz
Glowacki, eleştirmen ve sinema tarihçisi Philip
Kemp, roman yazarları Tess Geritsen ile Gleen
Meade, ve yazar Maureen Freely öne çıkan isimlerden. (CHA)
çağlayanlar sana akıyor; bazen
işte o bir gün için yaşıyorum. Ellerim ayrılığı
boşa mı akıyor zaman, fuzuli
kucaklıyor üşüyerek; yüreğim titriyor seni
mi nefesler diye düşünmüyor
kırarım diye; üzerine titriyorum yâr; gücendeğilim… İsyana düşmekten
meyesin, hep huzurlu ve mutlu olasın diye…
korkuyorum yâr ama hep senin
Dünyadaki kadere teslimim ben ama mahşerde
uçurumunun kenarında yüreğim sınırsızı; sonsuzu yaşama iştiyakımı büyütüyomütemadiyen titriyor işte…
rum içimde gizli gizli. Hayallerimin ateşinde
BENCİLEYİN
Nasıl gemiler yaşlanınca bir
ısınıyor sana ait yüreğim. İçimde sana dâir birikSÖZLER
limana çekilir ve parçalara
tirdiklerimi almayacak dünya artık; vazgeçmek
ayrılacağı günü beklerse; ben
istesem de hayattan, gülüşünle bağlanıyorum
de dünyada aşk ve teslimiyetle
tekrar tekrar yaşama. Seviyorum ben seni yâr;
çekileceğim limanı bekliyorum
Rabbimden sonra en çok… çok’tan da çoklardan
işte.
da çok…
Dünya, içinde hasreti ve
Bu gece yine ağlayasım var… Kırıldı içimdeacıyı barındıran bir diyar…
ki hayaller ve sükûtu soludu düşüncelerim…
GÜVERCİN KANADI…
Sonlu bir âmâ; görmüyor bende- ama ben sana değil; kendime kırıldım yâr…
ki aşkı ve harareti…
Sadece kendime…
Ben sana değil; kendime kırıldım yâr…
Yanardağlar benden alıyor sıcakYine aşka serenat yapasım var; yine kırılgan
lığını ve gemiler sevda
yüreğim şimdilerde; yine aklım ikindilerde…
GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ
denizinde benim esmemi bekliyHayallerim mahşere dâir dünyalık değil;
orlar sabırsızca. Bilmiyorlar beni
dünyalık ne kaldı ki ben de? Aşkı bekleye beklYârim benim gönlümün aşktaki miracısın,
yâr; bilmiyorlar… Kimseler
eye vazgeçtim heveslerden; susa susa sükûta
bilmiyor beni. İçimde kopuyor
Gönül tahtıma sultan başımın da tacısın.
gerdim hayatımı ve bekliyorum ölümü, kaderimi fırtınalar; içim senle ve
tevekkülle…
Bütün hasretler bende toplasın ne fark eder
Rabbimle dolu… Hep şükürdeyGüvercin kanadı gibi narin içim; kırılgan,
im lakin bende de bir nefis var
Yeter ki gönlüm senle her nefeste acısın.
küskün ama hep tebessüme meyilli... Kadere tes- işte…
limim ben sonsuzluk arzusuyla. İçimdeki
Bir gün… bir gün diyorum;
MEHMET NURİ
PARMAKSIZ
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
1 Kasım 2014 Cumartesi
Bitki envanterine her yıl 70 yeni tür ekleniyor
ERZURUM - FAHRETTİN GÖK - İstanbul Üniversitesi (İÜ)
Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Fatma Neriman Özhatay, Türkiye'nin endemik bitki
türü bakımından çok zengin bir floraya sahip olduğunu
belirterek, "Yılda 70 tane yeni tür Türkiye bitkilerine ilave oluyor. Bunun yüzde 80'i bilim için yeni tür" dedi.
Özhatay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin,
bitki örtüsü bakımından endemik türler barındırdığını ve bu türlerin korunması gerektiğini anımsattı.
Türkiye'de 10 bin tür çiçekli bitki bulunduğunu ve bunların
3 bin 400'ünün endemik tür olduğunu vurgulayan Özhatay,
"Bu çok ciddi bir rakam, bu yüzde 34 demek. Dünyada başka
bir yerde yetişmiyor. Bunların bir kısmı endemik türdür ve
sadece Türkiye'de yetişir ama yayılışı geniştir. Birkaç ili ve kap-
sar, birkaç dağda ama bazıları çok lokal, çok dar yayılışlı" diye
konuştu. Özhatay, dar yayılışlı bitki türlerinin çok ciddi risk
altında olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bunların tanıtılması lazım, tanımadan koruyamazsınız.
Hangi türler böyle, bunların tehditleri nelerdir. Erzurum'dayız ve
Erzurum'un bitki envanteri çıkartılarak fotoğraflı bunun tanıtımı
yapılmalıdır. Yetiştiği yerler ve tehditleri hakkında kitaplar
geliştirmeliyiz. Bu bitki türlerinin büyük bir kısmı başka bir
ülkede yetişmediği için Türkiye tabii ki cazibe merkezi. Çok
güzel oldukları için çiçekçilik sektöründe dekoratif amaçlı cazibe merkezi. Soğanlı bitkiler zaten öyle. Çünkü bu türler erken
ilkbaharda veya geç sonbaharda çiçek açıyor. Bahçelerde
çiçek olmadığı zamanlarda bunlar çiçek açtığı için süs bitkisi
sektöründe çok önemli.” (AA)
Su kabağı hayatını
değiştirdi
Hatay'ın Yayladağı ilçesinde inşaat
işlerinde çalışarak geçimini
sağlayan Alparslan İnanç'ın hayatı,
evinin önünde kendiliğinden
yetişen su kabağı sayesinde
değişti. Bahçede kendiliğinden
çıkan 2 kökten 50 kabağı toplayıp
satarak başladığı işini geliştiren
İnanç, yılda yetiştirdiği 20 bin
kabağı yurt içi ve dışına da satarak
kendi işinin patronu oldu.
HATAY - ERDAL TÜRKOĞLU Hatay'ın Yayladağı ilçesinde inşaat
işlerinde çalışarak geçimini sağlayan
Alparslan İnanç'ın hayatı, evinin
önünde kendiliğinden yetişen su kabağı
sayesinde değişti.
Bahçede kendiliğinden çıkan 2 kökten 50 kabağı toplayıp satarak
başladığı işini geliştiren İnanç, yılda
yetiştirdiği 20 bin kabağı yurt içi ve
dışına da satarak kendi işinin patronu
oldu.
Antakya ilçesindeki bir beton firmasında işçi olarak çalışan Alparslan
İnanç, boş zamanlarında gittiği
Yayladağı ilçesindeki çiftlik evinin
önünde, halk arasında "kernep" olarak
bilinen su kabağı yetiştiğini fark etti.
Kendiliğinden yetişen bitkiden 50 su
kabağı toplayan İnanç, birkaçını hediye
ettikten sonra kalanını değerlendirmeyi
düşündü. İnternetten su kabağıyla ilgili
bilgi toplayan İnanç, bazı kişilere su
kabağı sattı. İnanç, şimdi eşi ve 3
çocuğuyla 5 dekarlık alanda su kabağı
yetiştiriciliği yapıyor.
Alparslan İnanç, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, rastgele yetişen
kabakları iyi fiyata sattıktan sonra daha
fazla yetiştirmeye karar verdiğini söyledi.
Bir bankadan 120 bin lira kredi
çekip arazi aldığını belirten İnanç,
piyasa araştırması yapmadan, müşteri
bulmadan bu işe girmeye karar verdiğini ifade etti.
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
- "Tarlayı kazma
kürekle işledim"
İşe başladığında
cebinde hiç parası
olmadığını kaydeden İnanç, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Karar verdim ama imkanlarım çok
kısıtlıydı. Derken internetten tanıştığım
İzmirli bir kişi bana bedava tohum gönderdi. Tohumlar bedavaya gelince 'Ya
Allah' dedik, başladık. Tarlayı sürdürecek paramız yoktu. Tarlayı eşimle
kazma ve kürek yardımıyla işledik. Tam
bir haftada işi bitirebildik. Askılık
yapacak imkanımız olmadığından
bölgede yanan orman ağaçlarının dallarını kullandık. Gübre atmak gerekiyordu ancak gübre de pahalıydı. Köyden
eşeklere yüklediğim hayvan gübresini
tarlaya taşıdım. Çok şükür, şimdi 2 bin
su kabağı yetiştirdim."
Kendisine bu konuda en çok eşi ve
çocuklarının yardım ettiğini belirten
İnanç, kısıtlı imkanlarla başladığı çalışmada kaliteli kabak üretmeyi
başardığını kaydetti.
- Yunanistan, İtalya ve KKTC'ye de
satıyor
İnternetten tanıdığı kişiler sayesinde
pazar sıkıntısı da yaşamadığını ifade
eden İnanç, şunları söyledi:
"Türkiye'nin en güzel su kabağını
yetiştireceğimize sonuna kadar inandık.
Çok şükür beklediğimiz gibi de oldu.
7
8
9
10
Bu yıl 20 bin lira kazandım.
Önümüzdeki yıl dünyanın en büyük su
kabağını yetiştirmek istiyorum.
Ülkemizde hemen her ile su kabağı
gönderiyoruz. Ayrıca Yunanistan, İtalya
ve KKTC'den istek geldi ve oralara da
ilk sevkıyatımızı yaptık. Şu an dünyanın
en büyük su kabağı Çin'de. Turistler
onun yanına gidip, fotoğraf çektiriyor.
Ben de bir su kabağını büyütüp Çin'in
rekorunu geçeceğim."
- "Siparişlere yetişemiyoruz"
Kabağın boyutu ve kalitesi
nedeniyle yoğun talep geldiğini belirten
İnanç, siparişlere yetişemediklerini, bu
nedenle isteyenlere 50'den fazla kabak
gönderebildiğini kaydetti.
Kargo ile gönderdiği kabakları 5 ila
20 liraya sattığını vurgulayan İnanç, "Su
kabağı kaliteli olduğunda pazar sıkıntısı
yaşanmıyor. Kimi süs eşyası kimi
kemençe yapmak için alıyor.
İnternetten tanıştığım onlarca kişi,
başka illerden gelerek tarlayı geziyor"
dedi.
Gelecek yıl 20 dönüme daha su
kabağı ekeceğini belirten İnanç, boş
zamanlarında eşiyle süs kapağı işleme
kursuna gittiğini de sözlerine
ekledi.(AA)
BULMACA
Soldan sağa:
1. Kullanılmamış olan, eski olmayan. – Kırsal kesimlerde sözü geçen
kimselere verilen unvan. 2. Bir gezegen. – Ekmek, peynir gibi organik
maddelerin üzerinde, ısı ve nemin etkisiyle oluşan, çoğu yeşil renkli
mantar. 3. Lanet okuma, lanetleme. – Nazi Hücum Kıtasının kısaltması.
4. Cereyan. – Örnek, kalıp. 5. Taneli bir meyve. – Kelem. 6. Duman
karası. – Düzgün ve akıcı söz söyleme kolaylığı. 7. İçtenlik. 8. Soluk
borusu. – Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri,
aşama, merhale. 9. İsviçre’de bir akarsu. – Köpek. – Arapçada su. 10.
Kemiklerin iç boşluklarını dolduran yağlı madde. – Alınıp satılabilen her
türlü eşya. 11. Yabani hayvan barınağı. – Orta Amerika’da bir ülke. 12.
Gelenek. – İlave. 13. Lityumun simgesi. – Bir sayı. – Kaz Dağlarına
mitolojik devirlerde verilen ad. 14. İstanbul’un eski adlarından biri. –
İridyumun simgesi. 15. Parça, lokma. – İhtar, dikkat çekme, uyarı. 16.
Dünyanın uydusu. – Bir nota. – Yanağın alt kısmı. 17. Yurtluk. 18. Çabuk
hareket eden, çevik. – Bel bağı. 19. Pasak. – Bir alet veya taşıtın hareket
sağlayan mekanizması. 20. Yoksul, fukara. – Jimnastik ayakkabısı
Yukarıdan aşağıya:
1. Avrupa’da komşu bir ülke. – Kamufle etmek. 2. Mısır’ın plaka işareti.
– Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte.
– Öncecilik. 3. Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan
kadın. – Yat limanı. – Parola. – Para birimimiz. 4. Cennet. – Cüzi, kısmi.
– Kalite. 5. Vilayet. – Gümüş parlaklığı verilmiş deri veya kumaş. – Altın
kökü. – Bir renk. – Bir nota. 6. İstanbul ilinde bir semt. – Yapma, etme. –
Kayınbirader. – Kiraya verilerek gelir getiren mülk. 7. Son. – Soru sözü.
– Düzenli ekilen yer. 8. Yumurtanın bir bölümü. – İçinde çeşitli eşya
bulunan ve elde taşınabilecek büyüklükte
nesne. – Akdeniz bölgesi bitki örtüsü. – Kansız.
9. Bir harekâtın yürütülebilmesi için merkez
ÇÖZÜMÜ
olarak seçilen yer. – Bitmemiş, eksik, tamamlanBUGÜN
mamış. – Mısra. – Arapçada birinci tekil şahıs,
ben. 10. Hastalıktan kurtulup, iyileşme. – Gemileri 11. SAYFADA
iskele ya da şamandıraya bağlamaya yarayan kalın
halat. – Büyük ve derin karavana.
Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU
9
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
ncetin64@hotmail.com
BALIKLARIN OLTAYI FARK ETMESİYLE BAŞLAYACAK HER ŞEY
1071’de Malazgirt gazasıyla
leriyle geldiler.
Anadolu’nun Müslüman Türk vatanı
Ayarladıkları avcı keklikleriyle her
yapılmasını ve burayı merkez üs
gün gazete ve televizyonlardan miledinerek İslâm’ı batıya doğru taşıma
letimizi etraflarına topladılar. Kitleler
cihadımızı bir türlü hazmedemediler.
halinde onları dinliyoruz, onları okuy1095’ten itibaren önce doğrudan
oruz, onları seyrediyoruz. Milyonlarca
doğruya Haçlı ordularıyla geldiler.
Türk, her gün televizyon karşısında
Her seferinde geri püskürtüldüler.
Türk’e Türk düşmanlığı propaganSon Haçlı istilası, Birinci Dünya
dalarını dinliyor. Türk’ün yer altı yer
Paylaşım Savaşı sonrası, 30 Ekim
üstü bütün zenginliklerinin gâvura
1918 Mondros Mütarekesi sonucuydu. satılmasının ekonomik bir başarı
Büyük Türk Atatürk’ün önderliğinde
olduğu yalanıyla afsunlanıyor.
yine aynı akıbete maruz kaldılar.
