Hematolog Kitap Kapak-1.indd

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
HematoLog
2013: 3■1
Dr. Nermin Tunçbilek, Dr. Sedat Alpaslan Tuncel
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Edirne, Türkiye
e-posta: drtuncbilek@hotmail.com
Anahtar Sözcükler
Multipl myelom, Manyetik rezonans görüntüleme, Bilgisayarlı tomografi
MULTİPL MİYELOMDA GÖRÜNTÜLEME
ÖZET
Multipl miyelom, malign B hücreli lenfoproliferatif bir hastalık olup %80
olguda iskelet sistemi etkilenmektedir. Multipl miyelomlu olguların tanı,
evreleme ve takiplerinde radyolojik görüntüleme yerleşmiş bir algoritmadır.
Güncel radyolojik ilerlemelerle birlikte 2006ʼda multipl miyelomda kesitsel
görüntüleme yöntemlerinden bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans
görüntüleme, ve PET-CT tanısal algoritma sistemine ilave edilmiştir. Bu yazıda
multipl miyelomda tanı ve takip aşamalarında kullanılan farklı görüntüleme
yöntemlerini literatür eşliğinde değerlendireceğiz.
Multipl Miyelomda Görüntüleme
Multipl miyelom (MM), plazma hücrelerinin kontrolsüz proliferasyonu sonucu
kemik iliğine yayılımı ile karakterize genellikle ileri yaş popülasyonunu
etkileyen kronik lenfoproliferatif bir hastalıktır. MM sebebi tam olarak
bilinmemekle birlikte, benzen, insektisitler ve radyasyon maruziyeti gibi
çevresel faktörler riski arttıran faktörlerdendir. Radyasyonla çalışanlar,
radyoterapi yapılan ankilozan spondilitli olgular ve atom bombası maruziyeti
yaşayan olgularda MM daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Ortalama görülme
yaşı 65 olup 40 yaş altında %3 oranında görülmektedir (1-3).
MMʼda olgular osteolitik lezyonla ilişkili patolojik fraktürle veya ileri derece
osteopeni ile ilişkili spinal fraktürle prezente olmaktadırlar. MMʼun tanısında
standart biyokimyasal testler kullanılırken 1975ʼte Durie/Salmon evreleme
sistemi tarafından tek radyolojik yöntem olarak iskelet sistem grafileri
tanı aşamasına ilave edilmiştir. Görüntüleme teknolojisindeki ilerlemelere
48
MULTİPL MİYELOMDA GÖRÜNTÜLEME
MMʼda radyolojik görüntüleme yöntemleri tanı konulduğu aşamada evrenin
tanımlanması, komplikasyonların tanımlanması ve karakterize edilmesinde
ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesi amacıyla kullanılmaktadır (6).
MM diffüz kemik hastalığı olarak (miyelomatozis), kemiğin soliter
plazmasitoması veya ekstraosseös plazmasitoma olarak bulgu verebilir
(7,8). Diffüz kemik hastalığında, miyelom tüm iskelet sistemini etkilemekte
ve kemikte genellikle osteolitik lezyonlar oluşturmaktadır (7). İskelet sistem
grafileri ekstramedüller lezyonlarda, fokal kemik lezyonlarında ve tedaviye
cevabın değerlendirilmesinde düşük sensitiviteye sahiptir (9).
BT, MRG ve moleküler görüntüleme gibi güncel görüntüleme yöntemleri
MMʼ da prognostik gösterge sağlamaktadır. Ayrıca vasküler permeabilitenin
değerlendirilmesini sağlayan dinamik kontrastlı MRG (DK-MRG)
miyelomagenesis geleceği açısından oldukça önemli bir yere sahiptir (10).
