& "!!!""!" " " !!""!!" Karşıyaka Belediyesi, en önemli sorunlar arasında yer alan kaldırım işgalleri ve işporta konusunda ilk ciddi adımı Bostanlı'da attı. Başkan Akpınar, “İzmir’e örnek olduk” dedi " " """ '$&'#&'$&"' @RIRNHRBORML GQGNENSQHQ>QKS:ROLBGRNLNSIQGQOP; 8Q:IPAPGP=S<R2IRORMHRSRILOHL9S%QMQO JQ:PGOQMPNSRMHLNHRNSPOKSCORMRK 6CJIRNOLHRKPSKR2QIQMFRS@QSMQJICMRN JR<P7OQMPSPOQSIC7ORNILSFR7RNS6RBKRN DJQFPNS0EIOES-K7LNRM;SPB8ROSJCMENENE :5=GQKIQSKRMRMOLSCOHEAENESRN>RKS?ENE >Q=RPSPBOQGOQMOQSHQAPO;SE=ORBLSPOQSFR7GRK PJIQHPAPNPSJ5FOQHP9S3BOQIGQSJR<P7OQMP ?QOQHPFQNPNS:5=DGDNQSQ@QISHQHP9 !#$#!&!' %"'&PN>QOQFQN 6RBKRNSDJQFPNS0EIOES-K7LNRM %LOORMHRNS?QMPSJDMQNS?PMSJLKLNILS?E9 )CMENES>Q=RSKQJGQKSFQMPNQSHPFROC8OR :5=HDK9SQGSQJNR2LS<QGSHQ @RIRNHRBORMLSGEIOESQHQ>QKS?PMSKRMRM ROHLK9S6ENHRNSJCNMRSPBOQIGQOQM;S KQNHPOQMPSP:PNS?QOPMOQNQNSJLNLMLNL RBGRFR>RK9S.RMBLFRKROLORMSHR KROHLMLGORMHRSMR<RI:RSFDMDFQ>QKSHPFQ KCNEBIE9S"'#$&' Konak Belediye Başkanı Pekdaş, her bölge için ayrı bir mimari dokunuşa ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Konak’ın her santimetrekaresi ayrı bir çalışma ve özen gerektiriyor” dedi Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Topal’ı makamında kabul eden Başkan Pekdaş, “Göreve geldiğimizde yapacağımız ilk görevin ne olduğuna dair sorulara her zaman ‘önce mekanla başlamak lazım’ dedim. Düzenli bir belediye binası olursa, Basmane Meydanı da asıl hüviyetiyle ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte, Kordon, Liman, Tren Garı ve Alsancak İskelesi’ni kapsayan bölge de tıpkı Kemeraltı, Basmane, Namazgah ve Agora gibi ayrı bir dokunuşu, özel ilgiyi hak ediyor.” dedi devamı 14’de www.sondakikagazetesi.com 13 Mayıs 2014 Salı &"#"$! &"#""&$%#&&$&&%#%$ Projeye destek veren verene! >> 3’te Kent Koleji Koleji Projesi’ne Projesi’ne İZKA, İZKA, Yaşar Yaşar Üniversitesi, Üniversitesi, İzmir İzmir EsEsKent naf naf ve ve Sanatkarlar Sanatkarlar Odaları Odaları Birliği, Birliği, Ege Ege Üniversitesi Üniversitesi Güneş Enerjisi Güneş Enerjisi Enstitüsü, Enstitüsü, İzmir İzmir İlİl Milli Milli Eğitim Eğitim Müdürlüğü Müdürlüğü ve ve Ege Ege Bölgesi Bölgesi Sanayi Sanayi Odası Odası ortak, ortak, Ege Ege Üniversitesi Üniversitesi Ege Ege Meslek Meslek Yüksek Yüksek Okulu, Okulu, Türkiye Türkiye İş İş Kurumu Kurumu İzmir İzmir İlİl Müdürlüğü Müdürlüğü (İŞKUR) (İŞKUR) ise ise katılımcı katılımcı olarak olarak destek destek veriyor. veriyor. !!!! " " $" "%# İzmir Büyükşehir Belediyesi, hem sanayi sektörünün kalifiye eleman ihtiyacını çözmek hem de yeni fikirleri desteklemek için harekete geçti. Büyükşehir, her iki proje için Tarihi Un Fabrikası'nın Kent Koleji olarak hizmete gireceğini açıkladı. Proje kapsamında FabLab da kurulacak !'% %&$% &.ROKLNGRS-1RNJL,NLN *3.-+S'DHDGODS$MC1QSQJIQAPSKR7JRGLNHR <R=LMORHLALS.QNIS.COQ1PS$MC1QJP;SKQNIPNSPJIP<HRG JCMENORMLNRSKRILOLG>L;SFQNPOPK:PS@QS2RMKOLS?PM :5=DGSGCHQOPSJENR>RK9S$MC1QFQS%RBRMS!NP@QM/ JPIQJPS-/'4S@QSF8EORGRS0QMKQ=PS*%-'40+; 3=GPMS4JNR2S@QS)RNRIKRMORMS&HRORMLS6PMOPAP *34)&6+;S48QS!NP@QMJPIQJPS'DNQBS4NQM1PJPS4N/ JIPIDJD;S3=GPMS3OS0POOPS4APIPGS0DHDMODADS@QS48Q 65O8QJPS)RNRFPS&HRJL,NLNS*46)&+SCMIRKS48Q !NP@QMJPIQJPS48QS0QJOQKS%DKJQKS&KEOE;SDMKPFQ 3BS.EMEGES3=GPMS3OS0DHDMODADS*3.+SPJQ KRILOLG>LSCORMRKSHQJIQKS@QMPFCM9 $% &'&'%&?DNFQJPNHQS(R?MPKRJFCN R?CMRIE@RMLS*(R?R?+SKEMEOR>RK9S$MC1QNPNSQN FQNPOPK:PSF5NOQMPNHQNS?PMPNPSCOEBIEMRNS(R?R?; 3=GPMS.QNIS.COQ1P,NHQSQAPIPGSROR>RKSKEMJPFQM/ OQMPNSFRNLJLMR;SGD<QNHPJOPK;SIQKNPKS@QSGQJOQKSOPJ/ QJPS5AMQN>POQMPNQS@QSFR7ILALS7MC1QOQMPS@QS2PKPMOQMPNP JCGEIORBILMGRKSPJIQFQNS8PMPBPGOQMQ;SIRJRMLG>LORMR; JRNRI:LORMSPOQS=RNRRIKRMORMRHRSR:LKSCOR>RK9S6E F5NOQMPFOQS(R?OR?;SGQJOQKPSQAPIPGPSHQJIQKOQMKQN; FRMRIL>LOLALS8QOPBIPMQMQKS8PMPBPG>POPAQSKRIKL JRAORFR>RK9S"",HRS0RJJR><EJQIJSQKNCOC1PS4N/ JIPIDJDSIRMR2LNHRNSCMIRFRSRILORNS(R?OR?SGCHQOPNPN SDOKQHQSIRGSSRHQIS5MNQAPS?EOENEFCM9SS"' #! #&''"%!'% )RAOLKS3BOQMPS0DHDMODADS7COPK/ OPNPK;S<RJIRSNRKPOSRMR:ORMLS@QSQN8QOOPOQMQS@QMPOQNSJRAOLK <P=GQIOQMPNPNSFRNLSJLMRSRAL=S@QSHPBSJRAOLALNHRS@QMHPAP <P=GQIOQMOQSHQSRHLNHRNSJ5=SQIIPMGQFQSHQ@RGSQHPFCM9S6E KR7JRGHRS6RFMRKOLS6QOQHPFQJP,N>QSJRAOLARSFR7LORN FRILMLGORMSJCNE>ESHPBSDNPIQJPS@QS<QKPGSJRFLJLS ,Q :LKRMLOHL9S"'#$&' "$&% $%#% ! !!&%& $% &!'% &6QOQHPFQJP; ?E8DNQSKRHRMS#?PMOQBPKSJPJIQGSC/ ORMRKS:ROLBRNS@QSRMIRNSND2EJEN FDKDNDSIRBLGRKIRS8PHQMQKS=CMORNRN RILKSJEORMLSFRAGEMSJEFES<RIORMLNHRN RFLMGRKSP:PNS#PKPN>PS<RI :ROLBGRORMLNRS<L=S@QMHP9S65FOQ>Q <RIIRKPSFDKS<R2P2OQIPOQMQKSRBLML FRALBORMHRKPSILKRNLKOLKS@QSJE ?RJKLNORMLNLNS5NDNQS8Q:POGQJPS<QHQ/ 2OQNPFCM9S'QNPBSKR7JRGOLSPOK EF8EORGRNLNSFR7LOHLALSPMPNFQMS?5O8QJPNHQSFRALBORML JLKLNILJL=SRIORIRNS6DFDKBQ<PM;SBPGHPSHQSRGHP?PS@Q -OILNHRA,LSKR7JRFRNS "S<QKIRMOLKSRORNHRS#HQ@ RFMLBILMGRS7MC1QJPNPSJDMHDMDFCM9S"'#$&"# #% $ &%&% En güzel imza Belediyeye Belediyeye ait ait alanda alanda hastane hastane yapımına yapımına ilişkin ilişkin çeşitli çeşitli girişimlerde girişimlerde bulunan bulunan Güzelbahçe Güzelbahçe Belediye Belediye kez Sağlık Sağlık Bakanlığı'na Başkanı Mustafa Mustafa İnce, İnce, bu bu kez Bakanlığı'na iletiletBaşkanı mek üzere üzere “Hastane “Hastane için için bir bir imza imza ver” ver” adı adı altında altında imza imza mek kampanyası kampanyası başlattı. başlattı. İnce, İnce, "Güzelbahçe'ye "Güzelbahçe'ye en en yakın yakın hastane Pek çok çok acil acil hasta hasta hastane 11 11 kilometre kilometre uzaklıkta. uzaklıkta. Pek yaşamlarını yitirmektehastaneye ulaşamadan ulaşamadan yolda yolda yaşamlarını hastaneye yitirmektedir” dir” diye diye konuştu. konuştu. 14'te 14'te "! !!!!! " " " """ Zihinsel öğrenme yetersizliği bulunan çocuklara yönelik hizmet veren İzmir Özel İş Uygulama Merkezi, Türkiye'de ilk kez sınırlandırılmamış gerçek ortamda vermeye başladığı "toplumsal uyum becerileri" dersiyle anne babaların, "bizden sonra bu çocuk nasıl yaşayacak" korkusunu ortadan kaldırmayı hedefliyor &)#!&++*# !# W:GQJEFESRGR:OLS?RMR1ORMHRS3JIRN/ ?EOHRSFD=HQS; S-NKRMRHRSFD=HQS;;S3=GWMHQSFD=/ HQST; S@QS6EMJRHRSFD=HQS;TSHCOEOEKSCMRNLS85=OQN/ HW9S'Q:QNSFLOSRFNLSH5NQGHQSWJQSW:GQJEFESRGR:OLS?RMR1/ ORMHRKWSHCOEOEKSCMRNORML;S3JIRN?EOHRSFD=HQSUV;T;S-NKR/ MRHRSFD=HQS ";U;S3=GWMHQSFD=HQSUV;S@QS6EMJRHRSFD=/ HQSVU;VSCORMRKS8QM:QKOQBGWBIW9"'#$&("# #$%% "!$! "'#$&'&&# Toplu taşıma araçlarına binerek seyahat etmeden bakkal ve markette alışveriş yapmaya, kuaföre gitmeye kadar toplumsal hayatın içinde var olan tüm faaliyetlerin, öğrenciler tarafından uzman öğretmenlerin gözetiminde uygulamalı olarak yapıldığı ders sayesinde, zihinsel engelli çocuklar bağımsız hareket etmeyi öğreniyor. Okul müdürü Serin: "Bu dersle engellilerle toplumu kaynaştırmayı değil, bütünleştirmeyi baz alıyoruz" dedi. devamı 16'da SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 13 Mayıs 2014 Salı Kahvehanelerde öğrendiği Türkçe'yi sahneye de taşıdı Gençliğinden beri Türkiye ve Türk müziği sevdalısı olan, ülkesindeki Türk kahvehanelerinde öğrendiği Türkçesini geliştiren Hollandalı akademisyen Gerrit Steunebrink: "Burada Türk müziğini çok iyi öğreniyorum. Böyle devam edeceğim ama belki Sezen Aksu ile bir şarkı söylerim. Burada yeteneğimi ilerletip, kemanımla orkestrada çalmak ve şarkı söylemek istiyorum" dedi G ençliğinden beri Türkiye ve Türk müziği sevdalısı olan, ülkesindeki Türk kahvehanelerinde öğrendiği Türkçesini geliştiren Hollandalı akademisyen, solist olarak yer aldığı Bahçeşehir Üniversitesi müzik topluluğu ile konser verdi. Gençlik yıllarında oturduğu bölgedeki Türklerle yakın ilişki kuran, Türk kahvehanelerine giderek Türkçe öğrenen ve dostluklar kuran Steunebrink, zamanla Türkiye sevdalısını olup özellikle Türk müziğine ilgi duymaya başladı. Steunebrink, akademisyen olduktan sonra bazen konferanslara katılmak için, bazen de tatilini geçirmek üzere sık sık Türkiye'ye geldi. Türkçesini geliştirmek isteyen Hollandalı akademisyen, 1993'te Türkiye'de kursa gitti. Steunebrink, daha sonra Bahçeşehir Üniversitesi'nde misafir akademisyen olarak yüksek lisans dersleri vermeye başladı. Yaklaşık 3 ay önce, üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan Steunebrink, üniversitenin Türk müziği topluluğunu yöneten Dr. Kenan Sayacı ile tanışarak topluluğun eğitimlerine katıldı. Kısa sürede topluluğa adapte olan Hollandalı akademisyen, grubun en gözde solisti olmayı başardı. Provalarda profesyonel bir solist gibi hazırlık yapan Steunebrink, topluluk olarak yarın Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde verecekleri konserde "Duydum ki unutmuşsun" parçasını s- şarkı söylerim. Keman da çalıyorum. Burada yeteneğimi ilerletip, kemanımla orkestrada çalmak ve şarkı söylemek istiyorum" diye konuştu. eslendirecek. "Başka kültürlerin müziklerini hep öğrenmek istedim" Geritt Steunebrink, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genç yaşından beri ilgilendiği müziği çok sevdiğini ve başka kültürlerin müziklerini de hep öğrenmek istediğini söyledi. Hollanda'da yaşarken de sık sık Türk müzikleri dinlediğini anlatan Steunebrink, Sezen Aksu, Tarkan, Orhan Hakalmaz gibi isimlerin şarkılarını sevdiğini belirtti. Steunebrink, üniversiteye başladıktan sonra koroya katıldığını dile getirerek, "Hollanda'da çok Türk dostum var. Çok iyi dostluklarım var. Onlarla birlikte yaşıyorum. Ondan dolayı onların kültürlerini öğrenmek istedim. Burada Türk müziğini çok iyi öğreniyorum. Arkadaşlarla hep birlikte söylüyoruz. Çok mutluyum burada. Bundan sonrası için 'illa şunu yapmam lazım' diye bir planım yok. Böyle devam edeceğim ama belki Sezen Aksu ile bir "Koromuzda neredeyse bütün bölümlerden öğrenci, veli ve akademisyen var" Müzik topluluğunu yöneten Bahçeşehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Kenan Sayacı da mesleğe başladığı ilk yıllardan beri müzikle uğraştığını ve çalıştığı her yerde müzik korosu kurduğunu dile getirdi. Sayacı, 2007'de göreve başladığı üniversitede koroyu kurduğunu kaydederek, "Her yıl 2-3 konser veriyoruz. Aşkı, baharı konu edinen konserler veriyoruz. Koromuzda, aralarında mimarlık, mühendislik gibi hemen hemen bütün bölümlerden öğrencilerimiz, velilerimiz, bazı akademisyen arkadaşlarımız da var. Burada çok güzel bir ortam var. Her hafta bu çalışma yapılıyor. Bize çok iyi geliyor. Haftanın bütün yorgunluğunu atıyoruz. Hollandalı hocamız da 3 aydır geliyor. Geldikten sonra baktım ki şarkıları çok iyi söylüyor. Kendisiyle daha yakından ilgilenmeye başladık. Sahneye çıkarmak istedik. Bizi kırmadı. Solistlik yapıyor. Konserde de sahneye çıkacak" ifadelerini kullandı. (AA) Yıllardır fotoğrafları halıya dokuyor Isparta'da 81 yaşındaki halı ustası Ahmet Aksakal, çalışanlarıyla 43 yıldır Mevlana'dan Einstein'a, Atatürk'ten eski İngiltere Başbakanı Thatcher'a kadar pek çok kişinin portresinin yanı sıra savaş meydanları ve Kur'an-ı Kerim ayetlerini milyonlarca düğümle halıya işledi. Aksakal: "Elle, ilmik ilmik dokunması nedeniyle ortalama 5 metrekare halıyı 4 işçi ile 1,5 yılda bitirebiliriz" dedi Isparta'da halı ustası 81 yaşındaki Ahmet Aksakal, çalışanlarıyla 43 yıldan bu yana pek çok kişi ve olayın resmini halıya dokudu. Aksakal, AA muhabirine açıklamada, Isparta Köy Enstitüsü'nü bitirdikten sonra bir süre Türkçe öğretmenliği yaptığını söyledi. Bazı nedenlerden dolayı görev yerinin pek çok kez değiştirildiğini ifade eden Aksakal, bundan dolayı çok sevdiği öğretmenlikten istifa ederek Keçiborlu'ya döndüğünü anlattı. Geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle çalışmayan kadınları bir araya getirerek köy enstitüsünde öğrendiği dokumacılığı köyünde yapmaya başladıklarını dile getiren Aksakal, "İlk yıllarda Atatürk portreleri dokuyup Türkiye'nin dört bir yanına sattık. Ardından Almanya'da çalışan Türk işçilerin patronlarının portrelerini dokumaya başladık" dedi. Zamanla farklı kişilerin portrelerinin dokumaya başladıklarını bildiren Aksakal, şöyle devam etti: "Eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, eski ABD Başkanı George Bush, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi siyasi liderlerin portrelerini halıya işledikten sonra bilim ve sanat dünyasındaki önemli kişileri çalışmalarımıza dahil ettik. Mevlana, Albert Einstein, Mimar Sinan, Sigmund Freud, Aşık Veysel, Michael Jackson gibi kişilerin portrelerini de dokuduk. Son yıllarda özellikle Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nı işliyoruz. 'Son Namaz, Vurulmuş Asker, Yıkılmış Çanakkale, Seyit Onbaşı, Kağnılar, Cephede Atatürk' gibi eserler yaptık. Bugün ülkemizde barış içinde yaşayabiliyorsak bu, onlar sayesindedir. Bu nedenle şehitlerimizi, o büyük insanları halıya işlemeyi kendime borç bildim. Bunların yanında Kur'an-ı Kerim ayetlerini de dokudum." Başbakan Erdoğan'ın portresinde 111 renk kullanıldı Halıyı dokumanın çok zahmetli süreçleri gerektirdiğini vurgulayan Aksakal, şöyle konuştu: "Öncelikle dokunacak portre veya figürün fotoğrafının, halıyla aynı boyutlarda taslağını hazırlıyoruz. Modele son şeklini verdikten sonra ipi seçiyor ve dokumaya başlıyoruz. Genellikle uzun ömründen dolayı ipek çözgü kullanırız. Elle, ilmik ilmik dokunması nedeniyle ortalama 5 metrekare halıyı 4 işçi ile 1,5 yılda bitirebiliriz. Dokuma yaparken resimdeki her ton farkı için farklı renk kullanırız. Örneğin Başbakanımızın portresinde 111 renk kullandım." Isparta'nın sembollerinin gül, halı ve Süleyman Demirel olduğuna dikkati çeken Aksakal, "Halı, Isparta için çok önemli. Halıcı memleket, halısına bir müze kurmuyor. Müze kurulursa iş yerimdeki 71 halıyı buraya vereceğim" dedi. Aksakal, yaşlılık nedeniyle artık kendisinin çalışamadığını sözlerine ekledi. (AA) Mimarisiyle dünyayı cezbeden türbe Orta Asya'da inşa edilen ilk türbe özelliğini taşıyan, Özbekistan'ın Buhara kentindeki İsmail Samani Türbesi, gerek yapım şekli gerekse kullanılan malzemelerden ötürü kendi sınıfındaki mimari biçimin öncüsü olmuş Orta Asya'da inşa edilen ilk türbe özelliğini taşıyan, Özbekistan'ın Buhara kentindeki İsmail Samani Türbesi, gerek yapım şekli gerekse kul- lanılan malzemelerden ötürü kendi sınıfındaki mimari biçimin öncüsü olmuş. Yapıldığı dönem itibarıyla işçilik, plan ve süsleme açısından üstün bir sanat değerine sahip ve dünyaca meşhur mimari eserlerden birisi olan türbe, Moğol saldırıları sırasında çölde meydana gelen fırtınaların ardından kuma gömülmesi sonucu tahribattan kurtulmuş. AA muhabirinin İslam dünyasında inşa edilen erken türbe örneklerinden birisi olması dolayısıyla önemli bir yapı olarak görülen türbe, bugüne kadar herhangi bir değişikliğe uğramamış. Tarihçilerin yaptığı araştırmalara göre, çölden gelen kum fırtınalarının ardından kuma gömülen türbe, yüzyıllarca bu şekilde muhafaza olmuş, uzun aradan sonra kumlar altından çıkarılmış. Türbenin, Moğol saldırılarından kurtulmuş olması ve günümüze kadar tahribat yaşanmaması da buna bağlanıyor. Tuğlanın dekoratif amaçlı kullanıldığı ilk yapı Beşik tonoz şeklinde (tuğla ve harçla örülmüş, alttan obruk, yarım silindir biçiminde tavan örtüsü) büyükçe bir sanduka bulunan türbe, dörtgen bir planla tamamen tuğladan inşa edilmiş. Üzeri yine tuğlalarla örülmüş bir kubbeyle kapatılmış. Kubbenin tepe noktasına aydınlatma feneri yerleştirilmiş. (AA) Yıl: 3 derlediği bilgilere göre, Buhara'da Samani Hükümdarı İsmail Samani için 9'uncu ve 10'uncu yüzyılda yaptırılan türbede, babasının kabri de bulunuyor. Bazı kaynaklar İsmail Samani'nin bir torununun da aynı yerde gömüldüğünü bildirmelerine rağmen, 1927 yılında gerçekleştirilen arkeolojik kazıda, türbede iki kabir olduğu anlaşıldı. . Sayı: 915 . 13 Mayıs 2014 Salı Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA 05326601776 sedatkaya20@hotmail.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 13 17Mayıs Şubat2014 2013Salı Perşembe Piyasaya sahte para süren şebekeye baskın İzmir başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Sakarya’da piyasaya sahte para süren şebekeye yönelik gerçekleştirilen operasyonda 16 kişi gözaltına alındı, 8 kişi tutuklandı. Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri piyasaya sahte para süren bir şebekeyi takibe aldı. Şebeke üyelerinin özellikle internet üzerinden cep telefonu gibi cihazlar alarak ödemeyi yaptıkları sahte paraları piyasaya sürdüklerini belirledi. Ekipler, 7 aylık çalışmalar neticesinde şebeke üyelerinin İzmir, İstanbul, Kocaeli, Ankara ve Giresun’da farklı zamanlarda toplam 26 olay gerçekleştirildiğini tespit etti. Harekete geçen ekipler, İzmir, İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Sakarya’da şebeke üyelerine yönelik eş zamanlı operasyon düzenledi. 5 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda 16 kişi gözaltına alındı. Aramalarda, 227 adet sahte 100 ABD Doları (22 bin 700), 126 adet 100 TL (12 bin 600), 8 bin 100 Euro sahte para, 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet kurusıkı tabanca, 42 adet kaçak cep telefonu ele geçirildi. 'Parada sahtecilik, özel belgede sahtecilik, 5607 sayılı kanununa muhalefet, 6136 sayılı kanuna muhalefet ve kabahatler kanuna muhalefet' suçlarından adliyeye sevk edilen zanlılardan 8’i tutuklanarak cezaevine gönderildi. (CİHAN) Stajların hizmet süresinden SAYILMASINI YARGITAY reddetti, AYM’ye BAŞVURDU Kurumsal şirketler tarafından uygulanan ve yılları bulan ‘stajyerlik’ dönemindeki sigortaların hizmet süresinden sayılmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Son olarak 1,5 yıl devlet bankasında staj yapan ve bunun hizmet süresinden sayılması için yargı yoluna giden Selda Baydo, Yargıtay’dan da olumsuz sonuç alınca Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Baydo’nun avukatı Ahmet Çevik, doktor ve avukatların bu haktan yararlanabildiğini, diğer vatandaşların bundan faydalanamamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesi olan ayrımcılık ilkesine aykırı olduğunu savundu. AYM, Baydo’yu haklı bulursa, binlerce kişi 1 -2 yıl daha erken emekli olma şansı elde edecek Stajyerlik Türkiye’de pek çok iş kolunda kullanılan bir yöntem olarak uygulanmaya devam ediyor. Bazen yılları bulan stajyerlik süresi iş hayatının ilk adımı olarak görülmenin yanında kişinin çalışma hayatını yaşayarak görmesi, yürüttüğü iş ile ilgili teknik ve mesleki birçok bilgiye sahip olması açısından da önem taşıyor. Bunun yanı sıra sigorta başlangıcı olarak büyük önem taşıyan stajyerlik süresi emeklilik başlangıcı olarak sayılmaması ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesi olan ayrımcılık ilkesine aykırı olarak değerlendiriliyor. Bu konuda mağduriyet yaşayanlardan biri olan 38 yaşındaki Selda Baydo 1990 ile 1992 yılları arasında özel bir bankada yaptığı 1,5 yıllık stajın sigortalılık hizmet süresinden sayılması için 2011 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurdu. Ancak talebi reddedilen Baydo, bu idari karara karşı Antalya 5. İş Mahkemesi’ne iptal davası açtı. Mahkemenin davayı reddetmesi üzerine Baydo, Yargıtay’a itiraz etti. Yargıtay İş Mahkemesi, yerel mahkemenin kararı onaması üzerine Baydo, bu kez AYM’ye başvurdu. STAJ HİZMET SÜRESİNDEN SAYILIRSA 2 YIL ERKEN EMEKLİ OLACAK Adil yargılanma hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini savunan Selda Baybo, bazı meslek gruplarının staj süreleri, sigortalılık hizmet süresinden sayılırken, sade vatandaşların ve kamuda staj yapan vatandaşların stajları hizmet süresinden sayılmadığını söyledi. Açık bir şekilde ayrımcılık yapıldığını savunan Baydo, “Türkiye’de benim durumumda binlerce kişi var. Başvurumuz kabul edilirse, binlerce kişi 1 -2 yıl daha erken emekli olabilecek. Ben de 5 yıl sonra emekli olabileceğim.” dedi. Baydo’nun avukatı Ahmet Çevik, doktor ve avukatların stajlarının emeklilik süresinden sayıldığına dikkat çekti. Ancak bu haktan sade vatandaş ve meslek lisesi stajyerleri, banka da staj yapanlar, mali müşavirlerin stajda geçen süreleri ve kamuda staj yapmış vatandaşlar bu haktan faydalanamadığını belirten Çevik, “Bu durum kamu vicdanında derin yara açıyor. Başvurucunun bankada çalıştığı 2 yıl süresince sigorta primi işçi öğrenci statüsünde 1/3 oranında ödenmiş olmasına rağmen hizmet süresine dahil edilmemiştir. Bir hak kaybı söz konusudur.” ifadesini kullandı. Başvurunun adil yargılanma hakkı ve anayasal eşitlik ilkeleri doğrultusunda yapıldığı belirten Çevik, şunları ekledi: “Staj sürelerinin hizmet süresinden sayılmaması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. Maddesi olan ayrımcılık yasağı ilkesine de aykırıdır. Biz staj sürelerinin hizmet süresinden sayılmasını talep ediyoruz. Bu konu Türkiye için önemli bir sorundur. Müvekkilim Anayasa Mahkemesi’ne ilk bireysel başvuru yapan kişi oldu.” (CİHAN) SULH CEZA ve ASL YE CEZA Mahkemesi ayrımı KALDIRILIYOR Adalet Bakanlığı Sulh Ceza ve Asliye Ceza mahkemeleri arasındaki ayrımı kaldırarak Sulh Ceza Hakimlikleri getiriyor. Bakanlık ayrıca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı ile ilgili suçlarda ceza artırımına gidiyor. Adalet Bakanlığı tarafında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan tasarıda Sulh Ceza ve Asliye Ceza mahkemeleri ayrımı kaldırılıyor. TBMM’ye sunulan teklife göre sulh ceza mahkemeleri kaldırılarak sulh ceza hakimlikleri kurulacak. Kurulan sulh ceza hâkimlikleri soruşturma aşamasında hakim tarafından verilmesi gerekli kararları verebilecek ve bu hakimlikler yargılama faaliyeti yapamayacak. Sulh Ceza Mahkemeleri'nin yargılamaya ilişkin görevleri Asliye Ceza Mahkemeleri'ne devredilecek. Takipsizlik kararlarına itiraz en yakın ağır ceza mahkemesi yerine, sulh ceza hâkimliğine yapılacak. Koruma tedbirleri ve itirazlar konusunda uzmanlaşma sağlanacak ve ülke genelindeki uygulama farklılıkları ortadan kaldırılacak. UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDELER DÜZENLEMESİ Tasarıda, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin düzenlemelerde ise esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi suçunun cezası 1 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası iken bu ceza 5 yıldan 12 yıla çıkarılıyor. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin yargılamalar asliye ceza mahkemesi yerine ağır ceza mahkemelerinde yapılacak. Yapılan uyuşturucu ve uyarıcı madde ekimi kişinin kendi kullanımı için ise bu suç 1 yıldan 3 yıla çıkarılacak. Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal, ihraç ve ithal suçunun cezası 10 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası iken yine bu suç 20 yıldan 30 yıla ve uyuşturucu ve uyarıcı madde satma suçunun cezası 5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası iken yine bu suç 10 yıldan 20 yıla çıkarılacak. Uyuşturu- cu ve uyarıcı maddenin çocuğa verilmesi veya satılması durumunda ise hapis cezası 15 yıldan az olamayacak. Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi durumunda ceza yarı oranında, örgüt tarafından işlenmesi durumunda ceza bir kat arttırılacak. Bu suçlardan mahkum olanların, koşullu salıverilme süreleri iki bölü üç oranından üç bölü dört oranına çıkarılacak. Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma ve özendirme suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis iken, 5 yıldan 10 yıla, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanma suçunun cezası 1 yıldan 2 yıla kadar hapis iken, 2 yıldan 5 yıla çıkarılacak. UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE KULLANAN KİŞİLER HAKKINDA DENETİMLİ SERBESTLİK KARARI VERİLMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEK TBMM’ye sunulan tasarıda ayrıca uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan kişiler hakkında denetimli serbestlik kararı verilmesinin önüne geçilecek. Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan kişiler hakkında denetimli serbestlik kararı soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısı tarafından verilecek ve bu kişiler hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilecek, 5 yıl süreyle takip edilecek. 5 yıl içinde kişinin yeniden uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanması durumunda ise kamu davası açılacak. Bu süre içinde kullanmaması durumunda takipsizlik kararı verilecek. Uyuşturucu kullanan kişiler bu imkandan bir kez yararlanacak, yeniden uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmaları durumunda doğrudan kamu davası açılacak. NİTELİKLİ HIRSIZLIK SUÇUNUN CEZALARI YAKLAŞIK OLARAK YARI ORANINDA ARTTIRILIYOR. Meclis'e verilen kanun tasarısında hırsızlık suçları ile ilgili de düzenleme yapıldı. Tasarıda nitelikli hırsızlık suçunun cezaları yaklaşık olarak yarı oranında arttırılıyor. Konuttan hırsızlığın cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis iken, 5 yıldan 10 yıla çıkarılıyor. Ayrıca kapkaç dahil nitelikli hırsızlığın 2. fıkrasında yer alan diğer hallerde 3 yıldan 7 yıla olan hapis cezası da 5 yıldan 10 yıla çıkarılıyor. Gece vakti yapılan hırsızlığın cezası üçte bire kadar arttırılırken bu suç yarı oranında artırılacak. Kanun tasarısında ceza infaz kurumlarında hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlülerin cezalarının infazının ertelenmesi de düzenleniyor. Hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumunda hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlülerin cezalarının infazının geri bırakılması için “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmaması” gerekecek. Toplum güvenliği bakımından tehlikelilik unsuruna “ağır ve somut” kriteri eklenerek bu kavram daraltılıp somutlaştırılıyor. Şartları taşıyan mahkûmların ise cezalarının infazının geri bırakılması öngörülecek. Meclis'e sunulan teklifte yapılan bazı değişiklikler ise şöyle: Yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs suçunun unsurlarının yeniden düzenlenmesi, Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının aynı kişi hakkında bir kez verilmesi, Yargılama giderlerinin tek başına temyiz nedeni olmaması, Yurtdışında Türk kamu görevlisine bir yabancı tarafından rüşvet verilmesi durumunda Adalet Bakanı’nın izni aranmaksızın doğrudan soruşturma ve kovuşturma yapılması, Türkiye dışında suç işleyip de Türkiye’de bulunan yabancının soruşturma aşamasında da geri verilmesi öngörülüyor. (CİHAN) Taksim’de üniversiteli kıza otomobil çarptı Taksim’de karşıya geçmeye çalışan üniversite öğrencisi genç kıza otomobil çarptı. İlk yardımı bir kadın avukatın yaptığı yaralı genç kız, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Olay Mete Caddesi’nde saat 13.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Gezi Parkı’ndan çıkıp Atatürk Kültür Merkezi istikametine gitmeye çalışan üniversite öğrencisi Gizem Çakır (20), caddeye adımını atar atmaz Bayram Ş.’nin kullandığı araca çarptı. Yerde hareketsiz yatan genç kızın yardımına ilk olarak çevre işyerlerinde çalışanlar koştu. Yardıma gelen bir kadın avukat, ağzından kanlar gelen ve kısa süreli şoka giren genç kızı konuşturup sağlık görevlilerinin gelmesini bekledi. Gizem Çakır’a durumuyla ilgili bilgi veren ve kesinlikle uyumaması gerektiğini söyleyen avukat, zaman zaman da çevredekilerden yaralının başından uzaklaşmalarını istedi. Yardımsever avukat bir yandan da telefonda genç kızın yakınlarına bilgi verdi. Bu sırada bir motosiklet sürücüsü de yerde yatan genç kıza kendisinin de birçok kez kaza geçirdiğini, korkulacak bir durumunun olmadığını söyleyerek uyumamasını tavsiye etti. Bu sırada cep telefonuyla bilgi verilen Gizem Çakır’ın, Ayşegül isimli arkadaşı olay yerine koşarak geldi. Çakır’ı yerde yaralı halde görünce şok geçiren genç kız, daha sonra olay y- erindekilerin telkinleriyle sakinleşti. Bir süre sonra olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı kıza boyunluk taktı. Ambulansla hastaneye kaldırılan Çakır tedaviye alındı. Öte yandan çevre sakinleri çift yönlü trafik işleyen Mete Caddesi’nde sürekli kaza olduğunun söyledi. Olay yerinde polislere kazanın nasıl olduğunu anlatan sürücü Bayram Ş., daha sonra ifadesi için polis merkezine götürüldü. (CİHAN) İzmir’de trafik kazası: Aynı aileden 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı İzmir’in Bornova ilçesinde meydana gelen trafik kazasında aynı aileden 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.Kaza, Bornova ilçesi Laka Mahallesi yakınlarındaki Laka Köprüsü'nde dün akşam saatlerinde meydana geldi. Dilek Biçer'in (35) kullandığı 35 AF 6318 plakalı otomobil, Laka Deresi'nde yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki bentten düştü. Kazayı gören çevredekiler, durumu, 110 AKS, sağlık ve jandarma ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları ilk müdahalede Ali Biçer'in hayatını kaybettiğini belirledi. Sağlık ekipleri otomobilde bulunan sürücü Dilek Biçer ve 11 yaşındaki kızı Cemre Biçer'i Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne, 16 yaşındaki oğlu Musa Biçer'i Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor. (CİHAN) Torbalı’da trafik kazası: 7 yaralı Torbalı ilçesinde meydana gelen kazada 7 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Torbalı'dan İzmir yönüne giden İbrahim Öztürk'ün kullandığı 35 Y 4341 plakalı otomobil, TOKİ kavşağında aynı yönde giden Ali Kocaman'ın kullandığı 65 BA 898 plakalı kamyona arkadan çarptı. Kazada otomobilde bulunan İbrahim, Yiğit, Merve ve Lütfiye Öztürk ile Sibel, Mehmet ve Sudesu Dedeoğlu yaralandı. Torbalı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. (AA) 13 Mayıs 2014 Salı Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Türkiye'nin potansiyeline ve dinamizmine inançlarının tam olduğunu belirterek “Bu yüzden 2014 yılı hedefimizde herhangi bir revizyon yapmadık. Her işe uzun vadeli bakıyoruz. Her işimizde farklılık oluşturmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde de çift haneli karlı büyümeyi, üretim yatırımlarını da zamanında tamamlamayı hedefliyoruz.” dedi. TEKNOSA İLE 3,5 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE CİRO HEDEFİ Türkiye’de elektronik perakende sektörünün açık ara lider ve en değerli markası olan TeknoSA’nın 2013 yılını 3 milyar lira ciro ile kapattığını belirten Dinçer, 2014 yılsonunda 3,5 milyar liranın üzerinde ciro büyüklüğüne ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti: “İzmir’de ikisi Exxtra toplam 22 mağazada 270’i aşkın TeknoSA çalışanı görev yapıyor. Yapımı devam eden Mavibahçe AVM ve Eşrefpaşa İzmir Park AVM’lerinde iki yeni mağaza açmayı hedefliyoruz.” Sabancı Grubu’nun 2013 yılında konsolide net satışının 24,2 milyar, net karının ise 1,7 milyar lira olduğunu kaydeden Dinçer, 2014 yılında yüzde 70’i enerji olmak üzere 4 milyar liralık yatırım yapmayı ve 1800 kişilik yeni istihdamla toplam çalışan sayısını 60 binin üzerine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. İzmir ve çevresindeki faaliyetleri gözden geçirmek ve yatırım imkanlarını incelemek üzere İzmir’e gelen Haluk Dinçer, Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grubu şirketlerinin yatırımları ve hedefleri hakkında da bilgi verdi. Perakende sektöründe TeknoSA, KlikSA ve CarrefourSA ile tüketiciye ulaştıklarını belirten Dinçer, bugün yaklaşık 300 milyar dolar büyüklüğe sahip perakende sektörünün, son on yıldır yakaladığı istikrarlı büyüme trendiyle Türkiye ekonomisine güç sağlayan ana dinamolardan biri haline geldiğine dikkat çekti. 