SAYFA 1 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Aynı noktada, art arda üç trafik kazası… Sizce de biraz fazla değil mi? AYNI YERDE YİNE KAZA ÖZEL ÖZEL HABER HABER Kazalara ilişkin 3 haber yaptık. Bu haber ise, 4.sü… YOK ARTIK!!! Konak güzergahında yine bir kaza yaşandı. Bu kazada da can ve mal kaybı yok. Ancak, büyük bir kazanın yaşanmasına her defasında ramak kalıyor… -BİRİNİN ÖLMESİ Mİ LAZIM? İzmir’de birkaç gündür art arda manşetten kaza haberleri giriyoruz. Aynı noktada yaşanan kazaları girdiğimiz bu haberlerin ardından emniyet birimleri harekete geçmiş ve ertesi gün bölgeye ekip yerleştirmişti. Ekibin bölgeyi kontrol ettiği gün, saatler boyunca trafikte bir aksama ve kaza yaşanmamıştı. Ancak, ekiplerin gitmesiyle, yine bir kaza yaşandı. 3.sayfada 21 Ekim 2014 Salı www.sondakikagazetesi.com KARABAĞ'dan kompleks sözü Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Manavkuyu Mahallesi’ndeki 2. Halil Atilla Sitesi sakinleri ile bir araya geldi. Sorunları dinleyen Başkan Karabağ, bir de müjde verdi. Karabağ, “Merkez İlköğretim okulunun karşısın- da bir alan var, orası için bir proje hazırlıyoruz. Büyük bir konferans salonunun, yarı olimpik havuzunun, nikah sarayının, sağlık tesisinin yer alacağı bir kültür, spor kompleksinin hazırlığı içerisindeyiz" dedi.devamı 8-9’da Delican, 2023 Türkiyesi için delege seçimlerinin çok önemli olduğuna dikkat çekti k ı r t A Fiyatı düşüren altında kalır Söke Ovası'nda 360 bin dekar alanda pamuk hasadı devam ederken, fiyatlardaki düşüş üreticilere sıkıntı yaşatıyor. Söke Ziraat Odası Başkanı Kocabaş,"Pamuk fiyatı dünya borsalarında 3,90-4,00 lira bandı arasında, Türkiye'de ise 3,50-3,60 lira arasında. Düşük fiyat üreticiyi zarar ettirir ve pamuk yerine farklı ürünlere yöneltir. Bu durumda iplikçi yurt dışındaki üreticiye mecbur kalarak daha pahalıya pamuk ithal eder. Bu da kendi sektörlerini sıkıntıya sokar, faturasını iplikçi öder. Tekstil sektörü de büyük darbe alır. İplikçinin fiyatı aşağı çekme politikasını devam ettirmesi, ileride kendilerine çok ağır fatura çıkarır" dedi. devamı 16’da VEFA kazanacak Mahalle ve köy delege seçimleri için sandık başına giden AK Partililerin yeni Türkiye için koşturduğunu belirten Başkan Delican, “Partimize emeği geçmiş, davamızın bayraktarlığını yapmış tüm arkadaşlarımızın delege yapılmasına özellikle önem verdik" diye konuştu VEFA DUYGUSUNU ÖNE ÇIKARDIK 15 Eylül’de başlayan kongre sürecinin sorunsuz devam ettiğini belirten AK Parti İzmir İl Başkanı Delican, Vefa'nın sadece bir semt adı olmadığına dikkat çekti. Bu seçimde partiye emeği geçen kişilere özel olarak sahip çıkıldığını ve çıkılmaya devam edileceğini söyleyen Başkan Delican, "Özellikle genel merkezimizin belirlemiş olduğu, AK Parti’de daha önce görev almış arkadaşlarımızı kapsayan ve vefayı ön plana çıkaran yapılanmaları kurarak, tek liste olarak seçimlere gideceğiz. Partimize emeği geçmiş, davamızın bayraktarlığını yapmış tüm arkadaşlarımızın delege yapılmasına özellikle önem verdik. Vefa duygusunun öne çıkartılması çok önemli" dedi. Gelip geçici işler bana göre değil! Tokat Dernekleri Federasyonu’nun 1. Olağan Genel Kurul toplantısına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, gelip geçici değil kalıcı eserler yapmak için uğraştığını söyledi. Kocaoğlu, “Fuar projesi için harcadığımız 500 milyon lirayla kente süs yapsaydık, belki şimdiden efsane başkan olmuştum. Ama bunlar geçici. Biz İzmir’e kalıcı eserler bırakmak, kenti zenginleştirmek ve İzmirli hemşehrilerimizin lokmasını büyütmek için çabalıyoruz” diye konuştu. 12’de 2023 İÇİN KAN DEĞİŞTİRİYORUZ Kongre sürecinin 2015 yılında yapılacak genel seçimler öncesinde çok önemli bir adım olduğuna dikkat çeken AK Parti İzmir İl Başkanı Delican, “AK Parti’nin özlenen ve beklenen anayasa değişikliğini gerçekleştirebilmesi için 2015 genel seçimlerinden mutlak zaferle ayrılması gerekiyor. Bu sandıklardan çıkacak sonuçlar, bizim için 2015, 2019 ve en önemlisi 2023 hedeflerimiz için çok önemli. Partimiz yeni bir kan değişikliği ve yapılanmaya gidiyor. Biz buradan çok güçlü bir yapılanma ile çıkacağız. Güçlü bir teşkilat, güçlü bir parti anlamına gelir. Güçlü bir AK Parti ise, Türkiye’nin gelecek yolculuğuna hız kesmeden devam edebilmesini sağlayacaktır" dedi. devamı 16’da İzmir'deki 692 koltuk hala boş 2014-2015 eğitim öğretim döneminin 1 ay önce başlamış olmasına rağmen boş kadrolara hala müdür atanmadığını belirten CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, "3 bin 800 aday, müdürlük için başvurdu. Ama hala karar verilmiyor. Bunun sesebi ne?" dedi. EĞİTİMİ BİTİRİYORLAR Kadroların hala boş tutulmasının eğitimi baltaladığını belirten Prof. Dr. Hülya Güven, "Hükümetin asıl amacının eğitimin kalitesini bozarak eğitim çağındaki çocukların okullaşma oranlarının azaltılması olduğu çok açık. Nitekim getirilen 4+4+4 sisteminin de okula giden çocuk sayısında azalmaya yol açtığı, buna paralel olarakta kız çocuklarının evlenme sayısında artış olduğu belirtilmiştir. Okulların öğretmensiz ve müdürsüz bırakılması da bu amacın bir parçası olarak görülmektedir." dedi. 16’da Çeşme'ye yeni su şebekesi12 Stresin etkisi olsa önce ben giderdim Amerikan Beyin Cerrahları Birliği tarafından nöroşirürji alanındaki çalışmalarıyla Yüzyılın Adamı seçilen 89 yaşındaki Türk Prof. Dr. Gazi Yaşargil, stresin kalbi etkilemediğini söyledi YAŞAM TARZINA DİKKAT Çağımız hastalıklarının stresten kaynaklandığına ilişkin iddiaları yorumlayan Prof. Yaşargil, "Stresin fena bir etkisi yok zannetmiyorum, kalbiniz iyiyse dayanırsınız. Günde en az Sabit İNCE yazdı “KÜRTLERİN DEVLETİ YOK” DİYENLERE... 8’de >> 16-18 saat çalıştık yıllar boyunca, olsa bize bir şey olurdu. Ayrıca, ilerleyen teknoloji ve aletler nedeniyle beyin tümörlerinin arttığını düşünemiyoruz ama bizim yaşam tarzımızdan hastalıklar olabiliyor, sigara, içki ve uyuşturucu bunların başında geliyor. Sigarayı bırakın, hiçbir faydası yok, alışkanlık yaratıyor" dedi. 13’te Mustafa Serap YAŞAR ARSLANBUZRUL yazdı yazdı LTD.ŞTİ BİLİM DİYEORTAKLARININ ANLATILANLAR ALACAKLARI HEP DOĞRU MU?9’da 9’da >> >> SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 21 Ekim 2014 Salı Kapadokya’daki yeraltı manastırlarının Trabzon’da 1150 metrede benzeri var “Sümela Manastırı” Kadir Demirel Sümela Manastırı, Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere köyü sınırları içerisinde yer alan (Eski Yunanca adı: Panagia) deresinin batı yamaçlarında Kara (Eski Yunanca adı: Mela) tepesi üzerinde deniz seviyesinden 1.150m yükseklikteki eski Rum Ortadoks manastır ve kilise kompleksi olup, tam adı Panagia Sumela veya Theotokos Sumela'dır.] Kilisenin MS 365-395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır. Anadolu'da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmıştır; hatta Trabzon'da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina'lı Barnabas ile Sophronis adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem'in bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela'nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon'a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır. 14.yüzyılda Türkmen akınlarına maruz kalan kentin savunmasında ileri karakol görevi üstlenen manastırın statüsünde Osmanlı fethinden sonra bir değişiklik olmamıştır. Yavuz Sultan Selim'in Trabzon’daki şehzadeliği sırasında buraya iki büyük şamdan hediye ettiği bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmed, II. Murat, I Selim, II Selim, III. Murad, İbrahim, IV. Mehmed, II. Süleyman ve III. Ahmed’in de manastırla ilgili birer fermanları bulunmaktadır. Osmanlı döneminde manastıra sağlanan imtiyazlar, Trabzon ve Gümüşhane bölgesinin İslamlaşması sırasında özellikle Maçka ve kuzey Gümüşhane'de Hıristiyan ve gizli Hristiyan köyleri ile çevrili bir alan oluşturmuştur. 18 Nisan 1916’dan 24 Şubat 1918’e kadar süren Rus işgali sırasında Maçka civarındaki diğer manastırlar gibi bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuş, nüfus mübadelesi ile bölgedeki Hristiyanların Yunanistan'a gönderilmesinin ardından önemini yitirerek T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yakın zamanda onarılana dek kaderine terk edilmiştir. Yunanistan'a mübadele ile göçen Karadenizli Rumlar Veria kentinde Sümela adını verdikleri yeni bir kilise inşa etmişlerdir. Her yıl Ağustos ayında tıpkı geçmişte Trabzon Sümela'da yaptıkları gibi yeni manastırın çevresinde geniş katılımlı şenlikler düzenlemektedirler. 2010 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin izni ile Hıristiyanlarca Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü 88 yıl aradan sonra ilk ayin düzenlenmiş, ayini Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetmiştir. • Kilise içinde Meryem figürleri Gürcülerin kullandıkları Gürcü madonna şeklinde resmedilmiştir. • Asıl kilisenin apsis kısmında, güney duvarında yukarıda Meryem'in doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ, İsa'nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatı, altta İncilden resimler. • Güney kapısında Meryem'in ölümü ve havariler. • Kilisenin doğuya bakan yukarı kısmında 2. sırada Genesis, Ademin yaratılışı, Havva'nın yaratılışı, Tanrının tembihi, İsyan (Adem ve Havva’nın yasak meyveyi yemeleri), Cennetten kovulma. 3. sırada: Dirilme, Thomas'ın şüphesi, Kabirde bir melek, Nikaia (İznik) konsili. • Apsis kısmının dışında, yukarıda Mikail, Cebrail Fırtına Vadisi’nden sonra, kartal yuvasını andıran görüntüsüyle insanın içini ürperten Sümela Manastırı’na doğru yola çıktık. 1150 metre yüksekteki manastıra çıkarken bir süre minibüslerle gittik, sonrasında da 750 metre kadar merdiven yolu tırmanışı gerçekleştirdik. Yaşlıların dinlene dinlene ve güçlükle gerçekleştirdikleri tırmanıştan sonra, 1800 yıldır esrarını koruyan manastıra ulaştık bulunmaktadır Kutsal Sümela Manastırı, eski tarihte Trabzon'da yüksek kayalıklarda kurulmuş olup, Dünya'nın en eski ve en önemli tarihi manastırlardan biri olma özelliğini taşır. Manastır ismini, üzerinde kurulmuş olduğu dağın, tarihteki ismi olan Mela'dan almıştır. Yunancada Stou mela Mela'da anlamını taşımaktadır. Fakat bölgede halen daha konuşulmakta olan kökeni binlerce yıla dayanan Karadeniz'e özgü Rumca Lehçede bu isim Sou-mela'dır. Yani Modern Yunancada "Stou-mela" iken, Bölgede halen konuşulan Rumca lehçede "Soumela" olarak geçer. Bundan dolayı bugün hala bu yere Sümela denilmekte- dir. Bu dağın zirvesinde kurulmuş olan bu muhteşem manastırda, tarihte çok önemli bir yer tutan, mucizeler yaptığına inanılan ve Hıristiyanlar için son derece önemli ve kutsal sayılan bir ikona muhafaza edilmiştir. Hıristiyan dünyasında çok önem taşıyan bu ikonaya bugün, Hıristiyanlar tarafından "Panagia Soumela" ikonası adı verilmektedir. Bu kutsal, görkemli ve mucizevî ikona İncil yazarlarından biri olan Aziz Luka tarafından çizilmiştir. Bilindiği gibi Aziz Luka büyük bir doktor, tarihçi ve Panagia Soumela ikonası gibi çizmiş olduğu daha birçok ikonalarla birlikte kilise tarihinde büyük bir ikonist olma ününe sahiptir. Yaygın bir inanışa ve birçok kaynağa göre, Aziz Luka bu ikonayı her gittiği yere beraberinde götürmüş ve Kutsal Meryem Ana onu bu nedenle mutlu kılıp, Aziz Luka'nın yaptığı her işi kutsamıştır. Dualar edip Mucizevi Panagia Soumela İkonasın'dan hayatları boyunca onlara yol göstermesini dilerler. Dua ettikleri sırada Kilise'nin içi, ilahi söyleyen meleklerle dolar ve ikonadan bir anda gelen tatlı bir ses, Basil ve Sotirichos'a hayatları boyunca onlara eşlik edeceğini ve yol göstereceğini söyler. Bundan hemen sonra ikona, bulunduğu yerden iki melek tarafından kaldırılarak, açık olan bir pencereden bulunduğu bu kiliseden ilahiler eşliğinde çıkar. Hiçbir yaşam kaynağı olmayan bu yerde, Mela Dağı'nın o dik ve sarp yokuşunda, tüm hayat zorluklarına rağmen sevinç içinde yaşamaya başladılar. Çünkü onlar Kutsal ve mucizevî Panagia Sümela ikonası aracılığıyla Tanrı'ya sonsuz bir güvenle bağlanmışlardı ve onların oraya gitmesini isteyen Kutsal Bakire Meryem'in, onlara söz vermiş olduğu gibi, kendilerine her zaman yardım edeceğinden hiç kuşkuları yoktu. Günlerden bir gün onlara yiyecek yüklü bir eşek görünür ve hatta eşeğin üzerinde, bulundukları yerin yakınında bulunan Vazelon Manastırı'nın baş keşişi tarafından yazılan bir mektup bulunur. Mektupta Kutsal Meryem Ana'nın bu baş keşişe göründüğü ve ondan, onlara yemek göndermesini istediği yazar. Burada kendileri için küçük hücre odaları inşa edip, ikonanın bulunduğu mağarayı şapele (küçük kiliseye) çevirdiler. Manastır yapılan çalışmalarla dah a sonra büyütülür ve Yunanca Theotokos'a yani "Mesih'in" annesi Meryem Ana'ya adanır. Bundan dolayı oraya bugün Sümela Manastırı'nın yanı sıra Meryem Ana Manastırı da denilmektedir. Manastırın inşaatı tamamlandıktan sonra MS 386 yılında, Trabzon'un Başpiskopos'u tarafından törenler ve dualar eşliğinde açılışı yapılır. Bizans döneminde bu manastır, aynı zamanda özel bir eğitim yeri olma özelliğini taşımıştır ve tarihte çok önemli, birçok Bizans ve Batılı kralların, bu görkemli manastırda, Panagia Sümela İkona'sının önünde taç giydirildikleri de söylenir. . Mucizeler Anne'si Kutsal Bakire Meryem, manastırın bu kanlı ve elemli olaylarından sonra, M.S. 644 yılında manastır bölgesinde yaşayan, fakir ve okuma yazma bilmeyen, bir çiftçi olan Christopher'a bir anda görünerek ondan, önce bölgenin episkoposuna gidip keşiş olarak adanmasını, yıkılan manastıra dönüp, oranın yeniden canlandırılmasını ve manastır binasını da restore etmesini ister. Tüm bu gördükleri karşısında şaşkına dönen çiftçi Christopher Tanrı'yı över ve Kutsal Meryem'in ona dediklerini yerine getirip, çok geçmeden manastır binasına varır ve mucizevî bir şekilde, manastırın saldırıya uğramasına rağmen, Panagia Sümela ikonasını ve bulunduğu kilisenin hiçbir şeklide zarar görmediğini görür. Sevinç ve mutluluk içinde dualar edip, Tanrı'ya övgüler sunan Christopher daha sonra kiliseyi silip temizlemeye başlar, tam o sırada orada gördüğü Kutsal İncil'i açar ve bir anda mucizevî bir şekilde okuyabilmekte olduğunu da fark eder. Daha önce kara cahil olan Christopher, Kutsal Bakire'nin ona mucizevî bir şekilde okuma yazma öğretmesiyle artık bilgin bir keşiş olmuştu. Bu şekilde manastır 644 yılında Christoper tarafından restore edilip, tekrar birçok insan tarafından ziyaret edilmeye başlar ve yine Hıristiyan dünyasında tekrar eski ününe kavuşur. 1461 de bölge Osmanlıların eline geçmesiyle Sümela Manastırı, Osmanlı padişahları tarafından da son derece saygın ve kutsal bir yer olarak görülmüş ve bu şekilde Osmanlılar döneminde de kutsal bir yer olma prestijini korumuştur. Bununla birlikte manastırda yaşayan keşişler dini vecibelerini hiçbir baskı altında olmaksızın özgür bir şekilde sürdürmüşlerdir. Rivayete göre manastır birçok Osmanlı padişahları tarafından ziyaret edilip, büyük bir hassasiyetle koruma altına alınmıştır. Bir takım belgeler incelendiği zaman manastıra padişahlar tarafından bir takım hediyeler de verilmiş olduğu görülmüştür. Fakat manastır 1923'de ortaya çıkan nüfus mübadelesi sonucunda ve bir takım sebeplerden ötürü içinde yaşayan keşişler gözyaşları ve keder içinde manastırı terk etmek zorunda kalırlar. Daha sonraki yıllarda o zamanki Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venezelos'un Türkiye Başbakanı İsmet İnönü ile birlikte yaptığı görüşmeler sonucunda 22 Ekim 1931'de Sümela Manastırının en son keşişlerden biri olan Peder Amrosios'un kutsal eşyaları almak için Trabzon'a gelmesi konusunda anlaşmışlardır. Bu keşiş, kutsal eşyaları gizledikleri Barnabas Kilisesi'nin önüne gidip gömdükleri gizli yerden çıkartarak onları Atina'ya getirmiştir. Daha sonra Peder Amrosios'un Sümela'dan getirdiği bu kutsal ve son derece değerli parçaları Atina'daki Benaki Müzesi'nde 20 yıl boyunca saklanmıştır. 1950 yılında bir Karadenizli Rum olan Dr. Philon Ktenides, Aziz Luka tarafından çizilen mucizevi Sümela İkona'sının yeniden bir manastıra konulması ve aynı zamanda Trabzon'daki Sümela Manastırına benzer bir manastırın yaptırılması için, orada yaşayan tüm Karadeniz uyruklu Rumları teşvik eder. Yıl: 4. Sayı: 1076. 21 Ekim 2014 Salı Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği 05326601776 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 Aynı noktada, art arda üç trafik kazası… Sizce de biraz fazla değil mi? AYNI YERDE YİNE KAZA YOK ARTIK!!! 3 ASAYiŞ 21 17 Ekim Şubat2014 2013Salı Perşembe BİRİNİN ÖLMESİ Mİ LAZIM? İzmir’de birkaç gündür art arda manşetten kaza haberleri giriyoruz. Aynı noktada yaşanan kazaları girdiğimiz bu haberlerin ardından emniyet birimleri harekete geçmiş ve ertesi gün bölgeye ekip yerleştirmişti. Ekibin bölgeyi kontrol ettiği gün, saatler boyunca trafikte bir aksama ve kaza yaşanmamıştı. Ancak, ekiplerin gitmesiyle, yine bir kaza yaşandı. KAZA, MODELİ YİNE AYNI Kazaların her birinin yaşanış şekli aynı… Park halindeki aracın kontrolsüz yola çıkması, Konak güzergahında yine bir kaza yaşandı. Bu kazada da can ve mal kaybı Üçyol’a gitmek isteyen aracın ise dikkatsiz yok. Ancak, büyük bir kazanın yaşanmasına her defasında ramak kalıyor… şerit değiştirmesi… İşte tüm kazaların yaşanma şekli bu! Ancak yaşanan bu kazalara hala kalıcı bir çözüm getirilmedi. Vatandaşlar isyan Kazalara ediyor. İlla birinin ölmesi mi =OB01:B3BO?BA<B-. lazım, diyen vatandaşlar bir 8:;0-=7O0B/;9O9B8B<B0.@.@O*B3.*.O;1O;ilişkin 3 haber >=<=;:9;897;=865 yanda, her gün burayı mı konyaptık. Bu =7=4;:9;>303/97;.=7>/5 trol edeceğiz diyen polis ekip29 haber ise, B3?.O3 leri bir yanda… B@O9 -<9/ -<9/ *=)97 *=)97 4.sü… ARTIK 5. ‘HABER’İ YAPMAK İSTEMİYORUZ! =0O=4=@O)@OB01.3 =O10B/;91=O3BAB@B@O9B8BO*B3.*.O B*.@-B@ 0B/;9O*20>@>O;<=O?2>AB@O8:;0-B9;9B@.@O?;0;@';O=O)4)@')O*B3/ 20OPB BO?;09B4O)@O,@'=OB8=1=:;8O2@ B3@.O3=0-=7OB3@. =@O429O9.*BO?;0O*)0=O=4:;A1;O9;O O*B!:B9O;*1=3=@ =0-;;:;8O9B8BO B?=0;@;@O)8=0;@2@B9O3,@)@-=@O=<=@O=O6432<B B1B-B@O?BA9BO?;0O9B8BO3BAB@-.OS O;<=O4B0!.A1. 2<BO4.9B@O&%OH$O#%"O$<B9B<.OB0B4 212:2?;<O92@102<*)8O?;0OA=9;<-=O3 RPC SRQRPRONKJIOHJOGRFRKRIRIOEKD :=9O;*1=3=@ GBAB@B@O?>O=<;:O9B8B7O6432<O1B0B/.@BO-,@<.OB0B'.O/B09 *)0)')@)@7O,@)@=O4.9B@O&%OH$O#%"O$<B9B B9 =-;!7O/0=@=O?B*:B*.3<B7O-B BO-BO=<;:O?;0O9B8BO2<: >O)8=0;@-=@ 1B@O9>01><->OS.*BO?;0O*)0=O9B8B@.@OA29>@ O?;0O2 B1<B1B:B3B@O*)0)')<=07OB0B41B@O;@;!O-=0;@ O92@102<O=11; 4=91;OR9B?;@-=O =0O;9;O1B0B/O-BOB0B'.@. OJJFOSRHROEKDRPC İŞTE ÖNCEKİ İKİ KAZA VE BİR EMNİYET HABERİMİZİN ÖZETİ; 1. KAZA “KAZA ÇOK KRİTİK BİR NOKTADA GERÇEKLEŞTİ Trafiğin en yoğun olduğu saatlerden birinde, İzmir’in en işlek ve trafiğin en çok olduğu ana yolunda; ölüsüz ve yaralısız bir kaza gerçekleşti. Bir minibüs ile otomobil çarpıştı. Yaşanan bu kaza, İzmir trafiğini felç etti. Çünkü kazanın olduğu yer, Konak ile Gaziemir’i birbirine bağlıyordu. Ayrıca Konak ile Üçyolu’da (İkinci Yol – Eşrefpaşa Tarafı) birbirine bağlıyordu. Tınaztepe’den, Şirinyer’den gelip Fahrettin Altay yönüne giden araçların da bu yolu kullanması, yaşanan büyük sıkıntının cabası oldu.” 2. KAZA “KAZADA ÖLEN VE YARALANAN OLMADI Trafik sorunu ile boğuşan İzmir’de; trafikte yaşanan kaza sayısı her geçen gün artıyor. Daha birkaç gün önce gazeteniz Sondakika’nın birinci ve üçüncü sayfasından verdiğimiz kaza haberinin üzerinden çok kısa bir süre geçmişti ki; aynı yerde, aynı hatadan başka bir kaza yaşandı. Konak yönünden gelen ve Üçyol’a sapmak isteyen otomobil; kontrolsüz bir şekilde yola çıkan 35 VP 852 Plakalı araç ile çarpıştı.” 46,36!51,67*807 www.sondakikagazetesi.com Kritik bir noktada yaşanan trafik kazası, saatlerce uzun trafiğe yol açtı '57'' '55775 01@GE6GFJ'=FI>JGD&H?GJGDHJI1GH@GE GD&H?GFGJ;GE;GEGFHJ;I:DI<IFJIFIJ<=D CIJ<I8IFIFJBEI4G>J>I1I?A/JBEI4G:GJ4HD& HBBGJ'EGBG>JF=>BICIJ<I8IFIFJ;5 BEI4G>J>I1I?A/J?IIBDHE7HJ;H>DH@HDHEH 9HJ;HDHCG<HJ=B=;2?DHEGFGFJ?H4HEJ?IIB DHEGFGFJI>?I@I?AFIJ<=DJI&BA +EI4G:GF SQUIFDGQ FOMGDGUHTTKOSPMSQ CRPRQMS<U0BJRP&RQ SQURAOSLU:S KPT6RDRQUSQU=FL FOMGDGUTQTUIFO9 GQMTU8OEHEBU:S ITPTONHNBUCRPULTBT 7SP=SLOSAKR@U4RP JRQRCEHUROSUFKFJFCROU=TP?NAKN@U1TATQTQUCG LTBT<U0BJRPUKPT6RDRQRU6SO=USKKR@UEQLE LTBTQNQUFOMGDGUISP<U FQTLUROS )TBRSJRP&RUCRPCRPRQSUCTDONIFPMG@U2IPN>T FQTLUROSU=IFOG&MTU0LRQ>RU1FOU APS6?TATU.TPT6NUCRPCRPRQSUCTDONIFPMG@ .NQTBKS?S&MSQ<URPRQISP&MSQU7SOR?UT;PSK9 KRQU2OKTIUI8QEQSU7RMSQUTPT=OTPNQUMTUCGUI9 FOGULGOOTQJTHN<UITATQTQUCEIELUHNLNQKNQNQ >TCTHNUFOMG@UCH9I@AJ"6BH 13 Ekim 2014 Pazartes &'''7 Hijyen Konseyi Sözcüsü Mehmet $),5#/83/87'*0 İmrek, ha çağdaş, modern ve hijyen kurallarına semt pazarlarının da- .!16!605457) !!8/( uygunluğu sağlanmış nitelikte olmasının amaçlandığı Pazar ,<CAFJ+G7IEHBJ)=E?I?AJ+=DIFBAJ Yerleri Hakkında Yönet- ID=F5*FCIJC21HFDH FHFJ3J,<CAF melik'in, hedeflenen düzeyde uygulanam (>=F=@GJ!GE9H?G*FCHJ>=F58IF adığını öne sürdü (>=F=@GJ)I>IFAJ%G.IBJ!H<;H>7 DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK #HEJ>H?G@CHF KELSKR>RQRQUTONA:SPRAUIT?KNDNUHSJKU?TBTPOTPNQNQ CSOORUCRPUHKTQMTPKUR=RQMSUMEBSQSU7SKRPROJSHRU:S LTORKSHRQSUSPRAJSHRUR=RQU)EJPELU:SU.R>TPSKU4TU2:PG?TU4RPORDR INONQMTU3*TBTPU1SPOSPRU/TLLNQMTU18QSKJSORL LTQONDNQ>TU+,%+ TQNJHTKTQU0PJSL<UI8QSKJSORDRQU=NLTPNOMNDNU7E3U=NLTPNOMNDNQN MSDRASQU;R=CRPUASIRQUFOJTMNDNQNUHT:GQMG@U0JPQMSQUCGUITQT TIQNU?TBTP>N<UHSJKU?TBTPNUIRQSUTIQNU?TBTP@U1T SL<U3*TBTP>NUIRQS QRUMSDRARLORL<U;TOSQ CRBRJU?TBTPOTPNJNBTUGDPTJTJNAU78PEOEIFP@US MT;TU=TDMTA<UJFMSPQU:SU;RISQULGPTOOTPNQTUGI JKU?TBTPOTPNQNQ HTDOTQJNA<UQRKSORLORUFOJTHNQNQUTJT=OTQMNDNUI8 7GQOGDG QSKJSORL<U;SMS9 6OSQRQUMEBSIMSUGI7GOTQTJNIFP3UMSMR AĞIR YAPTIRIMLAR UYGULANSIN #G<HFJ'=F?H<GJFOTPTLUHSJKU?TBTPOTPNQNQUJS HKTQMTPKOTPTULT:GAKGPGOJTHNUR=RQURO7RORULGPGJ :BGTKKTUCSORPKROSQ LFQKPFOOSPRQUIT?NOJTHNQNURHKSMRLOSPRQRUTLKTPTQOTP>TUHNLNUMSQSKRJU:S TCRQORUBTCNKTUQFLKTOTPNUFOGAKGPGOTPTL<UCGPTOTPTU0JPSL<U3*FPKTKR6UL9 >SLUARLTISKOSPRQUTONQJTHNQNU:SU=8BEJOSQMRPRO UKELSKR>ROSPMSQU7SOS9 JSI:SU:SUHSCBSOSPRQUTIPNUCRPUKTPKNUTOSKRQMSQUKEJSHRQR<UHTKNQUTONQTQ OSPRQRQUKTPKJTHNQTURJLTQUHTDOTQJTHNQNUKTOS?U LSKR>ROSPRQULSQMR9 OSPRU/TLLNQMTU18QSKJSORDSUPTDJSQUTLHRUGI7SMRIFPGB@U*TBTPU1SP9 MRPSQSQU?TBTP>NUSHQT6NQTUCSORPKROSQU;ELEJOSPSGOTJTOTPNUIT?JTLKT IT?KNPNJOTPUGI7GOTQJTHNQNUCSLORIFPGB@3UMSMR@ U78PSUTDNP U CH9I@AJ3-6CI +2E>G<H*FGFJ$$"J.HCH4DHEGFHJC= H@GFJICA@DIEDIJGDHEDHCG:GFGJ?<DH %,J)00%000! SICSL>R<U3.EPLRISURHKR;MTJ PTLTJOTPNQMTUMEQITMTUMSHKTQOTPUITB +,,#ULPRBRIOSUCTAOTITQUHEPS=KSU.EPL (UJROIFQU:TKTQMTANQNUFUKTPR;KSQUCG7E LTMTPUISQRURAUHT;RCRUIT?KN@U2IQNUHEPS 2:PG?TU4RPORDR5QRQU+#UEOLSHRQMSU-UJ FQTUITLNQURQHTQURAULTICSKKR@U1TQRU+,, LPRBRQMSQUCG7EQSULTMTPU2:PG?T 4RPORDR5QMSUKF?OTJU=TONATQUHTINHNU-UJ FQU>R:TPNQMTUTATDNU7RMSPLSQU.EPLRISU KR;MTJUHTINHNQNU(UJROIFQUTPKKNPTPTL MEQITMTUCRPUQGJTPTUMSMR@U6BH 5605716/526 J#JC-&ACE>J;09619(8CJILF@EA'C.0 63846,76A?>=1CE>J;90 ,36254 9/JC(EFJ(C$=;-? +2>HBG7GDHEJ)GEDG:GJ)SQSOU4TALTQ Yaşanan aşanan aşanan kaza kaza kaza kazaanından anından anından anındanilginç Yaşanan aşanan aşanan ilginç ilginç ilginçbir kaza kaza bir bir birkare… kare… kare… kare…Kaza anından anından Kaza Kaza Kazave ilginç ilginç ve ve ve bir bir kare… kare… Kaza Kaza ve ve rafik rafik rafikkarmaşası karmaşası karmaşası karmaşasıiçerisinde içerisinde içerisinde içerisindebir rafik rafik rafik karmaşası karmaşası bir bir birseyyar seyyar seyyar seyyarsatıcı, içerisinde içerisinde satıcı, satıcı, satıcı,normal normal normal normal bir bir seyyar seyyar satıcı, satıcı, normal normal bir bir ir araç araç araç araçgibi gibi gibi gibiana ana ana anayolu yolu yolu yolukullanarak bir bir ir kullanarak kullanarak araç kullanarakyoluna araç gibi gibi ana ana yoluna yoluna yolunadevam yolu yolu devam devam kullanarak devametti kullanarak etti etti etti yoluna yoluna devam devam etti etti +M!MC izde 0 0(.-+000( 0 uyarımızı yaptık. “Sondakika Gazetesi, geçtiğimiz günlerde; birinci sayfadan ve üçüncü sayfadan bir asayiş haberi vermişti. Bu haber; “TRAFİK KAZASI TRAFİĞİ FELÇ ETTİ” manşetli bir haberdi. Bugün haberini vermiş olduğumuz bu kaza da, birkaç gün önce haberini verdiğimiz kaza ile aynı yerde oldu. Bu yerde ışık yok ve sürücüler yolu kontrolsüz kullanıyor. Emniyet Trafik Ekipleri, ÖZEL buraya; can kaybı yaşanHABER madan önlem almalı. Sondakika Gazetesi olarak uyarıyoruz“ ifadelerinin yer aldığı uyarımız Emniyet Birimlerince dikkate alınarak bölgeye ekip gönderildi.” 1TPMNJ>NHNU$T;JGKUT;RQ<ULTIJTLT ONLOTPUCEQISHRQMSLROSPUROSU4TQLTOTP 4R ORDR S CTDO ; LS ;SISKOS R RQ CR '$,13019=.9=1"+.-=9)-28+8369 /89=131=)+89=5)98-=!)+ =$ .319/.=832=83/8=!8"8989=1-1 -8$8!6=392+.!.9=.=8.3 !889=A)9/8-1-8=8$.2.:1( /9-=8.319/.=;,91!.2 #131,+.3191= !83,6"26=."-1+82 83.-.2.=. 21(=9+.,191=8+/6 #STSU4WCDUPDUOVUWXR7SPSUCSWU,DUHSI RSGOQWQWUGS;SWPQ=QURS/SISMU>DMLDR6 ID;7N=NUONI>N5NWNUSIPQR7SWU5XWMSBU5XW RS/SUTSODMNHN/PDUVGSMQHQ/QUGSF7QR. AXWPSRNRSUS/D7D5NBU>DL7N=NHN/U>1W6 IDMPDUONMNWCNU5SG?SPSWU,DU1L1WC1U5SG6 ?SPSWUONMUS5SGN;UTSODMNU,DMHN;7N.U-V TSODMUA@$)(YUY$$U@$)(( )+ U@@(UHSW;D7INUONMUTSODMPN. -V>1WUTSODMNWNU,DMHN;UXIPV=VHV/UOV RS/SUPSBUONMRSLU>1WU4WCDUTSODMNWN ,DMPN=NHN/URS/SUNIDUSGWQUGDMPDUXIPV. -VUGDMPDUQ;QRUGXRU,DU51M1C1IDMUGXIV RXW7MXI51/URVIISWQGXM.UHWNGD7U@MS?NR RNFIDMNBUOVMSGSUCSWURSGOQUGS;SW6 HSPSWU4WIDHUSIHSIQ.UXWPSRNRS S/D7D5NUXISMSRUVGSMQGXMV/AU N?SPDIDMNWNWUGDMUSIPQ=QUVGSMQHQ/UH6 WNGD7U-NMNHIDMNWCDUPNRRS7DUSIQWSMSR O4I>DGDUDRNFU>4WPDMNIPN.U -(0(4/0 -( /0 -(0(- -( 0(-/-+ /-+ SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI C KALICI ÖNLEM ŞART Yaşanan bu kazalarda, can ve mal kaybı yaşanmadı. Ancak kazaların oluş biçimi öyle tehlikeli ki; can ve mal kaybının yaşanSPOR MALZEMELERİ ALIMI maması ‘mucize’ söylemlerini de beraberinde getirİZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRE BAŞKANLIĞI MAL di. Sondakika Gazetesi oALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ larak, duyarlı emniyet teşkiÖNLEM latını tekrar uyarıyor ve ön“SON KAZA, BARDAĞI TAŞIRDI SPOR MALZEMELERİ ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulem almaları gerektiği Daha önce de bu noktada can ve mal lü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: hususunu yine bu sütunlar- kaybının yaşandığı kazalar gerçekleştiği İhale Kayıt Numarası : 2014/132958 dan tekerrür ediyoruz. bilgisini aldıktan sonra, son kaza haberim1- İdarenin a) Adresi : CUMHURIYET BULVARI No:1 K:4 35250 KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2322931391 - 2322934246 ÖZEL GÜVENLİK HİZMETİ ALINACAKTIR c) Elektronik Posta Adresi : satinalma@izmir.bel.tr ŞEHİT TEĞMEN ADEM DERTSİZ HUZUREVİ YAŞLI BAKIM VE REHABİLİTASYON ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ - AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI MÜSTEŞARLIK internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın Özel güvenlik hizmet alımı işidir hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık a) Niteliği, türü ve miktarı : SPOR MALZEMELERİ ALIMI 2 KISIM 3 İŞ KALEMİ ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari İhale Kayıt Numarası : 2014/133045 şartnameden ulaşılabilir. 