Direk Grafi
MMʼda yaklaşık %50 olguda osteolitik kemik lezyonlarının radiografik
değişikliklerden önce olduğu tahmin edilmektedir (11). MMʼda yaklaşık
son 4 dekattan beri tanıda tüm vücut iskelet sistem grafileri rutin olarak
alınmaktadır. Tüm vücut iskelet sistem değerlendirilirken postero-anterior
ve lateral kranium, vertebra, humerus ve femur, pelvis ve toraks grafileri
çekilmelidir (9). MMʼde en sık tutulan kemikler
%66 oranı ile vertebra başta olmak üzere,
kosta, kalvarium, pelvis, omuz ve uzun
kemiklerdir (12) (Resim 1, 2, 3). Direk grafide
Resim 1. Lateral lomber
grafide, L2 vertebrada
gelişmiş patolojik
kompresyon fraktürü hücre
Resim 2. Lateral kranium grafisinde,
kraniumda ve mandibulada zımba deliği
tarzında osteolitik lezyonlar
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
paralel olarak 2006ʼda manyetik rezonans görüntüleme (MRG), bilgisayarlı
tomografi (BT) ve PET-CT bu evreleme sistemine ilave edilmiştir (4,5).
49
50
HematoLog
2013:3•1
%70 olguda osteolitik tip, %10-15
olguda osteoporotik tip ve %50 mikst
tip (osteolitik-osteoporotik)
gibi
karakteristik paternler tanımlanmıştır
(9,13).
Resim 3. Antero-posterior pelvis
grafisinde tüm kemik yapılarda
yaygın litik lezyonlar görülmekte
Resim 4. Aksiyal planda kranial BT
imajında kemik pencerede kemik
yapıda çok sayıda litik lezyon
izleniyor.
Resim 5. Aksiyal planda BT
imajında vertbra korpus sol
lateralinde lamina ve pedikül
uzanımlı ekspansil litik lezyon.
Direk grafi MMʼun tanı ve tedavi
aşamasında standart bir yöntem
olmakla birlikte bazı avantaj ve
dezevantajlara sahiptir. Kortikal
kemik
lezyonlarını
saptamada
diğer
yöntemlere
göre
daha
üstün bir yöntem olması ve kolay
ulaşılabilirliği, daha ucuz olması
avantajları arasındadır. Diğer yandan
kemik yapıda %30-50 arasında
osteopeni olmadan direk grafide
bulgu saptanamaması nedeniyle
yalancı negatiflik oluşturmaktadır.
Tanı ve evrelemede hatalara neden
olmasıyla yöntemin duyarlılığında
düşüklük önemli bir dezevantaj
oluşturmaktadır
(14,15).
Ayrıca
teknik nedenlerden dolayı direk
grafi ile sternum, bazen de vertebra
yeterince iyi görüntülenemeyebilir.
Yeni tanı konulmuş MMʼlu olgularda
PET-BT ile tüm vücut grafisini
karşılaştırarak yapılan bir çalışmada
tüm
vücut
grafisi
hastalığın
yayılımını %40 olguda daha düşük
olarak saptamıştır (13).
Diffüz kemik tutulumunda görülen
osteopeni,
postmenapozal
veya
kortikosteroid tedavisi nedeniyle
oluşmuş
osteoporozdan
ayırt
edilememektedir (9,16-18). Tedavi
aşamasında olan litik lezyonun
direk
grafi
ile
görülememesi
tüm vücut grafisinin bir diğer
önemli
limitasyonudur
(15,19).
Avantaj ve dezevantajları birlikte
değerlendirildiğinde
tüm
vücut
grafileri tanı aşamasında standart
bir yöntem olarak kullanılmalı, ancak
hastalığın yayılımını saptamada
ve takipte kesitsel görüntüleme
yöntemlerine başvurulmalıdır.
MULTİPL MİYELOMDA GÖRÜNTÜLEME
MMʼda evrelemede tüm vücut direk grafi incelemeleri yetersiz kalması
nedeniyle 2006ʼda rutin tanı aşamasına BT ilave edilmiştir.