2013 yılında yüzde 12-13 gibi bir büyüme rakamı yakalanan sektörün 2014 yılında yüzde 15 civarında bir büyümeye ulaşacağı öngörüsünde bulunan Dinçer, “Geçmiş yıllarda organize perakende sektöründeki büyüme ülke ekonomisinin büyümesinin iki katı olduğunu görüyoruz. Aynı trend bu yıl da devam edecek.” şeklinde konuştu. Perakende sektöründe TeknoSA ile elde ettikleri başarıyı, yönetimini geçen yıl devraldıkları CarrefourSA’ya da aynen taşımak istediklerini belirten Haluk Dinçer, CarrefourSA’da yeniden yapılanma projesi- ni sürdürürken, TeknoSA’da müşterilerine mükemmel hizmet sunabilmek için çoklu kanal yatırımlarına devam edeceklerini bildirdi. CARREFOURSA’DA ON YEDİ ÇEYREKTEN SONRA GELEN İLK KAR 2014 yılının CarrefourSA için sıçrama yılı olacağını açıkladıklarını hatırlatan Haluk Dinçer, “2014'ün ilk çeyreğinde bunun ilk işaretlerini gördük. Şirketin bu yılın ilk çeyreğinde vergi öncesi karı 5 milyon 999 bin 197 lira olurken, net kar seviyesi 3 milyon 731 bin 701 lira olarak gerçekleşti. Böylece CarrefourSA 5 yıl sonra ilk kez kâra geçmiş oldu.” diye konuştu. Dinçer, biri Karşıyaka’daki hipermarket olmak üzere toplam sekiz market ve 200’ü aşkın çalışanla faaliyet gösterdikleri İzmir’de, 2014 yılında 6 yeni market açılışı planladıklarını, 88 İzmirliye istihdam sağlayacaklarını aktardı. "" Global Yatırım Holding AŞ'ye bağlı Port Akdeniz Antalya Limanı Genel Müdürü Sert,Türkiye'ye gelen kruvaziyer yolcunun yaklaşık yüzde 40'ının Global Liman İşletmeleri AŞ'ye ait (Kuşadası, Bodrum ve Antalya) limanlardan geldiğini söyle '8MAJHB?IMB?H6EMDL.L>JCKHJM05GE.L,IFI KIM<7B7DMB?H6EMHJALIFM*LG6KH?ILM JALIFIFMJ9HKCKI GKEKG>M@KHM?GCM@KM*LG6KH?IL,@LDJM.LBFIFMB7=@K #8&#,BKMB7D>KHCCJ;JIJ8M%LGL@L;,FIM*LGM JALIF,IFM@L LH@F;FIFMLIHLCLIM-KGC8MDGE5L=JBKGMLIHLAFI@LM@7IBL@L BLDHL9FDM"MAJHB?IMB?H6EM2LGKDKCJM<EHEI@E;EIE8 <EIEIMBLDHL9FDM8MAJHB?IEIEIM!H?<LHMHJALIHLGFIL E;GL@F;FIFMDLB@KCCJ3M %GE5L=JBKG@KM:K1KIMBFHFIMJBJM:K1CJ;JIJ8M<EMBFHMJ1JIM@K <7B7DM<KDHKICJHKGJM<EHEI@E;EIEM<KHJGCKIM-KGC8M@?;E 0D@KIJ=M6?;GL(BL>FI@LDJM>JBL>JMJ>CJDGLG>F=HFDHLGFI :KCJG@J;JM<JGMCLDFAM>FDFICFHLGFIM>KDC4GKM?HEA>E=MKCDJ K@K<JHK6K;JIJM@JHKM:KCJG@J3M-KGC8M)!K1KIM>KIKBJM'#&M<JI B?H6EBHLMDL.LCCFD8M#&M:KAJME;GL@F3M*EMBFHFIM>K=?IE BKIJML1FH@FM(LDLCM9EMLI@LM1?DM?HEAHEM<JGMCL<H?MB?D3M+L/ 2LM4I6KM2K@K(JAJ=M"&',CKM'&M<JIJMBLDLHLALDCFMLAL 9EMLIDJMCL<H?MJHKMEALGFAM"&',7IMGLDLAHLGFIF BLDLHLGF=)M@K@J3 ! "! "! ! " "" ! "!" 0ICLHBL,BLMBFHHFDM:KHKIMCEGJ>CMGLDLAFM@797I7H@7;7 =LALIMBFHHFDMBLDHL9FDM'"MAJHB?IMDJ9JM'#&M<JIMDGE/ 5L=JBKGMB?H6E>EIEIM1?DM@797DM<JGMGLDLAM?H@E;EIEMJ/ (L@KMK@KIM-KGC8M)%GE5L=JBKGHKM:KHKIMB?H6EBLM9K2GJI ?HLILDHLGFIFM>EIALDMHL=FA3ML5LB?HEBHLM:KHKIM<JGMCEG/ J>CKM:7=KHM<JGM?CKH8M@KIJ=8M.HL$8MALI=LGLM>EIEB?G>EIE=3 %GE5L=JBKGMB?H6E>EM:KH@J;JM=LALIM>EIL6L;FIF= @K;KGHKGKM4I6KHJDHKM?IEMEHL9CFGL<JHAKIJ=8M<EIEIMJ1JI H?$J>CJDM?HLILDHLGFIM?HAL>FMHL=FA)M@JBKMD?IE9CE3 -KGC8M0ICLHBLM JALIF,ILMB?H6EM:KH@J;JM=LALI EHL9FAMD?IE>EI@LM<JGMCLDFAM>FDFICFHLGMBL9LI@F;FIF8M<E D?IE@LMBKGKHMB4IKCJAHKGJIMBL.AL>FM:KGKDKIHKG <EHEI@E;EILM@JDDLCJM1KDKGKD8M94BHKM@K5LAMKCCJM)-J5JH C?.HEAMDEGEHE9HLGFIFIM5KM9K2JGM2LHDFIFIM<JGHJDCK 1LHF9AL>FM:KGKDKIM2E>E>HLGM5LG3M *EMJI>LIHLGFIM9K2GKMJIAK>JIJM>L;HLBL6LD>FIF=8M?GL@L IKGKBKM:4C7GK6KD>JIJ=8M2LI:JMJADLIHLGFM>EIL6LD>FIF= %GE5L=JBKGMB?H6E>EM.HL$LM:KHKIMCEGJ>CCKIM<JGL=M@L2L (LGDHF3ML9M?GCLHLAL>FMB7D>KD8M:KIKH@KMDE=KBM05GE.LHF B?H6EHLG3M*KDHKICJHKGJM@KM<JGL=M@L2LM7>CM>K5JBK@K3 I6KHJDHKM9K2GJM:4GAKDMJ>CJB?GMLI6LDM:4GKAJB?GHLG3 K2JGMAKGDK=JIK8M4GKIMBKGHKGJIKMEHL9CFGALMD?IE>EI@L <JGMCLDFAM=L(JBKCHKGJAJ=M5LG3)M %GE5L=JBKGMB?H6E>EIEIM9K2JGMAKGDK=JIKMJIK<JHAK>J J1JIMBKGKHMB4IKCJAJIM7>C7ML1FDMCEGJ>CJDMLGL1HLG LHL<JHK6K;JIKMJ9LGKCMK@KIM-KGC8M) JALIM?HLGLDMJBJM?./ KGL>B?IM>EIEB?GE=8M<EI@LIMAECHEHLGMLALMJI>LIHLG HJALIFM:4GAKBKM:KHAJB?G3MEGJ>CMHJALIFIMDLHJCK>JIJM>?G/ AL=8M:K=JHK6KDM:4G7HK6KDMBKGHKGJMAKGLDMK@KG3M%GE/ 5L=JBKGM9K2GKMDL=LI@FGFG8MHJALILMDL=LI@FGAL=3MK2GK :KCJGJ>JM<7B7DC7G)M@JBKMD?IE9CE3 E-TİCARETE 15 MİLYON DOLAR ALT YAPI YATIRIMI Sabancı topluluğunun e-ticaret alanında faaliyet gösteren en genç şirketi KlikSA sitesini 2013 yılında yaklaşık 23 milyon kişi ziyaretçi ettiğini kaydeden Dinçer, “Kliksa.com, 2014 yılında da büyümeye devam ederek, kategori ve ürün sayısını artırmayı, ürünlerin tüketicilere her zaman hızlı şekilde ulaştırılmasını hedeflemektedir. Dünya çapında bir web platformu oluşturmak amacıyla 2014 yılında e-ticarete 15 milyon dolar altyapı yatırım yapmayı planlıyoruz. Perakende alanındaki tecrübe ve gücümüzle önemli katma değer yaratarak Türkiye’nin Amazon’u olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyoruz.” bilgilerini verdi. Dinçer, AvivaSA’nın da halka arz çalışmalarının sürdüğünü aktardı. (CİHAN) ! ! ! ! ! !!"! "!"" LIM-LILBJ6JHKGJM+KGIK;J 0-0+M*L9DLIFMK2AKCM+E@LG?;HE8M>KD/ C4G7IM0G/!KM5KMBKIJMCKDI?H?$JMDEHHLIFAF 1LHF9ALHLGFILML;FGHFDM5KGAK>JM:KGKDCJ;JIJ >4BHK@J3MM=AJGM5KM:KM*4H:K>JI@KM(LLHJBKC :4>CKGKIM?C?A?CJ5MCK@LGJDM(JGALHLGFIFIM7>C @7=KBMB4IKCJ6JHKGJIJIMDLCFH@F;FM0-0+M7BK C?.HLICF>FI@LMD?IE9LIM+E@LG?;HE8M>KDC4G@K D7AKHKIAKM<4H:KHKGJIJIM?HE9CEGEHAL>F :KGKDCJ;JIJM<KHJGCCJ3MC?A?CJ5@KMLGALGLM*4H/ :K>J,IJIM4=KHHJDHKM+?;EM05GE.L,BLMDLG9FMGKDL/ <KC1JHJDML5LICL$FIFMBJCJGAKBKM<L9HL@F;FIL @JDDLCJM1KDKIMK2AKCM+E@LG?;HE8M>KDC4G7I D7AKHKIAKMA?@KHJIKM?@LDHLIAL>F :KGKDCJ;JIJIMLHCFIFM1J=@J3M-KDC4G7IMJ2GL6LCCLDJ <L9LGFHFM>KBGJIJ8MJ1M.L=LG@LDJM@LGLHALBFM5KM:/ KHK6KDHKMJH:JHJM<KDHKICJHKGKM@K;JIKIM+E@LG?;HE8 0G/!KM5KMJI?5L>B?IM>CGLCK$JHKGJIJI BLB:FIHL9AL>FIFMJ>CK@J3M+E@LG?;HE8M>L5EIAL8 2L5L6FHFD8M@KAJGB?HE8MJ9M5KMCLGFAMALDJIKHKGJ :J<JMLHLIHLG@LMJ9<JGHJDHKGJIJIMLGCFGFHAL>FIFI 4IKAJIKM@JDDLCJM1KDCJ3M00 !"! !""!"" Türkiye limanları, geçen yıl her biri belediye büyüklüğünde nüfusa sahip dev gemilerden inen 2,2 milyon turisti ağırladı. Dünya kruvaziyer turizm pastasından yüzde 10'luk pay almayı başaran Türkiye, bölgesindeki savaşlara rağmen liman kapasitelerini artırarak Doğu Akdeniz'in yıldız destinasyonu olmaya çalışıyor. Ülke genelindeki liman kentlerinden turizm temsilcilerinin dünya çapında ortak tanıtım yapmak amacıyla bir araya gelerek oluşturduğu Türkiye Kruvaziyer Platformu'na başkanlık eden İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada Türkiye'nin kruvaziyer turizmin önemini geç fark ettiğini ifade etti. Gelişmiş ülkelerde insanların tatillerini gemi turlarında geçirmeyi daha çok tercih etmeye başladığını, 2013-2016 dönemi için 67 bin yatak kapasiteli 22 yeni gemi siparişi verildiğini anlatan Demirtaş, bu yatırımın toplam bedelinin ise 11 milyar avroyu bulduğunu kaydetti. Kruvaziyerde en gözde destinasyonların Karayipler ve Batı Avrupa limanları olduğunu ancak kruvaziyer şirketlerinin Doğu Akdeniz'deki limanlarla da yakından ilgilenmeye başladığını anlatan Demirtaş, "Türkiye son dönemde kruvaziyer gemilerin uğrak rotaları arasına girmeyi başardı. Kuşadası, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Türkiye limanlarına bin 600'e yakın dev gemi yanaştı. Bu gemilerden inen 2,2 milyon yolcu, turizme hareketlilik getirdi. Bu rakamlarla dünya kruvaziyer pastasından yüzde 10'luk pay aldık. Ülkemize gelen turistler oldukça memnun ayrılıyor. Örneğin İzmir Limanı iki yıldır Avrupa'nın En İyi Kruvaziyer Destinasyonu seçildi" dedi. Türkiye'de kruvaziyer gemilerin yanaşabileceği toplam 26 liman ve iskele bulunduğunu, yeni rotaların belirlenmesi halinde Türkiye'nin bu alanda hızla ilerleyebileceğini ifade eden Demirtaş, İskenderun'dan Trabzon'a kadar tüm kentlerin bu konuda planlar yaptığını anlattı. Kruvaziyer turizmin istikrarlı ülkeleri tercih ettiğini, küçük bir siyasi dalgalanmada dahi dev gemilerin rotalarını alternatif limanlara kaydırdığını anlatan Demirtaş, "Kruvaziyer şirketleri, yeni destinasyonlar arıyor. Yılın her döneminde turistlere ev sahipliği yapabilecek iklime ve güzelliklere sahip olan coğrafyamız bu konuda en iddialı destinasyon. Ancak Suriye ve Ukrayna'daki savaşlar bizi de olumsuz etkiliyor. Örneğin Alanya, Antalya ve Mersin gibi limanlarımız, kruvaziyer turizm için çok uygun olsa da bu rotayı tamamlayacak limanlarda savaş var. Karadeniz'de de yeni destinasyonlar oluşturmak istiyoruz. Ancak orada da Odessa karıştı" dedi. Demirtaş, önceki yıllarda ihaleye çıkan ancak tek şirketin katılımı nedeniyle iptal edilen İzmir Yolcu Limanı ihalesinin yakın dönemde yenilenmesinin beklendiğini kaydetti. (AA) ! Mayıs 2013 2014 Perşembe Salı 131Şubat )* *#'*%+!)"!+*%"*'%*+"$)+*)''+ İhracatçı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı (TCMB) kur oynamaları ile ilgili önlem almaya davet etti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Dolar 2,40 lirayı gördüğünde TCMB, günde birkaç milyar dolar döviz satım ihalesi yapıyordu. Kurum, o dönem nasıl canhıraş çaba sarf ettiyse şimdi de proaktif davranıp gerekeni yapmalı.” dedi Sabit kur değil istikrarlı kur talep ettiklerini belirten Büyükekşi, “Biz hep rekabet edebileceğimiz bir kurdan yana olduk, yüksek kurdan yana olmadık. Yüksek kurun bize olumsuz yansıyacağını beyan ettik. Onun için TCMB’nin burada piyasayı iyi okuyup, enflasyon rakamlarını göz önüne alıp kademe kademe düşüşe başlaması gerek. 2006’yı iyi tahlil etmesi gerek. “ ifadelerini kullandı. TİM’in ‘Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu’nun tanıtım toplantısında gazetecilerin kur ve TCMB uygulamaları ile ilgili sorularını cevaplayan Büyükekşi, şunları kaydetti: “Şu an kurun aşağı doğru gitmemesi gerekiyor. Burada yapılması gereken TCMB’nin döviz alması gerekiyorsa almasıdır, faizleri düşürmesi gerekiyorsa düşürmesidir. Yok, ‘dolar 2 lira olsun da ondan sonra yapsın, Mayıs ya da Haziran ayına toplantı gelsin de yapsın’ demeye gerek yok.” Kurda gönüllerinde yatan rakamın ne olduğu sorusuna ise Büyükekşi, şöyle karşılık verdi: “Senenin ilk aylarında bir basın toplantısı yaptık. O dönem dolar 2,40 liraya dayanmıştı. Biz, buna karşı ‘bu durumdan ihracatçı memnun değil, aynı filmi 2006’da da gördük. 2006’da kur 1,80 liraya dayandı. Merkez Bankası faizleri artırdı, orada tuttu bir süre. Sonrasında kademe kademe düşürdü, kur 1,20 liraya geriledi. ! ! !! ! ! Ordu ve Giresun Ticaret ve Sanayi Odaları (TSO), bölgenin yaşadığı kar ve zirai don felaketinden dolayı fındık üretimiyle uğraşan bölge çiftçisine destek talep ederek, konunun takipçisi olmasını istedikleri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na rapor sundu Ayrıca Malatya Ticaret Borsası da TOBB’a başvurarak zirai don nedeniyle, mağdur olan kayısı üreticilerinin sorunları için çözüm önerilerini bildirdi. Söz konusu talepleri 03 Mayıs 2014 Cumartesi günü gerçekleşen TOBB Yüksek Koordinasyon Kurulu ve Strateji Geliştirme Yüksek Kurulu Müşterek Toplantısı’nda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e iletildiğini bildiren Rifat Hisarcıklıoğlu, raporlarda bir milyonu aşkın kişinin bu felaket üzerine büyük sıkıntıya girdiğini kaydetti. Söz konusu raporda; başta bölge çiftçilerinin desteklenmesi ve borçlarının ertelenmesi olmak üzere bir dizi tedbir talebinde bulunuldu. Yaşanan felaket dolayısıyla, orta ve yüksek kesimlerde yüzde 100, alt kesimlerde ise yüzde 40 ile yüzde 70 arasında ürün kayıpları yaşandığına dikkat çekilerek, bunun neticesinde piyasadaki kabuklu fındık fiyatlarının ortalama 6 TL’den 10 TL’ye kadar yükseldiğine değinildi. Ayrıca, bu felaketin bölgede domino etkisi göstereceği ifade edilerek, yaklaşık 76 bin çiftçinin mağdur olduğu, üreticinin mağduriyetinin bölge taciri ve esnafını da etkileyeceği anlatıldı. (CİHAN) 2013’te yönünü ithalata çevirdi. Net ihracatın yüzde 18 daralmasına neden oldu, Türkiye’nin ithalatını artırdı. 2013 ihracatında motorlu taşıt ilk sırayı alırken, pek çok ürün grubu çift haneli büyüme elde etti. İhracat artışını olumlu yönde etkileyen sektörler otomotiv, makine, örme giyim, plastik ve mobilya; olumsuz etkileyen sektörler demir-çelik, mineral yakıt ve yağlar oldu. Net ihracatın artı olduğu ülkelerin başında Irak gelirken, bu ülkeyi Azerbaycan, İngiltere, Libya ve Mısır takip etti. Net ihracatta en hızlı büyüme artışı ise Hollanda’ya oldu. Net ihracatçı sektörler, hazır giyim, meyve, demir-çelik, tuz, kükürt ve taşlar diye sıralandı. Yenilen meyve faslında 2013’te ciddi bir artış görülürken, incir ve nar ihracatı sıçrama yaptı. Türkiye, zeytinyağı ve makarna ihracatında da rekorlar kırdı. Hububat ihracatında da kek, gofret ve bisküvi büyük pay aldı. Ülke gruplarına bakıldığında Türkiye’nin en büyük ticari partneri, toplam ihracatta yüzde 41 pay ile yine Avrupa Birliği (AB) oldu. Ortadoğu’ya ihracatın düşüşünde altın faktörü öne çıkarken, en fazla satış yapılan ilk beş ülke Almanya, Irak, İngiltere, Rusya ve Fransa’dan teşekkül etti. 2013’te Türkiye ekonomisinde büyüme ve ithalat paralel yürüdü. Ancak ithalatın en büyük kalemi enerji tarafında yavaşlama oldu. Enerji ithalatında yüzde 7 düşüş genel ithalatın artış oranını da 1,6 puan aşağı çekti. Ara mallar, ithalatın yüzde 73’ünü karşılarken, en yüksek ithalat artışı tüketim mallarında kaydedildi. İhracatçı zarar gördü. Aman tarih tekerrürden ibaret demeyelim’ uyarısı yapmıştık. Son olarak da doların 2,40 liraya dayanmasının ardından 5 puan faiz artışı yapıldı. Tabii şu an faiz orada duruyor ama ne yazık ki dolar 2,076, Euro 2,86 lira. Aynı şeyler tekrar ediliyor. O dönem olan şimdi de oluyor. Olanlardan ders almak gerekiyor. Tarih tekerrür etmemeli. Dolarda 2,15 bizim rekabet gücümüz için yeterli. Biz, doların 2,40 lira olmasını temenni etmediğimizi belirttik. O aralar ayrıca‘döviz almayın’ diye kamuoyuna çağrıda bulundum. Yani o aralar spekülatif amaçlı döviz alanlar zarar ediyor şu an. Artık Türkiye eski Türkiye değil. 2001’den evvel devamlı yükselen kur vardı. Ama şu an kur oynayanın elini yakıyor. Spekülatif amaçla oynayanlar varsa oynayanın elini yakıyor. Rekabet gücümüzü mümkün kılacak rakam dolarda 2,15, Euro’da 3 liradır. Biz, şu an iyi bir hava yakaladık. Güzel bir ihracat artışı var. Bu havayı kaybetmemeliyiz. Cari açık daralıyor. Büyümeye büyük ihtimalle ihracat katkısı olacak. İlk 3 ayda ihracatın katkısı olacak, mutlaka. Sanayi rakamları iyi geliyor, burada ihracatın iyi katkısı var. Yani geçen ay Kastamonu’da ‘bahar havası yaşıyoruz’ dedik. Bu havayı kaybetmemeliyiz herkes üzerine düşeni yapmalı.” İSTANBUL’DA İTHALATTA BİRİNCİ Türkiye ithalatında öne çıkan ilk 20 şehir, ihracat ve ekonomik aktivitelerde de ön planda olan iller oldu. İthalatta yüzde 54,3 pay ile İstanbul ilk sırada yer alırken, bu şehri Kocaeli, Ankara, Bursa ve İzmir izledi. Hatay ve Manisa’da ise ithalat daraldı. Türkiye, geçen sene ithalatının yüzde 36,7 sini AB’den yaparken, Amerika ülkelerinden ithalatta düşüş görüldü. İhracatta dördüncü sırada yer alan Rusya, ithalatta birinci oldu. Rusya’yı Çin, Almanya, İtalya ve ABD takip etti. ALTIN NET İHRACATI YÜZDE 18 DARALTTI TİM Başkanı, ‘Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu’nun önemli bulgularını da açıkladı. Giriş bölümünde ekonominin ele alındığı raporda ihracat ve ithalatın durumu sektör, mal grupları ve ülke bazlı olarak tahlil edildi. Rapora göre 2013 ihracat rakamında altın ihracatında keskin düşüş etkili oldu. 2012’de sekiz kat ihracat artışı görülen altın, LAP TOP VE CEP TELEFONU İTHALATI ARTIRDI Alt fasıllara göre ithalat ele alındığında mineral yakıtlar ve yağlar ilk sırada yer aldı. Makineler faslında yüzde 12,3 ile lap top ve elektrik elektronik faslında yüzde 22,2 ile cep telefonları ithalat artışının önemli kalemleri oldu. İşlenmemiş altın ise 2013 ithalatını artıran etmenlerdendi. Net ithalatta birinci Çin idi; ardından Rusya, Almanya ve İsviçre geldi. Net ithalatçı olan sektörler ise enerji, makine ve kıymetli taşlar oldu. ‘Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu’nun bulgularını yorumlayan TİM Başkanı Büyükekşi, belge ile Türkiye’nin net ihracatçı ve ithalatçı olduğu ülkelerin, sektörleri araştırıp fotoğrafladıklarını vurguladı. Dış ticaretini artıran ülkelerin milli gelir ve refahını da artırdığına işaret eden Büyükekşi, 2014’ün Türkiye için iyi bir sene olacağını dile getirdi. Sene sonu için konulan 166,5 milyar dolar ihracat hedefinin yakalanacağına temas etti. Büyükekşi, Türkiye’nin 2023 için 500 milyar dolar ihracat hedefi belirlediğinden söz etti. Bu hedefin yakalanması adına yüzde 14 ihracat artışının devam etmesi gerektiğini anlattı. Büyükekşi, “ 2023 için mevcut pazarlarda payı artırmamız, çoklu ticaret anlaşmalarını artırmamız gerek. Orta ve ileri teknoloji ürün payını artırmamız gerek. Bu da kaliteli, katma değerli ürünlerin ihracı anlamına geliyor. Yükte hafif pahada ağır mallarla konteynırları doldurmamız gerekiyor. Katma değeri artırmak için TİM olarak inovasyon, tasarım, marka ve Ar-Ge konusunda duruyoruz. “ dedi. İnovasyona önem verdiklerini vurgulayan Büyükekşi, “Bu çerçevede 2014’te İnovasyon Haftası’nı 3 ilde yapacağız. Bu yönde ilk adımı attık. 