64. olabildik - Yedigün Gazetesi

Toprak altında
acı bırakmadık
Karaman Ermenek’teki maden ocağında yürütülen arama
kurtarma çalışmalarının 38. gününde toprak altında mahsur kalan 18 işçinin tamamına dün itibarıyla ulaşıldı…
Madenden çıkarılan son
işçinin cenazesi de
ocağın girişinde ambulansa
alınarak Ermenek Devlet
Hastanesine götürüldü.
İşçilerin kimlikleri DNA testinden sonra belli olacak.
Böylece, 28 Ekim'de
Ermenek'teki kömür
ocağında meydana gelen su
baskını nedeniyle mahsur
kalan 18 işçinin tamamına, 38
gün süren çalışmalar sonunda
ulaşılmış oldu.
‘BARAJ’A
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
5 Aralık 2014 Cuma
giren-çıkan!
Türk siyaseti seçimde uygulanan yüzde 10 barajına ve
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerine kilitlendi. Konuyla ilgili son değerlendirmelerden bazıları şöyle…
‘MANİDAR’ ANLAMSIZ
64. olabildik
Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2014 yılı raporunda,
yolsuzluğun en az görüldüğü ülkeler sıralamasında
Danirmarka, Yeni Zelanda ve Finlandiya zirvede yer aldı.
Listede Almanya 79 puanla 12'nci,
İngiltere 78 puanla 14'üncü,
Amerika 74 puanla 17'nci, Fransa 69
puanla 26'ncı, Türkiye 45 puanla
64'üncü, Yunanistan 43 puanla
69'uncu ve İran 27 puanla 136'ncı sırada yer aldı. HABERİ 12. SAYFADA
VİYANA’DA
MUTLU GÜN
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na Avusturya
Ekonomi Odası (WKÖ) Altın Ödülü verildi.
Hisarcıklıoğlu, yaptığı konuşmada,
“Taşımacılığın önündeki engellerin kaldırılması konusunda destek bekliyoruz… AB
ülkeleri tarafından tırlarımıza kota konulmaktadır.
Bu durum, hem AB'nin ruhu olan serbest ticaret
ilkesine hem de AB'nin hukuki temeli Gümrük
Birliği'ne açıkça aykırıdır” dedi.
HABERİ 12. SAYFADA
8. Sayfada
Enflasyona petrol dopingi
M.Nuri Parmaksız
Petrol
fiyatlarında son
dönemde
gözlenen sert
düşüşün enflasyona
katkısı kasım ayında etkili
bir şekilde görüldü.
Bencileyin Sözler
8. Sayfada
Fehmi Koru
Zoru başaranlara
takdirlerimi
sunarım
8. Sayfada
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
9. Sayfada
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
CHP Tunceli Milletvekili
Kamer Genç, “Bakmayın siz
bunların çıkıp sahnede kavga
ettiği görüntüsüne… Bana
göre AYM Başkanı, bunlara
yardım etmek
için gündem
değiştiriyor.
Baraj her an
kalkmalı" dedi.
Genç, AYM’nin
hak ihlaline
neden olan
yüzde 10
seçim barajı ile ilgili yasa
maddesini resen iptal edebileceğini söyledi. Genç,
Anayasa Komisyonu Başkanı
Burhan Kuzu’yu d eleştirdi.
TARTIŞILIR ‘ÇOK ZOR’
Hisarcıklıoğlu’na
Kültürel Boyut
TBMM Anayasa Komisyonu
Başkanı Burhan Kuzu, seçim
barajı tartışmalarına ilişkin,
“Tamamen yetkisiz ve yok
hükmünde bir işlemdir.
Yapacaklarını
sanmam” dedi.
Kuzu,
“Açıklama sonrasında tepkimizi çok açık,
net ve sert bir
şekilde verdik.
Kılıç sonradan
yaptığı açıklamada ‘böyle bir
şey demedim çalışma
devam ediyor’ deyince artık
tartışmanın bir anlamı
kalmadı” diye konuştu.
YETKİSİZ ELEŞTİRDİ
“Anayasa Mahkemesi'nin
yüzde 10 seçim barajı ile ilgili
bireysel başvuruyu gündemine
aldığı ve 3 hafta içinde karara
bağlayacağı” tartışılırken,
AA’ya açıklamalarda bulunan TBMM
İnsan Haklarını
İnceleme
Komisyonu
Başkanı Ayhan
Sefer Üstün,
“Mahkeme, bu
bireysel başvuruyu gündemine
dahi almadan reddetmesi
gerekirdi. AYM, Meclis'in daha
önce reddettiği bir yetkiyi kullanamaz” dedi.
Bedelli askerlikle ilgili değerlendirmelerde bulunan Milli Savunma
Bakanı Yılmaz, bedelli askerlikten
bakaya ve asker kaçaklarının da
yararlanabileceğini bildirdi.
HABERİ 12. SAYFADA
Hayrettin İvgin
Başbakan Yardımcısı
Kurtulmuş, bir televizyon
kanalında soruları yanıtlarken,
“(Seçim barajına ilişkin başvurular) Sayın Anayasa
Mahkemesi
Başkanının
geçmiş
davranışlarına
baktığınız
zaman, özellikle
parti kapatma
konusunda
demokrat bir
tavır sergilediğini biliyoruz.
Fakat burada, hele seçime çok
az bir süre kala böyle bir
başvuruların gündeme alınmış
olması da manidardır” dedi.
Kasım da aylık olarak fiyatları en
çok düşen grup, petrol fiyatlarındaki gerilemenin yansımasıyla
yüzde 1,79 ile ulaştırma oldu.
Ulaştırma fiyatlarındaki gerilemenin enflasyona 0,29 puanlık
düşürücü etkisi oldu.
HABERİ 12. SAYFADA
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
CHP Grup Başkanvekili Akif
Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Hamzaçebi, baraj tartışmalarıyla ilgili
olarak “Anayasa
Mahkemesi,
seçim barajı
konusunda ‘hak
ihlali’ kararı vermesi durumunda Meclis'e
düşen görev
yüzde 10’luk seçim barajını
makul bir seviyeye düşürmektir. Aksi halde yapılacak
seçimin meşruiyeti yıllarca
tartışılır” dedi.
MHP Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında,
“Anayasa Mahkemesi'nin
yüzde 10 barajıyla ilgili hak
ihlali kararı vermesi durumunda, bunun 2015
seçimlerinde
uygulanması
çok zor” dedi.
Yeniçeri, seçim
barajı konusunun, temsilde
adalet, yönetimde istikrar
ilkesini dengede tutacak bir
yaklaşımla sorunun yeniden
irdelenmesinde yarar olduğunu
söyledi.
IRAK’TA ANLAŞMA
Türkiye’de sevinç
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, “Bağdat ile Erbil arasında 550 bin
varillik bir uzlaşı noktası oluştu. Türkiye'nin
sözleşmeleri çerçevesinde bu
Gazetemizi https://www. noktaya gelinmiş olması hem
Türkiye hem Irak açısından
sevindirici bir durum” dedi.
HABERİ 12. SAYFADA
/yedigun.gazetesi
2Ertuğrul Fırkateyni ile ilgili filmde Türk ve Japon sanatçılar rol alacak
SINEMA
TV / MAGAZIN
5 Aralık 2014 Cuma
Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Yutaka Yokoi, Ertuğrul Fırkateyni
için Türkiye ve Japonya'nın ortak bir film projesi olduğunu ve
gelecek yıl sonbahar ayında bitmesi beklenen filmde, Türk ve
Japon sinemasından ünlü isimlerin rol alacağını bildirdi.
TRABZON - Çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Trabzon'a gelen Büyükelçi Yokoi,
Vali Abdil Celil Öz'ü makamında ziyaret etti.
Yokoi, burada yaptığı konuşmada,
Trabzon'da bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Trabzon'un tarihi açıdan
önemli bir şehir olduğunu belirten Yokoi,
"Ülkelerimiz arasında bir yıl içinde üst
düzeyde önemli ziyaretler yapıldı. Bir yıl
içerisinde çok sayıda misafirler gidiş geliş
yaptı. Trabzon şehri aslında Japonya'da
Ankara'dan daha ünlü ve daha çok biliniyor.
Çünkü Trabzon tarihi İpekyolu'nun noktasında ve Karadeniz'in önemli bir şehri
olarak biliniyor" dedi. Yokoi, Japonya
hükümetinin Trabzon şehrini çok
önemsediğini ifade ederek, "İstanbul,
Pamukkale ve Kapadokya gibi yerlere gelen
Japon turistlerin Karadeniz'e ve Trabzon'a
gelmesini istiyoruz. Aynı şekilde
Karadenizlilerin de Japonya'yı ziyaret
etmesini bekliyoruz" dedi.
Ertuğrul Fırkateyni için iki ülkenin ortak
bir film projesi olduğunu dile getiren Yokoi,
gelecek yıl sonbahar ayında bitmesi beklenen filmde Türk ve Japon sinemasından
ünlü isimlerin rol alacağını da vurguladı.
Vali Öz de Türkiye ve Japonya ilişkilerinin hem siyasi hem de ekonomik açıdan
oldukça eskilere dayandığını işaret ederek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ilişkiler özellikle son yıllarda hızla
TRartmakta. Bizim açımızdan duygusallığı
olan Ertuğrul Fırkateyni olayı başta olmak
üzere, 19. yüzyılla başlayan ve daha öncesine dayanan bu ilişkiler Cumhuriyet'in
kurulmasıyla tekrar büyükelçilikler
seviyesinde devam etmektedir. Son yıllarda
stratejik ortaklık belgesine çıkan ikili ilişkiler,
yapılan karşılıklı ziyaretler ve uluslararası
diyaloglarla daha da gelişmektedir."
(AA)
Uçan Süpürge Film Festivali'nin teması “18 yaş” olarak belirlendi
Uçan Süpürge
Film
Festivali'nin
gelecek yıl
18'incisi düzenlenecek olması
nedeniyle
teması "18 yaş"
belirlenerek,
festival komitesi
18-24 yaş
gençlerden
oluşturuldu.
ANKARA - Festivalin ilk "genç
başkanı" seçilen oyuncu Damla
Sönmez, Uçan Süpürge Kadın İletişim
ve Araştırma Derneğinde gerçekleştirilen basın toplantısında, 18'inci yaşın
önemini vurgulayarak, "Bu yıl gençlerin ve hep genç kalanların festivali
olsun istedik. Bu düşünceyle
temamızı 18 olarak belirledik ve dedik
ki: tek 18, çok 18, hiç 18, hep 18!"
dedi.
Türkiye'nin genç nüfusuna ve
gençlerin sorunlarına dikkati çeken
Sönmez, çocukluklarını yaşamadan
evlendirilen çocuk gelinleri de hatırlattı. Türkiye'de çocukluğunu yaşayamamış nice "hiç 18'ler" olduğuna
değinen Sönmez, festivalde 18 yaşın
Vizyona
yeni
girecek
filmler
"Kesik"
"Duvara Karşı" filmiyle
başlattığı, "Aşk, Ölüm ve
Şeytan" üçlemesini "Yaşamın
Kıyısında" filmiyle devam
ettiren Fatih Akın, sekiz yıllık
aranın ardından "Kesik" adlı
filmle üçlemeyi tamamladı.
Oyuncu kadrosunda Tahar
Rahim, Simon Abkarian,
Makram J. Khoury, Hindi
Zahra, Kevork Malikyan,
Bartu Küçükçağlayan, Trine
Dyrholm, Moritz Bleibtreu,
Arsinee Khanjian, Akin Gazi
ve Arevik Martirossian'ın yer
aldığı filmin Venedik prömiyeri, ağustos ayında gerçekleştirildi.
05:53 İstiklal Marşı ve Günün
05:55 Sarayın İncisi
07:00 Sabah Haber
08:15 Böyle Bitmesin
10:20 1'de Bugün
10:35 Beni Böyle Sev
13:00 Haber
13:15 Spor
13:18 Hava Durumu
13:25 1Çorba
13:30 Küçük Hanımefendi
15:00 1'de Bugün
15:15 Joker
16:45 Zengin Kız Fakir Oğlan
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Yabancı Sinema "Neşeli
Ayaklar"
21:50 Beni Böyle Sev
00:05 Joker
01:45 Yedi Güzel Adam
03:25 Yoldaki Haber
07:00 Selena
10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert
13:00 Çocuklar Duymasın
14:50 Alemin Kıralı
16:30 Zahide ile Yetiş Hayata
18:55 Atv Ana Haber
20:00 Diğer Yarım
23:15 HAWAII FIVE 12
00:00 Hawaii Five
02:45 Sınırların Ötesinde
20:30 MEDCEZİR
Yaman dans etmek için Mira’nın
elini tuttuğunda bu eli bir daha
bırakmamaya kararlıdır. Mira da
kendini Yaman'a emanet eder.
Mira ve Yaman’ın tekrar bir
araya gelmesi arkadaş grubunda
da neşeyle karşılanır. Bu birleşme Nadir Baktıroğlu’nun da
gözünden kaçmaz. Kenan’ı da
yanına çekerek Yaman’ı çembere
almaya başlayan Nadir, Orkun
ve Yaman arasındaki gizli
hesaplaşmayı da kendi yararına
kullanmak için ilk adımı atar.
Kenan, Sude’ye olan aşkını
kanıtlamak için Sedef’in karşısına çıkar. Bu yüzleşme sonucu
Sedef’in içinde yeşeren şüphe
Sude’ye ulaşır.
anlamının sorgulanacağını belirterek,
"Bunlar bizim aklımıza gelenler. Peki
ya sizin 18'iniz ne? Gelin bu festivalde
hep birlikte bu sorunun 18'in hallerinin
peşine düşelim" çağrısında bulundu.
Sönmez, 2010 yılında festivalin
"Genç Cadı" ödülünü aldığını anımsatarak, o günden beri daha bilinçli
takip ettiği festivalin kadın hakları ve
toplumsal cinsiyet eşitliği konularında
farkındalık oluşturduğunu söyledi.
Festivalin daha geniş kitlelere
ulaştırılması için çabalamak gerektiğini vurgulayan Sönmez, özellikle Gezi
Parkı olaylarından sonra gençlerin
alternatif kaynaklara yöneldiğini, Uçan
Süpürge'nin de bu bakımdan önem
taşıdığını belirtti. (AA)
Sesime Gel"
Hüseyin Karabey'in yönettiği filmde
Feride Gezer, Melek Ülger, Tuncay
Akdemir ve Muhsin Tokçu rol alıyor.
Dram türündeki filmin konusu şöyle:
"60 yaşındaki Berfe ve 8 yaşındaki
torunu Jiyan'ın yaşadığı köyün bütün
erkekleri silah sakladıkları iddiasıyla
bir jandarma baskını sonucu tutuklanır. Berfe'nin oğlu, Jiyan'ın babası
Temo da tutuklananlar arasındadır.
Fakat önemli bir sorun vardır; ortada
silah yoktur, en azından onların
bildiği bir yerde yoktur. Büyüyen bir
çaresizlik içerisinde Berfe ve Jiyan
bir silah bulmak ve karşılığında
Temo'yu kurtarmak için yollara
düşmeye karar verirler."
07:00 HER SABAH
08:45 2.SAYFA
10:30 HAFTANIN ANNESİ
11:45 DÜNYAYI GEZİYORUM
12:30 ERKAN AKKUŞ İLE
ÖĞLE HABERLERİ
12:50 FATMAGÜL'ÜN
SUÇU NE?
15:00 SONGÜL KARLI İLE
YENİDEN
16:45 HAFTANIN ANNESİ
18:15 EKİN OLCAYTO
İLE ANA
19:30 SPOR BÜLTENİ
19:45 YABANCI SİNEMA
BANKA İŞİ
22:15 YABANCI
DARBE
00:00 THE WALKING DEAD
00:50 YABANCI SİNEMA
02:40 YABANCI SİNEMA
DARBE-TEKRAR
04:30 DÜNYAYI GEZİYORUM
05:30 FATMAGÜL'ÜN
SUÇU NE
05:40 Dila Hanım
07:00 Aşkın Bedeli
07:45 Deniz Yıldızı
09:00 Beni Affet
10:00 Melek
12:00 En Güzel Bölüm
12:30 Aşkın Bedeli
14:30 Benim Kuaförüm
16:00 En Güzel Bölüm
16:30 Beni Affet
18:30 Star Haber
20:30 medcezir
23:30 Yerli Dizi
01:20 Kim O!
21:30 TERMİNATÖR 4 KURTULUŞ
Orjinal İsmi:Terminator: Salvation
Yönetmen:Mcg
Oyuncular:Christian Bale, Sam
Worthington, Anton Yelchin
Yapım Yılı:2009
Tür:Aksiyon/Bilim Kurgu
Yıl 2018. Kıyamet Günü meydana
gelmiş ve yaşanması olası görülen
olaylar yaşanmıştır. Düşünüleceği
üzere makineler kontrol mekanizması olarak sistemi ele geçirmişlerdir. Arda kalan bir grup insan
Skynet ile ordularına karşı
direniştedirler. Bu durumu
örgütleyen John Connor, bu savaşı
kazanacağından emindir. Ancak bir
anda beliren Marcus Wright adındaki bir kişi, onun bu emin olma
halini kökünden sarsmaya hazırdır.
Scarlett, evlendi
PHILIPSBURG - Amerikalı oyuncu Scarlett
Johansson'ın, gazeteci nişanlısı Romain
Dauriac ile iki ay önce evlendiği ortaya çıktı.
Montana eyaletindeki Granite Belediyesi
çalışanı Carol Bohrnsen, çiftin 1 Ekim'de
Philipsburg kasabasında düzenlenen törenle
evlendiğini açıkladı.
Eylül 2013'te nişanlanan çiftin Rose adını
verdikleri kızları, 5 Eylül'te dünyaya gelmişti.
Oyunculuk kariyerine 1994'te "North" filmi
ile başlayan Johansson, 1998 yılında Robert
Redford ve Kristin Scott Thomas ile kamera
karşısına geçtiği "The Horse Whisperer" filmiyle
dünya çapında ün kazanmıştı. Johansson,
2003 yılında "Lost in Translation" filmindeki performansıyla İngiliz Sinema ve Televizyon
Sanatları Akademisi (BAFTA) tarafından En İyi
Kadın Ödülü'ne layık görülmüştü.
Ünlü oyuncu, son olarak Luc Besson'un
"Lucy" adlı filminde oynamıştı. (AA)
"Çakallarla Dans 3:
Sıfır Sıkıntı"
Murat Şeker'in yönettiği,
Şevket Çoruh, Murat
Akkoyunlu, Timur Acar,
Ceyhun Yılmaz, İlker Ayrık
ve Gürkan Uygun'un
oynadığı "Çakallarla Dans 3:
Sıfır Sıkıntı" komedi meraklılarının ilgisini çekmeye
aday.
"Çakallarla Dans" serisinin 3.
yapımı olan filmde,
arkadaşlarının mutluluğu için
her türlü yola başvuran
"çakallar"ın; aksiyon ve
komedi dolu maceraları
izlenebilecek.
00:00 Oynat Bakalım
01:00 Batman Dönüyor (Tekrar)
03:00 Aramızda Kalsın
04:45 Oynat Bakalım
05:45 Söyle Söyleyebilirsen
07:30 Batman (Tekrar)
08:10 Batman
09:05 Duck Dodgers (Tekrar)
09:30 Duck Dodgers
10:00 Aramızda Kalsın
13:00 Çok Güzel Hareketler
Bunlar
14:30 Batman Daima
17:15 Ben Bruce Lee'yim
19:45 Uçan Kılıçlar
06:00 Geniş Aile
06:45 Günaydın
09:30 Alın Yazım
11:00 Özledim Seni
13:00 Gün Arası
13:30 Çok Güzel Hareketler
Bunlar
15:00 Evim Şahane
17:00 Arka Sokaklar
18:50 Koca Kafalar
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Arka Sokaklar
02,00 Büyük Hesaplaşma
00:30 HAWAİİ FİVE
Hawaii Five-O CBS’de 19681980 yılları arasında 12 sezon
yayınlanan polisiye dizisinin
yeni versiyonu. 12 sene önceki
diziyle aynı adı taşıyan dizinin
yapımcıları Fringe dizisininde
yapımcıları olan Alex Kurtzman
ve Roberto Orci.
Dizinin kadrosunda ise Lost‘tan
tanıdığımız Daniel Dae Kim
(Jin Kwon) var. Ayrıca 1 sezon
yayınlanan Moonlight dizinin
yakışıklı vampirini canlandıran
Alex O’Loughlin,Scott Caan ve
Grace Park’da dizinin kadrosuna dahil.
Dizinin konusu önceki versiyonunda olduğu gibi sadece
valiye hesap veren hawaii eyalet
polisini ele alıyor.
5 Aralık 2014 Cuma
Muğla'nın büyükşehir
olması ve kaçak yapılarla mücadelenin İl Özel
İdaresinden Marmaris
Belediyesinin tasarrufuna geçmesinin ardından
yaz aylarında binlerce
tatilcinin ziyaret ettiği
turistik mahallelerdeki
kaçak yapıların yıkımının
gündeme gelmesi, bölgede yaşayanlarda tedirginliğe neden oldu.
3 bin 500 kaçak yapı yıkılacak
Ermenek’te işçilere
ulaşmak için 12 bin
500 ton su boşaltıldı
ERMENEK - Ermenek'teki maden
ocağında işçilerin mahsur kalmasının
ardından 600 personelin yanı sıra 2 uçak,
3 helikopter, 1 AFAD Mobil Koordinasyon
Merkezi'nin de içinde bulunduğu 120'den
fazla araçla AFAD koordinasyonundaki
çalışmalar aralıksız sürüyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre,
28 Ekim'de öğle saatlerinde Ermenek'teki
özel bir linyit kömürü madeninde su baskını meydana geldiği ihbarının alınmasıyla
madende mahsur kalan 18 işçiye ulaşmak
için AFAD koordinasyonunda acil durum
müdahale çalışmaları başlatıldı.
Olayın hemen ardından tüm yetkililer
bölgeye sevk edildi. Çalışmanın ayrıntıları
ise ocaktaki işçilere ulaşmak için verilen
zorlu mücadeleyi gözler önüne seriyor.
Maden içerisinde ilerlenirken kaza anında işçilerin nerede bulunduğu, ne yöne
kaçtığı gibi olasılıklar değerlendirilerek
senaryolar oluşturuluyor, buna göre öncelikli bölgelere ilerleniyor. Senaryoların gerçeklikle örtüşmesiyle işçilere ulaşılıyor.
Bugüne kadar 13 işçinin cansız bedenlerine ulaşılmasının ardından mahsur 5
işçiye ulaşılması için birkaç etaptan oluşan
çalışma adım adım, AFAD koordinasyonunda, sürdürülüyor.
Madende ilerlenebilmesi için su tahliyesi, özel pompalarla çamur boşaltma, hafriyat çıkarma ve tahkimat yapma etaplarından oluşan çalışma, bir döngü halinde,
adım adım yapılmaya devam ediyor.
Mahsur kalan işçilere ulaşılması için
öncelikle madene akan, 4 tam olimpik
havuzu doldurmaya yetecek miktarda yaklaşık 12 bin 500 ton su, aralarında
"Ahtapot" adı verilen yüksek kapasiteli
olanlarının da bulunduğu pompalarla boşaltıldı. İçeri dolan yüksek basınçlı su,
madeni ayakta tutan tahkimatı yıktığından
dışarı atıldıkça tünel ve galerilerde göçükler meydana geldi, yolu kapattı. 12,5 metrekarelik tüneller, bin 300 metre boyunca
alan taş, toprak ve kömür göçüğünden
oluşan yığın sebebiyle tıkandı. Yolu açmak
için tünel ve galerilerden yaklaşık 4 bin
vagon hafriyat, pasa ve toprak çıkarıldı.
Bugüne kadar madenin yüzde 90'ından
fazlası tarandı.
Açılan tünel ve galerilerin ayakta durabilmesi için 600 vagondan fazla tahkim
malzemesi madenin 1,8 kilometre içerisine
kadar gönderilerek her metrede tekrar tahkimat yapıldı. Kazada, derinliği dikey olarak 181 metre olan madene binlerce ton
su, çok yüksek bir basınçla tünelleri ayakta tutan tahkimatı yıkarak, saniyeler içerisinde, 60 metre yüksekliğine kadar doldu.
1939 metrelik yürüyüş yolu uzunluğuna
sahip ocaktaki tünellerin yaklaşık dörtte
üçünü su bastı.
Acil durum ihbarı alınır alınmaz
Karaman ve Konya'dan 28 kişiden oluşan
4 profesyonel AFAD arama kurtarma ekibi,
7 AFAD arama kurtarma aracı ile olay yerine hareket etti. (AA)
MUĞLA - Muğla'nın büyükşehir olması
ve kaçak yapılarla mücadelenin İl Özel
İdaresinden Marmaris Belediyesinin tasarrufuna geçmesinin ardından yaz aylarında
binlerce tatilcinin ziyaret ettiği turistik
mahallelerdeki kaçak yapıların yıkımının
gündeme gelmesi, bölgede yaşayanlarda
tedirginliğe neden oldu.
Marmaris'in Bozburun Yarımadası'nda
bulunan mahallelerde 3 bin 500 kadar
kaçak yapı olduğu belirlendi. Yıkım kararları
uygulanırsa, çoğu binası kaçak olan söz
konusu mahalleler adeta haritadan silinecek.
Muğla'nın büyükşehir olmasının ardından mahalle statüsüne kavuşan
Marmaris'in köylerindeki kaçak yapılarla
mücadele, İl Özel İdaresinden Marmaris
Belediyesinin tasarrufuna geçti. Bozburun
Yarımadası'nda bulunan ve yaz aylarında
turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği
Bozburun, Söğüt, Taşlıca, Bayır, Turgut,
Selimiye, Orhaniye ve Hisarönü mahallerinde yaklaşık 3 bin 500 kaçak yapı olduğu
tespit edildi. Sezonun bitmesiyle belediye
ekiplerinin yıkım işlemlerine başlaması, yöre
halkını tedirgin etti.
Selimiye Mahallesi muhtarı Şenol Deniz,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, mahallerinin coğrafi yapısı gereği deniz kıyısında
kurulmuş olduğunu söyledi.
Kıyı kenar çizgisi kuralının uygulanması
durumunda mahallerindeki binaların neredeyse tamamının yıkılmak zorunda kalacağına işaret eden Deniz, "Yıkım yapılacağıyla
ilgili henüz bize ulaşan bir tebligat yok
ancak mahalle halkımız 40 yıldır evlerinin
yıkılacağı stresiyle yaşıyor" dedi.
Bu sorunun çözülmesi için bugüne
kadar önemli bir adım atılmadığını iddia
eden Deniz, bölge için özel bir imar planı
hazırlanması gerektiğini savundu.
Selimiye'de çok sayıda kaçak yapı olduğunu belirten Deniz, "Mahallemizdeki yapıların yaklaşık yüzde 70'i kaçak durumda.
Oğlunu evlendiren aile mecburen kaçak da
olsa ev yapmak zorunda kalıyor. Ruhsat
alamayan insanlar kaçak yapılaşmaya mecbur kalıyor" diye konuştu.
Orhaniye Mahallesi muhtarı Cem Dinç
de yıkım yapılacağına dair mahallelerindeki
kaçak yerleşim yerlerine yeni bir tebligat
gelmediğini kaydetti.
Yıkıma başlanması durumunda mahallelerinde çok az sayıda binanın ayakta kalacağına dikkati çeken Dinç, "Orhaniye'deki
600 hanenin 590 kadarı ruhsatsız, kaçak
durumda. Mahallemizde kaçak olmayan
yapı bulmak çok zor. İnsanlarımız binalarını
yasal bir şekilde yapmak istiyorlar ama yetkililer işi yokuşa sürüyor" ifadesini kullandı.
Marmaris Belediyesi Fen İşleri ve İmar
Müdürü Özgür Han ise bölgenin klasik
sorununun kaçak yapılar olduğunu bildirdi.
Kaçak yapıların yüzde 95 kadarının Muğla İl
Özel İdaresi tarafından belirlendiğine işaret
eden Han, 30 Mart'tan itibaren bu sorunla
belediyenin mücadele etmek zorunda kaldığını anlattı.
Bölgedeki tespit ettikleri kaçak yapılara
idari para cezası kesilerek yıkım işlemlerini
başlattıklarını vurgulayan Han, söyle konuştu:
"Bozburun yarımadasında yaklaşık 3 bin
500 kaçak yapı tespit edildi. Kıyı kenar çizgisinin içerisinde olan özellikli yerlerden
yıkıma başlıyoruz. Tabi kurum olarak elimizden geldiği kadar tüm kaçak yapıları yıkmaya çalışacağız. Bu konuda çok hassas ve
titiz davranıyoruz ancak kurum tasarrufuyla
öncelikli yerlerden yıkımlar başlıyor." (AA)
3
Fehmi KORU
fkoru@gmail.com
fkoru@htgazete.com.tr
yurt haberlerİ
Zoru başaranlara takdirlerimi
sunarım
BEDELLİ askerlikten yararlanacak benim de yakınlarım
var; “Bedelli nasıl olsa çıkmaz” diye düşünüp askerliği aradan
çıkarmak için acele eden, halen silah altında yakınlarım olduğu gibi...
