Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com 19 Aralık 2014 Cuma Domuzlar Körfezi’nde boğulan ‘komşuluk’ izolasyon sonrasında kendine geldi Tarihi bir düşmanlık daha sona erdi. Zorlu, tehlikeli, risklerle dolu soğuk savaşın yıkılmasından uzun süre sonra ABD ile Küba ‘kanka’ olmanın ilk adımlarını attı. Buna öncülük eden ise Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus oldu. Yeni dönemi değerlendiren ABD Başkanı Obama, “Zamanı geçmiş (Küba'yı izole etme) yaklaşıma son vereceğiz. Birçoğumuz doğmadan önce getirilen katı yaptırımlar ne Amerikalılar'a ne Kübalılar'a hizmet etti” dedi. “Küba halkı” diye seslenen Obama, Amerika dostluk elini uzatıyor… ABD, sıradan Kübalı'nın hayatını biraz daha iyileştirmek, biraz daha özgür ve refah kılmak için partner olmak istiyor” diye konmuştu. Beyaz Saray Sözcüsü Earnest ise, “İzolasyon politikası başarısızlığa uğradı, artık açıklık ve diyalog politikası yürütülmesi zamanı” dedi. ABD Başkanı Barack Obama ve Küba Devlet Başkanı Raul Castro, dostluk köprüsünün temellerini attı. ‘Domuzluk’ körfezde, düşmanlık mazide kaldı… Küba Devlet Başkanı Raul Castro da, “Eşit bir şekilde diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması konusunda anlaşmaya vardık. Bu, sorunun çözüldüğü manasına gelmiyor. Ülkemiz için büyük bir insani ve ekonomik hasara neden olan ekonomik, ticari ve finansal abluka son bulmalı” diye konuştu. HABERİ 12. SAYFADA ‘YERLİ MALI’ BİR DEĞERLENDİRME ‘Kazazede haklarını bilmiyor’ Güncel Sohbet adıl röportaj serimizde bu hafta trafik kazalarında yaralanan kazazedelerin haklarını konu edindik. Bu kapsamda Ünal Hukuk Bürosu’nun sahibi Avukat İbrahim Erdinç Ünal’ın görüşlerini aldık. Avukat Ünal anlattıkça, kazazedelerin bir çok hakkından bihaber olduğu ortaya çıktı. KENAN ERGEN’İN ROPÖRTAJI 4’TE “Her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan tutumluluk haftası ve yerli malı kullanımına her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz” diyen Çukurova üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, ‘Yerli Malı ve Tutum Haftası’ Kutlaması Nostalji Değil, Bir Anlayış Olmalıdır görüşünde. Çünkü… YARIN YEDİGÜN’de Emperyalizme karşı verdiği mücadelede Bolivya dağlarında hayatını kaybeden Che Guevera ve Küba’nın bağımsızlığına önderlik eden Fidel Castro sadece iki devrimci değil aynı zamanda mücadele ve silah arkadaşıydı. Ogünlere ait bu fotoğrafta yansıyan gülüş, bu gün birinin ruhunu diğerinin bedenini yaralıyor olmalı. Fidel, kahrından ölmezse iyi! Moral, mesaj, kararlılık Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Öncelikli Dönüşüm Programları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada moral ve mesaj verdi. Davutoğlu, “Petrol fiyatlarındaki 60 dolara geri dönüş ülke ekonomimize olumlu etki yapacaktır. Bu olumlu etkiyi, petrol fiyatlarındaki düşüşü tüketicimize, vatandaşımıza yansıtıyoruz, pompa fiyatlarında çok ciddi düşmeler oldu. Ama kesinlikle petrol fiyatlarının düşüşünden kaynaklanan bir gevşeme, disiplinden kopuş söz konusu olmayacak” dedi. Başbakan, "Özel amaçlı tasarruf mekanizmaları gerçekleştireceğiz. Altın bankacılığını geliştirecek ve destekleyeceğiz. Finansal istikrar gözetilerek ihtiyaç duyulan alanlarda kredi düzenlemelerine ilişkin çalışmalara devam edeceğiz" dedi. Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 8. Sayfada Fehmi Koru Aynı anda dünyanın bir başka köşesinde 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış Liderlerin Mevlana buluşması Hz. Mevlana'nın 741. vuslat yıl dönümü, Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenle kutlandı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. Başbakan Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu selamlaşarak tokalaştı. 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada Davutoğlu, “Uluslararası yükümlülükleri gözeterek lüks ve/veya ithalat yoğunluğu yüksek malları tespit edecek ve caydırıcı vergilendirme yapacağız. İçeride teknoloji yoğun, verimliliği artan sanayilere destek verirken dışardan gelecek lüks tüketim mallarına yönelik caydırıcı vergilendirmeler yapacağız” diye konuştu. www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi Gazetemizi https://www. /yedigun.gazetesi Davutoğlu, "Yerel yönetimlerin öz gelirlerini artıracağız. Bu, yerel yönetimlerin Türkiye'de hem gücünü artıracak hem de yerinden yönetim anlayışı yaygınlaşarak doğrudan halkla temas halindeki yerel yönetimlerin özgüven içinde kendi kaynaklarını kullanabilir hale gelmelerini sağlayacağız" şeklinde konuştu. Başbakan Davutoğlu şunları söyledi: “2014 yılında yüzde 15,5 olacağını tahmin ettiğimiz özel sektör yatırımlarının gayri safi yurtiçi hasılaya oranını 2018 sonunuda yüzde 19,3'e çıkarmayı, yatırım yeri tahsis miktarını artırmayı ve Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında ilk aşamada ilk 40 ülke arasına girmeyi amaçlıyoruz.” 2 SİNEMA TV / MAGAZİN 19 Aralık 2014 Cuma Türk seyircisi ‘CİN’den korktu... Cinleri konu alan "Dabbe: Zehr-i Cin", "Siccin" ve "Azazil: Düğüm", Türkiye'de 2014'ün en çok izlenen korku filmleri oldu. İSTANBUL - Son yıllarda hareketlenen Türk korku sineması, gün geçtikçe izleyenlerden daha büyük ilgi görüyor. Box Office Türkiye'den derlenen bilgilere göre, 12 Eylül'de vizyona giren Hasan Karacadağ'ın yönettiği "Dabbe" serisinin son filmi, "Dabbe: Zehr-i Cin" rekor sayıda izleyiciye ulaştı. 12 haftada 836 bin 232 kişi tarafından izlenen filmin toplam hasılatı, 8 milyon 335 bin 630 lira oldu. Türk sinemasında cin konusunu en sık kullanan ve seri korku filmlerine imza atan yönetmenlerden Karacadağ'ın filmi, Türkiye'de vizyona giren yerli ve yabancı korku filmleri arasında en yüksek gişe hasılatını yaptı. Karacadağ'ın "Dabbe" serisinde yer alan "Dabbe", "Dabbe 2", "Dabbe: Bir Cin Vakası", "Dabbe: Cin Çarpması" ve "Dabbe: Zehr-i Cin" filmleri, toplam 2 milyon 432 bin 840 kişi tarafından izlendi. Yönetmen Karacadağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk filmi "Dabbe"den beri, Türk korku sinemasında yerel, kültürel ve tarihi unsurların izleyiciyi korkutacağını iddia ettiğini belirterek, "İlk başlarda söylediklerim insanlara pek inandırıcı gelmiyordu. Aslında halkımız cin kavramından ya da kültürel kodlardan beslenen korku öğelerinden etkileniyordu fakat bunun sinemaya uyarlanamayacağı düşüncesi vardı" dedi. Cinler aleminin bilinmeyen ve görünmeyen bir alem olduğu için sinemaya nasıl uyarlanacağının sorgulandığını dile getiren Karacadağ, "Dokuzuncu filmimi çekiyorum. Zaman içinde izleyiciye bunu nasıl aktaracağımızı öğrendik. Son filmimi Türkiye'de yaklaşık 850 bin kişi, yurt dışında ise 150 bin kişi izledi. İzleyiciye, kendi kültürüne ve tarihine ait bir hikayeyi anlatmak ve bunu uluslararası korku filmlerinin kalitesinde yapmak çok önemli. Şu anda o kaliteye ulaşamamış hatta o kaliteyi geçmemiş olsak, bu kadar çok seyirciye ulaşamazdık. Demek ki, doğru yoldayız" diye konuştu. Türkiye bu yıl önemli isimleri kaybetti Türkiye bu yıl sanat, sinema, spor ve iş dünyasından tanınmış isimlerini kaybetti. İSTANBUL - AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, sanat dünyasındaki ilk kayıp "Bizimkiler" dizisindeki "Davut Usta" rolüyle hafızalarda yer eden Türk tiyatrosunun tanınmış ismi 72 yaşındaki Selçuk Uluergüven'le oldu. Uluergüven, uzun süre tedavi gördüğü Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Marmaris'te geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan dizi ve sinema oyuncusu 26 yaşındaki Huban Öztoprak da 11 günlük yaşam mücadelesine yenik düştü. Bu yıl yitirilen önemli isimlerden birisi de tiyatro ve sinemanın usta ismi sanatçı Çolpan İlhan oldu. 78 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Vizyona yeni girecek filmler "Kırımlı: Aşkta ve Savaşta", 2011 yılında hayatını kaybeden ve eserlerinin tamamında Kırım Tatar kültürünü, Kırım Türklerinin acılarını yansıtan Cengiz Dağcı'nın 1956'de yayınlanan ilk romanı "Korkunç Yıllar"dan yola çıkılarak senaryolaştırıldı. Yönetmen Burak Cem Arlıel imzası taşıyan filmin senaryosunu, Nil Ünsal ve Atilla Ünsal kaleme aldı. Murat Yıldırım, Selma Ergeç, Bülent Alkış ile Gülçin Santırcıoğlu'nun oynadığı filmde, 2. Dünya Savaşı sırasında Alman esir kamplarında tutulan Tatar esirlerin çektiği acılar ve yaşanan insanlık dramı anlatılıyor. 05:53 İstiklal Marşı ve Günün 05:55 Sarayın İncisi 07:00 Sabah Haber 08:15 Böyle Bitmesin 10:20 1'de Bugün 10:35 Beni Böyle Sev 13:00 Haber 13:15 Spor 13:18 Hava Durumu 13:25 1Çorba 13:30 Küçük Hanımefendi 15:00 1'de Bugün 15:15 Joker 16:45 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Yabancı Sinema "Neşeli Ayaklar" 21:50 Beni Böyle Sev 00:05 Joker 01:45 Yedi Güzel Adam 03:25 Yoldaki Haber 07:00 Selena 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Çocuklar Duymasın 14:50 Alemin Kıralı 16:30 Zahide ile Yetiş Hayata 18:55 Atv Ana Haber 20:00 Diğer Yarım 23:15 HAWAII FIVE 12 00:00 Hawaii Five 02:45 Sınırların Ötesinde 20:30 MEDCEZİR Yaman artık Mira’nın elini ne olursa olsun bir daha bırakmamaya kararlıdır. Nadir Baktıroğlu’nun hapse girmesi herkesin rahat bir nefes almasını sağlar. Selim onu hayat boyu içeride tutacak delilleri bir bir toplarken Cengiz’in de peşinde olduğunu hissettirir. Cengiz ise Nadir’le özgürlüğünün pazarlığını yapmaktadır. Nadir hakkındaki soruşturmanın derinleştirilmesi Sude’nin nefesini keser. İlhan, sevenlerini üzdü. Türk sinemasının belli başlı kötü adam karakterlerinden olan ve bir süre "Çocuklar Duymasın" dizisinde rol alan devlet sanatçısı Altan Günbay, tiyatro ve sinemada ''kötü adam'' rolleriyle tanınan Süheyl Eğriboz, "Ateş Böceği Yalçın" olarak tanınan ünlü komedyen Yalçın Otağı, "Tosun Paşa" filminde canlandırdığı "Küçük Enişte Bekir" karakteriyle ünlenen Tuncay Gürel, "Bizimkiler" ve "Perihan Abla" dizilerinin yapımcısı eski tiyatro oyuncusu Güner Namlı, Yeşilçam'ın usta isimlerinden Behçet Nacaroğlu ve "Bir Demet Tiyatro"da "Numan" karakteriyle bilinen tiyatrocu Volkan Saraçoğlu da sinema ve tiyatro dünyasında kaybedilenler arasında yer aldı. (AA) "Exodus: Tanrılar ve Krallar" İngiliz aktör Christian Bale ile Ben Kingsley, Sigourney Weaver, John Turturro ve Aaron Paul'un oynadığı "Exodus: Tanrılar ve Krallar" filminin yönetmenliğini Ridley Scott yaptı. Hz. Musa'nın hayatının önemli dönüm noktalarını konu edinen filmde, Hz. Musa'yı Christian Bale canlandırıyor. Firavun Ramses'in şiddetinden kaçmak için Hz. Musa'ya güvenen 600 bin kişiyle Hz. Musa'nın bin bir türlü engeli aşma çabalarını anlatan film; firavun yönetiminin başına gelen felaketler ve ordusunun denizde yok olması olayına odaklanıyor. 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:30 HAFTANIN ANNESİ 11:45 DÜNYAYI GEZİYORUM 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE? 15:00 SONGÜL KARLI İLE YENİDEN 16:45 HAFTANIN ANNESİ 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA 21.30 YABANCI SİNEMA 00:00 THE WALKING DEAD 00:50 YABANCI SİNEMA 02:40 YABANCI SİNEMA DARBE-TEKRAR 04:30 DÜNYAYI GEZİYORUM 05:30 FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE 05:40 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 20:30 medcezir 23:30 Yerli Dizi 01:20 Kim O! 21:30 BARBAR CONAN Orjinal İsmi:Conan The Barbarian Yönetmen:Marcus Nispel Oyuncular:Jason Momoa,Ron Perlman,Rose McGowan Yapım Yılı:2011 Tür:Aksiyon/Macera Conan, babasının ölümünden ve köyü Cimmerian’ın katledilmesinden sorumlu olan savaş lordunu öldürmek için yolculuğa çıkarken, savaş lordu Khalar Zym da Tamara isimli kadını bulmak için yolculuğa çıkmıştır. Düğün sahnesi için uyumadılar VAN - Türkiye ile İran arasında ilk olma özelliği taşıyan "Yarının Adı Başka" isimli sinema filmindeki düğün sahnesi, mahalle halkının da katımıyla soğuk havada çekildi. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yanı sıra sanatsal ve kültürel faaliyetlerin de geliştirilmesi adına Türkiye ile İran arasında bir süre önce ortak film yapımı anlaşması imzalandı. Filmin çekimleri için Edremit ilçesine bağlı Köprüler Mahallesi'ne plato kuran ekip, kış mevsimine ve soğuk havaya aldırış etmeden filmin çekimlerini sürdürüyor. Hikayesi Vanlı yönetmen Mustafa Delazy'e, senaryosu ise İranlı yönetmen Moharram Zeinal Zadeh'e ait olan ve bir çobanın hayatını konu alan "Yarının Adı Başka" isimli filmin en zor sahnelerinden olan düğün sahnesinin çekimi de gerek oyuncular gerekse mahalle halkı açısından şenlik tadında gerçekleşti. Havanın kararmasıyla başlayan çekimlerde, halk oyunları ekibi ve erbane grubunun yanı sıra mahalle halkı da rol aldı. Yaklaşık 300 kişinin katılımıyla gerçek bir düğün havasında yapılan çekimler, soğuk havaya rağmen gün ağarıncaya kadar devam etti. (AA) "Özgürlük Dansı" Ken Loach'ın yönettiği "Özgürlük Dansı"nın oyuncu kadrosunda Barry Ward, Francis Magee, Aileen Henry ile Simone Kirby gibi isimler rol aldı. Cannes Film Festivali'nde "Altın Palmiye" adayı olan filmde, Jimmy Gralton'un gerçek yaşam hikayesinden esinlenerek adalet ve özgürlük için sanata sarılan bir aktivistin toplumun bakış açısını değiştirme mücadelesi anlatılıyor. 00:00 Oynat Bakalım 01:00 Batman Dönüyor (Tekrar) 03:00 Aramızda Kalsın 04:45 Oynat Bakalım 05:45 Söyle Söyleyebilirsen 07:30 Batman (Tekrar) 08:10 Batman 09:05 Duck Dodgers (Tekrar) 09:30 Duck Dodgers 10:00 Aramızda Kalsın 13:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 14:30 Batman Daima 17:15 Ben Bruce Lee'yim 19:45 Uçan Kılıçlar 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım 11:00 Özledim Seni 13:00 Gün Arası 13:30 Çok Güzel Hareketler Bunlar 15:00 Evim Şahane 17:00 Arka Sokaklar 18:50 Koca Kafalar 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Arka Sokaklar 02,00 Büyük Hesaplaşma 00:30 HAWAİİ FİVE Hawaii Five-O CBS’de 19681980 yılları arasında 12 sezon yayınlanan polisiye dizisinin yeni versiyonu. 12 sene önceki diziyle aynı adı taşıyan dizinin yapımcıları Fringe dizisininde yapımcıları olan Alex Kurtzman ve Roberto Orci. Dizinin kadrosunda ise Lost‘tan tanıdığımız Daniel Dae Kim (Jin Kwon) var. Ayrıca 1 sezon yayınlanan Moonlight dizinin yakışıklı vampirini canlandıran Alex O’Loughlin,Scott Caan ve Grace Park’da dizinin kadrosuna dahil. Dizinin konusu önceki versiyonunda olduğu gibi sadece valiye hesap veren hawaii eyalet polisini ele alıyor. 19 Aralık 2014 Cuma Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin (ETÜ) Diyarbakır'daki bir tarihi mekanda açacağı fakülteye Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) onay vermesi durumunda önümüzdeki yıl hizmete girmesinin planlandığı bildirildi. TOBB ETÜ, Diyarbakır’da fakülte açacak Samsun Valisi Şahin, öğretmen Dilek Livaneli'yi başarı belgesiyle ödüllendirdi DİYARBAKIR - Sur ilçesinde daha önce Tıp Fakültesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü binası olarak kullanılan tarihi mekanın Diyarbakır Valiliği'nce fakülteye dönüştürülmesi için TOBB ETÜ'ye tahsisi yapıldı. Bir iş adamının yaptığı 3 milyon liralık harcamanın ardından metruk haldeki tarihi bina, restore edilerek, eğitime hazır hale getirildi. İlk etapta 300 öğrenci, daha sonra bin öğrencinin eğitim göreceği fakülte için YÖK'ten onay bekleniyor. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Ebubekir Bal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, valiliğin desteğiyle Milli Emlak Müdürlüğü'ne kayıtlı ve tescilli bulunan Sur ilçesindeki tarihi binanın Maliye Bakanlığı'nın onayı ile uzun süreli olarak TOBB ETÜ'ye kiralandığını anımsattı. Kiralanan binanın restorasyonu için hazırlanan projenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan geçmesinin ardından iş adamı tarafından onarıldığını kaydeden Bal, yapının fakülte binası olarak eğitime hazır hale getirildiğini söyledi. Fakültenin açılması için YÖK'ten onay beklendiğini dile getiren Bal, ilk etapta fakülte bünyesinde 2 bölüm açılacağını, bunların Ticari Bilimler ile Sağlık Bilimleri Bölümleri olacağını bildirdi. Bal, konuşmasını şöyle tamamladı: "Öğrenci sıkıntısı yaşanmayacaktır. Çünkü Diyarbakır'ın böyle bir fakülteye ihtiyacı var. Önümüzdeki 2015-2016 döneminde açılmasını arzuluyoruz. Binada herhangi bir sıkıntı bulunmuyor. Sadece demirbaş malzemeler alınacak. İlk etapta 300 öğrenci alınacak, daha sonra bin öğrenciye çıkarılması hedefleniyor." Bal, TOBB'nun "81 ilde 81 okul projesi"nin olduğunu, bu proje kapsamında Bağlar ilçesinde İmam Hatip Lisesi yaptırıldığını kaydetti. Lisenin 24 derslikli olacağını ifade eden Bal, "Lisenin yapımı tamamlandı. Önümüzdeki eğitim döneminde hizmete girecek. Lise 400 milyon 826 bin liraya mal olacak" ifadelerini kullandı. (AA) İstavrit balıkçıyı üzdü SAMSUN - Samsun Valisi İbrahim Şahin, Varkey Gems Vakfı Küresel Öğretmen Ödülü Komitesi'nin seçtiği "dünyada en iyi 50 öğretmen" arasında yer alan Çarşamba ilçesi Kumköy İlkokulu öğretmeni Dilek Livaneli'yi başarı belgesiyle ödüllendirdi. Vali Şahin, Livaneli'ye başarı belgesini, Samsun Olgunlaşma Enstitüsü çok amaçlı salonunda 4 ilçeden 250 okul müdürünün katıldığı toplantıda verdi. Livaneli'nin Samsun'un Çarşamba ilçesi Kumköy İlkokulunda yaptığı projelerini anlatan sunumla başlayan program, ödül töreniyle devam etti. Livaneli'yi tebrik eden Şahin, başarı belgesi verdiği Livaneli'ye başarı diledi. Şahin, eğitim konusunda çok çalışılması gerektiğini belirterek, eğitim konusunda mutlak suretle seferberlik ruhuyla hareket edilmesi gerektiğini anlattı. Livaneli ise bir köy okulu öğretmenliğinden küresel öğretmenliğe giden yolda kendisini destekleyen ve yalnız bırakmayan amirlerine, meslektaşlarına, velilerine ve öğrencilerine teşekkür etti. Program sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Livaneli, dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasına giren ilk Türk öğretmen olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Başarının tesadüf olmadığını, bunun için çok çalıştığını, mesleğini severek yaptığını aktaran Livaneli, "12 yıllık öğretmenim, yılların vermiş olduğu deneyimle mesleğime olan özverim ve öğrencilerime sevgimle harmanlanan bir ödül aslında bu benim için. Günün birinde fark edilebileceğimi düşünüyordum" diye konuştu. Bir gazetecinin, "başarısını neye borçlu olduğu" yönündeki sorusuna Livaneli, "Dünya çapındaki başarı imkansız değil. Hiçbir öğretmen için imkansız değil. Çünkü hangi meslekte olursa olsun işinizi sevdiğiniz zaman daha üretken, daha yaratıcı oluyorsunuz, daha farklı projeler geliştirmeye başlıyorsunuz ve sonrasında ödül kendiliğinden geliyor zaten" yanıtını verdi. (AA) TEKİRDAĞ - Eylülde "vira Bismillah" diyerek sezonu açan ve Tekirdağ limanlarında gırgır tekneleriyle istavrit avına çıkan balıkçılar, umduğunu bulamadı. Tekirdağ Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Erdal Coşkunçay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marmara Denizi'nde avlanan balıkçıların sezonun ilk günlerine bereketle başladıklarını ancak sonraki aylarda balık tutmakta zorlandıklarını söyledi. Marmara Denizi'nde gırgır tekneleriyle ava çıkan balıkçıların, sezona ümitli başladıklarını ancak avlanan balık miktarının beklentiyi karşılamadığını belirten Coşkunçay, "Sezona çok ümitli başladık ve sezonun ilk zamanlarında güzel ve bereketli avlarımız oldu ancak sonraki aylarda avladığımız balık miktarı azalmaya başladı" dedi. Coşkunçay, istavritin beklentiyi karşılamadığını vurguladı. İstavrit azlığının kendilerini üzdüğünü aktaran Coşkunçay, şöyle konuştu: "(Denizin kuru fasulyesi) dediğimiz ve vatandaşlar tarafından en çok talep edilen istavrit, bu sene yüzümüzü güldürmedi. Bu yıl avlanan istavrit miktarı, geçen yıla göre yüzde 70-75 daha az. Normalde kilogramı 9 - 10 lira olan istavrit tezgahlarda 15 liraya satılıyor." Tekirdağ'da balıkçılık yapan İdris Şeremet de olumsuz hava şartları nedeniyle palamutun Karadeniz'den Marmara'ya geçiş yapmadığını ve dolayısıyla zor durumda kaldıklarını belirtti. Palamutta kaybettikleri umudu çinakop ve lüfere bağladıklarını ifade eden Şeremet, şunları kaydetti: "Bir ara lüfer bizi umutlandırdı. Az da olsa ekmek alabildik lüferden. Sonra çinakop bekledik ve çinakop istediğimiz verimi verdi ama asıl bizi yıkan, şok eden istavrit. İstavrit yok. Az önce saydığım diğer balıkların hepsi göç balıkları. Hamsi, istavrit sabit olduğu için her gün bir şey avlayabiliyorsun. Her gün ekmek parası kazanıyorsun ama maalesef istavrit yok. Şu an istavrit balığı altın değerinde gidiyor, çinakoptan da üstün gidiyor. Hemen hemen lüfer ayarında satılıyor şu an. O yüzden biraz umutsuzuz." (AA) Şarıkamış şehitleri 3 gün sürecek etkinlikle anılacak KARS - Sarıkamış Harekatı'nda şehit olan 90 bin asker, üç gün sürecek etkinliklerle anılacak. Allahuekber Dağları'nda bundan 100 yıl önce yaşanan harekat sırasında şehit olan 90 bin asker için 2-4 Ocak 2015'te, kent merkezi ve Sarıkamış'ta programlar düzenlenecek. Anma kapsamında, Gençlik ve Spor, Aile ve Sosyal Politikalar ile Orman ve Su İşleri bakanlıkları, Başbakanlık Tanıtım Fonu, Kars Valiliği, Sarıkamış Kaymakamlığı ve Sarıkamış Belediyesi tarafından programlar gerçekleştirilecek. Kars'taki bir otelde, 2 Ocak'ta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca şehit yakınları ve gaziler onuruna yemek verilecek. Aynı gün Sarıkamış Kazım Karabekir Camisi'nde Mevlid-i Şerif programı düzenlenecek, ardından meşaleli yürüyüş yapılacak. Sarıkamış'ta, 3 Ocak'ta kardan heykeller ve resim sergisinin açılışı yapılacak, Sarıkamış BESYO Spor Salonu'nda "Sarıkamış Harekatı" konulu panel düzenlenecek, aynı salonda tiyatro gösterimi ve ağıt programı icra edilecek. Kızılçubuk mevkisinde 4 Ocak'ta düzenlenecek "Türkiye Şehitleriyle Yürüyor" adlı anma yürüyüşünün ardından yeni yapılan Sarıkamış Harekatı Anma Töreni Alanı'na çelenk sunumu yapılacak. Anma programları, Solo Türk gösterisiyle sona erecek.(AA) 3 Fehmi KORU fkoru@gmail.com fkoru@htgazete.com.tr yurt haberlerİ Aynı anda dünyanın bir başka LOS ANGELES BURASI Hollywood’un, Beverly Hills’in, Disneyland’ın bulunduğu, Okyanus sahilinde dev dalgalara karşı sörf yapılan bölgesi ABD’nin; güzelliği ve yakışıklılığıyla ünlü insanlarla omuz omuza gelmeyi beklediğiniz bir yer... Fakat benim bulunduğum noktadan, kentin merkezindeki J.W. Marriott Oteli’nin lobisinden, güzelliğin değil beynin ön planda geldiği bir başka Los Angeles görünüyor. Etrafım yaş ortalaması bayağı düşük yüzlerce kişiyle çevrili. Bir anda kendimi “Babil Kulesi”nde gibi hissediyorum; ortamda her dil konuşuluyor çünkü... Boyunlarındaki kimlik kartlarından buraya bir kongreye katılmak üzere geldikleri anlaşılıyor. Mühendislik kongresine... Gözlerimi ve kulaklarımı açınca, bütün bu insanların, elektrik-elektronik mühendisi oldukları ve bu yıl Los Angeles’ta yapılan kongrelerine katıldıklarını öğreniyorum. Dünyanın dört bir tarafından 1400’den fazla mühendis... Hepsi üniversitelerle irtibatlı ve alanlarında araştırmalarıyla tanınan insanlar. Son bir yıl içerisinde yürüttükleri araştırmaları farklı ülkelerden meslektaşlarına sunmak ve bulguları üzerinde onların görüşlerini almak üzere buradalar. Üç gün boyu, sabahtan akşama, eşzamanlı birçok salonda devam eden oturumlarda “karar ve kontrol” genel başlığı altına giren konularda araştırmalar sunuluyor, tebliğler üzerinde tartışılıyor. Hani çizgi romanlarda bir olaydan diğerine geçiş ‘’Ve işte o anda bir başka köşede...’’ ara cümlesiyle verilir ya, ABD’nin Disneyland’lı köşesinde, Türkiye’nin kavgalıgürültülü siyasi gündemiyle taban tabana ters bir görüntü bana onu hatırlatıyor. Geleceği parlak, iş güç sahibi, araştıran ve bulgularını diğer dünyalılarla paylaşan insanlar Los Angeles’ta toplanmış... Bize “nanik” yapıyorlar sanki... Aralarında ülkemizin saygın üniversitelerinden bilim insanları da var, dünyanın farklı ülkelerinde araştırmalarını sürdüren Türk bilim insanları da... Elektrik-elektronik mühendisliği alanında dünya gündeminin ve düzeyinin uzağında değiliz, bu anlamda. Yakın zamana kadar, bu tür toplantılar, Türkiye ile irtibatlı ama yurtdışını tercih etmiş bilim insanlarının ülkeye kazandırılmasına da yaramaktaydı; o sayede son 10 yılda yabancı ülkelerdeki yüksek maaşlı görevlerini bırakıp ülkemize dönen çok kişi oldu. Yürüttükleri araştırmaları kendi ülkelerine taşıma niyetiyle döndüler. Ülkedeki üniversitelere yurtdışındaki konum ve görevlerini bırakarak dönme sürecinin son bir-iki yıldır yeniden durma noktasına geldiği söyleniyor. Bir üniversite yöneticisi, ‘’İki yıl önce kime teklif götürsem pılısını pırtısını toplayıp koşuyordu; şimdilerde tersine gidiş başladı’’ dedi bana. Otelin lobisinde oturmuş katılımcılardan birinin sunumunu tamamlamasını beklerken, her dilin konuşulduğu bir ortamda, farklı kültürlerden insanların, belli bir bilim alanında birbirlerini daha bilgili kılmak için yarıştıklarını düşünüyorum. Bogota’da, Sri Lanka’da, Cenevre’de, İstanbul’da yürüttükleri laboratuvar çalışmalarının sonuçlarını Los Angeles’ta paylaşıyorlar. Dünyanın bilgisi, toplantıyı düzenleyen ABD merkezli derneğin müktesebatı haline dönüşüyor. Yüzlerce, binlerce araştırma, her biri kimbilir ne kadar zahmetli çalışmaların sonucu olarak, sunulduğu andan itibaren insanlığın ortak değeri halini alıyor... Belki bir keşfe, bir icada, çok para getirecek bir ürüne dönüşmek üzere... Kıskanmak mı bu? Galiba... Bilimin kuantum hızıyla ilerlemeler kaydettiği günümüzde, geride kalmamak için, var olan bilimsel gücümüzün bütününü en doğru biçimde kullanmamız şart. Kullanabiliyor muyuz? 18 Aralık 2014/ HABER TÜRK Soma'da OSB umut oldu MANİSA - Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın, ilçede organize sanayi bölgesi kurulması için belirlenen 91 hektar alanda "kamu yararı" kararıyla kamulaştırma işlemlerine başlanacağı" yönündeki açıklamasına ilişkin, söz konusu projenin ilçe için hayati önemde olduğunu belirtti. Atçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomisi madenciliğe dayalı ilçede, madenciliğin yanında yeni iş imkanlarının yaratılması noktasında organize sanayi bölgesi (OSB) kurulmasının önemine işaret etti. Soma'nın coğrafi konumunun OSB kurulması için son derece el verişli olduğunu ifade eden Atçı, şunları söyledi: "Soma'da sadece madenler değil, yeni iş imkanlarının doğması lazım. Soma'nın bulunduğu merkezi bir konum var. Bu bölgenin tümüne hitap edecek bir konumda bulunuyor. OSB'nin bir an önce hayata geçirilmesi Soma için çok önemli. (OSB projesine) Soma Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ (SEAŞ) ve Ege Linyit İşletmeleri'nin (ELİ) ortaklığının sağlanmış olması da büyük bir katkı sağlıyor. Özellikle kamulaştırmaların yapılması konusunda OSB'nin bir an önce hayata geçmesi konusunda, böyle bir ortak çalışmayla bakanlığımızın da desteğiyle bu konuda iyi bir yere geleceğimize inanıyoruz." Atçı, kurulacak OSB'nin kısa sürede yatırımcıların ilgisini çekeceğini ve yeni iş sahalarının doğacağına inandığını ifade ederek, şöyle devam etti: "OSB ile ilgili çalışmalar başladıktan sonra daha fazla başvurunun geleceğine inanıyorum. Şu anda ortada hiçbir şey olmadığı için başvuru yok ama ileri de başvurular çoğalacak. Bu bizim için hayati ve çok önem taşıyan bir proje. Soma'nın gelişmesi ve kalkınması için en temel projelerden bir tanesidir. Bakan Bey, bu açıklamasıyla Soma'ya büyük bir müjde verdi." Soma Belediye Başkanı Hasan Ergene ise ilçede OSB kurulması için belediyenin bütün imkanlarını seferber ettiklerini belirterek, şunları kaydetti: "OSB projesini destekliyoruz. Üzerimize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz. Maden faciası yüzünden Soma'da çok sayıda işçi kardeşimiz işini kaybetti. Bu işin panzehiri OSB'nin bir an evvel hayata geçirilmesi. Hükumetimizin desteğiyle bunu başaracağız inşallah." (AA) 4 ANKARA 19 Aralık 2014 Cuma Avukat İbrahim Erdinç Ünal: ‘KAZAZEDELER haklarını bilmiyor’ Güncel Sohbet adıl röportaj serimizde bu hafta trafik kazalarında yaralanan kazazedelerin haklarını konu edindik. Bu kapsamda Ünal Hukuk Bürosu’nun sahibi Avukat İbrahim Erdinç Ünal’ın görüşlerini aldık. Avukat Ünal anlattıkça, kazazedelerin bir çok hakkından bihaber olduğu ortaya çıktı. -Sayın Ünal, hukuk büronuzla ilgili kısaca bilgi verir misiniz? da kalabilir. Sigorta şirketleri talepleri reddediyor. Yargıtay’da emsal kararlarımız var. Bakıcı hizmeti karşılanabiliyor. Tek taraflı ve yüzde 100 kusurlu ölümlü olaylarda haklar kazanılıyor. Elimizde 900 dava bulunuyor. Davaları kazanma oranımız yüzde 100… Güncel sohbet RÖPORTAJ -Hukuk büromuz, KENAN ERGEN 2003 yılından bu yana, trafik kazalarında mağdur olan vatandaşların mağduriyetlerini gidermek ve sahip oldukları hakları kullanmalarını sağlamak amacıyla hizmet veriyor. Büromuz, mağdur vatandaşların haklarını aramak için kuruldu. 4 avukat, 4 sigorta uzmanı olmak üzere 11-12 çalışma arkadaşımızla hizmet veriyoruz. - Hukuk büronuz nasıl bir çalışma sistemi uyguluyor? -Bu konuyla ilgili yeni yasada farklılıklar var mı? Varsa bunları açıklar mısınız? -Vatandaşlar, sizce haklarını yeterince biliyor mu? -Hayır maalesef haklarını yeterince bilmiyorlar. Milyonlarca aracın trafikte olduğu Türkiye’de her yıl binlerce vatandaşın hayatına ve yaralanmasına mal olan trafik kazaları oluyor. Bizler, mağdur olan ve yeterince bilgi sahibi olmayan vatandaşlarımıza haklarını öğretmek, mağduriyetlerini gidermek için çaba gösteriyoruz. Yasalar -Başka tazminat davalarına da bakıyor gün geçtikçe günümüze uyarlanıyor, değişiyor. musunuz? Yargıtay sürekli değişen kararlar veriyor. Tüm bunlarla vatandaşlarımızın mağduriyeti ortaya -Yok hayır. Sadece trafik kazalarından çıkıyor. Hukuk büromuz aracılığıyla tazminat doğan tazminat davalarına bakıyoruz. Trafik kazası geçiren kazazedeler bir takım yasal hak- alacağı öngörülen vatandaşlarımız için açılan larını bilmiyorlar. Trafik kazalarında mağdur olan tazminat davalarını sonuçlandırılarak kazanılan tazminatlarla mağdur vatandaşlarımızın mağvatandaşların mağduriyetlerini gidermek ve sahip oldukları hakları kullanmalarını sağlamak duriyeti biraz olsun gideriliyor. Örneğin bir kazazede bazen ömür boyu felç olabiliyor. amacıyla Ünal Hukuk Bürosu olarak hukuki Hastane’deki tüm masraflar karşılanırken, hasdanışmanlık ve avukatlık hizmeti veriyoruz. tane dışındaki hiçbir şeye karışılmıyor. Oysaki Haklarını alan, çok yüksek oranlarda tazminat bu kişi evinde ömür boyu felçli yaşamak zorunkazananlar var. -Trafik mağdurları için hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren Ünal Hukuk Bürosu’nun kurucu ortaklarındanım. Trafik kazalarından doğan tazminat davaları hususunda sigorta şirketlerine karşı dava açarak kazazedelerin haklarını korumaya yönelik çalışıyoruz. -6111 Sayılı Torba Yasa olarak bilinen düzenlemenin 59 maddesi uyarınca; Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına; Bağ-Kur, SSK veya yeşil kartına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Bu yasada yapılan bazı değişikliklerle kaza geçiren vatandaşın, aracın sigorta şirketlerine sorulmaksızın hastanelerde tedavilerinin yapılacağını ve Sağlık Bakanlığı tarafından da aracın poliçe şirketine rücu edilme hakkı doğdu. AB’nin yasalar konusunda önemli uyarıları var. Fakat ülkemizde somut atılan bir adım yok. Her şey gelişip değişirken, kazalarda azalma yerine artış var. Aynı oranda mağduriyet artışı da var. -Son olarak eklemek isteğiniz bir şeyler var mı? -Yaşanan trafik kazaları sonucu mağdur olan vatandaşlarımızın, bize ve avukat meslektaşlarımıza başvurup, haklarını aramalarını tavsiye ediyoruz. Diyanet Vakfı, Filipinler’de 300 aileye gıda yardımı yaptı HABER MERKEZİHagupit tayfununu yaşayan Filipinler’in Birilan adasının Caibiran kasabasında tayfundan etkilenen 300 aileye Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ekipleri gıda yardımı yaptı. TDV Hayri ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Uzmanı Murat Uyar, Filipinler’de Hagupit tayfunun yaşandığı afet bölgesine Türkiye’den yaklaşık 30 saatlik bir yolculuk sonrası ulaştıklarını söyledi. Murat Uyar, tayfunun Samar, Leyte ve Birilan adalarında etkili olduğunu, yaşanan yoğun yağışlar ve sel sebebiyle toprak kaymaları meydana geldiğini kaydetti. Uyar, 4 milyon civarında insanın tayfundan etkilendiği bölgede, 1 milyon insanın bölgeden tahliye edildiğini vurgulayarak “Türkiye Diyanet Vakfı olarak, ekiplerimizle birlikte Filipinler’e geldik. İlk olarak Birilan Adası’nın Caibiran kasabasında tayfundan etkilenen 300 aileye acil gıda yardımı yaptık. Tayfunun etkilediği Bölgelerde insanların günlük hayatta ihtiyaç duyduğu malzemeleri tespit edip yardım dağıtımına devam edeceğiz. Gıda ve hijyenik paketlerin dışında evleri tamamen tahrip olan ihtiyaç sahibi ailelere de inşaat malzemesi yardımında bulunacağız. Filipinler’e ilk etapta 200 bin dolar maddi yardım yapacağız. İlerleyen dönemlerde ise ihtiyaca göre yardımlarımızı artıracağız. Camilerin ve kliniklerin onarımı için gereken desteği de sağlayacağız.” Kazan’da Mevlana'yı Anma Gecesi Kuğulupark’a 32 bin çiçek HABER MERKEZİÇankaya’daki Kuğulupark, Çankaya Belediyesi ekiplerince çiçeklerle bezendi. Soğuğa dayanıklı rengarenk menekşelerden 32 bin 535 adet dikim gerçekleştiren belediye ekipleri, parkın tüm bakımlarını da yapıyor. Güzellikleri ve renkleriyle kışın soğuğunu gölgede bırakan çiçekler, vatandaşlar için güzel ve huzurlu bir ortam sunuyor. ilahi konseri eşliğinde, Mevlevi Postnişin Murat Türker önderliğinde Ankara Sema Grubu 10 kişilik semazen ekibiyle sema gösterisi sundu. Kaymakam Murat Duru “Konya’da yapılan Şeb-i Arus törenlerine katılma fırsatı bulamamış vatandaşlarımız için çok güzel HABER MERKEZİoldu. Belediye Başkanımız Mevlana Celaleddin-i Rumi, "Rabb’ine kavuşma ve emeği geçenlere gecesi" olarak adlandırdığı teşekkür ediyoruz Çok güzel bir program oldu" ölümünün 741'inci yılında dedi. Kazan’da anıldı. Belediye Başkanı Törene Kazan Lokman Ertürk Kaymakamı Murat Duru, “Kaynağından aldığı ışığı Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve Eşi Meral Ertürk, bize yansıtan Hz. Mevlana’nın vuslatının 741. Belediye Meclis üyeleri, Yılında kendisini Rahmetle Mahalle Muhtarları, Sivil Toplum Kuruluşu temsilci- yad ediyoruz. Allah’a hamd leri ile çok sayıda vatandaş olsun ki manevi haritası baştan başa dolu bir katıldı. medeniyetin evlatlarıyız. Kazan Belediyesi tarafından Aile Yaşam Merkezi’nde Kazan’da ilk kez düzenlenen Şeb-i Arus töreninde salon doldu taştı. Eşleri ve çocuklarıyla katılan misafirler törenin anlamına yakışır bir gece geçirdi. Kocatepe Cami Müezzini İsmail Coşar sela verip, kaside okudu. Güzel Kur’an-ı Kerim okuma 2010 şampiyonu Ali Tel Kur’an okudu. Diyanet İşleri Başkanlığı Türk Tasavvuf Musikisi Korosu Sahip olduğumuz bu mirasın şuurunda olarak buradayız. O kadar şanslıyız ki bu topraklarda Mevlanalar, Yunus Emreler, Ahmed-i Haniler, Hacı Bayram-ı Veliler, Hacı Bektaşi Veliler, Ahi Evranlar gibi dünyaya mal olmuş erenler, evliyalar asırlar önce Kuran-ı Kerim ışığında söylemiş oldukları beyitler; bu gün insanoğlu için adalet, barış, huzurun yolunu gösteriyor. Gayretimiz, Hazreti Mevlana’yı anmaktan öte anlamaya ve anlatma çabasıdır” dedi. Geceye katılanlara Kazan Belediye tarafından yaptırılan Mevlana’nın öğütlerinin yer aldığı kitapçığın yanında “Allah ve Muhammed” yazılı magnet hediye edildi. İDDİA YOK Abdullah Cengiz Eğitimci/Yazar cengizicyer@hotmail.com CAHİLİM AMA... Muhterem hoca profesör, verdiği fetvalarla mevcut iktidara yol göstermektedir. Bunu bizim cenahta bilmeyen yoktur. Hatta yolsuzluk ve hırsızlıkların ortaya saçılmasına ve duyulmasına emniyet olarak vesile olan - sadece görevlerini yerine getirmenin dışında bir niyetleri olmayan- kimseleri hükümete karşı “darbe(!)” yapmakla suçlanmasında hükümetin rahat davranmasında onun yapıp çizdiği tumturaklı fetvaların da etkisi vardır. Hırsızlık ve yolsuzluk yapanı yakalatmanın hükümete karşı bir darbe ve komplo olduğunu söyleyenlerin korosuna kendileri de katıldılar. Bu katılımından güç alan hükümet çevrelerinin “vur abalıya” misali söylenmedik suçlama, yapılmadık hakaret bırakmamalarının sebeplerinde muhterem hocanın yönlendirmesinin ve fetvalarının da etkili olduğu söylenmektedir. Öyle ki en son farklı bir çarkla “DARBE” kenara çekildi; hırsızlığın ve yolsuzluğun yanlışlığı ve günahı öne çıkmaya başladı. Onun bu korosuna havuz medyasının birkaç köşe yazarı daha eklendi. Bu dönüşün yine de muhafazakâr kesimden oy devşirme gayretleri ve taktikleri olduğunu söyleyen köşe yazarları oldu. En azında böyle yorum yapanların yazısını gördüm. Muhterem Hoca, bir yıldır günahsız insanlara söylenen “vampir, hain, kan emici, alçak, haşhaşi, örgüt…” benzeri iftiraların atılmasına sebebiyet verdiğinin hesabını nasıl verecek? Koca dünyaya yayılmış, olanlardan zerre haberi olmayan kardeşlerimize atılan bu iftira ve karalamalar karşısında, en azından araştırmayı, soruşturmayı, yansız hukuki teşebbüsleri, hakkaniyete riayet edilmesi gerektiğini söylemeliydi değil mi? Evet, maalesef etmedi. O da bu suçlama ve çamur atmalara destek verdi. Tek savunduğu “mevcut hükümete darbe…” Varsa yoksa bu… Elinizde delil var mı? Neye göre böyle konuşuyorsunuz? Olayla uzaktan yakından alakası olmayanların da “toptancılık” mantığı ile hakarete ve aşağılamaya uğradığı yerde bile sesini soluğunu duymadık. Duymak ne demek? Yapılanları ve söylenenleri takviye edici söylemlerine devam etti. Ya on binlerce emniyet mensuplarına yapılanlar karşısındaki fetvası oldu mu? Ne acıdır ki koca bir “HAYIR…” Şimdi nedamet ve pişmanlık hislerine kapılmışçasına, önce “yolsuzluk ve hırsızlık affedilmez, yanlıştır, mazlumların ve fakirlerin hali dünyayı başınıza yıkar” minvalinde cümleler sarf etti. Sonra tekrar günahına günah katarcasına “yolsuzluk hırsızlık değildir” gibi yan çizme fetvası vermeye çalıştı. Aman Allah’ım! Bu ne dehşet ve de ibret bir durum… Benim gibi cahil cühela bir adam bile bilir ki hırsızlık ne kadar günahsa yolsuzluk da o kadar büyük bir günahtır. Nasıl olur da aralarında fark olduğu fetvası verilerek yapılanları hafif gösterme eğilimine kapı aralanır? Hesabı soracağa havale ediyoruz… Bu şekildeki bir fetva neye benzer biliyor musunuz? “Ümmetin hakkının söz konusu olduğu bir iş yerinde çalışan kimsesin, masa başında çalışırken hırsızlık yapanla dışarıdan gelip hırsızlık yapanın arasında fark var” demeye benzer. Doğrudur, ikisi de farklı yöntemlerle hırsızlık yapmaktadırlar. Ama ortak olan bir yön var ki ikisi de “ HIRSIZDIR…” Şimdi ne anladınız bu fetvadan? Takdiri sizlere bırakıyorum… Rahmetlik Ömer Muhtar’ı İtalyan’lara karşı mücadeleden alı koymak isteyen arkadaşı misali, değerli hoca da verdiği fetvalarla zulüm ve haksızlıkta sınır tanımayanlara cesaret vermektedir. Her halde vicdanındaki temiz nüvelerden gelen bir sesle nedamete gelmiş oldu. Fakat bundan geri adım attırmak için -sus payı olarak- oğlu bir üniversitenin başına rektör olarak atanarak “helal sana verdiğin fetvaların karşılığı bak daha neler yapacağız” dercesine kalemine çelme takıldı. Haydi, kolay gelsin… Zulümde sınır tanımayanlar yanlışlarına kulp bulan böyle hocalar bulduğu sürece zulümlerinde sınır tanımamaya devam edecekler. Yeter ki hoca bol bol fetva vermeye devam etsin… Ah! Toplumu, kalemini yanlış kullanarak Müslüman’ın mağdur edilmesine kapı aralayan zavallılar… Bakalım ötede Rabbi Rahime nasıl hesap vereceksiniz? En başta dedim ya, “CAHİLİM AMA BU KADAR YALNIŞLARI GÖRMEYCEKE KADAR KÖR DEĞİLİM.” Milyonlarca mazluma atılan iftira ve karlamaları, yapılan hırsızlık ve yolsuzlukları görüp fetva verme, mevcut iktidarın hukuksuzluklarına fetva ver… Olur şey mi? Allah’ım Müslüman’a elimizden, dilimizden, sair azalarımızdan zarar verecek her türlü amelden bizleri koru. Çankaya, kendi betonunu üretiyor HABER MERKEZİ- Çankaya Belediyesi, beton ihtiyacını kendi mülkiyetinde bulunan Beton Üretim Tesisi’nden karşılıyor. Karataş bölgesinde yer alan ve 60 dönüm arazi üzerine kurulu Beton Üretim Tesisi’nde 1,5 aydır üretim yapan belediye 15 çalışanıyla birlikte merdivenli yol ve istinat duvarında kullanılan hatıl beton ve düz taban beton üretimi gerçekleştiriyor. Duvarın içine yatay olarak boydan boya uzatılan ahşap, tuğla ya da beton bağlama öğesi olan hatılın yanı sıra düz taban beton üretilen tesisin üretim kapasitesi günlük 200 metreküpü buluyor. Kendi mülkiyetinde bulunan Asfalt Şantiyesinin ardından beton malzemesini de kendi tesisinde üreten Çankaya Belediyesi, ilerleyen zamanlarda Nato Yolu üzerinde yer alan Beton Elemanları Üretim Tesisi’ni de Karataş’a taşımayı planlıyor. Beton Elemanları Üretim Tesisi’nin Karataş bölgesinde bulunan Beton Üretim Tesisi’ne taşınmasıyla tüm birimleri tek elde toplayacak olan Çankaya Belediyesi, tesiste ayrıca bordür, tretuvar ve kilit taş üretimi yapabilecek. ANKARA 19 Aralık 2014 Cuma Çubuk Engelliler ve Engelli Dostları Derneği’nce, “Engelsiz Gece Etkinliği” düzenlendi. Çubuk Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda düzenlene programa Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, Çubuk Dernekler Federasyonu Başkanı Recep Taş, CHP İlçe Başkanı Vural Çokcan, siyasi parti ilçe temsilcileri engelli ve engelli aileleri katıldı. Çubuk’ta engelsiz eğlence HABER MERKEZİProgramda slayt gösterisiyle Çubuk Engelliler ve Engelli Dostları Derneği tarafından bu güne kadar yapılan çalışmalar izlenirken, dernek üyeleri tarafından hazırlanan engellilere dikkat çekmek amacıyla kamu spotu kısa filmi izlettirildi. Ankara Kulübü Seğmen ekibi tarafından sunulan gösterinin arından Çubuk İlçe Müftülüğü Vaizlerinden Mustafa Özalptarafından, İslam dininde engelliler ve aileleri konulu konferans verildi. Konferansın ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkent Tiyatroları sanatçıları tarafından kısa tiyatro gösterisi sunuldu. Daha sonra sahne alan görme engelli sanatçı Ahizer Özbek ve görme engelli ekibiyle “Engelsiz Gece” adlı muhteşem bir konser verdi. Özbek, seslendirdiği birbirinden hareketli parçalarla herkese unutulmaz bir gece yaşattı. Engelliler ve aileleri sahnede müziğin ritmiyle doyasıya eğlendi. Oturdukları yerden çocuklarına eşlik eden aileler de büyük mutluluk yaşadı. Programa katılan herkese ayrı ayrı teşekkür eden Çubuk Engelliler Ve Engelli Dostları Dernek Başkanı Sebahattin Horoz, bu güne kadar yaptıkları çalışmaları anlatarak, şunları söyledi: “Biz engelleri aşarak bizde bu işleri yapa bileceğimizi göstermek adına, bu toplumda bizde varız diye bilmek adına toplanmış bulunmaktayız. Engelli ve Engelli Dostları olarak açılışımızı yaptığımız günden bu tarafa yaptığımız bazı çalışmaları slayt gösterimizde izleyeceksiniz. Birçok üyemizi yıllardır evlerinde hapis hayatından çıkartarak sosyal birey olmalarının yanı sıra psikolojik açıdan bende varım düşüncesini aşıladık.” Daha sonra konuşan Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin ise, “Vücudumuzu oluşturan organlarımız, elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız vücudumuz ne kadar değerliyse ve gerekliyse engellilerimizde toplumumuz için o kadar değerlidir ve vazgeçilmezdir. Bu anlayış içerisinde de Çubuk’ta da ülkemizde olduğu oranda engellimiz olduğunu biliyoruz. Onlarla birlikte hayatı yaşamayı, hayata paylaşma gayreti gösteriyoruz. Onları sokaklarımızda görmekten, kurumlarımızda görmekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. İnsanların her zaman birbirine muhtaç olduğunu hatırlatan Çubuk Dernekler Federasyonu Başkanı Recep Taş, “Yaratılmışların hepsi birbirine muhtaçtır. Dağ dereye, deve pireye, insan insana muhtaçtır. Yine bu yaratılmışların hepsi Allah’ın yardımına muhtaçtır. Bir başkasının yarımına muhtaç olmayan bir tek Allah tır” diye konuştu. 5 Uyuşturucu mekanları yıkıldı HABER MERKEZİMamak Belediyesi, atıl durumda bırakılan ve vatandaşların yoğun şikâyeti ile görüntü kirliliği de oluşturan metruk yerlerin yıkımına hızla devam ediyor. Ülke çapında uyuşturucu ile mücadele kapsamında metruk yapıların yıkılması ve halkın huzuru için gerekli çalışmaların Mamak’ta da tüm hızıyla devam ettiğini kaydeden Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, son üç yılda ilçede 798 virane yapı ile 765 kamusal alanda ve 2587 adet de kentsel dönüşüm alanlarında olmak üzere 4150 gecekondunun yıkıldığını söyledi. Kötü görünümünün ortadan kaldırılmasının yanı sıra uyuşturucu ile mücadele konusunda da virane yapıların yıkılmasıyla önemli aşama kaydettiklerini belirten Akgül, Ocak ayından itibaren 290 adet metruk yapının yıkıldığını ve 100 sahipsiz viranenin de tespitinin yapıldığını kaydetti. Harita mühendisi, yapı denetim amiri ve inşaat teknikerinden oluşan ekipçe, kentsel dönüşüm projelerinin uygulandığı alanlar, virane yapılar ve kamusal alanlar başta olmak üzere tespit edilen metruk yapıların 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39.’uncu maddesi gereğince de yıkımları gerçekleştiriliyor. İmar planları ve gecekondu yıkımları kadar önem verdikleri bir diğer noktanın kaçak yapılaşmanın engellenmesi olduğunun altını çizen Akgül, uyuşturucu ile mücadele konusunda sadece kurum ve kuruluşlar değil en büyük görevin ailelere düştüğünü belirtti. Diş Hekimleri Odası Taşdelen’i ziyaret etti Ankara Diş Hekimleri Odası yöneticileri, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i makamında ziyaret etti. HABER MERKEZİAnkara Diş Hekimleri Odası, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i ziyaret etti. Oda Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Cebeci, Genel Sekreter Neslihan Sevim ve yönetim kurulu üyelerinin gerçekleştirdiği ziyarette Cebeci, Başkan Taşdelen’e görevinde başarılar diledi. Çankaya Belediyesi ile Ankara Diş Hekimleri Odası’nın komşu olduğunu dile Ankara Kulübü’nden TUNA’YA ZİYARET getiren Cebeci, “Çalışmalarınızın sokaklara yansıması bizi memnun ediyor. Ankara Diş Hekimleri Odası olarak her zaman yanınızdayız, ortak projeler geliştirmekten mutluluk duyarız.” dedi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de, “Sizler gibi değerli odalarla iş birliği içerisinde olmak belediyemizin gücüne güç katacaktır” dedi. Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Ankara Kulübü Derneği Sincan Şube Başkanı Mustafa Kocaer seğmenleri ağırladı. Şoförlere iletişim semineri Altındağ, Japon konuklarını ağırladı HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi, Japon misafirlerini konuk etti. Türkiye ve Japonya Diplomatik İlişkilerinin Başlamasının 90. Yıldönümü etkinliğine, Altındağ ev sahipliği yaptı. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa yaklaşık 500 kişi katıldı. Japonların olduğu kadar Altındağlıların da büyük ilgi gösterdiği konserde, salonda oturacak yer kalmadı. Japonya’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Takahito Katsumata, konuşmasını Türkçe olarak yaptı. Altındağ Belediyesi’ne desteklerinden ve misafirperverliğinden dolayı çok teşekkür eden Katsumata, iki ülke arasındaki kültürel dostluğun devam etmesini diledi. Dostluk mesajlarının damga vurduğu yıl dönümü etkinliğinde Japon enstrümanı koto kulakların pasını sildi. Koto Solisti Atsuko Suetomi ile Japon Müziği Topluluğu Üyeleri Ayşegül Atmaca, Şeyma Nalbant ve Emi Yonemura, izleyicilere müzik ziyafeti sundu. Japon kültürünü yakından tanıma fırsatı bulan Ankaralı vatandaşlar, bu muhteşem gösteriyi büyük beğeni ile izledi. Türkiye ve Japonya Diplomatik İlişkilerinin Başlamasının 90. Yıldönümü etkinliğinde birbirinden güzel Türkçe şiirler de okundu. Japon Müziği Topluluğu tarafından seslendirilen Üsküdar parçası ise katılımcılardan büyük alkış aldı. Japonlar ise Altındağ Belediyesi’nin misafirperver davranışlarından oldukça etkilendiklerini dile getirdi. HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi, görevli şoförlere yönelik "5 viteste iletişim" isimli seminer düzenledi. İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen seminer, Altındağ Belediyesi Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleşti. Eğitimi gerçekleştiren Şehnaz Dereli “Nasıl davranırsan tıpkı ayna gibi sana öyle geri yansır.” sözleriyle, iletişimin önemine vurgu yaptı. “Bir toplumun iletişim düzeni hakkında bilgi sahibi olmak için o toplumun trafik düzenini gözlemlemek önemlidir. Trafik düzeni ile iletişim düzeni arasında önemli benzerlikler bulunmaktadır.” diyen Dereli, bu kurallara uyulmazsa trafik kazaları gibi iletişim kazalarının da kaçınılmaz olduğunu söyledi. Seminerde kamusal ve sosyal hayatta protokol ve nezaket kuralları da anlatıldı. “İletişim nedir, neden önemlidir, algılarımız, iletişimi etkileyen olumsuz durumlar, iletişim kazaları, dinleme, empati, iletişimde kişilik tipleri ve beden dili” gibi konuların da anlatıldığı seminer, daha sonra personelin de katıldığı aktif iletişim oyunlarıyla daha da renklendi. Altındağ Belediyesi personellerinin belediyenin vizyonuna yakışır olmasının büyük önem taşıdığını söyleyen Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, eğitim seminerlerinin tüm personeller için devam edeceğini söyledi. “Aralık ayında güvenlik personelimiz ve sekreterlerimiz için de eğitim seminerleri olacak.” diyen Başkan Tiryaki, yöneticisinden en alt kademede çalışan personele kadar herkes için eğitimin devam edeceğini vurguladı. HABER MERKEZİAnkara seğmenleri Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’yı ziyaret etti. Ankara kültürünü gelecek nesillere aktarmak için pek çok çalışmaya imza atan Ankara Kulübü Sincan Şubesi yönetimi, Başkan Tuna’ya bu çalışmalarında sağladığı katkılar için teşekkür etti. Değerlerinin gelecek nesillere anlatılması gerektiğini belirten Ankara Kulübü Sincan Şubesi Başkanı Mustafa Kocaer, kültürümüzün nesilden nesille aktarılması için durmadan çalışacaklarını vurguladı. Tarihi ve kültürel değerlerimizin yozlaşmadan gelecek nesillere aktarılmasının önemine vurgu yapan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Seymenlerin Ankara’nın simgesi olduğunu belirtti. Gönüllü sağlık taraması HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi Rafet Genç Gündüz Çocuk Bakımevi’ndeki çocuklar 81 yaşındaki Çocuk Hastalıkları Uzmanı Nusret Avunduk tarafından gönüllü olarak sağlık taramasından geçiriliyor. Mesleğini çok seven Nusret Hanım, bu işin gönül işi olduğunu ve emekli olan ya da olmayan herkesin toplum için bir şeyler yapabileceğini söyledi. Çankaya Belediyesi Rafet Genç Gündüz Çocuk Bakımevi, her perşembe gönüllü bir doktoru ağırlıyor. Hacettepe Hastanesinden emekli olduktan sonra bir süre farklı yerlerde hizmet veren Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Nusret Avunduk, 56 yıllık meslek hayatında 14 yılını emekli olarak geçirdiğini ve insanlara faydalı olabilmek için hala çaba gösterdiğini söyledi. Çankaya Belediyesi’ne başvurarak evine en yakın gündüz çocuk bakımevinde gönüllü hizmet vermek istediğini ilettiğini belirten Avunduk, “Çocukları çok seviyorum. Mesleğimi çok seviyorum. Bizler çok iyi bir dönemde yetiştik ve edindiğim bilgileri aktarmak isteği ile belediyeye başvurdum. Onlar da beni kırmadılar. Ve ben her hafta burada çocuklarımızın sağlık muayenelerini yapıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Şimdiye kadar önemli bir sağlık sorununa rastlamadım. Şimdiki anne babalar ve öğretmenler çok bilinçli. Çocukları korumasını biliyorlar.” dedi. 6 EKONOMİ 19 Aralık 2014 Cuma İKA Aralık Ayı Olağan Yönetim Kurulu toplantısı Adıyaman'da, Vali Mahmut Demirtaş başkanlığında gerçekleştirildi. İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA) tarafından gelecek yıl Antep fıstığı, biber, üzüm, zeytin, bal, nar, badem, kırmızı mercimek, buğday, dut ve cevizin destekleneceği bildirildi. GAP Bölgesi’nde organik tarım desteklenecek ADIYAMAN - İKA Aralık Ayı Olağan Yönetim Kurulu toplantısı Adıyaman'da, Vali Mahmut Demirtaş başkanlığında gerçekleştirildi. Vali Demirtaş, toplantıda, İKA'nın 3 ile ciddi anlamda katkıda bulunduğunu belirterek, ajansın hem yerel kalkınmaya hem de bölgesel kalkınmaya destek verdiğini söyledi. Bölgeler arası kalkınmışlık farklarını gidermek amacıyla yoğun gayret sarf edildiğini ifade eden Demirtaş, kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullandıklarını belirtti. Bu yıl 16,5 milyon lira bütçeli Mali Destek Programı'na 331 proje başvurusu yapıldığını vurgulayan Demirtaş, başarılı bulunan 93 projeden 62'si ile sözleşme imzalandığını kaydetti. Ajansın 2014 yılı Doğrudan ve Teknik Destek Programlarına değinen Demirtaş, "1 milyon lira bütçeli Doğrudan Faaliyet Programı'na yapılan 50 başvurudan başarılı bulunan 21 proje, 500 bin lira bütçeli Teknik Destek Programı'na yapılan 76 başvurudan da 45'i ile sözleşme imzalandı" dedi. Gelecek yıl uygulanacak GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamaları Mali Destek Programı hakkında da bilgi veren Demirtaş, şunları kaydetti: "Program, Kalkınma Bakanlığı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı koordinasyonunda, İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı işbirliği ve koordinasyonunda uygulanacak. GAP Bölgesi'nde organik tarım değer zincirinin geliştirilmesi için 2 milyon 250 bin lira destek vereceğiz. Bu miktar kar amacı güden kurumlara ve kar amacı gütmeyen kurumlara eşit olarak paylaştırılmıştır. Program kapsamında sadece Antep fıstığı, biber, üzüm, zeytin, bal, nar, badem, kırmızı mercimek, buğday, dut ve ceviz desteklenecek." Gaziantep Valisi Erdal Ata da bir yıllık görev süresince yaptığı hizmetlerden dolayı Demirtaş'a teşekkür etti. Kalkınma ajanslarının gayesinin bölgesel kalkınmayı desteklemek olduğunu belirten Ata, "İKA'nın görevi, ekonomik, sosyal, kültürel ve altyapı yönünde gerek kamu kurum ve kuruluşlarının, gerekse özel sektörün birçok yönden yapacağı yatırıma finansal destek olmaktır" diye konuştu. Ata, İKA'da Adıyaman, Gaziantep ve Kilis'in bölgesel ve ekonomik olarak gelişmesi için ajans imkanları ölçüsünde sunulan projelere destek olmaya çalıştıklarını dile getirdi. Konuşmaların ardından Demirtaş dönem başkanlığını Ata'ya devretti. Vali Ata, yaptığı çalışmalardan dolayı Vali Demirtaş'a plaket verdi. (AA) Trafiğe kayıtlı araç sayısı 19 milyona yaklaştı THY’nin yolcu sayısı 50 milyonu aştı İSTANBUL - Türk Hava Yolları'nın (THY) yolcu sayısı bu yılın ocak-kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,3 artarak 50,4 milyona ulaştı. THY'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan Ocak-Kasım 2014 trafik verilerine göre, 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde 44,5 milyon olan toplam yolcu sayısı, 2014 yılının aynı döneminde yüzde 13,3 artışla 50,4 milyona ulaştı. Yolcu sayısındaki artış iç hatlarda yüzde 13,5, dış hatlarda yüzde 13,2 oldu. Dış Hatlar Business/Comfort Class yolcu sayısı ve dıştan dışa transfer yolcu sayılarında da Ocak-Kasım 2013 dönemine kıyasla yüzde 14,1 ve yüzde 20,5 artış sağlandı. Yolcu doluluk oranı 0,1 puanlık düşüş ile yüzde 79,1 olarak gerçekleşti. Toplam arz edilen koltuk kilometre (AKK), OcakKasım 2013 döneminde 106,5 milyar iken, 2014 yılının aynı döneminde yüzde 16,5 artarak 124 milyara ulaştı. AKK artışı iç hat uçuşlarda yüzde 14,4, dış hat uçuşlarda yüzde 16,8 oldu. Ücretli Yolcu kilometre (ÜYK), Ocak-Kasım 2013 döneminde 84,4 milyar iken 2014 yılının aynı döneminde yüzde 16,3 artarak 98,1 milyara ulaştı. ÜYK artışı iç hat uçuşlarda ve dış hat uçuşlarda yüzde 16,3 olarak gerçekleşti. Yolcu uçakları konma sayısı, Ocak-Kasım 2013 döneminde 339 bin 292 iken, 2014 yılının aynı döneminde yüzde12 artışla 379 bin 991'e yükseldi. 2013 Kasım ayı sonunda toplam uçulan şehir sayısı 241 iken 2014 Kasım ayı sonunda 261 oldu. İç hat şehir sayısı 42'den 43'e, dış hat şehir sayısı ise 199'dan 218'e yükseldi. Geçen yıl kasım ayı sonunda mevcut uçak sayısı 232 iken 2014 Kasım ayı sonunda 261'e çıktı.Geniş gövde yolcu uçak sayısı 41'den 54'e, dar gövde yolcu uçak sayısı ise 182'den 198'e yükseldi. 9 adet olan kargo uçak sayısı ise değişmedi. (AA) ANKARA - Trafiğe kayıtlı araç sayısı, ekim ayı itibarıyla 18 milyon 693 bin 972'ye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ekim ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ekim sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam 18 milyon 693 bin 972 taşıtın yüzde 52,2'sini otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 15,2'sini motosiklet, yüzde 8,6'sını traktör, yüzde 4,1'ini kamyon, yüzde 2,3'ünü minibüs, yüzde 1,1'ini otobüs, yüzde 0,2'sini de özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Ekimde trafiğe kaydı yapılan toplam 88 bin 493 taşıt içinde otomobil yüzde 58,1 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 14,8 ile motosiklet, yüzde 13,8 ile kamyonet, yüzde 6,8 ile traktör takip etti. Taşıtların yüzde 6,4'ünü ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı eylül ayına göre yüzde 3,3 azaldı. Bu azalış minibüste yüzde 32,9, otobüste yüzde 39,7, kamyonette yüzde 6,9, kamyonda yüzde 3,5, motosiklette yüzde 32,6 olarak gerçekleşti. Otomobilde yüzde 11,4, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 65 traktörde ise yüzde 3,7 artış oldu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı ekimde, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,6 arttı. Bu artış otomobilde yüzde 14,9, minibüste yüzde 32,8, otobüste yüzde 7, kamyonette yüzde 29,7, kamyonda yüzde 43 motosiklette yüzde 14,7, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 120, traktörde ise yüzde 25 oldu. Ocak-ekim döneminde 852 bin 910 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı, 98 bin 385 taşıtın trafikten kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı 754 bin 525 arttı. Ekim’de devri yapılan 478 bin 815 taşıt içinde otomobil yüzde 69,3 ile ilk sırada yer aldı. Otomobili sırasıyla yüzde 16,2 ile kamyonet, yüzde 4,4 ile motosiklet, yüzde 4 ile traktör takip etti. Devri yapılan taşıtların yüzde 6'sını ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Ekim sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 9 milyon 754 bin 588 otomobilin yüzde 41,4'ü LPG'li, yüzde 29,3'ü benzinli, yüzde 28,9'u dizel yakıtlı araçlardan oluştu. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı yüzde 0,5 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde trafiğe kaydı yapılan 51 bin 457 otomobilin yüzde 15,3'ünün Renault, yüzde 13,8'inin Volkswagen, yüzde 7,2'sinin Hyundai, yüzde 6,5'inin Opel, yüzde 6,5'inin Toyota, yüzde 6,3'ünün Fiat, yüzde 6'sının BMW, yüzde 5,6'sının Ford, yüzde 4,4'ünün MercedesBenz, yüzde 4,3'ünün Dacia olduğu, yüzde 24'ünün ise diğer markalardan oluştuğu görüldü. Trafiğe en fazla 1501-1600 motor silindir hacimli otomobillerin kaydı yapıldı. Ocak-ekim döneminde trafiğe kaydı yapılan 471 bin 443 otomobilin yüzde 40,8'inin 1501-1600, yüzde 20,8'inin 1401-1500, yüzde 18,2'sinin 1300 ve altı, yüzde 13,8'inin 1301-1400, yüzde 4,5'inin 1601-2000, yüzde 1,6'sının 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip olduğu görüldü. Motor silindir hacmi bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,1 olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 63,2'si beyaz, yüzde 16,8'i gri, yüzde 9,3'ü siyah, yüzde 4,7'si kırmızı, yüzde 6'sı diğer renklerden oluştu. (AA) “AYDINLI”k Mustafa Şevki KAVURMACI m.sevki@aydinli.com.tr İNSANIN AHSEN-İ TAKVİMDE YARATILMASI Cenab-ı Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerimde: Muhakkak biz insanı Ahsen-i takvimde (en güzel bir biçimde) yarattık“, buyuruyor. Bununla beraber İnsanı yeryüzünde halife olarak tayin ettiğini Bakara suresinin 30. ayetinde bildirmektedir. Yaratılışındaki donanım sayesinde Allah’a (cc) muhatap bir varlıktır. Bu demek oluyor ki, insan, tüm azaları ve duyguları ile, Allah’ın tüm isim ve sıfatlarını tanıyıp bilecek bir mahiyeti var. İnsan, azaları ve duygularıyla, âlemlere bir pencere acar. Mesela gözleriyle renkler âlemini seyreder. Burun sayesinde kokular âlemini seyreder. Kulağın duymasıyla sesler âlemini dinler. Dokunma hissi ile maddi âlemi hisseder. Bu şekilde insan, Allah’ın tüm isim ve sıfatlarını anlayıp idrak edecek güce sahiptir. Yaratılışındaki bu donanım sayesinde Allah’a hakiki bir kul olabilmektedir. Allah (cc) insana kâinata halife olacak mahiyeti verdiği gibi, kâinatın en zelil ve en adi konumuna düşecek mahiyeti de vermiştir; tercihi insana bırakmıştır. Ya iman ve ibadet ile kâinata halife olmak, ya da inkâr ve isyan ile mahlûkatın en zelil ve hakiri olmak vardır. “İnsanın mahiyet aynası, kainat aynası ile, mana ve keyfiyet bakımından, birbirine denktir.” Tasavvuf ilminin büyüklerinden Seyyid Muhammed Efendi (k.s) insanı tarif ederken şu şekilde tarif etmektedir: “İnsan’a dikkatlice baktığımızda, kâinatın küçültülmüş bir misali olduğunu da görürüz. Allah’ın isim ve sıfatları kâinatta tecelli ederken, aynı isim ve sıfatlar insanda da, okunaklı bir şekilde tecelli ediyor. İnsanın bu geniş mahiyet aynasındaki manalar ancak iman nuru ile okunabilir. Küfür ve inkâr hali bu yazıları okunmaz hale sokuyor. Bir benzetme olarak şöyle diyebiliriz. Nasıl lambasız ve ışıksız eşya görünmez ise, iman ve hidayet olmadan da insan’a verilmiş manalar görünmez ve okunmaz. Bu manaları göremeyen ve okuyamayan maddeci filozoflar, insanı konuşan bir hayvan olarak tarif ediyorlar. İnsana bu bakış farkı, iman ile küfrün farkıdır. İman, insanı kâinata halife ve sultan yaparken, küfür insanı hayvandan daha aşağı bir mevkie indiriyor.” • Ahsen-i Takvim Suretindeki İnsan Nasıl Hayvandan Aşağı Düşer? Kur’an ahlâkının en önemli şartı Allah’ın (cc) büyüklüğünü takdir etmek ve yalnızca O’nu ilah edinmektir. Oysa kibirli bir kişi kendisini Allah’tan bağımsız bir varlık olarak görür ve Allah’ın kulu olduğunun şuuruna varamaz. Allah’ın kendisine vermiş olduğu özellikleri kendi çabasıyla kazandığına inanır, büyüklenerek nefsini yüceltir. Kısacası kendi nefsini ilah edinir, onu Allah’a ortak koşar. Şu ayet ne de güzel tarif ediyor bu olayı: “…Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar. Onlarla itaat ederseniz şüphesiz siz de müşriklersiniz.” (En’am Suresi, 121) Alçakgönüllülüğün en büyük göstergelerinden biri de Allah’a ve resulüne itaattir. Kuran’da itaat konusu birçok ayette geçer. İtaatin nasıl olması gerektiği bütün detayları ile tarif edilir. İtaat, Kuran’a göre kalben ve fiilen, samimiyetle yerine getirilmesi gereken çok hassas bir konudur. Resule itaat etmek büyüklenen kişilerin son derece ağırlarına gider. Oysa takva, güzel ahlak, akıl gibi üstün özelliklere sahip olan resule itaatsizlik etmek, Allah’a da itaat etmemek demektir. Müminler ise Kur’an ahlâkını tam olarak yaşamaya çalışırlar, ancak hata yapmaları da çok doğaldır. İnsan tatmin bulmuş melek değildir, birçok eksikleri vardır. Eksiklerini unutup kendini üstün görmek ve büyüklenmek çok büyük yanılgı olur. Kendisini itaatten çıkmış şeytan gibi görmek istemeyen insan, kayıtsız şartsız Allah’a boyun eğmeli, nefsini ezerek itaat etmelidir. Özet olarak insan, iman olursa, kâinata bir halife, Allah’a (cc) aziz bir kul, Peygamberimiz (asv)’e şerefli bir ümmet, insanlığa faydalı bir dost, Ahsen-i takvime tam bir model oluyor. İman olmaz ise; konuşan bir hayvan, zelil bir mahlûk, esfel-i safiline yuvarlanan bir taş gibi oluyor. Ahsen-i takvim; Allah’a tam ve güzel bir kul olmaktır; esfel-i safilin ise şeytana maskara olmaktır. “İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder." Bediüzzaman Said Nursi Hayırlı Cumalar, Türkiye’nin enerji sektörüne yurt dışı kaynaklardan büyük destek ANKARA - Enerji sektörünün ekim ayı sonu itibarıyla yurt dışı kaynaklı aldığı uzun vadeli kredilerin hacmi, 2002'den bu yana yaklaşık yüzde 150 büyüdü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2014 yılı ekim ayına ait özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcuna ilişkin istatistikleri yayımladı. Buna göre, 2002 yılı itibarıyla enerjiye yurt dışından sağlanan uzun vadeli kredilerin toplam hacmi 5 milyar dolar civarında iken 12 yılda yaklaşık yüzde 150 büyüdü ve 12,5 milyar dolara ulaştı. Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımı alanında 2002'de yurt dışından sağlanan kredi hacmi 4 milyar 200 milyon dolar civarında iken 2014 ekim ayı sonunda yüzde 100'den fazla artarak 9 milyar 100 milyon doları aştı. Madencilik ve taşocakçılığı sektörünün 2002'de yurt dışından sağladığı kredilerin hacmi 439 milyon dolar iken söz konusu dönem sonunda 4 kat artarak 2 milyar 100 milyon dolar oldu. Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatında aynı dönemde 3 kattan fazla artış görüldü. 2002 yılında sektörün yurt dışından sağladığı kredi hacmi 292 milyon dolar iken 2014 ekim ayı itibarıyla 1 milyar 200 milyon dolara yükseldi. BDDK, Türkiye'de faaliyet gösteren bankaların enerji sektörüne verdiği kredi hacminin 1 yılda yüzde 17 artarak ekim sonu itibarıyla 111 milyar liraya ulaştığını bildirmişti. (AA) EKONOMİ 19 Aralık 2014 Cuma Kuzey Irak'ta günlük 1 milyon varillik petrol üretimi hedefleniyor Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Sağlık turizmini geleceğin en önemli ekonomik sektörlerinden birisi olarak görmemiz gerektiğine inanıyorum" dedi. Ekonomi Bakanı Zeybekçi, sağlık turizminin önemini vurguladı ANKARA- Sağlık Turizmi ve Marka Zirvesi, Bakan Zeybekci ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi. Zirvede konuşan Zeybekci, geleceğin ekonomik braşlarından birisinin ve istihdamın en büyük kaynağının sağlık sektörü olacağını ifade ederek, şu anda gelişmiş ülkelerdeki en önemli problemin yaşlı bakımı, yaşlı ve emeklilerin bütçeye maliyeti olduğunu söyledi. Türkiye'de son 12 yılda alınan sağlık tedbirleri ile ortalama ömrün arttığını dile getiren Zeybekci, bunun hem sevinilecek, hem de dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu belirtti. Zeybekci, gelişmiş ülkelerde bir emeklinin bütçeye ortalama maliyetinin 5 bin 500-6 bin avro civarında olduğuna dikkati çekerek, toplu bir şekilde bu kişilere bakım imkanı sunulduğunda da yaşlı başına ortalama 2 kişinin istihdam edilmesi gerektiğini bildirdi. Türkiye'nin iklim ve doğal kaynaklar bakımından avantajlı ülkelerden biri olduğunu dile getiren Zeybekci, şöyle konuştu: "Gelecekte ekonomimizle ilgili en önemli gerekliliklerden biri istihdam. Türkiye son 25 yılda yaklaşık yüzde 20'ye yakın nüfusunu kırsaldan kente taşıdı. Önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde nüfusun yüzde 10'u kırsaldan kente göç edecek. Bugün Norveç'te ortalama eğitim süresi 12,4 yıl, Almanya'da 12 yılın üzerinde, Kore'de 11,8 yıl Türkiye'de eğitim süremiz ortalama 7,4 yıl. Göç alan toplam şehir nüfusumuz, eğitim süremizin bu gerçekliliğine baktığımız zaman bazıları şunu söyleyebilir 'Ne yani 7 dünyanın yaşlılarına biz mi bakacağız', Evet biz buna talip olacağız. Şu anda henüz bir kanuni çalışmamız yok ama, Ekonomi Bakanlığı ve ilgili bakanlıklar olarak bunu konuşuyoruz, bunu yapmamız gerekiyor diyoruz. Dünyanın 5 bin 500-6 bin avroya mal ettiği hizmeti 3 bin avroya verebiliriz. Bu hizmette ortalama kişi başına 22,5 kişiyi istihdam ettiğimizde şu anda Türkiye'ye gelen 40 milyon turistin yerine 600700 bin turist 12 ay bizde kalacak, yaşlı bakım merkezlerinde hayatlarını devam ettirecek bir ortam yarattığımızda Türkiye ekonomisi için daha büyük faydalar yaratacağına inanıyoruz. Kültür turizmi, deniz turizmi bunlar da olsun ama sağlık turizmini geleceğin en önemli ekonomik sektörlerinden birisi olarak görmemiz gerektiğine inanıyorum." (AA) LONDRA - Irak Başbakan Yardımcısı Rowsch N. Shaways, Irak Hükümeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKYB) arasında sağlanan bütçe anlaşmasının taraflar için "kazan-kazan" fırsatı yarattığını belirterek, "Yeni anlaşma Irak'ın petrol ihracatını günlük 500 bin varile yükseltecek" dedi. İngiltere'nin başkenti İngiltere'nin Londra'da düzenlenen başkenti "Kürdistan - Irak Petrol ve Londra'da düzenGaz Konferansı"nda konuşan lenen "Kürdistan - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Irak Petrol ve Gaz (IKBY) Doğal Kaynaklar Konferansı"nda Bakanı Aşti Hawrami, konuşan Shaways, IKYB'nin gelecek döneme ilişkin petrol üretimi ve ihraIKYB'nin petrol cat hedeflerini açıkladı. politikası çerçevesinde petrol boru hattının Kuzey Irak'a uzanacağını ve varılan anlaşmanın Irak'ın refahına büyük katkı sağlayacağını belirterek, IKYB'nin Irak bütçesinde meşru payını da alacağını söyledi. Shaways, yeni anlaşmanın Irak'ın petrol ihracatını günlük 500 bin varile yükselteceğini bildirdi. IKBY Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hawrami ise IKYB'nin gelecek döneme ilişkin petrol üretimi ve ihracat hedeflerini açıkladı. Bölgede boru hattı ile ihraç edilen petrolün günlük 400 bin varile yaklaştığını belirten Hawrami, "2015 yılının ilk çeyreğinin sonunda ihracatımızın günlük yaklaşık 500 bin varile ulaşmasını bekliyoruz. 