Haçlı-Siyon emperyalizminin
Anladılar ki Türk’ü doğrudan işgal,
taşeron örgütü olan PKK ile müzakere
istila, saldırı ve savaşla tasfiye etmek
edilerek Türk vatanının bölünmesi ve
mümkün değil.
vatan topraklarında Türk millî
Bu sefer taktik değiştirdiler. İçerdeki hâkimiyetinin eşkıya ile paylaşılması,
uşaklarıyla zehirleyip öldürdükleri
toplumsal bir barış projesi olarak
Atatürk’ten sonra, 1938’den hemen
sunuluyor. Türk-İslam millî kültür ve
sonra, taktik değiştirip modern Haçlı
medeniyet birikimimizin yok edilerek
saldırı planlarını devreye koydular.
ve itibarsızlaştırılarak, onun yerine
Dışardan bodoslama saldırmak yerine
gâvur kültür ve medeniyetinin dayatıliçerden ayarlanmış yerli işbirlikçiler,
masını ilericilik, çağdaşlık, modernlik
taşeron hainler, mankurtlaştırılmış
adı altında uygarlık başarısı olarak
ihanet odakları eliyle Türk’ü bu
yutturmaya çalışıyorlar.
coğrafyadan tasfiye projelerini hemen
Milletimiz bugün maalesef, teleuygulamaya soktular.
vizyonlarda gördüğü kendi cinsinden
Projeleri çok basitti. Türk’ü Türk
balıkların etrafına toplanmış, balık
yapan millî ve dinî değerleri yani dili,
istifine döndürülmüştür. Bugün biz,
kültürü, edebiyatı, tarihi, gelenekleri,
Emperyalizmin sözcüleri ve temsilcigörenekleri, bayramları, törenleri,
leri olan Türk’ü avlama görevlileri
sembolleri, düşünme, duyma ve yaşatarafından balık hafızalı, balık beyinli
ma biçimlerinden oluşan Türklük
bir sürüye dönüştürülerek kolayca
değerleri ile dini olan İslam itibarsıgüdülebilir, yönlendirilebilir bir
zlaştırılacaktı. Bunların içi boşaltılasömürge kalabalığına ve yığınına
cak, alaya alınacak, unutturulacak ve
döndürüldük.
yok edilecekti.
Türk, haricî bedhâh olan bütün
Hatta Türk, kendi millî ve dinî
Haçlı-Siyon emperyalistlerine,
değerlerinden, önce utanacak, sonra
Amerika’sına, Avrupa’sına, İsrail’ine,
bunlara küfür edecek, hatta inkâr edeÇin’ine, Rusya’sına, İran’ına, şununa
cek hale getirilecekti. Bundan sonra
bununa ve dahilî bedhâh olan onların
ancak düşünemez hale getirilmiş,
içerdeki laikçi, liberal ve İslamcı
beyni boşaltılmış, kişiliksizleştirilmiş,
sözcülerine karşı şu irade beyanında
mankurtlaştırılmış bir kitleye Büyük
bulunmalıdır:
Orta Doğu Projesi, Dinlerarası
“Biz, televizyon oltasıyla içimizden
Diyalog, Hoşgörü, Küreselcilik, PKK
çıkardığınız hainler eliyle avlanacak
ile müzakere edilerek Türkiye’yi
balık değiliz. Biz, kendi kendisini
Türksüzleştirme gibi istedikleri her
idare etme becerisine, tecrübesine,
türlü projeyi kabul ettirip uygulatabile- aklına, yetkisine ve kapasitesine sahip
ceklerdi.
bağımsız bir milletiz.”
Bu proje, 1938’den günümüze kadar
Türk, önce başını kaldırıp tepesinde
gerek ayarlanmış ve seçime sokularak, gemisine, gemiciğine oturmuş dış
bin türlü alavere dalavere ile, aldatemperyalist odakları ve onların sözcümaca, kandırmaca ile iktidara getirlerini görecek ve farkına varacak.
ilmiş Amerika’nın ve Avrupa’nın yerli Sonra elinde olta olarak tuttuğu propasömürge valiliği görevine talip sivil
ganda araçları olan televizyonu,
siyaset esnafı, gerekse yine ayarlangazeteyi, karanlık aydınları, hain
mış, Türk milletinin ordusu ve
siyasetçileri, taşeron akademisyenleri
Atatürk’ün subayı olmak yerine,
görecek, onların kim olduğunun ve
Amerika Haçlı ordusunun bir birmisyonlarının farkına varacak.
liğinin çavuşu olmayı en yüksek rütbe
Sonra bu ikisinin yani dış ve iç
bilen darbeci NATO generalleri eliyle
emperyalist odakların işbirliği içinde
yürütülmeye çalışılmaktadır.
kendisini nasıl bir avlama, yok etme
Amerikancı sivil iktidarlar ve
tezgâhı kurduğunu fark edecek. Ondan
Amerikancı NATO generallerinin
sonra da kendi vatanında, kendi
Türk milleti üzerindeki tasallutlarını,
devletinde, kendi milleti için tam istikAmerika lehine ve Türk aleyhine olan lali sağlayarak şerefli, haysiyetli, başlı
iktidarlarını meşrulaştırmak, bu
dik, müstakil Türk millet varlığını
emperyalizmin taşeronlarının
koruyacaktır.
reklamını, propagandasını yapmak
Biz, bugün baştan başa bütün Türk
için bir takım kişileri kullanıyorlar.
milleti olarak bu istiklalci iradeyi
Bunlar, gazeteci, televizyoncu, yazar,
haykırma ve siyasi, kültürel,
çizer, aydın, sanatçı, akademisyen gibi ekonomik ve askerî anlamda tam
sanal unvanlar kullanan, ama aslında
istiklâl mücadelesini kararlılıkla
tek gerçek unvanları olan “Türk’ü
sürdürme konumunda olan kritik bir
mankurtlaştırma memuru” olan kesim- süreçteyiz.
lerdir. Bunlar, her gün bombardıman
Millî Mücadele süreci başlarında
edercesine Türk milletinin millî
olduğu gibi Amerika, Avrupa, İsrail,
hafızasını, tarihini, atalarını, dünya
PKK ve Barzani tarafından kuşatılmış
Türk birliği kardeşliğini, değerlerini,
durumdayız. O zaman şimdikinden
kimlik ve kişiliğini iğdiş edecek çalış- daha zor durumda olmamıza rağmen
malar yapıyorlar.
bu kuşatmayı yardık ve bağımsız
Türk milletini yeni avlama ve yok
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi kuretme yöntemleri şu: Gemileriyle,
duk. Şimdi de ya bu mevcut kuşatuçaklarıyla, arabalarıyla, bankalarıyla, mayı yararak, modern Haçlı
çok uluslu şirketleriyle, sinemalarıyla, Ergenekon kıskacından çıkış özgürideolojileriyle, felsefeleriyle, siyasetlüğüyle var olacağız, ya da yok.
“Kadir Baba”nın
sesini duydular
MUĞLA Marmaris'te yakınları
ilgilenmediği için
arkadaşı tarafından
bakılan 72 yaşındaki
alzheimer hastası,
bakımevine yerleştirildi.
Kemeraltı Mahallesi
105 Sokak'ta arkadaşı
Yıldıray Karayiğit
tarafından bakılan ve
"Kadir Baba" ismiyle
tanınan Kadir Taş ile
ilgili basında yer alan
haberler üzerine Aile
ve Sosyal Politikalar İl
Müdürlüğü yetkilileri
harekete geçti. Yapılan
görüşmeler sonunda
Taş'ın Fethiye ilçesindeki bir bakımevine
yerleştirilmesine karar
verildi.
Marmaris'e gelen
bakımevi görevlileri,
Taş'ın kaldığı eve gitti.
İlk başta arkadaşının
yanından ayrılmak
istemeyen Taş'a
bakımevi görevlileri,
doktorlar gözetiminde
kendisine daha iyi
bakılacağını anlattı.
İkna olan Taş,
bakımevinin
minibüsüne bindirilerek Fethiye'ye
götürüldü.
Bakımevi yetkilisi
Fatma Güngör,
gazetecilere yaptığı
açıklamada, Taş'ın
sağlık durumuyla ilgili
basında yer alan
haberler üzerine Aile
ve Sosyal Politikalar İl
Müdürlüğü yetkililerinin kendileriyle
temasa geçtiğimi
söyledi.
Yaşlı adama bakım
evinde daha konforlu
bir yaşam imkanı
sunacaklarını anlatan
Güngör, "Kadir amca
bundan sonra bize
emanet. Ona iyi bakacağız. Ayrıca böyle bir
hayırlı işe vesile olan
gazetecilere de
teşekkür ediyoruz"
dedi.
İlçe merkezinde
uzun yıllar garsonluk
yaparak hayatını
sürdürdükten sonra
emekli olan Taş,
hastalanmıştı.
Yürümekte güçlük
çeken Taş'a daha
önce aynı iş yerinde
birlikte çalıştığı
arkadaşı Karayiğit
sahip çıkmış, dairesini
hasta arkadaşıyla paylaşmaya başlamıştı.
Karayiğit, durumu
kötüye giden Taş için
basın mensupları
aracılığıyla yardım
istemişti. (AA)
10
SAĞLIK
1 Kasım 2014 Cumartesi
Prof.Dr. Turgut: “MERS ve Ebola’yı griple karıştırmayın”
DENİZLİ - Pamukkale Üniversitesi (PAÜ)
Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turgut, Ebola
hastalığı ile MERS virüsü belirtilerinin griple
hemen hemen aynı olduğunu, Suudi
Arabistan ve Batı Afrika ülkesine seyahat
edenlerde görülen ateş yüksekliği, boğaz,
kas, eklem ağrısı olanların bir uzmana
gözükmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Hüseyin Turgut, AA muhabirine
yaptığı açıklamada MERS-CoV virüsünün
2012 yılından bu yana Suudi Arabistan'da
görülen bir enfeksiyon tipi olduğunu
belirterek, virüsün üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olduğunu ifade etti.
MERS virüsü ile sonbahar mevsiminde
görülen grip ve nezle belirtileri ile aynı
olduğuna dikkati çeken Turgut, "Ebola
hastalığı ile MERS virüsünün belirtileri grip ve
nezle ile hemen hemen aynı. Ancak belirtiler
MERS virüsünün olması için yeterli değil. Bu
virüsün belirtilerini nezle ve griple karıştırmamak lazım. Her haca gidip gelende bu
hastalığın olması söz konusu değil. Ama
gelenlerde klinik belirtiler varsa tabi MERSCoV olarak düşünülmeli. Çünkü, bunlar benzer klinik tablolarıyla geliyor" dedi.
Ölüm oranı yüksek Ebolo virüsünün KırımKango kanamalı virüsü ile aynı aileden
geldiğine işaret Turgut, Türkiye'ye gelenlerde
2014-2015 MALİ YILI KORONER ANJIYOGRAFİ VE
ELEKTROFİZYOLOJİ LABORATUVARI 14 KALEM SARF
MALZEME ALIMI İŞİ İHALESİ T.C SAĞLIK BAKANLIĞI
TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU
ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ
2014-2015 MALİ YILI KORONER ANJIYOGRAFİ VE ELEKTROFİZYOLOJİ LABORATUVARI 14
KALEM SARF MALZEME ALIMI İŞİ İHALESİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2014/138231
1-İdarenin
a) Adresi : PLEVNE CADDESİ ULUCANLAR ALTINDAĞ/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3125953048 - 3123624933
c) Elektronik Posta Adresi : ankhastsatinalma@hotmail.com
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : KORONER ANJIYOGRAFİ VE ELEKTROFİZYOLOJİ LABORATUVARI
14 KALEM SARF MALZEME ALIMI / MAL ALIMI
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri : T.C SAĞLIK BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ
TIBBİ SARF DEPOSU
c) Teslim tarihi : Yüklenici malı 2(İki)Aylık periyotlar halinde teslim edecektir.İdarenin ihtiyacı durumunda 2(iki)aylık periyoda bağlı kalınmaksızın Telefon veya faks ile yapılan siparişler en geç 5(Beş)iş günü
içerisinde Hastane Tıbbi Malzeme Deposunun göstereceği yere teslim edilecektir. Sözleşme süresi
30.06.2015 Tarihine kadardır.Malzemenin tamamı 30.06.2015 Tarihine kadar teslim alınacaktır.Yüklenici
kendi isteği doğrultusunda idarenin talebi olmadan herhangi bir malı teslim edemez.(Malzeme teslimatı
sırasında firma yetkilisi veya firma tarafından görevlendirilen sorumlu kişi tarafından teslimat yapılacaktır.)
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : T.C SAĞLIK BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DÖNER SERMAYE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI/Ulucanlar/ANKARA
b) Tarihi ve saati : 24.11.2014 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası
belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine
göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir
belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.1.3. İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması
zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgeler:
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2010/11 sayılı genelgesince Tıbbi Cihaz
Yönetmeliğinin kapsamında olan ürünlerin T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB)
kayıtlı ve onaylı olması zorunludur.
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel
kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin
tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili
Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1.
4.3.1.1. Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler:
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2010/11 sayılı genelgesince Tıbbi Cihaz
Yönetmeliğinin kapsamında olan ürünlerin T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB)
kayıtlı ve onaylı olması zorunludur. İhale teklif zarfında isteklilerin teklif ettikleri ürünlerin İhale tarihi
itibarı ile;
a) TİTUBB’da kayıtlı ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olduğunu gösterir, her kaleme ait Ulusal Bilgi
Bankası internet sitesinden alınmış onaylanmış ürün numarasını gösteren çıktıyı belgelendirecektir.
b)İstekli ithalatçı veya üretici ise firmasının, T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB)
kayıtlı olduğunu, yetkili satıcı ise bayi olduğunu gösteren Ulusal Bilgi Bankası internet sitesinden alınmış
çıktıyı belgelendireceklerdir. (Sundukları belge, ana bayi tanımlayıcı numarasını gösteren internet çıktısı
olacaktır.)
NOT: Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamı dışındaki ürünler teklif edilecekse, bu ürünlerin söz konusu yönetmeliklerin kapsamı dışında olduğuna dair üreticinin/ithalatçının yazılı beyanı olacaktır. Bu beyan olan
ürünler için “a” ve “b” maddelerindeki belgeler aranmayacaktır. Kapsam dışında olduğu belirtilmeyen
malzemeler UBB kapsamında sayılacağından UBB ile ilgili istenen belgelerin verilmesi zorunludur.
4.3.2. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve
açıklamaları içeren doküman:
İstekliler ihale konusu her kalem için teknik şartnamede belirtilen miktarlarda numune getirecektir.(İhale
saatine kadar) Teknik şartnamede numune sayısı belirtilmemiş ise en az 1(bir) adet numune getirilecektir.
Gerek duyulduğu takdirde değerlendirme aşamasında numune sayısı yetersiz kalırsa tekrar numune
istenebilecektir.
Numuneler orijinal paketleri içerisinde olacaktır. Numune teslim etmeyen isteklilerin, numune vermedikleri kalem/kalemler için teklifleri değerlendirmeye alınmayacaktır. Katalog ve/veya broşür gibi tanıtıcı
belgeler, numune olarak değerlendirilmeyecektir Her bir numunenin üzerine ihale sıra numarası, firma ve
malzemenin adı etiketlenecek veya okunaklı biçimde yazılacaktır. İhale kalem sırası ile numune üzerindeki sıra numarası arasındaki uyumsuzluktan firma sorumludur.