Çıkan karara karşı değilim; tam tersine, sevindim.
Türkiye, vatandaşlarının “asker millet” övgüsüne layık
olmasını hak eden az sayıdaki ülkelerden; askerlik bütün
erkekler için zorunlu çünkü. Bu sebeple, yararlanabilecek
durumdaki herkesin gözü ve kulağının “bedelli askerlik” haberinde olması doğal.
Neyse, bekleyenler sonunda muratlarına erdiler...
Yazım, bedelli askerlik uygulamasının iyi veya kötü olmasına dair değil; o konu geride kaldı artık. Ben, bu sonucun alınmasını sağlamak amacıyla kampanya yürütenlere takdirlerimi
sunmak istiyorum.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha geçen ay (19 Kasım),
“Bunun artıları var, eksileri var. Birileri zaman zaman bu işi
kaşıyor; bu doğru bir davranış değil” karşı çıkışıyla topu Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) atmıştı.
TSK’nın tavrı zaten belliydi; Genelkurmay hem uzun
dönem askerlik yapanların huzurunu kaçıracağı, hem de
IŞİD’in ortaya çıkmasıyla meydana gelen güvenlik açığı
yüzünden “bedelli” uygulamasına gitmenin mahzurlu olacağını açıklamıştı.
Partisinin grup toplantısında “bedelli” müjdesini veren
Başbakan Ahmet Davutoğlu da, düne kadar, “bedelli” beklentisi içinde olanları, “Önümüzü daha rahat görebileceğimiz bir
tabloda bunu değerlendirebiliriz” diye uyarıyor; uyarının
ardından, “Böyle bir beklentiyi hemen yarın olabilecekmiş
gibi gündemde tutmanın kimseye bir faydası yok” cümlesini
de ekliyordu (20 Kasım).
Başbakan Davutoğlu’nun, şimdilerde CHP sözcülerinin kullandığı, “Zengin çocuğu askerlikten muaf, fakir Mehmet
nöbete” yakıştırmasını hatırlatan sözleri (17 Ekim) de var.
Kimileri, buna rağmen “bedelli askerlik” kararının alınmasını, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki yetki çatışmasından Ahmet Davutoğlu’nun hoş bir çalımla sıyrılması olarak
yorumlama eğiliminde; oysa açıklamalar tablosuna bakıldığında, Davutoğlu’nun da çalım yiyenler arasında sayılması gerekiyor.
Ülkemizde, belli bir konuda taraf olanların çıkarlarını
savunmak üzere örgütlenmiş hasbi veya paralı çalışan insanlardan oluşan, gerçek anlamıyla bir “lobi” yok; tek istisna,
“bedelli askerlik” konusunda yaşanıyor. Her seferinde, konunun yüz binlerce kişiyi ilgilendirdiği, ilgili kişilerin askerde
heba edecekleri zamanı bulundukları yerlerde ülke kalkınmasında kullanacakları, bu yolla toplanacak milyarlarca dolara
devletin ihtiyacı olduğu kuvvetle savunuluyor.
Hem de her ortamda.
Kanaat önderi bilinen kişilere, belli dönemlerde, ancak “saldırı” sözcüğüyle karşılanabilecek yoğunlukta mektuplar,
mesajlar yağdırılıyor. Her televizyon programı öncesinde, hem
her bir katılımcıya hem de programın moderatörüne, sosyal
medya üzerinden, konunun mutlaka ele alınması tavsiyeleri
iletiliyor; binlerce ileti...
Lobi faaliyetinin, Meclis’te veya yerelde yakalanan politikacıları ikna çabasıyla sürdürüldüğü de biliniyor.
Yılmıyor bedelli lobisi, çalışıyor, çabalıyor ve iki-üç yılda
bir, istedikleri kararın çıkmasını sağlıyor.
Aslında içte ve dışta yürütülen “kamu diplomasisi” çalışmalarında örnek alınması, sadece örnek almakla kalınmayıp sürdüren gençlerden o alanda yararlanmanın çarelerinin düşünülmesi gereken bir başarı öyküsünden söz ediyorum.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan düzeyindeki siyaset
adamlarını daha önce verdikleri aleyhte görüşlerden vazgeçirmeyi başarmak kolay mı sanıyorsunuz?
Gelin de bu zor konuda başarıya ulaşanları takdir etmeyin
bakalım.
4 Aralık 2014/ HABER TÜRK
Standartlara uymayan 68 maden
Kırşehir'de bu yıl 65 bin
ocağında üretim durduruldu
ZONGULDAK - Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, "İş
müfettişlerimiz, Türkiye genelinde 111
maden ocağında denetim yapıyor.
Zonguldak ve diğer illerdeki denetimler neticesinde 68 maden ocağında üretimi durdurma kararı alındı" dedi.
Etyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlık olarak İş Teftiş Kurulu
Başkanlığı'na bağlı iş müfettişleri vasıtasıyla
Türkiye'deki bütün iş yerlerini denetime
aldıklarını, bunun her yıl yapıldığını söyledi.
Özellikle ölümle sonuçlanan büyük iş
kazaları nedeniyle kamuoyundaki duyarlılığın
madenlere yöneldiğine işaret eden Etyemez,
"Biz de denetimleri artırdık. İş müfettişlerimiz, Türkiye genelinde 111 maden ocağında
denetim yapıyor. Zonguldak ve diğer illerdeki
denetimler neticesinde 68 maden ocağında
üretimi durdurma kararı alındı. Bu, madenleri
kapatma değil. Denetimler sırasında o an
çok tehlikeli bir durum söz konusu ise üretimi durdurma uygulamaya konuluyor" ifadesini kullandı.
Ocaklarda acil bir durum söz konusu
değilse uyarıda bulunulduğunu ve düzeltme
talep edildiğini aktaran Etyemez, şöyle
konuştu:
"Üretimi durdurulan 68 maden ocağının
bir kısmı Zonguldak'tadır. Maden ocaklarında üretimi durdurmayı gerektiren birkaç ana
hassasiyetimiz var. Bunlardan biri gaz izleme
merkezleridir. Gaz maskeleri ve çift yol giriş
çıkışlarıdır. Maden ocaklarında girişin olduğu
kadar çıkışın da olması gerekiyor. Elektrikli
alet ve gereçlerin ATEX ( AB Parlayıcı ve
Patlayıcı Ortamlarda Güvenlik Sertifikası)
belgesi olması gerekir. Bunların yangına karşı
dayanıklı olup olmadığına bakıyoruz. Bunun
gibi birkaç madde tespit ettiğimiz zaman
oradaki maden işletmesinin üretimini durduruyoruz. Müfettişlerimiz denetimlerine devam
ediyor."
İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından
maden ocaklarının farklılıklar gösterebildiğini
vurgulayan Halil Etyemez, "Denetimlerimizde
aslında işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda
bilincin yanı sıra farkındalığın olmadığını
görüyoruz. Çalışma şartlarında bireylerin
nelerle karşılaşabileceğini bilmesi gerekiyor
ancak bilinç eksikliğimiz var" dedi.
Bakan Yardımcısı Etyemez, maden ocakları veya inşaat sektörünün çok tehlikeli iş
sınıfına girdiğine dikkati çekerek, şöyle
devam etti:
"Mesleki yeterlilik kurumunun belirlemiş
olduğu standartlara uygun ve mesleki yeterlilik belgesini almayan hiçbir işçi, çok tehlikeli
iş yerlerinde çalışamayacak. Bu konuda bir
düzenleme getiriyoruz. En çok kazalar
maden ve inşaat sektöründe yaşanıyor.
Buralarda o işin gereği olan mesleki yeterliliğe sahip ve mesleki yeterlilik kurumunun
belirlemiş olduğu belgeyi alan kişiler çalışacak. Bu hem mesleki eğitimi geliştirecek,
hem de iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verileceği için çalışanlarda bilinç oluşacaktır."
İşverenlerden "Ben baret alıyorum, işçiye
veriyorum, o da alıp çiviye asıyor" veya
"Kemer alıyorum onu takmıyor, kemeri takıyor ama bir yere bağlamıyor" gibi eleştiriler
geldiğini açıklayan Etyemez, "Bu konularda
işveren ve işçi birtakım uygulamaları yerine
getirmeli. Aksi taktirde ölümlü kazalarla karşı
karşıya kalıyoruz" ifadesini kullandı.
Halil Etyemez, bir kaza yaşandığında
hemen bir sorumlunun arandığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"'Denetim yapılmış mı ve yapılmamış mı'
sorguluyoruz. Bir suçlu peşindeyiz. Oysa
buranın paydaşı olan herkes üzerine düşen
görevi yerine getirdiği zaman orada böyle
kazaları yaşamayacağız. Mesela teftişle ilgili
müfettiş ocağa giriyor, anlık fotoğraf çekiyor
ve oradan çıkıp raporunu hazırlıyor. Maden
öyle bir şey ki canlı bir mekanizma. Yarın ve
bir başka günkü durumu aynı değil.
Değişiklik göstererek yeni durumlar ortaya
çıkabiliyor. Sürekli emniyet tedbirlerini ortaya
koymamız gerekiyor. Denetim hassasiyetimizi sürdüreceğiz. Kaza yaşanabilecek iş yerlerini sürekli takip ediyoruz." (AA)
ton şeker üretilecek
KIRŞEHİR - Yılda yaklaşık 2,5 milyon ton şeker ihtiyacı olan Türkiye'de, sektöründe en büyük şirket durumunda olan Türkiye Şeker
Fabrikaları AŞ'ye bağlı
Kırşehir Şeker Fabrikası'nda
bu üretim sezonunda 65 bin
ton şeker üretilmesi hedefleniyor.
Kırşehir Şeker Fabrikası Müdürü Ziyram Eser, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 yıldır kentte faaliyet gösteren,
bin 16 dekar üzerine kurulu fabrikada 714 kişinin çalıştığını
söyledi.
Eser, 2014 yılı için 3 bin 580 çiftçiyle 97 bin 860 dekarda pancar ekimi yapılması noktasında anlaşmaya vardıklarını anımsatarak, "Çiftçi ile 610 bin ton pancar taahhüdü
yaptık. 25 Eylül'de alımına başladığımız pancarın yaklaşık
150 bin tonunu Çorum'a gönderdik, geri kalan 470 bin
tonunu da fabrikamızda işleyeceğiz" dedi.
Pancar işleme kampanyasının yaklaşık 110 gün süreceğini ifade eden Eser, alımları ocak ayının ikinci haftasına
kadar tamamlamayı planladıklarını bildirdi.
Eser, alımı yapılan 470 bin ton pancarın, belirli işlemlerden geçtikten sonra 465 bin tona düşeceğini belirterek,
"465 bin ton pancarı da işleyerek 65 bin ton şeker elde
edeceğiz. Ayrıca yan ürün olarak 17 bin ton melas, 135 bin
ton da yaş pancar posası elde edeceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin yıllık şeker ihtiyacının yaklaşık 2,5 milyon ton
olduğunu ve üretilen şekerin hemen hemen tamamının
tüketildiğini dile getiren Eser, şöyle devam eti:
"Kırşehir Şeker Fabrikası olarak, ülkemizde tüketilen
şekerin yaklaşık yüzde 3'ünü üretiyoruz. Kampanyamızın
67. günündeyiz ve günde ortalama 4 bin 330 ton pancar
işliyoruz. Ürettiğimiz şekerin tamamı yıl içinde satıldığı için
ambarlarımız her yıl boşalıyor. Talep etiğimiz pancar,
Kırşehir merkez ve Mucur ilçesi, Nevşehir'in Kozaklı ve
Gülşehir ilçesi ile Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçelerinde 118
köyde ekiliyor. Çiftçinin üretim için talebi fazla. Biz ne kadar
kota versek çiftçi eker. Kırşehir, ülke genelinde çiftçinin
pancardan dekar başına elde ettiği gelir bakımından en
yüksek il. Dolayısıyla çiftçinin pancardan vazgeçeceğini
düşünmüyorum. 600 bin ton civarı pancar ekimi her sene
devam eder ve bu konuda bir sıkıntı olmaz." (AA)
4
ANKARA
5 Aralık 2014 Cuma
Büyükşehir, bir yılda
bin kilometre yol açtı
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, 1 Ocak 2014 tarihinden 30 Kasım 2014 tarihine
kadar bin kilometreye yakın yeni yol açım ve malzemeli bakım yapıldı.
HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediyesi
Başkent’te bir yandan mevcut
yollara malzemeli bakım
yaparken, bir yandan da sorumluluk alanına dahil olan yeni ilçe ve
mahallelerde yol açma çalışmalarını hızla sürdürüyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek, seçimlerden önce
verdikleri sözleri bir bir yerine
getirdiklerini belirterek,
“Büyükşehir Belediyesi sınırlarına
yeni katılan ilçeler ile mahalle
statüsü kazanan köyler de dahil
olmak üzere çalışmalarımız hızlı
bir şekilde sürmektedir.
Asfalt çalışması ile birlikte ilçe
ve mahallelerde ihtiyaca göre yeni
yollar açıp malzemeli bakım
yaparak, Ankara’nın her noktasını
ulaşılabilir hale getiriyoruz” dedi.
Başkan Gökçek, “Bir yandan
Bolu-Eskişehir sınırında bulunan,
Ankara’ya 158 kilometre uzaklıkta
olan Nallıhan’dan, KonyaAksaray ve Kırşehir’e komşu 147
kilometre
uzaklıktaki Şereflikoçhisar’a,
diğer uçta Çankırı-Kırıkkale
sınırında bulunan 67 kilometre
uzaklıktaki Kalecik’ten, BoluÇankırı’ya dayanan 77 kilometre
mesafedeki Kızılcahamam’a
kadar merkezlerle mahalle
statüsü kazanan köylere kadar
harıl harıl çalışarak yeni yollar
açıyoruz” diye konuştu.
Çalışmaların gece gündüz
devam ettiğini söyleyen
Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek, “Başkent
genelinde merkez ilçelerde18
ekip, mücavir alan sınırlarındaki
ilçelerde 42 ekip olmak üzere
toplam 60 ekiple geceli gündüzlü
çalışılıyor” diye konuştu.
Gerçekleştirilen çalışmalarla
ilgili bilgi de veren Büyükşehir
Belediye Başkanı Melih Gökçek,
Başkent’te merkez ilçeler ve 30
Mart yerel seçimleriyle
Büyükşehir sınırlarına yeni katılan
ilçe ve mahalle statüsü kazanan
köy yolları dahil, 1 Ocak 2014
tarihinden 30 Kasım 2014 tarihine
kadar toplam 25 ilçede yaklaşık
980 kilometre yeni yol açım ve
malzemeli bakım yapıldığını
söyledi.
Başkan Gökçek yeni yol açım
ve malzemeli bakım çalışmalarının, Büyükşehir Belediyesi
sorumluluk alanlarında olan
cadde ve bulvarlar ile genişliği 12
metre ve üzerinde sokaklarda
gerçekleştirildiğini, ancak vatandaşın mağdur olmaması için bu
özellikler dışında olan sokaklarda
da çalışmalar yaptıklarını anlattı.
“Asfaltta olduğu gibi yol açım
ve malzemeli bakım çalışmalarında da rekora gidiyoruz” diyen
Başkan Gökçek, hava koşulları
uygun olduğu sürece çalışmaların
devam edeceğini belirtti.
Fen İşleri Dairesi Başkanı
Vedat Üçpınar da Büyükşehir
Belediyesi sorumluluk alanına
katılan yeni ilçeler de dahil tüm
ilçe ve mahallelerinde yol açım ve
malzemeli bakım çalışmalarının
yapıldığını anlatarak, “Çalışmalar
vatandaşlardan gelen talepler,
imar planları, yeni yapılaşmaların
yoğun olduğu yerler, nüfus
artışlarına yönelik trafik sıkışıklıklarının yaşandığı bölgelerde
ihtiyaca göre yapılmaktadır” dedi.
Çalışmalar kapsamında,
Ankara Merkezi'ne en uzak
sorumluluk alanındaki noktalar
olan; Nallıhan’a 30 kilometre uzaklıktaki Beydili ile Karahisar arası
yolu yapılırken, Şereflikoçhisar’a
30 kilometre uzaklıkta Çalören
Mahallesi malzemeli bakım,
Kızılcahamam ilçe merkezine 51
kilometre uzaklıkta Bademli
Mahallesi yoluna malzemeli
bakım, Kalecik ilçesine 45
kilometre mesafede Kınık
Demirtaş Mahallesi grup yoluna
malzemeli bakım olmak üzere en
ücra köylere kadar yol açım ve
malzemeli bakım hizmetleri
sürdürülüyor.
Vali Kılıçlar’dan
Çubuk’a ziyaret
Çubuk Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan,
Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar’ı konuk etti.
HABER MERKEZİEmniyet Genel Müdürlüğü görevini yürütürken Ankara
Valiliğine atanan Mehmet Kılıçlar, Çubuk’a gelerek Çubuk
Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan’ı makamında ziyaret
etti. İki gün üst üste ilçeye gelen Vali Kılıçlar’ı belediye
başkanlık binası önünde Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin,
Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan, Ak Parti İlçe Başkanı
Avukat Baki Demirbaş, Belediye Başkan Yardımcıları H.
Hüseyin Karakuş, Zeki Metin, Şükrü Acıelma, Belediye
Meclis Üyeleri ve birim müdürleri karşıladı.
İlçenin tarihi evleri, mesire yerleri ve yaylaları hakkında
bilgi veren Başkan Acehan, proje aşamasında olan bazı
projeler hakkında da görüş alış verişinde bulundu.
Özellikle 1402 Ankara Savaş’ından yola çıkarak ilçede
turizmi hareketlendirmek istediklerini aktaran Başkan
Acehan, “Bizim hedefimiz tarihi ve doğal güzelliklerimizi de
değerlendirerek ilçemizdeki turizmi hareketlendirmektir. Bu
konuda sizin de desteklerinizi ve katkılarınızı alarak çalışmalar yapmak istiyoruz. Bunun için Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Ankara Kalkınma Ajansı, Tarım ve Kırsal
Kalkınmayı Destekleme Kurumları başta olmak üzere tüm
kamu kurumlarımızla görüşüyoruz. İnşallah önümüzdeki
süreçte ortak çalışmalara imza atarız. Üniversitesiyle, doğal
ve tabi güzellikleriyle, her geçen gün gelişen ve büyüyen
tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisiyle tercih edilen bir
ilçe olmak yolunda hızla ilerleyeceğiz. İnşallah sizin önderliğinizde Çubuk’ta her geçen gün güzel gelişmeler yaşanmaya devam edecektir” diye konuştu.
Abdülhakim Arvasi anıldı
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, büyük İslam alimlerinden Abdülhakim Arvasi
hazretleri vefatının 71’inci yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen programla katıldı.
HABER MERKEZİ- Abdülhakim
Arvasi hazretlerini anma programında
Başkan Ak’ın yanısıra AK Parti
Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi,
Arvasi’nin torunu Prof.Dr.Ahmet
Hikmet Üçışık, Eski Sağlık Bakanı
Halil Şıvgın, Keçiören Kaymakamı
Nusret Dirim, Keçiören Müftüsü
Dr.İhsan İlhan ve çok sayıda vatandaş
da hazır bulundu. Programın ilk
bölümünde protokol heyeti Arvasi
hazretlerinin Bağlum’daki mezarını
ziyaret etti. Mezar başında okunan
Kur’an ve edilen duaların ardından
anma programı Bağlum Merkez
Camii’nde devam etti. Okunan Kur’an
tilaveti ve mevlidden sonra, büyük
alimin hayatını anlatan bir sinevizyon
gösterisi sunuldu. Sinevizyonun
ardından Arvasi ile ilgili bir konferans
veren torunu Ahmet Hikmet Üçışık,
“Abdulhakim Arvasi hazretleri kendisine halef tayin etmemiştir. Rahmetli
ile ilgili yalan yanlış bilgiler dolaşıyor.
Necip Fazıl’ın ‘O ve Ben’ isimli
eserinde güzel bilgiler mevcut” dedi.
Bağlum’u çok gelişmiş bulduğunu
belirten ve programın yapıldığı camiiyi
Ayasofya’ya benzeten Üçışık, “Sayın
Belediye Başkanım ve Kaymakamım
gibi genç ve duyarlı şahsiyetleri
tanıdığım için çok memnun oldum”
diye konuştu. Başkan Mustafa Ak ise,
Peygamberimiz Hz.Muhammed’in
(S.A.S) 43’üncü kuşaktan torunu olan
Arvasi hazretlerinin, son asırda
yetişen tasavvuf alimlerinin en önde
gelenleri arasında yer aldığını vurgulayarak “Onun ilim, edep ve irşat
çağrısına her kesimden insan iltica
etmiştir. Üstad Necip Fazıl Kısakürek
onunla tanışmasını ‘Bana yakan
gözlerle bir kerecik baktınız, Ruhuma
büyük temel çivisini çaktınız’ mısralarına dökmüş, ‘Büyük Kapı’ isimli
eserinde de intisap ettiği Arvasi
hazretlerinden ‘20. Asrın nöbetçisi’
diye bahsetmiştir” dedi.
Yenimahalle’de
ilkyardım eğitimi
Mardinliler, Taşdelen’e
ONUR ÖDÜLÜ VERDİ
Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (MAREV), Çankaya
Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e onur ödülü verdi.
Kızılcahamam Kaymakamı
KAZAN TURU ATTI
HABER MERKEZİKazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk,
Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız'ı ağırladı. Ertürk, Kazan'daki gelişmeler hakkında kendisine bilgi verdi. Kaymakam Yıldız’ın Kazan'daki
gelişmeleri ilgiyle izlediği ve takdir ettiği öğrenildi.
Gösterdiği gelişme ile herkesin ilgi odağı olmayı
başaran Kazan, komşu ilçe Kızılcahamam
Kaymakamı Mehmet Yıldız’ı ağırladı. Belediye
Başkanı Lokman Ertürk, ziyaret sırasında
Kaymakam Yıldız’a Kazan'ın 10 yılda aldığı
mesafe, yaşadığı önemli değişim hakkında bilgi
verdi. Birlikte Necmettin Erbakan Parkı, Termal
Otel Kongre ve Sağlık Merkezi, Yarı Olimpik
Yüzme Havuzu, Kent Hamamını gezen ikili daha
sonra çok amaçlı Spor Eğitim Kamp Merkezini
ziyaret etti. Türkiye’nin ilk ve tek müstakil bocce
salonunda bu oyun hakkında bilgi alan
Kaymakam Yıldız, bir süre Başkan Ertürk ile
bocce oynadı. Aile Yaşam Merkezini de gezen
Kaymakam Yıldız Başkan Ertürk’le müzik atölyesinde gitar çaldı.
HABER MERKEZİ-Mardinliler Eğitim ve
Dayanışma Vakfı (MAREV), açılan Mardin
Kültür Evi’nde çok sayıda hayırsever
işadamı, kurum ve kuruluşu bir araya getirdi. Düzenlenen ödül töreninde kuruluş
sürecinde verdiği desteklerden dolayı
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e
onur ödülü verildi.
Düzenlenen törende bir konuşma yapan
MAREV Başkanı İbrahim Aysoy, Vakıf’ın 23
yıllık yolculuğunda birlik, beraberlik ve
dayanışma içinde çok sayıda hizmete imza
attıklarını aktardı. Aysoy, bugüne dek
üniversitelerde eğitim gören 1982 öğrenciye
burs verdiklerini, 3500 aileye yardım elini
uzattıklarını, Mardin’de çok sayıda okul ve
sağlık kurumunda da çağın gerektirdiği
düzenlemeler yaptıklarını sözlerine ekledi.
Mardin Kültür Evi yapım sürecini de kısaca
katılımcılara hatırlatan Aysoy, Çankaya
Belediyesi’nin katkılarının kendileri için
unutulmaz olduğunu ifade etti.
Mardinli hayırseverleri sanat ve siyaset
dünyasından isimlerle bir araya getiren
törende üç kategoride 36 kişi, kurum ve
kuruluşa ödülleri verildikten sonra Mardin
mutfağından örneklerin sunulduğu ikrama
geçildi.
HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi ile Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği (ÇYDD) Ankara Şubesi Yenimahalle halkı çeşitli
konularda bilgilendiriliyor. 4 yıldır devam eden “Çağdaşlık
Eğitim” projesi kapsamında bu kez YENİMEK kursiyerleri
ile vatandaşlara ilkyardımın ABC’si anlatıldı. “İlkyardıma ilk
adım, sağlıklı bir gelecek için doğru adım” başlıklı seminerde NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu Ayşegül Özkonak
tarafından ilk yardımın altın kuralları uygulamalı olarak
gösterildi.
Batıkent Meydan AVM Tiyatro Salonu’nda gerçekleşen
eğitim seminerine ÇYDD Ankara Şube Başkanı Ayfer
Yüksel, ÇYDD Eğitim Birimi Sorumlusu Gülten Erciyas,
YENİMEK kursiyerleri ve Batıkent sakinleri katıldı.
Seminer öncesi kısa bir konuşma yaparak ÇYDD
hakkında bilgiler veren Eğitim Birimi Sorumlusu Erciyas,
“Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş
eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak
amacındayız” dedi.
Sincan’da parklar
kontrol altında
HABER MERKEZİTürkiye’de ilk kez parkları güvenlik kameraları ile
donatan ve internetten canlı izlenmesini sağlayan Sincan
Belediyesi bu kez de parklar için denetim ekipleri kurdu.
Sincan parklarındaki huzurun 7/24 yaşanmasını isteyen
belediye, denetim timleri ile vatandaşa güven veriyor.
444 4 762 numaralı telefondan gelecek şikayetlere anında müdahale edecek olan Denetim Timleri, güvenlik
kameralarını da izleyecek. Kameralarda herhangi bir
olumsuzluğa rastlanması durumunda anında olay yerine
gidecek olan ekipler, ilçe halkının güvenliği için çalışacak.
ANKARA
5 Aralık 2014 Cuma
“Babayiğit
Arayışları”
temasıyla
düzenlenen
oturum 15’inci
MÜSİAD
Uluslararası
Fuarı'nda High
Tech Port CEO
Forum’da
düzenlendi.
Sancak: “Milli otomobili üreteceğiz, herkes müsterih olsun”
‘Babayiğit’ arayışları
aralıksız sürüyor
HABER MERKEZİ15’inci MÜSİAD Uluslararası
Fuarı'nda High Tech Port CEO
Forumda düzenlenen “Babayiğit
Arayışları” temalı oturuma MÜSİAD
Genel Başkanı Nail Olpak, ES Mali
Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı
Ethem Sancak ve Altınay Robot
Teknolojileri Genel Müdürü Hakan
Altınay katıldı. Hakan Altınay oturumun açılışındaki konuşmasında
Türkiye 50 yıldır otomotiv
endüstrisinde önemli kazanımlar
sağladığını, önce montaj endüstrisi
ile başladığını, sonra ürün geliştirme
sürecine geldiğini ve son 10 yıldır
ise Ar-Ge merkezleri ile beraber
sahip olduğu üretme yetkinliğini
teknoloji üretme sürecine doğru
döndürdüğünü aktardı. Altınay,
kendi markamızı ortaya çıkarmayı
arzu ettiklerini belirterek, “Bu kolay
bir şey değil ama özellikle Orta
Avrupa’da ve pek çok dünya
ülkesinde otomotiv endüstrisi
ülkelerin gelişmesinde çok önemli
bir yer tutuyor. Ülkemizin de kendi
markasını bu şekilde olgunlaştırıp
diğer uluslara hizmet edecek şekle
dönüştürmesi lazım. O yüzden
Cumhurbaşkanımızın Başbakan
iken açıkladığı bir konu vardı.
Türkiye’nin ulusal bir markayı oluşturmak için babayiğitlere ihtiyacı var
diye. Türkiye’de bunu yapabilecek
çok sayıda anlayışın olduğunu
düşünüyoruz. Bu konuda üzerine
yeni bir görev almış olan Ethem
Sancak bey bugün aramızda.
