TÜRKİYE’DE TRAFİK KAZALARI GERÇEĞİ-II Osman ÖZTÜRK 1. SINIF EMNİYET MÜDÜRÜ i Genel Müdür: Hande Alpay Basım Yeri: Pasifik Ofset Yayın Yeri : Uğur Eğitim Pazarlama ve Yayıncılık A.Ş. İncirli cad. No: 99 34147 Bakırköy / İstanbul Tel: 0212 660 58 41 Faks: 0212 66058 42 Basım Tarihi: Haziran / 2013 ISBN Numarası: 978-975-6437-99-5 Bu eserin bütün hakları Uğur Eğitim Pazarlama ve Yayıncılık A.Ş.’ye ait olup; film, fotokopi veya başka bir yolla çoğaltılamaz, dipnot vermeden alıntı yapılamaz. ii İÇİNDEKİLER Sayfa KISALTMALAR ......................................................................................................... viii ÖNSÖZ ............................................................................................................. viii EDİTÖRÜN ÖNSÖZÜ ................................................................................................. ix YAZARIN ÖNSÖZÜ - I ................................................................................................. 1 YAZARIN ÖNSÖZÜ - II ................................................................................................ 4 TRAFİKTE O AN… ...................................................................................................... 7 TEŞEKKÜR ................................................................................................................ 9 GİRİŞ 10 BÖLÜM 1 ULAŞIM VE TRAFİK 1.1. Tanımlar.................................................................................................. 12 1.2. Ulaşım ..................................................................................................... 15 1.2.1. Türkiye’de ulaşım .................................................................................. 15 1.2.2. Bazı Ülkeler İle Türkiye’de Ulaşım ........................................................ 24 1.3. Türkiye’de Karayolu ve Tarihçesi ......................................................... 25 1.3.1 Karayolları Tarihçesi ............................................................................. 25 1.3.2. Karayolu Trafiği ve Ülkemizde Karayolu Trafiğinin Durumu ............. 27 1.3.3. Şehirlerarası Karayolu .......................................................................... 30 1.3.4. Şehir İçi Yollar........................................................................................ 33 1.4. Trafik Kavramı........................................................................................ 40 1.4.1. Trafiğin Tarihçesi................................................................................... 40 1.4.2. Trafik Kazasının Tanımı......................................................................... 42 1.4.3. Trafik Kazalarının Tarihçesi .................................................................. 42 BÖLÜM 2 TRAFİK KAZALARI VE TRAFİK KAZALARININ NEDENLERİ 2.1. Trafik Kazaları ........................................................................................ 44 2.2. Trafik Kazalarının Nedenleri ................................................................. 46 2.2.1. Hava Şartlarının Trafik Kazalarına Etkileri ........................................... 49 2.3. Türkiye’de Trafik Kazalarının Önlenmesinden Sorumlu Olan Kurum ve Kuruluşlar ....................................................................................... 57 2.3.1. Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu ...................................................... 62 2.3.2. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Görev ve Yetkileri ............................. 64 2.3.3. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Görev ve Yetkileri ............................................ 69 2.3.4. Sağlık Bakanlığı’nın Görev ve Yetkileri ............................................... 70 2.3.5. Jandarma Teşkilatı’nın Görev ve Yetkileri ........................................... 70 2.3.6. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Görev ve Yetkileri ....................................... 70 2.3.7. Tarım ve Köy İşleri ile Orman Bakanlıkları’nın Görev ve Yetkileri ..... 71 2.3.8. Ulaştırma Bakanlığı’nın Görev ve Yetkileri .......................................... 71 2.3.9. İl ve İlçe Trafik Komisyonlarının Kuruluşu ile Görev ve Yetkileri ...... 71 2.3.10. Belediyelerin Trafik Birimleri ve Trafik ile İlgili Görevleri................... 72 2.3.11. Gönüllü Kuruluşlar ................................................................................ 72 2.4. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Trafik Güvenliğinde Temel Yaklaşımlar, Alt Yapı, Yasal Mevzuat, İlgili Kurum ve Kuruluşların Görevleri ve Koordinasyonu ........................................... 74 2.4.1. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Genel Yapı ve Mevzuat ..................... 75 2.4.1.1. Alt Yapı ve Mühendislik Hizmetleri ...................................................... 75 iii İlk ve Acil Yardım Hizmetleri ................................................................. 76 İletişim ve Enformasyon ....................................................................... 77 Karayolları Trafik Güvenliği Konusunda Hedeflerin Tespiti, Uygulanması, İlgili Kurum ve Kuruluşlar Arasındaki Koordinasyon ........................................................................................ 84 2.4.3. Trafik Eğitimi .......................................................................................... 87 2.4.3.1. Okul Öncesi Trafik Eğitimi .................................................................... 87 2.4.3.2. Okul Dönemi Trafik Eğitimi ................................................................... 87 2.4.3.3. Üniversite ve Yüksek Okullarda Trafik Eğitimi .................................... 90 2.4.3.4. Sürücü Adaylarının Eğitimi ................................................................... 90 2.4.3.5. Sürücü Eğitimleri ................................................................................... 93 2.4.3.6. Trafik Polisinin Eğitimi .......................................................................... 93 2.4.3.7. Almanya’da İlk Kademe Polis Memuru Eğitimleri ............................... 95 2.4.3.8. Almanya’da Orta Kademe Yönetici Eğitimi ......................................... 95 2.4.3.9. Almanya’da Üst Kademe Yönetici Eğitimi ........................................... 96 2.4.3.10. Almanya’da Meslek İçi Eğitim............................................................... 96 2.5. Sürücü Olabilme Şartları, Sürücü Kursları, Sürücü Sınavları Ve Sınav Yapıcılar .................................................... 97 2.5.1. Sürücü Olabilme Şartları ....................................................................... 97 2.5.2. Sürücü Kursları...................................................................................... 99 2.5.3. Sürücü Kursu Eğitimciliği ................................................................... 101 2.5.4. Sürücü Adaylarının Sınavları .............................................................. 102 2.5.5. Sınav Yapıcılar ..................................................................................... 104 2.6. Stajyer Sürücü Uygulaması ................................................................ 104 2.7. Ülkemizdeki Trafik Kazalarının Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması .... 105 2.8. Trafik Kazalarını Etkileyen Faktörler .................................................. 110 2.8.1. Sürücü Faktörü .................................................................................... 110 2.8.1.1. Genç Sürücülerde Riskli Araç Sürüş Davranışlarının Psikolojik Nedenleri .................................................. 115 2.8.2. Yolcu faktörü........................................................................................ 118 2.8.3. Yaya Faktörü ........................................................................................ 120 2.8.4. Araç faktörü ......................................................................................... 123 2.8.4.1. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Araçların Muayenesi ....................... 129 2.8.5. Yol Faktörü ........................................................................................... 130 2.9. Kazalara Etki Eden ve Etkilenen Diğer Faktörler .............................. 132 2.9.1. Kazalara Etki Eden Faktörler .............................................................. 132 2.9.2. Yıllara Göre Trafik Kazalarından Etkilenen Kazazedeler .................. 137 2.9.3. Nüfus ve Taşıt Başına Düşen Kaza Sayısı ......................................... 140 2.9.4. Bayram Tatillerinde Meydana Gelen Kazalar .................................... 144 2.9.4.1. Ramazan Bayramı Tatillerinde Meydana Gelen Kazalar ................... 144 2.9.4.2. Kurban Bayramı Tatillerinde Meydana Gelen Kazalar ...................... 148 BÖLÜM 3 TRAFİK KAZALARININ AZALTILMASINA YÖNELİK ALINABİLECEK TEDBİRLER 3.1 Sürücülerin Denetimi .......................................................................... 155 3.1.1. Alkolün Sürücüler Üzerindeki Olumsuz Etkisi .................................. 160 3.1.2 Alkolün Vücuttan Atılması .................................................................. 160 3.1.2.1 Ülkemizde Yasal Alkol Sınırı ............................................................... 162 3.1.2.2. Sürücülerde Alkol Tespiti ve Denetimleri .......................................... 163 3.2. Hız Denetimleri..................................................................................... 165 3.2.1. Uykusuz, Yorgun Araç Kullanma Denetimleri ................................... 168 2.4.1.2. 2.4.1.3. 2.4.2. iv 3.3. 3.3.1 3.4. 3.5. 3.6. 3.7. Emniyet Kemeri Denetimleri ............................................................... 173 Emniyet Kemerinin Kullanımı ............................................................. 173 Motosiklet Sürücülerinde Ekipman Denetimi .................................... 177 Cep Telefonu Denetimleri ................................................................... 178 Yaya Denetimleri .................................................................................. 180 Türkiye’de Trafik Güvenliğinin Sağlanmasında Denetim Faaliyetleri, Açılımlar ve Hedefler ...................................................... 181 3.7.1. Türkiye’de Trafik Denetimlerinde Yeni Teknolojiler ve Yöntemler .. 188 3.7.1.1. Trafik Denetimlerinde Dijital Teknolojinin Kullanılması ................... 188 3.7.1.2. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Kullanımıyla Karayolu Trafik Kazalarının Mekânsal Analizi ................................................... 189 3.7.1.3. Maddi Hasarlı Kazalarda Anlaşma Uygulaması ................................ 191 3.7.1.4. Otoyol Trafik Polisi Ve Otoyol Denetimi Projesi ............................... 192 3.8. Avrupa Birliği Ülkelerinde Denetim Faaliyetleri ................................ 194 3.8.1. Denetimden Sorumlu Kurum ve Kuruluşlar ile Müşterek Denetimler ........................................................................... 194 3.8.2. Denetleme Faaliyetleri ve Öncelikli Denetim Konuları ..................... 198 3.8.2.1 Hız Denetimleri..................................................................................... 198 3.8.2.2 Emniyet Kemeri Denetimleri ............................................................... 203 3.8.3. Genel Polisin Trafik Düzenleme, Yönetme ve Denetleme Yetkisi .... 218 3.8.4. Elektronik Denetim Sistemleri ............................................................ 219 3.9. TISPOL(European Traffic Police Network) ........................................ 227 3.9.1. Trafik Kontrol Merkezi ......................................................................... 231 3.9.2. Fahri Trafik Müfettişliği Uygulaması .................................................. 235 3.9.3. Kural İhlalleri Sonucu Öngörülen Yaptırımlar Ve Uygulama Şekilleri ............................................................................... 236 3.9.3.1. Trafik Kural İhlallerinde Bulunanlar Hakkındaki Yaptırımlar............ 236 3.9.3.2. Ceza Puanı Sistemi .............................................................................. 239 3.9.3.3. Trafik Kazaları ...................................................................................... 241 3.9.4. Sürücü Belgesi İşlemleri ..................................................................... 245 3.9.5. Araç Tescil İşlemleri ............................................................................ 247 3.9.5.1. Araçların Satış Ve Tescil İşlemi .......................................................... 247 3.9.5.2. Araçlar Üzerine Reklam Alınması ....................................................... 249 3.9.5.3. Taksi İşletmeciliği ................................................................................ 252 3.9.6. Veri Tabanı ve İstatistik İşlemleri ....................................................... 256 3.9.7. Personel, Araç-Gereç Durumu ........................................................... 256 3.9.7.1. Personel Durumu ................................................................................. 256 3.9.7.2. Araç Ve Gereç Durumu ....................................................................... 257 BÖLÜM 4 GENEL DEĞERLENDİRME, ÇÖZÜM VE ÖNERİLER ........................... 260 4.1 Genel Değerlendirme .......................................................................... 260 4.2. Çözüm................................................................................................... 265 4.3. Öneriler ................................................................................................. 268 4.3.1. Ulaşım Sistemlerinin Entegrasyonu ve Dengelenmesi .................... 268 4.3.2. Altyapı Hizmetlerinin İyileştirilmesi ve Teknolojiden Faydalanılması ..................................................................................... 270 4.3.3. Yol Kullanıcılarının ve Toplumun Eğitimi .......................................... 276 4.3.4. Denetim ve Yasal Düzenlemeler: ........................................................ 280 4.3.5. Koordinasyonun Sağlanması ............................................................. 282 Ek-1 ............................................................................................................ 285 Dematel Metodu ...................................................................................................... 286 v Bulanık Dematel Yöntemiyle Kaza Nedenlerinin İncelenmesi ............................ 292 Ek-2 ............................................................................................................ 298 Bulanık küme teorisi .............................................................................................. 299 KAYNAKLAR ........................................................................................................... 302 ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 306 vi KISALTMALAR ABD Amerika Birleşik Devletleri AB Avrupa Birliği AT Avrupa Topluluğu ATO Ankara Ticaret Odası BSK Bitümlü Sıcak Karışım CISR Karayolu Güvenliği Komitesi CNSR Karayolları Ulusal Güvenlik Konseyi EGM Emniyet Genel Müdürlüğü SK Sıcak Karışım TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi TCDD Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu TISPOL Avrupa Trafik Polis Ağı veya Birliği TTBM Türkiye Trafik Bilgi Merkezi vii ÖNSÖZ Bahçeşehir Üniversitesi dört kıtaya yayılan kampüsleri ve bünyesinde barındırdığı 1.000’e yakın yabancı uyruklu olmak üzere 15.000 öğrencisiyle bir dünya üniversitesi olma hayal ve hedefine ulaşmanın sevincini yaşamakta ve evrensel düşünce ve bilimin ışığında bir eğitim ve özgür düşünce adası olarak dünya üniversiteleriyle yarışmaktadır. Amacımız gençlerimizi çağdaş bilgi ve düşüncelerin özgürce paylaşıldığı bir üniversite ikliminde özenle geleceğe hazırlamak ve evrensel düşünce ve değerlerle bezenmiş olarak bir dünya vatandaşı saygınlığı içinde yaşamalarını sağlamaktır. Türkiye’de trafik kazaları en büyük ve en yıkıcı sorunlardan birisi olarak her yıl binlerce yurttaşımızın canına ve malına zarar vermekte ve toplumsal yapımızı olumsuz olarak etkilemektedir. Trafik kazalarının önlenmesi ve toplumun bilinçlendirilmesine yönelik olarak ortak bir algı ve toplumsal refleks yaratmak amacıyla kaleme alınan bu kitap trafik kazalarının araştırılması ve bilimsel bir bakışın ortaya konulması açısından faydalı ve örnek bir kitap olacaktır. Bu kitabı akademik bir bakış ile yeniden güncelleştirerek okuyucuların ve kamuoyunun bilgisine ve yararlanmasına olanak sağlayan çaba ve çalışmaları için Sevgili Osman ÖZTÜRK’e çok teşekkür ediyorum. Bu kitabın üniversitemizin bir yayını olarak herkes için bir başvuru ve inceleme kitabı olması beni mutlu edecektir. Trafik kazalarının olmadığı bir Türkiye’de mutlu ve güvenli yaşamamız dileğiyle … Enver YÜCEL Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı viii EDİTÖRÜN ÖNSÖZÜ Tarihin ilk dönemlerinden beri ulaşım insanlığın temel sorunlarından birisi olmuştur. İnsan toplulukları öncelikle barınma ve beslenme gereksinimlerini sağlamak, daha sonra da çeşitli tehlikelerden korunmak için sıklıkla yer değiştirme ihtiyacı duymuşlardır. Hayvanların evcilleştirilmesi ve tekerleğin icadı, ulaşım konusunda yaşanan ilk ve en büyük devrim olmuş, daha uzun mesafelerin daha kısa sürelerde katedilebilmesini sağlamıştır. Uygarlığın gelişmesine paralel olarak teknolojide de önemli gelişmeler olmuş, bunun sonucunda da insanlar hayatlarını kolaylaştıracak birçok buluş gerçekleştirmişlerdir. Günümüzde neredeyse her evde bulunan otomobil bu buluşların en önemlileri arasında yer almaktadır. Otomobil kullanımının yaygınlaşması ile insanlar eski çağlarda uzun sayılabilecek mesafeleri günler, hatta saatler içerisinde aşabilmekte, bunu da oldukça konforlu bir biçimde gerçekleştirebilmektedir. Dikensiz gül olmadığı gibi, otomobiller de sunduğu konfor ve hıza karşılık olarak önemli bir sorun olan trafik kazalarını hayatımıza dahil etmiştir. Dünyada her yıl bir savaşta verilen kayıp kadar insan trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Bu acı bilançoyu mümkün olduğunca en aza indirmek insanlığın temel sorumlulukları arasında yer almaktadır. Bunu gerçekleştirebilmek için pek çok ülkede merkezi ve yerel yönetimler, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve toplum el ele vererek gerekli önlemleri hızlı bir şekilde planlamakta ve uygulamaya geçirmektedir. Nitekim, Avrupa Birliği’ne bağlı ülkelerde trafik güvenliğini arttırmaya yönelik çalışmalar kademeli olarak devam etmektedir. Ülkemizde son yıllarda trafik kazaları ve kazalar sonucunda meydana gelen kayıplar artış eğilimi göstermektedir. Bu eğilimi yavaşlatabilmek ve hatta tersine çevirebilmek için ülkemizde de önemli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak toplumun bu konuda bilinç düzeyinin henüz yeterli seviyede olmadığını üzülerek görmekteyiz. Kırşehir Emniyet Müdürü Sn. Osman Öztürk’ün büyük emeğiyle hazırlamış olduğu bu kitap, toplumun bilinçlendirilmesi ve alınabilecek diğer önlemler açısından büyük önem taşımaktadır. Trafik güvenliği bilincinin arttırılması ve kazaların azaltılması için alınması gereken önlemlerin, yurt dışındaki başarılı örnekleriyle de süslenerek adeta merkezi ve yerel yöneticilere bir kılavuz olarak sunulmuştur. Ayrıca Sn. Osman Öztürk tarafından Kırşehir’de gerçekleştirilmiş başarılı uygulamalara da yer verilmiş, konuya sistem analizi bakışıyla yaklaşıldığında sağlanabilen gelişmeler de gözler önüne serilmiştir. Böylesine önemli bir kitabın editörlüğü Merkezimizce gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, kitap içerisinde bulunan kavramlar ve veriler bilimsel bir bakış açısıyla, ix detaylı bir şekilde incelenmiş, gerekli düzeltmeler, düzenlemeler ve güncellemeler yapılarak, kitap basıma hazır hale getirilmiştir. Ayrıca kitabın basım ve dağıtımı da üniversitemizce gerçekleştirilmiştir. Bu eserin oluşmasında katkıda bulunan, kitabın yazarı Bahçeşehir Üniversitesi M.Y.O Ön Lisans Programı Bölüm Başkanı Emekli Emniyet Müdürü Sn. Osman Öztürk ve kitabın son şeklini almasında büyük bir emek harcayan UYGAR çalışanı Dr. Selim DÜNDAR’a teşekkürü borç bilirim. Prof.Dr. Mustafa ILICALI Bahçeşehir Üniversitesi UYGAR Başkanı x YAZARIN ÖNSÖZÜ - I Her sabah yeni bir güne başlamanın verdiği taptaze heyecan ve umutlarla uyanarak televizyonu açtığımızda veya gazete sayfalarına göz attığımızda duyduğumuz ve okuduğumuz kaza haberleri, ölen ya da yaralanan insanların hazin görüntüleriyle gözlerimizden süzülen damlalar, yüreğimizi burkan çığlıklara dönüştüğünde hiç tanımadığımız bunca insan için içimizde oluşan acı fırtınalar bizi bizden koparıp almıyor mu? Bir gün bu tür kazalarla bizim de karşılaşabileceğimiz korkusu aklımızın bir yerinde bir tümör gibi sinsice büyümüyor mu? Allı morlu çiçekler gibi, özene bezene, her şeyden sakınarak büyüttüğümüz yavrularımız, sürücülerin bir anlık tedbirsizlik ve dikkatsizlikleri veya trafik kurallarına uymamaları sonucu daha yaşamlarının bahar mevsiminde, sararmış yapraklar gibi birer birer dallarından koparak toprağa düşmüyor mu? Onlara harcanan zamanlar, ömür boyu verilen emekler acaba boşa gitmiyor mu? Aramızdan ayrılsalar da özlemleri her geçen gün acıdan kavrulmuş yüreklerimizi için için kemirmiyor mu? Maddi ve manevi kayıpların yanında heba olan yaşamlar ve hiçbir işe yaramayan alın terimiz, trafik sorununun ülkemiz için büyük bir maliyet ve telafisi mümkün olmayan felaketler oluşturduğunu ortaya koymuyor mu? Yaşanan acılar ve dökülen gözyaşları toplumsal bir dramla karşı karşıya olduğumuz gerçeğini bir tokat gibi yüzümüze vurmuyor mu? Trafik sorunu her geçen gün çığ gibi büyümeye devam ediyor, her geçen gün kazalara yeni kazalar ekleniyor ama toplumsal bilincimiz bunun farkında mı ve gerektiği biçimde algılayabiliyor mu? Bu sorunu çözmeye yönelik çabalarımız yeterli oluyor mu? 1 Bu konuda daha fazla duyarsız kalamayız. Çünkü ülkemizin her köşesinde insanlarımız yaşamlarının bir döneminde trafik kazalarından mutlaka olumsuz olarak etkilenmiş, kendisi olmasa bile bir yakınının veya arkadaşının yaşadığı acıyı yüreğinin derinliklerinde her zaman hissetmiştir. Ben de ömrünü, ülkemizin huzur ve güvenliğine adamış, bu uğurda güzel Anadolumuz’un birçok il ve ilçelerinde görev yapmış bir kişi olarak, yüksek lisans çalışmam sırasında hazırladığım tezimi Türkiye’deki trafik gerçeğiyle bütünleştirerek sentezsel bir anlayışla kitaba dönüştürdüm. Bu çalışmamla topluma karşı bireysel sorumluluğumu ve gönül borcumu yerine getirmeye çalıştım. Ülkemizin yaşadığı trafik sorununu; Türk Halkı’nın, trafikle ilgili kurum ve kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin dikkatine bir kez daha sunmayı bir vatandaşlık borcum ve vicdani sorumluluğum bildim. Eğitimin; bireyin ve toplumun şekillenmesinde, toplumsal bilincin ve kültürün gelişmesinde ne kadar önemli bir olgu olduğu gerçeğinden hareketle, bu kitabı hazırlamaya çalıştım. Yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla halkımızda kurallara uyma ve uymayanları uyarma alışkanlığı kazandırabilirsek, bireysel ve toplumsal duyarsızlıklarımızı duyarlı birey, duyarlı toplum bilincine dönüştürebilirsek, sabah televizyonlarımızı açtığımızda ve gazete sayfalarına göz attığımızda duyduğumuz veya okuduğumuz kara haberleri, hüzün gözyaşlarımızı, mutlu haberlere ve sevinç gözyaşlarımıza dönüştürebiliriz. Kazaların, gözyaşının ve acının olmadığı, herkesin trafik kurallarına uyduğu, trafik kurallarına uyanların, uymayanları nazikçe uyardığı, herkese sevgiyle, saygıyla yaklaşan, insan olmanın erdemini, erdemce davranışlarla diğer insanlara da hissettiren, mavi göklerde gururla dalgalanan al bayrağımızın altında güzel 2 Türkiyemiz’in dört bir köşesinde dostça, kardeşçe, sevgiyle yaşayan, geleceğe dair umut ve hayallerini yaşama sevinciyle bütünleştiren bir Türkiye özlemini acaba ne zaman gerçekleştirebileceğiz. İşte bu noktada eğitimin ve toplumsal kültürün rolü büyüktür. Trafik gerçeğini, toplumsal ahlakla bütüncül bir yaklaşım içerisinde ele alabilir ve sorumlu kurumların etkin destek ve denetimleriyle daha düzenli ve güvenli bir yapıya dönüştürebilirsek, trafik düzen ve güvenliğini istenilen ölçütte sağlayabiliriz. Kurallara uyma alışkanlığının temelinde, hukuk kurallarını ve toplumsal kuralları özümseyerek, mutlaka saygı duymak, benimsemek ve uymak zorunluluğu bulunduğu gerçeğini yadsıyamayız. Bireysel davranışlardan kendimizi soyutlayarak, toplum düzenine uygun hareket etmek gereğini bir yaşam biçimi ve bilinci olarak belleklerimize yerleştirmeliyiz ki; “Trafik kurallarına uymayı bir toplumsal ahlak ve kültür olarak görebilelim.” Daha güvenli ve daha mutlu bir Türkiye’de hayallerimizin peşini asla bırakmadan umut ve sevgiyle mutluluk içinde yaşama dileğiyle… Osman ÖZTÜRK 3 YAZARIN ÖNSÖZÜ - II Trafik kazaları, ülkemizin en önemli ve en acil sorunlarından birisi olarak yıkıcı ve can alıcı özelliği ve korkutan yüzüyle devasa bir dağ gibi karşımızda durmaktadır. Trafik kazaları nadide bir çicek gibi büyüttüğümüz en değerli mücevherler gibi koruduğumuz yavrularımızın ve her yaşta insanlarımızın canını almakta yada sakat bırakarak mutlu yaşamlarının üstüne bir felaket bulutu gibi çökmektedir. Trafik kazaları yüzünden her yıl olay yerlerinde 4.000’e yakın insanımızın olay hayatını kaybettiği yetmezmiş gibi hastanelerde veya evlerinde tedavileri sürerken ölenlerin de eklenmesiyle yılda 10.000’e yakın insanımızın hayatına mal olmaktadır. Yine orta ölçekli bir il nüfusuna yakın yılda 200.000 civarındaki insanımızın yaralanmasına ve sakat kalmasına neden olmaktadır. Toplumsal duyarlılığımız ve algımız yüzeysel kalmakta ve sorunun ulaştığı boyutu farkedememekteyiz. Ailede başlayan ve okul öncesi devam eden eğitim sürecinden itibaren üniversiteyi bitirinceye kadar devam eden eğitim yaşamında trafik eğitimine gerektiği kadar değer ve önem vermememiz ömür boyu içinde yaşadığımız trafik olgusunun birey ve toplumsal olarak istenilen ölçüde algılayamadığımızın bir göstergesidir. Okullarda trafik eğitimi veren öğretmenlerin trafik konusunda yeterli deneyime ve bilgiye sahip olmadığı bu derslerin uygulamalı olarak trafik eğitim alanlarında verilmediği zaman doldurmaya yönelik bir ders programına dönüştürüldüğü görülmektedir. Toplumun ve yol kullanıcılarının bilinçlendirilmesine yönelik aydınlatıcı ve bilgilendirici proje ve programlara daha fazla ağırlık verilmesi gerektiği bilinmelidir. Kazaların sık sık meydana geldiği noktalar ve bölgeler mühendislik bakışıyla yeniden düzenlenmeli ve bu bölgelerde denetimler sıklaştırılmalıdır. Trafik kazalarını 4 nedenleri yönünden inceleyen istatislikler üniversiteler ve bilim adamları tarafından analiz edilerek kazaları önlemeye yönelik çalışmalar sürdürülmelidir. Çağdaş ülkelerde uygulanan denetim eğitim ve teknik yapılanmalar ülkemizde de uygulamaya geçirilmelidir. Trafik kuralları, Hukuk Kurallarının objektifliği prensibine uygun olarak sıfatı ve konumu ne olursa olsun herkese eşit ve adil bir şekilde uygulanmalıdır. Trafik kazaları kurbanları arasında yer alan çocuk ve öğrencilerimizin can güvenliği sürücülerin insafına bırakılmıştır. Okul servis sürücüleri yeterli seviyede Güvenli Okul ve ileri sürüş tekniği bilgilerine sahip değildir. Okul öğrenci ve servis güvenliği konsepti çağcıl bir bakışla gündeme taşınmalıdır. Güvenli Okul Projesi kapsamında ulaşım ve servis güvenliğinin etkin olarak sağlanması ile yarınlarımızın güvencesi olan çocuklarımızın sağlıklı ve güvenli bir okul ikliminde yaşamaları ve nefes almaları mümkün olacaktır. Bu konuda servis sürücülerinin eğitimi yanında okul ve çevrelerinde özel güvenlik birimlerinin de genel güvenliğe yardımcı olarak park ve trafiğin düzenlenmesinde yetkilendirilmesi yararlı olacaktır. Özellikle okul girişlerinde yoğunlaşan trafiğin yönlendirilmesinde ve öğrencilerin karşıdan karşıya geçmeleri ve servis araçlarına binmeleri sırasında özel güvenlik görevlileri tarafından trafik önlemleri alınması yasal bir yetkiye dönüştürülmelidir. Güzel Türkiye’miz de insanlarımızın huzur, güven ve mutluluk içerisinde yaşamaları için herkesin birbirinin hak ve özgürlüklerine saygı duyduğu, yasalara ve toplumsal kurallara uymanın en kutsal yurttaşlık ödevlerinden biri olduğu herkes tarafından kabul edilerek yaşam boyu içselleştirilmesi başlıca dileğimdir. Uykusuz gecelerimin ve alın terimin emeği olan bu kitabın Türkiye’de trafik güvenliğinin sağlanması ve kazaların önlenmesinde toplumsal bir bilinç ve algı yaratması beni mutlu edecektir. Bu benim topraklarında huzur ve güvenle yaşadığım al bayrağın gölgesinde ömrümü geçirmekten gurur ve şeref duyduğum ülkeme karşı borç ve sorumluluğumdur. 5 Trafik kazalarının can ve mal kaybına yol açmadığı herkesin trafik kurallarına uyduğu ve mutlu yaşadığı bir Türkiye’de olmak dileğiyle... Osman ÖZTÜRK 6 TRAFİKTE O AN… Kulakları sağır eden fren sesi, şiddetli bir çarpma ve sonrasında devrilen, sağa sola savrulan, takla atan, araçlar. Kırılan, parçalanan, cam ve metal sesleri. Ve yürekleri kurşun gibi parçalayan çığlıklar birbirine karışır geriye kalan enkazın arasından. Günün herhangi bir vaktinde, çaresizce olan biteni seyreden gözlerden düşer damlalar, bilmediği, tanımadığı insanların acısına, yaşadıklarına ortak olmak ister herkes akıttığı gözyaşıyla. Oysa birkaç dakika öncesinde, ne kadar da sevinçli ve ne kadar da mutlu ve umutludur insanlar. Gidecekleri yerlerde kendilerini özlemle bekleyen, sevdikleri, dostları ve kardeşleri vardır. Anne ya da babaları vardır heyecanla yollarını gözleyen, coşkuyla kucaklamak için yavrularını. Her birinin, kim bilir ne kadar da içlerini yakan hasretleri, kurdukları ne kadarda çok hayalleri vardır. Ve bir toz bulutunun içinde, demir yığınlarının arasında yitirilen canlar için, yürekleri kavuran feryatlara kim dayanabilir. Yılların çabaları, dökülen alın teri, ziyan olup gitmiştir o an. Ailelerin, yıllarca verdiği emekler, kurulan dostluklar, arkadaşlıklar, sevgiler ve kısacası bir ömür bitmiştir, tükenmiştir. Gözü yaşlı anneler vardır geride, ağlayan sevgililer vardır yürekleri dağlanan, kardeşine doyamayan ablalar, ağabeyler vardır. Olan biteni anlamaya çalışan duygularla, kalabalığa bakan, onlar gibi ağlayan çocuklar vardır kucaklarda, gözyaşlarıyla ıslanan. İşte o an, son pişmanlıklar vardır. İşte o an, keşkeler vardır değiştirebilmek için zamanı. Siren sesleri duyulur, yaralıları, uçarcasına götürmek için kulakları sağır eden bir gürültü ile. Hatalısı da, hatasızı da aynı acıyı çeker, aynı renk kanı döker toprağa, ırk, din, dil gözetmeksizin hissedilen acı ortak paydadır. Hepsi aynı havayla can bulur. Hepsi, son bir kez daha, nefes almak ister, son bir soluk. Olmasını hiç istemeyeceği bu anı yaşamamak için, hiçbir şey yapamaz mı insan çok mu çaresiz kalır, olup bitene çok mu zor kurallara uymak, insan hayatına saygı duymak? Daha az hız yapmak, üstünlüğü olana yol vermek, onların haklarına saygı duymak, gerekirse birkaç dakika fazla bekleyerek geçişlerine olanak sağlamak. Evet, yapabiliriz istersek. Başarabiliriz… Her sabah evimizden, sevgi dolu bir yürekle çıkıp, yola koyulabilir, karşılaştığımız ilk sürücüye gülümseyerek yol verebilir, ilk yaya geçidinde durup, bekleyenlere,”Haydi geçin!” diye bir göz kırpabiliriz. 7 Değer verirsek insanımıza, saygı duyarsak kurallara ve kulak verirsek vicdanımıza, trafik terörünü önleyebiliriz. Evet, evet bizler bunu yapabiliriz. 8 TEŞEKKÜR Ülkemizin terör ve doğal afetlerle birlikte yaşadığı en önemli ve en maliyetli sorunlardan birisi olan trafik kazalarını nedenleri yönünden incelediğim bu kitap; bir araştırma ve inceleme kitabı olmasının yanında, bu alanda yetki ve sorumlulukları bulunan kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere; sivil toplum örgütleri ve bireylerin trafik sorununun önem ve boyutunu daha iyi algılayarak çözüm bulmaya yönelik çalışmalara odaklanmaları ve güvenli bir trafik ortamının oluşturulmasına katkı sağlamaları için kaleme alınmıştır. Amacım, günlük yaşamımızı ve ulusal ekonomik gücümüzü tehdit eden bu karmaşık sorunu farklı bir perspektifden araştırarak ve istatistiklerin içerdiği gerçekleri objektif bir yaklaşımla yorumlayarak toplumda duyarlılık ve farkındalık yaratmaktır. Bu kitabımın birinci baskısı kısa sürede tükenmiştir. İlk baskısından günümüze kadar geçen yıllar içerisindeki trafik kazaları ve sonuçları titizlikle yeniden gözden geçirilerek yorumlanmış ve güncellenmiştir. Trafik kazalarını önlemek veya azaltmak için ortak akıl ve sorumluluk bilinci oluşturulması çabalarına emek ve katkı sağlamak; içinde yaşadığım topluma ve güzel Türkiye’me duyduğum saygı ve eşsiz sevgimin doğal sonucudur. Kitabımın ilk hazırlık aşamasından bu yana ; Her zaman gülen yüzü ve değerli emekleri ile benden desteklerini esirgemeyen değerli hocam Sayın Doç.Dr. Kurtuluş BORAN’a, geleceğe umutla bakmamı sağlayan bilgi çağı genci Sevgili Emre BORAN’a, Birlikte çıktığımız ömür yolculuğunda içten sevgileri ve eşsiz destekleri ile doyasıya nefes almamı, yaşamın tüm zorluklarına karşı güçlü durmamı sağlayan, varlıkları ve sıcaklıkları ile küçük yuvamızı ısıtan eşim Nuran’a, Canım kızlarım Eda ve Duygu’ya ve aramıza yeni kattığı Arda’ya yıldız yağmurları dolusu teşekkürlerimle. 9 GİRİŞ Ulaşım; günümüz dünyasında küreselleşme ve ekonomik büyümeye paralel olarak hızlı bir gelişim göstermektedir. Dünyada meydana gelen teknolojik gelişmeler, nüfus artışı ve yeni yerleşim alanlarının açılması ile birlikte ulaşımda da farklı yapılanmaların gerekliliği ortaya çıkmıştır. Ulaşımın teknolojik gelişmelerle her geçen gün büyümesi ve önem kazanması yük ve yolcu taşımacılığında hızlı, güvenli ve konforlu taşımacılığın öne çıkmasına etken olmuştur. Ulaşım sektöründe yük ve yolcu taşımacılığı genel olarak havayolu, denizyolu, demiryolu ve karayolu ile yapılmaktadır. Gelişmiş ülkeleri incelediğimizde, taşımacılığın ABD’de %27 karayolu, %38 demiryolu, %24 denizyolu ve %10 havayolu, Almanya’da %58 karayolu , %22 demiryolu, %12 denizyolu ve %7 havayolu ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Türkiye’de ise tam tersine taşımacılık % 95 karayolu, %3 demiryolu, % 0,1 denizyolu ve % 2 havayolu ile yapılmaktadır. Bu oranlardan da anlaşılacağı gibi ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığının neredeyse tamamına yakını karayolları üzerinden gerçekleştirilmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryolu taşımacılığına büyük önem verilmiş ve maddi olanaksızlıklara rağmen, yılda ortalama 240 km uzunluğunda demiryolu yapılmıştır. 1950’li yıllardan sonra ise demiryolu taşımacılığına gereken önem verilmemiş, gelişen teknoloji ve maddi olanaklara rağmen yılda 39 km’lik demiryolu yapılabilmiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde, denizyolu ile yapılan taşımacılıkta da yeterince gelişme sağlanamamıştır. Havayolu taşımacılığı yıllarca devlet tarafından yapılmış ve yeterli sayıda havaalanı olmadığından büyük illerle sınırlı kalmıştır. Son yıllarda özel sektörün hava taşımacılığına girmesi ile birlikte havayolu taşımacılığında artış olmuştur. Ülkemizin nüfus artışı ve ekonomik büyümesine paralel olarak bu artışın devam edeceği değerlendirilmektedir. Ülkemizde taşımacılığın %95 oranında karayolu ile yapılması, yollarımızın bu taşıma yoğunluğunu kaldıracak fiziki büyüklük ve altyapıya sahip olmaması trafik kazalarının artmasına neden olmaktadır. Son yıllarda trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yapılan ve inşaatı halen devam eden bölünmüş yolların hizmete açılmasıyla bu kazaların azalacağı öngörülmektedir. 10 Türkiye, coğrafi konumunun bilincinde olarak, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında ulaştırma bağlantıları oluşturmak amacıyla büyük çaba gösteren ülkelerden birisidir. Ülkemizin karayolları ağı sistemi, kendi ulusal gelişmesi yanında, bulunduğu bölgede bütünlüğün ve kıtalar arası ulaşımın sağlıklı ve hızlı bir biçimde sağlanabilmesi için önem taşımaktadır. Türkiye’de 2004 yılında 10.236.357 araç trafiğe kayıtlı iken, 2011 yılında bu sayı 16.089.528’e ve 2013 yılı Mart ayında ise 17.265.567’ye ulaşmıştır. Araç sayısı hızla artmasına rağmen, karayolu ağının artan taşıt sayısına oranla geliştirilememesi kazaların artışına etken olmuştur. Araç sayısına bağlı olarak trafik kazaları incelendiğinde, 2004 yılında trafik kaza sayısı 537.352 iken 2011 yılı sonu itibarıyla bu sayı 1.228.928’e yükselmiştir. Kazaların %96 oranında sürücü kusurlarından meydana geldiği görülmüştür. İstatistiksel verilerden de anlaşılacağı gibi kazalara etki eden faktörlerin başında sürücü kusurları gelmektedir. Diğer faktörler ise yaya, yolcu, yol ve araç kusurları olarak tespit edilmiştir. Ancak verilen bu değerler gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Sürücü kusurları dışındaki kaza nedenlerinden bazıları sürücü kusurlarını etkileyerek kaza nedeni olabilmektedir. Bu yüzden sürücü kusurları büyük bir oranla temel kaza nedeni olarak görülmektedir. Bu çalışmada trafik kazalarına neden olan faktörler (sürücü, yaya, yolcu, yol ve araç) yıllara göre analiz edilerek kaza nedenleri araştırılmış ve kazalara neden olan faktörler ortaya konulmuştur. Yapılan istatiksel araştırmalar ile Türkiye’deki mevcut karayolu ağının durumu, meydana gelen kazalar sonucundaki ölü ve yaralı sayıları ve kazalara neden olan faktörlerin yıllara göre değişimi incelenmiştir. Kaza istatistiklerinden de anlaşılacağı gibi, kazaların meydana gelmesinde sürücü, yaya ve yolcu kusurları olarak insan faktörü % 99,10 gibi çok büyük bir kusur payı ile birinci derecede sorumlu görülmektedir. Trafik kazalarının azaltılması, düzenli ve güvenli bir trafik ortamının sağlanması için insan faktörünün, yol ve trafik güvenliği konusunda gereği gibi eğitilmesi ve yetkililerce denetlenmesinin kaçınılmaz önlemler olduğu açıkça anlaşılmaktadır. 11 BÖLÜM 1 ULAŞIM VE TRAFİK 1.1. Tanımlar Karayolları Trafik Kanununda belirtildiği gibi; Trafik: Yayaların, hareketleridir. hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve Karayolu: Trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır. Araç: Karayollarında kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı taşıtlar ile iş makineleri ve lastik tekerlekli traktörlerin genel adıdır. Taşıt: Karayolunda insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan araçlardır. Bunlardan makine gücü ile yürütülenlere "motorlu taşıt", insan ve hayvan gücü ile yürütülenlere "motorsuz taşıt" denir. Sürücü: Karayolunda, motorlu veya motorsuz bir aracı veya taşıtı sevk ve idare eden kişidir. Şoför: Karayolunda, ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı süren kişidir. Yolcu: Aracı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında araçta bulunan kişilerdir. İki Yönlü Karayolu: Taşıt yolunun her iki yöndeki taşıt trafiği için kullanıldığı karayoludur. Tek Yönlü Karayolu: Taşıt yolunun yalnız bir yöndeki taşıt trafiği için kullanıldığı karayoludur. Bölünmüş Karayolu: Bir yöndeki trafiğe ait taşıt yolunun bir ayırıcı ile belirli şekilde diğer taşıt yolundan ayrılması ile meydana gelen karayoludur. Erişme Kontrollü Karayolu (Otoyol): Özellikle transit trafiğe tahsis edilen, belirli yerler ve şartlar dışında giriş ve çıkışın yasaklandığı, yaya, hayvan ve motorsuz araçların giremediği, ancak izin verilen motorlu araçların yararlandığı ve trafiğin özel kontrole tabi tutulduğu karayoludur. Ekspres Yol: Sınırlı erişme kontrollü ve önemli kesişme noktalarının köprülü kavşak olarak teşkil edildiği bölünmüş bir ana karayoludur. Geçiş Yolu: Araçların bir mülke girip çıkması için yapılmış olan yolun, karayoluna bağlanan ve karayolu sınır çizgisi içinde kalan kısmıdır. 12 Bağlantı Yolu: Bir kavşak yakınında karayolu taşıt yollarının birbirine bağlanmasını sağlayan, kavşak alanı dışında kalan ve bir yönlü trafiğe ayrılmış olan karayolu kısmıdır. Taşıt Yolu (Kaplama): Karayolunun genel olarak taşıt trafiğince kullanılan kısmıdır. Bisiklet Yolu: Karayolunun, sadece bisikletlilerin kullanmalarına ayrılan kısmıdır. Yaya Yolu (Yaya Kaldırımı): Karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzel kişilere ait mülkler arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına ayrılmış olan kısmıdır. Banket: Yaya yolu ayrılmamış karayolunda, taşıt yolu kenarı ile şev başı veya hendek iç üst kenarı arasında kalan ve olağan olarak yayaların ve hayvanların kullanacağı, zorunlu hallerde de araçların faydalanabileceği kısımdır. Platform: Karayolunun, taşıt yolu (kaplama) ile yaya yolu kaldırım veya banketinden oluşan kısmıdır. Anayol: Ana trafiğe açık olan ve bunu kesen karayolundaki trafiğin, bu yolu geçerken veya bu yola girerken, ilk geçiş hakkını vermesi gerektiği işaretlerle belirlenmiş karayoludur. Tali Yol: Genel olarak üzerindeki trafik yoğunluğu bakımından, bağlandığı yoldan daha az önemde olan yoldur. Tehlikeli Eğim: Araçların emniyetle seyrine devam için, vites küçültmeyi gerektiren uzunluk veya açıdaki yol eğimidir. Kavşak: İki veya daha fazla karayolunun kesişmesi veya birleşmesi ile oluşan ortak alandır. Kavşak Ortak Alanı: Kavşaklarda kavşağı teşkil eden kollardan ayrı ayrı yaklaşıldığında, kavşaktaki geometrik veya fiziki değişikliğin başladığı çizgiler ile çevrelenmiş alandır. Yaya Geçidi: Taşıt yolunda, yayaların güvenli geçebilmelerini sağlamak üzere, trafik işaretleri ile belirlenmiş alandır. Okul Geçidi: Genel olarak okul öncesi, ilköğretim ve orta dereceli okulların çevresinde özellikle öğrencilerin geçmesi için taşıt yolundan ayrılmış ve bir trafik işareti ile belirlenmiş alandır. Alt Geçit: Karayolunun diğer bir karayolu veya demiryolunu alttan geçmesini sağlayan yapıdır. Üst Geçit: Karayolunun diğer bir karayolu veya demiryolunu üstten geçmesini sağlayan yapıdır. 13 Demiryolu Geçidi (Hemzemin Geçit): Karayolu ile demiryolunun aynı seviyede kesiştiği bariyerli veya bariyersiz geçitlerdir. Ada: Yayaların geçme ve durmalarına, taşıtlardan inip binmelerine yarayan, trafik akımını düzenleme ve trafik güvenliğini sağlama amacıyla yapılmış olan, araçların bulunamayacağı, koruyucu tertibatla belirlenmiş bölüm ve alanlardır. Ayırıcı: Taşıt yollarını veya yol bölümlerini birbirinden ayıran bir taraftaki taşıtların diğer tarafa geçmesini engelleyen veya zorlaştıran karayolu yapısı, trafik tertibatı veya gereçtir. Şerit: Taşıtların bir dizi halinde güvenli seyredebilmeleri için taşıt yolunun çizgilerle ayrılmış bölümüdür. Trafik İşaretleri: Trafiği düzenleme amacı ile kullanılan işaret levhaları, ışıklı ve sesli işaretler, yer işaretlemeleri ile trafik zabıtası veya diğer yetkililerin trafiği yönetmek için yaptıkları hareketlerdir. Kurp: Yol yapımında some noktalarını birleştiren daha çok küresel özellikteki eğri. (Viraj) Hız Kontrolü: Şehir içinde geçerli olan trafik hızının gerektiğinde azaltılmasını sağlayan tedbirler. Hız Kontrol Edici Tümsekler: Şehir içi yollardaki araç trafiğinin hızını yavaşlatarak kontrol altına alınmasını sağlayan, taşıt yolu kaplama yüzeyinden ayrı olarak belli bir yüksekliğe ve genişliğe sahip tümsekler. TS 6283: Yol satıh hız kontrol elemanları, Tümsekler (Kasisler) standardı (Mecburi Standart tebliği – Aralık 1988). 14 1.2. Ulaşım Ulaşım, yük ve yolcunun bir yerden bir yere taşınması işlemidir. Ulaşımı sağlayan taşıma biçimleri; — Karayolu — Demiryolu — Suyolu — Havayolu şeklinde sınıflandırılabilir [1]. Yolcu ve yük taşımacılığında hız, güvenlik, konfor ve ekonomiklik her ulaşım türünde aranması gereken hizmet düzeyi ölçütlerindendir. Çevreye en az zarar veren ve mevcut enerji kaynaklarının kullanılması yolcu/km veya ton/km başına harcadığı enerjinin en az olması, ilk yatırım ve bakım, onarım kolaylığı, ulaştırma çeşitlerinin tercihinde göz önünde tutulması gereken diğer faktörlerdir [2]. Ulaştırma türleri arasında denge sağlayamayan ülkelerde karayolu ile yapılan ulaştırma diğer ulaştırma türlerinden daha önde gelmekte, ülkeler bu durumu düzenleyici önlemleri almakta geç kalmakta veya bu önlemleri alamamaktadır. Ekonomik, hızlı ve güvenli bir taşıma hizmetinin sağlanabilmesi için ulaştırma türleri arasında dengenin kurulması önemlidir. Bu sistemlerin birbirleri ile rekabetten çok, birbirlerini destekleyen sistemler şeklinde işletilmeleri ülkeler için çok daha olumlu sonuçlar verecektir. 1.2.1. Türkiye’de ulaşım Türkiye, dünya üzerinde bulunduğu coğrafi konumu açısından her tür taşımacılığa açık bir ülkedir. Türkiye’nin bu elverişli konumuna rağmen yolcu ve yük taşımacılığının büyük bir bölümü karayolu ile sağlanmaktadır. Taşıma sistemine göre yük ve yolcu taşımacılığı Çizelge 1.1’de verilmiştir. 15 Çizelge 1.1. Taşıma sistemine göre yük ve yolcu taşımacılığı (Milyon olarak) [3]. 2004 A B 2005 2006 2007 2008 Karayolu 156 853 166 831 177 399 181 330 181 935 174312 182 152 187 593 209 115 206 098 (1) Denizyolu A B 3 929 621 3 477 670 A B 9 417 5 237 9 152 5 036 A B 321 3 223 392 3 992 3 825 5 169 752 843 Demiryolu 9 676 9 921 5 277 5 553 (1) Havayolu ... ... ... ... (1) Dış hatlardaki taşımalar dâhil değildir. 2009 2010 2011 176 455 212 464 190 365 226 913 203 072 242 265 6 001 848 6 154 887 6 787 848 8 617 848 10 739 5 097 10 326 5 374 11 462 5 491 11 677 5 882 ... ... ... ... A. Ton kilometre … … … 18 016 B. Yolcu kilometre Çizelge 1.1’de belirtildiği gibi, taşımacılıkta karayolu taşımacılığının diğer taşıma türlerine göre çok daha önde olduğu görülmektedir. Türkiye’de karayolu taşımacılığının diğer taşımacılık türlerine göre ilk sırada yer almasının başlıca nedeni; karayolu altyapısındaki gelişmelerin diğer taşıma sistemlerine göre daha hızlı olmasındandır. Türkiye’nin hassas ekonomik yapısı ve kısıtlı enerji kaynaklarına rağmen karayolu taşımacılığı, yolcu ve yük taşımacılığında ilk sırada yer almaktadır. Bu durum ülke ekonomisine büyük bir yük oluşturmaktadır. Çizelge 1.2’de Türkiye’de karayollarında yapılan taşıma miktarları verilmiştir. Çizelge 1.2’de de görüleceği gibi, taşıt.km (milyon) olarak 2000 yılında karayollarını kullanan araç sayısı 56.151 iken, bu sayı 2011 yılında 85.495’e çıkmıştır. Yük taşımacılığında ise, 2000 yılında ton.km (milyon) cinsinden toplam 161.552 iken, bu miktar 2011 yılında 203.072’ye yükselmiştir. Yolcu taşımacılığı yolcu.km (Milyon) cinsinden 2000 yılında 175.236 iken bu miktar 2011 yılında 242.265’e yükselmiştir. Sonuç olarak her geçen yıl karayollarını kullanan araç sayılarının artışına paralel olarak karayollarında; yıllara göre yük ve yolcu taşımacılığında da artışlar ortaya çıkmıştır. 16 Yolcu ve Yük Taşımacılığı Çeşitleri 17 Çizelge 1.2. Yıllara göre Karayolları Genel Müdürlüğü yol ağı üzerinde yapılan taşıma miktarları [4]. TAŞIT x km (Milyon) Devlet Otoyol İl Yolu Toplam Otoyol Yolu 2001 5 448 52 631 17 209 41 918 5 265 2002 6 030 51 664 19 388 40 504 5 130 2003 6 713 52 349 20 331 40 505 5 131 2004 7 764 57 767 23 735 44 328 5 675 2005 9 466 61 129 28 504 45 818 5 845 2006 11 528 64 577 32 926 47 055 5 994 2007 12 727 69 609 34 452 50 459 6 423 2008 13 131 69 771 36 925 50 255 6 385 2009 13 908 72 432 40 515 51 932 6 592 2010 14 949 80 124 42 941 58 159 7 016 2011 15 707 85 495 46 893 62 276 7 512 YIL TON x km (Milyon) YOLCU x km (Milyon) Toplam Devlet Devlet İl Yolu Toplam Otoyol İl Yolu Yolu Yolu 151 421 168 211 123 283 10 929 18 700 135 808 13 703 150 912 20 468 163 327 121 157 10 367 128 952 13 907 152 163 22 456 164 311 121 467 10 365 127 995 13 860 156 853 25 979 174 312 123 340 9 778 132 784 15 549 166 831 31 606 182 152 128 343 9 984 134 681 15 865 177 399 37 994 187 593 134 361 10 112 133 608 15 991 181 330 43 873 209 115 136 967 9 911 147 694 17 548 181 935 206 098 135 607 9 403 44 394 144 378 17 326 176 455 47 481 212 464 127 211 8 729 147 253 17 730 190 365 50 378 226 913 138 921 8 503 158 072 18 463 203 072 54 635 242 265 147 631 8 548 167 851 19 779 18 Ülkemizde taşımacılık sistemleri konusunda Ulaştırma Bakanlığı’nca hazırlanan Ulaştırma Ana Planı’nda karayolu ulaşımının taşıma payının % 70’lere indirilmesi hedeflenmiş olmasına rağmen, sözkonusu planın etkinlikle uygulanamaması nedeniyle bu pay, daha da yükselerek %95 düzeyine ulaşmıştır. Diğer ulaşım sistemlerine daha fazla önem verilerek, karayolu taşımacılığının yükünün azaltılması ve gerekli dengenin sağlanmasına yönelik plan ve politikalar trafik kazalarının ortaya çıkardığı olumsuzlukları giderecek en temel politikalardan biri olmalıdır. Aksi takdirde, trafik kazalarının azalacağını zannetmek ve düşünmek, temel faktörü göz ardı etmek demektir. Türkiye’de ulaşım ile ilgili problemlerin çözümlenmesine ilişkin politikaların oluşturulmasında ve titizlikle yürütülmesinde bakanlıklar arası koordinasyonu sağlayacak bir kurumun varlığı zorunludur. Kent içi ulaşım stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanması amacıyla buna uygun görev ve sorumluluklarla donatılmış yerel ulaşım birimleri oluşturulmalıdır. Ayrıca kent içi ulaşım, ulusal düzeyde yönlendirici yetki ve fonksiyonları olan birimler tarafından da etkin bir şekilde koordine edilmelidir. Türkiye’de Demiryolu Taşımacılığı: Türkiye’de mevcut demiryolu ağı(TCDD) 19 Ankara Ticaret Odası’nın yapmış olduğu bir araştırmaya göre 1923 yılında 1.378 km olan demiryolu uzunluğunun, Atatürk’ün vefatına kadar geçen 15 yılda, 6.890 km ye ulaştığı ve o tarihten 2004 yılına kadar geçen sürede ise 4.032 km. demiryolu yapıldığı belirtilmektedir. Devlet Demiryolları verilerine göre 2012 yılı ittibariyle demiryolu uzunluğunun 12.008 km’ye ve yüksek hızlı tren hattı uzunluğunun ise 888 km’ye ulaştığı anlaşılmaktadır. Yapılan bir araştırmada; özellikle 1950 yılından sonra Marshall yardımlarıyla demiryollarının kaderine terk edilerek, karayolları yapımına başlandığı belirtilmektedir. 1950-1980 yılları arasında geçen 30 yıllık sürede yılda ortalama olarak 30 km yeni demiryolu hattı yapılmış ve 1980’li yılların ortalarından itibaren otoyol politikasına öncelik verilmiştir. 1950-2011 yılları arasında karayolu ağı %82 artarken, demiryolu ağı sadece %11 artmıştır. Bugün ise 386 bin kilometre olan karayolu ağının demiryolundan 35 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. 2013 yılı itibariyle ülkemizin toplam karayolu ağına baktığımızda; 22.254 kilometresi bölünmüş yol olmak üzere, 2.236 km Otoyolu, 31.500 km devlet yolu ve yaklaşık olarak 32.000 km il yolu olmak üzere toplam 65.382 kilometre uzunluğunda karayolu ağı bulunmaktadır. Yapılan diğer bir araştırmada ise son 50 yıldır demiryollarımızın yenilenmediği, demiryolu taşıt filosunun da yeterli düzeyde olmadığı, rayların ise 7.400 km’sinin yarım asırdan daha yaşlı ve teknolojilerinin de eski olduğu, ana hatların % 95’inin tek yönlü olduğu anlaşılmıştır. Oysa ki Avrupa’da bu oran % 1 seviyesindedir. Ülkemizde hatların otomasyonlarının olmadığı, elektrifikasyonsuz, sinyalizasyonsuz, geometrisi bozuk, koridorları yanlış, üst yapısı eski ve modern demiryolu araçlarıyla uyumsuz olduğu bir gerçektir. Avrupa Birliği ülkeleri toplamından daha fazla kamyona sahip olan Türkiye’de demiryolu taşımacılığına gerekli yatırımın yapılmayışı, karayollarında meydana gelen kazaların neden arttığını da çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu yüzden 20 teknolojik yönden iyileştirilmeyen ve yeterli standartlara sahip olmayan demiryollarında sık sık tren kazalarına da rastlanılmaktadır. Türkiye’de yolcu taşımacılığının %2’si, yük taşımacılığının %4’ü demiryoluyla yapılırken her yıl karayollarında binlerce insan trafik kazaları nedeniyle hayatını kaybetmekte ve yaklaşık on milyar dolar civarında bir kaynak da heba edilmektedir. Ankara Ticaret Odası’nın hazırladığı araştırmaya göre Türkiye çoğu Cumhuriyet döneminden kalma 10.900 km demiryolu uzunluğuyla dünyada 23. sırada bulunmaktadır. ABD, 195 bin km ile birinci sırada yer alırken, bu ülkeyi 87 bin km ile Rusya, 71 bin km ile Çin, 63 bin km ile Hindistan, 49 bin km ile Kanada, 46 bin km ile Fransa ve 45 bin km ile Türkiye’nin (814.578 km2) yarısından az bir yüzölçüme sahip olan Almanya (357.021 km2) takip etmektedir. Demiryolu taşımacılığını olumsuz yönde etkileyen demiryolu yapısındaki yetersizlik ve eksikliklerin çözüme kavuşturulması amacıyla TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün yeniden yapılanmasını amaçlayan etüt çalışmaları sona ermiştir [5]. Zamanın en etkin biçimde kullanılması ihtiyacı, karayolu ulaşım araçlarının çevreye verdiği zararların en aza indirilmesi ve diğer taşıma türlerine göre demiryolunun daha güvenilir bir ulaşım aracı olması, demiryolu konusunda gelişmiş bazı Dünya ve Avrupa ülkelerini hızlı tren hatlarının yapımı konusunda ciddi anlamda ve önemli yatırımlar yapmaya zorlamıştır. 21 Yüksek Hızlı Tren. 2003 yılından itibaren görev alan hükümetlerin demiryolunu yeniden devlet politikası haline getirmeleri sayesinde, demiryolu ile yolcu taşımacılığının en önemli bölümünü oluşturan Ankara-İstanbul Hattı’nda yapılan seyahat süresinin kısaltılması kaçınılmaz bir şekilde gündeme gelmiştir. Ankara, Eskişehir, İstanbul, Konya, İzmir, Sivas, Bursa gibi yolcu potansiyeli yüksek ve nüfus açısından ülkemizin büyük kentlerini birbirlerine bağlayacak olan koridorlarda hızlı tren hatlarının yapılması için çalışma başlatılmıştır. Bunlardan Ankara-Eskişehir (245 km) ile Ankara-Konya (212 km) hatları açılmıştır. Türkiye’de mevcut ve çalışma aşamasında olan hızlı tren hattı (TCDD). 22 Hızlı Tren Hattı (2008 – 2013 Arası) Tamamlanmış Hızlı Tren Demiryolu Hattı: Uzunluk/Süre Ankara-Eskişehir.......................................................................245 km/1 saat 5 dakika Ankara-Konya..........................................................................212 km/1 saat 15 dakika Eskişehir-Konya.......................................................................360 km/1 saat 26 dakika Yapımı Devam Eden Hızlı Tren Demiryolu Hattı: Uzunluk/Süre Ankara-İstanbul........................................................................................533 km/3 saat İstanbul-Konya........................................................................641 km/3 saat 30 dakika Ankara-Sivas............................................................................................466 km/3 saat Uygulama Projesi Hazırlanan Hızlı Tren demiryolu Hattı: Uzunluk/Süre Ankara-İzmir............................................................................624 km/3 saat 20 dakika Ankara-Afyon...........................................................................281 km/1 saat 20 dakika Bandırma-Bursa-Osmaneli.................................................................190 km/60 dakika Ankara-Kayseri........................................................................................350 km/2 saat Halkalı-Bulgaristan...................................................................................230 km/1 saat Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars..................................................................710 km/5 saat Yapım Aşamasındaki Hızlı Tren Hattı. Proje tamamlandığında, Asya ve Avrupa Kıtaları’nı deniz altından birleştiren dünyanın sayılı projelerinden biri olan “Marmaray Projesi” ile entegre edilerek, Avrupa’dan Asya’ya kesintisiz yolcu taşımacılığı yapılabilecektir. Hızlı tren hatlarının tamamlanmasıyla birlikte %95 oranında karayolu ile yapılmakta olan yük ve yolcu taşımacılığı oranı daha da düşecektir. 23 Trafik kazalarının daha az meydana geldiği ülkelerde ulaşım sistemleri arasında bir dengenin bulunduğu ve karayollarının toplam taşımadaki payının Türkiye’dekinden çok daha düşük olduğu görülmektedir. 1.2.2. Bazı Ülkeler İle Türkiye’de Ulaşım Bazı gelişmiş ülkeler ile ülkemizin durumu aşağıdaki Çizelge 1.3’de verilmiştir. Çizelge 1.3 Türkiye ile bazı gelişmiş ülkelerde taşımacılığın ulaşım türleri arasındaki dağılımı [6]. ÜLKELER KARAYOLU DEMİRYOLU DENİZYOLU HAVAYOLU ABD 27,2 38,3 24 10,5 ALMANYA 58,2 22 12 7,3 TÜRKİYE 95 3 0,1 1,9 Çizelge 1.3’de görüleceği gibi karayolu taşımacılığının oranı ABD’de %27, Almanya’da %58 iken, ülkemizde %95 gibi yüksek bir orana sahiptir. Türkiye’de yük ve yolcu taşımacılığının %95 gibi büyük oranda karayolu ile sağlanması karayollarında seyreden ağır taşıtların sayılarının artmasına neden olmaktadır. Bu da meydana gelen trafik kazalarındaki kayıpların fazla olmasına yol açmaktadır. Yük Taşımacılığı Yolcu Taşımacılığı (%) (%) ALMANYA 52 83 FRANSA 51 80 İSPANYA 57 77 İTALYA 49 87 İNGİLTERE 41 82 AB Ortalaması 46 82 TÜRKİYE 92 95 ÜLKELER Çizelge 1.4. Bazı Ülkeler İle Türkiye’deki Yük ve Yolcu Taşımacılığının Karşılaştırması 24 75.6 milyon nüfusa sahip ülkemizde; Yük taşımacılığının yaklaşık %92’si, yolcu taşımacılığının %95’i karayolu üzerinden yapılmakta iken, bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde yük taşımasında %46, yolcu taşımasında %82 civarındadır. Araçların yıllık kat ettiği mesafe 69,8 milyar km’dir. Ülkemiz genelinde karayolu uzunluğu 65.382 km, toplam yol uzunluğu 350.000 km civarında olup, şehir içi yollarının uzunluğunun toplam yol ağının 3 katı kadar olduğu değerlendirilmektedir. 1.3. Türkiye’de Karayolu ve Tarihçesi Genel olarak karayollarının ulaşım altyapısına göz attığımızda bunların; yollar, yol işletme tesisleri, alt-üst geçitler, kavşaklar, terminaller, otoparklar, duraklar, vb. tesislerden oluştuğu görülmektedir. Yollar, kavşaklar, köprüler, banketler, yaya kaldırımları, alt geçitler, üst geçitler, park yerleri gibi karayolları yapısı elemanları ile aydınlatma, güvenlik sistemleri ve trafik yönetim tertibatları, trafiği etkileyen başlıca elemanlardır. Bu elemanların ayrıca trafik güvenliği üzerinde de etkisi vardır. Son yıllarda yapılan yolların geometrik standartlar yönünden iyi olduğunu, proje ve inşaat hataları taşımadığını söylemek mümkündür. Makineli inşaatın etkin olmadığı dönemlerde yapılmış ve bugün trafik yoğunluğu yaşanan birçok yolda; kaza kara noktalarını oluşturan hatalı eş düzey kavşakların, kısa görüş mesafelerinin, küçük yarıçaplı yatay ve düşey kurpların, dar ve düşük banketlerin, tırmanma şeritsiz dik rampaların, yetersiz deverli yatay kurpların bulunduğu görülmektedir. 1.3.1 Karayolları Tarihçesi Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselişi döneminde ulaşım ihtiyacına cevap verebilecek bir yol ağı geliştirilmiş ve bu yol ağı uzun süre korunmuştur. Ancak, İmparatorluğun son dönemlerinde, o zamana kadar başarılı olan yarı askeri 25 özellikteki karayolları organizasyonu, uzun süren savaşlar ve aşırı borçlanmalar yüzünden yolları ihmal etmeye başladığından zamanla yollar bakımsız kalmıştır. 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti 4 000 km’si iyi durumda olan 18.350 km yol ağı devralmış ve Cumhuriyetin ilk yıllarında ulaşımda, dönemin en çağdaş teknolojisi olarak kabul edilen demiryolu yapımı ağırlık kazanmıştır. Ancak bir süre sonra demiryolunun tek başına yeterli olmadığı, ulaşım sistemin devamlılığı için karayoluna ihtiyaç olduğu görülerek, 1929 yılında Nafia Vekâleti (Bayındırlık Bakanlığı) içinde Şose ve Köprüler Reisliği kurulmuş ve çıkarılan yol kanunu ile karayolu yapım çalışmalarına hız verilmiştir. Uzun süren savaş döneminin getirdiği sıkıntılar, dünya ekonomik krizi ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra karayolu çalışmaları için yeni bir atılıma ihtiyaç duyulmştur. Karayolu seferberliğini işaret eden yıl 1948’dir. Bu zamana kadar bakım çalışmaları üzerinde durulmaksızın bir karış daha fazla yol yapmakla işin bitmediğinin, önemli olanın yapılan yolların devamlı bakım altında bulunması olduğunun altı çizilmiştir. Bu, aynı zamanda makineli çalışma dönemine geçiş demektir. Öyle ki, Cumhuriyet dönemindeki yol tarihimizi, kazma, kürek ve insan gücüne dayanan 1948 yılı öncesi dönem ve 1948 yılından sonraki makineli çalışma dönemi olarak ikiye ayırabiliriz. İzmir-Kemalpaşa Yolu Yapımı (1935) 26 Karayolu yapımında makineli döneme geçişle birlikte devlet ve il yollarında ucuz, süratli ve kademeli yapılacak bir sistemin uygulanmasına başlanmış ve mevcut yolların envanteri çıkarılarak Türkiye’nin ulaşım ihtiyacını karşılayacak bir yol ağı belirlenmiştir. Ayrıca, üzerinde önemle durulan bir nokta da, bu çalışmaların belli bir plan ve program çerçevesinde yürütülmesidir. Tüm bu etkinliklerin bir kuruluş tarafından çağdaş yöntemlerle yönlendirilmesi gereğinden hareketle, 1 Mart 1950’de Karayolları Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Böylece, yeni karayolu politikasıyla birlikte, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı yurt çapına dağılmış bölge teşkilatları oluşturulmuş, makineli çalışmayı yürütmek için gerekli olan makine parkı sağlanmış ve personel eğitimine ağırlık verilerek planlama, etüt proje, yapım ve bakım çalışmalarına başlanmıştır. (http://www. kgm.gov.tr). 1948 Yılından Sonra Makineli Çalışma Dönemi 1.3.2. Karayolu Trafiği ve Ülkemizde Karayolu Trafiğinin Durumu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre karayolu, “Trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar” olarak tanımlanmaktadır [7]. 27 Genel olarak ulaşım ağı denildiğinde her ne kadar kara, deniz ve hava ulaşım veya taşıt sistemleri anlaşılsa da, bu sistemlerin kullanım oranları değişik nedenlerden dolayı ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bazen ülkenin coğrafi şartları, bazen de ekonomik veya sosyal durumu ya da diğer ülkelerle ilişkileri bunda belirleyici rol oynamaktadır. Hemen hemen her ülkede, karayolunu az veya çok kullanma zorunluluğu vardır. Bundan dolayı, ülkelerin karayolu güvenliği konusunda gereken tüm önlemleri almaları zorunludur. Aksi takdirde bu önlemlerin alınmaması sonucunda zarar ve hasarlarla karşılaşılması olasıdır [8]. Gelişmiş ülkelerdeki yük ve yolcu taşımacılığının kara, hava ve deniz taşımacılığına bağlı olarak dağılımının aksine Türkiye’de ulaşım ve taşımacılığın büyük bir bölümü karayolları üzerinden gerçekleşmektedir [9]. Buna bağlı olarak karayollarında yıllara göre bulunan araç sayısı ve araç çeşitleri Çizelge 1.4’de verilmiştir. 