istanbul bülten sayı 130 (3587 KB)

sayı 130/2014
130/2014
sayı
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ
tarafından iki ayda bir yayınlanır.
BETONARME
ŞUBEMİZİN
YAPILAR
44.
DÖNEM OLAĞAN
SEMİNERİ
GENEL KURULU
‹MO ‹stanbul fiubesi Ad›na
‹mtiyaz Sahibi
Cemal GÖKÇE
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Rezan BULUT
Yay›n Kurulu
Cemal GÖKÇE
Mete AKALIN
Nusret SUNA
Rezan BULUT
Habip CANB‹LEN
Mehmet KARATAfi
Funda KILINÇ SUVAKÇI
TMMOB İNŞAAT
MÜHENDİSLERİ
ODASI 44. DÖNEM
OLAĞAN GENEL
KURULU
Bask› Öncesi Haz›rl›k
ODA Ajans
Graf
Graf ik
ik Tasar›m
Tasar›m ve
ve Uygulama
Nur AYMAN ÇAKMAK
Bask› ve Cilt
ALTAN Matbaac›l›k
100. Y›l Mah. Matbaac›lar Sitesi
No: 222/A Bağc›lar-‹stanbul
Yay›n Türü: Yerel
Yay›n Koflullar›
Yaz›larda Ad›, Soyad›, Tarih ve ‹mza bulunmal›d›r.
Yay›nlanan yaz›lardan dolay› doğabilecek
her türlü sorumluluk yaz› sahibine aittir.
Gönderilen yaz›lar› yay›nlay›p yay›nlamama,
daha sonra yay›nlama ya da özü kaybettirmeden
k›saltmak yay›n kurulunun yetkisindedir.
Yay›nlanmayan ya da daha sonra yay›nlanan yaz›lar
için yaz› sahibi herhangi bir hak talep edemez.
Kaynak gösterilmeden al›nt› yap›lamaz.
Yönetim Yeri
Adres: Kemankefl Mah. Mumhane Cad. No:21
Karaköy - ‹stanbul
Tel: (0212) 293 20 00 pbx
Faks: (0212) 232 09 12
e-posta: istanbul@imo.org.tr
web: http://istanbul.imo.org.tr
http://www.facebook.com/imoistanbulsube
http://twitter.com/imoistanbulsube
http://www.youtube.com/user/imoistanbulsube
1BAfiYAZI / Mesleki ve İnsani Konulardaki Dayanışmanız,
Katılımınız ve Katkınız İçin Şimdiden Teşekkür Ediyoruz.
Cemal
GÖKÇE /.......................................................................
12
1BAfiYAZI
Daha ‹yi Bir Mühendislik Hizmeti ‹çin, Birlik ve
Dayan›flma
‹çinde
Geleceğini
1ŞUBEMİZİN
44.Mesleğimizin
DÖNEM OLAĞAN
GENELKurgulamaya
KURULU VE Devam
Edeceğiz
Cemal
GÖKÇE
........................................................
10
SEÇİMLERİ .........................................................................14
1TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ
İSTANBUL ŞUBESİ
1BASIN TOPLANTISI
/ 17 Ağustos ODASI
1999 Depreminin
44.
DÖNEM YÖNETİM
ÜYELERİ “Ölümün
..................................18
Y›l Dönümünde
Bir KezKURULU
Daha Soruyoruz:
ve Unutuflun
Kolay
Ülkesi”
Olmaya
Devam
Edecek
Miyiz?
..............................
12
1BASIN AÇIKLAMASI / Yerel Yönetimler Seçimi mi?
Geleceğimizin Seçimi mi? ..................................................... 21
1fiUBEM‹ZDEN ................................................................. 29
1TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 44. DÖNEM
OLAĞAN GENEL KURULU ......................................................24
1SONUÇ BİLDİRGESİ / Kıyı ve Deniz Çalıştayı ........................ 27
1SONUÇ BİLDİRGESİ / TMMOB 3. İstanbul Kent Sempozyumu ... 30
1TEBLİĞ / 2014 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri ................. 34
1fiUBEM‹ZDEN ................................................................ 36
1KÜLTÜR-SANAT / Funda KILINÇ SUVAKÇI ............................. 48
fiubemizin iki ayda bir yay›nlam›fl olduğu ‹stanbul Bülten’den üyelerimiz
d›fl›nda faydalanmak isteyen kifli, kurum ve kurulufllar için abonelik
bafllat›lm›flt›r. Dergimizin y›ll›k abonelik ücreti (3 say›) 25 TL’dir.
Ayr›nt›l› bilgi için 0212 219 99 62-63’ü arayabilirsiniz.
11
başyazı
başyazı
MESLEKİ VE İNSANİ KONULARDAKİ
DAYANIŞMANIZ, KATILIMINIZ VE KATKINIZ İÇİN
ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDİYORUZ
...................................................
Cemal GÖKÇE
D
İMO İstanbul Şube Başkanı
eğerli Meslektaşlarım,
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin
Genel kurulu 15 Şubat 2014 tarihinde, Şubemizi iki yıl
yönetecek olan yönetim kurulunu belirleyen Seçimler
ise 16 Şubat 2014 Pazar günü yapıldı.
Farklı listelerin yarıştığı seçimleri Çağdaş İnşaat
Mühendisleri kazanarak Şubemizi iki yıl yönetme
hakkına sahip oldu. Bilinmesi gerekir ki, bugüne kadar
sürdürdüğümüz kavrayıcı ve kapsayıcı olma anlayışı
bundan sonra da devam edecektir.
Genel kurulumuza ve Seçimlere katılan tüm
meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Bugün kentlerimiz, özellikle de büyük kentlerimiz başta
İstanbul olmak üzere yaşanamaz bir hale gelmiştir.
Geçmişten günümüze kadar kentleşme için gerekli
olan araçları ve hizmet sunumlarını gerçekleştirmek,
öncelikle kentsel arazilerin sahipleri planlama ve
planların uygulanmaları evrelerinde büyük ölçüde söz
sahibi olmuşlardır. Bu anlayış nedeniyle kentlerimiz,
kentsel ihtiyaçların belirlenmesi doğrultusunda
değil de, daha fazla kentsel araziyi elinde tutanların
taleplerine göre şekillendirilmiştir.
Bugün ise inşaat sektörünün sürüklediği “arsa
benden, para senden” dönemi acımasız bir şekilde
sürdürülerek, kentimizin tarihi ve doğal güzellikleri
yok edilmiş, daha da yok edilmektedir. Kentsel arsa
üretmek adına daha çok hazineye ait boş alanlar veya
daha az yapılaşmış olan yerlere çok yüksek yoğunluklar
verilerek sosyal amacı olmayan, kişi ve grup çıkarını
önde tutan uygulamalar İstanbul’u yeni afetlere çok
daha açık bir hale getirmiştir.
Bir taraftan boş alanlara yüksek yoğunluklar verilerek
akıl ve bilim dışı yapılaşmanın önü açılırken, diğer
yandan var olan yapıları yenilemek ve deprem güvenlikli
yapılar oluşturmak adına YIK-YAP anlayışıyla hareket
edilmektedir. Bir kentin tüm yaşam alanlarını yok
sayarak uygulamalar sadece mekânsal ölçekte ele
alınamaz. Sosyal, ekonomik, fiziksel ve çevresel
koşulların, kamu yararı öncelikli, insan odaklı
olarak bütünlüklü bir planlamaya göre düzenlenmesi
gerekmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar neredeyse tırnaklarla kazılarak
yaratılan kazanımların ve değerler sisteminin ayaklar
altına alınmış olmasının sıkıntısı yaşanıyor. Yapılan
köprülerle, duble yollarla bir ülkenin sistemi özünde
değişmiyor. “Yaratılan dış düşmanların yanında”
ülkemizin içinde de yeni düşmanlar yaratılabiliyor.
Bir yandan giderek dünyadan yalıtılan bir devlet olma
yolunda ilerlerken, diğer yandan da her geçen gün biraz
daha etkisizleştirilen kurumların yokla-var arasındaki
varlığı oldukça rahatsız edici bir hal alıyor.
Değerli Meslektaşlarım,
Bugün ülkemizde, iktidar ve iktidara bağlı yönetimlerin
sürdürdüğü baskılar karşısında, “doğru olanları veya
doğru bilinenleri” söyleyebilecek kurum ve kuruluş
sayısı yok denecek kadar azalmıştır.
Medya uzunca bir süredir tek taraflı yayın yapmayı
sürdürüyor. “Alo Fatih” hatları sıradan bir olay haline
gelmiş; muhalefet partilerinin konuşmaları verilmediği
gibi, televizyonların alt yazı olarak geçtiği konulara bile
müdahale edilerek televizyonlardan kaldırtılabiliyor.
İnşaat Mühendisleri Odası, bağlı şubeleri ve
İstanbul Şubesi’nin Deprem, Ulaşım, Kentsel
Dönüşüm, Mühendislik, İmar ve benzeri konulara
ilişkin yapmış olduğu açıklamalar sürekli olarak
sansür ediliyor. HALKIMIZIN DOĞRU BİLGİLERE
ULAŞMA VE ÖĞRENME HAKLARI ENGELLENİYOR.
YANLIŞ BİLGİLER TEK TARAFLI, SÜREKLİ OLARAK
DOĞRUYMUŞ GİBİ POMPALANIYOR.
İhalelere fesat karıştırılıyor, açıklık ve saydamlık
yok ediliyor. Kamu İhale Yasası görülen lüzum(!)
üzerine 11 yıl içinde 26 kez değiştiriliyor. TOKİ başta
olmak üzere birçok kurumun uygulamaları Sayıştay
denetiminin dışına çıkarılıyor. Kamuya ait kaynakların
haksızca kullandırıldığı müteahhitlerden yandaş
medya oluşturmak için para transferi yapılıyor. Gazete
patronları fırçalanıyor, yapılan ihalelerin iptal edilmesi
için yol gösteriliyor. Yol gösterilenlere ihaleler
veriliyor. Evlerde biriktirilen dolar ve avroların nerelere
nasıl transfer edildiği veya edileceği basına yansıyor.
Hukuk ve adalet, siyasetin dar kalıpları arasına
sıkıştırılarak siyasallaştırılıyor, evrensel hukuk
ilkelerinden uzaklaşılıyor.
Bu koşullar altında İMO İstanbul Şubesi’nin ve diğer
meslek odalarının, kentsel rantların yandaşlara haksız
* Bu yazı Şubemizin Genel Kurulu sonrası basına ve üyelerimize gönderilen bir açıklamadır.
12
sayı 130/2014
başyazı
ve hukuksuz bir şekilde aktarılmasına karşı yürütmüş
olduğu çalışmalardan da bir sonuç alınması giderek
imkansızlaşıyor.
HSYK ile ilgili yasanın birçok maddesinin Anayasaya
aykırı olabileceği Cumhurbaşkanı Sayın Gül tarafından
ifade edilmesine rağmen, TBMM’ne iade edilmeyerek
onaylanıyor. Odamızın sınırlı olan yetkileri bile ortadan
kaldırılarak daha da etkisizleştirilmeye çalışılıyor.
Kentsel arazilerin, kent yağmacılarına engelsiz teslim
edilmesini sağlamak için Mühendislik ve Mimarlık
hizmetleri bir formaliteye ve imzacılığa dönüştürülerek
hizmet alanlarımız daraltılıp yok ediliyor.
Değerli Meslektaşlarım,
Bugünlerde yayınlanan görüntülü ve görüntüsüz
kasetlerdeki iddialar, ülkemizin ve kentimizin nasıl
yönetildiğini, aynı zamanda nasıl soyulduğunu da
açıkça ortaya koyuyor.
RÜŞVETİN, YOLSUZLUĞUN ve HUKUKSUZLUĞUN
nasıl sıradanlaştırıldığı; iki yıl önce yapılan İnşaat
Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetimini
belirleyen seçimlerde, bugün ismi çok duyulan
müteahhitlerin kimleri neden desteklemiş olduklarını
anlamayanlar için de durum, daha da anlaşılır bir
hale geliyor. Sadece bu müteahhitlerin değil, yerel ve
merkezi idarelerin ‘destek’ tutumlarının nedenlerini
görmeyen ve anlamayanlar için de durum giderek daha
da anlaşılabilir bir hale geliyor. Artık saklanan ‘mızrak
çuvala’ sığmıyor.
Dünden bu yana altı sürekli olarak çizilen HAKSIZLIK,
YOLSUZLUK, HUKUKSUZLUK ve alındığı iddia edilen
RÜŞVETLER de giderek bir iddia olmaktan çıkıyor.
Tüm bu ve benzeri olaylarla birlikte mühendis emeği
giderek daha fazla sömürüldüğü gibi, Odamız da
vesayet altına sokulmaya çalışılıyor. Bugüne kadar
uygulanan tüm baskı ve ötekileştirmelere rağmen
yeni seçilen Şube yönetim kurulumuz; bilimden,
akıldan, özgürlükten, eşitlikten, dayanışmadan, insan
ve mühendis emeğine sahip çıkmaktan yana olan
tutumunu sürdürmeye devam edecektir.
Haksızlık, yolsuzluk, rüşvet ve hukuksuzluklara karşı
olan tutumumuzun bu dönemde de sürdürüleceğinin
bilinmesini isteriz.
Şube yönetim kurulumuz iki yılı kapsayacak olan
bu çalışma döneminde de; mesleki dayanışmayı
önemseyecek, insanı değil, konuyu ve sorunları
tartışacaktır. Hukuk ve adalete ihtiyaç duymayanların
da birgün Hukuk ve Adalete ihtiyaçları olacağı
unutulmayacak, kavrayıcı ve kapsayıcı olma anlayışıyla
çalışmalarımız sürdürülecektir.
Bugüne kadar olduğu gibi bu Genel kurul ve Seçimler
sırasında da meslektaşlarımızın bize göstermiş olduğu
ilgiye, vermiş oldukları desteğe ve katkıya çok
teşekkür ediyoruz.
15-16 Şubat 2014 tarihinde yapılan Genel Kurulumuza
katılan meslektaşlarımıza, yine Şube yönetim kurulunu
belirleyen Seçimlere katılarak bize oy veren veya
oy vermeyen tüm meslektaşlarımıza çok teşekkür
ediyoruz.
Sonuç Olarak;
• Mesleğimizi itibarsızlaştıranlara ve kent topraklarını
kendi çıkarları için kullananlara karşı olan tutumumuzu
sürdüreceğiz.
• Popülist ve çıkara dayalı politikalar sürdürenlere
karşı, ülke ve kent gerçeği ile örtüşen politikaları
sürdürenlerle birlikte olacağız.
• İnşaat Mühendisliği eğitimini sadece bir “diploma
almak” olarak görenlere karşı durup, nitelikli bir inşaat
mühendisliği eğitiminin tercih edilmesini sürekli olarak
talep edenlerle birlikteliğimizi sürdüreceğiz.
• Mesleğimizin etik kurallarını evrensel boyutta
geliştirerek özenle uygulayıp bu anlayışta olanlarla
işbirliği içinde olacağız.
• Çevremizi katleden ve bunların ekonomik, sosyal
ve toplumsal etkilerini dikkate almadan yapılan
“rant”projelerine karşı olan tutumumuzu her koşulda
sürdüreceğiz.
• 3.Köprü, 3.Havaalanı, iki yakaya iki kent, içinden
otomobillerin geçeceği Tüp Tünel ve Kanal gibi
projelerin neden yapılmaması gerektiğini anlatmaya
devam edeceğiz.
• İstanbul’un göç olan bir kent olmasının
durdurulabileceğini, Anadolu’da başka çekim
merkezlerinin oluşturulabileceğini anlatmayı
sürdüreceğiz.
• Otomobile ve bireysel ulaşıma dayalı bir ulaşım
sistemi yerine, toplu taşıma sisteminin geliştirilmesi
gerektiğini anlatacağız.
• Metro ve diğer raylı sistemlerin geliştirilmesini,
Metro, hafif metro, tramvay, tercihli otobüs
yolu ve deniz yolu ulaşımı arasındaki geçişlerin
kolaylaştırılmasına sürekli olarak vurgu yapacağız.
• Kentimizi depreme hazırlamanın ve Kentsel
Dönüşüm konusunun aynı zamanda sürdürülebilir,
evrensel düzeyde kentsel yaşamın alt yapısını
oluşturup, sosyal, toplumsal, ekonomik, hukuksal
ve teknik boyutlarıyla ele alınması gereken ve bu
uygulamanın zor olmayan bir çalışmayı gerektirdiğini
anlatmaya devam edeceğiz.
• Bugün uygulanmakta olan Kentsel Dönüşüm
Uygulamalarının, İstanbul’u beş afetle karşı karşıya
bırakacağını anlatmayı sürdüreceğiz, anlamak
isteyenlere destek olacağız.
• Mesleğimiz, kentimiz ve ülkemizle ilgili olarak
söyleşi, panel, sempozyum, kongre ve konferanslar
düzenlemeyi sürdüreceğiz. Meslekiçi eğitim
seminerlerine ve kurslarına yine önem vererek
çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Mesleki ve insani konulardaki dayanışmanız,
katılımınız ve katkınız için şimdiden teşekkür
ediyoruz.
sayı 130/2014
13
44. dönem olağan genel kurulu
ŞUBEMİZİN 44. DÖNEM OLAĞAN
GENEL KURULU ve SEÇİMLERİ YAPILDI
15-16 Şubat 2014
...................................................
Şubemizin 44. Dönem Olağan
Genel Kurulu 15 Şubat
2014 tarihinde Yıldız Teknik
Üniversitesi Oditoryumu’nda
yapıldı. 43. Dönem Şube
Yönetim Kurulu Başkanı Cemal
GÖKÇE tarafından açılan genel
kurulda Divan Başkanlığı’na
H. Ülkü ÖZER, Divan başkan
yardımcılıklarına Faruk BULUBAY
ve Mehmet Habip CANBİLEN,
yazmanlıklara ise Songül AKTAŞ
ve Emine Evrim GÜLEY seçildi.
Genel Kurulda “Yönetim Kurulu
Başkanı Konuşması” bölümünde
konuşma yapan Cemal GÖKÇE
(İMO İstanbul Şubesi 43. Dönem
Yönetim Kurulu Başkanı); iki
yıllık süreçte, mesleğimiz,
Odamız, kentimiz ve ülkemizin
sorunlarının giderilmesine ilişkin
mevcut sorunların çözülmesi
yerine yeni sorunlar eklendiğine
işaret ederek konuşmasına
başladı. Dünyada birçok ülkede
meslek odalarının yetkilerinin
daha da arttırıldığına değinen
GÖKÇE, ülkemizde meslek
odalarına ve meslek insanlarına
büyük sorumluluklar yüklenirken
aynı zamanda, odaların var olan
yetkileri bile ortadan kaldırılarak,
14
sayı 130/2014
yeni bir vesayet altına alma
rejimi oluşturulmaya çalışıldığına
işaret ederek, “Gece yarısı
operasyonlarıyla hayatın olağan
bir akışı haline gelen torba
yasalarla, mühendislik mimarlık
alanı yeniden düzenlenmeye
çalışıldı. Mühendislik ve mimarlık
hizmetleri bir formaliteye
imzacılığa dönüştürülerek,
hizmet alanlarımız daha da
daraltıldı. 17 Aralık tarihi ülkemiz
açısından buzdağının görünen
yüzü bile olmayan önemli bir gün
olarak tarihe yazıldı. Mesleğimiz
bakımından da önemli bir
gündür 17 Aralık 2013 tarihi.
Resmi Gazete’de bir Bakanlar
Kurulu kararı yayımlandı bu
tarihte. Odamızın da içinde
bulunduğu, 11 odanın idari ve
mali açıdan denetlenmesini
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
yapacak. Oysa mühendis ve
mimar odaları, devlet tüzel kişiliği
içinde olmayıp, ayrı tüzel kişiliği
olan, yerinden hizmet üreten
kuruluşlardır. Meslek alanımız,
yalnızca meslek alanlarının söz
ve karar sahibi oldukları, denetim
mekanizmalarının da kendilerinin
oluşturduğu demokratik bir yapı
içerisinde düzenlenmekte ve
yürütülmektedir. Bu nedenle
meslek kuruluşları devletten
mali ve idari olarak da tamamen
bağımsız özerk kuruluşlardır.
Ayrıca meslek örgütlerinin almış
oldukları tüm kararlar, yapmış
oldukları tüm çalışmalar ve
uygulamalar da, her zaman
yargı denetimine açıktır. Bizim
ülkemizde meslek örgütleri
vesayet altına alınırken, dahil
olmaya çalıştığımız Avrupa
ülkelerinde, meslek örgütleri
devletten mali ve idari olarak
bağımsızdırlar.” dedi.