1- İdarenin b) Teslim yeri : İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ UZUNDERE MERKEZ AMBARI a) Adresi : NAFİZ GÜRMAN MAH. 7160 SOK. No:4 BAYRAKLI/İZMİR 3962/30 Sok. No:155 Uzundere-Konak/İzmir b) Telefon ve faks numarası : 2323638083 - 2323638357 c) Teslim tarihi : SPOR MALZEMELERİ, YÜKLENİCİ İLE İDARE ARASINDA SÖZLEŞc) Elektronik Posta Adresi : Bayrakli.Brm@aile.gov.tr MENİN İMZALANMASINDAN İTİBAREN 25.12.2014 TARİHİNE KADAR ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ TESLİM EDİLECEKTİR. internet adresi 3- İhalenin 2- İhale konusu hizmetin a) Yapılacağı yer : İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI a) Niteliği, türü ve miktarı : 01.01.2015/31.12.2017 tarihleri arası 4 kişi ile özel güvenlik hizmet alımı işi (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 429 Konak/İZMİR) Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari b) Tarihi ve saati : 05.11.2014 - 10:00 şartnameden ulaşılabilir. 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: b) Yapılacağı yer : İzmir Valiliği Şehit Asteğmen Adem Dertsiz Huzurevi Yaşlı Bakım ve 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü. Nafiz Gürman Mah.7160 Sokak 4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; No:4 Bayraklı/ İzmir 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret c) Süresi : İşe başlama tarihi 01.01.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2017 ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 3- İhalenin 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan a) Yapılacağı yer : İzmir Valiliği Şehit Asteğmen Adem Dertsiz Huzurevi Yaşlı Bakım ve veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü. Nafiz Gürman Mah.7160 Sokak 4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; No:4 Bayraklı/ İzmir 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, b) Tarihi ve saati : 11.11.2014 - 14:00 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yöneti- 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: mindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Ga4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: zetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu husus- 4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; ları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, 4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.4.Şekli ve İçeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan 4.1.5İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.1.1.3.İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düİdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. zenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Özel Güvenlik Şirketi Faaliyet İzin Belgesi. 4.3.1.Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: 4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; a)İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, b)Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yöc)Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge netimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gafaaliyet belgesi. zetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususİsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. ları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir, 4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 1)İstekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi, 4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 2)İsteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, 4.1.5İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 3)İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi, 4.1.6Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesi4)İsteklilerin adlarına veya unvanlarına düzenlenmiş olan teklif ettiği mallara ilişkin yerli malı belgesi veya ne sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurteknolojik ürün deneyim belgesi, lukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra dü5)İsteklinin alım konusu malı ürettiğine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca yetkili kurum veya kuruluşlar- zenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, ca düzenlenen isteklinin üretici veya imalatçı olduğunu gösteren belgeler, standart forma uygun belge, İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden birini sunması yeterli kabul edilir. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: (1. KISIM , 1. KALEM FUTBOL TOPLARI İÇİN GEÇERLİDİR ) İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.2. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.2.1.Standarda ilişkin belgeler: 4.3.1.İş deneyimini gösteren belgeler: Standarta ilişkin belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 İSTEKLİLER, FİFA ONAY BELGESİNİ TEKLİFLERİ İLE BİRLİKTE VERECEKLERDİR. oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya tek(1. KISIM , 1. KALEM FUTBOL TOPLARI İÇİN GEÇERLİDİR ) nolojik ürün deneyim belgesi. 4.3.3.Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve a4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: çıklamaları içeren doküman: 4.4.1. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklama- Kamuda veya özel sektörde yapılan ihale konusu özel güvenlik hizmet alımına ilişkin işler benzer iş olaları içerecek belgeler, rak kabul edilecektir. İstekliler, 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. Teklif ettikleri, spor malzemelerine ait 1’er adet numuneyi teklifleri ile birlikte vereceklerdir. (Numuneleri 6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. teknik şartnameye uygun olmayan isteklilerin teklifleri değerlendirme dışı bırakılacaktır.) 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı bedeli Bayraklı Mal Müdür6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. lüğüne yatırılarak İzmir Valiliği Şehit Asteğmen Adem Dertsiz Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: Merkezi Müdürlüğü. Nafiz Gürman Mah.7160 Sokak No:4 Bayraklı/ İzmir adresinden satın alınabilir. 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İZMİR BÜYÜKŞEHİR BE7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirLEDİYESİ SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) meleri zorunludur. adresinden satın alınabilir. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İzmir Valiliği Şehit Asteğmen Adem Dertsiz Huzurevi Yaşlı Bakım ve 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirRehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü. Nafiz Gürman Mah.7160 Sokak No:4 Bayraklı/ İzmir adresine elden tesmeleri zorunludur. lim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI 9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adre- kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden se iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. 9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine iha- Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. le yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat verebulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. ceklerdir. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vere12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. ceklerdir. 13.Diğer hususlar: 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerin12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. de bırakılacaktır. Sondakika: 21/10 Basın: 11225 Sondakika: 21/10 Basın: 11226 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de O9B8B-B7O;9 ,3<=*;@=O?;0O-;99B1*;8<;9O*2@>'>O3BAB@B@ 0;O;<=O9BB ;@';O?;0O9209><B@OA=37O*)0)')<=0;@O?;0?;0<= O3BAB@ =1:=O->0>:>O;-;O9;O?>O9B8B-BO?,3<=O?;A=3O-;<=-;91=@ :B-.O=0O;9;O*)0)')O-=OB0B41B@O;@;!7O,8)0 2>99B@<. *2@0BOB0B4<B0.@.O92@102<O=11;O)0)')<=0;@O*102<O=-=@ 2<:B*.O;*=O-;99B1O4=9;';3-;OR0B4<B0.@.O92@ O&1= =0O;9;O1B0B/O-BOB0B<B0.@-BOB@<BA:B3BOB0-. 410/ 410/ .-,0+ .-,0+ 21 Ekim 2014 Salı TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Hasan Emir Kavi, Türkiye’de saatte 80 iş kazası yaşandığını söyledi. Kavi, yılda 706 bin işçinin iş kazası gerçeği ile yüzleştiğini söyledi TMMOB’nin kuruluşunun 60. yılı etkinlikleri kapsamında Adana’da İKK tarafından 'İş Sağlığı ve İş Güvenliği' konulu panel düzenlendi. Seyhan Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan Hasan Emir Kavi, iş kazasındaki verilerin ürkütücü boyutlarını açıkladı. İş kazalarının kayıtlara tam anlamıyla yansıtılmadığını vurgulayan Kavi, "Son yayınlanan SGK istatistiklerinde 2012 yılı için iş kazası sayısı sadece 74 bin 871 iken, TÜİK 2013 verilerine göre bu rakam 706 bindir. İki veri arasında zamansal uyumsuzluk bulunsa da aradaki devasa fark kayıt dışı iş kazalarının ne kadar yüksek olduğunu ortaya koyuyor." dedi. Dünya Çalışma Örgütü'nün (ILO) 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarına ilişkin istatistiklerinde Türkiye’nin Avrupa'da başı çektiğini dile getiren Kavi, ülkenin ölümlü iş kazalarında El Salvador ve Cezayir'in ardından dünya üçüncülüğüne yerleştiğini kaydetti. Türkiye'de ölümle sonuçlanan iş kazalarının 100 binde 20,5 iken bu rakam Norveç, İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde 100 binde 2 seviyesinde olduğunu ifade eden Kavi, "6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası yürürlüğe girdikten sonra uygulamada yaşanan sıkıntılar gösterdi ki bu kanun ve ilgili yönetmelikleri iş kazaları, iş cinayetleri ve meslek hastalıklarını önleyici bir yeterlilikte değildir." diye konuştu. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Makina Mühendisi Mahmut Teberik, iş sağlığı ve güvenliği konusunda tarafların görev ve yükümlülüklerini sıraladı. Teberik, "Sorunun çözümü için olmazsa olmazları var. 'Risk gördüğüm yerde affetmem' diyen devlet, 'Risk gördüğüm yerde çalışmam' diyebilen işçi, 'Risk gördüğüm yerde çalıştırmam' diyebilen işveren olması gerek." şeklinde konuştu. Devleti yönetenlerin insana bakış açısını değiştirmesi isteyen Mahmut Teberik, devletin üzerine düşen yükümlülükleri şöyle sıraladı: "Bu işin fıtratında ölmek var, güzel öldüler vb. bakış açıları Mustafa Kemal’in Türkiye’sine yakışmamaktadır. Mevzuatlar tarafların görüşleri alınarak çıkarılmalıdır. Çıkarılan mevzuat tavizsiz uygulanmalıdır. Bunun için çok sıkı denetimler yapılmalıdır. Sorunu kaynağında çözmek için ‘Kurma ve işletme izin belgesi sistemi’ yeniden getirilmelidir. Yönetim kadrolarına siyasetin, tarikatın, senin benim adamım değil, gerçekten hak edenler getirilmelidir. Yönetim ve karar mekanizması devlettir. Bu nedenle devletin kadroları sürekli olarak çok ciddi meslek içi eğitimden geçirilmelidir. Kölelik düzeni olan alt yüklenicilik sistemi ıslah edilmelidir. ‘Kısmi gün çalışma’ gibi uygulamalar kaldırılmalıdır. Çalışanların örgütlenme özgürlüğü tanınmalıdır. Ulusal güvenlik kültürü oluşturulması için çaba sarfedilmelidir. Ulusal bir bilgi ağı oluşturulmalıdır. KOBİ’ler için özel "D.B0B?C3A;>CDA6A?3A6D213$ :C@A>C@#D4B@>B@<DA:B>DC::A@=A B?D'&D*B-7B?<D'B7,B#)"5?;B?<?D0C@D;C@A?=C C;>C8>C@D9>4;9@%DB>7D7C?=AD:B>C>C@A?AD9@:B;BD79;B$ .A>A;9@DB8BD9?>B@D0B;B:<?D9>B(B?DB7<-<?<D=C(A-:A@C/C7 =56C;=CD2C>A-8A;9@%D*A6A8D=CD.4D C@ C,C=CD0B;B:<8<6< 9@85>CDC:8C8A6D2C@C7A;9@!=C=A B?)=BD=56C?>C?C/C7D/W6KVQ>W)+7TSW&HGVST7MUW1MSWUR 1QV<WJVROPQPRVQPWGV:VSUWUOTRUQULWMV<PRVSWTFTSJTFWE@JNUQTRUQWSU9 OUSTMRUW6TQIVRVQPSWEUQTWBULTRIUJTWAUWUNLTSWNVSPNPIPS MV<PRVIVMV;V=PWEUQULBURUQTMRUWT<NVRWUOTROT?&KQGVSW2VMQVIP O@SUITSOUWLUSNNUWMV<PRVSWTFTSJTFWE@JNUQTRUQOUWHQNVMVWBPLVS HRKIJKFWE@QDSNDRUQWNKQTJNRUQTSWCU:QTWNUQLWUNIUJTSUWAUWHNUR QUFUQAVJMHSRVQPSPSWT<NVRWUOTRIUJTSUWMHRWVBVQLUS>W,VS7PS NVSPNPIPWAUWULHSHITJTWVBPJPSOVSWGDMDLW@SUIWNVCPMVSW'?W,VS 3VQPI>WVMAVS;PRPLWAUW*POVW"KVQP>W84?W,VSW1JMVW)<ULMHRK 0VSVMTWAUW3T;VQUNW3UOVQTLBTRUQTW"KVQPWTRUW8?W,VSW&TNV< "KVQP7SPSWMV<PRVIVIVJPSVWSUOUSWHROK?TOOUNWHRVMRVQPWAU BVNPCIVRPWHQNVIPSWUSWMH=KSWMVCVSOP=PWO@SUIRUQOUWGTRU ODFUSRUSUS>WGKWMPRW847TS;TJTWHQEVSTFUWUOTRU;ULW,VSW1JMV )<ULMHRKW0VSVMTWAUW3T;VQUNW3UOVQTLBTRUQTW"KVQPWTRUW3VQPIWAU &TNV<W6KVQRVQP>WLUSNNULTWTFTSJTFWE@JNUQTRUQWJPQVJPSOVWHQNVMV BPLVSWNVGRHWJHSK;KW6TQIVRVQPSWBULTRIUJTWSUOUSTMRU EUQBULRUCNTQTRUIUOT?QEVSTFVJMHSRVQPSWT<NVRWUOTRIUJTMRUWTRETRT 11WIK:VGTQTSUWVBPLRVIVWMV<VSW,VSW3T;VQUNWAUW0VSVMTWOVJP 30W2VCLVSPWU;OUNW3VLAV>WJHSW45WMPROVW6KVQRVQPSWODFUS9 RUSIUJTWTBTSWE@JNUQTRUSWUIU=UWNVSPLRPLWUOUSWGTQTWHRVQVL MVCVOP=PWDFDSNDMDWOTRUWEUNTQOT?W,VS7OVWTRLW6KVQRVQPS MV<PRIVJPSVWLVQVQWAUQTROT=TWFVIVSWM@SUNT;TRUQTSWGDMDLWJH9 QKIRKRKLRVQWDJNRUSOT=TST>WBHLWGDMDLWURUCNTQTWVROPLRVQPSPWVSRV9 NVSW3VLAV>W:UQWNDQRDWHRKIJKFRK=V>WURUCNTQTMUWLVNRVSVQVLWLUSNU BHLW@SUIRTWGTQW6KVQWAUWLHSEQUWIUQLUFTWLVFVSOPQOPLRVQPSPWLVM9 OUNNT?W3VLAV>W85WMPRRPLWJDQUBNUW,VS7PWBHLW@SUIRTWGTQW6KVQ IUQLUFTW:VRTSUWEUNTQOTLRUQTSTWAKQEKRVMVQVL>W-2KWMPRW847TS;TJT9 STWODFUSRUIUMTW<RVSRVOP=PIPFW,VSW1JMVW)<ULMHRKW"KVQP AVQOP?W85WMPROPQWGDNDSWHRKIJKFRKLRVQVWQV=IUSWODFUSRTMHQOKL? &VNPRPI;PRVQPSWHRIVOP=PWO@SUIRUQOUWGTRUWGKW6KVQPWODFUS9 RUIUOULTWPJQVQPIPFWLUSNUWGTQW6KVQWAUWLHSEQUWIUQLUFT LVFVSOPQIVMVWM@SURTLNT-WOUOT?+H=KSKSW:TBGTQWLUSNTSOUW,VS79 OVLTWLVOVQWPJQVQRPWGTQW6KVQWAUWLHSEQUWVSRVMPCPWHRKCIVOP=PSP OTRUWEUNTQUSW3VLAV>WBHLWEDFURWGTQW6KVQWAUWLHSEQUWIUQLUFT LVFVSOPLRVQPSPWGURTQNNT?&KQKIJVR>WOV:VWSTNURTLRTWAUW@FDSUWKM9 EKSW6KVQRVQWMV<V;VLRVQPWO@SUIOUW&HGVSTW<QHNUJNHRVQPWSU9 OUSTMRUWHQNVMVWBPLVSWNVGRHSKSWGTQBHLW6TQIVSPSW6KVQV LVNPRIVIVJPSVWSUOUSWHROK=KSKWAKQEKRVMVSW3VLAV>W-88W6TQIV TRLWUNV<NVW6KVQVWHRVSWLVNPRPIRVQPSPWEUQTWBULNTLRUQTSTWGTROTQOT? 2KW6TQIVRVQPSWLVNPRIVIVJPWOKQKIKSOVW6KVQPSWULJTL LVRV;V=PSPWODCDSODL?W&VNPRVSW6TQIVRVQPSWOVWUNLTSWNVSPNPI MV<VIVMV;VLRVQPWQTJLTSUWLVQCPW6KVQWAUWLHSEQUWIUQLUFTITF HRIVJPSVWQV=IUSW84?W6KVQPWGKWMPRWMV<IVIVWLVQVQPWVROPL-WOTMU LHSKCNK?-UQWMUQOUWOUIHLQVNTLWUMRUIRUQ>WVBPLRVIVRVQ> MDQDMDCWAUWITNTSERUQWHRVGTRTQWVIVWGKSRVQW:VMVNPSWHRV=VS VLPCPSPWFUSETSRUCNTQU;ULWBUQBUAUOUWOU=UQRUSOTQTRIURTOTQOTMUSW3VLAV>WLHSKCIVJPSPWC@MRUWJDQODQOD-+DSMVSPSW:UQWM9 UQTSOUWUMRUIRUQWHRKMHQ?WVRLWNVRU<RUQTSTWHQNVMVWLHMVGTRTMHQ VIVWHSRVQW:VMVNPSWHRV=VSWVLPCPSPWOU=TCNTQU;ULWODFUMOU EURTCITMHQ?W2TFTIWOUWGKWBUQBUAUOUW:VMVNPIPFPW6HQIDRUWUN9 IUITFWEUQULTMHQ?W,VS>WODSMVSPSWUSWEDFURWLUSNRUQTSOUSWGTQT? *URTCIUMUWIDJVTNWVIVWJPLPSNPRVQPWHRVSWGTQWCU:TQ?W++ yöntemler geliştirilmelidir. İstihdam ve eğitim sistemleri arasında işbirliği sağlanmalıdır.” 'İŞVERENLER HER TÜRLÜ ÖNLEMİ ALMALI' İşverenlerin öncelikle İSG’nin sağlanması için her türlü önlemi alması uyarısında bulunan Teberik, şöyle devam etti: "Araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, Alınan İSG önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, İşçileri mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek, İSG eğitimini vermek, işçiler de İSG konusunda alınan her türlü önleme uymak, zorundadırlar. Tüm çalışanların sorumluluklarını yerine getirmeleri hususunda hesap sorulacağını bilmelerini sağlayın. Terfi ve ödüllendirmede İSG kriterine yer verin. Çalışanların katılımını ve ilgisini teşvik edin. İSG performansını en önemli iş sonucu olarak değerlendirin. Doğru insanları doğru işlerde çalıştırın. Son olarak bir insan hayatının bedeli nedir? sorusunun yanıtını, işin kolayına kaçmadan vermelidirler." 'ÇALIŞANLAR TALİMATLARA UYMALI' Çalışanlar ve sendikaların da iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluklarına dikkat çeken İSG Uzmanı Mahmut Teberik, bu konuda şunları söyledi: "Çalışanlar, güvenli çalışmalı, prosedür ve talimatlara uymalıdır. İSG konularında reaktif değil (olay sonrası), proaktif rol oynamalıdır (olay öncesi). İSG konusunda kendisine ve iş arkadaşlarına karşı olan sorumluluğunu yerine getirmelidir. Güvensiz durumları amirIerine rapor etmelidir. Yeteneklerini geliştirecek eğitimleri almalıdır. Aldığı eğitimleri çalışmalarında uygulamalıdır. İşe yeni girmiş, genç ve tecrübesiz çalışanlara rehberlik yapmalıdır. İSG performansının iyileştirilmesinde yönetime ve İSG Kurullarına yardımcı olmalıdırlar." (CİHAN) * "*"$'&*!#*' "%')!#)(*#$&&*(%(%)$) '&+*)<?D!1658D&5@C/AD,C *1>2C3C>D'4@A68DB9@4!?B 21@C#D35@C DA>CD2C>C?D.B@<-D9@:B8< "9(4D,CD5?C;=9(4)=BD7C?=A3A$ ?ADC?D0<6><D9>B@B7D:4@A68 @B7B8>B@<?=BD213:C@=A%*1>2C=C =B0BD1?/CD.A?>C@>CDAB=CDC=A>C? ;C@>AD,CD;B.B?/<D:4@A3:D3B;<3< ):CDD8A>;9?4DB-:< 1658D&5@C/ADTRUWEURUSWGVQPCWHQNVIPW+H=KWAU *DSUMOH=K7OVWLUSOTJTSTWUSW:PFRPWHRVQVLWNKQTFI QVLVIRVQPSOVWE@JNUQOT?W2@REUOUWOV:VW@S;U GTSRUQRUWT6VOUWUOTRUSWMUQRTWAUWMVGVS;P NKQTJNWJVMPJPW854/7NUW8WITRMHSK VCNP?3DQLTMUW0UMV:VN 1;USNVRVQPW2TQRT=T7SOUS 3(012WMV<PRVS VBPLRVIVMVWE@QU> 2TQRT=TSW-@FDI 0DQU;TWAUW2@REUJUR 3KQTFIW(V<HQK-> JHSWMPRRVQOVWNUQ@Q HRVMRVQPSPSWJHSV UQIUJTWAUWGVQPC JDQU;TMRUW+H=KWAU *DSUMOH=KWTR9 RUQTSOUWNKQTFI VRVSPSOVWMVCVSVS EURTCIUMTWHQNVMV LHMOK?W0HSWGTQLVB MPROVWG@REUMUW:KFKQ AUWEDAUSTSWEURIUJTMRU OV:VW@S;UWGTSRUQRUWT6VOU UOTRUSWMUQRTWAUWMVGVS;PWNKQ9 TJNWJVMPJPW8548WMPRPSOVW4>.WIT9 RMHSVWKRVCPQLUS>W854/7NUWTJUW8WIT9 RMHSKWVCNP?3(012W2VCLVSPW2VCVQVS RKJHM>WLHSKMVWTRTCLTSWOU=UQRUSOTQIUJTSOU> G@REUMUWTCWAUWVCWAUQU;ULWJULN@QDSWNKQTFI HROK=KSKWGURTQNUQUL>WGTQLVBWMPRWTBTSOUWVNPRVS VOPIRVQPSWJHSKBRVQPSPSWVRPSOP=PSPWT6VOUWUNNT?3KQ9 TFITSWGKWG@REUOULTWTRRUQTSWEUQBULW<HNVSJTMURTSTWHQ9 NVMVWBPLVQOP=PSVWTCVQUNWUOUSWRKJHM>WNKQTFI MVNPQPIRVQPSPSWGUQVGUQTSOUWOT=UQWMVNPQPIRVQPWOV BULIUMUWGVCRVOP=PSVWOTLLVNTWBULNT?2@REUMUWEURUS MUQRTWAUWMVGVS;PWNKQTJNWJVMPJPSPW858/WMPRPSOVW.WIT9 RMHSVWBPLVQIVW:UOU6RUQTWHROK=KSKWVLNVQVSWRKJHM> JHSWO@SUIOUWIUMOVSVWEURUSWHRVMRVQPSWGKW:UOU9 6RUQTSTWOKQOKQVIVMV;V=PSPWAKQEKRVOP?RKJHM>WGVFP IDFUWAUWLDRNDQWIUQLUFRUQTSTSWGKWHRVMRVQOVWNV:QT< UOTRIUJTMRUWTRETRTWHRVQVLWCKSRVQPWLVMOUNNTW-2K JVROPQPRVQWNKQTFIWJULN@QDSDSW;VSPSPWV;PNNP?W+DSMV LDRNDQDSUWAUWITQVJPSVWHQNVLWHRVQVLWHQNVMV BPLVQOP=PIPF>WEUFTRT<WE@QDRIUJTMRUW3DQLTMU7STS <QUJNTTSTWVQNPQVSWGKWUJUQRUQTWGVQPSOPQVSWSHLNVRVQPS URWDFUQTSOUWNKNKRIVJPWRVFPI?W2TFWNKQTFIWVSRVIPSOV G@REUSTSW<VFVQRVIVJPSPWGKQVOVLTWNVQT:TWUJUQRUQTIT9 FRUWOUWMV<PMHQKF?W)SJVSWLUSOTWIVRPSVWFVQVQWAUQ9 IUIURT?W2KWUJUQRUQTITFWTSJVSRPLWNVQT:TWGHMKS;VWHQ9 NVLWITQVJWHRVQVLWGKRKSOK=KWG@REUSTSWVOPMRV VSPRV;VLNPQ?-3(0127PSW-@FDIW0DQU;TWAU 2@REUJURW3KQTFIW(V<HQK-SVWE@QU>W@FDIW0DQU;T TRUWG@REUMUWEURUSWGVQPCWHQNVIPWUSW:PFRPWH9 RVQVLWLUSOTJTSTWNKQTFI QVLVIRVQPSOVWE@JNUQOT?3KQ9 TFIW2VLVSRP=PWAUQTRUQTSU E@QUWJVOU;U VSRPKQ6V7MVWEUBUS MPRW 5.WGTSWLTCTWNKQ9 TFIWVIVBRPWFT9 MVQUNWMV<NP? #VQOTS7OUWGK QVLVIW/.4WGTS> +TMVQGVLPQ7OV TJUW8/5WGTS LTCTMTWEUBNT? (V<HQOV> *1W2@REU9 JT7SUWMV<PRVS NKQTJNTLWNKQRVQ JHSWHRVMRVQPS VQOPSOVSWGTQWITL9 NVQWOKQVLRVJVWOV G@REUMUWMUSTOUS GVQPCPSW:VLTIWHRIVJP :VRTSOUWVOUNVWVBPLW:VAV IDFUJTWOKQKIKSOVLTW+H=K AUW*DSUMOH=KWTRRUQTSTWEUFIUL TBTSWBHLWJVMPOVWMUQRTWAUWMVGVS;PWFT9 MVQUNBTSTSWGULRUOT=TWGURTQNTROT?S;ULTWMPRRVQOVWOV9 :VWBHLW)JNVSGKR7OVSWLVRLPCWMV<PRVSWLDRNDQ NKQRVQPSOVWGVCRVIVWSHLNVRVQPWVQNPLW1SLVQV>W)FITQ7TS MVSPWJPQVW1OVSV>W*VFTVSNU<WAUW#UQJTSWETGTWTRRUQOUS OUWEUQBULRUCNTQTRIUMUWGVCRVOP?W1;USNURUQWGK JVMUOUWIDCNUQTWV=RVQPSPWEUSTCRUNTQRUQLUS>W1SVOHRK79 SKSWBUCTNRTWMUQRUQTSOUWHNKQVSWAVNVSOVCRVQPSWOVWMKQN TBTSOULTWNVQT:TWAUWNKQTJNTLWIULVSRVQVWETOUGTRIUL TBTSW)JNVSGKR7KSWMHRKSKWNKNIVWOUQOTWHQNVOVS LVRLNP?0TRV:RVQPSWJKJIVJPMRVWGTQRTLNUW+H=KWAU *DSUMOH=KW1SVOHRK7OVLTWCU:TQRUQOUWNKQTFI MVNPQPIRVQPWOVW:PFWLVFVSOP?W8555WMPRPSOVWGKWG@REUR9 UQOUWUSWBHLWQV=GUNWE@QUSW%WTROUWNH<RVIWGUREURTWNKQ9 TFIWNUJTJTWJVMPJPW458WTLUS>WGKWQVLVIW854/WMPRPWJH9 SKSOVW4%%7UWMDLJUROT?2USFUQWCULTROUWGKWTRRUQOULT MVNVLWJVMPJPWOVW44WGTSW8!87OUSWMDFOUW4 .7RTLWGTQ VQNPCRVW8$WGTSW$/.7UWBPLNP?W0HSW4/WMPROVWNUJTJRUQTSWUS :PFRPWVQNNP=PWTRRUQWVQVJPSOVWVSRPKQ6VWTRLWJPQVOVWMUQ VROP?W2KWO@SUIOUWVSRPKQ6V7OVWNUJTJWJVMPJPW/WLVNPSV BPLVQLUS>WMVNVLWJVMPJPWOVW WLVNWMDLJUROT?1MSP O@SUIOUWNUJTJWAUWMVNVLWJVMPJPWVQNPCW:PFPSOVW#VQOTS TLTS;TWJPQVOVWMUQWVROP?W#VQOTS7OUW8555WMPRPSOVW% HRVSWNUJTJWJVMPJPW8.7U>W%8'WHRVSWMVNVLWJVMPJPWTJUW' GTSW !7MUWBPLNP?W..WNUJTJWAUWNH<RVIW$WGTSW8.$WMVNVL LV<VJTNUJTMRUWNUJTJWAUWMVNVLWLV<VJTNUJTWVBPJPSOVS VBPLWVQVWTRLWJPQVOVWGKRKSVSW*VFTVSNU<7NUWTJUW8555 MPRPSOVSWGKWMVSVWMVNVLWLV<VJTNUJTW/WLVNNVSW6VFRV VQNNP?(V<HQOV>WG@REUOULTWNKQTFIW<HNVSJTMURTSTS MVNPQPIWTCNV:PSPWVQNPQVSWUSW@SUIRTWSUOUSWHROK=K GURTQNTROT?WLHSHITW2VLVSRP=PWAUQTRUQTSUWE@QU 85549854'WMPRRVQPWVQVJPSOVWG@REUOULTWTRRUQWTBTS VRPSVSWNUCATLWGUREUJTWJVMPJPW/8'WHROK?W3H<RVIW/ ITRMVQWRTQVRPLWMVNPQPIWTBTSWNUCATLWGUREUJTWVRPSPQLUS> 48WGTSW.8.WLTCTRTLWNH<RVIWTJNT:OVIWJ@FDWVRPSOP? 3KQTFI;TRUQTSWMVNPQPIWMV<IVLWTBTSWUSWTJNULRT HROK=KWTRRUQWVQVJPSOVW*VFTVSNU<>W#VQOTS>WVNVM @SUWBPLNP?WVNPQPIRVQPSWVQNIVJPMRVWTCWODSMVJPSPS G@REUMUWM@SURTLWTRETJTWBH=VRPQLUS>WEUQULWTC EUQULJUWNKQTFIWVIVBRPWJUMV:VNRUQOUWOUWMDLJURIU LVMOUOTROT?W855!WMPRPSOVWG@REUOULTW4 :VAVRTIVSPSVWTBW:VNRVQOVSWEURUSWMHR;KWJVMPJPW/>% ITRMHS>WOPCW:VNRVQWMHR;KWJVMPJPWTJUW4'%WGTSWJU9 ATMUOUMOT?W854/WMPRPSVWEURTSOT=TSOUWG@REUOULT :VAVRTIVSPWJVMPJPW4$7V>WTBW:VNWMHR;KWJVMPJPW45>. ITRMHSV>WOPCW:VNWMHR;KWJVMPJPWTJUW'%.WGTSUWBPLNP? +HRVMPJPMRVW!WMPROVWMHR;KWJVMPJPSOVWMDFOUW4!$7RKL GTQWVQNPCWLVMOUOTROT?W(V<HQOV>WG@REUOUW854' MPRPSPSWTRLW$WVMPSOVWJV=RVSVSWVQNPCPSWGKWMPRPSWJH9 SKSOVWMHR;KWJVMPJPSPSW48WITRMHSWLTCTMT GKRV;V=PSPSWTCVQUNTSTWAUQOT=TWGURTQNTROT?3DQLTMU7OU KBVLRVWJUMV:VNTSWMVMEPSRVCIVMVWGVCRVIVJPMRV LDRNDQWNKQRVQPSVWLVNPRIVMPWFHQRVCNPQVSWGTQWSUOUSWHQ9 NVOVSWLVRLNP?W+TMVQGVLPQ>W#VQOTS>W,VS>W0TTQN>W2VN9 IVSWETGTW@SUIRTWNKQTFIWIUQLUFRUQTSUWM@SURTL KBVLWJU6UQRUQT>WHNHGDJRUWKRVCPIPSWMVSPSVWVRNUQSVNT6 HRKCNKQIVMVWGVCRVOP?WNHGDJRUWKRVCPIPSWKFKSWFV9 IVSWVRIVJPWOV:VWBHLWNKQTJNTWKBV=VWM@S9 RUSOTQTQLUS>WNKQWCTQLUNRUQTWOUWKBKCWHRVSWTRRUQUWM@SU9 RTLWNKQW<QHEQVIRVQPSPWEURTCNTQIUWMHRKSVWETNNT?W ++ Ekim 2014 211Şubat 2013 Salı Perşembe 3+894/8.9-6.84862971 768.+-398&08398612/'2.2 --# 605+7!3539""!)79" /54+8691-48642090,+,/9568'8)2 7175#9(73'79767047&)56547(5456# 74/8.4869189(,3,3937/459(56 02./2329-4,&),68'801715 +GQKTU"OJTEU3FPETOTPNU+%USL9 SPTEKFQU3TCMTQU$TPLNJBNENU<SU%FEMF<TU"O9 JTEU3FPETENU3TCMTQNU1OSU/F7F<8U.GPMUSOJTE 7RKTETENQNQUFPITU<TLSLSUDRPUIRBTPSIUJSPMS>R ;TORQSU@SOSDROSBSARQRUDSORPISPSM8U5.GPMRKSQRQ )0)&ISU*)UJROKTPULFOTPONMUMHKHJUR;PTBTIN ;SLS6RUDSQBSU@SP=SMOSCIRPROSDRORP8USOJTEOTPULT DHQHQU:QSJORUDRPUMNEJNQNUFOHCIHPTBTM5ULS9 LR?11UJH;TDRPOSPRQSUJGBS<;SPTIUESMI:PGQS RORCMRQULSASPOSQLRPJSOSPLSUDHOHQTQU/F7F<8 @OFDTOU:O=SMISUMHKHJBHOHMU7T>TPNQNQ DGKGMOGAGQGQUPSEJRUPTMTJOTPTU@:PSU0UJRO9 KTPULFOTPUBR<TPNQLTUFOLHAHQHUR6TLSUSIIR? SEJR FOJTKTQULTU7SMU=FMURCUKT7NOLNANQTULRMMTIR =SMSQU/F7F<8UDHULTUSMOSQLRARQLSUPTMTJNQU)9 &UMTINQTU=NMINANQNUDSORPIIR?U4SERQUFOTPTMUMRJE9 SQRQUDRPUCSKUE:KOSKSJSKSBSARQRQUTOINQNU=R>SQ /F7F<8U54H<<SIOSUJH;ISJSOUPTMTJU)00UJRO9 KTPULFOTPUBR<TPNQLTLNP?U3HQHQUKTQNQLTUSOJTE 7RKTETENQNQUIT;JRQRULSASPRU&0UJROKTPULFOTP BR<TPNQLT5ULRKSUMFQHCIH?/F7F<8USOJTEUESM9 I:PGQLSMRU:QSJORUFKHQBHOTPU;TMMNQLTULTUDRO9 @ROSPU<SPSPSM8UDHPTLTUSQU:QSJORUGOMSQRQ #RQLREITQUFOLHAHQTURCTPSIUSIIR?!MRQBRUENPTLTU!E9 PTRO,RQU@SOLRARQRUDSORPISQU/F7F<8UC:KOSULS<TJ SIIR5'FQPTU3SO=RMTU<SURQU@SORP? 4HKHJBHOHATUDTMINANJN>LTURESURQ8U#RQLRE9 ITQ8U.GPMRKSU<SU!ITOKTUSQUDGKGMUGOMSOSPLRP?U TQTUFKHQBHUFOTPTM?U.GPMRKSUDGKGMUFKHQBH9 OTPLTQUDRPR?U.GPMRKSUSOJTEUESMI:PGQLSULT;T ROMUTLNJOTPNQNUTINKFP?U.GPMUJGBS<;SPTI MHKHJBHOHMUESMI:PGU=FMU:QSJOR?U'SMI:PGQ EFQUKRPJRUKNOLNPU=FMUBRLLRUDRPU@SORCJS @:EISPLRARU.GPMRKS8ULGQKTLTU:QLSU@SOSQ 7T>TPOTPLTQUDRPRU;TORQSU@SOLR?U.GPMRKS CRJLRORM8URI;TOTIITMRUMNENIOTJTOTPUESDSDRKOS ESMI:PLSU=FMU6T>OTUSOJTEU:ASERQSUET;R7ULSARO? 3HUMNENIOTJTOTPUMTOLNPNOLNANQLTUHJTPN>USOJTE ESMI:PGULSULT;TURKRUDRPUMFQHJT @SOSBSM?51OSU/F7F<8USOJTEUIRBTPSIRQRUKTETO <SUCS66T6UDRPU>SJRQSUFIHPIJTQNQU=FMU:QSJOR FOLHAHQHULROSU@SIRPSPSM8ULGQKTLTMRU;R=DRP GOMSQRQUSOJTETU<SP@RUMFKJTKNU@:>S TOTJTKTBTANQNQUTOINQNU=R>LRLSLR?U%**$ Pencerelerden sarkan askıların her birinin üzerinde alımlı kıyafetler var. Ama burası bir butik veya giyim mağazası değil. Hatta bir reklam ajansı ve Beyoğlu'nun işlek caddelerinden birisinde. İçeride masaların üstünde bilgisayar ve ofis malzemeleri değil; elbise, çanta, ayakkabı ve takılar serili. Belli ki çok farklı bir organizasyona ev sahipliği yapıyor /SMU=FMUMRJESQRQUS<RQLS8UDRPUIGPOGU@RKSJSLRARUT9 JTUTIJTKTULTUMNKTJTLNANUSCKTOTPU<TPLNP?U SMOTJBN 4SPSJU2MHJHCULTUDHURERJOSPLSQUDRPR?U1ONC9LSARCU7TP9 IRERULSUDHUMFQHLTUMT6TUKFPTQU2MHJHC,HQUTMONQTU@SOSQ DRPU6RMRP?U"EMRUHEHOUITMTEUK:QISJRQRUTQLNPTQU,TONC9 LSARC,RQU6TPMONONANQNUSCKTOTPNQUDRPU-GPRUITPT6NQLTQUSOS9 JSKSUITDRUIHIHOHKFPUFOJTENU<SU;S7ERQSU7HTQU<SPROJSER FOHCIHPHKFP?U4SPSJU2MHJHC8U7PF-SKRU@SQSOUJGLGPG FOLHAHU'&(0U'GPLGPGOSDRORPU SMOTJU1-TQENUG>SPRQLSQ ;TKTITU@S=RPRKFP?U%FLTQNQUM:PGMOSLRARU;N>ONUIGMSIRJ TONCMTQONANQLTQUKTMNQTQU2MHJHC8U5.GMSIRJ TONCMTQONMOTPNU=FMU6TPMONOTCIN?U3HUQSLSQOSUDR>RJUTP>H9 JH>UIGMSIRBROSPLSQUEGPLGPGOSDRORPUIGMSIRJRUDRP TONCMTQONMU;TORQSU@SIRPJSOSPR?U+GQKTLTUKGMESOSQUFPIT ENQN6U<SUQG6HEUTPINCNQTUDTMINANJN>LTUDHUIGMSIRJ TONCMTQONMOTPNJN>NULS<TJUSIIRPLRARJR>UITMLRPLS :QGJG>LSMRU*0UKNOU)0UKNOUR=SPRERQLSU=FMUBRLLRUPREMOSP9 OSUMTPCNUMTPCNKTKN>?U2UQSLSQOSUJFLTUSQLGEIPRERQRQULS DHUPREMOSPUMTPCNENQLTUTMERKFQUTOJTENQNU;SLS6ORKFPH>?5 LRKFP?#N>ONUIGMSIRJUTONCMTQONANQNQURQETQOTPNQUSEMR LSASPOSPRUHQHIJTENQTUQSLSQUFOLHAHQHUMTKLSLSQ 2MHJHC8U:>SOORMOSUTINOJTKTUMNKNOTJTKTQUMNKT6SIOSPRQ DTCMTENQNQUSCKTOTPNKOTULSARCIRPROSDROSBSARQR8 IGMSIJSLSQUITMTEUHEHOGKOSUR;IRKT=OTPNQ MTPCNOTQTDROSBSARQRU<SUDHUK:QISJOSULSULGQKT MTKQTMOTPNQNQUMFPHQTDROSBSARQSULRMMTIU=SMRKFP? 2MHJHC8U5.TMTEUJTQINANQN8UKG>KNOOTPU:QBSU@SORCJRC DRPUK:QISJRQUKSQRUL:QSJLSULSUEGPLGPGOSDRORPORM K:QGQLSUKSQRUTONCMTQONMOTPUMT>TQNJNQLTU:QSJOR FOLHAHQHU@:PLGAGJG>UR=RQUD:KOSUDRPU@GQGUFP@TQR>S SIIRM?5ULRKSUMFQHCHKFP?U%FLTQNQULGQKTUMTKQTMOTPN G>SPRQLSU=FMUBRLLRUDRPUDTEMNUFOHCIHPLHAHQTULRMMTI =SMSQU2MHJHC8U53H@GQUDRPUMFIU7TQIFOFQHUGPSI9 JSMUR=RQU**)UORIPSUEHU;TPBTQNKFP?U6TBNMUDRP IRC:PIGUGPSISDROJSJR>UR=RQUKTMOTCNMU*(UIFQ9 OHMUDRPUEHU;TPBTJTJN>U@SPSMRKFP?U2UQSLSQOS DHUMTLTPUKGMESMUEHUMTKQTANUR;IRKTBNUFOTQUISM9 EIROUESMI:PGQLSUIGMSIRJUITPT6NQTUDTMINANJN>LT RQETQOTPNUETLSBSUIGMSIJSMULSAROUITMTEUK:QGKOS LSUR;IRKT=OTPNQNU@:PSDROSBSARQRULGCGQGKFPH>?5UR9 6TLSOSPRQRUMHOOTQNKFP?U'REISJRQURCOSKRCUCSMOR ;TMMNQLTULTUDRO@RU<SPSQU4SPSJU2MHJHC8UMNKT6SI ES=RJRUR=RQUDRPU-GPRUFOHCIHPLHMOTPNQNUE:KOGKFP?U1ONC9 LSARCUR=RQU@SIRPROSQUSCKTOTPNQU;TQ@RERQRQUMTDHO SLROSBSARQSUDHU-GPRUMTPTPU<SPRKFP?U2MHJHC8U5%FLT ESMI:PGQLSU=TONCTQUITETPNJBNOTPULTU<TPU-GPRUR=RQLS?U2Q9 OTPUMTPTPU<SPRKFPOTPUGPGQGQU;TQ@RULSASPLSUFOLHAHQT LTRP?U*0U7HTQONMUDRPUGPGQUJG8U)0U7HTQONMUDRPUGPGQUJG8 (0U7HTQONMUDRPUGPGQUJGU(0U7HTQONMUDRPUGPGQU@SIRPRPE9 SQR>8UTEONQLTU(UITQSU*0U7HTQONMUDRPUGPGQUTOTDRORKFP9 EHQH>?U3RPUGPGQGQG>OSUDHPTLTQU(UITQSUGPGQUTON7 =NMTDRORPERQR>?U!QETQOTPUTEONQLTUITMTEUEREISJRUROSULS H>HQUL:QSJUR;IRKT=OTPNQNUMTPCNOTKTDROSBSMOSPRQRUDHPT9 LTUE:KOSJSMUREIRKFPH>?5UDRO@RERQRU<SPRKFP?U/PF-SKSUS< ET;R7ORARUKT7TQUDRPULRASPUPSMOTJBNUSQ@R>U/SKQRPBRULS MSQLRUR;IRKTBNQLTQUKFOTU=NMTPTMU7PF-SKR LSEISMOSLRARQRUE:KOGKFPU<SUCHQOTPNU7TKOTCNKFP5/PF-S @GQLSJSU@SOLRARU>TJTQU;SJSQUMSQLRJOSUSCOSCIRPLRJ? 