hukuk metodolojisi

Mehmet Pehlivan
-120701013- mehmetpehlivan@mail.com
AKIL YÜRÜTME
Akıl yürütme, düşünceleri bilinçli ,tutarlı,belli bir amaçla bir araya getirme
işlemidir.Bir tür kanıtlama faaliyetidir.
Tümevarım Yönteminin kanıtlamada kullanılması:
Bu yöntem tek tek olandan genele ve bütüne varmak yoluyla yapılan bir tür
genellemedir. Özelden genele giden bir akıl yürütmeyle doğadaki tek tek gözlem ve
deneylerden kalkarak aynı koşullar hakkında genel yargılara varma işlemidir.
Eksik tümevarım: belli konuda çok sayıda deney ve gözlem verisi toplayarak tümü
hakkında bir yargıda bulunmaktır. Hepsini kapsamadığı için kesnliği değil olabilirliği
vermektedir.
Tam tümevarım: gözlem ve deney yapılan olguların hepsini kapsayan sayma işlemi
tam tümevarımdır.pekiştirilmiş önerme niteliğindedir
Tümdengelim yönteminin kanıtlamada kullanılması:
Tümdengelim, bir çıkarımdır. Öncüllerin doğru Kabul edilmesi halinde
sonucun,bu öncüllerden zorunlu olarak çıktığı yani aslında mantıkta geçerli olabilen
tek akıl yürütme dedeksiyonudur.
Sonuç önermesi öncül önermede örtük ve saklıdır.
Mantık Sisteminin üç temel ilkesi:
Özdeşlik: Bir şeyin kendisi olması biçiminde tanımlayabiliriz. Eşitlikle
karıştırılmamalıdır.Eşitlik iki şey arasındaki benzerliğe ilişkindir,özdeşlik ise bir şeyin
kendisi ile olan ilişkisidir. Bir şey kendisi dışındakiyle ancak eşit ve benzer olabilir
özdeş olamaz.
Çelişmezlik: bir önermenin aynı zamanda aynı koşullar içinde birden çok doğruluk
değeri taşıyamayacağıdır. Özdeşliğin bir türevidir.
Üçüncü halin olmazlığı ilkesi: iki çelişik ifadeden biri doğruysa öteki zorunlu olarak
yanlıştır.
Hakikat,Gerçeklik,Doğruluk
Nesne olarak kavradığımız tüm alan GERÇEKLİK, nesnenin bilgisine mantık
yasalarını uygulamak DOĞRULUK, gerçeklik ve doğruluğun bir arada bulunması
HAKİKAT.
Normatif önermeleri temel niteliği
Cümlenin mantıktaki karşılığı önermedir. Her cümle önerme değildir.iddia,yargı
ortaya atan, haber veren, bildiren cümleler önermedir.
3 unsurdan oluşur mantık önermesi: özne yüklem ve bağıt.
Geçerlilik, Etkinlik, Adalete Uygunluk
Geçerlilik, bir normun belli bir sisteme ait hukuk kuralı olarak var olup olmadığına
ilişkin bazı kriterlere bağlı olarak verilebilir.
Etkinlik, geçerlilik kazanmış bir normun fiilen uygulanıp uygulanmadığı durumu
ifade eder,hukukun toplumsal açıdan karşıladığı gereksinimlere ve bu gereksinimleri
tam olarak yerine getirip getirmediğine ilişkindir.
Mehmet Pehlivan
-120701013- mehmetpehlivan@mail.com
Adalete Uygunluk,hukukun doğrudan içeriksel değerlendirilmesidir.adil olmayan bir
düzen Kabul edilemez .
POZİTİF HUKUKUN İÇERİĞİNİN SAPTANMASI
GEREKÇE
Gerekçenin gerekçesi : Köken bakımından “neden” kavramına
dayanmaktadır. İyi bir kararda hakim bu karara ne şekilde ulaştığını açıklamalıdır.
Çağdaş ve adil yargı düzeninin var olması için “yargı kararlarının gerekçeli
olması”gerekmektedir. Bu nedenle yargı kararlarının zorunlu şartıdır.