BT kemik
destrüksiyonlarını erken safhada göstermede ve ekstramedüller lezyonları
saptamada direk grafiye göre daha üstün alternatif bir yöntemdir (5). BT
kemik lezyon alanlarında kırık olasılığını tahmin etmede de direk grafiye göre
daha doğru olarak göstermektedir (20). MMʼda zımba deliği litik lezyonlar
(Resim 4), ekspansil yumuşak doku kitlesi (Resim 5), diffüz osteopeni,
kırık ve nadiren de osteosklerozis saptanmaktadır. Teknolojik gelişmelere
paralel olarak BT tekniğinde önemli değişiklikler olmuştur. Çok kesitli BT
ile daha kısa zamanda, daha ince kesit aralıklarıyla ve yüksek rezolüsyonda
görüntüler elde edilebilmektedir. Ayrıca iş istasyonları aracılığıyla ilave çekim
yapılmada 3 boyutlu görüntüler sağlanabilmektedir (Resim 6). Çok kesitli BT
özellikle vertebrada 5mmʼden küçük osteolitik lezyonları saptamada yüksek
duyarlılığa sahiptir (21). BTʼde erken dönem fokal kemik iliği infiltrasyonunda
patolojik bulgu saptanmamaktadır. Buna karşın kortikal destrüksiyon
olmadan diffüz kemik iliği infiltrasyonunda ise BT yüksek yalancı pozitiflik
oranlarına sahiptir (22,23) .
Çok kesitli BT ile maruz kalınan yüksek radyasyon
dozu (35mSv), MMʼda düşük dozlu tüm vücut
BT tetkikini gündeme getirmiştir. (24) . Düşük
dozlu tüm vücut BT tetkikinin evreleme ve
lezyon saptamadaki duyarlılığı direk grafiye
göre üstündür. Direk grafiye ilaveten osteolitik
lezyonlar, hepatosplenomegali, lenfadenopati
gibi iç organ patolojilerinin saptanmasına olanak
sağlamaktadır (24) (Resim 7). BTʼ de kullanılan
iyotlu kontrast madde, nefropati oluşturabilmesi
nedeniyle bu olgularda eğer sadece
kemik
patolojisi aranıyorsa kullanılmamalıdır (25,26).
Resim 6. BT sagittal
plandaki reformat
görüntüsünde
vertebralarda yaygın
litik lezyonlar
Resim 7. BTʼde batından geçen kesitlerde
splenomegali görülmekte.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
Bilgisayarlı Tomografi
51
52
HematoLog
2013:3•1
Manyetik Rezonans Görüntüleme
MRG, radyasyon maruziyeti olmaksızın diffüz veya fokal MM tutulumunu
saptamada çok duyarlı noninvaziv bir görüntüleme yöntemidir. MRG özellikle
kemik iliğini değerlendirmede favori yöntemlerden birisidir. Kemik iliği
sinyali yaşa göre değişkenlik gösterdiğinden, kemik iliğini değerlendirirken
hastanın yaşının bilinmesi doğru değerlendirme yapabilmek için kesinlikle
gereklidir. Genç dönemde kırmızı kemik iliği mevcutken, adölesan dönemde
sarı kemik iliğine değişim başlamaktadır. 20ʼli yaşlarda kemik iliğinde yağlı
değişiklikler başlar ve 40ʼlı yaşlarda yağlı kemik iliği büyük orandadır. 60
yaşda ise artık kemik iliği temel olarak yağlı olarak adlandırılır (27). Yağlı
kemik iliği T1 Ağırlıklı (A) imajlarda çevre kas grubuna göre yüksek sinyalli
ve hücresel kemik iliği düşük sinyalli olarak saptanır (Resim 8).
MRGʼde farklı sekanslarla hastalığın
fokal (Resim 9) veya diffüz (Resim 10)
olduğu gösterilmektedir. MMʼda T1 ve
T2 A sekanslar, yağ baskılı sekanslar
(SITIR) ve gerekirse kontrastlı inceleme
yapılmalıdır. MMʼda kemik iliğinde;
T1 A sekanslarda hipointensite, yağ
baskılı sekanslarda hiperintensite ve
kontrastlı incelemelerde normalden
fazla
opaklaşma
saptanmaktadır.
Bu
bulgular
MM
için
spesifik
olmayıp, kemik iliğini etkileyen diğer
patolojilerde
de
görülebilmekle
birlikte aksiyal iskelet sisteminde
Resim 8. Sagittal plan MRGʼde
normal kemik iliği sinyali
Resim 9. Sagittal plan MRGʼde
torakal vertebralarda fokal sinyal
kayıpları ve kompresyon fraktürü
görülmekte.
