Moral, mesaj, kararlılık

Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
19 Aralık 2014 Cuma
Domuzlar Körfezi’nde
boğulan ‘komşuluk’
izolasyon sonrasında
kendine geldi
Tarihi bir düşmanlık daha sona erdi. Zorlu, tehlikeli, risklerle dolu soğuk savaşın yıkılmasından uzun
süre sonra ABD ile Küba ‘kanka’ olmanın ilk adımlarını attı. Buna öncülük eden ise Katolik aleminin
ruhani lideri Papa Franciscus oldu.
Yeni dönemi değerlendiren ABD
Başkanı Obama, “Zamanı geçmiş
(Küba'yı izole etme) yaklaşıma son vereceğiz. Birçoğumuz doğmadan önce
getirilen katı yaptırımlar ne Amerikalılar'a
ne Kübalılar'a hizmet etti” dedi.
“Küba halkı” diye seslenen Obama,
Amerika dostluk elini uzatıyor…
ABD, sıradan Kübalı'nın hayatını biraz
daha iyileştirmek, biraz daha özgür ve
refah kılmak için partner olmak istiyor”
diye konmuştu.
Beyaz Saray Sözcüsü Earnest ise,
“İzolasyon politikası başarısızlığa
uğradı, artık açıklık ve diyalog politikası
yürütülmesi zamanı” dedi.
ABD Başkanı Barack Obama ve Küba Devlet Başkanı
Raul Castro, dostluk köprüsünün temellerini attı.
‘Domuzluk’ körfezde, düşmanlık mazide kaldı…
Küba Devlet Başkanı Raul Castro
da, “Eşit bir şekilde diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması konusunda
anlaşmaya vardık. Bu, sorunun
çözüldüğü manasına gelmiyor. Ülkemiz
için büyük bir insani ve ekonomik
hasara neden olan ekonomik, ticari ve
finansal abluka son bulmalı” diye
konuştu.
HABERİ 12. SAYFADA
‘YERLİ MALI’ BİR
DEĞERLENDİRME
‘Kazazede
haklarını
bilmiyor’
Güncel Sohbet adıl
röportaj serimizde
bu hafta trafik
kazalarında yaralanan
kazazedelerin haklarını
konu edindik. Bu kapsamda Ünal Hukuk
Bürosu’nun sahibi
Avukat İbrahim Erdinç
Ünal’ın görüşlerini
aldık. Avukat Ünal
anlattıkça,
kazazedelerin bir çok
hakkından bihaber
olduğu ortaya çıktı.
KENAN ERGEN’İN
ROPÖRTAJI 4’TE
“Her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan tutumluluk haftası ve yerli
malı kullanımına her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulan bir
dönemdeyiz” diyen Çukurova üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr.
İbrahim Ortaş, ‘Yerli Malı ve Tutum Haftası’ Kutlaması Nostalji Değil,
Bir Anlayış Olmalıdır görüşünde. Çünkü… YARIN YEDİGÜN’de
Emperyalizme karşı verdiği mücadelede Bolivya dağlarında hayatını kaybeden Che
Guevera ve Küba’nın bağımsızlığına önderlik eden Fidel Castro sadece iki devrimci değil
aynı zamanda mücadele ve silah arkadaşıydı. Ogünlere ait bu fotoğrafta yansıyan gülüş,
bu gün birinin ruhunu diğerinin bedenini yaralıyor olmalı. Fidel, kahrından ölmezse iyi!
Moral, mesaj, kararlılık
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Öncelikli Dönüşüm Programları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada moral ve mesaj verdi.
Davutoğlu, “Petrol fiyatlarındaki 60 dolara geri dönüş ülke ekonomimize olumlu etki yapacaktır. Bu olumlu etkiyi,
petrol fiyatlarındaki düşüşü tüketicimize, vatandaşımıza yansıtıyoruz, pompa fiyatlarında çok ciddi düşmeler oldu. Ama
kesinlikle petrol fiyatlarının düşüşünden kaynaklanan bir gevşeme, disiplinden kopuş söz konusu olmayacak” dedi.
Başbakan, "Özel amaçlı tasarruf mekanizmaları
gerçekleştireceğiz. Altın bankacılığını geliştirecek ve destekleyeceğiz. Finansal istikrar gözetilerek ihtiyaç duyulan alanlarda kredi düzenlemelerine ilişkin çalışmalara devam edeceğiz" dedi.
Hayrettin İvgin
Kültürel Boyut
8. Sayfada
Fehmi Koru
Aynı anda
dünyanın bir başka
köşesinde
3. Sayfada
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
Liderlerin Mevlana buluşması
Hz. Mevlana'nın 741. vuslat yıl dönümü, Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenle kutlandı. Törene
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. Başbakan Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu selamlaşarak tokalaştı.
9. Sayfada
M.Nuri Parmaksız
Hayata ve
Aşka dair
8. Sayfada
Davutoğlu, “Uluslararası yükümlülükleri
gözeterek lüks ve/veya ithalat yoğunluğu
yüksek malları tespit edecek ve caydırıcı
vergilendirme yapacağız. İçeride teknoloji yoğun,
verimliliği artan sanayilere destek verirken dışardan gelecek lüks tüketim mallarına yönelik caydırıcı vergilendirmeler yapacağız” diye konuştu.
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
Gazetemizi
https://www.
/yedigun.gazetesi
Davutoğlu, "Yerel yönetimlerin öz gelirlerini
artıracağız. Bu, yerel yönetimlerin Türkiye'de
hem gücünü artıracak hem de yerinden yönetim
anlayışı yaygınlaşarak doğrudan halkla temas
halindeki yerel yönetimlerin özgüven içinde kendi
kaynaklarını kullanabilir hale gelmelerini sağlayacağız" şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu şunları söyledi: “2014
yılında yüzde 15,5 olacağını tahmin ettiğimiz
özel sektör yatırımlarının gayri safi yurtiçi
hasılaya oranını 2018 sonunuda yüzde 19,3'e
çıkarmayı, yatırım yeri tahsis miktarını artırmayı
ve Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi
sıralamasında ilk aşamada ilk 40 ülke arasına
girmeyi amaçlıyoruz.”
2
SİNEMA
TV / MAGAZİN
19 Aralık 2014 Cuma
Türk seyircisi ‘CİN’den korktu...
Cinleri konu alan "Dabbe: Zehr-i Cin", "Siccin" ve "Azazil: Düğüm",
Türkiye'de 2014'ün en çok izlenen korku filmleri oldu.
İSTANBUL - Son yıllarda hareketlenen
Türk korku sineması, gün geçtikçe izleyenlerden daha büyük ilgi görüyor.
Box Office Türkiye'den derlenen bilgilere
göre, 12 Eylül'de vizyona giren Hasan
Karacadağ'ın yönettiği "Dabbe" serisinin
son filmi, "Dabbe: Zehr-i Cin" rekor sayıda
izleyiciye ulaştı. 12 haftada 836 bin 232 kişi
tarafından izlenen filmin toplam hasılatı, 8
milyon 335 bin 630 lira oldu.
Türk sinemasında cin konusunu en sık
kullanan ve seri korku filmlerine imza atan
yönetmenlerden Karacadağ'ın filmi,
Türkiye'de vizyona giren yerli ve yabancı
korku filmleri arasında en yüksek gişe
hasılatını yaptı.
Karacadağ'ın "Dabbe" serisinde yer
alan "Dabbe", "Dabbe 2", "Dabbe: Bir Cin
Vakası", "Dabbe: Cin Çarpması" ve
"Dabbe: Zehr-i Cin" filmleri, toplam 2 milyon 432 bin 840 kişi tarafından izlendi.
Yönetmen Karacadağ, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, ilk filmi "Dabbe"den
beri, Türk korku sinemasında yerel, kültürel
ve tarihi unsurların izleyiciyi korkutacağını
iddia ettiğini belirterek, "İlk başlarda
söylediklerim insanlara pek inandırıcı
gelmiyordu. Aslında halkımız cin kavramından ya da kültürel kodlardan beslenen
korku öğelerinden etkileniyordu fakat
bunun sinemaya uyarlanamayacağı
düşüncesi vardı" dedi.
Cinler aleminin bilinmeyen ve görünmeyen bir alem olduğu için sinemaya nasıl
uyarlanacağının sorgulandığını dile getiren
Karacadağ, "Dokuzuncu filmimi çekiyorum.
Zaman içinde izleyiciye bunu nasıl aktaracağımızı öğrendik. Son filmimi Türkiye'de
yaklaşık 850 bin kişi, yurt dışında ise 150
bin kişi izledi. İzleyiciye, kendi kültürüne ve
tarihine ait bir hikayeyi anlatmak ve bunu
uluslararası korku filmlerinin kalitesinde
yapmak çok önemli. Şu anda o kaliteye
ulaşamamış hatta o kaliteyi geçmemiş
olsak, bu kadar çok seyirciye ulaşamazdık.
Demek ki, doğru yoldayız" diye konuştu.
Türkiye bu yıl önemli isimleri kaybetti
Türkiye bu
yıl sanat,
sinema, spor
ve iş
dünyasından
tanınmış
isimlerini
kaybetti.
İSTANBUL - AA muhabirinin derlediği
bilgilere göre, sanat dünyasındaki ilk
kayıp "Bizimkiler" dizisindeki "Davut
Usta" rolüyle hafızalarda yer eden Türk
tiyatrosunun tanınmış ismi 72 yaşındaki
Selçuk Uluergüven'le oldu. Uluergüven,
uzun süre tedavi gördüğü Adnan
Menderes Üniversitesi Araştırma ve
Uygulama Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
Marmaris'te geçirdiği trafik kazasında
ağır yaralanan dizi ve sinema oyuncusu
26 yaşındaki Huban Öztoprak da 11 günlük yaşam mücadelesine yenik düştü.
Bu yıl yitirilen önemli isimlerden birisi
de tiyatro ve sinemanın usta ismi sanatçı
Çolpan İlhan oldu. 78 yaşında geçirdiği
kalp krizi sonucu hayatını kaybeden
Vizyona
yeni
girecek
filmler
"Kırımlı: Aşkta ve Savaşta", 2011
yılında hayatını kaybeden ve eserlerinin tamamında Kırım Tatar
kültürünü, Kırım Türklerinin
acılarını yansıtan Cengiz
Dağcı'nın 1956'de yayınlanan ilk
romanı "Korkunç Yıllar"dan yola
çıkılarak senaryolaştırıldı.
Yönetmen Burak Cem Arlıel
imzası taşıyan filmin
senaryosunu, Nil Ünsal ve Atilla
Ünsal kaleme aldı.
Murat Yıldırım, Selma Ergeç,
Bülent Alkış ile Gülçin
Santırcıoğlu'nun oynadığı filmde,
2. Dünya Savaşı sırasında Alman
esir kamplarında tutulan Tatar
esirlerin çektiği acılar ve yaşanan
insanlık dramı anlatılıyor.
05:53 İstiklal Marşı ve Günün
05:55 Sarayın İncisi
07:00 Sabah Haber
08:15 Böyle Bitmesin
10:20 1'de Bugün
10:35 Beni Böyle Sev
13:00 Haber
13:15 Spor
13:18 Hava Durumu
13:25 1Çorba
13:30 Küçük Hanımefendi
15:00 1'de Bugün
15:15 Joker
16:45 Zengin Kız Fakir Oğlan
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Yabancı Sinema "Neşeli
Ayaklar"
21:50 Beni Böyle Sev
00:05 Joker
01:45 Yedi Güzel Adam
03:25 Yoldaki Haber
07:00 Selena
10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert
13:00 Çocuklar Duymasın
14:50 Alemin Kıralı
16:30 Zahide ile Yetiş Hayata
18:55 Atv Ana Haber
20:00 Diğer Yarım
23:15 HAWAII FIVE 12
00:00 Hawaii Five
02:45 Sınırların Ötesinde
20:30 MEDCEZİR
Yaman artık Mira’nın
elini ne olursa olsun bir
daha bırakmamaya
kararlıdır. Nadir
Baktıroğlu’nun hapse
girmesi herkesin rahat
bir nefes almasını
sağlar. Selim onu hayat
boyu içeride tutacak
delilleri bir bir
toplarken Cengiz’in de
peşinde olduğunu hissettirir. Cengiz ise
Nadir’le özgürlüğünün
pazarlığını yapmaktadır.
Nadir hakkındaki soruşturmanın derinleştirilmesi Sude’nin nefesini
keser.
İlhan, sevenlerini üzdü. Türk sinemasının
belli başlı kötü adam karakterlerinden
olan ve bir süre "Çocuklar Duymasın"
dizisinde rol alan devlet sanatçısı Altan
Günbay, tiyatro ve sinemada ''kötü
adam'' rolleriyle tanınan Süheyl Eğriboz,
"Ateş Böceği Yalçın" olarak tanınan ünlü
komedyen Yalçın Otağı, "Tosun Paşa" filminde canlandırdığı "Küçük Enişte Bekir"
karakteriyle ünlenen Tuncay Gürel,
"Bizimkiler" ve "Perihan Abla" dizilerinin
yapımcısı eski tiyatro oyuncusu Güner
Namlı, Yeşilçam'ın usta isimlerinden
Behçet Nacaroğlu ve "Bir Demet
Tiyatro"da "Numan" karakteriyle bilinen
tiyatrocu Volkan Saraçoğlu da sinema ve
tiyatro dünyasında kaybedilenler arasında
yer aldı. (AA)
"Exodus: Tanrılar ve Krallar"
İngiliz aktör Christian Bale ile Ben
Kingsley, Sigourney Weaver, John
Turturro ve Aaron Paul'un oynadığı
"Exodus: Tanrılar ve Krallar"
filminin yönetmenliğini Ridley Scott
yaptı.
Hz. Musa'nın hayatının önemli
dönüm noktalarını konu edinen
filmde, Hz. Musa'yı Christian Bale
canlandırıyor.
Firavun Ramses'in şiddetinden kaçmak için Hz. Musa'ya güvenen 600
bin kişiyle Hz. Musa'nın bin bir türlü
engeli aşma çabalarını anlatan film;
firavun yönetiminin başına gelen
felaketler ve ordusunun denizde yok
olması olayına odaklanıyor.
07:00 HER SABAH
08:45 2.SAYFA
10:30 HAFTANIN ANNESİ
11:45 DÜNYAYI GEZİYORUM
12:30 ERKAN AKKUŞ İLE
ÖĞLE HABERLERİ
12:50 FATMAGÜL'ÜN
SUÇU NE?
15:00 SONGÜL KARLI İLE
YENİDEN
16:45 HAFTANIN ANNESİ
18:15 EKİN OLCAYTO
İLE ANA
19:30 SPOR BÜLTENİ
19:45 YABANCI
SİNEMA
21.30 YABANCI SİNEMA
00:00 THE WALKING DEAD
00:50 YABANCI SİNEMA
02:40 YABANCI SİNEMA
DARBE-TEKRAR
04:30 DÜNYAYI GEZİYORUM
05:30 FATMAGÜL'ÜN
SUÇU NE
05:40 Dila Hanım
07:00 Aşkın Bedeli
07:45 Deniz Yıldızı
09:00 Beni Affet
10:00 Melek
12:00 En Güzel Bölüm
12:30 Aşkın Bedeli
14:30 Benim Kuaförüm
16:00 En Güzel Bölüm
16:30 Beni Affet
18:30 Star Haber
20:30 medcezir
23:30 Yerli Dizi
01:20 Kim O!
21:30 BARBAR CONAN
Orjinal İsmi:Conan The
Barbarian
Yönetmen:Marcus Nispel
Oyuncular:Jason
Momoa,Ron
Perlman,Rose McGowan
Yapım Yılı:2011
Tür:Aksiyon/Macera
Conan, babasının
ölümünden ve köyü
Cimmerian’ın
katledilmesinden sorumlu
olan savaş lordunu
öldürmek için yolculuğa
çıkarken, savaş lordu
Khalar Zym da Tamara
isimli kadını bulmak için
yolculuğa çıkmıştır.
Düğün sahnesi
için uyumadılar
VAN - Türkiye ile İran arasında ilk olma
özelliği taşıyan "Yarının Adı Başka" isimli
sinema filmindeki düğün sahnesi, mahalle
halkının da katımıyla soğuk havada çekildi.
İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yanı sıra
sanatsal ve kültürel faaliyetlerin de geliştirilmesi adına Türkiye ile İran arasında bir süre
önce ortak film yapımı anlaşması imzalandı.
Filmin çekimleri için Edremit ilçesine bağlı
Köprüler Mahallesi'ne plato kuran ekip, kış
mevsimine ve soğuk havaya aldırış etmeden
filmin çekimlerini sürdürüyor. Hikayesi Vanlı
yönetmen Mustafa Delazy'e, senaryosu ise
İranlı yönetmen Moharram Zeinal Zadeh'e ait
olan ve bir çobanın hayatını konu alan
"Yarının Adı Başka" isimli filmin en zor sahnelerinden olan düğün sahnesinin çekimi de
gerek oyuncular gerekse mahalle halkı
açısından şenlik tadında gerçekleşti.
Havanın kararmasıyla başlayan çekimlerde, halk oyunları ekibi ve erbane
grubunun yanı sıra mahalle halkı da rol aldı.
Yaklaşık 300 kişinin katılımıyla gerçek bir
düğün havasında yapılan çekimler, soğuk
havaya rağmen gün ağarıncaya kadar
devam etti. (AA)
"Özgürlük Dansı"
Ken Loach'ın yönettiği
"Özgürlük Dansı"nın oyuncu kadrosunda Barry Ward,
Francis Magee, Aileen
Henry ile Simone Kirby
gibi isimler rol aldı.
Cannes Film Festivali'nde
"Altın Palmiye" adayı olan
filmde, Jimmy Gralton'un
gerçek yaşam hikayesinden
esinlenerek adalet ve özgürlük için sanata sarılan bir
aktivistin toplumun bakış
açısını değiştirme mücadelesi anlatılıyor.
00:00 Oynat Bakalım
01:00 Batman Dönüyor (Tekrar)
03:00 Aramızda Kalsın
04:45 Oynat Bakalım
05:45 Söyle Söyleyebilirsen
07:30 Batman (Tekrar)
08:10 Batman
09:05 Duck Dodgers (Tekrar)
09:30 Duck Dodgers
10:00 Aramızda Kalsın
13:00 Çok Güzel Hareketler
Bunlar
14:30 Batman Daima
17:15 Ben Bruce Lee'yim
19:45 Uçan Kılıçlar
06:00 Geniş Aile
06:45 Günaydın
09:30 Alın Yazım
11:00 Özledim Seni
13:00 Gün Arası
13:30 Çok Güzel Hareketler
Bunlar
15:00 Evim Şahane
17:00 Arka Sokaklar
18:50 Koca Kafalar
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Arka Sokaklar
02,00 Büyük Hesaplaşma
00:30 HAWAİİ FİVE
Hawaii Five-O CBS’de 19681980 yılları arasında 12 sezon
yayınlanan polisiye dizisinin
yeni versiyonu. 12 sene önceki
diziyle aynı adı taşıyan dizinin
yapımcıları Fringe dizisininde
yapımcıları olan Alex Kurtzman
ve Roberto Orci.
Dizinin kadrosunda ise Lost‘tan
tanıdığımız Daniel Dae Kim
(Jin Kwon) var. Ayrıca 1 sezon
yayınlanan Moonlight dizinin
yakışıklı vampirini canlandıran
Alex O’Loughlin,Scott Caan ve
Grace Park’da dizinin kadrosuna dahil.
Dizinin konusu önceki versiyonunda olduğu gibi sadece
valiye hesap veren hawaii eyalet
polisini ele alıyor.
19 Aralık 2014 Cuma
Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB)
Ekonomi ve Teknoloji
Üniversitesi'nin (ETÜ)
Diyarbakır'daki bir
tarihi mekanda
açacağı fakülteye
Yüksek Öğretim
Kurulu'nun (YÖK) onay
vermesi durumunda
önümüzdeki yıl
hizmete girmesinin
planlandığı bildirildi.
TOBB ETÜ, Diyarbakır’da
fakülte açacak
Samsun Valisi
Şahin, öğretmen
Dilek Livaneli'yi
başarı belgesiyle
ödüllendirdi
DİYARBAKIR - Sur ilçesinde daha önce
Tıp Fakültesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü binası olarak kullanılan tarihi mekanın Diyarbakır
Valiliği'nce fakülteye dönüştürülmesi için
TOBB ETÜ'ye tahsisi yapıldı. Bir iş adamının
yaptığı 3 milyon liralık harcamanın ardından
metruk haldeki tarihi bina, restore edilerek,
eğitime hazır hale getirildi.
İlk etapta 300 öğrenci, daha sonra bin
öğrencinin eğitim göreceği fakülte için
YÖK'ten onay bekleniyor. TOBB Yönetim
Kurulu Üyesi ve Diyarbakır Ticaret Borsası
Başkanı Ebubekir Bal, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, valiliğin desteğiyle Milli Emlak
Müdürlüğü'ne kayıtlı ve tescilli bulunan Sur
ilçesindeki tarihi binanın Maliye Bakanlığı'nın
onayı ile uzun süreli olarak TOBB ETÜ'ye
kiralandığını anımsattı.
Kiralanan binanın restorasyonu için hazırlanan projenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu'ndan geçmesinin ardından iş
adamı tarafından onarıldığını kaydeden Bal,
yapının fakülte binası olarak eğitime hazır
hale getirildiğini söyledi.
Fakültenin açılması için YÖK'ten onay
beklendiğini dile getiren Bal, ilk etapta fakülte bünyesinde 2 bölüm açılacağını, bunların
Ticari Bilimler ile Sağlık Bilimleri Bölümleri
olacağını bildirdi.
Bal, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Öğrenci sıkıntısı yaşanmayacaktır. Çünkü
Diyarbakır'ın böyle bir fakülteye ihtiyacı var.
Önümüzdeki 2015-2016 döneminde açılmasını arzuluyoruz. Binada herhangi bir sıkıntı
bulunmuyor. Sadece demirbaş malzemeler
alınacak. İlk etapta 300 öğrenci alınacak,
daha sonra bin öğrenciye çıkarılması hedefleniyor."
Bal, TOBB'nun "81 ilde 81 okul
projesi"nin olduğunu, bu proje kapsamında
Bağlar ilçesinde İmam Hatip Lisesi yaptırıldığını kaydetti.
Lisenin 24 derslikli olacağını ifade eden
Bal, "Lisenin yapımı tamamlandı.
Önümüzdeki eğitim döneminde hizmete girecek. Lise 400 milyon 826 bin liraya mal olacak" ifadelerini kullandı. (AA)
İstavrit balıkçıyı üzdü
SAMSUN - Samsun Valisi İbrahim
Şahin, Varkey Gems Vakfı Küresel
Öğretmen Ödülü Komitesi'nin seçtiği
"dünyada en iyi 50 öğretmen" arasında
yer alan Çarşamba ilçesi Kumköy
İlkokulu öğretmeni Dilek Livaneli'yi başarı
belgesiyle ödüllendirdi.
Vali Şahin, Livaneli'ye başarı belgesini,
Samsun Olgunlaşma Enstitüsü çok
amaçlı salonunda 4 ilçeden 250 okul
müdürünün katıldığı toplantıda verdi.
Livaneli'nin Samsun'un Çarşamba
ilçesi Kumköy İlkokulunda yaptığı projelerini anlatan sunumla başlayan program,
ödül töreniyle devam etti. Livaneli'yi tebrik eden Şahin, başarı belgesi verdiği
Livaneli'ye başarı diledi.
Şahin, eğitim konusunda çok çalışılması gerektiğini belirterek, eğitim konusunda mutlak suretle seferberlik ruhuyla
hareket edilmesi gerektiğini anlattı.
Livaneli ise bir köy okulu öğretmenliğinden küresel öğretmenliğe giden yolda
kendisini destekleyen ve yalnız bırakmayan amirlerine, meslektaşlarına, velilerine
ve öğrencilerine teşekkür etti.
Program sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Livaneli, dünyanın en iyi
50 öğretmeni arasına giren ilk Türk öğretmen olmaktan duyduğu mutluluğu dile
getirdi.
Başarının tesadüf olmadığını, bunun
için çok çalıştığını, mesleğini severek
yaptığını aktaran Livaneli, "12 yıllık öğretmenim, yılların vermiş olduğu deneyimle
mesleğime olan özverim ve öğrencilerime
sevgimle harmanlanan bir ödül aslında
bu benim için. Günün birinde fark edilebileceğimi düşünüyordum" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "başarısını neye borçlu olduğu" yönündeki sorusuna Livaneli,
"Dünya çapındaki başarı imkansız değil.
Hiçbir öğretmen için imkansız değil.
Çünkü hangi meslekte olursa olsun işinizi
sevdiğiniz zaman daha üretken, daha
yaratıcı oluyorsunuz, daha farklı projeler
geliştirmeye başlıyorsunuz ve sonrasında
ödül kendiliğinden geliyor zaten" yanıtını
verdi. (AA)
TEKİRDAĞ - Eylülde "vira Bismillah" diyerek sezonu açan ve Tekirdağ limanlarında gırgır
tekneleriyle istavrit avına çıkan balıkçılar, umduğunu bulamadı.
Tekirdağ Merkez Su Ürünleri Kooperatifi
Başkanı Erdal Coşkunçay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marmara Denizi'nde avlanan
balıkçıların sezonun ilk günlerine bereketle başladıklarını ancak sonraki aylarda balık tutmakta
zorlandıklarını söyledi.
Marmara Denizi'nde gırgır tekneleriyle ava
çıkan balıkçıların, sezona ümitli başladıklarını
ancak avlanan balık miktarının beklentiyi karşılamadığını belirten Coşkunçay, "Sezona çok
ümitli başladık ve sezonun ilk zamanlarında
güzel ve bereketli avlarımız oldu ancak sonraki
aylarda avladığımız balık miktarı azalmaya başladı" dedi.
Coşkunçay, istavritin beklentiyi karşılamadığını vurguladı. İstavrit azlığının kendilerini üzdüğünü aktaran Coşkunçay, şöyle konuştu:
"(Denizin kuru fasulyesi) dediğimiz ve vatandaşlar tarafından en çok talep edilen istavrit, bu
sene yüzümüzü güldürmedi. Bu yıl avlanan
istavrit miktarı, geçen yıla göre yüzde 70-75
daha az. Normalde kilogramı 9 - 10 lira olan
istavrit tezgahlarda 15 liraya satılıyor."
Tekirdağ'da balıkçılık yapan İdris Şeremet
de olumsuz hava şartları nedeniyle palamutun
Karadeniz'den Marmara'ya geçiş yapmadığını
ve dolayısıyla zor durumda kaldıklarını belirtti.
Palamutta kaybettikleri umudu çinakop ve
lüfere bağladıklarını ifade eden Şeremet, şunları
kaydetti:
"Bir ara lüfer bizi umutlandırdı. Az da olsa
ekmek alabildik lüferden. Sonra çinakop bekledik
ve çinakop istediğimiz verimi verdi ama asıl bizi
yıkan, şok eden istavrit. İstavrit yok. Az önce
saydığım diğer balıkların hepsi göç balıkları.
Hamsi, istavrit sabit olduğu için her gün bir şey
avlayabiliyorsun. Her gün ekmek parası kazanıyorsun ama maalesef istavrit yok. Şu an istavrit
balığı altın değerinde gidiyor, çinakoptan da
üstün gidiyor. Hemen hemen lüfer ayarında satılıyor şu an. O yüzden biraz umutsuzuz." (AA)
Şarıkamış şehitleri 3 gün
sürecek etkinlikle anılacak
KARS - Sarıkamış Harekatı'nda şehit
olan 90 bin asker, üç gün sürecek etkinliklerle anılacak.
Allahuekber Dağları'nda bundan 100 yıl
önce yaşanan harekat sırasında şehit olan
90 bin asker için 2-4 Ocak 2015'te, kent
merkezi ve Sarıkamış'ta programlar düzenlenecek.
Anma kapsamında, Gençlik ve Spor, Aile
ve Sosyal Politikalar ile Orman ve Su İşleri
bakanlıkları, Başbakanlık Tanıtım Fonu, Kars
Valiliği, Sarıkamış Kaymakamlığı ve
Sarıkamış Belediyesi tarafından programlar
gerçekleştirilecek.
Kars'taki bir otelde, 2 Ocak'ta Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca şehit yakınları ve gaziler onuruna yemek verilecek. Aynı
gün Sarıkamış Kazım Karabekir Camisi'nde
Mevlid-i Şerif programı düzenlenecek, ardından meşaleli yürüyüş yapılacak.
Sarıkamış'ta, 3 Ocak'ta kardan heykeller
ve resim sergisinin açılışı yapılacak,
Sarıkamış BESYO Spor Salonu'nda
"Sarıkamış Harekatı" konulu panel düzenlenecek, aynı salonda tiyatro gösterimi ve ağıt
programı icra edilecek.
