EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 18 Sayı: 60 (Yaz 2014) 187 TÜRK ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ İLE EŞANLAMLI ARAP MESELLERİ Muhammet Selim İPEK (*) Öz Atasözleri, bir milletin sosyal, kültürel ve dinî karakterini yansıtan bir ayna olmaları yönüyle birçok milletin edebiyatında önemli bir yer tutmaktadır. Türk ve Arap edebiyatında da atasözleri, bu yönleriyle öne çıkmış bir edebi türdür. Türk ve Arap edebiyatlarındaki bu zenginlik kendini göstermiş, her iki dildeki bir çok atasözü -lafız yönünden uymasa da- mâna yönünden benzerlikler arz etmiştir. Bu çalışmada, Arap meselleri kısaca tanımlanarak Türk atasözleri ve deyimleriyle anlamca neredeyse birebir uyan Arap atasözleri ele alınmış ve Türkçede ifadesini bulduğu atasözleriyle birlikte incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mesel, Atasözü, Arapça. The Arabic Proverbs which are Synonymous with the Turkish Proverbs and Idioms Abstract Proverbs have very important place in a lot of nation’s literature as a mirror that reflects the social, cultural and religious character. In Turkish and Arabic literature, the proverbs are literary aspects of this species came to the fore. This richness of Turkish and Arabic literatures showed itself and a lot of proverbs in this languages are similar in terms of meaning although the dissimilar of the words. In this study, the Arab proverbs identified in a nutshell and similar proverbs with Turkish proverbs were discussed with the same meaning in this language. Keywords: Proverb, Idiom, Arabic *) Yrd. Doç. Dr., Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Doğu Dilleri Bölümü, Arapça Mütercim Tercümanlık Anabilim Dalı, (e-posta: mselim_ipek@hotmail.com). the dissimilar of the words. In this study, the Arab proverbs identified in a same meaning in this language. nutshell and similar proverbs with Turkish proverbsGİRİŞ were discussed with the same meaning in this language. Proverb, Idiom, Arab Mesel ()مثل, Keywords: kelime anlamı olarak “benzem Keywords: Proverb, Idiom, Arabic anlamındaki مثول (musûl) kökünden türemiş bir sı EKEV AKADEMİ DERGİSİ GİRİŞ demektir(Durmuş, XXIX, s.293). Genel mânâda Mesel ()مثل, kelime an GİRİŞ Giriş İbranice’de “maşal”, Aramca’da “masla”, Habeşc Mesel ()مثل,, kelime olarak “benzemek, benzeribenzeri olmak” anlamındaki anlamındaki Mesel kelimeanlamı anlamı olarak “benzemek, olmak” ( مثولmusûl) kök kullanılan bu kelime sözlük anlamıyla “benzemek (musûl) kökünden türemiş bir sıfat olup “benzeyen” demektir(Durmuş, XXIX, s.293). demektir(Durmuş, XXIX, s.29 anlamındaki “مثولatasözü” (musûl)demektir. kökünden türemiş bir sıfat olup “benzeyen” Genel mânâda İbranice’de “maşal”, Aramca’da “masla”, Habeşce’de Türkçemizde “atasözü” ile karşılanmaktadır (Fur 188 / Yrd. Doç. Dr. Muhammet Selim İPEK “mesel” olarak kullanılan bu kelime sözlük anlamıyla “benzemek” demektir ki“maşal”, bu da İbranice’de Aramca’ demektir(Durmuş, XXIX, s.293). Genel Mesel mânâda “atasözü” demektir. “sıfat, Türkçemizde “atasözü” ile karşılanmaktadır (Furat,ayrıca 1996: I, s.103).vasıf, Mesel söz, ayrıcaibret “sıfat,ve kıssâ” an kullanılan bu kelime sözlük a İbranice’de “maşal”, Aramca’da “masla”, Habeşce’de “mesel” vasıf, söz, ibret ve kıssâ” anlamlarına gelirManzûr: (İbn Manzûr: s.610, mad.). ede- edebiyatında XI,XI,s.610, مثلolarak mad.).Arap Arap biyatında bilge ve beliğ kimselerin, konudaki düşüncelerini vekivermek “atasözü” ile k kullanılan bu ise kelime sözlük anlamıylabir“benzemek” demektirTürkçemizde bu daistedikleri öğütleri az kelime ile kalıplaşmış sözler hâlinde ifadeDr., ettikleri terkiplere denir. Fen Edebiyat Fakültesi, Yrd. Doç. Kırıkkale Üniversitesi, Mesel ayrıca “sıfat, vasıf, söz Türkçemizde “atasözü” ile karşılanmaktadır I, s.103). Arapça (Furat, Mütercim1996: Tercümanlık Anabilim Dalı, (mselim_ipek@ III./IX asrın büyük dilcilerinden Ebû ‘Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm (öl.224 – 838), için. de Arap atasözlerini topladığı Kitâbu’l-Emsâl’nin başında mesel Manzûr: konusunda şöyles.610, de- مثلmad. Mesel ayrıca “sıfat, vasıf, söz, ibret ve kıssâ” anlamlarına gelir (İbnXI, mektedir: “Mesel, Arapların Câhiliye ve İslâmî dönemlerindeki hikmetidir. Onlar bundan ve beliğ üç şekilde, söz îcâzı, isabeti ve teşbih güzelliği ileise istifade (Ebû Manzûr: XI, s.610, مثلmânâ mad.). Arap edebiyatında bilgeederler.” Yrd. Doç. Dr.,Ubeyd, Kırıkkale Üniversitesi 1980: s.34; Furat, 1996: I, s.103). Arapça Mütercim Tercümanlık Anab Yrd. Doç.Ebû Dr.,‘Ubeyd, Kırıkkalebu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Doğu Dilleri Bölümü, ifadesiyle mesellerin, Arapların bilgeliğine delalet eden sözler olduArapçağunu Mütercim Tercümanlık Anabilim Dalı, (mselim_ipek@hotmail.com). ifade etmektedir. Ayrıca mesellerin az sözle çok şey anlatma, verilmek istenen mesajı eksiksiz yani “taşı gediğine oturtma” diye ifade edebileceğimiz şekilde verme, benzetmeleri de “efrâdını câmi ağyârını mâni” edecek surette yaparak neredeyse kusursuz bir 1 şekilde söylendiğini, söz ve telaffuzların akıcı ve alımlı olduğunu vurgulamaktadır. Meseller, bir milletin hayat tarzını, yaşayış şekillerini yansıtan, tasvir eden ve ait olduğu milletin sosyal ve rûhî yapısını, o toplumun tabiatını ve karakter yapısını aksettiren birer aynadır. Edebi türler içinde insanın his, şuur ve inancına doğrudan tercüman olan meseller ve hikmetli sözler birden bire ortaya çıkmış değildir, aksine kimi acı, kimi tatlı olaylar, tarihi hadiseler, felaketler, hüzünler ve mutluluklar bu sözlerin kaynağı olmuştur. İşte bu sözler engin bir tecrübe ve deneyimler sonucunda dile getirilmiştir (Demirayak, 2009: I, s.265). Ebû Hilal el-Askeri (ölm, 400/1009’dan sonra) mesellerin önemini “Bir edip, dilini her türlü bozulma ve hatalardan kurtardıktan sonra darb-ı mesel, nadir, hikmetli ve meşhur sözlere olduğu kadar hiçbir şeye muhtaç olamaz. Zira bunlar insanın düşünce sahasını genişletir, zevkini geliştirir, gönlünü ferahlatır, irâdesini kuvvetlendirir, ilmi ve edebi konuşmalarında kendisine destek olur. Bu mesellerin söz ve konuşma sanatındaki değeri alışverişte pazarlık, bahçede çiçek, elbisede desen hükmündedir.” şeklindeki sözleriyle dile getirir (el-Askerî, 1988: I, s.9-10). Câhiliye dönemi nesir türlerinden biri olan meseller büyük bir edebi değer taşımakta ve bu dönemden zamanımıza intikal etmiş nesrin en güvenilir kısmını oluşturmaktadır. Bu bağlamda meseller, geçmişte bir milletin hayat tarzının özeti ve tecrübelerinin ifadesi olduğu kadar hâl-i hazır hayatta olan bir millet için de yol gösteren bir ışık; bir edip ve yazar için anlam, fikir ve düşünce dağarcığıdır. ışık; bir edip ve yazar için anlam, fikir ve düşünce dağarcığıdır. geçmişte geçmişte bir milletin bir milletin hayathayat tarzının tarzının özetiözeti ve tecrübelerinin ve tecrübelerinin ifadesi ifadesi Katâmîş, Arap mesellerini yapılarına göre mûcez, kıyâsi ve olduğu olduğu kadarkadar hâl-ihâl-i hazırhazır hayatta hayatta olan olan bir millet bir millet için de içinyol degösteren yol gösteren bir bir hurâfi şeklinde üç kısma ayırmaktadır. Mûcez meseller, sağlam bir ışık; ışık; bir edip bir edip ve yazar ve yazar için anlam, için anlam, fikir fikir ve düşünce ve düşünce dağarcığıdır. dağarcığıdır. mânâya sahip, kaynağını orijinalinden alan yaygın mesellerdir. Katâmîş, Katâmîş, ArapArap mesellerini mesellerini yapılarına yapılarına göre mûcez, mûcez, kıyâsi kıyâsi ve ve TÜRK ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ İLE EŞANLAMLI ARAPgöre MESELLERİ 189 Örneğin أمانة السر (Sırşeklinde emanettir), الشيطان حبائلMûcez النساءMûcez (Kadınlar ّ hurâfi hurâfi şeklinde üç kısma üç kısma ayırmaktadır. ayırmaktadır. meseller, meseller, sağlam sağlam bir bir Arap mesellerini yapılarına göre mûcez, kıyâsi ve hurâfi şeklinde üç kısma şeytanın Katâmîş, tuzaklarıdır) gibi. Kıyasi meseller, herhangi bir fikri mânâya mânâya sahip, sahip, kaynağını kaynağını orijinalinden orijinalinden alan alan yaygın yaygın mesellerdir. mesellerdir. ayırmaktadır. Mûcez meseller, sağlam bir mânâya sahip, kaynağını orijinalinden alan yay- açıklamayı hedefleyen, yapılarak teşbih veya temsil gın mesellerdir. Örneğin emanettir), (KadınÖrneğin Örneğin أمانةkarşılaştırma أمانة السر (Sır emanettir), emanettir), الشيطان الشيطان حبائلحبائل النساءالنساء (Kadınlar (Kadınlar ّ السر ّ (Sır (Sır lar şeytanın tuzaklarıdır) gibi. Kıyasi herhangi bir yoluyla söylenmiş mesellerdir. Arapmeseller, mesellerinde bu fikri tür açıklamayı mesellerehedefleyen, şeytanın şeytanın tuzaklarıdır) tuzaklarıdır) gibi.yoluyla gibi. Kıyasi Kıyasi meseller, meseller, herhangi herhangi bir bir fikri fikri karşılaştırma yapılarak teşbih veya temsil söylenmiş mesellerdir. Arap mesellerastlanmamakla birlikterastlanmamakla bu türden meseller Kur’ân’da ve rinde buaçıklamayı tür mesellere birlikte budaha türdençok meseller daha çokteşbih Kur’ân’da ve temsil açıklamayı hedefleyen, hedefleyen, karşılaştırma karşılaştırma yapılarak yapılarak teşbih veyaveya temsil hadislerde geçmektedir.