Sudi APAK (2001-2013 Döneminde Türk Bankacılık

2001 – 2013 Döneminde Türk
Bankacılık Sektörü
Prof. Dr. Sudi Apak
Beykent Üniversitesi
İçerik
2
Slayt 1
- Türk Bankalarında kurum riski bulunmaktadır.
Türk Bankacılık Sektörünün Aktif Büyüklüğü / GSYİH
140,00%
120,00%
100,00%
80,00%
60,00%
40,00%
20,00%
0,00%
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
- Veriler, Türk Bankacılık sektörünün büyüdüğünü
ancak gelişme göstermediğini ifade etmektedir.
- Gelişimin olmayışı, Türk bankacılık sektörünün reel
sektörü
finanse
edememesi
sonucunu
doğurmaktadır.
3
Slayt 1 Devam
- Türkiye’de bir teminat bankacılığı yapısı söz
konusu için sektör gelişmemektedir.
- Türkiye’de “proje bankacılığı” söz konusu değildir.
4
Slayt 2
- Türkiye’nin
büyümesinin
temelinde
“tüketim
harcamaları” bulunmaktadır.
- Çin’de ise büyüme, ihracat üzerine yapılandırılmıştır.
- Bunun sonucunda Türkiye ekonomisinde “cari açık
problemi” oluşmaktadır.
İhracat/GSYİH ($)
30,00%
25,00%
20,00%
15,00%
10,00%
5,00%
0,00%
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
5
Slayt 3
- Türkiye’de kriz dönemlerinde cari açığın azaldığı
ve büyüme hızının düştüğü görülmektedir.
Büyümenin olduğu dönemlerde ise cari açığın
arttığı görülmektedir.
Cari Açık (Milyon $)
90.000
80.000
70.000
60.000
50.000
40.000
30.000
20.000
10.000
0
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
6
Slayt 3 devam
Kriz dönemlerinde dış finansörlerin bankalara kredi
vermediği görülmektedir. Dışarıdan kredi alamayan
bankalar, kriz dönemlerinde reel sektörü finanse
edememektedir. Böylece büyüme yavaşlamaktadır. Bu
durum, sağlıklı bir yapının olmadığının göstergesidir.
Büyüme Oranı (%)
0,12
0,10
0,08
0,06
0,04
0,02
0,00
-0,02
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012 2013 (T)
-0,04
-0,06
-0,08
7
Slayt 4
Dış kaynak alım miktarında Dolar bazında düşüş
bulunmaktadır.
Yurt dışından bankaların aldığı kredilerin, kriz
dönemlerinde
azaltıldığı
veya
durdurulduğu
görülmektedir.
8
Bankaların bilanço yapıları 2001 krizinden
sonra değişmiştir.
Bankaların 2001 Krizi Öncesindeki Bilanço
Görünümü
Nakit + Menkul Kıymetler
65%
Mevduat
Krediler ve Alacaklar
25%
Diğer Borçlar + Yurtdışından Alınan
Krediler + Özkaynaklar + Kar/Zarar
Sabit Kıymetler
10%
Aktif Toplamı
100%
65%
35%
Pasif Toplamı
100%
9
Bankaların bilanço yapıları 2001 krizinden
sonra değişmiştir.
Bankaların 31 Aralık 2012 bilançosu
Nakit + Menkul Kıymetler
22%
Mevduat
Krediler ve Alacaklar
58%
Diğer Borçlar +Yurtdışından Alınan
Krediler + Özkaynaklar + Kar/Zarar
Sabit Kıymetler
18%
Aktif Toplamı
100%
56%
44%
Pasif Toplamı
100%
10
Bankaların bilanço yapıları 2001 krizinden
sonra değişmiştir.
Bankaların 31 Aralık 2013 bilançosu
Nakit + Menkul Kıymetler
30%
Mevduat
Krediler ve Alacaklar
61%
Diğer Borçlar + Yurtdışından Alınan
Krediler + Özkaynaklar + Kar/Zarar
Sabit Kıymetler
Aktif Toplamı
9%
100%
58%
42%
Pasif Toplamı
100%
11
Slayt 11
Karşılıklı mütekabiliyet ilkesi olmasına rağmen, 2001
yılından sonra AB içerisinde hiçbir Türk bankası banka
ve şube açamamıştır.
2001 yılından sonra, kapatılan bankaların dışında kalan
ve faal olan bazı bankaları yabancılar satın almıştır.
Bankacılık sektöründe 2012 yılı itibarıyla yabancıların
payı %25’ler seviyesine ulaşmıştır. Bu payın daha da
artmasını yurtdışındaki 2008 krizi önlemiştir.
12
TİER-1 RASYOSU (2012 Yılı Ort.)