Kendisi otomotiv endüstrisinde
önümüzdeki dönem yeni bir yiğit
olacak.” diye konuştu. Ethem
Sancak konuşmasında, “Konu çok
aktüel ve anlamlı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’ın bize misyon olarak yüklediği bir göreve talip olma işi. O
açıdan çok aktüel, çok zor bir iş
babayiğit olmak. Bugün gerçekten
milli otomotiv işine soyunmak
gerçekten babayiğitliktir. Tıpkı Koca
Yusuf gibi, Kurtdereli gibi, Adalı Halil
gibi, ki bunlar biliyorsunuz sırtı yere
gelmemiş cihan pehlivanlarımız. Bu
da güncel olarak böyle bir babayiğitliktir. Şüphesiz naçizane benim
gibi bir fakirin dışında bu işe soyunacak ve bu işi yapabilecek
düzinelerce girişimcimiz artık çok
şükür. Son 12 yılda yaratılan iklimle
beraber oluşturuldu bunlar. Eğer bu
iklim oluşturulmasaydı bu babayiğitler çıkmazdı. Yani siz çölde boyu
bir metreyi bulan mısır yetiştiremezsiniz. Bu bir iklim meselesi, eski
Türkiye’nin ikliminde babayiğit çıkmazdı.” diye konuştu
Ethem Sancak konuşmasını
şöyle sürdürdü: “Şimdi otomotiv
sanayi ile uğraşan bazı meslektaşlarım girişimciler Türkiye’nin 80
yıllık büyük markaları, boş bulunup
yerli otomobil yapmak deliliktir diyorlar, evet kendileri için deliliktir.
Çünkü toplam pazarın yüzde 60’ına
sahip iseniz, dağıtımda ve fasonculukta, Pazar sizin elinizdeyse ve bu
bir uluslararası markaysa siz o konforu kullanarak onlara rakip olamazsınız, yaptırtmazlar. Yapmaya
kalkarsanız o işini kaybedersiniz bu
da deliliktir. Yani davranış olarak bir
insanın kendi işini bile bile kaybetmesi gerçekten deliliktir. O yüzden o saygın iş adamımızın
söylediği kendi açısından doğru.
Eğer ülke ikliminiz buna müsait hale
gelmişse, sanayileşme buna imkan
veriyorsa, sermaye birikimi açısından, mühendislik açısından, bilgi
üretme teknolojileri açısından, yani
artık sizin ülkenizde bir otomotiv
fabrikasının anahtar teslimi, sıfırdan
üretim bandını robotlar şeklinde
geliştirecek ve yapacak Altınay gibi
bir şirket varsa, niye otomobil yapmayasınız? Niye otomobil fabrikası
kurmayasınız?”
Ethem Sancak ayrıca şunları
söyledi: “Ülkeniz kişisel gelir açısından 11 bin doları geçmişse, eğer
ülkeniz 160 milyar dolar ihracat
yapabiliyorsa ve eğer ülkeniz içerde
üretilen 1 milyon araç düzeyine çıkmışsa ve her yıl trafiğimize yüzbinlerce aracın girebileceği satılabileceği bir Pazar varsa, pergeli şöyle
bir çevirdiğinizde 1 saatlik uçuş
mesafesinde 1 milyar insan varsa
çevrenizde bunlara satacak milli bir
araba markası yapmak hiç de delilik
ve zor değil.
Geç bile kaldık. Uzak Doğu’ya
bakın yerli arabası olmayan ülke
kalmadı. Hem de bir tane değil,
düzinelerce marka var. Avrupa’da
araba üretmeyen ülkeyi dövüyorlar.
Türkiye için gerçekten zor diyorlar,
niye zor olsun. Biz 1936 yılında
uçak ürettik ve İngiltere’den sipariş
aldık.”
Ethem Sancak “Biz milli arabayı
da yapacağız, milli motoru da
yapacağız, milli tankı da yapacağız,
10 bin kilometreyi geçen balistik
milli füzeyi de yapacağız, Batı ne
yaptıysa bir fazlasını yapacağız. Biz
de o güç var. Bunları yapabilecek
bir düzine girişimcimiz var. Şimdi
mevzu olmadığı için onların isimlerini söyleyemiyorum. Hiç bir şey
yapamazsak bir düzine girişimci bir
araya geleceğiz ve yapamaz diyenleri utandıracak şekilde bunları
yapacağız. Herkes müsterih olsun.”
iye konuştu.
Yenimahalle Sağlık İşleri’nden
KIŞ İÇİN SAĞLIK UYARISI
Çankaya’da sorunsuz bir
kış için hazırlık yapıldı
HABER MERKEZİVatandaşların kış ayını sorunsuz geçirmelerini
hedefleyen Çankaya Belediyesi ekipleri tüm birimleriyle teyakkuza geçti.
İlçe genelinde yer alan 124 mahallede bıçaklı
kar küreme ve tuz serpme aracından, ünimoglara,
buzlanmaya karşı solüsyon aracından çeşitli noktalara konulacak tuz çadırlarına kadar her ayrıntıyı
düşünen Çankaya Belediyesi, bu sene de tüm
hazırlığını tamamladı.
Merkezi konumlarda bulunan bıçaklı kar
küreme ve tuz serpme aracıyla tüm cadde ve
sokak yollarının açımını sağlayacak olan Çankaya
Belediyesi ekipleri, bu iş için 42 kar küreme
aracını hazır bulunduruyor. Buzlanmaya karşı tedbirlerini alan belediye, 7 adet solüsyon aracıyla
buzlanan yollara anında müdahale edecek.
Kar temizleme araçları olan ünimoglar, BirlikKırkkonaklar, Sokullu-Dikmen, Cebeci-Aşıkpaşa,
Dikmen-Keklikpınarı, Akpınar-Karapınar, HilalYıldız-Yukarı Dikmen aksları olmak üzere 6 ayrı
bölgede yer alacak. Diğer 3 ünimog da ana bulvarlar üzerinde yolları araç trafiğine açacak.
Karla mücadeleyi her yıl olduğu gibi bu yıl da
sorunsuz atlatabilmek için tüm birimlerini seferber
eden Çankaya Belediyesi bölge genelinde 500
işçiyle tüm merdivenli yolların ve tretuvarların temizliği çalışmasında görev alacak.
Karla mücadele çalışmasında büyük önem
taşıyan tuzlama için tuz çadırı ve tuz varili uygulamasını hayata geçiren Çankaya Belediyesi, 500
adet tuz varili ile stoklarında bulunan 7 bin 500
ton tuz ve 100 ton solüsyon malzemesi ile hazırlıklarını tamamladı.
HABER MERKEZİHavaların soğumasıyla birlikte oluşabilecek sağlık
sorunlarını önlemek
amacıyla açıklamalarda
bulunan Yenimahalle
Belediyesi Sağlık İşleri
Müdürlüğü görevlisi Dr.
Murat Emre Vuran vatandaşa uyarılarda bulundu.
Vuran, mevsim geçişlerinde meydana gelen ani
hava değişikliklerinin
vücutta kısa süreli ısı farklılıklarına neden olduğunu
ve bunun da vücudun
strese girmesine yol
açarak savunma sistemini
zayıflattığını belirterek,
“Sıklıkla mevsim geçişlerinde vücudun savunma
mekanizmasında düşüş
görülür. Buda vücudun
direncini düşürerek, bazı
hastalıkları tetikler.
Özellikle de gribal salgınlara neden olur. Grip virüsleri birçok insanı
etkilemesinin yanı sıra
özellikle kronik hastalığı
olan kişiler için daha fazla
risk oluşturur. Grip virüsü,
kalp hastalığı, hiper tansiyon ve şeker gibi kronik
hastalık grubunda çok
daha hızlı ilerleyerek zatürreye dönüşebilir. Hatta
zatürre ilerleyen zaman
içerisinde ağırlaşarak,
ölüme sebep olabilir. Bu
yüzden kronik hastalığı
bulunanlara, 65 yaş üstü
kişilere ve küçük çocuklara grip aşısını öneriyorum” dedi.
Ani değişen sıcaklık ve
nem oranı yüzünden kişilerde uykusuzluk, halsizlik,
yorgunluk ve depresyonun
da sıkça görüldüğünü ve
bunun psikolojik ve hormonal dengeleri bozabileceğine dikkat çeken
Doktor Vuran, “Dışarıda ki
sıcaklığı hissetmek ve
algılamak her insanda
farklılık gösterir. Yani
fizyolojik nedenlere
psikolojik etkenler de
eklendiğinde, hissedilen
sıcaklık kişiden kişiye göre
değişebilir. Bu yüzden kış
mevsimini daha rahat
atlatabilmek için, düzenli
spor yapmak gerekir. Spor
bağışıklık sistemini
güçlendirerek, mevsim
geçişlerini daha rahat
atlatabilmenizi sağlar”
ifadelerini kullandı.
Uyarılarına devam eden
Vuran, “Sadece sağlıklı
besinler tüketmek önemli
değil, bunları düzenli
tüketmek de önemlidir.
Vitamin ve mineral yönünden zengin yiyecekler
tüketilmeli ve yemek saatlerine sadık kalarak,
yemeklerden önce su
tüketmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca yemeklerden önce de eller mutlaka
yıkanmalıdır” dedi.
5
İç Anadolu Gençlik Federasyonu
Başkan Akgül’ü ziyaret etti
HABER MERKEZİMamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, İç Anadolu
Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Ümit Hakan Cenik ve
yönetimini makamında konuk etti. Mamak Belediyesi’nin
gençliğe dair hayata geçirdiği yatırımlar ve gençlik projeleri
hakkında bilgi alan heyet, belediyenin gençlik etkinliklerine
destek vereceklerini belirttiler. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirten Akgül, gençlerin toplumun temelleri
olduğunu ve gençlerin yararına olabilecek çalışmalarda
federasyona destek olabileceklerini kaydetti.
Mamak’ta gençlerin geleceğine yatırım yaptıklarını
kaydeden Akgül, bilgi evleri, gençlik merkezleri ve spor
yatırımlarını hayata geçirerek, gençlerin kişisel gelişimine
önemli derecede katkı sağladıklarını söyledi. Akgül,
“İlçemiz pırıl pırıl gençlerle dolu. Gerek bilgi evlerimizde
gerekse gençlik merkezlerimizde gençlerin yaşam kalitesini
arttırmayı, onları ilgi alanları doğrultusunda yönlendirmeyi,
ufuklarını genişletmeyi, sosyal ve nitelikli bireyler olarak
hayata hazırlamayı ilke edindik. Biz merkezlerimizde boş
zamanlarını güzel geçiren, iyi şeyler öğrenebilen ve paylaşımcılığın arttığı gençliği hedefledik. Gençlerimiz merkezlerimizde spor yapabilir, isterlerse de eğitim alabilirler” diye
konuştu. Ziyaret sonunda Akgül’e, Federasyon Başkanı
Cenik tarafından Mamak bölgesinde gençlikle ilgili yapmış
olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür plaketi takdim edildi.
Ceylan’a hemşeri ziyareti
Kızılcahamamlılar Derneği’nden Türkiye
Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcılığı
görevini üstlenen Kızılcahamamlı Adem
Ceylan'ı hemşeri ziyareti gerçekleştirildi.
GÜLHAN ÇUKURAnkara Dernekler Federasyonu başkan vekili ve
Kızılcahamamlılar Derneği Genel Başkanı Beyhan Sarı ve
Yönetimini heyet halinde, yeni görevine başlayan Adem
Ceylan'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundular.
Ziyarette konuşan Ankara Dernekler Federasyonu
Başkan vekili ve Kızılcahamamlılar Derneği Genel Başkanı
Beyhan Sarı; "İlçemizin yetiştirdiği ender şahsiyetlerden
biri olan eski İl Özel İdaresi genel sekreterimiz Adem
Ceylan'ın bölgesinde yapmış olduğu üstün ve başarılı
çalışmalarını hepimiz bilmekteyiz. Verilen bu görevde de
üstün başarılar sağlayacağından eminiz. Bizler çıkmış
olduğumuz bu yolda hemşerilerimizin her zaman yanlarında olduk ve olmaya devam edeceğiz, bu duygu ve
düşüncelerimle; Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter
Yardımcılığı görevine atanan Hemşerimiz Adem Ceylan'ı
bir kez daha tebrik ediyor yeni görevinde başarılar diliyorum" dedi.
Çankayalı miniklere
SERAMİK DERSİ
HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi’nin bünyesinde bulunan 11
Gündüz Çocuk Bakımevi’nde, eğitimlerini sürdüren
çocuklar seramik dersi alıyor.
Halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinen seramik çamuru olan Şamotlu ile şekiller yapan
çocuklar hem el kaslarını güçlendiriyorlar hem de hayallerinde oluşturdukları imgeleri bir şekle dönüştürüyorlar.
Çankaya Belediyesi’nin gündüz çocuk bakımevine devam
eden 3-6 yaş arası tüm çocukların katıldığı dersleri, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencilerinden Serhan Özge, Handan Hançer ve Derya
Koçdurmuş veriyor. Hafta içi her gün bir gündüz
bakımevinde çocukların hayal dünyasına ortak olan eğitmenler, 3 yaş grubuna 20 dakikalık 4-5-6 yaş aralığına ise
30 ila 45 dakika arasında değişen zaman diliminde dersler
veriyorlar. Eğitimlerini keyifli anlarla renklendiren minikler, 1
aylık derslerin sonunda istedikleri şekilleri oluşturmaya
başlarken bir işi başarabilmenin hazzını da aynı anda
yaşıyorlar.
6
EKONOMİ
5 Aralık 2014 Cuma
Türkiye'de
otomobil
pazarı 2014 yılı
Ocak-Kasım
döneminde
geçen yılın
aynı dönemine
göre yüzde 15,
hafif ticari araç
pazarı yüzde
10,5 geriledi.
Otomotiv pazarı 11 aylık
dönemde yüzde 14 daraldı
İSTANBUL- Otomotiv Distribütörleri
Derneği'nden (ODD) yapılan açıklamaya göre,
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam
pazarı, 2014 yılı Ocak - Kasım döneminde bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,23
azalarak 620 bin 692 olarak gerçekleşti. Geçen
yıl on bir aylık dönemde toplam pazar 723 bin
660 olmuştu.
Otomobil satışları, 2014 yılı Ocak-Kasım
döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 15,29 azalarak 477 bin 277’ye geriledi.
2013 yılı on bir aylık dönemde satış 563 bin 456
olarak gerçekleşmişti.
Hafif ticari araç pazarı, 2014 yılı on bir aylık
dönemde geçen yıla göre yüzde 10,48 azalarak
143 bin 415’e geriledi. Geçen yıl satış 160 bin
204 olmuştu.
Kasım'da otomobil ve hafif ticari araç pazarı
yüzde 1,66 arttı
2014 yılı kasım ayı otomobil ve hafif ticari
araç pazarı 80 bin 621’e ulaştı. 79 bin 301 olan
2013 yılı Kasım ayı otomobil ve hafif ticari araç
pazar toplamına göre satışlar yüzde 1,66 oranında arttı.
Kasım ayında otomobil satışları bir önceki
yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 azalarak 59 bin
695 olarak gerçekleşti. Hafif ticari araç pazarı
kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde
37,82 artarak 20 bin 926 seviyesine ulaştı.
Bu yılın on bir aylık dönemde, 1600cc altındaki otomobil satışlarında yüzde 14,53, 1600 2000cc aralığında motor hacmine sahip otomobil satışlarında yüzde 31,45 ve 2000cc üstü otomobillerde yüzde 6,25 daralma görüldü. Ocak Kasım döneminde, 85kW altı 21 adet, 121kW
üstü ise 16 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşti.
2014 yılı on bir aylık dönemde, otomobil
pazarında ortalama emisyon değerlerine göre en
yüksek paya yüzde 39,08 oranıyla 100 - 120
gr/km arasındaki otomobiller 186 bin 516 adet
ile sahip oldu. Ocak - Kasım döneminde, dizel
otomobil satışlarının payı yüzde 61,71'e,
otomatik şanzımanlı otomobillerin payı ise
yüzde 46,07'ye yükseldi.
2014 yılı Ocak - Kasım döneminde otomobil
pazarı segmentinin yüzde 83,82'sini yine vergi
oranları düşük olan A, B ve C segmentlerinde
yer alan araçlar oluşturdu.
Segmentlere göre değerlendirildiğinde, en
yüksek satış adetine yüzde 52,15 pay alan C
(248 bin 901 adet) segmenti ulaştı. Kasa tiplerine göre değerlendirildiğinde ise, en çok tercih
edilen gövde tipi yine Sedan otomobiller (yüzde
47,38 pay, 226 bin 111 adet) oldu.
Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 2014 yılı
ilk çeyreğinde yüzde 24,46, ikinci çeyreğinde
yüzde 25,12 ve üçüncü çeyreğinde yüzde 8,78
daraldı.
(AA)
Gemi ve yat ihracatı 11 ayda
1,1 milyar doları aştı
Gambiya, Türk yatırımcı
ve girişimcileri bekliyor
BANJUL- Türkiye'nin Banjul Büyükelçisi Ergin Soner,
Gambiya'nın Türk girişimci ve iş adamları için fırsat
olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Yahya Jammeh'in
de yatırım yapmak isteyen firmalara her türlü kolaylığı
sağlayacağını söyledi. Soner, "Cumhurbaşkanı Jammeh,
buradaki raflarda peynirinden, toplu iğneye kadar Türk
ürünü görmek istiyor" dedi.
AA muhabirine açıklamada bulunan Büyükelçi Soner,
Türkiye-Gambiya ticari ve siyasi ilişkilerini değerlendirdi.
Özellikle Cumhurbaşkanı Jammeh'in geçen şubatta
Türkiye'yi ziyaretinin ardından ilişkilerin ivme kazandığını
ifade eden Soner, Gambiya'nın Türkiye'den uzakta 2
milyonluk toplam nüfusuyla küçük bir ülke olmasına rağmen, ülke genelinde Türkiye sevgisinin çok büyük
olduğunu anlattı. Soner, "400 yıl süren İngiliz sömürgeciliğinin ardından 1965 yılında bağımsızlığını kazanan bir
ülke Gambiya. Bu ülkeyi ilk tanıyan ülkelerden biri de
Türkiye Cumhuriyeti. 3 sene öncesine kadar büyük elçilik açılması nasip olmamış. biraz geç kalmışız. Keşke
bunu daha önce yapabilseymişiz. Bu da bizim şimdi ne
kadar doğru bir iş yaptığımızın başka bir göstergesi"
dedi. Jammeh'in Türkiye ziyareti, iki ülke arasında imzalanan anlaşmalar, sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlu'nun Gambiya ziyareti ve Türk savaş gemilerinin Banjul limanına gelişinin büyük önem taşıdığını
kaydeden Büyükelçi Soner, şunları söyledi:
"Gambiya, 15 üyesi ve 300 milyondan fazla nüfusun
olduğu Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun bir
üyesi. Gambiya ile ikili ilişkilerimiz gelişirken, bu ikili
düzeyde kalmayacak, Gambiya üzerinden Türk özel firmaları, rahatlıkla bu 300 milyonluk pazara ulaşabilecekler. Cumhurbaşkanı Yahya Jammeh, her türlü yardıma
ve kolaylığı sağlamaya hazır. Türk şirketlerinin buradaki
serbest bölge imkanlarından yararlandırmak istiyorlar.
Bütün mesele özel sektör firmalarımızın gelip burada işe
başlaması."
Büyükelçi Ergin Soner, Gambiya Cumhurbaşkanı
Yahya Jammeh'in Türkiye sevgisinin son derece yüksek
olduğunu belirterek, bir görüşmede, "Ben buradaki
raflarda, peynirinden, toplu iğnesine kadar Türk ürünleri
görmek istiyorum" dediğini aktardı. Bu aşamada Türk
Hava Yolları'nın da direk uçuş düzenlemesinin ikili ticaret
ilişkilerinin gelişmesinde büyük önemi olduğuna işaret
eden Soner, şöyle devam etti: "Gambiya'nın en büyük
beklentisinden biri, Türk Hava Yolları'nın hiç olmazsa
hafta bir defa buraya uçmaya başlaması. Bu durum, iki
ülke arasında mal ve insan sirkülasyonuna ve ticaretin
gelişmesine yardımcı olacak, daha çok sayıda iş
adamlarımız buraya gelip, piyasayı görüp ölçebileceklerdir." (AA)
BURSA - HALUK YÜKSEL - Gemi ve yat sektörünün ihracatı, yılın 11
ayında, geçen senenin aynı
dönemine göre yüzde 4,6'lık
artışla 1 milyar 116 milyon
816 bin dolara yükseldi.
Geçen yılı 1 milyar 163
milyon 591 bin dolarlık dış
satımla kapatan sektör, 2014
sonunda yeni bir rekora imza
atma yönündeki beklentileri
güçlendirdi.
AA muhabirinin, Türkiye
İhracatçılar Meclisi kayıtlarından derlediği bilgilere göre,
2013'ün ocak-kasım döneminde 1 milyar
67 milyon 918 bin dolar olan sektör dış
satımı, bu yılın aynı döneminde yüzde
4,6'lık artışla 1 milyar 116 milyon 816 bin
doları buldu. Geçen sene kasım ayında
ise 58 milyon 767 bin dolar olan gemi ve
yat ihracatı, bu yılın aynı ayında yüzde
8,7'lik yükselişle 63 milyon 882 bin dolara
çıktı. Dalgalı bir seyir izleyen gemi ve yat
sektörünün dış satımı, yıla ocak ayındaki
yüzde 11,3'lük artışla başlamış, şubatta
yüzde 45,1 oranında düşmüş, martta
yüzde 5,1; nisanda yüzde 161; mayısta
ise yüzde 46,4 artış kaydetmişti. Bu tarihten itibaren düşüş trendine giren sektör
ihracatı, haziranda yüzde 17,3; temmuzda
yüzde 7,3; ağustosta yüzde 21,2, eylül
ayında ise yüzde 36,4 gerilemişti.
Ekim ayındaki ihracat artışı ise yüzde
267,1 ile yılbaşından bu yana en yüksek
artış oranı olarak kayıtlara geçmişti.
Sektör dış satımının yarısından
fazlasını karşılayan İstanbul'un geçen yılın
ilk 11 ayında 667 milyon 284 bin dolar
olan ihracatı, bu senenin aynı döneminde
yüzde 15'lik artışla 767 milyon 394 bin
dolara ulaştı. İstanbul, Türkiye'nin toplam
gemi ve yat ihracatından yüzde 68,71 pay
aldı. İstanbul'a yakın gelecekte rakip olacağı yönünde tahminler yapılan
Yalova'nın, geçen yılın ocak-kasım döneminde 281 milyon 202 bin doları gören
ihracatı ise bu senenin aynı döneminde
yüzde 17,62'lik düşüşle 231 milyon 663
bin dolara geriledi. Yalova'nın sektörün
toplam ihracatından aldığı pay ise yüzde
20,75 olarak gerçekleşti. (AA)
Ortadoğu’nun elektrik
direği Türkiye’den gidecek
ANKARA - Göksel YıldırımDiyarbakır'da kurulacak aydınlatma
ve enerji nakil hattı direk galvanizleme
tesisi ile özellikle Ortadoğu ve komşu
ülkelerdeki ihtiyacın bir kısmının
karşılanması amaçlanıyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre,
Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesindeki
Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet
gösteren Mina Galvaniz Taah. İnş.
Elek. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. artan
piyasa talepleri ve mevcut tesisin
yetersiz kalmasından dolayı ek
yatırım kararı aldı.
Şirket mevcut tesisin hemen
yanında Poligon Aydınlatma Direkleri ve
Enerji Nakil Hattı Direkleri Galvanizleme
Tesisi kurmak için harekete geçti.
Tesiste, poligon aydınlatma direkleri ve
enerji nakil hattı direkleri galvanize üretilerek piyasaya sunulması planlanıyor.
Yapılacak üretimle özellikle Ortadoğu ve
komşu ülkelerdeki ihtiyacın bir kısmının
karşılanması amaçlanıyor.
Tesiste, yılda 48 bin ton poligonal
aydınlatma direği, yuvarlak konik aydınlatma direği, dekoratif aydınlatma direği,
projektör ve alan direği, özel amaçlı
direk, enerji nakil hattı boru direği, yol
bariyer korugan direği, çelik konstrüksiyon direği üretilmesi öngörülüyor. (AA)
Bakan Işık: “Enflasyon
hız kesti” diyebiliriz
BAKÜ - Bilim,
Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
Fikri Işık, kasım
ayı enflasyon
rakamlarıyla ilgili,
"enflasyonun hız
kestiğinin"
söylenebileceğini
belirterek, "Bütün
rakamlar 2015'in
enflasyonla
mücadelede
2014'e göre daha
iyi bir yıl olacağını
gösteriyor. Orta
vadedeki hedefe
yaklaşacağız"
dedi.
Bakü'de düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Örgütü (KEİ) Bilim ve Teknoloji Bakanları Toplantısı sonrasında, kasım ayı enflasyon rakamlarını basın mensuplarına değerlendirdi.
Rakamların, "orta vadedeki hedeflerin gerçekleştirildiğini gösterdiğini" ifade eden Işık şöyle konuştu:
"(Enflasyon hız kesti) diyebiliriz. Açıklanan rakamlar
bu yönde. Özellikle yurtiçi üretici fiyatlarındaki düşüş,
önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarının da aşağı doğru
düşeceğini gösteriyor. 2014, enflasyon açısından
başarılı bir yıl olmadı. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı
17-25 Aralık süreci ve bunun oluşturduğu kur artışları,
Fed kaynaklı dalgalanma ile birleşince enflasyona ciddi
bir yük bindirdi. Bu arada bu yılki kuraklıktan dolayı
gıda fiyatlarındaki artış ilave yük bindirince enflasyonla
mücadelede 2014 zor bir yıl oldu. Ama bütün rakamlar,
2015'in enflasyonla mücadelede 2014'e göre daha iyi
bir yıl olacağını gösteriyor. Orta vadedeki hedefe yaklaşacağız." (AA)
Kocaeli, yılın 11 aylık
döneminde 11,4 milyar
dolarlık ihracata imza attı
KOCAELİ - Türk imalat sanayisinin yaklaşık yüzde
15'ini barındıran Kocaeli, yılın 11 aylık döneminde 11,4
milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, geçen yılın ocak-kasım dönemindeki
11 milyar 649 milyon 78 bin dolarlık ihracat, bu yılın
aynı döneminde yüzde 2,3'lük azalışla 11 milyar 378
milyon 726 bin dolara geriledi.
İstanbul ve Bursa'nın ardından en fazla ihracat
yapan üçüncü şehir olan Kocaeli, ülke genelindeki ihracatın yüzde 8,2'sini karşıladı.
Toplam kent ihracatının yaklaşık yüzde 75'ine denk
gelen 8 milyar 477 milyon 736 bin dolarlık kısmını
"kimyevi maddeler ve mamulleri" ile "taşıt araçları ve
yan sanayi" sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar
gerçekleştirdi.
İlk sıradaki kimya sektörünün ihracatı 4 milyar 511
milyon 667 bin dolar, ikinci sıradaki otomotiv sektörünün ihracatı ise 3 milyar 966 milyon 69 bin dolar
olarak kayıtlara geçti.
Kentten yılın 11 aylık periyodunda en fazla dış satım
yapılan ülke, 1 milyar 109 milyon 759 bin dolarla
İngiltere oldu. Söz konusu dönemde bu ülkeye yapılan
ihracat yüzde 15 artış gösterdi.
İngiltere'yi 873 milyon 735 bin dolarla Mısır, 804
milyon 729 bin dolarla Almanya, 743 milyon 167 bin
dolarla Malta, 539 milyon 823 bin dolarla Fransa takip
etti. (AA)
Mücevher ihracatında rekor
ADANAKasım ayında
mücevher
ihracatı,
geçtiğimiz
yılın aynı ayına
göre yüzde
117'lik artışla
520 milyon
776 bin dolar
gerçekleşerek
son 14 yılın
aylık bazda en
yüksek
rakamına
ulaştı. Sektör, 11 aylık toplam ihracatta ise geçen yıl
gerçekleşen ihracat rakamının yüzde 20 üzerine çıktı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden derlenen bilgilere göre, kasım ayında toplam ihracat rakamı yüzde
6,4 azalarak 12 milyar 875 milyon dolar seviyesinde
gerçekleşti. Birçok sektörün ihracat rakamlarında
düşüşler yaşanırken mücevher ihracatında ise rekor
artış yaşandı. Ocak ayında 154 milyon dolarlık
mücevher ihracatı şubatta yüzde 5, haziranda yüzde
11,5 oranında düşerken en büyük düşüş yüzde 28,5 ile
temmuz ayında yaşandı.
Düşüşün ardından toparlanan mücevher ihracatı
ağustos ayında yüzde 6,7 artış gösterdi. Eylülde yüzde
98,6'lık artışla 9 ayın en yüksek seviyesine ulaşan
mücevher ihracatı, ekimde yüzde 70,4'lük artışla yükselmeye devam etti.
Kasım ayında ise rekor artış yaşandı. Geçtiğimiz yılın
kasım ayında 239 milyon 853 bin dolar gerçekleşen
mücevher ihracatı bu yılın kasım ayında yüzde 117
artarak aylık bazda son 14 yılın en yüksek rakamı olan
520 milyon 776 bin dolar seviyesine ulaştı. 11 aylık
toplam ihracat rakamı ise 2 milyar 721 milyon dolar
gerçekleşerek 2013 yılı toplam mücevher ihracat
rakamı olan 2 milyar 253 milyon dolarlık seviyenin
yüzde 20 üstüne çıkmış oldu.