2015'in sonunda, 2016'nın başlarında Kürdistan bölgesi günlük 1 milyon varil üretme hedefine ulaşmak yolunda ilerlemeye devam ediyor. Bu iç tüketimi de içermektedir" diye konuştu. Bağdat'la varılan anlaşmanın detaylarına da değinen Hawrami, "Sorunlarımızı tek seferde çözemeyiz" diyerek, Bağdat ve Erbil'in şu an için 2015 yılı bütçesi ve buna ne kadar katkıda bulunulacağı konusunda anlaşmaya vardığını söyledi. (AA) Zeytinyağı "altın" yılını yaşıyor BALIKESİR - HAKAN FİRİK Edremit Körfezi'nde, zeytin sineğine karşı yapılan etkin mücadelenin ardından bu yıl kaliteli üretimin yakalanması sonucu sızma zeytinyağının üreticiden alım fiyatı, geçen seneye göre 8 liradan 10 liraya yükseldi. Balıkesir Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu Başkanı Mehmet Semerci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 12 milyon zeytin ağacı ile Türkiye'de zeytinyağı üretiminin önemli bölümünü karşılayan Edremit Körfezi'ndeki zeytin yetiştiri- cisinin yüzünün güldüğünü söyledi. Zeytinde, 2014-2015 sezonunda beklenenin üzerinde fiyat oluştuğunu ifade eden Semerci, hem toptan hem de tüketiciye ulaşan perakendede zeytinyağı fiyatlarının arttığını anlattı. Ürünün çok ve buna karşın fiyatının da yüksek olduğunu vurgulayan Semerci, şöyle konuştu: "Ürün bolluğu ve fiyat yüksekliği dolayısıyla altın sıvı, bu yıl altın yılını yaşıyor. Son derece kaliteli yağlar elde edilebiliyor çünkü iki kez yapılan zeytin sineğiyle mücadele, zeytinin daha kaliteli olmasını sağladı. Edremit Körfezi'nde 20-25 bin tonluk rekolte gerçekleşiyor. Geçen yıllarda üreticiden alım fiyatı 8-8,5 lira arasında olan sızma zeytinyağı, bu yıl 10 liraya ulaştı. Bunun da piyasaya yansıması da perakendede yaklaşık 13-14 lira gibi olacak. Yıllardır zeytin üreticisi, işçisinin yevmiyesini ödeyemez durumdaydı." Semerci, fiyatlardaki yükselmenin, üreticilerin zeytin ağaçlarına daha iyi bakmasını da sağlayacağını dile getirdi. (AA) SÖĞÜTÖZÜ KURS VE OKUL TALEBELERİNE YARDIM DERNEĞİ BAŞKANLIĞI’NDAN GENEL KURUL İLANI Derneğimiz Yönetim Kurulu toplanarak aşağıdaki kararları almıştır. Derneğimizin Olağan Genel Kurul toplantısının 10 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 10:00’da Keklik Pınarı Mahallesi 901. cadde No:36 Çankaya/ANKARA adresinde bulunan dernek merkezinde yapılmasına bu tarihte ekseriyet temin edilemediği takdirde ikinci toplantının 17 Ocak 2015 Cumartesi günü aynı yer ve saatte aşağıdaki gündem dahilinde yapılacaktır. GÜNDEM: YÖNETİM KURULU 1- Açılış, Kongre Başkanlık Divanının teşkili 2- Yönetim ve Denetleme Kurulu raporlarının okunması ve görüşülmesi. 3- Yönetim Kurulunun ibrası. 4- Yönetim Kurulu ve hazırlanan Tahmini bütçenin görüşülmesi ve karara bağlanması. 5- Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi. 6- Derneğe lüzumlu olan menkul ve gayrimenkul malların satın alınması, kiralanması, bağış veya vasiyet yoluyla derneğe intikal edenlerin dernek üzerine intikal ve tescil muamelelerinin yapılması, mülkiyetten başka ayni hakların tesis edilmesi veya mevcut menkul ve gayrimenkul malların satılması veya kendisine ait mevcut menkul veya gayrimenkul mallar üzerinde mülkiyetin dışındaki ayni hakların başkaları lehine tesis ve tescil edilmesi, Resmi özel ve tüzel kişilere bedelli veya bedelsiz tahsis edilmesi tahsisin kabulü veya kiralanması, menkul veya gayrimenkullerin başkalarına hibe edilmesi veya başkaların yapacağı hibelerin kabul edilmesi, tapuda tevhit ve ifraz yaptırmaya inşaat yaptırmaya tapuda takrir vermek, takrir almak cins tashihi yapmak taşınmazlar üzerinde üst hakkı tesis etmek, tapu kütüğünde her türlü ayni hak tesis etmek şerh vermek şerh almak, intifa ve irtifa hakkı tesis ettirmek, derneğin gayesine uygun olarak borç alma hususlarında yönetim kuruluna salahiyet verilmesi 8- Dilek ve temenniler. 9- Kapanış. YediGün-5 T.C. KIZILCAHAMAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO : 2014/442 Esas Davacı DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından, maliklerinin bir kısmı AHMET HULUSİ ÖZTÜRK, ZEKERİYA ÖZTÜRK, BİRSEN ÖZTÜRK, RECAÎ ÖZTÜRK, ZAHİDE ÇAKIR, ZAHİDE ÇAKIR, ŞERİFE ÇALIŞKAN olan, cinsi ve niteliği tarla olan ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM İLÇESİ KIZILCAKÖY KÖYÜ 388 PARSEL SAYILI TAŞINMAZLARIN kamulaştırma bedelinin tespiti ve davalıların hisseleri oranında tescili için mahkememizin 2014/442 Esas sayısında dava açılmıştır. Taşınmazlarla ilgilisi olanların ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri, açmaları halinde ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını gösterir belgeleri duruşma gününe kadar dosyaya ibraz etmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleştirileceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, ayrıca tespit edilen kamulaştırma bedelinin T.C. Ziraat Bankası Kızılcahamam Şubesi' ne hak sahibi adına açılacak hesaba yatırılacağı, konuya ve taşınmaz mal değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi gerekliği, 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 08/12/2014 Basın - 16652 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de T.C. ANKARA 28. İCRA DAİRESİ 2014/188 TLMT. REHİNLİ ARAÇ AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur.15/12/2014 1. İhale Tarihi : 21/01/2015 günü, saat 11:25-11:30 arası. 2. İhale Tarihi : 04/03/2015 günü, saat 11:25 -11:30 arası. İhale Yeri : ANKARA ADLİYESİ (3) NOLU MEZAT SALONU No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) 1 40.000,00 1 %1 06 ZMJ 04 Plakalı , 2009 Model , VOLKSWAGEN Marka , JETTA 1.6 102 HP TİPTRONİK Tipli, Otomatik,sağ çamurluk, sağ aynada çizikleri bulunan, ruhsatı olmayan, muhtelif yerlerinde ezik ve çizikleri mevcut 4 kapılı, 6 camlı Hususi Otomobil Basın - 16606 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de T.C. KIZILCAHAMAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2014/438 Esas Davacı DEVLET SU İSLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından, maliklerinin bir kısmı EMİNE İNCİK olan, cinsi ve niteliği tarla olan ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM İLÇESİ DOĞANÖZÜ KÖYÜ 476 PARSEL SAYILI TAŞINMAZIN kamulaştırma bedelinin tespiti ve davalıların hisseleri oranında tescili için mahkememizin 2014/438 Esas sayısında dava açılmıştır. Taşınmazlarla ilgilisi olanların ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri, açmaları halinde ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını gösterir belgeleri duruşma gününe kadar dosyaya ibraz etmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleştirileceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, ayrıca tespit edilen kamulaştırma bedelinin T.C. Ziraat Bankası Kızılcahamam Şubesi’ne hak sahibi adına açılacak hesaba yatırılacağı, konuya ve taşınmaz mal değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 08/12/2014 Basın - 16621 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de 8 KÜLTÜR-SANAT 19 Aralık 2014 Cuma KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com AL, SANA “KÜRT AÇILIMI” Yıllardır söylüyoruz, yazıyoruz; dinleyen yok: Osmanlı Devleti bütün topraklarını açılımlar sonunda kaybetti. “Girit Açılımı” ile Girit Adası Osmanlı’nın elinden çıktı. Sakız Adası, Mora Adası, Bulgaristan, Romanya, hatta Yunanistan, Mısır, Kuzey Afrika Ülkeleri hep açılımlar sonunda kaybedildi. Osmanlı topraklarının çok az bölümü, savaş sonunda el değiştirdi. Gerçi açılım yapılan yerlerde, el değiştirmeden önce çatışmalar vardı ama hep masa başında, siyasi kararlar neticesinde kayıplar gerçekleşti. XIX. yüzyılın sonunda ve XX. yüzyılın ilk çeyreğindeki 50 yıllık dönemde, Osmanlı Devletine dayatılan iki açılım vardı: Ermeni Açılımı ve Kürt Açılımı. Bu iki açılım, Kurtuluş Savaşı sonunda Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile 1923’de akamete uğradı. Hattâ, Lozan Barış Konferansıyla birlikte, bu açılımlar, Ermeniler ve Kürtler yönünden imkânsız hale geldi. Ama aradan 91 yıl geçmesine rağmen; uzun süredir hazırlıklarını sürdürdükleri, Türk topraklarında Kürdistan ve Ermenistan hayalini gerçekleştirme projeleri bitmedi. Son 30 yıldır hem Ermenilerin, hem de Kürtlerin açılım istekleri sürekli gündeme getirildi. Ermeniler ile Kürtlerin birlikte hareket etmelerinin sebebi budur. Son 10 yıldır sürdürülen “Kürt Açılımı”, günümüzde Kürtlerin arzu ettikleri düzeye gelindiğini gösteriyor. Ya da Kürtler öyle düşünüyor. 15-16 Haziran 2013 tarihlerinde Diyarbakır’da Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı düzenlendi. Kürtlerin söylemiyle, “Kürdistanî toplulukların temsilcileri Âmed’e gelerek” bu konferansı düzenlediler. Tarihe dikkat ediniz lütfen; 15-16 Haziran 2013. Gezi Direnişi; Taksim’de devam ederken, hattâ tüm Türkiye’de bir halk hareketi varken, bu konferans düzenleniyor. Ama çok büyük tesadüf (!) (eski söyleyişle tevafuk) dönemin Başbakanı, 15 Haziranı-16 Hazirana bağlayan gece Taksim Gezi Parkını, orantısız polis gücüyle yerle bir ettiriyor. Ertesi gün Kürdistanî Topluluklar Birlik ve Çözüm Komitesi, güya “tarihi kararları”(!)sonuç bildirgesi ile kamuoyuna açıklıyor. BDP Eşbaşkanı (şimdi HDP) Aysel Tuğluk, kamuoyuna bu sonuç bildirgesini açıkladı. Sonuç bildirgesinin gerekçesinde şunlar yazılıydı: “T.C., resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da Kürt halkı ve Kürdistanî tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asurî, Süryanî, Ermeni, Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkes, Türkmen, Mıhallemi, Ezidî, Romanlar gibi halklar ve kültürler ile İslamî grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz baskı ve yıldırma mekanizmalarının mağdurları olmuştur.” İşte gördünüz mü? “Barış ve Kardeşlik Projesi” adı verdikleri, “Kürt Açılımı” sonunda gelinen nokta budur. “Tarihi Kararlar” dedikleri ve güya kamuoyuna duyurdukları konferans sonuç bildirgesindeki bazı kararlar şöyle sıralanıyor: 1. Kürdistan, halkların tercihleriyle statülerini (özerlik, federasyon, bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahiptir. Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılmalıdır. Kürdistan’ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülmesi mümkün değildir. 2. Kürdistan halkı kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü anayasada güvence altına alınmalıdır. 3. T.C. ile yapılan müzakere sürecinin sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin baş aktörü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması gerekir. 4. Cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 5. Konferans; Birleşmiş Milletler, İslâm Konferans Örgütü, Avrupa Birliği’ni ve dünya halklarını, Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet etmektedir. 6. Konferans; tüm uluslararası örgüt ve devletlerden PKK’nın terör listesinden çıkarılmasını talep eder. Daha pek çok ültimatom şeklinde kararlar var ama yukarıya yazdığım 6 madde bile işin ne noktalara geldiğini gösteriyor. Bakınız; daha önceleri söyledik yine söylüyoruz: Bunların amacı, “Türk ve Kürtlerin; Türkiye halkının barış içinde birlikte yaşamak” değildir. Bunların amacı, bu açılım sonunda ayrılmak ve bağımsız bir devlet kurmaktır. İşte yukarda kararlarını yazdım. Türkiye’nin en güç döneminde istedikleri budur. Sıra Ermenilerin istediklerine geldi. Onlarda Türklerin şimdilik “soykırım özrü” bekliyorlar. Daha sonra tazminat, en sonunda toprak talebi gelecek. Onların açılımına henüz sıra gelmedi. Türk halkı halâ; niye uyuduğu uykudan uyanmaz, niye uyuşturulduğu narkozdan ayılamaz? Kim ya da kimler, Türk halkını uyandıracak, ve de ayıltacak. Bekliyoruz. "Nihayet Bitti" seyirciyle buluştu ANKARA - Sanata gönül vermiş, yürüme engelli genç bir sanatçının rol aldığı "Nihayet Bitti", Devlet Tiyatrolarında ilk kez perde açtı. DT'den yapılan yazılı açıklamaya göre, seyircisine farklılıkların engel olmadığını anlatan tek kişilik oyun, insanın yaşadığı çelişki ve sıkıntıları intihar çerçevesinde ele alıyor. Sanat eğitimi ve üretiminden engellilerin de etkin bir biçimde yararlanabilmesini destekleyen DT, eseri Murat Çidamlı'nın yönetiminde sahneye taşıyor. Eserlerinde toplumsal eleştirilere ağırlık veren Avusturyalı oyun ve senaryo yazarı Peter Turruni'nin, Viyana'da 1997 yılında sahnelediği "Nihayet Bitti", yaşamı boyunca her istediğini elde eden, mutlu, başarılı ve yıldız bir gazetecinin kendisini ölümün kıyısına nasıl sürüklediğini etkili bir anlatımla işliyor. Oyun, yönetmeninin de anlatımıyla şartlar ne olursa olsun tercihleri yaşamdan ve sanattan yana yapma konusunda izleyenlerine bir "umut ışığı" olmayı hedefliyor. Acılarının intikamını etrafındakilerden çıkarmaya çalışan hastalıklı bir ruhun vicdanını çözümleme arayışındaki bu trajik öyküde tiyatroseverler, insanın kendisini yok etmeden önce kötülüklerinden kurtulabileceği, aksi takdirde bireysel ve hatta toplumsal bir intiharların insanları beklediği gerçeğiyle yüzleşiyor. (AA) Osmanlıca öğretmeye sanat tarihçileri de talip Milli Eğitim Şurası'nda, Anadolu imam hatip liselerinde zorunlu olarak "Osmanlı Türkçesi" okutulmasına yönelik tavsiye kararı alınmasının ardından, bu dersleri kimlerin vermesi gerektiğine ilişkin tartışmalar da gündeme geldi. KAYSERİ - Kamuoyunda Osmanlıca dersleri- olacaktır." Hızır İnan, ecdadın kültür ve sanat mirasına nin edebiyatçılar, ilahiyatçılar ve tarihçiler tarafınsahip çıkan bir nesil yetiştirmek için sadece dan verilmesi tartışılırken, bu konuda eğitim alan sanat tarihçileri de bu dersleri vermeye talip oldu. Osmanlıca öğretmenin yeterli olmayacağına dikKültür Sanat Emekçileri Derneği Başkanı Hızır İnan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüzde 31 devlet üniversitesinde sanat tarihi bölümü bulunduğunu, bu bölüm mezunlarının özel sektörde mesleklerini yapabilme imkanının yok denecek kadar az olduğunu söyledi. Yaklaşık 15 bin sanat tarihçisinin işsiz olduğunu öne süren İnan, şöyle devam etti: "Okullarda halen seçmeli olarak okutulan sanat tarihi dersi, zorunlu dersler arasında olmadıİSTANBUL - Boğaziçi Üniversitesi Nazım ğından 800 bin öğretmenden yaklaşık 130'u sanat Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, tarihi norm kadrosunda bulunmaktadır. Bunlardan düzenlenen törenle açıldı. 15-20'si de norm fazlasıdır. Son yapılan 40 bin Ünlü şair yazar Nazım Hikmet'in anısını ve kişilik öğretmen atamasında 1'i açıktan olmak kültürel mirasını yaşatmak amacıyla hayata geçiüzere 2 sanat tarihi öğretmeninin atanması dururilen merkezin açılışına görüntü kaydı ile katılan mun vahametini ortaya çıkarmaktadır. Milli Eğitim yazar Orhan Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarına öğretmen bünyesindeki Atatürk enstitüsü olduğunu hatırlaolarak atanacakların, atamalarına esas olan alantarak, Atatürk'ün 20. yüzyıl Türkiye tarihinin en lar ile mezun oldukları yüksek öğretim programları önde gelen ismi olduğu gibi, Nazım Hikmet'in de ve aylık karşılığı okutacakları derslere ilişkin esas20. yüzyıl Türk edebiyatının en parlak ismi oldularındaki ekli cetvelin 30. sırasındaki resim/görsel ğunu ifade etti. sanatlar öğretmenlerinin okuttuğu dersler arasınPamuk, Nazım'ın en belirgin özelliğinin göz daki sanat tarihi ifadesi kaldırılmalı. Bu dersleri kamaştırıcı parlak şiir yeteneği ve sesi olduğunu sanat tarihi öğretmenleri okutmalıdır. Kalp damar kaydederek, "Siyasi düşmanlarının bile kabul cerrahının işini diş hekiminin yapması kadar anorettiği bu yetenek, kimi müzik dehalarına olduğu mal olan bu uygulamaya son verilmelidir." gibi, şairimiz daha çocuk yaşındayken ortaya İnan, sayıları 50'nin üzerinde olan güzel sanatçıkmıştı" dedi. lar liselerinde sanat tarihinin ortak dersler arasınNazım Hikmet'i anlamanın "onu tabu ve da yer almasına rağmen, bunların çoğunda da yasaklarla korunan bir başka put haline getirmek sanat tarihi öğretmeni norm kadrosu oluşmadığını olmadığını" kaydeden ünlü yazar Pamuk, onu belirterek, Anadolu imam hatip liselerinde seçmeli anlamanın, onun olağanüstü yeteneğini, nasıl dersler arasında yer alan hüsn-i hat, ebru, tezhib olağanüstü büyük bir edebiyat haline getirdiğini ve sanat tarihi derslerini hangi öğretmenlerin adım adım görmek olduğunun altını çizdi. okuttuğunun da ayrı bir muamma olduğunu kayPamuk, "1970'lerde sol fikirlere ilgi duyan detti. edebiyatsever Türk erkeklerinin çoğu gibi 18 Liselerde Osmanlıca dersini edebiyatçılar, ilahiyaşındayken ben de Nazım Hikmet'ten etkileneyatçılar ve tarihçilerin vermesi öngörülüyorken rek şiirler yazmaya çalıştım. Benim şiirlerim çok sanat tarihçilerinin göz ardı edilmesinin kabul edikötüydü ama kuşağımdan pekçok solcu gibi, lebilir bir durum olmadığını dile getiren İnan, şunonun gibi olmak heyecanı vardı bende" dedi. ları anlattı: "Çünkü, sanat tarihçiler ecdat yadigarı Lise ikinci sınıfta öğrenciyken yayınlanan Beylikler, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait Nazım Hikmet'in hapishaneden Kemal Tahir'e yapıların vakfiye ve kitabelerini, mezar taşlarını yazdığı mektuplar ile Orhan Kemal'e yazdığı okuma konusunda yeterli derecede Osmanlıca mektupları heyecanla okuduğunu aktaran dersi almaktadırlar. Bu durumda Osmanlıca dersiPamuk, "Bu mektuplaşmalar, beni yalnız Nazım ni okutacaklar arasında sanat tarihçilerinin de Hikmet'in hayatına ve şiirlerine değil, Kemal olması hem istihdama dönük sorunların çözülmeTahir'in, Orhan Kemal'in romanlarına, toplumsal sine kısmen bir katkı sağlayacak hem de bu dersi ve eleştirel tüm Türk edebiyatına açmıştır" diye işin erbaplarından bir meslek grubu da vermiş kati çekerek, "Yeni bir program hazırlanarak öncelikle Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı sanatına ağırlık veren bir müfredatla sanat tarihi dersi lise 10-12. sınıflarda bir kez, en azından 2 saatlik ders olarak 'zorunlu seçmeli, ortak dersler' arasında yer almalıdır. Bu dersin öğretmeninin okul normu olarak değil, eğitim bölgesi normu olarak değerlendirilmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz" diye konuştu. Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sultan Murat Topçu ise ortaöğretimde Osmanlıca derslerinin Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi mezunlarınca verilmesinin gündeme getirildiğini belirtti. Bölümlerinde öğrencilere 4 dönem Osmanlıca eğitimi verdiklerini ifade eden Topçu, şöyle devam etti: "Bu noktada, ortaöğretimde Osmanlıca derslerini bizim öğrencilerimizin de verebileceği kanaatindeyim. Bu konuda sanat tarihçilerinin gündeme getirilmemesini de büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Tabi ki bu konunun tartışılması gereken yanları var ama en azından milli eğitim müfredatında Osmanlıca'nın olmasını bir kazanım olarak görüyorum. Gençlerin geçmişimizle ilgili birinci el kaynaklara ilgisinin bu dersler sayesinde artacağını düşünüyorum. Tabi ki insanlara bunu kolay öğretemezsiniz ama metodunu gösterdikten sonra ilgisi de varsa Osmanlıca bilgisini geliştirerek, ileri bir seviyeye taşıyabilir." (AA) BÜ'de Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi açıldı konuştu. "Üniversitenin görevinin, kutsalı daha kutsal kılmak olmadığını" sözlerine ekleyen Pamuk, üniversitenin daha anlaşılabilir, daha paylaşılabilir ve insani olarak öğretme ve araştırma görevi olduğunu söyledi. Orhan Pamuk, sözlerine şöyle devam etti: "Bizler kahramanlarımızı anlamak değil, yalnızca onlara hayran olmak isteriz. Çoğumuzun farkında olmadan istediği şey biyografi yani yaşam öyküsü değil, menkıbenamedir. Tercih etmesi bu nedenledir. Kahramanlarımız hakkında tabular, yasaklar, yaklaşılmaz bölgeler ve yalnızca kendimizin yaklaşabileceği konular icat ederiz. Nazım Hikmet'in hayatı da eserleri de bu türden tabu ve yasaklarla doludur." Törende konuşan Boğaziçi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu da merkezin açılışı nedeniyle mutluluk, heyecan ve gurur duyduğunu dile getirerek, ünlü şairin mücadeleyi ve her koşulda, umudu yitirmemeyi öğrettiğini söyledi. Barbarosoğlu, hayatının 15 yılını hapishanede geçiren ünlü şairin, düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların Türkiye'de ne boyutlara ulaştığını ve ulaşabileceğini gösteren bir eşiği temsil ettiğini sözlerine ekleyerek şöyle konuştu: "Eserleri yıllar boyunca yayınlanmayan, vatandaşlığı ancak 2009'da iade edilen Nazım Hikmet'in şiirleri, masalları, romanları, tiyatro oyunları, düz yazıları bugün özgürce basılmakta. Üniversiteler olarak bize düşen görev de Nazım Hikmet'in, 'öyle yazmalı ki, şiirden tek bir virgül atılınca her şey yıkılsın' düşüncesiyle yarattığı eserlerini derinlemesine incelemek, hakkında yapılan akademik çalışmalara hız vermek ve dünya şairimizin dehasını anlamaya, anlatmaya çabalamaktır." (AA) ilacı. Ben sustukça kesiliyor ki beni artık elemin kucağında sallayamıyor hiç sesi elemin, ben sustukça can bir melâl. çekişiyor ruhumda acı. Denizim şükür, okyanusum yâr, seccademin Ömrümün dalları baharı bek- hacmi akıllara zarar. leyen sürûra âşık, gönlümdeki Âşığın kalbi yârla atar, onsuz kalbin ne önemi gülistana yağansa aşkın şükür var? Beni yakan özlemin içindeki koru da yakan yağmurları. hâr. Gözlerimdeki nur, ruhumu HAYATA VE AŞKA DAİR Aldığım her nefes vuslata, geçen her gün çevreleyen sur aşka dâir, bentmahşere, kalbimin her atışı yokluktan vara adım, lerimi yıkansa beklediğim hasretin büyüdükçe sevdam sana daha da çoğalısürûr. yor yâdım. Rüyalarımdan seslenen ses, Ey sükûtun kalbinde yaşayan yâr! Ey ellerime nefesimin içindeki gizli nefes kâlû belâda kokusunu bırakan yâr! yâre koşan yarınlarım. Benim Bil ki gönlüm aşka kanat çırpan bir bulut, bil beklediğim ölümün içindeki SÜKÛTUN KALBİNDE vuslat, beni ve ruhumu güldüren ki ömrüm çölüne dualarla sonsuzca yağacak yağaşka imanım ve yârime sadakat. mur, bil ki ismim ve sözüm mahşerimizi aydınlaÂşığın kalbi yârla atar, onsuz kalbin ne önemi Nasıl buharlaşırsa sular hasretle, dertler de tacak nur. var? unutulur zamanla ve sükûtla. Biliyorum çünkü Ey ellerimin ve gözlerimin hükümdarı! Kalp hisseder, akıl düşünür ve ruh hicrandan her nefeste tecrübe ediyorum sessizliğin sesini Sükûtun kalbinde atıyor kalbim; sözüm de, nefeesen rüzgârlarla üşür. Sükûtun kalbinde nefes duyabilenler dünyadan mahşere koşar umutla… sim de senindir yârim. almak, her dem yârin hayaliyle tahayyülün nabGeceleri feryat eden gönlüm zında hülyalara dalmak ne gam. Olsun, hasretim değil artık dilime sözler pranga, GÜNÜN ŞİİRİ kadar büyük davam. elemin gözyaşında yıkanmaksa angarya. Aşkı büyük olanın hasreti de büyüktür. Gözlerin rûhumu aydınlatan âteş güzelim, Sitem ve şikâyetler sükûtumla Sonunda vuslat olduktan sonra söyleyin bana eriyen lal, beni benden alansın âşığa aşkta ne yüktür? Öpüşün mahşere, sevdân ölüme eş güzelim. ömrümü helal ettiğim hilal! Bil Sükût derdimin dermanı, sükût gönlümün MEHMET NURİ PARMAKSIZ YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 19 Aralık 2014 Cuma AFAD, evlerde kalan Suriyeli Kürtleri unutmadı Suruç ilçesindeki akrabalarının yanında kalan Suriyeli Kürtlerin ihtiyaçları, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından karşılanıyor. ŞANLIURFA - AFAD, Halep'e bağlı Kobani'de (Ayn el Arap), terör örgütü IŞİD ile bazı Kürt gruplar arasındaki çatışmalardan kaçan sığınmacılara yardım ulaştırmaya devam ediyor. Misafirler için Suruç ilçesine geçici barınma merkezi oluşturan kurum, sınıra yakın mahallelerdeki akrabalarının yanına yerleşen Suriyeli Kürtleri de yalnız bırakmıyor. Bu kapsamda mobil ekip oluşturan AFAD, misafirlere başta gıda olmak üzere çeşitli yardım ulaştırıyor. Suruç Yatılı İlköğretim Bölge Okuluna kurulan çadır kentin sorumlusu Cafer Giyik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampta 7 bin 200 sığınmacının bulunduğunu söyledi. Misafirlerin tüm ihtiyaçlarının karşılan- dığını hatırlatan Giyik, "Kendilerine günde 3 öğün yemek veriyoruz. Giyim, temizlik malzemeleri sıcak su imkanı sağlıyoruz. Hijyen