4SQLRUR;IRKTBNJUFOTQUKTULTUFOJTKTQUCSKOSPSUDTM9 JTKTUDTCOTLNJ?U$TMNQU@S=JRCISUKTMOTCNMU*UMROF <SPLRJ?U4ROFU<SPLRMISQUEFQPTUDRP=FMUMNKT6SIRJRQUG>9 SPRJSUFOJTLNANQNU@:PLGJ?U4SPSJU3SKUROS MFQHCHPMSQUDRPUTQLTUDHU6RMRP BTQOTQLN?U1JTBNJN>8UIGMSIRJ TONCMTQONMOTPNJN>NUDRPT> 6PSQOSJSM?UGQMGU;S79 RJR>UR;IRKTBNJN>UFOTQLTQ 6T>OTENQNUETINQUTONKFPH>? 3HU;SPUCSKUR=RQU@S=SPOR8 ETLSBSUMNKT6SI8UISMEIRO8 TMESEHTPUR=RQU@S=SPOR LSARO?5.GPMRKSLSUDHUIR7 FP@TQR>TEKFQOTPNQU=FM KSQRUFOLHAHQHU<SU=FMUENM KT7NOJTLNANQN <HP@H9 OTKTQU/SKQRPBR8 5$HPIULNCNQLT DHQHQU=FMULT;T DGKGMU:O=SMISMR :PQSMOSPRQRU@:PGK9 FPH>?UJTPNJUDH MG=GMUMG=GM @SORCRJOSPUKTMNQU>T9 JTQLTUDGKGMUFP@TQR9 >TEKFQOTPTU<SU=FMULT;TU6T>OTUMTINONJONU7PF-SOSPS L:QGCGP?U1JTBNQTUFU>TJTQUHOTCTDROSBSARQR LGCGQGKFPH>?5ULRKFP?/PF-SKSUMTINON7UTONC9LSARCUKT7TQ 1EONU4HPIHOHC8U5QBSORMOSUS<RJLSULHPTQU;R= @RKJSLRARJUMNKT6SIOSPRJRUDHPTKTU@SIRPLRJ?U2QOTPN DTCMTURQETQOTPNQUTON7U@RKRQSBSMUFOJTENUDSQRUJHIOHUSIIR? 1JTU:QBSORMOSUDSQRUJHIOHUSLSQUMSQLRUG>SPRJSU@:PS FOTQUMNKT6SIOSP?5ULSPMSQ8UDRPUDTCMTUMTINONJBNUFOTQU'S=RO "PLSQULSULHK@HOTPNQNU<SU7PF-SQRQU:QSJRQRUCHUR6TLSOSPOS TQOTINKFP53HPTLTMRUMNKT6SIOSPRQU;S7ERUCNMU<SU@G>SO MNKT6SIOSP?U3SQULSUS<LSQUMHOOTQJTLNANJU<SUCRJLRKS MTLTPU;R=U@RKJSLRARJUMNKT6SIOSPRU@SIRPRPMSQUDHQTULRMMTI SIIRJ?U3HPTLTMRUTJT=UTEONQLTU;R= MHOOTQJTLNANJN>UFD-SOSP <SUSCKTOTPNUMTPCNONMON LSARCUIFMHCUKT7JTM? 3RPUQFMITLTU=FMU<SP9 RJORUFOTBTANQN LGCGQGKFPHJUDH @GQGQ?UGQGQUEF9 QHQLTU;R= @RKJSLRARJUDRPUSO9 DRESKRUDRPRQSU;SLRKS SIJRCU@RDRUFOTBTANJ8UF LTUDTQTUDRP ;SLRKS <SPJRCU@RDRUFOTBTM? #SP;TQ@RUDRPUJTLLR DSMOSQIRUR=RQLSUFO9 JTLTQUEGPLGPGOSDRORP FOJTENUT=NENQLTQULT =FMU:QSJOR?5% *$ ($*+*'+*$*' *"+*$'+**' *" +((' ("+($*+$(' ( Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, mart ayında yaşanan don olayının fındık, kayısı, elma gibi hasadı süren cevizde de rekolteyi önemli ölçüde etkilediğini bildirdi. Bayraktar, “Rekoltenin geçen yılın 25-30 bin ton altında kalacağı tahmin ediliyor. 212 bin ton olan üretimin, bu yıl 185 bin tonlarda kalacağı tahmini yapılıyor.” dedi. Son yıllarda ülke içi ceviz tüketiminin hızlı bir şekilde arttığını ifade eden Şemsi Bayraktar, üretimin ihtiyacı karşılayamadığını bildirdi. Bayraktar, şunları kaydetti: “Ülkemizin hemen tamamında yetişen cevizde, üretimimiz her yıl artış gösteriyor. Ceviz tüketiminde de önemli artışlar yaşanıyor. 2000 yılında 108 bin ton ceviz tüketilirken, 2011 yılına gelindiğinde bu rakam, yüzde 90,7 artışla 206 bin tona yükseldi. Oysa bu dönemde üretim yüzde 58 arttı ve 116 bin tondan 183 bin 240 tona çıktı. Bunun bir sonucu olarak 2000 yılında 4 bin 210 tonu kabuklu olmak üzere 5 bin 600 ton olan ceviz ithalatı, 2013 yılında 26 bin tonu kabuklu olmak üzere 29 bin tona yükseldi. Ceviz ithalatına harcanan döviz miktarı, 20002013 döneminde 3,54 milyon dolardan 106 milyon dolara çıktı. Buna karşın, 2000 yılında 303 ton olan ceviz ihracatı, 2013 yılında 4 bin tonda kaldı. Ceviz ihracatından sağlanan döviz miktarı ise 1,2 milyon dolarken, 2013 yılında 46,8 milyon dolara yükseldi. Sonuçta 46,8 milyon dolarlık ceviz ihracatı yapılsa da ithalat 106 milyon doları buluyor. Ana vatanı olduğumuz bu üründe ithalatçı değil, ihracatçı olmalıyız. Modern kapama bahçelerle üretim ve kaliteyi hızlı bir şekilde artırabiliriz. Çok daha fazla ihracat yapılabiliriz.”Ana vatanı Anadolu, Kafkasya ve İran olan cevizin dünya genelinde 50’den fazla ülkede yetiştirildiğine dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti:“Kabuklu ceviz üretimi dünya çapında, 19952012 döneminde 1,06 milyon tondan 3,41 milyon tona çıktı. 2012 yılında, Çin 1,7 milyon ton üretimle ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi 450 bin tonla İran, 426 bin tonla ABD, 194 bin tonla Türkiye izledi. Dördüncü sırada yer alan Türkiye’yi, Meksika, Ukrayna, Hindistan ve Şili takip etti. 8 ülke dünya ceviz üretiminin yüzde 89’unu karşıladılar.” Ceviz üretimi ve kalitesinin artırılması için iklim ve toprak şartlarına uygun fidanlara ihtiyaç olduğunu dikkati çeken Bayraktar, “Meyve bahçelerinin oluşturulmasında yapılan hataların telafisi yok. Üreticilerimiz ceviz bahçesi kurmaya karar verirken mutlaka uzman kişi veya kuruluşlardan teknik yardım almalıdır. Ceviz bahçesi kurmak isteyen üreticilerimizin fidan alırken dikkatli olmaları, güvenilir fidan kuruluşlarını tercih etmeli, aldıkları fidanlar adına doğru kaliteli, sağlıklı olmalıdır.” dedi.Şemsi Bayraktar, öncelikli hedefin ceviz üretiminde 'kendine yeter ülke' olmak, daha sonraki hedefin de pazarlama sıkıntısı çok fazla görülmeyen bu üründe önemli ihracat rakamlarına ulaşmak olduğunu bildirdi. (CİHAN) )#))))+#"+&!!% &!%#%%&%+!& #)&+)&# Kayseri Valisi Düzgün: "Kayserili iş adamları üretimden kazandığını yeniden yatırıma dönüştürmesiyle bilindiği için yabancı yatırımcılar kentimizi tercih ediyor.Yabancılar, sıfırdan fabrika kurmak çok daha maliyetli olduğu için genellikle ortaklık yaparak mevcut fabrikayı büyütme yolunu tercih ediyor"dedi .GPMRKS,QRQUSQU:QSJORUETQTKRUMSQIOSPRQLSQUDRPRER FOTQU4TKESPR,LSURCUTLTJOTPNQNQU@RPRCRJBRORAR8 KTDTQBNUKTINPNJBNQNQUMSQISU@SOJSERQRUETAONKFP?4TK9 ESPRUTORERU2P;TQU+G>@GQ8U11UJH;TDRPRQSUKT7INAN T=NMOTJTLT8UUETQTKRUD:O@SERQLSUGPSIRJUKT7NOTQ 4TKESPR,KSUKNOUR=RQLSUKFAHQUDRPUCSMROLSUKTDTQBNURC TLTJNU;SKSIOSPRU<SUDGPFMPTIOTPNQU@SOLRARQR8UETQTKR D:O@SOSPRQLSURQBSOSJSUKT7TQU;SKSIOSPRQURC DTAOTQINENU@:PGCJSOSPRUKT7INANQNUE:KOSLR?4SQIRQ .GPMRKSU@SQSORQLSUKTDTQBNUKTINPNJBNOTPNQUSQU=FM ISPBR;USIIRARUROMU9UROUTPTENQLTUKSPUTOLNANQTURCTPSIUS9 LSQU+G>@GQ8U54TKESPRORURCUTLTJOTPNUGPSIRJLSQ MT>TQLNANQNUKSQRLSQUKTINPNJTUL:QGCIGPJSERKOS DRORQLRARUR=RQUKTDTQBNUKTINPNJBNOTPUMSQIRJR>RUISPBR; SLRKFP5ULSLR?#SJSQU;SPURORQ8UKTDTQBNUKTINPNJBNOTPN CS;RPOSPRQSULT<SIUSIJSOSPRQSUPTAJSQUDHUMRCROSPRQU@9 SOSBSMU<TTIUSLSQ8UMTPONUFPITMONMOTPUMHPTDROSBSMOSPR ROOSPRUISPBR;USIIRARQRU<SULT<SIUSLROSQU;SPUROS @RIJSLRMOSPRQRUR6TLSUSLSQU+G>@GQ8U4TKESPR,KSULT<9 SIUDSMOSJSLSQ8UMSQLRUREISMOSPRKOSULSU@SOSQU=FM ETKNLTUKTDTQBNUKTINPNJBNUFOLHAHQH <HP@HOTLN?$TDTQBNURCUTLTJOTPNQNQU4TKESPR,LSMRU6RP9 JTOTPOTURCUFPITMONANUMHPJTENQNQUKTQNUENPTU16PRMTU<S 2PITU1EKTUGOMSOSPRQLSQU@SOSQU<SU4TKESPRORUETQTKR9 BROSPRQU@RPRCRJBRORMUPH;HQHU:APSQSQUDGPFMPTIOTPNQ LTUMSQLRUGOMSOSPRQSUKTINPNJUR=RQULT<SIIS DHOHQLHAHQHUDSORPISQU+G>@GQ8UETQTKRBROSPRQU@RI9 JSOSPRULHPHJHQLTULTUBRLLRUTQOTJLTUMFOTKONMOTP EHQLHMOTPNQNULROSU@SIRPLR?4SQISU@SOSQUKTINPNJBNOTPNQ DGKGMU=FAHQOHAHQHQUMSQLROSPRQLSU<TPUFOTQU7TPTKOT 4TKESPRORU>SMTENQNUDRPOSCIRPJSMUREISLRMOSPRQRUTQOTITQ +G>@GQ8U5$TDTQBNOTP8UEN6NPLTQU6TDPRMTUMHPJTMU=FM LT;TUJTORKSIORUFOLHAHUR=RQU@SQSOORMOSUFPITMONMUKT9 7TPTMUJS<BHIU6TDPRMTKNUDGKGIJSUKFOHQHUISPBR; SLRKFP?U3HULTUTEONQLTU4TKESPRORUETQTKRBROSPRQURCRQS KTPNKFP?U+T;TU:QBSU&UGOMSKSUR;PTBTIUKT7JTENQT PTAJSQUKTDTQBNUFPITMONMITQUEFQPTUR;PTBTIUKT7INAN GOMSUETKNENQNU0,TU=NMTPTQU6RPJTOTPU<TP?U2PITMUFOH9 QTQUKTDTQBNUKTINPNJBNQNQU7T>TPUTANUDRPUTQOTJLT DR>SULSU@S=JRCUFOHKFP?U%**$ 21 17 Ekim ubat 2014 2013 Salı Per embe MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'de bazı taleplere karşılık vermek için ödün vermek çözüm olmuş. İmralı'dan bir talep doğuyor, yerine getiriliyor, adı çözüm. Kandil'den bir talep doğuyor, yerine getiriliyor, adı çözüm" dedi eşitli temas ve ziyaretler için Antalya'da bulunan Bahçeli, Korkuteli Ç ilçesinde halka seslendi, daha sonra, Korkurteli Belediye Başkanı Hasan Gökçe'yi makamında ziyaret etti. Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleriyle iki gündür Antalya'da bulunduklarını belirten Bahçeli, MHP'li belediye başkanlarıyla toplantı yaptıklarını ve Antalya'da 30 Mart Mahalli İdareler seçimlerinde kazandıkları belediye başkanlıklarını yerinde ziyaret ettiklerini söyledi. Korkuteli'nin 1999 yılından bu yana MHP'yi hiç yalnız bırakmadığını ve bağrına bastığını ifade eden Bahçeli, bundan dolayı hangi partiden olursa olsun Korkuteli'nde yaşayan her vatandaşa teşekkür ve şükranlarını sunduklarını dile getirdi. Korkuteli'nin Antalya'nın yaylası olduğunu ve gün geçtikçe modern bir ilçe haline geldiğini belirten Bahçeli, Belediye Başkanı Hasan Gökçe'nin ilçeye önemli hizmetler yapacağını söyledi. Bahçeli, "Hasan Gökçe'nin her türlü haksızlığa karşı da büyük bir sabrı vardır. Korkuteli, adaletsizliği, kendi vicdanına iradesiyle ortaya koyarak bir kez daha Gökçe'yi bağrına basmıştır. O bakımdan çok teşekkür ediyorum" dedi. - "Çatışma ve ölüm dalgası Türkiye'ye yaklaşmıştır" Türkiye'nin 7 Ekim'den bu yana çok karışık bir hale geldiğini savunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, adına "Arap Baharı" denilen ve Tunus'tan başlayıp, Mısır'a, Libya'ya, Suriye'ye geçen çatışma ve ölüm dalgasının Türkiye'ye de yaklaştığını öne sürdü. Birçok hainin fırsat kolladığını ve Ortadoğu'daki gelişmelere ve Suriye'nin kuzeyinde "Batı Kürdistan" hevesinde olanlara özenerek Türkiye'yi kan gölüne, yıkıma ve yangına çevirmeye çalıştığını belirten Bahçeli, şöyle konuştu: "Bir an düşününüz 7 Ekim'den bu yana İstanbul'un her sokağında, her semtinde otobüsler yanıyor, arabalar yanıyor, mağazalar talan ediliyor, sürekli yangınlar çıkartılıyor. İnsanımızda huzur ve güven kalmamış. Yine aynı süreç içerisinde Güneydoğu Anadolu'nun birçok il ve ilçelerinde sürekli olarak eylemler ortaya konuyor, ayaklanmanın provaları yapılıyor. Türkiye'de kuzey Kürdistan kurulması için Türkiye Cumhuriyeti Devletini tehdit ve tahrip ediyor. Bunun adına da birileri çözüm diyor fakat çözümün ne olduğunu da bir türlü söyleyemiyor. Türkiye'de bazı taleplere karşılık vermek için ödün vermek çözüm olmuş. İmralı'dan bir talep doğuyor, yerine getiriliyor, adı çözüm. Kandil'den bir talep doğuyor, yerine getiriliyor, adı çözüm. Güneydoğu'nun her yeri yangın, karakollar basılıyor, kaymakamlık binaları işgal ediliyor, valiler ortada yok, sadece polis kardeşlerimiz kalmış, Türkiye de hala çözüm peşinde." Çözümden ne anlaşılması gerektiğinin ise bir türlü söylenemediğini ifade eden Bahçeli, 1978 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesinin Fis köyünde birinci kongresini yapan terör örgütü PKK'nın amacının bağımsız Kürdistan devleti kurmak olduğunu savundu. Bahçeli, 1984 yılından bu yana 40 bin kişi ve 7-8 bin civarında emniyet mensubu ve askerin şehit olduğunu belirterek, "O günden bugüne kadar bu ülkeyi yönetenler, bu kadar çözüm isteğinde heveslenenler, 1 Ağustos 2009 tarihinde İçişleri Bakanı olan bir zatın birtakım aydın geçinenlerle Gölbaşı emniyet binasında yapılan toplantılarla Türkiye'yi bölmeye adım adım imkan tanınırken çözümün ne olduğunu PKK biliyor ama bunların bir şeyden haberi yokmuş gibi PKK'ye cesaret veriyor" diye konuştu. PKK'nın tek isteğinin Irak'ta, Suriye'de, İran'da ve Türkiye'de dört parçalı büyük bir Kürdistan kurulması için çaba göstermek olduğunu iddia eden Bahçeli, şimdi de 3 kantonlu özerk Kürdistan kurmak için çaba gösterildiğini savundu. - "Milleti kandırmaya gerek yok" Bahçeli, "Çözümden vazgeçtiğini İmralı canisi İmralı'dan söyleyebiliyor mu? 'Bağımsız Kürdistan kurma hedefinden ben vazgeçtim' diyor mu? Kandil'deki caninin arkadaşları bunu söyleyebiliyor mu? Onlar söylemediğine göre Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanına ve başbakanına mı düştü bu görev. Birilerine yaranmışlık yapabilmek için çözüm aldatmacısıyla milleti kandırmaya gerek yok" dedi. Güneydoğu'da şu anda devletin bulunmadığını öne süren Bahçeli, bütün okulların işgal edildiğini ve yakıldığını, sokakların yaşanamaz hale geldiğini belirterek, devletin kamu kudretini korkusuzca kullanarak, suçluyu suçsuzu birbirinden ayırarak düzeni sağlaması gerektiğini söyledi. Bahçeli, "Devletin görevi, Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere İstanbul'da her türlü huzurun, güvenin sağlanmasını yerine getirmek, bu çapulcuların kökünü kazımak olmak olmalıdır. Esas çözüm budur" diye konuştu. İnsanları birbirine kıydırmanın gereği bulunmadığını ifade eden Bahçeli, "O sebeple bu işin zamanı gelmiştir, artık bitmelidir. Eğer bugünkü iktidar bunu bitiremiyorsa 7 Haziran 2015'te MHP iktidarıyla bu bitecektir. Bugün için ona hazırlanıyoruz" dedi. (AA) %! &&%#&%$#$$$%!#&$"&% "" #%$"&&%!#!"&& 8(JGFAHJ IEIDJ%G:>GEJGFC?=1?0?J7BFICCHE 7I@GAH<J(H=J>HJ@BJ9D>ICIJCGF@IJ6HFH:H=H 19FIAHECIJ@BDBE=B:ABF<J,EDGFJFG4GA ;GAG>DGF?ECGJCI5HD<J4G+H04GEIJ>:IDIFHECI 09F9EI1I><J=HDDIAIJ4I0G+J3IF=IEHE<J=HDDIAI >GF:?JCGF@IJ;G+=GE?EJEIJCI=I>J,DCB5BEB 5FIEI1I>J4GDIJ6IDCHDIFJCICH 7I@GAH< C]XT\P\Y\Y^$]ZV^/J\T\S^7[XV[H\YU[ UNH[YZ[Y[Y^3Z^&]YWMS]^7[BZ\P\^:OCZ]YTWPW8YU]I \VT\U]XZ]XWYWY^[J\T\SU[Y^P]JZWJ]I^[VOYOS\^E[^UWM COZ\T\V]R]^V]U]X^KNFZN^\BX]]TZ]X^R]CTWJWYWI^FOV^U]G] AY[SZ\P\Y\Y^U[SOVX]T\VZ[MS[^ROZQYU]^]TWZ]Y ]UWSZ]X^OZUQJQYQ^PARZ[U\D^3VT\U]XZ]XWYU]^\YP]Y] R[Y\U[Y^OYQXQYQY^L]GM[U\ZU\J\Y\^E[^L]MAXTNZN VWHZ]XWY^OVQZZ]X]^K\U[L\ZU\J\Y\^]YZ]T]Y^1[L]T\I <@]MAXTNZN^VWHZ]XWSWHWY^\VY]^OU]Z]XWYU]^\VY] [U\ZS[R[^F]ZWMWZUWJWYWI^L]MAXTNPNYNY^HOXZ] ]ZWYUWJWYWI^L]MAXTNRZ[^OVQZ]^K\U\Z[S[U\J\Y\^FOV^\R\ G]TWXZ]XWHD^@]MAXTNPNYNY^VQTP]ZZWJWI^L]MAXTNPNYN T]V]Y^V]UWYZ]X]^\]U[^[U\ZU\D^@Q^NZV[U[^\S]S^G]T\C Z\P[Z[X\Y[^K\TS[VI^OVQS]V^]RWCZ]Y]B]V^G]Z[ K[ZS\MT\D^@Q^NZV[U[^.>ZZ]G=^U[S[VI^Y[X[U[RP[ ]RWCZ]YWROXUQD^.6[RK]SL[X=^U[S[V^]RWCZ]Y]B]V G]Z[^K[ZS\MT\D^#\SU\^OVQZZ]XWSWHU]^9QX]Y?W^9[X\S E[^6[RK]SL[X^/;[YU\S\H\Y^G]R]TW^OVQTQZQROXD^@Q? X]U]^\Y]YBWSWHI^U\Y\S\H^OZS]PW^K[X[V[Y^[Y G]MS[TZ\^R[X[^K[T\X\ZS\M^OZUQD^,]U[B[^3PZ]S^U\Y\Y[ \Y]YZ]X^U[J\ZI^/XS[Y\Z[X\YI^,NXR]Y\Z[X\Y^P]G\C OZUQVZ]XW^E]VW;Z]X^\]U[^[U\Z[X[VI^OYZ]XWY^U]^OYQXQ P]JZ]YUW<^U\R[^VOYQMTQD^ "J2!GF@IJ6HFH:H=HECIJ@BDBEGEDGF ;GF6?DGE=?:A?F2 1[L]T\I^NZV[U[^]XTWV^G\F^V\SP[Y\Y^\V\YB\^PWYW; E]T]YU]M^OZS]UWJWYW^L[Z\XT[X[VI^<LQ^NZV[Y\Y P]G\L\R\SI^\PT[U\J\S^K\L\^]T^VOMTQXQXQSI^LQ^NZV[Y\Y K[XF[V^L\X\YB\^PWYW;^E]T]YU]MW^L[Y\S<^U\R[YZ[X\Y [VS[J\Y\Y^L\TT\J\Y\^EQXKQZ]UWD^^@Q^Y[U[YZ[^KNF OU]VZ]XWYWY^L\XT]VWS^\ML\XZ\VF\Z[X\RZ[^NZV[R[^G[X TNXZN^H]X]XW^E[X[B[V^]UWSZ]XW^]TS]VT]Y^F[V\YS[U\V? Z[X\Y[^\M]X[T^[U[Y^1[L]T\I^<!ZV[U[I^>9^6]XT\ \VT\U]XWY]^V]U]X^LNTNY^U]XL[^K\X\M\SZ[X\^Y[T\B[P\YU[ U]XL[B\Z[X^SQTZQ^OZSQMZ]XI^KNFZ[X\Y[^KNF^V]TSWMZ]X ;]V]T^S\ZZ[T^T[XP\Y[^[H\R[TI^HQZNS^KAXSNM^E[^X[;]G P[E\R[P\^[Y^]H^P[E\R[R[^\YS\MT\XD^400=Z[X[^V]U]X :NXV\R[=U[^@]ZROH=U]Y^,]XWVWH=]^V]U]X^U]XL[ K\X\M\SZ[X\^K[XF[VZ[MT\X\ZS\MT\XD^@QYZ]XWY^G\FL\X\P\ POYQB]^E]X]S]SWMTWXD^@Q^U]XL[^K\X\M\S\YU[^LQZQ? Y]YZ]X^R]XKWZ]YSWMTWX^KAXNMNYN^C]RZ]MTWD^1[L]T\I U]XL[^K\X\M\S\Y[^R[ZT[Y[YZ[X\Y^]XTWV^L[Y^G[P]C^E[X? S[S^X]G]TZWJW^\F\YU[^OZS]UWVZ]XWYW^V]RU[U[X[VI MARZ[^U[E]S^[TT\"^<9\S^V\^LQ^NZV[U[^U]XL[^K\X\M\S\ BNX[T\YU[^LQZQYSQMTQXI^OYZ]X^X]G]T^R]T]VZ]XWYU] U[J\ZI^G]C\PG]Y[^VAM[Z[X\YU[^PNXNY[B[VI^S\ZZ[T[^G? [P]C^E[XS[Y\YI^S\ZZ[T[^V]XMW^U]XL[^R]CS]YWY^Y[ U[S[V^OZUQJQYQ^AJX[Y[B[V^G]Z[^K[ZU\Z[XD^-YQY \F\Y^:NXV\R[=U[^L\Z\YS[U\VI^R[Y\^R[Y\^U]XL[ K\X\M\SZ[X\^R]M]YUWD^!ZV[S\HI^K[F[Y^RWZ^S]RWP ]RWYWY^POY^KNYZ[X\YU[^%[H\^OZ]RZ]XWRZ]^V]XMW V]XMWR]^V]ZUWD^9QZZ]YWZ]Y^]XKNS]Y^Y[RU\2^>J]FD 6[V\I^L\ZS[HZ[X^S\RU\^V\^LQ^S\ZZ[T\Y^VQTP]ZZWJWYWY \F\YU[^]J]F^E]XUWXD^@QYQ^L]G]Y[^[U[X[V^R]VTWZ]XI RWVTWZ]XI^UAVTNZ[XD^@QYQ^L]G]Y[^[U[X[V^:NXV\R[ [VOYOS\P\Y\Y^[Y^NPT^P[E\R[R[^E]XUWJW^UAY[S\^V]C? ]TS]R]I^P[F\ZS\M^GNVNS[T\^]Z]M]JW^[TS[R[ F]ZWMTWZ]XD^>U[T]^U]XL[^K\X\M\S\RU\D^3PT]YLQZ^L]MT] OZS]V^NH[X[^L\XFOV^M[GX\^]U[T]^R]JS]Z]UWZ]XD 7OZOTO;VOVT[RZZ[X\^]T]X]VI^]X]FZ]XW^U[E\X[X[VI \YP]YZ]XW^R]X]Z]R]X]VI^AZUNX[X[V^NZV[U[^V]OPQY FWVS]PW^\F\Y^[ZZ[X\YU[Y^K[Z[Y\^R]CTWZ]XD^ZQP]Z^E[ QZQPZ]X]X]PW^\ML\XZ\VF\Z[X\^U[^U[EX[R[^POVS]VT]Y F[V\YS[U\Z[X^]S]^QYQTTQVZ]XW^L\X^M[R^E]XUWD :NXV\R[=U[^KNFZN^GNVNS[TI^KNFZN^V]UXOI^KNFZN V]UXOZ]XWY^L]MWYU]^[B[C^:]RR\C^/XUOJ]Y^K\L\^L\X Z\U[X^E[^LQ^Z\U[X\Y^U[PT[VF\P\^S\ZZ[TI^UQ]PWRZ] R]YWYU]^UQXUQD^-^KNYZ[XU[^S\T\YKZ[X^R]CWZUWI^\Y? P]YZ]X^O^V]OP]I^O^V]XK]M]R]^V]XMW^U\SU\V^]R]VT] UQXUQI^C]XT\P\Y\^E[^GNVNS[T\Y\^U[PT[VZ[U\D<^<>XTWV LQYZ]X^G\FL\X^M[R^R]C]S]H<^U[XV[YI^NZV[Y\Y^)*?4( >X]ZWV=T]^R[Y\^U]XL[^K\X\M\S\RZ[^T[VX]X^V]XMW^V]XMWR] V]ZUWJWYW^]VT]X]Y^1[L]T\I^G]PP]P^OZUQVZ]XW^ROZPQ? HZQV^NH[X\YU[Y^>9^6]XT\^E[^S\ZZ[TT\Y^EQXQZS]R] F]ZWMWZUWJWYW^PARZ[U\D^1[L]T\I^MQYZ]XW^U\Z[^K[T\XU\" <)*?4(^>X]ZWV^PNX[B\YU[^L\H\^NH[YI^R]X]Z]R]YI \ML\XZ\VF\Z[X\Y^\F\Y[^\ZV^U[;]^R[Y\^L\X^QYPQXQY V]TWZSWM^OZS]PWRUWD^@Q^QYPQX^L\H\I^>9^6]XT\=R\^E[ S\ZZ[T\^]U[T]^]XV]U]Y^G]YF[XZ[U\^FNYVN^L[X]L[X^ROZ RNXNUNJNYNHI^]RYW^VWLZ[R[^UAYNC^Y]S]H VWZUWJWYWHI^UQ]^[TT\J\Y\H^\YP]YZ]XWY^L\X^VWPSW^QZQP]Z E[^QZQPZ]X]X]PW^\ML\XZ\VF\Z[X\RZ[^U]XL[^K\X\M\S\YU[ LQZQYUQD^!ZV[Y\Y^P[F\ZS\M^GNVNS[T\Y[I :NXV\R[=Y\Y^RNHU[^(0^U[PT[V^E[XU\J\^C]XT\P\Y[I^FOV U]G]^AY[SZ\P\I^S\ZZ[T\Y^V[YU\P\Y[^V]XMW^U]XL[ K\X\M\S\YU[^LQZQYUQZ]XD^-YZ]X]^KAX[^LQ^U]XL[ K\X\M\S\RZ[^L\X^]R^POYX]^GNVNS[T^V]ZS]R]B]VTWD 6]XZ]S[YTO^U]JWTWZ]B]VTW^E[^,]RWY^@]ML]V]YWSWH] .UAY[S\Y^L]ML]V]YW=^U\R[B[V^V]U]X^]ZF]ZSWMZ]XUWD 5\Y[^R]YWZUWZ]XI^R]YWZUWVZ]XW^M\SU\^OXT]R]^FWVWROXD -YZ]X^R]XKWZ]Y]B]VZ]XD^-YZ]X^LQ^S\ZZ[T[I^LQ^S\ZZ[T\Y T[SP\ZB\Z[X\Y[^G]YF[X^EQXS]YWY^Y[^U[S[V OZUQJQYQ^L]JWSPWH^:NXV^R]XKWPWYU]^\;]U[^E[XU\V? Z[X\I^R]XKWZ]YUWVZ]XW^H]S]Y^E[^C\MS]Y^OZUQVZ]XWYU]I C\MS]YZWVZ]XWYWY^LQ^Y\R[T[^]PZ]^E[^]PZ]^T[E[BBNGNY[ S]HG]X^OZS]R]B]V^POYQFZ]^V]XMW^V]XMWR]^V]Z]B]V? Z]XD<^1[L]T\I^NZV[Y\Y^?*^/V\S^OZ]RZ]XWRZ]^U]^V]XMW V]XMWR]^V]ZUWJWYW^]YWSP]T]X]VI^<%[H\^OZ]RZ]XWYU] '$6I^S\ZZ[T\^POV]J]^F]JWXUWI^L]M]XWZW^OZ]S]UWD^?* /V\S^OZ]RZ]XWYU]^POV]VZ]XW^G]X[V[TZ[YU\X[Y^V\S2 $6&D^1\F\Y^$&62^:NXV\R[=U[^4^RWZUWX^F]TWMS]HZWV PNX[B\^E]XD^4^RWZ]^R]VWY^PNX[U\X^FAHNS^PNX[B\^[Y^NPT YOVT]Z]X]^K[ZS\M^UQXQSU]D^4^RWZ]^R]VWY^PNX[U\X^\Y? P]YZ]X^AZSNROXI^M[G\TZ[X^K[ZS\ROXD^ 6[V\I^S\ZZ[T\Y^X]G]T^[TT\J\^L\X^UAY[SU[^OYZ]XW T[SP\Z^[TT\J\Y\^\UU\]PWYU]V\^L\X^C]XT\^Y\F\Y^\YP]YZ]XW POV]VZ]X]I^R]JS]R]^F]JWXWROX2^ NYVN^OYZ]X^U] V]RL[U\ROXI^V]RL[TT\VZ[X\Y\Y^;]XVWYU]Z]X< U[J[XZ[YU\XS[P\YU[^LQZQYUQD^^>9^6]XT\^@]XTWY^7\Z? Z[TE[V\Z\^5WZS]H^:QYF^U]^\VT\U]XWY^POY^)4^RWZU] K[XF[VZ[MT\XU\J\^[VOYOS\V^E[^U[SOVX]T\V^X[;OXS? Z]XZ]^S\ZZ[TZ[^U[EZ[T\^]X]PWYU]V\^S[P];[R\^]H]ZTTWJWYW L[Z\XT[X[VI^<5[Y\^:NXV\R[<Y\Y^\YM]^PNX[B\Y\Y L]MZ]UWJWYW^V]RU[TT\D^#88$ %& &$"%# #%$$"&%!#!&" $ &&"%&&# IE/DH>J3IJ+,FJ%G>GE?J8>HJG5GAG;J(?D?/< 2%BJCI3DIAHEJ@G:GF?0?<J&9F>H;IJ*B=4BFH" ;IAHEHEJ6919<J@HFJGFG;GJ6IDHEIE<J@IFG@IF /GD?:?DGE<J>GFCI:DH5HEJ>B33IADHJ,DCB5B<J@HF@HFHEH H;HJAGE?;GEJ3IJ4BBFJH/IFH0HECIJ6IDI1I5IJ@I" FG@IFJ;9F9;IEJ@HFJ=HDDIAAIEJ6I/IF2JCICH >V\;^ ]J]T]R^9WZWFI^/PV\M[G\X8U[V\^CXOKX]SWY]^PT]URQS \YM]]TWYU]^\YB[Z[S[Z[X^R]C]X]V^L]MZ]UWD^-UQYC]H]XW^%[YFZ\V 7[XV[H\8Y\^H\R]X[T^[U\C^LQX]U]V\^FOBQVZ]XZ]^L\X^]X]R]^K[Z[Y @]V]Y^9WZWFI^]XUWYU]Y^C]XT\P\Y\Y^/PV\P[G\X^3Z^@]MV]YZWJW &]YWMS]^7[BZ\P\^TOCZ]YTWPWY]^V]TWZUWD^@QX]U]^R]CTWJW VOYQMS]U]^9OL]Y\^CXOT[PTOZ]XW^PWX]PWYU]^R]M]Y]Y^OZ]RZ]X] U[J\Y[Y^9WZWFI^POY^KNYZ[XU[^VWMVWXTS]Z]X^E[^POV]V^[RZ[SZ[X\Y\ KAXUNVZ[X\Y\I^LQ^[RZ[SZ[XU[^E]T]YU]MZ]XWY^AZUNJNYNI^COZ\P? Z[X\Y^U[^M[G\T^OZUQJQYQ^U\Z[^K[T\XU\D^9WZWFI^LQ^PNX[FT[^]X]F^E[ L\Y]Z]XWY^U]^H]X]X^KAXUNJNYNI^AH[ZZ\VZ[^LQYZ]X^]X]PWYU]^[J\T\S RQE]Z]XWYWY^G[U[;Z[YS\M^OZS]PWYWY^]RXW^L\X^AH[ZZ\J\I S]Y\U]XZWJW^OZUQJQYQ^V]RU[TT\D^5NVP[VOE]8U]^L\X^PCOX^P]ZOYQ E[^;]XVZW^\Z[XU[^L]HW^PCOX^T[P\PZ[X\^\Z[^%]H\]YT[C8T[^L\X^;QTLOZ OVQZQYQY^H]X]X^KAXUNJNYN^]YZ]T]Y^9WZWFI^<@QYQY^R]YWYU] OVQZZ]XI^VQXPZ]X^L\XFOV^[J\T\S^E[X\Z[Y^VQXQSZ]X^H]X]X^KAXUND 1[U[Y2^@Q^Y]PWZ^L\X^Y[;X[TT\XI^Y[^R]CTWJWYW^L\ZS[R[YZ[X^S\ LQYQ^R]CWROX2^5OVP]^CXOKX]SZW^SW^R]CWZWROX2^@\H^LQYZ]XWY NH[X\YU[^FOV^B\UU\^S]Y]U]^F]ZWMWROXQHD^>S]^V[YU\^G]ZVWY]^LQ V]U]X^UNMS]YZWV^KAPT[X[Y^V\M\Z[X^]YB]V^E[^]YB]V^E]T]Y^G]\Y\? U\XD^ NYVN^H]X]X^E[XU\VZ[X\^R]VWC^RWVTWVZ]XW^LQ^R]TWXWSZ]X^G[CP\ LQ^S\ZZ[T\Y^H[YK\YZ\J\U\XD^7\ZZ[T\Y^]ZWY^T[X\RZ[^V]H]YWZSWMI^S\Z? Z[T\Y^]ZWY^T[X\RZ[^R]CWZSWMI^\YM]^[U\ZS\M^E[^R\Y[^S\ZZ[T\Y^G\HS[? T\Y[^PQYQZSQM^R]TWXWSZ]XUWXD^@Q^OVQZZ]XWSWHWYI^[J\T\S VQXQSZ]XWSWHWYI^PCOX^T[P\PZ[X\S\H\Y^\F[X\P\YU[^V\SZ[X^[J\T\S KAXNROX^V\SZ[X^[J\T\S^;]]Z\R[T\^R]CWROX2^5]EXQZ]XWSWHI FOBQVZ]XWSWHI^K[YFZ[X\S\H^LQ^NZV[Y\Y^[EZ]TZ]XWDDD^@Q^V]U]X G]\YZ\J\YI^KAHN^UAYSNMZNJNY^P[L[L\^Y[U\X^]B]L]2^<&OJQ^E[ %NY[RUOJQ^LAZK[P\Y[I^NZV[S\H\Y^O^KNH[Z^LAZK[Z[X\Y[^K\U[Y R]TWXWSBWZ]X^SW^P\H\^X]G]TPWH^[TT\2<^U\R[^POX]Y^@]V]Y^9WZWFI MARZ[^U[E]S^[TT\"^<5OVP]^L\XZ\VT[Z\J\Y^E[^V]XU[MZ\J\Y TOGQSZ]XWYWY^]TWZS]PW^SW^P\H\^X]G]TPWH^[TT\2^@Q^S\ZZ[T^M[G\T V]YZ]XWRZ]^LQ^B[YY[T^E]T]YWYW^G[X^H]S]Y^VOXQSQMTQXI VWR]S[T[^V]U]X^U]^VOXQS]R]^U[E]S^[U[B[VT\XD @\XZ\VT[Z\J\S\H\^E[^L[X]L[XZ\J\S\H\^LOH]S]R]B]VPWYWHD^@QKNY K[YFZ\V^S[XV[HZ[X\YU[^KAXUNJNSNH^O^K[YFZ[XI^L\XL\XZ[X\RZ[ V[Y[TZ[YS\M^E]H\R[TT[I^UOPTF]^E[^V]XU[MF[^V[YU\Z[X\Y\^U]G]^U] K[Z\MT\X[X[VI^K[Z[B[J[^G]HWXZ]S]V^\F\YI^LQ^NZV[Y\Y^K[Z[B[J\Y[ G]HWXZ]YS]V^\F\Y^E[^UNYR]U]^:NXV\R[=Y\Y^U]G]^LNRNV^PAH P]G\L\^OZS]PW^\F\Y^F]ZWMWROXZ]XD^,\H^LQ^L\XZ\VT[Z\J\ LOH]S]R]B]VPWYWHD<^#*.-87$ $%!"&# %!& % $ & &$"&%!#!# *-J.=HFJHDDIA3I>HDHJ/XU]Z^>VPNYK[XI^8S]VQZ^MNCG[8Y\Y COZ\P^U[EZ[T\Y[^KATNX[B[J\Y\^PARZ[U\D^>VPNYK[XI^<#\SU\V\ U[J\M\VZ\VZ[^\P[^'79=U]^400+^RWZWYU]^R]CWZ]Y^U[J\M\VZ\J[^K[X\ UAYNZNROXD^5]M]S^G]VVW^G[X^B]YZW^\F\Y^L\X\YB\^AYB[Z\VZ\U\XD HKNXZNV^\P[^TWCVW^R]M]S^G]VVW^K\L\^TNS^\YP]YZWV^\F\Y E]HK[F\ZS[H^[Y^AYB[Z\VZ\^G]VTWXD^>YB]V^R]CWZ]Y^U[J\M\VZ\VZ[^LQ G]V^\YP]YZ]XWY^[ZZ[X\YU[Y^]ZWY]B]VD^:WCVW^3X]Y=U]V\^.]GZ]V COZ\PZ[X\=^K\L\I^:NXV\R[^GWHZ]^COZ\P^U[EZ[T\Y[^UOJXQ^K\U\ROXD< U[U\D^>968Y\Y^:@77=R[^P[EV^[TT\J\^R[Y\^R]XKW^C]V[T\Y\ U[J[XZ[YU\X[Y^>VPNYK[XI^\YP]YZWV^\F\Y^R]M]S^G]VVW^K\L\^AYB[? Z\VZ\^E[^E]HK[F\ZS[H^OZ]Y^AHKNXZNV^G]VVWYWY^E]T]YU]MWY^[Z\Y? U[Y^]ZWYUWJWYW^\;]U[^[TT\D^5[Y\^UNH[YZ[S[^\Z[^L\XFOV^VOYQU]V\ V]H]YWSZ]XWY^OXT]U]Y^V]ZUWXWZUWJWYW^E[^400+^RWZWYU]V\^S[EHQ? ]T]^K[X\^UAYNZUNJNYN^EQXKQZ]R]Y^>VPNYK[XI^TWCVW^3X]Y8U]V\ 8>GZ]V^6OZ\PZ[X\8^K\L\^:NXV\R[8Y\Y^U[^GWHZ]^COZ\P^U[EZ[T\Y[ UOJXQ^K\TT\J\Y\^L[Z\XTT\D^@Q^S]UU[^U[J\M\VZ\J\^\Z[^U]G]^^]R AYB[^V]LQZ^[U\Z[Y^(4*)^P]RWZW^'79^.U]^T[VX]X^U[J\M\VZ\V R]CWZUWJWYW^U\Z[^K[T\X[Y^>VPNYK[XI^<,[V\H^]R^AYB[V\^U[J\M\VZ\V )*^E[^4(^>X]ZWV^OC[X]PROYZ]XW^Y[U[Y\RZ[^R]CWZUWD^5]CWZ]Y U[J\M\VZ\V^QZQPZ]X]X]PW^YOXSZ]X]^KAX[^UOJXQ^OZS]PWY]^X]JS[Y ]S]FZ]XW^ROZPQHZQV^POXQMTQXS]Z]XWYU]Y^V[YU\Z[X\Y\^E[ R]VWYZ]XWYW^VQXT]XS]VTWD^RZ[^U[^OZUQD^#\SU\V\^U[J\M\VZ\VZ[^\P[ '79=U]^400+^RWZWYU]^R]CWZ]Y^U[J\M\VZ\J[^K[X\^UAYNZNROXD 5]M]S^G]VVW^G[X^B]YZW^\F\Y^L\X\YB\^AYB[Z\VZ\U\XD^HKNXZNV^\P[ TWCVW^R]M]S^G]VVW^K\L\^TNS^\YP]YZWV^\F\Y^E]HK[F\ZS[H^[Y^AYB[? Z\VZ\^G]VTWXD^>YB]V^R]CWZ]Y^U[J\M\VZ\VZ[^LQ^G]V^\YP]YZ]XWY^[Z? Z[X\YU[Y^]ZWY]B]VD^:WCVW^3X]Y=U]V\^.>GZ]V^6OZ\PZ[X\=^K\L\I :NXV\R[^GWHZ]^COZ\P^U[EZ[T\Y[^UOJXQ^K\U\ROXD<^U\R[^VOYQMTQD 2)-.&)'J)'.7!)7J87&8J8'2 @\X^U\J[X^GQPQPQY^\P[^@]ML]V]Y=WYI^.7]VQZ^#NCG[=^\Z[^\ZK\Z\ K[X[VF[P\Y\^@\YKAZ=U[V\^\V\^COZ\P\Y^M[G\T^[U\ZS[P\^OZ]RWY] L]JZ]S]PW^OZUQJQY]^U\VV]T^F[V[Y^>VPNYK[XI^MARZ[^U[E]S^[TT\" <>FWVZ]S]PWYU]I^@\YKAZ=U[^M[G\T^[U\Z[Y^\V\^V]XU[M\S\H\YI^M[G\T [U[YZ[XZ[^\ZK\Z\^L\ZK\^K[ZU\J\^G]ZU[I^LQ^P]EBWZWV^T]X];WYU]Y \MZ[S[^VOYS]UWI^]S]^PQFZ]R]S]RWH^FNYVN^U]G]^OXT]U]^PQF ROV^U\ROX^U\ROXD^5\Y[^@]ML]V]Y^5]XUWSBWPW^@NZ[Y^>XWYF >UWR]S]Y8U]^R]CTWJW^]FWVZ]S]U]^G]V\S^E[^P]EBWRW^PQFZ]SWMTWD 5]Y\^VWP]B]I^.[J[X^@\YKAZ=U[^AY^U\YZ[S[^R]CWZ]L\ZP[RU\I^G[X? G]YK\^L\X^OZ]R^OZS]R]B]VTW=^U[Y\Z\ROXD^-RP]^V\^S[EBQT^S[EHQ? ]TT]^T[PC\T^\F\Y^AY^U\YZ[S[^V]X]XZ]XWYW^]YB]V^>YV]X]^+D>JWX B[H]^E[X[L\Z\ROXD^:]Z[C^@\YKAZ=[^R]CWZUWJWYU]YI^\ZK\Z\^G]V\S R[TV\P\^OZS]UWJW^\F\Y^X[T^V]X]XW^E[X\ZS\MT\XD^5[TV\Z\Z[X^M[G\TZ[X NH[X\YU[Y^R]YWZTS]^R]CWROXD<^#Q^]YU]^GV\S\Y^R]C]L\Z[B[J\ POXQMTQXS]^\MZ[SZ[X\^\F\YI^P]EBWZ]XWY^LQ^\MZ[S\Y^R]CWZ]B]JW^R? [X\Y^PQZG^B[H]^GV\S\YU[Y^V]X]X^]ZS]Z]XW^K[X[VT\J\Y\^\;]U[^[? U[Y^>VPNYK[XI^<>YB]V^R[Y\^UNH[YZ[S[U[^AXKNTZN^PQFZ]XU] P]EBWZ]X]I^POXQMTQXS]YWY^R]CWZUWJW^R[XU[V\^PQZG^B[H]^GV\S\Y? U[Y^U[^V]X]X^]Z]L\ZS[^\SV]YW^E[X\Z\ROXD^@QYQY^U]^.6]X]Z[Z R]CW=^\Z[^SNB]U[Z[^POXQMTQXS]Z]XWYU]^R]XKWYWY^E[^COZ\P\Y^\M\Y\ VOZ]RZ]MTWX]B]JW^P]EQYQZQROXD^@ARZ[B[^T[Z[;OYZ]^V\S\Y^V\S\ ]X]UWJWI^Y[^V]U]X^VOYQMQZUQJQI^[Z[VTXOY\V^COPT]^E[^\YT[XY[T^R? OZQRZ]^S[P]Z]MS]Z]XWY^T[PC\T^[U\ZS[P\^\F\Y^G[XG]YK\^L\X^MNCG[ E[R]^U[Z\Z^M]XTW^]X]YS]R]B]VD^-RP]^V\^>Y]R]P]^7]GV[S[P\ >57I^'$6=Y\Y^L]MEQXQPQ^NH[X\Y[^TOXL]^R]P]U]V\ :[Z[VOSNY\V]PROY^3Z[T\M\S^@]MV]YZWJW=Y]^:3@^87\ZZ^KNE[Y? Z\V8I^8V]SQ^UNH[Y\Y\Y^VOXQYS]PW8^E[^8PQF^\MZ[YS[P\Y\Y^AYZ[Y? S[P\8^K\L\^Y[U[YZ[XZ[^E[^K[B\VS[P\YU[^P]VWYB]ZW^LQZQY]Y G]ZZ[XU[^L\X^\YT[XY[T^P\T[P\Y\^+^P]]T^\F\YU[^V]C]TS]^R[TV\P\Y\ >Y]R]P]R]^]RVWXW^KAX[X[V^\CT]Z^[TS\MT\D^@ARZ[B[I^:3@ L]MV]YWYWY^T]Z\S]TWRZ]^+^P]]TT[^P\T[^V]C]TS]^E[^\YT[XY[T^TX];\V L\ZK\Z[X\Y\^TOCZ]S]^R[TV\P\^R]XKW^V]X]XWRZ]^V]ZUWXWZ]X]V^\YT[X? Y[T[^SNU]G]Z[^[TS[P\^[YK[ZZ[S\MT\D^5]Y\I^P]U[B[^7]GV[S[ V]X]XZ]XWRZ]^LQ^\MZ[S^R]CWZ]L\Z[B[VV[Y^M\SU\^S]GV[S[Z[XU[Y T[VY\V^T]V\C^V]X]XZ]XWY]^L\Z[^K[X[V^UQRQZS]U]Y^V\M\Z[X\Y K[X\R[^UAYNV^\Z[T\M\S^T]V\L\^R]CWZ]L\Z[B[VD^@Q^UQXQS^U] >Y]R]P]R]^]RVWXWUWXD<^M[VZ\YU[^VOYQMTQD #*.-87$ 21 17Ekim ubat2014 2013Salı Per embe Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çok farklı siyasi görüşler, çok farklı geçmişte belki ideolojilere sahip ama ortak bir vicdanı harekete geçirmek konusunda tereddütsüz aynı zemine sahip bir heyet olarak gerçekten size bütün ülkemiz adına, hatta sadece Türkiye olarak değil, sizlerin bu çabalarınız sonrasında çevre ülkelerde yaşanan kırılmaların derinleşmesi göz önünde alındığında bütün çevre coğrafyalar ve insanlık adına teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum" dedi 2)2$2/32'&+0'33ITLWHWA@V9OVPU 5WFHWPWSTQPX(WTQFLWX*7UKU9SOVX4PUTX/SKWSTWR 0VJVNUX?VXUTBUTUXHWPWSTWRQSXPWNQTQLQJTWXOGEVSTV: SVSXNI>TWSNQOWXJW>NQCQXPISMFLWOWDXNI>TMLTWRQS PWRFQTWFNQPTWRQXEIRTMPTWRQXWFLWXURWOVTVRUSU ITMFNMRLWTWRQSQXKWCTWJWSXVSXNVLVTXITBMSMSX8IRNWPX?U=: OWS8XITOMCMSMDX8IRNWPXWPTQ8XAWRVPVNVXBV@URVSX8IRNWP ?U=OWS8XITLWOQCQSOWXIRNWJWX@QPWSQSXJWTSQE=WX8KWTN LGEWPVRVJVXOWJWTQXPWRFQTQPTQXNWRNQFLW8XITWHUTV=VCUSUXU: 7WOVXVNNU;X4PUTX/SKWSTWRX0VJVNUXUTVXISTWR=WXJQTOQRXOV?WL VOVSX8<SVLTUXLVKVTVSUS8XJWSQXKQRWXNI>TMLKWTX?VXNWRUAU O<SGFGLVX=V?W>XNVFPUTXVOV=VPX@<EGLTVRXGRVNLVP WOQSWXIRNWPX?U=OWSQXAWRVPVNVXBV@URLVJUXAVOV7TVOUPTVRU: SUXOUTVXBVNURVSX3W?MNICTMDXF<JTVXPISMFNM)X86WJQS MLAMRHWFPWSQLQEXUTPXNI>TWSNQJQXX&UKWS9OWX# !9NVXI EWLWSXHWFHWPWSXITWRWPXKUETVRTVXJW>NQCQSOWXIX?MRBMOW HMTMSLMFNM;X(IPXJICMSX@WHWTWRXB<KNVROUSUE;X6UEV LUSSVNNWRQE;X#X0WEURWS9WXPWOWRXITWSDXBV@VSXH<TGLOV !