Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies, XIV/1 (Yaz 2014), s.119-140. ŞEYH MUSLİHİDDİN TÜRBESİ (TACİKİSTAN-HOCENT)1 The Sheikh Muslihiddin Shrine (Tajikistan-Khujand) Çağlayan HERGÜL* ÖZ XI-XII. yüzyılda yaşamış dini bir şahsiyet olan Şeyh Muslihiddin için yaptırılmış türbe, Tacikistan’ın Hocent şehri merkezinde yer almaktadır. Tuğla malzemeden inşa edilmiş yapı, ziyarethane2, gurhane3 ve hücrelerden meydana gelen hankâh yapılarına benzemektedir. Bu anıtsal yapı, mevcut özelliğiyle ülke sınırları içindeki Fergana Vadisi’nin günümüze ulaşmış tek örneğidir. Rus ve Tacik araştırmacılar tarafından pek çok kez ele alınan türbenin kitabesinin olmayışı, inşası konusunda tartışmalı tarihlerin ortaya konmasına neden olmuştur. Ancak araştırmacılar, yapının XIV-XVII. yüzyıllar arasına tarihlendirildiği konusunda kısmen aynı fikirdedirler. Diğer bir yandan, tarihi kroniklerde türbeyle ilgili verilen bilgilerin araştırmacılar tarafından yeterince değerlendirilmediği görülmektedir. Araştırmacılar, Babur, Mirza Haydar Duğlat ve Şerafeddin Ali Yezdî’nin verdiği bilgilerden sadece Yezdî’nin kaynağını değerlendirmiştir. Bu makalede, yapıyla ilgili yerinde yaptığımız incelemelerin yanında; türbenin tarihlendirilmesi, plan özellikleri, Orta Asya’da ve Tacikistan’daki önemi üzerine tespitlerimizi aktaracağız. Anahtar Kelimeler; Tacikistan, Hocent, Fergana, Mimari, Şeyh Muslihiddin Türbesi. ABSTRACT The shrine built for Sheikh Muslihiddin, the religious personality, who lived in 11th -12th centuries, is located at the center of the Khjuand City, Tajikistan. The building which was made of brick resembles “hankah” consisting of “gurhane”, *Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı A.B.D. doktora öğrencisi. caglayanhergul@gmail.com. 1 Bu makale, Prof. Dr. Yüksel Sayan’ın yürütücülüğünde hazırlamakta olduğumuz “Tacikistan’da XI-XVIII. Yüzyıl Mimari Eserleri” başlıklı Bilimsel Araştırma Projesi dâhilinde yayına hazırlanmıştır. Projemizi destekleyen Ege Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Şube Müdürlüğü’ne teşekkür ederiz. Ziyarethane: Tacikistan türbe yapılarında, dışarıya doğrudan açılan ve gurhaneyle bağlantılı ön mekândır. 3 Gurhane: Tacikistan türbe yapılarında, içinde sandukanın bulunduğu, çoğunlukla ziyarethaneden geçilerek ulaşılan mekân dır. 2 120 ÇAĞLAYAN HERGÜL “ziyarethane” and two layered cells. This monumental building is the unique example of Fergana Valley architecture reaching the present day, within the borders of the country. The fact that the mausoleum does not have an epitaph, which was repeatedly noticed by Russian and Tajik researchers, has led to many debates on different claims about the building date. The researches partially agreed that the building could be dated between 14th -17th centuries. On the other hand, it is obvious, that the information about the mausoleum recorded in the historical annals, has not been sufficiently utilized by the researchers. Although there are various sources written for the Mausoleum by Babur, Mirza Haydar Duğlat and Serafeddin Ali Yezdi, researches have referred the Yezdi’s sources only. This article aims to present our research results related with these building investigations and also findings about dating of the shrine, layout features and its importance within the area of Central Asia and Tajikistan. Key words; Fergana, Tajikistan, Hocent, Mimari, Şeyh Muslihiddin Shrine. Şeyh Muslihiddin4, Türbesi, Hocent şehir merkezinde, Pendşembe Meydanı’nın batı tarafındaki Hocent Camisi (H. 1271 /1855-1856)5 ve onun hemen yanındaki daha sonra inşa edilmiş