koşullarını adına gerekli olan tüm olanakları sağlıyoruz" dedi. Giyik, gönüllü doktorların da sağlık sorunlarının çözümüne katkı sunduğunu ifade etti. Sığınmacıların bir bölümünün akrabalarının yanında bulunduğunu anımsatan Giyik, şöyle konuştu: "Özellikle sınıra yakın mahallelerde çok sayıda sığınmacı bulunuyor. Bunlar da akrabalarının yanına yerleşti. Misafirlerin akrabalarına yük olmamaları için oluşturduğumuz mobil ekip köy köy gezerek gıda yardımında bulunuyor. Bize gelen taleplerin hepsini karşılamaya çalışıyoruz. Sığınmacıların soğuk havadan etkilenmemesi için battaniye desteğinde de bulunuyoruz." Giyik, Suruç ilçesindeki kamplarda ise 2 bin civarında personelin görev yaptığını vurguladı. Özellikle sağlık konusuna ayrı önem verdiklerinin altını çizen Giyik, "Suriyeli kardeşlerimizin her türlü ihtiyaçlarını karşıladığımız gibi sağlık hizmeti de veriyoruz. Hatta protez ihtiyacı olan misafirlere yardımcı oluyoruz. Yeterli miktarda ilacımız var. Doktorlarımız buradaki imkanlar yeterli değilse hastaları en yakın hastaneye yönlendiriyor" şeklinde konuştu. (AA) Kırsal dönüşümde pilot köyler belirlendi ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, kırsal alanda yaşam kalitesinin yükseltilmesi için yapılacak dönüşüm kapsamında pilot köyler belirlendi. Bakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan açıklamada, kırsal dönüşüm çalışmalarına ilişkin bilgi verildi. Dönüşüm kapsamında yapılacakların sıralandığı açıklamaya göre, öncelikle kamu tarafından üst ve alt yapılar planlanacak. Bunlara ilişkin yasal düzenlemeler ve alınacak ekonomik önlemlerle yeni yerleşim alanlarında internet kafe alanı, köy meydanı, köy konağı, spor tesisi gibi sosyal tesisler yapılacak. Bu tesislerin yapımının teşvik edilmesiyle kırsalda yaşayan vatandaşların ekonomik ve kültürel gelişmeleri sağlanarak, kırsaldan büyük kentlere göç engellenecek, sürecin tersine işlemesiyle sosyal ve kültürel çatışmaların önüne geçilebilecek. Bakanlık en kısa sürede yapım aşamasına geçilebilecek köy belirleme çalışmalarına başladı. Bu kapsamda Kütahya'nın Arslanapa ilçesinin Kureyşler köyü (57 hak sahibi), 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 2 3 4 5 6 Kahramanmaraş'ın Göksu ilçesinin Gücüksu köyü (76 hak sahibi) ve Karaman'ın Merkez ilçesinin Güldere köyü (79 hak sahibi ) pilot olarak belirlendi. Kureyşler ve Gücüksu köyünde hak sahipliği, yer seçimi, jeolojik-jeoteknik etütler, harita, imar planı, parselasyon çalışmaları tamamlanarak arsa satışları yapıldı. Alt yapı ve üst yapı proje çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğu iki köyde, yapım işlerine başlanabilmesi için beş aylık süre öngörülüyor. Güldere köyünde ise hak sahipliği ve yeni yerleşim için alan belirlendi ve Bakanlığa tahsisi istendi. Köyde tahsi- 7 8 9 10 sin tamamlanmasıyla yedi aylık sürede yapım aşamasına geçilmesi planlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de konuya ilişkin değerlendirmesinde, konutların, vatandaşlar tarafından seçilen yöresel projeler baz alınarak, yapılacağını söyledi. "Bir köy konağı, köy meydanı ve çeşme, iki yüz ya da üç yüz kişilik cami, bir şadırvan, bin metrekarelik alana üstü kapalı bir pazar yeri, muhtelif yerlere üç tandırevi, içerisinde lavabo, traktör garajı olmak üzere müştemilat yapılacak" diyen Güllüce, çalışmaların en kısa sürede tamamlanmasını hedeflediklerini vurguladı. (AA) BULMACA Soldan sağa: 1. Dantel veya nakış ipliği yumağı. – Gözleri görmeyen. 2. Tayin. – Karadeniz’in kuzeyinde bir iç deniz. 3. Afrika’da bir ülke. – Elçilik uzmanı. 4. Ağrı dağının eski adı. – Bir nota. 5. Yarı, yarım. – Bakanlar Kurulu. 6. Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz. – Radyumun simgesi. – Binek hayvanı. 7. Fiyat gösteren çizelge. 8. Bulmaya çalışma. – Pirinç veya şekerkamışından yapılan bir tür rakı. 9. Rutenyumun simgesi. – Gösteriş, fiyaka, caka. – Köpek. 10. Eski dilde yemek. – Düşünce, ide. 11. Dilenciye verilir. 12. Mikroskop camı. – Eski bir devlet. – Hayat arkadaşı. 13. Eski dilde yıldırım. – Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. 14. Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan. – Yazıt. 15. Sahip, iye, ıs. – Güney Amerika’nın yüksek yerlerinde yaşayan bir yük hayvanı. 16. Asya’da bir göl. – İnsan öldüren kimse. 17. Avrupa’da bir göl. – Sodyumun simgesi. 18. Öğe, unsur. – Ağı, zehir. 19. Madeni ip. – Kent, şehir. 20. İcar. – Gelir. Yukarıdan aşağıya: 1. Kırşehir ilinin bir ilçesi. – Yırtıcı kuşlardan biri. – İnam, vedia. 2. Bir gezegen. – İskambilde papaz. – Boyadan önce vurulan kat. – Kokmuş hayvan ölüsü. 3. Bir tür etli ve büyük zeytin. – Üzüm veren bitki. – İstanbul’un bir semti. 4. Bir işte emir verme yetkisine sahip olan kimse. – Güzel kokulu küçük bir kavun türü. – Kıyası mukassim, dilemma. 5. Bir renk. – Sergen. – Düzenli işleyen. – Bir mobilya türü. 6. Bir tür bilgisayar oyunu. – Hastalıktan kurtulma, iyileşme. – Kanmış, inanmış. 7. Donuk renkli. – Ege bölgesinde bir göl. – Yapma, etme. – Saha, meydan. – Boru sesi. 8. En çok, maksimum. – Süpürge otu. – Boyutlar. – Baş, kafa. 9. Bildik, tanıdık. – istikbal, gelecek. – Kadınsı davranışları olan erkek. 10. Deha sahibi kimse, dahi. – Töre bilimi, ahlak bilimi. – Titreyiş, ürkme. – Belirti, işaret, iz, nişan. ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA 19 20 Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU 9 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com TÜRK SORUNU AYNASINDA MANKURTLAŞTIRMA Türk’ü mankurtlaştırmanın usturuplu yöntemlerinden biri, onun önüne suni, gerçekdışı, sanal, hayalî bir takım sorunlar koyarak onu oyalamak ve kendine dönüp bakmasını engellemektir. Dışarıdan emperyalist odaklar, içerden onların işbirlikçileri uzun zamandır bizi böyle sanal sorunlarla yordular, sersemlettiler, kafamıza vura vura bunları gerçek sorunlar sanmamızı sağladılar. Gece gündüz bu gerçekdışı, hayalî sorunları tartışıp duruyoruz. Türk, bir türlü kendi gündemine ve kendi asıl sorunlarına gelemedi. Türkiye’de Ermeni sorunu yoktur. Türkiye’de Atatürk’ün bu vatanı çok büyük çoğunluğuyla Müslüman Türklerin yaşadığı bir ülke hâline getirmesinin sindirilememesi ve Türk vatanının kilise ve misyoner açılımlarıyla tekrar Müslüman ve Türk olmayanlar tarafından doldurularak Türk’ün boğulmak istenmesi sorunu vardır. Türkiye’de Kürt sorunu, şu sorunu, bu sorunu yoktur. Türkiye’de Türk’ün kimlik ve kişiliğinin iğdiş edilmesi, Türk’e Türk düşmanlığı propagandası yapılması, Türk’e kendi eliyle kendi idam fermanını, kendi tasfiye sürecini imzalattırma sorunu vardır. Türkiye’de Türk’e kendisini inkâr ettirilmesi ama öbür taraftan İslam ümmetçiliği adına, Komünizm enternasyonalizmi adına, Avrupa Birlikçiliği, demokrasi, hak ve özgürlükler adına Kürt ırkçılığı propagandası yaptırılması sorunu vardır. Türkiye’de bütün televizyonlar, radyolar, gazeteler, siyasetçiler bombardımanıyla Türk’ü duyarsızlaştırma, gafil avlama, aymaz bir hâlde sersemletme, sallayıp sallayıp bir tarafa atma sorunu vardır. Türkiye’de Türk kimliğiyle derdi olan, ilminin irfanının ne olduğu belirsiz, kerameti kendinden menkul bir takım adamların şeyh diye, cemaat lideri diye Türk’ün tepesine oturtulması ve Türk’ün İslam adı altında İslam’la alakası olmayan bir takım ruhbanlık törenleri ve ritüelleriyle mankurtlaştırılması sorunu vardır. Türkiye’de Türklük karşısında alerjisi olan bir takım adamlara, alavere dalavere ile, politika oyunlarıyla, eş dost, aşiret, ağa, dayı, hemşehri, partidaş iltimaslarıyla bolca paralar, fonlar, krediler, imkanlar, bilmem neler verilerek patron yapılıp gariban Türk halkı da işçi ve müşteri konumuna itilerek az bir ücretle onların kölesi yapılması sorunu vardır. Türkiye’de sinsi bir şekilde Türk düşmanlığı yapıp öbür taraftan etnik ırkçılık yapmayı siyaset diye yutturan bir takım kişileri Türk milletine seçtirerek başlarına siyasetçi diye dikilmesi ve onların da oylarını aldığı Türk’ü sinsice tasfiye etme çabası sorunu vardır. Türkiye’de yetkili ve sorumluluk taşıyan siyasetçilerin her gittikleri yerde yekpare, kaynaşmış, bütünleşmiş, birleşmiş olan, olması gereken, olması için çalışılması gereken Türk milletini 36 bilmem ne kadar etnik gruptan müteşekkil kozmopolit bir topluluk olarak göstermesi, etnik siyasetle insanların biyolojik aidiyetlerini sürekli hatırlatmanın ne gibi sonuçlar doğuracağının hesap edilmemesi, asıl yapılması gerekenin ortak noktalar üzerinden bütünleşmiş, kaynaşmış bir Türk milleti inşa etmek olduğunun göz ardı edilmesi gibi bir sorun vardır. Türkiye’de Atatürk’ün öncülüğünde Türk milletinin tam bağımsız ve bağlantısız hür bir devlete sahip olmasının Türk düşmanlarında hazımsızlık meydana getirmesi, bunun için ne yapılıp edilip Türk milletinin elinden devletinin, sosyal, ekonomik, kültürel müesseselerinin alınmak istenmesi sorunu vardır. Türkiye’de Türk milletinin iç ve dış siyasetinin Avrupa Birliği, Amerika, İsrail gibi emperyalist sömürgeci güç odaklarının siyasi organizasyonlarına teslim edilmek istenmesi, böylece Türk’ün bağımsızlıkçı millî siyasi iradesinin yok edilerek köleleştirilmesi sorunu vardır. Türkiye’de Türk milletinin kendine olan özgüveninin yitirilmesi, güdükleştirilmesi, Türk milleti adam olmaz denilerek bu özgüven aşımının sürdürülmesi, adam olmamız için gavurların güdümüne ve yönetimine girmemiz gerektiği yolundaki sefil sözlerin büyük fikir ifadeleriymiş gibi ortalıkta dolaşması sorunu vardır. Türkiye’de banka, borsa ve sigorta gibi para toplayan ve dağıtan kurumların, iş, hizmet ve ürün kaynaklarının yabancıların ellerine geçmesi ve bunun sonucunda millî ekonomimizin yok olması, esaret ekonomisine geçilmesi sorunu vardır. Türkiye’de Türk ordusunun değişik bahane ve gerekçelerle etkisiz hâle getirilmesi, yıpratılması, olur olmaz şeylerle suçlanması, hatta tasfiye edilmesi, eşkıyabaşının paşa yapılması istek ve çabaları ve böylece Türk milletinin savunmasız hâlde bırakılıp kolayca emperyalist sömürgen dünya devletine teslim edilmek istenmesi sorunu vardır. Hasıl-ı kelam Türkiye’de Türk’ün kendi varlığından habersiz, kendi diline, dinine, kimliğine, tarihine, ecdadına, kültürüne, bağımsız millî siyasi iradesine, yer altı yer üstü zenginliklerine, toprağına, devletine tamamen yabancılaştırılarak mankurtlaştırılması sorunu vardır. Bütün bu sorunların kaynağı da, Türk’ün değişik yöntemlerle mankurtlaştırılma operasyonuna maruz bırakılışını idrak edememesidir. Biz, başkasından önce kendimizi suçlayalım. Bizi kendi elimizle yok etme amacına matuf dayatmaların farkına varalım. Türk, titreyip kendine geldiği, mankurtluk afetinden kurtulduğu gün özgürleşme süreci başlayacaktır. İnşallah. "Yıldırım aşk" engel tanımadı AMASYA - Amasya'da, sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla tanışan engelli Evren Kılıç ile Esra Nur Kılıç, tanıştıktan bir hafta sonra evlendi. Çocukluğunda geçirdiği ateşli hastalığın ardından tekerlekli sandalyeye mahkum olan Evren Kılıç (32) ile İzmir'de yaşayan bir çocuk annesi Esra Nur Kılıç, sosyal paylaşım sitesi facebook aracılığıyla tanıştı. Tanıştıktan 1 hafta sonra evlilik kararı alan çift, Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir'in Engelsiz Yaşam Parkı'nda kıydığı nikahla dünyaevine girdi. Damat Kılıç, gazetecilere yaptığı açıklamada, geçirdiği ateşli hastalığın ardından engelli olarak 19 yılını hastanede geçirdiğini belirtti. Daha sonraki yıllarda toparladığını ve tekerlekli sandalye üzerinde yaşamını devam ettirdiğini ifade eden Kılıç, "Toparlanma sürecinin ardından engelli derneklerine gidip gelmeye başladım. Sosyal hayata daha fazla katıldım. Engelimi nasıl kabul edeceğimi anladım. Biz engelli değiliz. Dezavantajlı gruplarız. Engelime asla isyan etmedim. Allah da benim yüzüme güldü" dedi. Eşiyle yaklaşık bir hafta önce sosyal medya aracılığıyla tanıştıklarını anlatan Kılıç, "Facebook'ta tanıştık. Kafalarımız uydu. Birbirimizi sevdik. Sıcak bir etkileşim oldu ve evlendik. Her şey 3-4 gün içinde oldu. Bazıları "3 gün içinde tanışıp evlilik olur mu?' diye soracaklardır. 6-7 yıl nişanlı kalıp evlenemeyenler var. 2 yaşında da bir kızımız var. Onu öz kızım gibi seveceğim. En iyi şekilde yetiştireceğiz" diye konuştu. Esra Nur Kılıç ise engelli dostu birisi olduğunu, engelli derneklerinde görevler aldığını dile getirdi. Eşiyle internet üzerinden tanıştıklarını vurgulayan Kılıç, "Facebook üzerinden tanıştık. Konuşmaya başladık ve iyi de anlaştık. Kısa sürede bir aşk, sevgi ortamı ortaya çıktı. Mutluyum" ifadelerini kullandı. Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir de Kılıç çiftinin yıldırım aşkıyla evlendiklerini, gönüllerin engel tanımadığını bir kez daha gördüklerini aktardı. Fedakarca birbirlerinde destek olacaklarını anlatan Kılıç, "Örnek bir çift olacaklar. Çiftimizi tebrik ediyorum. Her zaman yanlarında olacağımızı bilmelerini istiyorum" şeklinde konuştu. (AA) 10 19 Aralık 2014 Cuma 11.12.2014 TARİH VE 2260 SAYILI ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS KARARI İLE KENT ESTETİĞİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI YÖNETMELİĞİDİR. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENT ESTETİĞİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE1-(1) Bu yönetmeliğin amacı; Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Dairesi Başkanlığının kuruluş, görev ve çalışma esaslarını düzenlemektir. Kapsam MADDE 2-(1) İlgili mevzuat tarafından belirlenmiş amaç, hedef, strateji ve ilkeler doğrultusunda, a) Kent Estetiği Dairesi Başkanlığının b) Şube Müdürlüklerinin görev, yetki ve sorumluluklarını kapsar Dayanak MADDE 3-(1)Bu yönetmelik; 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanun, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 657 sayılı Devlet memurları Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanununun ilgili maddeleri ile bu paragrafta adı geçen kanunlara dayalı olarak çıkarılan tüzük ve yönetmeliklere dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4-(1)Bu yönetmelikte yer alan; a)Başkan: Büyükşehir Belediye Başkanı b)Belediye: Ankara Büyükşehir Belediyesini c)Daire Başkanı: Kent Estetiği Dairesi Başkanı ç)Daire Başkanlığı: Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı d)EKAP: Elektronik kamu alımları platformunu ifade eder e)Genel Sekreter Yardımcısı: Kent Estetiğinin bağlı bulunduğu Genel Sekreter Yardımcısını f)Meclis: Ankara Büyükşehir Belediyesini g)Şube Müdürlüğü: Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına bağlı İnceleme, İhale ve İdari İşler, Kent Bakım Onarım, Kent Estetiği ve AR-GE, Kent Temizlik İşleri Şube Müdürlüklerini ğ)Şube Müdürü: Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına bağlı İnceleme, İhale ve İdari İşler, Kent Bakım Onarım, Kent Estetiği ve AR-GE, Kent Temizlik İşleri Şube Müdürlerini ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Teşkilat, Bağlılık, Kuruluş, Görev, Yetki ve Sorumluluklar MADDE 5 – (1)Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına, Daire Başkanına bağlı; a) Kent Temizlik İşleri Şube Müdürlüğü b) İnceleme, İhale ve İdari İşler Şube Müdürlüğü c) Kent Bakım Onarım Şube Müdürlüğü ç) Kent Estetiği ve AR-GE Şube Müdürlüklerinden oluşmaktadır. Bağlılık MADDE 6-(1) Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi 21. Maddesi gereğince Başkanca teklif edilip Meclis tarafından kabul edilen ve Belediye teşkilat şemasında gösterilen makama bağlı olarak hizmet yürütür. Kent Estetiği Dairesi Başkanı MADDE 7 – (1)Kent estetiği dairesi başkanının görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır: a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak veya ilgili kurum ve kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent estetiği oluşturmak, b) Hizmet alanı içerisinde mevsim şartlarına göre genel temizliğin yapılması, süpürge araçları ile süpürülmesi ve biriken atıkların nakledilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek, c) Hizmet alanı içerisinde mevsim şartlarına göre cüruf ve kar temizliği yapılarak biriken atıkların nakledilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek, ç) Hizmet alanı içerisinde katı atık konteynırları (yer altı-yer üstü), modern ve işlevsel çöp kovaları yerleştirilmesi, ihtiyaç halinde sayılarının artırılması, içinde biriken atıkların taşınması hizmetlerini yürütmek, d) Sel, yangın ve benzeri afet sonrası oluşan iç ve dış mekân kirliliğinin ortadan kaldırılarak, yeniden yaşanılabilir hâle getirmek ve gerekli hallerde ilgili birimlerle koordinasyon sağlamak, e) Kış mevsiminde kar ve buzlanma ile mücadele ederek, ihtiyaç halinde taş ve kum ocaklarından malzeme temin etmek, f) Hizmet alanı içerisinde bulunan yerlerin temizlik, bakım-onarımlarını yapmak ve bu işlemlerin yapılması esnasında oluşan hafriyat, atıkların toplanması, nakledilmesi hizmetlerinin gerçekleştirmesi sürecinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak, g) AR-GE’ye yönelik çalışmalar gerçekleştirmek, ğ) Kent estetiği kurumsal yapısının oluşturulması hususunda çalışmalar yapmak, h) Başkanlık makamı ve ilgili mevzuatla belirlenmiş amaç, hedef, strateji ve ilkeler doğrultusunda faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin politikaları belirleyerek amirlerinin onayına sunmak, onaylanan politikaların uygulanışını izlemek, personeline bu konuda gerekli açıklamalarda bulunmak, ı) Başkanlık makamınca belirlenen amaç, ilke ve talimatlar ile ilgili mevzuata uygun olarak belirlenen politikalar doğrultusunda plan ve program geliştirmek, bütçe hazırlamak ve hazırlanan plan, program ve bütçeyi amirlerinin onayına sunmak, i) Onaylanan plan, program ve bütçenin uygulanmasını sağlamak, j) Gerekli iş bölümünü ve koordinasyonu sağlamak, sorumlulukları belirlemek, verilen görevleri takip etmek ve ahenkli bir çalışma ortamı oluşturmak, k) Başkanlığa bağlı birimlerin verimliliğini arttırmak ve değişen şartlara göre yeni organizasyonlar geliştirmek, l) Yönetimi altındaki faaliyetler ile ilgili olarak kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, m) Birimler arasındaki evrak akışının düzenli olmasını sağlamak, n) Gerektiğinde bağlı personelin iş ve işlemleriyle ilgili bilgi ve önerilerini almak, değerlendirmek ve gerekirse üst makama sunmak, o) Belediyeyi ve birimini ilgilendiren konulardaki yayınları ve mevzuatı takip etmek ve konuyla ilgili olarak personelini bilgilendirmek ve görevlendirmek, ö) Gerektiğinde personelinin eğitim amacıyla yurtiçi ve yurt dışı konferans ve seminerlere gönderilmesini teklif etmek, p) Görevlendirildiği takdirde komisyon ve çalışma gruplarında yer almak, rapor ve/veya projeler hazırlamak, r) Belediye başkanlığı tarafından belirlenen amaç, ilke ve talimatlar ile ilgili mevzuata uygun imar planında ayrılan yeşil alanların (park, çocuk oyun alanları, piknik alanları, sosyal aktivite, spor alanları vb.) bakımı, onarımı ve temizliğini koordine etmek, atölyeleri bu amaç doğrultusunda çalıştırmak, s) Daire başkanlığının görev alanına giren tüm temizlik, bakım, onarım işlerinin kesin hesaplarını yapmak. Müteahhitler eliyle yaptırılan işleri ve/veya müteahhitlerle birlikte yapacağı kesin hesaplar ile dairenin araç, gereç, malzeme ve işçilerini kullanarak (pür emanet) yaptığı işlere ilişkin kesin hesapları 1 yıl içerisinde sonuçlandırmak. Kent temizlik işleri şube müdürlüğü MADDE 8- (1)Kent temizlik işleri şube müdürünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır: a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak veya ilgili kurum ve kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent estetiği oluşturmak, b) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin makine ve elle süpürülüp yıkanarak temizlenmesi konularında, uluslararası standartlarda hizmet vermek ve çevre sağlığının korunmasına katkıda bulunmak, c) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin mevsim şartlarına ve iş programına uygun genel temizliğinin yapılması, yıkanması, süpürme araçları ile temizlenemeyen alanların diğer teçhizat ile yapılması, katı atıkların toplanması ve nakledilmesi hizmetlerini yapmak veya yaptırmak, ç) Kent içerisindeki ağaçların kurumuş dalları ve bitkilerin kurumuş olanları ile ilgili kesimi yapılması toplanması ve temizliğini yaparak estetik hale getirilmesi çalışmalarını yapmak, d) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek, e) Daire başkanlığı için ihtiyaç duyulan mal alımlarına ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak, f) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek, g) Şube Müdürlüğünün yıllık bütçesini hazırlayarak başkanlık makamına sunmak, ğ) Halkın çevre ve temizlik konularında bilinçlenmesi ve duyarlılığının arttırılması amacıyla; konferanslar, seminerler düzenlemek, eğitici film, ilan, broşür ve dergi hazırlamak, h) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık faaliyet raporlarını hazırlayarak başkanlık makamına sunmak. (2) Kent temizlik işleri şube müdürüne bağlı olarak görev yapan kent temizlik işleri şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin, mevsim şartlarına ve iş programına göre cüruf, kar, buz, yaprak ve genel temizliğinin yapılması, süpürge araçları ile süpürülmesi ve çöplerin nakledilmesi hizmetlerini yapmak, b) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin program dâhilinde modern ve işlevsel alet ve makinelerle yıkanmasını sağlamak, c) Kent içinde meydana gelen trafik kaza mahallerini temizleyerek, güvenli trafik akışının sağlanmasına yardımcı olmak, ç) Resmi bayram, özel günler ile protokol programları dâhilindeki tören bölgelerinin, süpürge araçları ve diğer uygun araçlarla çevre temizliğini yapmak ve diğer birimlere yardımcı olmak, d) Hizmet alanı içerisindeki yerlere ve rekreasyon alanlarına katı atık konteynırları (yer altı-yer üstü), modern ve işlevsel çöp kovaları yerleştirmek, ihtiyaç halinde sayılarını artırmak, e) Sel, yangın ve benzeri afetlerden dolayı meydana gelebilecek çevre kirliliğini ortadan kaldırmak amacıyla hazırlanan iş programlarını uygulamak, f) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin mevsim şartlarına ve iş programına uygun genel temizliğinin yapılması, katı atıkların toplanması, nakledilmesi hizmetlerini yapmak, g) Talep olması halinde okul, ibadethane vb. yerlerin çevre temizliğine yardımcı olmak, ğ) Süpürge araçları, diğer hizmet araçları ve temizlik ekipleri için gerekli olan malzeme teminini sağlamak, h) Temizlik araçları ve personelin vardiyalı olarak görev yapmasını sağlamak, ı) Araç şoförlerinin çalışma programlarını hazırlamak, i) Daire başkanlığı hizmetlerinde kullanılan araç ve personelin amirlerin talimatları doğrultusunda sevk ve idaresini sağlamak, j) Kış aylarında araç ve ekipleri ile karla mücadele çalışmalarını gerçekleştirmek, k) Köprü korkuluklarını, orta refüj bariyerlerini, cam bariyerleri yıkamak, bunlara verilen zararları gidermek, l) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek, m) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak, n)Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak, o)Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek. (3) Kent