İSİG Haziran ayı raporu için tıklayınız.

Soma katliamı; Şırnak’ta, İstanbul’da, Bursa’da, Maraş’ta ve tüm coğrafyamızda
devam ediyor...
Haziran ayında en az 141 işçi yaşamını yitirdi...
Meclisimizin bileşeni olan Kristal-İş Sendikası’na bağlı cam işçisinin Şişecam işyerlerinde
uyguladığı grev “milli güvenlik” ve “genel sağlık” gerekçesiyle fiilen yasaklandı...
Sözü Kristal-İş Sendikası Toplu Sözleşme Müdürü arkadaşımız Can Şafak’a bırakalım:
“Herkes kendine yakışanı yaptı. Yoksulluk sınırının altında yaşayan cam işçisi ekmeği için,
çocuklarının geleceği için 93 kuruşluk zam teklifine karşı çalıştığı fabrikanın kapısına grev
pankartı astı. Cam işvereni yasanın, greve katılan işçinin yerine başkasının çalıştırılamayacağı
hükmünü hiçe sayarak mal yükletti, fabrikalardan tırlarla mal çıkarmaya çalıştı. Bir işçiyi
sudan nedenlerle işten çıkardı. AKP hükümeti de din iman maskesinin arkasındaki gerçek
yüzünü bir kez daha göstererek, “genel sağlık ve milli güvenlik” nedeniyle grevi erteledi.
Pencere camının, çay bardağının, su bardağının, araba camının, cam yününün genel sağlığı ve
milli güvenliği nasıl tehdit edebildiğini izah etmek mümkün değil. Gözetilenin sermayenin
sağlığı ve güvenliği olduğu, sermayenin çıkarları olduğu aşikâr… Erteleme, sermayeden yana
sağ/muhafazakar, otoriter bir hükümetin neoliberal politikaların bir uzantısıdır.” Grev
silahının işçi sınıfının elinden alınarak örgütsüzleştirmenin genelleştirilmesidir...
“Genel sağlık” sorununa değinelim. Şişecam grevini yasaklayanların böyle bir derdi olmadığı
malum. Çünkü İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi olarak yazılı, görsel, dijital basından takip
edebildiğimiz, emek-meslek örgütlerinden gelen bilgiler ve işçiler, işçi yakınlarının
bildirimleri ışığında tespit edebildiğimiz kadarıyla Haziran ayında en az 141 işçi yaşamını
yitirdi…
Bu noktada bir kez daha hatırlatıyoruz. Yılbaşından beri raporumuzda emekçilere ve özellikle
yerel gazeteci, mühendis ve doktor dostlarımıza bir çağrı yapmış ve “şahit olduğunuz, haber
aldığınız ve her ay açıkladığımız raporlarda ismini göremediğiniz, eksik bilgi verdiğimiz iş
cinayetlerini guvenlicalisma@gmail.com mail adresi vasıtasıyla Meclisimizle paylaşmanızı
istiyoruz” demiştik. Dostlarımızın verdiği bilgiler ışığında raporlarımızda güncellemelerimizi
yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Gerçeklerin açığa çıkması için bu bilgi ağımızı
derinleştirelim. Bu ağa bağlı olarak, Temmuz ayının ortasında gelen bilgiler ışığında 2014
yılının ilk altı aylık raporunu açıklayacağımızı belirtelim...
İnşaat, tarım, taşımacılık ve maden işkolu yangın yeri...

Yeni Türkiye’nin ekonomisinin lokomotifi olan inşaatlarda işçi kıyımı sürüyor.
Coğrafyamızın her hücresinde kent dokusunu ve ekolojik yaşamı gözetmeyen hızlı
betonlaşma sonucu yarısı düşme nedenli olmak üzere 37 inşaat işçisi can verdi...

Yaz geldi, güvencesiz tarım emeği yollara düştü. 14’ü küçük çiftçi olmak üzere 29
tarım emekçisi can verdi...

Otobüs, minibüs, tır, tanker sürücüsü, moto kurye... Her gün yeni açmazlara yol açan
ulaşım politikalarıyla, kuralsız çalıştırmanın egemen olmasıyla 16 taşımacılık işçisi
can verdi...

