“Akılla, Tutkuyla, Aşkla, Çalışma”

KORKU SALDILAR
DALDILAR
14 Mart 2015 Cumartesi
Altgeçitte
temizlik
çalışması
Devam eden
mahkeme süreci
nedeniyle trafiğe açılamayan Öveçler
Altgeçidi’nde Ankara
Büyükşehir Belediyesi
temizlik ekipleri kapsamlı bir temizlik
yaptı. HABERİ 5’TE
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
Yıllar önce Irak’tan çekilen emperyalistler, kabaran emperyal emellerin cazibesiyle sahaya sürdükleri IŞİD ile bölge halklarını korkutup, “Korkmayın hepinizi kurtaracağız” diyerek yeniden geldi.
Öyle bir geliş ki, hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan bölge insanlarını hem besleyip büyüttükleri IŞİD’e hem da birbirine kırdırmaya
başladılar. Bir de IŞİD’i Türkiye destekliyor yalanı uydurdular.
IŞİD’e
eleman
KOALİSYONU
oy kullandı
TİRYAKİ
Altındağ Belediye
Başkanı Veysel Tiryaki,
Yılın En İyi Haber
Görüntüleri dalında,
Serbest Haber
Ödülleri dalında ve
Yılın En İyi Spor
Görüntüleri ödülü
dalında desteklediği
görüntüler için oylamaya katıldı.
HABERİ 4’TE
ÇANKAYA
BAHARA
hazırlanıyor
Çansera’daki üretim
çalışmalarına hız veren
Çankaya
Belediyesi’nin bahar
ayları için park ve
bahçelere dikilecek
bitkiler ise yeşillenmeye başladı.
HABERİ 4’TE
İZLANDA
AB üyelik
başvurusunu
geri çekti
İzlanda 6 yıl önce
yaptığı Avrupa Birliği
üyelik başvurusunu
geri çekti. İzlanda
Dışişleri Bakanı
Gunnar Sveinsson,
hükümetin bu
kararını, ülkesini
ziyaret eden AB
Dönem Başkanı
Letonya'nın Dışişleri
Bakanı Edgars
Rinkevics'e bir mektup vererek
resmileştirdi. 12’DE
Kanada’ya suçüstü; Bakan Blaney:
‘YORUM YOK’
16 Endonezyalı
YAKALANDI
Türkiye'den Suriye'ye
geçmek isteyen 16
Endonezyalının yakalandığı bildirildi.
Diplomatik kaynaklardan
edinilen bilgiye göre, üç
aileden oluşan ve
Suriye'ye geçmek isteyen
Endonezyalılar, yakalanmalarının ardından
Gaziantep'teki geri gönderme merkezine gönderildi.
“Akılla, Tutkuyla,
Aşkla, Çalışma”
Kavşakkaya Barajı
ile Çubuk-2 Barajı
arasında birbirlerine su sağlayacak
14 kilometre uzunluğundaki isale
hattının yapımı
tamamlandı. 6’DA
HABERİ 12’DE
Fehmi Koru
Kabataş
olayında suçlu
ararken
3. Sayfada
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
11. Sayfada
Kültürel Boyut
M.Nuri Parmaksız
Hayata ve
Aşka dair
9. Sayfada
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
BAHÇELİ: İzah
edilir yanı yok
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesi'nin
bir yıllık hizmetlerinin tanıtıldığı
Sheraton Otel'deki "Akılla, Tutkuyla,
Aşkla, Çalışmaya Devam" toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu,
"Demokrasinin bana göre bir numaralı koşulu, yöneticilerin halka hesap
vermesidir. Eğer yönetici halka
hesap verme olgunluğuna kavuşmuşsa, o kentte yaşayan, o ülkede
yaşayan herkes mutludur" dedi.
Çankaya Belediye Başkanı Alper
Taşdelen ise "Size 1 yılın hesabını
veriyorum; ne söz verdiysek tuttuk”
diye konuştu.
HABERİ 12. SAYFADA
Hayrettin İvgin
Çavuşoğlu, gündeme ilişkin soruları yanıtlarken,
"(Musul'da IŞİD'e karşı yapılması planlanan operasyon)
Ulusal muhafızların kurulmasına destek vereceğiz… Irak'ta
bazı bölgelerde Sünnilere
yönelik saldırılar olduğu
yönünde bilgiler geliyor. Bu
çok tehlikeli. Irak bir kez daha
Sünni-Şii çatışmasını kaldıramaz. Mücadele DEAŞ'a karşı olmalı" dedi.
HABERİ 12. SAYFADA
Kamu Güvenliği
Bakanı Blaney: "
(DAEŞ'e katılan 3
İngiliz kıza yardım
ettiği iddiasıyla bir
kişinin Türkiye'de
gözaltına alınmasına
ilişkin) Konudan haberimiz var. Operasyonel
ulusal güvenlik konularında yorum yapmıyorum. Ancak biz bu tür
durumlar için AntiTerör Yasası'nı çıkarmak istiyoruz" dedi.
HABERİ
12. SAYFADA
Türkiye'den Suriye'ye
geçmek isteyen 16
Endonezyalının yakalandığı bildirildi.
Yakalanan Umar Fauzi'nin
ağabeyi Muhammad Arif,
basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Avrupa’nın ‘çifte
güç’ endişesi
9. Sayfada
Terör örgütü DAEŞ'e
katılmak üzere
İngiltere'den Suriye'ye
giden 3 kıza,
Türkiye'de yardım
ettiği belirlenen
yabancı uyruklu bir
kişinin gözaltına alınması Kanada gündeminin ilk sırasına oturdu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İngiltere'den
IŞİD'e katılmak için ayrılan üç kızla ilgili olarak,
"Bu kızlara yardım eden kişi kim çıktı biliyor
musunuz? Yakalandı. Koalisyon içinde olan bir
ülkenin istihbaratında çalışan biri çıktı" dedi.
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
Görüntülü Öcalan yorumu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
Nevruz'da, Abdullah Öcalan'ın görüntülü
mesaj vereceğine ilişkin tartışmaların izah
edilir bir yanının olmadığını söyledi.
Gazetemizi
https://www.
/yedigun.gazetesi
Bahçeli, bir gazetecinin, "HDP kanadı,
Nevruz'da Abdullah Öcalan'ın mesajının
görüntülü okunmasını talep ediyor. Bunu
nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, "İzah edilecek bir durum değil. Bizim
ilgilendiğimiz bir konu değil, ilgimiz 21
Mart'ta Ankara'da bütün Türkiye'nin
toplanacağı, MHP'nin 11. Kurultayıdır,
herkese cevap oradadır" yanıtını verdi.
2
SİNEMA
TV / MAGAZİN
14 Mart 2015 Cumartesi
Top Gear, sunucularından Jeremy
Clarkson görevden uzaklaştırıldı
LONDRA - İngiliz yayın kurumu BBC,
"Top Gear" otomotiv programının sunucusu
Jeremy Clarkson'ın görevinden uzaklaştırıldığını açıkladı.
BBC'den konuya ilişkin yapılan açıklamada, Clarkson'ın kanalın bir yapımcısıyla
kavga ettiği ve olayla ilgili hakkında açılan
soruşturma çerçevesinde programa çıkmayacağı kaydedildi.
Açıklamada, "Görevden Clarkson'dan
başka uzaklaştırılan kimse bulunmuyor. Top
Gear bu hafta pazar günü yayınlanmayacak.
BBC, konuyla ilgili şimdilik başka bir açıklamada bulunmayacak" denildi.
İngiliz basını, Jeremy Clarkson'ın programın yapımcısını "yumrukladığı" iddiasında bulunurken, programın gelecek iki
bölümünün yayınlanmama ihtimali olduğunu
yazdı.
Öte yandan, Clarkson'ın "görevinin başına dönmesi" için BBC'ye yönelik başlatılan
imza kampanyasına 250 binden fazla kişi
katıldı. Clarkson'dan ise olaya ilişkin henüz
herhangi bir açıklama gelmedi.
Deneyimli sunucu, bu tür iddialarla ilk
kez gündeme gelmiyor. 54 yaşındaki
Clarkson daha önce de aynı programda kullandığı hakaret içerikli ifadeler sebebiyle
tepki çekmiş ve BBC'den uyarı almıştı.
2002 yılından itibaren "Top Gear" programınu sunan Clarkson, geçen yıl mayıs
ayında kullandığı ırkçı ifadeler nedeniyle,
"Bir kez daha rencide edici ifadeler kullanmam halinde işten atılacağımı söylediler"
demişti. 1977 yılından bu yana İngiliz televizyonlarında yayınlanan Top Gear otomobil
programının dünya genelinde milyonlarca
kişi izliyor. Clarkson, programı Richard
Hammond ve James May ile birlikte sunuyor. (AA)
Vizyona
yeni
girecek
filmler
Asabiyim Ben"
Damian Szifron'un yönettiği ve
Ricardo Darin, Oscar Martinez,
Leonardo Sbaraglia, Dario
Grandinetti, Erica Rivas, Maria
Marull, Monica Villa ile Rita
Cortese'in oynadığı filmde, intikamla
ilgili altı farklı trajikomik hikaye
anlatılıyor.
"Öfke ile yoğrulmuş bir toplumda,
aşklar, nefretler, intikamlar. Satın alınan şereflerin gölgesinde kanunların
çaresiz bıraktığı insanların öfkesi ve
tepkisi. Yolsuzluğun ve karmaşanın
kol gezdiği bir ülkede, muhteşem
düğünler, öç ve ölüm danslarının"
işlendiği film, ağlanacak haline
gülen bir toplumun gerçekliğini
gözler önüne seriyor.
05:53 İstiklal Marşı ve Günün
05:55 Mazi Kalbimde Yaradır
07:20 Osmanlı Tokadı
09:00 Rüzgar Gülü
10:00 Yabancı Sinema
"Çılgın Köpek"
11:40 1'de Bugün
11:55 6 Mantı
13:10 Savaşta Barışta
Türk Ordusu
13:35 1'de Bugün
13:50 Türk Sineması
"Hasan Boğuldu"
15:35 Gezelim Görelim
16:15 1'de Bugün
16:30 Zengin Kız Fakir Oğlan
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Beni Böyle Sev
23:00 Yabancı Sinema
"Görevimiz Tehlike 2"
01:20 Türk Sineması
"Hasan Boğuldu"
02:50 Gezelim Görelim
06:00 Çocuklar Duymasın
08:30 Adanalı
10:35Yahşi Cazibe
12:45Alemin Kıralı
15:40 Truvalı Helen 18:45 Hafta Sonu
atv Ana Haber
20:00 Kertenkele
23:20 Yabancı Sinema
02:05 Aliye
03:05 Hayat Devam Ediyor
05:00 Şöhret
20:00 KERTENKELE
İmkansız bir aşkın acayip
hikayesi...
Zekâsı ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi
tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel bir
hırsız olan
KERTENKELE'nin 'Hayatın
yalan olsa da aşkın gerçek
olsun' dedirten hikayesi...
Dizi, yapımcı Yalçın Şen
imzasını taşıyor. Yapım
Atölyesi tarafından yapılan
dizinin senaryosu Savaş
Korkmaz ve Hakan Kandal'a
ait. Hasan Burakın konsept
danışmanı Ayşe Özerin proje
koordinatörü olduğu dizinin
uygulayıcı yapımcısı da
Erdoğan Sevinç.
"Lazarus Etkisi"
Mark Duplass, Olivia Wilde, Donald
Glover ile Evan Peters'in oynadığı
filmin yönetmenliğini
David Gelb yaptı.
Korku ve gerilim türündeki filmin
konusu şöyle:
"Bir grup araştırmacı, ölen insanları
yeniden diriltmeyi başaran bir proje
üzerinde çalışmaktadırlar. Bu projelerini tüm dünyaya duyurmaya çalışan
ekibin hevesi, bulundukları üniversitenin dekanının, gizli deneylerini
öğrenmesiyle birlikte kursaklarında
kalır. Proje sona erdirilirken projeye
dair tüm kayıtlar da ellerinden alınır.
Fakat ekip üyeleri kolay kolay pes etmeye niyetli değildir ve deneyi yeniden
uygulamaya karar verirler.
07:00 GAGGUK
08:30 BURADA NE YENİR?
09:30 SON TREND
10:30 DİZİ DOKTORU
11:30 HAFTASONU
12:50 GAGGUK
13:45 GÜRKAN ŞEF İLE
MANGAL ZAMANI
15:00 DOLU DOLU
ANADOLU
16:20 YABANCI
SİNEMA
18:15 EMRE BUGA İLE ANA
HABER
19:00 THE UNIT (EKİP)
20:00 SİNEMA
KİMİNLE EVLENDİM
21:50 YABANCI
SİNEMA
23:50 BOKS GECESİ
BEST OF KICKBOKS GECESİ
02:20 THE UNIT (EKİP)
06:00 Dila Hanım
07:30 Akasya Durağı
10:00 Melek
12:00 Yerli Dizi
14:00 Yerli Dizi
16:30 Yerli Sinema
18:30 Star Haber
19:15 Star Life
21.30 Ateş Kapanı
00:30 Yerli Dizi
03:00 Yerli Sinema
04:30 Yerli Sinema
20:00 AFACANLAR YUVADA
Yapımı : 2003 - ABD
Tür : Aile , Komedi
Yönetmen : Steve Carr
Oyuncular : Eddie Murphy , Steve
Zahn , Lacey Chabert , Anjelica
Huston , Regina King
Senaryo : Geoff Rodkey
Yapımcı : John Davis , Matt Berenson
Kendi çocuklarına bakabilen bir baba
için bir kaç çocuğa daha bakmak ne
kadar zor olabilir ki? Neden olmasın..
Ha bir ha beş. Durum gerçekten böyle
mi diyorsanız hiç de öyle değil.
Çocuklarla başa çıkmak o kadar da
kolay mı sanıyorsunuz; yanıldınız.
Filmin konusuna bir göz atalım :
Charlie ve Phil'in reklamcılık kariyerleri bir projeyi berbat etmeleri sonucunda sona erer. Artık çocuklarını
pahalı Chapman Akademisi'ne gönderemeyeceklerdir.
Nihat Doğan
ifadeye çağırıldı
İSTANBUL - İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı, Mersin'de üniversite öğrencisi
Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından
yazdığı bir tweet nedeniyle başlattığı soruşturma kapsamında, şarkıcı Nihat Doğan'ı
ifadeye çağırdı.
''Şüpheli'' sıfatıyla ifadeye çağrıldığı belirtilen Doğan'ın önümüzdeki günlerde adliyeye
gelerek soruşturmayı yürüten savcılığa ifade
vermesi bekleniyor.
Özgecan Aslan'ın ölümünün ardından
attığı tweet nedeniyle Nihat Doğan hakkında
birçok suç duyurusu yapılmıştı. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, yapılan suç duyuruları üzerine Doğan hakkında soruşturma
başlatmıştı. (AA)
"Chappie"
"District 9" ve "Elysium" başarılı
yapımlara imza atan Neill
Blomkamp'ın yönettiği filmin
başrolünde Sharlto Copley, Dev
Patel, Jose Pablo Cantillo ile Hugh
Jackman oynuyor.
Yakın gelecekte geçen bilim-kurgu
ve aksiyon içerikli filmin konusu
şöyle:
"Baskıcı mekanik robotlardan
oluşan polis güçleri görev yapmaktadır. Ancak insanlar onlara karşı
koymaya başlar. Bu robot polislerden birisi çalınarak yeni bir program
yüklenir ve böylece ilk kez kendisi
adına düşünen ve hisseden
"Chappie" adlı robot ortaya çıkar.
08:00 Ver Fırına
10:30 Ütopya
12:15 Ütopya
14:00 Kaçak Gelinler
16:45 Çok Güzel Hareketler
18:00 Yabancı Sinema
20:00 Bu Tarz Benim
01:15 Yabancı Sinema
03:15 Yabancı Sinema
05:00 Arda’nın Mutfağı
05:45 Ütopya
06:00 Kanal D Çocuk Kulübü
07:15 Akasya Durağı
09:30 Magazin D
12:15 Çok Güzel
Hareketler Bunlar
13:15 Yerli Dizi
16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Tanrının Kitabı
23:00 Arkadaşım Hoşgeldin
01:00 Sessiz Katil
02:45 Yabancı Sinema
04:00 Yabancı Sinema
01:30 TEHLİKELİ YAKINLAŞMALAR
Tür :
Gerilim
Yönetmen :
Mark Jones
Oyuncular :
Billy Zane ,
Annalynne
McCord ,
Viva Bianca
, Sadie
Katz ,
Denise
Glass
Senaryo :
Sadie Katz ,
Mark Jones
Yapımcı :
Todd Blatt ,
Robert
Beaumont
Köpek dövüşlerinde çok
büyük paralar dönüyor
Balıkesir Büyükşehir Belediyesine ait 100 hayvan kapasiteli Sokak Hayvanları Geçici
Bakımevi'nde, bazı kişilerin lüks ev ya da araçlarını ortaya koyduğu iddia edilen özel bahisli
dövüşlerde ele geçirilen 40'ın üzerinde Dogo Arjantin ve pitbull cinsi köpeğe, diğerlerine göre
daha saldırgan olmaları nedeniyle ayrı bölümde bakılıyor.
BALIKESİR - AA muhabirinin aldığı bilgiye
göre, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Sokak
Hayvanları Geçici Bakımevi'nde 2007 yılından bu
yana hizmet veriliyor.
Hayvan kapasitesi 100 olan bakımevinde,
köpek ve kediler, sağlık kontrolü ve bakımları
yapıldıktan sonra kısırlaştırılıp tedavi ediliyor, aşılanıyor, küpe takıldıktan sonra sahiplendiriliyor
veya doğal ortamına salınıyor.
Bakımevinde 40'ın üzerinde pitbull ve Dogo
Arjantin cinsi köpek, ayrı bir bölümde tutuluyor.
Bahisli dövüşlere yönelik güvenlik güçlerinin
operasyonlarında ele geçirilen bu köpeklerin
bakımı, diğerlerine göre daha saldırgan oldukları
için kontrollü yapılıyor.
Balıkesir Doğayı Hayvanları Koruma ve
Yaşatma Derneği Başkanı Belkıs Biçer, en büyük
sorunlarından birinin köpek dövüşleri olduğunu
belirterek, güvenlik güçlerinin aldığı ihbar ve
edindiği bilgiler doğrultusunda zaman zaman
dövüş yerlerine operasyonlar düzenleyerek
köpeklere el koyduğunu, organize edenlere para
cezası uyguladığını söyledi.
Tehlikeli olduğu için beslenmesi ve üretilmesi
yasak olan bu cins köpeklerin yurt dışından
kaçak getirilip merdiven altı üretimlerle çoğaltıldığını ve ciddi paralara satıldığını ileri süren
Biçer, şöyle konuştu:
"Pitbull ve Dogo Arjantin dövüşlerinde
Balıkesir birinci sırada geliyor. Bahisli özel
dövüşlerde 250 bin liralık lüks evler, otomobiller
ortaya koyuyorlar. Çok büyük paralar dönüyor.
Balıkesir il merkezi ile Edremit Körfezi'nde sık
aralıklarla dövüşler düzenleniyor ancak sürekli
farklı yerlerde yapıldığı için izini sürmek olanaksız hale geliyor. Öyle 2 bin ya da 3 bin liralara
asla bahis koymuyorlar. Bir gün karakolda bir
arkadaşımızın işi vardı. Dernek başkanı olarak
gittim. Genç bir çocuk vardı. Hayvanlarla ilgilendiğimi duyunca ne beslediğimi sordu ben de
durumu anladığım için pitbull cevabını verdim.
Hobiler
“medrese”de
ders oldu
AFYONKARAHİSAR - Daha çok hobi olarak
yürütülen ancak bir zamanların gözde meslekleri
olan halı-kilim dokumacılığı, keçecilik, kemik tarak
yapımı, yemenicilik, oymacılık, takı tasarımı gibi
pek çok el sanatı, Afyonkarahisar'daki Gedik
Ahmet Paşa Medresesi'nde verilen kurslarla canlı
tutulmaya çalışılıyor.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin
Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gedik
Ahmet Paşa Medresesi'ni, "restore et-işlet" mantığıyla Vakıflar Genel Müdürlüğünden 20 yıllığına
kiraladıklarını, restorasyonun ardından hizmete
açarken de hangi işlevlerin yerine getirilebileceği
konusunda bazı kurumların yöneticileriyle görüş
birliğine vardıklarını söyledi.
Eski bir Anadolu şehri olan Afyonkarahisar'da
pek çok el sanatının izlerine rastlanabileceğini dile
getiren Çoban, bunların unutulmamasını, canlandırılmasını istediklerini, bu yönde de proje hazırladıklarını ifade etti.
Medresedeki odaların atölyeye dönüştürüldüğünü ve burada el sanatlarının öğretildiğini aktaran
Çoban, şunları kaydetti:
"Keçecilik, Afyonkarahisar'da çok eskiden bu
yana yapılan bir meslek. Afyonkarahisar, kaymağıyla meşhur bir ilimiz. Kaymağın sütünü elde ettiğimiz mandanın boynuzundan da atölyemizin
birinde büyüklerimizin kullandığı kemik taraklar
yapılıyor, öğretiliyor. Bu kemik tarak dediğimiz
sanat, unutulmaya yüz tutmuş. İlk atölyemiz keçecilik atölyesi, ikinci atölyemiz kemik tarak, üçüncüsü ise cam işleme bölümümüz. Gümüş takı tasarımıyla ilgili de bir bölüm açtık. Yine Afyonkarahisar,
bıçaklarıyla öne çıkan bir il. Hemşehrilerimiz bıçak
almayı, kullanmayı çok sever. Bıçakçılık da o yüzden bizde gelişmiş bir sanat. Bundan dolayı bıçakçılıkla ilgili bir bölüm açtık. Yine her Anadolu erkeğinin klasik hastalığı ya da hobisi tespihtir. Burada
yine atölye açtık. Ebru sanatımız hem kurs hem de
sanat olarak icra ediliyor. Hatla ilgili bölümlerimiz
var. Aklımıza gelebilecek her türlü el sanatını inşallah devam ettireceğiz."
Çoban, vatandaşlardan kursa yoğun bir ilgi
olduğunu vurguladı. (AA)
Dövüştürmeyi önerdim ve hemen kabul edip ne
kadar ortaya koyacağımı sordu. '5 bin lira'
deyince, '5 bin lira olur mu abla, ben evimi koyayım sen de büyük bir şey ortaya koy' dedi.
Şaşırdım kaldım."
Biçer, bu tür köpekleri besleyenlerin psikolojisinin yerinde olmadığını düşündüğünü anlattı.
Köpeklerden bazılarının dövüşlerde telef
olduğuna dikkati çeken Biçer, "Zalim ve canilerin
ellerinde bu köpekler istemedikleri bir dövüş için
arenaya sürülüyor. Birbirlerini parçalıyorlar.
İstemeden yaptıkları dövüşte yenilenler, acı ve
kanlar içinde ölüme terk ediliyor ya da öldürülüyor" ifadesini kullandı.
Belkıs Biçer, bazı kişilerin, köpeklerin birbirini
parçalamasından haksız paralar kazandığını
savundu.
Hayvanların karanlık odalarda tutulduğu,
daha saldırgan olması için acıyla beslendiğini
öne süren Biçer, "Dövüşleri organize edenler ya
da katılanlar, köpeklerine antrenmanları sokak
hayvanlarıyla yaptırarak bir vahşete yol açıyor.
Sokaktan getirilen köpek başına 50 lira ücret
ödüyorlar. Sokak köpeği dövüşmeyi ne bilsin?
Dogo Arjantin ya da pitbull daha saldırgan olduğundan bu köpekleri hemen parçalıyor" diye
konuştu. (AA)
Modifiye araçlar
kaza riskini artırıyor
ORDU (AA) - Araçlarında genellikle süs
amaçlı değişiklik yaptıran sürücülerin trafik
güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, bunun da
kaza riskini artırdığı bildirildi.
Ordu Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve
Denetleme Şube Müdürü İsmail Erol, AA
muhabirine, son dönemde üzerinde değişiklik
yapılan, kişiselleştirilen "modifiye" araç sayısının arttığına işaret etti.
Modifiye araçların öncelikle kötü bir görüntü oluşturduğunu, aynı zamanda çevre kirliliğine sebebiyet verdiğini belirten Erol, bu tür
araçların kaza riskini ve kazalardaki ölüm ve
yaralanma oranını da artırdığını söyledi.
Araçlara renkli cam filmi takılmasının, abartılı egzoz kullanılmasının ve otomobillerin yaylarının kesilmesinin yasak olduğunun altını
çizen Erol, kurallara uymayan sürücülere
Karayolları Trafik Kanunu'na göre ceza yazıldığını kaydetti.
"Cezası yazılan araçlarda ikinci sefer de
modifiye kullanılması durumunda araçları bağlayarak otoparka çekiyoruz ve trafikten men
ediyoruz" diyen Erol, sürücülerin araçlarını,
fabrika çıkışlı teknik belgeli, orijinal haliyle kullanmaları uyarısında bulundu.
Araçlarda yapılan her türlü teknik değişikliğin ve şekil değişikliğinin yasak olduğunu tekrarlayan Erol, bu değişikliklerin kaza riskini
artırdığını vurguladı.
Erol,
"Örneğin araç
camlarına renkli film
takılmasının ardından
sürücünün görüş açısı yarı
yarıya düşüyor. Özellikle geceleri sürücüler renkli camlardan
dolayı çevresinde olan bitenleri
anında fark edemiyor ya da göreme-
yebiliyor. Bu da dikkatsizlikle kazaların artmasına neden oluyor. Kazaların olması durumunda ise filmli camlar kırılmadığından araç içerisinde sıkışan yolcu kendisini dışarıya atamıyor.
Bu da kaza anındaki yaralanma ve ölüm oranını artıyor" dedi.
Öte yandan son dönemde yayı kesilmiş
araçlara sıkça rastladıkları anlatan Erol, şunları
kaydetti:
"Bu araçlar yere çok yakın olduğundan yollarda oluşmuş tümseklere rahatlıkla çarpabiliyor. Eğer araç hızlı seyrediyorsa bu aracın
çarpmanın etkisiyle takla atma riski çok yüksek. Geçmiş dönemlerde bu tür kazalara
oldukça fazla şahit olduk. Sürücülerin özellikle
araç yaylarını kesmemelerini öneriyoruz. Aksi
durumda sürücülerin araçlarındaki her değişiklikte hem kendi can güvenliğini
hem de başkalarının can güvenliğini tehlikeye sokacaklarını
bilmelerini istiyoruz."
Erol, modifiye araçlara 189 liradan
başlayan para
cezası yazdıklarını sözlerine
ekledi.
14 Mart 2015 Cumartesi
Fehmi KORU
fkoru@gmail.com
3
fkoru@htgazete.com.tr
bölge haberlerİ
Kabataş olayında suçlu
ararken
TÜRKİYE bir yıl aradan sonra yeniden “Kabataş
olayı” ile çalkalanıyor; her kafadan farklı bir ses çıktığı gibi siyasiler ile köşe yazarları mahkemelik olacak kadar birbirine giriyor... Buna karşılık, her olaya
burnunu sokmakla tanınan kulunuz kılını bile kıpırdatmıyor.
Bu ne iş?