minareden (1865-1903)6 meydana gelen yapı kompleksinin kuzeyinde yer almaktadır (R.: 1). Türbe; kuzey, güney ve batı yöndeki taçkapılarının iki yanına yerleştirilmiş çift katlı hücreler ve yüksek kasnaklar üzerine oturtulmuş iki adet kubbesiyle anıtsal bir görünüme sahiptir. İnşa kitabesi bulunmayan türbenin, 1960-1980 yılları arasında yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları sonucu ilk inşasının XII. yüzyılda olduğu, XIV. ve XVII. yüzyıllarda 4 Tarihi kaynaklarda Şeyh Maslahat, Şeyh Maslahat Hocendî, Şeyh Muslihiddin Hocendî şeklinde geçen (Gazi Zahâreddin Muhammed Babur, Baburnâme, Çev. Prof. Dr. Reşit Rahmeti Arat, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 133-135; Şerefüddin Ali Yezdî, Emîr Timur (Zafername), Çev.: Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul, 2013, s.184; Mirza Haydar Duğlat, Tarih-i Reşidî, Çev.: Osman Karatay, Selenge Yayınları, İstanbul, 2006, s. 381-383.) Şeyh Muslihiddin, XI-XII. yüzyıllarda Hocent’in yöneticiliğini yapmış, edebi kişilikli ve tasavvuf ehli bir şahsiyettir. H. 618 (m. 1221-1222) yılında vefat ettiğinde ilk önce Hocent’in Unci köyüne defin edildiği, daha sonra müritlerinin, naaşını bugünkü Pendşembe Meydanı’na taşıyıp burada kendisinin adına bir türbe inşa ettikleri bilinmektedir (Hamza Kamol, İstoriya Mazarov Severnogo Tadjikistana, Naşriyoti Devaştiç, Duşanbe, 2005, s.110.) 5 V. L. Voranina, Narodnaya Arkitektura Severnogo Tadjikistana, İzd.: Literaturı po Stroitelistvu, Arhitekture i Stroitelnım Materialam, Moskva, 1959, s. 30. 6 Minarenin giriş açıklığının hemen yanındaki mermer levhada Tacikçe, “26x26x6,5 boyutlarındaki tuğla malzemeden yapılmış 21 m yüksekliğindeki minare 1865-1866 ile 1902-1903 yılları arasında inşa edildi.” yazmaktadır. Minarenin inşa tarihi için, levhada belirtilen ilk ve son yılları vermeyi uygun gördük. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 121 ise iki kez yeniden inşa ettirildiği araştırmacılar tarafından belirtilmektedir 7. Buna göre, 1960 yılında yapılan kazı çalışmaları sonucunda N. B. Nemtsva, burada XI-XII. yüzyıllara ait seramikler tespit ederken bugünkü yapıyı XVII. yüzyıla tarihlendirmiştir 8. Nemtsva, bu tespitlerin ardından bir genelleme yaparak XII-XVII. yüzyıllar arasına ait herhangi bir verinin bulunamadığını dile getirmektedir. Ancak S. Mamadjanova ve R. Mukimov; bugünkü yapının yerinde XII-XIII. yüzyıla tarihlenen, tuğla malzemeden inşa edilmiş, kare planda bir türbe olduğunu, XIV. yüzyılda yapının doğu-batı doğrultusunda ziyarethane ve gurhaneden oluşan bir türbeye dönüştürüldüğünü, XVII. yüzyılda ise bugünkü hâle getirildiğini söylemektedir9. V. L. Voronina yapının XIV. yüzyıla ait olduğunu belirtirken10; diğer bir araştırmacı N. Negmatov, yapının plan özelliklerinden ve iç mekân mimari düzeninden yola çıkarak türbeyi XIV-XV. yüzyıla tarihlendirmektedir11. Ayrıca araştırmacı, yapının mevcut plan şeklini Orta Asya hankâh mimarisiyle de özdeşleştirmektedir12. 1913, 1945-1948 yıllarında yapının sıvaları yenilenmiş ve dış cephelere cam kırıklarından süslemeler yapılmıştır13. 1982 yılında da türbenin restorasyon projesi hazırlanmıştır14. Batıdaki taçkapı alınlığının gerisindeki basamakların üzerinde 14/9/1984 tarihi ile gurhanenin güney duvarında, saçağın hemen altına H. 1407 (1986-1987) yılı yazılmıştır15. Restorasyon projesinin hazırlanma tarihi olan 1982 yılı ve en geç tarih olan 1986-1987 yılları düşünüldüğünde türbenin beş yıllık bir sürede esaslı bir onarım geçirdiği açıktır. Yapının eski fotoğraflarına bakıldığında 16, bu son onarımla türbenin güçlen7 N. B. Nemtseva, “Arheologiçeskie İssledovaniya u Mavzolaya Şeikha Muslihiddina v. g. Leninabade”, Arheologiçeskie Pabotı v Tadjikistane, Vıp. VIII (1960 g.), İzd.: “Doniş”, Duşanbe, 1962, s. 153-154; S. Mamadjanova, R. Mukimov, Arhitekturnoe Nasledie Kudjanda, Meras, 1993, s. 210-213; N. Negmatov, E. D. Saltovskaya, “A Rabotah HodjentskoUstruşanskogo Otryada v 1960 g.”, Arkeologiçeskie Rabotı v Tadjikistane, Vıp. VIII (1960 g.), İzd.: “Doniş”, Duşanbe, 1962, s.69-84. 