Resim 10 a. T2 Ağırlıklı sagittal
imajlarda vertebralarda diffüz
mikronodüler infiltrasyon alanları
görülmekte.
MULTİPL MİYELOMDA GÖRÜNTÜLEME
MMʼda bir çalışmada MRG ile lezyonların sayı ve paterni doğru saptanarak
dolayısıyla MR ile sağkalım süresi arasında ilişki bildirilmiştir (29). Buna
karşın diğer bir çalışmada MRG ile saptanan fokal veya diffüz tutulum ile
sağkalım arasında anlamlı farklılık saptanmamıştır (30). Ayrıca tedaviye
yanıtın takibi ve tedavi sırasında oluşabilecek olası komplikasyonların
tanınmasına da olanak sağlamaktadır (28,31-33). MM tedavide
çoklu ilaç kullanımı gerektiren bir patolojidir. Kortikosteroid tedavisi
sırasında spinal fraktür ve/veya femur
başında avasküler nekroz (Resim
12)
gelişebilir.
İmmunosupresif
tedavi esnasında ise diskit, serebrit,
serebral abse gelişebilir (28). MM
nadiren leptomenengial infiltrasyon
ve spinal kanalda kitle şeklinde
karşımıza çıkmaktadır (Resim 13).
Fassas ve ark. (34) 1856 olgunun
18ʼinde leptomenengeal infiltrasyon
saptamışlardır.
MRGʼde
spinal
kanal veya beyinde leptomenengeal
opaklaşma
tanıda
yol
gösterici
bulgulardandır.
Multipl
miyelom
spinal
kanalda
nüks
varlığını
saptamada takip MRG oldukça önemli
Resim 11. Lomber vertebralarda
multipl kompresyon fraktürü
ile uyumlu bikonkav vertebra
görünümü izlenmekte.
Resim 10 b. Aynı olgunun 1
yıl sonraki T2 Ağırlıklı sagittal
görüntülerinde T12 vertebrada
gelişen kompresyon fraktürü
görülmekte.
Resim 12.Pelviste ve her iki
femurda yaygın tutulum alanları.
Bilateral femur başında avasküler
nekroz bulgusu mevcut.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
saptanan ekspansil kitle, multiple kompresyon fraktürü (Resim 11) ve normal
hematopoezis varlığında MMʼdan şüphelenilmelidir. MMʼda eğer tümör yükü
düşükse MRGʼde normal kemik iliği sinyali alınabilir. Tümör yükü yüksek
oranda ise T1 A sekanslarda kemik iliği sinyali diffüz olarak düşük izlenir (28).
53
54
HematoLog
2013:3•1
rol almaktadır. Eski grafilerde olmayan fokal bir lezyon veya diffüz tutulum
nüks açısından değerlendirilerek araştırılmalıdır (28).
MRG, yukarıda belirtildiği gibi, kemik iliğini de değerlendiren bir görüntüleme
yöntemidir. Multipl Miyelom, asemptomatik miyelom da dahil olmak üzere,
hemen hemen daima kemik iliğinde diffüz veya fokal tutulum gösteren bir
hastalıktır. Bu sebeple, MRGʼde görülen kemik iliğindeki patolojik bulguların,
kemikteki osteolitik lezyonlarla karıştırılmaması gerekir, çünkü kemikteki
lezyonlar (CRAB bulguları olarak) miyelomda tedaviyi gerektirir.
Dinamik Kontrastlı MRG
Dinamik kontrastlı MRG fonksiyonel bir görüntüleme yöntemi olup tümörün
mikrosirkülasyonu yani angiogenezisi hakkında noninvaziv bilgi sağlayan
bir yöntemdir. Angiogenezis tümörün neovaskülarizasyonu olup dinamik
MRG ile özellikle meme kanserinde tümör angiogenezisi arasındaki ilişkiyi
yansıtan çalışmalar bulunmaktadır (35,36). Diffüz multipl miyelomda
DK-MRG ile kemik iliği infiltrasyon derecesi anlamlı ilişki bildirilmiştir
(29,37,38). MMʼda fonksiyonel çalışmalar kısıtlı olup Lina C ve ark. (39)
yaptıkları, yayımlanmamış öncü çalışmada DK-MRGʼde elde edilen maksimal
kontrastlanma oranlarının normal kemik iliğinden anlamlı farklı olduğunu
saptamışlardır. Bu konuda yapılacak daha geniş çalışmalarla diğer tümörlerde
olduğu gibi prognoz ve tedaviye yanıt hakkında fikir elde edilebileceği iddia
edilmektedir (29,39). DK-MRG avantajlarına rağmen MMʼda tanıda rutin
incelemede kullanılmamaktadır.