Soma; Şırnak’ta, İstanbul’da, Karaman’da, Maraş’ta ve Karaman’da... Madenler ölüm
kusuyor. Bu ay 10 maden işçisi can verdi...
İşkollarına değinirken yaşanan bazı iş cinayetlerine dikkat çekmek istiyoruz...
Silikozis katliamı devam ediyor... 31 yaşındaki Fahrettin Fırat, 2000-2004 arası kot kumlama
atölyesinde çalışırken silikozise yakalandı. Fahrettin kardeşimiz Hacettepe Üniversite
Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Bingöl Karlıova Taşlıçay Köyü’nde arkadaşımız gibi onlarca
silikozis hastası bulunuyor...
Kuyudan sarkıtılan bidonla girilen Şırnak madenleri... Soma Şırnak’ta devam ediyor. Musa
Seven, Ahmet ve Emin Baysal, Selahattin Uçar ile İbrahim Sağnak bu ilkel madenlerde can
verdi. Cudi Dağı eteklerinde 3500 madenci arkadaşımız sigortasız bir biçimde çalışıyorlar, aç
kalmamak için. Bu ölüm kuyularında çalışan işçilerin tamamına yakını 1990’lı yıllarda devlet
tarafından zorla köyleri boşaltılan yurttaşlarımız. 8 çocuklu Musa Seven’in cenazesinin
bidonla çıkarıldığı Cudi’de demokrasi güçleri halkımıza acılar yaşatan bu koşulları
değiştirmek zorunda...
Seçimler geçti, belediyeler seyyar satıcı avında... 30 Mart seçimleri öncesi oy için halka
yarananlar şimdi gerçek yüzlerini gösteriyorlar. İstanbul’un hemen her ilçesinde seyyar
satıcılar yoğun baskılar yaşıyor. Seyyarlar için ekmek ölümün ucunda. 31 yaşındaki su satıcısı
Mahmut Uuzn kardeşimiz İstanbul Beyoğlu Halıcıoğlu’nda polisin kovalaması sonucu girdiği
metrobüs yolunda ezilerek can verdi...
Güvenlik işçileri can güvenliği istiyor... Önce 36 yaşındaki kardeşimiz Ali Uğur Şen
Kartal’da bir alışveriş merkezindeki bankamatiği tamir ederken uğradığı silahlı saldırı sonucu
hayatını kaybetti. Güvenlik-Sen yaptığı açıklamada “Ali Uğur Şen’in kanı Denizbank A.Ş.,
Finansbank A.Ş. ve Türk Ekonomi Bankası A.Ş. ortaklığıyla kurulmuş Bantaş A.Ş.’nin
üzerindedir. Bantaş A.Ş.’nin sadece 6 ay içerisinde 3 soyguna maruz kalması, yaşanmış ölüm
ve darpların kaza olmadığını kanıtlar niteliktedir. Bankamatik tamirinde aracın içerisindeki
şoförden başka Ali Uğur Şen’i koruyacak hiç bir personel bulundurulmayarak, risk analizleri
yapılmadan, yeterli eğitimler verilmeden, yeterli ekipman temin edilmeden, gerekli güvenlik
prosedürleri uygulanmayarak öldürülmesine göz yumulmuştur” dedi.
Sonra Sabiha Gökçen Havaalanı’nda özel güvenlik görevlisi kardeşimiz Fatih Selim Aladağ
mesai arkadaşlarını şirket aracıyla evlerine bıraktıktan sonra Pendik’te uğradığı silahlı saldırı
sonucu yaşamını yitirdi. Güvenlik-İş yaptığı açıklamada “Güvenlik şirketinin devriye aracı
servis aracı olarak kullanılıyor, ‘bu benim görevimin dışında, ben gece gidiyorum can
güvenliğim yok’ diyor. ‘Ya yaparsın ya da çıkarsın’ diyorlar 10-15 gün önce. Şirket
arkadaşımıza hem vardiya amirliği hem de servisçilik yaptırıyor. O saatte havalimanında
vardiya amiri olarak bulunması gerekiyor” dedi.
İstanbul, Bursa, Maraş ve Kocaeli... İş cinayetleri coğrafyamızın her bölgesinde...
13 ölüm İstanbul’da; 9’ar ölüm Bursa ve Kahramanmaraş’ta; 6 ölüm Kocaeli’nde; 5’er ölüm
Edirne, Manisa, Samsun ve Şırnak’ta; 4’er ölüm Adıyaman, Ankara, Balıkesir, Karabük ve
Konya’da; 3’er ölüm Adana, Antalya, Isparta, Karaman, Kayseri, Zonguldak ve
Afganistan’da; 2’şer ölüm Aydın, Batman, Çorum, İzmir, Mardin, Muğla, Sakarya, Siirt,
Şanlıurfa ve Trabzon’da; 1’er ölüm ise Bilecik, Bingöl, Bolu, Burdur, Çanakkale, Çankırı,
Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Hatay, Kırklareli, Kütahya, Malatya, Muş,
Rize, Sinop, Tekirdağ, Tunceli, Yalova, Yozgat ve İran’da yaşandı...
Cam işçisi yalnız değildir, grev biter direniş başlar...
Soma’dan Şırnak’a madenlerdeki iş cinayetlerine karşı mücadelemiz sürecek...
İş cinayetlerinin sorumluları devlet ve sermayedir...
Adalet istiyoruz...