8 N. B. Nemtseva, agm., s. 154. 9 S. Mamadjanova, R. Mukimov, age, s.108. 10 V. L. Voronina, age., s. 30. 11 N. Negmatov, E. D. Saltovskaya, agm, s. 69. Tarihlendirmelerdeki görüşlerinin yanında, yapının asıl tipi hakkında farklı bir görüş ortaya süren N. Negmatov’un dikkat çektiği bu konuyu ve yapının inşa tarihiyle ilgili düşüncelerimizi “Değerlendirme ve Sonuç” bölümünde tartışacağız. 12 N. Negmatov, E. D. Saltovskaya, agm, s. 69. 13 S. Gasparyan (Direktor), Proek Restavratsii Pamyatnika Arhitekturı Mavzoley Şeikha Muslihiddina v. g. Leninabade, Ministerstva Kulturı Tadjikskoi SSR Spetsialnıe NauçnoRestavratsionnıe Proizvodstvennıe Masterskie, Duşanbe, 1982, s. 50. 14 S. Gasparyan (Direktar), Proek Restavratsii Pamyatnika Arhitekturı Mavzoley Şeikha Muslihiddina v. g. Leninabade, Ministristva Kulturı Tadjikskoi SSR Spetsialnıe NauçioRestavratsiannıe Proizvodstvennıe Masterskie, Duşanbe, 1982. 15 Kitabe için bakınız resim: 23. 16 Yapının eski fotoğrafları için bakınız resim: 20-22. 122 ÇAĞLAYAN HERGÜL dirildiği, sıvalarının temizlendiği, ziyarethane mekânının kasnağı ile bunun üzerine oturan dış kubbenin tekrar inşa edildiği ve hücrelerin iki katlı bir düzene dönüştürüldüğü görülmektedir. Yapı ortada, kare planlı ve üzeri pandantif geçişli bir kubbeyle örtülü ziyarethane, onun batısında aynı planı tekrar eden daha küçük boyutta bir gurhane ve bunların çevresine yerleştirilmiş kare planlı ve üzerleri pandantif geçişli kubbelerle örtülü iki katlı hücrelerden oluşmaktadır. Türbenin güney, kuzey ve batı cepheleri, ortada derin sivri kemerli birer taçkapı ve bunların iki yanındaki hücrelerin dışa açılan kemerli nişleriyle simetrik bir düzenlemeye sahiptir (R.: 2-4). Her bir taçkapının dip duvarlarına birer adet düz atkılı giriş açıklığı ve bunun üzerine içi şebekeli dışlıkla oldurulmuş pencere yerleştirilmiştir. Kuzeydeki taçkapı diğerlerinden daha yüksek inşa edilmiştir. Batı taçkapı, sarmal dolanan bitkisel desenlerden oluşan taş süsleme kompozisyonuyla ön plana çıkartılmıştır. Her bir taçkapının iki yanındaki geniş bordürlerde, üst üste sivri kemerli çökertmeler yer almaktadır. Alınlıkları enine dikdörtgen çerçeve içine alınmış çini plakalardan oluşan süsleme şeritleriyle hareketlendirmektedir. Taçkapıları hareketlendiren çökertmeler, iki katlı hücrelerin dışa bakan kenarlarındaki çökertmelerle bir bütünlük oluşturmaktadır. Kuzey, güney ve batı cepheler üst köşelerde dekoratif fenerlerle sonlandırılmıştır. Kuzey cephenin alt sırası dışında diğer hücrelerin sahanlık ve balkonlara açılan sivri kemerli nişlerinin içlerine, düz atkılı giriş açıklıkları bulunmaktadır. Her birinin üzerine iç mekânı aydınlatmak amacıyla birer adet pencere açılmıştır. Kuzey cephedeki alt sıra hücre nişlerinin içi tamamen kapatılmıştır. Gurhanenin dışa taşıntı yapması nedeniyle türbenin doğusuna üç cepheli bir görünüm kazandırılmıştır (R.: 5). Bunun güney ve kuzey duvarlarının batı yöndeki hücrelerle birleştiği yerde iki katlı, sivri kemerli nişler yer almaktadır. Diğer nişlere nazaran güneydeki alt nişin içi kapatılarak buraya bir giriş açılmıştır. Orta duvarda ise içi şebekeli dışlıkla doldurulmuş, sivri kemerli, büyük bir pencere bulunmaktadır. Yapının, her iki mekânını örten silindir kasnaklar üzerine oturtulmuş dış kubbeleri, rahatlıkla görülmektedir. Ziyarethane kubbesi, mavi ve beyaz taş plakalardan oluşturulmuş geometrik desenlerle süslenmiştir. Aynı renklerden meydana gelen taş plakalarla kaplanmış gurhane kubbesi ise Ta’lik hattan oluşan bir kompozisyona sahiptir. 