Bütün numuneler firma adının ve ihale bilgilerinin yazılı olduğu bir paket içerisinde Ankara Eğitim Ve
Araştırma Hastanesi "tıbbi sarf deposuna" teslim edilecektir.Numuneler için 3adet numune teslim tutanağı
hazırlanacak ve firma temsilcisi ile idarenin yetkili personelince imzalanmış olacaktır.Bir nüshası teklif
zarfı içinde olacaktır.Birer nüshası teslim alan idarede ve istekli firmada kalacaktır.
İhale komisyonunca teslim edilen ürünün teknik şartname hükümlerini karşılayıp karşılamadığı kontrol
edilecek olup, teknik şartname hükümlerini karşılamayan ürünlere ait teklifler değerlendirmeye alınmayacaktır.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı T.C SAĞLIK
BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DÖNER SERMAYE İHALE
KOMİSYON BAŞKANLIĞI adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar T.C SAĞLIK BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE
ARAŞTIRMA HASTANESİ DÖNER SERMAYE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI/Ulucanlar
/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim
fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (ALTMIŞ) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 14187 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
bazı şüpheli olguların olduğunu ancak bunların henüz kanıtlanmadığını söyledi.
Türkiye'de Ebola virüsünün tanısının
koyulamadığını, hastadan alınan numuneleri
Avrupa'ya Dünya Sağlık Örgütü referanslı
laboratuvarlara gönderildiğini dile getiren
Turgut, Ebola ve MERS virüsünden korunmak
için neler yapılması gerektiği konusunda şu
bilgileri verdi:
"Çok acil bir durum yoksa salgın olan
ülkelere seyahat edilmemelidir. Seyahat
ediliyorsa şunlara dikkat etmek gerekiyor: Bu
tür hastalarla temas etmemek, yabani hayatta yarasalar, şempanzeler ve gorillerle
temasa geçmemek, yiyeceklerden etlere
dikkat etmek gerekiyor. En önemlisinde
pişmiş et yemek çiğ et tüketilmemiş olması
gerekiyor. Belirtiler arasında boğaz ağrısı,
kas, eklem ağrıları, ishal, kusmadır. Ebola'nın
ağır olgularda bağırsak, diş eti, burun, bağırsak kanamalarına ve ölüme neden oluyor. O
zaman bunlar belirtileri olan sağlık kuruluşuna gitmeli ve orada gerekirse karantina alınmalıdır. Ebola hastalığının görüldüğü ülkelere
seyahat eden, ateş yüksekliği, boğaz, kas,
eklem ağrısı olanlar ve MERS virüsünün
görüldüğü ülkelere seyahat eden, ateş yüksekliği ve solunum sıkıntısı çekenler
muhakkak kendileri hastanelere başvurmalıdır." (AA)
Aerobik, kalp
ve akciğerleri
kuvvetlendiriyor
ADANA - HAKAN ŞAHİN - Çukurova
Üniversitesi (ÇÜ) Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölümü Spor
Sağlık Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr.
Dilek Sevimli, ''Yürüyüş, bisiklet, yüzme, tenis
gibi aerobik aktiviteleri kalp ve akciğerleri
kuvvetlendirir. Bolca oksijen kullandırır ve kalori
yaktırır'' dedi.
Sevimli, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
son yıllarda insanlarda spor yapma alışkanlığının
arttığını belirterek sporun sağlıklı yaşamın
vazgeçilmezi olduğunu söyledi.
Belirli bir program dahilinde ve profesyonel
yardım almadan spor yapmak isteyen kişilerin
sağlıkları açısından bazı kurallara uyması gerektiğini vurgulayan sevimli, konuşmasına şöyle
devam etti:
''Daha önce hiç egzersiz yapmamış olanlar
gün aşırı 10 dakika gibi sürelerle
başlamalı ve bunu zaman
içinde en az 30 dakika olacak şekilde
arttırmalıdırlar.
Egzersiz
öncesinde
kaslar,
kuvvetlendirdiğini söyledi.
İyi planlanmış bir egzersiz programında, aerobik, kuvvetlendirme, ağırlık, denge ve germe
hareketlerinin bulunması gerektiğini vurgulayan
Sevimli, şunları söyledi:
''Örneğin, yürüyüş, bisiklet, yüzme, tenis gibi
aerobik aktiviteleri kalp ve akciğerleri
kuvvetlendirir. Bolca oksijen kullandırır ve kalori
yaktırır. Yürüyüş, çocuk taşıma, serbest ağırlıklar
kullanma gibi kuvvetlendirme ve ağırlık hareketleri, bacaklar, kollar, göğüs ve karın bölgesine
ait geniş kas gruplarını çalıştırır. Yoga ve hafif
germe egzersizleri ise kas boyunu uzatır ve
uzanma-germe ve eğilmeye yönelik eklemlerinizin hareketlerini artırır, kas gerginliğini
azaltır ve yaralanmaları
önler .Aerobik egzersizler, bu programın
merkezinde yer almalıdır,
çünkü kalp ve kan
yumuşak ve yavaş hareketlerle
gererek ısıtılmalıdır. Ani hareketler ve aşırı yüklenme, özellikle daha önceden alışık olmayan
bireylerde spor yaralanmalarına neden olabilir.
Bilinçsizce yapılan aşırı egzersiz ise sağlık için
hareketsizlik kadar zararlıdır. Bilinen bir kronik
hastalığı olanlar, egzersiz programlarına başlamadan önce kendilerini izlemekte olan hekime
başvurmalıdır. Egzersizle birlikte gelen şiddetli
göğüs ağrısı ve nefes darlığının kalp hastalığı
belirtisi olabileceği bilinmelidir. Açık havada
yapılacak sporlar için hava kirliliğinin yoğun
olmadığı ortamları seçmek, dikkat edilmesi
gereken bir diğer önemli noktadır. Bedenimiz,
var olma aracımızdır. Egzersiz sırasında olduğu
kadar gündelik yaşamımız sırasında da onu,
yanlış hareketlerle gelecek zararlardan korumamız gerekir.''
-''Ağrı hissettiğinizde spor yapmayı
bırakın''
Sevimli, sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi
sporun, doğru zamanda ve doğru aletlerle yapılması gerektiğini, aksi takdirde spor adına yanlış
yapılan hareketlerin, vücut sağlığına zarar verebileceğini vurguladı.
Özellikle kronik hastalığı olan kişilerin spora
başlamadan önce bir hekime başvurması gerektiğini anlatan Sevimli, ''Kronik rahatsızlık varsa
erkeklerde 40, kadınlarda ise 50 yaş üzerindeyseniz bir hekime başvurun. Hedef kalp hızınızı
belirleyin. Günleri belirleyerek, haftada 2 gün
yürümeye başlayın. Her hafta yürüyüş sayınızı
dereceli olarak artırın. Daha sonra yürüyüş
mesafenizi artırın. Yorulmadan uzun mesafeleri
yürüyebildiğiniz zaman ısınma ve soğuma egzersizleri ekleyin. Dereceli olarak bazı kas
kuvvetlendirme egzersizlerini ekleyin. Fiziksel
uygunluğunuzu geliştirin. Ağrı hissettiğinizde
spor yapmayı bırakın. Alet kullanımından sonra
yine soğuma egzersizleri veya yavaş tempo
koşu ile çalışmaları bitirin'' diye konuştu. (AA)
- ''Aerobik aktiviteleri kalp ve akciğerleri
kuvvetlendirir''
Sevimli, yürüyüş, bisiklet, tenis ve yüzme gibi
aerobik egzersizlerinin kalp ve akciğeri
damarlarınızı iyi durumda
tutar. Her aerobik egzersiz seansı, 5-10 dakikalık ısınma
(yürüyüş ve germe) ve onu takiben 2030 dakikalık aerobik egzersizini ve daha
sonra da 10-12 dakikalık soğuma periyodunu içermelidir.''
Kangren tedavisinde balon-stent dönemi
ANKARA - Çoğunlukla 50 yaş üstü erkeklerde görülmüş olan ve erken tanı konulmazsa kangrene dönüşerek hastanın
bacağını kesilmek mecburiyetinde bırakan
damar tıkanıklığı, Kartal Koşuyolu
Hastanesi'nde uygulanan balon stent yöntemi sayesinde giderilebiliyor.
Konuya ait gercekleşen açıklamada, tüm
damar tıkanıklığı problemlerinde olduğu gibi
bacaklardaki damak tıkanıklığının da başlıca
sorumlularının sigara, yüksek tansiyon, şeker
hastalığı, kolesterol ve genetik faktörler
olduğu açıklandı . Önlem alınmadığı takdirde
damar tıkanıklığının bacaklarda kangrene
sebep olup kesilmesine yol açtığı, her hastada ilerleme süreci değişiklik gösteren bu
hastalığın özellikle yaşlılarda kireçlenmeyle
karıştırıldığı için tanı koyma sürecinin talep
eder istemez uzadığı kaydedildi.
Beyanatta görüşlerine yer verilmekte olan
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr.
Selçuk Pala, hafif bir damar tıkanıklığının
hiçbir belirtisi olmayacağı gibi damar kan
akışını mühim derecede etkileyen tıkanıklığın
yürüyüşlerde kendisini gösterdiğini, hastaların bacaktaki ağrının ve tıkanıklığın derecesine göre bazen bin metrede bir, çok fazla
ileri düzeydeki hastalıkta ise 10-20 metrede
bir dinlenme gereksinimi hissettiğini belirtti .
Ağrı şikayeti olmayan hastalarda da
damarların birden bire tıkanabildiğini, köprü
damar oluşmasına vakit olmadığından,
bacakların beslenemeyeceği için saatler
içinde kangren meydana gelebildiğini aktaran
Pala, bacaklardaki damar tıkanıklığının ayakta soğukluk, renk değişikliği, kıllarda
dökülme, tırnaklarda büyüme problemi,
deride parlaklaşma gibi belirtileri olduğunu
bildirdi.
Pala, sigara bağımlılığı, hareketsiz yaşam
ve hata beslenmeden binaen damar tıkanıklığı olan hastaların sayısının her önceki gün
arttığını aktararak, "Bu durum da damar
tıkanıklığı hastalarının sayısında yükselmeye
sebep oluyor. Damar tıkanıklığının tedavisindeki ilk aşama, hastalığı meydana getiren
risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu
yüzden de hastanın sigaradan, şekerden ve
tekrar hipertansiyonu ve kolesterolü
tetikleyen yiyeceklerden uzak tutulması
gerekmektedir. Düzenli egzersiz mühim .
Şayet her ne kadar sağlıklı bir yaşam
sürdürülse de hastalar bazen tedaviye yanıt
verememekte. Böyle durumlarda ise hastaya
köprü damarlarda kan akımını artıran ilaç
tedavisi uygulanmaktadır" ifadelerini kullandı.
(AA)
11
dış dünya
1 Kasım 2014 Cumartesi
Malala, Gazze’ye 50 bin dolar bağışladı
LONDRA - Nobel Barış Ödülü sahibi Malala
Yusufzay, Gazze'deki okulların yeniden inşası
için 50 bin dolar bağışladığını açıkladı.
İsveç'te düzenlenen törenle "Dünya
Çocukları Ödülüne" layık görülen 17 yaşındaki
Malala, buradaki konuşmasında, yaptığı bağışın
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım
Kuruluşu (UNRWA) aracılığıyla Gazze'deki 65
okulun yeniden inşası için kullanılacağını kaydetti.
"Dünya Çocukları Ödülü'nden aldığım para
ödülünün hepsinin Gazze'deki öğrencilere ve
okullara gideceğini açıklamaktan onur duyarım"
diyen Malala, Gazze'deki nüfusun yarısından
fazlasının 18 yaşın altında olduğuna dikkati
çekti. Malala, şöyle konuştu:
"Bu çocuklar kaliteli bir eğitim ve gelecek
inşa etmek için gerçek umutlar ile fırsatlar istiyor
ve bunları hak ediyor. Bu bağış, 65 okulun
yeniden inşa edilmesine yardımcı olacaktır.
Masum Filistinli çocuklar çok uzun süredir acı
çekiyor. Filistinli çocukların ve dünyanın diğer
bölgelerindeki çocukların güvenli bir ortamda
kaliteli bir eğitim almalarını sağlamalıyız. Çünkü
eğitim olmadan, barış olmaz."
Malala Yusufzay, Hindistanlı çocuk hakları
savunucusu Kailash Satyarthi ile birlikte Nobel
Barış Ödülü'ne layık görülmüştü.
Pakistanlı Malala Yusufzay, 9 Ekim 2012'de
okula gitmek için bindiği otobüste saldırıya
uğramıştı. Otobüse binen bir Taliban militanı
Malala'ya adını sormuş, daha sonra genç kıza
üç kez ateş etmişti. Başından yaralanan Malala,
saldırıdan 6 gün sonra tedavi için İngiltere'ye
getirilmiş, Birmingham'daki Kraliçe Elizabeth
Hastanesinde yaklaşık 3 ay kalmış ve kafatasına
metal bir plaka yerleştirilmişti. Mart 2013'te
taburcu edilen Malala, ailesiyle Birmingham'a
yerleşmiş ve tekrar okula başlamıştı. (AA)
Napolitano: “Mafya devlete Afganistan’da 21 ton
uyuşturucu imha edildi
şantaj yapmak istiyordu”
ROMA - İtalya'da bir dönem
mafyanın yaptığı suikast ve sabotajlarla
gündemde olan Palermo kentinde
süregelen ve 1990'lı yılların başında
"devlet ile mafyanın görüştüğü"ne dair
davada devletin zirvesindeki isim bir
ilke imza atarak ifade verdi.
Napolitano'nun halen görevde
olması ve yasalara göre başka bir yerde
ifade verememesinden ötürü
Cumhurbaşkanlığı Sarayı Quirinale'nin
"sağır salonu" olarak tabir edilen
Branzino Salonu'nda gerçekleşen bu
tarihi olaya ilişkin
saraydan yapılan
açıklamada, oturumun üç saat
sürdüğü belirtildi.
Savcı, hakim ve
davaya müdahil
avukatların bulunduğu tarihi oturumun ardından
İtalyan basını, bu
konuyu geniş şekilde işledi.
La Repubblica
gazetesi,
Cumhurbaşkanı
Napolitano'nun
savcılara söylediği
iddia edilen,
"Anlaşma var mı bilmiyorum ama
mafya devlete şantaj yapmak istiyordu"
sözlerini manşetine taşıdı. Il
Messaggero gazetesi de
"Cumhurbaşkanı: Anlaşmaları hiç
bilmiyorum" ifadesini başlığa çekerken,
Napolitano'nun bu davada ifade vermesi gerektiğine dair haberleriyle bilinen "Il
Fatto Quotidiano" gazetesi ise
"Napolitano, sonunda konuştu ve
mafyanın şantajını onayladı" manşetini
attı.