28 Çizelge 1.4. Türkiye’de yıllara göre bulunan araç çeşidi ve sayıları [10]. Kullanım Yıl amacı Toplam Otomobil (1) Minibüs Otobüs Kamyonet (1) Kamyon (2) Motosiklet 2006 12227393 6140992 357523 175 949 1 695 624 709 535 1 822 831 11062 950 5 941 426 200 653 31 043 1 587 119 233 001 1 790 962 985 644 152 033 144 381 129 479 82 984 433 805 18 930 178 799 47 533 12 489 15 427 25 521 42 729 12 939 13 022 945 6 472 156 372 601 189 128 1 890 459 729 202 2 003 492 11 796 805 6 280 062 210 663 30 956 1 764 441 222 922 1 970 374 1 042 749 144 543 149 613 142 282 98 271 463 721 18 818 183 391 47 551 12 325 15 890 27 747 42 559 14 300 13 765 395 6 796 629 383 548 199 934 2 066 007 744 217 2 181 383 12 493 605 6 621 513 218 519 30 308 1 917 330 208 780 2 150 220 1 083 609 127 349 152 831 152 858 118 897 492 534 16 264 188 181 47 767 12 198 16 768 29 780 42 903 14 899 14 316 700 7 093 964 384 053 201 033 2 204 951 727 302 2 303 261 13 037691 6 926 546 219 078 28 265 2 041 017 191 453 2 273 697 1 088 324 119 314 153 291 155 193 131 992 493 815 14 077 190 685 48 104 11 684 17 575 31 942 42 034 15 487 15 095603 7 544 871 386 973 208 510 2 399 038 726 359 2 389 488 13 761684 7 382 192 220 886 27 318 2 198 601 176 191 2 360 015 1 140 494 115 170 154 748 163 347 165 546 508 386 13 695 193 425 47 509 11 339 17 845 34 891 41 782 15 778 16 089 528 8 113 111 389 435 219 906 2 611 104 728 458 2 527 190 14 674247 7 952 533 218 985 25 812 2 367 451 155 754 2 497 919 1 216 666 113 246 159 355 175 945 205 271 530 970 13 122 198 615 47 332 11 095 18 149 38 382 41 734 16 149 Özel Ticari Resmi 2007 Özel Ticari Resmi 2008 Özel Ticari Resmi 2009 Özel Ticari Resmi 2010 Özel Ticari Resmi 2011 Özel Ticari Resmi (1) Arazi taşıtı dahildir (2) Ağır tonajlı yük taşımalarını da kapsar(Çekici,Damperli Kamyon,Tanker,Çöp Kamyonu vb.) 29 Çizelge 1.4’den de görüleceği gibi 2010 yılında toplam araç sayısı 15.095.603 iken bu sayı 2011 yılı sonunda 16.089.528’e, 2013 yılı Mart ayında ise 17.265.567’ye yükselmiştir. Buna bağlı olarak karayolları yol uzunluklarının artış oranı, taşıt artış oranının altında kalmıştır. 1.3.3. Şehirlerarası Karayolu 2013 Yılı başı itibariyle, Türkiye’de Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda; 31.375 km devlet yolu, 31.880 km il yolu, 2127 km otoyol olmak üzere, toplam 65.382 km yol ağı bulunmaktadır. Köy yolu uzunluğu ise 305.227 km’dir. Bu yol ağının satıh durumlarına göre dağılımı; 892 km’si toprak, 1.643 km’si stabilize, 155 km’si parke, 50.720 km’si sathi kaplama, 9.506 km’si sıcak karışım asfalt (BSK) 1.080 km’si diğer olmak üzere toplam 63996 km’dir. Bu yol ağının 60226 km’si (% 94’ü) asfalt yoldur. Bazı ülkelerde ve Türkiye’de km2’ye düşen yol uzunlukları 2012 yılı sonu itibarıyla Çizelge 1.5’de verilmiştir. Çizelgeden de görüleceği gibi km 2‘ye düşen en uzun yol toplamı Polanya’dadır. En azı ise Türkiye olarak gözükmektedir. 30 Çizelge 1.5 Bazı ülkelerde ve Türkiye’de km2’ye düşen yol uzunlukları [11]. YÜZ ÖLÇÜMÜ 1000 KM 2 YE DÜŞEN YOL UZUNLUKLARI YOL UZUNLUKLARI ( Km ) * 2 OTOYOL ULUSAL YOLLAR TOPLAM OTOYOL ULUSAL YOLLAR TOPLAM (KM ) BELÇİKA (2009 Verileri) 1.763 15.872 32 545 54 434 488 14.109 KANADA (2009 Verileri) 17.000 218.000 9 984 670 2 20 22 201.000 FRANSA (2009 Verileri) 11.240 401.260 551 208 20 708 728 390.020 DANİMARKA (2009 Verileri) 1.120 3.830 43 098 26 63 89 2.710 FİNLANDİYA (2009 Verileri) 765 27.630 338 145 2 79 82 26.865 HOLLANDA (2009 Verileri) 2.631 12.912 41.528 63 248 311 10.281 İSPANYA (2007 Verileri) 13.014 166.011 505.988 26 302 328 152.997 KORE (2009 Verileri) 3.776 35.733 99 601 38 321 359 31.957 NORVEÇ (2009 Verileri) 417 55.248 323 873 1 169 171 54.831 POLONYA (2008 Verileri) 849 384.953 322 577 3 1191 1193 384.104 ÇEK CUMHURİYETİ (2008 Verileri) 691 55.654 78 860 9 697 706 54.963 TÜRKİYE (2011 Verileri) 2.119 65.049 774.815 3 81 83 62.930 JAPONYA (2009 Verileri) 7.642 191.809 377 923 20 487 508 184.167 USA (2009 Verileri) 75.643 2.025.604 9 631 418 8 202 210 1.949.961 İRLANDA (2008 Verileri) 423 17.074 70 823 6 235 241 16.651 ALMANYA (2009 Verileri) 12.813 230.969 357 039 36 611 647 218.156 İSVEÇ (2009 Verileri) 1891 100.375 449 964 4 219 223 98.484 ÜLKE 31 1000 km2’ye düşen yol uzunluklarına bakıldığında Polonya 1193 km ile birinci gelmektedir. Polonya’yı 728 km ile Fransa ve 706 km ile Çek Cumhuriyeti takip ederken Türkiye 83 km ile son sırada yer almaktadır. Türkiye’de bölünmüş yollar Ülkemizde trafik kazalarının azaltılmasına yönelik olarak, kazaların yoğun olduğu bölgelerde bölünmüş yol yapımına hız verilmiştir. Çizelge 1.6’da yıllara göre inşa edilen bölünmüş yol uzunlukları verilmiştir. 2003 yılından önce bölünmüş yol uzunluğu 6.101 km iken, 2003–2008 yılları arasında 9.227 km bölünmüş yol yapılarak, 1 Aralık 2008 tarihinde toplam 15.328 km’ye, 2012 yılı sonunda ise 22.254 km’ye ulaşmıştır. Çizelge 1. 6 Türkiye’de yıllara göre inşa edilen bölünmüş yol uzunlukları [12]. DEVLET VE İL YOLLARI OTOYOLLAR GENEL TOPLAM BSK SK TOPLAM YILLAR (km) BSK (km) (km) (km) (km) 2003 Öncesi 2.192 2.134 4.326 1.775 6.101 2003 225 1.080 1.305 57 1.362 2004 261 1.504 1.765 26 1.791 2005 336 1.709 2.045 5 2.050 2006 260 980 1.240 241 1.481 2007 76 1.006 1.082 1.082 2008 250 1.202 1.452 9 1.461 2003-2008 1.408 7.481 8.889 338 9.227 TOPLAM 2012 --------6926 GENEL 3.600 9.615 13.215 2.113 22.254 TOPLAM BSK: Bitümlü sıcak Karışım SK: Sathi kaplama Bölünmüş yolların yapılması ile yollardaki tek yönlü trafik yoğunluğunun ve buna bağlı olarak trafik kazalarının azaltılması hedeflenmektedir. Karayollarının hedeflerinden birisi de yoğunluğu artan tek yönlü yolları kısa sürede bölünmüş yollara dönüştürmektir. Şekil 1.1’de bölünmüş yol uzunlukları verilmektedir. Bu konuda Ulaştırma Bakanlığı’nın yapmış olduğu projeler mevcuttur. 32 Türkiye’de bölünmüş yol örneği Bölünmüş Yol Uzunlukları 22.254 25000 20000 15328 15367 15000 9070 10000 6101 5000 0 2003 öncesi 2003-2008 2008 Aralık Başı 2008 Yıl Sonu 2012 Bölünmüş Yol Uzunlukları Şekil 1.1. Yıllara göre bölünmüş yol uzunlukları 1.3.4. Şehir İçi Yollar Türkiye’de trafik güvenliği açısından sadece şehirlerarası yolların değil, şehiriçi yolların da yeterli düzeyde olmadığı söylenebilir. Bozuk satıhlar, zayıf aydınlatma, yaya alt ve üst geçitlerinin azlığı, kaldırımların fiziki yetersizliği, drenaj yetersizliği, işaretleme eksiklikleri ve park yeri azlığı nedeniyle yolların ve kaldırımların araçlar tarafından park yeri olarak kullanılıyor olması ve gerekli olmasına rağmen bazı kavşaklarda sinyalizasyon sisteminin bulunmaması gibi eksiklikler mevcuttur [13]. 33 Bütün bu faktörlere bağlı olarak şehir içi ve dışında birçok kaza meydana gelmektedir. Şehir içi yollar Çizelge 1.7.’de, Türkiye genelinde 2002-2011 yılları arısında meydana gelen trafik kazaları, ölü ve yaralı sayıları, toplam nüfus, toplam taşıt ve yüzde oranlarının yıllara göre dağılımı gösterilmiştir. 34 Çizelge 1.7. 2002 - 2011 Yılları arası trafik kaza sayısı ve sonuçları. Kazanın Tahmini Toplam Nüfusa Kaza Ölü Yaralı Nüfus Taşıta oranı Sayısı Sayısı Sayısı (000) Oranı (%o) (%o) Nüfusa Oranı (%o) Yıl Toplam Taşıt 2002 8 655 170 69 302 439 777 51 4 093 0,06 116 412 1,68 2003 8 903 843 70 231 455 637 51 3 946 0,06 118 214 1,68 2004 10 236 357 71 152 537 352 52 4 427 0,06 136 437 1,92 2005 11 145 826 72 065 620 789 56 4 505 0,06 154 086 2,14 2006 12 227 393 72 974 728 755 60 4 633 0,06 169 080 2,32 2007 13 022 945 70 586 825 561 63 5 007 0,07 189 057 2,68 2008 13 765 395 71 517 950 120 69 4 236 0,06 184 468 2,58 2009 14 316 700 72 561 1 053 346 74 4 324 0,06 201 380 2,78 2010 15 095 603 73 723 1 106 201 73 4 045 0,05 211 496 2,87 2011 16 089 528 74 724 1 228 928 76 3 835 0,05 Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=362 238 074 3,19 . Çizelge 1.8.’de 2011 yılında şehir içi ve şehir dışında meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı kazaların dağılımı verilmiştir. Çizelge 1.8. 2011 yılında şehir içi ve şehir dışında meydana gelen ölümlü, yaralanmalı trafik kazaları ve hasar miktarı [4]. ÖLÜMLÜ KAZANIN YERİ YARALANMALI Kaza Ölü Kaza Yaralı 911 1.063 85.407 137.715 YerleĢim Yeri DıĢı 1.121 1.519 23.364 56.434 Toplam 2.032 2.582 108.771 194.149 JANDARMA Toplam 1.067 1.253 19.975 43.925 3.099 3.835 128.746 238.074 EGM YerleĢim Yeri GENEL TOPLAM Not : EGM ve Jandarma Bölgesinde meydana gelen kaza verileri toplamı alınmıĢtır. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü ve TÜİK) Çizelge 1.8.’de görüldüğü gibi 2011 yılında şehir içi ve şehir dışında meydana gelen kazalarda ölenlerin oranları Şekil 1.2’de verilmiştir. 35 Ölümlü kaza oranı 45% 55% Şehiriçi Şehirdışı Şekil 1.2. 2011 yılında şehir içi ve şehir dışında meydana gelen kazalarda ölümlü kaza oranı Şehir dışında meydana gelen ölümlü kaza Şekil 1.2’den de görüleceği gibi ölümlü kazaların oranı şehir dışında % 55 iken, şehir içinde %45 olmaktadır. Bu kazalardaki ölü sayısı yüzdesi ise şekil 1.3’de verilmiştir. 36 Ölümlü Kazalarda Ölü Oranı 41% 59% Şehir içi Şehir Dışı Şekil 1.3. 2011 yılında şehir içi ve şehir dışında meydana gelen kazalarda ölüm oranı Şekil 1.3’de görüldüğü gibi ölümlü kazalarda şehir dışında ölüm oranı %59 iken şehir içinde ölüm oranı %41 civarındadır. Şehir dışındaki kazalar genellikle aşırı hız ve buna bağlı olarak şiddetli çarpışma sonucunda meydana gelmektedir. Şekil 1.4’de ise yaralanmalı trafik kazalarının şehir içi ve dışında meydana geliş oranları verilmiştir. Yaralanmalı kazalarda yaralı oranı 30% 70% Şehiriçi Şehirdışı Şekil 1.4. Şehir içi ve şehir dışında meydana gelen yaralanmalı trafik kazaları 37 Şekil 1.4’de görüldüğü gibi yaralanmalı kazaların şehir dışında gerçekleşme oranı %30 iken şehir içinde ise %70’dir. Şehir içinde meydana gelen yaralanmalı kaza Hasarlı kazalarda kaza oranı 19% 81% Şehiriçi Şehirdışı Şekil 1.5. Hasarlı kazaların şehir içi ve şehir dışında meydana geliş oranı Şekil 1.5’de ise hasarlı kaza oranlarına bakıldığında, hasarlı kazaların şehir içinde meydana geliş oranı % 81, şehir dışında ise % 19 olarak görülmektedir. Şekil 1.6’da şehir içi ve şehir dışında meydana gelen hasarlı kazaların oranı verilmiştir. 38 Hasarlı kazalarda hasar miktarı oranı 43% 57% Şehiriçi Şehirdışı Şekil 1.6. Hasarlı kazaladaki hasar miktarının şehiriçi ve şehirdışına oranı Şekil 1.6’da görüleceği gibi şehir içinde meydana gelen hasarlı kazalardaki hasar oranı %57 iken, şehir dışında meydana gelen kazalarda bu oran %43 civarındadır. Genellikle şehirlerimizde önce yerleşim birimleri kurulmuş, alt yapı hizmetleri ise daha sonra oluşturulmak istenmiştir. Gelecek yıllara ve öngörülen gelişme ve olası tahminlere yönelik plan ve projeler hazırlanamamıştır. Bu yüzden özellikle büyük kentlerde yeterli ulaşım planları ortaya konulamamıştır. Bunun sonucunda yeterli trafik plan ve projeleri olmadan kurulan yerleşim yerleri, iş ve alışveriş merkezleri aşırı trafik yoğunluğu ve kargaşası yaratmıştır. Büyük kentlerde meydana gelen kazalara, daha çok kırsal bölgelerden gelen kişilerin karıştığı görülmektedir. Bunun nedeni ise; bu kişilerin yaşamış oldukları kırsal bölgelerdeki alt yapı yetersizliklerinin kentin mimari özellikleriyle uyuşmaması ve motorlu araçlarla yaşamanın gerektirdiği alışkanlıkların yeterince yerleşmemiş olmasındandır. Köylerden kentlere göç eden insanların toplu yaşam kurallarına ve kent kültürüne uyum sağlayamamaları yanında, trafik kurallarını bilmemeleri ve yeterli trafik kültürü ve bilincine sahip olmamaları kazalara karışmalarına etken olmaktadır. 39 Ölümlü ve yaralanmalı kazalar genellikle çevreyolu gibi transit yollar ile şehir giriş ve çıkış kısımlarında yoğunlaşmaktadır. Bu yollar çevresinde kurulmuş olan düzensiz yerleşim yerleri nedeniyle yollara giriş ve çıkışlarda bir sınırlama yoktur. Araç ve yaya trafiği sık sık ayrılma, katılma ve enine geçişler olarak gerçekleşmekte ayrıca bu bölgelerde etkin bir hız denetimi sağlanamamaktadır [14]. 1.4. Trafik Kavramı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre trafik, “Yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri” olarak tanımlanmaktadır [7]. Dünyada hızla artan nüfusa paralel olarak meydana gelen gelişmeler ve teknolojik yenilikler, mevcut kaynak ve olanakların en verimli şekilde kullanımını zorunlu kılmıştır. Bu amaçla, hemen her ülkede trafik konusunda bir kısım kurallar ve düzenlemeler yapılmış olup bu düzenlemeler, sadece karayollarındaki trafikle sınırlı değildir; hava ve deniz ulaşım hareketliliğini de kapsamaktadır [7]. Ülke ya da şehirlerde genel olarak benzerlik gösteren düzenlemelerden biri de ulaşım alanında yapılan trafik düzenlemeleridir. Milyonlarca insan ve binlerce/yüz binlerce araç her gün yerleşim yerlerinde trafiği oluşturmakta ve bu alanda uygulanan kurallar ile yapılan düzenlemeler ise sadece trafiği değil, hayatımızı düzene koyması açısından son derece önem kazanmaktadır. 1.4.1. Trafiğin Tarihçesi Trafiğin tarihçesi denildiğinde akla gelen ilk şey, insanların hareket etme, bir yerden başka bir yere gitme arzusu ve isteğidir. Günümüzden 4000 yıl kadar önce insanlar, bu arzu ve isteklerini binek hayvanları aracılığı ile gidermekteydi. Milattan 2000 yıl kadar önce ise, insanoğlu tekerleği icat etmiş ve bu keşif sonrası insanların hareketleri hız kazanmıştır. “Kendi kendine hareket eden” anlamına gelen “otomobil” isimli aracın yapılması 1771 yılında Fransa’da gerçekleşmiştir. Bu araç o dönemde buhar gücü ile hareket etmekteydi. Motorla çalışan ilk araç ise 1862 yılında İngiltere’de yapılmış, halka satılan ilk otomobil ise 1885 yılında Almanya’da KarlBenz’in atölyesinde üretilmiştir. Ülkemizde ise ilk yerli araç 1960’lı yıllarda Anadol ismi ile üretilmiştir [15]. 40 1920’li yıllarda ülkemizde ulaşım konusunda planlama çalışmaları yapılmış ve karayolu, demiryolu, denizyolu ile havayolu ulaşımının birbirleriyle koordine edilmesi gerekliliğinden söz edilmiş ise de özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, teknolojik gelişmeler neticesinde karayolu sistemi tercih edilmeye başlanmıştır. Yeni model araçların daha yüksek hızlara ulaşabilecek şekilde üretilmesi, ülkemizde karayolu taşımacılığının gelişimini hızlandırmıştır. 01 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 564. ve 565. maddeleri ile “mal ve can emniyetini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt kullananları takip ve kontrol etmek” yetkisi genel zabıtaya verilmiştir. Daha sonra 14 Nisan 1930 gün, 1580 sayılı Belediye Kanunu hükümleri gereği trafik düzenini sağlamak görevi belediyelere verilmiştir. Ancak trafik hizmetlerinin belediyelerce yapılması, çok başlılığa, dolayısı ile de yapılması gereken trafik kontrollerinin gereği gibi yapılamamasına neden olmuştur. Bu yüzden yeni önlemler alınması zorunluluğu doğmuştur. Karayolları Genel Müdürlüğü 01 Mart 1950 tarihinde yürürlüğe giren 5539 sayılı Kanun'la kurulmuş ve faaliyetleri neticesi karayolu altyapısı hızla gelişmeye başlamıştır. Karayolu ağının ve kullanıcılarının hızlı artışı karayollarında trafiğin düzenlenmesi ve denetiminde yeni bir düzenlemeyi gerektirmiş ve 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 18 Mayıs 1953 gün ve 8411 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. 6085 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde; “trafiğin tanzim ve denetiminin Emniyet Genel Müdürlüğü’nce teşkil edilecek bölge ve il trafik zabıtasınca yapılacağı” öngörülmüştür. 6085 sayılı Kanun'un uygulanmasında görülen eksiklikleri gidermek ve günün şartlarına uyumunu sağlamak amacıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 18 Ekim 1983 gün ve 18195 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Halen yürürlükte bulunan bu kanunla, trafik zabıtasına önemli görev ve yetkiler verilmiştir ve ortaya çıkan ihtiyaçlar neticesinde kanun üzerinde gerekli değişiklikler yapılmaktadır [15]. 41 1.4.2. Trafik Kazasının Tanımı 13 Ekim 1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre trafik; ‘’Yayaların, hayvanların ve araçların karayolu üzerindeki hal ve hareketleridir.’’ [16]. Trafik kazaları en genel tanımıyla karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve maddi hasarla sonuçlanmış olaylardır. 1.4.3. Trafik Kazalarının Tarihçesi İnsanoğlunun bir yerden bir yere gitmek için hayvanları ulaşım aracı olarak kullanması bundan 4000 yıl önce başlamıştır. Milattan önce 2000’de tekerleğin keşfi, bundan 2300 sene önce üç tekerlekli aracın bulunuşu, Romalıların tekerlekli vagon dediği araçları barış ve savaşta kullanmaya başlaması ile hareketliliğin getirdiği kazalarla birlikte ölüm ve yaralanmalar gündeme gelmiştir. Tekerlekli trafik yoğunluğu zamanla artmış ve trafik denetleme hizmetleri ise ilk defa eski Roma’da başlatılmıştır. Julius Sezar, gündüzleri Roma’ya tekerlekli taşıtların girmesini yasaklamıştır. Bu kayıtlara geçen ilk trafik düzenlemesidir. Leonardo da Vinci, MS 1500 yılında, İtalyan kentlerinde insan ve araç trafiğinin ayrılmasını, yayalar için daha yüksek yol şeridi yani şimdiki adıyla kaldırımın yapılmasını önermiştir. 17. yy’da birçok Avrupa ülkesinde tek yönlü yollar yapılmaya başlanmış, bazı caddelere park yasağı bile konulmuştur. O devirdeki tüm araçlar, hayvan veya insan gücü ile hareket ettirilen araçlardır. 1771’ de bir Fransız mühendisi, ilk kez üç tekerlekli bir araç yapmış ve buna kendi kendine hareket eden anlamında otomobil adını vermiştir. 1776’da buharlı araçlar yollarda kullanılmaya başlanmıştır. İlk buharlı posta aracı ve sonra buharlı yangın söndürme aracı İngiltere’de 1821’de yapılmıştır. Bu aracın sebep olduğu ölüm, karayolu motorlu trafik döneminin ilk ölümü olarak belirlenmiştir. Yine 1824’de ve 1831’de İngiltere’de Hill ve Hannock buharlı posta arabaları yapmışlardır. İlk yaya köprüsü 1867’de Paris’te yapılmıştır. 1873’te Fransız Amedee Bolee, ParisBordo arasında işleyen Marcelle adlı arabayı yaparak toplu taşımacılığı başlatmıştır. 1883’te Delamare Deboutevilla ilk kez benzinle çalışan patlamalı motorlu aracı trafiğe çıkarmıştır. 1883’te Dion Markizi, küçük borulu buhar kazanı ve ani buharlaşma temeline dayanan arabasıyla otomobil yapımı hareketinin öncüsü olmuştur. 1887’de Daimler, ray üzerinde motorlu demiryolu taşımacılığını ortaya koymuştur. Hemen 42 akabinde Pankard ve Levessor, iki beygir gücündeki benzin motorunu, 4 tekerlekli otomobil şasisine yerleştirmişlerdir.1895’de Daimler, ilk kez 2 tekerlekli motosikleti yapmıştır. Bu tarih ten sonra otomobil sanayinde bir atılım başlatılmış, özellikle Peugeot, Bouton, Bollee ve Louis Renault patlamalı benzin motorlarını geliştirmişlerdir. İlk otomobil yarışı 1898’de Fransa da yapılmıştır [17]. İlk Trafik Kazası da 1899 yılında meydana gelmiştir [18]. 43 BÖLÜM 2 TRAFİK KAZALARI VE TRAFİK KAZALARININ NEDENLERİ 2.1. Trafik Kazaları Trafik kazası, “Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı, ölümle, yaralanma ve maddi zararla sonuçlanmış olaydır.” [7]. Hemen her olayda olduğu gibi, trafik kazalarında da insan vardır. Örneğin Kırşehir’den yola çıkan bir sürücü, günlük sürücülük zamanını aşarak, aracı ile Avrupa içlerine kadar gidebildiği gibi; Avrupa’dan yola çıkan bir sürücü de Anadolu’dan Ortadoğu ülkelerine, hatta uzak doğuya kadar doğru dürüst dinlenmeden gidebilmektedir. Konuya bu açıdan yaklaştığımızda trafik kazaları küresel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Trafik olgusu kapımızın önünde başlamakta, mahallemizde, bölgemizde ve uluslararası karayollarında devam etmektedir [1]. Zincirleme meydana gelmiş trafik kazası 44 Trafik ve trafik kazaları yalnızca Türkiye’de değil, modern hayatla tanışmış her toplumda önemli bir sorundur. Trafik kazaları, dünyanın her yerinde meydana geldiği için gündemden hiç düşmeyen bir konudur. Hiçbir suçun ve kusurun tamamen önlenmesi mümkün değildir. Günümüzde meydana gelen trafik kazalarının da tamamen önlenmesi en azından şimdiki teknoloji ile pek olası görünmemektedir. Tabi ki bu düşünce, insanların karamsarlığa itilerek soruna seyirci kalmaları için değil, gerçekler dünyasında yaşananları bir kez daha vurgulamak için belirtilmiştir. Her ne kadar tamamen önlenmesi mümkün olmasa da bazı temel önlem ve uygulamalarla trafik kazalarının, ölümlerin, yaralanmaların, sakatlanmaların ve meydana gelen diğer zararların önemli ölçüde azaltılabileceği yadsınamaz bir gerçektir. Trafik kazaları genellikle hiç beklenmedik bir şekilde meydana gelen yaralanmalara, mal kaybına hatta kimi zaman can kaybına yol açan olaylar olarak görülmektedir. Bir tanıma göre “trafik kazası, nerede, ne zaman ve nasıl meydana geleceği önceden bilinmeyen ve çeşitli kayıplara neden olan bir olaydır.” Kazanın haricilik, anilik ve istenmezlik olmak üzere üç unsuru bulunmaktadır [19]. Trafik kazalarının önlenmesi için yapılması gerekenlerin en başında trafik kazası olarak tanımlanan olayların toplum tarafından nasıl algılandığı ve adlandırıldığı gelmektedir. Bir olayın tanımı ve nasıl algılandığı o toplumun genel kültürü ile ilgilidir. Bu durum aynı zamanda, aslında var olan birçok toplumsal ilişkiye de işaret etmektedir. Bir olayın kaza olarak adlandırılması, olayı meydana getiren kişinin sorumluluğunu azaltan, bazı durumlarda belki de olayın her gün olabilecek rutin bir olaymış gibi kabul edilmesine bile neden olmaktadır. Trafikte meydana gelen ve can ya da mal kaybıyla veya yaralanmayla sonuçlanan olayların kaza olarak adlandırılması; daha en baştan probleme yönelik toplumsal bir sorun olduğunu göstermektedir. Çok acı sonuçları olan bu tür olayların farklı bir şekilde adlandırılması olayın karakteristiğini daha ayırt edici biçimde ortaya koyacaktır [19]. Kaza kelimesi, ceza hukukunda kullanılmamaktadır. Bilindiği gibi yürürlükten kaldırılan 765 sayılı Türk Ceza Kanununda suçlar, cürümler ve kabahatler olarak ikiye ayrılmış ve kaza olarak adlandırılan olayların durumu bunlara göre çok daha farklı olarak değerlendirilmişti. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda trafik ile ilgili suçlar 179. ve 180. maddelerinde “Topluma Karşı Suçlar” bölümünde ele alınmıştır. Kanımızca açık biçimde kusuru ile trafikte birinin yaralanmasına ya da ölmesine veya 45 maddi hasara uğramasına sebep olanların, bu hareketleri kaza olarak görülmemelidir. Bir olayın olmaması isteği, o olayın kaza olması için yeterli değildir. Olayın adlandırılmasında değişikliğe gidilmesi, uzun sürede toplumun bu olaylara bakış açısını da değiştirecek, olayın gerektiği önemle ele alınmasını ve bireylerin konuyla ilgili sorumluluklarının da farkına varmalarına etken olacaktır. Bu nedenle “trafik kazası” olarak isimlendirilen olayların birçoğunun gerçekte kaza olmadığı görülmeli ve kaza ile kaza olmayan olaylar birbirinden ayrılmalıdır. Kurallara uyulduğu ve normal bir bireyde olması gereken ölçüde dikkat ve özenin gösterildiği durumlarda istenmeyen sonucun meydana gelmesi engellenemiyorsa, bir kimsenin bir olayda kazaya karıştığı söylenebilir. Aksi halde olayın kaza olduğundan söz edilmemeli ve toplumsal bilinç de bu doğrultuda oluşturulmalıdır. Aşırı hız yapan veya alkollü araç kullanan, ya da ışık düzeni bozuk bir araçla seyahat eden sürücülerin karıştığı kazalara kaza denilebilir mi? Böyle durumlarda kaza olasılığı yüksek değil midir? Bu tür örnekleri ve soruları daha da çoğaltabiliriz. Her bireyin kurallara uymadığı takdirde kaza olasılığının artacağını düşünmesi ve tahmin etmesi gereklidir. 2.2. Trafik Kazalarının Nedenleri Özellikle ülkemizde trafik kurallarına uyma konusunda vatandaşların duyarsızlığı; sorunun kültürel ve eğitim anlamında ele alınması ve toplumsal bilincin oluşturulması için kapsamlı bir çalışmanın ve yöntemin uygulanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Tüm trafik düzenlemeleri; trafik kurallarına uyulduğu takdirde kazaların olmayacağı ya da en aza indirileceği varsayımına dayanmaktadır. Nüfus artışı, teknolojik gelişmeler ve sanayileşme süreci ile birlikte taşıt sayısı da doğal olarak artmaktadır. Bu artan ivmeli değişim süreci içerisinde özellikle gelişmekte olan ülkelerde trafik ve trafik kazaları gündemden hiç düşmemekte ve en büyük problemlerden biri konumuna gelmektedir [20]. Trafik kazaları sadece ülkemizde değil, tüm dünyada çözümü en zor sorunlardan biri haline gelmiştir. Bu olumsuz gelişmelerin nedenlerinin başında, 46 nüfus artışı, teknolojik gelişmeler ve sanayileşme süreci ile birlikte taşıt sayısının giderek artmasının geldiği söylenebilir. Ülkemizde özellikle son yıllarda kırsal kesimden büyük şehirlere göç eden insanların trafik konusunda bilgisiz, bilinçsiz ve duyarsız olmaları trafik kazalarının nedenlerinden birisidir. Göç sonucu ortaya çıkan bu sorunun kısa sürede çözümlenmesinin de zor olacağı anlaşılmaktadır. Trafik kuralları konusunda bilgisiz, bilinçsiz ve duyarsız kişiler, özellikle şehir içindeki kazaların artmasına neden olmakta ve trafik düzen ve kontrolünü olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Genel olarak trafik kazaları, beklenmedik yerde, beklenmedik şekilde can ve mal kaybına veya zararına sebep olmaları açısından değerlendirildiğinde can ve mal güvenliği için risk oluşturan en büyük sorunlardan biri konumundadır. Trafik kazalarının sebepleri veya kazalara neden olan kusurlar çok çeşitlidir. Kusurlar genel olarak; Sürücü kusurları Yaya kusurları Yolcu kusurları Araç kusurları Yol kusurları biçiminde sayılabilir [21]. Sürücü kusurları, trafik işaret ve işaretçilerine uymamak, trafiğe uygun olmayan araç kullanmak, karşı şeride tecavüz etmek, ilk geçiş hakkını vermemek, aşırı hız yapmak, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapmak, hatalı dönüş yapmak, park halindeki araca çarpmak, dur işaretinde durmamak, hatalı yük ve yolcu indirmek, arkadan çarpmak, yorgun, uykusuz ve hasta olarak araç kullanmak olarak sayılabilir. Yaya kusurlarının başlıcaları ise; aniden yola çıkmak, yol ortasında yürümek, körlük ve sağırlık, oturmak, oynamak, hareket halindeki araca asılmak veya binmek, sarhoş olarak yola çıkmak, kırmızı ışıkta geçmek, araçlara ilk geçiş hakkını vermemektir. Yolcu kusuru, taşıta habersiz binmek ve inmek, taşıt içinde hareket etmek, taşıttan sarkmak, taşıtın dışında seyahat etmek, hareket halindeki taşıttan yere atlamak ve açık yük üzerinde seyahat etmektir. 47 Araç kusurlarının başlıcaları da, rot çıkması, lastik ve fren patlaması, şanzıman, aks kırılması, ışık kusurları, vites arızası ve direksiyon hatası (vb.) kusurlardır. Yol kusurları ise, düşük banket, yol ve köprü çökmesi, yol sathında gevşek malzeme bulunması, yolun işaretlenmesindeki eksiklikler, yoldaki çukurlar, görüşü engelleyen yol hataları ve yola ait diğer kusurlardır. Trafik kazalarının meydana gelmesine etken olan unsurların başında insan, araç ve yol gelmektedir. Çizelge 2.1, trafik kazalarının büyük bir oranının insan hatalarından kaynaklandığını göstermektedir. Bu yüksek oran, insanların trafik kurallarına uymaları gerekliliğini ortaya koyması açısından önemlidir. Çizelge 2.1. Yıllar İtibariyle Meydana Gelen Kazalardaki Kusur Oranları [22]. YILLAR 2007 2008 2009 2010 2011 SÜRÜCÜ % 98,03 90,53 89,60 89,72 90,20 YAYA % 1, 64 8, 37 9, 09 8, 97 8, 51 YOLCU % İNSAN FAKTORÜ ARAÇ % YOL % DİĞER % 0,09 0,43 0,41 0,36 0,39 99,76 99,33 99,10 99,05 99,10 0,14 0,26 0,29 0,33 0,30 0, 1 0, 1 4 0, 2 6 0, 1 6 0, 3 6 0 - Not : EGM ve Jandarma Bölgesinde meydana gelen kazalara göre düzenlenmiĢtir. (Kaynak: TÜİK) Çizelge 2.1’den de görüldüğü gibi 2007 yılında trafik kazalarında en büyük kusur %98,03 gibi yüksek bir oranla sürücüden kaynaklanmakta, bunu da yaklaşık olarak %2’lik oranla yaya kusuru takip etmekte ve en düşük oranla da (yaklaşık % 0.1 ile) yol kusurları oluşturmaktadır. 2011 yılında ise sürücüden kaynaklanan kusur oranı %90.20’ye düşerken yayadan kaynaklanan kusur oranı %8.51’e çıkmıştır. Dünya ülkelerinde trafik sorunlarının çözümünde altyapı yatırımları yerine trafik yönetiminin öncelik kazandığı görülmektedir. Bir trafik yönetiminin ana unsurları şunlardır: 48 1. Kent içi toplu taşıma sistemlerini en üst düzeye çıkarmak, standartlarını geliştirmek, kişilerin toplu taşıma sistemlerini kullanmaları konusunda teşvik edici çalışmalar yapmak ve uygulamak, 2. Trafik ve ulaşım sorunlarına çözüm getirirken yatırımı düşük olan tasarımlara yönelmek, 3. Mevcut ulaşım ağının kapasitesini, yolcu ve yük taşımaları açısından en üst konuma taşımak, 4. Trafik kurallarının uygulanmasında yaptırım gücünü, yani trafik cezalarını artırmak ve uygulamak, 5. Ulaşım sistemini daha güvenli bir hale getirmek [23]. 2.2.1. Hava Şartlarının Trafik Kazalarına Etkileri Trafik güvenliği, hava değişimleri ve çevresel etkenler ile etkileşim içindedir. Ayrıca, yolların yapısal özelliklerine de bağlıdır. Yolun standardı, güzergâhı gibi özellikler teknik açıdan önem taşımaktadır. Karayolları; planlama, yapım, işletim ve bakım aşamalarında çevre ile sürekli ilişki içerisindedir [24]. Karayollarının güvenliğine etki eden doğal etkenler; deprem, sel, çığ, heyelan, kar sürüklenmesi, buzlanma ve sis olarak sıralanabilir. Kışın, yüksek rakımlı bölgelerdeki yollarda karşılaşılan en büyük sorunlardan birisi fazla kar yağışından dolayı yolların kapanmasıdır. Genellikle Türkiye'de yollar kar yağışından çok, rüzgâr ile taşınan karın yarmalarda birikmesinden etkilenmektedir. Tipiler, yollarda görüş açısının düşmesine ve buzlanmalara neden olmakta ve yolların zamanında temizlenmesini engellemektedir. Taşınan karın yamaçlarda toplanması çığlara neden olduğundan yolların daha uzun süre kapalı kalmasına yol açmaktadır. Havaların ısınmasıyla yolun üzerinde eriyen kar suyu ise asfaltın altına sızarak yol üst yapısında çeşitli tahribata neden olmaktadır [25]. Karayolunda yapılan kış bakım çalışmalarının temel nedeni, karayolundan beklenen ulaşım hizmetinin alınması sağlanmasıdır. Karayollarında yeterli ve sürüş güvenliğinin etkin olarak ve 49 etkili bir kış bakım programı uygulanmadığında ve güvenli seyir sağlanamadığı durumlarda önemli can ve mal kayıplarının görüldüğü trafik kazaları oluşmaktadır. Trafik kazalarında yüzde 4 oranında hava şartlarının etkili olduğu söylenebilir. Meydana trafik kazalarında araçları, sürücüleri ve karayolunu etkileyen iklimsel değişkenler şu şekilde sıralanmaktadır: Nem Rüzgâr Sel Sıcaklık Buharlaşma Heyelan Sis Çiğ Yağışı Çığ Düşmesi Yağış Kar Buzlanma Nem Belli bir hava hacmi içindeki buhar, katı veya sıvı haldeki toplam su miktarı veya atmosferdeki su buharı miktarına nem denir [26]. Nemli havalarda sürücülerde yorgunluk hissi oluşur ve dikkat kayıpları ortaya çıkar. Ayrıca nem, araçlarda korozyona neden olur. Bu da araç güvenliğini azaltır dolayısıyla sürüş güvenliğini tehlikeye sokar. Sıcak Hava Sıcak hava sürücülerin uyuklamasına, dikkat dağınıklığına, reflekslerde yavaşlamalara ve reaksiyon zamanlarının uzamasına neden olur. Sıcak hava araç motorunu ve lastikleri de etkilemektedir. Özellikle sıcak havalarda aracın lastik basınç değerlerine ve istiap haddine önem verilmemesi, lastiklerin aniden yarılıp patlamasına neden olabilmektedir. Aşırı sıcaklarda asfalt kayganlaşması sonucu trafik güvenliği tehlikeye girebilmektedir [27]. 50 yollarda yolun Soğuk Hava Soğuk hava vücuttaki tiroksin hormonu salgısını arttırarak kalp ve sinir sistemini etkiler. Romatizmal ağrıların oluşması sonucu sürücünün hareket kabiliyeti azalır. Araç dışındaki havanın soğuk olması sonucu camlarda oluşan buğulanma ve buzlanma sürücünün görüş açısını olumsuz yönde etkiler. Karlı, buzlu veya ıslak yollarda araç lastikleri ile yol arasındaki sürtünmenin azalması sonucu fren mesafesi uzar ve direksiyon hâkimiyeti de azalır. Soğuk havanın en önemli etkilerinden birisi, “Gizli Buzlanma”dır. Gece veya günün ilk saatlerinde çiğ düşmesi sonucu yol üzerinde şeffaf ince bir tabaka halinde buz oluşması anlamına gelen gizli buzlanma gün boyunca güneş almayan, yüksek rakımdan geçen vadilerin kuzey yamaçlarındaki yol satıhlarında da oluşur. İlk anda fark edilmediği için trafik güvenliği açısından oldukça tehlikelidir [27]. Sis Atmosferik su buharının çok küçük su damlaları şeklinde yoğunlaşarak yerde yatay görüşü engelleyen bir bulut oluşturması olayına sis denir [26]. Sis, far ışıklarının aydınlatma işlevini gerektiği gibi yerine getirmesini engellemekte ve bu yüzden sürüş esnasında yatay görüş mesafesi 3-6 m'nin altına kadar düşmekte, karşı şeritten gelen aracın algılanması zorlaşmaktadır [27]. Sisli havalarda sürücüler aşırı dikkatli olmaları gerektiğinden yorulurlar, ayrıca sis nedeniyle görme sorunlar da yaşandığından karşı şeride geçme, karşıdan gelen araçla çarpışma, yoldan çıkma gibi kazalar ortaya çıkabilir. Rüzgâr Yeryüzü ile ilişkili olarak, genellikle yatay olarak gelişen hava hareketine rüzgâr denir [26]. Rüzgâr; estiği yön ve hızı ile ilişkili olarak aracın hareket doğrultusunu ve aerodinamik açıdan taşıtın kararlılığını etkileyen bir unsurdur. Rüzgârın taşıtın hareket doğrultusunu etkilemesi ile lastikle yol arasındaki bağlantı azalmaktadır. Sürekli rüzgâr akımının etkisinde kalması nedeniyle köprülerde rüzgâr normalden daha kuvvetli esmektedir. Buharlaşma Sıvı maddenin gaz haline dönüşme sürecine buharlaşma denir [26]. Yol üzerinde meydana gelen buharlaşma, özellikle görüş mesafesinde yanıltıcı sonuçlar doğurmaktadır. Sürücülerin belirli bir uzaklık sonrasını görmelerini ve karşıdan gelen 51 aracın görülmesini engellemekte ve de sollama hatalarına sebep olmaktadır. Buharlaşma yağmur yağmasından hemen sonra meydana gelebildiği gibi kuru havalarda da oluşabilmektedir. Çiğ Yağışı Havanın çok soğuk olduğu zamanlarda serpinti kar yağışı şeklinde görülen yağış biçimidir. Çiğ yağışı görüş mesafesini düşürür. Yolların kar tutmasının görülmediği çiğ yağışında, uyarı levhaları ve yol ince kaygan bir tabaka ile örtülür. Böylece taşıt kontrolü zorlaşır, sürücülerin levhaları görmesi engellenir, yol çizgileri görünürlüğünü kaybeder. Yağış Bulutlardan düşen, yere kadar ulaşan suyun sıvı veya katı haldeki yağmur, kar, çisenti, dolu, buz parçacıkları ile bunların değişik şekillerini de içeren biçimine yağış denir [26]. Yağmur yağmaya ilk başladığı sırada yol yüzeyinde bulunan toz parçacıkları ıslanır ve buz gibi kayganlaşır. Bu toz tabakası ıslanıp çamur haline geldiğinde lastiklerin dişleri arasına girer. Bu nedenle tekerleğin yol ile arasındaki sürtünme kuvveti azalır. Yağmurun devam etmesi ile birlikte yol üzerinde biriken su tabakası kalınlaşır ve tekerlekle yol arasında bir su kayması olayı gerçekleşir. Aşırı yoğun yağan yağmur ise görüş mesafesini azaltır, araç farından çıkan ışınların kırılmasına da neden olur. Yağışlı havalarda görüş mesafesinin azalması kaygan zemin nedeniyle fren mesafesinin uzaması, direksiyon hâkimiyetinin azalması gibi durumlar sürüş güvenliğini azaltan önemli faktörlerdir. Yağışlar sonucu oluşan heyelanlar, seller, sürüş güvenliğini olumsuz olarak etkilediği gibi yolun tamamen trafiğe kapanmasına da neden olabilir [27]. Sel Bir bölgede toprağı belirli bir süre için tamamen veya kısmen su altında bırakan; ani, büyük ve düzensiz su akıntılarına sel denir [29]. Yoğun yağışlar neticesinde meydana gelen sel afeti yol platformunda daralmalara yol açar. Bu da trafik güvenliğini olumsuz yönde etkilediği gibi yolun tamamen trafiğe kapanmasına da neden olabilir. 52 Yol Drenajı Soğuk hava neticesinde oluşabilecek don olayı sonucunda yol zemini içine sıkışmış su, donduktan sonra hacim değiştirerek yol üst ve altyapısına zarar verebilmektedir. Zemin taneleri arasına dolan su, boşluk suyu basıncının oluşmasına da sebep olabilir. Bu şekilde karayoluna olumsuz etkileri bulunan durumları ortadan kaldırmak amacı ile inşa edilecek yoldan suyun tahliye edilmesi için drenaj çalışmaları yapılmaktadır. Herhangi bir yapıya zarar verebilecek suyun doğal veya yapay yollarla yapıdan uzaklaştırılmasına yönelik yapılan çalışmalara “drenaj” denir [29]. Heyelan Zeminin kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru hareketine heyelan ya da toprak kayması denir [29]. Heyelanlar yamaçta bulunan ve yüzeye yakın olan yeraltı ve yüzey altı suyunun drenaj yolu ile yeterince tahliye edilememesinden kaynaklanmaktadır. Öncelikle yamaçtaki gözle görünen ve görünmeyen su noktalarının tespit edilmesi ve akışın başka tarafa yönlendirilmesi gereklidir [25]. Kar Kar yağışı ve buzlanma, trafik güvenliğini olumsuz yönde etkileyen en önemli etkenlerdendir. Gündüz saatlerinde güneşin etkisiyle yol yüzeyinde biriken karın eriyip, akşam saatlerinde tekrar kar yağışı ve sıcaklığın düşmesiyle yol üzerindeki suyun donması ve oluşan bu kaygan buz zemininin üzerine de yeniden kar yağması zemini kayganlaştırır ve bu da kaza riski oluşturur. Kara buz denilen bu olay en çok kaza riski oluşturan durumdur. Yoldaki kar kalınlığı 5 cm.’yi aştığında, yol, araç ve sürücü bu durumdan etkilenir ve sürüş zorlaşır. Kalınlık 10 cm.'ye ulaştığında ise, otomobil ve benzeri taşıtların yolda kalması ve yolu kapatması olasıdır. Kar, yolun üzerine dört farklı şekilde gelerek yolu olumsuz etkiler; • Kaba kar • Tipili kar • Kuvvetli Fırtına (bora) • Sürgün Kar 53 Kaba Kar Kaba kar; havanın çok soğuk olmadığı yumuşak durumlarda her yere eşit miktarda yağan kardır. Lapa lapa denilen iri taneli bir şekilde yağdığından yolu fazla sıkışık olmayan gevşek bir tabaka halinde örter. Bu tip karlar yarı sulu halde iken hava aniden soğursa buz tutar ve yol tehlikeli bir hal alır. Tipili Kar Havanın çok soğuk olduğu durumlarda kuvvetli rüzgârla birlikte yağan kar şeklidir. Tipili kar yağdığı durumlarda kısa sürede yol trafiğe kapanabilir ve görüş mesafesi önemli ölçüde azalır. Kuvvetli Fırtına (Bora) Kuvvetli rüzgârla daha önce yağmış yumuşak karın, yerden belli bir yüksekliğe kadar kalkması durumudur. Tipili karda olduğu gibi görüş mesafesi azalır ve yolun buzlanması aniden olur. Sürgün Kar Daha önce yağan kuru ve durmakla ağırlaşmış kar tanelerinin rüzgârın etkisiyle yola sürüklenmesine “Sürgün Kar” denir. Karın yol yüzeyinde birikmesi en çok sürgün kar durumunda olur. Zamanında müdahale edilmezse yollar uzun süre kapalı kalabilir. Kışın genelde 0 derecenin altında sıcaklığı olan yol üzerine düşen yağmur taneleri aniden soğuyacağından ince, parlak bir buz tabakası oluşur. Bir diğer durumda, karın içerisinde oldukça fazla su içermesi durumunda sulu kar ve/veya buz söz konusu olur. Bunun engellenmesi için de yol üzerine tuz ve/veya eritici solüsyon serpilir. Tipi şeklinde yağan kar da rüzgâr yönüne göre savrulur ve özellikle karayollarının yarmalarında biriken bazen 10-12 m derinliğindeki kar, yol kapanmalarına neden olur. Karın yoldan temizlenmesinden hemen sonra bir kar yağışı olması durumunda ise karın birikmesi için yeterli yer kalamamaktadır. Bu gibi durumlarda yolların rotatif denilen kar püskürtme makineleri ile kardan temizlenmesi gerekmektedir. Bu işlemin 54 hem maliyeti yüksektir, hem de bu işlem yola ciddi şekilde zarar vermektedir. Bu açıdan en azından yağış dışında yolu kaplayan tipi türü karı engellemek için yolların karla kapanması muhtemel olan yerlerine yeterli sayıda kar siperleri konularak yağış dışı karların yola gelmesi engellenir. Kar birikmesini önlemenin diğer bir yöntemi de yola 20-25 m uzaklığa ağaç ve çalılar dikilmesi olabilir. Bunlara canlı kar siperleri de denilebilir. Kazalara sebep olan kar birikimini önlemek amacıyla oluşturulacak olan canlı kar perdeleri, ağaç ve çalıların yolun iki yanına uygun bir şekilde dikimi ile sağlanır. Rüzgâr yönüne dikilen ağaç, ağaççık ve çalılıklarla oluşturulur. Kimi zaman ise yol kenarında dikili olan ekinler kesilmeyerek sürgün karla yola gelen kar engellenmiş olur. Kar çığları, dağların kar kütlelerinin üst kısımlarından hızla kayması ya da düşmesi sonucu oluşurlar. Çığlar yerleşim birimleri, tarım arazileri, haberleşme, ulaşım ve enerji iletim hatları, sanayi, askeri ve diğer benzeri tesisler için büyük tehlikelere neden olmaktadır. Çığ dolayısıyla yola inen kar tabakası sıkışık olduğundan normal kardan daha da yoğundur. Çığ mücadelesi kar mücadelesine oranla daha pahalı, zor ve zaman alıcıdır. Çığ bölgelerinin tanınması, kar örtüsünün durumu ile meteorolojik incelemeler gibi yöntemler yardımıyla çığ oluşumunun önceden tahmin edilebilmesi çığdan korunmayı sağlamaktadır. 55 Olumsuz Hava Şartlarında Trafik Güvenliğinin Artırılmasına Yönelik Alınabilecek Tedbirler Sürücülerin Alabileceği Tedbirler Sıcak havalarda yola çıkmadan önce yağlı ve ağır yemek yenmemelidir. Giyilen giysiler mümkün olduğunca hafif ve rahat olmalıdır. Uyutucu ve refleksleri azaltıcı ilaçlar alınmamalıdır. Şehir içinde araç kullanacak sürücüler ise kötü hava şartları (kar, buz, yağış, sis gibi) nedeniyle fren mesafesinin uzayacağını düşünerek takip mesafesini uzun tutmalı, ani durmalardan ve manevralardan kaçınmalı, şerit değiştirmelerde ve dönüşlerde mutlaka işaret vermeli ve hızlarını azaltmalıdırlar. Yağışlı havalarda, yayaların daha dikkatsiz, telaşlı ve aceleci davranacakları dikkate alınarak daha rahat ve etkin durumda olan sürücüler yayalara karşı biraz daha anlayışlı davranmalıdır. Sürücüler kışın soğuk havalarda yolda gizli buzlanma olacağı öngörülen yerlere yaklaşırken hızları mutlaka azaltılmalı, ani duruş ve manevralardan kaçınmalıdır. Yarma şevlere yaklaşırken heyelan olabileceği, yola taş, kaya parçası düşmüş olabileceği düşünülerek ilerisi görülmeyen virajlara sürücüler girerken hızlarını azaltmalıdır. Aşırı sıcak havalarda asfalt sathi kaplamalarda asfalt terlemesi nedeniyle kaygan hale gelen yol kesimlerinde sürücüler hızlarını azaltarak ani manevralardan kaçınmalıdır. Sürücüler yetkili kurumların yol durumu ve trafik akışı ile ilgili yaptığı uyarıları dikkate almalı ve trafik kurallarına kesinlikle uymalıdır [24]. Araçlarda Alınabilecek Tedbirler Özellikle yağışlı havalarda görüş mesafesi azalmakta ve sürüş güvenliği açısından silecekler önemli yer tutmaktadır. Bu yüzden mümkün olduğu takdirde her yıl düzenli olarak silecekler değiştirilmelidir. Yağışlı ve sisli havalarda görüş mesafesi kadar, aracın görünmesi de önemlidir. Hem yolu rahat görebilmek hem de sürücüler tarafından görünmek amacıyla araçların farları yakılmalıdır. 56 Aşırı yıpranmış ve diş derinliği azalmış lastikler fren mesafesini arttırır, bu da kaza riski oluşturmaktadır. Ayrıca karlı, buzlu veya ıslak yollarda aracın kaymasına neden olur. Bu sebeplerden lastik bakımına, gerekirse kışlık ve yazlık lastiklerin değiştirilmesine özen gösterilmelidir. Özellikle yağışlı havalarda, ıslak satıhlarda aracın fren mesafesinin artması nedeniyle fren sisteminin bakımı ve kontrolüne de dikkat edilmelidir [24]. Yollarda Alınabilecek Önlemler Türkiye'de mevcut yönetim altyapısında, yol kış bakımı ve kar-buz mücadelesi yerleşim yerlerinde yani il ve ilçelerin içinde yerel yönetimlerce, şehirlerarası yollarda ve ana arterlerde Karayolları Genel Müdürlüğü, köy ve kasaba yollarında ise İl Özel İdaresi ekiplerince yapılmaktadır. Kış programına dâhil olan yolların açık tutulması için yapılan çalışmaların tümüne birden 'Kar Mücadelesi' adı verilmektedir. Kar Mücadelesi, yolda karın birikmesini önlemek, biriken karı yoldan uzaklaştırmak ve buz tutan kesimlerde araçların kaymasını engellemek amacıyla yol üzerinde yapılan çalışmaları kapsar. Kar tutması ve buzlanmaya karşı kar temizleme ve tuzlama çalışmaları zamanında ve gerektiği sıklıkta yapılmalıdır. Ayrıca, özellikle aşırı kar yağışına maruz kalan doğu bölgelerindeki yollarda kar birikmesi ve kar savruntusuna önlem olarak yol kenarlarına kar perdeleri yerleştirilmelidir. Taşkın, sel ve aşırı yağışlardan dolayı meydana gelecek yol tıkanmalarına karşı yolun drenajının iyi yapılması gerekmektedir. Türkiye'de yollar genellikle asfalt kaplama olup, olumsuz hava koşullarında asfalt çabuk deformasyona uğradığından bu yollarda düzenli olarak bakım ve onarım işlemleri yapılmalıdır [24]. 2.3. Türkiye’de Trafik Kazalarının Önlenmesinden Sorumlu Olan Kurum ve Kuruluşlar Bilindiği gibi trafik kazalarının önlenmesine yönelik önlemler literatürde 4E kuralı ile ifade edilmektedir. Bunlardan ilk üçü kaza meydana gelmeden önce alınacak önlemleri ve yapılacak çalışmaları, dördüncüsü ise kaza olduktan sonra 57 zararın azaltılmasına yönelik uygulamaları ifade eder [30]. Bahse konu 4E’nin açılımı ise: • Engineering (mühendislik), • Education (eğitim), • Enforcement (denetim), • Emergency (acil yardım) olarak adlandırılabilir. Trafik Mühendisliği (Traffic Engineering), trafik ile ilgili olarak başta yollar ve taşıtlar olmak üzere, tüm teknik konuları kapsamaktadır. Trafik Eğitimi ise (Traffic Education) trafik güvenliğini sağlamak üzere, trafiğin unsurları olan sürücü, yaya ve yolcuların kurallara uygun bir davranış içinde olmalarına yöneliktir. Trafik Denetimi (Traffic Enforcement), trafik mevzuatı ve denetimiyle ilgili olan; daha çok mevzuatın uygulanabilirliği ve uygulanmasının sağlanması için caydırıcı ve etkin cezalarla etkin ve sürekli denetimi kapsar. Acil Yardım (Emergency), trafik kazaları sonrası ilk ve acil tıbbi hizmetler ve kazaların oluşmasından sonra ortaya çıkan zararın azaltılmasına yöneliktir [8]. Son zamanlarda bir beşinci (E) gündeme gelmiştir. Evaluation (değerlendirme). Ancak bu formül görevlilerin ve sorumluların eylem çerçevesini çizmekten öteye gidememiştir. Görevler tam olarak yerine getirilse bile toplumun ve bireyin yol güvenliğini ve trafik kazasını özümsememesi halinde tatminkar sonuç almak mümkün olmaz ve olmamıştır. Bu günden 80 yıl öncesine dayanan bu formül değişen çevre, yol, anlayış şartlarına göre geliştirilmeye ve kalıbı ayni kalmakla beraber yorumlanmaya çalışılmışsa da önce üç, sonra dört ve şimdi de beş (E) yetersiz kalmıştır ve kalmaktadır. 5E’nin yanı sıra olaya farklı açılardan bakmak gereği vardır. Bu bağlamda İsveç Göteborg Üniversitesi Yol ve Trafik Planlaması Profesörü Olof Gunnarsson yeni 58 bakış açılarının ve alanlarının dikkate alınmasını dile getirmiş ve 4H formülünü önermiştir. Buna göre; •Humanism – insanlık : Teknik seferberlik, iyi yol, iyi araç, hatalı sürme sonucu oluşan kazaları azaltmak. •Homogenity - benzeştirme / denkleştirme. Araç ve yol tipi benzeştirmesi, araç dizaynı, bakımı ve kontrolu, yolun yapısı ve insan davranışları, mevzuat, kentleşme (imar planlaması), hız kontrolu •Harmony – Uyum. Sürücü – yaya ilişkisi, diğerlerine saygı, kurallara uymak. •Holizm – Her kesimin katılımı. İdare + Sivil Toplum Kuruluşları + Özel sektör + Medya + birey (sürücü ve yaya) Dünya Sağlık Örgütü tarafından 19-20 Kasım 2009 tarihinde Moskova’da düzenlenen “Küresel Yol Güvenliği Bakanlar Konferansı”nda bu çalışma alanları dikkate alınarak şu satır başları benimsenmiştir; •Devlet etkin denetim ve nitelikli yollar yaparsa… (Enforcement, Engineering, Humanism, Homogenity) •Üreticiler güvenli araçlar üretirse… (Engineering, Environment, Humanism, Homogenity) •Birey ve toplum iyi eğitilip bilinçlendirilirse… (Education, Emergency, Environment, Harmony) •Devlet, sivil toplum kuruluşları, özel sektör, medya birlikte çalışırsa… (Holism) •Bu birimler en etkin çalışma yollarını araştırır ve uygularlarsa… (Ergonomy) 59 Trafik ve yol güvenliğinin daha etkin bir şekilde sağlanacağı değerlendirilmektedir. Söz konusu önlemler incelendiğinde, tamamının bir kişi veya kurumca gerçekleştirilemeyeceği açıkça ortadadır. Bu bağlamda kazaların önlenmesinde de tek sorumlu kuruluşun Emniyet Genel Müdürlüğü ve sorumlu kişilerin de sadece trafik polisleri olmadığı son derece açıktır. Örnek olarak çift şeritli bir yolda ve düşük kaliteli taşıtlarla ulaşımın sağlandığı bir ortam yerine, otoban ya da en azından bölünmüş yol olarak isimlendirilen ve teknik olarak, daha iyi ve güvenli taşıtların kullanıldığı bir ulaşım ortamında, kazaların daha azalacağını varsaymak yerinde bir öngörü olacaktır. Yukarıda sayılan önlemlerin hepsi önemli olup senkronize olarak alınmalıdır. Değişik bir ifade ile mühendislik önlemleri alınınca diğerlerine gerek yok denilemez. Orkestrada tüm çalgılar senkronize olarak çalındığında nasıl ki iyi bir müzik ortaya çıkarsa, mühendislik, eğitim ve denetim faaliyetleri de gerektiği gibi senkronize olarak yapıldığında, trafik güvenliği de daha iyi ve etkin olarak sağlanacaktır. Kısaca kazaların azaltılması ile ilgili önleyici faaliyetlerin yapılması birçok kurum ve kişilerin sorumluluğu altındadır. Karayolu trafik güvenliğinin yüksek seviyelere çıkartılmasında hükümetin kararları, yasama organı olan meclisin çıkartacağı yasalar ve şehir içi ulaşımın kolaylaştırılmasında il ve ilçe trafik komisyonları kararları, belediye başkanlıklarının alacağı önlemlerle birlikte oldukça etkilidir. Yolların teknik yetersizliklerinin giderilmesi, otoyolların yaygınlaştırılması, üretilen taşıtların daha güvenli hale getirilmesi, karayolu ulaştırmasına alternatif ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi gibi yapısal çözümler, polisin yetki ve görev alanının dışında kalmaktadır. Yukarıda sözü edilen dört temel kuraldan, sadece trafiğin denetimi ve düzenlenmesi trafik polislerinin görev alanı içinde kalmaktadır. Trafik polislerinin görevlerini sıfır hata ile ve yüzde yüz başarı ile yapmaları durumunda bile, yalnızca denetim eksikliği ve yetersizliğinden kaynaklanan kazalar ortadan kaldırılabilecek, diğer kurum ve kuruluşların görev alanına giren konulardan kaynaklanan kazalar ise meydana gelmeye devam edecektir. Ancak yine de trafik polisinden toplumun beklentisi, bu söylenenlerden çok daha fazladır. Toplum neredeyse trafik kazalarının 60 tamamen polislerce önlenmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu doğrultuda, trafik polisleri öncelikle kendi asli görevlerini en iyi biçimde yerine getirecek, buna ek olarak diğer kurumlarla koordinasyonu sağlayacak ve gereken bütün önlemlerin alınmasını denetleyecektir. Yine de trafik kuralları konusunda halkı eğitmeleri ve bilinçlendirmeleri de gerekmektedir. Ülkemizde Karayolu güvenliği konusunda hedefleri belirlemek, bu doğrultuda uygulamaları yürürlüğe koymak ve koordinasyonu sağlamak amacıyla aşağıdaki kurullar oluşturulmuştur. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Görevleri Otoyol, Devlet ve İl yolları ağını tespit etmek ve bu ağdaki değişiklikleri hazırlamak, yol ağı üzerindeki yol ve köprüleri inşa ve ıslah etmek,onarmak ve emniyetle kullanmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak ve bu konularda gerekli eğitim yapmak (http://www.kgm.gov.tr). Projelendirme, yapım, onarım, bakım ve diğer hususlar hakkında standartlar tespit etmek, teknik şartnameler hazırlamak. Yolların kullanılması, yol ve trafik güvenliği ve bakımına ait esas ve kaideleri tespit etmek, yürütmek ve uygun göreceği yol işaretlerini tesis etmek. Görevi ile ilgili işler için gerekli harita, etüt ve proje işlerini yapmak ve yaptırmak. Genel Müdürlüğün çalışmalarına ait bilgileri toplamak, basmak, yayınlamak. Yolların yapım, ıslah, onarım ve bakımına, emniyetle işlemesine gerekli garaj ve atölyeleri, makine ve malzeme ambarları ile depolarını, servis ve akaryakıtı, tesislerini, laboratuvarları, deneme istasyonlarını, tarihi yol ağlarına ait köprü ve diğer bütün yan tesisleri, yol boyu inkişafı ve ağaçlandırılması için lüzumlu fidanlıkları, dinlenme yerlerini, bakım ve trafik emniyetini sağlayacak bina ve lojmanları, verici telsiz istasyonları ile gerekli muhabere şebekelerini, Genel Müdürlüğün görevlerini daha verimli şekilde yönetimine yarayacak diğer her türlü sosyal tesisleri, hazırlayacağı ve hazırlatacağı plan ve projelerine göre yapmak, yaptırmak, onarmak, donatmak, işletmek, kiralamak ve bakımlarını sağlamak, Burada belirtilen görevlerin yapılabilmesi için gerekli her türlü alet, edevat, taşıt ve makineler ile donatımlarını, bunların işletilmesi ve onarılması için gerekli bütün 61 malzemeyi seçmek, sağlamak, gerekenleri imal etmek veya ettirmek, depo etmek, onarmak, gerekli ambar, atölye ve tesisleri donatmak ve işletmek, Genel Müdürlüğün görevleri içinde bulunan işlerin yapılması, trafik akışının emniyetle ve kolaylıkla sağlanması için gerekli (arazi dahil) her türlü binalı ve binasız taşınmaz malları kamulaştırmak, satın almak, kiralamak, kanunlarına göre geçici olarak el koymak, Otoyol, Devlet ve İl yolları ile ilgili diğer kanunların tahmil ettiği işleri yapmak, 2.3.1. Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu Bu kurul, Başbakan’ın başkanlığında, Milli Eğitim, Adalet, İçişleri; Bayındırlık ve İskân, Ulaştırma, Maliye, Sağlık, Orman Bakanları ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Bakan ile Jandarma Genel Komutanı, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ve Karayolları Genel Müdürü’nden oluşmaktadır. Gerektiğinde toplantıya diğer bakanlar da katılmaktadır. Kurulda, öncelikle Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nca hazırlanan öneriler değerlendirilmekte ve alınan kararların uygulanması sağlanmaktadır. Yılda iki kez olağan toplantı yapmanın yanında, gerektiği zamanlarda Başbakan tarafından olağanüstü toplantı da yapılabilmektedir. Kurulun sekretarya görevini ise Emniyet Genel Müdürlüğü yerine getirmektedir (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 4). Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’nun Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğine göre başlıca görevleri şunlardır: “Karayolu trafik güvenliği konusunda hedefleri tespit etmek ve uygulatmak; “Tespit ettiği hedefler doğrultusunda gerekli mevzuat ve yasal düzenlemeleri hazırlatmak, bakanlıklar arası koordinasyonu sağlamak, Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu’nun önerilerini değerlendirip karara bağlamak ve kararların uygulanması için gerekli koordinasyonu belirlemek” (KGYKKG.Ç.YÖN Madde 6). Bunun yanında bir de “Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu” bulunmaktadır. Bu kurul ise, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanı’nın başkanlığında, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’na katılan kamu kurumlarının en az daire başkanı seviyesindeki yetkililerinden oluşur. Ulaştırma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, İçişleri 62 Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Türk Standartları Enstitüsü Başkanlığı, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Temsilcisi, İçişleri Bakanlığı’nca uygun görülen trafikle ilgili Üniversite, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği, Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği, Trafik Kazaları Yardım Vakfı Temsilcileri, Başkent Büyükşehir Belediye Başkanlığı bu kurulda temsilci bulundurmakta ve kurula dahil olmaktadır. Kurul olağan toplantılarını ayda bir kez yapar, fakat gerektiğinde olağanüstü toplantıya da çağırılabilir. Kurul salt çoğunlukla toplanır, kararlarını ise çoğunlukla alır. Görüldüğü üzere bu kurulun oluşturulmasıyla birlikte çok yönlü bir sorun olan trafik güvenliği konusunda önemli bir adım atılarak kurumlar arası eşgüdüm ve toplumsal uzlaşma ile soruna yaklaşılması hedeflenmiştir. Bu kurulun sekretarya görevi Trafik Hizmetleri Başkanlığı Kurullar Şube Müdürlüğünce yürütülmektedir. Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu’nun başlıca görevleri şunlardır: • Trafikle ilgili kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanmasına ilişkin önerilerde bulunmak, • Trafik kazalarının azaltılmasına ilişkin önerilerde bulunmak, • Uygulamada görülen aksaklıkları tespit edip, giderilmesine yönelik önerilerde bulunmak, • Yasal düzenlemelerden kaynaklanan eksiklikleri belirlemek ve ilgili kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunmak, • Karayolu güvenliğinin geliştirilmesi için plan hazırlamak, • Hazırlanan planlar çerçevesinde bir ihtiyaç programı önermek ve çalışmalar için lazım olan kredi miktarı hakkında görüş bildirmek, • Sağlık Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi’nin verdiği hizmetler için uygulayacağı fiyat tarifesi hakkında görüş bildirmek, • Fahri trafik müfettişi adaylarını Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’na önermek, • Karayollarının bakım, yapım ve işletmesinden sorumlu tüm kurum ve özel kuruluşların projelerini yapan ve uygulayan yetkili ve sorumlu kişilere çağdaş ilim ve teknik esaslara uymaları konusunda önerilerde bulunmak, 63 • Gerektiği hallerde Türk Karayolu Güvenliği birimlerini temsilen yabancı heyetlerle görüşmek. Görüldüğü gibi trafik güvenliği konusunda koordinasyonun ve sekretaryanın sağlanması görevi Emniyet Genel Müdürlüğü’nündür. 2.3.2. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Görev ve Yetkileri Trafik Zabıtası Kuruluşları, Görev ve Yetkileri Trafik kuruluşlarının çalışma esasları, buralarda görevlendirilecek personelin belirlenmesi, nitelikleri, görev ve yetkileri gibi konular “Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı Merkez ve Taşra Trafik Kuruluşları Görev ve Çalışma Yönetmeliği”nde düzenlenmiştir. Bu yönetmelik gereğince Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde trafik hizmetleri “Trafik Hizmetleri Başkanlığı”nca yürütülmektedir. Başkanlığın görevleri; Bağlı daire başkanlıkları ve birimlerle birlikte, kazaların önlenmesi ve trafik sorunlarının çözümü konusunda ortak bir strateji ve politikanın belirlenmesi amacıyla araştırmalar yaparak, sonuçlarına göre ilgili makamlara öneri ve tekliflerde bulunmak. Merkez ve taşra trafik kuruluşlarını denetlemek, personelin hizmet şartlarına ve disiplin kurallarına uymalarını sağlayarak, görülen aksaklıkların giderilmesi için tedbirler almak. Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’nun sekretarya görevine ilişkin hizmetleri yapmak. Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu’nun Başkanlığı’na ilişkin görevleri yapmak. Başkanlığa bağlı daire başkanlıkları ve birimler arasında koordinasyonu sağlamaktır. Trafik Hizmetleri Başkanlığı Merkez Kuruluşu ise; “Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı”, “Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı”, “Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı”, “Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü” ve diğer birimlerden oluşmaktadır. 64 Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı a) Trafikle ilgili mevzuat düzenlemelerini yapmak ve bu düzenlemeleri uygulatmak, sonuçlarını değerlendirerek ortaya çıkan aksaklıkları gidermek, b) Trafik kuruluşlarının denetlenmeleri ile ilgili hizmetleri yürütmek, c) Trafik kontrol ve uygulamalarında ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesine yönelik tedbirler almak ve geliştirmek, d) Şube müdürlükleri arasında koordinasyonu sağlamak, e) Mevzuata uygun olarak verilen diğer hizmetleri yapmak ile görevlidir (EGMTKGÇY Madde 18). Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı a) Trafik Hizmetleri Başkanlığı’na bağlı merkez ve taşra trafik kuruluşlarının personel, araç, makine, teçhizat ve inşaat ihtiyaçlarını belirlemek, gereği için ilgili daire başkanlıklarına göndermek, birlikte takibini yapmak, b) Trafik kuruluşlarının açılması, kapatılması ve isimlerinin değiştirilmesine ilişkin teklifleri gerekli onayın alınması için ilgili daire başkanlığına bildirmek, c) Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nın yıllık bütçe ve özel ödenek bütçesi hazırlığını yapmak, gereği için ilgili daire başkanlıklarına göndermek, birlikte takibini yapmak, d) Trafik hizmetlerinde kullanılmak üzere satın alınan her türlü araç, makine ve teçhizatın merkez ve taşra teşkilatına plan çerçevesinde dağıtımını sağlamak, e) Trafik Hizmetleri Başkanlığı’na bağlı merkez ve taşra teşkilatının personel ihtiyacını belirlemek, illere atanacak personelin planlamasını yapmak, atama işlemleri için Personel Dairesi Başkanlığı’na göndermek, takibini yapmak ve koordineli çalışmak, f) Özel ödenek çalışmalarını ve yönlendirme hizmetlerini yürütmek, g) Trafik hizmet binaları (inşaat) yatırım planını hazırlamak, gerçekleştirilmesi için İnşaat Emlak ile İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlıkları’na göndermek, h) Trafik Hizmetleri Başkanlığı’na bağlı trafik kuruluşlarında görevli personelin özlük haklarına ilişkin işlemleri yürütmek, i) Şube Müdürlükleri arasında koordineyi sağlamak, j) Mevzuata uygun olarak verilen diğer görevleri yapmakla görevlidir. Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı’nın görevleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik 65 Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 38.maddesinde düzenlenmiştir. Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı a) Trafik hizmetlerinde ihtiyaç duyulan personelin yetişmesi amacıyla, hizmet içi eğitim faaliyetlerini düzenlemek ve gerektiğinde temel eğitimin yapılabilmesi için ilgili kuruluş ve birimlerle koordinasyon sağlamak, b) Trafik eğitimi konusunda basın ve yayın kuruluşlarıyla işbirliği yapılmasını sağlamak, c) Trafik güvenliğine ilişkin projeler üretmek, uygulamak ve uygulatmak, d) Trafikle ilgili bilgisayar projelerinde bulunan veri tabanı ya da illerden basılı olarak alınan formlardan ulaşılabilen konularda istatistik bilgileri hazırlamak, e) Eskişehir Trafik Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğünün yıllık eğitim planlarını hazırlamak ve personelin eğitimi konusunda etkinliğin arttırılması yönünde çalışmalar yapmak, f) Şube Müdürlükleri arasında koordinasyonu sağlamak, g) Mevzuata uygun olarak verilen diğer hizmetleri yapmak ile görevlidir. Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı’nın görevleri Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 54. maddesinde düzenlenmiştir. Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü a) Bilimsel araştırmalar ve danışmanlık yapmak suretiyle karayolu güvenliğinin gelişmesine katkıda bulunmak, b) Karayolu trafik güvenliği alanında bilimsel gelişmeleri takip etmek, bilimsel araştırmalar ve danışmanlık yapmak suretiyle bu konuda gerekli bilgileri toplamak ve değerlendirmek, c) Trafik kazalarının oluş nedenlerini bilimsel açıdan ele alarak, sebep – sonuç ilişkilerini incelemek, d) İnsan faktörü, trafik çevresi ve araçlar açısından, trafik kazalarını geniş kapsamlı araştırmak ve analiz yapmak, 66 e) Karayolu trafik güvenliğine katkıda bulunacak yurtiçi ve yurtdışındaki her türlü kurum, kuruluş ve kişilerle işbirliği yapmak, f) Karayolu trafik güvenliği ile ilgili eğitim faaliyetleri, seminer, sempozyum, kongre ve toplantılar düzenlemek ve bu alanda yurtiçi ve yurtdışında yapılan benzeri faaliyetlere katılmak, g) Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu tarafından istenen konularda bilimsel çalışmalar yapmak, sonuçlarını söz konusu Kurul’a bildirmek, h) Ülke genelinde psiko-teknik çalışmaları takip etmek ve alınan neticeleri Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu’na bildirmek, ı) Trafikle ilgili kurum ve kuruluşlardan gelen ulusal ve uluslararası araştırma taleplerini değerlendirmek, j) Mevzuata uygun olarak verilen diğer hizmetleri yapmak ile görevlidir. Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nün görevleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 72. maddesinde düzenlenmiştir. Emniyet Teşkilatı’nın İl ve İlçe Trafik Kuruluşları a) Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, b) İl Trafik Tescil Şube Müdürlüğü, c) İl Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, d) İl Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü, e) İlçe Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği, f) İlçe Trafik Denetleme Büro Amirliği’nden oluşmaktadır. İl ve İlçe Trafik Birimleri; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 78. ve 79. maddelerinde il ve ilçe trafik birimlerinin kuruluşları düzenlenmiştir. Yönetmelik özel statülü iller olarak tanımlanan büyük şehirlerin trafik düzenlenmesini ayrı tutarak 79. maddede düzenlemiştir. İl Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü İl Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nün görevleri; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 90. maddesinde düzenlenmiştir. 67 Özel Statülü İl Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Özel Statülü İl Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü; Şube Müdürü, Şube Müdür Yardımcısı, İdari Hizmetler Büro Amirliği, İkmal Bakım ve Onarım Büro Amirliği, Eğitim Büro Amirliği, İstatistik ve Planlama Büro Amirliği, Trafik Düzenleme ve Denetleme Büro Amirliği, Ceza İşlemleri Büro Amirliği, Otoyol Büro Amirliği, TIR Büro Amirliği, Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği’nden oluşur. Özel Statülü İl Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nün görevleri; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 79 maddesinde düzenlenmiştir. Özel Statülü İl Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne Bağlı Trafik Düzenleme ve Denetleme Büro Amirliği Yönetmelikte özel statülü illerde trafiği düzenleme ile ilgili en geniş yetkiler Şube Müdürlüğü’ne bağlı olarak kurulmuş Trafik Düzenleme ve Denetleme Büro Amirliği’ne verilmiştir. Trafik Düzenleme ve Denetleme Büro Amirliğinin görevleri; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 85. maddesinde düzenlenmiştir. İlçe Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği İlçe Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği, doğrudan denetleme birimi olmasa da bazı görevleri, trafik kazalarının önlenmesiyle doğrudan ilgili olan denetimle ilgilidir. Örneğin, teknik muayenesi yapılan araçların motor ve şasi numaraları ile teknik özelliklerinin, Motorlu Araçlar ve Römorkları Tip Onayı Yönetmeliği hükümlerine uygun olup olmadığı ile yapım ve kullanım bakımından karayolu yapısı ve trafik güvenliğine uygun durumda bulunup bulunmadığını incelemek bu birimin görevleri arasındadır. Ayrıca kontrolünden sorumlu olduğu yollar üzerinde araçlarda 68 bulundurulması gereken belge ve gereçlerin kontrolü, sürücülerin ve karayolunu kullanan diğer kişilerin kural dışı hareketlerinin denetlenmesi, duran ve akan trafiğin düzenlenmesi ve yönetilmesi, araçların teknik yönden trafiğe uygun olup olmadıklarının kontrol edilmesi, noksanlarının giderilmesinin sağlanması, yolcu taşıması konusunda kurallara uyulmasının sağlanması, trafiği tehlikeye düşürecek, engel olacak şekilde veya yasaklanmış yerlerde park etmiş olan araçlarla ilgili gerekli işlemlerin yapılması, meydana gelen trafik kazalarına el konulması, kazaların oluş nedenlerinin tüm kusurlu unsurlara göre incelenmesi, iz ve delillerinin tespit edilmesi, sorumluluk alanlarında trafik işaretlerinin görülmelerini engelleyici, anlamlarını değiştirecek, tereddüde sebep olacak veya yanıltacak ve trafik için engel veya tehlike yaratacak şekilde levhalar, ışıklar, işaretleme ile ağaç, direk veya benzerlerinin dikilmesine, konulmasına veya bulundurulmasına engel olunması gibi görevleri bulunmaktadır. İlçe Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği’nin görevleri; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 122. maddesinde düzenlenmiştir. Trafik Hizmetlerinin Yürütülmesinde Denetleme Yetkisi Trafik hizmetlerinin yürütülmesinde denetleme yetkisi; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Kuruluşları Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 130. maddesinde düzenlenmiştir. 2.3.3. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Görev ve Yetkileri Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak tedbirleri almak ve aldırmak; tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek; karayollarında, İçişleri Bakanlığı’nın uygun görüşü alınmak suretiyle, bu yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek; yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak; yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi 69 sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak gerekli görülecek tedbirleri almak; araçların ağırlık kontrollerini yapmak veya yaptırmak ve aykırı görülen hususlar hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek (Son olarak bu görev yapılan protokollerle İl Özel İdarelerine devredilmiştir.); tescile bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmak [Son olarak bu görev özel şirketlere devredilmiştir (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 11)] gibi görevleri bulunmaktadır. 2.3.4. Sağlık Bakanlığı’nın Görev ve Yetkileri Karayollarında meydana gelen trafik kazaları ile ilgili ilk ve acil yardım hizmetlerini planlamak ve uygulamak. Trafik kazalarında yaralananların en kısa zamanda sağlık hizmetlerinden istifadelerini temin etmek üzere karayolları üzerinde ilk yardım istasyonları kurmak, bu istasyonlara gerekli personeli, araç ve gereci sağlamak. Her ilde trafik kazaları için eğitilmiş sağlık personeli ile birlikte yeteri kadar ilk ve acil yardım ambulansı bulundurmak (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 12). 2.3.5. Jandarma Teşkilatı’nın Görev ve Yetkileri Trafik zabıtasının bulunmadığı veya yeterli olmadığı yerlerde polis; polisin ve trafik teşkilatının görev alanı dışında kalan yerlerde de jandarma, trafik eğitimi almış subay, astsubay ve uzman jandarmalar eliyle yönetmelikte belirtilen esas ve usullere uygun olarak trafiği düzenlemeye ve trafik suçlarına el koymaya görevli ve yetkilidir (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 8). 2.3.6. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Görev ve Yetkileri Okul öncesi, okul içi ve okul dışı trafik eğitimini düzenleyen trafik genel eğitim planı hazırlamak ve ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak uygulamak; Motorlu araç sürücülerinin yetiştirilmesi için sürücü kursları açmak, özel sürücü kursu açılmasına izin vermek, bunları her safhada denetlemek; Resmi ve özel kurslarda eğitilenlerin sınavlarını yapmak, başarılı olanlara sertifika verilmesini sağlamak; Karayolları Trafik Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca ilköğretim ve orta öğretim okullarında, ders programlarına eğitim amacıyla zorunlu uygulamalı trafik ve ilk yardım dersleri koymak; Çocuk trafik eğitim parklarının yapılma, açılma, eğitim, denetim ve çalışma 70 esaslarını belirlemek (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 10) gibi görevleri bulunmaktadır. 2.3.7. Tarım ve Köy İşleri ile Orman Bakanlıkları’nın Görev ve Yetkileri Köy ve orman yollarında, trafik düzeni ve güvenliği açısından gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak, tedbir almak ve aldırmak, yol güvenliğini ilgilendiren konulardaki kavşak, durak yeri, yol dışı park yeri, aydınlatma ve benzeri tesislerin projelerini incelemek ve gerekenleri onaylamak görevleri arasında bulunmaktadır (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 14). 2.3.8. Ulaştırma Bakanlığı’nın Görev ve Yetkileri Karayoluyla şehirlerarası ve uluslararası yük ve yolcu taşımacılığına ait ikili ve çok taraflı anlaşma hükümleri saklı kalmak üzere gerekli kanuni ve idari düzenlemeler yapmak, önlemler almak ve Karayolları Trafik Kanunu ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmelikler açısından, karayolu taşımasına ait koordinasyonu sağlamak (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 13). 2.3.9. İl ve İlçe Trafik Komisyonlarının Kuruluşu ile Görev ve Yetkileri İl sınırları içinde mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla, illerde vali veya yardımcısının başkanlığında, Belediye, Emniyet, Jandarma, Milli Eğitim, Karayolları ve Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’na bağlı ilgili Odanın Temsilcileri, trafikle ilgili Üniversite, Oda, Vakıf ve kamuya yararlı dernek veya kuruluşların birer temsilcisinden oluşan İl Trafik Komisyonu, ilçelerde kaymakamın başkanlığında, aynı kuruluşların yöneticileri veya görevlendirecekleri temsilcilerinin katıldığı İlçe Trafik Komisyonu bulunmaktadır (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 17). Bu komisyonların belli başlı görevleri arasında il sınırları içinde mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli önlemleri almak, trafiğin düzenli bir şekilde akımını sağlamak için alt yapı hizmetleri ile ilgili tedbirleri almak sayılabilir (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 18). 71 2.3.10. Belediyelerin Trafik Birimleri ve Trafik ile İlgili Görevleri Belediye başkanlıkları; Karayolları Trafik Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik ile diğer yönetmeliklerle verilen görevleri, yine yasa gereğince kurdukları trafik hizmetleri birimleri aracılığı ile yürütür. Bu birimler, belediyelerin iş kapasitesine göre “Belediye Trafik Şube Müdürlüğü”, “Belediye Trafik Şefliği” veya “Belediye Trafik Memurluğu” olarak adlandırılır. Büyük illerde Belediye Trafik Şube Müdürlüklerine bağlı Belediye Trafik Büro Amirlikleri de oluşturulabilmektedir (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 15). Belediyelerin trafik ile ilgili görev ve yetkileri öncelikle yapım ve bakımından sorumlu oldukları karayollarında yolun yapısını, trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, yol ve kavşak düzenlemeleri yapmak, trafiği düzenlemek amacı ile trafik işaret levhaları, ışıklı ve sesli trafik işaretleri, yer işaretlemeleri, temin ve tesis etmek, bunların devamlılığını ve işlerliğini sağlamaktır. Ayrıca trafiğin akışını kolaylaştırmak, gereksiz durma ve duraklamaları önlemek için trafik akımı programları ile toplu taşıma araçlarının kalkış, varış ve ara durakları için zaman tarifeli programlar yapmak ve uygulamaya koymak, açık ve kapalı park yerleri (otopark), alt ve üst geçitler yapmak da belediyelerin trafik ile ilgili görevleri arasında yer almaktadır (Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 16). 2.3.11. Gönüllü Kuruluşlar Trafik kazalarının önlenmesi için birçok kurum, kuruluş ve kişinin işbirliği içerisinde faaliyet göstermesi gerekmektedir. Trafik güvenliği açısından gelişmiş olan ülkeler arasında yer alan Almanya’da karayolu trafiği ile ilgili olarak 100’den fazla gönüllü kuruluşun faaliyet gösterdiği konusuna sıkça değinilmektedir. Trafik güvenliğini sağlamak çok disiplinli (eğitim, sosyoloji, tıp, mühendislik, hukuk ve psikoloji gibi birçok faaliyeti içine alan) bir uğraştır. Diğer bir ifade ile trafik güvenliğinde başarı, birçok alanda alınacak önlemlerin olumlu sonuçlar vermesi ile mümkündür. Karayolu trafik güvenliğinde başarılı olan ülkelerde ulusal düzeyde birçok kurum ve kişinin etkin uğraşları yanında, söz konusu ülkenin uluslararası düzeydeki faaliyetlere aktif olarak katılması da farklı bir sinerji yaratmaktadır. 72 Etkili önlem almada, diğer bir tanımlama ile kazaların en aza indirgenmesinde yeterli sayıda bilinçli üyelere sahip gönüllü kuruluşların da önemli görevleri vardır. Gönüllü kuruluşlar, karayolu trafik güvenliğinin gelişmesine, trafik problemlerine ve bunların çözümüne dikkat çekmek için gerekli kamuoyu desteğini oluşturmak, değişik konularla ilgili maddi finansman sağlamak, eğitim ve benzeri faaliyetlerle toplumun bilinçlenmesine yardımcı olmak, kaza mağdurlarına hukuksal ve sosyal destek sağlamak gibi, sorunların her aşamasında çözüme yardımcı olacak görevler üstlenmektedirler. Türkiye'de motorlu taşıtların daha güvenli üretilmesi ve donanımı konusunda son yıllarda olumlu gelişmeler görülmektedir. Türk Otomobil Sanayi Derneği’nin verilerine göre; uluslararası uygulamalar yerine getirilerek, araç tasarımı ve donanımları ile ilgili uluslararası işbirliğinde görev alınarak, kaza önlenmesi (aktif güvenlik), araç içindekilerin korunması (pasif güvenlik) ve çarpışma sırasında diğer yol kullanıcılarının korunması konularında olumlu gelişmeler kaydedilmiştir. Söz konusu dernek tarafından verilen bilgilere göre; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından "Araçların İmal, Montaj ve Tadiline Dair Yönetmelik (AİTM)" ilk ulusal mevzuat olarak 19/07/1985 tarihinde yayınlanmış ve 03/02/1993 tarihli yönetmelik ile yeniden düzenlenmiştir. Türkiye, uluslararası uygulamalara 1958 tarihli Cenevre Antlaşması’na 1994 yılında E37 kodu ile taraf olmuş, Gümrük Birliği Kararı’nın ilgili maddeleri gereği 5 yıl içinde ilgili AT mevzuatına uyum için hazırlanan "Motorlu Araçlar Teknik Mevzuat Uyumu Programı" 1995 yılında resmi kurumlara iletilmiş ve 1996 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye’de son on yılda trafik kazaları neticesinde ölümlerin daha az olmasında “1998 Küresel Antlaşması” ile ülkemize ithal edilen araçların daha sağlam ve güvenli donanımı yanında, ülkemizde üretilen (montajı yapılan) araçların daha güvenli olmasının da olumlu etkisi vardır [31]. Ülkemizde üretilen araçlarda dayanıklılık, kaza olmasına engel olan ve kaza sonrası daha az hasar olmasını sağlayan donanımlar arttırılmıştır (hava yastığı, ABS, SRS. vb.). Tüm bu kurum ve kuruluşların yanında motorlu taşıt üreticilerinin de trafik kazalarıyla ilgili sorumlulukları bulunmaktadır. Çünkü motorlu taşıtların daha güvenli donanıma sahip olması trafik kazalarının ve kaza sonrası oluşabilecek hasarların azaltılmasına katkı sağlamaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan araştırma verilerine göre, kaza ve hasar azaltmada, yeni araba ve güvenlik donanımı %15-25, 73 tüm araçlarda ABS freninin olması %3-5, şoför ve yolcu hava yastığı %5-10, HGV ön koruyucu %3, BAC seviye kontrolü %8-16 oranlarında katkıda bulunmaktadır [30]. Ülkemizde kamuoyu bilinci ve hassasiyeti yüksek değildir. Gönüllü kuruluşlar ve devlete bağlı olmayan kuruluşların örgütlülüğü çok yetersizdir. Medyanın ilgisi son derece azdır. Yasada yer almasına rağmen, trafikle ilgili eğitici-uyarıcı yayınlar, TV'lerde özellikle seyirci sayısının çok düşük olduğu gece yarılarında yayın saatleri bulmaktadır. Yazılı medyada, günde yirmiyi aşan trafik ölümleri bile, eğer kaza ilgi çekici değilse çok sınırlı yer bulmaktadır. Kentlerde kurumların, vatandaşların, sivil toplum örgütlerinin ve üniversitelerin kent trafik sistemlerinin etkinlikle faaliyete geçirilmesi, trafik sorununun çözümü ve kazaların önlenmesine yönelik ciddi ve duyarlı çabaları istenilen ölçülerde değildir. Bu konuda trafikten sorumlu kurumlarla, gönüllü kuruluşlar arasında etkin bir işbirliği ve koordinasyon kurulamamıştır. Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu tarafından koordine edilmesi gereken trafik ile ilgili hizmetlerin bir bölümü en uç birimlere kadar koordineli olarak götürülememekte, bu koordinasyonsuzluk ve iletişim eksiklikleri de ülke genelinde trafik güvenliğini olumsuz etkilemektedir. Bu koordinasyonun tüm kurumlar, gönüllü kuruluşlar ve bireylerce ne kadar önemli ve yararlı olduğunun farkına varılması ve duyarlı ve etkin bir yaklaşımla yerine getirilmesi gerekmektedir. Gönüllü kuruluşlar yolu ile trafik sorununa çözüm üretecek bütün unsurların hep birlikte çalışma kültürüne kavuşması sağlanmalıdır. Toplumda trafik kurallarına uyma alışkanlığının kazandırılması ve toplumsal bilincin oluşturulmasında gönüllü kuruluşların yapacağı etkin çalışmaların önemi büyüktür. 2.4. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Trafik Güvenliğinde Temel Yaklaşımlar, Alt Yapı, Yasal Mevzuat, İlgili Kurum ve Kuruluşların Görevleri ve Koordinasyonu Trafik güvenliğinde temel yaklaşımlar, altyapı, yasal mevzuat ve bağlantılı diğer hususların yerinde görülmesi ve uyarlama çalışması yapılması amacıyla, Emniyet 74 Genel Müdürlüğü koordinesinde, Ulaştırma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı temsilcilerinin katılımıyla 19 Ekim – 01 Kasım 2008 tarihleri arasında Fransa (Paris), İtalya (Roma) ve Almanya’da (Berlin), ilgili kurum, kuruluş ve bakanlıklar nezdinde yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca hazırlanan detaylı rapora ve 11-13 Kasım 2009 tarihleri arasında Sırbistan’da yapılan “Trafik Güvenliği İle İlgili Politikaların Geliştirilmesi” konulu toplantı sonrası Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca hazırlanan rapora göre; 2.4.1. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Genel Yapı ve Mevzuat 2.4.1.1. Alt Yapı ve Mühendislik Hizmetleri Fransa Yolların yapım, bakım, onarım ve işaretlemeleri şehir içinde belediyeler, otoyol ve şehirlerarası devlet yollarında ise Ulaştırma Bakanlığı’nca yapılmaktadır. Özelleştirilen otoyolların bakım, onarım ve işaretlemeleri yüklenici şirket tarafından yapılmaktadır. İtalya Yolların yapım, bakım, onarım ve işaretlemeleri şehir içinde belediyeler, otoyol ve şehirlerarası devlet yollarında ise Ulaştırma Bakanlığı’nca yapılmaktadır. Özelleştirme yapılan otoyolların bakım, onarım ve işaretlemeleri ihale edilen şirket tarafından yapılmaktadır. Otoyollar ve devlet karayollarında kar ve buz mücadelesinde yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluş veya yüklenici şirket tarafından greyder ve bıçaklı küreme araçları ile otomatik tuz sericili araçlar kullanılmaktadır. Almanya Otoban ve şehirlerarası yollar Ulaştırma Bakanlığı’nca yapılmaktadır. Eyaletlerdeki şehir ve ulaşım planları eyalet yönetim birimlerince, trafik düzenleme ve müdahale planları ise polis tarafından yapılmaktadır. 75 Yaya geçitleri, geceleri sürücüler tarafından kolaylıkla fark edilebilmesi için sarı renkli sokak lambaları ile aydınlatılmıştır. 2.4.1.2. İlk ve Acil Yardım Hizmetleri Fransa İlk ve acil yardım hizmetleri Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulmuş ambulanslarla ve uzman personelce yapılmaktadır. Polis kaza mahalinde acil olmadıkça yaralılara müdahale etmemektedir. Sadece kazalarda değil normal hasta nakillerinde de ambulansta bulunan sağlık görevlisinin talebi halinde, ambulansa mutlaka motosikletli eskort tahsis edilmektedir. İtalya Trafik kazası sonrasında; karayolunu kullananların güvenliklerinin sağlanması yolun işletiminden sorumlu şirket veya şirket ile polis tarafından, yaralılara ilk yardımın yapılması sağlık kuruluşlarına ait ambulans tarafından (gerektiğinde polis de yapabilmekte), yangın veya araç içerisinde sıkışma söz konusu ise itfaiye tarafından, araçların kaldırılması polis birimlerince yetkilendirilen çekiciler tarafından yapılmaktadır. Trafik kazalarında yaralananlara zorunlu hallerde polis basit ilk yardım müdahalesinde bulunsa da, esas olarak sağlık personelinin müdahale etmesi benimsenmiştir. Acil yardım hizmetleri ülkemizdeki gibi ayrı ayrı numaralar şeklinde (jandarma 112, polis 113, ambulans 118 vb.) yapılandırılmıştır. Ancak bu numaraların tek numara (112) ve kontrol merkezi altında birleştirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Kazalara müdahale süresinin ortalama 10-15 dakika arasında olduğu belirtilmiştir. Trafik kazalarında acil durumlarda helikopter de kullanılmaktadır. Almanya Polis ve vatandaşlar, trafik kazalarında basit yaralanmalarda bilgisi olduğu ölçüde yaralılara ilk yardım yapabilmekte, ancak hayati tehlike söz konusu olan durumlarda ise ilk ve acil yardım ekipleri beklenilmektedir. 76 2.4.1.3. İletişim ve Enformasyon Fransa Trafik güvenliği kampanyaları Ulaştırma Bakanlığı koordinesinde özel şirketler tarafından hazırlanarak uygulamaya konulmaktadır. Bütçesi Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanmaktadır. Trafik kazalarının başlıca nedenleri arasında bulunan hız ihlalleri, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde araç kullanma, yorgunluk ve emniyet kemeri kullanımı gibi konularda yoğun kampanyalar düzenlenmektedir. Bu kampanyalar kapsamında hazırlanan film ve görsel materyaller basın ve yayın kuruluşlarınca kamuoyuna aktarılmakta, afiş ve broşürlerle kamuoyu oluşturulmaya çalışılmaktadır. Trafik güvenliği konulu bazı afişler Kampanya ile ilgili filmler belirlenen saat dilimlerinde özellikle ana haber bültenleri öncesi veya sonrası, gençlere yönelik yayın yapan radyo ve televizyonların en çok izlenen programların öncesi ve sonrasında ilgili yayın kuruluşuna ücreti ödenmek kaydıyla yayınlatılmaktadır. 77 Ticari araçlar ve ambulanslar için “Sürücü Hatalarını Bildirin” sloganıyla kampanyalar düzenlenmekte ve bu araç sürücülerinin bağlı olduğu şirket, kurum ve kuruluş yetkilileri ile araç bakımlarının yaptırılması ve çalışanların trafik kurallarına uymaları konusunda takipçi olmaları istenmektedir. Trafik kazalarında en fazla zarar gören yaş grubunun 15-24 yaş arası gençler olduğunun tespit edilmesi üzerine; kampanyalarda bu yaş grubuna yönelik çalışmalara ağırlık verilerek gençlerin trafik güvenliği konusunda bilgi ve bilinçlerinin arttırılmasına ve onların yaşamlarının kazanılmasına önem verilmektedir. Motosikletlerde ölüm riskinin otomobillere göre 20 kat daha fazla olduğu, toplam araç sayısının %1’ini motosikletlerin oluşturmasına rağmen ölümlü kazaların %16,8’ine motosikletlerin karıştığının tespit edilmesi üzerine, motosiklet kullanıcılarının da bilinçlendirilmesine yönelik görsel (film, afiş, broşür) ağırlıklı kampanyalar düzenlenmektedir. Motosiklet kazalarına ilişkin afiş İtalya Radyo ve televizyonlarda trafik konulu programların yayınlanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak radyo ve televizyonların, trafik programları yayınlamak üzere istekli oldukları, trafik polis yöneticilerinin radyo ve televizyon programlarına bizzat katılarak, yol kullanıcılarını trafik güvenliği konusunda bilgilendirdikleri ve yaptıkları çalışmaları aktardıkları belirtilmiştir. Ayrıca düzenlenen trafik güvenliği kampanyalarını, radyo ve televizyonların da destekledikleri ve ücretsiz olarak yayınladıkları belirtilmiştir. Trafik birimlerinin trafik güvenliği ile ilgili çeşitli kampanyalar düzenledikleri, İtalya bisiklet turunun organizasyonunda aktif görev aldıkları ve bu sayede kamuoyunu trafik güvenliği konusunda bilgilendirdikleri beyan edilmiştir. Kampanya masrafları kendi bütçelerinden ve sponsor kuruluşlardan karşılanmaktadır. Kamuoyunun bilgilendirilmesine ve bilinçlendirilmesine yönelik yayın yapan özel bir radyo veya televizyon kanalı bulunmamaktadır. 78 Almanya Özellikle okulların açıldığı ilk günlerde, otobüs ve tramvay işleticileri ve sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla basın toplantıları düzenlenmekte, yine bu dönemde bu konudaki trafik denetimleri artırılmaktadır. Ebeveynlere yönelik olarak, çocuklarını okula götürebilecekleri en güvenli yolları gösteren krokiler ve broşürler hazırlanarak dağıtılmaktadır. Sponsor firmaların desteği ile bilgi ve bilinç düzeyini artırmaya yönelik kitap, broşür ve CD’ler hazırlanarak dağıtılmaktadır. Özel olarak hazırlanmış gözlüklerle, alkol alındığında oluşan görme bozuklukları ve diğer yaşanan riskler konusunda uygulamalı eğitimler yapılmaktadır. Yine emniyet kemeri takılmadığında ortaya çıkabilecek riskler emniyet kemeri simülasyon aracı ile yetişkinlere uygulamalı olarak gösterilmektedir (uygulamalar sponsor ve sivil toplum destekli olarak yapılmaktadır). Özel bir kit hazırlanarak çocuk koltuğu kullanılmaması halinde ortaya çıkabilecek riskler uygulamalı olarak gösterilmektedir. Radyo ve televizyonlarda trafik programı yayımlama zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, polis veya diğer kuruluşlarca program hazırlanması halinde yayımlanmaktadır. Hız, alkol, bisikletli, yaya güvenliği gibi konularda Ulaştırma Bakanlığı koordinesinde düzenlenen kampanyalara (broşür, afiş, kısa metrajlı film hazırlanması gibi) sigorta şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve diğer kurum ve kuruluşlar maddi destek sağlamaktadırlar. Sanatçı, milli futbolcu, şarkıcı, top model, sunucu gibi ünlü kişiler trafik kampanyalarında görev almaktadırlar. Trafik güvenliği konulu afişler 79 Otoyol üzeri reklam panoları ve eğlence yerlerinde masalar üzerine kart şeklinde, hatta tuvaletlerde afiş ve broşürlerle dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Sinemalarda gösterilmek üzere kısa metrajlı filmler hazırlanmaktadır. Mobil araçlarla halkın ve gençlerin yoğun olarak bulunduğu yerlere gidilerek bilgilendirme yapılmaktadır. Okullarda sınıflar arasında yarışmalar (kompozisyon, şiir, resim gibi) düzenlenerek en başarılı sınıf seçilmektedir. Öğrencilere 70 Mb trafik güvenliği ile ilgili silinemeyen bilgilerin yüklü olduğu 1 Gb’lık flaş diskler dağıtılmaktadır. Gençlerle daha kolay iletişim sağlamak için genç bayan ve erkek polisler görevlendirilmektedir. Yılda bir kez olmak üzere Emniyet Müdürü tarafından trafikle ilgili bilgilendirici mahiyette basın toplantısı düzenlenmekte, ayrıca internette de yayımlanmaktadır. Çocuklar, yaşlılar, bisikletliler ve alkol etkisinde araç kullanan riskli gruplar için öneriler hazırlanarak, gerekli tedbirler alınmak üzere Eğitim Bakanlığı gibi ilgili bakanlık ve kuruluşlara bildirilmektedir. Fransa Trafik kuralları, yaptırım ve cezalar, kurum ve kuruluşların görevleri, araç tescil ve sürücü belgelerine dair işlemler, araç kullanma yetkisi “Circulation Routiere” adı altındaki Trafik Kanunu’nda toplanmıştır. Trafik hizmetlerinin koordinasyonu, politika ve hedeflerin belirlenmesi Ulaştırma Bakanlığı’nın sorumluluğunda İçişleri, Adalet, Eğitim, Sağlık, Çalışma, Enerji ve Çevre Bakanlıklarının katılımıyla gerçekleştirilmektedir. Her bakanlık ve kurum, kendi görev alanına giren konularda hazırladığı plan ve projeleri, kendi bütçe imkânlarıyla gerçekleştirmektedir. Ülke genelinde 120.000 polis görev yapmaktadır. Bunların %10’u trafik hizmetlerinde çalışmaktadır. Trafik hizmetlerinde çalışan personelin yaklaşık 3.000’i çevik kuvvet olarak adlandırılan (CRS) otoyol polisi bünyesinde görev yapmaktadır. Otoyol polisi ağırlıklı olarak motosikletli timlerden oluşmaktadır. (600 motosikletli ekip mevcut) 80 Trafik Polisi Otosu Trafik Polisi Motosikleti Fransa genelindeki yoğun trafiğe sahip otoyol ve devlet yollarının büyük bir kısmı Paris’in yakın çevresinden geçiş yapmakta veya burada kesişmektedir. Paris şehir merkezi ve yakın çevresi olarak adlandırılan yol ağının trafik düzenleme ve denetim hizmetleri Paris Valiliği trafik birimlerince sağlanmaktadır. Bu yol ağı 1.000 km otoyol ve 8.000 km devlet yolundan oluşmaktadır. Her gün bu bölgede 11 milyon araç sirkülasyon halinde bulunmaktadır. Paris ve yakın çevresindeki otoyollar ve bağlantı yollarından sorumlu 4 adet otoyol polis istasyonunda yaklaşık 700 trafik polisi görev yapmaktadır. Ayrıca, Fransa genelinde yaklaşık 100.000 jandarma bulunmaktadır. Bunlar genelde nüfusu 10.000’in altında olan yerleşim yerlerinde ve trafik yoğunluğu az olan tali yollarda görev yapmaktadır. İtalya Trafik kuralları, yaptırım ve cezalar, kurum ve kuruluşların görevleri, araç tescil işlemleri ve sürücülüğe dair esasları düzenleyen bir Trafik Kanunu bulunmaktadır. Yük ve yolcu taşımacılığı yapan ticari araçların çalışma şekil ve şartları ise ayrı bir kanunda düzenlenmiştir. Trafik güvenliği konusunda özel bir bütçe bulunmamakta olup, görev ve yetki verilen her kurum ve kuruluş kendi bütçesini oluşturmakta, yatırım ve harcamalarını buna göre yapmaktadır. Tahsil edilen trafik cezalarından Ulaştırma ve Eğitim Bakanlıkları ile Trafik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne önemli oranda bir pay aktarıldığı belirtilmiştir. 81 Şehir içi trafik güvenliğini ilgilendiren konulardaki düzenleme ve uygulamalar (yolun trafiğe kapatılması, sinyalizasyon, yaya yollarının yapılması gibi) yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşlarca yapılmaktadır. Ülke genelindeki 104 ilde 100.000 civarında polis mevcut olup, bunların yaklaşık 12.000’i trafik hizmetlerinde görev yapmaktadır(Yaklaşık % 12’si). Yine belediyeler bünyesinde trafik polis birimleri (Polizia Municipale) oluşturulmuştur. Ayrıca şehir içerisinde ve küçük yerleşim birimlerinde jandarma da (Carabinieri) görevli ve yetkilidir. Şehir içerisindeki devlet polisi, belediye polisi ve jandarma arasındaki iş bölümü ve koordinasyonun sağlanması valilik tarafından yürütülmekle birlikte, bu karmaşık yapının zaman zaman sorunlara neden olduğu ifade edilmiştir. Trafik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan il trafik birimlerinde; trafik kazalarına müdahale, trafik kaza raporu düzenleme ve tutanak tanzimi, yolların gözetimi, fotoğraf baskı, ceza veri girişi, teknik büro, komuta kontrol merkezi, sekretarya ve eskort hizmetleri gibi 19 ayrı büro bulunmaktadır. Almanya Trafik kuralları, yaptırım ve cezalar, kurum ve kuruluşların görevleri, araç tescil işlemleri ve sürücülüğe dair esasları düzenleyen bir Trafik Kanunu bulunmaktadır. Yük ve yolcu taşımacılığı Taşıma Kanunu ile düzenlenmiştir. Ayrıca trafikle ilgili olarak AB direktiflerini de içeren 66 farklı mevzuat düzenlemesi bulunmaktadır. Ulaştırma Bakanlığı tüm ulaşım sektörlerinin (kara, deniz, demir, su vb.) mevzuatlarını oluşturmaktan ve federal yolların (otoyol ve büyük devlet yolları) yapım, bakım ve onarımından sorumludur. Bakanlık bünyesinde 1.500 personel çalışmaktadır. Ülke 16 eyalet ve 12.000 yerel yönetim (il, ilçe, belde vb.) biriminden oluşmaktadır. Her eyalet kendi bölgesindeki federal yollar haricinde kalan yolların yapım, bakım ve onarımından sorumludur. Ulaştırma alanında yapılacak çalışmalar ve yatırımları içeren 15 yıllık ulaştırma planı hazırlanarak 2003 yılında uygulamaya konulmuş olup, bu dönem içerisinde harcanacak yatırım maliyeti 150 milyar Euro olarak öngörülmüştür. 2025 yılı ile ilgili olarak yapılan bir öngörü çalışmasına göre; trafikteki mevcut araç 82 sayısının %80 oranında artacağı hesaplanmış, halen büyük oranda karayolu üzerinden yapılmakta olan yük taşımacılığı faaliyetlerinin demiryolları ve suyollarına kaydırılması hedeflenmiştir. Bu kapsamda 3 yıl önce çıkarılan kanunla azami yüklü ağırlığı 12 tondan fazla olan yük taşıma araçlarına otoyollar ile bölünmüş devlet yollarının bir kısmında ücretli kullanım uygulamasına başlanılmıştır. 81.729.000 nüfusa ve 357.021 km2 yüzölçümüne sahip olan Almanya’da, yaklaşık 50 milyon araç ve 50 milyon sürücü bulunmaktadır. Ülke genelindeki toplam 220.000 km karayolunun, 12.000 km’si otoyol, 42.000 km’si ise bölünmüş devlet yoludur. Ayrıca 34.000 km demiryolu ağı bulunmaktadır. Nehir, akarsu ve kanallardan oluşan 7.000 km’lik suyolu üzerinde de yük taşımacılığı yapılmaktadır. 1991 yılında trafik kazalarında yaklaşık 10.000 kişi ölürken, son yıllarda ortalama 5.000 civarında kişinin öldüğü ifade edilmiştir. Almanya Federal İstatistik Dairesi tarafından yapılan bir araştırmada 2012 yılında, ölümlü trafik kaza oranının 50’li yıllardan bu yana en düşük seviyeye indiği görülmüştür. Berlin’in nüfusu 3.416.000 olup, 200.000 Türk vatandaşı bulunmaktadır. Yüzölçümü 95.892 km2 olup, 12 yönetim merkezinden oluşmaktadır. Berlin eyaletinde görevli 23.000 polisten 8.000’i trafik hizmetlerinde görev yapmaktadır (Yaklaşık %30’u). Berlin Eyaleti’ndeki toplam karayolu uzunluğu 5.341 km’dir. Azami hızlar; şehir içindeki karayollarının %1,5’lik bölümünde (otoyol bağlantısı) 80 km/saat, %23,5’lik bölümünde (ana caddelerde) 50 km/saat, %75’lik bölümünde (okul bölgeleri, yaya yoğunluğunun fazla olduğu yerler ile ara sokaklar) belirlenmiştir. 83 ise 30 km/saat olarak 2.4.2. Karayolları Trafik Güvenliği Konusunda Hedeflerin Tespiti, Uygulanması, İlgili Kurum ve Kuruluşlar Arasındaki Koordinasyon Fransa Ağırlıklı olarak karayolu güvenliği çalışmaları Ulaştırma, İçişleri ve Eğitim Bakanlıkları’nın bünyesinde ve işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Bu Bakanlıklar arasındaki irtibat ve koordinasyondan Ulaştırma Bakanlığı sorumludur. Trafik güvenliği konusundaki stratejiler Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Ulaştırma, İçişleri, Eğitim, Sağlık, Çalışma, Adalet, Enerji ve Çevre ve Savunma Bakanları’nın seçtiği müsteşar, genel müdür veya müdür düzeyinde konusunda uzman personelden oluşan “Karayolu Güvenliği Komitesi” bulunmaktadır. Komite, yılda iki defa olağan olarak toplanmaktadır. Bu komite, 2000’li yıllarda trafik kazalarındaki ölü sayısının 8.000’i bulması üzerine, dönemin Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından 17 Eylül 2002 tarihinde oluşturulmuştur. Komite tarafından alınan kararlar Başbakan’a sunulmakta ve onayı ile uygulamaya konulmaktadır. Ayrıca Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde okul dernekleri, araç üreticileri, parlamenterler, üniversite öğretim üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan ve 45 üyesi bulunan “Karayolları Ulusal Güvenlik Konseyi” bulunmaktadır. Konsey temsilcilerinin trafik güvenliğini sağlamaya yönelik sunduğu öneri ve fikirler, bu komitede olgunlaştırıldıktan sonra alınan kararlar Karayolu Güvenliği Komitesi’ne sunulmaktadır. Konsey tarafından, benzin istasyonlarında alkol satışlarının önlenmesi, motosiklet kazalarında ölüm ve yaralanmaları azaltmaya yönelik olarak yol kenarlarındaki çelik bariyerlerin yerine beton bariyerler kullanılması, araçların iç ve dış bölümlerinde kaza sonrası ölüm ve yaralanmaları önleyecek veya azaltacak bazı güvenlik donanımlarının (yumuşak plastik malzemeden yapılan tamponların kullanılması gibi) kullanılması ve trafik yoğunluğunun fazla olduğu bulvar ve caddelerin üzerindeki okul önlerinde öğrencilerin güvenli bir şekilde karayolundan karşıya geçişlerini sağlamak üzere trafik polisi görevlendirilmesi gibi tavsiye kararları alınmıştır. 84 Bahse konu komite ve konseyin, trafik güvenliğine yönelik yapılacak faaliyetlerde kullanılmak amacıyla özel bir bütçesi olmayıp, her bakanlık alınan kararlar doğrultusunda kendi bütçesini hazırlayıp, planlamaya almaktadır. 1970 yılında 17.000 kişi trafik kazalarında hayatını kaybederken, hız sınırlarının yeniden belirlenmesi ve denetimlerin artması, alkol limitlerinin aşağıya çekilmesi (0,8’den 0,5 promile, ağır vasıtalarda 0,2 promile), ceza puanı uygulamasının başlatılması (1992), emniyet kemeri kullanımının zorunlu hale getirilmesi ve denetlenmesi, Karayolu Güvenliği Komitesi kararlarının etkin şekilde uygulanması sonucunda, 2007 yılı sonunda ölü sayısı 4.600 kişi/yıla düşürülmüştür. Uygulamaların kararlılıkla ve etkin bir şekilde devam ettirildiği belirtilmiştir. İtalya Karayolu trafik güvenliği konusunda hedefleri tespit etmek, uygulatmak ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla düzenli olarak toplanan bir kurul veya üst kurul bulunmamaktadır. Trafik Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Polizia Stradale), Belediye ve Jandarma (Carabinieri) trafik birimleri arasındaki koordinasyon ilgili valilikler tarafından sağlanmaktadır. Almanya 1969 yılında Trafik (Yol) Güvenliği Konseyi kurulmuştur. Konsey sivil toplum örgütü niteliğinde olup üç temel görevi vardır: 1.Trafik güvenliğini sağlamak, 2. Kazaları önlemeye yönelik araştırma ve çalışmalar yapmak, 3. Politikacıları etkileyerek doğru, etkin kanunlar yapılmasını sağlamak. Özel sektör, üniversite, enstitü, araç üreticileri, otomobil kulüpleri, ilgili bakanlıklar, sürücü kursları derneği, kiliseler gibi kuruluşların temsilcilerinden oluşan 250 üyesi bulunmaktadır. Ulaştırma Bakanı çalışma gruplarına bizzat katılarak destek vermektedir. 85 Altı adet çalışma alt komisyonu bulunmaktadır; 1.Yetişkin eğitimi komisyonu, 2.Araçların güvenliği komisyonu, 3.Mevzuat hazırlama komisyonu, 4.Okul öncesi, okul dönemi komisyonu, 5.Trafik alt yapısı komisyonu, 6.Trafikle ilgili sağlık ve ilk yardım komisyonu. Bu komisyonlarda, genç sürücülere yönelik olarak Ar-Ge çalışması yapmak, kazaları önlemeye yönelik yeni metotlar geliştirmek, broşürler hazırlamak, eğiticilerin eğitimini yapmak, trafik güvenliğini sağlayıcı çalışmalar yapmak gibi faaliyetler yürütülmektedir. Bu çalışmalar kapsamında 2008 yılı içerisinde; İlk defa sürücü belgesi alan gençlerin ilk 12 ay içindeki tavır ve davranışlarının elektronik cihazlarla izlenildiği ve bu dönemde karışmış oldukları kazalar ve sebepleri hakkında incelemede bulunulduğu, Farklı ülkelerden 120 gencin katıldığı çalıştayda, gençlere trafik güvenliğinin sağlanmasına nasıl katkıda bulunabilecekleri konusunda bir soru sorulduğu, alınan cevapların bir komisyon tarafından incelenerek bu konuda bir rapor hazırlanacağı belirtilmiştir. Ayrıca, trafik kazalarını en aza indirebilmek için trafik eğitim dernekleri, trafik kazalarını önleme projelerini finanse eden kuruluşlar, Yol Yardım Kuruluşu (ADAC), taksiciler derneği temsilcileri ayda bir defa toplantı yaparak, proje ve çalışmalarını sunmaktadırlar. 86 2.4.3. Trafik Eğitimi 2.4.3.1. Okul Öncesi Trafik Eğitimi Fransa Okul öncesi (kreş ve ana sınıfı) eğitim kurumlarına ilişkin trafik güvenliğine yönelik programlar, Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanmaktadır. Öğretmenler ve zaman zaman trafik polisleri tarafından çocuklara basit risk bilgisi eğitimi verilmektedir. İtalya Okul öncesi öğretim kurumlarında müfredat içerisinde trafik eğitimine yönelik dersler bulunmamaktadır. Almanya Okul öncesi kurumlarda çocuklara trafik bilincini kazandırmak amacıyla yaya kaldırımında yürüme, yaya geçidinden geçme ve bu iki alandaki trafik ışık ve işaretlerinin anlamlarını öğretmek için uygulamalı eğitimler yaptırılmaktadır. Bu eğitim, belediye halk eğitim merkezlerinde trafik usta öğreticiliği konusunda yetiştirilen kişilerce verilmekte olup, ücretleri belediyelerce ödenmektedir. Bu tür eğitimler için gönüllülerin yanı sıra, trafik polisinden de yardım alınmaktadır. Ayrıca, okulların bahçe veya salonlarında çeşitli trafik işaret ve levhaları ile maketlerin kullanılması suretiyle de eğitimler verilmektedir. 2.4.3.2. Okul Dönemi Trafik Eğitimi Fransa İlk ve orta öğretim kurumlarında trafik güvenliğine yönelik başlı başına bir ders bulunmamakta, ancak okullarda trafik polisi tarafından yapılan bilgilendirme eğitimlerinin yanı sıra diğer sosyal içerikli dersler (sosyal bilgiler, hayat bilgisi, vatandaşlık gibi) içerisinde, trafik kuralları ve risk bilgisi ile yolu paylaşmayı öğretici nitelikte bilgiler verilmektedir. Trafik güvenliğine yönelik eğitimin içeriği Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirlenmektedir. 87 Her trafik kuruluşunda en az iki polis memuru sorumluluk bölgesindeki ilk ve orta dereceli okullarda trafik güvenliği dersleri vermek üzere görevlendirilmektedir. Eğitim verecek bu personel, özel bir eğitim ve formasyon almaktadır. Okullarda yapılan trafik eğitim programları kapsamında trafik polisleri bisiklet kullanımı konusunda teorik ve pratik eğitimler de vermektedir. Ayrıca, 14 yaş üzeri öğrencilere, 50 cc’ye kadar olan motorlu bisikletleri kullanabilmelerine yönelik teorik ve pratik eğitimler (6 saat) düzenlenmekte, eğitimlere katılıp başarılı olanlara sertifika verilmektedir. Bu sertifikalarla, 50 cc’ye kadar olan motorlu bisikletler kullanılabilmektedir. Eğitimde kullanılan motorlu bisiklet, malzeme ve materyaller sponsor veya üretici firmalardan temin edilmektedir. Bu malzemeler özel olarak imal edilmiş römork içerisinde okul bahçelerine veya okul yakınındaki müsait alanlara götürülerek pratik eğitimlerde kullanılmaktadır. Fransa genelinde seyyar eğitim römorklarına ilave olarak 15 kadar çocuk trafik eğitim parkının bulunduğu ifade edilmiştir. Okul geçidi görevlisi uygulaması bulunmamakta olup, trafiğin yoğun olduğu okulların önünde gerekli tedbirler trafik polisi tarafından alınmaktadır. İtalya İlk ve orta öğretim kurumlarında trafik eğitimine yönelik olarak, zorunlu veya seçmeli dersler bulunmamaktadır. Ancak hayat bilgisi ve vatandaşlık bilgisi gibi dersler içerisinde, risk bilgisine yönelik trafik konularına yer verilmektedir. Profesyonel tiyatrolardan da yardım alınmak suretiyle, trafik polisi tarafından okullarda trafik güvenliği konulu temsil ve kabareler düzenlenmektedir. Öğrencilere yönelik olarak, ilgi çekilmek istenilen konularda çeşitli ödüllü yarışmalar (resim, müzik vb.) düzenlenmektedir. Trafik şubesinde trafik güvenliği ve risk bilgisi konulu sergiler açılarak, okul öğrencileri çağrılmakta ve kendilerine dikkat çekici küçük hediyeler verilmektedir. Eğitim ve Ulaştırma Bakanlıkları ile müştereken çalışmalar yapılmakta, düzenlenen etkinliklerde sponsor kuruluşlardan da destek alınmaktadır. Trafik polisi tarafından her okula ulaşılması mümkün olmadığından, daha pratik bir yöntem olarak belirlenen öğretmenler trafik güvenliği ve risk bilgisi konusunda eğitilmekte, bu öğretmenlerce öğrencilerin bilgilendirilip bilinçlendirilmesi sağlanmaktadır. 88 Ulaştırma Bakanlığı ile koordine içerisinde çoklu ortam yayın cihazları ile donatılmış özel bir eğitim otobüsü dizayn edilmiştir. Bu otobüsle okullara gidilerek öğrenciler trafik güvenliği konusunda bilgilendirilmektedir. Trafik şube müdürlüklerinden görevlendirilen eğitici personel tarafından 14 yaşını doldurmuş çocuklara motorlu bisiklet kullanımı konusunda teorik ve pratik eğitimler verilerek, sınavlar sonrasında başarılı olanlara sertifika verilmekte ve bu sertifika ile 50 cc’ye kadar olan motorlu bisikletler kullanılabilmektedir. Motorlu bisiklet eğitimleri için bütün okullara ulaşamadıklarından, belirli öğretmenleri bu konuda eğiterek, motorlu bisiklet eğitimlerinin bu öğretmenler tarafından da verilmesi sağlanmaktadır. Okul geçidi görevlisi uygulaması bulunmamakta olup, önemli bulvar ve caddeler üzerinde bulunan bazı okul önlerinde öğrencilerin okula giriş ve çıkış saatlerinde belediye polisleri görev yapmaktadır. Küçük yaştaki çocuklarda trafik bilgi ve bilincini oluşturmada büyük önemi olduğu bilinen çocuk trafik eğitim parkları bulunmamaktadır. Almanya İlköğretim müfredatında zorunlu veya seçmeli bir trafik dersi bulunmamaktadır. Bir, iki, üç ve dördüncü sınıflarda hayat bilgisi ve vatandaşlık dersleri içerisinde trafik işaret ve kuralları, trafikte saygı ve vatandaşlık bilinci konularına yer verilmektedir. Bu eğitim, belediye halk eğitim merkezlerinde trafik usta öğreticiliği konusunda yetiştirilen kişilerce veya bu konuda eğitim almış öğretmenlerce verilmektedir. Ayrıca, trafik polisinden de yardım alınmaktadır. Sadece Berlin’de 73 trafik polisi eğitim çalışması yapmak üzere görevlendirilmiştir. Okul bahçelerinde minyatür ölçülerde çocuk trafik eğitim parkları oluşturulmaktadır. Ayrıca belediyeler çocuk trafik eğitim parkları yapmakta ve okullar bunlardan faydalanabilmektedir. İlköğretim 4. ve 5. sınıflarda trafik eğitimi ve bisiklet kullanımı dersleri verilerek sınav yapılmakta, sınavda başarılı olanlara bisiklet kullanma sertifikası verilmektedir. Genelde bisiklet kullanımının yaygın olduğu bahar aylarında eğitimler yapılmaktadır. Bisiklet kullanımı sırasında araçların dikiz aynasında görülmeyen ölü bölgeler konusunda da eğitim verilmektedir. Okulların açıldığı hafta içerisinde sivil toplum kuruluşlarının da katıldığı yaya ve trafik güvenliği konulu yoğun kampanyalar, basın toplantıları ve gerekli diğer 89 faaliyetler yapılmaktadır. Çok nadir olmak üzere öğrenci, veli ve polisin işbirliği ile trafik yoğunluğunun fazla olduğu yerlerdeki okul geçitlerinde özel kıyafet giydirilmek suretiyle uygulamalı eğitim de yapılabilmektedir. Ayrıca okullarda velilere yönelik bilgilendirme kampanyaları yapılmaktadır. Ayrıca, okula yeni başlayan öğrenci velilerine çocukları ile birlikte trafik güvenliğine yönelik basit bilgiler verilmekte, okul ve çevresinin trafik düzeni ile güvenli geçiş noktaları hakkında bilgi ve kroki içeren broşürler dağıtılmaktadır. Ayrıca, ilköğretimde dördüncü sınıf ve sonrasında zorunlu trafik dersleri konulması konusunda çalışma yapıldığı ifade edilmiştir. 2.4.3.3. Üniversite ve Yüksek Okullarda Trafik Eğitimi Fransa Trafik güvenliğine yönelik olarak lisans düzeyinde eğitim verilen bölümler bulunmamakla birlikte, bazı üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümlerinde trafik altyapısı ve güvenliğine ilişkin yüksek lisans eğitimi verilmektedir. İtalya Üniversite ve yüksek okullarda trafik güvenliğine yönelik lisans bölümü bulunmamakta olup, sadece Urbino Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Trafik Hukuku dersi verilmektedir. Ayrıca bazı üniversitelere bağlı inşaat mühendisliği bölümlerinde yüksek lisans düzeyinde trafik eğitimi verilmektedir. Almanya Trafik güvenliğine yönelik olarak lisans düzeyinde eğitim verilen bölümler bulunmamakla birlikte, bazı üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümlerinde trafik altyapısı ve güvenliğine ilişkin yüksek lisans eğitimi verilmektedir. 2.4.3.4. Sürücü Adaylarının Eğitimi Fransa Sürücü kursları bulunmakta ve sürücü kurslarında sürücü adaylarına teorik ve uygulamalı eğitimler verilmektedir. Teorik eğitimlerde, trafik kuralları ve risk bilgisi ile çevre bilgisi eğitimi verilmekte, ilk yardım ve motor dersleri müstakil olarak 90 verilmemekte ve bunlara yönelik ayrıca derslik bulunmamaktadır. Uygulamalı eğitimler ise, 20 saat süreyle önce trafik yoğunluğunun az olduğu sokaklarda, sonra şehir trafiğinde ve daha sonra da otoyollarda gece ve gündüz şartlarında ayrı ayrı verilmektedir. Ayrıca, sürücü kurslarında teorik eğitim alma zorunluluğu bulunmadığından, isteyen adaylar teorik konuları kendileri çalışarak öğrenebilmekte, uygulamalı eğitimlerini ise üç yıllık en az B sınıfı sürücü belgesi bulunan ve trafik sicili temiz olan bir yakınından alabilmekte, bu durumda en az 3.000 km Sürücü Adayı Aracı kullanarak eğitim aldığını (eğitimler, süreleri ve km. bilgileri özel bir deftere kaydedilmektedir) belgelendirmek zorundadırlar. Sürücü adaylarının kullandıkları araçların arka camına 20 cm çapında beyaz dairesel zemin üzerine “A” harfi yazılı etiket yapıştırılmaktadır. Eğitim araçlarında çifte fren ve debriyaj sistemi bulunmaktadır. Sürücü kurslarında özürlüler için özel bir eğitim programı bulunmamaktadır. İtalya Sürücü kursları bulunmakla birlikte, sürücü kursuna gitme zorunluluğu bulunmamaktadır. Sürücü kurslarında trafik ve çevre bilgisi eğitimi verilmekte, ilk yardım ve motor dersleri müstakil olarak verilmemekte ve bunlara yönelik derslik bulunmamaktadır. Sürücü kurslarında özürlüler için özel bir eğitim programı bulunmamaktadır. Sürücü adayı aracı sürücü adayı aracı Sürücü kurslarının pratik eğitimde kullandıkları araçlarda çift fren ve debriyaj sistemi bulunmaktadır. Sürücü belgesi sınavlarına hazırlanan adaylar, sürücü kursu 91 eğitmenleri ya da 10 yıllık sürücü belgesi sahibi kişilerin nezaretinde, arka camında “P” harfi bulunan bir araçla şehir içinde pratik eğitim de alabilmektedirler. Almanya Sürücü belgesi alabilmek için sürücü kurslarına (Fahrshule) gitme zorunluluğu bulunmaktadır. Silahlı kuvvetler, polis ve itfaiye teşkilatının kendi sürücülerini eğitmek, sınav yapmak ve belgelendirmek üzere yetkili oldukları, ancak polis ve itfaiye teşkilatının özel sürücü kurslarından bu eğitimi almalarının maliyetinin daha az olması sebebiyle, genellikle kendi bünyelerinde eğitim yapmadıkları belirtilmiştir. Eğitim araçlarında çifte fren ve debriyaj sistemi bulunmakta ve aracın tavanında ışıklı sürücü okulu işareti ve kapılarında sürücü okulunun adı yazmaktadır. Çizgelge 2.2. Araç cinslerine göre teorik ve pratik eğitim süreleri; Araç Türü Teorik eğitim Pratik Eğitim 12x90 dakika temel bilgi, Temel eğitim, 2x90 dakika özel bilgi 12x45 dakika özel eğitim 12x90 dakika temel bilgi, Temel eğitim, 4x90 dakika özel bilgi 12x45 dakika özel eğitim Kamyon, 6x90 dakika temel bilgi, Temel eğitim, Çekici 14x90 dakika özel bilgi 14x45 dakika özel eğitim 6x90 dakika temel bilgi, 14x45 dakika temel eğitim, 18x90 dakika özel bilgi 30x45 dakika özel eğitim Otomobil Motosiklet Otobüs B sınıfında teorik eğitim 14 saat olup, 12 saatini temel konular (trafik mevzuatı, trafik işaretleri ve kuralları, ilk yardım, çevre bilgisi), 2 saatini ise otomobil ile ilgili özel konular (aracın teknik donanımı ve motor bilgisi) oluşturmaktadır. B sınıfı için pratik eğitimler 12 saat olup, her bir ders saati 45 dakikadır. Bu eğitimlerin 4 saati akan trafikte otoyolda, 5 saati şehiriçi yollarında, 3 saati ise gece eğitimleri şeklindedir. Gece sürücü eğitimleri, mutlaka hava tam olarak karardıktan sonra yapılmaktadır. Otobüs ehliyeti için; daha önce 2 yıllık kamyon veya çekici ehliyeti yok ise pratik eğitim ders saati 60x45 dakikaya kadar arttırılabilmektedir. Motosiklet eğitimindeki teorik derslerin 12 saati temel konuları, 4 saati ise özel konuları içermektedir. Kurslardaki pratik eğitimlerin özel eğitim bulunmamaktadır. 92 alanlarında yapılma zorunluluğu 2.4.3.5. Sürücü Eğitimleri Fransa Trafik kuruluşlarınca nakliye şirketleri, taksi şirketleri, ambulans şirketleri gibi yük ve yolcu taşımacılığı yapan şirketlerle protokoller yapılmakta, şirketlere gidilerek trafik polislerince şoförlere trafik güvenliği ve risk bilgisine yönelik bilgilendirme eğitimleri verilmektedir. İtalya Ticari amaçla yük ve yolcu taşımacılığı yapan taşıt sürücüleri Ulaştırma Bakanlığı’nca düzenlenen 280 saat süreli eğitim almak zorundadırlar. Ayrıca bu sürücüler, her 5 yılda bir olmak üzere 35 saatlik eğitim almak zorundadırlar. Bu eğitimler, Ulaştırma Bakanlığı veya özel sürücü kursları tarafından verilmektedir. Almanya Sürücülerin belirli periyotlarla eğitime tabi tutulması zorunluluğu bulunmamaktadır. 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren otobüs sürücülerine, 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren ise diğer ticari amaçla çalışan ağır taşıt sürücülerine yönelik geliştirme eğitimi programına geçileceği, bu eğitimlerin yetki alan sürücü okullarında veya bu amaçlarla açılan özel kurslarca verileceği belirtilmiştir. Teorik olarak verilecek olan eğitimler 5 yılda bir 35 saat süreli olacak ve sürücüler bu aşamada sağlık kontrolünden de geçirilecektir. Bu konuya ilişkin AB direktifi 15.07.2003 tarih ve 2003/59 EC sayılıdır. Ayrıca, yaşlı insanların bizzat evlerine gidilerek veya belirli yerlerde toplanılarak trafik güvenliği ve karşılaşabilecekleri riskler konusunda bilgilendirmeler de yapılmaktadır. 2.4.3.6. Trafik Polisinin Eğitimi Fransa Trafik personelinin eğitimi amacıyla özel eğitim merkezleri bulunmamaktadır. Polis okullarında bir yıl süre ile verilen genel eğitim içerisinde, temel trafik eğitimi de 93 verilmektedir.Trafik hizmetleri, polis içerisinde ayrı bir hizmet birimi tarafından yürütülmektedir. Trafik polis birimlerine atanan personele, 3 hafta süreyle tecrübeli memurlarca yerinde teorik ve uygulamalı eğitim verilmektedir. Ayrıca, tüm personele mevzuat değişiklikleri ve uygulamaları, radar ve alkolmetre gibi teknik cihazların kullanımı konularında birimlerince hizmet içi geliştirme eğitimleri düzenlenmektedir. Trafik personeli ağır bir suç işlemediği sürece trafik branşından çıkarılmamaktadır. Hizmet gereği veya bazı disiplin suçları nedeniyle başka bir trafik birimine tayin edilebilmektedir. İtalya Üniversite mezunu olan ve devlet memurluğu sınavından belirli bir puanı alanlar; polis memurluğu için 6 ay, orta kademe yöneticilik için 1 yıl ve üst kademe yöneticilik için 2 yıl genel polis eğitimi almaktadırlar. Polislik sınavına müracaat için, adli sicilinin temiz olması ile genel sağlık ve ruhsal bakımdan sorunlu olunmaması gerekmektedir. Polis eğitiminde ağırlıklı olarak hukuk bilgisi, silah ve genel trafik bilgisi dersleri verilmektedir. Okuldan mezun olanlar değişik birimlerde görevlendirilmekte, mevzuat ve uygulamalarla ilgili yenilikler hakkında yıl içerisinde geliştirme eğitimleri düzenlenmektedir. Ayrıca, meslek içerisinde değişik kurslara alınarak kariyerlerini geliştirebilmektedir. Trafik birimlerine atananlar ayrıca hizmet içi trafik eğitimine tabi tutulmakta ve hizmet içerisinde uzmanlaşmaktadır. Trafik polislerinin eğitimi 2002 yılında açılan müstakil bir okul tarafından verilmektedir. Devlet polisi, tren polisi ve sınır polisine de trafikle ilgili konularda bu okulda eğitim verilmektedir. Eğitimler müdür, müdür yardımcısı, orta kademe yöneticisi ve memurlar olmak üzere dört kademede verilmektedir. Eğitimler; 45 günü teorik, 45 günü de uygulamalı olmak üzere 90 gün sürmektedir. 94 Eğitim konuları arasında mevzuat ve güncel gelişmeler, tehlikeli madde taşımacılığı, polis çalışma stratejileri ile birimler arasındaki koordinasyon işlemleri yer almaktadır. Ayrıca motosiklet eğitimleri ile üç büyük ilde kurulu bulunan ve motorize ekiplerden oluşan “Hızlı Müdahale Timleri”nin eğitimleri de bu okulda yapılmaktadır. Trafik personelinin meslek içi ve uzmanlık eğitimleri il içerisinde kısa süreli eğitimler şeklinde de yapılmaktadır. Trafik polislerine ilk yardım kursu verilmekle birlikte, mecbur kalınmadıkça yaralılara müdahale edilmemektedir. Almanya Doğrudan trafik polisi yetiştiren bir okul bulunmayıp, genel polis eğitimi aldıktan sonra trafik birimlerine atananlar burada hizmet içi eğitime tabi tutulmaktadır. 2.4.3.7. Almanya’da İlk Kademe Polis Memuru Eğitimleri Polis adayı olabilmek için en az 16 yaşında olunması zorunludur. Orta kademe öğrenimini bitirenler başvurabilmekte olup, son zamanlarda lise mezunlarının alındığı belirtilmiştir. Temel eğitim 3 kısımdan oluşmakta ve 2,5 yıl sürmektedir. 12 ay süreli birinci kısımda; teorik temel bilgiler verilmektedir. Dersler arasında trafik hukuku dersi de bulunmaktadır. 12 ay süreli ikinci kısımda; temel bilgilerin yanında araçların tescili, trafik kazalarına müdahale, araç tekniği, rapor tutma gibi daha belirgin eğitimlere yer verilmektedir. Bu kısmın sonunda 20 dakikalık sözlü sınav yapılmaktadır. İkinci kısmın sonunda 6 aylık bir staj dönemi (üçüncü kısım) bulunmakta olup, bu dönemde olaylara müdahale etmeksizin bir görevli yanında gözlemde bulunulmaktadır. Her kısmın sonunda tüm derslerle ilgili genel bir sınavla birlikte, ayrıca 180 dakikalık trafikle ilgili konuları kapsayan yazılı bir sınav yapılmaktadır. 2.4.3.8. Almanya’da Orta Kademe Yönetici Eğitimi Meslek yüksek okulu niteliğinde bir eğitimdir. Lise mezunları ile orta kademe eğitimi almış ve en az 6 yıl görev yapmış sicili temiz olan polis memurları müracaat edebilmektedir. Polis okulundan pekiyi ve iyi derece ile mezun olmuş olanlar 4. yılın sonunda müracaat edebilmektedir. Toplam eğitim süresi 3 yıl (6 sömestr) olup, 2. ve 95 5. sömestrde pratik eğitim almaktadırlar. Genel trafik yönetimi, kriz anında taktik müdahale gibi konularda eğitimler verilmektedir. Her sömestr sonunda sınava girilmekte, ayrıca okuldan mezun olmak için 4–5 saat süren yazılı sınava girmek ve başarılı olmak zorundadırlar. 2.4.3.9. Almanya’da Üst Kademe Yönetici Eğitimi Orta kademe yönetici eğitimindeki not ortalaması iyi veya pekiyi olanlar 4 yıl, orta olanlar 6 yıl sonra üst kademe yönetici eğitimine müracaat edebilmektedirler. 40 yaşını doldurmuş olanlar müracaat edememektedir. Mastır programı gibi 2 yıl süreli olarak düzenlenmektedir. Orta kademe yönetici eğitimi alanlar devam edebilmektedir. Büyük olaylara, çok ciddi ve büyük trafik kazalarına müdahale yöntemleri öğretilmektedir. Adaylar yazılı ve mülakat sınavına alınmaktadır. 2.4.3.10. Almanya’da Meslek İçi Eğitim Berlin eyalet polisi bünyesinde talepler doğrultusunda eğitimleri düzenleyen bir eğitim merkezi bulunmaktadır. Bu merkezdeki verilen eğitimlerin süresi konusuna göre bir gün ile bir hafta arasında değişmekte olup, trafikle ilgili eğitim konuları ağırlıklı olarak; Alkol ve uyuşturucu etkisinde araç kullananların tespiti, Araçların teknik denetimi, Sürücülerin çalışma ve dinlenme sürelerinin denetimi, Yükleme kuralları ve tonaj denetimi, Kaza yeri inceleme ve delil toplama eğitimidir. Trafik polisi, asayiş polisi gibi branş uygulaması bulunmamaktadır. Polisler bütün birimlerde çalışabilmektedir. Yeni mezun polisler ilk atamada trafik birimlerine atanmamakta, diğer birimlerde belirli bir süre çalıştıktan sonra trafik birimlerine ataması yapılmaktadır. Trafik polisi olabilmek için 25 yaşının doldurulması gerekmektedir. Trafik polis birimlerinde çalışmak isteyenler, ayrı bir eğitim merkezinde 12 haftalık özel bir eğitime tabi tutulmaktadır. İlk üç haftanın sonunda bir sınav 96 yapılmakta, sınavı başarı ile geçenler eğitime devam etmekte, başarılı olamayanlar ise kadrolarına geri gönderilmektedir. Polis memurları yanında orta kademe amirlerin de katılabildiği bu eğitimlerde herkese aynı eğitim verilmektedir. İlk 3 haftalık genel bilgilendirme eğitimi sonunda, alkol ve uyuşturucu kontrol ve tespit yöntemleri, tehlikeli madde taşıyan araçların denetimi, kamyon çekici gibi ağır vasıtaların denetimi, motosiklet kullanımında dikkat edilecek hususlar, radarla hız denetimi gibi belirli konular üzerinde eğitimler verilmektedir. Eğitimler haftada 5 gün teorik 2 gün uygulamalı şekilde yapılmaktadır. Eğitimler sonunda 4 saatlik bir yazılı sınav yapılmaktadır. Sınavda 5 üzerinden 3,25 puanın altında not alanlar sözlü sınava alınmakta ve sözlü sınavı geçenler eğitimi başarmış sayılmaktadır. 3,25 puanın üzerinde not alanlar da zorunlu olmamakla birlikte notlarını yükseltmek için sözlüye girebilmektedirler. Bu kursu bitirenler sadece denetim hizmetlerinde görev yapmakta ve hafif hasarlı trafik kazalarına müdahale edebilmektedirler. Ağır yaralanmalı ve ölümlü trafik kazalarına müdahale edebilmek için 7 haftalık kaza inceleme eğitimi alınması gerekmektedir. Bu çeşit trafik kazalarına özel donanımlı ve içerisinde özel nitelikli teçhizat ve gereçler bulunan araçlarla müdahale edilmektedir. 12 ve 7 hafta süren bu eğitimler eyalet eğitim merkezlerinde yapılmaktadır. Yaşlılara trafik güvenliği konusunda danışmanlık için trafik birimlerinde çalışanlara özel eğitimler de verilmektedir. Bunlar yaşlılara trafikte risk bilgisine yönelik eğitimler vermektedirler. 2.5. Sürücü Olabilme Şartları, Sürücü Kursları, Sürücü Sınavları Ve Sınav Yapıcılar 2.5.1. Sürücü Olabilme Şartları Fransa Orta öğretimde (14 yaşını dolduran) polis tarafından teorik ve pratik eğitime tabi tutulanlardan sertifika almaya hak kazananlar, 50 cc.’den küçük motorlu bisikletleri kullanabilmektedir. 16 yaşını dolduranlar sürücü kurslarında teorik ve pratik eğitime tabi tutularak 125 cc.’ye kadar motosikletleri kullanmak üzere A sınıfı sürücü belgesi alabilmektedirler. A, B ve C sınıfı için 18; D sınıfı için 21 yaşında olmak şartı bulunmaktadır. Sürücü adaylarında AB’nin 91/439/EC sayılı Direktifinde belirtilen sağlık şartları aranmaktadır. Sürücü adayları için psikoteknik değerlendirme şartı bulunmamaktadır. 97 İtalya A, B ve C sınıfı için 18; D sınıfı için 21 yaşında olmak şartı bulunmaktadır. Sürücü adaylarında AB’nin 91/439/EC sayılı Direktifinde belirtilen sağlık şartları aranmaktadır. Mafya, terör, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi suçlardan hükümlülük kaydı bulunanlara sürücü belgesi verilmemektedir. Almanya Motosiklet hariç sürücü belgesi alabilmek için, 18 yaşının doldurulması gerekmektedir. Bazı eyaletlerde, 17 yaşını dolduranlar da B sınıfı sürücü belgesi alabilmekte, ancak bunların 18 yaşını dolduruncaya kadar beyan ettikleri bir yakınlarının araç kullanırken yanlarında bulunması şartı aranmaktadır. Bu durumdaki sürücülerin yanlarında bulunması gereken kişilerin; en az 30 yaşında olması, 5 yıllık sürücü belgelerinin bulunması ve 3 ceza puanından fazla puanlarının olmaması gerekmektedir. Bu uygulamanın araştırma aşamasında olduğu, sonucunda düzenlenecek raporun olumlu olması halinde kanunlaştırma çalışması yapılacağı belirtilmiştir. Sürücü adaylarında ruh sağlığı, beden sağlığı, ilgili organların araç kullanmaya uygunluğu ile alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı olmaması şartları aranmaktadır. Sürücü belgesinin geçici olarak geri alınmasından sonra, belgenin yeniden alınması aşamasında sağlık şartlarına uygunluk daha detaylı olarak incelenmektedir. Adaylık süresi içerisinde sürücülerin sağlık durumları da izlenmektedir. Sürücü adayları için psikoteknik muayene uygulaması bulunmamaktadır. Sürücü kurslarında dersler, teorik ve pratik olmak üzere iki aşamada verilmektedir. Teorik dersler temel ve özel konular olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kursiyerler isteğe bağlı olarak pratik ve teorik dersleri bir arada alabilmektedir. Ülke genelinde 4.000 sürücü kursunda 30.000 öğretmen görev yapmakta ve “B” sınıfı sürücü belgesi için yılda 800.000 kişiye eğitim verilmektedir. Sürücü adaylarının ilk müracaatında, sürücü kursları danışmanlık hizmeti vermektedir. Kurs kayıt belgesi doldurularak yerel yönetim bünyesindeki büroya müracaat edilmektedir. Bu büro tarafından kişiye ilişkin araştırmalar (gençlerin kişiliği, o güne kadar yol kullanıcısı olarak karıştığı herhangi bir trafik olayı olup olmadığı gibi) yapılırken, 98 sürücü adayı sürücü kursundaki derslere devam etmektedir. İlgili araştırma bürosundan sürücü belgesi alabileceğine yönelik olumlu cevap verilmesi üzerine, kişiye ait bilgiler Federal Belge Basım Birimine ve sınavları yapacak olan TÜV ve DEKRA kuruluşlarına gönderilmektedir. Kursiyer teorik ve uygulamalı derslerin eğitimini tamamladıktan sonra sınavlara katılabilmektedir. 