26x26x5 ve 27x27x5.5 cm boyutlarındaki tuğla malzemeden inşa edilen türbe, merkezde dört yönde derin kemerlerle genişleyen kare planlı ziyarethane, daha küçük boyutta ziyarethanenin planını tekrar eden gurhane ve bunların dış köşelerine yerleştirilmiş iki katlı düzenlemeye sahip hücrelerden meydana gelmektedir. Üzeri pandantif geçişli kubbeyle örtülü ziyarethanenin kuzey, batı ve güney yönlerindeki derin sivri kemerleri taçkapılarla dışa açılmaktadır (R.: 6-10, Ç.: 1-3). Bu mekân, dışta sekizgen kasnak, onun üstünde de silindir bir kasnak üzerine oturtulmuş ikinci bir kubbeyle örtülü olup gurhaneden yüksek tutulmuştur. Taçkapıların dip duvarının ortasına, ziyarethane mekânına açılan giriş açıklıkları yerleştirilmiştir. Bunların hemen üstlerine oturtulmuş sivri kemerli pencereler iç mekânı aydınlatmaktadır. Ziyarethanenin doğusundaki derin sivri kemerin içine yerleştirilmiş giriş açıklığından ise gurhaneye geçilmektedir (R.: 11). Giriş açıklığının üzerine bu mekânın aydınlatılması için bir pencere Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 123 yerleştirilmiştir. Gurhane, kare planda olup kuzey ve güney yönlerde derin kemerlerle; doğu ve batı yönlerde ise kısa tutulmuş kemerlerle genişletilmiştir (R.: 12). Ziyarethaneden daha küçük tutulmuş bu mekânın üzeri ziyarethanenin üst örtü sistemini tekrar etmektedir (R.: 13). Bu mekânın ortasında ahşap bir sanduka bulunmaktadır (R.: 14). Ziyarethane ve kısmen gurhane mekânlarının çevresine yerleştirilmiş kare planlı ve üstleri kubbeyle örtülü hücreler, dışa doğru kütlesel bir şekilde genişleyen ziyarethane mekânının dört yöne doğru genişleyen duruşunu zenginleştirmektedir. Alt kattaki hücrelere dışarıya bakan giriş açıklıklarından girilmektedir. Batıdaki üst kat hücrelerine, bu yönde yer alan taçkapı ayaklarının içlerine yerleştirilmiş spiral şeklindeki merdivenlerle çıkılmaktadır. Doğudaki hücrelere de alt kattaki hücre duvarlarının içine yerleştirilmiş spiral merdivenlerle ulaşılmaktadır. Dış kubbelerdeki ve taçkapı alınlıklarındaki renkli taş süslemeler, içleri sülüs hatla doldurulmuş kartuşlar ve üst köşelerdeki fenerler son restorasyonda eklenmiştir (R.: 1517). Ziyarethene ve gurhanenin kubbe geçişlerindeki nervürlü dekoratif uygulamalar yapının orijinal unsurlarıdır. Diğer boyamalar ve alçı süslemeler orijinal olmayıp restorasyonlar sırasında eklenmiştir. Gurhanenin kubbe içi ve pandantifleri 2001 yılında altın varakla kaplanmıştır. Ahşap sanduka ve içi bitkisel süslemelerle doldurulmuş kare çerçevelerin hareketlendirdiği H. 1232 (M.1816-1817) tarihli güney taçkapısının ahşap kapı kanatları, XIX. yüzyıla ait örneklerdendir (R.: 18). Kazı ve restorasyonlar sırasında bulunan, Arap harfleriyle yazılmış rozet, kırık kitabe parçaları ile bitkisel ve geometrik desenlerden oluşan çini süsleme parçaları bugün Hocent Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir (R.: 19)17. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ “Şeyh Muslihiddin ve Türbesi”, tarihi kaynaklara bakıldığında: Şerefüddin Ali Yezdî’nin yazdığı “Emir Timur (Zafernâme)”da18, Mirza Haydar Duğlat’ın kaleme aldığı “Tarih-i Reşidî”de19 ve Gazi Zahireddin Muhammed Babur’un “Baburnâme”sinde geçmektedir. Yezdî, Zafernâme’sinde, Timur’un Deşt-i Kıpçak’a yürüyüşü sırasında Şeyh Muslihiddin’in türbesini ziyaret ettiğini kaydetmektedir20. Babur ile aynı dönemde ya- 17 Kazılar sırasında bulunan çini malzemelerden yapının, türkuaz ve kobalt mavisi renkli bitkisel zemin üzerine yazılmış sülüs hatlar, Arap harfleriyle yazılmış madalyonlarla süslendiği anlaşılmaktadır. 