Difüzyon MRG
Difüzyon MRG daha çok santral sinir sisteminde kullanılan bir yöntem
olmakla birlikte son dönemde kullanım alanları giderek artmaktadır. Difüzyon
MRG tekniği diğer sekanslardan farklı olup suyun moleküllerinin kinetik
enerjilerine bağlı olarak sinyali değişkenlik göstermektedir. Difüzyon MRG
Resim 13 a,b. Dural kesede belirgin bası oluşturan torakal epidural kitle.
Kontrastlı incelemede lezyon yüksek derecede homojen opaklaşma
göstermekte.
MULTİPL MİYELOMDA GÖRÜNTÜLEME
55
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
Resim 14 a, b. PET görüntülemede sternumda heriki klavikula ve
vertebralarda infiltrasyon alanları görülmekte.
ile vertebra kompresyon fraktürlerinin benign-malign ayrımı yapılabilir.
Benign nedenli kompresyon fraktürleri difüzyon MRG ʻde izo-veya hipointens
sinyal gösterirken, malign nedenli kompresyon fraktürleri ise hiperintens
izlenmektedir. Ancak benign nedenli enfeksiyöz patolojilerde de hücrelerin
malign infiltrasyonlar gibi interstisyel aralıktaki suyu azaltarak sinyal artışına
neden olmaktadır (28, 40,41). Ayrıca difüzyon MRG ile dinamik MRGʼde olduğu
gibi kantitatif veri elde edilebilmektedir (42). Horger ve ark.nın (43) yaptıkları
öncü çalışmada difüzyon MRG ile elde edilen kantitatif veriler ile MMʼda
laboratuar ve klinik veriler ile %100 uyum saptanmıştır. İnceleme süresinin
kısa olması ve kontrast madde gerektirmemesi nedeniyle gelecekte difüzyon
MRG, MMʼda özellikle tedaviye yanıtın takibinde ümit vadeden bir yöntemdir.
Moleküler Görüntüleme
FDG-PET neoplastik hücrelerin yüksek glikoz metabolizmasının oluşturduğu
kontrastı temel alan bir fonksiyonel görüntüleme yöntemidir. MM tanısında,
tedavi planlamasında, yanıtın değerlendirilmesinde güvenilirliği son
yıllarda yapılan yayınlarla vurgulanmaktadır. PET görüntüleme sisteminin
düşük uzaysal çözünürlük konusundaki dezavantajı, BT kombinasyonu
ile aşılmıştır. FDG-PET BT ile kemiğin metabolik aktivitesi, ekstraosseöz
bulguları ve kemik iliğindeki metaboli aktivite sayısal olarak elde
edilebilmesine olanak sağlamaktadır (17,21) MMʼda FDG-PET tutulum
paterni hastalığın evresine göre fokal, multipl fokal veya diffüz karakterde
değişkenlik göstermektedir (Resim 14). Osteolitik patolojilerde FDGPET/BTʼin duyarlılığı %85-93 arasında bildirilmiş olup tedavi yaklaşımını
farklılaştırabilme kapasitesindedir (44,45).
56
HematoLog
2013:3•1
Tüm vücut tarama özelliği ve canlı neoplastik hücre varlığının tespit edilebilmesi
en önemli avantajını oluşturmaktadır. Bu avantajları ile görüntülemede
ve takipte altın standart olduğu düşünülmekle birlikte subsantimetrik
lezyonların saptamasındaki güçlük, radyasyon dozunun yüksekliği, tetkik
maliyeti, ulaşılabilirlik gibi sorunlar güncelliğini korumaktadır.