#XHUSXPUTILVNRVTUPXLVKW7VXPWNXVOUTOU;X6WJQKQEXM@WP JIT=MTMPTWRQXJW>QTOQ;X XHUSX?WNWSOWFQLQETWXJGEXJGEV B<RGFLVTVRXJW>NQSQE;X(IPX7WRPTQXKUJWKUXB<RGFTVRDX@IP 7WRPTQXBV@LUFNVXHVTPUXUOVITI1UTVRVXKWAU>XWLWXIRNWPXHUR ?U=OWSQXAWRVPVNVXBV@URLVPXPISMKMSOWXNVRVOOGNKGEXWJSQ EVLUSVXKWAU>XHURXAVJVNXITWRWPXBVR@VPNVSXKUEVXHGNGS GTPVLUEXWOQSWDXAWNNWXKWOV=VX2GRPUJVXITWRWPXOVCUTDXKUE: TVRUSXHMX@WHWTWRQSQEXKISRWKQSOWX@V?RVXGTPVTVROV JWFWSWSXPQRQTLWTWRQSXOVRUSTVFLVKUXB<EX<SGSOV WTQSOQCQSOWXHGNGSX@V?RVX=ICRW7JWTWRX?VXUSKWSTQPXWOQSW NVFVPPGRXHIR@TMXITOMCMLMEMXOGFGSGJIRML;X(<EGL KGRV=UDXHUEULXU@ULXHMXNI>RWPTWRQSXVSX<SVLTUX>RI1VKUOUR; ,SXHWFQSOWSXUNUHWRVSXK<JTVOUP;X6WOV=VXHMXGTPVSUSX>RI: 1VKUXOVCUTDXHMRWOWXHWFWRQTQXITOMCMSOWX@V?RVXGTPVTVRXU@US OVXUTAWLXPWJSWCQXITW=WPX<SVLTUXHURXNWRUAUXJITX?VXJ<S: NVLXNVK>UNXVNLVXLVKVTVKUOUR;8X3QFUFTVRUXHWPWSQXITOMCM O<SVLOVX?VXHWFHWPWSXITOMCMSOWXOWXAW7QEWKQSQXNWEVTV: LVPXU@USX4PUTX/SKWSTWRX0VJVNU9SUSX@<EGLXKGRV=USV UTUFPUSXAWEQRTWOQCQXRW>IRMXIPMOMCMSMXOUTVXBVNURVS 3W?MNICTMDX86UJWKUX>RWNUPXU@USOVDXWJRQ=WXISOWS <S=VKUSOVXOVXWPWOVLUKJVSXITWRWPXKUETVROVSXHURUXITWRWPD HURXWJOQSXITWRWPDXMTWFNQCQLXKISM@TWRQSXSVXPWOWRXBGEVT 7IRLGTTVRTVXKUEUSXNWRW7QSQEOWSXOUTVXBVNURUTLUFXITOMCMSM B<RLVPNVSXOVXHGJGPXLMNTMTMPXOMJOML8XOVOU;X 3%+/310#)101*3+02-2(.3(2%3 5WFHWPWSTQPXB<RV?USUXOV?RWTOQPNWSXKISRWXOWXHM PISMOWX@WTQFLWXJW>NQCQSQDXMLAMRHWFPWSQXV=V> 2WJJU>X,ROICWSXUTVXHMXPISMOWXJICMSXUKNUFWRVTVROV HMTMSOMPTWRQSQXWPNWRWSX3W?MNICTMDXF<JTVXOV?WLXVNNU) 84KTQSOWXKISXBVTUFLVTVRXITLWLQFXITKWJOQXOWXEWNVSXHM NI>TWSNQXITW=WPNQDXPVKUSTUPTVXHURXWRWJWXBVTUFULUEXPIS: 1ISPNGRVTXHURXBVTUFLVSUSXKISM=MSOWXOVCUTOUR;X5MSM <EVTTUPTVX?MRBMTWLWPXUKNVRUL;X*RNWPXHURXKIRMLTMTMP NWFQJIRME;X*RNWPX?U=OWSQXAWRVPVNVXBV@URVHUTLVPXU@USDXHM IRNWPXKIRMLTMTMCMXNI>TMLMSXHGNGSXPVKULTVRUSVXJWJLW @WHWKQSOWXILMEXILMEWX?VRLVPXOMRMLMSOWJQE;X0WK: HVTPWOVRXHMXKUJWKUXKGRV@XU@USOVXJVRXWTQ>XHMBGS HWFHWPWSXITWRWPXAMEMRTWRQSQEOWXHMTMSLWLQFXITKWJOQL ?VXWPWOVLUKJVSTUCULXOV?WLXVOUJIRXITKWJOQDXKUETVROVS HURUXITWRWPXJUSVXHMXLVKVTVTVRVXEUASULUXJIRMJIRDXB<S: TGLGXHMXLVKVTVTVRVXJICMSTWFNQRQJIRXITW=WPNQLX?VXHVTPU OVXKUEUSTVXHURTUPNVXINMRMJIRXITW=WPNQL;X6UJWKUXINIRUNVJVD NI>TMLKWTXKIRMLTMTMPXHUTUS=UJTVXHURXFVPUTOVXAUNW>XVN: LVPXEIRMSOWXITWSXHURXWJOQSXITWRWPXEUASULXJUSVXHMSTWR: TWXLVFBMTXITW=WPNQ;X5MXBURUFXPISMFLWKQSOWSD AUNWHQSOWSX?VXHVSULXLVKVTVJVXSWKQTXJWPTWFNQCQLTWXUTBUTU NVLVTXAMKMKTWRQX?MRBMTWOQPNWSXKISRWXUSFWTTWAXHWFXHWFW INMROMCMLMEOWXHVTPUXKWWNTVR=VXKGRV=VPXINMRMLOWXKU: ETVROVSXHURUXITWRWPXUKNUFWRVXVNLVPXUKNUJIRML;X5M NI>RWPTWRQSXHURX@I=MCMDXHMXGTPVSUSXBVTV=VCUJTVXUTBUTU GLUNTVRDXUOVWTTVRXHVKTVJVSXHURXUSKWSDXHURXHURVJDXHURXWJOQS ?VXHGNGSXUSKWSTQPXU@USDXH<TBVXU@USXKIRMLTMTMPXNWFQJWSD HVFVRTVRXITWRWPXINMRM>XHURTUPNVXPISMFW=WCQE;XMSMXHUTUS: LVKUSUXVSXHWFQSOWSXUKNVRULDX4PUTX/SKWSTWRX0VJVNU9SUS JW>NQCQXNVLWKTWRDXPWRFQTQPKQEXPWTLWLQFNQR;X5MSTWRXKWOV=V KUETVRUSXH<TBVTVRVXJW>NQCQXEUJWRVNTVRTVDXIXEUJWRVNTVRU KISM=MSOWXIRNWJWX@QPWSXJWEQTQXRW>IRTWRTWD RW7TWRWXPWTOQRQTLWLQFNQR;8X4PUTX/SKWS: TWRX0VJVNU9SUSXRW>IRTWRQSOWXJVR WTWSX>VPX@IPXAMKMKMSXBV@VS JQTX8OVLIPRWNUPTVFLV >WPVNUJTV8XAWJWNW BV@NUCUSUXU7WOVXVOVS 3W?MNICTMDX80WEUSV JWROQLQSQSXJGEOV 9OVSXJGEOVX9VXUS: LVXFWRNQDXAWR7 JWKWCQSQS PWTOQRQTLWKQDXJVR UKULTVRUSUSXB<E: OVSXBV@URUTLVKUD KUJWKUX>RI>WBWS: OWXOWXJVRVTXOUTUSD WSWOUTUS PMTTWSQTLWKQXOWAUT ITLWPXGEVRVXHUR@IP KUEUSXNVPTU7XVNNUCUSUED FULOUXRW>IRTWRQSQEW O<SG>XHWPNQCQSQEOWD 9,?VNXHUEXNVPTU7XVNLUFNUP9 OVOUCUSUEXHUR@IPXAMKMKD BV@VSXKVSVPUXOVLIPRWNUPTVFLV >WPVNUSOVXJVRXWTOQXWLWXOV?RUL LWAUJVNUSOVXWNQTWSXHVS=VXVSX<SVLTU WOQLDXKUETVRUSXAVLVSXAVRXH<TBVOVPUXRW>IRTWROW HVSULXB<ROGCGLX?VXNWTVHUSUEXITWSX?VXHMX@<EGL KGRV=USUSXWPN<RGXITWSXNWRW7TWR=WXOWXKGRVPTUXOUTVXBVNUR: UTVSDXJWKWTX@VR@V?VSUSX@<EGLXKGRV=USVXKWCTWSLQF ITLWKQOQR;X0WEURWSXWJQSOWXJW>NQCQLQEXJWKWTXOGEVSTV: LVJTVXWRNQPX@<EGLXKGRV=UDX2GRPXAMPMPXKUKNVLUSUSXHUR >WR@WKQX?VXJWKWLWXPMORVNUJTVXHWPWSTWRXPMRMTMSMXOW HWCTWJWSXHURXNVLVTXVKWKXAWTUSUXWTLQFNQR8XOUJVXPISMFNM; VSVTXHWFPWSTQPXB<RV?USVXBVTOUCUX4.X%WRNU9SUS ITWCWSGKNGXBVSVTXPMRMTMSOWPUXPISMFLWKQSWX86VTWLXIT: KMSDXUSKWSWDXEWLWSWX?VXLVPWSW8XOVOUCUSUXAWNQRTWNWS 3W?MNICTMDXK<ETVRUSUXF<JTVXKGROGROG)X86UJWKVNUSX?VXAVR NGRTGXKIKJWTX7WWTUJVNUSXNVLVTXAVOV7UDXUSKWSQSX?WRITMFKWT WTWSQXITWSXLVPWSWDXNWHUWNWDXIX?WRITMFKWTX@V?RVJVD USKWSQSXEWLWSXU@USOVXWPQFQSQXNVLKUTXVOVSXNWRUAUXPISNVP: KNVXAUNW>XVNLVX?VXUSKWSWXKWJBQXVKWKQSWXOWJWTQXITLWP EIRMSOWOQR;X/SKWSQXKVTWLTWLWJWSDXIXUSKWSQSXNWRUAUXWPQFQ U@USOVXAWPPQJTWXPW?RWLWJWSDXUSKWSQSX?WRITMFXWTWSQSWXPU HMXUSWSWSTWRXU@USXHURXSULVNXITWRWPX4TTWA9QSXTGN7VNNUCUD 7VTKV7V=UTVRXU@USXNWHUWNDXSVXOVRKVSUEXOVJUSXIXWTWSWXKWJBQ OMJLWJWSXHURXJWPTWFQLQSXKUJWKWTXWTWSOWXPWTQ=QDXWATWPU HURXNVLVTXHMTLWKQXLGLPGSXOVCUTOUR;X*XEWLWSXSWKQTXHUR KWJBQXHM+X5MSMSX@<EGLXKGRV=UJTVXURNUHWNQXSVRVOV+X0VR FVJOVSX<S=VXFMSMXU7WOVXVNLVLUEXTWEQL;X.G@GPXPQKQR WTWSTWRWXHURXLVKVTVXAW>KITMSOMCMSOWDXKIS BVTUFLVTVROVXITOMCMXBUHUDXIXPQKQRXWTWSOWXFUOOVNXWCQRTQPTQ HURXOUTX?VXVJTVLXBVTUFNURUTOUCUSOVXHGJGPXRVKLUXPWJHVN: LVPXBUHUXHURXKISM@TWXPWRFQXPWRFQJWXPWTWHUTURUE;X5UEUL HGJGPXRVKULOVXB<ROGCGLGEXFMOMRX/SKWSTQCQSXHGJGP NWRUAKVTXO<SGFGLGSOVXVSXNVLVTXV?RVTVRDXPWOULDXLIOVR: SUNVDXPGRVKVTTVFLVXV?RVTVRUSOVSXBV@VSXV?RVTVROUR; .WOULXNI>TMTMPTWRDX@ICMT=MXFVAURXJW>QTWRQSWDXLWAWTTV JW>QTWRQSWDXKIPWPXJW>QTWRQSWXKWAU>XITWSX?VXAWRLWSTW: SWRWPXHMBGSVXPWOWRXBVTLUFDX@IPXP<PTGXNV=RGHVTVRUSXHUR: HURTVRUJTVXVNPUTVFULTVRUXGEVRUSVXOICLMFXHURXHURUPUL; -IOVRSUNVDXHMXHURUPULXGEVRUSOVXOWAWX@IPDXOWAWXAILI: 1VSDXMTMK@MXWSTWJQFTWRTWXNVPXNU>VXOWAWXJWNPQSXWLW ?WNWSOWFTQPXAMPMPMJTWXNWAPULXVOUTVSXHURXAMPMP OGEVSUSUX<SB<ROG;X.GRVKVTTVFLVXUKVXHURVJTVRUS HGNGSXKQSQRTWRQXAMPMPUXPWJQNTWRQXOW RWAWNTQPTWXWFWHUTV=VPTVRUX<JTV HGJGPDXBVSUFXNVPSITI1UP WRW@TWRXIRNWJWX@QPWROQ;8 PUXPWOULXHURTUPNVTUCUSX?VXHMBGSPGXKUJWKWTXHURTUPNVTUCUS WS=WPX?VXWS=WPXHUEVXHU@UTLUFXOVTUXB<LTVPTVRUSU WFNQCQLQEXEWLWSDXNWHMTWRQSQXJQPNQCQLXEWLWS BVR@VPTVFV=VCUSVXOWURXITWSXUSWS=QLOQR8XOUJVXPISMFNM; (V?RVSUSDX1VI>ITUNUPXIRNWLQSXEVLUSUSVXOVXOVCUSVS 3W?MNICTMDXFMSTWRQXPWJOVNNU)X85MSMDXMEMSXO<SVLTUXNWRU: AUXKVRG?VSUSXAV>ULUEXGEVRUSOVXOMROMCMLMEOW B<RV=VCULUEXFVJDXWRQEUXHURX>WRWSNVEXU@USOVXJWFQJIRMEXAW: TW;X6ISXITWJTWRXB<KNVROUXPUX2VTX4HJWO9QX4P@WPWTV9OVSD 6MRM@9MX.IHWSU9OVSX&MKWJHUS9UX.WLQFTQ9OWSD $WJTWOWC9QX5WJQRHM=WP9NWSXWJQRLWPXLGLPGSXOVCUT; $W>WLQJIRKMSME;X3QFX>ITUNUPWJTWXUTBUTUXUTPXWSOW EUPRVNNUCULOVXHUR@IPXPUFUXJWSTQFXWSTWOQ;X6WSPU %"1*$1-3-#0202/-./3 JWJQTLW=QXHURXJWPTWFQLQSXUETVRUXBUHU;X0WJQR; .WKNVNNUCULUEXNVPXFVJDXHMX5WTPWSTWRXU@USXOVXBV@VRTUD )'*2.32--./, )1$0#/(13& 11&,01* .W7PWKTWRXU@USXOVXJWXHMXKQSQRTWRXHWRQF@QTXJ<SNVLTVRTV WSTWLKQETWFNQRQTW=WPX?VXHGNGSXIXWPRWHWXNI>RWPTWRXHUR: 2&.0(.% 6ISXITWJTWROWD HURUJTVXPWJSWFNQRQTW=WPTWRXJWXOWX@WNQFLW=QXW=QTWR PGRVKVTTVFLVXUTV JWFWSW=WP;X5UEXHMSMXB<ROGCGLGEXU@USXFULOUXBVRUJV O<SG>XAVRPVKUSXLMAWKVHVXVNLVKUSUXUKNUJIRML;8 IRNWJWX@QPWS 3W?MNICTMDX4RW>X5WAWRQ9SOWSX@IPX<S=VXIRNWPXAGPGLVN UTVNUFUL NI>TWSNQTWRQJTWDX6MRUJVX?VXRWP9TWXHWRQF@QTXJITTWRTWXHMSM WRW@TWRQSQS SWKQTXJW>WRQEXOUJVXHGJGPXHURX@WHWXU@USVXBUROUPTVRUSUXU: P<NGJV 7WOVXVOVRVPDX?UEVTVRUXPWTOQROQPTWRQSQX?VX2GRPUJVDX6MRUJVD PMTTWSQTOQCQSQ ROGSDX"GHSWSXAW?EWKQSOWXIRNWPXNU=WRVNXAW?EWKQ WPNWRWS PMROMPTWRQSQXOUTVXBVNUROU;X8,CVRXHMXBVR@VPTVFLUF 3W?MNICTMD 86UTWATWSQJIRME8D ITKWJOQXHMBGSXJUSVX2VTX4HJWO9TWX4P@WPWTVXWRWKQSOWPU 6GSSUX4RW>TWRTWDX2GRPUJV9OVPUX4RW>TWRDX6MRUJV9OVPU 80VRPVK 4RW>TWRTWX2GRPUJV9OVPUX4RW>TWRDX2GRPUJV9OVPUX2GRP: KUTWATWSKQSDXFMRWJQ LVSTVRTVX6MRUJV9OVPUX2GRPLVSTVRDX2GRPUJV9OVPU HWKKQS8XFVPTUSOV .GRNTVRTVX6MRUJV9OVPUX.GRNTVRXIXFVAURTVRXGEVRUSOVSX?UEV: NVVN9TVRXWNQTOQCQSQD KUEXAVRXNGRTGXWTQF?VRUFUXJW>QJIRXAWTVXBVTV=VPTVROU8XOUJVS 82GRPUJVX/39VXJWROQL 5WFHWPWSX3W?MNICTMDXPISMFLWKQSQXF<JTVXKGROGROG) VOUJIR8XBUHUXBVR@VPXOQFQ HUTBUTVRUSXWPNWRQTOQCQSQXHVTURNVS 8-GTNV=UXB<@TVRUXAWTUSOVXOVCUTXOVXNU=WRVNXB<@TVRU AWTUSOVDXUSKWSUXUTUFPUTVRUSXBVNUROUCUXB<@TVRXAWTUSOV 3W?MNICTMDX8*RNWPXPWOULXBV@LUF KVJRGKV7VRXAWTUSOVXITW=WPTWROQ;X5UEULX?UEJISMLME SVXITMRKWXITKMSDXPGRVKVTTVFLVSUS HMJOMX?VXBVTV=VPNVXOVXJWXHMX?UEJISXVBVLVSXITW=WPXJW BVNUROUCUXIXHWKUNXB<RGSVSXWLWX@IPXVNPUTVJU=U WRW@TWRDXHURXWSOWXHUEULXHWRQF@QTX>RI1VTVRULUEUXOVLIPRWKU 6JPVKX%U=IN9NWSXOWAWXP<NGDXOWAWXHVNVRX>WR@WTWSLWTWR JWFWJW=WCQE;X6UJWKUXURWOVJUXVTUSOVXNMNWSTWRQSXULNUAWSQ @WHWTWRQLQEQDXOMLMRWXMCRWNW=WPXKISM@TWR HMRWOW;X5UEX$36.XPISKVJTVRUJTVDXPGTNGRVT OICMRWHUTUJIR8XOVOU;XX2GRPUJV9SUSXHURX"WNUSX4LVRUPWD WSTWFLWTWRTWDXGKNXOGEVJXKUJWKUXOUJWTIBTWRTWXWKTQSOWXJW>: .MEVJX47RUPWDX5WNQX4?RM>WXGTPVKUXITLWOQCQSQXOUTVXBV: NURVSX3W?MNICTMDX85MXNI>RWPTWRDXHMXNI>RWPTWRQSXFVAURTVRUD LWPXUKNVOUCULUEXFVJX/39USXHMBGSXJQPNQCQDXJQPLW UOOUWKQSOWXHMTMSOMCMXIX6JPVKX%U=INXOGEVSUSUXJWXOWXRV: KIPWPTWRQDXOV?TVNTVRUDXKUJWKUXJW>QTWRQDXKIKJIXPGTNGRVT 1ULUSUSXHILHWTWRTWXPIRMLWJWX@WTQFNQCQX6JPVKX%U=IN HWCTWRQDXVSXJWPQSXEWLWSWXBUNNUCUSOVDX#:XHUSXJQTTQP OGEVSUSVXPWRFQXHUEXWKTQSOWXHWRQF@QTDXVPISILUPDXKUJWKWTD BV@LUFVXOWJWSQR;X5UEOVDXHURXHUSXJQTQXOV?URLVLUFXFVAUR PGTNGRVTXWCQRTQPTQXHURXHGNGSTVFLVXKNRWNV1UKUXBVNUROUP;X5UE: SVRVOVJKVXJIPNMR;XWNVSXFVAURTVRUSXFVAURXITLWKQDXHUS ULXKW?MSOMCMLMEXNVPXKUJWKVNXHMXITOM;8X3W?MNICTMDXI JQTTQPXHURXKQSW?OWSXBV@LVKUJTVXURNUHWNTWSOQRQTQR; O<SVLX,KVO9TVXOVX-WTUPUXUTVXOVXPISMFNMPTWRQSQXHV: 3ITWJQKQJTWXHMXNI>RWPTWROWXAVRAWSBUXHURXFVAURDXNVPXHUR TURNVRVPDXKISRWXUANUTW7XVNNUPTVRUXFVJUSXISTWRQSXNWPU>XVNNUCU LVEAV>TVDXNVPXHURXOUSTVDXNVPXHURXVNSUPXBRM>TW J<SNVLUSX@WNQFLWJWXJ<SVTOUCUXWSOWXHWFTWOQCQSQXK<JTV: WOTWSOQRWTWLWJW=WPXPWOWRX7WRPTQXNWRUAUXNV=RGHVTVR OU;X(WNQFLWJWXJ<SVTU>XOVX0WTV>9UXAW?WOWS JWFWLQFNQR;X9MXFVAURTVRX.GRNXFVARUOURDXHMXFVAURTVRX4RW> HILHWTWOQCQSOWDX0MLMK9MXW@TQPXAW>UKAWSVKUXAWTUSVXBV: FVARUOURDXHMXFVAURTVRX2GRPXFVARUOUR9XOVOUCUSUEOVD NURU>DXUSKWSTWRQXEMTLVXNVF?UPXVNNUCUSOVDX-WTUPU9SUSX6GSSU NWSQLTWOQCQSQEOWXBVRUJVXOICRMX! XKVSVX<S=VKUSV ?VXOUCVRXPVKULTVRUXOQFTWOQCQSOWXOVLIPRWKUJUXNVF?UPXVO: HWPNQCQSQEOWXIXFVAURTVRUSX@IPXOWAWXAVNVRI1VSDX@IPXOWAW VRVPDXWJSQXWSTWJQFQXPIRMLWJWX@WTQFNQPTWRQSQXOUTVXBVNURVS HURHURUJTVXHGNGSTVFUPXHURXFVPUTOVXJWFWLQFXFVAURTVR 3W?MNICTMDXF<JTVXOV?WLXVNNU)X84S=WPXITLWOQDXHMBGSPG ITOMCMSMXB<RGRKGSGEDXFMXWSOWXOWXHMX<EVTTUPTVRU @WNQFLW=QXIRNWLXOICOM;X$USVX<SGLGEOVXUPUXWTNVRSWNU7 NWFQOQCQSQXB<RGRKGSGE8XOUJVXPISMFNM;X5WFHWPWSX4ALVN 3W?MNICTMDX8(<EGLXKGRV=UXLUTTUOURDXJVRTUOURDX<EBGSOGR; ?WR;X$WXHWRQF@QTDXPWRFQTQPTQXKWJBQJWXOWJWTQXVKWKTWRTW HURTVFNURU=UXHURXJITXKV@V=VCUEDXPUXHUEULXNVR=UAULUEXAV> !#XJQTXU@USOVXHUEDXUKNVRXHMSWX.GRNXKIRMSMXOVJUSDXUKNVR HMOMRDXJWXOWXJWJQTLW=QDXKVPNVRX?VXLIOVRSXB<RGSGLTG NVR<RXKIRMSMXOVJUSDXAWSBUXKUJWKUXJWPTWFQLQXHVSULKVRK: WLWXWKTQSOWXBWJVNXWRPWUPDXWFURVN@UDXHWWKXUOVITI1UKUJTV VSUEXHVSULKVJUSDXHMXLVKVTVJUX@<EGLV ?VJWXHVSEVRUXUOVITI1UTVRTVDXLWRPKUELTVXHVEVSLUF PW?MFNMRWHUTLVPXU@USXAVRXJ<SNVLUXOVSVOUP8XOVOU; 3W?MNICTMDX5WFHWPWSTQPX3ITLWHWA@VX*7UKU9SOVX4PUT B<RGSNGXUNUHWRUJTVXWLWXBVR@VPNVXWRPWUPXUOVITI1UTVRTV @ICMT=MXJW>QTWRWXPWRFQXKW?WFXUTWSXVOVSXJWXOWXHWEVSXOUSU /SKWSTWRX0VJVNUJTVXJW>NQCQXNI>TWSNQOWPUXPISMFLWKQSOW @<EGLXKGRV=USUSXAVLVSX<S=VKUSOVXUPUXKVSVX<S=VXHURXR<: B<RGSGLTGDX/KTWLUXB<RGSGLTGXWRPWUPXJW>QTWRTWX@ICMT=M JW>QTWRWXKW?WFXUTWSXVOVSXNVR<RX?VXRWOUPWTXBRM>TWRQSXNVKURU >IRNW1OWDX82GRPUJVX6JPVKX%U=IN9MSXHVP@UKUXOVCUTOUR8 OVOUCUSUXWSQLKWNWRWPDX8.WKNVNNUCULXFVJXHMXNI>RWPTWROW: WTNQSOWXPWTW=WCQE;8 AK Parti'den ayrılan eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 8 ay önceki yargı paketinin hükümet üyeleri ve çocuklarını kurtarmaya yönelik olduğunu, şimdiki paketin ise bu kez hükümetin istediği kişilere veya gruplara baskı uygulaması, yargı süreçlerine sokulmasını sağlayacak düzenlemeler içerdiğini söyledi. Şener, "Bu paket yargı mensuplarını yandaşlaşmanın ötesinde bir adımı ifade ediyor; yargının uygulayacağı yasaları da yandaşlaştırma paketidir doğrudan doğruya." değerlendirmesinde bulundu. TSYD lokalinde düzenlenen Hacettepe Üniversitesi Maliye mezunları kahvaltısına katılan Abdüllatif Şener, yeni hazırlanan yargı paketini değerlendirdi. Şener, 8 ay önce Şubat’ta çıkartılan yargı paketinde bugünkünün tam tersi hükümler olduğuna işaret ederek, "Yani zanlıları korumaya yönelik, savcıların, hakimlerin inisiyatifini biraz daha sınırlayan hükümler vardı. Şimdi ise tam tersi bir paketle hükümet kamuoyunun karışına çıkmıştır. Bu pakette istediği kişilere veya gruplara baskı uygulanmasını sağlayacak, yargı süreçleri içerisine sokulmasını sağlayacak düzenlemeler var. Bunun anlamı şudur: Şubat ayındaki o paket niye öyle düzenlenmişti; Sayın Erdoğan, bazı bakanları, bakanların çocukları yargının huzurundaydı. Başbakanı, bakanları ve çocuklarını kurtaran, koruyan bir düzenlemey- di." ifadelerini kullandı. Bugün ise iktidarın bu yükü üzerinden atmış gözüktüğünü ifade eden Abdüllatif Şener, "Kendileri ile ilgili yargı sürecini aşmış gözüküyorlar. Ama şimdi onlar birilerini yargılamak istiyorlar; sevmedikleri, hoşlanmadıkları birilerini yargılamak istiyorlar. Bunun için hakimleri, savcıları yandaş olarak düzenlemesi yetmiyor, HSYK’nın istedikleri gibi oluşması yetmiyor. İstedikleri mahkemelere istedikleri hakimlerin savcıların atanmış olması da yetmiyor. Uygulanacak yasaları da yandaş hale çevirmeye çalışıyorlar. Bu paket, yargı mensuplarını yandaşlaşmanın ötesinde bir adımı ifade ediyor; yargının uygulayacağı yasaları da yandaşlaştırma paketidir doğrudan doğruya." şeklinde konuştu. Düzenlemenin hükümetin bir adalet arayışı olmadığını gösterdiğini dile getiren Şener, şöyle devam etti: "Adalet mülkün temelidir. Adalet bir toplumsal düzenin devamı için en temel gerekliliktir. Ve inançlarımıza göre de adaletin olmadığı yerde din yok demektir. Yani inançlarımız mutlak surette adaleti gerekli kılar. Kutsal metinlere baktığımızda bunu görüyoruz. Ayeti kerimede açıkça ifade ediliyor ki bir kavme olan düşmanlığınız sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Veya bunun ötesinde biz gençlik yıllarımızdan beri İslam’ın özünün adalet olduğunu anlatmışızdır. Hz. Ali ile bir Yahudi’nin nasıl yargılandığı, sonunda kadının Yahudi lehine karar verdiğini; ‘İslam’da devlet başkanı bile olsa bir gayrimüslimle eşit koşullarda yargılanıyor. İslam bu demektir’ diye bunu anlattık durduk." 'SUÇ İŞLEYEN KIZIM FATIMA DA OLSA ONU CEZALANDIRIRDIM” HADİSİNİ HATIRLATTI' Eski Başbakan Yardımcısı Şener, adalet söz konusu olduğunda kin ve düşmanlık, dostluk; 'bana göre başka sana göre başka adalet' olmayacağını belirterek, Hz. Peygamber (SAV)'in, ‘Suç işleyen kızım Fatıma da olsa onu cezalandırırdım.' hadis-i şerifini hatırlattı. Şener, şunları ekledi: "Ama İslam’ın bu temel ölçüsü ortadan kalkmış, çağdaş demokratik değerler ortadan kalkmış, Anayasal düzen ortadan kalkmış, yandaş hakim savcı oluşturma, yandaş yasalar oluşturma çabası içerisinde bir iktidarla karşı karşıyayız. Yasaları bile konjonktüre göre ayarlıyor. Bugün sen yargının karşısındaysan iktidar olarak yasaları lehine değiştiriyorsun. Yarın sen birilerini hesaba çekmek istiyorsan yasaları o hesaba çekileceklerin aleyhine düzenlemeye kalkıyorsun. Böyle bir düzen olmaz. Yarın bu paket Anayasa Mahkemesi'ne gittiğinde Anayasa Mahkemesi, hukuk ilkelerine göre değerlendirirken somut ‘tek tek maddelerin hangi kelimesi, ifadeleri Anayasa’nın somut metnine aykırıydı’ diye bakmaması lazımdır. (CİHAN) !",(1/331#/+0',/2 ,1+02,3-+*'02*. !"31/1032)$2/3$WROQL=QKQX?VX/KNWSHMT -UTTVN?VPUTUX6VEBUSX2WSRQPMTMDX6WCTQPX5WPWSQ -VALVNX-GVEEUSICTMXNWRW7QSOWSXJWEQTQXITWRWP =V?W>TWSOQRQTLWKQXUKNVLUJTVX2GRPUJVX5GJGPX-UT: TVNX-V=TUKUX5WFPWSTQCQ9SWXKIRMX<SVRBVKUX?VROU; 2WSRQPMTMDXFMXKIRMTWRQXJ<SVTNNU)XX:X&U1VRJW9SQSX"W: BIKXPVSNUSOVSX/K>WSJW9SQSX5WR=VTISWXFVARUSV BUOVRPVSXM@WPNWXRWAWNKQETWSWRWPX/KNWSHMT9OWXB<: ETVLXWTNQSWXWTQSWSX?VX9VHITWX?URGKG9XFG>AVKUJTV 0WKVPUX,CUNULX?VX4RWFNQRLWX0WKNWSVKU9SV PWTOQRQTWSX&U1VRJWTQX6NVTTWX*LIRIW9SQSDX6WCTQP 5WPWSQX-VALVNX-GVEEUSICTM9SMSXMTMKTWRWRWKQ TWHIRWNM?WROWPUXNVNPUPXKISM=MJTWXVHITWX?URGKG NWFQLWOQPTWRQSQSXPVKUSTVFNUCUXW@QPTWLWKQXOUPPWNV WTQSOQCQSOWXNQHHUXNVNPUPTVRUXAWSBUXMTMKTWRWRWKQXTWH: IRWNM?WROWXJW>QTLQFNQR+X:X2GRPUJV'OVX,HITW URGKGSGXNVFAUKXVOV=VPXNQ>XTWHIRWNM?WRTWRQXHMTMS: LWPNWXLQOQR+X5MTMSLWPNWJKWXHMXTWHIRWNM?WRTWR AWSBUTVRUOUR+X:X*TWKQXHURX,HITWX0WKNWTQCQX?WPWKQSW RWKNTWSLWKQXOMRMLMSOWX2GRPUJV'OVXTMKTWRWRWKQ 6WCTQPXRBGNG'SGSXHVTURTVOUCUXPIFMTTWROWXNVOW?U ?VRVHUTV=VPXAWKNWSVTVRXAWSBUTVRUOUR+X:X&U1VRJWTQ PWOQSXJIT=MSMSXM@WPNWSXAWKNWSVJVXSWPTU VKSWKQSOWXMJBMTWSWSXNWATUJVXJ<SNVLUD TMKTWRWRWKQX6WCTQPXRBGNG'SGSXHVTURTVOUCUXKNWS: OWRNTWRWXMJBMSXLMOMR+X:XRSVCUSDX"UHVRJW'OWX,: HITWX?URGKGXPW>LQFXITLWXFG>AVKUJTVXBVNURUTOUCU -WORUOX0W?WWTWSQ'SOWSXAWKNWSVJVXSWPTU VKSWKQSOWX/K>WSJWX?WNWSOWFQX-UBMVTX%W1WRVKXWOTQ HURXWAU>XU@USXMJBMTWSWSXPWRWSNUSWXJ<SNVLU MJBMTWSWSXNWATUJVX?VXPWRWSNUSWXJ<SNVLUXBWEVNVT: VRXNWRW7QSOWSXPWLMIJMSWX7INICRW7TWRTW B<KNVRUTLUFNUR;XUTVX/KNWSHMT'OWX&U1VRJWTQXPWOQSXJ: IT=MJWXMJBMTWSWSXPWRWSNUSWXJ<SNVLU PQJWKTWSOQCQSOWXAWSBUXPWRWSNUSWXJ<SNVLU OICRMOMR+!" SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com ‘KÜRTLERİN DEVLETİ YOK’ DİYENLERE… Bugünlerde yeni söylemler ve yeni algı oluşturma çabalarını görüyoruz. Bunların en önemlisi de "Kürtlerin devleti yok, devlet arayışı var" gibi zırvalamalar ortalarda dolaşıyor. Başbakan Davutoğlu'nun da söylediği gibi Kürtlerin bir devleti var ve bu devletin adı da Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bunun dışında başka bir söz söylemek ve bu tür algılar oluşturmaya çalışmak devlete ihanettir ve kim ağzına alırsa alsın, bunu reddetmez ve gevelerse bilin ki o kişi veya kurum, parti adı her ne ise ihanet içindedir ve haindir. Türk milletinin ve 12 yıla yakındır iktidar olan Akp hükümetlerinin ve başbakanlarının da tekrarladığı gibi Tek dil, Tek devlet ve Tek millet düsturundan asla vazgeçilemez ve geçilmeyecektir de.. Şimdi Başbakan Davutoğlu'nun şu sözlerini çok dikkatli okuyalım ve bunun dışında bir söylem ve algının tartışılmasına bile izin vermeyelim. Bakın neler söylüyor Başbakan: "-Kürtlerin devleti yok, devlet arayışı var diyenlere ben şunu söylüyorum, Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti’dir.Suruç’u Kobani’den ayırmak mümkün değil. Ya bu sınırlar barışçıl yöntemlerle anlamsızlaştırılacak ya da acımasız çatışmalar yaşanacak. Sınırlar ya barışçıl yöntemlerle kaynaşacak ya da çatışmalara acılar yaşanacak. Bu olaylar gösterdi ki Suruç’u Kobani’den ayırmak mümkün değil. ÇÖZÜM SÜRECİ MİLLİDİR, YERLİDİR -Çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür. 12 yıl içinde biz ister buna Kürt sorunu, ister terör sorunu hangi siyasi yaklaşımı benimser ve hangi siyasi görüşü dile getirirseniz getirin bu meseleye, ‘meselesorun’ demek bile doğru değil, bu meseleyi çözüme kavuşturabilmek için her yöntemi denedik KOBANİ ÖNEMSİZ DEMEDİK -Kobani ile Çözüm Süreci arasında bağlantı kurulmasın derken hiçbir zaman Kobani önemsiz demedik. Hiçbirine kayıtsız kalmadık.Yurt dışında kalan Türkler gibi Kürtler de bizim kardeşimizdir. Onların acıları bizim acımızdır. SÖZLER TUTULMADI -Birileri vermiş oldukları sözleri tutmuş olsaydı ki siz bunları iyi biliyorsunuz… Silahlı unsurlar ülkeyi terk edeceklerdi. Siz raporu sunduğunuzda bile topluma deklare etmedik. Bütün silahlı unsurlar sınır dışına çıkmış olsaydı bizim Kobani’ye PYD’ye bakışımız farklı olurdu. O dönemde bize verilen sözler tutuldu mu ki? Aksini yaptılar. Gittiler IŞİD’le yanyana yaşadılar. -3 hususu vurgulamak istiyorum 1- Demokratikleşme süreci her halükarda devam edecek. Kararlılığımızda en ufak bir aksama yoktur. Kimseyi memnun etme zorunluluğumuz yoktur. Herkes çözüm sürecinin devam etmesini istiyor. 2- Çözüm süreci kesinlikle kamu düzeninin alternatifi değildir. Kamu düzenini yok edip oturup müzakere yapalım derlerse orada iyi niyet aranmaz.Kamu düzeninin olmadığı yerde özgürlükler barınamaz. Kamu düzeninin olmadığı yerde siyaset yapılamaz 3 Çözüm süreci konjoktürel bir proje değildir. Bizim için çözüm süreci tarihi bir projedir. Bu projeyi sürdürmek hepimiz için bir sorumluluktur." 8 GÜNCEL SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI 21 17Ekim Şubat2014 2013Salı Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> Yunfu Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın açılışından bir gün önce Yunfu Belediye Başkanı Zhou Zhiqiang’ın yaptığı “Yunfu Fuarı Değerlendirme Toplantısı”na, Başkonsoloslar dışında sadece Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya davet edildi Çin’de doğaltaş sektörünün kalbinin attığı merkezlerden biri olan Yunfu’da düzenlenen Yunfu Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’na katılan Türk doğaltaş sektörü temsilcileri, Çin’de yaşanan ekonomik durgunluğa rağmen beklentilerinin üzerinde ilgiyle karşılaştı. Türk firmaları fuarın ilk günü yoğun ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Ege İhracatçı Birlikleri tarafından Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirilen Yunfu Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’na bu yıl 19’u Milli Katılım Organizasyonu ile olmak üzere toplam 57 Türk firması katıldı. Türkiye, uluslar arası katılımda birinci ülke olurken, Türkiye’yi 29 firma ile İran takip etti. Yunfu Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda Türkiye standının açılışını Türkiye’nin Guanghzou Başkonsolosu Batu Kesmen, Ticaret Ataşesi Hasan Köse, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya birlikte gerçekleştirdi. Türkiye Guangzhou Başkonsolosu Batu Kesmen, ilk kez bir mermer fuarına katıldığını, Türkiye’nin Başkonsolosu olarak ilk kez katıldığı Yunfu Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın kendisi için anlamının büyük olduğunu kaydetti. Kesmen, “Ege İhracatçı Birlikleri ilk kez gerçekleştirdiği Milli Katılım Organizasyonu’nda son derece başarıln bir işe imza attı. Bu yıl Yunfu Fuarı’nda 57 Türk firması yer alıyor. Bu firmalarımız Türkiye’ye döndüklerinde diğer Türk firmalarını da yüreklendirecekler. Önümüzdeki yıl daha yoğun bir katılımla burada olacağız. Türkiye’nin ihracatının artması için Guangzhou Başkonsolosluğu olarak üzerimize düşeni yapacağız” diye konuştu. Doğaltaş ihracatından elde edilen dövizin tamamı Türkiye’de kalıyor Türk doğaltaş sektörünün ithal girdi kullanımı olmadan ihracat yaparak Türkiye’ye net döviz girdisi sağladığını anlatan Kesmen, “Doğaltaş sektörümüzü Çin pazarında sıçrama tahtası olarak görebiliriz. Doğaltaş sektörü ile müteahhitlik sektörleri arasında işbirliği kanalları olmalı. İki sektör dünyanın her tarafından işbirliği yapmalı” diye konuştu. EMİB Başkanı Kaya’ya özel ilgi Yunfu Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın açılışından bir gün önce Yunfu Belediye Başkanı Zhou Zhiqiang’ın aşkonsoloslar ve ticaret müşavirleri ile yaptığı “Yunfu Fuarı Değerlendirme Toplantısı”na, Başkonsoloslar dışında sadece Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya davet edildi. Guangzhou Başkonsolosu Batu Kesmen ise, ilk konuşma yapan Başkonsolos oldu. Yunfu Belediye Başkanı Zhou Zhiqiang’ın toplantısına Türkiye’nin Guangzhou Başkonsolosu Batu Kesmen ve Ticaret Ataşesi Hasan Köse ile birlikte katılan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, Ege İhracatçı Birlikleri olarak, Çin’in Xiamen kentinde düzenlenen Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu uzun yıllardır başarıyla gerçekleştirdiklerini, Xiamen’den elde ettikleri bilgi birikimi ve deneyimi sayesinde Yunfu Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda çok başarılı bir organizasyona imza attıklarını, 2014 yılında 600 metrekare olan Türkiye pavyonunu, 2015 yılında en az 1300 metrekareye çıkarmak istediklerini kaydetti. Yunfu Belediye Başkanı Zhou Zhiqiang, EMİB Başkanı Mevlüt Kaya’nın talebine olumlu yanıt verdi. Çin Guangzhou Ticaret Ataşeliğimizden ve Çinli firmalar ile yaptıkları görüşmelerden Çin’de inşaat sektöründeki ekonomik durgunluğun 2015 yılında da süreceği izlenimi edindiklerini dile getiren Kaya, “Bu durgunluğu 2014 yılının Ocak – Ekim döneminde Çin’e yaptığımız doğaltaş ihracat rakamları da teyit ediyor. Bu süreci en az hasarla atlatmanın yolu müşterilerimizle bağımızı kopartmamaktan geçiyor. Çin’de inşaat sektörünün 2016 yılından itibaren tekrar canlanması bekleniyor, yakın gelecekte dünyanın en büyük ekonomisi olması beklenen Çin’e ihracatımızı arttırmak ve 2023 yılında doğaltaş sektörü olarak 3 milyar dolar pay almak istiyoruz” diye konuştu. Türkiye’den Çin’e ihraç edilen blok mermer ve doğal taşların yüzde 50’si Yunfu’daki firmalar tarafından ithal ediliyor. Yunfu Fuar Merkezi, 2012 yılında 50.000 m2 iken, 2013 yılında 100.000m2’ye çıktı. 2016 yılına kadar mevcut alanın 3 kat daha büyümesi ve 300.000 m2’ye çıkması bekleniyor. (HABER MERKEZİ) Kredi tahsis ücreti de yargıya taşınacak TÜSODER Genel Başkanı Ağaoğlu, "Bankaların tüketicilerden aldığı dosya masrafı mutasyona uğrayarak biraz da yasal haliyle 'kredi tahsis ücreti' oldu.Tahsis ücreti başta olmak üzere tüketici aleyhine olan maddelerle ilgili dava açacağız" dedi T üketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu, bankaların tüketicilerden aldığı dosya masrafının, "mutasyona uğrayıp" biraz da yasal haliyle "kredi tahsis ücreti" olduğunu belirterek, bu bedelin tüketici haklarına aykırılık teşkil ettiği iddiasıyla Danıştayda dava açacaklarını söyledi. Ağaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK), 3 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanan "Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliği"ne göre, kredi kullananlardan alınan bedellere "tahsis ücreti" denildiğini belirtti. Bu ücretin, kullandırılan kredi anaparasının binde 5'ini geçemeyecek şekilde yasal hale getirildiğini dile getiren Ağaoğlu, "Örneğin bir tüketici 100 bin liralık konut kredisi kullandı. Tahsis ücreti bunun binde 5'i olan 500 liranın üzerinde olamayacak" dedi. - "Dosya masrafı lekelendi" Ağaoğlu, bankaların BDDK'ya başvurarak bu ücrete yeni bir isim verilmesi yönünde talepte bulunduğunu vurguladı.Kurumun, dosya masrafının adını değiştirip tahsis ücreti yaptığını anımsatan Ağaoğlu, "Yani bankaların tüketicilerden aldığı dosya masrafı mutasyona uğrayarak biraz da yasal haliyle 'kredi tahsis ücreti' oldu. Çünkü dosya masrafı adı lekelendi. Dosya masrafını yasal hale getirip tepki çekmektense yeni bir isim altında aynı yöntemle tüketiciden bedel alınmaya devam edildi. Sonuçta yine tüketiciyi mağdur eden bir durum söz konusu; tüketici haklarına aykırılık teşkil ediyor" ifadesini kullandı. Yeni Tüketici Kanunu'nda, BDDK'ya bu konuda tüketici haklarını koruması şartıyla görev verildiğini aktaran Ağaoğlu, yasanın, her türlü ücret komisyon ve masraf türlerinin, bunlara ilişkin usül ve esasların tüketiciyi koruyacak şekilde BDDK tarafından düzenleme yapılmasını öngördüğü bilgisini verdi. Yönetmeliğin tüketiciyi korumaktan uzak kaldığını savunan Ağaoğlu, "Bu nedenle BDDK'nın yeni düzenlemesindeki tahsis ücreti başta olmak üzere tüketici aleyhine olan maddelerle ilgili yürütmenin durdurulması ve iptali için Danıştayda dava açacağız. Bu konuda derneğimizin hukuk komisyonu gerekli çalışmaları yürütüyor" dedi. Ağaoğlu, yönetmeliğe göre tahsis ücretinin 3 Ekim'den bu yana alınabildiğine dikkati çekerek, "3 Ekim'den önce varsa alınan tahsis ücreti, dosya masrafı gibi Tüketici Hakem Heyetlerine başvurularak alınabilir. Tüketici Hakem Heyetleri de bu konudaki isim değişikliğini ve tarihi göz önünde bulundurup ona görev karar vermelidir" diye konuştu. (AA) Cari açığın da, işsizliğin de panzehiri sanayileşmedir Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ihracat artışının, cari açığın ve işsizliğin panzehirinin ‘sanayi’ sektöründe olduğunu belirterek, “Ekonomi politikası yapımcılarının sanayi sektörünün bu çok işlevli konumu dikkate alarak yeni bir sanayileşme ve teşvik vizyonu hazırlamalarını bekliyoruz" dedi. Ağustos ayı ödemeler dengesi ve istihdam verilerinin yayımlanmasının ardından bir değerlendirme yapan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Ocak-Ağustos dönemi cari açığının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35 oranında gerileyerek 29,5 milyar dolar olduğunu ve yıllık bazda cari açığın 48,8 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlattı. Yorgancılar, “Bu tek başına olumlu bir gelişme. Ancak bu iyileşmenin oldukça yüksek yan etkileri olmuştur. Nitekim bu yıl için büyüme hedefi yüzde 5'ten yüzde 3,3'e çekilirken, işsizlik de çift haneli rakamlara dayanmıştır. Türkiye'nin "kırk katır mı, kırk satır mı" noktasına gelen büyüme-cari açık ikileminden kurtulması gerekiyor" diye konuştu. Finansman kalitesine dikkat Ocak-Ağustos döneminde cari açığın yüzde 43'ünün sıcak para, yüzde 29'unun doğrudan yabancı yatırımlar, yüzde 24'ünün ise dış borç ve kredilerle finanse edildiğine dikkat çeken Yorgancılar “Cari açığın finansman kalitesi oldukça düşük. Hala ekonomiyi taşıma suyla döndürüyoruz. Ayrıca bu dönemde ülkemize cari açığın yüzde 30'u oranında yani 9 milyar dolar düzeyinde kaynağı belli olmayan (net hata ve noksan) para girişi yaşanmıştır. Bu olmasaydı ülkenin döviz rezervlerinde gerileme olacak, kurlarda daha yüksek dalgalanmalar görülebilecekti” uyarısında bulundu. Yedi aylık rakamlar tabloyu ortaya koyuyor Türkiye'de cari açığın ancak büyüme hızı düşürülerek azaltılabildiğini ifade eden Yorgancılar, bunun da sanayi üretimini ve istihdamını olumsuz yönde etkilediğini kaydetti. 