18 Şerefüddin Ali Yezdî, age, s.184. 19 Mirza Haydar Duğlat, age, s. 381-383. Ancak bugün türbede Sultan Mahmud Han’a ait bir sanduka yoktur. Restorasyon sırasındaki fotoğraflara bakıldığında türbenin çevresinde sandukanın olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yazar “Sultan Mahmud Şeyh Muslihiddin Hocendî’nin türbesine konulurken” demekle türbe çevresini de kastetmiş olmalıdır. 20 Bu kaynakta; “792 baharında Sahipkıran Deşt-i Kıpçak’a gitmeye karar vererek ordusunun toplanmasını emretti. Semerkand’dan şanlı burçta ve şanlı günde atlanıp Hocend nehrine geldi. Parsın ve Çınas (arasındaki Taşkent)te kışlık karargâh kurdu. Orada içinden Hocend’e va- 124 ÇAĞLAYAN HERGÜL şamış Babur’un teyzesinin oğlu Mirza Haydar Duğlat ise Hocent’te geçen bir olayda Şeyh Musluhiddin’in türbesinden bahsetmektedir. Mirza Haydar Duğlat da, katledilmekten kurtulduğu bir olaydan sonra yaşadıklarını anlatırken bir yerde bu türbeden söz eder21. M. 1508-1509 yıllarına denk gelen bu olayda “Şeyh Muslihiddin Türbesi”nden bahsedilmesi, yapının bu tarihlerdeki varlığını kanıtlamaktadır. Ayrıca Sultan Mahmud Han’ın buraya gömülmesi Şeyh Muslihiddin’in manevi önemini vurgulamaktadır. Çünkü Mirza Duğlat’ın babası Muhammed Hüseyin Mirza, emir statüsündedir 22 ve günümüze ulaşmayan Emîr Seyyid Huseynî Türbesi’ne gömülmüştür. Bir diğer önemli kaynak olan Baburname’de Şeyh Muslihiddin’in sadece ismi geçmektedir23. Diğer kaynakların yanında, Yezdî’nin yukarıda verdiği bilgi, yapının varlığını gösteren en erken tarihli kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bilgiler ışığında görülmektedir ki Şeyh Muslihiddin Türbesi, 1391 yılında mevcuttur. Ne yazık ki Yezdî türbe hakkında herhangi bir fiziki betimleme yapmamıştır. Ancak şeyhlerin halk üzerindeki etkisini iyi bilen Timur’un24, bu tasavvuf ehli şahısların mezarları üzerine kompleks bir türbe inşa ettirdiği dönemde, Hocent’te önemli bir manevi zat olan Şeyh Muslihiddin’in türbesini ziyareti sonrasında 10.000 dirhem altını sadaka dağıtması dikkat çekicidir. Böyle bir mebla halka sadaka olarak dağıtılırken türbeye herhangi bir yardımın yapılıp yapılmadığı bilgisinin eksikliği bizi düşündürmektedir. Diğer bir yandan Yezdî’nin verdiği bu tarih, araştırmacıların gösterdiği, türbenin ikinci inşa dönemi olan XIV. yüzyılla da örtüşmektedir. Burada belirtmek gerekir ki Buhara’da, Çeşme-Eyüb (H. 781/ 13791380) ve Timur’un yeniden inşa ettirdiği diğer bir yapı olan Hoca Ahmed Yesevi (H. 799-801/1397-1399) türbelerinde25; türbe (gurhane), meydan (ziyarethane) ve hücrelerden meydana gelen kompleks plan şeması, Şeyh Muslihiddin türbesiyle aynı dönem özelliklerini taşımaktadır. rıp Şeyh Maslahat Hocendî kaddese sırrıhunun mezarını ziyaret etmeyi geçirdi. Hemen atına atlayarak ol ulu türbeyi ziyaret etti ve oradaki fakirlere onbin altın dirhem sadaka verdi…” şeklinde bilgi mevcuttur; (Şerefüddin Ali Yezdî, age, s. 184.). 21 Bu bilgi şu şekilde verilmektedir: “… Şahi Beg Han, güya babamı dostâne karşıladı ve sonra Herat’a gitmesine izin verdi. O Herat’a vardığında, arkasından (onu öldürmek için) bir adam gönderildi. Sultan Mahmud Han ve çocukları Hocent nehrinde öldürüldüler. Sultan Mahmud Şeyh Muslihiddin Hocendî’nin türbesine konulurken, babam Emir Seyyid Hüseynî’nin türbesine defnedildi. Bu, 914 yılında oldu. …” (Mirza Haydar Duğlat, age, s. 37, s. 660.). 