Mart 2014 - Muğla Üniversitesi

8
MART 2014
ÜNİVERSİTEMİZ SPOR KULÜBÜ
ERKEK VOLEYBOL TAKIMI
BÖLGESEL LİG
MUĞLA GRUP BİRİNCİSİ OLDU
Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanlığı
tarafından 7-9 Şubat 2014 tarihlerinde
gerçekleştirilen 2013-2014 Sezonu Erkekler
Bölgesel Liginde, Üniversitemiz Voleybol Takımı
Muğla Grup birincisi gelerek turnuvanın Şampiyonu
oldu.
M
u
ğ
l
a
Ü n i v e r s i t e s i s p o r,
Kemer Doğanspor ve
Milas Belediyespor Takımlarının
katılımı ile Muğla Meslek
Yüksekokulu Spor Salonunda yapılan
maçların sonunda bütün rakiplerini
yenen Üniversitemiz Voleybol Takımı
Muğla Grup birincisi gelerek
turnuvanın Şampiyonu oldu.
Antrenörlüğünü Ali
İ n a n ' ı n y a p t ı ğ ı , Ya r d ı m c ı
Antrenörlüğünü Özge Uzan, Şube
Sorumluluğunu ise Mustafa
Koyuncu'nun üstlendiği Muğla
Üniversitesi Spor Kulübü Erkek
Voleybol Takımımız, bu başarısıyla 79 Mart tarihlerinde yapılacak olan 3.
Lige Yükselme Final Turnuvası'na
katılmaya hak kazandı.
ÜNİVERSİTEMİZ FUTBOL TAKIMININ
ŞAMPİYONLUK SEVİNCİ
Üniversitemiz Futbol Takımı, Muğla Birinci
Amatör Küme Ligi A Grubunda 37 puan ile birinci
olarak Süper Amatör Kümeye çıkmaya hak kazandı.
M
uğla Birinci Amatör
Küme Liginde
oynadığı 14 maçta
12 galibiyet bir beraberlik, bir
mağlubiyet elde eden Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi Futbol
Takımımız, topladığı 37 puan ile
grubunda şampiyon olarak Süper
Amatör Küme Ligine çıkmaya hak
kazandı.
Elde ettiği başarı ile
adından söz ettiren Üniversitemiz
Erkek Voleybol Takımımız
Antrenörü İnan yaptığı açıklamada
“Takımımız ilk maçında Milas
Belediyespor'u 3-0 gibi net bir sonuç
ile yenmiş, ikinci maçında ise Kemer
Doğanspor karşısında zorlanmasına
rağmen sporcularımızın inançlı ve
hırslı oyunu sayesinde 3-2'lik
galibiyeti elde ederek Bölgesel Lig
Muğla Birincisi olmuştur. Turnuvada
centilmence mücadele ederek güzel
bir oyun sergileyen sporcularımı
tebrik ediyor, Bölgesel Ligde
Üniversitemizi başarıyla temsil
ettikleri
için
kutluyorum” dedi.
kendilerini
Futbol Takımı, ligde rakip filelere
kaydettiği 39 golle grubunda en
çok gol atan takım ünvanına da
sahip oldu.
Takım Teknik Direktörü
Yrd.Doç.Dr.Yakup Akif Afyon
yaptığı açıklamada, “Beklediğimiz
gibi zor bir sezon oldu. Ancak
hedefimize ulaştık. Artık Süper
Amatör Küme ligindeyiz.
Hedefimiz yeni kategoride kalıcı
olmaktır. Emeği geçen herkese çok
teşekkür ediyorum” dedi.
Yrd.Doç.Dr. Afyon yaptığı
açıklamada “Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi olarak futbol
takımımızın elde ettiği başarı ile
gurur duyuyoruz.
Muğla birinci amatör küme
ligi olarak çok zorlu bir sezonu
geride bıraktık. Ancak biz Muğla
Sıtkı Koçman Üniversitesi Futbol
takımı olarak sezona şampiyonluk
parolasıyla girmiştik. Burada
futbolcularımı kutluyorum çünkü
sezon boyunca şampiyon adayı bir
takıma lâyık mücadele ortaya
k o y a r a k z o r u b a ş a r d ı l a r.
Üniversitemiz
yöneticilerine
ve c a m i a s ı n a
t e ş e k k ü r
ediyorum bizi
y a l n ı z
bırakmadılar;
m a d d i v e
m a n e v i
yönlerden
destek oldular.
Zorlu sezonu
istediğimiz
n o k t a d a
tamamladığımız
için camia
olarak mutluyuz. Artık Muğla Süper
Amatör Küme Ligindeyiz. Yeni
kategorinin de ne kadar zor
olduğunu biliyoruz. Muğla Süper
Amatör Küme Ligi profesyonel lig
ayarında. İşimizin kolay
olmayacağını şimdiden biliyoruz.
Ancak biz de kadromuzu daha da
güçlendirerek Süper Amatör Küme
Ligine lâyık takım olmak için
mücadele edeceğiz. Bu yönde
şimdiden spor camiasından ve tüm
camiamızdan maddi ve manevi
yönlerden yardımcı olmalarını
istiyoruz” dedi.
MİNİK JUDOCULARDAN REKTÖR VEKİLİMİZE ZİYARET
Üniversitemiz Spor Kulübü Judo Takımı 'Minik Bayanlar' ve 'Minik Erkekler' kategorisinde
mücadele eden sporcularımız Rektör Vekilimiz Prof.Dr.Yusuf Ziya Erdil'i makamında ziyaret etti.
6 Şubat'ta başlayan ve
Muğla Merkez
Atatürk Spor
Salonunda gerçekleştirilen
Arası Minikler,
bayan)
İller
Yıldızlar (bay-
Judo Turnuvası'nda Minik
Bayanlar ve Minik Erkekler
kategorisinde mücadele ederek
Üniversitemizi temsil eden
Kulübümüz
sporcuları,
Judo
Spor
Ta k ı m ı
8 takım arasında ilk
ikiye kalarak 3 kupanın sahibi oldu.
Bu tür başarıların Muğla ve
Üniversitemizin adını duyurduğunu
söyleyen
Üniversitemiz Rektör
Vekili Prof.Dr.Yusuf Ziya Erdil,
başarılarından dolayı
minik
sporcuları ve ailelerini tebrik etti.
Antrenör Yavuz Karahasanoğlu ve
Yrd. Antrenör Hatice Dilhun Sukan'ın
çalıştırdığı takımımızın haftanın
üç günü düzenli olarak çalıştığını
belirten
A n t r e n ö r Ya v u z
Karahasanoğlu, hedeflerinin milli
takıma başarılı sporcular
yetiştirmek olduğunu söyledi.
YIL : 1 SAYI : 6 MART 2014
ÜNİVERSİTEMİZDEKİ
ULUSLARARASI
ÖĞRENCİLERE
MÜSİAD'TAN STAJ
VE BURS İMKÂNI
150 YILLIK TARİHİ BİNA ÜNİVERSİTEMİZE 'MENTEŞE
KÜLTÜR EVİ' OLARAK DEVREDİLDİ
150 yıllık çift cumbalı tarihi ev, Muğla Valiliği ile Üniversitemiz
arasında imzalanan bir tahsis protokolü ile “Menteşe Kültür Evi” olarak
kullanılmak üzere Üniversitemize devredildi.