2014’ün ilk sekiz ayında sanayicinin önünü göremediğini ve sektörün üretiminin sürekli zik-zak çizdiğini belirten Yorgancılar, şunları söyledi, “Bu durum sanayi sektöründe istihdamın da Nisan ayından itibaren gerilemesine neden olmuştur. Dolayısıyla 2014 yılının ilk 7 ayındaki ülke genelindeki işsizlik oranlarının geçen yılın aynı aylarına göre yüksek olmasında sanayi sektöründeki olumsuz gelişmelerin de rolü olmuştur. Bu yıl Türkiye cari açığını; üretimi artırmaktan daha çok tüketimi kısarak gerçekleştirmektedir. Türkiye'nin cari açığını üretimini, daha çok da nitelikli imalat sanayi üretimini arttırarak azaltması gerekmektedir. Tarımda istihdamın gerilediği, hizmet sektöründe istihdam artışının yavaşladığı bir durumda işsizlikle mücadelede sanayi yatırımları ve üretim artışı çok kritik bir noktaya gelmiştir. Dolayısıyla ihracat artışının da, cari açığın da, işsizliğin de panzehiri sanayi sektöründedir. Ekonomi politikası yapımcılarının sanayi sektörünün bu çok işlevli konumu dikkate alarak yeni bir sanayileşme ve teşvik vizyonu hazırlamalarını bekliyoruz." (HABER MERKEZİ) Başkan Karabağ'dan spor kompleksi sözü Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Manavkuyu Mahallesi’ndeki 2. Halil Atilla Sitesi sakinleri ile bir araya geldi. Vatandaşların öneri ve şikayetlerini yerinde dinleyen Başkan Karabağ, “Sizlere layık ola- bilmek için gece-gündüz çalışıyoruz. Boş bulduğumuz alanlara yeşil alan, kültür merkezleri yapıyoruz. Bornova ve Karşıyaka’dan ayrılarak bize bağlanan bazı mahaller ilk başta bize gelmek istemedi. Yeni kurulan bir belediyeydik. Ancak şimdi görüyorum herkes Bayraklı’da oturmaktan memnun” dedi. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, belediye bünyesinde kurulan siteler masasının Manavkuyu Mahallesi’ndeki 2. Halil Atilla Sitesi’nde düzenlediği toplantıda vatandaşlarla bir araya geldi. Başkan Karabağ, yaptığı projeleri anlatırken, site sakinlerinin şikayet ve önerilerini dinledi. Bunlar birim müdürleri tarafından tek tek not edildi. “Sizlere layık olmaya çalışıy- oruz” diyen Başkan Karabağ, “Merkez İlköğretim okulunun karşısında bir alan var, orası için bir proje hazırlıyoruz. Büyük bir konferans salonunun, yarı olimpik havuzunun, nikah sarayının, sağlık tesisinin yer alacağı bir kültür, spor kompleksinin hazırlığı içerisindeyiz. Göreve geldiğimizde parklardaki oyun gruplarının eski olduğun gördük. Parkları ve oyun gruplarını yeniledik. Küçük parkta olsa oralarda kafeteryalar açıyoruz çünkü sizlerin oralara gidemez hale geldiğini biliyoruz. Çevre belediyeleri, ‘bu projeyi nasıl yaptınız?’ diye bilgi almaya başladı. Buraları alkol bağımlılarından ve uyuşturucu kullananlardan kurtarabilmek için bu projeyi hayata geçirdik. Oradaki hizmeti mümkün olduğunca size ucuz veriyoruz” dedi. KADERİNİ DEĞİŞTİRDİNİZ Başkan Karabağ, Manavkuyu, Mansuroğlu ve Osmangazi Mahalleri’nin Bayraklı’nın kaderini değiştirdiğini belirterek, “Sizlere layık olabilmek için gece-gündüz çalışıyoruz. Boş bulduğumuz alanları yeşil alan, kültür merkezleri yapıyoruz. Bornova ve Karşıyaka’dan ayrılan ve bize bağlanan bazı mahaller ilk başta bize gelmek istemedi. Yeni kurulan bir belediyeydik. Ancak şimdi görüyorum herkes Bayraklı’da oturmaktan memnun. Bornova sınırına gittiğimde insanların ‘bizim sokağı da sizin belediyenizin sınırlarına alır mısınız?’ demeleri bizi mutlu ediyor. Gelinen noktada emlak değerleri ve markalaşma açısından şuanda İzmir’de iki önemli ilçeden birisiyiz. Karşıyaka’dan ayrılarak bize bağlanan Soğukuyu Mahallesi’ni yeniden yarattık. O bölgeye taşınma yoğunlaşmış. Bu yönetim anlayışımız devam edecek” diye konuştu. KİLİT PARKE YAPACAĞIZ Bayraklı’da gecekondulaşmanın yoğun olduğunu, bütçenin önemli bir bölümünü sosyal yardımlara, eğitime ve sağlığa ayırdıklarını belirterek, “Günlük işleri tartışmasız iyi yapmaya çalışıyoruz. Bu bölge alt yapısını tamamlamış. Burada yamalı asfaltlardan kaynaklanan bir sıkıntı var. Bunun düzeltilmesi için Büyükşehir Belediyesi ile temas halindeyiz. Bu bölgede yapabildiğimiz kadar kilit parke yapacağız” diye kaydetti. Başkan Karabağ daha sonra vatandaşlardan gelen şikayet ve önerileri tek tek dinledi. Karabağ, gelen şikayetlere hızlı bir şekilde çözüm getireceklerini, önerileri ise dikkate alacaklarını sözlerine etkiledi. (HABER MERKEZİ) 17Ekim Şubat2014 2013Salı Perşembe 9 GÜNCEL 21 YATAĞANLILAR: Kimin malını kime satıyorsun? Türk doğaltaş sektörüne Çin morali SiYAH MAVi KIRMIZI SARI Muğla'nın Yatağan ilçesindeki Termik Santral önünde özelleştirme karşıtı eylemlerini sürdüren işçileri ziyaret eden vatandaşlar, traktörleriyle santral girişini bir süre kapattı. Türkiye Kömür İşletmeleri'nin önceki yıllarda arazilerini kamulaştırdığını, şimdi ise özelleştirmeyle kamulaştırılan bu arazileri alıcı firmaya sattığını dile getiren vatandaşlar, "Biz bu kurumlara tarlalarımızı, tokatlarımızı, evlerimizi hatta mezarlarımızı verdik, anılarımızı terk ettik. Şimdi de bu iş yerlerini satıyorlar. Bize sordular mı? Biz arazilerimizi yarın çocuklarımız bu kurumlarda işe girsin diye vermiştik. Ama şimdi satıyorlar. Kimin malını kime satıyorsunuz?" sözleriyle tepki gösterdi. Yatağan Termik Santral yakınındaki Yeşilbağcılar Mahallesi'nin muhtarı Mefhar Tüzün, beraberinde mahalle sakinleriyle direniş çadırında eylemlerini sürdüren enerji ve maden işçilerini ziyaret etti. Mahalle sakinlerini, Maden-İş Sendikası Yatağan Şubesi Başkanı Süleyman Girgin ve işçiler karşıladı. Mahalle Muhtarı Tüzün, Yeşilbağcılar halkı olarak, santralin özelleştirilmesine karşı olduklarını söyledi. Mahalle sakinlerinden Muzaffer Gedik ise önceki yıllarda Türkiye Kömür İşletmeleri'nin kendi arazilerini kamulaştırdığını, fakat özelleştirmeyle kamulaştırılan bu arazilerin alıcı firmaya satıldığını ileri sürdü. Yeşilbağcılar halkı olarak bu kamulaştırmalara itiraz etmediklerini anlatan Gedik, şunları dile getirdi: "Köylüler biz bu kurumlara tarlalarımızı, tokatlarımızı, evlerimizi hatta mezarlarımızı verdik. Doğup büyüdüğümüz köylerimizi verdik, anılarımızı terk ettik ama devlet diye itiraz etmedik, sesimizi çıkartmadık. Şimdi de bu iş yerlerini satıyorlar. Bize sordular mı? Biz ekmek yediğimiz tarlalarımızı, zeytinliklerimizi, bağ bahçelerimizi yarın çocuklarımız bu kurumlarda işe girsin diye vermiştik. Ama şimdi satıyorlar. Kimin malını kime satıyorsunuz? Enerji ve maden işçileri de bizim evlatlarımız, kardeşlerimiz, bu mücadelede sonuna kadar onların yanındayız. Çilesini beraber çektik, kavgamızı beraber vereceğiz." Muhtarlar da bu kurumların aynı zamanda kamu hizmeti verdiğini, köylüler olarak bu kurumların dozerlerinden, greyderlerinden her zaman faydalandıklarını hatırlatarak, "Bu kurumlar kalırsa faydalanmaya devam edeceğiz. Buraların satışına karşıyız, işçilerin yanındayız." açıklamasını yaptı.Tüzün ve beraberindekiler, daha sonra işçilerle Yatağan Termik Santrali önünde toplanarak traktörleriyle santralin girişini kapattı. Gruptakiler, bir süre sonra dağıldı. (CİHAN) DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN musarslan1960@hotmail.com BİLİM DİYE ANLATILANLAR HEP DOĞRU MU? Bilime ait konulara şüphe ile yaklaşmak doğru bir anlayıştır. Ne lehinde ne de aleyhinde yani objektif olarak yaklaşmak gerekir. Kim söylerse söylesin ortaya atılan iddianın ispat edilmesi istenilmelidir. 1970’li yıllarda yatılı okulda okuyordum. O zamanlar ıspanaklı yemekler çok çıkardı. Arkadaşlarımız hocalarımıza: - Hocam müjde! Bugün yine ıspanak çıkmış, deyince hocalarımız: - Yiyin evladım yiyin. Ispanakta demir var demir derlerdi. Çizgi filmlerde Temel Reis’e bile içinde demir olduğu için yesin de güçlensin diye ıspanak yedirirlerdi. Sonra yapılan araştırmalar bunun doğru olmadığını ortaya çıkardı. Dalında otorite olan bir zat bunu söylediği için kimse o zatın yanılacağına ihtimal vermemişti. Yanlış bilgi bütün dünyaya yayılmıştı. Uzunca bir süre insanlar ıspanakta demir var sandılar. Doktorlar uzun süre: “midesinde ülser için süt içsin, acı yemesin” diyorlardı. Sonra bu ifade şu şekilde değişti: “ Midesinde ülser olanlar süt içmesin. Süt yarayı yumuşatıp azdırıyor. Acı yesinler. Acı yarayı yakıp iyileştiriyor” demeye başladılar. Muhtarlar bizim ikinci meclisimiz Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, belediye tarafından kısa bir sürede yapılan Poligon Mahallesi muhtarlık binasının açılışına katıldı. Muhtarlar için, “Gözümüz, kulağımız ve aynı zamanda ikinci meclisimiz” vurgusunu yapan Başkan Selvitopu, “Asıl önemli olan bu binaları yapmak değil, bu binadan gelecek istek ve talepleri yerine getirmek olacaktır.” dedi. Yenilenen Poligon Mahallesi muhtarlık hizmet binası açılışına CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, CHP Karabağlar ilçe Başkanı Polat Manduz, meclis üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Poligon Mahalle Muhtarı Tarık Gavas, eski muhtarlık binasında sıkıntılar yaşadıklarını ifade ederek bu sıkıntıları çok kısa sürede çözüp yeni ve daha geniş bir muhtarlık binası yapılmasını sağlayan Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ve tüm çalışanlarına teşekkür etti. Başkan Selvitopu kurdela kesiminden önce Muhtar Tarık Gavas’a Atatürk portresi hediye etti. Muhtarlık binasının açılışını ise Musa Çam, Muhittin Selvitopu ve Polat Manduz ve Poligon Mahallesi sakini 86 yaşındaki Gülsüm Bayram birlikte gerçekleştirdi. Muhtarlık binası yenilenmesinin fiziki olarak çok büyük değil ama manevi önemi olduğuna değinen Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ilçedeki muhtarlara desteği sürdüreceklerini söyledi. Selvitopu, “Muhtarlarımız mahallelerinde ne var ne yoksa sağ olsunlar bizlere iletiyorlar. Biz de bu sorunları gidermeye çalışıyoruz. Zaman zaman periyodik olarak bir araya gelip sorunları tartışıyoruz. Ve toplantılarla bunların takibini yapacağız. Bir nevi bizim kendi iç otokontrolümüzü yapmış olacağız.” diye konuştu. dikkat çeken Başkan Selvitopu bu sorunu Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak çözdüklerini söyledi. Kendilerini hiçbir zaman ilçe belediyesi olarak Büyükşehir Belediyesi’nden ayrı olarak düşünmediklerini ifade eden Selvitopu, “Eğer daha sağlıklı hizmet etmek istiyorsanız kente daha etkili yerel yönetim hizmetleri vermek istiyorsanız, yapmanız gereken Büyükşehir Belediyesi ile el ele kol kola çalışmaktır. Bu önümüzdeki dönemde Büyükşehir Belediyesi ile el ele kol kola çalışarak sorunları en kısa sürede çözmeye çalışacağız. İki gücü birleştirdiğimiz zaman çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.” diye konuştu. Talepleri yerine getirmek bizim görevimiz Eski muhtarlık binasının dar ve küçük olduğunu hatırlatan Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu bu konuda da şu değerlendirmelerde bulundu: “Bunları yapmak bizim görevimiz. Muhtarlarımızdan gelen taleplere göre bu çalışmalar sonlandırılacak. Asıl önemli olan bu binaları yapmak değil bu binalardan gelecek istek ve talepleri yerine getirmek olacaktır.” (HABER MERKEZİ) Büyükşehir Belediyesi ile el ele kol kola çalışacağız Hatay semtinde en büyük sorunlardan birisinin kültür merkezi eksikliği olduğuna Buca Belediyesi'nden hijyen dokunuşu Buca Belediyesi, ilçe sınırları içerisinde yaşayan yardıma muhtaç, yoksul ve kimsesiz yaşlı ve engelliler için yürüttüğü evde bakım ve temizlik hizmetine devam ediyor. Belediye bünyesinde oluşturulan 5 kişilik temizlik ekibi periyodik aralıklarla yardıma muhtaç yaşlılar ve engellilerin evlerinde detaylı ev temizliğini özenli bir şekilde gerçekleştiriyor. Bakıma muhtaç yaşlı ve engellilerin halı yıkama, cam silme, toz alma, mutfak temizliği gibi detaylı ev temizliği ile bakım ve eksiklerini de karşılayan belediye ekipleri, evleri organik ürünlerle de dezenfekte ediyor. Buca Belediyesi temizlik ekibi ayrıca yardıma muhtaç yaşlı ve engellilerin ev eşyası ihtiyaçlarını karşılamak için de çalışmalarına devam ediyor. Temizlik ekibi Bucalı vatandaşların kullanmadıkları ve kullanılır durumda olan ev eşyalarını teslim alıp ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırıyor. (HABER MERKEZİ) Yanık tedavisi ile ilgili doktor tavsiyeleri arasında yayan yere diş macunu, salça, yoğurt sürme gibi tavsiyeler vardı. Şimdi bunların yanlış olduğu yine doktorlar tarafından ifade edilmekte ve yanık yerin suya tutulması tavsiye edilmektedir. (Zaman Gazetesi 14/05/2011 Türkan Uymaz) Yıllarca “yumurta kolestrol yapıyor” dendi. Sonra uzman doktorlar: “yumurtadan özür diliyoruz. Kolestrol yapmıyormuş” denmeye başladı. 1970’li yıllarda “Tabiat Bilgisi “ adında bir ders vardı. Bu derste insanın maymundan geldiği kesin bilgi gibi anlatılıyordu. “Pitdown” hikayesi de kitaba resmi basılmış ve delil olarak gösteriliyordu. Darwin’in bu fikrinin tesirinde kalan Sollas adlı bir paleontolog 1912’de insanın maymundan geldiğini ispat etmek için insan iskeletinin çene üstüyle maymunun çene altı kemiklerini monte edip bir mezarlığa gömmüş, üzerinin de mezar gibi yapmış. Bir süre sonra mezarın üzerinde otlar yetişmiş. Sahtekarlığı yapan adam ilmi araştırma yapan arkadaşlarına: - Hadi gidip mezarlıkta araştırma yapalım, demiş. - Hep beraber kalkıp mezarlığa gitmişler. Bir mezar kazmışlar normal bir iskelet çıkmış. Bir mezar daha kazmışlar yine normal bir iskelet çıkmış. Sonra iskeleti gömdüğü yere gitmiş, mezarı kazmış ve arkadaşlarına: - Koşun! Koşun! Buldum!!! diye bağırmış. Hemen herkes mezarın başına gelmiş ve ağızları açık kalmış. Yarısı insan, yarısı maymun olan iskeleti görmüşler. Adına “Pitdown” demişler ve İngiltere’de British müzesine koymuşlar. Bununla ilgili kitaplar yazıldı, insanın maymundan türediğine delil olarak gösterildi. Maymundan geldiğini kabul etmeyenler “Pitdown” örnek gösterilerek gericilik ve bilime karşı olmakla suçlandı. Bilim her gün gelişmeye devam ediyor. 1953 yılında ışın ilimleri ile iskelet incelendi ve Pitdown’ın hikayesinin yalan olduğu ortaya çıktı. . Zira kafatası modern bir insanın kafatasıydı. Çene kemi¬ği 10 yaşında ölmüş bir orangutana aitti. Dişler insan dişiydi ve orangutanın çene kemiğine eğelenerek monte edilmişti. Ke¬miklerin üzeri, potasyum dikromat adlı bir kimyevî madde ile lekelendirilmiş ve tarihî bir görünüş kazandırılmıştı (Dr Şerafettin Alan, Sızıntı Dergisi Haziran 1981) Ve sahte iskelet çöpe atıldı. 1986 yılına kadar ders kitaplarımızda pitdown hikayesi yazıldı ve okutuldu. 1986 yılında Sayın Özal, Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerlerle beraber bilim adamlarını davet ettiler. Bunun bir bilim skandalı olduğu ispat edildi ve kitaplardan çıkarıldı. Bilim tarihinde böyle yığınla yanlış bilgiler vardır. Bilim adına kim ne derse desin ispat istemek gerekir. İspat edilmeyen bilgi değer ifade etmez. SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> Özcan PEHLİVANOĞLU ozcanpehlivanoglu@yahoo.com https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU KADINLARIMIZ VE MHP... Türk Milletinin yakın gelecekte demokrasi yolu ile hukuka bağlı kalarak yapacağı bir “Milli Mücadele” için kadınımıza ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Zira kadınlarımız ve genç kızlarımız olmadan böyle bir mücadele verilemez ve tabii ki de, verilemeyen bir mücadele kazanılamaz! Türk toplumu ve siyaseti; uzunca süredir kadınını ıskalamış ve yaşamında adeta onu ikinci sıradan çok daha gerilere atmıştır. Bu durum, bilgisiz ve şuursuz nesillerin yetişmesine yol açmıştır. Toplumda, bu kadar mankurt ve bu mankurtlar tarafından çıkarılmış huzursuzluk varsa, bu kadının yaşamdaki görevini yeterince ifa edememesindendir. Anne çocukların ilk eğitmenidir. Türk toplumları ise bilinenin aksine ataerkil değil anaerkildir. Bu gerçek bilinmeden, kurulacak toplum yaşamının orta direği hiç bir zaman sağlam olmayacaktır. Türk kadını, aile içinde erkekten uzağa itilip doğurganlığı dumura uğratılınca toplumsal sorunlarımız katmerlenmeye başlamıştır. Türk kadını, eğitimsiz ve şuursuz hale getirilince de, şer cepheleri epeyce mesafe kazanmıştır. Bugün Türk Milleti, şaşkın ve ne yapacağını bilmez bir halde ise bu Türk kadınının içinde bulunduğu, ruhsal ve psikolojik hal sebebiyledir. Eğer şimdi biz Türk Milleti olarak, yeniden bir dirilişe geçeceksek, bu kadınlarımız ve genç kızlarımızla birlikte, yanyana ve omuz omuza yapacağımız bir mücadele ile olacaktır. Yani biz Türk Milliyetçileri olarak, kadınlarımıza arkamıza geçin diye asla söylemeyeceğiz. Tam tersine gelin yanyana mücadele edelim diyeceğiz. Türk kadını; misyonunu daha önce İstiklal Harbi’de yaptıkları ile bütün dünyaya göstermiştir. Ancak şimdiki kadınlarımızın büyük çoğunluğu sahip oldukları bu üstün meziyetleri kaybetmiş ve dolayısıyla misyonunu unutmuştur. Kim hatırlıyor bugün Nezahat Onbaşı’yı, Tayyar Rahmiye’yi, Fatma Seher Hanımı, Domaniçli Habibe’yi, Tayyibe Hatun’u, Hafız Selman İzbeli’yi, Halime Çavuş’u, Satı Çırpan’ı, Şerife Bacı’yı, Kılavuz Hatice’yi, Gördesli Makbule’yi, Nakiye Elgün Hanımı ve nicelerini... Ya ekmek pişirerek askere götüren ama düşmanlar tarafından tespit edilince askerimizin yerini çok işkence görmesine rağmen söylemediği için ekmek pişirdiği fırına atılarak yakılan Nazife Kadın’ı bilenimiz kaldı mı? Hangi birini sayayım; Taccülcalala Hanım, İzmir’li Ayşe Hanım, Asker Saime Hanım, Aydın Cephesinden Ayşe Hanım, Çiftlikli Kübra Hanım, Ayşe Onbaşı, Tarsus’lu Adile Onbaşı, Trakyalı ana kız Havva – Zehra Hanımlar, Çete Emir Ayşe, Yırık Fatma, Faika Hakkı, Maraşlı Senem Ayşe, Adana Cephesinden Melek ve Hatice Hanımlar ve saymakla bitiremeyeceğimiz diğerleri... Bu annelerimiz aramızdan ayrıldı ama torunları bugün bizimle birlikte yaşıyor! Şimdi demokrasi yolu ile yeniden bir “Milli Mücadele” diyorsak, Türk kadınına milletimiz için olan önemini hatırlatmalı ve ona bu mücadelenin kutsallığını hissettirmeliyiz. Kendi gücünün ve toplumsal geleceğimizdeki rolünün farkına varacak olan kadınımız, toplumsal ve siyasal yaşamda yine İstiklal Harbi döneminde olduğu gibi insiyatif alacak ve fedakarlıklar yapacaktır. Türk Milletinin, Türk kadınının bu insiyatifi üzerine almasına, çok ihtiyacı vardır. Her geçen gün ağırlaşan sorunlarımızın çözümü, Türk Milletinin tercihini MHP’ye yönlendirmesi ve Türk kadınının gelip demokrasi cephemizin Kuvay-i Milliye’si olan MHP’de siyaset yapması ile kolaylaşacaktır. Şimdi Haziran 2015’te bir seçim daha var. Bu seçim ve bundan böyle her zaman birlikte olmak kaydıyla Türk kadınlarını ve genç kızlarımızı, bir kardeşleri olarak MHP’de önderlik ve siyaset yapmaya çağırıyorum. Gelin Türk erkekleri ile milletvekili adaylıklarını ehliyet ve liyakat esasına göre adilce paylaşın. Gerekirse erkeklerden daha fazla adaylık alın! Ama bunlar lafla olacak şeyler değildir. Yukarıda belirttiğim gibi misyonunuzun farkına vararak yapacaklarınız ile elde edeceğiniz bir sonuçtur. Hülasa demek isterim ki; Türk kadını olmadan hiç bir zafer kazanılamayacağı gibi demokrasi zaferi de kazanılamaz. Ben Türk kadınının bunun farkına vararak görev üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hem de nerede ve ne yaptığını bilecek bir planlamayla... Şimdiden benimle birlikte Türk Milletine nefes aldırmak için MHP saflarına yüzünü döndüren tüm Türk kadınlarını saygıyla selamlıyor, her birinin ellerinden hürmetle öpüyor, ruhlarının bize dönük olduğunu hissettiğim İstiklal Harbimizin kahraman kadınlarınıda rahmetle anıyorum. Türk Milleti için hep var olsunlar! Dileğim, Türkiye topraklarında hissettirilmeden öldürülmeye çalışılan Türk Milleti için bir an önce demokrasi cephesine koşmalarıdır! 10 DENİZLİ HABERLERİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 21 Ekim 2014 971Şubat 2013Salı Perşembe Her şey çocuklar için Denizli Kamu Hastaneleri Birliği ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü arasında Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı kuruluşlarda görevli personele eğitim vermek ve düzenli aralıklarla bu kuruluşlarda koruma ve bakım altında bulunan 0-18 yaş arası çocukların psikiyatrik takiplerini yapmak amacıyla bir protokol imzalandı D enizli Kamu Hastaneleri Birliği ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü arasında bir protokol imzalanarak, Denizli Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı bir Çocuk Psikiyatri Uzmanı görevlendirilmesi yapıldı. Protokolün amacı; Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı kuruluşlarda koruma ve bakım altında bulunan 0-18 yaş arasındaki çocukların psikiyatrik bazı sorunlarının tanısını kolaylaştırmak, erken tanı sayesinde tedavi başarısını arttırmak ve uygun tedaviye yönlendirmek, ayrıca kuruluşlarda görevli personele eğitim vermek ve düzenli aralıklarla çocukların psikiyatrik takiplerini yapmak. “Çocuk yuvaları ve evlerinde kalan çocuklarımıza sahip çıkmalıyız” Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ahmet Altın ile Denizli Çocuk Yuvasını ziyaret eden Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Osman Acar, çocukların yarının büyükleri olduğunu ve onların kaliteli, sağlıklı bir hayat yaşamalarının çok önemli olduğunu söyledi. Acar, imzaladıkları protokol ile ilgili şunları söyledi: “Yakın bir zamanda Denizli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile Denizli Kamu Hastaneleri Birliği olarak bir protokol yaptık. Denizli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bağlı yuvalarda ve evlerde 300’e yakın çocuk takip edilmekte. Bizim de hastanelerimizde 2 tane Çocuk Psikiyatri uzmanımız var. Bu protokolle; Birliğimize bağlı Çocuk Psikiyatri Uzmanımız tarafından yuvalarda ve evlerde kalan bu çocuklarımız zaman zaman yerinde hastaneye çağırmadan takip edilecek hem de bunlara hizmet eden personeller eğitimden geçirilecek. Çocuklarımız, yarınlarımızdır. Dolayısıyla sağlıklı bir çocukluk geçirmeleri çok önemlidir. Bizler de Genel Sekreterlik olarak Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğümüz ile beraber bu çocuklarımıza ne yapabiliriz noktasında beraber hareket ettik. Ve böyle bir protokol imzaladık. Sağ olsun Çocuk Psikiyatri Uzmanımız Dr. Ülkü Hanım da bu fikre çok sıcak baktı. İnşallah bugünden itibaren yuvalarda kalan çocuklarımızın takip ve kontrol- lerini bulundukları yuvalara ve evlere giderek yapacağız. Yine bu çocuklarımıza hizmet veren personellere de görev yaptıkları yuvalarda ve evlerde Çocuk Psikiyatri Uzmanımız Dr. Ülkü Akyol Ardıç eğitim verecektir. Ben yaptığımız protokolle; bize de bu çocuklarımıza hizmet imkanı verdikleri için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürümüze çok teşekkür ediyorum. Bu arada bugün burada Çocuk yuvamıza Birliğimize bağlı 2 hemşire görevlendirmesi yapma kararı da aldık. Bundan böyle 2 hemşiremiz de çocuk yuvamızda görev yapacak. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün çok önemli bir misyonu bulunmakta. Biz de Denizli Kamu Hastaneleri Birliği olarak elimizden geldiğince bu önemli görevlerinde onlara yardımcı olmaya çalışacağız. Burada yetişen çocuklarımızın çok hassas ve yakın takip edilmesi gerekmekte. Bizler de Genel Sekreterlik olarak hem Çocuk Psikiyatri Uzmanımızı görevlendirerek, hem de 2 hemşire görevlendirmesi yaparak bu çocuklarımıza sahip çıkmaya çalışıyoruz” dedi. “Sağlıklı bir nesil yetiştirme gayretiyle bu protokolü imzaladık” Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ahmet Altın ise yapılan protokolün çocukların sorunlarının en aza indirilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı. Altın: “Ben de Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri O. Dr. Osman Bey’e teşekkür ediyorum. Müdürlüğümüz olarak kendileri ile bir protokol imzaladık. Bizim Müdürlüğümüz bünyesinde ki yuva ve evlerimizde bulunan çocuklarımız ve bu çocuklara hizmet veren personellerimiz ile ilgili bir psikiyatri eğitimi protokolü yaptık. Çocuklarımıza gereken ilgiyi yerinde bizzat verme, takiplerini yapma ve sağlıklı bir nesil yetiştirme gayretiyle bu protokolü imzaladık. En önemli olan şey tabii ki sağlıklı nesiller yetiştirmek. Sıkıntılardan uzaklaştırılmış, onların problemleriyle ilgilenen, onların dertleriyle ilgilenen bir idare yapısıyla bu çocuklarımıza hizmet vermemiz gerekiyor. İşte bunun en güzel örneğini de Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğiyle yapmış olduğumuz protokolle ortaya koyuyoruz. Hem bizim yurt ve yuvalarımızda kalan çocuklarımıza hizmet vermek, hem de çocuk evlerimizde ki çocuklarımıza hizmet vermek ve çalışan personellere de eğitim vermek gayesiyle burada bu hizmeti başlatmış bulunuyoruz. Ben bu konuda bizlere destek veren değerli arkadaşım Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Osman Bey’e, Çocuk Psikiyatri Uzmanımız Dr. Ülkü Hanım’a, kendi bünyemizde ki idareci arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bugün burada yuvalarımızda görev yapması için iki tane de hemşire sözü aldık. Kendilerine bu konuda da ayrıca teşekkür ediyorum” diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Borçlar yapılandırıyor Merkezefendi Belediyesi, vatandaşların zamanında ödemediği, Emlak Vergileri ve Çevre Temizlik Vergisi borçlarını 6552 sayılı kanun kapsamında yapılandırılıyor. Vatandaşlar başvurularını şahsen Merkezefendi Belediyesi’ne 01 Aralık 2014 tarihinde kadar yapabilecekler. Torba Yasası Kapsamında Eylül Ayında yürürlüğe giren 6552 sayılı yasa çerçevesinde belediyeye olan borcunu yapılandırmak isteyen mükellefler, 1 Aralık 2014 tarihine kadar başvuruda bulunduğu takdirde yasa çerçevesinde faiz indiriminden ve taksitlendirmeden yararlanabileceklerdir. Belediyelere olan borç ve cezalarda faiz indirimleri ve 36 aya varan taksitlerle ödeme olanağı sunuldu. Yasayla 30 Nisan 2014 tarihine kadar olan borçlar yapı- landırılabilecek. Yasanın belirlediği süre 1 Aralık 2014 günü dolacak. Borçlu mükelleflerin bu yapılandırmadan yararlanabilmesi için yasal sürenin gözetilmesi ve geç kalmadan başvuruların yapılması gerekiyor. Başkan Subaşıoğlu, 30 Nisan 2014 tarihine kadar tahakkuk edilip ödenmeyen Emlak Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisi gibi borçlarını ödemeyen vatandaşların Merkezefendi Belediyesine gelerek müracaatta bulunmalarını istedi. Başkan Subaşıoğlu yaptığı açıklamada; “Bazı alacakların yeniden yapılandırılması hakkındaki 6552 Sayılı Kanun, 11 Eylül 2014 tarih ve 6552 mükerrer sayıda resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yapılandırma kolaylığından yarar- lanmak isteyen vatandaşlar borçlarını ister peşin ve isterlerse katsayı oranına göre 6, 9, 12 ve 18 taksitte ödeyebilecekler. Peşin ödemelerde gecikme zammı indirime giriyor. Borçların taksitlendirilmesi halinde ise Tefe-Tüfe oranında cüzi oranda gecikme zammı uygulanacak. 