“İstanbul İstanbul’dan değil,
merkezden Ankara’dan
yönetilmiştir. Çevre ve Şehircilik
Bakanı istifa ederken, savcıların
soruşturmuş olduğu imar
planlarıyla ilgili olarak verilen
kararların çoğunun Başbakanın
isteğiyle yapılmış olduğunu da
herkesin gözü önünde ifade
etmiştir. Bugün ülkemizde
basın özgürlüğü yoktur değerli
meslektaşlarım. Mesleğimizle,
kentimizle, ülkemizle ilgili imar
hareketleriyle ilgili, işçi sağlığı
ve iş güvenliği konularıyla ilgili,
kadınların yönetim kademelerinde
daha fazla bulunmalarıyla ilgili
44. dönem olağan genel kurulu
genel olarak tek taraflı bilgiler
verilmektedir medyada. Basın
özgürlüğünün olmadığı, doğal
kaynakların kontrolsüz ve
bir zenginleşme aracı olarak
kullanıldığı ülkelerde, yolsuzluk
ve rüşvet olayları da oldukça
fazla olur. Çünkü denetim
yoktur, tartışma yoktur, susma
vardır, sopa gösterme vardır. Bu
kapsamda yapılan araştırmalara
baktığımızda, Türkiye basın
özgürlüğü sıralamasında 2002
yılında 100. sıralarda iken, bugün
154. sıralara kadar düşmüştür.
Gezi olayları öncesine göre
dünya demokrasi indeksine
baktığımızda 80’li sıralarda
bulunan Türkiye’nin yeri, bugün
çok daha gerilere düşmüştür.”
diyen GÖKÇE, demokrasinin,
insan haklarının, katılımcılığın
ve hukukun evrensel kurallarının
yeterli ölçüde gelişkin olmadığı
ülkelerde ve ülkemizde, yeni bir
değişim ve dönüşüme ihtiyaç
olduğunun altını çizerek; kentsel
planlama konusuna değindi. Her
boş görülen alanın yapılaşmaya
açılmasının, yerel yönetimlerin
devre dışı bırakılarak merkezin
yereli yönetmesi, TOKİ’nin
sınırsız bir güç olarak istediği her
şeyi yapabilir bir güce ulaşması,
kentli halkın ve uygulamalara
itiraz edenlerin birer eşya gibi
görülerek dikkate alınmaması
gibi nedenlerin yaşam alanlarını
daralttığına değindi.
GÖKÇE konuşmasını, “Değerli
meslektaşlarım son olarak, çevre
sorunlarının evrenselliğinden
yola çıkılarak, herkesin çevreyi
koruması, geliştirmesi ve çevre
kirliliğini önemsemesi gibi bir
görevi vardır. Bu görev aynı
zamanda devlete de ait bir
görevdir. Yatırım kararlarının
herkese ait olan çevresel
varlıklar aleyhine bazı kişi ve
grupların çıkarları doğrultusunda
kullanılmasının engellenmesi
gerekmektedir. Gezi parkı
muhalefeti, kişi ve grup çıkarının,
Konuk konuşmacılar bölümünde
konuşmacı olarak Makine
Mühendisleri Odası İstanbul
Şube Başkanı Zeki ASLAN ve
İKK Sekreteri Süleyman SOLMAZ
yer aldı.
toplum ve kent yararına dönük
olarak kullanılmasını amaçlayan
bir hareket olarak ortaya
çıkmıştır; karşı bir hareket olarak
ortaya çıkmıştır. Gezi parkı
olayları bir sonuçtur. Bundan
sonra ülkemizin ve dünyanın
sosyal, toplumsal ve çevresel
olaylarına bakılırken, daha önceki
bir yazımda geziden önce ve
geziden sonra değerlendirmesinin
yapılarak, tarihe önemli bir notun
düşüldüğünü ifade etmiştim.
Bugün ise değerli meslektaşlarım,
17 Aralık’tan önce ve 17
Aralık’tan sonra diye yeni bir
Türkiye var diyorum, saygılarımı ve
sevgilerimi sunuyorum. Teşekkür
ediyorum.” diyerek bitirdi.
Gündem maddesi gereği İnşaat
Mühendisleri Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ’in
genel kurula yönelik mesajı
okundu. Meslek örgütünün ve
meslek alanının zorlu günler
öncesinde bulunduğuna
işaret edilen mesajda, genel
kurulda, antidemokratik yasa
ve yönetmeliklerle kuşatılan,
üye ilişkisi koparılmak istenen,
ekonomik gücü zayıflatılan
Odanın önünü açacak
değerlendirme ve öneriler
temennisiyle, seçimlere yönelik
“Bu bir hizmet yarışıysa, görev
dönemi sona eren arkadaşlara
teşekkür etmek, oda tarihine
sahip çıkmak anlamı taşımakta,
yeni görev alacaklara başarı
dilemek ise, umutlu yanımızı ifade
etmektedir.” şeklinde dile getirildi.
Makine Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Başkanı Zeki
ASLAN, Çevre Mühendisleri
Odası’nın başvurusuyla
üçüncü havayolunun inşaatının
yürütmesini durdurma kararını
alan yargının hemen akabinde,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın
“Ekolojik dengelerinin
bozulmayacağına kefilim” sözünü
eleştirdiği konuşmasında,
“TMMOB kültürü bizde ortak dili,
ortak mücadeleyi, ortak çalışma
anlayışını, ortak çalışma ilkelerini
önümüze koymuştur. Bizi diri
tutan, canlı tutan, güçlü tutan, bu
çalışma anlayışımızdır. Ülkesine,
doğasına, deresine, hayatın
her alanında mühendislerin
bu ülkenin kaynaklarını, bu
ülkenin insanlarına insan gibi
yaşayabileceği bir gelecek
açısından mühendis ve
mimarların en temel çalışma
ilkeleri, ülkenin kaynaklarını
ülkenin insanları doğrultusunda
planlamaktır. İşte bu kültür ki,
bu ilkedir ki, bizleri yan yana
tutan, diri tutan, canlı tutandır.
İşte bu örgütlülük var ki, gücünü
üyesinden alan bu TMMOB
örgütlülüğü, hayatın her alanında
olduğu gibi, gezide de bu TMMOB
örgütlülüğü bu sürecin içindedir,
içinde olmuştur.” dedi.
sayı 130/2014
15
44. dönem olağan genel kurulu
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon
Kurulu (İKK) Sekreteri Süleyman
SOLMAZ ise konuşmasına
“‘TMMOB niye var?’ sorusuna;
TMMOB’nin yasal mevzuatındaki
bir tanımlamayla cevap
vermek gerekir öncelikle.”
diyerek başladı. “Gerek
Anayasanın 135. maddesi,
gerekse 6235 sayılı TMMOB
Kanunu gereğince, mesleğin ve
meslek mensuplarının kamu
yararı doğrultusunda gelişimi,
birbirleriyle ve halkla olan
ilişkilerinde dürüstlüğün ve
güvenin hâkim kılınması, amaçları
doğrultusunda mesleğin doğru
uygulanmasının sağlanması,
mimarlık mühendislik meslek
alanlarındaki hizmetlerde
kamunun can ve mal güvenliğinin
sağlanması ve korunmasına
yönelik denetim ve gözetimlerde
bulunulması, hizmetin mimar
ve mühendis tarafından yapılıp
yapılmadığının denetlenmesi,
haksız rekabetin önlenmesi gibi
tanımlanabilir. Eğer ‘TMMOB niye
var?’ diyorsak, bu tanımlamadan
yola çıkmalıyız.” diyen SOLMAZ,
TMMOB tarafından hazırlanan bir
çok yönetmeliğin mühendislikmimarlık alanında olduğu gibi
kent üzerinde önemli etkileri
olduğuna işaret etti.
Çalışma Raporunun okunması ve
değerlendirilmesi gündeminde,
43. Dönem Yönetim Kurulu
Sekreter Üyesi Temel PİRLİ ve
Şube Sekreteri Rezan BULUT
tarafından 43. Dönem Çalışma
Raporu özetlenerek sunuldu.
16
sayı 130/2014
Çalışma Raporunun
değerlendirilmesi bölümünde
Meslekte Birlik İMO’da Değişim
Grubunun Başkan Adayı, Ömer
Faruk KÜLTÜR bir konuşma
yaptı. “Bizler mühendisiz. Demin
açış konuşmasında Cemal GÖKÇE
konuştu. Ben onların çoğuna
da katılıyorum. Şimdi mesleki
sorunlarla ilgili düşüncelerimi
söyleyeceğim. Bizim birleştiğimiz
konular var, birleşmediğimiz
konular da var elbette. Ama biz
öyle bir usul geliştirmeliyiz ki,
bir masa etrafında mühendis
isek, aynı eğitimi almış isek,
çözüm çok çok birbirinden farklı
olmamalı. Tabii ki farklı olabilir,
bir problemin değişik çözümleri
olabilir, ama bir noktada
birleşebilmeliyiz.” diyen KÜLTÜR,
mühendislik fakültelerinden
mezun olan mühendislerin
sayısına dikkat çekerek, bu
durumun kaliteyi düşürdüğüne
dikkat çekti.
senedir gelen bir gelenek üzerine,
Meslekte Birlik adına beni
başkan adaylığına uygun gören
değerli büyüklerime de öncelikle
teşekkür ediyorum. Fakat şöyle
bir yaklaşımım da var, bunları
kendilerine de sıkça izah ettim.
Ben çağdaş grup adına seçime
girecek olan arkadaşlara ciddi
anlamda başarılar dilesem de,
onlardan bir ricam var. Meslek
hayatımda inşaat sektöründe
ben de yeni yeni işadamı olma
yolunda ilerliyorum.” diyerek
başladığı konuşmasında,
mühendislerin siyasilerin
koltuğun altına girmemesi
gerektiğine işaret etti.
Meslekte Birlik Başkan Adayı
Çağlar KARAMANLI, “Ben
Meslekte Birlik Grubu adına
başkan adaylığımı koydum. 40
Çalışma Raporunun
değerlendirilmesi kısmında söz
alan üyeler (Serdar HARP, Servet
BİNGÖL, Fatih GÜNDOĞAN,
KARAMANLI, “Yarınki oylama
için kesinlikle düşünecek bir
şey yoktur, başkan adayınız
Çağlar Karamanlı olsun.
İnanılmaz derecede bir başarı
yakalayacağımıza söz veriyorum.”
diyerek konuşmasını sonlandırdı.
44. dönem olağan genel kurulu
Oktay GÜLAĞACI, Abdülselam
SUVAKÇI, Bahtiyar ÇETİNBAŞ,
Barış ÖNAL, Fani AYDOĞAN,
Ali KOCAER, Mustafa Kemal
OYMAN, Cemal AKÇA, Mustafa
SÖZER, Musa AYDINLI, Mahmut
GENCER) değerlendirmelerini
yaptılar.
Cemal GÖKÇE (İnşaat
Mühendisleri Odası İstanbul
Şube Başkanı) tarafından
değerlendirmelere yanıt
vermek üzere yapmış olduğu
konuşmasından sonra “dilek
ve temenniler” bölümünde
Ömer FENCİOĞLU söz alarak
mesleğimizle ilgili dilek ve
temennilerini dile getirdi.
TEŞEKKÜR
15-16 Şubat 2014 tarihlerinde
gerçekleştirdiğimiz 44. Dönem
Olağan Genel Kurulumuza çiçek
yollayan, telgraf çeken, mesaj
gönderen ve bizzat katılan kişi,
kurum ve kuruluşlara;
seçimlere gelerek oy kullanan
tüm meslektaşlarımıza
teşekkürlerimizi sunarız.
İMO İstanbul Şubesi
44. Dönem Yönetim Kurulu
SEÇİMLER
İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi 44. Dönem
Olağan Genel Kurulu
çerçevesinde yapılan
seçimler 16 Şubat 2014
tarihinde Şişli Karagözyan
İlköğretim Okulu’nda
yapıldı. Seçimlere Çağdaş
İnşaat Mühendisleri,
Meslekte Birlik İMO’da
Değişim ve Meslekte
Birlik grubu katıldı.
Seçimde Çağdaş İnşaat
Mühendisleri 3185 oy
alırken, Meslekte Birlik
İMO’da Değişim 1642 ve
Meslekte Birlik 203 oy aldı.
44. DÖNEM YÖNETİM KURULUMUZ GÖREV DAĞILIMINI YAPTI
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin 15-16 Şubat 2014 tarihlerinde yapılan
44. Dönem Olağan Genel Kurulu ve Seçimleri sonucunda seçilen yönetim kurulumuz
25.02.2014 tarihli toplantısında görev dağılımını aşağıdaki şekilde yapmıştır.
Başkan
: Cemal GÖKÇE
Sekreter Üye : Murat Serdar KIRÇIL
Sayman Üye : Nusret SUNA
Üye :
Üye :
Üye :
Üye :
İsmail UZUNOĞLU
Cüneyt ESKİMUMCU
Sadık DUMAN
Baykal HANCIOĞLU
sayı 130/2014
17
imo ist. şb. yön. kur. üyelerimiz
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ 44. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
...................................................
u
ASIL ÜYELER
CEMAL GÖKÇE - Başkan
Ağrı’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ağrı’da tamamladı. Liseden sonra
öğretmen okulunu bitirdi. Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi’nden inşaat
mühendisi olarak mezun oldu. İlk, orta ve liselerde öğretmenlik yaptı. 9. Milli
Eğitim Şurası çalışmalarına şura üyesi olarak katıldı. İstanbul Bayındırlık
Müdürlüğü’nde kontrol mühendisi ve grup baş mühendisi olarak çalıştı.
1981 yılından bu yana serbest olarak çalışmakta olan GÖKÇE, kamu ve
özel kurumlarda çalışan mühendislerin sorunları; şantiye şefliği ve şantiye
sorunları, keşif, hakediş ve kesin hesap düzenlenmesi, inşaat maliyetleri
ve benzeri konularda çeşitli çalışmalarda bulundu. Meslekle ilgili olarak
düzenlenen seminer ve kurslarda eğitmen olarak görev yapmakta olup, ayrıca
Türkiye Deprem Vakfı’nın yönetim kurulu üyeliği görevini de sürdürmektedir.
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından düzenlenen “Deprem Şurası” ve
“Kentleşme Şurası” çalışmalarına İnşaat Mühendisleri Odası adına katılmıştır.
Evli ve bir kız çocuk babasıdır.
DOÇ. DR. MURAT SERDAR KIRÇIL - Sekreter Üye
1994 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden
mezun oldu. 1995 yılında aynı üniversitede Araştırma Görevlisi olarak göreve
başladı. Halen Yapı Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. 35.
Dönem Kadıköy Temsilcilik Kurulu Üyesi, 36. Dönemde Şube Yönetim Kurulu
yedek üyesi olarak görev almıştır. 1998 yılından bu yana, çeşitli tarihlerde
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin çeşitli komisyonlarında ve
İnşaat Mühendisleri Odası İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu’nda yer almıştır.
NUSRET SUNA - Sayman Üye
Bolu-Gerede doğumludur. 1970 yılında Pertevniyal Lisesi, 1975
yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu.
Mezuniyetinden bu yana sahibi olduğu şirkette proje ve müşavirlik konusunda
çalışmakta olan SUNA, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 38.,
39., 40., 41., 42. ve 43. Dönem Yönetim Kurulu’nda sayman üye olarak görev
yaptı. Oda merkezimizde kurulan Etüt, Proje Değerlendirme Kurulu üyeliği,
Mesleki Değerlendirme Kurulu ve Meslekiçi Eğitim Kurulu başkanlığını yapmış
olan SUNA, evli ve bir kız çocuk babasıdır.
İSMAİL UZUNOĞLU - Üye
Kastamonu doğumludur. İlk ve ortaokulu Kastamonu’da liseyi Gültepe
Endüstri Meslek Lisesi’nde okudu. 1984 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu.
Projecilik, şantiye şefliği ve kontrol mühendisliği yaptı. Halen kendi firmasında
sanayi yapısı ve konuta yönelik mühendislik hizmetlerini sürdürmekte olan
UZUNOĞLU, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 38. Dönem
Yönetim Kurulu yedek üyeliği, 39., 40., 41. ve 42. Dönemlerde Yönetim
Kurulu üyeliği yapmıştır. Evli ve iki kız çocuk babasıdır.
18
sayı 130/2014
imo ist. şb. yön. kur. üyelerimiz
CÜNEYT ESKİMUMCU - Üye
İstanbul’da doğdu. 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Projecilik, şantiye şefliği
görevlerinde bulundu. Halen ortağı bulunduğu proje, müşavirlik bürosunda
mesleğini sürdürmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde
40., 41. ve 42. Dönemlerde Yönetim Kurulu yedek üyeliği, 43. Dönemde
Yönetim Kurulu üyeliği yapan ESKİMUMCU, evli ve bir erkek çocuk babasıdır.
DR. BAYKAL HANCIOĞLU - Üye
İstanbul doğumludur. İlkokulu Bandırma’da, ortaokul ve liseyi Bursa’da
tamamlamıştır. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Lisans programından, 2009 yılında Yapı Mühendisliği Doktora programından
mezun olmuştur. 2001-2009 yılları arasında YTÜ İnşaat Mühendisliği
Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmış, bu sırada Yapı ve Deprem
Mühendisliği konularında birçok araştırma faaliyetinde bulunmuştur. İnşaat
Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 41. ve 43. Dönem Yönetim Kurulu
yedek üyeliği yapan HANCIOĞLU, halen prefabrik betonarme yapı sektöründe
faaliyet gösteren bir firmada yönetici olarak çalışmaktadır.
SADIK DUMAN - Üye
Divriği Sivas doğumludur. 1979 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat
Fakültesi’nden mezun olmuştur. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda uygulama
alanında çalışmıştır. Halen müşavir bir firmada kamu ve okul binalarının
güçlendirilmesine ilişkin kaliteden sorumlu mühendis olarak çalışmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 42. ve 43. Dönem Yönetim
Kurulu yedek üyeliği yapan DUMAN, evli ve iki çocuk babasıdır.
u
YEDEK ÜYELER
CANER ZAFER
Sivas İmranlı doğumludur. İlk öğrenimini Sivas’ta, 1999’da orta öğretimini
2004’de lise eğitimini İstanbul’da tamamladıktan sonra ve 2009 yılında
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde deprem mühendisliği bölümünde yüksek
lisansını yapmakta olup, özel bir firmada çalışmaktadır. İnşaat Mühendisleri
Odası İstanbul Şubesi’nde 43. Dönem Yönetim Kurulu yedek üyeliği yapan
ZAFER, evli ve bir kız çocuk babasıdır.
ŞADİ KARAASLAN
Muğla doğumludur. İlk ve orta öğrenimimi Muğla’da tamamladıktan
sonra 2004 yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Bölümü’nden mezun olmuştur. Üst yapı şantiyelerinde çeşitli kademelerde
görevler almıştır. Şu an özel bir şirkette şantiye şefi olarak çalışmaktadır.
sayı 130/2014
19
imo ist. şb. yön. kur. üyelerimiz
BETÜL BAYSAL
İstanbul doğumludur. 2008 yılında Kocaeli Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nde
önlisanstan, 2013 yılında Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Bölümü’nden mezun oldu. Mezuniyet sonrasında yapı denetim sektöründe
kontrol mühendisi olarak çalıştı. Şu an özel sektörde, kaba yapılar saha
mühendisi olarak çalışmaktadır.
EVREN KORKMAZER
Muş doğumludur. 2008 Mustafa Kemal Üniversitesi Mimarlık Mühendislik
Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite
sürecinde Genç-İMO, deprem ve depreme dayanıklı yapı araştırma topluluğu
çalışmalarında aktif olarak yer aldı. 2008 ile 2010 tarihleri arasında özel bir
şirkette kontrol mühendisi ve şantiye şefi olarak çalıştı. 2010’dan bu yana
ortağı bulunduğu şirkette mühendislik hizmetini vermektedir.
ÖZGÜN GÜNDOĞDU
İstanbul doğumludur. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 2005
yılında İstanbul Kültür Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden
mezun oldu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü
Geoteknik Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Geoteknik
alanında saha ve ofis işlerinde görev aldı. Halen özel bir firmada şantiye şefi
olarak çalışmaktadır.
İLKAY TELTİK
Kahramanmaraş’ta doğdu. 2000 yılında 19 Mayıs Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 2008 yılında İTÜ
Kıyı Bilimleri ve Mühendisliği yüksek lisansını tamamladı. 2001-2007 yılları
arasında yapı denetim sektöründe çalıştıktan sonra, ortağı olduğu yapı
denetim firmasını kurdu. 2007 yılından bu yana denetim firmasında mesleğini
sürdürmektedir.