Türk bankacılık sektörü, Çekirdek Sermaye Oranı (Tier1) açısından %13.82 (2011 yılı sonu) ile oldukça
yüksek bir orana sahiptir. Bu oranın en düşük %8
seviyesinde
olması
gerektiği
göz
önünde
bulundurulduğunda, bankacılık sektörünün sağlam bir
sermaye yapısına sahip olduğu görülmektedir.
Türkiye
bankacılık
sektöründe
kâr
dağıtımının
sınırlandırılması ve kârların bünyede bırakılmasının
teşvik edilmesi yönünde BDDK tarafından sürdürülen
uygulama sayesinde bankaların bilançolarında, toplam
ödenmiş sermayelerinin yaklaşık iki katı kadar yedek
akçe oluşumu sağlanarak sektörün güçlü özkaynak
yapısı korunmuştur.
Dünya Ekonomi Forumu’nun 2012 yılında yayınladığı
Finansal Gelişim Raporu’nda 2011 yılı Tier-1 Rasyosu
sıralamasında 59 ülke arasında Türkiye 18. sırada yer
alarak birçok gelişmiş ülkeyi geride bırakmıştır. BDDK,
Haziran 2012 itibarıyla bu oranın Türkiye bankacılık
sektörü için %16 olduğunu bildirmiştir.
13
Dünya Ekonomi Forumu TİER-1 Rasyosu
Sıralaması (2012 Yılı Ort.)
Derece
1
2
13
16
18
22
33
34
35
36
39
41
51
59
Ülke
Gana
Japonya
BAE
Singapur
Türkiye
Kanada
Hong Kong
İngiltere
ABD
Rusya
Malezya
Fransa
Çin
Yunanistan
Oran (%)
22.72
22.20
15.27
13.84
13.82
13.43
12.17
12.13
11.98
11.56
11.11
11.02
9.73
2.83
14
Bankacılık Sektörünün Dışa Açıklığı
Türkiye bankacılık sektörünün; tüketici kredilerinden,
kredi kartlarından ve yıllık aidatlardan büyük gelirler
sağlayarak karlılığını artıran bir yapıda olduğu
görülmektedir.
Türkiye bankacılık sektöründeki dışa kapalı bu yapının
ihracat odaklı bir bankacılık sistemi haline getirilmesi
büyük önem arz etmektedir. Bankacılık sektörünün
aktiflerinin,
toplam
GSMH’ye
oranı,
bankacılık
sektörünün dışa açıklığı konusunda bilgi veren bir
göstergedir.
Tablodan görüleceği üzere, İsviçre, İngiltere, Almanya,
Fransa gibi ülkelerin bu oranları oldukça yüksek
seviyede iken, Türkiye’de nispeten bir artış olmakla
birlikte oldukça düşük seviyelerde kalmıştır. Bu veriler,
Türkiye bankacılık sektörünün halen dışa kapalı bir
yapıda olduğunu ifade etmektedir.
15
Bankacılık Sektörünün Toplam Aktifleri / GSMH
(2000-2012)
Yıllar
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
TA/GSMH
İsviçre
518%
530%
502%
500%
555%
614%
637%
659%
602%
508%
548%
507%
TA/GSMH
İngiltere
319%
335%
346%
412%
376%
438%
479%
462%
451%
548%
521%
559%
TA/GSMH
Almanya
238%
302%
301%
299%
301%
308%
309%
314%
318%
310%
332%
326%
TA/GSMH
Fransa
239%
252%
245%
248%
264%
299%
334%
373%
395%
401%
405%
507%
TA/GSMH
Türkiye
58%
78%
51%
53%
53%
62%
62%
70%
66%
85%
89%
94%
16
Doğrudan Yabancı Yatırımların Düzeyi
Türkiye’ye giriş yapan yabancı sermayenin önemli bir
bölümünü doğrudan yatırımlar oluşturmakla birlikte, diğer
bir önemli kısmını ise portföy yatırımları oluşturmaktadır.
Sıcak parayı ifade eden portföy yatırımlarının daha çok
kapalı ekonomilere giriş yaptığı bilinmektedir. Bunun en
temel nedenini ise para ve sermaye piyasalarındaki yüksek
getiri potansiyeli oluşturmaktadır.
Bu nedenle gerek faize dayalı enstrümanlarda gerekse kar
payına dayalı enstrümanlarda yabancı sermayenin yüksek
işlem hacimleri gözlenmektedir. Tablo 2.15’den görüleceği
üzere, Türkiye’de 2011 yılı itibarıyla doğrudan yabancı
yatırımların GSMH’ye oranı %2.04 ile oldukça düşük bir
seviyede kalmıştır.