Basında yer alan haberlere göre,
davanın kamuoyunda bilinen adıyla
"devlet-mafya görüşmesi" ifadesinin,
Cumhurbaşkanı'nın ifadesinin alındığı
oturumda hiçbir şekilde taraflar tarafından zikredilmediği, ancak savcılığın bu
konunun etrafında sorular yönelttiği
belirtildi. Haberlere göre,
İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio
Napolitano'nun aktif
görevdeyken bir davada ifade
vermesi ülkede ana gündem
konusu oldu. La Repubblica
gazetesi, Cumhurbaşkanı
Napolitano'nun savcılara
söylediği iddia edilen,
"Anlaşma var mı bilmiyorum
ama mafya devlete şantaj yapmak istiyordu" sözlerini
manşetine taşıdı. "Il Fatto
Quotidiano" gazetesi ise
"Napolitano, sonunda konuştu
ve mafyanın şantajını onayladı" manşetini attı.
Cumhurbaşkanı Napolitano da sorular
karşısında devlet ile mafyanın görüşüp
bazı gizli anlaşmalara vardığına dair bir
bilgisi olmadığını vurguladı.
Tarihi oturuma katılan savcıların
basınla paylaştığı bilgiler uyarınca
Napolitano'nun oturum sırasında son
derece uyumlu ve bütün sorulara cevap
verme eğiliminde olduğu aktarıldı.
Cumhurbaşkanı Napolitano'nun
tanık olarak ifade vermesine ilişkin
hükümet kanadından Başbakanlık
Müsteşarı Graziano Del Rio'dan açıklama geldi. Del Rio, Napolitano'nun
kurumsal bir saygı örneği vererek,
büyük bir ağırbaşlılık ve ciddiyetle
vatandaşlık görevini yerine getirdiğini
belirtti. Müsteşar Del Rio,
Napolitano'nun kanunlar önünde
herkesin eşit olduğunu davranışlarıyla
gösteren bir devlet adamı olduğunu
ifade etti.
İtalya'da 1990'lı yılların başında
Sicilya'daki hakim mafya örgütü Cosa
Nostra ile mücadele eden savcılar
Giovanni Falcone ile Paolo
Borsellino'nun peş peşe suikastlara
kurban gitmesi ve o dönem artan bombalama olaylarının önüne geçilmesi için
devlet yetkililerinin mafya ile görüştükleri ve bu saldırıların durması karşılığında mafya ile mücadelenin yavaşlatıldığı
anlaşması yapıldığı iddia ediliyor.
O dönemde
parlamentonun alt
kanadı Temsilciler
Meclisi Başkanı
olan
Napolitano'nun bu
görüşmelerden
haberdar olabileceği dönem dönem
gündeme gelmişti.
Napolitano'nun
hukuk müşaviri
Loris
D'Ambrosio'nun,
dönemin İçişleri
Bakanı Nicola
Mancino tarafından
arandığı ve konuşmanın bir mafya
babasının korunması üstüne olduğu
2012 yılında ortaya çıkmıştı. Bunun
üzerine, kamuoyunda bir kesimde
Napolitano'nun davanın gidişatını
değiştirebileceğine dair kanaatler oluştuğu basına yansımıştı.
Napolitano, dünkü oturumda 2012
yılında kalp krizinden yaşamını yitiren
eski müşaviri D'Ambrosio'yu devletin
sadık hizmetkarı olarak tanımlamıştı.
Yaklaşık 20 yıldır zaman zaman ülke
gündeminin ilk sıralarına gelen soruşturma ve takibinde açılan davada, eski
bakanlar Nicola Mancino, Calogero
Mannino, eski Senatör tutuklu Marcello
Dell'Utri'nin yanı sıra Cosa Nostra
mafya örgütünün lideri Toto Riina gibi
isimler sanıklar arasında geçiyor.
Davanın karara bağlanmasının birkaç yıl
sürebileceği ifade ediliyor. (AA)
eğitimde yükselme olanağını vermeyi
başaramıyoruz" dedi.
Yabancı çocukların hayal kırıklığına
uğrayarak toplumun dışında kalabileceği konusunda uyaran Özoğuz, çocukların okulda başarılı olması için velilerin
de ülkedeki eğitim sistemini anlamaları
gerektiğini kaydetti.
Almanya'da 20 ila 29 yaşları arasında olan 1,3 milyon gencin meslek
sahibi olmadığını ve bunların istihdam
edilme perspektiflerinin düşük olduğuna
işaret eden Özoğuz, mesleği olmayan
yabancıların oranın yüzde 30 olduğunu
kaydetti.
"Almanya'nın göç ülkesinden, göç
toplumuna geçişini yavaş yavaş yaşamaya başlıyoruz" diyen Özoğuz, 1
Aralık'ta yapılacak Uyum Zirvesi'nde
meslek eğitimi ağırlıklı konu olarak ele
alınacağını belirterek, şirketlerin bilinçli
veya bilinçsiz şekilde istihdam
piyasasında yaptıkları ayrımcılığın da
masaya yatırılacağını belirtti.
Almanya'da yaşanan ırkçılık ve
yabancı düşmanlığı ile ilgili de Özoğuz,
ülkeye göçün artmasıyla yabancı düşmanlığının arttığını kaydetti.
Özoğuz, Almanya'da son olarak
camilere, sinagoglara ve kiliselere
saldırılar yapıldığını hatırlatarak, bunları
kınadığını ifade etti.
Toplumun yabacı düşmanlığı
konusunda duyarlı hale gelmesini
ÜSKÜP - Türkiye'nin Makedonya
Ordusu'na yaptığı 2 milyon dolar
değerindeki bot üniforma ve teçhizat
yardımı için Makedonya Genelkurmay
Başkanlığında tören düzenlendi.
Makedonya Savunma Bakanı
Zoran Yolevski, burada yaptığı açıklamada, Makedonya'nın bağımsızlığından bugüne kendilerine dost elini
uzatan ve başta savunma olmak
üzere toplumsal hayatın her alanında
işbirliğine hazır olduğunu belirten ilk
ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Yolevski, 1996 yılından günümüze
700'den fazla Makedonya Ordusu
mensubunun Türkiye'deki prestijli
askeri okullarda eğitim aldığını
belirterek, Türkiye'nin Makedonya
Ordusu'nun modernizasyonuna
önemli katkı sağladığını ifade etti. İki
ülke arasındaki son derece iyi ilişkilerin, bölgede çok iyi bir örnek teşkil
ettiğini anlatan Yolevski, Türkiye'nin,
Makedonya'nın NATO üyeliği
konusunda verdiği desteğe de
teşekkür etti. Türkiye'nin Üsküp
Büyükelçisi Ömür Şölendil de iki ülke
arasındaki askeri ilişkilerin eğitim
yardımları ve Makedonya Ordusu'nun
lojistik anlamda desteklenmesi alanlarında yapılan hibelere yoğunlaştığını
vurguladı. Şölendil, bu yardımların
teslimiyle BM şemsiyesi altında bazı
uluslararası barış gücü faaliyetlerinde
başarıyla yer alan Makedonya
Ordusu'nun daha da güçleneceğine
ve çoktan hak ettiği NATO üyeliği yolunda kısa sürede önemli mesafeler
kaydedeceğine yürekten inandığını
ifade etti. (AA)
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
isteyen Özoğuz, saldırıya uğrayanlara
destek vermek gerektiğini, bu kapsamda bir ay önce söz konusu cami
derneklerinin yetkililerini Başbakanlığa
davet ettiğini ve onları dinlediğini anımsattı.
Söz konusu raporun sadece
yabancılarla ilgili olmadığına dikkati
çeken Özoğuz, raporda iki ve üç kuşaktan beri ülkede yaşayanların durumunu
da içerdiği için bu raporun ismini
değiştirmek istediğini kaydetti.
Avrupa Adalet Divanı'nın aile birleşiminde Türk vatandaşları için
Almanya'nın ülkeye gelmeden önce dil
şartı aramasının, AB hukukuna aykırı
olduğu yönündeki kararıyla ilgili bir soru
üzerine de Özoğuz, "Bu karar, birçok
yolu açık bırakıyor. Alman hükümeti de
bu kararı nasıl uygulayacağı konusuna
bakıyor" dedi. (AA)
ile mücadele için uğraştığını söyledi.
Afgan hükümetinin verdiği bilgiye
göre, Afganistan'ın istikrarsız olan
16 kentinde uyuşturucu üretiliyor.
Ülke içindeki uyuşturucu bağımlısı
sayısı ise 1,6 milyon.
Son rakamlara göre, dünyada
satılan uyuşturucunun yüzde 90'ı
Afganistan'da üretiliyor.
Afganistan'ın güneydeki Helmand
kenti, ülkede uyuşturucu üretiminin
en büyük merkezi olarak biliniyor.
ABD, geçen 13 yılda
Afganistan'da uyuşturucu üretimi ile
mücadele için yaklaşık 7 milyar
dolar harcadı ancak uyuşturucu üretimi gittikçe arttı. Yapılan tüm
çabalar ve masraflara rağmen Afgan
hükümeti tek başına uyuşturucu ile
mücadele edemeyeceğini ve
dünyanın bu sorunun çözülmesi için
ciddi destek vermesi gerektiği belirtiyor. (AA)
Türkiye’den, Makedonya’ya
askeri yardım
1
Almanya’da yabancı
düşmanlığı arttı
BERLİN - Almanya Göç, Mülteciler
ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı
Özoğuz, yabancıların topluma uyumu
konusunda "hala yapacak çok şeylerin
olduğunu" söyledi.
Almanya'da yaklaşık 9 ay önce
bakanlık görevine getirilen Özoğuz,
başkent Berlin'deki Federal Basın
Evi'nde yabancıların ülkedeki durumunu
ele alan 10. Yabancılar Raporu'nu tanıttı.
Özoğuz, Almanya'nın, uzun bir
zaman göç ülkesi olduğunu kabul
etmek istemediğini, bundan dolayı on
yıllar önce yapılmayanları şimdi telafi
etmekle geçirdiklerini ifade etti. Bunun
özellikle uyum kurslarında ve eğitim sisteminde görüldüğünü belirten Özoğuz,
"Bu konuda yapacak daha çok şeyimiz
var" dedi.
Son 15 yılda ülkede çok şeyin
değiştiğini savunan Özoğuz, 2000'de
Vatandaşlık Yasası kapsamında yapılan
tartışmalarla ülkede göçle ilgili yeni bir
anlayışın geldiğini kaydetti. Özoğuz,
2005'te yürürlüğe giren Göç Yasasıyla
uyum kurslarının başladığını ve 1,4 milyon yabancının bu kurslara katıldığını
kaydetti.
Yabancıların topluma entegrasyonu
konusunda eğitimin önemine değinen
Özoğuz, "Almanya'da sosyal durum ve
kültürel kökenden bağımsız olarak
gençlere hala yeteneklerine göre
KABİL - Afganistan'ın başkenti
Kabil'de değişik operasyonlarda
polisin ele geçirdiği 21 ton uyuşturucu imha edildi.
İçişleri Bakanlığı Uyuşturucu ile
Mücadele Departmanı Başkanı Baz
Mohammad Ahmedi, imha edilen
uyuşturucu maddelerin son dokuz
ayda Kabil'in değişik bölgelerinde
yakalandığını bildirdi.
Afganistan'da üretilen uyuşturucunun terör örgütlerinin gelir kaynağı olduğunu belirten Ahmedi,
"Yeni hükümetimiz uyuşturucu ile
mücadeleyi önceliği olarak seçmeli.
Bu alanda görevli olan polis sayısı
artırılmalı ve uyuşturucu üretimine
son vermek için hükümetin ciddi
iradesi olmalı" dedi.
Ahmedi, Afganistan'da 3 milyon
kişinin uyuşturucu üretimi ve ticareti
alanında çalıştığını dile getirerek,
sadece 2 bin 500 polisin uyuşturucu
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
7
8
9
10
12
haber
1 Kasım 2014 Cumartesi
Başbakanlık Afet ve
Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı’ndan yapılan
açıklamada, "Su
tahliyesi ve arama
kurtarma çalışmaları,
606 kişilik bir ekip ile
2 uçak, 3 helikopter, 23
ambulans ve 22'si AFAD
arama kurtarma aracı
olmak üzere 126 araçla
aralıksız sürüyor"
denildi.
YAZIHANE
Aydın UZKAN
aydinuzkan@hotmail.com
DEFORME OLMUŞ HAYATLAR
AFAD, 606 kişi ile çalışıyor
ANKARA - Başbakanlık Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD),
Ermenek'te kömür ocağında işçilerin mahsur
kalmasına ilişkin su tahliyesi ve arama kurtarma çalışmalarının, AFAD koordinasyonunda
toplam 606 kişilik bir ekip ve 126 araçla gece
boyu devam edeceğini bildirdi.
AFAD'dan yapılan açıklamada, Ermenek'te
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Lütfi Elvan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik, Karaman Valisi Murat
Koca ve AFAD Başkanı Fuat Oktay'ın, arama
kurtarma çalışmalarını yerinden koordine ettiği
belirtildi.
Arama kurtarma çalışmalarında su
tahliyesinin, AFAD koordinasyonunda toplam
606 kişilik bir ekip ve 126 araçla gece boyu
devam edeceği kaydedildi.
Açıklamada, görüşlerine yer verilen AFAD
Başkanı Fuat Oktay, alanda bir tahlisiye, bir de
destek ekibi olmak üzere 269 kişilik arama kurtarma ekibinin görev yaptığını belirterek, şunları
ifade etti: "Bugünden itibaren önceliğimiz
suyun çekilmesi değil, su çekildikten sonra
alanda çamur boyutunda olan o malzemenin
dışarı çekilmesi, basıncın etkisiyle tavanda ve
yan duvarda oluşan malzeme dolgularının
dışarı alınması. Ayrıca oranın da ikinci bir kazaya sebebiyet vermeyecek ve çalışma yapılabilecek şekilde güvenli alana dönüştürülmesi.
Dolayısıyla orası temizlendikçe pompalar daha
aşağıya indiriliyor. Bu aşamalı bir şey."
Açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu: "Arama kurtarma operasyonu, toplam 606
kişilik bir ekip ile 2 uçak, 3 helikopter, 23
ambulans ve 22'si AFAD arama kurtarma aracı
olmak üzere 126 araçla aralıksız sürüyor.
AFAD arama kurtarma birliklerinden 4
deneyimli dalgıç da çalışmalara katıldı. Alana
çok sayıda motopomp, 3 seyyar aydınlatma
cihazı, 10 büyük çadır, seyyar mutfak, mobil
yatakhaneler, 700 battaniye, kumanya ve içecek sevk edildi. 7 mobil baz istasyonu kuruldu,
kumanya ve içecek sağlandı. Çalışmalar AFAD
Mobil Koordinasyon Merkezi'nden yönetiliyor.