CİHAN TAŞDEMİR
Ankara-Keçiören’de doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Bülümü’nde okurken Genç-İMO temsilciliği yaptı. 2012 yılında Yıldız Teknik
Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu.
İnşaat yönetimi alanında yüksek lisans yapmakta ve özel bir firmada planlama
mühendisi olarak çalışmaktadır.
20
sayı 130/2014
basın açıklaması
30 Mart 2014 Pazar günü yapılan yerel yönetim seçimlerine ilişkin
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal GÖKÇE’nin açıklaması.
YEREL YÖNETİMLER SEÇİMİ Mİ? GELECEĞİMİZİN SEÇİMİ Mİ?
Artık 30 Mart yerel
yönetim seçimlerinin
yapılmasına birkaç
gün kaldı. Uzun bir
seçim maratonu
sona ererken yerel
yönetim seçimlerinin
yapılması, demokrasinin
kurallarından biridir,
fakat demokrasinin
tümüyle kendisi değildir.
Seçimlerin insan hak ve
özgürlükleri temelinde bir amaç
olarak değil, bir araç olarak
değerlendirilmesi gerekiyor.
Mahallemizi, kentimizi ve ülkemizi
yönetecek olan insanların seçim
yoluyla belirlenmiş olmasını
elbette ki önemsiyoruz.
Ülkemizde yaşayan insanların
birer araç olarak görülüp
kentlerimizin bir avuç rantçı ve
vurguncunun insafına terkedilmiş
olması, yerel seçimleri genel
seçim niteliğine dönüştürmüştür.
Kent topraklarının nasıl
kullanılacağıyla ilgili kararlar
Ankara’dan, özellikle de
Başbakan tarafından
verilmektedir. Bu kararlar,
yerel yönetimleri çok daha
işlevsiz bir hale getirmektedir.
Yerel ve merkezi yönetimlerin
kentlerle ve kentimizle ilgili
vermiş oldukları kararların
neredeyse tümü, kişi ve grup
çıkarını sağlayacak şekilde
kullanılmıştır. Toplum ve kamu
yararının tümüyle dışlandığı
bu tür uygulamalar, bugün,
hiçbir dönemde olmadığı
kadar gündemin baş köşesine
oturmuş bulunmaktadır. Bu tür
uygulamalar kentlerimizi bir
bütün olarak planlanmaktan
uzaklaştırmış, rantın ve kişisel
İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi olarak,
bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonraki süreçte
de, kentimize ait yaşam
alanlarının kişi ve grup
çıkarına yönelik olarak
kullanılmasına karşı
olacağız.
çıkarların en üst ölçekte
kullanıldığı birer mekana
dönüştürmüştür. Bu ve benzeri
uygulamaların sürdürülmüş
olması, kentimizin kullanılabilir
yaşam alanlarını daraltarak
ortadan kaldırmıştır.
Ayrıca hizmet alanları tümüyle
özelleştirerek kent halkına
karşı yabancı olan yeni kurallar
oluşturulmuştur. Bu süreçte
devletin sosyal niteliği çökmüş,
yerel yönetimler aracılığıyla
dağıtılan seçim rüşvetleri ahlaki
bir sorun olarak görülmemiştir.
Bu uygulamalara bağlı
olarak bu süreci tamamlayan
sosyal, toplumsal ve kültürel
yaşamamızla ilgili değerler
sisteminde de hızlı bir değişiklik
oluşmuştur. Çıkarılan yeni
yasalarla meslek
alanımız ve mesleki
değerlerimiz yok
edildiği gibi, kentlerimiz,
köylerimiz ve yaşam
alanlarımız da yok
olmuştur. Yaşamış
olduğumuz bu koşullar, meslektaşlarımızın
sosyal ve ekonomik
durumlarını büyük
ölçüde olumsuz olarak
etkilemiştir.
2011 yılında yapılan milletvekili
seçimleri sürecinde ve sonrası
dönemde iktidar tarafından
evrensel hukuk ilkelerine aykırı
olan bir yasa çıkarılmıştır.
Bu yasayla, yasama yetkisi
meclisten alınarak yürütme
organına devredilmiştir.
6223 sayılı Yetki Kanunu
yoluyla, Kanun Hükmünde
Kararname (KHK) kullanılarak
dokunulmayan hiçbir alan
bırakılmamıştır. TMMOB ve bağlı
odalar da bu Yetki Kanunu’ndan
kendisine düşen payı büyük ölçü
de almıştır.
Bu bağlamda insanı araç haline
getiren uygulamalar yaşamımızın
baş köşesine oturmuş; hukuk,
insan ve bilgiye erişim hakları,
toplum yararı ve ilkeleri devre dışı
bırakılmıştır.
Bu bağlamda kent topraklarının
kullanılma biçimi, kişi ve grup
yararını dikkate alacak şekilde
hiçbir engelle karşılaşmadan
alınmaya ve satılmaya
başlanmıştır.
İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi olarak, bugüne
kadar olduğu gibi bundan
sayı 130/2014
21
basın açıklaması
sonraki süreçte de, kentimize
ait yaşam alanlarının kişi ve
grup çıkarına yönelik olarak
kullanılmasına karşı olacağız.
Seçim yatırımlarını bugüne
kadar kentsel yağmanın bir aracı
olarak gören merkezi ve yerel
siyasetin tüm uygulamalarını
izlemeye devam edeceğiz.
Plan ve kentsel planlama ilkeleri
bir tarafa bırakıldığı için, sağlıklı
ve kaliteli bir yaşam çevresi
yaratmaktan uzaklaşılmış, tüm
uygulamalar yeni bir rant düzeni
sağlamak üzerine kurulmuştur.
Bu düzeni sürdürmek için de
yandaş iletişim araçları (Alo
Fatih Hatları) kullanılmış, bu
uygulamalar yeni bir proje,
önemli bir yatırım alanı olarak
gösterilmiştir.
Bu bağlamda TOKİ’nin
uygulamalarını, merkez ve yerel
yönetimlerin mühendislikle
ilgili uygulamalarını, kentsel
dönüşüm ve kentsel yenileme
proje ve politikalarını, doğal
ve kültürel mirasımızın
korunmasını, kentimize ve
22
sayı 130/2014
Barış ve demokrasiden
yana olan tutumumuzu
sürdürerek, ülke ve kent
demokrasisinin gelişimi için
bir çaba içinde olacağız.
çevreye karşı işlenen suçları,
kentimizin kimliğini yok eden
uygulamaları ve kent içinde
otomobil kullanımını özendiren
politikalara karşı uyarıcı olma
görevimizi sürdürmeye devam
edeceğiz.
Ayrıca barış ve demokrasiden
yana olan tutumumuzu
sürdürerek, ülke ve kent
demokrasisinin gelişimi için
bir çaba içinde olacağız. Bu
bağlamda, kentimize karşı
işlenen suçların takipçisi olacak,
kentsel eylem programlarının
oluşturulmasına da katkı
sağlayacağız.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na
2011 yılında verilen yetkilerle,
özünde yerel yönetimlere ait
olması gereken plan yapma,
yaptırma ve onaylama yetkileri
ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
projelerin onayı, yapı ruhsatı
ve yapı kullanma izin belgesi
verilmesi gibi görev ve yetkilerin
yanında, parsel ölçeğinde ve
ayrıcalıklı bir biçimde dilediği
yerlere el koyma yetkisine de
sahiptir.
Oysa Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, yerleşme ve
yapılaşmalara ilişkin kuralları
belirleyen, koordinasyonu ve
denetimi sağlayan merkezi bir
kurum olması gerekmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
ülkemiz genelinde tüm
parsellerde ayrıcalıklı olarak
plan onama ve ruhsat verme
yetkisine de sahiptir. Bu kadar
büyük ölçekte yetki verilerek
kurulan bir bakanlık, korunan
ve kollanan kesimlere ayrıcalıklı
imar rantları aktarmanın odak
noktası olmaktadır. Yerel
yönetimlerin vermediği ayrıcalıklı
imar haklarını, yerel düzeyde
basın açıklaması
uygulamaya yönelik olarak Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı’nın
verebiliyor olmasına, öncelikli
olarak yerel yönetimlerin karşı
çıkmaları gerekmektedir.
Bilinmesi gerekir ki plan ve
planlama konusu, sağlıklı bir
çevre oluşturmada önemli bir
araçtır. Yapılaşma ve benzeri
kullanım alanlarının ve alt ölçekli
eylemlerin bu bütünlük üzerine
oturması gerekmektedir. Ne
yazık ki getirilen düzenlemelerin
“parçacı” bir anlayışı özendirdiği,
kentlerin ve kentimizi yaşanmaz
bir noktaya getirdiği her
geçen gün biraz daha fazla
hissedilmektedir.
2009 yılında Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı tarafından yapılan
Kentleşme Şurası’nın kentimize
ilişkin gelecek öngörüsü genel
olarak;
• Yerleşme-şehirleşme
ekseninde yaşam kalitesini
artırarak afetlere duyarlı bir
kent haline getirmek, sağlıklı,
güvenli, çağdaş yaşam alanları
oluşturmak,
• Doğal ve kültürel varlıkların
korunarak geleceğe sağlıklı bir
şekilde devredilmesini sağlamak,
• Kaçak ve çevreye zarar veren
yapılaşmaların önlenerek
kaliteli bir yaşam çevresinin
oluşturulmasını sağlamak,
• Kentsel yenileme ve kentsel
dönüşümün, teknik ve sosyal alt
yapılarıyla birlikte, yerel kalkınma
ve kentlilik bilincinin geliştirilmesi
ekseninde ele alınmasını
sağlamak,
• Nitelikli ve güvenli çağdaş
kentsel mekan ve yapı
projelerinin oluşturulması
sürecin de, merkezi ve yerel
yönetimlerin; meslek odaları,
üniversiteler ve ilgili STK’lar ile
işbirliği yapmalarının sağlanması
gerekmektedir.
• Yerel yönetimler ile
sürdürülebilir kentsel gelişme
konularında yeni ilke ve
stratejiler geliştirilmesi ölçeğinde
saptamalar yapılmış olmasına
rağmen, giderek bu anlayıştan
uzaklaşılmıştır. Odamızın ve diğer
meslek odalarının yetki alanları
giderek daha da daraltılmıştır.
Yetkilerin daraltılması değil,
artırılması gerekmektedir.
Ne yazık ki getirilen
düzenlemelerin “parçacı”
bir anlayışı özendirdiği,
kentlerin ve kentimizi
yaşanmaz bir noktaya
getirdiği her geçen gün biraz
daha fazla hissedilmektedir.
Sonuç olarak;
• Yolsuzluk, rüşvet ve kirli
siyasetlerin yönettiği ve
yönlendirdiği kişi ve grup çıkarını
önde tutan politikalara dur
demek için,
• Demokratik, şeffaf ve katılımcı
bir yerel yönetim anlayışını hayata
geçirmek için,
• Kentimizde kamu yararını yok
sayarak inşa edilen yerleşim
yerlerinin, fiziksel ve sosyal
iyileşmelerini ön görmeden
çıkarılan imar affı uygulamalarına
dur demek için,
• TOKİ, özelleştirme idaresi, ilgili
bakanlıklar ve yerel yönetimler
eliyle yapılan mekan planlama
süreçleri ve ayrıcalıklı imar
uygulamaları kent yaşamını
olumsuz olarak etkilemektedir.
Kente karşı işlenen bu suçlara
dur demek için,
• Çocukların, gençlerin,
emeklilerin, yaşlıların, engellilerin,
kadınların ve yoksulların
yaşamlarını kolaylaştıracak ve
bunların toplumsal yaşama eşit
yurttaşlar olarak katılımlarını
sağlayacak uygulamaların
yapılması için,
• Meslek Odalarının ve Odamızın
etkisizleştirilmesine karşı
yürütülen uygulamalara dur
demek, meslektaşlarımızın
bilgi ve deneyimini etik kurallar
çerçevesinde sürece dahil etmek
için,
• Kentimizde bulunan kıyı
alanlarının doldurularak
ekolojik sistemin bozulmasının
önlenmesi, hiç yapılmayacak
yerlere yapılan ve yapılacak olan
gökdelen ve AVM’lere dur demek
için,
• İstanbul’u YIK-YAP anlayışıyla
plansız ve programsız bir şekilde
dönüştürerek yeni sorun alanları
yaratacak uygulamalara karşı
çıkmak için,
- Özerk, demokratik ve etkin bir
yerel yönetime önemli ölçüde
ihtiyaç var.
- Etkili bir kentsel hizmet
üretimi sağlayacak, yaşamımızı
kolaylaştıracak, kamu yararı
odaklı, demokratik bir kent
planlaması yapacak bir yönetime
ihtiyaç var.
- Barınma hakkı, kaliteli, hızlı
ve ekonomik bir ulaşım hizmeti
sunacak toplu taşımaya ihtiyaç
var.
- Afetlere karşı dirençli, doğal ve
kültürel mirasımızın korunması,
yaşanabilir ve engelsiz bir kent
ortamlarının yaratılmasına yönelik
özlem ve taleplerimiz var.
- Yerel yönetimlerin hizmet
sunumlarında planlama,
projelendirme ve uygulama
süreçlerinde saydamlık, hesap
verebilirlik, doğru bir rekabet
ortamının yaratılarak katılımcı
bir sürecin yaratılmasının
sağlanmasına da ihtiyacımız var.
YUKARIDA BELİRLEMİŞ
OLDUĞUMUZ TALEP VE
ÖNERİLERİMİZİ KARŞILAYACAK
PARTİ VE ADAYLARIN
DESTEKLENMESİ GEREKTİĞİNİ
ÖNEMLE DUYURUYORUZ.
28.03.2014 Cemal GÖKÇE
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Başkanı
sayı 130/2014
23
imo 44. dönem olağan genel kurulu
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
44. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU
11-13 Nisan 2014 / Ankara
...................................................
Odamızın 44. Olağan Genel
Kurulu 11-13 Nisan 2014
tarihlerinde Ankara’da
gerçekleştirildi. İMO Teoman
Öztürk Konferans Salonu’nda
düzenlenen Genel Kurula 26
Şube ve 119 temsilcilikten
delegeler katıldı. Genel Kurul
Divan Kurulu Başkanlığı’na
Abdullah BAKIR, başkan
yardımcılıklarına Temel PİRLİ ve
İrfan BALÇIK, yazmanlıklara ise
Özge GÜRSES ve Fatma Gizem
ÇALDAĞI seçildi.
Genel Kurula İMO 43. Dönem
Yönetim Kurulu Üyeleri, TMMOB
II. Başkanı Züber AKGÖL,
TMMOB Gözlemcisi Ali Fahri
ÖZTEN’nin yanı sıra Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkan
Yardımcısı Yakup AKKAYA,
Özgürlük ve Dayanışma Partisi
MYK Üyesi Önder İŞLEYEN,
24
sayı 130/2014
Demokratik Sol Parti Genel
Başkan Yardımcısı Uğur GÜREL,
Makine Mühendisleri Odası
Sekreter Üyesi Ercüment
ÇERVATOĞLU ve Birleşik
Taşımacılık Çalışanları
Sendikası Genel Başkanı Nazım
KARAKURT da katıldı.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet SOĞANCI Genel Kurulu
selamlayan ve başarılar dileyen
bir mesaj gönderdi. Kıbrıs İnşaat
Mühendisleri Odası tarafından
gönderilen mesajda ise İMO
çalışmalarının kendilerine büyük
katkı sağladığı vurgulandı.
Genel Kurula ayrıca çok sayıda
Bakanlıktan, milletvekili ve sivil
toplum kuruluşundan mesaj
geldi.
İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu
Başkanı Taner YÜZGEÇ’in
açılış konuşması ile başlayan
Genel Kurulda YÜZGEÇ,
İnşaat Mühendisleri Odası’nın
60 yıllık geleneğine, siyasi
iktidarın meslek odalarına
yönelik saldırılarına, siyasi
iktidar ile sermaye gruplarının
ilişkilerine, Gezi Parkı’na AVM
yapılma girişimlerine, 3. Boğaz
Köprüsü’ne, HES’lere, TOKİ’ye,
iş cinayetlerine, Yapı Denetim
Sistemi’ne, mühendislik
eğitimine, teknik öğretmenlere
mühendislik yolu açılmasına ve
Kamu İhale Kanunu’na değindi.
YÜZGEÇ İMO’nun 60 yıllık
tarihi boyunca her türlü engele
rağmen kamu yararını gözeten
bir anlayıştan hiç sapmadığını
ve doğruları savunmaktan
kaçınmadığını belirtti. “İMO
demokrasi ve toplum için bir ses,
mesleğimiz ve meslektaşımız
için bir nefes olagelmiştir. Bu
imo 44. dönem olağan genel kurulu
tane haritası olduğunu, ilkinin
seçim sonuçlarını yansıtan sarı
harita olduğunu, ikincisinin ise
Haziran’da hemen bütün illerde
filizlenen direnişi gösterdiğini
vurguladı. DSP Genel Başkan
Yardımcısı Uğur GÜREL ülkenin
yönetilemediğini, ülkede
hukukun, devletin ve toplumsal
muhalefetin olmadığını, meslek
odalarının ellerinin, kollarının
bağlı olduğunu ifade etti. Makine
Mühendisleri Odası Yönetim
Kurulu Sekreter Üyesi Ercüment
ÇERVATOĞLU, mühendisliğin,
ülkenin üzerinde karanlık bulutlar
olsa da, bir mum ışığıyla aydınlık
getirmeye muktedir bir meslek
olduğunu, mücadeleye devam
edeceklerini söyledi.
yüzdendir ki, tüm yok sayma
çabalarına rağmen Odamız,
toplum nezdinde en güvenilir ve
itibarlı kurumlardan biri olma
özelliğini hiç kaybetmemiştir”
diyen YÜZGEÇ, son yıllarda
kent planlaması adı altında
yapılan projelerin aslında
kentleri nasıl yağmaladığına dair
değerlendirmelerde bulundu ve 3.
Köprü projesini eleştirdi. İMO’nun
defalarca 3. Köprü’nün ormanları
yok edeceğini, haksız imar
rantları oluşturacağını, ulaşıma
yük getireceğini dolasıyla çözüm
değil çözümsüzlük yaratacağını
dile getirdiğini belirten YÜZGEÇ,
Albert Einstein’ın “Aptallık, aynı
şeyi defalarca yapıp farklı bir
sonuç almayı ummaktır” sözünün
duruma açıklık getirdiğini söyledi.
Konuk konuşmacıların ardından
komisyonlarda yer alacak
üyelerin belirlenmesine geçildi.
Yönetmelikler Komisyonu
Necati ATICI, Ahmet KAŞAN,
Mustafa SELMANPAKOĞLU,
Berdan DİNÇYÜREK, Murat
Serdar KIRÇIL’dan; Ana Sorunlar
Komisyonu Jale ALEL, Ali
HOCA, Özer AKKUŞ, Serhat
Baran ÖZAYDIN ve İsmail
UZUNOĞLU’ndan; Örgütlenme
Komisyonu Hasan AKSUNGUR,
Sadık DUMAN, Ramazan
ARMAĞAN, Özgür TOPÇU,
İbrahim AKGÜN’den; Bütçe
Komisyonu ise Nusret SUNA,
Mustafa YAYLALI, Lezgin ARAS,
Erhan ASLAN ve Şahin KAYA’dan
oluştu.
Komisyon seçimlerini takiben
İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu
Sekreter Üyesi Levent DARI 43.
Dönem Çalışma Raporu’yla ilgili
bir sunum yaptı.
Sunumun ardından delegeler
Çalışma Raporu üzerine görüş
bildirdi. Çalışma Raporu üzerine
17 delege söz aldı. Konuşmacılar
43. Çalışma Dönemini
değerlendirdi; ülke sorunları ile
mesleki ve örgütsel sorunlara
ilişkin görüş ve önerilerini Genel
Kurula sundular.
Genel Kurulun ikinci gününde
komisyon raporları görüşüldü.
Komisyonların ilgi alanına giren
konulardaki değişik önerileri ile
komisyon kararları delegasyonun
tartışmasına açıldı. Komisyon
raporları ve öneriler oylanarak
karara bağlandı.
İMO Ana Yönetmeliği’nin, “Şube
Genel Kurulunun Görev ve
Yetkileri” başlıklı 44. maddesinde
değişiklik yapılarak, Oda Genel
Kuruluna katılmak üzere Şube
Açılış konuşmasının ardından
konuk katılımcılar söz aldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Yakup AKKAYA, genel kurula
başarı diledi ve alınacak
kararların İMO’nun yol
göstericisi olacağını kaydetti.