Örneğin Örneğin ( كم من فئة قليلة غلبت فئة كثيرة بإذن هللاNice kühadislerde geçmektedir. yoluyla yoluyla söylenmiş söylenmiş mesellerdir. mesellerdir. ArapArap mesellerinde mesellerinde bu tür bu mesellere tür mesellere çük topluluklar vardır ki Allah’ın izniyle büyük topluluklara galip gelirler.(Bakara/249). (Nice Hurâfi küçükmeseller topluluklar vardır kibirlikte Allah’ın büyük topluluklara ise hayvanların dilinden mûcez ifadelerdir. mesellerin amacı ve ve rastlanmamakla rastlanmamakla birlikte busöylenen türden buizniyle türden meseller meseller dahaBu daha çok çok Kur’ân’da Kur’ân’da eğlence ya da güzel ahlâkı teşviktir. Bu tip mesellere Araplar “ekâzîbu’l-Arab (Arapların galip gelirler.(Bakara/249). Hurâfi meseller ise بإذن hayvanların hadislerde hadislerde geçmektedir. geçmektedir. Örneğin Örneğin هللا بإذن هللا كثيرةكثيرة فئةdilinden غلبت غلبت فئة قليلة قليلة من فئة كم منكمفئة yalanları)” demektedirler (Katâmîş, 1988: s.28-33). söylenenEdebi mûcez ifadelerdir. Bu mesellerin amacı eğlence ya da şekilleri güzel (Talimât yönden meseller teşbih, istiare, kinaye hakikat gibi beyan (Nice (Nice küçük küçük topluluklar topluluklar vardır vardır ki ve Allah’ın ki Allah’ın izniyle izniyle büyük büyük topluluklara topluluklara – el-Aşkar, 1992: s.549); secî, cinâs, tıbak, mukabele ve izdivaç gibi lafzi sanatları içerahlâkı teşviktir. Bu tip mesellere Araplar “ekâzîbu’l-Arab (Arapların galipgalip gelirler.(Bakara/249). gelirler.(Bakara/249). Hurâfi Hurâfi meseller meseller ises.274). hayvanların ise Bunun hayvanların dilinden dilinden meleri yönüyle sanatlı nesir türü sayılmaktadır (Katâmîş, 1988: yanında meseller hikâye, makame, risâle, roman, kaside gibi müstakil bir tür olmayıp söz içinde yalanları)” demektedirler (Katâmîş, 1988: s.28-33). söylenen söylenen mûcez mûcez ifadelerdir. ifadelerdir. Bu mesellerin Buona mesellerin amacı eğlence eğlence ya dayaargüzel da güzel onu örneklemeyle kanıtlayan, süsleyen, değeramacı katan ve makbuliyetini Arap edebiyatında meseller, ilkpekiştiren, defa Emeviler döneminden Edebi yönden meseller teşbih, istiare, kinaye ve hakikat gibi tıran hazır malzeme niteliğindedir. Soyut fikirleri somutAraplar örnek ve“ekâzîbu’l-Arab benzetmeyle reddedilahlâkı ahlâkı teşviktir. teşviktir. BuBugün tip Bu mesellere tip mesellere Araplar “ekâzîbu’l-Arab (Arapların (Arapların Arap edebiyatında meseller, ilk n kitaplar hâlinde toplanmaya başlanmıştır. elimizde mez bir gerçek hâlinde sunarak onların zihinlerde yerleşmesini sağlar (Durmuş, XXIX, beyan şekilleri (Talimât – el-Aşkar, 1992: s.549); secî, cinâs, tıbak, itibaren kitaplar hikâyenin hâlinde toplanmaya ba an en eski emsals.296). kitapları el-Mufaḍḍal eḍ-Ḍabbi’nin (ö.170/788) yalanları)” yalanları)” demektedirler demektedirler (Katâmîş, (Katâmîş, 1988:1988: s.28-33). s.28-33). Bu yönüyle meseller, yaşanmış bir olayın özeti olup îcâzla anlatılan Arap edebiyatında meseller, ilk defa Emeviler d akılda ve kalan özü gibidirler (Şalak, 1991: I, s.126). bulunansanatlı en eski emsal kitapları el-Mufaḍḍ u’l-Emsâl’i, Muerrec es-Sedûsi’nin Kitâbu’lmukabele izdivaç gibi(ö.195/813) lafzi sanatları içermeleri yönüyle eseller, ilk defa Emeviler döneminden Edebi Edebi yönden yönden meseller meseller teşbih, teşbih, istiare, istiare, kinaye kinaye ve hakikat ve hakikat gibi gibiBugü itibaren kitaplar hâlinde başlanmıştır. Arap edebiyatında meseller, ilk defa Emeviler dönemindenKitâbu’l-Emsâl’i, itibarentoplanmaya kitaplar hâlinde Muerrec es-Sedûsi’n ’i, Ebû nesir Ubeyd türü el-Kâsım b. Sellâm’ın (ö.224/842) Kitâbu’lsayılmaktadır (Katâmîş, 1988: s.274). Bunun yanında lanmaya başlanmıştır. Bugün elimizde bulunan eneski eski emsal kitapları el-Mufaḍḍal eḍ-Ḍabbi’nin ( beyan beyan şekilleri şekilleri (Talimât (Talimât – el-Aşkar, – el-Aşkar, 1992: s.549); s.549); secî, secî, cinâs, cinâs, tıbak, tıbak, toplanmaya başlanmıştır. Bugün elimizde bulunan en1992: emsal kitapları Emsâl’i, Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellâ ’i, Ebû ‘İkrime ed-Dabbî’nin (ö.250/868) Kitâbu’l-Emsâl’i, rı el-Mufaḍḍal eḍ-Ḍabbi’nin (ö.170/788) (ö.170/788) Kitâbu’l-Emsâl’i, Muerrec es-Sedûsi’nin (ö.195/813) meseller hikâye, makame, risâle, roman, kaside gibi müstakil bir tür Kitâbu’l-Emsâl’i, Muerrec es-Sedûsi’nin (ö.195/813) mukabele mukabele ve izdivaç ve izdivaç gibi İbnu’lgibi lafzi lafzi sanatları sanatları içermeleri içermeleri yönüyle yönüyle sanatlı sanatlı Emsâl’i, Ebû ‘İkrime ed-Dabbî’nin (ö ḍḍal b. Seleme’nin (ö.291/908) Kitâbu’l-Fâhir’i, Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm’ın (ö.224/842) Kitâbu’l-Emsâl’i, es-Sedûsi’nin Kitâbu’l-Emsâl’i, (ö.195/813) Kitâbu’lEmsâl’i,kanıtlayan, Ebû Ubeyd süsleyen, el-Kâsım b. Sellâm’ın (ö.224/842) olmayıp söz içinde onu örneklemeyle pekiştiren, Ebû ‘İkrime ed-Dabbî’nin (ö.250/868) Kitâbu’l-Emsâl’i, b. Mufaḍḍal b. Seleme’nin Seleme’nin (ö.291/908) i’nin (ö.327/938) Kitâbu’z-Zâhir’i, Hamza el-İsfehânî’nin nesirnesir türü türü sayılmaktadır sayılmaktadır (Katâmîş, (Katâmîş, 1988:1988: s.274). s.274). Bunun Bunun yanında yanında ım b. Sellâm’ın (ö.224/842) Kitâbu’lEmsâl’i, Ebû ‘İkrime ed-Dabbî’nin Ham(ö.250/868) Kitâbu (ö.291/908) Kitâbu’l-Fâhir’i, İbnu’l-Enbâri’nin (ö.327/938) Kitâbu’z-Zâhir’i, Enbâri’nin (ö.327/938) Kitâbu’z-Zâhir /962) Kitâbu’d-Duretu’l-Fâhire’si, Ebû Hilâl artıran el-Askerî’nin ona değer katan ve makbuliyetini hazır malzeme niteliğindedir. abbî’nin (ö.250/868) Kitâbu’l-Emsâl’i, meseller meseller hikâye, hikâye, makame, makame, risâle, risâle, roman, roman, kaside gibi müstakil müstakil birKitâbu’l-Fâhir’ tür bir tür za el-İsfehânî’nin (ö.351/962) Kitâbu’d-Duretu’l-Fâhire’si, Ebû Hilâlgibi el-Askerî’nin Mufaḍḍal b.kaside Seleme’nin (ö.291/908) (ö.351/962) Kitâbu’d-Duretu’l-Fâhire’si, 0/1009) Soyut Cemheretu’l-Emsâl’i, el-Meydânî’nin (öl.518/1124) (öl.400/1009) Cemheretu’l-Emsâl’i, el-Meydânî’nin (öl.518/1124) Mecma‘u`l-Emsâl’i fikirleri somut örnek ve benzetmeyle reddedilmez bir gerçek (ö.291/908) Kitâbu’l-Fâhir’i, İbnu’lEnbâri’nin (ö.327/938) Kitâbu’z-Zâhir’i, Hamza el-İ olmayıp olmayıp söz(öl.538/1144) içinde söz içinde onuel-Mustaḳsâ örneklemeyle onu örneklemeyle pekiştiren, pekiştiren, kanıtlayan, kanıtlayan, süsleyen, süsleyen, ve ez-Zemahşeri’nin adlı eseridir (Katâmîş, 1988: Cemheretu’l-Emsâl’i, s.121-122; (öl.400/1009) elaʿu`l-Emsâl’i ve ez-Zemahşeri’nin (öl.538/1144) tâbu’z-Zâhir’i, Hamza el-İsfehânî’nin hâlinde sunarak onların zihinlerde yerleşmesini sağlar (Durmuş, (ö.351/962) Kitâbu’d-Duretu’l-Fâhire’si, Ebû Hilâl elTalimat – el-Aşkar, 1992: s.551; Halaylı, 1998: mkd.; Ayrıca bknz.Çögenli – Demirayak, değer ona değer katan katan ve– makbuliyetini ve makbuliyetini artıran hazırMecmaʿu`l-Emsâl’i hazır malzeme malzeme niteliğindedir. niteliğindedir. ve ez-Zemahşeri’nin seridir (Katâmîş, 1988:ona s.121-122; Talimat el-Aşkar, 1992: artıran ’l-Fâhire’si, 2000). Ebû Hilâl el-Askerî’nin (öl.400/1009) Cemheretu’l-Emsâl’i, el-Meydânî’nin (öl s.296). Bu yönüyle –meseller, yaşanmış bir olayın özeti olup adlı eseridir (Katâmîş, 1988: s.121-122; Halaylı,XXIX, 1998: mkd.; Ayrıca bknz.