Dünya Ekonomi Forumu’nun 2012 yılında yayınladığı Finansal
Gelişim Raporu’nda 62 ülkenin doğrudan yabancı
yatırımlarının GSMH’ye oranlarının sıralamasından Türkiye
ancak 37. sırada yer alabilmiştir. Bu rapordan özellikle
gelişmiş ülkelerin doğrudan yatırım tercihlerinin Hong Kong
ve Singapur olduğu görülmektedir.
17
Doğrudan Yabancı Yatırımlar / GSMH (2011)
Derece
1
2
17
24
31
34
36
37
41
45
46
60
62
Ülke
Hong Kong
Singapur
Malezya
Rusya
Kanada
İngiltere
BAE
Türkiye
Çin
ABD
Fransa
Japonya
Mısır
Oran (%)
34.18
24.63
4.29
2.86
2.36
2.23
2.13
2.04
1.70
1.50
1.47
-0.03
-0.20
18
Kredilere Başvuru / Kredilere Erişim
Dünya Ekonomi Forumu (WEF)’nun 2012 yılında
yayınladığı Finansal Gelişim Raporu’nda 62
ülkenin bankacılık sektöründe kredilere başvuru
ve erişim kolaylıkları üzerine yapılan bir ankete
de yer verilmiştir.
Bu rapora göre, Türkiye’de kredilere başvuru
süreçleri kolay olmakla birlikte, bu kredilere
erişim ise düşük seviyelerde kalmaktadır. Gerek
kredilere başvuru kolaylığı gerekse kredilere
erişim açısından en başarılı bulunan ülkeler;
Ortadoğu ve Asya bölgelerinde yer almaktadır
19
Kredilere Başvuru Kolaylığı (2011)
Derece
Ülke
Oran
1
Hong Kong
5.01
2
Singapur
4.86
5
Malezya
4.73
7
BAE
4.70
15
Türkiye
4.25
18
Kanada
4.19
20
Japonya
4.18
23
ABD
4.11
26
Çin
4.01
36
İngiltere
3.60
50
Rusya
3.16
54
Fransa
2.93
62
Yunanistan
1.72
Kredilere Erişim Kolaylığı (2011)
Derece
Ülke
Oran
1
Bahreyn
4.80
2
Singapur
4.68
4
BAE
4.49
6
Hong Kong
4.44
7
Malezya
4.41
12
Kanada
3.78
14
ABD
3.76
29
İngiltere
3.14
30
Çin
3.13
35
Japonya
3.05
38
Fransa
2.97
39
Türkiye
2.97
45
Rusya
2.61
62
Arjantin
1.69
20
Girişim Sermayesine Erişim Kolaylığı
Aynı ankette, bu sonuçlara paralel olarak “girişim
sermayesine erişim kolaylığı sıralaması”nda da
benzer ülkeler en başarılı ülkeler olarak yer
almaktadır.
Türkiye’de ise girişim sermayesine erişim kolaylığı
oldukça düşük değerlendirilmiş ve Türkiye bu
sıralamada 43. olarak gerilerde yer almıştır. Bu
anket sonuçları, kaynaklara erişim konusunda
Türkiye’de yeniden yapılandırılmaya gidilmesi
gerektiğinin önemli bir göstergesidir.
21
Girişim Sermayesine Erişim Kolaylığı Sıralaması (2011)
Derece
Ülke
Oran (%)
1
Hong Kong
4.46
3
Singapur
4.39
7
BAE
4.14
8
ABD
4.10
9
Malezya
4.03
12
İngiltere
3.77
16
Kanada
3.63
18
Çin
3.53
30
Japonya
2.96
37
Fransa
2.77
43
Türkiye
2.51
48
Rusya
2.40
62
Arjantin
1.82
22
Borsalarda İşlem Gören Yerli ve Yabancı Hisse
Senedi Sayısı
Hisse senedi sayısı açısından en yüksek performansı gösteren
şehirler New York, Toronto, Tokyo, Londra, Hong Kong,
Şanghay ve Singapur finans merkezleridir.
Bu merkezlerden Tokyo, Toronto ve Hong Kong’un daha çok
yerli şirketlerin işlem gördüğü borsalara sahip oldukları
görülmektedir.
New York, Londra ve Singapur’un ise hem yerli hem de
yabancı şirketlerin işlem gördüğü borsalara sahip oldukları
görülmektedir.
Şanghay’ın ise tamamen yerli şirketlerin işlem gördüğü bir
borsası bulunmaktadır.
BİST ise yabancı şirketlerin halka arzı konusunda başarılı
olamayarak sadece bir yabancı şirketin (Do&Co Restaurants
and Catering Ag) işlem gördüğü bir borsa niteliğindedir.