Geçen yıl da, olay ilk kez kamuoyunun bilgisi
dahiline girdiğinde, bendeniz sadece bir yazımı bu
konuya ayırmıştım. Başkalarından her bakımdan
ayrılan bir yazıydı. Şimdi bu yeni yazıyla da kendimi taraflardan ayrıştırma işlemine devam edeceğim.
Her konuya bir kulp bulup mutlaka değinirken
“Kabataş” konusunda suskunluğumun bir sebebi
var: Hangi tarafa hak versem tarafların olay üzerine
yaptıkları değerlendirmeleri fazla şık bulmuyorum.
Tehlikeli bulduğumu bile söyleyebilirim.
Olayı yeni çocuk sahibi olmuş genç bir kadının
anlattığı biçimiyle kabul etmem, anlatımın her ayrıntısı doğru olsa bile, bana gîran geliyor. Bebeğiyle bir
kenarda eşini bekleyen bir kadına “toplumsal linç”
saldırısı hiç hoş bir şey değil. Yere devirmeler, üzerine pislemeler, korumaya gelen yaşlı adamı bunu
yaptığına pişman etmeler...
İddia edilenler akıl alır işler değil; tek kelimeyle
“çirkin” işler...
Böyle durumlarda benimsediğim evrensel bir
ölçüm var: Saf zihinleri idlâl etmemek... Yani? Yani,
böyle çirkinliklerin yapılabileceği yolunda bir kabul
uyanmasına sebep olmamak...
Karşı taraf ise böyle bir olayın hiç yaşanmadığı
ısrarında. Olayı bütünüyle “uydurma” olarak görüyor, konuyu deşeleyen yazarları “yalancılık” ile suçluyorlar. Bıraksanız, olayın, saldırıya uğradığını söyleyen kadının da içinde yer aldığı planlı-programlı
bir senaryo olduğunu ileri sürecekler...
Nitekim öyle olduğunu söyleyen ve yazanlar da
var.
Oysa “28 Şubat süreci” öncesi ve sırasında
Kabataş olayının öznesi olan genç kadına benzeyen
pek çok kişi büyüklü-küçüklü saldırılarla karşılaşmıştı. Kabataş’taki abartılı ayrıntılar yaşanmış olmasa bile, bazı kritik dönemlerde, siyasilere kızıp hıncını korunmasız başörtülü kadınlardan almaya kalkışanlar çıkmadı mı?
Sözün kısası, olayın yaşandığına, genç kadının
“Yaşadım” dediklerinin doğru olduğuna inanan ve
inandıklarını okurlarıyla paylaşanlar da bu arka
plana sahipler...
Bütün bu kavga-gürültü arasında okurlar şaşırıyor.
Keşke işi bu raddeye vardırmadan “gerçek” ortaya
çıkarılsaydı; herkesin üzerinde birleşebileceği kanıtlarla desteklenmiş gerçek...
Mesela, çevredeki güvenlik kameraları kayıtlarıyla anlatımın önemli unsurlarının doğru olmayabileceği ortaya çıktığında, o güne kadar geçmişte yaşananların etkisiyle anlatımın her ayrıntısını doğru
kabul edenler, “Yanılmışız” diyebilirlerdi.
Deselerdi ne kaybederlerdi?
Ya da, “Gördünüz mü her şey yalanmış, kumpas
var, kumpas” diye bağırıp çağıranlar, bunu yapmak
yerine, biraz sağduyulu davranarak, ilgili-ilgisiz herkesi suçlamaktan vazgeçip ilk anlatımın abartısının
sebeplerini araştırsalardı?
Araştırsalardı, muhtemelen, yeni anne olmuş
başörtülü bir kadının fazla önemsenmeden de geçiştirilebilecek bir taciz olayını abartmasının, fazlaca
büyütmesinin, Türkiye’nin o genç kadının yetiştiği
dönemden kalma sendromlarıyla ilintisini keşfedeceklerdi.
Tabii o genç kadının yanında yer alan insanların
tavırlarının sebebi de anlaşılabilecekti.
Kimse kimseyi anlamak niyetinde değil bu ülkede; herkes “karşı” bildiğini suçlayacak malzeme olarak yaklaşıyor her olaya.
Bu yazımı bile bambaşka yönlere çekecekler mutlaka çıkacaktır; ilk yazımın başına geldiği gibi...
13 Mart 2015/ HABER TÜRK
“Sahte vali”
milletvekili aday
adayını dolandırdı
ÇANKIRI - Çankırı'da kendisini vali olarak
tanıtan kişi tarafından 12 bin 500 lira dolandırıldığını iddia eden milletvekili aday adayı, suç duyurusunda bulundu.
Alınan bilgiye göre, Çankırı'da milletvekili aday
adayı olan E.Y'yi arayan bir kişi, kendisini Çankırı
Valisi olarak tanıtarak, engelliler için 20 akülü
araba aldıklarını ve bunun için 12 bin 500 liraya
ihtiyaçlarının olduğunu söyledi.
Bunun üzerine yardım etmeyi kabul eden E.Y,
telefondaki kişinin kendisine verdiği banka hesap
numarasına 12 bin 500 lira yatırdı.
Bir süre sonra dolandırıldığını anlayan E.Y, İl
Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Çankırı Valiliği'nden yapılan açıklamada ise bu
tür dolandırıcılıklara karşı vatandaşların dikkatli
olması konusunda uyarıda bulunuldu.
Bazı kişilerin valiliğin ismini kullanarak para
topladığının belirlendiği vurgulanan açıklamada,
şu ifadelere yer verildi:
"Valiliğimize intikal eden bilgilerden, bazı kişilerin iş adamları ve hayırsever insanlarımızı vali,
vali yardımcılarımız adına arayarak muhtaç
durumda bulunan vatandaşlarımız için yardım
talebinde bulundukları anlaşılmıştır. Böyle bir
durumla karşılaşıldığında herhangi bir mağduriyetin oluşmaması için bu kişilere itibar edilmemesi,
gerekli yasal işlemler için Valiliğimizle iletişime
geçilmesi hususunda gereğini rica ederim." (AA)
4
ANKARA
14 Mart 2015 Cumartesi
Ankara Ticaret
Borsası (ATB)
tarafından
kurulan Ankara
Elektronik
Platformu’nda, ilk
Elektronik Ürün
Senedi (ELÜS)
işlemi, farklı
şehirlerde, alım
ve satım yapan
kişilerce online
seans aracılığı ile
yapıldı.
ATB’de ilk ‘
’ gerçekleştirildi
HABER MERKEZİATB’nin Elektronik Satış
Salonu dışında bulunan,
satım ve alım yapacak
üyeler kendi ofislerinden
verdikleri fiyatlar ile
gerçekleşen ilk seansta,707 Tonluk işlem hacmi
gerçekleştirildi.
Merkezi Kayıt
Kuruluşundan alınan stok
bilgilerine göre başlatılan
seansta, platform üyesi firmaların verdiği, onay alan
satım emirleri ile onay alan
alım emirleri arasında alımsatım işlemleri gerçekleştirildi. Seansın tamamlanması ile işlem dosyaları
ilgili transferlerin tamamlanması için Takasbank’a
gönderildi.
İşlem yapılan 7 satım
emri ile 4 alım emri verilen
ATB Elektronik
Platformu’nun işlem hacmi 707
ton oldu. İlk kez gerçekleştirilen
uygulama ile ATB’nin elektronik
satış platformundan farklı bir
lokasyondan kendi kullanıcı adıyla
programa bağlanan platform
üyeleri, ATB Satış Salonu ve ATB
Yönetim Binası dışında web
üzerinden bağlanarak satım ve
alım işlemlerini gerçekleştirildi.
Elektronik ürün senetlerinin
seansı ile ilgili bir açıklama yapan
ATB Başkanı Yavuz “Ankara
Ticaret Borsası bu hizmetiyle bir
ilki daha başarmıştır” dedi.
ATB Başkanı Yavuz
konu ile ilgili olarak yaptığı
açıklamada “Son 3 yılda
Tarım sektörü ve finansal
piyasaların entegre olduğu
fiziksel ürün senetleri yerini elektronik ürün senetlerine bırakmıştır. Fiziksel
ürün senetlerinin alt
yapısını problemsiz
karşılayan ATB elektronik
ürün senetlerinin alınıp
satılabildiği platformu
çalışır hale getirmiştir.
Üyelerimizi ve tüm
Türkiye’de ki tüccarlarımızı
lisanslı depolarla buluşturarak, küresel ticaretin
önemli bir enstrümanını
yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Tarım sektörü ve
finansal piyasaların entegre olduğu bu sistem ile
üyelerimizi, tüccarlarımızı
lisanslı depolarla buluşturarak, küresel ticaretin önemli bir
enstrümanını yaygınlaştırmayı ”
hedeflediklerini belirten Yavuz,
“Sistemin ülkemize hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum” dedi.
Minik öğrenciler,
Şahin'i soru
yağmuruna tuttu
HABER MERKEZİElmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin,
Elmadağ’da bulunan İmamhatip Ortaokulu öğrencilerini ağırladı. Minik öğrenciler, yerel yönetimler ve
Belediye başkanın olmanın zorlukları hakkında bilgi
alarak, İlçe de çocuklara yönelik yapılan ve yapılacak olan çalışmalar hakkında da sorular sordular.
Başkan Şahin, makamında ağırladığı minik
öğrencilere meye suyu ve çikolata ikram ederken,
öğrencilerin istek ve düşüncelerini dinledi.
Öğrencilerin okul dergisinde yayınlanacak olan
röportaj sorularını dikkatle dinleyerek cevapladı.
Yerel yönetim ve birimlerin çalışma şekilleri
hakkında miniklere bilgi veren, Elmadağ’ı eğitimde,
sporda, sağlıkta ve ticarette yükseltirken, modern
bir şehir oluşturmaya çalıştıklarını belirten Başkan
Şahin, "Sizler geleceğin büyüklerisiniz. Dolayısıyla
bizlerin sizlere karşı sorumluluğu var. Siz çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunmak için gayretle
çalışıyoruz. Çünkü sizi önemsiyoruz, sizleri
önemsediğimizi, sevdiğimizi de lafla değil, yaptıklarımızla gösteriyoruz" şeklinde konuştu. Başkan
Şahin Miniklerin ziyaretinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Çankaya bahara
hazırlanıyor
Başkan Tiryaki, haber
kameramanlarını ağırladı
HABER MERKEZİTürkiye Haber Kameramanları Derneği, Altındağ
Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’yi ziyaret etti.
Başkan Tiryaki’yi makamında ziyaret eden Dernek
Başkanı Aytekin Polatel, Başkan Tiryaki’ye bu yıl
20’ncisi gerçekleştirilecek “Uluslar arası Haber
Görüntüleri Yarışması” hakkında bilgi verdi.
Internet aracılığıyla yapılan oylama hakkında da
bilgi alan Başkan Tiryaki, daha sonra kendi bilgisayarıyla oy kullandı. Başkan Tiryaki, Yılın En İyi Haber
Görüntüleri dalında, Serbest Haber Ödülleri dalında
ve Yılın En İyi Spor Görüntüleri ödülü dalında
desteklediği görüntüler için oylamaya katıldı.
Basın-yayın dalında çalışanların görevlerini çok
zor şartlar altında ve büyük bir özveriyle yaptıklarına
dikkati çeken Başkan Tiryaki, “Büyük özveriyle
çalışan televizyon habercilerini, gazetecileri ve kameramanları tebrik ediyorum.” dedi. Başkan Tiryaki 8
ülkeden 2400 gazetecinin görüntülerinin yer aldığı
yarışmaya katılan herkese başarılar diledi.
HABER MERKEZİÇansera’daki üretim çalışmalarına hız
veren Çankaya Belediyesi’nin bahar ayları
için park ve bahçelere
dikilecek bitkiler ise
yeşillenmeye başladı.
Kuluçka bölümünde
ilk tohumları atılan
Ateş, Kadife, Vapur
Dumanı, Petunya,
Horoz İbiği, Aslan Ağzı,
Begonya, Vinka,
Yaprağını Döken
Muşmula, Kartopu,
Berberis ve Ardıç gibi
çiçek ve çalılar kısa
süre sonra potlara
aktarılacak. Sıcak seralar ilk filizlerini
verirken soğuk seralarda da üretim sürüyor.
Gül, Kızılcık, Titya, İnci
Çalısı, Keçi Sakalı gibi bitkiler de yaklaşık
20 gün sonra Çankaya parklarını süslemeye hazırlanıyor.
Etimesgut, halk oyunlarında
ANKARA BİRİNCİSİ OLDU
HABER
MERKEZİHalk
Oyunları
Federasyonu
tarafından
düzenlenen
Ankara Halk
Oyunu
Yarışması’na
katılan
Etimesgut
Belediyesi
Halk Oyunları
ekibi 1. oldu. Yıldızlar Muğla yöresinde yarışan
Etimesgut ekibi başarılı bir oyun sergileyerek
jüri üyelerinden en yüksek oyu alan grup oldu.
28 kişilik Etimesgut Belediyesi ekibi, Nisan
ayında düzenlenecek bölge şampiyonasına
katılacak.
Halk oyunları ekibi şampiyonluk kazandığı
Muğla yöresi gösterisini Etimesgut Belediyesi
Kadınlar Günü’nde sergiledi. Etimesgut
Belediye Başkanı Enver Demirel ve diğer
katılımcıları ekibi hayranlıkla izlediler. Gösteri
sonunda Başkan Demirel ve eşi öğrencilerin
kupa ve madalyalarını verdiler. Demirel tüm
ekibi başarılarından dolayı kutlayarak,
“Etimesgut Belediyesi olarak kültürün sanatın,
sporun her dalında önemli başarılar kazanıyoruz. Halk oyunları ekibimiz de Ankara 1.’liği
elde ederek başarılarına bir yenisini daha
eklemiştir. Başarılarının devamını diliyor, hepsinin gözlerinden öpüyorum” dedi.
ANKARA
14 Mart 2015 Cumartesi
AK Parti
Ankara İl
Başkanlığı
yöneticileri iş
adamlarıyla
kahvaltıda bir
araya geldi.
Ak Parti Ankara İl
iş adamlarıyla buluştu
HABER MERKEZİAK Parti Ankara İl Başkanlığı Sosyal İşler
Biriminin organize ettiği "Bu Çaresizliğe Dur De”
Kampanyası’nın duyurulması amacı ile Ankaralı iş
adamlarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
ASKİ ÂLÂ Sosyal Tesisleri’ndeki kahvaltıya,
Başbakan Yardımcısı, Bakan Yalçın Akdoğan,
Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı, İl
Başkan Yardımcıları Ramazan Arslan, Edip Balcı,
Cemalettin Kömürcü, Yalçın Karslıoğlu, Ahmet
Uzunoğlu, Saliha Dönmez Göğebakan, Şenol
Sazak, Hakan Han Özcan İl Yönetim Kurulu
Üyeleri ve çok sayıda iş adamı katıldı.
Toplantıda açılış Konuşmasını yapan Sosyal
işler Birim Başkanı Ramazan Arslan, “Suriyeli
Kardeşlerimize ulaştırmak üzere "Bu Çaresizliği
Dur De " Sloganıyla başlayan yaklaşık 40 gündür
devam eden kampanyamız 100 tırlık hedefini
fazlası ile tamamlamıştır.” dedi
AK Parti Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim
Yamalı konuşmasında, “AFAD yetkililerinin verdiği
rakam üzerine Ankara'da 35 bin civarında Suriyeli
Kardeşimiz mevcut, bu kardeşlerimizin sorunları
bizim sorunumuz, çünkü bu kardeşlerimiz insanlığın bize emaneti.” diyerek, Devletin ve milletin
Suriye'den gelenlere sahip çıktığını ve çıkmaya
devam ettiğini, özellikle AFAD'ın çok önemli çalışmalar yaptığını söyledi.
100 TIR KAMPANYASI TAMAMLANDI
Sorunun genişliği ve olayın daha devam edecek olmasının, bu çalışmaların daha ciddiye alınması gerektiğini ortaya koyduğunu ifade eden
Yamalı, "Bu gelen insanlar bizi korkutmamalı, bu
hem onların hem bizim imtihanımız. Türkiye
gelişen bir ekonomi zaten önümüzdeki 5-10 sene
içinde göç alması gereken bir ülke. Bu kardeşlerimizi sosyal boyutuyla düşünmeliyiz. Bu kardeşlerimizi sırtımızda yük olarak değil emanet olarak
görmeliyiz.100 TIR olarak hedeflediğimiz Yardım
Kampanyamız, tamamlanmıştır, Ankaralı teşkilatlarımız ve Belediye Başkanlıklarımızın kampanyaya katkıları oldukça fazladır.siz değerli
Yardımsever iş adamlarımızın da bu kampanyaya
duyarsız kalmayacağını biliyorum” dedi.
Suriye'de büyük bir insanlık dramı yaşandığını
belirten Akdoğan, "Geçmişte çok büyük
katliamlar yaşandı, büyük savaşlar oldu, büyük
insanlık dramları oldu, bundan daha beteri oldu
belki ama bu çağda, bu yüzyılda, modern dünyada, demokrasinin, insan hak ve özürlüklerinin,
medya gücünün, iletişimin, ulaşımın ulaştığı bu
noktada böyle bir katliama sessiz kalınması ibretlik bir durumdur" diye konuştu.
Bu durumun katliamın kendisinden daha
vahim olduğunu dile getiren Akdoğan, "Bir insanlık sınavına tabi tutulduk. İnsanlık sınavını çoğu
ülkelerin, çoğu milletlerin geçemediğini gördük.
Biz Türkiye ve Türk milleti olarak bu sınavdan
alnımızın akıyla çıktığımızı düşünüyoruz. Sınav bitmiş değil zorlu, çetin bir süreç var önümüzde.
Ama devlet ve millet olarak bu sınavdan gerçekten başarıyla çıkmaya çalışıyoruz. Utanç duygusu
yaşamamak için, aynaya baktığımızda kendimizden utanmamak için gerçekten sınavdan başarıyla çıkmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Akdoğan, Suriye'den 2 milyon göçmen
geldiğine ve Türkiye'nin bu meseleye 5,5 milyar
dolar kaynak aktardığına dikkati çekerek, 25
kamp kurulduğunu, kampların dışında şehirlere
yayılan göçmenler olduğunu anlattı.
Bu kadar büyük sorunla bu şekilde baş etmeye çalışan, taşın altına elini koyan başka bir ülke
olmadığını dile getiren Akdoğan, "Bazı Batılı ülkeler sadece konuşuyorlar. Kaç kişi aldınız, hangi
yardımı yaptınız, ne kadar yardım yaptınız?
Sayarak belki bazı kişileri almışlardır. Onlar da ya
mühedis ya doktordur. Yine kendi menfaatleri için
seçerek aldıkları kişilerdir. Çoluğu, çocuğu, kadını,
yaşlısı, hastası, ben bu insanları alayım bu mağduriyeti gidereyim diye değil yine kendi ihtiyacını
gidermek için, insan kaynağı ihtiyacını gidermek
için seçerek aldıkları insanlardır" değerlendirmesinde bulundu.
AKDOĞAN’DAN ELEŞTİRİ
Herkesin sadece konuştuğunu ancak
Türkiye'nin elini, yüreğini taşın altına koyduğunu
ifade eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu
noktada baktığımızda insanlık tarihinde büyük
katliamlar yaşandı ama bu çağda, kimyasal silah
kullanıldı, yüz binlerce insan katledildi, milyonlarca
insan evini barkını bırakıp göç etmek zorunda
kaldı. Peki ne oldu? Herkes 3 maymunu oynuyor.
Ne gören var, ne duyan var. DEAŞ tehlikesi ortaya
çıkınca birilerinin aklı başına geldi. O zaman
Suriye ile ilgilenmeye başladılar. Düne kadar
neredeydiniz, böyle bir sorun yok muydu, yüz binlerce insan hayatını kaybetmedi mi? Bu mesele
büyük güçlerin, büyük devletlerin rekabetine kurban giden bir mesele oldu. Filler tepişti, olan
arada kalanlara oldu. Siyasi güç çekişmelerinde
Suriye meselesi açıkça kurban edildi."
Engelsiz Dershane
sınava hazır
Öveçler Altgeçiti
temizleniyor
Devam eden mahkeme süreci nedeniyle
trafiğe açılamayan Öveçler Altgeçidi’nde
Ankara Büyükşehir Belediyesi temizlik
ekipleri kapsamlı bir temizlik yaptı.
HABER MERKEZİDikmen ile Batıkent arasında kesintisiz ulaşım
imkanını sağlayacak olan ancak devam eden
mahkeme süreci nedeniyle trafiğe kapalı olan
Öveçler Altgeçidi’nde Büyükşehir Belediyesi Kent
Temizlik ekipleri, altgeçide atılan çöpleri topladı,
moloz yığınlarını kaldırdı.
Astronomik oranda kamulaştırma bedeli isteyen
gecekondu sahibi ile Büyükşehir Belediyesi arasında
devam eden mahkeme süreci nedeniyle bir türlü
trafiğe açılamadığı için madde bağımlılarının mesken
tuttuğu ve sürekli kirlettiği Öveçler altgeçidinde
duvarlara yazılan yazıları da silen Büyükşehir
Belediyesi temizlik ekipleri, altgeçidi ilk günkü haline
getirdi. Konya Yolu’nu Öveçler üzerinden Dikmen’e
bağlayacak ve bölge trafiğini rahatlatacak olan ancak
bir gecekondudaki anlaşmazlık yüzünden yıllardır
tamamlanamayan kavşağın kapalı olmasını fırsat
bilen madde bağımlılarının bıraktığı olumsuz izler
Büyükşehir Belediyesi temizlik ekipleri tarafından
silinirken mahalle sakinleri yolun bir an önce trafiğe
açılmasını istediler.
Mimar Sokak’ta oturan Hanefi Erbir adlı vatandaş
altgeçidin açılmamasından yakınarak, şunları söyledi:
“Bu yolu yapandan Allah razı olsun. Önceden
Batıkent’teki yeğenime tam 35 dakikada gidebiliyordum. Geçenlerde gittiğimde yan yollardan dolaşarak
bulvara ulaştığım halde bile 11 dakikada Batıkent’e
ulaşabildim.”
5
Gölbaşı’nda sağlık
semineri düzenlendi
Gölbaşı Belediyesi, Gölbaşı Engelliler
Derneği ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Odyoloji
Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Fakültesi Odyoloji Bölümü işbirliğiyle
düzenlenen seminerde Gırtlak Kanseri,
Ses ve Konuşma Bozuklukları hakkında
bilgi verildi.
HABER MERKEZİGölbaşı Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kongre
ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen bilgilendirme
toplantısına Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay,
Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz
Bekir Demirel, Gazi Üniversitesi Kulak Burun Boğaz
Anabilim Dalı Başkanı Yusuf Kemal Kemaloğlu,
Uzman doktorlar, rehber öğretmenler ve çok sayıda
davetli katıldı.
Seminerde Gırtlak Kanseri olup ses tellerini kaybetmiş, konuşabilen Şaban Kılınç öyküsünü
anlatırken, Prof.Dr. Yusuf Kemal Kemaloğlu ise Gazi
Üniversitesi Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları
Merkezi Tanıtımını yaparken, Prof. Dr. Metin Yılmaz
tarafından Gırtlak kanseri nedir ? Cerrahi çözümler
ve yaşam kalitesi gibi konular ele alındı.
Doç. Dr. Togay Müderris tarafından Gırtlak
kanserinden korunma yöntemleri katılımcılara
aktarılırken, Uzm. Dr. Faik Çetindağ tarafından
Gırtlak kanserinde radyoterapide yeni yöntemler,
Doç. Dr.Bülent Gündüz tarafından Gırtlak kanseri
tedavi sonrası rehabilitasyon çözümleri, Ody. Ebru
Şansal tarafından Konuşma Terapisi ve Yutma
Terapisi, Uzm. Ody. Işık Sibel Küçükünal tarafından
Çocuklarda Konuşma Gelişimi, Uzm. Ody.Şenay
Altınyay tarafından Çocuklarda Gecikmiş Konuşma
bilgileri verildi.
Sempozyumda Dr. Ody. Çağıl Gökdoğan tarafından Çocuklarda ses bozuklukları, Ody. Şadiye
Bacık tarafından Yarık damaklı çocuklarda konuşma bozuklukları, Uzm. Ody. Elçin Orçan tarafından
Çocuklarda artikülasyon bozuklukları, Uzm. Ody.
Ayşe Mutlu tarafından Çocuklarda kekemelik ve
rehabilitasyonu, Ody. Seher Yılmaz tarafından ise
konuşma bozukluklarında ailenin rolü konuları
katılımcılara anlatıldı.
Programda konuşan Gölbaşı Belediye Başkanı
Fatih Duruay ise açıklamasında, “İnsan sağlığı için
her türlü desteğe her zaman hazırız” dedi. Duruay
açıklamasının devamında ise, “Öncelikle bu programı düzenleyen herkese teşekkür ederiz. Bizde
Gölbaşı Belediyesi olarak engelli kardeşlerimize
daha fazla yardımcı olmak amacıyla kurslar açıyoruz, toplumla entegresinin daha hızlı olması için
yardımcı oluyoruz. Gölbaşı Belediyesi olarak bu tür
programlar için kapımız her zaman açık, kendilerini
her zaman Gölbaşı’na bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Çankaya Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübü Engelsiz
Dershane’de eğitim alan 11 genç, Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS)
öncesi eğitmenleri eşliğinde son dinlemelerini yaptı.
HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi’nin,
görme engelli bireylerin
eğitimlerine devam edebilmeleri için 13 yıl önce hayata geçirdiği Engelsiz
Dershane’de bu zamana
kadar 300’ün üzerinde genç
eğitim desteği aldı. 120
gence üniversite kapısını
açan Dershane’nin bu yıl 11
öğrencisi üniversiteli olmak
için ter dökecek.
Sınava, üniversite öğrencilerinin gönüllülük esasıyla
verdiği derslerle hazırlanan
gençler, Ekim ayında
başladıkları eğitimlerin
karşılığını almak için var güçleriyle çalışıyorlar.
Eğitmenlerin anlattığı bilgileri
hafızalarında tutmaya çalışan
gençler, kimi zaman da ses
kayıt cihazı yardımıyla bilgi-
leri kayıt altına alıp sonradan
ders tekrarı yapıyorlar.
Sınava gözetmenler
eşliğinde giren engelli öğrenciler, şekil içeren geometri
sorularından muaf tutuluyorlar.
Çankaya Belediyesi
Engelsiz Dershanede bu
zamana kadar 120 genç
üniversite kapısından adım
atarken sadece geçen sene
8 görme engelli birey üniversiteli olmanın mutluluğunu
yaşadılar.
Görebilen bireyler için
160 dakika olarak uygulanan
sınav süresi, soruları
gözetmenlerin okuması
nedeniyle görme engelli
öğrencilere 190 dakika
olarak uygulanıyor.
Çankaya Belediyesi
Engelsiz Dershanenin üniver-
site sınavlarına hazırladığı
gençlerden biri de 21 yaşındaki Özge Ok. Çankaya
Belediyesi Görme Engelliler
Spor Kulübü Başkanı Yusuf
Sayyıdan’ın tavsiyesiyle
eğitimine başlayan Özge, bu
yıl 5 bin 232 engelli bireyin
ter dökeceği sınavlarda
başarılı olup üniversiteli
olmanın hayalini kuruyor.
Sınavlara sözel bölümden
girecek olan Özge, ilkokuldan bu yana çaldığı bağlama
ve büyük tutkusu olan müziği geliştirmek için Güzel
Sanatlar Fakültesi’ne girmeyi
hedefliyor.