Üniversitemiz ile
Müstakil Sanayici ve
İşadamları Derneği
(MÜSİAD) Muğla
Şubesi arasında 20
Şubat'ta bir staj ve
burs protokolü
imzalandı.
Sayfa 4'te
Üniversitemizde
“1914-1915
Sarıkamış
Harekâtı” Konulu
Bir Konferans
Düzenlendi
PROF. DR. HALET ÇAMBEL,
ÜNİVERSİTEMİZDE
DÜZENLENEN BİR TÖRENLE
SON YOLCULUĞUNA
UĞURLANDI
Sayfa 2'de
Üniversitemiz ile Marmaris Çevreciler Derneği
Arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı
Marmaris Çevreciler Derneği
(MÇD) ile Üniversitemiz arasında 27
Şubat'ta bir işbirliği protokolü
imzalandı. Üniversitemiz Rektörlük
Makamında gerçekleştirilen protokole
Üniversitemiz Rektör Vekili Prof. Dr.
Yusuf Ziya Erdil, Rektör Yardımcımız
Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu ve MÇD
Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet
Kutengin
ile Denetleme Kurulu
Başkanı Mukbil Gülkokan katıldı.
Üniversitemiz
Projesi, Bilim
Sanayi ve
Teknoloji
Bakanlığı SAN-TEZ
Programında
Desteklenmeye
Değer Bulundu
Üniversitemiz Su
Ürünleri Fakültesi Su
Ürünleri Avlama ve
İ ş l e m e Te k n o l o j i s i
Bölümü Öğretim
Üyelerinden Yrd. Doç.
D r. A l i G ü n l ü ' n ü n
yürütücülüğünü yaptığı
“Termal su mavi-yeşil
alglerinden esansiyel
yağ ve yüksek saflıkta
fikobilinprotein
eldesi” konu başlıklı
SAN-TEZ Projesinin,
Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı
t a r a f ı n d a n
desteklenmesi uygun
görüldü Sayfa 5'te
ÜNİVERSİTEMİZDEN
BÖCEK DÜNYASINA
YENİ KATKILAR
Sayfa 4'te
“ULUSLARARASI GEÇMİŞTEN GELECEĞE SU DEPOLAMA SİSTEMLERİ”
Üniversitemiz
SEMİNERİ ÜNVERSİTEMİZ EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
bilim etkinlikleri
kapsamında Prof.
Üniversitemiz Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi
D r . B i n g ü r (MÜÇEMER), Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uygulama ve
Sönmez'in verdiği
Araştırma Merkezi (CBS&UZAL) ile
“1914-1915
Almanya'dan Karlsruher Institute für
Sarıkamış Harekâtı”
Technologie'nin (KIT) ortaklaşa
konulu konferans,
düzenlediği "Uluslararası Geçmişten
26 Şubat'ta Atatürk
Geleceğe Su Depolama Sistemleri"
Kültür Merkezi B
konulu
seminer, Üniversitemiz ev
S a l o n u n d a
sahipliğinde 21 Şubat'ta Atatürk Kültür
gerçekleşti.
Merkezi C Salonunda gerçekleştirildi.
Sayfa 6'da
Sayfa 3'te
Üniversitemiz Fethiye
Ali Sıtkı Mefharet
Koçman Meslek
Yüksekokulu Çevre
Koruma Teknolojileri
Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Memiş
Kesdek, yaptığı
a r a ş t ı r m a l a r
sonucunda Carabidae
(Coleoptera= Kın
Kanatlılar) familyasına
ait iki böcek alttürünü
yeni olarak tespit etti
Sayfa 7'de
2
MART 2014
7
MART 2014
150 YILLIK TARİHİ BİNA ÜNİVERSİTEMİZE 'MENTEŞE KÜLTÜR EVİ' OLARAK
DEVREDİLDİ
150 yıllık çift cumbalı tarihi ev, Muğla Valiliği ile Üniversitemiz arasında imzalanan bir tahsis
protokolü ile “Menteşe Kültür Evi” olarak kullanılmak üzere Üniversitemize devredildi.
P
rof. Dr. Güner Gürsel,
Serpil Erbaş ve Sevinç
Günizi kardeşler
tarafından bağışlanan tarihi bina, 19
Şubat'ta imzalanan protokolle 2008
yılında başlayan çalışmalar
nihayetinde Muğla Valiliği İl Özel
İdare Müdürlüğü tarafından restore
edilerek “Menteşe Kültür Evi” olarak
İl Özel İdare Genel Sekreter Vekili Umuyoruz ki, bu kaynaşmayı
Veli Çelik, yaklaşık 600 bin TL'ye geleneksel bir Muğla evinde
mâlolan tarihi binanın Üniversitemiz yapacağız. Bu bina, Muğlalılar ile
tarafından kültürel etkinlikler için Üniversitemizin kaynaşmasına da
kullanılacağını belirtirken evin vesile olacak. Üniversitemizde
restorasyonunu üstlenen Mimar e ğ i t i m
ve
öğretim
görecek
Meral Oğuz ise, 2008 yılında gençlerimizin önce bu binayı
başlayan restorasyon sürecinin görmelerini sağlayacağız.
tamamland
ığını, Muğla
kullanılmak üzere Üniversitemize
devredildi.Muğla Merkez Balıbey
Mahallesi Sekibaşı ve Kavak
mevkiinde bulunan Muğla'nın ilk
kiremitli ve çift cumbalı evinin
Muğla Valiliğinden Üniversitemize
tahsisi için gerçekleştirilen protokol
törenine; Muğla Valisi Mustafa Hakan
Güvençer, Vali Yardımcısı Salih
Gürhan, Üniversitemiz Rektör Vekili
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, varisler
adına Sevinç Günizi, İl Özel İdare
G e n e l S e k r e t e r i Ve l i Ç e l i k ,
Üniversitemiz öğretim üyeleri ve
vatandaşlar katıldı.
Protokol töreninde aile
adına konuşma yapan Sevinç Günizi,
'Geçmişleri olmayan insanların,
gelecekleri olmaz' diyen anne ve
babalarının kendilerine bıraktığı
vasiyeti yerine getirmenin
mutluluğunu yaşadıklarını belirterek
“ 'Bağlamacılar Evi' olarak bilinen ve
Muğla'nın tarihi dokusunda önemli
bir yer tutan bu ev, Muğlalı Rum
ustalar tarafından yapılmış olup, ilk
kiremit çatılı ve çift cumbalı ev olma
özelliği taşıyor. 150 yıllık bir ev
bugün burada yeniden hayat buluyor.
2008 yılından bu yana devam eden
sürecin sonunda bugün 'Yaşamla
Yeniden Buluşma'nın mutluluğunu
yaşıyorum. Emeği geçen herkese
teşekkür ederim. Aile büyüklerimizin
emanetleri artık emin ellerde” dedi.
tarihinin
geleceği
açısından
bağışçıların
çok değerli
b i r
i ş
gerçekleştir
m
i
ş
olduğunu
belirtti.
Tarihi binanın 'Menteşe Kültür Evi'
olarak faaliyete geçmesindeki
süreçte emeği geçen
Vali'ye ve
Pr o f . D r. M a n s u r H a r m a n d a r ' a
teşekkürlerini belirterek
konuşmasına başlayan
Üniversitemiz Rektör Vekili Prof Dr.