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı
Önder İŞLEYEN, Türkiye’nin iki
sayı 130/2014
25
imo 44. dönem olağan genel kurulu
Genel Kurullarında seçilecek
delegelerin oranı %0,7’den,
%0,5’e düşürüldü.
İMO Ana Yönetmeliği’nin
“Kurullara Seçilebilme” başlıklı
66. maddesinde değişikliğe
gidilerek, Oda ve şube yetkili
kurullarında en fazla üst üste
üç dönem görev alınabileceği
hükmü getirildi.
44. Genel Kurul Sonuç
Bildirgesi yerine geçen
Ana Sorunlar Komisyonu
Raporu ülkenin, mesleğin,
meslektaşların ve meslek
örgütünün temel sorunları
bağlamında hazırlandı ve Genel
Kurulun tartışmasına açıldı.
İMO’nun 60 yıllık geleneğinden
beslenen ideolojik-ilkesel
yaklaşımına uygun bir
perspektifle hazırlanan metin,
İMO’nun önümüzdeki dönem yol
haritası olacak netliğe sahip.
Sorunlar, sorunlara kaynaklık
eden nedenler, mücadele
konusunda ısrar, mesleğe ve
meslek odasına sahip çıkmada
kararlılık, demokrasi, insan
hakları ve barış noktasında
hassasiyet metnin temel
argümanları arasında yer aldı.
Metinde acil ve temel sorunlara
ilişkin şu ifadeler yer aldı:
“44. Dönem Ana Sorunlar
Komisyonu olarak meslek
örgütümüzün, Ülkemizde
Demokrasi ve Özgürlük
Mücadeleleri, Eğitim Politikaları
Yapı Denetim Yasası ve
Yönetmelikleri, İmar Yasası
ve Yönetmelikleri, Kentsel
Dönüşüm Yasası, Enerji
Politikaları, Meslektaşlarımızın
Özlük Haklarına Yönelik Yasal
Düzenlemeler gibi gündeminde
olan konularda bilgilendirme
ve mücadelesini sürdürme
konusundaki çabalarının devam
etmesi gerektiğini,
26
sayı 130/2014
Gücünü aldığı örgütlülüğünü
güçlendirmek adına GençİMO ve Genç Mühendisler
çalışmalarını yoğunlaştırarak
sürdürmesini,
Taşeronlaştırma, özelleştirme
vb. alanlarda kamu yararını
hiçe sayan uygulamalara karşı
savunduğu emek eksenli hattı
korumasını ve geliştirmesini,
Mühendislerin de
aralarında bulunduğu kamu
çalışanları özelinde yaşanan
sendikasızlaştırma, görev
alanı dışında çalıştırılma,
keyfi sürgünler vb. alanlarda
mücadeleyi sürdürmesini
ve sendikal alanda faaliyet
yürütülmesini desteklemesini,
acil ve temel
sorunlar kapsamında
değerlendirmekteyiz.
Meslek örgütlülüğümüz; temel
şiarı olan “Bilimi ve tekniği
rantın değil, emeğin hizmetine
sunma” ilkesinden taviz
vermeden, ilerici, yurtsever,
devrimci bir yön göstericilikle
mücadele ve örgütlüğünü
gündeminde tutmaya devam
edecektir”
İMO 44. Olağan Genel
Kurulu’nun son gününde yetkili
kurullar için seçimler yapıldı.
537 delegenin katılımıyla
44. Dönem yetkili kurullarını
belirlemek için seçim yapıldı.
Seçim sonucunda 44. Dönem
Yönetim Kurulu Asıl Üyeliklerine
Nevzat ERSAN, Şükrü ERDEM,
Cihat MAZMANOĞLU, Tansel
ÖNAL, Bülent TATLI, Ayşegül
BİLDİRİCİ SUNA, Necati
ATICI; Yedek Üyelere ise Haluk
EKİNCİ, Akif CİYER, Halit
Cenan MERTOL, Abdullah
BAYRAM, Ali Rıza GÜLER,
Okan Çağrı BOZKURT,
Selahattin Selçuk ÇIPLAK
seçildi.
44. DÖNEM İMO GENEL
KURULU SONRASI SEÇİLEN
KURULLAR
Odamızın 44. Dönem Yönetim
Kurulu, 25 Nisan 2014 tarihinde
yapmış olduğu ilk toplantıda,
44. Dönem Yönetim Kurulu görev
dağılımını belirledi. Buna göre 44.
Dönem Odamız Yönetim Kurulu
görev dağılımı aşağıdaki şekilde
oluşmuştur.
Başkan : Nevzat ERSAN
II. Başkan : Şükrü ERDEM
Sekr. Üye : Bülent TATLI
Saym. Üye : Cihat MAZMANOĞLU
Üye : Ayşegül BİLDİRİCİ SUNA
Üye : Tansel ÖNAL
Üye : Necati ATICI
ONUR KURULU
Mustafa SELMANPAKOĞLU
Ömer Zafer ALKU
Haydar YILDIZ
Abdullah BAKIR
Şemsettin BAKIR
DENETLEME KURULU
Mücahit AKKOÇ
Vedat ESMER
Ergin TATAR
Sahit ÇAĞLAR
Necdet ETİZ
Kemal Şeyhmus KARAHAN
Haydar Mesut ARSLAN
Umut Yılmaz DEVECİ
Uğur YILMAZ
DANIŞMA KURULU
Hakkı Nadir ÇELEBİ
M. Nezihi KARAHASAN
Murat GÖKDEMİR
Temel PİRLİ
Nusret SUNA
Işıkhan GÜLER
Levent DARI
Hasan AKYAR
Ali Fuat GÜNAK
Erman GÖLET
Veysel ÖZKAN
H. Hüseyin YILDIZ
Hüseyin TÜFEK
İhsan KAŞ
Ahmet KAVALCI
sonuç bildirgesi
Şubemiz tarafından 13 Haziran 2013 tarihinde düzenlenen
KIYI VE DENİZ MÜHENDİSLİĞİ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ
Kıyı ve deniz bölgelerindeki
doğal kaynakların, sürdürülebilir
gelişme ilkelerine uygun,
insanlığın yararına doğru
kullanımına yönelik çalışmaları
planlama, tasarım, yapım ve
izleme sorumluluğunu üstlenen
ve İnşaat Mühendisliğinin bir dalı
olan Kıyı-Deniz Mühendisliğinin
bu alanda etkinliğini bilimsel
olarak ortaya koyabilmesine
olanak sağlamaktır. Bu
amaçla gelenekselleştirilen
“Kıyı ve Deniz Mühendisliği
Çalıştayları”, Kıyı Mühendisliği
Sempozyum’ları öncesinde
ülkemizde güncel kıyı ve deniz
mühendisliği problemlerini
özel olarak ele almak amacı
ile düzenlenmektedirler. Bu
çalıştaylar yardımıyla konu ile
ilgili:
Yapılan çalışmalar sonucunda
aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır;
• Profesyonelleri;
akademisyenler, mühendisler,
• Karar vericileri; kamu
kuruluşları ve yerel yönetimler
(belediyeleri),
• Paydaşları; kıyı alanlarını
kullanan sektörler,
• Kıyı alanı sorunu yaşayan yerel
halk,
• Sivil toplum kuruluşları
bir araya getirilmeye
çalışılmaktadır. Bu amaçla
düzenlenen bu çalıştayda
aşağıdaki konular işlenmiştir.
2- Küresel ısınmaya bağlı
‘İklim Değişikliği’ ve kıyı, deniz
alanlarına olan etkileri, kıyı ve
deniz alanlarında yapılacak
her türlü planlama, tasarım
ve uygulamada göz önüne
alınmalıdır.
1- Kıyı alanlarında yapılacak
planlamalarda çevresel koşulların
öncelikli olarak dikkate alınması
ve bu doğrultuda ‘koruma ve
kullanım’ dengesini sağlayacak
sürdürülebilir bütünleşik kıyı alanı
yönetimi ilkeleri tüm yatırımlarda
göz önüne alınmalıdır. Son
yıllarda ülkemizde ve dünyada
kıyı alanları yönetimi adı altında
yapılan çalışmalarda ‘deniz, kıyı
alanları ve bu alanlarla etkileşen
havzalar’ bütünleşik yaklaşımın
ana parametreleri olmuştur. O
nedenle, ulusal, bölgesel ve yerel
ölçekli planlamalarda çalışmalar
havzaları da içerecek şekilde
‘Bütünleşik, Deniz, Kıyı ve Havza
Yönetimi’ adı altında yapılmalıdır.
3- Fiziki baskı indeksine göre
Türkiye kıyıları; en düşükten
en büyüğüne göre Karadeniz,
Marmara, Ege ve Akdeniz olarak
sıralanabilir. Karadeniz’deki
düşük fiziki baskı indeksinin
sebebi yatırımların azlığı, kıyıların
göreceli olarak zor ulaşılabilirliği
ile kısa turizm sezonudur.
Karadeniz’de yol yapımı fiziki
çevreyi değiştirmiş denizlerin
en hassas ekosistemlerinden
olan kıyıları ve kayalık ve kumluk
habitatları kullanan deniz
canlılarının üreme, beslenme
ve yaşam alanlarını daraltmış
çoğu yerde ise yok etmiştir.
Karadeniz’de buna verilebilecek
örneklerden biri deniz ve nehir
arasında göç eden Mersin
balıklarının üreme alanlarının
daralmasıdır. Ayrıca, Kum
midyesi, Kalkan balığı, kaya
balıkları başta olmak üzere
bir çok türün yaşam alanı yok
edilmiştir. Kıyısal bozulmadan
en fazla etkilenen denizel türler
algler ve deniz çayırlarıdır.
Marmara Denizi’nde de benzer
kıyısal ekosistemlerin tahrip
edildiği görülmektedir. Fiziki
değişime en iyi örnekler İstanbul
Boğazı kıyılarını kuşatan ve
kazıklar üzerine yapılan sahil
yollarıdır. Bu yollar kıyısal
alanların doldurulmasıyla
yapıldığından kıyısal ekosistemde
yaşayan türlerin ortadan
kalkması ve habitat kayıpları
görülmektedir. Yine algler ve
Risk Altındaki Kıyı Alanları ve
Deniz alanları
Kıyı Alanları ve Havza Etkileşimi:
Bütünleşik Kıyı ve Havza
Yönetimi
Küresel İklim Değişikliği ve Kıyı
Alanlarındaki Etkileri:
- Uyum Sağlama ve Zarar
Azaltma Politikaları
- Kıyı Alanlarında Ekolojik
Yaşam ve Tehditler
Kıyı Alanlarında Planlanan
Yatırımlar
Kıyı ve Kentleşme İlişkileri
sayı 130/2014
27
sonuç bildirgesi
deniz çayırları bu alanlarda en
fazla baskı altında olan deniz
canlılarıdır.
Ege Denizi’nde ise ağırlıklı olarak
turistlik amaçlı otellerin yapılması
sırasında veya sonrasında kıyıda
yaşayan ve Akdeniz’in akciğerleri
olarak bilinen Deniz Çayırlarının
tahribi sık görülen bir olgudur.
Vermitid taraçaların ve tratuar
oluşturan alglerin tahribi Ege ve
Akdeniz’de biyolojik çeşitlilik için
önemli tehditlerdir. Kıyı çizgisi
değişimi ve kumul alanların
daralması ise tür çeşitliliğinde
azalmalara neden olabilir.
Kıyılara yapılan dolgular ve denize
doğru ilerleyen kıyı bantlarının
ve üzerine kurulan yapıların,
deprem ya da başka etkiler
altındaki denge durumları ayrıntılı
hesaplanmış olmalıdır. Dolgu
alanının deniz doğru çökmesi
ile oluşacak dalga hareketleri
uzak alanları da etkileyebilecek
düzeyde olacağı dikkate
alınmalıdır.
4- Yukarıdaki belirtilen ekolojik,
jeolojik, morfolojik ve deniz
kirliliği gibi etkiler nedeniyle kıyı
alanlarında yapay dolgulardan
kaçınılmalı, yeni planlamaların
bilimsel araştırmalara dayalı
olarak yapılmaları sağlanmalı
ve özellikle kumsal plajların
korunmaları sağlanmalıdır.
Kaybedilen kumsal plajların
gelişmiş ülkelerde olduğu
gibi yeniden kazanılması için
çalışmalara acilen başlanmalıdır.
5- Gerek yeni planlamalar yada
mevcut yatırımların izlenmesi
amacıyla gerekse deniz ulaşımı
kontrol sistemler için Türk
Boğazlar sistemi (Çanakkale
Boğazı, Marmara Denizi ve
İstanbul Boğazı) ve Karadeniz’i
de içerecek şekilde bir makro
sayısal model kurulmalı etkileşim
halinde olan bütün sistemin
karşılıklı ilişkisinin belirlenmelidir.
Böylece Karadeniz’den gelen
28
sayı 130/2014
Tuna kirliliğinin etkisi de
belirlenmiş olabilecektir. Ayrıca
planlanan projelerin ekolojik
ve oşinografik yapı üzerindeki
etkileri ayrıntılı araştırılmalıdır.
Önerilen “Kanal İstanbul
Projesi”nin Boğazlar ve komşu
denizlerin oşinografik ve ekolojik
yapısı üzerinde önemli etkisi de
olacağı bugüne kadar yapılan
araştırmalardan açıkça bellidir.
Doğru bilimsel çalışmaların
yapılmaması durumunda çevre
felaketleri ortaya çıkabilecektir.
3) Jeolojik ve ekolojik etkiler
araştırılmış mıdır? Tuna’dan
giren kirliliğin Marmara’daki
etkisi araştırılmış mıdır?
(Söz konusu kanalın
Trakya üzerindeki etkisi de
araştırılmalıdır. Tarım arazileri,
orman alanları, yeraltı
suyunun tuzlanması, yeni
alt yapı tesisleri (köprüler,
yollar vs) gibi belirsizlikler söz
konusudur. Boğazdaki derin
deniz deşarjların etkileri de
araştırılmalıdır.)
6- Kanal İstanbul projesi için
sorulacak diğer önemli henüz
cevaplanamamış sorularda
mevcuttur. Bunlar;
4) Çıkacak hafriyat toprağı
ne yapılacaktır? (Projenin
çevreye etkisi tüm detaylarıyla
araştırılmalıdır. Kanalın özellikle
Ergene havzasıyla olan ilişkisi
incelenmelidir).
1) Değişebilecek süreçlere
karşı bir siyaset geliştirilmiş
midir? (Karadeniz’e çevresel ve
siyasal etkileri olacak bu proje
için bölgedeki temel anlaşmalar
olan KEİ ve Bükreş Anlaşmaları
çerçevesinde kıyı komşuları
ile istişarede bulunulması
gerekir. Kanalın gerçekleşmesi,
sadece Türk Boğazlarından
geçişi düzenlemeyen aynı
zamanda Karadeniz-Marmara
ve Çanakkale bölgesinde bir
güvenlik rejimi de tesis eden,
Montreux Sözleşmesinin
omurgası olan Türk Boğazlarının
bütünlüğünü bozacaktır.
Beklenilmeyen ve ülkemiz
açısından olumsuz siyasi
sonuçlar doğurması riski göz
önünde bulundurulmalıdır).
2) Planlanan yeni kanalın
ücret ödeyerek tercih edilme
olasılığı nedir? (Halen İstanbul
Boğazından günde 130-140
ticaret gemisi, 15-20 tanker
dâhil, geçiş yapmaktadır. Bu
sayı Singapur’da 1500’dür.
Montreux sözleşmesine göre
ticaret gemileri Boğazı ücretsiz
geçme hakları vardır. Bu
nedenle, planlanan kanalın
ücretli kullanılma ihtimali
oldukça düşüktür).
5) Planlanan kanalın bölgeye
etkisi şehir planlaması
açısından yeterince incelenmiş
midir? (Batı İstanbul adasının
tüm dış lojistiğinin doğudan
ve batıdan birkaç köprüye
bağımlı kalmasının yaratacağı
etkiler araştırılmalıdır. Hafriyat
sırasında yörenin arkeolojik
zenginliği ve özgünlüğü ile
karşılaşma olasılığı göz önüne
alınmalıdır).
6) Oluşacak yeni adadaki risk
senaryoları çalışılmış mıdır?
(Yeni kanalda kaza senaryoları
çalışılmalıdır. Savaş, deprem ya
da diğer doğal afetlerde risk ve
sonuçları belirsizdir).
7) Dünyada mevcut doğal ve
işleyen bir boğaz varken buna
paralel, insan yapısı alternatif
bir kanal örneği var mıdır?
(Malakka, Dover, Kattegal,
Oresund vb).
8) Planlanan projede sosyoekonomik değerlendirme
yapılmış mıdır? (Geniş alanları
kapsayan büyük projeler çok
katmanlı olarak yapılmalıdır.
Örneğin, ‘Kanal’ çevresinde
sonuç bildirgesi
oluşacak yeni yerleşim alanları,
kentlerde ki yerleşimin (nüfus
hareketleri, hızlandırılmış göç..)
yerleşik (yerel) halkla etkileşimi,
geleneksel kazanç kaynaklarının
(örneğin tarım) etkilenmesi,
farklı sektörlerin yapılaşmasına
uyum sağlanması düşünülmüş
müdür? Buna ilişkin ‘Bütünleşik
Yönetim Planı, doğal kaynaklar
ve arazi kullanımını gözeterek
yapılmalıdır. Projenin bu temel
stratejik planı ise ilgili bilim
dallarının birlikte (örneğin,
İnşaat Mühendisliği bilim
dalları; özellikle Kıyı ve Deniz
Mühendisliği, Geoteknik,
Ulaşım bilim dalları ve
Jeoloji Mühendisliği, Çevre
Mühendisliği, Şehir ve Bölge
Planlama özellikle ‘kıyı kentleri
planlamacıları; Ekonomistler;
Hukukçular gibi) çalışması ile
ortaya konulmalıdır).
7- Kıyı mekanın yeniden ve
50-100m gibi mesafeler
dayalı olmayan, doğal
yapının yönlendirdiği, bezen
kilometrelerce alanı kapsayan
içerikte kıyı mekanının deniz
tarafını da içeren havza ölçeğinde
tanımlanması gerekmektedir.
Kıyı mekanın deniz ve kara
tarafına ilişkin doğallığı ve doğal
hayatı koruma öncelikli bilimsel
araştırmalar yönlendirilmeli ve
koruma statüleri getirilmelidir.
Bu kapsamda İstanbul Kıyı
Mekanında özellikle Karadeniz
Kıyı Mekanının deniz tarafında
canlı çeşitliliği, kara tarafında
ise su havzaları ile orman
alanlarının koruma statüsü
kapsamına alınması, Marmara
Denizi’ne bütünde koruma
statüsü kazandırılması önem
taşımaktadır.
Kıyı mekanı ülkemizde herhangi
bir yer ile özdeş planlama ve
yatırım süreçlerine tabidir.
Oysa önemi ve yatırım
kararlarının yoğunlama alanı
olarak kıyı mekanının yetkin
seçilmişlerin çoğunlukta olduğu
“Kıyı Komisyonları” aracılığı
ile planlanması ve yatırım
kararlarının da bu değerlendirme
sonucunda yönlendirilmesi
gerekmektedir.
Kıyı mekanına ilişkin planlama
yetkileri bütünsellik taşımamakta,
merkezi yönetimin hemen her
konuda planlama bütünlüğünden
yoksun içerikte yatırım kararları
alabilmesi söz konusudur. Bu
sistemin değişmesi ve planlama
yetkilerinin planlama bütünlüğünü
sağlar içerikte, planlarda yer
almayan veya plana uygun
olmayan kararların alınabilmesine
olanak sağlamayan bir içeriğe
dönüşmesi gerekmektedir.
Her tür planlama ve yatırım
kararının günümüzde izlenen
yöntemin tersine sivil toplum
örgütleri, üniversiteler, tüm
kamu kurumları, yatırımcılar
ve yaşayanları kapsar içerikte
katılımcı süreçlerde alınması ve
uygulanması gerekmektedir.
Kıyı mekanına ilişkin Özelleştirme
İdaresi, TOKİ, Turizm Bakanlığı,
Ulaştırma Bakanlığı, vb.
yatırımcı kurumların planlama
yetkilerin sahip olması planlama
bütünlüğüne ve yapılan işin
doğasına aykırı içeriktedir. Her
tür yatırım ve planlama kararının
noktasal, parsel ölçeğinde
olmayan içerikte bütünde ve
tek bir ana plana dayalı olarak
alınmalıdır ve bunun yasal
altyapısına ilişkin düzenleme
gerekmektedir. Bu süreç
yatırımcı kurumların planlama
kararı alması gibi sorunları
giderebilecek, sektör bazlı değil
bütünde değerlendirme olanağı
sağlayacak ve kişiye özgü
yatırım kararları alınabilmesini
önleyebilecek içeriktedir.