MMʼda evrelemede ve tedavi monitorizasyonunda MRGʼnin duyarlılığı %83
iken ve FDG-PET/BT ʻnin ise %75 iken iki yöntemin kombinasyonu ile her iki
yöntemin duyarlılığı %100ʼe ulaşmaktadır (46).
Sonuç
Son dekatta MM tanı ve tedavisindeki önemli gelişmeler genel sağkalımda
artışı sağlamıştır. Tanı aşamasındaki önemli gelişmelerden biri, BTʼnin kemik
destrüksiyonlarını yüksek duyarlılıkla göstermesidir. Ayrıca, MRGʼnin de bu
aşamaya katkısı oldukça büyüktür. MRGʼnin kemik iliği patolojilerini doğru
olarak gösterebilmesi, tanı, özellikle omuriliği ile ilgili olası komplikasyonların
saptanabilmesi ve biopsi için güvenli rehberlik olanağı MMʼda MRGʼnin
önemini arttıran faktörlerdendir. Güncel literatür bilgilerine göre MMʼlu
tüm olgularda rutin incelemede iskelet sistem grafileri yapılmalıdır. Ancak
MM şüphesi varlığında iskelet sistem grafileri normalse ileri görüntüleme
yöntemlerine başvurulmalıdır.
Teşekkür: Direk grafi bölümünde film arşivini paylaşan Dr. Mert
ÇİFTDEMİR’e teşekkürlerimizi sunarız.
Kaynaklar
1. Kyle RA, Rajkumar SV. Epidemiology of the plasma cell disorders. Best Pract Res
Clin Haematol 2007;20:637–664.
2. Hallek M, Bergsagel PL, Anderson KC. Multiple myeloma: increasing evidence for a
multistep transformation process. Blood 1998;91:3–21.
3. Blade J, Kyle RA, Greipp PR. Multiple my-eloma in patients younger than 30 years:
report of 10 cases and review of the literature. Arch Intern Med 1996;156:1463–
1468.
4. Durie BGM, Salmon SE. A clinical staging system for multiple myeloma. Correlation
of measured myeloma cell mass with presenting clinical features, response to
treatment, and survival. Cancer 1975;36:842–854.
5. Durie BG. The role of anatomic and functional staging in myeloma: description of
Durie/Salmon plus staging system. Eur J Cancer 2006;42:1539–1543.
6. Healy CF, Murray JG, Eustace SJ, Madewell J, OʼGorman PJ, OʼSullivan P. Multiple
myeloma: A review of imaging features and radiological techniques. Bone Marrow
Res 2011;2011:583439.
7. Kyle RA, Rajkumar SV. Multiple myeloma. N Engl J Med 2004;351:1860–1873.
8. Kapadia SB. Multiple myeloma: A clinicopathologic study of 62 consecutively
autopsied cases. Medicine (Baltimore) 1980;59:380-392.
9. Dimopoulos M, Terpos E, Comenzo RL, Tosi P, Beksac M, Sezer O, Siegel D,
Lokhorst H, Kumar S, Rajkumar SV, Niesvizky R, Moulopoulos LA, Durie BG;
IMWG. International myeloma working group consensus statement and guidelines
regarding the current role of imaging techniques in the diagnosis and monitoring
of multiple myeloma. Leukemia 2009;23:1545–1556.
MULTİPL MİYELOMDA GÖRÜNTÜLEME
11. Lecouvet FE, Vande Berg BC, Malghem J, Maldague BE. Magnetic resonance imaging
in multiple myeloma. Semin Musculoskelet Radiol 2001;5:43–55.
12. Angtuaco EJ, Fassas AB, Walker R, Sethi R, Barlogie B. Multiple myeloma: clinical
review and diagnostic imaging. Radiology 2004;231:11-23.
13. Zamagni E, Cavo M. The role of imaging techniques in the management of multiple
myeloma. Br J Haematol 2012;159:499-513.
14. Terpos E, Moulopoulos LA, Dimopoulos MA. Advances in imaging and the
management of myeloma bone disease. J Clin Oncol 2011;29:1907-1915.
