yangın robotu - Sondakika Gazetesi

&
"!!!""!" " " !!""!!"
Karşıyaka Belediyesi, en önemli sorunlar
arasında yer alan kaldırım işgalleri ve işporta
konusunda ilk ciddi adımı Bostanlı'da attı.
Başkan Akpınar, “İzmir’e örnek olduk” dedi
" "
""" '$&'#&'$&"' @RIRNHRBORML
GQGNENSQHQ>QKS:ROLBGRNLNSIQGQOP;
8Q:IPAPGP=S<R2IRORMHRSRILOHL9S%QMQO
JQ:PGOQMPNSRMHLNHRNSPOKSCORMRK
6CJIRNOLHRKPSKR2QIQMFRS@QSMQJICMRN
JR<P7OQMPSPOQSIC7ORNILSFR7RNS6RBKRN
DJQFPNS0EIOES-K7LNRM;SPB8ROSJCMENENE
:5=GQKIQSKRMRMOLSCOHEAENESRN>RKS?ENE
>Q=RPSPBOQGOQMOQSHQAPO;SE=ORBLSPOQSFR7GRK
PJIQHPAPNPSJ5FOQHP9S3BOQIGQSJR<P7OQMP
?QOQHPFQNPNS:5=DGDNQSQ@QISHQHP9
!#$#!&!' %"'&PN>QOQFQN
6RBKRNSDJQFPNS0EIOES-K7LNRM
%LOORMHRNS?QMPSJDMQNS?PMSJLKLNILS?E9
)CMENES>Q=RSKQJGQKSFQMPNQSHPFROC8OR
:5=HDK9SQGSQJNR2LS<QGSHQ
@RIRNHRBORMLSGEIOESQHQ>QKS?PMSKRMRM
ROHLK9S6ENHRNSJCNMRSPBOQIGQOQM;S
KQNHPOQMPSP:PNS?QOPMOQNQNSJLNLMLNL
RBGRFR>RK9S.RMBLFRKROLORMSHR
KROHLMLGORMHRSMR<RI:RSFDMDFQ>QKSHPFQ
KCNEBIE9S"'#$&'
Konak Belediye Başkanı Pekdaş, her bölge
için ayrı bir mimari dokunuşa ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Konak’ın her santimetrekaresi ayrı bir çalışma ve özen gerektiriyor” dedi
Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Topal’ı
makamında kabul eden Başkan Pekdaş, “Göreve geldiğimizde yapacağımız ilk görevin ne olduğuna dair sorulara
her zaman ‘önce mekanla başlamak lazım’ dedim. Düzenli bir belediye binası olursa, Basmane Meydanı da asıl
hüviyetiyle ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte, Kordon, Liman, Tren Garı ve Alsancak İskelesi’ni kapsayan bölge de
tıpkı Kemeraltı, Basmane, Namazgah ve Agora gibi ayrı
bir dokunuşu, özel ilgiyi hak ediyor.” dedi devamı 14’de
www.sondakikagazetesi.com
13 Mayıs 2014 Salı
&"#"$! &"#""&$%#&&$&&%#%$
Projeye destek
veren verene!
>>
3’te
Kent Koleji
Koleji Projesi’ne
Projesi’ne İZKA,
İZKA, Yaşar
Yaşar Üniversitesi,
Üniversitesi, İzmir
İzmir EsEsKent
naf
naf ve
ve Sanatkarlar
Sanatkarlar Odaları
Odaları Birliği,
Birliği, Ege
Ege Üniversitesi
Üniversitesi
Güneş Enerjisi
Güneş
Enerjisi Enstitüsü,
Enstitüsü, İzmir
İzmir İlİl Milli
Milli Eğitim
Eğitim Müdürlüğü
Müdürlüğü
ve
ve Ege
Ege Bölgesi
Bölgesi Sanayi
Sanayi Odası
Odası ortak,
ortak, Ege
Ege Üniversitesi
Üniversitesi Ege
Ege
Meslek
Meslek Yüksek
Yüksek Okulu,
Okulu, Türkiye
Türkiye İş
İş Kurumu
Kurumu İzmir
İzmir İlİl
Müdürlüğü
Müdürlüğü (İŞKUR)
(İŞKUR) ise
ise katılımcı
katılımcı olarak
olarak destek
destek veriyor.
veriyor.
!!!!
" "
$" "%# İzmir Büyükşehir Belediyesi, hem sanayi sektörünün kalifiye eleman
ihtiyacını çözmek hem de yeni fikirleri desteklemek için harekete geçti.
Büyükşehir, her iki proje için Tarihi Un Fabrikası'nın Kent Koleji olarak
hizmete gireceğini açıkladı. Proje kapsamında FabLab da kurulacak
!'% %&$% &.ROKLNGRS-1RNJL,NLN
*3.-+S'DHDGODS$MC1QSQJIQAPSKR7JRGLNHR
<R=LMORHLALS.QNIS.COQ1PS$MC1QJP;SKQNIPNSPJIP<HRG
JCMENORMLNRSKRILOLG>L;SFQNPOPK:PS@QS2RMKOLS?PM
:5=DGSGCHQOPSJENR>RK9S$MC1QFQS%RBRMS!NP@QM/
JPIQJPS-/'4S@QSF8EORGRS0QMKQ=PS*%-'40+;
3=GPMS4JNR2S@QS)RNRIKRMORMS&HRORMLS6PMOPAP
*34)&6+;S48QS!NP@QMJPIQJPS'DNQBS4NQM1PJPS4N/
JIPIDJD;S3=GPMS3OS0POOPS4APIPGS0DHDMODADS@QS48Q
65O8QJPS)RNRFPS&HRJL,NLNS*46)&+SCMIRKS48Q
!NP@QMJPIQJPS48QS0QJOQKS%DKJQKS&KEOE;SDMKPFQ
3BS.EMEGES3=GPMS3OS0DHDMODADS*3.+SPJQ
KRILOLG>LSCORMRKSHQJIQKS@QMPFCM9
$% &'&'%&?DNFQJPNHQS(R?MPKRJFCN
R?CMRIE@RMLS*(R?R?+SKEMEOR>RK9S$MC1QNPNSQN
FQNPOPK:PSF5NOQMPNHQNS?PMPNPSCOEBIEMRNS(R?R?;
3=GPMS.QNIS.COQ1P,NHQSQAPIPGSROR>RKSKEMJPFQM/
OQMPNSFRNLJLMR;SGD<QNHPJOPK;SIQKNPKS@QSGQJOQKSOPJ/
QJPS5AMQN>POQMPNQS@QSFR7ILALS7MC1QOQMPS@QS2PKPMOQMPNP
JCGEIORBILMGRKSPJIQFQNS8PMPBPGOQMQ;SIRJRMLG>LORMR;
JRNRI:LORMSPOQS=RNRRIKRMORMRHRSR:LKSCOR>RK9S6E
F5NOQMPFOQS(R?OR?;SGQJOQKPSQAPIPGPSHQJIQKOQMKQN;
FRMRIL>LOLALS8QOPBIPMQMQKS8PMPBPG>POPAQSKRIKL
JRAORFR>RK9S"",HRS0RJJR><EJQIJSQKNCOC1PS4N/
JIPIDJDSIRMR2LNHRNSCMIRFRSRILORNS(R?OR?SGCHQOPNPN
SDOKQHQSIRGSSRHQIS5MNQAPS?EOENEFCM9SS"'
#! #&''"%!'% )RAOLKS3BOQMPS0DHDMODADS7COPK/
OPNPK;S<RJIRSNRKPOSRMR:ORMLS@QSQN8QOOPOQMQS@QMPOQNSJRAOLK
<P=GQIOQMPNPNSFRNLSJLMRSRAL=S@QSHPBSJRAOLALNHRS@QMHPAP
<P=GQIOQMOQSHQSRHLNHRNSJ5=SQIIPMGQFQSHQ@RGSQHPFCM9S6E
KR7JRGHRS6RFMRKOLS6QOQHPFQJP,N>QSJRAOLARSFR7LORN
FRILMLGORMSJCNE>ESHPBSDNPIQJPS@QS<QKPGSJRFLJLS ,Q
:LKRMLOHL9S"'#$&'
"$&% $%#%
! !!&%&
$% &!'% &6QOQHPFQJP;
?E8DNQSKRHRMS#?PMOQBPKSJPJIQGSC/
ORMRKS:ROLBRNS@QSRMIRNSND2EJEN
FDKDNDSIRBLGRKIRS8PHQMQKS=CMORNRN
RILKSJEORMLSFRAGEMSJEFES<RIORMLNHRN
RFLMGRKSP:PNS#PKPN>PS<RI
:ROLBGRORMLNRS<L=S@QMHP9S65FOQ>Q
<RIIRKPSFDKS<R2P2OQIPOQMQKSRBLML
FRALBORMHRKPSILKRNLKOLKS@QSJE
?RJKLNORMLNLNS5NDNQS8Q:POGQJPS<QHQ/
2OQNPFCM9S'QNPBSKR7JRGOLSPOK
EF8EORGRNLNSFR7LOHLALSPMPNFQMS?5O8QJPNHQSFRALBORML
JLKLNILJL=SRIORIRNS6DFDKBQ<PM;SBPGHPSHQSRGHP?PS@Q
-OILNHRA,LSKR7JRFRNS "S<QKIRMOLKSRORNHRS#HQ@
RFMLBILMGRS7MC1QJPNPSJDMHDMDFCM9S"'#$&"#
#% $ &%&%
En güzel imza
Belediyeye
Belediyeye ait
ait alanda
alanda hastane
hastane yapımına
yapımına ilişkin
ilişkin
çeşitli
çeşitli girişimlerde
girişimlerde bulunan
bulunan Güzelbahçe
Güzelbahçe Belediye
Belediye
kez Sağlık
Sağlık Bakanlığı'na
Başkanı Mustafa
Mustafa İnce,
İnce, bu
bu kez
Bakanlığı'na iletiletBaşkanı
mek üzere
üzere “Hastane
“Hastane için
için bir
bir imza
imza ver”
ver” adı
adı altında
altında imza
imza
mek
kampanyası
kampanyası başlattı.
başlattı. İnce,
İnce, "Güzelbahçe'ye
"Güzelbahçe'ye en
en yakın
yakın
hastane
Pek çok
çok acil
acil hasta
hasta
hastane 11
11 kilometre
kilometre uzaklıkta.
uzaklıkta. Pek
yaşamlarını yitirmektehastaneye ulaşamadan
ulaşamadan yolda
yolda yaşamlarını
hastaneye
yitirmektedir”
dir” diye
diye konuştu.
konuştu. 14'te
14'te
"!
!!!!!
" " "
""" Zihinsel öğrenme yetersizliği bulunan çocuklara
yönelik hizmet veren İzmir Özel İş Uygulama
Merkezi, Türkiye'de ilk kez sınırlandırılmamış gerçek
ortamda vermeye başladığı "toplumsal uyum becerileri" dersiyle anne babaların, "bizden sonra bu
çocuk nasıl yaşayacak" korkusunu ortadan
kaldırmayı hedefliyor
&)#!&++*# !# W:GQJEFESRGR:OLS?RMR1ORMHRS3JIRN/
?EOHRSFD=HQS; S-NKRMRHRSFD=HQS;;S3=GWMHQSFD=/
HQST; S@QS6EMJRHRSFD=HQS;TSHCOEOEKSCMRNLS85=OQN/
HW9S'Q:QNSFLOSRFNLSH5NQGHQSWJQSW:GQJEFESRGR:OLS?RMR1/
ORMHRKWSHCOEOEKSCMRNORML;S3JIRN?EOHRSFD=HQSUV;T;S-NKR/
MRHRSFD=HQS ";U;S3=GWMHQSFD=HQSUV;S@QS6EMJRHRSFD=/
HQSVU;VSCORMRKS8QM:QKOQBGWBIW9"'#$&("#
#$%%
"!$!
"'#$&'&&#
Toplu taşıma araçlarına binerek seyahat etmeden bakkal
ve markette alışveriş yapmaya, kuaföre gitmeye kadar
toplumsal hayatın içinde var olan tüm faaliyetlerin,
öğrenciler tarafından uzman öğretmenlerin gözetiminde
uygulamalı olarak yapıldığı ders sayesinde, zihinsel engelli
çocuklar bağımsız hareket etmeyi öğreniyor. Okul müdürü
Serin: "Bu dersle engellilerle toplumu kaynaştırmayı değil,
bütünleştirmeyi baz alıyoruz" dedi. devamı 16'da
SAYFA 02
MAVI
KIRMIZI SARI
13 Mayıs 2014 Salı
Kahvehanelerde öğrendiği
Türkçe'yi sahneye de taşıdı
Gençliğinden beri Türkiye ve Türk müziği sevdalısı olan, ülkesindeki Türk kahvehanelerinde öğrendiği Türkçesini geliştiren Hollandalı akademisyen Gerrit Steunebrink: "Burada Türk müziğini çok iyi öğreniyorum. Böyle devam edeceğim ama belki Sezen
Aksu ile bir şarkı söylerim. Burada yeteneğimi ilerletip, kemanımla orkestrada çalmak ve şarkı söylemek istiyorum" dedi
G
ençliğinden beri Türkiye ve Türk
müziği sevdalısı olan, ülkesindeki
Türk kahvehanelerinde öğrendiği
Türkçesini geliştiren Hollandalı
akademisyen, solist olarak yer aldığı
Bahçeşehir Üniversitesi müzik topluluğu ile
konser verdi. Gençlik yıllarında oturduğu
bölgedeki Türklerle yakın ilişki kuran, Türk
kahvehanelerine giderek Türkçe öğrenen ve
dostluklar kuran Steunebrink, zamanla
Türkiye sevdalısını olup özellikle Türk
müziğine ilgi duymaya başladı. Steunebrink, akademisyen olduktan sonra bazen
konferanslara katılmak için, bazen de tatilini geçirmek üzere sık sık Türkiye'ye geldi.
Türkçesini geliştirmek isteyen Hollandalı
akademisyen, 1993'te Türkiye'de kursa gitti.
Steunebrink, daha sonra Bahçeşehir
Üniversitesi'nde misafir akademisyen olarak yüksek lisans dersleri vermeye
başladı.
Yaklaşık 3 ay önce, üniversitenin Fen
Edebiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi
olan Steunebrink, üniversitenin Türk müziği topluluğunu yöneten Dr. Kenan Sayacı
ile tanışarak topluluğun eğitimlerine katıldı.
Kısa sürede topluluğa adapte olan Hollandalı akademisyen, grubun en gözde solisti
olmayı başardı. Provalarda profesyonel bir
solist gibi hazırlık yapan Steunebrink,
topluluk olarak yarın Bağlarbaşı Kongre ve
Kültür Merkezi'nde verecekleri konserde
"Duydum ki unutmuşsun" parçasını s-
şarkı söylerim. Keman da çalıyorum. Burada yeteneğimi ilerletip, kemanımla
orkestrada çalmak ve şarkı söylemek istiyorum" diye konuştu.
eslendirecek.
"Başka kültürlerin
müziklerini
hep öğrenmek istedim"
Geritt Steunebrink, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genç yaşından beri ilgilendiği müziği çok sevdiğini ve başka
kültürlerin müziklerini de hep öğrenmek
istediğini söyledi. Hollanda'da yaşarken de
sık sık Türk müzikleri dinlediğini anlatan
Steunebrink, Sezen Aksu, Tarkan, Orhan
Hakalmaz gibi isimlerin şarkılarını sevdiğini belirtti. Steunebrink, üniversiteye
başladıktan sonra koroya katıldığını dile getirerek, "Hollanda'da çok Türk dostum var.
Çok iyi dostluklarım var. Onlarla birlikte
yaşıyorum. Ondan dolayı onların kültürlerini öğrenmek istedim. Burada Türk müziğini
çok iyi öğreniyorum. Arkadaşlarla hep birlikte söylüyoruz. Çok mutluyum burada.
Bundan sonrası için 'illa şunu yapmam
lazım' diye bir planım yok. Böyle devam
edeceğim ama belki Sezen Aksu ile bir
"Koromuzda neredeyse bütün
bölümlerden öğrenci, veli ve
akademisyen var"
Müzik topluluğunu yöneten Bahçeşehir
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Kenan Sayacı da mesleğe
başladığı ilk yıllardan beri müzikle
uğraştığını ve çalıştığı her yerde müzik korosu kurduğunu dile getirdi. Sayacı,
2007'de göreve başladığı üniversitede koroyu kurduğunu kaydederek, "Her yıl 2-3
konser veriyoruz.
Aşkı, baharı konu edinen konserler
veriyoruz. Koromuzda, aralarında mimarlık, mühendislik gibi hemen hemen bütün
bölümlerden öğrencilerimiz, velilerimiz,
bazı akademisyen arkadaşlarımız da var.
Burada çok güzel bir ortam var. Her hafta
bu çalışma yapılıyor.
Bize çok iyi geliyor. Haftanın bütün yorgunluğunu atıyoruz. Hollandalı hocamız
da 3 aydır geliyor. Geldikten sonra baktım
ki şarkıları çok iyi söylüyor. Kendisiyle daha yakından ilgilenmeye başladık. Sahneye
çıkarmak istedik. Bizi kırmadı. Solistlik
yapıyor. Konserde de sahneye çıkacak" ifadelerini kullandı.
(AA)
Yıllardır fotoğrafları
halıya dokuyor
Isparta'da 81 yaşındaki halı ustası
Ahmet Aksakal, çalışanlarıyla 43
yıldır Mevlana'dan Einstein'a,
Atatürk'ten eski İngiltere Başbakanı
Thatcher'a kadar pek çok kişinin
portresinin yanı sıra savaş meydanları ve Kur'an-ı Kerim ayetlerini milyonlarca düğümle halıya işledi. Aksakal: "Elle, ilmik ilmik dokunması
nedeniyle ortalama 5 metrekare
halıyı 4 işçi ile 1,5 yılda bitirebiliriz"
dedi
Isparta'da halı ustası 81 yaşındaki Ahmet Aksakal, çalışanlarıyla 43
yıldan bu yana pek çok kişi ve olayın resmini halıya dokudu. Aksakal, AA muhabirine açıklamada,
Isparta Köy Enstitüsü'nü bitirdikten
sonra bir süre Türkçe öğretmenliği
yaptığını söyledi. Bazı nedenlerden
dolayı görev yerinin pek çok kez
değiştirildiğini ifade eden Aksakal,
bundan dolayı çok sevdiği öğretmenlikten istifa ederek Keçiborlu'ya
döndüğünü anlattı. Geçim sıkıntısı
çekmesi nedeniyle çalışmayan
kadınları bir araya getirerek köy enstitüsünde öğrendiği dokumacılığı
köyünde yapmaya başladıklarını
dile getiren Aksakal, "İlk yıllarda
Atatürk portreleri dokuyup
Türkiye'nin dört bir yanına sattık.
Ardından Almanya'da çalışan Türk
işçilerin patronlarının portrelerini
dokumaya başladık" dedi.
Zamanla farklı kişilerin
portrelerinin dokumaya başladıklarını bildiren Aksakal, şöyle devam
etti: "Eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, eski ABD Başkanı
George Bush, Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Putin gibi siyasi liderlerin
portrelerini halıya işledikten sonra
bilim ve sanat dünyasındaki önemli
kişileri çalışmalarımıza dahil ettik.
Mevlana, Albert Einstein, Mimar
Sinan, Sigmund Freud, Aşık Veysel,
Michael Jackson gibi kişilerin
portrelerini de dokuduk. Son yıllarda özellikle Çanakkale ve Kurtuluş
Savaşı'nı işliyoruz. 'Son Namaz, Vurulmuş Asker,
Yıkılmış
Çanakkale,
Seyit Onbaşı,
Kağnılar,
Cephede
Atatürk' gibi eserler yaptık.
Bugün ülkemizde barış içinde
yaşayabiliyorsak
bu, onlar sayesindedir. Bu nedenle
şehitlerimizi, o büyük insanları
halıya işlemeyi kendime borç
bildim. Bunların yanında Kur'an-ı
Kerim ayetlerini de dokudum."
Başbakan Erdoğan'ın portresinde
111 renk kullanıldı
Halıyı dokumanın çok zahmetli
süreçleri gerektirdiğini vurgulayan
Aksakal, şöyle konuştu: "Öncelikle
dokunacak portre veya figürün fotoğrafının, halıyla aynı boyutlarda
taslağını hazırlıyoruz. Modele son
şeklini verdikten sonra ipi seçiyor ve
dokumaya başlıyoruz.
Genellikle uzun ömründen
dolayı ipek çözgü kullanırız. Elle,
ilmik ilmik dokunması nedeniyle ortalama 5 metrekare halıyı 4 işçi ile
1,5 yılda bitirebiliriz. Dokuma yaparken resimdeki her ton farkı için
farklı renk kullanırız. Örneğin
Başbakanımızın portresinde 111
renk kullandım." Isparta'nın sembollerinin gül, halı ve Süleyman
Demirel olduğuna dikkati çeken Aksakal, "Halı, Isparta için çok önemli.
Halıcı memleket, halısına bir müze
kurmuyor. Müze kurulursa iş yerimdeki 71 halıyı buraya vereceğim"
dedi. Aksakal, yaşlılık nedeniyle
artık kendisinin çalışamadığını sözlerine ekledi. (AA)
Mimarisiyle dünyayı cezbeden türbe
Orta Asya'da inşa edilen ilk
türbe özelliğini taşıyan,
Özbekistan'ın Buhara kentindeki İsmail Samani Türbesi,
gerek yapım şekli gerekse kullanılan malzemelerden ötürü
kendi sınıfındaki mimari
biçimin öncüsü olmuş
Orta Asya'da inşa edilen
ilk türbe özelliğini taşıyan,
Özbekistan'ın Buhara kentindeki İsmail Samani Türbesi,
gerek yapım şekli gerekse kul-
lanılan malzemelerden ötürü
kendi sınıfındaki mimari
biçimin öncüsü olmuş.
Yapıldığı dönem itibarıyla
işçilik, plan ve süsleme açısından üstün bir sanat değerine
sahip ve dünyaca meşhur mimari eserlerden birisi olan
türbe, Moğol saldırıları
sırasında çölde meydana gelen
fırtınaların ardından kuma
gömülmesi sonucu tahribattan
kurtulmuş. AA muhabirinin
İslam dünyasında inşa edilen erken türbe
örneklerinden birisi olması dolayısıyla
önemli bir yapı olarak görülen türbe,
bugüne kadar herhangi bir değişikliğe
uğramamış. Tarihçilerin yaptığı araştırmalara göre, çölden gelen kum fırtınalarının ardından kuma gömülen türbe,
yüzyıllarca bu şekilde muhafaza olmuş,
uzun aradan sonra kumlar altından
çıkarılmış. Türbenin, Moğol saldırılarından kurtulmuş olması ve günümüze kadar
tahribat yaşanmaması da buna bağlanıyor.
Tuğlanın dekoratif amaçlı kullanıldığı ilk yapı
Beşik tonoz şeklinde (tuğla ve harçla
örülmüş, alttan obruk, yarım silindir biçiminde tavan örtüsü) büyükçe bir sanduka
bulunan türbe, dörtgen bir planla tamamen
tuğladan inşa edilmiş. Üzeri yine tuğlalarla
örülmüş bir kubbeyle kapatılmış.
Kubbenin tepe noktasına aydınlatma
feneri yerleştirilmiş. (AA)
Yıl: 3
derlediği bilgilere göre,
Buhara'da Samani Hükümdarı
İsmail Samani için 9'uncu ve
10'uncu yüzyılda yaptırılan
türbede, babasının kabri de bulunuyor.
Bazı kaynaklar İsmail
Samani'nin bir torununun da
aynı yerde gömüldüğünü
bildirmelerine rağmen, 1927
yılında gerçekleştirilen arkeolojik kazıda, türbede iki kabir
olduğu anlaşıldı.
. Sayı: 915 . 13 Mayıs 2014 Salı
Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Eflatun SAYGILI
Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi
Azime MOLLA
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Salih ASLAN
Denizli Temsilcisi
Sedat KAYA
05326601776
sedatkaya20@hotmail.com
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Fikret DAĞTEKİN
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
info@sondakikagazetesi.com
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
13
17Mayıs
Şubat2014
2013Salı
Perşembe
Piyasaya sahte para süren şebekeye baskın
İzmir başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Sakarya’da piyasaya sahte para süren şebekeye yönelik gerçekleştirilen operasyonda 16 kişi
gözaltına alındı, 8 kişi tutuklandı. Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri piyasaya sahte para
süren bir şebekeyi takibe aldı. Şebeke üyelerinin özellikle internet üzerinden cep telefonu gibi cihazlar alarak
ödemeyi yaptıkları sahte paraları piyasaya sürdüklerini
belirledi. Ekipler, 7 aylık çalışmalar neticesinde şebeke
üyelerinin İzmir, İstanbul, Kocaeli, Ankara ve Giresun’da farklı zamanlarda toplam 26 olay gerçekleştirildiğini tespit etti. Harekete geçen ekipler, İzmir, İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Sakarya’da şebeke üyelerine
yönelik eş zamanlı operasyon düzenledi. 5 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda 16 kişi gözaltına alındı. Aramalarda, 227 adet sahte 100 ABD Doları (22 bin 700),
126 adet 100 TL (12 bin 600), 8 bin 100 Euro sahte
para, 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet kurusıkı tabanca,
42 adet kaçak cep telefonu ele geçirildi.
'Parada sahtecilik, özel belgede sahtecilik, 5607
sayılı kanununa muhalefet, 6136 sayılı kanuna muhalefet ve kabahatler kanuna muhalefet' suçlarından adliyeye sevk edilen zanlılardan 8’i tutuklanarak cezaevine
gönderildi. (CİHAN)
Stajların hizmet süresinden
SAYILMASINI YARGITAY
reddetti, AYM’ye BAŞVURDU
Kurumsal şirketler tarafından uygulanan ve yılları bulan ‘stajyerlik’ dönemindeki sigortaların hizmet süresinden sayılmasıyla ilgili tartışmalar
devam ediyor. Son olarak 1,5 yıl devlet bankasında staj yapan ve bunun hizmet süresinden sayılması için yargı yoluna giden Selda Baydo,
Yargıtay’dan da olumsuz sonuç alınca Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Baydo’nun avukatı Ahmet Çevik, doktor ve
avukatların bu haktan yararlanabildiğini, diğer vatandaşların bundan faydalanamamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesi
olan ayrımcılık ilkesine aykırı olduğunu savundu. AYM, Baydo’yu haklı bulursa, binlerce kişi 1 -2 yıl daha erken emekli olma şansı elde edecek
Stajyerlik Türkiye’de pek çok iş kolunda kullanılan bir yöntem olarak uygulanmaya devam ediyor. Bazen yılları bulan stajyerlik süresi iş hayatının ilk
adımı olarak görülmenin yanında kişinin çalışma hayatını yaşayarak
görmesi, yürüttüğü iş ile ilgili teknik ve
mesleki birçok bilgiye sahip olması
açısından da önem taşıyor. Bunun yanı
sıra sigorta başlangıcı olarak büyük
önem taşıyan stajyerlik süresi emeklilik
başlangıcı olarak sayılmaması ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14.
maddesi olan ayrımcılık ilkesine aykırı
olarak değerlendiriliyor. Bu konuda
mağduriyet yaşayanlardan biri olan 38
yaşındaki Selda Baydo 1990 ile 1992 yılları arasında özel bir bankada yaptığı
1,5 yıllık stajın sigortalılık hizmet
süresinden sayılması için 2011 yılında
Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK)
başvurdu. Ancak talebi reddedilen Baydo, bu idari karara karşı Antalya 5. İş
Mahkemesi’ne iptal davası açtı. Mahkemenin davayı reddetmesi üzerine Baydo, Yargıtay’a itiraz etti. Yargıtay İş
Mahkemesi, yerel mahkemenin kararı
onaması üzerine Baydo, bu kez AYM’ye
başvurdu.
STAJ HİZMET SÜRESİNDEN SAYILIRSA 2 YIL ERKEN EMEKLİ OLACAK
Adil yargılanma hakkının ve eşitlik
ilkesinin ihlal edildiğini savunan Selda
Baybo, bazı meslek gruplarının staj
süreleri, sigortalılık hizmet süresinden
sayılırken, sade vatandaşların ve kamuda staj yapan vatandaşların stajları
hizmet süresinden sayılmadığını söyledi. Açık bir şekilde ayrımcılık yapıldığını
savunan Baydo, “Türkiye’de benim durumumda binlerce kişi var. Başvurumuz
kabul edilirse, binlerce kişi 1 -2 yıl daha
erken emekli olabilecek. Ben de 5 yıl
sonra emekli olabileceğim.” dedi.
Baydo’nun avukatı Ahmet Çevik, doktor ve avukatların stajlarının emeklilik
süresinden sayıldığına dikkat çekti. Ancak bu haktan sade vatandaş ve meslek
lisesi stajyerleri, banka da staj yapanlar,
mali müşavirlerin stajda geçen süreleri
ve kamuda staj yapmış vatandaşlar bu
haktan faydalanamadığını belirten Çevik, “Bu durum kamu vicdanında derin
yara açıyor. Başvurucunun bankada
çalıştığı 2 yıl süresince sigorta primi
işçi öğrenci statüsünde 1/3 oranında ödenmiş olmasına rağmen hizmet süresine dahil edilmemiştir. Bir hak kaybı
söz konusudur.” ifadesini kullandı.