30 Nisan 2014 tarihine kadar tahakkuk edilip ödenmemiş olan Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi gibi alacakların Merkezefendi Belediyesi’ne, en geç 1 Aralık 2014 tarihine kadar yazılı müracaat etmek kaydıyla peşin ya da taksitler halinde ödeme kolaylığı sağlanmış bulunmaktadır. Mükellefler için ayrıca anlaşmalı bankalar (Word, Maximum ve Paraf) ile ödemelerde komisyonsuz 5 taksit fırsatı sunuluyor. Yapılandırma süresi bitimin- Özlüce’nin 30 yıllık içme suyu hattı yenilendi Denizli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) Genel Müdürlüğü , Kale İlçesi Özlüce Mahallesi'nde yaptığı onarım çalışmaları kapsamında bölgenin 30 yıllık içme suyu hattını yeniledi. Yerel seçimlerin ardından, merkez ile birlikte ilçelerde de hızla çalışmalarını yürüten De- nizli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) Genel Müdürlüğü, Kale İlçesi Özlüce Mahallesi'nde yapmış olduğu onarım çalışmaları sırasında, bölgenin içme suyu hatlarının 30 yıl önce yapıldığını tespit etti. Özlüce Mahallesi'nde bulunan eski içme suyu hatlarının, boru bağlantılarındaki pat- laklardan dolayı sık sık su kesintisi problemlerine neden olduğu ifade edildi. Yapılan incelemelerde, Özlüce Mahallesi'ndeki şebekenin ekonomik ömrünü tamamladığı kaydedildi. Bunun üzerine Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ, kısa süre önce bölgedeki içme suyu hattının yenilenmesi için harekete geçti. İçme suyu hattı yenileme çalışmaları kapsamında, Yeniköy Mahallesi Kırkbelen Mevkii'nden başlayan yeni içme suyu hattının yaklaşık 5 bin metre olduğu kaydedildi. Hatlardaki yenileme çalışmalarının tamamlanması sonucunda Özlüce Mahallesi'nde yaşanan içme suyu sorununun giderildiği ifade edildi. (HABER MERKEZİ) den sonra yapılacak başvuruların değerlendirmeye alınması mümkün olmayacak. Torba Yasanın, 6552 sayılı maddesi borçlarını yeniden yapılandırmak isteyen mükellefler için önemli bir fırsat oldu.” dedi. (HABER MERKEZİ) 21 17 Ekim Şubat2014 2013Salı Perşembe 3306'3246. ,04+36/3/442461+/1 GhfMfj\[ciSijgegLj`i\_`jge\iedifajci]dh]]gcQhj`h`I e_eg^h]dhfgegjTgWdh^h`h^gLj\ge\gjYgfj]hYh\\Z`dh 02MWZ`jbg^hj]_]]_fb_e_WjYicaejehj[db_OjChegjGZfcg^h bhbgSgegWjY_j`_^b_!/jbg^hedhfhjcM]ZjYgfjUiYhfg`gW VifOjAVh]PjChegjGZfcg^hjY_b_fOj2MWZ`bhjVhjYgfdgc]h ^iXi`ijgfibh\gebhja\fifjh]`hc]gfOjHdcjW[fd_c]ijThfg bMeZLj\gdiUdifij\ifad`i`ic]ibafOj9g^i\h]gjbhVfhjbaXa YaficaLj0Ehdgebhj\gdiUj[diedifjifidifaebijUiddhX\gedhf/ bh`h`hc]gfOjjChegjGZfcg^h=^gjFh`idg\]j8_`U_fg^h] TgYgj]hcj]gLQgPj]hcjafcQaPj[][cfi]gcjVhj\iebac\aWjYgfj`[bI hdjWieehbhedhfj\iYaf\aWj[diYgdgfji`ijUi^i]jYM^dh ic`a^[fOj6hfch\gePjDgcfgjVhjbZXZeNh\gjehj[d_f\ij[d\_e Ygfjbh`[cfi\gjb_^T_\_jh]fiDaebijY_d_X`i\ajThfhchNhc VhjY_jbijieNicjUhfch\gejibgdjLi^diXa`ijfaWijTM\]hf`hI \g^dhj`Z`cZej[diNicO HcgjcMLfZeZej^acad`i\ajXif] ;g`bgjg\hPjThfgjbMeZXZjg`cie\aWjcadiNicjiba`difa \iSdi`icjThfhcg^[fOjjj;_jgDibhdhfgjciQjchWj^iWba` Ui]afdi`a^[f_`ji`ij^h]hfgeNhj]hcfifjh]`gXg`bgf,j0A\cg GZfcg^h=bhejChegjGZfcg^h=^hjThQg^[f_Wji`ijifibijUiI dijTgbgXjThdgXgj`Z`cZejcadiejcMLfZdhfjVifOjEgfj]ieh\g FZf]j\[f_e_b_fjM]hcgjLifidhdj^iLaOOOjE_jgcgjcMLfZ^Z ^ac`ibiej^hegjGZfcg^h=bhjTZVhejgQgebh ^iXi^i`i^aWO/jjAVh]jifibijcMLfZdhfjVifOj:jcMLfZbhe Thfg^hjTg]`hcjg\]h^hedhfjVhjZdch^gjbhjYhfiYhfgebh TM]Zf`hcjg\]h^hedhfjVifO 7h\hdiPj4FFjVhjFZf]j\g^i\h]gj]i`jbijY_e_jg\]g^[fO 7h\hdiPj_d_\idNaj\[djYZ]Zej0Xgbbh]/g^dhjY_e_jg\]g^[fO 7h\hdiPjY_j\[f_e_jc_ddie`ijYhNhfg\gehj\iUgL _d_\dififi\aj_e\_fdifjUhfjDaf\i]]ijY_e_jg\]g^[fOj7h\hdiP XiUgedhfjVhjY_j\[f_ejZWhfgebhej\g^i\h]hjYi\caj^iL`i^a idaXciedacjUidgehjTh]gfhedhfjbhjY_e_jg\]g^[fOj2MWZ`Zjg\I ]h`hcPjhejQ[cjbijLif`icdifjYifaXijb[c_e`i^i YiXdifchejW[fb_fOj;g`bgj]i`jbijY_j`_cibbhfjWi`iedif ^iXiea^[fOj$^dhj[db_S_jgQgejbhjYifaXijQ[c ^icdiX`aXchej][Ld_`jYgfjchWjbiUij]hfMfZejcieda ^ZWZ^dhjcifXadiXa^[fOj $1)) -5*55"(!"6 .5* FifXadiX`ij]idgU\gWbgfji`ij_`_d_fjcgjGZfcdhfhjbh FZf]dhfhjbhjQMWZ`ZejMeh`gegjUi]afdi]iNic]afOj2MWZ` ^[c\ijXgbbh]PjViUXh]jVhjMdZ`jVifjWgfiOj iebiddif \[ciSijgebgjbg^hjhdj[S_X]_f_LjChegjGZfcg^h=^gjcfg]gcjhI bhedhfj_e_]`i\aedifjcgj[jXgbbh]j0h\cg/\gebhjjYge cgXgegejNieaeajid`aX]aOjFZf]j`h\hdh\gebhjQMWZ`Ze _Wi`i\ajYiUieh\g^dhjbh`[cfi\gbhejYiU\hbhedhf _e_]`i\aedifjcgjh\cgjGZfcg^h=bhjFZf]j^[cPj0cif]Ic_f]/ VifbaOjCgehjY_jYiUg\jZWhfgebhejChegjGZfcg^h=^h \i]iXiedifj_e_]`i\aedifjcgjh\cgjGZfcg^h=bhjY_jYiU\g iQ]acdifaebij\[d_S_jNhWihVgebhjida^[fb_O Bhbgc[b_j^iL`icj^hfgehOOO "af\i]jc[ddi^aLjChegjGZfcg^h=egejbhbgc[b_\_e_j^iLI `icPj0Uhfch\jgQgejbh`[cfi\g/jDgcfg^dhjbgbgX`hc]he YiXcijYgfjXh^jbhSgdbgfOj@h]gNhbhPjChegjGZfcg^h=egejidI ]hfei]gDgjh\cgjGZfcg^h=bgfjVhj[jGZfcg^h=egejbhjcg`hjig] [db_S_jYhddgbgfOjFZf]dhfhPjiWaedacdifiPjKdhVgdhfhPjbgebifI difiPjKeib[d_d_difijVhjNZ`dhjbhWiVie]idajTf_Ldifijig] [d`ibaSaj`id_`b_fO ChegjGZfcg^hPjYgfjLif]gegejbhSgdjUhfch\gejZdch\gbgfO B[di^a\a^dijUhfch\gejYgfjLifQi\aj[d`icjgQgejQiYi TM\]hf`h\gjThfhcgfOjChegjGZfcg^hPjbZe^ijTMfZXZP geieNaPjh]egcjcg`dgSgPj\[\^idj\]i]Z\ZPjcadacIca^iDh]gjeh [d_f\ij[d\_ejUhfch\gejU_c_cjVhj_^T_di`ijMeZebh hXg]dgSgegejTifie]g\gbgfOj@hjh\cgjg`]g^iWdifaejbhVi`aea ciY_djhbhfPjehjbhj^hegjg`]g^iWdifaej]h\g\gegOOOjE_jcibif Uicdaj[d_LjY_jcibifjQ[cjbi^icj^h`hc GZfcg^hjVhjbZe^ijYi\aeaebijbhegd`gX]gjcgPj0KEB <;HB=gjV_fiNicjVhjY_e_ejgQgejHeNgfdgcjZ\\ZeZjc_ddieI `icjg\]g^[fOjK`iPjGZfcg^hjgWgejVhf`g^[fOj E_jbijGZfcjUZcZ`h]gegej<;HB=hjbh\]hSgegejg\Li]a gX]hOOO/j7hShfjM^dhjYgfjXh^j^[c`_XOj7hShfjKEBjHeNgfI dgc=gjc_ddie`i^ajg\]h`h`gXjYgdhOj8_`U_fYiXciea \M^dZ^[fOj;M^dhj\M^dZ^[f,j0HeNgfdgcj`h\hdh\gji^fajYgf `h\hdhOOOjHeNgfdgc=]hjYgWbhejg\]hehejeh!j:jUheZWjYhddg bhSgdOjE_e_jTMfbZSZ`ZWjiebijbhShfdhebgfgfgWOj3ZVheI dgcjYgfg`dhfg^dhj[]_f_f_WjY_edifajc[e_X_f_WPj_^T_e TMfbZSZ`ZWjYgfjXh^jVif\ijY_eijhVh]=jbhfgWO/jGZfcg^h VhjbZe^ijYi\aeaebijbhegd`gX]gjcgPj0FZf]dhfj^iegj4CB F[Yieg=^hjTgbgLj<;HB=dhj\iViXiNicji`ijGZfcg^hj\aeafa iQ`a^[fOjE_jbijGZfcjUZcZ`h]gegej<;HB=hjbh\]hSgege g\Li]ajgX]hOOO/j7hShfjM^dhjYgfjXh^j^[c`_XOj3gbge \iViXaePjbhegd`gXji`ijTg]`h`gXdhfOjEiXYiciej\M^dhbgO ;M^dhj\M^dhbg, 0EgfjTf_Lj))=hj^icaej4CBj`he\_Y_j\gdiUdifaeaj]h\I dg`jhbhfhcjGZfcg^h=^hjThdbgOj;g`bgj9_fg^hdgdhfge 9_fg^h=^hjTg]`hcjg\]h`h\gjb_f_`_ebijheThddh^he cg`\hj^[cj\aeafjiQacjTgbhYgdgfdhfOj3g]`hcjg\]h`hbgdhfO 6i`i\h]dhjEgWjTgbhfj\iViXafaWjThdhedhfhjciLa^ajiQae= bhebgSgebhjQ[cjiWjYgfjch\g`jbaXaebijUi^afjYgW F[Yieg=bhejThdhej4CB=dgdhfPj^iegj[fi^ajchebg XhUgfdhfgegj\iV_e`icPj\iV_eiNicdifPjYafic\idifjTgbgL \iV_eiNicdifjbg^hedhfhj]idg`i]a`aWdijVidgdhfg`gWh \[f_db_Oj:edifjQ[cjiWajcZQZcjYgfjTf_LjUifgQjUi^afjYgW Tg]`hcjg\]h`g^[f_WPj\iViX`icjg\]h`g^[f_WOjG8=ege TZVhedgSgebhjcid`icjg\]g^[f_W=jbhbgdhfOj@hj^iLida` W[fdij`ajTMebhfhdg`!j3hdgfchejYgWhj\[f`ibadifP TgbhfchejbhjYgWj\[f`i^aWjeg^hjTgbg^[f\_e_Wjbg^hOj:eI difj9_fg^hjVi]iebiXaO/ @h]gNhOOOj@h]gNhjX_-jGZfcg^hjidh^UgehjYZ^ZcjYgfjidTa ci`Lie^i\ajVifOj ifPjVifji`ijGZfcg^h=egejbhjY_jidTa^a b[S`ibiejYi\]af`ic]i-j^iegPjMedh^gNgjUhcg`dgc c[e_\_ebijYZ^Zcjhc\gcdhfgjVifO EgfjZdchjY_jcibifjUicdaj[db_S_jgcgjc[e_bijY_jcibif Q[cjbi^icj^h`h`hdg^bgO Fotoğraf: Zeynel Abidin Dağtekin 5'*#..(% -5*5$5% '#%( 55- -),/3&40 101012/) 23&40 He\ie[Sd_jYgfjieiIYiYibiej`h^bieijThdbgSgjgQge igdhegejbgShfjDhf]dhfg^dhj*icfiYi+j\[^jYiSajVifbafO AVdhegeNhjbhjhXgegejicfiYi\ajgdhjUa\a`j[d_fOjE_ icfiYijVhjUa\a`difaePj^iYieNadifijTMfhjYgfYgfgeh cifXajUicdifajVhjMbhVdhfgjVifbafOj7h\hdij^icaedac bhfhNh\gehjTMfhjVhDi]jhbhegejVifg\dhfgj[d_fdifPj`_UI ]iQj[diedifaejhfchcj^icaedifaj[edifaejThQg`dhfgeg \iSdifdifj*eiDicij^ZcZ`dZdZSZ+PjWhci]PjDg]fhPjc_fI Yiejh]gjTgYgjbgegj^ifba`difbij'eg\Lh]hej_Wic [db_S_jgQgejeiDicijidiNicda\aj[d`i^ie'jicfiYieae MeNhdgSgjVifbafOjKeNicjY_jUa\a`jVhjicfiYij7Z\dZI `iej[d`iWdif\ijY_jUicdifaejYgfjca\`aebiejg\]gDibh hbh`hWdhf-jY_j]icbgfbhjicfiYij[d`i^iejbge cifbhXdhfgj[edifaej^hfgehjThQhfO A]egcjigbg^h]dhfgejci^eiSajbij\[^jVhjafcjYiSabafO F_fJieJbijiedi]adbaSajTgYgjKddiUJijVhj4h^Ti`YhfI gehjVhjbgShfjg`iejh\i\difaeijg`iejhbhedhfPj`hWUhLI dhfgjDifcdaj[d\ijbijbgejcifbhXgbgfO BgejcifbhXdhfgjifi\aebijbiUijbifj\aeafdifjgQgebh cifbhXdgcdhfjbhj[d_X`_X]_f-jY_edifaejhej^i^Tae [diedifaj]ifgci]jVhjNh`ii]jcifbhXdgSgbgfO KbaeijcifbhXdgcjbhe`h\hjbhj\g^i\gjLif]gPjc_dZLP ]hfNgUjhbgdhejYgfj^Me]h`jgdhjH\di`gjUgW`h]jTf_Ldifa ifi\aebijbijcifbhXdgShj^icaejYiSdifjVifbafO H\di`j\[^jcifbhXdgSgjcibifPjUi]]ij[ebiejbiUijDiI WdijbgejcifbhXdgSgehjMeh`jVhf`gXPjbgejcifbhXdhfg ifi\aebicgjgdgXcgegejJ\hVTgPj\i^TaPj^ifba`diX`iP bi^ieaX`iJjQhfQhVh\gebhj[d`i\aeajg\]h`gX]gfOjHX]hjgI cgjUibg\j`hidg, JEgfYgfgehj\hVTgPj`hfUi`h]jVhjXhDci] Yica`aebiej`Z`gedhfgejYheWhfgjYgfjge\iejVZN_bI _b_f-jY_jVZN_b_ejYgfj[fTieajUi\]ij[d_f\ijbgShfj[fI Tiedifjbij_^c_\_Wd_cPjiNajVhji]hXdhj[eijci]adafdifOJ JHcgj`Z`gegejgdgXcg\gPjYgfYgfgehjYiSdieificj^iLa^a i^ic]ij]_]iejLifQidifjTgYgbgfOJ CgehjH\di`jh`ieh]gjhUdgehjVhf`h`gWgjVh bZX`iea`aWijYgdhjibidh]dhj`_i`hdhjVhjUZc`h]I `h`gWgjg\]h`gX]gf, JKddiUj\gWhPjh`ieh]dhfgj`_]dicijhUdgehjVhf`hegWg Vhjge\iedifjifi\aebijUZc`h]]gSgegWjWi`iejibidh]dh UZc`h]`hegWgjh`fhbhfOjKddiUj\gWhjehjTZWhdjMSZ]dhf Vhfg^[fOj;ZLUh\gWjKddiUjUhfjXh^gjgXg]`hc]hPjUhfjXh^g TMf`hc]hbgfOJj*@g\i,+ JA^jg`iejhbhedhfRjKddiUjgQgejUiccaji^ic]ij]_]_eP ibidh]dhjXiUg]dgcjhbhejcg`\hdhfj[d_eOj6hfUieTgjYgf ][Ld_d_Sijb_^b_S_e_WjcgePj\gWgjibidh]\gWjbiVfieI `i^ijg]`h\geOjKbidh]dgj[d_e-jY_Pj]icV^ijbiUij_^I T_eb_fOjKddiUJ]iejc[fc_eOj;ZLUh\gWjKddiU ^iL]acdifaeaWbiejUiYhfbifbafOJj*7igbh,+O He\ieajh]cgdh^hejY_j\[\^idPjbgegjVhj]iYgjYiSdif Ygfj^iebiPjKddiUJaejh`gfjVhj]idg`i]ajYgfj^iebijgche `Z`gejc_dd_S_e_jei\adjThfQhcdhX]gfhNhc! !+126442/36+12 3hQ]gSg`gWjUiD]ij8_`U_fYiXcieajAfb[SieJaej\MWZeZ h]]gSgj8U_fNUgddj6aQcafaSajZWhfgebhjLhcjcg`\hjb_f`ibaR B_f`i`i\ajbijThfhcg^[fb_RjCiead]`ibadifjYgWgRj2ZecZ VifdacjehbhedhfgjY_j\MWdhfgjTMf`hWbhejThd`hc]gRjEMdTh UiccaebiPjGZfcg^hjUiccaebijYgWg`jTgYg bZXZe`Z^[fdifbaRjE_jehbhedhjGK?H6HjYgfjc[e_X`ij[ ]ifiD]ij^hfjY_d`_^[fb_RjEgWjYgd`h\hcjbhjGZfcg^hJbh YiWaj7ABCKjVhjH;KBK7>K?<jTMfZe`hWjYgfjUi]di >:@B?KJ^ijYiSdabafR 9g^i\h]QgdhfjbhjUh\iYijbiUgdbgfR KfidifaebicgjgdgXcg^gjehbhe\hjcg`\hjiQacjh]`hbgR Fg`\hjY_jc[e_difbijNgbbgjNgbbgjcidh`j[^ei]`ibaRj:^\i Zdchegejf[]i\aeajY_jgdgXcgdhfjYhdgfdg^[fb_RjE_e_ejbaXaei QacieaejCK;K7KjXie\aj^[c]_RjAej]h`hdj`h\hdh`gWjbh YM^dh^bgRjFZf]j\[f_e_eijYic]aSa`aWbiPjYgWbhjQ[cjcgXg TMf`hWji`ijH@3H>GA?APjc_WhegjH9?KH>jVhjKEBJbhcg CiU_bgPjAf`hegjVhj?_`jd[Yg\gjgXgejd[c[`[]gDgbgfRjE_ TZQdhfjYgfjifi^ijThdgfjVhj\gWgej5eh^dhj_SfiX`icjW[f_ebi cidiNiSaeaWa5jYhdgfdhfRj)j^adbafj\Zfhej4FFjVhj\[e bMeh`bhjUaWdijchebgegjTM\]hfhejVhjQ[cjcgXg^gj^iead]ie 4K?K>A>jbhjY_jg]]gDicaej\[e_N_b_fRj;h^]ieaejicdaei Thd`h^hNhcjLdiedifjc_f_d_fjVhjUi^i]ijThQgfgdgfR Adjid]aebiej4FFJ^ajbh\]hcdh^hej^iLajEK?<;j91?AI 8HjbhVfh^hjTgfgeNhj5`[]][\_5j9<(<@G<j[diejUifhch]jgdh Y_e_jYg]gf`h^hjQidaXafRj<;HBJhjcifXajKd`iejVhjHeTgdgI WdhfJgejUh`jZdchdhfgebhjUh`jbhjF_Wh^j<ficJ]i 4A;7A?3AJ^hjbh\]hcjVhf`h\gjTgYgRj:^_e_jc_f`icP [^_e_ejgcgj^ieaebij[d`icjVhj\[e_ebijZQZeNZjYgf FK@KGj[dificjThdgLjLif\i^aj][Ldi`icRjE_jibi`difae cifXa\aebijb_fiYgd`hcjgQgejhejiWj[edifjcibifjQidaXciejVh icaddaj[d`icjb_f_`_ebi^aWRjK^icdifaeajYi\]acdifaj^hfdhfg g^gjieidgWjh]`hdg^gWRj hjY_edifajbijUidcijiedi]`ida^aWR 3hQ]gSg`gWjTZejVhDi]jhbhejB[Siej3ZfhXj4iXijVhjNhI eiWh\gehjThdhejGie\_j2gddhfjbhjFZf]j\[f_e_e_j^iedaXjieI di^iejVhjQMWZ`jgQgej^iedaXj`h][]difj_^T_di^ie ge\iedifbaRjKddiUjfiU`h]jh^dh\gePjB[Siej4iXij>[ebfiJI biejbMebZc]hej\[efij5EK@KjCA;H>j<;<FjCKF<>B<R5 bhbgRjKfci\aebiej^hXgdjaXaSaejehj[db_S_e_jTMfbZcRj))) cM^ji]hXhjVhfgdbgRjFZf]dhfjiNajQhc]gRjFZf]jcMchedg gXibi`difaj]hcj]hcj][LdiebaRjCijbij[f]ibiejcidbafadbaR EZ]ZejY_jB:?.jYgdgehej^iedaXdifj^iLadafchej:C.@K ThdbgSg`gWgjTMfh`hbgcRj6<2F<?<<C>KjZedZjge\][e 8U_fNUgddj5He\iegjbhShfdhfjgQhfg\gebhjhejQ[cj\i^TajTM\I ]hfgd`h\gjThfhchejbhShfjNh\ifh]]gf-jQZecZj\M^dhegdbgSg TgYgjbgShfjYZ]ZejbhShfdhfgjTZVheNhjid]aeijidiejbhShfjNhI \ifh]]gf5jbhfRj"ici]jYgWdhfj8A9K?AGHjYgfYgfg`gWge Y[SiWaeij\ifad`icj[dificjiedibacRj:^\ijNh\ifh]-jZdch`I gWgjYgWbhejidiePjYgWhj\MWjUiccaj]iea`i^iejVh #, 2 4&3, .5-($ ThdhNhSg`gWgjQidiedifijcifXaji^iSijcidc`ic]aRj:edifae ^ZWZehj5B.?R5jbg^hYgd`hc]gRj6gQj[d`ibaRj6hLj[j\h\h c_dicjVhfgLjchebgjgQg`gWbhj\iViX]acRjBiUijbijiNa\aPjH\I figdJbhej\[efijGZfcg^hJegejbhjYgfjE1C1FjH9?KH>jTgYg biVfiebaSaeajTMfh`hbgcRj1dch`gWgj]iea`icjVhjYMdThjgdh gdTgdgjieidgWj^iL`icjQ[cj_WiSa`aWbi^baR ?ieb[dLUj8U_fNUgddjVhjK`hfgcidajheeghjhf[`hJ_e [Sd_j[diejge\][ej8U_fNUgddJgej^Zc\hdgXgjVh :f]ib[S_Je_ej\aeafdifaeajQgW`h\gehjUgQjciDij^[f`ibacR Fg`j[db_S_eijYic`ibacRjFg`dhfdhjgdgXcgjgQgebh [db_S_e_jgeNhdh`hbgcRjCiU_bgdhfJdhjVhjQ[cjYZ^ZcjYgf 7K9:@j[diej?[[\hVhd]jgdhj^icaedaSaeijUgQjhehfg UifNi`ibacRjGij[jWi`iedifjY_edifaj^iL`i^aeNij>[ebfiI GhdjKVgVjVhj@h%jC[fcjifi\aebicgjgdgXcg^gjTMfh`hbgcR BZe^ibijCiU_bgdhfjgQgejF_bZ\J]hej\[efijgcgeNgjF.GI 9K>jFA@Gj[diejK79GA?BK7jg\`gegej@h%jC[fcJ_e gdcjg\`gj*@h%jK`\]hfbi`R+j[db_S_e_jYgd`g^[fb_cRj:fI ]ibijH@3H>H(j^[cchejbMeZLj5E_jgXgejifci\aebijFfidgQh VifR5jbg^h`hbgcRj2ZecZjTMfbZSZ`ZWhjgeiea^[fb_cR HdgXcgdhfgjgeNhdh^gLjF.F>K8<@<@jcg`j[db_S_ei Yic`a^[fb_cRjEK>":.?jBAF>K?K9C:@.J^di &#&JbhjH9?KH>Jgjc_fiejHeTgd]hfhJegejehbhejY_e_ g\]hbgSgegjiedi^i`a^[fb_cRj:^\ij8U_fNUgddPjE:A? 9iViXaJebij]_]\icj[d`_XjVhj[fibiejYgfjWi`iej\[efi ciQ`i^ajYiXif`aXjYgfjg\g`bgRjE_j31@ACjK"?HFKJeae cMdhdhX]gfgd`h\gPjhd`i\jVhjid]aej`ibhedhfgehjhd c[e_d`i\ajbh`hc]gRj?:G6986<>Bjigdh\gege Qacifdifaeaejc[f_e`i\ajbh`hc]gRj8U_fNUgddjY_jigdh^hjQ[c ^icaebaRj3A>HE:>.JbicgjUhWg`h]hjfiS`hejHFH@8H B1@CKj9K K;<JeaejciUfi`ieaj[d`i\ajY_j^ZWbhebgR :\`iedaJeaejKF><@BK@jc[fc_^[fdifbaRj$eNh 6gebg\]iejZWhfgebhejYgWhjb[Sf_jThdbgdhfRjHfiejVh h]fiDa`aWbicgj4AG?:>jhdhjThQgfgdbgc]hej\[efijYgWh MdbZfZNZjbifYh^gjV_fb_difRjEgfjbiUiji^iSi cidci`i^ida`jbg^hjbhjXg`bgcgjUifg]i^ajgNi]jh]]gdhfRjF_cdi dgbhfdhfPjiNajQhchejUidcdifj`h^biei Th]gfbgdhfR:f]ib[S_J^ijciejVhjTMW^iXaeaj_^T_ejTMfbZdhfR E_e_j[f]ibiejcidbafiNicj]hcj:C.@8.jGZfcg^hJ^gjbh gQhfgjUiL\hbhfhcjYgWgjYgWdhj_SfiX]afbadifRj$WidPjY_e_ TMfbZRj$dbZfbZdhfRj&##)Jbij9[V^h]dhfj^acadafchejYZ^Zc Daf\i]jThdbgRjK`ij4FFJ^ajc_ddieiejTZQdhfjYgWhjgWgejVhfI `hbgRjCgehjgQhjciLiebacRjEMdThbhjUgQj[d`ibaSajcibif h]cgdgj[diNicchejYi\caedifdijPj[Lhfi\^[edifdijc[NijYgf bMeh`gja\cidibacRjH\figdJgj&#&Jbhjc_fiejTZNZePj?_\^iJ^a ei\adjbiSa]]aSaeajVhj2gejgQgej9GK?GjVhfbgSgeg TMfh`hbgcRj4fieTidifa`aWaej\iUgLdhfgegejbaXifabicg _SfiXdifaeajDifcjhbgLjYZ^ZcjYgfj\gdcge`h^dhji^iSi cidcifbacRj2ZecZjYgWhji^afiNicjTZQdhfgjVhjhehfg\gj^[cI ]_RjK`ijY_e_j\ibhNhj$(K>jTMfZ^[fb_RjEZ^Zc bZXZeZLjYZ^Zcj\[e_Qjidi`a^[fb_cR @hfhbh^\hj4FFjgdhji^eaj^iX]ij[diej4K?K>A>Jgjbh Y_jehbhedhja\cida^[fb_cRjBZe^ibij[Lhfi\^[ej^g^hejhe c[di^jZdch^bgcRjEgfgj^ac`i^ijbgShfgjbhjhdhjThQgf`h^h QidaXa^[fPjehjUgc`h]\hjgcg\gjbhjYZ^Z^[fb_Rj>igcdgcP 8_`U_fg^h]Jgjc[f_`iPjgf]gNiPjYMdZNZdZcjUhL\gjUgci^hjgbgR BhVdh]jbhVdh]j[di`ibaSajgQgejUhL\gjDgdgWdheg^[fjVhj]hUdgch UidgehjThdg^[fb_Rj(i]hejgQhfgbhjYgdhjehj[db_S_e_jiedi^iI `i^iejYgfjbhVdh]gejYMdThbhjehj[db_S_e_jiedi`i\ajYhcI dheh`hWbgRj;g`bgj2geJgejf[dZjg^gNhjYZ^ZbZRjE_jehbhedh GZfcg^hJegejY_j][LficdifaejQ[N_cdifaeaejhdgebhjcid`i\a Xif]Rj6hfch\j2gejVhjh]fiDaebij\iViXjVhfg^[fRjK`hfgciJbi ehjcibifjMeh`dgjXgfch]jVhjZegVhf\g]hjVif\ij[j]ifiDi ciQa^[fRj6i]]ijLf[Dh\MfdhfgjYgdhjciLaLjTM]ZfZ^[fdifR K`hfgcijbijh\cg\gjcibifjQhcgcjTMWZjMSfheNgjciY_djh]I `g^[fRj1dchdhfPjciLa\aeijThdhejXie\difajTMfZeNhjYZ^ZfR E_jXie\ajbij5ciQafida`R5jbg^hjF1?Gj`h\hdh\gP F[YiegjVhj9_fg^hjgdhj\idbafa^[fdifRjCgehjThdhNhcdhfR 6hL\gjciLaeaejMeZebhRj6gQYgfgegejYgfj^hfhjTg]]gSgj^[cR .W_ej\[d_cd_jYgfj`ZNibhdhegej\iDUidifaeaj^iXa^[f_WR 7HGJgejh\cgjVhj^hegj`Z\]hXifdifaeajgQhfgjid`i^ijQidaXieP Afb[SieJajUiL\hji]`i^ajbZXZehejVhj[fb_^ijbgWjQMcI ]Zf`h^gji`iQdi^iejYgfjTZQdhj\iViXa^[f_WR >[ebfiIGhdjKVgVI@h%jC[fcjZQThegegej^iXi`i\ajgQge YgWg`jF121Fj[d`i`aWjXif]RjCij[edifaejbhbgSgj[diNic ^ijbijY_jUi]]ajLifQidi^aLjifibiejQaciNiSaWRjFZf]dhfJg ^iea`aWijid`icjY_edifjgQgejMdbZfZNZjbifYhRjE_e_ Uhfch\gejTMf`h\gjThfhcRjBZehjcibifj^iea`aWi id`ibacdifa`aWdij\idbafbadifRj6hfch\jbhjY_j[^_eijThdbgR Ehfeifbj9Ui%jYgfjTidijgQgej8U_fNUgddJhjbiVh]g^hjTMeI bhfgfRj1Whfgehje[]j[dificjXM^dhj^iWif,j5BiVh]g^hjgcg cgXgdgc]gfRjEgfjb[\]_e_W_jbijTh]gfgePjhShfjVif\iR5 8U_fNUgddJgejNhViYajbiUijbijgdTgeQ]gf,j53idi^ijbhSgdji`i gcgeNgj[^_eijThdhNhSg`RjGiYggj\iUehdhegf\hR5 H@3H>H(>A?JgejYiXaeajQhc]gSgjg]]gDicjYgWg`jHFH@8H EH?j;K6>K@<;<7<(j[diYgdhNhSgegjUgQjbZXZe`hbgRjE_ ibi`difaj^iead]`icjgQgejgdcjchWjY_jcibifj^[djidbacR KWjcidbaRj6ijTi^fh]R AShfjbgejYiSacifbhXdgSgjgdhjbgShfjYiSdifjVh cifbhXdgcdhfjQhdgX`g^[f\iPjUhfjgcg\gegejUiccaeaji^ea Wi`iebijVhf`hcj`Z`cZejg\hjLf[Ydh`jbhj^[cjbhI `hc]gfOjE_fibijifieiNicjeg]hdgcjicfiYidacjbhSgdPjgXh hUgdjVhjdi^acj[d`ic]afOj6h`hejgDibhjhbh^g`jcgPjH\I di`jU_c_c_ebij'YgfQ[cjgX]hjVhjTMfhVbh'jhUdg^h]ge Xif]difajifi\aebijbgebifdacjVhjTZWhdjiUdicjbijVifbafO K^eajgXgjg\]h^hejYgfgjicfiYijbgShfgjbhjicfiYij[dI `i^ieji`ijgXhjbiUijhUgdj*dg^ici]dgjY_j\hYhLdhjgXj[I e_ejUiccaj[die+jYgfj`Z`gejY_d_eb_S_ebijgX icfiYi^ijVhfgdgf\hjJh`ieh]jhUdgehjVhfgd`h`gXJPj\[^ YiSaPjbgejcifbhXdgSgehjVhjhUdg^h]hj]hfNgUjhbgd`gX [d_fO Cifba`biPj\hVTgbhPjbi^ieaX`ibiPj`hXf_j`heI Dii]j]h`gegebhjVhj]ifiDj]_]`ibijbgejcifbhXdgSgP bgShfjYiSdifaejZ\]ZebhjVhjMeZebhj[diNic\i-jibidh] biSa]afchej^icaedacjVh^ijbZX`iedacjbhSgdPjUicjVh UicdajTMWh]gdhNhc\hjY_jc_fidajLif]gPj]ifgci]jVhjNhI `ii]dhfhjbhj_^T_di`icjThfhchNhc]gfO ;gci^h]dhfPjU_W_f\_Wd_cdifPjcifbhXdgcjYiSaeae Wi^aDdi`i\ajUi]]ij^[cj[d`i\aPj^hfgegjehDfh]ge id`i\aPjYiXa`aWij]ZfdZjDhdich]dhfgejThd`h\g ^_cifabijMWh]dhbgSg`jc_fiddifijfgi^h]jh]`h`hc]he ci^eicdiea^[fO KddiUJijg`iejhbhejVhjYgfjTZej[eijUh\iLjVhf`h \[f_`d_S_eij\iUgLjY_d_eiej7Z\dZ`iePjchebgjNhI `ii]gebhePj]ifgci]gebhePjLif]g\gebhejbg^hjYgfjcg`I \h^gjci^afafPj[e_edij[diejMWhdjcifbhXdgcjVhj^icaedac gdgXcg\gegjbgejcifbhXdgSgehjVhjdg^ici]ij]hfNgUjhbhfjVh Y_j\hYhLdhjUiccaj\iUgYgehj*UicjhbhehPjhUgdjVhjdi^ac [diei+jbhSgdjbhjUicjh]`h^hehjVhfgf\hjVh^ijYgfjXiU\i Vh^ijTf_Yijb_^b_S_jcgePjYh\dhbgSgjbZX`iedac ^ZWZebhejibidh]]heji^fadafjVhj[jcgXg^hjW_d`hbhf\h h`ieh]gjhUdgehjVhf`h`gXjVhjibidh]dhjUZc`h]`h`gX [d_fOjE_e_j^iLieaj]ifgci]PjNh`ii]PjLif]gjVh icfiYidacjc_f]ifi`iW-jc_djUiccaeij]hNiVZWjh]]gSg gQgejKddiUjbij'[jUiccaj\iUgYgjgQgejid`ibie'jiDDh]I `hWOj<fcjVhj`hWUhLjYiSaeajbgejcifbhXdgSgegejMeZeh ThQgfhedhfjbhj]hDfgciNajVhjDg]ehNgbgfdhfjcgPjKddiUjVh ?i\_dZjY_edifaj*]hDfgciNajVhjDg]ehNgdhfg+ dieh]dh`gX]gfO 1``h]jYgfdgSgegjYgfj]ZfdZjc_fi`i^aXa`aWaej\hYhI YgjbgejcifbhXdgSgegejU_c_c_eijfgi^h] h]`h^gXg`gWbgfO SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> ACİL TELEFONLAR Bankas ’ndan Kocao lu’na te ekkür İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Dünya Bankas Çok Tarafl Sahil Güvenlik Yat r Yangınları m Garanti Ajans Orman 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 MIGA’n n cra Kurulu Ba kan (CEO) Keiko Honda, zmir YANGIN TELEFONLARI Büyük ehir Belediye Ba kan İzmir lu’nu ziyaret etti. Honda, 110 Kocao Karşıyaka 372 58 “Sizinle birlikte çal t k ve 74 Kadifekale 99 gelecekte de çal aca 225z.49Bize Bornova 388 10 03 i birli i f rsat verdi iniz için Bostanlı 386 17 86 te ekkür ederiz.” dedi. Ziyarette Buca 487 13 61 MIGA Risk Yönetimi Üst Düzey Karabağlar 237 13 07 Yetkilisi demli ÇamdibiFranciscus Linden, 433K65 59 Sigorta Çiğli Uzman Christopher 376 73 23 Millword, Balçova Dünya Bankas 278 76 02 Evka 4 351 09u 04 Uluslararas Finans Kurulu (IFC) Evka 1 452 24 77 Avrupa, Ortado u ve Kuzey Afrika Gaziemir 251 00 Çevik 44 Yat r mlar Sorumlusu Elif Hatay 250 86 40 ile Büyük ehir Belediyesi Narlıdere 238 35 97 bürokratlar da haz r bulundu. Güzelbahçe 234 25 34 Büyük ehir Belediyesi’nin çe itli HASTANE TELEFONLARI projeleri için IFC’den kredi ald n-Devlet hat Hastanelerirlatan Honda, “Size nas l daha iyi hizmet Aliağa 616 veririz, 87 87 onun buraday z.” diye N.S. için İşgören Alsancak 463 konu 64 65 tu. Alsancak Acil Servis Dünya Bankas ’n n misyonu Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 hakk nda bilgi veren Honda, Diş Hast. 78 62 imiz “ Alsancak zmir’e daha önce kredi464 verdi Atatürk Devlet 244 44 44 gemi, tramvay ve trafik sistemi gibi Behçetvar. Uz Gelecekte de489 56 56 projeler Bornava Dev. Hast. 375 58 58 çal aca z. Bize i birli i Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 f Buca rsat S.D.verdi iniz için452 te 52ekkür Hastanesi 52 ederiz.” dedi. Dünyada sadece üç Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 belediyeyle çal t klar n 29 Foça 812 14 belirten Honda, bunlar n 33 Sao GöğüsCEO Hastanesi 433 33 Paulo, stanbul Büyük 441 ehir81ve81 Konak Diş Hastanesi Karşıyaka 88 88 zmir Büyük ehir oldu366unu Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 aç klad . Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Ba kan Kocao lu ise, “Finans Seferihisar Hastanesi 743 20 10 yap s n belirli bir noktaya Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 getirmeden, kendi Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 özkaynaklar n zla yat r m Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 yapmadan zaten dünya kredi sahnesine ç kma -Belediye ans n Hastaneleriz yok. Bizim de bir haz rl k evremiz bugünlere Eşrefpaşa Bel. Hast.oldu, 293 80 00 kolay gelmedik. Finans ve borç yap m za-Özel özenHastanelergösterdik. Kararl Merkezi malar 272 veAnadolu istikrarlTıp çal m00 z11 Agora Tıp 425vadesi 73 73 sonras ndaMerkezi art k Hazine’ye Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 geçmi borcumuz kalmad . Bugün Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 çok farkl bir noktaday z.” diye Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 konu tu. Kocao lu, tüketim için Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 kredi almad klar n , sadece Batıgöz Hastanesi 489 03 03 finansal geri dönü ü olan büyük Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 projeler i in uzun vadeli kredi Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 kulland Bornovaklar Özel n ve daha dü ük faiz oranlar nda kredi almaya Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 438 14 14 çalBuca Tıp t Merkezi klar n kaydetti. Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Kocao lu, Dünya Bankas heyetine Central ehir Hospital 67 67 Büyük Belediyesi’nin341 önemli Can Tıp Merkezi 232 13 48 projeleri hakk nda bilgi de sundu. 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 21 17Ekim Şubat2014 2013Salı Perşembe Çeşme'ye 450 kilometrelik yeni su şebekesi döşenecek Çeşme’nin su sıkıntısına çözüm getirmek amacıyla 25– 30 yıllık şebekenin yenilenmesi için etüt çalışmaları tamamlandı ve proje ihalesine çıkma kararı alındı. Buna göre ilçe merkeziyle Ildırı, Germiyan, Ovacık ve Karaköy mahallelerinin şebekeleri baştan sona yenilenecek S u sıkıntısı yaşayan Çeşme ilçesi için acil eylem planı hazırlayarak devreye sokan İzmir Büyükşehir Belediyesi, yaz aylarında 24 saat kesintisiz su verdi. Sezon bitişiyle birlikte kaçaklara sebep olan 30 yıllık içme suyu şebekesini yenileyecek projenin ihale hazırlıklarına başlandı. İZSU, ilçe merkeziyle birlikte Ildırı, Germiyan, Ovacık ve Karaköy mahallelerinin de şebekelerini değiştirecek. Kış nüfusu 40 bin olmasına rağmen yaz aylarında 400 bine çıkan Çeşme’de, kuyu sularının tuzlanması ve Vali Kutlu Aktaş Barajı’nın suyunun azalması sebebiyle başgösteren susuzluk, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önlemleriyle bu yaz atlatıl- Başkan Aziz Kocaoğlu: Kalıcı eserler peşindeyim Tokat Dernekleri Federasyonu’nun 1. Olağan Genel Kurul toplantısına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Fuar projesi için harcadığımız 500 milyon lirayla kente süs yapsaydık, belki şimdiden efsane başkan olmuştum. Ama bunlar geçici. Biz İzmir’e kalıcı eserler bırakmak, kenti zenginleştirmek ve İzmirli hemşehrilerimizin lokmasını büyütmek için çabalıyoruz” diye konuştu. Karabağlar Türkan Şoray kongre salonunda bir araya gelen Tokatlılara seslenen Başkan Kocaoğlu, yaptığı kısa açılış konuşmasında şunları söyledi: “Sizi yere baktırmamak için; namusumla, şerefimle, geceli-gündüzlü çalışıyorum. İnce eleyip sık dokuyorum. Hata yapmamak için, kaynakları doğru kullanmak için kılı kırk yarıyorum. Uluslararası kredibilitemizin yüksekliğine güvenip laf olsun diye borçlanmıyoruz. Kent gelişsin, kentli zenginleşsin diye çabalıyoruz. Tek hedefimiz budur!” (HABER MERKEZİ) dı. Büyükşehir Kanunu ile Büyükşehir Belediyesi’nin sınırlarına giren ilçede, su sıkıntısı tespit edilerek hemen müdahale için acil eylem planı oluşturuldu. Öncelikli olarak ilçeye su sağlayan Ildırı’daki sekiz kuyu ile Vali Kutlu Aktaş Barajı’ndan gelen suların toplandığı ana depo arasında, eskiyen ve su kaçağına sebep olan 13 kilometrelik çelik iletim hattındaki kaçaklar “dinlenerek” tespit edildi ve arızalar giderildi. BAŞTAN SONA DEĞİŞECEK Bazı sokaklarda sık sık arızalanan içme suyu şebekeleri yenilendi. Basınç ayarlamaları yapılarak, arızaların önüne geçildi. Ekiplerce arızalara hızla müdahale edilerek, kaçak bağlantı yapanlar tespit edildi. Alınan önlemlerle ilçede kısa süreli arızalar dışında su kesintisi yaşanmadı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeni şebeke yatırımı için de harekete geçti. Çeşme’nin su sıkıntısına çözüm getirmek amacıyla 25–30 yıllık şebekenin yenilenmesi için etüt çalışmaları tamamlandı ve proje ihalesine çıkma kararı alındı. Buna göre ilçe merkeziyle Ildırı, Germiyan, Ovacık ve Karaköy mahallelerinin şebekeleri baştan sona yenilenecek. Asbest iletim hatları ve PVC borulardan oluşan şebeke, ductil borularla yenilenecek. Toplam 450 kilometre uzunluğundaki yenileme çalışmaları, bir yıl sürecek proje çalışmalarının ardından başlayacak. (HABER MERKEZİ) İzmir'de doğalgaz abone sayısı 543 BİNE ULAŞTI İzmir’in 16 bölgesinde 543 bin aboneye ulaşan İzmirgaz, doğalgaz kullanımıyla ilgili bir dizi açıklamalarda bulundu. Doğalgazın toplumda var olan kanının aksine zehirsiz olduğunun belirtildiği açıklamada, “Doğalgaz, yüzde 95 metan ile bir miktar etan, propan, bütan gibi bazı hidrokarbonlardan oluşan bir yakıttır. Tabii halde kokusuz olan doğalgaza, kaçak olması durumunda hissedilebilmesi için çürük sarımsak kokusuna benzer bir koku veren madde enjekte edilir.” denildi. Açıklamada, üzerinde durulan ve kullanıcıların dikkat etmesi gere- ken güvenlik önerileri ise şöyle sıralandı: “Kullanım alanında çürük sarımsak kokusuna benzer bir koku hissedildiğinde, Doğalgaz Acil Müdahale 187 hattını aranarak görevlinin vereceği talimatlara eksiksiz olarak uyulmalı. Cihazlar, üretici firmaların talimatlarına uygun monte ettirilmeli. Cihazların periyodik bakımları, yetkili servislere yaptırılmalı. Konuttaki tesisat yapım aşamasında, İzmirgaz teknik şartname ve uygulamalarına göre açılmış menfezler kesinlikle kapatılmamalı. Evde bacalı kombi kullanılıyorsa karbonmonoksit dedektörü- nün çalışır durumda olduğundan emin olunmalı. Kombi bacalı sisteme bağlı ise her yıl kış gelmeden önce mutlaka bacanın kontrolü yaptırılmalı. Binada bulunan deprem sensörü kontrol edilmeli, çalışmıyorsa yetkili servise bildirilmeli. Kullanım aşamasında İzmirgaz tarafından bildirilen önerilere uyulmalı.” Ayrıca Doğalgaz Acil Müdahale 187 hattına ihbar verilirken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar hakkında da bilgi verildi. Yedi gün 24 saat esasına göre çalışan acil müdahale merkezine ihbar verilmesi durumunda ad, soyad ve telefon numarasının eksiksiz olarak yazdırılması, adres bilgilerinin doğru ve tam olarak verilmesinin, acil müdahale ekiplerinin adrese hızlı bir şekilde ulaşmasında önemli rol oynadığına dikkat çekildi. Güvenlik ve çevre açısından günümüzde en çok tercih edilen enerji çeşidi olan doğalgazın kullanımında bu önlemlere uyulmasının önemli olduğu vurgulandı. (CİHAN) Dünya POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Dünyaca ünlü uluslararas kredi Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 derecelendirme kurulu u Moody’s, Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 -Körfez Ulaşım İskelelertemmuz sonunda Çeşme ay Sissus Has. 723 05 55 Konak 484 98 56 yay mlad Çınarlı Hastanesi son raporunda 462 27 27 Karşıyaka 368 00 42 zmirÖzel Büyük Çiğli Sağ. ehir Belediyesi’nin 386 26 16 Alsancak 464 78 31 ulusal ölçek kredi notunu “Aa3”, Diyabet Hastanesi 449 13 19 Bostanlı 330 89 22 küresel ölçekte kredi “Baa3” Diamed Dah. Dal Mer.notunu465 27 37 Bayraklı İskele 345 77 53 Doğaaç Tıp Mer. 16 16 olarak klam t . 244 zmir, Pasaport İskele 484 22 56 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Göztepe İskele 224 Moody’s taraf ndan verilen söz konusu notlar iki -Türk y ldTelekomr korumay ba Avşar ar yor. Raporda zmir277 Büyük faaliyet marjlar dengeli nakit ak n n ba 20 ar 22l Palmiye 48 00 ehir’in Semagüçlü Sineması 483 91, 00 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Üçkuyular İskele 40 13 yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini Arıza finanse etme kapasitesi sa lad ve bu durumun, geçen278 be 87 y87 l içinde gelirlerinin483 yakla 4’üne denk gelen259 finansman 121 Cinemaximum Konaktoplam Sineması 21 91 k yüzde Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Bilinmeyen 11811 Cinemaximum 446 90n40 n anapara Desem Sineması 422 53 10fazlas yla kar fazlal ndan da anla ld ifade edilmi Numara ti. Moody’s, belediyenin bugüne kadar bütün borçlar ve faiz geri ödemelerini lamaya yeterli Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 -Elektrik ArızaDanışma 444 14 44 Cinemaximum (Ykm) 425 01 25 Karşıyaka 381 miktarda nakit rezervi bulundurdu unu, bunun da istikrarl bir nakit yönetimi stratejisi izlemesinden kaynakland n Sineması vurgulam t 50 . 98 Egeria Çocuk Sağlık Genel Kesinti Seb. 435 11 84 Uyandırma 135 Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88 İzmir Sİneması 421 42 61 Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Buca 426 69 37 (HABER MERKEZ ) Posta Kodu 119 Çeşme Hollywood 712 07 13 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Çiğli 376 90 91 Fono Tel 141 Çamlıca 343 83 15 -TiyatroEkol K.B.B. Şube 369 89 65 Karşıyaka 369 79 80 Borç Ögrenme 163 Deniz Karşıyaka 381 64 61 Konak Sahnesi 483 50 35 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Bornova 388 83 78 Çağrı 133 Batı Sineması 347 58 25 Ragıp Haykır Sahn. 369 14 87 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Narlıdere 238 32 90 -SinemalarÇınar Sineması 489 88 85 İzmir Devlet Tiyat. 445 89 41 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 261 48 04 Eşrefpasa Agora Balçova 277 25 25 Uğur Mumcu Sahnesi 343 04 33 Karaca Sineması 445 87 76 Hayat Hastanesi 441 41 96 Gaziemir 251 92 05 Afm Park Bornova 373 73 20 İzmir Tiyatro Kipa Hollywood 252 56 66 İzmir Hastanesi 483 31 31 Güzelbahçe 234 05 34 Afm Forum Bornova 373 03 50 Bab-ı Sanat Merkezi 446 77 95 Menemen Kültür 832 14 11 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Konak 425 60 60 İsmet İnönü Afm Ege Park 324 42 64 Şan Konak 483 75 11 441 41 70 Karataş Çeşme 712 63 46 Sanat Merkezi 441 09 02 Afm Passtel 489 22 00 Çınar Center 277 11 00 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 21 17Ekim Şubat2014 2013Salı Perşembe "Türkiye, mesane ameliyatının kapalı yapıldığı birkaç ülkeden biri" Narın kabuğu, suyundan DAHA şifalı İnsan sağlığına faydaları saymakla bitmeyen narın kabuğunun da değerli bileşikler içerdiği ve bu nedenle tüketilmesine önem verilmesi gerektiği bildirildi. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, narın bağışıklık sistemini güçlendirerek, başta kanser olmak üzere pek çok hastalıktan koruduğunu söyledi. Nar suyunun genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruduğunu ifade eden Uslu, damar tıkanıklıklarını geriletme ve tansiyon düşürücü etkilerinin de bulunduğunu vurguladı. Uslu, Türkiye'de nar kabuğunun hemen hemen hiç tüketilmediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Narın kabuğu, meyvesi yendikten ya da suyu sıkıldıktan sonra çöpe atılmaktadır. Çin'de son yıllarda yapılan araştırmalar, narın kabuğunun, suyuna göre daha fazla oranda değerli bileşikler içerdiğini göstermektedir. Suyu adeta ilaç gibi sağlığımıza faydalı olan narın kabuğu, suyundan daha değerli bileşikler içermektedir. Nar kabuğu içinde bulunan ellagik asit, başta meme kanseri olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini hem önleyici hem de iyileştirici faydalar sağlamaktadır." Nar kabuğu, çay olarak tüketilebilir Araştırmaların, nar kabuğunun kötü huylu kolesterolü azalttığı, beta hücrelerini artırarak diyabetli hastalara, kalp ve damar hastalarına suyuna göre çok daha önemli faydalar sağladığını gösterdiğini aktaran Uslu, "Nar kabuğunda bulunan ellagik asit antioksidan, antimutajen ve antikanser özelliklere sahiptir. Çalışmalar meme, yemek borusu, cilt, bağırsak, prostat ve pankreas kanserlerinde antikanser özelliğini göstermiştir" dedi. Uslu, nar kabuğunun tüketilme yöntemine ilişkin ise şu bilgileri verdi: "Gölgede veya 40-50 dereceyi geçmeyecek ortamlarda kurutulan nar kabukları daha sonra ufalanmalıdır. 100 gram kaynamış suya, 2 gram nar kabuğu atarak, yaklaşık 10 dakika kaynatıp suyu her gün çay olarak tüketilebilir. Böylece başta kanser, kalp ve şeker hastalıkları olmak üzere pek çok hastalıktan kendimizi korumuş oluruz.’’ (AA) "Renklendirici ürünler, sağlık açısından zararlı" Günlük olarak tüketilen renklendirici ürünlerin, insan sağlığı açısından zararlı olduğu bildirildi. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emine Selcen Darçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilimsel çalışmalarda, renklendiricilerin, mutajenik etki denilen mutasyonlara sebep olduğunun belirlendiğini söyledi. Renklendiricilerin insan vücudunda çeşitli kanser hastalıklarına neden olduğunu, solunum yolu ve alerjik hastalıklara yol açtığını savunan Doç. Dr. Darçın, şöyle konuştu: "Yapılan bilimsel çalışmalarda, mutajenik etki dediğimiz mutasyon aynı zamanda kanserolojik etkileri var. Kanser hastalıklarına sebep olduğu ile ilgili çalışmalar da bulunmaktadır. Bu ürünlerde 'Adı' denilen günlük alım dozları mevcuttur. Bunların günlük alımı her biri için belirlenmiştir. Sağlık Bakanlığı ile Amerikan Gıda ve İlaçları Dairesi (FDA) tarafından belirlenmiştir. Biz de bunlara uyuyoruz. Genellikle günlük alım dozlarının üzerine çıkılmakta, bu da bir takım sağlık problemlerine sebep olmaktadır. Günlük olarak tüketilen renklendirici ürünler, insan sağlığı açısından zararlı." "Ürünlerde kodlar açık olarak belirtilmeli" Darçın, çeşitli firmaların, Sağlık Bakanlığı onayı olmayan ve el altından üretilen katkı maddelerini ürünlerinde kullandığını öne sürerek, şunları kaydetti: "Çeşitli firmalar muhtemelen bu dozların üzerine çıkıyor veya beyan ettikleri ürünü kullanmayarak el altından üretilen başka renklendiricileri kullanıyor olabilirler. Bu da başka bir sıkıntı doğuruyor. Ürünlerde kodlardan ziyade açık açık isimlerin, vatandaşın anlayabileceği şekilde yazılması gerekiyor. Bu tür maddeler içeren gıda ürünlerinin ambalajında, hangi katkı maddelerinin yer aldığı belirtilmelidir. (AA) Dünyada bu ameliyatı yapan cerMemorial Şişli Hastanesi üroloji rah sayısı çok sınırlı. Yayınlanan uzmanı Prof. Dr. Mevlana Derya bilimsel yayınları takip etBalbay, robotik cerrahi ile mesane ameliyatlarının tamamen tiğimizde yaklaşık 10 kadar cerrahın yaptığını görüyoruz" dedi. kapalı yapıldığı birkaç ülkeden birinin Türkiye olduğunu bildirdi. "Robotik cerrahi ile mesane ameliyatlarının tamamen kapalı Antalya'daki Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenle- yapıldığı birkaç ülkeden biriyiz" diyen Balbay, Türkiye'de de bu nen "23. Ulusal Üroloji Kongretür ameliyatı sadece kendisinin si"ne katılan Prof. Dr. Balbay, AA yaptığını söyledi. muhabirine yaptığı açıklamada, - Ameliyatların yapıldığı Avrupa'kanser nedeniyle mesane ile daki 3 ülkeden biri Türkiye Bu karın içi büyük damarlar etrafınameliyatların Avrupa'da, İsveç ve da bulunan lenf nodlarının Dünya Danimarka ile Türkiye'de çıkartılması, bunun yerine hasyapıldığını tanın kendi ince bağırsaklarınSağlık Örgütü (D- anlatan Balbay, şöyle devam etti: dan yeniden mesane yaparak SÖ) tarafından Türkiye "Kalan merkezlerin tamamı dışarıya idrar taşıyan kanala için hazırlanan Amerika Birleşik Devletleri'nde. idrar bağlanması ameliyatının Bu ameliyatı Türkiye'de bir süreden beri raporda, Türkiye'nin alkol2010 yılında yapyapıldığını söyledi. maya başladım. Şu ana kadar da tüketiminde Avrupa'daki 4'ü kadın, 61en hastayı bu yöntemBu ameliyatın tamamen le ameliyat ettim. Hatta bu hastadüşük robot orana sahip olduğu; kullanılarak kapalı olarak larımızdan birisinde ayrıca sağ tütün vegerçekalkol kontrolüne illeştirildiğini ifade eden Balbay, böbrek ve idrar kanalında da yapılan yasal "Robotik cerrahi işkin ile kapalı tümördüzenvardı. Tümörleri de aynı robotla, hastayı hiç açmesane ameliyatı, dünyana lemelerle buseansta oranın madan çıkarmıştık. Böylece sadece 300 hastaya yapıldı. daha da azaltıl- ürolojinin çok büyük 3 ameliyatını aynı anda küçük birkaç kesiden, robotla dünyada ilk kez yapmıştık." Balbay, robotik cerrahinin avantajlarının tedavi edilen hastalığa göre değiştiğine dikkati çekerek, örneğin kanser cerrahisinde açık ameliyat yapıldığında kanamalı olabilecek ameliyatları, neredeyse hiç kanamadan gerçekleştirmenin mümkün olabileceğini ifade etti. Robotik cerrahide kanserli ve sağlam doku ayrımının çok daha iyi yapılabilmesi nedeniyle tedavide sağlam dokuların en iyi şekilde korunabildiğini vurgulayan Balbay, bunun sonucunda prostat ve mesane kanseri ameliyatlarından sonra idrar tutamama ve cinsel fonksiyon kayıplarının açık cerrahiye göre daha az görüldüğünü kaydetti. - Kan yoluyla geçebilecek hastalıklar da önlenmiş oluyor. Balbay, robotik cerrahi sonrası kan verme ihtiyacının ortadan kalktığını dile getirerek, ihtiyaç duyulmadığı için kan yoluyla geçebilecek hastalıkların da önlendiğini söyledi. Robotik cerrahi ile 3-4 küçük kesi ile büyük ameliyatların yapılabildiğinin altını çizen Balbay, "Bu ameliyatlar açık yapıldığında karın bölgesini boydan boya kesmek gerekebiliyor. Robotik cerrahi ile yapılan ameliyatlarda küçük kesilerden, özel cerrahi aletlerle yaklaşık 20 kata kadar büyütülebilen üç boyutlu görüntü altında ve çok iyi bir aydınlatma sağlanabilmekte" diye konuştu. Balbay, kesiler çok küçük olduğundan yaraların iyileşmesinin çok hızlı gerçekleştiğine işaret ederek, daha az ağrı kesici de kullanıldığını anlattı. Bazen çok büyük sıkıntılara neden olabilecek, kesi yerinin mikrop kapması ihtimalinin de çok azaldığını vurgulayan Balbay, hasta iyileştikten sonra fıtıklaşma ihtimalinin de ortadan kaldırıldığını ifade etti. (AA) Teknolojiye değil YAŞANTINIZA bakın! Amerikan Beyin Cerrahları Birliğince ''Yüzyılın Adamı'' seçilen Prof. Dr. Gazi Yaşargil, "İlerleyen teknoloji ve aletler nedeniyle beyin tümörlerinin arttığını düşünemiyoruz ama bizim yaşam tarzımızdan hastalıklar olabiliyor, sigara, içki ve uyuşturucu bunların başında geliyor" diye konuştu Amerikan Beyin Cerrahları Birliği tarafından nöroşürirji alanındaki çalışmalarıyla Yüzyılın Adamı seçilen 89 yaşındaki Türk Prof. Dr. Gazi Yaşargil, beyin tümörlerinin ilerleyen teknoloji ve aletlerden kaynaklandığını düşünmediklerini belirterek, "Bizim yaşam tarzımızdan hastalıklar olabiliyor, sigara, içki ve uyuşturucu bunların başında geliyor" dedi. Mikrocerrahinin nöroşirürji alanında kullanılabileceğini keşfeden, epilepsi ve beyin tümörlerinin tedavisinde yeni yöntemler bulan, beyin ameliyatlarına mikroskobu getiren ve çalışmalarıyla dünya tıp tarihine geçen Türk Doktor Yaşargil, beyin hakkında bilinen ve bilinmeyenleri AA muhabirine anlattı. Beyin tümörlerinin arttığı yönündeki iddiaları değerlendiren Yaşargil, eskiden hastalıkları anlamanın çok zor olduğunu, günümüzde ise baş dönmesi, ağrı, hafıza bozukluğu gibi sebeplerle her geçen gün daha fazla hasta geldiğini, halkın artık hastalıkları araştırdığını söyledi. Araştırmalar sonucunda tümörlerin ortaya çıktığını kaydeden Gazi Yaşargil, "Bildiğimiz kadarıyla tümörlerin sayısı artmadı" dedi. İlerleyen teknoloji ve teknolojik aletlerin beyin üzerinde olumsuz etkisi olup olmadığına ilişkin soruyu da Yaşargil, "İlerleyen teknolojiden beyin tümörlerinin arttığını düşünemiyoruz ama bizim yaşam tarzımızdan hastalıklar olabiliyor. Sigara, alkol ve uyuşturucu bunların başında geliyor" diye yanıtladı. Sigaranın hem damarları hem immun sistemi (bağışıklık sistemi) bozduğunu hem de inmeye neden olduğunu kaydeden Gazi Yaşargil, "Sigarayı bırakın, hiçbir faydası yok, alışkanlık yaratıyor" ifadelerini kullandı. Stresin etkisi... Kanserin nedeninin hala bulunamamış olmamasına çok üzüldüğünü anlatan Gazi Yaşargil, bugüne kadar devlet büyüklerinden filozoflara, sanatçılardan ev kadınlarına, rahiplerden sporculara kadar çok sayıda kişiyi ameliyat ettiğini ve beyin tümörlerinin yüzde 60'ının iyi, yüzde 40'ının ise kötü huylu olduğunu belirtti. Çağımız hastalıklarının stresten kaynaklandığına ilişkin iddiaları da yorumlayan Prof. Yaşargil, "Stresin fena etkisi yok zannetmiyorum, kalbiniz iyiyse dayanırsınız. Günde en az 16-18 saat çalıştık yıllar boyunca, olsa bize bir şey olurdu" diye konuştu. Son yıllarda doktorlara başvuruların en büyük nedenlerinden birinin de hafıza şikayetleri olduğuna değinen Gazi Yaşargil, şöyle konuştu: "Herkes hafızasından şikayet eder, kimse nasıl yetiştirir bilmez. O konunun uzmanları var. Hatırlamak istediğiniz şeyi bir şekle ya da renge bağlayabilirsiniz çağrışım yapması için. Bu konuyu terapistlerle görüşebilirsiniz. 'Birden bire hafızam bozuldu' diyorlar. Sebep şu da olabilir, çok enformasyon var, düşünün televizyonlarda her akşam kaç kanal seyrediliyor, insanın hafızasında kalmıyor. Bir kitabı ciddi bir şekilde okursanız o kalır." Beynimizin kapasitesi ve aşk hali Beynin yüzde kaçının kullanıldığına ilişkin tartışmaların olduğunu ve ancak yüzde 10'unun çalıştığına dair söylentilere işaret eden Yaşargil, "Yüzde 10 ne demek, nereden biliyorsunuz, ne derece ayığız ve kendimizi yetiştirebiliriz ki böyle bir iddiada bulunuyoruz" değerlendirmesini yaptı. Beyne ilişkin bilgilerin henüz çok kısıtlı olduğunu, araştırma metotlarının da yetersiz kaldığını dile getiren Prof. Dr. Gazi Yaşargil, "Allah bilir milyarlarca hücrenin arasında ne yaramazlar var, ne görüşüyorlar aralarında, hepimizin arasında ne bağlar var. Bunu bilemiyoruz, var ama onu hissediyoruz. Ben sizden hoşlandıysam bunu hissediyorsunuz. Bu nasıl olabiliyor bilmiyoruz" dedi. Aşk ve beyin arasındaki ilişkinin de bazı araştırmalara konu olduğunu hatırlatan Yaşargil, aşık olma durumunu şöyle anlattı: "Gerçekten birisine bağlandığınızda oradaki bütün hücreler uyum sağlamışlar, hoşlanmışlar demektir. 'Bu olaydan, bu insandan bize sıkıntı gelmeyecek' demişler. Tabi aşk olması için belli nitelikler var, kimisi çok sathi şeylerden hoşlanıyor. Diyor ki 'Aşık oldum', o anda birisine bağlanmış oluyorsunuz, beyin bağlanmış oluyor. Bağlantı iyi ise sıkıntı olmuyor, iyi değilse sıkıntı başlıyor. Birbirinize uygun olmadığınızı görürsünüz, 'Neden yanlış yaptım' dersiniz. Düşünün kaç kişi ayrılıyor." Kadın ve erkek beyni arasında fark olmadığını da kaydeden Gazi Yaşargil, "Beyinler arasında fark yok ama gelişme açısından fark var, farklı eğitiliyorlar. Kadına bebek, erkeğe silah veriliyor. Kadın birçok konuda arka yollardan dolaşarak erkeğe yetişmek zorunda kalıyor" diye konuştu. Hocaların hocası nasıl yaşıyor? İlerleyen yaşına rağmen hala ameliyatlara giren ve hafızasında en ufak bir sorun yaşamayan Yaşargil, bazı geceler hiç uyumadığını, zaman zaman iki ameliyat arasında tek elma yiyerek günü geçirmek zorunda kaldığını söyledi. Hiç tatil yapmadığını, tatil anlayışının da kongre için gittiği şehirlerde birkaç saatliğine müzeleri gezmekten ibaret olduğunu anlatan Gazi Yaşargil, "Ben her zaman iyi uyumuyorum. Et yemediğim de doğru değil, sebze de severim. Bir elmayla günü geçirdiğim olmuştur ama vaktim yoktu, üstelik yorgundum" dedi. Çalışmalarının takdir bulmasına sevindiğini de söyleyen Yaşargil, sözlerini şöyle tamamladı: "Benim hayatımda bir şey değişmedi, hoşuma giden şey çalışmalarımın takdir bulması oldu. Biz ne üzüntüler yaşadık, kaç insanla neler çektik, ne zavallılarla öldük, özellikle çocuksa. Hastalarım arasında her dinden insanlar oldu. Filozof veya sanatkarlarla görüşürken rahatlıyorum, çünkü onlardan bir şey öğreniyorum. Bazen da bir çiftçiye rastlıyorsunuz onun düşüncelerinin daha kuvvetli ve doğasal olduğunu görüyorsunuz. Bildiği şey az ama çok esaslı. Beyin konusunda genin yardımı var ama eğitim çok önemli. Dersi dinlemekle olmuyor, okumakla, çalışmakla oluyor. Ben bu yaşta anatomi öğreniyorum. Kaç defa okudum, yine de okuyorum." (AA) Soğuk algınlığı sinüzite dönüşebiliyor Uzmanlar, soğuk havaların kendini hissettirmeye başladığı bir dönemde vatandaşları sinüzite karşı uyardı. Çok fazla önemsenmeyen soğuk algınlıklarının bile sinüzitle sonuçlanabileceği belirtildi. Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Fikret İleri, sinüzit ve bu hastalığın tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. İleri, zonklayıcı baş ağrısı, burun akıntısı ve tıkanıklığı gibi şikâyetlerle kendini gösterebilen sinüzitin, yaşam kalitesini düşüren önemli rahatsızlıkların başında geldiğini söyledi. Dr İleri, "Sinüs enfeksiyonu yayılım gösterdiği takdirde yüz kemiklerinde iltihaplanmalara, körlüğe hatta menenjitten beyin apsesine kadar birçok ciddi tabloya neden olabiliyor." dedi. Viral üst solunum yolu enfeksiyonlarını sinüzitin en önemli sebeplerinden biri olarak nitelendiren Dr, İleri, "Çok fazla önemsenmeyen bir soğuk algınlığı sinüzitle sonuçlanabilmektedir. Dolayısıyla bu konuda çok dikkatli olmak ve hastalığın bulaşmaması için tedbir almak veya bulaşmışsa tedavi olmak çok önem- lidir. Özellikle alerjik rinit sorunu olan kişilerin mutlaka tedavi olmaları gerekmektedir. Ayrıca burun içinde anatomik bozukluğu bulunanlar, sigara ve alkol gibi alışkanlıkları olanlar da sinüzite daha sık yakalanmaktadır." değerlendirmesinde bulundu. Bu tür hastalıklara karşı uygun antibiyotik kullanımının gerektiğini ifade eden İleri, "Antibiyotiklerin yanında destek tedavisi de faydalı olmaktadır. Akut vakalarda tedavi süresi genellikle 2 haftayı bulmaktadır. Kronik vakalarda ise alta yatan hastalığın tedavisinin yanında ilaç tedavisi yaklaşık 1 ay sürmektedir." ifadelerini kullandı. ‘CERRAHİ TEDAVİ GEREKEBİLİR’ Hastalığın kronikleştiği durumlarda uygun ilaç tedavisine yanıt alınamayacağı uyarısında bulunan Dr. İleri, "Böyle durumlarda cerrahi tedavi gündeme gelmektedir. Bunun yanında eğer enfeksiyon göze, beyine ve çevre kemik yapılara yayılmışsa yani komplikasyon gelişmişse yine cerrahi tedavi devreye girmektedir. Cerrahi tedavide yaygın olarak ‘endoskopik sinüs cerrahisi’ kullanılmaktadır. Kronik bakteriyel sinüzitlerde cerrahi tedavinin başarı şansı oldukça yüksektir." dedi. Dr. İleri, sinüzitten korunmak için ise genel direnci düşürebilecek yorgunluk, uykusuzluk ve dengesiz beslenmeden uzak durulması, ıslak saçlarla soğuk havaya çıkılmaması, klima kullanımına dikkat edilmesi, yaşam alanındaki havanın neminin çok düşük olmamasına özen gösterilmesi önerilerinde bulundu. ‘DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR’ Sinüzitle ilgili yanlış bilinenler ise şunlar: ‘Baş ağrısı genellikle sinüzit belirtisidir.’ Yanlış! Baş ağrılarının yaklaşık yüzde 85’inin kaynağı gerilim tipi baş ağrıları, yüzde 10’u migren, sadece yüzde 5’i ise sinüzit benzeri sorunlardır. ‘Geniz akıntısı sadece sinüzitte ortaya çıkar.’ Yanlış! Geniz akıntısı birçok nedene bağlı olarak gelişen bir belirtidir. Reflü ve alerjik rinit benzeri pek çok hastalık ve hava kirliği ile sigara alışkanlığına bağlı olarak görülebilir. ‘Sinüzit bir enfeksiyon hastalığıdır.’ Yanlış!’’ (CİHAN) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Ekim 2014 Salı 1ubat 2013 Perşembe 14 GÜNCEL721 Mantardan zehirlenen çocuğa En renkli festival karaciğer nakli yapıldı Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde, yolda gördüğü mantarı yiyerek zehirlenen ve karaciğer nakli olmayı bekleyen 7 yaşındaki Davut Ünal’a nakil yapıldı. yiyen Ünal, eve gittikten sonra kusmaya başladı. Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi'ndeki müdahaleden sonra Bursa Nilüfer Çocuk Hastanesi'ne sevk edilen Ünal, son olarak Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi'ne gönderildi. Tetkikler sonucuna, karaciğer nakli olması gerektiği söylendi. DONÖR KONYA’DAN BULUNDU Konya’da yaşamını yitiren 23 yaşındaki bir gençten alınan karaciğer, İzmir'e götürülerek Davut'a nakledildi. Başarılı geçen ameliyattan sonra yoğun bakıma alınan Davut Ünal'ın sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenildi. Yaşama tutunan oğluna nakil yapılmasının mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen baba Kemal Ünal, organ bağışı konusunda herkesi duyarlı olmaya davet etti. (CİHAN) Gazinin protez bacağına haciz kararı TSK'dan döndü Bin kişiyle "Barış Zinciri" kurdular Karşıyaka Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Karşıyaka Festivali ilçenin dört bir yanında coşku yaratırken, festivalin son günü oluşturulan Barış Zinciri vatandaşların büyük ilgisiyle karşılaştı. Bostanlı Rekreasyon Alanı'nda toplanan yaklaşık bin kişi, önce zeybek oynadı, sonra el ele tutuşarak zincir oluşturdu, dans etti. BARIŞ ZİNCİRİNDE BULUŞTULAR Karşıyaka Belediyesi'nin uluslararası boyuta taşıdığı Karşıyaka Festivali, son gününde de renkli görüntülere sahne oldu. Her biri "Barış" temalı birbirinden güzel etkinliklere ev sahipliği yapan festival, yüzlerce Karşıyakalıyı da bir araya getirdi. En dikkat çekici etkinlik Bostanlı Rekreasyon Alanı'nda yapıldı. Bine yakın vatandaşın bir araya gelmesi ile Barış Zinciri oluşturuldu. Sahilde toplanan kalabalık grup önce zeybek oynadı, sonrasında el ele tutuşarak zincir oluşturdu ve dans etti. Bu coşkulu gösteriye Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar da katıldı. BARIŞA PEDAL BASTILAR Aynı gün gerçekleşen "Barışa Yelken" ve "Barışa Pedal" etkinlikleri de heyecanı artırdı. Onlarca yelkenci, Başkanlık Kupası için körfeze açıldı. Dereceye girenler kupa ile ödüllendirildi. İki yüze yakın bisiklet tutkunu ise Karşıyaka sahilinden Alaybey'e kadar 'Barış için' pedala bastı. Belediye tarafından düzenlenen Birimler arası Futbol Turnuvası da sonuçlandı. Şampiyon olan Kültür, Spor Müdürlüğü kupasını Başkan Akpınar'dan aldı. "BARIŞ İÇİN YAŞIYORUZ" Festivalin tüm etkinliklerinde barış mesajı verdiklerini belirten Başkan Akpınar "Karşıyakalılar barış için nefes alır, barış için yaşar. Dans ediyorsak barış için, tiyatro oynuyorsak barış için, şarkı söylüyorsak da barış içindir. Hayat bayram olacak ve biz güzel günlere el ele yürüyeceğiz. Artık siviller ölmesin, kadınlar, çocuklar ölmesin. Ulu Önder Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesini sonsuza kadar yaşatacağımıza söz veriyoruz" dedi. (HABER MERKEZİ) Protez bacak için bankadan 50 bin lira çeken Kocaoğlan’a SGK, evrakların incelendiği gerekçesiyle yedi aydır ödeme yapmayınca borcunu ödemediği için bankadan haciz geldi. Skandala el koyan Genelkurmay Başkanlığı, sorunun çözümü için SGK ile uzlaşıldığını açıkladı Terör saldırısında bir bacağını kaybeden Bülent Kocaoğlan’ın yeni protez bacağına haciz gelmesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı’ndan açıklama geldi. Açıklamada, “Gazilerimizin ortez ve protezlerinde kullanılan malzemelerin teminine yönelik yaşanan sıkıntıların çözümüne ilişkin TSK’nın Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapmış olduğu teklifler kabul görmüş, usul ve limitleri SGK'ca belirlenen Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği yayımlanmıştır.” denildi. Protez bacak için bankadan 50 bin lira çeken Kocaoğlan’a SGK, evrakların incelendiği gerekçesiyle yedi aydır ödeme yapmayınca borcunu ödemediği için bankadan haciz geldi. Bülent Kocaoğlan, 1996 yılında görev yaptığı Hakkari Çukurca’daki terör saldırısında 16 silah arkadaşını şehit verdi. Kendisi de yaralanan Kocaoğlan, GATA’da uzun süre tedavi gördü ancak sol bacağını diz üstünden kaybetti. Çukurova gazisi, o dönemde takılan protez bacakla ayağa kalktı. Devlet memuru olarak çalışmaya başladı, evlenip yuva kurdu. Çanakkale’deki görevinden emekli olduktan sonra da memleketi Kiraz’a yerleşti. 