Engelsiz Dershane’ye
eğitmen olarak gönüllü
destek veren 100’ün
üzerinde üniversite öğrencisinden biri de 18 yaşındaki
Beyazıt Can. Kendisi de
çiçeği burnunda bir üniversiteli olan Beyazıt, Orta Doğu
Teknik Üniversitesi Bilgisayar
Mühendisliği Bölümü’nü
kazandığında bu bilgilerini
birileriyle paylaşma isteği
duymuş. Okulda kurulan
engelsiz öğrenci toplulukları
vasıtasıyla Çankaya
Belediyesi’nin Engelsiz
Dershanesiyle tanışan Can,
okutmanlar eşliğinde
sınavlara girecek gençlerin
umudu olmaktan büyük keyif
aldığını söylüyor.
Etimesgut’ta
Kırıkkaleliler Gecesi
HABER MERKEZİEtimesgut Kırıkkaleliler Derneği birlik ve
beraberlik gecesi düzenledi. Durmuşoğulları
Düğün Salonu’nda düzenlenen geceye Etimesgut
Belediye Başkanı Enver Demirel de katıldı.
Demirel, Kırıkkale Derneği yeni yönetiminin
hemşerilerini bir arada tutma, birlikte hareket
etme, kültür ve sanatlarına yaşatma adına örnek
çalışmalar yaptığını söyledi. Dernek çalışmalarıyla
siyasi çalışmaların bir arada olmaması gerektiğinin altını çizen “Şunu ifade etmek istiyorum ki,
sivil toplum kuruluşları siyaset alanı değildir.
Buralarda siyaset yapılmaz. Her siyasi görüşten
insanın bir arada olduğu yapılar da siyasete
müsaade edilmemesi gerekir” dedi.
Dernek Başkanı Abdullah Polat da
Kırıkkaleliler olarak birlik ve beraberlik içinde
hareket ettiklerini vurgulayarak, "Bu güzel gecede
birliğimizi beraberliğimizi yeniden pekiştirmek
istedik. Hiçbir siyasi ve etnik ayrım yapmadan
sadece Kırıkkaleli olmamızın verdiği gururu, mutluluğu ve heyecanının yaşatmak, Kırıkkaleli
duruşunu dosta düşmana göstermek için buradayız” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından
Kırıkkaleliler Hüseyin Kağıt konseriyle coştular.
Gecede davul zurna gösterisi sunuldu.
6
ANKARA
14 Mart 2015 Cumartesi
Kavşakkaya
Barajı ile
Çubuk-2
Barajı arasında birbirlerine
su sağlayacak
14 kilometre
uzunluğundaki
isale hattının
yapımı
tamamlandı.
İki baraj arası destek hattı
HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Genel
Müdürlüğü, sadece Ankara’da merkezde
değil, dört bir taraftaki bağlı ilçelerinde de su
sorununun uzun yıllar yaşanmaması için
gerçekleştirdiği projelerine bir yenisini daha
ekledi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih
Gökçek, dünyada ilk defa iki taraflı çalışacak
bir isale hattını Başkent’e kazandırdıklarını
belirterek, “Kavşakkaya Barajı’ndan Çubuk-2
Barajı’na uzanan 14 kilometrelik hattımızı
tamamladık. Böylece Kavşakkaya Barajı’ndan
Çubuk-2 Barajı’na kısa süre içerisinde destek
suyunu vereceğiz. Bu sayede de Çubuk
İlçesinin su sorunu kalmayacak” dedi.
Geçtiğimiz yıl Çubuk ilçesinde 24 kilometre içme suyu hattı ve sondaj çalışması
yapıldığını hatırlatan Başkan Gökçek, iki bara-
jı birbirine bağlayan isale hattı ile ilgili olarak
şunları söyledi:
“İshale hattı üzerinde 6 kilometrelik 1000
mm çapında, 8 kilometrelik de 800 mm
çapında düktil boru döşendi. Toplamda 14
kilometre olan ishale hattıyla Kavşakkaya
Barajı ile Çubuk-2 Barajı’nı birbirine bağlamış
olduk. Öncelikli olarak Çubuk-2 Barajı’nın
Kavşakkaya Barajı'ndan verilecek su ile
beslenilmesi hedeflenirken, hattın teknik özelliği sayesinde de Çubuk-2 Barajı’nın dolu
olması halinde bu barajdan Kavşakkaya
Barajı’na su aktarımı yapılabilecek. Yani suyu
iki istikamete de aktarabilecek bir hat yaptık.
Böylece, dünyada belki ilk defa iki taraflı
çalışan bir isale hattını da Başkentimiz
kazandırmış olduk.”
Proje ile Çubuk İlçesi’nin uzun süreli su
ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra
Pursaklar’ın da destekleneceği bilgisini veren
Başkan Gökçek, “Çubuk-2 Barajı'na gelen su,
buradan da 1400'lük bir isale hattı ile
Pursaklar’a bağlanacak. Bu kaynaktan nüfusu
hızla büyüyen Pursaklar da faydalanmış olacak” dedi.
Başta Çubuk İlçesi’nin ihtiyacını karşılayacak olan 14 kilometrelik hattan Pursaklar
İlçesi’ne de su sağlanabilecek. Projede; 1
adet pompa istasyonu, 5000 metreküplük de
1 adet depo mevcut.
Kavşakkaya Barajı’ndan alınan su 200
metre yüksekliğe pompalar vasıtası ile basılacak. 200 metre yükseklik aşıldıktan sonra
Çubuk-2 barajına dökülecek.
Aynı şekilde ihtiyaç olduğunda işlemin
tersi gerçekleştirilecek. Pompalar tersine
çalıştırılarak Çubuk 2 Barajı’ndan
Kavşakkaya’ya su aktarılabilecek.
Ankaragücü Başkanı Yiğiner, Başkan Akgül’ü ziyaret etti
HABER MERKEZİAnkaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner ve
kulüp yöneticileri Mamak Belediye Başkanı
Mesut Akgül’ü ziyaret etti. Son derece
samimi bir ortam da gerçekleşen ziyarette
kulüp çalışmaları hakkında Akgül’e bilgi
veren Mehmet Yiğiner spora verdiği
destekten dolaya Akgül’e teşekkür etti.
Belediye olarak Mamak’ta büyük spor
yatırımlarını tamamlayarak Mamaklıların
hizmetine sunduklarını dile getiren Akgül:
“Özellikle gençleri spora yöneltmek için
son derece kapsamlı tesisler inşa ettik. Şu
anda Mamak’ta bulunan amatör ve profesyonel spor kulüpleri bu tesislerimizden
faydalanıyor. Spor tesislerimizin sunduğu
imkânları kullanarak kendilerine yetiştiren
sporcularımız ulusal ve uluslar arası
başarılara imza atıyor. Bu tesisler
sayesinde bizler altyapıdan sporcular
yetiştirerek büyük kulüplere gönderiyoruz.
Spora ve sporcuya yapılan yatırım bir
ülkenin geleceğine yapılan yatırımdır” dedi.
Ziyaret sonunda Yiğiner Akgül’e forma ve
atkı hediye etti.
Altındağ'da düzenlenen
öykü yarışması sonuçlandı
HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi tarafından düzenlenen ve
geleneksel hale gelen öykü yarışmasında dereceye
girenler belli oldu. Geçtiğimiz yıllarda yoğun ilgi gören
ve bu yıl da “Mutluluğu arayanlar…” konusuyla
Türkiye’nin dört bir yanından katılımcıların ilgisini çeken
yarışma için yüzlerce başvuru alındı.
Birinciliğe "Ararken bulunan bir sepet hüzün" isimli
öyküsüyle Zeynep Satı Yalçın, ikinciliğe "Umut" isimli
öyküsüyle Ebru Dişiaçık, üçüncülüğe ise "Oh, annem
şarkı söyledi" isimli öyküsüyle Atiye Güner Tümüklü
değer görüldü.
Yarışmada dereceye girenlere ödülleri Altındağ
Belediyesi’nin büyük bir coşkuyla ve çok geniş bir
katılımla kutladığı “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kutlama programında verildi. Birincilik ödülüne değer
görülen Zeynep Satı Yalçın’a ödül olarak dizüstü bilgisayar, ikinci Ebru Dişiaçık’a dijital kamera, üçüncü
olan Atiye Güner Tümüklü’ye ise dijital fotoğraf makinesi hediye edildi.
Konuyla ilgili bilgi veren Altındağ Belediye Başkanı
Veysel Tiryaki, Altındağlı kadınların kendilerini değişik
mecralarda ifade edebilmeleri için pek çok proje hayata
geçirdiklerini kaydederek “Altındağ, 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü’nün kadınların aktif katılımlarıyla kutlandığı bir ilçe... Biz 8 Mart’ı protokole yönelik salon
programlarıyla geçiştirmek yerine kadınların planladığı
ve bizzat sahnelediği etkinliklerle kutluyoruz. Bu etkinliklerin önemli bir parçası da düzenlediğimiz öykü yarışmasıdır.” dedi.
Öykü yarışmasında anlatılan öykülerin kadınların
kendi hayatlarını veya iç dünyalarını yansıttığına dikkati
çeken Tiryaki, yarışmaya katılan tüm eserlerin çok
çarpıcı ve profesyonel bir dille yazılmış olduğunu ve her
yıl dereceye giren eserlerin belirlenmesinde çok zorlanıldığını söyledi.
Başkan Yaşar'dan
Şahin'e ziyaret
Yaşar, kadın konulu etkinliğe katıldı
Pursaklar’da hanımlara
ücretsiz sağlık taraması
HABER MERKEZİPursaklar Belediyesi, hanımlara ücretsiz sağlık
hizmeti sunuyor. Pursaklar Belediyesi Tevfik İleri
Kültür Merkezi Hanımlar Lokali’nin düzenlediği
programda kadınlara ücretsiz sağlık taraması
yapıldı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Zühal
Çakmak ile Eczacı Ülkü Mülayim tarafından
sağlık için dikkat edilmesi gerekenler, muayene
ve kontrollerin hangi zaman aralıklarında yapılması gerektiği ve yaşlara göre yapılması gereken
tetkikler konusunda hanımlar bilgilendirildi.
Bunun yanı sıra Pursaklar Belediyesi’nin tahsis etmiş olduğu araçlarla hanımlar düzenli olarak
hastanelere gidip, başta kanser taraması olmak
üzere birçok konuda ücretsiz hizmet alıyor. Sağlık
Bakanlığı’nın uygulaması ile hiçbir sağlık
güvencesi olmayanlar da bu tür hizmetlerden
ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Hanımlar, kendilerine bu imkânı sağlayan Pursaklar Belediye
Başkanı Selçuk Çetin’e teşekkür etti.
HABER MERKEZİYenimahalle Belediye
Başkanı Fethi Yaşar, sivil
toplum kuruluşları tarafından düzenlenen kadın
konulu etkinliğe katıldı.
Yaşar; ilk olarak Hünkar
Hacı Bektaş Veli Vakfı
tarafından Serçeşme
Cemevi’nde düzenlenen
“Alevilik ve Kadın” konulu
panele katıldı. Üç Nefes
adlı grubun seslendirdiği
ezgilerle başlayan panelde
Kelime Ata, Gül Erdost, Dr.
Nimet Okan ve Suna Sezer
“Alevilik ve Kadın”
konusunda bir sunum yaptı.
Önce kadınların kendi
haklarına sahip çıkması
gerektiğini vurgulayan
Başkan Yaşar, “1923’te
Mustafa Kemal Atatürk’ün
kadınlarımıza verdiği haklardan geri dönüş yok.
Yenimahalle Belediyesi’nde
müdürlerimizin yüzde 50’si,
çalışan personellerimizin
yüzde 35’i kadın.
Eğer Yenimahalle’de bir
başarı varsa onun altında
kadın eli var, Türkiye’de bir
başarı varsa onun da altında kadın eli var” diye
konuştu.
Başkan Yaşar, panelin
ardından Çorum Hitit
Dernekleri Federasyonu
Kadın Konseyi tarafından
Nazım Hikmet Kongre ve
Sanat Merkezi’nde kadınlarla bir araya geldi.
Şarkıların hep bir ağızdan söylendiği, halayların
çekildiği etkinliğe Yaşar’ın
yanı sıra CHP Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka,
CHP Yenimahalle İlçe
Başkanı Ahmet Meşe,
Yenimahalle Belediyesi
Başkan Vekili Mehmet
Kartal, belediye meclis
üyeleri ve Yenimahalleli
kadınlar katıldı.
HABER MERKEZİYenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Elmadağ
Belediye Başkanı Gazi Şahin’e nezaket ziyaretinde
bulundu. Ziyarette, mevcut yapılan hizmetler, çalışmalar, projeler, yatırım programları karşılıklı olarak
istişare edildi.
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Hepimiz
Ankara’ya hizmet ediyoruz. Yaptıklarımız ve yapacaklarımız konusunda fikir almamız gerektiğini düşünüyorum. Bu ziyaretleri hasbihal etmek, gönül almak için
yapıyorum” dedi. Siyasi görüşün vatandaşlara hizmetin
önüne geçmemesi gerektiğini vurgulayan Yaşar, "Siyasi
görüşü ne olursa olsun ülkesine yararı dokunan herkes
benim dostumdur. Önemli olan halkı kucaklamak ve
hizmet üretmektir. Rozetine, ırkına, mezhebine bakmadan halkın belediye başkanı olmayı başarmaktır"
dedi.
Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin; Öncelikle bu
nazik ziyaretinizden dolayı çok memnun olduğumu
belirtmek isterim. Bulunduğumuz platformlarda birlik
beraberlik içerisinde uyumlu çalışmalarımızın bundan
sonra da devam edeceğini de belirtmek isterim" şeklinde konuştu. Başkan Şahin; Elmadağ için 2009 yılından bu yana büyük yatırımların yapıldığını ve yatırımların artarak devam edeceğini belirterek yeni projeler
olan; kentsel dönüşüm,yüzme havuzu,hastane, sanayi
sitesi, rekreasyon alanları,Pazar yeri,gençlik
merkezi,çok amaçlı salonlar,halı sahaların projeleri
hakkında da bilgi aktardı.
Ziyaret sonunda Başkanlar tarafından karşılıklı
hediye takdiminde bulunuldu.
EKONOMİ
14 Mart 2015 Cumartesi
Bilim, Sanayi ve
Teknoloji
Bakanlığından
Teknolojik Ürün Yatırım
Destek Programı kapsamında hibe desteği
alan elektrik elektronik
mühendisi Abdullah
Akın (31), otomobil
üretiminde kullanılan
akıllı robotlarla Elazığ
İş Geliştirme
Merkezi'nde (İŞGEM)
led ampul üretecek.
Robot teknolojiyle
led ampul üretilecek
rİZELİLEr EğİTİm küLTür
VE dAyANIşmA dErNEğİ
14. OLAğAN GENEL
kuruL ÇAğrISI
Derneğimizin 14. Olağan Genel Kurulu 29.03.2015
Pazar günü saat 11.00’de Akay Caddesi 20/9
Bakanlıklar – ANKARA adresinde aşağıdaki gündem
ile toplanacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde
aynı gündem ile aynı adreste 05.04.2015 Pazar günü
saat 11.00’de toplanacaktır. Tüm üyelerimize duyurulur.
GÜNDEM:
1- Açılış, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı
2- Divanın Oluşması
3- Yönetim, Denetim Kurulu faaliyet raporlarının
görüşülmesi ve ibrası
4- 2015-2018 yılları tahmini bütçenin okunması ve kabulü
5- Tüzük değişikliğinin görüşülmesi ve onaylanması
6- Aidat borcu olan üyelerle ilgili karar alınması
7- Dernek için gerekli olan taşınmaz malların satın alınması ve satılması için yönetim kuruluna yetki verilmesi
8- Yönetim, Denetim asil ve yedek üyeleri ile üst kurul
delegasyonunun seçilmesi
9- Dilek ve Temenniler
10- Kapanış
YediGün-11
ELAZIĞ - İSMAİL ŞEN - Akın, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 yılında
led teknolojisinin geleceğini görerek, "Yeni
Nesil Tasarruflu ve Uzun Ömürlü Ledli Ampul
Projesi" ile Fırat Kalkınma Ajansı'ndan aldığı
177 bin liralık makine desteğiyle İŞGEM'de
yarı otomatik bir üretim tesisi kurduğunu ve
2010 yılında seri üretime geçtiklerini belirtti.
Daha tasarruflu ve sağlıklı olması açısından led ampullere olan talebin dünyada hızla
arttığını vurgulayan Akın, soğutma sistemini
jet motorlarından esinlenerek tasarladığı ürünle pazarda yer bulduklarını ancak zamanla
artan talebi karşılayamaz duruma geldiklerini
ifade etti.
Firma olarak uluslararası düzeyde hem
rekabetçi bir yapıyı tesis edebilmek hem de
artan talebi karşılayabilmek için yaptıkları ArGe çalışmaları sonucunda otomobil fabrikalarında kullanılan robotların led ampul üretiminde de kullanılabileceğini hazırladığı proje
ile ortaya koyduğunu ifade eden Akın, bu
projeyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının "Teknolojik Ürün Yatırım Destek
Programı" kapsamındaki proje çağrısına
başvuruda bulunduğunu söyledi.
Elazığ'da tam otomatik, insansız, otomobil
endüstrisindeki robotik sistemlerin kullanılması esasına dayalı bir tesis kurma amacıyla
İHALE İLANI TürkİyE İş kurumu GENEL
müdürLüğü kANTİN kİrALAmA İHALE İLANI
Kurumumuz Genel Müdürlük hizmet binasında bulunan kantin yerinin kiralama işi 2886 Sayılı
Devlet İhale Kanununun 45. Maddesi gereğince Açık Teklif Usulü ile ihale edilecektir. İhaleye
ilişkin bilgiler aşağıda yer almaktadır:
1- İhale Konusu İşin Niteliği: Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü hizmet binasında bulunan kantin yerinin 1 (bir) yıllığına kiralanması işi.
2- İhale Şartnamesi mesai saatleri içinde Kurumumuz İdari ve Sosyal Hizmetler Şube
Müdürlüğünde bedelsiz olarak görülebilir. Ancak, ihaleye teklif verecek olanların idarece onaylı
ihale dokümanını satın alması zorunludur. Doküman bedeli 50,00 TL’ dir.
3- İhalenin:
a) Yapılacağı Adres : Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi BaşkanlığıEmniyet Mah. Mevlana Bul. No:42 Yenimahalle/ANKARA
b) Tarih ve Saati : 31 Mart 2015 Salı - Saat: 10.00
c) Usulü : 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 45. Maddesi
d) Tahmini Bedeli (yıllık) :9.000,00 TL
e) Geçici Teminat Miktarı (%10) : 900,00 TL
4- İhaleye Katılabilme Şartları ve İstenilen Belgeler:
1) İSTEKLİ'nin gerçek kişi olması halinde;
a) Türkiye'deki tebligat adresi,
b) İhaleye iştirak edenlerin imza sirküleri ve nüfus cüzdan sureti,
c) İSTEKLİLERİN vekaleten temsil edilmesi halinde, vekilin noter tasdikli vekâletnameleri, imza
sirküleri ve nüfus cüzdan sureti.
ç) İSTEKLİ/ vekillerin adli sicil kaydı (14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
48 inci maddesine göre devlet memurluğuna atanmaya engel mahkumiyetin bulunmaması
gerekmektedir),
d) Ankara Kantinciler Odasından veya ticaret ve sanayi odasından alınmış faaliyet belgesi veya
kayıtlı değil ise sözleşme tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içinde kayıt olacağına dair taahhütname,
e) İSTEKLİ'nin vergi borcunun olmadığına veya yapılandırmaya girdiğine dair belge
f) İSTEKLİ'nin, Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu olmadığına veya yapılandırmaya girdiğine dair
belge,
g) Geçici teminat mektubu veya KURUM veznesine geçici teminat bedelinin ödendiğine dair
makbuz.
2) İSTEKLİLERİN tüzel kişilik olması halinde:
a) Türkiye'deki tebligat adresi.
b) Tüzel kişilik adına ihaleye iştirak edenlerin bu işle ilgili imza sirküleri ve nüfus cüzdan sureti,
c) Tüzel kişi ortakları, temsil ve ilzama yetkili kişiler ile vekillerin adli sicil kaydı (14/7/1965 tarihli
ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesine göre devlet memurluğuna atanmaya engel mahkûmiyetin bulunmaması gerekmektedir),
ç) İSTEKLİLERİN vekâleten temsil edilmesi halinde, vekilin noter tasdikli vekâletnameleri, imza
sirküleri ve nüfus cüzdan sureti,
d) Ankara Kantinciler Odası kapsamında belirtilen faaliyetleri yapabileceğini gösterir ve ortaklık
durumlarını belirtir, ihalenin yapıldığı tarihte geçerliliğinin olduğunu gösterir ticaret sicil gazetesi,
e) Tüzel kişiliğe ait ihalenin yapıldığı yıl içerisinde halen faaliyette bulunduğuna dair ticaret ve
sanayi odasına ait kayıt belgesinin aslı,
f) Tüzel kişiliğin son döneme ait vergi beyannamelerinde beyan edilen gelir ve kurumlar vergilerinin, ödendiğine ve borcunun olmadığına veya yapılandırmaya girdiğine dair belge,
g) Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu olmadığına veya yapılandırmaya girdiğine dair belge,
ğ) Geçici teminat mektubu veya KURUM veznesine geçici teminat bedelinin ödendiğine dair
makbuz,
Tevdi edilen belgelerin asıl veya fotokopilerinin noter onaylı ya da fotokopi verilmesi halinde asıllarının Kurumumuzca görüldüğüne dair kaşeli olmaları zorunludur.
5- İstenilen belgeleri içeren teklif zarfları, ihale saatine kadar Kurumumuz Destek Hizmetleri
Dairesi Başkanlığı İdari ve Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğüne verilebilecektir. İhale saatine
kadar ulaşmayan teklif zarfları değerlendirmeye alınmayacaktır.
6- Kurumumuz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
İlan olunur.
Basın - 41752 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
proje sunduklarını dile getiren Akın, "Bu projemiz desteğe layık görüldü. Projenin makine
bedeli 5 milyon liraydı ve 2 milyon lirası hibe
olarak verilecek" dedi.
Proje ile İŞGEM'de toplamda 7 milyon
liralık bir yatırım gerçekleştireceklerini belirten
Akın, led ampul üretiminde kullanacakları
robot sistemleri ile üretimde hem hızı hem de
kaliteyi arttıracaklarını vurguladı.
Üretimin tüm aşamalarının insansız olarak
gerçekleştirileceğini ifade eden Akın,
"Kuracağımız insansız led ampul üretim
tesisinde otomobil fabrikalarında kullanılan
robotları kullanacağız. Daha önce bu teknoloji
ile üretim yapan bir led ampul üretim tesisi
görmedim. Biz bu robotları kullanarak kendi
geliştirdiğimiz yazılımla belki bu noktada bu
teknolojiyi (led ampul üretiminde) uygulayan
ilk firmalardan biri olacağız" dedi.
Mevcut kapasitelerinin tek vardiyada yıllık
300 bin adet olduğunu, robotlu üretim hattının devreye girmesiyle bunun yaklaşık 25
katı bir üretim kapasitesine kavuşacaklarını
belirterek, şöyle konuştu: "3-4 ay içinde
tesisin faaliyete geçmesiyle yıllık 7,2 milyon
adetlik üretim kapasitesine çıkacağız. Hali
hazırda Türkiye'de yıllık 2 milyon adetlik bir
led ampul ithalatı var. Bunun çoğu uzak doğu
ülkelerinden yapılıyor.” (AA)
Borç bilgilerine
tek tuşla ulaşılacak
ANKARA - ARİFE YILDIZ ÜNAL Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Feridun Bilgin, abonelerin elektronik haberleşme sektöründe faaliyette bulunan işletmecilere ait borç veya alacak bilgilerini eDevlet üzerinden tek tuşla öğrenebilme
imkanına kavuştuğunu belirterek, "Böylece
vatandaşlarımızın geçmişteki borçları
nedeniyle mağdur olmalarının önüne geçilmiş
olacak" dedi.
Bakan Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu
(BTK) tarafından kabul edilen "Borç ve Alacak
Bilgilerinin Sorgulanmasına İlişkin Usul ve
Esaslar"ın yürürlüğe girdiğini açıkladı.
Bilgin, e-Devlet üzerinden her borç için ayrı
sorgulama yapmak gerekirken, yeni düzenleme ile abonelerin tek bir işlemle bütün borç
bilgilerini öğrenebileceğini bildirdi.
Mobil telefon aboneleri başta olmak üzere
elektronik haberleşme sektöründeki
abonelere, üç ayrı yöntemden tercih ettikleriyle
borç ya da alacak bilgilerini kolayca
öğrenebilme imkanı getirildiğini belirten Bilgin,
birinci yöntemde vatandaşların, işletmecilerin
bayileri aracılığıyla sadece kimlik bilgilerini kullanarak güncel ya da eski telefon veya abone
numaralarını, abone oldukları hizmet numaralarını hatırlamasalar bile fatura edilen borç ve
alacak bilgilerini, ücretsiz ve kolayca
öğrenebileceğini kaydetti.
Bu yöntemde bayilerden borç ve alacak
bilgilerinin sorgulanması sonrasında tüketicinin
talebi üzerine durumunu gösteren bir belge
verileceğini de anlatan Bilgin, "Tüketicinin borcunun bulunmadığı hallerde istisnalar belirtilerek 'borçsuzdur belgesi' düzenlenecek ve bu
belgelerden ücret alınmayacak. İkinci yöntemde ise vatandaşlarımız işletmecilerin internet siteleri üzerinden fatura edilmiş borç ve
alacak bilgilerini rahatça öğrenebilme imkanına kavuşacak" diye konuştu. BTK'nın "Borç
ve Alacak Bilgilerinin Sorgulanmasına İlişkin
Usul ve Esaslar" kararı kapsamında tüketiciler
için büyük bir kolaylık sağlayan üçüncü bir
yöntemin getirildiğine dikkati çeken Bilgin,
toplam 200 bin ve daha fazla abonesi olan
işletmecilere, abonelerine e-Devlet kapısı
üzerinden belirlenen standartlar kullanılarak,
yasal takipte olanlar dahil tüm borç ve alacak
bilgilerini öğrenebilme imkanı sağlama yükümlüğünün getirildiğini kaydetti. (AA)
7
DUMANLI
BELDE
Murat DUMAN
muratduman1952@hotmail.com
AL AKLINI BAŞINA
Aşağıda yazdığım dörtlüklerin vücut bulmasında
konuşmalarıyla dehşet saçan bir eski milletvekili sebep
olmuştur. Yazmama sebep olan bu şiir, Kutlu Doğum
Günü’ne rastlayan bir şiir toplantısında yaşandı. Etkinliği
yöneten İLESAM Başkanı M. Nuri Parmaksız, bu günün
ve gecenin ehemmiyetini kısaca anlattı. Okunan şiirler ise
ister istemez ilahi tarzında oldu. Ortam nezihti.
Katılımcıların hepsi memnundu. Etkinliğinin sonu gelince
İLESAM Başkanı dua edilerek ve Yasin-i Şerif okunarak
toplantıyı bitireceğini söyledi. Benden Yasin-i Şerif okumamı istediler, ben de istenileni yaptım. Toplantı bitince
huzur içinde evlerimizin yolunu tuttuk.