Yusuf Ziya Erdil, “Bu dünyadan göçüp
gidenleri geri getirmek insan olarak
mümkün değil. Ama onları isimleri ile
y a ş a t m a k m ü m k ü n .
Hayırseverlerimizin bağışladığı bu
tarihi bina, Üniversitemiz tarafından
kültür ve sanat etkinliklerinde
kullanılacak. Eğer biz burada kapıları
kapatıp sadece kapıdaki tabelasında
Üniversitemize tahsis edilmiş bir
bina olarak gösterirsek bir anlam
bulamayacak. Biz yıllardır Muğla ile
Üniversitenin kaynaşması gerektiğini
her fırsatta söylüyoruz.
Şimdiden hocalarımız bazı
derslerimizi ve sergilerimizi burada
yapalım diye heyecan içindeler. Tabi
bu bizi de heyecanlandırıyor.
Bu heyecanla hakikaten her günü
dolu dolu geçecek bir mekâna
kavuşmuş bulunmaktayız. Bu süreçte
İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve
Valimizin katkıları olduğu gibi
mimarlarımızın katkıları oldu.
Bundan dolayı Mimar Meral Oğuz'a ve
Günizi ailesinden Servet Günizi ile
Sevinç Günizi 'ne ayrıca teşekkür
ederim” dedi.
Muğla Valisi Mustafa Hakan
Güvençer ise, tarihi evin ortaklaşa
düşünülüp yapılmış en güzel
projelerden biri olduğunu
vurgulayarak, “ Mülk sahipleri çok
önemli bir karar verdiler. Bu aileye
teşekkürü bir borç biliriz. Ahirete
göçmüş olan aile mensuplarına da
Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu ev
sadece Üniversiteye değil, tüm
Muğlalılara bağışlanmıştır. Bu ev
Muğla'nın sembolünü ifade eden bir
konumdadır. Valilik ve Üniversitenin
Muğlalılar ile işbirliği yapması çok
önemlidir” dedi.
Konuşmalardan sonra Vali Mustafa
Hakan Güvençer ile Rektör vekili
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil arasında
imzalanan tarihi binanın devir
protokolü sonrası Protokol üyeleri
restore edilen tarihi binanın
o d a l a r ı n ı
g e z d i .
BÖCEK DÜNYASINA YENİ KATKILAR
Üniversitemiz Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Meslek Yüksekokulu, Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Memiş KESDEK, yaptığı araştırmalar sonucunda Carabidae (Coleoptera= Kın Kanatlılar) familyasına ait iki
alttürü yeni olarak tanımladı.
Y
KESDEK,
tanımladığı
faunistik ve sistematik çalışmaların
sayısı son derece azdır. Ayrıca,
özellikle turistik amaçla ülkemize
gelen pek çok yabancı bilim
anlamına geldiğini, İngilizce'de
adamları, turistik gezintileri veya
“Ground Beetles”, Türkçe'de ise
yürüyüşleri
''Toprak Böcekleri'' veya ''Yer
ülkemizin farklı bölgelerinden veya
bahane
ederek,
lokalitelerinden birçok canlı türünü
Böcekleri'' olarak adlandırıldığını
(böcek, akrep, örümcek, yılan vs. ile
ifade etti.
değişik bitkilerin yumru veya
Carabidae
(Coleoptera
(Kın
Kanatlılar)) familyasından dünyada
tohumlarını
vs.)
götürmekte
ve
ülkelerine
yeni
buldukları
böceklere
bin türün bulunduğunu, Türkiye'de
h a y v a n l a r a
ise 1100'ün üzerinde tür bilindiğini
edemeyeceğimiz
belirten Yrd. Doç. Dr. Memiş KESDEK,
Ülkemiz, coğrafik konumu
şuana kadar yaptığı araştırmalar
neticesinde Türkiye'de Carabidae
ve gerekse topoğrafik yapısı (çok
familyasına ait olan ve daha önce
farklı iklimler, yer şekilleri, toprak
tanımlanmış çok sayıda türü,
yapıları, zengin su kaynakları ve kuru
uluslararası indeksli dergilerde
alanlar, farklı rakımlar ve habitat
makale olarak yayınladıklarını,
tiplerinin olması vs.) nedeniyle başta
bunlardan iki alttürü ise dünya için
böcekler olmak üzere, çok çeşitli
yeni olarak bilim dünyasına
kazandırdıklarını söyledi. Dünyada
ilk kez tespit edilen bu iki alttür ve
özellikleri, Fransa'da bir bilim dergisi
olan ve bu alttürlerin bağlı
canlı gruplarını barındırmaktadır. Bu
özelliği sayesinde ülkemiz biyolojik
çeşitlilik (canlı çeşitliliği) açısından
adeta
bir
kıta
özelliği
göstermektedir.
Ülkemizin bitki ve hayvan
dergisinde yayınlanarak, dünyaya
türlerinin fazla olması, biyolojik
duyuruldu. Yeni tanımlanan türlere
zenginliğimizin bir göstergesi
veya alttürlere bilimsel kurallara
olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr.
göre isim verildiğini belirten Yrd.
Memiş KESDEK, "Genetik Çeşitlilik,
Doç. Dr. Memiş KESDEK, bu yeni
Tür Çeşitliliği ve
olmak üzere) bulundukları yerlerin
isimlerini verdiğini ifade etti. Bu
alttürler Carabus (Archicarabus)
Ekosistem
Çeşitliliğimiz bizim aynı zamanda
'Biyolojik çeşitliliğimiz' olduğunu
ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Memiş
KESDEK, “Farklı araştırıcılar
tarafından
günümüze
k a d a r,
İletişim :
Grafik-Tasarım
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörlüğü
Hüseyin ERENLER
wiedemanni sekiensis ve Carabus
Baskı :
(Procrustes) coriaceus muglaensis)
bin
olarak
tanımlandığını ve her geçen gün bu
bilim
duyurulmuştur.
dünyasına
Dünyada yaklaşık olarak 1 milyon 742
civarında
canlı
sayının arttığını” belirtti.
türünün
veya
t e l a f f u z
isimler
vermektedirler. Hatta, üzülerek
“Böceklerin dünya üzerinde belirteyim ki, Doğu Anadolu'dan
yaklaşık 400 milyon yıldan bu yana b u l d u k l a r ı b ö c e k l e r e
yaşamlarını sürdürdüklerini ve “………..ermenicus”, Karadeniz
i ç e r i s i n d e Bölgesi'nden buldukları yeni türe ise
Coleoptera (Kın Kanatlılar) takımının “……………ponticus” gibi isimler
bilinen
“Coléoptéres”
böceklere (birisi Seydikemer'in Seki
olarak
kaydetmektedirler. Yeni olarak
değişik Altfamilyalara ait yaklaşık 40
Köyceğiz, Fethiye, Kavaklıdere'de
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Basım Evi
Memiş
araştırıcılar tarafından yapılan
Yunanca'da “Boynuzlu Böcek”
Beldesi'nde, diğer alttür Ortaca, Ula,
Basın Halkla İlişkiler ve Protokol Müdürlüğü
48120 Kötekli / MUĞLA
Tel : 0252 211 10 41
E-posta : basin@mu.edu.tr
D r.
grubu üzerinde özellikle yerli
bu
böceklerin ait olduğu familya isminin
ismini anımsatan
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Tuncer ASUNAKUTLU
Prof. Dr. Ali Osman GÜNDOĞAN
Prof. Dr. Ali AKAR
Genel Sekreter Nagehan ŞAHİN
Prof. Dr. Mustafa IŞILOĞLU
Doç.