İstanbul başta olmak üzere
kentsel alanlarımızın en
önemli sorunu yetersiz donatı
değerleridir. Bu sorunun
aşılmasında ise kent içersinde
işlevini yitirmiş kullanımlar
fırsat olarak görülmektedir.
Oysa izlenen politikalar işlevini
yitiren alanların satışı ve paraya
dönüştürülmesi içeriklidir.
Kamu yararı ile kamusal
alanların kaybedilmemesini, yeni
kamusal alanlar kazanılmasını
gerektirmektedir. Haydarpaşaport,
Ataport, Galataport, Haliç
Tersaneleri vb. tüm kamusal
kullanımların dönüşüm
süreçlerinde kamusal kullanımlar,
kamu kullanımına yönelik açık
alanlar, yaşayanların suya erişme
olanakları ve rekreatif eylemler
ön planda tutulmalı, kamu
yararı, özelleştirme ve para ile
ölçülmemelidir.
İstanbul konumu ve coğrafyası
gereği belli bir nüfus taşıma
kapasitesine sahiptir ve arka
yüzeyi olmayan doğal yapısı ile
dünyanın ve ülkemizin diğer
tüm kentlerinden ayrılmaktadır.
Bu durum İstanbul’un yitirilen
tüm kaynaklardan geriye kalan
kuzeydeki orman alanlarını,
su havzalarını, kıyı mekanını
daha da önemli kılmaktadır.
ÇDP ile korunması öngörülmüş
bu alanların ve taşıdığı ortak
yaşam kaynaklarının gündemdeki
Kanal İstanbul, 3. Köprü ve
Çevre Yolları, Kuzeyde Birer
Milyon Nüfuslu İki yeni Şehir, 3.
Havalimanı projeleri ile yitirilmesi,
tahrip edilmesi söz konusudur
ve bu süreç İstanbul’da
yaşanabilirliği tehdit eder
içeriktedir.
Kent bilim doğruları toplu taşım
sistemlerinin geliştirilmesini
ve merkezde ulaşılabilirliği
üst düzeye çıkarılarak özel
araç trafiğini minimize etmeyi
gerektirmektedir. Oysa Avrasya
Lastik Tekerlekli Tüp Geçiş
Projesi bu doğrularla çelişmekte,
Tarihi Yarımada gibi çok
özel bir konumda ve koruma
sayı 130/2014
29
sonuç bildirgesi
politikaları ile uyuşmayan
içerikte ulaşım şeması
tanımlamaktadır. Marmaray
Projesi ne kadar doğruları
içeriyorsa Tarihi Yarımada’ya bu
bölge ile ilgisi olmayan trafiği
çekecek, yapılaşma baskılarını
yönlendirecek, başta tarihi
İstanbul Surları olmak üzere
korunması gereken değerlere
zarar verecek, raylı sistemlerle
yarışmayı yönlendirecek ve etkin
kullanılabilirliğini zedeleyecek,
kıyıya ulaşmada sahil yolları
aracılığı ile aşılması zor eşikleri
yönlendirecek, kavşak bağlantıları
ile siluet değerlerini zedeleyecek,
su, hava ve görüntü kirliliğini
yönlendirecek Avrasya Tüp Geçiş
Projesi de aynı boyutta yanlışları
içermektedir.
İstanbul süregelen köprü ve
çevre yolları aracılığı ile kıyı kenti
kimliğinden uzaklaşmış, ağırlıkla
kıyısını kullanmayan, kıyısına
yabancı kent kimliği kazanmıştır.
Bu süreçlerin yönlendirdiği diğer
bir olgu da İstanbul kuzeyinde
yitirilen korunması gereken
değerlerdir. 3. Köprü ve Çevre
Yolları Projesi tanımlanmaya
çalışılan süreci geri dönülmez
içerikte olumsuz yönde
etkileyecek ve zarar verecektir.
ÇED raporu hazırlanamayan ve
İstanbul ÇDP’de yer almayan
bu yatırım kararı özel araç
kullanımını özendirecek,
Marmaray Projesinin fizibilite
raporları ile çelişen, orman
alanları, su havzaları, İstanbul’da
kısmen de olsa doğallığını
koruyan Karadeniz Kıyı Mekanının
ve bu alanlarda süregelen canlı
yaşamın kaybını yönlendirecek
içeriktedir. Her köprü projesinde
gündeme getirilen transit trafiği
kent dışına alınması savunusu
ise transit trafiğin düşük oranı
dikkate alındığında inandırıcı
olmaktan uzaktır.
3. Köprü Projesi ile sağlanması
hedeflenen raylı sistem geçişi ise
yerleşik alana hizmet etmenin
ötesinde daha çok kuzeyde yeni
gelişmeleri yönlendirecek ve
özendirecek içeriktedir.
Büyük oranda orman alanlarının
kaybını içeren 3. Havalimanı
Projesi kentin kuzeye gelişmesini,
kaynakların yok edilmesini,
çevre kirliliğini, Silivri’nin
kuzeyinde öngörülmüş planlı
havalimanı yatırımı yerine
ÇDP de olmayan ve uygun
görülmemiş bir yatırım kararının
hayata geçmesini, kuzeyde söz
konusu yapılaşma baskılarının
yoğunlaşmasını, planlarda yer
almayan ve ÇDP’ye aykırı olan,
hiçbir kurum ve kuruluşun kesin
bilgi sahibi olmadığı ve bilimsel
çevrelerin gerçekleşmemesini
dilediği kuzeyde iki yeni şehir
yaklaşımının hayata geçmesini
yönlendirecek içeriktedir.
TMMOB 3. İSTANBUL KENT SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ
TMMOB, İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından 22-23-24 Kasım 2013 tarihinde 3.sü düzenlenen
İstanbul Kent Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi yayımlanmıştır. Bu yıl ilk kez, DİSK İstanbul Temsilciliği, KESK
İstanbul Şubeler Platformu ve İstanbul Tabip Odasının da desteğiyle gerçekleşen, üç günde 1000’in üzerinde
katılımcının izlediği sempozyumda; yaşadığımız tüm bu yıkıcı kentleşme süreçlerinden etkilenen ilgili kesimler,
bilim insanları, meslek örgütleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, forumlar, yerel inisiyatif ve mahalle
örgütlenmeleri ile birlikte toplumcu, eşitlikçi, demokratik, doğadan ve bilimden yana bir İstanbul’a dair
değerlendirmeler yapılarak, geleceğe dair politika ve araçlar üzerinde durulmuştur.
Umuyoruz ki doğayı, kentlerimizi, yaşam alanlarımızı ve demokrasiyi savunmak için insanlarımızın canını
yitirdiği, gözlerini kaybettiği, yaralandığı, tutuklandığı bir dönemde gerçekleştirilen bu etkinlik, Gezi ile
hatırladığımız özlemleri ve büyüttüğümüz umutları gerçek kılma, birlikte geleceği kurma yönündeki adımlara
bir yenisini daha ekler.
Saygılarımızla,
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu
YAŞANABİLİR BİR İSTANBUL MÜMKÜN ve HAKKIMIZDIR!
İstanbul, tarihinin en
kritik dönemlerinden birini
yaşamaktadır. Neoliberal piyasacı
düzenin ayakta kalabilmek uğruna
doğaya, kamusal alanlarımıza,
evlerimize, bedenimize…
fütursuzca elini attığı bu
dönemde hemen hepimiz
müşteri, yaşamın hemen tüm
30
sayı 130/2014
alanları ise para olarak görülüyor.
Bugün hepimizin ortak değeri
olan kamusal alanların, kentin
kuzeyinde kalan son orman
alanlarının, su havzalarının, tarım
alanlarının, kent merkezlerinde
zaten yetersiz olan donatı
alanlarının, eşsiz tarihi-kültürel
mirasın, planlama araçları
da alet edilerek birer rant
yaratma ve paylaşma aracına
dönüştürüldüğü bir dönemi
yaşamaktayız. Özellikle kentsel
dönüşüm adı altında toplumun
büyük bir kesimi barınma eğitim,
sağlık ve beslenme gibi temel
haklardan yoksun bırakılırken;
başta su, elektrik, doğalgaz ve
sonuç bildirgesi
ulaşım olmak üzere temel kentsel
altyapı hizmetleri ile eğitim,
kültür, sağlık, çevre vb. alanlarda
sağlanan sosyal hizmetler birer
birer özelleştirilmektedir. Yaşanan
bu kentsel ayrışma, yoksulluk
ve eşitsizliğin kabul edilebilir
hiçbir tarafı kalmamıştır. Böyle bir
süreç içerisinde İstanbul; halkın
sorun ve talepleri ile uzaktan
yakından alakası olmayan
Galataport, Haydarpaşaport, 3.
Köprü, 3. Havalimanı, Taksim
Projesi, lüks konut projeleri, Yeni
Şehir, AVM’ler, finans merkezi,
Kanal İstanbul gibi projeler
ile küresel/yerel sermayenin
istekleri doğrultusunda
yeniden biçimlendirilmekte,
bu isteklerin önündeki tüm
hukuki düzenlemeler, bilimsel
argümanlar yok sayılmaktadır.
Başıboş ve bütünsellikten
uzak bir şekilde idare edilmeye
çalışılan İstanbul’da çok ciddi
bir demokrasi krizi ortadadır.
İstanbul’a dair alınan tüm bu
kararlar, bırakın kentte yaşayanlar,
meslek örgütleri, üniversitelerin
bilgisi ve görüşü dahilinde
olsun; yerel yönetimler dahi
by-pass edilerek uygulamaya
geçirilmektedir. Ülke ve bölgenin
dengeli olarak planlamasından
bütünüyle vazgeçen AKP
hükümeti, İstanbul’a yönelik
aldığı yanlış yatırım kararları ve
nüfus politikaları ile gelecek
kuşaklara baş edemeyecekleri bir
yük bırakmaktadır.
İstanbul’a dair tüm projeler
hakkında tek bilgi kaynağı,
karar mercii neredeyse sadece
Başbakan’ın kendisidir. Ve
süper yetkilerle donatılan Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı ise bu
mutlak iradenin yeryüzündeki
temsilcisi gibi şartsız, koşulsuz
dile getirilen projeleri uygulamaya
geçirmektedir. Kente dair önemli
kararların tek bir elden alındığı,
bilimsel kriterlerin ve hukuki
denetimin göz ardı edildiği,
demokrasi kültürünün giderek
aşındığı bu süreç, sistemin
işlerliğini sağlama gayesi ile
inşaat/emlak sektörüne yeni
alanlar açmak için merkezi
ve yerel iktidar elbirliği ile
geri dönüşü olmayan imar
hareketlerine girişmektedir.
Son dönemlerde kamuoyuna
da yansıdığı biçimde, kapalı
kapılar ardında sermayenin arsız
isteklerini hoş tutmak adına
her türlü yolu-yolsuzluğu mubah
gören bir düzen, “yasal” hale
getirilmeye çalışılmaktadır.
Oysa ki, çözümü dile getirmek o
kadar da zor değil. “Yaşanabilir
bir İstanbul”, sermayenin değil
İstanbul halkının ortak çıkarlarını
ve kamu yararını gözeten, doğal
ve tarihsel çevrenin korunduğu,
halkın demokratik katılımını
esas alan bir planlamayı acilen
hayata geçirmekle mümkündür.
Bu anlamda yerel yönetimlerin;
kendi kendini yöneten, katılımcılığı
benimseyen, temel kentsel
sorunların olabildiğince toplumun
tüm katmanlarının mutabakatı ile
çözüleceğine inanan, şeffaf, hesap
vermeye ve demokratik denetime
açık, gücünü halktan alan
yönetimler olmaları gerekmektedir.
Temel itibariyle kentte
yaşayanların, kamusal ve kendi
hayatlarına dair tüm kararlarda
söz, yetki ve karar sahibi olması
yönündeki örgütlenmelerin,
temsiliyet biçimlerinin önünün
açılması şarttır. Ancak yakın bir
örnekte de görüleceği üzere,
yürürlüğe giren Büyükşehir
Kanunu gibi mevzuat çalışmaları
ile birlikte özerk-demokratik-etkin
yerel yönetim yaklaşımının tam
tersine merkezi idarenin yerel
yönetimler üzerindeki vesayetini
arttıran, yerel katılımı son
derece zorlaştıran değişiklikler
yapılmıştır. Bu ve benzeri birçok
yasal değişiklik ülkenin hemen
her alanında hızla merkezileşme
ve otoriterleşmesinin temellerini
sağlamlaştırmaktadır.
İstanbul’un bugün ve gelecek
kuşaklar açısından yaşanabilir
bir kent haline bürünebilmesi
için öncelikle kamu yararından,
şehircilik ilkelerinden yana;
doğal varlıkları, ekolojik, tarihi,
kültürel, toplumsal değerleri
koruyan, yaşatan, geliştiren,
birarada yaşama kültürünü
büyüten katılımcı, müzakereci,
dinamik ve eşitlikçi bir planlama
anlayışının hayata geçirilmesi
gerekmektedir. Planlama,
özellikle kamu eliyle yaratılan
rantın belirli kişilere dağıtım aracı
olarak kullanılmamalı, kamu
yararına aykırı, yasa dışı plan
değişiklikleri durdurulmalıdır.
Kamuya ait arazi ve yapıların satışı
ya da özelleştirilmesi yöntemleri
ile elden çıkarılmasına son
verilmelidir. Son bir-iki yılda dahi,
Etiler Polis Meslek Yüksekokulu,
Fulya Transfer Merkezi, Zincirlikuyu
Karayolları Arazisi, İETT Arazisi,
birçok Askeri Alan, Cevizli Tekel
Fabrikası, Haydarpaşa ve Galata
Limanları, Haliç Tersanesi
gibi büyük ölçekli birçok alan
özelleştirilip, plan değişiklikleri ile
ayrıcalıklı imar rantları yaratılarak
belirli sermaye gruplarının
hizmetine sunulmuştur.
Her türlü kentsel yerleşimde
olduğu gibi İstanbul’da da temel
kamu hizmetlerine kamusal alan
sorumluluğu ile yaklaşılmalı,
temel insan ihtiyaçlarının
karşılanmasında kâr amacı
gütmeyen, güvenlikli, ucuz,
erişilebilir, temiz hizmet üretme
anlayışı geliştirilmelidir. Özellikle
İstanbul gibi milyonlarca dar
gelirli ve yoksul yurttaşın yaşadığı
bir kentte kent merkezlerindeki
arazi rantının yüksek olduğu
alanlardaki eğitim tesislerinin,
kamu hastanelerinin kapatılarak
yerlerine lüks konut, alışveriş
merkezi vb. gibi tesislerin inşa
edilmesi girişimleri ile birlikte
özelleştirme ve ticarileştirmenin
bir sonucu olarak “entegre
hastane kampüsü” girişimleri,
sayı 130/2014
31
sonuç bildirgesi
kamusal hizmetlerin sunumunda
hayati tehlikelerin yaşanacağı
bir dönemi işaret etmektedir.
Bugün Şişli Etfal, Taksim İlk
Yardım, Numune, Samatya, Çapa,
Cerrahpaşa Hastanesi gibi kamu
hastaneleri bu dönüşüm sürecinin
baskısı altında bulunmaktadır.
Kent içi ulaşımda bütüncül
yaklaşımdan yoksun noktasal,
plansız ve parçacıl kentsel
gelişmeler ile kentin kontrolsüz
büyümesinden kaynaklanan
sorunların çözümüne
“erişilebilirlik” amacı ile
yaklaşmayan, bunun yerine
özel araç odaklı, günübirlik
geçici çözümler üreten yaklaşım
İstanbul’u bir sorun yumağına
dönüştürmüştür. İBB’nin yapmış
olduğu Çevre Düzeni Planında
yer almayan ve aslen bir emlak
sektörü yatırımı olan, güzergahları
yanlış projelendirilen 3. Köprü’yü
bir ulaşım projesi olarak lanse
etmek, bilimsel planlama kriterleri
açısından sadece abesle iştigal
etmektir. Bir seçim yatırımı olarak
hizmete sunulan metrobüs bile
henüz daha 1. Yılını doldurmadan
kapasitesini çoktan aşmış,
mevcut yerel yönetim henüz
yapmadığı metro yatırımlarının
propagandasını yaparak,
kendisiyle övünç duymaktadır.
Bu noktada insan odaklı, doğa
ile uyumlu planlama yaklaşımı
benimsenerek, ulaşım hizmetine
yaya, engelli, yaşlı, yoksul
demeden, her kesimin eşit
erişiminin sağlanması temel
amaç olarak belirlenmelidir.
Kent içi ulaşımda, emekçi
kesimlerin yaşadığı semtler
için “pozitif ayrımcılık” olarak
tanımlanabilecek düzenlemeler
yapılmalıdır. Kentsel mekânın
oluşturulmasında güvenli,
entegre toplu taşıma sisteminin
geliştirilmesi, deniz ve raylı
sistemin ulaşım sistemi
içerisindeki payının arttırılması,
bisiklet yollarının, yaya yollarının
32
sayı 130/2014
sürekliliği, güvenliği ve
erişilebilirliğinin sağlanması, kent
içi arazi kullanım politikası olarak
yolculuk talebinin azaltılması
temel ilkeler olarak uygulamaya
geçirilmelidir.
Cinsiyete, yaşa, etnik kökene,
dine, bedensel ya da zihinsel
yeterliliğe dayalı ayrımcılık,
sadece kentlerin değil tüm
insanlığın sorunudur. İstanbul
bu ayrımcılığın, çatışmanın ve
hatta yok ediciliğin yoğun bir
biçimde yaşandığı bir kent haline
gelmiştir. Dolayısıyla hiç vakit
kaybetmeden, kentsel/toplumsal
yaşamda cinsiyet ayrımcılığının
önüne geçecek her türlü sosyal,
ekonomik, hukuki düzenlemelerin
gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kentin bütün sokaklarının,
istihdam olanaklarının, sosyal
hizmetlerinin tüm cinsiyetçi
politikalardan arındırılmış biçimde
daha erişilebilir, daha güvenli ve
nitelikli hale getirilmesi ivedilikle
gerçekleştirilmelidir. Yaşlılar ve
düşkünlerle birlikte, kentlerde
yaşayan tüm engellilerin,
toplumsal hayat içerisinde
engeli bulunmayan bireyler kadar
eşit hak ve yükümlülüklere
sahip oldukları tartışmasız bir
gerçektir. Ancak mevcut merkezi
ve yerel yönetimler bu konuda
uygulamakla yükümlü oldukları
yasal zorunlulukları yerine
getirmemekte engellilerin kentsel
ve toplumsal yaşama katılımını
kolaylaştıracak projeler adeta
bir “lütuf” olarak sunulmaktadır.
Engelli yurttaşlarımızın tüm
kamusal alanlarda eşit olarak
var olabilmeleri için mekansal
tasarım ilkeleri geliştirilmeli
ve uygulanmalıdır. İstihdam
olanakları geliştirilmeli,
çalışamayan engellilerin
kamu hizmetlerinden ücretsiz
yararlanmaları sağlanmalıdır.
Toplumcu bir bakış açısıyla,
engelli kentlilere yönelik
sosyal hizmet uygulamaları
geliştirilmelidir. Tüm bunlarla
birlikte etkin-özerk-demokratik
bir kent yönetimin gereği olarak
karar mekanizmalarında tüm
dezavantajlı kesimlerin var
olabilmesinin önü açılmalıdır.
Son 10 yılı aşkın bir süredir
İstanbul’un hemen tamamı
topyekun bir şekilde kentsel
dönüşüm alanı ilan edilmiştir.