15. Sharma V, Nagaraj S, Joshi VR. Shoulder X-ray--a clue to multiple myeloma. J
Assoc Physicians India 2012;60:48.
16. Collins CD. Multiple myeloma. Cancer Imaging 2004;14:47-53.
17. Lütje S, Rooy JW, Croockewit S, Koedam E, Oyen WJG, Raymakers RA. Role of
radiography, MRI and FDG-PET/CT in diagnosing, staging and therapeutical
evaluation of patients with multiple myeloma. Ann Hematol 2009;88:1161-1168.
18. Dinter DJ, Neff WK, Klaus J, Böhm C, Hastka J, Weiss C, Schoenberg SO, Metzgeroth
G. Comparison of whole-body MR imaging and conventional X-ray examination
in patients with multiple myeloma and implications for therapy. Ann Hematol
2009;88:457–464.
19. Wahlin A, Holm J, Osterman G, Norberg B. Evaluation of serial bone X-ray
examination in multiple myeloma. Acta Med Scand 1982;212:385-387.
20. Horger M, Claussen CD, Bross-Bach U, Vonthein R, Trabold T, Heuschmid M,
Pfannenberg C. Whole-body low-dose multidetector row-CT in the diagnosis
of multiple myeloma: an alternative to conventional radiography. Eur J Radiol
2005;54:289–297.
21. Hur J, Yoon CS, Ryu YH, Yun MJ, Suh JS. Efficacy of multidetector row computed
tomography of the spine in patients with multiple myeloma: comparison with
magnetic resonance imaging and fluorodeoxyglucose-positron emission
tomography. J Comput Assist Tomogr 2007;31:342–347.
22. Baur-Melnyk A, Buhmann S, Becker C, Schoenberg SO, Lang N, Bartl R, Reiser MF.
Whole-body MRI versus whole-body MDCT for staging of multiple myeloma. AJR
Am J Roentgenol 2008;190:1097-1104.
23. Spira D, Weisel K, Brodoefel H, Schulze M, Kaufmann S, Horger M. Can wholebody low-dose multidetector CT exclude the presence of myeloma bone disease
in patients with monoclonal gammopathy of undetermined significance (MGUS)?
Acad Radiol 2012;19:89-94.
24. Gleeson TG, Moriarty J, Shortt CP, Gleeson JP, Fitzpatrick P, Byrne B, McHugh
J, OʼConnell M, OʼGorman P, Eustace SJ. Accuracy of whole-body low-dose
multidetector CT (WBLDCT) versus skeletal survey in the detection of myelomatous
lesions, and correlation of disease distribution with whole-body MRI. Skeletal
Radiol 2009;38:225–236.
25. Delorme S, Baur-Melnyk A.
2009;70:401–408.
Imaging in multiple myeloma. Eur J Radiol
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
10. Tan E, Weiss BM, Mena E, Korde N, Choyke PL, Landgren O. Current and future
imaging modalities for multiple myeloma and its precursor states. Leuk Lymphoma
2011;52:1630-1640.
57
58
HematoLog
2013:3•1
26. Acar G, Akçay S, Aslan SM, Köroğlu M, Oyar O. Kontrast madde nefropatisi. SDÜ Tıp
Fak Derg 2005:12;62-68.
27. Moore SG, Dawson KL. Red and yellow marrow in the femur: age-related changes
in appearance at MR imaging. Radiology 1990;175:219–223.
28. Hillengass J, Ayyaz S, Kilk K, Weber MA, Hielscher T, Shah R, Hose D, Delorme
S, Goldschmidt H, Neben K. Changes in magnetic resonance imaging before and
after autologous stem cell transplantation correlate with response and survival in
multiple myeloma. Haematologica 2012;97:1757-1760.
29. Hillengass J, Wasser K, Delorme S, Kiessling F, Zechmann C, Benner A, Kauczor
HU, Ho AD, Goldschmidt H, Moehler TM. Lumbar bone marrow microcirculation
measurements from dynamic contrast enhanced magnetic resonance imaging is a
predictor of event free survival in progressive multiple myeloma. Clin Cancer Res
2007;13:475-481.