22 Mirza Haydar Duğlat, age, s. 37, s. 660. 23 Burada Babur, Fergana’nın tarifini yaparken Hocent şehrinden bahsetmektedir. “5 Ramazan 899 (10 Haziran 1494) tarihinde Fergana Vilayetinde Padişah oldum” sözleriyle başlayan kısımda Hocent’in eski bir şehir olduğunu ve Şeyh Maslahat yani Muslihaddin’in Hocentli olduğu bilgisini vermektedir (Gazi Zahâreddin Muhammed Babur, age., s. 133-135.). 24 İsmail Aka, Timur ve Devleti, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000, s.116-117. 25 Lisa Golombek, Donald Wilber, The Timurid Architecture of Iran and Turan, Princeton University Press, V. I, Princeton-New Jersey, 1988, s. 226-227. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 125 Buradaki kazı ve restorasyon çalışmalarından; yapının XII-XVII. yüzyıllar arasında üç kez yenilendiği ve pek çok onarım gördüğü açıktır. 1960 yılındaki kazı çalışmaları sırasında tespit edilen, yapıya ait XIV. yüzyıl çini parçaları, türbenin bu yüzyıldaki varlığını göstermektedir. Ancak, bu çalışma sırasında yapılan bir sondajda, açılan temelin XVII. yüzyıla tarihlendirilmesi dikkat çekicidir. Bu bilgileri değerlendirdiğimizde, yapının XIV. yüzyılın sonlarında yeniden inşa edildiği ve bu inşanın bugünkü yapının orijinal nüvesi olduğu kanaatindeyiz. Bununla birlikte iç mekân özelliklerine bakıldığında yapı; yüksek pandantifleri, kubbeye geçiş unsurları arasındaki nervür uygulamaları ve çift cidarlı kubbe uygulamasıyla Orta Asya’da, özellikle Timur devri mimarisi ve sonrasında görülen yapılarla benzer niteliğe sahiptir. Bu bilgiler ve değerlendirmelerimiz doğrultusunda türbenin XIV-XVII. yüzyıl inşa edildiğini düşünmekteyiz. Mevcut plan ve cephe özelliklerine bakıldığında Tacikistan’daki tek örnek olmasıyla birlikte türbe, Istravşan’daki Baba Tago Veli (XV-XVI. yüzyıl) ve Abdulkadir Celonî (XV-XVI. yüzyıl) türbeleriyle özdeş bir iç mekân tasarımına sahiptir. Daha küçük boyutta ve en fazla iki mekândan meydana gelen bu yapılara karşın, türbenin büyük boyutta inşa edilmiş olması mevcut plan şemasının ve yapısal formun sınırlarının zorlandığını da ayrıca göstermektedir. İsfara’da Abdullah Han (XVI. yüzyılın son çeyreği), Istravşan’da Gök Kubbe (1530-1531) camilerinin orta bölümlerinin kubbe geçişlerindeki ve Konibadam’da Mirrecep Dodko (1659-1670), Eski Hisar’da Eski (XVI-XVII. yüzyıl) medreselerinin dersliklerindeki tromp uygulamalarına karşın, türbedeki pandantifler, yapıyı daha ferah ve aydınlık bir iç mekân algısına kavuşturmuştur. Bunun yanında daha organik bir şekilde genişlemiş, Kulab’daki Mir Said Ali Hemedani (XIV-XVI. yüzyıl), Eski Hisar’daki Mahdumi Azam (XV-XVII. yüzyıl) türbelerine karşın simetrik bir plan şemasına sahiptir. Türbe inşa edildiği coğrafyanın yanında, XIV-XVI. yüzyıla ait Orta Asya’daki benzer yapılarla özdeş bir plan şemasına sahiptir. Yapının haçvari planı, köşelere yerleştirilmiş odalardan oluşan düzeni, Buhara’daki Çeşme-Eyüb Türbesi’ne (XIV. yüzyıl); aynı eksen üzerindeki iki mekân kurulumu, Yesi’deki Hoca Ahmed Yesevi Türbesi’ne (XV. yüzyıl)26 ve Kermin’deki Kâsım Şeyh Hankâhı’na (M. 1598-1599)27 benzemektedir. Ayrıca taçkapıların iki yanında, iki katlı hücrelerden oluşan cephe düzeni Semerkant’ta İşrathana Türbesi (M. 1460), Buhara’da Şeyh Bahaddin Hankâhı (M. 1544-1545)28, Merv’de Yusuf Hemedani Mescidi (XVI. yüzyıl)29 gibi XV-XVI. yüzyıl arası Orta Asya’daki hankâh ve hücrelerle zenginleştirilmiş türbe yapılarıyla benzerdir. 26 Planlar için bkz.: G. A. Pougatchenkova, Chefs d’æuvre d’architecture de l’Asie Centrale XIV ͤ-XV ͤ siécle, Unesco, Paris, 1981, s. 53. 