Sulukule’de, Tarlabaşı’nda
Ayazma’da… ve daha
birçok yerde gerçekleşen
uygulamalar bölge halkının
yıllardır yaşadıkları yerlerden
zorla tahliye edilmelerine,
işlerini kaybetmelerine,
borçlandırılmalarına, sosyal,
ekonomik ve kültürel hak
ihlallerine maruz kalmalarına ve
insan hakları mağduriyetlerine
sonuç bildirgesi
Foto: Sefer Bayraktar - Wowturkey
yol açılarak, yıllarca kurdukları
ilişkilerinin yok olmasına yol
açmıştır. Boşaltılan tüm bu
yerlerin rantı, lüks konut ve
alışveriş merkezleri yapılarak;
inşaat şirketleri, yerel ve
merkezi idareler tarafından
paylaşılır iken toplumun büyük
çoğunluğunun yoksullaşmasına,
evsizleşmesine, kent çeperlerine
sürgün edilmesine neden olduğu
gözlenmiştir. Tarihi çevrelerde,
İstanbul’un titizlikle korunması
gereken mirası tamamen yok
edilirken, bir başka çözüm olarak
sunulan Fikirtepe gibi örnekler
ile yurttaşlar inşaat şirketlerinin
insafına terk edilmiş, bütüncül
planlama kararlarına aykırı inşaat
hakları yaratılmıştır. “Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkında Kanun” ile birlikte,
devletin üzerinde şekillenmesi
gereken “toplumsal adalet ve
eşitlik zemini” afete maruz
kalmıştır. Bugüne kadar Kanunun
uygulamalarına bakıldığında, “riskli
alan” olarak ilan edilen bölgelere
dair yeterli bilimsel araştırmanın
yapılmadığı, bu alanların özellikle
büyük gayrimenkul/inşaat
şirketlerinin lobi çalışmaları
sonucu ilan edildiği gün yüzüne
çıkmıştır. Bütünlükten kopuk
bir şekilde kent parçalarının,
“kentsel dönüşüm” adı
altında, içinde yaşayanlardan
bağımsız, yeni imar hakları
verilerek sermaye çevrelerine
pazarlanması, özelleştirilmesi,
satılması ya da tahsis edilmesi
belli kesimler için ‘köşe dönme’
aracı haline getirilmiştir.
Özellikle yoksul kiracılar için
barınma sorunu iyiden iyiye
çözümsüz hale getirilmektedir.
Sonuç olarak yıllardır
ülkemizde izlenen “ikiyüzlü”
kentleşme politikalarından yine
vazgeçilmemiş, “risk”, rant
aktarımının gerekçesi haline
dönüştürülmüştür.
Oysa ki, nitelikli, herkes için
sağlıklı ve güvenlikli barınma/
yaşama hakkını tesis etmek
devletin asli görevlerinden biridir.
Bu amaçla geliştirilmesi gereken
projelerde toplumsal, fiziksel,
doğal, çevresel ve ekonomik
koşullar birlikte ele alınmalı,
proje alanlarına yönelik planlama
kararları kent bütününe yönelik
kararlardan koparılmamalı, üst
ölçekli plan kararlarına aykırı
uygulamalardan kaçınılmalı,
projeler başta ulaşım kararları
olmak üzere, olası çevresel
etkileri analiz edilerek ele
alınmalıdır. Projeler temelde rant
artışının değil, can güvenliğinin
sağlanmasını ve yaşam düzeyinin
yükseltilmesini amaçlamalı,
kentsel dönüşüm projeleri
ayrıcalıklı imar hakkı sağlama
aracı olarak kullanılmamalıdır.
Yenileme, sağlıklaştırma ve
dönüşüm süreçleri şeffaf olmalı,
karar süreçleri, ilgili toplum
kesimlerinin tümünün katılımı
ile birlikte geliştirilmeli, bilgiye
kolayca erişebilme olanağı
yaratılmalı; yerinde dönüşüm
ilkesi, istihdam politikalarının
geliştirilmesi ve sosyal/kamusal
hizmetlerin etkinleştirilmesi
en önemli hedefler olarak
belirlenmelidir. Sağlıklı ve
güvenli yapı üretim ve denetim
sürecini ticari bir alan olarak
sermayeye teslim eden anlayış
bırakılmalı, kamusal denetim
etkinleştirilmelidir.
Tüm olumsuzluklara rağmen
bilimsellik, kamu yararı, doğayı
ve tarihsel mirası koruma ve
geliştirme ilkeleri çerçevesinde
İstanbul’un daha eşitlikçi,
yaşanabilir ve demokratik bir hâl
alabilmesi, her türlü baskı, zor,
şiddet vb. uygulamalara rağmen,
bizlerin bu yolda birleşerek,
ısrarla yürüteceği mücadeleler
ve büyüteceği dayanışma ile
mümkündür.
Tüm dünya görmüştür ki,
28 Mayıs 2013 tarihinden
itibaren daha yaşanabilir,
daha demokratik, doğadan,
özgürlükten, barıştan ve insandan
yana bir yaşam özlemi Gezi
Parkı ile simgeleşerek herkese
umut olmuştur. Gezi Parkı ile
ortaya çıkmış olan bu toplumsal
duyarlılık, yıllardır sürdürülen
toplumsal mücadelelerin
birikimi ile birlikte artık tek bir
ağacımızın dahi kesilmesine,
kamusal alanlarımızın ve
kaynaklarımızın talan edilmesine,
“ben yaptım oldu” diyerek
kentlerimizin/yaşamlarımızın
keyfi ve bilimden uzak bir
şekilde biçimlendirilmesine
izin vermeyecek; herkes
ormanına, suyuna, emeğine,
tarihine, mahallesine, esnafına,
komşusuna sahip çıkacaktır.
Yolumuz uzun ama yalnız değiliz!
Yolumuzu; Berkin’le, Ethem’le,
Ali İsmail’le, Ahmet’le, Hasan
Ferit’le, Mehmet’le, Abdullah’la,
Medeni’yle birlikte yürüyoruz.
sayı 130/2014
33
tebliğ
6 Mayıs 2014 Salı
Resmî Gazete Sayı: 28992
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NDAN
...................................................
MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMET BEDELLERİNİN HESABINDA KULLANILACAK
2014 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ HAKKINDA TEBLİĞ
16/7/1985 tarihli ve 85/9707 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Mimarlık ve Mühendislik
Hizmetleri Şartnamesinin 3.2 maddesi gereğince mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında
kullanılacak 2014 yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri, yapının mimarlık hizmetlerine esas olan sınıfı
dikkate alınarak inşaat genel giderleri ile yüklenici kârı dâhil belirlenerek aşağıda gösterilmiştir.
III. SINIF YAPILAR
A GRUBU YAPILAR
•3 metre yüksekliğe kadar kagir veya betonarme
ihata duvarı
•Basit kümes ve basit tarım yapıları
•Plastik örtülü seralar
•Mevcut yapılar arası bağlantı-geçiş yapıları
•Baraka veya geçici kullanımı olan küçük yapılar,
•Yardımcı yapılar (Müştemilat)
•Gölgelikler-çardaklar
•Üstü kapalı yanları açık teneffüs, oyun gösteri alanları
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
A GRUBU YAPILAR
•Okul ve mahalle spor tesisleri (Temel eğitim
okullarının veya işletme ve tesislerin spor salonları,
jimnastik salonları, semt salonları)
•Katlı garajlar
•Ticari bürolar (üç kata kadar - üç kat dâhil asansörsüz ve kalorifersiz)
•Alışveriş merkezleri (semt pazarları, küçük ve büyük
hal binaları, marketler, v.b.)
•Basımevleri, matbaalar
•Soğuk hava depoları
•Konutlar (dört kata kadar - dört kat dâhil asansörsüz ve/veya kalorifersiz)
•Akaryakıt ve gaz istasyonları
•Kampingler
•Küçük sanayi tesisleri (Donanımlı atölyeler,
imalathane, dökümhane)
•Semt postaneleri
•Kreş ve Gündüz bakımevleri, Hobi ve Oyun salonları
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
B GRUBU YAPILAR
•Entegre tarımsal endüstri yapıları, Büyük çiftlik
yapıları
•İdari binalar (ilçe tipi hükümet konakları, vergi
daireleri)
•Gençlik Merkezleri, Halk evleri
•Belediyeler ve çeşitli amaçlı kamu binaları
•Lokanta, kafeterya ve yemekhaneler
•Temel eğitim okulları
•Küçük kitaplık ve benzeri kültür tesisleri
•Jandarma ve emniyet karakol binaları
•Sağlık ocakları, kamu sağlık dispanserleri
•Ticari bürolar
•150 kişiye kadar cezaevleri
•Fuarlar
•Sergi salonları
•Konutlar
•Marinalar
•Gece kulübü, diskotekler
•Misafirhaneler, Pansiyonlar
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
160,00 TL/m2
B GRUBU YAPILAR
•Cam örtülü seralar
•Basit padok, büyük ve küçük baş hayvan ağılları
•Su depoları
•İş yeri depoları
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
100,00 TL/m2
I. SINIF YAPILAR
550,00 TL/m2
Yapının Birim Maliyeti
(BM) TL/m2
650,00 TL/m2
YAPININ MİMARLIK HİZMETLERİNE
ESAS OLAN SINIFI
B GRUBU YAPILAR
•Pnömatik ve şişirme yapılar
•Tek katlı ofisler, dükkan ve basit atölyeler
•Semt sahaları, küçük semt parkları, çocuk oyun alanları
ve müştemilatları
•Tarımsal endüstri yapıları (Tek katlı; prefabrik beton,
betonarme veya çelik; depo ve atölyeler, tesisat
ağırlıklı ağıllar, fidan yetiştirme ve bekletme tesisleri)
•Yat bakım ve onarım atölyeleri, çekek yerleri
•Jeoloji, botanik ve tema parkları
•Mezbahalar
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
350,00 TL/m2
C GRUBU YAPILAR
•Hangar yapıları (Uçak bakım ve onarım amaçlı)
•Sanayi yapıları (Tek katlı, bodrum ve asma katı da
olabilen prefabrik beton, betonarme ve çelik yapılar)
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
400,00 TL/m2
A GRUBU YAPILAR
•Kuleler, ayaklı su depoları
•Palplanj ve ankrajlı perde ve istinat duvarları
•Kayıkhane
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
250,00 TL/m2
II. SINIF YAPILAR
34
sayı 130/2014
A GRUBU YAPILAR
•Özelliği olan büyük okul yapıları (Spor salonu,
konferans salonu ve ek tesisleri olan eğitim yapıları)
•Poliklinikler
•Liman binaları
•150 kişiyi geçen cezaevleri
•Kaplıcalar, şifa evleri vb. termal tesisleri
•İbadethaneler (1000 kişiye kadar)
•Entegre sanayi tesisleri
•Aqua parklar
•Müstakil spor köyleri (Yüzme havuzları, spor salonları
ve statları bulunan)
•Yaşlılar Huzurevi, kimsesiz çocuk yuvaları, yetiştirme
yurtları
•Büyük alışveriş merkezleri
•Yüksek okullar ve eğitim enstitüleri
•Apartman tipi konutlar (Yapı yüksekliği 21.50 m.’yi
aşan)
•Oteller (1 ve 2 yıldızlı)
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
A GRUBU YAPILAR
•Televizyon, Radyo İstasyonları, binaları
•Orduevleri
•Büyükelçilik yapıları, vali konakları ve 600 m2
üzerindeki özel konutlar
•Borsa binaları
•Üniversite kampüsleri
•Yapı yüksekliği 51,50 metreyi aşan yapılar
•Alışveriş kompleksleri (İçerisinde sinema, tiyatro,
sergi salonu, kafe, restoran, market, v.b. bulunan)
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
C GRUBU YAPILAR
•Büyük kütüphaneler ve kültür yapıları
•Bakanlık binaları
•Yüksek öğrenim yurtları
•Arşiv binaları
•Radyoaktif korumalı depolar
•Büyük Adliye Sarayları
•Otel (3 yıldızlı) ve moteller
•Rehabilitasyon ve tedavi merkezleri
•İl tipi hükümet konakları ve büyükşehir belediye
binaları
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
1.600,00 TL/m2
D GRUBU YAPILAR
•Opera, tiyatro ve bale yapıları, konser salonları ve
kompleksleri
•Tarihi eser niteliğinde olup restore edilerek veya
yıkılarak aslına uygun olarak yapılan yapılar
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
1.900,00 TL/m2
800,00 TL/m2
C GRUBU YAPILAR
•Oteller ve tatil köyleri (5 yıldızlı)
•Müze ve kütüphane kompleksleri
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
Açıklamalar:
900,00 TL/m2
B GRUBU YAPILAR
•İş Merkezleri
•Araştırma binaları, laboratuarlar ve sağlık merkezleri
•Metro istasyonları
•Stadyum, spor salonları ve yüzme havuzları
•Büyük postaneler (merkez postaneleri)
•Otobüs terminalleri
•Eğlence amaçlı yapılar (çok amaçlı toplantı, eğlence
ve düğün salonları)
•Banka binaları
•Normal radyo ve televizyon binaları
•Özelliği olan genel sığınaklar
•Özellikli müstakil konutlar (villalar, teras evleri, dağ
evleri, kaymakam evi)
ve bu gruptakilere benzer yapılar
B GRUBU YAPILAR
•Kongre merkezleri
•Müze ve kütüphane kompleksleri
•Olimpik spor tesisleri - hipodromlar
•Bilimsel araştırma merkezleri, AR-GE binaları
•Hastaneler
•Havalimanları
•İbadethaneler (1000 kişinin üzerinde)
•Oteller (4 yıldızlı)
ve bu gruptakilere benzer yapılar.
1.400,00 TL/m2
V. SINIF YAPILAR
700,00 TL/m2
IV. SINIF YAPILAR
1.150,00 TL/m2
tebliğ
1)Benzer yapılar, ilgili gruptaki yapılara kıyasen uygulayıcı
kurum ve kuruluşlarca Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri
Şartnamesinin ilgili hükümlerinden yararlanılarak
belirlenecektir.
2)Tebliğin revizyonu çalışmalarında sınıfı veya grubu değiştirilen
veya tebliğden çıkarılan yapılar için, 2014 yılından önceki
tebliğlere göre yapı sınıfı ve grubu belirlenmiş mimarlık ve
mühendislik hizmetlerinde; belirlendiği yılın tebliğindeki yapı
sınıfı ve grubu değiştirilmeksizin 2014 yılı tebliğinde karşılığı
olan tutar esas alınmak suretiyle hesap yapılacaktır.
Tebliğ olunur.
sayı 130/2014
35
şubemizden
Şubemizden
haber ve duyurular
Sekiz Katlı Betonarme Bir Binanın Enerji Sönümleyiciler İle
Güçlendirilmesi / 7 Ocak 2014 Bakırköy / 8 Ocak 2014 Kadıköy / 9 Ocak 2014 Karaköy
Sekiz Katlı Betonarme Bir Binanın Enerji
Sönümleyiciler İle Güçlendirilmesi Uygulaması
başlıklı seminer Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy
temsilciliklerimizde gerçekleşti. Seminere
konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Suat YILDIRIM
katıldı. Seminerde, güçlendirme, sönümleme,
sürtünme tipi sönümleyiciler anlatıldı ve sismik
sönümleyici ile güçlendirme çalışmalarına örnekler
verilirken, sismik sönümleyici uygulamasının
ıslak beton imalatı olmamasından dolayı yapı
boşaltılmadan güçlendirme çalışması yapılabildiği
anlatıldı.
Yapı Denetimi Mevzuatında Kontrol Elemanlarının Yeri
10 Ocak 2014 Karaköy
İMO İstanbul Şubesi olarak düzenlediğimiz Yapı
Denetimi Mevzuatında Kontrol Elemanlarının
Yeri başlıklı Seminer Şubemizin Karaköy Hizmet
binasında gerçekleşti. 10 Ocak 2014 tarihinde
gerçekleşen seminere konuşmacı olarak Erhan
AYDIN (İnş. Müh. / İstanbul Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlüğü Yapı Denetim Şube Müdürü) ve Nihat
ÇIRALI (Y. Mimar / İstanbul Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlüğü Yapı Denetim Şb. Müdürlüğü) katıldı.
Seminerde yapı denetim sisteminde yardımcı
kontrol elemanlarının sorumlulukları ve yaşadığı
sıkıntılar üzerine değerlendirmeler yapıldı.
Üstten Temele (Top-Down) Yönteminde Proje ve Uygulama
Detayları (THY DO&CO Ortaköy Projesi Örneği)
14 Ocak 2014 Bakırköy / 15 Ocak 2014 Kadıköy / 16 Ocak 2014 Karaköy
Üstten Temele (Top-Down) Yönteminde Proje
ve Uygulama Detayları (THY DO&CO Ortaköy
projesi Örneği) başlıklı seminer Şubemiz, Kadıköy
ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti.
Seminere konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Zihni
TEKİN katıldı. Seminerde İstanbul ili, Ortaköy
ilçesinde, Fehime Sultan ve Hatice Sultan Yalıları
Restorasyon Uygulama Projesi kapsamında,
tasarımı geliştirilmekte olan THY - DO&CO ORTAKÖY
OTEL PROJESİ’nde uygulanan TOP-DOWN İnşaat
Yönteminine yer verildi. Ayrıca, projelerin tasarım ve
inşaat aşamaları, karmaşık proje ve detaylandırma
ve de uygulama süreçlerinden oluştuğu belirtildi.
36
sayı 130/2014
şubemizden
Yurdumuzdaki Sismik Yalıtım Uygulamaları
21 Ocak 2014 Bakırköy / 22 Ocak 2014 Kadıköy / 23 Ocak 2014 Karaköy
Yurdumuzdaki Sismik Yalıtım Uygulamaları başlıklı seminer Şubemiz,
Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti. Seminere konuşmacı
olarak İnş. Yük. Müh. Mehmet Emre ÖZCANLI katıldı. Seminerde
sismik yalıtım konusuna yönelik bilgiler aktarılırken, konuya ilişkin örnek
uygulamalara yer verildi. Seminerde, kauçuk izolatörler, yüksek ve düşük
sönümlü kauçuk izolatörler konusunda bilgiler aktarıldı. Dünyadaki
uygulamalar ve deprem performansları, İstanbul’daki deprem yalıtım
uygulamalarına yönelik bilgiler aktarılan seminerde, sismik kontrol
uygulanmış bina deprem enerjisinin izolatörler tarafından absorbe edildiği
ve binaların depreme karşı tepkilerini azalttığı belirtildi.
Betonarme Yapılarda Sünme ve
Büzülme Etkilerinin Hesabı
28 Ocak 2014 Bakırköy/29 Ocak 2014 Kadıköy/30 Ocak 2014 Karaköy
Betonarme Yapılarda Sünme ve Büzülme Etkilerinin Hesabı başlıklı
seminer Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti.
Seminere konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Bülent DEVECİ katıldı.
Seminerde betonarme yapılardaki sünme ve büzülme etkileri irdelenirken,
konuya ilişkin örnek problemler ve çözümlerine yönelik bilgiler aktarıldı.
Malzeme mühendisliği biliminde tanınmış bilim adamlarının yoğun
çalışmalar yapmasına rağmen, betondaki sünme ve rötrenin tahminine
dair teorilerin kabaca sonuç verdiği belirtildi.
Deprem Sonrasında Betonarme Binaların
Hasar Sınıf landırılmasında Kullanılacak
Yeni AFAD Hasar Tespit Formları
15 Nisan 2014 Bakırköy/16 Nisan 2014 Kadıköy/17 Nisan 2014 Karaköy
Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleştirilen
seminere konuşmacı olarak Doç. Dr. Beyza TAŞKIN katıldı. Seminerde,
deprem sonrasında betonarme binaların hasar sınıflandırılmasında
kullanılacak yeni AFAD Hasar Tespit Formlarının hazırlanmasına ilişkin
bilgiler aktarıldı. Yönetmelik esaslarına göre tasarlanmış bir binada hasar
koşullarına değinildi ve yapının rijitliğini değiştirecek müdahalelerin yapısal
hasar nedenleri arasında olduğu anlatıldı.
Jet Grouting Zemin Islah Tekniği Hakkında
Bildiklerimiz, Az Bildiklerimiz ve Hiç Bilmediklerimiz
22 Nisan 2014 Bakırköy / 24 Nisan 2014 Karaköy
İMO İstanbul Şubesi olarak düzenlediğimiz Dr. Baran ÖZSOY’un
konuşmacı olarak katıldığı Seminer Bakırköy temsilciliğimizde ve Karaköy
Hizmet Binamızda 22/24 Nisan 2014’de gerçekleşti. Seminerde Jet
Grouting Zemin Islah Tekniğinin Tanımı, Kullanılan Yöntemler, Tasarım
Prensipleri gibi konularına yer verildi. Ayrıca zemin ıslah yönteminin
kombine davranışı sağlamak için doğru yerde kullanılması ve sıvılaşma
potansiyeli olan yerlerde kazıklı çözüme gidilmesi durumunda önce
sıvılaşma potansiyelini düşürmek gerektiği anlatıldı.
sayı 130/2014
37
şubemizden
Betonarme ve Yığma Binalarda Depremden Sonra
Hasar Belirleme Yöntemleri / 29 Nisan 2014 Bakırköy /30 Nisan2014 Kadıköy
İMO İstanbul Şubesi olarak düzenlediğimiz Prof.