Çögenli Demirayak, 2000). Soyut Soyut fikirleri fikirleri somut somut örnek örnek ve benzetmeyle ve benzetmeyle reddedilmez reddedilmez bir bir gerçek Emsâl’i, el-Meydânî’nin (öl.518/1124) Arap mesellerinde bazı özellikleriyle meşhur olmuş insanlar gibi birçok hayvan, gerçek kuş Mecmaʿu`l-Emsâl’i ve ez-Zemahşeri’nin (öl.538/1144) e s.551; Halaylı, mkd.; Ayrıca bknz.Ç Arap mesellerinde özellikleriyle meşhur olmuş insanlar îcâzlavb. anlatılan hikâyenin akılda kalan özü gibidirler (Şalak, 1991: I,1998: debazı belirgin özellikleriyle mesel konusu hâline gelmişlerdir. Arslan cesaret, kurt düşemahşeri’nin (öl.538/1144) el-Mustaḳsâ hâlinde hâlinde sunarak sunarak onların onların zihinlerde zihinlerde yerleşmesini yerleşmesini sağlar sağlar (Durmuş, (Durmuş, adlı eseridir (Katâmîş, 1988: s.121-122; Talimat – el-Aş manlık, uykusuzluk, yılan vemesel timsahkonusu zalimlik vb. sembolü olarakArap anılmaktadır. Aynı bazı özellikler mesellerinde irçok hayvan, kuş vb. kirpi de belirgin özellikleriyle s.126). : s.121-122; Talimat –XXIX, el-Aşkar, 1992: s.551; Halaylı, 1998: mkd.; Ayrıca bknz.Çögenli – Demiray XXIX, s.296). s.296). Bu yönüyle Bu yönüyle meseller, meseller, yaşanmış yaşanmış bir olayın bir olayın özeti özeti olupolup şekilde çöl, ağaç ve bitkisiyle birçok dağ, ova, vadi ve şehir adı Arap mesellerinde belirgibi birçok hayvan, kuş vb. de belirgin gelmişlerdir. Arslan cesaret, kurt düşmanlık, kirpi uykusuzluk, yrıca bknz.Çögenli – Demirayak, malzeme 2000). olarak kullanılmaktadır (Katâmîş, gin özellikleriyle 1988: s.429bazı – 446). Bunun- meşhur olm Arap mesellerinde özellikleriyle îcâzla îcâzla anlatılan anlatılan hikâyenin hikâyenin akılda akılda kalan kalan özü gibidirler özü gibidirler (Şalak, (Şalak, 1991: 1991: I, I, hâline gelmişlerdir. Arslan ve timsah zalimlik vb. sembolü olarak anılmaktadır. Aynı la birlikte bir çok Arap meselinin hikâyesi vardır. Bunların bir kısmı gerçek tarihi olay- cesaret, kurt d zı özellikleriyle meşhur olmuş insanlar gibi birçok hayvan, kuş vb. de belirgin özellikleriyle me yılanĞabra ve timsah zalimlik vb. sembolü e çöl, ağaç ve bitkisiyle birçok dağ, ova,Yevmu’l-Besûs, vadi ve şehir adıYevmu Arap Dahîs ve Yevmu lardır. Yevmu’l-Hâlime, gibi 3 Arapların s.126). s.126). de belirgin özellikleriyle mesel konusu hâline gelmişlerdir. Arslan cesaret, kurt düşmanlık, kirpi u İslam’dan önceki dönemde meydana gelmiş savaşlarıyla (eyyâmu’l-Arab) ilgili meseller şekilde çöl, ağaç ve bitkisiyle birçok dağ, lerinde belirgin özellikleriyle malzeme olarak kullanılmaktadır saret, kurt düşmanlık, kirpi uykusuzluk, yılan ve timsah zalimlik vb. sembolü olarak anılmakt mesellerinde belirgin özellikleriyle malze mîş, 1988: s.429 – 446). Bununla birlikte bir çok Arap meselinin b. sembolü olarak anılmaktadır. Aynı şekilde çöl, ağaç ve bitkisiyle birçok dağ, ova, 3vadi ve 3 şeh (Katâmîş, 1988: s.429 – 446). Bununla bir esi vardır. Bunların bir kısmı gerçek tarihi olaylardır. Yevmu’lbirçok dağ, ova, vadi ve şehir adı Arap mesellerinde belirgin özellikleriyle malzeme olarak kullan hikâyesi vardır. Bunların bir kısmı gerçek e, Yevmu’l-Besûs, Yevmu Dahîs ve Yevmu Ğabra gibi eriyle malzeme olarak kullanılmaktadır Mesellerde de bu özellik değişmez bir unsurdur (Katâmîş, 1988: s.256-270; Talimat – el-Aşkar, 1992: s.553). Arap edebiyatında meseller çokça yer tutmaktadır. Kısa 190 / Yrd.bakımından Doç. Selim İPEK birkolay EKEV AKADEMİ DERGİSİ olmaları ezberlenmeleri olmuş ve Emeviler Mesellerde de Dr. bu Muhammet özellik değişmez unsurdur (Katâmîş, 1988: döneminden itibaren büyük çoğunluğu tedvin edilmiştir. Sadece els.256-270; Talimat – el-Aşkar, 1992: s.553). bu türdendir. Bu hikâyeler meselin anlaşılması ve Arap tarihi açısından önem taşımakta- Meydâni’nin Mecmau’l-Emsâl kitabıçokça 6000yermesel içermektedir dır (Durmuş, s.295). Arap XXIX, edebiyatında meseller tutmaktadır. Kısa Meseller, az kelimeden oluşmasına rağmen çeşitli yönleriyle tarihi bir olaya (Talimat –bakımından el-Aşkar, 1992: s.553). Bu miktara de işaret olmaları ezberlenmeleri kolay sonraki olmuş dönemlerde ve Emeviler edebilmektedirler. Yine meseller hayatın içindeki bir olay sonucu doğdukları için gerçeği, doğruyu yansıtmaktadırlar bu yönüyle de mânâda isabet görülmektedir. Benzetme eklenen meseller düşünüldüğünde karşımıza Arap edebiyatıyla döneminden itibaren büyükveçoğunluğu tedvin edilmiştir. Sadeceilgili el- unsuru ise zaten meselin temelini oluşturmaktadır. Kinaye ise söylenen anlamın dışın- çok kültürkastedilmesidir. mirası çıkmaktadır. Meydâni’nin Mecmau’l-Emsâl kitabı 6000 içermektedir dahacimli başka birbir mânânın Mesellerde de bu mesel özellik değişmez bir unsurdur (Katâmîş, 1988: s.256-270; Talimat – el-Aşkar, 1992: s.553). (Talimat – el-Aşkar, 1992: s.553). Bu miktara sonraki dönemlerde de Arap edebiyatında meseller çokça yer tutmaktadır. Kısa olmaları bakımından ezber- Türkmeseller Atasözleri ve ile Eş Anlamlı Arap Meselleriilgili eklenen düşünüldüğünde karşımıza Arapbüyük edebiyatıyla lenmeleri kolay olmuş ve Deyimleri Emeviler döneminden itibaren çoğunluğu tedvin edil- miştir. Sadece el-Meydâni’nin Mecmau’l-Emsâl kitabı 6000 mesel içermektedir (Talimat في َرمادdönemlerde ينفخ çok hacimli1992: bir kültür çıkmaktadır. – el-Aşkar, s.553).mirası Bu miktara sonraki de eklenen meseller düşünüldüüflüyor.” ğünde karşımıza Arap edebiyatıyla “Küle ilgili çok hacimli bir kültür mirası çıkmaktadır. Faydasız bir işveiçin çaba sarfeden kimse için kullanılır. Türk Atasözleri Deyimleri ile Eş Anlamlı Arap MeselleriKüle Türk Atasözleri ve Deyimleri ile Eş Anlamlı Arap Meselleri üfleyerek ondan ateş çıkarmak isteyen ancak bu işin sonucunda, ينفخ في َرماد sadece küllerin uçarak o kişinin“Küle ağzına ve burnuna dolmasından başka “Küle üflüyor.” üflüyor.” Faydasız bir işedemeyen içinişçaba kimse kullanılır. üfleyerek ondan ateş bir sonuç elde kişiyisarfeden teşbihiçinetmektedir (eş-Şerîf, 1999: Faydasız bir içinsarfeden çaba kimse için Küle kullanılır. Küle çıkarmak isteyen ancak bu işin sonucunda, sadece küllerin uçarak o kişinin ağzına ve s.201). Türkçemizde iseçıkarmak bu (karşı) kürek çekiyor” üfleyerek ondan ateş ancakkişiyi bu teşbih işin sonucunda, burnuna dolmasından başka bir durumu sonuç isteyen elde“Akıntıya edemeyen etmektedir (eş-Şerîf, 1999: s.201). Türkçemizde ise bu durumu “Akıntıya (karşı) kürek çekiyor” sözü karşıla- 1 sözü karşılamaktadır. sadece küllerin uçarak o kişinin ağzına ve burnuna dolmasından başka 1 maktadır. وفوك نفخ ْأوكتاetmektedir يداك bir sonuç elde edemeyen kişiyi teşbih (eş-Şerîf, 1999: “Ellerin ağzınşişirdi.” şişirdi.” “Ellerinbağladı, bağladı, ağzın s.201). Türkçemizde ise bu durumu “Akıntıya (karşı) kürek çekiyor” Kendisini hoş olmayan, tehlikeli bir duruma bir düşüren kimse düşüren için söylenir. Bu mesel, Kendisini hoş1 olmayan, tehlikeli duruma kimse sözü karşılamaktadır. şu olaydan kaynaklanmaktadır: “ Adamın biri, içine su konulan bir tulum (kırba) üzeiçin Bunehirden mesel, karşıya şu olaydan kaynaklanmaktadır: “ Adamın biri, iyi rinesöylenir. binerek bir geçmek ister. Fakat üzerinde bindiği su tulumunu يداك أوكتا وفوك نفخ ْ bir şekilde şişirip ağzını sağlam bir şekilde bağlamamıştır. Bu şekilde nehrin ortasına içine su konulan bir tulum (kırba) üzerineağzın binerek bir nehirden karşıya “Ellerin bağladı, geldiğinde ipin bağı açılmış ve adam “boğuluyorum”şişirdi.” diye bağırmıştır. O esnada birisi onu boğulmaktan kurtarmış ve ona: “Ellerin şişirdi.” demiştir.şişirip Yani “böyle geçmek ister. Fakat üzerinde bindiği subağladı, tulumunu iyi birdüşüren şekilde Kendisini hoş olmayan, tehlikeli bir ağzın duruma kimse olmasının sebebi sensin”, demek istemiştir (el-Askerî, 1988: II, s.334). Türkçemizde ise ağzını sağlamBu birmesel, şekilde bağlamamıştır. Bu ifadesi şekilde nehrin ortasına bu söylenir. durumdaki kişilere “Kendin ettin, kendin buldun” kullanılmaktadır. için şu olaydan kaynaklanmaktadır: “ Adamın biri, geldiğinde ipin bağı açılmış(kırba) diye bağırmıştır. زود لمüzerine “ َم ْنboğuluyorum” باألخبار يأتيكbir nehirden ّve تadam içine su konulan bir tulum binerek karşıya “Haberleri sana, yolazığı azığı vermediğin vermediğin birbir kimse getirir.” “Haberleri sana, yol kimse getirir.” O esnadaister. birisi onuüzerinde boğulmaktan kurtarmış ve ona: “Ellerin geçmek Fakat bindiği su tulumunu iyi bir şekildebağladı, şişirip Bu söz,demiştir. Muallaka şairlerinden Tarafa el-Abd’e (öl.560) ait ağzın Yani “böyle olmasının sebebi sensin”, demek ağzını şişirdi.” sağlam bir şekilde bağlamamıştır. Bu b.