Başvurunun adil yargılanma hakkı ve
anayasal eşitlik ilkeleri doğrultusunda
yapıldığı belirten Çevik, şunları ekledi:
“Staj sürelerinin hizmet süresinden
sayılmaması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. Maddesi olan ayrımcılık
yasağı ilkesine de aykırıdır. Biz staj
sürelerinin hizmet süresinden sayılmasını talep ediyoruz. Bu konu Türkiye
için önemli bir sorundur. Müvekkilim
Anayasa Mahkemesi’ne ilk bireysel
başvuru yapan kişi oldu.” (CİHAN)
SULH CEZA ve ASL YE CEZA
Mahkemesi ayrımı KALDIRILIYOR
Adalet Bakanlığı Sulh Ceza ve Asliye
Ceza mahkemeleri arasındaki ayrımı
kaldırarak Sulh Ceza Hakimlikleri getiriyor. Bakanlık ayrıca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı ile ilgili suçlarda
ceza artırımına gidiyor.
Adalet Bakanlığı tarafında Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ne sunulan tasarıda Sulh Ceza ve Asliye Ceza
mahkemeleri ayrımı kaldırılıyor. TBMM’ye sunulan teklife göre sulh ceza mahkemeleri kaldırılarak sulh ceza
hakimlikleri kurulacak. Kurulan sulh ceza hâkimlikleri
soruşturma aşamasında hakim tarafından verilmesi gerekli kararları verebilecek ve bu hakimlikler yargılama
faaliyeti yapamayacak. Sulh Ceza Mahkemeleri'nin
yargılamaya ilişkin görevleri Asliye Ceza Mahkemeleri'ne devredilecek. Takipsizlik kararlarına itiraz en yakın
ağır ceza mahkemesi yerine, sulh ceza hâkimliğine
yapılacak. Koruma tedbirleri ve itirazlar konusunda uzmanlaşma sağlanacak ve ülke genelindeki uygulama
farklılıkları ortadan kaldırılacak.
UYUŞTURUCU VE UYARICI
MADDELER DÜZENLEMESİ
Tasarıda, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin
düzenlemelerde ise esrar elde etmek amacıyla kenevir
ekimi suçunun cezası 1 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası
iken bu ceza 5 yıldan 12 yıla çıkarılıyor. Uyuşturucu veya
uyarıcı maddelere ilişkin yargılamalar asliye ceza
mahkemesi yerine ağır ceza mahkemelerinde yapılacak.
Yapılan uyuşturucu ve uyarıcı madde ekimi kişinin kendi
kullanımı için ise bu suç 1 yıldan 3 yıla çıkarılacak. Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal, ihraç ve ithal suçunun
cezası 10 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası iken yine bu
suç 20 yıldan 30 yıla ve uyuşturucu ve uyarıcı madde satma suçunun cezası 5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası
iken yine bu suç 10 yıldan 20 yıla çıkarılacak. Uyuşturu-
cu ve uyarıcı maddenin çocuğa verilmesi veya satılması
durumunda ise hapis cezası 15 yıldan az olamayacak.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun üç
veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi durumunda ceza
yarı oranında, örgüt tarafından işlenmesi durumunda ceza
bir kat arttırılacak. Bu suçlardan mahkum olanların,
koşullu salıverilme süreleri iki bölü üç oranından üç bölü
dört oranına çıkarılacak. Uyuşturucu ve uyarıcı madde
kullanılmasını kolaylaştırma ve özendirme suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis iken, 5 yıldan 10 yıla, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanma suçunun cezası 1 yıldan 2 yıla kadar hapis iken, 2 yıldan 5 yıla çıkarılacak.
UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE KULLANAN KİŞİLER HAKKINDA DENETİMLİ
SERBESTLİK KARARI VERİLMESİNİN ÖNÜNE
GEÇİLECEK
TBMM’ye sunulan tasarıda ayrıca uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan kişiler hakkında denetimli serbestlik kararı verilmesinin önüne geçilecek. Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan kişiler hakkında denetimli serbestlik kararı soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısı
tarafından verilecek ve bu kişiler hakkında kamu
davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilecek, 5 yıl
süreyle takip edilecek. 5 yıl içinde kişinin yeniden uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanması durumunda ise kamu
davası açılacak. Bu süre içinde kullanmaması durumunda
takipsizlik kararı verilecek. Uyuşturucu kullanan kişiler
bu imkandan bir kez yararlanacak, yeniden uyuşturucu ve
uyarıcı madde kullanmaları durumunda doğrudan kamu
davası açılacak.
NİTELİKLİ HIRSIZLIK SUÇUNUN
CEZALARI YAKLAŞIK OLARAK YARI ORANINDA ARTTIRILIYOR.
Meclis'e verilen kanun tasarısında hırsızlık suçları ile
ilgili de düzenleme yapıldı. Tasarıda nitelikli hırsızlık
suçunun cezaları yaklaşık olarak yarı oranında arttırılıyor.
Konuttan hırsızlığın cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis
iken, 5 yıldan 10 yıla çıkarılıyor. Ayrıca kapkaç dahil nitelikli hırsızlığın 2. fıkrasında yer alan diğer hallerde 3 yıldan 7 yıla olan hapis cezası da 5 yıldan 10 yıla çıkarılıyor.
Gece vakti yapılan hırsızlığın cezası üçte bire kadar arttırılırken bu suç yarı oranında artırılacak.
Kanun tasarısında ceza infaz kurumlarında hayatını
yalnız idame ettiremeyen hükümlülerin cezalarının infazının ertelenmesi de düzenleniyor. Hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumunda hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlülerin cezalarının infazının geri
bırakılması için “toplum güvenliği bakımından tehlike
oluşturmaması” gerekecek. Toplum güvenliği bakımından tehlikelilik unsuruna “ağır ve somut” kriteri eklenerek bu kavram daraltılıp somutlaştırılıyor. Şartları
taşıyan mahkûmların ise cezalarının infazının geri bırakılması öngörülecek.
Meclis'e sunulan teklifte yapılan bazı değişiklikler ise
şöyle: Yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs suçunun
unsurlarının yeniden düzenlenmesi,
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
aynı kişi hakkında bir kez verilmesi,
Yargılama giderlerinin tek başına temyiz nedeni olmaması,
Yurtdışında Türk kamu görevlisine bir yabancı tarafından rüşvet verilmesi durumunda Adalet
Bakanı’nın izni aranmaksızın doğrudan soruşturma ve
kovuşturma yapılması,
Türkiye dışında suç işleyip de Türkiye’de bulunan yabancının soruşturma aşamasında da geri verilmesi
öngörülüyor.
(CİHAN)
Taksim’de üniversiteli kıza otomobil çarptı
Taksim’de karşıya geçmeye çalışan
üniversite öğrencisi genç kıza otomobil
çarptı. İlk yardımı bir kadın avukatın
yaptığı yaralı genç kız, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Olay Mete Caddesi’nde saat 13.30
sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Gezi Parkı’ndan çıkıp Atatürk
Kültür Merkezi istikametine gitmeye
çalışan üniversite öğrencisi Gizem Çakır
(20), caddeye adımını atar atmaz
Bayram Ş.’nin kullandığı araca çarptı.
Yerde hareketsiz yatan genç kızın
yardımına ilk olarak çevre işyerlerinde
çalışanlar koştu. Yardıma gelen bir
kadın avukat, ağzından kanlar gelen ve
kısa süreli şoka giren genç kızı konuşturup sağlık görevlilerinin gelmesini bekledi. Gizem Çakır’a durumuyla ilgili bilgi veren ve kesinlikle uyumaması gerektiğini söyleyen avukat, zaman zaman da
çevredekilerden yaralının başından uzaklaşmalarını istedi. Yardımsever avukat
bir yandan da telefonda genç kızın
yakınlarına bilgi verdi. Bu sırada bir
motosiklet sürücüsü de yerde yatan genç
kıza kendisinin de birçok kez kaza
geçirdiğini, korkulacak bir durumunun
olmadığını söyleyerek uyumamasını
tavsiye etti.
Bu sırada cep telefonuyla bilgi verilen Gizem Çakır’ın, Ayşegül isimli
arkadaşı olay yerine koşarak geldi.
Çakır’ı yerde yaralı halde görünce şok
geçiren genç kız, daha sonra olay y-
erindekilerin telkinleriyle sakinleşti. Bir
süre sonra olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı kıza boyunluk taktı. Ambulansla hastaneye kaldırılan Çakır tedaviye alındı.
Öte yandan çevre sakinleri çift yönlü
trafik işleyen Mete Caddesi’nde sürekli
kaza olduğunun söyledi. Olay yerinde
polislere kazanın nasıl olduğunu anlatan
sürücü Bayram Ş., daha sonra ifadesi
için polis merkezine götürüldü.
(CİHAN)
İzmir’de trafik kazası:
Aynı aileden 1 kişi
öldü, 3 kişi yaralandı
İzmir’in Bornova ilçesinde meydana gelen trafik kazasında aynı aileden 1 kişi
öldü, 3 kişi yaralandı.Kaza, Bornova
ilçesi Laka Mahallesi yakınlarındaki Laka Köprüsü'nde dün akşam saatlerinde
meydana geldi. Dilek Biçer'in (35) kullandığı 35 AF 6318 plakalı otomobil, Laka Deresi'nde yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki bentten düştü.
Kazayı gören çevredekiler, durumu, 110
AKS, sağlık ve jandarma ekiplerine
bildirdi. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları ilk müdahalede Ali
Biçer'in hayatını kaybettiğini belirledi.
Sağlık ekipleri otomobilde bulunan
sürücü Dilek Biçer ve 11 yaşındaki kızı
Cemre Biçer'i Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi'ne, 16 yaşındaki
oğlu Musa Biçer'i Tepecik Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.
(CİHAN)
Torbalı’da trafik
kazası: 7 yaralı
Torbalı ilçesinde meydana gelen kazada
7 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre,
Torbalı'dan İzmir yönüne giden İbrahim
Öztürk'ün kullandığı 35 Y 4341 plakalı otomobil, TOKİ kavşağında aynı yönde giden Ali Kocaman'ın kullandığı 65 BA 898
plakalı kamyona arkadan çarptı.
Kazada otomobilde bulunan İbrahim, Yiğit, Merve ve Lütfiye Öztürk ile Sibel,
Mehmet ve Sudesu Dedeoğlu yaralandı.
Torbalı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan
yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu
bildirildi. (AA)
13 Mayıs 2014 Salı
Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Türkiye'nin potansiyeline ve dinamizmine inançlarının tam olduğunu belirterek “Bu yüzden 2014 yılı hedefimizde herhangi bir revizyon
yapmadık. Her işe uzun vadeli bakıyoruz. Her işimizde farklılık oluşturmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki
dönemde de çift haneli karlı büyümeyi, üretim yatırımlarını da zamanında tamamlamayı hedefliyoruz.” dedi.
TEKNOSA İLE 3,5 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE CİRO HEDEFİ
Türkiye’de elektronik perakende sektörünün açık ara lider ve en değerli markası
olan TeknoSA’nın 2013 yılını 3 milyar lira
ciro ile kapattığını belirten Dinçer, 2014
yılsonunda 3,5 milyar liranın üzerinde ciro
büyüklüğüne ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti: “İzmir’de ikisi
Exxtra toplam 22 mağazada 270’i aşkın
TeknoSA çalışanı görev yapıyor. Yapımı devam eden Mavibahçe AVM ve Eşrefpaşa
İzmir Park AVM’lerinde iki yeni mağaza
açmayı hedefliyoruz.”
Sabancı Grubu’nun 2013 yılında konsolide net satışının 24,2 milyar, net karının
ise 1,7 milyar lira olduğunu kaydeden Dinçer, 2014 yılında yüzde 70’i enerji olmak
üzere 4 milyar liralık yatırım yapmayı ve
1800 kişilik yeni istihdamla toplam çalışan
sayısını 60 binin üzerine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
İzmir ve çevresindeki faaliyetleri gözden
geçirmek ve yatırım imkanlarını incelemek
üzere İzmir’e gelen Haluk Dinçer, Sabancı
Holding Perakende ve Sigorta Grubu
şirketlerinin yatırımları ve hedefleri
hakkında da bilgi verdi. Perakende sektöründe TeknoSA, KlikSA ve CarrefourSA
ile tüketiciye ulaştıklarını belirten Dinçer,
bugün yaklaşık 300 milyar dolar büyüklüğe
sahip perakende sektörünün, son on yıldır
yakaladığı istikrarlı büyüme trendiyle
Türkiye ekonomisine güç sağlayan ana dinamolardan biri haline geldiğine dikkat çekti. 2013 yılında yüzde 12-13 gibi bir büyüme
rakamı yakalanan sektörün 2014 yılında
yüzde 15 civarında bir büyümeye ulaşacağı
öngörüsünde bulunan Dinçer, “Geçmiş
yıllarda organize perakende sektöründeki
büyüme ülke ekonomisinin büyümesinin iki
katı olduğunu görüyoruz. Aynı trend bu yıl
da devam edecek.” şeklinde konuştu.
Perakende sektöründe TeknoSA ile elde
ettikleri başarıyı, yönetimini geçen yıl
devraldıkları CarrefourSA’ya da aynen
taşımak istediklerini belirten Haluk Dinçer,
CarrefourSA’da yeniden yapılanma projesi-
ni sürdürürken, TeknoSA’da müşterilerine
mükemmel hizmet sunabilmek için çoklu
kanal yatırımlarına devam edeceklerini
bildirdi.
CARREFOURSA’DA ON YEDİ ÇEYREKTEN SONRA GELEN İLK KAR
2014 yılının CarrefourSA için sıçrama yılı
olacağını açıkladıklarını hatırlatan Haluk Dinçer, “2014'ün ilk çeyreğinde bunun ilk
işaretlerini gördük. Şirketin bu yılın ilk
çeyreğinde vergi öncesi karı 5 milyon 999
bin 197 lira olurken, net kar seviyesi 3 milyon 731 bin 701 lira olarak gerçekleşti.
Böylece CarrefourSA 5 yıl sonra ilk kez kâra
geçmiş oldu.” diye konuştu. Dinçer, biri
Karşıyaka’daki hipermarket olmak üzere
toplam sekiz market ve 200’ü aşkın
çalışanla faaliyet gösterdikleri İzmir’de,
2014 yılında 6 yeni market açılışı
planladıklarını, 88 İzmirliye istihdam
sağlayacaklarını aktardı.
"" Global Yatırım Holding AŞ'ye bağlı Port Akdeniz Antalya Limanı Genel Müdürü
Sert,Türkiye'ye gelen kruvaziyer yolcunun yaklaşık yüzde 40'ının Global Liman
İşletmeleri AŞ'ye ait (Kuşadası, Bodrum ve Antalya) limanlardan geldiğini söyle '8MAJHB?IMB?H6EMDL.L>JCKHJM05GE.L,IFI
KIM<7B7DMB?H6EMHJALIFM*LG6KH?ILM JALIFIFMJ9HKCKI
GKEKG>M@KHM?GCM@KM*LG6KH?IL,@LDJM.LBFIFMB7=@K
#8&#,BKMB7D>KHCCJ;JIJ8M%LGL@L;,FIM*LGM JALIF,IFM@L
LH@F;FIFMLIHLCLIM-KGC8MDGE5L=JBKGMLIHLAFI@LM@7IBL@L
BLDHL9FDM"MAJHB?IMB?H6EM2LGKDKCJM<EHEI@E;EIE8
<EIEIMBLDHL9FDM8MAJHB?IEIEIM!H?<LHMHJALIHLGFIL
E;GL@F;FIFMDLB@KCCJ3M
%GE5L=JBKG@KM:K1KIMBFHFIMJBJM:K1CJ;JIJ8M<EMBFHMJ1JIM@K
<7B7DM<KDHKICJHKGJM<EHEI@E;EIEM<KHJGCKIM-KGC8M@?;E
0D@KIJ=M6?;GL(BL>FI@LDJM>JBL>JMJ>CJDGLG>F=HFDHLGFI
:KCJG@J;JM<JGMCLDFAM>FDFICFHLGFIM>KDC4GKM?HEA>E=MKCDJ
K@K<JHK6K;JIJM@JHKM:KCJG@J3M-KGC8M)!K1KIM>KIKBJM'#&M<JI
B?H6EBHLMDL.LCCFD8M#&M:KAJME;GL@F3M*EMBFHFIM>K=?IE
BKIJML1FH@FM(LDLCM9EMLI@LM1?DM?HEAHEM<JGMCL<H?MB?D3M+L/
2LM4I6KM2K@K(JAJ=M"&',CKM'&M<JIJMBLDLHLALDCFMLAL
9EMLIDJMCL<H?MJHKMEALGFAM"&',7IMGLDLAHLGFIF
BLDLHLGF=)M@K@J3
!
"! "! !
" "" ! "!"
0ICLHBL,BLMBFHHFDM:KHKIMCEGJ>CMGLDLAFM@797I7H@7;7
=LALIMBFHHFDMBLDHL9FDM'"MAJHB?IMDJ9JM'#&M<JIMDGE/
5L=JBKGMB?H6E>EIEIM1?DM@797DM<JGMGLDLAM?H@E;EIEMJ/
(L@KMK@KIM-KGC8M)%GE5L=JBKGHKM:KHKIMB?H6EBLM9K2GJI
?HLILDHLGFIFM>EIALDMHL=FA3ML5LB?HEBHLM:KHKIM<JGMCEG/
J>CKM:7=KHM<JGM?CKH8M@KIJ=8M.HL$8MALI=LGLM>EIEB?G>EIE=3
%GE5L=JBKGMB?H6E>EM:KH@J;JM=LALIM>EIL6L;FIF=
@K;KGHKGKM4I6KHJDHKM?IEMEHL9CFGL<JHAKIJ=8M<EIEIMJ1JI
H?$J>CJDM?HLILDHLGFIM?HAL>FMHL=FA)M@JBKMD?IE9CE3
-KGC8M0ICLHBLM JALIF,ILMB?H6EM:KH@J;JM=LALI
EHL9FAMD?IE>EI@LM<JGMCLDFAM>FDFICFHLGMBL9LI@F;FIF8M<E
D?IE@LMBKGKHMB4IKCJAHKGJIMBL.AL>FM:KGKDKIHKG
<EHEI@E;EILM@JDDLCJM1KDKGKD8M94BHKM@K5LAMKCCJM)-J5JH
C?.HEAMDEGEHE9HLGFIFIM5KM9K2JGM2LHDFIFIM<JGHJDCK
1LHF9AL>FM:KGKDKIM2E>E>HLGM5LG3M
*EMJI>LIHLGFIM9K2GKMJIAK>JIJM>L;HLBL6LD>FIF=8M?GL@L
IKGKBKM:4C7GK6KD>JIJ=8M2LI:JMJADLIHLGFM>EIL6LD>FIF=
%GE5L=JBKGMB?H6E>EM.HL$LM:KHKIMCEGJ>CCKIM<JGL=M@L2L
(LGDHF3ML9M?GCLHLAL>FMB7D>KD8M:KIKH@KMDE=KBM05GE.LHF
B?H6EHLG3M*KDHKICJHKGJM@KM<JGL=M@L2LM7>CM>K5JBK@K3
I6KHJDHKM9K2GJM:4GAKDMJ>CJB?GMLI6LDM:4GKAJB?GHLG3
K2JGMAKGDK=JIK8M4GKIMBKGHKGJIKMEHL9CFGALMD?IE>EI@L
<JGMCLDFAM=L(JBKCHKGJAJ=M5LG3)M
%GE5L=JBKGMB?H6E>EIEIM9K2JGMAKGDK=JIKMJIK<JHAK>J
J1JIMBKGKHMB4IKCJAJIM7>C7ML1FDMCEGJ>CJDMLGL1HLG
LHL<JHK6K;JIKMJ9LGKCMK@KIM-KGC8M) JALIM?HLGLDMJBJM?./
KGL>B?IM>EIEB?GE=8M<EI@LIMAECHEHLGMLALMJI>LIHLG
HJALIFM:4GAKBKM:KHAJB?G3MEGJ>CMHJALIFIMDLHJCK>JIJM>?G/
AL=8M:K=JHK6KDM:4G7HK6KDMBKGHKGJMAKGLDMK@KG3M%GE/
5L=JBKGM9K2GKMDL=LI@FGFG8MHJALILMDL=LI@FGAL=3MK2GK
:KCJGJ>JM<7B7DC7G)M@JBKMD?IE9CE3
E-TİCARETE 15 MİLYON DOLAR ALT
YAPI YATIRIMI
Sabancı topluluğunun e-ticaret alanında
faaliyet gösteren en genç şirketi KlikSA
sitesini 2013 yılında yaklaşık 23 milyon kişi
ziyaretçi ettiğini kaydeden Dinçer,
“Kliksa.com, 2014 yılında da büyümeye devam ederek, kategori ve ürün sayısını
artırmayı, ürünlerin tüketicilere her zaman
hızlı şekilde ulaştırılmasını hedeflemektedir.
Dünya çapında bir web platformu
oluşturmak amacıyla 2014 yılında e-ticarete
15 milyon dolar altyapı yatırım yapmayı
planlıyoruz. Perakende alanındaki tecrübe
ve gücümüzle önemli katma değer
yaratarak Türkiye’nin Amazon’u olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyoruz.” bilgilerini
verdi. Dinçer, AvivaSA’nın da halka arz
çalışmalarının sürdüğünü aktardı.
(CİHAN)
!
! !
! !
!!"! "!"" LIM-LILBJ6JHKGJM+KGIK;J
0-0+M*L9DLIFMK2AKCM+E@LG?;HE8M>KD/
C4G7IM0G/!KM5KMBKIJMCKDI?H?$JMDEHHLIFAF
1LHF9ALHLGFILML;FGHFDM5KGAK>JM:KGKDCJ;JIJ
>4BHK@J3MM=AJGM5KM:KM*4H:K>JI@KM(LLHJBKC
:4>CKGKIM?C?A?CJ5MCK@LGJDM(JGALHLGFIFIM7>C
@7=KBMB4IKCJ6JHKGJIJIMDLCFH@F;FM0-0+M7BK
C?.HLICF>FI@LMD?IE9LIM+E@LG?;HE8M>KDC4G@K
D7AKHKIAKM<4H:KHKGJIJIM?HE9CEGEHAL>F
:KGKDCJ;JIJM<KHJGCCJ3MC?A?CJ5@KMLGALGLM*4H/
:K>J,IJIM4=KHHJDHKM+?;EM05GE.L,BLMDLG9FMGKDL/
<KC1JHJDML5LICL$FIFMBJCJGAKBKM<L9HL@F;FIL
@JDDLCJM1KDKIMK2AKCM+E@LG?;HE8M>KDC4G7I
D7AKHKIAKMA?@KHJIKM?@LDHLIAL>F
:KGKDCJ;JIJIMLHCFIFM1J=@J3M-KDC4G7IMJ2GL6LCCLDJ
<L9LGFHFM>KBGJIJ8MJ1M.L=LG@LDJM@LGLHALBFM5KM:/
KHK6KDHKMJH:JHJM<KDHKICJHKGKM@K;JIKIM+E@LG?;HE8
0G/!KM5KMJI?5L>B?IM>CGLCK$JHKGJIJI
BLB:FIHL9AL>FIFMJ>CK@J3M+E@LG?;HE8M>L5EIAL8
2L5L6FHFD8M@KAJGB?HE8MJ9M5KMCLGFAMALDJIKHKGJ
:J<JMLHLIHLG@LMJ9<JGHJDHKGJIJIMLGCFGFHAL>FIFI
4IKAJIKM@JDDLCJM1KDCJ3M00
!"! !""!"" Türkiye limanları, geçen yıl her biri
belediye büyüklüğünde nüfusa sahip dev
gemilerden inen 2,2 milyon turisti ağırladı.
Dünya kruvaziyer turizm pastasından yüzde
10'luk pay almayı başaran Türkiye, bölgesindeki savaşlara rağmen liman kapasitelerini
artırarak Doğu Akdeniz'in yıldız destinasyonu
olmaya çalışıyor. Ülke genelindeki liman
kentlerinden turizm temsilcilerinin dünya
çapında ortak tanıtım yapmak amacıyla bir
araya gelerek oluşturduğu Türkiye Kruvaziyer Platformu'na başkanlık eden İzmir Ticaret
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem
Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada
Türkiye'nin kruvaziyer turizmin önemini geç
fark ettiğini ifade etti.
Gelişmiş ülkelerde insanların tatillerini gemi turlarında geçirmeyi daha çok tercih etmeye başladığını, 2013-2016 dönemi için 67 bin
yatak kapasiteli 22 yeni gemi siparişi
verildiğini anlatan Demirtaş, bu yatırımın
toplam bedelinin ise 11 milyar avroyu
bulduğunu kaydetti. Kruvaziyerde en gözde
destinasyonların Karayipler ve Batı Avrupa
limanları olduğunu ancak kruvaziyer
şirketlerinin Doğu Akdeniz'deki limanlarla da
yakından ilgilenmeye başladığını anlatan
Demirtaş, "Türkiye son dönemde kruvaziyer
gemilerin uğrak rotaları arasına girmeyi
başardı. Kuşadası, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Türkiye limanlarına bin 600'e
yakın dev gemi yanaştı. Bu gemilerden inen
2,2 milyon yolcu, turizme hareketlilik getirdi.
Bu rakamlarla dünya kruvaziyer pastasından
yüzde 10'luk pay aldık. Ülkemize gelen turistler oldukça memnun ayrılıyor. Örneğin
İzmir Limanı iki yıldır Avrupa'nın En İyi Kruvaziyer Destinasyonu seçildi" dedi.
Türkiye'de kruvaziyer gemilerin
yanaşabileceği toplam 26 liman ve iskele
bulunduğunu, yeni rotaların belirlenmesi
halinde Türkiye'nin bu alanda hızla
ilerleyebileceğini ifade eden Demirtaş, İskenderun'dan Trabzon'a kadar tüm kentlerin
bu konuda planlar yaptığını anlattı. Kruvaziyer turizmin istikrarlı ülkeleri tercih ettiğini,
küçük bir siyasi dalgalanmada dahi dev
gemilerin rotalarını alternatif limanlara
kaydırdığını anlatan Demirtaş, "Kruvaziyer
şirketleri, yeni destinasyonlar arıyor. Yılın her
döneminde turistlere ev sahipliği yapabilecek
iklime ve güzelliklere sahip olan coğrafyamız
bu konuda en iddialı destinasyon. Ancak
Suriye ve Ukrayna'daki savaşlar bizi de olumsuz etkiliyor. Örneğin Alanya, Antalya ve
Mersin gibi limanlarımız, kruvaziyer turizm
için çok uygun olsa da bu rotayı tamamlayacak limanlarda savaş var. Karadeniz'de de
yeni destinasyonlar oluşturmak istiyoruz. Ancak orada da Odessa karıştı" dedi. Demirtaş,
önceki yıllarda ihaleye çıkan ancak tek
şirketin katılımı nedeniyle iptal edilen İzmir
Yolcu Limanı ihalesinin yakın dönemde yenilenmesinin beklendiğini kaydetti. (AA)
!
Mayıs 2013
2014 Perşembe
Salı
131Şubat
)*
*#'*%+!)"!+*%"*'%*+"$)+*)''+
İhracatçı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı (TCMB) kur oynamaları ile ilgili önlem almaya
davet etti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Dolar 2,40 lirayı
gördüğünde TCMB, günde birkaç milyar dolar döviz satım ihalesi yapıyordu. Kurum, o dönem
nasıl canhıraş çaba sarf ettiyse şimdi de proaktif davranıp gerekeni yapmalı.” dedi
Sabit kur değil istikrarlı kur talep ettiklerini belirten Büyükekşi, “Biz hep rekabet
edebileceğimiz bir kurdan yana olduk, yüksek kurdan yana olmadık. Yüksek kurun
bize olumsuz yansıyacağını beyan ettik. Onun için TCMB’nin burada piyasayı iyi
okuyup, enflasyon rakamlarını göz önüne
alıp kademe kademe düşüşe başlaması
gerek. 2006’yı iyi tahlil etmesi gerek. “ ifadelerini kullandı. TİM’in ‘Ekonomi ve Dış
Ticaret Raporu’nun tanıtım toplantısında
gazetecilerin kur ve TCMB uygulamaları ile
ilgili sorularını cevaplayan Büyükekşi,
şunları kaydetti: “Şu an kurun aşağı doğru
gitmemesi gerekiyor. Burada yapılması
gereken TCMB’nin döviz alması gerekiyorsa
almasıdır, faizleri düşürmesi gerekiyorsa
düşürmesidir. Yok, ‘dolar 2 lira olsun da ondan sonra yapsın, Mayıs ya da Haziran
ayına toplantı gelsin de yapsın’ demeye
gerek yok.” Kurda gönüllerinde yatan
rakamın ne olduğu sorusuna ise Büyükekşi,
şöyle karşılık verdi: “Senenin ilk aylarında
bir basın toplantısı yaptık. O dönem dolar
2,40 liraya dayanmıştı. Biz, buna karşı ‘bu
durumdan ihracatçı memnun değil, aynı filmi 2006’da da gördük. 2006’da kur 1,80 liraya dayandı. Merkez Bankası faizleri artırdı,
orada tuttu bir süre. Sonrasında kademe
kademe düşürdü, kur 1,20 liraya geriledi.
!
!
!!
!
!