Gelişmeler 7/24 takip edilmektedir."
(AA)
Bakanlar ocağa indi
KÜRŞAD TÜZMEN
Ziraatçilerle buluştu
ANKARA- Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi,
Türk siyasetinin renkli kişiliği ve sportmenliğe ile
tanınan ismi, Dış Ticaretten ve Ekonomiden
Sorumlu eski Bakanlardan, Ak Parti Milletvekili
Kürşad Tüzmen’i ağırladı.
“Tarım ve Dış Ticaret” konulu panelin konuşmacısı olarak Ziraat Fakültesi öğrencileri ile bir
araya gelen Bakan Kürşad Tüzmen, öğrencilere
bürokrat ve Siyasi hayatı boyunca elde ettiği tecrübelerini aktardı. Dekan Prof. Dr. Ahmet Çolak’ın
daveti üzerine gerçekleşen panele 300’ün üzerinde
öğrenci katıldı. Dünya Çocuk ve Gençlik Hareketi
Başkanı Ercan Akpınar’ında katıldığı etkinlikte
Bakan Tüzmen öğrenci ve Hocalardan gelen soruları da cevaplandırdı.
Konuşmasında ihracat ve dış ticaret ile bilgiler
aktaran Tüzmen, Türkiye’de tarımın ancak ürünsel
bazda markalaşarak ihracatı artırabileceklerini
söyledi. Tarım ürünlerinin kendi aralarında tanıtım
grupları kurarak Dünya piyasasına çıktıklarını ve
böylece ihracat rakamlarının arttığını açıkladı.
Türkiye’de siyaset ve ekonomi denince ilk akla
gelen isimlerden biri olan Kürşad Tüzmen’i ağırlamaktan onur duyduklarını ifade eden Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet
Çolak da, Ziraat Mühendisliği öğrencilerinin dünya
ile entegre olara başarıya koşabileceklerini ve
ülkemiz tarımını kalkındırabileceklerini söyledi.
Kobani’de sadece
Kürtler savaşmıyor
İSTANBUL - Suriyeli muhalif gruplardan Fecru'l
Hurriyye Tugayları Komutanı Nizar el-Hatib, 400'den
fazla askerlerinin Kobani'de IŞİD'e karşı savaştığını
söyledi.
Hatib, İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında,
Suriye'nin diğer kentlerinde savaştıkları gibi Kobani'de
de IŞİD'e karşı mücadele verdiklerini belirterek, "Esed
rejimi, dışarıdan gelen militanlardan destek aldı. Bu
nedenle Peşmerge'nin savaşmak için gelmesi doğal.
Ayrım yapmadan ülkenin her kentini savunuyoruz"
dedi.Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) komutanlarından
Abdulcebbar el-Akidi'nin, Kobani'ye asker gönderme
kararına tepki gösteren Hatib, "Esed rejimi, Halep'i
kuşatmak için muhalif gruplara baskı yapıyor. Bu
nedenle kentin, muhalif askerlerin güçlü sayısına rağmen daha çok savaşçıya ihtiyacı var" diye konuştu.
Fecru'l Hurriyye Tugayları askerlerinin, IŞİD'in
saldırılarından önce de Kobani'de bulunduğunu dile
getiren Hatib, IŞİD saldırılarından sonra bölgedeki
asker sayısını 200'den 400'e çıkardıklarını aktardı.
IŞİD'e karşı savaşan ÖSO ile Halk Savunma
Birlikleri'nin (YPG), kentin üçte ikisinin kontrolünü
elinde tuttuğunu anlatan Hatib, "Hafif silahlara sahip
olmalarına rağmen komşu ülkelerden destek gelinceye
kadar direndiler. IŞİD, Irak'tan gelen çok sayıda militanına rağmen başarısız oldu" ifadesini kullandı.(AA)
KARAMAN - Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi
Elvan, Ermenek'teki maden ocağında
mahsur kalan işçilerin kurtarılması için
yapılan çalışmaları incelemek üzere sık
aralıklarla tünelden ocağa girerek çalışmaları denetledi.
Aralıksız süren çalışmaları alanda
denetleyen Yıldız, Çelik ve Elvan, madendeki suyun tahliyesi ve tahkimatlar kurularak işçilere ulaşılması için yapılan çalışmaları takip etti.
Tünel girişinden suyun en yukarı kısmında bulunan bölüme kadar inen Yıldız,
Çelik ve Elvan, teknik çalışmalar hakkında
yetkililerden bilgi aldı. Bakanlar Yıldız,
Çelik ve Elvan, İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığının gönderdiği
"Ahtapot" olarak tabir edilen su tahliye
aracının tünelden indirilmesi sırasında da
incelemeler yaptı. (AA)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çelik ile Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Elvan, sık sık kurtarma çalışmalarının yapıldığı tünelden
içeri girerek çalışmaları inceledi.
‘Kobani, bir kaos planının parçası’
di ne zamanki Türkiye IMF borçlarını
BAYBURT - Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Türkiye bitirdi ne zamanki Türkiye 3. boğaz
köprüsünün temelini attı ne zamanki
Cumhuriyeti olarak yanı başımızda
Marmaray'ı açtı ne zamanki 77 milyon
gelişen ve büyüyen yangınlara seyirci
insan kim varsa hepsi kardeştir, hepsi
kalmamız, gözümüzü yummamız
bir arada yaşar, biz 77 milyon arasında
kulağımızı kapatmamız mümkün değil"
barışı, kalıcı bir şekilde tesis edeceğiz
dedi.
dedik ve bunun gözle görülür somut
Eker, partisinin Bayburt il teşkilatı
tarafından Şair Zihni Kültür Merkezi'nde adımları atıldı, bundan rahatsız olundüzenlenen il danışma kurulu toplantısı- maya başlandı. Paralel yapılar da dikey
yapılar da Gezi eylemleri de 17 Aralık'lar
na katıldı.
da hepsi, sözüm ona Kobani olayları da
Bakan Eker, burada yaptığı konuşaslında hepsi bu tür olayların farklı
mada, adı barış olan bir dinin mensuboyutlardaki tezgahlarından ibarettir."
plarının maalesef gözyaşı içinde
olduğunu ifade ederek, "Yanı başımızda, (AA)
Orta Doğu'da Suriye'de,
Irak'ta, Filistin'de, Mısır'da,
Müslüman'ların yaşadığı bu
coğrafyada bu hadiseler vuku
buluyor. Bunların hepsinden
ibret almamız gerekiyor.
Bunların hiçbirisi bugün olan,
bugün ortaya çıkan sebepler
değil. Hepsinin tarihi sebepleri
var. Buralar, uluslararası güç
devşirmek isteyenlerin hep
oyun sahası, oyun alanı oldu"
dedi.
IŞİD bahanesiyle gerçekleştirilen eylemlere de değinen
Bakan Eker, şöyle devam etti:
"Kobani üzerinden gelişen
hadise, Türkiye'ye dönük 2013
yılından itibaren zaman zaman
Eker, "Kobani üzerinden gelişen hadise
çeşitli fırsatlar ve bahanelerle
uygulanmaya çalışılan bir kaos Türkiye'ye dönük 2013 yılından itibaren zamam
zaman çeşitli fırsat ve bahanelerle uygulanmaya
planının parçası. Ne zamanki
Türkiye ekonomisini güçlendir- çalışılan bir kaos planının parçası" diye konuştu.
Diyanet Heyeti de ERMENEK’TE
ANKARA - Diyanet İşleri
Başkanlığınca, Karaman'ın Ermenek
ilçesindeki bir madende su kaynağının
patlaması sonucu meydana gelen su
baskınında mahsur kalan 18 işçinin
aileleri ve yakınlarına destek vermek
amacıyla heyet gönderildi.
Başkanlıktan yapılan açıklamaya
göre heyet, maden kazasının ardından
Ermenek ilçesine gitti.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı
Hasan Kamil Yılmaz'ın başkanlığındaki 8
kişilik heyet, bölgeye giderek madende
mahsur kalan işçilerin ailelerine ve
yakınlarına destek verdi.
Bölgede görev yapan il, ilçe müftüleri, vaizler ve din görevlilerinin de eşlik
ettiği heyet, işçilerin aileleri ve yakınlarına destek vererek, işçilerin sağ salim
çıkarılmaları için dua etti.(AA)
Her insan idealindeki hayatı yaşamak ister. Oysa ki
yaşanan çağda herkes idealindeki hayata öyle bir
yerinden asılmaya başladı ki idealler hayattan koptu ve
tutacak yeri kalmadı. Gelenekten uzaklaştıran , hayatın
hikmetini ve ahengini yok eden bir deformasyon başladı.
Bu deformasyon hayatın her alanına bulaştı. Hayatın
huzur veren bütün zenginliklerini kovan ve derinliği
olmayan bu postmedern kültür, her yaştan insanı safına
almaya başladı.
Çağdaş(!) insanın bugün yüzyüze geldiği nihai ve
ürkütücü bir tehlikeydi bu. Öyle ki, hayat sadece maddi
yönüyle öne çıkarıldı. Eşya ile münasebetler mana ve
ruhtan arındırılmış bir zemine kaydı. Eşyalara’’ kullan at’’
tarzı bir düşünceyle yaklaşmaya başlayan insan içinde
yaşadığı dünyayı çöplüğe çevirdi. Bıkkınlık verecek derecede sürekli güncellenen vitrinler zihinlere modayı aşıladı.
Bunca çeşitliliğin arasında kalan insanın gözü döndü.
Mahalle bakkalından süper marketlere, oda kesmeyince
hipermarketlere hücum başladı. Huzur, rengarenk poşetlerin doluluğunda arandı ama olmadı. Dayanıklı tüketim
mallarını alıp dayanmadığını görenler kendilerini yeniden
israfın girdabında buldu. Kanaat evin kapısından
uğurlanırken depresyon içeriye buyur edildi.
İnsanlar beslenmek için değil zevk için yemeye
başladı. Rengarenk ambalajlı gıdalar buzdolaplarında arzı
endam etti. İçinde annemizin terinin gölgesinin düştüğü
tarhana çorbasının yerini buzu çözüldüğünde bozuluveren
gıdalar aldı. Ninelerimizin tel dolaplarının yerini üç kapılı
donduruculara bıraktı. Doymak bilmeyen nefis ve sonu
gelmeyen iştah sonunda da etrafı gözlerin bir türlü alışamadığı obez çocuklar sardı. Bedenler beslenerek büyürken
ruhlar küçük kaldı. Su dahi bozulmadan nasibini aldı.
Samimiyet kokan mahalle çeşmelerinden getirilen su akıp
gitti . Ruhsatlı damacanayı omuzlayan sucu kapıya yığdı
aziz eden suyu. Her damlası aziz bilinen suyun, tonlarcası
zelil edildi. Su tabancaları ile su savaşı yapan küçükler ,
Ortdoğu’nun büyüklerine örnek sahneler çıkardı.
Deformasyon kutsal aile bağlarını da etkiledi. Geniş
aileden çekirdek aileye dönüşen toplum, çekirdek aileden
de bireye doğru eğilmeye başladı. Sobada pişen yemeği
buğusu sinmiş kardeşliklerin yerini, birbirine kablosuz
bağlanan aile bireyleri aldı . Kardeşlerin birbirine alelade
ve kof bakışları aradaki mesafe daha da uzattı. Her fert
etrafına kalın duvarlar ördü. Biri diğerine’’ acaba yine bir
şey ister mi diye yaklaşmaktan ve ‘’sırrımı başkasına ifşa
eder’’ diye açılmaktan korkar hale geldi.
Bozulmalar sosyal hayatın içinde komşuluk ilişkilerine
de bulaştı. Ev alırken en çok kazandıracak semt, komşu
seçerken en az kaybettirecek insanlar tercih edildi. Yusuf
Has Hacip’in ‘’ Ev almak istersen komşunu sor, yer
almak istersen suyunu sor.’’ sözü yabana atıldı. Haliyle de,
memlekete giderken emanet ettiğimiz komşudaki güven,
yerini sigorta şirketlerine ve alarmlara terk etti. Yaşamın
damarlarına birlik değil benlik yerleşti. Aynı bina da
yaşayıp daha adını bilme bilmedikleri komşulara sahip
olundu.
Komşuluk can çekiştirirken insanlar birbirine daha da
yabancılaştı. Sımsıcak sohbetlerin yapıldığı misafirlikler
yerini, ayak üstü kaldırım sohbetlerine ve bir çay içimliği
kafelere bıraktı. Demin çökmesi dahi beklenmedi ve sallama çaylar tercih edildi. Bu vurdumduymazlık ve
mahcubiyet en acil durumlarda yardım için komşuya
başvurmaya yüz bırakmadı. Sonunda da içi tıka basa
yardımlaşma kokan mahalleler , tersiz caddeler ve
popülist kalabalıkların yaşam mekanları oldu. Samimiyet
ve güvenden mahrum kalan yaşam alanları, birer taş
ormanına dönüştü. İnsanlar içine düştükleri bu vahim
manzaradan rahatsızlık duymak bir yana, bu duruma
ünsiyet bile peyda etti.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran, sorgulama yetisidir .
Bu yetiyi kullanarak deforme olan hayata acilen bir
akort yapmak gerekmektedir. Artık bu büyünün bozulması elzemdir . Aksi halde insanlar, içinde yaşadığı
dünyayı anlamaktan mahrum kalacak ve kendini değersizleştirecektir. Haydi bir an önce yola çıkın, aminler
ardınızdan gelecektir !
Suriye fiilen 4 bölgeye ayrıldı
İSTANBUL - BÜLENT ŞAHİN ERDEĞER - İç
savaşın 4 yıldır sürdüğü Suriye, gruplar arası çatışmaların ardından fiilen Esed rejimi, muhalifler, IŞİD ve
PYD öncülüğündeki Kürt gruplar arasında fiilen 4 bölgeye ayrıldı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, yaklaşık 45
yıldır Suriye'de hüküm süren Esed yönetimi, 2011
Mart'ında başlayan muhalif gösterileri dağıtmak için
ağır silahlarla müdahale etmesi, aynı yılın temmuz,
ağustos aylarında muhaliflerin de silahlı direnişe
geçmesine neden oldu. Ordudan ayrılan askerlerin de
direniş gruplarına katılmasıyla Özgür Suriye Ordusu
(ÖSO) kurulurken, ilerleyen süreçte çatışmalar, iç
savaşa dönüştü.
Bu gelişmelerin ardından muhalifler, irili ufaklı gruplar arasındaki parçalanmışlığı bitirmek için çatı
yapılanmalar altında toplanmaya başladı. 2013'e
gelindiğinde bu çerçevede, Özgür Suriye Ordusu,
İslami Cephe ve Nusra Cephesi ön plana çıktı.