şekilde nehrin ortasına 1) Türkçe atasözleri ve deyimleri için bkz. Türk Dil Kurumu, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, www. bir sözdür (İbn bağı Kuteybe, I, s.117; Ferrûh, 1981: I, bağırmıştır. s.141). Bir tdk.gov.tr. istemiştir (el-Askerî, 1988:1983: II, Türkçemizde ise bu durumdaki geldiğinde ipin açılmış ve s.334). adam “boğuluyorum” diye habere ulaşmak için herhangi bir ifadesi araştırma yapılmasına gerek kişilere “Kendin ettin, kendin buldun” kullanılmaktadır. O esnada birisi onu boğulmaktan kurtarmış ve ona: “Ellerin bağladı, olmadığını, bilakis o haberin sonunda ifade ağzın şişirdi.” demiştir. Yani kişiye, “böyle eninde olmasının sebebiulaşacağını sensin”, demek 1 Türkçe atasözleri ve deyimleri için bkz. Türk Dil Kurumu, Atasözleri ve Deyimler etmektedir (el-Meydânî, III, s.543). Türkçede “kara haber tez ْ زود لم تI,نs.117; باألخبار م يأتيك1981: I, s.141). Bir ّ .يها bir sözdür (İbn Muallaka Kuteybe, şairlerinden 1983: Ferrûh, القوس َبار ْطsonunda عb. أel-Abd’e َ Bu “Haberleri söz, Tarafa (öl.560) ait olmadığını, bilakis o haberin kişiye, eninde ulaşacağını ifade sana, yol azığı vermediğin bir kimse getirir.” “Yayı, ver.”bir(el-Askerî, 1988: I, s.66). gerek habere ulaşmak içinustasına herhangi araştırma yapılmasına bir sözdür (İbn Kuteybe, 1983: I, s.117; Ferrûh, 1981: I, (öl.560) s.141). etmektedir (el-Meydânî, III, s.543). Türkçede “kara haber Bir tez Bu söz, Muallaka şairlerinden Tarafa b. el-Abd’e ait Bu söz, kişinin yapacağı bir eninde işte iyisonunda olan birisinden yardım olmadığını, bilakis o haberin kişiye, ulaşacağını ifade habere ulaşmak için herhangi araştırma yapılmasına gerek duyulur” atasözüyle benzeşmektedir. bir sözdür (İbn Kuteybe, 1983: I, bir s.117; Ferrûh, 1981: I, s.141). Bir 191 TÜRK ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ İLETürkçede EŞANLAMLI ARAP MESELLERİ alması gerektiğini ifade etmektedir. “İşi erbabına bırak.” etmektedir (el-Meydânî, III, s.543). Türkçede “kara haber tez olmadığını, bilakisiçin o haberin kişiye, ulaşacağını gerek ifade .باريهاbireninde القوس ْطsonunda أعyapılmasına َ araştırma habere ulaşmak herhangi şeklinde duyulur”kullanılmaktadır. atasözüyle benzeşmektedir. “Yayı, ustasına ver.” 1988:ait I,birs.66). etmektedir (el-Meydânî, III,kişiye, s.543). Türkçede “kara haber tez Bu söz, Muallaka Tarafa b.(el-Askerî, el-Abd’e (öl.560) sözdür (İbn Kuteybe, olmadığını, bilakis oşairlerinden haberin eninde sonunda ulaşacağını ifade ْ ْ 1983: I, s.117; Ferrûh, 1981: I, s.141). için herhangi bir araştırma باركلك يَأBir القوسك ْن كلiyi عسْطّمulaşmak .يها أ َبhabere Buatasözüyle söz, kişinin yapacağı bir olan birisinden yardım َ işte duyulur” benzeşmektedir. etmektedir s.543). tez ifade yapılmasına (el-Meydânî, gerek olmadığını,III, bilakis o haberin Türkçede kişiye, eninde“kara sonundahaber ulaşacağını “Köpeğini besle ki seni yesin.” (el-Askerî, 1988: I, s.428). “Yayı, ustasına ver.” (el-Askerî, 1988: I, s.66). etmektedir (el-Meydânî, III, etmektedir. s.543). Türkçede “kara haber tez duyulur” atasözüyle benalması gerektiğini ifade Türkçede “İşi erbabına bırak.” .القوس باريها أعْط َ duyulur” atasözüyle benzeşmektedir. zeşmektedir. Bu söz, yapılan iyiliğin karşılığının kötü olduğu durumlar için Bu söz, “Yayı, kişininustasına yapacağı bir(el-Askerî, işte iyi olan birisinden ver.” 1988: I, s.66). yardım şeklinde kullanılmaktadır. .يها بار القوس ْط ع أ َ Türkçede söylenmektedir. Türkçe’de “besle ْ kargayı oysun“İşi gözünü” atasözüyle alması Bu gerektiğini ifadeyapacağı etmektedir. erbabına bırak.” ْ söz, “Yayı, kişinin bir işte iyi olan birisinden ْ ك كل أ ي ك ب كل ن م س “Yayı, ustasına ver.” (el-Askerî, 1988: I, s.66). ّ َ َ ustasına ver.” (el-Askerî, 1988: I, s.66). yardım eşdeğerdir. şeklindegerektiğini kullanılmaktadır. “Köpeğini besleetmektedir. ki seni yesin.” (el-Askerî, 1988: I, s.428). alması ifade Türkçede “İşi erbabına bırak.” ifade BuBu söz,söz, kişinin yapacağı bir işte iyibir olan birisinden yardım alması gerektiğini kişinin yapacağı işte iyi olan birisinden yardım ْ ْكت َيََرأ عşeklinde .باbırak.” كل َج رجبا عolduğu durumlar için ْ سkullanılmaktadır. etmektedir. Türkçede “İşi iyiliğin erbabına ك ّمkötü َش ْن كلب Bu söz, yapılan karşılığının şeklinde kullanılmaktadır. alması gerektiğini ifade etmektedir. Türkçede “İşi erbabına bırak.” Receb’i yaşa besle ki şaşkınlığı (el-Askerî, 1988: II, s.47). “Köpeğini ki seni göresin.” yesin.” (el-Askerî, 1988: I, s.428). ْ أkargayı söylenmektedir. Türkçe’de “besle oysun gözünü” atasözüyle ْ ْ ك كل ي ك ب كل ن م س ّ َ َ şeklinde kullanılmaktadır. Yaşamın, bilinmeyen ve tahmin(el-Askerî, edilemeyen gebe Bu söz,“Köpeğini yapılan iyiliğin karşılığının kötü olduğu durumlar besle seni yesin.” 1988: I,şeylere s.428). besle ki kiseni yesin.” (el-Askerî, 1988: I, s.428).için eşdeğerdir.“Köpeğini ْ ْ ْ كduyarak أكلkargayı ّمنoysun سedilemeyeceğini, َكلبَك يidrak olduğunu, buyapılan bilinmeyenlerin yani söylenmektedir. Türkçe’de “besle gözünü” atasözüyle BuBu söz,söz, iyiliğin karşılığının kötü olduğu durumlar için söylenmektedir. yapılan iyiliğin karşılığının kötü durumlar için .با ج ع َر ت رجبا ش عolduğu ْ َ َ “Köpeğini besle ki seni yesin.” (el-Askerî, 1988: I, s.428). Türkçe’de “besle kargayı oysun gözünü” atasözüyle eşdeğerdir. hayatta olacak yaşa şeylerin ancak göresin.” yaşanarak(el-Askerî, öğrenebileceğini ifade eşdeğerdir. Receb’i ki şaşkınlığı 1988:atasözüyle II, s.47). söylenmektedir. Türkçe’de “besle kargayı oysun gözünü” Bu söz, yapılan iyiliğin karşılığının kötü olduğu durumlar için etmektedir. Türkçe’de “yaşa ki.باgöresin” şeklinde ع َجtahmin رجبا ت ََر ش ْ عifade edilmektedir. Yaşamın, bilinmeyen ve edilemeyen şeylere gebe eşdeğerdir. söylenmektedir. Türkçe’de “besle kargayı oysun gözünü” Receb’i yaşa ki şaşkınlığı göresin.” (el-Askerî, 1988: II, atasözüyle s.47). Receb’i yaşa ki şaşkınlığı göresin.” (el-Askerî, 1988: II, s.47). ّ الطير هم رؤوس على كأن olduğunu, bu bilinmeyenlerin.باduyarak idrak edilemeyeceğini, yani ج ع َر ت رجبا ش ع ْ َ َ eşdeğerdir. Yaşamın, bilinmeyen ve tahmin edilemeyen şeylere gebe olduğunu, bu bilinmeyenle“Sanki başlarında kuş var.” (el-Askerî, 1988: II, s.121). Yaşamın, bilinmeyen ve tahmin edilemeyen şeylere gebe Receb’i ki şaşkınlığı göresin.” (el-Askerî, II, s.47). hayatta olacak şeylerin ancak yaşanarak öğrenebileceğini ifadeöğrenerin duyarak idrakyaşa edilemeyeceğini, olacak şeylerin 1988: ancak yaşanarak .باyani جduyarak عhayatta ت ََرyumuşak رجبا ش عedilemeyeceğini, ْ َ Bu söz, ağırbaşlı, ciddi, huylu insanlar için olduğunu, bu bilinmeyenlerin idrak yani bileceğini ifade etmektedir. Türkçe’de “yaşa kişeklinde göresin” şeklinde ifade edilmektedir. Yaşamın, bilinmeyen tahmin edilemeyen şeylere gebe etmektedir. Türkçe’de ki ve göresin” ifade edilmektedir. Receb’i yaşa ki“yaşa şaşkınlığı göresin.” (el-Askerî, 1988: II, s.47). söylenmektedir. Lafzen, başında bir öğrenebileceğini kuş varmış da onun hayatta olacak şeylerin sanki ancakduyarak yaşanarak ifade olduğunu, bu bilinmeyenlerin yani ّ edilemeyeceğini, الطير رؤوسidrak على كأن Yaşamın, bilinmeyen veهمtahmin edilemeyen şeylere gebe uçmasından korkarak,sırf rahatsız etmemek için hareket etmeden etmektedir. Türkçe’de “yaşaancak ki göresin” şeklinde ifade “Sanki başlarında kuş var.” (el-Askerî, 1988: II,edilmektedir. s.121). “Sanki başlarında kuş var.” (el-Askerî, 1988: II, s.121). hayatta olacak şeylerin yaşanarak olduğunu, bu bilinmeyenlerin duyarak idrak öğrenebileceğini edilemeyeceğini, ifade yani sakin Bu bir şekilde anlatmaktadır. mesel Türkçemizde ّ huylu söz, ağırbaşlı, ciddi, yumuşak huylu insanlar için söylenmektedir. Lafzen, الطير هم رؤوس علىBu كأن Bu söz, durulduğunu ağırbaşlı, ciddi, yumuşak insanlar için sanki etmektedir. Türkçe’de “yaşa ki göresin” şeklinde ifade edilmektedir. hayatta olacak şeylerin ancak yaşanarak öğrenebileceğini ifade başında kuş varmış da onun uçmasından korkarak,sırf rahatsız etmemek için hareket “Sanki başlarında kuş var.” (el-Askerî, 1988: II, s.121). “ağzı var,birdili yok” veya “süt dökmüş kedi gibi” sözüyle ifadesini “Her koyun, kendi bacağından asılır.” (el-Askerî, 1988: II, söylenmektedir. Lafzen, sanki başında bir كأن kuş varmış da onun ّ etmeden sakin bir şekilde durulduğunu anlatmaktadır. Bu mesel Türkçemizde الطير هم رؤوس على etmektedir. Türkçe’de “yaşa ki göresin” şeklinde ifade edilmektedir.