UA hukuk açısından da gerekçe önem arzetmektedir.
Gerekçenin yazılması sadece kanun bilgisi çerçevesinde olamayacağı için hakimin
objektifliği ve herkesçe Kabul edilebilmesi için gerekçe bir kriterdir.Çünkü bir yandan
hukuk disiplini içerisinde kalma zorunluluğuyla keyfi hareketten kaçınır ve
muhatapları açısından yargının güvenirliğinin garantisidir.
Mahkemelerin bağımsızlık ve tarafsızlığı gerekçe ile güçlendirilir. Aynı hukukukn
etkinliğininde unsurudur
Gerekçenin Kapsamı: Anayasamızla tüm yargı kararlarının gerekçeli olması
Kabul edilmiştir. İŞ yoğunluğu ve alışkanlıklarla “kalıp gerekçeler” yazılması aslında
bir geçersizlik hali olarak anlaşılabilir. Gerekçesizlik nedeniyle temyiz edilebilme
koşulu olarak gerekçenin iç ve dış gerekçe noksanları biçiminde bir ayırıma tabi
tutulmaktadır:
1-Dış gerekçe noksanı: Hakimin verdiği hükmün dayanağı olan maddi ve hukuki
unsurları göstermemesi durumunda söz edilir. Tam geçersizlik söz konusudur
2-İç gerekçe noksanı: Gerekçe olarak gösterilen hukuksal dayanağın,somut olayda
temellendirilmesi mümkün değilse iç gerekçe noksanıdır.
3- Tüm unsurlar tek başına ve birlikte değerlendirilmesinde doğru hususlarda hareket
edildiği hallerde mantık gereği,yanlış sonuçlara varılmasında da gerekçe noksanı
vardır.
GEREKÇE HEM HUKUK KURALINA HEM DE MANTIK VE TECRÜBE
KURALLARINA TERS DÜŞMEMELİDİR.AKSİ HALDE GEREKÇE
NOKSANINDAN SÖZ EDİLİR.
TEKNİK OLARAK UYGULAMA İLE İLGİLİ SORUNLAR
Hukukun anlamlandırılması belli bir mantıksal sıralama içerisinde
yapılmalıdır,bu sıralama:
1-Yargıç hukuksal olayı hukuk açısından isimlendirecektir,
2-İsimlendirilen olay için uygulanabilecek bir kuralın varlığını belirleyecek,bulunan
kuralın gerçekten uygulanıp uygulanamayacağını araştıracaktır,
3-Uygulama olanağının varlığı,bağlantılı hükümler ve bağlantılı hukuksal
isimlendirmelerle ilişkisi değerlendirilcektir,
4-Çerçevesi çizilmiş olan hukuksal durum için bulunan yasal platformun hukukun
temel ilkelerine özellikle de anayasaya uygunluğunu kontrol edecektir,
5-Bütün bu aşamalardan sonra hukuk normu somut hukuksal olaya uygulanacaktır.
Bu aşamalardan herhangi birinde çözümlendirilemeyen olay karşısında bizim
hukuk sistemizde boşluk doldurma mekanizmasının işleteceğini Kabul etmiştir.
Mehmet Pehlivan
-120701013- mehmetpehlivan@mail.com
NORMUN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ
Mevcut sistem.
NORMUN YÜRÜRLÜKTEN KALKMASI
Süreli yasalar dışındaki yasa türlerinin yürürlükten kaldırılması için 3 olasılık
mevcuttur.
1.Açık Yürürlükten Kalkma: Yasa koyucunun,yürürlükte olan bir yasayı başka bir
yasayla yürürlükten kaldırıldığını açıkça belirtmesi durumudur.İlga yasası denir.
2-Örtülü Yürürlükten Kalkma: Yeni tarihli kanun yürürlükte olan bir kanunu veya
onun bir maddesini açıkça yürürlükten kaldırmamakla beraber onunla bağdaşmayacak
hükümleri içermesi durumunda örtülü yürürlükten kaldırma söz konusu olur.