EKONOMİ
5 Aralık 2014 Cuma
Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker, "Dünyada
yılda 1 milyar 300
milyon ton gıda israf
ediliyor. Bu gıdayla
halen açlık çeken 1
milyar insanın
karnının doyması
pekala mümkün. Gıda
üretimi kadar belki
ondan daha önemli
olan gıda alanındaki
israfla mücadeledir"
dedi.
Eker: “Dünyada 1,3 milyar
ton gıda israf ediliyor”
İSTANBUL- Bakan Eker, "D-8 5. Gıda
Güvenliği Tarım Bakanları Toplantısı"nda konuştu.
İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarının gıda ve
beslenme olduğunu belirten Eker, gıdaya erişim ve
gıda dağıtımında yaşanan sorunlardan dolayı bu
ihtiyacın karşılanmasının zorlaştığını, ayrıca stratejik önem kazandığını kaydetti.
Eker, dünya nüfusunun artmasının, kırsal alandan kentsel alanlara doğru nüfus hareketlerinin,
toprak ve su gibi doğal kaynakların sınırlı
olmasının, küresel ısınma ve ülkeler arası göç gibi
faktörlerin bu konuda karşılaştıkları temel zorluklardan sadece bazıları olduğunu dile getirdi.
Uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan
raporlara göre 7,2 milyar civarındaki dünya
nüfusunun 2050 yılında 9,3 milyara ulaşmasının
beklendiğini vurgulayan Eker, şunları söyledi:
"Gıdaya bağlı önemli sorunlar oluşmaması için
aynı dönemde tarımsal üretimde yüzde 70 civarında bir artış sağlanması gerektiği hesaplanmak-
tadır. Bu üretim artışının ağırlıklı olarak gelişmekte
olan ülkelerde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
Son dönemde uluslararası kuruluşlarca açıklanan
fiyatlar incelendiğinde ciddi bir krizin olmadığı
görülmekle birlikte dünyadaki daha önce
yaşadığımız tarım ve gıda güvenliği konusundaki
krizler ve ekonomik problemler meseleyi dikkatle
izlememiz gerektiğini ortaya koymaktadır."
Eker, tarımsal ürünlerin, sanayi ürünleri gibi çok
kısa sürede istenilen düzeyde üretilemediğine
dikkati çekti. Tarımsal üretim sürecinin belli bir
zaman aldığını ve iklim, toprak, su gibi
hükmedilmesi kolay olmayan girdilere bağlı
olduğunu anımsatan Eker, "Eğitimli iş gücü de
önemli bir girdidir. Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi, ulusal ve küresel anlamda iyi bir planlamayı
gerektirmektedir. Yeterli gıda üretiminin gerçekleştirilmesi tek başına gıda güvenliğinin sağlanması için yeterli değildir. Gıdanın kolay erişilebilir
olması da önemlidir" diye konuştu.
Eker, ülkelerde genel güvenlik ve refahın
sağlanmasında en önemli unsurun gıda güvenliği
olduğuna işaret ederek, "Eğer gıda güvenliği
sorunu varsa bu sorun tüm ülkelerin sorunudur.
Çözüm önerileri oluşturmak için D-8 ülkeleri olarak
birlikte hareket etmemiz gerekmektedir" çağrısında bulundu. D-8 ülkelerinin nüfusunun, dünya
nüfusunun yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturduğunu
hatırlatan Eker, şu bilgileri de paylaştı:
"Nüfus büyüklüğü açısından D-8 dünyada
önemli bir yere sahiptir. D-8'deki toplam iş
gücünün yaklaşık yüzde 30'undan fazlası tarım
sektöründe istihdam edilmektedir. İstihdamdaki
yüksek payına rağmen, tarım sektörünün ülke
ekonomilerine katkısı ise sınırlı düzeyde gerçekleşmektedir. Tarım alanında yüksek istihdama
karşın ekonomideki payın düşük olması tarım sektöründeki en önemli sorunlardan birinin düşük verimlilik olduğunu göstermektedir." (AA)
Fiyatı düşen limon
“yatağa” girdi
Sanayiciden raylı
sistem ithaline tepki
ANKARA - OSTİM Organize Sanayi Bölgesi
(OSTİM OSB) Başkanı Orhan Aydın, mevzuatta
yüzde 51 yerlilik şartı olmasına rağmen raylı sistemleri ithal eden belediyeleri eleştirerek,
"Şartname tuzakları ile yerli firmaları işi alamaz hale
getiriyorlar. Biz imtiyaz değil, eşitlik istiyoruz" dedi.
Gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya
gelen Aydın, OSTİM OSB'nin projeleri hakkında
bilgi verdi.
"Sanal çatı altında tek fabrika kuracağız"
"Sanal Fabrika"yı hayal ettiklerini belirten Aydın,
proje sayesinde OSTİM'deki bütün işletmelerin
duvarlarını kaldırmayı düşündüklerini söyledi. Sanal
bir çatı altında tek fabrika kuracaklarını dile getiren
Aydın, "Bu fabrikanın bütün takımlarını, tezgahlarını, adamlarını, malzemelerini, yeteneklerini
bir yazılıma çeviriyoruz. Bu bizim fabrikamız oluyor.
Biz bu fabrikayla dışarıdan siparişe açık hale
geliyoruz. Kim, ne isterse bize talebini söylüyor. Biz
onun kendi içimizde nasıl yapılacağı konusunda
çalışıyoruz. Hangi takım, tezgah ne üretiyor, nasıl
üretiyor, en uygun fiyat, en ucuz fiyat... Onları
bulup karşı tarafa fiyatı verip, işi yapıyor, ürünü
dünyanın neresinden istenirse oraya teslim
ediyoruz" diye konuştu.
Konuyla ilgili yazılımların kurulduğunu kaydeden
Aydın, deneme çalışmalarına yıl sonu itibarıyla
başlamayı düşündüklerini bildirdi.
Raylı sistemlerin üretiminde yerli ürün kullanılması konusuna da değinen Aydın, OSB'deki raylı
sistemler kümelenmesinin Türkiye'nin ihtiyacından
kaynaklı olarak kurulduğunu söyledi.
Türkiye'nin raylı sistemleri ithal ettiğine işaret
ederek kümelenmenin kuruluş öyküsünü anlatan
Aydın, Ankara metrosunun 100 parçasını
OSTİM'de monte ettiklerini dile getirdi.
Bir vagonun da tamir, bakım ve onarımını yaptıklarını kaydeden Aydın, "İş, Ankara Büyükşehir
Belediyesinden Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığına gitti. Biz bakanlıkla
diyaloğa girdik. Onlar dediler ki 'Biz bunu bir an
önce satın alıp Ankara metrosunu hizmete sokacağız.' Biz de 'Buna yerli çözümler üretilebilir'
dedik. Bir sürü mazeret, bürokrasi... Biz bunun
mücadelesini kesinlikle bırakmadan yüzde 51 katkı
oranını şartnameye koydurduk" dedi. (AA)
MERSİN- Türkiye'deki limon üretiminin
yüzde 65'inin karşılandığı Mersin'de hasat
edilen ürünlerin büyük bölümü yaz aylarında
daha yüksek fiyattan değerlendirilmek üzere
"yatak limon" haline getiriliyor.
Yaz aylarında 7 ile 10 liraya kadar çıkan
limonun kilogram fiyatı hasat döneminin
başlamasıyla inişe geçti. Kilogramı 75 kuruşa
kadar düşen limondan daha fazla kazanç
elde etmek isteyen üreticiler ise ürünlerini
"yatak" olarak adlandırılan yöntemle saklama
işlemlerine başladı.
Mersin'den hasat edilen ürünler
özel kağıtlara sarılarak uygun
hale getirildikten sonra saklanması için Nevşehir ve
çevresindeki mağaralara
gönderilecek. "Yatak
limon" adı verilen bu
ürünler yaz döneminde
piyasaya sürülecek.
Silifke Ziraat Odası
Meclis Başkanı
Durhasan Akarca, AA
muhabirine yaptığı
açıklamada, yatağa
hazırlama işlemlerinin
limon hasadıyla birlikte başladığını söyledi.
İlçe genelinde yaklaşık
20 bin dönüm araziden 80 bin ton
ürün hasadı yapılacağını ifade eden Akarca,
"Üretilen limonun yaklaşık yüzde 10'luk
kısmı hasat edilir edilmez piyasaya arz
ediliyor. Kalan bölümün çok büyük kısmı ise
yatak limon olarak depolanıyor" dedi.
Yatak limonun üreticiye dalında satılan
üründen en az 2 kat daha fazla kazanç
sağladığını aktaran Akarca, bu limonların
gelecek yılın eylül ayına kadar saklanabildiğini söyledi.
SİLİFKE'DE DE SAKLAMA
İMKANI ARTIYOR
Akarca, yatağa alınan limonların genellikle
Nevşehir ve çevresindeki mağaralarda ve
soğuk hava depolarında saklandığını belirterek, bunun hem
ulaşım hem de işçilik açısından büyük maliyet yarattığını
ifade etti.
Maliyetlerin azalması
için Kırobası
Mahallesi'nde yeni
soğuk hava deposu
yatırımlarının
başladığını
aktaran Akarca,
"Bu soğuk hava
depolarında
limon, nar gibi
ürünler saklanmaya başladı.
Buradaki depolarda
ürün kaybı Ürgüp'e
göre çok daha az
oluyor" dedi. Kırobası'nda şu anda 700 bin
sandık kapasiteli 14 soğuk hava deposu
bulunduğunu vurgulayan Akarca, depoların
çoğaltılması gerektiğini sözlerine ekledi.(AA)
Akkuyu’nun elektriği
220 kilometre yol gidecek
ANKARA- Göksel Yıldırım- Akkuyu
Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) üretilecek
elektrik 220 kilometrelik iletim hattıyla
Konya'ya taşınacak.
Alınan bilgiye göre, Türkiye Elektrik İletim AŞ
tarafından, enerji taleplerinin kesintisiz
karşılanması ve uzun vadede karşılaşılabilecek
enerji darboğazının engellenmesi amacıyla
Akkuyu NGS'de uretilecek enerjinin enterkonnekte sisteme dahil edilerek ekonomiye
kazandırılması amacıyla kurulacak iletim hatları için çalışmalara başlandı.
Bu kapsamda, işletmeye alınacak hatlardan
biri de Konya'ya yönelik olacak. Türkiye'nin ilk
nükleer güç santralinde üretilecek elektriğin
tüketime sunulması için Konya'nın Cumra ve
Karatay, Karaman'ın Merkez ve
Kazımkarabekir, Mersin'in Gulnar ve Mut
ilceleri sınırlarından geçecek 380 kV'lık
Akkuyu-Konya 4 Enerji İletim Hattı'nın işletmeye alınması planlanıyor. Hat, mevcut Konya 4
Trafo Merkezi ile Akkuyu NGS arasındaki
bağlantıyı sağlayacak. Akkuyu-Konya 4 Enerji
İletim Hattı, 63 milyon liralık yatırımla 30 yıl
hizmet verecek. Elektrik iletim hattının yaklaşık
100 kilometresi Mersin'den, 52 kilometresi
Karaman'dan, 68 kilometresi ise Konya sınırlarında kalacak. (AA)
7
Bankalar
“bedelliye”
hazırlanıyor
İSTANBUL- Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun
bedelli askerlik müjdesini vermesinin ardından
gözler bankalara çevrildi.
Başbakan Davutoğlu'nun partisinin grup
toplantısında "1 Ocak 2015 tarihinde 28 yaşından gün almış olan yada 31 Aralık 2014 tarihi
itibariyle 27 yaşını doldurmuş olun vatandaşlarımıza bedelli askerlik imkanı getiriliyor. Bu
vatandaşlarımız 18 bin Türk Lirası demek
karşılığında askerlik görevlerini yapmış sayılacaklar" ifadelerini kullanmasının ardından
bu müjdeli haberi
bekleyen
yüzbinlerce aday
finansman bulmaya
başladı. Finansmanın kaynaklarının başında gelen bankalar, şimdiden uygun faiz oranlarıyla "bedelli askerlik kredisi" için çalışmalar başlattı.
AA muhabirinin bankaların internet
sitelerindeki tüketici kredisi faiz oranlarından
derlediği bilgiye göre yüzde 1-1,10 faiz oranıyla
18 bin TL kredi kullanacak bedellik asker
adayının 6 - 12 - 18 - 24 ve 36 ay vadede
ödeyeceği aylık ortalama tutarların sırasıyla; 3
bin 140 TL, bin 631 TL, bin 130 TL, 870 TL ve
632 TL olduğu görüldü.
Bedelli askerlik için askerlik şubesi yerine
banka şubelerine gidecek adaylar, 18 bin TL'yi 6
aylık taksitlerle ödemek isterse toplamda 18 bin
840 TL geri ödeme yapacak. Eğer adaylar 12
aylık taksitlerle ödemeyi tercih ederse toplamda
19 bin 572 TL ve 18 ayda ödemeyi seçerse
toplamda 20 bin 340 TL geri ödeme yapacak.
Adaylar vadeyi uzatırsa toplam ödeme tutarı
daha da artacak. 24 aylık taksitlerle ödeme yapmayı tercih eden adaylar toplamda 20 bin 880
TL'ye ve 36 aylık taksitlerle ödemeyi tercih ederlerse bu tutar 22 bin 752 TL'ye yükseliyor.
Bedelli askerlikten kaç kişinin yararlanabileceğine ilişkin soru üzerine Davutoğlu, hesaplamalara göre bedelli askerlik uygulamasından
yaklaşık 700 bin kişinin yararlanabileceğini, net
rakamın ise daha sonra paylaşılacağını ve bedelli
askerlik ödemelerinde şimdilik taksit
düşünülmediğini söylemişti. (AA)
Arap ülkeleriyle
ticarette ortak
pazar hayal değil
İZMİR- Türkiye ile Arap ülkeleri arasında hızla
artan ticaret hacmi, Türk-Arap ortak pazarı
fikrinin daha aktif tartışılmasına neden oldu.
Türk Arap İş Adamları Derneği Genel Başkanı
Emin Ucuz, İslam ülkeleri arasında ortak bir
ticaret odası çalışmasının yapıldığını, kendilerinin
de kurucu ortak olduğunu belirtti.
Türkiye ve Arap ülkeleri arasındaki ticaret
hacminin artırılması için 20'ye yakın ülkeden 500
iş insanının bir araya geldiği Türk Arap Gıda ve
Gıda Teknolojileri Zirvesi'nde AA muhabirinin
sorularını yanıtlayan Ucuz, düzenlenen ikili
görüşmeler sayesinde özellikle İzmir, Mersin ve
Gaziantep'te KOBİ düzeyindeki çok sayıda firmanın Arap ülkelerine ihracat yapmaya
başladığını, gıda ve inşaat sektörleriyle başlayan
iş ilişkilerinin yakın gelecekte makine, teknoloji ve
otomotiv gibi sektörlerle devam etmesini
öngördüklerini söyledi.
"2023 için konulan 500 milyar dolarlık ihracat
hedefinin 150 milyar dolarını Arap ülkelerine yapmak istiyoruz" diyen Ucuz, Arap ülkelerinde Türk
malına olumlu bakışının ve Arap iş adamları ortak
iş yapma istekliliğinin kendilerini
cesaretlendirdiğini dile getirdi.
Son dönemde Ortadoğu'daki çalkantılar
nedeniyle dış ticarette istedikleri hızda
ilerleyemediklerini, Arap ülkelerine köprü vazifesi
gören Suriye ve Irak'a bir an önce barışın
gelmesini dilediklerini belirten Ucuz, Türkiye ile
Arap ülkeleri arasında ticaretin artması için ortak
bir pazarın oluşturulması konusunun da sık sık
dile getirildiğine dikkati çekti.
Bu konuda hem Türk hem Arap iş adamları
hayallerinin olduğunu anlatan Ucuz, "Arap
ülkelerinin bize bakışı son yıllarda olağanüstü
artıyor. Dış ticaretin yanında direkt yatırım açısından da çok hareketli günler yaşıyoruz. Ülkemize
gelen Arap yatırımcıların gayrimenkul sektörüne
yatırım yaptığını, başarılı Türk şirketlerine ortak
olduklarını görüyoruz. İslam ülkeleri arasında
ortak ticaret odası çalışması da var. Arap Birliği
Büyükelçiliği nezdinde böyle bir girişim var. Bu
odaya TÜRAB olarak biz de kurucu üye olarak
katılıyoruz."
Türkiye'de gayrimenkul sektörüne yatırım
yapan Arap girişimcilerin İstanbul, Antalya,
Gaziantep ve Mersin gibi merkezlerin yanı sıra
son dönemde Karadeniz Yaylaları'nı da keşfettiğine vurgu yapan Ucuz, turizmde çevredeki
savaşlar nedeniyle istenen noktada olamadıklarını söyledi. (AA)
8
KÜLTÜR-SANAT
5 Aralık 2014 Cuma
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
hayrettinivgin@gmail.com
PUTPERESTLİK NEDİR
EDEBİYATIMIZDA PUT
Edebiyatımızda, özellikle divan edebiyatında sevgiliye istiare, yoluyla büt ve sanem denilir. Bu benzetmedeki büt veya sanem, kilise duvarlarındaki mozaik işlemeli tasvirler yerine kullanılır. Müşriklerin yapıp tapındıkları heykellerden, insan şeklinde güzel yontulmuş
olanlarına da sanem denir. Buna göre, bir dizede büt
geçerse, bunların mozaik işlemeli tasvir yerine; sanem
geçerse insan şeklinde yontulmuş heykel ve heykelcikler yerine kullanıldığını düşünmemiz gerekir.
Sevgilinin o tasvirler kadar güzel olduğu anlatılmak
istenmektedir.
Divan edebiyatında, yüzdeki “ben” saçlardaki
“kâkül” putperest yani kâfir olarak kabul edilir.
Sevgilinin yüzü ve yanağı aydınlıktır, sevabın ve imanın yeridir. Ama ben ve kâkül, küfürdür. Yine sevgilinin yüzü puthâne (büthâne)’dir. Aşık, maşukunun
güzelliği karşısında kendini bir puthânedeki kadar dinden imandan çıkmış olarak gösterir. Çünkü iman kadar
aydınlık olan sevgilinin yüzünün güzelliği onun aklını
başından almıştır. Büt (ya da sanem), kâkül, ben ve
büthane (puthane) kelimeleriyle genellikle birlikte kullanılır.
Divan şiirinde Çin kelimesi ile de birlikte ifade edilir. Çünkü Çin Mani, dininin en çok yaygın olduğu bir
kıta (bölge)’dir. Mani dinini kuran Mani adlı Çinli bir
nakkaş ve ressamdır. Zerdüştlük ve Hristiyanlığı birleştirerek bir din ortaya koymuştur. Maniheizm, daha çok
Çin’de yayılmıştır. Mani’nin kaleme aldığı kutsal
kitapları Erjeng, resimlerle süslüdür. Bu resimler çok
güzel olduğundan gökten indiğine inanılmıştır. Bu
sebeble bu güzel resimlerin, sevgilinin güzelliği ile
eşleştirilir. Güzel yüz daima Çin’e nisbet edilmiştir.
Çin, Türk divan edebiyatında resimin merkezi olarak
kabul edilir. Çin kelimesi ile birlikte, büt, nigâr, nakş,
suret, Erjeng resim kelimeleriyle bir araya getirilir. Çin,
bizim edebiyatımızda Hıta, Huten, Maçin diyarlarıyla
da anılır. Çünkü güzelin saçı misk kokuludur. Misk ise
Hıta ülkesinden yani Çin’den gelir.
Puthane ile de mushaf, mescid, Kâbe, Harem, kıble,
âyet, kilise kelimeleri bir arada bulunur. Bunlarla tezat
ve tenasüp sanatı yapılır.
Bazen de put yerine nigâr ve Nigâristan da kullanılır.
Divan edebiyatında resim ve resim gibi güzel sevgili
anlamına gelir nigar. Parmaklara yakılan kınaya da
nigâr tabir olunur. Divan şiirinde sevgili yerine mecaz-ı
Mürsel yoluyla nigâr kullanılır. Nakş ile birlikte tenasüp sanatıyla Nigaristan ile de anlam birliği sağlanır.
Divan edebiyatında sevgilinin yanağı Nigaristan diyarıdır yani Erjeng mecmuasıdır.
Eskiden insan, kadın vb. resimleri yapanlara nigârende ve nigârî denilirdi.
Doğu edebiyatında büt; mahbub, mahbube, güzel ve
genç anlamlarına gelmektedir. İslam mezhebleri içinde
Kerramiyye mezhebi bulunmaktadır. IX. yüzyılda
Muhammed bin Kerram tarafından kurulmuştur.
Öğretisinin özelliği, Allah’ı cisme benzetmesidir. Buna
“Allah’ı tescim etmek” denir. Buna inanlara da
“mücessime” yani, Allah’ı cisim sayanlar denir. Allah’ı
insana benzeten mezheplerin geneline “müşebbihe”
denir. Arapça teşbih kelimesinden türetilen bu kelime
dilimizde “insanbiçimcilik” deyimi ile karşılanmıştır.
Rivayete göre Süleyman Peygamberin hâtemini
(mührünü) çalan bir dev varmış. Bu insanlara fenalığı
dokunan bir cinmiş. Süleyman Peygamber bu dev cini
yakalatarak bir şişenin içine hapis etmiş, bir denize
veya Dicle nehrine attırmış. O sebeble şişenin içine
sokulan (hapsedilen) bütandır, yani putlardır.
Divan edebiyatında “büthâne”; kilise, manastır, sümnât gibi mabedler anlamına gelir. Burada; süm, ay; nât
ise saygı anlamındadır. Yani “ay gibi muazzam sânem”
demektir.
Her neyse; gerek divân edebiyatında, gerekse halk
edebiyatında put (büt=sânem) sevgiliyi temsil eder. Bu
mazmun, edebiyatımızda çok kullanılır.
Ebru müzede
yaşatılacak
GAZİANTEP Arkeolojiden mutfak
kültürüne, cam eserlerden mozaik eserlere
kadar 13 farklı müzenin
bulunduğu Gaziantep,
bu alana geleneksel
Türk sanatı ebruyu da
ekledi.
Geçen yıl yaptıkları
yaklaşık 77 metrekarelik ebruyla Guinnes
Rekorlar Kitabı'na giren
ebru sanatçısı Mesut
Osmanlıoğlu, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler
Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO), ebruyu, "Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras
Listesi"ne dahil etmesiyle bu sanata olan ilginin artacağını söyledi. Yaklaşık 10 yıldır ebruyla ilgilendiğini
belirten Osmanlıoğlu, Türkiye'de ve dünyada bu
önemli sanatın bir müzesi olmadığına dikkati çekti.
Dünyanın ilk ebru müzesini Gaziantep'te açmak
istediklerini ifade eden Osmanoğlu, "Konuyu
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile de
paylaşacağız. İlk ebru müzesini Allah nasip ederse
müzeler kenti Gaziantep'te açacağız" dedi.
Müzede, eski ebru üstatlarının eserlerinin yanı
sıra Milli Kütüphane'de bulunan kitaplardan örneklerin yer alacağına işaret eden Osmanlıoğlu, burada
kurs da verilebileceğini ifade etti. UNESCO'nun
kararının ebru sanatı için bir fırsat olduğuna dikkati
çeken Osmanoğlu, şöyle konuştu:
"Açacağımız müze sayesinde ebrunun tanınırlığını artıracağız. Kurslar düzenleyerek genç nesillerin
de bu geleneksel Türk sanatını öğrenmelerini sağlayacağız. Gerekli destek sağlanırsa oyuncaktan mutfak kültürüne, arkeolojiden etnografyaya kadar 13
farklı müzenin bulunduğu kentimiz ebrunun renkleriyle canlanacak." (AA)
Şehir Tiyatroları'nın tarihi
kostümleri bir müzede
sergilenecek
İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir
Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları'nın
oyunlarında kullanılan 100 yıldan
eski özel aksesuarlar ve unutulmaz
oyunlarda giyilmiş kostümlerin kurulacak müzede sergilenmesi planlanıyor.
Şehir Tiyatroları'nın kostüm
deposu, geçmişten bugüne sahneye konulan çok sayıda oyunda kullanılan yüz binin üzerinde obje ve
kostüme ev sahipliği yapıyor.
Depodaki özel odada yer alan
Osmanlı döneminden kalma yatağanlar, orijinal Osmanlı karakol
arması, şerbetçi güğümü, deve derisi üzerine yapılmış Karagöz takımı,
özel yapım Fransız döküm sobaları
ve "Lüküs Hayat", "Sersem Kocanın
Kurnaz Karısı" gibi önemli oyunlarda
kullanılan kostümler için bir müze
kurulması hedefleniyor.
Konuya ilişkin AA muhabirine
açıklama yapan Şehir Tiyatroları
Aksesuar Şefi Özkan Balsoy, Şehir
Tiyatroları aksesuar ve kostüm
deposunda bulunan her eşyanın
oyunlarda kullanıldığını ve depolanan eşyalarla kostüm ve aksesuar
ihtiyacının karşılandığını belirtti.
Aksesuar ve kostümlerin kullanıldığı oyun repertuvardan kalktıktan
sonra depolandığını anlatan Balsoy,
kostümlerin daha sonraki oyunlarda
kullanılmak üzere saklandığını ve
koruma altında tutulduğunu ifade
etti.
Balsoy, "Lüküs Hayat" ve
"Sersem Kocanın Kurnaz Karısı"
gibi özel oyunlarda kullanılan eşyalar ve kostümlerin özel bir alanda
tutulduğuna işaret ederek, şunları
söyledi:
"Ortalama bir sezonda 20'ye
yakın oyun çıkardığımızı düşünürsek, 1914'ten 2014'e 100. yılımızı
kutladığımız bu tarihte herhalde 2
bin, belki daha da fazla oyunun
kostümü ve aksesuarı bu depoda
mevcut tahmininde bulunabilirim.
Çok fazla eşyamız var. Şehir
Tiyatroları'nda, aksesuar ve kostüm
anlamında hiçbir eşyamız atılmaz,
saklanır. 'İlerideki oyunlarda tekrar
gerekebilir, oyunlarımıza sunabiliriz'
mantığıyla depolandığı için, aklımdan geçen bir sayı söylersem abartılı olabilir. 100- 150 bin obje olabilir."
Aksesuar ve kostüm deposundaki tarihi öneme sahip objelerin
bulunduğu özel odayla ilgili bilgi
veren Balsoy, "Buradaki eşyalarımız,
yönetim kurulu kararı olmaksızın
oyunlarımıza verilmez. Diyelim ki
buradaki bir Osmanlı yatağanının
oyunumuzda kullanılması gerekiyor.
Buradan zimmet karşılığında dekoratör arkadaşımız alır, bunun kalıbını
alarak imitasyonunu çıkartarak, seri
üretime geçerler. Sonra, o obje
yeniden yerine konur. Bunun da
sebebi, çok özel eşyalarımızın olduğu bir oda burası. İleride müze
çalışmalarımızda inşallah bunları
sergileme imkanı bulacağız" diye
konuştu.
Balsoy, söz konusu özel odada,
1906 yılından kalma kilise çanı,
Osmanlı döneminden kalma yatağanlar, orijinal Osmanlı karakol
arması, şerbetçi güğümü, deve derisi üzerine yapılmış Karagöz takımı,
özel yapım Fransız döküm sobaları
gibi önemli aksesuar ve kostümlerin
kilitli tutulduğunu dile getirdi.
Odadaki eşyaların yeni oyunlara
verilmediğine dikkati çeken Balsoy,
sadece yönetim kurulu kararıyla
taklitlerinin yapılması için odadan
dışarı çıktığını bildirdi.
Özkan Balsoy, odada bulunan
kostümlere ilişkin de bilgi vererek,
"Lüküs Hayat'ta Zihni Göktay'ın kullandığı kostümü burada saklıyoruz.
Hatta üzerinde mavi boncuğuna
hir
yesi (İBB) Şe
kşehir Beledi
0
İstanbul Büyü oyunlarında kullanılan 10 az
n
m
Tiyatroları'nı el aksesuarlar ve unutul k
yıldan eski öz lmiş kostümlerin kurulaca
a giyi
r. müze çalışlard
yobir
lanıyılda
oyun
varana
kadar,
hiçbir şeyini çıkarmamız için 100.
ilenmesi plan
müzede serg
dan özenle sakladık. Tam 29 yıl sahnelendi, Lüküs Hayat. Zihni Göktay,
o oyunda tek değişmeyen aktörümüz olarak 29 yılı tamamladı. 6
Mart 1985'te prömiyerini yaptı.
2014 yılında Zihni Ağabey'in rahatsızlığı dolayısıyla repertuvardan kaldırmak durumunda kaldığımız oyunumuzdan, Zihni Ağabey'in oyunda
kullandığı yeleği, gömleği, kuşağı ve
pantolonu ayrıldı" ifadelerini kullandı.