“ağzı var, Buveya söz, ağırbaşlı, ciddi, yumuşak huylu insanlar için dili yok” “süt dökmüş kedi gibi” sözüyle ifadesini bulmaktadır. bulmaktadır. s.128). “Sanki başlarında kuş var.” (el-Askerî, II, s.121). uçmasından korkarak,sırf rahatsız etmemek için1988: hareket etmeden ّ هم الطير على رؤوس söylenmektedir. sanki başında birكأن ّل varmış da onun dolayı .برجلها ناط شاة تbirisinin كkuş Bir Lafzen, kişinin, başka Buşekilde söz, ağırbaşlı, ciddi, yumuşak huylu insanlar sakin bir durulduğunu anlatmaktadır. Bu meselgünahından Türkçemizde “Sanki başlarında kuş var.” (el-Askerî, 1988: II, s.121). için “Her koyun, kendi bacağından asılır.” (el-Askerî, 1988: s.128). uçmasından korkarak,sırf rahatsız etmemek için varmış hareket etmeden cezalandırılamayacağını anlatmaktadır. Başka bir II,deyişle, her birey söylenmektedir. Lafzen, sanki başında bir kuş da onun “ağzı var, dili yok” veya “süt dökmüş kedi gibi” sözüyle ifadesini Bu söz, ağırbaşlı, ciddi, yumuşak huylu insanlar için kişinin, başka birisinin günahından dolayı cezalandırılamayacağını anlatmaktadır. sakinBir bir şekilde durulduğunu anlatmaktadır. Bu Türkçemizde işlediği suçun cezasını kendisi çeker. Türkçede de aynen bu6 şekilde uçmasından korkarak,sırf rahatsız etmemek içinmesel hareket etmeden bulmaktadır. Başka bir deyişle, Lafzen, her birey işlediği suçun cezasını çeker. Türkçede de aynen bu söylenmektedir. sanki başında birkendisi kuş varmış da onun “ağzı var, dili yok” veya “sütanlatmaktadır. dökmüş kedi Bu gibi” sözüyle ifadesini şekilde kullanılmaktadır. kullanılmaktadır. sakin bir şekilde durulduğunu Türkçemizde . برجلهاetmemek ك ّل شاة تناطiçinmesel uçmasından korkarak,sırf rahatsız hareket etmeden bulmaktadır. .إعصارا ريحاBu إنsözüyle َ فقد القيتkedi َكنتmesel “ağzı bir var,şekilde dili yok” veya “sütanlatmaktadır. dökmüş gibi” ifadesini sakin durulduğunu Türkçemizde “Rüzgar olsaydın fırtınayla karşılaşırdın.” (el-Askerî, 1988: I, s.32). 1988: I, “Rüzgar olsaydın fırtınayla karşılaşırdın.” (el-Askerî, .برجلها شاة تناط ك ّل bulmaktadır. 6 “ağzı var, dili yok” veya “süt dökmüş kedi gibi” sözüyle ifadesini s.32). ّ .كل شاة تناط برجلها bulmaktadır. Bu söz güçlü bir kimsenin kendinden daha güçlü bir kimseyle 6 .ك ّل شاة تناط برجلها .إعصارا ريحا فقد َ إن كنتdaha güçlü bir kimseyle Bu söz güçlü bir َالقيت kimsenin kendinden fırtına biçer” veya “el elden üstündür” atasözleriyle ifadesini “Rüzgar olsaydın fırtınayla karşılaşırdın.” (el-Askerî, 1988:eken I, karşılaşabileceği durumlar için söylenir. Türkçemizde “rüzgar bulmaktadır. s.32). fırtına biçer” veya “el elden üstündür” atasözleriyle ifadesini .صيئkendinden Bu söz güçlü bir kimsenin َ يَ ْلدَغ و يdaha güçlü bir kimseyle bulmaktadır. 192 / Yrd. Doç. Dr. Muhammet Selim İPEK EKEV AKADEMİ DERGİSİ “Hem sokar, hem ses çıkarır (bağırır).” (el-Askerî, 1988: II, karşılaşabileceği durumlar için söylenir. Türkçemizde “rüzgar eken ْ .يَلدَغ و يَصيئ s.329). fırtına biçer” veya “el elden üstündür” atasözleriyle ifadesini Bu söz “Hem güçlü bir kimsenin daha güçlü bir kimseyle karşılaşabileceği sokar, hemkendinden ses çıkarır (bağırır).” (el-Askerî, 1988: II, durumlarHem için söylenir. Türkçemizde “rüzgarsuçunu eken fırtına biçer” veya “el elden üstündür” suçlu, hem de bağırarak bastırmaya çalışan, zalim bulmaktadır. atasözleriyle ifadesini bulmaktadır. s.329). olduğu halde kendisini mazlum gibi göstermeye çalışan kimseler için .و يَصيئsuçunu َي ْلدَغbastırmaya Hem suçlu, hem de bağırarak çalışan, zalim söylenir. Türkçe’deki “Hem suçlu hem güçlü” atasözüyle anlamca “Hem sokar, sokar, hem sesses çıkarır (bağırır).” (el-Askerî, 1988: II, 1988: s.329). “Hem hem çıkarır (bağırır).” (el-Askerî, olduğu halde kendisini mazlum gibi göstermeye çalışan kimselerII,için eşdeğerdir. s.329). Hem suçlu, hem de bağırarak suçunu bastırmaya çalışan, atasözüyle zalim olduğu halde kendisisöylenir. Türkçe’deki “Hem suçlu hem güçlü” anlamca ni mazlum gibi göstermeye çalışan kimseler için söylenir. Türkçe’deki “Hem suçlu hem الحديد يفلَحsuçunu الحديد بbastırmaya çalışan, zalim suçlu, hem eşdeğerdir. de .bağırarak güçlü” Hem atasözüyle anlamca eşdeğerdir. demirle yarılır.” I, s.280). olduğu halde“Demir kendisini mazlum gibi (el-Askerî, göstermeye1988: çalışan kimseler için .الحديد بالحديد يفلَح Kuvvete kuvvetle karşılık verilmesi gerektiğini anlatmak için söylenir. Türkçe’deki “Hem hem güçlü” atasözüyle anlamca “Demirdemirle demirle suçlu yarılır.” (el-Askerî, 1988: I, s.280). “Demir yarılır.” (el-Askerî, 1988: I, s.280). söylenir ve Türkçede “çivi çiviyi söker” atasözü ile ifadesini eşdeğerdir. Kuvvete kuvvetle karşılık verilmesi için söylenir ve Türkçede Kuvvete kuvvetle karşılık gerektiğini verilmesianlatmak gerektiğini anlatmak için “çivi çiviyi söker” atasözü ile ifadesini bulmaktadır. bulmaktadır. .الحديد يفلَح اatasözü ile ifadesini söylenir ve Türkçede “çivi çiviyiلحديد ب söker” ّ حيلَة1988: I, s.280). .خيارا yarılır.” َ(حي ّلel-Askerî, الصبْر الشرةَ له إنَم ْنفيال bulmaktadır.“Demir demirle “Şüphesiz kötüler arasında da seçim olur.” (el-Askerî, 1988: I,1988: s.59). I, “Şüphesiz kötülerkimsenin arasında da seçim olur.” (el-Askerî, “Çaresi sabırdır.” (el-Askerî, 1988:için I, Kuvveteolmayan kuvvetle karşılıkçaresi, verilmesi gerektiğini anlatmak ّ .الشر خيارا إن في ّ Bu mesel, bazı kötülüklerin diğers.286). kötülüklerden daha önemsiz olduğunu ifade etmeks.59). söylenir vebir Türkçede “çivi çiviyi söker” atasözü ile ifadesini “Şüphesiz kötüler arasında da seçim olur.” (el-Askerî, I, tedir. Başka deyişle kötünün de iyisi olduğunu ifade etmek için söylenir.1988: Türkçemizde Başına gelen kötü olayları kendisinden uzaklaştırmaya güç Bu mesel, bazı kötülüklerin diğer kötülüklerden daha önemsiz de buna benzer “kötünün de iyisi vardır” sözüyle anlamca uyuşmaktadır. bulmaktadır. s.59). yetiremeyen kimselerin, bu türden felaketlere sabretmek suretiyle hem olduğunu ifade etmektedir. Başka bir deyişle kötünün de iyisi َ َ َ ْ ْر ب الص له ة ل ي ح ال ن م ة ل ي ح ّ .خيارا الشر في إن َ Bu mesel, bazı kötülüklerin ّdiğer kötülüklerden daha önemsiz sabrın sevabından faydalanacaklarını hem de başlarına “Çaresi olmayan kimsenin çaresi, sabırdır.” (el-Askerî, 1988: I,felaketin s.286). olduğunu ifadeolmayan etmek için söylenir. Türkçemizde degelen buna benzerI, “Çaresi kimsenin çaresi, sabırdır.” (el-Askerî, 1988: “Şüphesiz kötüler arasında da seçim olur.” olduğunu ifade etmektedir. Başka bir deyişle kötünün de iyisi en azBaşına zararla defedeceklerini ifade etmek için söylenir. Hatta, hikmet s.286). “kötünün degelen iyisi vardır” sözüyle anlamca uyuşmaktadır. kötü olayları kendisinden uzaklaştırmaya güç yetiremeyen kimselerin, s.59). olduğunu ifade etmek için söylenir. Türkçemizde de buna benzer bu türden felaketlere sabretmek suretiyle hem sabrınbir, sevabından faydalanacaklarını Başına gelen kötü olayları kendisinden uzaklaştırmaya sahibi kimseler: “Felaket; sabreden için kaygılanan için güç iki hem Bu mesel, bazı kötülüklerin diğer kötülüklerden daha önemsiz de başlarına gelen felaketin en az zararla defedeceklerini ifade etmek için söylenir. Hatta, “kötünün dekimselerin, iyisi vardır” sözüyle anlamca uyuşmaktadır. yetiremeyen türden felaketlere suretiyle hem ifadetanedir.” ifadesiyle sabrınbuönemini vurgularlar. Türkçemizde buna hikmet sahibi kimseler: “Felaket; sabreden için bir, sabretmek kaygılanan için ikide tanedir.” olduğunu ifade etmektedir. Başka birde deyişle kötünün de iyisi siyle sabrın öneminifaydalanacaklarını vurgularlar. Türkçemizde benzer bir çok felaketin atasözü mevcutsabrın sevabından hem debuna başlarına gelen benzer bir çok atasözü mevcuttur. “Sabrın sonu selamettir; Sabırla 7ermiş” tur. “Sabrınifade sonu selamettir; Sabırla koruk, helva olur; sabredende derviş, muradına olduğunu etmek için söylenir. Türkçemizde buna benzer gibi. en az zararla defedeceklerini ifademuradına etmek için söylenir. koruk, helva olur; sabreden derviş, ermiş” gibi.Hatta, hikmet “kötünün de iyisi vardır” sözüyle anlamca uyuşmaktadır. sahibi kimseler: “Felaket; sabreden için bir, kaygılanan için iki 7 الجحش ل ّما بذَّكَ األعيار َ “Yaban eşeğine gücün yetmiyorsa sıpasıyla yetin.”Türkçemizde (el-Askerî, tanedir.” ifadesiyle sabrın önemini vurgularlar. deI, s.246). buna “Yaban eşeğine gücün yetmiyorsa sıpasıyla yetin.” 