3-Özel Durumlar: Bir konuyu düzenleyen iki ayrı yasanın aynı anda yürürlükte
bulunması durumlarının da yürürlük açısından bir çözüme bağlanması gerekir. Eğer
hükümler çelişik değilse sorun yoktur ancak çelişikse çözümlenmesi, çoğunlukla
yürürlük tarihi eski alan hükümsüz olur.
Bir başka özel durumda genel ve özel olmasına göre ortaya çıkar.
-iki genel yasa ile iki genel yasa yarıştığında yeni tarihli olanlar
-yeni özel-eski genel: yeni özel uygulanır
-yeni genel –eski özel : taraf menfaatlerine göre uygulanır,kalkmazlar.
NORMUN YER VE ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
Normun belli bir yerde kişilerin vatandaşlığı ile ilgili herhangi bir ayrım
yapılmaksızın uygulanması esası benimsenmiştir.İstisnası siyasi katılım veya idari
organların oluşumu konularındadır.
Kanunlar genellikle yürürlüğe girdikleri tarih itibariyle etkilerini ortaya
çıkarmaktadır. Geriye yürümezler,kazanılmış hakları korunur.
YORUM
Yoruma ihtiyaç duyulmasının nedeni ?
-Dilin kullanımının yol açtığı sorunlar ve dilin yoruma ve boşluk oluşturmaya açık
olmasıdır.Anlamı çeşitli ve açık olmayan kelimelerin olması
-Dilin uzmanlık gerektiren alanlarda o Alana özgü bir anlama bürünmesidir,günlük
konuşma dilinden alınan bir sözcük,teknik bir alanda farklı anlamda kullanılabilir.
-Yasanın yetersizliği ya da çelişik oluşuda yoruma yol açabilir.
-Yasaların zamanla eskimesi nedeniyle değişen koşullar nedeniyle yeni ihtiyaçları
karşılayabilmesi için yoruma ihtiyaç duyulur.
Yorum Türleri
1-Yasama Yorumu: Yasa koyucunun kendi iradesiyle ortaya koyduğu metnin,nasıl
anlaşılmasını belirttiği yorum çeşitidir.82 Anayasasında yok.Yasama yorumu tüm
mahkemeleri ve yargı organlarını bağlayıcıdır.Geriye etkilidir.
2-Bilimsel Yorum:Hukuk bilimi ile uğraşanların pozitif hukuk kurallarını açıklama
amacı ile yaptıkları kurumsal bir yorum türüdür. Mahkemeleri bağlayıcı gücü
yoktur.Somut değil soyut çözümleri kapsar.
Mehmet Pehlivan
-120701013- mehmetpehlivan@mail.com
3-Yargı Yorumu: Mahkemelerin somut uyuşmazlığı çözerken karşılaştıkları yorum
problemlerini de hükme bağladıkları kararlar hakkındadır.
Yorum Yöntemleri
1-Söze göre(lafzi) yorum: Her metnin yorumunda onun lafzından hareket etmek
zorunludur.Zira yasa koyucu anlatmak istediğini kelime ve cümlelerle ifade etmiştir.
2-Mantıksal-Sistematik Yorum Metodu:Sadece yasanın sözüne başvurulması
normun anlamı ve amacını aydınlatmaya yetmez. Hukuk normunun anlamı hukuk
düzeninin bütünü içerisinde,içinde bulunduğu sistemin üst normları dikkate alınarak
kavranılmaya çalışılır.Yasanın ruhundan hareket edilir.
3-Karşılaştırmalı(mukayeseli) argüman : Geçmişteki bazı ilişkilerin,hukuksal dile
getirilişine değil başka bir topluma ya da toplumda ortaya çıkan uygulamalara
göndermede bulunmaktır.
4-Amaçsal Yorum Yaklaşımları
-Subjektif-Teleolojik Tarihi Yorum: yasayı yapanın onu ortaya koyarken izlediği amaç
araştırılır.yasa koyucunun o tarihteki subjektif iradesine göre belirlenir.hazırlık
aşamaları,tutanaklara bakılır
-Objektif-teleolojik yorum: geçmişte ya da şu an için var olan kimselerin amaçlarına
itibar edilmez.Tam tersine “rasyonel” amaçlara yada geçerli hukuk düzeni
çerçevesinde objektif olarak düzenlenmiş rasyonel amaçlara dayanır.