KESDEK, “Ülkemizde, bu böcek
yeni
bulunduğu takımının (Coleoptera)
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Adına Sahibi
Prof. Dr. Yusuf Ziya ERDİL
Yrd.
rd. Doç. Dr. Memiş
böcekler
ise yaklaşık 350.000 türünün varlığı verdikleri görülmektedir. Bunlar
beni oldukça üzmektedir” dedi. Bu
değişik araştırıcılar tarafından
bakımdan ormanlık alanlarda ve açık
belirlendiğini” söyledi. Yrd. Doç. Dr.
alanlarda gelişigüzel dolaşan ve
Memiş KESDEK, çalışma konusu olan
kendilerine turist süsü veren
Carabidae (Yer Böcekleri veya Toprak
özellikle de şüphelendikleri yabancı
Böcekleri) familyasının sahip olduğu ülke vatandaşlarının hemen yetkili
çok sayıda cinsler ve türleri ile bu kurumlara (Orman Ve Su İşleri
takım içerisinde en büyük üçüncü Bakanlığı'na bağlı Doğa Koruma Ve
familyayı oluşturduğunu, bütün Milli Parklar Müdürlüğü'ne veya
böcek gruplarının ise % 6-8'ini J a n d a r m a y a ) b i l d i r m e l e r i n i
halkımızdan rica ediyorum. Buna
kapsadığını” belirtti.
Her geçen yıl yeni tanımlanan
türlerle bu sayının giderek arttığını
ve bunların çoğunun faydalı veya
zararsız olmasına karşın, çok azının
(Zabrus spp. (Ekin Kambur
Böcekleri'nin)) ise ekonomik
düzeyde zarar yaptıklarını” ifade
etti. Bu familyaya ait türlerin büyük
bir kısmı predatör (avcı) olarak
sümüklü böcekler, salyangozlar,
topraktaki ve doğadaki birçok böcek
larvaları veya tırtıllarıyla, mesela,
Calosoma sycophanta (L.) türünün
hepimizin yakından bildiği ve
karayollarından geçerken çam
ağaçları üzerinde sürekli
gördüğümüz Çam Keseböceği'nin
tırtıllarıyla beslendiklerini belirtti.
bağlı olarak, benim yeni böcek
türlerini veya alttürlerini tespit
etmemden daha çok özellikle
halkımızın dikkatlerini bu noktaya
çekmek istediğimi amaç edindim ve
bu haberin asıl gayesi de budur. Daha
önceki yıllarda da Kars ve Artvin
illerinden iki adet böcek türü
tarafımızdan dünya için yeni olarak
tanımlamıştır ve o dönemde yakın
illerdeki
birçok
valiliğe
vatandaşlarımızın bu konuda hassas
olmaları
hususunda
yazı
göndermiştik. Bunların dikkate
alınacağını ve vatandaşlarımızın bu
konuda daha hassas davranacaklarını
ümit ediyoruz” dedi.
6
MART 2014
Üniversitemizde “1914-1915 Sarıkamış Harekâtı” Konulu Bir Konferans
Düzenlendi
ULUSLARARASI GEÇMİŞTEN GELECEĞE SU DEPOLAMA SİSTEMLERİ” SEMİNERİ
ÜNVERSİTEMİZ EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Üniversitemiz Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (MÜÇEMER), Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan
Algılama Uygulama ve Araştırma Merkezi (CBS&UZAL) ile Almanya'dan Karlsruher Institute für Technologie'nin (KIT)
ortaklaşa düzenlediği "Uluslararası Geçmişten Geleceğe Su Depolama Sistemleri" konulu seminer, Üniversitemiz ev
sahipliğinde 21 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezi C Salonunda gerçekleştirildi.
Üniversitemiz bilim etkinlikleri kapsamında Prof. Dr. Bingür Sönmez'in verdiği “1914-1915
Sarıkamış Harekâtı” konulu konferans, 26 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezi B Salonunda
gerçekleşti.
S
arıkamış Harekâtı'nın 99.yılı
Sarıkamış
dağlarında
m ü n a s e b e t i y l e A k d e n i z aylarca bekleyen şehit naaşlarının
Medeniyetlerini Araştırma ve 1915'in Nisan ayında toplanması ve
Uygulama Merkezi (AKMEDAM) defin işlemleri esnasında Rusların
tarafından düzenlenen konferansta, çektiği filmlere yer veren Prof. Dr.
Aralık 1914'de gerçekleşen Sarıkamış
Sönmez, daha sonra şehitliklerin
i.Siyasî farklılaşmadan dolayı
Sarıkamış
Harekâtı'nın
unutturulduğunu;
bunun
da
Bu gün sel yataklarında hâlâ yağmur
toplumsal vicdanda büyük yaralar
yağdıktan sonra şehit kemikleri
açtığını söyleyen ve yörenin bir
ortaya çıkıyor. Üçünçü ordunun
aydını olarak, her tarafından şehit
Sarıkamış
serüvenidir. Sarıkamış dramı ancak
bilgiler ele alındı.
Sarıkamışlı olduğu için konu
1919 yılında esaret dönemleriyle
fark
ile özel olarak ilgilenen ve Rusya
e d i l m i ş t i r.
imparatorluğun
arşivlerinde bulunan Sarıkamış film
1912
bir
çöküşünün
başlangıcıdır. 1938'den sonra bu
çekimlerini ortaya çıkaran kalp
ülkede
cerrahı Prof.Dr. Sönmez, bugüne
Türkiye'nin
sırasında
göstermiş olduğu çaba korkusuzluk
Harekâtı süreciyle ilgili önemli tarihi
kadar
O dönemin Kafkas Cephesi
artık yabancı topraklarda yer alıyor.
Harekâtı
tarih
yazılmamıştır”
dedi.Sönmez, her yıl Sarıkamış
değişik
yürüyüşleri adı altında yürüyüşler
düzenleyerek sahipsiz kalmış
şehitlerin yattıkları yerleri bulup
üzerilerine hiç olmazsa mezar taşı
dikerek
onları
anmayı
amaçladıklarını belirtti. Bu çabanın
bugünkü durumları ve yapılan
çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Sarıkamış Harekâtı'nda
kemikleri çıkan toprakların hakkını
nihayet devletin nazarında da
vermek üzere, bu işe gönüllü olarak
dikkate alındığını söyleyen Prof. Dr.
başladığını söyleyen Prof. Dr.
Sönmez, bu etkinliğin bir anma
şehit olan asker ve sivil sayıları
Sönmez, son yıllarda Genel Kurmay
töreniyle her yıl tekrar edilir
üzerinde yapılan tartışmanın yersiz
Başkanlığı da dahil, konuya sahip
olduğunu söyledi.
olduğunu belirten Prof. Dr. Sönmez,
çıkan kamuoyunun oluşmasından
Geleceğin emanetçileri
sayıları belli olan şehitlerin yanında,
dolayı duydukları memnuniyeti dile
olan çocuklarımıza tarihimizi çok iyi
kayıtlara geçmeyen binlerce asker
getirerek gelecek yıl düzenlenecek
öğretmemiz gerektiğini vurgulayan
ve sivil şehit ve sürgünlerin de
olan
olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Sönmez, 1877-78
şehirlerinde yaptığı Sarıkamış
k o n u ş m a l a r ı n d a n b i r i n i yıllarından sonra Ruslarla yapılan
Sarıkamış
Harekâtın
100.