Kızılçubuk mevkisinde 4 Ocak'ta düzenlenecek "Türkiye Şehitleriyle Yürüyor" adlı
anma yürüyüşünün ardından yeni yapılan
Sarıkamış Harekatı Anma Töreni Alanı'na
çelenk sunumu yapılacak.
Anma programları, Solo Türk gösterisiyle
sona erecek.(AA)
3
Fehmi KORU
fkoru@gmail.com
fkoru@htgazete.com.tr
yurt haberlerİ
Aynı anda dünyanın bir başka
LOS ANGELES
BURASI Hollywood’un, Beverly Hills’in, Disneyland’ın
bulunduğu, Okyanus sahilinde dev dalgalara karşı sörf
yapılan bölgesi ABD’nin; güzelliği ve yakışıklılığıyla ünlü
insanlarla omuz omuza gelmeyi beklediğiniz bir yer...
Fakat benim bulunduğum noktadan, kentin merkezindeki
J.W. Marriott Oteli’nin lobisinden, güzelliğin değil beynin
ön planda geldiği bir başka Los Angeles görünüyor. Etrafım
yaş ortalaması bayağı düşük yüzlerce kişiyle çevrili. Bir
anda kendimi “Babil Kulesi”nde gibi hissediyorum; ortamda her dil konuşuluyor çünkü... Boyunlarındaki kimlik kartlarından buraya bir kongreye katılmak üzere geldikleri anlaşılıyor.
Mühendislik kongresine...
Gözlerimi ve kulaklarımı açınca, bütün bu insanların,
elektrik-elektronik mühendisi oldukları ve bu yıl Los
Angeles’ta yapılan kongrelerine katıldıklarını öğreniyorum.
Dünyanın dört bir tarafından 1400’den fazla mühendis...
Hepsi üniversitelerle irtibatlı ve alanlarında araştırmalarıyla
tanınan insanlar.
Son bir yıl içerisinde yürüttükleri araştırmaları farklı
ülkelerden meslektaşlarına sunmak ve bulguları üzerinde
onların görüşlerini almak üzere buradalar. Üç gün boyu,
sabahtan akşama, eşzamanlı birçok salonda devam eden
oturumlarda “karar ve kontrol” genel başlığı altına giren
konularda araştırmalar sunuluyor, tebliğler üzerinde tartışılıyor.
Hani çizgi romanlarda bir olaydan diğerine geçiş ‘’Ve işte
o anda bir başka köşede...’’ ara cümlesiyle verilir ya,
ABD’nin Disneyland’lı köşesinde, Türkiye’nin kavgalıgürültülü siyasi gündemiyle taban tabana ters bir görüntü
bana onu hatırlatıyor. Geleceği parlak, iş güç sahibi, araştıran ve bulgularını diğer dünyalılarla paylaşan insanlar Los
Angeles’ta toplanmış...
Bize “nanik” yapıyorlar sanki...
Aralarında ülkemizin saygın üniversitelerinden bilim
insanları da var, dünyanın farklı ülkelerinde araştırmalarını
sürdüren Türk bilim insanları da... Elektrik-elektronik
mühendisliği alanında dünya gündeminin ve düzeyinin uzağında değiliz, bu anlamda.
Yakın zamana kadar, bu tür toplantılar, Türkiye ile irtibatlı ama yurtdışını tercih etmiş bilim insanlarının ülkeye
kazandırılmasına da yaramaktaydı; o sayede son 10 yılda
yabancı ülkelerdeki yüksek maaşlı görevlerini bırakıp ülkemize dönen çok kişi oldu. Yürüttükleri araştırmaları kendi
ülkelerine taşıma niyetiyle döndüler.
Ülkedeki üniversitelere yurtdışındaki konum ve görevlerini bırakarak dönme sürecinin son bir-iki yıldır yeniden
durma noktasına geldiği söyleniyor. Bir üniversite yöneticisi, ‘’İki yıl önce kime teklif götürsem pılısını pırtısını toplayıp koşuyordu; şimdilerde tersine gidiş başladı’’ dedi bana.
Otelin lobisinde oturmuş katılımcılardan birinin sunumunu tamamlamasını beklerken, her dilin konuşulduğu bir
ortamda, farklı kültürlerden insanların, belli bir bilim alanında birbirlerini daha bilgili kılmak için yarıştıklarını
düşünüyorum. Bogota’da, Sri Lanka’da, Cenevre’de,
İstanbul’da yürüttükleri laboratuvar çalışmalarının sonuçlarını Los Angeles’ta paylaşıyorlar.
Dünyanın bilgisi, toplantıyı düzenleyen ABD merkezli
derneğin müktesebatı haline dönüşüyor. Yüzlerce, binlerce
araştırma, her biri kimbilir ne kadar zahmetli çalışmaların
sonucu olarak, sunulduğu andan itibaren insanlığın ortak
değeri halini alıyor...
Belki bir keşfe, bir icada, çok para getirecek bir ürüne
dönüşmek üzere...
Kıskanmak mı bu? Galiba...
Bilimin kuantum hızıyla ilerlemeler kaydettiği günümüzde, geride kalmamak için, var olan bilimsel gücümüzün
bütününü en doğru biçimde kullanmamız şart.
Kullanabiliyor muyuz?
18 Aralık 2014/ HABER TÜRK
Soma'da OSB umut oldu
MANİSA - Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın, ilçede organize
sanayi bölgesi kurulması için belirlenen 91 hektar alanda
"kamu yararı" kararıyla kamulaştırma işlemlerine başlanacağı" yönündeki açıklamasına ilişkin, söz konusu projenin
ilçe için hayati önemde olduğunu belirtti.
Atçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomisi
madenciliğe dayalı ilçede, madenciliğin yanında yeni iş
imkanlarının yaratılması noktasında organize sanayi bölgesi (OSB) kurulmasının önemine işaret etti.
Soma'nın coğrafi konumunun OSB kurulması için son
derece el verişli olduğunu ifade eden Atçı, şunları söyledi:
"Soma'da sadece madenler değil, yeni iş imkanlarının
doğması lazım. Soma'nın bulunduğu merkezi bir konum
var. Bu bölgenin tümüne hitap edecek bir konumda bulunuyor. OSB'nin bir an önce hayata geçirilmesi Soma için
çok önemli. (OSB projesine) Soma Elektrik Üretim ve
Ticaret AŞ (SEAŞ) ve Ege Linyit İşletmeleri'nin (ELİ) ortaklığının sağlanmış olması da büyük bir katkı sağlıyor.
Özellikle kamulaştırmaların yapılması konusunda OSB'nin
bir an önce hayata geçmesi konusunda, böyle bir ortak
çalışmayla bakanlığımızın da desteğiyle bu konuda iyi bir
yere geleceğimize inanıyoruz."
Atçı, kurulacak OSB'nin kısa sürede yatırımcıların ilgisini çekeceğini ve yeni iş sahalarının doğacağına inandığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"OSB ile ilgili çalışmalar başladıktan sonra daha fazla
başvurunun geleceğine inanıyorum. Şu anda ortada hiçbir
şey olmadığı için başvuru yok ama ileri de başvurular
çoğalacak. Bu bizim için hayati ve çok önem taşıyan bir
proje. Soma'nın gelişmesi ve kalkınması için en temel
projelerden bir tanesidir. Bakan Bey, bu açıklamasıyla
Soma'ya büyük bir müjde verdi."
Soma Belediye Başkanı Hasan Ergene ise ilçede OSB
kurulması için belediyenin bütün imkanlarını seferber ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"OSB projesini destekliyoruz. Üzerimize düşen ne
varsa yapmaya devam edeceğiz. Maden faciası yüzünden Soma'da çok sayıda işçi kardeşimiz işini kaybetti. Bu
işin panzehiri OSB'nin bir an evvel hayata geçirilmesi.
Hükumetimizin desteğiyle bunu başaracağız inşallah."
(AA)
4
ANKARA
19 Aralık 2014 Cuma
Avukat İbrahim Erdinç Ünal:
‘KAZAZEDELER
haklarını bilmiyor’
Güncel Sohbet adıl röportaj serimizde bu hafta trafik kazalarında yaralanan kazazedelerin haklarını
konu edindik. Bu kapsamda Ünal Hukuk Bürosu’nun sahibi Avukat İbrahim Erdinç Ünal’ın görüşlerini aldık. Avukat Ünal anlattıkça, kazazedelerin bir çok hakkından bihaber olduğu ortaya çıktı.
-Sayın Ünal, hukuk
büronuzla ilgili kısaca
bilgi verir misiniz?
da kalabilir. Sigorta şirketleri talepleri reddediyor. Yargıtay’da emsal kararlarımız
var. Bakıcı hizmeti karşılanabiliyor. Tek
taraflı ve yüzde 100 kusurlu ölümlü olaylarda haklar kazanılıyor. Elimizde 900
dava bulunuyor. Davaları kazanma
oranımız yüzde 100…
Güncel
sohbet
RÖPORTAJ
-Hukuk büromuz,
KENAN ERGEN
2003 yılından bu yana,
trafik kazalarında mağdur olan vatandaşların mağduriyetlerini
gidermek ve sahip oldukları hakları kullanmalarını sağlamak amacıyla hizmet
veriyor. Büromuz, mağdur vatandaşların
haklarını aramak için kuruldu. 4 avukat, 4
sigorta uzmanı olmak üzere 11-12 çalışma arkadaşımızla hizmet veriyoruz.
- Hukuk büronuz nasıl bir çalışma
sistemi uyguluyor?
-Bu konuyla ilgili yeni yasada farklılıklar var mı? Varsa bunları açıklar
mısınız?
-Vatandaşlar, sizce
haklarını yeterince
biliyor mu?
-Hayır maalesef haklarını yeterince bilmiyorlar.
Milyonlarca aracın trafikte
olduğu Türkiye’de her yıl
binlerce vatandaşın hayatına ve yaralanmasına
mal olan trafik kazaları oluyor. Bizler, mağdur
olan ve yeterince bilgi sahibi olmayan vatandaşlarımıza haklarını öğretmek, mağduriyetlerini gidermek için çaba gösteriyoruz. Yasalar
-Başka tazminat davalarına da bakıyor
gün geçtikçe günümüze uyarlanıyor, değişiyor.
musunuz?
Yargıtay sürekli değişen kararlar veriyor. Tüm
bunlarla vatandaşlarımızın mağduriyeti ortaya
-Yok hayır. Sadece trafik kazalarından
çıkıyor. Hukuk büromuz aracılığıyla tazminat
doğan tazminat davalarına bakıyoruz. Trafik
kazası geçiren kazazedeler bir takım yasal hak- alacağı öngörülen vatandaşlarımız için açılan
larını bilmiyorlar. Trafik kazalarında mağdur olan tazminat davalarını sonuçlandırılarak kazanılan
tazminatlarla mağdur vatandaşlarımızın mağvatandaşların mağduriyetlerini gidermek ve
sahip oldukları hakları kullanmalarını sağlamak duriyeti biraz olsun gideriliyor. Örneğin bir
kazazede bazen ömür boyu felç olabiliyor.
amacıyla Ünal Hukuk Bürosu olarak hukuki
Hastane’deki tüm masraflar karşılanırken, hasdanışmanlık ve avukatlık hizmeti veriyoruz.
tane dışındaki hiçbir şeye karışılmıyor. Oysaki
Haklarını alan, çok yüksek oranlarda tazminat
bu kişi evinde ömür boyu felçli yaşamak zorunkazananlar var.
-Trafik mağdurları için hukuki danışmanlık
ve avukatlık hizmeti veren Ünal Hukuk
Bürosu’nun kurucu ortaklarındanım. Trafik
kazalarından doğan tazminat davaları
hususunda sigorta şirketlerine karşı dava
açarak kazazedelerin haklarını korumaya yönelik çalışıyoruz.
-6111 Sayılı Torba Yasa olarak bilinen
düzenlemenin 59 maddesi uyarınca;
Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere
bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve
özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına;
Bağ-Kur, SSK veya yeşil kartına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından karşılanır. Bu yasada yapılan
bazı değişikliklerle kaza geçiren vatandaşın,
aracın sigorta şirketlerine sorulmaksızın hastanelerde tedavilerinin yapılacağını ve Sağlık
Bakanlığı tarafından da aracın poliçe şirketine
rücu edilme hakkı doğdu. AB’nin yasalar
konusunda önemli uyarıları var. Fakat
ülkemizde somut atılan bir adım yok. Her şey
gelişip değişirken, kazalarda azalma yerine
artış var. Aynı oranda mağduriyet artışı da var.
-Son olarak eklemek isteğiniz bir şeyler
var mı?
-Yaşanan trafik kazaları sonucu mağdur
olan vatandaşlarımızın, bize ve avukat meslektaşlarımıza başvurup, haklarını aramalarını
tavsiye ediyoruz.
Diyanet Vakfı, Filipinler’de 300 aileye gıda yardımı yaptı
HABER MERKEZİHagupit tayfununu yaşayan Filipinler’in Birilan
adasının Caibiran kasabasında tayfundan etkilenen 300 aileye Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ekipleri gıda yardımı yaptı. TDV Hayri ve Sosyal
Hizmetler Müdürlüğü Uzmanı Murat Uyar,
Filipinler’de Hagupit tayfunun yaşandığı afet bölgesine Türkiye’den yaklaşık 30 saatlik bir yolculuk sonrası ulaştıklarını söyledi.
Murat Uyar, tayfunun Samar, Leyte ve Birilan
adalarında etkili olduğunu, yaşanan yoğun
yağışlar ve sel sebebiyle toprak kaymaları meydana geldiğini kaydetti.
Uyar, 4 milyon civarında insanın tayfundan
etkilendiği bölgede, 1 milyon insanın bölgeden
tahliye edildiğini vurgulayarak “Türkiye Diyanet
Vakfı olarak, ekiplerimizle birlikte Filipinler’e
geldik. İlk olarak Birilan Adası’nın Caibiran
kasabasında tayfundan etkilenen 300 aileye acil
gıda yardımı yaptık. Tayfunun etkilediği
Bölgelerde insanların günlük hayatta ihtiyaç duyduğu malzemeleri tespit edip yardım dağıtımına
devam edeceğiz. Gıda ve hijyenik paketlerin
dışında evleri tamamen tahrip olan ihtiyaç sahibi
ailelere de inşaat malzemesi yardımında bulunacağız. Filipinler’e ilk etapta 200 bin dolar
maddi yardım yapacağız. İlerleyen dönemlerde
ise ihtiyaca göre yardımlarımızı artıracağız.
Camilerin ve kliniklerin onarımı için gereken
desteği de sağlayacağız.”
Kazan’da Mevlana'yı
Anma Gecesi
Kuğulupark’a
32 bin çiçek
HABER MERKEZİÇankaya’daki Kuğulupark, Çankaya
Belediyesi ekiplerince çiçeklerle bezendi.
Soğuğa dayanıklı rengarenk menekşelerden
32 bin 535 adet dikim gerçekleştiren belediye
ekipleri, parkın tüm bakımlarını da yapıyor.
Güzellikleri ve renkleriyle kışın soğuğunu
gölgede bırakan çiçekler, vatandaşlar için
güzel ve huzurlu bir ortam sunuyor.
ilahi konseri eşliğinde,
Mevlevi Postnişin Murat
Türker önderliğinde Ankara
Sema Grubu 10 kişilik
semazen ekibiyle sema
gösterisi sundu.
Kaymakam Murat Duru
“Konya’da yapılan Şeb-i
Arus törenlerine katılma
fırsatı bulamamış vatandaşlarımız için çok güzel
HABER MERKEZİoldu. Belediye Başkanımız
Mevlana Celaleddin-i
Rumi, "Rabb’ine kavuşma ve emeği geçenlere
gecesi" olarak adlandırdığı teşekkür ediyoruz Çok
güzel bir program oldu"
ölümünün 741'inci yılında
dedi.
Kazan’da anıldı.
Belediye Başkanı
Törene Kazan
Lokman Ertürk
Kaymakamı Murat Duru,
“Kaynağından aldığı ışığı
Belediye Başkanı Lokman
Ertürk ve Eşi Meral Ertürk, bize yansıtan Hz.
Mevlana’nın vuslatının 741.
Belediye Meclis üyeleri,
Yılında kendisini Rahmetle
Mahalle Muhtarları, Sivil
Toplum Kuruluşu temsilci- yad ediyoruz. Allah’a hamd
leri ile çok sayıda vatandaş olsun ki manevi haritası
baştan başa dolu bir
katıldı.
medeniyetin evlatlarıyız.
Kazan Belediyesi
tarafından Aile Yaşam
Merkezi’nde Kazan’da ilk
kez düzenlenen Şeb-i Arus
töreninde salon doldu
taştı. Eşleri ve çocuklarıyla
katılan misafirler törenin
anlamına yakışır bir gece
geçirdi. Kocatepe Cami
Müezzini İsmail Coşar sela
verip, kaside okudu. Güzel
Kur’an-ı Kerim okuma
2010 şampiyonu Ali Tel
Kur’an okudu. Diyanet
İşleri Başkanlığı Türk
Tasavvuf Musikisi Korosu
Sahip olduğumuz bu
mirasın şuurunda olarak
buradayız. O kadar
şanslıyız ki bu topraklarda
Mevlanalar, Yunus Emreler,
Ahmed-i Haniler, Hacı
Bayram-ı Veliler, Hacı
Bektaşi Veliler, Ahi
Evranlar gibi dünyaya mal
olmuş erenler, evliyalar
asırlar önce Kuran-ı Kerim
ışığında söylemiş oldukları
beyitler; bu gün insanoğlu
için adalet, barış, huzurun
yolunu gösteriyor.
Gayretimiz, Hazreti
Mevlana’yı anmaktan öte
anlamaya ve anlatma
çabasıdır” dedi.
Geceye katılanlara
Kazan Belediye tarafından
yaptırılan Mevlana’nın
öğütlerinin yer aldığı
kitapçığın yanında “Allah
ve Muhammed” yazılı
magnet hediye edildi.
İDDİA YOK
Abdullah Cengiz
Eğitimci/Yazar
cengizicyer@hotmail.com
CAHİLİM AMA...
Muhterem hoca profesör, verdiği fetvalarla mevcut iktidara yol göstermektedir. Bunu bizim cenahta bilmeyen yoktur.
Hatta yolsuzluk ve hırsızlıkların ortaya saçılmasına ve duyulmasına emniyet olarak vesile olan - sadece görevlerini yerine
getirmenin dışında bir niyetleri olmayan- kimseleri hükümete
karşı “darbe(!)” yapmakla suçlanmasında hükümetin rahat
davranmasında onun yapıp çizdiği tumturaklı fetvaların da
etkisi vardır.
Hırsızlık ve yolsuzluk yapanı yakalatmanın hükümete
karşı bir darbe ve komplo olduğunu söyleyenlerin korosuna
kendileri de katıldılar. Bu katılımından güç alan hükümet
çevrelerinin “vur abalıya” misali söylenmedik suçlama, yapılmadık hakaret bırakmamalarının sebeplerinde muhterem
hocanın yönlendirmesinin ve fetvalarının da etkili olduğu
söylenmektedir.
Öyle ki en son farklı bir çarkla “DARBE” kenara çekildi;
hırsızlığın ve yolsuzluğun yanlışlığı ve günahı öne çıkmaya
başladı. Onun bu korosuna havuz medyasının birkaç köşe
yazarı daha eklendi. Bu dönüşün yine de muhafazakâr kesimden oy devşirme gayretleri ve taktikleri olduğunu söyleyen
köşe yazarları oldu. En azında böyle yorum yapanların
yazısını gördüm.
Muhterem Hoca, bir yıldır günahsız insanlara söylenen
“vampir, hain, kan emici, alçak, haşhaşi, örgüt…” benzeri iftiraların atılmasına sebebiyet verdiğinin hesabını nasıl verecek?
Koca dünyaya yayılmış, olanlardan zerre haberi olmayan
kardeşlerimize atılan bu iftira ve karalamalar karşısında, en
azından araştırmayı, soruşturmayı, yansız hukuki teşebbüsleri,
hakkaniyete riayet edilmesi gerektiğini söylemeliydi değil mi?
Evet, maalesef etmedi. O da bu suçlama ve çamur
atmalara destek verdi. Tek savunduğu “mevcut hükümete
darbe…” Varsa yoksa bu… Elinizde delil var mı? Neye göre
böyle konuşuyorsunuz? Olayla uzaktan yakından alakası
olmayanların da “toptancılık” mantığı ile hakarete ve aşağılamaya uğradığı yerde bile sesini soluğunu duymadık. Duymak
ne demek? Yapılanları ve söylenenleri takviye edici söylemlerine devam etti.
Ya on binlerce emniyet mensuplarına yapılanlar karşısındaki fetvası oldu mu? Ne acıdır ki koca bir “HAYIR…”
Şimdi nedamet ve pişmanlık hislerine kapılmışçasına,
önce “yolsuzluk ve hırsızlık affedilmez, yanlıştır, mazlumların
ve fakirlerin hali dünyayı başınıza yıkar” minvalinde cümleler
sarf etti. Sonra tekrar günahına günah katarcasına “yolsuzluk
hırsızlık değildir” gibi yan çizme fetvası vermeye çalıştı.
Aman Allah’ım! Bu ne dehşet ve de ibret bir durum…
Benim gibi cahil cühela bir adam bile bilir ki hırsızlık ne
kadar günahsa yolsuzluk da o kadar büyük bir günahtır. Nasıl
olur da aralarında fark olduğu fetvası verilerek yapılanları
hafif gösterme eğilimine kapı aralanır? Hesabı soracağa
havale ediyoruz…
Bu şekildeki bir fetva neye benzer biliyor musunuz?
“Ümmetin hakkının söz konusu olduğu bir iş yerinde çalışan
kimsesin, masa başında çalışırken hırsızlık yapanla dışarıdan
gelip hırsızlık yapanın arasında fark var” demeye benzer.
Doğrudur, ikisi de farklı yöntemlerle hırsızlık yapmaktadırlar.
Ama ortak olan bir yön var ki ikisi de “ HIRSIZDIR…”
Şimdi ne anladınız bu fetvadan? Takdiri sizlere bırakıyorum…
Rahmetlik Ömer Muhtar’ı İtalyan’lara karşı mücadeleden
alı koymak isteyen arkadaşı misali, değerli hoca da verdiği
fetvalarla zulüm ve haksızlıkta sınır tanımayanlara cesaret
vermektedir. Her halde vicdanındaki temiz nüvelerden gelen
bir sesle nedamete gelmiş oldu. Fakat bundan geri adım attırmak için -sus payı olarak- oğlu bir üniversitenin başına rektör
olarak atanarak “helal sana verdiğin fetvaların karşılığı bak
daha neler yapacağız” dercesine kalemine çelme takıldı.
Haydi, kolay gelsin…
Zulümde sınır tanımayanlar yanlışlarına kulp bulan böyle
hocalar bulduğu sürece zulümlerinde sınır tanımamaya devam
edecekler. Yeter ki hoca bol bol fetva vermeye devam etsin…
Ah! Toplumu, kalemini yanlış kullanarak Müslüman’ın
mağdur edilmesine kapı aralayan zavallılar… Bakalım ötede
Rabbi Rahime nasıl hesap vereceksiniz?
En başta dedim ya, “CAHİLİM AMA BU KADAR YALNIŞLARI GÖRMEYCEKE KADAR KÖR DEĞİLİM.”
Milyonlarca mazluma atılan iftira ve karlamaları, yapılan
hırsızlık ve yolsuzlukları görüp fetva verme, mevcut iktidarın
hukuksuzluklarına fetva ver… Olur şey mi?
Allah’ım Müslüman’a elimizden, dilimizden, sair
azalarımızdan zarar verecek her türlü amelden bizleri koru.
Çankaya, kendi
betonunu üretiyor
HABER MERKEZİ- Çankaya Belediyesi, beton ihtiyacını kendi mülkiyetinde bulunan Beton Üretim
Tesisi’nden karşılıyor.
Karataş bölgesinde yer alan ve 60 dönüm arazi üzerine kurulu Beton Üretim Tesisi’nde 1,5 aydır üretim
yapan belediye 15 çalışanıyla birlikte merdivenli yol ve
istinat duvarında kullanılan hatıl beton ve düz taban
beton üretimi gerçekleştiriyor.
Duvarın içine yatay olarak boydan boya uzatılan
ahşap, tuğla ya da beton bağlama öğesi olan hatılın
yanı sıra düz taban beton üretilen tesisin üretim kapasitesi günlük 200 metreküpü buluyor.
Kendi mülkiyetinde bulunan Asfalt Şantiyesinin
ardından beton malzemesini de kendi tesisinde üreten
Çankaya Belediyesi, ilerleyen zamanlarda Nato Yolu
üzerinde yer alan Beton Elemanları Üretim Tesisi’ni de
Karataş’a taşımayı planlıyor.
Beton Elemanları Üretim Tesisi’nin Karataş bölgesinde bulunan Beton Üretim Tesisi’ne taşınmasıyla
tüm birimleri tek elde toplayacak olan Çankaya
Belediyesi, tesiste ayrıca bordür, tretuvar ve kilit taş üretimi yapabilecek.
ANKARA
19 Aralık 2014 Cuma
Çubuk Engelliler ve Engelli
Dostları Derneği’nce,
“Engelsiz Gece Etkinliği”
düzenlendi. Çubuk Halk
Eğitim Merkezi Konferans
Salonunda düzenlene programa Çubuk Kaymakamı
Cemal Şahin, Çubuk
Dernekler Federasyonu
Başkanı Recep Taş, CHP
İlçe Başkanı Vural Çokcan,
siyasi parti ilçe temsilcileri
engelli ve engelli aileleri
katıldı.
Çubuk’ta engelsiz eğlence
HABER MERKEZİProgramda slayt gösterisiyle
Çubuk Engelliler ve Engelli
Dostları Derneği tarafından bu
güne kadar yapılan çalışmalar
izlenirken, dernek üyeleri tarafından hazırlanan engellilere dikkat
çekmek amacıyla kamu spotu
kısa filmi izlettirildi.
Ankara Kulübü Seğmen ekibi
tarafından sunulan gösterinin
arından Çubuk İlçe Müftülüğü
Vaizlerinden Mustafa
Özalptarafından, İslam dininde
engelliler ve aileleri konulu konferans verildi.
Konferansın ardından Ankara
Büyükşehir Belediyesi Başkent
Tiyatroları sanatçıları tarafından
kısa tiyatro gösterisi sunuldu.
Daha sonra sahne alan görme
engelli sanatçı Ahizer Özbek ve
görme engelli ekibiyle “Engelsiz
Gece” adlı muhteşem bir konser
verdi. Özbek, seslendirdiği birbirinden hareketli parçalarla
herkese unutulmaz bir gece
yaşattı.
Engelliler ve aileleri sahnede
müziğin ritmiyle doyasıya eğlendi.
Oturdukları yerden çocuklarına
eşlik eden aileler de büyük mutluluk yaşadı.
Programa katılan herkese ayrı
ayrı teşekkür eden Çubuk
Engelliler Ve Engelli Dostları
Dernek Başkanı Sebahattin
Horoz, bu güne kadar yaptıkları
çalışmaları anlatarak, şunları
söyledi:
“Biz engelleri aşarak bizde bu
işleri yapa bileceğimizi göstermek
adına, bu toplumda bizde varız
diye bilmek adına toplanmış
bulunmaktayız.
Engelli ve Engelli Dostları
olarak açılışımızı yaptığımız günden bu tarafa yaptığımız bazı
çalışmaları slayt gösterimizde
izleyeceksiniz. Birçok üyemizi yıllardır evlerinde hapis hayatından
çıkartarak sosyal birey olmalarının
yanı sıra psikolojik açıdan bende
varım düşüncesini aşıladık.”
Daha sonra konuşan Çubuk
Kaymakamı Cemal Şahin ise,
“Vücudumuzu oluşturan organlarımız, elimiz, ayağımız,
gözümüz, kulağımız vücudumuz
ne kadar değerliyse ve gerekliyse
engellilerimizde toplumumuz için
o kadar değerlidir ve
vazgeçilmezdir. Bu anlayış
içerisinde de Çubuk’ta da ülkemizde olduğu oranda engellimiz
olduğunu biliyoruz. Onlarla birlikte
hayatı yaşamayı, hayata paylaşma gayreti gösteriyoruz. Onları
sokaklarımızda görmekten,
kurumlarımızda görmekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
İnsanların her zaman birbirine
muhtaç olduğunu hatırlatan
Çubuk Dernekler Federasyonu
Başkanı Recep Taş,
“Yaratılmışların hepsi birbirine
muhtaçtır.