Ordu ve Giresun Ticaret ve Sanayi
Odaları (TSO), bölgenin yaşadığı
kar ve zirai don felaketinden
dolayı fındık üretimiyle uğraşan
bölge çiftçisine destek talep ederek, konunun takipçisi olmasını
istedikleri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu’na rapor sundu
Ayrıca Malatya Ticaret Borsası da TOBB’a
başvurarak zirai don nedeniyle, mağdur olan
kayısı üreticilerinin sorunları için çözüm önerilerini bildirdi. Söz konusu talepleri 03 Mayıs
2014 Cumartesi günü gerçekleşen TOBB
Yüksek Koordinasyon Kurulu ve Strateji
Geliştirme Yüksek Kurulu Müşterek
Toplantısı’nda Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’e iletildiğini bildiren Rifat
Hisarcıklıoğlu, raporlarda bir milyonu aşkın
kişinin bu felaket üzerine büyük sıkıntıya
girdiğini kaydetti. Söz konusu raporda; başta
bölge çiftçilerinin desteklenmesi ve
borçlarının ertelenmesi olmak üzere bir dizi tedbir talebinde bulunuldu. Yaşanan felaket
dolayısıyla, orta ve yüksek kesimlerde yüzde
100, alt kesimlerde ise yüzde 40 ile yüzde 70
arasında ürün kayıpları yaşandığına dikkat
çekilerek, bunun neticesinde piyasadaki kabuklu fındık fiyatlarının ortalama 6 TL’den 10
TL’ye kadar yükseldiğine değinildi. Ayrıca, bu
felaketin bölgede domino etkisi göstereceği ifade edilerek, yaklaşık 76 bin çiftçinin mağdur
olduğu, üreticinin mağduriyetinin bölge taciri
ve esnafını da etkileyeceği anlatıldı. (CİHAN)
2013’te yönünü ithalata çevirdi. Net
ihracatın yüzde 18 daralmasına neden oldu,
Türkiye’nin ithalatını artırdı. 2013
ihracatında motorlu taşıt ilk sırayı alırken,
pek çok ürün grubu çift haneli büyüme elde
etti. İhracat artışını olumlu yönde etkileyen
sektörler otomotiv, makine, örme giyim,
plastik ve mobilya; olumsuz etkileyen sektörler demir-çelik, mineral yakıt ve yağlar
oldu. Net ihracatın artı olduğu ülkelerin
başında Irak gelirken, bu ülkeyi Azerbaycan,
İngiltere, Libya ve Mısır takip etti. Net ihracatta en hızlı büyüme artışı ise Hollanda’ya
oldu. Net ihracatçı sektörler, hazır giyim,
meyve, demir-çelik, tuz, kükürt ve taşlar
diye sıralandı. Yenilen meyve faslında
2013’te ciddi bir artış görülürken, incir ve
nar ihracatı sıçrama yaptı.
Türkiye, zeytinyağı ve makarna
ihracatında da rekorlar kırdı. Hububat
ihracatında da kek, gofret ve bisküvi büyük
pay aldı. Ülke gruplarına bakıldığında
Türkiye’nin en büyük ticari partneri, toplam
ihracatta yüzde 41 pay ile yine Avrupa
Birliği (AB) oldu. Ortadoğu’ya ihracatın
düşüşünde altın faktörü öne çıkarken, en fazla satış yapılan ilk beş ülke Almanya, Irak,
İngiltere, Rusya ve Fransa’dan teşekkül etti.
2013’te Türkiye ekonomisinde büyüme ve
ithalat paralel yürüdü. Ancak ithalatın en
büyük kalemi enerji tarafında yavaşlama
oldu. Enerji ithalatında yüzde 7 düşüş genel
ithalatın artış oranını da 1,6 puan aşağı çekti. Ara mallar, ithalatın yüzde 73’ünü
karşılarken, en yüksek ithalat artışı tüketim
mallarında kaydedildi.
İhracatçı zarar gördü.
Aman tarih tekerrürden
ibaret demeyelim’
uyarısı yapmıştık. Son
olarak da doların 2,40 liraya dayanmasının
ardından 5 puan faiz
artışı yapıldı. Tabii şu an
faiz orada duruyor ama
ne yazık ki dolar 2,076,
Euro 2,86 lira. Aynı
şeyler tekrar ediliyor. O
dönem olan şimdi de
oluyor. Olanlardan ders
almak gerekiyor. Tarih
tekerrür etmemeli.
Dolarda 2,15 bizim
rekabet gücümüz için
yeterli. Biz, doların 2,40
lira olmasını temenni
etmediğimizi belirttik. O aralar ayrıca‘döviz
almayın’ diye kamuoyuna çağrıda bulundum. Yani o aralar spekülatif amaçlı döviz
alanlar zarar ediyor şu an. Artık Türkiye eski
Türkiye değil. 2001’den evvel devamlı yükselen kur vardı. Ama şu an kur oynayanın
elini yakıyor. Spekülatif amaçla oynayanlar
varsa oynayanın elini yakıyor. Rekabet
gücümüzü mümkün kılacak rakam dolarda
2,15, Euro’da 3 liradır. Biz, şu an iyi bir hava
yakaladık. Güzel bir ihracat artışı var.
Bu havayı kaybetmemeliyiz. Cari açık
daralıyor. Büyümeye büyük ihtimalle ihracat
katkısı olacak. İlk 3 ayda ihracatın katkısı olacak, mutlaka. Sanayi rakamları iyi geliyor,
burada ihracatın iyi katkısı var. Yani geçen
ay Kastamonu’da ‘bahar havası yaşıyoruz’
dedik. Bu havayı kaybetmemeliyiz herkes
üzerine düşeni yapmalı.”
İSTANBUL’DA İTHALATTA BİRİNCİ
Türkiye ithalatında öne çıkan ilk 20 şehir,
ihracat ve ekonomik aktivitelerde de ön planda olan iller oldu. İthalatta yüzde 54,3
pay ile İstanbul ilk sırada yer alırken, bu
şehri Kocaeli, Ankara, Bursa ve İzmir izledi.
Hatay ve Manisa’da ise ithalat daraldı.
Türkiye, geçen sene ithalatının yüzde
36,7 sini AB’den yaparken, Amerika
ülkelerinden ithalatta düşüş görüldü. İhracatta dördüncü sırada yer alan Rusya, ithalatta birinci oldu. Rusya’yı Çin, Almanya, İtalya ve ABD takip etti.
ALTIN NET İHRACATI
YÜZDE 18 DARALTTI
TİM Başkanı, ‘Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu’nun önemli bulgularını da açıkladı.
Giriş bölümünde ekonominin ele alındığı raporda ihracat ve ithalatın durumu sektör,
mal grupları ve ülke bazlı olarak tahlil edildi.
Rapora göre 2013 ihracat rakamında altın
ihracatında keskin düşüş etkili oldu.
2012’de sekiz kat ihracat artışı görülen altın,
LAP TOP VE CEP
TELEFONU İTHALATI ARTIRDI
Alt fasıllara göre ithalat ele alındığında
mineral yakıtlar ve yağlar ilk sırada yer aldı.
Makineler faslında yüzde 12,3 ile lap top ve
elektrik elektronik faslında yüzde 22,2 ile
cep telefonları ithalat artışının önemli
kalemleri oldu. İşlenmemiş altın ise 2013
ithalatını artıran etmenlerdendi. Net ithalatta
birinci Çin idi; ardından Rusya, Almanya ve
İsviçre geldi. Net ithalatçı olan sektörler ise
enerji, makine ve kıymetli taşlar oldu.
‘Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu’nun
bulgularını yorumlayan TİM Başkanı
Büyükekşi, belge ile Türkiye’nin net
ihracatçı ve ithalatçı olduğu ülkelerin, sektörleri araştırıp fotoğrafladıklarını vurguladı.
Dış ticaretini artıran ülkelerin milli gelir ve
refahını da artırdığına işaret eden
Büyükekşi, 2014’ün Türkiye için iyi bir sene
olacağını dile getirdi. Sene sonu için konulan 166,5 milyar dolar ihracat hedefinin
yakalanacağına temas etti. Büyükekşi,
Türkiye’nin 2023 için 500 milyar dolar ihracat hedefi belirlediğinden söz etti.
Bu hedefin yakalanması adına yüzde 14
ihracat artışının devam etmesi gerektiğini
anlattı. Büyükekşi, “ 2023 için mevcut
pazarlarda payı artırmamız, çoklu ticaret
anlaşmalarını artırmamız gerek. Orta ve ileri
teknoloji ürün payını artırmamız gerek. Bu
da kaliteli, katma değerli ürünlerin ihracı
anlamına geliyor. Yükte hafif pahada ağır
mallarla konteynırları doldurmamız gerekiyor. Katma değeri artırmak için TİM olarak inovasyon, tasarım, marka ve Ar-Ge konusunda duruyoruz. “ dedi. İnovasyona önem
verdiklerini vurgulayan Büyükekşi, “Bu
çerçevede 2014’te İnovasyon Haftası’nı 3
ilde yapacağız. Bu yönde ilk adımı attık. 2930 Mayıs’ta İnovasyon Haftası’nın ilki
İzmir’de yapılacak. İnovasyon ateşini
Anadolu’ya taşıyacağız. İkinci il Ankara,
Gaziantep, Adana olur bunlarla ilgili
görüşmeleri yapıyoruz. Yani İnovasyon
Haftası ile ilgili 3 etkinliğimiz olacak. Birini
de İstanbul’da yapacağız. “ açıklamalarında
bulundu.
(CİHAN)
+$+ '(++&( %+#$)&#+!"(& )
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel
Başkanı Bendevi Palandöken, turist sayısında artış beklediklerini bildirdi. Palandöken, “2014 yılında ülke olarak turist beklentimiz 45 milyon. Her yıl turizm sezonunda yaşanan artışın bu yıl
turistlerin harcamalarına da yansımasını bekliyoruz.” dedi
2MSVHNYKWHJTMTXYVUVGOVTYLXHRURYQW<WSUWTQVSNWYLX;
8XTY7WTQW>VY#XUXTQBOWTAYY$VHNWPYKWOPBSITQWY@WS
PISUIYPWQFVSYGVNQVQWTYXURTNXURQRSDY HWUUVOUWYEWCNVG
LRUUXSQXYLXGXTXTYOXCXOYXUOJUUIYVCW?WOUWSUWYVUEVUVYLWTV
KRORTPRUXSYLXGXTNXNXURQRSDYLXSRUXSRNRHYQVOOXPW
XURTXSXOYQWTWPVNUWSYXSPRSRUNXURQRSDY
&WCNVGPWYLXGXTXTYIHI?IYJUXLUXSYXSPRO
LXGXTNXKRTD+YCX<SRKRTQXYFMUMTQMD&WCWTYLRU
2ISOVLW!LWYEWUWTYPMSVKPYKXLRKRTRTYLIHQWY(A/YXSPXSXOY4
NVULJTY99/YFVTY99/YOVGVLWYMUXGPR<RTRAYFMTUXSRTYLIHQW
-/A9"KRTRTY44YNVULJTY-9(YFVTY595YOVGVYVUWYLXFXT?RYPMS;
VKPUWSQWTYJUMGPMSQM<MTMYKBLUWLWTYY#XUXTQBOWTAYGBLUW
QW>XNYWPPVY$2MSVHNYEWUVSUWSVNVHYLIHQWY66A5YXSPXSXO
49YNVULXSY461YNVULJTY595YFVTYQJUXSYJUQMDY9164!PWYOVGV
FXGRTXYJSPXUXNXY@XS?XNXY-95YQJUXSYJUMSOWTA
LXFXT?RUXSYJSPXUXNXY(5YQJUXSAYLMSPYQRGRTQXYVOXNWPYW;
QWTY>XPXTQXGUXSRNRHYLWSVTVYLMSQMTMYHVLXSWPPW
!%&(&(&+&%**#
&)*(*)'+$)"!
$&(+#*%$(
$*)'%*+"*#'('
İstanbul’da düzenlenen 37.
Turkey Build Fuarı'na, Denizli Ticaret Odası'nın (DTO)
gerçekleştirdiği bir organizasyonla Denizli’den 30 inşaat
firması katıldı
EWUQV<VTQWYVKWYJSPXUXNXYFVTY9)9YQJUXSY@XS?XQRDY0WO;
PBSQWY6A)YNVULJTYVTKXTYCXURGRLJSD+YY7XTQSJUIYFMUMT;
NXLXTYXUOJUUIYVCOVYNVOPXSRTQXYLIHQWY/4YXSPRG
JUQM<MTMY>WYFMYXUOJUUIYVCOVUWSVTYTJSNXUYKXPRG
=VLXPRTRTYCJOYXUPRTQXYFVSY=VLXPPXTYKXPRUQR<RTRYKBLUWLWT
#XUXTQBOWTAYGMTUXSRYOXLQWPPVY$:X@XY91YEITYBT?W
8VLXKXYQW<WSVY6YNVULJTY2YJUXTYPJ8UXNY6)YFVTY(41
GVGWYOXCXOYXUOJUUIYVCOVYLXOXUXTQRDYXPXTQXGRNRHR
MLXSRLJSMHYTJSNXUY=VLXPRTYXUPRTQXYKXPRUXTYISITITA
KX@PWY>WLXYOXCXOYJUNXKRYNM@PWNWUQVSDY0X@PWAYOXCXO
>WLXYVHVTKVHYJUXSXOYISWPVUWTYISITUWSQWTYOJSMTNXO
VCVTYXURGY>WSVGVTVHVAY2#:,YKXPRGYFWUEWKVYKX@VFVY8WS;
XOWTQWYKXPR?RUXSQXTYLX8RTRHDYUOJUUIYVCOVUWSVTYGI8@WUV
EBSIUWTYXNFXUX%XYKX@V8YJUXTUXSRTRY>WYXNFXUX%UXSRTRT
IHWSVTQWYFXTQSJUIYJUNXLXTUXSRYXKUXYXUNXLRTRHDY7MYPIS
ISITUWSVTYKX@PWY>WLXYOXCXOYJUNXKRYNM@PWNWUQVSD+
:WTVHUVY3TGXXPY.IPWX@@VPUWSVY:WSTW<V!TVTY:*3.
OXPORYKMTQM<MYJSEXTVHXKLJTYKJTMTQXY=MXSRYEWHQVOPWT
KJTSXYFVSYQW<WSUWTQVSNWQWYFMUMTXTY:*3.Y7XGOXTR
'W@NVY:WNVSPWTAY2MSOWLY7MVUQY3KPXTFMUYLX8R
NXUHWNWUWSVYKWOPBSITQWYQITLXTRTYWTYFILIOYFWG
=MXSRTQXTYFVSVYJUQM<MTMYKBLUWQVDY:WNVSPWTAY$7MYPIS
=RSKXPUXSRTYVLVYQW<WSUWTQVSVUNWKVYEWSWODY2WOTJUJ%VYPIN
@RHRYVUWYLWTVYISITUWSYJSPXLXYCROXSRLJSDY7VHYQWYFMYISITUWSV
LXORTQXTYEBSNWOYVCVTYQWSTWOYILWUWSVNVHY>WYKWOPBSYPWN;
KVU?VKVYXSOXQXGUXSRNRHYVUWYVT?WUWNWUWSQWYFMUMTNXOYIHWSW
FMY=MXSXYOXPRUQRODY
'MXSUXSYEWTCYXSOXQXGUXSRNRHRTYM=MOUXSRTRT
EWTVGUWNWKVYXQRTXYBTWNUVYFVSY=RSKXPAYFMSXQXYQXYBHWUUVOUW
EWTCYXSOXQXGUXSRNRHRTYQXYXSXNRHQXYJUNXKRYFVHUWSVYNWN;
TMTYWPPVDY7MYPISYJSEXTVHXKLJTUXSUXYVTGXXPYKWOPBSITWYV>NW
OXHXTQRSR8AY:WTVHUVYWOJTJNVKVTWYOXPORYKX<UXNXLRY@WQW;
=UVLJSMHD+YQWQVDYY'MXSRTY:WTVHUVUVYOXPRURN?RUXSRTRYQXYHV;
LXSWPYWQWTY:*3.YILWUWSVAYKPXTPUXSRYEWHWSWOYFMY=VSNXUXSX
QXYQWKPWOY>WSQVDY3KOWUW;Y,XUR8YXUXTRTQXY=XXUVLWPYLISIPWT
&BOQWUWTY3KOWUWY,XUR8Y0VKPWNUWSVYBTWPVNY,MSMUM
7XGOXTRY NWSYWTEWUAY:*3.YILWUWSVTWY>WYFXGOXTRTX
=MXSQXYOWTQVUWSVTWY>WSQVOUWSVYQWKPWOPWTYBPISIYPWGWOOIS
WPPVDY:WTVHUV"QWOVYVTGXXPUXSQXTYWKVTUWTWSWOYEWUVGPVSQVOUWSV
VKOWUWYKVKPWNVYVUWYFVSYCJOYIUOWLWYV@SX?XPYLX8PROUXSRTR
OXLQWQWTYWTEWUAY:WTVHUV"QWYEWTWUUVOUWYFVTXUXSY)YOXPR
EWCNVLJSDY7MYLIHQWTYQWYVTGXXPUXSYQXY>VTCYKVKPWNV
OMUUXTRUNRLJSDY7VHYQWYFMYGXSPUXSQXTYWKVTUWTWSWOYFVSYKVK;
PWNYEWUVGPVSQVODYX8PR<RNRHYNJQWUUWYNXUVLWPUWSVYQW
JUQMOCXYQIGISQIODY'MXSQXYQXYJUQMOCXYLJ<MTYVUEVYEBSIL;
JSMHDYMYXTQXY&IS?VKPXTAY7MUEXSVKPXTYEVFVYIUOWUWSWYV@SX;
?XPYLX8RLJSMHAYLMSPYVCVTQWOVYVUEVQWTYQWYNWNTMTMHD+
QVLWYOJTMGPMDY
0,;0:*Y9165Y=MXSRTRYQXYEWHWTY:WTVHUVUV
VTGXXPCRUXSYFMSXQXYQXYVOUVNUWTQVSNWY>WYPWKVKXPYKWOPBSI
VUWYVUEVUVYVT?WUWNWUWSQWYFMUMTQMDY HWUUVOUWYWTWS%VYPXKXS;
SM=MY>WYCW>SW?VYISITUWSWYVUEVYEBKPWSWTY=VSNXYPWNKVU?VUWSV
--6YOXPRURN?RY=VSNXTRTYFJLYEBKPWSQV<VYKPXTPUXSQXYFVUEV
XUQRDY
SAYFA 6
SONDAKiKA GAZETESi >>
6 SiYASET
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
13 ubat
Mayıs2013
2014Per
Salı
17
embe
CHP'li Türmen: Cadı
avı çoktan başladı;
kimseyi korkutamaz
CHP İzmir Milletvekili Rıza Mahmut Türmen, Başbakanın cadı avı
yapılacağına ilişkin açıklamaları konusunda "Cadı avı çoktan başladı,
belki bitirmek ister. Cadı avı Gezi olaylarından sonra başladı. Arkasından
17 Aralık'tan sonra tekrar bir cadı avı başladı. Türkiye'de cadı dolu. Cadı
avına son verip başka şeyler üzerinde durmak doğru olur." diye konuştu
Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Türmen, aralarında Meclis kütüphanesinde yer
alan kitapların da bulunduğu kitapları
yanında getirdi. PKK'ya yardım ettiği
gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılan
Mülkiye Demir Kılınç'ın durumuna dikkat
çeken Türmen, Kılınç'ın bir kitapçıda
çalıştığını söyledi. "O kitapçıya gelip
kitapları alıyor birisi. Mahkeme kararında kitaplar var. Kitap satışını suç olarak sayan zihniyet 12 Eylül zihniyetidir." diyen Türmen,
"Sayın Başbakan, 'Bazı kitaplar bombadan
dahi tehlikeli' demişti. Mahkemede bu zihniyete uygun karar vermiştir. Mülkiye Kılınç,
yeni doğum yaptı. Bu ayın 19'unda ikiz
bebeğiyle cezaevine girmek zorunda. Cezaevi çocukları olarak gelişecekler. Bu, öyle bir
dönemdir ki bebekleri annelerinden ayırmak
da mümkün değildir çünkü bebeklerin süt
ihtiyacı vardır. 6 yaşından önce annelerinden
ayırmak da sağlık bakımından sakıncalıdır.
Bu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları
Sözleşmesi'ne aykırıdır. Sonuç olarak, böyle
herkesin evinde olan hepimizin okuduğu kitaplar yüzünden iki yeni doğmuş bebeğin
yaşamları mahfediliyor. Hayatları karartılıyor
bu bebeklerin. Bunu, bir hukuk devletinde kabul etmek mümkün değildir." diye konuştu.
Mülkiye'nin cezaevine girmesini engellemek
gerektiğini vurgulayan Türmen, "Bu, çok zor
birşey. Mülkiye, cezaevinde bu çocuklara
nasıl bakacak? Terör suçu olduğu için hükmün bildirilmesinin ertelenmesi gibi
şeylerden de yararlanamıyor. Denetimli
serbestlikten yararlanamıyor. Böyle bir suç
işlemişseniz hiçbir indirimden
yararlanamazsınız.
Biz CHP olarak bunları değiştirecek kanun
teklifleri hazırlıyoruz. Kitap satmak, Yunus
Emre'nin hayatıyla ilgili kitap satmak terör
suçu olarak nitelendirilemez. Bu suçları
işleyenlerin cezaevlerine girmelerini engelleyecek, tedbirlerden yararlanmalarını
sağlayacak kanun teklifi hazırlıyoruz. Bunları
yakında vereceğiz." şeklinde konuştu.
Türkiye'de 500 kadar cezaevinde çocuk
olduğunu belirten Türmen, cezaevindeki
çocuklar meselesinin doğru dürüst bir
çözüme kavuşturulması gerektiğini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu
arasındaki tartışmayı da değerlendiren Tür-
men, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin
kararları vardır. O kararlarda derki ifade
özgürlüğü sadece beğinilen istenilen ifadelere ait değildi. Aynı zamanda öfkelendirici ifadelerde ifade özgürlüğüne girer.
Bu kriteri Türkiye'ye uyguladığınız zaman
Sayın Başbakanın tepkisi demokratik bir
toplumda olması gereken tepki midir, değil
midir bunu kolayca görebilirsiniz. Barolar, iktidar tarafından bir meslek kuruluş olarak
görülüyor. Barolar, avukatların ve yargıçların
sorunları varsa ona değinirsiniz hukuk
sorunlarına değinemezsiniz. Bu yanlış bir
anlayış. Barolar, savunmanın toplandığı bir
yerdir. Yargının adil bir şekilde işlemesi,
yargının temel ayağını teşkil eden
savunmanını da işlemesine bağlıdır. Yargı
sisteminin parçası olan baroların hukuk devletiyle ilgili sorunları açıklamaları doğaldır.
Bunu yapınca edep dışı mı davranıyor baro
başkanı." diye sordu. "Mülkiye Kılınç için
Adalet Bakanlığı ve hükümet cephesinden
atılacak bir adım var mı?" sorusuna Türmen,
"Zaten iki yıl geciktirilmiş cezanın
uygulanması. Kanun yargının bozma yoluna
gidilse bile infaza gidilmiyor." karşılığını verdi. Başbakanın cadı avı açıklamasıyla ilgili
ise Türmen,"Çoktan başladı. Yani belki
bitirmek ister, başlamak değil de.
Cadı avı bütün hızıyla sürüyor. Cadı avı ne
zaman başladı; Gezi olaylarından sonra bir
cadı avı başladı. Gezi olaylarına katılan
cadılar, teker teker evlerinden alınıp tutuklanarak yargı önüne çıkarıldılar.
Onların davaları devam ediyor.
Arkasından 17 Aralık'tan sonra başka bir
cadı avı başladı.
Yani Türkiye'de cadı dolu. Bu cadı avları
bütün hızıyla sürüyor. Belki son verip başka
şeyler üzerinde durmak doğru olur. Daha
Hukuk devletine uygun daha nasıl davranabiliriz, demokrasiye uygun nasıl davranabiliriz; bu tür konular üzerinde durmak daha
cadı avından daha önemli."
değerlendirmesinde bulundu. Başbakan
Erdoğan'ın 'fiili başkanlık' açıklamalarına
ilişkin de Türmen, "Anayasanın sınırları var.
Fiili başkanlık nedir bilmiyorum. Kenan
Evren Paşa için öngörülen yetkilerin
kullanılması Türkiye'yi parlamenter
demokrasiden uzaklaştıracaktır."
şeklindekonuştu. (CİHAN)
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi:
Seçme yaşı 17 veya 16’ya indirilsin
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, seçme yaşının 18’den aşağıya 17 veya 16’ya
indirilmesini istedi. Seçilme yaşının da 25’ten aşağı indirilmesi gerektiğini belirten
Hamzaçebi, seçimlerde sokaklara asılan afişlerin de yasaklanması gerektiğini söyledi
Ulusal Gençlik Parlamentosu, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) CHP Grup
Başkanvekili Akif Hamzaçebi’yi ziyaret etti.
Adalet Komisyonu'nda yapılan görüşmede,
Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun 10. Genel
Kurulu’nun sonuç bildirgesi okundu. Daha
sonra CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, daha sonra gençlere seslendi. Her
özgürlüğün toplumsal yaşam nedeniyle bir
takım sınırlamaları olabileceğine dikkat
çeken Hamzaçebi, devlete düşen görevin
ise bu sınırlamaları artırmak değil tam tersine azaltmak olduğunu vurguladı. Bu
açıdan maalesef durumumuzun o kadar iyi
olmadığını belirten Hamzaçebi, alınması
gereken çok mesafe bulunduğunu söyledi.
Seçilme yaşı olan 25 yaşının daha aşağı indirilmesi konusunda taraftar olduğunun
altını çizen Hamzaçebi, seçme yaşının 18
yaşından da aşağı indirilmesi teklifinde bulundu. Bunun dünyada yeni bir kavram
olduğunu dile getiren Hamzaçebi, birçok
örneği incelediğini belirterek genel kabülün
18 olduğunu kaydetti. Dünyada seçme
yaşını 17 olarak kabul eden sadece bir ülke
olduğunu anlatan Hamzaçebi, 20 yıl öncede
seçme yaşının 18 olduğunu ifade etti.
Küreselleşmeyle birlikte herşeyin
değiştiğini söyleyen Hamzaçebi, olağanüstü
bir değişim ve devrim yaşandığına dikkat
çekti. Seçme yaşının 18 yaşının altına indirilmemesinin doğru olmadığını anlatan
Hamzaçebi, 18 yaşının 17’ye 16’ya indirilmesini istedi. Seçilme yaşının 25’ten
aşağı indirilmesi için mücadele edeceğini
belirten Hamzaçebi, aday konusunda ücret
alınmamasını ise genel merkeze ileteceğini
söyledi. Seçim afişleriyle ilgili soruya ise
Hamzaçebi, "Her seçimde bütün kentleri
afişlerle donatmanın hiçbir anlamı yok. Hele
plastik olanlar var. Bunlar çevre kirliliği demektir. Görüntü kirliliği demektir. Bunlara
hiç gerek yok. Bütün siyasi partiler bu konuda mutabık kalırsak böyle bir kararı alabiliriz. Ben buradan Ulusal Gençlik Parlamentosunun huzurunda bütün siyasi partilere
çağrıda bulunuyorum. Gelin hep beraber
karar altına alalım, seçimlerde bu afiş meselesini sonlandıralım. Kim sokağı caddeyi
süslerse o daha güçlü imajı düşüncesi
yanlış, yok böyle bir şey. İnsanlar afişlere
bakarak düşüncelerini değiştirmiyorlar."
karşılığını verdi.Önseçime ilişkin bir soruya
da Hamzaçebi, "Önseçim demek kişilerin,
örgütün, örgüt mensuplarının aday olacak
kişileri kendilerinin seçmesi demek. Bu
güzel bir şey tabii ki ama bunun için bir şart
daha olmalı, tek başına bu güzel gibi geliyor,
bir şart daha olmalı; örgütlerin, partinin üye
tabanı geniş olmalı, çok dar bir üye
tabanıyla bu seçimi yaparsanız görünüşte
demokrasiyi uygulamış olursunuz, ama
çıkan sonuç demokratik olmaz. Onun için
üye tabanı geniş olmalı." diye konuştu. (AA)
Milli Eğitim
Bakanlığı'na
bağlı 275 kurum
KAPATILDI
CHP Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın verdiği soru önergesine Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı cevap verdi. Milli
Eğitim Bakanı Avcı, 2003 yılı
itibariyle 81 il merkezi ve 737
ilçe merkezinde 633
öğretmenevi ve 185 öğretmen
lokali olmak üzere toplam 818
kurum hizmet verdiğini ancak
18 Haziran 2013 tarihi
itibariyle ise 497 öğretmenevi
ve akşam sanat okulu ile 46
öğretmenevi olmak üzere
toplam 543 kurumun hizmet
verdiğini söyledi
2003-2013 yılları arasında 33 öğretmenevi
ve akşam sanat okulu, 128 öğretmenevi ve
114 öğretmen lokali olmak üzere toplam
275 kurumun kapatıldığını belirten Bakan
Avcı, özelleştirilen öğretmenevi
bulunmadığını ifade etti. Her yıl 3 hizmet içi
eğitim yapıldığını ve toplamda 300 personelin faydalandığını ifade etti.Konuya ilişkin
açıklama yapan CHP Milletvekili Nazlıaka
ise öğretmenevlerinin sadece öğretmenler
için değil orada yaşayan herkesin sosyal ve
kültürel yaşamına katkı sağlayan kurumlar
olduğuna dikkat çekti. Anadolu’da küçük bir
il ya da ilçeye tayini çıkmış bir öğretmenin
kapısını çaldığı ilk yerin öğretmenevleri
olduğunu anlatan Nazlıaka, kamu kurumu
niteliğiyle güven ifade eden
öğretmenevlerinin kurum mensuplarına
bütçelerine uygun konaklama imkanı
sağladığını ifade etti.Göreve geldiği günden
bu yana sosyal hayatı yok etmeye ya da kendi dünya görüşüne göre yeniden dizayn etmeye çalışan AKP iktidarından öğretmen evlerinin de nasibini aldığını savunan
Nazlıaka, "Sosyal devlet uygulamalarının
bir gereği olan, özellikle taşrada
öğretmenlerin nefes aldığı, bir araya geldiği,
güvenli ve ucuz konaklama imkanı bulduğu
öğretmenevleri birer birer kapatılmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı’na vermiş olduğum
soru önergesine Bakan Nabi Avcı tarafından
verilen yanıta göre; 2003-2013 yıllarında 33
öğretmenevi ve akşam sanat okulu, 128
öğretmenevi ve 114 öğretmen lokali olmak
üzere 275 kurum kapatılmıştır.