Aradan bir aya yakın bir zaman geçti. Arkadaşımın
organize ettiği bir toplantıya katıldım. Toplantıda 18-20
kişi vardı ama toplantıyı yöneten arkadaşım yoktu. Kısa
bir süre sonra bana telefon açtı. İstanbul’da olduğunu
mümkünse bu toplantıyı yönetmemi istiyordu. Mikrofonu
elime alıp elimden geldiğince yönetmeye çalıştım.
Toplantı sonunda mükemmel bir yönetim gerçekleştirdiğimi söyleyerek beni tebrik ediyordu şair ve ozan arkadaşlar.
O sırada şair arkadaşlarımdan bir tanesi, “Seni eski bir
milletvekiliyle tanıştırayım.” diyerek kolumdan tutup
götürdü. Masada oturanları daha önce görmediğimden
tanımıyordum. Milletvekili olan beyefendi yapmış
olduğum toplanın harika olduğunu söylüyordu. Birden
konuyu değiştirerek bir ay önceki toplantıdan da söz etmeye başladı ve o gecede Kur’an’ı Kerim okumama çok
üzüldüğünü söyledi.
“Hayırdır neden üzüldünüz?” diye sordum.
“Hiç kimse Atatürk’ten büyük değildir.” diye konuya
girdi.
“Tabi ki Atatürk Türklüğün lideri, atası, kurtarıcısı ve
Cumhuriyetin de kurucusudur. İşte ondan büyüktür.”
dedim.
“Muhammed bile Atatürk’ten büyük değildir.” cümlesini
kullanınca, “Hayır, yanlış düşünüyorsunuz. Alkollüsünüz,
başka zaman konuşuruz.” diyerek konuyu değiştirmek
istedim.
Bahsini yaptığınız gece Kutlu Doğum Gecesi’ydi.
“Hem Peygamberimize hem de Hakk’ın rahmetine
kavuşan atalarımıza dua okuyarak toplantıyı kapatmayı
Sayın İLESAM Başkanı benden istedi, ben de bu güzel
geceye dualarla katkıda bulundum beyefendi! Siz
alkolüsünüz ve bu konu çok önemli bir konu. İsterseniz
konuyu sakin kafayla konuşalım!” dememe rağmen, “Ben
burada bu rakıyı Atatürk’ün ruhu için içerek dua ediyorum
ve siz de dâhil olmak üzere herkesin de Ata’nın ruhuna
rakı içmesini istiyorum.” diyerek pervasızca sözlerini
sürdürüyordu.
“Siz sarhoşsunuz!” dedim.
“Hayır, ben gayet bilinçli konuşuyorum.”
“Benim inancıma göre her ölenin arkasından dua ederiz.
Peygamberlere de vatanımız için şehit olan atlarımızın da
arkasından dua ederiz. Yüce kitabımız bize böyle emreder.
Ayrıca tarihi çok iyi bilirim. Şu anda ulus olarak
Atatürk’ün mirasını yiyoruz.” diyerek bu anlamsız ve pervasız tartışmayı bitirmeyi isterken başka bir şair ağabeyim
kolumdan tutarak, “Sen mükemmel edipsin, konuştuğun
adamın saçmaladığının farkında değil misin?” uyarısında
bulunarak beni uzaklaştırdı. Fakat kafamdaki soru işareti
kulağımı ve beynimi tırmalıyordu. Baba ve dedelerimizden dinlediğimiz olaylar, Kur’an’ı Kerim’i okuyanları
hapislere tıktıran zihniyetin hâlâ yaşadığını müşahede
ettim. İşte bu zihni bozuk Ebu Cehil torunları, dünya durdukça var olacaklardır. Asıl mesele, kendisini halkın
emrine vermiş olan siyasilerin bu necip milletin öz değerleriyle bütünleşmemesidir.
Zengin ve imanlı yetki sahibi yöneticiler Atatürk ilke ve
inkılâplarını kollayıp korumalı, meydan Atatürk gibi
mükemmel şahsiyetin ruhu için rakı içenlere bırakılmamalıdır. Onun gibi bir liderin bu aziz milletin kurtuluşu
için Allah tarafından görevlendirildiği de asla unutulmamalıdır. Hakkında tutuklama çıkartılmasına rağmen
Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden mükemmel ordular oluşturarak kurduğu ordunun başına komutan tayin
edilmesi de hiç şüphesiz Yüce Yaradan’ın emriyle vuku
bulmuştur.
Bahse konu iki tehlike karşımızda durmaktadır.
Birincisi, din bilgisi olmayan ve dini kendilerine göre
uydurup Atatürk başta olmak üzere atalarımıza olumsuz
sözler yükleyip bu vatanın nasıl kazanıldığını bilmeyen
cahil ve yobaz tabir ettiğimiz kesimdir.
İkinci tehlike ise dinsizliği kendilerine ilke edinmiş,
Atatürkçülük gibi kıymetli değerlerin arkasına sığınarak
İslam dinine hakarette bulunmaktan hiç çekinmeyen,
memleketin imkânlarıyla üniversite okuyup aziz milletin
dinine hakaret eden okumuş yobazlardır. Bu iki tehlikenin
derhâl giderilmesi sağlanarak bu parazitlerin derhâl
temizlenmesi kaçınılmaz bir durumdur.
Vekil olmuşsun ama bilmiyorsun sözünü,
Rakıdan alıyorsun kine koşan hızını.
Ölenler muhtaç olur kalanlardan duaya,
Yönel Hakk’ın emrine arındır sen özünü.
Unvanlar burda kalır aldatmasın boşuna,
Anlattığın hurafe ölüm düşmüş kaşına.
Bak gelirse Azrail pervaneye döndürür,
Kurtar artık kendini al aklını başına.
Tesadüf mü sanırsın Yarbay’ın varlığına,
Enver Paşa dururken Atatürk serliğine.
Yaratanın lütfuyla Ata’m çıktı meydana,
Kavuştu ulusumuz sarsılmaz birliğine.
Senin aklın ermez ki bazı insan seçilir,
Bazısı serap görür ona kefen biçilir.
İnanmazsan Kur’an’a beni yorma boşuna,
Kereminden sorulmaz Sırat kolay geçilir.
İnanın çok üzüldüm seni seçen partiye,
İşte ondan geçmedi yıllar yılı artıya.
Rakı şarap içerek Ata’ya dua olmaz,
Sana bir tavsiyem var aklını koy tartıya.
Hasbelkader seçmişler haddini aşıyorsun,
İçindeki nefreti canda taşıyorsun.
İslam Hakk’ın güneşi dinsizler söndüremez,
Sen arka ayağınla başını kaşıyorsun.
Ne de çabuk unuttun kılıç kaldırdığını,
Cumhuriyet düşmanı olup saldırdığını?
Atatürkçü faşistler diye kurşun sıkardın,
Binlerce civan gencin gülün soldurduğunu.
Dumanoğlu oturmuş din anlatır derinden,
Saygıda kusur etmez ah çeker kederinden.
Hiç bir canlı Muhammet olmadı olamaz da,
Cahilliğin zirvede kurtul artık köründen.
8
EKONOMİ
14 Mart 2015 Cumartesi
Otomotiv
Distribütörleri
Derneği (ODD)
Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa
Bayraktar, otomotivde 2023 hedeflerine ulaşabilmek için
sektörü vergi yükünden kurtarmak gerektiğini belirterek,
"Düşük vergi olduğu
takdirde iç pazarda
2-2,5 milyonluk bir
araç talebi oluşabilir"
dedi.
Otomotivde vergi düşerse
pazar 2,5 milyona ulaşabilir
İSTANBUL - Bayraktar, Anadolu Ajansı'nın
(AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği
AA Finans Haberleri Terminali'nden canlı olarak
yayınlanan Finans Masası'nın konuğu oldu.
Türkiye ekonomisinde bu sene yüzde 3'lük
bir büyüme beklediklerini belirten Bayraktar, arzu
ettikleri büyümenin çok yakınında olmasa da
yüzde 3'lük büyümenin kendileri için "ehven-i
şer" olduğunu dile getirdi.
Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarının
2015'in ilk iki ayında yakaladığı yüzde 33'lük
büyüme gözönünde bulundurulduğunda geçen
yıl yaşanan daralmanın telafi edilip edilmeyeceğine yönelik soruya Bayraktar, "İlk iki ayın
bütün senenin resmi olması mümkün değil.
2014, 2013'e kıyasla yüzde 20'lik düşüşle
başlamıştı. Çünkü 2014'ün başındaki vergi
artışları ve kurdaki yükselmeler pazarı etkilemişti.
Dolayısıyla 2013 yılından 2015'e bakmak daha
doğru; aslında 2013'e göre yüzde 13'lük
büyüme var. Otomobil ve hafif ticari araç
pazarının bu seneyi yüzde 10 büyümeyle 850
bin civarında kapatacağını tahmin ediyoruz"
yanıtını verdi. Bayraktar, Haziran ayında gerçekleştirilecek genel seçimin ülke ekonomisi ve otomotiv pazarına etkisine ilişkin soru üzerine, "Biz
seçimlere alıştık. Ekonomiyi çok eskilerde
gördüğümüz gibi büyük ölçüde etkilemiyor.
Geçtiğimiz 13-14 sene içinde bir sene hariç
Türkiye hep büyüme gördü. Dolayısıyla seçim
ortamı büyük bir belirsizlik ya da beklenti yaratmıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve yerel
seçimleri gayet normal atlattık. Bu sene de öyle
olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, son günlerdeki faiz oranı ve kur
tartışmalarının sektöre çok büyük bir etki yapmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"25 puan aşağı, 50 puan yukarı; çok fazla
2 KISIM 2 KALEM GIDA MADDESİ
KARA HARP OKULU
2 KISIM 2 KALEM GIDA MADDESİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine
göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2015/25896
1-İdarenin
a) Adresi : KARA HARP OKULU CADDESİ BAKANLIKLAR ÇANKAYA/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3124175190 - 3124183226
c) Elektronik Posta Adresi : ihale@kho.edu.tr
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : BİTKİSEL MARGARİN YAĞ VE CEVİZ İÇİ (SINIF- I, TİPİ: ÇEYREK)
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri : Kara Harp Okulu Komutanlığı- Taşınır (Tüketilebilir) Mal Saymanlığı/
Bakanlıklar-Ankara
c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasını takip eden günden itibaren 15 (ONBEŞ) takvim
günü içerisinde defaten teslim edilecektir. Son teslim tarihinin tatil gününe rastlaması durumunda
tatil gününün bitimini takip eden ilk iş günü malların teslim edileceği son gün olacaktır.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Kara Harp Okulu Komutanlığı Ek Çalışma Binası İhale Komisyon Başkanlığı
Kirazlıdere/Ankara
b) Tarihi ve saati : 24.03.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak
kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve
Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış,
ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter
tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 5 TRY (Türk Lirası) karşılığı Kara Harp
Okulu Komutanlığı Ek Çalışma Binası Lojistik Şube Müdürlüğü Kirazlıdere/Ankara adresinden
satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Kara Harp Okulu Komutanlığı Ek Çalışma Binası İhale
Komisyon Başkanlığı Kirazlıdere/Ankara adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese
iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale
sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif
edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda
geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 41642 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
etki yapmıyor. Biz biraz daha toplam kredi miktarının ne kadar büyüdüğüne bakıyoruz. Peşinat
konusunda bazı tedbirler getirilmişti. 2012'den
2013'e geçerken toplam kredi stoğunda yüzde
30'un üzerinde büyüme vardı, 2014 senesinde
büyüme yüzde 17'lere kadar geriledi. Bundan
sonra da tahmin zor ama piyasanın artışı
seviyesinde yine bir artış olur diye bekliyoruz.
Araç piyasasının içerisinde operasyonel kiralamanın payı çok büyüyor. Bir kısmı da o yöne
kayıyor. İkisine birlikte bakmak lazım."
Mustafa Bayraktar, Türkiye'nin enerji ithal
eden ülke konumunda olduğunu anımsatarak,
"Enerji problemimiz olduğu sürece cari açık
problemimiz devam edecek. Bazen haber
sitelerinde görüyorum, cari açık rakamları gösterildiğinde otomobil görselleri gösteriliyor. Bu
büyük bir haksızlık. Çünkü otomotiv sektörü cari
fazla veriyor. Cari açığımızın yavaşlıyor olması,
ekonominin büyümesinin finansmanını kolaylaştırdı" diye konuştu.
Otomotiv piyasasındaki büyümede en
büyük etkenin faiz oranları ya da döviz kurunun değil, ekonomik büyüme olduğuna
dikkati çeken Bayraktar, yüzde 3'lük bir
ekonomik büyümenin otomotiv piyasasında
bunun 1,5-2 katı kadar büyümeye yol açtığını
kaydetti. Bayraktar, faiz oranları ve döviz
kurundaki değişikliğin piyasayı etkilemede ya
da talebi canlandırmada öneminin düşük
olduğunu vurgulayarak, talebin genellikle
ekonomik büyüme ve hane halkının zenginleşmesiyle arttığını söyledi.
Mustafa Bayraktar, döviz kurundaki yükselişin otomobil fiyatlarına yansımasının kısa
sürede olmadığını ve belirli bir zaman aldığını
belirterek, "Çünkü önümüzde bu sektörün
yönettiği bir öngörü zamanı var. Talep azaldığı
zaman bir anda frene basıp arkadan gelen
arzı durduramıyorsunuz. Tüketici karar verip
bir anda talep etmeyebiliyor ama üretim
merkezi Türkiye'de bile olsa fabrikaların bir
takım üretim planları var; bunun yan sanayisi
var. Öyle bir günde durmuyor. Dolayısıyla bu
stokların yönetilebilmesi için bu fiyatların
ayarlanması belli bir zaman alıyor" diye
konuştu. (AA)
Babacan: “Her
türlü şarta karşı
hazırlıklı olacağız”
ANKARA- Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,
hava şartları gibi dünyanın finans ve ekonomi ikliminin
de kontrollerinde olmadığını belirterek, "Her türlü
şarta karşı hazırlıklı olacağız, kar yağsa da hazırlıklı
olacağız, güneşli hava için de hazırlıklı olacağız, yağmur yağarsa da hazırlıklı olacağız" dedi.
Babacan, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren
Sendikasının
(İNTES) 171.
Geleneksel
Toplantısında
yaptığı konuşmada,
ekonomiye
ilişkin değerlendirmeler
bulundu.
Dünya
ekonomisinin
küresel krizin
etkilerinden hala
kurtulamadığını belirten Babacan, finans sektörü kaynaklı krizlerin etkisinin uzun sürdüğünü söyledi.
Babacan, Avrupa ekonomisindeki toparlanmanın
yavaş olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Avrupa şu anda deflasyona düştü, büyüme sıfırlarda seyrediyor, yani büyüme durmuş durumda.
ABD'de toparlanma var ama oradaki toparlanmanın
sonucunda da Amerikan Merkez Bankasının (Fed)
atacağı adımlar var. Toparlanma ne kadar güçlü olursa Fed o kadar erken bir dönemde faiz artırımı
sürecine başlayacak. Faiz artırma döneminin ne
zaman başlayacağı ve hangi hızda oluşacağı
konusunda kendilerinin de fikri olduğunu zannetmiyorum. Fed'in her faiz artırımı, dünyaya dalgalar yayacak, bazı ülkeler bu dalgaları hafif hissedecek, bazıları
daha şiddetli hissedecek, bazı ülkelerde ise tsunami
etkisi olacak. Bunu daha önce de yaşadık. Önemli
olan, bu konjonktürü iyi bilip olası etkilere karşı
kendimizi iyi hazırlamak."
Babacan, Fed'in faiz artışıyla ilgili en küçük
haberin dahi dünya piyasaları üzerinde etki oluşturduğunu belirterek, "Fed'in sıkılaştırma politikasıyla
Avrupa Merkez Bankası'nın genişletme politikasını,
negatif faizle gevşetme ki bu dünyada şimdiye kadar
hiç denenmemiş bir işti, sonuçları konusunda da biz
emin değiliz açıkçası, yani bunun olumlu sonuç verip
vermeyeceği konusunda ciddi şüphelerimiz var. Bu
durumun net etkisinin nasıl olacağı konusunda da
açıkçası hiç kimsenin fikri yok" ifadelerini kullandı.
Son aylarda piyasalardaki olağanüstü dalgalanmanın önemli bir sebebinin de bu iki merkez
bankasının ortaya koyduğu belirsizlik olduğuna
dikkati çeken Babacan, "Avro-dolar kuruna
bakıldığında, ilk olarak avro kullanılmaya başlandığı
dönemde 1,1 civarında bir rakam, sonra 0.80'i de
gördü, 1.60'ı da gördü, geçen seneki maksimum noktası 1.40, şu aralar 1.05, geçen hafta 1.10'du. Yani
avro, dolar karşısında bir haftada yüzde 5 değer kaybetti" diye konuştu.
Babacan, bunların çok şiddetli hareketler olduğuna dikkati çekerek, önümüzdeki dönemde bunun ne
yönde, nasıl gideceğiyle ilgili de kimsenin net fikri
olmadığını belirtti.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı'na "Sizin
hedefiniz nedir, bu kur nereye doğru gidecek" diye
sorulduğunda cevap alınamadığını ifade eden
Babacan, şunları kaydetti:
"Fed'e aynı soruyu soruyorsunuz, cevap alamıyorsunuz. Dolayısıyla bu sadece resmi görüşleri değil,
her iki tarafta da çok yakın dostlarımız var, yakın
arkadaş diyeceğimiz seviyede çok sayıda üst
seviyede kişiler var. Biz Avrupa Merkez Bankası
Başkanıyla Goldman Sachs'da çalıştığı dönemden
beri çok iyi tanışıyoruz, görüşüyoruz, alttaki ekibinden
yine çok iyi tanıştığımız, görüştüğümüz kimseler var.
Özel sohbetlerde dahi, zaten onların o bakışlarındaki
ve değerlendirmelerindeki tereddütler bizi açıkçası
korkutuyor. (AA)
TOKİ’nin indirim
kampanyasına büyük ilgi
ANKARA - TOKİ Başkanı Ergün
Turan, kurumun borcunu ödeyip
tapusunu hemen almak isteyen
konut ve iş yeri alıcıları için başlattığı
yüzde 20 indirim kampanyasında
son haftaya girildiğini belirterek,
şuana kadar 16 bin 496 kişinin
başvuru yaptığını bildirdi.
Turan, yaptığı yazılı açıklamada,
vatandaşların 23 Şubat 2015 tarihinde başlayan ve 19 Mart 2015
tarihinde sona erecek kampanyaya
büyük ilgi gösterdiğini ifade etti.
Kampanyanın borcunu erken
kapatıp tapusunu almak isteyen
konut ve iş yeri alıcılarından gelen
yoğun talep nedeni ile geri
ödemeleri devam eden gayrimenkuller için
düzenlendiğini anımsatan Turan, "Son indirim
kampanyamızdan toplamda 12 bin 765 kişi yararlanmıştı. Ancak bu yıl düzenlediğimiz kampanyaya ilk günden itibaren yoğun bir başvuru
gerçekleşti. 12 günde 16 bin 496 kişi indirim
kampanyasından yararlandı" dedi.
İndirim kampanyasından yararlanmak isteyen
konut ve iş yeri alıcılarının, 19 Mart 2015 tarihine
kadar ilgili bankalara başvurmaları, başvuru tarihi
itibarıyla idareye ödemekle yükümlü oldukları
aidat, emlak vergisi gibi herhangi bir borçlarının
bulunmaması gerekiyor.
Kampanyadan, satışları 2012 yılı sonuna
kadar gerçekleştirilmiş ve geri ödeme taksiti 2012
yılı sonuna kadar başlamış, geri ödemeleri halihazırda devam eden, konut ve iş yerleri sahipleri
yararlanacak. Vadesi 12 aydan daha az kalan
projeler indirim kampanyasına dahil edilmedi.
İndirim kampanyası kapsamında TOKİ tarafından satışları 2012 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmiş, geri ödeme taksiti 2012 yılı sonuna kadar
başlamış ve geri ödemeleri hali hazırda devam
eden 188 bin 230 konut ve 910 iş yeri bulunuyor.
(AA)
KÜLTÜR-SANAT
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
hayrettinivgin@gmail.com
KİMİ HALK ŞAİRLERİNİN
DİLİYLE ÂŞIKLIK GELENEĞİ-II
Söz ama, sözün doğrusu söylenir mecliste.
Tartarak, ölçülü ve değerli sözler olmalı bunlar:
Eğer âşık isen gözümün nuru
Sakın mecmuamı yârana verme
Hattım kemdir amma sözüm
Bir kıymet bilmedik hayvana verme
Âşık Ruhsatî
Hicranî'yem sözü kalpte tartarım
Bir sırrı vahdete düştüm yatarım
Yirmi yıldır aşk elması satarım
Dahi açılmamış dükkanımız var
Âşık Hicranî
Âşık ilhamını tatarak yazar
Âşık Sefil Selimî
Âşıklar bir usta yanında yetişir. Güzel söz söylemeyi ve geleneği ustadan öğrenirler. Ustasından el alan
âşık, artık sözünü, sevdasını kimseden çekinmez:
Âşıklar ustazdan aldı haberi
Er olanlar seçer goncayı han
Sadık Baba
Âşık bir hazinedir, özünde sakla
Bazı yobazları hak sözle hakla
Âşık Sefil Selimî
Âşık olan çok mert olur, ağ giyer
Âşık Sefil Selimî
Âşıklar kocamaz sevdalar ölmez
Âşık Ali İzzet Özkan
Âşıklar vezin-konu vb. gelenekleri iyi bilmelidir:
Vezinden mevzundan var mı haberin
Âşık Ruhsatî
Âşıkta fesatlık olmamalıdır. Ve söyleyeceği söyleri
dilinden bırakmamalıdır.
Eğer fasit isen âşık olaman
Âşık Ruhsatî
Âşık olan komaz dilden virdini
Bekler dostun yöresini yurdunu
Sadık Baba
Âşığın bir niteliği de köy köy, kent kent dolaşmasıdır. Ve aşıklar bundan yorulmaz. Kendi deyişlerini
söyler, başkalarının deyişlerini değil:
Ruhsatî köylerde dolaştım gezdim
Nice güzellerin methini yazdım
Gayrı bu sevdanın ipini çözdüm
Astım bir köşeye sazı kaç gündür
Âşık Ruhsatî
Âşıklar yormaz aşk atan
Dükkanından alır satın
Eğer zahir eğer batun
Senin kurban etmeyince
Sadık Baba
Âşık alan aşkın meyini içiyor
Zahiri batından bilip seçiyor
Âşık Ruhsatî
Âşıklık zor iştir. Gezici olanlar, dağ tepe dolaşanlar
aslında geleneği sürdürenlerdir:
Âşığın döşeği sevda dağları
Yorgan olur bulutlan bağları
Âşık Ali İzzet Özkan
Kimi âşıklar da kendi söyleyişlerinin bir Tanrı vergisi olduğunu iddia ederler.
Ben değilim Hak söyletir dilimi
Âşık Ruhsatî
Kılı kırka ayırtdıran ,
Koyunu kurda güttüren
Seni bana seyrettiren
Ayna benim içimdedir
Âşık Hasretî
Âşıkların kendi deyişleri iyi bir tahlil sonucu elden
geçirilse "halk şairi, âşık, saz şairi, ozan vb." nedir,
ortaya çıkarılır kanısındayım.
Yazımızı Âşık Ruhsatî'nin bir dörtlüğü ile noktalıyalım:
Benim oğlum meydana gel âşık ol
Çıkarma karayı bağla bir zaman
Aşk dediğin elde büyük sermâye
Coşkun sular gibi çağla bir zaman
Âşık Ruhsatî
Cervantes'in mezarı,
bulundu
MADRİD - İspanyolların dünyaca ünlü yazarı
Miguel de Cervantes'in mezarının, tahmin edildiği
gibi Madrid'deki Trinitarias Kilisesi'nin altında olduğu
açıklandı.
Bazı tarih kitaplarına göre 23 Nisan 1616 tarihinde ölümünden hemen sonra kendi arzusu doğrultusunda Madrid'deki Convento de las Trinitarias
Kilisesi'ne defnedildiği sanılan Cervantes'in mezarı
yaklaşık 1 yıl süren araştırmalar sonucunda bulundu. İspanyol haber ajansı EFE'nin, araştırma ekibine
dayandırarak yayımladığı habere göre, kilisenin altındaki mezarlıkta bulunan, M ve C baş harflerinin
olduğu mezar yerindeki kalıntıların Cervantes'e ve
eşi Catalina de Salazar'a ait olduğu belirlendi.
Yetkililer, kalıntıların "çok kötü durumda" olduğunu
ancak laboratuvarda yapılan analizler sonucunda bu
kalıntıların büyük ihtimalle Cervantes ve eşine ait
olduğunu söyledi.
"Don Kişot" adlı romanıyla dünya edebiyatında
önemli bir yere sahip olan İspanyol yazar Miguel de
Cervantes'in kalıntılarının aranmasındaki amaç, hem
tarihi bir olayın ispat edilmesi hem de bunun Madrid
kentinin turizm tanıtımında kullanılması olarak açıklanmıştı. (AA)
14 Mart 2015 Cumartesi
9
Altın Lale için 10
yerli film yarışacak
İSTANBUL - 34. İstanbul Film Festivali'nin
programı, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner,
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve
İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan'ın
katılımıyla düzenlenen basın toplantısında açıklandı.
Hakan Binbaşgil, festivalin, Türkiye'de sinemanın gelişiminde ve kaydettiği başarılarda
önemli rol oynadığını belirtti.
Her yıl 150 bine yakın sinemaseverin festivali izlediğini kaydeden Binbaşgil, sanatın herhangi bir alanında bu kadar sanatseveri bulmanın kolay olmadığının altını çizdi.
Azize Tan da festival programına ilişkin bilgi
verirken, Altın Lale Uluslararası Yarışma, Altın
Lale Ulusal Yarışma, FACE Sinemada İnsan
Hakları Yarışması ve bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek Ulusal Belgesel Yarışması'nda yer alacak
filmleri ve jüri üyelerini açıkladı.
Festivalin önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl
da sinema salonu sıkıntısı çektiğine değinen
Tan, biletlerin 28 Mart'ta satışa çıkacağını ve 4
Nisan'a kadar tüm biletlerde yüzde 10 indirim
olacağını bildirdi.
Tan, bu yıl 10'uncu yaşını kutlayan
"Köprüde Buluşmalar"ın 9 yıl boyunca 29 film
projesinin tamamlanmasına ve 36 farklı projeye
430 bin avroya yakın kaynak yaratılmasına katkıda bulduğunu kaydetti.
34. İstanbul Film Festivali'nin Altın Lale
Uluslararası Yarışma'sında yarışacak filmler ve
yönetmenleri şöyle:
"Gerçeklik-Quentin Dupieux, Neden
Tarkovski Olamıyorum-Murat Düzgünoğlu, Altın
Çağ-Ann Hui, Vahşi Yaşam-Cedric Kahn, Taşa
Yazılmış Hatıralar-Shawkat Amin Korki, Itsi
Bitsi-Ole Christian Madsen, Star-Anna
Melikyan, Kara Ruhlar-Francesco Munzi,
Yüzündeki Sır-Christian Petzold, Bana Bak
Philip-Alex Ross Perry, Çılgın Kalabalıktan
Uzak-Thomas Vinterberg, Fanusta YaşayanlarBaldvin Zophoniasson."