2930 Mayıs’ta İnovasyon Haftası’nın ilki İzmir’de yapılacak. İnovasyon ateşini Anadolu’ya taşıyacağız. İkinci il Ankara, Gaziantep, Adana olur bunlarla ilgili görüşmeleri yapıyoruz. Yani İnovasyon Haftası ile ilgili 3 etkinliğimiz olacak. Birini de İstanbul’da yapacağız. “ açıklamalarında bulundu. (CİHAN) +$+ '(++&( %+#$)&#+!"(& ) Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, turist sayısında artış beklediklerini bildirdi. Palandöken, “2014 yılında ülke olarak turist beklentimiz 45 milyon. Her yıl turizm sezonunda yaşanan artışın bu yıl turistlerin harcamalarına da yansımasını bekliyoruz.” dedi 2MSVHNYKWHJTMTXYVUVGOVTYLXHRURYQW<WSUWTQVSNWYLX; 8XTY7WTQW>VY#XUXTQBOWTAYY$VHNWPYKWOPBSITQWY@WS PISUIYPWQFVSYGVNQVQWTYXURTNXURQRSDY HWUUVOUWYEWCNVG LRUUXSQXYLXGXTXTYOXCXOYXUOJUUIYVCW?WOUWSUWYVUEVUVYLWTV KRORTPRUXSYLXGXTNXNXURQRSDYLXSRUXSRNRHYQVOOXPW XURTXSXOYQWTWPVNUWSYXSPRSRUNXURQRSDY &WCNVGPWYLXGXTXTYIHI?IYJUXLUXSYXSPRO LXGXTNXKRTD+YCX<SRKRTQXYFMUMTQMD&WCWTYLRU 2ISOVLW!LWYEWUWTYPMSVKPYKXLRKRTRTYLIHQWY(A/YXSPXSXOY4 NVULJTY99/YFVTY99/YOVGVLWYMUXGPR<RTRAYFMTUXSRTYLIHQW -/A9"KRTRTY44YNVULJTY-9(YFVTY595YOVGVYVUWYLXFXT?RYPMS; VKPUWSQWTYJUMGPMSQM<MTMYKBLUWLWTYY#XUXTQBOWTAYGBLUW QW>XNYWPPVY$2MSVHNYEWUVSUWSVNVHYLIHQWY66A5YXSPXSXO 49YNVULXSY461YNVULJTY595YFVTYQJUXSYJUQMDY9164!PWYOVGV FXGRTXYJSPXUXNXY@XS?XNXY-95YQJUXSYJUMSOWTA LXFXT?RUXSYJSPXUXNXY(5YQJUXSAYLMSPYQRGRTQXYVOXNWPYW; QWTY>XPXTQXGUXSRNRHYLWSVTVYLMSQMTMYHVLXSWPPW !%&(&(&+&%**# &)*(*)'+$)"! $&(+#*%$( $*)'%*+"*#'(' İstanbul’da düzenlenen 37. Turkey Build Fuarı'na, Denizli Ticaret Odası'nın (DTO) gerçekleştirdiği bir organizasyonla Denizli’den 30 inşaat firması katıldı EWUQV<VTQWYVKWYJSPXUXNXYFVTY9)9YQJUXSY@XS?XQRDY0WO; PBSQWY6A)YNVULJTYVTKXTYCXURGRLJSD+YY7XTQSJUIYFMUMT; NXLXTYXUOJUUIYVCOVYNVOPXSRTQXYLIHQWY/4YXSPRG JUQM<MTMY>WYFMYXUOJUUIYVCOVUWSVTYTJSNXUYKXPRG =VLXPRTRTYCJOYXUPRTQXYFVSY=VLXPPXTYKXPRUQR<RTRYKBLUWLWT #XUXTQBOWTAYGMTUXSRYOXLQWPPVY$:X@XY91YEITYBT?W 8VLXKXYQW<WSVY6YNVULJTY2YJUXTYPJ8UXNY6)YFVTY(41 GVGWYOXCXOYXUOJUUIYVCOVYLXOXUXTQRDYXPXTQXGRNRHR MLXSRLJSMHYTJSNXUY=VLXPRTYXUPRTQXYKXPRUXTYISITITA KX@PWY>WLXYOXCXOYJUNXKRYNM@PWNWUQVSDY0X@PWAYOXCXO >WLXYVHVTKVHYJUXSXOYISWPVUWTYISITUWSQWTYOJSMTNXO VCVTYXURGY>WSVGVTVHVAY2#:,YKXPRGYFWUEWKVYKX@VFVY8WS; XOWTQWYKXPR?RUXSQXTYLX8RTRHDYUOJUUIYVCOVUWSVTYGI8@WUV EBSIUWTYXNFXUX%XYKX@V8YJUXTUXSRTRY>WYXNFXUX%UXSRTRT IHWSVTQWYFXTQSJUIYJUNXLXTUXSRYXKUXYXUNXLRTRHDY7MYPIS ISITUWSVTYKX@PWY>WLXYOXCXOYJUNXKRYNM@PWNWUQVSD+ :WTVHUVY3TGXXPY.IPWX@@VPUWSVY:WSTW<V!TVTY:*3. OXPORYKMTQM<MYJSEXTVHXKLJTYKJTMTQXY=MXSRYEWHQVOPWT KJTSXYFVSYQW<WSUWTQVSNWQWYFMUMTXTY:*3.Y7XGOXTR 'W@NVY:WNVSPWTAY2MSOWLY7MVUQY3KPXTFMUYLX8R NXUHWNWUWSVYKWOPBSITQWYQITLXTRTYWTYFILIOYFWG =MXSRTQXTYFVSVYJUQM<MTMYKBLUWQVDY:WNVSPWTAY$7MYPIS =RSKXPUXSRTYVLVYQW<WSUWTQVSVUNWKVYEWSWODY2WOTJUJ%VYPIN @RHRYVUWYLWTVYISITUWSYJSPXLXYCROXSRLJSDY7VHYQWYFMYISITUWSV LXORTQXTYEBSNWOYVCVTYQWSTWOYILWUWSVNVHY>WYKWOPBSYPWN; KVU?VKVYXSOXQXGUXSRNRHYVUWYVT?WUWNWUWSQWYFMUMTNXOYIHWSW FMY=MXSXYOXPRUQRODY 'MXSUXSYEWTCYXSOXQXGUXSRNRHRTYM=MOUXSRTRT EWTVGUWNWKVYXQRTXYBTWNUVYFVSY=RSKXPAYFMSXQXYQXYBHWUUVOUW EWTCYXSOXQXGUXSRNRHRTYQXYXSXNRHQXYJUNXKRYFVHUWSVYNWN; TMTYWPPVDY7MYPISYJSEXTVHXKLJTUXSUXYVTGXXPYKWOPBSITWYV>NW OXHXTQRSR8AY:WTVHUVYWOJTJNVKVTWYOXPORYKX<UXNXLRY@WQW; =UVLJSMHD+YQWQVDYY'MXSRTY:WTVHUVUVYOXPRURN?RUXSRTRYQXYHV; LXSWPYWQWTY:*3.YILWUWSVAYKPXTPUXSRYEWHWSWOYFMY=VSNXUXSX QXYQWKPWOY>WSQVDY3KOWUW;Y,XUR8YXUXTRTQXY=XXUVLWPYLISIPWT &BOQWUWTY3KOWUWY,XUR8Y0VKPWNUWSVYBTWPVNY,MSMUM 7XGOXTRY NWSYWTEWUAY:*3.YILWUWSVTWY>WYFXGOXTRTX =MXSQXYOWTQVUWSVTWY>WSQVOUWSVYQWKPWOPWTYBPISIYPWGWOOIS WPPVDY:WTVHUV"QWOVYVTGXXPUXSQXTYWKVTUWTWSWOYEWUVGPVSQVOUWSV VKOWUWYKVKPWNVYVUWYFVSYCJOYIUOWLWYV@SX?XPYLX8PROUXSRTR OXLQWQWTYWTEWUAY:WTVHUV"QWYEWTWUUVOUWYFVTXUXSY)YOXPR EWCNVLJSDY7MYLIHQWTYQWYVTGXXPUXSYQXY>VTCYKVKPWNV OMUUXTRUNRLJSDY7VHYQWYFMYGXSPUXSQXTYWKVTUWTWSWOYFVSYKVK; PWNYEWUVGPVSQVODYX8PR<RNRHYNJQWUUWYNXUVLWPUWSVYQW JUQMOCXYQIGISQIODY'MXSQXYQXYJUQMOCXYLJ<MTYVUEVYEBSIL; JSMHDYMYXTQXY&IS?VKPXTAY7MUEXSVKPXTYEVFVYIUOWUWSWYV@SX; ?XPYLX8RLJSMHAYLMSPYVCVTQWOVYVUEVQWTYQWYNWNTMTMHD+ QVLWYOJTMGPMDY 0,;0:*Y9165Y=MXSRTRYQXYEWHWTY:WTVHUVUV VTGXXPCRUXSYFMSXQXYQXYVOUVNUWTQVSNWY>WYPWKVKXPYKWOPBSI VUWYVUEVUVYVT?WUWNWUWSQWYFMUMTQMDY HWUUVOUWYWTWS%VYPXKXS; SM=MY>WYCW>SW?VYISITUWSWYVUEVYEBKPWSWTY=VSNXYPWNKVU?VUWSV --6YOXPRURN?RY=VSNXTRTYFJLYEBKPWSQV<VYKPXTPUXSQXYFVUEV XUQRDY SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESi >> 6 SiYASET SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 13 ubat Mayıs2013 2014Per Salı 17 embe CHP'li Türmen: Cadı avı çoktan başladı; kimseyi korkutamaz CHP İzmir Milletvekili Rıza Mahmut Türmen, Başbakanın cadı avı yapılacağına ilişkin açıklamaları konusunda "Cadı avı çoktan başladı, belki bitirmek ister. Cadı avı Gezi olaylarından sonra başladı. Arkasından 17 Aralık'tan sonra tekrar bir cadı avı başladı. Türkiye'de cadı dolu. Cadı avına son verip başka şeyler üzerinde durmak doğru olur." diye konuştu Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Türmen, aralarında Meclis kütüphanesinde yer alan kitapların da bulunduğu kitapları yanında getirdi. PKK'ya yardım ettiği gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılan Mülkiye Demir Kılınç'ın durumuna dikkat çeken Türmen, Kılınç'ın bir kitapçıda çalıştığını söyledi. "O kitapçıya gelip kitapları alıyor birisi. Mahkeme kararında kitaplar var. Kitap satışını suç olarak sayan zihniyet 12 Eylül zihniyetidir." diyen Türmen, "Sayın Başbakan, 'Bazı kitaplar bombadan dahi tehlikeli' demişti. Mahkemede bu zihniyete uygun karar vermiştir. Mülkiye Kılınç, yeni doğum yaptı. Bu ayın 19'unda ikiz bebeğiyle cezaevine girmek zorunda. Cezaevi çocukları olarak gelişecekler. Bu, öyle bir dönemdir ki bebekleri annelerinden ayırmak da mümkün değildir çünkü bebeklerin süt ihtiyacı vardır. 6 yaşından önce annelerinden ayırmak da sağlık bakımından sakıncalıdır. Bu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır. Sonuç olarak, böyle herkesin evinde olan hepimizin okuduğu kitaplar yüzünden iki yeni doğmuş bebeğin yaşamları mahfediliyor. Hayatları karartılıyor bu bebeklerin. Bunu, bir hukuk devletinde kabul etmek mümkün değildir." diye konuştu. Mülkiye'nin cezaevine girmesini engellemek gerektiğini vurgulayan Türmen, "Bu, çok zor birşey. Mülkiye, cezaevinde bu çocuklara nasıl bakacak? Terör suçu olduğu için hükmün bildirilmesinin ertelenmesi gibi şeylerden de yararlanamıyor. Denetimli serbestlikten yararlanamıyor. Böyle bir suç işlemişseniz hiçbir indirimden yararlanamazsınız. Biz CHP olarak bunları değiştirecek kanun teklifleri hazırlıyoruz. Kitap satmak, Yunus Emre'nin hayatıyla ilgili kitap satmak terör suçu olarak nitelendirilemez. Bu suçları işleyenlerin cezaevlerine girmelerini engelleyecek, tedbirlerden yararlanmalarını sağlayacak kanun teklifi hazırlıyoruz. Bunları yakında vereceğiz." şeklinde konuştu. Türkiye'de 500 kadar cezaevinde çocuk olduğunu belirten Türmen, cezaevindeki çocuklar meselesinin doğru dürüst bir çözüme kavuşturulması gerektiğini kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu arasındaki tartışmayı da değerlendiren Tür- men, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları vardır. O kararlarda derki ifade özgürlüğü sadece beğinilen istenilen ifadelere ait değildi. Aynı zamanda öfkelendirici ifadelerde ifade özgürlüğüne girer. Bu kriteri Türkiye'ye uyguladığınız zaman Sayın Başbakanın tepkisi demokratik bir toplumda olması gereken tepki midir, değil midir bunu kolayca görebilirsiniz. Barolar, iktidar tarafından bir meslek kuruluş olarak görülüyor. Barolar, avukatların ve yargıçların sorunları varsa ona değinirsiniz hukuk sorunlarına değinemezsiniz. Bu yanlış bir anlayış. Barolar, savunmanın toplandığı bir yerdir. Yargının adil bir şekilde işlemesi, yargının temel ayağını teşkil eden savunmanını da işlemesine bağlıdır. Yargı sisteminin parçası olan baroların hukuk devletiyle ilgili sorunları açıklamaları doğaldır. Bunu yapınca edep dışı mı davranıyor baro başkanı." diye sordu. "Mülkiye Kılınç için Adalet Bakanlığı ve hükümet cephesinden atılacak bir adım var mı?" sorusuna Türmen, "Zaten iki yıl geciktirilmiş cezanın uygulanması. Kanun yargının bozma yoluna gidilse bile infaza gidilmiyor." karşılığını verdi. Başbakanın cadı avı açıklamasıyla ilgili ise Türmen,"Çoktan başladı. Yani belki bitirmek ister, başlamak değil de. Cadı avı bütün hızıyla sürüyor. Cadı avı ne zaman başladı; Gezi olaylarından sonra bir cadı avı başladı. Gezi olaylarına katılan cadılar, teker teker evlerinden alınıp tutuklanarak yargı önüne çıkarıldılar. Onların davaları devam ediyor. Arkasından 17 Aralık'tan sonra başka bir cadı avı başladı. Yani Türkiye'de cadı dolu. Bu cadı avları bütün hızıyla sürüyor. Belki son verip başka şeyler üzerinde durmak doğru olur. Daha Hukuk devletine uygun daha nasıl davranabiliriz, demokrasiye uygun nasıl davranabiliriz; bu tür konular üzerinde durmak daha cadı avından daha önemli." değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Erdoğan'ın 'fiili başkanlık' açıklamalarına ilişkin de Türmen, "Anayasanın sınırları var. Fiili başkanlık nedir bilmiyorum. Kenan Evren Paşa için öngörülen yetkilerin kullanılması Türkiye'yi parlamenter demokrasiden uzaklaştıracaktır." şeklindekonuştu. (CİHAN) CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi: Seçme yaşı 17 veya 16’ya indirilsin CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, seçme yaşının 18’den aşağıya 17 veya 16’ya indirilmesini istedi. Seçilme yaşının da 25’ten aşağı indirilmesi gerektiğini belirten Hamzaçebi, seçimlerde sokaklara asılan afişlerin de yasaklanması gerektiğini söyledi Ulusal Gençlik Parlamentosu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’yi ziyaret etti. Adalet Komisyonu'nda yapılan görüşmede, Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun 10. Genel Kurulu’nun sonuç bildirgesi okundu. Daha sonra CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, daha sonra gençlere seslendi. Her özgürlüğün toplumsal yaşam nedeniyle bir takım sınırlamaları olabileceğine dikkat çeken Hamzaçebi, devlete düşen görevin ise bu sınırlamaları artırmak değil tam tersine azaltmak olduğunu vurguladı. Bu açıdan maalesef durumumuzun o kadar iyi olmadığını belirten Hamzaçebi, alınması gereken çok mesafe bulunduğunu söyledi. Seçilme yaşı olan 25 yaşının daha aşağı indirilmesi konusunda taraftar olduğunun altını çizen Hamzaçebi, seçme yaşının 18 yaşından da aşağı indirilmesi teklifinde bulundu. Bunun dünyada yeni bir kavram olduğunu dile getiren Hamzaçebi, birçok örneği incelediğini belirterek genel kabülün 18 olduğunu kaydetti. Dünyada seçme yaşını 17 olarak kabul eden sadece bir ülke olduğunu anlatan Hamzaçebi, 20 yıl öncede seçme yaşının 18 olduğunu ifade etti. Küreselleşmeyle birlikte herşeyin değiştiğini söyleyen Hamzaçebi, olağanüstü bir değişim ve devrim yaşandığına dikkat çekti. Seçme yaşının 18 yaşının altına indirilmemesinin doğru olmadığını anlatan Hamzaçebi, 18 yaşının 17’ye 16’ya indirilmesini istedi. Seçilme yaşının 25’ten aşağı indirilmesi için mücadele edeceğini belirten Hamzaçebi, aday konusunda ücret alınmamasını ise genel merkeze ileteceğini söyledi. Seçim afişleriyle ilgili soruya ise Hamzaçebi, "Her seçimde bütün kentleri afişlerle donatmanın hiçbir anlamı yok. Hele plastik olanlar var. Bunlar çevre kirliliği demektir. Görüntü kirliliği demektir. Bunlara hiç gerek yok. Bütün siyasi partiler bu konuda mutabık kalırsak böyle bir kararı alabiliriz. Ben buradan Ulusal Gençlik Parlamentosunun huzurunda bütün siyasi partilere çağrıda bulunuyorum. Gelin hep beraber karar altına alalım, seçimlerde bu afiş meselesini sonlandıralım. Kim sokağı caddeyi süslerse o daha güçlü imajı düşüncesi yanlış, yok böyle bir şey. İnsanlar afişlere bakarak düşüncelerini değiştirmiyorlar." karşılığını verdi.Önseçime ilişkin bir soruya da Hamzaçebi, "Önseçim demek kişilerin, örgütün, örgüt mensuplarının aday olacak kişileri kendilerinin seçmesi demek. Bu güzel bir şey tabii ki ama bunun için bir şart daha olmalı, tek başına bu güzel gibi geliyor, bir şart daha olmalı; örgütlerin, partinin üye tabanı geniş olmalı, çok dar bir üye tabanıyla bu seçimi yaparsanız görünüşte demokrasiyi uygulamış olursunuz, ama çıkan sonuç demokratik olmaz. Onun için üye tabanı geniş olmalı." diye konuştu. (AA) Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 275 kurum KAPATILDI CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın verdiği soru önergesine Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı cevap verdi. Milli Eğitim Bakanı Avcı, 2003 yılı itibariyle 81 il merkezi ve 737 ilçe merkezinde 633 öğretmenevi ve 185 öğretmen lokali olmak üzere toplam 818 kurum hizmet verdiğini ancak 18 Haziran 2013 tarihi itibariyle ise 497 öğretmenevi ve akşam sanat okulu ile 46 öğretmenevi olmak üzere toplam 543 kurumun hizmet verdiğini söyledi 2003-2013 yılları arasında 33 öğretmenevi ve akşam sanat okulu, 128 öğretmenevi ve 114 öğretmen lokali olmak üzere toplam 275 kurumun kapatıldığını belirten Bakan Avcı, özelleştirilen öğretmenevi bulunmadığını ifade etti. Her yıl 3 hizmet içi eğitim yapıldığını ve toplamda 300 personelin faydalandığını ifade etti.Konuya ilişkin açıklama yapan CHP Milletvekili Nazlıaka ise öğretmenevlerinin sadece öğretmenler için değil orada yaşayan herkesin sosyal ve kültürel yaşamına katkı sağlayan kurumlar olduğuna dikkat çekti. Anadolu’da küçük bir il ya da ilçeye tayini çıkmış bir öğretmenin kapısını çaldığı ilk yerin öğretmenevleri olduğunu anlatan Nazlıaka, kamu kurumu niteliğiyle güven ifade eden öğretmenevlerinin kurum mensuplarına bütçelerine uygun konaklama imkanı sağladığını ifade etti.Göreve geldiği günden bu yana sosyal hayatı yok etmeye ya da kendi dünya görüşüne göre yeniden dizayn etmeye çalışan AKP iktidarından öğretmen evlerinin de nasibini aldığını savunan Nazlıaka, "Sosyal devlet uygulamalarının bir gereği olan, özellikle taşrada öğretmenlerin nefes aldığı, bir araya geldiği, güvenli ve ucuz konaklama imkanı bulduğu öğretmenevleri birer birer kapatılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’na vermiş olduğum soru önergesine Bakan Nabi Avcı tarafından verilen yanıta göre; 2003-2013 yıllarında 33 öğretmenevi ve akşam sanat okulu, 128 öğretmenevi ve 114 öğretmen lokali olmak üzere 275 kurum kapatılmıştır. Kendisine Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde her türlü kompleksin yer alacağı bir Başbakanlık Konutu inşa ettiren anlayış, taşrada büyük zorluklar altında görev yapan öğretmenlerimize, öğretmenevleri ve öğretmen lokallerini çok görmektedir." diye konuştu. (CİHAN) 2014 Per Salıembe 13 17Mayıs ubat 2013 "" "!!"" " Başbakan"CHP ile MHP’nin üzerine üçgen çatı kuracak adayı doğrusu biz de merakla bekliyoruz. Ödünç oyla taşıma suyla çatı kurulmaz, inşallah 10 Ağustos’ta bunu bir kez daha millet onlara öğretecek"dedi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "CHP ile MHP’nin üzerine üçgen çatı kuracak adayı doğrusu biz de merakla bekliyoruz. Ödünç oyla taşıma suyla çatı kurulmaz, inşallah 10 Ağustos’ta bunu bir kez daha millet onlara öğretecek" dedi.Erdoğan, AK Parti'nin Afyonkarahisar'da NG Güral Termal Otel'de düzenlenen 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasını gerçekleştirdi."Paralel yapıyla mücadele AK Parti’nin sarsılmaz bir misyonu haline gelmiştir" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:"Çünkü AK Parti 30 Mart’ta, yüzde 45 buçuk oy oranıyla bu misyonu yüklenmesini, bu cerahati temizlemesini istemiştir partimizden. Kim? Millet. Paralel yapıyla mücadele, herkes bilsin ki şahısların değil, devletin misyonu, AK Parti’nin de siyasetidir. Bunu böyle bileceğiz. Milletin partisi olan, milletin kurduğu ve milletle yürüyen AK Parti, devletle birlikte, milleti ve ülkeyi tehdit eden bu yapıyla, her ne pahasına olursa olsun mücadeleyi sürdürecektir.