2.5.2. Sürücü Kursları Fransa Sürücü kurslarının açılma izni ve denetimleri valiliklerce yürütülmektedir. Sürücü kursu açmak isteyen kişinin sabıka kaydının bulunmaması, en az iki yıllık sürücü belgesinin bulunması, aynı zamanda eğiticilik yapacak ise 25 haftalık eğitim sonucunda başarılı olduğunu belgelemesi gerekmektedir. Sürücü kurslarının açılmasında sayı sınırlaması bulunmamaktadır. Paris’te 250 civarında sürücü kursu bunmaktadır. Bir sürücü kursu için bina standardı olarak en az 25 m 2’lik bir sınıf zorunluluğu bulunmaktadır. Sürücü kurslarında trafik güvenliği ve risk bilgisi ile çevre bilgisi eğitimi verilmekte, ilk yardım ve motor dersleri müstakil olarak verilmemekte ve bunlara yönelik derslik bulunmamaktadır. Sürücü kurslarında sürücü adaylarına teorik ve uygulamalı eğitimler verilmektedir. Kursiyerin 20 saatlik zorunlu uygulamalı direksiyon eğitimi dışında ne kadar direksiyon eğitimi alacağı ve sınava ne zaman girebileceği direksiyon usta eğiticisi tarafından belirlenmektedir. Kursiyerin uygulamalı direksiyon eğitim dersleri kursiyerin bilgisi esas alınarak mahalle aralarından başlamak üzere, ana cadde, bulvar ve otoyollarda gece ve gündüz olarak verilmektedir. Sürücü kursları için direksiyon eğitim alanı zorunluluğu bulunmamaktadır. Kursiyerlerin uygulamalı eğitimlerinde çift pedallı araçlar kullanılmakta olup, bu araçların sürücü kurslarının öz malı olma şartı aranmaktadır. Ancak ağır vasıta araçlar beş sürücü kursu tarafından ortak alınıp kullanılabilmektedir. Sürücü kurslarında eğitici olarak çalışacakların, 25 haftalık özel bir eğitim almaları zorunluluğu bulunmaktadır. 99 İtalya Sürücü kursları bulunmakla birlikte, sürücü kursuna gitme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bir sürücü kursu için bina standardı olarak en az bir sınıf ve bir idari bölüm odası şartı aranmaktadır. Direksiyon eğitim alanı zorunluluğu bulunmamakta, A2 ve B sınıfı araçlar için demirbaş zorunluluğu olup, diğer sertifika sınıfları (kamyon, çekici, otobüs) için maksimum 5 kurs bir araya gelerek müşterek olarak aldıkları araçları kullanabilmektedir. Almanya Sürücü kursları tüzel kişiliğe sahip birer işletme niteliğindedir. Sürücü kursu sahibi öğretici olarak görev yapmıyor ise sadece kurumun finansmanıyla ilgili işlemlerinden sorumlu tutulmakta, eğitimden ise kurumdaki öğreticiler sorumlu olmaktadır. Sürücü kursunda idari hizmetler odası, trafik dersliği (en az 25 m 2; 5 m2’si öğretmen için, 20 m2’si öğrenciler için, 1,5 m2’ye bir öğrenci düşecek şekilde kontenjan belirlenmektedir) ve bir tuvalet bulunması gerekmektedir. Sürücü adaylarının eğitiminde kullanılan motosiklet ve otomobillerin sürücü kursunun öz malı olma zorunluluğu bulunmakta olup, kamyon, tır ve otobüsler ise kiralanabilmektedir. Eğitim araçlarında çifte fren ve debriyaj sistemi bulunmakta ve aracın tavanında ışıklı sürücü okulu işareti ve kapılarında sürücü okulunun adı yazmaktadır. Derslikte tahta, sıra, masa, sunum cihazı, TV, bilgisayar, trafik işaretleri ve mevzuatla ilgili kitaplar bulunmaktadır. Kurs, ilk yardım dersi verme iznine sahip ise ilk yardım malzemesi zorunluluğu bulunmaktadır. Kurslarda motor laboratuarı veya simülatör bulundurma zorunluluğu yoktur. Sürücü adaylarının pratik eğitimi amacı ile eğitim alanı mecburiyeti bulunmamaktadır. Sürücü okullarındaki eğitim, sürücü sınavları ve araçların teknik denetimleri Ulaştırma Bakanlığı’nın denetiminde Üst Yönetim ve Denetim Komisyonu tarafından yapılmaktadır. Bu komisyon yılda iki defa toplanmakta olup, sürücü eğitmenleri derneği temsilcisi, sürücü kursları kurucuları derneği temsilcisi, eyalet temsilcisi, silahlı kuvvetler temsilcisi ve araç teknik denetimini yapan TÜV ve DEKRA 100 kuruluşlarının temsilcilerinden oluşmaktadır. Denetimler periyodik olarak iki yılda bir yapılmakta, belediyece yapılan denetimler eğitim konularını, maliye yetkililerince yapılan denetimler ise mali konuları içermektedir. Belediyece yapılan denetimler sonucunda eğitim ve öğretimle ilgili hususlarda eksiklik tespit edilmesi halinde, kurumlar ikaz edilmektedir. Eksikliklerin giderilmemesi veya tekrarı halinde, kurum geçici veya sürekli olarak kapatılabildiği gibi eğiticilerin yetkileri iptal edilebilmektedir. Sürücü kursu ücretleri kurslar tarafından serbest şekilde belirlenmektedir. Kursiyerler kayıt için 40 Euro vermekte ve kurs ücreti ortalama 1500–1800 Euro arasında değişmektedir. Teorik sınav için, sınav yapan idareye 20 Euro ödenmekte, uygulamalı sınav için TÜV veya DEKRA’ya 85 Euro, sürücü kursuna da 85 Euro araç ücreti verilmektedir. Direksiyon çalışmalarında sürücü kursuna otoban için 150 Euro, şehir içi yollar için 150 Euro ve gece çalışmaları için 85 Euro ödenmektedir. Ehliyet sınıfı yükseltmelerde; kursa kayıt için 40 Euro, 80 dakikalık direksiyon eğitimi için 45 Euro, uygulama sınavı için sınav merkezine 85 Euro ödemektedir. Sürücü kurslarına devam edip sürücü belgelerini almış olanlar, ilk 6 aydan sonra eksikliklerini gidermek ve daha güvenli araç kullanmak için isteğe bağlı olarak eğitim alabilmektedir. 8 yıllık sürücü belgesi olup hiç araç kullanmamış olanlar, gönüllü olarak geliştirme eğitimlerine katılabilmektedirler. Finlandiya, Avusturya, Lüksemburg, Estonya ve İsviçre’de zorunlu olan bu geliştirme eğitimlerinin, Almanya’da da zorunlu hale getirilmesinin düşünüldüğü ifade edilmiştir. 2.5.3. Sürücü Kursu Eğitimciliği Almanya Sürücü kursu eğitimciliği müstakil bir meslek olarak kabul edilmektedir. Sürücü kurs eğiticilerinin; 22 yaşını doldurmuş olması, beden ve ruh sağlığı yönünden uygun olduğuna dair sağlık raporu bulunması, en az lise mezunu olması, en az 3 yıllık A, BE veya CE sınıfı sürücü belgesi (Otobüs için DE sınıfı) sahibi olması, ceza puanı olmaması ve son 5 yıl içerisinde en az 3 yıl aktif olarak araç kullanmış olması gerekmektedir. Aktif sürücülük, kişinin araç sahibi olması veya herhangi bir yakınının aracını kullandığına dair vekâletinin bulunması anlamına gelmektedir. Kurs süresi 6 101 ay olup, bu süre içerisinde 770x45 dakika eğitim verilmektedir. Bu eğitimde 350 saat trafik güvenliği ve sürücü davranışları, 70 saat trafik mevzuatı, 100 saat çevre ve araç tekniği, 15 saat direksiyon, 235 saat ise trafik pedagojisi dersi verilmektedir. Bu eğitimler sonucunda kursiyerler 1 saat direksiyon, 5 saat yazılı ve 30 dakika süreyle de sözlü sınava tabi tutulmaktadır. Yazılı sınavların 1 saati trafik pedagojisi, 1 saati araç tekniği, 2 saati trafik güvenliği ve sürücü davranışları ve 1 saati diğer konulardır. Sınavlarda başarılı olunması halinde 4,5 ay süreyle aday eğitimci olarak yetkilendirilmektedir. En az dört ay en çok iki yıl içerisinde asil eğitim sınavına girilmektedir. Bu sürenin birinci aşamasında izleyici olarak ders ortamında bulunulmakta, ikinci aşamasında denetleyici bir öğretmenin yanında ders anlatmakta, üçüncü aşamasında ise doğrudan kendisi ders vermektedir. 4,5 ay sonunda gerçek ders ortamında uygulamalı ve pratik olarak 45’er dakikalık eğitim verdikten sonra, başarılı olması halinde sertifikalandırılarak sürekli eğitimci statüsünü kazanmaktadır. Eğitimcilerin, ayrıca her 4 yılda bir 3 gün süreli geliştirme eğitimlerine katılmaları gerekmektedir. 2.5.4. Sürücü Adaylarının Sınavları Fransa Sınavlar valiliklerde sınav yapıcılar tarafından yapılmaktadır. Direksiyon sınavında 3 defa başarısız olanların, sürücü kursuna müracaat ederek uygulamalı eğitim alması gerekmektedir. Bir saat süreli teorik sınavlar 40 soru üzerinden çoktan seçmeli olarak yapılmakta ve en az 35 soruya doğru cevap verilmesi gerekmektedir. Direksiyon uygulama sınavı ise 35 dakika olarak şehir içi ve şehir dışı yollarda yapılmaktadır. İtalya Sürücü adaylarının sınavları, teorik ve uygulamalı olmak üzere Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Sivil Motorizasyon Başkanlığı bünyesindeki bir komisyon tarafından yapılmaktadır. Sürücü adayı tarafından istenilmesi halinde sürücü kurslarında da sınav yapılmakta olup, bu sınavlarda Ulaştırma Bakanlığı’ndan bir temsilci de bulunmaktadır. 102 Almanya Sürücü adaylarının sınavları, Motorlu Araçlar Bilirkişi Kanunu’na göre yapılmaktadır. Teorik sınavlar; toplam 110 puan değerindeki 30 soru üzerinden bilgisayar ortamında yapılmakta ve kursiyere 10 puanlık hata payı verilmektedir. Soruların puanlaması 5, 4, 3 ve 2 şeklinde olup, aday 2 adet 5 puanlık soruyu yanlış yaparsa sınavda başarısız sayılmaktadır. Sorular 3’er şıklı olup, şıklardan herhangi biri doğru olmayabileceği gibi biri, ikisi veya üçü de doğru olabilmektedir. Bir yılda en fazla 6 kez teorik sınava girme hakkı bulunmakta ve teorik sınavda başarılı olanların bir yılda en fazla 6 kez pratik sınava girme hakkı bulunmaktadır. Araç Türü Otomobil Motosiklet Teorik sınav Pratik sınav Bilgisayar ortamında 30 soru 45 dakika (zaman sınırı yok) Bilgisayar ortamında 30 soru 60 dakika (zaman sınırı yok) 75 dakika, Kamyon, Çekici Bilgisayar ortamında 30 soru Römork varsa + 75 (zaman sınırı yok) Otobüs dakika Bilgisayar ortamında 30 soru 75 dakika (zaman sınırı yok) Sınavlar şehir içi, şehirlerarası ve otoyollarda akan trafikte yapılmaktadır. Motosiklet sınavlarının riskinin fazla olması sebebiyle, trafik yoğunluğunun az olduğu yerlerde yapılmaktadır. Yılda yaklaşık yapılmaktadır. 103 1,9 milyon sürücü adayının sınavı 2.5.5. Sınav Yapıcılar Fransa Sınav yapıcısı olabilmek için; En az lise mezunu ve 21 yaşının doldurulmuş olunması, En az iki yıllık B sınıfı sürücü belgesine sahip olunması, Adli ve trafik sicilinin temiz olması, Ulaştırma Bakanlığı’nca düzenlenen 15 haftalık eğitim sonucunda başarılı olunması gerekmektedir. İtalya Sınav yapıcısı olmak için Ulaştırma Bakanlığı’nca açılan eğitim programlarına katılmak ve eğitim sonucunda yapılan sınavlarda başarılı olmak gerekmektedir. Almanya Sürücü adaylarının sınavları TÜV ve DEKRA bünyesinde görevli 1000 civarındaki sınav yapıcılar tarafından yapılmaktadır. Sınav yapıcıların, teknik eğitim veren 3 yıllık meslek yüksek okulu veya üniversitelerin mühendislik bölümlerinden mezun olmaları, A, B veya C sınıfı sürücü belgesi sahibi olmaları, otobüs sürücü belgesi sınavı yapacaklar için ise D sınıfı sürücü belgesine sahip olmaları gerekmektedir. Şartlara haiz olanlar, TÜV ve DEKRA bünyesinde 6 aylık temel eğitim aldıktan sonra, Ulaştırma Bakanlığı’nca yapılan sınavlarda başarılı olmaları halinde sınav yapıcısı olmaktadırlar. 2.6. Stajyer Sürücü Uygulaması Fransa Adaylık süresi 2 yıl olup, 01.01.2009 tarihinden itibaren 3 yıla çıkarılması öngörülmüştür. Yeni uygulamaya göre; başlangıçta aday sürücüye 6 puan verilmekte, herhangi bir puan düşümü olmadığı takdirde her yıl ikişer puan alınarak 3 yılın sonunda 12 puana ulaşılmaktadır. Adaylık süresi içerisinde ceza puanı alınması durumunda; kural ihlalinde bulunmaksızın yılda 2’şer puan alınarak 12’ye 104 çıkarılıncaya kadar aday sürücülük devam etmektedir. Bu durumda adaylık süresi 3 yılın üzerine çıkabilmektedir.Adaylık süresince en az iki yıllık B sınıfı sürücü belgesi olan bir sürücü yanında bulunmak şartıyla 3.000 km yol yaptığının belgelenmesi ve ceza puanı alınmaması halinde her yıl için 3 puan kazanılarak adaylık süresi 2 yıla düşürülebilmektedir. Sürücü belgesi aldıktan sonra, sürücüler herhangi bir periyodik eğitime tabi tutulmamaktadır. İtalya Stajyer sürücü uygulaması mevcut değildir. Almanya İki yıl süreli aday sürücülük uygulaması bulunmaktadır. Sürücülere adaylık süresince bazı kısıtlamalar getirilmiştir. Sürücülere 0,5 promile kadar alkol toleransı tanınmakta iken, aday sürücülere bu tolerans tanınmamaktadır. 0,5 promile kadar alkollü olarak araç kullanan aday sürücülere para cezası uygulanmakta, ayrıca sürücü kurslarında ücreti karşılığında sürücü davranışlarını geliştirme eğitimlerine tabi tutulmakta ve adaylık süresi iki yıl süreyle uzatılmaktadır. Ayrıca, uyuşturucu madde etkisinde veya 0,5 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen aday sürücülerin sürücü belgeleri iptal edilmektedir. 2.7. Ülkemizdeki Trafik Kazalarının Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması Gelişmiş ülkeler ile ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler arasında trafik ve trafik kazaları bakımından önemli farklılıklar bulunmaktadır. Gelişmiş ülkeler trafik güvenliğini bir bütün olarak ele almakta ve bu bütünü oluşturan elemanların özelliklerini ortaya koyabilmek için çok büyük finansal kaynaklar ayırmaktadır. Ayrılan bu kaynakları kullanırken, öncelikler ve uygulamalar sırasını ise kapsamlı araştırmalar neticesinde belirlemekte ve trafik güvenliğinin ayrıntılarda gizli olduğu görüşünden hareket ederek, bu doğrultuda düzenlemeler yapabilmektedir. Ancak gelişmekte olan ülkemizde trafik güvenliği için ayrılabilen sınırlı kaynaklar, gereklilikler ve öncelikler sıralaması yeterince bilinmeden tüketilmektedir. Bunun yanında, sosyal, fiziksel ve kültürel şartlar genelde çok farklıdır. Gelişmiş ülkelerde uygulanan, başarılı sayılan, tedbir ve yöntemler ülkeler arası farklılıklar göz 105 önüne alınmadan, bir başka ifade ile “uyarlama” yapılmadan uygulamaya konmaktadır ki bu durum, alınan önlemlerin etkinliğini önemli ölçüde azaltmakta ve başarıyı geciktirmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin genel anlamda trafik güvenliğini sağlamada daha başarılı olabilmesi ve gelişmiş ülkeler tarafından uygun, yararlı ve gerekli olduğu anlaşılan çözümlerden yararlanmaları için, kendilerine özgü şartları itinayla belirlemeleri gerekmektedir. Çünkü bu haliyle bütüncül, radikal ve yerel olmayan önlemler ile sonuca ulaşma yolunda istenilen “güvenilirlik” noktasına gelmek pek mümkün gözükmemektedir [32]. Türkiye’deki kaza, yaralı, ölü sayısı ile maddi zarar miktarına bakıldığında gelişmiş ülkelerdeki sayıların çok üzerinde olduğu görülecektir. 100 Milyon taşıt.km başına düşen ölü sayısı açısından gelişmiş ülkeler ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında ölüm oranları Türkiye’de 7–8 kat daha fazladır [32]. Ulaşım ve trafik sorunları Türkiye’de pek çok kurum ve kuruluş tarafından ele alınmakta, ancak toplum olarak konuya gerektiği şekilde önem verilmediğinden istenen neticeye varılamamaktadır. Türkiye’de araç sayısı hızla artmasına rağmen Avrupa ülkelerinin araç sayısının gerisindedir, fakat trafik sıkışıklığı ve kazalar açısından Avrupa ülkelerinin önünde bulunulmaktadır. Birçok şehirde görülen trafik sıkışıklığı ve trafik kazaları, metodolojik ulaşım planlarının olmaması, buna bağlı olarak trafik mühendisliği gereklerinin yerine getirilememesi ve trafik yönetiminin yetersizliği sonucudur [33]. Karayolu lehine gerçekleşen, ulaşım kapasitesinin üzerinde yüklenen, geometrik ve fiziki standartları istenen düzeyde olmayan karayolları üzerinde trafik güvenliğinin azalması, kazaların hızla artmasına neden olmuştur. Çizelge 2.2’de çeşitli ülkeler ile Türkiye trafik verilerinin karşılaştırılması verilmiştir. 106 Çizelge 2.2. Çeşitli ülkeler ile Türkiye trafik verilerinin karşılaştırılması [11]. Ülke Kaza.Sayısı (ölümlü ve yaralanmalı) Ölü Sayısı Araç Sayısı (x1000) ALMANYA 49.921 310.806 4.152 AVUSTURYA 5.442 37.925 633 FRANSA 40.967 72.315 4.273 POLONYA 21.195 44.196 4.572 ÇEK CUMHURİYETİ 5.960 21.706 901 FİNLANDİYA 3.264 6.414 279 HOLLANDA 9.185 6.927 720 İSPANYA 32.348 88.251 2.714 İSVEÇ 5.196 17.858 358 PORTEKİZ 5.919 35.484 737 NORVEÇ 3.162 6.922 212 İNGİLTERE 33.653 164.000 2.222 SLOVENYA 1.245 8.589 171 AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE OLAN (13 ADET ) ÜLKELERİN ORTALAMASI TÜRKİYE 131.845 3.835 16.089 İSVİÇRE 4.999 20.506 349 KORE 19.146 231.990 5.838 KANADA 20.490 125.203 2.209 JAPONYA 78.693 736.688 5.772 YENİ ZELLANDA 3.198 11.125 385 Nüfus Sayısı (x1000) 1 000 Kişiye Düşen Araç Sayısı 81.729 8.420 65.822 38.092 10.542 5.394 16.715 46.162 9.471 10.556 4.977 62.300 2.055 611 646 622 556 565 605 550 701 549 561 635 540 606 596 215 635 397 594 616 724 74.724 7.870 48.219 34.483 127.720 4.419 100.000.Araca Düşen 100.000.Nüfusa Düşen Ölü Sayısı Ölü Sayısı 8 12 10 22 15 9 8 8 7 12 7 7 14 11 24 7 30 11 7 12 5,1 7,5 6,5 12,0 8,5 5,2 4,3 5,9 3,8 7,0 4,3 3,6 8,3 6,3 5,1 4,4 12,1 6,4 4,5 8,7 104 Çizelge 2.2’de görüldüğü gibi, Türkiye’den (2011 sonu itibarı ile) 75,561,312) fazla nüfusa sahip olan Almanya’da (2011 sonu itibariyle tahminen 81.729.000) taşıt sayısı Türkiye’dekinin yaklaşık olarak 4,2 katı olmasına karşın, kaza ve araç başına ölü sayısı Türkiye’nin yaklaşık 1/4’ü kadar, yaralı sayısı ise yaklaşık 1/3’ü kadardır. Türkiye nüfusunun yaklaşık 1,8 katı nüfusa sahip olan Japonya’da ise araç başına ölü sayısı Türkiye’nin yaklaşık 1/4’ü kadardır. Şekil 2.1’de Türkiye ile bazı ülkelerde nüfusun araç sayısına oranı verilmiştir. 25 20 Araç Sayısı Nüfus Sayısı 15 10 5 0 ALMANYA FRANSA POLONYA İNGİLTERE TÜRKİYE Şekil 2.1. Türkiye ile bazı ülkelerdeki nüfus başına düşen araç sayısı Şekil 2.1 ‘de nüfusa göre araç sayısının en fazla olduğu ülke Almanya, en az olduğu ülke Türkiye ve Polonya olarak gözükmektedir. Diğer ülkelerde kayıtlı araç sayısı fazla olmasına rağmen, kaza ve ölüm oranları azdır. Bu değerler ise Türkiye’de tam tersine olup, kaza ve ölüm oranları daha yüksektir. 100 milyon araç.kilometre başına kazalardaki ölüm sayısı İngiltere’de 7, Almanya’da 8 iken, bu sayı Türkiye’de 24’dür. Bu durum da gösteriyor ki, Türkiye’de karayolu trafiğinde oldukça düşündürücü ve ürkütücü sorunlar vardır. Bu da Türkiye’de trafik sorununun sistemli bir biçimde ele alınmasını ve çözüm yollarının araştırılmasını gerektirmektedir. 108 Şekil 2.2’de ise 100.000 nüfus ve 100.000 araç başına düşen ölü sayısı verilmiştir. 100.000 araca düşen ölü sayısı 25 100.000 Nufusa düşen ölü sayısı 20 15 10 5 0 ALMANYA FRANSA POLONYA İNGİLTERE TÜRKİYE Şekil 2.2. 100 000 nüfus ve 100 000 araç başına düşen ölü sayısı Şekil 2.2’de görülen 100 000 araç başına düşen ölü sayısı Almanya ve İngiltere’de en az düzeyde iken en yüksek oran Türkiye’de gözükmekte daha sonra ise Polonya gelmektedir. Türkiye trafiğindeki aksaklıkların tespit edilmesinde trafik kaza analizlerinin göz önüne alınması fayda sağlayacaktır. Özellikle kaza veya kazaya neden olan faktörler tespit edilerek, trafik kaza analizleri yapılmalıdır. Kazaların gerçek nedenleri tespit edilerek bu aksaklıkları ortadan kaldırmak için gerekli önlemler alınmalıdır. Kaza analizlerinin çeşitli faktörlere göre ve ayrıntılı olarak düzenlenmesi, kazaların önlenmesinde ve düzeltici işlemlerin yapılmasında vakit kaybetmeksizin ihtiyaç duyulan bilgilerin tespit edilmesini sağlayacaktır. 109 2.8. Trafik Kazalarını Etkileyen Faktörler Çizelge 2.3’de, trafik kazalarını etkileyen faktörlerden olan sürücü, yolcu, yaya, araç ve yol kusurlarının 2011 yılı itibariyle oranı verilmiştir. Çizelge 2.3. - 2011 Yılında Kazaları Etkileyen Kusurların Oranları [4]. KAZA FAKTÖRLERİ Sürücü Yaya Araç Yol Yolcu TOPLAM YERLEŞİM YERİ Kusur Sayısı 95.069 13.618 130 370 370 109.557 % 86.78 12.43 0.12 0.34 0.34 100.00 YERLEŞİM YERİ DIŞI Kusur Sayısı 24.564 662 243 291 66 25.827 % 95.11 2.56 0.94 1.13 0.26 100.00 TOPLAM Kusur Sayısı % 119.634 88.37 14.280 10.55 373 0.28 661 0.49 436 0.32 135.384 100.00 Not : Sadece EGM Bölgesinde meydan gelen kazalara göre düzenlenmiĢtir. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü) *2008 Yılından itibaren yapılan yasal düzenleme ile maddi hasarlı trafik kazalarında taraflar anlaşarak kendi aralarında tutanak tanzim ettiklerinden dolayı maddi hasarlı trafik kazaları sayıları dahil edilmemiştir Çizelge 2.3’de de görüldüğü gibi en yüksek kusur oranını %88.37’lik oranla sürücü, daha sonra ise %10.55 ile yayalar meydana getirmektedir. 2.8.1. Sürücü Faktörü İnsan, taşıt ve yol bir kazayı oluşturan üç temel faktördür. İnsan faktörü ise kazada etkili esas öğedir. İnsan; sürücü, yolcu ve yaya olarak kazaya karışabilir. Sürücü sıfatıyla göstermiş olduğu hata oranı yolcu ve yaya unsuruna göre fazladır. Trafik kazalarının nedenlerinin açıklanmasında araştırmacılar, özellikle insan sürücü unsurunu ve insanların yaşadığı sosyal çevreyi ve toplum yapısını incelemektedir. Kazaların oluşumunda insan faktörünün etkisi taşıt ve yol faktörlerine oranla oldukça fazladır. Sürücünün yaş ve cinsiyetine paralel olarak fiziki yapısı, görme, işitme, intikal reaksiyon yetenekleri kazaya karışmada rolü olan başlıca etkenlerdir. 110 Geçici fiziksel değişiklikler, yorgunluk, psikolojik durum, hastalık, zihinsel dağınıklık ve alkollü olma vb. hususlar, refleksi yavaşlatır, intikal-reaksiyon süresini uzatır, dolayısıyla kazalara karışma ihtimalini arttırabilir [34]. Sürücü hatalarını azaltmak için sürücülerin çoğunlukla yaptıkları hatalar incelenmeli ve bu hataların tekrarlanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Örneğin şehir içinde bulunan yolcu indirme bindirme duraklarının neden olduğu genellikle maddi hasarlı kazalar herkesçe bilinmektedir. Bu konu ile ilgili olarak düzenli bir durak planlaması yapılmalı ve duraklara girilirken şerit daraltma ve genişletme sistemlerine başvurularak, durağa giren ve çıkan araçların trafiği daha az tehlikeye sokmaları sağlanmalıdır. Bir diğer örnek ise, kırmızı ışık ihlalleri olabilir. Kırmızı ışık ihlalleri maddi hasarlı olduğu gibi ölümlü ve yaralamalı kazalara da sebep olmaktadır. Bunu engellemek amacıyla sinyalizasyon noktasından önce sürücülerin bu noktayı fark edebilecekleri işaretlendirmeler veya caydırıcı işaret ve sinyaller yapılmalıdır. Sürücü kusuru neticesi meydana gelen trafik kazası Çizelge 2.4’de, Türkiye’de sürücülerin şehir içinde ve şehir dışında yapmış olduğu kusurlar ve oranları verilmiştir. 111 Çizelge 2.4. 2011 yılına ait sürücü kusurlarına ait bilgiler [4]. KAZA SÜRÜCÜYE AİT KUSURLAR YERLEŞİM YERİ SAYI Araçların hızını yol hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak. Kavşak, Geçit veya kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymamak Doğrultu değiĢtirme (dönüş) kurallarına uymamak Arkadan çarpmak Trafik güvenliği ile ilgili diğer kurallara uymamak şerit ihlali yapmak Manevraları düzenleyen genel şartlara uymamak Kırmızı ışıklı veya görevli memurun dur işaretine uymamak Taşıt giremez trafik işareti bulunan yerlere girmek Alkollü olarak araç kullanmak Kurallara uygun olarak park etmiş araçlara çarpmak Geçme yasağı olan yerlerde geçmek Hatalı şekilde veya yasak olan yerlere park etmek Diğer TOPLAM % YERLEŞİM YERİ TOPLAM DIŞI SAYI % SAYI % 29.957 31,51 10.119 41,19 40.076 33,50 18.460 19,42 1.436 5,85 19.896 16,63 14.880 8.813 2.461 4.433 4.893 15,65 9,27 2,59 4,66 5,15 2.980 3.146 1.045 3.299 435 12,13 12,81 4,25 13,43 1,77 17.860 11.959 3.506 7.732 5.328 14,93 10,00 2,93 6,46 4,45 2.993 3,15 191 0,78 3.184 2,66 2.241 1.336 2,36 1,41 747 380 3,04 1,55 2.988 1.716 2,50 1,43 1.358 820 1,43 0,86 85 154 0,35 0,63 1.443 974 1,21 0,81 221 2.203 95.069 0,23 207 2,32 341 100,00 24.565 0,84 1,39 100,00 428 0,36 2.544 2,13 119.634 100,00 Not : Tablodaki bilgiler sadece EGM bölgesinde meydana gelen “Ölümlü + Yaralanmalı” kazalara aittir. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü) (*) : Jandarmadan sürücüye ait kaza sebepleri ayrıntısı alınamadığından EGM’nin verileri işlenmiştir . Trafik kazalarının nedenlerini açıklayan araştırmalarda genellikle üzerinde durulan en önemli faktörlerin başında eğitimin geldiği görülmektedir. Eğitimin, trafik kazalarını açıklamada ve önlemede önemli bir faktör olduğu birçok araştırmacı tarafından ortaya konmuştur. Bu konuda özellikle üzerinde durulan sürücü eğitimidir. Araştırmalarda paylaşılan temel düşünce trafik kurallarını bilen ve uygulayan sürücülerin daha az trafik kazası yaptıklarıdır [35]. Aşağıda verilen grafikte yıllara göre sürücü sayısının motorlu taşıt sayısı ile paralel olarak arttığı görülmektedir. Son üç yılda yıllık ortalama: Tescil edilen araç sayısı 945.000, Belgelendirilen sürücü sayısı ise 1.290.000 civarındadır. 112 30000000 Sürücü Belgesi sayısı Araç sayısı 25000000 20000000 15000000 10000000 5000000 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Yıllara Göre Sürücü Ve Motorlu Araç Sayısındaki Değişimi Çizelge 2.5’de sürücü kusurlarının yıllara göre dağılımı verilmiştir. Çizelge 2.5. Sürücü Kusurlarının Yıllara Göre Dağılımı [3]. Yıl Toplam kaza Sürücü Kusuru 1999 2000 2001 2002 562 104 600 298 565 682 538 346 568 364 640 906 730 623 851 150 922 004 167 231 155 982 157 970 174 605 539 563 576 668 546 233 521 227 551 467 623 578 711 572 834 681 903 860 151 386 139 758 141 728 157 494 2003 2004 2005 2006 2007 2008* 2009 2010 2011 Toplam kusura oranı (%) 95,99 96,06 96,56 96,82 97,03 97,30 97,39 98,07 98,03 90,53 89,60 89,72 90,20 *2008 Yılından itibaren yapılan yasal düzenleme ile maddi hasarlı trafik kazalarında taraflar anlaşarak kendi aralarında tutanak tanzim ettiklerinden dolayı maddi hasarlı trafik kazaları sayıları dahil edilmemiştir. Çizelge 2.5’den de görüldüğü gibi, sürücü kusurlarının yıllara göre dağılımına bakıldığında 1999 yılında toplam sürücü kusur oranı %95.99 iken bu sayı yıllara göre azalmış ve 2011 yılı sonunda, % 90.2’ye düşmüştür. Diğer ülkelere göre çok yüksek olan 113 bu oranının düşürülmesi için sürücülere yönelik denetim ve eğitim çalışmalarına önem verilmelidir. Şekil 2.3’de ise sürücü kusurlarının yıllara göre dağılımı verilmiştir. Sürücü kusuru 1000000 900000 800000 700000 600000 500000 400000 300000 200000 100000 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.3 Sürücü Kusurlarının Yıllara Göre Dağılımı Şekil 2.3’de sürücü kusurlarının yıllara göre arttığı görülmektedir. Şehir içinde aşırı hız sonucu meydana gelen trafik kazalarının tamamen sürücü kusurlarından kaynaklandığını öngörmek yanlış sonuçlar doğurabilir. Sürücülerin eğitim düzeyi, kültürü, psikolojik yapısının yanında özellikle şehir içi yollarda aşırı hız yapmaya zorlayan yol ve çevre faktörlerinin de payları büyüktür. Ayrıca eğitim kadar denetim eksikliği de söz konusu olabilir. Yol vermemek yüzünden meydana gelen kazalar trafik akışı ve sinyalizasyonu yapılmamış veya geometrik olarak düzenlenmemiş kavşaklarda olmaktadır. Geçiş üstünlüğü işaretlerle belirlenmemiş kavşaklarda trafiğin geometrik olarak yönlendirilmesiyle araçların diğer araçlarla ve yayalarla kesişmesi önlenebilir [34]. 114 2.8.1.1. Genç Sürücülerde Riskli Araç Sürüş Davranışlarının Psikolojik Nedenleri Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2004 yılında yayınlanan rapora göre tüm dünyada 40 yaşın altındaki insanlar için ölüm ve yaralanma nedenlerinin başında trafik kazaları gelmektedir. Aynı raporda, son yıllarda gelişmiş ülkelerde trafik kazalarına bağlı ölümlerde önemli oranlarda azalma gözlendiği; ancak Türkiye'nin de içinde bulunduğu, gelişmekte olan ülkelerde ise ölüm oranlarındaki artışın devam ettiği belirtilmektedir [36]. Trafik kazalarına neden olan çok sayıda etken olmasına rağmen, en önemli etkenin riskli sürücü davranışları olduğu noktasında dünyadaki bütün araştırmacılar aynı fikirdedir. Gelişmiş ülkeler, trafik kurallarına uyma alışkanlığını "genel norm" düzeyine çıkararak başta hız kontrolü ve emniyet kemeri kullanma konuları olmak üzere, sürücü davranışlarını kalıcı olarak değiştirmede başarılı oldukları için, kazaları gözle görülür olarak azaltabilmişlerdir. Bunun yanı sıra trafik mühendisliği uygulamaları, denetimde yüksek teknoloji ürünü gereçlerin kullanımı, yolların ve araçların ulaşım kolaylığı ve güvenliği açısından mükemmelleştirilmesi gibi etkenlerin de kazaların azaltılmasında dolaylı ya da doğrudan katkıda bulunduğu bilinmektedir. Ancak, kazaların azalmasında temel faktör, riskli sürücü davranışlarının değiştirilebilmiş olmasıdır. Riskli sürücü davranışları alışkanlıklara, yerleşik tutumlara ve toplumda genel kabul gören yaygın davranış normlarına dayandığı için, değiştirmesi pek mümkün değildir ve değişime direnç gösterirler. Trafik kazalarında %60'a varan oranlarda temel faktör riskli sürücü davranışlarıdır. Bunun başında da hızlı araç kullanma gelmektedir. Tüm dünyada hızlı taşıt kullanma, özellikle genç erkekler arasında yaygındır. Daha çok ergenlik dönemine has psikolojik ve biyolojik değişimler nedeniyle yüksek olan bu heyecan arama eğilimi, riskli, yeni, sıradan olmayan, heyecan ve zevk verici davranış ve faaliyetleri sürekli yapma isteği olarak açıklanabilir. Araştırmalar, risk almayla doğrudan ilişki içerisinde olan heyecan ve uyaran arama isteğine yüksek oranda sahip olanların, kaza yapma ihtimalinin de o derece yüksek olduğunu göstermektedir. Erkeklerde bayanlardan daha yüksek olan bu eğilimi daha da tehlikeli konuma getiren ise genç sürücülerin çoğunlukla aynı zamanda tecrübesiz sürücü olmalarıdır. 115 Araştırmalar, çoğunluğu 18-25 yaşları arasında tecrübesiz (acemi) sürücülerin ehliyetlerini aldıktan sonraki ilk altı ay içinde, tecrübeli sürücülerden yaklaşık altı kat daha fazla kaza yaptıklarını göstermektedir. Tecrübesiz sürücülerin çok kaza yapmaları çoğunlukla tehlike algısı eksikliği olarak bilinen ve yoldaki muhtemel tehlikeleri önceden algılama ve zamanında gerekli önlemleri alma becerisindeki eksiklikten kaynaklanır. Yeterli araç kullanma deneyimiyle kazanılabilecek olan bu yeteneğe yol okuma becerisi adı da verilebilir. Riskli genç sürücü davranışlarının değiştirilmesi ve gençlere kendilerini (ve heyecan arama eğilimlerini) kontrol edebilmeyi öğretebilmek için en önemli ve uygun dönem, işte bu dönemdir. Gelişmiş ülkelerde deneyimsiz sürücülere yol okuma becerisini kazandırmak amacıyla stajyer sürücülük gibi uygulamaların olduğu bilinmektedir, bu uygulamaların amacı genç sürücülerin bu riskli dönemde hız sınırlarına ve diğer trafik kurallarına uyma alışkanlığı kazandırmaktır. Genç yaşlarda kazanılması gereken en önemli iki davranış; yüksek hızlı araç kullanmaktan kaçınmak ve emniyet kemeri kullanma alışkanlığı kazanmaktır. Kalkınmış Avrupa ülkelerinde dahi, araç sürücülerinin yarıdan fazlasının devamlı olarak hız sınırlarının üzerinde araç kullandığı gözlenmektedir. Ancak, bu oran ülkemizde daha da yüksektir. Aşırı hızın en temel neden olduğu özellikle ölümlü ve ağır yaralanmalı kazalar dikkate alındığında, aşırı hızı önlemeye yönelik faaliyetlere öncelik verme gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Avrupa ülkelerindeki uygulamalardan biri, ehliyetin sürücülere ilk olarak belirli bir süre için geçici olarak verilmesidir. Bu uygulamada sürücünün aday sürücülük döneminde trafik kurallarını ihlal ederek belirli bir ceza puanını aşması durumunda kendisine devamlı ehliyet verilmemektedir. Bu da sürücünün acemilik döneminde trafik kurallarına uyarak bunları davranış halinde gösterme alışkanlığı kazanması anlamına gelmektedir. Ayrıca gençler arabayı ulaşım dışında kendi kişiliğini gerçekleştirdiğinin bir göstergesi olarak kullanmaktadır. Kendilerini duygusal anlamda iyi hissetmek, yeşeren yeteneklerini başkalarına ve kendilerine kanıtlamak, yaşıtları arasında kabul görmek ergenlik ve ilk gençlik yıllarında oldukça önemli gözükmektedir. Bu da araba kullanmaya duygusal bir amaç katmakta ve istediği görünümü arkadaşlarına aktarabilmek için gençleri 116 daha fazla risk almaya sevk etmektedir. Bu duygusal ihtiyaç, hızlı araç kullanırken, sürekli cep telefonuyla konuşma ve yüksek seste müzik dinleme gibi dikkati olumsuz yönde etkileyen durumlarla birleştiğinde risk katlanarak artar. Bütün bu etmenlerin birlikte olması, yani acemi genç bir sürücünün yüksek sesle müzik dinlerken telefonda konuşarak yüksek hızda araç kullanması, toplum için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Genç insandaki riskli araç kullanma eğiliminin bir diğer nedeni de anti sosyal kişilik özelliğidir, genellikle ergenlik döneminde baş gösteren ve kurallara uymama dürtüsü ile kendini gösteren anti sosyal kişilik özelliği gençleri riskli araç kullanmaya daha çok itmektedir. Toplumumuzda trafik ihlallerinin ciddi bir suç olarak algılanamaması anti sosyal yapının suç işleme eğilimini tatmin etmesi için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Özellikle bu tür acemi genç sürücüler riskli sürücü davranışlarının riskini algılayamamaktadır. Örneğin İngiltere'de Steve McKenna, hız yaparken yakalanan 20.000 sürücü ile yaptığı araştırmada, sürücülerin sadece yüzde 4'ünün kendilerini diğer sürücülerden daha az yetenekli olarak gördüklerini ve diğer büyük bir çoğunluğun ise kendilerini başkalarından daha iyi sürücü olarak değerlendirdiğini tespit etmiştir. "Bana bir şey olmaz" anlayışı olarak özetlenen bu yanlılık, özellikle trafik kurallarına uyma alışkanlığı olmayan ülkelerde oldukça fazla görülmektedir. Ayrıca, trafikte alınan her risk bir kazayla sonuçlanmadığı için, sürücülerin kafalarında, risk yaygınlığı ile kaza sıklığı arasındaki ilişkiyi kurmaları çok zordur. Kendini becerikli olarak algılayan sürücüler kendi riskli davranışları sonucu kaza yapsalar bile, yanlı algıları nedeniyle bunu kolayca diğer sürücülere ya da koşullara yüklemektedir. Böylece olumsuz tecrübeden de ders çıkarmamaktadırlar. Araç kullanma yeteneğinde kendine aşırı güven bir başka risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Trafik kazalarına karışan ya da trafik suçu işlemeyi alışkanlık haline getirmiş olan sürücülerin kendilerini iyi sürücü, yetenekli sürücü olarak tanımladıkları yapılan araştırmalarda görülmektedir. Kişinin kendisini iyi ve yetenekli sürücü olarak tanımlaması da sürücünün riskten kaçınma gerekliliğini hissetmemesine neden olmaktadır. Bu da karayolu sürüş tekniği açısından tehlike arz etmektedir. 117 Toplumumuzda trafik suçları önemli görülmemekle birlikte trafik zabıtaları tarafından yapılan denetimlerin de yalnızca para toplamaya yönelik gereksiz denetimler olduğu kanısı vardır. Hatta bu doğrultuda sürücüler arasında bir dayanışma bile ortaya çıkmıştır. Örnek olarak da özellikle şehirlerarası yollarda araç sürücülerinin radar uygulamaları ile ilgili birbirlerini uyarmaları verilebilir. Toplumun yapılan kontrollere bu açıdan bakması da bu uygulamaların psikolojik caydırıcılığını azaltmaktadır. Bu da karşımıza diğer bir risk faktörü olarak çıkmaktadır. Ülkemizde genç nüfusun yoğunluğu ve ehliyet alma oranlarındaki hızlı artışları gözlemlendiğinde, trafik güvenliği açısından gençlerimizin eğitiminin dikkatle üzerinde durulması gerekmektedir. Özellikle de sürüş yeteneklerinin kazanıldığı ilk sürüş çağlarında doğru sürücü davranışlarının kazandırılmasına yönelik çalışmaların yapılması toplumuzun her kesimine faydalı olacaktır [36]. 2.8.2. Yolcu faktörü Yolcu kusurlarının temelinde yatan en büyük faktörlerden birisi de eğitimdir. Eğitimsiz insanların bilinçsiz olarak yaptığı hareketlerinden dolayı üzücü sonuçlar ortaya çıkmakta ve bu olayları önleyebilmek için toplumdaki bireylerin ve ilgili kişilerin daha duyarlı davranması ve gerektiğinde yanlış davranışlarda bulunan yolcuları ikaz etmeleri gerekmektedir. Yolcu kusurlarının 2008 yılına ait bilgileri Çizelge 2.6’da verilmiştir. Çizelge 2.6. Yolcu kusurlarına ait 2011 yılı bilgileri [4]. YOLCUYA AİT KAZA SEBEPLERİ Taşıtın dışında seyahat etmek Habersiz inmek veya binmek Taşıttan yere atlamak Taşıt içinde gayri nizami hareket Taşıttan sarkmak Açık yük üzerinde seyir Diğer TOPLAM YERLEŞİM YERİ SAYI % 73 40 65 40 6 46 100 370 16,74 9,17 14,91 9,17 1,38 10,55 22,94 100,00 KAZA YERLEŞİM YERİ DIŞI TOPLAM SAYI % SAYI % 12 4 7 7 1 13 22 66 18,18 6,06 10,61 10,61 1,52 19,70 33,33 100,00 85 44 72 47 7 59 122 436 19,50 10,09 16,51 10,78 1,61 13,53 27,98 100,00 Not: Tablodaki bilgiler sadece EGM bölgesinde meydana gelen “Ölümlü + Yaralanmalı” kazalara aittir. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü) (*) : Jandarmadan yolcuya ait kaza sebepleri ayrıntısı alınamadığından EGM’nin verileri işlenmiştir. 118 Çizelge 2.6’da görüleceği gibi yolcu kusurları şehir içinde %16.74 ile taşıtın dışında seyahat, % 9.17 ile taşıttan habersiz inmek, %22.94 ile de diğer kusurlardan meydana gelmiştir. Şehir dışında ise %19.50 ile taşıtın dışında seyahat etmek, % 10.09 ile taşıttan habersiz inmek, %27,98 ile diğer kusurlardan oluşmuştur. Yolcuların karıştığı kazaların başında; taşıttan sarkmak ve açık yük üzerinde yolculuk, daha çok yolcu taşımaya uygun olmayan kamyon, kamyonet, traktör vb. gibi asıl kullanılış amacı farklı olan araçlarda meydana gelmektedir. Bu tür araçların kent merkezlerine girişlerinin kontrol altına alınması ile bu tür kazalar en aza indirilebilir. Ayrıca yolcunun hasta ve sarhoş olması da diğer yolcu hataları arasında yer almaktadır. Araçlardan habersiz inme sonucu oluşan kazaları önlemek için; toplu taşım araçlarında kapılarının açılıp kapanma mekanizmasının sürücüler tarafından idare edilmesi ile özel araçlarda sağ taraftan, kaldırıma yakın taraftan inip binme alışkanlığı kazandırılmasıyla önlenebilir. Araç içinde dolaşmak, hastalık, sarhoşluk vb. yolcu hataları ise eğitim, denetim ve toplu taşımacılığın düzenlenmesiyle önlenebilir [34]. Çizelge 2. 7’de ise yıllara ait yolcu kusurları verilmiştir. Çizelge 2.7. Yıllara ait yolcu kusurları [3] Yıl Toplam Yolcu Kusuru 1999 2000 2001 2002 2003 562 104 600 298 565 682 538 346 568 364 640 906 730 623 851 150 922 004 167 231 155 982 157 970 174 605 1279 1485 1738 1254 882 710 769 739 795 713 640 564 677 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 119 Toplam kusura oranı (%) 0,23 0,25 0,31 0,23 0,16 0,11 0,11 0,09 0,09 0,43 0,41 0,39 0,39 Çizelge 2.7’de görüldüğü gibi yıllara göre yolcu kusurları 2008 yılına kadar azalarak gelmektedir. 1999 yılında toplam kusur oranı % 0,23 iken bu oran 2011 yılı sonu itibarıyla % 0,39’a yükselmiştir. Şekil 2.4’de ise yolcu kusurlarının yıllara göre dağılımı verilmiştir. Yolcu kusuru 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400 200 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.4. Yolcu kusurlarının yıllara göre dağılımı Şekil 2.4’de görülen yolcu kusurları, 2001 yılında artarken daha sonraki yıllarda genel olarak azalma göstermektedir. 2.8.3. Yaya Faktörü Şehir içi trafik kazalarında en fazla etkilenen grupların başında şüphesiz yayalar gelmektedir. Ülkemizde 2011 yılına ait yayalardan kaynaklanan kazaların sebepleri ve oranları Çizelge 2.8’de verilmiştir. 120 Çizelge 2.8. Yaya kusurlarına ait 2008 yılı bilgileri [4]. KAZA YAYAYA AİT KAZA SEBEPLERİ Yola birden çıkmak Araçlara ilk geçiş hakkını vermemek Yolda yürümek, oynamak Duran aracın önünden veya arkasından çıkmak Kırmızı ışıkta geçmek Yayanın otoyola girmesi Görüntü artırıcı tedbirler almamak Yolda hatalı şekilde el ile sürülen araç kullanmak Hareket halindeki taşıta asılmak Yolda hatalı şekilde hayvan sevk etmek Diğer TOPLAM YERLEŞİM YERİ SAYI % 4.754 4.106 1.809 1.259 505 40 62 66 27 6 984 13.618 34,91 30,15 13,28 9,25 3,71 0,29 0,46 0,48 0,20 0,04 7,23 100,00 YERLEŞİM YERİ DIŞI SAYI % 285 134 60 24 6 66 30 2 4 5 46 662 TOPLAM SAYI 43,05 5.039 20,24 4.240 9,06 1.869 3,63 1.283 0,91 511 9,97 106 4,53 92 0,30 68 0,60 31 0,76 11 6,95 1.030 100,00 14.280 % 35,29 29,69 13,09 8,98 3,58 0,74 0,64 0,48 0,22 0,08 7,21 100,00 Not: Tablodaki bilgiler sadece EGM bölgesinde meydana gelen “Ölümlü + Yaralanmalı” kazalara aittir. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü) (*):Jandarmadan yayaya ait kaza sebepleri ayrıntısı alınamadığından EGM’nin verileri işlenmiştir. Çizelge 2.8’de görüldüğü gibi şehir içi kaza nedenlerinde ilk sırayı % 34,91 oranı ile aniden yola çıkmak ve % 30,15 oranı ile araçlara ilk geçiş hakkını vermemek almaktadır. Oysaki şehir içi trafiğinin ana unsuru yayalardır. Araçlar daima ikinci planda olmalıdır. Bu nedenle yayaların, araçlara ilk geçiş hakkını vermesi söz konusu bile edilmemelidir. Yasal mevzuat gereği araçlar yayalara ilk geçiş hakkını vermelidir. Yaya geçidini kullanmayan yayanın kusuru Çizelge 2.9’da yıllara göre yaya kusurları verilmiştir. 121 Çizelge 2.9. Yıllara göre yaya kusurları [3]. Yıl Toplam Yaya Kusuru 1999 2000 2001 2002 2003 562 104 600 298 565 682 538 346 568 364 640 906 730 623 851 150 922 004 167 231 155 982 157 970 174 605 15 133 14 435 13 105 12 867 13 208 13 987 14 882 13 789 15 086 13 995 14 181 14 171 14 860 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Toplam kusura oranı (%) 2,69 2,40 2,32 2,39 2,32 2,18 2,04 1,62 1,64 8,37 9,09 9,86 8,51 Çizelge 2.9’da görülen yıllara göre yaya kusurlarına bakıldığında, 1999 yılında bu oran % 2.69 iken, yıllara bağlı olarak genel bir azalma göstermiş, 2010 yılı sonu itibarıyla %9.86 ‘ya yükselmiştir. Şekil 2. 5’de ise yıllara göre yaya kusurları verilmiştir. Yaya kusuru 15500 15000 14500 14000 13500 13000 12500 12000 11500 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.5. Yıllara göre yaya kusurları 122 Şekil 2.5’den de görüleceği gibi yaya kusurlarında yıllara göre önce azalan sonra artan bir grafik ortaya çıkmaktadır. Yayaların rahat ve güvenli hareketini sağlayacak alt, üst ve yaya geçitlerinin yetersizliği, sinyalizasyon sisteminde yaya geçiş süresinin kısalığı, yayaların toplu taşıma sistemlerinden etkin yararlanamayışı, kaldırımların yetersiz genişlikte olması ve araçların kaldırımları park yeri olarak kullanmaları sonucu, yayalar güvenliklerini tehlikeye atarak taşıt yolundan yürümektedirler. Kent merkezindeki işlevsel alanların yanlış konumlandırılmaları sonucu yayaların yürüme süresinin artması ve taşıta yönelmesi gibi birçok yaya sorunu da vardır [37]. 2.8.4. Araç faktörü Taşıtlardan kaynaklanan hatalar diğer kaza kusurlarıyla karşılaştırıldığında sayı olarak azdır. 2011 yılına ait bu kusurlardan bazıları Çizelge 2.10’da verilmiştir. Çizelge 2.10. 2011 yılına ait.araç kusurlarına ait bilgiler [4]. ARACA AİT KUSURLAR Lastik Patlaması Fren Diğer Aksam Eksikliği Rot Aks Direksiyon Diğer Işık Kapı Makas Far Şaft Cam Sileceği Şanzıman-Vites Klakson TOPLAM * YERLEŞİM YERİ SAYI % 43 30 19 12 5 7 2 4 4 3 0 1 0 0 130 33,08 23,08 14,62 9,23 3,85 5,38 1,54 3,08 3,08 2,31 0,00 0,77 0,00 0,00 100,00 KAZA YERLEŞİM YERİ DIŞI SAYI % 179 9 19 14 9 3 4 2 1 0 3 0 0 0 243 73,66 3,70 7,82 5,76 3,70 1,23 1,65 0,82 0,41 0,00 1,23 0,00 0,00 0,00 100,00 TOPLAM SAYI % 222 39 38 26 14 10 6 6 5 3 3 1 0 0 373 59,52 10,46 10,19 6,97 3,75 2,68 1,61 1,61 1,34 0,80 0,80 0,27 0,00 0,00 100,00 Not: Tablodaki bilgiler sadece EGM bölgesinde meydana gelen “Ölümlü + Yaralanmalı” kazalara aittir. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü) (*) : Jandarmadan araçlara ait kaza sebepleri ayrıntısı alınamadığından EGM’nin verileri işlenmiştir. Çizelge 2.10’da da görüleceği gibi 2011 yılında şehir içinde en fazla araç kusuru %33.08 ile lastik patlaması, %23.08 ile kusurlu fren, şehir dışında ise %73.66 ile lastik patlaması, % 5.76 ile kusurlu rot nedeniyle olmuştur. Buradan anlaşılacağı üzere aşınmış veya 123 kullanma süresi geçmiş lastik kullanmak kazalara neden olmaktadır. Bilindiği gibi lastikler kauçuk esaslı olup kullanma km’sine bağlı olarak veya kullanma süresine göre ömürleri bellidir. Araç üzerinde bulunan lastikler kullanılmasalar bile ortalama olarak ömürleri 5 yıldır. Tüketici haklarının korunması ile ilgili mevzuat doğrultusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesinin yararlı sonuçlar vereceği öngörülmektedir. Sürücülerin veya araç sahiplerinin kullandıkları araçların lastiklerini kontrol ederken aşağıda belirtilen noktalara dikkat etmeleri yol ve can güvenliğinin sağlanması açısından gereklidir. Öncelikle lastiğin önemi ve fonksiyonlarının neler olduğunun anlaşılması için özelliklerinin bilinmesinde yarar vardır. Üretici firmanın tavsiyelerine uyulmalı ve doğru lastik basıncı uygulanmalıdır. Diş derinliğinin ideal seviyede olup olmadığına bakılmalıdır. Lastiklerdeki fiziksel bozulmaları (hasar, yırtık, şişlik vb.) kontrol edilmelidir. Sürüş sırasında araçta titreme varsa balans ayarına baktırılmalıdır. Lastiklerde frenlemeye bağlı aşınmalar olup olmadığı kontrol edilmelidir. Supapların görevini yaptığından, sızıntı olmadığından emin olunmalıdır. Trafik Güvenliğinin Sağlanmasında Lastiklerin Önemi: Kullanım süreleri çok değişken olan lastikler, sağlam ve düzgün işleyişlerine esas teşkil eden, ancak zamanla değişikliklere uğrayan farklı nitelikteki maddelerden ve kauçuk karışımlarından oluşmaktadır. Bu değişiklikler, lastiğin ömür boyu maruz kaldığı hava koşulları, stoklama ve kullanım koşulları (yük, hava basıncı, bakım ve kullanım hataları v.b.) gibi çok sayıda faktöre bağlıdır. Bu nedenle sürücülerin lastiklerini düzenli olarak kontrol etmeleri, değiştirilmesini gerektirecek dış görünümlerine, her türlü hava basıncı kaybına veya anormal belirtilere (titreşim, ses, çekme) dikkat etmeleri önerilmektedir. Bu kontrollerle lastiklerin daha uzun süre kullanılmaları sağlanabilir. Düzenli kontroller ve hava basıncı ayarından bağımsız olarak bütün lastiklerin (stepne lastik, römork lastikleri dâhil) belirli periyotlarla bir uzman tarafından kontrolden 124 geçirilmesi tavsiye edilir. Bu konuda yasal düzenleme yapılarak, araç muayene istasyonları yetkilendirilebilir. Bu tür kontroller hatalı kullanımı önleyeceğinden lastiklerin daha uzun süreli olmasını sağlayacaktır. Lastiklerin 5 yıl veya daha fazla süre kullanılması durumunda bu kontroller yılda en az bir kere yapılmalıdır. Aksi takdirde araç üreticilerinin orijinal lastiğin değiştirilmesi hakkındaki önerilerini uygulamak akılcı bir yöntem sayılabilir. Önlem olarak lastiklerin üretim tarihi üzerinden 10 yıl geçmişse; kullanıma uygun gözükseler de, yasal diş derinliği sınırına erişmemiş olsalar da yeni lastiklerle değiştirilmesi güvenli araç kullanımı açısından önerilmektedir. Lastik yapısında bulunan kimyasal maddelerin zamanla özelliklerini kaybedecekleri düşünüldüğünde yeni lastiklerin olası risk faktörünü ortadan kaldıracağı öngörülmektedir. Lastiklerin ömrü ve kullanım süreleri ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme ve zorunluluk olmasa da; lastiklerin ömrünün kullanıcı ile ilintili olduğu kabul edilerek güvenlik kaygısı bulunan lastik kullanıcıları belirtilen öneriler doğrultusunda hareket edebilir ve önlemlerini alabilirler. TSE, ETRTO (Avrupa Lastik ve Jant Teknik Organizasyonu), TRA (Lastik ve Jant İştiraki-ABD) gibi lastik üzerine standart oluşturan organizasyonlar tarafından herhangi bir lastik kullanım süresi belirtilmemişse de kullanıcıların olası güvenlik risklerini dikkate almaları ve bu konuda toplumsal duyarlılığın arttırılması önemlidir. 125 Çizelge 2.11’de yıllara göre araç kusurları verilmiştir. Çizelge 2.11. Yıllara göre araç kusurları [3]. Yıl Toplam Araç Kusuru 1999 2000 2001 2002 2003 562 104 600 298 565 682 538 346 568 364 640 906 730 623 851 150 922 004 167 231 155 982 157 970 922.004 2 981 3 106 2 149 1 666 1 552 1 415 1 797 841 1 269 439 445 515 530 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Toplam kusura oranı (%) 0,53 0,52 0,38 0,31 0,27 0,22 0,25 0,10 0,14 0,26 0,29 0,36 0,30 Çizelge 2.11’de de görüleceği gibi 1999 yılında araç kusur oranı %0,53 iken bu oran 2011 yılı sonunda %0,3 ‘e düşmüştür. Şekil 2. 6 ‘da yıllara göre araç kusur oranları verilmiştir. Araç kusuru 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.6. Yıllara göre araç kusur oranları 126 Şekil 2.6’da görüldüğü gibi 1999 yılında araç kusur oranları en büyük değere ulaşırken bu yıldan sonra kusur oranındaki azalma yıllara göre düşerek devam etmektedir. Araçların donanımının teknolojik olarak üst seviyede olması kazaların önlenmesi açısından oldukça önemlidir [38]. Taşıtların kazalarda etkili olan özelliklerini türü, taşıma kapasitesi, yükleme derecesi ve şekli, taşınan yüke uygunluk derecesi, rengi gibi fiziksel nitelikleri ile tekerlek, fren ve ışık sistemleri, direksiyon, ön düzen, lastik vb. teknik nitelikleri olmak üzere iki ana grupta toplamak uygun olacaktır. Düzenli aralıklarla, araçların teknik arıza olasılığına karşı mekanik şartlara uygunluğunun muayeneleri trafik güvenliği açısından son derece önemlidir. Türkiye’de trafikte kullanılan eski model taşıt oranının yüksek oluşu, buna karşılık araç sahiplerinin riskin büyüklüğünü anlayamamış olmaları, taşıt muayenelerinin önemini daha da artırmaktadır. Son yıllarda Türkiye’de, Sanayii Bakanlığınca yapılan çalışmalarla yaşlı araçların hurdaya ayrılarak yeni araçlarla değiştirilmesine yönelik teşvik edici düzenlemeler olumlu görülmektedir. 23/09/2004 tarih ve 25592 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmeliğe” göre ülkemizde araç muayeneleri özel sektöre devredilmiştir. Bununla birlikte; Türkiye karayollarında uluslararası normlara uygun araç muayenesi, araç kaynaklı trafik kazalarının azaltılması, trafik güvenliğinin sağlanması, standart muayene anlayışının oluşturulması, yakıt tasarrufu sağlanması, çevre ve gürültü kirliliğinin azaltılması amaçlanmıştır. İlgi yönetmeliğe göre; Muayene Süresi ; Madde 14- Araçlar cinslerine, kullanma amaç ve şekillerine uygun olarak periyodik muayeneye tabidir. Buna göre; a) Hususi otomobiller ile bunların her türlü römorkları ilk üç yaş sonunda ve devamında her iki yılda bir, 127 b) Resmi otomobiller ile bunların her türlü römorkları ilk iki yaş sonunda ve devamında yılda bir, c) Lastik tekerlekli traktörler ile bunların her türlü römorkları ilk üç yaş sonunda ve devamında üç yılda bir, d) İki veya üç tekerlekli araçlar ve bunların her türlü römorkları, ilk üç yaş sonunda ve devamında iki yılda bir, e) Diğer bütün motorlu araçlar ile bunların her türlü römorkları ilk bir yaş sonunda ve devamında yılda bir, periyodik muayeneye tabi tutulur. Askeri araçlarla, iş makinesi türünden araçların muayeneleri, tescilini yapan kuruluşlarca yapılır. Muayene süresi dolmasa bile kazaya karışması sonucu yetkili zabıtaca muayenesi gerekli görülenler ile üzerinde değişiklik yapılan araçların ayrıca özel muayenesi zorunludur. Karayoluna çıkmış olan araçların, teknik şartlara uyup uymadığı trafik zabıtasınca kontrol edilerek uygunsuzluk tespit edilenler, her an muayene istasyonlarına sevk edilip muayeneleri yaptırılabilir. Bu durumda trafik zabıtasınca bir "Uygunsuzluk Tespit Tutanağı" düzenlenir. Bu tutanak olmaksızın muayene istasyonuna sevk yapılamaz. Araç muayene istasyonu 128 Araç hataları çoğunlukla düzenli bakımları ve kaza sonrası onarımları tam yapılmayan taşıtlarda ortaya çıkmaktadır. Fakat kaza sonrası araçların takibi yapılamadığından, kazaya karışan taşıtların tamirleri sonunda trafiğe çıkıp çıkmama konusunda uygunluğu tespit edilememektedir [34]. 2.8.4.1. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Araçların Muayenesi Fransa 3.500 kilogramın altındaki araçların muayeneleri Ulaştırma Bakanlığı’nca yetkilendirilen gerçek veya tüzel kişilerce, ağır vasıtaların ise resmi muayene istasyonlarında yapılmaktadır. Periyodik muayenelerin, 3.500 kilogramın altındaki araçlar için ilk 4 yılın sonunda ve devamında iki yılda bir, yolcu taşıyan ağır vasıtalar için 6 ayda bir, yük taşıyan ağır vasıtalar için yılda bir yaptırılması zorunludur. İtalya Motosiklet ve otomobillerin periyodik muayeneleri Ulaştırma Bakanlığı’nın gözetim ve denetimindeki yetkilendirilmiş özel kuruluşlarca, kamyon, otobüs ve çekicilerin muayeneleri ise Ulaştırma Bakanlığı uhdesindeki birimler tarafından yapılmaktadır. Araç muayene süreleri otomobil ve kamyonetler için ilk 4 yılın sonunda ve devamında 2 yılda bir yapılmaktadır. Ticari araçların her yıl muayeneden geçmesi gerekmektedir. Almanya Araçların teknik kontrolleri AB’nin 1996/96 EC direktifi kapsamında yapılmakta olup, günde 100.000, yılda ise 25 milyon araç teknik kontrolden geçirilmektedir. Araç muayeneleri, otomobiller için ilk 4 yılın sonunda ve devamında 2 yılda bir yapılmaktadır. Araçların muayeneleri eyaletlere göre değişmekle birlikte, TÜV (Teknik Denetleme Derneği) ve DEKRA (Motorlu Taşıtları Denetleme Kuruluşu) tarafından yapılmaktadır. 129 2.8.5. Yol Faktörü Karayolları geometrik standartları, yol güvenliğini önemli ölçüde etkilemektedir. Bu özelliklerin, dinamik ve optik koşullarının proje hızına göre yol boyunca homojen ve uygun bir şekilde yeterli görüşün sağlanması, kavşakların iyi düzenlenmesi gibi özelliklerin uygunluğu güvenliğin ana elemanlarındandır [34]. Günümüzde yol güvenliğinin toplumsal bir sağlık sorunu olduğu çok iyi bilinmektedir. Yol güvenliği 2004 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün konusu olmuştur ve kazaların vahim sonuçlarının, toplumu etkiyen yüksek maddi kayıpların indirgenmesi için yüzlerce organizasyon yapılmıştır. Gelişmekte olan ülkelerdeki ölümlerin büyük bir oranı etkili yol güvenlik stratejileri belirleyememiş olmalarından kaynaklanmaktadır [39]. Ülkemizde genel olarak görülen yol hatalarından kaynaklanan 2011 yılına ait yol kusurlarına ait bilgiler çizelge 2.12’de verilmiştir. Çizelge 2.12. 2011 yılına ait yol kusurlarına ait bilgiler [4] YOLA AİT KAZA SEBEPLERİ YERLEŞİM YERİ SAYI % Yol Sathında Gevşek Malzeme Yolda Münferit Çukur Tekerlek izine Oturma Kısmi veya Münferit Çökme Düşük banket Köprü çökmesi Heyelandan Dolayı Şerit Çökmesi TOPLAM 92 97 88 29 23 34 7 370 24,86 26,22 23,78 7,84 6,22 9,19 1,89 100 KAZA YERLEŞİM YERİ DIŞI TOPLAM SAYI % SAYI % 190 41 25 4 14 10 7 291 65,29 14,09 8,59 1,37 4,81 3,44 2,41 100,00 282 138 113 33 37 44 14 661 42,66 20,88 17,10 4,99 5,60 6,66 2,12 100,00 Not : Tablodaki bilgiler sadece EGM bölgesinde meydana gelen “Ölümlü + Yaralanmalı” kazalara aittir. (Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü) (*) : Jandarmadan yola ait kaza sebepleri ayrıntısı alınamadığından EGM’nin verileri işlenmiştir. Çizelge 2.12’de de görüleceği gibi ülkemizde şehir içi yol kusurlarında ilk sırayı %26.22 ile yoldaki çukurlar ve daha sonra %24.86 ile yol sathında gevşek malzeme nedeniyle meydana gelen kazalar oluşturmaktadır. Şehir dışında ise %65.29 ile yola gevşek malzeme yerleştirme, %14,09 ile yoldaki çukurlar meydana getirmektedir. Çizelge 2.13’de ise yıllara ait yol kusurları verilmiştir. 130 Çizelge 2.13. Yıllara ait yol kusurları [3] Yıl Toplam 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008* 2009 2010 2011 562 104 600 298 565 682 538 346 568 364 640 906 730 623 851 150 922 004 167 231 155 982 157 970 174605 Yol Kusuru 3 148 4 604 2 457 1 332 1 255 1 216 1 603 1 100 994 698 958 992 1 044 Toplam kusura oranı (%) 0,056 0,077 0,043 0,025 0,022 0,019 0,022 0,013 0,011 0,042 0,061 0,069 0,060 *2008 yılından sonra tarafların anlaşarak kendi aralarında tutanak tanzim ettiği maddi hasarlı trafik kaza sayıları dahil edilmiştir. Çizelge 2.13’de de görüldüğü gibi, 1999 yılında yol kusuru %0.056 iken bu oran 2010 yılında %0,069’a yükselerek 2011 yılında yeniden %0.060’a düşmüştür.. Şekil 2.7‘de yıllara ait yol kusurları verilmiştir. Yol kusuru 5000 4500 4000 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008* 2009 2010 2011 Şekil 2.7. Yıllara ait yol kusurları 131 Şekil 2.7’de görüldüğü gibi yıllara göre yol kusurları incelendiğinde, 1999 yılından itibaren 2007 yılına kadar yol kusurları azalırken 2007 yılından sonra az da olsa arttığı görülmektedir. Kazalara Etki Eden ve Etkilenen Diğer Faktörler 2.9. Trafik Kazalarına etki eden sürücü, yaya, yolcu, araç ve yol faktörlerinin dışındaki diğer unsurlar mevsimler ve aylardır. Trafik kazalarından etkilenen unsurlar ise sürücü, yolcu ve yayalardır. Etki eden ve etkilenen faktörleri yaralanma ve ölümlü kazalar yönünden incelediğimizde trafik kazaları hakkında bizlere fikir vermektedir 2.9.1. Kazalara Etki Eden Faktörler Aylara göre trafik kazaları ve sonuçları; Çizelge 2.14 ’de 2010-2011 yılında yıl sonu itibarıyla aylara göre meydana gelen trafik kazaları ve sonuçları verilmiştir. Çizelge 2.19 Son 10 yılda Kurban Bayramlarında meydana gelen trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısı YILLAR 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 TARİHLER 27 Mart -04 Nisan 1999 11-19 Mart 2000 03-11 Mart 2001 21 -25 Şubat 2002 08- 16 Şubat 2003 31 Ocak- 04 Şubat 2004 20-23 Ocak 2005 07 -15 Ocak 2006 19-23 Aralık 2007 6-14 Aralık 2008 GENEL TOPLAM TATİL YERLEŞİM YERİ YERLEŞİM YERİ DIŞI TOPLAM SÜRESİ (GÜN) KAZA ÖLÜ YARALI KAZA ÖLÜ YARALI KAZA ÖLÜ YARALI 9 50 53 40 84 137 300 134 190 340 9 72 87 76 49 89 199 121 176 275 9 60 72 55 72 118 200 132 190 255 5 23 24 35 29 34 66 52 58 101 9 47 52 68 36 62 134 83 114 252 5 25 26 26 21 34 103 46 60 129 4 21 25 26 25 53 119 46 78 145 9 44 47 37 36 52 142 80 109 179 5 14 15 55 25 29 72 39 44 127 9 16 19 24 53 94 156 69 113 180 73 372 420 442 430 702 1491 802 1132 1983 132 Çizelge 2.14’den de görüldüğü gibi 2010 yılında toplam 97.412 trafik kazası meydana gelmiş, bu kazalarda 2738 kişi ölmüş ve 171.475 kişi de yaralanmıştır. 2011 yılında ise , toplam 110.803 trafik kazası meydana gelmiş, bu kazalarda 2582 kişi ölmüş ve 194.149 kişi de yaralanmıştır. 2010 ile 2011 yılları arasında aylara göre meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazaları karşılaştırıldığında kaza sayısında % 13.75 artış, yaralı sayısında % 13.22 artış, ölü sayısında ise % 5.7 oranında azalma olmuştur. Şekil 2.8’de 2010 ve 2011 yıllarında aylara göre kaza sayıları verilmiştir. 2010-2011 yıllları aylara göre kaza sayısı 14000 12000 10000 8000 6000 2010 4000 2011 2000 0 Not: 2008 Yılında kaza yapan tarafların kendi aralarında anlaşmalarından dolayı net rakamları yansıtmamaktadır. Şekil 2.8. 2010 ve 2011 yıllarında aylara göre kaza sayıları Şekil 2.8’den anlaşılacağı gibi 2010 yılındaki kaza sayıları Haziran ile Eylül ayları arasında yükselişe gecen bir trend içindedir. Burada dikkat çekici olan durum ise Haziran ile Eylül ayları arası tatil ayları olmasıdır. İç ve dış turizm bu aylarda yoğunluk kazanmaktadır. 2011 yılındaki kaza sayıları ise Şubat ve Ağustos ayları arası yükselişe gecen bir trend içindedir. Temmuz ayında ise en yüksek değere ulaşmıştır. Bu aydan sonra, kaza sayılarında gözle görülebilir bir azalış olmuştur. Şekil 2.9‘da 2010 ve 2011 yıllarında meydana gelen kazalarda aylara göre ölü sayısı verilmiştir. 133 Şekil 2.9. 2010 ve 2011 yıllarında aylara göre ölü sayısı 2010-2011 yılları ölü sayısı 350 300 250 200 2010 150 2011 100 50 0 Şekil 2.9’dan anlaşıldığı gibi 2010 ve 2011 yıllarında Haziran ile Eylül ayları arasında ölü sayısında artış olduğu ve bu artışın genellikle yılın tatil aylarında yoğunlaştığı görülmektedir. Şekil 2.10’da ise 2010 ve 2011 yıllarında aylara göre yaralı sayısı görülmektedir. 2010-2011 yılları yaralı sayısı 25000 20000 15000 10000 2010 2011 5000 0 Şekil 2.10. 2010 ve 2011 yıllarında aylara göre yaralı sayısı 134 Şekil 2.10’da görüldüğü gibi 2010 ve 2011 yıllarında aylara göre yaralı sayısı, tatil aylarında artış göstermektedir. Çizelge 2.15 ‘de, 2002 yılı ile 2011 yılları arasında meydana gelen trafik kazaları ölü ve yaralı sayısı verilmiştir. Çizelge 2.15 Yıllara göre ölü ve yaralı sayısı [3]. YIL Trafik kaza sayısı Ölü sayısı Yaralı sayısı 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 407 103 422 272 494 819 570 025 664 539 749 434 898 451 1 017 940 1 073 878 1 195 172 2 900 2 811 3 081 3 195 3 365 3 462 2 948 2 993 2 738 2 582 94 225 95 607 109 889 123 977 135 754 149 814 145 163 161 719 171 475 194 149 Çizelge 2.15’de de görüldüğü gibi trafik kazaları 2002 yılından itibaren 2011 yılına kadar artış göstermektedir. Bu artış trafiğe yeni giren araç sayısı ile orantılı olarak artmaktadır. Şekil 2.11’de yıllara göre trafik kazası sayıları Kaza Sayısı 1400000 1200000 1000000 800000 600000 400000 200000 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Şekil 2.11. Yıllara göre trafik kazası sayıları 135 2011 verilmektedir. Şekil 2.11’de, yıllara göre trafik kaza sayıları görülmektedir. Trafik kazalarının yıllar içinde genellikle artış eğilimi gösterdiği ve bu artışın önlenemediği anlaşılmaktadır. Şekil 2.12 ’de yıllara göre kazalarda meydana gelen ölüm sayıları verilmiştir. Ölü sayısı 4000 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.12. Yıllara göre kazalarda meydana gelen ölü sayıları. Şekil 2.12’de yıllara göre meydana gelen kazalarda ölü sayılarının 2007 yılında en yüksek değere ulaştığı, daha sonraki yıllarda düşüş gösterdiği görülmektedir. Kaza sayıları artarken kazalarda ölen kişi sayısında bir düşme eğilimi olduğu görülmektedir. Şekil 2.13’de ise yıllara göre yaralı sayısı verilmektedir. 136 Yaralı sayısı 250000 200000 150000 100000 50000 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.13. Yıllara göre kazalarda meydana gelen yaralı sayısı Şekil 2.13’de görüldüğü gibi 2002 ile 2011 yılları arasında, genellikle kaza sayısı ile orantılı olarak yaralı sayısında da artış meydana gelmiştir. 2.9.2. Yıllara Göre Trafik Kazalarından Etkilenen Kazazedeler Trafik kazalarından etkilenenlerin; sürücü, yolcu ve yayalar olduğu bir gerçektir. Trafiğin içinde bulunan taşıtı süren sürücü, taşıtlarda bulunan yolcu ile karayolunda veya civarında bulunan yayalar trafik kazalarından etkilenmektedir. Çizelge 2.16 ’da trafik kazalarından etkilenen sürücü, yolcu ve yaya sayıları verilmektedir. 