Savaş Dinçel'in 1999'da
"Sersem Kocanın Kurnaz Karısı"
oyununda giydiği kostümü, Suna
Pekuysal'ın "Lüküs Hayat"ta giydiği
elbisesi ve Bedia Muavvit'in oynadığı oyunlardan birinde giydiği kıyafetinin de kilitli odada korunduğunu
aktaran Balsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar bizim için çok değerli.
Bu şekilde bunları koruyup saklamaya özen gösteriyoruz elimizden
geldiği kadar. Bu tür özel eşyaları-
ması yapılıyor. Bunları orada sergilemek tabii ki en büyük arzumuz.
İstanbul'un Şehir Tiyatroları Müzesi
adı altında, inşallah Büyükşehir
Belediyesi bize bir yer gösterecek.
Onun da çalışmaları yapılıyor. Biz
Şehir Tiyatroları olarak hazırız. O yer
tahsis edildikten sonra inşallah
İstanbul halkının beğenisine sunacağız aksesuarlarımızı ve kostümlerimizi."
Özkan Balsoy, Şehir
Tiyatroları'nın 100. yılını kutladığını
hatırlatarak, "Haklı bir gururumuz,
sevincimiz var. 100. yılımızı kutladık.
1914'te kuruldu, 2014 yılındayız.
Dünyada 100. yılını kutlayan 3
kurumdan biriyiz. Bu kadar köklü ve
geçmiş bir tarihe sahip kurumumuz,
İBB'nin desteğiyle, İstanbul halkının
hizmetinde. Yeni repertuvarımız,
yeni oyunlarımız ve yeni sezonumuz... İstanbul halkını salonlarımıza,
tiyatroya bekliyoruz" şeklinde
konuştu. (AA)
"Anlat, Şehrazat" müzikali, Mersin
prömiyerini 13 Aralık’ta gerçekleştirecek
MERSİN - Mersin Devlet Opera
ve Balesi (MDOB), Binbir Gece
Masalları'ndan sahneye uyarlanan,
Serdar Yalçın'ın bestelediği "Anlat,
Şehrazat" müzikalinin, Mersin prömiyerini gerçekleştirecek.
MDOB'tan yapılan açıklamaya
göre, "Anlat Şehrazat" adlı eser,
Mersin'de ilk defa 13 Aralık saat:
20.00'de, Mersin Kültür Merkezi
Opera Sahnesi'nde sanatseverlerle
buluşacak.
Binbir Gece Masalları'ndan sahneye uyarlanan, librettosu Atilla
Birkiye'ye ait, Serdar Yalçın'ın
"Anlat, Şehrazat" müzikalinin orkestra şefliğini, Serdar Yalçın ve Aytuğ
Eserin, dekor ve kostüm tasarımı
Ülgen dönüşümlü olarak yaparken, Gülden Sayıl'a, ışık tasarımı Tarı
Deniz'e ait. Başlıca rolleri ise MDOB
eseri, deneyimli rejisör Kenan
opera sanatçıları Nihan Evren,
Korbek sahneye koyuyor.
MEHMET NURİ
PARMAKSIZ
BENCİLEYİN
SÖZLER
Gülden Vurandemir, Deniz Karausta,
Onur Polat, Ayşe Pınar Balay,
Zeynep Tatlıpınar Kağnıcı, Serin
Saybaşılı, Hasan Berk, Ufuk Kasar,
Ali Murat Erengül, Emrah Sözer,
Baran Taner, Korhan Dinçer, Emrah
Erdem Gedik, Hulusi Polat, Ali Ulvi
Karaca, Okan Fidan, Gülçin Altaş,
Sevil Erçak, Serkan Karagöz dönüşümlü olarak paylaşıyor.
Eserin reji asistanlığını Süleyman
Tekin, koreografisini ise Başak
Özenç ve Serbülent Biçer birlikte
üstleniyor. Koroyu esere hazırlayan
ise Oleg Constantinov.
"Anlat, Şehrazat", karısının ihaneti üzerine evlendiği tüm kadınları
ertesi gün öldüren Sultan Şehriyar
ile kadınları bu zulümden kurtarmak
için Sultan ile evlenen Şehrazat'ın
seveceğim yâri. Maviliklerde
kaybolacak prangalı sözlerim;
özgürlüğe yelken açacak gönlüm… Âh bir gelse ölüm; âh bir
sussa hüznüm…
Hayatım yamalı bohça, yamadıkça başka başka elemleri
kucaklıyor kaderim. Razıyım her
bir şeye lakin hüzünden uzak
olsun yârim.
öyküsünü anlatır. Şehrazat, ölümleri
durdurmak için Sultan Şehriyar ile
gönüllü olarak evlenmiştir. Şehrazat,
evlendikleri gecenin sabahında,
Sultan'dan bir masal anlatmak
üzere son bir dilekte bulunur.
Böylece Abriza Ece ve Şarkan'ın
aşkını anlatmaya koyulur. Masalda
anlatılanlar Sultan'da derin etkiler
yaratarak, onda değişimlere yol
açar. Masalın sonunda Şehriyar,
Şehrazat'ın aklı ve bilgeliğine hayran kalacaktır.
Mersin Devlet Opera ve Balesi
Müdür ve Sanat Yönetmeni
Erdoğan Şanal da yaptığı açıklamada, Mersinli sanatseverleri ve bölge
izleyicilerini her geçen gün daha
fazla Türk eserleriyle buluşturduklarını belirtti. (AA)
Koşsam sana doğru rüzgârınla bilinmeyen
diyarlara uçsam… ama benim bilinmeyen diyarım yok ki; her mekân, her yer sen bana…
Sensiz aldığım nefesler gülleri dikenli kılar;
yoksa güller dikensiz... Bu hasretle, bu sevdayla
bu ömür nasıl geçer? Benim gibi ölümü içtenlikle kim bekler? Teslimiyet ve tevekkülle hangi
âşık âşıktır benim gibi yârine?
İçimde mütemadiyen bir ağlama iştiyakı, dağladıkça dağlıyor kalbimi, nefsimi… ama susturamıyorum içimden konuşanları… Anladım ki susmayacaklar ve hep konuşacaklar susadığıma
dâir…
Her şeyin paylaşıldığı diyara varacağım bir
gün… Ben o bir gün için yaşıyor ve o bir gün
için nefes alıyorum.
Özlüyorum ben seni sonsuzluk; aşikâr olan şu gönlümde,
bazen beni çok zorluyor onsuzluk. Şükrüm sonsuza; sevdam
HER ŞEYİN PAYLAŞILDIĞI DİYARA…
ruhuma ruh katan aşkıma, nabzımın nabzında atana…
Sevdanın yaprağına düşen çiğ tanesi gönlüm
Sevgili! Ömrümü bir broş
korkuyor yalnızlıktan… Aşkın vuslat ışığına has- yapıp yakana taksan… Ruhumu
ret kalan kalbim dilek tutuyor kayan her yıldızmotifleyip bir halı dokur gibi
GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ
da… Ağlamak istiyor bahtım her sızıda…
dokusan ve kokunu bana nakış
Her şeyin paylaşıldığı diyarı özlüyorum.
olarak işlesen acep bir nebze
Özlem adlı süvari hüzünleri kuşanmış,
Dünyada sustuklarımı haykırmak istiyor sevdam. azalır mı içimdeki hasret? Bir
Gözyaşı döktürdüğü her âşık ona şanmış.
hücrem acep doyar mı sana?
Kayalıklara düşmekten yaralı yarınlarım kanaAşkı tezat sananlar haklıymış be sevgilim
Sana bende olan ben kanar mı
dıkça kanıyor kabuk bağlayan hayallerimde…
sahibim
olan
kalbine?
Güler
mi
Susmanın, riyanın ve acının olmadığı sonsuzÖlüp de dirildiğim kucağındaki anmış.
luk diyarı; ben sana ulaşınca sınırsızca, sonsuzca bahtımız kaderle?
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
5 Aralık 2014 Cuma
Sığınmacı Suriyelileri
ZOR BİR KIŞ BEKLİYOR
Suriye'de Esed yönetiminin saldırılarından kaçarak Suriye-Türkiye sınırındaki
kamplara sığınan siviller zor koşullar altında kışa hazırlanmaya çalışıyor.
İSTANBUL - AA'ya konuşan İHH İnsani
Yardım Vakfı Hatay Ofisi Basın Danışmanı
Burak Karacaoğlu, "Sınır hattının Suriye
tarafında bulunan kamplarda yaklaşık 500
bin kişinin yaşadığını, sığınmacıların yarısının ise çocuk olduğunu" belirtti.
Bölgede geçen yıl yaşanan bebek
ölümlerinin, mevcut şartlarda bu yıl tekrar
yaşanabileceğine dikkati çeken
Karacaoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye içindeki kamplarda AFAD,
sığınmacıların bütün ihtiyaçlarını karşılıyor.
Türkiye tarafında kalanlar, Suriye içindekilere göre çok şanslı. Suriye tarafındaki
sınır hattında bulunan kamplarda toplam
500 bin kişi yaşıyor. Kamplarda altyapı
yetersiz, kış geldiğinde çadır kentini su
basıyor, ısınma problemi yaşanıyor. Temiz
su imkanı yok, tuvalet ve banyolar ise çok
yetersiz. Bu yüzden kamplarda zatürre,
hepatit ve çeşitli iç hastalıklar sıkça görülüyor. Çocuklarda savaş sebebiyle psikolojik sorunlar mevcut.
Biz İHH olarak, soba, battaniye ve sünger yatak dağıtıyoruz. Suriye tarafında biri
yetimlere tahsis edilmiş 3 konteyner kent
kurduk. Çadır kentlerdeki çocukların eğitimleri için okullar açtık. Bu okullarda İHH
tarafından finanse edilen öğretmenler eğitim veriyor. Ayrıca Türkiye sınırına yakın
bölgedeki vurulmuş okulların tadilatını ve
yeniden eğitime açılmasını üstlendik.
Şuanda toplam 50 bin kişinin barındığı 18
kampımız var"
İHH Kilis Saha Koordinatörü Serkan
Öktem ise "Suriye'de yaşanan her bombardıman sonrası yeni ailelerin SuriyeTürkiye sınırındaki kamplara geldiğini
ancak kampların kış için elverişli olmadığını" ifade etti.
AA muhabirine konuşan Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yetkilisi İskender Yüksel de, Kobani'den yakla-
şık 200 bin sığınmacının Türkiye'ye geldiğini söyleyerek şunları kaydetti:
"AFAD tarafından kurulan geçici barınma merkezlerinde toplamda 10 bin kişi
barınıyor. Eski jandarma karakolu ve eğitime kapatılmış yatılı bölge okulunda kalanların yanısıra bu binaların bahçelerinde de
çadırlar kuruldu. Binalarda ısıtma sistemi
faal olarak çalışıyor. Çadırlara ise izolasyon yapıldı, elektrik tesisatı kuruldu ve
olası yangınların önüne geçmek için ısınma petekleri dağıtıldı. AFAD Suruç'ta itfaiye, sağlık merkezi ve çocuklar için eğitim
merkezlerinin bulunacağı son sistem
çadırlardan müteşekkil 30 bin kişi kapasiteli bir kamp kurma hazırlığında"
Kobani'den gelen sığınmacılara Suruç
halkının misafirperver davrandığını ifade
eden Yüksel, "Suruç halkı insanların
çadırda kalabalık olarak kalmasına razı
olmadı ve onlara evlerini açtı. Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığının ekipleri de
sığınmacıların kaldığı evleri tek tek ziyaret
ederek ihtiyaçlarını karşılıyor. Ne kamptakiler ne de evlerde kalanlar ihmal edilmiyor ve ihtiyaçlarına en kısa sürede cevap
veriliyor. Tek problem insanların savaş
dolayısı ile yaşadıkları travmalar. Bu konuda da insanlara psikolojik destek veriliyor"
dedi.
AFAD'ın resmi verilerine göre
Türkiye'nin 10 faklı ilinde bulunan 22
kampta toplam 556 bin Suriyeli kaldı
ancak bunların büyük çoğunluğu zamanlar ülkelerine döndü. Şuan AFAD kaplarında 221 bin sığınmacı bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserliği (UNHCR) nin resmi verilerine
göre, şimdiye kadar 3 milyon 100 binden
fazla Suriyeli iç savaştan kaçarak Türkiye,
Ürdün, Lübnan, Irak ve Mısır gibi faklı
ülkelere sığındı. Suriye içinde 6 milyon
520 bin insan evlerini terk ederek güvenli
gördükleri bölgelere sığındı. (AA)
Konya’da dualar eşliğinde doğaya yem bırakıldı
KONYA - Beyşehir ilçesinde, kar yağışı ile beyaza bürünen dağlık alanda açlık
tehlikesi yaşayan hayvanlar için dua
eşliğinde doğaya et, sakatat, yem ve
bayat ekmek bırakıldı.
Beyşehir Göl Feneri Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği'nin Beyşehir Doğa
Sporları ve Off-Road Kulübü ile gerçekleştirdiği doğayı yemleme çalışmasına
toplumun birçok kesiminden gönüllü
desteği geldi. Etkinliğe jandarma ve
emniyet ekipleri, üniversite öğrencileri,
sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve
kuruluşları temsilcileri katıldı.
Beyşehir Şamlar Mahallesi yolundaki
dağlık alanda ilçe esnafının yaban hayvanlarına dağıtılmak üzere verdiği et,
sakatat, arpa, buğday ve mercimek
ürünlerinden oluşan yem ve bayat
ekmekler doğanın muhtelif yerlerine
bırakıldı. İlçe Müftüsü Hüseyin Erdoğan
tarafından bereketli bir kış ve yaban
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
2
3
4
5
6
hayatı ile çevre duyarlılığı konusunda
yapılan duaya katılımcılar hep birlikte
amin dedi.
Beyşehir Kaymakamı Muzaffer
Başıbüyük, etkinlik sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, milli parkında
bulunduğu Beyşehir'de doğa ve çevre
bilincini, hayvan sevgisini, doğal hayatla
7
8
9
10
insanların barışık ve bir arada yaşamasını arzu ettiklerini belirtti.
Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının
yaban hayvanlarının yem bulmakta zorlandığı zamanlarda harekete geçerek
çalışma yaptıklarını ifade eden
Başıbüyük, şöyle konuştu:
"Yaban hayvanları kar yağışı nedeniyle
yem bulamadıkları zaman bunları yemleme çalışması yapıyorlar. Bütün daire
amirlerimiz, emniyet ve jandarmamız,
sivil toplum kuruluşlarımız, gönüllü üniversite öğrencilerimiz burada. Bizim attığımız yemler, etler, sakatatlar belki burada yaşayan tüm hayvanların karınlarının
doymasına yetmeyecek. Ama, yaptığımız iş, bilinç oluşturmak, bütün bizi izleyen insanlara böylesine güzel mesajlar
vererek, onların da bu tür çalışmalarına
katılmasını sağlamak anlamında önemli
bir kazancı sağlayabilir diye düşünüyoruz." (AA)
BULMACA
Soldan sağa:
1. Sığınılacak, barınılacak yer, melce. – İtalya’da bir ırmak. 2. Doğu
Anadolu’da bir ırmak. – Para, akçe. 3. Mabet. – Romanya’nın plaka işareti. 4.
Uygun bulmak, tasvip etmek. 5. Pasak. – Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle
kaplı çayırlar. 6. Kuranı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma. 7. Savunmak
ya da saldırmak için kullanılan araç. – Eski dilde yararlı, karlı. 8. Irmak ya da
dere suyunun hızlı aktığı yer. – Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan
derisi. 9. Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. – Mal alıp
karşılığında mal vererek ödeşme. 10. Tütün sergisi. – Nikelin simgesi. –
Rütbesiz asker. 11. Pey akçesi. – Hitit. 12. Metal olmayan elementler 13.
Lokanta. – Gözleri görmeyen. 14. Soyundan gelinen kimse. – Avuç içi. – Bir
renk. 15. Neonun simgesi. – Dağ lalesi. 16. İstikbal, gelecek. – Ölüm cezası.
17. Aynı biçimde. – İnce dantel. 18. Afrika’da sıradağlar. – Yabancı. 19.
Eskiden Roma kentine verilen ad. – Bir ilimiz. 20. Mukavele, sözleşme. –
Soluk.
12
Yukarıdan aşağıya:
13
14
15
16
17
18
1. Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak. – Alay, istihza. – Kıta. 2.
Mesafe. – Taneleri iri ve siyah renkli bir üzüm türü. – Tanrıtanımaz, dinsiz. –
Töre bilimi, ahlak bilimi. 3. Yazanak. – Edirne ilinin bir ilçesi. – En çok,
maksimum. 4. Kalori. – Güneş doğmadan önceki alaca karanlık. – mektup. –
Cüretkâr. 5. Öğüt. – İrmikle yapılan bir tatlı. – Kemiklerin toparlak ucu. 6.
Sermaye, kapital. – Düz kenarlı şapka. – Nispet. 7. Kendini beğenmiş, sevimsiz. – İlgi eki. – Bayağı, sıradan. 8. Balı alınmış petek. – Bir göz rengi. – Evin
bir bölümü. – Akdeniz’de hapishaneleriyle ünlü küçük bir ada. 9. Bir tarikat
veya sanatın kurucusu. – Nefis olma durumu. – Anlam, meal. – Fırınları temizlemekte kullanılan ucu bezli sopa. 10. Mekanik
yollarla hareket ettirilen veya kendi kendini
ÇÖZÜMÜ
yöneten alet. – Suudi Arabistan’ın para birimi. –
Muğla ilinin bir ilçesi.
BUGÜN
11. SAYFADA
19
20
Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU
9
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
ncetin64@hotmail.com
"EŞEK TÜRK"ÜN DİRENİŞİ
asıyorsunuz siz de eşeksiniz. Kadının
Peyami Safa'nın Millî Mücadele
döneminde işgal altındaki İstanbul'u
çocuğu bunu Tahsin'e söyledi. Fakat
anlattığı ve 1937 yılında yayınladığı
size de bana da söylemiş sayılır. Bu
çok önemli bir romanı var: "Biz
hakaretin muhatabı yalnız Tahsin
İnsanlar." Bu romanda ele alınan mese- olmadığı gibi, faili de yalnız Cemil
leler, günümüz Türkiye şartlarında
değildir. Cemil anasına tercüman olubenzer bir şekilde güncelliğini koruyor. yor; muhataplara gelince bunlar hepiİşte onlardan birisi, Türk'ü aşağılamak. miziz. Her Türk! Siz bu hakaretten yalRomanda Boğaziçi'nde yalıda oturan nız Türk olmadığınızı ilan ederek kurzengin, başkonsolos karısı dul
tulabilirsiniz.
Samiye'nin hikâyesine de yer verilir.
Bu olay bireysel bir olay değildir.
Samiye, Türklüğünü ve
İstanbul'da başkonsolosun karısı gibi
Müslümanlığını reddetmiş, İstanbul'u
düşünenler bir iki kişiden ibaret olmaişgal eden Fransız ve İngiliz gibi
dıkları gibi halis Türk'e eşek deyip
emperyalist Haçlı Batılı güçlere tapar
kafasına taş yiyenler de yalnız
derecede bağlı, onları evinde ağırlayan, Cemiller değildir. Cemilleri çoğaltınız
yalısına Türk bayrağı yerine Fransız
bir İstanbul olur. Tahsinleri çoğaltınız,
bayrağı asmış kozmopolit bir kadındır.
bir Anadolu olur. (…) Tahsin'e gelince
Bu kadın, yalısında hizmet eden
bütün köy onu savunuyor. Bütün köy
masum Türklere "eşek Türk" diye
yani bütün halk… Halkın millî dava ile
hakaret eder.
ne kadar beraber olduğunu biliyorsuAvrupalılara her anlamda teslim
nuz ve siz de bu halkın okulusunuz.
olursak kurtulacağımızı, rahat edeceğiBu halktan olmayan sınıfın çocukları
mizi söyler. İlkokul öğrencisi oğlu
daha ziyade ecnebi mekteplerinde okuCemil'e de Türklere "eşek Türk" diye
yorlar. Sizin öğrencilerinizin yüzde
hakaret etmeyi öğretmiş. Bir gün
seksen sekizi memur, esnaf ve işçi
Cemil, sınıf arkadaşı Tahsin'e "eşek
çocuklarıdır. Tahsin bunların vicdanlaTürk" diye hakaret eder. Bunun üzerine rını temsil ediyor. Hatta o çocuk bir taş
Tahsin de Cemil'e taş atarak yanağını
atarak sizin ve benim millî savunmayaralar.
mızı da haberi olmadan yapmıştır." (s.
Çocukların öğretmeni olan Orhan,
77-79).
Cemil'in Tahsin'e söylediği "eşek
Tahsin anası ölmüş, babası hapiste
Türk" sözünün bütün bir Türk milletine fakir ve öksüz bir çocuktur. Zengin,
yapılan bir hakaret olduğunu belirtir ve şımarık, işgalci haçlı ordularıyla işbirşöyle der:
liği yapan, milliyetini ve dinini yok
"Eşek Türk sözü yalnız bir çocuğa
etmiş kozmopolit bir ailenin çocuğu
değil, etrafındaki bütün çocuklara,
kendisine "eşek Türk" diye hakaret
bütün bir idare ve eğitim bünyesine,
ediyor. Millî onurunu kurtarmaya çalıbütün bir topluma, Müdür Bey, size ve
çocuğunuza, büyük babanızın mezarına şan Tahsin de, ona bir taş atıyor. Bu
taş, yeryüzünde tek başına kalmış bir
ve bütün tarihimize yöneltilmiş bir
çocuğun karşısındaki büyük tehditlere
hakarettir.
karşı kendisini savunma refleksidir.
Çocuğun evinde bu söz her gün tekTahsin bütün bir mazlum, mağdur,
rarlanıyor ve belki her gün, sabah
Müslümanlığından ve Türklüğünden
akşam duvarlara, tavanlara vuruyor.
taviz vermemiş, emperyalist Haçlı
Müdür Bey! Burası bir Türk okulu
azmanlarına namusunu, iffetini, harimdeğil midir?" (s. 45).
i ismetini, evini, ruhunu, vicdanını,
"Bu bir memleket ve tarih olayıdır.
kişiliğini teslim etmemiş, haysiyetine,
Anadolu'nun İstanbul'la mücadelesinin
onuruna, kimliğine sadık kalarak yaşabir küçük örneği, bir minyatürüdür.
mak isteyen bir milletin simgesidir.
Aynı dava: İstanbul Hükûmeti bu
Milliyetçi öğretmen Necati, Tahsin'in
memleketin battığına inanmış ve
attığı taş sebebiyle suçlanıp okuldan
çöküş, çözülüş ve dağılış belgesini
kovulması ve kendisine "eşek Türk"
Sevr'de imzalamıştır. İstanbul için karşısında durulmaz bir Avrupa üstünlüğü, diye hakaret eden Cemil'in himaye
edilmesi durumu karşısında tepkisini
bir Avrupa medeniyeti vardır. Ona
şöyle dile getirir:
hücum edilmez, iltihak edilir, yüzde
"İmkânı yok! Şu odanın içinde millî
yüz teslimiyetle, münakaşasız ve
namusuna sahip tek bir adam gösteremücadelesiz iltihak edilir. Hükûmet
mezsiniz ki milliyetini savunan bir
şimdi böyle düşünüyor.
çocuk aleyhine, Fransız bayrağına sığıHükûmet yetiştirmesi ve Avrupa
narak bütün milletine küfür eden bir
dostu bir çok Avrupalılaşmış Türkler,
soysuz piçi himaye etmeye çalışsın.
ileri gelen adamlar, Dışişleri memurlaTahsin'in attığı taş, bugün bu saatte
rı, bu bağlamda bir başkonsolos da
Anadolu'nun harb eden bütün Türklerin
böyle düşünüyordu. Adı Halim Bey.
tek bir madde içine sıkıştırılarak
Karısı yani Cemil'in anası da böyle
yoğunlaştırılmış ruhudur! Elinden her
düşünüyor. Onun gözünde Avrupa'ya
şeyi alınmış bir halkın son silahıdır,
başını teslim etmeyen Türk eşektir.
gözleri dönmüş bir ümitsizin yere eğiEvine kendi bayrağı yerine Fransız
lir eğilmez kaptığı ilk tabiat kuvvetidir.
bayrağı asmayan Türk eşektir.
Bu çocuğu kim kovmak ister?
Buna kızan ve homurdanan Türk
(DEVAM EDECEK)
eşektir. Siz de mektebe Türk bayrağı
"Kahraman" temizlik işçisinin
ailesi de gurur duyuyor
ESKİŞEHİR - Eskişehir'de 7. kattan düşen 4 yaşındaki çocuğu tutarak hayatını kurtaran temizlik işçisi
Şükrü Deniz, "Eve geldiğimde hemen
küçük kızımı sevdim. Onlarda duygulandı, çok sevindi, gurur duydular.
Sevincimi ailemle, çocuklarımla paylaştım" dedi.
Deniz, evinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ecrin Esen'i kurtardıktan sonra kendisini birçok kişinin arayarak tebrik ettiğini söyledi.
Odunpazarı Belediyesi Meclis
Salonu'nda düzenlenen törende,
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım
Kurt'un kendisine plaket verdiğini
belirten Deniz, "Çevredeki vatandaşlar da tebrik etti. 'Allah razı olsun
senden', 'senin yaptığını herkes yapmayabilir' dediler" ifadesini kullandı.
Ecrin'in düşeceğini anladığında
onu kurtarmaktan başka bir şey
düşünmediğini vurgulayan Deniz,
şöyle konuştu:
"Kendi çocuğum, gözümün önüne
geldi. Küçücük bir çocuk, onun aklı
yetse zaten cama çıkmaz, ayakkabısını atmaz. Elimden geleni yaptım.
Çocuk camdan baktığında benim
kızım gibiydi aynen. Baktım onun
boyunda, kilosunda gibiydi. Oraya
kitlendim, elimden geleni yapmaya
çalıştım."
Olay sonrası evine geldiğinde
hemen küçük kızını kucağına alıp
sevdiğini anlatan Deniz, şöyle devam
etti: "Eve geldiğimde hemen küçük
kızımı sevdim. Onlarda duygulandı,
çok sevindi, gurur duydular.
Sevincimi ailemle, çocuklarımla paylaştım. Komşularım 'sen çok büyük
bir şey yaptın' dedi. Beni tebrik etti.
Çok büyük bir şey yaptığımı düşünmüyorum, ben orada sadece vesileydim. Cenab-ı Allah öyle istemiş. O
çocuğunda göreceği gün varmış,
yaşayacakları varmış. Belki ileride
büyük bir insan olacak."
Sağlık sorunları yaşadığını, iki ayağından ve sağ kolundan ameliyat
olduğunu aktaran Deniz, sol kolundan da ameliyat olması gerektiğini
fakat şu an ameliyat olmasının mümkün olmadığını dile getirdi.
Doktorunun kendisine ağır koşullara sahip bir işte çalışmaması gerektiğini söylediğini ifade eden Deniz,
"Doktorum 'soğukta senin hastalığın
daha çok artar' dedi. Ama benimde
başka bir işim yok ki, imkanım da
yok. Sağlığıma daha uygun bir işte
çalışmayı isterdim. Gönül istiyor ama
böyle imkanım yok. Mecburum çalışmaya, 3 çocuğuma bakmak zorundayım. Sonuna kadar devam edip,
bu işte çalışıp, üç çocuğuma bakacağım" diye konuştu.
Necla Deniz ise olay sonrası yaşadıklarına değinerek, şunları kaydetti:
"Eşim eve gelince 'yedinci kattan
bir çocuk düştü, ben kurtardım' dedi.
Küçük kızım Selvinur'a baktı ağlamaya başladı. Bende ağlamaya başladım, bizimkisi sevinç gözyaşıydı.
Allah korusun ya düşüp ölseydi?
Yaşadığına çok sevindik.
Anlatılmayacak bir sevinçti bizim için
ve hala öyle, eşimle gurur duyuyorum. Kahraman olduğu, televizyonlarda çıktığı için değil bir can kurtardığı
için çok mutluyum. Annenin neler
çektiğini hissediyorum, bir evladın
hasta olması yoğun bakımda olmasını bilirim. Küçük kızım Selvinur hastaydı, bende yaşadım o günleri, biliyorum." (AA)
10
SAĞLIK
5 Aralık 2014 Cuma
Bir milyar yabancıya
sağlık hizmeti hedefleniyor
Kamu hastanelerini de bu açıdan güçlendirdiklerini ifade eden Gümüş, şöyle konuştu:
"Sağlık Bakanlığı olarak ortaya koyacağımız vizyonda hem özel sektör hem de kamu ile uluslararası
arenada komşu ülkelerdeki 1 milyar nüfusa sağlık
hizmeti vermek istiyoruz. Bu doğrultuda Sağlık
Bakanlığı bünyesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı
başta olmak üzere bazı diğer bakanlıkların da işbirliğinde yıl sonunda Sağlık Turizmi Genel Müdürlüğü
kurulacak. Bazı kentlerde havalimanına yakın hastanelerde de sağlık turizmi klinikleri oluşturulacak."