Şakir Eczacıbaşı anısına verilen Uluslararası
Altın Lale Ödülü, Eczacıbaşı Topluluğu tarafından 25 bin avroluk para ödülüyle desteklenecek. Rolf de Heer başkanlığındaki Uluslararası
Altın Lale jürisinde, yönetmen Bence Fliegauf,
yapımcı Cedomir Kolar, senarist ve yönetmen
George Ovashvili ve oyuncu Melisa Sözen yer
alacak.
Altın Lale Ulusal Yarışma'da Ali Atay'ın
"Limonata", Barış Atay'ın "Eksik", Emine Emel
Balcı'nın "Nefesim Kesilene Kadar", Ufuk
Bayraktar'ın "Kümes", Mehmet Eryılmaz'ın
"Misafir", Caner Erzincan'ın "Yeni Dünya",
Selim Evci'nin "Saklı", Faruk Hacıhafızoğlu'nun
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV)
tarafından 4-19 Nisan'da 11'inci kez
Akbank sponsorluğunda düzenlenecek 34. İstanbul Film Festivali, 62
ülkeden 222 yönetmenin 204 filminin yanı sıra ücretsiz gerçekleştirilecek söyleşi, atölye çalışmaları,
sinema dersleri ve özel etkinlikleriyle izleyicilerle buluşacak.
"Kar Korsanları", Tolga Karaçelik'in "Sarmaşık"
ve Erden Kıral'ın "Gece" filmleri yarışacak.
Yarışmadaki 6 filmin dünya, 3 filmin ise Türkiye
prömiyeri yapılacak.
Jüri başkanlığını yönetmen Zeki
Demirkubuz'un üstleneceği Ulusal Yarışma
Jürisi'nin diğer üyeleri, oyuncu Tansu Biçer,
görüntü yönetmeni Emre Erkmen, yazar
Şebnem İşigüzel, Uluslararası Berlin Film
Festivali Panorama Bölümü seçici kurul üyesi,
TEDDY Ödülü kurucusu, sinemacı ve yazar
Wieland Speck olacak.
Jürinin seçeceği "En İyi Film"e 150 bin lira,
"En İyi Yönetmen"e 50 bin lira ödül verilecek.
"En İyi Kadın Oyuncu" ve "En İyi Erkek
Oyuncu" seçilecek isimler onar bin lira alırken,
"En İyi Senaryo", "En İyi Görüntü Yönetmeni",
"En İyi Kurgu" ve "En İyi Özgün Müzik dallarında ödüller verilecek. Anadolu Efes, Onat Kutlar
anısına verilen Jüri Özel Ödülü'nü kazanacak
filmin yapımcısını 60 bin lira ile ödüllendirecek.
İstanbul Film Festivali, belgesel sinemayı ve
belgeselcileri desteklemek amacıyla belgesel
kategorisinde bu yıl ilk kez ödül verecek. Ulusal
Belgesel Yarışması'nda "En İyi Belgesel" ve
"Jüri Özel Ödülü" kategorilerinde Türkiye
Sineması bölümü destekçisi Anadolu Efes
tarafından toplam 15 bin lira ödül verilecek.
Gösterilecek belgesellerden 11 film dünya prömiyerini, 2 film Türkiye prömiyerini festivalde
yapacak.
"FACE Avrupa Konseyi Sinema Ödülü",
Sinemada İnsan Hakları bölümündeki bir filme
verilecek. İnsan hakları konusunda kamuoyunda duyarlılık ve bilinç yaratan, konunun öneminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunan 10
film arasından jürinin seçeceği bir filme, Avrupa
Konseyi ile sinema yapıtlarını destekleyen
Eurimages Fonu tarafından 10 bin avroluk para
ödülü sunulacak. (AA)
TRT’nin 23 Nisan Çocuk Şenliği
bu yıl Antalya’da yapılacak
ANTALYA - Antalya Valisi Muammer
Türker, bu yıl TRT Uluslararası 23 Nisan
Çocuk Şenliği'nin Antalya'da yapılacağını
bildirdi.
Muratpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi Uygulama Oteli'nde konuya ilikşin
basın toplantısı düzenleyen Vali Türker, bir
milli bayramın çocuklara armağan edildiği
dünyada tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade
etti.
Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'nin
TRT tarafından koordine edildiğini anımsatan
Türker, bu yıl 37'ncisi gerçekleştirilecek şenliğe Antalya'nın evsahipliği yapacağını açıkladı.
Türker, valilik, bağlı birimler ve sivil toplum kuruluşlarının destekleriyle Uluslararası
Çocuk Şenliğine hazırlandıklarını, şenlikle
ilgili ilk toplantının da gerçekleştirildiğini bildirdi.
Uluslararası Çocuk Şenliği için Antalya'yı
seçen TRT'ye teşekkür ettiğini ifade eden
Türker, yapılacak etkinlikle Antalya'nın güzelliğinin bütün dünyaya duyurulacağını söyledi.
Gelecek yılki şenliklerin de Antalya'da
düzenlenmesinin planlandığını kaydeden
Türker, çocuk şenliğinin gelecek yıl yapılacak
Dünya Botanik EXPO'su etkinlikleriyle birleştirileceğine dikkati çekti.
TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim
Eren, TRT Uluslararası Çocuk Şenliği'nin
37'ncisini Antalya'da yapmaktan mutluluk
duyduklarını dile getirdi.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün
çocuklara hediye ettiği 23 Nisan'ın, TRT
tarafından 1979 yılından bu yana uluslararası
etkinliklerle kutlandığını hatırlatan Eren, bu
yılki hazırlıklara Suriye ve Irak'ta yaşanan
terör ve iç savaş nedeniyle buruk başladıklarını vurguladı.
Son 4 yıldır, Suriye ve Irak'ta devam eden
terör ve iç savaş yüzünden, başta çocuklar
olmak üzere bölgedeki halkın olumsuz etkilendiğine işaret eden Eren, "Savaştan kaçan
milyonlarca aile ve çocuk, çevre ülkelerde
çok zor şartlar altında yaşamını sürdürmektedir. Dünyanın diğer bölgelerinde, Afrika'da,
Uzakdoğu'da yüzbinlerce çocuk, açlık,
susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır" dedi.
Şenlik kapsamında dünyanın dört bir
yanından bugüne kadar 30 binden fazla
çocuğu ağırladıklarını kaydeden Eren, bu yıl
Antalya'da yapılacak şenliğe 50 ülkeden
katılım olacağına dikkati çekti.
Eren, 15-23 Nisan tarihlerinde düzenlenecek şenlikler kapsamında, şehrin birçok noktasında etkinlikler, gösteriler yapılacağını,
konuk ülke çocuklarının şehrin tarihi ve turistik yerlerini gezeceğini bildirdi.
Şenlik boyunca her türlü asayiş ve
güvenlik önlemlerinin alındığını belirten Eren,
"İnşallah şenliğimiz en güzel şekilde gerçekleşecek, çocuklarımız arasındaki bu yakınlaşma, gelecekte dünya barışına önemli katkı
sağlayacaktır" diye konuştu. (AA)
MEHMET NURİ
PARMAKSIZ
mehmetnuriparmaksiz@gmail.com
BENCİLEYİN SÖZLER
Bahara, Aşka ve Vatana Sevdalı Çok
Yönlü Lirik Şair İbrahim Yaman
Şiir bir deryaya benzer. Onun derinliği ve genişliği, şâirlerin
bilgi birikimi ve hayâl dünyâsının bile tasavvur edemeyeceği
kadar büyüktür.
Şâir, şiirin peşinde yılmadan, yorulmadan mütemâdiyen koşan
adamdır. Şair, yazdığı hem ses hem de mânâ itibârîyle kulağa ve
akla hoş gelen insandır; ancak bunları yapabilmek için şâirin
dalıyla ilgili belli bir bilgi birikimine sâhip olması ve dili iyi tanıması icap eder.
Şiirde önemli olan söylenen değil, söylenenin nasıl söylendiğidir. Yazmayı ve konuşmayı bilen herkes isterse şiir yazabilir ya
da kendi çapında bir şeyler söyleyebilir; ama yazdıkları gerçekten
şiir olur mu?
Şiiri zor bir san’at dalı olarak kabûl etmeyenlerin ve şiiri ciddî
bir iş olarak görmeyenlerin yazdıkları, uyuyan bir insanın sayıklamalarına benzer. Aslolan, yapılan iş ne olursa olsun, ortaya
konulanın bilinçli olarak üretilmesidir.
Şiir ayrıca demlenmeyi beklemesini bilenlerin muvaffakiyeti
yaşadığı bir sanat dalı olarak da karşımıza çıkar.
İbrahim Yaman Bey’in üretken bir şair olduğunu yıllardır biliyorum lakin onun kitap çıkarmayı bu kadar beklemesinin altında,
bu demlenme meselesinin yattığını da aşikârdır. İnce ve hassas bir
ruha sahip olan Sayın Yaman, şiirlerinde farklı konulara temas
etse de, benim gözümde o, “Bahara, Aşka ve Vatana” sevdalı bir
lirik şairdir. Teknik anlamda şiirin her tarzında kalem oynatan
İbrahim Yaman’ın, “Herşey Baharı Bekler” adlı bu ilk kitabına,
daha çok heceyle kaleme aldığı şiirleri koyması, onun sanatta
seçiciliğini de göstermesi açısından önemlidir. Sanatkâr titiz
olmalıdır, hele de dille uğraşan şairler daha titiz olmak zorundadır. Bu hassasiyeti Sayın Yaman’da görmek çok zor olmasa gerek.
Onun şiirlerini konularına göre belirli düzen içinde toplaması ve
bana göre özellikle şiirlerinde “baharı, aşkı ve sosyal konuları” ön
plana çıkarması, kendine ait bir üslubunun olması dikkate şayan
özelliklerindendir. Bu yönlerini şiirleriyle tecrübe edip ve örneklendirelim:
BAHARI BEKLER
Rengârenk kelebekler dallarda nöbet bekler,
Arılarla çiçekler Rabb’im ne güzel renkler,
Yaratılmış dünyada bu sonsuz güzellikler,
Yeniden doğmak için her şey baharı bekler.
SÖYLE
Doğrulara söylenecek söz mü var?
Tüm ömürde bahar yok da güz mü var?
Dilimizde sevgi sözü az mı var?
Çiçek söyle, bülbül söyle, yâr söyle.
YÂRDAN BAŞKA ÇİÇEK YOK
Yârdan başka çiçek yok, o var tüm bahçelerde,
Her yerde aşk söylenir, o var tüm lehçelerde,
Sevgiyle kucaklaşır, Aliler Hatçeler de,
Gül açılır her yerde, çeyizde bohçalarda,
Yârdan başka çiçek yok, o var tüm bahçelerde.
ANADOLU VATAN
Anadolu vatan bana yurt bana,
Dağlar taşlar yâren bana, art bana,
Yunus Emre, Hacı Bayram mert bana,
Doğruya yalana hiç katmadım ben.
ŞİİR
Şairin dilinden dökülen ardır,
Anadır, babadır, kardeştir, yârdır,
Şiir çiçek, çiçek gönle bahardır,
Bazen dili yakan alevdir, hardır,
Bazen sevgilidir bazen de yârdır.
İnsan olarak dünyâda dikkatimizi çeken öğelerin başında tabiat gelir. Aslında san’atkâr bir anlamda tabiatın taklitçisi gibidir.
Doğayı hem ses hem de objeleri ile taklit ederiz. Müşahede yeteneği olmadan şâir doğayı çözemez ve onu kullanamaz. Şiirde
ilhâma yol açan ve kullanılan sâdece doğa değildir.
Yaşadıklarımız, gördüklerimiz ve hissettiklerimiz de şiire katkı
sağlar; ama yazdıklarımızı şiir hâline sokan, bunları anlatırken
kullandığımız kelimeler arasında oluşturduğumuz dünya ve edebi
dile hâkimiyetimizdir.
Şiirin ortaya çıkışı bir vecd hâlidir. Bu hâlin belli bir zamânıözellikle gece- belli bir saati yoktur. Yaşadıklarımızın, hissettiklerimizin, hâfızamızda biriken görüntü ya da şekillerin, bilinçaltından ya da gönülden dışa vurumu, kişinin psikolojisiyle ilgili olduğu kadar bir sara nöbeti gibi ne zamân ortaya çıkacağı belli olmayan bir hâldir.
Sayın Yaman, başlıkta da belirttiğim gibi çok yönlü lirik bir
şair. Hemen hemen her konuda şiirler kaleme alması onun
Yaradan’ı, dünyayı, tabiatı, toplumu, insanı, aşkı her şey üzerine
düşündüğünü gösteriyor.
İbrahim Yaman’ın şiirleri onun dünyasını, onun kabullerini ve
hassasiyetini anlatıyor. Bu şiirler içinde insanın kendini bulmaması mümkün değil. Hele, gönül telinize dokunan doğa ve aşk
şiirleri içinde hatırlarımıza dönmemiz, İbrahim Yaman şiirinin
başarısıdır. Şiirler hakkındaki genel kanaati okuyucuya bırakmanın böyle yazılarda daha doğru olduğunu düşünüyorum.
İbrahim Yaman’a bu ilk kitabında başarılar dilerken, özellikle
serbest vezinle yazdığı şiirleri de kitap olarak yayınlaması gerektiğini hatırlatıyor; şiirin günümüz toplumunda hak ettiği yere
İbrahim Yaman gibi şairlerle geleceğine inancımı sizlerle paylaşıyorum.
Nice kitaplara imza atmanız dileğimle Değerli Dost İbrahim
Yaman.
GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ
Feryat, figân ve âhın müsebbibi hezârdır,
İnanmayan insanın korkusuysa mezardır.
Ukbaya alırken yol sultanım bu aşk bize
Kelebek ömrü değil sonsuz mahşer kadardır.
10
SAĞLIK
14 Mart 2015 Cumartesi
Üniversite öğrencileri yerli
protez bacak ürettiler
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Fakültesinden 4 öğrenci, hem engelli sporcuların yarışlarda hem de diğer
engellilerin günlük hayatlarında kullanabilecekleri, tamamen yerli malzemeden protez bacak üretti.
KONYA - Selçuk Üniversitesi (SÜ)
Mühendislik Fakültesinden 4 öğrenci, hem
engelli sporcuların yarışlarda hem de diğer
engellilerin günlük hayatlarında kullanabilecekleri, tamamen yerli malzemeden protez bacak
üretti.
2008 Pekin Paralimpik Olimpiyatları'nda
sporcuların kullandığı protez bacağı Türkiye'de
de üretmeye karar veren öğrenciler, yerli kaynaklar kullanarak daha düşük maliyetle protez
üretmek üzere çalışmaya başladı.
Öncelikle, şu an kullanımda olan tezgahlardan farklı özellikte birden fazla protez yapılabilen "Vakum Destekli Reçine Transfer
Kalıplama" (VARTM) tezgahını tasarlayan 4
arkadaş, temin ettikleri malzemelerle yaklaşık
2 yıllık bir çalışma sonucu protez bacak geliştirdi.
Protezde, diğerlerinden farklı olarak enfeksiyon riskini ortadan kaldırmak için karbon
fiber malzeme kullanan genç mucitler, şimdi
kendilerine sağlanacak destekle ürünlerini
engellilerin kullanımına sunmayı amaçlıyor.
SÜ Makine Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi
Hüseyin Sancar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Pekin Paralimpik Olimpiyatları'nda sporcuların kullandığı protez bacakları yerli malzemeler kullanarak üretmeye karar verdiklerini
söyledi.
Bu ürünü milli sporcuların dışarıdan temin
ettiğini gördüklerini belirten Sancar, "Akademik
olarak deneylerimizi yapalım, ürünü belli bir
aşamaya getirelim, imkanlar dahilinde ticarileştirelim" diyerek, çalışmalara başladıklarını dile
getirdi.
Yurt dışından temin edilen protez bacakların maliyetinin çok yüksek olduğunu anlatan
Sancar, şunları kaydetti:
"Tamamen yerli malzeme kullandığımız için
maliyeti çok düşük oldu. İnşallah hem halkamız hem de Sağlık Bakanlığımız açısından
büyük avantaj sağlayacak. Ürünümüzü önce
paralimpik olimpiyatlarındaki sporcular için
tasarladık. Daha sonra karbon fiber malzeme
kullanarak, sadece sporcular için değil diz altı
ve üstü engeli olanların da kullanabileceği hale
getirdik. Karbon fiberin çok avantajı var.
Normal protez kullananlar belli bir yürüme
mesafesinden sonra ağrı hissediyor ve koşamıyor. Biz de engellilerin rahatlıkla kullanabileceği esneklikte tasarladık."
Sancar, protez yapımında kullanılan tezgahı
da kendilerinin ürettiklerini belirterek,
"Normalde Vakum Destekli Reçine Transfer
Kalıplama (VARTM) tezgahı sadece bir ürün
elde etmek amacıyla kullanılırken, bizim tezgahımızda birden çok ürün yapılabiliyor" dedi.
Öğrencilerden Tevfik Burak Konyalı ise sınıf
arkadaşları Hüseyin Sancar, Mehmet Eraslan
ve Ozan Akdoğan ile proje üzerine çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.
İlk ürün ortaya çıktıktan sonra bakış açılarının değiştiğini anlatan Konyalı, şöyle devam
etti:
"Vücut içi protezlerde alüminyum veya
titanyum kullanılırken biz bunun yanında karbon fiberi de kullandık. Çünkü karbon elyaflar
vücutla reaksiyona girmediği için enfeksiyon
riski ortadan kalkıyor. İstanbul'da düzenlenen
proje pazarında Türkiye birincisi olduk.
Türkiye'de ilk kez yerli malzemeler ve karbon
fiber kullanarak protez bacak üretmiş olduk.
Bize sağlanacak destekle, ürünümüzü daha da
geliştirmeyi ve ticari hale getirmeyi istiyoruz."
(AA)
Ambulans helikopterle
Ege'de 6 yılda 3 bin
vakaya müdahale edildi
İZMİR -Ege Bölgesi'nde kullanılmak üzere İzmir'de 6 yıl önce
hizmete alınan ambulans helikopterle bu süre içinde yaklaşık 3 bin
vakaya müdahale edildi.
Kara ambulanslarıyla ulaşılması
güç bölgelere inen ve kısa süre içerisinde hastayı, yaralıyı hastaneye
ulaştıran ambulans helikopter, sınırları da aşarak Yunanistan'ın Rodos
adasındaki yaralıya da sağlık hizmeti verdi.
AA muhabirinin İzmir Sağlık
Müdürlüğü'nden edindiği bilgilere
göre, Türkiye genelinde Sağlık
Bakanlığına ait 17 helikopterden biri
olarak 12 Şubat 2009'da kentte
hizmet vermeye başlayan ambulans helikopter, her gün 2 pilot, bir
doktor ve bir sağlık personeli olmak
üzere 4 kişilik ekiple gün doğumu,
gün batımı arasında hizmet veriyor.
Sağlık kuruluşları arasında sevk
yapmanın yanı sıra trafik kazası,
kalp krizi gibi hayati tehlike taşıyan
durumlarda otoban, futbol sahası,
mezra, yayla ve daha birçok yere
inen ambulans helikopter, vakayı
alarak hastaneye götürdüğü gibi
kara ambulansları ile ulaşımın güç
ya da geç olacağı konumlarda da
olay mahalline daha kısa sürede
ulaşarak vakalara direk müdahale
ediyor. İzmir ve 200 kilometre
çapındaki bölgede ihtiyacı olan
vatandaşlara ücretsiz hizmet veren
ambulans helikopterle göreve başladığı günden 2014 sonuna kadar 2
bin 982 vakaya müdahale edildi.
Muğla, Manisa, Aydın, Balıkesir,
Denizli, Uşak, Afyon, Çanakkale,
Isparta, Bursa, Antalya, Burdur,
Konya ve Kütahya'ya kadar görev
alabilecek olan ambulans helikopter ile Rodos adasında bulunan
Türk vatandaşına da sağlık hizmeti
verildi. İzmir Sağlık Müdür Vekili
Ayhan İzzettinoğlu, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, kentin Sağlıkta
Dönüşüm Projesi'nin meyvelerinden biri olan hava ambulans sisteminden en fazla yararlanan illerin
başında olduğunu belirtti.
Kara ambulansının ulaşması
mümkün olmayan ya da süre kaybının yaşanabileceği yerlerde
ambulans helikopterin devreye girdiğini ifade eden İzzettinoğlu,
"Ambulansın yarım saat bir saatte
hastaneye ulaştırabileceği bir vakaya ambulans helikopter dakikalar
içerisinde müdahale edebiliyor.
Trafik kazası, yaralanmalar ya da
hayati tehlike taşıyan durumlara
dakikaların büyük önemi var. Bu
bakımdan da ambulans helikopter
büyük bir iş yapıyor. Ambulans helikopter, ihtiyacı olan her hastamızın
hizmetinde" diye konuştu. (AA)
Amalgam dolgu, kompozit kadar masum
ERZURUM - Atatürk
Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi Restoratif Tedavisi
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Pınar Gül, "Amalgam
dolgudan alınan cıva, yenen
besinlerden de alınabiliyor" dedi.
Atatürk Üniversitesi Diş
Hekimliği Fakültesi'nde, diş dolgusunda kullanılan cıva içeren
amalgam ve diş rengindeki kompozit dolgular, dayanıklılık ve
estetik gereksinimler göz önüne
alınarak tercih ediliyor.
Yrd. Doç. Dr. Gül, AA muhabirini yaptığı açıklamada, diş tedavilerinde kullanılan dolguların,
yapı olarak sızdırmazlık, estetik ve
dayanıklılık gibi farklı alanlarda
birbirine göre avantaj ve dezavantajlarının olduğunu söyledi.
Metal dolguların yaklaşık 150
yıldır diş hekimliklerinde kullanıldığını ifade eden Gül, "Bu alanla
ilgili çok fazla çalışma olan dayanıklılığı ispatlanmış dolgulardır.
Biz hastamıza restoratif tedavi
uygularken ağızdaki basınç alma
durumuna ve estetik gereksinimlerine göre amalgam ya da kompozit dolgular yapıyoruz.
Amalgam dolgular dayanıklık ve
sızdırmazlık açısından tartışılmaz
ama kompozit dolgulara baktığımız zaman amalgama göre yeni
dolgular olmalarına rağmen son
20 yıl içerisinde çok ciddi gelişmeler kaydedildi. Dayanıklılık açısından içerikleri değiştirilerek,
hem ön hem de arka bölgede
farklı kullanım alanlarına göre
kompozit tedaviler üretildi" diye
konuştu.
Bu tür tedavilerde ağız hijyeninin önemli olduğunu belirten Gül,
şunları kaydetti:
"Biz tabii hastanın ağzına baktığımız zaman hastanın ağız hijyenini tahmin ederek restorasyon
uyguluyoruz. Genelde amalgam
daha uzun ömürlü olduğu için
onu tercih ettiğimiz vakalar da
oluyor ama restorasyonun başarısı diyorsak burada hasta ve hekime çok iş düşüyor. Kabul ettiğimiz bir gerçek de var. Son 10
yılda özellikle genç hastalar amalgam dolgu yaptırmıyor. Çünkü
estetik beklentiler oldukça fazla.
Amalgam dolguda cıva unsurunu
bir kenara bıraksak dahi amalgam
kullanımında son yıllarda ciddi bir
azalma var."
Gül, amalgamdan alınan civanın korkutucu bir düzeyde olmadığı savundu.
Amalgam dolguların birkaç
ülkede yasaklandığına değinen
Gül, "Dünyanın önde gelen kuruluşları, ADA, Dünya Sağlık
Örgütü, FDI olsun amalgamı
güvenli olarak görüyorlar. Dünya
çapında amalgam dolgu, hala
güvenilir bir şekilde kullanılıyor"
ifadesini kullandı.
Gül, diş tedavilerinin zamanında yaptırılması gerektiğini vurgulayarak, tedavi yapılan hastaların
da 6 ayda bir kontrole gelmeleri
gerektiğini sözlerine ekledi. (AA)
Şeker ve yüksek
tansiyon
böbrekleri vuruyor
İSTANBUL - Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof.
Dr. Turgay Arınsoy, şeker ve yüksek tansiyonun böbrek
yetmezliğine sebep olduğunu belirterek, "Eğer bu iki
grubu kontrol altına alabilirsek; şeker hastalığının gelişimini azaltabilirsek, yüksek tansiyonu da tedavi edebilirsek, kronik böbrek hastalığı azalacak" dedi.
Taksim'deki Park Bosphorus Otel'de, "Dünya
Böbrek Günü" dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Arınsoy, etkinliğin, toplumda böbrek yetmezliğine
ilişkin farkındalığı arttırmak, riskli grupların taranmasını
teşvik etmek, koruyucu önlemleri oturtmak ve son
döneme gelmiş hastalarda böbrek naklinin ön plana
alınmasını sağlamak amacıyla düzenlendiğini söyledi.
Arınsoy, dünyada ve Türkiye'de kronik böbrek hastalıklarına ilişkin farkındalığın oldukça düşük olduğuna
dikkati çekerek, hastalığın görülme sıklığının dünyada
yaklaşık yüzde 10, Türkiye'de ise yüzde 15,7 olduğuna
işaret etti.
Turgay Arınsoy, kronik böbrek hastalarının kalp hastalığına bağlı ölüm riskinin son derece yüksek olduğunu
kaydederek, normal kişilere göre kalp hastalığına yakalanma ve ölüm riskinin 10-30 kat arasında arttığını ifade
etti.
Şeker ve yüksek tansiyon hastalıklarının böbrek
hastalıklarına etkisine değinen Arınsoy, "Böbrek yetmezliğine götüren iki önemli hastalık var; şeker ve yüksek tansiyon. Eğer bu iki grubu kontrol altına alabilirsek; şeker hastalığının gelişimini azaltabilirsek, yüksek
tansiyonu da tedavi edebilirsek, kronik böbrek hastalığı
azalacak" diye konuştu.
Kronik böbrek hastalığının önemli olduğunu vurgulayan Arınsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kronik böbrek hastalığı, gerçekten bir halk sağlığı
sorunudur. Hem dünyada hem Türkiye'de sık görülen
ve oldukça önemli bir ölüm nedenidir. Eşlik ettiği hastalıklarla beraber ciddi bir ölüm nedeni olarak karşımıza
çıkmaktadır."
Arınsoy, böbrek hastalarının sayısının çok, böbrek
nakil oranının ise az olduğunu ifade ederek, organ
bağışı konusunda duyarlılığın arttırılması için basının
desteğini istedi.
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim
Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nefroloji Derneği Genel
Sekreteri Prof. Dr. Siren Sezer de dünya geneline bakıldığında böbrek hastalıklarının su tüketmeyen ya da
kilolu olan toplumlarda daha sık görüldüğünü söyledi.