1988: (el-Askerî, 1988: I, olmayan s.246). Bu bir atasözü, edilmesi mümkün yerine elde edilmesi benzer çok elde atasözü mevcuttur. “Sabrınisteklerin sonu selamettir; Sabırlamükün olanlara yönelmenin gerekliliğini ifade etmektedir. Yani çok olan seni aşıyorsa az7olanla Bu atasözü, elde edilmesi mümkün olmayan isteklerin yerine idare etmelisin. Hatta “istediğinderviş, olmuyorsa olanı iste” sözüyle ifadesini bulmaktadır. Bu koruk, helva olur; sabreden muradına ermiş” gibi. elde edilmesi olanlara yönelmenin gerekliliğini mesel, aza kanaat mükün etmeyi vurgulamaktadır. Türkçedeki “aza kanaat etmeyenifade çoğu bula- بذَّكَ األعيار maz” atasözüyle anlamca benzeşmektedir. الجحش ل ّما َ etmektedir. Yani çok olan seni aşıyorsa az olanla idare etmelisin. “Yaban eşeğine gücün yetmiyorsa sıpasıyla yetin.” (el-Askerî, Hatta “istediğin olmuyorsa 1988: olanı I, iste” sözüyle ifadesini bulmaktadır. s.246). Bu aza atasözü, edilmesi mümkün olmayan isteklerin yerine Bu mesel, kanaatelde etmeyi vurgulamaktadır. Türkçedeki “aza kanaat Bu mesel, aza kanaat etmeyi vurgulamaktadır. Türkçedeki “aza kanaat elde edilmesi olmuyorsa mükün olanlara yönelmenin gerekliliğini ifade Hatta “istediğin olanı iste” sözüyle ifadesini bulmaktadır. etmeyen çoğu bulamaz” atasözüyle anlamca benzeşmektedir. etmektedir. Yani çoketmeyi olan seni aşıyorsa az Türkçedeki olanla idare“aza etmelisin. Bu mesel, aza kanaat vurgulamaktadır. kanaat ََم ْن حفَر مغ َّواة ً وق فيها ع Hatta “istediğin olmuyorsa olanı iste” sözüyle ifadesini bulmaktadır. etmeyen çoğu bulamaz” atasözüyle anlamca benzeşmektedir. “Tuzak kazan kişi, o tuzağa düşer.” (el-Askerî, 1988: II, ATASÖZLERİ DEYİMLERİ BuTÜRK mesel, aza kanaatVE etmeyi vurgulamaktadır. “aza kanaat 193 ً َّواةEŞANLAMLI ْ َمARAP MESELLERİ فيها وقَعİLE ن حفَر مغTürkçedeki s.230). etmeyenBaşkasının çoğu bulamaz” atasözüyle anlamca benzeşmektedir. kötülüğü tuzak hazırlayıp, o tuzağa “Tuzak kazan kişi,için o tuzağa düşer.” (el-Askerî, 1988:kendisi II, s.230). düşen kimseler için söylenir. فيهاTürkçede “مغ َّواة ً و َقعel ح َفرiçin َم ْنkuyu kazan, evvela Başkasının kötülüğü için tuzak hazırlayıp, o tuzağa kendisi “Tuzak kazan kişi, o tuzağa düşer.” (el-Askerî, 1988: II,1988: s.230). “Tuzak kazan kişi, o anlamdadır. tuzağa düşer.” (el-Askerî, II, kendisi düşer.” atasözüyle aynı düşen kimseler için söylenir. Türkçede için kuyu kazan, evvela s.230). o “el Başkasının kötülüğü için tuzak hazırlayıp, tuzağa kendisi düşen kimseler için söyleخليله ب أ المر ْ Başkasının kötülüğü için tuzak hazırlayıp, o(el-Askerî, tuzağa kendisi “İnsanlar, bilmedikleri şeylerin düşmanıdır.” 1988: nir. Türkçede “elatasözüyle için kuyu kazan, evvela kendisi düşer.” atasözüyle aynı anlamdadır. kendisi düşer.” aynı anlamdadır. “Kişi, arkadaşıyla (bilinir).” (el-Askerî, 1988: II, s.204). II, s.240). “el için kuyu kazan, evvela düşen kimseler içinbirsöylenir. خليلهbiri المرأ ب Bu atasözü, kimseninTürkçede nasıl ettiği ْ olduğunun,o arkadaşlık İnanılan “Kişi, değerleri yeterince tanımamanın, değerlere karşı arkadaşıyla (bilinir).” (el-Askerî, 1988: II, s.204). kendisi düşer.” atasözüyle aynı anlamdadır. “Kişi, arkadaşıyla (bilinir).” (el-Askerî, 1988: II, s.204). kimseyle anlaşılacağını etmektedir. “kişi, “İnsanlar, bilmedikleriifade şeylerin düşmanıdır.”Türkçe’de (el-Askerî, 1988: önyargılı ve olumsuz davranışları doğuracağını ifade etmektedir. atasözü, bir kimsenin biri olduğunun, arkadaşlık ettiği BuBu atasözü, bir kimsenin nasıl II, birinasıl olduğunun, arkadaşlık ettiği kimseyle anlaşılacağıs.240). أ بخليلهarkadaşını المر ْ arkadaşından bellidir” veya “bana söyle, sana kim nı ifade etmektedir. Türkçe’deyeterince “kişi, arkadaşından bellidir”ifade veya “bana arkadaşını Türkçede “kişi, bilmediğinin düşmanıdır” şeklinde edilmektedir. İnanılan değerleri tanımamanın, o değerlere karşı söyle, kimseyle anlaşılacağını ifade etmektedir. Türkçe’de “kişi, “Kişi, arkadaşıyla (bilinir).” (el-Askerî, 1988: II, s.204). sana kim söyleyeyim” olduğunu söyleyeyim” atasözleriyle aynı anlamı taşımaktadır. olduğunu atasözleriyle aynı anlamı taşımaktadır. “İnsanlar, bilmedikleri düşmanıdır.” (el-Askerî, 1988: Bu atasözü, bir kimsenin nasıl biri olduğunun, arkadaşlık وأشرب أحلبdoğuracağını أوان ليس ك َّلsöyle, َ şeylerin önyargılı ve olumsuz davranışları ifade etmektedir. arkadaşından bellidir” veya “bana arkadaşını sana ettiği kim II, s.240). لوا جه ما ْداء ع أ الناس “Her kaba süt sağıp içmem.” (el-Askerî, 1988: I, s.156). kimseyle anlaşılacağını ifade etmektedir. Türkçe’de “kişi, Türkçede “kişi, bilmediğinin düşmanıdır” şeklinde ifade edilmektedir. olduğunu söyleyeyim” atasözleriyle aynı anlamı taşımaktadır. İnanılan değerleri yeterince tanımamanın, o değerlere “İnsanlar, bilmedikleri şeylerin düşmanıdır.” (el-Askerî, 1988: II, s.240). Birşeyin yapılmasını engellemek, yapılmasına mani olmakkarşı için arkadaşından bellidir” veya “bana arkadaşını söyle, sana kim davİnanılan değerleri yeterince oعdeğerlere karşı önyargılı ve olumsuz بtanımamanın, وأشر أحلمابdoğuracağını ليس ك َّل جهلوا أوانْداء الناس أ َ önyargılı ve olumsuz davranışları ifade etmektedir. söylenen bir meseldir. Olur olmazTürkçede herşeyi“kişi, makul görüp düşmanıdır” yapılan işi ranışları doğuracağını etmektedir. olduğunu söyleyeyim” atasözleriyle aynı(el-Askerî, anlamı bilmediğinin taşımaktadır. “Her kabaifade süt sağıp içmem.” 1988: I, s.156). 8şeklinTürkçede “kişi, bilmediğinin düşmanıdır” şeklindeTürkçede ifade edilmektedir. de ifade edilmektedir. boşa çıkarmaya ifade etmektedir. “ekmekten Birşeyin değmeyeceğini yapılmasını engellemek, yapılmasına mani olmak için لوا جه ما ْداء ع أ الناس َّ ب وأشر ب أحل أوان ل ك ليس kaşık olurbir ama, her yoğurdun hakkına değil.”makul Yani,görüp her işyapılan elverişsiz söylenen meseldir. Olur َ olmaz herşeyi işi8 sağıpiçmem.” içmem.” (el-Askerî, 1988: I, s.156). “Her“Her kabakaba süt süt sağıp (el-Askerî, 1988: I, s.156). araçlaçıkarmaya yürütülemez, şeklinde ifade Biraz da “her kuşun boşa ifadeedilmektedir. etmektedir. Türkçede Birşeyin değmeyeceğini yapılmasını engellemek, yapılmasına mani “ekmekten olmak için Birşeyin yapılmasını engellemek, yapılmasına mani olmak için söylenen bir meseldir. 8 eti yenmez” atasözüyle anlamcahakkına benzeşmektedir. kaşık olur ama, hermakul yoğurdun değil.” Yani,değmeyeceğini her işyapılan elverişsiz Olur olmaz herşeyi görüp yapılan boşa çıkarmaya ifade söylenen bir meseldir. Olur olmaz işiherşeyi makul görüp işietmek- tedir. Türkçede “ekmekten kaşık olurليama, hakkına değil.” Yani, her iş elّ ّ .صديقا لمyoğurdun الحق قو َلTürkçede إن َيَدher araçla yürütülemez, şeklinde ifade عedilmektedir. Biraz da “her kuşun boşa çıkarmaya değmeyeceğini verişsiz araçla yürütülemez, şeklindeifade ifade etmektedir. edilmektedir. Biraz da “her“ekmekten kuşun eti yenmez” “Doğruyu söylemek, bana bir dost bırakmadı.” (el-Askerî, atasözüyle anlamca eti yenmez” atasözüyle anlamcahakkına benzeşmektedir. kaşık olur ama, herbenzeşmektedir. yoğurdun değil.” Yani, her iş elverişsiz 1988: II, s.365). ّ sevilmediğini ّ قو َلBiraz إن ع ليtoplumda َالحق لم َيد araçla yürütülemez, ifade edilmektedir. da “her Doğru sözlü şeklinde olan.