Kendisine Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde
her türlü kompleksin yer alacağı bir
Başbakanlık Konutu inşa ettiren anlayış,
taşrada büyük zorluklar altında görev yapan
öğretmenlerimize, öğretmenevleri ve
öğretmen lokallerini çok görmektedir." diye
konuştu. (CİHAN)
2014 Per
Salıembe
13
17Mayıs
ubat 2013
"" "!!""
"
Başbakan"CHP ile MHP’nin üzerine üçgen çatı kuracak adayı doğrusu
biz de merakla bekliyoruz. Ödünç oyla taşıma suyla çatı kurulmaz,
inşallah 10 Ağustos’ta bunu bir kez daha millet onlara öğretecek"dedi
AK Parti Genel
Başkanı ve
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, "CHP
ile MHP’nin üzerine üçgen
çatı kuracak
adayı doğrusu
biz de merakla
bekliyoruz. Ödünç
oyla taşıma suyla
çatı kurulmaz,
inşallah 10
Ağustos’ta
bunu bir kez
daha millet onlara öğretecek"
dedi.Erdoğan,
AK Parti'nin Afyonkarahisar'da NG
Güral Termal Otel'de
düzenlenen 22. İstişare
ve Değerlendirme
Toplantısı'nın kapanış
konuşmasını
gerçekleştirdi."Paralel
yapıyla mücadele AK Parti’nin sarsılmaz bir misyonu
haline gelmiştir" ifadesini
kullanan Başbakan Erdoğan,
şunları söyledi:"Çünkü AK Parti
30 Mart’ta, yüzde 45 buçuk oy
oranıyla bu misyonu yüklenmesini, bu
cerahati temizlemesini istemiştir partimizden.
Kim? Millet. Paralel yapıyla mücadele, herkes
bilsin ki şahısların değil, devletin misyonu, AK
Parti’nin de siyasetidir. Bunu böyle bileceğiz. Milletin partisi olan, milletin kurduğu ve milletle
yürüyen AK Parti, devletle birlikte, milleti ve
ülkeyi tehdit eden bu yapıyla, her ne pahasına
olursa olsun mücadeleyi sürdürecektir.İşte
son iki Milli Güvenlik Kurulu toplantımızın
sonuç bildirgelerinde de ne yayınladık? İlk
madde 'milli güvenliğimizi tehdit eden illegal
yapılanmalara karşı devlet her türlü tedbiri
alacaktır'. Olay budur. Bu mücadelede ihmalkar davranan, milletin emanetine
haksızlık eder. Bu mücadelede geri adım
atan, uzlaşmaya niyetlenen, yaşananları
unutan, milletin emanetini yere düşürür.
Bu mücadelede sessiz kalan, tepkisiz
kalan, susan, tehdide, şantaja boyun
eğen, fırsat kollayan da biliniz ki milletimizin nazarı
dikkatinden kaçmaz ve tarihe de o şekilde kaydolur."-"Dışişleri'ndeki gizli toplantılar üzerinden,
istiklalimize, bayrağımıza, toprağımıza
saldırdılar"Erdoğan, paralel yapı eliyle şahsına çok
ağır saldırılar yapıldığını belirterek şunları ifade etti:"Bununla yetinmediler, aileme, çocuklarıma
alçakça saldırdılar. Bununla yetinmediler,
arkadaşlarıma da saldırdılar. Partimize, hükümetimize, ekonomiye, Çözüm Süreci'ne,
kardeşliğimize saldırdılar. Bizim üzerimizden, Filistin davamıza, Mısır’daki demokrasi davasına,
Suriye’deki insanlık davasına saldırdılar. Eğer, tüm
bunlar yeterli değilse, hatırlatmalıyım ki, bunlar, MİT
tırları üzerinden, Dışişleri'ndeki gizli toplantılar üzerinden, istiklalimize, bayrağımıza, toprağımıza
saldırdılar. Bana, aileme, arkadaşlarıma, davamıza
saldırıldığında susanlar olabilir. Ama onlara diyorum ki: 'Vatanınıza saldırıldı, bayrağınıza saldırıldı,
yani şerefinize taarruz edildi, en azından bunun için
susmayın' diyorum. Susanı tarih affetmeyecek, sessiz, tepkisiz kalanı inanın tarih affetmeyecek.
Unutmayın 'Haksızlık karşısında susan dilsiz'
şeytandır. Göreceksiniz, başta CHP ve MHP olmak
üzere, bu suskunluk, bu tepkisizlik, bu destek, tarihe kara bir leke olarak geçti. AK Parti, bu kara
lekenin ortağı olmayacak, süt gibi beyaz hayat
şeridine inşallah leke sürdürmeyecek."Makamlar
ve görevler değişse de AK Parti var olduğu sürece
mücadelelerinin kesintisiz devam edeceğini dile
getiren Başbakan Erdoğan, "Şunu bilin ki: Bu
alçakça saldırıları, nefes alıp verdiğim müddetçe
unutmayacak ve affetmeyeceğim. Çünkü
birçoklarıyla bunu çok yaşadık, çok iyi tanıyorum
bunları, artık çok iyi öğrendim ama ben bunların bu
kadar yalancı, bu kadar takiyeci, bu kadar müfteri
olacaklarına inanmıyordum. Ama yaşayınca bunları
öğrendik. 2010 bize çok şey öğretti.
2010'dan sonraki süreçte işte her şeyi açık açık
görmeye başladık. Bunu şahsım için değil, neferi
olmaktan gurur duyduğum davam için
unutmayacağım, davam için bunu affetmeyeceğim.
İnanıyorum ki bütün arkadaşlarım, bütün sevenlerimiz, bütün yol arkadaşlarımız da bu şuurla ve bu
hissiyatla hareket edeceklerdir" diye
konuştu.Toplantıda cumhurbaşkanlığı seçimlerini,
seçimlerin öncesi ve sonrasını etraflıca
değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Adayımız
kim olursa olsun, aramızdan kim cumhurbaşkanı
seçilirse seçilsin, ilkelerimizde, istikametimizde,
davamızın seyrinde en küçük bir sapma
olmayacaktır" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanlığı
seçim sürecinde ve sonrasında, AK Parti içerisine
nifak tohumları serperek fitne çıkartmak isteyenler
olacağını bildiren Başbakan Erdoğan, sözlerine
şöyle devam etti:"Allah’a şükür biz bunlara karşı
şerbetliyiz. Bugüne kadar böyle nice girişimler
gördük ve hepsini hamdolsun boşa çıkardık. Partimizden ayrılıp parti kuranlar olmadı mı? Oldu,
şimdi neredeler? Hatırlıyor musunuz? Şöyle sırayla
'Sayın' desem belki bir tane iki tanesini ya
hatırlarsınız ya hatırlamazsınız. İşte şimdi bu
dönemde de yine biliyorsunuz tuzluklar çıktı. Şimdi
bu tuzlukların markasını da unutacaksınız,
unutacaksınız. Niye, çünkü ihanet edenleri hiçbir
zaman tarih tutup da böyle anıtlaştırmaz, onları
gömer. Bakın hep söylüyoruz Menderes'i idam edenler, onun idam kararını verenler konuşuluyor
mu, unutuldu gitti. Ancak böyle bu işin ilmini yapanlar, tarihçiler vesaire onlar bunu konuşur. Ama
halk, Menderes'i unutmuyor, Fatin Rüştü Zorlu'yu
unutmuyor, Hasan Polatkan'ı unutmuyor ama o
kararı verenleri hatırlamıyor." "Bizim çok sağlam
bir çatımız var" ifadesini kullanan Başbakan
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Şimdi birileri de
çıkmış 'Çatı aday bulacağız' diyorlar. 30 Mart’ta milletin estirdiği rüzgar bunların çatılarını uçurdu
arkadaşlar, uçurdu. Şimdi bunların üstlerinde çatı
falan yok. Şimdi yeni çatı kurmaya çalışıyorlar. CHP
genel müdürü ne diyor, 'Adayımız MHP’nin
desteğini alacak' diyor, 'Aynı zamanda Kürtlerin
desteğini alacak' diyor, 'Aynı zamanda sosyalistlerin desteğini alacak' diyor. E haliyle hem ulusalcı
olacak hem milliyetçi hem kapitalist olacak hem
sosyalist hem kucaklayıcı olacak hem de faşist olacak. Gerektiğinde bozkurt işareti yapacak,
gerektiğinde zafer işareti yapacak.Aslında, Pensilvanya’daki akıl hocaları bu tarife uyuyor ama onun
da üniversite mezuniyeti yok, sıkıntı bu. CHP ile
MHP’nin üzerine üçgen çatı kuracak adayı doğrusu
biz de merakla bekliyoruz. Ödünç oyla taşıma suyla
çatı kurulmaz, inşallah 10 Ağustos’ta bunu bir kez
daha millet onlara öğretecek."Konuşmasının sonunda emeği geçenlere teşekkürlerini ileten
Erdoğan, daha önceki kamplarda ailelerle katılım
olduğunu hatırlatarak katılımcılara ailelerine selam
söylemelerini rica etti.
Erdoğan, "Bugün anneler günü, annelerinize, annelerimize selamlarımı, hürmetlerimi iletmenizi sizlerden rica ediyorum" dedi.Afyonkarahisar'ın bir
başlangıç olduğunu ancak son olmadığını dile getiren Erdoğan, "İlk yola çıktığımız noktadan daha
güçlü, daha heyecanlı, çok daha coşkulu şekilde
inşallah yeniden yola çıkıyor, yeniden 'Bismillah'
diyoruz. Allah yolumuzu açık etsin, Rabbim yar ve
yardımcımız olsun" diye konuştu (AA)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Devleti yönetmeye talip olanlar, devleti akılla yönetirler, öfkeyle değil. Sayın
Metin Feyzioğlu orada konuşuyor, hukuk dersi veriyor, kaygılarını dile getiriyor, her kesime eleştiri var. Anamuhalefet
partisine de eleştiri vardı ama biz saygıyla dinledik. Demokrasiye inananların eleştiriye saygı göstermesi gerekiyor" dedi
/DGD4CKF><GE7LK@@>GE-ICKBHLK+JFL/>GJH-IHI
K4DGD9DICKL@K.AD<DLB>IE9?KCK7L;HFLJ<HAH?LBEFEGE9EIEI
K4DGD9DICKL;EGEI?KBAKIL?EAGEGEBLCE@CE<EIEL=3@GJ)
CH5K<CK9LE@6KFGD<KLJ<HAH?GJLEGK9DGK;HGJ0J<HIHLH+KCJ
JCJIL/DGD4CKF><GE7L$E=AK+KL/J?KGL(AKA:FBL2J
KFBKCK9GKFDIDIL0E?*EFH@JAHLBEFCEBGKFDICKLHGB
@K.ADBGKFDLH9HIL?HGGJAL?JBAJ.GJFHIHL2JLB3@LJI=AHA:GJFHIH
K4?KBL>GCE<EIELBK@CJAAH5#<HAH?GJL;HFLA>.GE?EI
4K<CK9GK9K0K<DL6H;H7L6JFH@JLCJL6HCJ;HGJ0J<HIHL;JGHFAJI
/DGD4CKF><GE7L1,EIEL;JGHFGJ@JILEI=EFLKBGDI
386:FGJ9?J=HIHL?HL=K2EIK0KB=DID87LKBGDILAEA=KBGD<DID
?D'L$E=AK+KL/J?KGL(AKA:FBL2JLKFBKCK9GKFDLKBGDI
386:FGJ9?J=HIHL=K2EI?E9GKFCDF1LCH@J
B>IE9AE5%>F6EGK?KIDILHI=KIDILC><K=DICK
;EGEICE<EIELCHGJL6JAHFJIL/DGD4CKF><GE7L?JFKBDI7L@JIH
=>FEGKFGKL;J=GJI?J=HLCEFE?EICKL4K<CK9LE@6KFGD<DI
@KBKGKIK0K<DIDLKIGKAAD5,HG6HLA>.GE?EIEI7LC:I@KIDILJI
=AFKAJHBL:F:I:I:ILHI=KIL;J@IHL>GCE<EIEI
BJ9+JCHG?J=HL>GE9AE<EIELKBAKFKIL/DGD4CKF><GE7L1,HG6H
A>.GE?EIELC:I@KL@KBKGKCDLK?KL;H8LIJFJ=HICJ@H8'
IH2JF=HAJGJFHL386:FL2JL38JFBL>G?K@KIL;HFL:GBJL;HG6H
A>.GE?EIEL@KBKGK@K?K85L,ELIJCJIGJL386:FG:BL4>B
3IJ?GHCHF5L,ELIJCJIGJL$E=AK+KL/J?KGL(AKA:FB7
-386:FG:BL2JL;K<D?=D8GDBL;JIH?LBKFKBAJFH?CHFCJ?H9AHF5L,H8L;ELB:GA:F:?:8:LK=GKLEIEA?K@K0K<D81
CJ<JFGJICHF?J=HICJL;EGEICE5#<HAH?HIL2JLJ<HAH0HIHI
=:FJBGHLCJ=AJBGJI?J=HL6JFJBAH<HIHL2EF6EGK@KI
/DGD4CKF><GE7LL93@GJLB>IE9AE1I=KI><GELL?HG@>I
@DGCKLAJBJFGJ<HLBJ9+JCH@>F5L(?KL;E6:IL*JFL=KIH@JCJ
;HFCJIL+K8GKL;EGE9L2KF5L!L8K?KILC3I:.LBJICH?H8J
=>FK0K<D87LK0K;KL;EL;EGE9GKFDIL :FBH@JLIJFJ=HICJ'
,H8L":IJ@L/>FJ-CJIL3I0JL>A>?>;HGHL:FJAAHB5LH?CHL>)
A>?>;HGH?H8L@>B5L":IJ@L/>FJ-IHILC:I@KL4K.DICKL:4
>A>?>;HGL?KFBK=DL2KF5L&3I:.LBJICH?H8JL9EL=>FE@E
;HFLCK*KL=>FK0K<D8LJCJIL":IJ@L/>FJL;H8HL6J4AHL2J
IJCJIL;H8L6JFHCJLBKGCDB'L%>FEL=>FCE<E?E8L8K?KI
6JF4JBGJFHL@KBKGKFD85L(?KL;H8JL2JL4>0EBGKFD?D8K
;K=BDLE@6EGKID@>F7L-=JIL=>FEL=>F?K7L=JILB>IE9?K7L=JI
=E=7L=JILE=GEL>G-L!@=KL;H8L>IGKFDILCK*KL4>BL=>FE
=>F?KGKFDIDLH=AJFH851,:A:ILKIIJGJFHI7L(IIJGJF
":I:-I:LBEAGK@KIL/DGD4CKF><GE7L>BE?KL@K8?K
;HG?J@JILFK*?JAGHLKIIJ=HIHILJIL;:@:BLKF8E=EIEI
;EIEL3<FJI?JBL>GCE<EIE7LKFKCKIL@DGGKFL6J4AHBAJI
=>IFKLBJICHLBJICHIJL>BE?K@DL3<FJICH<HIH
KIGKAAD5#<HAH?GJL*>963F:I:I7L=J2?JIHI7
3+BJ@HLB>IAF>GLJA?JIHIL3<FJIHGJ0J<HIH
H+KCJLJCJIL/DGD4CKF><GE7L1&J2GJAH
3+BJ@GJLCJ<HG7LKBDGGKL@3IJAJ)
0JB=HI5L+BJIHILJ6J?JI
>GCE<EL;HFL:GBJCJL;KFD9D
2JL*E8EFE
=K<GK@K?K8=DID87
A>.GE?ELK@FD9ADFDF7
;3GJF=HIH85L!@=KLK)
?K4LIJ@CH'L,KFD9
H4HICJL@K9K@KIL;HF
A>.GE?L@KFKA?KB7
;JFK;JF7L;HFGHBAJ
@K9K?KB5L,:A:I
+KFBGDGDBGKFD?D8D
8JI6HIGHBL>GKFKB
63F?JB1LCH@J
B>IE9AE5 :FBH@J-@HLBE)
FKIL$E=AK+KL/J?KG
(AKA:FB-:IL4K<CK9
E@6KFGD<DL*JCJ+L63=AJFCH<HIH
BK@CJCJIL/DGD4CKF><GE7L;EIEI
J<HAH?GJL6JF4JBGJ9J0J<HIHLCHGJL6J)
AHFCH5L/>IE9?K=DIDILKFCDICKI
/DGD4CKF><GE7L>BEGEL@K.ADFKIL(GHL&J?HFL2JL;J)
FK;JFHICJBHGJFGJLK4DGD9LBEFCJGJ=HIHLBJ=AH5!BEGEL6J8JI
/DGD4CKF><GE7L;K=DIL?JI=E.GKFDIDIL=>FEGKFDID
@KIDAGKCD5,HFL6K8JAJ0HIHI7L1L"JIJGL,K9BKI
KFCD?0D=DLKFEBL><><GE7L$JAHILJ@8H><GE-IEI
B>IE9?K=D@GKLHG6HGHL1=K@6D=D8GDBL@K.AD1LCJCH5L,EIKLIJ
CJF=HIH8'1L=>FE=EIKL/DGD4CKF><GE7L1,HG?H@>FE?7
*K;JFH?L@>B5LJ@8H><GE-IEILK@D.GKIK0KBL;HFL9J@H
@>B1L@KIDADIDL2JFCH51,K9;KBKILJ0J.L K@@H.
#FC><KI7LBK?ECKBHLAK=+H@JGJFGJLHG6HGHL-J2JAL;H8L;EL0KCD
K2DIDL@K.K0K<D8-LCJCH5L,EIEIGKLHG6HGHL63F:9:I:8:LKGK)
;HGHFL?H@H8'1L=>FE=EIKL/DGD4CKF><GE7L1&HBAKA3FGJFJ
386:L;HFL=3@GJ?1LBKF9DGD<DIDL2JFCH51,K9;KBKI
#FC><KI-DIL&KID9AK@CKBHLAK2FDIDLIK=DGL;EGCEIE8'1
=>FE=EL:8JFHIJLCJL/DGD4CKF><GE7L9EL@KIDADL2JFCH1&J)
2GJAHL@3IJA?J@JLAKGH.L>GKIGKF7LCJ2GJAHLKBDGGKL@3IJAHFGJF7
3+BJ@GJLCJ<HG5L%K@DIL$JAHILJ@8H><GEL>FKCK
B>IE9E@>F7L*EBEBLCJF=HL2JFH@>F7LBK@6DGKFDIDLCHGJ
6JAHFH@>F7L*JFLBJ=H?JLJGJ9AHFHL2KF5L(IK)
?E*KGJ+JAL.KFAH=HIJLCJLJGJ9AHFHL2KFCD
K?KL;H8L=K@6D@GKLCHIGJCHB5
&J?>BFK=H@JLHIKIKIGKFDI
JGJ9AHFH@JL=K@6DL63=AJF?J=H
6JFJBH@>F5L
,H8LK@IDL=K@6D@D
63=AJF?J@JLCJ2K?
JCJ0J<H8511E?*EF;K9BKIDL(;CEGGK*L":G-:I7
,K9;KBKIL#FC><KILHGJL&KID9AK@CKILK@FDG?K=DIDLIK=DG
CJ<JFGJICHFH@>F=EIE8'1L=>FE=EIKLCKL/DGD4CKF><GE7
1%K@DILE?*EF;K9BKID7L;K9;KBKIGDBLB>GAE<EICKL>AE)
FKIL8KADL=KBHIGJ9AHF?J@JL4KGD9AD5L(?KL;HFLA:FG:
=KBHIGJ9AHFJ?JCH5L 3FJIL;HA?JCJIL%K@DI
E?*EF;K9BKIDIDIL=KG>IELAJFBLJA?J=HLC><FELCJ<HG7
A3FJIHIL;HA?J=HL6JFJBH@>FCE5
:IB:L4DBKIL;:A:ILB>IE9?K0DGKF7L-%K@DI
0E?*EF;K9BKID?-LCH@JL=38JL;K9GKCD5L!LIJCJIGJLC><FE
>G?KCD1LCH@JL0J2K.GKCD5L
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
8 GÜNCEL
13
17Mayıs
Şubat2014
2013Salı
Perşembe
SONDAKiKA GAZETESİ >>
UN FABRİKASIYDI
Kent Koleji olacak
SIZINTI
Abdullah
LELİK
Abdullah_lelik@hotmail.com
ÖNEMLİ BİR
TOPLANTIDAN
ARTA
KALANLAR
Çevremize baktığımız zaman daima güzellikler
görmeyi arzuluyoruz.
''Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından
lezzet alır''
diyen, asrın mütefekkiri, Bediüzzaman Hazretleri, ne
de güzel söy lemiş.
Çevre kirliliği, görüntü kirliliği, gürültü kirliliği, söz
kirliliği, kirlilikte
kirlilik. Paki pak bir isteği düşünmeyen yok gibi. Ama
isteyenlerde yapıyor, istemeyenlerde yapıyor, kirlilik
içinde kirlilik yaşıyoruz.
''Dürüstlükten bahsedip iki yüzlü olanlara..!
Sadakatten bahsedip,ihanet edenlere..!
Merhametten bahsedip, acımasız olanlara..!
Adaletten bahsedip haksızlık edip hak yiyenlere..!
Gururdan bahsedip, yalakalığın dibini vuranlara..!
Aldığı paranın helalliğinden bahsedip,
Onun bunun sırtından geçinen parazitlere..!
Allah korkusundan bahsedip,
Menfaat uğruna iftira atanlara..!
Dostluktan bahsedip, dakika da arkadaşını satanlara..!
Mert'im deyip dansöz gibi kıvıranlara,
Canınız Cehenneme diyesim var..!''Diyen, nede güzel
diyor.
Ankara'da bir toplantı yapılıyor. Türkiye'nin çok
önemli bir kurumunun
kuruluş yıl dönümü toplantısı yapılıyor. Bu toplantıya
memleketimizin
en üst düzey yöneticileri katılıyorlar. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Genel Kurmay
Başkanımız, Bakanlarımız, kuvvet komutanlarımız,
Yüsek Yargının başkanları, üyeleri, Hukuk adamları,
daha bir çok protokol mensubu bu toplantıda yer alıyorlar. Böyle önemli bir toplantıda memleketimiz ve
milletimizin ali menfaatleri için önemli kararlar, konuşmalar yapılsın diye beklemek hepimizin dileği arzusu
olması gerekmez mi? Böyle bir beklenti içinde olmamız gerekmez
mi? ''Ey dilim..! Sen benim hem servetim sin, hem de
felaketim..!
Beni bahtiyar eden de sensin, berbat edende..!''
Merak ve dikkatle, toplantıyı televizyondan takip ederken, birden ortalık karışıyor. Kürsüde Barolar Birliği
Başkanı konuşuyor. Konuşma çok uzamış. Başbakan,
Afyonda devam eden parti toplantısına yetişecek.
Vekiller orda başbakanı bekliyorlar. Kürsüde Feyzioğlu
konuşuyor. Karşısında Ülkenin en önemli yöneticileri
sıralanmış onu dinliyorlar. Barolar Birliği Başkanı
konuştukça konuşuyor. Bir politikacı üslubu ile açmış
ağzini yummuş gözünü mey dan mitingi edası içinde
sürdürüyor konuşmasını.
Başbakan önce sözlü müdahale ediyor konuşmacıya,
konuşmacı devam eder ken, başbakan ayağa kalkarak
tepkisini sürdürüyor. Orada bulunan zevatın çoğu aya
kalkıyorlar. Görüntüler dünyanın her yerinden
izlenebiliyor. Ben yine dünyaya rezil olduk diyerek
gerçek bir şok yaşıyorum. Tartışmalar sürüp gidiyor.
Kürsüden Baro Başkanı konuyor, aşağıdan Başbakan
konuşmasını sürdürüyor. Herkes şaşkın. Çok önemli
bir toplantı böyle dramatik bir şekilde orada bitiyor.
Bitiyor da bu önemli toplantının etkileri, tepkileri daha
uzun zaman sürdürülecek gibi.
Görüntüler memleketimiz açısından, dünyanın
gözünde hiçte iç açıcı olmadı.
Burada haklı haksız meselesi açısından bakmıyorum,
görüntümüzün, böyle olumsuz görüntülerin, saygınlığımıza, itibarımıza vereceği zararları düşüp
ona üzülüyorum.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin tarihine tanıklık eden eski Un Fabrikası’na yeniden
hayat veriyor. Tarihi yapı, Kent Koleji’ne dönüştürülerek İzmir’deki kalifiye insan kaynağının artırılması çalışmalarına evsahipliği yapacak. Projeye İZKA da destek veriyor
İ
zmir Büyükşehir Belediyesi, 1908
yılında inşa edilen ve kentin tarihine
tanıklık eden Halkapınar’daki eski Un
Fabrikası’nı Kent Koleji’ne dönüştürecek. Bir dönem ekmek fabrikası olarak kullanılan ve son dönemde de DGM ve
TEK gibi kurumlara evsahipliği
yapan iki tarihi binadaki restore
çalışmaları hızla devam
ediyor. Çalışmalar tamamlandığında, Cumhuriyetin
ilk yıllarına kadar Tuzakoğlu Fabrikası adıyla
anılan bina, İzmir
Kent Koleji adı altında faaliyet göstermeye başlayacak.
Büyükşehir’in İzmir
Kalkınma Ajansı’nın
(İZKA) Güdümlü
Proje Desteği kapsamında hazırladığı
Kent Koleji Projesi,
kentin istihdam sorunlarına katılımcı, yenilikçi
ve farklı bir çözüm modeli sunacak. Projeye Yaşar
Üniversitesi AR-GE ve
Uygulama Merkezi (YAGEM),
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları
Birliği (İESOB), Ege Üniversitesi
Güneş Enerjisi Enstitüsü, İzmir İl Milli
Eğitim Müdürlüğü ve Ege Bölgesi Sanayi
Odası’nın (EBSO) ortak; Ege Üniversitesi Ege
Meslek Yüksek Okulu, Türkiye İş Kurumu
İzmir İl Müdürlüğü (İŞKUR) ise
katılımcı olarak destek veriyor.
olduğu gerçeğinden yola çıktı. Söz konusu
proje, bu sektörlerin talep ettiği nitelikte kalifiye insan kaynaklarının geliştirilmesini
amaçlıyor. 2 yıl sürecek
proje
çerçevesinde binaların restorasyonu yapılacak,
Kent Koleji’nin kurumsal kimliği ve yönetim
organları belirlenecek. Ayrıca beş öncelikli
branşta açılacak kurslardan oluşan pilot uygulama gerçekleşecek.
İzmir Kent Koleji projesinin en önemli yenilikçi katkılarından biri de yerel düzeyde
mesleki eğitim, istihdam ve sanayi kurumlarını
bir araya getiren bir yapı öngörmesi. Kolej,
kent ileriye taşıyacak tüm aktörlerin temsilcilerini bir arada ve diyalog içinde tutarak büyük
bir sinerji yaratmayı amaçlıyor.
FabLab geliyor
İzmir Kent Koleji bünyesinde Fabrikasyon
Laboratuvarı (FabLab) kurulacak. Projenin
en yenilikçi yönlerinden birini oluşturan FabLab, İzmir Kent Koleji’nde eğitim alacak
kursiyerlerin yanısıra, mühendislik, teknik
ve meslek lisesi öğrencilerine ve yaptığı
projeleri ve fikirlerini somutlaştırmak
isteyen girişimlere, tasarımcılara, sanatçılar
ile zanaatkarlarada açık olacak. Bu yönleriyle Fablab, mesleki eğitimi desteklerken,
yaratıcılığı geliştirerek girişimciliğe katkı
sağlayacak. 2006’da Massachusets
Teknoloji Enstitüsü tarafından ortaya atılan
Fablab modelinin 34 ülkede tam 125 adet
örneği bulunuyor.