temizlik işleri şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan kent yıkama işleri şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) Hizmet alanı içerisinde ki yerlerin makine ve elle yıkanarak temizlemesini yapmak veya yaptırmak, b) Temizlik ekipleri için gerekli malzeme talebinde bulunmak ve temin etmek, c) Yıkama araçları ve ilgili personelin sevk ve idaresini, amirlerin talimatları doğrultusunda sağlamak, ç) Personelin izin, rapor, terfi, sicil, ceza gibi özlük işlerini takip etmek, d) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak, e) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak, f) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek. Kent bakım onarım şube müdürlüğü MADDE9- (1) Kent bakım onarım şube müdürünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır: a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak veya ilgili kurum ve kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent estetiği oluşturmak, b) 5216 sayılı yasa ile belediye başkanlığına verilen yetki dâhilinde, şube müdürlüğünün yıllık çalışma programı ile uzun vadeli plan ve programlarını hazırlamak, c) Şube müdürlüğüne bağlı şeflikler arasında koordinasyonu sağlayarak, plan ve program dâhilinde çalışmaların yürütülmesini sağlamak, ç)Hizmet alanı içerisindeki yerlerin bakım onarımlarını yapmak, d) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek, e) Daire başkanlığı için ihtiyaç duyulan mal alımlarına ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak, f) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek, g) İş güvenliği ile ilgili mevzuatın gerektirdiği tedbirlerin alınmasını sağlamak, ğ) Kış mevsiminde kar ve buzlanma ile mücadele etmek, h) Şube müdürlüğünün yıllık bütçesini hazırlayarak makama sunmak, ı) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık raporlarını hazırlayarak makama sunmak. (2) Kent bakım onarım şube müdürüne bağlı olarak görev yapan bakım ve onarım şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) Belediyeye ait tüm yapıların, inşaat, makine sıhhi tesisat, elektrik, ısıtma, soğutma, jeneratör ve asansörlerin bakım ve onarımlarını yapmak, b) Makam onayı ile ihtiyaç duyulan mobilyaların üretim, bakım ve onarımlarını yapmak, c) Meydan, bulvar ve caddelerde bulunan bordür ve kaldırımları onarmak, ç) Belediyemize ait aydınlatma direklerine verilen hasarları onarmak ve bakımlarını yapmak, d) Kış aylarında (mevsiminde) kar ve buzlanma ile mücadele yapmak, e) Tuz ve kum ocaklarından malzeme temin etmek, f) Makine parkının bakım, onarımı ve ikmal işlemlerini yürütmek, g) Şube müdürlüğüne tahsis edilen araçları görevlendirilmesini ve organizasyonunu sağlamak, puantajlarını tutmak, ğ) Şube müdürlüğüne bağlı depo ve şantiyelerdeki iş ve işlemlerin koordinasyonunu sağlamak, h) Daire başkanlığı bünyesinde ve kent bakım onarım şube müdürlüğü idaresinde çalışan marangozhane, elektrikhane, su tesisat, boyahane, duvarhane, demirhane, lastikhane atölyelerinin çalışmalarını yönlendirmek, programlamak, sevk ve idare etmek, ı) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek, i) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak, j) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak, k) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek, l) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık raporları hazırlayarak makama sunmak. m)5366 sayılı Yıpranan ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun çerçevesinde Bakanlar Kurulunun 21.01.2010 tarih ve 88/2010 Sayılı kararı ile belirlenen Ankara Yenileme Alanı kapsamında bulunan; çevreye tehlike arz eden mail-i inhidam durumundaki yapıların; Ankara Yenileme Alanı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu karaları doğrultusunda yıkım kararı alınmış ise yıkımlarının yapılarak hafriyatlarının kaldırılmasını ya da Kurul kararı doğrultusunda yıkılmasını önleyici tedbirler alınarak çevreye can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturmasının önüne geçilmesi için gerekli hukuki işlem ve yazışmalar da dahil olmak üzere tüm işlemlerin yapılması (3) Kent bakım onarım şube müdürüne bağlı olarak görev yapan atölyeler şefliğinin görev yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) Daire başkanlığı bünyesinde ve kent bakım onarım şube müdürlüğü idaresinde çalışan marangozhane, elektrikhane, su tesisat, boyahane, duvarhane, demirhane, lastikhane atölyelerinin çalışmalarını yönlendirmek, programlamak, sevk ve idare etmek, b) Atölye içerisinde çalışan personelin çalışma programını hazırlayarak yönlendirme ve kontrolünü sağlamak, kullanılacak malzemelerden eksik olanlarını belirleyerek alımı için gerekli işlemleri yapmak, c) Müdürlüğümüzce yeni yapılacak park, bahçe ve yeşil alanlarda elektrik, su tesisat ve malzeme montaj işlerini, mevcut alanlarda ise tamir, arıza gibi tadilat işlerini yürütmek, d) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek, e) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak, f) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak, g) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek, h) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık raporları hazırlayarak makama sunmak. İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğü MADDE 10- (1) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır: a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak veya ilgili Kurum ve Kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent estetiği oluşturmak, b) Daire Başkanlığının ana faaliyet alanları ile ilgili olarak süpürge araçları ve diğer araçlarla temizlenecek alanları ve güzergâhları kontrol ederek periyodik olarak temizlenmesini sağlamak, c) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek, ç) Hizmet alanı içerisinde incelemeler yaparak kentte görülen görsel eksiklikleri tespit edip ilgili Şube Müdürlüklerinden temizlik, bakım ve onaranlarının yapılmasını talep etmek. d) Daire başkanlığı için ihtiyaç duyulan mal alımlarma ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak, e) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek, f) Şube müdürlüğünün yıllık bütçesini hazırlayarak başkanlık makamına sunmak, g) Günlük, haftalık, aylık, yıllık faaliyet raporlarını hazırlayarak başkanlık makamına sunmak. (2) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan inceleme şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) Büyükşehir belediyesi sorumluluğunda bulunan sokak, cadde, bulvar ve meydanlardaki bakım ve onarım gerektiren veya kirlilik arz eden olumsuzlukların incelemesini yaparak ilgili birimlere havalesini yapmak, b) Alo 153 Mavi Masa, resmi yazı, dilekçe ile şefliğimize intikal eden veya tespitlerimiz sonucunda raporlanan, kaldırım olumsuzluklarının (bordür, tretuvar, andezit, bazalt, kilit taş, küp taş v.b.) incelemek, değerlendirmek ve ilgili birimlere havalesini yapmak, c) Alo 153 Mavi Masa, resmi yazı, dilekçe ile şefliğimize intikal eden veya tespitlerimiz sonucunda raporlanan kirlilik arz eden her türlü olumsuzluğun(görsel kirlilik, afiş sökme, sprey boya temizliği, çöp toplama ve yıkama, kaldırım ve meydan temizliği ve yıkaması, atık ve hafriyat toplama, mazgal temizleme, su birikintilerin ve su baskınlarının temizliği v.b.) taleplerini incelemek, değerlendirmek ve ilgili birimlere havalesini yapmak, ç) Alo 153 Mavi Masa, resmi yazı, dilekçe ile şefliğimize intikal eden veya tespitlerimiz sonucunda raporlanan, kentimizde bakım onaran gerektiren (yollardaki, araç alt ve üst geçitlerindeki, yaya alt ve üst geçitlerindeki, köprülü kavşaklardaki, tünellerdeki, v.b. yerlerdeki) her türlü olumsuzluğun (aydınlatma, elektrik, korkuluk, bariyer, istinat duvarı, asansör, yürüyen merdiven,boya v.b.) taleplerini incelemek, değerlendirmek ve ilgili birimlere havalesini yapmak, Devamı sayfa 11’de Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de 19 Aralık 2014 Cuma Baştarafı sayfa 10’da 11.12.2014 TARİH VE 2260 SAYILI ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS KARARI İLE KENT ESTETİĞİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI YÖNETMELİĞİDİR. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENT ESTETİĞİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK d) Belediyemize ait hizmet birimlerin, sosyal ve kültürel tesislerin (Hanımlar lokali, belmek kursları çocuk meclisleri, çocuk kulüpleri, barınma evleri, şefkat evleri, engelliler merkezi v.b.) bakım onarım gerektiren her türlü olumsuzluğun (kaldırım, duvar, korkuluk, sıva boya, aydınlatma, elektrik, marangoz sıhhi tesisat, kalorifer, ısıtma, soğutma işleri v.b.) taleplerini incelemek, değerlendirmek ilgili birime havalesini yapmak, e) Okul, cami v.b. gibi kurumlardan gelen resmi taleplerin incelemesini yaparak ilgili birime havalesini yapmak, f) Şefliğimize intikal eden resmi başvuruların veya tespitlerimiz sonucunda raporlanan her türlü istatistiksel verinin arşivlenmesini yapmak, günlük, haftalık, aylık, yıllık değerlerini tablo halinde şube müdürlüğüne sunmak, g) Alt Yapı Koordinasyon Merkezince (AYKOME) ruhsatlandırılmış alt yapı kuruluşları tarafından sokak, cadde, bulvar ve meydanlardaki kaldırımlarda yapılan kazıların incelemelerini yaparak onarımının yapılması için ilgili birime havalesini yapmak, h) Halkın ortak kullanım alanı olan (kaldırım, yol, meydan v.b.) yerlerde vatandaşların geçişini engelleyen, güçleştiren unsurların tespit edilerek sağlıklı yaşam alanlarının sağlanması açısından zabıta ve emniyet ile işbirliği yapmak, ı) Amirinin ihtiyaç duyabileceği, kendi görev alanı kapsamındaki her türlü bilginin her an kullanılabilecek durumda, tam, doğru, güncel olarak tutulması sağlamak, gerektiğinde rapor hazırlamak, yazılı ve sözlü açıklamalar yapmak, i) Teknik araştırmalar ve incelemeler yaparak halkın ortak kullanım alanlarındaki eksiklikleri saptamak, j) Kendi biriminin verimliliğini arttırıcı çalışmalar, araştırmalar yapmak, k) Müdürlüğünün istatistiksel bilgileri, inceleme ve araştırma raporlarını derleyerek yayınlanmasını sağlamak, l) Faaliyetleriyle ile kent halkının duyarlılığını arttırıcı çalışmalar (broşür, afiş, billboard, slâyt vb.) yapmak, m)ilgili kurum, kuruluş ve muhtarlıklarla işbirliği yapmak, n) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek, o) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip, ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak, ö) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak, p) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık çalışma programlarını hazırlayıp onaya sunmak. r) Müdürlük makamınca verilen diğer görevleri yerine getirmek. (3) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan İdari işler şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) Üniversite ve meslek liselerinden gelen stajyerlerin tüm işlemleri ile ilgilenmek (okul ile gerekli yazışmalar, staja başlama, puantajları, izinleri, raporları ve staj dosyaları vs.) b) Makamca verilecek görev çerçevesinde, Daire Başkanlığında görev yapan Memur personele meclis kararı ile verilen manyetik otobüs kartları ve bu gibi sosyal hakların tahakkuk işlemlerim hazırlamak ve dağıtımım yapmak c) Memur ve sözleşmeli personelin yıllık, sıhhi, mazeret ve ücretsiz izin işlemleri ile birlikte yurtdışı çıkış izin onaylarını hazırlamak ve takibini yapmak, personelin kurum içi vekalet, tedviren yürütme onaylarını hazırlamak. Sözleşmeli personelin işten ayrılıncaya kadar her yıl sözleşmelerini onaya sunmak, işten ayrılma işlemlerini yürütmek ç) Memurlara derece, kademe ve kıdem terfii onaylarını tebliğ etmek d) Memur personelin ilk defa göreve başlama, adaylık eğitimi sonrası asalet tasdiki işlemlerini yürütmek, açıktan atama, naklen atanma, görevde yükselme, unvan değişikliği ve birimler arası atama işlemlerini yürütmek, emeklilik, ölüm, istifa, görevden çekilme, gibi nedenlerle kayıt kapama işlemlerini yürütmek, memur personelin asalet tasdiki ve askerlikte geçen sürelerinin intibak onaylarını tebliğ etmek, memur personelin kadro ve ek göstergeleri ile ilgili işlemleri yürütmek ve programa yüklemek, askerlik borçlanması işlemlerini yapmak e) İç ve dış denetim ile ilgili kurum ve kuruluşlardan gelen her türlü bilgi ve belge taleplerini gizlilik kuralları içerisinde yazışmalarını yapmak f) Memur, sözleşmeli ve işçi personel tanıtıcı belediye kimlik kartları talebini, dağıtımını yapmak ve kayıp, çalıntı gibi sair nedenlerle kaybolması halinde yazılarını hazırlamak, Başkanlığımızdan nakil yoluyla başka kuramlara atanan memur personelin nakil işlemlerini yapmak g) İşçi personel ile ilgili aylık ve yıllık faaliyet raporlarını ve istatistiki bilgilerle ilgili işlemleri yürütmek h) Üst dereceli kadrolarda bulunan memur personele verilen hususi ve hizmet damgalı pasaportlarla ilgili yazışmaları yapmak ı) Faaliyet alanı ile ilgili olarak; dış kuramlardan, belediye birimlerinden, belediye çalışanlarından ve vatandaşlardan gelen her türlü yazı, dilekçe ve taleplere mevzuat ve üst amirlerinin direktifleri doğrultusunda cevabi yazıları hazırlamak i) Memur ve sözleşmeli personelin disiplin mevzuatına uygun almış oldukları disiplin cezalarını sicil dosyalarına işlemek, disiplin cezasının ilgili personele bildirimini yapmak ve cezanın uygulanması ile ilgili yazışmaları yapmak j) Yönetmelik ve yeni şube müdürlüğü kurulmasında meclise gerekli bilgilerin sunulması için yazışmaları yapmak, birimlerin teşkilat şemasındaki değişiklikleri tekliflerine uygun olarak hazırlamak k) Personelin, mal bildirim kanunu hükümleri doğrultusunda süresi içerisinde mal bildirim beyannamesi düzenlemelerini sağlamak l) Başkanlığımız memur, işçi ve sözleşmeli personele ait özlük, sağlık ve sicil dosyalarının arşivleme hizmetlerini yürütmek, muhafazasını sağlamak, ilgili mevzuat dâhilinde daire başkanlığının diğer iş ve işlemleri ile ilgili her türlü belgelerinin arşivlenmesi hizmetlerini yürütmek m) Daire Başkanlığına gelen evrakların, kayıt altına almak, daire başkanının havalesine sunmak, gizlilik kuralları içerisinde ivedi ve gizli evrakın zimmet karşılığı ilgili kişi, birim, kurum ve kuruluşlara teslimini sağlamak n) Memur ve sözleşmeli personellerin görevli izinli sayılmaları durumunda gerekli Oluru almak (4) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan ihale işleri şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına bağlı Şube Müdürlüklerinden gelen ihale onayı alınmış olan, yapım, hizmet ve mal alım dosyalarının, EKAP ortamında ihale kayıt numarasını almak b) Kamu İhale Kurumundan ihale kayıt numarası alınmış ihale dosyalarının ihtiyaç raporu, tip idari şartname, sözleşme tasarısı, teknik şartname, tip evraklarını ve ihale ilanlarını hazırlamak c) Hazırlanmış olan ihale ilanlarının Kamu İhale Kurumunun Kamu İhale Bülteninde yayınlanması için, ihale ilan bedelini yatırmak ve sevk işlem formunu düzenleyerek Kamu İhale Kurumuna göndermek d) Hazırlanmış olan ihale ilanlarının Yerel gazetelerde yayınlanması için, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığına göndermek e) İhale ilanları için Mali Hikmetler Dairesi Başkanlığından avans çekerek İhale ilan bedellerinin, Kamu İhale Kurumu banka hesaplarına yatırılmasını sağlamak f) İlan işlemi yapılan ihale dosyalarının Daire Başkanlığı ve Şube Müdürlüğü bünyesinde ihale komisyonlarını oluşturmak için İhale Yetkilisinden olur almak g) Oluşturulan ihale komisyonlarına ihale işlem dosyalarının cd ortamında birer örneğini vermek ğ)İhale ilan yapılan ihale dosyalarının isteklilere doküman satışını yapmak ve kayıtları İnternet ortamında EKAP’a aktarmak h) İhale ilanı yapılan ihale dosyalarının isteklilere doküman satışını yapmak ve kayıtları İnternet, ortamında EKAP’a aktarmak ı) Yayınlanmış olan ihale ilanlarının yapılabilecek itirazların İhale Yetkilisine bildirilmesine ve ihale yetkilisince alınan kararların itiraz sahibine diğer isteklilerine bildirilmesini sağlamak i) İhale günü ve zamanı gelen ihale dosyalarının tanzimini yaparak ihale komisyonuna ulaştırılmasını ve ihalenin yapılmasını sağlamak j) İhale Komisyonunca ihalesi tamamlanan dosyaların Elektronik ortamda Kamuİhale Kurumu sitesinin EKAP kısmına veri girişinin yapılarak ihalenin sonuçlandırmasını tamamlamak k)İhale Komisyonunca ihalesi tamamlanan dosyaların Kamu İhale Kurumundan yasaklı teyidini almak l) Kesinleşen ihale kararlarını, İhale Yetkilisinin onayına sunmak m) İhale yetkilisince onaylanan ihale kararlarının ihaleye iştirak eden isteklilere ve ihale üzerinde kalan istekliye gerekli tebligatların yapılmasını sağlamak n) Kesinleşen ihale kararlarına yapılabilecek itirazların İhale Yetkilisine bildirilmesini ve İhale Yetkilisince alınan kararların itiraz sahibine diğer isteklilere bildirilmesini sağlamak o) İşlemleri tamamlanan ihale dosyalarının sözleşme yapılmak üzere ilgili Şube Müdürlüklerine geri göndermek ö) Kamu İhale Kurumundan ve ihale yetkilisinden gelen ihale mevzuatı hakkındaki genelgeleri, duyuruları diğer Şube Müdürlüklerine dağıtımını yapmak (5) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır: a) 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin ilgili yönetme- liklerine göre; Daire Başkanlığımıza ait işlere ve işyerlerine, faaliyet konularına bakılmaksızın bu iş yerinin tüm çalışanlarına, koşulların oluşması halinde alt işverenlerin, taşeronların ve yüklenicilerin de çalışanlarına uygulanmasını sağlamak üzere iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemlerin alınması için gerekli çalışmaların yapılabilmesi için Şube Müdürlükleri ile koordinasyonu sağlamak. b) Görevlendirilen ya da ataması yapılan iş güvenliği kurullarının , işyeri hekiminin, çalışan temsilcilerinin ve Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı İSG kurullarının bildirim, tespitlerini kayıt altına almak ve işverene sunmak. c) İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurullarının oluşturulması için gerekli yazılı dokümantasyonu oluşturmak ve Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı İş Sağlığı Güvenliği kurullarında alınan kararların uygulanması için işverenin onayına sunmak. d) İşyerinde sağlık gözetimi ve çalışma ortamı gözetimi ile ilgili çalışmalardan Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı İSG Kurullarının karaları doğrultusunda çalışmalar yapmak. e) Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konferans, sempozyum, seminer vb. eğitimlerinin verilmesinde Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı İSG Kurullarının kararları doğrultusunda çalışmalar yapmak. f) İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gelen-giden evrakları arşivlemek. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik ve tebliğler gibi yasal düzenlemelerin takibi ve dosyalanmasını sağlamak. g) Başkanlığa bağlı hizmet birimlerinde risk değerlendirme konularında gerekli çalışmaları yürütmek raporların hazırlanmasının sağlamak. Kent Estetiği ve AR-GE Şube Müdürlüğü MADDE 11 - (1) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır: a) Kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve bünyelerinde bulunan proje birimleri ile AR-GE merkezleri arasında, iletişim, işbirliği ve eşgüdümü sağlamak, b) Ankara ilinin proje haritasını çıkartmak ve ihtiyaç analizini gerçekleştirmek ve bu doğrultuda stratejiler, alternatif çözümler ve projeler geliştirerek yol haritasını belirlemek, c) Daire başkanlığının kurumsal kapasitenin artırılması için AR-GE faaliyetleri gerçekleştirmek, ç) Ankara ilinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek ve sivil toplum kuruluşları ve diğer kurumların, ilin ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve sosyal dengelerin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla projeler üretebilmesini teşvik, bilgilendirme, tanıtım, rehberlik, bilgi kaynaklarına ulaşım ve benzeri konularda danışmanlık yapmak, d) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek, e) Şube müdürlüğü için ihtiyaç duyulan mal alımlarına ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak, f) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek, g) Belediyenin iç ve dış paydaşlarıyla birlikte proje hazırlamak, uygulamak, izlemek, değerlendirmek ve yaygınlaştırmak, ğ) Belediye adına yapılması muhtemel projeler ile ilgili çalışma grupları oluşturmak, h) Ulusal ve uluslar arası düzeyde gerçekleştirilecek; merkezin çalışma alanı ile ilgili konferans, seminer, bilgi şöleni, panel, toplantı, tartışma platformları, bilgi paylaşım ortamlarına aktif olarak katılmak, görüş bildirmek ve gerektiğinde organize etmek, ı) Potansiyel yararlanıcı kitlesi için, personelinin bilgi, deneyim ve ihtiyaçların karşılanabilmesi için ulusal ve uluslar arası düzenlenen eğitim ve seminerlere katılımını sağlamak, i) Ulusal ve uluslararası alanda Kent Estetiği adına literatür taraması yapmak, j) Belediye başkanlığına, ilin proje haritası, projeler için personel havuzu ve projelerin teknik detayların yer aldığı bilgi tabanın oluşturulmasını sağlamak, k) Daire başkanı tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek. (2) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürüne bağlı kent estetiği şefliğinin görev yetki ve sorumlulukları şunlardır: a) Kent içerisinde görüntü kirliliği yaratan kaçak yapılanmaları önlemeye yönelik çalışmalar geliştirmek ve uygulamak, b) Daire başkanlığı bünyesinde ve kent estetiği şefliği idaresinde oluşturulan çalışma grupları ile hizmet alanı dâhilindeki gerek yaşamsal gerek sosyal kullanım alanlarına estetik nitelik kazandırıcı çalışmalar yapmak, c) Doğaya bilinçsizce bırakılan atıkları önlemeye yönelik çalışmalar yapmak, ç) Kentin görsel bütünlüğünü bozan taşkın inşaat niteliğindeki yapılanmaları düzeltici çalışmalarda bulunmak, d) Gündelik yaşama fayda sağlayan ve kullanımı gerekli olan güneş enerjileri, çanak antenleri, baz istasyonları ve sair tüm unsurların görsel bütünlük sağlayacak şekilde konumlandırılmasını sağlamak, e) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek, f) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak, g) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak, ğ) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek, 3) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürlüğüne bağlı AR-GE şefliğinin görev yetki ve sorumlulukları şunlardır a) Belediyenin hedefleri dâhilindeki faaliyetlerde kullanılacak verilerin temin edilmesine yönelik olarak, AR-GE Şefliği ve ilgili birimler arasında geribildirim sağlamak, b) Kent estetiğini sağlamaya yönelik olarak üretilen projelerde etkinliği sağlamaya yönelik olarak personeli bilgilendirme seminerleri düzenlemek ve katılımı sağlamak, c) Kent dokusuna, uluslararası standartlarda kabul görmüş nitelikler kazandırmak amacıyla geçmiş istatistiki verileri kullanarak, ihtiyaç duyulan bilgileri edinmek, ç) Belediye ve ilgili kurum ve kuruluşların bünyesinde bulunan gerek AR-GE gerek proje birimleri arasında, iletişimi sağlamak, d) Halkın yaşam kalitesini artırmaya yönelik olarak yapılması planlanan faaliyetler için gelişmiş ülkelere özgü kent estetiği çalışmalarının araştırılması ve geliştirilmesi çalışmalarını yürütmek, e) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek, f) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak, g) Şube Müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak, ğ) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek. (4) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürlüğüne bağlı bordür-tretuar onarım şefliğinin görev yetki ve sorumlulukları şunlardır a ) Yaya kaldırımı ve taşıt trafiğine kapalı yaya yollarında tretuar onarımı (bordür, parke veya plak döşeme vb.) orta refüj tanzimi, kavşak tanzimi, engelli rampası çalışmalarını yapmak ve yaptırmak. b) Kış şartlarında yaya ulaşım yollarının ( kaldırımların) ulaşıma açık halde tutulmasına yönelik her türlü çalışmayı yapmak, yaptırmak (kar-buzlanma, göllenme vb.). c) Olağanüstü hallerde (yangın, sel, deprem vb. ) ilgili birimlerle koordineli şekilde her türlü personel ve ekipmanını seferber etmek. ç) Mücavir alan sınırları içindeki belediyeler, kamu kurum kuruluşları, vakıflar, dernekler, eğitim kuruluşları ve ibadethanelere talepleri doğrultusunda imkanlar dahilinde yardımcı olmak. d) Bordür- Tretuar çalışmaları yapılan alanlarda gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması ve iş güvenliğinin sağlanması amacıyla gerekli işlemleri tesis etmek ve uyumluluğunu denetlemek. e) Belediyemize ait Mavi Masa, Alo 153 aracılığı ile şefliğimize intikal eden tretuar, kavşak taleplerini incelemek, değerlendirmek ve vatandaşa gerekli bilgiyi vermek veya verdirmek. f) Fiziki altyapısı tamamlanan program ve bütçe dahilinde en iyi ve en güvenli bir şekilde çevre düzenlemesi tanzim etmek. g) Şube Müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek; gelen-giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak, arşivleme işlemlerini yapmak. ğ) Şube Müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak. h) Şube Müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek. ı) Müdürlük makamınca verilen diğer görevleri yerine getirmek, projeleri kontrol edilmek üzere ilgili Daire Başkanlıklarına sunmak. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Kaldırılan Hükümler, Yürürlük, Yürütme Kaldırılan Hükümler Madde 12-(1)08.09.2014 gün ve 1478 sayılı Belediye Meclis Kararı ile kabul edilen Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük Madde 13- Bu yönetmelik Belediye Meclisinin Kararı ile yerel bir gazetede yayımladığı tarihten itibaren yürürlüğe girer. Yürütme Madde 14-(1)Bu yönetmelik hükümlerini Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yürütür. Basın - 16660 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de 12 haber 19 Aralık 2014 Cuma ARA-SIRA Nurullah AYDIN na741954@gmail.com DEMOKRASİ TRAMVAYINDA TÜRKİYE ABD-Küba artık dost! Tarihi bir düşmanlık sona erdi. ABD ile Küba ‘kanka’ olmanın ilk adımlarını attı. Buna öncülük eden ise Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus oldu. Franciscus, ABD ile Küba'nın 50 yılı aşkın süreden sonra diplomatik ilişkileri yeniden kuracak tarihi sürece mektup ve görüşmeleriyle damgasını vurdu. İki ülke arasındaki yakınlaşmanın, 2013 Haziran ayında Kanada'da başlayan diyaloğu mutlu sonla neticelendi. Vatikan Devlet Sekreterliğinden (Başbakanlık) Papa Franciscus adına yapılan yazılı açıklamada, "ABD ve Küba hükümetlerinin, vatandaşlarının çıkarına olan son yıllarda onlara zorluk yaşatan bu durumu aşmak için aldıkları tarihi karardan derin memnuniyet duyuyorum" denildi. Açıklamada, Papa Franciscus'un son aylarda hem Küba Devlet Başkanı Raul Castro'ya hem de ABD Başkanı Barack Obama'ya yazdığı ayrı ayrı mektuplarda, tarafları ortak insani çıkarlar, bazı tutukluların durumları ve iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatmaya yönelik çağrıda bulunduğu bilgisi verildi. Devlet Sekreterliğinin açıklamasında Vatikan'ın, iki ülke heyetlerinin geçen ekim ayında ağırlandığı ve hassas konularda tatmin edici bir çözüme ulaşmak için yapıcı bir diyalog ortamı sunduğu ifade edilirken, "Vatikan, iki ülke ilişkilerini ilerletme ve iki ulusun refahını artırmak için verdiği desteği sağlamayı sürdürecektir" ifadesi kullanıldı. İtalyan basınına yansıyan haberlerde de Küba Devlet Başkanı Raul Castro'nun da Vatikan'ın oynadığı arabuluculuk rolünden dolayı Papa'ya teşekkür ettiği belirtildi. Başkan Obama da yaptığı tarihi açıklamada Papa Franciscus'un süreçte oynadığı role dikkati çekti. Obama, Küba'da tutuklu ABD vatandaşı Alan Gross'un durumunu uzun süredir Küba ile konuştuklarını, bu noktada Papa Franciscus'un kendisi ve Raul Castro'ya ulaşarak, Gross'un ve ABD'de tutuklu olan 3 Kübalının bir an önce serbest bırakılması noktasında kendilerine çağrı yaptığını kaydetti. ABD ve Küba arasındaki ilişkiler, Fidel Castro'nun 1959'daki devriminden sonra giderek bozulmuş, ABD'nin Küba'ya uyguladığı yaptırımlarla 50 yılı aşkın süredir diplomatik ilişkiler durmuştu. BARACK OBAMA DÜNYAYA DUYURDU ABD Başkanı Barack Obama, sürpriz biçimde, Küba ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi sürecine başlayacağını duyurdu. Obama, ABD'nin Küba'yı izole etme politikasını "zamanı geçmiş yaklaşım" şeklinde değerlendirerek, Amerika'nın Küba halkına dostluk elini uzattığını söyledi. Beyaz Saray'da kameraların karşısına geçen Obama, Amerikan çıkarlarına hizmet etmeyen "zamanı geçmiş yaklaşıma" son verdiklerini açıkladı. İki ülkenin ilişkilerinin normalleşmeye başlayacağını belirten Obama, bunun da Amerikalı ve Kübalılar'a daha fazla fırsat sunacağını bildirdi. ABD ile Küba arasındaki ilişkilerin karmaşık bir tarihe sahip olduğunu belirten Obama, kendisinin 1961 yılında, Fidel Castro'nun Küba'da iktidara gelmesinden tam iki yıl sonra ve rejimi yıkmaya çalışan Domuzlar Körfezi Çıkartması'ndan birkaç ay sonra dünyaya geldiğini hatırlatarak, iki ülke ilişkilerinin uzun yıllar Soğuk Savaş ortamına göre devam ettiğini hatırlattı. Birbirinden sadece 145 kilometre uzakta olmasına rağmen ABD ile Küba arasındaki ideolojik ve ekonomik bariyerlerin yıllar içinde arttığını dile getiren Obama, bu dönemde ABD'deki Kübalı göçmenlerin ülkeye birçok katkılar sağlayarak, aslında iki ülke arasında eşsiz bir bağ kurduğunu bildirdi. Obama, ABD'nin Küba'daki insan hakları ve demokrasiyi desteklemeyi, ülkeyi izole ederek yaptığını anımsatarak, bu politikaların tamamen iyi niyetlerle yapılmasına rağmen hiçbir ülkenin yaptırımları uygulamada ABD'ye katılmadığını ve bu nedenle de bu uygulamanın çok etkisinin olmadığını anlattı. Küba'nın bugün hala 50 yıl önce iktidara gelen Castro kardeşler tarafından yönetildiğine dikkati çeken Obama, "Birçoğumuz doğmadan önce getirilen katı yaptırımlar ne Amerikalılar'a ne Kübalılar'a hizmet etti" dedi. Obama, ABD'nin diğer bir komünist ülke olan Çin ile 35 yıldan uzun süredir ilişkisi bulunduğuna ve Soğuk Savaş döneminde en fazla Amerikalı'nın ölmesine neden olan savaşı yaşadıkları Vietnam ile 20 yıl önce ilişkilerin düzeltildiğine işaret ederek, bu nedenle başkan olduğunda Küba politikasını gözden geçireceğini söylediğini kaydetti. Osmanlıca'nın klavyesi hazır ISPARTA - MURAT YOLCU - Isparta'da Kur'an-ı Kerim basımı yapan bir şirketin teknoloji biriminin Ar-Ge çalışması sonucunda ürettiği Osmanlıca klavye, ilgi görüyor. Şirketin müdürü Ali Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türklerin İslam ile bütünleşmek adına "Osmanlı alfabesi" şeklinde bir Elifbayı geliştirdiğini söyledi. Osmanlıca'yı halkın sanki yeni bir dil gibi gördüğünü dile getiren Yıldız, bunun doğru olmadığını, Türklerin uzun bir zaman boyunca Osmanlıca'yı kullandığını kaydetti. Osmanlıca'nın günümüz Türkçe'sinden fazla farkı bulunmadığını, tek farkın Latin harfleri yerine Kur'an harflerinin kullanılması olduğunu anlatan Yıldız, Türkiye'deki zengin Osmanlıca arşivinin okunması için Osmanlıca'nın öğrenilmesi gerektiğini vurguladı. Yıldız, son yıllarda Osmanlıca'nın ilgi görmeye başladığını, geçen yıl binlerce kişinin Osmanlıca kursuna gittiğine dikkati çekerek, Osmanlıca'nınsanal ortamda da kullanılmaya başlandığını söyledi. Daha rahat yazılabilmesi adına geçen yıl üzerinde Osmanlıca karakterlerin bulunduğu klavye üretmeye karar verdiklerini bildiren Yıldız, şöyle konuştu: "Yaptığımız araştırmada, Türk Standartları Enstitüsünün (TSE) 2006 yılında Osmanlıca bir klavyenin nasıl olması gerektiği yönünde taslağı bulunduğunu öğrendik. TSE'nin taslağından yararlanarak şirket bünyesindeki Hay-Teknoloji birimi, üzerinde Osmanlıca karakterlerin bulunduğu klavyeyi geliştirdi. Osmanlıca harflerin yanında Latin harflerine de yer verdik. Osmanlıca klavye, kullanım açısından da çok rahat. Osmanlıca'daki 'kaf' harfi ile Latince'deki 'K' harfi aynı tuşa yerleştirildi. Bu konuda hiçbir sıkıntı çekilmeyecek. Yani sanıldığı gibi zor değil." Patenti de aldıkları Osmanlıca klavyenin yanında bir kurulum CD'si verdiklerini belirten Yılmaz, "Bir yıl önce satışa sunulan klavye yoğun ilgi görüyor. Bu, vatandaşların Osmanlıca'yı sanal ortamda da rahat kullanmak istemelerinden kaynaklanıyor" dedi. Yılmaz, geçen yıl ilk etapta 4 bin klavye üretildiğini ve önemli bölümünün satıldığını bildirerek, Osmanlı Türkçesi'nin liselerde öğretilmesinin gündeme gelmesinin ardından klavye satışlarında artış beklediklerini, buna göre üretimlerini artıracaklarını sözlerine ekledi. (AA) Kılaçdaroğlu ne diyorsun! ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hukuki öngörülemezlik nedeniyle son dönemde 30 milyar liralık doğrudan yabancı sermaye yatırımı Türkiye'den kaçtı. Bu rakam yolsuzluğun ve hukuk tanımaz bir hükümetin Türkiye'ye ödettiği faturadır. AKP rejiminin Türkiye'ye maliyeti senede 30 milyar dolardır" dedi. Kılıçdaroğlu, Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) tarafından, Türkiye Barolar Birliği'nde (TBB) düzenlenen "17/25" sempozyumunda yaptığı konuşmada, bugün 17-25 Aralık operasyonlarının birinci yılı olduğuna dikkati çekti. "Bir yıl önce bugün hepimizi şaşkınlığa uğratan bir olayla karşılaştık. Emin olun ilk duyduğumda inanamadım, böyle bir şey olamaz dedim. Ama aşama aşama bütün gerçekler bizim önümüze konuldu" diyen Kılıçdaroğlu, yolsuzluklar konusunda duyarlı olan bir toplumun, geleceğe umutla bakan bir toplum olduğunu ifade etti. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk olayının birinci yılında bir araya geldiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bu duyarlılığı, topluma yansıtmak zorunda olduklarının altını çizdi. Dünya görüşü, inancı, kimliği ne olursa olsun, Türkiye'nin neresinde yaşıyorsa yaşasın, "yolsuzluklara duyarlılıkta" görüş birliği sağlanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu duyarlılık korunursa, ahlaki değerleri çok güçlü bir toplumun yaratılmış olacağını söyledi. (AA) BM, Müslümanların hedef alınmasına karşı mücadele edecek BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BM Genel Sekreteri Ban Kimun, "aşırı sağcı" partilerin özellikle Müslümanları hedef almasına karşı mücadelenin, BM'nin gelecek yılki dört önceliğinden birisi olacağını söyledi. Genel Sekreter Ban, basın toplantısında yaptığı açıklamada, BM'nin gelecek yıl dört konuda küresel eylemde bulunmasının zorunluluk olduğunu ifade etti. İlkinin, yeni kalkınma gündeminin oluşturulması ve iklim değişikliği ile mücadele olduğunu kaydeden Ban, gelecek yıl Paris'teki konferansta iklim değişikliğine ilişkin önemli bir anlaşmanın kabul edilmesini beklediğini anlattı. İkinci konunun Suriye olduğunu ifade eden Ban, "2015 yılının Suriye'deki kabusa son verilen bir yıl olmasının zorunluluk olduğunu" dile getirdi. Ban Ki-mun, üçüncü konunun ise ayrımcılık ve aşırılıklarla mücadele olduğunu belirterek, "Aşırılıklarla ve aşırı sağ partilerin azınlıklar, göçmenler ve özellikle Müslümanları hedef almasına karşı daha fazla mücadele göstermeliyiz" dedi. Ban dördüncü konunun ise Birleşmiş Milletler'in yeni küresel ufuklara adaptasyonunu sağlamak olduğunu söyledi. Basın toplantısında Küba ile ABD arasında diplomatik temasların başlayacak olmasından duyduğu memnuniyeti de vurgulayan Ban, ABD'nin konuya ilişkin kendisine önceden bilgi verdiğini söyledi. BM Genel Kurulunun uzun zamandır bu ilişkinin tekrar başlaması için baskı yapmakta olduğunu hatırlatan Ban, bu kararlarından dolayı iki ülke liderlerine de teşekkür ederek, ilişkilerin daha da ilerlemesini istediğini dile getirdi. - Ban, Batı Afrika'ya gidiyor Genel Sekreter Ban, Batı Afrika'daki Ebola salgınına ilişkin de bilgi vererek salgından en fazla etkilenen ülkeler Liberia, Sierra Leone, Gine ve Mali'yi ziyaret edeceğini kaydetti. Bugün çıkacağı seyahatte Ebola ile mücadele merkezinin bulunduğu Gana'ya da gideceğini anlatan Ban, hastalığa karşı yapılan çalışmaları bizzat yerinde görmek istediğini ifade etti. (AA) Türkiye’de siyasetçiler, iş adamları, sanatçılar, gazeteciler, akademisyenler, işçiler, esnaflar, köylüler, memurlar, din adamları, ateistler, deistler neleri konuşuyor neleri tartışıyor? Demokrasilerde; ayrıcalıklı kişi, sınıf, zümre yoktur. Kanun önünde herkes eşittir. Demokrasilerde, hukuk devletinde; suç işleyen milletvekilinin dokunulmazlığı yoktur. Dokunulmazlık kürsü dokunulmazlığıdır. Yani sadece meclis kürsüsündeki konuşmalarından dokunulmazdır. Hırsızlık, terör örgüt üyeliği, kalpazanlık, rüşvet, zimmet, görevi kötüye kullanma gibi suçlardan yargılananlara dokunulmazlık, çağdaş demokratik sistemlerde sözkonusu değildir. Siyasetçi, sandıkta halka hesap verir düşüncesi, sadece Türkiye’ye özgü yaklaşımdır. Demokrasilerde; cumhurbaşkanı da, başbakan da, bakan da milletvekili de yargılanır. Dünya’da Demokrasi İndeksinde araştırmaya göre 167 ülke, yönetildikleri siyasi rejim dikkate alınarak dört gruba ayrılmış. 1) Tam demokrasiler... 2) Kusurlu demokrasiler... 3) Hibrit- Karma rejimler... 4) Otoriter rejimler... Türkiye; Nikaragua, Tanzanya, Filistin, Uganda, Sierra Leone, Pakistan, Haiti gibi ülkelerle birlikte, Hibrit-Karma rejimler grubunda yer bulabilmiş! Hibrit-karma rejim yani Demokrasiyle yönetiliyormuş gibi görünen baskıcı rejim. Bu tablo; Türkiye’nin yerini gösteriyor. Gerçek demokrasi sınıflandırmada; Bölünme özgürlükleri yok, Devletin kurumlarını altüst etmek yok. Yürütme; yasamaya ve yargıya hiçbir şekilde müdahale etmez. Protesto hakkına, yaşama hakkı kadar önem verilir. Halkın yönetime katılım durumuna, Kadın-erkek eşitliğine, Basın ve ifade özgürlüğünün olup olmadığına, Siyasi partiler arasındaki fırsat eşitliğine, Demokrasi kültürünün yerleşip yerleşmediğine, Sivil toplum örgütlerinin gücüne bakılır. Türkiye; Okuma kültürünün gelişmediği, seçilmişlerin, bürokratların, iş adamlarının yargısal bağışıklığa sahip olduğu bir ülkedir. Özgürlük, insan hakları gibi demokrasi de; yozlaştırılmaya, suistimal edilmeye uygun kavramdır. Oy'la gelenler; demokrasiyi, amaçlarına varmak üzere bırakıp otokrasiye bir nevi kişisel monarşiye veya plütokrasiye tek kişi yönetimine dönüştürebilirler. Toplumun suç işleme özgürlüğü yok ama toplumu yönetenlerin ve milletvekillerinin suç işleme özgürlüğü var diyen bir rejimin, demokratik rejim olduğundan bahsedilemez. Anayasayı yasaları kendi amaçları için kullanan siyasetçilerin ayrıcalıklı olduğu rejim Demokratik rejim değildir. Demokratik rejim; kuvvetler ayrılığına dayalı bağımsız yargının varlığı ile sağlıklı işler. Herkesin eşit olmadığı, kişi sınıf ve zümrenin ayrıcalıklı olduğu bir rejim; sömürünün despotizmin egemen olduğu rejimdir. Ayrıcalıklı dokunulmaz kişiler toplumların kan emici mikroplarıdır. Diktatörlüklerde; halk doğruları lidere söylemekten korkar. Demokrasilerde ise; liderler doğruları halka söylemekten korkar. Türkiye; kurum ve kurallarıyla işleyen Demokratik bir rejime kavuşmalıdır. Türkiye; hukuk devleti olmalıdır. Ayrıcalıkların olmadığı, kanun önünde herkesin eşit olduğu, bağımsız yargının sıradan vatandaşın güvencesi olduğu hukuk devleti işlerlik kazanmalıdır. Aydınlar; halkı bilinçlendirmelidir. Halkın sağduyusunun sesi yükseltilmelidir. Günün Sözü: Mikrop gibi sinsice kavramları tersyüz edenlere aldanma. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 7 8 9 10 TURİZM 19 Aralık 2014 Cuma Safranbolu'da "20. yıl" kutlaması ISSN 1308-7622 KARABÜK - Karabük'ün Safranbolu ilçesinin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasının 20'nci yıl dönümü kutlanıyor. Yıl dönümü dolayısıyla Kazdağlıoğlu Meydanı'nda taş duvar üzerinde hazırlanan "20. Yıl Logosu", Karabük Vali Vekili Abdullah Acar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Haluk Dursun, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Safranbolu Kaymakamı Murat Bulacak, Kuşadası Kaymakamı Muammer Aksoy, Sapanca Kaymakamı Gökhan Azcan, Karabük Üniversitesi Safranbolu Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Gürbüz ve çok sayıda davetli tarafından açıldı. Daha sonra, Cinci Han'da yapılan etkinlikte konuşan Yusuf Ziya Yılmaz, Safranbolu ile gurur duyduklarını söyledi. İnsanlık tarihinin uzunca bir kesitine ait bir anı, bir hatıra, bir iz taşıyan objelerle olmanın değişik duygular verdiğini ifade eden Yılmaz, insanlara düşen görevin bunların değerini bilmek ve bu değerler için yapılması gerekenlerden kaçınmamak olduğunu vurguladı. Koruma ve yaşatma bilincinin her gün yükseldiğine dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye'nin her tarafında belediye başkanı arkadaşlarım bu değerlerin açığa çıkarılmasıyla ilgili heyecan duyuyorlar. Birçok belediye başkanı ilinde, ilçesinde bu değerleri gün yüzüne çıkarmak için bir mücadelenin içerisinde. Bundan 10 sene öncesinde bu yoktu. Ondan da 10 yıl öncesinde bu tür değerleri yıkarak onların yerlerine yeni bir şey yapmak marifet sanılıyordu. Katettiğimiz mesafenin çok büyük olduğuna inanıyorum. Ama yine de yapacak çok işlerimizin olduğunu biliyoruz" diye konuştu. Ahmet Haluk Dursun da bir şehrin nasıl oluştuğu, diğerlerinden nasıl farklılaştığını anlamak için Evliya Çelebi'yi iyi okumak gerektiğini belirtti. Evliya Çelebi'nin kıstasları çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu ve bunların büyük kısmının Safranbolu'ya uyduğunu dile getiren Dursun, şunları kaydetti: "İnşallah uymaya devam eder. Bağlık bahçelik ne kadardır ona bakılır. Evinin avlusunun duvarının taş işçiliğinden başlar, taç kapısının yüksekliği, kitabesinin olup olmadığı, dışında 'Ya Hafız'ı var mı yok mu? Ona bakılır. 'Ya Hafız' evi sigortalıyor. Osmanlı döneminde ilk sigorta hareketlerinin yaşandığı sırada bir sigorta şirketi sigorta eksperini gönderiyor İstanbul'a, piyasa araştırması yapacak. Sigorta eksperinin verdiği rapor çok güzeldir. 'Burada bize ekmek yok. Bizden önce 'Ya Hafız' diye bir sigorta şirketi gelmiş hepsini sigortalamış' diyor. Bu ortaya koyuyor her şeyi." Vali Vekili Acar ise 1300'lü yıllardan itibaren Safranbolu'nun doğuyla batı medeniyeti arasında bir geçiş köprüsü olduğunu söyledi. Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy katılımcılara ilçede koruma, restorasyon ve turizm konularında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. (AA) Yıl: 44 Sayı: 15051 19 Aralık 2014 Cuma GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Ayşegül BALDEMİR İstihbarat Şefleri Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN Görsel Yönetmen Şebnem ÜNAL Sayfa Editörleri Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT, Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN İdari Merkez Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54 gazeteyedigun@gmail.com Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT İstanbul Temsilciliği Ankara Temsilciliği Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14 No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL Ulus/ANKARA Tel: (0212) 540 40 45 Tel: (0312) 310 35 53 Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş. Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç) Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97 Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir 13 ŞANLIURFA - Tarih boyunca var olan geleneksel damak tatlarının korunmasına çalışılan Şanlıurfa'daki Mutfak Müzesi'nde kente özgü lezzetler ile mutfakta kullanılan eşyalar tanıtılıyor. Türkiye'nin damak tadıyla ünlü ve "UNESCO'nun Dünya Gastronomi Şehri"ne aday kentinde, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından 3 yıl önce Yıldız Meydanı'nda açılan müzede, yöreye has lezzetler gelecek nesillere taşınmaya çalışılıyor. Bal mumundan yapılmış yerel kıyafetli kadın heykellerin yer aldığı müzede, önemli lezzetlerden Urfa patlıcanlı, domatesli ve kazan kebabı, boranı, çiğ köfte, lahmacun, ağzı açık, ağzı yumuk gibi yemekler ile şıllık, kadayıf, küncülü akit, kalbur tatlısı ile katmer gibi tatlıları sergileniyor. Çanakkale'de "Piri Reis Müzesi" açıldı Çanakkale'de, Valilik ile Ticaret ve Sanayi Odasının (TSO) işbirliğiyle oluşturulan "Piri Reis Müzesi"nin açılışı yapıldı. Antik kentte 3 bin yıllık insan iskeleti bulundu ADANA - Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ve özellikle Roma döneminin önemli kentleri arasında gösterilen Misis Antik Kenti'nde (Mopsouestia) yürütülen kazı çalışmalarında 3 bin yıllık olduğu tahmin edilen insan iskeleti bulundu. Lokman Hekim'in Misis Köprüsü'nden geçerken ölümsüzlük iksirini düşürdüğü rivayet edilen ve "Ölümsüzlük şehri" olarak da bilinen antik kentte, Yüreğir Belediyesi'nin hazırladığı "Ölümsüzlük Şehri Misis Projesi" doğrultusunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı onayı ile Adana Müzesi başkanlığında, Roma Antik Akdeniz Araştırmaları Enstitüsü ve Ulusal Araştırma Merkezi'nden Prof. Dr. Anna Lucia D'Agata, Pisa Üniversitesi'nden Prof. Dr. Giovanni Salmeri konsorsiyumunda yürütülen kazı çalışmalarında önemli bulguya rastlandı. Kazı ekibi, antik kentin A açmasında, erken İslami döneme ait kale kalıntılarını ortaya çıkarmaya çalışırken, farklı bulguyla karşılaştı. Prof. Dr. Salmeri ve Prof. Dr. D'Agata'nın detaylı incelemesinin ardından bulgunun, insan iskeleti olduğu belirlendi. (AA) ÇANAKKALE - Vali Ahmet Çınar, Çanakkale TSO Kongre Fuar Merkezi'nde oluşturulan müzenin açılış törenindeki konuşmasında, ünlü Türk denizcisi Piri Reis'in hala bu kadar net bir haritayı nasıl çizdiğinin tartışıldığını söyledi. Piri Reis'in Gelibolulu olarak tanındığını anlatan Çınar, şöyle konuştu: "40 yaşlarında Kilitbahir Kalesi'nde haritasını tamamladığı söylenir. Dolayısıyla kendisi için Çanakkaleli ve hemşehrimiz de diyebiliriz. Bu anlamda Kültür ve Turizm Bakanlığımız Piri Reis'in hem hayatını hem denizciliğini hem de kaptanlığını tanıtmak, insanlarımızın, öğrencilerimizin, gençlerimizin bilincine işlemek maksadıyla güzel bir tanıtım projesi ortaya çıkardı. Biz de bu konuda Bakanlığımıza müzenin Çanakkale'de açılmasını teklif ettik. Bakanlığımıza katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz." Belediye Başkan Vekili Celal Karakaş, İl Jandarma Komutanı Albay Enver Aydın, Sahil Güvenlik Grup Komutanı Albay Hasan Tünay, Emniyet Müdürü Yılmaz Özden, Çanakkale TSO Başkanı Bülend Engin'in de katıldığı törende, müze gezilip Piri Reis'in hayatını anlatan belgesel katılımcılara izletildi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca açıldıktan sonra Çanakkale Valiliğine devredilen "Piri Reis ve Haritaları Sergisi" malzemelerinden oluşan interaktif müzede, dokunmatik bir masada yer alan Piri Reis haritası, üç boyutlu multivizyon gösterimi, Piri Reis'in yaşamını konu alan film gösterimi ve haritalar yer alıyor. Piri Reis'in miras bıraktığı değerleri yaşatmak amacıyla oluşturulan müzede ayrıca, Piri Reis'in ünlü haritasını 500 yıl önce Kilitbahir Kalesi'nde bir yağ kandili ışığında, ceylan derisi üzerine işlerken betimleyen canlandırma da bulunuyor. (AA) Balıkesirspor kara bulutları dağıtmak istiyor 19 Aralık 2014 Cuma BALIKESİR - Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Balıkesirspor'un teknik direktörü Kemal Özdeş, takımın üzerindeki kara bulutları dağıtmak istediklerini belirterek, "Umudu yeşertmek, bu hafta maç kazanmak istiyorum" dedi. Özdeş, düzenlediği basın toplantısında, geçen hafta İstanbul Başakşehir karşısında alınan 1-0'lık yenilgiye çok üzüldüğünü ancak oyuncularının takım disiplininden memnun PTT 1. Lig ekiplerinden Antalyaspor Teknik Direktörü Hami Mandıralı, futbolculuk kariyerinde yaşayamadığı şampiyonluğu teknik direktör olarak yaşamak istiyor. ANTALYA - Mandıralı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalyaspor ile 4 maça çıktığını, bu süreçte oyuncularla birbirlerini daha iyi tanıdıklarını söyledi. Güzel futbol oynatmak, bunu yaparken de sonuç almayı amaçladığını dile getiren Mandıralı, oyuncularından var olan enerjilerini, becerilerini sahaya yansıtmasını istediğini, şampiyonluk hedeflediklerini kaydetti. Mandıralı, "Trabzonspor'daki bireysel becerilerimi, kariyerimi düşündüğüm zaman mutlu oluyorum ama hiç şampiyonluk yaşamadım. Bunun burukluğu içimde. Şampiyonluğu teknik adamlık kariyerimde Antalyaspor ile yaşamak istiyorum" dedi. Trabzonspor'da teknik direktörlük yaptığı dönemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Mandıralı, şöyle konuştu: "Trabzonspor'da kendi duruşumu sergiledim. Benim için isimler, oynadığı sürece kıymetlidir. 