18 yıl boyunca devletin kendisine verdiği protez bacakları kullanan Bülent Kocaoğlan, torba kanunda yer alan, "Gaziler, var olan protezlerin en gelişmişini kullanabilir." düzenlemesindeki haktan yararlanmak için müracaat etti. Medikal firması, 135 bin lira değerindeki protez bacağı, devletin ödemeleri geciktirdiği gerekçesiyle belli bir avans bedeli karşılığında geçen nisan ayında taktı. Kocaoğlan da SGK’nın ödeme yapacağına güvenip bankadan 50 bin lira kredi çekerek medikal firmasına verdi fakat Kocaoğlan’ın sevinci uzun sürmedi. Kısa sürede ödeme yapılacağını sanan Bülent Kocaoğlan’a, beklediği ödeme bir türlü yapılmadı. Bunun üzerine kredi borcunu ödeyemeyen gaziye haciz bildirim kağıdı geldi. Yaptığı bütün girişimlerden eli boş dönen Kocaoğlan, haciz kıskacından parası olmadığı için kurtulamadı. Son çare olarak sosyal medya üzerinden yardım isteyen Çukurova gazisi, “Bu bana yapılan haksızlık. Bizim sorunumuza çare bulunsun.” dedi. Genelkurmay Başkanlığı sitesinden konuyla ilgili açıklama yapıldı. "Gazilerin Sağlık Hizmetlerine İlişkin Yapılan İyileştirmeler" başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Gazilerin sağlık hizmetlerine ilişkin olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63 ve 73’üncü maddelerinde yapılan değişiklik 11 Eylül 2014 tarih ve 29116 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Kanun değişikliğinden sonra; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığınca hazırlanan Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği 01 Ekim 2014 tarih ve 29136 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve aynı tari- hten geçerli olarak yürürlüğe girmiştir. Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler sonucunda; Harp/vazife malulleri ile gaziler için fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarına yönelik seans kısıtlamaları kaldırılmış, Harp/vazife malulleri ve eşleri ile gazi ve eşlerine yönelik olarak; tüp bebek tedavisinden son üç yıl içerisinde tedaviden yanıt almama ile 5 yıl ve 900 prim gün sayısı koşulu kaldırılmış, Harp/vazife malulleri ile gazilerin diş implant tedavilerinde diğer sigortalılardan farklı olarak implant başına 700 TL’ye kadar geri ödeme imkânı sağlanmış, Gazilerimizin ortez ve protezlerinde kullanılan malzemelerin teminine yönelik yaşanan sıkıntıların çözümüne ilişkin TSK’nın Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapmış olduğu teklifler kabul görmüş, usul ve limitleri SGK'ca belirlenen Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği yayımlanmıştır. Bunların dışında ödemesi yapılmayan/ödemelerinde problem olan kişiye özel olarak üretilen göz protezleri, banyo/tuvalet sandalyeleri, karbon kompozit veya laminasyon döküm yürüme cihazları, vakum sistemli protezler ve bu protezlere özel liner (silikon bağlantı) çeşitleri, aktif tekerlekli sandalye, hidrolik ayaklı protezler, ayak bileği mikroişlemci kontrolü protezler, silikon protezler ödenebilir hale gelmiştir.” (CİHAN) Din görevlilerine çevre eğitimi Buca Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü, Buca’da görev yapan din adamlarına çevre ve atıklar konulu seminer düzenledi. Çevre Koruma Müdürü Turgut Üzüm’ün konuşmacılığını yaptığı seminerde din görevlilerinden vaazlarında ve sohbetlerinde cemaatte çevre duyarlılığının anlatılması konusunda yardım istedi. Buca Müftülüğü binasında gerçekleşen seminerde din görevlileri ile bir araya gelen Turgut Üzüm, katı ve sıvı atıkların doğaya verdiği zararlar ve geri dönüşüm konulu sunum yaptı. Üzüm, Buca’da çevre bilinci oluşturulması ve katı ve sıvı atıkların geri dönüşüme kazandırılması için hep birlikte çalışmaları gerektiğini belirtti. (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Afrika’da yaşayan bir leylek türü. – Otomobillerin elektrik deposunun kısaltması. 2. Tanrı bilimi. 3. Un, yağ veya badem, fıstık gibi şeylerle yapılan, şekerli küçük çörek. 4. Tembih sözü. – Kiraya verilerek gelir getiren mülkler. 5. ÖMER LÜTFİ ……. ( Sinema yönetmenimiz ). – Küçük akarsu. 6. Yumurtanın bir bölümü. – Evcil bir hayvan. – İlave. 7. Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altlarına çakılan, iri başlı demir çivi. – Vilayet. 8. Erkek kişi. – Yasaklama, yasak etme. 9. Çağrı. – Güney Amerika’nın dağlık yörelerinde yaşayan bir yük hayvanı. 10. İlaç, merhem. – Ekmek içi, ceviz, zeytinyağı, sarımsak ve sirke ile yapılan bir tür meze. 11. Köpek ve ineklere yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek. – Boru sesi. 12. Tarih öncesi çağlarda tanrılara adak olarak sunulan küçük heykellere verilen ad. – Boyacılıkta, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik. 13. Ağaçlarda gövdelerden ayrılan kalın dal. – Yapıların planını yapıp bunların gerçekleşmesini sağlayan, yöneten kimse. 14. Kırşehir ilinin bir ilçesi. – Eskiden Roma kentine verilen ad. 15. Sebze veya eti ezerek veya süzgeçten geçirerek elde edilen ezme. – Cılız, zayıf, güçsüz. 16. Parola. – Bolluk, gürlük. 17. Lübnan ve Suriye’de oturan Katolik Süryani topluluğu. 18. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin kısaltması. – En kısa zaman süresi. 19. Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, havai. 20. Yer fıstığı. – Lezzet. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. İç organlarımızdan biri. – Bilimsel niteliği olan. – İç içe geçen veya birbiri üzerine gelen parçaları tutturmaya yarayan bir tür tahta veya metal çivi. – Güney Afrika’nın plaka işareti. 2. Bir renk. – Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. – Bilgi edinmeye ya da kanıt olarak kullanılmaya yarayan şey, belge. 3. Merhametli, yufka yürekli. – Hayvanı avcılığa alıştırma işi. – ABD’nin para birimi. – Mihrace. 4. Ceylan. – Kısırlık, verimsizlik. – Milletvekili. 5. Erkek kardeş. – At yavrusu. – Fas’ın plaka işareti. – Fazla bön, avanak. 6. Kafiye. – Dansta kavalyenin eşi. – Arıtımevi, tasfiyehane. – Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan. 7. Kalınca ve açık saman renginde, yarı mat bir yazı kâğıdı türü. – Herkes, el gün, yabancılar. – Soru sözü. – Yabancı. 8. Eski Arapların Recep ayında kestikleri kurban. – Bir konuda direnme, ayak direme. – Karagöz oyununda çalınan kamış düdük. – Mısır’ın plaka işareti. 9. Mahalli, mevzi, lokal. – Motorlu taşıtlarla donatılmış kıta veya birlik. – Gözleri görmeyen. 10. Üç ayrı etekten oluşmuş giysi. – Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip. – Metin olma, dayanıklılık. SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 21 17Ekim Şubat2014 2013Salı Perşembe Futbol devleri Dubai’de buluşuyor D ünyanın en büyük futbol takımlarından Real Madrid ve AC Milan, 30 Aralık Salı günü Dubai The Sevens Stadyumu’nda futbolseverlerin karşısına çıkacak ve özel bir maç yapacak. “Dubai Futbol Karşılaşması” adı altında yapılacak olan mücadelenin amacı ise, Dubai'nin küresel çapta farkındalığını artırmak ve Emirliğe gelen turist sayısını ve yatırımları artırmak. Tanıtım toplantısında maçın önemi hakkında konuşan İtalya Milli Futbol Takımı ve AC Milan'ın efsaneleşmiş defans oyuncusu Baresi ve İspanya Milli Futbol Takımı ve Real Madrid’in eski futbolcusu Emilio Butragueño, takımlarıyla birlikte Dubai’de futbolseverlerin karşısında mücadele edeceklerinden dolayı heyecanlı olduklarını belirtti. Emirates’in sponsorluğunda Arap Emirlikleri'ne getirilecek olan 2 kulübün mücadelesine ilginin çok büyük olacağı tahmin ediliyor. (CİHAN) ARAÇ KİRALAMA HİZMETİ ALINACAKTIR KARABAĞLAR BELEDİYESİ ULAŞIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 2015 Yılında Karabağlar Belediyesinde Sürücülü ve Sürücüsüz Araç Kiralama hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası :2014/131692 1-İdarenin a) Adresi : İsmail Sivri Bulvarı Mustafa Kemal Mahallesi 222 Sokak 500 Gediz BUCA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2324147803 - 2322822440 c) Elektronik Posta Adresi : ulasim@karabaglar.bel.tr ç) İhale dokümanının : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ görülebileceği internet adresi 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1- 61 Araç 2- 55 Sürücü Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları dahilinde ve ihtiyaç halinde İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları dışı c) Süresi : İşe başlama tarihi 01.01.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2015 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : İzmir Karabağlar Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü İhale Salonu Eskiizmir Cad. NO.57/A Baturlar Apt. Karabağlar/İZMİR b) Tarihi ve saati : 12.11.2014 - 11:00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.3.İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, İstekli ihale konusu araçlardan; 1- Camlı Kapalı Kasa Kamyonet Yolcu ve yük taşıma hizmetlerinde kullanılmak üzere 2009 model ve üzeri klimalı (29 taşıt için ), Çift sıra Kabinli Kamyonet yolcu ve yük taşıma hizmetlerinde kullanılmak üzere,2007 model ve üzeri (15 taşıt için) ve panelvan veteriner hizmetlerinde kullanılmak üzere2008 model ve üzeri klimalı (1 taşıt için) toplam 45 adet araç için C2,C3,K1,K3,L1,L2 yetki belgelerini sözleşme imzalanmadan önce sunacaklardır.Bu belgelerden bir veya birden fazlasıyla sağlanması durumu kabul edilecektir. 2- Minibüs Yurt içi ve Metropol alan dahilinde Yolcu taşıma hizmetlerinde kullanılmak üzere en az 9 + 1 kişilik 2008 model ve üzeri klimalı ( 1 taşıt ) için D2 veya B2 yetki belgesini sözleşme imzalanmadan önce sunacaklardır 3- İstekli R1 ve/veya R2 yetki belgesiyle iş yapması durumunda(Alt yüklenici çalıştırması durumunda); ihale kapsamında çalıştıracağı araçlardan alt yükleniciye yaptıracağı araç listesini(araç cinsi ve sayısını belirten liste) imza ve kaşeli olarak teklif ekinde sunmak zorundadır. R1 ve/veya R2 yetki belgeleri ile çalıştıracağı alt yüklenicilerin isimlerini, belgelerini sözleşme imzalanmadan önce idarenin onayına sunacaktır. 4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5İhale konusu işin alt yüklenicilere yaptırmayı düşündükleri işlere ait listeyi, teklif eki olarak tekliflerine dahil edeceklerdir. 4.1.6Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.2.1Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1.İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Kamu veya özel de yapılmış her türlü taşıt kiralanması işi benzer iş olarak değerlendirilecektir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı İzmir Karabağlar Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü Eskiizmir Cad. NO.57/A Baturlar Apt. Karabağlar/İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İzmir Karabağlar Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü Eskiizmir Cad. NO.57/A Baturlar Apt. Karabağlar/İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Sondakika 21/10 Basın: 11168 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de En BABA spiker Babasının kendisine maçı anlattığı sırada sosyal medyada ilgi odağı olan görme engelli Beşiktaş taraftarı Selim Özkan, “Beşiktaş, muhteşem, insancıl ve aynı zamanda cömert bir camia” ifadesini kullandı T ürkiye Basketbol Ligi'nin 2. haftasında Beşiktaş İntegral Forex Takımı’nın kendi evinde Türk Telekom Takımı’nı 76-59 yendiği karşılaşmaya giden ve görme engelli olduğu için babasının kendisine maçı anlatması sosyal medyada bir anda ilgi odağı olan Selim Özkan, bugün babası Sinan Özkan ile gazetecilerin sorularını cevapladı. BJK TV’ye konuk oldukları bir program öncesinde basın mensuplarının karşısına geçen baba ve oğul, kendilerine gösterilen ilgiye çok şaşırdıklarını söyledi. Baba Sinan Özkan maçta yaşadıkları o anları anlattı: “Bu tür etkinliklere çok gidiyoruz. Selim, top sesi ve taraftarların tezahüratlarını çok seviyor. Her zaman olduğu gibi kendisine maç hakkında sürekli bilgiler veriyordum. Pozisyonları anlatıyordum. Faul olduğu ve sayı olduğu zaman kendisine söylüyorum. Oyuncu değişikliklerini kendisine iletiyordum. İşte tam bu sıralarda kameralarda canlı yayına yakalanmışız. Ondan sonra da bu şekilde bu serüven başladı ve bir anda ilgi gördü. Biz de çok şaşırdık.” Lozan Konservatuarı'nda yüksek lisans yapan görme engelli Beşiktaş taraftarı Selim Özkan ise, “Beşiktaş geçtiğimiz hafta gittiğim Darüşşafaka Doğuş maçında yenilmişti ve ben çok üzülmüştüm. Türk Telekom maçında ise galip geldik ve çok sevindim. Maç sonrasında ise televizyonlara filan çıkardılar oldukça keyif aldım. Tabi ki hiç bu kadar derinini beklemiyordum bu durumun. Şunu belirteyim, Beşiktaş öncelikle çok cömert bir takımmış. Mükemmel bir misafirperverlik ve son derece insancıl bir durumla karşılaştım, bunlar beni çok etkiledi. Hele bir de bana forma hediye etmeleri filan gerçekten olağanüstüydü. Bu forma bana güzel bir anı olacak. Böyle muhteşem bir camianın formasını saklamak ve taşımak, onu herkese göstermek bana çok gurur verecek” diye konuştu. (CİHAN) Slaven Bilic: Hak ederek 3 puanı kazandık KARTAL Başkent’te kanatlandı Süper Lig Süleyman Seba Sezonu'nun 6. haftasında Ankara'da konuk ettiği Sivasspor'u 3-2 yenen Beşiktaş'ta yüzler gülerken teknik direktör Slaven Bilic, "Hak ederek 3 puanı kazandık." dedi. Teknik direktör Slaven Bilic, oynanan karşılaşmanın ardından Sivasspor galibiyetini değerlendirirken, "Stattaki atmosfer oyunumuza büyük etki yaptı. Osmanlıspor’a bize burada ağırladıkları için teşekkür ederim. Harika bir taraftar desteğiyle oynadık. Bu bize ekstra istek ve kararlılık verdi. Sivasspor da çok iyi oynadı. İlk yarıda şanssızdık. Devre arasında baskıyı artıralım dedik. İkinci yarı baskılı oynadık ve hak ederek 3 puanı kazandık." diye konuştu. Stadın iyi bir atmosfere sahip olduğunu, ama zaten çok seyahat ettiklerini belirten Bilic, "Daha fazla seyahat etmek istemiyoruz. Biz İstanbul takımıyız. Aynı atmosferi ait olduğumuz yerde gerçekleştirmeliyiz." diyerek, UEFA Avrupa Ligi'nde oynayacakları Partizan maçıyla ilgili bir soruya ise şöyle cevap verdi: "Partizan iyi bir takım. Tottenham ile kendi sahalarında berabere kaldılar. Zor bir maç bizi bekliyor. Tırnak içinde düşmanca bir taraftara sahipler. Çok ateşli taraftarları var. Avrupa Ligi’nde ilerleme hedefimiz var. Bunun için oradan iyi bir sonuçla dönmemiz lazım." (CİHAN) DEMBA BA: ÇOK GÜZEL BİR ATMOSFER VARDI Sivasspor maçında iki gol bir asist ile oynayarak yıldızlaşan Demba Ba, mücadeleyi değerlendirirken, "Gerçekten statta iyi bir atmosfer vardı. Taraftarlarımız müthiş bir şekilde destek verdi. İlk yarıda yeteri kadar pozisyon bulamadık. İkinci yarı daha iyiydik. Maçın yoğunluğu içinde tempomu buldum ve golleri attım. Yapmamız gerekeni yaptık ve kazandık." ifadelerini kullandı. SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI CHP’li Güven: Eğitim iflas etti CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, İzmir'deki boş müdür kadrolarına neden müdür atanmadığını Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Nabi Avcı'ya sordu. 2014-2015 eğitim öğretim döneminin 1 ay önce başlamış olmasına rağmen boş kadrolara hala müdür atanmadığını belirten Güven, İzmir'de 692 ilk ve orta dereceli okulun boş müdürlük kontenjanlarına 3 bin 800 adayın başvurduğunu, seçim ve atama için de daha ne kadar zaman geçeceğinin de belirsiz olduğunu belirtti. Kadroların hala boş tutulmasının eğitimi baltaladığını belirten Prof. Dr. Hülya Güven, "Hükümetin asıl amacının eğitimin kalitesini bozarak eğitim çağındaki çocukların okullaşma oranlarının azaltılması olduğu çok açık. Nitekim getirilen 4+4+4 sisteminin de okula giden çocuk sayısında azalmaya yol açtığı, buna paralel olarakta kız çocuklarının evlenme sayısında artış olduğu belirtilmiştir. Okulların öğretmensiz ve müdürsüz bırakılması da bu amacın bir parçası olarak görülmektedir." dedi. ‘BAKANLIĞIN HAFIZASI SIFIRLANIYOR’ 692 okula hala müdür atanmamasının eğitim kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirten Prof. Dr Hülya Güven, “İzmir'de okul müdürlerinin atamaları ne zaman yapılacak” diye sordu. Güven, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, yurt genelinde kaç okul müdür makamının daha boş olduğunun açıklaması gerek- tiğini söyledi. Güven, “Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında kaç kişinin görevine son verilmiştir” diyerek, bu durumun Milli Eğitim Bakanlığı'nın hafızasını da sıfırlayacağı sonucunu doğuracağını savundu. (HABER MERKEZİ) Kuşcenneti'nde köpek tehdidi Türkiye'de sadece Tuz Gölü'nde ve İzmir'de üreyebildiği belirtilen flamingoların, İzmir Kuşcenneti'ndeki yuvalarında yapılan sayımlarda 10 bin 237 çift flamingonun kuluçkaya yattığı tespit edildi. Sıkı, İzmir Kuşcenneti'nde başıboş köpeklerin, flamingoların üremesini tehdit eden en büyük tehlike olduğuna dikkati çekerek, "Sasalı piknik alanı içindeki köpek barınağı buradan kaldırılmalıdır. Aksi takdirde önümüzdeki yıllarda köpek ya da köpeklerin flamingo kuluçka adasına çıkmasıyla en büyük flamingo katliamı ile karşı karşıya kalabiliriz" ifadesini kullandı. (AA) 21 Ekim 2014 Salı www.sondakikagazetesi.com Pamukta fiyatı düşürme politikası iplikçiyi VURUR ! AK Parti’de vefa dönemi K üskünlere sahip çıkacağını söyleyen AK Parti İzmir İl Başkanı Delican, "Özellikle genel merkezimizin belirlemiş olduğu, AK Parti’de daha önce görev almış arkadaşlarımızı kapsayan ve vefayı ön plana çıkaran yapılanmaları kurarak, tek liste olarak seçimlere gideceğiz" diye konuştu. AK Parti İzmir İl Teşkilatı geçtiğimiz hafta sonu mahalle ve köy delege seçimleri için sandık başına gitti. Seçimleri yakından takip eden AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, “Delege seçimlerinde bizim için vefa duygusunun öne çıkartılması çok önemliydi. Partimize emeği geçmiş, davamızın bayraktarlığını yapmış tüm arkadaşlarımızın delege yapılmasına özellikle önem verdik” dedi. 15 Eylül’de başlayan 5.Olağan Kongre sürecinin sorunsuz devam ettiğini belirten AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, “Önce mahallelerimizde ilçe kongre delegelerimizi seçiyoruz ardından ilçe kongrelerimizi gerçekleştireceğiz. İlçe kongrelerimizin tamamlanmasından sonra da 31 Ocak 2014 tarihinde AK Parti Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun katılımı ile İzmir İl Kongremizi Söke Ovası'nda 360 bin dekar alanda pamuk hasadı devam ederken, fiyatlardaki düşüş üreticilere sıkıntı yaşatıyor. Söke Ziraat Odası Başkanı Kocabaş: "Pamuk fiyatı dünya borsalarında 3,90-4,00 lira bandı arasında, Türkiye'de ise 3,50-3,60 lira arasında" diye konuştu gerçekleştireceğiz. Delege seçimleri birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleştirildi, herkesin temsil edilebildiği yapılar oluşturuldu. Kongrelerimizde de buna dikkat edeceğiz. Özellikle genel merkezimizin belirlemiş olduğu, AK Parti’de daha önce görev almış arkadaşlarımızı kapsayan ve vefayı ön plana çıkaran yapılanmaları kurarak, tek liste olarak seçimlere gideceğiz. İzmir’de birçok ilçeyi gezdim. Delege seçimleri gayet sorunsuz, güzel bir coşkuyla gerçekleşti. Oylamalara katılan tüm partililerimize teşekkür ediyorum. Delege seçimlerine katılım göstererek önce AK Parti’ye sonra da Türkiye’ye sahip çıkıyorlar” diye konuştu. Söke Ziraat Odası Başkanı Kemal Kocabaş, iplikçilerin Türk pamuğunu düşük fiyata alma politikasının üreticiyi zora soktuğunu savunarak, "İplikçinin fiyatı aşağı çekme politikasını devam ettirmesi, ilerde kendilerine çok ağır fatura çıkarır" dedi. Söke Ovası'nda 360 bin dekar alandaki pamuk hasadı devam ederken, pamuk fiyatlarınındaki düşüş üreticileri sıkıntıya soktu. Söke Ziraat Odası Başkanı Kemal Kocabaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pamuk fiyatlarının dünya borsalarında 3,90-4,00 lira bandı arasında olduğunu, Türkiye'de hasadına başlandığı şu dönemlerde ise pamuğa 3,50-3,60 lira arasında fiyat verildiğini bildirdi. Bu fiyatların üreticileri "mutsuz" ettiğini söyleyen Kocabaş, alıcıların hasat zamanının başlamasını ve üreticinin borcunu ödemek zorunda olmasını fırsat bilerek "ucuza kapatalım" düşüncesiyle hareket ettiğini savundu. Düşük fiyatın üreticiye zarar ettireceğine ve pamuk yerine farklı ürünlere yönelteceğine dikkati çeken Kocabaş, şöyle konuştu: "Bu durumda iplikçi yurt dışındaki üreticiye mecbur kalarak daha pahallıya pamuk ithal eder. Bu da kendi sektörlerini sıkıntıya sokar. Faturasını iplikçi öder, tekstil sektörü büyük darbe alır. İplikçiyi uyarıyorum, Türk pamuğunu ne kadar ucuza alırsam o kadar iyi düşüncesi sadece günü kurtarır. İplikçinin fiyatı aşağı çekme politikasını devam ettirmesi, ilerde kendilerine çok ağır fatura çıkarır." "Emanet usulü satış tehlikeli" Üreticiyi bekleyen bir diğer tehlikesinin ise geçmiş yıllarda da sıkıntılara yol açan "emanet usulü satış" olduğunu vurgulayan Oda Başkanı Kocabaş, "Üretici güçlükle ürettiği pamuğu çırçır fabrikasına emanet bırakıyor, çırçırcı aynı şekilde pamuğu iplikçiye, iplikçi de tekstilciye emanet usulü satıyor. Bu durumda borsada gerçek fiyatlar değil, sanal fiyatlar oluşuyor ve pamuk fiyatları iyice düşüyor" dedi. Üreticinin pamuğunu emanete bırakmaması, çırçırlama işleminin sonrasında da lisanslı depolara vermesi tavsiyesinde bulunan Kocabaş, "Lisanslı depodan alacağı senetler para yerine geçiyor. Bu senetlerle borcunu ödeyebiliyor. Bunun bir faydası da borsada fiyatların gerçek fiyatlar olmasını sağlaması. Pamuk üreticisi telaşa kapılmadan ürününü pazarlamasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. Söke Ovasında verim beklentinin altında Kemal Kocabaş, pamukta bu sezon fazla hastalık ve zararlı görülmediği için üreticinin yüksek verim beklentisi içinde olduğunu belirterek, Söke Ovası'nda hasadın yüzde 5'inin tamamlandığını ifade etti. İlk tespitlere göre verimin geçen yıla yakın olacağını, bunun da üreticinin yüksek verim beklentisini karşılamayacağı öngörüsünde bulunan Kocabaş, "Şu anda verim beklentilerimizin altında gibi görünüyor. Randıman ise 40 ile 41 arasında değişiyor. Üretici rekolte konusunda hayalci olmasın. Temennimiz önümüzdeki günlerde verim miktarının ve kalitenin yükselmesi" diye konuştu. Pamukta kalite denetiminin eksperlerden alınarak çırçır fabrikalarına bırakıldığını, fakat iki yıldır süren bu uygulamanın başarılı sonuçlar vermediğini savunan Kocabaş, yaşanan aksaklıkların giderilmesi amacıyla tespitlerini Ekonomi Bakanlığı'na ilettiklerini bildirdi. (AA) GÜÇLÜ BİR YAPILANMA OLUŞTURULACAK Kongre sürecinin 2015 yılında yapılacak genel seçimler öncesinde çok önemli bir adım olduğuna dikkat çeken AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, “AK Parti’nin özlenen ve beklenen anayasa değişikliğini gerçekleştirebilmesi için 2015 genel seçimlerinden mutlak zaferle ayrılması gerekiyor. Bu sandıklardan çıkacak sonuçlar, bizim için 2015, 2019 ve en önemlisi 2023 hedeflerimiz için çok önemli.’’ dedi. (HABER MERKEZİ) Yarasalar da çiftçiler de mutlu yarasalar hem de çiftçiler mutlu. Barajda su tutuyoruz, bu suyla tarımsal geliri artırıyoruz ve zararlılarla yarasalar sayesinde mücadele edilmesini sağlıyoruz" diye konuştu. Balıkesir'de yaklaşık 80 milyon lira maliyetle yaptırılan Havran Barajı ile zeytin ve mandalina bahçeleri başta olmak üzere 3 bin 600 hektar tarım alanı suyla buluştu. Proje kapsamında 3 milyon lira harcanarak yapayı inşa edilen mağarada yaşayan yarasa sayısı ise 10 bini geçti 10 bin yarasa gecede 75 kilo sinek ve böcek tüketiyor Mağaranın inşasında desteğine başvurulan Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Albayrak ise mağarada 8 böcekçil yarasa yaşadığını söyledi. Yarasaların özellikle tarım zararlılarıyla mücadelede önemli yer tuttuğunu anlatan Albayrak, şunları kaydetti: "Havran'da yarasalar, zeytin sineği, sivrisinek ve diğer böceklerle beslenir. 10 bin yarasa, gecede 75 kilogram tarım ve çevre zararlısı ile böceklerle beslenir. Bu rakamları ABD'da yapılan bir araştırmaya göre ortalama olarak veriyorum. Bir kiloda kaç adet zeytin sineği ya da sivrisinek olduğunu hesap ederseniz 75 kilo yiyen yarasaların tarıma faydası daha net ortaya çıkacaktır. Bu yüzden yarasaların korunması gerekiyor." (AA) Balıkesir'de yaklaşık 80 milyon lira maliyetle yaptırılan Havran Barajı ile zeytin ve mandalina bahçeleri başta olmak üzere 3 bin 600 hektar tarım alanı suyla buluşurken, bu tesisin yapımı sırasında 3 milyon lira harcanarak inşa edilen yapay mağaradaki yarasa sayısı 10 bini geçti. DSİ 25. Bölge Müdürü Erol Şenöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Havran ve çevresindeki 3 bin 600 hektar tarım alanının sulanması ile yağışlar nedeniyle oluşan taşkın kontrolünün sağlan- ması amacıyla Hayvan Barajı'nın yapımına 1995 yılında başladığını söyledi. Barajda 2 yıl sonra su tutulmaya başlandığını ifade eden Şenöz, inşaat devam ederken sınırları içinde su altında kalacak bir yarasa mağarası tespit edildiğini anlattı. Yarasaların bölge zeytinciliği için önem taşıdığını vurgulayan Şenöz, şöyle konuştu: "Zeytin sineği ile doğal mücadele yapan yarasaların korunması gerekiyordu. Yarasalar su altında kalacak, boğulacak dendi. Bu konuda DSİ olarak bir proje gerçekleştirdik. Üniversitelerden de yardım alındı. Mağaranın aynısının su seviyesinin üstünde bir yere yapılması gerektiği belirtildi. Biz de 'tamam yapalım' dedik. Çünkü yapamayız dediğimiz takdirde baraj projesinin akıbeti sıkıntıya girdi. DSİ olarak böyle bir şeye gönlümüz el vermedi. Bu proje bölge tarımı açısından çok önemliydi." Mağarayı ölçtüklerini, ortalama 500 metre uzunlukta bir mağara yap- mak üzere çalışmalara başladıklarını vurgulayan Şenöz, şunları kaydetti: "Biz de bu mağaranın aynısını 3 milyon lira harcayarak, göl üzerine inşa ettik. Yeni bir mağara yaptık. Yani yarasalara yeni bir bina, ev inşa ettik ve belirli bir süre boyunca yarasaların o mağaraya taşınmasını bekledik. Eski mağaradaki yarasa pisliklerini bile yeni mağaraya taşıdık. Kendilerini evlerinde hissetsinler diye ne varsa yaptık. Ayrıca yeni mağarayla eski mağara arasına bir delik açıldı. Arada geçişler olsun diye. Şu anda bu yeni mağarada ürüyorlar, çoğalıyorlar. Yaz aylarındaki sayımda 10 bini geçtikleri belirlendi." Bugün 8 türden 10 binden fazla yarasanın yapay mağarayı evleri olarak kabul ettiğini belirten Şenöz, "Dünyada büyüklük itibarıyla ilk olan projemiz halen başarıyla yürüyor. Sulama başladı, zeytin ve mandalina bahçeleri başta olmak üzere 3 bin 600 hektarı suyla buluşturduk. Hem
© Copyright 2024 Paperzz