106 yıllık tanıklık
Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Tuzakoğlu Fabrikası adıyla anılan bina, 1908’de
Osmanlı vatandaşı olan Yuan Tuzakoğlu ve
Vasil İstefanidi’nin girişimleriyle un fabrikası
olarak inşa edildi. 1914’de İzmir’in sadece un
sektöründe değil, bütün sektörleri içinde en
büyük işletmelerden biri haline gelmişti. Tuzakoğlu Un Fabrikası’nın İzmir’in kurtulduğu 9
Eylül 1922’de müessif bir olaya karıştığı da zihinlerden çıkmadı. İzmir’e ilk giren Türk süvari müfrezesi, Halkapınar’daki Tuzakoğlu
Fabrikası önünde yoğun bir ateşle karşılaşmış,
fabrikadan açılan ateşte dört Türk eri şehit
düşmüştü. Bugün onların şehit düştüğü yerde,
sözünü ettiğimiz binanın hemen yanında
Cumhuriyet’in ilk yıllarında dikilmiş ve üzerinde ‘Vatan ve Namus’ yazan Dokuz Eylül
‘Şehitler Abidesi’ yer alıyor. 1922’den sonra
İzmir Belediyesi’ne geçen bina, bir ara ekmek
fabrikası olarak işletildi, ardından da farklı
alanlarda (DGM ve
TEK’e ev sahipliği
gibi) hizmet vererek günümüze
kadar ulaştı.
(HABER
MERKEZİ)
İzmir Kent Koleji nedir?
İzmir Büyükşehir Belediyesi
İzmir Kent Koleji, restorasyonu
Büyükşehir Belediyesi tarafından
yapılan eski un fabrikası olarak
bilinen iki binada kurulacak.
Proje, kentin rekabet gücü ve
ekonomik gelişme düzeyini
doğrudan etkileyebilecek
anahtar sektörlerde en önemli
sorunlarından birinin, kalifiye insan kaynakları eksikliği
Termik santral suyuyla ev ısıtmak mümkün
Batman Türk Telekom Anadolu Lisesi
öğrencileri enerji ihtiyacını karşılamak
amacıyla termik santralden açığa
çıkan sıcak suyun boşa gitmesi yerine,
santral çevresindeki konutların ısıtılmasında kullanılacak kapalı devre bir
sistem tasarladı. Batman Türk
Telekom Anadolu Lisesi öğrencisi
Sasunlu:"Termik santrallerde açığa
çıkan sıcak suyun evlerde kullanılmasıyla enerji tasarrufu sağmayı
amaçlıyoruz. 250 ton sıcak su ile yaklaşık bin 800 ev ısıtılabilir" dedi
Batman Türk Telekom Anadolu
Lisesi öğrencileri, enerji ihtiyacını
karşılamak amacıyla termik santralden
açığa çıkan sıcak suyun boşa gitmesi
yerine, santral çevresindeki konutların
ısıtılmasında kullanılacak kapalı devre
bir sistem tasarladı. Türkiye Bilimsel
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nca
(TÜBİTAK) düzenlenen, 45. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Proje
Yarışması için "Termik Isıtmayla
Temiz Hayata" isimli çalışmalarıyla
katılan Batman Türk Telekom
Anadolu Lisesi öğrencileri Zeynep
Sasunlu ve Veyse Kanık, AA
muhabirinin sorularını yanıtladı. Projenin mimarlarından Sasunlu,
Türkiye'de enerji tüketiminin fazla ve
pahalı olması nedeniyle enerji kaynaklarının çok daha değerli hale
geldiğini söyledi. Dünyanın geleceğini
tehdit eden sorunlar sebebiyle bütün
enerji kaynaklarının altın değerinde
olduğunu ve her aşamada israf edilmeden değerlendirilmesi gerektiğini belirten Sasunlu, projeleri ile termik
santrallerde açığa çıkan sıcak suyun
evlerde kullanılmasıyla enerji tasarrufu sağmayı amaçladıklarını ifade
etti.
Tasarlanan projeyle, çevre kirliliğine neden olan fosil yakıtların kullanımını azaltarak aynı zamanda
doğayı korumayı da hedeflediklerini
dile getiren Sasunlu, "Santrali soğutmak için kullanılan suyun enerjisinden
faydalanarak, çevredeki yerleşim noktalarında yaşayan vatandaşlara yararlı
olmayı planlıyoruz. Böylece enerji
ithalatından kaynaklanan ticari açık
azalacaktır ve ülkemizin enerji de dışa
bağımlılığı bir nebze de olsa gerileyecektir" dedi. Termik santralden açığa
çıkan sıcak su, tesisat boruları,
kalorifer petekleri ve su pompası kullanılan projenin 3 ayda tamamlandığını kaydeden Sasunlu,
projelerini şöyle anlattı: "Araştırmalarımız sonucunda santral suyunun
sıcaklığının 35-40 derece olduğunu
öğrendik. Bir evde ortalama 5
kalorifer peteği bulunuyor. Bir
kalorifer peteği 140 litre su aldığına
göre santralden çıkacak 250 ton sıcak
su ile yaklaşık bin 800 ev ısıtılabilir.
Santralin çevresindeki yerleşim noktalarına uzaklığı 3-4 kilometre arasındadır ve bu mesafe suyun taşınmasına
uygundur. Yani sistemle santral
çevresindeki yerleşim yerlerindeki su
ve ısınma sorunu giderilmiş olur.
Santralin suyunu soğutmak için ayrıca
enerji kullanılmayacak çünkü ısınma
sırasında su zaten kendini soğutarak
döneceği için kullanılan enerji başka
yerlerde kullanılabilir hale getirilecek.
Yöntem, santral devredeyken soğutma
için kullanılan ve dönüşüme verilen
suyu, sisteme verilmeden önce çevredeki yerleşim yerlerini ısıtmada kullanarak yerleşim yerlerindeki insanlar
için kar ve kolaylık sağlayacak."
Projenin, santralin masraflarına ek
maliyet gerektirmeden enerji ihtiyacını
karşılamakla birlikte su sorununu da
çözdüğünü vurgulayan Sasunlu,
"Türkiye, enerjiye her yıl milyar dolarlar harcıyor. Enerji kaynaklarının eksikliği ve yetersizliği göz önüne
alınırsa bu kapsamda yapılacak çalışmaların oldukça yararlı olacağını
düşünüyoruz. Proje, aynı zamanda
ısınma için kullanılan fosil yakıtları
evlerde değil de santralde kullanımını
sağlayarak daha az kirli gaz çıkışıyla
çevre temizliğine de katkı sağlayacak"
diyerek sözlerini tamamladı. (AA)
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
17Mayıs
Şubat2014
2013Salı
Perşembe
9 GÜNCEL 13
İçmesuyu barajlarında geçen
t
u
c
v
e
m
u
s
z
a
a
h
a
d
n
a
yıld
8 Mayıs itibarıyla içmesuyu
amaçlı barajlarda İstanbul'da yüzde 26,4
Ankara'da yüzde 22,1,
İzmir'de yüzde 72,4 ve Bursa'da yüzde 55,7 doluluk
oranı gözlendi. Geçen yıl
aynı dönemde ise içmesuyu
amaçlı barajlardaki doluluk
oranları, İstanbul'da yüzde
89,7, Ankara'da yüzde 40,8,
İzmir'de yüzde 89,3 ve Bursa'da yüzde 98,9 olarak
gerçekleşmişti
Bu ay, 8 Mayıs itibarıyla içmesuyu amaçlı
barajlarda İstanbul'da yüzde 26,4
Ankara'da yüzde 22,1, İzmir'de yüzde
72,4 ve Bursa'da yüzde 55,7 doluluk oranı
gözlendi. Geçen yıl aynı dönemde ise İstanbul'da yüzde 89,7, Ankara'da yüzde
40,8, İzmir'de yüzde 89,3 ve Bursa'da
yüzde 98,9 olarak gerçekleşmişti. Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre,
1 Ekim 2013 - 8 Mayıs 2014'te, Türkiye
genelinde kümülatif yağışlar ortalamasında, uzun yıllar ortalamalarına göre
yüzde 25,9 ve 2013'e göre de yüzde 32,8
oranlarında azalma görüldü. İstanbul,
Ankara, İzmir ve Bursa'daki içme suyu
amaçlı barajların mevcut hacimleri,
toplam aktif hacimlerinin altında bir seviyede kaldı. İçme suyu amaçlı barajlarda,
İstanbul'dakilerin 846,3, Ankara'dakilerin
bin 565,6, İzmir'dekilerin 298,8 ve Bursa'dakilerin 65,1 hektometreküp toplam aktif
hacmi bulunurken, bu yıl İstanbul'da
226,7, Ankara'da 346,2, İzmir'de 216,4 ve
Bursa'da 36,2 hektometreküp aktif
hacime ulaşıldı.
İçme suyu barajlarında geçen seneye göre yüzde 32,7 daha az su bulunurken, bu yıl doluluk oranı İstanbul'da
yüzde 26,4 Ankara'da yüzde 22,1,
İzmir'de yüzde 72,4 ve Bursa'da yüzde
55,7 oldu. Geçen yıl aynı dönemde ise
içmesuyu amaçlı barajlardaki doluluk
oranları, İstanbul'da yüzde 89,7,
Ankara'da yüzde 40,8, İzmir'de yüzde
89,3 ve Bursa'da yüzde 98,9 olarak
gerçekleşmişti. İşletmede olan 91 enerji
amaçlı barajda ise doluluk oranı yüzde
52,2 olurken, 214 sulama amaçlı barajda
da doluluk oranının yüzde 53,4'e ulaştığı
gözlendi. Göllerin doluluk oranlarına
bakıldığında da geçen yıla göre, Eber,
Eğirdir, Çıldır, Çavuşçu, Karataş, Işıklı,
Hazar, Marmara, Kovada, Beyşehir, İznik,
Sapanca, Uluabat, Çapalı Dinar, Manyas
ve Ladik göllerinde azalma olduğu tespit
edildi. İşletmede olan 293 depolama
tesisindeki baraj doluluk oranı da yüzde
51,4 oldu. (AA)
Tam Gün Yasası'ndaki boşluk
muayenehane sahiplerine yaradı
G
azi Üniversitesi Başhekimi Prof.
Dr. Altok: ''Anayasa
Mahkemesinin Tam Gün Yasası ile ilgili aldığı yürütmeyi durdurma kararı
ile mesleğini serbest icra eden öğretim
üyelerine performans ödemesinin önü
açıldı, yasal boşluklar neticesinde,
tam zamanlı öğretim üyeleri ile aynı
maaşı alır duruma geldiler. Bu durumun devamı, gece gündüz çalışan tam
zamanlı öğretim üyelerinin yanı sıra,
dar gelirli diğer hastane çalışanlarının
mağduriyetini daha da arttıracaktır''
dedi
Gazi Üniversitesi Başhekimi Prof.
Dr. Kadriye Altok, Anayasa
Mahkemesinin Tam Gün Yasası ile ilgili aldığı yürütmeyi durdurma kararı
ile mesleğini serbest icra eden öğretim
üyelerine performans ödemesinin
önünün açıldığını belirterek, ''Yasal
boşluklar nedeniyle üniversite hastanelerinde muayenehane sahibi
hekimler, tam zamanlı öğretim üyeleri
ile aynı maaşı alır duruma geldi'' dedi.
Altok, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi ve Danıştayın Tam Gün Yasası ile ilgili aldığı
kararlar neticesinde, geçtiğimiz temmuz ayından itibaren mesleğini
serbest icra eden öğretim üyelerine
Üniversite Hastanelerinde gelir getirici faaliyetlerde bulunmasına izin
veren yasal düzenlemenin hastane yöneticilerini zor durumda bıraktığını
söyledi. Yasal boşluklar nedeniyle
üniversite hastanelerinde gelir getirici
faaliyetlerde bulunma hakkını elde
eden muayenehane sahibi hekimlerin,
özel muayenehanelerinde veya özel
kuruluşlarda gelir elde ederken bir
yandan da, tam gün çalışan öğretim
üyeleri gibi performans (ek ödeme)
alma hakkı elde ettiğine işaret eden
Altok, şunları kaydetti:
''Tam gün yasasının ilk halinin, 1
Ocak 2013 tarih ve 28515 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa
Mahkemesi kararı ile iptal edildiğinin
açıklanması ve bu uygulamanın 1
Temmuz 2013 tarihinde uygulanacağının ilanından sonra doğan
yasal boşluk, çok sayıda mesleğini
serbest icra eden öğretim üyesinin
geriye dönük performans ödemesi
talep etmesine neden olmuştur. Dava
açan öğretim üyelerinin bazıları yakın
zamanda bu davaları kazanarak geriye
dönük performans alma hakkı kazanmıştır.
18 Ocak 2014 tarihli Resmi
Gazete'de yayımlanan yeni Tam Gün
Yasası ile 18 Nisan 2014 itibariyle
mesleğini serbest icra eden öğretim
üyelerine bu ödemenin yapılmayacağı
düşünülürken, Anayasa
Mahkemesinin aldığı yürütmeyi durdurma kararı ile
mesleğini
serbest icra
eden öğretim
üyelerine performans
ödemesinin de
önü açılmıştır.''
Tam gün
düzenlemesinden önce
üniversite
hastanelerindeki
muayenehane sahibi
hekimlerin
tam zamanlı öğretim üyelerinden
daha düşük maaş aldığını ve performans olarak tanımlanan döner sermayeden de faydalanmadığını
hatırlatan Altok, yasal boşluklar neticesinde muayenehane sahibi doktorların tam zamanlı öğretim üyeleri ile
aynı maaşı alır duruma geldiğini
söyledi. Bunun yanı sıra muayene
sahibi doktorların bazılarının geriye
dönük olarak da 'yoksun bırakıldıkları
akçalı hakları nedeniyle en üst limitten faiziyle beraber performans
talebiyle' davalar açmaya başladığını
anlatan Altok, ''Bu durumun devamı,
gece gündüz çalışan tam zamanlı
öğretim üyelerinin yanı sıra, dar
gelirli diğer hastane çalışanlarının
mağduriyetini daha da arttıracaktır.''
-''Hastaları muayenehane
sonrası hastaneye yönlendirip
ek ödeme alıyorlar''
Performans adı altında yasal sınırlar içinde dağıtılabilir meblağın, kurumların aylık tahsil ettiği gelirden
yapılan yasal kesintilerden sonra belirlenerek, öğretim üyesi, araştırma
görevlisi, hemşire, teknisyen, laboratuvar elemanı, memur kadrosunda
çalışan tüm personele yasal oranlar
çerçevesinde paylaştırıldığını anımsatan Altok, ancak üniversite hastanelerinin milyonlarca liraya ulaşan
borçları, aylık borç ödemeleri dikkate
alındığında dağıtılabilir pastanın arttırılmasına imkan olmadığını söyledi.
Muayenehanesi bulunan hekimlerin,
muayenehanesinde hastadan özel
muayene ücretini aldıktan sonra, hastayı üniversite hastanesine yönlendirip, aynı hastadan burada da
performans adı altında ek ödeme alır
hale geldiğini anlatan Altok, 2547
Sayılı Kanun'a bağlı olarak çalışan
akademik personelin mesai saatlerine
uyumunu denetlemenin güç olması
nedeniyle, hastaneye çok kısa süre
uğrayan, hatta bazen hiç gelmeyenlerin bile tam zamanlı öğretim üyeleri
gibi kamudan aynı oranda gelir elde
eder hale geldiğini savundu.
-''Üniversite hastanelerinde hoca
kalmaz söylemleri gerçek dışı''
Altok, ''Basında ve diğer medya
organlarında yer alan 'Muayenehaneler kapanır ya da mesleğini
serbest icra eden öğretim üyeleri
ayrılırsa, eğitim aksar, üniversite hastanelerinde hoca kalmaz' söylemlerinin gerçekle uzaktan yakından
ilgisi yoktur.
Kurumumuzda çalışmakta olan
455 öğretim elemanından 87'si
mesleğini serbest icra etmekte olup
hepsi ayrılsa bile ne eğitim kalitemiz
ne de hizmet kalitemizde olumsuz
etkilenme olmaz.
Hatta bunun olumlu etkileri bile
olur; rasyonel planlamalar yapılabilir,
kamu ve kurumsal menfaatleri daha
ön planda tutan yetişmekte olan yüzlerce idealist donanımlı genç öğretim
elemanının önü açılır'' değerlendirmesinde bulundu.
Tam Gün Yasası'yla ilgili Anayasa
Mahkemesinin konuyu daha geniş
çerçevede değerlendirmesi gerektiğini
savunan Altok, Sağlık Bakanlığı ve
muayene sahibi doktorlar dışında konunun diğer önemli muhatapları olan
tam gün çalışanlar ve üniversite hastaneleri yöneticilerinin de dikkate
alınması gerektiğini bildirdi. (AA)
Yüzlerce motosikletli
DUYARLILIK İÇİN
ŞEHİR TURU ATTI
İ
zmir’de Karayolu Trafik Haftası
etkinlikleri kapsamında İl Emniyet
Müdürlüğü’ndeki motorlu birimler
ve motor grupları bir araya geldi.
Motor grupları farkındalık oluşturmak
için kortej eşliğinde İzmir turuna çıktı.
Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü
tarafından düzenlenen 'Bizi Fark Edin'
projesi kapsamında 500'ü aşkın motosikletli Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı. İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne
bağlı Motosikletli Yunus Timleri,
Trafik polisleri, Toplum Destekli Polislerin de katıldığı etkinliğe İzmir Motosiklet Kulübü üyeleri ve motosiklet
tutkunu vatandaşlar da yoğun ilgi gös-
terdi. Trafikten sorumlu İzmir Emniyet
Müdür Yardımcısı Süleyman Kutay,
"Motosikletlerin de bir taşıt olduğu ve
trafikte bulunduğu asla unutulmamalıdır. Motosikletlere karşı tüm
sürücülerin farkında olarak duyarlı olması gerekiyor." dedi. Son 4 ayda kent
merkezinde meydana gelen motosiklet
kazalarındaki artışa dikkat çeken
Kutay, "Son 4 ayda kent merkezinde
sadece 11 ölümlü ve 760 yaralamalı
motosiklet kazası meydana geldiğinden artık bu kazalara bir son vermek
gerekiyor. Bunun için motosiklet
sürücülerimiz mutlaka kask takarak,
hız yapmadan, hatalı şerit değiştirme-
den ve çevreyi rahatsız etmeden,
gürültü kirliliği yaratmamaya özen
göstermelidirler. Biz İzmir Emniyet
Müdürlüğü olarak İzmir'de trafik
kültürünü yaratmak için bu etkinliği
düzenledik." diye konuştu.
Cumhuriyet Meydanı'ndan
harekete geçen motosikletliler, Mustafa
Kemal Sahil Bulvarı'ndan Göztepe'ye
oradan da tekrar Alsancak Talatpaşa
Bulvarı'nı takip ederek Bostanlı'daki
Çocuk Trafik Eğitim Parkı'na geldi.
Motosikletliler, trafikteki vatandaşlara
ve sürücülere, 'Trafikte motosikleti fark
et', 'Biz de motorlu taşıtız' yazılı bildiri
dağıttı. (CİHAN)
Tarihi sinagog, restore edildi
B
ergama'da, restorasyonu
tamamlanan Yabets Sinagogu, Türkiye Hahambaşı
Haleva, İsrail'in İstanbul
Başkonsolosu Kamhi ve eski
Ankara Büyükelçisi Levy'nin
katıldığı törenle açıldı.
Bergama Belediyesince restore ettirilen Yabets Sinagogu, Türkiye Hahambaşı
Rav İshak Haleva, İsrail'in
İstanbul Başkonsolosu
Moshe Kamhi ve eski Ankara
Büyükelçisi Gabby Levy'nin
katıldığı törenle açıldı.
Turabey Mahallesi'nde,
Efrayim Bengiat tarafından
babası İshak Bengiat anısına
1875 yılında inşa edilen,
2010 yılında Bergama
Belediyesince İl Özel
İdaresinden katkı payı alı-
narak restorasyonuna
başlanan Yabets Sinagogu'nun açılması dolayısıyla
tören düzenlendi.
Kamhi, törende, sinagogun yeniden açılmasından
duyduğu memnuniyeti dile
getirerek, "UNESCO Dünya
Mirası Listesi" adayı Bergama'nın, bu listeye girebilmesi, ayrıca İsrailli
turistlerin ilçeyi ziyaret
etmesi için elinden geleni yapacağını belirtti.
İsrail'in Bergama
doğumlu eski Ankara
Büyükelçisi Levy de daha
önce ziyaret ettiği sinagogun
restorasyonunun, başarılı
şekilde yapıldığını kaydederek, "Harikulade bir yapı
olmuş. Emeği geçen herkese
çok teşekkür ediyorum. Sinagogun, Bergama'ya daha
fazla ziyaretçi getireceğine
inanıyorum" diye konuştu.
Konuşmaların ardından
Haleva'nın katılımıyla şükran
duası okundu. Katılımcılar,
"Ulu Tanrı, vatanımız Türkiye
Cumhuriyeti'ni ve Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah
Gül'ü koru, yücelt ve her
zaman başarılı kıl" diye dua
etti.
Törene, Bergama Belediye
Başkanı Mehmet Gönenç,
Ticaret Odası Başkanı Fikret
Ürper, İzmir Musevi Cemaati
Başkanı Sami Azar, İsrail'in
İzmir Fahri Konsolosu Jak
Eskinazi de katıldı.
(AA)
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Robotu
Robotu tasarlayan
tasarlayan öğrenci
öğrenci Atabey:
Atabey: "İtfai"İtfaiye
ye personelinin
personelinin giremediği
giremediği zorlu
zorlu alanlaralanlarda
da robot
robot yangına
yangına müdahale
müdahale edebilecek.
edebilecek.
Bu
Bu sayede
sayede olumsuz
olumsuz bir
bir durumla
durumla karşılaşılkarşılaşılmadan
madan yangınlar
yangınlar söndürülebilecek"
söndürülebilecek" dedi.
dedi.
10 DENİZLİ HABERLERİ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
13
17 Mayıs
Şubat 2014
2013 Salı
Perşembe
Denizli Servergazi Devlet Hastanesi’nde ameliyathane sayısı dokuza çıktı
Sağlığa yatırım
itee
rsit
iveers
Ünniv
Ü
si
cisi
rennci
ööğğre
tu""
robbootu
ın ro
"yaannggın
"y
rlaaddıı
sarl
tasa
ta
Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Servergazi Devlet Hastanesi’nde
ameliyathane salonları modernize edilerek yenilenirken yeni ameliyat salonları da açılarak
ameliyat salon sayısı 9’a çıkarıldı. Servergazi
Devlet Hastanesi’ne Denizli Vali Yardımcısı Ali
Sözen, Pamukkale Kaymakamı Erdoğan Beypınar, Denizli Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, İl
Halk Sağlığı Müdürü Dr. İbrahim Demirciler, İl
Jandarma Komutanı J. Kur. Alb. Ferdi Korkmaz
ve Denizli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Op. Osman Acar ziyaret etti.
PAÜ Mühendislik Fakültesi öğrencisi, üzerindeki algılayıcılarla alev ve dumanı fark
ederek su ve köpük püskürtebilen "yangın
robotu" tasarlayarak ön modelini yaptı
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ)
Mühendislik Fakültesi öğrencisi
Sidar Atabey, üzerindeki algılayıcılar sayesinde alev ve dumanı tespit
ederek su ve köpük püskürtebilen
"yangın robotu"nun ön modelini
yaptı.
PAÜ öğrencileri Teknokent binasında düzenlenen 8. Bilimsel
Proje Şenliği'nde projelerini tanıttı.
Elektrik-Eloktronik Mühendisliği
Bölümü 3. sınıf öğrencisi Atabey
de üzerindeki algılayıcılar sayesinde ateşi ve dumanı fark edip çalışan ve harekete geçmesini sağlayan kaynağa su püskürten robotu
tanıttı.
Atabey, gazetecilere yaptığı
açıklamada, itfaiyecilerin yangında
zarar görmesinden etkilenerek
"yangın robotu" projesi üzerinde
çalışmaya başladığını ve bölümündeki eğitimcilerinin de desteğiyle
ön modeli oluşturduğunu bildirdi.
Robotun özellikle itfaiye personelinin giremediği zorlu alanlarda kullanılabileceğine dikkati çeken Atabey, "Robot tehlikeli bölgelere daha kolay girip müdahale
edebilir. Bu sayede itfaiyeciler
olumsuz bir durumla karşılaşmadan yangınlar söndürülebilecek.
Üzerindeki algılayıcılar sayesinde
harekete geçen robot alevlere su ve
köpük püskürtüyor" diye konuştu.
Robot üzerinde çalışmalarının
sürdüğünü, daha büyük boyutta ön
model yapmayı planladığını dile
getiren Atabey, daha sonra katılımcılara robotu tanıttı. (AA)
Z
iyarette Servergazi Devlet Hastanesi’nin, il genelinde yapılan
ameliyatların yüzde 25 oranında bir paya sahip olduğunu belirten Genel Sekreter Acar, ameliyathanelerin yenilenmesi hakkında bilgi verdi. Acar, “Yakın zamanda bu hastanemizde bir tadilat, kapasite genişletmesi yaptık. Göreve başladığımızda hastanemizin ameliyathanesinde sıkıntı olduğunu öğrendik. Cerrahi ağırlıklı çalışan bu
hastanemizde, ameliyathanemiz de var olan salonlarımız hastanemize
yetmemekteydi. Bu durum ise hastalarımıza bekleme süresi olarak yansımaktaydı. Biz de, ameliyat solon sayımızı 2 arttırarak 7’den 9'a çıkardık. Ayrıca her bir salonumuzun kapılarını otomatik kapı olarak değiştirdik. Teknolojik olarak da en son cihazlar ile teknik donanım sağladık.
Bu anlamda yaklaşık 250 bin liralık harcama yaparak, hastanemizin
ameliyathanesini gerek fiziki olarak, gerek oda sayısı olarak arttırdık.
Böylece hastalarımızın ameliyat randevularının süresi kısalarak, sağlıklarına biran önce kavuşmaları sağlanmıştır.” dedi.
"HER BRANŞA BİR AMELİYAT ODASI TAHSİS ETTİK"
Servergazi Devlet Hastanesi Yöneticisi Uz. Dr. İbrahim Görüşen de,
hastane ameliyathanesinde bulunan ortak alanların bir kısmında tadilat
yapılarak 2 adet ameliyat salonu daha hizmete açtıklarını vurguladı.
Görüşen “Her branşa ait bir ameliyat odamız oldu. Her bölümün kendine özgü tıbbi cihaz ve aletlerinde taşınmaktan dolayı yıpranma ve arıza
en aza indirildi. Hekimlerin ameliyat masası beklemeleri önlendi. Aynı
anda yapılabilen ameliyat sayısı 7 iken 9'a çıktı. Hastaların operasyon
bekleme süreleri azaltıldı. Hatta 3. basamak yoğun bakım hastanelerinde ve üniversite hastanelerinde yapılan obezite cerrahisi de buna dâhil
olmak üzere neredeyse ilimizde ki bütün vakaları alabilecek, hizmet
verebilecek bir kaliteye kavuşmuş durumdayız.” diye konuştu.
(CİHAN)
Mahallenin kadınları saç böreği
geliriyle cami yaptırıyor
Bu kadınlar güne değil hayra
gidiyor. Denizli'nin Pamukkale
ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'ne
yaptırılacak cami için mahallede oturan kadınlar saç böreğinin satışlarından elde edilen gelirleriyle cami yaptırmak için
yarışıyor. Haftada 2 gün mahalledeki bir evin bahçesinde bir
araya gelen 15-20 kadın hayırseverlerin bağışladıkları, un, ıspanak, peynir, çökelek ve sıvı
yağı kullanarak saç böreği yapım işinde ücretsiz çalışıyor.
Yapılan saç börekleri tanesi 2 liradan esnafa ve mahalle sakinlerine satılıyor. Elde edilen gelirin tamamı yıkılmaya yüz tutmuş Ayanlık caminin yeniden
yapımı için bağışlanıyor.
Gönüllü kadınlardan Filiz
Basmacı, börek yapmaya sabah
erkenden altı da kalkıp geldiklerini ifade ederken, Kezban
Keskinsay da yağmur çamur
dinlemeden ücretsiz gönüllü çalıştıklarını söyledi. Kendisiyle
beraber 15-20 kadının gönüllü
çalıştığını belirten Havva Çoban da "Sabah namazını kılıp
başlıyoruz. 1 aydır salı cuma
çalışıyoruz. Günde en az 300
börek yapıyoruz." dedi. Cami
imamı eşi Sündüz İlal ise kadınlar olarak bu işe gönül ver-
diklerini söylüyor. İlal, "Hayırseverlerin de desteğini bekliyoruz. Malzemesini de hayırseverler veriyor. Şimdiye kadar 5
bin lira toplandı. Bayanlar içinde bir yarış var. Herkes sıra
bekliyor. 'Birazda ben yapayım'
diyorlar. Herkes birazda benim
emeğim olsun diye çalışıyor."
diye konuştu.
Ayanlık Cami Dernek Başkanı Gürbüz Baysal da 48 yıl önce 100 kişilik olarak yapılan caminin mahalledeki nüfusun artmasından sonra cemaate yetmediğini bu yüzden eskiyen camiyi yıkıp genişleterek yeniden
yapmaya karar verdiklerini belirtti. Baysal, "Bu kararı bayanlar duymuşlar. 'Bizde nasıl katkı
yapabiliriz?' diye düşünmüşler
kendi aralarında karar almışlar 'saç gözlemesi yapalım' demişler. Salı ve Cuma
günleri 250-300 tane
börek yapıyorlar.
Bizde gelen gidenlere satıyoruz. Yağmur
yağdığında bile erteletmiyorlar. Büyük
uğraş içindeler." şeklinde konuştu.
Böreklerin imece
usulü hazırlanıp satıl-
Sağlık Bakanlığı’ndan
4 ruhsatlı Talasemi
Merkezi’nden
birisi Denizli’de
Denizli Kamu Hastaneler Birliği Genel
Sekreteri Op. Dr. Osman Acar, Denizli
Devlet Hastanesi Talasemi Tanı ve Tedavi Merkezi’nin, Sağlık Bakanlığı ruhsatlı
4 merkezden biri olduğunu ve şu an 88
kayıtlı hastanın takip ve tedavisinin yaptığını söyledi. Acar, Denizli İl Sağlık Müdürü Dr. Mahmut Tekin ve Denizli İl Halk
Sağlığı Müdürü Dr. İbrahim Demirciler
ile birlikte Denizli Devlet Hastanesi Talasemi Merkezi’ni ziyaret etti.
Z
iyarette konuşan Genel Sekreter Acar, “Dünyada 270
milyon talasemi taşıyıcısı bulunmakta ve her yıl yaklaşık 300 bin hasta talasemi oluyor. Birçok insanı etkileyen talasemiye dikkati çekmek ve hastalık hakkında
farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 8 Mayıs günü Dünya
Sağlık Örgütü tarafından 'Dünya Talasemi Günü' olarak
ele alınmakta. Biz de bu gün dolayısıyla Denizli Devlet
Hastanesi Talasemi Tanı ve Tedavi Merkezimizde tedavi
gören talasemi hastalarımızı ziyaret etmek istedik.” dedi.
Hastanede ortalama bir hasta ayda 2 defa seans aldığını belirten Acar, “18 yaş altı olan ve Çocuk Hematoloji Bölümü’nün takibinde olan hastalarda 946 seans, 18 yaş üstü olup Dahiliye Bölümü takibindeki erişkin hastalarda ise
577 seans ve çocuk hastalıkları bölümünün takibinde olan
hastalarda 56 seans olmak üzere Merkezimize kayıtlı 88
hastaya toplam bin 589 seans kan transfüzyonu yapılmıştır. Hastalarımızın 7 tanesi Burdur, Afyon, İzmir gibi diğer
illerden Merkezimize başvurmuştur. Ayrıca Merkeze kayıtlı hastalarımızın, yıllık olarak düzenli bir şekilde diğer
branşlarda da takipleri yapılıyor.” diye konuştu. (CİHAN)
dığını belirten Dernek Başkanı
Baysal, "Biri çökelek biri sıvı
yağı biri ıspanak getiriyor. Hep
toplamayla oluyor. Camiyi tamamlamak için 750 bin liraya
ihtiyaç var. Bu bayanların bir
teşvikidir. Bunu örnek alan diğer vatandaşlarda inşallah 'biz
ne yapabiliriz?' diye düşünür.
450 metrekarelik cami yapmayı
düşünüyoruz. Buda 750 bin kişiye hitap eder. Şu anda normal
günlerde camimiz zaten almıyor bilhassa Cuma günleri dini
bayramlarca bahçelerde kılınıyor." ifadelerini kullandı.
Ayanlık Cami Dernek Başkan Yardımcısı Celal Yolcu ise
caminin yapılabilmesi için hayırseverlerden destek beklediklerini ifade etti. (CİHAN)
Firmamızın üretim
departmanında çalıştırılmak
üzere vasıflı/vasıfsız
işçiler alınacaktır.
Can Meşrubat Ltd Şti.
Hasan Cihan
Telefon -(0258)421 64 10
0 - 533 -541 6428
SAYFA 11
SONDAKiKA GAZETESİ >>
11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
13
17Mayıs
Şubat2014
2013Salı
Perşembe
Siyasetin bir yöntemi de "rakipleri
öfkelendirmek" midir?
Mehmet
BARLAS
SABAH GAZETESİ
Hepimiz öfkeleniriz ama siyasetçileri farklı şeyler öfkelendirir.
Mesela 1974'teki CHP- MSP koalisyonunda Ecevit'in ortağı olan Erbakan, onu öfkelendirmek için
"Biz Kıbrıs'ın tamamını alacaktık, Ecevit yarıda durdu" söylemini seçmişti. Bu öfke ile Ecevit koalisyonu bozdu...
Turgut Özal Cumhurbaşkanıyken toplanacak Karadeniz İşbirliği Zirvesi'nin sabahında Devlet Bakanı
Cavit Çağlar, Başbakan Süleyman Demirel'e "Özal'ı
delirteyim mi" diye sordu. Demirel "Bildiğin gibi
yap" diye izin verince de Zirve'ye katılmak üzere
olan Cumhurbaşkanı Özal'ın yanına gitti. Ona "Sizin
bu Zirve'de imza yetkiniz" yok dedi. Özal çok öfkelendi. Kapıdan geri döndü ve kıyıdaki motora binip,
oradan ayrıldı. Mimarı olduğu Karadeniz Ekonomik
Örgütü de hayata eksikli başladı.
Şimdi de "Başbakan Erdoğan'ı nasıl öfkelendirebiliriz" içerikli bir arayış var siyasetin gündeminde...
BİRİKTİRİLMİŞ ÖFKE
Danıştay'ın kuruluş yıldönümü toplantısında Erdoğan'ın Metin Feyzioğlu'na yönlendirdiği öfke galiba bir nevi "Biriktirilmiş öfke"ydi... Daha önce Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü toplantısında
Haşim Kılıç'a o anda yönlendiremediği öfke ile Feyzioğlu'nun yersiz sözlerine karşı duyduğu öfke bir-
leşmişti. Bu biriktirilmiş öfkenin dışa vurması da,
çok sert oldu.
Ancak Erdoğan'ı öfkelendirmeyi siyaset etmek
sananların büyük bir yanılgısı var... Erdoğan'ın bu gibi durumlarda sergilediği öfke, onu seçmen katında
güçlü kılıyor.
Gezi Parkı Kalkışması ertesinde bu öfkesini hemen görkemli bir meydan mitingine taşımış ve tabanını konsolide etmişti. Gülen Örgütü'nün eylemlerine karşı seslendirdiği öfke ile de Yerel Seçim kampanyasını sürdürmüş ve sonuç zafer olmuştu.
Özetle Erdoğan'ı sinirlendirip gerginlik yaratmak,
siyaseten bunu yapanları vuruyor. Bu gerginliği Erdoğan yönetiyor sonunda...
Bu noktada Sayın okurum Remzi Türk'ün "Yenilgiyi kabullenmeyen ve saldırganlaşan bir kesim"in
davranışları sonucu gösterilen öfkeli tepkilerle orta-
mın gerginleşmesine ilişkin şu gözlemini de aktarmalıyım:
"- ...Ancak, ülkenin gergin hali kimin işine yarıyor ona bakmak lazım. Hükümet kontrol edilebilir
gerginlik politikasını bilerek yürütüyor ve her seferinde kârlı çıkıyor. Korkunç olan, ya kontrolü kaybederse, memleket nereye sürüklenir. Örnekleri var,
yaşadığımız coğrafyaya bakın..."
Kısacası seçmene projeler ve bir vizyon sunarak
iktidar alternatifi olmak yerine Başbakan Erdoğan'ı
öfkelendirmeyi daha kolay bulanların bu yetersizliğine karşı yeni bir strateji aramak şarttır... Başbakan
Erdoğan arkasındaki halk desteği yanında "Seçilmişlik"ten kaynaklanan meşruiyetine dayanan ağırlığı
ile de "Kontrol edilebilir sakinleşme"yi sağlayarak,
yetersiz muhalefeti herhalde daha kolay etkisiz kılabilir. 12.05.2014
Aile ve çocuk üzerine!
Abdurrahman
DLPAK
YENİ AKİT GAZETESİ
Geçen gün yeni Aile Bakanı ile tanıştık İstanbul’da,
yazarlarla yapılan bir yemekli toplantıda.. Toplantının
gayesi, çocuklara yönelik şiddet ve istismara karşı toplumsal duyarlılığı artırmak..
Artırılmış bir hassasiyet, umuda baskın çıkan bir
korkuya dönüşüyorsa, o da ciddi bir tehlikeye dönüşebilir diye endişeleniyorum.. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmanın sebeb olduğu sorunlara benzer bir sorunla karşılaşabiliriz..
Bir de hassasiyet bazan alerji ve kontrol dışı tepkilere sebeb olabilir. O hassasiyet, bilgi ve sorumluluk
duygusu ile desteklenmiyorsa, uyarıcılara karşı protest
reaktif bir öfkeye dönüşebilir..
Her şey ne çok iyi, ne çok kötü. Gelişmeler doğru
yönde, ileri doğru gelişiyor, toplamda, ama geri kaldığımız yerler de yok değil.
Her zaman korku ile umut arasında bir yerde durmalıyız. Havf ve reca dengesini korumak önemli..
İki günümüz birbirine eş olmaması gerektiğine göre, hep doğru yönde ve ileri doğru yürüyüşümüzü sürdürmemiz gerekiyor..
Bu iş tek başına hükümetin işi değil. STK, media,
okul, mabed, yerel yönetimler herkes işin içinde olmalı.. Aile asıl sorunlu ve sorumlu kesin bu işte..
Önce zihinsel bir arınmaya ihtiyacımız var.. Nereden gelip nereye gidiyoruz. Tarih ve gelecek tasavvuru.
Bugün neredeyiz ve önceliklerimiz ne olmalı.. Bu yöneylem stratejisini belirlerken, inanç, tarih, kültür ve gelenekten ne ölçüde, nasıl yararlanacağız ve dayanmamız gereken kavramlar ve kurumlar neler. Batı normları, kavram ve kurumları ile kendimizi tanımlayamayız
ve bu iş bir toplum mühendisliği projesine de dönüşmemeli kuşkusuz..
İhtimal, maliyet ve riskler iyi analiz edilmeli, sosyal
metrik sistemler kurulmalı, araştırma, izleme, değerlendirme, derecelendirme ve eylem grubları oluşturulmalı.
Üniversiteler bir şekilde işe dahil edilmeli..
Sorun o kadar çok ki, uyuşturucudan tutun da cinsel
istismara, sosyal media bağımlılığına, şiddet sarmalına
kadar.. Konu bir yanı ile sağlık, bir yanı ile güvenlik,
bir yanı ile eğitim, bir yanı ile dini hayat ve din algısı
sorunu..
Sedat Laçiner Star’da geçen gün “Yükselen Şiddet
ve Yeni Değerler”i yazdı..
Bizim gazeteler, televizyonlar, Türkiye’yi sanki cinayetler ülkesi gibi gösteriyor, ama dünyada da durum
hiç de sanıldığı gibi değil.. Her yıl dünyada
500.000’den fazla insan cinayete kurban gidiyormuş.
Yani, her gün 1.300’den fazla insan öldürülüyor. Sadece ABD’de yılda 16.500, günde ise 45 kişi öldürülüyormuş. Nüfusa vurulursa, Türkiye’de de her gün 12 kişinin öldürülmesi gerek..
Örnek aldığımız batının en fazla sosyal refaha sahip
ülkelerinin başında gelen İskandinav ülkelerinde annebaba ve 3 çocuklu bir ailede bile en az bir kişi en az bir
kez intihara teşebbüs etmiş, beş kişilik bir ailede bir kişi alkolik ya da uyuşturucu kullanıyor. Beş kişilik bir
ailede bir kişi homoseksüel, lezbiyen, biseksüel, ya da
ensest ilişki içinde.. Beş kişiden bir kişi psikolojik destek almadan kendini yönetemiyor. Beş kişiden bir kişi,
anneden kaynaklanan beslenme ve davranış sorunları
ya da doğum sonrası süreçte yaşadıkları sebebi ile psikolojik ya da fiziki şiddet ya da baskıya maruz kalmış
ve bedeni ya da ruhi sorunlar yaşıyor..
Artık evlenmiyorlar, sadece birlikte yaşıyorlar. Hiçbir şeye inanmıyorlar.. Ateist de değiller, Agnostik..
Hedonist.. Çocuk yapmıyorlar ya da çocukları ile birlikte de yaşamıyorlar.. Evlenenler evliliklerini sürdüremiyor ya da devam eden evliliklerde mutluluk katsayısı
çok düşük..
BATI TOPLUMU intihar eden bir toplum! Kendi
cehennemlerine odun taşıyorlar.. Yazık!
Bizim medeniyetimizde birey de, toplum da hakettiği yerde durur ve arada AİLE vardır. Aile, birey ve
toplumun buluşma noktasıdır. Kozmik bir derinliğe sahiptir.. Biz, ailede birey olur, ailede toplumsallaşırız..
Bizde geleneksel kesim, kırsal kesim bir alem..
Dindarlar da 62 parça.. Solu, Alevisi, Levanteni, laikleri hepsi ayrı bir alem.. Aile de, çocuk da bu belirsizlik
ortamında bana kalırsa tehdit altında.. Bir de ne idüğü
belirsiz kalabalıklar var.. Kriminal vakalar var.. Çocukları dilendirenler ya da örgüt militanı, kurye yapanlar
var! Çocuk işçiler; fuhşa, uyuşturucu bataklığına saplanan çocuklar..
Övünmeye-dövünmeye gerek yok.. Durum belli..
Daha fazla yasa değil, varolan yasaların uygulanması gerek, tabii yanlış ve eksikleri de tamamlanmış,
ama her şeyin sadece yasa çıkarmakla düzelmeyeceğini
de bilmemiz gerek.. Yasalar önce önümüze engel koymasın. Sonra da yanlış yapanı cezalandırsın..
Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır. Bu bir. İki;
yapılacak işlerin efradına cami, ağyarına mani olması
gerek..
Bir de kaybolan çocukların kazanılmasında Malcolm X’in hayatı, ya da Kanum sultanlığının kurulmasında öncü bir rol oynayan Rabih’in hayatı bizim için
örnek olamaz mı?
Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi
bizim önerimiz olmamalı. Biz alemlere rahmet olarak
gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Bizim katlanmak zorunda olduğumuz güçlükler, elde ettiğimiz tecrübe ve kazanımlar bizden sonrakiler için, diğer ülkeler
ve halklar için baht kaynağı olsun. Selâm ve dua ile..
12.05.2014
“Başkanlık Sistemi” Türk ekonomisini uçuracak...
Yigit
BULUT
STAR GAZETESİ
Amerika’daki konferanslarımız sırasında yemekte konuştuğumuz Senatör dostumuz aynen şöyle dedi; “bu anlattıklarınız içinde en önemli detay ‘political stability” yani politik istikrar ve güçlü lidere olan
güven”!
Sevgili dostlar, ekonomide atılan adımların tabanında gerçekten “politik istikrar” yatıyor ve bu gerçek yurtdışından bakanlar açısından da net olarak
görülüyor...Aynı konuşma içinde söz “gelecek 10 yıla gelince” kaldığım yerden devam ettim ve 20132023 arasında 830 milyar doların nasıl 2,250 trilyon
dolar olacağını temellendirmeye başladım, dostumuz
yine devreye girdi ve şunu söyledi; bu anlattıklarınız
ekonomik denklemler açısından doğru fakat “politik
istikrarı” garantiye almalı ve bir üst seviyeye taşımalısınız...
Siyasi bagajlarını, duygularını ve taraflı çıkarımlarını karıştırmayan herkes çok rahat görebiliyor;
Türkiye’nin geçmiş 12 yılda Erdoğan’ın bireysel
katma değeri ile kurguladığı “sağlamlığı” SİSTEMSEL hale getirmesi ve özellikle Türkiye’ye akacak
yatırıma şu mesajı vermesi lazım; artık sistem “bir
üst seviyeye geçti” ve İSTİKRAR geçmiş 12 yıl gibi
gelecektede KALICI olacak!
Bu noktada soralım; peki bu nasıl olacak? Cevap
aslında hem çok açık hem de yukarıda gizli; BAŞKANLIK SİSTEMİ gereken mesajı verecek ve eskiye dönülmeyeceğine güven duyan para Türkiye’ye
akacak...
Sevgili dostlar, birkaç satırda anlattığım “modeli” uzun süredir savunan biri olarak bugün daha açık
ve kesin olarak diyorum ki; Türkiye gelecek aynen
geçmiş 10 yıl gibi gelecek 10 yılda ekonomik olarak
3’e katlanacaksa, her değer yeniden tanımlanacaksa
ve en önemlisi her vatandaşın varlığı buna denk olarak en az 3 katına çıkacaksa; BAŞKANLIK SİSTEMİ OLMAZSA OLMAZ ilk şarttır...
Sonuç: Türkiye Başkanlık Sistemine geçerse,
ekonomik analizleri son 10 yılda gerçekleşen biri
olarak diyorum ki; neyiniz varsa tam olarak en az
3’e katlanacak...Türkiye’ye para girişi patlayacak ve
bütün değerler yeniden tanımlanacak. Kazandığınız
para, evinizin değeri, varlıklarımızı değerleyen denklemler ve birçok sebep-sonuç ilişkisi inanılmaz
noktalara gelecek...Hatta size daha iddialı bir cümle
ile veda edeyim, bu yazıyı kesin saklayın; Türkiye
Başkanlık sistemine geçer-yarı başkanlığı dönüştürebilir-Siyasi istikrarı geri dönüşmeyecek bir noktaya
taşırsa; 2023’te İMKB-100 endeksi 400,000 üzerinde olacak...Ekonomisi uçan, hakça bölüşen, halkın
Türkiye’nin değerlerine sahip olduğu bir ülke istiyorsanız, sizler de BAŞKANLIK için vargücünüzle
çabalayın!
Son söz: Başkanlık Sistemi “Organik Türkiye’ye” tam geçişi sağlayacak...Nasıl mı ? İlk defa
Başkanlık Sistemini sorgulamaya başladığımda Rus
tarihinden alıntılar yapmış ve Petro’nun “İnorganik
Rusya’yı kurgulamasını” ve en önemlisi “Hizmet
Devleti” kavramını nasıl yıktığını analiz etmeye çalışmıştım...Rus düşünürlerden yaptığım alıntılarda
konu çok açıktı; “Avrupalı olma sevdasıyla Rusya’ya neşter vuran Petro, Cengiz Han’ın o topraklar
üzerinde bıraktığı en önemli miras olan ‘hizmet devleti’ kavramını yıktı ve vatandaşların etnik, dini, sosyal ayrışmadan bağımsız değerlendirilmesi dinamiğini ortadan kaldırdı”! Bu noktada şu soruyu soralım; Rusya için yapılan çıkarım Osmanlı-Türkiye
geçişi içinde yapılabilir mi? Daha açık soralım; Başkanlık olmadan tam geçiş sağlanabilir mi? Petro
sonrası Rusya’yı içine çeken “Avrupa hayranlığı” tuzağı ile Osmanlı’nın 1850’lerden itibaren içine gömüldüğü BATILILAŞMA tuzağı aynı “yerden pompalanan” ve aynı amaca hizmet eden tezlerdir. “Türkiye Cumhuriyeti, ilk yıllardaki atılıma rağmen,
özellikle İngiliz-Alman oyunlarıyla” köklerinden koparılarak “topraktan saksıya” taşınmıştır. Bu
1920’lere özgü bir gerçek değildir, bu “KOPARMA”
süreci 1850’lerden başlamış ve BATI hayranı “entelijansiya ve burjuvazi” kurgulama süreci şekillendirilmiştir.1960-1980 ve diğerleri, “Batı hayranı kalması gereken” Türkiye’nin “kökleri ile buluşmaması” için özellikle İngilizler tarafından tahrik edilmiş,
1980 sonrası tanımlanan “iç tehdit” kavramında
Türk insanının “dini ve etnik çeşitliliği” en büyük
düşman olarak “Devlet tarafından” tanımlanmıştır!
Milli Güvenlik Safsatası altında çocuğunu kışlada
göremeyen “başörtülü annemiz” o anlayışa göre ciddi bir “iç irtica tehlikesi” olarak algılatılmış ve Osmanlı-Din-Halife-Etnik Köken gibi kavramlar “öcü”
haline getirilmiştir. Erdoğan’ın en büyük başarısı bu
“oyunu görmesi” ve “İNORGANİK Türkiye’yi saksıdan çıkararak ORGANİK hale getirme” yolunda
attığı kararlı adımlardır. BAŞKANLIK “ORGANİK
TÜRKİYE’ye” geçişin son adımıdır ve mutlaka ama
mutlaka atılmalıdır ! Kopartıldığımız toprağa dönmeliyiz ve ÖZÜMÜZÜ kazanana, köklerimizi salana kadar bu yolda her adımı atmalıyız! Çok yol aldık
ve tek bir adım kaldı; BAŞKANLIK SİSTEMİ’ne
geçiş ! Haydi Türkiye ÖZÜNE, Toprağına DÖN!
12.05.2014
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
ACİL TELEFONLAR
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
YANGIN TELEFONLARI
İzmir
Karşıyaka
Kadifekale
Bornova
Bostanlı
Buca
Karabağlar
Çamdibi
Çiğli
Balçova
Evka 4
Evka 1
Gaziemir
Hatay
Narlıdere
Güzelbahçe
110
372 58 74
225 49 99
388 10 03
386 17 86
487 13 61
237 13 07
433 65 59
376 73 23
278 76 02
351 09 04
452 24 77
251 00 44
250 86 40
238 35 97
234 25 34
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
13
17 Mayıs
Şubat 2014
2013 Salı
Perşembe
Kara Kuvvetleri'nde
siyah bot devri kapanıyor
Kara Kuvvetleri Komutanlığı İkmal
Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında yaklaşık 1 yıl süren Ar-Ge çalışması
sonucunda geliştirilen nanoteknoloji ürünü
askeri kamuflajla uyumlu haki renkli bot,
deneme sürecine alındı. Askeri personelin
görev ve eğitim sırasında giydiği kıyafetten,
tükettiği yiyeceğe, içeceğe, kullandığı araç
gereçlere kadar pek çok malzeme üzerinde
Ar-Ge çalışmaları yürüten, İkmal Maliye
Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı, suya
dayanıklı, antibakteriyel özellikte bot üretti.
İkmal Maliye Okulu Muharebe Laboratuvarı Destek Grup Başkanı İkmal Yarbay
Tamer Gökdemir, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Kara Kuvvetleri Komutanlığını
geliştirme amacıyla üniversite ve şirketlerin
Ar-Ge birimleriyle koordineli çalıştıklarını,
yabancı ordularda kullanılan malzemeleri incelediklerini aktardı. "Askerin yediği yemek,
giydiği kıyafet, barındığı çadır ve yürütülen
eğitim faaliyetlerini daha ileriye taşımak için
çalışmalarımızı sürdürmekteyiz" diyen
Yarbay Gökdemir, İkmal Maliye Okulu'nda
mevcut sahra ünitelerinin modernizasyonu
kapsamında, modern dünya ordularında
olduğu gibi konteynere monte yeni nesil sahra
ünitelerinin tasarım ve kullanım çalışmalarının da tamamlandığını, tedarik planlarına alındığını ifade etti. Bunun gibi pek çok
yeniliğe imza atıldığını dile getiren Tamer
Gökdemir, şöyle dedi: "Gelişen teknolojinin
ışığında Kara Kuvvetleri'nin kullandığı botlarda da ciddi atılım yapmaktayız. Halen kullandığımız ayakkabı, gore-tex astarlı bir bot.
Bu botun özelliği soğuk iklim koşullarına
uyumlu olmasıdır. Gelişen teknolojiyle beraber botların hava alma ve teri dışarı verme
konusunda gelişmeler oldu. Bununla uyumlu
bir bot geliştirdik. Bu bot dışarıya hava verebiliyor, hiçbir şekilde suyu almıyor, antibakteriyel özelliği, kaymama özelliği var. Yumuşak ve burnunda düşmelere karşı ayak parmaklarını koruyan bir sistem var. Topuk kısmında da destek sistemi var. Personel arazide
gezerken gayet rahat şekilde, dört mevsim,
dünyanın en iyi botunu giyerek dolaşabiliyor." İlk etapta deneme amaçlı 50 bin çift bot
üretildiğini ve birliklerde kullanılmaya başlandığını ifade eden Gökdemir, geri bildirimler alındıktan sonra kullanımına devam edilip
edilmeyeceğine karar verileceğini ya da öneriler doğrultusunda ayakkabının son şeklini
alacağını belirtti. Renk seçimi, Türkiye
coğrafyası dikkate alınarak dizayn edilen nanoteknoloji ürünün, kamuflajla uyumlu olarak
yapıldığını anlatan Yarbay Gökdemir, "Doğada siyah renk aslında yoktur. Doğadaki renklerin içinde üzerimizdeki kamuflajı incelerseniz kahverengi, bej ve yeşil renkleri var. Bu
Yaklaşık bir yıl süren Ar-Ge
çalışmasının ardından
üretilen nanoteknoloji
ürünü haki renkli bot, deneme sürecine alındı. İlk etapta 50 bin çift üretilerek
birliklere dağıtılan botun,
geri bildirimler alındıktan
sonra kullanımına devam
edilip edilmeyeceğine
karar verilecek
renklere en yakın, uyum sağlayacak haki renk
olduğunu yaptığımız çalışmalar sonucunda
belirledik" diye konuştu. Gökdemir, deri olması nedeniyle haki renkli botun da boyaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Başka ülkelerdeki ordularda da benzer renk bot kullanıldığını
ifade eden Gökdemir, Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı tüm birliklerde bu renkte
bot kullanımına geçilmesinin planlandığını
kaydetti.
(AA)
HASTANE TELEFONLARI
-Devlet HastaneleriAliağa
616 87 87
N.S. İşgören Alsancak
463 64 65
Alsancak Acil Servis
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
Alsancak Diş Hast.
464 78 62
Atatürk Devlet
244 44 44
Behçet Uz
489 56 56
Bornava Dev. Hast.
375 58 58
Bozyaka Eği. Hast.
250 50 50
Buca S.D. Hastanesi
452 52 52
Çeşme A. Çizgenakat
712 07 77
Foça
812 14 29
Göğüs Hastanesi
433 33 33
Konak Diş Hastanesi
441 81 81
Karşıyaka
366 88 88
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Menemen Dev. Hast.
832 58 59
Nejat Hepkon
Seferihisar Hastanesi
743 20 10
Selçuk Dev. Hast.
892 70 36
Urla Dev. Hastanesi
752 10 04
Tepecik Dev. Hast.
469 69 69
-Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00
-Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi
272 00 11
Agora Tıp Merkezi
425 73 73
Atakalp Kalp Hastanesi
483 14 14
Atakent Tıp Merkezi
336 11 95
Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35
Atafizik, Fizik Ted. Mer.
231 25 15
Batıgöz Hastanesi
489 03 03
Bornova Tıp Merkezi
388 20 40
Bornova Özel Tıp Mer.
343 23 50
Bornova Özel
Sağlık Tıp Merkezi
339 77 83
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
Buca Sağlık Merkezi
438 06 20
Central Hospital
341 67 67
Can Tıp Merkezi
232 13 48
Caner Göz Merkezi
278 81 11
Çağdaş Tıp Merkezi
285 95 95
Çankaya Tıp Merkezi
425 31 31
Çesav Tıp Merkezi
362 67 67
Çeşme Sissus Has.
723 05 55
Çınarlı Hastanesi
462 27 27
Çiğli Özel Sağ.
386 26 16
Diyabet Hastanesi
449 13 19
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Doğa Tıp Mer.
244 16 16
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi
367 67 47
Efes K.B.B. Merkezi
446 15 16
Ege Sağlık Hastanesi
463 77 00
Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45
Egeria Çocuk Sağlık
Hastanesi Dal Merkezi
489 35 35
Ekol K.B.B. Dal Mer.
386 55 05
Ekol K.B.B. Şube
369 89 65
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
Hayat Hastanesi
441 41 96
İzmir Hastanesi
483 31 31
İrenbe Tüp Bebek Mer.
464 58 88
441 41 70
Karataş
Karşıyaka Tıp Merkezi
369 00 91
POLİKLİNİK TELEFONLARI
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi
285 96 50
Kara Hastanesi
262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
Türk Sağlık Sen: 149
bin hemşirenin sorunları
çözüm bekliyor
Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube
Başkanı Ahmet Doğruyol, 12 Mayıs
Hemşireler Günü sebebiyle bir basın
açıklaması yayımladı. Hemşirelerin
sorunlarının çığ gibi büyüdüğünü belirten Doğruyol, bu konuda Sağlık
Bakanlığı'nın üzerine düşen görevleri
yerine getirmediğini anlattı.
Hemşirelerin özlük haklarının
düzeltilmesini isteyen Doğruyol,
"Türkiye’de görev yapan toplam 149
Bin hemşire arkadaşımız ne yazık ki
sorunlar sarmalı içerisinde hizmet
sunmak zorunda bırakılmışlardır.
Ülkemizde Hemşire sayısının olması
gerekenden çok daha az olması nedeniyle uzun çalışma süreleri ve
sürekli nöbetler, Hemşirelerin ağır iş
yüküne maruz kalmalarına, toplum ve
aile içerisindeki diğer sosyal rol ve
görevlerini yeteri derecede yerine ge-
-Türk TelekomArıza
Bilinmeyen Numara
Danışma
Uyandırma
Posta Kodu
Fono Tel
Borç Ögrenme
Çağrı
-SinemalarAgora Balçova
Afm Park Bornova
Afm Forum Bornova
Afm Ege Park
Afm Passtel
121
11811
444 14 44
135
119
141
163
133
277 25 25
373 73 20
373 03 50
324 42 64
489 22 00
tirecek zaman ayıramamalarına neden
olmaktadır. Ağır iş yükü ve aylık olarak çalışması gereken yasal süreye
ek olarak aylık 60 saate kadar tutulan
ekstra nöbetler, sağlık çalışanlarının
ve Hemşirelerin bu gün en büyük
sorunu halini almış, tükenmişlik
sendromunun en büyük nedenidir. Zaten sayıları olması gereken sayının
çok altında olan Hemşireler, bazı yandaş ve kayırmacı anlayışla, görev
alanları dışında ve nöbet uygulamalarından muaf tutulan meslektaşlarının da ekstra iş ve nöbet
yükünü üstlenmek durumunda
kalmaktadırlar. Bunlara mobbing ve
şiddet gibi çalışma hayatını zorlaştıran unsurlar da eklenince
hemşirelerimizin tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kalmaları katmerlenerek artmaktadır. "dedi.
