LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2014 BÜYÜK DEVİR-TESLİM KAPIDA: ABD “OUT,” ÇİN “İN” Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi (www.hasansimsek.net) 21 Eylül 2014 Televizyonlarımızın belgesel kanallarında zaman zaman hayvanlar dünyasının çeşitli türlerine ait topluluklarında sosyal ve güç ilişkilerini izlemek gerçekten ilginçtir. Özellikle bunların içinde büyük kedi toplulukları olan aslanlar ve kaplanlar, maymun toplulukları arasında goriller ve şempanzeler, ren geyikleri ve kurtlar gibi hayvan topluluklarında güç ve toplumsal hiyerarşi ilişkilerini izlemek gerçekten öğreticidir. Bütün bu topluluklarda dominant karakter genellikle güçlü kuvvetli bir erkektir. Lider, topluluk üzerinde koşulsuz bir egemenliğe sahiptir, kendisine karşı meydan okumalar acımasızca cezalandırılır. Ancak, lider aynı zamanda topluluğun dış tehditlere karşı da koruyucu bir sigortasıdır. Topluluğa egemenlik kuran bu dominant varlıkların liderliklerini kaybetmeleri de gerçekten çok öğreticidir. Lider yaşlandıkça kendisine karşı meydan okumaların sayısı artar. Diri ve sağlıklı gençler arasında lidere karşı arkası kesilmeyen, yeni yeni denemeler sıklaşır. Sonuçta, lider bu denemelerden birisinden ciddi yaralarla çıkar. Sadece fiziksel olarak yaralanmamıştır. Topluluk üzerinde güç ve etkisi de sıfırlanmıştır. Çaptan düşmüş bu dominant erkek topluluğu terk eder. Yalnız, yaşlı ve yaralı bir şekilde uzak ve ıssız bir köşede ölür. Dünya üzerindeki emperyal güçler arasındaki liderlik mücadelesi de yukarıdakine benzeyen bir mizansen içinde yürür. Tarihte büyük güçlerin nasıl çöküşe geçtiği de uzun yıllar liderlik, yönetim ve örgüt çalışmalarının en baş konularından birisi olmuştur. Uygarlıklar ve bu uygarlıklara önderlik eden büyük güçler nasıl yükselir ve çöker? Bir emperyal gücün ne zaman çökeceği ve yerine başka bir emperyal gücün ne zaman geçeceği önceden bilinebilir mi? “Paradigmalar Savaşı ve Beşinci Dalga” kitabımda böylesi bir güç dönüşümünün yaklaşmakta olduğunu tartışmıştım (s. 179). 45-55 yıl aralığına yayılan büyük ekonomik dalgalanmaların büyük güçlerin yükselmesi ve çöküşlerinin dinamiğini Page 1 of 4 LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2014 anlamamıza yardımcı olabileceğini belirtmiştim. Bu tür büyük ekonomik yıkımlarla yükselişe geçen ve egemen emperyal bir gücü alt eden büyük güçlerin yine benzer bir dinamikle çöküşe geçtiğini ve yerini başka bir emperyal güce bıraktığına tanık oluyoruz. Birinci Dünya Savaşı sonrasında çöküşe geçen İngiliz İmparatorluğu’ndan görevi devralan ABD, beyaz Batı uygarlığının parçası olan Avrupa, Kuzey Amerika ve Yeni Dünya’yı da içine alan bir bloğun Sosyalist-Komünist Bloğa karşı hamiliğini de üstlenerek İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyaya tam egemenlik kurmayı başarmıştı. “Paradigmalar Savaşı ve Beşinci Dalga” kitabında içinde bulunduğumuz “beşinci büyük dalganın” muhtemelen ABD’nin dünya hegemonyasının da sonu olacağını, dolayısıyla “beşinci dalganın” aynı zamanda bir “güç devir-teslim” dönemi olacağını vurgulamıştım. ABD’nin terkedeceği liderlik koltuğuna içinde Rusya ve Hindistan’ın da olacağı kollektif bir gücün lideri olarak Çin’in oturacağını belirtmiştim. hasansimsek.net’te 8 Haziran 2014 “Titanların Savaşı” başlığıyla yazdığım yazıda da Hint Okyanusu ve Uzak Asya’da yaşlı emperyal ABD ile genç emperyal