'Ben şu isimli futbolcuyum, yürüsem de oynarım' mantığıyla yaşamayı seven bir insan değilim. Futbol uğruna 12-13 ameliyat olup tekrar dönüp aynı başarıyı sergilediysem bunu isterim. Ben 14 maçta adam gibi bir duruş sergiledim. Başkan o süreçte yabancı hoca ile anlaştı ve Halilhodziç ile şampiyonluk yaşayacağına inandı. Ben bir santrfor transfer edilmesini istemiştim, alınmadı. Vahid hocaya 24 oyuncu alındı ama bazen olmayınca olmuyor. Kadroya bakıldığı zaman müthişti ancak sevgi, saygı, sadakat eksikti. Oyuncularla hocanın ilişkileri, bağları tutmadı." Tercihlere saygı duyduğunu, Trabzonspor'a hizmet veren hiçbir insana kırgınlığı olamayacağını vurgulayan Mandıralı, sadece 1, 5 ay boşuna bekletildiğine üzüldüğünü söyledi. Mandıralı, "O dönemde Süper Lig'de 7-8 takım vardı, belki onların birine hoca olacaktım. Biraz o beni üzdü. Onun dışında beni rahatsız edecek bir kırgınlığım yok. Sadece niye bekletildiğimi sormuştum, onun da cevabını alamadım" diye konuştu. (AA) olduğunu söyledi. Bu hafta sahalarında yapacakları Kasımpaşa maçında farklı bir oyun ortaya koymayı planladıklarını dile getiren Özdeş, biraz daha ofansif bir futbol oynayacaklarını kaydetti. Bu maçı kazanmak istediklerini ifade eden Özdeş, "Taraftarımızın yanımızda olmasını istiyorum. Bizi sevenlerin yanımızda olmasını, maçın son anına kadar bizi sahada itmelerini istiyorum" diye konuştu. (AA) “Gençler”, başarıyı gençlerle arıyor ANKARA - Gençlerbirliği Teknik Direktörü İrfan Buz, kırmızı-karalı kulübün ismi gibi bir kadro yapısına sahip olduğunu, bu nedenle de kupa maçı ya da sakatlıklar nedeniyle değil, "kulüp karakteri" gereği genç futbolcularla maçlarda mücadele ettiklerini söyledi. İrfan Buz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, futbolcu kadrosunda altyapıdan bu sezon Gençlerbirliği forması giymeye başlayanlarla 11 oyuncu olduğunu belirterek, "İki kaptanımız da burada yetişmiş futbolcular. Bu futbolcularımızın gelişimine katkısı olan, emeği olan herkese teşekkür ediyorum" dedi. Kupa mücadelesinin gençler için önemli bir platform olduğunu dile getiren Buz, "Tüm kadromun değerli futbolculardan kurulu olduğunu biliyorum. Kupada da genç isimlere forma vererek onlara olan inancımı ve değerlerini herkese gösteriyorum. Açıkçası bundan da çok mutlu oluyorum. Bu genç arkadaşların çok çalışması halinde iyi noktalara geleceğine inancım tam" diye konuştu. İrfan Buz, Ziraat Türkiye Kupası'nda yendikleri Torku Konyaspor karşısında ligde de kazanarak, puanlarını 20'ye çıkarmak istediklerini dile getirdi. Torku Konyaspor maçlarının planlamasını "iki ayaklı" düşünerek yaptıklarını ve karşılaşmayı kazanarak ilk etabı istedikleri gibi sonuçlandırdıklarını söyleyen İrfan Buz, "Kupada Cizre galibiyetiyle 3 puan yapmışsın, iddialı olmak istiyorsak kazanmalıydık. İyi bir oyunla Torku Konyaspor'u yenerek puanımızı 6 yaptık. Cizrespor ve Giresunspor ile oynayacağız, avantajımızı kullanarak gruplardan çıkmak ve 16'ya kalmak istiyoruz. Kadroyu maç seviyesinde tutmak açısında da önemli. Kupada devam etmek istiyoruz çünkü genç arkadaşlar için iyi bir platform oluyor" ifadelerini kullandı. (AA) Sağlıkta şiddete Roberto Carloslu “hayır” Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri (Paramedik) Derneği (ATTDER) Sivas İl Başkanlığı, sağlıkta şiddete karşı farkındalık oluşturmak amacıyla, Sivasspor Teknik Direktörü Roberto Carlos'un da aralarında bulunduğu bazı isimlere anons yaptırarak kısa film hazırladı. SİVAS - Brezilyalı Teknik Direktör Carlos, hazırlanan video için Türkçe olarak "sağlıkta şiddete hayır" anonsu yaptı. Carlos'un yanı sıra Sivassporlu futbolcular Ziya Erdal, Berk Neziroğluları ve Musa Sinan Yılmazer, sanatçılar Ekin Akkaş ve "Çılgın Sedat" olarak tanınan Sedat Kapurtu ile İl Sağlık Müdürü Bahattin İlter, 112 Acil Servis Başhekimi Bilal Şahin ve çalışanlar, ATTDER İl Başkanı Özgür Korkmaz ve 112 Acil Servis görevlisi kıyafeti giydirilen çocuklar, video için sağlıkta şiddete "hayır" dedi. Derneğin internet sitesinde yayınlanan 2 dakika 34 saniyelik videoyla, sağlıkta şiddete karşı farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Korkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyaca ünlü futbol adamı Roberto Carlos ile diğer isimlerin anons yaparak sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı ortak duruş sergilediklerini söyledi. Şiddet gören sağlık çalışanlarının iş motivasyonunun düştüğüne dikkati çeken Korkmaz, "Son zamanlarda artan sağlıkta şiddet olaylarına dikkati çekmek istedik. 7 gün 24 saat her türlü fedakarlığı gösterip çalışan sağlıkçılarımıza karşı şiddet artmış durumda. Bu şiddet sadece fiziksel değil, sözel şiddet olarak da karşımıza çıkıyor" dedi. Korkmaz, farkındalık oluşturmak için ATTDER Sivas İl Yönetimi olarak böyle bir video hazırlama gereği duyduklarını dile getirerek, şunları söyledi: "Doktorumuz, hemşiremiz, ebemiz, acil tıp teknisyenimiz, paramediğimiz gittiği vakalarda zaman zaman şiddete maruz kalıyor. Biz de sağlık çalışanlarına karşı yapılan şiddete, hazırladığımız farkındalık projesiyle dikkati çekmek istedik. İnşallah bundan sonra bu tür olaylar yaşanmaz. Sağlıkçıların da verdiği hizmetin karşılığını güler yüzle, hoşgörüyle, saygıyla almalarını ümit ediyoruz." (AA) Hamzaoğlu 5 maçta Prandelli'yi geçti İSTANBUL- Ziraat Türkiye Kupası'nda deplasmanda Spor Toto 3. Lig ekiplerinden FBM Makina Balçova Yaşamspor'u 9-1 yenerek tarihinin en farklı galibiyetlerinden birini elde eden Galatasaray, yeni teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu ile büyük bir çıkış yakaladı. Sarı-kırmızılı takım, sözleşmesi feshedilen İtalyan teknik direktör Cesare Prandelli'nin yerine göreve getirilen Hamza Hamzaoğlu yönetiminde sergilediği futbol ve elde ettiği başarılı sonuçlarla dikkati çekti. Prandelli yönetiminde farklı skorlarla kaybettiği maçlar sonrası eleştirilerin hedefi olan Galatasaray, Hamza Hamzaoğlu ile kazandığı farklı galibiyetlerle taraftarının yüzünü güldürdü. İtalyan teknik direktör Cesare Prandelli döneminde 16 resmi maçta 15 gol atan "Cim Bom", halefi Hamza Hamzaoğlu yönetiminde çıktığı 5 maçta 21 kez ağları havalandırma başarısı gösterdi. Sarı-kırmızılı ekip, İtalyan teknik adam yönetiminde çıktığı maçlardan 6 galibiyet, 3 beraberlik ve 7 mağlubiyetle ayrıldı, Hamzaoğlu ile 4 galibiyet ve 1 mağlubiyet yaşadı. Prandelli'nin başında bulunduğu sırada Galatasaray, en farklı galibiyetini 2-0'lık skorla Bursaspor karşısında alırken, en farklı yenilgilerini ise 4-0'lık skorlarla Borussia Dortmund ve İstanbul Başakşehir maçlarında tattı. (AA) SPOR Fenerbahçe ile Kayseri Erciyesspor 7. randevuda 15 19 Aralık 2014 Cuma İSTANBUL - Fenerbahçe ile Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, lig tarihinde bugün 7. kez karşı karşıya gelecek. Süper Lig'de bu sezon dışında 2005-2006, 2006-2007 ve geçen sezon mücadele eden Kayseri Erciyesspor, Fenerbahçe ile 6 kez karşılaştı. Taraflar arasındaki 5 maçı Fenerbahçe kazandı, biri berabere bitti. Fenerbahçe'nin 18 golüne, Kayseri Erciyesspor 5 golle yanıt verebildi. Kayseri'de 11 Aralık 2005'te oynanan maçı Önder Turacı, penaltıdan Alex de Souza ve Tuncay Şanlı'nın golleriyle 3-0 kazanan sarı-lacivertliler, 7 Mayıs 2006'da Kadıköy'de, Fenerbahçe'nin cezası nedeniyle seyircisiz oynanan müsabakayı da 4-2 galip tamamladı. Bu maçta Fenerbahçe'nin gollerini Alex de Souza, Stephen Appiah (2) ve Selçuk Şahin, Kayseri Erciyespor'un gollerini ise Devran Ayhan ve Cenk İşler kaydetti. (AA) KAYSERİ GAR BİNASI RÖLÖVE, RESTİTÜSYON, RESTORASYON PROJELERİ İLE İHALE DOSYALARININ HAZIRLANMASI HİZMETİ ALINACAKTIR EMLAK VE İNŞAAT DAİRESİ BAŞKANLIĞI İHALE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İhale Kayıt Numarası: 2014/165610 1 - İdarenin a) adresi: Talatpaşa Bulvarı No:3 Altındağ-Gar/ANKARA 06330 b) telefon ve faks numarası: 3123090515 - 3123241330 c) elektronik posta adresi (varsa): tasinmazmallardairesi@tcdd.gov.tr 2 - İhale konusu hizmetin niteliği, türü ve miktarı : Kayseri Gar binası ve yakın çevresinin, Rölöve Restitüsyon ve Restorasyon projelerinin hazırlanarak bu projelere ait keşif-metraj, rapor, yazılı ve görsel belgeler ile ihale dokümanının hazırlanması. 3- İhalenin / Yeterlik Değerlendirmesinin: a) Yapılacağı yer: TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Emlak ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, Toplantı Salonu Kat:2 No:3003 Gar/ANKARA b) Tarihi ve saati: 30.12.2014 - 14:30 4-İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: a) İşin yapılacağı yer: Kayseri Gar Binası ve Çevresi b) İşe başlama tarihi: Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. c) İşin süresi: Yer tesliminden itibaren 120 (yüzyirmi ) takvim günüdür. 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odası esnaf sanatkar odası belgesi. 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve /veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge. 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi İmza Sirküleri. 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi. 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri. 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. Bu işe ait İdari şartnamenin 10. maddelerinde sayılan durumlarda olunmadığına ilişkin taahhütname. 4.1.6. Vekaleten ihaleye katılma halinde, vekil adına düzenlenmiş, ihaleye katılmaya ilişkin noter onaylı vekaletname ile vekilin noter tasdikli imza beyannamesi 4.1.7. İsteklinin ortak girişim olması halinde, şekli ve içeriği idari şartnamede belirlenen iş ortaklığı beyannamesi, 4.1.8. İhale konusu iş alt yüklenicilere yaptırılabilir. 4.1.9. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin tüzel kişiliğin yarıdan fazla hissesine sahip ortağına ait olması veya her iki ortağında Mühendis veya Mimar olması ve belgelenmesi halinde ise tüzel kişiliği % 50-% 50 ortak olmaları ticaret ve sanayi odası /ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir yada serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve ilan tarihinden önce kurdukları veya ortak olduklarını gösteren belge 4.1.10. - Ortağı olduğu veya hissedarı bulunduğu tüzel kişiliklere ilişkin beyanname, 4.2. İsteklinin organizasyon yapısına ve personel durumuna ilişkin belgeler. 4.2.1. Aşağıda belirtilen teknik personeli ihale üzerinde kaldığı takdirde istihdam edeceğine dair taahhütnamenin verilmesi zorunludur. GÖREVİ UNVANI İŞ DENEYİMİ (YIL) KİŞİ ADEDİ (EN AZ) Proje Sorumlusu Restorasyon Uzmanı Mimar 5 1 Mekanik Tesisat Projelerinin Hazırlanması Makina Mühendisi 5 1 Elektrik Tesisat Projelerinin Hazırlanması Elektrik Mühendisi 5 1 Proje Çalışanı Mimar 5 1 İstekli, aşağıdaki özelliklere sahip teknik personeli iş süresince bünyesinde bulundurmakla yükümlüdür. Yukarıdaki tabloda belirtilen ve istekli bünyesinde bulunmayan personel için personelin noter onaylı diploma veya mezuniyet belgesi suretleri, oda kayıt belgeleri ve deneyimlerini gösteren diğer belgeler ile özgeçmişleri İdareye sunulacaktır. İhale üzerinde kalan isteklinin, taahhüt edilen teknik personelinin idarece öngörülen nitelik ve sayıda olduğuna dair belgeleri sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 (beş) gün içinde idareye sunması zorunludur. 4.3. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler; B-1 grup işlere ait Rölöve Restitüsyon ve Restorasyon projesi, (Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün, Uygulama İşleri için veya Proje ve Proje İle İlgili Hizmet Alımı İşleri İçin belirlemiş olduğu kriterlere uygun 2013 veya 2014 yılı içerisinde Ön yeterlilik listesinde yer almış olmak.) Bu kapsamdaki işlerin en az %50’sini tamamlamış olması benzer iş olarak kabul edilecektir. 5- Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6- İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7- İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Emlak ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, İhale Şubesi Kat:3 No:4118 odada görülebilir ve 200,00 (ikiyüz) Türk Lirası karşılığında TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Merkez Veznesi (Zemin Kat) Gar/ANKARA satın alınabilir. 7.2. İhale dokümanı yukarıda belirtilen adreste bedelsiz olarak görülebilir. Ancak, ihaleye teklif verecek olanların kendisi veya noter onaylı vekaletnameyi haiz yetkili temsilcileri idarece onaylı ihale dokümanını satın almaları zorunludur. 8- Teklifler, ihale tarih ve saatine TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Emlak ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, İhale Şubesi Kat:3 No:4118 Gar/ANKARA Adrese elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9- İstekliler tekliflerini, her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. 10- İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11- Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 takvim günüdür. 12- Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptal edilmesinde idare serbesttir. 13- Konsorsiyum olarak ihaleye teklif veremezler. DİĞER HUSUSLAR 1-Teminat Mektubundaki Banka adres bilgileri il/ilçe ve açık adres olarak belirtilecektir. 2-Bu İhalede, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerinin uygulanmayıp, ancak bu kanunun 3-i maddesine göre hazırlanan ve uygulamaya konulan Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliğine Dair esaslar uygulanacaktır. 3-Bu Yönetmelikte açık olmayan hükümler için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanır. Basın - 16563 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de SİGORTACILIK HİZMETİ ALINACAKTIR TP PETROL DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ Sigorta Hizmet Alımı İhalesi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası: 2014/172828 1-İdarenin a) Adresi: SÖGÜTÖZÜ MAH. SÖGÜTÖZÜ CAD. 27 06520 SÖĞÜTÖZÜ ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası: 3122185800 - 3122875124 c) Elektronik Posta Adresi: info@tppd.com.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı: Tp Merkez ve Tesisleri için 3.şahıs sorumluluk,işveren sorumluluk,tehlikeli madde sorumluluk, kıyı tesisleri deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk, tesis,emtia, bina,demirbaş ve makina teçhizat yangın, ferdi kaza, elektronik cihaz, nakliyat abonman Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Türkiye Geneli c) Süresi: İşe başlama tarihi 07.02.2015, işin bitiş tarihi 07.02.2016 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : TPPD AŞ Söğütözü Cad. No:27 06520 Söğütözü/Çankaya /ANKARA (8.kat toplantı salonu) b) Tarihi ve saati: 20.01.2015 - 15:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.2.1 Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir. 4.2.2. İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri: a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar, Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde; a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması, c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50’den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır. Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir. İhale veya son başvuru tarihi yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait belgelerini sunmayanlar, iki önceki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu belgelerde yeterlik kriterini sağlayamayanlar ise iki önceki yılın belgeleri ile üç önceki yılın belgelerini sunabilirler. Bu durumda, belgeleri sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. 4.2.3. İş hacmini gösteren belgeler: a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar, Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin %25'inden , taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %15'inden az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır. Yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait gelir tablosunu sunmayanlar, iki önceki yılın gelir tablosunu sunabilirler. Bu gelir tablosunun yeterlik kriterini sağlayamaması halinde, iki önceki yılın ve üç önceki yılın gelir tabloları sunulabilir. Bu durumda, gelir tabloları sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. 3. Şahıs Sorumluluk Sigortası, İşveren Sorumluluk Sigortası, Ferdi Kaza Sigortası, Tehlikeli Madde Sorumluluk Sigortası, Yangın All Risk Sigortası 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 250 TRY (Türk Lirası) karşılığı TPPD AŞ Söğütözü Cad. No:27 Söğütözü/ANKARA (3.kat Satınalma Şefliği) adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar TPPD AŞ Söğütözü Cad. No:27 Söğütözü / Çankaya / ANKARA (MUHABERAT SERVİSİ) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın - 16617 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de 19 Aralık 2014 Cuma Türkiye'de ilk 140 yıl önce görülen ve 475'inci kuş türü olarak kayda geçen kutup martısını görüntülemek isteyen kuş gözlemcileri, Rize'ye geliyor. Kuş gözlemciliği farklı bir tutku RİZE - Kuş türünü ilk kez fotoğraflayan Murat Saltık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık bir yıldan beri kuş fotoğrafçılığıyla uğraştığını anlattı. Her zamanki gibi öğle saatlerini değerlendirmek amacıyla Rize sahiline gittiğini belirten Saltık, diğer türler arasında gözüne ayrı gelen bir kuş türü fark ettiğini, biraz inceleyip fotoğrafını çektiğini söyledi. Kuşun fotoğrafını çektiğinde kutup martısı olduğunu düşünmediğini dile getiren Saltık, şöyle devam etti: "Konunun uzmanı arkadaşlarla incelememizi yaptığımızda, kutup martısı olduğu söylendi. 'Acaba karıştırıyor muyuz' diye diğer kaynaklar incelendi. Kutup martısı olduğu kesinleşince mutlu haberi herkese verdik. Bunu duyanlar gelip kuşun fotoğrafını almak istedi. Çünkü çok önemli bir kayıt. Daha önce 1874 yılında İstanbul'da görülmüştü. O günden sonra ilk defa görüldüğü için 'bir daha ne zaman karşılaşabiliriz' düşüncesiyle Türkiye'nin dört bir tarafından kuş fotoğrafçıları Rize'ye gelerek kuşu görüntülemeye çalıştı." KUŞU FOTOĞRAFLAMAK İÇİN 2 BİN 500 KİLOMETRE YOL KATETTİ Kuş fotoğrafçısı Mustafa Çulcuoğlu ise kutup martısını fotoğraflamak ve görmek için Şanlıurfa'dan geldiğini kaydederek, "Bu kuş 140 yıl önce görülmüş. Tekrar ülkemizde görüldüğünü duyunca yaklaşık 2 bin 500 kilometre yol yaparak kuşu görüp fotoğrafladık" dedi. Kutup martısının ülkenin biyolojik zenginliğinin en güzel parçalarından biri olarak fotoğraf karelerinde kalacağını ifade eden Çulcuoğlu, şöyle konuştu: "Kuş fotoğrafçılığı bizim için hobi. Doğada sağlıklı yaşamanın değişik bir bakış açısı. Ülkemizi gezerek bu tür güzellikleri fotoğraflıyoruz. Buradan sonra İstanbul'a gideceğiz. Orada da önemli kuş türleri var. Onları da fotoğraflayacağız. Rize'de fotoğraflanan kutup martısı 475'inci kuş türümüz oldu. 476'ncı kuş türüne ramak kaldı." AİLECE KUŞ GÖZLEMCİLİĞİ YAPIYORLAR Alihan Aktürk da kutup martısını fotoğraflamak için Samsun'dan geldiğini bildirerek, "Samsun'da bu kuş türünü çok aradık. Bir türlü bulamadık. Burada çektik. Türkiye için güzel bir kayıt. Aynı zamanda benim için de güzel bir kayıt oldu" diye konuştu. (AA) Türksat 4A Afrika’dan talep bekliyor ANKARA - ARİFE YILDIZ ÜNAL Türksat AŞ Genel Müdürü Ensar Gül, Türksat 4A haberleşme uydusunun kapasitesinin yüzde 92'sinin kullanıldığını belirterek, "Afrika'ya bakan transponderlerimiz (uydu vericisi) boş. Buradan gelecek talepleri bekliyoruz" dedi. Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 Şubat'ta uzaya gönderilen ve yörünge testleri başarıyla tamamlanan Türksat 4A haberleşme uydusunun, 1 Temmuz itibarıyla hizmet vermeye başladığını anımsattı. Türksat 2A haberleşme uydusunun ömrünün 2016 başında tamamlanacağını, söz konusu uydu üzerindeki yayınların Türksat 4A'ya aktarılacağını ifade eden Gül, "Türkiye'nin tek uydu operatörü olan Türksat AŞ, Türksat 4A'nın 42 derece doğu yörüngesinde hizmete girmesiyle uydu yayın kapasitesini önemli oranda artırdı" diye konuştu. Gül, 17 Eylül'ü 18 Eylül'e bağlayan gece uydulardaki televizyon ve radyo yayınlarında frekans değişikliklerinin yapıldığını hatırlatarak, Türksat 4A'nın kapasitesinin yüzde 92'sinin dolu olduğunu ifade etti. Türksat 4A'ya talebin yoğun olduğunu dile getiren Gül, "Uydumuz, temmuz ayında hizmet vermeye başladı. Şu anda kapasitenin yüzde 92'sini kullandık. Afrika'ya bakan transponderlerimiz boş. Buradan gelecek talepleri bekliyoruz. Uydumuz üzerinden Nijer televizyonu da yayın yapıyor, oradan talep var. Türkiye'ye bakan taraf dolmak üzere" dedi. Gül, yeni uydularıyla bölgesindeki liderliğini güçlendiren Türksat'ın, 42 derece yörüngesinde kullanıcılara daha fazla televizyon ve radyo kanalı izleme imkanı sunduğunu söyledi. UYDUNUN ÖZELLİKLERİ Türksat 4A'nın kapsama alanında, Türkiye'nin yanı sıra Avrupa, Orta Doğu, Asya ve Afrika yer alıyor. Yaklaşık 5 ton ağırlığa sahip uydu, Türk ve Japon mühendisleri tarafından ortaklaşa üretildi. Türksat 4A uydusu ile Türk televizyon ve radyo kanallarının yayınları, Avrupa ve Asya'nın ardından Afrika'yı da kuşattı. Manevra ömrü 30 yıldan fazla olan uydunun, yaklaşık 6 yılda kendini amorti etmesi bekleniyor. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz