I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 10-12 Eylül 2014 ÇANKIRI ALPSARI GÖLETİ VE CİVARINDAKİ YARI KURAK BİR HAVZADAN TESPİT EDİLEN BAZI ÖNEMLİ KARAYOSUNU TÜRLERİ Nermin GÜNDÜZ KESİM1 & Serhat URSAVAŞ2 Çankırı Karatekin Üniversitesi, Fenbilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği A.B.D., Çankırı 1 Çankırı Karatekin Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Orman Botaniği A.B.D., 2 Çankırı, serhatursavas@gmail.com ÖZET Kurak ve yarı kurak alanlar bitki tür çeşitliliği bakımından çok önemli bir yere sahiptir. Çankırı ili de bu alanlardan birisi olup şimdiye kadar yapılan literatürel taramalara göre 29 familya ve 81 cinse ait 205 karayosunu taksonu Çankırı ilinden tespit edilmiştir. Çankırı ili ile Korgun ilçesi arasında kalan Alpsarı Göleti ve civarındaki yarı kurak havzada 18.07.2013 - 12.06.2014 tarihleri arasında yapılan arazi çalışmaları sonrasında; Funaria hygrometrica Hedw., Grimmia alpestris (F.Weber & D.Mohr) Schleich., Schistidium apocarpum (Hedw.) Bruch & Schimp., Bryum pallens Sw. ex anon. Çankırı ilinden ilk defa kaydı verilmiştir karayosunu türleridir. Ayrıca, Henderson 1961 (Şekil 1) kareleme sistemine göre Çankırı ili A2 karesi içerisinde yer almaktadır. A2 karesi için ilk defa kaydı verilen türler ise: Ceratodon conicus (Hampe) Lindb., Weissia longifolia Mitt, Bryum intermedium (Brid.) Blandow ve Grimmia crinita Brid’dır. Grimmia crinita Henderson ve Prentice tarafından 1969 yılında “Contributions to the bryophyte flora of Turkey: VIII” adlı eserde Türkiye’den ilk defa bahsedilmiştir ve o zamandan günümüze yapılan çalışmalarda bu türe rastlanılmamıştır. İlk kez yerli bir araştırıcı tarafından Çankırı Alpsarı Göleti civarından tespit edilmektedir. Pterygoneurum subsessile (Brid.) Jur.,’nin Türkiye’den ilk kaydı, Özlem Tonguç Yayıntaş tarafından 2009 yılında Niğde’den verilmiş olup, Türkiye den ikinci kaydı Çankırı ilinden, Alpsarı Göleti civarından verilmiştir. P. crossidioides W. Frey, Herrnst. & Kurschner Türkiye den ilk defa rapor edilmektedir. Bu tür ilk defa Frey ve ark. tarafından 1990 yılında İsrail den rapor edilmiştir. Şimdiye kadar ise dünya üzerinden sadece İsrail ve ikinci olarak ta Türkiye den tespit edilmiş nadir bir türdür. Bu bağlamda, kurak havzalar flora ve fauna açısından son derece önemli alanları oluşturmaktadırlar. Havza bazında herhangi bir çalışma yapılmadan önce, içerisindeki biyoçeşitlilik tespit edilmeli ve havzada yapılacak çalışmalar bu türlerin neslini devam ettirmesine engel teşkil etmemesi gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Karayosunu, Nadir türler, Yarı kurak havza, Alpsarı göleti 224 10-12 Eylül 2014 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 1. GİRİŞ Kara yosunları orman ekosistemi içerisinde ve dışında çok farklı habitatlarda yaşama kabiliyetinde olan bitkilerdir. Bu türler; taş, kaya, toprak üzeri, tamamen su içerisinde ve su yüzeyinde yüzer pozisyonda bulunabildikleri gibi, ölü ve canlı ağaçların gövde ve dallarında, çürümekte olan organik maddeler üzerinde de bulunabilirler. Ekosistemin az bilinen bileşenlerinden olan karayosunları gerek ekolojik işlevleri gerekse ekonomik değerleri açısından önemli bir bitki gurubudur (Abay, 2014). Su tutma kapasitelerinden dolayı, üzerine düşen tohumların çimlenmesi toprağın sürekli nemli kalmasını sağlayarak yabanlaşmasını önlemesi, bünyesinde birçok canlı için yaşam alanı sunması gibi ekolojik işlevlerinin yanı sıra, bahçecilikte, endüstriyel alanda ve tıbbi alandaki geçmişten günümüze kullanımı, ekonomik önemlerini de gündeme getirmektedir. Günümüzde, ekosistem tabanlı planlama anlayışının önem kazanmasıyla birlikte karayosunları gibi küçük ilkel yapılı bitkilerin de göz ardı edilemeyeceği benimsenmeye başlamıştır. Bu düşünceden hareketle, florasında ülkemize özgü dar yayılışlı nadir bitki türlerini içeren, kurak ve yarı kurak havzaları bünyesinde barındıran Çankırı ilinden şimdiye kadar yapılan arazi çalışmalar ve literatür taramalarına dayanılması sonucunda 29 familya ve 81 cinse ait 205 takson karayosunları grubundan tespit edilmiştir (Abay, 2014). Tespit edilen bu karayosunu türleri içerisinden şimdiye kadar, Türkiye için ilk defa kaydı verilmiş olan önemli bir takson çıkmamıştır. 2. MATERYAL YÖNTEM Henderson 1961 kareleme (Şekil 1) sistemine göre, Çankırı ili A2 karesi içerisinde İç Anadolu Bölgesinin kuzeyinde, İç Anadolu ile Batı Karadeniz geçiş alanında bulunur ve denizden yüksekliği 723 metredir. İlin kuzey sınırındaki dağlar aynı zamanda ilin en yüksek kesimini teşkil eden Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırasındaki Ilgaz Dağlarıdır (URL 1). Çalışma alanımızı oluşturan Alpsarı Göleti ise, Çankırı’ya 21 kilometre uzaklıkta, denizden 890 metre yüksektedir (Şekil 2). Gölet tarımsal sulama ve rekreasyonel amaçla kullanılmaktadır. Akarsu yatağından 21 metre yüksek olan bendinin uzunluğu 450 metredir. Galat Çayı üzerine yapılan gölette av yasağı dışında olta balıkçılığına izin verilmektedir (URL 2). 225 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 10-12 Eylül 2014 Şekil 1. Henderson 1961 Kareleme sisteminde Çankırı ilinin yeri ve araştırma alanının konumunu (▲) gösteren harita. Şekil 2. Çankırı Alpsarı Gölet’inin uzaktan görünüşü 226 10-12 Eylül 2014 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı Araştırma alanından karayosunu örnekleri 2013–2014 yılları arasında vejetasyonun farklı zamanlarında toplanmıştır. Örneklemelerin toplandığı alanlar; karayosunu çeşitliliği üzerine etkisi olabilecek farklı bitki toplulukları, ortamın sulak veya kurak olması ve bölgenin coğrafik konumu ile birlikte yükselti farklılıkları göz önüne alınarak seçilmiştir. Arazide belirlenen istasyon noktalarına ulaşıldığında; ilk olarak arazi not defterine istasyon bilgileri ve GPS ile koordinatları yazılmıştır. Daha sonra örnekler bulundukları ortamdan (kaya, taş, ağaç, toprak üzeri, v.b.) genel görünüş ve yapılarına zarar vermeyecek şekilde geniş ağızlı bir bıçak ile kazımak suretiyle alınmıştır. Örnekler alınmadan önce doğal ortamlardaki fotoğrafları çekilmiştir. Alınan örnekler daha önce hafifçe nemlendirilmiş küçük bir naylon poşet içine konulmuştur. Poşet içerisine ayrıca bitkinin toplanma istasyonu bilgilerini belirten bir etiket de konulmuştur. Toplanan bitkiler geniş bir bitki toplama çantasında geçici olarak muhafaza edilmiştir. Araziden getirilen bitki örnekleri zaman geçirilmeden gazete kâğıtları üzerinde, hava akımının olduğu, direkt güneş ve ısıya maruz kalmayan bir ortamda kurumaya bırakılmıştır. Kuruyan örnekler, teşhis öncesi geçici olarak zarflanmıştır. Bitkilerin arazide çekilen fotoğrafları kullanılmıştır. Bu fotoğraflama için; Nikon COOLPIX P7100 fotoğraf makinesinden yararlanılmıştır. Fotoğraflanan örneklerin önemli kısımları preparat hazırlanarak mikroskop altında çeşitli flora eserlerinden yararlanılarak teşhisleri yapılmıştır. Son olarak tekrardan kurutulan örnekler zarflanıp numaralandıktan sonra herbaryum örneği haline getirilerek, URSAVAŞ’a ait özel karayosunu koleksiyonuna dahil edilmiştir. 3. BULGULAR Kurak ve yarı kurak bir havza karakterinde olan Alpsarı Göleti ve civarında yapılan arazi çalışmaları sonucunda Çankırı ilinden ilk defa kaydı verilmiş karayosunu taksonları şunlardır. 3.1. Funaria hygrometrica Hedw., Ayrımı: Çok yaygın bir türdür (Şekil 3). Kısa boylu, gevşek ve halı görünümünde sürgünlere sahiptir (3-10 mm). Yumurta şeklindeki yaprakları değişik boyutlarda (2-4 mm) olabilir ve x10 büyütmeli bir lens yardımı ile şeffaf büyük gevşek hücreler görülebilir. Asimetrik kapsüller 3-5 cm büyüklüğünde bol miktarda bulunur ve genellikle kuğu-boynu gibi aşağı sarkmış vaziyettedir ve narin kaliptrası konveks yapıdadır (Atherton, et al., 2010). Habitatı: Bu türler çıplak ve yalın bir koloni halinde dağılım gösteririler. Besin açısından zengin toprakları seçerler. Yangından sonra alana gelen, yerleşen karakteristik türlerdendir (Atherton, et al., 2010). 227 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 10-12 Eylül 2014 Şekil 3. Funaria hygrometrica ‘nın doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 3.2. Grimmia alpestris (F.Weber & D.Mohr) Schleich. Ayrımı: Bitki 1,5 cm boyunda. Yapraklar yumurtamsı-mızraksı, kenarları kıvrık, hair-point yaprak boyunun 1/2 si 2/3 kadardır. Yaprağın üst hücreleri çok tabakalı, 10-12 µm genişliğinde. Spor 8-10 µm genişlinde, kapsülleri yaygındır (Smith, 1980). Habitatı: Dağlık kayalık alanlarda nadir bir şekilde bulunur (Smith, 1980). Şekil 4. Grimmia alpestris ‘nın doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 3.3. Schistidium apocarpum (Hedw.) Bruch & Schimp. Ayrımı: Bitki 0,5-6 cm boyunda, uzun kıvrışık yaprakları 2,5-3,5 mm boyunda çok kısa hair-point (yaprak ucundaki beyazımsı tüyler) mevcut şeffaf ve dişli, ayrıca oldukça kısa kapsüle sahiptir. Taban hücreleri dikdörtgenimsi, orta hücreler 8-10 µm genişliğinde. Kapsül sapı (Seta) 0,6 mm, kapsül küremsi, kapsül kuru iken peristome dileri oldukça geniş şekilde açılır ve koyu kırmızımsı renktedir. Sporlar 6-14 µm boyutundadır (Atherton, et al., 2010). 228 10-12 Eylül 2014 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı Habitatı: Yeşilmsi kahverengimsi kümeler halinde, genellikle bazik kayalar, harç ve beton duvarlar ile kireçli alanlarda yaygındır. Nadiren dere kenarlarında ağaç üzerlerinde gözlenir (Atherton, et al., 2010). Şekil 5. Schistidium apocarpum ‘un doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 3.4. Bryum pallens Sw. ex anon. Ayrımı: Değişken habitat ve renklere sahiptir, genellikle pembemsi renktedir fakat bazen kahverengimsi veya yeşil renkte olabilir. Bitki boyu 1-2 bazen 6 cm kadar çıkabilir. Üst yapraklar alt yapraklardan daha kalabalık, konkav, 1-3 mm boyunda, belirgin damar ve bordera (Yaprak kenarındaki farklılaşmış hücreler) sahiptir. Damar genellikle yaprak ucundan çıkıntı yapar, genellikle 3,5 mm bouunda armut şeklinde kapsüle sahiptir, kapsül sapı (Seta) 2-3 cm boyundadır (Atherton, et al., 2010). Habitatı: Genellikle nehir, dere, göl kenarlarındaki çıplak toprak üzerlerinde, kumul tepelerinde, yol kenarlarında küçük kümeler halinde bulunur. Aynı zamanda kireçli meralarda da bulunur (Atherton, et al., 2010). Şekil 6. Bryum pallens ‘un doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 229 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 10-12 Eylül 2014 3.5. Ceratodon conicus (Hampe) Husn., Ayrımı: Bitki 1 cm boyunda, kuru iken yapraklar hafifçe bükülmüş, burgulu, ıslandığında yukarıya doğru dik şekilde açılır, dar yumurtamsı, mızraksı yaprağa sahip, yaprak kenarları düz veya hafif kıvrılmış vaziyette, damar oldukça kalın belirgin ve yaprak uç kısmında uzunca çıkıntı yapmış vaziyette (Smith, 1980). Habitatı: Çıplak topraklarda (Şekil 4), nadir olarak çamura bulanmış duvar üzerlerinde, kireççil ve kireç oranı artan topraklarda yaygın olarak bulunur (Sth, 1980). Şekil 7. Ceratodon conicus‘un doğal ortamdaki görünüşü ( Foto: URSAVAŞ). 3.6. Weissia longifolia Mitt. Ayrımı: Weissia controversa ya çok benzer ondan farkı ise; küresel bir kapsüle sahip oluşu, kapsül sapının (Seta) çok kısa bulunuşu, yapraklarının setanın hemen dip kısmından çıkarak kapsülden yukarıya doğru uzanmasıdır. Seta 1 cm den kısa, üst yapraklar 4 mm, kadardır. Kapsül yaprak içerisine gömülmüş ve kaybolmuş vaziyettedir, kapsülü bulmak için üst yaprakları iyice açmak veya onları kopartmamız gerekebilir. Yapraklar sarımsı-yeşil renkte, kuru iken kıvrışık durumdadır (Atherton, et al., 2010). Habitatı: Weissia longifolia kalkerli, hafif nemli, kireçli, alanlarda özellikle çayırlık ve mera alanlarında gözlenir (Şekil 2). Ayrıca çok fazla kullanılmayan kireç taşı ve kalkerli arazilerde yayılış gösterir (Atherton, et al., 2010). 230 10-12 Eylül 2014 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı Şekil 8. Weissia longifolia ‘nın doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 3.7. Bryum intermedium (Brid.) Blandow, Ayrımı: Bitki maksimum 2,5 cm boyunda (Şekil 5), üst yapraklar püsküllü, kuru iken kiremit vari dizilir. Islandığında dik bir hal alır, yaprak tabanı kırmızımsıdır, yumurtamsı-mızraksıdır, yaprak kenarı bazen tabandan uç kısma kadar kıvrıktır, nadiren düzdür, damar oldukça kalın ve kırmızı renktedir, yaprak uç kısmından kısa bazen uzun çıkıntı yapar. Kapsül aşağı doğru armut gibi sarkık, kapsül kapağı konik, kapsül dişleri kahverengimsidir (Smith, 1980). Habitatı: Bazik, kumlu topraklar üzerinde yeşilimsi kümeler halinde bulunur, çit duvar üzerinde, eski yapıların üzerlerinde bulunur (Smith, 1980). Şekil 9. Bryum intermedium‘un doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 231 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 10-12 Eylül 2014 3.8. Grimmia crinita Brid. Bu türden; ilk olarak, Henderson ve Prentice tarafından 1969 yılında “Contributions to the bryophyte flora of Turkey: VIII.” adlı eserde bahsedilmiştir. Bu çalışmada, Henderson 1961 kareleme sistemine göre B8, B9, C12 karelerinde bulunulduğu ifade edilmiştir. Fakat 1969 yılından günümüze kadar yapılmış olan, karayosunu flora çalışmalarda Grimmia crinita türüne rastlanılmamıştır. Yapmış olduğumuz Çankırı Alpsarı Göleti ve civarı karayosunu flora çalışmasında, 45 yıl sonra ilk defa yerli bir araştırıcı tarafından ülkemizden kaydı verilmiştir. Ayrımı: Bitki 1 cm boyunda, gövde ıslandığında dalgalı, yapraklar yumurtamsı mızraksı, üst yapraklar konkav, uç kısma doğru aniden daralır, kenarları düz, hair-point yaprak boyu kadar veya daha büyük, taban hücreleri şeffaf, dikdörtgenimsi, kenarlara doğru kısalır ve genişler. Orta hücre karemsi 10-12 µm genişliğinde, kuvvetli dalgalı, boylu boyunca tek hücreli. Kapsül sapı kıvrık, 1 mm; kapsül hair-point içerisinde hemen hemen gömülmüş, küremsi, kambur şekilde, peristom dişleri (Kapsül dişleri) mevcut, sporlar 10-12 µm genişliğindedir (Smith, 1980). Habitatı: Genellikle harç ve bazik kayalar üzerinde gri renkte küçük kümeler oluşturmaktadır. (Smith, 1980). Şekil 10. Grimmia crinita ‘un doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 3.9. Pterygoneurum subsessile (Brid.) Jur., Bu türün Türkiye’den ilk kaydı, Özlem Tonguç Yayıntaş tarafından 2009 yılında Niğde’den verilmiş olup, bu türün ülkemizden ikinci kaydı, Çankırı ili Alpsarı Gölet’i civarından verilmiştir. Ayrımı: Bitki 4 mm boyuna kadar uzaya biliyor (Şekil 7), yeşilimsi, beyazımsı dan kahverengimsi yeşile dönen bir renge sahiptir. Kuru iken yapraklar kiremit vari dizilişe sahip, ıslandığında kuvvetli konkav, hair-point (yaprak ucundaki beyazımsı tüyler) 1,5-2,5 mm boyunda, yaprak boyu kadar yada yaprağın iki katı boyuna kadar çıkabiliyor. Hair-pont aşağı kısımların kenarları düz, yukarı kısımlarda belirgin dişli, damar oldukça geniş, yaprağın üst kısımlarında belirgin iki-dört ince levha şeklinde (Lamellae) hücreleri mevcuttur, bu hücreler şeffaf veya hafif siğilli. 232 10-12 Eylül 2014 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı Kapssül gömülmüş bir şekilde yapraklar arasında kaybolmuştur, kapsül sapı (Seta) çok kısa 1,25 mm boyundadır, kapsülde peristome dişleri yoktur, sporlar 40 µm çapındadır (Herrnstadt and Heyn, 2004). Habitatı: Toprak üzerinde küme halinde gelişir, genellikle kurak ve çöl ortamlarında gözlenir toprak taneleri arasında, yaprak ucundaki uzun beyazımsı tüylerini (hair-point) rahatlıkla görebilir (Herrnstadt and Heyn, 2004). Şekil 11. Pterygoneurum subsessile ‘nin doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ 3.10. Pterygoneurum crossidioides W. Frey, Herrnst. & Kurschner Türkiye den ilk defa rapor edilmektedir. Bu tür ilk defa Frey ve ark. tarafından 1990 yılında İsrail den rapor edilmiştir. Şimdiye kadar ise dünya üzerinden sadece İsrail ve ikinci olarak ta Türkiye den tespit edilmiş nadir bir türdür. Ayrımı: Bitki 2,5 mm boyuna kadar gelişebiliyor (Şekil 8), bitki kuru iken sarımsı yeşilden kahverengimsi yeşile döner, yapraklar kuvvetli bir şekilde kiremit vari dizilir, gövde boyunca düzgün aralıklıdır, yapraklar 1,75 mm boyunda geniş yumurtamsı, hair-point uzunluğu yaprak boyunda yada 2/3 ‘ü kadardır, yaprak kenarı düz, yaprak uç kısmı hafif dişli, damar geniş ve yaprak ucundan çıkıntı yaparak uzanır, yaprak karın kısmında iki-üç sıra lamella bulunur ve bunlar yaprak tabanından itibaren uç kısma doğru uzanır, üst kısımdaki lamella dallanmış vaziyettedir. Yaprak yüzeyi hücreleri şeffaftır, taban kısmındaki hücreler hariç klorofilidir. Yaprak uç hücreleri düzensiz dört köşeliden altı köşeliye kadar olabilir, yaprak orta hücreleri 10-14 µm genişliğindedir. Kapsül sapı (Seta) 2,5 mm boyunda, kuvvetli kıvrık, kapsül 1-1,25 mm boyunda küremsi şekilde, kahverengi, kapsül dişi (peristome) yok, sporlar 24-31 µm çapında (Şekil 9) (Herrnstadt and Heyn, 2004). Habitatı: Gevşek topraklar üzerinde gelişir, genellikle bu toraklar killi, kumlu balçıklı sarımtırak kül rengi verimli topraklardır (Şekil 10), toprak üzerinde derinlemesine gömülü sadece yaprak uçları dışarıdan görülecek şekilde bulunur (Herrnstadt and Heyn, 2004). 233 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 10-12 Eylül 2014 Şekil 12. Pterygoneurum crossidioides‘in doğal ortamdaki görünüşü Foto: URSAVAŞ Şekil 13. Pterygoneurum crossidioides’in bulunduğu noktadan Alpsarı göletinin görünüşü Foto: URSAVAŞ 234 10-12 Eylül 2014 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı Şekil 14. Mikroskobik görüntüsü 1. Bitki, 2-5 Yaprak, 6. Hair-point, 7. Yaprak uç kısım hücreleri, 8. Yaprak tabanı enine kesiti, 9. Orta hücresi, 10. Taban hücresi, 11. Üst kısım enine kesiti, 12. Kapsül kapağı, 13. Spor, 14. Yaprak orta kısım enine kesit Foto: URSAVAŞ 4. TARTIŞMA VE SONUÇ Büyük çoğunluğu kurak ve yarı kurak bir havza olan Çankırı ilinde karayosunu florasına yönelik ilk araştırma Keçeli ve Çetin tarafından 2000 yılında “Çankırı-Eldivan dağının karayosunu florası” adlı çalışma ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma ile 14 familya 25 cins ve bunlara ait 54 takson tespit edilmiştir (Keçeli ve Çetin, 2000). Daha sonraki çalışmalar ile sırasıyla şu şekildedir. 235 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı 10-12 Eylül 2014 “Ilgaz Dağı Milli Parkının Karayosunu florası” Abay ve Çetin tarafından 2003 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada 21 familyaya ait 56 cins ve bunlara ait 109 takson tespit edilmiştir (Abay ve Çetin, 2003). “Çankırı (Yapraklı) karayosunu (Musci) florasına katkılar” Abay tarafından 2008 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada ise 17 familyaya ait 39 cins ve bunlara ait 65 takson tespit edilmiştir (Abay, 2008). “Çankırı ili araştırma ormanı karayosunu (musci) florası” Abay ve Ursavaş tarafından 2009 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada; 14 familyaya ait 22 cins ve bu cinslere ait 35 takson belirlenmiştir (Abay ve Ursavaş, 2009). “Ilgaz dağları bryoflorasına katkılar, Yenice Ormanları, Türkiye” Ursavaş ve Abay tarafından 2009 yılında tamamlanmış bir çalışmadır. Bu çalışmada; 115 karayosunu ve 12 ciğerotu kayıt edilmiştir. 23 familya 59 cins ve bunlara ait 115 takson tespit edilmiştir (Ursavaş ve Abay, 2009). “Gürgenli dağı karayosunu (Musci) florasına katkılar (Bayramören/Çankırı)” Şahin ve Abay tarafından 2009 yılında yayınlanmıştır. Bu çalışmada; 19 familya, 45 cinse ait 85 takson tespit edilmiştir (Şahin ve Abay, 2009). “Yarı kurak bir alandaki karayosunlarının toprak özellikleri. Türkiye’nin Kuzeyi Örneği” Abay ve arkadaşları tarafından 2014 yılında tamamlanan bu çalışma; Çankırı ili için kurak ve yarı kurak bir alanda gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma ile 10 familyaya ait 23 cins ve cinslere ait 58 takson tespit edilmiştir (Abay, vd. 2014). Şimdiye kadar Çankırı ili sınırları içerisinde karayosunlarının florasına yönelik yapılmış çalışmalar yukarıda bahsedilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda Çankırı ilinden 29 familyaya ait 81 cins ve bu cinslere ait 205 takson tespit edilmiştir (Abay, 2014). Çankırı ilinde karayosunu çalışmaları yukarıdan da anlaşılacağı üzerine genellikle orman vejetasyonunun yoğun olduğu alanlarda gerçekleştirilmiştir. Hâlbuki Çankırı ilinin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak havzalardan oluşmaktadır. Bu tip alanlar özellikle nadir veya endemik bitki türlerinin yoğun bir şekilde bulunduğu alanları oluşturmaktadır. Çankırı ilinde; kurak ve yarı kurak bir havzada yer alan, Alpsarı Göleti ve civarında yapmış olduğumuz karayosunu flora araştırmasında, Çankırı ilinden şimdiye kadar tespit edilmemiş olan; Funaria hygrometrica Hedw., Grimmia alpestris (F.Weber & D.Mohr) Schleich., Schistidium apocarpum (Hedw.) Bruch & Schimp., Bryum pallens Sw. ex anon., Ceratodon conicus (Hampe) Lindb., Weissia longifolia Mitt, Bryum intermedium (Brid.) Blandow, Grimmia crinita Brid, türleri tespit edilmiştir. Bunun yanında; Avrupa bryofitlerinin nadir ve tehlike altındaki türlerinin yer aldığı “Red Data Book of European Bryophytes” adlı kitapta, Bölgesel tehtid altında (Regionally threatened taxa) olan türlerden biri olan Pterygoneurum subsessile (Brid.) Jur., yer almaktadır (Stewart, 1995). Bu türün; Türkiye’den ilk kaydı ise; Özlem Tonguç Yayıntaş tarafından 2009 yılında Niğde’den verilmiş, ikinci defa ise Alpsarı Göleti civarından verilmektedir. Bu türün yaşam kurak ve yarı kurak tarım ve mera arazilerinin kenarlarını oluşturmaktadır. Bu alandan tespit edilen bir diğer ve en önemli türümüz ise; Pterygoneurum crossidioides W. Frey, Herrnst. & Kurschner Türkiye den ilk defa rapor edilmektedir. Bu tür ilk defa Frey ve ark. 236 10-12 Eylül 2014 I. Ulusal Havza Yönetimi Sempozyumu / Çankırı tarafından 1990 yılında İsrail den rapor edilmiştir. Şimdiye kadar ise dünya üzerinde sadece İsrail de Haifa, Jerusalem ve Tel Aviv gibi birkaç noktada tespit edilmiş bir tür dür. İsrail’in endemik türü olan P. crossidioides dünya üzerinde ise ikinci tespit edilen noktası Türkiye’nin Çankırı ilinden ve Alpsarı Göleti civarından tespit edilmiş çok nadir bir türdür. Bu bağlamda, ülkemizdeki kurak havzalar biyoçeşitlilik açısından son derece önemli alanları oluşturmaktadırlar. Havza bazında herhangi bir çalışma yapılmadan önce, içerisindeki biyoçeşitlilik tespit edilmeli ve havzada yapılacak müdahalelerin bu türlerin neslini devam ettirmesine engel teşkil etmemesi gerekmektedir. Teşekkür: Bu çalışma; Çankırı Karatekin Üniversitesi, Bilimsel Araştırmalar ve Projeler Birimi (BAP) tarafından, 2013/17 no’lu Lisansüstü Tez Projesi (LTP) olarak desteklenmektedir. 5. KAYNAKLAR Abay, G. and Çetin, B. 2003. The moss flora (Musci) of Ilgaz mountain national park. Turkish Journal of Botany, 27, pp. 321-332. Abay, G. ve Ursavaş, S. 2009. Çankırı İli Araştırma Ormanı Karayosunu (Musci) Flora ve Ekolojisi. Bartın Orman Fakültesi Dergisi, 11:16, 61-70. Abay, G., 2008. Contributions to the moss (Musci) flora of Çankırı (Yapraklı). Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 1, 24-35. Abay, G., 2014. Çankırı´nın Bryofit Biyoçeşitliliği. Ekoloji 2014 Sempozyumu Bildiri Özetleri, 01-04 Mayıs 2014, Gazimağusa-KKTC, s.159. Abay, G., Gül, E., Ursavaş, S., Erşahin, S., 2014. Substratum properties and mosses in semi-arid environments. A case study from North Turkey. Cryptogamie Bryologie, 35(2): 181-196. Atherton, I., Bosanquet, S. and Lawley, M. 2010. Mosses and Liverworts of Britain and Ireland a field guide. British Bryological Society, p. 850, United Kingdom. Frey W., Herrnstadt I. & Kurschner H. 1990 — Pterygoneurum crossidioides (Pottiaeeae, Musci), a new speeies to the desert flora ofthe Dead Sea area. Nova Hedwigia 50: 239-244. Henderson, D.M., 1961. Contributions to the bryophyte flora of Turkey V: Summary of Present Knowledge. Notes from the Royal Botanic Garden Edinburgh, 23: pp. 279-301. Henderson, D.M., and Prentice, H.D. 1969. Contributions to the bryophyte flora of Turkey: VIII., Notes from the Royal Botanic Garden Edinburgh, 29: pp. 235-262 Herrnstadt, I. and Heyn, C.C. 2004. The Bryophyte Flora of Israel and Adjacent Regions. The Israel Academy of Sciences and Humanities, p.719, Jerusalem. N. Stewart, 1995. Red Data Book of European Bryophytes, Part 1: Introductory section & background. European Committee fort he Conservation of Bryophytes. p. 291. Smith, A.J.E. 1980. The Moss Flora of Britain and Ireland. Cambridge University Press, p. 706, United Kingdom. Şahin, A. and Abay, G. 2009. Gürgenli Dağı Karayosunu (Musci) Florasına Katkılar (Bayramören/Çankırı). Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 10:2, pp. 83-93. URL 1. www.pozitifgazete.com http://www.pozitifgazete.com/cankiri-ili-tanitimi-no-18.html Erişim tarihi: 07.07.2014 URL 2. www.yerturk.com, Türkiye’nin doğa ve kültür arşivi http://www.yerturk.com/yer-alpsari-goleti-cankiri. html#ad-image-0 Erişim tarihi: 07.07.2014 Ursavaş, S. and Abay, G. 2009. Contributions to the bryoflora of Ilgaz Mountains, Yenice Forests, Turkey. Biological Diverity and Conversation, 2:3, pp. 112-121. Yayıntaş, Ö.T., 2009. Pterygoneurum subsessile (Brid.) Jur., New national and regional bryophyte records, 21, Journal of Bryology, 31: 132-139, p. 136. 237
© Copyright 2024 Paperzz