- Muhalifler kıskaca alındı
Muhaliflerden kontrol alanı en geniş olan İslami
Cephe, Halep kent merkezinin doğusunu, vilayetin kırsalının ise batısını elinde bulunduruyor. Azez,
Maarratul Numan, Cisr eş-Şuğur kırsalı gibi Türkiye
sınırına yakın bölgelerin güvenliğini de İslami Cephe
sağlıyor. İslami Cephe'nin yanı sıra ÖSO ve Nusra
Cephesi ise Humus kırsalındaki Hula ve Rastan bölgelerini, Golan Tepeleri sınırında yer alan Kuneytra ve
Der'a kırsalını elinde bulunduruyor.
Suriye Genel Devrim Konseyi (SRGC), ÖSO ve
Nusra Cephesi'nin, İdlib kent merkezine düzenlediği
ani taarruz ile şehir merkezini ele girdiğini duyurdu.
İdlib kent merkezindeki, çatışmalar ise devam ediyor.
Muhalifler İdlib'i tamamen ele geçirebilirse Esed güçleri bölgedeki önemli bir kalesini kaybetmiş olacak.
Muhalif gruplar ayrıca başkent Şam şehir
merkezinin doğu kısmı ile Şam kırsalındaki banliyölerde de hakim konumlarını koruyor. Muhalifler ayrıca Suriye-Lübnan sınırındaki Kalamun bölgesinde
Esed güçlerine ağır kayıplar verdiriyor. (AA)
13
TURİZM
1 Kasım 2014 Cumartesi
Turizmde sezon
sona eriyor
ANTALYA - LEYLA ATAMAN KOYUNCUOĞLU - Turizm sezonunun sona ermesi ve
tatil bölgelerindeki otellerin büyük bölümünün
kasım ayından itibaren kapanacak olması
nedeniyle, sektörde yaklaşık 700 bin kişi 5 ay
işsiz kalacak.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD)
Başkanı Ali Kızıldağ, sezonun yavaş yavaş
sonuna yaklaşıldığını, bölgesel olarak değişmekle birlikte bugünlerde tatil yörelerindeki doluluk
oranlarının yüzde 60, 70 civarında bulunduğunu,
şehir merkezine yakın otellerde ise daha yüksek
dolulukların söz konusu olduğunu söyledi.
Geçen yıla oranla turizmde bu yıl ortalama
yüzde 7'lik bir artış gerçekleşeceğini ifade eden
Kızıldağ, yatak kapasitesinde artış ve geceleme
sayılarına bakıldığında artışın yeterli olmadığını
ifade etti.
Kızıldağ, Avrupa'da yaşanan ekonomik durgunluk, Avrupa ülkeleri ve ABD'nin Rusya'ya
yaptırım kararının önümüzdeki dönemde Türk
turizmini negatif etkileyebileceği uyarısında
bulundu.
Turizm sektöründe yaklaşık 1,5 milyon kişinin
istihdam edildiğini, yan sektörlerle bu sayının çok
daha yukarılara çıktığını bildiren Kızıldağ, özellikle sahil bölgelerinde kasım ayından itibaren
turizm sezonunun sona ermesiyle çok fazla personelin işsiz kaldığını kaydetti.
Kasım-nisan döneminde sektörde yaklaşık
700-750 bin kişinin işsiz kalacağını belirten
Kızıldağ, şöyle konuştu:
"Kış aylarında birçok otel kapanıyor,
personelini de yarıya indiriyor. İstihdamdaki vergi
kış aylarında kaldırılsa, ÖTV ve KDV gibi dolaylı
vergiler indirilse veya hiç alınmasa kış aylarında
da otelleri açık tutarız. Zaten otelleri kapattığımızda ekonomik faaliyetlerden tamamen uzak
kalıyoruz, hiç vergi ödemiyoruz. İnsanlar işsiz
kalıyor, alışveriş yapılmıyor, piyasa daralıyor.
Vergi anlamında bazı avantajlar getirilse personelimizi istihdam etmeye devam ederiz. Ben yine
sesleniyorum; Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
yetkilileri bu konuyu ele alsalar, bizler de sivil
toplum örgütleri olarak buna katkıda bulunuruz.
Özel bir takım teşvikler getirilse, bu insanlar işinden olmaz. Aileleriyle 1 milyonun üzerinde insan
etkileniyor, yazık değil mi?"
Kızıldağ, seyahat yapan insanların büyük
bölümünde coğrafya bilgisinin yeterli olmadığını,
Antalya'ya 800 kilometre uzakta olan Suriye
sınırında yaşanan olayları bile anlatmakta
zorlandıklarını dile getirdi.
(AA)
Selanik
Atatürk Evi,
Cumhuriyet
Bayramı'nda
düzenlenen
törenle yeni
sunumuyla
ziyaretçilere
açıldı.
Selanik Atatürk Evi yeni sunumuyla
ziyaretçilere açıldı
SELANİK - Atatürk Evi bahçesinde yapılan
törende, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak
üzere tüm şehit ve gaziler için yapılan bir
dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal
Marşı okundu. Törene Türkiye'nin Selanik
Başkonsolosluğu mensupları, Selanik'te görevli
Türk subaylar, THY Selanik ofisi çalışanları,
vatandaşlar ve Batı Trakyalı soydaşlardan
oluşan kalabalık bir grup katıldı.
Açılışı Türkiye'nin Selanik Başkonsolosu
Tuğrul Biltekin, Kültür ve Turizm Bakanlığı
İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürü Salman
Ünlügedik ile yaptı.
Başkonsolos Biltekin, açılıştaki konuşmasında katılımcıların bayramını kutlarken, Ulu Önder
Atatürk'ün yeni sergilenmeye başlayan kişisel
eşyalarının belirlenmesi için Kültür ve Turizm
Bakanlığı'nın kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü
aktardı.
Biltekin, Atatürk Evi'in bu haliyle Atatürk'ün
sadece anılması değil, değerlerinin anlaşılması,
yaşatılması ve yurt dışında tanıtılması bakımından da özel bir konuma getirildiğini belirtti.
Başkonsolos Biltekin,
ilgili Yunan makamlarının
da desteğiyle çalışmaların
29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı öncesinde sonuçlandırılması için büyük
gayret gösterildiğini, evin
16 Ağustos 2013'te
restorasyonunun ardından
açılmasıyla ziyaretçi sayısının
katlanarak arttığını, yıllık 100
bin kişinin üzerine çıkıldığını
hatırlattı ve yaşayan bir müze
anlayışıyla geliştirilmeye
devam edileceğini belirtti.
Selanik Atatürk Evi'nde, Türkiye'deki çeşitli
müzelerin katkılarıyla derlenen Mustafa Kemal
Atatürk'e ait eşyalar sergileniyor. Bu eşyalar
arasında Atatürk'ün Cumhuriyet Balosu'nda
giydiği smokinin yeleği gibi sivil ve askeri
malzemeleri içeren orijinal kişisel eşyaları, ayrıca
Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı mührü ile okul
karneleri gibi bazı dikkat çekici materyallerin
replikaları bulunuyor.
Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ve kendisinin gençlik dönemine ait ilk defa hazırlanan
silikon heykelleri de ziyaretçilere sunuldu.
Bu arada, aynı yerleşke içinde bulunan
başkonsolosluk binasının da Atatürk Evi ile
uyumlu hale getirilmesi amacıyla yaklaşık bir
aydır süren dış cephe restorasyonu tamamlandı.
(AA)
Kültürel mirası, evindeki müzede gençlerle buluşturuyor
BARTIN - SELİM BOSTANCI - Merkeze
bağlı Arıt köyünde yaşayan Aydın, deposunda
sakladığı aile yadigarı eşyanın çoğalması
nedeniyle evinin 80 metrekarelik zemin katını
müzeye dönüştürdü. Yaklaşık 200 yıllık eşyanın
bulunduğu müzede, aile büyüklerinden yadigar
kıyafetlerden, bir asır öncesinde kullanılan iplik
çıkrığına, pekmez oluğundan ibriğe, kandilden
antika fotoğraf makinelerine kadar bine yakın
parça sergileniyor.
Geçmiş dönemin geleneksel yaşamı
hakkında Aydın'dan bilgi alan gençler, iplik sarmak için kullanılan çıkrık, harmanda ekin
tanelerini saplarından ayırmaya yarayan düven,
çift süren veya arabaya koşulan hayvanların
birlikte yürümeleri amacıyla boyunlarına geçirilen boyunduruk gibi unutulmaya yüz tutan el
aletlerini görme fırsatı yakalıyor.
Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
aile büyüklerine ait eşyayı bir araya getirmenin
ve bunları genç nesillere aktarmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
ISSN 1308-7622
Bartın'da yaşayan
70 yaşındaki Güllü
Aydın'ın, ailesinden
miras kalan bine
yakın antika parçayı
sergilediği evi,
üniversite
öğrencilerinden
yoğun ilgi görüyor.
Yıl: 44
Sayı: 15015
1 Kasım 2014
Cumartesi
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi
İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Ayşegül BALDEMİR
İstihbarat Şefleri
Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN
Görsel Yönetmen
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörleri
Yasemin AYDOĞDU - Emine ÖZCAN
İnternet Editörü
Alparslan OĞUZ
Haber Merkezi
İsmail Yıldız, Hakkı Murat SÖBÜTAY, Tülay CANPOLAT,
Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN
İdari Merkez
Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA
Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54
gazeteyedigun@gmail.com
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
İstanbul Temsilciliği
Ankara Temsilciliği
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad.
Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14
No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL
Ulus/ANKARA
Tel: (0212) 540 40 45
Tel: (0312) 310 35 53
Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş.
Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç)
Basıldığı Yer:
Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu
6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
Kırsal turizm projeleri TKDK ile hayat buluyor
KAHRAMANMARAŞKahramanmaraş'ta, Tarım ve Kırsal
Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK)
tarafından "Kırsal Turizm Programı" kapsamında onaylanan 17 projeden 5'i turizm
faaliyetine başladı.
TKDK İl Koordinatörü Ömer Süha
Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
kırsal alanlarda yapılacak turizme dönük
yatırımlara hibe yoluyla destek verdikleri
pansiyon, apart otel, restoran, dağ ve
yayla evleri projelerinin tamamlanarak
hizmet vermeye başladığını söyledi.
Kahramanmaraş'ta kırsal turizmin canlanması amacıyla yatırımcılarla sürekli fikir
alışverişinde bulunduklarını dile getiren
Uslu, şartları yerine getiren yatırımcılara
15 ila 500 bin avro arasında yüzde 50 geri
ödemesiz hibe desteği sağlandığını ifade
etti.
Hayata geçirilen projelerle kentin
doğal güzelliklerinin ortaya çıkmaya
başladığını belirten Uslu,
"Kahramanmaraş'ta önemli doğa turizmi zenginliği bulunuyor. Şu ana kadar
faaliyete geçirilen projelerden genellikle
çevre illerden gelenler faydalanıyor. Bu
kapsamda Çağlayancerit'te 10 dağ evi
ve Onikişubat ilçesine bağlı Tekir
Mahallesi'ndeki yatırımlar tam kapasiteli olarak çalışmaya başladı" dedi.
Uslu, kentin zengin su kaynaklarına
sahip olduğunu belirterek, bu alanlara
yapılacak yatırımların sadece
Kahramanmaraş'a değil, tüm bölge illerine hizmet edeceğini ifade etti.
Çalışmalarla kentin termal turizm
merkezlerinden biri olabileceğine işaret
eden Uslu, şöyle konuştu:
"Kahramanmaraş'ta 17 proje sahibiyle
sözleşme imzaladık. Bunlardan 5'i aktif
olarak hizmet veriyor. 10'u ise bu yıl
içinde faaliyete geçecek. Özellikle termal
turizmin ağırlıklı olarak görüldüğü Ilıca ve
Döngele Mahallesi'ndeki tesislere verilen
destekler sayesinde termal turizmin
merkezi olabiliriz"
Her alanda faaliyetlerini olduğunu vurgulayan Uslu, hayvancılık, balıkçılık, beyaz
et ve kırmızı et üretimi başta olmak üzere
süt ve süt ürünleri, soğuk hava deposu ve
kesimhane gibi alanlarda da yatırımcılara
ciddi destekler sağlandığını sözlerine
ekledi. (AA)
Oluşturduğu kişisel müzesinde, aile büyüklerinin giydiği kıyafetlerden, gündelik hayatta
kullandıkları eşyaya kadar bini aşkın eser
bulunduğunu belirten Aydın, "Müzede, tabak,
bardak, kepçe ve kaşıktan, bağ ve bahçede
kullanılan tarım aletlerine kadar her şey var.
Müzeyi ziyaret eden gençlere atalarımızın kullandığı eşyanın özelliklerini anlatıyorum" diye
konuştu. Bazı gençlerin yakın zamana kadar
kullanılan siyah ilkokul önlüklerini dahi
bilmediğine dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti: "Bunun yanında iplik çıkrığı, pekmez
oluğu, yayık ve idare gibi eşyanın adını da ilk
kez duyuyorlar. Özellikle 50 yıl önce gelinlik
olarak giydiğim ve cansız mankenin üzerinde
sergilediğim elbise, kızların ilgisini çekiyor.
Yine antika fotoğraf makinesi, el terazisinin
yanı sıra eski yazı ve mühürlü belgeler, paralar
dikkati çekiyor. Burada büyüklerimin eşyasını
sergilerken aynı zamanda kültürümüzün gelecek nesillere taşınmasına da öncülük ediyorum. Bundan da mutluluk duyuyorum." (AA)
Halilhodzic, "eski Trabzonsporlulara" karşı kazanamadı
1 Kasım 2014 Cumartesi
TRABZON - Trabzonspor
Teknik Direktörü Vahid
Halilhodzic, bordo-mavili takımda daha önce futbol oynamış ve
teknik direktörlük yapmış isimlerin ligde çalıştırdığı takımları karşısında galibiyet yaşayamadı.
Halilhodzic yönetimindeki
bordo-mavili takım, bu sezon ilk
olarak kulüpte futbolculuk ve
teknik direktörlük yaşantısında
önemli başarılara imza atan
Şenol Güneş'in çalıştırdığı
Bursaspor ile karşılaştı. Hüseyin
Avni Aker Stadı'nda 20 bini
aşkın taraftarı önünde sezon
açılış töreninde yeşil-beyazlı
takım ile hazırlık karşılaşması
oynayan karadeniz ekibi, bu karşılaşmadan golsüz beraberlikle
ayrıldı. Bordo-mavililer, daha
sonra ligin 4'üncü haftasında,
daha önce bordo-mavili takım
formasıyla gol krallığı yaşayan
Shota Arveladze'nin takımı
Kasımpaşa ile karşılaştı. Hüseyin
Avni Aker Stadı'ndaki oynanılan
bu karşılaşma da 1-1'lik beraberlikle sonuçlandı.
(AA)
Başkan Orman’dan
UYARILAR
Derbide ilk golü
atan zor yeniliyor
İSTANBUL- Spor Toto Süper
Lig'de Beşiktaş ile Fenerbahçe
arasında yarın yapılacak derbi
öncesi iki takım arasında oynanan son 17 karşılaşmada ilk golü
atan takım sadece 2 kez yenildi.