Hastalığın sinsi olması nedeniyle çok geç farkedildiğini kaydeden Sezer, şu bilgileri verdi:
"Tansiyonumuz yükseldiyse, gözlerimiz veya bacaklarımızda ödem başladıysa böbrek yetmezliğinden şüphelenmeliyiz. Bazı nefritlerde, böbrek yetmezliği ile ilişkili sebepsiz döküntüler olabilir. Özellikle gece idrara
kalkmak çok önemli bir belirti. Gece birden fazla idrara
kalkılıyorsa, böbrek veya ürolojik sistemde bir problem
olabilir. Mutlaka test yaptırmalıyız. İdrarda azalma, renk
değişikliği veya köpük gelmesi de bize böbrekle ilgili
fikir verebilir." Sezer hastalık ilerledikçe, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, nefes darlığı, bilinç değişikliği ve kişilik
değişiklikleri başlayabileceğini, bu belirtilerin orta ve
geç aşamalarda ortaya çıktığını kaydetti.
Yaşlılar, ailesinde böbrek rahatsızlığı olanlar, şeker
ve yüksek tansiyon hastalığı olanların risk grubunda
olduğunu aktaran Sezer, "Böbrek taşı, sık idrar yolu
enfeksiyonu, prostat büyüklüğü gibi tanı almış kişilerin
böbrekle ilgili testleri yaptırmalarını önermekteyiz. Kalp
hastalığı varsa, kalp krizi geçirdiyse veya yetmezliği
tanısı varsa, bu kişilerin böbreklerini kontrol ettirmeleri
gerekli. Kan ve idrar testiyle 'böbrek yetmezliği başlamış mı veya herhangi bir böbrek hasarı var mı ?' çok
kolay anlaşılabilmekte" dedi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nefroloji Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Altun ise böbrek
sağlığı için tuzun azaltılmasının önemine vurgu yaparak,
şunları söyledi:
"Türkiye'de tuz ile savaş, nefrologların en önemli
savaşlarından biri. Çünkü Türkiye dünya ortalamasının
üzerinde tuz tüketen bir ülke. Gıdalar içinde, özellikle
ekmek, önemli derecede tuz içeriğine sahip. Türkiye'de
ortalama 400-500 gram kadar ekmek tüketiliyor.
Ekmek, günlük aldığımız tuzun neredeyse yarısına
kadar olan kısmından sorumlu. Dolayısıyla ekmeğin
içindeki tuzun azaltılması, ülke adına büyük bir avantaja
dönüştü." (AA)
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
Boğaçayı Ovası yılda 7,5
milim denize batıyor
Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Nihat Dipova, küresel düzeyde deniz seviyesindeki yükselmenin yılda
ortalama 3,2 milimetreye ulaştığını, Antalya merkezinde lüks otel ve konutların
bulunduğu Boğaçayı Ovası'nda ise deniz seviyesinin, tektonik hareketlerin de etkisiyle yılda 7,5 milim yükseldiğini bildirdi.
ANTALYA - Dipova, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, küresel iklim değişikliğinin beklenen etkilerinden birinin deniz
seviyelerindeki yükselme olduğunu kaydetti. Geçen yüzyılda deniz seviyesinin
dünya genelinde ortalama 10-25 santimetre yükseldiğini belirten Dipova, "Bu
olayın 1860 yılından beri atmosfer sıcaklığının 0,3-0,6 santigrat derece yükselmesiyle ilişkisi vardır. Sıcaklık artışı ile buzullar erimekte ve ayrıca tüm su kütleleri
genleşmektedir. 1990'dan sonra deniz
seviyesi yükselmesi yılda 3 milimetrenin
üzerine çıkmış, 3,2 milimetre olmuştur"
dedi.
İklim değişikliği alanında çalışmalar
yapan Birleşmiş Milletler'in bir alt kuruluşu Hükümetler Arası İklim Değişikliği
Paneli (IPCC) raporlarında, 21. Yüzyıl'da
deniz seviyesinin 1 metre yükselebileceğinin belirtildiğine işaret eden Dipova,
NASA liderliğinde yapılan bir araştırmada
da Batı Antarktika'da eriyen buzulların
geri döndürülemez biçimde çekildiğinin
ortaya çıktığına değindi.
Doç. Dr. Dipova, buzulların bu hızla yok
olması halinde, küresel deniz seviyesinin
yaklaşık 1,2 metre yükseleceğinin hesaplandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Kıyı bölgeleri ve küçük adalar tehlike
altındadır. Güçsüz ekonomiye sahip gelişmekte olan ülkeler büyük bir riskle yüz
yüzedir. Mevcut koşullarda deniz seviyesinin 1 metre yükselmesiyle Uruguay'ın
yüzde 0,05'i, Mısır'ın yüzde 1'i,
Hollanda'nın yüzde 6'sı ve Bangladeş'in
yüzde 5'inin sular altında kalacağı tahmin
edilmektedir. Deniz seviyesi yükselmesi-
nin etkileri şimdiden şehirleri etkilemeye
başlamıştır. Venedik'te yüksek gelgit seviyelerinde su seviyesi yol kotunun üstüne
çıktığından yayaların yürümesi için platformlar inşa edilmiştir. Londra'da deniz
seviyesi yükselmesinden korunmak için
Thames nehrinin ağzına bir bariyer yapılmıştır. Yüksek deniz seviyesi yüksek gelgit, kuvvetli dalga ve tsunami gibi ekstrem olayların da şiddetini artıracaktır.
Denizlerin yükselmesi kıyı alanlarda tatlı
su kaynaklarına da zarar verecektir. Kıyı
su alanları tuzlu suyun yeraltı sularına
karışması yüzünden tehlike altındadır."
Küresel iklim değişimlerinin Türkiye
üzerindeki etkilerini de anlatan Doç. Dr.
Nihat Dipova, deniz seviyesindeki değişimleri ölçmek amacıyla Akdeniz'de
Antalya, Ege Denizi'nde Bodrum,
Marmara Denizi'nde Erdek ve
Karadeniz'de Samsun'a gelişmiş mareograf istasyonları kurulduğunu bildirdi.
Harita Genel Komutanlığı Jeodezi
Dairesi Başkanlığına bağlı veri merkezi ve
yerel mareograf istasyonları ile Türkiye
Ulusal Deniz Seviyesi İzleme Sistemi'nin
de (TUDES) kurulduğuna işaret eden
Dipova, "Bu çalışma sonuçlarına göre
Türkiye kıyılarında ortalama deniz seviyesi, belirgin olarak yükselmektedir. Yerel
deniz seviyesi değişimlerinin yerleşim
alanlarında verimli toprakların, yol gibi
mühendislik yapılarının deniz suyu altında
kalmasına sebep olabileceği değerlendirilmektedir" dedi. (AA)
Ağaçlandırma çalışmaları için 120 bin geçici işçi alınacak
KIRŞEHİR - Orman ve Su İşleri
Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akca, ülke
genelinde bu yıl 300-350 bin hektar alanda ağaçlandırma çalışması yapılmasını
öngördüklerini, bu kapsamda 120 bin
geçici işçi istihdam edileceğini söyledi.
Akca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ağaçlandırma çalışmalarının, hazırlanan eylem programları doğrultusunda gerçekleştirildiğini belirtti.
Türkiye'deki ağaçlandırma çalışmalarının, dünya çapında dikkati çektiğini
ifade eden Akca, "OECD tarafından bir
süre önce hazırlanan rapora göre,
Türkiye ağaçlandırma çalışmalarında
Çin'den sonra dünyada ikinci sırada yer
alıyor. Bizden sonra Hindistan geliyor.
Avrupa Çevre Ajansının yeni açıkladığı
2014 yılı raporunda ise Türkiye ağaçlandırma faaliyetleri bakımından Avrupa
birincisi. Ülkemizdeki başarılı ağaçlandırma çalışmalarından, uluslararası toplantılarda övgüyle bahsediliyor" dedi.
Akca, ülke genelinde 2015 yılında
yaklaşık 300-350 bin hektar alanda
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
1
2
3
4
5
6
ağaçlandırma çalışması yapılmasını
öngördüklerini belirterek, şöyle devam
etti:
"Ülkemizin, aşağı yukarı her yerinde
ağaçlandırma çalışması yapıyoruz.
Faaliyetlerimizi, orman varlığının daha
az olduğu yerlerde yoğun olarak gerçekleştiriyoruz. Örneğin Konya, Kırşehir,
Kırıkkale, Tokat, Yozgat, Çorum, Kayseri
ve Şanlıurfa'da yoğun faaliyetlerimiz
olacak."
Müsteşar Akca, ağaçlandırma çalışmaları kapsamında bu yıl adeta seferberlik ilan ettiklerini vurgulayarak, şunları
7
11
14 Mart 2015 Cumartesi
8
9
10
kaydetti:
"Devlet, Toplum Yararına Çalışma
Programı kapsamında Orman Genel
Müdürlüğüne 120 bin geçici işçi veriyor.
120 bin geçici işçi ile ilave sahaları
ağaçlandırarak belirlenen hedefin de
üzerine çıkacağız. Bu da ağaçlandırma
açısından önemli bir proje. 2015 yılı,
ağaçlandırma faaliyetleri açısından
önemli bir yıl olacak. Çalışmaları yürütürken personel açısından herhangi bir
sıkıntı yaşanmayacak."
Kırşehir'in ormancılık faaliyetleri bakımından Türkiye ortalamasının gerisinde
kalan illerden olduğunu anımsatan
Akca, son 10 yılda yapılan çalışmalarla
orman varlığının artırılmasında önemli
aşama kaydedildiğine işaret etti.
Akca, Kırşehir'de 2015 yılında yaklaşık
65 bin dekar arazide ormancılık faaliyetlerinin gerçekleştirileceğini belirterek,
çalışmalar kapsamında 1 milyon fidanın
toprakla buluşturulmasını ve böylece
göstergeleri daha iyi seviyeye taşımayı
amaçladıklarını sözlerine ekledi. (AA)
BULMACA
Soldan sağa:
1. Hastalıklar bilimi. 2. Beden yapısı, gövde yapısı. – Tembel hayvan. 3.
Gemilerde veya kalelerde, topçu mevzilerinde topun makine bölümünü ve
topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule. – Dar ve kalınca tahta. 4.
Bir renk. – Sepilenmiş koyun derisi. 5. Duman karası. – Cevizin yeşil kabuğu.
6. Görkem, heybet. – Nesne, şey. 7. Dayanıklılık sağlamak için ayakkabıların
altına çakılan çivi. 8. Parkinson hastalığının başlıca belirtisi olan hareket
yeteneğinin kaybolması. – Evrensel alıcı kan grubu. 9. Bir nota. – Edebiyatta
etkiyi arttırmak için bir şeyin tersini söyleyerek alay etme. 10. Sersem,
budala, ebleh. – Afrika’da bir başkent. 11. Arapçada su. – İstikbal, gelecek. –
Karışık renkli. 12. Yazı hokkası, divit. – İlgeç. 13. Aşiret, boy, klan. –
Yabancı. 14. Yengeç. 15. Korkuluk, küpeşte. – Kuzu sesi. 16. İlgili. 17.
Japonya’da kullanılmış eski bir hacim ölçüsü. – Kasaplarda satılan kesilmiş
hayvan. – Eski dilde sürekli, kalıcı, daimi. 18. İrlanda Cumhuriyet Ordusunun
kısaltması. – Bir tür ince ve değerli kumaş. 19. Kesin. – İyiye yakın. 20.
Sermaye, kapital. – Şube, dal.
Yukarıdan aşağıya:
1. Oyunda yenen ya da yenilenin olmaması durumu, berabere kalma. – İki şey
arasında açıklık oluşturmak, yarı açmak. – Keçi yolu. 2. Çözümleme, tahlil. –
Bir tür etli ve büyük zeytin. – Nispet. 3. Bir halk sazı. – İçki meclislerinde
içki dağıtan kimse. – Eski dilde baba. – Arjantin’in plaka işareti. – Soyundan
gelinen kimse. 4. Yolcu evi. – Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne
hava vermek için güverteye açılan baca. – Akıtma. – Parola. 5. Borsada belli
bir miktar hisse senedini belirtmekte kullanılan işlem birimi. – meşin kesmek
için kullanılan araç. – Uzaduyum. 6. Müstahkem mevki. – Zorla, zoraki. –
Maksat, gaye, amaç. – Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren araç,
batarya. 7. İki yanı keskin tıraş bıçağı. – Tırpana
balığı. – Isparta ilinin bir ilçesi. 8. Bildik, tanıdık.
ÇÖZÜMÜ
– Tanrı buyruklarını yerine getirme. – Düzenli
işleyen. 9. Eskiden Arapların Recep ayında kestikBUGÜN
leri kurban. – Gizlemek, saklamak, kamufle etmek.
13. SAYFADA
– Kobaltın simgesi. 10. Atın başına geçirilen dizgin
ve süsler. – Bitki bilimi, botanik. – Denizlerin çekilmesiyle oluşmuş yurtlanmaya elverişli bölge.
Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
ncetin64@hotmail.com
TÜRK’ÜN BELASI: UCUBE AYDIN
büyük ölçüde karanlık ve yaban
Türk milleti özellikle 1839’da ilan
edilen Tanzimat’tan beri ne çekiyorsa aydınlar işgal etmiş vaziyettedir.
tepesine musallat olan ucube aydınBunlar, emperyalist Batı adına sözlarından çekiyor. Ucube, şaşılacak,
cülük yapan, Türk milletinin dinini,
hayret edilecek, acayip, tuhaf, garip,
dilini, kültürünü, tarihini, örfünü âdesaçma gibi anlamlara geliyor.
tini, millî değerlerini, bayrağını,
Tanzimat’tan beri okumuş yazmış,
Atatürk’ünü, cumhuriyetini aşağılaAvrupa’da tahsil görmüş ya da zihin- yan, yok etmeye uğraşan, etnik siyalerini, batılı bilgi ve fikirlerle örgüle- seti körükleyerek Türk millet birliğimiş olan bir kısım aydınlar, kendileni parçalamaya çalışan, Türk milletirini Türk milletinin millî, İslamî,
ni gâvurun ayağı altında paspas yapyerli, değerlerinden soyutlamış,
mak için olağanüstü gayret gösteren
kendi milletine, tarihine, atalarına,
fitne fücur adamlardır.
dinine, kültürüne, vatanına yabancıBunlar, gazetelerde yazdıklarında,
laşmışlardır. Bunlar, düşünce yapılatelevizyonlarda konuştuklarında Türk
rını, bakış açılarını emperyalist
milletinin menfaatleri için değil;
Batının felsefesi, inanışı, siyaseti ile
tamamen emperyalist Batılı devletleşekillendirmişler ve Türk milletini
rin çıkarları adına konuşurlar.
Batının gözlüğüyle aşağılamışlar,
Bunların Türk’ün ruhuyla, kalbiyle,
yargılamışlar ve eleştirmişlerdir.
beyniyle, kültürel hafızasıyla, tarihBugün de kendilerine liberal,
sel mirasıyla, gelecek tasarımıyla
komünist, Avrupa Birlikçi,
hiçbir organik bağı yoktur. Bunlar,
Amerikancı, Ermenici, Kürtçü, bilemperyalist Batının bize dönük
mem neci denilen bir ucube aydın
sömürgeci politikalarının sözcülüğügüruhu var ki Türk milletini mannü yapan tercüme aydınlardır.
kurtlaştırmak, yerli, millî ve dinî
Türk milleti, yok olmak istemiyordeğerlerinden uzaklaştırıp içi boş bir
sa önce bu ucube, yaban, karanlık,
sürüye dönüştürmek için insanüstü
satılık, kiralık aydın makulesini iyi
bir gayret içindedirler.
tanımalıdır.
Türk’e Türk düşmanlığı yaparak
Yakup Kadri’nin romanında Ahmet
kariyer yapan bu güruh, bugün de
Celal, kendi temsilciliğinde Türk
milletimizin başına belâ olmaya
aydınını özeleştiriye tabi tutar ve iç
devam ediyor.
sorgulama yaşar. Buna göre milletine
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, meşyabancılaşmış aydın, hem suçludur
hur Yaban (1932) adlı romanında
hem de büyük bir sorumluluk altınmilletine yabancılaşmış ve yabanlaşdadır. Bu sorgulama romanda şöyle
mış bu aydın tipini roman kişisi
geçer:
Ahmet Celal’in ağzından özeleştirel
“Bunun sebebi Türk münevveri
bir biçimde şöyle verir:
(aydını)
gene sensin! Bu viran ülke
“Gün geçtikçe daha iyi anlıyorum:
ve
bu
yoksul
insan kitlesi için ne
Türk entelektüeli, Türk okumuşu,
Türk ülkesi denilen bu engin ve ıssız yaptın? Yıllarca, yüz yıllarca onun
kanını emdikten ve onu bir posa
dünya içinde bir garip münzevidir.
hâlinde katı toprak üstüne attıktan
Bir münzevi mi? Hayır, bir galat-ı
sonra, şimdi de gelip ondan tiksinhilkat (yaratılış hatası) demeliyim.
mek hakkını kendinde buluyorsun.
Öyle ya, bir mahluk (yaratık) tasavAnadolu halkının bir ruhu vardı,
vur edin ki hangi ırktan, ne cinsten
nüfuz
edemedin. Bir kafası vardı
olduğu belli değildir. Kendi vatanı
aydınlatamadın.
Bir vücudu vardı,
addettiği (saydığı) memleketin dibine
besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir
doğru ilerledikçe kendi kökünden
toprak vardı, işletemedin. Onu, behiuzaklaştığını hissediyor. Hissetmese
miyetin (hayvanî duyguların), cehlin
bile etrafında hasıl olan (meydana
(cehaletin) ve yoksulluğun ve kıtlığın
gelen) boşluk soğuk ve itici hava,
elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru
ona her an kendi toprağından sökülgöğün arasında bir yabanî ot gibi
müş bir aykırı, bir acayip nebat
bitti. Şimdi elinde orak buraya hasa(bitki) olduğunu bildiriyor.
da gelmişsin. Ne ektin ki ne biçecekHer memleketin köylüsü ile okusin? Bu ısırganları, bu kuru dikenleri
muş yazmış zümresi arasında aynı
mi? Tabii ellerine batacak. Tabii
derin uçurum mevcut mudur?
ayaklarına batacak. İşte, her yanın
Bilmiyorum. Fakat, mektep görmüş
şerha şerha (yarılmış bir halde) kanıbir İstanbul çocuğu ile bir Anadolu
köylüsü arasındaki fark, bir Londralı yor ve sen acıdan yüzünü buruşturuyorsun, öfkeden yumruklarını sıkıİngiliz’le bir Pencap’lı Hintli arasınyorsun. Sana ıstırap veren bu şey,
daki farktan daha büyüktür. Bunu
senin kendi eserindir, senin kendi
yazarken elim titriyor.” (s.20-21)
eserindir.” (s.95)
Bugün gazete ve televizyonları
“Türkiye'nin markaları”,
60 bin çocuğu giydirdi
KIRKLARELİ - Birleşmiş
Markalar Derneği'nin, "Türkiye'nin
Markaları, Türkiye'nin Çocuklarını
Giydiriyor Projesi" kapsamında 60
bin ihtiyaç sahibi öğrenci, bot ve
mont sahibi oldu.
Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesindeki
bir fabrikada, yetkililerin talepleri
üzerine üretilen bot ve montlar,
Türkiye'nin farklı illerindeki öğrencilere ulaştırıldı.
İhtiyaç sahibi öğrencilerin çetin
kış şartlarından korunması amacıyla yürütülen proje kapsamında yıl
sonuna kadar 110 bin öğrenciye
ulaşılması hedefleniyor.
Fabrika müdürü Özden Kılıç, AA
muhabirine yaptığı açıklamada,
projeyi çok önemli bulduklarını söyledi.
Proje çerçevesinde valilik ve milli
eğitim müdürlüklerinden gelen
talep üzerine üretim yaptıklarını
belirten Kılıç, "Türkiye'nin çocuklarını biz giydiriyoruz. Çok mutluyuz"
dedi.
Kılıç, bütün iş adamlarının projeye
sahip çıkmasını beklediklerini vurguladı. Projenin devam etmesini
beklediklerini ifade eden Kılıç, şöyle
konuştu:
"Fabrikamızdan, 60 bin öğrenciye
mont ve bot gönderdik. Şu anda
110 bin sipariş var. Bu projede
olduğumuz için gurur duyuyoruz.
İnşallah devam eder ve geniş kapsamlı olarak bütün iş adamları buna
sahip çıkar, 100 bin değil 500 bin
çocuğu giydiririz. Bizim isteğimiz iş
adamlarının sahip çıkması,
Birleşmiş Markalar Derneği'ne destek vermesidir." (AA)
12
“Akılla, Tutkuyla, Aşkla, Çalışma”
14 Mart 2015 Cumartesi
ANKARA - CHP
Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu,
"Demokrasinin bana göre
bir numaralı koşulu,
yöneticilerin halka hesap
vermesidir. Eğer yönetici
halka hesap verme
olgunluğuna kavuşmuşsa, o kentte yaşayan,
o ülkede yaşayan herkes
mutludur" dedi.
Kılıçdaroğlu, Çankaya
Belediyesi'nin bir yıllık
hizmetlerinin tanıtıldığı
Sheraton Otel'deki
"Akılla, Tutkuyla, Aşkla,
Çalışmaya Devam"
toplantısına katıldı.
Bir maliye müfettişi
arkadaşının anısını
anlatarak konuşmasına
başlayan Kılıçdaroğlu,
arkadaşının mesai saati
bitimine bir iki dakika
kala gittiği Kadıköy Vergi
Dairesi'nden, veraset
intikal vergisi beyannamesi alamadığını
söyledi.
Çankaya
Belediyes'nde yapılan
birçok uygulamanın
hemen hemen
tamamının, bütün CHP'li
belediyelerde yapıldığına
dikkati çeken
Kılıçdaroğlu, şöyle devam
etti:
"Neden mi? Çünkü
genel merkezde bir karar
aldık. 'Belli uygulamaları
bütün belediye başkanlarımız hayata geçirecektir' diye. Örneğin, bütün
gecekondu bölgelerinde
mutlaka kreş yapılacaktır.
Kadının kent yaşamına kolay katılabileceği
ortamı yaratması lazım, belediye başkanlarımızın. Size tipik bir örnek vereyim:
Erzurum'un Çat ilçesi var, belediye başkanlığını CHP kazandı. Bir yılını doldurdu, gidin
Çat, Erzurum'dan daha güzel. Her şey pırıl
pırıl, bir yıl içinde yapıldı. Bunları yapmak
mümkün mü? Evet mümkün. Önemli olan
zoru başarmaktır, eğer zoru başarırsanız
pek çok şeyi çözmüş oluyorsunuz."
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi
Yaşar'ın da toplantıda olduğunu hatırlatan
Kılıçdaroğlu, ilçenin eskiden kültürün ve
sanatın biraz zor girdiği bir alan olduğunu
söyledi. Yenimahalle'nin de çehresinin
değiştiğini belirten Kılıçdaroğlu, halkın beklentilerine göre kent yaşamının şekillendirilmesinin temel görevleri olduğunun
altını çizdi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
parkını yine bir CHP'li
belediyenin yaptığını
anlatan Kılıçdaroğlu,
"Eğer herhangi bir yurttaşımız uygar bir kent
görmek istiyorsa,
Eskişehir'e, Muğla'ya,
Aydın'a, İzmir'e,
Tekirdağ'a gidebilir.
Özgürlüğü teneffüs edersiniz" dedi.
Halkın ödediği
verginin hesabını sorması
gerektiğini savunan
Kemal Kılıçdaroğlu,
Taşdelen'i "hesap verme
onurunu" taşıdığı için
kutladığını söyledi.
- Taşdelen hizmetleri
anlattı
Alper Taşdelen de 124
mahalleye sahip ilçenin
nüfus olarak 61 kentten
büyük olduğunu söyledi.
"Size 1 yılın hesabını
veriyorum" diyen
Taşdelen, "Ne söz verdiysek tuttuk. Halkımız ne
istediyse yaptık. Hiçbir
bahaneye sığınmadık.
Buna ihtiyaç duymadık,
çünkü biz bu yola akılla,
tutkuyla ve aşkla çıktık"
ifadesini kullandı.
Temel hedeflerinin
Çankaya'yı 21. Yüzyıl
kenti haline getirmek
olduğunu vurgulayan
Taşdelen, belediyede
bürokrasiye son vermek
amacıyla oluşturdukları
"Hoş Geldiniz
Masası"nda ayda 15 bin
Çankayalıya hizmet
verdiklerini söyledi.
Halkevlerinin önemine
değinen Taşdelen,
"Önemli bir şey daha var. Hep
Türkkonut, Ümitköy ve Çayyolu'nda üç
demokrasiden söz edilir. Demokrasinin
bana göre bir numaralı koşulu yöneticilerin "Çankaya Evi" açtıklarını ve 7 tane daha
açacaklarını söyledi. Bu evlerde 21 branşta
halka hesap vermesidir. Eğer yönetici,
bin 500 kursiyerin eğitim gördüğünü
halka hesap verme olgunluğuna kavuşmuşsa o kentte yaşayan, o ülkede yaşayan belirten Taşdelen, birkaç yıl içinde
Çankaya'nın bütün sokaklarını renkli,
herkes mutludur. Çünkü herkes şunu çok
iyi bilir; 'ödediğim verginin nerelere harcan- desenli ve kaldırımlarla donatacaklarını
bildirdi. Biyolojik gölet çalışması başlattıkdığını bana yöneticiler veriyor.' Fakat
larının da altını çizen Taşdelen, Ankara'nın
üzülerek söyleyeyim, Türkiye
ilk biyolojik göletini Ahlatlıbel tesislerinde
Cumhuriyeti'nde ilk kez Sayıştay'ın mali
518 metrekarelik bir alan üzerine inşa ettikraporu gelmeden bütçe Meclis'ten geçti.
Hesap vermeyen bir iktidarın bütçesi geçti. lerini dile getirdi. Yeşil alan ve park çalışmaları hakkında da bilgi veren Taşdelen,
Kuşkusuz bunlar birer deneyim, bunları
önümüzdeki süreçte bin 200 seyirci kapasorgulamak zorundayız." Belediyelerinin
siteli Çankaya Kültür Merkezi Projesi'ni
çok güzel şeyler yaptığını ancak bunların
hayata geçireceklerini bildirdi. Taşdelen
yeterince anlatılamadığını değerlendiren
Kılıçdaroğlu, bu ay içinde bir belediyelerinin ayrıca yeni kreşler, sanat merkezleri, öğrenci yurdu ve spor tesisi gibi çok sayıda proTürkiye'nin en büyük fuarını açacağını
jeyi de gerçekleştirdiklerini kaydetti.
bildirdi. Türkiye'nin en büyük doğal yaşam
Avrupa’nın ‘çifte güç’ endişesi
MADRİD - NATO Genel
Sekreteri Jens Stoltenberg, AB
Komisyonu Başkanı Jean Claude
Juncker'in ortaya attığı Avrupa
ortak savunma projesi önerisiyle
ilgili, "Böyle bir proje bizim
savunma politikamızla bağdaşır.
Ama AB'nin savunma için yaptığı
veya yapacağı her türlü girişim
NATO için zorluk yaratıcı değil,
tamamlayıcı olmalıdır. Çifte güç
bizi endişelendirir" dedi.
İspanya'nın başkenti
Madrid'de resmi temaslarda
bulunan Stoltenberg, İspanya
Dışişleri Bakanı Jose Manuel
Garcia Margallo ile görüşmesinden önce düzenlenen ortak basın
toplantısına katıldı.