-Amaca göre yorumun farklı uygulamaları: -genişletici yorum ve daraltıcı yorum.
Bir yorum yöntemi olarak: “Yasa koyucunun niyeti”
-Kollektif niyet
-Yasa koyucunun niyeti
-niyet çokluğu
BOŞLUK DOLDURMA
Toplumsal yaşamın değişim hızının hukukun değişmesinden daha hızlı ve
fazla olması boşluğun en temel sebeplerindendir. Bazen de yasa koyucu boşluğu
öngördüğü halde çeşitli sebeplerden bunu çözmeye yarayacak kuralları koymamış
olabilir.
Kanunun hiç bir kural,hiçbir norm içermediği yani sustuğu yerde bir boşluk
vardır.Her susma boşluk değildir.Hukuk düzeninden genişleterek-daraltarak bir hukuk
normunu çıkarabildiğimiz sürece boşluk olduğunu düşünmeyiz.
Uygulanacak norm kanunda yoksa,örf ve adet kuralıda bulunamıyorsa yargıç
Kanun koyucu olsaydı nasıl bir hüküm sevketse idi ona göre bir norm yaratır ve
boşluğu doldurur.
Boşluk doldurulurken dikkat edilecek husular:
-hukuk yaratırken yargıç,taraf çıkarlarını bilmelidir.
-çıkarları sosyolojik ve ahlaki kriterlere göre değerlendirmeli
-hukuk güvenliğine de dikkat edilmeli
-yürürlükteki hukuk düzeninide göz önüne almalıdır
-yorum ve kazuistik yöntemden kaçınmalıdır hakim.
Boşluk Nedenleri ve Türleri
-Yasa koyucunun öngöremeyeceği değişimler sonucu orataya çıkan,
Mehmet Pehlivan
-120701013- mehmetpehlivan@mail.com
-Yasa koyucunun gözünden kaçan,
-İki yasa arasında çelişmeden,
-Yasa koyucunun bilinçli bir şekilde düzenleme yapmamasından dolayı boşluk
oluşur.
1-Açık Boşluk: Hukuken bir çözüme varılması gereken bir konuda uygulanabilir
hiçbir hukuk kuralının bulunmadığının açıkça belli olması durumunda “açık boşluk
söz konusudur. Gerçek boşluk olarak da adlandırılır.
2-Bilinçli Boşluk: İlk bakışta uygulanabilecek hiçbir hüküm içermemesi yasada açık
bir boşluk olduğunu göstermez. Yasa koyucunun susması,bilinçi bir hukuk politikası
ile yasanın kapsamı dışında bırakmak istenmesinden kaynaklanabilir.Sınırlı sayı ve
karşıt anlam ilkelerinden olumsuz bir çözüme ulaşılabilir.
3-Örtülü Boşluk: Yasada somut bir olaya ilişkin kural vardır ancak bu kural
yanlışlıkla geniş tutulmuştur.Somut olaya ilişkin sınırlandırıcı istisna kuralı gözden
kaçırılmıştır.Tipik olayı düşünen yasa atipik olayı düşünememiştir. Yapılması gereken
boşluk doldurma yoluyla yasanın savsakladığı istisnaların koyulmasıdır. Gerçek
olmayan boşluklar da denilmektedir örtülü boşluklara ama arasında fark vardır bu fark
: gerçek olmayan boşluk yasanın sınırlayıcı istisna kuralı savsaklamasından
değil,hukuk politikasındaki yanlışlıklardan ortaya çıkmaktadır. Gerçek olmayan
boşluklar yasada bir hüküm olmasına ragmen,lafza ve ruhuna bağdaştırmak mümkün
değildir.
4-Gerçek olmayan boşluk: mantıken Kabul edilebilir ve kuralın kanundaki varlığını
açıklayabilir bir kanun koyma gerekçesinin olmadığı yasalar için gerçek olmayan
boşluk durumundan bahsedebilir. Başka bir ülkenin medeni yasasının alınması sonucu
anlaşılamaması.