23
Borsalarda İşlem Gören Yerli ve Yabancı Hisse
Senedi Sayısı
Finans Merkezleri Yerli
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Hong Kong
Singapur
Londra
Kuala Lumpur
New York
Toronto
Tokyo
Moskova
Şanghay
İstanbul
1396
461
2362
948
1799
3654
2281
249
894
263
2010
Yabancı Toplam
17
317
604
8
518
87
12
1
0
1
1413
778
2966
956
2317
3741
2293
250
894
264
Yerli
1472
462
2288
932
1788
3845
2280
283
931
263
2011
Yabancı Toplam
24
311
598
8
520
100
11
1
0
1
1496
773
2886
940
2308
3945
2291
284
931
264
24
Finans Merkezlerinin Piyasa Kapitalizasyonu
BİST’in içe kapalı bir yapıda olması, hisse senedi
piyasalarının
ekonomide
hak
ettiği
önemi
bulamamasına yol açmıştır.
BİST’in piyasa kapitalizasyon değerinin / Gayri Safi
Yurtiçi Hasıla’ya oranı 2010 yılında %41.1; 2011
yılında ise %25.8 düzeyinde olmuştur. Bu oran, Hong
Kong Borsası için 2010 yılında %1207.9; 2011 yılında
ise %914.4 düzeyindedir.
Diğer bir ifadeyle Hong Kong Borsası’nın piyasa
kapitalizasyon değeri, GSYİH’sının 2010 yılı için
yaklaşık 12 katı iken, 2011 yılında ise 9 katıdır.
Singapur, New York, Malezya finans merkezlerinin
borsalarının
da
%100’ün
üzerinde
piyasa
kapitalizasyonu
değerine
sahip
oldukları
görülmektedir.
25
Finans Merkezlerinin Piyasa Kapitalizasyonu
Finans
Merkezleri
GSYH
2010
Piyasa
Kapitalizasyonu
(Milyar $)
%
GSYH
2011
Piyasa
Kapitalizasyonu
(Milyar $)
%
1
Hong Kong
224.5
2,711.3
1,207.9
%
246.9
2258 914.4%
2
Singapur
222.7
647.2
290.6%
226.5
598.3 224.5%
3
Londra
4,305.3
3,613.1
83.9%
4,726.7
3,266.4
69.1%
4
New York
14,526.6
13,394.1
92.2% 15,064.8
11,795.6
78.3%
5
Toronto
1577
2,170.4
137.6%
1,758.7
1,912.1 108.7%
6
Tokyo
5,458.8
3,827.8
70.1%
5,855.4
3,325.4
56.8%
7
Moskova
1,479.8
949.1
64.1%
1,884.9
770.6
40.9%
8
Şanghay
5,878.3
2,716.5
46.2%
6,988.5
2,357.5
33.7%
9
İstanbul
735.5
302.4
41.1%
763.1
197.1
25.8%
26
Ülkelerde Menkul Kıymetleştirme
Mortgage işlemlerine ve uzun vadeli kredilere dayalı
olarak yapılan menkul kıymetleştirme işlemlerinin
özellikle İngiltere ve Rusya’da gelişim gösterdiği
görülmektedir.
Türkiye, gerek mortgage işlemlerinin çok sınırlı olması
gerekse kredilerin genellikle kısa ve orta vadeli olması
nedeniyle 59 ülkenin arasında 57. sırada yer almıştır.
Türkiye finans tarihinde on dört yıllık kısa bir geçmişe
sahip olan ve finans sektörü içerisinde küçük bir payı
bulunan menkul kıymetleştirme alanında, Türkiye
bankalarının önemli bir potansiyele sahip olduğu
görülmektedir. İstanbul’un uluslararası finans merkezi
olması
hedefine
ulaşılabilmesi
için
menkul
kıymetleştirme işlemlerine ağırlıklı olarak başlanması
gerekmektedir.
27
Ülkelerde Menkul Kıymetleştirme / GSYİH
Derece
Ülke
Oran (%)
1
ABD
5.05
6
İngiltere
2.14
10
Rusya
1.33
11
Kanada
1.24
14
Singapur
0.82
18
Hong Kong
0.66
23
Japonya
0.57
31
Malezya
0.43
37
Fransa
0.32
50
BAE
0.15
51
Çin
0.12
57
Türkiye
0.03
59
Bangladeş
0.01
28
Sonuç
Türk bankacılık sektörü büyümenin yanında oransal
olarak 2001 krizinden itibaren fazla gelişmemiştir.
Türk bankacılık sektörü, sermaye piyasalarına
nispeten daha fazla gelişim göstermiştir.
Türkiye sermaye piyasalarının gelişimi birçok finans
merkezinin gerisinde kalmıştır.
Gerek bankacılık sektörünün gerekse borsanın
finans merkezleri standardının oldukça gerisinde
olduğu görülmektedir.
29
Teşekkür ederim…
Bilgi ve İletişim İçin
sudiapak@beykent.edu.tr
30