Dr. Alper İLKİ’nin konuşmacı olarak katıldığı
‘Betonarme ve Yığma Binalarda Depremden Sonra
Hasar Belirleme Yöntemleri’ başlıklı Seminer
Bakırköy ve Kadıköy temsilciliğimizde 29/30
Nisan 2014’de gerçekleşti. Eğilme ve kesme
hasarları, zayıf kolon-güçlü kiriş etkisi, yumuşak
kat, düşey taşıyıcı süreksizliği, kısa kolon etkisi gibi
konulara da yer verilen seminerde yapılan hasar
çalışmalarından örnekler aktarıldı.
ŞANTİYE MÜHENDİSLERİNE YÖNELİK SEMİNERLER
BETON KİMYASALLARI VE KULLANIM AMAÇLARI / 14 Nisan 2014
İnş. Yük. Müh. Tolga ILICA’nın konuşmacı
olarak katıldığı Seminer 14 Nisan 2014 tarihinde
Şubemizin Karaköy Hizmet Binasının Seminer
Salonunda gerçekleşti. Seminerde betonun;
ucuzluğu, şekil verilebilme kolaylığı, düşük bakım
maliyeti, dış etkilere (fiziksel, kimyasal, mekanik)
dayanıklılığı, çekme mukavemeti yetersizliğinin
çelik donatı takviyesi ile dengelenebilmesi, yüksek
basınç dayanımlarına ulaşılabilmesi, öngerme
yoluyla büyük açıklıkların geçilebilmesine imkan
tanımasından dolayı tercih edildiği anlatılıdı.
BİNALARDA SES YALITIMI VE UYGULAMALARI / 21 Nisan 2014
İMO Meslekiçi Seminerleri kapsamında Şantiye
Mühendislerine Yönelik Seminer Programı
kapsamında düzenlenen ‘Binalarda Ses Yalıtımı
ve Uygulamaları’ konulu seminer 21 Nisan 2014
tarihinde Şubemizin Karaköy Hizmet Binasında
gerçekleşti. Konuşmacı olarak İnş. Müh. Güneş
YÜZÜGÜR’ün katıldığı seminerde ses, ses yalıtımı,
sesin yayılması ve algılanması, ses kırılması, ses
basınç seviyesi konularında bilgiler aktarıldı.
BETONARME-ÇELİK BİRLEŞİM VE ELEMANLARDA ANKRAJ / 28 Nisan 2014
İMO Meslekiçi Seminerleri kapsamında Şantiye
Mühendislerine Yönelik Seminer Programı
kapsamında düzenlenen ‘Betonarme-Çelik Birleşim
ve Elemanlarda Ankraj’ konulu seminer 28
Nisan 2014 tarihinde Şubemizin Karaköy Hizmet
Binasında gerçekleşti. Konuşmacı olarak İnş. Yük.
Müh. Mehmet SOYDEMİR’in katıldığı seminerde
genel ankraj sistemleri konusunda bilgiler aktarıldı.
Tasarım ve uygulamadaki gereksinimlere ilişkin
örnek uygulamalara yer verildi.
38
sayı 130/2014
şubemizden
GENÇ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ÇALIŞTAYI / 26 Ocak 2014
Genç İnşaat Mühendisleri Çalıştayı Şube
Başkanımız Cemal GÖKÇE’nin konuşmasıyla
başladı. Çalıştay öncesinde yapılmış olan Genç
İnşaat Mühendisleri Anketi Memet KUTLU
tarafından değerlendirildi. Ankete katılanların
mezuniyet sonrası yaşanan sorunlara ilişkin %75.1’i
“düşük ücretler”, %73,6’sının ise tecrübe aranması
konusunda problem yaşadıkları belirtildi. Ankette
katılımcıların %50 ve üzeri hafta sonu çalıştırılmak,
düşük ücretler, uzun çalışma saatlerinden şikayetçi
olduklarına dikkat çekildi.
Birinci Oturum, Sibel SEVAT ve Aydın ÖZMEN
tarafından yönetildi. İş Ararken Karşılaşılan
Zorluklar ve Çözüm Önerileri başlıklı sunum Cem
KAFADAR tarafından sunuldu. Etkili ve verimli
özgeçmiş hazırlama, iş konusunda bir yerden
başlamanın önemi, iş görüşmesi, referansların
önemine değinildi.
Düşük Ücretler, Uzun Çalışma Saatleri, Kanuni
Haklar ve İş Güvenliği, Taner SAVAŞ (İMO İstanbul
Şubesi Hukuk Müşaviri) ve Beste ARDIÇ tarafından
sunuldu. İş sözleşmelerinin hazırlanması, iş
sözleşmelerinde süre, ücret, asgari geçim indirimi,
İşyeri değişikliği, fazla mesai konularına değinilirken
inşaatta işçi sağlığı ve güvenliği, A sınıfı ve C sınıfı
uzmanlık belgeleri, iş kazaları konularına yer verildi.
Demokrasi, Katılımcılık ve Örgütlenme konulu
öyleşiye konuşmacı olarak Bekir AĞIRDIR katıldı.
AĞIRDIR, Türkiye’de derin bir kutuplaşma olduğuna
vurgu yaparak, “Türkiye’de biz duygusu parçalanıyor,
biz derken ben de dahil Başbakan da başlarında
olmak üzere herkes biz derken aslında hepimizi
kastetmiyoruz. Hepimiz biz derken bizimkileri
kastediyoruz. Ben başı kapalıları saymıyorum, sizlerden
birisi Kürtleri bizim içine saymıyor, öbürü başı açıkları
saymıyor, ama hepimiz biz derken eksik bir biz tarif
ediyoruz. Dolayısıyla şimdi bu gerilimin içinden bakmak
demokrasi, katılım, örgütlenme meselesine çok
açıklayıcı değil.” diye belirtti.
İkinci oturum Demet ENGİN ve Temel PİRLİ
tarafından yönetildi. Bu oturumda İnşaat
Mühendisliği Eğitimi ve İnşaat Sektöründe
İstihdam problemleri konusu Prof. Dr. Yalçın
YÜKSEL tarafından anlatıldı. Türkiye’nin en
önemli problemlerinden olan çevresel problemler,
planlama ve yatırımlar ve bunlardaki çelişkilere
dikkat çekerek, bu konularda inşaat mühendislerine
önemli görevler düştüğüne işaret edildi ve sürekli
eğitim, etik, standart ve yönetmeliklerin uyulması
gereken başlıklar olarak dile getirildi.
İnşaat Mühendisleri Odası’nın Genç İnşaat
Mühendislerinin Meslek Hayatındaki Yeri konusunda
Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE tarafından sunuldu.
Can ve mal güvenliğinden sorumlu olan inşaat
mühendislerinin diploma dışında, mühendislikle
ilgili bilgilerin ve yeni teknolojilerin öğrenilmesinin
önemine değinen GÖKÇE, inşaat mühendisliği
mesleğini sürdürmek için inşaat mühendisliğinin
genel ve evrensel kuralları içerisinde hareket
edilmesinin bir zorunluluk olduğunu dile
getirdi. GÖKÇE, “İnşaat Mühendisleri Odası’nın
meslektaşlarıyla, yapı denetim kuruluşlarıyla,
mühendisleriyle yürütmüş olduğu mücadelenin
birlikte olmak istemesinin temel nedenlerinden
birisi de hangi düşünceye sahip olursa olsun inşaat
mühendisliği çerçevesinde, İnşaat Mühendisleri
Odası’nın kapsam alanı içerisinde sadece Odaya
üye olup ayrılmak değil, orada bir dayanışma ve
mücadele ruhu içerisinde hayatımızı sürdürmek
ve toplumcu mühendisler olarak mücadeleye
devam etmek konusudur” dedi. Çalıştay, kokteyl ve
Şubemizin müzik grubunun dinletisiyle sona erdi.
sayı 130/2014
39
şubemizden
MESLEKİÇİ EĞİTİM KURULU TOPLANTISI / 10 Mart 2014
Şubemiz Meslekiçi Eğitim Kurulu toplantısı 10 Mart
2014 tarihinde Şubemizde yapıldı. Şubemizin 2014
İlkbahar-Yaz dönemi meslekiçi eğitim çalışmalarının
15 Nisan 2014 tarihinde başlayıp, 12 Haziran
2014 tarihinde tamamlanmak üzere organize
edilmesi planlandı. Ürün ve tanıtım seminerlerine
ilişkin Şube Yönetim Kurulumuza gelen talepler
değerlendirildi. Toplantıya Zekai CELEP, Nusret
SUNA, Mustafa ALTINELLER, Murat Serdar KIRÇIL,
Özkan ŞENGÜL, Rezan BULUT, Fusun SÜMER
katıldı.
HASAR TESPİT EĞİTİMİ / 25 Ocak 2014
Odamız tarafından düzenlenen Hasar Tespit
Eğitimi’ne yönelik eğitim çalışması 25 Ocak
2014 tarihinde Şubemizin Hizmet Binasında
gerçekleştirildi. Binalardaki Deprem Hasarlarının
Sigorta açısından değerlendirilmesi (DASK), Hasar
Tanımı, Deprem sonucu oluşan yapısal ve yapısal
olmayan hasarlar, hasar tipleri, Betonarme yapılar
için, Yığma Yapılar için Hasar Tespit formunun
doldurulması, Sahada çalışma ve dikkat edilecek
hususlar, betonarme yapılar ve yığma yapılar için
uygulama (Prof. Dr. Alper İLKİ ve Cem DEMİR)
konuları üzerine bilgiler aktarıldı.
KAMULAŞTIRMA BİLİRKİŞİ YETKİ BELGESİ YENİLEME EĞİTİMİ
19-20 Nisan 2014
İMO Meslekiçi Eğitim Kurulu, 2009 yılında Bilirkişi
Yetki Belgesi almış olan üyeler ile 2007 ve 2008
yılında Bilirkişi Yetki Belgesi almış olan ancak
geçtiğimiz yıl yenileme eğitimine katılmamış olan
üyeler için 5 ilde eğitim düzenledi. Şubemizde
düzenlenen eğitime; yedisi Erzurum, Tekirdağ,
Diyarbakır, Gaziantep, Ankara, Balıkesir ve Bursa
Şube üyesi ve 33’ü İstanbul Şube üyesi toplam 40
kişi katıldı.
ENERJİ KİMLİK BELGESİ (EKB) UZMANLIĞI EĞİTİMİ
10-12 Ocak / 4-6 Nisan 2014
Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Uzmanlığı Eğitimi, 1012 Ocak, 4-6 Nisan 2014 tarihlerinde Şubemizin
Karaköy Hizmet Binasında gerçekleşti. Binalarda
Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında
gerçekleşen kursumuzda ilgili mevzuat ve Enerji
Kimlik Belgesi (EKB) sertifikasının düzenlenmesine
yönelik bilgilere yer verildi. Bakanlığın kursuna
katılarak eğitmen sertifikası alan Şubemiz
kadrosunda yer alan Hasan ÜNAL, Ebru SIR ve
Mete YILDIZ tarafından verildi.
40
sayı 130/2014
şubemizden
ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ
BAŞKONSOLOSU’NUN ŞUBEMİZİ ZİYARETİ
6 Mart 2014
Almanya Federal Cumhuriyeti Başkonsolosu ve
Konsolos Heyeti 6 Mart 2014 tarihinde Şubemizi
ziyaret etti. Ziyarette İstanbul ulaşımı, kent
planlaması, kentsel dönüşüm/yenileme ve
kentteki yatırımlar görüşüldü. Toplantıya Şube
Başkanımız Cemal GÖKÇE, Şube Sekreterimiz
Rezan BULUT ve Şube Sekreter Yardımcımız Fusun
SÜMER katıldı.
İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ
ÖĞRENCİLERİ LABORATUVARIMIZI
ZİYARET ETTİ / 4 Ocak 2014
İstanbul Arel Üniversitesi öğrencileri 4 Ocak
2014 tarihinde Şubemizin Beton Araştırma ve
Geliştirme Laboratuvarını ziyaret etti. Öğrencilere
laboratuvarda yapılan taze ve sertleşmiş beton
deneyleri, çelik çekme deneyi, taze betonda sıcaklık
ölçme, karot numune alımı, takometre ile yapı
elemanlarından donatı tespitine ilişkin bilgiler
aktarıldı.
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MEZUNLAR
DERNEĞİ YÖNETİM KURULU
ÜYELERİNDEN ŞUBEMİZE ZİYARET
5 Mart 2014
Yıldız Teknik Üniversitesi Mezunlar Derneği Yönetim
Kurulu Üyeleri 5 Mart 2014 tarihinde Şubemizi
ziyaret ettiler. İnşaat mühendisliği eğitiminin
bugünkü durumunun konuşulduğu ziyarette
Şubemizin yeni yönetim kuruluna başarılar dilediler.
İSTANBUL NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
ÖĞRENCİLERİ ŞUBEMİZİ ZİYARET ETTİ
15 Ocak 2014
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Bölümü öğrencileri Şubemizi ziyaret etti. Odanın
meslek yaşamlarındaki rolüne ilişkin bilgilerin
aktarıldığı toplantıya Şube Sekreteri Rezan BULUT,
Şube Sekreter Yardımcıları Funda KILINÇ SUVAKÇI,
Hasan ÜNAL ve Fusun SÜMER katıldı.
ÜRÜN VE BİLGİSAYAR TANITIM
SEMİNERLERİ / 21 Nisan 2014
Şubemizin düzenlediği
Fusun Tanoz
SARGEANT’ın
konuşmacı olarak
katıldığı Ürün
Tanıtım Seminerleri
kapsamındaki
‘MEVA Kalıp Tanıtım
Semineri’ başlıklı
Seminer 21 Nisan
2014’de gerçekleşti.
Seminerde beton kalıp
sistemlerinde plastik yüzeylerin avantajına ve rüzgar
perdelerinin yüksek yapı inşaatları sırasında verim
arttırıcı etkilerine değinildi.
sayı 130/2014
41
şubemizden
KENTSEL DÖNÜŞÜM PANELİ
15 Ocak 2014
Kadıköy içesindeki Mahalle Meclisleri tarafından 15
Ocak 2014 tarihide Barış Manço Kültür Merkezi’nde
bir panel düzenlendi. Panelde Fikirtepe’den başlayıp
giderek yaygınlaşan kentsel dönüşüm süreçleri ele
alındı. Panelde Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE
kentsel dönüşüme yönelik bir sunum gerçekleştirdi.
GÖKÇE, kimliği korunmuş bir kentte, kimlikli,
yenilenmiş bir çevrede yaşayanların dayanışma
duygusu güçlenmiş, sosyal ilişkileri güçlü bir kente
işaret etti.
9. ULUSAL BETON KONGRESİ HAZIRLIK
TOPLANTISI / 15 Mart 2014 Antalya
İMO İstanbul Şubesi olarak Antalya Şubesi ile
birlikte 2015 yılının Nisan ayında düzenleyeceğimiz
9. Beton Kongresi öncesi hazırlık toplantısı 15 Mart
2014 tarihinde Antalya’da yapıldı. Toplantıya Şube
Başkanımız Cemal GÖKÇE, Sayman Üyemiz Nusret
SUNA, Şube Sekreterimiz Rezan BULUT, Prof. Dr.
Hulusi ÖZKUL ve Doç. Dr. Özkan ŞENGÜL katıldı.
KENTLERİ YOK EDEN PROJELER
20 Mart 2014 İzmir
Kentleri Yok Eden Projeler konulu seminer 20
Mart 2014 tarihinde İMO İzmir Şubesi Konferans
Salonu’nda gerçekleşti. Şube Başkanımız Cemal
GÖKÇE, kentlerde yapılan, özellikle İstanbul’da
yapılan yanlış projelere ilişkin sunum gerçekleştirdi.
GÖKÇE, ulaşım konusunun bir arazi kullanım
konusu olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek,
ulaşımın kentsel planlama bilimi ve bilgisi içinde ele
alınması gerektiğini vurguladı.
BAĞZI ÇILGIN PROJELER / 20 Mart 2014 İzmir
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’na bağlı
öğrenci temsilcilikleri tarafından İzmir’de bulunan
dört üniversitede düzenlenen Toplumcu Mimarlık
Mühendislik Haftası 17-21 Mart 2014 tarihlerinde
42
sayı 130/2014
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Mühendislik
Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşti.
TMMOB belgeselinden bir bölümün gösterimiyle
açılışı yapılan etkinlikte “Toplumcu Mühendislik
ve TMMOB” konulu ilk toplantıya konuşmacı
olarak EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı
Mahir ULUTAŞ ile İMO İzmir Şubesi’nden Gürkan
ERDOĞAN katıldılar. Toplantı katılımcıların soru
ve katkılarıyla devam etti. Toplumcu Mühendislik
Mimarlık Haftası 17-18 Mart’ta DEÜ’de, 19-20
Mart’ta EÜ’de, 21 Mart’ta İYTE ve İKÇÜ’deki
etkinliklerle devam etti. Etkinliğin dördüncü günü
Ege Üniversitesi’nde yapılan bölümde Şube
Başkanımız Cemal GÖKÇE “Bağzı Çılgın Projeler”
başlıklı sunum gerçekleştirdi.
şubemizden
YAPILARIMIZIN DEPREM GÜVENLİĞİ VE 6306 SAYILI AFET RİSKİ ALTINDAKİ
ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ YASASI / 14 Mart 2014 Isparta-Burdur
İMO Antalya Şubesi tarafından düzenlenen
“Yapılarımızın Deprem Güvenliği ve 6306 Sayılı
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Yasası Konulu Bilgilendirme Toplantısı” Burdur
(Burdur Ticaret ve Sanayi Odası) ve Isparta (Barida
Hotel) temsilciliklerinde gerçekleşti. 14 Mart
2014 tarihinde gerçekleştirilen etkinliklerde Şube
Başkanımız Cemal GÖKÇE “Yapılarımızın Deprem
Güvenliği ve 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Yasası’na ilişkin bir
sunum gerçekleştirdi.
ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ
CUMHURBAŞKANI JOACHİM GAUCK’IN
DAVETİ / 21 Şubat 2014
Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joachim
GAUCK Almanya Başkonsolosluğu’nun Tarabya’daki
yazlık konutunda bir davet verdi. Davete, bazı Sivil
Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, bazı Meslek Odası
temsilcisi ve Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE katıldı.
Toplantıda İstanbul’un yapılaşması, 3. Köprü, 3.
Havaalanı gibi konulara ilişkin görüşler aktarılırken,
Gezi olayları üzerine değerlendirmeler yapıldı.
İSTANBUL SİT ALANLARI ALAN YÖNETİMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI / 29 Nisan 2014
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
tarafından İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi
çalışmalarına ilişkin ilgili meslek odaları ve sivil
toplum kuruluşları ile ortak bir çalışma yürütülmesine
yönelik yapılan değerlendirme toplantısı 29 Nisan
2014 tarihinde gerçekleşti. Avrasya Karayolu Tüp
Geçidi Projesi ve Tarihi Yarımada içinde yer alan
ulaşım, altyapı, yenileme ve benzeri büyük ölçekli
projelerin izlenerek raporlanması, olası tehdit ve geri
dönülmez zararlara dikkat çekmek ve engel olabilmek
için gerekli kurumlara iletilmesi amacıyla düzenlenen
toplantıya Şube Sekreterimiz Rezan BULUT katıldı.
YEREL YÖNETİMLER KENTLEŞME VE DEMOKRASİ SEMPOZYUMU / 23-24 Ocak 2014
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent
Şubesi tarafından düzenlenen Yerel Yönetimler
Sempozyumu Kadıköy Halk Eğitim Merkezi,
Bahariye/İstanbul’da gerçekleşti. Kentleşme
ve Yerel Yönetim Politikaları, Kentsel Dönüşüm,
Kentsel Hizmetler ve Planlama Politikaları, Kent
ve Yaşam Hakkı, Doğal Çevre, Kültürel Miras
ve Kentsel Kimlik, Kent, Kültür, Demokrasi gibi
konuların ele alındığı Sempozyumda Kentsel
Hizmetler Ve Planlama Politikaları başlıklı oturum
Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE tarafından
yönetildi.