5-Hüküm içi boşluk: hüküm içi boşlukta uygulanabilecek bir norm vardır ancak
yetersiz olup anlamının belirlenmesi hüküm dışı öğelerle tamanmasına bağlıdır.yasa
koyucu kuralı kalın çizgilerle belirlemiş somut içeriğini yargıça bırakmıştır.
YORUM-ANALOJİ(ÖRNEKSEME) İLİŞKİSİ
Akıl yürütmenin tümden gelim ve tümevarım yanında bir diğer biçimi de
analojidir. Mantiki akıl yürütme yöntemi olarak örnekseme:zihnin iki olay ya da şey
arasındaki benzerlikten faydalanarak bunlardan birisi hakkında verdiği hükmü diğeri
için de geçerli Kabul etmektedir. Kısaca,tümevarıma dayanan bir tümdengelimdir.
Analojinin problemi, eksik tümevarım olduğu için bilginin güvenirlik derecesidir.
Dört ögesi vardır örneksemenin:
-kendisine benzetilen
-benzeyen
-benzerlik
-benzetme
-yorum-analoji ilişkisinde ortaya çıkan sorunlar: anolojinin iki tipi vardır. bir
norm doğrudan kendisine tabi olmayan bir olaya uygulanıyorsa kanuni
analoji;düzenlenmemiş bir olay bir hukuki yapı veya sistemin dahil olduğu genel bir
hukuk prensibine veya düşüncesine göre karara bağlanmış ise hukuki analojiden söz
edilir. Analojiye anayasamızda yasanın suskun kaldığı durumlarda başvurulur.
Mehmet Pehlivan
-120701013- mehmetpehlivan@mail.com
-emsal yargı kararlarında örnekseme: içtihat,yargıcın koyduğu kural değil,yargıcın
kararından başkası tarafından çıkarsanan kuraldır.bu da analoji uygulamasıdır.
Benzerlik kurulması için benzerlik nedeni açık olmalı, belirli olmalı,uygun olmalı ve
tam olmalıdır.
Öncelik
Bütün için doğru olan bir şeyin parçalar için de doğru olacağı,yasada daha
önemli bir durum için Kabul edilen bir hükmün daha az önemli bir durum için de
uygulanması gerektiği fikrine dayanmaktadır. Büyükten küçüğe doğru akıl yürütme
ve küçükten büyüğe doğru akıl yürütme olarak iki şekli vardır evleviyetin.
Büyükten küçüğe doğru akıl yürütme: çoğu yapmaya yetkili olan azı yapmayada
yetkilidir.kapsamı daha geniş olan norm,kapsamı az olan normu içine alır.
Küçükten büyüğe doğru akıl yürütme:hafif ihmailden sorumlu olan ağır ihmalinden
de sorumludur.
Zıt Kavram
Bir hukuk kuralı belirli bir duruma belirli bir sonuç bağlamış ise bunun
dışında kalan bütün diğer halleride aksi hukuki sonuçlara bağlamıştır. Bir fiil suçsa
aksi suç değildir.
Standartlar
Yargıçın esasında belirmeye çalıştığı şey,sözü geçen kişinin davranış biçiminin
kendisinden beklenecek doğru davranışa,standart davranış biçimine uygun olup
olmadığıdır.
HUKUKUN SİSTEMLEŞTİRİLMESİ
Hukukun sistemleştirilmesi iki açıdan sağlanabilir,Tamlık ve Tutarlılık.
Tamlıkla hukuk alanındaki tüm sorunlar için çözüm üretilebileceği iddiasında
bulunulmaktadır.tamlıktan hukukun sistematik bir bütün olduğu anlaşılmaktadır.
Tutarlılık ise sistem içi ilişkiler açısından sorunların giderilmesidir.Normlar
hiyerarşisi ile bu temin edilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca içtihadı birleştirme
kararlarıda tutarlılık açısından önemli katkılar sunmaktadır.
Soyut olması,herkes için eşit ve bağlayıcı olması,geriye yürümezlik ve devletinde de
kapsamı içinde oluşu sistemleştirilmenin zeminidir.
Mehmet Pehlivan
-120701013- mehmetpehlivan@mail.com