Dağ dereye, deve pireye,
insan insana muhtaçtır. Yine bu
yaratılmışların hepsi Allah’ın
yardımına muhtaçtır. Bir
başkasının yarımına muhtaç
olmayan bir tek Allah tır” diye
konuştu.
5
Uyuşturucu
mekanları yıkıldı
HABER MERKEZİMamak Belediyesi, atıl durumda bırakılan ve vatandaşların yoğun şikâyeti ile görüntü kirliliği de oluşturan
metruk yerlerin yıkımına hızla devam ediyor. Ülke çapında
uyuşturucu ile mücadele kapsamında metruk yapıların yıkılması ve halkın huzuru için gerekli çalışmaların Mamak’ta da
tüm hızıyla devam ettiğini kaydeden Mamak Belediye
Başkanı Mesut Akgül, son üç yılda ilçede 798 virane yapı ile
765 kamusal alanda ve 2587 adet de kentsel dönüşüm
alanlarında olmak üzere 4150 gecekondunun yıkıldığını
söyledi. Kötü görünümünün ortadan kaldırılmasının yanı sıra
uyuşturucu ile mücadele konusunda da virane yapıların yıkılmasıyla önemli aşama kaydettiklerini belirten Akgül, Ocak
ayından itibaren 290 adet metruk yapının yıkıldığını ve 100
sahipsiz viranenin de tespitinin yapıldığını kaydetti.
Harita mühendisi, yapı denetim amiri ve inşaat
teknikerinden oluşan ekipçe, kentsel dönüşüm projelerinin
uygulandığı alanlar, virane yapılar ve kamusal alanlar başta
olmak üzere tespit edilen metruk yapıların 3194 sayılı İmar
Kanunu’nun 39.’uncu maddesi gereğince de yıkımları
gerçekleştiriliyor. İmar planları ve gecekondu yıkımları kadar
önem verdikleri bir diğer noktanın kaçak yapılaşmanın
engellenmesi olduğunun altını çizen Akgül, uyuşturucu ile
mücadele konusunda sadece kurum ve kuruluşlar değil en
büyük görevin ailelere düştüğünü belirtti.
Diş Hekimleri Odası Taşdelen’i ziyaret etti
Ankara Diş Hekimleri Odası yöneticileri, Çankaya Belediye Başkanı
Alper Taşdelen’i makamında ziyaret etti.
HABER MERKEZİAnkara Diş Hekimleri Odası, Çankaya
Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i ziyaret
etti. Oda Yönetim Kurulu Başkanı Dr.
İlker Cebeci, Genel Sekreter Neslihan
Sevim ve yönetim kurulu üyelerinin
gerçekleştirdiği ziyarette Cebeci, Başkan
Taşdelen’e görevinde başarılar diledi.
Çankaya Belediyesi ile Ankara Diş
Hekimleri Odası’nın komşu olduğunu dile
Ankara Kulübü’nden
TUNA’YA ZİYARET
getiren Cebeci, “Çalışmalarınızın sokaklara yansıması bizi memnun ediyor.
Ankara Diş Hekimleri Odası olarak her
zaman yanınızdayız, ortak projeler
geliştirmekten mutluluk duyarız.” dedi.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile
getiren Çankaya Belediye Başkanı Alper
Taşdelen de, “Sizler gibi değerli odalarla
iş birliği içerisinde olmak belediyemizin
gücüne güç katacaktır” dedi.
Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Ankara
Kulübü Derneği Sincan Şube Başkanı Mustafa
Kocaer seğmenleri ağırladı.
Şoförlere iletişim semineri
Altındağ, Japon
konuklarını ağırladı
HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi, Japon misafirlerini konuk
etti. Türkiye ve Japonya Diplomatik İlişkilerinin
Başlamasının 90. Yıldönümü etkinliğine, Altındağ
ev sahipliği yaptı. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde
gerçekleşen programa yaklaşık 500 kişi katıldı.
Japonların olduğu kadar Altındağlıların da büyük
ilgi gösterdiği konserde, salonda oturacak yer
kalmadı.
Japonya’nın Ankara Büyükelçiliği
Maslahatgüzarı Takahito Katsumata, konuşmasını
Türkçe olarak yaptı. Altındağ Belediyesi’ne
desteklerinden ve misafirperverliğinden dolayı
çok teşekkür eden Katsumata, iki ülke arasındaki
kültürel dostluğun devam etmesini diledi.
Dostluk mesajlarının damga vurduğu yıl
dönümü etkinliğinde Japon enstrümanı koto
kulakların pasını sildi. Koto Solisti Atsuko
Suetomi ile Japon Müziği Topluluğu Üyeleri
Ayşegül Atmaca, Şeyma Nalbant ve Emi
Yonemura, izleyicilere müzik ziyafeti sundu.
Japon kültürünü yakından tanıma fırsatı bulan
Ankaralı vatandaşlar, bu muhteşem gösteriyi
büyük beğeni ile izledi.
Türkiye ve Japonya Diplomatik İlişkilerinin
Başlamasının 90. Yıldönümü etkinliğinde birbirinden güzel Türkçe şiirler de okundu. Japon
Müziği Topluluğu tarafından seslendirilen
Üsküdar parçası ise katılımcılardan büyük alkış
aldı. Japonlar ise Altındağ Belediyesi’nin misafirperver davranışlarından oldukça etkilendiklerini
dile getirdi.
HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi,
görevli şoförlere yönelik
"5 viteste iletişim" isimli
seminer düzenledi.
İnsan Kaynakları ve
Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen seminer,
Altındağ Belediyesi
Kültür ve Sanat Evi’nde
gerçekleşti.
Eğitimi gerçekleştiren
Şehnaz Dereli “Nasıl
davranırsan tıpkı ayna
gibi sana öyle geri yansır.” sözleriyle, iletişimin
önemine vurgu yaptı.
“Bir toplumun iletişim
düzeni hakkında bilgi
sahibi olmak için o
toplumun trafik düzenini
gözlemlemek önemlidir.
Trafik düzeni ile iletişim
düzeni arasında önemli
benzerlikler bulunmaktadır.” diyen Dereli, bu
kurallara uyulmazsa trafik
kazaları gibi iletişim
kazalarının da kaçınılmaz
olduğunu söyledi.
Seminerde kamusal
ve sosyal hayatta protokol ve nezaket kuralları
da anlatıldı. “İletişim
nedir, neden önemlidir,
algılarımız, iletişimi etkileyen olumsuz durumlar,
iletişim kazaları, dinleme,
empati, iletişimde kişilik
tipleri ve beden dili” gibi
konuların da anlatıldığı
seminer, daha sonra personelin de katıldığı aktif
iletişim oyunlarıyla daha
da renklendi.
Altındağ Belediyesi
personellerinin
belediyenin vizyonuna
yakışır olmasının büyük
önem taşıdığını söyleyen
Altındağ Belediye
Başkanı Veysel Tiryaki,
eğitim seminerlerinin tüm
personeller için devam
edeceğini söyledi.
“Aralık ayında güvenlik personelimiz ve
sekreterlerimiz için de
eğitim seminerleri olacak.” diyen Başkan
Tiryaki, yöneticisinden en
alt kademede çalışan
personele kadar herkes
için eğitimin devam edeceğini vurguladı.
HABER MERKEZİAnkara seğmenleri Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr.
Mustafa Tuna’yı ziyaret etti. Ankara kültürünü gelecek
nesillere aktarmak için pek çok çalışmaya imza atan
Ankara Kulübü Sincan Şubesi yönetimi, Başkan Tuna’ya
bu çalışmalarında sağladığı katkılar için teşekkür etti.
Değerlerinin gelecek nesillere anlatılması gerektiğini
belirten Ankara Kulübü Sincan Şubesi Başkanı Mustafa
Kocaer, kültürümüzün nesilden nesille aktarılması için durmadan çalışacaklarını vurguladı.
Tarihi ve kültürel değerlerimizin yozlaşmadan gelecek
nesillere aktarılmasının önemine vurgu yapan Sincan
Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Seymenlerin
Ankara’nın simgesi olduğunu belirtti.
Gönüllü sağlık taraması
HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi Rafet Genç Gündüz Çocuk
Bakımevi’ndeki çocuklar 81 yaşındaki Çocuk Hastalıkları
Uzmanı Nusret Avunduk tarafından gönüllü olarak sağlık
taramasından geçiriliyor.
Mesleğini çok seven Nusret Hanım, bu işin gönül işi
olduğunu ve emekli olan ya da olmayan herkesin toplum
için bir şeyler yapabileceğini söyledi. Çankaya Belediyesi
Rafet Genç Gündüz Çocuk Bakımevi, her perşembe
gönüllü bir doktoru ağırlıyor. Hacettepe Hastanesinden
emekli olduktan sonra bir süre farklı yerlerde hizmet veren
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Nusret Avunduk, 56 yıllık
meslek hayatında 14 yılını emekli olarak geçirdiğini ve
insanlara faydalı olabilmek için hala çaba gösterdiğini
söyledi.
Çankaya Belediyesi’ne başvurarak evine en yakın
gündüz çocuk bakımevinde gönüllü hizmet vermek istediğini ilettiğini belirten Avunduk, “Çocukları çok seviyorum. Mesleğimi çok seviyorum. Bizler çok iyi bir dönemde
yetiştik ve edindiğim bilgileri aktarmak isteği ile belediyeye
başvurdum. Onlar da beni kırmadılar. Ve ben her hafta
burada çocuklarımızın sağlık muayenelerini yapıyorum. Bu
da beni çok mutlu ediyor. Şimdiye kadar önemli bir sağlık
sorununa rastlamadım. Şimdiki anne babalar ve öğretmenler çok bilinçli. Çocukları korumasını biliyorlar.” dedi.
6
EKONOMİ
19 Aralık 2014 Cuma
İKA Aralık Ayı Olağan Yönetim Kurulu
toplantısı Adıyaman'da, Vali Mahmut
Demirtaş başkanlığında gerçekleştirildi.
İpekyolu Kalkınma
Ajansı (İKA)
tarafından gelecek
yıl Antep fıstığı,
biber, üzüm,
zeytin, bal, nar,
badem, kırmızı
mercimek, buğday,
dut ve cevizin
destekleneceği
bildirildi.
GAP Bölgesi’nde organik
tarım desteklenecek
ADIYAMAN - İKA Aralık Ayı Olağan
Yönetim Kurulu toplantısı Adıyaman'da, Vali
Mahmut Demirtaş başkanlığında gerçekleştirildi.
Vali Demirtaş, toplantıda, İKA'nın 3 ile ciddi
anlamda katkıda bulunduğunu belirterek, ajansın hem yerel kalkınmaya hem de bölgesel
kalkınmaya destek verdiğini söyledi.
Bölgeler arası kalkınmışlık farklarını gidermek amacıyla yoğun gayret sarf edildiğini ifade
eden Demirtaş, kaynakları etkin ve verimli bir
şekilde kullandıklarını belirtti.
Bu yıl 16,5 milyon lira bütçeli Mali Destek
Programı'na 331 proje başvurusu yapıldığını
vurgulayan Demirtaş, başarılı bulunan 93 projeden 62'si ile sözleşme imzalandığını kaydetti.
Ajansın 2014 yılı Doğrudan ve Teknik Destek
Programlarına değinen Demirtaş,
"1 milyon
lira bütçeli Doğrudan Faaliyet Programı'na
yapılan 50 başvurudan başarılı bulunan 21
proje, 500 bin lira bütçeli Teknik Destek
Programı'na yapılan 76 başvurudan da 45'i ile
sözleşme imzalandı" dedi.
Gelecek yıl uygulanacak GAP Organik Tarım
Değer Zinciri Pilot Uygulamaları Mali Destek
Programı hakkında da bilgi veren Demirtaş,
şunları kaydetti: "Program, Kalkınma Bakanlığı
Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma
İdaresi Başkanlığı koordinasyonunda, İpekyolu
Kalkınma Ajansı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı
işbirliği ve koordinasyonunda uygulanacak.
GAP Bölgesi'nde organik tarım değer zincirinin
geliştirilmesi için 2 milyon 250 bin lira destek
vereceğiz. Bu miktar kar amacı güden kurumlara ve kar amacı gütmeyen kurumlara eşit
olarak paylaştırılmıştır. Program kapsamında
sadece Antep fıstığı, biber, üzüm, zeytin, bal,
nar, badem, kırmızı mercimek, buğday, dut ve
ceviz desteklenecek."
Gaziantep Valisi Erdal Ata da bir yıllık görev
süresince yaptığı hizmetlerden dolayı
Demirtaş'a teşekkür etti.
Kalkınma ajanslarının gayesinin bölgesel
kalkınmayı desteklemek olduğunu belirten Ata,
"İKA'nın görevi, ekonomik, sosyal, kültürel ve
altyapı yönünde gerek kamu kurum ve kuruluşlarının, gerekse özel sektörün birçok yönden
yapacağı yatırıma finansal destek olmaktır" diye
konuştu.
Ata, İKA'da Adıyaman, Gaziantep ve Kilis'in
bölgesel ve ekonomik olarak gelişmesi için
ajans imkanları ölçüsünde sunulan projelere
destek olmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Konuşmaların ardından Demirtaş dönem
başkanlığını Ata'ya devretti. Vali Ata, yaptığı
çalışmalardan dolayı Vali Demirtaş'a plaket
verdi. (AA)
Trafiğe kayıtlı araç sayısı
19 milyona yaklaştı
THY’nin yolcu sayısı
50 milyonu aştı
İSTANBUL - Türk Hava Yolları'nın (THY) yolcu
sayısı bu yılın ocak-kasım döneminde geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 13,3 artarak 50,4 milyona ulaştı.
THY'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda
(KAP) yer alan Ocak-Kasım 2014 trafik verilerine
göre, 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde 44,5 milyon olan toplam yolcu sayısı, 2014 yılının aynı
döneminde yüzde 13,3 artışla 50,4 milyona ulaştı.
Yolcu sayısındaki artış iç hatlarda yüzde 13,5, dış
hatlarda yüzde 13,2 oldu. Dış Hatlar
Business/Comfort Class yolcu sayısı ve dıştan dışa
transfer yolcu sayılarında da Ocak-Kasım 2013
dönemine kıyasla yüzde 14,1 ve yüzde 20,5 artış
sağlandı. Yolcu doluluk oranı 0,1 puanlık düşüş ile
yüzde 79,1 olarak gerçekleşti.
Toplam arz edilen koltuk kilometre (AKK), OcakKasım 2013 döneminde 106,5 milyar iken, 2014
yılının aynı döneminde yüzde 16,5 artarak 124 milyara ulaştı. AKK artışı iç hat uçuşlarda yüzde 14,4,
dış hat uçuşlarda yüzde 16,8 oldu.
Ücretli Yolcu kilometre (ÜYK), Ocak-Kasım 2013
döneminde 84,4 milyar iken 2014 yılının aynı döneminde yüzde 16,3 artarak 98,1 milyara ulaştı. ÜYK
artışı iç hat uçuşlarda ve dış hat uçuşlarda yüzde
16,3 olarak gerçekleşti. Yolcu uçakları konma
sayısı, Ocak-Kasım 2013 döneminde 339 bin 292
iken, 2014 yılının aynı döneminde yüzde12 artışla
379 bin 991'e yükseldi.
2013 Kasım ayı sonunda toplam uçulan şehir
sayısı 241 iken 2014 Kasım ayı sonunda 261 oldu.
İç hat şehir sayısı 42'den 43'e, dış hat şehir sayısı
ise 199'dan 218'e yükseldi.
Geçen yıl kasım ayı sonunda mevcut uçak sayısı
232 iken 2014 Kasım ayı sonunda 261'e
çıktı.Geniş gövde yolcu uçak sayısı 41'den 54'e,
dar gövde yolcu uçak sayısı ise 182'den 198'e
yükseldi. 9 adet olan kargo uçak sayısı ise
değişmedi. (AA)
ANKARA - Trafiğe kayıtlı araç sayısı,
ekim ayı itibarıyla 18 milyon 693 bin
972'ye ulaştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu
yılın ekim ayına ilişkin motorlu kara taşıtları
istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, ekim sonu itibarıyla trafiğe
kayıtlı toplam 18 milyon 693 bin 972
taşıtın yüzde 52,2'sini otomobil, yüzde
16,3'ünü kamyonet, yüzde 15,2'sini motosiklet, yüzde 8,6'sını traktör, yüzde 4,1'ini
kamyon, yüzde 2,3'ünü minibüs, yüzde
1,1'ini otobüs, yüzde 0,2'sini de özel
amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Ekimde trafiğe kaydı yapılan toplam 88
bin 493 taşıt içinde otomobil yüzde 58,1
ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde
14,8 ile motosiklet, yüzde 13,8 ile kamyonet, yüzde 6,8 ile traktör takip etti.
Taşıtların yüzde 6,4'ünü ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı eylül
ayına göre yüzde 3,3 azaldı. Bu azalış
minibüste yüzde 32,9, otobüste yüzde
39,7, kamyonette yüzde 6,9, kamyonda
yüzde 3,5, motosiklette yüzde 32,6 olarak
gerçekleşti. Otomobilde yüzde 11,4, özel
amaçlı taşıtlarda yüzde 65 traktörde ise
yüzde 3,7 artış oldu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı
ekimde, geçen yılın aynı ayına göre yüzde
18,6 arttı. Bu artış otomobilde yüzde 14,9,
minibüste yüzde 32,8, otobüste yüzde 7,
kamyonette yüzde 29,7, kamyonda yüzde
43 motosiklette yüzde 14,7, özel amaçlı
taşıtlarda yüzde 120, traktörde ise yüzde
25 oldu.
Ocak-ekim döneminde 852 bin 910
taşıtın trafiğe kaydı yapıldı, 98 bin 385
taşıtın trafikten kaydı silindi. Böylece
trafikteki toplam taşıt sayısı 754 bin 525
arttı.
Ekim’de devri yapılan 478 bin 815 taşıt
içinde otomobil yüzde 69,3 ile ilk sırada
yer aldı. Otomobili sırasıyla yüzde 16,2 ile
kamyonet, yüzde 4,4 ile motosiklet, yüzde
4 ile traktör takip etti. Devri yapılan taşıtların yüzde 6'sını ise minibüs, otobüs,
kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Ekim sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 9
milyon 754 bin 588 otomobilin yüzde
41,4'ü LPG'li, yüzde 29,3'ü benzinli, yüzde
28,9'u dizel yakıtlı araçlardan oluştu. Yakıt
türü bilinmeyen otomobillerin oranı yüzde
0,5 olarak gerçekleşti.
Aynı dönemde trafiğe kaydı yapılan 51
bin 457 otomobilin yüzde 15,3'ünün
Renault, yüzde 13,8'inin Volkswagen,
yüzde 7,2'sinin Hyundai, yüzde 6,5'inin
Opel, yüzde 6,5'inin Toyota, yüzde
6,3'ünün Fiat, yüzde 6'sının BMW, yüzde
5,6'sının Ford, yüzde 4,4'ünün MercedesBenz, yüzde 4,3'ünün Dacia olduğu,
yüzde 24'ünün ise diğer markalardan oluştuğu görüldü.
Trafiğe en fazla 1501-1600 motor
silindir hacimli otomobillerin kaydı yapıldı.
Ocak-ekim döneminde trafiğe kaydı
yapılan 471 bin 443 otomobilin yüzde
40,8'inin 1501-1600, yüzde 20,8'inin
1401-1500, yüzde 18,2'sinin 1300 ve altı,
yüzde 13,8'inin 1301-1400, yüzde 4,5'inin
1601-2000, yüzde 1,6'sının 2001 ve üstü
motor silindir hacmine sahip olduğu
görüldü. Motor silindir hacmi bilinmeyen
otomobillerin oranı ise yüzde 0,1 olarak
gerçekleşti.
Söz konusu dönemde trafiğe kaydı
yapılan otomobillerin yüzde 63,2'si beyaz,
yüzde 16,8'i gri, yüzde 9,3'ü siyah, yüzde
4,7'si kırmızı, yüzde 6'sı diğer renklerden
oluştu.
(AA)
“AYDINLI”k
Mustafa Şevki
KAVURMACI
m.sevki@aydinli.com.tr
İNSANIN AHSEN-İ TAKVİMDE YARATILMASI
Cenab-ı Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerimde: Muhakkak biz
insanı Ahsen-i takvimde (en güzel bir biçimde) yarattık“,
buyuruyor. Bununla beraber İnsanı yeryüzünde halife
olarak tayin ettiğini Bakara suresinin 30. ayetinde
bildirmektedir. Yaratılışındaki donanım sayesinde
Allah’a (cc) muhatap bir varlıktır. Bu demek oluyor ki,
insan, tüm azaları ve duyguları ile, Allah’ın tüm isim ve
sıfatlarını tanıyıp bilecek bir mahiyeti var.
İnsan, azaları ve duygularıyla, âlemlere bir pencere
acar. Mesela gözleriyle renkler âlemini seyreder. Burun
sayesinde kokular âlemini seyreder. Kulağın duymasıyla
sesler âlemini dinler. Dokunma hissi ile maddi âlemi
hisseder.
Bu şekilde insan, Allah’ın tüm isim ve sıfatlarını
anlayıp idrak edecek güce sahiptir. Yaratılışındaki bu
donanım sayesinde Allah’a hakiki bir kul olabilmektedir.
Allah (cc) insana kâinata halife olacak mahiyeti
verdiği gibi, kâinatın en zelil ve en adi konumuna düşecek mahiyeti de vermiştir; tercihi insana bırakmıştır. Ya
iman ve ibadet ile kâinata halife olmak, ya da inkâr ve
isyan ile mahlûkatın en zelil ve hakiri olmak vardır.
“İnsanın mahiyet aynası, kainat aynası ile, mana ve
keyfiyet bakımından, birbirine denktir.”
Tasavvuf ilminin büyüklerinden Seyyid Muhammed
Efendi (k.s) insanı tarif ederken şu şekilde tarif etmektedir:
“İnsan’a dikkatlice baktığımızda, kâinatın küçültülmüş
bir misali olduğunu da görürüz. Allah’ın isim ve sıfatları
kâinatta tecelli ederken, aynı isim ve sıfatlar insanda da,
okunaklı bir şekilde tecelli ediyor.
İnsanın bu geniş mahiyet aynasındaki manalar ancak
iman nuru ile okunabilir. Küfür ve inkâr hali bu yazıları
okunmaz hale sokuyor. Bir benzetme olarak şöyle diyebiliriz. Nasıl lambasız ve ışıksız eşya görünmez ise, iman
ve hidayet olmadan da insan’a verilmiş manalar görünmez ve okunmaz.
Bu manaları göremeyen ve okuyamayan maddeci filozoflar, insanı konuşan bir hayvan olarak tarif ediyorlar.
İnsana bu bakış farkı, iman ile küfrün farkıdır. İman,
insanı kâinata halife ve sultan yaparken, küfür insanı
hayvandan daha aşağı bir mevkie indiriyor.”
• Ahsen-i Takvim Suretindeki İnsan Nasıl Hayvandan
Aşağı Düşer?
Kur’an ahlâkının en önemli şartı Allah’ın (cc) büyüklüğünü takdir etmek ve yalnızca O’nu ilah edinmektir.
Oysa kibirli bir kişi kendisini Allah’tan bağımsız bir varlık olarak görür ve Allah’ın kulu olduğunun şuuruna
varamaz. Allah’ın kendisine vermiş olduğu özellikleri
kendi çabasıyla kazandığına inanır, büyüklenerek nefsini
yüceltir. Kısacası kendi nefsini ilah edinir, onu Allah’a
ortak koşar. Şu ayet ne de güzel tarif ediyor bu olayı:
“…Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için
kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar. Onlarla itaat
ederseniz şüphesiz siz de müşriklersiniz.” (En’am
Suresi, 121)
Alçakgönüllülüğün en büyük göstergelerinden biri de
Allah’a ve resulüne itaattir.
Kuran’da itaat konusu birçok ayette geçer. İtaatin nasıl
olması gerektiği bütün detayları ile tarif edilir. İtaat,
Kuran’a göre kalben ve fiilen, samimiyetle yerine getirilmesi gereken çok hassas bir konudur. Resule itaat
etmek büyüklenen kişilerin son derece ağırlarına gider.
Oysa takva, güzel ahlak, akıl gibi üstün özelliklere sahip
olan resule itaatsizlik etmek, Allah’a da itaat etmemek
demektir.
Müminler ise Kur’an ahlâkını tam olarak yaşamaya
çalışırlar, ancak hata yapmaları da çok doğaldır. İnsan
tatmin bulmuş melek değildir, birçok eksikleri vardır.
Eksiklerini unutup kendini üstün görmek ve büyüklenmek çok büyük yanılgı olur. Kendisini itaatten çıkmış
şeytan gibi görmek istemeyen insan, kayıtsız şartsız
Allah’a boyun eğmeli, nefsini ezerek itaat etmelidir.
Özet olarak insan, iman olursa, kâinata bir halife,
Allah’a (cc) aziz bir kul, Peygamberimiz (asv)’e şerefli
bir ümmet, insanlığa faydalı bir dost, Ahsen-i takvime
tam bir model oluyor. İman olmaz ise; konuşan bir hayvan, zelil bir mahlûk, esfel-i safiline yuvarlanan bir taş
gibi oluyor.
Ahsen-i takvim; Allah’a tam ve güzel bir kul olmaktır;
esfel-i safilin ise şeytana maskara olmaktır.
“İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle
ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür,
insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder."
Bediüzzaman Said Nursi
Hayırlı Cumalar,
Türkiye’nin enerji
sektörüne yurt dışı
kaynaklardan büyük destek
ANKARA - Enerji sektörünün ekim ayı sonu
itibarıyla yurt dışı kaynaklı aldığı uzun vadeli kredilerin hacmi, 2002'den bu yana yaklaşık yüzde 150
büyüdü.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB),
2014 yılı ekim ayına ait özel sektörün yurt dışından
sağladığı kredi borcuna ilişkin istatistikleri yayımladı.
Buna göre, 2002 yılı itibarıyla enerjiye yurt dışından sağlanan uzun vadeli kredilerin toplam hacmi 5
milyar dolar civarında iken 12 yılda yaklaşık yüzde
150 büyüdü ve 12,5 milyar dolara ulaştı.
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve
dağıtımı alanında 2002'de yurt dışından sağlanan
kredi hacmi 4 milyar 200 milyon dolar civarında
iken 2014 ekim ayı sonunda yüzde 100'den fazla
artarak 9 milyar 100 milyon doları aştı.
Madencilik ve taşocakçılığı sektörünün 2002'de
yurt dışından sağladığı kredilerin hacmi 439 milyon
dolar iken söz konusu dönem sonunda 4 kat
artarak 2 milyar 100 milyon dolar oldu.
Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri
imalatında aynı dönemde 3 kattan fazla artış
görüldü. 2002 yılında sektörün yurt dışından
sağladığı kredi hacmi 292 milyon dolar iken 2014
ekim ayı itibarıyla 1 milyar 200 milyon dolara yükseldi.
BDDK, Türkiye'de faaliyet gösteren bankaların
enerji sektörüne verdiği kredi hacminin 1 yılda
yüzde 17 artarak ekim sonu itibarıyla 111 milyar
liraya ulaştığını bildirmişti. (AA)
EKONOMİ
19 Aralık 2014 Cuma
Kuzey Irak'ta günlük 1 milyon
varillik petrol üretimi hedefleniyor
Ekonomi Bakanı
Nihat Zeybekci,
"Sağlık turizmini
geleceğin en
önemli
ekonomik
sektörlerinden
birisi olarak
görmemiz
gerektiğine
inanıyorum"
dedi.
Ekonomi Bakanı Zeybekçi, sağlık
turizminin önemini vurguladı
ANKARA- Sağlık Turizmi ve Marka Zirvesi,
Bakan Zeybekci ve Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi.
Zirvede konuşan Zeybekci, geleceğin
ekonomik braşlarından birisinin ve istihdamın
en büyük kaynağının sağlık sektörü olacağını
ifade ederek, şu anda gelişmiş ülkelerdeki en
önemli problemin yaşlı bakımı, yaşlı ve
emeklilerin bütçeye maliyeti olduğunu söyledi.
Türkiye'de son 12 yılda alınan sağlık tedbirleri ile ortalama ömrün arttığını dile getiren
Zeybekci, bunun hem sevinilecek, hem de
dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu
belirtti.