27 Plan için bkz.: G. A. Pugaçenkova, L. İ. Rempel, İstoriya İskusstv Uzbekistana, İzd.: İskusstva, Moskva, 1965, s. 336. 28 Cephe görünümleri için bkz.: G. A. Pugaçenkova, L. İ. Rempel, age, s. 279, 334. 29 Cephe görünümü için bkz.: Yüksel Sayan, Türkmenistan’daki Mimari Eserler (XI-XVI. Yüzyıl), T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1999, s.110. 126 ÇAĞLAYAN HERGÜL Yapıyla ilgili çalışmalar gerçekleştiren N. N. Negmatov, türbeyi mimari plan şekli ve özelliklerinden yola çıkarak XV-XVI. yüzyıl Orta Asya hankâhlarıyla özdeşleştirmektedir30. Araştırmacı, bu karşılaştırmada yapının hankâh özelliği taşıdığını vurgulamaktadır. Belirtmek gerekir ki türbeyle çağdaş hankâh yapıları ve hücrelerle zenginleştirilmiş simetrik bir plana sahip türbe yapıları benzer plan şemalarına sahiptir. Dolayısıyla Negmatov’un belirttiği gibi yapının hankâh olması yanında hücrelerle zenginleştirilmiş simetrik plana sahip türbe olabileceği de söylenebilir. Bu nitelikler, türbenin tek, iki ve asimetrik plana sahip çok mekânlı türbe yapılarından farklı değerlendirilmesi gerektiğini de ortaya koymaktadır. Türbenin plan ve cephe özellikleri, Tacikistan’daki tek, iki ve asimetrik plana sahip çok mekânlı türbe mimarisinden daha kompleks ve simetrik kuruluşa sahiptir. Bu özelliği, yapıyı Tacikistan’ın tarihi mimarisi içinde önemli kılmaktır. Orta Asya mimarisi bakımından ele alındığında yapı, Fergana Vadisi’nin kültürel envanterine zenginlik katmaktadır. Bunun yanında Şeyh Muslihiddin Türbesi günümüzde Hocent şehrinin kültürel ve ekonomik bakımdan en canlı meydanını şekillendirmektedir. Önündeki Pendşembe (Perşembe) Meydanı, karşısındaki 1964 yılında inşa edilmiş büyük pazar, güneyindeki Hocent Camisi ve minaresi, iç kalenin güneydoğusundaki bölgede, tarihi Hocent şehrini yaşatmaktadır. Ayrıca türbenin merkez olduğu dini yapı topluluğunda Tacikistan’ın Soğd bölgesi din işlerinin faaliyet göstermesi, buranın sadece Hocent için değil Tacikistan sınırları dâhilindeki Fergana Vadisi’nde de büyük bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. KAYNAKÇA AKA İsmail, Timur ve Devleti, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000. BABUR Gazi Zahîreddin Muhammed, Baburnâme, Çev.: Prof. Dr. Reşit Rahmeti Arat Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2006. DUĞLAT Mirza Haydar, Tarih-i Reşidî, Çev.: Osman Karatay, Selenge Yayınları, İstanbul, 2006. GOLOMBEK L., - WİLBER D., The Timurid Architecture of Iran and Turan, Princeton University Press, V. I, Princeton-New Jersey, 1988. KAMOL H., İstoriya Mazarov Severnogo Tadjikistana , Naşriyoti Devaştiç, Duşanbe, 2005. MAMADJANOVA M. - MUKİMOV, R., Arhitekturnoe Nasledie Kudjanda, Meras, 1993. NEGMATOV N. - SALTOVSKAYA, E. D., “A Rabotah Hodjentsko-Ustruşanskogo Otryada v 1960 g.”, Arheologiçeskie Rabotı v Tadjikistane, Vıp. VIII (1960 g.), İzd.: “Doniş”, Duşanbe, 1962, s. 69-84. NEMTSEVA N. B., “Arheologiçeskie İssledovaniya u Mavzolaya Şeikha Muslihiddina v. g. Leninabade”, Arheologiçeskie Pabotı v Tadjikistane, Vıp. VIII (1960 g.), İzd.: “Doniş”, Duşanbe, 1962, s. 153-154. POUGATCHENKOVA G. A., Chefs d’æuvre d’architecture de l’Asie Centrale XIV ͤ-XV ͤ siécle, Unesco, Paris, 1981. 30 N. Negmatov, E. D. Saltovskaya, agm, s. 69. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 127 PUGAÇENKOVA G. A. - REMPELI, L. İ., İstoriya İskusstv Uzbekistana, İzd.: İskusstva, Moskva, 1965. SAYAN Yüksel, Türkmenistan’daki Mimari Eserler (XI-XVI. Yüzyıl), T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1999. GASPARYAN S. (Direktor), Proek Restavratsii Pamyatnika Arhitekturı Mavzoley Şeikha Muslihiddina v. g. Leninabade , Ministerstva Kulturı Tadjikskoi SSR Spetsialnıe NauçnoRestavratsionnıe Proizvodstvennıe Masterskie, Duşanbe, 1982. VORONİNA V. L., Narodnaya Arhitektura Severnogo Tadjikistana, İzd.: Literatura po Stroitelstvu Arkitekture i Stroitelnım Materialam, Moskva, 1959. ÇİZİMLER 128 ÇAĞLAYAN HERGÜL Çizim 1: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi planı. (Tacikistan Cumhuriyeti, Kültür Bakanlığı Arşivi’nden işlenerek) Çizim 2: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi, A-A’ kesiti. (Tacikistan kanlığı Arşivi’nden temizlenerek) Cumhuriyeti, Kültür Ba- Çizim 3: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi, güney cephenin görünüşü. (Tacikistan Cumhuriyeti, Kültür Bakanlığı Arşivi’nden işlenerek.) Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 129 RESİMLER Resim 1: Hocent, Hocend Camisi ve Şeyh Muslihiddin Türbesi genel görünüm. Resim 2: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi kuzey cephe. 130 ÇAĞLAYAN HERGÜL Resim 3: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi güney-doğu cephe. Resim 4: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi batı cephe. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 131 Resim 5: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi doğu cephe. Resim 6: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Ziyarethane mekânının kuzey yönündeki derin sivri kemer. 132 ÇAĞLAYAN HERGÜL Resim 7: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Ziyarethane mekânının batı yönündeki derin sivri kemer. Resim 8: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Ziyarethane mekânının güney yönündeki derin sivri kemer. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 133 Resim 9: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Ziyarethane mekânının üst örtü geçiş unsuru. Resim 10: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Ziyarethane mekânının kubbe içi. 134 ÇAĞLAYAN HERGÜL Resim 11: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Ziyarethane mekânının doğu duvarı içindeki gurhane giriş açıklığı. Resim 12: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Gurhane mekânı doğu duvarı. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 135 Resim 13: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Gurhane mekânının güney duvarı ve üst örtü geçiş unsurları. Resim 14: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Gurhane mekânındaki ahşap sanduka. 136 ÇAĞLAYAN HERGÜL Resim 15: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Gurhane mekânının kasnağı ve dış kubbesinden detay. Resim 16: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Ziyarethane mekânının dış kubbesinden detay. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 137 Resim 17: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Batı taçkapı alınlığından detay. Resim 18: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Türbenin güney taçkapısının ahşap kapı kanatları. 138 ÇAĞLAYAN HERGÜL Resim 19: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Hocent Arkeoloji Müzesinde sergilenen türbeye ait çini malzemeler. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014. 139 Resim 20: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. 1962 yılına ait bir fotoğraf. (N. Negmatov) Resim 21: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. 1970’li yıllar (Mirası Niagon). 140 ÇAĞLAYAN HERGÜL Resim 22: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. 1980’li yıllar (Mirası Niagon). Resim 23: Hocent, Şeyh Muslihiddin Türbesi. Gurhanenin güney duvarının saçağı altındaki H. 1407 (1986-1987) yılı.
© Copyright 2024 Paperzz