Gümüş, belirli alanlarda hizmet verecek sağlık
turizmi kliniklerinin kalite akreditasyonu konusunda
genel müdürlük tarafından denetleneceğini anlatarak, kliniklerin 5 yıldızlı oteller gibi hizmet vereceğini
söyledi.
Başka ülkeden gelecek hastayı evinden alıp
tedavisini yapıp, tekrar evine teslim etme hizmeti
vermek istediklerini dile getiren Gümüş, "Uluslararası
arenaya, 'Ülkemizde şu şu kentlerde şu şu işler,
örneğin termal turizm buralarda, ortopedik işlemler
şu kliniklerde hizmet verecek' diyeceğiz. Tabi bu kliANTALYA - Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp
nikler de her açıdan desteklenecek" dedi.
Gümüş, 1 milyar yabancıya sağlık hizmeti vermek
Proje kapsamında yetişmiş insan gücünün
istediklerini, bu doğrultuda Sağlık Turizmi Genel
yabancı hasta ile ilgili tecrübelerinin artırılmasına,
Müdürlüğü kurulacağını ve bazı hastanelerde sağlık hekim ve hemşirelerin yabancı dil bilmesine ve fiziki
turizmi klinikleri oluşturulacağını belirtti.
mekanlara önem verdiklerini vurgulayan Gümüş,
Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağ- sağlık turizmi klinikleri oluşturulacak hastaneler
lık turizmi konusunda ciddi bir çalışma içinde olduk- konusunda çalışma yapıldığını ifade etti.
larını söyledi. Çevredeki ülkelerde yaklaşık bir milyar
Müsteşar Gümüş, hangi kliniklerin hangi kentlernüfus bulunduğunu ancak Türkiye'nin sahip olduğu de açılacağı konusunun henüz netleşmediğini, yıl
sağlık ordusuna sahip ülke olmadığına dikkati çeken sonunda kurulacak genel müdürlüğün 2015 yılı içinGümüş, Avrupa'da nüfusun yaşlandığını, sağlık
de bu alandaki çalışmaları neticelendireceğini bildirgörevlileri, hemşire konularında sıkıntı yaşandığını
di.
kaydetti.
Sağlık turizminin ekonomik açıdan da ülkeye bir
Türkiye'nin ise sağlık alanında özellikle son 12
girdi sağlayacağına işaret eden Gümüş,
yılda attığı adımlarla ciddi mesafe kaydettiğini, sağlık "Uluslararası arenaya Türkiye'nin sağlık hizmetlerini
alanında sorun yaşayan ülkelerin insanlarını tedavi
açmak ve ülkeye ekstra girdi elde etmek istiyoruz.
edebilecek konuma geldiğini vurgulayan Gümüş,
Bu durum cari açık için de çok önemli. Sağlık alanınözel sektörün bu işi çok iyi yaptığını, özellikle
daki gücümüzü burada kullanmak istiyoruz" diye
Ortadoğu'dan hastaların Türkiye'ye geldiğini belirtti. konuştu. (AA)
Genizdeki 10 santimetrelik tümör
hastanın burnundan çıkarıldı
KONYA - Konya'da geniz bölgesindeki tümör
nedeniyle nefes almakta zorlanan ve koku duyusunu büyük ölçüde kaybeden 15 yaşındaki Sinan
Koyuncu, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesinde endoskopik ileri uygulama tekniği
kullanılarak gerçekleştirilen operasyonla sağlığına
kavuştu. Burun tıkanıklığı ve kanaması şikayeti ile
hastaneye başvuran Koyuncu'da, tetkikler sonucu geniz bölgesinde tümör tespit edildi. Tümörün
endoskopik yöntemle alınmasına karar verilmesi
üzerine hasta ameliyata alındı.
Koyuncu'nun geniz bölgesinde yaklaşık 10
santimetre büyüklüğündeki tümörün tamamı,
endoskopik ileri uygulama tekniği ile burun deliğinden yaklaşık 3 saat süren cerrahi işlemle çıkarıldı.
Operasyon hakkında bilgi veren Selçuk
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun
Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Kayhan Öztürk, hastanın kendilerine burun tıkanıklığı ve kanaması şikayetiyle geldiğini söyledi.
Yapılan tetkikler sonucu tümörün, damarsal
yapıdan zengin, iyi huylu olduğunu tespit ettiklerini anlatan Öztürk, hastayı ameliyata aldıklarını
kaydetti.
Öztürk, "Endoskopik ileri uygulama tekniği ile
geniz bölgesinde yaklaşık 10 santimetre büyüklüğündeki tümörün tamamı hastamızın burun deli-
ğinden yaklaşık 3 saat
süren cerrahi
işlemle bir
ünite bile kan
vermeden
başarı ile çıkarıldı. Tümör
endoskopik
yöntemle
tamamen alındığı için tekrarlama olasılığı
yok" dedi.
Tedavi
sürecinde radyoloji bölümünden Doç.
Dr. Osman
Temizöz ve ekibi, anestezi bölümünden de Doç.
Dr. İnci Kara ve ekibiyle çalıştıklarını bildiren
Öztürk, hastanın durumunun iyi olduğunu, kısa
sürede taburcu edileceğini belirtti.
Öztürk, 14-16 yaşlarındaki erkek çocuklarda
oldukça sık görülen bu tümör tipinin her ne kadar
iyi huylu olarak bilinse de göz sinirleri, şah damarı veya beyin içerisine uzanım gösterebileceğine
dikkati çekti. (AA)
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR VE
ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 19.11.2014 gün ve 2005 sayılı kararı ile onaylanan, "Çayyolu
Mahallesi, 13880 ada 6 nolu parsel"e ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği Başkanlığımız ilan
panosunda l ay (30 gün) süre ile askıya çıkarılmıştır.
İlanen ilgililere duyurulur.
Basın - 15861 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
ERSAN PETROL SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ
TİCARET Sicil no: 11627
26/12/2014 Tarihinde Saat 16:30'de "Söğütözü Cad. No:23, Balgat, Çankaya, Ankara" Adresinde
Toplanacak Olan
ERSAN PETROL SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ 2013 Yılı Olağan Genel Kurul Gündemi
l) Açılış, Başkanlık Divanının seçimi, Başkanlık Divanına Genel Kurul toplantı tutanaklarını imzalamak
üzere yetki verilmesi,
2) 2013 yılı faaliyetlerine ilişkin Yönetim Kurulu Raporunun okunması ve müzakeresi,
3) 2013 yılına ait bilanço ve gelir tablosu hesaplarının okunması, müzakeresi ve tasdiki,
4) Yönetim Kurulunun ibrası,
5) Şirket ortaklarımızm müşterek olarak malik olduğu 42 adet şirket hissesinin şirket ortaklarının muvafakati
ile hisseleri oranında ortaklara dağıtılarak müşterek mülkiyet durumunun ortadan kaldırılması hususunun
müzakere edilerek karara bağlanması,
6) Yönetim Kurulu ve Denetçi Seçimi, Yönetim Kurulu ile Denetçinin ayrı ayrı görev süreleri ile ücretlerinin
belirlenmesi,
7) Dilek ve temenniler, kapanış.
VEKALETNAME
Hissedarı bulunduğum ERSAN PETROL SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ’ nin nin 26.12.2014 tarihinde
Söğütözü Caddesi No:23 Balgat Çankaya ANKARA adresinde saat 16.00 da yapılacak 2013 yılı Olağan
Genel Kurul toplantısında beni temsil ermeye ve gündemdeki maddelerin karara bağlanması için oy kullanmaya....................................'yi vekil tayin ettim.
VEKALETİ VEREN
İsim, İmza, Tarih
Vekalet Verenin:
Sermaye Miktarı :
Hisse Adedi:
Oy Miktarı:
Adresi:
Not: Vekaletnamenin noter tasdiksiz olması halinde vekaleti verenin noter tasdikli imza sirküleri vekaletnameye eklenecektir.
Basın - 15995 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
Akalazya
hastalığına
Japon
tekniği çare
olacak
ANTALYA - Yemek borusunun hareket bozukluğu sonucu ortaya çıkan, hastalarda yutma zorluğu
ve yemek yiyememe sorununa neden olan ''akalazya'' hastalığına, Türkiye'de ilk kez uygulanan
Japon tekniği çözüm olacak.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden
Uzm. Dr. Fatih Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akalazya hastalığının yemek borusunun
hareket bozukluğu ya da yemek borusunun gevşeyememesi olarak da adlandırıldığını söyledi.
Bu hastalık nedeniyle hastaların yiyemediklerini
hatta sıvı gıda bile tüketemez hale geldiklerini anlatan Aslan, ''Akalazya denilen hastalıkta yutma eylemi sonrasındaki gıdaları mideye ilerleten fonksiyon
oluşamaz ve yemek borusu-mide bileşkesindeki
kaslar gevşemez. Bu nedenle yutulan besinlerin
mideye girişi engellenir ve besinler yemek borusunda birikir'' dedi.
Aslan, akalazya hastalığı nedeniyle, çoğu hastanın yeterli besin alamadığına, bunun sonucunda da
kilo kaybettiğine dikkati çekti.
Hastalığın tedavisi için önceki yıllarda hastalara
bazen 2 veya 3 kez endoskopik balon uygulaması
yapıldığını ifade eden Aslan, bu yeni tedavi yönteminin balon uygulamasından çok farklı olduğunu
belirtti.
Endoskopik balon genişletme uygulamasından
fayda görmeyen hastaların da ameliyatla tedavi
edildiğine işaret eden Aslan, şunları kaydetti:
''Şimdi yeni olarak, 2010 yılından itibaren
Japonların geliştirdiği bir tekniği (POEM) ilk kez
Türkiye'de 12 hastada uyguladık. Akalazya hastalığı için endoskopik olarak ağız içinden giriyoruz,
hastalıktan sorumlu kasları endoskopik olarak kesiyoruz ve yine endoskopik olarak dikiş atıp, hastayı
üçüncü gün normal yaşantısına devam edecek
şekilde taburcu ediyoruz. Şu anda 12 hastamız
hayatlarına iyileşmiş olarak devam ediyor. Bu yöntemde ameliyata gerek olmaksızın, ağız içinden
girilerek işlem yapılıyor. Hastalar konfor açısından,
hayat kalitesi açısından hiçbir sıkıntı yaşamadan
normal yaşantılarına devam ediyorlar.''
Her 100 bin kişiden birinde görülen ve nedeni
bilinmeyen "akalazya" hastalığının, yemek borusunun gevşemesini sağlayan yapıların kaybolmasından kaynaklandığını anlatan Aslan, gençlerde ve
orta yaşlılarda görülmekle birlikte yaşlılarda da
görülebildiğini söyledi.
Başka hastalıklarla da karışabilen bu hastalıkta
doğru tanının çok önemli olduğunu vurgulayan
Aslan, ''Hastalık yutma güçlüğü ile başlar, hasta
sıvı ve katı gıdaları yutmada güçlük yaşar. Yutma
güçlüğü olan hastaların mutlaka gastroenteroloji
hekimlerine başvurması gerekiyor'' dedi.
Aslan, uygulanan yeni teknik ile hastaların hayat
kalitesinin artacağını ve rahatça yemek yiyebileceğini sözlerine ekledi. (AA)
T.C. ANKARA 15. İCRA DAİRESİ 2014/6297 ESAS
TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI
Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen
gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda
belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından
fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu;
birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar
esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı
takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği;
gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin
yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 21/11/2014
1. İhale Tarihi : 21/01/2015 günü, saat 14:15 -14:17 arası.
2. İhale Tarihi : 11/02/2015 günü, saat 14:15 -14:17 arası.
İhale Yeri : Ankara Adliyesi 2 Nolu Mezat Salonu
No Takdir Edilen Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri)
Değeri TL.
1 2.500,00
1
%18 1 Adet Kompresör Baran Marka 500 Depo hacimli 2003 model 28927
depo nolu kompresör
2 2.500,00
1
%18 1 Adet Kompresör Özkem Marka 1112124698 seri nolu kompresör
3 2.000,00
1
%18 1 Adet Kaynak Makinası Master Mic 250c marka gaz altı kaynak makinası
4 2.000,00
1
%18 1 Adet Kaynak Makinası Buğra Mic 250c marka gaz altı kaynak makinası
Basın - 15980 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
T.C. ADALET BAKANLIĞI ANKARA KADIN KAPALI CEZA İNFAZ
KURUMU MÜDÜRLÜĞÜ DÜZELTME İLANI
Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğümüzün "2015 Yılı Elektronik Güvenlik Sistemleri
Yedek Parça dahil bakım ve onarım işi" ihalesinin ilan metni 24/11/2014 Pazartesi günü YEDİGÜN gazetesinde yayımlanmıştır.
Yayımlanan ihale metninde ihale günü 08/12/2014 Pazartesi günü saat 14:00 olarak belirtilmiştir.
İhale tarihinin (İKN-163730) 24/12/2014 Çarşamba günü saat 14:00 olarak düzeltilmesi ve ilanın en geç
08/12/2014 Pazartesi gününe kadar YEDİGÜN gazetesinde yayımlanması gerekmektedir.
İlgililere duyurulur.
Basın - 15985 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
İHALE İLANI MKE GAZİ FİŞEK FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
Fabrikamız İçerisinde Bulunan 2 (İki) Adet Çay Ocağı ve 1 (Bir) Adet Büfe’nin İşletilmesi İşi Aylık Toplam
400,00.-TL (DörtyüzTL.), Yıllık 4.800,00.-TL (DörtbinsekizyüzTL.) Muhammen Bedel Karşılığında Kapalı
Teklif Alınmak Suretiyle İhale Edilecektir.
1- İdarenin
a) Adresi : MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü
b) Telefon ve faks numarası : (312) 211 01 62 - (312) 211 00 42
c) Elektronik posta adresi (varsa) : mkefisek@mkek.gov.tr
2- İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı : 2 (İki) Adet Çay Ocağı ve 1 (Bir) Adet Büfe’nin İşletilmesi İşi
b) Yapılacağı yer : MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü
c) İşin süresi : 365 gün (01.01.2015 – 31.12.2015)
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : MKE Gazi Fişek Fabrikası – Mustafa Akıncı Eğitim Salonu A.O.Ç. ANKARA
b) Tarihi ve saati : 11 Aralık 2014 Perşembe günü, saat 10:00
4- İhale ile ilgili açıklamalar:
4.1- İşe ait doküman MKE Gazi Fişek Fabrikası İdari İşler Müdürlüğü’nden temin edilebilir.
4.2- İhaleye katılacak olanlar, söz konusu iş yerlerini mutlaka görecekler ve buna ilişkin olarak idaremizce
hazırlanan iş yeri görme belgesini alıp imzalı olarak teklif mektuplarının içerisinde işyerimize sunacaklardır.
4.3- Ekonomik açıdan en avantajlı teklif: En yüksek fiyat esasına göre belirlenecek olup, teklif edilen fiyatların eşit çıkması halinde komisyon huzurunda kapalı teklif alınarak açık arttırma yapılacaktır.
4.4- Teklifler 11 Aralık 2014 Perşembe günü saat 10:00’ a kadar MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü
Haberleşme ve Arşiv Şefliğine elden verilecektir.
Basın - 15964 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
dış dünya
5 Aralık 2014 Cuma
Fransa'da, Filistin'in devlet olarak
tanınması Hollade’a bağlı
Fransa meclisinde dün yapılan tarihi oylamayla kabul edilen "Filistin'in devlet olarak tanınmasını" hükümetten talep eden
karar tasarısı sonrası gözler, Cumhurbaşkanı François Hollande'a çevrildi.
PARİS - Fransız siyasetçiler, kararın
bundan sonraki aşamada Filistin'in
Fransa tarafından devlet olarak tanınması açısından taşıdığı önemi AA'ya
değerlendirdi.
İktidardaki Sosyalist Parti'de (PS)
Filistin meselesinde ön plana çıkan
isimlerden eski Eğitim Bakanı Benoit
Hamon, "Fransa meclisinin
İngiltere'den sonra Filistin'in devlet olarak tanınması için yaptığı oylama, kuşkusuz siyasi açıdan sembolik ve önemli bir harekettir" dedi.
İsrail-Filistin barış sürecine ilişkin
beklentilerini dile getiren Hamon, şu
ifadeleri kullandı:
"Oylama sonrası İsrail-Filistin barış
sürecinin birdenbire canlanması beklenemez ne yazık ki. Ancak meclisin bu
kararının, barış sürecinde müzakere
yapmayı reddedenler üzerinde bir
baskı oluşturacağını düşünüyorum."
Hamon, meclislerden alınan kararların İsrail ve Filistin tarafını bir seçim
yapmaları noktasında daha fazla zorlayacağını belirterek sorunun barışçıl
çözümünün 1967 sınırlarına ve
Kudüs'ün ortak başkent olduğu iki
devletin varlığına bağlı olduğunu vurguladı.
Eski bakan Hamon, geçen hafta
Journal du Dimanche gazetesine yaptı-
ğı açıklamada, Filistin meselesinde atılması gereken en güçlü adımın 28
Avrupa Birliği ülkesinin Filistin'i devlet
olarak tanıması olduğuna işaret etmişti.
Hamon, Hollande'ın Avrupa çapında
Filistin konusunda girişim başlatması
için en doğru zaman olduğunu vurgulamıştı.
Ana muhalefet partisi Halk Hareketi
Birliği (UMP) milletvekillerinin çoğunluğunun ret oyu kullanmasına karşın
karar tasarısı için kabul oyu kullanan
milletvekili Philippe Cochet ise "Bu
oylamanın herhangi bir etkisi olmadığını söyleyebiliriz. Ancak yine de mecliste büyük bir çoğunluğun ve farklı
Mübarek'in beraati
‘Arap Baharı’na son
darbe olarak
nitelendirildi
NEW YORK - Mısır'da devrik
Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek hakkındaki beraat kararını yorumlayan
uzmanlar, mahkeme kararının "Arap
Baharı'na son darbe" ve "devrime
inanmış insanların yüzüne atılmış yeni
bir tokat" olduğunu söyledi.
AA muhabirine Mısır'daki mahkeme
kararıyla ilgili değerlendirmede bulunan
uzmanlardan Notre Dame Üniversitesi
İslam Araştırmaları ve Kroc Enstitüsü
Uluslararası Barış Araştırmaları
Profesörü Prof. Dr. İbrahim Musa, kararın Arap Baharı'na ''son darbe'' olduğunu söyledi. Musa, kararla ilgili yorumunda şunları kaydetti:
''Karar aynı zamanda Mısır için tehlikeli bir dönem ve Mısır sokaklarındaki
öfke ve memnuniyetsizliklerin başlamasından beri bölgeyi daha da değişken
yapar. General Sisi rejiminin destekleyicileri kısa vadede muhalefeti bastırsa
da ülkedeki siyasi süreç tehlike altında
ve beklenmedik her şey olabilir.
Mübarek'in atadığı savcılar tarafından
yapılan soruşturma süreci başından
beri kusurlu olduğundan dolayı aleyhindeki suçlamaların düşürülmesi şaşırtıcı değil.''
Ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı
Muhammed Mursi'nin farklı savcılar
atamaya çalıştığını belirten Musa,
bunun gerçekleşemediğini ve Mursi'nin
General Abdülfettah es-Sisi tarafından
2013 yılı temmuz ayında devrildiğini
hatırlattı. Musa, "Bu son olay, Mısır'ın
hukuk sisteminde ciddi hasar olduğunu
gösteriyor. Askeri rejimin medyayı susturmak amacıyla Mısır mahkemesince
suçlu bulunan uluslararası gazeteciler
de hala hapiste" dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktörü
Sarah Leah Whitson da AA muhabirine
yaptığı açıklamada, binlerce kişi barış-
çıl protesto yaptıkları için hapisteyken
mahkemenin Mübarek aleyhindeki
cinayet suçlamalarını düşürmesinin
"devrime inanan her Mısırlının yüzüne
yeni bir tokat gibi" olduğunu belirtti.
Whitson, Mübarek ve üst düzey
yardımcıları aleyhine kovuşturmanın
başarısızlığının ve Mısır savcı ve hakimlerinin herhangi bir hesap sorma konusunda isteksiz görünmelerinin,
2011'deki ayaklanmada görevi kötüye
kullanma kovuşturmasının bağımsız bir
kurulca yapılmasına olan aşırı ihtiyacı
gösterdiğini belirtti.
Whitson, "Mısır'da geçiş dönemi
adaleti artık bir rezalet ve yetkililer ülkede hesap verme sorumluluğunun
olmamasının sadece daha fazla huzursuzluk doğuracağını kabul etmeliler''
diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu ve
Kuzey Afrika Müdür Yardımcısı Hasibe
Hac Sahravi ise mahkemenin Mübarek
ile ilgili verdiği beraat kararına ilişkin,
''Hüsnü Mübarek'in beraat kararı birçok kişi tarafından Mısır adalet sisteminin bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından
tabuttaki son çivi olarak görülecek"
yorumunu yaptı.
Sahravi, bağımsız ve tarafsız kuruldan çok uzak bir şekilde ihlallere çare
olmaktan uzak kalan yargı sisteminin
baskının makine parçası haline geldiğini kaydetti. (AA)
İsrail’de 15 Mart’ta erken seçim var
KUDÜS - İsrail'de koalisyonun
hükümetinin dağılmasının ardından 17
Mart 2015'te erken seçime gidilmesi
kararı alındı.
İsrail Meclis Başkanı Yuli
Edelstein'in ofisinde toplanan
Knesset'teki parti grup başkanlarının
bugün yaptığı istişarelerin ardından
yapılan açıklamada, 17 Mart 2015'te
erken seçime gidilmesine kararı alındığı
belirtildi. Öte yandan, İsrail meclisinin
feshedilmesine ilişkin oylamanın da
gün içerisinde yapılması bekleniyor.
İsrail'de 2 yıl önce göreve başlayan
hükümette koalisyon ortağı Yeş Atid
Partisi Lideri Maliye Bakanı Yair Lapid
19 milletvekili, Hattuna Partisi lideri ve
Adalet Bakanı Tzipi Livni ise 6 milletvekili ile hükümete girmişti. Lapid ve
Livni'nin dün görevden alınmasıyla
koalisyon bozulurken, Netanyahu
güven oyu için gereken 61 oyu kaybetmiş, ülkede erken seçim tartışmaları
başlamıştı. (AA)
kesimlerin paylaşımıyla kabul edilen bir
oylamadan bahsediyoruz. Aslında bir
devletin tanınması konusu cumhurbaşkanının onayına bağlıdır" diye konuştu.
Meclisin Filistin konusunda ilerleme
kaydetmek için iyi seçilmiş bir yer
olmadığını vurgulayan Cochet,
Fransa'nın idari sistemine göre konuya
ilişkin bütün sorumluluğun
Cumhurbaşkanı Hollande'ın üzerinde
olduğunu ve herhangi bir girişim başlatılacaksa bunun bizzat Hollande tarafından yapılması gerektiğini belirtti.
Fransa meclisi, iktidardaki Sosyalist
Parti (PS) milletvekillerinin sunduğu,
"Filistin'in devlet olarak tanınmasını"
hükümetten talep eden karar tasarısını
151'e karşı 339 oyla kabul etmişti.
Meclis genel kurulunun kararı tavsiye
niteliğini taşıyor. Filistin'i tanıma konusunda bağlayıcı kararın ise hükümet
tarafından alınması gerekiyor. Aynı
konuya ilişkin bir başka karar tasarısı
11 Aralık'ta Fransa Senatosu'nda oylanacak. Avrupa Parlamentosu (AP) da
geçen haftaki oturumunda, Filistin'in
devlet olarak tanınması yönündeki
tasarıyı görüşmüştü. Tasarının, AP
Genel Kurulu aralık ayı oturumlarında
oylanması öngörülüyor. (AA)
BM, Mısırdaki son
gelişmelerden
kaygılı
CENEVRE - Birleşmiş Milletler (BM),
Mısır'da ifade özgürlüğü ve toplanma
özgürlüğü üzerinde olumsuz etkisi
bulunan son gelişmelerden derin endişe duyulduğunu belirterek, meşru toplanma ve ifade özgürlüğü hakkını kullanırken gözaltına alınanların serbest
bırakılması çağrısında bulundu.
BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen
basın toplantısında konuşan BM İnsan
Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü
Rupert Colville, "Mısır'da ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü üzerinde
olumsuz etkisi bulunan son gelişmelerden derin endişe duyuyoruz" dedi.
Rupert, "Mısır'da gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin işlediği insan
hakları ihlalleri hakkında hesap verme
mecburiyeti eksikliği nedeniyle endişeliyiz" diye konuştu.
Devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü
Mübarek'in yargılandığı yolsuzluk davasında beraat kararı üzerine ülkede
düzenlenen gösterilerde en az beş kişinin öldüğünü hatırlatan Rupert,
"Ülkedeki yetkililer, güvenlik güçlerinin
protesto gösterileri sırasında aşırı güç
kullanılmamasını garanti altına almalı ve
gösteriler sırasında yaşanan hadiseler
ve ölümler hakkında hızlı, kapsamlı ve
bağımsız bir soruşturma başlatmalı"
ifadesini kullandı.
Rupert, geçen hafta 78 gencin
Müslüman Kardeşler üyelerinin organize ettiği izinsiz bir protesto gösterisine
katılmak, vatandaşlar arasında korku
yaymak ve ulaşımı engelleme suçlarından 2 ila 5 yıl hapse mahkum edildiğini
hatırlatarak, "Mısır hükümetine tüm
meşru barışçıl toplanma, örgütlenme ve
ifade özgürlüğü haklarını kullanırken
gözaltına alınan kişileri acilen serbest
bırakması çağrısında bulunuyoruz"
dedi.
"Mısır toplumunda artan kutuplaşma çok endişe verici" diyen Rupert,
"Biz ülkedeki bütün taraflara ulusal
diyalog içinde olma çağrısı yapıyoruz"
şeklinde konuştu.
Ayrıca 26 Kasım'da bir örgütün, derneğin ve grubun nasıl bir terörist varlık
olarak değerlendirileceğine yönelik
Mısır hükümetinin bir yasa tasarısını
onayladığını belirten Rupert, "Bu yasa
tasarısının uluslararası insan hakları
normlarını ve standartlarını karşıladığından emin olunması için yeniden incelenmesi çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Rupert, sivillerin yargılaması için
askeri duruşmaların kullanılması hakkındaki kaygılarını dile getirerek,
Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'nin
ekim ayında yayımladığı kararname
sonrasında polis ile birlikte askerin de
koruma hizmeti sağladığını, kararname
sonrasında en az 16 sivilin askeri mahkemelerde yargılandığını bildirildi. (AA)
Afganistan'da Taliban
saldırıları arttı
MEZAR-I ŞERİF - ABD'nin 2014
sonuna kadar asker çekmeyi
tamamlayacağı Afganistan'da, koalisyon ve Afgan güçlerini hedef alan
saldırılar yoğunlaştı.
Son 2 haftada başkent Kabil'de
10 saldırı düzenlenirken, ülkenin
kuzeyindeki Baglan vilayetinde iki
gün önce bir cenaze törenindeki intihar saldırısında 9 kişi hayatını kaybetti. Düzenlenen son saldırının
hedefi, Kabil'in en güvenli bölgesi
olarak bilinen Vazir Ekber Han
Caddesi'ndeki yabancı yardım kuruluşu IRD'nin ofisi oldu.
Son saldırılarla Afganistan'da
güvenlik tartışmaları yeniden alevlendi. NATO güçlerinin 2014 sonunda
Afganistan'ı terk etmesi beklenirken,
ülkedeki silahlı gruplar saldırılarını
sürdürerek güvenliği tehdit ediyor.
NATO güçlerinin ülkeden ayrılmasının ardından ülke güvenliğinin Afgan
askerlerince kontrol edilip edilemeyeceği de sıkça dile getirilen endişelerin başında geliyor.
Yaklaşık 3 ay önce göreve başlayan yeni yönetimden güvenlik konusunda ciddi beklentileri olan Afgan
halkı ise umutlarını kaybetmiş gözüküyor.
İçişleri Bakanlığı, son günlerde
artan saldırıların nedenini, kısa süre
önce imzalanan ABD ile Afganistan
arasındaki Güvenlik Anlaşması'na
bağlıyor. Bakanlık Sözcüsü Sıddık
Sıddıki, anlaşmanın imzalanmasıyla
Taliban örgütünün Kabil yönetimini
ele geçirme planının yıkıldığını, bu
nedenle de saldırılarını arttırdığını bildirdi. Taliban'ın hedefinin, eylemler
yaparak halk arasında endişe uyandırmak olduğunu ifade eden Sıddiki,
örgütün hedefine ulaşamayacağını
söyledi. Afganistan genelinde
Taliban'a karşı son bir ayda 252
operasyon düzenlendiğini açıklayan
bakanlık, operasyonlarda 615
Taliban militanının öldürüldüğünü,
238'inin de yakalandığını kaydetti.