Rekabette 15'i Süper Lig, 1'i
TFF Süper Kupa, 1'i de Türkiye
Kupası olmak üzere son 17 randevuda öne geçen takım sahadan 2 kez mağlup ayrıldı.
Bu karşılaşmalarda skorda
öne geçen taraf 11 kez kazandı,
4 kez berabere kaldı. Bu süre
içinde sadece 2011-2012 sezonu
Süper Final Şampiyonluk
Grubu'nda Kadıköy'de yapılan
maçta Beşiktaş, Egemen
Korkmaz'ın golüyle öne geçmesine rağmen, Stoch ve Egemen
Korkmaz'ın kendi kalesine attığı
gollerle 2-1 yenildi. 2012-2013
sezonunda BJK İnönü Stadı'ndaki
son derbide ise Sow ile öne
geçen Fenerbahçe, Olcay
Şahan'ın santrası bile yapılmayan
son saniye golüyle 3-2 mağlup
oldu.
İki takım arasındaki 17 karşılaşmada Fenerbahçe 11,
Beşiktaş 6 maçta ilk golü atarak
öne geçti.
Sarı-lacivertliler öne geçtikleri
maçların 8'ini kazandı, birinde
yenildi, 2'sinde berabere kaldı.
Siyah-beyazlılar ise öne geçtikleri
derbilerin 3'ünü kazandı, 2 kez
eşitliği bozamadı, bir kez de
puansız ayrıldı.
Rekabetteki son 4 maçın
3'ünde ilk gol Fenerbahçeli
Moussa Sow'dan geldi.
Sarı-lacivertlilerin Senegalli
forveti, Süper Lig'deki son 4 derbiden 3'ünde ilk golü attı, bu maçlarda Fenerbahçe birer galibiyet,
yenilgi ve beraberlik aldı.
(AA)
“Es-Es”te kupanın golcüsü: Mori
Eskişehirspor'un Türkiye Kupası'nda yaptığı iki maçta attığı 10 golün 5'ini Arjantinli
futbolcusu Funes Mori, kaydetti.
ESKİŞEHİR- Mori,
futbola ülkesi Arjantin'in
en köklü kulüplerinden
River Plate'de başladı.
Bu forma altında çıktığı
103 maçta 17 gol kaydeden Mori, performansıyla
Arjantin Milli Takımı'na
seçildi.
Funes Mori,
Arjantin'deki futboluyla
Portekiz takımlarından
Benfica'nın dikkatini
çekti. 2013 yılında
Benfica'ya transfer olan
Mori, Portekiz ekibinin B
takımında çıktığı 10
maçta 13 gol attı. Mori,
Benfica'nın profesyonel
takımıyla da 4 maça
çıktı.
Sezon başında
Eskişehirspor'a kiralanan
Mori, siyah-kırmızılı
takım forması altında çıktığı 4 hazırlık maçında 5
gol kaydetti. Hazırlık
maçlarındaki iyi performansını Spor Toto Süper
Lig'e yansıtamayan Mori,
6 maçta sadece 1 gol
attı.
Mori, takımının
Türkiye Kupası'nın 2. ve
3. turlarında yaptığı iki
maçta forma şansı
buldu.
Eskişehirspor, 2.
Turu'nda Spor Toto 2.
Lig Beyaz Grup takımlarından Tarsus İdman
Yurdu ile eşleşti. Mersin
ekibini 6-1 mağlup eden
Eskişehirspor'da Mori 3,
Sezgin Coşkun, Diego
Angelo ve Erman Kılıç da
birer gol kaydetti.
Mori, Eskişehirspor'un
dün deplasmanda yaptığı
ve 4-0 kazandığı Kırıkhan
maçında da 2 gol attı.
"Es-Es"in diğer golleri de
Erman Kılıç ve Erkut
Şentürk'den geldi.
Eskişehirsporlu golcü,
kupa maçlarında takımının kaydettiği 10 golün
5'ini filelerle buluşturdu.
Türkiye Kupası'nda
mücadele eden Bölgesel
Amatör Lig takımların
Tekirdağspor'un futbolcusu Birol Öztürk ile
kupanın en golcü isimlerinden olan Mori, iki
maçta toplam 135 dakika
forma giydi.
(AA)
İSTANBUL - Beşiktaş Kulübü Başkanı
Fikret Orman, Spor Toto Süper Lig'de
Fenerbahçe ile yapılacak derbi maçın öncesinde uyarılarda bulundu.
Orman, BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde
düzenlendiği basın toplantısında Fenerbahçe
ile oynanacak derbi maçın yanı sıra stat konusunda da açıklamalar yaptı.
Beşiktaş'ın Türk sporunun en eski camiası
olduğunu belirten Fikret Orman, "Beşiktaş, futbolun kamuoyundaki algısı konusunda destek
verme anlamında büyük çaba sarf etmektedir.
Bizler içinde bulunduğumuz sezona adını veren
Süleyman Seba ağabeyimizle ve önceki başkanlar olmak üzere belli terbiye ile büyüdük.
Kulübümüzü aynı terbiyeyle yönetmeye çalışıyoruz" dedi. (AA)
Süper Lig'de
“tecrübe” konuşuyor
ANKARA - Spor Toto Süper Lig'de mücadele
eden 18 kulüpten 12'sini 50 yaş üzerindeki başkanlar yönetiyor.
Gençlerbirliği, Galatasaray, Fenerbahçe,
Mersin İdmanyurdu, Kasımpaşa, Çaykur Rizespor,
Bursaspor, Akhisar Belediyespor, Kardemir
Karabükspor, Eskişehirspor, Torku Konyaspor ve
Gaziantepspor kulüplerinin başkanlarının yaşları
50'nin üzerinde bulunuyor.
Ligde mücadele eden kulüplerin başkanlarının
yaş ortalaması ise 54,1.
Gençlerbirliği Kulübü'nün "duayen" başkanı
İlhan Cavcav, (üstte)başkanlar arasında en tecrübeli isim olarak dikkati çekiyor.
79 yaşındaki İlhan Cavcav, yaş sıralamasında
en üstte yer alırken, 77 yaşındaki Galatasaray
Kulübü'nün yeni başkanı Duygun Yarsuvat ve 62
yaşındaki Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz
Yıldırım Cavcav'ı takip eden isimler oldu.
Kuyt ve Kadlec'den
4. yıldız mesajı
İSTANBUL Fenerbahçe'nin Hollandalı
futbolcusu Dirk Kuyt ile Çek
savunma oyuncusu Michael
Kadlec, Spor Toto Süper
Lig'de sezon sonu şampiyonluğa ulaşarak 4. yıldızı
takmak istediklerini söylediler. Fenerbahçe Dergisi'nin
kasım ayı sayısında röportajı yer alan sarı-lacivertlilerin savunma oyuncusu Kadlec, bu sezon geçtiğimiz yıla göre daha fazla şans bulduğunu belirterek,
sezon sonu 4. yıldızı kazanmaları gerektiğini vurguladı. Kadlec, Torku Konyaspor ve Galatasaray
maçlarında 10 kalmalarını değerlendirerek, şöyle
konuştu: "Maalesef kişi kalmak hepimizi üzüyor.
Bu bizim hatamız. Futbolun doğasında kırmızı kart
mevcut, ancak bundan sonra bu hatalar olmayacak. Telafisi zor durumlara kendimizi sokmayacağız. Şampiyon olmak, 4. yıldızı almak bu sene
bizim hedefimiz. Bunu gerçekleştirecek güçte bir
takım olduğumuza herkes inansın istiyorum. İsmail
hocamız için de çok önemli bir sene. Camiasının
futbol kulübünün ilk kez başına geçti ve başarıyı
hedefliyor. (AA)
15
SPOR
1 Kasım 2014 Cumartesi
MERSİN - Suriye'deki iç
karışıklık nedeniyle
Türkiye'ye sığınan cimnastikçi Abdulmalek Mardinli,
önce Türk vatandaşlığına
geçti, daha sonra milli formayı giyerek Federasyon
Kupasında şampiyon oldu.
Abdulmalek Mardinli (18),
Almanya'da doğduktan
sonra ailesinin işleri
nedeniyle yeniden memleketi Suriye'ye döndü. 2010
yılına kadar bu ülkede
yaşayan ve ülkesindeki iç
karışıklık baş gösterince
ailesiyle Türkiye'ye sığınan
Mardinli, burada da spordan
vazgeçmek istemedi.
Genç sporcu, annesinin
Türk olmasından dolayı spor
hayatını Türk Milli Takımı'nda
sürdürebileceğini öğrendi ve
Türk vatandaşı olmak için
başvurdu. Almanya ve
Suriye vatandaşlığının ardından Türk vatandaşlığını da
alan genç sporcu, mili takım
seçmelerine katıldı.
Yapılan seçmelerde
başarı göstererek ay-yıldızlı
formayı sırtına geçiren
Mardinli, Türkiye'nin başarısı
için ter dökmeye başladı.
Çalışmalarını Mersin'de
“Topu bilerek auta
göndermiyorum”
İSTANBUL- VakıfBank Bayan Voleybol Takımı
Kaptanı Gözde Sonsırma, Türkiye'nin Dünya
Şampiyonası'nda istediği başarıyı elde edememesinden sonra acımasızca eleştirildiklerini
belirterek, "Tabii ki insanlar eleştiri yapacak. Ancak
acımasızca eleştiriden bahsediyorum. Topu bilerek
fileye vurmuyorum, ya da auta göndermiyorum.
Her şeyin bir sebebi var" dedi.
Gözde Sonsırma, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sezonun ardından hiç dinlenmeden milli
takıma gittiklerini vurgulayarak, "2003 senesinden
beri A Milli Takımı'ndayım. Hiçbir yazımı tatil
yaparak geçirmedim. İnsanlar bunu biraz göz
önüne alarak eleştiri yapmalı. Bütün sezonu
oynadıktan sonra hiç dinlenmeden milli takıma
gidiyoruz. Tabii ki bu bizim işimiz ama makine
değiliz, biz de insanız" diye konuştu.
kendisi gibi sporcu olan
ağabeyi Murat ve antrenörü
eski milli cimnastikçi
Manolya Akın gözetiminde
sürdüren genç yetenek,
Türkiye'deki ilk başarısını da
Federasyon Kupasında
şampiyon olarak gösterdi.
Başarısı için "bu daha
başlangıç" diyen Mardinli,
daha büyük başarılara imza
atmak için aralıksız çalışıyor.
Abdulmalek Mardinli, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, artistik cimnastiğe bu
sporu yapan babası ve
ağabeyinin yönlendirmesiyle
başladığını söyledi.
Suriye'de başarılı olabilmek ve mili takıma katılabilmek için çaba gösterdiğini
ancak iç savaş nedeniyle
çalışmalarının yarım kaldığını
ifade eden Mardinli,
"Hayalimi gerçekleştiremeyince çok üzüldüm ama
yarım kalan hayalim
Türkiye'de gerçekleşiyor.
Bunun için çok mutluyum.
Federasyon Kupası benim
için moral oldu ama bu daha
başlangıç. Benim asıl hedefim ay-yıldızlı formayla
olimpiyat şampiyonlukları
kazanmak" diye konuştu.
“Kaf Kaf” bu sezon deplasmanda farklı
ULEB Avrupa
Kupası F
Grubu'nda
deplasmanda
Ventspils'i 81-72
mağlup eden
Pınar Karşıyaka,
geçen yıl dış
sahda sadece 1
müsabaka
kazanırken, bu
yıl deplasmanda
oynadığı 2
maçından da
galibiyetle
ayrıldı.
Yardımcı antrenörden
“süper" başlangıç”
KAYSERİ - PTT 1. Lig'de sezona teknik direktör
Mutlu Topçu yönetiminde şampiyonluk hedefiyle
başlayan ancak alınan başarısız sonuçların ardından 4. hafta sonunda Topçu ile yollarını ayıran
Kayserispor, yardımcı antrenör Cüneyt Dumlupınar
yönetiminde çıktığı 3 maçta 9 puan kazanarak,
zirve yarışını sürdürdü. AA muhabirinin derlediği
bilgilere göre, bir dönem Spor Toto Süper Lig'de
başarılı sonuçlarla adından söz ettiren ancak
geçen sezon futbolcuların uzun süren sakatlıkları
ve formsuzlukları sonucu küme düşen sarı-kırmızılı
kulüp, PTT 1. Lig'de sezona "Süper Lig" hedefiyle
yola çıktı.
“Demir atların prensesi”nin
HEDEFİ ŞAMPİYONLUK
HABER MERKEZİ Sezona Türkiye Kupası
elemelerinde 3'te 3 yaparak
başlayan ve
Cumhurbaşkanlığı
Kupası'nda Fenerbahçe
Ülker'i yenerek mutlu sona
ulaşan Pınar Karşıyaka,
Türkiye Basketbol Ligi'nde
de ilk 3 maçını kayıpsız
geçti.
Geçen yıl olduğu gibi bu
sezon da Türkiye'yi ULEB
Avrupa Kupası'nda temsil
eden Pınar Karşıyaka, F
Grubu'ndaki 3. maçında
Letonya ekibi Venstpils'i
deplasmanda yenerek 2.
galibiyetine ulaştı. Geçen
sezon Avrupa'da sadece 1
dış saha galibiyeti bulunan
ve son 7 deplasman maçını
kaybeden Pınar Karşıyaka,
bu yıl Karadağ'da
Buducnost Voli'yi mağlup
ettikten sonra dün de
Ventspils'te galip geldi.
Yeşil kırmızılı ekip gruptaki
tek mağlubiyetini Yunan
ekibi PAOK karşısında
İzmir'de aldı.
ULEB Avrupa
Kupası'nda iki sezonda 19.
maç oynayan Pınar
Karşıyaka, bu müsabakalarda 9 galibiyet, 10
yenilgi aldı. İzmir'deki 9
maçta, 6 galibiyet, 3
mağlubiyet elde eden İzmir
temsilcisi, dış sahada ise
10 müsabakada 3 galibiyet
ve 7 yenilgiyle sahadan
ayrıldı. Bu sezon tek
mağlubiyetini İzmir'de
konuk ettiği PAOK karşısında alan Pınar Karşıyaka,
grupta 3. maçların ardından
2. sıraya yükseldi.
Edinho golle döndü...
BALIKESİR - Motokros ve süpermotoda
elde ettiği başarılarla "demir atların prensesi"
olarak tanınan kız sporcu Efnan Valimaki (14), bir
yandan zorlu pistlerde erkeklerle yarışarak derece
elde etmeye çalışırken diğer taraftan yurt içi ve
dışında şampiyonluk hedefliyor.
Valimaki, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
babasının Finlandiyalı, annesinin ise Türk olduğunu
belirterek, Türkiye'de doğup büyüdüğünü söyledi.
Motor sporlarıyla 10 yaşından bu yana
uğraştığını ifade eden Valimaki, toprak ve engelli
pistlerde motokros, asfaltta ise süpermoto
yarışlarına katıldığını anlattı.