Zeybekci, gelişmiş ülkelerde bir emeklinin
bütçeye ortalama maliyetinin 5 bin 500-6 bin
avro civarında olduğuna dikkati çekerek, toplu
bir şekilde bu kişilere bakım imkanı sunulduğunda da yaşlı başına ortalama 2 kişinin
istihdam edilmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye'nin iklim ve doğal kaynaklar
bakımından avantajlı ülkelerden biri olduğunu
dile getiren Zeybekci, şöyle konuştu:
"Gelecekte ekonomimizle ilgili en önemli
gerekliliklerden biri istihdam. Türkiye son 25
yılda yaklaşık yüzde 20'ye yakın nüfusunu kırsaldan kente taşıdı. Önümüzdeki 10-15 yıl
içerisinde nüfusun yüzde 10'u kırsaldan kente
göç edecek. Bugün Norveç'te ortalama eğitim
süresi 12,4 yıl, Almanya'da 12 yılın üzerinde,
Kore'de 11,8 yıl Türkiye'de eğitim süremiz ortalama 7,4 yıl. Göç alan toplam şehir nüfusumuz,
eğitim süremizin bu gerçekliliğine baktığımız
zaman bazıları şunu söyleyebilir 'Ne yani
7
dünyanın yaşlılarına biz mi bakacağız', Evet biz
buna talip olacağız. Şu anda henüz bir kanuni
çalışmamız yok ama, Ekonomi Bakanlığı ve ilgili
bakanlıklar olarak bunu konuşuyoruz, bunu
yapmamız gerekiyor diyoruz. Dünyanın 5 bin
500-6 bin avroya mal ettiği hizmeti 3 bin avroya
verebiliriz. Bu hizmette ortalama kişi başına 22,5 kişiyi istihdam ettiğimizde şu anda
Türkiye'ye gelen 40 milyon turistin yerine 600700 bin turist 12 ay bizde kalacak, yaşlı bakım
merkezlerinde hayatlarını devam ettirecek bir
ortam yarattığımızda Türkiye ekonomisi için
daha büyük faydalar yaratacağına inanıyoruz.
Kültür turizmi, deniz turizmi bunlar da olsun
ama sağlık turizmini geleceğin en önemli
ekonomik sektörlerinden birisi olarak
görmemiz gerektiğine inanıyorum." (AA)
LONDRA - Irak
Başbakan
Yardımcısı Rowsch
N. Shaways, Irak
Hükümeti ile Irak
Kürt Bölgesel
Yönetimi (IKYB)
arasında sağlanan
bütçe anlaşmasının taraflar
için "kazan-kazan"
fırsatı yarattığını
belirterek, "Yeni
anlaşma Irak'ın
petrol ihracatını
günlük 500 bin
varile yükseltecek"
dedi.
İngiltere'nin başkenti
İngiltere'nin
Londra'da düzenlenen
başkenti
"Kürdistan - Irak Petrol ve
Londra'da düzenGaz Konferansı"nda konuşan
lenen "Kürdistan - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi
Irak Petrol ve Gaz
(IKBY) Doğal Kaynaklar
Konferansı"nda
Bakanı Aşti Hawrami,
konuşan Shaways, IKYB'nin gelecek döneme
ilişkin petrol üretimi ve ihraIKYB'nin petrol
cat hedeflerini açıkladı.
politikası
çerçevesinde
petrol boru hattının Kuzey Irak'a uzanacağını ve
varılan anlaşmanın Irak'ın refahına büyük katkı
sağlayacağını belirterek, IKYB'nin Irak bütçesinde
meşru payını da alacağını söyledi.
Shaways, yeni anlaşmanın Irak'ın petrol ihracatını
günlük 500 bin varile yükselteceğini bildirdi.
IKBY Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hawrami ise
IKYB'nin gelecek döneme ilişkin petrol üretimi ve
ihracat hedeflerini açıkladı.
Bölgede boru hattı ile ihraç edilen petrolün günlük 400 bin varile yaklaştığını belirten Hawrami,
"2015 yılının ilk çeyreğinin sonunda ihracatımızın
günlük yaklaşık 500 bin varile ulaşmasını bekliyoruz. 2015'in sonunda, 2016'nın başlarında
Kürdistan bölgesi günlük 1 milyon varil üretme
hedefine ulaşmak yolunda ilerlemeye devam
ediyor. Bu iç tüketimi de içermektedir" diye konuştu. Bağdat'la varılan anlaşmanın detaylarına da
değinen Hawrami, "Sorunlarımızı tek seferde çözemeyiz" diyerek, Bağdat ve Erbil'in şu an için 2015
yılı bütçesi ve buna ne kadar katkıda bulunulacağı
konusunda anlaşmaya vardığını söyledi. (AA)
Zeytinyağı "altın" yılını yaşıyor
BALIKESİR - HAKAN FİRİK Edremit Körfezi'nde, zeytin sineğine
karşı yapılan etkin mücadelenin ardından bu yıl kaliteli üretimin yakalanması
sonucu sızma zeytinyağının üreticiden
alım fiyatı, geçen seneye göre 8
liradan 10 liraya yükseldi.
Balıkesir Zeytin ve Zeytinyağı
Tanıtım Grubu Başkanı Mehmet
Semerci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 12 milyon zeytin
ağacı ile Türkiye'de zeytinyağı üretiminin önemli bölümünü karşılayan
Edremit Körfezi'ndeki zeytin yetiştiri-
cisinin yüzünün güldüğünü söyledi.
Zeytinde, 2014-2015 sezonunda
beklenenin üzerinde fiyat oluştuğunu
ifade eden Semerci, hem toptan hem
de tüketiciye ulaşan perakendede
zeytinyağı fiyatlarının arttığını anlattı.
Ürünün çok ve buna karşın fiyatının
da yüksek olduğunu vurgulayan
Semerci, şöyle konuştu:
"Ürün bolluğu ve fiyat yüksekliği
dolayısıyla altın sıvı, bu yıl altın yılını
yaşıyor. Son derece kaliteli yağlar elde
edilebiliyor çünkü iki kez yapılan
zeytin sineğiyle mücadele, zeytinin
daha kaliteli olmasını sağladı. Edremit
Körfezi'nde 20-25 bin tonluk rekolte
gerçekleşiyor. Geçen yıllarda üreticiden alım fiyatı 8-8,5 lira arasında olan
sızma zeytinyağı, bu yıl 10 liraya
ulaştı. Bunun da piyasaya yansıması
da perakendede yaklaşık 13-14 lira
gibi olacak. Yıllardır zeytin üreticisi,
işçisinin yevmiyesini ödeyemez
durumdaydı."
Semerci, fiyatlardaki yükselmenin,
üreticilerin zeytin ağaçlarına daha iyi
bakmasını da sağlayacağını dile
getirdi. (AA)
SÖĞÜTÖZÜ KURS VE OKUL TALEBELERİNE YARDIM
DERNEĞİ BAŞKANLIĞI’NDAN
GENEL KURUL İLANI
Derneğimiz Yönetim Kurulu toplanarak aşağıdaki kararları almıştır.
Derneğimizin Olağan Genel Kurul toplantısının 10 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 10:00’da Keklik
Pınarı Mahallesi 901. cadde No:36 Çankaya/ANKARA adresinde bulunan dernek merkezinde yapılmasına bu tarihte ekseriyet temin edilemediği takdirde ikinci toplantının 17 Ocak 2015 Cumartesi günü
aynı yer ve saatte aşağıdaki gündem dahilinde yapılacaktır.
GÜNDEM:
YÖNETİM KURULU
1- Açılış, Kongre Başkanlık Divanının teşkili
2- Yönetim ve Denetleme Kurulu raporlarının okunması ve görüşülmesi.
3- Yönetim Kurulunun ibrası.
4- Yönetim Kurulu ve hazırlanan Tahmini bütçenin görüşülmesi ve karara bağlanması.
5- Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi.
6- Derneğe lüzumlu olan menkul ve gayrimenkul malların satın alınması, kiralanması, bağış veya
vasiyet yoluyla derneğe intikal edenlerin dernek üzerine intikal ve tescil muamelelerinin yapılması,
mülkiyetten başka ayni hakların tesis edilmesi veya mevcut menkul ve gayrimenkul malların satılması
veya kendisine ait mevcut menkul veya gayrimenkul mallar üzerinde mülkiyetin dışındaki ayni hakların
başkaları lehine tesis ve tescil edilmesi, Resmi özel ve tüzel kişilere bedelli veya bedelsiz tahsis edilmesi tahsisin kabulü veya kiralanması, menkul veya gayrimenkullerin başkalarına hibe edilmesi veya
başkaların yapacağı hibelerin kabul edilmesi, tapuda tevhit ve ifraz yaptırmaya inşaat yaptırmaya tapuda takrir vermek, takrir almak cins tashihi yapmak taşınmazlar üzerinde üst hakkı tesis etmek, tapu
kütüğünde her türlü ayni hak tesis etmek şerh vermek şerh almak, intifa ve irtifa hakkı tesis ettirmek,
derneğin gayesine uygun olarak borç alma hususlarında yönetim kuruluna salahiyet verilmesi
8- Dilek ve temenniler.
9- Kapanış.
YediGün-5
T.C. KIZILCAHAMAM ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİNDEN
KAMULAŞTIRMA İLANI
ESAS NO : 2014/442 Esas
Davacı DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından, maliklerinin bir kısmı AHMET
HULUSİ ÖZTÜRK, ZEKERİYA ÖZTÜRK, BİRSEN ÖZTÜRK, RECAÎ ÖZTÜRK, ZAHİDE ÇAKIR,
ZAHİDE ÇAKIR, ŞERİFE ÇALIŞKAN olan, cinsi ve niteliği tarla olan ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM
İLÇESİ KIZILCAKÖY KÖYÜ 388 PARSEL SAYILI TAŞINMAZLARIN kamulaştırma bedelinin tespiti
ve davalıların hisseleri oranında tescili için mahkememizin 2014/442 Esas sayısında dava açılmıştır.
Taşınmazlarla ilgilisi olanların ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri, açmaları halinde ve
yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını gösterir belgeleri duruşma gününe kadar dosyaya ibraz
etmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleştirileceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, ayrıca
tespit edilen kamulaştırma bedelinin T.C. Ziraat Bankası Kızılcahamam Şubesi' ne hak sahibi adına
açılacak hesaba yatırılacağı, konuya ve taşınmaz mal değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, ilan
tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi gerekliği,
2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 08/12/2014
Basın - 16652 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
T.C. ANKARA 28. İCRA DAİRESİ
2014/188 TLMT.
REHİNLİ ARAÇ AÇIK ARTIRMA İLANI
Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup:
Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli
bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu
kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına
rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden
başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği,
mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene
gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur.15/12/2014
1. İhale Tarihi
: 21/01/2015 günü, saat 11:25-11:30 arası.
2. İhale Tarihi
: 04/03/2015 günü, saat 11:25 -11:30 arası.
İhale Yeri
: ANKARA ADLİYESİ (3) NOLU MEZAT SALONU
No
Takdir Edilen
Değeri TL.
Adedi
KDV
Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri)
1
40.000,00
1
%1
06 ZMJ 04 Plakalı , 2009 Model , VOLKSWAGEN Marka ,
JETTA 1.6 102 HP TİPTRONİK Tipli, Otomatik,sağ çamurluk, sağ aynada çizikleri bulunan, ruhsatı
olmayan, muhtelif yerlerinde ezik ve çizikleri mevcut 4 kapılı, 6 camlı Hususi Otomobil
Basın - 16606 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
T.C. KIZILCAHAMAM ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİNDEN
KAMULAŞTIRMA İLANI
ESAS NO: 2014/438 Esas
Davacı DEVLET SU İSLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından, maliklerinin bir kısmı EMİNE İNCİK
olan, cinsi ve niteliği tarla olan ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM İLÇESİ DOĞANÖZÜ KÖYÜ 476
PARSEL SAYILI TAŞINMAZIN kamulaştırma bedelinin tespiti ve davalıların hisseleri oranında tescili
için mahkememizin 2014/438 Esas sayısında dava açılmıştır.
Taşınmazlarla ilgilisi olanların ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri, açmaları halinde ve
yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını gösterir belgeleri duruşma gününe kadar dosyaya ibraz
etmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleştirileceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, ayrıca
tespit edilen kamulaştırma bedelinin T.C. Ziraat Bankası Kızılcahamam Şubesi’ne hak sahibi adına
açılacak hesaba yatırılacağı, konuya ve taşınmaz mal değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, ilan
tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi gerektiği,
2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 08/12/2014
Basın - 16621 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
8
KÜLTÜR-SANAT
19 Aralık 2014 Cuma
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
hayrettinivgin@gmail.com
AL, SANA “KÜRT AÇILIMI”
Yıllardır söylüyoruz, yazıyoruz; dinleyen yok: Osmanlı
Devleti bütün topraklarını açılımlar sonunda kaybetti.
“Girit Açılımı” ile Girit Adası Osmanlı’nın elinden çıktı.
Sakız Adası, Mora Adası, Bulgaristan, Romanya, hatta
Yunanistan, Mısır, Kuzey Afrika Ülkeleri hep açılımlar
sonunda kaybedildi. Osmanlı topraklarının çok az bölümü, savaş sonunda el değiştirdi. Gerçi açılım yapılan yerlerde, el değiştirmeden önce çatışmalar vardı ama hep
masa başında, siyasi kararlar neticesinde kayıplar gerçekleşti.
XIX. yüzyılın sonunda ve XX. yüzyılın ilk çeyreğindeki 50 yıllık dönemde, Osmanlı Devletine dayatılan iki açılım vardı: Ermeni Açılımı ve Kürt Açılımı.
Bu iki açılım, Kurtuluş Savaşı sonunda Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluşu ile 1923’de akamete uğradı.
Hattâ, Lozan Barış Konferansıyla birlikte, bu açılımlar,
Ermeniler ve Kürtler yönünden imkânsız hale geldi.
Ama aradan 91 yıl geçmesine rağmen; uzun süredir
hazırlıklarını sürdürdükleri, Türk topraklarında Kürdistan
ve Ermenistan hayalini gerçekleştirme projeleri bitmedi.
Son 30 yıldır hem Ermenilerin, hem de Kürtlerin açılım
istekleri sürekli gündeme getirildi. Ermeniler ile Kürtlerin
birlikte hareket etmelerinin sebebi budur. Son 10 yıldır
sürdürülen “Kürt Açılımı”, günümüzde Kürtlerin arzu
ettikleri düzeye gelindiğini gösteriyor. Ya da Kürtler öyle
düşünüyor.
15-16 Haziran 2013 tarihlerinde Diyarbakır’da Kuzey
Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı düzenlendi.
Kürtlerin söylemiyle, “Kürdistanî toplulukların temsilcileri Âmed’e gelerek” bu konferansı düzenlediler. Tarihe dikkat ediniz lütfen; 15-16 Haziran 2013.
Gezi Direnişi; Taksim’de devam ederken, hattâ tüm
Türkiye’de bir halk hareketi varken, bu konferans düzenleniyor. Ama çok büyük tesadüf (!) (eski söyleyişle tevafuk) dönemin Başbakanı, 15 Haziranı-16 Hazirana bağlayan gece Taksim Gezi Parkını, orantısız polis gücüyle
yerle bir ettiriyor. Ertesi gün Kürdistanî Topluluklar Birlik
ve Çözüm Komitesi, güya “tarihi kararları”(!)sonuç bildirgesi ile kamuoyuna açıklıyor.
BDP Eşbaşkanı (şimdi HDP) Aysel Tuğluk, kamuoyuna bu sonuç bildirgesini açıkladı. Sonuç bildirgesinin
gerekçesinde şunlar yazılıydı:
“T.C., resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da
Kürt halkı ve Kürdistanî tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye
zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam
hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asurî, Süryanî, Ermeni,
Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkes,
Türkmen, Mıhallemi, Ezidî, Romanlar gibi halklar ve kültürler ile İslamî grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz baskı ve yıldırma mekanizmalarının mağdurları
olmuştur.”
İşte gördünüz mü? “Barış ve Kardeşlik Projesi” adı verdikleri, “Kürt Açılımı” sonunda gelinen nokta budur.
“Tarihi Kararlar” dedikleri ve güya kamuoyuna duyurdukları konferans sonuç bildirgesindeki bazı kararlar şöyle
sıralanıyor:
1. Kürdistan, halkların tercihleriyle statülerini (özerlik,
federasyon, bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahiptir.
Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece
Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılmalıdır.
Kürdistan’ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai
olarak çözülmesi mümkün değildir.
2. Kürdistan halkı kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü
anayasada güvence altına alınmalıdır.
3. T.C. ile yapılan müzakere sürecinin sağlıklı ve
güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm
sürecinin baş aktörü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması gerekir.
4. Cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
5. Konferans; Birleşmiş Milletler, İslâm Konferans
Örgütü, Avrupa Birliği’ni ve dünya halklarını, Kürdistan
halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine
karşı sorumlu davranmaya davet etmektedir.
6. Konferans; tüm uluslararası örgüt ve devletlerden
PKK’nın terör listesinden çıkarılmasını talep eder.
Daha pek çok ültimatom şeklinde kararlar var ama
yukarıya yazdığım 6 madde bile işin ne noktalara geldiğini gösteriyor.
Bakınız; daha önceleri söyledik yine söylüyoruz:
Bunların amacı, “Türk ve Kürtlerin; Türkiye halkının
barış içinde birlikte yaşamak” değildir. Bunların amacı, bu
açılım sonunda ayrılmak ve bağımsız bir devlet kurmaktır.
İşte yukarda kararlarını yazdım. Türkiye’nin en güç döneminde istedikleri budur. Sıra Ermenilerin istediklerine
geldi. Onlarda Türklerin şimdilik “soykırım özrü” bekliyorlar. Daha sonra tazminat, en sonunda toprak talebi
gelecek. Onların açılımına henüz sıra gelmedi. Türk halkı
halâ; niye uyuduğu uykudan uyanmaz, niye uyuşturulduğu narkozdan ayılamaz? Kim ya da kimler, Türk halkını
uyandıracak, ve de ayıltacak. Bekliyoruz.
"Nihayet Bitti"
seyirciyle buluştu
ANKARA - Sanata gönül vermiş, yürüme engelli
genç bir sanatçının rol aldığı "Nihayet Bitti", Devlet
Tiyatrolarında ilk kez perde açtı.
DT'den yapılan yazılı açıklamaya göre, seyircisine farklılıkların engel olmadığını anlatan tek kişilik
oyun, insanın yaşadığı çelişki ve sıkıntıları intihar
çerçevesinde ele alıyor.
Sanat eğitimi ve üretiminden engellilerin de etkin
bir biçimde yararlanabilmesini destekleyen DT,
eseri Murat Çidamlı'nın yönetiminde sahneye taşıyor. Eserlerinde toplumsal eleştirilere ağırlık veren
Avusturyalı oyun ve senaryo yazarı Peter
Turruni'nin, Viyana'da 1997 yılında sahnelediği
"Nihayet Bitti", yaşamı boyunca her istediğini elde
eden, mutlu, başarılı ve yıldız bir gazetecinin kendisini ölümün kıyısına nasıl sürüklediğini etkili bir
anlatımla işliyor.
Oyun, yönetmeninin de anlatımıyla şartlar ne
olursa olsun tercihleri yaşamdan ve sanattan yana
yapma konusunda izleyenlerine bir "umut ışığı"
olmayı hedefliyor.
Acılarının intikamını etrafındakilerden çıkarmaya
çalışan hastalıklı bir ruhun vicdanını çözümleme
arayışındaki bu trajik öyküde tiyatroseverler, insanın
kendisini yok etmeden önce kötülüklerinden kurtulabileceği, aksi takdirde bireysel ve hatta toplumsal
bir intiharların insanları beklediği gerçeğiyle yüzleşiyor. (AA)
Osmanlıca öğretmeye
sanat tarihçileri de talip
Milli Eğitim Şurası'nda, Anadolu imam hatip liselerinde zorunlu olarak "Osmanlı Türkçesi"
okutulmasına yönelik tavsiye kararı alınmasının ardından, bu dersleri kimlerin vermesi gerektiğine ilişkin tartışmalar da gündeme geldi.
KAYSERİ - Kamuoyunda Osmanlıca dersleri- olacaktır."
Hızır İnan, ecdadın kültür ve sanat mirasına
nin edebiyatçılar, ilahiyatçılar ve tarihçiler tarafınsahip çıkan bir nesil yetiştirmek için sadece
dan verilmesi tartışılırken, bu konuda eğitim alan
sanat tarihçileri de bu dersleri vermeye talip oldu. Osmanlıca öğretmenin yeterli olmayacağına dikKültür Sanat Emekçileri Derneği Başkanı Hızır
İnan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüzde 31 devlet üniversitesinde sanat tarihi bölümü bulunduğunu, bu bölüm mezunlarının özel
sektörde mesleklerini yapabilme imkanının yok
denecek kadar az olduğunu söyledi.
Yaklaşık 15 bin sanat tarihçisinin işsiz olduğunu öne süren İnan, şöyle devam etti:
"Okullarda halen seçmeli olarak okutulan
sanat tarihi dersi, zorunlu dersler arasında olmadıİSTANBUL - Boğaziçi Üniversitesi Nazım
ğından 800 bin öğretmenden yaklaşık 130'u sanat
Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi,
tarihi norm kadrosunda bulunmaktadır. Bunlardan
düzenlenen törenle açıldı.
15-20'si de norm fazlasıdır. Son yapılan 40 bin
Ünlü şair yazar Nazım Hikmet'in anısını ve
kişilik öğretmen atamasında 1'i açıktan olmak
kültürel mirasını yaşatmak amacıyla hayata geçiüzere 2 sanat tarihi öğretmeninin atanması dururilen merkezin açılışına görüntü kaydı ile katılan
mun vahametini ortaya çıkarmaktadır. Milli Eğitim
yazar Orhan Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ)
Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarına öğretmen
bünyesindeki Atatürk enstitüsü olduğunu hatırlaolarak atanacakların, atamalarına esas olan alantarak, Atatürk'ün 20. yüzyıl Türkiye tarihinin en
lar ile mezun oldukları yüksek öğretim programları
önde gelen ismi olduğu gibi, Nazım Hikmet'in de
ve aylık karşılığı okutacakları derslere ilişkin esas20. yüzyıl Türk edebiyatının en parlak ismi oldularındaki ekli cetvelin 30. sırasındaki resim/görsel
ğunu ifade etti.
sanatlar öğretmenlerinin okuttuğu dersler arasınPamuk, Nazım'ın en belirgin özelliğinin göz
daki sanat tarihi ifadesi kaldırılmalı. Bu dersleri
kamaştırıcı parlak şiir yeteneği ve sesi olduğunu
sanat tarihi öğretmenleri okutmalıdır. Kalp damar
kaydederek, "Siyasi düşmanlarının bile kabul
cerrahının işini diş hekiminin yapması kadar anorettiği bu yetenek, kimi müzik dehalarına olduğu
mal olan bu uygulamaya son verilmelidir."
gibi, şairimiz daha çocuk yaşındayken ortaya
İnan, sayıları 50'nin üzerinde olan güzel sanatçıkmıştı" dedi.
lar liselerinde sanat tarihinin ortak dersler arasınNazım Hikmet'i anlamanın "onu tabu ve
da yer almasına rağmen, bunların çoğunda da
yasaklarla korunan bir başka put haline getirmek
sanat tarihi öğretmeni norm kadrosu oluşmadığını
olmadığını" kaydeden ünlü yazar Pamuk, onu
belirterek, Anadolu imam hatip liselerinde seçmeli
anlamanın, onun olağanüstü yeteneğini, nasıl
dersler arasında yer alan hüsn-i hat, ebru, tezhib
olağanüstü büyük bir edebiyat haline getirdiğini
ve sanat tarihi derslerini hangi öğretmenlerin
adım adım görmek olduğunun altını çizdi.
okuttuğunun da ayrı bir muamma olduğunu kayPamuk, "1970'lerde sol fikirlere ilgi duyan
detti.
edebiyatsever Türk erkeklerinin çoğu gibi 18
Liselerde Osmanlıca dersini edebiyatçılar, ilahiyaşındayken ben de Nazım Hikmet'ten etkileneyatçılar ve tarihçilerin vermesi öngörülüyorken
rek şiirler yazmaya çalıştım. Benim şiirlerim çok
sanat tarihçilerinin göz ardı edilmesinin kabul edikötüydü ama kuşağımdan pekçok solcu gibi,
lebilir bir durum olmadığını dile getiren İnan, şunonun gibi olmak heyecanı vardı bende" dedi.
ları anlattı: "Çünkü, sanat tarihçiler ecdat yadigarı
Lise ikinci sınıfta öğrenciyken yayınlanan
Beylikler, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait
Nazım Hikmet'in hapishaneden Kemal Tahir'e
yapıların vakfiye ve kitabelerini, mezar taşlarını
yazdığı mektuplar ile Orhan Kemal'e yazdığı
okuma konusunda yeterli derecede Osmanlıca
mektupları heyecanla okuduğunu aktaran
dersi almaktadırlar. Bu durumda Osmanlıca dersiPamuk, "Bu mektuplaşmalar, beni yalnız Nazım
ni okutacaklar arasında sanat tarihçilerinin de
Hikmet'in hayatına ve şiirlerine değil, Kemal
olması hem istihdama dönük sorunların çözülmeTahir'in, Orhan Kemal'in romanlarına, toplumsal
sine kısmen bir katkı sağlayacak hem de bu dersi
ve eleştirel tüm Türk edebiyatına açmıştır" diye
işin erbaplarından bir meslek grubu da vermiş
kati çekerek, "Yeni bir program hazırlanarak öncelikle Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı sanatına ağırlık
veren bir müfredatla sanat tarihi dersi lise 10-12.
sınıflarda bir kez, en azından 2 saatlik ders olarak
'zorunlu seçmeli, ortak dersler' arasında yer almalıdır. Bu dersin öğretmeninin okul normu olarak
değil, eğitim bölgesi normu olarak değerlendirilmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz"
diye konuştu.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Edebiyat Fakültesi
Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Sultan Murat Topçu ise ortaöğretimde Osmanlıca
derslerinin Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi mezunlarınca verilmesinin
gündeme getirildiğini belirtti.
Bölümlerinde öğrencilere 4 dönem Osmanlıca
eğitimi verdiklerini ifade eden Topçu, şöyle devam
etti: "Bu noktada, ortaöğretimde Osmanlıca derslerini bizim öğrencilerimizin de verebileceği
kanaatindeyim. Bu konuda sanat tarihçilerinin
gündeme getirilmemesini de büyük bir eksiklik
olarak görüyorum. Tabi ki bu konunun tartışılması
gereken yanları var ama en azından milli eğitim
müfredatında Osmanlıca'nın olmasını bir kazanım
olarak görüyorum. Gençlerin geçmişimizle ilgili
birinci el kaynaklara ilgisinin bu dersler sayesinde
artacağını düşünüyorum. Tabi ki insanlara bunu
kolay öğretemezsiniz ama metodunu gösterdikten
sonra ilgisi de varsa Osmanlıca bilgisini geliştirerek, ileri bir seviyeye taşıyabilir." (AA)
BÜ'de Nazım Hikmet Kültür ve
Sanat Araştırma Merkezi açıldı
konuştu.
"Üniversitenin görevinin, kutsalı daha kutsal
kılmak olmadığını" sözlerine ekleyen Pamuk, üniversitenin daha anlaşılabilir, daha paylaşılabilir ve
insani olarak öğretme ve araştırma görevi olduğunu söyledi.
Orhan Pamuk, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizler kahramanlarımızı anlamak değil, yalnızca onlara hayran olmak isteriz. Çoğumuzun
farkında olmadan istediği şey biyografi yani
yaşam öyküsü değil, menkıbenamedir. Tercih
etmesi bu nedenledir. Kahramanlarımız hakkında
tabular, yasaklar, yaklaşılmaz bölgeler ve yalnızca
kendimizin yaklaşabileceği konular icat ederiz.
Nazım Hikmet'in hayatı da eserleri de bu türden
tabu ve yasaklarla doludur."
Törende konuşan Boğaziçi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu da merkezin açılışı nedeniyle mutluluk, heyecan ve gurur duyduğunu dile getirerek, ünlü şairin mücadeleyi ve her
koşulda, umudu yitirmemeyi öğrettiğini söyledi.
Barbarosoğlu, hayatının 15 yılını hapishanede
geçiren ünlü şairin, düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların Türkiye'de ne boyutlara
ulaştığını ve ulaşabileceğini gösteren bir eşiği
temsil ettiğini sözlerine ekleyerek şöyle konuştu:
"Eserleri yıllar boyunca yayınlanmayan,
vatandaşlığı ancak 2009'da iade edilen Nazım
Hikmet'in şiirleri, masalları, romanları, tiyatro
oyunları, düz yazıları bugün özgürce basılmakta.
Üniversiteler olarak bize düşen görev de Nazım
Hikmet'in, 'öyle yazmalı ki, şiirden tek bir virgül
atılınca her şey yıkılsın' düşüncesiyle yarattığı
eserlerini derinlemesine incelemek, hakkında
yapılan akademik çalışmalara hız vermek ve
dünya şairimizin dehasını anlamaya, anlatmaya
çabalamaktır." (AA)
ilacı. Ben sustukça kesiliyor
ki beni artık elemin kucağında sallayamıyor hiç
sesi elemin, ben sustukça can
bir melâl.