Saldırı yöntemlerini değiştiren
Taliban'ın son günlerde eylemlerini
artırdığı Afganistan'da, şiddet olaylarında yaşamını yitiren ve yaralanan
sivillerin sayısı da her geçen gün
yükseliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine
göre, Afganistan'da 2014'ün ilk yarısında bin 564 sivil öldü, 3 bin 289
sivil de yaralandı. BM, hava saldırılarının, sivil ölümleri ve yaralanmalarının yüzde birine neden olduğunu
açıklamıştı.
Afganistan'da artan saldırıların
nedenini uzmanlar ise farklı yorumluyor. Savunma Bakanlığı'nda görevli
Tuğgeneral Abdulkadir Aşna, güvenlik güçlerinin içinde Taliban ile işbirliği
içinde olan kişilerin bulunduğunu,
söz konusu kişilerin, militanların
eylem gerçekleştirmesine zemin
hazırladığını söyledi.
Askeri alanda uzman ve eski
istihbaratçı Abed Nazar ise
''İstihbarat zafiyeti nedeniyle son
günlerde saldırılar arttı, uzman kişileri
göreve getirerek güvenlik birimlerinin
tamamının yeniden gözden geçirilmesi lazım, gerek ordu birliklerinde
gerekse polis teşkilatında olsun
örgüt için çalışan kişilerin tespit edilerek tutuklanması gerek, böylece
saldırıların önüne geçilebilir'' diye
konuştu.
Afganistan'daki Taliban güçlerinin
sayısının, 5 sene önceye göre daha
yüksek olduğu belirtiliyor. Son günlerde Afganistan'da faaliyet gösteren
yabancı kuruluşlara yönelik saldırıların artması nedeniyle, bazı yardım
kuruluşlarının ülkedeki yabancı personel sayısını azalttığı ve faaliyetlerini
büyük ölçüde kısıtladığı bildiriliyor.
Yaklaşık iki ay önce Afganistan
Ulusal Güvenlik Danışmanı Hanif
Atmar ve ABD Kabil Büyükelçisi
James Cunningham, güvenlik anlaşmasını imzalamıştı.
Anlaşma kapsamında ABD, 2014
sonrası ülkede 9 bin 800 asker
bulunduracak. Bu askerler terörle
mücadelede Afgan güçlerine eğitim
ve danışmalık hizmeti verecek.
2015'in sonunda bu askerlerin sayısı
yarıya düşecek ve 2016 sonunda
Afganistan'daki ABD diplomatik
merkezlerinin güvenliği için sadece
bin asker kalacak. (AA)
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
7
8
9
10
12
haber
5 Aralık 2014 Cuma
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, "Bağdat ile Erbil
arasında 550 bin varillik
bir uzlaşı noktası
oluştu. Türkiye'nin
sözleşmeleri
çerçevesinde bu noktaya gelinmiş olması
hem Türkiye hem Irak
açısından sevindirici bir
durum" dedi.
IRAK’TA ANLAŞMA
Türkiye’de sevinç var!
ANKARA - Yıldız, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının 2015-2019 Stratejik Planı Tanıtım
Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, planın,
ülkenin gelişmesine, büyümesine ciddi katkı
koyacağına inandığını söyledi.
Türkiye'nin bütün enerji kaynaklarıyla
alakalı arz güvenliğini, bunların sürdürülebilirliğini gerçekleştirirken bir yandan da
coğrafyasından kaynaklanan avantajları hissetmesi ve yaptığı projelerle hissettirmesi
gerektiğini ifade eden Yıldız, enerjinin tasarruflu ve verimli kullanılmasının da çok önemli
olduğunu vurguladı.
Yıldız, "Türkiye'nin neredeyse 1 yıllık
büyümesine karşılık gelecek enerji yatırımları,
enerji tasarruf miktarına yaklaştı. Enerjiden
tasarruf elde edersek, enerjiyi verimli kullanırsak 1 yıllık yatırım ihtiyacını dahi karşılamış
olacağız" diye konuştu.
Her yıl farklı tehdit ve fırsatların ülkenin
başına gelebildiğine işaret eden Yıldız, yeni
proje imkanları ve yeni yapılacak işlerin
ülkenin fırsatlarını oluşturduğunu, buna karşılık
1 yıllık kuraklığın elektrik üretiminde yüzde 67'ler seviyesinde etki edebildiğini dile getirdi.
Yıldız, enerji sektörünün "yağmur yağmadı, o
yüzden durumumuz böyle" gibi bir mazereti
olamayacağını, alternatif enerji kaynağının
sağlanması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin son 12 yılda artan refah
seviyesinden ve kazanımlarından geri adım
atamayacağını, atmaması gerektiğini ifade
eden Yıldız, bu nedenle tüm enerji kaynaklarına aynı derecede önem verilmesi gerektiğini
söyledi.
Bakan Yıldız, "Güneşte, Türkiye'de bunların
üretim merkezi kurmak kaydıyla dünyanın en
büyük güneş üretim merkezini kuracağız.
Afrika'nın güneşi daha fazla olabilir ama
Türkiye'nin imkanı daha fazla" dedi.
Türkiye'de kömür çıkarılmasına yönelik
tartışmaların bulunduğunu anımsatan Yıldız,
buna karşın gelişmiş ekonomilerin enerjilerinin
önemli bir kısmını kömürden elde ettiklerini,
kömürün en önemli 3 enerji kaynağından biri
olmayı sürdüreceğini belirtti.
Türkiye'nin kendisine sunulan bütün çözüm
önerilerini değerlendirdiğini, ülke ve bölgesi
için faydalı olabilecek seçenekleri kamuoyu ile
paylaştığını dile getiren Yıldız, "Siz Türkiye'nin
önüne yalnızca problemleri koyarsanız bu adilane bir paylaşım olmaz. Çözümleri koyarsanız
Türkiye bunları ayıklamasını bilir. Türkiye
çözümlerin nerede olduğunu, problemlerin
nerede olduğunu gelişen zihniyle çok iyi takip
ediyor" diye konuştu.
(AA)
‘Bedelli’ ile kaçak Şeffaflıkta 64. olduk
kalmayacak
ANKARA - Milli Savunma Bakanı İsmet
Yılmaz, bedelli askerlikten bakaya ve asker kaçaklarının da yararlanabileceğini bildirdi.
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri
töreninin ardından düzenlenen resepsiyonda
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bedelli askerlik uygulamasına ilişkin sorular
üzerine Yılmaz, ödemede taksit olmayacağını
söyledi. Geçen dönemki bedel 30 bin lira olduğu
için taksitlendirmenin yapıldığını dile getiren
Bakan Yılmaz, "Şimdi 18 bin. 18 bin de ödenebilecek bir rakam" dedi.
Uygulamadan bakaya ve asker kaçaklarının
yararlanıp yararlanmayacağının sorulması üzerine
Yılmaz, "Şu anda silah altında olmayan herkes"
yanıtını verdi.
Bedelli askerlik kararının kamuoyunda sürpriz
olarak karşılandığı, daha önce yapılan açıklamaların bu uygulamanın olmayacağı kanaatini
uyandırdığının belirtilerek, "Ne oldu da değişti?"
denilmesi üzerine Bakan Yılmaz, "Şartlar değişirse
hüküm de değişir. Şartlar değişti, herkes baksın
ne şartların değiştiği belli olur" ifadesini kullandı.
Uygulamadan yaklaşık 700 bin kişinin yararlanmasının beklendiğinin hatırlatılması üzerine Milli
Savunma Bakanı Yılmaz, şunları söyledi:
"700 bin kişiyi ilgilendiriyor. Ancak faydalanan
kişi yüzde 10 da olabilir. Biz hiçbir rakam vermiyoruz. Beklenti ayrı bir şey. Biz böyle bir beklenti
yaratmıyoruz. Bu yasanın çıkmasını bekleyenler
bunu sanki 700 bin kişi başvuracakmış gibi bir şey
söylüyorlar. Hayır öyle bir şey yok. Ben askerliğimi
yapmamış olsam, böyle bir hak önüme konulmuş
olsa ben para ödemem, gider askerliğimi yaparım.
Dolayısıyla benim gibi düşünen insanlar mutlaka
vardır. Bu bir seçenek, isteyen kullanacak, istemeyen kullanmayacak."
Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonuna
yönelik çalışmalara ilişkin soru üzerine de Yılmaz,
çalışmaların tamamlanmasıyla TSK'nin daha etkili
ve nitelikli olacağını belirtti.
VİCDANİ RET
Riskli bölgelerdeki diplomatik temsilciliklerin
Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı birliklerce
korunmasına yönelik açıklamalar hatırlatılarak, bu
konunun Yüksek Askeri Şura toplantısında gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Bakan
Yılmaz, "Hayır, yok. Bazı büyükelçilikler, sayısı 8
olabilir, Irak'tır, Somali'dir..." diye konuştu.
Bakan Yılmaz, toplumsal olaylara müdahale
etmek için eğitilmiş kişilerin, kritik bölgelerde
görevlendirilmesiyle etkin bir güvenliğin verilip
verilmeyeceğine ilişkin düşünceler dikkate alınarak
"bordo berelilerin" görevlendirilmesinin daha
uygun olacağının düşünüldüğünü de söyledi.
Bir gazetecinin, "Uzun vadede, 2019'a kadar
projeksiyonda vicdani ret kavramının..." sözleri
üzerine Bakan Yılmaz, "Hayır, çıkmaz" karşılığını
verdi. (AA)
BERLİN - Uluslararası Şeffaflık
Örgütü'nün (TI) 2014 yılı raporunda, yolsuzluğun en az görüldüğü ülkeler sıralamasında Danirmarka, Yeni Zelanda ve
Finlandiya'nın zirvede yer aldığı bildirildi.
Berlin'deki Federal Basın Merkezi'nde
düzenlenen basın toplantısında, "2014
Yolsuzluk Algısı Endeksi" açıklandı. 175
ülkenin 100 puan üzerinden değerlendirildiği
endekste, Danimarka 92 puanla şeffaflıkta
zirvenin sahibi oldu.
Danimarka'yı 91 puanla Yeni Zelanda, 89
puanla Finlandiya, 87 puanlı İsveç ve 86
puanla Norveç izledi.
Listede Almanya 79 puanla 12'nci,
İngiltere 78 puanla 14'üncü, Amerika 74
puanla 17'nci, Fransa 69 puanla 26'ncı,
Türkiye 45 puanla 64'üncü, Yunanistan 43
puanla 69'uncu ve İran 27 puanla 136'ncı
sırada yer aldı. Listenin sonunda ise 8'er
puanla Kuzey Kore ve Somali, 11 puanla
Sudan, 12 puanla Afganistan'ın bulduğu
kaydedildi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü
Araştırma Direktörü Finn Heinrich, raporun,
örgütün araştırmalarda bulunduğu ülkelerdeki uzmanların ve şirket temsilcilerinin
görüşleri temelinde hazırlandığını ifade etti.
Bu bilgilerin son 24 ay içinde toplandığına işaret eden Heinrich, bundan dolayı çok
güncel gelişmelerin rapora tam olarak yansımadığını kaydetti. Yolsuzluğun geniş bir
tanımı olduğuna işaret eden Heinrich, kayırma, çıkar çatışması, siyasi partilerin finansmanı ve yolsuzlukla mücadele gibi konuların
irdelenerek raporun hazırlandığını savundu.
Ülkelerin ekonomik gelişmesiyle yolsuzlukla mücadele arasında bir bağ bulunduğuna işaret eden Heinrich, ''Yolsuzlukla
mücadele edilmemesi durumunda, ülkelerdeki ekonomik gelişmeyi de tehlikede
görüyoruz'' dedi. Yolsuzluğun, ekonomik
gelişme için risk olduğuna işaret eden
Heinrich, yolsuzluğun devlete olan güveni
azalttığını ve yatırımcıların yolsuzluk riski
bulunup bulunmadığına baktıklarına işaret
etti. Heinrich, yolsuzlukla mücadelenin
gelişmekte olan ülkelerde ilerlemediğini,
hatta gerilediğinin görüldüğünü kaydetti.
Yolsuzluğun kökü ile mücadele edilmesi
gerektiğini ifade eden Heinrich, bu
mücadelede yönetimde saydamlığın ve yolsuzluğu ihbar edenlerin korunmasının
önemli olduğunu söyledi.
TI Almanya Müdürü Edda Müller, kara
para aklama ve vergi kaçakçılığıyla
mücadele edilmesi gerektiğini belirterek,
bundan dolayı yasa dışı ticaretten elde
edilen paranın ortaya çıkarılması için Alman
hükümetine AB'nin kara para aklama yönetmeliğini imzalaması çağrısında bulundu.
Dünya Bankası tahminlerine göre,
dünyada her yıl yaklaşık 1 trilyon dolar
rüşvet ödendiğine ve bunun ülkelerin diğer
ülkelere yaptıkları yardımların yüzde 15 ila
30'una tekabül ettiğine işaret eden Müller,
"Gelişen ve gelişmekte olan ülkelere yapılacak en iyi yardım yolsuzlukla mücadele
etmektir" ifadesini kullandı. (AA)
Enflasyona petrol dopingi
İSTANBUL- ÜMİT ÇEVİK - Petrol fiyatlarında son dönemde gözlenen sert
düşüşün enflasyona katkısı kasım ayında
etkili bir şekilde görüldü.
AA muhabirinin Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, kasım ayında enflasyon
yüzde 0,18 artarken yüzde 0,24 olan
piyasa beklentisinin altında gerçekleşti.
Haziran ayından beri düşüş trendinde
olan ve yüzde 40 oranında gerileyen
petrol fiyatlarının enflasyona olumlu etkisi
ekim ayındaki sınırlı katkının ardından
kasım ayında daha belirgin bir şekilde
görüldü. Aylık olarak fiyatları en çok
düşen grup, petrol fiyatlarındaki gerilemenin yansıması sonucunda yüzde 1,79
ile ulaştırma oldu.
Ulaştırma fiyatlarındaki gerilemenin
enflasyona 0,29 puanlık bir düşürücü
etkisi oldu. Ulaştırma grubu aylık enflasyonun yüzde 1,79 düşmesinin ardından
grup yıllık enflasyonu ise yüzde 6,88'den
yüzde 5,06'ya geriledi. Ulaştırma grubu
enflasyonu ekim ayında yüzde 0,18 gerilemişti.
Öte yandan TÜİK verilerine göre, fiyatı
en fazla düşüş gösteren maddeler
arasında LPG dolum ücreti yüzde bir
önceki aya göre yüzde 7,97, benzin fiyatları yüzde 3,15 ve mazot fiyatları da
yüzde 2,84 geriledi. Petrol fiyatlarındaki
düşüşün uçak bilet fiyatlarına yansıması
da kasım ayında ggerçekleşti. Türkiye
genelinde ortalama uçak bilet fiyatları
308,84 TL'den 293,76 TL'ye geriledi.
Türkiye geneli uçak bileti ortalama fiyatı
yüzde 4,91 düşüş kaydetti.
Ekonomistler, kasım ayı enflasyonun
petrol fiyatlarındaki düşüş, gıda fiyatlarındaki artışın sınırlı kalması ve döviz kurundaki durgun seyrin etkisiyle oldukça
düşük gerçekleştiğini ifade ediyor.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin kalıcı olabilmesi için emtianın dolarla fiyatlanması
nedeniyle dolardaki değer kazancının da
sınırlı olması gerektiğine dikkati çeken
ekonomistler, düşüşün devam etmesi ve
bunun dolar/TL kuruna da olumlu yansımasını sürdürmesi durumunda aralık
ayında enflasyon üzerindeki olumlu etkilerinin daha fazla olacağını kaydediyor.
Burgan Yatırım Ekonomisti Haluk
Bürümcekçi, yaptığı değerlendirmede,
son dönemde petrol fiyatlarında gözlenen
sert düşüşün enflasyon beklentilerine
getirebileceği iyileşme potansiyeline rağmen, beklentilerin hafif altında gerçekleşse de yüksek seyrin korunduğunu
gösteren kasım ayı enflasyonunun bu
eğilimi zayıflatacağını ifade etti. (AA)
Sedat KAYA
sedatkaya20@hotmail.com
BARIŞ SÜRECİ...!!!
Barışmak, küsmekten daha zormuş...
Son yıllarda en çok konuşulan olayların başında barış
süreci geliyor...
Benim anlamadığım önemli bir konu ve bir husus var...
Kim kiminle küs veya kim kiminle barışmak istiyor...
Bunun adına barış süreci değil de, farklı bir isim mi
bulsak...?
Çünkü barış söyleminde sanki farklı ifadeler çıkarmaya
çalışan kesimler var. Barış adı altında farklı bir şeyler mi
var diye süreç farklı yerlere gidiyor deniliyor...
Küsen yok ki!, neden barış kondu acaba bunun adına...
Barış süreci tüm insanlar üzerinde gerçekleştirilmelidir...
Vatandaşı devletine küsemez...
Ama devleti ayrımcılık yapıyor ise, vatandaş seçimlerde
gerekli cevabı hükümetlere verir ve ayrımcılığı ortadan
kaldırmış olur...
Barış sürecini iyi analiz etmeliyiz...
Bu bir devlet politikası ise devlet gereken tüm adımları
atmalıdır. Devlet tüm adımları atarken, karşıdan barış
isteyenler de gerekli tüm adımları atmalılar...
Barışın yanında, savaş söylemi gerçekleştirilemez...
Bakın son zamanlardaki siyasetçilerin ağızlarına,
dudaklarının bir kenarı barış diyor, bir kenarı da savaş
diyor...
Bence barış önce siyasetçilerin arasında sağlanmalı,
sonra topluma anlatılmalı...
Tartışarak halledeceğiz diyen zihniyetlere sormak
istiyorum...
Bugüne kadar hep tartışmadınız mı...?
Tartışmanın sonunda hep kavgalar olmadı mı..?
Tartışmasını bilmeyen bir toplumdan, tartışarak barış
sağlayacağız demek ne kadar doğru bir yöntem olur...
Barış gelsin ancak sadece tek taraflı değil...
Haydi bakalım iyi barışmalar....
Hisarcıklıoğlu'na
VİYANA’DA
‘ALTIN ÖDÜL’
VİYANA Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı
Rifat
Hisarcıklıoğlu'na
Avusturya
Ekonomi Odası
(WKÖ) Altın Ödülü
verildi.
Hisarcıklıoğlu,
ödülünü
Avusturya'nın
başkenti
Viyana'daki Avusturya Ekonomi Odası'nda düzenlenen
törenle aldı.
WKÖ Başkanı Christoph Leitl törende yaptığı
konuşmada, Türkiye ile Avusturya arasında yaklaşık 2,5
milyar avroluk ticaret hacminin ve yaklaşık 10 milyar
avroluk yatırımların bulunduğunu söyledi. Ticaretin
karşılıklı güvene dayandığını aktaran Leithl, "İnsanlar
arasında güven olduğu zaman ticari faaliyetlerin de
sürürülmesi mümkündür" dedi.
"Türkiye Avusturya ilişkileriyle Avrupa ve dünya
ekonomisine olumlu katkısı" dolayısıyla
Hisarcıklıoğlu'na ödülünü veren Leithl,
Hisarcıklıoğlu'nun Türkiye iş dünyasını çok iyi temsil
ettiğini, yapıcı ve olumlu kişiliği ile ilişkilere katkıda
bulunduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu ise 2009 yılında Avusturya Büyük Altın
Liyakat Nişanı'nın kendisine verildiğini ve bu nişanı
gururla taşıdığını kaydederek, TOBB olarak Avusturya
ile ilişkilere büyük önem verdiklerini söyledi. Türkiye ile
Avusturya arasında köklü tarihi ve siyasi ilişkilerin yanı
sıra ekonomik ilişkilerin de güçlü olduğunu anlatan
Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'ye en çok yatırım yapan
ülkelerin başında Avusturya gelmektedir. Son 5 yılda
Türkiye'ye 50 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye
yatırımı gelmiş olup, Avusturyalı şirketler 7,2 milyar
dolar ile en büyük paya sahiptir. Esasen Türkiye'deki
Avusturya menşeli yatırımların yüzde 80'i, bu son 5
senede Türkiye'ye gelmiştir" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Avusturya arasındaki ikili
ticaret hacminin 3 milyar dolar seviyesinde kalmasını
yeterli görmediğini dile getirdi. Türkiye'nin 400 milyar
dolar civarında dış ticaret hacmine sahip olduğunu ve
bunu önümüzdeki 10 yılda 3 katına çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bunu sağlayabilmek için de demiryolu taşımacılığını geliştirmek
gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, "Bu noktada,
Avusturyalı dostlarımdan da taşımacılığın önündeki
engellerin kaldırılması konusunda destek bekliyoruz"
dedi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin ihracatının yüzde 55'ni
karayolu ile yaptığının altını çizerek, "Ancak AB ülkeleri
tarafından tırlarımıza, kota konulmaktadır. Bu durum,
hem AB'nin ruhu olan serbest ticaret ilkesine hem de
AB'nin hukuki temeli Gümrük Birliğine açıkça aykırıdır.
Bu sorunun çözülmesi, geçiş kotalarının kaldırılması
için Avusturyalı dostlarımızın desteğini rica ediyoruz"
çağrısında bulundu.
Hisarcıklıoğlu, iktisadi bütünleşme, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin tesisi ve öngörülebilirlik açısından AB üyeliğinin hayati önem taşıdığını ve
Türkiye'nin AB vizyonuna destek verilmesi gerektiğini
ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, AB ile ABD arasında yürütülen
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması
(TTIP) görüşmelerinin de Türkiye'nin AB üyelik
sürecine etki edecek önemli bir gelişme olduğuna
dikkati çekti. (AA)
TURİZM
5 Aralık 2014 Cuma
13
“Küçük Evler” ziyaretçilerini bekliyor
İSTANBUL - Rahmi M. Koç Müzesi,
oyuncak, koleksiyon objesi, hobi
malzemesi ve vitrin süsü olarak kullanılan minyatür evlerden oluşan
"Hayallerle Dolu Küçük Evler" sergisine
ev sahipliği yapıyor.
Müzenin 20. yılına özel hazırlanan
sergide, 19. yüzyıldan itibaren üretilen
çoğu İngiliz, Alman, Fransız ve
Amerikan yapımı minyatür evler ile
dekorlarında kullanılan minyatür
mobilyalar, objeler ve oyuncak bebekler yer alıyor.
Sergiye ilişkin bilgi veren Rahmi M.
Koç Müzesi Koleksiyon Yönetimi
bölüm yöneticisi Yeşim Anadol Zengin,
sergide, 3 diorama, 42 bebek odası ve
100'ün üzerinde küçük bebeğin bulunduğunu belirterek, "Sergiyi hazırlamamız yaklaşık 2 yıl sürdü. Bebek
evlerini toplamamız ise aslında çok
daha uzun bir süreç" dedi.
Bu sene Rahmi M. Koç Müzesi'nin
20. yılını kutladığını hatırlatan Zengin,
şunları söyledi:
"20. yılımız nedeniyle bebek evleri
sergisi yapmaya karar verdik. Bizim
müzemiz daha çok sanayinin tarihini
anlatan bir müze. Bebek evleri de
oyuncak tarihinde çok önemli bir yer
tutuyor. Dolayısıyla bunu fark ettiğimiz
zaman bu seneyi bebek evleri ile kutlamanın çok anlamlı olacağına karar
verdik." (AA)
İzmir
turizminde kötü
gidiş sürüyor
ISSN 1308-7622
İZMİR - Türk turizminin önemli merkezlerinden İzmir, turizmde kötü dönem geçirmeye
devam ediyor.
Kasım ayında kente giriş yapan turist sayısı,
bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,7,
yılın 11 aylık döneminde ise yüzde 7,3 düştü.
Yılın 11 ayında kente gelen turist sayısı 9 ay
boyunca bir önceki yıla göre düşüş kaydetti.
AA muhabirinin İzmir Kültür ve Turizm
Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre,
İzmir'e kasım ayında 43 bin 707 turist geldi.
2013'de 50 bin 664 turisti ağırlayan İzmir'e
gelen turist sayısı kasım ayında, bir önceki yıla
göre yüzde 13,7 azaldı.
Ocak-Kasım 2014 döneminde ise ile gelen
turist sayısı 1 milyon 269 bin 667 kişi oldu.
Geçen yılın aynı döneminde 1 milyon 369 bin
539 kişinin tatil tercihi olan İzmir'deki turist
kaybı 11 ayda yüzde 7,3 olarak gerçekleşti.
Kente şu ana kadar gelen turist sayısı, şubat
ve nisan ayı dışında kalan diğer aylarda düşüş
gösterdi.
İzmir turizmi, ocak ayında yüzde 3, martta
yüzde 20, mayısta yüzde 11, haziranda yüzde
5, temmuzda yüzde 3, ağustosta yüzde 6,
eylülde yüzde 10, ekimde yüzde 17, kasımda
yüzde 13 geriledi. Turizm istatistikleri bir tek
şubatta yüzde 56, nisanda yüzde 4 arttı.
Kruvaziyer turizmdeki düşüş de devam etti.
Kruvaziyerle 2013 Kasım ayında kente 28 bin
292 kişiyi gelirken, bu yıl aynı ayda yüzde 29,5
azalmayla 19 bin 959 turist girişi oldu.
Yılın 11 ayında ise kruvaziyerle gelenlerin
sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde
30,9 azalarak 327 bin 228 olarak gerçekleşti.
İzmir'i tercih eden turistlerin ülkeleri sıralamasında Almanya ilk sırada yer aldı. Yılın ilk 11
ayında 328 bin 151 Alman, 126 bin 938 Fransız,
126 bin 682 İtalyan, 101 bin 360 da İngiliz turist
İzmir'i tercih etti. (AA)
Yıl: 44
Sayı: 15040
5 Aralık 2014
Cuma
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi
İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Ayşegül BALDEMİR
İstihbarat Şefleri
Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN
Görsel Yönetmen
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörleri
Hakkı Murat SÖBÜTAY - Emine ÖZCAN
İnternet Editörü
Alparslan OĞUZ
Haber Merkezi
İsmail YILDIZ, Mihriban DEMİREL, Ayşenur GÜRER, Tülay CANPOLAT,
Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN
İdari Merkez
Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA
Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54
gazeteyedigun@gmail.com
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
İstanbul Temsilciliği
Ankara Temsilciliği
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad.
Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14
No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL
Ulus/ANKARA
Tel: (0212) 540 40 45
Tel: (0312) 310 35 53
Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş.
Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç)
Basıldığı Yer:
Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu
6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
Kırkpınar çayırına "Barselona" modeli
EDİRNE - Tarihi Kırkpınar
Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı er
meydanının yılbaşından itibaren
ziyarete açılması ve girişin
ücretli olması planlanıyor.
Edirne Belediye Başkanı
Recep Gürkan, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Tarihi
Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin
Olimpiyatlar'dan sonra
dünyanın en eski spor organizasyonu olduğunu söyledi.
Olimpiyatların zaman zaman
kesintiye uğradığını ancak
Kırkpınar'ın kesintisiz 6 asırdır
devam ettiğini ifade eden
Gürkan, şöyle konuştu:
"Kırkpınar Türkler'in Rumeli'ye
geçişinden beri yiğitlerin
karşılaştığı bir organizasyon.
Bu yüzden Edirne, Kırkpınar
Güreşleri'nin olduğu günlerde
yoğun ziyaretçi akınlarına
uğruyor ancak bir hafta açık
olan çayır, er meydanı ya da
Kırkpınar Stadı yılın 51 haftası
kapalı kalıyor. Oysa ki Edirne'yi
ziyarete gelen yerli ya da
yabancı turistler bu ata sporunun yapıldığı alanı görmek
istiyorlar. Şunu fark ettik,
kapıları açtığımızda, ücretsiz
olduğunda insanlar ilgi göstermiyor." Gürkan, yeni yılda er
meydanını müze stadyuma
çevirmeyi planladıklarını vurguladı. Bunun dünyada birçok
örneği olduğunu aktaran
Gürkan, şöyle devam etti:
"Örneğin Barselona'nın stadını
20 avroya gezebiliyorsunuz.
Hediyelik eşyaları alabiliyor-
Haymana kaplıcaları turistleri bekliyor
ANKARA - Mineral açısından zengin
olan ve birçok hastalığa iyi geldiği belirtilen Haymana'nın termal suyuna ilgi her
geçen yıl artarken, ilçeye gelen turistlerin ağırlanması ve ihtiyaçlarının
karşılanması için çalışmalar devam ediyor. Haymana Belediye Başkanı Özdemir
Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya genelinde termal turizmine
ilginin son yıllarda arttığını söyledi.
Haymana'nın da mineral açıdan zengin ve şifalı olan termal su kaynaklarına
sahip olduğunu belirten Turgut, şöyle
konuştu: "Dünyada kaplıca kültürü her
geçen yıl önemli bir şekilde artmaktadır.