صديقا kişilerin, ifadekuşun eden “Doğruyu söylemek, bana bir dost bırakmadı.” (el-Askerî, 1988: II, s.365). “Doğruyu söylemek, bana bir dost bırakmadı.” (el-Askerî, eti bir yenmez” meseldir.atasözüyle Türkçe’deanlamca “Doğrubenzeşmektedir. söyleyeni dokuz köyden kovarlar”, 1988: II, s.365). Doğru sözlü olan kişilerin, toplumda sevilmediğini ifade eden bir meseldir. Türkçe’de “Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide “doğru söz acıdır” ّ gerek”, ّ bir ayağı .صديقا لي ع الحق لم إن قو َل َ“يَدDoğru Doğru sözlü olan kişilerin, toplumda sevilmediğini ifade edengerek”, “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar”, söyleyenin üzengide “Doğruyu söylemek, bana bir dost bırakmadı.” (el-Askerî, “doğru söz acıdır” atasözleriyle ifadesini bulmaktadır. atasözleriyle bulmaktadır. bir meseldir. ifadesini Türkçe’de “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar”, 1988: II, s.365). ْ ً غبّاgerek”, ّاüzengide ْد حبtoplumda ز ْرsevilmediğini َتزد “DoğruDoğru söyleyenin bir ayağı “doğru söz sözlü olan kişilerin, ifadeacıdır” eden “Seyrek ziyaret et ki sevgin artsın.” (el-Askerî, 1988: I, s.411). “Seyrek ziyaret et ki sevgin artsın.” (el-Askerî, 1988: I, s.411). atasözleriyle ifadesini bulmaktadır.söyleyeni dokuz köyden kovarlar”, bir meseldir. Türkçe’de Türkçemizde “çok“Doğru muhabbet tez ayrılık getirir” atasözüyle Türkçemizde “çok muhabbet tez ayrılık getirir” atasözüyle ifadesini bulmaktadır. ْ ً غبّاgerek”, ّاüzengide تزدَ ْد حب ز ْر “Doğru söyleyenin bir ayağı “doğru söz acıdır” ifadesini bulmaktadır. “Seyrek ziyaret et ki sevgin artsın.” (el-Askerî, 1988: I, s.411). atasözleriyle ifadesini bulmaktadır. بي الجملtez يقادayrılık قد الgetirir” atasözüyle Türkçemizde “çok muhabbet ً ز ْر غبّا1988: II, s.100). ْ (el-Askerî, تزدَ ْد حبّا “Deve, benimle sürülmez.” ifadesini bulmaktadır. “Seyrek ziyaret et ki sevgin artsın.” (el-Askerî, I, s.411). Yaşlanıp güçsüzleşen ve yakınları tarafından 1988: önemsenmeyen atasözleriyle ifadesini bulmaktadır. atasözleriyle ifadesini bulmaktadır. ْ ً ز ْر غبّا تزدَ ْد حبّا ْ ً ( غبّاel-Askerî, ْد حبّاartsın.” ز ْر َتزد “Seyrek ziyaret et ki sevgin 1988: I, s.411). “Seyrek ziyaret et kimuhabbet sevgin artsın.” (el-Askerî, 1988:atasözüyle I, s.411). Türkçemizde “çok tez ayrılık getirir” Türkçemizde “çok muhabbet getirir” atasözüyle 194 / Yrd. Doç. Dr. Muhammet Selim İPEK tez ayrılık EKEV AKADEMİ DERGİSİ ifadesini bulmaktadır. ifadesini bulmaktadır. قد ال يقاد بي الجمل “zenginin malı, züğürtün çenesini yorarmış” atasözüyle ifade ( بي الجملel-Askerî, قاد قد ال ي1988: “Deve, benimle sürülmez.” II, s.100). “zenginin malı,“Deve, züğürtün çenesini yorarmış” atasözüyle edilmektedir. benimle sürülmez.” (el-Askerî, 1988: II,önemsenmeyen s.100). “Deve, benimle sürülmez.” (el-Askerî, 1988: II, s.100).ifade Yaşlanıp güçsüzleşen ve yakınları tarafından Yaşlanıp güçsüzleşen tarafından önemsenmeyen edilmektedir. يmeseldir. ارve أبtarafından ي ول ْمTürkçe’de جار “ ب ْعتKurt Yaşlanıp yakınları önemsenmeyen insanlar için söylenen َ ْع دyakınları insanlar içingüçsüzleşen söylenen vebir kocayınca bir meseldir. Türkçe’de “Kurt köpeğin olur.” atasözüyle insanlar için söylenen birيkocayınca meseldir. Türkçe’de “Kurt kocayınca “Evimi satmadım, komşumu sattım.” 1988: I, ifadesini ار ول يyorarmış” جارmaskarası (تel-Askerî, ب ْعatasözüyle َْم أب ْع دifadesini köpeğin maskarası atasözüyle bulmaktadır. “zenginin malı, olur.” züğürtün çenesini ifade bulmaktadır. s.179). “Evimi satmadım, komşumu sattım.” (el-Askerî, 1988: I, köpeğin maskarası olur.” atasözüyle bulmaktadır. edilmektedir. ْ يَ ْنتطifadesini ْ َم ْ ه ب ق ه ْل ي ذ ل ط ي ن َ Komşusunun kötü davranışlarından dolayı evini terk eden “zenginin malı, züğürtün çenesini yorarmış” atasözüyle ifade s.179). ْ ْ ْ “Kuyruğu uzun olan kişi konuşulur.” (el-Askerî, 1988: II, s.205). ْ ه ب ق تط ن ي ه ْل ي ذ ل ط ي ن م َ َ َ ب ْعevini 1988: “Kuyruğu uzun ي ارkişi أب ْعkonuşulur.” “ جاري ول ْمev (تel-Askerî, Komşusunun kötüolan davranışlarından dolayı terk II, eden َدTürkçe’deki kişiler için söylenmektedir. alma, komşu al” edilmektedir. “Kuyruğu uzun olan kişi konuşulur.” (el-Askerî, 1988: II, s.205). Serveti arttıkça artan ve o kişinin artan bu serveti sebebiyle insanların arkasından ko“Evimi satmadım, komşumu sattım.” (el-Askerî, 1988: I, “zenginin malı, züğürtün çenesini yorarmış” atasözüyle ifade kişiler içinanlamdaştır. söylenmektedir. “ev komşu al” atasözüyle َارTürkçe’deki دs.179). ْعo أبkişinin “ول ْمzenginin ي جار تmalı, ب ْعbualma, s.205). Serveti arttıkça artanيTürkçe’de ve artan serveti sebebiyle nuştukları kimseler için söyenir. züğürtün çenesini yorarmış” edilmektedir. atasözüyle ifadearttıkça edilmektedir. Serveti artan komşumu veأَمةoريخه bu serveti1988: sebebiyle atasözüyle anlamdaştır. “Evimi satmadım, (el-Askerî, I, ص بْدartan ع َ dolayı insanların arkasından konuştukları kimseler için söyenir. َ sattım.” Komşusunun kötü davranışlarından evini Türkçe’de terk eden َ kişinin s.179). insanların “Kölenin arkasındanyardımcısı konuştukları için دَةاريcariye!” مkimseler جار ت ب ْعsöyenir. (el-Askerî, 1988: II,Türkçe’de s.36). ريخهأب أ َْع َم عبْد ْ ص ول َ “ev َي kişiler Komşusunun için söylenmektedir. Türkçe’deki alma, komşu al” kötü davranışlarından dolayı evini terk eden “Evimi satmadım, satmadım, komşumu sattım.” (el-Askerî, 1988: II, I,1988: s.179). “Evimi komşumu sattım.” (el-Askerî, I, “Kölenin yardımcısı cariye!” (el-Askerî, 1988: s.36). Hakir olup, kendisi gibi olan birisinden yardım isteyen, medet atasözüyle kişiler içinanlamdaştır. söylenmektedir. s.179). Türkçe’deki “ev alma, komşu al” kötü davranışlarından dolayı evini“Bozacının terkyardım eden kişiler için söylenmektedir. Hakir olup, gibi Türkçe’de olan birisinden isteyen, medet umanKomşusunun kimseler içinkendisi söylenir. şahidi şıracı” َ Komşusunun kötü davranışlarından dolayı evini terk eden9 ة م أ ه ريخ ص ْد ب ع َ Türkçe’deki “ev alma, komşu al” atasözüyle anlamdaştır. َ َ atasözüyle anlamdaştır. uman kimseler için söylenir. Türkçe’de “Bozacının şahidi şıracı”9 sözüyle ifadesini bulmaktadır. yardımcısı Türkçe’deki cariye!” (el-Askerî, 1988: II, s.36). al” kişiler için“Kölenin söylenmektedir. “ev alma, komşu َ صريخه أ ة م ْد ب ع َ َ َ sözüyle ifadesini bulmaktadır. العصا من العصيّة َ cariye!” َ yardım Hakir olup, kendisi gibi cariye!” olan birisinden medet atasözüyle anlamdaştır. “Kölenin yardımcısı (el-Askerî, 1988: II,isteyen, s.36). “Kölenin yardımcısı (el-Askerî, 1988: II, s.36). “Asâ, asâcıktan olur.” s.37). يّةTürkçe’de ص “صا منBozacının ال َع1988: II,şahidi َ (العel-Askerî, umanHakir kimseler içinkendisi söylenir. şıracı” ةolan ريخه أ َ َم ص عبْد Hakir gibibirisinden birisinden yardım isteyen, olup,olup, kendisi gibi olan yardım isteyen, medet uman medet kimseler için َ َ “Asâ, asâcıktan olur.” (el-Askerî, 1988: II, s.37). BirTürkçe’de kişinin “Bozacının babasına şahidi benzerliğini ifadeifadesini etmekbulmaktadır. için kullanılır. söylenir. şıracı” sözüyle sözüyle ifadesini bulmaktadır. “Kölenin yardımcısı (el-Askerî, 1988:şahidi II, s.36). uman kimseler için söylenir. cariye!” Türkçe’de “Bozacının şıracı” Bir kişinin benzerliğini düşmüş” ifade etmek için kullanılır. Türkçe’de “Hık babasına demiş, burnundan atasözüyle ifade olup,bulmaktadır. kendisi gibiيّةolan ص ال َعصا منyardım isteyen, medet َ العbirisinden sözüyleHakir ifadesini Türkçe’de “Hık “Asâ, demiş, burnundan düşmüş” atasözüyle ifade edilmektedir. asâcıktan olur.” (el-Askerî, (el-Askerî, 1988: II, s.37). olur.” 1988: II,şahidi s.37). şıracı” uman kimseler“Asâ, için asâcıktan söylenir. Türkçe’de “Bozacının صيّة َ العَصا من الع edilmektedir. BirBir kişinin babasına benzerliğini ifade etmekifade için kullanılır. Türkçe’de “Hık demiş, kişinin babasına benzerliğini etmek II, için kullanılır. sözüyle ifadesini bulmaktadır. “Asâ, asâcıktan olur.” (el-Askerî, 1988: s.37). burnundan düşmüş” atasözüyle ifade edilmektedir. ْ َ ت َ ْغلبْ فdüşmüş” اخل إذا ل ْم Türkçe’de “Hık demiş, atasözüyle ifade صيبّْة Bir kişinin babasına burnundan benzerliğini ifade için kullanılır. َ صا من الع َ العetmek “Galip gelemezsen tırmala (pençe vur).” (el-Askerî, 1988: ْ ْ ْ( فَاخلبel-Askerî, ْ إذا ل ْم تَغلب1988: II, s.37). I, edilmektedir. “Asâ,demiş, asâcıktanburnundan olur.” Türkçe’de “Galip “Hık düşmüş” atasözüyle gelemezsen tırmala (pençe vur).” (el-Askerî, 1988: I,1988: s.58).ifade “Galip gelemezsen tırmala (pençe vur).” (el-Askerî, I, s.58). Bir kişinin babasına benzerliğini ifade etmek için kullanılır. edilmektedir. Türkçe’de “yağmasan da gürle” bulmaktadır. s.58). Türkçe’de “yağmasan da sözüyle gürle” anlamını anlamını bulmaktadır. ْ َلبْ فsözüyle Türkçe’de “Hık demiş, burnundan atasözüyle ifade ت َ ْغdüşmüş” إذا ل ْم ْاخلب Türkçe’de “yağmasan da gürle” sözüyle anlamını bulmaktadır. الرضا كوت أخو ( السel-Askerî, ّ (pençe “Galip gelemezsen tırmala vur).” 