137 Çizelge 2.16. Trafik kazalarından etkilenen sürücü, yolcu ve yaya sayıları [3]. YIL Kaza Sayısı 1997 61.480 Toplam ölü ve yaralı sayısı 111.371 1998 65.280 119.487 1.829 39.265 2.082 57.061 1.024 18.226 1999 63.515 114.495 1.588 38.138 2.079 54.183 929 17.578 2000 65.289 119.818 1.448 41.552 1.617 57.206 876 17.119 2001 55.160 97.451 1.105 34.036 1.143 45.102 706 15.359 2002 54.746 97.125 1.086 33.340 1.157 45.538 657 15.347 2003 56.103 98.418 1.040 34.237 1.155 45.935 616 15.435 2004 63.593 112.970 1.164 39.612 1.238 53.612 679 16.665 2005 72.194 127.172 1.242 46.077 1.229 60.053 724 17.847 2006 79.177 139.119 1.337 52.885 1.391 65.264 637 17.605 Sürücü Ölü Yaralı Yolcu Ölü Yaya Yaralı Ölü Yaralı 1.732 35.901 2.173 52.743 1.220 17.602 Not. Trafik polisi sorumluluk bölgesindeki kazaları kapsar Çizelge 2.16’dan da anlaşıldığı gibi trafik kazalarından etkilenen sürücü, yolcu ve yaya sayılarına baktığımızda; kaza sayılarında artma ve buna bağlı olarak kazalarda ölen sürücü sayısında yıllara göre azalma görülürken, yaralı sayısında artma görülmektedir. Kazalarda ölen yolcu sayısında ise; yıllara göre azalma olmasına rağmen yaralı sayısında artma olduğu gözlenmektedir. Kazadan etkilenen yayaların ölü ve yaralı sayısı yıllara göre azalma göstermektedir. Şekil 2.14’de yıllara göre trafik kazalarından etkilenen sürücü, yolcu ve yaya ölü sayısı verilmiştir. 138 Ölü sayısı 2500 2000 1500 1000 500 0 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Sürücü Yolcu Yaya Şekil 2.14. Yıllara göre trafik kazasından ölen sürücü, yolcu ve yaya sayısı Şekil 2.14’den de anlaşılacağı üzere 1997 yılından 2006 yılına kadar trafik kazalarında ölen sürücü, yolcu ve yaya sayılarında genel bir azalma görülmektedir. Önceki yıllara göre görülen bu azalmanın trafik denetimlerinin etkin bir şekilde yapılmasının yanında, karayolu alt ve üst yapılarındaki iyileştirmeler ile bölünmüş yol çalışmalarındaki artışlardan kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Şekil 2.15 ’de yıllara göre trafik kazasında yaralanan sürücü, yolcu ve yaya sayısı verilmiştir. 139 Yaralı sayısı 70000 60000 50000 40000 30000 20000 10000 0 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Sürücü Yolcu Yaya Şekil 2.15. Yıllara göre trafik kazasında yaralanan sürücü, yolcu ve yaya sayısı Şekil 2.15’den anlaşıldığı gibi yıllara göre trafik kazalarından etkilenen yaralı sayısında; 1997 yılından 2006 yılına kadar genel bir artışın olduğu, 2000 yılı ile 2004 yılları arasında yaralı sayısında azalma olduğu ve 2004 yılından sonra tekrar yaralı sayısında artış olduğu görülmektedir. 2.9.3. Nüfus ve Taşıt Başına Düşen Kaza Sayısı Kazaların toplam nüfusa ve taşıt sayısına göre dağılımında nasıl bir değişim görülmektedir. Daha doğrusu nüfusun artışına paralel olarak kazaların artışı nasıl olmaktadır . Bununla birlikte taşıt sayısının artmasıyla trafik kazalarında da nasıl bir değişimin yaşandığına bakacak olursak bunu Çizelge 2.17’de görebiliriz. 140 Çizelge 2.17. Trafik kazalarında taşıt ve nüfus başına düşen ölü ve yaralı sayısı [3]. 100 000 taşıt başına düşen YILLAR Ölü Sayısı 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 74,7 82,5 73,6 66,2 51,5 47,3 44,3 43,2 40,4 37,9 100 000 nüfus başına düşen Yaralı sayısı Ölü Sayısı Yaralı sayısı 1548 1706,5 1613,2 1643,6 1363,6 1345 1327,7 1332,9 1382,5 1382,8 8 9,3 8,6 8,2 6,4 5,9 5,6 6,2 6,3 6,3 166 193,1 188,8 202,8 169,6 167,2 168,3 190 213,8 231,7 Çizelge 2.17’de de görüldüğü gibi 100.000 taşıt başına düşen trafik kazalarındaki yaralı ve ölü sayısında; 2002 yılından 2011 yılına kadar azalma olduğu, 100.000 nüfusa düşen trafik kazalarındaki ölü sayısında ise yıllara göre azalma ve yaralı sayısında da yıllara göre dalgalanmalar olduğu anlaşılmaktadır. Şekil 2.16’da 100.000 araç başına düşen ölü sayısını görülmektedir. 100 000 taşıta düşen ölü sayısı 50 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Şekil 2.16. 100.000 taşıt başına düşen ölü sayısı 141 2010 2011 Şekil 2.16’da görüldüğü gibi 2002 ile 2011 yılları arasında 100.000 taşıt başına düşen kazalardaki ölü sayısı oranı; 2002 yılında çok yüksek iken bu oran 2011 yılına kadar düşmeye devam etmiştir. Şekil 2.17’de ise 100.000 araç başına düşen yaralı sayısı verilmektedir. 100 000 taşıta düşen yaralı sayısı 1500 1450 1400 1350 1300 1250 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.17. 100.000 araç başına düşen yaralı sayısı Şekil 2.17’de görüldüğü gibi yaralı sayılarında 100.000 araç başına düşen kazalarda 2002 yılından 2011 yılına kadar dalğalanmalar meydana gelmiştir. Şekil 2.18’de ise 100.000 nüfusa düşen ölü sayıları verilmektedir. 142 100 000 kişiye düşen ölü sayısı 8 7 6 5 4 3 2 1 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.18. 100.000 nüfusa düşen ölü sayıları Şekil 2.18’de görrüldüğü gibi 100.000 nüfusa düşen ölü sayısında 2003’den 2007 yılına kadar artma gözlenirken 2007 yılından sonra azalma meydana gelmiştir. Şekil 2.19’da 100.000 nüfus başına düşen yaralı sayıları verilmektedir. 100 000 kişiye düşen yaralı sayısı 350 300 250 200 150 100 50 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Şekil 2.19. 100.000 nüfus başına düşen yaralı sayıları Şekil 2.19’da görrüldüğü gibi 100.000 nüfusa düşen yaralı sayısında; 2002 yıllından 2011 yılına kadar artış olduğu görülmektedir. 143 2.9.4. Bayram Tatillerinde Meydana Gelen Kazalar Ülkemizde bayram tatillerinde meydana gelen kazalarda; ölü ve yaralı sayısı, yılın diğer günlerine göre farklılık göstermektedir. Bayram tatillerinde karayolu üzerindeki araç yoğunluğunun artmasının yanında uzun yolculuğa çıkan sürücülerin trafik kurallarına uygun davranmayarak; yorgun ve uykusuz yola devam ettikleri, sık sık mola vererek dinlenmeleri gerekirken dinlenmedikleri, bir an önce hedefledikleri noktaya ulaşabilmek için aralıksız araç kullandıkları ve bu yüzden ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına neden oldukları bir gerçektir. 2.9.4.1. Ramazan Bayramı Tatillerinde Meydana Gelen Kazalar Son 10 yılda Ramazan Bayramlarında meydana gelen trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısı Çizelge 2.18’de verilmiştir. Çizelge 2.18 Son 10 yılda Ramazan Bayramlarında meydana gelen trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısı: YILLAR TARİHLER TATİL YERLEŞİM YERİ YERLEŞİM YERİ DIŞI SÜRESİ (GÜN) KAZA ÖLÜ YARALİ KAZA ÖLÜ YARALI TOPLAM KAZA ÖLÜ YARALI 20002001 23 Aralık 2000 – 1 Ocak 2001 10 65 68 62 81 127 307 146 195 369 2001 15-13 Aralık 2001 4 18 18 32 26 41 128 44 59 160 2002 5-8 Aralık 2002 4 28 33 41 40 66 145 68 99 186 2003 22 - 30 Kasım 2003 9 49 56 56 52 82 106 101 138 162 2004 13-16 Kasım 2004 4 25 32 30 43 57 106 68 89 136 2005 03-06 Kasım 2005 4 40 43 51 32 53 97 72 96 148 2006 21-25 Ekim 2006 5 35 46 24 36 51 188 71 97 212 2007 11-14 Ekim 2007 4 12 16 11 34 48 91 46 64 102 2008 27 Eylül-5 Ekim 2008 9 35 37 22 54 90 188 89 127 210 2009 19-22 Eylül 2009 4 16 19 16 35 41 107 51 60 123 57 323 368 345 433 656 1463 756 1024 1808 GENEL TOPLAM Ülkemizdeki son 10 Yıllık Ramazan Bayramı tatillerindeki Trafik Kazalarının incelenmesinde; 144 Toplam tatil süresi olan 57 günde, Yerleşim yerlerinde 323 trafik kazası meydana gelmiş, 368 kişi hayatını kaybetmiş, 345 kişi yaralanmıştır. Yerleşim yeri dışında 433 Trafik kazası meydana gelmiş, 656 kişi hayatını kaybetmiş, 1.463 kişi yaralanmış, Yerleşim yeri ve yerleşim yeri dışında meydana gelen toplam 756 kazada, 1.024 kişi hayatını kaybetmiş, 1.808 kişi de yaralanmıştır. Ağustos 2012 yılı Ramazan Bayramında; 1.785 yaralanmalı ve 56 ölümlü kaza olmak üzere toplam 1.841 trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazalarda 4 bin 61 kişi yaralanmış ve 74 kişi de hayatını kaybetmiştir. Toplam kaza,ölü ve yaralı sayısı 400 350 300 250 200 150 100 50 0 KAZA ÖLÜ YARALI Şekil 2.20 Ramazan Bayramı tatillerinde meydana gelen trafik kazası, ölü ve yaralı sayısı. 145 Yerleşim yeri içi kaza,ölü ve yaralı sayısı 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 KAZA ÖLÜ YARALI Şekil 2.21 Ramazan Bayramı tatillerinde yerleşim yerlerinde meydana gelen trafik kazası, ölü ve yaralı sayısı. Yerleşim yeri dışı toplam kaza,ölü ve yaralı sayısı 350 300 250 200 150 100 50 0 KAZA ÖLÜ YARALI Şekil 2.22 Ramazan Bayramı tatillerinde yerleşim yeri dışında meydana gelen trafik kazası, ölü ve yaralı sayısı. 146 Kaza oranı 43% 57% Yerleşim yeri dışı Yerleşim yeri içi Şekil 2.23 Ramazan Bayramı tatillerinde meydana gelen trafik kazalarının yerleşim yeri ve yerleşim yeri dışında olma oranı. Yaralı oranı 19% 81% Yerleşim yeri dışı Yerleşim yeri içi Şekil 2.24 Ramazan Bayramı tatillerinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazalarının yerleşim yeri ve yerleşim yeri dışında gerçekleşme oranı. 147 Ölüm oranı 62% 38% Yerleşim yeri dışı Yerleşim yeri içi Şekil 2.25 Ramazan Bayramı tatillerinde meydana gelen ölümlü trafik kazalarında yerleşim yeri ve yerleşim yeri dışında gerçekleşme oranı. Şekil 2.23, 2.24 ve 2.25’de görüldüğü gibi son on yıldaki Ramazan Bayramı tatillerinde meydana gelen trafik kazalarının %57’si yerleşim yeri dışında, %43’ü yerleşim yerinde, buna bağlı olarak yaralanmaların %81’i yerleşim yeri dışında, %19’u yerleşim yerinde ve ölü sayısının %62’si yerleşim yeri dışında, %38’i ise yerleşim yerinde olmuştur. 2.9.4.2. Kurban Bayramı Tatillerinde Meydana Gelen Kazalar Çizelge 2.19’de Son 10 yılda Kurban Bayramlarında meydana gelen trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısı verilmiştir. 148 Çizelge 2.19 - Son 10 yılda Kurban Bayramlarında meydana gelen trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısı YILLAR 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 TARİHLER 27 Mart -04 Nisan 1999 11-19 Mart 2000 03-11 Mart 2001 21 -25 Şubat 2002 08- 16 Şubat 2003 31 Ocak- 04 Şubat 2004 20-23 Ocak 2005 07 -15 Ocak 2006 19-23 Aralık 2007 6-14 Aralık 2008 GENEL TOPLAM TATİL YERLEŞİM YERİ YERLEŞİM YERİ DIŞI TOPLAM SÜRESİ (GÜN) KAZA ÖLÜ YARALI KAZA ÖLÜ YARALI KAZA ÖLÜ YARALI 9 50 53 40 84 137 300 134 190 340 9 72 87 76 49 89 199 121 176 275 9 60 72 55 72 118 200 132 190 255 5 23 24 35 29 34 66 52 58 101 9 47 52 68 36 62 134 83 114 252 5 25 26 26 21 34 103 46 60 129 4 21 25 26 25 53 119 46 78 145 9 44 47 37 36 52 142 80 109 179 5 14 15 55 25 29 72 39 44 127 9 16 19 24 53 94 156 69 113 180 73 372 420 442 430 702 1491 802 1132 1983 Ülkemizde son 10 Yıllık Kurban Bayramı tatillerinde meydana gelen Trafik Kazaları incelendiğinde; Toplam tatil süresi olan 73 günde, Yerleşim yerlerinde 372 kaza meydana gelmiş, 420 kişi hayatını kaybetmiş, 442 kişi yaralanmıştır. Yerleşim yeri dışında 430 trafik kazası meydana gelmiş, 702 kişi hayatını kaybetmiş, 1491 kişi yaralanmış, Yerleşim yeri ve yerleşim yeri dışında meydana gelen toplam 802 kazada, 1132 kişi hayatını kaybetmiş, 1983 kişi de yaralanmıştır. Ekim 2012 yılı Kurban Bayramında meydana gelen trafik kazalarında (Süre 6 Gün); 149 Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, arife günü meydana gelen 10'u ölümlü, 342'si yaralanmalı olmak üzere toplam 352 trafik kazasında, 12 kişi ölmüş, 744 kişi ise yaralanmıştır. Kurban Bayramının 1. günü, 11'i ölümlü, 299'u yaralanmalı olmak üzere meydana gelen toplam 310 trafik kazasında 11 kişi hayatını kaybetmiş 671 kişi yaralanmıştır. Kurban Bayramının 2. gününde meydana gelen 9'u ölümlü, 359'u yaralanmalı olmak üzere toplam 368 trafik kazasında 11 kişi ölmüş, 741 kişi ise yaralanmıştır. Bayramın 3. gününde meydana gelen 6'sı ölümlü, 380'i yaralanmalı olmak üzere 386 trafik kazasında 8 kişi ölmüş, 742 ise yaralanmıştır. Bayramın son gününde ise meydana gelen 9'u ölümlü, 307'si yaralanmalı olmak üzere toplam 316 trafik kazasında 12 kişi ölmüş, 692 kişi ise yaralanmıştır. Kurban Bayramı tatiline eklenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tatilinde de meydana gelen 15'i ölümlü 233'ü yaralanmalı olmak üzere toplam 248 trafik kazasında 22 kişi ölmüş, 539 kişi ise yaralanmıştır. İstatistiklerden de anlaşılacağı gibi 6 günlük Kurban Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tatilinde meydana gelen 60'ı ölümlü, 1.920'si yaralanmalı olmak üzere toplam 1.980 trafik kazasınında 76 kişi ölmüş, 4.129 kişi ise yaralanmıştır. Kurban Bayramı tatilinde günlük ortalama ölüm oranı 12.6 olarak belirlenmiştir. 2012 yılının ilk 9 ayında meydana gelen trafik kazalarında günlük ortalama ölü sayısının ise 10.6 olduğu görülmektedir. 150 Toplam kaza, ölü ve yaralı sayıları 350 300 250 200 150 100 50 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 KAZA ÖLÜ YARALI Şekil 2.26 Kurban Bayramı tatillerinde meydana gelen trafik kazası, ölü ve yaralı sayısı. Sehir içi kaza, ölü ve yaralı sayıları 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 KAZA ÖLÜ YARALI Şekil 2.27 Kurban Bayramı tatillerinde yerleşim yeri içinde meydana gelen trafik kazası, ölü ve yaralı sayısı. 151 Sehir dışı kaza, ölü ve yaralı sayıları 300 250 200 150 100 50 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 KAZA ÖLÜ YARALI Şekil 2.28 Kurban Bayramı tatillerinde yerleşim yeri dışında meydana gelen trafik kazası, ölü ve yaralı sayısı. Kaza oranı 46% 54% Yerleşim yeri dışı Yerleşim yeri içi Şekil 2.29 Kurban Bayramı tatillerinde yerleşim yeri içi ve dışında meydana gelen trafik kazası oranı. 152 Ölüm oranı 37% 63% Yerleşim yeri dışı Yerleşim yeri içi Şekil 2.30 Kurban Bayramı tatillerinde yerleşim yeri içi ve dışında meydana gelen kazalardaki ölüm oranı. Yaralı oranı 23% 77% Yerleşim yeri dışı Yerleşim yeri içi Şekil 2.31 Kurban Bayramı tatillerinde yerleşim yeri içi ve dışında meydana gelen kazalardaki yaralı oranı. Şekil 2.29, Şekil 2.30 ve Şekil 2.31’den de görüldüğü gibi son on yıldaki Kurban Bayramı tatillerinde meydana gelen trafik kazalarının %54’ü, yerleşim yeri dışında, %46’sı yerleşim yerinde, buna bağlı olarak yaralanmalı kazaların % 77’si yerleşim yeri dışında, % 23’ü de yerleşim yerinde ve ölümlü kazaların %63’ü yerleşim yeri dışında, % 37’si ise yerleşim yerinde olmuştur. 153 1999 – 2008 yılları arasında toplam 130 gün Ramazan ve Kurban Bayramı tatili olduğu, bu sürede meydana gelen 1558 trafik kazasında 2156 kişinin hayatını kaybettiği ve 3791 kişinin de yaralandığı üzücü bir tablo olarak ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmalarda; Kurban ve Ramazan Bayramı tatillerinde meydana gelen ölümlü trafik kazalarındaki ölü sayısı, normal günlerde meydana gelen ölümlü trafik kazalarındaki ölü sayısına göre % 50 daha fazladır. Bunun nedeni de bayram heyecanı ve telaşı ile yollara çıkan sürücülerin araç yoğunluğunu dikkate almayarak kural hataları yapmaları, mola vermeden yorgun ve uykusuz olarak yola devam etmeleri ölümlü kazalara neden olmaktadır. Bu yüzden bayram tatili dönemlerinde; Yol güzergâhlarında etkin bir şekilde denetim yapılması, Belirli kilometrelerde ekip görevlendirilmesi, Karayolu bakım ve onarımından sorumlu birimlerin bu dönemlerde yollarda daha dikkatli bakım ve onarım çalışmaları yapmaları, Radyo, televizyon ve yazılı basında yol kullanıcılarının bilinçlendirildiği kampanyalar ve yayınlar yapılması, Kamu Spotları hazırlanarak toplumun ve sürücülerin uyarılması, Ağır tonajlı araçların belirli saatlerde trafiğe çıkarılması, Sürücülerin hava ve yol şartları ile ilgili bilgilendirilmesi, Alternatif yollar tespit edilmesi önemlidir. 154 BÖLÜM 3 TRAFİK KAZALARININ AZALTILMASINA YÖNELİK ALINABİLECEK TEDBİRLER 3.1 Sürücülerin Denetimi Trafik güvenliği; insan, taşıt ve altyapıdan kaynaklanan eksikliklerin bir araya gelmesinden oluşmakta ve kazalar sonucu mal ve can kaybı meydana gelmektedir. Bu sorunun çözümünde trafiğin düzenlenmesi ve denetlenmesi alanlarında sorumlu trafik görevlilerinin başlıca amacı, sürücülerin trafik yasalarına uymasını sağlayarak, güvenli bir trafik ortamını oluşturmaktır [15]. Çizelge 3,1’de 2008 yılında yapılan kontrol bilgileri verilmiştir Çizelge 3.1 2008 yılında yapılan kontroller Yapılan kontrol Kontrol Sayısı Alkol kontrolü 8.328.643 Aşırı hız tespiti 1.448.885 Aşırı/hatalı yükleme 4.167.927 Belge kontrolü 12.543.786 Zorunlu malzeme 6.787.585 Cep telefonu kontrolü 1.950.433 Emniyet kemeri kontrolü 7.077.118 Fazla yolcu 1.755.195 Koruma başlığı-gözlük 232.560 Rehber öğretmen kontrol 136.668 Takoğraf kontrolü 5.211.479 Teknik kontrol 10.224.125 Trafik Işık-işaret İhlali 501.548 Diğer (durdurarak yapılan) 2.006.903 TOPLAM KONTROL SAYISI 62.463.855 155 Trafik düzen ve güvenliğini sağlamak üzere trafik kuruluşlarında görev yapan personel yaz, kış ve bayram tatili demeden 24 saat süreyle şehiriçi ve şehirdışı karayollarında trafiğin yönetim ve denetim hizmetlerini aralıksız olarak yürütmektedir. Bu hizmet, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bağlı Yönetmelikler ile Polis ve Jandarma teşkilatlarına yetki ve görev veren diğer kanun ve yönetmeliklere göre yapılmaktadır. Sürücüleri, trafik kuralları ve trafik güvenliği konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, şehir içi ve şehir dışı yollarda trafik düzen ve akıcılığını sağlamak, güvenli bir trafik ortamı oluşturarak, trafik kazalarını önlemek ve sonucundaki ölüm, yaralanma ve maddi kayıpları azaltmak, trafik iş ve işlemlerinde süreci basitleştirmek ve hızlandırmak amacıyla trafik güvenliğini sağlayacak bütün faaliyet alanları belirlenmiş, kısa, orta ve uzun vadede yapılacak eylem, plan, faaliyet ve hedefler ayrı ayrı tespit edilmiştir. Bu hedefler doğrultusunda 2008 yılında, ülkemiz genelinde yapılan denetimlerde 14.550.689 araç ve sürücüsü; fazla yük ve yolcu, radarla hız, alkol, emniyet kemeri gibi değişik kontrol türlerinde toplamda 62.463.855 trafik denetimine tabi tutulmuştur. 156 Çizelge 3.2 2007 ve 2008 yıllarında uygulanan trafik cezalarının sayıları ve farkları Durdurularak Uygulanan Toplam Cezalar İHLAL İÇERİĞİ 2007 2008 Alkol 96.761 120.859 24,9 Aşırı hız 943.775 1.375.614 45,8 46.246 43.201 -6,6 653.698 831.917 27,3 53.753 95.235 77,2 Cep telefonu 55.425 192.832 247,9 Emniyet kemeri 235.565 544.572 131,2 153.465 145.681 -5,1 Başlığı/gözlüğü 36.956 60.172 62,8 Takograf 54.452 146.173 168,4 Teknik 183.394 196.042 6,9 561.175 597.058 6,4 883.667 686.810 -22,3 3,958.332 5.036.166 27,2 2.674.878 3.009.497 12,5 7.927 17.807 124,6 6.641,137 8.063.470 21,4 Aşırı/hatalı yükleme Belge eksikliği Zorunlu malzeme eksikliği Fazla yolcu Trafik ışık/işaret ihlali Diğer TOPLAM Araç plakasına uygulanan Yayalara uygulanan TOPLAM FARK % 2007 ve 2008 yılları karşılaştırıldığında, denetleme sayılarında ve buna bağlı olarak uygulanan trafik cezalarında toplamda %21,4 oranında artış olduğu görülmektedir. Ayrıca 2008 yılında yazılan ceza sayıları bakımından; cep telefonu kullanımı konusunda %248, takograf kontrollerinde %168, emniyet kemeri kontrollerinde %131 ve yaya kontrollerinde %125 oranlarında artış gerçekleşmiştir. 2007-2008 yıllarında uygulanan trafik ceza sayılarında %21,4, trafik para ceza miktarında ise %32,5 oranında artış olduğu 157 görülmektedir. Çizelge 3.2’de 2007 ve 2008 yıllarında uygulanan trafik cezalarının sayıları ve fark oranları verilmiştir. Çizelge 3.3 Uygulanan trafik cezalarının ihbarlı ve peşin oluşlarına göre sayı ve tutar karşılaştırılması TRAFİK CEZALARI PARA TRAFİK CEZA SAYILARI YILLAR PEŞİN İHBARLI TOPLAM TUTARI (TL) PEŞİN İHBARLI TOPLAM 2007 198.390 6.442.747 6.641.137 17.220.490 640.895.265 658.115.775 2008 174.443 7.889.047 8.063.470 18.135.143 853.566.832 871.701.975 FARK -12,1 22,4 21,4 5,3 33,2 32,5 2012 yılında Polis sorumluluk bölgesinde uygulanan trafik cezalarının dağılımı; TRAFİK CEZA SAYILARI YILLAR PEŞİN 2012 İHBARLI TOPLAM TRAFİK CEZALARI PARA TUTARI (TL) PEŞİN İHBARLI TOPLAM 44.687 10.434.117 10.478.804 5.373.332 1.505.003.749 1.510.337.081 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5,51/2b ve 118’inci maddeleri kapsamında; Alkollü olarak araç kullanan sürücülerin belgeleri; birinci seferinde 6 ay, ikinci seferinde 2 yıl süreyle geri alınır, ayrıca bu sürücüler sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine tabi tutulurlar, eğitimi başarıyla tamamlayanların belgeleri süresi sonunda iade edilir. İhlalin üç veya üçten fazlasında ise sürücülerin, sürücü belgeleri 5 yıl süreyle geri alınır ve altı aydan aşağı olmamak üzere hafif hapis cezası ile birlikte hafif para cezası uygulanır. Ayrıca, psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesine tabi tutulurlar. Bu değerlendirme ve muayene sonrasında uygun görülen sürücülere, geri alma süresi sonunda sürücü belgeleri iade edilir. 158 Hız sınırlarını yüzde otuzdan fazla aşmak suretiyle ihlal suçunun işlendiği tarihten geriye doğru bir yıl içerisinde aynı kuralı beş defa ihlal ettiği tespit edilen sürücülerin sürücü belgeleri bir yıl süreyle geri alınır. Süresi sonunda psiko-teknik değerlendirmeden ve psikiyatri uzmanının muayenesinden geçirilerek sürücü belgesi almasına mani hali olmadığı anlaşılan sürücülerin belgeleri iade edilir. Trafik suçunun işlendiği tarihten geriye doğru bir yıl içinde toplam 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgeleri 2 ay süre ile geri alınır ve eğitime tabi tutulurlar. Aynı yıl içinde ikinci defa 100 puanı dolduran sürücülerin sürücü belgeleri 4 ay süre ile geri alınarak psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar. Muayene sonucunda sürücülük yapmasına engel hali bulunmayan sürücülerin, sürücü belgeleri, süresi sonunda iade edilir. Bir yıl içinde üç defa 100 ceza puanını dolduran sürücülerin sürücü belgeleri süresiz olarak iptal edilir. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgeleri ise (1) yıl süre ile geri alınır. Bu kapsamda; 2009 yılında yapılan denetimler sonucunda, sürücü belge sayılarında 2008 yılına oranla alkol etkisinde araç kullanmaktan geri alınan sürücü belgesi sayısında %7,5; 100 ceza puanı uygulamasından dolayı alınan sürücü belgesi sayısında %432 ve hız sınırlarını yüzde otuzdan fazla aşmak suretiyle geri alınan sürücü belgesi sayısında %25 oranlarında artış olduğu görülmüştür (Çizelge 3.4). Çizelge 3.4 2008 ve 2009 yıllarında yapılan alkol ve aşırı hız denetimi sayıları CEZA AŞIRI HIZ YILLAR ALKOL 2008 118.152 2.655 1.075 2009 109.192 14.137 812 SAYI -8.960 11.482 -263 ARTIŞ ORANI(%) -7,6 432 -25 159 PUANI 2008 yılında sürücü belgelerinin; %96,94'ü alkollü olarak araç kullanma, %2,18'i bir yıl içerisinde ceza puanını doldurma ve %0,88'i bir yıl içerisinde 5 kez hız ihlalinden geri alınmıştır. 3.1.1.Alkolün Sürücüler Üzerindeki Olumsuz Etkisi Bilimsel araştırmalar alkolün hiçbir seviyesinin sürücülük için güvenli olmadığını göstermektedir. Bütün ülkeler yasal alkol limitini belirlerken konuyu tıbbi, psikolojik ve sosyal yönüyle değerlendirerek bir karara varmakta, belirli bir riski kabul ederek bu sınırları belirlemektedirler. Motorlu araç sayısının artmaya başladığı 1900'lü yılların ilk dönemlerinde, yasal sınırın ne olması gerektiği ve nasıl ölçüleceği konusunda sorunlar yaşanmışsa da dünyada özellikle konuyu inceleyen bilimsel çevrelerin görüşü her zaman kan-alkol sınırının daha da aşağıya çekilmesi yönünde olmuştur. Bir başka deyişle yasal sınırın altında olmanın sadece trafik cezasını engellediği, ancak can güvenliğini garantilemediği kabul edilmektedir [15]. Alkolün etkileri açısından yaş, cinsiyet, sürücülük deneyimi gibi bazı faktörlere bağlı olarak bireyler arasında farklılıklar görülmekteyse de, bunlar güvenli sürücülüğü garantileyecek kadar büyük farklar olmadığı gibi, tartışmalı sonuçlar olarak da değerlendirilmektedirler. Bununla birlikte genel olarak araştırmalar 0.2 promil düzeyinden itibaren alkol düzeyi arttıkça sürücüler üzerinde olumsuz etkilerinin de arttığı yönünde birleşmektedir. Bu sınır kimi ülkeler tarafından kabul edilmiş bulunmaktadır. 3.1.2 Alkolün Vücuttan Atılması Pek çok kişi alkol aldıktan sonra kahve içerek, egzersiz yaparak ya da biraz uyuyarak alkolün vücuttan atılmasını hızlandırabileceğini düşünür. Oysa bunların alkolün vücuttan atılması üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Bunun için karaciğerin çalışmasına ve zamana ihtiyaç vardır. Alkol alındıktan sonra muhakeme yeteneği ve algılayış giderek bozulurken bunun sonucunda sürücünün sürüş becerileri azalmakta, buna karşılık yine bozulan muhakeme 160 yeteneği ve azalan duygu kontrolü nedeniyle kendine güvende yersiz bir artış meydana gelmektedir. İşte bu çelişkili değişim sürücüler için daha da tehlikeli bir duruma yol açmaktadır. Bu nedenle alkol aldıktan sonra ne yapacağını düşünmek yerine içmeye başlamadan önce bazı kararlar almak daha yararlı olabilir. Bu kararlar; eğer araç kullanılacaksa hiç alkol almamak, eğer alkol alınacaksa araç kullanacak bir kişi bulmak olabilir. Özellikle eğlenmek için çıkılan akşamlarda özel araç kullanmak yerine taksi ya da toplu taşım araçlarını tercih etmek uygun olacaktır. Hiç şüphe yok ki alkolün etkileri konusunda doğru bilgilenen ve bu tür kararları alkol almadan önce vermeye çalışan sürücüler bu konuda en doğru davranışı da yine kendileri seçebilirler. Çizelge 3.5’de kandaki alkol düzeyinin hesaplanması ve alkol kan oranları verilmiştir. Çizelge 3.5 Kandaki alkol düzeyinin hesaplanması ve alkol kan oranları Alkol Düzeyinin Hesaplanması ve Alkol-Kan Oranları PROMIL= Ölçüm Değeri PROMIL= (PROMİL) (mg alkol/100 ml kan) 0.2 "Tflmg (20:100=0.2) 0.2 gr. % 0.025 0.5 50 mg (50:100-0.5) 0.5 gr. % 0.063 0.8 80 mg (80:100=0.8) 0,8 gr. %0.1 1.0 100 mg 100:100=1.0) 1.0 gr. %0.13 1.5 150 mg (150:100=1.5) 1.5 gr. %0.19 2.0 200 mg (200:100=2.0) 2.0 gr. % 0.25 3.0 300 mg (300:100=3.0) 3.0 gr. % 0.38 4.0 400 mg (400:100=4.0) 4.0 gr. % 0.5 5.0 500 mg (500:100=5.0) 5.0 gr. %0.6 (mg alkol/100 ml kan) 161 Hacim Olarak Kandaki Alkol Oranı 3.1.2.1 Ülkemizde Yasal Alkol Sınırı Ülkemizde ticari araç sürücüleri ve kamu hizmetinde çalışan sürücülerin alkollü olarak trafiğe çıkmaları tümüyle yasaklanmış, diğer sürücüler içinse yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit olan, 0.50 Promil belirlenmiştir. Bu halk arasında yanlış bir biçimde "yüzde elli alkollü olmak" diye ifade edilmekte, hatta bunun mümkün olduğu sanılmaktadır. Bu tümüyle yanlış bir bilgidir. Bu yanlışlık genellikle promil değerinin nasıl hesaplandığının iyi bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Promil hesabında alkolün ağırlığı, kanın ise hacmi dikkate alınarak bir orantı kurulur. Örneğin 0.50 promil 100 mililitre kanda 50 miligram alkol bulunduğunu gösterir ve buradan gidilerek, 50/100=0.50 promil kabul edilir. Ağırlığı hacme oranlamak matematiksel olarak çok mantıklı değilse de, karmaşık ve çok küçük sayılarla uğraşmak zorunda bırakmadığı için tercih edilen bir ifade biçimidir. Eğer hacim oranları dikkate alınacak olursa, 0.50 promilin gerçekte kanda %0.025 oranında alkole eşit olduğu (on binde 2.5) görülür. İnsan vücudu yüzde elli alkol oranı bir yana, %0.5 oranında alkole bile (binde 5 ya da bir litre kanda 4 gram alkol bulunması) tolerans göstermekte çok zorlanır, hatta bu düzeydeki kan-alkol oranı pek çok kişide ölüme yol açar. Çizelge 3.6’da Kandaki alkol oranı artışının insan bünyesi üzerindeki etkileri verilmiştir. Çizelge 3.6 Kandaki alkol oranı artışının insan bünyesi üzerindeki etkileri. DEĞER ETKİLERİ 0.2 Ruh halinin değişmesi, vücut ısısında hafif bir yükselme, davranışlar üzerindeki kontrolün azalması Belirgin bir gevşeme, dikkatin azalması, koordinasyon ve muhakeme bozukluğunun 0.5 başlaması. Koordinasyon, algı ve muhakemede belirgin bozulma, tepki zamanının, kendini kontrol etme 0.8 becerisinin zarar görmesi Sarhoşluk belirtileri, muhtemel mahcup edici davranışlar, bir an neşeli bir an üzgün olmak gibi ruh 1.0 halinde gidip gelmeler Ayakta durma, yürüme ve konuşmada güçlük çekme, denge ve koordinasyonun kaybedilmesi, 1.5 belirgin olarak sarhoşluk hali Ağrı ve diğer fiziksel duyumların azalması, ağlama ve gülme arasında gidip gelmek gibi belirgin 2.0 duygusal tutarsızlıklar 3.0 Reflekslerin azalması, bilinçte bulanıklık, pek çok kişide bilinç kaybı 162 3.1.2.2. Sürücülerde Alkol Tespiti ve Denetimleri Alkol denetimlerinde yapılan iş, kanda ne kadar alkol bulunduğunun belirlenmesi ve bu miktarın sürücü için tehlike yaratacak düzeyde olup olmadığına karar verilmesidir. Bu denetimin hangi hallerde, nasıl yapılacağı ve neye göre karar verileceği yasa ve yönetmeliklerle saptanmıştır. Buna göre sürücünün alkollü olabileceğinden şüphe duyulduğunda ya da rutin alkol kontrolleri sırasında alkol metreyle ölçüm yapılır. Ölçüm sonucunda sürücünün, yasal sınırın üzerinde alkollü olduğu ve araç kullanamayacak durumda olduğu belirlenirse gerekli cezai işlemler yapılır. Sürücülerin itiraz etmeleri, direnmeleri, mütecaviz davranışlarda bulunmaları, ölçüm yapılmasına müsaade ettirmekle birlikte sonucuna itiraz etmeleri, ölçüm sonucunda tanzim edilen tespit tutanağı ile Karayolları Trafik Kanunu'nun 48. maddesi doğrultusunda düzenlenen trafik idari para cezası karar tutanağını ve sürücü belgesinin geçici olarak geri alınmasına dair tutanağı imzalamamaları veya imzadan imtina etmeleri durumlarında, kan aldırılmak suretiyle alkol tespitlerinin yapılması için en yakın adli tıp kurumuna, adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık kuruluşlarına görevlilerce derhal götürülerek alınan rapor doğrultusunda hareket edilir. Alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücülerin kanlarındaki alkol miktarının kan aldırılarak tespit imkânının bulunmadığı hallerde ise en yakın resmi sağlık kuruluşu hekimi tarafından verilecek rapor doğrultusunda hareket edilir [15]. 163 Alkol denetimi Çizelge 3.7’de Alkollü Sürücülere İlişkin Denetim/Kaza Bilgileri ve oranları verilmiştir. Çizelge 3.7 Alkollü Sürücülere İlişkin Denetim/Kaza Bilgileri ve oranları YILLAR 2007 2008 DEĞİŞİM SAYI ORAN * SAYI ORAN * ORAN Kontrol edilen sürücü *** - 8.328.643 57,20 - Ceza yazılan sürücü 96.761 2,44 120.859 2,40 24,90 Kazaya karışan sürücü** 1.335 1,35 1.351 1,52 1,20 *Toplam İçindeki Oran ** Ölümlü- Yaralamalı Kaza *** 2007 yılı rakamları derlenmemiştir 164 3.2. Hız Denetimleri Otomotiv sektörü ilk yıllardan bugüne sürekli daha hızlı araçlar imal ederken, hükümetler de hız tahditleri uygulamaya başlamışlardır. Çünkü hız sürüş güvenliğini ortadan kaldırır. Saatte 35 km/saat hız yapan bir sürücünün görüş alanı 104 derecedir. Bu açı, hız arttıkça azalır. 65 km/saat'de 70 dereceye, 130 km/saat'de 30 dereceye düşer. 30 derecelik açı sonucunda tünel görüşü oluşur yani, sürücü yalnız yolu görüp izleyebilir. Kaldırımdaki ve karayolu kenarındaki olaylar ve hareketleri izleyemez. Sağından ve solundan geçen yaya ve araçları göremez. Sürücünün araç kullanırken sadece yolu kontrol etmesi yeterli değildir. Tali yollardan çıkabilecek araçları, yola inebilecek yayaları, yolun iki tarafından fırlayabilecek insan ve hayvanları önceden görmesi ve ona göre tedbir alması gerekir. ABD'nde yapılan bir araştırma hız sınırlaması getirilmesinin yakıt tüketiminde %3 oranında tasarruf sağladığını ortaya koymuştur. Aynı ülkede hız sınırlarının düşürülmesiyle kaza sonrası ölümlerde %24 oranında azalma sağlanmıştır. Ülkemiz karayollarında uygulanan hız sınırları araç cinsleri ve yol standartları esas alınarak detaylı bir şekilde düzenlenmektedir. Hız limitlerine ilişkin değerler hemen hemen Avrupa Birliği ülkelerine benzerlik arz etmektedir. Çizelge 3.8’de ülkemizdeki hız sınırları verilmiştir. Çizelge 3.8 Ülkemizdeki Hız Sınırları Şehir İçi Şehir Dışı Araç Cinsi (km/saat) (km/saat) Otoyol (km/saat) Otomobil 50 90 120 Otobüs 50 80 100 Minibüs, Kamyon, Kamyonet 50 80 90 Arazi Taşıtı, Motosiklet 50 70 80 30 50 60 30 50 - 20 20 - Tehlikeli Madde Taşıyan ve Özel İzin belgeli Araçlar Motorlu ve Motorsuz Bisikletler Lastik Tekerlekli Traktör, Arızalı Aracı Çeken Araçlar ve İş Makineleri 165 İspanya, Belçika, Portekiz gibi ülkelerde uygulanan hız sınırları ülkemizde uygulanan hız limitleri ile aynıdır. İngiltere'de şehir içinde 48 km/saat, şehir dışında 96 km/saat, otoyolda 112 km/saat, İsviçre'de şehir içinde 50 km/saat, şehir dışında 80 km/saat, otoyolda 120 km/saat, Norveç'te şehir içinde 50 km/saat, şehir dışında 80 km/saat, otoyolda 90 km/saat, Fransa ve İtalya'da şehir içinde 50 km/saat, şehir dışında 90 km/saat, otoyolda 130 km/saat, Yunanistan'da ise şehir içinde 50 km/saat, şehir dışında ve otoyollarda 80 km/saat'tir. Birçok sürücü hızlı araç kullanmayı araçlarının performansını ortaya koymak, yeteneklerini kanıtlamak ve özgürlüklerini somutlaştırmak amacıyla yapar. Bu nedenle, hız denetimi trafikte özel bir önem taşımaktadır. Hız denetiminin temel amacı, sürücülerin aşırı hız nedeniyle kaza yaptığı yol kesimlerinde, yasayla belirlenmiş hız sınırlarında araç kullanmalarını sağlamaktır. Bu denetimdeki hedeflerimiz aşırı hızdan kaynaklanan kazaların çok olduğu kesimlerde kazaların azaltılması ve şehir içi ve şehir dışı yollarda sürücülerin hız sınırlarına uymalarının sağlanmasıdır. Ayrıca hız denetimleri, sürücülerin daha dikkatli olmalarına, kazaların azalmasına, ölü ve yaralı sayısının azalmasına, ekonomik kaybın en aza inmesine yol açar. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, şehirlerarası yollarda ve şehir içinde sürücülerin hangi şartlarda araç kullanacaklarına dair sınırlamalar getirmiştir. Kanunda, ülkemizdeki yolların geometrik özelliklerine ve her türlü hava şartlarındaki durumuna göre hız sınırlaması getirilmiştir. Hız ölçen teknik cihaz veya çeşitli teknik usullerle yapılan tespit sonucu hız sınırlarını yüzde otuzdan fazla aşmak suretiyle ihlalin yapıldığı tarihten geriye doğru bir yıl içerisinde aynı kuralı (hız sınırlarını yüzde otuzdan fazla aşmak) beş defa ihlal ettiği tespit edilenlerin sürücü belgeleri bir yıl süreyle geri alınır. Bir yılın sonunda psiko-teknik değerlendirmeden ve psikiyatri uzmanının muayenesinden geçirilerek sürücü belgesi almasına mani hali olmadığı anlaşılanların belgeleri, sürücü belgesine el koyan trafik biriminden veya en yakın Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nden dilekçe ile başvurması 166 halinde geri verilir. Aşırı hız nedeniyle meydana gelen trafik kazalarının asgari düzeye indirilmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’nce satın alınan 450 adet video-kamera ve radarlı trafik denetim ekip otoları, illerin mevcut radar sayısı, güzergâhlarının ana arter olma özelliği, günlük ortalama trafik yoğunluğu, kara noktaları ve trafik kaza durumları dikkate alınarak, trafik kuruluşlarına dağıtılmıştır. Bu araçlar güzergâhlarında seyir halinde kontrol yaptıkları gibi, gidiş ve dönüş yönünde sürekli değişecek şekilde kazaların yoğun olarak meydana geldiği mevkilerde zaman zaman sabit olarak da hız kontrolleri yapmakta ve kasetlere kaydedilen görüntüler, sürücülerin itirazları ve talepleri halinde kendilerine izlettirilmektedir. Trafik kazalarının başlıca nedenleri arasında bulunan hız ihlallerinin önlenmesi amacıyla, trafik ekiplerinin çalışma saatlerinin en az %25'ini hız denetimlerine ayırmaları sağlanmıştır [15]. Radar denetimleri Çizelge 3.9 ve Çizelge 3.10’da 2007 ve 2008 yıllarındaki hız ihlallerine ilişkin denetimler ve kaza bilgileri verilmiştir. 167 Çizelge 3.9 Hız İhlallerine İlişkin Denetim ve Kaza Oranları 2007 YILLAR Kontrol Edilen Sürücü Sürücü *Toplam İçindeki Oran ORAN DEĞİŞİM ORANI SAYI ORAN* SAYI *** - 1.448.885 10.00 - 23,80 1.375.614 27,30 45,80 1,51 1.396 1,52 6,10 Ceza Yazılan Sürücü 943.775 Kazaya Karışan 2008 1.486 ** Ölümlü- Yaralamalı Kaza * *** 2007 yılı rakamları derlenmemiştir 3.2.1. Uykusuz, Yorgun Araç Kullanma Denetimleri Birçok kişi alkollü araç kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunun bilincinde ve farkında olmakla birlikte, yorgun ve uykusuz araç kullanmanın da en az alkollü araç kullanmak kadar tehlikeli olduğu ve en önemli kaza nedenlerinden biri olduğu gerçeğini yeterince bilmemekte ya da göz ardı etmektedir. Oysa uykusuzluk, tıpkı alkol ve uyuşturucunun etkisi altındayken olduğu gibi sürücülük performansını olumsuz etkilemekte ve trafik kazalarına neden olmaktadır. ABD Ulusal Karayolları Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) verilerine göre yorgun ve uykusuz araç kullanmaya bağlı her yıl yaklaşık 100.000 kaza (tüm kazaların %1.5'i) ve yılda yaklaşık 1.500 ölüm (tüm ölümlü kazaların %4'ü) meydana gelmektedir. Ülkemizde yapılan bir araştırmada, mülakat yapılan ağır vasıta sürücüleri en önemli kaza nedenleri olarak, alkollü iken araç kullanmak %23,5, hatalı sollama yapmak %22, yorgun ve uykusuz araç kullanmak %17,1, yeterli sürücülük deneyimi olmamak %16,2 ve trafiğin akışına göre hızı ayarlayamamak gibi sürücü hatalarını belirtmişlerdir. Direksiyon Başında Yorgunluk ve Uyku Belirtileri: Direksiyon başındayken yorgunluk ve uykusuzluğun basit işaretleri vardır. Bunlar, •Gözlerin karıncalanması 168 •Ensede gerginlik •Sırt ağrıları •Başı dik tutmakta güçlük çekilmesi •Esneme •Gözleri belirli bir noktaya odaklamada güçlük çekilmesi •Trafik işaretlerinin atlanması ya da hatırlanmaması şeklindedir. Sürücü Yorgunluğunu Etkileyen Faktörler: Özellikle ticari araç ve ağır vasıta sürücüleri olmak üzere sürücülerin hangi nedenlerle yorgun ve uykusuz olarak direksiyon başına geçtikleri araştırılmıştır. Bu araştırmalar incelendiğinde, uykusuz araç kullanmaya bağlı faktörlerin dört temel grup altında toplandığı görülmektedir. 1. Zaman; Günün hangi saatlerinde ne kadar süreyle araç kullanıldığı yorgunluğu ve uykusuzluğu belirleyen en temel faktör olarak görülmektedir. Araştırmalara göre, 8-9 saatten fazla araç kullanıldığında, yorgunluk ve dikkat dağılmasına bağlı ciddi sorunlar başlamakta, sürüş performansı olumsuz etkilenmekte ve kaza riski önemli ölçüde artmaktadır. Özellikle kamyon sürücülerinin yorgunluğa ve uykusuzluğa bağlı ölümlü kazalara daha yatkın oldukları görülmektedir. Her yıl kat edilen mesafeye ek olarak, birçok kamyon sürücüsü vücudun en uykulu ve yorgun olduğu zamanda, gece araç kullanmaktadır. Ülkemizde, karayolu ile yük taşımacılığının diğer taşıma sistemleri içindeki payının %90 olduğu, yolcu taşımacılığının ise %95 olduğu ve ölümlü trafik kazalarının % 13.9' unun ağır vasıta kazaları olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ağır vasıta sürücülerinin önemli bir risk grubunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Ülkemizde yapılan bir araştırmada göre, kendileriyle mülakat yapılan ağır vasıta sürücüleri en önemli kaza nedenleri olarak, alkollü iken araç kullanmak (%23.5), hatalı sollama yapmak (%22), yorgun ve uykusuz araç kullanmak (%17.1), yeterli sürücülük deneyimi olmamak (%16.2) ve trafiğin akışına göre hızı ayarlayamamak gibi sürücü hatalarını belirtmişlerdir. 2. Yeterli uykuyu alamadan araç sürme; Yapılan araştırmalar sonucunda, ortalama 16 saatten fazla uykusuz kalma sonucunda araç sürüş performansında önemli 169 derecede bozulmalar başlamakta ve trafik güvenliği açısından da ciddi tehlikeler başlamaktadır. Bir araştırmada kazaya sebebiyet veren sürücülerin aynı kazaya karışan diğer sürücülere göre kaza öncesi uyku sürelerinin daha kısa olduğu saptanmıştır. 3. Uyku bozukluğu; Ağır vasıta sürücülerinde görülme sıklığı daha fazla olan çeşitli sağlık sorunlarına bağlı (uyku apne sendromu ve narkolepsi gibi) uyku bozuklukları, sürücülerin direksiyon başında uyuya kalmasına neden olmakta ve trafik güvenliği açısından ciddi tehlikeler oluşturmaktadır. 4. Çevre faktörleri; Yolların monoton olması, uyarıcı önlemlerin alınmamış olması, iklim şartlarının elverişsiz olması ya da sürücülerin ihtiyaç duyduklarında dinlenme ve uyku molalarına imkân sağlayacak tesis veya mola yerlerinin bulunmayışını da yorgunluğu artıran önemli faktörler arasında sayabiliriz. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Araştırma Merkezi'nin Hacettepe Üniversitesi ile ortaklaşa yapmış olduğu, ağır vasıta sürücülerinin yaşam ve çalışma koşullarına ilişkin araştırmaya göre, araştırmaya katılan kamyon, otobüs ve çekici sürücülerinin yaklaşık yirmide biri uyuyacak ve yemek yiyecek yer bulma, onda biri temizlik-tuvalet-şahsi bakım ve haberleşme ihtiyacının giderilmesi, üçte biri ise araçların küçük arızalarını gidermek için uygun yer bulmada sorun yaşadıklarını belirtmişlerdir. 170 Uykusuzluğun Performans Üzerindeki Etkileri: Uykusuzluk, kişilerin güvenli sürüş için kritik olan performanslarını olumsuz yönde etkilediğinden en önemli kaza nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan bir araştırmada, aşamalı uyku yoksunluğunun, simülasyonlu sürücü performansı üzerindeki etkilerine ve kaza oranlarına bakılmış ve uykusuzluğun yoldan çıkma kazalarına neden olan anlamlı bir faktör olduğu görülmüştür. Kaza oranlarında, orta düzeyde bir uyku kısıtlamasından sonra (4 saat) küçük bir artış, uyku kısıtlamasının artmasıyla birlikte, ciddi artışlar görülmüştür. Bu çalışma sonucunda, 36 ve 60 saat uyanık kalma durumunda, trafik güvenliği açısından çok ciddi tehlikelerin ortaya çıktığı görülmektedir. Laboratuvar ortamında ve araç içi çalışmalarda belirlenen etkiler şunlardır: Tepki zamanının az olduğu durum: Uykusuzluk, en uygun tepki zamanlarını azaltmakta ve orta derecede uykulu kişilerde performansı azaltarak, tehlike anında zamanında durabilmelerini engellemektedir. Tepki zamanındaki çok hafif yavaşlamalar ise, özellikle yüksek hızlarda kaza riskleri üzerinde büyük bir etki yaratabilmektedir. Genel dikkat düzeyinin azalması: Sürücüler yaşları ve fiziksel durumları ne olursa olsun, her 90-120 dakikada bir dikkat azalmasına maruz kalırlar. Uykusuzluk ise dikkat azalmasını artıran en önemli etkenlerden biridir. Bununla birlikte, sürücülük gibi dikkate dayalı işlemlerdeki performans uykusuzluğa bağlı olarak düşmekte, tepkisizlik süreleri veya gecikmiş tepkilerin oranı artmaktadır. Uyku ihtiyacı olan kişi direksiyonda daha çabuk yorulmakta, zamanla dikkati azalmakta ve direksiyon başında uyuya kalarak kazaya neden olabilmektedir. Bilgi işlemede bozukluk: Bilgiyi işleme ve birleştirme işlemleri daha uzun sürmekte, kısa süreli bellekte azalma ve performansta düşme görülmektedir. 171 Sonuç olarak, uykusuzluk, tıpkı alkol ve uyuşturucunun etkisinde olduğu gibi, tepki zamanı, dikkat, algılama, muhakeme ve koordinasyon gibi zihinsel ve psikomotor becerileri olumsuz yönde etkilemekte ve kazaya neden olmaktadır. Diğer bir ifadeyle, uykulu ve yorgun bir sürücü, çevreden gelen bilgileri uyanık bir sürücüyle aynı hızda ve aynı doğrulukta algılayamamakta, değerlendirememekte ve tehlike anında kazayı önleyebilmek için yeterince hızlı tepki verememektedir. Uykusuzluk ve yorgunluğun sürüş performansı üzerine etkilerinin alkolün etkileriyle karşılaştırıldığı bir araştırmada, deneklerin bir bölümü 28 saat uyanık tutulmuşlar, diğerlerine ise kanlarındaki alkol oranı 0.1 promile ulaşıncaya dek her yarım saatte bir alkol verilmiş ve her yarım saate bir el-göz koordinasyon testi uygulanmıştır. 28 saat uykusuz kalan deneklerin koordinasyon düzeyleri, 0.1 promil oranında alkol alan deneklerinkine, 17 saat uykusuz kalanların ise 0.05 promil oranında alkol alanlarınkine eşdeğer düzeyde bozuk çıkmıştır. Sürücülerin Alabilecekleri Önlemler ve Öneriler: Uykusuz ve yorgun araç kullanmaya karşı alınacak önlemler ya doğrudan uykusuz araç kullanmamayı amaçlayan ya da uykusuzluk meydana geldikten sonraki durumu düzeltmeye yöneliktir. Yeterli uyku uyuyarak uykusuzluğu önlemek herhangi bir telafi edici önlemden hem daha kolaydır hem de daha etkilidir. Uyku geldikten sonra alınan önlemlerin etkisi çok fazla sürmemektedir. En fazla sürücülerin uyuyabilecek bir yer bulmalarına yetecek kadar bir süre için etkili olabilmektedir. Kafein alımı, radyo dinlemek, araçtan inip kısa bir yürüyüş yapmak, camı açmak vb. geçici önlemler kesinlikle iyi bir uyku alışkanlığının yerini almamalı ve uykusuz sürücülerin gitmek istedikleri yere güvenle ulaşmalarını algılanmamalıdır. 172 sağlayacak etkili stratejiler olarak Uykusuz ve yorgunluğa bağlı olarak meydana gelen trafik kazalarının önlenmesi için sürücüler tarafından; •Uykusuzluğa neden olan hastalıkların tedavi edilmesi, •Yeterli uyku uyumak için zamanın iyi planlanması, •Uykulu iken yasal limitin altında bile alkol alınmaması, •Gece saat 12 ile sabah saat 6 arası mümkün olduğunca araç kullanılmaması, uyku getirici ve uyuşturucu etkisi olan ilaç tedavisi süresince araç kullanılmaması, •Uzun süreli araç kullanırken düzenli aralıklarla dinlenme molaları verilmesi ve günde ortalama 9 saatten fazla araç kullanılmaması konularına dikkat edilmesi gerekmektedir [15]. 3.3. Emniyet Kemeri Denetimleri 3.3.1 Emniyet Kemerinin Kullanımı Emniyet kemerinin ana görevi çarpma esnasında oluşabilecek etkileri vücudun daha güçlü bölgelerine yönlendirerek ölüm ve yaralanma riskini azaltmaktır. Bu açıdan emniyet kemerleri kaza önleyici değil, başta kafa ve göğüs yaralanmaları olmak üzere olası bazı yaralanma türlerine karşı geliştirilmiş koruyucu düzeneklerdir. Emniyet kemerine bir güvenlik unsuru olarak gerek duyulmasının, keşfedilmesinin ve tüm araçlarda temel bir güvenlik donanımı olarak kabul görmesinin bir tarihçesi vardır. Bu sürecin incelenmesi dünyada giderek gelişen "trafik güvenliği" anlayışının geçirdiği evrelerin anlaşılmasına da ışık tutabilir. Trafik güvenliğinin önemini daha erken dönemlerde kavrayan ve bu anlayış doğrultusunda düzenlemeler yaparak uygulayan ülkelerin bu alandaki kazanımları tartışılmaz bir gerçektir. 173 Emniyet kemeri kullanmamanın sonucu Dünyadaki bu gelişim sürecine, ilgili yasaların yürürlüğe konduğu dönemleri belirterek ülkemizi de dâhil ettiğimizde kronolojik açıdan hangi noktada bulunduğumuzu değerlendirmek biraz daha kazanımlarımız emniyet kolaylaşmaktadır. kemeri ve diğer Ancak güvenlik hiç kuşku yok donanımlarının ki gerçek kullanımının yaygınlaşması sayesinde gerçekleşecektir. Dünyada uygun emniyet kemeri tasarımlarından, bunların hangi araçlarda kullanılacağına ilişkin yasaların yürürlüğe konmasına kadar geçilen aşamalar kabaca izlendiğinde bile, özel araçlarda kullanımı tercihe bağlı bir aksesuar olmaktan okul otobüslerinde kullanım zorunluluğuna kadar gelindiği kolayca görülebilir. 174 1930'larda birçok Amerikalı hekim arabasına iki noktalı (araca iki noktadan bağlı) emniyet kemeri yerleştirmiş ve araba imalatçılarının yeni modellere bunları yerleştirmesi için ısrar etmiştir. Bu tarihten sonra ihtiyaca göre emniyet kemerinin araçlara standart olarak konulması yönünde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Ülkemizde de 18.06.1986 tarihinden itibaren "şehirlerarası karayollarında otomobil ve tescil bakımından otomobil gibi işlem gören arazi taşıtları ve minibüslerde sürücüsü ve yanında oturan yolcular için" emniyet kemeri uygulaması başlatılmıştır. 01.01.1992 tarihinden itibaren "şehir içi yollarda da ticari otomobil ve minibüsle yolcu taşımacılığı yapan araç sürücüleri hariç, otomobil ve otomobil gibi tescil işlemi gören arazi taşıtları ve minibüs gibi taşıtların sürücüleri ile ön koltuğunda oturan yolcularına" emniyet kemeri takma zorunluluğu getirilmiştir. Yukarıda bahsi geçen araçlar ve ülkemizde imal edilen araçlar ile yurt dışından ithaline izin verilenlerine 3 aylık süre tanınmış ve bu süre 11.01.1995 tarihinde sona ermiştir. Bu süre sonunda arka koltukta emniyet kemeri kullanımı uygulamasına geçilmiştir. 1996 Avrupa Ekonomik Komisyonu, minibüslerde ve 3.5 tonun altındaki araçlarda 3 noktalı veya en azından 2 noktalı emniyet kemerlerinin kullanılmasına dair 3 direktif yayınlanmıştır. Ülkemizde de; 01.01.1998 tarihinden sonra imal edilen minibüslerin arka koltuklarında, kamyon, kamyonet, çekici ve şehirlerarası otobüslerde emniyet kemeri kullanımı yönetmelik kararı ile zorunlu kılınmıştır. 175 3.3.2 Emniyet Kemeri Kullanımının Yararları Emniyet kemerlerinin kullanımının yararları, kaza kategorilerinin hepsinde görülmektedir. Fakat ölüm ve ağır yaralanmanın en çok meydana geldiği çarpma/çarpışma kazalarındaki yararları daha dikkat çekicidir. Çarpma sonucu savrulan bir eşya da insan bedeni de olsa eninde sonunda bir engelle durdurulur. Bir çarpma anında araç saniyenin ilk on salisede durmakta ise de eğer emniyet kemeri takılı değilse direksiyon, kontrol paneli ya da ön cam tarafından durdurulana kadar araç içindeki eşyalar ve araçta bulunan kişilerin bedenleri aynı hızdaki hareketlerine devam edeceklerdir. Oysa doğru takılmış bir emniyet kemeri insan bedenini: •Çarpma etkisiyle vücutta meydana gelen sarsıntının kademe kademe azalmasını sağlayarak, •Kaza anında meydana gelen çarpma etkisini vücut yapısındaki en güçlü noktalara yönelterek, •Çarpma etkisinin vücutta tek noktada toplanmayıp dağılmasını sağlayarak, •Çarpma/çarpışma anında koltuktan fırlamayı engelleyerek, •Hassas ve en önemli organların yer aldığı kafa ve omuriliğin herhangi bir yere çarpmasını önleyerek korumaktadır. Uluslararası alanda yapılan bilimsel araştırmalar, araç içerisindekilerin emniyet kemeri kullandıklarında meydana gelen kaza sonrası ölümleri %30, yaralanmaları ise %40 oranında azaldığı görülmüştür [15]. Çizelge 3.10’da emniyet kemerine ilişkin denetim miktarları verilmiştir. 176 Çizelge 3.10’da Emniyet Kemerine İlişkin Denetim Miktarları YILLAR 2007 2008 DEĞİŞİM ORANI SAYI Kontrol edilen sürücü Ceza yazılan sürücü *Toplam İçindeki Oran 3.4. ORAN * ** 235.565 6,0 SAYI ORAN * 7.077.118 48,6 - 544.572 10,8 131,2 ** 2007 yılı rakamları derlenmemiştir Motosiklet Sürücülerinde Ekipman Denetimi Motosiklet ve bisiklet kazalarında yaralanma veya ölümler, sıklıkla sürücünün ve varsa yolcunun duran bir nesneye veya yere çarpmasına bağlı oluşur. Koruyucu başlıklar sert dış yapıları ile darbeleri emer ve dağıtır, ciddi kafa yaralanmalarını önler, nesnelerin doğrudan kafa ile temasını engeller. Koruma başlığı ciddi ve ölümcül kafa yaralanmalarını % 60 ile % 75 arasında azaltmaktadır. Koruma başlığı kullanmayanlar kullananlarla karşılaştırıldığında: 2,5 ila 5 kat daha fazla ölümcül kafa travmasına, 1,5 kat daha fazla hastaneye yatış gerektiren yaralanmalara, 2 kat daha fazla ölümcül olmayan kafa yaralanmalarına maruz kaldıkları görülmektedir. Boyun omurgası yaralanması kask kullananlara göre daha fazladır. Bisiklet kazalarında her ne kadar hızın düşük olması nedeniyle ağır yaralanma ve ölümlere pek sık rastlanılmasa bile genelde yaralanmaları ve araç ile çarpışma hallerinde ölüm ve ağır yaralanmaları önlemek amacıyla koruyucu başlık, dizlik ve gözlük gibi güvenlik donanımlarının kullanılması gerekmektedir. Ülkemizde ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan trafik kazaları incelendiğinde; kazaya karışan motorlu bisiklet ve motosiklet sürücülerinden yaklaşık % 12'sinin koruma başlığı (kask) kullandığı, kazada ölen sürücülerden ise sadece % 5'inin koruma başlığı kullandığı tespit edilmiştir [15]. Çizelge 3.11’de Kask denetimi bilgileri verilmiştir. 177 Çizelge 3.11. 2007 ve 2008 Yıllarındaki Kask Denetimleri YILLAR 2007 SAYI 2008 ORAN ** DEĞİŞİM ORANI SAYI ORAN ** 15,5 2.181.383 15,7 8,9 Tescilli araç * 2.003.492 Kontrol edilen sürücü *** - 232.560 1,6 - Ceza yazılan sürücü 36.956 0,9 60.172 1,2 62,8 Kazaya karışan sürücü 19.917 14,4 19.654 14,5 -1,3 *Motorlu Bisiklet Motosiklet **Toplam İçindeki Oran ** 2007 Rakamları Derlenmemiştir Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre 2009 yılı Haziran ayı itibarı ile Türkiye’deki toplam araç sayısının 14.005.572, toplam motosiklet sayısının 2.223.689, motosikletlerin toplam araç sayısına oranının ise %15,89 olduğu görülmektedir. 2013 Mart ayı TÜİK verilerine göre Türkiye’deki toplam araç sayısı 17.265.567’ye ulaşmıştır. 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla araç cinslerine göre ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına karışan araç sayısı 124.446, motosiklet sayısı ise 17.670’dir. Buna göre ölümlü ve yaralanmalı kazalara karışan motosiklet oranı, ölümlü ve yaralanmalı kazalara karışan araç sayısına göre %14,19’dur. Yapılan araştırmada her 1000 motosikletten 79’unun ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına karıştığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra motorlu bisiklet ve motosikletlerde kask kullanımı, kaza sonucu ölüm ve ağır yaralanma riskini %20 ile % 45 oranında azaltmaktadır. Şehir içi yollarda kazaya karışan araçların %17’sinin motorlu bisiklet ve motosiklet olduğu kontrollerden anlaşılmıştır. 3.5. Cep Telefonu Denetimleri Araç kullanırken cep telefonuyla arama yapmak, çalan telefona cevap vermek, numara çevirmek gibi davranışlar sürücünün dikkatinin dağılmasına, konsantrasyonunun bozulmasına neden olarak kazaya yol açabilir. Aracın güvenli şekilde yol alması her şeyden önce sürücünün sorumluluğundadır. 178 Cep telefonlarının kullanımı sırasında sürücüler daha fazla hata yapmakta, bazı tehlikeli durumların ya hiç farkına varamamakta ya da önlem almakta geç kalmaktadırlar. Yapılan bir araştırmaya göre bu gecikme çevresel koşullara, aracın o andaki hızına ve sürücünün yaşına bağlı olarak 0.6 saniyeden 0.9 saniyeye kadar artabilmektedir. Saatte 60 km hızla giden bir otomobilin sürücüsünün frene basmasının bu kadar gecikmesi durma mesafesinin 15 metre daha artması demektir. Aynı araştırmada cep telefonuyla konuşan bir sürücünün çevresindeki tehlikeli durumların bazılarını hiç fark edemediği görülmüştür. Buna göre sürücülerin basit bir arama yaparken %20, zihni çok fazla meşgul eden bir görüşme yaparken ise %29 olasılıkla tehlikeli bir durumu gözden kaçırabileceği saptanmıştır. Cep telefonunu kullanımı yalnızca numara çevirirken ya da konuşurken değil, telefon beklerken ve görüşme bittikten sonraki süre içinde bile kaza riskini arttırıcı bir etki yapmaktadır. 699 sürücü üzerinde yapılan bir başka araştırmada görüşme bittikten sonraki 5 dakika içinde kaza olasılığının 4.8 kat, 15 dakika içinde ise 1.3 kat daha fazla olduğu saptanmıştır. Birçok araştırmada doğrulanan başka bir bulgu ise, ele alınmadan kullanılan araca bağlı telefonların kaza riski açısından hiç bir yarar sağlamamasıdır. Çünkü sürücü için dikkat dağıtıcı olan yönü telefonun fiziksel özellikleri değil, konuşmanın yoğunluğudur. Araştırmalarda sıkça rastlanan bir başka bulgu ise, sürücülerin cep telefonu kullanırken hızlarını azaltmalarıdır. Bir anlamda sürücüler aracı kontrol etmek amacıyla olabilecek hataları telafi etmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu daha önce belirtilen tehlikeleri ortadan kaldırmak için yeterli olmamaktadır. Cep telefonu kullanan sürücülerin tehlikeli bir durumda hiç tepki vermeme olasılığı da bulunmaktadır. Bu da %12'ye kadar ulaşabilen ve trafik güvenliği açısından göz ardı edilmemesi gereken yüksek bir orandır. Sürücünün deneyimli olması veya cep telefonu kullanmaya alışkın olması da riski azaltmaya yetmemektedir. Hem telefon kullanmaya alışkın hem de deneyimli sürücüler oldukları halde iki-üç kat daha fazla hata yaptıkları gözlenmiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalar cep telefonu kullanımının kişiyi fiziksel olarak meşgul etmesinden çok artan zihinsel faaliyet ve buna bağlı olarak dikkatin dağılması, konsantrasyonun bozulması nedeniyle kaza riskini arttırdığına işaret etmektedir [15], 179 Sürücüler aracı kontrol etmeyi güçleştiren bu durumları öğrenerek kaza riskini azaltmaya yönelik önlemler alabilirler. Bu nedenle: “EN ETKİLİ ÖNLEM ARAÇ KULLANIRKEN CEP TELEFONUNU KAPALI TUTMAKTIR”. Cep telefonu kullanımı ile ilgili denetimler Çizelge 3.12’de verilmiştir. Çizelge 3.12 Cep Telefonu Kullanımına İlişkin Denetimler YILLAR 2007 2008 DEĞİŞİM SAYI Kontrol edilen sürücü ** Ceza yazılan sürücü 55.425 *Toplam İçindeki Oran 3.6. ORAN* 1,4 SAYI ORAN * ORANI 1.950.433 13,4 - 192.832 3,8 247,9 ** 2007 yılı rakamları derlenmemiştir Yaya Denetimleri Yaya Geçitlerinde Güvenlik: Yaya olarak trafik ortamında bulunan bir kişi her şeyden önce şunu bilmelidir: Bir kaza anında bir otomobile kıyasla zarar görmeden kurtulma olasılığı çok düşüktür. Bu nedenle yayaların kendilerine ayrılan yollarda ve kurallara uygun hareket etmeleri kendi güvenlikleri açısından çok önemlidir. Yaya geçitleri ışıklı ya da çizgilerle belirlenmiş olmak üzere kabaca ikiye ayrılabilir. Her biri için farklı kurallar geçerlidir. Ancak her ikisinde de temel prensip yayaların yolu kesen bir hatta güvenle karşıya geçmelerini sağlamaktır [15]. “YAYA GEÇİTLERİ HERKES KURALLARA UYDUĞUNDA GÜVENLİDİR” Yayalar hiçbir zaman yaya geçidinde tam anlamıyla yolun kendilerine ait olduğunu düşünmemelidir. Kendi güvenlikleri için en doğrusunun biraz daha beklemek olduğunu unutmamalıdırlar. Geçiş hakkı onların olsa da araç sürücüleri bunun farkında olmadığı sürece güvende değillerdir. Bir sürücü çok değişik nedenlerle, istediği halde duramayabilir. Bu yüzden geçişlerde araçların durduğundan emin olmalı ve araç sürücüleri ile göz teması 180 sağlanmalıdır. Hiçbir zaman sürücüler tarafından görüldüklerinden emin olmadan hareket edilmemelidir. Kurallara uymayan sürücülerle ilgili şikâyet hakkına sahip çıkmalı ve bu mekanizmanın işlemesi için kendilerine düşen görevleri yerine getirmelidirler. Kendileri de kurallara uyarak yaya alt ve üst geçitlerini kullanmalıdırlar [15]. 3.7. Türkiye’de Trafik Güvenliğinin Sağlanmasında Denetim Faaliyetleri, Açılımlar ve Hedefler Dünyamızda her yıl yaklaşık olarak 1 milyon 300 bin kişi trafik kazalarında hayatını kaybetmekte, 50 milyon kişi ise yaralanmakta, bir bölümü sakat kalmakta ve alın teri ile kazanılmış 100 milyar Amerikan Doları servet yok olmaktadır. Aydınlık geleceğimizin umut çiçekleri, yaşamımızın gerçek nedenleri olan çocuklarımız bu kazalarda ne yazık ki hayatlarını kaybetmektedir. Yapılan istatistiksel çalışmaların değerlendirilmesinde; 15-19 yaş grubu gençlerin ölüm nedenleri arasında trafik kazaları birinci sırada, 20-24 yaş grubu gençlerde ise ikinci sırada yer almaktadır. Trafik terörünün bir katliam boyutunda yaşandığı ülkemizde “Trafik Kazası Sonucu Ölümler” bilinen tüm ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada bulunmaktadır. Trafik kazalarında her yıl ülkemizde Anadolu’nun küçük bir ilçe nüfusu (yaklaşık 10.000) kadar insanımız hayatını kaybetmekte, yine orta büyüklükte bir il nüfusu (yaklaşık 200.000) kadar insanımız ise yaralanmakta veya sakat kalmakta ve her yıl milli servetimizin yaklaşık %2,5’i heba olmaktadır. 75,6 milyon nüfusa sahip ülkemizde yük taşımacılığının yaklaşık %92’si, yolcu taşımacılığının %95’i karayolu üzerinden yapılmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise yük taşımacılığında %46, yolcu taşımacılığında %82 olan bu rakamlar ulaşım çeşitleri arasında dengeli bir şekilde dağılmıştır. Trafik kazalarının önlenmesinde mühendislik, eğitim ve acil yardım hizmetlerinin yanında denetim olgusunun önemi büyüktür. 181 2008 yılı içerisinde Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Daire Başkanlığı verilerine göre; 14.550.689 araç ve sürücüsüne, 62.463.855 denetim uygulanarak, 8.063.470 adet trafik cezası, 17.807 yayaya trafik cezası, Olmak üzere toplam olarak 871.701.975 TL para cezası uygulanmıştır. 121.882 sürücünün sürücü belgesi geçici olarak geri alınmış, 185.370 sürücü Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilmiş, 640.189 araç ise trafikten men edilmiştir. Tüm bu verilerin ışığında trafik kazaları gerçeğinin dünyamız ve ülkemiz için ciddi bir sorun olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Bu sorunun çözümünde gerek devletlerin gerekse ulusal ve uluslararası otoritelerin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri önemlidir. Ülkemizde bu konuda yetkili olan kurumlardan biri olan Emniyet Genel Müdürlüğü’nce, meydana gelen trafik kazaları ve sonuçları ayrıntılı bir şekilde analiz edilmekte, tespitler doğrultusunda denetim programları hazırlanmakta, performans kriterleri belirlenmekte ve yeni hedefler ortaya konmaktadır. Bu kapsamda, denetleme faaliyetlerinin alt yapı, acil yardım ve eğitim faaliyetleri ile birlikte desteklenmesi suretiyle, karayolu güvenliğinin geliştirilip güçlendirilmesi amaçlanmış ve 01.01.2008 tarihinden itibaren İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nce ülke genelinde “Trafik Güvenliğinde Yeni Açılımlar, Hedefler ve Çözüm Önerileri” adı altında modüler bir proje uygulamaya konulmuştur. 182 TRAFİK GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASINDA DENETİM FAALİYETLERİNİN ROLÜ TRAFİK GÜVENLİĞİNDE YENİ AÇILIMLAR, HEDEFLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ PROJELERİ EĞİTİM PROJESİ DENETİM PROJESİ DESTEK HİZMETLERİ PROJESİ İLETİŞİM ENFORMASYON PROJESİ MOTİVASYON VE VERİMLİLİĞİN ARTTIRILMASI PROJESİ Denetim Personelinin Eğitimi Yol Kullanıcılarının Denetimi Araç-gereç ve Malzeme Tedariki Medya Destekli Toplumun Bilinçlendirilmesi Personelin Ödüllendirilmesi Yol Kullanıcılarının Bilgilendirilip Bilinçlendirilmesi Denetim Personeli ve Faaliyetlerinin Denetimi Denetim Faaliyetleri ve Sonuçlarının Kamuoyuna Duyurulması Bütçe Çalışma Ortamlarının İyileştirilmesi MEVZUAT DÜZENLEMELERİ İLE SÜRDÜRÜLEN DİĞER PROJE VE ÇALIŞMALAR 103 Maddelik Kanun Tasarısı Tescil İşlemlerinin Elektronik Ortamda Yapılması Maddi Hasarlı Kazaların Değerlendirilmesi Psikolog Destekli Programlar Trafik Hizmetlerinin Yeniden Yapılandırılması Radar Sisteminin Dijitale Dönüştürülmesi 12 Denetim faaliyetleri Proje kapsamında son üç yılın ölümlü-yaralanmalı trafik kazaları analiz edilerek, kazalara sebebiyet veren temel kural ihlalleri ve kaza sonucunu etkileyen diğer faktörler belirlenmiştir. 183 38 40 35 30 30 26 25 Şehiriçi (%) 20 Şehirdışı (%) 13 15 8 10 Toplam (%) 10 2 2 2 5 4 1 3 0 Hız Yakın takip Alkol Kırmızı ışık Ölümlü – yaralanmalı trafik kazasında kural ihlalleri Buna göre; Aşırı hızın %30 ile birinci sırada, Yakın takibin %10 ile ikinci sırada, Alkollü araç kullanmanın % 6 ile üçüncü sırada, Kırmızı ışık ihlalinin %3 ile dördüncü sırada olduğu, Bu dört kural ihlalinin ölümlüyaralanmalı trafik kazalarının % 50’sini teşkil ettiği görülmüştür. Hız İhlalleri: Tüm kaza nedenleri arasındaki oranı % 30’dur. 1 km/saat’lik hız azaltımı ile kaza sayısı %4 oranında azalmaktadır. 