Bu artış ilçemizde de gözle görülür
mahiyettedir. Şu an itibarıyla bazı tesislerimiz hizmete açıldı. Çok önemli bir
tesisimiz de çok daha kapsamlı ve
büyük konseptle hizmete girecek. Bu
otelimizle Haymana'nın, yerli ve yabancı
çok sayıda turiste ev sahipliği
yapacağını düşünüyoruz. İlçemize her
yıl yaklaşık 500 bin turist gelmektedir.
Bu sayının artacağına inancımız tamdır.
Haymana kaplıcaları, dünyanın en iyi
termal suyu olarak bilinen Vichy kaplıcalarının (Fransa) ardından ikinci en iyi
kaplıca suyuna sahiptir." Turgut,
Haymana kaplıcaları ile tanışan turizmcilerin bir daha ilçeden kopamadığına,
Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin de
Haymana'ya yönlendirilmesi için çalışma yapılması gerektiğine değinerek,
"Saniyede 60 litrelik kaplıca suyuna
sahip bir ilçeyiz. Yeni tesislerimizle yatak
sayımız 2 bin civarına yükselecek.
Devletimizin kaplıca suları ile ilgili
araştırmalarda bulunmasını, en iyi kaplıca suyuna sahip Haymana'ya yerli ve
yabancı yatırımcıları yönlendirmesini
bekliyoruz.” (AA)
sunuz, bu kulübe de katkı
sağlıyor. Vatandaş Barselona
Stadı'na gidip ziyaret için 20
avro veriyor. Barselona Stadı
stat ise burası da 653 yıllık bir
geleneğin stadı. İnsanlar paralı
olunca merak ediyor. Biz de
paralı yapacağız. Bu fikirden
yola çıkarak yılbaşından
itibaren er meydanını ücretli
ziyarete açacağız. Vergisini,
KDV'sini ödediğimiz bir müze
stadyum haline getireceğiz.
Kırkpınar ve Edirne ile ilgili
objeler satılacak. Mevsim şartları el verdiğince hafta sonları
gösteri güreşleri düzenleyeceğiz."
Gürkan, er meydanını
gezmek ve gösteri güreşlerini
izlemek isteyenlerden 10 lira
alınmasının düşünüldüğünü
kaydetti.
Osmanlı'nın kuruluşunun ilk
yıllarından itibaren geleneksel
hale gelen Kırkpınar Yağlı
Güreşleri, Samona ile Sarı Hızır
köyleri arasında bulunan çayırda yapılırdı. Bölge, Lozan
Antlaşması'nın ardından
Yunanistan sınırları içerisinde
kaldığı için güreşler 1924'ten
bu yana Sarayiçi'nde yapılmaya başlandı. Etrafı sazlıklarla
çevrili er meydanı, 1985'te
dönemin Başbakanı Turgut
Özal'ın talimatıyla yenilendi. İlk
etapta şeref tribünü ve şehir
yönüne doğru olan tribünler
betonarme olarak yeniden
yapıldı, üzeri de uzay çatıyla
kapatıldı. (AA)
“Prandelli Türkiye'ye gitmekte acele etti”
5 Aralık 2014 Cuma
ROMA - İtalya Futbol
Federasyonu (FIGC) Başkanı
Carlo Tavecchio,
Galatasaray'dan kısa süre önce
ayrılan teknik direktör Cesare
Prandelli'nin iyi bir çalıştırıcı
olduğunu ancak Türkiye'ye gitmek için acele ettiğini savundu.
İtalya'da görev yapan Türk basın
mensuplarını kabulünde konuşan Tavecchio, defalarca
Türkiye'de bulunduğunu hatırlatarak, "Çok güzel bir ülkeniz var
ve ülke olarak çok önemli bir
konumdasınız. Son yıllarda ekonomik büyümenizi hayranlıkla
takip ediyorum" dedi.
Türkiye'deki futbol liglerini
yakından takip ettiğini, milli maçları izlediğini ifade eden başkan
Tavecchio, geçen Haziran ayında
İtalya Milli Takımı'ndaki görevinden istifa ettikten sonra
Galatasaray'ın başına geçen
ancak buradaki görevinden de
önceki hafta ayrılan vatandaşı
Prandelli için, "Bana göre çok
başarılı ve iyi bir insan ama
bence tanımadığı bir lige gitmekte acele etti. Bence biraz ara
vermesi daha iyi olurdu" değerlendirmesinde bulundu.
Salih Uçan'a
sakatlık şoku
İSTANBUL - Galatasaray,
yeni teknik direktörü Hamza
Hamzaoğlu yönetiminde çıktığı ilk maçta Ziraat Türkiye
Kupası'nda Eskişehirspor'u 42 mağlup etti.
Sözleşmesi feshedilen
İtalyan teknik direktör Cesare
Prandelli'nin yerine göreve
getirilen Hamzaoğlu'nun
başında olduğu sarı-kırmızılı
takım, Eskişehirspor'u Selçuk
İnan (2), Bruma ve Umut
Bulut'un golleriyle yendi.
Karşılaşmanın 5. dakikasında Serdar Özkan'ın serbest vuruştan attığı golle 1-0
yenik duruma düşen sarı-kırmızılı takım, Selçuk İnan'ın
15. dakikada frikik ve 36.
dakikada da penaltıdan kaydettiği gollerle skoru 2-1 lehine çevirdi. Melo'nun 57. dakikada kırmızı kart görmesiyle
10 kişi kalan Galatasaray, 61.
dakikada Mehmet Erkut
Şentürk'ün golüne engel olamadı ve skor 2-2 oldu. Bir kişi
eksik kalmasına rağmen
mücadeleyi bırakmayan "Cim
Bom", 83. dakikada Bruma ve
89. dakikada da Umut Bulut
ile iki gol daha bularak Ziraat
Türkiye Kupası G Grubu maçlarına galibiyetle başladı.
Daha önce futbolcu olarak
formasını da giydiği sarı-kırmızılı ekibin başında ilk karşılaşmasına çıkan Hamza
Hamzaoğlu, teknik direktörlük
kariyerindeki 200. resmi maç
olan bu mücadelede galibiyet
sevinci yaşadı.
Genç teknik adam, maçın
ardından kendisine sevgi gösterilerinde bulunan sarı-kırmızılı taraftarlara, saha ortasında alkışla karşılık verdi.
Sarı-kırmızılı takım, geçen
yıl Ziraat Türkiye Kupası finalinde karşılaştığı
Eskişehirspor'u Wesley
Sneijder'in golüyle 1-0 yenerek kupanın sahibi olmuştu.
Galatasaray, bu sezon ilk
kez bir maçta rakip kaleye 4
gol attı.
Bu sezon gol yollarında
sıkıntı yaşayan, mücadele
ettiği Spor Toto Süper Lig ile
UEFA Şampiyonlar Ligi'nde
de eksi averajda bulunan
sarı-kırmızılı takım, en gollü
galibiyetini 4-2'lik skorla kupa
maçında Eskişehirspor karşısında aldı.
Sarı-kırmızılı takımda
Selçuk İnan, Eskişehirspor
maçında bu sezonki ilk gollerini attı.
Performansı nedeniyle
eleştirilen ve daha önce
forma giydiği maçlarda golle
buluşamayan tecrübeli futbolcu, karşılaşmanın 15. dakikasında frikikten attığı golle bu
sezonki ilk golünü kaydetti.
(AA)
ROMA - İtalya Birinci Futbol Ligi (Serie A)
takımlarından Roma'da forma giyen milli oyuncu
Salih Uçan'ın sakatlığı sebebiyle en az 2 hafta
sahalardan uzak kalacağı belirtildi.
Milli oyuncun menajeri Ömer Koray Uzun, AA
muhabirine, Salih Uçan'ın hafta sonunda PAF
takımıyla çıktığı maçın son dakikalarında yaşadığı
sakatlık sorunuyla ilgili bilgi verdi.
Salih Uçan'ın kendi isteğiyle PAF takımının
Napoli maçına çıktığını anlatan Uzun, "Maçın son
anlarında bir sakatlık geçirdi. Benim kendinden
öğrendiğim kadarıyla 2 ya da 3 hafta sahalardan
uzak kalacak. Doktoru bisikletle çalışmalara yarından itibaren başlayabileceğini söylemiş" dedi.
Roma Kulübü'nden de yapılan açıklamada da
oyuncunun Napoli ile yapılan maçın son anlarında
geçirdiği sakatlık nedeniyle sağlık kontrolden geçirildiği ifade edilerek, "Salih Uçan'ın sol bacak arka
kısmındaki kaslarda birinci derecede doku zedelenmesi tespit edildi. Oyuncunun tedavisine
hemen başlanıldı" denildi.
Uçan, Eylül ayı ortasında kasığından geçirdiği
sakatlık sebebiyle yaklaşık 2 hafta yeşil sahalardan uzak kalmıştı. Roma'nın sezon başında
Fenerbahçe'den 2 yıllığına kiraladığı ve şu ana
kadar sadece ligin 7. haftasında Chievo ile
Roma'da yapılan maçta 4 dakika görev alabilen
Salih Uçan, hafta sonunda PAF takımıyla çıktığı
maçın son anlarında sakatlık geçirmişti. Öte yandan Roma'nın Brezilyalı 28 yaşındaki defans
oyuncusu Leandro Castan, bu sabah beynindeki
bir rahatsızlık sebebiyle bir operasyon geçirdi.
Tütüneker'in 10. durağı Erciyesspor
Teknik direktörlük kariyerinde 9 takımı çalıştıran Uğur Tütüneker, Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor'da 10. kez bu görevi yürütecek.
Gerrard'ın
acelesi yok
KAYSERİ - AA muhabirinin derlediği bilgilere
göre, Kayseri Erciyesspor'da Bülent Korkmaz'ın
görevine son verilmesinin ardından teknik direktörlük koltuğuna deneyimli teknik adam Uğur
Tütüneker getirildi.
Bayern Münih'in altyapısında yetiştikten sonra
1986'da, Galatasaray'ın teknik sorumlusu Jupp
Derwall'in isteği üzerine sarı-kırmızılılara transfer
olan ve 10 yıl bu takımın formasını giyen
Tütüneker, jübilesinin ardından ticarete atıldı.
Tütüneker, kısa süreli ticaret hayatının ardından
futbola antrenör olarak geri döndü.
Yozgatspor ve Sarıyer'deki yardımcı antrenörlüklerin ardından teknik direktörlük kariyerine
1999 yılında Siirtspor'da başlayan Tütüneker, son
15 yılda 9 takımı çalıştırdı. Tütüneker'in son durağı ise Kayseri Erciyesspor oldu.
Tütüneker'in çalıştırdığı takımlar ise Siirtspor,
Yozgatspor, Kayserispor, İstanbul Başakşehir,
İstanbulspor, Kasımpaşa, Orduspor, Torku
Konyaspor ve Çaykur Rizespor. Son olarak 13
hafta Çaykur Rizespor'u çalıştıran Tütüneker,
sezon sonunda sözleşmesinin sona ermesinin
ardından yeşil-mavili takımla yollarını ayırmıştı.
Bu sezon geride kalan haftalarda takım çalıştırmayan 51 yaşındaki teknik adamla Kayseri
Erciyesspor 1,5 yıllık sözleşme imzaladı.
Tütüneker, yeni takımı Kayseri Erciyesspor'un
başında sahaya çıkacağı ilk maçta Sivasspor'a
karşı sınavı verecek. Spor Toto Süper Lig'in 12.
haftasındaki Sivasspor-Suat Altın İnşaat Kayseri
Erciyesspor maçı 8 Aralık'ta saat 19.00'da Sivas
4 Eylül Stadı'nda oynanacak.
(AA)
İSTANBUL - İngiltere Premier Lig ekiplerinden Liverpool'un 34 yaşındaki kaptanı Steven
Gerrard, takımıyla sezon sonu bitecek sözleşmesini yenilemek için aceleci davranmayacağını söyledi.
İngiltere basınına açıklamalarda bulunan
Gerrard, kulübünün yaptığı sözleşme teklifini
hazır olduğunda değerlendireceğini belirterek,
"Kontratımla ilgili karar vermek için acele etmeyeceğim. Taraftarlarımızın beni tanıyacağı
kadar uzun süredir bu takımdayım, zamanı geldiğinde gereken açıklamayı yapacağım" ifadelerini kullandı.
Liverpool Teknik Direktörü Brendan
Rodgers, sezon sonu bitecek sözleşmesinin
ardından kulüpten ayrılacağı iddia edilen
Gerrard'a, takımda kalması için teklif yapıldığını
açıklamıştı. Premier Lig'deki Stoke City maçında oyuna sonradan dahil olmasıyla hakkındaki
transfer söylentileri artan Gerrard, son olarak
Leicester City karşılaşmasına ilk 11'de başlamış ve attığı golle takımının 3-1'lik galibiyetine
katkıda bulunmuştu. (AA)
15
SPOR
5 Aralık 2014 Cuma
Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü
Rıza Çalımbay, kendisine sürekli olarak
ulusal basında neden takımına yer verilmediğinin sorulduğunu belirterek,
"Ulusal basın bize yer verir veya vermez
hiç problem yok. Bizim için önemli olan
bu başarıyı devam ettirmek" dedi.
MERSİN - Kırmızı-lacivertli takım bu
hafta yapacağı Torku Konyaspor maçının
hazırlıklarını Tevfik Sırrı Gür Stadı'nda
Çalımbay yönetiminde gerçekleştirilen
antrenmanla sürdürdü. 1,5 saat süren
antrenmanda futbolcuların neşeli oldukları
gözlenirken, son bölümlerde dizinde ağrı
hisseden Sinan Kaloğlu'na buz tedavisi
uygulandı.
Çalımbay, antrenmanının ardından
düzenlediği basın toplantısında, sezon
başında çok iyi hazırlandıklarını ve lig
maçlarının iyi gittiğini belirtti.
Alınan sonuçlar kadar bunun devamının
da getirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Çalımbay, çok iyi bir takıma sahip
olduğunu söyledi.
Saha dışında sıkıntı yaşanmamasını
arzu ettiklerini ifade eden Çalımbay, şöyle
konuştu:
"Şu anda antrenmanımızı bile maç
oynadığımız stadımızda yapıyoruz.
Mersin'e geldiğim günden beri problemle
başladık ve hala problemle devam ediy-
FIA’dan
Bianchi
raporu Buffon’a göre; Neuer'in
Altın Top için şansı yok
ANKARA - Uluslararası Otomobil
Federasyonu (FIA), sona eren Formula 1 Dünya
Şampiyonası'nın Japonya'da düzenlenen 15.
yarışında, Marussia-Ferrari takımından Jules
Bianchi'nin yeterince yavaş gitmediği için kaza
yaptığını açıkladı.
FIA'nın internet sitesinde, Japonya'da düzenlenen yarışta kafasından ciddi şekilde yaralanan
ve tedavisine devam edilen 25 yaşındaki Fransız
Jules Bianchi'nin kazasıyla ilgili inceleme
raporuna yer verildi.
Kazanın ardından oluşturulan 10 kişilik bir
ekibin elde ettiği bulgulara göre hazırlanan 396
sayfalık raporda, aynı yarışta pistin dışına
çıkarak bariyerlere çarpan Sauber takımından
Adrian Sutil'in otomobilini çekmeye gelen araçla
çarpışan Bianchi'nin, kaza nedenleri açıklandı.
Raporda, söz konusu kazanın en önemli
gerekçesi olarak Bianchi'nin "yeteri kadar
aracının hızını yavaşlatmadığı için Sutil'in kaza
yaptığı aynı noktada kontrolünü kaybettiği" vurgulandı. Fransız pilotun kaza anındaki hızının
126 kilometre olduğu belirtildi.
Ekim ayında düzenlenen yarışta kafasından
ciddi şekilde yaralanan Bianchi, kaza sonrasında
Japonya'daki Mie Hastanesinde yoğun bakıma
alınmıştı. Uzun süre sonra uyandırılarak, 19
Kasım'da Fransa'nın Nice Üniversite
Hastanesine nakledilen Fransız pilotun, nefes
alışverişinde sorun yaşanmasa da bilinci hala
kapalı. (AA)
Royal Halı Gaziantep,
SÜRPRİZ PEŞİNDE
GAZİANTEP - Türkiye Basketbol Ligi takımlarından Royal Halı Gaziantep'in kulüp başkanı Metin Uzer,
Galatasaray Liv Hospital'ı yenerek sporseverlere sürpriz yapmak istediklerini söyledi.
Ligin geride kalan 8 haftasında 3 galibiyeti bulunan
mor-sarılı ekip, hafta sonu deplasmanda karşılaşacağı
Galatasaray Liv Hospital maçının hazırlıklarını
sürdürüyor. Ligin ilk haftasında Anadolu Efes'i, ardından da Fenerbahçe Ülker'i yenen "potanın ağaları",
sarı-kırmızı ekibi mağlup ederek "büyük takımlar"
karşısındaki başarısına yenisini eklemek istiyor.
Uzer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligin ilk iki
haftasında aldıkları sonuçlarla tüm basketbolseverlerin
dikkatini çektiklerini söyledi.
İlerleyen haftalarda bazı sorunlar yaşadıklarını anlatan Uzer, şöyle konuştu:
"Her takımı yenebilecek güçteyiz. Galatasaray
karşısında galip gelmek istiyoruz. Rakibimiz ligin
önemli takımlarından biri ancak biz de bugüne kadar
zoru başaran bir ekibiz. Birçok kişi rakibimizi favori
olarak görebilir ama Galatasaray Liv Hospital'ı yenip
sporseverlere sürpriz yapmak istiyoruz." (AA)
oruz. Maç oynayacak sahamız problem
oldu. Önümüzde Torku Konyaspor maçı
var. Konya maçı da zor bir karşılaşma
çünkü Aykut Kocaman geldikten sonra
rakibimiz kendi sahasında çok iyi oynamaya başladı. Çok zorlanacağımız bir maç.
Sivasspor maçının ikinci yarısı gibi
oynarsak istediğimiz gibi döneriz. Bizim 3
deplasman ve 2 içeride olmak üzere 5
maçımız var. Bu maçları da iyi bir şekilde
bitirmek istiyoruz. Yerimiz iyi ama lig çok
daha uzun maraton." (AA)
İtalya Milli Takımı
ve Juventus'un
kalecisi Gianluigi
Buffon, bu yıl
Alman mevkidaşı
Manuel Neuer'in
de adaylar
arasında yer
aldığı FIFA Altın
Top Ödülü'nün bir
kaleciye verilmesi
için istisnai bir
performans
sergilenmesi
gerektiğini
söyledi.
ANKARA - İtalya Milli
Takımı ile 2006 FIFA Dünya
Kupası'nı kazanan Buffon,
forvet oyuncuları Cristiano
Ronaldo ve Lionel Messi'nin
yanı sıra kaleci Manuel
Neuer'in de aday olduğu
dünyada yılın futbolcusuna
verilen 2014 FIFA Altın Top
Ödülü hakkında FIFA'nın internet sitesine açıklamalarda
bulundu.
2010'a kadar Avrupa'da
yılın en iyi futbolcusuna verilen Altın Top Ödülü'nün 2006
oylamasında vatandaşı Fabio
Cannavaro'nun arkasında 2.
sırayı alan file bekçisi, ödülün,
çalışmanın en üst düzeyde
tanınması anlamına geldiğini
belirterek, "Bana göre ödülü
alacak oyuncu, kişisel olarak
harika bir sezon geçirmeli.
Performans düzeyini korumalı,
kariyerine de önemli bir katkıda bulunmalı. Ödül genellikle
daha fazla maç kazanan ve
galibiyetlerde en fazla etkisi
olan oyunculara veriliyor"
yorumunu yaptı.
Buffon, 1963 Altın Top
Ödülü'nü alarak tarihte bunu
başaran tek kaleci olan Rus
Lev Yaşin'den 41 yıl sonra ilk
kez ödülü kaldırmak için
yarışacak Bayern Münih ve
2014 FIFA Dünya Kupası'nı
kazanan Almanya'nın kalecisi
Neuer'in şansıyla ilgili şu
ifadeleri kullandı:
"Yaşin, elbette sıra dışı ve
büyük bir oyuncuydu ama
insanların hakkında fazlaca
bilgisi olmayan bir ülkede
oynaması da ödülü kazanmasına yardımcı oldu. O yıllarda insanların sıkça duyduğu
ancak oynarken birkaç kez
izleme fırsatı bulabildiği futbolcular vardı. Bence bu
gizem de efsanelerinin
büyümesini sağladı.
Günümüzde Altın Top'u bir
kalecinin kazanması için istis-
nai şeyler olmalı. Dünya
Kupası'ndaki son 4 maçını da
penaltı atışları sonucunda
kazanan bir takımın, bu
karşılaşmalardaki tüm atışları
kurtaran kalecisi belki ödülü
kazanabilir."
Messi'nin dünyanın en iyisi
olduğunu fakat bu yılki ödülün
Ronaldo'ya verilmesi gerektiğini de belirten 36 yaşındaki
kaleci, "Messi de Ronaldo da
ayrı bir seviyede oynuyor.
Birinin performansı biraz
düştüğünde diğeri öne geçiyor. Ronaldo'nun bu yıl yaptıklarını izlemek güzeldi. UEFA
Şampiyonlar Ligi kupasını
kazanmasaydı bile ödüllendirilmesi gerektiğini
söylerdim. Müthiş bir kariyere
sahip olmasının yanında uzun
süredir performansını koruması ve son 2 yıldır yaptığı
olağanüstü işler nedeniyle
ödüllendirilmeli" değerlendirmesini yaptı.
Ronaldinho'nun
“ALTIN TOP”
tercihi Messi
ANKARA - Brezilyalı yıldız futbolcu
Ronaldinho Gaucho, FIFA Altın Top
Ödülü'ndeki favori adayının
Barcelona'dan eski takım arkadaşı
Lionel Messi olduğunu açıkladı.
İspanyol basınına konuşan
Ronaldinho, Barcelona'da forma giydiği
2003-2008 yıllarında Lionel Messi'nin
yaşı nedeniyle B Takımı'nda oynadığını
hatırlatarak, "Messi'yi yedek takımda
sürekli izliyorduk. Gerçekten harika bir
oyuncuydu ve hepimiz takıma katılmasını istiyorduk. O dönem
Barcelona'nın teknik direktörlüğünü
yapan Frank Rijkaard'dan, Messi'nin bizimle antrenmana çıkmasına izin vermesini istedik ve kadroya alındı" ifadesini
kullandı.
FIFA Altın Top Ödülü adayları arasındaki rekabet üzerine de düşüncelerini
aktaran 34 yaşındaki futbolcu, "Cristiano
Ronaldo komple bir oyuncu ancak
Messi daha iyi çünkü kimsenin sahip
olmadığı bir büyüsü var" değerlendirmesinde bulundu.
Barcelona'ya transfer olmadan önce
Manchester United ile anlaşmak üzere
olmasına rağmen Katalan kulübünde o
dönem başkanlığa seçilen Sandro Rosell
ile yakın ilişkisi nedeniyle İspanya'yı tercih ettiğini belirten Brezilyalı futbolcu,
"Barcelona'da oynamak keyif vericiydi
çünkü Romario, Ronaldo ve Rivaldo'nun
formasını giydiği bir kulübün yeni "R"
harfiyle başlayan ismi olmuştum" diye
konuştu. (AA)
5 Aralık 2014 Cuma
Türkiye Off-Road Şampiyonası yarışlarını tamamlayarak
2014 sezonunu başarılarla kapatmaya hazırlanan ANDOFF, son olarakta 2014 Ankara Off-Road Şampiyonasını
MEBUSKENT’in sponsorluğunda 14 Aralık Pazar günü
saat:12.00’da start vererek bitirecek.
OFF-ROAD HEYECANI
ANKARA- HABER MERKEZİSeyircisinden sporcusuna kadar
Ankara’nın en beğenilen yarış parkuru
olan Yuva Karacakaya’daki Mebuskent
yarış alanı 2014’ün son yarışına tanıklık
edecek. Son yarışta gerek yarışan
sporcular birbirleriyle kıyasıya
mücadele ederken, onları izleyen
Ankaralı konuklar da özel olarak hazırlanmış seyirci
alanlarından
yarışın heyecanını tadacaklar. Yarışa
Tekirdağ’dan TRAKOFF Klübü adına
Hülya Hızır isimli co-pilot’Da katılarak
kadınlara örnek bir yarış sergileyecek.
Ankara Off-Road Şampiyonası’nın
3. ve son ayağı yine Batıkent Çevre
Yolu çıkışı Yuva Karacakaya’da
Mebuskent’in çok özel parkurunda
koşulacak olup, aynı zamanda
Ankara’nın değişik otomobil, motorsiklet ve doğa kulüpleri olan Ankara
Otomobil Sporları Kulübü(ANOK)ralli
aracının sergileneceği , Ankara Klasik
Otomobilciler Derneği (AKOD)klasik
otomobillerinin sergileneceği, Ankara
Voswagen (ANKAVOS FUN
CLUP)rengarenk Voswagenlerin
şirin yüzü, Ankara Harley
Grubu’nun eşi olmayan motorsikletlerini, Ankara
Motocrossçular’nın gösterileri, Ankara
ATV Grubu(BAG)’nun arazi şovlarını,
Ankara Model Uçak Kulübü(AMUK)’un
hava uygun olduğu takdirde uçaracakları model uçak ve helikopterleri,
Atmaca Doğa Sporlarının bir birinden
cesur sporcularının MEBUSKENT
binalarından inişleri, Ankara Yamaç
Paraşüt Kulübü parkur üzerinde
Paramotor uçusu, Ankara Bisikletlileri
üyeleri ve ülkemizin gururu olan zor
zamanlarımızda yanımızda bulunan
Ankara İl Afet (AFAD) benzer kurum ve
kuruluşların gösterileri ile birlikte Ezine
Peyniri’nin ikram edeceği Ankara’nın
sımsıcak çay eşliğinde meşhur simidi
ile Sultan Sucukları’nın ekmek arası
sucuk keyfi ile renkli bir yarış
Ankaralıları bekliyor. Lokman Hekim
Hastaneleri deneyimli bir sağlık ekibi
ile yarışa destek verecek.
Daha önceki yarışlarda
olduğu gibi bir görsel
şölenin yaşanacağı Ankara
Off-Road Şampiyonası 3.
Mahalli Yarışı’na tüm
Ankaralıları davet eden
ANDOFF Başkanı
Muharrem Çelik, “güzel,
heyecanlı, adrenalin yüklü
2014 off-road sezonunu
yine kıyasıya mücadelenin
yaşanacağı rengarenk bir
yarışla uğurluyoruz.
Ankaralıları bu yarışımızda
aramızda görmek istiyor,
Ankara Off-Road
Şampiyonası Kupası’nı
kaldırmak için bu sezon
son kez gaza basacak
pilotlarımıza destek için alkışlarınızı
bekliyoruz” dedi.
SPONSOR MEBUSKENT
2014 Ankara Off-road Şampiyonası
ana sponsoru MEBUSKENT Yönetim
Kurulu Başkanı Kürşat Ayhan,
“Ankara’ya yeni kazandırdığımız bu
proje ile yepyeni, farklı anlayışla bir
kent inşa ediyoruz. Doğa, spor ve özel
rekreasyon alanları ile planladığımız bu
kentte farklılık yaratmak için spora da
destek veriyoruz.
Trakya’dan, Akdeniz’e, Akdeniz’den
Karadeniz’e kadar bölgeleri alışılmadık bir yarışla Ankara’da buluşturacak Ankara Off-Road Kulubü ANDOFF 30’a yakın off-road yarış ekibini
konuk edecek.
MEBUSKENT sınırlarında 3. kez
organize edilen ANDOFF Ankara Offroad Şampiyonası son yarışçılarımızı
desteklemek için misafirimiz olun”
dedi.
KARADENİZ OFF-ROAD BİRLİĞİ
Karadeniz Off-Road Birliği Başkanı
Abdulkadir Güneysu “ Karadenizi’in asi
ve hırçın off-road yarışçıları ve kulüp
başkanları olarak Ankara’ya bir çıkartma yapacağız.Karadeniz’den Ankara
Off-Road Kulübü’ne dostluk, sevgi ve
hoşgörüyü getiriyoruz. Off-Road
yarışçılarımız Ankara Mebuskent yarış
parkurunu tozu dumana katarak rakiplerini çamura bulayıp etap içinde rakip,
yarış sonrasında birlik, beraberlik ve
sevgi çemberi içinde kupa heyecanını
katarak dostluk örneğini gösterecekler.
Bu yarışta Ankara’daki Karadenizli
hemşehrilerimizi destek için yanımızda
görmeyi, özledikleri Karadeniz fırtınasını estirmeye geliyoruz” dedi.
2014 yılı Şampiyon Gecesi AKMAN
RÖNESANS’ta renkli gece ile yapılacak olup, yarışçılar kupalarına
kavuşurken ANDOFF’a sponsorluk
yapan kurum ve kuruluşlar da plaketleri takdim edilecek..