Haftası'nda,
yılı
olması
Prof. Dr. Sönmez, “Çocuklarımıza
savaşmayı değil, savaşı öğretmeliyiz.
münasebetiyle yüz bin kişilik bir
Savaşın ne olduğunu bilmeliler ki,
“Sarıkamış
barışın değerini kavrayabilsinler. Bu
Yürüyüşü”
ülkenin evlatları Sarıkamış'ta
Üniversitemizde bütün antlaşmalarda, Ankara'nın
d ü z e n l e n e n doğusuna tren yolu yapılmaması şartı
düzenleyeceklerini belirtti.
“ 1 9 1 4 - 1 9 1 5 koyan Rusların, Sarıkamış ve civarını
S a r ı k a m ı ş işgal eder etmez yöreye demiryolu
felaketler getiren bir harp. Özellikle
zaman unutulmaması gerektiğini
bizim tarihimiz ve bizler için. Birinci
bilmedir. Gençlerimizin ulusal
üstünlük
Dünya Harbi'nde bir imparatorluğu
kimliğini bilinçlenmesinde büyük rol
sağlamayı amaçladığını ifade etti.
Sarıkamış'ta tek kurşun
tasfiye ettik, felaketimiz oldu. Belki
oynayan bu büyük savaştan alacağı
de en önemlisi bir nesli kaybettik.
dersler vardır. Bu ülke kolay
atılmadan binlerce askerin şehit
Bu harpte özellikle de iki cephe bir
kazanılmamıştır. Aşılması istenilen
olduğu iddiasının yanlış olduğunu
neslin kaybında büyük bir yer
dağlar bunlardır. Her savaşın bir
belirten Prof. Dr. Sönmez, Sarıkamış
tutuyor. Biri Çanakkale, diğeri ise
yenen bir de yenilen tarafı vardır. Bu
Kuşatma Harekâtı'nın, 4 yıl süren
şüphesiz
savaşın en büyük mağdurlarından
Harekâtı” başlıklı
konferansta
gerçekleştirdi.
Yapmış olduğu
özel çalışmalar,
temin
ettiği
g
s
ö
r
döşeyerek,
teknik
e
l Kafkas Cephesi savaşlarının 15
malzemeler ve günlük bir parçası olduğunu; bu 15
tarihî bilgilerle Sarıkamış Harekâtını g ü n z a r f ı n d a k ı ş ş a r t l a r ı n ı n
gündeme taşıyan Prof. Dr. Bingür olumsuzluğu ile Türk askerî gücünün
Sönmez; Rusların harekât sonrasında Sarıkamış'ı ele geçiremediğini ancak
propaganda amacıyla Sarıkamış'ta burada cereyan eden savaş ve işgalin
çektiği filmlerden kesitler sunarak Rus Bolşevik İhtilali'nin erken
Erzurum ve Erzincan şehirlerini işgal gerçekleşmesine sebep olduğunu
etmelerinin filmlerini paylaştı
belirtti.
“Birinci
doğu
Dünya
Harbi
cephesindeki
3
MART 2014
yaşamını yitiren bir kuşağın hiçbir
Sarıkamış ile anılan Sarıkamış
olan
9.Kolordu Kurmay Başkanı
Harekâtı'dır. Birinci Dünya Savaşı'na
Yarbay Köprülülü Şerif İlden diyor ki,
nasıl girdik, Birinci Dünya Savaşı'nda
'Sarıkamış bize büyük bir ibret
Sarıkamış Harekâtı'nda neler oldu?
olduğu kadar tarihimizde parlak bir
Sarıkamış Harekâtı olarak tarihe
onur sayfasıdır.' Umarım farkında
geçen bu büyük olay aslında Birinci
oluruz. Farkında olmak, hissetmek,
Dünya Savaşı'nda ilk açılan ve elemle
bilmek, geleceğe ve ana bir an
kapanan, dört yıl süren Kafkas
üzerinden geleceğe bakmak en
cephesidir.
önemli süreçtir” dedi.
M
ÜÇEMER Müdürü Yrd.
D o ç . D r.
Ahmet
Demirak,
CBS&UZAL
Müdürü Yrd. Doç.Dr.
Ceyhun
Özçelik, KIT'ten Prof. Dr. Andreas
Gerdes ve Alman Aquazem
firmasınsın sahibi Andreas Stahl'ın
k a t ı l d ı ğ ı s e m i n e r d e , Re k t ö r
Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu
ve akademik personelimizin yanı sıra
Vali Yardımcısı Fethi Özdemir ile
çevre il ve ilçelerden gelen Su İşleri
Müdürleri yer
aldı.
Seminer
de iki temel
k o n u y u
özellikle
g ü n d e m e
taşımayı
hedeflediklerini belirten MÜÇEMER
Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet
Demirak, “Birinci temel konu
kültürel alan, ikincisi ise teknik
alandır. Birinci konu; asırlara
meydan okuyan sarnıçların bir kültür
mirası olarak değerlendirilmesi,
Muğla ilinin önemli bir simge olarak
kullanılması ve bu mirasın geleceğe
aktarımının öneminin belirtilmesidir.
” dedi. İkinci alan ise, Muğla ili için
de son derece önemli olan kentsel su
yönetimindeki Su Depolama
Sistemlerinin önemi ve konu ile ilgili
yapılan bilimsel teknik çalışmalarıdır
Suyun çok önemli olduğunu ve
depolanmasının
y e r l e ş i m
yerlerinin
oluşması için bir
ö n k o ş u l
o l d u ğ u n u
belirten
Prof.
Dr Anderas
Gerdes ise,
“Antik çağda bu
böyleydi. Aynı şekilde modern
çağdaki insanlar için de suyun önemi
çok büyüktür. Yerebatan sarnıcını
unutmamalıyız. 80 bin metre küpten
çok büyük bir sarnıç bu da o
dönemdeki su kullanımının, bu
dönemdekinden daha fazla olduğunu
gösteriyor, günlük 450 ile 500 metre
k ü p
s u
kullanıldığını
hesapladık”
dedi. CBS&UZAL
Müdürü Yrd. Doç.
D r.
Ceyhun
Ö z ç e l i k
konuşmasında,
mühendisler
o l a r a k
amaçlarının doğanın verdiği
herhangi bir zaman ve kalitedeki
suyu istenilen noktaya istenilen
zamanda ve istenilen kalitede
ulaştırmak olduğunu belirterek,
“Bunu geçmişten günümüze su
mühendisleri sürdürüyor.
Su depolama sistemleri
geçmişten beri gelen
sarnıçlar
bazen de barajlarla, regilatörlerle,
su depolarıyla ve kaliteli su
depolarıyla temizlenerek o düzenin
verilmesi lâzım. Muğla ili için
anternatif belki içme suyunun
ayrılması kaynak suyunu musluktan
içmek kullanım suyunu ise daha bir
miktar düşük kalitede ama belki
bedava belki kullanım suyu parasıyla
içmek anternatif
olarak
düşünülebilir. Ve
Muğla için
geçmişten beri kullanılan sarnıçları
kullanamıyoruz. Yağmur suyunu bu
şekilde kullanabilmemiz lâzım”
ş e k l i n d e
konuştu.