30. Aribas BK, Arda K, Yologlu Z, Ciledag N, Aktas E, Ozdemir S, Dogan K, Fen T, Dagli
M. Imaging findings and clinical features of patients with multiple myeloma with
the prognostic effect of bone marrow focal and diffuse infiltration patterns on
spine MRI. Minerva Med 2011;102:115-124.
31. Walker RE, Eustace SJ. Whole-body magnetic resonance imaging: techniques,clinical
indications and future applications. Semin Musculoskelet Radiol 2001;5:5-19.
32. Vogler JB 3rd, Murphy WA. Bone marrow imaging. Radiology 1988;168:679–693.
33. Weinreb JC. MR imaging of bone marrow: a map could help. Radiology
1990;177:23–24.
34. Fassas AB, Muwalla F, Berryman T, Benramdane R, Joseph L, Anaissie E, Sethi R,
Desikan R, Siegel D, Badros A, Toor A, Zangari M, Morris C, Angtuaco E, Mathew S,
Wilson C, Hough A, Harik S, Barlogie B, Tricot G. Myeloma of the central nervous
system: association with high-risk chromosomal abnormalities, plasmablastic
morphology and extramedullary manifestations. Br J Haematol 2002;117:103–108.
35. Tuncbilek N, Unlu E, Karakas HM, Cakir B, Ozyilmaz F. Evaluation of tumor
angiogenesis with contrast-enhanced dynamic magnetic resonance mammography.
Breast J 2003;9:403-408.
36. Weidner N, Semple JP, Welch WR, Folkman J. Tumor angiogenesis and metastasis
correlation in invasive breast carcinoma. N Engl J Med 1991;324:1-8.
37. Sezer O, Niemöller K, Eucker J, Jakob C, Kaufmann O, Zavrski I, Dietel M, Possinger
K. Bone marrow microvessel density is a prognostic factor for survival in patients
with multiple myeloma. Ann Hematol 2000;79:574-587.
38. Baur A, Bartl R, Pellengahr C, Baltin V, Reiser M. Neovascularization of bone marrow
in patients with diffuse multiple myeloma. Cancer 2004;101:2599-2604.
39. Lin C, Luciani A, Itti E, Haioun C, Rahmouni A. Whole body MRI and PET/CT in
haematological malignancies. Cancer Imaging 2007;7:88-93.
40. Baur A, Stäbler A, Brüning R, Bartl R, Krödel A, Reiser M, Deimling M. Diffusionweighted MR imaging of bone marrow:differentiation of benign versus pathologic
compression fractures. Radiology 1998;207:349-356.
41. Sommer G, Klarhöfer M, Lenz C, Scheffler K, Bongartz G, Winter L. Signal
characteristics of focal bone marrow lesions in patients with multiple myeloma
using whole body T1w-TSE, T2w-STIR and diffusion-weighted imaging with
background suppression. Eur Radiol 2011;21:857-862.
MULTİPL MİYELOMDA GÖRÜNTÜLEME
43. Horger M, Weisel K, Horger W, Mroue A, Fenchel M, Lichy M. Whole-body
diffusion-weighted MRI with apparent diffusion coefficient mapping for early
response monitoring in multiple myeloma: preliminary results. Am J Roentgenol
2011;196:790-795.
44. Kostakoğlu L. PET- BT Görüntüleme: Lenfoma ve miyeloma hastalarının
değerlendirilmesi. Mezuniyet Sonrası Eğitim Kursu 2006;42-43.
45. Hanrahan CJ, Christensen CR, Crim JR. Current concepts in the evaluation of multiple
myeloma with MR imaging and FDG PET/CT. Radiographics 2010;30:127-142.
46. Shortt CP, Gleeson TG, Breen KA, McHugh J, OʼConnell MJ, OʼGorman PJ, Eustace SJ.
Whole-body MRI versus PET in assessment of multiple myeloma disease activity.
Am J Roentgenol 2009;192:980–986.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
42. Messiou C, Collins DJ, Morgan VA, Desouza NM. Optimising diffusion weighted MRI
for imaging metastatic and myeloma bone disease and assessing reproducibility.
Eur Radiol 2011;21:1713-1718.
59