184 Ağır Taşıtlar: Ağır taşıt sayısının tüm araç sayısına oranı %7,1’dir. Ağır taşıtların karıştıkları kazaların tüm kazalar içindeki oranı % 13’dür. Tüm karayolu ölümleri içinde ağır taşıtların karıştıkları kazalarda ölenlerin oranı % 35’dir. Kırmızı Işık ve Kavşaklarda Geçiş Önceliği İhlalleri Şehir içinde meydana gelen kazalar içinde kırmızı ışık ihlalleri ile oluşan kaza oranı % 4’tür. Şehir içinde meydana gelen kazalar içinde kavşaklarda oluşan kazaların oranı % 20’dir. Alkol Etkisi Altında Sürücülük Ölümlü-yaralanmalı kaza nedenleri arasındaki oranı % 6 olup, ölüm ve yaralanmaya sebebiyet verme oranı %9 civarındadır.Yıllık alkol kontrolüne tabi tutulan sürücülerin tüm sürücü sayısına oranı % 20 civarındadır. 185 Emniyet Kemeri Kullanımı Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bir araştırmaya göre; kazalarda emniyet kemeri takılı olan her 1.000 sürücüden sadece 12’si olay yerinde hayatını kaybederken, takmayanların 62’si hayatını kaybetmiştir. takılmasıyla ölüm Emniyet riski kemerinin %43-65 oranında azalmaktadır. Motosikletliler / Kask Kullanımı Motosiklet sayısının tüm araç sayısına oranı kazalar içinde %15,4’tür. Şehir içinde meydana gelen motosikletlilerin karıştığı kazaların oranı % 12’dir. Motosiklet kazalarında ölen ve yaralananlardan kask takmayanların oranı % 88’dir. 186 Hedefler Hız denetimlerinin tüm denetim faaliyetleri içindeki payının %25’den %35’e çıkarılması, video kamera radarlı araç sayısının 450 den 650’ye çıkarılması, 2010 yılına kadar, kontrol edilen ağır taşıtların her birinin kontrol sayısının yılda 2,7 den 5,4’ e çıkarılması, Kırmızı ışık ihlalleri için daha yoğun denetimler ve uyarı kampanyaları yapılması, Her 3 sürücüden 1’inin kontrole tabi tutulması, Motosikletliler/kask kullanımı ile ilgili daha yoğun denetimler ve uyarı kampanyaları ile bilinçlendirme faaliyetleri, Emniyet Kemeri Denetimleri: Emniyet kemeri takan sürücü oranının şehir içi yollarda %20’den %60’a çıkarılması, Emniyet kemeri takan sürücü oranının şehirlerarası yollarda %70’den %90’a çıkarılması hedeflenmiştir. 187 Emniyet kemeri kullanımı hedefi (%) 100 70 80 60 50 60 40 90 85 80 40 Şehiriçi Şehirdışı 20 20 0 Emniyet kemeri kullanım hedefi 3.7.1. Türkiye’de Trafik Denetimlerinde Yeni Teknolojiler ve Yöntemler 3.7.1.1. Trafik Denetimlerinde Dijital Teknolojinin Kullanılması Tüm trafik denetimlerinde dijital teknoloji kullanılmakta olup, uygulamalar doğrudan denetleme veritabanına transfer edilmektedir. Bu uygulama ile denetleme faaliyetleri ve yol kullanıcılarının davranışları üzerinde bilgi ve kontrole sahip olunmuş, karar verme/planlama faaliyetlerine destek sağlanmıştır. 188 3.7.1.2. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Kullanımıyla Karayolu Trafik Kazalarının Mekânsal Analizi Kaza noktası koordinatları polis tarafından trafik kazası raporundaki ilgili kısma girilerek, bu veriler dijital haritalara transfer edilmektedir. Bu uygulama, denetimlerin kazaların daha çok meydana geldiği yol kesimlerine yönlendirilmesine ve karar verme faaliyetlerine imkân tanımakta olup, ayrıca ilgili kurumlarla koordine kurularak kaza kara noktalarının iyileştirilmesine katkı sağlamaktadır. 189 Otomatik Denetim Sistemleri Kavşaklarda geçiş kurallarının ihlali, kırmızı ışık ihlali vb. trafik kural ihlallerinin tespitinde, MOBESE, EDS (Elektronik Denetleme Sistemleri) gibi teknolojik sistemlerden ülke genelinde yaygın ve etkin bir şekilde yararlanılmaya başlanılmış ve bu uygulamalar özellikle sürücüler üzerinde algılanan yakalanma riskini ve buna bağlı duyarlılığı arttırmıştır. 190 3.7.1.3. Maddi Hasarlı Kazalarda Anlaşma Uygulaması Maddi hasarla sonuçlanan ve taraflarının aralarında anlaştığı trafik kazalarında trafik zabıtasının müdahil olması uygulamasına son verilerek, bu kazaların tespit ve değerlendirilmesi ile ilgili işlemlerinin, kaza tarafları ile sigorta eksper ve tahkik görevlilerince yapılması uygulamasına, 1 Nisan 2008 tarihinde geçilmiştir. 191 Uygulamanın 16 aylık sonuçlarına bakıldığında; ülke genelinde meydana gelen toplam 1.186.092 maddi hasarlı trafik kazasının 904.202’sinin (%76,2) tarafların anlaşması ile sonuçlandığı görülmüştür. Bu uygulama sayesinde; Kazalar nedeniyle meydana gelen trafik sıkışıklıkları önlenmiş, insanların ruh ve beden sağlıkları korunmuş, İş ve zaman kayıpları ile buna bağlı üretim kaybı en aza indirilmiş, akaryakıt tasarrufu sağlanmış, Çevre ve gürültü kirliliği azaltılmış, Trafik düzenleme ve denetleme faaliyetlerine daha fazla ağırlık verilmiştir. 3.7.1.4. Otoyol Trafik Polisi Ve Otoyol Denetimi Projesi Son yıllarda ülke genelinde meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı kazalar ile Ankara-İstanbul otoyolunda meydana gelen kazaların sonuçlarına bakıldığında, otoyollardaki ölüm ve yaralanma oranlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. 200 180 160 159 180 166 140 131 133 137 120 125 114 100 100 80 60 1 2 3 4 Ankara-İstanbul otoyolu 5 Ülke geneli Ülke geneli ile Ankara-İstanbul otoyolunda meydana gelen ölümlü-yaralanmalı trafik kazaları oranları 192 3000 2578 2500 2545 2152 1792 2000 1389 1500 1000 500 76 120 129 133 113 2004 2005 2006 2007 2008 0 Ölü sayısı Yaralı sayısı Ankara-İstanbul otoyolu yıllara göre ölü ve yaralı sayıları Standardı ve hız limitleri yüksek olan otoyollardaki denetimin etkinliğini artırmak amacıyla, özel eğitim almış denetleme personelinden oluşan ve modern cihazlarla donatılıp, özel dizayn ettirilen 50 adet motorize ekip 9 Temmuz 2009 tarihinden itibaren 19 ilde 2.100 km’lik sorumluluk alanında denetim hizmetine başlamıştır. Sonuç olarak; Son yıllarda trafik güvenliği alanında; başta karayollarımızın standartlarının yükseltilmesi, ilkyardım ve acil müdahale hizmetlerinin iyileştirilmesi, yük ve yolcu taşımacılığında hava, deniz ve demiryolu kullanım oranlarının arttırılmasına yönelik çalışmalar, sorumlu ve gönüllü kurum, kuruluş ve kişiler tarafından gerçekleştirilen faaliyet ve çabalara, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yürütülen planlı, programlı ve belli hedeflere yönelik projeli denetim faaliyetleri olmak üzere diğer çalışmaların da eklenmesi sonucunda, 2008 yılında belirgin olumlu gelişmeler kaydedilmiştir. 193 3.8. Avrupa Birliği Ülkelerinde Denetim Faaliyetleri 3.8.1. Denetimden Sorumlu Kurum ve Kuruluşlar ile Müşterek Denetimler Fransa Trafik düzeni ve güvenliğine ilişkin her türlü karar ve uygulamalar için tüm iş ve işlemler Paris İli’nde valilik tarafından, diğer il ve ilçelerde ise belediyeler tarafından yürütülmektedir. Otoyollar özelleştirildiğinden, bu yolların bakım ve onarımları ilgili işletici firmalar tarafından yapılmaktadır. Trafiğin tanzimi, yönetimi ve denetimi hizmetleri; şehir içi ve şehirlerarası devlet karayollarında trafik polisi, otoyollarda çevik kuvvet olarak adlandırılan trafik polisi, nüfusu 10.000’in altındaki yerleşim yerleri içindeki yollar ile trafik yoğunluğu az olan tali yollarda ise jandarma tarafından sağlanmakta olup, yerel yönetimlerin (belediyelerin) trafik denetim yetkisi bulunmamaktadır. Çevik kuvvet adı verilen otoyol polisi (CRS) Ulaştırma Bakanlığı görevlileri ile aynı binada görev yapmakta ve kazalara müşterek olarak müdahale etmektedirler. Bu birim, otoyollarda trafik olaylarının yanı sıra asayiş olaylarına da müdahale etmektedir. Yolda kalan veya trafik kazası sebebiyle hasar gören araçları çekecek olan kurtarma araçlarının yetkilendirilmesi de otoyol polis birimleri tarafından yapılmaktadır. Bunlardan kazalara geç müdahale gibi görevini aksatacak ihmalde bulunanların yetki belgeleri iptal edilmektedir. Trafik kazalarına müdahale konusunda, otoyol polisi, sağlık, itfaiye ve ulaştırma ekiplerinin katılımıyla; zamanında olay yerine ulaşmak, gerekli koordinasyonun sağlanması 194 ve birimlerin görevde etkinliğinin arttırılması amacıyla iki ayda bir tatbikat yapılmakta ve tatbikat sonuçları müşterek değerlendirilerek, görülen aksaklıkların giderilmesine çalışılmaktadır. Paris çevresinde bulunan 4 çevik kuvvet istasyonunun her birinde gündüz ortalama 18 motosikletli trafik polisi görev yapmaktadır. Ayrıca her istasyonda, 4 sivil video kameralı radar aracı ile ikişer kişiden oluşan 6 resmi ekip görev yapmaktadır. Diğer ilgili kurum ve kuruluşlarla müşterek denetimler yapılmamaktadır. Trafik kirliliği ile mücadele aracı Otoyol motosiklet ekibi Özel donanımlı trafik ekip aracı İtalya Trafik güvenliğinin sağlanması genel olarak Ulaştırma ve İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Kamu Güvenliği Departmanı içerisinde trafik hizmetlerinden sorumlu Polizia Stradale adı verilen bir birim bulunmakta olup, bu birim ülke genelindeki tüm trafik hizmetlerini planlamakta, ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamakta, il ve ilçe trafik kuruluşlarının ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Belediye sınırları içerisinde görev yapmak üzere il ve ilçe belediyeleri bünyesinde Polizia Municipale adı verilen polis birimleri oluşturulmuştur. Şehir içerisinde ve küçük yerleşim birimlerinde Carabinieri adı verilen jandarma birimi de görevli ve yetkilidir. Polizia Stradale; hem şehir içi, hem de otoyol ve devlet yollarında trafik düzeni ve güvenliğini, karayollarında meydana gelen asayiş olaylarını, devlet büyükleri, tehlikeli maddeler ve taşınması izne bağlı yükleri taşıyan uzun ve geniş araçların eskortluk hizmetlerini, karayolu üzerindeki tesislerin kontrolünü, karayolları üzerinde uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile mücadeleyi yürütmektedir. Şehir içerisindeki devlet polisi, belediye polisi ve jandarma arasındaki iş bölümü ve koordinasyon valilikler tarafından sağlanmakla 195 birlikte, bu yapının zaman zaman sorunlara neden olduğu ifade edilmiştir. Trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili konular ve trafik kazalarına müdahale için olay yerine en yakın olan genel trafik, jandarma veya belediye trafik ekibi yönlendirilmektedir. Ayrıca, trafik kazasına karışan taraflar, istediği birimi arayarak kazaya müdahale etmesini isteyebilmektedir. Trafik polisi ekip aracı Jandarma ekip aracı Mali polis ekip aracı Belediye polisi ekip aracı Otoyolda tehlikeli madde taşıyan, ağırlık ve boyutları bakımından trafik güvenliğini etkileyebilecek şekilde olan araçların sevkleri eskort nezaretinde yapılmakta olup, eskort hizmeti Otoban Operasyon Merkezi tarafından yetkilendirilen özel firmalara ait araç ve ekiplerce yerine getirilmektedir. Firmalardan eskort temin edilememesi halinde ve zorunlu hallerde, karşılığında maliyeye belirli bir ücret ödenmesi kaydıyla eskortluk hizmeti otoban polisi tarafından da yapılabilmektedir. 196 Aylık denetim programları doğrultusunda, başta Ulaştırma Bakanlığı (ağırlık, boyut ve yetki belgesi kontrolleri) olmak üzere Sağlık Bakanlığı (alkol ve uyuşturucu kontrolü) ve Tarım Bakanlığı (canlı hayvan, et, gıda, sebze ve meyve vb.) gibi kurumlarla müşterek denetimler yapılmaktadır. Denetimler sırasında trafiğe uygun olmayan araçlar ile ağırlık ve boyutları limitlerin üzerinde olan araçlar, şartlara uygun hale getirilinceye kadar trafikten men edilmekte veya fazla yük araçlardan indirilerek başka araçlarla nakledilmesi sağlanmaktadır. Bu durumda, hem araç sahibine, hem de yükü gönderene yükün fazlalık oranına göre kademeli olarak para cezası uygulanmaktadır. AB’ne üye ülkelerinin trafik yetkililerinden oluşan “TISPOL” isimli bir komisyon mevcut olup, bu komisyon her ay belirli günlerde tüm AB ülkelerinde çeşitli konularda eş zamanlı denetimler (ağır taşıt, alkol, çalışma süresi, yetki belgesi vb.) yapılması konusunda karar almakta, üye ülkeler alınan bu kararlar doğrultusunda denetimler yapmaktadır. Almanya Trafik güvenliğinin üç ana faktörü olan “insan”, “araç güvenliği”, “altyapı ve çevre” üzerinde yoğunlaştıkları ve bu konularda görevli ve yetkili olan, faaliyette bulunan kurum ve kuruluşların birbirleriyle işbirliği ve koordinasyon içerisinde çalıştıkları, ayrıca bilimsel çalışmalar yapmak üzere Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde kurulan Ulusal Otoyol Araştırma Enstitüsü’nden akademik destek aldıkları ve tüm bunların sonucunda 1991 yılında 10.000 olan trafik kazası sonrası ölümleri, 5.000’lere düşürdükleri belirtilmiştir (%50). Trafiğin yönetimi (trafik işaretlerinin konulması, sinyalizasyon, led bilgi levhaları gibi) yerel yönetimlerce yapılmaktadır. 2004 yılından bu yana park cezaları yerel yönetimlerce uygulanmakta, ancak trafiği ciddi şekilde aksatan park halindeki araçlara polis tarafından da müdahale edilebilmektedir. Yerel yönetim görevlileri gece görev yapmadığından, park denetim görevini geceleri polis yürütmektedir. Trafik polis birimlerinde ayrıca sivil personel de (Genel İdari Hizmetli gibi) istihdam edilmekte olup, bunlar büro hizmetleri ile sivil radar denetimlerinde görevlendirilmektedir. Yılda iki defa her eyaletin trafikten sorumlu müdürlerinin katılımıyla düzenlenen toplantılarda; durum raporu ortaya konularak 197 değerlendirmelerde bulunulmakta, federal politikalar ve AB direktifleri doğrultusunda yapılacak çalışmalar belirlenerek karara bağlanmaktadır. Ticari araçların karayolu üzeri denetimleri, özel donanımlı ve konusunda uzman olan trafik ekipleri tarafından yapılmakta, diğer bakanlık, kurum ve kuruluşların ekip veya personeli ise bu kontrollere katılmamaktadır. Trafik denetim aracı Özel donanımlı trafik denetim aracı 3.8.2. Denetleme Faaliyetleri ve Öncelikli Denetim Konuları 3.8.2.1 Hız Denetimleri İtalya İtalya’daki hız sınırlamaları Karayolu Trafik Kanunu’nun 141. ve 142. maddelerinde verilmiştir. İtalya’da trafiğin güvenliği için istenildiğinde, karayolu ağını idare etmekle görevli unsurlar geçici olarak genel kurallardan farklı azami veya asgari hız sınırları konusunda talimat verebilmektedir. Şartlar müsait olduğunda Ulaştırma Bakanlığı’nca tespit edilmiş standartlara dönülmekte olup, bu hız sınırları Çizelge 3.12’de verilmiştir [40]. 198 Çizelge 3.12. İtalya’daki Hız Sınırları Otoyol Öncelikli Yol Araç tipi (km/saat) (km/saat) Hafif araçlar 130 110 12 tondan hafif kamyonlar 120 70 12 tondan ağır kamyonlar 80 70 Tehlikeli yük taşıyan araçlar 50 50 Otobüsler-troleybüsler 100 80 Çiftlik araçlar 40 40 Mopedler 40 40 Önceliği Olmayan Yol (km/saat) 90 70 70 50 80 40 40 Meskun Mahal (km/saat) 50 50 50 30 50 40 40 Kanun, hız sınırlarına bakmaksızın, sürücülerin şartlara uygun hızlarda araç kullanmalarını sağlamaktadır. Kanunları yapanların amacı, sürücülerin gerek fiziksel gerekse davranışa ilişkin tüm parametreler için hazırlıklı olmalarını ve önceden öngörülen tüm tehlikeli durumları kontrol edebilmeleri için hızlarını ayarlamalarını sağlamaktır [41-42]. Sürücülerin, diğer sürücülerden daha hızlı ve trafik akışını tehlikeye sokacak veya engel yaratacak yavaşlıkta araç kullanmaya çalışmamaları gerekmektedir. Araç sınıfı için müsaade edilen sınırlarının aşılması durumunda uygulanan ceza, Çizelge 3.13’ de verilmiştir [43-44]. Çizelge 3.13. İtalya’daki Hız Limiti Aşımlarına Verilen İdari Para Cezaları SUÇ CEZA Hız sınırını 10 km'ye kadar aşması Para cezası 25-100 Euro Hız sınırını 10 ile 40 km arası aşma Para cezası 100-400 Euro Hız sınırını 40 km'den fazla aşma Para cezası 250-1000 Euro + 1 ile 3 ay trafikten men/genç sürücüler için 2-6 ay arası Bu cezalar araç sınıfına göre iki katına kadar katlanmaktadır. Hız sınırının 40 km/saat üzerindeki hızlarda, sürücü belgesi polis tarafından geçici olarak alıkonulmaktadır. Bunlar ayrıca ilin polisten sorumlu kamu görevlisine bildirilmektedir [45]. Sürücü denetim esnasında durdurulmadığı zaman, hız sınırı suçu radara bağlanmış kamera ile çekilmiş bir fotoğraf ile belgelenmekte ve suçun yeri, tarihi ve saatini gösteren bu fotoğraflar araç sahibine gönderilmektedir. Ancak insanlar bu uygulamayı özel hayatlarına ilgili makamların karıştığı şeklinde algılamaktadırlar. Tüm sürücü kusurlarında yalnız parasal cezalarda araç sahibi daima sürücü ile birlikte (bilinmese bile) müşterek ve tek tek cezalandırılmaktadır [43-44]. Meskun mahallerde, yol şartlarına göre uygun olmayan hız cezaları, belediye 199 polisi tarafından geçen araçlar üzerinde çok sık kaydedilmektedir. Polis raporlarında aracı niçin durdurmadığını belirtmektedir. Polis ve diğer yolu kullananlar için emniyet şartlarından sık sık bahsedilmektedir. Gişe biletleri ve takograf cihazı hız delili olarak kullanılabilmektedir. Gözlem teçhizatı, hız sınırlarına uygulanacak müsamaha limitlerinde karar veren Bayındırlık Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. Yolun ve trafik şartlarının da araç hızını kontrol etme zorunluluğunun ihlali, polisin takdiri şeklinde ele alınmaktadır. Fransa Fransa’da hız denetim sistemi karmaşıktır. Hız denetim sistemi altyapıya, hava durumuna, araca ve sürücü kategorilerine göre değişmektedir. Hız limitleri otomobiller için şehir içerisinde 50 km/saat, halkın yoğun olduğu bölge ve okul önlerinde ise 30 km/saat olarak uygulanmaktadır. Hız limitlerinin azaltıldığı bölgelerde hız kesici tümsekler kullanılmaktadır. Yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluş tarafından, trafik yoğunluğunun az olduğu, yaya geçişi ve bisikletlilerin olmadığı yollardaki hız sınırları 70 km/saat’e kadar artırılabilmektedir. Ancak Paris’in özel bir statüye sahip olması sebebiyle, bu yetki polisin uygun görüşü ve valinin onayı ile kullanılabilmektedir. 2002 yılında şehirlerarası karayollarındaki trafiğin akış hızı ortalama 90,5 km/saat iken, yapılan kampanyalar, okullardaki bilinçlendirme çalışmaları ve kameralı denetim sistemlerinin daha yaygın ve etkin olarak kullanılmaya başlanmasıyla 2006 yılında 82,2 km/saat’e düşürülmüştür. Hafif araçlar, yük nakli, tehlikeli madde nakli, toplu yolcu taşımacılık için ayrı hız sınırları bulunmakta olup, hafif araçlar için hız sınırları, Çizelge 3.14’te, yük nakli için hız limitleri, Çizelge 3.15’de verilmiştir. Ayrıca 2 yıldan az sürücü belgesine sahip genç sürücüler için hız sınırları belirlenmiş olup, bu sınırlar Çizelge 3.16’ da verilmiştir. Hız sınırlarının ihlali durumunda uygulanacak cezalar ise Çizelge 3.17’de verilmiştir. 200 Çizelge 3.14 Fransa’da hafif araçlar için hız limitleri [43-44] OTOBAN EKSPRES YOL DİĞER YOLLAR MESKUN MAHAL (km/saat) (km/saat) (km/saat) (km/saat) Normal durum 130 110 90 50* Yağışlı hava 110 100 80 50 HAFİF ARAÇ Görüş 50 50 50 (50m’den az) * Belediye Başkanı tarafından 30 veya 70 km/saat dönüştürülebilir. ALT YAPI 50 Çizelge 3.15 Mal Nakli İçin Hız Limitleri KAMYON KAMYON (3.5 tondan fazla) (km/saat) (12 tondan fazla) * (km/saat) 50 ** 50 ** Diğer yollar 80 60 ve 80 (treylerli veya yarı treylerli kamyon) Ana yollar 80 80 2x2 ayrı şeritli ana yollar 100 100 Otobanlar 110 90 Meskun mahalller * Maksimum 90 km/saat ayarlı hız sınırlayıcı ile donanımlı araçlar ** Paris ring yolunda 80 km/saat Çizelge 3.16. 2 yıldan az sürücü belgesine sahip sürücüler için hız sınırları SINIR (km/saat) ALT YAPI Meskun mahallerde 50 90 km/saat ile sınırlı yollarda 80 110 km/saat ile sınırlı yollarda 90 Otobanlarda 110 Çizelge 3.17. Hız Sınırına Göre Cezalar SINIRI AŞAN HIZ 20 km/saat az aşma 20 ile 30 km/saat arası aşma 30-40 km/saat arası aşma 40 km/saat fazla aşma CEZA DİĞER CEZALAR (Euro) 100* CEZA PUANI 1 100* 2 100* 750 En fazla 3 Sürücü belgesinin polis şefince 6 ay ve mahkemece 3 ay alıkonması *Tespit edilmiş para cezası en fazla 750 Euro 201 4 Hız sınırlarını ihlal radar kontrolleri ile kaydedilmekte, bu radarlar suçun özelliklerini (tarih, saat, tam mevki, radar hızı, vs.) gösteren ve sürücünün tanınmasını sağlayan ön cepheden çekim yapabilen kameralı veya kamerasız sabit bir biçimde olabilmektedir. Bu radarlar tanınmayan hareketli bir araç üzerinde takılı olarak kullanılmaktadır. Kamyonların hız kontrolleri, suçun tam yerinin belirlenebilmesi şartıyla, araç takografı üzerindeki disk kullanılarak yapılabilmektedir. Hız kontrol cihazlarının kullanılabilmesi için öncelikli olarak, Sanayi Bakanlığı tarafından onaylanması gerekmektedir. Bu ekipman her yıl denetlenmektedir. Cihaz Onayı Kurulu’nca tespit edilen tolerans sınırları kontrol cihazlarının kaydettiği hızlardan düşülmektedir [46]. Tolerans değerleri sabit radar cihaz ölçümleri için 5 veya 10 km/saat; hareketli radar cihazı ölçümleri için %5 veya %10; takograflar için 6 km/saat olarak verilmiştir. Hız sınırlarının bu tür cihazlarla kaydedilmesinin yanı sıra, araç sürücüsü, yaptığı hız bir kazaya sebebiyet verebilecekse yetkili bir polis memuru tarafından da hız yapmakla suçlanabilmektedir. Sadece şahitler tarafından veya yazılı olarak verilebilen ve aksine bir delil olmadığında polis raporları her zaman kanıt olarak kullanılmaktadır. İspanya İspanya’da hız denetimleri 17 Ocak 1992 tarihli komisyon kararının 45-52. maddeleri ile hız sınırlarını araç kategorilerine ve karayolu otoyol altyapısına göre belirlenmiş olup, şehiriçi yollarda 50 km/saat, şehirdışı yollarda 90 km/saat, otoyollarda ise 120 km/saat olarak tespit edilmiştir. Özel durumlarda, okul taşımacılığı, çocukların veya tehlikeli maddelerin taşımacılığı, 10 km/saat motorlu bisikletler 40 km/saat, şehir içi hatlar 50 km/saat (bu sınır mahalli şartlara göre ayarlanabilmektedir) olarak belirlenmiştir [46]. Polis tarafından, hız kontrol cihazı ile kontrol edilemeyen ve aracını aşırı hızla kullandığı kanaatine varılan araç sürücüsü tehlikeli araç kullanmakla suçlanabilmektedir. Hız sınırını aşma suçları sabit olarak bulunan fotoğraf makinesi ile donatılmış radar cihazı ile kaydedilmektedir. Ayrıca seyyar hız kontrol cihazları da kullanılabilmektedir. Suçun cinsi ne olursa olsun, The Guardia sivil memurları kendilerine verilen talimatlara uygun olarak sürücülerin kimliklerini kontrol etme ve herhangi bir şüpheli durumdan kaçınmak için araçları durdurabilmektedir. Ancak aracı uygulanamamaktadır. 202 durduramazlarsa hiçbir şekilde ceza 3.8.2.2 Emniyet Kemeri Denetimleri İtalya İtalya’da emniyet kemeri ve emniyet kemeri denetimleri güvenlik sistemlerinin kuralları Karayolları Trafik Kanunu’nun 172. maddesinde belirlenmiştir. Araçların ön ve arka koltuklarda emniyet kemeri kullanmak, 26 Nisan 1990'dan bu yana tescil edilen araçlarda zorunlu kılınmıştır. 1 Ocak 1978'den sonra tescil edilen araçlarda, sadece ön koltuklarda kemer takmak zorunluluğu vardır. 4 ile 12 yaş arası çocuklar sadece uygun bir koruma sistemi kullanılması durumunda ön koltuklarda oturabilirler. Ancak 4 yaşından küçük çocuklar için arka koltuklarda uygun koruma sistemi kullanılması zorunluluğu vardır. İkiden fazla çocuk olduğu durumlarda sadece bir tanesi onaylanmış bir sistemle korunmalı, diğerlerine ise 16 yaşından büyük bir kişi tarafından refakat etmelidir. Emniyet kemerleri ve çocuk koruma sistemleri Spor Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. Uygun olmayan teçhizata trafik zabıtası tarafından el konulabilmektedir. Sürücü ve yolcular şahsen emniyet sistemlerini kullanmamaktan dolayı cezalandırılabilmektedir. Çocuğu koruma altına almamak, çocuk bakıcısının araçta olması durumu hariç, sürücünün cezalandırılmasını gerektiren bir suç sayılmaktadır. Emniyet kemerini takma ile ilgili ayrıca birçok özel muafiyet vardır: • Görevini ifa eden polisler, • Acil çağrı hizmetleri, • Taksi şoförleri, • Kamu ulaşımı araçlarının şoförleri, • 1,5 metrenin altında veya 1,9 metrenin üzerinde boya sahip insanlar (Bu muafiyetler, Adli Tıp Bürosu’nca verilen sertifikalarla belirtilmelidir), • Fiziksel özürlüler veya belli başlı patolojik bozukluğu olan insanlar, • Hamile kadınlar, • Yasal güvenlik hizmetleri yapan görevliler. Bunun yanı sıra emniyet kemeri takmamak İtalyan yasalarına göre 25 Euro para cezasını gerektirir. Onaylanmamış emniyet kemeri sistemlerini ithal etmek, imal etmek ve pazarlamak gibi, uygun olmayan ekipmanı kullanmak da suç teşkil etmektedir. Çocuk koruma sistemi ve emniyet kemeri takmama konusunda suç tekrarı getirilmemiştir. Genelde, bu tür ekipmanın giyilmesi meskûn mahal dışında tatmin edici oranda olduğu 203 gözükmektedir. Gözlem ve denetim yapma işlemi daima polisin inisiyatifinde yapılmaktadır [46]. Fransa Fransa’da emniyet kemeri kullanımı yüklü ağırlığı toplam 3,5 tona kadar olan araçların ön ve arka koltuklarında oturanların emniyet kemeri takmaları ve 10 yaşına kadar çocuklar için de onaylı olan çocuk koruma sisteminin kullanılması zorunlu kılınmıştır. Ön ve arka koltukta emniyet kemeri takmamak 35 Euro para cezası ile cezalandırılmayı ve 2. sınıf suçu teşkil etmektedir. Emniyet kemerini takmayan sürücüye para cezasının yanı sıra, sürücü belgesinden de 1 puan düşme cezası uygulanmaktadır. Ceza ihbarnamesi sadece, 13 yaşın altındaki yolcuların emniyet kemeri veya koruma sistemlerini takmalarını sağlamakla sorumlu araç sürücüsüne değil aynı zamanda diğer suçlu veya suçlulara da yazılmaktadır. Acil servis, polis, taksicilik gibi bazı profesyonel meslekler hariç, emniyet kemeri takmak zorunda olmayan insanlar emniyet kemeri muafiyet sertifikasına sahiptirler. Bu sertifikalar eyaletin sürücü belgesi sağlık komisyonunun doktorları tarafından verilmektedir [46]. İspanya İspanya’da emniyet kemeri denetimi ile ilgili olarak 17 Şubat 1992 tarihli trafik denetleme komisyon kararının 117. maddesi ile turist araçlarının ve 3,5 tona kadar olan ticari araçların ön ve arka koltuklarında oturanların, 3,5 tona kadar olan yük taşıyan taşıtlarını ve 5 tondan ağır olmayan 9'dan az koltuğa sahip yolcu taşıma araçlarının ön koltuğunda oturan yolcuların araç emniyet kemerleri ile teçhiz edilmiş ise, emniyet kemerlerini takmaları zorunlu tutulmuştur. Komisyon kararının 119. maddesi uyarınca, 12 yaşın altındaki çocuklar için aracın arka koltuğunda emniyet kemeri kullanmak zorunluluğu yoktur. Ön koltukta, özel, resmi olarak onaylanmış koruma sistemleri kullanılmalıdır. Polis bu konudaki tüm suçluları sistematik olarak kaydetmektedir. Emniyet kemeri takmamak küçük bir ihlal sayılır. Aracı emniyet kemeri ile teçhiz etmemek ağır bir ihlal sayılmaktadır. Bazı üst rütbeli “The Guardia Civil” üyelerine göre, 15 Haziran 1992'den beri şehir içinde uygulanan emniyet kemerini takmaya zorlamak güçleşmiştir [46]. 204 3.8.2.3 Alkol Denetimleri İtalya İtalya’da alkol denetiminde trafik kanununun 186. maddesine göre alkol tesiri altında araç kullanmayı yasaklamakta ve bu kanuna ait komisyon kararının 379. maddesi kandaki azami müsaade edilebilecek alkol miktarını 0,80 g/l olarak tespit etmiştir. Kanda 0,80 g/l veya daha üzeri alkol seviyesindeki sürücü alkol tesiri altında olarak kabul edilmektedir [46]. Alkol muayeneleri sadece polis tarafından bir kazadan sonra veya alkollü araç kullanıldığı açıkça ve tam olarak tespit edildiğinde uygulanmaktadır. Alkollü araç kullanmayı alışkanlık haline getirenlere daha titiz uygulama yapılmaktadır. Bu sürücülere şüphe ile yaklaşılmazsa, sürücü kendisinin muayeneye tabi tutulmasını reddedebilmektedir. Sürücü alkol testini reddettiğinde gerçekten alkolün tesiri altında ise bu ilave bir suç olarak kabul edilmektedir [47]. Alkol tespiti nefes muayenesi (Draeger veya elektronik tipleri) ile yapılmakta ve alkol oranı, Ulaştırma Bakanlığı (Hususi Araçlar Dairesi) tarafından onaylanan ve periyodik olarak kontrol edilen alkol metreler ile yeniden kontrol edilebilmektedir. Alkol muayenesi beş dakikalık aralıklarla iki ölçüm yapılmakta ve sonuç kaydedilmektedir. Alkolmetre uygulaması yaygın olarak kullanılmaktadır [47]. Alkol nefes muayenesi ile kendi kendisini muayene etmek için hiçbir şart olmamasına rağmen eğlence yeri sahipleri alkol metreleri adapte etmeyi planlamaları dikkat çekmektedir. Kan muayeneleri yazılı metinlerde uygulanmaya konmuş, buna rağmen suçlunun bunu reddetme hakkı vardır. Ölümlü kazalardan sonra böyle muayeneler hâkimler tarafından talep edilebilmektedir. Alkollü araç kullanma (açıkça alkol tesiri altında veya 0,80 g/l alkol seviyesinin üzerinde araç kullanma) en fazla bir ay hapis cezası (genellikle hüküm ertelenir), 15 gün ila 3 aylık dönem için sürücü belgesinin alıkonmasıyla ve 250-1000 Euro arasında para cezası ile cezalandırabilecek bir suçtur. Şayet suç bir yıl içinde tekrar ihlal edilirse, bu suç ertelenmeyen hapis cezasına dönüşmekte ve sürücü belgesinin alı konma süresi iki misline katlanabilmektedir [46]. Bilerek alkollü araç kullanma suçunda, araç alkolsüz bir sürücüye teslim edilemiyorsa, polis, aracı sahibinin gösterdiği bir yere götürmekte veya çekilmesi gerekiyorsa en yakın bir garaja çektirebilmektedir [47]. 205 Fransa Fransa’daki alkol denetimlerinde intoksikasyonun görülebilen belirtileri olmasa bile, kanda binde 0,8 g (veya nefeste 0,4 mg/l)'den fazla olmamak şartıyla kanda en az binde 0,7 g (veya nefeste 0,35 mg/l) alkol konsantrasyonu bulunması ile ortaya çıkan alkollü araç kullanma suçu 4. sınıfa giren ve hemen işlem gören suçlar için düzenlenen cezalarla cezalandırılabilmektedir. Bunun anlamları aşağıda verilmiştir: • Azami 75 Euro para cezası, • En fazla 3 yıla kadar sürücü belgesinin yasal olarak el konması, • Sürücü belgesinden 4 puanın düşürülmesi [46]. Intoksikasyonun görülebilen etkileri olmasa bile, kanda binde 0,8 g veya nefeste 0,4 mg/l üzerinde alkol seviyesi ile araç kullanma, aşağıdaki cezalarla cezalandırılabilen suçları teşkil etmektedir: • İki yıla kadar hapis cezası (Tekerrür halinde dört yıl), • 4500 Euro para cezası (tekerrür halinde 9000 Euro). Mahkemeler, kamu hizmeti cezası, paraya çevrilen hapis cezası, hakların sınırlandırılması veya hak mahrumiyeti cezasını da içeren birden fazla ceza (sürücü belgesinin 5 yıla kadar alıkonması veya iptali, aracın 1 yıla kadar trafikten men edilmesi, vs.) vermeye yetkilidir [46]. Karayolu Trafik Yasası da ilave kamu hizmeti cezalarını, paraya çevrilen hapis cezasını, sürücü belgesinin alıkonmasını veya 3 yıla kadar iptalini ve mahkeme sonuçlandığında sürücü belgesinden 6 puan indirilmesini düzenlemiştir. Aynı zamanda yasal cezalar gibi, sürücü belgesinin 1 yıla kadar alıkonması idari otoriteler tarafından da uygulanabilmektedir. Alkol seviyesi kontrolleri birbirini izleyen şu iki aşamada yerine getirilir [47]: Alkol tesiri altında araç kullanıldığı şüphesini ortaya çıkarmak için yapılan ilk muayene (birinci aşama): Yaralanmalı veya ciddi suçların işlenmiş olduğu kaza olaylarında mecburi, yaralanmasız maddi hasarlı kazalarda ise isteğe bağlıdır. Savcının isteği üzerine veya bir üst düzey adli polis görevlisinin önleyici alkollü araç kullanma operasyonları için karar verildiğinde bu durum sistematik olarak uygulanır. Bu durum polisin üst düzey bir görevlisinin veya onun emrinde bulunan daha ast bir görevlinin inisiyatifindedir. Alkol seviyesi, (elektronik veya kimyasal) nefes muayenesi ile tespit edilmektedir. İkinci aşamada ise kontroller; muayenenin pozitif sonuç vermesi, sürücünün 206 nefes muayenesini reddetmesi, aleni sarhoşluk, sürücünün ölmesi, sürücünün fiziksel özürlü olması durumlarına karşı yapılır. Kural olarak, muayene nefesten alınan hava ile bir alkol metre ile yapılmaktadır. Kan muayeneleri istisnai bir durumdur ve sadece kişinin fiziki durumu (yaralamalı kazalarda) ile doğrulandığında veya tıbbi bir belgeyle ehliyetsizlik durumunda yapılabilmektedir. Bu durumda, kan örneği bu amaçla çağrılan bir doktor tarafından alınmaktadır [47]. Pasif alkol ölçüm balonu Hassas alkol tespit cihazı Alkolmetre cihazı Uyuşturucu test kiti İspanya İspanya’daki alkol denetimlerinde alkollü araç kullanma kurallarını, açıkça alkollü araç kullanmayı suç sayan Ceza Kanunu (340-2a), hem de aşağıda belirtilen kan alkol seviyesini düzenleyen 13 Ocak 1992 tarihli Genel Trafik Düzenlemeleri’nin 20 ila 26. maddeleri ihtiva etmektedir [46]. Genel kural olarak, kanda 0,80 g/l alkole izin verilmektedir. Bu seviye; 3,5 ton üzerindeki yük taşıyan araçların sürücüleri için, 0,50 g/l (kanda), 9'dan fazla koltuklu yolcu araçlarının veya kamu araçlarının, okul ve çocuk servislerinin, tehlikeli yük taşıyan, acil servis veya özel ulaşım araçlarının sürücüleri için 207 ise, 0,30 g/l olarak belirlenmiştir. Açıkça alkol etkisi altında araç kullanma cezai işlemi gerektiren bir suç olup ve 1 aydan 6 aya kadar hapis cezası veya 50-500 Euro’ya kadar para cezasıyla ve 3 aydan 5 aya kadar araç kullanmaktan men cezası ile cezalandırılmaktadır. Diğer yandan, müsaade edilen kan alkol seviyesini aşmak en fazla 100 Euro para cezasıyla cezalandırabilecek idari bir suç sayılmaktadır. Bunun sonucu olarak, İçişleri Bakanlığı’nca önleyici kontroller yapılması emredildiğinde, örneğin; sürücü yasayla müsaade edilenden fazla alkol seviyesine sahipse veya muayene için kan vermeyi reddederse basit olarak para cezası verilebilmektedir. Diğer yandan sürücü açıkça alkolün tesiri altında bulunuyorsa yasal işlemler için rapor tanzim edilmesi mecburidir [47]. Sürücüler; • Kazadan sonra; açıkça alkolün etkisi altında araç kullanma veya karayolları trafik kurallarını ihlal etme; • İçişleri Bakanının talimatları doğrultusunda; “The Guardia Civil” Şefi’nin emrettiği önleyici kontroller doğrultusunda alkol muayenesine girmek zorundadırlar [46]. Alkolün varlığı polis tarafından alkol muayenesi ve alkolmetre yardımıyla nefes muayenesi ile tespit edilmektedir. Sanık, kan alınarak yeniden bir kontrol yapılmasını isteyebilir. Alkolmetre ölçümlerinden reddedilemez bir delil sonucu çıkarılamamaktadır. Kanda, talimatlarda belirtilenden daha yüksek alkol seviyesinde araç kullanmayı yasaklayan 2 Mart 1990 tarihli komisyon kararının 12. maddesine göre alkol metre cihazları ile nefesteki alkol miktarını kontrol ederek "normal" delil tespitini, ancak yasal otoritelerin emirleri doğrultusunda kan ve idrar örneği alınarak veya diğer metotlar kullanılarak başka bir kontrol yapılmasını şart koşmaktadır. Ayrıca, 2 Mart 1990 tarihli kararın 12. maddesi alkolü uyuşturucu ile bağdaştırmakta, sürücünün uyuşturucunun etkisi altında olduğundan şüphelenilmesi durumunda polisin uygun biyolojik testler yapılmasını emretmektedir [47]. 208 Fransa Trafik kazalarının analizi sonucunda en çok ihlal edildiği tespit edilen; aşırı hız, alkol, emniyet kemeri, yorgunluk (araç kullanım sürelerine uymamak), uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımı konularındaki denetimlere ağırlık verilmektedir. Yol kenarı denetimi Yol kenarı denetimi Yol kenarı denetimi Alkol denetimi Hız limitleri otomobiller için şehir içerisinde 50 km/saat, halkın yoğun olduğu bölge ve okul önlerinde ise 30 km/saat olarak uygulanmaktadır. Hız limitlerinin azaltıldığı bölgelerde hız kesici tümsekler kullanılmaktadır. Araçların tonaj denetimleri, egzoz emisyon ve motosikletlerde gürültü ölçümleri ile usulsüz olarak güç artırımı yapılıp yapılmadığı konusunda denetim yapmak amacıyla özel ekipler oluşturulmuştur. Bu ekiplerde görevli personel özel bir eğitime tabi tutulmakta olup, denetimde kullandıkları araçlar da özel donanıma sahiptir. Bu tür denetimler özel ekipler dışında diğer ekip ve görevlilerce yapılmamaktadır. 209 Motor güç artırımı tespit ekipmanı Motor güç artırımı tespit cihazı Lodometre (Ağırlık ölçer) Eksoz gürültü tespit cihazı İtalya Trafik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı yollardaki ve diğer otoyollardaki trafik düzeni ve güvenliği ile diğer asayiş ve kontrol hizmetlerini yürüten 13 adet Otoban Operasyon Merkezi (Centri Operativi Autostradali) bulunmakta ve toplam 7.000 km’lik otoyolda görev yapmaktadır. Roma İli’ni de içerisinde bulunduran Lazio bölgesindeki Otoban Operasyon Merkezi, yaklaşık 900 km’lik (gidiş geliş) sorumluluk alanına sahip olup, güzergâhları üzerinde 7 adet denetim istasyonu bulunmaktadır. Ortalama (gidiş geliş) 80 km’lik güzergâhtan sorumlu olan ekipler, 24 saat esasıyla 6’şar saatlik 4 grup halinde görev yapmaktadır. Ekipler güzergâhlarındaki trafiğin akışını izlemek, trafik kazaları ve diğer asayiş olaylarına (çalıntı araçların takibi, kaçakçılık vb.) müdahale etmek, yol kenarındaki tesisleri denetlemek ve yol sorunlarını tespit etmekle görevlidir. 210 Denetim hizmetlerinde görevli ekipler genellikle resmi olup, video kameralı radarla donatılmış az sayıda sivil ekip de bulunmaktadır. Otoyollar özelleştirilmiş olup, yapım, bakım ve onarımları ile kış aylarındaki kar ve buzla mücadele çalışmaları işletmeyi üstlenen şirket tarafından yapılmaktadır. Otoyol polisinin araç, gereç ve ekipmanları ile akaryakıtı da bu şirket tarafından karşılanmaktadır. Otoyol polisi ve diğer acil müdahale ekipleri otoyola giriş ve çıkış yaparken herhangi bir ücret ödememektedir. Trafik kazaları ve sonuçlarının analizi neticesinde; aşırı hız, yakın takip, emniyet kemeri takmama, cep telefonu kullanımı, motosikletler için şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymama ile alkollü olarak araç kullanma ihlallerinde yoğunluk tespit edildiğinden, bu konulardaki denetimlere ağırlık verilmektedir. Teknik yönden uygunsuzluğu tespit edilen araçlar Ulaştırma Bakanlığı’na bildirilmekte, söz konusu araçlar muayeneye sevk edilmekte veya bizzat bakanlık görevlilerince muayene edilmektedir. Sağlık durumundan şüphe duyulan sürücüler de Ulaştırma Bakanlığı’na bildirilmekte ve ilgili kişiler bu bakanlık tarafından sağlık muayenesine sevk edilmektedir. Alkol kontrolleri öncelikle uzaktan hafif nefes üfleyerek pasif ölçüm yapan özel bir cihazla yapılmakta, cihazın sinyal vermesi halinde ekip aracında bulunan ve hassas ölçüm yapan alkolmetre cihazlarıyla ölçüm yapılmaktadır. Yapılan bu ölçüm sonucunda 0.50 promilin üzerinde alkol aldığı tespit edilen sürücüler doğrudan mahkemeye sevk edilmekte, mahkeme tarafından sürücü belgeleri 3 aydan 1 yıla kadar geri alınmakta, ayrıca 10 ceza puanı düşülmektedir. Pasif alkol ölçüm cihazı Hassas alkol tespit cihazı 211 Hassas ölçüm yapan alkolmetre cihazları her ekipte bulunmayıp, planlı olarak alkol denetimine çıkan ekipler tarafından kullanılmaktadır. Ancak hemen hemen her ekipte üflenerek pasif ölçüm yapan küçük cihazlar bulunmaktadır. Hassas alkol tespit cihazı ile ölçüme direnilmesi halinde, sürücüye ceza uygulanmakta ve araçlara geçici olarak el konulmaktadır. Uyuşturucu kullandığından şüphe edilen sürücüler, ter ve tükürük gibi yöntemlerle pasif teste tabi tutulmakta, sonucun pozitif olması durumunda vakit kaybetmeksizin en yakın sağlık kuruluşuna götürülerek, doktor kontrolünde kanı alınarak tespit yaptırılmakta, sonucun yine pozitif olması durumda sürücü belgeleri iptal edilmektedir. Otomobiller için hız sınırı; otoyollarda 130 km/saat, standardı yüksek (bölünmüş) şehir dışı yollarda 110 km/saat, diğer devlet yollarında 90 km/saat, şehir içi yollarda ise 50 km/saat olarak uygulanmaktadır. Otoyollarda otobüsler için hız sınırı 100 km/saat ve ağır yük taşıtları için ise 90 km/saat’tir. Otoyolda durdurulması gereken araçlar, dur geç levhası, flâşörlü el feneri, siren gibi gereçlerle uyarılarak, trafik güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek yerlere çekilmek suretiyle kontrol edilmektedir. Durdurulamayan araçlar mutlaka otoyol üzerindeki diğer ekipler tarafından durdurularak kontrol ve cezalandırılması sağlanmakta, durdurulması mümkün olmayan hallerde araç plakasına cezai işlem uygulanmamaktadır. Ancak ihlalin görüntü ile tespit edilmesi halinde, trafik kural ihlaline ilişkin ceza tutanağı tanzim edilerek araç sahibinin adresine gönderilmektedir. İstiap haddinden fazla yükleme yapılması ile istiap haddi aşılmayıp dingil ağırlığının aşılması hallerinde trafik cezası uygulanmakta, fazla yük boşaltılmadan araçların yola devam etmesine izin verilmemektedir. Cumhurbaşkanına, meclis ve senato başkanına, Papa’ya, büyükelçilere motosikletli eskort hizmeti verilmektedir. Bunların dışında Roma’da günde ortalama 8 kişiye (önemli kişilere) eskort tahsis edildiği belirtilmiştir. 212 Almanya Büyük çaplı trafik kazalarının önlenmesine odaklanılmakta, bu amaçla hedefler konulmakta ve bu hedeflere nasıl ulaşılabileceği belirlenmektedir. Örneğin, Berlin’de sağa ve sola dönüşlerde çok kaza olduğu tespit edildiğinden, bu konunun öncelikler arasına alındığı ifade edilmiştir. Denetlenmesi gereken hususlar (hız, ağırlık, alkol, ticari araç kontrolleri gibi) yönergelerle belirlenmekte olup, her uygulamanın ayrı bir yönergesi bulunmaktadır. Başlıca denetim konuları; 1. Hız limitlerinin aşılmasının önlenmesi, 2. Alkol ve uyuşturucu etkisinde araç kullanımının önlenmesi, 3. Emniyet kemeri ve çocuk koltuğu kullanımının denetimi olarak belirlenmiştir. Bu üç konunun denetimi sayesinde ölümlü ve ağır yaralanmalı kazaların önemli oranlarda azalacağı öngörülmektedir. Trafik kazalarını önlemeye yönelik olarak belirlenen riskli gruplar; 1. Yaşlılar 2. Küçük çocuklar 3. 18-24 yaş arası gençler 4.Yetişkinler olarak sıralanmıştır. Diğer bir gruplandırmaya göre ise riskli gruplar; 1. Bisikletliler 2. Motosiklet ve motorlu bisikletliler 3. Yayalar 4. Diğer araçlar olarak sıralanmıştır. 213 Otoban polisi faaliyetlerinde 3 ana noktaya odaklanmaktadır. 1. Trafik kazalarını azaltmaya yönelik önleyici tedbirler almak, 2. Trafik kazaları sonrası ortaya çıkan problemleri en aza indirmek, 3. Trafiğin akışını düzenli olarak sağlamak. Şehir içi ve çevre yollarında yapılan denetimlerde ağırlıklı olarak motosikletli ekipler kullanılmakta ve eskortluk hizmetleri de bu ekiplerce yapılmaktadır. Yine vatandaşla daha yakın temas kurabilmek için bisikletli ve yaya trafik polisleri de görev yapmaktadır. Eğlence yerlerine yakın bölgelerde diğer polis birimleri ile müşterek sabit kontroller yapılmaktadır. Egzoz emisyonu uygun olmayan araçlar şehrin bazı bölgelerine girememekte olup, emisyonu uygun olan araçlar, ön camına yeşil renkli bir bandrol yapıştırılmak suretiyle ayırt edilmektedir. Yaklaşık 1,5 milyon tescilli araç bulunan Berlin’de, yaklaşık %70’i duran trafikteki araçlar olmak üzere, yıllık olarak 4,5 milyon civarında trafik cezası uygulanmaktadır. Park cezası uygulanan yıllık 2,5 milyon civarındaki aracın yaklaşık 50.000’i otoparklara çekilmektedir. Alkol limitleri stajyer sürücüler, 21 yaşına kadar tüm sürücüler, tehlikeli yük ve yolcu taşıyan araç sürücüleri için sıfır promil, diğer sürücüler için ise 0,50 promil olarak belirlenmiştir. Alkol ölçümleri öncelikle ülkemizdekine benzer alkolmetre cihazları ile yapılmakta, 0,50 promil üzeri tespitlerde sürücüler trafik birimlerinde bulunan daha büyük ebatlı hassas ölçüm yapabilen cihazlarla nefes testine tabi tutulmaktadır. Bu cihazla yapılan ölçümlerde 1,1 promilin üstünde alkol tespit edilmesi halinde, sürücü sağlık kuruluşlarında kan testine tabi tutularak mahkemeye sevk edilmektedir. Makul bir şüphe olmaması halinde, alkol ve uyuşturucu denetimi yapılmamaktadır. 2008 yılı içerisinde Berlin’de yaklaşık 10.000 alkol ve uyuşturucu denetimi yapılmıştır. 214 Alkolmetre cihazı Uyuşturucu test kiti Uyuşturucu test kiti Trafik denetimleri Berlin’e bağlı 6 bölgede (Merkez İlçe Emniyet Müdürlüğü niteliğinde) kendilerince hazırlanan programlara göre yapıldığı gibi, ortalama ayda bir defa merkezin belirlediği gün ve saatlerde 6 bölgede aynı anda ve aynı tip denetimler yapılabilmektedir Örnek olarak, alkol tüketiminin çok olduğu yılbaşından bir önceki haftada, bütün bölgelerde aynı anda alkol denetimleri yaptırılmaktadır. Aynı şekilde okulların açıldığı ilk haftada da merkez tarafından belirlenen programa göre bütün bölgelerde eş zamanlı denetimler yapılmaktadır. Özellikle emniyet kemeri, çocuk koltuğu ve cep telefonu kullanımına yönelik denetimlerin eş zamanlı olarak yapılması sayesinde daha etkili sonuçlar elde edildiği ifade edilmiştir. Merkezi olarak düzenlenen programlara göre yapılan denetim sonuçları değerlendirilerek, basın aracılığı ile halka duyurulmaktadır. Denetim için durdurulan sürücülere, denetim konuları ve önemi hakkında bilgi verilmekte, hazırlanan broşürler dağıtılmakta, böylece sürücüler denetimle birlikte bilgilendirilip bilinçlendirilmektedir. Denetim sırasında aracın teknik aksamlarının (far, silecek gibi) çalışıp çalışmadığı kontrol edilmekte ve muayene süresinin bitip bitmediğine de bakılmaktadır. Ayrıca, aracı kullanan kişinin sürücü belgesi olup olmadığı ile sınıfına uygun araç kullanıp kullanmadığı da kontrol edilmektedir. Araçta teknik eksiklik tespit edilmesi halinde tamir için matbu bir formla 10 gün süre verilmektedir. Bu süre içinde eksikliğin giderildiğine dair belgelerle birlikte ilgili trafik birimine müracaat edilmez ise, durum bilgisayar kayıtlarına işlenerek aracın takibi yapılmakta ve yakalanması halinde trafikten men edilmektedir. 215 Aracın trafiğe çıkmasını engelleyecek ciddi bir teknik eksikliği var ve araç otomobil ise çekici vasıtasıyla teknik denetim için TÜV veya DEKRA’ya gönderilmektedir. Kamyon ve otobüs gibi büyük araçlar ise bulundukları müsait bir yerde trafikten men edilmekte, TÜV veya DEKRA’nın seyyar muayene araçları buraya gelerek aracı teknik kontrolden geçirmektedir. Berlin’de yılda 5000’den fazla aşırı hızdan kaynaklanan trafik kazası meydana gelmektedir. Kazaların çoğunlukla kavşaklarda meydana geldiği, bu nedenle de hız ve ışık denetimlerine büyük önem verdikleri belirtilmiştir. Bu amaçla, son iki yıl içinde ileri teknolojiye sahip cihazlar alındığı, 2007 yılı içerisinde yaklaşık 24.000 radar uygulaması yapıldığı ve 900.000 civarında araca ceza uygulandığı ifade edilmiştir. Şehir içerisinde en çok trafik kazası olan 14 noktada kırımızı ışık ihlallerini tespit eden kameralar bulunmaktadır. Tespit edilen ihlaller kaset veya dijital sistemle kayıt altına alınmakta, bu kayıtlar belirli periyotlarda görevlilerce alınarak çözümlenmekte ve ceza tutanağına dönüştürülerek ilgililerin adreslerine gönderilmektedir. Şehir merkezinde P+R simgesi bulunan otoparklar oluşturulmuş olup, bu levhalar şehir dışından gelenler için “aracını park et ve devam et (toplu taşıma aracını kullan)” anlamına gelmektedir. Yük ve yolcu taşıyan ticari araçlar ile tehlikeli madde taşıyan araçların denetimi, Avrupa Birliği direktiflerini ve mevzuatı çok iyi bilen, özel eğitimli personel ve özel donanımlı araçların kullanıldığı özel ekiplerce (Berlin’de 15’er kişiden oluşan iki ekip bulunmaktadır) yapılmaktadır. Bu tür araçlar diğer ekiplerce denetlenmemektedir. Özel donanımlı araçların içerisinde; radyoaktif madde ölçümü yapan cihaz, radyasyon ölçüm cihazı, araç fren balataları için sıcaklık ölçer, patlayıcı ve yanıcı maddelerin tehlikesini ölçen cihaz, zararlı gazlardan korunmak için oksijen tüpü, araç mühürleme ve numune alma aparatları, gabari ölçer, faks, telefon, seyyar tartı aletleri gibi malzeme ve gereçler bulunmaktadır. 216 Özel donanımlı araç (İç görünümü) Özel donanımlı araç (Çalışma masası) Özel donanımlı araç (Fotokopi-Faks) Özel donanımlı araç (Lavabo) Özel donanımlı araç (Kontrol kitleri) Tehlikeli madde ölçüm cihazı 217 Özel donanımlı araç (Bagaj) Lodometre ekipmanı Ayrıca, araçlarda modifiye (eksoz ve motor kapasitesinin arttırılması gibi) yapılıp yapılmadığı da özel bir ekip tarafından kontrol edilmekte olup, bu ekibin tespit ettiği araçlar TÜV ve DEKRA tarafından teknik kontrollerden geçirilerek, modifiye yapılıp yapılmadığı kesinleştirilmektedir. Okul gezilerinde kullanılan otobüsler ile benzeri amaçlı yolcu taşıma araçları her yönden titizlikle incelenmektedir. Yabancı devlet büyüklerinin Berlin’de gezileri sırasında eskort ve koruma verilmekte, belirli güzergâhlar kapatılarak trafik alternatif güzergâhlara yönlendirilmektedir. 3.8.3. Genel Polisin Trafik Düzenleme, Yönetme ve Denetleme Yetkisi Fransa Genel polisin trafiği düzenleme, yönetme ve denetleme yetkisi bulunmakla birlikte zorunlu olmadıkça bu yetki kullanılmamakta, müdahale edildiği durumlarda ise olay mahaline trafik polisi çağrılarak konu devredilmektedir. İtalya Genel polisin trafik düzenleme, yönetme ve denetleme yetkisi bulunmakla birlikte, zorunlu olmadıkça trafik hizmetlerine ve özellikle trafik kazalarına müdahale etmemektedir. Trafik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı devlet yolları ve otoyollardan sorumlu trafik birimleri, sorumlu oldukları yol güzergâhlarındaki trafik düzeni ve güvenliği ile birlikte, diğer asayiş ve kontrol hizmetlerini de yürütmektedir. 218 Almanya Bütün polis birimleri trafik kural ihlallerine ve trafik olaylarına müdahale etmeye ve tutanak düzenlemeye yetkilidir. Ancak trafik polisinin ihtisas alanına giren konularda (kazaya müdahale ve inceleme, alkol ve tonaj kontrolü gibi) trafik polisi çağrılmaktadır. 3.8.4. Elektronik Denetim Sistemleri Fransa Eski nesil radar sistemlerinin yanı sıra, 2003 yılından itibaren yeni nesil dijital radarlar kullanılmaya başlanmıştır. 2006 yılından itibaren ise radarlar plaka tanıma sistemleri ile birlikte kullanılmaya başlanmış olup, bunlar steyşın tipi araçlara monte edilerek kullanılabildikleri gibi, araçtan çıkartılarak 3 ayak üzerine monte edilmek suretiyle seyyar olarak da gece ve gündüz her türlü hava ve yol şartlarında kullanılabilmektedir. Dijital radar cihazı (Yol kenarında) Dijital radar cihazı (Araç içerisinde) Fotoğraf kayıtlı radar cihazı (Yol kenarında) Dijital radar cihazı (Takip monitörü) Dobler radar cihazı (Kayıt ünitesi) Bu radar cihazlarından elde edilen hız tespitleri, ülke genelinde trafik ceza işlemlerini yürüten ve 600 personelin çalıştığı Rehn ilinde bulunan merkezdeki veri 219 tabanına GPRS yoluyla resimli olarak gönderilmekte ve burada görevlilerce ceza tutanağına dönüştürülerek araç sahiplerinin adreslerine postalanmaktadır. İhlale ilişkin fotoğraf ceza tutanağı ile birlikte gönderilmemekte, ancak itiraz halinde herhangi bir trafik kuruluşuna müracaat edilerek fotoğraf kaydı görülebilmektedir. Araç sahibinin cezaya itiraz etmesi halinde, ceza tutanağında bulunan itiraz bölümünü doldurarak 135 Euro tutarındaki teminat mektubu ile birlikte cezayı düzenleyen birime göndermesi gerekmektedir. Araç sahibinin ihlali yapanın kendisi olmadığını beyan etmesi ve o sırada aracı kullanan sürücünün kimlik bilgilerini bildirmesi halinde, ceza tutanağı bildirilen kişiye gönderilmekte, bu kişinin ihlali kabul etmemesi durumunda, araç sahibi ve bildirilen kişi mahkemeye sevk edilmektedir. Mahkeme sonucunda ihlalde bulunanın araç sahibi olduğunun anlaşılması halinde, 135 Euro tutarındaki teminat iade edilmemektedir. Radar cihazlarının ölçüm hatalarına karşı, hız sınırlarında % 5 tolerans tanınmaktadır. Hız limitlerinin 50 km/saat aşılması halinde, sürücü mahkemeye sevk edilmekte ve 3 aydan bir yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir. Plakaya yazılan cezalarda, ceza puanı araç sahibine veya ihlali yaptığını beyan ettiği kişiye uygulanmaktadır. Kırmızı ışık, takip mesafesi gibi diğer ihlalleri de kameralarla tespit edilmesine yönelik çalışmaların devam ettiği ifade edilmiştir. İtalya Ülke genelindeki 7.000 (çift yönlü) km’lik otoyolun 2000 km’lik bölümünde, ortalama 10 km aralıklarla, 250 km/saat’e kadar hız tespiti yapabilen ve kameralı özel bir plaka okuma sistemi (TUTOR) bulunan 200 adet mesafe-zaman periyotlu sabit baş üstü otomatik denetim sistemi bulunmaktadır. Bu sistem 2004 yılında kurulmuş olup, çalıntı veya muayenesi bulunmayan araçları da otomatik olarak tespit etmektedir. Plaka tespit başarı oranı %97 olan sistem; gece, gündüz ve her türlü hava şartlarında çalışmaktadır. Her noktada üç şeridi kontrol eden 3 kameranın yanı sıra, emniyet şeridi ihlallerini de tespit eden dördüncü bir kamera bulunmaktadır. Sistem, asfalt üzerinde çapraz yerleştirilmiş yer sensörleri ile irtibatlı çalışmakta ve sensörler vasıtasıyla 220 araçlar cinslerine göre ayırt edilerek, hız ihlali yaptığı tespit edilen araç bilgileri resimleri ile birlikte otomatik olarak merkezdeki veri tabanına gönderilmektedir. TUTOR Sistem şeması Günün her saatinde aktif olmayan ve belirlenen saatlerde aktif hale getirilen bu sistem, haftada ortalama 50.000 adet ihlali merkeze resimli olarak göndermektedir. Kayıtlar merkezde, araç veri tabanından araç ve sahiplik bilgileri ile eşleştirildikten sonra, operatör kontrolünden geçirilerek otomatik olarak ceza tutanağına çevrilmekte, ceza tutanakları en geç 36 saat içerisinde postaya verilecek hale getirilerek araç sahibinin adresine gönderilmektedir. Trafik kural ihlalinin başkası tarafından yapıldığı konusunda araç sahibince itirazda bulunulmadığı takdirde, ihlalin karşılığı olan ceza puanı araç sahibinin ceza puanından düşülmektedir. Bu sistemin kullanımına başlanılmasından sonra, sistemin uygulandığı güzergâhtaki kazaların %50 oranında azaldığı, sistemin toplam maliyetinin yaklaşık 40 milyon Euro olduğu ve hız tespiti yapan cihazların (kamera) kalibrasyon gerektirmediği belirtilmiştir. 221 TUTOR (Yol üstü kameraları) TUTOR (Yol üstü güvenlik şeridi kamerası) TUTOR (Yer sensörü) Hız ve emniyet şeridi TUTOR (Sistem ünitesi) ihlalleri genellikle kameralarla yapılan tespitlere dayandırılmakta olup, posta yoluyla kendilerine ceza ulaşan kişiler kayıt merkezine giderek resimli görüntüyü kontrol edebilmektedirler. Yol kenarı denetimlerinde kaydedilen video kamera görüntüleri de istemeleri halinde ihlali yapanlara gösterilmektedir. Tüm ekip araçlarında olmamak kaydıyla; video kameralı radar, alkolmetre, lodometre ve tablet bilgisayarlar kullanılmaktadır. İhbarlı denetimler ise genel olarak yol üstü hız tespit kameraları ve lazerli mobil hız tespit cihazları ile yapılmaktadır. Yine tüm ekiplerde olmamak kaydıyla, bazı video kameralı radar araçlarında hard disk ünitesi ve plaka tanıma sistemi olduğundan, hız tespitinin yanı sıra çalıntı araç kontrolü de yapılmaktadır. Yüksek çözünürlüğe sahip olan bu kameralarla en düşük ışıklı ortamda dahi plakalar okunabilmekle birlikte, flaş ve enfraruj sistemi bulunmadığından ortamın aşırı karanlık olduğu durumlarda plakalar ancak yakın mesafeden okunabilmektedir. Araç plakasına uygulanan trafik cezalarının ceza puanı karşılığı var ise araç sahibinden veya onun itirazı halinde ihlal sırasında aracı kullanan kişiden ceza puanı düşülmektedir. 222 Hız denetimlerinde ayrıca; seyyar olarak üçlü ayak üzerinde kullanılan, fotoğraf makinesi monte edilmiş olan ve kalibrasyon yapılmasına gerek olmayan lazerli hız tespit cihazı kullanılmaktadır. Tek bir şeritteki hız ihlalini tespit edebilen bu cihaz, hız ihlali yapan araçları fotoğraflı olarak kaydetmekte ve bu kayıtlar ceza kayıt merkezinde sisteme aktarılarak ceza tutanağına dönüştürülmektedir. Lazer teknolojili radar Araç içi radar kamerası Araç içi radar kayıt ünitesi 223 Almanya Radar uygulaması yapılan yer ve zamanların gazete ve radyolar aracılığı ile halka duyurulduğu, ancak uygulama yapılmayan yer ve zamanlarda kazalarda artma meydana geldiği için bu yöntemden vazgeçilerek hız denetimlerinin habersiz ve gizlenerek yapılmaya başlandığı belirtilmiştir. Dijital, lazer (mobil) ve analog sistemli radar cihazlarının kullanıldığı denetimler, sabit veya seyir halinde yapılabilmektedir. Sivil radar aracı Sivil radar aracı Seyir halinde yapılan denetimlerde, araçların arkasından gidilerek hızı tespit edilmekte, hız limitleri aşılmış ise işaret verilerek (radar araçlarının arkasında, arka camın iç bölümünde “DUR POLİS” yazısı bulunan led göstergeler kullanılmaktadır) araçlar durdurulmakta, çekilen görüntü sürücüye izlettirilerek, cezası uygulanmaktadır. Radarla hız ihlali tespit edilen aracın durdurulamaması halinde ise, ceza tutanağı ve fotoğraf araç sahibinin adresine gönderilmektedir. Fotoğrafta sürücü yanındaki ve araç içindeki diğer kişilerin yüzleri kapatılmaktadır. Araç içi ikaz levhası Araç içi ikaz levhası 224 Ayrıca lazer sistemi ile çalışan ve yolun üç şeridini kontrol ederek sadece ihlalde bulunan araçları fotoğraflayan seyyar ayaklı radar cihazları da kullanılmaktadır. Bu cihazların tespit ettiği ihlaller dijital kasetlere kaydedilmekte, kayıtlar ofiste bir yazılım desteğiyle çözümlenerek, fotoğrafları çıkarılmakta ve ceza tutanağı ile birlikte ilgililerin adreslerine gönderilmektedir. Araç içi radar cihazı Seyyar radar monitörü Radar cihazı Radar görüntüleri çözüm ünitesi Radar cihazı Radar cihazı gece aydınlatma ünitesi 225 Lazer teknolojili radar cihazı Radar cihazı Berlin sınırları içerisindeki otobanda yer alan iki adet sabit radar ünitesi ile hız ihlali yapan araçların plakaları sürekli olarak fotoğraflanmakta ve yazılan cezalar tahsilat için araç sahiplerinin adreslerine gönderilmektedir. 226 3.9. TISPOL(European Traffic Police Network) “Avrupa’nın yollarını güvenli hale getirmek için hep beraber çalışalım” sloganı ile faaliyet gösteren TISPOL örgütü, Avrupa trafik polis kuvvetleri tarafından karayolu trafik güvenliğini geliştirmek ve Avrupa karayollarındaki yasa uygulamasını güçlendirmek için kurulmuştur. Örgütün temel amacı, karayollarındaki yaralanma ve ölüm sayısını azaltmaktır. Bunun yanı sıra örgütün hedefleri şunlardır: 1. Avrupa karayollarındaki yaralanma ve ölümleri azaltmak, 2. Avrupa’daki trafik polis kuvvetlerini ve yol kuvvetlerini birleştirmek ve en iyi uygulamaları seçmek, her ülkede uygulatmak, 3. Pan-Avrupa faaliyetlerini ve kampanyalarını birleştirmek ve ortaklaşa koordine etmek, 4. İstenilen, hedeflenen bir eğitim ve uygulama programı oluşturmak için; araştırmaya, bilgiye ve mantığa dayalı eğitim ve uygulamayı teşvik etmek, 5. Karayolu trafik güvenliği alanında araştırma yapmak ve bu tür araştırmalara teşvik etmek, 6. Karayolu trafik güvenliği alanında bilgilendirilmiş ve ortaklaşa düzenlenmiş politikaları oluşturmaktır. Kısmen Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen Örgüt’ün iki ana organı vardır. Bunların birincisi ve temel organı TISPOL Konseyi’dir. Örgüt’ün temel kararlarının alındığı bu konsey tüm üye ülkelerin temsilcilerinden oluşmaktadır. Diğer bir temel organı ise Yönetim Kuruludur. Yönetim Kurulu, Konsey tarafından alınan kararları uygulamakla yükümlüdür. Bu kurul başkan, genel sekreter, mali işler sorumlusu ve diğer seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. 227 TISPOL’ün şu anda 26 üye ülkesi mevcuttur. Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkeler gözlemci statüsünde üye olabilmektedirler. Örgütün 1 Temmuz 2008 tarihinde başlattığı ve 31 Mart 2011 tarihine kadar sürecek olan “hayat kurtarma” sloganlı bir projesi vardır. Bu proje tüm üye ülkeler için yarar sağlamakta olup özellikle Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya ve İspanya gibi 6 Avrupa Birliği Ülkesi’nde odaklanmakta ve bu ülkelerin trafik uygulamalarında onlara destek olmaktadır. Bu projenin temel amacı Avrupa karayollarındaki hayat kurtarma çabasına bütünleştirilmiş bir yaklaşım kazandırmaktır. Yukarıda sayılan hedefleri gerçekleştirmek amacıyla uygulamaya konulan denetim projesi ve denetim tarihleri birliğin yalnızca üyelere açık olan internet sitesinde yayınlanmakta ve uygulamalar aynı tarihlerde 26 Avrupa Ülkesi’nde aynı anda yapılmaktadır. TISPOL Hız Denetimleri : Avrupa Birliği genelinde en yaygın yapılan ihlal ve kazaların en büyük sebebi olan hız limitlerinin aşılarak araç kullanılmasıdır. Bu nedenle TISPOL yılda iki defa birer hafta süreyle üye olan tüm ülkelerden hız denetimi yapmalarını istemektedir. Hız denetimleri bizzat memurlar tarafından radar kontrolü şeklinde ya da elektronik sistemler kullanılarak yapılmaktadır. 228 18 – 24 Ağustos 2008 tarihleri arasında 856,548 hız ihlali tespit edilmiştir. Bunlardan 183,414 adedi bizzat memurlar tarafından 673,134 adedi EDS tarafından tespit edilerek ceza uygulanmıştır. TISPOL Alkol ve Uyuşturucu Denetimleri: Avrupa genelinde alkollü araç kullanan sürücülerin, alkollü araç kullanmayanlara oranı %5 iken, kazaya neden olma oranı %20 olarak tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra uyuşturucu kullanan sürücüler de trafik güvenliğini tehlikeye atmaktadır. 10.000 kişinin kazalarda ölmesinin nedeni olarak alkol ve uyuşturucu gösterilmektedir. Bu nedenle TISPOL ülkelerin kendi denetimlerine ilave olarak Noel Dönemi (26 Aralık – 01 Ocak) ile yaz aylarında yılda iki defa sürücülere alkol ve uyuşturucu kullanımı üzerine denetim planlamıştır. 02 – 08 Haziran 2008 arasında 860.174 sürücü test edilmiş 14.684 sürücüye alkollü araç kullanmaktan, 1.021 sürücüye ise uyuşturucu alarak araç kullanmaktan yasal işlem yapılmıştır. TISPOL “Emniyet Kemeri Denetimleri” Yılda iki defa ülkelerin kendi denetimlerine ilave olarak Avrupa Birliği yolları (ECR) üzerinde emniyet kemeri ve çocuk koruma sistemleri kontrolleri yapılmaktadır. 08 14 Eylül 2008 tarihleri arasında yapılan denetimlerde; 95.445 ihlal tespit edildiği, bu ihlallerin 91.949’unu yetişkinlerin emniyet kemeri takmaması, 3.496’sını ise çocuk koltuğu olmaması oluşturmuştur. Eğer Bir Şansınız Daha Olsaydı, Farklı Olarak Ne Yapardınız? 229 TISPOL Ağır Taşıt Denetimleri : Eşyaların Avrupa Birliği sınırları içerisinde illegal olarak taşınmasını önlemek, yük taşıyan araçların araç kullanma sürelerine, hız limitlerine ve mali yükümlülüklere uyup uymadıklarını denetlemek ve trafik güvenliğini sağlamak amacıyla yine yılda iki defa birer haftalık periyotlarla yük taşıyan araçlar üzerine kontroller yapılmaktadır. 06 - 12 Ekim 2009 tarihleri arasında yapılan kontrollerde, 157.988 ağır yük taşıtı kontrol edilmiş, bunlardan kusurlu görülen 49.153 tanesine ceza uygulanmıştır. TISPOL Otobüs (Yolcu Taşıyan Araçlar) Denetimleri: Avrupa Birliği sınırları içerisinde geçmiş yıllarda otobüslerin karışmış olduğu kazalar önemli bir yer tutmaktadır. Kaza istatistiklerinin incelenmesinde meydana gelen otobüs kazaları içerisinde tur otobüslerinin önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Bu nedenle uzun seyahatlerde bulunan ve birkaç Avrupa ülkesini geçerek dolaşan tur otobüsleri başta olmak üzere yolcu taşımacılığı yapan araçlar üzerinde denetimlerin sıklaştırılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Otobüs sürücülerinin bilerek hız ihlali yapmaları, araç kullanma sürelerini ihlal etmeleri ve araçların teknik şartlarındaki yetersizlikler tespit edilen en önemli sorunlar olarak görülmektedir. Bu nedenle trafik polisi ve diğer ilgili otoritelerinde katılımıyla yılda en az iki defa birer hafta süreyle Avrupa Birliği genelinde otobüs kontrolleri yapıldığı belirtilmiştir. 