Seminerde
k o n u ş a n
Edebiyat
Fakültemiz
Ö ğ r e t i m
Üyelerinden
P r o f . D r.
N a m ı k
Açıkgöz,
Muğla'nın,
Türkiye'de sarnıçların yoğunluğu
bakımından önemli yerlerden biri
olduğunu belirterek, Muğla
yöresinde yaklaşık 250 adet sarnıcın
bulunduğuna dikkat çekti.
Yarenlerden Unutulmaz Konser
Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde 2013- 2014 Eğitim ve Öğretim yılı etkinlikleri
kapsamında 28 Şubat Cuma Günü “Türkülerle Yarenlik” temalı bir konser düzenlendi.
Ç
ankırı Karatekin Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
öğretim üyesi Yaren Kültürü
Uygulama ve Araştırma Merkezi
Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kadir Çayır ,
Ege Üniversitesi Devlet Türk
Musikisi Konservatuarı Temel
Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr Gökhan Ekim ve
Üniversitemiz Güzel Sanatlar,
Müzik Bölümü Okutmanı
Seval
Işıklı dinleyicilere yarenlik
geleneğinden örnekler sundu. Aşık
Veysel, Hacı Taşan, Mahzuni Şerif
ve Neşet Ertaş gibi üstatların
eserlerini seslendiren sanatçılar
dinleyiciler
beğeni topladı.
tarafından büyük
Konserin başlangıcında yarenlik
.
hakkında bilgiler de veren Yrd.Doç.Dr.
Çayır, Yaren kültürünün Anadolu'nun
bir çok yerinde benzer içerikle ve
farklı isimlerle sürmekte olduğunu,
yaren sohbetlerinin ve orada icra
edilen musikinin kültürleşme ve
sosyalleşmenin bir vesilesi olduğunu
kaydetti. Yaren kültürünün 3 ü açık 3 ü
kapalı olmak üzere 6 düstura sahip
olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Çayır
açık olanların alın , kalp ve kapı ;
kapalı olanlar ise el ,bel ,dil olarak
bilinmektedir, dedi.
Konserin ardından sanatçı öğretim
üyelerine Rektör Yardımcımız Prof. Dr.
Ali Osman Gündoğan ve Suzan
Harmandar tarafından plaket ve çiçek
verildi
Su sarnıçlarının tarihleri ve
işlevleri konusunda bilgi veren Prof.
Dr. Açıkgöz, su sarnıçlarının
geçmişinin Kanuni Sultan
Süleyman'ın 1522'deki Rodos seferine
dayandığını ifade ederek, “Kanuni,
Rodos Seferi esnasında Muğla'nın
yağışlı bir bölge olması nedeniyle
ordunun ve atların su içebilmeleri
için havuzlar kazdırmıştır.Fakat yaz
aylarında suyun hava sıcaklığı ile
buharlaşmasını önlemek için Mimar
Sinan tarafından havuzların üstünü
kapatacak şekilde sarnıç planı çizer.
Sarnıç inşaatlarına başlanır ve
kubbeler 'ters eğilim' tekniği ile
örülür. Kubbe eteklerine açılan dolgu
delikleri ile yağmur suları sarnıçta
birikir. Sarnıçta kubbelerden akan
sular biriktirilir, akan su ile
doldurulmaz. Sarnıcın bölümleri
arasında istinat duvarı,
kubbe/tonoz, kilit taşı, su dolgu
delikleri, kapı/alınlık, kitabe, engel
duvarı, kaplık, iç merdiven, hazne ve
yalak bulunur. Sarnıçların yapımında
kum ve kireç karışımı harç, dere taşı
veya kırma taş, kesme taş veya
mermer, yağlı çamur bulunur. Muğla
Türkiye'de sarnıçların yoğun olduğu
bölgelerden birisidir. Sarnıçlar
kubbeli, bazıları da tonozlu veya
konik şekillidir. Bafa Gölünden
Fethiye'ye, Tavas'tan Bodrum'a kadar
yaklaşık 250 adet sarnıç vardır.
Sarnıcın en yoğun olduğu kırsal kesim
ise Milas ve Bodrum civarıdır”
dedi.Söz konusu seminerde, içme
suyu depolama sistemlerinin su
temini ve kalitesi açısından önemi
vurgulanarak halk sağlığına olan
doğrudan etkisinin gündeme
taşınmasının yanında, Türkiye'nin
yıllık en fazla yağış alan ikinci şehri
olan Muğla'nın gelecekte yağmur
suyu depolama sistemlerinin su
sağlamına yapabileceği önemli
katkılar tartışmaya açıldı.
Ayrıca seminer kapsamında,
bölgedeki Kanuni Sultan Süleyman ve
Roma döneminden kalan tarihî
sarnıçların
ve
su
depolama
sistemlerinin, özellikle Muğla tarih
ve
turizmi
açısından
önemi
tartışılarak gelecek kuşaklara
aktarılabilmesi için gerekli bakım,
onarım ve envanter çalışmalarının
hayatiyetine dikkat çekildi.
4
MART 2014
ÜNİVERSİTEMİZDEKİ ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERE MÜSİAD'TAN STAJ VE BURS İMKÂNI
Üniversitemiz ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Muğla
Şubesi arasında 20 Şubat'ta bir staj ve burs protokolü imzalandı.
R
ektörlük makamında
gerçekleştirilen imza
törenine, MÜSİAD Muğla
Şubesi Başkanı Sayim Akdeniz ve
MÜSİAD yetkilileri ile Rektör Vekili
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil
ve
Üniversitemiz Uluslararası İlişkiler
Koordinatörlüğü personeli katıldı.
Üniversitemizde eğitimöğretim görmekte olan 43 farklı
ülkeden 420 uluslararası öğrenciye
burs ve staj imkânı tanıyan protokol,
öğrencilere Muğla bölgesi ve
kültürünü tanıyarak sadece Üniversite
içerisinde değil Muğla bölgesinde de
aktif olarak yer almalarına imkân
sağlayacak.
Üniversitemiz Rektör Vekili
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, protokol
talebinin MÜSİAD tarafından
gelmesinin ayrı bir öneme sahip
olduğuna dikkat çekerek, “MÜSİAD
Muğla Şubesi'nden bize böyle bir talep
gelmesi bizi fazlasıyla memnun etti.
Biz Üniversite olarak 3 yıl önce
dünyanın birçok ülkesindeki
üniversiteler ile öğrenci değişim
programını devreye soktuk. Bugün
geldiğimiz nokta da ne kadar önemli
bir karar verdiğimizi ortaya
koymaktadır. MÜSİAD Muğla Şubesi'nin
sadece burs değil, bunun yanında staj
konusunda da bizimle işbirliği
yapmasını önemsiyoruz.
Üniversitemizde
“Kariyerim Sana
Söylüyorum,
Mesleğim Sen Anla”
Başlıklı Bir Seminer
Verildi
niversitemiz bilim etkinlikleri
kapsamında 28 Şubat'ta Kişisel
Gelişim Uzmanı Hakan Birol
tarafından “Kariyerim Sana
Söylüyorum, Mesleğim Sen Anla”
başlıklı bir seminer verildi.