çekişiyor ruhumda acı.
Denizim şükür, okyanusum yâr, seccademin
Ömrümün dalları baharı bek- hacmi akıllara zarar.
leyen sürûra âşık, gönlümdeki
Âşığın kalbi yârla atar, onsuz kalbin ne önemi
gülistana yağansa aşkın şükür
var? Beni yakan özlemin içindeki koru da yakan
yağmurları.
hâr.
Gözlerimdeki nur, ruhumu
HAYATA VE AŞKA DAİR
Aldığım her nefes vuslata, geçen her gün
çevreleyen sur aşka dâir, bentmahşere, kalbimin her atışı yokluktan vara adım,
lerimi yıkansa beklediğim
hasretin
büyüdükçe sevdam sana daha da çoğalısürûr.
yor yâdım.
Rüyalarımdan seslenen ses,
Ey sükûtun kalbinde yaşayan yâr! Ey ellerime
nefesimin içindeki gizli nefes
kâlû belâda kokusunu bırakan yâr!
yâre koşan yarınlarım. Benim
Bil ki gönlüm aşka kanat çırpan bir bulut, bil
beklediğim ölümün içindeki
SÜKÛTUN KALBİNDE
vuslat, beni ve ruhumu güldüren ki ömrüm çölüne dualarla sonsuzca yağacak yağaşka
imanım
ve
yârime
sadakat.
mur,
bil ki ismim ve sözüm mahşerimizi aydınlaÂşığın kalbi yârla atar, onsuz kalbin ne önemi
Nasıl buharlaşırsa sular hasretle, dertler de
tacak nur.
var?
unutulur zamanla ve sükûtla. Biliyorum çünkü
Ey ellerimin ve gözlerimin hükümdarı!
Kalp hisseder, akıl düşünür ve ruh hicrandan
her nefeste tecrübe ediyorum sessizliğin sesini
Sükûtun kalbinde atıyor kalbim; sözüm de, nefeesen rüzgârlarla üşür. Sükûtun kalbinde nefes
duyabilenler dünyadan mahşere koşar umutla…
sim de senindir yârim.
almak, her dem yârin hayaliyle tahayyülün nabGeceleri feryat eden gönlüm
zında hülyalara dalmak ne gam. Olsun, hasretim
değil artık dilime sözler pranga,
GÜNÜN ŞİİRİ
kadar büyük davam.
elemin gözyaşında yıkanmaksa
angarya.
Aşkı büyük olanın hasreti de büyüktür.
Gözlerin rûhumu aydınlatan âteş güzelim,
Sitem ve şikâyetler sükûtumla
Sonunda vuslat olduktan sonra söyleyin bana
eriyen lal, beni benden alansın
âşığa aşkta ne yüktür?
Öpüşün mahşere, sevdân ölüme eş güzelim.
ömrümü helal ettiğim hilal! Bil
Sükût derdimin dermanı, sükût gönlümün
MEHMET NURİ
PARMAKSIZ
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
19 Aralık 2014 Cuma
AFAD, evlerde kalan
Suriyeli Kürtleri unutmadı
Suruç ilçesindeki
akrabalarının yanında kalan Suriyeli
Kürtlerin ihtiyaçları,
Başbakanlık Afet ve
Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı
(AFAD) tarafından
karşılanıyor.
ŞANLIURFA - AFAD, Halep'e bağlı
Kobani'de (Ayn el Arap), terör örgütü
IŞİD ile bazı Kürt gruplar arasındaki
çatışmalardan kaçan sığınmacılara yardım ulaştırmaya devam ediyor.
Misafirler için Suruç ilçesine geçici
barınma merkezi oluşturan kurum, sınıra yakın mahallelerdeki akrabalarının
yanına yerleşen Suriyeli Kürtleri de yalnız bırakmıyor. Bu kapsamda mobil ekip
oluşturan AFAD, misafirlere başta gıda
olmak üzere çeşitli yardım ulaştırıyor.
Suruç Yatılı İlköğretim Bölge Okuluna
kurulan çadır kentin sorumlusu Cafer
Giyik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampta 7 bin 200 sığınmacının
bulunduğunu söyledi.
Misafirlerin tüm ihtiyaçlarının karşılan-
dığını hatırlatan Giyik, "Kendilerine
günde 3 öğün yemek veriyoruz. Giyim,
temizlik malzemeleri sıcak su imkanı
sağlıyoruz. Hijyen koşullarını adına
gerekli olan tüm olanakları sağlıyoruz"
dedi.
Giyik, gönüllü doktorların da sağlık
sorunlarının çözümüne katkı sunduğunu
ifade etti.
Sığınmacıların bir bölümünün akrabalarının yanında bulunduğunu anımsatan
Giyik, şöyle konuştu:
"Özellikle sınıra yakın mahallelerde
çok sayıda sığınmacı bulunuyor. Bunlar
da akrabalarının yanına yerleşti.
Misafirlerin akrabalarına yük olmamaları
için oluşturduğumuz mobil ekip köy köy
gezerek gıda yardımında bulunuyor.
Bize gelen taleplerin hepsini karşılamaya çalışıyoruz. Sığınmacıların soğuk
havadan etkilenmemesi için battaniye
desteğinde de bulunuyoruz."
Giyik, Suruç ilçesindeki kamplarda ise
2 bin civarında personelin görev yaptığını vurguladı.
Özellikle sağlık konusuna ayrı önem
verdiklerinin altını çizen Giyik, "Suriyeli
kardeşlerimizin her türlü ihtiyaçlarını
karşıladığımız gibi sağlık hizmeti de
veriyoruz. Hatta protez ihtiyacı olan
misafirlere yardımcı oluyoruz. Yeterli
miktarda ilacımız var. Doktorlarımız
buradaki imkanlar yeterli değilse hastaları en yakın hastaneye yönlendiriyor"
şeklinde konuştu. (AA)
Kırsal dönüşümde pilot köyler belirlendi
ANKARA - Çevre ve Şehircilik
Bakanlığınca, kırsal alanda yaşam kalitesinin yükseltilmesi için yapılacak
dönüşüm kapsamında pilot köyler
belirlendi. Bakanlık Basın ve Halkla
İlişkiler Müşavirliğinden yapılan açıklamada, kırsal dönüşüm çalışmalarına
ilişkin bilgi verildi. Dönüşüm kapsamında yapılacakların sıralandığı açıklamaya göre, öncelikle kamu tarafından üst
ve alt yapılar planlanacak. Bunlara ilişkin yasal düzenlemeler ve alınacak
ekonomik önlemlerle yeni yerleşim
alanlarında internet kafe alanı, köy
meydanı, köy konağı, spor tesisi gibi
sosyal tesisler yapılacak.
Bu tesislerin yapımının teşvik edilmesiyle kırsalda yaşayan vatandaşların
ekonomik ve kültürel gelişmeleri sağlanarak, kırsaldan büyük kentlere göç
engellenecek, sürecin tersine işlemesiyle sosyal ve kültürel çatışmaların
önüne geçilebilecek.
Bakanlık en kısa sürede yapım aşamasına geçilebilecek köy belirleme
çalışmalarına başladı. Bu kapsamda
Kütahya'nın Arslanapa ilçesinin
Kureyşler köyü (57 hak sahibi),
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
2
3
4
5
6
Kahramanmaraş'ın Göksu ilçesinin
Gücüksu köyü (76 hak sahibi) ve
Karaman'ın Merkez ilçesinin Güldere
köyü (79 hak sahibi ) pilot olarak belirlendi.
Kureyşler ve Gücüksu köyünde hak
sahipliği, yer seçimi, jeolojik-jeoteknik
etütler, harita, imar planı, parselasyon
çalışmaları tamamlanarak arsa satışları
yapıldı. Alt yapı ve üst yapı proje çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğu
iki köyde, yapım işlerine başlanabilmesi için beş aylık süre öngörülüyor.
Güldere köyünde ise hak sahipliği ve
yeni yerleşim için alan belirlendi ve
Bakanlığa tahsisi istendi. Köyde tahsi-
7
8
9
10
sin tamamlanmasıyla yedi aylık sürede
yapım aşamasına geçilmesi planlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris
Güllüce de konuya ilişkin değerlendirmesinde, konutların, vatandaşlar tarafından seçilen yöresel projeler baz alınarak, yapılacağını söyledi.
"Bir köy konağı, köy meydanı ve
çeşme, iki yüz ya da üç yüz kişilik
cami, bir şadırvan, bin metrekarelik
alana üstü kapalı bir pazar yeri, muhtelif yerlere üç tandırevi, içerisinde lavabo, traktör garajı olmak üzere müştemilat yapılacak" diyen Güllüce, çalışmaların en kısa sürede tamamlanmasını hedeflediklerini vurguladı. (AA)
BULMACA
Soldan sağa:
1. Dantel veya nakış ipliği yumağı. – Gözleri görmeyen. 2. Tayin. –
Karadeniz’in kuzeyinde bir iç deniz. 3. Afrika’da bir ülke. – Elçilik uzmanı.
4. Ağrı dağının eski adı. – Bir nota. 5. Yarı, yarım. – Bakanlar Kurulu. 6. Üstü
kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz. – Radyumun simgesi. – Binek
hayvanı. 7. Fiyat gösteren çizelge. 8. Bulmaya çalışma. – Pirinç veya şekerkamışından yapılan bir tür rakı. 9. Rutenyumun simgesi. – Gösteriş, fiyaka,
caka. – Köpek. 10. Eski dilde yemek. – Düşünce, ide. 11. Dilenciye verilir.
12. Mikroskop camı. – Eski bir devlet. – Hayat arkadaşı. 13. Eski dilde
yıldırım. – Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. 14. Kasaplarda satılan kesilmiş
hayvan. – Yazıt. 15. Sahip, iye, ıs. – Güney Amerika’nın yüksek yerlerinde
yaşayan bir yük hayvanı. 16. Asya’da bir göl. – İnsan öldüren kimse. 17.
Avrupa’da bir göl. – Sodyumun simgesi. 18. Öğe, unsur. – Ağı, zehir. 19.
Madeni ip. – Kent, şehir. 20. İcar. – Gelir.
Yukarıdan aşağıya:
1. Kırşehir ilinin bir ilçesi. – Yırtıcı kuşlardan biri. – İnam, vedia. 2. Bir gezegen. – İskambilde papaz. – Boyadan önce vurulan kat. – Kokmuş hayvan
ölüsü. 3. Bir tür etli ve büyük zeytin. – Üzüm veren bitki. – İstanbul’un bir
semti. 4. Bir işte emir verme yetkisine sahip olan kimse. – Güzel kokulu
küçük bir kavun türü. – Kıyası mukassim, dilemma. 5. Bir renk. – Sergen. –
Düzenli işleyen. – Bir mobilya türü. 6. Bir tür bilgisayar oyunu. – Hastalıktan
kurtulma, iyileşme. – Kanmış, inanmış. 7. Donuk renkli. – Ege bölgesinde bir
göl. – Yapma, etme. – Saha, meydan. – Boru sesi. 8. En çok, maksimum. –
Süpürge otu. – Boyutlar. – Baş, kafa. 9. Bildik, tanıdık. – istikbal, gelecek. –
Kadınsı davranışları olan erkek. 10. Deha sahibi
kimse, dahi. – Töre bilimi, ahlak bilimi. –
Titreyiş, ürkme. – Belirti, işaret, iz, nişan.
ÇÖZÜMÜ
BUGÜN
12. SAYFADA
19
20
Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU
9
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
ncetin64@hotmail.com
TÜRK SORUNU AYNASINDA MANKURTLAŞTIRMA
Türk’ü mankurtlaştırmanın usturuplu
yöntemlerinden biri, onun önüne suni,
gerçekdışı, sanal, hayalî bir takım
sorunlar koyarak onu oyalamak ve
kendine dönüp bakmasını engellemektir. Dışarıdan emperyalist odaklar, içerden onların işbirlikçileri uzun zamandır
bizi böyle sanal sorunlarla yordular,
sersemlettiler, kafamıza vura vura bunları gerçek sorunlar sanmamızı sağladılar. Gece gündüz bu gerçekdışı, hayalî
sorunları tartışıp duruyoruz. Türk, bir
türlü kendi gündemine ve kendi asıl
sorunlarına gelemedi.
Türkiye’de Ermeni sorunu yoktur.
Türkiye’de Atatürk’ün bu vatanı çok
büyük çoğunluğuyla Müslüman
Türklerin yaşadığı bir ülke hâline getirmesinin sindirilememesi ve Türk vatanının kilise ve misyoner açılımlarıyla
tekrar Müslüman ve Türk olmayanlar
tarafından doldurularak Türk’ün boğulmak istenmesi sorunu vardır.
Türkiye’de Kürt sorunu, şu sorunu,
bu sorunu yoktur. Türkiye’de Türk’ün
kimlik ve kişiliğinin iğdiş edilmesi,
Türk’e Türk düşmanlığı propagandası
yapılması, Türk’e kendi eliyle kendi
idam fermanını, kendi tasfiye sürecini
imzalattırma sorunu vardır.
Türkiye’de Türk’e kendisini inkâr
ettirilmesi ama öbür taraftan İslam
ümmetçiliği adına, Komünizm enternasyonalizmi adına, Avrupa
Birlikçiliği, demokrasi, hak ve özgürlükler adına Kürt ırkçılığı propagandası
yaptırılması sorunu vardır. Türkiye’de
bütün televizyonlar, radyolar, gazeteler,
siyasetçiler bombardımanıyla Türk’ü
duyarsızlaştırma, gafil avlama, aymaz
bir hâlde sersemletme, sallayıp sallayıp
bir tarafa atma sorunu vardır.
Türkiye’de Türk kimliğiyle derdi
olan, ilminin irfanının ne olduğu belirsiz, kerameti kendinden menkul bir
takım adamların şeyh diye, cemaat
lideri diye Türk’ün tepesine oturtulması ve Türk’ün İslam adı altında
İslam’la alakası olmayan bir takım ruhbanlık törenleri ve ritüelleriyle mankurtlaştırılması sorunu vardır.
Türkiye’de Türklük karşısında alerjisi olan bir takım adamlara, alavere
dalavere ile, politika oyunlarıyla, eş
dost, aşiret, ağa, dayı, hemşehri, partidaş iltimaslarıyla bolca paralar, fonlar,
krediler, imkanlar, bilmem neler verilerek patron yapılıp gariban Türk halkı
da işçi ve müşteri konumuna itilerek az
bir ücretle onların kölesi yapılması
sorunu vardır.
Türkiye’de sinsi bir şekilde Türk
düşmanlığı yapıp öbür taraftan etnik
ırkçılık yapmayı siyaset diye yutturan
bir takım kişileri Türk milletine seçtirerek başlarına siyasetçi diye dikilmesi
ve onların da oylarını aldığı Türk’ü
sinsice tasfiye etme çabası sorunu vardır.
Türkiye’de yetkili ve sorumluluk
taşıyan siyasetçilerin her gittikleri
yerde yekpare, kaynaşmış, bütünleşmiş, birleşmiş olan, olması gereken,
olması için çalışılması gereken Türk
milletini 36 bilmem ne kadar etnik
gruptan müteşekkil kozmopolit bir topluluk olarak göstermesi, etnik siyasetle
insanların biyolojik aidiyetlerini sürekli hatırlatmanın ne gibi sonuçlar doğuracağının hesap edilmemesi, asıl yapılması gerekenin ortak noktalar üzerinden bütünleşmiş, kaynaşmış bir Türk
milleti inşa etmek olduğunun göz ardı
edilmesi gibi bir sorun vardır.
Türkiye’de Atatürk’ün öncülüğünde
Türk milletinin tam bağımsız ve bağlantısız hür bir devlete sahip olmasının
Türk düşmanlarında hazımsızlık meydana getirmesi, bunun için ne yapılıp
edilip Türk milletinin elinden devletinin, sosyal, ekonomik, kültürel müesseselerinin alınmak istenmesi sorunu
vardır.
Türkiye’de Türk milletinin iç ve dış
siyasetinin Avrupa Birliği, Amerika,
İsrail gibi emperyalist sömürgeci güç
odaklarının siyasi organizasyonlarına
teslim edilmek istenmesi, böylece
Türk’ün bağımsızlıkçı millî siyasi iradesinin yok edilerek köleleştirilmesi
sorunu vardır.
Türkiye’de Türk milletinin kendine
olan özgüveninin yitirilmesi, güdükleştirilmesi, Türk milleti adam olmaz
denilerek bu özgüven aşımının sürdürülmesi, adam olmamız için gavurların
güdümüne ve yönetimine girmemiz
gerektiği yolundaki sefil sözlerin
büyük fikir ifadeleriymiş gibi ortalıkta
dolaşması sorunu vardır.
Türkiye’de banka, borsa ve sigorta
gibi para toplayan ve dağıtan kurumların, iş, hizmet ve ürün kaynaklarının
yabancıların ellerine geçmesi ve bunun
sonucunda millî ekonomimizin yok
olması, esaret ekonomisine geçilmesi
sorunu vardır.
Türkiye’de Türk ordusunun değişik
bahane ve gerekçelerle etkisiz hâle
getirilmesi, yıpratılması, olur olmaz
şeylerle suçlanması, hatta tasfiye edilmesi, eşkıyabaşının paşa yapılması
istek ve çabaları ve böylece Türk milletinin savunmasız hâlde bırakılıp
kolayca emperyalist sömürgen dünya
devletine teslim edilmek istenmesi
sorunu vardır.
Hasıl-ı kelam Türkiye’de Türk’ün
kendi varlığından habersiz, kendi diline, dinine, kimliğine, tarihine, ecdadına, kültürüne, bağımsız millî siyasi iradesine, yer altı yer üstü zenginliklerine,
toprağına, devletine tamamen yabancılaştırılarak mankurtlaştırılması sorunu
vardır.
Bütün bu sorunların kaynağı da,
Türk’ün değişik yöntemlerle mankurtlaştırılma operasyonuna maruz bırakılışını idrak edememesidir. Biz, başkasından önce kendimizi suçlayalım. Bizi
kendi elimizle yok etme amacına matuf
dayatmaların farkına varalım. Türk, titreyip kendine geldiği, mankurtluk afetinden kurtulduğu gün özgürleşme
süreci başlayacaktır. İnşallah.
"Yıldırım aşk"
engel tanımadı
AMASYA - Amasya'da, sosyal
paylaşım sitesi aracılığıyla tanışan
engelli Evren Kılıç ile Esra Nur Kılıç,
tanıştıktan bir hafta sonra evlendi.
Çocukluğunda geçirdiği ateşli
hastalığın ardından tekerlekli sandalyeye mahkum olan Evren Kılıç (32)
ile İzmir'de yaşayan bir çocuk annesi Esra Nur Kılıç, sosyal paylaşım
sitesi facebook aracılığıyla tanıştı.
Tanıştıktan 1 hafta sonra evlilik
kararı alan çift, Amasya Belediye
Başkanı Cafer Özdemir'in Engelsiz
Yaşam Parkı'nda kıydığı nikahla
dünyaevine girdi.
Damat Kılıç, gazetecilere yaptığı
açıklamada, geçirdiği ateşli hastalığın ardından engelli olarak 19 yılını
hastanede geçirdiğini belirtti.
Daha sonraki yıllarda toparladığını
ve tekerlekli sandalye üzerinde
yaşamını devam ettirdiğini ifade
eden Kılıç, "Toparlanma sürecinin
ardından engelli derneklerine gidip
gelmeye başladım. Sosyal hayata
daha fazla katıldım. Engelimi nasıl
kabul edeceğimi anladım. Biz engelli
değiliz. Dezavantajlı gruplarız.
Engelime asla isyan etmedim. Allah
da benim yüzüme güldü" dedi.
Eşiyle yaklaşık bir hafta önce sosyal medya aracılığıyla tanıştıklarını
anlatan Kılıç, "Facebook'ta tanıştık.
Kafalarımız uydu. Birbirimizi sevdik.
Sıcak bir etkileşim oldu ve evlendik.
Her şey 3-4 gün içinde oldu. Bazıları
"3 gün içinde tanışıp evlilik olur
mu?' diye soracaklardır. 6-7 yıl
nişanlı kalıp evlenemeyenler var. 2
yaşında da bir kızımız var. Onu öz
kızım gibi seveceğim. En iyi şekilde
yetiştireceğiz" diye konuştu.
Esra Nur Kılıç ise engelli dostu
birisi olduğunu, engelli derneklerinde görevler aldığını dile getirdi.
Eşiyle internet üzerinden tanıştıklarını vurgulayan Kılıç, "Facebook
üzerinden tanıştık. Konuşmaya başladık ve iyi de anlaştık. Kısa sürede
bir aşk, sevgi ortamı ortaya çıktı.
Mutluyum" ifadelerini kullandı.
Amasya Belediye Başkanı Cafer
Özdemir de Kılıç çiftinin yıldırım
aşkıyla evlendiklerini, gönüllerin
engel tanımadığını bir kez daha gördüklerini aktardı.
Fedakarca birbirlerinde destek
olacaklarını anlatan Kılıç, "Örnek bir
çift olacaklar. Çiftimizi tebrik ediyorum. Her zaman yanlarında olacağımızı bilmelerini istiyorum" şeklinde
konuştu. (AA)
10
19 Aralık 2014 Cuma
11.12.2014 TARİH VE 2260 SAYILI ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS KARARI İLE KENT
ESTETİĞİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI YÖNETMELİĞİDİR. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENT ESTETİĞİ
DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE1-(1) Bu yönetmeliğin amacı; Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Dairesi
Başkanlığının kuruluş, görev ve çalışma esaslarını düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2-(1) İlgili mevzuat tarafından belirlenmiş amaç, hedef, strateji ve ilkeler doğrultusunda,
a) Kent Estetiği Dairesi Başkanlığının
b) Şube Müdürlüklerinin görev, yetki ve sorumluluklarını kapsar
Dayanak
MADDE 3-(1)Bu yönetmelik; 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, 5393 sayılı Belediye
Kanunu, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanun, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu,
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 657 sayılı Devlet
memurları Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanununun ilgili maddeleri ile bu paragrafta adı geçen kanunlara dayalı olarak çıkarılan tüzük ve yönetmeliklere dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4-(1)Bu yönetmelikte yer alan;
a)Başkan: Büyükşehir Belediye Başkanı
b)Belediye: Ankara Büyükşehir Belediyesini
c)Daire Başkanı: Kent Estetiği Dairesi Başkanı
ç)Daire Başkanlığı: Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı
d)EKAP: Elektronik kamu alımları platformunu ifade eder
e)Genel Sekreter Yardımcısı: Kent Estetiğinin bağlı bulunduğu Genel Sekreter Yardımcısını
f)Meclis: Ankara Büyükşehir Belediyesini
g)Şube Müdürlüğü: Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına bağlı İnceleme, İhale ve İdari İşler, Kent
Bakım Onarım, Kent Estetiği ve AR-GE, Kent Temizlik İşleri Şube Müdürlüklerini
ğ)Şube Müdürü: Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına bağlı İnceleme, İhale ve İdari İşler, Kent Bakım
Onarım, Kent Estetiği ve AR-GE, Kent Temizlik İşleri Şube Müdürlerini ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Teşkilat, Bağlılık, Kuruluş, Görev, Yetki ve Sorumluluklar
MADDE 5 – (1)Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına, Daire Başkanına bağlı;
a) Kent Temizlik İşleri Şube Müdürlüğü
b) İnceleme, İhale ve İdari İşler Şube Müdürlüğü
c) Kent Bakım Onarım Şube Müdürlüğü
ç) Kent Estetiği ve AR-GE Şube Müdürlüklerinden oluşmaktadır.
Bağlılık
MADDE 6-(1) Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi 21. Maddesi gereğince Başkanca teklif edilip Meclis tarafından kabul edilen
ve Belediye teşkilat şemasında gösterilen makama bağlı olarak hizmet yürütür.
Kent Estetiği Dairesi Başkanı
MADDE 7 – (1)Kent estetiği dairesi başkanının görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak
veya ilgili kurum ve kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent
estetiği oluşturmak,
b) Hizmet alanı içerisinde mevsim şartlarına göre genel temizliğin yapılması, süpürge araçları ile
süpürülmesi ve biriken atıkların nakledilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek,
c) Hizmet alanı içerisinde mevsim şartlarına göre cüruf ve kar temizliği yapılarak biriken atıkların
nakledilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek,
ç) Hizmet alanı içerisinde katı atık konteynırları (yer altı-yer üstü), modern ve işlevsel çöp kovaları
yerleştirilmesi, ihtiyaç halinde sayılarının artırılması, içinde biriken atıkların taşınması hizmetlerini
yürütmek,
d) Sel, yangın ve benzeri afet sonrası oluşan iç ve dış mekân kirliliğinin ortadan kaldırılarak, yeniden yaşanılabilir hâle getirmek ve gerekli hallerde ilgili birimlerle koordinasyon sağlamak,
e) Kış mevsiminde kar ve buzlanma ile mücadele ederek, ihtiyaç halinde taş ve kum ocaklarından
malzeme temin etmek,
f) Hizmet alanı içerisinde bulunan yerlerin temizlik, bakım-onarımlarını yapmak ve bu işlemlerin
yapılması esnasında oluşan hafriyat, atıkların toplanması, nakledilmesi hizmetlerinin gerçekleştirmesi sürecinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak,
g) AR-GE’ye yönelik çalışmalar gerçekleştirmek,
ğ) Kent estetiği kurumsal yapısının oluşturulması hususunda çalışmalar yapmak,
h) Başkanlık makamı ve ilgili mevzuatla belirlenmiş amaç, hedef, strateji ve ilkeler doğrultusunda
faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin politikaları belirleyerek amirlerinin onayına sunmak, onaylanan
politikaların uygulanışını izlemek, personeline bu konuda gerekli açıklamalarda bulunmak,
ı) Başkanlık makamınca belirlenen amaç, ilke ve talimatlar ile ilgili mevzuata uygun olarak belirlenen politikalar doğrultusunda plan ve program geliştirmek, bütçe hazırlamak ve hazırlanan plan,
program ve bütçeyi amirlerinin onayına sunmak,
i) Onaylanan plan, program ve bütçenin uygulanmasını sağlamak,
j) Gerekli iş bölümünü ve koordinasyonu sağlamak, sorumlulukları belirlemek, verilen görevleri
takip etmek ve ahenkli bir çalışma ortamı oluşturmak,
k) Başkanlığa bağlı birimlerin verimliliğini arttırmak ve değişen şartlara göre yeni organizasyonlar
geliştirmek,
l) Yönetimi altındaki faaliyetler ile ilgili olarak kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,
m) Birimler arasındaki evrak akışının düzenli olmasını sağlamak,
n) Gerektiğinde bağlı personelin iş ve işlemleriyle ilgili bilgi ve önerilerini almak, değerlendirmek ve
gerekirse üst makama sunmak,
o) Belediyeyi ve birimini ilgilendiren konulardaki yayınları ve mevzuatı takip etmek ve konuyla ilgili
olarak personelini bilgilendirmek ve görevlendirmek,
ö) Gerektiğinde personelinin eğitim amacıyla yurtiçi ve yurt dışı konferans ve seminerlere gönderilmesini teklif etmek,
p) Görevlendirildiği takdirde komisyon ve çalışma gruplarında yer almak, rapor ve/veya projeler
hazırlamak,
r) Belediye başkanlığı tarafından belirlenen amaç, ilke ve talimatlar ile ilgili mevzuata uygun imar
planında ayrılan yeşil alanların (park, çocuk oyun alanları, piknik alanları, sosyal aktivite, spor alanları vb.) bakımı, onarımı ve temizliğini koordine etmek, atölyeleri bu amaç doğrultusunda çalıştırmak,
s) Daire başkanlığının görev alanına giren tüm temizlik, bakım, onarım işlerinin kesin hesaplarını
yapmak. Müteahhitler eliyle yaptırılan işleri ve/veya müteahhitlerle birlikte yapacağı kesin hesaplar
ile dairenin araç, gereç, malzeme ve işçilerini kullanarak (pür emanet) yaptığı işlere ilişkin kesin
hesapları 1 yıl içerisinde sonuçlandırmak.