21 – 27 Temmuz 2009 tarihleri arasında 54.403 otobüsün kontrol edildiği, 4.063 araç ve sürücüsü hakkında yasal işlem yapıldığı belirtilmiştir. Denetimlerin sonuçları düzenli olarak Avrupa Komisyonu’na rapor edilmektedir. TISPOL ve ECR (Avrupa Birliği Yolları) resmi ortaklık çerçevesinde 20 Avrupa ülkesiyle veri paylaşımı, eğitim, danışmanlık ve denetim işbirliği yapmaktadır. TISPOL bünyesinde sekiz üyenin katılımıyla Takograf Grubu kurulmuştur. Takograf grubu, takograf hileleri ve hız sınırlarına müdahalenin önlenmesi için araştırmalar yapmakta ve elde ettiği bilgileri internet üzerinden üyeleriyle paylaşmaktadır. 230 3.9.1. Trafik Kontrol Merkezi Fransa Ülke genelinde trafik ve ulaşım konusunda gerekli bilgileri toplamak, analiz ederek kamuoyunu bilgilendirmek, yol kullanıcılarını güvenli bir şekilde yönlendirmek, hava ve yol durumu hakkında meteorolojik bilgileri yol kullanıcılarına duyurmak, trafik akışını kontrol etmek amacıyla polis, jandarma ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan eş düzey yöneticilerin ve personelin görev yaptığı biri merkez ve yedi bölgeden oluşan Trafik Kontrol Merkezi (CRICR) oluşturulmuştur. Le C.R.I.C.R d’Ile de France Le Le traitement traitement de de l’Information l’Information Routière Routière Une salle d’exploitation ( H24 – 7/7 ) PC ZONAL DE CIRCULATION Trafik kontrol merkezi - Gestion de Crises - 231 Paris ve civarından sorumlu trafik kontrol merkezinde 36 (polis, jandarma, ulaştırma) personel, yolun yapım, bakım, onarım, işaretleme ve kazalara müdahale amacıyla da Direction Inter-Départementale des Routes d'Ile-de-France (DIRIF) idaresinden (özelleştirilmiş) bir mühendis, 5 teknisyen ve 200 personel görev yapmaktadır. Yol üstü led gösterge Ayrıca, basın ve yayın kuruluşları ile irtibat sağlamak ve yol kullanıcılarını anında bilgilendirmek amacıyla merkezlerde basın yayın kuruluşlarının bir görevlisi de bulunmaktadır. 1000 kilometreden oluşan Paris ve civarındaki otoyollarda 800 kamera, 6000 yer sensörü, 1300 acil yardım telefonu, 480 araç sayım detektörü ve çevik kuvvet (otoyol polisi) ekiplerince tespit edilen trafik ve ulaşımla ilgili bilgiler trafik kontrol merkezine aktarılmaktadır. Alınan bilgiler merkezde analiz edilerek değerlendirilmekte ve radyo, televizyon, yol üzeri led göstergeli panolarla da anında yol kullanıcıları bilgilendirilip yönlendirilmektedir. Ayrıca, RDS (radyo) yayınları yapılmaktadır. Yine otoyollarda yayın yapan 107.7 frekansında özel bir radyo kanalı da bulunmaktadır. Yol kullanıcıları ve merkeze üye olan şirketler, kişiler, basın wap.sytadin.douv.fr) ve ve yayın ücretsiz kuruluşları bir telefon internet hattından üzerinden (0 (www.sytadin.fr, 800 100 200) da bilgilendirilmektedir. Bu merkez acil durumlarda (yoğun kar yağışı, doğal afet vb.) bir vali yardımcısının başkanlığında ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımıyla kriz merkezi olarak da görev yapmakta olup, alınacak tedbirler ve kararlar vali onayı ile uygulamaya konulmaktadır. Ayrıca led göstergeleri, asayiş olaylarının aydınlatılmasında bilgilendirerek, yardım almak amacıyla da kullanılmaktadır. 232 yol kullanıcılarını İtalya Olumsuz hava koşulları (yoğun kar yağışı vb.), doğal afetler (deprem, sel vb.), büyük trafik kazaları, miting ve gösteri yürüyüşü gibi nedenlerle karayollarının uzun süreli kapanması ve çok sayıda insanın yollarda mahsur kalması durumlarında, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordine ve işbirliği içerisinde, meydana gelen olumsuzlukları gidermek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde 27 Ocak 2005 tarihinde Trafik Hizmetleri Genel Müdürü’nün başkanlığında Ulusal Kriz Yönetim Merkezi oluşturulmuştur. Bu merkezde, trafik güvenliği ile yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşlardan oluşan 10 kurum görev yapmaktadır. Trafik kontrol merkezi Yerel kurumların temsilcilerinden oluşan ve il sınırları içerisinde oluşabilecek olumsuzlukları (doğal afetler, önemli maçlar, gösteriler, grev vb.) gidermek amacıyla da ilgili birimlerin katılımıyla yerel kriz yönetim komiteleri oluşturulmuş olup, bu komiteler Kriz Yönetim Merkezi ile kriz anlarında sürekli irtibat halinde bulunmaktadır. Ulusal Kriz Yönetim Merkezi ile İl Kriz Yönetim Komiteleri, kriz anlarında yapacakları çalışmalara ilişkin stratejik planlar hazırlamaktadırlar. Alınan tedbirler ve kamuoyuna verilecek mesajlar, radyo ve televizyonlardan duyurulmakta, ayrıca otoyollarda RDS sistemi üzerinden yayın yapan ISO isimli bir radyo yayını da bulunmaktadır. Otoyol polisi; otoyolun işletmesi ile bakım ve onarımından sorumlu olan şirket tarafından kurulan trafik kontrol merkezinde, ayrı bir bölümde işbirliği içerisinde çalışmakta, aynı zamanda gerek kontrol merkezi gerekse otoyol üzerindeki kamera ve hız denetim sistemleri için kullanılan donanım ve yazılımlar şirket tarafından karşılanmaktadır. Otoyol üzerinde led göstergeli baş üstü bilgi panoları bulunmaktadır. Bu 233 panolardan hava ve yol durumu, trafik sıkışıklıkları, güzergâh üzerindeki trafik kazaları ve alternatif güzergâhlara yönlendirme gibi bilgiler verilmekte olup, ayrıca trafik güvenliğine yönelik bilgilendirme faaliyetleri de yapılmaktadır. Yol üstü led gösterge Bilgi panolarının yönetimi, otobanın işletiminden sorumlu firmanın komuta merkezinde otoban polisiyle koordineli olarak yapılmaktadır. Ayrıca otoyol zemininde sensörlerle cinslerine göre araç sayıları belirlenebilmekte ve araçların ortalama hızları ile meteorolojik veriler alınarak, gerektiğinde led göstergelerle bilgilendirme yapılmaktadır. Almanya Berlin’de şehir içi yollar ile otoyol bağlantı yollarındaki trafiğin düzenlenmesi ve yönetimi amacıyla bir trafik kontrol merkezi bulunmaktadır. Bu merkezde polisin yanı sıra belediyenin ilgili personeli de görev yapmaktadır. Gerekli durumlarda alınması gereken tedbirler ve müdahale edilmesi gereken durumlar ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmektedir. Berlin şehir merkezinde bulunan 2000 adet sinyalizasyon, 400 kamera, 660 yol altı sensör ve led göstergeli baş üstü bilgi panoları bu merkeze bağlı olup, elde edilen görüntü ve tespitler 32 monitör ve dijital harita üzerinden değerlendirmeler takip sonucunda edilmekte, trafiğin yapılan tanzim ve yönetimine dair sinyalizasyon düzenlemeleri ile led panolar vasıtasıyla yol kullanıcılarının 234 bilgilendirilmesi sağlanmaktadır. Beş adet tüneldeki trafik durumu da sürekli olarak bu merkez tarafından izlenmekte ve meydana gelen tıkanıklık veya trafik kazalarına en kısa sürede müdahale edilmesi sağlanmaktadır. Otoyol ve ana arterler üzerinde bulunan led göstergeli baş üstü bilgi panolarından; hava ve yol durumu, trafik sıkışıklıkları, güzergâh üzerindeki trafik kazaları ve alternatif güzergâhlara yönlendirme gibi bilgiler verilmekte olup, ayrıca trafik güvenliğine yönelik bilgilendirme faaliyetleri de yapılmaktadır. Merkez tarafından RDS ve diğer radyo kanalları ve navigasyon hizmeti veren şirketlere de gerçek zamanlı bilgi akışı sağlanmaktadır. Trafik akımını etkileyen toplumsal olaylar ile önemli şahısların eskortluk hizmetlerinin kontrol ve yönetimi de bu merkez tarafından yürütülmektedir. Trafik kontrol merkezi bünyesinde mevcut küçük bir uçakla da her sabah 6 - 9 saatleri arasında havadan trafiğin gözlemlenmesi yapılarak, elde edilen bilgi ve görüntüler merkeze aktarılmaktadır. Ayrıca, bu kontrol merkezi acil ve önem arz eden durumlarda ilgili kurum ve kuruluşların yetkililerinin toplandığı ve başkanlığını trafik müdürünün yaptığı bir kriz merkezi olarak görev yapmaktadır. 3.9.2. Fahri Trafik Müfettişliği Uygulaması Fransa Fahri trafik müfettişliği veya benzer bir sistem bulunmamaktadır. İtalya Fahri trafik müfettişliği veya benzer bir sistem bulunmamaktadır. Vatandaşların telefonla veya bizzat trafik kural ihlallerine yönelik yaptıkları ihbarlara istinaden doğrudan trafik cezası uygulanmamakta, ancak ihbar edilen konu dikkate alınarak gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Almanya Fahri trafik müfettişliği uygulaması bulunmamaktadır. Devlete ait yetkinin sadece polis tarafından kullanılabileceği, bunun dışındaki 235 uygulamaların suiistimale yol açabileceğinin değerlendirildiği belirtilmiştir. Telefonla yapılan ihbarlara göre trafik cezası uygulanmamaktadır. Ciddi ihbarlarda ise gerekli inceleme ve araştırma yapılmaktadır. 3.9.3. Kural İhlalleri Sonucu Öngörülen Yaptırımlar Ve Uygulama Şekilleri 3.9.3.1. Trafik Kural İhlallerinde Bulunanlar Hakkındaki Yaptırımlar Fransa Alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücülere ait araçlar, sürücü belgesiz araç kullandığı tespit edilen kişilere ait araçlar, trafik sigortası bulunmayan, teknik muayenesi bulunmayan, ağırlık ve boyutları bakımından izin alınmadan taşıma yapan, taşıma sınırı üzerinde yükleme yapılan ve tescilsiz araçlar trafikten men edilmektedir. Trafikten men edilen aracın ön sağ veya sol tekerine özel bir kilit takılmakta, 24 saat içerisinde eksikliği giderilmez ise otoparka çekilmektedir. Araç kilitleme aparatı İtalya Alkollü, sürücü belgesiz ve tescilsiz kullandığı tespit edilen, trafik sigortası ve teknik muayenesi bulunmayan, ağırlık ve boyutları bakımından izin alınmadan yük taşıyan, taşıma sınırı üzerinde yükleme yaptığı tespit edilen araçlar trafikten men edilmektedir. Yerleşim yeri içerisinde trafikten men edilen araçların tescil belgelerine el konulmakta, aracın görülebilecek uygun bir yerine, sadece polis tarafından sökülebilecek 236 özel bir etiket yapıştırılmakta ve sahibine / sürücüsüne aracın trafikten men edilerek tescil belgesine el konulduğuna dair bir belge verilmektedir. Trafikten men edilen araçlara, araç sahibinin tutanakta belirteceği adrese kendisi tarafından götürülmesine ve eksiklikleri giderilinceye kadar burada muhafaza edilmesine izin verilmekte, daha sonra trafik polisince belirtilen adreslere gidilerek aracın kontrolü yapılmakta ve yerinde olmadığı veya trafiğe çıkarıldığının tespiti halinde ağır cezalar uygulanmaktadır. Trafik cezaları, ceza işlemini uygulayan ekip tarafından peşin olarak tahsil edilmemekte, ödemeler trafik şubesindeki tahsilât bürosuna veya postaneye yapılmaktadır. Ceza tutanakları çok kapsamlı olarak doldurulmakta ve gerektiğinde araçların trafikten men edilmesi veya sürücü belgelerine el konulması durumlarında yapılacak işlemleri de içerecek şekildedir. Otoyol trafik ekipleri güzergâhlarında karşılaştıkları trafik kural ihlallerinde araçları bizzat durdurarak cezai işlem uygulamaktadır. Plakaya ceza uygulaması, sadece görüntülü ve teknik cihazlarla yapılan tespitlere istinaden ceza tutanağının araç sahibinin adresine gönderilmesi suretiyle yapılmaktadır. Şirket araçlarına uygulanan cezalar şirketine bildirilerek aracı kullanan sürücünün bilgileri istenilmekte ve ceza bu sürücüye uygulanarak ceza puanı düşümü yapılmaktadır. Kamera ve teknik cihazla kural ihlaline ilişkin yapılan tespitlere ait görüntüler araç sahibine gönderilmemekte, araç sahipleri istemeleri halinde kayıt merkezine müracaat ederek resim veya görüntüyü izleyebilmektedirler. Yol kenarı denetimlerinde kaydedilen video kamera görüntüleri de istemeleri halinde ihlali yapanlara gösterilmektedir. İhlali başkasının yaptığı konusunda itiraz edilmediği takdirde sorumluluk araç sahibine ait olup, araç sahibi sürücünün kendisi olmadığını beyan etmesi durumunda ise ihlal anında aracı kullanan kişiyi yazılı olarak belirtmesi gerekmektedir. Belirtilen kişi de sorumluluğu kabul etmez ise, konu mahkemeye intikal ettirilmektedir. Yabancı plakalı araçlara birebir durdurmak suretiyle cezai işlem uygulanarak, ceza tutarı peşinen tahsil edilmektedir. Ceza tutarının ödenmemesi durumunda, ödenene kadar araç trafikten men edilmekte ve sürücünün sürücü belgesine el konulmaktadır. İhlalin kameralı teknik cihazlarla tespit edilmesi ve aracın durdurulamadığı durumlarda ise elçilik kanalıyla adres tespiti yaptırılmakta ve cezanın tahsili için Dışişleri Bakanlığı kanalı ile ilgili ülkeye gönderilmektedir. Bu tür cezaların tahsili için AB ülkelerinin araç kayıtlarının 237 bulunduğu ortak bir veri tabanı kurulması konusundaki çalışmaların devam ettiği belirtilmiştir. Ölümlü trafik kazalarında, kazaya kusurlu olarak karışanların sürücü belgeleri daimi olarak geri alınmaktadır. Sürücü belgesi sahibi olan kişiler için psikoteknik muayene uygulaması bulunmamaktadır. Cezaların caydırıcı olması öngörülerek bazı ihlallerle ilgili derecesine göre artan cezalar uygulanmaktadır. Belirlenen hız limitlerini 10 km/saat’e kadar aşanlara 70 Euro, 10 km/saat’ten 40 km/saat’e kadar aşanlara 150 Euro ceza ve 5 puan, 40 km/saat’ten 60 km/saat’e kadar aşanlara 370 Euro ceza, 10 puan ve sürücü belgesinin bir ay geri alınması, 60 km/saat’ten fazla aşanlara ise 500 Euro ceza, 10 puan ve 3 ay sürücü belgesinin geri alınması cezası uygulanmaktadır. Emniyet şeridi ihlali durumunda 370 Euro para cezasının yanı sıra, 10 ceza puanı ve 2 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınması cezası uygulanmaktadır. Almanya Trafik suçlarıyla ilgili olarak, idari para cezaları herkese eşit uygulanmakta, adli para cezaları ise kişinin ekonomik durumuna göre mahkeme tarafından belirlenmektedir. Sürücü belgesi bulunmayan bir kişinin trafik kazasına karışması durumunda, savcı tarafından 30 güne kadar adli para cezası verilebilmekte, tekrarında veya ciddi trafik kazalarında ise hapis cezası da verilebilmektedir. Alkollü araç kullanmada verilecek para cezasının yanında, kişinin psikolojisi ve davranış durumuna göre de (polisin raporunda belirtmesi gerekmektedir) verilecek ceza ve tedbirler değişmektedir. Park yerlerinden ücret alınması ve park ihlallerinin tespiti yerel yönetime bağlı denetçilerce sağlanmaktadır. 35 Euro’ya kadar olan trafik cezaları polis tarafından nakit olarak tahsil edilebilmekte, daha yüksek cezalar bankalara yatırılmaktadır. Kredi kartı ile ödeme uygulaması yoktur. Yabancı plakalı araçlara uygulanan cezalar peşin olarak tahsil edilmekte, sürücünün yanında nakit para bulunmaması halinde, ceza miktarını karşılayacak ölçüde ayni bir malına el konulmakta, cezanın ödenmemesi durumunda ise bu mal satılarak paraya dönüştürülmektedir. Malın değerinin ceza miktarını aşması halinde artan para sürücünün banka hesabına havale edilmektedir. 238 3.9.3.2. Ceza Puanı Sistemi Fransa Sürücülere toplam 12 tam puan verilmektedir. Ceza puanları kural ihlallerinin ağırlığına göre 1, 2, 3, 4, 6 puan olmak üzere verilmekte ve tam puan üzerinden düşüm yapılarak uygulanmaktadır. Kaybedilen her bir puan kaybetme tarihinden itibaren bir yıl sonunda geri kazanılmakta, bir puandan fazla kaybedilen puanlar ise 3 yıl geçtikten sonra geri alınmaktadır. Sürücüler iki yılda bir olmak üzere sürücü kurslarında iki gün süreli (16 saat) trafik güvenliği eğitimine katılırlarsa kaybettikleri puanların yerine 4 puan kazanabilmektedirler. Ancak bu durumda toplam puan 12’yi geçememektedir. Ceza puanı sıfıra düşenlerin sürücü belgeleri geri alınmakta olup, yeniden sürücü belgesi alabilmeleri için geri alma tarihinden itibaren en az 6 ay sonra sürücü kurslarına müracaat ederek sınavlarda ve psikoteknik değerlendirmede başarılı olmaları gerekmektedir. Sürücü belgesi herhangi bir nedenle geri alınanlar, sürücü belgeleri iade edilmeden önce sağlık muayenesinden geçirilmektedir. 2 yıl süreli aday sürücülük uygulaması bulunmakta olup, 01.01.2009 tarihinden itibaren 3 yıla çıkarılması öngörülmektedir. Yeni uygulamada aday sürücüye 6 puan verilmekte ve herhangi bir puan düşümü olmadığı takdirde her yıl ikişer puan alarak 3 yılın sonunda 12 puanla sürücülüğe başlanılmaktadır. Adaylık süresi içerisinde ceza puanı alınması durumunda, kaybedilen bu puanların hiç kural ihlalinde bulunulmaksızın yılda 2 puan alınarak 12’ye çıkarılması gerekmektedir. Bu şekilde adaylık süresi 3 yılın üzerine çıkabilmektedir. Adaylık süresince en az üç yıllık B sınıfı sürücü belgesi olan bir sürücü yanında bulunmak şartıyla 3.000 km yol yaptığının belgelenmesi ve ceza puanı alınmaması halinde, her yıl için 3 puan kazanılarak adaylık süresi 2 yıla düşürülebilmektedir. Aday sürücülük sürecinde 6 puanın doldurulması ve alkollü araç kullanımı, uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanımı, hız sınırının 50 km/saat aşılması hallerinde sürücü belgeleri iptal edilmektedir. Bu kişiler belgenin iptal tarihinden itibaren en az 6 ay geçtikten sonra yeniden sürücü kurslarına müracaat edebilmektedirler. 239 İtalya 2003 yılında geçilen uygulamaya göre, her sürücünün 20 puanı bulunmaktadır. Ayrıca sürücülere herhangi bir kural ihlali yapmamaları şartıyla, her iki yıl için iki puan verilmekte, ancak toplam puanı 30’u geçememektedir. 20 puan sıfırlandığı takdirde sürücü belgesi iptal edilmekte ve tekrar belge alınabilmesi için teorik ve pratik sınavlarda başarılı olunması gerekmektedir. Bazı kural ihlalleri karşılığı uygulanan ceza puanları; Alkollü olarak araç kullanımı 10 puan, Emniyet kemeri takmama 5 puan, Cep telefonu kullanımı 5 puan, Özürlüler için ayrılan yerlere park etmek 2 puan, Emniyet şeridi ihlali 10 puan şeklindedir. Kaybedilen puanlar, kişinin iki yıl içerisinde hiç bir kural ihlalinde bulunmaması halinde geri verilmektedir. Almanya Tüm trafik kural ihlallerine ceza puanı verilmemekte olup, sadece önemli kural ihlalleri karşılığında ceza puanı öngörülmektedir. Uygulanan ceza ve ceza puanı kayıtlarının tutulduğu bir veri tabanı bulunmaktadır. Bir sürücünün 18 ceza puanı hakkı olup, ceza puanı limiti 9’a yaklaştığında polis tarafından ceza puanı hakkında yazılı ikaz gönderilmektedir. Bu aşamada geliştirme eğitimine katılanlara 4 puan verilmektedir. Ceza puanı 9’u geçenlere geliştirme eğitimine katıldıkları takdirde 2 puan verilmektedir. 240 3.9.3.3. Trafik Kazaları Fransa Maddi hasarlı trafik kazalarına trafik polisi tarafından müdahale edilmemekte olup, taraflar kendi aralarında anlaşma tutanağı düzenlemektedirler. Meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında savcılığa gönderilmek üzere hazırlanmış ve standart hale getirilmiş raporda; kazanın oluşumuna dair tespit, iz ve deliller, sürücü ve tanık ifadeleri, hava, yol ve trafik durumuna dair bilgiler, üç aşamadan (kaza öncesi, kaza anı ve kaza sonrası kazaya karışan unsurların pozisyonları) oluşan ve özel bir bilgisayar programında hazırlanan kaza krokisi yer almaktadır. Sağlık kuruluşlarında 24 saatten fazla müşahede altında tutulan yaralıların durumu ağır olarak kabul edilmektedir. İstatistik hazırlama ve kaza sonrası 30 gün içerisinde hayatını kaybedenlerin tespitini sağlamak amacıyla, kazaya müdahale eden birim tarafından 30 günün sonunda çok detaylı bilgiler içeren istatistik formu hazırlanmakta ve formun bir sureti en geç 2 ay içerisinde Ulaştırma Bakanlığı’na gönderilmektedir. Ulaştırma Bakanlığı’nca bu formlar incelenip, analizi yapılarak, alınması gereken tedbir ve düzenlemeler belirlenip, ilgili valilik, belediye veya kurumlara bildirilmektedir. İstatistik raporları Ulaştırma Bakanlığı’nca her yıl haziran ayında yayımlanmaktadır. Kaza sonrası yaralanarak, sağlık kuruluşlarına sevk edilenlerin durumu 30 gün süreyle bizzat kazaya müdahale eden ekip veya bağlı olduğu trafik kuruluşunca takip edilerek, 30. günün sonunda ölü veya yaralı olarak istatistiklere geçirilmektedir. Trafik kazasına karışan tüm sürücülerin alkol kontrolü yapılmakta olup, kaza sonrası ölen sürücülerin alkollü olup olmadıklarının tespiti de sağlık kuruluşlarınca kan yoluyla yapılmaktadır. Her bir kazada insan, araç, yol ve çevre unsurları ve bunların kazanın oluşumuna olan etkileri ayrı ayrı incelenerek rapora yazılmaktadır. Trafik kazaları sonucunda araçlarda güvenlik konusunda tespit edilen aksaklıklar ve öneriler, gerekli tedbirlerin alınması amacıyla ilgili üretici firmalara bildirilmektedir. 241 İtalya Trafik kazalarına ilk müdahale güzergâhtaki ekiplerce yapılmaktadır. Kaza otoyolda ise, telsizle Otoban Operasyon Merkezi’ne bildirilerek, ambulans, itfaiye, kaza kırım aracı, çekici ve gerektiğinde helikopterin olay yerine gönderilmesi sağlanmaktadır. Maddi hasarlı trafik kazalarında, tarafların anlaşması halinde kendi aralarında tutanak tanzim edilmekte, anlaşamamaları halinde ise polis / jandarma / belediye polisi çağrılmaktadır. Trafik birimlerinin müdahale ettiği kazalarda, sürücülere ihlal etmiş oldukları trafik kurallarından dolayı ceza uygulandığı gibi, araç ve sürücüler detaylı şekilde kontrol edildiğinden, maddi hasarlı trafik kazalarına çok nadir olarak trafik birimleri çağrılmaktadır. Yaralanma ile sonuçlanan trafik kazalarına trafik birimleri bakmakta, bütün iz ve deliller toplanmakta, sürücülerin alkol ve uyuşturucu durumları kontrol edilmekte, yaralıların sağlık raporları ilgili sağlık kuruluşlarından temin edilmekte, tanık ifadeleri ve kroki bilgileri kaza tespit tutanağına işlenerek, dosya ikmalen trafik birimleri tarafından savcılığa gönderilmektedir. Yaralıların durumları, hastane polisi ile irtibatlı olarak 3 ay süreyle takip edilmekte ve istatistikler bu süre sonundaki ölüm veya yaralanma durumuna göre hazırlanmaktadır. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarında 24 saat içerisinde savcılığa özet bilgi gönderilmekte, ancak devamında çok detaylı tanık ifadeleri, fotoğraf tespitleri, sürücü ve kazaya karışanların uyuşturucu ve alkol durumlarını belirten doktor raporları, kaza öncesi, anı ve sonrasını gösteren çok detaylı kaza krokileri ve kaza tespit tutanağını bulunduran detaylı bir dosya düzenlenerek ortalama 3 ay içerisinde savcılığa gönderilmektedir. Bu dosya ve içerisindeki tüm belgeler trafik kazalarının incelenmesi ve değerlendirilmesi konusunda özel eğitim almış personel tarafından hazırlanmaktadır. 242 Trafik kaza krokisi Kaza tespit tutanaklarında, tarafların ihlal ettiği kurallarla ilgili kanun maddesi ve kusur oranları belirtilmemektedir. 10 yıl önce yaklaşık 8000 olan ölü sayısının, geçen yıl itibariyle 5500’e düştüğü belirtilmiştir. Almanya Trafik güvenliğinin sağlanması ve trafik kazalarının önlenmesi ile ilgili olarak belirli hedefler konulup, yıl sonunda değerlendirmeler yapılmakta, tespit edilen hususlar ve öneriler mesleki eğitimlerde de kullanılmaktadır. Polisin baktığı trafik kazaları bilgisayarda veri tabanına kayıt yapılmakta, kaza analizleri yapılarak nedenleri ortaya konulmakta, kazaların yoğunlaştığı bölgeler tespit edilerek gerekli tedbirler alınmaktadır. Trafik kazalarını önlemeye yönelik olarak her ay sonunda üst makamlar bilgilendirilmekte ve öneriler sunulmaktadır. Aynı bilgilendirme yıl sonunda da yapılmaktadır. Trafik kazaları konusunda hem eyaletlerle hem de diğer Avrupa ülkelerinin aynı büyüklükteki şehirleriyle kıyaslama yapılmaktadır. Polis araçlarının karıştığı trafik kazaları titizlikle incelenmekte ve ciddi şekilde analiz edilmektedir. Trafik kazalarına müdahale ve dikkat edilmesi gereken hususlarda personele yardımcı olmak üzere bir rehber hazırlanmıştır. Kaza yerinde kalan araç far numaralarından çarpıp kaçan araçları bulabilmektedirler. Diğer parçalar üzerinde bulunan numaralar için ise üretici firmalar nezdinde araştırma yapmaktadırlar. Polis, kendisine intikal eden ağır yaramalı, ölümlü ve ağır maddi hasarlı trafik kazalarına müdahale etmekte ve bu kazalar istatistiklere girmektedir. Taraflar kendi aralarında anlaşabileceği gibi, talep edilmesi halinde maddi hasarlı kazalara polis de müdahale edebilmektedir. Bunun gerekçesi olarak, devletin ve polisin vatandaşın yanında 243 olduğu hissini vermek olduğu ifade edilmiştir. Ciddi trafik kazalarına ilişkin tespit ve krokiler bilgisayar ortamında hazırlanmakta ve animasyon olarak canlandırılmaktadır. Trafik kazasına karışan herkes, olay yerinde durmak, kimlik ve diğer gerekli bilgileri karşı tarafa vermek, kazada yaralanma varsa yardım etmek zorundadır. Ölümlü ve ciddi yaralanmalı trafik kazalarında olay yerindeki iz ve deliller (parmak izi, kan, kıl, DNA gibi) özel eğitimli ve donanımlı görevliler tarafından toplanmakta ve kaza bu özel ekip tarafından değerlendirilmektedir. Trafik kazasına karışan yaralılar 30 gün süreyle takip edilmekte ve kaza istatistikleri buna göre hazırlanmaktadır. Berlin’de her 4 dakikada bir, polis trafik kazasına çağrılmaktadır. Her 6,5 günde bir, ölümlü trafik kazası meydana gelmektedir. Toplam kazalarda 2007 yılındaki kaza sayısı 2006 yılına göre %3,5 artış göstermiştir. Trafik kazalarına en çok karışan yaş gurubu 18-64 yaş arası olup, kazaya karışma oranı %68,7’dir. 18-24 arası yaş grubunun genel nüfus içindeki oranı %9 olup, kazaya karışma oranı %11,6’dır. Bu yaş grubunda, her 6 dakikada bir sürücü trafik kazasına karışmakta, her 8 saatte bir kişi de kazalarda ölmektedir. Gençlerin ölüm nedenleri arasında trafik kazaları ilk sırayı almaktadır. 1995 - 2007 yılları arasında trafik kazalarında meydana gelen ölü sayısı %24,3 oranında azalmıştır. Berlin’de her hafta sonu 10 genç trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Bu yaştaki gençler trafikte çok büyük riskler alabilmektedirler. Ölümlü trafik kazalarında geçen yıl bir önceki yıla göre %25 oranında azalma meydana geldiği ifade edilmiştir. 2015 yılına kadar trafik kazalarının %60 oranında azaltılmasının hedeflendiği ve bu konuda hükümet tarafından gerekli kaynağın ayrıldığı beyan edilmiştir. Trafik kazaları ve önlenmesine yönelik olarak Ulaştırma Bakanı tarafından iki yılda bir rapor hazırlanarak hükümete sunulmaktadır. Trafik kazalarına neden olan unsurlar içerisinde %99 ile insan unsurunun ilk sırada geldiği, %1’inin ise araç hatalarından kaynaklandığı belirtilmiştir. Yunanistan Yunanistan’da 2008-2009 yılları ilk sekiz aylık trafik kaza istatistikleri aşağıdaki tabloda görülmektedir. Yunan Polis Teşkilatı tarafından yapılan değerlendirmelerde; bu ülkede meydana gelen kazaların nedenleri arasında, trafik güvenliğini olumsuz olarak 244 etkileyen, emniyet kemeri, kask kullanımı, sürüş esnasında cep telefonu kullanımı gibi kural ihlalleri önemli bir yer tutmaktadır. Yunanistan’da meydana gelen trafik kazaları karşılaştırmaları Yukarıda verilen tabloda; 2008-2009 yılları ilk sekiz ayında meydana gelen trafik kazaları karşılaştırıldığında ölümlü kaza oranının %7,6, ağır yaralanmalı kaza oranının %4,2 azaldığı, hafif yaralanmalı kazalarda ise %3,9 artış olduğu; kaza sonuçlarına göre yapılan karşılaştırmada ise ölü sayısında %7,5, ağır yaralı sayısında %7 azalma olduğu, hafif yaralı sayılarında ise %3,8 artış olduğu görülmektedir. 3.9.4. Sürücü Belgesi İşlemleri Fransa Sürücü belgelerine ilişkin yasal düzenlemeler, Ulaştırma Bakanlığı’nca hazırlanmaktadır. Sürücü belgelerinin verilmesine dair esas ve usullerinin düzenlendiği yönetmelik; AB direktifleri, teorik sınav ve pratik sınav olmak üzere 3 ayrı bölümden oluşmaktadır. AB üyesi ülkelerinde halen 127 çeşit sürücü belgesi kullanılmakta olup, 2006/126/EC sayılı direktif kapsamında 2013’e kadar tüm ülkelerin tek tip sürücü belgesine geçeceği belirtilmiştir. 245 Tüm Avrupa Birliği ülkelerinin tek tip sürücü belgesi kullanması ve araç cinslerinin standart hale getirilmesi konusundaki çalışmaların devam ettiği belirtilerek, mevcut durumda verdikleri sürücü belgelerinin bu standartlara uygun hale getirildiği belirtilmiştir. Sürücü belgelerinin verilmesi ve diğer işlemleri İçişleri Bakanlığı’na bağlı trafik polisi tarafından yürütülmektedir. Valilik bünyesinde sürücü belgesi işlemlerini yürüten bir birim bulunmaktadır. Bu birim; Sürücü kurslarının açma iznini veren ve kurs eğitimcilerini eğiten büro, Sürücü adaylarının sınav yeri ve zamanını belirleyen büro, Sınav yapıcıların eğitimini ve sınavlarını yürüten büro, Sürücü adaylarının sağlık muayenelerini kontrol eden büro, Geçici süreyle geri alınan sürücü belgelerinin işlemlerini yürüten bürolardan oluşmaktadır. Sürücü adaylarının sağlık raporları, valiliklerce yetki verilen sağlık kuruluşları veya özel doktorlarca verilmektedir. Ağır vasıta (C, D) sürücüleri 60 yaşına kadar 5 yılda bir, sonrasında 2 yılda bir, 76 yaşından sonra ise her yıl sağlık kontrolünden geçirilmekte ve kontrol sonrası durumu uygun olanların sürücü belge kartları ücretsiz olarak değiştirilmektedir. Diğer sınıf (A, B) sürücüler için periyodik bir sağlık raporu mecburiyeti bulunmamaktadır. Özürlüler için ayrı bir sürücü belgesi sınıfı bulunmayıp B sınıfı sürücü belgesi verilmekte, kullanacağı araçta bulundurması gereken özel tertibat sürücü belgesine işlenmektedir. Ayrıca özür ve sağlık durumuna göre bir veya iki yılda bir sağlık kontrolüne tabii tutulabilmektedir. Yabancı sürücü belgeleri karşılıklılık esasına göre sürmeye yetkili oldukları sürücü belgeleri ile değiştirilmektedir. İtalya Sürücü belgelerinin verilmesine dair işlemler Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı 103 adet mahalli birimce yürütülmektedir. Sürücü belgelerinin 10 yılda bir değiştirilmesi gerekmektedir. Engelliler için ayrı bir belge verilmemekte olup, otobüs haricindeki bütün sınıflardaki belgeleri alabilmektedirler. Ancak araç üzerinde özrüne uygun gerekli 246 tertibatların bulunması ve kullanacağı araçta bulunması gereken tertibatların sürücü belgesi üzerine işlenmesi gerekmektedir. Almanya AB üyesi ülkelerinde halen 127 çeşit sürücü belgesinin kullanıldığı, 2006/126 EC sayılı direktif kapsamında 2013 yılına kadar tüm ülkelerin tek tip bir sürücü belgesine geçeceği, araç cinslerinin standart hale getirilmesi konusundaki çalışmaların ise devam ettiği belirtilmiştir. Almanya’da ilk sürücü belgesi 1908 yılında verilmeye başlanılmıştır. Engelliler için ayrı bir belge verilmemekte olup, araç üzerinde kişinin özrüne uygun gerekli tertibatların bulunması ve kullanacağı araçta bulunması gereken tertibatların sürücü belgesi üzerine işlenmesi gerekmektedir. AB ülkeleri dışındaki karşılıklı anlaşma bulunmayan ve ülkemizin de arasında bulunduğu ülkelere ait sürücü belgeleri ile Almanya’da 6 ay süreyle araç kullanılabilmektedir. Yabancı ülkelerden alınan sürücü belgeleri tebdil edilirken, sürücü kurslarında eğitime tabi tutulmaksızın doğrudan teorik ve pratik sınavlara alınarak, başarılı olanlara sürücü belgesi verilmektedir. 3.9.5. Araç Tescil İşlemleri 3.9.5.1. Araçların Satış Ve Tescil İşlemi Fransa Araçların satış işlemleri, satıcı ve alıcının, kimlik bilgilerinin ve imzalarının tescil belgesinin ilgili bölümüne işlenerek, kendi aralarında yapılmaktadır. Araçların kayıt ve tescil işlemleri, İçişleri Bakanlığı’na bağlı trafik tescil birimlerinde polis tarafından yapılmaktadır. Tescil işlemlerine ilişkin yasal mevzuat ise Ulaştırma Bakanlığı’nca hazırlanmaktadır. Ülke genelindeki tescil işlemleri merkezi bir veri tabanı üzerinden yürütülmektedir. Fransa’da 36 milyon tescilli araç bulunmakta olup, 2007 yılında ülke genelinde 13 milyon, Paris’te ise 250.000 işlem (yeni kayıt, devir, trafikten çekme vb) yapılmıştır. 247 Tescil işlemleri araç alıcılarının bizzat müracaatı veya dilekçe ile vekâlet verilmesi suretiyle yapılmaktadır. Tescil sırasında araç sahibinin adresini teyit etmek için, elektrik, su, telefon faturası, vb. belge ibrazı istenilmektedir. Ayrıca tescil için trafik sigorta poliçesi ibraz zorunluluğu bulunmamaktadır. İbraz edilen belgeler taranarak bilgisayar ortamına aktarılmakta, belge asılları dosyalanarak saklanmakta ve her bir dosyaya barkot numarası verilmektedir. Araç başka ile satıldığında, o ilde yeni dosya açılmaktadır. Araçların cinslerine ve beygir güçlerine göre tescil belgesi ücretleri farklılık göstermekte ve 10 yaşından sonra belge ücreti yarıya inmektedir. Ayrıca egzoz emisyon oranının yüksekliğine göre araç tescil belge ücreti artmakta, düşük olanlar için de teşvik (belediye tarafından elektrik, su gibi giderlerde indirim) uygulanmaktadır. Resmi araçlardan tescil belge ücreti alınmamaktadır. İllerin ekonomik durumuna göre tescil belge ücreti farklılık gösterebilmektedir. Trafiğe çıkan iş makinelerinin tescil işlemleri de trafik şubelerinde yapılmakta ve diğer araçlarla aynı şekilde plaka verilmektedir. İş sahasında kalıp trafiğe çıkmayacak araçlar için tescil zorunluluğu bulunmamaktadır. Tescili bulunmayan araçlara bir ay süreyle geçici plaka verilebilmektedir. Özel isme plaka uygulaması bulunmamaktadır. Yabancı uyruklu kişiler adına tescil edilen araçlara farklı bir plaka verilmemektedir. Diplomatik ve konsolosluk statülü kişilere CD grubu plaka verilmektedir. Ticari amaçla yük ve yolcu taşımacılığı yapan araçlar için ayrı bir kayıt ve plaka sistemi bulunmamaktadır. 01.01.2009 yılından itibaren yeni tescil ve plaka sistemine geçildiğinde; Halen kullanılan il kod numaraları kaldırılacak, Plakalar hurdaya ayrılıncaya kadar sabitlenecek, Yeni araçları tescil işlemleri araç satıcıları tarafından bilgisayar üzerinden gönderilecek bilgilere dayanılarak yapılacak, Araç sahiplerine verilecek özel şifre ile internet üzerinden adres güncelleme imkânı verilecek, Mevcut plakalar satış veya devir işlemi görünceye kadar kullanılmaya devam edecek, Plakaların sonuna araç sahibinin isteğine bağlı olarak ikamet ettiği ilin kod numarası yazdırılacaktır. 248 İtalya Araçların satış işlemleri noterler veya yetkili kamu kurumlarının yetkilendirilmiş görevlilerinin nezaretinde yapılmaktadır. Araçların teknik kayıt işlemleri Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı birimlerce, tescil ve devir işlemleri ise, Ulaştırma Bakanlığı’nın gözetim ve denetimindeki “Automobile Club Italy (ACI)” isimli özel kayıt ofislerince yapılmaktadır. Ülke genelindeki tescil işlemleri merkezi bir veri tabanı üzerinden yürütülmekte olup, araç ve sürücü belgesi bilgilerine bu veri tabanı üzerinden ulaşılabilmektedir. Ülke genelinde 51 milyon (2008 Ekim) tescilli araç bulunmaktadır. Almanya Araçların tescil ve devir işlemleri emniyet müdürlüğü bünyesindeki trafik tescil birimlerinde yapılmaktadır. Araçların satışları kişiler arasındaki basit sözleşmelerle yapılabilmektedir. Bu şekilde aracı alan kişiler satış belgesi ve araca ait tescil belgesi ile trafik tescil kuruluşuna müracaat ederek kendi adlarına tescil yaptırmaktadırlar. 2008 yılı kasım ayı sonu itibariyle yaklaşık 50 milyon tescilli araç bulunmaktadır. 3.9.5.2. Araçlar Üzerine Reklam Alınması Fransa Araçlar üzerine reklam alınması veya firma unvanının yazdırılması izne tabi değildir, ancak bu şekildeki reklam, sembol ve şekiller aracın rengini tamamen değiştirecek nitelikte olamamaktadır. Araç üzeri reklam örnekleri 249 Belediye otobüsleri ile ticari taksiler üzerine reklam alınabilmektedir. Reklamlar otobüslerin arka ve yan taraflarında, taksilerin ise yan tarafları ile üst kısmına kanopi şeklinde olabilmektedir. Otobüs ve taksilere komple giydirme şeklinde değiştirecek veya tarzda aracın rengini reklam uygulanamamaktadır. Araç üzeri reklam örneği İtalya Belediye otobüsleri ile ticari taksiler üzerinde reklam alınabilmektedir. Reklamlar otobüslerin arka ve yan taraflarında, taksilerin ise yan tarafları ile üst kısmına kanopi şeklinde uygulanmaktadır. Otobüs ve taksilere komple giydirme şeklinde reklam uygulanmamaktadır. 250 Araç üzeri reklam örnekleri Almanya Belediye otobüsleri ile ticari taksiler üzerine reklam alınabilmektedir. Reklamlar taksilerin yan tarafları ile üst kısmına (kanopi şeklinde) uygulanmakta, otobüslerin ise arka taraflarına uygulanabildiği bakıldığında dışarının gibi, içeriden görülmesini engellemeyecek şekilde camları da dâhil olmak üzere yan taraflarına da Araç üzeri reklam örneği uygulanabilmektedir. 251 3.9.5.3. Taksi İşletmeciliği Fransa Ticari taksi işletmeciliğini düzenleyen özel bir kanun bulunmaktadır. Ticari taksilerin yetkilendirilmesi Paris için valilik, diğer illerde ise valilik ve belediyeler tarafından birlikte yapılmaktadır. Her taksinin yetki belgesi bulunmakta ve yetki belge numarası aracın sağ ön çamurluğuna yazılmaktadır. Gerçek şahıslar en fazla 10 taksi belgesi alabilmekte ve taksi şoförü yetki belgesi bulunan kişilere bu araçları kullandırabilmektedir. Küçük, büyük ve özel (VIP) taksi işletmeciliği olmak üzere 3 ayrı taksi tipi bulunmaktadır. Ticari taksiler taşıma sınırlarına göre en fazla 9 kişilik (sürücü dâhil) olabilmektedir. Taksilerde herhangi bir renk ve plaka ayrımı ile ABS, klima vb. donanım zorunluluğu bulunmamakta, taksimetre, taksi tepe lambası, çalışma süresini gösteren saat (Paris için) bulunması zorunlu olup, isteğe bağlı olarak navigasyon ve GPS cihazı bulundurulmaktadır. Ticari taksi örnekleri Her taksinin bağlı olduğu duraklar (depolama alanları) bulunmaktadır. Şehir içerisinde cadde ve sokaklarda taksi cepleri bulunmakta, bu ceplerde kapasitesinden fazla taksinin beklemesine izin verilmemektedir. Taksiler seyir halinde cadde ve sokaklarda gelişigüzel yolcu alamamaktadır. Müşteriler taksi duraklarından binebildikleri gibi telefonla veya taksi çağırma butonlarından taksi çağırabilmektedir. Bir taksi şehir sınırları içerisinden aldığı bir yolcuyu herhangi bir ile götürebilmekte ancak gittiği yerden yolcu alamamaktadır. Taksi işletmecisi ve sürücülerinin en az iki yıllık (adaylık süresi hariç) sürücü belgesinin olması gerekmektedir. Taksi işletmecileri ve sürücüleri, valiliğin izni ile açılmış özel taksi okullarında 400 saatlik eğitime ve eğitim sonunda valilikçe oluşturulan komisyon tarafından yazılı ve uygulamalı sınava tabi tutulmaktadır. Taksi işletmecisinin 252 Sanayi ve Ticaret Odası ile vergi siciline kayıt olması zorunluluğu bulunmaktadır. Taksi sürücüleri 5 yılda bir sağlık kontrolünden geçmekte ve herhangi bir kıyafet zorunluluğu bulunmamaktadır. Paris ve yakın çevresinde 16.400 taksi bulunmakta olup, taksi sayısında sınırlandırma yapılmıştır. Şartlara haiz (eğitim almış, en iki yıllık sürücü belgesi bulunan, işçi statüsünde olmayan, ev sahibi olmayan vb.) kişilerin müracaatları sıraya konulmakta ve otellerin doluluğu, havaalanına gelen turist sayısı gibi faktörler dikkate alınarak yapılacak artırımlar doğrultusunda bu sıraya göre yetki belgeleri verilmektedir. Sıra esasına göre ücretsiz edinilen taksi yetki belgeleri en az 15 yıl süreyle, piyasadan satın alınanlar ise 5 yıl süreyle satılamamaktadır. Taksi yetki belgelerinin satışına izin verilmekte olup, Paris’te yetki belgesinin ortalama değerinin 150.000 Euro olduğu ifade edilmiştir. Bir taksi işletmecisi taksisini kendisi kullanabileceği gibi, taksi şoförü yetki belgesi bulunan başkasını da çalıştırabilmektedir. Bir araçta bir şoför bir günde en fazla 11 saat çalışabilmektedir. Taksiyi bir şoför kullanıyorsa aracın yaşı 7’den, iki şoför kullanıyorsa 3,5’den fazla olamamaktadır. Paris’teki taksilerin yaş ortalamasının 3 olduğu belirtilmiştir. Paris’te 480 taksi şirketi ve bunlara ait 6000 yetki belgeli taksi bulunmaktadır. Taksi şirketi oluşturabilmek için özel bir şart bulunmamaktadır. Taksiler gerekli şartlara haiz kişiler tarafından piyasadan satın alınabileceği gibi, sıraya girerek yetki belgesi almak suretiyle de edinilebilmektedir. Yakıt tasarrufu ve çevre kirliliğini önlemek amacıyla; vergi indirimi, elektrik ve su fiyatlarında indirim gibi yöntemlerle hibrit (elektrikli) araçların taksi olarak kullanımı teşvik edilmektedir. İtalya Ticari taksiler Belediyeler ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan yetki belgesi almaktadırlar. Ticari taksilerde belirli bir renk uygulaması bulunmamakta olup, plakaları da normal araçların plaka sistemiyle aynıdır. Taksilerin ön sağ ve sol kapısı ile arka tarafında yetki belgesi numarası, ön tavan kısmında ise ışıklı taksi levhası bulunmaktadır. Araç iç tavan kısmında, arka koltukta oturanların rahatlıkla görebileceği şekilde elektronik taksimetre, telsiz zorunlu olarak bulunmakta olup, navigasyon cihazı isteğe bağlı olarak kullanılmaktadır. Taksiler sadece şehir içinde belirli depolama alanlarından ve taksi levhası 253 bulunan yerlerden müşterilerini alabilmektedirler. Ayrıca telefonla çağrılmaları halinde istenilen adrese gitmektedirler, durak harici kesinlikle yolcu almamaktadırlar. Ticari taksi park alanı işareti Tramvay Ticari taksi park alanı ve belediye Ticari taksi yetki belge numarası otobüsleri (ATAC) için özel tahsisli yollar yaygın olup, şehir içerisinde azaltma tarafından özel amacıyla da bu araç kullanımını yolların kullanılmasına taksiler izin verilmektedir. Ticari taksi şoförü olabilmek için, sabıkasının bulunmaması gerekmekte, ayrıca Ulaştırma Bakanlığı’nca düzenlenen eğitim sonucunda yapılan sınavda başarılı olup, ticari taşıt kullanım belgesi alınması gerekmektedir. Toplu Taşım Aracı- Ticari Taksi Yol Şeridi Ticari taksi yetki belgesi ilin nüfusuna orantılı olarak belediye tarafından verilmekte olup, nüfusu yaklaşık 3 milyon olan Roma İli’nde yaklaşık 25.000 ticari taksi bulunmaktadır. 254 Almanya Taksi işletmeciliği için yerel yönetim biriminden işletme izni alınması gerekmektedir. Taksilerde ayrı bir plaka uygulaması bulunmayıp, arka camın sağ tarafında lisans numarası yer almaktadır. Taksiler açık bej renginde olup, tavanında ışıklı taksi levhası bulunmaktadır. Ayrıca taksimetre bulundurulması zorunludur. Ticari taksi örnekleri Gelişigüzel yolcu indirme-bindirme yapmalarına izin verilmemekte olup, taksi duraklarından veya cadde ve sokaklar üzerinde oluşturulmuş taksi ceplerinden yolcu alıp indirebilmektedirler. Ticari taksi park alanı 255 3.9.6. Veri Tabanı ve İstatistik İşlemleri Fransa Avrupa Birliği trafik kaza veri tabanı için gerekli olan istatistikî bilgiler Ulaştırma Bakanlığı’nca derlenerek sisteme kaydedilmektedir. İtalya Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde araç tescil, sürücü belgeleri, araç yetki belgeleri ve fenni muayene bilgilerinin bulunduğu bir veri tabanı ile polis bünyesinde ise çalınan araçlar, ceza puanı, aranan şahıslar konusunda bir veri tabanı bulunmakta olup, bu veri tabanları entegre olarak kullanılmaktadır. Ceza yazılan veya kazaya karışan her araç ve sürücüleri bu veri tabanından sorgulanmaktadır. Almanya Kural ihlalleri karşılığı verilen ceza puanları ile araç kayıtlarının tutulduğu bir veri tabanı bulunmaktadır. Sürücü belgesi sahiplerine ait bilgiler ayrı bir veri tabanında tutulmaktadır. 3.9.7. Personel, Araç-Gereç Durumu 3.9.7.1. Personel Durumu Fransa Başarılı personel; sözlü ve yazılı takdir, prim veya nişan (üniformaya takılan rozet) verilerek ödüllendirilmektedir. Müfettişlerce yapılan denetimlerde başarılı bulunan istasyonlar için, buralarda görevli 150 personelin kişi başı 500 – 700 Euro para ile ödüllendirildiği belirtilmiştir. Şehir içi ve otoyol trafik personeli arasında maaş farkı bulunmamakta olup, yeni başlamış polis memuru ortalama 1.800 Euro, orta kademe amir 2.200 Euro maaş almaktadır. Asgari ücret 1100 Euro’dur. 256 İtalya Otoyolda 6000 polis görev yapmakta olup, ekipler günde 6 saat görev yapmakta ve 40-60 km’lik sorumluluk alanında ortalama 150 km yol kat etmektedir. Her bir ekip günde ortalama 2 kazaya bakmakta ve ortalama 10 ceza uygulamaktadır. 3 büyük şehirde motorize acil müdahale timleri bulunmakta, trafik yoğunluğu olduğu için ofislerde en az sayıda personel istihdam edilmektedir. 3.9.7.2. Araç Ve Gereç Durumu Fransa Teknik cihazların taşınması ve kullanımı bakımından steyşın tip araçlar tercih edilmektedir. Alkol, ağırlık ve tehlikeli yük taşımacılığı gibi konular, özel donanıma sahip araçlar ile denetlenmektedir. Özel donanımlı otoyol polisi trafik aracı 257 İtalya Şehir içi ve devlet karayollarında kullanılacak araç, gereç ve malzemelerin standartları polis tarafından belirlenmekte ve ihale usulüyle temin edilmektedir. Otoyolda ise işletici şirket tarafından karşılanmaktadır. Otomobil ekipleri 2 personelden oluşmaktadır. Motosiklet ekipleri ise biri sürücü olmak üzere, iki personelden oluşmaktadır. Teknik cihazların taşınması ve kullanımı bakımından genellikle steyşın tip, 4 çeker ve 2400 turbo dizel özellikli güçlü araçlar tercih edilmektedir. Standart olarak bazı özel araçlarda ise telsiz, GPRS bağlantılı bilgisayar, navigasyon, kaza müdahale kitleri, şerit daraltma ekipmanları, alkolmetre gibi donanımlar mevcuttur. Otoyolda görev yapan polisin bütün araç, gereç ve akaryakıtı otoyolu işleten şirket tarafından temin edilmektedir. Diğer devlet yolları ve şehir içi trafik hizmetlerinde kullanılan araç, gereç ve sarf malzemeleri ise ihale yöntemi ile alınmaktadır. Araçlar 150.000 km’de kapsamlı kontrole tabi tutulmakta, kullanılabilecek durumda olduğu tespit edilenler 200.000 km’ye kadar kullanılabilmektedir. Otoyolda kullanılan motosikletler için ise bu süre 45.000 km olarak kullanılmaktadır. Araçlar otoyolda ortalama 2 yılda bir, şehir içinde ise 6 yılda bir hizmet dışı bırakılmaktadır. 258 Radar ve alkolmetre gibi teknik cihazların alımında, Ulaştırma Bakanlığı’nca belirlenen uygunluk ve standartlar esas alınmaktadır. Radar ve alkolmetre gibi denetim cihazlarının kalibrasyon ayarları, yılda bir Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılmakta ve kalibrasyonun yapıldığına ve geçerlilik tarihine ilişkin bir etiket cihaz üzerine yapıştırılmaktadır. Almanya Polis araçlarının satın alma işlemleri ihale yöntemiyle yapılmakta olup, 2007 yılında leasing yönteminin denendiği, ancak kârlı olmaması, bakım ve kaza durumunda karşılaşılan sorunlar nedeniyle uygulamadan vazgeçilmesinin düşünüldüğü belirtilmiştir. 259 BÖLÜM 4 GENEL DEĞERLENDİRME, ÇÖZÜM VE ÖNERİLER 4.1 . Genel Değerlendirme Ulaşım sistemlerinin hızlı bir değişim ve gelişim gösterdiği günümüzde; sanayileşme, turizm, ticaret ve taşımacılık alanlarında önemli değişim ve gelişmeler olmakta ve dünyadaki ekonomik büyümeye parelel olarak ülkemizde de yük ve yolcu taşımacılığı artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde nüfusun hızla çoğalması, turizm ve ticaretin gelişmesi, ulaşım sistemlerini yoğunlaştırdığı gibi kalite ve standartlarını da yükseltmektedir. Yük ve yolcu taşımacılığının % 95 gibi yüksek bir oranla karayolu ile yapıldığı ülkemizde yol ve alt yapı yetersizlikleri ile birlikte %90,20 oranındaki sürücü hataları da göz önüne alındığında trafik kazalarının kaçınılmaz olduğu görülmektedir. 2009 yılı itibarıyla kaza sayıları incelendiğinde, bir önceki yıl (2008) bu sayı 944.280 iken 2009 yılında 1.034.435’e yükselmiştir. Bu kazalarda 4.300 kişi hayatını kaybetmiş, 200.405 kişi ise yaralanmıştır. Ortaya çıkan oranlar gelişmiş ülkelere göre oldukça yüksektir. Yine bu kazalar incelendiğinde ölümlü kazların %73’ünün şehir dışında %27’sinin ise şehir dışında %27’sinin ise şehir içinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Ölümlü kazalardaki ölü sayıları analiz edildiğinde; ölü sayısının %76’sının şehir dışında, %24’ünün şehir içinde, yaralanmalı kazalarda yaralanmaların %52’nin şehir içinde, %48’nin de şehir dışında olduğu görülmektedir. 2010 ile 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde ise; 2010 yılında kazaların artarak 1.106.201’e, 2011 yılında ise 1.228.928’e yükseldiği görülmektedir. Bu kazalarda 2010 yılında 4.045 kişi, 2011 yılında ise 3.835 kişi hayatını kaybetmiştir. Ortaya çıkan oranlar gelişmiş ülkelere göre oldukça yüksektir. Yine bu kazalar incelendiğinde, ölümlü kazaların %55’inin şehir dışında, % 45 ’inin ise şehir içinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Ölümlü kazalardaki ölü sayıları analiz edildiğinde; 260 %59’unun şehir dışında, %41’inin şehir içinde, yaralanmalı kazalarda ise yaralanmaların %70’inin şehir içinde, % 30’unun da şehir dışında olduğu görülmektedir. Trafik kazalarının aylara göre dağılımına bakıldığında; genel olarak turizm ve tatil dönemlerine rastlayan Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında daha da yoğunlaştığı, buna bağlı olarak bu aylarda meydana gelen kazalardaki ölü ve yaralı sayısının da arttığı görülmektedir. 2010 ve 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde , trafik kazalarının 2010 yılında; Haziran ile Eylül ayları arasında arttığı, 2011 yılında ise, Şubat ve Ağustos ayları arasında artan bir eğim izlediği, iç ve dış turizmin etkisi ile de Temmuz ayında en yüksek sayıya ulaştığı görülmektedir. Türkiye’de meydana gelen trafik kazalarında, 1997 yılında, 100.000 nüfusa düşen ölü sayısı 8 ve yaralı sayısı 166 olmuştur. 2006 yılında ise bu oran ölü sayısında 6,3’e düşerken, yaralı sayısında ise 231’e yükselmiştir. 100.000 nüfusa düşen ölü sayısı düşüş gösterirken yaralı sayısında artış olmuştur. Aynı şekilde maddi hasarlı kazalarda da artış gözlenmiş ve buna bağlı olarak da maddi hasar miktarı artmıştır. 100.000 nüfusa düşen ölü sayısında, 2003’den 2007 yılına kadar artış görülürken 2007 yılından sonra ise düşüş meydana gelmiştir. 2010 ve 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde; 100.000 nüfus başına düşen ölü ve yaralı sayıları ; 2010 yılında ölü sayısı 6,3 ve yaralı sayısı 213,8, 2011 yılında ise ölü sayısı 6,3 ve yaralı sayısı 231,7 olmuştur. İstatistiklerden de anlaşılacağı gibi, 100.000 taşıt başına düşen trafik kazalarındaki yaralı ve ölü sayıları 2002 yılından 2011 yılına kadar düşme eğilimi gösterirken, yaralı sayılarında yıllara göre dalgalanmalar olduğu görülmektedir. 261 Trafik kazalarının nedenleri incelendiğinde genellikle kazalara sebep olan kusurlar; Sürücü kusurları Yaya kusurları Yolcu kusurları Yol kusurları Araç kusurları olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürücü kusurları: Yıllara göre kazalara neden olan sürücü kusurları incelendiğinde; 2003 yılında %97 iken, 2007 yılı sonu itibarıyla % 98‘e yükseldiği görülmektedir. 2010 ve 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde; 2010 yılında sürücü kusurları %89,72 iken, 2011 yılında artarak %90,20’ye yükselmiştir. Bu oranlar oldukça yüksektir. Sürücü kusurları; en yüksek oranda araçların hızını, yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak, geçiş önceliğine uymamak, yanlış manevra ve arkadan çarpma şeklinde meydana gelmektedir. 2008 yılında yapılan yasal düzenleme ile bu yıldan sonra maddi hasarlı trafik kazalarında taraflar dolayı maddi aralarında anlaşarak tutanak düzenlemeye başladıklarından hasarlı kazalardaki sürücü kusurları sağlıklı bir şekilde incelenememiştir. Sürücü kusur oranlarının yüksekliğinde, sürücünün eğitim düzeyi, kültürü ve psikolojik durumunun yanında, özellikle şehir içi yollarda sürücüleri aşırı hız yapmaya zorlayan yol ve çevre faktörlerinin de payları büyüktür. Ayrıca eğitim eksikliği kadar denetim eksikliğinin de bu artışta etkili olduğu değerlendirilmektedir. Yaya kusurları: Yaya kusurları yıllara göre azalan bir eğim göstermektedir. 2003 yılında kusur oranı %2,32 iken, 2007 yılında azalarak %1,64’e düşmüş, 2008 yılında ise yeniden artarak %8,37’ye yükselmiştir. Yaya kusurları en yüksek oranla; yola birden çıkmak ve araçlara ilk geçiş hakkını vermemekten kaynaklanmaktadır. 262 2010 ve 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde; 2010 yılında yaya kusurlarının, bir önceki yıla göre artarak, % 9,86 ya yükseldiği ve 2011 yılında azalarak % 8,51’e düştüğü görülmektedir. Yaya kusurları yıllara göre önce azalan sonra artan bir eğim ortaya koymaktadır. 2011 yılında yaya kusurlarının azalma eğimine girdiği görülse de; Yayaların rahat ve güvenli hareketlerini sağlayacak alt ve üst geçitler ile yaya geçitlerinin yetersizliği, Sinyalizasyon sistemlerinde geçiş süresinin kısa tutulması, Toplu taşıma sistemlerinden etkin olarak yararlanamamaları, Kaldırım genişliklerinin yetersizliği ve kaldırımların sürücüler tarafından araç park yeri veya esnaf tarafından da eşya konulan ya da işgal edilen bir alan olarak kullanılması, Gibi nedenlerden dolayı güvenliklerini tehlikeye atarak taşıt yolundan yürümekte ve kazalara neden olmaktadırlar. Yolcu kusurları: Yaya kusurları gibi yıllara göre azalan bir eğilim göstermiştir. 2003 yılında bu oran %0,16 iken, 2007 yılında %0,09’a düşmüştür. 2010 ve 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde; yolcu kusurları 2008 yılında %0,43’e yükselmiş 2010 ve 2011 yıllarında ise % 0,39’a düşmüştür Yolcu kusurlarında ilk sırada; taşıtın dışında seyahat etmek, daha sonra ise taşıttan habersiz inmek ve binmek kusurları yer almaktadır. Yol kusurları: Yol kusurları yıllara göre azalarak 2003 yılında %0,22 iken 2007 yılı sonu itibarı ile %0,11’e düşmüştür. Yol kusurlarının başında %44,2 ile yol yüzeyindeki gevşek malzeme, daha sonra ise yolda münferit çukurlar bulunmaktadır. 2010 ve 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde; yol kusurları, 2007 yılından itibaren artarak 2010 yılında %0,069’ a yükselmiş , 2011 yılında ise %0,060’a düşmüştür. Araç kusurları: Araç kusurları 2003 yılında %0,27 iken, 2006 yılında %0,10’a düşmüş, 2007 yılı sonu itibarıyla da %0,14’e yükselmiştir. Ülkemizde ekonomik nedenlerle ikinci el olarak tanımlanan araçlara olan ilgi daha fazla olduğundan araç kusurlarından kaynaklanan kazalar, araçların donanımına ve teknolojik kalitesine bağlı olarak orantılı bir çizgi izlemiştir. 263 2010 ve 2011 yıllarına ait kaza istatistikleri incelendiğinde; araç kusurları 2010 yılında %0,36 yükselirken, 2011 yılında %,30’a düşmüştür. Araç kusurlarının başında %59,52 gibi yüksek oranla lastik patlaması yer almakta ve bu oran şehir dışında %73,66’ya çıkmaktadır. Araçlarda kullanılan lastiklerin kalitesi, dayanıklılığı ve kullanım süresi güvenli bir yolculuk için gerekli olan fiziki koşulların başında gelmektedir. Araçlar ne kadar yeni ve güçlü, donanımı ne kadar mükemmel olursa olsun lastikler özelliklerini kaybetmiş ve uygun olmayan kullanım şartları (lastik iç basıncı, tonaj ve iklim koşulları) söz konusu ise, kaza yapma olasılığı her zaman daha yüksektir. Bu konuda araç sahiplerinin ve sürücülerin bilinçlendirilmesi, özellikle lastik satın alırken nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri önemlidir. Trafik kaza istatistikleri incelendiğinde, kaza nedeni olan en önemli kusurların başında yaklaşık %90,20’lik oran ile sürücü kusuru öne çıkmaktadır. Bunu izleyen kusurlar yaklaşık olarak %8,51 ile yaya kusuru ve sırasıyla araç ve yol kusurlarıdır. Yukarıda sayılan kusurlara ek olarak mevsimlerin de etkisi bulunmaktadır. Osman ÖZTÜRK tarafından yapılan bir çalışmada, Türkiye’de meydana gelen trafik kazaları bulanık DEMATEL metoduyla da incelenmiştir. Yaptığı çalışmada sürücü, yaya, araç, ve yol kusurlarını etkileyen faktörlerden mevsimlerin etkisini inceleyerek kaza nedenlerini araştırmıştır. Yapılan analiz sonucunda kazalara neden olan etkenler arasındaki sebep sonuç ilişkisi ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre kazalardan en çok etkilenen sürücüler ve kazalara neden olan kusurları en çok etkileyen etken ise mevsimler olmuştur [1] (Bulanık küme teorisi ve bulanık DEMATEL hakkında daha detaylı bilgi için EK-1 ve Ek-2’ye bakınız). Kaza istatistiklerinin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, kazaların meydana gelişinde sürücü, yaya ve yolcu olarak insan faktörünün % 99,10 gibi çok büyük bir kusur oranı ile birinci derece de sorumlu olduğu görülmektedir. Trafik kazalarının azaltılması ve düzenli ve güvenli bir trafik ortamının sağlanması için insan faktörünün, yol ve trafik güvenliği konusunda yeterince eğitilmesinin ve yetkililerce denetlenmesinin başlıca önlemlerden olacağı açıkça anlaşılmaktadır. 264 2007 yılı itibariyle trafik kazaları yönünden Türkiye ile diğer ülkeler arasında karşılaştırma yapıldığında 1000 kişiye düşen araç sayısının Almanya’da 666 iken, Türkiye’de 192 olduğu, buna karşılık 100.000 araç başına gerçekleşen ölü sayısının ise Almanya’da 9 iken, Türkiye’de 31 gibi çok yüksek bir sayıya karşılık geldiği görülmektedir. 2003 yılından önce bölünmüş yol uzunluğu 6.101 km iken, 9.227 km ilave yol yapılarak, 2008 tarihinde toplam 15.328 km’ye, 2012 yılı sonunda ise 22.254 km’ye ulaşmıştır. Bölünmüş yolların yapılması ile tek yönlü trafik yoğunluğunun ve buna bağlı olarak trafik kazalarının azaltılması hedeflenmiştir. Yolun alt ve üst yapısında yapılan iyileştirmeler sürücüler için kaza yapma riskini de azaltacaktır. 4.2. Çözüm Trafik kazalarının meydana gelme nedenlerine ilişkin olarak yapılan tüm çalışma ve değerlendirmelerin ışığında; trafik sorununun ülkemiz açısından göz ardı edilmemesi gereken, insan yaşamını ve sağlığını, toplumsal huzuru ve ülkenin ekonomik yönden kalkınmasını olumsuz etkileyen önemli bir sorun olduğu gerçeği ortadadır. Ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığının %95’i karayolu, %3’ü demiryolu, %0,1’i denizyolu ve %1,9’u havayolu ile yapıldığı ve meydana gelen kazaların %90,20 oranında sürücü hatalarından kaynaklandığı düşünüldüğünde bunun ulusal bir sorun haline dönüştüğü rahatlıkla görülebilmektedir. 1950-2011 yılları arasında karayolu uzunluğu %82 artarken demiryolu uzunluğu sadece %11 artmıştır. Halen 386.000 km olan kara yolu uzunluğunun demiryolundan 35 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. Yapılan diğer bir araştırmada ise 50 yıldan bu yana demiryollarının yenilenmediği demiryolu taşıt filosunun da yeterli düzeyde olmadığı, rayların 7.400 km’sinin yarım asırdan daha yaşlı ve teknolojilerinin de eski olduğu , ana hatların %95’inin tek yönlü olduğu anlaşılmıştır.Oysa ki Avrupa’da bu oran %1 seviyesindedir. Trafik kazaları sorununun ulusal veya yerel düzeyde belirli bir kuruluşun görevi olmaması, bunun yerine tüm yönleriyle değişik kurum ve kuruluşlar tarafından bölüşülmüş olması sorunu içinden çıkılmaz bir hale dönüştürmüştür. Ülkemizde tüm 265 kurum ve kuruluşların çalışmalarında eşgüdümü sağlayacak, sorunu bir bütün olarak ele alararak koordine edecek yetkili ve otoriter bir kuruluş bulunmamaktadır. Yol güvenliği, ortaklaşa paylaşılan bir sorumluluktur. Yol güvenliğine ilişkin etkili politikaların, programların ve stratejilerin geliştirilmesine yönelik olarak etkin ve uyumlu bir çalışma bulunmamaktadır. Karayolu trafik sistemindeki riskin azaltılması, hükümetlerin, sanayi sektörünün, hükümet dışı kuruluşların kararlılığını ve sağlıklı kararlar almalarını; yol mühendisleri, motorlu taşıt tasarımcıları, yasaları uygulamakla görevli olanlar, sağlık alanında çalışanlar ve ilgili kuruluş temsilcilerinin katılımlarını gerektirmektedir. Trafik kazaları dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık ve kalkınma politikaları yönünden büyük sorunlar oluşturmaktadır. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde bu devasa sorunun 2020 yılına kadar daha da kötüleşerek ülkemizi olumsuz etkileyeceği ve trafik kazaları sonucu meydana gelen kayıpların gayri safi milli hâsılanın % 2’sine kadar erişebileceği öngörülmektedir. Trafik kazaları ve sonuçlarına ilişkin olarak sağlıklı ve güvenilir verilerin toplanamaması ve bu konuda tam bir standardizasyonun sağlanamaması nedeniyle yol güvenliği ile ilgili yapılan planlar ve alınan kararlar da sağlıklı olmamaktadır. Gelişmiş ülkelerde etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış önemli uygulama ve projelerin ülkemizde de uygulanması ile birlikte trafik kazalarında azalma ve yol güvenliğinde de bir iyileşme olabileceği düşünülmektedir. Gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar; trafik kazalarının önlenebilir olduğunu ve ortaya konulacak plan ve stratejilerle binlerce kişinin yaşamının kurtarılabileceğini göstermektedir. Bu nedenle kazaların önlenebilmesi için; Kazaya neden olan etkenlerin tanımlanması ve buna yönelik düzenlemelerin yapılması (Bölünmüş yol ve hız tümsekleri, görüşü arttıracak düzenlemeler, trafik işaretleri, yol ışıklandırmaları, vb.), Kaza meydana geldiğinde kazanın şiddetini azaltmaya yönelik düzenlemelerin yapılması (Emniyet kemerleri, hava yastıkları, kask, vb.), Kaza sonrasında takip edilecek işlemler ve yaralanmaların etkilerini azaltmaya yönelik önlemlerin alınması (Kazanın zamanında tespit edilmesi, kaza sonrası 266 araçtan çıkarma, araç yangınını önleme, ilk yardım hizmetleri ve bu hizmetlerde çalışanların, sürücülerin ve halkın ilk yardım konusunda eğitimi, v.b.), Ayrıca 4E kuralına ilave olarak beşinci (E)’nin (Evaluation - Değerlendirme) varlığı ve önemi gözden uzak tutulmamalıdır. Türkiye’de trafik kazalarının ulaştığı korkutucu boyuta rağmen bu sorunu nedenleri yönünden bilimsel ve istatistiksel bir bakışla sürekli araştıran ve en kısa sürede elde ettiği verileri açıklayarak konuyla ilgilenen bilim adamları ile ilgili kurum ve kuruluşların bilgisine sunan, gerekli önlemlerin alınabilmesi için verileri en ince ayrıntısına kadar değerlendiren, bilimsel gerçekleri açık ve seçik olarak ortaya koyan bir kurumun varlığına ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir. Mevcut kurumlar değişik nedenlerle bu ihtiyacı karşılama konusunda ya gecikmekte ya da yeterli olamamaktadır. Rakamların haykırdığı gerçekleri görmemezlikten gelmek aslında gerçeklerden kaçmak için geçici bir körlük değil midir? Kent merkezleri dışında karayollarında oluşan çeşitli alt yapı olumsuzlukları ve mevsimsel faktörler trafik kazalarının nedenleri olabilmektedir. Karayollarının bakım ve onarımından sorumlu kuruluşların mevsim şartlarını dikkate alarak önceden alınması gereken önlemleri almaları kazaların azaltılmasında etkili olacaktır. Son yıllarda trafik ve yol güvenliği alanlarında karayolu ağının geliştirilmesi ve standartlarının yükseltilmesi başta olmak üzere, ilk yardım ve acil müdahale hizmetlerinin iyileştirilmesi, yük ve yolcu taşımacılığında hava, deniz ve demiryolu kullanım oranlarının arttırılmasına yönelik bazı çalışmalar yapılmıştır. Sorumlu kurum ve kuruluşlar ile gönüllü kişi ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen bu faaliyet ve çabalara; İçişleri Bakanlığı tarafından koordine edilen planlı, programlı ve önceden belirlenen değişik hedeflere yönelik projeli denetim uygulamaları ile diğer çalışma ve uygulamaların eklenmesi sonucunda 2013 yılında karayolu trafik güvenliğinde olumlu gelişmeler sağlanmıştır. 