Üniversitemiz Kariyer Topluluğu
tarafından düzenlenen ve Atatürk
Kültür Merkezi
C Salonunda
Ü
Bu tür işbirliği Muğla'nın
ekonomik değerleri olan, turizm,
madencilik, su ürünleri ve
tarımsal alanlarda Muğla'nın
katma değerini yükseltecektir”
dedi.MÜSİAD Muğla Şubesi'nin
daha yeni kurulmasına rağmen çok
kısa süre içinde önemli projelere
imza attığını belirten
Şube
Başkanı Sayim Akdeniz, “MÜSİAD
olarak
Üniversitemizde
eğitimlerini
alan
yabancı
öğrencilere hem burs verme hem
de
staj
imkânı
sağlama
konusundaki fikrimiz Üniversitede
olduğumuz bir ortamda gelişti.
Yabancı öğrencilerin okullarını
bitirdikten sonra ülkelerine
döndüklerinde hem bizlerin birer
gönüllü elçisi olmalarını, hem de
MÜSİAD üyeleri olarak hepimiz ticaret
ile uğraştığımız için ülkelerinde biz
işadamlarının yeni pazarlar
bulmasında katkısı olacağını
umuyoruz. Bu projemiz belki de ilk
olma özelliği ile Türkiye'nin diğer
illerindeki kardeş odalarımıza da
örnek teşkil eder. MÜSİAD Muğla
şubesi olarak önümüzdeki süreçte
yeni projeler geliştirmek istiyoruz.
Muğla bir sahil kenti olmasının
yanında, madencilik ve tarım kenti.
Bu değerleri çok iyi projeler ile
değerlendirerek Muğla'nın katma
değerine katkıda bulunmak istiyoruz”
d
e
d
i
.
gerçekleşen seminerde,
Kişisel
Gelişim Uzmanı ve aynı zamanda
Üniversitemiz eski öğrencisi olan
Hakan Birol, öğrenciler ile bir araya
geldi. Öğrencileri kariyer
gelecekleri ile ilgili aydınlatan Birol,
gençlere üniversite diplomalarını
ellerine aldıklarında işe rahatça
başlayacakları bir bölüm
okumalarını tavsiye etti.
Seminer sonunda Kariyer Topluluğu
Başkanı Çağrı Ersoy, bu tür
seminerlerin devamının geleceğini
belirterek kendilerini kırmayıp
geldikleri için Hakan Birol'a teşekkür
ederek kendisine plaket takdim
etti.
Üniversitemiz ile Marmaris Çevreciler Derneği Arasında İşbirliği Protokolü
İmzalandı
Marmaris Çevreciler Derneği (MÇD) ile Üniversitemiz arasında 27 Şubat tarihinde Üniversitemiz
Rektörlük Makamında gerçekleştirilen törenle bir işbirliği protokolü imzalandı
M
armaris Çevreciler
Derneği (MÇD) ile
Üniversitemiz
arasında 27 Şubat'ta bir işbirliği
protokolü imzalandı. Üniversitemiz
Rektörlük Makamında gerçekleştirilen
protokole Üniversitemiz Rektör Vekili
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, Rektör
Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu
ve MÇD Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Kutengin ile Denetleme Kurulu
Başkanı Mukbil Gülkokan katıldı.
Rektör Vekilimiz Prof. Dr.
Yusuf Ziya Erdil protokol öncesi
yaptığı konuşmada, Üniversitemiz ve
dernek arasında uzun yıllara dayanan
bir işbirliğinin söz konusu olduğunu ve
bununla gurur duyduklarını
belirterek, “Süregelen işbirliği
ağırlıklı olarak su ürünleri üzerine
yürütülüyordu. Rektör Yardımcımız
Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu'nun önerisi
ile bu protokolü hem alan olarak daha
da geliştirme kararı aldık, hem de süre
olarak sınırlandırmadık.
Bir dünya cenneti olan
Marmaris'i sadece kendimize
saklayacak durumumuz yok.
Sürdürebilir kılmak en büyük dileğim.
Güzel Marmaris'imizi daha yaşanabilir
bir şekilde torunlarımıza emanet
etmemiz için bu çalışmaların bundan
sonra da devam etmesini diliyorum.
Bu konuda Marmaris Çevreciler
Derneği Yönetim Kurulu Başkanımız
Ahmet Kutengin'e çok teşekkür
ediyorum” dedi.
MÇD Başkanı Ahmet Kutengin ise,
protokolden sonra yaptığı
açıklamada, üç yıldır çevre
olumsuzluklarıyla mücadele
ettiklerini belirterek “Dernek
olarak üç yıldır ilk defa daha
bilimsel ve daha uzman kişiler ile
çalışma yapıyoruz. Üniversitemiz
ile birlikte geçen sene Marmaris'te
yapılan ve 21 ay süren körfez
çalışmamız vardı
Bu çalışmanın raporlarını tüm ilgili
kurumlar ile paylaştık.
Çalışmalarımıza Üniversite
tarafından destek verilmesinden onur
duyduk. Çevre için ne gerekiyorsa
yapmaya hazırız. Üniversitemiz ile bu
protokolün tekrarlanması bizi
onurlandırdı” şeklinde konuştu.
MÇD Denetleme Kurulu
Başkanı Mukbil Gülkokan ise
konuşmasında Üniversitemizin
derneğe gösterdiği teveccüh ve
güvenden onur duyduklarını
belirterek, “Bundan sonraki
çalışmalarımızda bu güveni daha üst
seviyeye çıkarmak istiyoruz. Bilim
çalışmalarına bu sayede katkı
sağladığımız için Marmaris ve dernek
olarak onur ve mutluluk duyuyoruz.
Bu noktada Üniversitemize ve
akademisyen heyete teşekkür
ederim” dedi.
5
MART 2014
Üniversitemiz Projesi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı SAN-TEZ
Programında Desteklenmeye Değer Bulundu
Üniversitemiz Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim
Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Ali Günlü'nün yürütücülüğünü yaptığı “Termal su mavi-yeşil alglerinden esansiyel yağ
ve yüksek saflıkta fikobilinprotein eldesi” konu başlıklı SAN-TEZ Projesinin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından 340 bin TL'lik bütçe ile Şubat 2014'den itibaren desteklenmesi uygun görüldü.
Y
rd. Doç. Dr. Ali Günlü proje ile
ilgili yaptığı açıklamada,
“Mikroalgler; vitaminler,
pigmentler, proteinler, mineraller,
lipid ve polisakkaritler gibi farklı
kimyasal ve biyolojik bileşikleri
üretme özellikleri nedeniyle önemli
o r g a n i z m a l a r d ı r. D i ğ e r c a n l ı
kaynaklarıyla kıyaslandığı zaman
özellikle doymamış yağ asitleri
(PUFA), gamma linoleic asit ve
allofikosiyanin, c-fikosiyanin, cfikoeritrin gibi pigmentler açısından
oldukça zengindirler. En belirgin
özelliklerinden birisi her fillumun
kendine özgü pigment ve renk
kombinasyonu bulundurmasıdır.