Kent temizlik işleri şube müdürlüğü
MADDE 8- (1)Kent temizlik işleri şube müdürünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak
veya ilgili kurum ve kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent
estetiği oluşturmak,
b) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin makine ve elle süpürülüp yıkanarak temizlenmesi konularında,
uluslararası standartlarda hizmet vermek ve çevre sağlığının korunmasına katkıda bulunmak,
c) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin mevsim şartlarına ve iş programına uygun genel temizliğinin
yapılması, yıkanması, süpürme araçları ile temizlenemeyen alanların diğer teçhizat ile yapılması,
katı atıkların toplanması ve nakledilmesi hizmetlerini yapmak veya yaptırmak,
ç) Kent içerisindeki ağaçların kurumuş dalları ve bitkilerin kurumuş olanları ile ilgili kesimi yapılması
toplanması ve temizliğini yaparak estetik hale getirilmesi çalışmalarını yapmak,
d) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile
yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek,
e) Daire başkanlığı için ihtiyaç duyulan mal alımlarına ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak,
f) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek,
g) Şube Müdürlüğünün yıllık bütçesini hazırlayarak başkanlık makamına sunmak,
ğ) Halkın çevre ve temizlik konularında bilinçlenmesi ve duyarlılığının arttırılması amacıyla; konferanslar, seminerler düzenlemek, eğitici film, ilan, broşür ve dergi hazırlamak,
h) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık faaliyet raporlarını hazırlayarak başkanlık makamına sunmak.
(2) Kent temizlik işleri şube müdürüne bağlı olarak görev yapan kent temizlik işleri şefliğinin görev,
yetki ve çalışma konuları şunlardır:
a) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin, mevsim şartlarına ve iş programına göre cüruf, kar, buz, yaprak ve genel temizliğinin yapılması, süpürge araçları ile süpürülmesi ve çöplerin nakledilmesi hizmetlerini yapmak,
b) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin program dâhilinde modern ve işlevsel alet ve makinelerle
yıkanmasını sağlamak,
c) Kent içinde meydana gelen trafik kaza mahallerini temizleyerek, güvenli trafik akışının sağlanmasına yardımcı olmak,
ç) Resmi bayram, özel günler ile protokol programları dâhilindeki tören bölgelerinin, süpürge araçları ve diğer uygun araçlarla çevre temizliğini yapmak ve diğer birimlere yardımcı olmak,
d) Hizmet alanı içerisindeki yerlere ve rekreasyon alanlarına katı atık konteynırları (yer altı-yer
üstü), modern ve işlevsel çöp kovaları yerleştirmek, ihtiyaç halinde sayılarını artırmak,
e) Sel, yangın ve benzeri afetlerden dolayı meydana gelebilecek çevre kirliliğini ortadan kaldırmak
amacıyla hazırlanan iş programlarını uygulamak,
f) Hizmet alanı içerisindeki yerlerin mevsim şartlarına ve iş programına uygun genel temizliğinin
yapılması, katı atıkların toplanması, nakledilmesi hizmetlerini yapmak,
g) Talep olması halinde okul, ibadethane vb. yerlerin çevre temizliğine yardımcı olmak,
ğ) Süpürge araçları, diğer hizmet araçları ve temizlik ekipleri için gerekli olan malzeme teminini
sağlamak,
h) Temizlik araçları ve personelin vardiyalı olarak görev yapmasını sağlamak,
ı) Araç şoförlerinin çalışma programlarını hazırlamak,
i) Daire başkanlığı hizmetlerinde kullanılan araç ve personelin amirlerin talimatları doğrultusunda
sevk ve idaresini sağlamak,
j) Kış aylarında araç ve ekipleri ile karla mücadele çalışmalarını gerçekleştirmek,
k) Köprü korkuluklarını, orta refüj bariyerlerini, cam bariyerleri yıkamak, bunlara verilen zararları
gidermek,
l) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek,
m) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim
ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak,
n)Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak,
o)Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek.
(3) Kent temizlik işleri şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan kent yıkama işleri şefliğinin
görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır:
a) Hizmet alanı içerisinde ki yerlerin makine ve elle yıkanarak temizlemesini yapmak veya yaptırmak,
b) Temizlik ekipleri için gerekli malzeme talebinde bulunmak ve temin etmek,
c) Yıkama araçları ve ilgili personelin sevk ve idaresini, amirlerin talimatları doğrultusunda sağlamak,
ç) Personelin izin, rapor, terfi, sicil, ceza gibi özlük işlerini takip etmek,
d) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim
ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak,
e) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak,
f) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek.
Kent bakım onarım şube müdürlüğü
MADDE9- (1) Kent bakım onarım şube müdürünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak
veya ilgili kurum ve kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent
estetiği oluşturmak,
b) 5216 sayılı yasa ile belediye başkanlığına verilen yetki dâhilinde, şube müdürlüğünün yıllık çalışma programı ile uzun vadeli plan ve programlarını hazırlamak,
c) Şube müdürlüğüne bağlı şeflikler arasında koordinasyonu sağlayarak, plan ve program dâhilinde
çalışmaların yürütülmesini sağlamak,
ç)Hizmet alanı içerisindeki yerlerin bakım onarımlarını yapmak,
d) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile
yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek,
e) Daire başkanlığı için ihtiyaç duyulan mal alımlarına ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak,
f) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek,
g) İş güvenliği ile ilgili mevzuatın gerektirdiği tedbirlerin alınmasını sağlamak,
ğ) Kış mevsiminde kar ve buzlanma ile mücadele etmek,
h) Şube müdürlüğünün yıllık bütçesini hazırlayarak makama sunmak,
ı) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık raporlarını hazırlayarak makama sunmak.
(2) Kent bakım onarım şube müdürüne bağlı olarak görev yapan bakım ve onarım şefliğinin görev,
yetki ve çalışma konuları şunlardır:
a) Belediyeye ait tüm yapıların, inşaat, makine sıhhi tesisat, elektrik, ısıtma, soğutma, jeneratör ve
asansörlerin bakım ve onarımlarını yapmak,
b) Makam onayı ile ihtiyaç duyulan mobilyaların üretim, bakım ve onarımlarını yapmak,
c) Meydan, bulvar ve caddelerde bulunan bordür ve kaldırımları onarmak,
ç) Belediyemize ait aydınlatma direklerine verilen hasarları onarmak ve bakımlarını yapmak,
d) Kış aylarında (mevsiminde) kar ve buzlanma ile mücadele yapmak,
e) Tuz ve kum ocaklarından malzeme temin etmek,
f) Makine parkının bakım, onarımı ve ikmal işlemlerini yürütmek,
g) Şube müdürlüğüne tahsis edilen araçları görevlendirilmesini ve organizasyonunu sağlamak,
puantajlarını tutmak,
ğ) Şube müdürlüğüne bağlı depo ve şantiyelerdeki iş ve işlemlerin koordinasyonunu sağlamak,
h) Daire başkanlığı bünyesinde ve kent bakım onarım şube müdürlüğü idaresinde çalışan marangozhane, elektrikhane, su tesisat, boyahane, duvarhane, demirhane, lastikhane atölyelerinin çalışmalarını yönlendirmek, programlamak, sevk ve idare etmek,
ı) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek,
i) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve
ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak,
j) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak,
k) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek,
l) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık raporları hazırlayarak makama sunmak.
m)5366 sayılı Yıpranan ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak
Kullanılması Hakkında Kanun çerçevesinde Bakanlar Kurulunun 21.01.2010 tarih ve 88/2010
Sayılı kararı ile belirlenen Ankara Yenileme Alanı kapsamında bulunan; çevreye tehlike arz eden
mail-i inhidam durumundaki yapıların; Ankara Yenileme Alanı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulu karaları doğrultusunda yıkım kararı alınmış ise yıkımlarının yapılarak hafriyatlarının kaldırılmasını ya da Kurul kararı doğrultusunda yıkılmasını önleyici tedbirler alınarak çevreye can ve mal
güvenliği açısından tehlike oluşturmasının önüne geçilmesi için gerekli hukuki işlem ve yazışmalar
da dahil olmak üzere tüm işlemlerin yapılması
(3) Kent bakım onarım şube müdürüne bağlı olarak görev yapan atölyeler şefliğinin görev yetki ve
çalışma konuları şunlardır:
a) Daire başkanlığı bünyesinde ve kent bakım onarım şube müdürlüğü idaresinde çalışan marangozhane, elektrikhane, su tesisat, boyahane, duvarhane, demirhane, lastikhane atölyelerinin çalışmalarını yönlendirmek, programlamak, sevk ve idare etmek,
b) Atölye içerisinde çalışan personelin çalışma programını hazırlayarak yönlendirme ve kontrolünü
sağlamak, kullanılacak malzemelerden eksik olanlarını belirleyerek alımı için gerekli işlemleri yapmak,
c) Müdürlüğümüzce yeni yapılacak park, bahçe ve yeşil alanlarda elektrik, su tesisat ve malzeme
montaj işlerini, mevcut alanlarda ise tamir, arıza gibi tadilat işlerini yürütmek,
d) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek,
e) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim
ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak,
f) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak,
g) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek,
h) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık raporları hazırlayarak makama sunmak.
İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğü
MADDE 10- (1) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
a) Kent içerisinde görüntü kirliliği oluşturan unsurları temizlemek bakım ve onarımını yaptırmak
veya ilgili Kurum ve Kuruluşlarla yasa ve yönetmelikler çerçevesinde işbirliği yapılarak görsel kent
estetiği oluşturmak,
b) Daire Başkanlığının ana faaliyet alanları ile ilgili olarak süpürge araçları ve diğer araçlarla temizlenecek alanları ve güzergâhları kontrol ederek periyodik olarak temizlenmesini sağlamak,
c) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile
yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek,
ç) Hizmet alanı içerisinde incelemeler yaparak kentte görülen görsel eksiklikleri tespit edip ilgili
Şube Müdürlüklerinden temizlik, bakım ve onaranlarının yapılmasını talep etmek.
d) Daire başkanlığı için ihtiyaç duyulan mal alımlarma ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak,
e) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek,
f) Şube müdürlüğünün yıllık bütçesini hazırlayarak başkanlık makamına sunmak,
g) Günlük, haftalık, aylık, yıllık faaliyet raporlarını hazırlayarak başkanlık makamına sunmak.
(2) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan inceleme şefliğinin
görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır:
a) Büyükşehir belediyesi sorumluluğunda bulunan sokak, cadde, bulvar ve meydanlardaki bakım
ve onarım gerektiren veya kirlilik arz eden olumsuzlukların incelemesini yaparak ilgili birimlere
havalesini yapmak,
b) Alo 153 Mavi Masa, resmi yazı, dilekçe ile şefliğimize intikal eden veya tespitlerimiz sonucunda
raporlanan, kaldırım olumsuzluklarının (bordür, tretuvar, andezit, bazalt, kilit taş, küp taş v.b.) incelemek, değerlendirmek ve ilgili birimlere havalesini yapmak,
c) Alo 153 Mavi Masa, resmi yazı, dilekçe ile şefliğimize intikal eden veya tespitlerimiz sonucunda
raporlanan kirlilik arz eden her türlü olumsuzluğun(görsel kirlilik, afiş sökme, sprey boya temizliği,
çöp toplama ve yıkama, kaldırım ve meydan temizliği ve yıkaması, atık ve hafriyat toplama, mazgal
temizleme, su birikintilerin ve su baskınlarının temizliği v.b.) taleplerini incelemek, değerlendirmek
ve ilgili birimlere havalesini yapmak,
ç) Alo 153 Mavi Masa, resmi yazı, dilekçe ile şefliğimize intikal eden veya tespitlerimiz sonucunda
raporlanan, kentimizde bakım onaran gerektiren (yollardaki, araç alt ve üst geçitlerindeki, yaya alt
ve üst geçitlerindeki, köprülü kavşaklardaki, tünellerdeki, v.b. yerlerdeki) her türlü olumsuzluğun
(aydınlatma, elektrik, korkuluk, bariyer, istinat duvarı, asansör, yürüyen merdiven,boya v.b.) taleplerini incelemek, değerlendirmek ve ilgili birimlere havalesini yapmak,
Devamı sayfa 11’de
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
19 Aralık 2014 Cuma
Baştarafı sayfa 10’da
11.12.2014 TARİH VE 2260 SAYILI ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS KARARI İLE KENT
ESTETİĞİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI YÖNETMELİĞİDİR. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENT ESTETİĞİ
DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK
d) Belediyemize ait hizmet birimlerin, sosyal ve kültürel tesislerin (Hanımlar lokali, belmek kursları
çocuk meclisleri, çocuk kulüpleri, barınma evleri, şefkat evleri, engelliler merkezi v.b.) bakım onarım gerektiren her türlü olumsuzluğun (kaldırım, duvar, korkuluk, sıva boya, aydınlatma, elektrik,
marangoz sıhhi tesisat, kalorifer, ısıtma, soğutma işleri v.b.) taleplerini incelemek, değerlendirmek
ilgili birime havalesini yapmak,
e) Okul, cami v.b. gibi kurumlardan gelen resmi taleplerin incelemesini yaparak ilgili birime havalesini yapmak,
f) Şefliğimize intikal eden resmi başvuruların veya tespitlerimiz sonucunda raporlanan her türlü istatistiksel verinin arşivlenmesini yapmak, günlük, haftalık, aylık, yıllık değerlerini tablo halinde şube
müdürlüğüne sunmak,
g) Alt Yapı Koordinasyon Merkezince (AYKOME) ruhsatlandırılmış alt yapı kuruluşları tarafından
sokak, cadde, bulvar ve meydanlardaki kaldırımlarda yapılan kazıların incelemelerini yaparak onarımının yapılması için ilgili birime havalesini yapmak,
h) Halkın ortak kullanım alanı olan (kaldırım, yol, meydan v.b.) yerlerde vatandaşların geçişini
engelleyen, güçleştiren unsurların tespit edilerek sağlıklı yaşam alanlarının sağlanması açısından
zabıta ve emniyet ile işbirliği yapmak,
ı) Amirinin ihtiyaç duyabileceği, kendi görev alanı kapsamındaki her türlü bilginin her an kullanılabilecek durumda, tam, doğru, güncel olarak tutulması sağlamak, gerektiğinde rapor hazırlamak,
yazılı ve sözlü açıklamalar yapmak,
i) Teknik araştırmalar ve incelemeler yaparak halkın ortak kullanım alanlarındaki eksiklikleri saptamak,
j) Kendi biriminin verimliliğini arttırıcı çalışmalar, araştırmalar yapmak,
k) Müdürlüğünün istatistiksel bilgileri, inceleme ve araştırma raporlarını derleyerek yayınlanmasını
sağlamak,
l) Faaliyetleriyle ile kent halkının duyarlılığını arttırıcı çalışmalar (broşür, afiş, billboard, slâyt vb.)
yapmak,
m)ilgili kurum, kuruluş ve muhtarlıklarla işbirliği yapmak,
n) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek,
o) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip, ilgili birim
ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak,
ö) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak,
p) Günlük, haftalık, aylık ve yıllık çalışma programlarını hazırlayıp onaya sunmak.
r) Müdürlük makamınca verilen diğer görevleri yerine getirmek.
(3) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan İdari işler şefliğinin
görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır:
a) Üniversite ve meslek liselerinden gelen stajyerlerin tüm işlemleri ile ilgilenmek (okul ile gerekli
yazışmalar, staja başlama, puantajları, izinleri, raporları ve staj dosyaları vs.)
b) Makamca verilecek görev çerçevesinde, Daire Başkanlığında görev yapan Memur personele
meclis kararı ile verilen manyetik otobüs kartları ve bu gibi sosyal hakların tahakkuk işlemlerim
hazırlamak ve dağıtımım yapmak
c) Memur ve sözleşmeli personelin yıllık, sıhhi, mazeret ve ücretsiz izin işlemleri ile birlikte yurtdışı çıkış izin onaylarını hazırlamak ve takibini yapmak, personelin kurum içi vekalet, tedviren
yürütme onaylarını hazırlamak. Sözleşmeli personelin işten ayrılıncaya kadar her yıl sözleşmelerini
onaya sunmak, işten ayrılma işlemlerini yürütmek
ç) Memurlara derece, kademe ve kıdem terfii onaylarını tebliğ etmek
d) Memur personelin ilk defa göreve başlama, adaylık eğitimi sonrası asalet tasdiki işlemlerini
yürütmek, açıktan atama, naklen atanma, görevde yükselme, unvan değişikliği ve birimler arası
atama işlemlerini yürütmek, emeklilik, ölüm, istifa, görevden çekilme, gibi nedenlerle kayıt kapama
işlemlerini yürütmek, memur personelin asalet tasdiki ve askerlikte geçen sürelerinin intibak onaylarını tebliğ etmek, memur personelin kadro ve ek göstergeleri ile ilgili işlemleri yürütmek ve programa yüklemek, askerlik borçlanması işlemlerini yapmak
e) İç ve dış denetim ile ilgili kurum ve kuruluşlardan gelen her türlü bilgi ve belge taleplerini gizlilik
kuralları içerisinde yazışmalarını yapmak
f) Memur, sözleşmeli ve işçi personel tanıtıcı belediye kimlik kartları talebini, dağıtımını yapmak ve
kayıp, çalıntı gibi sair nedenlerle kaybolması halinde yazılarını hazırlamak, Başkanlığımızdan nakil
yoluyla başka kuramlara atanan memur personelin nakil işlemlerini yapmak
g) İşçi personel ile ilgili aylık ve yıllık faaliyet raporlarını ve istatistiki bilgilerle ilgili işlemleri yürütmek
h) Üst dereceli kadrolarda bulunan memur personele verilen hususi ve hizmet damgalı pasaportlarla ilgili yazışmaları yapmak
ı) Faaliyet alanı ile ilgili olarak; dış kuramlardan, belediye birimlerinden,
belediye çalışanlarından ve vatandaşlardan gelen her türlü yazı, dilekçe ve taleplere mevzuat ve
üst amirlerinin direktifleri doğrultusunda cevabi yazıları hazırlamak
i) Memur ve sözleşmeli personelin disiplin mevzuatına uygun almış oldukları
disiplin cezalarını sicil dosyalarına işlemek, disiplin cezasının ilgili personele bildirimini yapmak ve
cezanın uygulanması ile ilgili yazışmaları yapmak
j) Yönetmelik ve yeni şube müdürlüğü kurulmasında meclise gerekli bilgilerin
sunulması için yazışmaları yapmak, birimlerin teşkilat şemasındaki değişiklikleri tekliflerine uygun
olarak hazırlamak
k) Personelin, mal bildirim kanunu hükümleri doğrultusunda süresi içerisinde mal
bildirim beyannamesi düzenlemelerini sağlamak
l) Başkanlığımız memur, işçi ve sözleşmeli personele ait özlük, sağlık ve sicil
dosyalarının arşivleme hizmetlerini yürütmek, muhafazasını sağlamak, ilgili mevzuat dâhilinde
daire başkanlığının diğer iş ve işlemleri ile ilgili her türlü belgelerinin arşivlenmesi hizmetlerini yürütmek
m) Daire Başkanlığına gelen evrakların, kayıt altına almak, daire başkanının havalesine sunmak,
gizlilik kuralları içerisinde ivedi ve gizli evrakın zimmet karşılığı ilgili kişi, birim, kurum ve kuruluşlara
teslimini sağlamak
n) Memur ve sözleşmeli personellerin görevli izinli sayılmaları durumunda gerekli Oluru almak
(4) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan ihale işleri şefliğinin
görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır:
a) Kent Estetiği Dairesi Başkanlığına bağlı Şube Müdürlüklerinden gelen ihale onayı alınmış olan,
yapım, hizmet ve mal alım dosyalarının, EKAP ortamında ihale kayıt numarasını almak
b) Kamu İhale Kurumundan ihale kayıt numarası alınmış ihale dosyalarının ihtiyaç raporu, tip idari
şartname, sözleşme tasarısı, teknik şartname, tip evraklarını ve ihale ilanlarını hazırlamak
c) Hazırlanmış olan ihale ilanlarının Kamu İhale Kurumunun Kamu İhale Bülteninde yayınlanması
için, ihale ilan bedelini yatırmak ve sevk işlem formunu düzenleyerek Kamu İhale Kurumuna göndermek
d) Hazırlanmış olan ihale ilanlarının Yerel gazetelerde yayınlanması için, Basın Yayın ve Halkla
İlişkiler Dairesi Başkanlığına göndermek
e) İhale ilanları için Mali Hikmetler Dairesi Başkanlığından avans çekerek İhale
ilan bedellerinin, Kamu İhale Kurumu banka hesaplarına yatırılmasını sağlamak
f) İlan işlemi yapılan ihale dosyalarının Daire Başkanlığı ve Şube Müdürlüğü bünyesinde ihale
komisyonlarını oluşturmak için İhale Yetkilisinden olur almak
g) Oluşturulan ihale komisyonlarına ihale işlem dosyalarının cd ortamında birer örneğini vermek
ğ)İhale ilan yapılan ihale dosyalarının isteklilere doküman satışını yapmak ve
kayıtları İnternet ortamında EKAP’a aktarmak
h) İhale ilanı yapılan ihale dosyalarının isteklilere doküman satışını yapmak ve kayıtları İnternet,
ortamında EKAP’a aktarmak
ı) Yayınlanmış olan ihale ilanlarının yapılabilecek itirazların İhale Yetkilisine
bildirilmesine ve ihale yetkilisince alınan kararların itiraz sahibine diğer isteklilerine bildirilmesini
sağlamak
i) İhale günü ve zamanı gelen ihale dosyalarının tanzimini yaparak ihale komisyonuna ulaştırılmasını ve ihalenin yapılmasını sağlamak
j) İhale Komisyonunca ihalesi tamamlanan dosyaların Elektronik ortamda Kamuİhale Kurumu sitesinin EKAP kısmına veri girişinin yapılarak ihalenin sonuçlandırmasını tamamlamak
k)İhale Komisyonunca ihalesi tamamlanan dosyaların Kamu İhale Kurumundan yasaklı teyidini
almak
l) Kesinleşen ihale kararlarını, İhale Yetkilisinin onayına sunmak
m) İhale yetkilisince onaylanan ihale kararlarının ihaleye iştirak eden isteklilere ve ihale üzerinde
kalan istekliye gerekli tebligatların yapılmasını sağlamak
n) Kesinleşen ihale kararlarına yapılabilecek itirazların İhale Yetkilisine bildirilmesini ve İhale
Yetkilisince alınan kararların itiraz
sahibine diğer isteklilere bildirilmesini sağlamak
o) İşlemleri tamamlanan ihale dosyalarının sözleşme yapılmak üzere ilgili Şube
Müdürlüklerine geri göndermek
ö) Kamu İhale Kurumundan ve ihale yetkilisinden gelen ihale mevzuatı hakkındaki genelgeleri,
duyuruları diğer Şube Müdürlüklerine dağıtımını yapmak
(5) İnceleme, ihale ve idari işler şube müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan iş sağlığı ve güvenliği
hizmetleri şefliğinin görev, yetki ve çalışma konuları şunlardır:
a) 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin ilgili yönetme-
liklerine göre; Daire Başkanlığımıza ait işlere ve işyerlerine, faaliyet konularına bakılmaksızın bu iş
yerinin tüm çalışanlarına, koşulların oluşması halinde alt işverenlerin, taşeronların ve yüklenicilerin
de çalışanlarına uygulanmasını sağlamak üzere iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemlerin alınması
için gerekli çalışmaların yapılabilmesi için Şube Müdürlükleri ile koordinasyonu sağlamak.
b) Görevlendirilen ya da ataması yapılan iş güvenliği kurullarının , işyeri hekiminin, çalışan temsilcilerinin ve Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı İSG kurullarının bildirim, tespitlerini kayıt altına almak
ve işverene sunmak.
c) İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurullarının oluşturulması için gerekli yazılı dokümantasyonu
oluşturmak ve Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı İş Sağlığı Güvenliği kurullarında alınan kararların
uygulanması için işverenin onayına sunmak.
d) İşyerinde sağlık gözetimi ve çalışma ortamı gözetimi ile ilgili çalışmalardan Kent Estetiği Dairesi
Başkanlığı İSG Kurullarının karaları doğrultusunda çalışmalar yapmak.
e) Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konferans, sempozyum, seminer vb. eğitimlerinin
verilmesinde Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı İSG Kurullarının kararları doğrultusunda çalışmalar
yapmak.
f)
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gelen-giden evrakları arşivlemek. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik ve tebliğler gibi yasal düzenlemelerin takibi
ve dosyalanmasını sağlamak.
g) Başkanlığa bağlı hizmet birimlerinde risk değerlendirme konularında gerekli çalışmaları yürütmek raporların hazırlanmasının sağlamak.
Kent Estetiği ve AR-GE Şube Müdürlüğü
MADDE 11 - (1) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürünün görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
a) Kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve bünyelerinde bulunan proje birimleri ile AR-GE merkezleri arasında, iletişim, işbirliği ve eşgüdümü sağlamak,
b) Ankara ilinin proje haritasını çıkartmak ve ihtiyaç analizini gerçekleştirmek ve bu doğrultuda stratejiler, alternatif çözümler ve projeler geliştirerek yol haritasını belirlemek,
c) Daire başkanlığının kurumsal kapasitenin artırılması için AR-GE faaliyetleri gerçekleştirmek,
ç) Ankara ilinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek ve sivil
toplum kuruluşları ve diğer kurumların, ilin ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve sosyal dengelerin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla projeler üretebilmesini teşvik,
bilgilendirme, tanıtım, rehberlik, bilgi kaynaklarına ulaşım ve benzeri konularda danışmanlık yapmak,
d) Hizmet alımı yoluyla yapılacak işlere ait; sözleşmelerinin hazırlanması, emanet ve ihale dosyalarının ilgili mevzuata uygun şekilde hazırlanması, onaya sunulması, yazışmaların takip edilmesi ile
yaklaşık maliyet, şartname ve ihale işlemlerini yürütmek,
e) Şube müdürlüğü için ihtiyaç duyulan mal alımlarına ilişkin ihale işlemlerini yürütmek, ihale sonrası kontrol ve denetimlerini yapmak,
f) İhale ve sözleşmeden sonra faaliyetlere ilişkin hak edişleri düzenlemek,
g) Belediyenin iç ve dış paydaşlarıyla birlikte proje hazırlamak, uygulamak, izlemek, değerlendirmek ve yaygınlaştırmak,
ğ) Belediye adına yapılması muhtemel projeler ile ilgili çalışma grupları oluşturmak,
h) Ulusal ve uluslar arası düzeyde gerçekleştirilecek; merkezin çalışma alanı ile ilgili konferans,
seminer, bilgi şöleni, panel, toplantı, tartışma platformları, bilgi paylaşım ortamlarına aktif olarak
katılmak, görüş bildirmek ve gerektiğinde organize etmek,
ı) Potansiyel yararlanıcı kitlesi için, personelinin bilgi, deneyim ve ihtiyaçların karşılanabilmesi için
ulusal ve uluslar arası düzenlenen eğitim ve seminerlere katılımını sağlamak,
i) Ulusal ve uluslararası alanda Kent Estetiği adına literatür taraması yapmak,
j) Belediye başkanlığına, ilin proje haritası, projeler için personel havuzu ve projelerin teknik detayların yer aldığı bilgi tabanın oluşturulmasını sağlamak,
k) Daire başkanı tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek.
(2) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürüne bağlı kent estetiği şefliğinin görev yetki ve sorumlulukları şunlardır:
a) Kent içerisinde görüntü kirliliği yaratan kaçak yapılanmaları önlemeye yönelik çalışmalar geliştirmek ve uygulamak,
b) Daire başkanlığı bünyesinde ve kent estetiği şefliği idaresinde oluşturulan çalışma grupları ile
hizmet alanı dâhilindeki gerek yaşamsal gerek sosyal kullanım alanlarına estetik nitelik kazandırıcı
çalışmalar yapmak,
c) Doğaya bilinçsizce bırakılan atıkları önlemeye yönelik çalışmalar yapmak,
ç) Kentin görsel bütünlüğünü bozan taşkın inşaat niteliğindeki yapılanmaları düzeltici çalışmalarda
bulunmak,
d) Gündelik yaşama fayda sağlayan ve kullanımı gerekli olan güneş enerjileri, çanak antenleri, baz
istasyonları ve sair tüm unsurların görsel bütünlük sağlayacak şekilde konumlandırılmasını sağlamak,
e) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek,
f) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve
ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak,
g) Şube müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak,
ğ) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek,
3) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürlüğüne bağlı AR-GE şefliğinin görev yetki ve sorumlulukları
şunlardır
a) Belediyenin hedefleri dâhilindeki faaliyetlerde kullanılacak verilerin temin edilmesine yönelik olarak, AR-GE Şefliği ve ilgili birimler arasında geribildirim sağlamak,
b) Kent estetiğini sağlamaya yönelik olarak üretilen projelerde etkinliği sağlamaya yönelik olarak
personeli bilgilendirme seminerleri düzenlemek ve katılımı sağlamak,
c) Kent dokusuna, uluslararası standartlarda kabul görmüş nitelikler kazandırmak amacıyla geçmiş
istatistiki verileri kullanarak, ihtiyaç duyulan bilgileri edinmek,
ç) Belediye ve ilgili kurum ve kuruluşların bünyesinde bulunan gerek AR-GE gerek proje birimleri
arasında, iletişimi sağlamak,
d) Halkın yaşam kalitesini artırmaya yönelik olarak yapılması planlanan faaliyetler için gelişmiş
ülkelere özgü kent estetiği çalışmalarının araştırılması ve geliştirilmesi çalışmalarını yürütmek,
e) Personelin izin rapor terfi sicil ceza gibi özlük işlerini takip etmek,
f) Şube müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek gelen giden evraklarını kaydedip ilgili birim ve
ilgililere ulaştırılmasını sağlamak ve arşivleme işlerini yapmak,
g) Şube Müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak,
ğ) Şube müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek.