İşte son iki Milli Güvenlik Kurulu toplantımızın sonuç bildirgelerinde de ne yayınladık? İlk madde 'milli güvenliğimizi tehdit eden illegal yapılanmalara karşı devlet her türlü tedbiri alacaktır'. Olay budur. Bu mücadelede ihmalkar davranan, milletin emanetine haksızlık eder. Bu mücadelede geri adım atan, uzlaşmaya niyetlenen, yaşananları unutan, milletin emanetini yere düşürür. Bu mücadelede sessiz kalan, tepkisiz kalan, susan, tehdide, şantaja boyun eğen, fırsat kollayan da biliniz ki milletimizin nazarı dikkatinden kaçmaz ve tarihe de o şekilde kaydolur."-"Dışişleri'ndeki gizli toplantılar üzerinden, istiklalimize, bayrağımıza, toprağımıza saldırdılar"Erdoğan, paralel yapı eliyle şahsına çok ağır saldırılar yapıldığını belirterek şunları ifade etti:"Bununla yetinmediler, aileme, çocuklarıma alçakça saldırdılar. Bununla yetinmediler, arkadaşlarıma da saldırdılar. Partimize, hükümetimize, ekonomiye, Çözüm Süreci'ne, kardeşliğimize saldırdılar. Bizim üzerimizden, Filistin davamıza, Mısır’daki demokrasi davasına, Suriye’deki insanlık davasına saldırdılar. Eğer, tüm bunlar yeterli değilse, hatırlatmalıyım ki, bunlar, MİT tırları üzerinden, Dışişleri'ndeki gizli toplantılar üzerinden, istiklalimize, bayrağımıza, toprağımıza saldırdılar. Bana, aileme, arkadaşlarıma, davamıza saldırıldığında susanlar olabilir. Ama onlara diyorum ki: 'Vatanınıza saldırıldı, bayrağınıza saldırıldı, yani şerefinize taarruz edildi, en azından bunun için susmayın' diyorum. Susanı tarih affetmeyecek, sessiz, tepkisiz kalanı inanın tarih affetmeyecek. Unutmayın 'Haksızlık karşısında susan dilsiz' şeytandır. Göreceksiniz, başta CHP ve MHP olmak üzere, bu suskunluk, bu tepkisizlik, bu destek, tarihe kara bir leke olarak geçti. AK Parti, bu kara lekenin ortağı olmayacak, süt gibi beyaz hayat şeridine inşallah leke sürdürmeyecek."Makamlar ve görevler değişse de AK Parti var olduğu sürece mücadelelerinin kesintisiz devam edeceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Şunu bilin ki: Bu alçakça saldırıları, nefes alıp verdiğim müddetçe unutmayacak ve affetmeyeceğim. Çünkü birçoklarıyla bunu çok yaşadık, çok iyi tanıyorum bunları, artık çok iyi öğrendim ama ben bunların bu kadar yalancı, bu kadar takiyeci, bu kadar müfteri olacaklarına inanmıyordum. Ama yaşayınca bunları öğrendik. 2010 bize çok şey öğretti. 2010'dan sonraki süreçte işte her şeyi açık açık görmeye başladık. Bunu şahsım için değil, neferi olmaktan gurur duyduğum davam için unutmayacağım, davam için bunu affetmeyeceğim. İnanıyorum ki bütün arkadaşlarım, bütün sevenlerimiz, bütün yol arkadaşlarımız da bu şuurla ve bu hissiyatla hareket edeceklerdir" diye konuştu.Toplantıda cumhurbaşkanlığı seçimlerini, seçimlerin öncesi ve sonrasını etraflıca değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Adayımız kim olursa olsun, aramızdan kim cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin, ilkelerimizde, istikametimizde, davamızın seyrinde en küçük bir sapma olmayacaktır" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ve sonrasında, AK Parti içerisine nifak tohumları serperek fitne çıkartmak isteyenler olacağını bildiren Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:"Allah’a şükür biz bunlara karşı şerbetliyiz. Bugüne kadar böyle nice girişimler gördük ve hepsini hamdolsun boşa çıkardık. Partimizden ayrılıp parti kuranlar olmadı mı? Oldu, şimdi neredeler? Hatırlıyor musunuz? Şöyle sırayla 'Sayın' desem belki bir tane iki tanesini ya hatırlarsınız ya hatırlamazsınız. İşte şimdi bu dönemde de yine biliyorsunuz tuzluklar çıktı. Şimdi bu tuzlukların markasını da unutacaksınız, unutacaksınız. Niye, çünkü ihanet edenleri hiçbir zaman tarih tutup da böyle anıtlaştırmaz, onları gömer. Bakın hep söylüyoruz Menderes'i idam edenler, onun idam kararını verenler konuşuluyor mu, unutuldu gitti. Ancak böyle bu işin ilmini yapanlar, tarihçiler vesaire onlar bunu konuşur. Ama halk, Menderes'i unutmuyor, Fatin Rüştü Zorlu'yu unutmuyor, Hasan Polatkan'ı unutmuyor ama o kararı verenleri hatırlamıyor." "Bizim çok sağlam bir çatımız var" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Şimdi birileri de çıkmış 'Çatı aday bulacağız' diyorlar. 30 Mart’ta milletin estirdiği rüzgar bunların çatılarını uçurdu arkadaşlar, uçurdu. Şimdi bunların üstlerinde çatı falan yok. Şimdi yeni çatı kurmaya çalışıyorlar. CHP genel müdürü ne diyor, 'Adayımız MHP’nin desteğini alacak' diyor, 'Aynı zamanda Kürtlerin desteğini alacak' diyor, 'Aynı zamanda sosyalistlerin desteğini alacak' diyor. E haliyle hem ulusalcı olacak hem milliyetçi hem kapitalist olacak hem sosyalist hem kucaklayıcı olacak hem de faşist olacak. Gerektiğinde bozkurt işareti yapacak, gerektiğinde zafer işareti yapacak.Aslında, Pensilvanya’daki akıl hocaları bu tarife uyuyor ama onun da üniversite mezuniyeti yok, sıkıntı bu. CHP ile MHP’nin üzerine üçgen çatı kuracak adayı doğrusu biz de merakla bekliyoruz. Ödünç oyla taşıma suyla çatı kurulmaz, inşallah 10 Ağustos’ta bunu bir kez daha millet onlara öğretecek."Konuşmasının sonunda emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Erdoğan, daha önceki kamplarda ailelerle katılım olduğunu hatırlatarak katılımcılara ailelerine selam söylemelerini rica etti. Erdoğan, "Bugün anneler günü, annelerinize, annelerimize selamlarımı, hürmetlerimi iletmenizi sizlerden rica ediyorum" dedi.Afyonkarahisar'ın bir başlangıç olduğunu ancak son olmadığını dile getiren Erdoğan, "İlk yola çıktığımız noktadan daha güçlü, daha heyecanlı, çok daha coşkulu şekilde inşallah yeniden yola çıkıyor, yeniden 'Bismillah' diyoruz. Allah yolumuzu açık etsin, Rabbim yar ve yardımcımız olsun" diye konuştu (AA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Devleti yönetmeye talip olanlar, devleti akılla yönetirler, öfkeyle değil. Sayın Metin Feyzioğlu orada konuşuyor, hukuk dersi veriyor, kaygılarını dile getiriyor, her kesime eleştiri var. Anamuhalefet partisine de eleştiri vardı ama biz saygıyla dinledik. Demokrasiye inananların eleştiriye saygı göstermesi gerekiyor" dedi /DGD4CKF><GE7LK@@>GE-ICKBHLK+JFL/>GJH-IHI K4DGD9DICKL@K.AD<DLB>IE9?KCK7L;HFLJ<HAH?LBEFEGE9EIEI K4DGD9DICKL;EGEI?KBAKIL?EAGEGEBLCE@CE<EIEL=3@GJ) CH5K<CK9LE@6KFGD<KLJ<HAH?GJLEGK9DGK;HGJ0J<HIHLH+KCJ JCJIL/DGD4CKF><GE7L$E=AK+KL/J?KGL(AKA:FBL2J KFBKCK9GKFDIDIL0E?*EFH@JAHLBEFCEBGKFDICKLHGB @K.ADBGKFDLH9HIL?HGGJAL?JBAJ.GJFHIHL2JLB3@LJI=AHA:GJFHIH K4?KBL>GCE<EIELBK@CJAAH5#<HAH?GJL;HFLA>.GE?EI 4K<CK9GK9K0K<DL6H;H7L6JFH@JLCJL6HCJ;HGJ0J<HIHL;JGHFAJI /DGD4CKF><GE7L1,EIEL;JGHFGJ@JILEI=EFLKBGDI 386:FGJ9?J=HIHL?HL=K2EIK0KB=DID87LKBGDILAEA=KBGD<DID ?D'L$E=AK+KL/J?KGL(AKA:FBL2JLKFBKCK9GKFDLKBGDI 386:FGJ9?J=HIHL=K2EI?E9GKFCDF1LCH@J B>IE9AE5%>F6EGK?KIDILHI=KIDILC><K=DICK ;EGEICE<EIELCHGJL6JAHFJIL/DGD4CKF><GE7L?JFKBDI7L@JIH =>FEGKFGKL;J=GJI?J=HLCEFE?EICKL4K<CK9LE@6KFGD<DI @KBKGKIK0K<DIDLKIGKAAD5,HG6HLA>.GE?EIEI7LC:I@KIDILJI =AFKAJHBL:F:I:I:ILHI=KIL;J@IHL>GCE<EIEI BJ9+JCHG?J=HL>GE9AE<EIELKBAKFKIL/DGD4CKF><GE7L1,HG6H A>.GE?EIELC:I@KL@KBKGKCDLK?KL;H8LIJFJ=HICJ@H8' IH2JF=HAJGJFHL386:FL2JL38JFBL>G?K@KIL;HFL:GBJL;HG6H A>.GE?EIEL@KBKGK@K?K85L,ELIJCJIGJL386:FG:BL4>B 3IJ?GHCHF5L,ELIJCJIGJL$E=AK+KL/J?KGL(AKA:FB7 -386:FG:BL2JL;K<D?=D8GDBL;JIH?LBKFKBAJFH?CHFCJ?H9AHF5L,H8L;ELB:GA:F:?:8:LK=GKLEIEA?K@K0K<D81 CJ<JFGJICHF?J=HICJL;EGEICE5#<HAH?HIL2JLJ<HAH0HIHI =:FJBGHLCJ=AJBGJI?J=HL6JFJBAH<HIHL2EF6EGK@KI /DGD4CKF><GE7LL93@GJLB>IE9AE1I=KI><GELL?HG@>I @DGCKLAJBJFGJ<HLBJ9+JCH@>F5L(?KL;E6:IL*JFL=KIH@JCJ ;HFCJIL+K8GKL;EGE9L2KF5L!L8K?KILC3I:.LBJICH?H8J =>FK0K<D87LK0K;KL;EL;EGE9GKFDIL :FBH@JLIJFJ=HICJ' ,H8L":IJ@L/>FJ-CJIL3I0JL>A>?>;HGHL:FJAAHB5LH?CHL>) A>?>;HGH?H8L@>B5L":IJ@L/>FJ-IHILC:I@KL4K.DICKL:4 >A>?>;HGL?KFBK=DL2KF5L&3I:.LBJICH?H8JL9EL=>FE@E ;HFLCK*KL=>FK0K<D8LJCJIL":IJ@L/>FJL;H8HL6J4AHL2J IJCJIL;H8L6JFHCJLBKGCDB'L%>FEL=>FCE<E?E8L8K?KI 6JF4JBGJFHL@KBKGKFD85L(?KL;H8JL2JL4>0EBGKFD?D8K ;K=BDLE@6EGKID@>F7L-=JIL=>FEL=>F?K7L=JILB>IE9?K7L=JI =E=7L=JILE=GEL>G-L!@=KL;H8L>IGKFDILCK*KL4>BL=>FE =>F?KGKFDIDLH=AJFH851,:A:ILKIIJGJFHI7L(IIJGJF ":I:-I:LBEAGK@KIL/DGD4CKF><GE7L>BE?KL@K8?K ;HG?J@JILFK*?JAGHLKIIJ=HIHILJIL;:@:BLKF8E=EIEI ;EIEL3<FJI?JBL>GCE<EIE7LKFKCKIL@DGGKFL6J4AHBAJI =>IFKLBJICHLBJICHIJL>BE?K@DL3<FJICH<HIH KIGKAAD5#<HAH?GJL*>963F:I:I7L=J2?JIHI7 3+BJ@HLB>IAF>GLJA?JIHIL3<FJIHGJ0J<HIH H+KCJLJCJIL/DGD4CKF><GE7L1&J2GJAH 3+BJ@GJLCJ<HG7LKBDGGKL@3IJAJ) 0JB=HI5L+BJIHILJ6J?JI >GCE<EL;HFL:GBJCJL;KFD9D 2JL*E8EFE =K<GK@K?K8=DID87 A>.GE?ELK@FD9ADFDF7 ;3GJF=HIH85L!@=KLK) ?K4LIJ@CH'L,KFD9 H4HICJL@K9K@KIL;HF A>.GE?L@KFKA?KB7 ;JFK;JF7L;HFGHBAJ @K9K?KB5L,:A:I +KFBGDGDBGKFD?D8D 8JI6HIGHBL>GKFKB 63F?JB1LCH@J B>IE9AE5 :FBH@J-@HLBE) FKIL$E=AK+KL/J?KG (AKA:FB-:IL4K<CK9 E@6KFGD<DL*JCJ+L63=AJFCH<HIH BK@CJCJIL/DGD4CKF><GE7L;EIEI J<HAH?GJL6JF4JBGJ9J0J<HIHLCHGJL6J) AHFCH5L/>IE9?K=DIDILKFCDICKI /DGD4CKF><GE7L>BEGEL@K.ADFKIL(GHL&J?HFL2JL;J) FK;JFHICJBHGJFGJLK4DGD9LBEFCJGJ=HIHLBJ=AH5!BEGEL6J8JI /DGD4CKF><GE7L;K=DIL?JI=E.GKFDIDIL=>FEGKFDID @KIDAGKCD5,HFL6K8JAJ0HIHI7L1L"JIJGL,K9BKI KFCD?0D=DLKFEBL><><GE7L$JAHILJ@8H><GE-IEI B>IE9?K=D@GKLHG6HGHL1=K@6D=D8GDBL@K.AD1LCJCH5L,EIKLIJ CJF=HIH8'1L=>FE=EIKL/DGD4CKF><GE7L1,HG?H@>FE?7 *K;JFH?L@>B5LJ@8H><GE-IEILK@D.GKIK0KBL;HFL9J@H @>B1L@KIDADIDL2JFCH51,K9;KBKILJ0J.L K@@H. #FC><KI7LBK?ECKBHLAK=+H@JGJFGJLHG6HGHL-J2JAL;H8L;EL0KCD K2DIDL@K.K0K<D8-LCJCH5L,EIEIGKLHG6HGHL63F:9:I:8:LKGK) ;HGHFL?H@H8'1L=>FE=EIKL/DGD4CKF><GE7L1&HBAKA3FGJFJ 386:L;HFL=3@GJ?1LBKF9DGD<DIDL2JFCH51,K9;KBKI #FC><KI-DIL&KID9AK@CKBHLAK2FDIDLIK=DGL;EGCEIE8'1 =>FE=EL:8JFHIJLCJL/DGD4CKF><GE7L9EL@KIDADL2JFCH1&J) 2GJAHL@3IJA?J@JLAKGH.L>GKIGKF7LCJ2GJAHLKBDGGKL@3IJAHFGJF7 3+BJ@GJLCJ<HG5L%K@DIL$JAHILJ@8H><GEL>FKCK B>IE9E@>F7L*EBEBLCJF=HL2JFH@>F7LBK@6DGKFDIDLCHGJ 6JAHFH@>F7L*JFLBJ=H?JLJGJ9AHFHL2KF5L(IK) ?E*KGJ+JAL.KFAH=HIJLCJLJGJ9AHFHL2KFCD K?KL;H8L=K@6D@GKLCHIGJCHB5 &J?>BFK=H@JLHIKIKIGKFDI JGJ9AHFH@JL=K@6DL63=AJF?J=H 6JFJBH@>F5L ,H8LK@IDL=K@6D@D 63=AJF?J@JLCJ2K? JCJ0J<H8511E?*EF;K9BKIDL(;CEGGK*L":G-:I7 ,K9;KBKIL#FC><KILHGJL&KID9AK@CKILK@FDG?K=DIDLIK=DG CJ<JFGJICHFH@>F=EIE8'1L=>FE=EIKLCKL/DGD4CKF><GE7 1%K@DILE?*EF;K9BKID7L;K9;KBKIGDBLB>GAE<EICKL>AE) FKIL8KADL=KBHIGJ9AHF?J@JL4KGD9AD5L(?KL;HFLA:FG: =KBHIGJ9AHFJ?JCH5L 3FJIL;HA?JCJIL%K@DI E?*EF;K9BKIDIDIL=KG>IELAJFBLJA?J=HLC><FELCJ<HG7 A3FJIHIL;HA?J=HL6JFJBH@>FCE5 :IB:L4DBKIL;:A:ILB>IE9?K0DGKF7L-%K@DI 0E?*EF;K9BKID?-LCH@JL=38JL;K9GKCD5L!LIJCJIGJLC><FE >G?KCD1LCH@JL0J2K.GKCD5L SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> 8 GÜNCEL 13 17Mayıs Şubat2014 2013Salı Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> UN FABRİKASIYDI Kent Koleji olacak SIZINTI Abdullah LELİK Abdullah_lelik@hotmail.com ÖNEMLİ BİR TOPLANTIDAN ARTA KALANLAR Çevremize baktığımız zaman daima güzellikler görmeyi arzuluyoruz. ''Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır'' diyen, asrın mütefekkiri, Bediüzzaman Hazretleri, ne de güzel söy lemiş. Çevre kirliliği, görüntü kirliliği, gürültü kirliliği, söz kirliliği, kirlilikte kirlilik. Paki pak bir isteği düşünmeyen yok gibi. Ama isteyenlerde yapıyor, istemeyenlerde yapıyor, kirlilik içinde kirlilik yaşıyoruz. ''Dürüstlükten bahsedip iki yüzlü olanlara..! Sadakatten bahsedip,ihanet edenlere..! Merhametten bahsedip, acımasız olanlara..! Adaletten bahsedip haksızlık edip hak yiyenlere..! Gururdan bahsedip, yalakalığın dibini vuranlara..! Aldığı paranın helalliğinden bahsedip, Onun bunun sırtından geçinen parazitlere..! Allah korkusundan bahsedip, Menfaat uğruna iftira atanlara..! Dostluktan bahsedip, dakika da arkadaşını satanlara..! Mert'im deyip dansöz gibi kıvıranlara, Canınız Cehenneme diyesim var..!''Diyen, nede güzel diyor. Ankara'da bir toplantı yapılıyor. Türkiye'nin çok önemli bir kurumunun kuruluş yıl dönümü toplantısı yapılıyor. Bu toplantıya memleketimizin en üst düzey yöneticileri katılıyorlar. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Genel Kurmay Başkanımız, Bakanlarımız, kuvvet komutanlarımız, Yüsek Yargının başkanları, üyeleri, Hukuk adamları, daha bir çok protokol mensubu bu toplantıda yer alıyorlar. Böyle önemli bir toplantıda memleketimiz ve milletimizin ali menfaatleri için önemli kararlar, konuşmalar yapılsın diye beklemek hepimizin dileği arzusu olması gerekmez mi? Böyle bir beklenti içinde olmamız gerekmez mi? ''Ey dilim..! Sen benim hem servetim sin, hem de felaketim..! Beni bahtiyar eden de sensin, berbat edende..!'' Merak ve dikkatle, toplantıyı televizyondan takip ederken, birden ortalık karışıyor. Kürsüde Barolar Birliği Başkanı konuşuyor. Konuşma çok uzamış. Başbakan, Afyonda devam eden parti toplantısına yetişecek. Vekiller orda başbakanı bekliyorlar. Kürsüde Feyzioğlu konuşuyor. Karşısında Ülkenin en önemli yöneticileri sıralanmış onu dinliyorlar. Barolar Birliği Başkanı konuştukça konuşuyor. Bir politikacı üslubu ile açmış ağzini yummuş gözünü mey dan mitingi edası içinde sürdürüyor konuşmasını. Başbakan önce sözlü müdahale ediyor konuşmacıya, konuşmacı devam eder ken, başbakan ayağa kalkarak tepkisini sürdürüyor. Orada bulunan zevatın çoğu aya kalkıyorlar. Görüntüler dünyanın her yerinden izlenebiliyor. Ben yine dünyaya rezil olduk diyerek gerçek bir şok yaşıyorum. Tartışmalar sürüp gidiyor. Kürsüden Baro Başkanı konuyor, aşağıdan Başbakan konuşmasını sürdürüyor. Herkes şaşkın. Çok önemli bir toplantı böyle dramatik bir şekilde orada bitiyor. Bitiyor da bu önemli toplantının etkileri, tepkileri daha uzun zaman sürdürülecek gibi. Görüntüler memleketimiz açısından, dünyanın gözünde hiçte iç açıcı olmadı. Burada haklı haksız meselesi açısından bakmıyorum, görüntümüzün, böyle olumsuz görüntülerin, saygınlığımıza, itibarımıza vereceği zararları düşüp ona üzülüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin tarihine tanıklık eden eski Un Fabrikası’na yeniden hayat veriyor. Tarihi yapı, Kent Koleji’ne dönüştürülerek İzmir’deki kalifiye insan kaynağının artırılması çalışmalarına evsahipliği yapacak. Projeye İZKA da destek veriyor İ zmir Büyükşehir Belediyesi, 1908 yılında inşa edilen ve kentin tarihine tanıklık eden Halkapınar’daki eski Un Fabrikası’nı Kent Koleji’ne dönüştürecek. Bir dönem ekmek fabrikası olarak kullanılan ve son dönemde de DGM ve TEK gibi kurumlara evsahipliği yapan iki tarihi binadaki restore çalışmaları hızla devam ediyor. Çalışmalar tamamlandığında, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Tuzakoğlu Fabrikası adıyla anılan bina, İzmir Kent Koleji adı altında faaliyet göstermeye başlayacak. Büyükşehir’in İzmir Kalkınma Ajansı’nın (İZKA) Güdümlü Proje Desteği kapsamında hazırladığı Kent Koleji Projesi, kentin istihdam sorunlarına katılımcı, yenilikçi ve farklı bir çözüm modeli sunacak. Projeye Yaşar Üniversitesi AR-GE ve Uygulama Merkezi (YAGEM), İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB), Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) ortak; Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu, Türkiye İş Kurumu İzmir İl Müdürlüğü (İŞKUR) ise katılımcı olarak destek veriyor. olduğu gerçeğinden yola çıktı. Söz konusu proje, bu sektörlerin talep ettiği nitelikte kalifiye insan kaynaklarının geliştirilmesini amaçlıyor. 