adayı Çin arasındaki rekabetin sıcak çatışmaya dönüşme potansiyelini değerlendirmiştim. Business Insider dergisi’nde Eylül 2014’te ilginç bir yazı yayınlandı ve yazı ilginç bir grafiğe yer veriyordu. Sam Ro imzasıyla yayınlanan yazı Deutsche Bank analisti Jim Reid ve ekibi tarafından Deutsche Bank yatırımcıları için hazırlanan bir çalışmaya dayanıyordu. “Amerika Dünyada Bir Numara Olan Yerini Kaybetmenin Arefesinde (America Is On The Verge Of Losing Its Place In The World As No. 1) başlıklı yazıda dünya gayri safi hasılası içinde çeşitli ulusların payının yıllar hatta yüzyıllar içinde değişimi grafik olarak gösterilmekteydi. ABD ve Çin’in 2000’lerdeki dünya gayri safi hasılası içindeki paylarının karşılaştırması ilginç bir öngörüyü de birlikte getiriyordu: Çin yakın zamanda ekonomik büyüklük açısından ABD’yi alt etmek üzereydi. Bu grafiği aşağıda bulacaksınız. Page 2 of 4 2014 LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ Grafik 1: Modern İmparatorlukların Yükselişi ve Çöküşü Deutsche Bank Kaynak: http://www.businessinsider.com/chart-rise-and-fall-of-modern-empires2014-9#ixzz3DBbxNfos Grafikte İngiltere, ABD, Sovyetler Birliği ve Çin gibi büyük güçlerin son 200 yıllık ekonomik performansları arasındaki karşılaştırma gerçekten ilginç. Bu karşılaştırma, benim “Paradigmalar Savaşı ve Beşinci Dalga” kitabımda dile getirdiğim İngiltere’nin yükselişi ve çöküşü ve ABD’nin yükselişi ve çöküşü hakkındaki yaklaşımımı da büyük ölçüde desteklemekte. Sonuç olarak, grafikte de görülebileceği gibi, Birinci Dünya Savaşı sonunda dünya emperyal gücü haline gelen ABD’nin yaklaşık 100 yıl sonra yerini Çin’e devretmekte olduğunu açık seçik gösteriyor. Sam Ro’nun rapor ettiğine göre, raporda Jim Reid şunları dile getiriyor: "Amerika’nın küresel hegemonyası 1998’den beri, yani 2008 küresel finansal krizden epey önce, bir düşüş eğrisine girmiş bulunuyor... Grafiğe dikkatli bakan birisi ABD’nin çok kısa bir zaman dilimi içinde 2 numara olacağını kolayca görebilir... Bugünkü gelişim eğrisine bakıldığında, satın alma gücü açısından Çin ekonomisi bir kaç yıl içinde ABD ekonomisini geçecek... ABD artık tek başına dünyanın ekonomik süper gücü değil ve gerçekte dünya gayri safi hasılasında ABD’nin gücü %20 düzeyinin Page 3 of 4 LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2014 altına düşmek üzere. Bir anlamda, tarihsel olarak %20 oranı bir ulusal ekonomik gücün dünya süper gücü olmasının psikolojik sınırı olarak kabul edilir. Ekonomik anlamda ABD ve Çin arasında paylaşılan iki kutuplu bir dünyadan söz ediyoruz. Bugün iki ülke, yani ABD ve Çin, birlikte dünya gayri safi hasılasının üçte birini temsil ediyorlar. Reid, raporunda Napolyon Bonapart’ın bir sözünü hatırlatıyor: "Bırakalım Çin uyusun, çünkü uyandığı zaman dünyayı titretecek.” Hiç bir ulus kaza eseri veya rastlantıyla dünyayı titretemez. Uzak görüşlü ve becerikli liderlerin önderliğinde doğru zamanda doğru şeyleri yapar. Her koşulda doğru olan en garantili ve en basit strateji insana yatırım yapmaktır. Türkiye, köylerinde, kentlerinin varoşlarında gelecek umudu kararmış milyonlarca çocuğuna, özellikle kızlarına ışık olacak eğitim politikaları yoluyla dünyayı titretebilir. İnşaata değil, ancak insana dayalı kalkınma politikaları hızla şekillenen bu yeni “büyükler”dünyasında Türkiye’ye saygın bir yer hazırlayabilir. Page 4 of 4
© Copyright 2024 Paperzz