AB Komisyonu Başkanı Jean
Claude Juncker'in bir kez daha
gündeme getirdiği "Avrupa'da
ortak ordu" fikriyle ilgili yöneltilen
sorulara cevap veren
Stoltenberg, şunları söyledi:
"Avrupa ortak savunma projesine karar vermek AB'yi
ilgilendirir. Savunma alanında
yapılacak her türlü büyük yatırım
bizi sevindirir. Bu hem NATO'yu
hem de AB'yi kuvvetlendirir.
Böyle bir proje bizim savunma
politikamız ile bağdaşır. Ama
AB'nin savunma için yaptığı veya
yapacağı her türlü girişim NATO
için zorluk yaratıcı değil, tamamlayıcı olmalıdır. Çifte güç bizi
endişelendirir. Savunma kaynakları en iyi şekilde kullanılmalıdır."
İspanya Dışişleri Bakanı
Margallo da "Avrupa'da ortak
ordu" fikrinin Lizbon anlaşmasında yer alan uzun vadeli bir proje
olduğunu ve İspanya'nın buna
destek verdiğini belirtti.
Margallo, NATO Genel
Sekreteri'nin görüşlerini de paylaştığını vurguladı.
(AA)
İzlanda AB üyelik başvurusunu çekti
BRÜKSEL - İzlanda 6 yıl önce yaptığı
Avrupa Birliği üyelik başvurusunu geri
çekti.
İzlanda Dışişleri Bakanı Gunnar
Sveinsson, hükümetin bu kararını, ülkesini
ziyaret eden AB Dönem Başkanı
Letonya'nın Dışişleri Bakanı Edgars
Rinkevics'e bir mektup vererek
resmileştirdi.
İzlanda Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan
yazılı açıklamada, "Hükümet, İzlanda'yı
artık aday ülke olarak görmemektedir ve
bundan sonra AB'den bu karara uygun
davranmasını talep etmektedir. Buna
ilaveten yeni politikanın, önceki hükümetin
AB katılım müzakerelerinde verdiği taahhütleri hükümsüz kıldığını vurgulamaktadır" ifadesi kullanıldı.
AB üyeliğine 16 Temmuz 2009'da
başvuran İzlanda, katılım müzakerelerine 1
yıl sonra başlasa da 2013 yılında yapılan
genel seçimlerde AB üyeliğine karşı çıkan
sağ yelpazeden Bağımsızlık Partisi ve
İlerleme Partisi'nin koalisyon kurup iktidara gelmesiyle tablo değişti. Brüksel'in,
13 Eylül 2013'te AB üyelik müzakerelerini
askıya alan İzlanda'yı bu kararından
döndürme çabaları sonuçsuz kaldı.
Avrupa Serbest Ticaret Birliği, Avrupa
Ekonomik Alanı ve Schengen Bölgesi'ne
dahil olan İzlanda, AB ile müzakerelerde
en büyük anlaşmazlığı balıkçılık konusunda yaşadı. AB yetkilileri, aşırı avlanmakla
suçladıkları İzlanda'dan sıkı kotalar kabul
etmesini isterken, İzlanda balıkçılık
konusunda daha tecrübeli olduğunu ve
AB'nin kendi uygulamalarını esas alması
gerektiğini savunuyordu.
Kuzey Atlantik ve Kuzey Buz Denizi
arasındaki 320 bin nüfuslu ada devleti
İzlanda, AB'nin kutup stratejisi açısından
büyük önem taşıyordu.
haber
Çavuşoğlu: İngiliz
kızları IŞİD’e götürenler
Koalisyon istihbaratı
ANKARA - Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu, İngiltere'den IŞİD'e katılmak için
ayrılan üç kızla ilgili olarak, "Bu kızlara yardım
eden kişi kim çıktı biliyor musunuz? Yakalandı.
Koalisyon içinde olan bir ülkenin istihbaratında
çalışan biri çıktı" dedi.
A Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtlayan
Çavuşoğlu, ülkelerin, yabancı savaşçıların önlenmesi için tedbirlerini ve gerekirse yasalarını gözden geçirmesi gerektiğini belirtti. Bu konuda
Birleşmiş Milletler kararları bulunduğunu ve bu
kararlar çerçevesinde ülkelerin bu kanunları
değiştirme çabası içinde olduğunu anlatan
Çavuşoğlu, ancak asıl olarak bu konunun köküne
inerek, bu insanların neden radikalleştiğinin
sorgulanması gerektiğinin altını çizdi. Terör, artan
ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadeleyi birlikte sürdürmek gerektiğine işaret eden Bakan
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Size bu konuda bir örnek vereyim.
İngiltere'den IŞİD'e katılmak için ayrılan üç kızla
ilgili olarak, ülkesi bize birkaç gün sonra bilgi
verdi. Fakat bu kızlara yardım eden kişi kim çıktı
biliyor musunuz? Yakalandı. Koalisyon içinde
olan bir ülkenin istihbaratında çalışan biri çıktı.
AB üyesi değil, ABD de değil. Koalisyonun içinde
olan bir ülkenin istihbaratında çalışıyor. Ben bunu
İngiltere Dışişleri Bakanına da söyledim. Bana
'genellikle olduğu gibi' dedi."
Çavuşoğlu, Irak ve Suriye'de terör örgütüyle
mücadelede ve kapsamlı bir strateji
çerçevesinde, İncirlik dahil, tüm seçenekleri
değerlendirebileceklerini daha önce de söylediklerini belirtti.
Şu anda Irak'taki yeni hükümetle bir taraftan
Peşmerge diğer taraftan yeni hükümetin güçleriyle IŞİD'e karşı mücadele başlatıldığını ancak
hala Bağdat'ta düzenli bir ordunun olduğunu
söylemenin mümkün olmayacağını ifade eden
Mevlüt Çavuşoğlu, bu konuda ciddi eksikliklerin
bulunduğunu ve bu nedenle yeni kurulacak ordulara, güvenlik güçlerine eğitim ve donatıma
destek verilmesi konusunda Türkiye'ye Irak
Savunma ve İçişleri bakanlarından davet geldiğini
hatırlattı.
"Biz de memnuniyetle bu desteği vereceğimizi
söyledik" diye konuşan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar zaten hem Bağdat hem de
Peşmergeye öldürücü olmayan askeri malzeme
bakımından desteklerimiz oldu fakat burada özellikle ulusal muhafızların kurulması da önemli. Yani
diğer bölgelerde olduğu gibi Musul'a bir ulusal
muhafız kurulması gündemde. Biz kurulacak bu
ulusal muhafızın da eğitimine ve donatımına katkı
vereceğiz. Bunun, Musul'da yaşayan insanlardan
oluşması lazım. Çünkü bir yerde terörle mücadele
ediyorsanız ya da oraya istikrarı getirmek istiyorsanız, o şehirde yaşayan unsurların desteğini
mutlaka sağlamanız lazım."dedi. (AA)
Kanada sessiz
OTTAWA- Terör örgütü DAEŞ'e katılmak üzere
İngiltere'den Suriye'ye giden 3 kıza, Türkiye'de
yardım ettiği belirlenen yabancı uyruklu bir kişinin
gözaltına alınması Kanada gündeminin ilk sırasına
oturdu.
Türkiye'de gözaltına alınan kişinin, Kanada
Gizli Servisi CSİS'le bağlantılı olup olmadığı
konusu, Kanada Federal Parlamentosu'nda Kamu
Güvenliği Bakanı Steven Blaney'e soruldu.
Anamuhalefetteki Yeni Demokrat Parti
Milletvekili Megan Leslie'nin yönelttiği, "Türk
medyasında, CSİS'le bağlantılı bir kişinin yakalandığı söyleniyor. Doğru mu?" sorusunu cevaplayan Bakan Blaney, "Konudan haberimiz var.
Operasyonel ulusal güvenlik konularında yorum
yapmıyorum. Ancak biz bu tür durumlar için AntiTerör Yasası'nı çıkarmak istiyoruz" dedi.
AA'nın konu ile ilgili olarak bilgi talep ettiği
Kanada Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Johanna
Quinney, diplomatik girişimleri olup olmadığı yolundaki soruları cevapsız bıraktı. Sözcü Quinney,
konunun Kanada Kamu Güvenliği Bakanlığı'nın
alanına girdiğini belirterek, soruları bakanlık
sözcüsüne yönlendirdi. Kanada Kamu Güvenliği
Bakanlığı Basın Sözcüsü Jean-Christophe
DeLeRue de, Bakan Blaney'in parlamentodaki
sözlerini yinelemekle yetindi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir haber
kanalına yaptığı açıklamada, kızların Suriye'ye
geçişine yardım eden kişinin koalisyona üye bir
ülkenin istihbaratında çalıştığının tespit edildiğini
dile getirmişti.
Shamima Begum (15), Amira Abase (15) ve
Kadiza Sultana'nın (16), 17 Şubat'ta Londra'dan
İstanbul'a gittikleri ve daha sonra Suriye'ye
geçerek terör örgütü DAEŞ'e katıldıkları tahmin
ediliyor.
dış dünya
14 Mart 2015 Cumartesi
13
İran'ın, Irak'ta IŞİD'le mücadelesi
ABD için hem yarar hem risk taşıyor
Libya iç savaşındaki
esirler yaşam
mücadelesi veriyor
Amerikalı uzmanlar,
IŞİD ile mücadelenin
Irak'ta ABD ile İran'ı
görüş birliğine getirdiğine dikkati çekerek, kısa vadede
bunun IŞİD ile
savaşta iki tarafa
yararlar sağlasa da
uzun vadede
Irak'taki mezhepsel
dengeler açısından
ABD ile İran'ı karşı
karşıya getirebileceğini belirtiyor.
WASHINGTON - Tikrit'i IŞİD'den geri
almak için geçen hafta başlatılan operasyonlarda Irak güvenlik güçlerine Şii milislerden oluşan El-Haşdu'ş-Şabi (Halk
Topluluğu) destek vermiş, operasyonlara
İranlı askeri danışmanların da katıldığı
duyuruldu. Irak'ta IŞİD'e karşı mücadelede İran ile koordinasyon ve işbirliği halinde olmadığını sürekli tekrarlayan ABD
yönetimi, bu tür operasyonlarda İran ve
Şii milislerin varlığının, mezhepsel gerilimleri tırmandırabileceği endişesini dile
getirdi.
Amerikalı uzmanlar, IŞİD ile mücadelenin Irak'ta ABD ile İran'ı aynı çizgiye
getirdiğine dikkati çekti. Uzmanlar, kısa
vadede bunun IŞİD'e karşı savaşta iki
tarafa da yarar sağlasa da uzun vadede
İran'ın Irak'ta artan etkisinin ciddi mezhepsel gerilimleri beraberinde getirebileceğinden, "birlik içinde bir Irak" isteyen
ABD açısından bunun sorun teşkil edebileceğini ifade ediyor.
Düşünce kuruluşu Middle East
Institute uzmanlarından Alex Vatanka, AA
muhabirinin sorularını yanıtlarken, şu
anda İran'ın IŞİD ile mücadelesinin
Amerika'nın ve Bağdat'ın çıkarlarına hizmet ettiğini belirterek, "IŞİD, aşırı derecede Şii karşıtı bir örgüt ve yapabilirse
İran'a zarar vermek ister. Bu açıdan
İranlıların neden IŞİD ile mücadele etmek
istediğini anlıyorum ve birçok Amerikalı
da anlıyor" dedi.
Irak'ta IŞİD'e karşı "çok renkli" bir
koalisyon bulunduğu yorumunu yapan
Vatanka, "ABD ve İran örneğine bakın.
Sessizce ve taktiksel işbirliği yapmaktan
bence şimdilik iki taraf da memnun. Tabii
ki doğrudan olmayan şekilde çalışıyorlar.
İki taraf inkar ediyor ama gerçekte
Bağdat'taki merkezi hükümet yoluyla
hem İran hem ABD, IŞİD'e karşı mücadelede neredeyse birbirini tamamlayıcı
Berlusconi
“Rubygate”
davasından yırttı
ROMA - İtalya'da Yargıtay, eski
Başbakan Silvio Berlusconi'ye
"Rubygate" davasında üst mahkemece verilen beraat kararını onadı.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nde görülen duruşma yaklaşık 10 saat sürerken, gece yarısı 4 yıl süren ve kamuoyunda "Bunga Bunga" ya da
"Rubygate" adıyla bilinen dava sürecine noktayı koyan karar açıklandı.
Reşit olmadığı dönemde Faslı
Kerime el-Mahrug ile para karşılığı ilişkiye girmek ve onu tutuklu bulunduğu
karakoldan salıverilmesini sağlamaktan yargılandığı davadan Haziran
2013'te aldığı 7 yıl hapis cezası,
Temmuz 2014'te üst mahkemedeki
temyiz davasında lehine beraatle
bozulan Berlusconi'ye bir iyi haber de
Yargıtay'dan geldi.
Yargıtay'daki duruşmada savcılığın,
Berlusconi'nin suçlu bulunmasına
yönelik talebi reddedildi. Yargıtay, 78
yaşındaki eski başbakan hakkında,
ikinci dereceli üst mahkemede
Temmuz 2014'te verilen beraat kararını onadı.
Berlusconi'nin partisi Forza
Italia'nın kararı, olumlu bulduğu belirtildi. Deneyimli siyasi liderin de yakın
çevresine yaptığı ilk değerlendirmelerde, "kendisine göre kabusun bitmesinden dolayı memnuniyetini" dile
getirdiği ve yeniden siyaset sahnesine
girmeye hazır olduğunu ifade ettiği
bildirildi.
Silvio Berlusconi'nin bu davayla
ilgili ilk duruşması 6 Nisan 2011'de
görülmüştü. 4 yıldır süren dava
boyunca hem Berlusconi hem de
Mahrug, cinsel ilişkiye girdikleri iddialarını reddetmişti. (AA)
şekilde çalışıyor" diye konuştu.
Vatanka, İran'ın Irak üzerindeki faaliyetlerini uzun vadeye dönük gözlemlemek gerektiğini ifade ederek, asıl önemli
olanın İran'ın Irak'ta IŞİD ile mücadele
bittikten sonra nasıl davranacağı olduğuna işaret etti. Vatanka, IŞİD'in yenilgiye
uğratılmasının ardından İran'ın Abadi
hükümetinin sadece Şiileri destekliyor
görünmemesi ve Iraklıların kendi içinde
birliğini sağlayabilmesi adına bir an önce
ülkeden çekilmesi gerektiğini söyledi.
Bağımsız dış politika ve savunma
uzmanı Mark Perry, İran'ın IŞİD'e karşı
savaşmasına karşı çıkılması halinde
ABD'nin önündeki diğer seçeneğin kendi
komutanlarını göndermek olduğunu ve
bunu da kimsenin istemeyeceğini ifade
etti. Perry, "Ne yapabiliriz ki bu konuda?
Kesinlikle hiçbir şey yapamayız. Irak'ta
ne zaman silahımızı ateşlesek düşman
kazanıyoruz. Bırakalım bu işi İran yapsın.
Eğer İran hazinesini, gençlerinin kanını
Irak'ta harcamak istiyorsa sonu gelmez
savaşların gerçek çözüm üretmediğini
bizim daha önce Irak'ta öğrendiğimiz gibi
öğrenir" ifadesini kullandı.
İran'ın Irak'ta, Sünni ülkeler Ürdün,
Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan
ve Katar'ın liderlik etmemesinin yarattığı
boşluğu doldurduğunu dile getiren Perry,
"El-Nusra'nın, El-Kaide'nin parasının birçoğunun Suudi Arabistan'dan geldiğini
biliyoruz. Katar bölgedeki aşırılık yanlısı
Selefileri destekliyor. Bu noktada ABD
için İran'a dostça davranmak, bu ülkelere
dostça davranmaktan daha fazla kazanç
sağlayabilir" yorumunda bulundu.
Perry, ABD ve İran'ın çıkarları IŞİD
noktasında örtüşse de ABD'nin bölünmüş bir Irak istemediğine dikkati çekti ve
uzun vadede bu konuya eğilmek gerektiğini vurguladı.
Center for American Progress'te
kıdemli uzman Hardin Lang ise İran'ın
Irak güçlerinin çoğunlukla Şii milislere
bağlı olacağı bir savaş planı çizdiğini
belirterek, Tikrit'teki saldırının Irak'taki
mücadelenin geri kalanına dair bazı sorular yarattığını söyledi.
Lang, "Herkesin IŞİD'i geri püskürtmeye çalışması açısından bu olumlu bir
şey ama Washington'ın perspektifinden
ana kaygı, birçok insanın konuştuğu ve
şikayet ettiği, İran'ın Irak içinde etkisini
artırıyor olması. Bence ileriye doğru gerçek büyük sorun şu ki, arkanıza özellikle
İran destekli Şii milisleri alarak belirli bir
derece askeri başarı kazanabilirsiniz ama
bu Irak'ın Sünni nüfusuna siyasi açıdan
nasıl bir mesaj gönderecek?" dedi.
Bunun yanında İran'ın artan derecede
sahada öncü rol üstlenmesinin koalisyonun, Sünni üyelerinin katkılarını sorgulamasına neden olacağı görüşünü de dile
getiren Lang, "ABD'nin yakın zamanda
yüzleşeceği sorun bu olacak gibi" dedi.
Lang, kısa vadede Bağdat hükümetinin İran'ın desteğine bağlı olmasının
İran'ın bu ülke üzerindeki gücünü artırdığını ama uzun vadede koşulların farklı
olabileceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"ABD olarak askerimizi çektikten
sonra Irak'taki etkinliğimiz büyük oranda
azaldı. Ama aynı zamanda sahada 170
bin askerimiz varken bile ülkedeki siyasi
sonuçları belirleyemedik. Dolayısıyla
İran'ın sahada askeri var diye siyasi tabloyu etkileyebileceği öngörüsünde pek
değilim. Eğer biz 100 binden fazla askerle bunu yapamadıysak neden İran'ın
yapabileceğini düşünüyoruz. Önemli olan
Bağdat hükümetini siyasi olarak doğru
yöne yönlendirip yönlendirmeyecekleri.
Geçmişte hep bunun aksini yaptıklarını
gördük." (AA)
Almanya ve Avusturya'da
Müslümanlara saldırılar arttı
VİYANA - Avusturya ve Almanya'da
yapılan bir anket, bu ülkelerde yaşayan
Müslümanlara yönelik saldırıların arttığını, her üç kişiden ikisinin en az bir
kez ırkçı saldırıya maruz kaldığını gösterdi.
Türk mühendisler tarafından geliştirilen "XPeople" adlı elektronik oylama
sistemiyle "Avrupa'da Irkçılık
Araştırması" kapsamında bir anket
yapıldı.
Avusturya ve Almanya'da yaşayan
Türk kökenli Müslümanların katıldığı
ankette, bu kişilere sözlü veya fiziki
olarak ırkçı saldırıya maruz kalıp kalmadıkları soruldu. Binin üzerinde katılımcıyla yapılan anketin sonuçlarına
göre, son bir yıl içinde her üç kişiden
ikisi en az bir kere ırkçı mağduriyet
yaşadı, her 11 kişiden biri ise fiziksel
saldırıya uğradı.
Ankete göre, Avusturya'da son bir
yılda sözlüve fiziksel saldırıya maruz
kalanların oranı yüzde 72,3 oldu. Bu
sayının yüzde 8,9'unu fiziksel saldırı,
yüzde 63,4'ünü sözlü saldırı oluşturdu.
Almanya'da ise sözlü ve fiziksel
ırkçılığa maruz kalanların oranı yüzde
63,8 oldu.
"Irkçılığın son 1 yıl içinde arttığını
düşünüyor musunuz?" sorusuna
Avusturya'da yüzde 89,9, Almanya'da
ise yüzde 87,1 "evet" cevabı çıktı.
Irkçılığın özellikle Müslümanlara yönelik yapıldığını düşünenlerin oranı
Avusturya'da yüzde 88,6, Almanya'da
yüzde 81,8 oldu. (AA)
TRABLUS - Libya'da emekli
General Halife Hafter'in geçen yıl
başkent Trablus'taki geçiş yönetimi
Milli Genel Kongre'ye (MGK) karşı
başlattığı darbe girişimleri sonucu
patlak veren iç savaş şiddetlenerek
devam ediyor.
Silahlı yerel grupların etkin olduğu ülkede, çatışmalar sırasında ele
geçirilen esirlerin ise zor şartlar
altında yaşadığı ve ağır işkenceler
gördüğü iddia ediliyor.
Altı milyon nüfuslu ülkede fiilen
Trablus ve Tobruk'ta iki ayrı hükümetin ve çok sayıda silahlı grubun
bulunması sebebiyle kaç hapishanede ne kadar tutuklunun olduğu
net olarak bilinmiyor.
Başkent Trablus'un 80 km batısındaki Zlitan kenti yakınlarında
bulunan Milita Hapishanesi'ne
giren Anadolu Ajansı ekibi, cezaevini görüntüledi. Şartları diğerlerine göre oldukça iyi görünen cezaevinde 70 mahkum bulunuyor.
AA muhabirine bilgi veren cezaevi müdürü Ali Zableh, mahkumların çoğunluğunun Zintan'da, Libya
Şafağı Koalisyonu (Fecr-i Libya)
güçlerine karşı çatışırken esir alınan kişiler olduğunu söyledi.
Zableh, ''Buradaki mahkumların
savcılık soruşturmasında verdikleri
ifadelerde, eski Kaddafi rejiminin
devamı niteliğinde olan Zintan'daki
kabile güçleri ile birlikte bize karşı
savaştıkları anlaşıldı. Savcılık incelemesinden sonra mahkemeye
çıkarılıyorlar ve hakim kararını veriyor. Biz buradaki mahkumlara en
iyi şekilde davranıyoruz'' dedi.
Zintan yakınlarındaki Aycilet'te
savaşırken 45 gün önce Fecr-i
Libya güçlerince ele geçirilen mahkumlardan W. N. ise kabile güçlerinin kendisini para vaadiyle kandırdığını iddia ederek, ''Milisler bana
yalan söyledi. Savaşırken uyuşturucu kullanıp sürekli alkol aldıklarını
gördüm. Bunları görünce de gidip
Fecr-i Libya güçlerine teslim
oldum. Kabile güçleri bize para
sözü vermişti lakin ben hiç para
görmedim. Çok kişi kandırılıp
savaşmaya getiriliyor ama sonra
uyuşturucu bağımlısı oluyor. Onlara
tavsiyem eğer problemlerden uzak
kalmak istiyorsanız gidin, evinizde
oturun'' şeklinde konuştu.
Milita Hapishanesi'ndeki esirler
her koğuşta dörder kişi kalıyor ve
üç öğün yemek veriliyor. Ayrıca
mahkumlar belirli aralıklarla avluya
çıkabiliyor. Ancak bazı cezaevlerinde aynı koğuşta onlarca kişinin
soğukta, elektrik ve su olmayan
yerlerde tutulduğu belirtiliyor.
Mahkumların ağır işlerde çalıştırılmasına ilaveten işkence, tecavüz,
aç bırakılma, hastalık sırasında
muayene olamama gibi iddialar ve
özellikle de esirlerin tutulduğu
cezaevlerindeki yaşam koşulları,
insan hakları ihlallerini gözler
önüne seriyor. (AA)
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
14
14 Mart 2015 Cumartesi
Avrupa’dan gelen
turist sayısı
her yıl 1 milyon
civarında artacak
ANTALYA - Türkiye Otelciler
Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman
Ayık, Avrupa'da her yıl seyahat eden kişi
sayısının ortalama 30 milyon arttığını
belirterek, "Avrupa coğrafyasında hiçbir şey
yapmasak bile Türkiye'ye gelen turist sayısı
her yıl 1 milyon civarında artacak" diye
konuştu.
Ayık, Antalya Sanayici ve İşadamları
Derneği (ANSİAD) tarafından bir otelde
düzenlenen ANSİAD 2015 Yılı 5. Olağan
Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2014'te
Türkiye'ye 36 milyon 800 bin, Antalya'ya ise
11 milyon 500 bin yabancı turistin geldiğini
söyledi. Antalya'ya geçen yıl en fazla turistin Rusya ve Almanya'dan geldiğini kaydeden Ayık, bu iki ülke turistinin şehre gelen
toplam turist sayısının yarısından fazlasını
oluşturduğunu ifade etti.
Rusya'nın Ukrayna ile yaşadığı kriz ve
Avrupa Birliği ülkelerinin Rusya'ya uyguladığı ambargoların etkileriyle birçok olayın
yaşandığını anlatan Ayık, bu gelişmelerin
2015 yılında turizmle ilgili birçok şeyde
belirleyici olacağını vurguladı.
Ayık, geçen yıl Avrupa'da 585 milyon
kişinin seyahat ettiğini belirterek, şöyle
konuştu:
"Avrupa'da her yıl seyahat eden kişi
sayısı ortalama 30 milyon civarında artıyor.
Avrupa coğrafyasında hiçbir şey yapmasak
bile Türkiye'ye gelen turist sayısı her yıl 1
milyon civarında artacak. Biz biraz gayret
ettiğimizde bu sayı 2-3 milyona çıkacak.
Geçen 15 yıllık zamanda ülkeye gelen turist
sayısında gerçekten çok dinamik bir yapı
sergiledik."
Son yıllarda Avrupa'nın yanı sıra
Rusya'ya da erken rezervasyon mantığını
yerleştirdiklerini ifade eden Ayık, "Rusya ile
Ukrayna arasında yaşana krizden ve onun
arkasından Avrupa'dan Rusya'ya gelen
çeşitli ekonomik baskılardan sonra 2014
Eylül'den itibaren bu ülkeden gelen misafir
sayılarında son yıllarda ilk defa gerileme
yaşandı. Rusya'dan gelen turist sayısında
son 20 yıl içinde ilk defa eylül ayından bu
yana bizi de şaşırtan çok dramatik düşüşle
devam ediyoruz" dedi.
Ayık, Almanya'nın başkenti Berlin'de bu
yıl 49'uncusu düzenlenen UIuslararası
Turizm Borsası (ITB) Fuarı'nda
Yunanistan'ın geçen yıl ve bu yıl daha iyi
göründüğünü dile getirdi.
Avrupa'da farklı uygulamalar ile dayanışma olduğuna dikkati çeken Ayık, "Almanya,
Yunanistan'da tatil yapan her vatandaşına
500 avro destekleme yapıyor. Paraları
Yunanlılara kaptırdılar. Bu paraların geri çıkması lazım. Onun için böyle bir destek
veriyorlar" diye konuştu. (AA)
ISSN 1308-7622
Yıl: 45
Sayı: 15116
14 Mart 2015
Cumartesi
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi:
Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına
Ahmet Serkan Küçük
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
İstihbarat Şefi
Ayşegül BALDEMİR
Muhabir - İnternet Editörü
Kenan ERGEN
Haber Merkezi
Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay,
Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel,
Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli
İdari Merkez
Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle /
ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - gazeteyedigun@gmail.com
Basıldığı Yer:
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
Nevşehir'deki Mazı altı
şehri turizme kazandırılıyor
TURİZM
Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya'da,
restorasyonu tamamlanan Mazı Yer Altı Şehri ziyarete açılacak.
NEVŞEHİR - İl Kültür ve Turizm Müdür
Vekili Cengiz Ekici, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Kapadokya bölgesinde yaklaşık 200 yer altı şehrinin bulunduğunu,
Nevşehir'de ise bugüne kadar Derinkuyu,
Kaymaklı, Tatlarin ve Özkonak yer altı
şehirlerinin ziyarete açıldığını söyledi.