(4) Kent estetiği ve AR-GE şube müdürlüğüne bağlı bordür-tretuar onarım şefliğinin görev yetki ve
sorumlulukları şunlardır
a ) Yaya kaldırımı ve taşıt trafiğine kapalı yaya yollarında tretuar onarımı (bordür, parke veya plak
döşeme vb.) orta refüj tanzimi, kavşak tanzimi, engelli rampası çalışmalarını yapmak ve yaptırmak.
b) Kış şartlarında yaya ulaşım yollarının ( kaldırımların) ulaşıma açık halde tutulmasına yönelik her
türlü çalışmayı yapmak, yaptırmak (kar-buzlanma, göllenme vb.).
c) Olağanüstü hallerde (yangın, sel, deprem vb. ) ilgili birimlerle koordineli şekilde her türlü personel ve ekipmanını seferber etmek.
ç) Mücavir alan sınırları içindeki belediyeler, kamu kurum kuruluşları, vakıflar, dernekler, eğitim
kuruluşları ve ibadethanelere talepleri doğrultusunda imkanlar dahilinde yardımcı olmak.
d) Bordür- Tretuar çalışmaları yapılan alanlarda gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması ve iş güvenliğinin sağlanması amacıyla gerekli işlemleri tesis etmek ve uyumluluğunu denetlemek.
e) Belediyemize ait Mavi Masa, Alo 153 aracılığı ile şefliğimize intikal eden tretuar, kavşak taleplerini incelemek, değerlendirmek ve vatandaşa gerekli bilgiyi vermek veya verdirmek.
f) Fiziki altyapısı tamamlanan program ve bütçe dahilinde en iyi ve en güvenli bir şekilde çevre
düzenlemesi tanzim etmek.
g) Şube Müdürlüğünün iç-dış yazışmalarını yürütmek; gelen-giden evraklarını kaydedip ilgili birim
ve ilgililere ulaştırılmasını sağlamak, arşivleme işlemlerini yapmak.
ğ) Şube Müdürlüğünün bütçesini oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak.
h) Şube Müdürlüğünün avans ve ödeme evraklarını düzenlemek.
ı) Müdürlük makamınca verilen diğer görevleri yerine getirmek, projeleri kontrol edilmek üzere ilgili
Daire Başkanlıklarına sunmak.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kaldırılan Hükümler, Yürürlük, Yürütme
Kaldırılan Hükümler
Madde 12-(1)08.09.2014 gün ve 1478 sayılı Belediye Meclis Kararı ile kabul edilen Kent Estetiği
Dairesi Başkanlığı Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
Madde 13- Bu yönetmelik Belediye Meclisinin Kararı ile yerel bir gazetede yayımladığı tarihten itibaren yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 14-(1)Bu yönetmelik hükümlerini Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yürütür.
Basın - 16660 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
12
haber
19 Aralık 2014 Cuma
ARA-SIRA
Nurullah AYDIN
na741954@gmail.com
DEMOKRASİ TRAMVAYINDA TÜRKİYE
ABD-Küba artık dost!
Tarihi bir düşmanlık sona erdi. ABD ile Küba
‘kanka’ olmanın ilk adımlarını attı. Buna öncülük
eden ise Katolik aleminin ruhani lideri Papa
Franciscus oldu.
Franciscus, ABD ile Küba'nın 50 yılı aşkın
süreden sonra diplomatik ilişkileri yeniden kuracak tarihi sürece mektup ve görüşmeleriyle
damgasını vurdu. İki ülke arasındaki yakınlaşmanın, 2013 Haziran ayında Kanada'da
başlayan diyaloğu mutlu sonla neticelendi.
Vatikan Devlet Sekreterliğinden (Başbakanlık)
Papa Franciscus adına yapılan yazılı açıklamada,
"ABD ve Küba hükümetlerinin, vatandaşlarının
çıkarına olan son yıllarda onlara zorluk yaşatan
bu durumu aşmak için aldıkları tarihi karardan
derin memnuniyet duyuyorum" denildi.
Açıklamada, Papa Franciscus'un son aylarda
hem Küba Devlet Başkanı Raul Castro'ya hem
de ABD Başkanı Barack Obama'ya yazdığı ayrı
ayrı mektuplarda, tarafları ortak insani çıkarlar,
bazı tutukluların durumları ve iki ülke ilişkilerinde
yeni bir dönemi başlatmaya yönelik çağrıda
bulunduğu bilgisi verildi.
Devlet Sekreterliğinin açıklamasında
Vatikan'ın, iki ülke heyetlerinin geçen ekim ayında ağırlandığı ve hassas konularda tatmin edici
bir çözüme ulaşmak için yapıcı bir diyalog ortamı
sunduğu ifade edilirken, "Vatikan, iki ülke ilişkilerini ilerletme ve iki ulusun refahını artırmak için
verdiği desteği sağlamayı sürdürecektir" ifadesi
kullanıldı. İtalyan basınına yansıyan haberlerde
de Küba Devlet Başkanı Raul Castro'nun da
Vatikan'ın oynadığı arabuluculuk rolünden dolayı
Papa'ya teşekkür ettiği belirtildi.
Başkan Obama da yaptığı tarihi açıklamada
Papa Franciscus'un süreçte oynadığı role dikkati
çekti. Obama, Küba'da tutuklu ABD vatandaşı
Alan Gross'un durumunu uzun süredir Küba ile
konuştuklarını, bu noktada Papa Franciscus'un
kendisi ve Raul Castro'ya ulaşarak, Gross'un ve
ABD'de tutuklu olan 3 Kübalının bir an önce
serbest bırakılması noktasında kendilerine çağrı
yaptığını kaydetti.
ABD ve Küba arasındaki ilişkiler, Fidel
Castro'nun 1959'daki devriminden sonra giderek
bozulmuş, ABD'nin Küba'ya uyguladığı yaptırımlarla 50 yılı aşkın süredir diplomatik ilişkiler durmuştu.
BARACK OBAMA DÜNYAYA DUYURDU
ABD Başkanı Barack Obama, sürpriz
biçimde, Küba ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi sürecine başlayacağını duyurdu.
Obama, ABD'nin Küba'yı izole etme politikasını
"zamanı geçmiş yaklaşım" şeklinde değerlendirerek, Amerika'nın Küba halkına dostluk
elini uzattığını söyledi. Beyaz Saray'da kameraların karşısına geçen Obama, Amerikan çıkarlarına hizmet etmeyen "zamanı geçmiş yaklaşıma" son verdiklerini açıkladı.
İki ülkenin ilişkilerinin normalleşmeye başlayacağını belirten Obama, bunun da Amerikalı ve
Kübalılar'a daha fazla fırsat sunacağını bildirdi.
ABD ile Küba arasındaki ilişkilerin karmaşık
bir tarihe sahip olduğunu belirten Obama, kendisinin 1961 yılında, Fidel Castro'nun Küba'da
iktidara gelmesinden tam iki yıl sonra ve rejimi
yıkmaya çalışan Domuzlar Körfezi
Çıkartması'ndan birkaç ay sonra dünyaya
geldiğini hatırlatarak, iki ülke ilişkilerinin uzun yıllar Soğuk Savaş ortamına göre devam ettiğini
hatırlattı. Birbirinden sadece 145 kilometre uzakta olmasına rağmen ABD ile Küba arasındaki
ideolojik ve ekonomik bariyerlerin yıllar içinde
arttığını dile getiren Obama, bu dönemde
ABD'deki Kübalı göçmenlerin ülkeye birçok
katkılar sağlayarak, aslında iki ülke arasında
eşsiz bir bağ kurduğunu bildirdi.
Obama, ABD'nin Küba'daki insan hakları ve
demokrasiyi desteklemeyi, ülkeyi izole ederek
yaptığını anımsatarak, bu politikaların tamamen
iyi niyetlerle yapılmasına rağmen hiçbir ülkenin
yaptırımları uygulamada ABD'ye katılmadığını ve
bu nedenle de bu uygulamanın çok etkisinin
olmadığını anlattı.
Küba'nın bugün hala 50 yıl önce iktidara
gelen Castro kardeşler tarafından yönetildiğine
dikkati çeken Obama, "Birçoğumuz doğmadan
önce getirilen katı yaptırımlar ne Amerikalılar'a
ne Kübalılar'a hizmet etti" dedi.
Obama, ABD'nin diğer bir komünist ülke olan
Çin ile 35 yıldan uzun süredir ilişkisi bulunduğuna ve Soğuk Savaş döneminde en fazla
Amerikalı'nın ölmesine neden olan savaşı
yaşadıkları Vietnam ile 20 yıl önce ilişkilerin
düzeltildiğine işaret ederek, bu nedenle başkan
olduğunda Küba politikasını gözden geçireceğini
söylediğini kaydetti.
Osmanlıca'nın
klavyesi hazır
ISPARTA - MURAT YOLCU - Isparta'da
Kur'an-ı Kerim basımı yapan bir şirketin teknoloji
biriminin Ar-Ge çalışması sonucunda ürettiği
Osmanlıca klavye, ilgi görüyor.
Şirketin müdürü Ali Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türklerin İslam ile bütünleşmek
adına "Osmanlı alfabesi" şeklinde bir Elifbayı
geliştirdiğini söyledi.
Osmanlıca'yı halkın sanki yeni bir dil gibi
gördüğünü dile getiren Yıldız, bunun doğru
olmadığını, Türklerin uzun bir zaman boyunca
Osmanlıca'yı kullandığını kaydetti.
Osmanlıca'nın günümüz Türkçe'sinden fazla
farkı bulunmadığını, tek farkın Latin harfleri yerine
Kur'an
harflerinin kullanılması
olduğunu anlatan Yıldız,
Türkiye'deki
zengin
Osmanlıca
arşivinin okunması için
Osmanlıca'nın
öğrenilmesi
gerektiğini vurguladı.
Yıldız, son
yıllarda
Osmanlıca'nın ilgi görmeye başladığını, geçen yıl
binlerce kişinin Osmanlıca kursuna gittiğine dikkati
çekerek, Osmanlıca'nınsanal ortamda da kullanılmaya başlandığını söyledi.
Daha rahat yazılabilmesi adına geçen yıl
üzerinde Osmanlıca karakterlerin bulunduğu
klavye üretmeye karar verdiklerini bildiren Yıldız,
şöyle konuştu:
"Yaptığımız araştırmada, Türk Standartları
Enstitüsünün (TSE) 2006 yılında Osmanlıca bir
klavyenin nasıl olması gerektiği yönünde taslağı
bulunduğunu öğrendik. TSE'nin taslağından yararlanarak şirket bünyesindeki Hay-Teknoloji birimi,
üzerinde Osmanlıca karakterlerin bulunduğu
klavyeyi geliştirdi. Osmanlıca harflerin yanında
Latin harflerine de yer verdik. Osmanlıca klavye,
kullanım açısından da çok rahat. Osmanlıca'daki
'kaf' harfi ile Latince'deki 'K' harfi aynı tuşa yerleştirildi. Bu konuda hiçbir sıkıntı çekilmeyecek.
Yani sanıldığı gibi zor değil."
Patenti de aldıkları Osmanlıca klavyenin yanında bir kurulum CD'si verdiklerini belirten Yılmaz,
"Bir yıl önce satışa sunulan klavye yoğun ilgi
görüyor. Bu, vatandaşların Osmanlıca'yı sanal
ortamda da rahat kullanmak istemelerinden kaynaklanıyor" dedi.
Yılmaz, geçen yıl ilk etapta 4 bin klavye
üretildiğini ve önemli bölümünün satıldığını
bildirerek, Osmanlı Türkçesi'nin liselerde
öğretilmesinin gündeme gelmesinin ardından
klavye satışlarında artış beklediklerini, buna göre
üretimlerini artıracaklarını sözlerine ekledi. (AA)
Kılaçdaroğlu
ne diyorsun!
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, "Hukuki öngörülemezlik
nedeniyle son dönemde 30 milyar liralık
doğrudan yabancı sermaye yatırımı
Türkiye'den kaçtı. Bu rakam yolsuzluğun ve
hukuk tanımaz bir hükümetin Türkiye'ye
ödettiği faturadır. AKP rejiminin Türkiye'ye
maliyeti senede 30 milyar dolardır" dedi.
Kılıçdaroğlu, Güvenlik Stratejileri
Araştırma Merkezi (GÜSAM) tarafından,
Türkiye Barolar Birliği'nde (TBB) düzenlenen
"17/25" sempozyumunda yaptığı konuşmada, bugün 17-25 Aralık operasyonlarının birinci yılı olduğuna dikkati çekti.
"Bir yıl önce bugün hepimizi şaşkınlığa
uğratan bir olayla karşılaştık. Emin olun ilk
duyduğumda inanamadım, böyle bir şey
olamaz dedim. Ama aşama aşama bütün
gerçekler bizim önümüze konuldu" diyen
Kılıçdaroğlu, yolsuzluklar konusunda duyarlı
olan bir toplumun, geleceğe umutla bakan
bir toplum olduğunu ifade etti.
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en
büyük yolsuzluk olayının birinci yılında bir
araya geldiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bu
duyarlılığı, topluma yansıtmak zorunda
olduklarının altını çizdi.
Dünya görüşü, inancı, kimliği ne olursa
olsun, Türkiye'nin neresinde yaşıyorsa
yaşasın, "yolsuzluklara duyarlılıkta" görüş
birliği sağlanması gerektiğini vurgulayan
Kılıçdaroğlu, bu duyarlılık korunursa, ahlaki
değerleri çok güçlü bir toplumun yaratılmış
olacağını söyledi. (AA)
BM, Müslümanların
hedef alınmasına karşı
mücadele edecek
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BM Genel Sekreteri Ban Kimun, "aşırı sağcı" partilerin
özellikle Müslümanları hedef
almasına karşı mücadelenin,
BM'nin gelecek yılki dört
önceliğinden birisi olacağını
söyledi.
Genel Sekreter Ban, basın
toplantısında yaptığı açıklamada, BM'nin gelecek yıl dört
konuda küresel eylemde bulunmasının zorunluluk olduğunu
ifade etti.
İlkinin, yeni kalkınma gündeminin oluşturulması ve iklim
değişikliği ile mücadele
olduğunu kaydeden Ban, gelecek yıl Paris'teki konferansta
iklim değişikliğine ilişkin önemli
bir anlaşmanın kabul edilmesini
beklediğini anlattı.
İkinci konunun Suriye
olduğunu ifade eden Ban,
"2015 yılının Suriye'deki
kabusa son verilen bir yıl
olmasının zorunluluk olduğunu"
dile getirdi.
Ban Ki-mun, üçüncü
konunun ise ayrımcılık ve
aşırılıklarla mücadele olduğunu
belirterek, "Aşırılıklarla ve aşırı
sağ partilerin azınlıklar, göçmenler ve özellikle
Müslümanları hedef almasına
karşı daha fazla mücadele
göstermeliyiz" dedi.
Ban dördüncü konunun ise
Birleşmiş Milletler'in yeni küresel ufuklara adaptasyonunu
sağlamak olduğunu söyledi.
Basın toplantısında Küba ile
ABD arasında diplomatik
temasların başlayacak olmasından duyduğu memnuniyeti de
vurgulayan Ban, ABD'nin
konuya ilişkin kendisine önceden bilgi verdiğini söyledi.
BM Genel Kurulunun uzun
zamandır bu ilişkinin tekrar
başlaması için baskı yapmakta
olduğunu hatırlatan Ban, bu
kararlarından dolayı iki ülke liderlerine de teşekkür ederek,
ilişkilerin daha da ilerlemesini
istediğini dile getirdi.
- Ban, Batı Afrika'ya gidiyor
Genel Sekreter Ban, Batı
Afrika'daki Ebola salgınına
ilişkin de bilgi vererek salgından en fazla etkilenen ülkeler
Liberia, Sierra Leone, Gine ve
Mali'yi ziyaret edeceğini kaydetti. Bugün çıkacağı seyahatte Ebola ile mücadele
merkezinin bulunduğu Gana'ya
da gideceğini anlatan Ban,
hastalığa karşı yapılan çalışmaları bizzat yerinde görmek
istediğini ifade etti. (AA)
Türkiye’de siyasetçiler, iş adamları, sanatçılar, gazeteciler,
akademisyenler, işçiler, esnaflar, köylüler, memurlar, din
adamları, ateistler, deistler neleri konuşuyor neleri tartışıyor?
Demokrasilerde; ayrıcalıklı kişi, sınıf, zümre yoktur.
Kanun önünde herkes eşittir.
Demokrasilerde, hukuk devletinde; suç işleyen milletvekilinin dokunulmazlığı yoktur. Dokunulmazlık kürsü dokunulmazlığıdır. Yani sadece meclis kürsüsündeki konuşmalarından dokunulmazdır.
Hırsızlık, terör örgüt üyeliği, kalpazanlık, rüşvet, zimmet,
görevi kötüye kullanma gibi suçlardan yargılananlara
dokunulmazlık, çağdaş demokratik sistemlerde sözkonusu
değildir.
Siyasetçi, sandıkta halka hesap verir düşüncesi, sadece
Türkiye’ye özgü yaklaşımdır.
Demokrasilerde; cumhurbaşkanı da, başbakan da, bakan
da milletvekili de yargılanır.
Dünya’da Demokrasi İndeksinde araştırmaya göre 167
ülke, yönetildikleri siyasi rejim dikkate alınarak dört gruba
ayrılmış.
1) Tam demokrasiler...
2) Kusurlu demokrasiler...
3) Hibrit- Karma rejimler...
4) Otoriter rejimler...
Türkiye; Nikaragua, Tanzanya, Filistin, Uganda, Sierra
Leone, Pakistan, Haiti gibi ülkelerle birlikte, Hibrit-Karma
rejimler grubunda yer bulabilmiş!
Hibrit-karma rejim yani Demokrasiyle yönetiliyormuş
gibi görünen baskıcı rejim.
Bu tablo; Türkiye’nin yerini gösteriyor.
Gerçek demokrasi sınıflandırmada;
Bölünme özgürlükleri yok,
Devletin kurumlarını altüst etmek yok.
Yürütme; yasamaya ve yargıya hiçbir şekilde müdahale
etmez.
Protesto hakkına, yaşama hakkı kadar önem verilir.
Halkın yönetime katılım durumuna,
Kadın-erkek eşitliğine,
Basın ve ifade özgürlüğünün olup olmadığına,
Siyasi partiler arasındaki fırsat eşitliğine,
Demokrasi kültürünün yerleşip yerleşmediğine,
Sivil toplum örgütlerinin gücüne bakılır.
Türkiye; Okuma kültürünün gelişmediği, seçilmişlerin,
bürokratların, iş adamlarının yargısal bağışıklığa sahip
olduğu bir ülkedir.
Özgürlük, insan hakları gibi demokrasi de; yozlaştırılmaya, suistimal edilmeye uygun kavramdır.
Oy'la gelenler; demokrasiyi, amaçlarına varmak üzere
bırakıp otokrasiye bir nevi kişisel monarşiye veya plütokrasiye tek kişi yönetimine dönüştürebilirler.
Toplumun suç işleme özgürlüğü yok ama toplumu
yönetenlerin ve milletvekillerinin suç işleme özgürlüğü var
diyen bir rejimin, demokratik rejim olduğundan bahsedilemez.
Anayasayı yasaları kendi amaçları için kullanan siyasetçilerin ayrıcalıklı olduğu rejim Demokratik rejim değildir.
Demokratik rejim; kuvvetler ayrılığına dayalı bağımsız
yargının varlığı ile sağlıklı işler.
Herkesin eşit olmadığı, kişi sınıf ve zümrenin ayrıcalıklı
olduğu bir rejim; sömürünün despotizmin egemen olduğu
rejimdir.
Ayrıcalıklı dokunulmaz kişiler toplumların kan emici
mikroplarıdır.
Diktatörlüklerde; halk doğruları lidere söylemekten
korkar.
Demokrasilerde ise; liderler doğruları halka söylemekten
korkar.
Türkiye; kurum ve kurallarıyla işleyen Demokratik bir
rejime kavuşmalıdır.
Türkiye; hukuk devleti olmalıdır.
Ayrıcalıkların olmadığı, kanun önünde herkesin eşit
olduğu, bağımsız yargının sıradan vatandaşın güvencesi
olduğu hukuk devleti işlerlik kazanmalıdır.
Aydınlar; halkı bilinçlendirmelidir. Halkın sağduyusunun
sesi yükseltilmelidir.
Günün Sözü: Mikrop gibi sinsice kavramları
tersyüz edenlere aldanma.
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
7
8
9
10
TURİZM
19 Aralık 2014 Cuma
Safranbolu'da
"20. yıl" kutlaması
ISSN 1308-7622
KARABÜK - Karabük'ün Safranbolu ilçesinin
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasının 20'nci yıl dönümü kutlanıyor.
Yıl dönümü dolayısıyla Kazdağlıoğlu
Meydanı'nda taş duvar üzerinde hazırlanan "20.
Yıl Logosu", Karabük Vali Vekili Abdullah Acar,
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Haluk
Dursun, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı ve
Tarihi Kentler Birliği Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz,
Safranbolu Kaymakamı Murat Bulacak, Kuşadası
Kaymakamı Muammer Aksoy, Sapanca
Kaymakamı Gökhan Azcan, Karabük Üniversitesi
Safranbolu Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Ahmet Gürbüz ve çok sayıda davetli tarafından
açıldı.
Daha sonra, Cinci Han'da yapılan etkinlikte
konuşan Yusuf Ziya Yılmaz, Safranbolu ile gurur
duyduklarını söyledi.
İnsanlık tarihinin uzunca bir kesitine ait bir anı,
bir hatıra, bir iz taşıyan objelerle olmanın değişik
duygular verdiğini ifade eden Yılmaz, insanlara
düşen görevin bunların değerini bilmek ve bu
değerler için yapılması gerekenlerden kaçınmamak olduğunu vurguladı.
Koruma ve yaşatma bilincinin her gün yükseldiğine dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye'nin her
tarafında belediye başkanı arkadaşlarım bu değerlerin açığa çıkarılmasıyla ilgili heyecan duyuyorlar.
Birçok belediye başkanı ilinde, ilçesinde bu değerleri gün yüzüne çıkarmak için bir mücadelenin
içerisinde. Bundan 10 sene öncesinde bu yoktu.
Ondan da 10 yıl öncesinde bu tür değerleri
yıkarak onların yerlerine yeni bir şey yapmak marifet sanılıyordu. Katettiğimiz mesafenin çok büyük
olduğuna inanıyorum. Ama yine de yapacak çok
işlerimizin olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Ahmet Haluk Dursun da bir şehrin nasıl oluştuğu, diğerlerinden nasıl farklılaştığını anlamak için
Evliya Çelebi'yi iyi okumak gerektiğini belirtti.
Evliya Çelebi'nin kıstasları çok açık bir şekilde
ortaya koyduğunu ve bunların büyük kısmının
Safranbolu'ya uyduğunu dile getiren Dursun, şunları kaydetti:
"İnşallah uymaya devam eder. Bağlık bahçelik
ne kadardır ona bakılır. Evinin avlusunun duvarının
taş işçiliğinden başlar, taç kapısının yüksekliği,
kitabesinin olup olmadığı, dışında 'Ya Hafız'ı var mı
yok mu? Ona bakılır. 'Ya Hafız' evi sigortalıyor.
Osmanlı döneminde ilk sigorta hareketlerinin
yaşandığı sırada bir sigorta şirketi sigorta eksperini
gönderiyor İstanbul'a, piyasa araştırması yapacak.
Sigorta eksperinin verdiği rapor çok güzeldir.
'Burada bize ekmek yok. Bizden önce 'Ya Hafız'
diye bir sigorta şirketi gelmiş hepsini sigortalamış'
diyor. Bu ortaya koyuyor her şeyi."
Vali Vekili Acar ise 1300'lü yıllardan itibaren
Safranbolu'nun doğuyla batı medeniyeti arasında
bir geçiş köprüsü olduğunu söyledi.
Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy
katılımcılara ilçede koruma, restorasyon ve turizm
konularında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler
verdi. (AA)
Yıl: 44
Sayı: 15051
19 Aralık 2014
Cuma
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi
İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Ayşegül BALDEMİR
İstihbarat Şefleri
Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN
Görsel Yönetmen
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörleri
Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN
İnternet Editörü
Alparslan OĞUZ
Haber Merkezi
İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT,
Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN
İdari Merkez
Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA
Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54
gazeteyedigun@gmail.com
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
İstanbul Temsilciliği
Ankara Temsilciliği
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad.
Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14
No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL
Ulus/ANKARA
Tel: (0212) 540 40 45
Tel: (0312) 310 35 53
Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş.
Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç)
Basıldığı Yer:
Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu
6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
13
ŞANLIURFA - Tarih boyunca
var olan geleneksel damak tatlarının korunmasına çalışılan
Şanlıurfa'daki Mutfak Müzesi'nde
kente özgü lezzetler ile mutfakta
kullanılan eşyalar tanıtılıyor.
Türkiye'nin damak tadıyla ünlü
ve "UNESCO'nun Dünya
Gastronomi Şehri"ne aday
kentinde, Şanlıurfa Büyükşehir
Belediyesi tarafından 3 yıl önce
Yıldız Meydanı'nda açılan
müzede, yöreye has lezzetler
gelecek nesillere taşınmaya
çalışılıyor.
Bal mumundan yapılmış yerel
kıyafetli kadın heykellerin yer
aldığı müzede, önemli lezzetlerden Urfa patlıcanlı, domatesli ve
kazan kebabı, boranı, çiğ köfte,
lahmacun, ağzı açık, ağzı yumuk
gibi yemekler ile şıllık, kadayıf,
küncülü akit, kalbur tatlısı ile katmer gibi tatlıları sergileniyor.
Çanakkale'de "Piri Reis Müzesi" açıldı
Çanakkale'de, Valilik ile Ticaret ve Sanayi
Odasının (TSO) işbirliğiyle oluşturulan
"Piri Reis Müzesi"nin açılışı yapıldı.
Antik kentte 3 bin yıllık insan iskeleti bulundu
ADANA - Tarihi İpek Yolu üzerinde
yer alan ve özellikle Roma döneminin
önemli kentleri arasında gösterilen
Misis Antik Kenti'nde (Mopsouestia)
yürütülen kazı çalışmalarında 3 bin
yıllık olduğu tahmin edilen insan
iskeleti bulundu.
Lokman Hekim'in Misis
Köprüsü'nden geçerken ölümsüzlük
iksirini düşürdüğü rivayet edilen ve
"Ölümsüzlük şehri" olarak da bilinen
antik kentte, Yüreğir Belediyesi'nin
hazırladığı "Ölümsüzlük Şehri Misis
Projesi" doğrultusunda, Kültür ve
Turizm Bakanlığı onayı ile Adana
Müzesi başkanlığında, Roma Antik
Akdeniz Araştırmaları Enstitüsü ve
Ulusal Araştırma Merkezi'nden Prof.
Dr. Anna Lucia D'Agata, Pisa
Üniversitesi'nden Prof. Dr. Giovanni
Salmeri konsorsiyumunda yürütülen
kazı çalışmalarında önemli bulguya
rastlandı.
Kazı ekibi, antik kentin A açmasında, erken İslami döneme ait kale
kalıntılarını ortaya çıkarmaya
çalışırken, farklı bulguyla karşılaştı.
Prof. Dr. Salmeri ve Prof. Dr.
D'Agata'nın detaylı incelemesinin
ardından bulgunun, insan iskeleti
olduğu belirlendi.
(AA)
ÇANAKKALE - Vali Ahmet
Çınar, Çanakkale TSO Kongre
Fuar Merkezi'nde oluşturulan
müzenin açılış törenindeki konuşmasında, ünlü Türk denizcisi Piri
Reis'in hala bu kadar net bir haritayı nasıl çizdiğinin tartışıldığını
söyledi.