CHP KADIKÖY BELEDİYE BAŞKAN ADAYI AYKURT NUHOĞLU İLE TOPLANTI / 24 Mart 2014
CHP Kadıköy Belediyesi Başkan Adayı’nın da katıldığı toplantı Mimarlar Odası Anadolu 1. Büyükkent
Bölge temsilciliğinde gerçekleşti. 24 Mart 2014 tarihinde gerçekleşen toplantıya Şube Başkanımız Cemal
GÖKÇE, Yönetim Kurulu üyemiz İsmail UZUNOĞLU ve Yönetim Kurulu yedek üyemiz Betül BAYSAL katıldı.
sayı 130/2014
43
şubemizden
İMO 43. DÖNEM 4. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI / 10 Nisan 2014 Ankara
Odamız, 43. Dönemin son Danışma Kurulu
toplantısını 10 Nisan 2014 tarihinde Teoman Öztürk
Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi. Danışma
Kurulu “44. Olağan Genel Kurul hazırlık çalışmaları”
gündemiyle toplandı. Toplantının açılış konuşmasını
yapan İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ,
43. Çalışma Dönemi boyunca şube ve merkez
kurullarında görev alan üyelere teşekkür etti ve Genel
Kurula sunulacak olan yönetmelik ve bütçe uygulama
esaslarına ilişkin çalışmalara yönelik taslaklarla ilgili
konuları açıkladı. Toplantı kurul üyelerinin, gündeme
ilişkin görüş bildirmeleri ile sona erdi.
Toplantıda sırasıyla Hakkı Nadir ÇELEBİ, Ahmet
GÖKSOY, Haluk SELÇUK, Alifer ATASEVER, Ferhat
DEMİR, Fikret Kemal YILDIRIM, Turan KAPAN,
Dursun BULUT, Gülümser HIZAL, Hülya ALTUN,
Bülent ERKUL, Rıfat YÜZBAŞIGİL, Özer AKKUŞ,
Murat GÖKDEMİR, Kamuran TURGUT, Ayhan
EMEKLİ, Ali Fuat GÜNAK, Fatih YAZICI, Cevat
ÖNCÜ, Meral SARAÇ ÇAVGA, Basri AKYILDIZ,
Rezan BULUT, Mustafa YAYLALI, Jale ALEL, Nusret
SUNA, Necati ATICI ve Osman TAŞSETEN söz aldı.
Toplantıya Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE, Sayman
Üyemiz Nusret SUNA, Sekreter Üyemiz Murat
Serdar KIRÇIL, Şube Sekreterimiz Rezan BULUT ve
Danışma Kurulu üyeleri Hakkı Nadir ÇELEBİ, Mete
AKALIN, Murat GÖKDEMİR, Dursun BULUT katıldı.
İMO İSTANBUL ŞUBESİ TMMOB İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU
TEMSİLCİLERİ VE KURUL TEMSİLCİLERİ BELİRLENDİ
Şubemiz ve Şubemize bağlı il temsilciliklerine
yönelik il koordinasyon kurulunda görev alan asıl ve
yedek üyelerimiz; TMMOB İstanbul İl Koordinasyon
Kurulu Temsilci (Asıl) İsmail UZUNOĞLU, TMMOB
İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Temsilci (Yedek):
Caner ZAFER olarak belirlenmiştir.
Ölçü Dergisi Yarın Kuruluna Sadık DUMAN, İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Kuruluna Şadi KARAASLAN
ve Cihan TAŞDEMİR görevlendirilmiştir.
TMMOB İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU VE İSTANBUL BİLEŞENLERİ
YÖNETİM KURULU ORTAK TOPLANTISI / 7 Nisan 2014
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu ve İstanbul
Bileşenleri Yönetim Kurulu Ortak Toplantısı TMMOB
Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde
gerçekleşti. TMMOB Başkanı Mehmet SOĞANCI’nın
ve İstanbul Milletvekili Haluk EYİDOĞAN’ın da yer
aldığı toplantıya Şubemizden Cemal GÖKÇE, Murat
Serdar KIRÇIL, Nusret SUNA, İsmail UZUNOĞLU,
Rezan BULUT katıldı.
TMMOB 42. DÖNEM 4. DANIŞMA KURULU / 22 Şubat 2014
TMMOB 42. Dönem 4. Danışma Kurulu toplantısı
22 Şubat 2014 tarihinde TMMOB Teoman
Öztürk Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisi’nde yapıldı.
Toplantıda 42. Dönem çalışmaları değerlendirildi
ve TMMOB 43. Genel Kurulu‘na ilişkin öneriler ele
alındı. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
SOĞANCI’nın TMMOB‘nin 42. Dönem çalışmalarını
değerlendirdiği konuşmasıyla başladı. Danışma
Kurulu‘na Şubemizden Cemal GÖKÇE, Nusret
SUNA, Temel PİRLİ ve Aydın ÖZMEN katıldı.
44
sayı 130/2014
şubemizden
GENÇ-İMO ÜNİVERSİTE TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI / 8 Şubat 2014
Genç-İMO 7. Öğrenci Meclisi’ne hazırlık hedefli
Üniversite Temsilcileri toplantısı 8 Şubat 2014
tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda
Genç-İMO çalışmaları değerlendirildi. Genç-İMO
6. Dönem Konseyi tarafından İMO Rüştü Özal
Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya
geçtiğimiz Aralık ayında yapılan Genç-İMO temsilci
seçimlerinde belirlenen üniversite temsilcileri
katıldı.
KANDİLLİ RASATHANESİ DEPREM ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ’NE
TEKNİK GEZİ / 3 Mart 2014
Şubemizin Genç-İMO öğrencileri tarafından
gerçekleştirilen Kandilli Rasathanesi Deprem
Araştırma Enstitüsü (KRDAE)’ne yapılan teknik
gezi 3 Mart 2014 tarihinde gerçekleşti. Gezi
çerçevesinde Prof. Dr. Erdal ŞAFAK tarafından
Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalında yapılan
çalışmalar hakkında genel bilgi verildi. Sarsma
Masası Laboratuvarı - Erken Uyarı ve Hızlı Müdahale
Sistemi Merkezi, Ulusal Deprem İzleme Merkezi’nin
gezildiği etkinlikte Dr. Doğan KALAFAT ve Dr.
Kıvanç KEKOVALI tarafından Ulusal Deprem İzleme
Merkezi faaliyetleri hakkında bilgiler alındı. Ayrıca
Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Eğitim
Müzesi ziyaret edildi.
5. MÜHENDİSLİK VE ŞEHİRCİLİK GÜNLERİ / 3-7 Mart 2014
TMMOB öğrencileri tarafından bu yıl beşincisi
düzenlenen Mühendislik ve Şehircilik günleri 3-7
Mart 2014 tarihleri arasında 12 farklı üniversitede
yapılan etkinliklerle gerçekleştirildi. Etkinlikler
TMMOB’a bağlı meslek odalarının öğrencileri
tarafından düzenlendi. İMO İstanbul Şubesi GençİMO öğrencileri de bu etkinliğe katıldı.
İSTANBUL’DA ULAŞIM
3 Mart 2014
İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu
Proje Yönetimi Kulübü tarafından düzenlenen
İstanbul’da Ulaşım konulu sempozyum Aydın
Üniversitesi Florya Yerleşkesi A Blok Konferans
Salonu’nda gerçekleşti. Sempozyumda Şube
Başkanımız Cemal GÖKÇE İstanbul ulaşımı
konusunda bir sunum gerçekleştirdi.
GENÇ-İMO BİLGİLENDİRME
KONFERANSI / 28 Şubat 2014
Öğrenci üyelerimize yönelik Bilgilendirme Konferansı
Şubemizin Karaköy Hizmet Binası Konferans
Salonunda 28 Şubat 2014 tarihinde yapıldı.
Genç-İMO’nun dönem içi çalışmaları ve yapılacak
etkinliklere ilişkin görüşler aktarıldı.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE ÇALIŞMA ALANLARI VE YÜKSEK LİSANS GÜNLERİ/17-21 Mart 2014
Genç-İMO ve İTÜ Yapısal Tasarım Kulübü
Etkinlikleri kapsamında İnşaat Mühendisliğinde
Çalışma Alanları ve Yüksek Lisans Günleri (1721 Mart 2014) İnşaat Mühendisliği öğrencileri
için İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri
tarafından gerçekleştirildi. Etkinlik çalışması inşaat
sektöründeki çalışma alanları ve ana bilim dalları
hakkında bilgi edinebilecek panellerden oluştu.
sayı 130/2014
45
şubemizden
TUNA TAKSİM OTEL PROJESİ
İNŞAATI / 13 Nisan 2014
Genç-İMO İstanbul Şube öğrencilerimiz
Tuna Taksim Oteli’ne bir teknik gezi
gerçekleştirdi. Teknik gezide Korhan
MİREN (Proje Müdürü) tarafından
projeye ilişkin öğrenci üyelerimize
bilgiler aktarıldı.
İZMİT KÖRFEZİ GEÇİŞ KÖPRÜSÜ
TEKNİK GEZİSİ / 19 Nisan 2014
Genç-İMO ve İTÜ Yapısal Tasarım Kulübü
İzmit Yalova Geçiş Köprüsüne bir teknik
gezi düzenledi. Teknik gezide Karayolları
Bölge Müdürlüğü’nden Başmühendis
Erdoğan DEDEOĞLU tarafından projeye
ilişkin bilgiler aktarıldı.
KİTAP TANITIMI
ÇUBUKLARIN MUKAVEMETİ
Uğur Ersoy/ Hilmi Luş/ Erdem Canbay/ S. Tanvir Wasti
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
Uzun bir geçmişi olan katı cisimler mekaniği, Türkçedeki yaygın ismiyle mukavemet, birçok
mühendislik dalı için vazgeçilmez öneme sahip temel bir konudur. Mukavemetin hem geniş
kapsamlı oluşu hem de yeni malzeme, kuram ve çözüm teknikleriyle daha da genişlemeye
devam etmesi yüzünden tek bir kitapta ele alınması mümkün değildir. Öte yandan
mühendislik eğitiminde, klasik malzemelerden üretilmiş ve uygulamada sıklıkla kullanılan
yapı elemanlarıyla ilgili temel bilgilerin ele alınması, genellikle lisans eğitimi sırasında
gerçekleşir. Çubukların Mukavemeti böyle bir temel eğitimde yer alması beklenebilecek konu
başlıklarını içermektedir. Kuşkusuz hakkında birçok dilde çok sayıda kitap yazılmış bir alanla ilgili tümüyle yeni birşeyler
söylemek zor olsa da, gerek eldeki bilgilerin derlenip düzenlenmesi ve aktarılması sırasında gözetilen ayrıntılar gerekse
paylaşılan kişisel deneyimler okuyucuya farklı bakış açıları kazandıracaktır. Bu kitapta, yazarlarının Boğaziçi Üniversitesi
ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde edindikleri deneyimlerine dayanarak yaptıkları ortak çalışmayla, iki esas amaç
gözetilmiştir. Bunlardan ilki, konuların daha en başından uygulama deneyimleriyle aktarılması, uygulamalardan
esinlenilmiş çok sayıda örnek barındırması ve konunun yalnız matematiğine değil aynı zamanda, hatta daha fazlasıyla,
fiziğine vurgu yapılmasıdır. İkinci amaç ise yazarlarının çok önem verdiği Türkçe bilim dilinin yerleşmesi ve gelişmesine
katkı sağlamaktır. Kitap, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) - “Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödülleri” (TEÇEP) kapsamında
Telif Ödülüne layık görülerek, 2014 yılı Kayda Değer Eser Ödülü (Mansiyon) alan eserler arasında yer almıştır.
Sayın Uğur ERSOY, Sayın Hilmi LUŞ, Sayın Erdem CANBAY ve Sayın S. Tanvir WASTI’yi İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Tebrik
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Bülent AKBAŞ Profesör ünvanı;
YTÜ Öğretim Üyesi Mehmet BERİLGEN Profesör ünvanı;
İTÜ Öğretim Üyesi Konuralp GİRGİN Profesör ünvanı;
İTÜ Öğretim Üyesi Hakan Nuri ATAHAN Doçent ünvanı
BÜ Öğretim Üyesi Özer ÇİNİCİOĞLU Doçent ünvanı;
BÜ Öğretim Üyesi Nilüfer ÖZYURT Doçent ünvanı;
YTÜ Öğretim Üyesi Berna AYAT Doçent ünvanı almıştır.
İMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu olarak tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
46
sayı 130/2014
şubemizden
Nikâh
27345 sicil numaralı üyemiz
Ali SARIÖZLÜ’nün kızı
Çiğdem SARIÖZLÜ,
Yaman Yaşar SÜRMEN ile
26 Ocak 2014’te;
83135 sicil numaralı üyemiz
Mehmet ŞENTÜRK,
Şeyma PIRASA ile
31 Ağustos 2013’de;
19382 sicil numaralı üyemiz
Meral ERTÜRK ve
18237 sicil numaralı üyemiz
Ahmet ERTÜRK’ün oğulları
Mahmut Evren ERTÜRK,
Margarita NEMOVA ile
14 Ekim 2013’de evlendi.
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
olarak mutluluklar diliyoruz.
Doğum
70502 sicil numaralı üyemiz Uğur SÜMENGEN’in
kızı Elâ 20 Eylül 2013’te;
15534 sicil numaralı üyemiz Şükrü ÖRS’ün
torunu Ege 16 Ocak 2014’te;
13613 sicil numaralı üyemiz Fevzi IŞIK’ın
torunu Kuzey 27 Mart 2014’te;
51836 sicil numaralı üyemiz Cüneyt ÖZTÜRK’ün
kızı Eylül İrem 8 Ocak 2014’te;
74455 sicil numaralı üyemiz Serhat YILMAZ’ın
kızı Asya 13 Mart 2014’te;
77891 sicil numaralı üyemiz Cihan ÖKÇE’nin
kızı Elif Ada 29 Nisan 2014’te;
63196 sicil numaralı üyemiz Mehmet BOZOK ve
eski Şube çalışanlarımızdan Sema KAÇMAZ BOZOK’un
oğlu Mert 25 Nisan 2014’te;
74253 sicil numaralı üyemiz Serkan HARMAN’ın
kızı Zeren 7 Kasım 2013’te dünyaya geldi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
Yönetim Kurulu olarak sağlıklı yarınlar diliyoruz.
VEFAT
• 13457 sicil numaralı üyemiz Hayati SİPER, 10 Aralık 2012’de;
• 25132 sicil numaralı üyemiz Hasan KARGIN, 12 Temmuz 2013’de;
• 27628 sicil numaralı üyemiz Uğur ÇALIŞKAN, 3 Ekim 2013’de;
• 7423 sicil numaralı üyemiz Aydın ALP, 14 Ekim 2013’de;
• 14194 sicil numaralı üyemiz Ahmet SÖZEN, 14 Ekim 2013’de;
• 40179 sicil numaralı üyemiz Mehmet COŞAR, 12 Ocak 2014’de;
• 24478 sicil numaralı üyemiz Yaşar Nesim MAĞİYA, 19 Ocak 2014’de;
• 10461 sicil numaralı üyemiz Onur ÖNSEL, 4 Şubat 2014’de;
• 1701 sicil numaralı üyemiz Ali Necdet ASLAN, 16 Şubat 2014’de;
• 29815 sicil numaralı üyemiz Kasım RENDECİ, 10 Kasım 2013’de;
• 96556 sicil numaralı üyemiz Ünal Barış COŞKUN, 10 Mart 2014’de;
• 18317 sicil numaralı üyemiz Erenos KÖŞKER, 12 Mart 2014’de;
• 337 sicil numaralı üyemiz Ömer Nazmi KINLI, 26 Mart 2014’de;
• 2522 sicil numaralı üyemiz Prof. Dr. Hüseyin S. CELASUN, 11 Nisan 2014’de;
• 5074 sicil numaralı Üyemiz Öztürk GÜNER, 17 Nisan 2014’de;
• 25827 sicil numaralı üyemiz Namık Kemal ECEVİT, 19 Nisan 2014’de;
• 16609 sicil numaralı üyemiz Zeynep Reyhan YURDAKUL AYOĞLU’nun annesi ve 16138 sicil numaralı üyemiz
Şevki AYOĞLU’nun kayın validesi Emine YURDAKUL, 21 Ağustos 2013’de;
• 31420 sicil numaralı üyemiz Adnan DEMİREL’in annesi ve 24446 sicil numaralı üyemiz Birsen DEMİREL’in
kayın validesi Meliha DEMİREL, 30 Ağustos 2013’de;
• 5919 sicil numaralı üyemiz İrfan BALİOĞLU’nun annesi Türkyıldızı BALİOĞLU, 19 Ocak 2014’de;
• 29104 sicil numaralı üyemiz İbrahim DOĞAN’ın annesi Elif DOĞAN, 12 Şubat 2014’de vefat etmiştir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak tüm yakınlarına başsağlığı dileriz.
sayı 130/2014
47
kültür
ve
sanat
kültür
sanat
kültür-sanat
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Funda
. . . .KILINÇ
. . . .SUVAKÇI
.....
İMO İSTANBUL ŞUBESİ MÜZİK GRUBU-YENİ YIL KONSERİ-1 ŞUBAT 2014
Tamamı inşaat mühendislerinden oluşan İMO İstanbul
Şubesi Müzik grubunun gerçekleştirdiği Yeni Yıl
Konserlerinin üçüncüsü 1 Şubat 2014 tarihinde Fevziye
Mekteplerinin katkılarıyla Işık Lisesi Muvaffak Benderli
Salonu’nda gerçekleşti. Şube Başkanımız Cemal
GÖKÇE’nin açılış konuşmasıyla başlayan konserde GÖKÇE,
İnşaat Mühendisliği konusu dışında meslektaşlarla bir
araya gelmenin önemini vurguladı. Müzisyen ve İnşaat
Yüksek Mühendisi Mircan KAYA yönetiminde çalışmalarını
sürdüren müzik grubumuz bu konserinde Anadolu’dan
halk türküleriyle sahne aldı. Müzik Grubu üyelerimiz
Ergün KORKMAZ (Klarnet), Ayhan ÇAKIR (Piyano-Vokal),
Aykun COŞKUN (Elektrik Gitar), Cansu KOPUZ (Yan
flüt), Korhan Deniz DALGIÇ (Bağlama), Halil DEMİREL
(Ney), Zelal ERTUĞRUL (Vokal) Funda KILINÇ SUVAKÇI
(Vokal), Mircan KAYA (Vokal)’den oluşurken İsmet KIZIL
(Perküsyon), Adem TEMİZ (Akordeon), Şenol CÜMBÜŞLÜ
(Kahon) ve Şaban GÖLGE (Keman) de konuk müzisyenler
olarak konserimizde yer aldılar. Konserimize çok sayıda
üyemiz katıldı.
ANADOLU’DA “BAŞLANGIÇ, HİTİT, URARTU, HELEN, VE ROMA DÖNEMİ SU SİSTEMLERİ” SERGİSİ
İnş. Yük. Müh. Mehmet Bildirici’nin “ANADOLU’DA
BAŞLANGIÇ, HİTİT, URARTU, HELEN, VE ROMA DÖNEMİ SU
SİSTEMLERİ” konulu sergi 14-25 Nisan 2014 tarihlerinde
Şubemizin Fuaye katında gerçekleşti. Şube Başkanımız
Cemal GÖKÇE’nin konuşmasıyla açılışı gerçekleşen sergide,
Hitit ve Urartu Dönemlerinin Su Yapıları, Helenistik, Roma,
Erken Bizans Dönemlerinin Su Yapıları, Selçuklu Ve Osmanlı
Dönemlerinin Su Yapılarından derleme çalışmaları yer aldı.
TEDİRGİN ZAMANLAR
Uğur Kökden
“Kendimi kalın camlı, kirli, dolayısıyla bulanık, eski bir vagon penceresine benzetiyorum. Yıllar boyu
sürmüş yolculuklardan sonra, enikonu yorgun düşmüş bir pencere!
Üstüne nice görüntüler, ışıklı kentler ve onların gölgeleri düşmüş bir aydınlık düzlem! Birden ani bir
biçimde parçalanıyor, sanki bir yere çarpıyor ya da bir şeyler ona çarpmakta. Sonra, geride en ufak bir
iz bırakmadan yok oluyor. Arkasında hiçbir parça, hiçbir leke, hiçbir anı kalmıyor. Tüm varlık ortadan
kalkıyor, yok oluyor, buharlaşıyor.”
Uğur Kökden 1971 ve 1980 darbelerini izleyen tutukluluklarını, dışarıya taşıdığı günlükleri 12 Mart
Günleri ve Uzun Gecenin Tutsakları’ndan sonra, Tedirgin Zamanlar’da ülke yaşamındaki bu iki keskin
kırılmanın öncesi, sonrası ve arasındaki günleri aktarıyor. 1966-88 yıllarını kapsayan bu günlükler
çağının sorunlarına ve ülkesinde olup bitenlere duyarlı bir aydının bir döneme tanıklığı. (Tanıtım Bülteninden)
48
sayı 130/2014