1995 yılında köylüler tarafından bulunan
ancak çökmeler nedeniyle 2013'te kapatılan Ürgüp ilçesindeki Mazı Yer Altı
Şehri'nin restorasyon ve çevre düzenlemesinin tamamlanarak ziyarete hazır hale
getirildiğini anlatan Ekici, "Tarihi M.Ö,
2'nci yüzyıla kadar uzanan şehrin 3 katı
ziyarete açık olacak. Diğer katları gezmenin küçük girişlerden dolayı zor olduğu
görüldü. Ziyarete açılan bölümlerin geniş
ve yüksek olması özellikle yaşlı turistlerin
rahatça gezebilmesine olanak sağlayacak"
dedi.
Ekici, Mazı'nın, Nevşehir'deki diğer yer
altı şehirlerinden farklı olarak içinde banyo
bulunduğunu belirterek, "Burası da diğer
yer altı şehirleri gibi savunma amaçlı
yapılan bir şehir. Müze giriş fiyatı 8 lira
olarak belirlendi. Geliri Döner Sermaye
İşletmeleri Merkez Müdürlüğüne aktarılacak" dedi. Kapadokya'nın ziyaretçilere,
Mavi Marmara'ya Samsun’da yoğun ilgi
SAMSUN - İHH İnsani Yardım Vakfı
ve Canik Belediyesi'nin düzenlediği organizasyonla Samsunlularla buluşan,
Gazze'ye insani yardım götürürken İsrail
askerleri tarafından yapılan baskında 9
kişinin öldüğü, 30 kişinin yaralandığı Mavi
Marmara gemisini 4 günde 12 bin kişi
gezdi. 15 Mart'ta kentten ayrılacak geminin 50 binin üzerinde ziyaretçi ağırlaması
bekleniyor. İHH İnsani Yardım Vakfı İl
Temsilcisi Ömer İdris Akdin, AA
muhabirine, Mavi Marmara gemisinin
Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı dolayısıyla
Samsun'a geldiğini söyledi.
Samsunport Sanayi Rıhtımı'na 7
Mart'ta demirlenen geminin hafta içi
limandan çekilerek açıkta ziyaretçilerini
kabul ettiğini anlatan Akdin, gemiye
ulaşımın botlarla sağlandığını belirtti.
Gemide, Çanakkale Savaşı'nın önemi
ve mazlum coğrafyalardaki insanların
durumuyla alakalı birçok konferans verildiğini dile getiren Akdin, şöyle konuştu:
"Bu konferanslara üniversite ve liselerdeki öğrencilerimiz katılıyor. Gemi, 15 Mart
Pazar gününe kadar ziyarete açık. Şu
ana kadar 12 bin civarında ziyaretçi aldık.
İnşallah 50 binin üzerinde ziyaretçi almayı
planlıyoruz. Yoğun talep var. Cumartesi
günü gemi yine limana yanaşacak, şimdi
deniz ortasında. O zaman daha çok
ziyaretçi alacağız. İçerisinde mazlum
coğrafyaları anlatan fotoğraflar olan
sergimiz var." (AA)
hayal güçlerinin ötesinde olağanüstü doğa
harikalarını, estetik ve zarafetle donatarak
sunan bir bölge olduğunu aktaran Ekici,
şöyle konuştu:
"Bizim öncelikli hedefimiz turistlerin
konaklama gün sayısını arttırmak olacak.
Acente ve turizm şirketleriyle bu konuları
görüşüyoruz. Bölgede en çok ziyaret
edilen mekanlar arasında yer altı şehirleri
bulunuyor. Şu anda en çok ziyaretçiyi
Kaymaklı Yer Altı Şehri çekiyor. Mazı Yer
Altı Şehri'nin de turizme kazandırılmasıyla
bölgedeki turistlerin geceleme oranı ve
turist sayısı artacaktır." (AA)
ABONE TALEP FORMU
$',62<$',
)ù50$$',
6$'(&(7h=(/.ùúù/(5
9(5*ù180$5$6,9(5*ù'$ù5(6ù
6$'(&(7h=(/.ùúù/(5
6$'(&(7h=(/.ùúù/(5
$'5(6
6(07ù/d(ú(+ù5
3267$.2'87(/()21*60
(3267$7&.ù0/ù.12
$%21(/ù.6h5(6ù<,//,.<,//,.
g'(0(ú(./ù3(úù1..$57,DOÖQPÖûWÖU
$ERQHOLNELWLûWDULKLQGHQLWLEDUHQJQ|QFHDERQHOLNLSWDOL\D]ÖOÖûHNLOGHLVWHQPHGLøLWDNWLUGHDERQHOLNVUHVL\ÖOX]D\DFDNWÖU
7$5ù+
)RUPGDNLELOJLOHULQHNVLNVL]GROGXUXOXSLP]DODQPDVÖQGDQYHWDUDIÖPÖ]DXODûPDVÖQGDQVRQUDDERQH
OLNLûOHPOHULQL]EDûOD\DFDNWÖU
<HGLJQ*D]HWHVLQH
$ERQH2OPDNùVWL\RUXP
Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp
Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti.
İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: 0 312 384 30 70 Pbx
Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç)
ù0=$
<XNDUÖGDNLELOJLOHULQGRøUXOXøXQXNDEXOYHEH\DQHGL\RUXP
%HOLUWWLøLPJD]HWHJD]HWHOHULQDGUHVLPHJ|QGHULOPHVLQLRQD\OÖ\RUXP
:2
<,91
4;
8735
*5; <97: 7/2
<+; .6/ <
. 3*
:8' 8<,
612
:11 4: <-65' 69<; 6/,;7
944 1-6
;6<
;<* 6<:6< 87;1;8#97927:;87 0.6$
438
98, 8; <5;4;/<;043 4:1<: 2< %698: 0/8 <*94 6<+%7- 9*<(
12
/. 6;5 <+9
5;28:7<.7;4;<: 0+:
(: 6/2 6989<5;;7' 87:69
4/ :7: .,0 4:
7:
8(
4: 8/8<, <8: 7795 %8:2 38
/ 8.295 :8: 9)<4 87;638 9$
:5. +9796$< <56 .6; 6<4:4
295
.7; 8. /&< -0.
:A
:5. 84:<, 6-7
4>
7:69 13#3<(%
:?
;61
BA
*
;B
>9@
-2
B=,
>?>
$
"$
$
>AB
$6@
&
# %
"
'
!
$
#
$
#
$ERQHOLNùûOHPOHULYH'DøÖWÖPÖ<DSDQ)LUPD
*UXS%LULNLP0DWEDDFÖOÖN
<D\ÖQFÖOÖN%LOLûLP0HG\D6$1YH7ù&$ú
%DWÖNHQW<HQL%DWÖ0DK6RNDN1R
<HQLPDKDOOH$1.$5$
ZZZ\HGLJXQJD]HWHVLFRPWU‡JD]HWH\HGLJXQ#JPDLOFRP
=8
;B9A
@(
-= ;
B92 @6 <5@8
9@> ;<5 ?B@ ?6A.
B+@ @=AB 8
=A. 9'B ,><A5
B), @=A
B), 0@>A <4B @=@ 41
94=
.B5 @
A9A
;>; ;> A:A>
<A 7B1?=B? A=B B89?:
@6 6@
0@
@B0 7 ?<:?'B# @: @+@/ B0@9;=>?>B?> 31A95
A: A>B2=@B6 &?& A=? B8@ ?8'
>;
8@
=A8 /6 >B@ 9?<< =@8 ?=:
>
@/
)A @+@ ;&; "B8@'B!2- ?/9
7=1 3?- 1@8@
9;'B :@:;5B
:;8 ?B:A(
50 @3 @/ B?<A %?>
A @/;>; @& =?>
7 A-B!AB# (<7 >B?
@5 B3A
>@
792 32 >.
A
>B+
@8
(@ @+ -A=@6 =8A ;
1;= 1A>?>
:A
:2
94=
"
$= 5A9B" =B2 <;B /8@><7.
*0 8@><@@/@=;A<B#@ =2(
9A
1@ 8B1 A> :@
:?9 %
%2 B <B;<;%+<A9. 9A0 ;-B8@ =A
5@ B:A >B?<8B =@8 =?69<A
A<
A %<4 ;<@ B1; =,
! &
4 <@/<@=;>; .B9A <A BA>
=/;
(?< A8 8?>
8@
=@8
B:A =5
92- 8<@ +A :?'B A<B!A >7 7
$%
"
5@ =6?>?B= B:A 4=6 =@632 2> ?<A
&
!
:A >7 9A=?B -A A=@63 4B:
4>
'
'
!
&
!
&
2<7 8=A 0B2 2- 4/ A<
A .B @ @9B ,= A>
?6A (?<.B597=B)B
:A 7/ ?'B
2<59?=: <?
)A @0%A
B#
<A9 @0
A+
;B" 5@>B); @
@>
@3 8% ;=
/8 <A3
#@ .B 4 ?B+AB =8@;<5;/9 @-9;'
:A =1A6 2<7B82=@8 A6?B3
63
!4 =@8 B1; ?=5
A=@ @>
@ &4694 >:
B2- ;6;>:<@=;>
34 (A=<A
3?
3A ;/B@%/;5
:A
?5
=8?
?=
!4 @B1@8B3@8<@ ;<B1 ?B6A% A5
@6
2> B17
>B> A(?>6;<B,>=;>:@
<4>
1, @6A9A A=A :A.B@ %<@
B
6?3 >7%B+ =?> B62>7
$
62 8A9<A ?5
"*
#$ *
@> ?B6A% A(?&'
* *
<?6 =A
'B
),
#
'
& **
%
"*
5? @> >7
)
:4<0@@3;0=@6320;>
?B *1@5?:BB-A@>B@
$
9?
B
B
B
B
B
<
B
<
<
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
<
<
<
<
<
<
<
B
B
<
<
<
<
B
<
<
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
<
<
<
<
B
B
B
B
B
B
B
B
<
<
<
<
B
B
B
B
<
<
<
<
<
<
<
B
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
B
B
>
>@
7>
2=7
5?
92= >2(<7 :A 5?<<A%28B, A=@ B17 .B8
.
B2-4>:A <@=@8
5@ .B "A =8B ?>B
B?% 3<A
6 8?> B!4A:B?% -;<@>B,>
5@ :464@&@
@ ,&
?<?/ 1A6?.55
)4 0@ B@<5@ ?
94= 0@ 9<?:?='B9<A=B)
57 ;>@ :A<A6
7 5A ?3A
@<9 @ >7 8;3 66@6
54 (7 32
0@
<:7 >4 :?
B B
>
:A <A=
4> A>
<5 85
B&7 B!4= B
" @> 3A
<
B
B
:?
>B8?>1:4<0 B;=@9 35 5A ?B+A B17 =7
7> :7
5 5<
( 7<9@ 7B* .B@0 &B4<A
9?.B >A 632> <7>
8
B%2
;=@9 A=A "$
@0B A8B4&
:?'B
/9?=
2(<7.B?B),=4/5
8<A
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
$
14 Mart 2015 Cumartesi
Sneijder, Milli Takıma karşı oynayacak
ANKARA - 2016
Avrupa Futbol
Şampiyonası (EURO
2016) Elemeleri'nde 28
Mart'ta Türkiye ve hazırlık
maçında 31 Mart'ta
İspanya ile karşılaşacak
Hollanda Milli Takımı'nın
aday kadrosu açıklandı.
Hollanda Futbol
Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, tek-
Yüzme bilmiyordu,
Türkiye şampiyonu oldu
nik direktör Guus Hiddink
tarafından belirlenen 28
kişilik kadroda,
Galatasaray'dan Wesley
Sneijder de yer aldı.
Sakatlığı devam eden
Manchester United'ın
golcüsü Robin van
Persie'nin yerine ise kadroya Wolfsburg'dan Bas
Dost dahil edildi.
(AA)
“Müslüman olmayı
düşünüyorum”
SAKARYA- Sakarya'da 35 yaşında öğrendiği yüzmede birçok Türkiye şampiyonluğu
bulunan Görme Engelliler Gençlik ve Spor
Kulübü sporcusu Fedai Özal (37), artık olimpiyatlarda yarışmak istiyor.
Türkiye şampiyonu yüzücü Özal, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, 2 yıl önce
başladığı yüzmede önemli başarılara imza
attığını söyledi.
"Başladığımda yüzmeyi bilmiyordum"
diyen Özal, "50 metre uzunluğundaki havuzu
5-6 dakikada bitiriyordum. Oldukça fazla
çalıştık. Çalışmanın sonucunda güzel bir
başarı elde ettik. İlk girdiğim yarışta hem şampiyon oldum hem de rekoru kırdım" diye
konuştu.
Özal, birinciliğin kendisini daha da hırslandırdığına işaret ederek, "Yaşımın ilerlediğini
düşünüyordum ama baktım ki 20'li yaşlardaki
gençleri havuzda geride bırakınca dedim
'bizde daha bir şeyler var herhalde.' Kırdığım
rekoru bu yıl bir daha kırdım. 50 metreyi 49
saniyede bitirirken, 46'da bitirmeyi başardım"
ifadesini kullandı.
Antrenmanlarda 40 saniyeye kadar düşürdüğünü ancak yarışlarda istenmeyen olayların
başa gelebildiğini kaydeden Özal, rekorun
yine de elinde olmasının güzel bir şey olduğunu dile getirdi.
Fedai Özal, bazı arkadaşlarının gözlüksüz,
kendisinin siyah gözlük takarak yarıştığını
belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üç kategoride yüzülüyor. O bakımdan
bizim biraz daha farklı oluyor. Her yüzmemiz
birbirini tutmayabiliyor. Yüzerken kulvar sıkıntısı yaşayabiliyoruz. Bu spora başlamamda bir
diğer Türkiye şampiyonu arkadaşımız Yusuf
Durdurmuş etkili oldu. Daha sonra başkanımız
bizde bir şeyler olduğuna inandı ki bırakmadı
hiç. Gerekirse bizi burada boğacak duruma
getirdi ama iyi ki de yaptı, bu duruma geldik.
Şimdi 10 altın, 10 gümüş ve 3 bronz madal-
yam var."
Spora ilk başladığında ailesinin sıcak bakmadığını anlatan Özal, gezip geldiğini zannettiklerini ama başarı gelince memnun kalmaya
başladıklarını aktardı.
Özal, insanlarda engellilere karşı bilinçlenmenin arttığına işaret ederek, "Bazen insanlara çarpıyoruz, durumumuzu anlatmak da zor
oluyor ama 'görmüyorum' deyince artık daha
çok yardımcı oluyorlar. Eskisi gibi değil" diye
konuştu.
Devletin çeşitli spor aktivitelerine destek
olduğunu vurgulayan Özal, "Eve kapanıp kalmak iyi bir şey değil. Hiç kimse evinde 'görmüyorum' diye oturmasın. Bu işi biz yapabiliyorsak herkes yapabilir. Buraya Hendek'ten
geliyorum, iki araç değiştiriyorum. Dört saat
yol çekiyorum. Atletizmde de disk atma şampiyonuyum. Güllede ikinci oldum. Buna benzer bir sürü faaliyet var. Bir şeylerle meşgul
olsunlar" tavsiyesinde bulundu. (AA)
KONYA- Spor Toto Süper Lig takımlarından
Torku Konyaspor'un devre arasında kadrosuna
kattığı Güney Afrikalı May Mahlangu, Müslüman
olmayı düşünüyor.
Futbola 2004 yılında Stars of Africa
Academy'de başlayan May Mahlangu, 20062008 yıllarında ülkesinde Alexandra United forması giydi. 2008'de İsveç'in IF Helsingborg takımına transfer olan Mahlangu, 2008-2009 sezonunda kiralık olarak Hassleholm'da 98 maçta 7
gollük performans sergiledi.
Son olarak İsveç Süper Lig ekiplerinden IFK
Göteborg'da forma giyen ve 24 maçta sahaya
çıkan Mahlangu, 5 gol kaydetti. Devre arasında
Torku Konyaspor'a transfer olan Mahlangu,
Türkiye'ye adapte olmaya çalışıyor.
Fenerbahçe maçında Torku Konyaspor'u 1-0
öne geçiren golü attıktan sonra son zamanlarda
moda olan secdeye giden Mahlangu, kariyeri
boyuncu gol attıktan sonra hep şükrettiğini dile
getirerek, şöyle devam etti:
"Secde konusunda Fenerbahçeli Moussa
Sow ve Beşiktaşlı Demba Ba'ya özenmedim.
Babam Müslüman, annem ise Hristiyandı.
Babamla camiye, annemle kiliseye gittim. Her iki
din için de çevremde insanlar oldu ve onlarla
büyüdüm. O yüzden yarı Müslümanım yarı
Hristiyanım. Türkiye'ye geldikten sonra
Müslümanlarla daha çok etkileşime girdim.
Burada İslama ilgim arttı. Müslüman arkadaşlarımın yanında olduğum için onlarla daha da kaynaştık. Müslüman olmayı düşüyorum."
(AA)
Roberto Carlos'un Akigo'su
İZMİR (AA)- Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Akhisar Belediyespor'u 17. haftadan beri
çalıştıran Roberto Carlos, 7 lig maçında 9
puan topladı.
17. haftadaki Eskişehirspor maçıyla Akhisar
Belediyespor'daki görevine başlayan Roberto
Carlos, 7 lig maçında 2 galibiyet, 3 beraberlik
ve 2 yenilgi aldı. Bu müsabakalarda 9 gol atan
Ege temsilcisi kalesinde de 11 gol gördü.
Bu süreçte Medicana Sivasspor ve İstanbul
Başakşehir'e 2-0'lık sonuçlarla mağlup olan
Akhisar Belediyespor, Suat Altın Kayseri
Erciyesspor'u 1-0 ve Fenerbahçe'yi 2-1'lik
skorlarla mağlup etti.
Ege temsilcisi, Eskişehirspor, Balıkesirspor
ve Kasımpaşa ile aynı skorlarla 2-2 berabere
kaldı.
Ligde 7 maçlık süreçte topladığı 9 puanla
maç başına 1,29'luk ortalama yakalayan
Roberto Carlos, Akhisar Belediyespor'da sezona başlayan Mustafa Reşit Akçay 15 maçtaki
1,13 puan ortalamasını geride bıraktı.
Süper Lig'de cumartesi günü Kardemir
Karabükspor'u konuk edecek Akhisar
Belediyespor'un teknik direktörü Roberto
Carlos 7 haftalık süreçte ilk 11'de 20 farklı futbolcusuna şans verdi.
Bilal Kısa, Dogulao ve Güray Vural tüm
maçlara ilk 11'de başlarken, Custodio, Gekas,
Kadir Keleş ve Oğuz Dağlaroğlu 6, Merter
Yüce ise 5 maçta ilk 11'de yer aldı.
Bu futbolcuların dışında Bruno, İsmail
Konuk, Tolga Ünlü dörder, Orhan Taşdelen,
Pekin Köşnek ve Sertan Vardar üçer, Ahmet
Cebe, Emrah Tuncel, Koray Arslan, LuaLua,
Mehmet Akyüz ve Zokora ise birer kez ilk
11'de müsabakaya başladı. (AA)
Edin Dzeko,
City'de mutlu
SARAYBOSNA - Bosna Hersekli milli futbolcu Edin Dzeko, Manchester City'den ayrılacağı yönündeki spekülasyonlara yorum yapmadığını, Manchester City'de mutlu olduğunu söyledi.
Dzeko, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
hakkındaki transfer iddialarından Premier
Lig'deki şampiyonluk yarışına, UEFA
Şampiyonlar Ligi'nden milli takıma birçok konuda değerlendirmede bulundu.
Önceki hafta oynadıkları Liverpool maçında
takımının tek golünü kaydeden ve bu golle dördüncü sezonunu geçirdiği Premier Lig'de 50.
golüne ulaşan Dzeko, bunun "mükemmel bir
his" olduğunu söyledi. Dzeko, "Gol atmak
benim işim. Dört sezondur buradayım ve sürekli
oynuyorum. Sadece bu sezon sakatlığım nedeniyle iki ay sahalardan uzak kaldım. Belki daha
fazla gol atabilirdim ama şikayetçi değilim.
Durumumdan son derece memnunum ve gollerime önümüzdeki günlerde de devam etmek için
çalışacağım" ifadesini kullandı. (AA)
14 Mart 2015 Cumartesi
Togo'da "Köleler Evi" adıyla bilinen
yaklaşık 2 asır kölelerin zincirlendiği
bina müzeye dönüştürülecek.
Togo’daki tarihi “Köleler Evi”
müzeye dönüştürülecek
LOME -"Köleler Evi"nin
(Woold Home) rehberliğini
yapan ve müze fikrini
ortaya atan
Assiakoley
Edmond, AA'ya
açıklamasında, evin
2006'da
uluslararası
yardım
kuruluşlarının
desteğiyle
onarıldığını
ancak bunun
yetersiz olduğunu
söyledi.
Binanın tamamen
restore edilip müzeye
çevrilmesi gerektiğini
belirten Edmond, "Herkes
köle evini görmek istiyor.
Turistler ve büyüklerinin
geçmişi hakkında bilgi
almak isteyen öğrenciler,
gruplar halinde bu eve
geliyor. Ziyaretçilerin çoğu
kölelerin bağlandığı zincirleri görmeyi talep ediyor"
dedi.
"Kolilerde bekleyen
birçok eşya var" diyen
Edmond, evin çok eski
olması nedeniyle hiçbir
eşyayı sergileyemediklerini
belirtti.
İnsan hakları alanında
etkin rol üstlenen eski
Kültür Bakanı Hamadu
Yakkubu da hükümetin evi
müzeye dönüştürme fikrini
takdir ettiğini ve uygun bir
zamanda bu yönde adım
atılabileceğini söyledi.
Başkent Lome'ye 35
kilometre uzaklıktaki
Agbodrafo bölgesindeki ev,
yasa dışı köle ticareti yapmak amacıyla etraftan görülmemesi
için çalılıkların tam ortasına inşa
edilmişti.
Afrika ve Brezilya kültürlerinden
esinlenilerek inşa edilen evde bir
salon ve 6 oda bulunuyor.
Evin uzunluğu yaklaşık 21, eni ise
10 metre.
Evin odalarında köle ticareti
yapan kişiler yaşarken, uzunluğu 1,5
metre olan karanlık bodrum katında
köleler bulunuyordu. Alçak olmasından dolayı köleler burada ayağa bile
kalkamıyor ve dizlerinin üzerinde
durmak zorunda kalıyordu.
Ayrıca evde en az 200 yıllık sandalyeler, kanepeler, masalar ve
dolaplar bulunuyor.
İngiltere'nin eski sömürgesi
Togo'da 1807 yılında kölelik yasaklanmış ancak 1852 yıllarına kadar
binlerce kişi köleliğe zorlanmıştı.
Batı Afrika'daki kölelik üzerine
araştırma yapan Afrika ve Amerikan
ortaklığında çalışmalar yürüten bir
ekip sayesinde 1999 yılında evin varlığı ortaya çıktı.
UNESCO Dünya Kültürel Mirası
listesine 8 Ocak 2002'de eklenen
"Köleler Evi", söz konusu tarihten bu
yana turistlerin akınına uğruyor.
(AA)
Bu biberon
59 bin lira
Bu da “Portatif
araç çadırı”
DÜZCE- ÖMER ÜRER - Düzce'de
aracını olumsuz hava şartlarından korumak isteyen emekli Turgut Yılmaz (61),
uzaktan kumandalı, tamamen kapanabilen
ve yeri değiştirebilen "portatif çadır garaj"
üretti.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, piyasada artık lüks araçların
olduğunu ve bu araçların korunması
anlamında bir eksiklik hissettiği için böyle
bir sistemi, deneme yanılma yöntemiyle
geliştirdiğini belirtti.
Evinin önünde kurduğu küçük
imalathanede çalışmalarını sürdürdüğünü
aktaran Yılmaz, geliştirdiği sistemle pratik
bir garaj imal ettiğini vurguladı.
"Kurduğum sistem portatif, çok amaçlı
çadır garaj sistemi. Her aşamasını
düşünerek yaptım" diyen Yılmaz, "Şu
anda sadece otomobil için planladım ama
üzerinde küçük bir oynamayla piknik
çadırı, depo ve barınma amaçlı kullanılan
çadır da olabilir. Elektrik bağlantısı ile
uzaktan kumandalı olup çift tarafı tamamen kapanan bir çadır. Elektrik olmayan
yerlerde akü bağlantısı veya elle de
çalışabiliyor" ifadesini kullandı.
Yılmaz, imal ettiği ürünün dünyada
henüz benzerinin olmadığını ve Türk
Patent Enstitüsü'ne (TPE) başvuru yaptığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"TPE'den gelen yetkililer, garajı
incelediler ve patent başvurumu kabul
ettiler. Başvurumun sonuçlanmasını bek-
BALIKESİR - ZAFER
AKPINAR - Bir firma tarafından tasarlanan, 22 karatlık 2
bin 200 pırlanta taş bulunan
biberon, 59 bin liradan satışa
sunuldu.
Firmanın sahibi Ömer
Kaya, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, yaklaşık iki yıl
önce piyasaya sürdükleri
kendi tasarımları pırlanta emz-
alıcı bulduğunu anlattı.
Bir süredir üzerinde
çalıştıkları yine kendi tasarımları olan, patentleri kendilerine
ait pırlanta biberonu da satışa
sunduklarını dile getiren Kaya,
şöyle konuştu:
"Bebeklere hediye anlamında çeyrek altın, bileklik, tulum
ve oyuncak gibi klasik
hediyelerin dışına çıkmak
isteyenlerin bu biberona da ilgi
göstereceğine inanıyorum.
Biberonun ağızlık ile cam
kısmı (mamanın ya da sütün
doldurulduğu bölüm) arasındaki kısım 24 gram 18 ayar
altından yapıldı. Bu altın kısmın üzerine 2 bin 200 pırlanta
taş işlendi. 22 karatlık pırlantanın bulunduğu bu biberonu
59 bin liradan satışa sunduk.
İstanbul Mücevher Fuarı'nda
görücüye çıkan pırlanta
biberon altın, ilk gününde ilgi
gördü."
Pırlanta emziğe yurt içi ve
dışında özellikle Arapların ilgi
iğin yurt içi ve dışında talep
gördüğünü, halen 22 bin
liradan sattıklarını söyledi.
Altın emzik ve biberon da
ürettiklerini dile getiren Kaya,
altın biberonun 2 bin liradan
gösterdiğini ve satışlarının
oldukça iyi gittiğini belirten
Kaya, pırlanta biberonu da
Türkiye pazarına sunduktan
sonra ihraç edeceklerini sözlerine ekledi. (AA)
liyorum. Yaklaşık 10 ay süren bir çalışma
neticesinde son haline getirdim ve artık
seri üretime geçeceğim. Hafif bir sistem
olduğu için iki kişi rahatlıkla yerini
değiştirebiliyor. Altında yere sabitlemek
için alanlar var, istenirse sabit bir şekilde
de kullanılabiliyor. Az yer kaplaması
nedeniyle çok kullanışlı oldu. Sadece bir
aracın park alanı kadar alana kuruluyor.
2 metre 60 santimetre eninde 5 metre
genişliğinde bir alanda kullanılıyor. Fakat
sistemin kapalı hali 2 metre 60 santimetre
en, 1 metre 40 santimetre boyunda
oluyor. Tamamen özel parçalarla imal
ettim ve yapısında el işçiliği var. Sistemi
görenler öncelikle çok şaşırıyor, özel
siparişler almaya başladım." (AA)