Piri Reis'in Gelibolulu olarak
tanındığını anlatan Çınar, şöyle
konuştu:
"40 yaşlarında Kilitbahir
Kalesi'nde haritasını tamamladığı
söylenir. Dolayısıyla kendisi için
Çanakkaleli ve hemşehrimiz de
diyebiliriz. Bu anlamda Kültür ve
Turizm Bakanlığımız Piri Reis'in
hem hayatını hem denizciliğini
hem de kaptanlığını tanıtmak,
insanlarımızın, öğrencilerimizin,
gençlerimizin bilincine işlemek
maksadıyla güzel bir tanıtım projesi ortaya çıkardı. Biz de bu
konuda Bakanlığımıza müzenin
Çanakkale'de açılmasını teklif
ettik. Bakanlığımıza katkılarından
dolayı teşekkür ediyoruz."
Belediye Başkan Vekili Celal
Karakaş, İl Jandarma Komutanı
Albay Enver Aydın, Sahil
Güvenlik Grup Komutanı Albay
Hasan Tünay, Emniyet Müdürü
Yılmaz Özden, Çanakkale TSO
Başkanı Bülend Engin'in de
katıldığı törende, müze gezilip Piri
Reis'in hayatını anlatan belgesel
katılımcılara izletildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca
açıldıktan sonra Çanakkale
Valiliğine devredilen "Piri Reis ve
Haritaları Sergisi"
malzemelerinden oluşan interaktif
müzede, dokunmatik bir masada
yer alan Piri Reis haritası, üç
boyutlu multivizyon gösterimi, Piri
Reis'in yaşamını konu alan film
gösterimi ve haritalar yer alıyor.
Piri Reis'in miras bıraktığı
değerleri yaşatmak amacıyla
oluşturulan müzede ayrıca, Piri
Reis'in ünlü haritasını 500 yıl
önce Kilitbahir Kalesi'nde bir yağ
kandili ışığında, ceylan derisi
üzerine işlerken betimleyen canlandırma da bulunuyor.
(AA)
Balıkesirspor kara bulutları dağıtmak istiyor
19 Aralık 2014 Cuma
BALIKESİR - Spor Toto
Süper Lig ekiplerinden
Balıkesirspor'un teknik direktörü
Kemal Özdeş, takımın üzerindeki
kara bulutları dağıtmak istediklerini belirterek, "Umudu yeşertmek, bu hafta maç kazanmak
istiyorum" dedi. Özdeş, düzenlediği basın toplantısında, geçen
hafta İstanbul Başakşehir karşısında alınan 1-0'lık yenilgiye çok
üzüldüğünü ancak oyuncularının
takım disiplininden memnun
PTT 1. Lig ekiplerinden Antalyaspor
Teknik Direktörü Hami Mandıralı,
futbolculuk kariyerinde yaşayamadığı şampiyonluğu teknik direktör olarak yaşamak istiyor.
ANTALYA - Mandıralı, AA
muhabirine yaptığı açıklamada,
Antalyaspor ile 4 maça çıktığını, bu
süreçte oyuncularla birbirlerini daha
iyi tanıdıklarını söyledi.
Güzel futbol oynatmak, bunu
yaparken de sonuç almayı amaçladığını dile getiren Mandıralı, oyuncularından var olan enerjilerini,
becerilerini sahaya yansıtmasını
istediğini, şampiyonluk hedeflediklerini kaydetti.
Mandıralı, "Trabzonspor'daki
bireysel becerilerimi, kariyerimi
düşündüğüm zaman mutlu oluyorum ama hiç şampiyonluk yaşamadım. Bunun burukluğu içimde.
Şampiyonluğu teknik adamlık kariyerimde Antalyaspor ile yaşamak
istiyorum" dedi.
Trabzonspor'da teknik direktörlük yaptığı dönemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Mandıralı, şöyle
konuştu:
"Trabzonspor'da kendi duruşumu sergiledim. Benim için isimler,
oynadığı sürece kıymetlidir. 'Ben şu
isimli futbolcuyum, yürüsem de
oynarım' mantığıyla yaşamayı
seven bir insan değilim. Futbol
uğruna 12-13 ameliyat olup tekrar
dönüp aynı başarıyı sergilediysem
bunu isterim. Ben 14 maçta adam
gibi bir duruş sergiledim. Başkan o
süreçte yabancı hoca ile anlaştı ve
Halilhodziç ile şampiyonluk yaşayacağına inandı. Ben bir santrfor
transfer edilmesini istemiştim, alınmadı. Vahid hocaya 24 oyuncu
alındı ama bazen olmayınca olmuyor. Kadroya bakıldığı zaman müthişti ancak sevgi, saygı, sadakat
eksikti. Oyuncularla hocanın ilişkileri, bağları tutmadı."
Tercihlere saygı duyduğunu,
Trabzonspor'a hizmet veren hiçbir
insana kırgınlığı olamayacağını vurgulayan Mandıralı, sadece 1, 5 ay
boşuna bekletildiğine üzüldüğünü
söyledi. Mandıralı, "O dönemde
Süper Lig'de 7-8 takım vardı, belki
onların birine hoca olacaktım. Biraz
o beni üzdü. Onun dışında beni
rahatsız edecek bir kırgınlığım yok.
Sadece niye bekletildiğimi sormuştum, onun da cevabını alamadım"
diye konuştu.
(AA)
olduğunu söyledi. Bu hafta sahalarında yapacakları Kasımpaşa
maçında farklı bir oyun ortaya
koymayı planladıklarını dile getiren Özdeş, biraz daha ofansif bir
futbol oynayacaklarını kaydetti.
Bu maçı kazanmak istediklerini ifade eden Özdeş,
"Taraftarımızın yanımızda olmasını istiyorum. Bizi sevenlerin yanımızda olmasını, maçın son anına
kadar bizi sahada itmelerini istiyorum" diye konuştu. (AA)
“Gençler”, başarıyı
gençlerle arıyor
ANKARA - Gençlerbirliği Teknik Direktörü İrfan
Buz, kırmızı-karalı kulübün ismi gibi bir kadro
yapısına sahip olduğunu, bu nedenle de kupa
maçı ya da sakatlıklar nedeniyle değil, "kulüp
karakteri" gereği genç futbolcularla maçlarda
mücadele ettiklerini söyledi.
İrfan Buz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
futbolcu kadrosunda altyapıdan bu sezon
Gençlerbirliği forması giymeye başlayanlarla 11
oyuncu olduğunu belirterek, "İki kaptanımız da
burada yetişmiş futbolcular. Bu futbolcularımızın
gelişimine katkısı olan, emeği olan herkese teşekkür ediyorum" dedi. Kupa mücadelesinin gençler
için önemli bir platform olduğunu dile getiren Buz,
"Tüm kadromun değerli futbolculardan kurulu
olduğunu biliyorum. Kupada da genç isimlere
forma vererek onlara olan inancımı ve değerlerini
herkese gösteriyorum. Açıkçası bundan da çok
mutlu oluyorum. Bu genç arkadaşların çok çalışması halinde iyi noktalara geleceğine inancım
tam" diye konuştu. İrfan Buz, Ziraat Türkiye
Kupası'nda yendikleri Torku Konyaspor karşısında
ligde de kazanarak, puanlarını 20'ye çıkarmak
istediklerini dile getirdi. Torku Konyaspor maçlarının planlamasını "iki ayaklı" düşünerek yaptıklarını
ve karşılaşmayı kazanarak ilk etabı istedikleri gibi
sonuçlandırdıklarını söyleyen İrfan Buz, "Kupada
Cizre galibiyetiyle 3 puan yapmışsın, iddialı olmak
istiyorsak kazanmalıydık. İyi bir oyunla Torku
Konyaspor'u yenerek puanımızı 6 yaptık.
Cizrespor ve Giresunspor ile oynayacağız, avantajımızı kullanarak gruplardan çıkmak ve 16'ya kalmak istiyoruz. Kadroyu maç seviyesinde tutmak
açısında da önemli. Kupada devam etmek istiyoruz çünkü genç arkadaşlar için iyi bir platform oluyor" ifadelerini kullandı. (AA)
Sağlıkta şiddete Roberto Carloslu “hayır”
Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri (Paramedik) Derneği (ATTDER)
Sivas İl Başkanlığı, sağlıkta şiddete karşı farkındalık oluşturmak
amacıyla, Sivasspor Teknik Direktörü Roberto Carlos'un da aralarında bulunduğu bazı isimlere anons yaptırarak kısa film hazırladı.
SİVAS - Brezilyalı Teknik Direktör Carlos,
hazırlanan video için Türkçe olarak "sağlıkta şiddete hayır" anonsu yaptı. Carlos'un yanı sıra
Sivassporlu futbolcular Ziya Erdal, Berk
Neziroğluları ve Musa Sinan Yılmazer, sanatçılar
Ekin Akkaş ve "Çılgın Sedat" olarak tanınan
Sedat Kapurtu ile İl Sağlık Müdürü Bahattin İlter,
112 Acil Servis Başhekimi Bilal Şahin ve çalışanlar, ATTDER İl Başkanı Özgür Korkmaz ve 112
Acil Servis görevlisi kıyafeti giydirilen çocuklar,
video için sağlıkta şiddete "hayır" dedi.
Derneğin internet sitesinde yayınlanan 2
dakika 34 saniyelik videoyla, sağlıkta şiddete
karşı farkındalık oluşturulması amaçlanıyor.
Korkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
dünyaca ünlü futbol adamı Roberto Carlos ile
diğer isimlerin anons yaparak sağlık çalışanlarına
yönelik şiddete karşı ortak duruş sergilediklerini
söyledi. Şiddet gören sağlık çalışanlarının iş
motivasyonunun düştüğüne dikkati çeken
Korkmaz, "Son zamanlarda artan sağlıkta şiddet
olaylarına dikkati çekmek istedik. 7 gün 24 saat
her türlü fedakarlığı gösterip çalışan sağlıkçılarımıza karşı şiddet artmış durumda. Bu şiddet
sadece fiziksel değil, sözel şiddet olarak da karşımıza çıkıyor" dedi. Korkmaz, farkındalık oluşturmak için ATTDER Sivas İl Yönetimi olarak
böyle bir video hazırlama gereği duyduklarını
dile getirerek, şunları söyledi: "Doktorumuz,
hemşiremiz, ebemiz, acil tıp teknisyenimiz, paramediğimiz gittiği vakalarda zaman zaman şiddete maruz kalıyor. Biz de sağlık çalışanlarına karşı
yapılan şiddete, hazırladığımız farkındalık projesiyle dikkati çekmek istedik. İnşallah bundan
sonra bu tür olaylar yaşanmaz. Sağlıkçıların da
verdiği hizmetin karşılığını güler yüzle, hoşgörüyle, saygıyla almalarını ümit ediyoruz." (AA)
Hamzaoğlu 5 maçta
Prandelli'yi geçti
İSTANBUL- Ziraat Türkiye Kupası'nda deplasmanda Spor Toto 3. Lig ekiplerinden FBM
Makina Balçova Yaşamspor'u 9-1 yenerek tarihinin en farklı galibiyetlerinden birini elde eden
Galatasaray, yeni teknik direktörü Hamza
Hamzaoğlu ile büyük bir çıkış yakaladı.
Sarı-kırmızılı takım, sözleşmesi feshedilen
İtalyan teknik direktör Cesare Prandelli'nin yerine
göreve getirilen Hamza Hamzaoğlu yönetiminde
sergilediği futbol ve elde ettiği başarılı sonuçlarla
dikkati çekti.
Prandelli yönetiminde farklı skorlarla kaybettiği maçlar sonrası eleştirilerin hedefi olan
Galatasaray, Hamza Hamzaoğlu ile kazandığı
farklı galibiyetlerle taraftarının yüzünü güldürdü.
İtalyan teknik direktör Cesare Prandelli döneminde 16 resmi maçta 15 gol atan "Cim Bom",
halefi Hamza Hamzaoğlu yönetiminde çıktığı 5
maçta 21 kez ağları havalandırma başarısı gösterdi.
Sarı-kırmızılı ekip, İtalyan teknik adam yönetiminde çıktığı maçlardan 6 galibiyet, 3 beraberlik
ve 7 mağlubiyetle ayrıldı, Hamzaoğlu ile 4 galibiyet ve 1 mağlubiyet yaşadı.
Prandelli'nin başında bulunduğu sırada
Galatasaray, en farklı galibiyetini 2-0'lık skorla
Bursaspor karşısında alırken, en farklı yenilgilerini ise 4-0'lık skorlarla Borussia Dortmund ve
İstanbul Başakşehir maçlarında tattı. (AA)
SPOR
Fenerbahçe
ile Kayseri
Erciyesspor
7. randevuda
15
19 Aralık 2014 Cuma
İSTANBUL - Fenerbahçe ile Suat
Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, lig tarihinde bugün 7. kez karşı karşıya gelecek. Süper Lig'de bu sezon dışında
2005-2006, 2006-2007 ve geçen sezon
mücadele eden Kayseri Erciyesspor,
Fenerbahçe ile 6 kez karşılaştı. Taraflar
arasındaki 5 maçı Fenerbahçe kazandı,
biri berabere bitti. Fenerbahçe'nin 18
golüne, Kayseri Erciyesspor 5 golle
yanıt verebildi.
Kayseri'de 11 Aralık 2005'te
oynanan maçı Önder Turacı, penaltıdan
Alex de Souza ve Tuncay Şanlı'nın golleriyle 3-0 kazanan sarı-lacivertliler, 7
Mayıs 2006'da Kadıköy'de,
Fenerbahçe'nin cezası nedeniyle seyircisiz oynanan müsabakayı da 4-2 galip
tamamladı. Bu maçta Fenerbahçe'nin
gollerini Alex de Souza, Stephen
Appiah (2) ve Selçuk Şahin, Kayseri
Erciyespor'un gollerini ise Devran
Ayhan ve Cenk İşler kaydetti.
(AA)
KAYSERİ GAR BİNASI RÖLÖVE, RESTİTÜSYON, RESTORASYON PROJELERİ İLE
İHALE DOSYALARININ HAZIRLANMASI HİZMETİ ALINACAKTIR
EMLAK VE İNŞAAT DAİRESİ BAŞKANLIĞI İHALE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ
İhale Kayıt Numarası: 2014/165610
1 - İdarenin
a) adresi: Talatpaşa Bulvarı No:3 Altındağ-Gar/ANKARA 06330
b) telefon ve faks numarası: 3123090515 - 3123241330
c) elektronik posta adresi (varsa): tasinmazmallardairesi@tcdd.gov.tr
2 - İhale konusu hizmetin niteliği, türü ve miktarı :
Kayseri Gar binası ve yakın çevresinin,
Rölöve Restitüsyon ve Restorasyon projelerinin hazırlanarak bu projelere ait keşif-metraj, rapor,
yazılı ve görsel belgeler ile ihale dokümanının hazırlanması.
3- İhalenin / Yeterlik Değerlendirmesinin:
a) Yapılacağı yer: TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Emlak ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, Toplantı
Salonu Kat:2 No:3003 Gar/ANKARA
b) Tarihi ve saati: 30.12.2014 - 14:30
4-İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak
kriterler:
a) İşin yapılacağı yer: Kayseri Gar Binası ve Çevresi
b) İşe başlama tarihi: Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak
işe başlanacaktır.
c) İşin süresi: Yer tesliminden itibaren 120 (yüzyirmi ) takvim günüdür.
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odası esnaf sanatkar odası belgesi.
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve /veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya
ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi
odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge.
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi İmza Sirküleri.
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi.
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek
üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli
imza sirküleri.
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. Bu işe ait İdari şartnamenin 10. maddelerinde sayılan durumlarda olunmadığına ilişkin taahhütname.
4.1.6. Vekaleten ihaleye katılma halinde, vekil adına düzenlenmiş, ihaleye katılmaya ilişkin noter
onaylı vekaletname ile vekilin noter tasdikli imza beyannamesi
4.1.7. İsteklinin ortak girişim olması halinde, şekli ve içeriği idari şartnamede belirlenen iş ortaklığı
beyannamesi,
4.1.8. İhale konusu iş alt yüklenicilere yaptırılabilir.
4.1.9. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin tüzel kişiliğin yarıdan
fazla hissesine sahip ortağına ait olması veya her iki ortağında Mühendis veya Mimar olması ve
belgelenmesi halinde ise tüzel kişiliği % 50-% 50 ortak olmaları ticaret ve sanayi odası /ticaret odası
bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir yada serbest muhasebeci
mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve ilan tarihinden önce kurdukları veya
ortak olduklarını gösteren belge
4.1.10. - Ortağı olduğu veya hissedarı bulunduğu tüzel kişiliklere ilişkin beyanname,
4.2. İsteklinin organizasyon yapısına ve personel durumuna ilişkin belgeler.
4.2.1. Aşağıda belirtilen teknik personeli ihale üzerinde kaldığı takdirde istihdam edeceğine dair
taahhütnamenin verilmesi zorunludur.
GÖREVİ
UNVANI
İŞ DENEYİMİ (YIL) KİŞİ ADEDİ (EN AZ)
Proje Sorumlusu
Restorasyon Uzmanı Mimar
5
1
Mekanik Tesisat
Projelerinin Hazırlanması Makina Mühendisi
5
1
Elektrik Tesisat
Projelerinin Hazırlanması Elektrik Mühendisi
5
1
Proje Çalışanı
Mimar
5
1
İstekli, aşağıdaki özelliklere sahip teknik personeli iş süresince bünyesinde bulundurmakla yükümlüdür. Yukarıdaki tabloda belirtilen ve istekli bünyesinde bulunmayan personel için personelin noter
onaylı diploma veya mezuniyet belgesi suretleri, oda kayıt belgeleri ve deneyimlerini gösteren diğer
belgeler ile özgeçmişleri İdareye sunulacaktır.
İhale üzerinde kalan isteklinin, taahhüt edilen teknik personelinin idarece öngörülen nitelik ve sayıda olduğuna dair belgeleri sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 (beş) gün içinde idareye sunması zorunludur.
4.3. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler; B-1 grup işlere ait Rölöve Restitüsyon ve
Restorasyon projesi, (Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün,
Uygulama İşleri için veya Proje ve Proje İle İlgili Hizmet Alımı İşleri İçin belirlemiş olduğu kriterlere
uygun 2013 veya 2014 yılı içerisinde Ön yeterlilik listesinde yer almış olmak.) Bu kapsamdaki işlerin
en az %50’sini tamamlamış olması benzer iş olarak kabul edilecektir.
5- Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6- İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7- İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Emlak ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, İhale
Şubesi Kat:3 No:4118 odada görülebilir ve 200,00 (ikiyüz) Türk Lirası karşılığında TCDD İşletmesi
Genel Müdürlüğü Merkez Veznesi (Zemin Kat) Gar/ANKARA satın alınabilir.
7.2. İhale dokümanı yukarıda belirtilen adreste bedelsiz olarak görülebilir. Ancak, ihaleye teklif verecek olanların kendisi veya noter onaylı vekaletnameyi haiz yetkili temsilcileri idarece onaylı ihale
dokümanını satın almaları zorunludur.
8- Teklifler, ihale tarih ve saatine TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Emlak ve İnşaat Dairesi
Başkanlığı, İhale Şubesi Kat:3 No:4118 Gar/ANKARA Adrese elden teslim edilebileceği gibi, aynı
adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9- İstekliler tekliflerini, her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların
çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonucu
üzerine ihale yapılan istekliyle birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
10- İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici
teminat vereceklerdir.
11- Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 takvim günüdür.
12- Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptal edilmesinde idare serbesttir.
13- Konsorsiyum olarak ihaleye teklif veremezler.
DİĞER HUSUSLAR
1-Teminat Mektubundaki Banka adres bilgileri il/ilçe ve açık adres olarak belirtilecektir.
2-Bu İhalede, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerinin uygulanmayıp, ancak bu kanunun 3-i maddesine göre hazırlanan ve uygulamaya konulan Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliğine Dair esaslar uygulanacaktır.
3-Bu Yönetmelikte açık olmayan hükümler için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanır.
Basın - 16563 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
SİGORTACILIK HİZMETİ ALINACAKTIR
TP PETROL DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ
Sigorta Hizmet Alımı İhalesi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre
açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası: 2014/172828
1-İdarenin
a) Adresi: SÖGÜTÖZÜ MAH. SÖGÜTÖZÜ CAD. 27 06520 SÖĞÜTÖZÜ ÇANKAYA/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası: 3122185800 - 3122875124
c) Elektronik Posta Adresi: info@tppd.com.tr
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı: Tp Merkez ve Tesisleri için 3.şahıs sorumluluk,işveren sorumluluk,tehlikeli
madde sorumluluk, kıyı tesisleri deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk, tesis,emtia, bina,demirbaş ve makina teçhizat yangın, ferdi kaza, elektronik cihaz, nakliyat abonman
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer : Türkiye Geneli
c) Süresi: İşe başlama tarihi 07.02.2015, işin bitiş tarihi 07.02.2016
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : TPPD AŞ Söğütözü Cad. No:27 06520 Söğütözü/Çankaya /ANKARA (8.kat toplantı
salonu)
b) Tarihi ve saati: 20.01.2015 - 15:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek
odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir
belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel
kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının
bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil
Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla
hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan
ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk
ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu
şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge,
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.2.1 Bankalardan temin edilecek belgeler:
Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu,
Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak
sağlanabilir.
4.2.2. İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri:
a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya
bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini,
b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu
veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını
göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma
uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar,
Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde;
a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması,
b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması,
c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50’den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu
üç kriter birlikte aranır.
Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu
takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.
Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek
kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya
son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25)
olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci
mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir.
İhale veya son başvuru tarihi yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait belgelerini sunmayanlar,
iki önceki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu belgelerde yeterlik kriterini sağlayamayanlar ise iki önceki yılın
belgeleri ile üç önceki yılın belgelerini sunabilirler. Bu durumda, belgeleri sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.
4.2.3. İş hacmini gösteren belgeler:
a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu,
b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin
parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar,
Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir.
Toplam cironun teklif edilen bedelin %25'inden ,
taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen
kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %15'inden az olmaması gerekir. Bu
kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir.
Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın
parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır.
Yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait gelir tablosunu sunmayanlar, iki önceki yılın gelir
tablosunu sunabilirler. Bu gelir tablosunun yeterlik kriterini sağlayamaması halinde, iki önceki yılın ve üç
önceki yılın gelir tabloları sunulabilir. Bu durumda, gelir tabloları sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen
bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini
gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1.
3. Şahıs Sorumluluk Sigortası, İşveren Sorumluluk Sigortası, Ferdi Kaza Sigortası, Tehlikeli Madde
Sorumluluk Sigortası, Yangın All Risk Sigortası
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 250 TRY (Türk Lirası) karşılığı TPPD AŞ Söğütözü
Cad. No:27 Söğütözü/ANKARA (3.kat Satınalma Şefliği) adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar TPPD AŞ Söğütözü Cad. No:27 Söğütözü / Çankaya / ANKARA
(MUHABERAT SERVİSİ) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle,
her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam
bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüzyirmi) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13.Diğer hususlar:
İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif
üzerinde bırakılacaktır.
Basın - 16617 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
19 Aralık 2014 Cuma
Türkiye'de ilk 140 yıl önce görülen ve
475'inci kuş türü olarak kayda geçen kutup
martısını görüntülemek isteyen kuş
gözlemcileri, Rize'ye geliyor.
Kuş gözlemciliği farklı bir tutku
RİZE - Kuş türünü ilk kez fotoğraflayan
Murat Saltık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık bir yıldan beri kuş
fotoğrafçılığıyla uğraştığını anlattı.
Her zamanki gibi öğle saatlerini değerlendirmek amacıyla Rize sahiline gittiğini
belirten Saltık, diğer türler arasında gözüne
ayrı gelen bir kuş türü fark ettiğini, biraz
inceleyip fotoğrafını çektiğini söyledi.
Kuşun fotoğrafını çektiğinde kutup
martısı olduğunu düşünmediğini dile
getiren Saltık, şöyle devam etti:
"Konunun uzmanı arkadaşlarla incelememizi yaptığımızda, kutup martısı olduğu
söylendi. 'Acaba karıştırıyor muyuz' diye
diğer kaynaklar incelendi. Kutup martısı
olduğu kesinleşince mutlu haberi herkese
verdik. Bunu duyanlar gelip kuşun
fotoğrafını almak istedi. Çünkü çok önemli
bir kayıt. Daha önce 1874 yılında
İstanbul'da görülmüştü. O günden sonra ilk
defa görüldüğü için 'bir daha ne zaman
karşılaşabiliriz' düşüncesiyle Türkiye'nin
dört bir tarafından kuş fotoğrafçıları Rize'ye
gelerek kuşu görüntülemeye çalıştı."
KUŞU FOTOĞRAFLAMAK İÇİN 2 BİN
500 KİLOMETRE YOL KATETTİ
Kuş fotoğrafçısı Mustafa Çulcuoğlu ise
kutup martısını fotoğraflamak ve görmek
için Şanlıurfa'dan geldiğini kaydederek, "Bu
kuş 140 yıl önce görülmüş. Tekrar ülkemizde görüldüğünü duyunca yaklaşık 2 bin
500 kilometre yol yaparak kuşu görüp
fotoğrafladık" dedi.
Kutup martısının ülkenin biyolojik
zenginliğinin en güzel parçalarından biri
olarak fotoğraf karelerinde kalacağını ifade
eden Çulcuoğlu, şöyle konuştu:
"Kuş fotoğrafçılığı bizim için hobi.
Doğada sağlıklı yaşamanın değişik bir
bakış açısı. Ülkemizi gezerek bu tür güzellikleri fotoğraflıyoruz. Buradan sonra
İstanbul'a gideceğiz. Orada da önemli kuş
türleri var. Onları da fotoğraflayacağız.
Rize'de fotoğraflanan kutup martısı 475'inci
kuş türümüz oldu. 476'ncı kuş türüne
ramak kaldı."
AİLECE KUŞ GÖZLEMCİLİĞİ
YAPIYORLAR
Alihan Aktürk da kutup martısını
fotoğraflamak için Samsun'dan geldiğini
bildirerek, "Samsun'da bu kuş türünü çok
aradık. Bir türlü bulamadık. Burada çektik.
Türkiye için güzel bir kayıt. Aynı zamanda
benim için de güzel bir kayıt oldu" diye
konuştu. (AA)
Türksat 4A Afrika’dan
talep bekliyor
ANKARA - ARİFE YILDIZ ÜNAL Türksat AŞ Genel Müdürü Ensar Gül,
Türksat 4A haberleşme uydusunun kapasitesinin yüzde 92'sinin kullanıldığını
belirterek, "Afrika'ya bakan transponderlerimiz (uydu vericisi) boş. Buradan gelecek
talepleri bekliyoruz" dedi.
Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
14 Şubat'ta uzaya gönderilen ve yörünge
testleri başarıyla tamamlanan Türksat 4A
haberleşme uydusunun, 1 Temmuz itibarıyla hizmet vermeye başladığını anımsattı.
Türksat 2A haberleşme uydusunun
ömrünün 2016 başında tamamlanacağını,
söz konusu uydu üzerindeki yayınların
Türksat 4A'ya aktarılacağını ifade eden Gül,
"Türkiye'nin tek uydu operatörü olan
Türksat AŞ, Türksat 4A'nın 42 derece doğu
yörüngesinde hizmete girmesiyle uydu
yayın kapasitesini önemli oranda artırdı"
diye konuştu.
Gül, 17 Eylül'ü 18 Eylül'e bağlayan gece
uydulardaki televizyon ve radyo yayınlarında frekans değişikliklerinin yapıldığını hatırlatarak, Türksat 4A'nın kapasitesinin yüzde
92'sinin dolu olduğunu ifade etti.
Türksat 4A'ya talebin yoğun olduğunu
dile getiren Gül, "Uydumuz, temmuz ayında hizmet vermeye başladı. Şu anda kapasitenin yüzde 92'sini kullandık. Afrika'ya
bakan transponderlerimiz boş. Buradan
gelecek talepleri bekliyoruz. Uydumuz
üzerinden Nijer televizyonu da yayın yapıyor, oradan talep var. Türkiye'ye bakan taraf
dolmak üzere" dedi.
Gül, yeni uydularıyla bölgesindeki liderliğini güçlendiren Türksat'ın, 42 derece
yörüngesinde kullanıcılara daha fazla televizyon ve radyo kanalı izleme imkanı sunduğunu söyledi.
UYDUNUN ÖZELLİKLERİ
Türksat 4A'nın kapsama alanında,
Türkiye'nin yanı sıra Avrupa, Orta Doğu,
Asya ve Afrika yer alıyor. Yaklaşık 5 ton
ağırlığa sahip uydu, Türk ve Japon
mühendisleri tarafından ortaklaşa üretildi.
Türksat 4A uydusu ile Türk televizyon
ve radyo kanallarının yayınları, Avrupa ve
Asya'nın ardından Afrika'yı da kuşattı.
Manevra ömrü 30 yıldan fazla olan
uydunun, yaklaşık 6 yılda kendini amorti
etmesi bekleniyor. (AA)