Avşar Palmiye
Cinebonus
Cinebonus
Cinebonus (Ykm)
Cinecity Kipa Çiğli
Çeşme Hollywood
Çamlıca
Deniz Karşıyaka
Batı Sineması
Çınar Sineması
Karaca Sineması
Kipa Hollywood
Menemen Kültür
Şan Konak
Çınar Center
277 48 00
278 87 87
446 90 40
425 01 25
386 58 88
712 07 13
343 83 15
381 64 61
347 58 25
489 88 85
445 87 76
252 56 66
832 14 11
483 75 11
277 11 00
Sağlık çalışanlarına yıpranma payı
çok görüldüğü, döner sermayelerin
arttırılması, adaletin sağlanması ve emekliliğe yansıtılması gibi uygulamaların beklenen seviyede gerçekleşmediğini savunan Doğruyol, "Tüm
bu sıkıntılarla Mücadele etmek durumunda kalan sağlık çalışanları ve
hemşireler, maaşını enflasyona
ezdiren, hesap-kitap bilmez yandaş
malum sendikanın eseri olan toplu sözleşme ile de mali haklarında ciddi
bir kayıp yaşamaktadırlar.
2014 yılı için sadece 123 TL’lik
maaş zammı, 2014 yılının ilk 4 ayının
enflasyon oranının 4.96 olması, artan
döviz kuru, ücretlerin döviz bazında
yaklaşık yüzde 16 gibi bir erimeye
maruz kaldığı ve toplu sözleşmede
unutulan/unutturulan enflasyon farkı,
bu yandaş sendikanın çalışanları enflasyon karşısında nasıl mağdur ettiğinin en büyük göstergesidir. " şeklinde konuştu.
(CİHAN)
Sema Sineması
Konak Sineması
Desem Sineması
Karşıyaka Sineması
İzmir Sİneması
-TiyatroKonak Sahnesi
Ragıp Haykır Sahn.
İzmir Devlet Tiyat.
Uğur Mumcu Sahnesi
İzmir Tiyatro
Bab-ı Sanat Merkezi
İsmet İnönü
Sanat Merkezi
483 91 00
483 21 91
422 53 10
381 50 98
421 42 61
483 50 35
369 14 87
445 89 41
343 04 33
446 77 95
441 09 02
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg.
Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
-Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak.
388 19 63
Konak Doğum Evi
489 09 09
Tepecik Doğum Hast.
449 49 49
-Kan MerkezleriKızılay
463 63 53
Çocuk Hastanesi
433 06 08
Ege Üni.
388 28 61
Tepecik Kan Merkezi
433 38 74
ULAŞIM TELEFONLARI
Denizyolları
THY Rezervasyon
Basm. Rezervasyon
Alsancak Gar
Santral Garaj
464 88 89
444 08 49
484 86 38
464 77 95
472 10 10
-Körfez Ulaşım İskelelerKonak
484 98 56
Karşıyaka
368 00 42
Alsancak
464 78 31
Bostanlı
330 89 22
Bayraklı İskele
345 77 53
Pasaport İskele
484 22 56
Göztepe İskele
224 20 22
Üçkuyular İskele
259 40 13
-Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb.
435 11 84
Buca
426 69 37
Çiğli
376 90 91
Karşıyaka
369 79 80
Bornova
388 83 78
Narlıdere
238 32 90
261 48 04
Eşrefpasa
Gaziemir
251 92 05
Güzelbahçe
234 05 34
Konak
425 60 60
Çeşme
712 63 46
SAYFA 13
SONDAKiKA GAZETESİ >>
13 SAĞLIK
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
13
17Mayıs
Şubat2014
2013Salı
Perşembe
Dengesiz beslenme
saç döküyor
OMÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şentürk, "Tek yönlü beslenmelerde ve
bilinçsiz yapılan diyetlerde saç,
yaşam döngüsünde gerekli vitamin,
mineral ve proteini yeterli düzeyde
alamaz. Bunun sonucunda saçta
zayıflama ve dökülme problemi
yaşanır" dedi
lerdeki gibi kelliğe gidecek kadar şiddetli olmadığını anlattı.
D
engesiz beslenme ve bilinçsiz
yapılan diyetin, saç dökülmesine
yol açabileceği bildirildi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp
Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Şentürk,
AA muhabirine yaptığı açıklamada,
beslenmenin saç gelişimi için önemli
olduğunu söyledi. Saç dökülmesinin
erkeklerde ve kadınlarda önemli bir
problem olduğuna dikkati çeken Şentürk, şöyle devam etti: "Her gün belli
miktarda saçın dökülmesi doğaldır. Bunlar doğal yaşam sürelerini tamamlamış
ve dökülmeleri gereken saçlardır. Yerlerine yenileri çıkar. Günde 100 adete
kadar saç kaybı normal kabul edilir ancak demir eksikliği anemisi ya da demir
depolarının boşalması saç dökülmesine
yol açabilir. Ayrıca dengesiz beslenme
ve stres de saç dökülmesine neden olur."
Beslenmenin saçlar için çok önemli
olduğuna değinen Şentürk, "Tek yönlü
beslenmelerde ve bilinçsiz yapılan
diyetlerde saç, yaşam döngüsünde
gerekli vitamin, mineral ve proteini
yeterli düzeyde alamaz. Bunun sonucunda saçta zayıflama ve dökülme problemi yaşanır. Kilo verme veya ince
kalma kaygısı ile yapılan diyetler, özellikle proteinden fakir diyetler
saçlarımıza zarar verebilmekte" dedi.
Yaşanan çeşitli sağlık sorunlarının da
saç dökülmesine neden olabildiğini vurgulayan Şentürk, kadınlarda da erkeklerde olduğu gibi saç dökülmesinde
genetik faktörlerin rol oynadığını ancak
kadınlardaki saç dökülmesinin erkek-
"Kadınlarda ön saç çizgisi
genellikle korunur"
Prof. Dr. Şentürk, kadınlarda tam saç
dökülmesinin nadir görüldüğünü dile
getirerek, şunları kaydetti: "Menopoz
sonrasında veya androjenlerin kanda belirgin yükseldiği durumlarda, erkekte
olduğu gibi alın ve tepedeki açılma belirginleşebilir. Kadınlarda ön saç çizgisi
genellikle korunur.
Erkekler, erkek tipi saç dökülmesini
kabul edilebilir görürken bu durumu kabullenmek kadınlar için daha zordur.
Saça dışarıdan uygulanan fön, perma,
boya gibi işlemlerde saçlar kopup kırılabilir.
Zamanla cansız, kuru ve mat
görünüm alırlar ama saç kökleri bu
işlemlerden zarar görmez. Şampuandan
sonra krem kullanmayı, saç taranmasını
kolaylaştırıp parlak görünmesini
sağladığı için öneriyoruz."
Şentürk, "Saç dökülmesini önlemeye
yönelik eczanelerde de satılan bakım amaçlı ürünler saçların daha parlak ve
bazen de daha hacimli görünmesini
sağlayabilir ancak eğer gerçek bir saç
dökülmesi probleminiz varsa bunu engelleyemez" ifadesini kullandı. (AA)
Balık yağı hapı da fos çıktı
O
ttawa Üniversitesi Kalp Enstitüsü
bilimadamlarından oluşan ekibin
lideri Dr. Fodor, "Bu araştırma o
yüzden yıllarca olduğu gibi kabul edilmiş.
Ben, balık yağı kapsüllerinin insan sağlığı
için bir yararı olduğuna inanmıyorum"
Balık yağının tüm dünyada tanınmasına ve milyarlarca dolarlık bir pazar oluşmasına neden olan 1970’li yıllarda
yapılan alanındaki ilk bilimsel araştırmanın bilimsel temellere oturmadığı iddia
edildi. Bol balık yemenin ve balık yağının
kalp rahatsızlıkları üzerindeki etkilerini
araştıran bilim ekibinin çalışmalarının
sonuçları, Kanada Kardiyoloji Dergisi’nde yayımlandı. Ottawa Üniversitesi
Kalp Enstitüsü'nden bilimadamlarından
oluşan ekibin lideri Dr. George Fodor,
Danimarkalı bilimadamları Dr. H.O.
Bang ve Dr. D.J. Dyerburg tarafından
1970’li yıllarda yapılan orijinal çalışmanın, bilinenden farklı olduğunu öne
sürdü. Orijinal araştırmanın belgelerini
tek tek incelediğini ve İnuit halkının kalp
hastalıkları sıklığının hiçbir şekilde
ölçülmediğine rastladıklarını belirten
Fodor, "Eski araştırmacılar, Grönland
halk sağlığı kayıtlarına ve kulaktan dolma
bilgilere dayanmış. Görüştükleri yerel
halk kalp hastalıklarının çok nadir
olduğunu söylemiş. Haliyle bu veriler bilimsel olmaktan uzak ve çok zayıftır" dedi.
Dr. Fodor, 70’li yılların Grönland’ında, zor ve çetin doğa şartları yüzünden
birçok kişinin doktor veya sağlık
merkezine ya erişemediğini ya da erişimin sınırlı olduğunu, bu nedenle sağlık
kayıtlarının da az ya da hiç olmadığını
hatırlattı. Yaptıkları çalışmada İnuit
halkının kalp hastalığı oranlarının, İnuit
dışındakilerle benzer, kalp krizinden ölenlerin oranının ise çok yüksek olduğunu
dile getiren Fodor, çalışmada ayrıca
Grönland İnuitlerinin genel ölüm oranlarının bölge dışındakilerden iki kat yüksekliğini de saptadıklarını kaydetti. Çoğu
araştırmacının, orijinal çalışmanın
sonuçlarını okumadığını ileri süren Dr.
George Fodor, “Bu araştırma o yüzden
yıllarca olduğu gibi kabul edilmiş. Ben
balık yağı kapsüllerinin insan sağlığı için
bir yararı olduğuna inanmıyorum. İnsanlar balık yağı kapsüllerinin kalp hastalıklarını önlemede yardımcı olmadığını
bilmeli" dedi. Dünya kamuoyu
1970’lerde, Danimarkalı doktorların
araştırması sonucu, Grönland’da
yaşayan İnuit halkının, çok fazla balina
ve fok eti yemeleri ve bunların omega3 yağ asitleri açısından zenginliği
dolayısıyla kalp hastalıkları oranlarının düşük olduğu
fikri ile tanışmıştı.
(AA)
Şeker hastalığının kontrolü
ayak kesilmesini önleyebilir
K
LİMİK Diyabetik Ayak Çalışma Grubu Üyesi
Doç.Dr. Ertuğrul, "Şeker hastalığını iyi kontrol
edebilirsek, hastalar ayak muayenelerini düzenli olarak yaptırır ve ayaklarını korurlarsa, ayak kesilmelerinin yüzde 80'inin önüne geçebiliriz" dedi
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon
Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Diyabetik Ayak
Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Bülent Ertuğrul,
"Şeker hastalığını iyi kontrol edebilirsek, hastalar
ayak muayenelerini düzenli olarak yaptırır ve ayaklarını korurlarsa, ayak kesilmelerinin yüzde 80'inin
önüne geçebiliriz" dedi. Ertuğrul, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, diyabet hastalarının yüzde
25'inde ayak probleminin olduğunu söyledi. Bu
problemi yaşayanların yarısında enfeksiyon
olduğunu ve ülkede yaklaşık 500- 600 bin kişinin
sokakta ayağında enfeksiyonla dolaştığını ifade eden Ertuğrul, diyabetik ayak enfeksiyonu bulunan
hastaların sahipsiz olduğunu kaydetti. Ertuğrul,
"Şeker hastalarının ayakları iyileşmez, mutlaka kesilmeli" şeklinde yanlış bir algının bulunduğuna
vurgu yaparak, "Bunu da değiştirmek gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre yılda 16 bin kişi
şekerden dolayı ayağını kaybediyor. Şeker
hastalığını iyi kontrol edebilirsek, hastalar ayak
muayenelerini düzenli olarak yaptırır ve ayaklarını
korurlarsa, ayak kesilmelerinin yüzde 80'inin önüne
geçebiliriz" şeklinde konuştu.
Ayağın vücut için çok önemli bir fonksiyonu bulunduğuna dikkati çeken Ertuğrul, yapılan çalışmalar sonucu ayağını kaybeden şeker hastalarının
yarısının kısa süre içinde hayatını kaybettiğinin belirlendiğini söyledi. Ertuğrul, ayağı kesilen hastanın
bakıma muhtaç hale geldiğini ve vücudunun hareket
etmemeye başladığını anlatarak, diyabetik ayağın
tek bir tıp branşıyla tedavi edilebilen bir hastalık olmadığını, bunun ortopedist, plastik cerrah, endokrinolog ve aile hekimlerini de ilgilendirdiğini kaydetti. KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül de
Türkiye'de obezite ve nüfusun yaşlanmasıyla diyabetli sayısının her geçen gün arttığını dile getirerek,
şu an tanısı konulmuş 7 milyon şeker hastasının bulunduğunu vurguladı.
Diyabet hastası olduğunu bilmeden yaşamına
devam eden 7 milyon kişinin olduğunu belirten
Ergönül, bu hastaların yüzde 25’inin ayak problemi
yaşadığını söyledi. Ergönül, Türkiye'de ilk defa 12
derneğin katkılarıyla Sağlık Bakanlığı'nca "Ulusal
Diyabetik Ayak Rehberi" hazırlandığını anlatarak,
"Hekimlere yol gösterecek olan rehber, Sağlık
Bakanlığı'nca tüm hastanelere dağıtılacak. Diyabetik ayakla ilgili ülkemizde yayınlanmış bir rehber
yoktu. Bu rehber yayınlandığında hekimlere yönelik
olarak diyabetik ayak yara ve enfeksiyonlarına yaklaşım, tanı, tedavi ve ayak yaralarından korunmayı
içeren bir kılavuz olacak, standart bir yaklaşım
sağlayabilecektir. Belki de pek çok ayak kesilmekten kurtulacak" diye konuştu. (AA)
Çocuk gelişiminde hem protein hem kalsiyum!
Ç
ocuk Sağlığı Uzmanı Dr. Dicle İnanç,
çocuklarda protein ve kalsiyum eksikliğinin sık tekrarlayan ishallerden zeka
gelişimine kadar pek çok sağlık sorununa
neden olabildiğini söyledi. İnanç, ileriki
dönemlerde de yaşam kalitesini ve
sağlığını bozabilecek bu eksikliklere karşı
erken yaşlarda önlem alınması gerektiğine
dikkat çekti
Memorial Şişli Hastanesi Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr.
Dicle İnanç, kemik yapısı için en önemli
mineral olan kalsiyumun, çocuk gelişiminin temel yapı taşlarından biri olduğunu
belirtti. İlk yıllarda anne sütüyle alınan
kalsiyumun çocuklarda kemik gelişimini
sağladığını ifade eden İnanç, “İleriki
yaşlarda risk oluşturabilecek osteoporoz
yani kemik erimesinden korumaktadır. Ergenlik öncesi dönemde çocukların
kalsiyum gereksinimlerinin günde 800 mg
olduğu düşünülmektedir. Bu ihtiyacı
karşılamak için çocuklara erken dönemde
en önemli kalsiyum kaynağı olan süt ve süt
ürünlerinin olduğu beslenme alışkanlıklarının kazandırılması çok önemli.” diye
konuştu.
KEMİK SAĞLIĞI İÇİN ÇOCUK YAŞTA
DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTE ŞART
Çocukluk dönemindeki kemik
sağlığının korunması için başta bebeklik
dönemi olmak üzere yaşam
boyu D vitamini alınması
gerektiğini vurgulayan Dr.
İnanç, şöyle devam etti:
“Gebelerin D vitamini depolarının yeterli olması,
özellikle 9 – 18 yaş gurubunda, hem
kalsiyum alımının günde 150 gram
düzeyinde olması hem de düzenli fiziksel
aktivite yapılması gerekmektedir. Bu amaçla okul programlarında kalsiyumdan
zengin süt ve süt ürünleri ile beslenmenin vurgulanması ve spor derslerinde
atlama, sıçrama, koşma, jimnastik
hareketleri gibi aktivitelere daha fazla
yer verilmesi gereklidir.”
Çocukların büyümesinde proteinin
çok önemli bir rolü bulunduğunu belirten İnanç, dengeli bir beslenmede,
enerjinin yaklaşık yüzde 15’inin protein kaynaklı olması gerektiğini
söyledi. Çocuklarda protein
gereksiniminin erişkinlerdeki gibi
olmadığını kaydeden inanç,
“Sadece dokuların tamiri ve
yeniden yapılanması için
değil, vücudun büyümesi
ve gelişmesi için de
gereklidir. Proteinler, hücre
büyümesi
ve
gelişmesinde, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, metabolizmanın çalışmasında,
kas, kemik ve kan hücrelerinin oluşmasında da büyük öneme sahiptir.” şeklinde
konuştu.
ÇOCUĞUNUZUN SIK SIK
HASTALANMAMASI İÇİN KALİTELİ
PROTEİN ALIMINA ÖZEN GÖSTERİN
Protein yetersizliğinin en çok 6 ay ile 5
yaş arasındaki çocuklarda görüldüğünü anlatan Çocuk Sağlığı Uzamanı İnanç, “Bu
durumda büyüme durur, vücut ağırlığı
azalmaya başlar. Vücudun direnci
azaldığından hastalıklara
yakalanma olasılığı artar.
Hastalıklar uzun sürer ve
ağır seyreder. Protein
yetersizliği yalnızca alınan proteinin miktarıyla
değil, kalitesiyle de ilgilidir. Yetişkinler düşük
kaliteli bitkisel proteinle i-
htiyaçlarını karşılayabilirler. Fakat çocuklar için mutlaka iyi kaliteli hayvansal protein gereklidir. 5 yaşına kadar beyin gelişiminin yüzde 90’ı tamamlandığı için bu
dönemdeki enerji ve protein yetersizliği
zekâ gelişimini de olumsuz yönde etkiler.
Protein, kan hücreleri ve hemoglobin
yapımı için gerekli olduğundan, protein
yetersizliği kansızlığa da yol açabilir.” dedi.
ÇOCUKLARIN GÜNLÜK ALMASI
GEREKEN PROTEİNİ KARŞILAYAN
BESİN MİKTARI
Dr. İnanç, çocukların günlük protein ihtiyacını karşılamak için gerekli olan
besinleri şöyle sıraladı:
"1-3 yaş: 15-18 gr. protein ihtiyacı; 1 bardak süt veya yoğurt +1 kibrit kutusu kadar
peynir +2 köfte kadar tavuk, et, balık ile
sağlanabilir.
4-6 yaş: 20-25 gr. protein ihtiyacı; 1
bardak süt veya yoğurt +1 kibrit kutusu
kadar peynir +3 köfte kadar tavuk, et, balık
ile sağlanabilir. 7-9 yaş: 26-38 gr. protein ihtiyacı; 2 bardak süt veya yoğurt +2 kibrit
kutusu kadar peynir +3-4 köfte kadar
tavuk, et, balık ile sağlanabilir. 10-13 yaş
kız çocuk: 39-45 gr. protein ihtiyacı; 2,5
bardak süt veya yoğurt +2 kibrit kutusu
kadar peynir +3-4 köfte kadar tavuk,
et, balık ile sağlanabilir. 10-13
yaş erkek çocuk: 39-60 gr. protein ihtiyacı, 3 bardak süt veya
yoğurt +2 kibrit kutusu kadar
peynir +3-4 köfte kadar tavuk,
et, balık ile sağlanabilir."
(CİHAN)
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
İLK İMZAYI İNCE ATTI
Güzelbahçe'de hastane yapılması için imza kampanyası
başlatıldı. Belediyeye ait alanda hastane yapımına ilişkin çeşitli girişimlerde bulunan Güzelbahçe Belediye Başkanı
Mustafa İnce, bu kez Sağlık
Bakanlığı'na iletmek üzere
“Hastane için bir imza ver” adı
altında imza kampanyası başlattı. Başkan İnce, Güzelbahçe'ye hastane yapılması için
üç-dört yıldır çeşitli girişimlerinin olduğunu belirterek şunları söyledi: “CHP İzmir Milletvekilimiz sayın Rahmi Aşkın Türeli, eski ve yeni Sağlık
Bakanlarına Güzelbahçemize
tam teşekküllü bir hastane kurulması ile ilgili soru önergesi
verdi. Türeli'nin soru önergesine verilen cevaba göre Sağlık
Bakanlığı'nca yapılan sağlık
yatırım planlamaları kapsamında Güzelbahçe’nin merkeze 10 km. mesafede olduğu ve
sağlık hizmetlerini Konak bölgesinden aldığı belirtilerek,
'Güzelbahçe bölgesi için yataklı tedavi kurumu yatırımı
mevcut planlamalarımız arasında yer almamaktadır' denmektedir. Halbuki Güzelbahçe
ile Konak arasındaki mesafe
söylendiği gibi 10 km. Değil,
yaklaşık 25 Km.dir. En yakın
sağlık kurumu olan eski Urla
Devlet Hastanesi 11.2 Km'dir.
Atatürk Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Narlıdere Semt Polikliniği 12.4 Km., Urla Devlet
Hastanesi'nin yeni yeri 13.6
Km. Dokuz Eylül Hastanesi 15
Km., Seferihisar Necat Hepkon Devlet Hastanesi 21.7
Km.
Yeşilyurt'taki Atatürk Eği-
tim ve Araştırma Hastanesi
22.8 Km., Nevval Salih İşgören Alsancak Devlet Hastanesi
27.2 Km., Ege Üniversitesi
Hastanesi ise 48.3 Km. uzaklıktadır. Ayrıca özellikle cumartesi ve pazar günleri trafiğin yoğun olduğu saatlerde en
yakın hastaneye ulaşmak saatleri bulmaktadır. Pek çok acil
hasta veya meydana gelen trafik kazalarında yaralanan hastalar hastaneye ulaşamadan
yolda yaşamlarını yitirmektedir. Hastaneye zamanında ulaştırılamadığı için her yıl onlarca
hasta yaşamını yitirmiştir. Günümüzde bir hastane için harcanacak milyonlarca liranın insan yaşamından daha kıymetli
olduğunu kimse söyleyemez.
Kaldıki; Güzelbahçe Belediyesi olarak imar planlarında sağlık tesis ilanı olarak belirlenen
16 bin metrekarelik yere hastane yapılmasını, gerekirse bu
hastaneyi hayırsever vatandaşlarımızın katkısıyla yapacağımızı taahhüt ediyoruz. Sağlık
Bakanlığı olarak sadece hastane için gerekli olan araç, gereç,
teçhizat ve personelini istihdam etmesini talep ediyoruz.
Bunun için Güzelbahçemizde
bugünden itibaren bir imza
kampanyası başlattık. Topladığımız imzaları Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu'na ileteceğiz.”
Güzelbahçe Belediyesi'nin
başlattığı imza kampanyasına
ilk imzayı Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, CHP
Güzelbahçe İlçe Başkanı Ednan Arslan ve meclis üyeleri
attı.
(HABER MERKEZİ)
BOSTANLI’DA
‘İŞGAL’ SONA ERDİ
Karşıyaka Belediyesi, ilçenin
en önemli sorunları arasında
yer alan kaldırım işgalleri ve
işporta konusunda ilk ciddi
adımı Bostanlı'da attı. İşletme sahipleri ile yapılan görüşmeler sonucunda, kaldırımların, vatandaşların geçişini engellemeyecek şekilde
kullanılması kararı alındı.
Uygulamayı yerinde inceleyen
Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar "Sorunu diyalogla çözdük.
Hem esnafı hem de vatandaşları mutlu edecek bir karar aldık. Bundan sonra işletmeler,
kendileri için belirlenen sınırını aşmayacak. Karşıyakalılar
da kaldırımlarda rahatça yürüyecek" dedi.
UZLAŞI İLE ÇÖZÜLDÜ
Hem esnafı hem de vatandaşları memnun edecek çalışmanın temeli, geçtiğimiz haftalarda atıldı. Yerel seçimlerin
ardından ilk olarak Bostanlı'daki kafeterya ve restoran sahipleri ile toplantı yapan Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar,
işgal sorununu çözmekte kararlı olduğunu ancak bunu cezai işlemlerle değil, uzlaşı ile
yapmak istediğini söyledi.
KONTROLLER SÜRECEK
Bunun üzerine, bölgedeki
yaklaşık 50 dükkan için esnaf
temsilcileri belirlendi ve iç de-
netim mekanizması oluşturuldu. Her işletmenin işgal sınırı
tespit edildi ve dükkan sahiplerinden bu sınıra uymaları istendi. Uzlaşı sağlandı. İşgal sınırları kendilerine tebliğ edilen işletme sahipleri, masa ve sandalyelerini yürüyüş yolundan
çekme kararı aldı. Uygulamanın kararlılıkla sürdürüleceği
ve belediye zabıta ekiplerinin
bu süreçte düzenli kontrolleri
yapacağı da belirtildi.
HEM ESNAF HEM VATANDAŞ MUTLU OLACAK
Uygulamanın yapılacağı
sokakları gezen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu
Akpınar, sorunu yerinde inceledi. Hem esnafı hem de vatandaşları memnun edecek bir çalışma yaptıklarının altını çizen
Akpınar "Yıllardan beri süren
bir sıkıntı bu. Vatandaşlar kaldırımları daha rahat kullanmak
istiyor. Esnaf da özellikle yaz
aylarında masa ve sandalyeleri
kaldırıma yayma düşüncesinde. Cezai işlem yapmamız
kimseye bir şey kazandırmaz.
Esnafı zorlamak yerine, işini
kolaylaştıracak bir uzlaşı formülü geliştirdik. Hem esnafı
hem de vatandaşları mutlu
edebilecek formül bulduk.
Kısa sürede her şey yoluna girecektir” dedi.
(HABER MERKEZİ)
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Mayıs
2014
Salı
2013
Perşembe
14 GÜNCEL7137ubat
KUŞ CENNETİ’NDE
BÜYÜK TEMİZLİK
Dünyada ve ülkemizde yaşanan çevre kirliliğine dikkat çekmek için Çiğli Belediyesi, Çiğli kıyılarında temizlik kampanyası başlattı. Kampanyaya katılan Başkan Arslan, "Doğa hepimizin ve hepimiz
ona borçlu bir şekilde yaşıyoruz. Gelecek nesillere güzel ve temiz bir dünya bırakalım" dedi
D
ünyada ve ülkemizde yaşanan çevre
kirliliğine dikkat çekmek için Çiğli
Belediyesi, Çiğli kıyılarında temizlik
kampanyası başlattı. Sasalı’da bulunan İzmir
Kuş Cenneti ve Homa Dalyanı kıyıları, başta
Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan olmak
üzere, AB gönüllü grupları, meclis üyeleri ve
vatandaşlardan oluşan 150 kişilik ekip tarafından pırıl pırıl yapıldı. Bir kısmı Çiğli’de
bulunan Gediz Deltası içinde kalan İzmir
Kuş Cenneti ve Homa Dalyanı kıyılarında,
Başkan Hasan Arslan öncülüğünde temizlik
kampanyası başlatıldı. Çiğli Belediyesi Avrupa Birliği Birimi tarafından, çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla başlatılan kampanyada yabancı öğrencilerin de bulunduğu
AB gönüllü grupları, Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, Çiğli’deki gönüllüler ve vatandaşlar yer aldı. Çevre temizliği hareketinin başlangıç noktası İzmir Kuş Cenneti ziyaretçi merkezi oldu. Yurtdışından gelen öğrencilerin oluşturduğu MVP grubu, Dokuz
Eylül Üniversitesi öğrencilerinden oluşan
Avrupa Gönüllü Hizmeti Grubu ile Çiğli Belediyesi gönüllü takımı otobüslerle toplanma
noktasına geldiler. Tüm gönüllüler önce Gediz Deltası hakkında detaylı bilgilendirildiler. Ardından aralarında Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ve eşi Ergül Arslan, başkan yardımcıları ile müdürlerin de yer aldığı
ekipler, temizlik yapmak üzere İzmir Kuş
Cenneti ve Homa Dalyanı kıyılarına geçtiler.
Sahil boyunca çöp toplama seferberliğine girişen Başkan Hasan Arslan ve tüm ekipler,
çöpten arındırılmış bir sahil manzarası görmek için canla başla çöp topladı.
BİR KAMYON ÇÖP
Çiğli Belediyesi’nin yeleklerini giyen ve
eldiven takan gönüllüler yaklaşık iki saat boyunca kıyıları karış karış temizlediler. Kıyıdan en çok plastik su şişeleri, poşetler, balıkçı ağları, araba lastikleri çıkarıldı. Gönüllüler
çöpleri toplarken hem eğlendiler, hem de doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirdikleri için kendilerini mutlu hissettiler. Çevre
gönüllülerince bu çalışmalar sonucunda bir
kamyonu çöp toplandı.
BAŞKAN ARSLAN DA ÇÖP TOPLADI
Çevre duyarlılığını her fırsatta vurgulayan Başkan Hasan Arslan da iki saat boyunca gönüllülerle birlikte kıyıdan çöp topladı.
Sahiller ve çevre temizliği için sürdürülebilir
bir çözüm arayışında olduklarını ve bu anlayışı her yıl bu türden organizasyonlarla gündeme taşımak istediklerini belirten Başkan
Hasan Arslan, temizlik kampanyasının İzmir’in ve Çiğli’nin tanıtımı adına da önemli
bir görev üstlendiğini belirtti. Başkan Arslan,
ülkemizdeki çevre bilincinin herkese aşılanması için projenin önemli bir adım olduğunu
işaret ederek, “Çevremizi temiz tutmalıyız.
Kirliliğe karşı duyarsız kalmamamız gerekiyor.
Doğa hepimizin ve hepimiz ona borçlu
bir şekilde yaşıyoruz. Gelecek nesillere güzel ve temiz bir dünya bırakmalıyız. Yabancı
ülkelerden gelen gönüllü arkadaşlarımızın
duyarlılığı bizlere örnek olsun. Her yıl bu
duyarlılığı göstereceğimiz aktiviteler düzenlemeliyiz. Buraya gelen herkese; özellikle
yurtiçi ve yurtdışından gelen öğrencilerimize
çok teşekkür ediyorum” dedi. Temizlik çalışmasının ardından tüm gönüllü gruplarına teşekkür ederek plaket veren Başkan Hasan
Arslan, gençlere basketbol topu hediye etti.
(HABER MERKEZİ)
BAYRAKLI’DA
DİŞ SAĞLIĞINA
BÜYÜK YATIRIM
Bayraklı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü poliklinik, hasta nakil araçları ve engellilere verilen
sağlık hizmetlerinin yanı sıra ağız ve diş sağlığında verdiği hizmetlerle de adından söz ettirmeye
devam ediyor. Bu kapsamda Bayraklı Belediyesi’nce sağlığa yapılan yatırımlar sonucu diş ünitesi ve hekim sayısı 4’e çıkarıldı. Bayraklı Belediyesi, Adalet Mahallesi ve 75’nci Yıl Mahallelerinde bulunan diş ünitesi sayısını 4’e çıkardı.
Adalet Mahallesi Sağlık Evi’nde iki, 75’nci Yıl
Mahallesi Sağlık Evi’nde iki olmak üzere toplam
dört diş ünitesi ve dört hekim vatandaşlara ücretsiz ağız sağlığı hizmeti veriyor.
Bayraklı’da ikamet eden vatandaşlara ücretsiz
olarak diş taşı temizliği, diş çekimi, dolgu ve ağız
sağlığı muayeneleri hizmeti verilmeye devam
ediliyor. Vatandaşların memnuniyeti doğrultusunda artan talebe yanıt verebilmek ve ücretsiz sağlık
hizmeti sağlamak amacıyla ilçeye yatırımlarını
sürdüren Bayraklı Belediyesi, bu çerçevede artırdığı diş ünitesi sayısı ile bir kez daha vatandaştan
tam not aldı. Hafta içi her gün hizmet veren Sağlık Evleri’nde haftalık ortalama 250 ile 300 arasında vatandaş muayene ve tedavi ediliyor. Hizmetten yetişkinlerin dışında çocuklar da faydalanabiliyor. Diş hizmetlerinin yanında vatandaşlar
ağız ve diş sağlığı ile ilgili soru ve sorunlarına da
yanıt buluyor. Bayraklı'da 4 diş ve 4 dahiliye hekimi, 2 hasta nakil ambulansı ile hizmet veren
Bayraklı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü'ne ilgi de her geçen gün artıyor. İlçede yaşayan birçok
vatandaşın kolaylıkla ulaşabildiği ve ücretsiz
muayene, tedavi gibi işlemlerin yapılabildiği sağlık evleri Bayraklı'da önemli ihtiyaca yanıt veriyor. Bayraklı Belediyesi'nin Adalet ve 75’inci Yıl
Mahallelerinde bulunan iki sağlık evinde 2013 yılında toplam 41 bin 250 kişi muayene veya tedavi
amacıyla müracaat ederken, bu sayısının bu yıl
daha da artacağı tahmin ediliyor.
Binlerce vatandaşa ulaştık
Bugüne kadar binlerce vatandaşın ücretsiz
ağız ve diş sağlığı hizmetlerinden faydalandıklarını dile getiren Bayraklı Belediye Başkanı Hasan
Karabağ, “Bir hafta boyunca ortalama 250 ile 300
vatandaşın faydalandığı diş ünitemizin ve diş hekimimizin sayısını 4’e çıkardık. Diş sağlığı sadece dolgu ya da ağrı sürecinde hatırlanması gereken bir durum değil. O yüzden vatandaşlarımızın
75’inci Yıl ve Adalet Mahallesi Sağlık Evleri’nde
muayene olmalarını tavsiye ederim. Ücretsiz verdiğimiz bu hizmetten tüm Bayraklı halkının yararlanması bizi mutlu eder” dedi.
(HABER MERKEZİ)
Konak’ta öncelik
kentsel estetik
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, dağınık ve yetersiz durumdaki belediye hizmet binalarının yerine
inşa etmeyi planladıkları yeni binanın hem mimarisiyle hem de işlevselliğiyle Konak’a yakışacağını belirtti.
Proje çalışmalarına önümüzdeki günlerde başlanacak
yeni bina sayesinde Basmane Meydanı’nın asıl hüviyetinin ortaya çıkacağını söyledi.
Mimarlar Odası İzmir Şubesi yönetimi Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ı makamında ziyaret etti.
Kent mimarisinin ve kentsel yenileme konularının
masaya yatırıldığı buluşmada, Konak’ta öncelikli yapılması gerekenlerin neler olduğu tartışıldı. Mimarlar
Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Topal, İzmir’de en
fazla tescilli binaya sahip bölgenin Konak olduğunu
belirterek, “Konak’ta yapılacak çok şey var. Önemli
olan yaşam kalitesini yükseltebilmek. Daha planlı daha güvenli yaşam kalitesi yüksek bir kent için her zaman destek vermeye, katkıda bulunmaya hazırız” dedi.
HER BÖLGEYE AYRI DOKUNUŞ
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise, Konak’ta her bölge için ayrı bir mimari dokunuşa ihtiyaç
duyduğunu belirtti. “Konak’ın her santimetrekaresi
ayrı bir çalışma ve özen gerektiriyor” diyen Başkan
Pekdaş, yeni mimari düzenlemeleri hayata geçirerek,
sadece Konak’ı değil İzmir’in kent merkezini de rahatlatmış olacaklarını dile getirdi.
İlk adımı belediye olarak kendilerinin atacağını kaydeden Pekdaş, işe ilk olarak dağınık ve yetersiz durumdaki belediye hizmet binalarını yıkıp yerine yeni ve
daha modern bir bina yapmakla başlayacaklarını söyledi.
BÜTÜN BİRİMLER TEK ÇATI ALTINDA
Mevcut iki hizmet binasının yerine yapılacak yeni
bina sayesinde hem tüm belediye birimlerinin tek çatı
altında toplanacağını, hem de Basmane Meydanı’ndaki kötü görüntünün bir nebzede olsa düzeleceğini ifade eden Pekdaş şöyle konuştu:
“Göreve geldiğimizde yapacağımız ilk görevin ne olduğuna dair sorulara her zaman ‘önce mekanla başlamak lazım’ dedim ve tüm birimleri bir araya getirecek
yeni bir belediye hizmet binasını çalışmalarına başladık. Düzenli bir bina olursa, Basmane Meydanı da asıl
hüviyetiyle ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte, Kordon, Liman, Tren Garı ve Alsancak İskelesi’ni kapsayan bölge de tıpkı Kemeraltı, Basmane, Namazgah ve
Agora gibi ayrı bir dokunuşu, özel ilgiyi hak ediyor.”
(HABER MERKEZİ)
SAYFA 15
SONDAKiKA GAZETESİ >>
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
13
17Mayıs
Şubat2014
2013Salı
Perşembe
İzmir'e iki Türkiye Şampiyonluğu’yla döndüler
Yaşar Üniversitesi bayan
voleybol ve erkek basketbol
takımları, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu
Üniversiteler Ligi'nin (Ünilig) Konya'da düzenlenen final maçlarında, tüm rakiplerini yenerek İzmir'e iki
Türkiye şampiyonluğu getirdi.
Play off'larda bir set bile
kaybetmeyen voleybol takımından Yağmur Aydemir ve
yenilgi yüzü görmeyen basketbol takımından Kaan Yılmaz, turnuvanın en değerli
oyuncuları seçildi.
Yaşar Üniversitesi sporcuları, geçtiğimiz hafta,
Ünilig'de Amerikan Futbolu
takımı Amiraller ile Türkiye
şampiyonu olan, Türkiye
Üniversitelerarası Satranç
Şampiyonası Bireysel Erkekler'de, 71 üniversiteden
371 sporcuyu geride bırakarak birinci olan Cankut Emiroğlu'nun ardından bu hafta
sonu Konya'daki Ünilig finallerinde, İzmir'e iki Türkiye şampiyonluğu daha kazandırdı. Yaşar Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Murat
Barkan, Konya'da takımları
yalnız bırakmayarak sevinçlerine ortak oldu.
Eleme grubu maçlarını
namağlup tamamlayan Yaşarlı kızlar, Ünilig Bayanlar
Voleybol Play-Off maçlarında da güçlü rakiplerine karşı tek set bile vermedi. Çeyrek ve yarı finalde sırasıyla
Dicle ve Atatürk üniversitelerini de 3-0'lık skorlarla geçen Yaşar Üniversitesi, finalde Kocaeli Üniversitesi
ile karşı karşıya geldi.
İlk seti 25-20'lik, ikinci
seti 28-26, son seti de 2511'lik skorlarla kazanan Yaşar Üniversitesi’nin kızları,
bu sonuçla 2013-2014 Ünilig Bayanlar Voleybol şampiyonu oldu. Turnuvanın en
değerli oyuncusu ise Yaşar
Üniversitesi'nden Yağmur
Aydemir seçildi. Antrenör
İlker Alkan, çok zorlu bir
gruptan play-off'lara kaldıklarını, geçen yılın şampiyonunu yenerek geldiklerini
ve bunun da ne kadar güçlü
olduklarını kanıtladığını belirtti.
Eleme grubunu zirvede
bitiren, 2. turda Gaziantep
Üniversitesi'ni, play-off
maçlarında ise çeyrek finalde Trakya, yarı finalde İstanbul üniversitelerini farklı
skorlarla mağlup eden Yaşar Üniversitesi erkek basketbol takımı da, Ünilig Finali'nde Aksaray Üniversitesi ile karşılaştı. Baştan sona
üstün götürdüğü maçta, etkili hücumu ve iyi savunmasıyla rakibini 57-52'lik skorla mağlup eden Yaşar Üniversitesi kazandı ve şampiyonluk kupasını İzmir'e getirdi. Yaşar Üniversitesi'nden Kaan Yılmaz En Değerli Oyuncu ödülüne layık
görüldü.
Yaşar Üniversitesi Koçu
Taylan Dündar, "Buraya
şampiyonluk inancıyla geldik. İlk kez tam takım olarak mücadele ettik. Takımdaki arkadaşlık ruhu ve
inanmışlıkla şampiyon olduk, mutluyuz. Bu şampiyonluğu her zaman bizi destekleyen rektörümüze armağan ediyoruz." dedi.
(CİHAN)
46 KALEM LABORATUVAR MALZEMESİ
UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI
EGE ÜNİVERSİTESİ
46 KALEM LABORATUVAR MALZEMESİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile
ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/51974
1- İdarenin
a) Adresi
: ANKARA CAD. 35100 BORNOVA/İZMİR
b) Telefon ve faks numarası
: 02323435274 - 02323730083
c) Elektronik Posta Adresi
: donersermaye@mail.ege.edu.tr
ç) İhale dokümanının
: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
görülebileceği internet adresi (varsa)
2- İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı
: 46 KALEM LABORATUVAR MALZEMESİ ALIMI
Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri
: Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Taşınır Kayıt Kontrol Birimi BornovaİZMİR
c) Teslim tarihi
: Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren
işe başlanacak ve 15 gün içinde sipariş miktarı teslim edilmek kaydıyla malzemenin tamamı
30.06.2015 tarihine kadar peyderpey teslim edilecektir.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer
: Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü (İhale Salonu) Bornova-İZMİR
b) Tarihi ve saati
: 21.05.2014 - 10:30
4.
İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.
İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi
Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale
tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri
belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması
halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel
kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2.
Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3.
Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler:
a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler,
b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler,
c) Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest
bölge faaliyet belgesi.
İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin
imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. İsteklinin imalaçı olduğunu gösteren belge veya belgeler ise şunlardır:
a) Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi b) Aday veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından
aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, c) Aday veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday
veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik belgesi, Aday veya isteklinin yukarıda sayılan belgelerden birini sunması yeterlidir.
4.3.2.
4.3.2.1. Standarda ilişkin belgeler:
1. ve 2. kalemler için istekliler CE Belgesini sunmalıdır.
4.3.3. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren
doküman:
a) İstekliler, 1.kalem için 1 paket (en az 100 adet) ürün numunesini, 2.kalem için en az 400 ml ürün numunesini ve orijinal
katalog ve/veya broşürlerini, 3.kalem için en az 10 adet ürün numunesini ve orijinal katalog ve/veya broşürlerini, 4.kalem için
en az 1 litre ürün numunesini ve orijinal katalog ve/veya broşürlerini ve kimyasal analiz raporunu, 5., 6., 7., 8., 9., 10., 11.,
12., 13., 14., 15., 16., 17., 18., 19., 20., 21., 22., 23., 26., 27., 28., 29., 30., 31., 32., 33., 34. kalemler için teklif ettikleri ürüne
ilişkin ürün numunelerini veya orijinal katalog ve/veya broşürlerini, 24., 25., 43., 44., 45. ve 46. kalemler için teklif ettikleri ürü
ne ilişkin ürün numunelerini, 35., 36., 37., 38., 39., 40. 41., 42., kalemler için teklif ettikleri ürüne ait kimyasal analiz raporunu
ve katalog ve/veya broşürlerni, İhalele Komisyonunca incelenmek üzere, ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak
olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi
bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır.
5.
Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.
İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7.
İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.
İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme
Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresinden satın alınabilir.
7.2.
İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri
zorunludur.
8.
Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresine elden
teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9.
İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan
istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel
üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10.
İstekliler teklif ettrkleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11.
Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZ YİRMİ) takvim günüdür.
12.
Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer
: POLİGON MAH. 123/11 SOKAK NO:6 KARABAĞLAR/İZMİR İHALE SALONU
b) Tarihi ve saati
: 12.06.2014- 10:00
4.
İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.
İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi:
4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi
Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale
tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge.
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri
belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması
halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel
kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri.
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2.
Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3.
Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1.
4.3.1.1.Ürünlerin piyasaya arzına ilişkin belgeler:
Teklif edilen ürünler Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında ise,
1- İsteklilerin teklif etlikleri ürünlere ait Sağlık Bakanlığı İlaç Ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına kaydı bulunacaktır.
2- Teklif edilen ürünlere ait; ürün barkod numarası ve firma tanımlayıcı veya bayi ise yetkili bayi barkod numarasını
içeren TİTUBB çıktısı sunulması zorunludur.
Teklif edilen ürünler Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında değil ise;
1- Teklif edilen ürünlere ait; "ürünlerin kapsam dışı olduğuna dair üretici beyanı"
2- Kapsam dışı ürüniü teklif veren imalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belgeler
3- Kapsam dışı ürünü teklif veren yetkili satıcı ise ; yetkili satıcı olduğunu gösteren belgeler,
4- Kapsam dışı bulunan ürünler için CE uygunluk beyanı/belgesi sunulacaktır.
4.3.2. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren
doküman:
1- Teklif edilen cihazın; idarece hazırlanan teknik şartname maddelerine sırasına göre tek tek cevap veren, cihaz ve
sarfların marka, model ve menşeinin belirtildiği, teknik şartnameye uygunluk belgesi verilecektir.Teknik şartnamede
istenilen özellikleri sağlamayan teklifler değerlendirilmeyecektir.
2- Teklif edilen cihaz ve sarfların ihale dokümanında belirtilen şartlara uygunluğunu teyit etmek amacıyla ayrıntılı
teknik bilgilerinin yer aldığı broşür, katalog, kullanım kılavuzu gibi teknik doküman sunulacaktır.
5.
Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.
İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7.
İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.
İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı 4 NOLU DSS 'YE DOKÜMAN BEDELİ
YATIRILARAK İZMİR GÜNEY GENEL SEKRETERLİĞİ POLİGON M. 123/11 S. NO:6 KARABAĞLAR/İZMİR
SATINALMA BİRİMİ adresinden satın alınabilir.
7.2.
İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri
zorunludur.
8.
Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar POLİGON MAH. 123/11 SOKAK NO:6 KARABAĞLAR/İZMİR adresine elden teslim
edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9.
İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan
istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel
üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10.
İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11.
Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim
12.
Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
Sondakika 13/5
Basın: 5570
TIBBİ CİHAZ SATIN ALINACAKTIR
SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU
İZMİR KAMU HASTANE BİRLİĞİ GÜNEY GENEL SEKRETERLİĞİ
SARF KARŞILIĞI İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRÜ CİHAZI UYGULAMASI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu
maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/50755
1-İdarenin
a) Adresi
: POLİGON MAHALLESİ 123/11 SOKAK NO: 6 35551 GÜZELYALI KARABAĞLAR/İZMİR
b) Telefon ve faks numarası
c) Elektronik Posta Adresi
ç) İhale dokümanının görülebileceği
internet adresi (varsa)
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı
b) Teslim yeri
c) Teslim tarihleri
: 2322323232-2322245161
: guney.genelsekreterlik@gmail.com
: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
: 1 KISIM SARF KARŞILIĞI CİHAZ
Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden
ulaşılabilir.
: İKÇÜ ATATÜRK EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ İDARESİNİN GÖSTERECEĞİ YER
: Sözleşmenin imzalanmasına müteakip 15 gün içinde işe başlanır.31.12.2014 tarihinde
iş biter. Sarflar peyder pey teslim edilir. İdarenin ihtiyacına göre Muayene komisyonu
ile teslimat programı yapılacaktır.
Sondakika 13/5
Basın: 5565
SAYFA 16
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Engellerin büyük oranı sonradan ortaya çıkıyor
İzmir Halk Sağlığı Müdürü Mehmet Nil Hıdır, ortopedik engellerin yüzde 23, görme engellerinin yüzde 20, işitme engellerin ise yüzde 29'unun doğuştan geldiğini geri kalanın
ise sonradan ortaya çıktığını belirtti. Hıdır, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle
düzenlediği basın toplantısında, dünya nüfusunun yüzde 10'unun Türkiye nüfusunun
ise yaklaşık yüzde 12'sinin engelli olduğunu, İzmir'de de yaklaşık 490 bin engellinin bulunduğunu belirtti. Hıdır, şöyle konuştu: "Engelliliğin nedenleri araştırıldığında büyük
çoğunluğunun kaçınılabilir ve önlenebilir nedenler olduğu görülmektedir’.’ (AA)
www.sondakikagazetesi.com
13 Mayıs 2014 Salı
Engellilere hayat dersi
Zihinsel öğrenme yetersizliği bulunan çocuklara yönelik hizmet veren
İzmir Özel İş Uygulama Merkezi,
Türkiye'de ilk kez sınırlandırılmamış
gerçek ortamda vermeye başladığı
"toplumsal uyum becerileri" dersiyle
bu tür özel çocuklara sahip anne babaların, "bizden sonra bu çocuk
nasıl yaşayacak" korkusunu ortadan
kaldırmayı hedefliyor
İzmir Özel İş Uygulama Merkezi, zihinsel öğrenme
yetersizliği bulunan çocuklara yönelik Türkiye'de ilk kez
sınırlandırılmamış gerçek ortamda vermeye başladığı
"toplumsal uyum becerileri" dersiyle bu çocuklara
toplumsal yaşam içinde bağımsız hareket etme becerisi
kazandırmayı hedefliyor. Barış, Seda, Umut ve niceleri,
her biri hem aileleri hem de toplum için özel çocuklar. Zihinsel öğrenme yetersizlikleri nedeniyle özel eğitime ihtiyaç duyan bu çocuklar, zihinsel engellilerin de imkanlar
sağlandığında toplumda üretken ve temel ihtiyaçlarını kendi başlarına giderebilme becerisine sahip olabildiklerinin
ispatı. Zihinsel öğrenme yetersizliği bulunan çocuklara
yönelik hizmet veren İzmir Özel İş Uygulama Merkezi, bu
yarı yılda öğrencilerine kendilerine uygun mesleki beceri
kazandırmanın yanı sıra Türkiye'de ilk defa uygulamaya
koyduğu "toplumsal uyum becerileri" dersiyle, bu tür
çocuklara toplumsal hayat içinde kimseye bağımlı olmadan temel ihtiyaçlarını giderebilme becerisi kazandırmaya başladı. Toplu taşıma araçlarına binerek seyahat
etmeden bakkal ve markette alışveriş yapmaya, kuaföre
gitmeye kadar toplumsal hayatın içinde var olan tüm
faaliyetlerin, öğrenciler tarafından uzman öğretmenlerin
gözetiminde uygulamalı olarak yapıldığı ders sayesinde, zihinsel engelli çocuklar bağımsız hareket etmeyi öğreniyor.
Otobüs ve vapuru kullanarak
Kemeraltı'na yemeğe gittiler
Öğrencilerin, otobüse ve vapura binmeyi, sonrasında da
Kemeraltı'ndaki bir lokantada kendi başlarına siparişlerini vererek ve ücretini ödeyerek yemek
yemeği deneyimledikleri "toplumsal uyum
becerileri" dersine AA ekibi de konuk
oldu. Derste, uzman öğretmenleri gözetiminde okulun hemen yakınındaki duraktan, daha önce numarasını öğrendikleri
otobüse binerek Karşıyaka İskelesi'ne ulaşan öğrenciler, buradan vapuru kullanarak Konak'a gitti. Günlük hayata
sağlıklı bireyler için basit birer eylem olmasına karşın, zihinsel öğrenme yetersizliği bulunanlar için her biri ayrı eğitim süreci gerektiren bu faaliyetleri büyük biri heyecanla yerine getiren öğrenciler, sonrasında ise Kemeraltı'ndaki bir lokantada kendi siparişlerini vererek ve ücretini ödeyerek dışarıda yemek yemeği deneyimledi.
ları kaydetti: "Bu ders, bir insanın toplumsal hayatta yaşaması gereken, uyması gereken tüm konuları, kuralları kapsıyor. Nasıl bizler kendimiz, tek başımıza bireysel olarak
tüm ihtiyaçlarımızı giderebiliyoruz, anne babalarının vefatından sonra da bu çocukların hayatını tek başına idame
ettirebilme ihtimali olacaktır. Biz aynı zamanda buna hazırlıyoruz. Bu dersle bir taraftan da topluma da katkımız olmuş oluyor çünkü bu dersle birlikte toplum engelli insanları fark ediyor ve biz bu dersle engellilerle toplumu kaynaştırmayı değil, bütünleştirmeyi baz alıyoruz.
Bunlar olması gereken şeyler, çocuklarımızın
görülmesi, diğer insanların farkına varması
gerekiyor." (AA)
"Tek başına yaşamayı öğretiyoruz"
Okul müdürü Oktay Serin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilk defa "sınırlandırılmamış, gerçek ortamları kullanarak" merkezlerince uygulanmaya başlanan
bu dersle öğrencilerine toplumsal hayat içinde tek başlarına
var olabilmelerini öğretmeyi amaçladıklarını söyledi. Bu
dersle aynı zamanda zihinsel engelli çocukların ebeveynlerinin yaşadığı, "bizden sonra bu çocuk nasıl yaşayacak"
korkusunu aşmayı hedeflediklerini ifade eden Serin, şun-
Yeni hat, yeni hayat
İzmir Büyükşehir Belediyesi,
bugüne kadar “birleşik sistem”
olarak çalışan ve artan nüfusun yükünü taşımakta
giderek zorlanan atık suları
yağmur suyu hatlarından ayırmak için “ikinci hat” çalışmalarına hız verdi. Böylece hattaki yük hafifletilerek aşırı
yağışlardaki tıkanıklık ve su
baskınlarının önüne geçilmesi
hedefleniyor. Geniş kapsamlı
ilk uygulamanın yapıldığı
Şirinyer bölgesinde yağışları
sıkıntısız atlatan Büyükşehir,
şimdi de Çamdibi ve Altındağ’ı
kapsayan 540 hektarlık alanda
“dev ayrıştırma” projesini
sürdürüyor. İzmir Büyükşehir
Belediyesi, yağmur suları için
“ikinci bir hat” daha yaparak artan nüfusun yükünü taşımakta
zorlanan atık suların bulunduğu hattan ayırıyor. İZSU
Genel Müdürlüğü, bugüne
kadar “birleşik sistem” olarak
çalışan ve aşırı yağışlarda
tıkanmalara yol açan atık su ve
yağmur suyu hatlarının ayrılmasıyla, hattaki yükün hafifletilerek aşırı
yağışlardaki
tıkanıklık ve
su baskınlarının önüne
geçilmesini
hedefliyor.
2004 yılından bu yana
99 milyon liralık yatırım yaparak
“lokal” çalışmalarla 192 kilometre uzunluğunda yağmur
suyu hattı döşeyen İZSU Genel
Müdürlüğü, geniş kapsamlı ilk
uygulamayı ise Buca-Şirinyer
bölgesinde yapmış ve şiddetli
yağışları sorunsuz atlatmıştı. 4
milyon liranın üzerindeki yatırımla NATO ve civarı,
Menderes ve Mehmet Akif caddeleri ve sokaklarını kapsayan
ayrık sistem çalışmalarını 2013
yılında tamamladıklarını belirten İZSU Genel Müdürlüğü
yetkilileri, “Bu bölgede yıllardır
yaşanan sıkıntılar sona erdi.
Buca’nın hemen ardından,
yağışlarda sıkıntı yaşanan
önemli bölgelerden biri olan
Çamdibi ve Altındağ’a girdik.
Burada 540 hektarlık alanı kapsayan çok büyük çaplı yağmur
suyu ayrıştırma projemiz
sürüyor. 21 milyon liralık yatırımla gerçekleştirdiğimiz bu
çalışmalarımız tamamlandığında Bornova Meriç, Tuna, Serintepe, Zafer, Birlik, Koşukavak,
Gaziosmanpaşa, Mersinli, Barbaros, Yeşilova, Rafetpaşa, Çınar ve Yıldırım
Beyazıt mahallelerinde
yağmurlar
artık sorun olmaktan çıkacak. (HABER
MERKEZİ)
Tarihi hana son rötuşlar
Ünlü Havra Sokağı'ndaki,
geçmişte İzmir'e gemiyle gelen
tüccarların kaldığı Küçük
Karaosmanoğlu Han, aslına
uygun yeniden inşa edilerek
turizme kazandırıldı. 1700’lü
yıllarda yapılan ve günümüze
harabe halde ulaşan tarihi
yapı, 8 milyon liralık yatırımla
ayağa kaldırıldı. Haziran ayı sonunda açılması planlanan
hanın alt katı kafe, restoran ve
dükkanlar, üst katı ise butik otel olarak hizmet verecek.
Avlusunda düzenlenecek
toplantı, seminer, müzik ve şiir
dinletileri ile hanın yaşayan bir
yapı haline getirilmesi amaçlanıyor. Hanın restorasyon
projesini üstlenen firmanın
yetkilisi Mustafa Kılıç, tarihi
hanın 1705 yılında Karaosmanoğlu Hacı Mustafa Ağa'nın kurduğu vakıf tarafından yaptırıldığını anlattı. Kılıç, 15.
yüzyılda İspanya'dan gelen
Yahudilerin yerleştiği ve 50 yıl
kadar önce 55 bin civarında
Musevinin yaşadığı Havra
Sokağı ve çevresinin önemine
değindi. Hanın çevresinde 2'si
faal 9 havra ve bir Yahudi misafirhanesinin bulunduğunu
anlatan Kılıç, "Burası Museviler için çok önemli bir yer.
Tanıtımının ne kadar yapıldığını
bilmiyoruz. Havra Sokağı'nın
ise rehabilite edilmesi gerekiyor" dedi. Eski İzmir'in kalbinde,
2 bin 500 yıllık agoranın yanı
başında, Kestanepazarı
Camisi'nin karşısında ve Musevi din adamı Sabetay Sevi'nin yaşadığı bölgedeki hanın
turizme kazandırılması için
harekete geçtiklerini söyleyen
Kılıç, şöyle konuştu: "Burası
İzmir'e gemiyle gelen tüccarların kaldığı bir han. Hanın ait
olduğu vakıf, hala yaşayan bir
vakıf. Vakıf başkanı atalarından
kalan bu hanı değerlendirmek
istedi. Yap işlet devret modeli
ile 15 yıllık kira karşılığı 8 milyon lira civarında harcama yaparak hanı yeniden ayağa
kaldırdık. Aslına uygun olarak
yeniden yapılan handa andezit,
bazalt gibi doğal taşlar kullanıldı.’’ (AA)