Bu nedenle mikroalgler, doğal
renlendirici ve fonksiyonel gıda olarak
mükemmel bir kaynak olarak
görülmektedir. Ayrıca, uygun ortam
şartları sağlandığı taktirde hızlı
gelişebilmeleri, birim alanda yüksek
verimle ve yıl boyunca sürekli
üretilebilmeleri oldukça
önemlidir.Doğada yenilenebilir ve
üretimlerinin sürdürülebilir olmaları
nedeniyle sentetik renklendirici
kullanımı zamanla aşacağı
düşünülmektedir. Fikosiyanin, mavi
renkli fotosentetik bir pigment
maddesidir. Suda çözünebilen, yüksek
antioksidan ve güçlü floresan özelliğe
sahip ve toksik olmayan bir bileşiktir.
Mavi-yeşil alglerde yüksek miktarda
bulunan ve ekonomik anlamda en
önemli fikobilinprotein çeşididir.
Fikosiyaninin protoplazma içerisinde
hücre kuru ağırlığının yaklaşık
%20'sine varabilen oranlarda
bulunabildiği bildirilmiştir. Fikoeritrin
i s e k ı r m ı z ı r e n k l i
fikobilinproteinlerdir.
Fikosiyanin gibi suda eriyebilirler,
gıdalarda doğal renklendirici olarak,
ayrıca kozmetik ve eczacılık alanında
kullanılmaktadırlar” dedi.
Günümüzde gıda, kozmetik ve ilaç
sanayisinde özellikle içecek ve
şekerleme sanayisinde kanserojen
olmalarından şüphelenildiği için
yapay pigment maddelerinin
kullanımının kısıtlandığına dikkat
çeken Yrd. Doç. Dr . Günlü, “Bu
nedenle doğal pigment maddelerinin
kullanımına olan ilgi de gittikçe
artmaktadır. Migroalgler; tümör
oluşumunu engelleyici
(antikanserojen), antioksidan, ağrı
kesici (antiinflomatuar) ve serbest
radikalleri uzaklaştırıcı özelliklere
sahip, suda çözünebilen, kolayca
izole edilebilen pigment proteinleri
a ç ı s ı n d a n
z e n g i n
mikroorganizmalardır. Ülkemizde de
gıda ve kozmetik sanayilerinde ithal
sentetik pigment maddeleri yoğun
olarak kullanılmaktadır.
Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından desteklenmeye
değer bulunan bu proje, özel setör
ortağıyla bilikte Su Ürünleri
Fakültesi, Su Ürünleri Avlama ve
İşleme Teknolojisi Bölümü ve Fen
Fakültesi, Moleküler Biyoloji Bölümü
l a b o r a t u v a r l a r ı n d a
gerçekleştirilecektir. Bu proje
kapsamında termal sudan izole
edilmiş bir mavi-yeşil algden gıda,
kozmetik ve ilaç sanayisinde
kanserojen olduğu düşünülen
sentetik pigment maddelerinin
yerine kullanılabilecek yüksek
saflıkta doğal mavi ve kırmızı
pigment proteinleri ile birlikte
esansiyel yağlar elde edilecektir.
Ayrıca bu sanayilerin ihtiyacı olan
esansiyel
yağlar
ve
pigment
maddelerinin yerli olanaklarla
üretimi sağlanarak, ülke ve bölge
ekonomisine önemli faydaların
sağlanması amaçlanmaktadır” dedi.
ÜNİVERSİTEMİZDE ÇEVRE DOSTU AKILLI TRAFİK SİNYALİZASYON SİSTEMİ GELİŞTİRİLDİ
Üniversitemiz Teknoloji Fakültesi Bilişim Sistemleri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Tarımer
tarafından oluşturulan yazılım sistemi ile çevreye duyarlı bir akıllı trafik sinyalizasyon sistemi geliştirildi.
D
oç. Dr. İlhan Tarımer iki yıl
Bu akıllı sinyalizasyon uygulaması
için Muğla İli Uğur Mumcu
ilgili yaptığı açıklamada, “Bu Bulvarı'ndaki bir kavşağın seçildiğini
belirten Tarımer, “Bu kavşağa giren ve
çalışmada, Muğla ilinde yoğun trafik
çıkan toplam 8 adet yol ve kavşak içi
akışının olduğu Uğur Mumcu
ışıklarla beraber de toplam adet 10
Bulvarı'ndaki bir kavşağın trafik trafik ışığı vardır. Prototipte yer alan
ışıkları denetimi gerçek zamanlı bir trafik ışıklarının yerleşimi ve çalışması
programlanabilir mantık denetleyicisi hâlihazır sinyalizasyon sistemiyle
programı ve bir SCADA uygulaması ile aynıdır. Tasarlanan sistemin farkı
yapılmak istenmiştir. Bunun için bir zaman dilimlerinin değişimiyle geçiş
süresi de değişmektedir Çalışmada
PLC merdiven diyagramı ve bir SCADA
algılayıcılar, sinyal Lambaları, PLC,
programı yazılmış; her ikisi arasındaki
MPI ve bir bilgisayar kullanılmış;
uyum S7 300 protokollü MPI arabirimi sisteme hafta içi, hafta sonu ve gece
ile sağlanmıştır. Sistemin çalıştırıldığı çalışma programları ayrı ayrı yazılarak
zaman dilimi, C dili kullanılarak konmuştur” şeklinde konuştu. .
üzerinde çalıştığı sistemle
yazılmış sanal bir gösterge ile SCADA
ekranında gösterilmiştir. Çalışmanın
gerçekleştirilmesi esnasında araç
geçiş süreleri zaman dilimlerine göre
Bu çalışma ile sonuç olarak Muğla İli
Geliştirilen bu çalışma
Uğur Mumcu Bulvarı'ndaki bir sayesinde 90 dakikalık zaman
kavşakta günün farklı zaman diliminde araçlar için geçiş süresi
dilimlerinde trafik ışıklarının geçiş 670 saniye arttırılarak 07:30-09:00
süresini değiştirerek araç trafiğini
rahatlatmayı
belirten
Doç
amaçladıklarını
D r.
Ta r ı m e r,
“Gerçekleştirilen bu sistemde,
saatleri arasında ortalama 510 adet
aracın, 17:00-18:30 saatleri arasında
ortalama 788 aracın fazladan
kavşak üzerindeki trafik ışıklarının geçmesi sağlanabilir. Gereksiz
çalışma durumu uzaktan SCADA beklemelerin engellenmesiyle
programı ile bilgisayar ekranında günlük ortalama 64,95 litre yakıt
i z l e n m i ş t i r. F a r k l ı ç a l ı ş m a tasarrufu yapılırken atmosfere
programları çalıştırılarak yollardaki salınan CO2 gazında ise 116,9 kg
yoğunluğa göre araçlara geçiş hakkı azalma olmaktadır. Sistemin bir
sağlanmıştır.
diğer avantajı protokol geçişi veya
acil durumlarda sistem, uzaktan
manuel olarak da çalıştırılabilir.
Bekleme süresi düşürülünce geçen
değiştirilmiş, böylece günün yoğun
araç sayısı artacak ve trafik sıkışıklığı
zamanlarında kavşaktan geçen araç
azalacaktır. Dolayısıyla trafikten
sayısının arttırılacağı ve böylece yakıt
kaynaklanan ve sürücüleri etkileyen
tasarrufu yapılacağı tespit edilmiştir”
psikolojik etkiler de bu sayede en
dedi.
aza indirilebilir” dedi.