267 4.3. Öneriler Yapılan araştırmalar ve istatistiksel çalışmalar sonucunda ortaya çıkan en acı gerçek, ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığının %95 oranında karayolu ile yapıldığı gerçeğidir. Bu oran gelişmiş ülkelere göre, sayısal ve orantısal olarak çok yüksek bir değeri ifade etmektedir. Yük ve yolcu taşımacılığının, hava, deniz ve demiryolu ulaşım sistemlerine dengeli olarak yansıtılması karayolu üzerindeki yoğunluğu azaltacaktır. Kazaların azaltılması için kısa ve uzun ölçekli plan ve programlarla, diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte eşgüdüm içerisinde çalışılması gerekmektedir. İstatistiksel verilerin yol göstericiliğinde aşağıda belirtilen önlemlerin acilen alınması ve önerilere uygun düzenlemelerin yapılması zorunludur. 4.3.1. Ulaşım Sistemlerinin Entegrasyonu ve Dengelenmesi Yük ve yolcu taşımasının %95 oranında karayolu ile yapıldığı ülkemizde taşımacılık faaliyetinin; yapılacak plan ve düzenlemelerle gelecek yıllarda diğer sistemlerle entegre edilerek dengeli bir şekilde paylaştırılmasının, gerek kazaların azaltılmasında gerekse taşımacılık sektörlerinin geliştirilmesinde yararlı etki ve sonuçları olacaktır. Örneğin denizyolu ile gelen yüklerin daha iç bölgelere veya fabrikalara nakledilmesi için, demiryolu sistemiyle entegre edilmesi ve karayolu ile de bağlantısının kurulması, ekonomik yönden olduğu gibi zaman ve işgücü yönünden de tasarruf sağlayacaktır. Keza limana gelen yolcuların gidecekleri noktalara toplu taşıma araçlarıyla taşınması, zaman ve ekonomik açıdan maliyetleri azaltacaktır. Trafik kaza ve yoğunluğunu azaltmak için; Toplu ulaşım ve taşıma(metro, tramvay, otobüs, deniz otobüsü, şehir içi yolcu vapurları v.b.) seçenekleri tespit edilerek, ulusal politika haline dönüştürülmeli ve uzun ölçekli yatırımlarla desteklenmelidir. Kent trafiğinin rahatlamasını ve nefes almasını sağlayacak en önemli ulaşım modeli toplu taşımacılıktır. Ülkemizde otobüs, minibüs, tramvay, tren ve metro en fazla kullanılan toplu taşıma araçlarıdır. Bu araçların kalabalık kentlerde yaşayan insanlar tarafından daha 268 fazla kullanılması, kentteki araç hareketliliğinin azalmasına ve böylece trafiğin de rahatlamasına neden olacaktır. Toplu taşıma araçlarının kullanım oranını artırmak ve kolaylaştırmak için özel plan ve projelerin uygulamaya geçirilmesi ve özendirilmesi gerekmektedir. Toplu taşıma araçları ucuz, konforlu, temiz ve güvenli olmalı, hızlı ve zamanında erişim sağlamalıdır. Toplu taşıma sistemlerinin birbirleriyle entegre edilmesi ve dengelenmesinde minibüs, dolmuş, taksi ve deniz araçlarının birbirlerini tamamlayıcı unsurlar olarak kullanılması, yolcu taşımacılığının devamlılığı ve dengeli dolaşımı açısından yararlı olacaktır. Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi taksi ve dolmuşlara çağrı merkezi üzerinden çalışan elektronik kart sistemleri ve GPRS üzerinden iletişim sağlayan “Alo Taksi” sistemleri entegre edilerek, daha fazla tasarruf ve erişim kolaylığı sağlanması; taksi, dolmuş ve deniz araçları ile yapılan taşımacılığa hız, zaman ve kalite kazandıracaktır. Böylelikle taksilerin caddelerde sürekli dolaşarak araç ve trafik yoğunluğu oluşturmaları engellenecektir. Taksi ve dolmuş taşımacılığının daha profesyonel ve kaliteli bir şekilde yapılması için, TÜVTÜRK (TÜV: Technische Überwachung Verein) ve deniz taksi taşımacılığında olduğu gibi zamanla şirketleştirilerek, daha kurumsal ve ekonomik bir yapıya kavuşturulması bu taşımacılık sektörüne güven, hız, zaman, disiplin ve kalite kazandıracaktır. En önemlisi de değişik sorunların yaşandığı bu sektörde objektif ve etik kurallarla güçlendirilmiş genel bir kültürün oluşması ve kaynakların daha verimli olarak kullanılması sağlanacaktır. Avrupa Birliği ülkeleri ile diğer gelişmiş ülkelerde sürekli yaygınlaşmakta olan bisiklet kullanma alışkanlığı, yerel otoriteler tarafından özendirilerek, halkın ekonomik ve az yer kaplayan, daha sağlıklı bir toplumun oluşmasına yardımcı olan ve yüksek maliyetli alt yapıya ihtiyaç duymayan, çevre kirliliği yaratmayan ulaşım aracı olan bisikletleri tercih etmeleri sağlanmalıdır. Nitekim Fransa, Hollanda, Çin, Japonya ve Almanya’da olduğu gibi ayrı bisiklet yolları düzenlenerek ve bisikletlerin park edileceği korunaklı istasyonlar oluşturularak bisiklet kullanımı teşvik edilmelidir. Hatta taksi durakları gibi bir bölgeden diğerine kiralama yöntemiyle ulaşım sağlayan ve 269 isteyen kişilere ücret karşılığı kiralanan durak veya istasyonlar kurularak, bu taşıma türü daha etkin hale getirilmelidir. ABD’nin New York şehrinde son dönemlerde yaya ve araç trafiğinin yoğunlaştığı sokak ve caddelerde bisiklet istasyonları kurularak faaliyete geçirildiği görülmüştür. Karayollarında yoğunlaşan mevcut yükün bir kısmının hava - deniz ve demiryoluna paylaştırılması, Yük taşımacılığı yapan ağır tonajlı araçların transit geçişlerinin demiryolu veya denizyolu ile yapılmasına ekonomik açıdan seçenek veya imkan sağlanması, Ro-ro seferleri gibi deniz taşımacılığında toplu taşıma sistem ve olanaklarının değerlendirilmesi, Ülkemizde, kara, deniz ve demiryolu ağlarının birbirleriyle entegrasyonunun sağlanması yönünde gerekli alt ve üst yapı çalışmalarının yapılması ve gelecek yıllara yönelik stratejik plan ve programların hazırlanması, uygun olacaktır. 4.3.2. Altyapı Hizmetlerinin İyileştirilmesi ve Teknolojiden Faydalanılması Yıllara göre trafik kazaları incelendiğinde, ölü ve yaralı sayısında artış olduğu görülmektedir. Ölümlü ve yaralanmalı kazaların çoğunluğunun şehir dışında meydana geldiği dikkate alınarak, bu kazaların azaltılması için: Şehir dışı yollarda ölü ve yaralı sayısının arttığı anlaşılmakla, son yıllarda hızla geliştiği görülen yol standartlarının ve bölünmüş yol çalışmalarının ulusal ulaşım politikaları doğrultusunda sürdürülmesi, Bölünmüş yol standart ve kalitesinin mühendislik ve değerlendirilerek daha da iyileştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi, 270 teknik açıdan Ülkemizde ve gelişmiş ülkelerde kullanılan MOBESE, kamera ve hız kontrol sistemlerinin devlet karayolu ağı üzerinde daha da yaygınlaştırılması, (GPRS, araç kontrol sistemi). İnsan unsuruna ve ekip çalışmasına dayalı denetim sisteminden, teknolojinin tüm olanaklarından yararlanılan, kameralı hız denetim cihazlarının karayolları üzerinde gizli veya görünür şekilde yerleştirildiği, sıfatı ve konumu ne olursa olsun herkesin eşit ve adil olarak denetlendiği yeni bir sisteme geçilmesi, Kazaları önlemek ve sürücülerin daha dikkatli ve duyarlı araç kullanmalarını sağlamak için, ölümlü ve yaralanmalı kazaların yoğun olarak meydana geldiği, kara nokta olarak nitelendirilen nokta ve güzergahlar tespit edilmeli ve bu noktalara uyarıcı levha ve işaretler (Siyah veya Beyaz zemin üstünde siyah ya da beyaz noktalar bulunan levha ve işaretler gibi) konularak sürücülerin daha dikkatli ve duyarlı olmalarının sağlanması,. Evcil (inek, köpek v.b) ve yabani (domuz, tilki v.b) hayvanların bazı bölgelerde karayoluna çıkarak kazaya neden olmalarının önlenmesi için tespit edilen güzergâhların tel örgülerle çevrilmesi ya da sağlıklı bir çevre ve yabanıl yaşam için yabani hayvan nüfusunun bulunduğu bölgelerde yaşam alanlarına geçiş koridorlarının oluşturulması, Şehir dışı yollarda kazaların daha çok, yüksek rakımlı bölgelerde inşa edilen viyadük ve köprülerde, genellikle kış aylarında meydana geldiği (gizli buzlanma ve kaygan zeminden dolayı) görülmektedir. Özellikle Bolu Dağı tünel çıkışı ve viyadüklerinde meydana gelen zincirleme kazaların nedenleri incelendiğinde de bu olguyla karşılaşılmaktadır. Mevsimsel olarak kar, tipi ve buzlanmanın olduğu bölgelerde viyadük ve köprülerin korkuluklarına gizli buzlanma ve kaygan zemin oluşumunu önleyici fiziki paravan veya düzenlemeler yapılması, (ısıtıcı veya buzlanmayı engelleyici) ya da dağlık ve karlı bölgelerden tünel sistemleriyle geçilerek ulaşıma hız, kalite ve güven kazandırılması, kazaların azaltılması için önemlidir. Zira inşaat maliyetinin daha ucuz olması nedeniyle tercih edilen köprüler sık sık kapanmakta ve yol açma çalışmaları ile meydana gelen trafik kazalarının oluşturduğu 271 maddi zararların miktarı zaman içerisinde aynı ekonomik büyüklüğe ulaşmaktadır. Bu nedenlerle söz konusu yerler ile stratejik açıdan önemli olan bölge ve merkezlerin (İç Anadolu Bölgesi’ni Karadeniz Bölgesi’ne bağlayan Gümüşhane-Giresun Hattı’nda olduğu gibi) tünel sistemleriyle birbirlerine bağlanması, Tarım makinelerinin karayolunu kullanmamaları için yol yapısında düzenlemeler yapılarak ayrı ve özel yollar yapılması ya da özellikle yaz mevsiminde denetimlerin yoğunlaştırılarak özel önlemlerin alınması ve kendilerine ayrılmış yolların dışına çıkmalarının önlenmesi, Otobüslerin otoyollar üzerinde ve şehir içlerinde bulunan terminaller ve önceden belirlenmiş güvenli yerler dışında yolcu indirme ve bindirmelerine izin verilmemesi, Şehir içi yollardaki araç trafiği hızının yavaşlatılarak, kontrol altına alınmasını ve yasal hız limitlerinde tutulmasını sağlayan taşıt yolu kaplama yüzeyinden ayrı olarak belli bir yüksekliğe ve genişliğe sahip “Hız Kontrol Edici Tümseklerin” (kasis) yapılması yerel otoritelerce dikkate alınmalıdır. Modern bir yöntem olarak kabul edilmese de bu yöntem ile trafik kazalarının azaltılması veya önlenmesi için araç hızının azaltılmaya zorlanarak trafiğin sakinleştirilmesi, Kent içi ulaşımda önemli olan hareketliliğin artması değil, erişebilirliğin artmasıdır. Bu da bazı ulaşım türlerinin (yaya, bisiklet ve toplu taşım araçları, vb.) ulaştırma eylemine daha çok ve etkin olarak katılması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle ulaşım türlerinin çeşitliliğine ve toplu taşıma araçlarının tercih edilmesine yönelik teşvik edici çalışma ve düzenlemeler yapılması, Kentsel donatıların (toplu alışveriş ve eğlence merkezleri, stadyumlar, üniversiteler, otogar, hava limanı, vb.) kent halkının kolayca erişebileceği yerlerde ve biçimlerde düzenlenmesi ve metrolar gibi toplu taşıma sistemleriyle entegre edilmesi, şehir içi trafik yoğunluğunun azaltılması için önemlidir. Özellikle hastaneler ve okullar çabuk erişim zorunluluğu nedeniyle şehir içinde olsa da alışveriş merkezleri toplu taşıma sistemleriyle ulaşılabilecek ve trafik yoğunluğu yaratmayacak daha sakin 272 alanlara (şehir dışı) taşınması ya da kent planlaması yapılırken bu durumun göz önünde bulundurulması ile gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak yerel otoritenin kolayca plan değişikliğine gitmesinin önlenmesi Şehirlerin yol ve trafik durumu ile trafik kazalarına ilişkin sonuçlar dikkatle değerlendirilerek özellikle okul, hastane ve alışveriş merkezlerinin yoğun olduğu yerlerdeki yollar ile tünel çıkışları gibi görüş mesafesinin kısıtlı olduğu yerlerde uygulanması gereken güvenli hız sınırları ve hız sınırlarına uyulmasını sağlamaya yönelik yatay ve düşey işaretlemeler ile standartlara uygun [TS 6283 Yol Sathı Hız Kontrol Elemanları – Tümsekler (Kasisler)] fiziki önlemlerin planlanması ve etkin bir şekilde uygulanması, Otoyol ve karayolu üzerinde bulunan köprüler, viyadükler ve kavşak noktalarına yaklaşma mesafelerinde aşırı hız nedeni ile meydana gelen kazaların önlenmesi için; sürücülerin uyarılarak yavaşlamalarını sağlayacak hız kesici tümsekler yerleştirilmesi, Ancak mühendislik hizmetlerine uygun olarak yapılmayan hız kesici engeller (kasis-tümsek) birçok kentimizde trafik güvenliği ve taşıt tekniği yönünden tehlike oluşturmaktadır. TS 6283 standartlarına göre uygulanmasına dikkat edilmelidir. Her ne kadar birçok gelişmiş ülkede en son düşünülen uygulamalardan olsa da ülkemiz için hızın kontrolünde ve azaltılmasında yararları görülmektedir. Bu konuda mühendislik yönünden daha dikkatli ve planlı olarak hareket edilmesi, Uygun olacaktır. Genellikle trafik kazaları tatil ve turizm hareketliliğinin yoğunlaştığı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında artış gösterdiğinden bu aylarda; Trafik denetim ve kontrollerinin daha sıkı olarak yapılması, Yoğun olan turizm bölgesi yollarına alternatif yolların kullanılması, Kazaların yoğun olduğu yerlerdeki kaza nedenlerinin aylara ve mevsimlere göre araştırılarak, iklimsel koşullara bağlı olarak (kar, tipi, sis, don, v.b.) gerekli yol 273 düzenlemelerinin yapılması, yol eğimlerinin mutlaka gözden geçirilmesi, ışıklandırma ve uyarıcı levhaların konulması uygun olacaktır. Ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının nedenleri incelendiğinde şehir içi ve şehir dışı karayollarında yayalar için alınması gereken önlemlerin yeterince alınmadığı, yatay ve düşey işaretlemeler ile alt ve üst geçitlerin yeteri kadar olmadığı, geçit bulunan yerlerde de yayaların buraları kullanmaları konusunda gerekli alışkanlıklara sahip olmadıkları, aniden ve kontrolsüzce karayoluna çıkarak karşıdan karşıya geçtikleri, özellikle çocukların taşıt yolu üzerinde bisiklet kullandıkları ya da oyun oynadıkları, sürücülerin ise yayalara geçiş önceliği tanımadıkları, kavşak ve yaya geçitlerinde başta hız ve ışık ihlali olmak üzere temel trafik kurallarına uymadıkları görülmektedir. Son yıllarda belediyeler tarafından il ve ilçe merkezlerindeki bulvar, cadde ve sokaklarda yeni alt ve üst geçitler, yol genişletme ve kavşakların sinyalizasyonu çalışmalarıyla şehir içi trafik sıkışıklıkları belli ölçüde önlenmiş, şehir içi trafik sirkülasyonu önemli oranda hızlanmış ise de araçların meskun mahal içinde uyması gereken güvenli hız sınırlarına uymaları konusunda yeterli önlemlerin alınamadığı, yayaların bu hızlı trafik ortamında güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçişlerini sağlayacak sistemlerin oluşturulmadığı görülmektedir. Kent içi trafik hızının, yaya ve diğer yol kullanıcılarının güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek şekilde planlanması ve denetlenmesi zorunludur. Şehir içi ve şehirlerarası yollarda daha güvenli bir trafik ortamı yaratılması ve özellikle yayaların trafikteki güvenliklerinin daha etkin bir şekilde sağlanması amacıyla; İllerin kaza profili çıkarılarak özellikle yayaların karıştığı kazalarla ilgili bilimsel araştırmalar yapılmalı ve bu kazaların nedenleri tespit edilerek kaza sayılarının en alt seviyeye çekilmesi için örnek projeler geliştirilmelidir. Toplu taşıma araçlarının hareket ve varış noktaları ile indirme ve bindirme yerleri, kavşaklar, yaya kaldırımları ve geçitleri, alt ve üst geçitler gözden geçirilerek 274 yeni planlamalar ve projeler oluşturulmalı, yerel kaynakların yanında özel sektör ile gönüllü kişi ve kuruluşların katkı ve destekleri de sağlanmalıdır. Bu kurum ve kuruluşların etkin koordinasyonu ve yardımlarıyla alt ve üst geçitler, trafik eğitim parkları, bisiklet yolları ve yaya geçitleri yapılarak yayaların kullanımına sunulmalıdır. Yolların bakım ve onarımından Karayolları Genel Müdürlüğü ve belediyeler sorumlu olmasına rağmen, bakım ve onarımların zamanında kontrol edilerek yapılmadığı, hayvan ölülerinin, araçlardan düşen malzemelerin, taş veya kayaların uzun süre yol üzerinden kaldırılmadığı, trafik kazalarından geriye kalan kaza artıklarının yeterince temizlenmediği, yıpranmış trafik levhalarının ve eksik işaretlerin zamanında yenilenmediği görülmektedir. Bu alanda hizmet yapmakta olan birimlerin yetersizliği çoğunlukla kazalara neden olmaktadır. Bu nedenlerle yeni bir planlama ve düzenlemeye gidilerek başta otoyollar olmak üzere trafik yoğunluğu fazla olan bölgelerde karayolu bakım ve onarım hizmetleri özel şirketlere verilerek bakım ve onarım hizmetlerinin etkinlikle yapılması sağlanmalıdır. Karayolu ulaşım güvenliği, turizm ve ticaretin geliştirilmesi, toplumsal huzur ve güvenliğin korunması için gerekli olan en önemli konulardan olduğu bir gerçektir. Yol, yolcu ve mal güvenliğinin sağlanması bir ülke için en önemli ihtiyaçlardan ve güvenli ülke olma göstergelerinden birisidir. Bu nedenle, ABD (Highway patrol) ile Avrupa Birliği ülkelerindeki güvenlik yapılanmaları incelenerek, kamu gücünün yeterli ve etkin olmadığı yerlerde kamu güvenliğine yardımcı görevler ifa etmek üzere özel güvenlik teşkilatlarından hizmet alınması değerlendirilmelidir. Karayolları teşkilatı görev ve sorumlulukları açısından yeniden organize ve koordine edilmeli ve karayollarındaki yol yapım hataları, güvenli olmadığı ve hatalı yapıldığı anlaşılan küçük yarıçaplı kurplar ile geometrik hatalar içeren altyapılar saptanarak acilen bakım ve tamirleri yapılmalıdır. Geleceğe yönelik plan, proje ve öngörü çalışmaları yapılarak, 15–20 yıllık plan ve programlar hazırlanmalı, olası araç sayıları, olması gereken karayolu uzunlukları hesaplanarak olası trafik sorunları ve çözümleri tespit edilmelidir. Halen %95’i 275 karayolu üzerinden yapılmakta olan yük taşıma faaliyetlerinin demiryolu ve suyollarına (deniz-ırmak) kaydırılması hedeflenmelidir. 4.3.3. Yol Kullanıcılarının ve Toplumun Eğitimi Kaza analiz ve istatistikleri incelendiğinde, kazalara neden olan kusurların başında sürücü kusurlarının geldiği görülmektedir. Sürücü kusurlarından meydana gelen kazaların azaltılması için; Sürücü kursları, eğitim ve öğretim kalitesinin ve güvenirliğinin yükseltilmesi için haberli ve habersiz olarak, uzman kişilerden (valiliklerce uygun görülen) oluşturulacak komisyonlar tarafından denetlenmelidir. Denetim yapanların da denetimine önem verilmelidir. Karayollarında kazalarının ve ilgili kursların bulunduğu illerde meydana gelen trafik nedenleri sürücü adaylarına öğretilerek kazaların yoğunlaştığı bölgelerde daha dikkatli ve duyarlı olmaları sağlanmalıdır. Kazaların meydana geldiği yerlerde bulunan üniversitelerde de konu detaylı olarak incelenmelidir. Sürücü eğitiminde; Uygulamalı eğitim çalışmalarına daha fazla önem verilmelidir. Sürücü sınavları akademik olmaktan ziyade uygulamaya yönelik olmalıdır. Avrupa Birliği Ülkelerinde (Almanya ve Fransa örneği) olduğu gibi aday sürücülük uygulamasına geçilmelidir. Eğitim olgusunun, kazaların azaltılması veya önlenmesindeki rolü ve önemi dikkate alınarak toplum ve bireylerin aydınlatılmasına ve bilinçlendirilmesine yönelik proje ve çalışmalara önem verilmelidir. Polis ve Jandarma (İçişleri Bakanlığı) ile Karayolları Genel Müdürlüğü (Ulaştırma Bakanlığı) birimleri trafik düzen ve güvenliği ile ilgili kapsamlı ve örnek projeler oluşturarak uygulamaya geçirilmelidir. (Toplum Destekli Polis ve Jandarma çalışmaları ile yol kullanıcıları bilinçlendirilmelidir). 276 Televizyon, radyo ve internet gibi görsel ve işitsel basın ile gazete, dergi gibi yazılı basın kurumlarının desteğiyle toplumu eğitme ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Belli periyotlarla toplum destekli projeler kapsamında kampanyalar düzenlenerek (hız, alkollü araç kullanma, emniyet kemeri, yaya ve bisikletlilerin güvenliği, sürücü yorgunluğu, vb.) yaya, yolcu ve sürücülerin trafikte karşılaşabilecekleri risk ve tehlikeleri öngörmeleri konusunda bilinçlendirilmeleri sağlanmalıdır. Kazalarda kusurları görülen sürücüler işledikleri suç ve kusurlara göre ilgili rehabilitasyon merkezlerinde rehabilite edici sağlık ve teknik değerlendirmelere tabi tutulmalıdır. Gerekli görülmesi halinde sürücülerin yenileme eğitimine alınması yönünde kurallar oluşturulmalıdır. İlgili sağlık birimlerinde kusur durumuna göre sürücülerin psikolojik destek ve tedavilerinin yanında, yeniden eğitime alınmaları ve gerekirse sürücü belgelerine bu sürelerde el konulması sağlanmalıdır. Trafik eğitimi, ilköğretim ve lise dengi okullarda zorunlu ders olarak okutulmalı, toplumsal bir felaket olan trafik teröründen kurtulmak için toplumun ve gençlerin çocukluktan itibaren, her yaş döneminde eğitildiği bir öğretme ve bilinçlendirme sistemine dönüştürülerek bu konuda toplumsal bir bilinç, ortak akıl ve etik oluşturulmalıdır. Okullarda, trafik ders içerikleri sadece trafik kurallarının öğretilmesiyle sınırlı olmamalıdır. Okul öncesi ve okul dönemindeki trafik eğitimi, trafikte olması gereken davranış ile risk ve tehlikeleri öngörmek üzerinde yoğunlaştırılmalıdır. Okullarda görevlendirilen eğiticiler yüksek okul mezunu ve trafik eğitimi konusunda deneyimli kişiler arasından seçilmeli ve bu eğitimin trafik eğitim parklarında verilmesine dikkat edilmelidir. Emniyet kemeri takılmaması durumunda ortaya çıkabilecek risklerin, emniyet kemeri simülasyon aracı ile, yetişkinlere uygulamalı olarak gösterilmesine yönelik 277 proje ve çalışmalar planlanarak (sivil toplum kuruluşları ile sigorta şirketleri gibi önemli şirketler sponsor olarak katkı sağlayabilirler) uygulamaya konulmalı ve bu konuda kamuoyunun duyarlılığı sağlanmalıdır. Trafik, ulaşım ve yol güvenliği ile ilgili olarak özel ve devlet üniversitelerinde yeterli sayıda açılmış bölüm bulunmadığı bir gerçektir. Üniversitelerimizde trafik, yol ve yol güvenliği ile ilgili bölümler açılarak, bu alandaki uzman eleman (belediyelerde, Karayollarında trafik, yol ve yol güvenliği mühendisi bulunmamaktadır) eksikliği giderilmelidir. Üniversitelerin ulusal bir sorun olan trafik kazaları gerçeğine karşı habersiz ve duyarsız olması düşünülemez. Bu konuda üniversiteler ilgili bakanlıklar ve kuruluşlar ile ortaklaşa çalışmalar yapmalıdır. Yol kullanıcılarının yanı sıra, toplumun ve bireylerin eğitimi konusunda görsel, yazılı ve işitsel basında etkin çalışmalar yapılması olumlu sonuçlar doğuracaktır (reklamlar, sinema filmleri ve TV yayınlarında gizli reklam uygulaması ile trafik kuralları ve güvenliği konusunda eğitici yayınlar, su ve elektrik faturaları ile Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan ikramiye biletleri ve loto kâğıtları üstünde öğretici sloganlar yer alabilir). Karayolları üzerindeki dinlenme yerleri ve istasyonlarda veya bar, kahvehane, kafe ve içkili yerlerde, belli saatlerde süreli spotlar veya video gösterimleri şeklinde trafik kazaları ile ilgili kapalı devre eğitici yayınlar yapılmalıdır. Alkollü kişilerin karıştığı trafik kazalarında kaza raporları düzenlenirken, alkol alma nedenleri araştırılmalı ve sağlık kurumlarına yönlendirilerek, tedavi olmaları sağlanmalıdır. Eğitimin insan yaşamındaki yeri ve önemi dikkate alınarak, eğitici denetimlerle, sürücü, yaya ve yolcuların eğitilmelerinin yanında toplumun da eğitici ve aydınlatıcı çalışmalarla bilinçlendirilmesi, trafik kurallarına kazandırılması açısından etkili olacaktır. 278 uyma alışkanlığının herkese Dünya ölçeğinde trafik polisi uygulamaları ülkeden ülkeye ve farklı coğrafi bölgelere, ekonomik ve kültürel duruma, gelenek ve göreneklere göre değişkenlik gösterebilmektedir. Ülkemizde trafik güvenliği ile ilgili olarak, gelenek ve göreneklerimizin, kültürel ve bölgesel farklılıklarımızın trafik kurallarına uyma alışkanlığı kazandırılmasında bir engel oluşturmayacağı etkin denetimlerin yanında gönüllü kuruluşlarca da ortaya konulmalıdır. Ayrıca söz konusu kuruluşların kazaları olmadan önce önlemeye yönelik araştırma ve çalışmalar yapmaları, yetkilileri ve politikacıları etkileyerek doğru ve etkin kanunlar yapılmasını sağlamaları önemlidir. Genç sürücülere yönelik Ar-Ge çalışmaları yapılarak, kazaları önlemeye yönelik yeni yöntemler geliştirmeli, eğiticilerin eğitimi etkinlikle yapılmalı, trafik güvenliğini sağlayıcı çalışmalar sürdürülmelidir. Ticari araçlar, ambulanslar ve kamu araçlarının denetimleri ile ilgili olarak “Sürücü Hatalarını Bildirin” sloganıyla yapılacak kampanyalarla, görevlilerin ve çalışanların trafik kurallarına uyup uymadıkları (ilgili kurum veya şirket sorumluları) takip edilmelidir. Değişik ülkelerde yapılan araştırmalarda trafik kazalarında en fazla zarar gören yaş grubunun 15-24 yaş arası gençler olduğu tespit edildiğinden, gençlere yönelik kampanyalara ve çalışmalara ağırlık verilmelidir. Geleceğimizin umut çiçekleri olan çocuklarımız ve gençlerimizi kazalardan korumak, gençliklerinin baharında çiçekler gibi solmalarına engel olmak onlara karşı en önemli görev ve sorumluluğumuz olmalıdır. Motosikletlerde ölüm riskinin otomobillere göre 20 kat daha fazla olduğu ülkemizde, toplam araç sayısının (Mart 2013 itibarıyla 17.265.567) %15,5’ini motosikletlerin (Mart 2013 itibarıyla 2.676.162) oluşturduğu, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına karışan toplam araç sayısına (2011 yılında araç cinslerine göre ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına karışan araç sayısı 179.311, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına karışan motosiklet sayısı ise 24.350’dir) oranının ise %13,5 olduğu görülmüştür. Bu verilere göre her 1000 motosikletten 90’ının ölümlü ve yaralanmalı kazalara karıştığı anlaşıldığından 279 motosiklet kullanıcılarının bilinçlendirilmesine yönelik kampanyalara hız verilmelidir. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre; bir motosiklet sürücüsünün bir otomobil sürücüsüne göre ölüm riski 35 kat daha fazladır. Bu açıdan sürücü hatalarının azaltılabilmesi için başta hız yapan motosikletler olmak üzere denetimler daha da artırılmalıdır. Sürücülerin ve yolcuların kask ve diğer koruyucu ekipmanları kullanmaları sağlanmalıdır. Özellikle ülkemizde motorsikletli kuryelerin taşıdıkları mal, yemek ve eşyaları en kısa zamanda alıcısına ulaştırmak amacıyla trafik kurallarını ihlal ederek aşırı hız yaptıkları, araçlarını kaldırım üzerinde ya da ters istikamette kullandıkları ve özellikle bu işletmelerin önündeki kamuya ait alanları park yeri haline dönüştürerek trafik akışını olumsuz etkiledikleri ve kazalara neden oldukları görülmektedir. Bu konuda kontrol ve denetimlere ağırlık verilerek, sürücülerin sorumluluğu yanında şirketlerin de denetim sorumluluğunu ortaya koyacak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Yol yardım kuruluşları, kamu kurumlarının yaptığı hizmetlerin yanında, özel şirketlerce finanse edilen ve yönetilen kuruluşların da sisteme entegre edilmesiyle daha da güçlendirilmelidir. Ticari amaçla yük ve yolcu taşımacılığı yapan taşıt sürücülerinin her yıl veya belirli periyotlarla eğitime tabi tutulmaları yararlı sonuçlar verecektir. 4.3.4. Denetim ve Yasal Düzenlemeler: Dokunulmazlığı olan milletvekilleri ile yargı mensupları ve yerel yöneticiler gibi hukuki veya siyasi zırhları olan kişilerden bir bölümünün trafik suçu işlemeleri halinde (alkollü olarak araç kullanmaları, kırmızı ışık ihlali, hız ihlali, vb.) durdurulmak istenildiğinde durmadıkları, çoğu zaman park yasağı kurallarına uymadıkları görülmektedir. Trafik denetimlerinden sorumlu birimlerin bu kişilerin işlediği suçlara karşı yasal yetkilerini uygulamada zorlandıkları, politik ve kurumsal yönden baskıya uğradıkları bir gerçektir. Bu durum hak, hukuk ve adaletin eşit ve adil biçimde uygulanmasına aykırı olduğu gibi, insan haklarına da uygun olmadığı kabul edilerek, yasa koyucu tarafından adil bir düzenleme yapılması, hukuk devleti anlayışı açısından gereklidir. 280 Denetimin güçlendirilmesi ve sübjektif değerlendirilmelerden kaçınılması için araç plakalarına (araçlar durdurulmadan) gerekli cezai işlem uygulaması yapılmalıdır. Denetimlerin daha etkin ve duyarlı bir şekilde yapılmasını sağlamak için uygulanan cezaların güvenlik birimlerine hizmet olarak dönüşümünün sağlanması; sağlık sisteminde olduğu gibi döner sermaye sistemine benzer bir sistem oluşturularak, toplanan para cezalarının bir bölümünün, trafik hizmetlerinde araç gereç alımında, alt yapı eksikliklerinin giderilmesinde ve denetim görevini yapan trafik görevlilerinin (trafik polisi, jandarma trafik ve belediye trafik) kıyafet, ekipman ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılması uygun olacaktır. Trafik kazalarının azaltılmasına için, trafik suçu işleyenler üzerinde caydırıcılık oluşturmak amacı ile bu kişilerin topluma yararlı hizmetlerde (kamu hizmetlerinde) çalıştırılması yani kamu hizmeti cezası verilebilmesi için yasal düzenlemeler yapılarak, hakimlerin verecekleri örnek kararlar kamuoyuna duyurulabilir. Trafik güvenliğinin sağlanmasında hız kontrollerinin önemi gözardı edilemez. Uygun olmayan hızın ve yüksek hızın önlenmesi veya azaltılması için en uygun denetim modelleri tespit edilerek uygulamaya konulmalıdır. Sürücü kusurlarının %90,20 gibi yüksek bir orana sahip olduğu ülkemizde meydana gelen trafik kazalarında yaşlı ve sağlık şartlarını kaybeden sürücülerinde kazalara karıştıkları görülmektedir. Sürücü belgeleri süreli olarak düzenlenmediğinden bir kez belgeyi alan sürücü ömür boyu araç kullanma yeterliliğine sahip olmaktadır. Sürücü belgesinin bir kullanım süresinin olması, belgenin sınıfına göre tespit edilecek sürelerde yenilenmesi ve belge yenileme işlemleri sırasında sürücülerin sağlık şartlarını taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesi ile denetimi trafik güvenliği açısından yararlı sonuçlar verecektir (ABD’ de olduğu gibi, ya da ülkemizde ise silah ruhsat yenileme işlemlerinde olduğu gibi). Cezaların caydırıcılığının arttırılması yönünde çalışmalar yapılması (kırmızı ışıkta geçenlerin ve emniyet kemeri takmayanların belirli sayıda ihlal yaptıklarının 281 tespit edilmesi halinde, sürücü belgelerinin belirli sürelerle geri alınması ve göz muayenesine sevk edilmesi gibi). 4.3.5. Koordinasyonun Sağlanması Trafik güvenliğinin üç ana faktörü olan insan, araç güvenliği, alt yapı ve çevre ile ilgili faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların işbirliği ve koordinasyonu sağlanmalıdır. a) Fransa’da uygulanan "Karayolu Bilgi Sistemi" Fransızca adıyla "BISON FUTE" veri tabanı yerinde incelenmeli ve ülkemizde de uygulanmalıdır. Ülkemiz çok geniş bir coğrafî alana sahiptir. Bu nedenle iller arası koordinasyonu sağlamak her zaman mümkün olamamaktadır. Özellikle kış aylarında şehirlerarası yolların kapanması halinde yük ve yolcu taşımacılığı yapan araçların izleyecekleri güzergâhlar, bekletilecekleri yerler, beslenme ve barınma şartları gibi konularda ciddi sıkıntılar yaşanabilmektedir. Ayrıca deprem ve sel baskını gibi afetlerle, çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerde veya yol güzergâhlarındaki çalışmalarda iller arası trafik akışının ve güvenliğinin, düzenlenmesi ve koordinasyonu için daha önceden olası senaryolara göre plan ve programlar hazırlanarak uygulamaya geçirilmelidir. Olağanüstü hallerde uygulanmak üzere hazırlanan detay planlarda olduğu gibi ülke çapında karayolu ulaşım planlarını hazırlayacak ve bunları yol kullanıcıları ve kitle iletişim araçlarıyla paylaşacak bir kuruma ihtiyaç bulunmaktadır. b) Günlük trafik olaylarını takip ederek ilgili kurum ve kuruluşları koordine edecek kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirecek bir trafik bilgi merkezinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle; Türkiye Trafik Bilgi Merkezi (TTBM) kurularak faaliyete geçirilmelidir. Söz konusu merkez sayesinde, karayollarında bulunan EDS (Elektronik Denetleme Sistemleri) kamera, yer sensörleri, acil yardım telefonları ve tüm kurum ve kuruluşlardan gelen veriler toplanarak, analiz edilip, değerlendirilebilir ve radyo, televizyon, yol üzeri led göstergeli panolarla da anında yol kullanıcıları bilgilendirilerek yönlendirilebilir. 282 c) TISPOL gibi Avrupa ölçeğinde faaliyet gösteren kuruluşlarla işbirliği yapılması ülkemizin trafik güvenliğine verdiği önemi gösterecek, aynı zamanda görevli birimlerin yaptıkları çalışmaları uluslararası çalışmalarla kıyaslama imkânı vererek başarı ya da eksikliklerini daha şeffaf görebilmelerini ve yeni gelişmeleri güncel olarak takip edebilmelerini sağlayacaktır. Bu nedenle, ülkemiz Avrupa Trafik Polis Ağı veya Birliği’ne (TISPOL) üye olmalıdır. d) Karayolu güzergâhlarını kapsama alanına alacak şekilde radyo istasyonları kurularak yol kullanıcılarının hizmetine sunulmalıdır. e) Uyuşturucu veya keyif verici madde içerek araç kullanan sürücülerin tespit veya teşhis edilmesinde, Avrupa Birliği mevzuat ve uygulamalarının araştırılarak buna uygun düzenlemeler yapılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir. 283 SON SÖZ Yukarıda istatistikleri ve nedenleri açıklanan ve çözüm önerileri belirtilen Türkiye’de Trafik Kazaları Gerçeğinin ulusal otoriteler tarafından dikkate alınarak, verilen bilgiler ışığında geleceğe yönelik trafik plan ve stratejilerinin hayata geçirilmesi ve trafik kazalarının en aza indirgenebilmesi için sorumlu kurum ve kuruluşların yanında gönüllü kuruluşların ve konu üzerinde çalışma yapan bilim adamlarının sürekli bir koordinasyon ve işbirliği içerisinde sorunun çözümüne yönelik çalışmalarını etkinlikle sürdürmeleri; bu güne kadar kazalarda kaybettiğimiz insanlarımızın ve bedensel engelli kalarak aramızda yaşayan yaralılarımızın acılarına ve anılarına duymamız gereken toplumsal vicdan borcumuzdur. Herkesin trafik kurallarına mutlaka saygı gösterdiği, trafik kurallarına uyanların uymayanları kibarca ve nazikçe uyardığı, toplumsal vicdanımızın ve kültürümüzün en büyük oto kontrol mekanizmasını oluşturduğu, kan ve gözyaşının hiç dökülmediği, seyahate çıkmanın ölüm yolculuğuna çıkmakla eş anlamlı olmadığı, güvenli bir Türkiye’de, barış, huzur ve mutluluk içerisinde bir ömür yaşamak dileğiyle, Saygı ve sevgilerimi sunuyorum. 284 Ek-1 285 Dematel Metodu Karmaşık bir problem incelendiğinde, bu probleme neden olan birden çok faktörün ve bu faktörlerden etkilenen birden çok etmenin var olduğu bilinmektedir. Faktörlerin hangilerinin etkileyen ve hangilerinin etkilenen olduğunun bulunması, ele alınan karmaşık problemlerin çözümünde önemli bir aşamadır. Bu nedenle DEMATEL yöntemi gelişen olaylarda karmaşık bir yapıda olan etkilenen ve etkileyen etmenleri belirlemek için kullanılan bir yöntemdir [48,49]. Temel olarak karmaşık neden sonuç ilişkilerini görselleştirerek anlamlı sonuçlar çıkarmayı amaçlamaktadır. Fakat bu ilişkilerde faktörler arasındaki etkileşimin ne derecede olduğunu belirlemek oldukça zordur. Bunun nedeni de uzmanların faktörler arasındaki etkileşimi nicel olarak ifade etmelerinin oldukça zor olmasıdır. Bu nedenle, Lin ve Wu DEMATEL yöntemini bulanık ortama genişletmişlerdir [50]. Bulanık küme teorisiyle ilgili tanımlar EK-2’de verilmiştir. Önermiş oldukları bulanık DEMATEL yöntemi aşağıda verilen adımları kapsamaktadır. Adım 1: Ele alınan problemde amacın belirlenmesi ve karar grubunun kurulması. İlk olarak ele alınacak olan problemin belirlenmesi gerekmektedir. Ele alınacak problem belirlendikten sonra bu problemle ilgili olarak gerekli bilgilerin toplanması gerekmektedir. Daha sonra da ele alınan problem hakkında alanında uzman olan kişilerden oluşan bir karar grubunun oluşturulması gerekmektedir. Adım 2: Faktörlerin belirlenmesi ve bulanık ölçeğin oluşturulması. Bu adımda değerlendirme yapabilmek için faktörlerin belirlenmesi gerekmektedir. Etkilenen ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi için ise bu faktörler arasında anlamlı ilişkilerin uzmanlar oluşturulduktan sonra tarafından faktörler oluşturulması arasındaki ikili gerekmektedir. Bu karşılaştırmaların ilişkiler yapılması gerekmektedir. Ancak bu karşılaştırma yapılırken bir faktörün diğer bir faktörü ne derece etkilediğini belirlemek oldukça zordur. Bu nedenle Li tarafından önerilen bulanık ölçek kullanılmıştır [51]. Bu ölçeğe göre bir faktörün diğer bir faktörü etkilemesi sözel değişken olarak düşünülmüş ve “oldukça fazla ”, “fazla” , “az”, 286 “oldukça az” ve “hiç” olmak üzere tanımlanmış olan beş dilsel terimle ifade edilmiştir. Sözel terimlerde üçgensel bulanık sayılarla ifade edilmiştir. Bu bulanık ölçek Çizelge 1 ve Şekil 1’de verilmiştir. Çizelge 1. Sözel terimler ve üçgensel bulanık sayılar Sözel Terimler Oldukça fazla etkili (OF) Fazla etkili (F) Az etkili(A) Oldukça Az etkili(OA) Hiç etkisi yok (H) Üçgensel bulanık sayılar (0,75 ; 1,00 ; 1,00) (0,50 ; 0,75 ; 1,00) (0,25 ; 0,50 ; 0,75) (0,00 ; 0,25 ; 0,50) (0,00 ; 0,00 ; 0,25) μ(x) H 0 OA A F 0,25 0,75 OF 1 X Şekil 1. Sözel terimler ve üçgensel bulanık sayılar Adım 3. Karar vericilerin faktörler arasındaki ikili ilişkileri değerlendirmesi. Faktörler F1,F2 , , Fn arasındaki ilişkilerin düzeylerini ölçmek için her bir uzman tarafından ikili karşılaştırma matrisi oluşturulur. Bir faktörün diğer bir faktörü etkilemesi sözel terimlerle ifade edilmiştir. Karar grubunun p tane uzmandan oluştuğu farz edilirse p tane karar matrisi Z (1), Z (2), Z ( p ) elde edilir. Z ( k ) k. uzmana ait ikili karşılaştırma matrisi olup aşağıdaki matrisle gösterilmiştir. 287 Z (k ) 0 (k ) z 21 (k ) zn1 z1(nk ) z2( kn) , k 1,2, , p 0 (k ) z12 0 zn( k2) zij( k ) l ij( k ) , mij( k ) ,uij( k ) üçgensel bulanık sayısı bir sözel terimin ifadesi olup i. faktörün j. faktörü etkileme düzeyini göstermektedir. zii( k ) l ii( k ), mii( k ),uii( k ) , i 1,2, , n üçgensel bulanık sayısı (0,0,0) olarak verilmektedir. Z ( k ) matrisi k. uzman tarafından oluşturan başlangıç doğrudan ilişki matrisi olarak adlandırılmaktadır. Adım 4. Normalize edilmiş doğrudan ilişki matrisinin oluşturulması. n n n n j 1 j 1 j 1 j 1 n j 1 i( k ) zij( k ) l ij( k ) , mij( k ) , uij( k ) ve r ( k ) max uij( k ) 1 i n Doğrusal ölçek dönüşüm yöntemi kullanılarak başlangıç doğrudan ilişki matrisi normalize edilir. X ( k ) matrisi k. uzmana ait olan normalize edilmiş doğrudan ilişki matrisidir. X (k ) 0 (k ) x 21 (k ) xn1 X (1) , X (2), (k ) x12 0 xn( k2) x1(nk ) zij( k ) l ij( k ) mij( k ) uij( k ) x2( kn) (k ) , k 1,2, , p ve xij ( k ) ( k ) , ( k ) , ( k ) r r r r 0 X ( p ) p tane uzman tarafından oluşturan normalize edilmiş doğrudan ilişki matrisleri olmak üzere bu matrislerin ortalaması Eş.1’le hesaplanmaktadır. X X (1) X (2) p X ( p) (1) 288 x11 x X 21 xn1 x12 x22 xn 2 x1n x2 n ; x ij xnn p x k 1 (k ) ij p X matrisi normalize edilmiş doğrudan ilişki matrisi olarak adlandırılmaktadır. Bulanık ortalama operatörü kullanılarak p tane uzman tarafından oluşturulan normalize edilmiş doğrudan ilişki matrisleri birleştirilerek X matrisi elde edilmiştir. Adım 5. Neden sonuç yapısal modelinin kurularak analiz edilmesi. Neden sonuç modelinin kurulması için ilk olarak toplam ilişki matrisi T ’nin hesaplanması gerekmektedir. T matrisinin hesaplanabilmesi için lim X w 0 w yakınsamasının sağlanması gerekmektedir. X w matrisinin hesaplanmasında Eş. 4’de verilen üçgensel bulanık sayıların çarpım işlemcisinden yararlanılmıştır. Elde edilen X w matrisi de üçgensel bulanık sayılardan oluşmaktadır. xij l ij , mij ,uij üçgensel bulanık sayısı olmak üzere X matrisi aşağıda verilen üç matris şeklinde ifade edilebilir. 0 l12 l 0 X l 21 l n1 l n 2 0 m12 m 0 X m 21 mn1 mn 2 l1n l 2n 0 m1n m2n 0 289 0 u12 u 0 X u 21 un1 un 2 u1n u2 n 0 Aynı zamanda xij(w ) l ij(w ), mij(w ),uij(w ) üçgensel bulanık sayısı olmak üzere; (w ) x11 (w ) x w X 21 (w ) xn1 (w ) x12 (w ) x22 xn(w2 ) x1(nw ) x2(wn ) (w ) xnn X w matrisi de aşağıda verilen üç matris seklinde ifade edilebilir. (w ) l11 (w ) l l ij(w ) 21 (w ) l n1 (w ) l12 (w ) l 22 (w ) m11 (w ) m mijw 21 (w ) mn1 (w ) m12 (w ) m22 l n(w2 ) mn(w2 ) (w ) (w ) u11 u12 (w ) (w ) u u22 uijw 21 (w ) (w ) un1 un 2 l1(nw ) l 2(wn ) (w ) l nn m1(nw ) m2(wn ) (w ) mnn u1(nw ) u2(wn ) (w ) unn Üç matrisde de verilen değerler normalize edildiği için lim X w 0 ifadesi üçgensel w bulanık sayıların çarpım işlemcisi tarafından sağlanmaktadır. 290 t11 t12 t t T 21 22 t n1 t n 2 l ij , mij t1n t2n ; t ij l ij, mij, uij t nn uij ve lim X m X m2 w X mw matrislerinin hesaplanması lim Xu Xu2 ve w Xuw X lw , değerinin hesaplanması lim X l X l2 için w gerekmektedir. l ij lim X l X l2 w X lw X l lim X I l l X I l l w 1 l lim X l I X l1 w w l ij ij ij l ij ij X l l ij l ij X l X l l ij I X l l ij X l I X l mij lim X m X m2 w X mw 1 (2) X m lim X I m m X I m m w 1 m lim X m I X m1 w w m ij ij m ij ij ij X m mij mij X m X m mij I X m mij X m I X m uij lim Xu Xu2 w Xuw 1 (3) X u lim X I u u X I u u lim Xu I Xu1 w w u ij w 1 u ij ij u ij ij Xu uij uij Xu Xu uij I X u uij X u I X u 291 1 (4) T matrisi elde edildikten sonra, Di T matrisinde i. satırın elemanlarının toplamı, Rî T matrisinde i. sütunlar elemanlarının toplamı olmak üzere Di Rî ve Di Rî hesaplanır. Durulaştırma yöntemi yardımıyla D R def i î ve D R def i î değerleri bulunarak neden sonuç ilişki diyagramı çizilerek analizi yapılır. Bulanık Dematel Yöntemiyle Kaza Nedenlerinin İncelenmesi Trafik kazalarının var oluş biçimi incelendiğinde birden çok faktörün trafik kazasına neden olduğu görülmektedir. Bu nedenlerden en bilinenleri sürücü kusurları (F1), araç kusurları (F2), yolcu kusurları (F3), yaya kusurları (F4), yol kusurları (F5) ve mevsimin etkisi (F6)’dir. Bölüm 2’de de Türkiye’de meydana gelen kazalar ve bu kazalara neden olan kusurlar verilmiştir. Rakamlar incelendiği takdirde sürücü kusurunun çok büyük bir oranla temel kaza nedeni olduğu görülecektir. Fakat bu verilen değerler gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü sürücü kusuru haricindeki kaza nedenlerinden bazıları sürücüyü etkileyerek kaza sebebi olabilmektedir. Bu nedenle sürücü kusuru çok büyük bir oranla temel kaza nedeni olmaktadır. Adım 1: Ele alınan problemde amacın belirlenmesi ve karar grubunun kurulması. Bu adımda trafik kaza nedenlerinin incelenerek etkileyen ve etkilenen faktörlerin bulunması amaçlanmaktadır. Uzmanlar grubu çeşitli illerde görev alan trafik amirlerinden oluşan 10 kişiden oluşmaktadır. Adım 2: Faktörlerin belirlenmesi. Trafik kazalarına neden olan faktörler Sürücü kusurları (F1), Araç kusurları (F2), Yolcu kusurları (F3), Yaya kusurları (F4), Yol kusurları (F5) ve Mevsimin etkisi (F6) olmak üzere belirlenmiştir. Faktörler arasındaki ilişkiler belirlendikten sonra Çizelge 1’de verilen bulanık ölçek kullanılmıştır. 292 Adım 3. Karar vericilerin faktörler arasındaki ikili ilişkileri değerlendirmesi. Faktörler arasındaki ilişkilerin düzeylerini ölçmek için her bir uzman tarafından ikili karşılaştırma matrisleri oluşturulur. Bir faktörün diğer bir faktörü etkilemesi sözel terimlerle ifade edilmiştir. Karar grubu 10 tane uzmandan oluştuğu için 10 tane karar matrisi Z (1), Z (2), , Z (10) elde edilmiştir. Bu matrislerden bir tanesi Çizelge 4.2’de verilmiştir. Çizelge 2. Kazaya neden olan faktörlerin sözel terimlerle karşılaştırılması F1 F2 F3 F4 F5 F6 F1 F2 F3 F4 F5 F6 F A F F F A H H F OF H H H H A H H H H OF H F H H OF H H H H H - Adım 4. Normalize edilmiş doğrudan ilişki matrisinin oluşturulması. Doğrusal ölçek dönüşüm yöntemi kullanılarak her bir uzman tarafından oluşturulan karar matrisi normalize edilmiştir. Bu matrislerden bir tanesi Çizelge 2’de verilmiştir. Normalize işlemi yapıldıktan sonra bu matrisler Eş 1’de verilen denklem kullanılarak normalize ve edilmiş birleştirilmiş doğrudan ilişki matrisi Çizelge 3’de ve Çizelge 4’de görüldüğü şekilde elde edilmiştir. Adım 5. Neden sonuç yapısal modelinin kurularak analiz edilmesi. Doğrudan ilişki matrisi elde edildikten sonra Eş.2-Eş.4 kullanılarak toplam ilişki matrisi Çizelge 5’deki gibi elde edilir. Daha sonra Di ve Rî değerleri bulunduktan sonra Di Rî ve Di Rî değerleri hesaplanır. 293 D R def i î ve D R def i î değerleri Çizelge 6’da hesaplanarak neden sonuç ilişki diyagramı Şekil 2’de verilmiştir. 294 Çizelge 3.Normalize edilmiş doğrudan ilişki matrisi F1 F2 F3 F4 F5 F6 F1 (0,000;0,000;0,000) (0,105;0,158;0,211) (0,053;0,105;0,158) (0,105;0,158;0,211) (0,105;0,158;0,211) (0,105;0,158;0,211) F2 (0,053;0,105;0,158) (0,000;0,000;0,000) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,105;0,158;0,211) (0,158;0,211;0,211) F1 F2 F3 F4 F5 F6 F1 (0,000;0,000;0,000) (0,066;0,128;0,190) (0,060;0,122;0,179) (0,090;0,152;0,213) (0,115;0,177;0,234) (0,090;0,152;0,214) F2 (0,122;0,183;0,234) (0,000;0,000;0,000) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,094;0,156;0,212) (0,088;0,150;0,207) F3 (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,000) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,105;0,158;0,211) F4 (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,000) (0,000;0,000;0,053) (0,158;0,211;0,211) F5 (0,000;0,000;0,053) (0,105;0,158;0,211) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,000) (0,158;0,211;0,211) F6 (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,053) (0,000;0,000;0,000) Çizelge 4. Birleştirilmiş doğrudan ilişki matrisi F3 (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,000) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,054;0,116;0,173) F4 (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,000) (0,000;0,000;0,062) (0,078;0,140;0,196) F5 (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,000) (0,107;0,169;0,210) F6 (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,062) (0,000;0,000;0,000) 322 Çizelge 5. Di , Rî , Di Rî ve Di Rî değerleri F1 F2 F3 F4 F5 F6 Di Rî Di Rî Di Rî (0,616;1,167;3,380) (0,525;1,046;3,159) (0,122;0,267;1,953) (0,180;0,328;2,062) (0,424;0,800;2,770) (0,480;0,930;2,964) (-0,338;-0,679;-1,101) (-0,234;-0,389;-0,556) (0,014;0,036;0,051) (0,024;0,049;0,082) (0,053;0,055;0,104) (0,480;0,930;1,431) (0,139;0,244;1,139) (0,145;0,328;1,296) (0,068;0,151;1,002) (0,102;0,188;1,072) (0,239;0,427;1,437) (0,480;0,930;2,197) (0,477;0,923;2,240) (0,379;0,717;1,863) (0,054;0,116;0,951) (0,078;0,140;0,990) (0,185;0,373;1,333) (0,000;0,000;0,767) 323 Çizelge 6. D R ve D R değerleri D R D R def i def î i î def def i F1 F2 F3 F4 F5 F6 i î 1,487 1,366 0,559 0,632 1,130 1,255 î -0,213 -0,211 0,039 0,051 0,055 0,962 D R def 1,200 i î F6 1,000 0,800 0,600 0,400 0,200 F3 F4 F5 0,000 -0,2000,000 0,200 0,400 0,600 0,800 1,000 D R def -0,400 i î 1,200 1,400 F2 1,600 F1 Şekil 2. Neden sonuç ilişki diyagramı Şekil 2 incelendiği zaman Sürücü kusurları (F1), Araç kusurları(F2) etkilenen faktörler, Yolcu kusurları (F3), Yaya kusurları (F4), Yol kusurları (F5) ve Mevsimin etkisi (F6) ise etkileyen faktörlerdir. Mevsimin etkisi Şekil 2’den de anlaşılacağı gibi en çok etkileyen faktör olduğu görülmektedir. Kaza nedenlerinde en önemli faktör ise sürücü faktörüdür. 297 Ek-2 298 Bulanık küme teorisi Zadeh, klasik küme kavramını, gerçek dünyada karşılaşılan problemlerde, özellikle insanlar yargı ve düşüncelerini içeren kısmen karmaşık sistemlerle uğraşırken yetersiz kalmasından yola çıkarak, niteliklerin (küme elemanlarının) ikili üyelik fonksiyonuyla ifade edilen klasik kümeler yerine, dereceli üyelik fonksiyonlarıyla ifade edildiği bulanık kümeler tanımlamasını önermiştir [52]. Bulanık kümeler klasik küme kavramının genelleştirilmiş hali olarak düşünülebilir. Klasik kümelerde {0,1} değerlerini alan üyelik fonksiyonu değerleri bulanık kümelerde [0,1] aralığında sonsuz değer alabilmektedir. Tanım 1. X boş olmayan bir küme olsun. X’ deki bir bulanık A kümesi x X için A ( x ) : X 0,1 A ( x ) x elemanının A kümesine ait olma derecesini göstermektedir. Her üyelik fonksiyonu bir klasik evrensel kümenin elemanlarını [0,1] aralığındaki bir sayıya karşılık getiren bir fonksiyondur. Tanım 2. X boş olmayan bir küme olsun. X’ deki bir bulanık A kümesinin konveks olması için A x1 1 x2 min A x1 , A x2 , x x1, x2 , 0,1 şartını sağlaması gerekmektedir. Tanım 3. X boş olmayan bir küme olsun. X’ deki bir bulanık A kümesinin normal olabilmesi için max A x 1 şartını sağlaması gerekmektedir. 299 Tanım 4. X boş olmayan bir küme olsun. N bulanık sayısı ancak ve ancak konveks ve normal olduğu takdirde X kümesinde bir bulanık alt kümedir. Tanım 5. N bir üçgensel bulanık sayı olmak üzere l , m,u olarak gösterilsin. Bu üçgensel sayının üyelik fonksiyonu Eş.1.1’de verilmiştir. x l l xm ml, u x ( x ) , m x u u m diğer durumlarda 0, (1) Tanım 6. N1 ve N2 üçgensel bulanık sayılar olmak üzere l1, m1,u1 , l 2 , m2 ,u2 olarak gösterilsin. Üçgensel bulanık sayılar için toplama, çıkarma ve çarpma işlemleri Eş.(2)’den Eş.(5)’e kadar tanımlanmıştır. N1 N2 l1, m1,u1 () l2, m2,u2 l1 l2, m1 m2,u1 u2 (2) N1 N2 l1, m1,u1 () l2, m2,u2 l1 l2, m1 m2,u1 u2 (3) N1 N2 l1, m1,u1 l2, m2,u2 l1 l2, m1 m2,u1 u2 (4) k N1 kl1, km2, ku3 , k (5) 0 Tanım 7. Sözel terim sözel yapılardan oluşan, sayısal değer almayan bir değişkendir ve bu sözel değişkenin içeriği sözel terimlerdir. Bu sözel terimler veya etiketleri olarak adlandırılır ve her bir sözel etiket bir bulanık küme ile gösterilir [53]. Tanım 8. Nk l k , mk ,uk , k 1,2, , n pozitif üçgensel bulanık sayılar olmak üzere Nkdef değeri Opricovic ve Tzeng [54] tarafından önerilen durulaştırma işlemi ile kesin değer olarak Eş.6’da hesaplanmaktadır. 300 L min l k , R max uk ve R L olmak üzere; def k N 2 2 2 m L u m R l u L m l L m l u m 2 R l u L m l 2 u m (6) 301 KAYNAKLAR 1. Öztürk O. “Türkiye Karayollarında Meydana Gelen Trafik Kazaları ve Bu Kazaların Nedenleri ”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara (2009). 2. TBMM Meclis Araştırma Komisyonu, “Trafik Raporu”, Araştırma Komisyonu Raporu, Ankara, 19 (2005). 3. İnternet: Türkiye İstatistik Kurumu, “Ulaştırma Haberleri”, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=52&ust_id=15 (2009). 4. İnternet: Karayolları Genel Müdürlüğü, http://www.kgm.gov.tr/kaza2k.asp (2009). “Trafik Kazaları Özeti 2007” 5. Trafik Hizmetleri Başkanlığı, “2007 Trafik İstatistik Yıllığı”, Emniyet Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara,3 (2007). 6. Present Situation of Traffic Accidents in Developed and Devoloping Countries Report No.1, Paris, 3 (2007). 7. Çeliker M. “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve İlgili Yönetmenlikleri”, İdeal Matbaası, Ankara, 12 (1989) 8. Işıldar S. “Trafik Kazaları ve Önlenmesi”, Tüketici Bülteni Trafik Özel sayısı; Türk Standartları Enstitüsü, Ankara, 12-17 (1998). 9. Günaydın U.Y. “Türkiye’de Taşımacılık Sistemleri ve Karayollarında Meydana Gelen Trafik Kazaları İçerisinde Ticari Araçların Yeri”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 6-16 (2005). 10. İnternet: Türkiye İstatistik Kurumu “Motorlu Kara Taşıt İstatistikleri” http://www.tuik.gov.tr/Kitap.do?metod=KitapDetay&KT_ID=15&KITAP_ID=72 (2009). 11. İnternet: International Road Traffic and Accident Data Base http://www.internationaltransportforum.org (2009). 12. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü, “Türkiye Karayolları İstatistik Yıllığı”, KGM Yayınları, Ankara, 23 (2007). 13. İnternet: Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı Trafik Araştırma Merkez Müdürlüğü http://www.trafik.gov.tr/ (2009). 14. Erdem M., “Karayollarında Trafik Kazalarının önlenmesi İçin Geliştirilen Araç Teknolojilerinin İncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara 26 (2006). 302 15. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı “2008 Raporu”, Ankara (Nisan 2009). 16. İnternet: ‘’Karayolları Trafik Kanunu’’, http://www.istab.org.tr/kanunlar%5Ckarayollartrafikkanunu1.htm-170k (2009). 17. İnternet: Türkiye Trafik Eğitimini Geliştirme ve Kazaları Önleme Vakfı ‘’Dünyada Trafiğin Tarihçesi’’ http://www.tutev.org/ (2009). 18. Ankara Trafik. Vakfı, “Trafikte ilkler” Trafik dergisi CMS yayıncılık, Ankara, 45 (2004). 19. Alçay O., “Trafik Hukuku Yönetimi”, YÖK Matbaası, Ankara, 235 (1997). 20. Söylemezoğlu T., “Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Trafik Kazalarının Analizi, Ankara Analizi”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara,32 (2006). 21. Fallon I., ve O’Neill D., “The world's first automobile fatality”, Accident Analysis & Prevention, 37(4): 601-603 (2005). 22. Karayolları Genel Müdürlüğü Bakım Dairesi Başkanlığı Trafik Şubesi Müdürlüğü, “Trafik Kazaları Özeti 2007”, KGM Yayınları, Ankara, 3-9 (2008). 23. Karayolu Trafik Güvenliği, “8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Hazırlık Çalışması”, Alt Komisyon Raporu, Ankara, 196-198 (2000). 24. Pampal S., Ercan A. “Hava Şartlarını Trafik Güvenliğine Etkileri”, Ankara Trafik Vakfı Trafik Dergisi, Yıl:7 Sayı:32, Ankara (2009) 25. Avcı E., “Doğu Anadolu Bölgesinde Karla Mücadele Karakter ve Stratejilerinin Trafik Güvenliği ve Çevresel Etkileri Açısından Etkileri”, DSİ Kar Hidrolojisi Konferansı, Bildiri, (2006). 26. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Sözlüğü, (2002). 27. Coşkun A., “İklim Koşullarını Sürüş Güvenliğine Etkileri”, 2. Ulaşım ve Trafik Kongresi, Ankara, (1999). 28. Işık M., “Reflektif Yol İşaretlerinin Gece Görünürlüğü”, Trafik ve Yol Güvenliği 2. Uluslararası Kongre Sergisi, (2004). 29. İnternet, “Drenaj” http://tr.wikipedia.org\wiki\drenaj, (2008) 30. Demiröz A., “Trafik Kazalarının Nedenleri ve Önlenmesinde Halkla İlişkilerin Önemi”, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara,35 (2006). 303 31. Işıldar S., “Türkiye’deki trafik kazalarının son on yıllık değerlendirilmesi ve iyileştirme önerileri”, Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Dergisi, 34: 28-35 (2003). 32. Çınarbaş S.,‘‘Ankara da meydana gelen yaralamalı yaya kazalarının konumsal olarak irdelenmesi’’, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 27- 40 (2002). 33. Gülgeç İ., “Ulaşım Planlaması”, Özsan Matbaacılık, Bursa 57 (1998). 34. Yüksel S., “Türkiye’de Kentiçi Karayolu Güvenliği üzerine bir araştırma.”, Yüksek Lisans Tezi, Balıkesir Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Balıkesir, 18,20,29 (2003). 35. Asogwa S.E., “Road traffic accidents in Nigeria”, Accidental Analysis and Prevention, 24(2):149–155 (1992). 36. Sümer N., Gençlerde Riskli Sürücü Davranışlarının Psikolojik Nedenleri”, Ankara Trafik Vakfı Trafik Dergisi, Yıl:7 Sayı:32, Ankara (2009). 37. Göktuğ M.,. “Kentiçi Ulaşım Sorunları, Çözümleri ve Erzurum Örneği.”, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum,11 (2002). 38. Karacasu M., ve Bilgiç Ş., “Türkiye' de trafik kazalarının meydana geliş sebeplerinin genel değerlendirilmesi, uygulamaya yönelik sorunlar ve çözüm önerileri”,. Trafik Sempozyumu, Samsun,102–109 (2000). 39. Bilim A., “Konya Şehir İçinde Meydana Gelen Trafik Kazalarının Analizi ve Kritik Noktaların Belirlenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya, 23,35,39 (2006). 40. Önal A., “Avrupa Birliği Ülkeleri İle Türkiye’deki Trafik Denetiminin Karşılaştırılması ve Bu Denetimin Etkinliğinin Artırılması İçin Öneriler”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, (2006). 41. Trafik Hizmetleri Başkanlığı, “Trafik Kontrollerine İlişkin Yönerge”, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara, (1998). 42. TÜBİTAK, ”Vizyon 2023 Ulaştırma ve Turizm Paneli Ön Raporu”, TÜBİTAK, Ankara, (2002). 43. Hakkert A. S., Yelinek A. &Efrat E., “Police Surveillance Methods and Police Resource Allocation Models”, Proceeding of the International Road Safety Symposium, SWOV Institute for Road Safety Resarch, Leidchendam, Netherland, (1991). 44. Trafik Araştırma Merkezi, “Trafik, Cilt1”, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara, (1998). 304 45. Trafik Araştırma Merkezi Yayınları “Karayolu Trafik Güveliği Hakkında Derlemeler ve Trafik Kültürü 1”, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara, (1999) 46. “Türkiye ve Avrupa’da Karayolu Trafiğini Düzenleyen Yasal Dayanaklar”, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara, (1998) 47. Trafik Araştırma Merkezi Yayınları, “Karayolu Trafik Güveliği Hakkında Derlemeler ve Trafik Kültürü 2” Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara, (2000). 48. Gabus, A., ve Fontela, E., “Perceptions of the World Problematique: Communication Procedure, Communicating With Those Bearing Collective Responsibility, DEMATEL” Report No. 1, Battelle Geneva Research Centre, Geneva, Switzerland, (1973). 49. Fontela, E., ve Gabus, A. “The DEMATEL Observer, DEMATEL” Report No.5. Switzerland, Geneva, Battelle Geneva Research Center (1976). 50. Lin, C.J., ve Wu, W.W., “A causal analytical method for group decision-making under fuzzy environment”, Expert Systems With Applications, 34(1): 205-213 (2008). 51. Li, R. J.. “Fuzzy method in group decision making”, Computers and Mathematics With Applications, 38(1): 91–101 (1999). 52. Zadeh, L A., "Fuzzy sets", Information and Control, 8: 338-353 (1965). 53. Zadeh, L.A., “The concept of a linguistic variable and its application to approximate reasoning”, Information Science 8:199–249 (I), 301–357 (II) (1975). 54. Opricovic, S., ve Tzeng, G.H., “Defuzzification within a multicriteria decision model”, Journal of Uncertainty, Fuzziness and Knowledgebased Systems, 11(5): 635–652 (2003). 305 ÖZGEÇMİŞ 1957 yılında Giresun – Piraziz İlçesinde doğdu. İlköğretimini Piraziz Ortaokulunda tamamladıktan sonra, 1971 yılında sınavla girdiği Ankara Polis Kolejini 1974 yılında 3’üncü olarak takdirname ile bitirdi. 1977 yılında Polis Akademisinden takdirname ile 3. olarak mezun oldu. Komiser Yardımcısı rütbesiyle Samsun iline atandı. Vezirköprü İlçe Emniyet Amirliği ve Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görev yaptı. Sırasıyla; 1980-1983 yılları arasında Hilvan İlçe Emniyet Amirliği ve Şanlıurfa Asayiş Şube Müdürlüğünde görev yaptı. 1983 yılında ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü Beyoğlu Merkez Başkomiserliğine atandı. -1983-1985 Fransa Paris L’OCDE Türkiye daimi temsilciliğinde Başkomiser rütbesinde Koruma Amiri, -1985-1988 arası İstanbul Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü, -1988-1991 Elazığ Asayiş ve Trafik Şube Müdürü, -1991-1994 Ankara Çankaya İlçe Emniyet Müdürü, - 1995-1996 EGM Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı Mali Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundu. -1996 yılında 2,5 ay süreyle A.B.D. Washington Büyükelçiliğinde “İnceleme ve Güvenlik” konularıyla ilgili inceleme görevinde bulunduktan sonra, -Terfien 1996-2000 Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcılığına atanarak, Asayiş, Çevik Kuvvet, Toplumsal Olaylar, Pasaport-Yabancılar ve Esenboğa Havalimanı’ndan sorumlu oldu. -2000 yılında 1. Sınıf Emniyet Müdürü olarak Terfian APK Daire Başkanlığı’na atandı. - 12.12.2001 tarih ve 2399 sayılı kararname ile İl Emniyet Müdürü olarak Rize’ye atandı. - 22.12.2003 tarihinde Rize’den kararname ile APK Daire Başkanlığı’na, - 22.07.2004 tarihinde kararname ile yine Rize İl Emniyet Müdürü olarak atandı. -26.08.2004 tarih ve 6266 sayılı kararname ile Tunceli İl Emniyet Müdürü olarak atandı. -04.08.2008 tarih ve 10306 sayılı kararname ile Kırşehir İl Emniyet Müdürü olarak atandı. - 31.12. 2010 tarihinde EGM Teftiş Kurulu Başkanlığına atandı. 306 -01.02.1974 ile 08.12.2009 tarihleri arasında görevini ifa ederken göstermiş olduğu başarılı çalışmaları ve üstün gayretleri nedeni ile Valilik ve Bakanlık Makamları tarafından toplam 49 (Kırkdokuz) adet takdirname ve 244 (İkiyüzkırkdört) adet maaş taltifi ile ödüllendirilmiş olup; - Amerika Birleşik Devletlerinde 8-12 Temmuz 2002 tarihleri arasında A.B.D Dışişleri Bakanlığı’nın düzenlediği “Terör Olaylarında Üst Düzey Kriz Yönetimi Semineri”’ne katılmıştır. - Houston- South Texas Hukuk Fakültesi’nde “Polis Yasası’ndaki Son Değişiklikler ve Hukuk Reformu” konularında; - Ohio Eyaleti Kent State Üniversitesi ve Newyork Princeton Üniversitesi’nde de “Çağdaş Türkiye ve Türk Polisi” konularında düzenlenen konferans ve toplantılara katılmıştır. - Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından organize edilen “Yasadışı Göç ve İnsan Kaçakçılığı” üzerine Çekoslovakya ve Romanya’da değişik toplantılara katılmıştır. -İspanya’da 14-19.11.2005 tarihleri arasında “Kolluk Kuvvetleri Yönetimindeki Temel Felsefe ve İyi Yönetim Kuralları, Suç Önleme Politikaları ve Uygulamaları, Suç Soruşturma Faaliyetlerinin İncelenmesi, AB Kolluk Faaliyetleri Güç Kullanımı, Genel ve Hizmetiçi Eğitim ile Branşlaşma Konularının Ele Alınacağı Çalışma” ziyaretine katılmıştır. -1998-2000 yıllarında Türkiye Boks Federasyonu kurullarında görev yaptı, -İtalya Sardunya Cagliari Avrupa Gençler Box Şampiyonasında, -Rusya Moskova uluslar arası boks turnuvalarında Türk Boks Milli Takımı kafile başkanlığı yaptı. -2000 yılında Buz Sporları Federasyonu’na seçilerek yönetim kurulu üyesi oldu. -2006 yılında Buz Hokeyi federasyonu üyeliğine seçildi ve 2008 yılına kadar Türkiye Buz Hokeyi Federasyonu Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı yapmıştır. -2000 Yılında Lüxemburg, -2004 Yılında Bulgaristan Sofya, -2006 Yılında İzlanda Reykjavik, -2007 Yılında Romanya Mierciwk’ta yapılan Dünya Buz Hokeyi Grup Şampiyonalarında Federasyonu temsilen Türk Buz Hokeyi Milli Takımları Kafile Başkanlıklarında bulundu. 307 -24–29 Nisan 2006 tarihleri arasında Türkiye Buz Hokey Federasyonu Başkanlığı’nın 2006 Yılı faaliyet programında yer alan ve İzlanda’da yapılan “Buz Hokeyi Büyükler 3. Grup Dünya Şampiyonası ”na idareci olarak katılmıştır. -Buz Sporları Federasyonu Yönetim Kurulu’nda görev yaptı. -Türkiye Boks Federasyonu Yönetim Kurulu’nda görev yaptı. - 2002 Yılında Rizespor Yönetim Kurulu’nda başkan vekili olarak görev yaptı. -IPA (International Police Association) Uluslararası Polis İşbirliği üyesidir. -Fransızca, İngilizce ve Rusça bilmektedir, - 2007 Kasım ayında “BAKRAÇ” isimli birinci şiir kitabı yayınlanmıştır. -2010 Şubat ayında “TAFLAN MEVSİMİ” isimli ikinci şiir kitabı yayınlanmıştır. - 2011 Eylül ayında “EKSİK SAYFA” isimli üçüncü şiir kitabı yayınlanmıştır. -Temmuz 2010 tarihinde “Türkiye’de Trafik Kazaları Gerçeği” isimli inceleme ve araştırma kitabı yayınlanmıştır. -2009 yılında Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi, Kazaların Kentsel ve Çevresel İncelenmesi Anabilim Dalı Başkanlığında yüksek lisans yaptı. -2010 yılında Karayolu Güvenliği Sempozyumunda Türkiye’de Trafik Kazaları Gerçeği konulu bildiri sundu. - 15 Nisan 2013 tarihinde 1. Sınıf Emniyet Müdürlüğünden emekliye ayrılmıştır. - Bahçeşehir Üniversitesi M.Y.O. Özel Güvenlik Bölüm Başkanı - Eşi öğretmen ve 2 çocuk babasıdır. 308
© Copyright 2024 Paperzz