Geçen yıl motokros ve süpermotoda erkeklerle
yarışıp üçüncü olduğunu vurgulayan Valimaki, şunları kaydetti:
"Toprakta da asfaltta da rakiplerim hep erkek.
Motosiklet yarışlarının tek bayanıyım. 85 cc'de
mücadele ediyorum. Bir bayan olarak erkeklerle
yarışmak hem sevindirici hem de üzücü. Bu sporda
daha fazla bayanı görmek daha iyi olurdu. Bu
sporu bir erkek kadar bayanın da yapabileceğini
göstermek güzel bir duygu. Motor sporlarını,
yarışlarını seviyorum. Heyecanı ve adrenalini yüksek çok özel bir sporun içindeyim. Büyük keyif
alarak yapıyorum." (AA)
KAYSERİ - Spor Toto Süper Lig'de geçen sezonun
ikinci yarısında en çok gol atan futbolcu olan ancak bu
sezon sakatlığı nedeniyle fazla forma şansı bulamayan
Kayseri Erciyessporlu Edinho, lider Beşiktaş ile yaptıkları
maçta oyuna girdikten 3 dakika sonra fileleri havalandırarak takımının galibiyetinde önemli rol oynadı.
Kayseri Erciyesspor formasıyla geçen sezon çıktığı
15 maçta attığı 11 gol ve yaptığı 2 asistle mavi-siyahlı
ekibin kümede kalmasında büyük pay sahibi olan
Portekizli oyuncu Edinho, bu sezon ise sakatlığı
nedeniyle çok az forma şansı bulabildi.
Ligin 7. haftasında Beşiktaş ile yaptıkları maça
yedek başlayan ve 86. dakikada İbricic'in yerine oyuna
dahil olan Edinho, oyuna girdikten 3 dakika sonra
beraberlik golünü atarak, takımının sahadan galip ayrılmasına büyük katkı sağladı.
Golcü oyuncu Edihno, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sezonki ilk golünü lider Beşiktaş'a atmanın
mutluluğunu yaşadığını söyledi. Sakatlıktan kurtulduğunu ve teknik direktör Bülent Korkmaz'ın görev vermesi halinde sahada elinden gelenin en iyisini
yapacağını belirten Edinho, şunları kaydetti:
"Maalesef sezona şanssız başladım, sakatlıklar
nedeniyle formamdan uzak kaldım. Bu yüzden ligin ilk 6
haftasında takımıma fazla katkı verememiştim.
Beşiktaş'a karşı çok iyi oynadık ve sezonun ilk galibiyetine imza attık. Bu karşılaşmada ben de bu sezon
ilk golümü attım. Lider Beşiktaş'ı mağlup etmek takım
olarak bizi çok mutlu etti. Beşiktaş maçına kadar iyi futbol oynuyor ancak sonuca yansıtamıyorduk. Beşiktaş
karşısında bu şanssızlığa son verdik. Bundan sonra
takım olarak daha iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Ben de forma şansı bulursam, gollerimi atıp
takımıma puanlar kazandırmak istiyorum."
Sporda dopingle
mücadelede yeni
eylem planı
Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç, dopingle
mücadeleye ilişkin, "İnsan
sağlığına zarar verdiği tespit
edilmiş olan yasaklı maddeleri
yurda sokmama konusunda bir
çalışma içindeyiz" dedi.
HABER MERKEZİ - Kılıç, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, dopingle
mücadelede konusunda çok hassas ve
kararlı olduklarını söyledi. Doping konusunda kullanıcı ve tedarikçi olmak üzere iki
taraf bulunduğunu belirten Kılıç, mücadeleyi de bu yönlerde sürdürmeleri gerektiğini
anlattı. Öncelikli çalışmalarının kullanıcı
tarafıyla ilgili olduğuna değinen Kılıç,
"Çünkü kullanıcı bir insan ve insan sağlığına zarar veren bir unsur var. Onun için
öncelikli işimiz; insana zararını bilinçlendirerek durdurmak. Amacımız bu.
Bunda da belli bir mesafe almış durumdayız" ifadesini kullandı. Kılıç, dopingle
mücadele ederken bazı yerlerde eksiklikler,
kimi noktalarda da hata yapanlar olabileceğine dikkati çekerek, şu an için bu maddelerin kullanımının azaldığını ve kontrol
altında tutulduğunu söyleyebileceklerini dile
getirdi. Tedarikçilerle ilgili düşündükleri
önlemleri aktaran Kılıç, şöyle devam etti:
"Bu ilaçlar nedir? Bu ilaçlar, Dünya AntiDoping Ajansı tarafından kullanımı yasaklı
olan maddelerdir. Bunların yurda sokulması
da yasak. Kullanımı da hukuki olarak
yasak. Kullanamazsınız. Dolayısıyla bunun
cezai müeyyidesinin farklı olması gerekiyor.
Nasıl bir narkotik madde, ceza gerektiriyorsa bunun da yurda sokulması, getirilmesi,
götürülmesi, açık açık deniliyor ki bunun da
cezası var. Bu, yasaklı madde. Ortada
cezai yaptırım gerektiren bir unsur var. Bu
maddeler ulaşılır olmamalı. İlla da gidip
'Ben bunu yapacağım' diye, vücudunu
sevmeyen, kendini sevmeyen, kendine bile
bile zarar verecek kişi varsa biz onun
önüne önce bir set çekelim, en azından da
zorlansın. Görevimiz budur. İnsan sağlığına
zarar verdiği tespit edilmiş olan yasaklı
maddeleri yurda sokmama konusunda bir
çalışma içindeyiz.”
1 Kasım 2014 Cumartesi
da,
Macaristan' on
vizy
ulusal tele fınra
kanalları ta
dan 29 Ekim
Cumhuriyet
Bayramı
dolayısıyla
isafir"Türkiye m la
ıy
likte" temas di.
en
gün düzenl
MACAR
televizyonlarında
"Türkiye Günü"
düzenlendi
BUDAPEŞTE - Macaristan televizyonlarında, 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı dolayısıyla gün boyu Türkiye'nin ekonomik durumu ve
kültürüne ilişkin programlar yayınlandı. Programlarda, stüdyo konuklarının yanı sıra Türkiye'yi tanıtan filmler gösterildi.
Budapeşte Yunus Emre Türk Kültür Merkezinden canlı olarak yayınlanan programlarda, Macaristan'daki Osmanlı dönemi eserlerinden Türk
hamamları, Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömülü olduğu
yeri bulma çalışmaları hakkında da paneller düzenlendi.
Programlarda Türk el sanatları, Türk mutfağı ve Macaristan'ın onur
konuğu olacağı kasım ayında yapılacak İstanbul Kitap Fuarı'nın tanıtımı
yapıldı.
Macar ulusal televizyonu tarafından hazırlanan bir programda ise bir
dönem Türk A Milli Futbol Takımı ve Fenerbahçe'nin teknik direktörlüğünü yapan Kalman Meszöly ile söyleşi ve Türk-Macar çiftlerden
oluşan beş aile hakkında hazırlanan film gösterildi.
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Hayati Develi, programlara ilişkin AA
muhabirine yaptığı açıklamada, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın 91.
yıldönümünü kutladıklarını ifade ederek, "Bu önemli gün Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluşunu ve yeniden yapılanmasını ifade ediyor.
Demokratik bir yönetim biçimine geçişimizi ifade ediyor. Bizim halkımız
için önemli olan bu günü Macaristan'da anmak, bu vesileyle Türkiye'nin
yeni hamlelerini, ekonomik gelişmelerini ve bilhassa bizi ilgilendiren
kültürel alanda gelişmelerini ve hamlelerini Macar dostlarımızla paylaşmak, bugünü vesile ittihaz ederek Türkiye'nin tanıtımını gerçekleştiren
etkinlikler yapmaktır" diye konuştu. Türkiyenin kültürel anlamda da
gelişmesini, kültürel etkisini artırmak istediklerini belirten Develi, şunları
kaydetti: "Çünkü siz sadece ekonominizle, diplomasinizle bir ülkede
bulunduğunuzda bu eksik bir varoluş biçimidir. Sanatınız, musikiniz,
mutfak kültürünüz yani bütün kültürel değerlerinizle de tanınmalısınız ki
imajınız o ülkenin, o halkın, o devletin hak ettiği kültürel imaj gerçekten
anlamını ve yerini bulsun. (AA)
Alp Aslan’ın kayıp mezarı her yerde aranıyor
AŞKABAT - Sultan Alparslan'ın
mezarını bulmak için yapılan çalışmalar devam ediyor.27 Ekim 2014
Pazartesi 13:56
Türkmenistan'ın Mari bölgesindeki tarihi Merv kentinde yaklaşık iki
aydır sürdürülen çalışmalarda
önemli mesafeler kat edildi. Selçuk
Üniversitesi'nden Prof. Dr. Osman
Eravşar ve Prof. Dr. Haşim Karpuz
ile Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Halit Çal eş başkanlığında
yürütülen çalışmalarda şimdiye
kadar 2500 metrekarelik alandaki
42 açmada yoğunlaşıldığı açıklandı.
Çalışmalar hakkında açıklamada
bulunan Prof. Dr. Eravşar, tarihi
kaynaklarda Türk Hükümdarı
Alparslan'ın mezarının Cuma
camisi avlusunda bulunduğu
Türk kuaförlerden
İtalya'da önemli başarı
ROMA - Türk kuaförler, Dünya
Kuaförler Konfederasyon'nun
(CMC) İtalya'da düzenlediği uluslararası fuardaki şampiyonada
ikincilik kupasının sahibi oldu.
CMC'nin İtalya'nın Paestum
kentinde 26-27 Ekim'de düzenlediği Dünya Kuaför ve Güzellik
Fuarı'nda, İsmail Karaca, Serdar
Karaca, Gökhan Hamarat, Ferdi
Deren ve makyöz Türkan
Ceylan'dan oluşan Türk ekibi,
uluslararası yarışmada ikincilik
ödülünü kazandı.
Roma'da, ünlü Pantheon meydanında ikincilik kupası ve Türk
bayrağı ile fotoğraf çektiren
kuaförler, AA muhabirine konuştu.
CMC Türkiye Başkanı Mustafa
Ceylan, "Çok mutluyuz. Etkinlik
gerçekten güzel geçti. 29 Ekim'de
ülkemize güzel bir bayram hediyesi vermiş olduk" dedi.
İkincilik kupasını kaldıran Türk
ekibinde yer alan kuaför İsmail
Karaca da CMC Başkanı Ceylan'a
böyle bir ekibi bir aya getirdiği için
teşekkür
ederken, "Biz
çok gururlu ve
mutluyuz. Bu
güzel ödülün 29
Ekim'e denk
gelmesi bizi çok
heyecanlandırdı.
Ayrıca ekip
arkadaşlarımızla
çok uyumlu
çalıştık, zamanla
daha iyi yerlere
gelebileceğimizi düşünüyorum.
Çok mutluyuz" dedi.
Manisa'nın Akhisar ilçesinden
gelen kuaför Ferdi Deren de
"Türkiye'yi yurt dışında temsil
etmek çok gurur verici bir şey.
Bundan mutluluk duyuyoruz" diye
konuştu.
Türk ekibinde yer alan kuaför
Gökhan Hamarat da duygularını
şöyle aktardı:
"Çok özel bir duygu. Yaşamak
gerekiyor. Bir de ekip şeklinde ülkenizin isminin burada geçmesi ve
burada ülkenizi tanıtıyor olmak
apayrı bir duygu. Orada elinizden
gelenin daha fazlasını yapmaya
çalışıyorsunuz. Birbirinize
kenetleniyorsunuz. Daha önce hiç
yan yana çalışma yapmamış olsak
da kenetlenip, ülkemizi ön plana
çıkartmaya çalışıyoruz ki, başardık
bunu. Uluslararası kategoride,
dünya ikinciliğini almış olmamız
gurur verici. Bütün meslektaşlarımın bu duyguyu yaşamasını
diliyorum." (AA)
yönünde bilgilerin yer aldığına
işaret etti.
Merv kentinde dört Cuma camisi
olduğunu söyleyen Eravşar, yapılan
araştırmalar sonucunda kayıp
mezarın üç Cuma camisinin
arasında bulunan Macan Cuma
Camisi'nin avlusunda olduğunun
düşünüldüğünü kaydetti.
Tarihi Merv kentinin birçok kez
tahrip edildiğini açıklayan Prof. Dr.
Osman Eravşar, bölgedeki birçok
yapının Ruslar tarafından sökülerek
götürüldüğünü söyledi. Eravşar,
tüm kaynaklardaki bilgileri, arkeolojik kazıları ve bulguları değerlendirerek kazıların nerede yoğunlaştırılması gerektiğine karar
verdiklerini açıkladı.
Prof. Dr. Haşim Karpuz, kazılar
sırasında cami avlusunu bulduk-
larını, elde edilen bulguların doğru
yerde çalışma yapıldığı yönünde ip
ucu verdiği belirtirken Prof. Dr.
Halit Çal da kaynaklardaki bilgilerin
nereleri işaret ettiğini bildiklerini ve
bunların hepsini araştıracaklarını
ifade etti.
Ay sonunda ilk kazı çalışmalarının sona ereceği projeye
Türkiye'den 28 araştırmacı katılıyor. Projede Türkmen bilim adamları
da yer alıyor.
Sultan Alparslan'ın kayıp
mezarını bulmak için Türkiye ve
Türkmenistan hükümetleri arasında
imzalanan protokol çerçevesinde
başlatılan arama çalışmaları, Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
(TİKA) tarafından yürütülüyor. TİKA,
mezarın bulunduğu mekana türbe
inşa edecek.(AA)
Washington'da
erkeklerin
"yüksek topuk"
yarışması
WASHİNGTON - ABD'nin başkenti Washington'da
erkekler, birkaç saatliğine kadın kıyafetleri giyip, topuklu
ayakkabılarla dolaştı.
Başkentte, "17. Cadde Yüksek Topuk Yarışması"
düzenlendi. Yarışmayı ilginç kılan ise kadınların değil
erkeklerin yüksek topuklu ayakkabılarla yarışması.
Başkentin artık gelenekselleşen yarışması, bu yıl da
binlerce Washingtonluyu kentin merkezine topladı.
Yarışmada, her yıl olduğu gibi yüzlerce erkek, günlük
takım elbisesinden sıyrılıp ilginç kıyafetlere büründü.
Dini kostümlerden eteklere, abiye elbiselerden siyasileri
ve pop starları taklit eden giysilere kadar çeşitli kadın
kıyafetleriyle boy gösteren erkek yarışmacılar, etkinliğin
adına uygun olarak da en az 5 santimetrelik topuklu
ayakkabılarla yürüdü. Erkeklerin alışık olmadıkları topuklu
ayakkabılar ve elbiselerle 317 metre boyunca yürümeye
çalışması eğlenceli görüntüler oluşturdu.
Bazı kadınlar da ilginç kostümlerle yarışmacılara eşlik
etti.(AA)