1988: I, edilmektedir. ْ kardeşidir.” َ( ل ْم ت َ ْغلبْ فel-Askerî, إذا ْاخلب “Susmak, rıza göstermenin 1988: I, s.425). ضاs.58). الر السكوت أخ ّ وkardeşidir.” “Susmak, rıza göstermenin “Galip gelemezsen tırmala (pençe vur).”(el-Askerî, (el-Askerî,1988: 1988:I,I, Türkçe’de “Sukût, ikrardandır. (Susmak, kabul etmektir.)” sözüyle anlamdaştır. “Susmak,“yağmasan rıza göstermenin (el-Askerî, 1988: I, Türkçe’de daْبs.425). gürle” ْ َ فkardeşidir.” اخل إذا ل ْم ت َ ْغanlamını bulmaktadır. ْلبsözüyle s.58). s.425). Türkçe’de “Sukût, ikrardandır. (Susmak, kabulbulmaktadır. etmektir.)” “Galip gelemezsen tırmala vur).” (el-Askerî, 1988: I, ضا الر أخوsözüyle كوت السanlamını ّ (pençe Türkçe’de “yağmasan da gürle” “Sukût, ikrardandır. (Susmak, kabul etmektir.)” sözüyleTürkçe’de anlamdaştır. s.58).kardeşidir.” “Susmak, rıza göstermenin (el-Askerî, 1988: I, الرضا ّ السكوت أخو “Susmak, rıza göstermenin الرضا ( السكوت أخel-Askerî, 1988: I, ّ وkardeşidir.” s.425). “Susmak, rıza göstermenin kardeşidir.” (el-Askerî, 1988: I, Türkçe’de “Sukût, ikrardandır. s.425). (Susmak, kabul etmektir.)” sözüyle anlamdaştır. “Sukût, ikrardandır. (Susmak, ARAP kabulMESELLERİ etmektir.)” 195 TÜRKTürkçe’de ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ İLE EŞANLAMLI sözüyle anlamdaştır. الفائت ال ي ْستَد َْرك “Geçmişte olan şey, telafi ْستَدْركedilemez.” ( الفائت ال يel-Askerî, 1988: II, َ “Geçmişte olan şey, telafi edilemez.” (el-Askerî, 1988: II, s.88). s.88). “Geçmişte olan şey, telafi edilemez.” (el-Askerî, 1988: II, Türkçe’de “olmuşa çare bulunmaz” atasözüyle ifade edilebilir. “Bugünün yarını da vardır.” (el-Askerî, 1988: II, edilebilir. s.227). Türkçe’de “olmuşa çare bulunmaz” atasözüyle ifade s.88). Yapılan bir işin sonucununغَدdüşünülmesinin gerekliliğini ifade َم َع اليَ ْومatasözüyle Türkçe’de “olmuşa çare bulunmaz” ifade edilebilir. “Bugünün yarını da vardır.” (el-Askerî, 1988: II, s.227). “Bugünün yarını da vardır.” 1988: II, s.227). için kullanılır. Türkçe’de de aynı şekilde(el-Askerî, ifade edilir. َم َع ال َي ْوم Yapılan bir işin sonucununغَدdüşünülmesinin gerekliliğini ifade Yapılan bir işin sonucununهdüşünülmesinin ْ هو فيه قَ ّرgerekliliğini عيْن َم ْن قَن َع بماifade için kullanılır. Türkçe’de 10 َ ت de kullanılır. aynı şekilde Türkçe’de ifade edilir. de aynı şekilde ifade edilir. için “İçinde bulunduğu duruma rıza gösteren kişinin gözü aydın 10 ْ َم ْن َقن َع بما هو فيه َق ّر عيْنه َ ت olur.” (el-Askerî, 1988: I, s.401). “İçinde bulunduğu duruma rıza gösteren kişinin gözü aydın olur.” (el-Askerî, 1988: I, “İçinde bulunduğu duruma rıza gösteren kişinin gözü aydın s.401). Türkçe’de “aza kanaat etmeyen, çoğu bulamaz” atasözüyle olur.” (el-Askerî, 1988: I, s.401). Türkçe’de ifadesini bulur.“aza kanaat etmeyen, çoğu bulamaz” atasözüyle ifadesini bulur. Türkçe’de “aza kanaat etmeyen, çoğu bulamaz” atasözüyle جارة َ إيّاكَ أَعْني وا ْس َمعي يا ifadesini “Seni bulur.kasdediyorum ama komşum sen dinle!” (el-Askerî, 1988: I, s.30). “Seni kasdediyorum ama komşum sen dinle!” (el-Askerî, َ جارة ْس َمعي ياetkilenen أعْني واveَّاكona إيaşık olan; fakat ona iltifat َ karşısında Gördüğü bir kızın güzelliği 1988: I, s.30). etmekten utandığı için onun yanında başka birine iltifat eden bir kimseyi anlatmaktadır. “Seni kasdediyorum ama komşum sen dinle!” (el-Askerî, Türkçe’de “Kızımbir sanakızın söylüyorum, gelinim sen anla” şeklinde ifade Gördüğü güzelliği karşısında etkilenen veedilebilir. ona aşık 1988: I, s.30). olan; fakat ona iltifat etmekten utandığı için onun yanında başka birine Gördüğü bir kızın güzelliği Sonuç karşısında etkilenen ve ona aşık iltifatMeseller, eden bir birtoplumunu kimseyisosyal, anlatmaktadır. Türkçe’de “Kızım sana dinî ve psikolojik yapısı hakkında sağlam ve güveolan; fakat ona iltifat etmekten utandığı için onun yanında başka birine nilir bilgiler veren kültürel ve edebî bir miras olarak dünya ülkelerinde büyük bir önem söylüyorum, gelinim sen anla” şeklinde ifade edilebilir. arzetmektedir. Meseller, Türk ve Arap toplumlarında da kaynağını aynı dinden ve benzer iltifat eden bir kimseyi anlatmaktadır. Türkçe’de “Kızım sana sosyalSonuç yaşamdan alması yönüyle toplumsal ve dinî değerler noktasında ortak özellikler söylüyorum, gelinim sen anla” ifade arzetmektedir. Bu da ve dinîşeklinde hayatın içerisinde, yaşanılan tecrübelerin veciz ifaMeseller, birsosyal toplumunu sosyal, dinîedilebilir. ve psikolojik yapısı delerle aktarılmasında benzer yönlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu yönüyle, hakkında sağlam ve güvenilir bilgiler kültürel vebirbirinden edebî bir farklı mirasolsa da Türk -Sonuç Arap meselleri ve deyimleri her ne veren kadar lafız yönüyle Meseller, bir benzer toplumunu dinîBöylece ve psikolojik yapısı anlamları bakımından mesajlar sosyal, vermektedir. her iki dildeki mesellerin olarak dünya ülkelerinde büyük bir önem arzetmektedir. Meseller, çoğu birbiriyle örtüşmekte ve aynı sosyal, toplumsal ve dinî değerlere vurgu yapıldığı hakkında sağlam ve güvenilir bilgiler veren kültürel ve edebî bir miras görülmektedir. Türk ve Arap toplumlarında da kaynağını aynı dinden ve benzer olarak dünya ülkelerinde büyük bir önem arzetmektedir. Meseller, sosyal yaşamdan alması yönüyle toplumsal ve dinî değerler Türk ve Arap toplumlarında daKAYNAKÇA kaynağını aynı dinden ve benzer noktasında özellikler arzetmektedir. Bu dakaynaklar, sosyal veErzurum: dinî hayatın Arap edebiyatında Atatürk ÜniÇögenli, S.,ortak Demirayak, K. (2000). sosyal yaşamdan alması yönüyle toplumsal ve dinî değerler versitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Yayını. içerisinde, yaşanılan tecrübelerin veciz ifadelerle aktarılmasında noktasında ortak özellikler arzetmektedir. Bu da sosyal ve dinî hayatın benzer yönlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu yönüyle, Türk içerisinde, yaşanılan tecrübelerin veciz ifadelerle aktarılmasında Arap meselleri ve deyimleri her ne kadar lafız yönüyle birbirinden benzer yönlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu yönüyle, Türk - 196 / Yrd. Doç. Dr. Muhammet Selim İPEK EKEV AKADEMİ DERGİSİ Demirayak, K. (2009). Arap Edebiyat Tarihi I, Câhiliye Dönemi, Ankara: Fenomen Yayınları. DİA, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, (1988 - 2013). I – XXXVIII, İstanbul, (Yayımı devam ediyor). Ebû Hilâl el-Askerî (Hasan b. Abdullah),(1408/1988). Cemheretu’l-emsâl I-II, Beyrut: nşr. Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye. Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm, (1980). Kitâbu’l-emsâl, Mekke: thk. Abdulmecid Kattâş. el-Meydânî, (Ebû’l-Fadl Ahmed b. Muhammed), Mecma’u’l-emsâl, nşr.M. Muhyiddin Abdulhamid, I – II, Beyrut, tsz. Ferrûh, ‘Umer, (1981). Târîhu’l-edebi’l-arabî, I-VI, Beyrut: Dâru’l-ilm. Furat, A. S. (1996). Arap edebiyatı tarihi I, İstanbul: nşr. Edebiyat Fakültesi Basımevi. Halaylı, Kemal, (1998). Mu’cemu kunûzi’l-emsâl ve’l-hikemi’l-Arabiyye, (en-Nesriyye . ve’ş-Şi’riyye), Lübnan. İbn Kuteybe, (1983). eş-Şi’r ve’ş-şu’arâ, I-II, Beyrut. İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab I - XV, nşr. Dâr Sâdır, Beyrut. Katâmîş, Abdulmecit, (1408/1988). el-Emsâlu’l-Arabiyye, Dımaşk. . . Mûsâ eş-Şerîf, (1999). Mu’cemu’l-mustelehât ve’t-terâkîb ve’l-Emsâli’l-Mütedâvele, Cidde. Şalak, fi nemâzicih I-III, Beyrut. . Ali, (1991). Merâhilu tatavvuri’n-nesri’l-Arabiyyî . Talîmât, Gâzi, el-Aşkar, İrfan, (1412/1992). el-Edebu’l-câhilî, kadayahu, eğrâduhu, . . . . . ‘A’lâmuhu, Funûnuhu, Dımaşk.
© Copyright 2024 Paperzz