2 yıl sürecek proje çerçevesinde binaların restorasyonu yapılacak, Kent Koleji’nin kurumsal kimliği ve yönetim organları belirlenecek. Ayrıca beş öncelikli branşta açılacak kurslardan oluşan pilot uygulama gerçekleşecek. İzmir Kent Koleji projesinin en önemli yenilikçi katkılarından biri de yerel düzeyde mesleki eğitim, istihdam ve sanayi kurumlarını bir araya getiren bir yapı öngörmesi. Kolej, kent ileriye taşıyacak tüm aktörlerin temsilcilerini bir arada ve diyalog içinde tutarak büyük bir sinerji yaratmayı amaçlıyor. FabLab geliyor İzmir Kent Koleji bünyesinde Fabrikasyon Laboratuvarı (FabLab) kurulacak. Projenin en yenilikçi yönlerinden birini oluşturan FabLab, İzmir Kent Koleji’nde eğitim alacak kursiyerlerin yanısıra, mühendislik, teknik ve meslek lisesi öğrencilerine ve yaptığı projeleri ve fikirlerini somutlaştırmak isteyen girişimlere, tasarımcılara, sanatçılar ile zanaatkarlarada açık olacak. Bu yönleriyle Fablab, mesleki eğitimi desteklerken, yaratıcılığı geliştirerek girişimciliğe katkı sağlayacak. 2006’da Massachusets Teknoloji Enstitüsü tarafından ortaya atılan Fablab modelinin 34 ülkede tam 125 adet örneği bulunuyor. 106 yıllık tanıklık Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Tuzakoğlu Fabrikası adıyla anılan bina, 1908’de Osmanlı vatandaşı olan Yuan Tuzakoğlu ve Vasil İstefanidi’nin girişimleriyle un fabrikası olarak inşa edildi. 1914’de İzmir’in sadece un sektöründe değil, bütün sektörleri içinde en büyük işletmelerden biri haline gelmişti. Tuzakoğlu Un Fabrikası’nın İzmir’in kurtulduğu 9 Eylül 1922’de müessif bir olaya karıştığı da zihinlerden çıkmadı. İzmir’e ilk giren Türk süvari müfrezesi, Halkapınar’daki Tuzakoğlu Fabrikası önünde yoğun bir ateşle karşılaşmış, fabrikadan açılan ateşte dört Türk eri şehit düşmüştü. Bugün onların şehit düştüğü yerde, sözünü ettiğimiz binanın hemen yanında Cumhuriyet’in ilk yıllarında dikilmiş ve üzerinde ‘Vatan ve Namus’ yazan Dokuz Eylül ‘Şehitler Abidesi’ yer alıyor. 1922’den sonra İzmir Belediyesi’ne geçen bina, bir ara ekmek fabrikası olarak işletildi, ardından da farklı alanlarda (DGM ve TEK’e ev sahipliği gibi) hizmet vererek günümüze kadar ulaştı. (HABER MERKEZİ) İzmir Kent Koleji nedir? İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Kent Koleji, restorasyonu Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan eski un fabrikası olarak bilinen iki binada kurulacak. Proje, kentin rekabet gücü ve ekonomik gelişme düzeyini doğrudan etkileyebilecek anahtar sektörlerde en önemli sorunlarından birinin, kalifiye insan kaynakları eksikliği Termik santral suyuyla ev ısıtmak mümkün Batman Türk Telekom Anadolu Lisesi öğrencileri enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla termik santralden açığa çıkan sıcak suyun boşa gitmesi yerine, santral çevresindeki konutların ısıtılmasında kullanılacak kapalı devre bir sistem tasarladı. Batman Türk Telekom Anadolu Lisesi öğrencisi Sasunlu:"Termik santrallerde açığa çıkan sıcak suyun evlerde kullanılmasıyla enerji tasarrufu sağmayı amaçlıyoruz. 250 ton sıcak su ile yaklaşık bin 800 ev ısıtılabilir" dedi Batman Türk Telekom Anadolu Lisesi öğrencileri, enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla termik santralden açığa çıkan sıcak suyun boşa gitmesi yerine, santral çevresindeki konutların ısıtılmasında kullanılacak kapalı devre bir sistem tasarladı. Türkiye Bilimsel SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nca (TÜBİTAK) düzenlenen, 45. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Proje Yarışması için "Termik Isıtmayla Temiz Hayata" isimli çalışmalarıyla katılan Batman Türk Telekom Anadolu Lisesi öğrencileri Zeynep Sasunlu ve Veyse Kanık, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Projenin mimarlarından Sasunlu, Türkiye'de enerji tüketiminin fazla ve pahalı olması nedeniyle enerji kaynaklarının çok daha değerli hale geldiğini söyledi. Dünyanın geleceğini tehdit eden sorunlar sebebiyle bütün enerji kaynaklarının altın değerinde olduğunu ve her aşamada israf edilmeden değerlendirilmesi gerektiğini belirten Sasunlu, projeleri ile termik santrallerde açığa çıkan sıcak suyun evlerde kullanılmasıyla enerji tasarrufu sağmayı amaçladıklarını ifade etti. Tasarlanan projeyle, çevre kirliliğine neden olan fosil yakıtların kullanımını azaltarak aynı zamanda doğayı korumayı da hedeflediklerini dile getiren Sasunlu, "Santrali soğutmak için kullanılan suyun enerjisinden faydalanarak, çevredeki yerleşim noktalarında yaşayan vatandaşlara yararlı olmayı planlıyoruz. Böylece enerji ithalatından kaynaklanan ticari açık azalacaktır ve ülkemizin enerji de dışa bağımlılığı bir nebze de olsa gerileyecektir" dedi. Termik santralden açığa çıkan sıcak su, tesisat boruları, kalorifer petekleri ve su pompası kullanılan projenin 3 ayda tamamlandığını kaydeden Sasunlu, projelerini şöyle anlattı: "Araştırmalarımız sonucunda santral suyunun sıcaklığının 35-40 derece olduğunu öğrendik. Bir evde ortalama 5 kalorifer peteği bulunuyor. Bir kalorifer peteği 140 litre su aldığına göre santralden çıkacak 250 ton sıcak su ile yaklaşık bin 800 ev ısıtılabilir. Santralin çevresindeki yerleşim noktalarına uzaklığı 3-4 kilometre arasındadır ve bu mesafe suyun taşınmasına uygundur. Yani sistemle santral çevresindeki yerleşim yerlerindeki su ve ısınma sorunu giderilmiş olur. Santralin suyunu soğutmak için ayrıca enerji kullanılmayacak çünkü ısınma sırasında su zaten kendini soğutarak döneceği için kullanılan enerji başka yerlerde kullanılabilir hale getirilecek. Yöntem, santral devredeyken soğutma için kullanılan ve dönüşüme verilen suyu, sisteme verilmeden önce çevredeki yerleşim yerlerini ısıtmada kullanarak yerleşim yerlerindeki insanlar için kar ve kolaylık sağlayacak." Projenin, santralin masraflarına ek maliyet gerektirmeden enerji ihtiyacını karşılamakla birlikte su sorununu da çözdüğünü vurgulayan Sasunlu, "Türkiye, enerjiye her yıl milyar dolarlar harcıyor. Enerji kaynaklarının eksikliği ve yetersizliği göz önüne alınırsa bu kapsamda yapılacak çalışmaların oldukça yararlı olacağını düşünüyoruz. Proje, aynı zamanda ısınma için kullanılan fosil yakıtları evlerde değil de santralde kullanımını sağlayarak daha az kirli gaz çıkışıyla çevre temizliğine de katkı sağlayacak" diyerek sözlerini tamamladı. (AA) SiYAH MAVi KIRMIZI SARI 17Mayıs Şubat2014 2013Salı Perşembe 9 GÜNCEL 13 İçmesuyu barajlarında geçen t u c v e m u s z a a h a d n a yıld 8 Mayıs itibarıyla içmesuyu amaçlı barajlarda İstanbul'da yüzde 26,4 Ankara'da yüzde 22,1, İzmir'de yüzde 72,4 ve Bursa'da yüzde 55,7 doluluk oranı gözlendi. Geçen yıl aynı dönemde ise içmesuyu amaçlı barajlardaki doluluk oranları, İstanbul'da yüzde 89,7, Ankara'da yüzde 40,8, İzmir'de yüzde 89,3 ve Bursa'da yüzde 98,9 olarak gerçekleşmişti Bu ay, 8 Mayıs itibarıyla içmesuyu amaçlı barajlarda İstanbul'da yüzde 26,4 Ankara'da yüzde 22,1, İzmir'de yüzde 72,4 ve Bursa'da yüzde 55,7 doluluk oranı gözlendi. Geçen yıl aynı dönemde ise İstanbul'da yüzde 89,7, Ankara'da yüzde 40,8, İzmir'de yüzde 89,3 ve Bursa'da yüzde 98,9 olarak gerçekleşmişti. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, 1 Ekim 2013 - 8 Mayıs 2014'te, Türkiye genelinde kümülatif yağışlar ortalamasında, uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 25,9 ve 2013'e göre de yüzde 32,8 oranlarında azalma görüldü. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'daki içme suyu amaçlı barajların mevcut hacimleri, toplam aktif hacimlerinin altında bir seviyede kaldı. İçme suyu amaçlı barajlarda, İstanbul'dakilerin 846,3, Ankara'dakilerin bin 565,6, İzmir'dekilerin 298,8 ve Bursa'dakilerin 65,1 hektometreküp toplam aktif hacmi bulunurken, bu yıl İstanbul'da 226,7, Ankara'da 346,2, İzmir'de 216,4 ve Bursa'da 36,2 hektometreküp aktif hacime ulaşıldı. İçme suyu barajlarında geçen seneye göre yüzde 32,7 daha az su bulunurken, bu yıl doluluk oranı İstanbul'da yüzde 26,4 Ankara'da yüzde 22,1, İzmir'de yüzde 72,4 ve Bursa'da yüzde 55,7 oldu. Geçen yıl aynı dönemde ise içmesuyu amaçlı barajlardaki doluluk oranları, İstanbul'da yüzde 89,7, Ankara'da yüzde 40,8, İzmir'de yüzde 89,3 ve Bursa'da yüzde 98,9 olarak gerçekleşmişti. İşletmede olan 91 enerji amaçlı barajda ise doluluk oranı yüzde 52,2 olurken, 214 sulama amaçlı barajda da doluluk oranının yüzde 53,4'e ulaştığı gözlendi. Göllerin doluluk oranlarına bakıldığında da geçen yıla göre, Eber, Eğirdir, Çıldır, Çavuşçu, Karataş, Işıklı, Hazar, Marmara, Kovada, Beyşehir, İznik, Sapanca, Uluabat, Çapalı Dinar, Manyas ve Ladik göllerinde azalma olduğu tespit edildi. İşletmede olan 293 depolama tesisindeki baraj doluluk oranı da yüzde 51,4 oldu. (AA) Tam Gün Yasası'ndaki boşluk muayenehane sahiplerine yaradı G azi Üniversitesi Başhekimi Prof. Dr. Altok: ''Anayasa Mahkemesinin Tam Gün Yasası ile ilgili aldığı yürütmeyi durdurma kararı ile mesleğini serbest icra eden öğretim üyelerine performans ödemesinin önü açıldı, yasal boşluklar neticesinde, tam zamanlı öğretim üyeleri ile aynı maaşı alır duruma geldiler. Bu durumun devamı, gece gündüz çalışan tam zamanlı öğretim üyelerinin yanı sıra, dar gelirli diğer hastane çalışanlarının mağduriyetini daha da arttıracaktır'' dedi Gazi Üniversitesi Başhekimi Prof. Dr. Kadriye Altok, Anayasa Mahkemesinin Tam Gün Yasası ile ilgili aldığı yürütmeyi durdurma kararı ile mesleğini serbest icra eden öğretim üyelerine performans ödemesinin önünün açıldığını belirterek, ''Yasal boşluklar nedeniyle üniversite hastanelerinde muayenehane sahibi hekimler, tam zamanlı öğretim üyeleri ile aynı maaşı alır duruma geldi'' dedi. Altok, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi ve Danıştayın Tam Gün Yasası ile ilgili aldığı kararlar neticesinde, geçtiğimiz temmuz ayından itibaren mesleğini serbest icra eden öğretim üyelerine Üniversite Hastanelerinde gelir getirici faaliyetlerde bulunmasına izin veren yasal düzenlemenin hastane yöneticilerini zor durumda bıraktığını söyledi. Yasal boşluklar nedeniyle üniversite hastanelerinde gelir getirici faaliyetlerde bulunma hakkını elde eden muayenehane sahibi hekimlerin, özel muayenehanelerinde veya özel kuruluşlarda gelir elde ederken bir yandan da, tam gün çalışan öğretim üyeleri gibi performans (ek ödeme) alma hakkı elde ettiğine işaret eden Altok, şunları kaydetti: ''Tam gün yasasının ilk halinin, 1 Ocak 2013 tarih ve 28515 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğinin açıklanması ve bu uygulamanın 1 Temmuz 2013 tarihinde uygulanacağının ilanından sonra doğan yasal boşluk, çok sayıda mesleğini serbest icra eden öğretim üyesinin geriye dönük performans ödemesi talep etmesine neden olmuştur. Dava açan öğretim üyelerinin bazıları yakın zamanda bu davaları kazanarak geriye dönük performans alma hakkı kazanmıştır. 18 Ocak 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan yeni Tam Gün Yasası ile 18 Nisan 2014 itibariyle mesleğini serbest icra eden öğretim üyelerine bu ödemenin yapılmayacağı düşünülürken, Anayasa Mahkemesinin aldığı yürütmeyi durdurma kararı ile mesleğini serbest icra eden öğretim üyelerine performans ödemesinin de önü açılmıştır.'' Tam gün düzenlemesinden önce üniversite hastanelerindeki muayenehane sahibi hekimlerin tam zamanlı öğretim üyelerinden daha düşük maaş aldığını ve performans olarak tanımlanan döner sermayeden de faydalanmadığını hatırlatan Altok, yasal boşluklar neticesinde muayenehane sahibi doktorların tam zamanlı öğretim üyeleri ile aynı maaşı alır duruma geldiğini söyledi. Bunun yanı sıra muayene sahibi doktorların bazılarının geriye dönük olarak da 'yoksun bırakıldıkları akçalı hakları nedeniyle en üst limitten faiziyle beraber performans talebiyle' davalar açmaya başladığını anlatan Altok, ''Bu durumun devamı, gece gündüz çalışan tam zamanlı öğretim üyelerinin yanı sıra, dar gelirli diğer hastane çalışanlarının mağduriyetini daha da arttıracaktır.'' -''Hastaları muayenehane sonrası hastaneye yönlendirip ek ödeme alıyorlar'' Performans adı altında yasal sınırlar içinde dağıtılabilir meblağın, kurumların aylık tahsil ettiği gelirden yapılan yasal kesintilerden sonra belirlenerek, öğretim üyesi, araştırma görevlisi, hemşire, teknisyen, laboratuvar elemanı, memur kadrosunda çalışan tüm personele yasal oranlar çerçevesinde paylaştırıldığını anımsatan Altok, ancak üniversite hastanelerinin milyonlarca liraya ulaşan borçları, aylık borç ödemeleri dikkate alındığında dağıtılabilir pastanın arttırılmasına imkan olmadığını söyledi. Muayenehanesi bulunan hekimlerin, muayenehanesinde hastadan özel muayene ücretini aldıktan sonra, hastayı üniversite hastanesine yönlendirip, aynı hastadan burada da performans adı altında ek ödeme alır hale geldiğini anlatan Altok, 2547 Sayılı Kanun'a bağlı olarak çalışan akademik personelin mesai saatlerine uyumunu denetlemenin güç olması nedeniyle, hastaneye çok kısa süre uğrayan, hatta bazen hiç gelmeyenlerin bile tam zamanlı öğretim üyeleri gibi kamudan aynı oranda gelir elde eder hale geldiğini savundu. -''Üniversite hastanelerinde hoca kalmaz söylemleri gerçek dışı'' Altok, ''Basında ve diğer medya organlarında yer alan 'Muayenehaneler kapanır ya da mesleğini serbest icra eden öğretim üyeleri ayrılırsa, eğitim aksar, üniversite hastanelerinde hoca kalmaz' söylemlerinin gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kurumumuzda çalışmakta olan 455 öğretim elemanından 87'si mesleğini serbest icra etmekte olup hepsi ayrılsa bile ne eğitim kalitemiz ne de hizmet kalitemizde olumsuz etkilenme olmaz. Hatta bunun olumlu etkileri bile olur; rasyonel planlamalar yapılabilir, kamu ve kurumsal menfaatleri daha ön planda tutan yetişmekte olan yüzlerce idealist donanımlı genç öğretim elemanının önü açılır'' değerlendirmesinde bulundu. Tam Gün Yasası'yla ilgili Anayasa Mahkemesinin konuyu daha geniş çerçevede değerlendirmesi gerektiğini savunan Altok, Sağlık Bakanlığı ve muayene sahibi doktorlar dışında konunun diğer önemli muhatapları olan tam gün çalışanlar ve üniversite hastaneleri yöneticilerinin de dikkate alınması gerektiğini bildirdi. (AA) Yüzlerce motosikletli DUYARLILIK İÇİN ŞEHİR TURU ATTI İ zmir’de Karayolu Trafik Haftası etkinlikleri kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki motorlu birimler ve motor grupları bir araya geldi. Motor grupları farkındalık oluşturmak için kortej eşliğinde İzmir turuna çıktı. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Bizi Fark Edin' projesi kapsamında 500'ü aşkın motosikletli Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı. İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Motosikletli Yunus Timleri, Trafik polisleri, Toplum Destekli Polislerin de katıldığı etkinliğe İzmir Motosiklet Kulübü üyeleri ve motosiklet tutkunu vatandaşlar da yoğun ilgi gös- terdi. Trafikten sorumlu İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı Süleyman Kutay, "Motosikletlerin de bir taşıt olduğu ve trafikte bulunduğu asla unutulmamalıdır. Motosikletlere karşı tüm sürücülerin farkında olarak duyarlı olması gerekiyor." dedi. Son 4 ayda kent merkezinde meydana gelen motosiklet kazalarındaki artışa dikkat çeken Kutay, "Son 4 ayda kent merkezinde sadece 11 ölümlü ve 760 yaralamalı motosiklet kazası meydana geldiğinden artık bu kazalara bir son vermek gerekiyor. Bunun için motosiklet sürücülerimiz mutlaka kask takarak, hız yapmadan, hatalı şerit değiştirme- den ve çevreyi rahatsız etmeden, gürültü kirliliği yaratmamaya özen göstermelidirler. Biz İzmir Emniyet Müdürlüğü olarak İzmir'de trafik kültürünü yaratmak için bu etkinliği düzenledik." diye konuştu. Cumhuriyet Meydanı'ndan harekete geçen motosikletliler, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'ndan Göztepe'ye oradan da tekrar Alsancak Talatpaşa Bulvarı'nı takip ederek Bostanlı'daki Çocuk Trafik Eğitim Parkı'na geldi. Motosikletliler, trafikteki vatandaşlara ve sürücülere, 'Trafikte motosikleti fark et', 'Biz de motorlu taşıtız' yazılı bildiri dağıttı. (CİHAN) Tarihi sinagog, restore edildi B ergama'da, restorasyonu tamamlanan Yabets Sinagogu, Türkiye Hahambaşı Haleva, İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Kamhi ve eski Ankara Büyükelçisi Levy'nin katıldığı törenle açıldı. Bergama Belediyesince restore ettirilen Yabets Sinagogu, Türkiye Hahambaşı Rav İshak Haleva, İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi ve eski Ankara Büyükelçisi Gabby Levy'nin katıldığı törenle açıldı. Turabey Mahallesi'nde, Efrayim Bengiat tarafından babası İshak Bengiat anısına 1875 yılında inşa edilen, 2010 yılında Bergama Belediyesince İl Özel İdaresinden katkı payı alı- narak restorasyonuna başlanan Yabets Sinagogu'nun açılması dolayısıyla tören düzenlendi. Kamhi, törende, sinagogun yeniden açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "UNESCO Dünya Mirası Listesi" adayı Bergama'nın, bu listeye girebilmesi, ayrıca İsrailli turistlerin ilçeyi ziyaret etmesi için elinden geleni yapacağını belirtti. İsrail'in Bergama doğumlu eski Ankara Büyükelçisi Levy de daha önce ziyaret ettiği sinagogun restorasyonunun, başarılı şekilde yapıldığını kaydederek, "Harikulade bir yapı olmuş. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Sinagogun, Bergama'ya daha fazla ziyaretçi getireceğine inanıyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından Haleva'nın katılımıyla şükran duası okundu. Katılımcılar, "Ulu Tanrı, vatanımız Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ü koru, yücelt ve her zaman başarılı kıl" diye dua etti. Törene, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, Ticaret Odası Başkanı Fikret Ürper, İzmir Musevi Cemaati Başkanı Sami Azar, İsrail'in İzmir Fahri Konsolosu Jak Eskinazi de katıldı. (AA) SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> Robotu Robotu tasarlayan tasarlayan öğrenci öğrenci Atabey: Atabey: "İtfai"İtfaiye ye personelinin personelinin giremediği giremediği zorlu zorlu alanlaralanlarda da robot robot yangına yangına müdahale müdahale edebilecek. edebilecek. Bu Bu sayede sayede olumsuz olumsuz bir bir durumla durumla karşılaşılkarşılaşılmadan madan yangınlar yangınlar söndürülebilecek" söndürülebilecek" dedi. dedi. 10 DENİZLİ HABERLERİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 13 17 Mayıs Şubat 2014 2013 Salı Perşembe Denizli Servergazi Devlet Hastanesi’nde ameliyathane sayısı dokuza çıktı Sağlığa yatırım itee rsit iveers Ünniv Ü si cisi rennci ööğğre tu"" robbootu ın ro "yaannggın "y rlaaddıı sarl tasa ta Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Servergazi Devlet Hastanesi’nde ameliyathane salonları modernize edilerek yenilenirken yeni ameliyat salonları da açılarak ameliyat salon sayısı 9’a çıkarıldı. Servergazi Devlet Hastanesi’ne Denizli Vali Yardımcısı Ali Sözen, Pamukkale Kaymakamı Erdoğan Beypınar, Denizli Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. İbrahim Demirciler, İl Jandarma Komutanı J. Kur. Alb. Ferdi Korkmaz ve Denizli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Op. Osman Acar ziyaret etti. PAÜ Mühendislik Fakültesi öğrencisi, üzerindeki algılayıcılarla alev ve dumanı fark ederek su ve köpük püskürtebilen "yangın robotu" tasarlayarak ön modelini yaptı Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Mühendislik Fakültesi öğrencisi Sidar Atabey, üzerindeki algılayıcılar sayesinde alev ve dumanı tespit ederek su ve köpük püskürtebilen "yangın robotu"nun ön modelini yaptı. PAÜ öğrencileri Teknokent binasında düzenlenen 8. Bilimsel Proje Şenliği'nde projelerini tanıttı. Elektrik-Eloktronik Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Atabey de üzerindeki algılayıcılar sayesinde ateşi ve dumanı fark edip çalışan ve harekete geçmesini sağlayan kaynağa su püskürten robotu tanıttı. Atabey, gazetecilere yaptığı açıklamada, itfaiyecilerin yangında zarar görmesinden etkilenerek "yangın robotu" projesi üzerinde çalışmaya başladığını ve bölümündeki eğitimcilerinin de desteğiyle ön modeli oluşturduğunu bildirdi. Robotun özellikle itfaiye personelinin giremediği zorlu alanlarda kullanılabileceğine dikkati çeken Atabey, "Robot tehlikeli bölgelere daha kolay girip müdahale edebilir. Bu sayede itfaiyeciler olumsuz bir durumla karşılaşmadan yangınlar söndürülebilecek. Üzerindeki algılayıcılar sayesinde harekete geçen robot alevlere su ve köpük püskürtüyor" diye konuştu. Robot üzerinde çalışmalarının sürdüğünü, daha büyük boyutta ön model yapmayı planladığını dile getiren Atabey, daha sonra katılımcılara robotu tanıttı. (AA) Z iyarette Servergazi Devlet Hastanesi’nin, il genelinde yapılan ameliyatların yüzde 25 oranında bir paya sahip olduğunu belirten Genel Sekreter Acar, ameliyathanelerin yenilenmesi hakkında bilgi verdi. Acar, “Yakın zamanda bu hastanemizde bir tadilat, kapasite genişletmesi yaptık. Göreve başladığımızda hastanemizin ameliyathanesinde sıkıntı olduğunu öğrendik. Cerrahi ağırlıklı çalışan bu hastanemizde, ameliyathanemiz de var olan salonlarımız hastanemize yetmemekteydi. Bu durum ise hastalarımıza bekleme süresi olarak yansımaktaydı. Biz de, ameliyat solon sayımızı 2 arttırarak 7’den 9'a çıkardık. Ayrıca her bir salonumuzun kapılarını otomatik kapı olarak değiştirdik. Teknolojik olarak da en son cihazlar ile teknik donanım sağladık. Bu anlamda yaklaşık 250 bin liralık harcama yaparak, hastanemizin ameliyathanesini gerek fiziki olarak, gerek oda sayısı olarak arttırdık. Böylece hastalarımızın ameliyat randevularının süresi kısalarak, sağlıklarına biran önce kavuşmaları sağlanmıştır.” dedi. "HER BRANŞA BİR AMELİYAT ODASI TAHSİS ETTİK" Servergazi Devlet Hastanesi Yöneticisi Uz. Dr. İbrahim Görüşen de, hastane ameliyathanesinde bulunan ortak alanların bir kısmında tadilat yapılarak 2 adet ameliyat salonu daha hizmete açtıklarını vurguladı. Görüşen “Her branşa ait bir ameliyat odamız oldu. Her bölümün kendine özgü tıbbi cihaz ve aletlerinde taşınmaktan dolayı yıpranma ve arıza en aza indirildi. Hekimlerin ameliyat masası beklemeleri önlendi. Aynı anda yapılabilen ameliyat sayısı 7 iken 9'a çıktı. Hastaların operasyon bekleme süreleri azaltıldı. Hatta 3. basamak yoğun bakım hastanelerinde ve üniversite hastanelerinde yapılan obezite cerrahisi de buna dâhil olmak üzere neredeyse ilimizde ki bütün vakaları alabilecek, hizmet verebilecek bir kaliteye kavuşmuş durumdayız.” diye konuştu. (CİHAN) Mahallenin kadınları saç böreği geliriyle cami yaptırıyor Bu kadınlar güne değil hayra gidiyor. Denizli'nin Pamukkale ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'ne yaptırılacak cami için mahallede oturan kadınlar saç böreğinin satışlarından elde edilen gelirleriyle cami yaptırmak için yarışıyor. Haftada 2 gün mahalledeki bir evin bahçesinde bir araya gelen 15-20 kadın hayırseverlerin bağışladıkları, un, ıspanak, peynir, çökelek ve sıvı yağı kullanarak saç böreği yapım işinde ücretsiz çalışıyor. Yapılan saç börekleri tanesi 2 liradan esnafa ve mahalle sakinlerine satılıyor. Elde edilen gelirin tamamı yıkılmaya yüz tutmuş Ayanlık caminin yeniden yapımı için bağışlanıyor. Gönüllü kadınlardan Filiz Basmacı, börek yapmaya sabah erkenden altı da kalkıp geldiklerini ifade ederken, Kezban Keskinsay da yağmur çamur dinlemeden ücretsiz gönüllü çalıştıklarını söyledi. Kendisiyle beraber 15-20 kadının gönüllü çalıştığını belirten Havva Çoban da "Sabah namazını kılıp başlıyoruz. 1 aydır salı cuma çalışıyoruz. Günde en az 300 börek yapıyoruz." dedi. Cami imamı eşi Sündüz İlal ise kadınlar olarak bu işe gönül ver- diklerini söylüyor. İlal, "Hayırseverlerin de desteğini bekliyoruz. Malzemesini de hayırseverler veriyor. Şimdiye kadar 5 bin lira toplandı. Bayanlar içinde bir yarış var. Herkes sıra bekliyor. 'Birazda ben yapayım' diyorlar. Herkes birazda benim emeğim olsun diye çalışıyor." diye konuştu. Ayanlık Cami Dernek Başkanı Gürbüz Baysal da 48 yıl önce 100 kişilik olarak yapılan caminin mahalledeki nüfusun artmasından sonra cemaate yetmediğini bu yüzden eskiyen camiyi yıkıp genişleterek yeniden yapmaya karar verdiklerini belirtti. Baysal, "Bu kararı bayanlar duymuşlar. 'Bizde nasıl katkı yapabiliriz?' diye düşünmüşler kendi aralarında karar almışlar 'saç gözlemesi yapalım' demişler. Salı ve Cuma günleri 250-300 tane börek yapıyorlar. Bizde gelen gidenlere satıyoruz. Yağmur yağdığında bile erteletmiyorlar. Büyük uğraş içindeler." şeklinde konuştu. Böreklerin imece usulü hazırlanıp satıl- Sağlık Bakanlığı’ndan 4 ruhsatlı Talasemi Merkezi’nden birisi Denizli’de Denizli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Osman Acar, Denizli Devlet Hastanesi Talasemi Tanı ve Tedavi Merkezi’nin, Sağlık Bakanlığı ruhsatlı 4 merkezden biri olduğunu ve şu an 88 kayıtlı hastanın takip ve tedavisinin yaptığını söyledi. Acar, Denizli İl Sağlık Müdürü Dr. Mahmut Tekin ve Denizli İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. İbrahim Demirciler ile birlikte Denizli Devlet Hastanesi Talasemi Merkezi’ni ziyaret etti. Z iyarette konuşan Genel Sekreter Acar, “Dünyada 270 milyon talasemi taşıyıcısı bulunmakta ve her yıl yaklaşık 300 bin hasta talasemi oluyor. Birçok insanı etkileyen talasemiye dikkati çekmek ve hastalık hakkında farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 8 Mayıs günü Dünya Sağlık Örgütü tarafından 'Dünya Talasemi Günü' olarak ele alınmakta. Biz de bu gün dolayısıyla Denizli Devlet Hastanesi Talasemi Tanı ve Tedavi Merkezimizde tedavi gören talasemi hastalarımızı ziyaret etmek istedik.” dedi. Hastanede ortalama bir hasta ayda 2 defa seans aldığını belirten Acar, “18 yaş altı olan ve Çocuk Hematoloji Bölümü’nün takibinde olan hastalarda 946 seans, 18 yaş üstü olup Dahiliye Bölümü takibindeki erişkin hastalarda ise 577 seans ve çocuk hastalıkları bölümünün takibinde olan hastalarda 56 seans olmak üzere Merkezimize kayıtlı 88 hastaya toplam bin 589 seans kan transfüzyonu yapılmıştır. Hastalarımızın 7 tanesi Burdur, Afyon, İzmir gibi diğer illerden Merkezimize başvurmuştur. Ayrıca Merkeze kayıtlı hastalarımızın, yıllık olarak düzenli bir şekilde diğer branşlarda da takipleri yapılıyor.” diye konuştu. (CİHAN) dığını belirten Dernek Başkanı Baysal, "Biri çökelek biri sıvı yağı biri ıspanak getiriyor. Hep toplamayla oluyor. Camiyi tamamlamak için 750 bin liraya ihtiyaç var. Bu bayanların bir teşvikidir. Bunu örnek alan diğer vatandaşlarda inşallah 'biz ne yapabiliriz?' diye düşünür. 450 metrekarelik cami yapmayı düşünüyoruz. Buda 750 bin kişiye hitap eder. Şu anda normal günlerde camimiz zaten almıyor bilhassa Cuma günleri dini bayramlarca bahçelerde kılınıyor." ifadelerini kullandı. Ayanlık Cami Dernek Başkan Yardımcısı Celal Yolcu ise caminin yapılabilmesi için hayırseverlerden destek beklediklerini ifade etti. (CİHAN) Firmamızın üretim departmanında çalıştırılmak üzere vasıflı/vasıfsız işçiler alınacaktır. Can Meşrubat Ltd Şti. Hasan Cihan Telefon -(0258)421 64 10 0 - 533 -541 6428 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 13 17Mayıs Şubat2014 2013Salı Perşembe Siyasetin bir yöntemi de "rakipleri öfkelendirmek" midir? Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Hepimiz öfkeleniriz ama siyasetçileri farklı şeyler öfkelendirir. Mesela 1974'teki CHP- MSP koalisyonunda Ecevit'in ortağı olan Erbakan, onu öfkelendirmek için "Biz Kıbrıs'ın tamamını alacaktık, Ecevit yarıda durdu" söylemini seçmişti. Bu öfke ile Ecevit koalisyonu bozdu... Turgut Özal Cumhurbaşkanıyken toplanacak Karadeniz İşbirliği Zirvesi'nin sabahında Devlet Bakanı Cavit Çağlar, Başbakan Süleyman Demirel'e "Özal'ı delirteyim mi" diye sordu. Demirel "Bildiğin gibi yap" diye izin verince de Zirve'ye katılmak üzere olan Cumhurbaşkanı Özal'ın yanına gitti. Ona "Sizin bu Zirve'de imza yetkiniz" yok dedi. Özal çok öfkelendi. Kapıdan geri döndü ve kıyıdaki motora binip, oradan ayrıldı. Mimarı olduğu Karadeniz Ekonomik Örgütü de hayata eksikli başladı. Şimdi de "Başbakan Erdoğan'ı nasıl öfkelendirebiliriz" içerikli bir arayış var siyasetin gündeminde... BİRİKTİRİLMİŞ ÖFKE Danıştay'ın kuruluş yıldönümü toplantısında Erdoğan'ın Metin Feyzioğlu'na yönlendirdiği öfke galiba bir nevi "Biriktirilmiş öfke"ydi... Daha önce Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü toplantısında Haşim Kılıç'a o anda yönlendiremediği öfke ile Feyzioğlu'nun yersiz sözlerine karşı duyduğu öfke bir- leşmişti. Bu biriktirilmiş öfkenin dışa vurması da, çok sert oldu. Ancak Erdoğan'ı öfkelendirmeyi siyaset etmek sananların büyük bir yanılgısı var... Erdoğan'ın bu gibi durumlarda sergilediği öfke, onu seçmen katında güçlü kılıyor. Gezi Parkı Kalkışması ertesinde bu öfkesini hemen görkemli bir meydan mitingine taşımış ve tabanını konsolide etmişti. Gülen Örgütü'nün eylemlerine karşı seslendirdiği öfke ile de Yerel Seçim kampanyasını sürdürmüş ve sonuç zafer olmuştu. Özetle Erdoğan'ı sinirlendirip gerginlik yaratmak, siyaseten bunu yapanları vuruyor. Bu gerginliği Erdoğan yönetiyor sonunda... Bu noktada Sayın okurum Remzi Türk'ün "Yenilgiyi kabullenmeyen ve saldırganlaşan bir kesim"in davranışları sonucu gösterilen öfkeli tepkilerle orta- mın gerginleşmesine ilişkin şu gözlemini de aktarmalıyım: "- ...Ancak, ülkenin gergin hali kimin işine yarıyor ona bakmak lazım. Hükümet kontrol edilebilir gerginlik politikasını bilerek yürütüyor ve her seferinde kârlı çıkıyor. Korkunç olan, ya kontrolü kaybederse, memleket nereye sürüklenir. Örnekleri var, yaşadığımız coğrafyaya bakın..." Kısacası seçmene projeler ve bir vizyon sunarak iktidar alternatifi olmak yerine Başbakan Erdoğan'ı öfkelendirmeyi daha kolay bulanların bu yetersizliğine karşı yeni bir strateji aramak şarttır... Başbakan Erdoğan arkasındaki halk desteği yanında "Seçilmişlik"ten kaynaklanan meşruiyetine dayanan ağırlığı ile de "Kontrol edilebilir sakinleşme"yi sağlayarak, yetersiz muhalefeti herhalde daha kolay etkisiz kılabilir. 12.05.2014 Aile ve çocuk üzerine! Abdurrahman DLPAK YENİ AKİT GAZETESİ Geçen gün yeni Aile Bakanı ile tanıştık İstanbul’da, yazarlarla yapılan bir yemekli toplantıda.. Toplantının gayesi, çocuklara yönelik şiddet ve istismara karşı toplumsal duyarlılığı artırmak.. Artırılmış bir hassasiyet, umuda baskın çıkan bir korkuya dönüşüyorsa, o da ciddi bir tehlikeye dönüşebilir diye endişeleniyorum.. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmanın sebeb olduğu sorunlara benzer bir sorunla karşılaşabiliriz.. Bir de hassasiyet bazan alerji ve kontrol dışı tepkilere sebeb olabilir. O hassasiyet, bilgi ve sorumluluk duygusu ile desteklenmiyorsa, uyarıcılara karşı protest reaktif bir öfkeye dönüşebilir.. Her şey ne çok iyi, ne çok kötü. Gelişmeler doğru yönde, ileri doğru gelişiyor, toplamda, ama geri kaldığımız yerler de yok değil. Her zaman korku ile umut arasında bir yerde durmalıyız. Havf ve reca dengesini korumak önemli.. İki günümüz birbirine eş olmaması gerektiğine göre, hep doğru yönde ve ileri doğru yürüyüşümüzü sürdürmemiz gerekiyor.. Bu iş tek başına hükümetin işi değil. STK, media, okul, mabed, yerel yönetimler herkes işin içinde olmalı.. Aile asıl sorunlu ve sorumlu kesin bu işte.. Önce zihinsel bir arınmaya ihtiyacımız var.. Nereden gelip nereye gidiyoruz. Tarih ve gelecek tasavvuru. Bugün neredeyiz ve önceliklerimiz ne olmalı.. Bu yöneylem stratejisini belirlerken, inanç, tarih, kültür ve gelenekten ne ölçüde, nasıl yararlanacağız ve dayanmamız gereken kavramlar ve kurumlar neler. Batı normları, kavram ve kurumları ile kendimizi tanımlayamayız ve bu iş bir toplum mühendisliği projesine de dönüşmemeli kuşkusuz.. İhtimal, maliyet ve riskler iyi analiz edilmeli, sosyal metrik sistemler kurulmalı, araştırma, izleme, değerlendirme, derecelendirme ve eylem grubları oluşturulmalı. Üniversiteler bir şekilde işe dahil edilmeli.. Sorun o kadar çok ki, uyuşturucudan tutun da cinsel istismara, sosyal media bağımlılığına, şiddet sarmalına kadar.. Konu bir yanı ile sağlık, bir yanı ile güvenlik, bir yanı ile eğitim, bir yanı ile dini hayat ve din algısı sorunu.. Sedat Laçiner Star’da geçen gün “Yükselen Şiddet ve Yeni Değerler”i yazdı.. Bizim gazeteler, televizyonlar, Türkiye’yi sanki cinayetler ülkesi gibi gösteriyor, ama dünyada da durum hiç de sanıldığı gibi değil.. Her yıl dünyada 500.000’den fazla insan cinayete kurban gidiyormuş. Yani, her gün 1.300’den fazla insan öldürülüyor. Sadece ABD’de yılda 16.500, günde ise 45 kişi öldürülüyormuş. Nüfusa vurulursa, Türkiye’de de her gün 12 kişinin öldürülmesi gerek.. Örnek aldığımız batının en fazla sosyal refaha sahip ülkelerinin başında gelen İskandinav ülkelerinde annebaba ve 3 çocuklu bir ailede bile en az bir kişi en az bir kez intihara teşebbüs etmiş, beş kişilik bir ailede bir kişi alkolik ya da uyuşturucu kullanıyor. Beş kişilik bir ailede bir kişi homoseksüel, lezbiyen, biseksüel, ya da ensest ilişki içinde.. Beş kişiden bir kişi psikolojik destek almadan kendini yönetemiyor. Beş kişiden bir kişi, anneden kaynaklanan beslenme ve davranış sorunları ya da doğum sonrası süreçte yaşadıkları sebebi ile psikolojik ya da fiziki şiddet ya da baskıya maruz kalmış ve bedeni ya da ruhi sorunlar yaşıyor.. Artık evlenmiyorlar, sadece birlikte yaşıyorlar. Hiçbir şeye inanmıyorlar.. Ateist de değiller, Agnostik.. Hedonist.. Çocuk yapmıyorlar ya da çocukları ile birlikte de yaşamıyorlar.. Evlenenler evliliklerini sürdüremiyor ya da devam eden evliliklerde mutluluk katsayısı çok düşük.. BATI TOPLUMU intihar eden bir toplum! Kendi cehennemlerine odun taşıyorlar.. Yazık! Bizim medeniyetimizde birey de, toplum da hakettiği yerde durur ve arada AİLE vardır. Aile, birey ve toplumun buluşma noktasıdır. Kozmik bir derinliğe sahiptir.. Biz, ailede birey olur, ailede toplumsallaşırız.. Bizde geleneksel kesim, kırsal kesim bir alem.. Dindarlar da 62 parça.. Solu, Alevisi, Levanteni, laikleri hepsi ayrı bir alem.. Aile de, çocuk da bu belirsizlik ortamında bana kalırsa tehdit altında.. Bir de ne idüğü belirsiz kalabalıklar var.. Kriminal vakalar var.. Çocukları dilendirenler ya da örgüt militanı, kurye yapanlar var! Çocuk işçiler; fuhşa, uyuşturucu bataklığına saplanan çocuklar.. Övünmeye-dövünmeye gerek yok.. Durum belli.. Daha fazla yasa değil, varolan yasaların uygulanması gerek, tabii yanlış ve eksikleri de tamamlanmış, ama her şeyin sadece yasa çıkarmakla düzelmeyeceğini de bilmemiz gerek.. Yasalar önce önümüze engel koymasın. Sonra da yanlış yapanı cezalandırsın.. Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır. Bu bir. İki; yapılacak işlerin efradına cami, ağyarına mani olması gerek.. Bir de kaybolan çocukların kazanılmasında Malcolm X’in hayatı, ya da Kanum sultanlığının kurulmasında öncü bir rol oynayan Rabih’in hayatı bizim için örnek olamaz mı? Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi bizim önerimiz olmamalı. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Bizim katlanmak zorunda olduğumuz güçlükler, elde ettiğimiz tecrübe ve kazanımlar bizden sonrakiler için, diğer ülkeler ve halklar için baht kaynağı olsun. Selâm ve dua ile.. 12.05.2014 “Başkanlık Sistemi” Türk ekonomisini uçuracak... Yigit BULUT STAR GAZETESİ Amerika’daki konferanslarımız sırasında yemekte konuştuğumuz Senatör dostumuz aynen şöyle dedi; “bu anlattıklarınız içinde en önemli detay ‘political stability” yani politik istikrar ve güçlü lidere olan güven”! Sevgili dostlar, ekonomide atılan adımların tabanında gerçekten “politik istikrar” yatıyor ve bu gerçek yurtdışından bakanlar açısından da net olarak görülüyor...Aynı konuşma içinde söz “gelecek 10 yıla gelince” kaldığım yerden devam ettim ve 20132023 arasında 830 milyar doların nasıl 2,250 trilyon dolar olacağını temellendirmeye başladım, dostumuz yine devreye girdi ve şunu söyledi; bu anlattıklarınız ekonomik denklemler açısından doğru fakat “politik istikrarı” garantiye almalı ve bir üst seviyeye taşımalısınız... Siyasi bagajlarını, duygularını ve taraflı çıkarımlarını karıştırmayan herkes çok rahat görebiliyor; Türkiye’nin geçmiş 12 yılda Erdoğan’ın bireysel katma değeri ile kurguladığı “sağlamlığı” SİSTEMSEL hale getirmesi ve özellikle Türkiye’ye akacak yatırıma şu mesajı vermesi lazım; artık sistem “bir üst seviyeye geçti” ve İSTİKRAR geçmiş 12 yıl gibi gelecektede KALICI olacak! Bu noktada soralım; peki bu nasıl olacak? Cevap aslında hem çok açık hem de yukarıda gizli; BAŞKANLIK SİSTEMİ gereken mesajı verecek ve eskiye dönülmeyeceğine güven duyan para Türkiye’ye akacak... Sevgili dostlar, birkaç satırda anlattığım “modeli” uzun süredir savunan biri olarak bugün daha açık ve kesin olarak diyorum ki; Türkiye gelecek aynen geçmiş 10 yıl gibi gelecek 10 yılda ekonomik olarak 3’e katlanacaksa, her değer yeniden tanımlanacaksa ve en önemlisi her vatandaşın varlığı buna denk olarak en az 3 katına çıkacaksa; BAŞKANLIK SİSTEMİ OLMAZSA OLMAZ ilk şarttır... Sonuç: Türkiye Başkanlık Sistemine geçerse, ekonomik analizleri son 10 yılda gerçekleşen biri olarak diyorum ki; neyiniz varsa tam olarak en az 3’e katlanacak...Türkiye’ye para girişi patlayacak ve bütün değerler yeniden tanımlanacak. Kazandığınız para, evinizin değeri, varlıklarımızı değerleyen denklemler ve birçok sebep-sonuç ilişkisi inanılmaz noktalara gelecek...Hatta size daha iddialı bir cümle ile veda edeyim, bu yazıyı kesin saklayın; Türkiye Başkanlık sistemine geçer-yarı başkanlığı dönüştürebilir-Siyasi istikrarı geri dönüşmeyecek bir noktaya taşırsa; 2023’te İMKB-100 endeksi 400,000 üzerinde olacak...Ekonomisi uçan, hakça bölüşen, halkın Türkiye’nin değerlerine sahip olduğu bir ülke istiyorsanız, sizler de BAŞKANLIK için vargücünüzle çabalayın! Son söz: Başkanlık Sistemi “Organik Türkiye’ye” tam geçişi sağlayacak...Nasıl mı ? İlk defa Başkanlık Sistemini sorgulamaya başladığımda Rus tarihinden alıntılar yapmış ve Petro’nun “İnorganik Rusya’yı kurgulamasını” ve en önemlisi “Hizmet Devleti” kavramını nasıl yıktığını analiz etmeye çalışmıştım...Rus düşünürlerden yaptığım alıntılarda konu çok açıktı; “Avrupalı olma sevdasıyla Rusya’ya neşter vuran Petro, Cengiz Han’ın o topraklar üzerinde bıraktığı en önemli miras olan ‘hizmet devleti’ kavramını yıktı ve vatandaşların etnik, dini, sosyal ayrışmadan bağımsız değerlendirilmesi dinamiğini ortadan kaldırdı”! Bu noktada şu soruyu soralım; Rusya için yapılan çıkarım Osmanlı-Türkiye geçişi içinde yapılabilir mi? Daha açık soralım; Başkanlık olmadan tam geçiş sağlanabilir mi? Petro sonrası Rusya’yı içine çeken “Avrupa hayranlığı” tuzağı ile Osmanlı’nın 1850’lerden itibaren içine gömüldüğü BATILILAŞMA tuzağı aynı “yerden pompalanan” ve aynı amaca hizmet eden tezlerdir. “Türkiye Cumhuriyeti, ilk yıllardaki atılıma rağmen, özellikle İngiliz-Alman oyunlarıyla” köklerinden koparılarak “topraktan saksıya” taşınmıştır. Bu 1920’lere özgü bir gerçek değildir, bu “KOPARMA” süreci 1850’lerden başlamış ve BATI hayranı “entelijansiya ve burjuvazi” kurgulama süreci şekillendirilmiştir.1960-1980 ve diğerleri, “Batı hayranı kalması gereken” Türkiye’nin “kökleri ile buluşmaması” için özellikle İngilizler tarafından tahrik edilmiş, 1980 sonrası tanımlanan “iç tehdit” kavramında Türk insanının “dini ve etnik çeşitliliği” en büyük düşman olarak “Devlet tarafından” tanımlanmıştır! Milli Güvenlik Safsatası altında çocuğunu kışlada göremeyen “başörtülü annemiz” o anlayışa göre ciddi bir “iç irtica tehlikesi” olarak algılatılmış ve Osmanlı-Din-Halife-Etnik Köken gibi kavramlar “öcü” haline getirilmiştir. Erdoğan’ın en büyük başarısı bu “oyunu görmesi” ve “İNORGANİK Türkiye’yi saksıdan çıkararak ORGANİK hale getirme” yolunda attığı kararlı adımlardır. BAŞKANLIK “ORGANİK TÜRKİYE’ye” geçişin son adımıdır ve mutlaka ama mutlaka atılmalıdır ! Kopartıldığımız toprağa dönmeliyiz ve ÖZÜMÜZÜ kazanana, köklerimizi salana kadar bu yolda her adımı atmalıyız! Çok yol aldık ve tek bir adım kaldı; BAŞKANLIK SİSTEMİ’ne geçiş ! Haydi Türkiye ÖZÜNE, Toprağına DÖN! 12.05.2014 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> ACİL TELEFONLAR İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka 4 Evka 1 Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe 110 372 58 74 225 49 99 388 10 03 386 17 86 487 13 61 237 13 07 433 65 59 376 73 23 278 76 02 351 09 04 452 24 77 251 00 44 250 86 40 238 35 97 234 25 34 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 13 17 Mayıs Şubat 2014 2013 Salı Perşembe Kara Kuvvetleri'nde siyah bot devri kapanıyor Kara Kuvvetleri Komutanlığı İkmal Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında yaklaşık 1 yıl süren Ar-Ge çalışması sonucunda geliştirilen nanoteknoloji ürünü askeri kamuflajla uyumlu haki renkli bot, deneme sürecine alındı. Askeri personelin görev ve eğitim sırasında giydiği kıyafetten, tükettiği yiyeceğe, içeceğe, kullandığı araç gereçlere kadar pek çok malzeme üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten, İkmal Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı, suya dayanıklı, antibakteriyel özellikte bot üretti. İkmal Maliye Okulu Muharebe Laboratuvarı Destek Grup Başkanı İkmal Yarbay Tamer Gökdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kara Kuvvetleri Komutanlığını geliştirme amacıyla üniversite ve şirketlerin Ar-Ge birimleriyle koordineli çalıştıklarını, yabancı ordularda kullanılan malzemeleri incelediklerini aktardı. "Askerin yediği yemek, giydiği kıyafet, barındığı çadır ve yürütülen eğitim faaliyetlerini daha ileriye taşımak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz" diyen Yarbay Gökdemir, İkmal Maliye Okulu'nda mevcut sahra ünitelerinin modernizasyonu kapsamında, modern dünya ordularında olduğu gibi konteynere monte yeni nesil sahra ünitelerinin tasarım ve kullanım çalışmalarının da tamamlandığını, tedarik planlarına alındığını ifade etti. Bunun gibi pek çok yeniliğe imza atıldığını dile getiren Tamer Gökdemir, şöyle dedi: "Gelişen teknolojinin ışığında Kara Kuvvetleri'nin kullandığı botlarda da ciddi atılım yapmaktayız. Halen kullandığımız ayakkabı, gore-tex astarlı bir bot. Bu botun özelliği soğuk iklim koşullarına uyumlu olmasıdır. Gelişen teknolojiyle beraber botların hava alma ve teri dışarı verme konusunda gelişmeler oldu. Bununla uyumlu bir bot geliştirdik. Bu bot dışarıya hava verebiliyor, hiçbir şekilde suyu almıyor, antibakteriyel özelliği, kaymama özelliği var. Yumuşak ve burnunda düşmelere karşı ayak parmaklarını koruyan bir sistem var. Topuk kısmında da destek sistemi var. Personel arazide gezerken gayet rahat şekilde, dört mevsim, dünyanın en iyi botunu giyerek dolaşabiliyor." İlk etapta deneme amaçlı 50 bin çift bot üretildiğini ve birliklerde kullanılmaya başlandığını ifade eden Gökdemir, geri bildirimler alındıktan sonra kullanımına devam edilip edilmeyeceğine karar verileceğini ya da öneriler doğrultusunda ayakkabının son şeklini alacağını belirtti. Renk seçimi, Türkiye coğrafyası dikkate alınarak dizayn edilen nanoteknoloji ürünün, kamuflajla uyumlu olarak yapıldığını anlatan Yarbay Gökdemir, "Doğada siyah renk aslında yoktur. Doğadaki renklerin içinde üzerimizdeki kamuflajı incelerseniz kahverengi, bej ve yeşil renkleri var. Bu Yaklaşık bir yıl süren Ar-Ge çalışmasının ardından üretilen nanoteknoloji ürünü haki renkli bot, deneme sürecine alındı. İlk etapta 50 bin çift üretilerek birliklere dağıtılan botun, geri bildirimler alındıktan sonra kullanımına devam edilip edilmeyeceğine karar verilecek renklere en yakın, uyum sağlayacak haki renk olduğunu yaptığımız çalışmalar sonucunda belirledik" diye konuştu. Gökdemir, deri olması nedeniyle haki renkli botun da boyaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Başka ülkelerdeki ordularda da benzer renk bot kullanıldığını ifade eden Gökdemir, Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı tüm birliklerde bu renkte bot kullanımına geçilmesinin planlandığını kaydetti. (AA) HASTANE TELEFONLARI -Devlet HastaneleriAliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 441 41 70 Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Türk Sağlık Sen: 149 bin hemşirenin sorunları çözüm bekliyor Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, 12 Mayıs Hemşireler Günü sebebiyle bir basın açıklaması yayımladı. Hemşirelerin sorunlarının çığ gibi büyüdüğünü belirten Doğruyol, bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini anlattı. Hemşirelerin özlük haklarının düzeltilmesini isteyen Doğruyol, "Türkiye’de görev yapan toplam 149 Bin hemşire arkadaşımız ne yazık ki sorunlar sarmalı içerisinde hizmet sunmak zorunda bırakılmışlardır. Ülkemizde Hemşire sayısının olması gerekenden çok daha az olması nedeniyle uzun çalışma süreleri ve sürekli nöbetler, Hemşirelerin ağır iş yüküne maruz kalmalarına, toplum ve aile içerisindeki diğer sosyal rol ve görevlerini yeteri derecede yerine ge- -Türk TelekomArıza Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma Posta Kodu Fono Tel Borç Ögrenme Çağrı -SinemalarAgora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel 121 11811 444 14 44 135 119 141 163 133 277 25 25 373 73 20 373 03 50 324 42 64 489 22 00 tirecek zaman ayıramamalarına neden olmaktadır. Ağır iş yükü ve aylık olarak çalışması gereken yasal süreye ek olarak aylık 60 saate kadar tutulan ekstra nöbetler, sağlık çalışanlarının ve Hemşirelerin bu gün en büyük sorunu halini almış, tükenmişlik sendromunun en büyük nedenidir. Zaten sayıları olması gereken sayının çok altında olan Hemşireler, bazı yandaş ve kayırmacı anlayışla, görev alanları dışında ve nöbet uygulamalarından muaf tutulan meslektaşlarının da ekstra iş ve nöbet yükünü üstlenmek durumunda kalmaktadırlar. Bunlara mobbing ve şiddet gibi çalışma hayatını zorlaştıran unsurlar da eklenince hemşirelerimizin tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kalmaları katmerlenerek artmaktadır. "dedi. Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center 277 48 00 278 87 87 446 90 40 425 01 25 386 58 88 712 07 13 343 83 15 381 64 61 347 58 25 489 88 85 445 87 76 252 56 66 832 14 11 483 75 11 277 11 00 Sağlık çalışanlarına yıpranma payı çok görüldüğü, döner sermayelerin arttırılması, adaletin sağlanması ve emekliliğe yansıtılması gibi uygulamaların beklenen seviyede gerçekleşmediğini savunan Doğruyol, "Tüm bu sıkıntılarla Mücadele etmek durumunda kalan sağlık çalışanları ve hemşireler, maaşını enflasyona ezdiren, hesap-kitap bilmez yandaş malum sendikanın eseri olan toplu sözleşme ile de mali haklarında ciddi bir kayıp yaşamaktadırlar. 2014 yılı için sadece 123 TL’lik maaş zammı, 2014 yılının ilk 4 ayının enflasyon oranının 4.96 olması, artan döviz kuru, ücretlerin döviz bazında yaklaşık yüzde 16 gibi bir erimeye maruz kaldığı ve toplu sözleşmede unutulan/unutturulan enflasyon farkı, bu yandaş sendikanın çalışanları enflasyon karşısında nasıl mağdur ettiğinin en büyük göstergesidir. " şeklinde konuştu. (CİHAN) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması -TiyatroKonak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn. İzmir Devlet Tiyat. Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi 483 91 00 483 21 91 422 53 10 381 50 98 421 42 61 483 50 35 369 14 87 445 89 41 343 04 33 446 77 95 441 09 02 Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskelelerKonak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 261 48 04 Eşrefpasa Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 13 17Mayıs Şubat2014 2013Salı Perşembe Dengesiz beslenme saç döküyor OMÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şentürk, "Tek yönlü beslenmelerde ve bilinçsiz yapılan diyetlerde saç, yaşam döngüsünde gerekli vitamin, mineral ve proteini yeterli düzeyde alamaz. Bunun sonucunda saçta zayıflama ve dökülme problemi yaşanır" dedi lerdeki gibi kelliğe gidecek kadar şiddetli olmadığını anlattı. D engesiz beslenme ve bilinçsiz yapılan diyetin, saç dökülmesine yol açabileceği bildirildi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Şentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beslenmenin saç gelişimi için önemli olduğunu söyledi. Saç dökülmesinin erkeklerde ve kadınlarda önemli bir problem olduğuna dikkati çeken Şentürk, şöyle devam etti: "Her gün belli miktarda saçın dökülmesi doğaldır. Bunlar doğal yaşam sürelerini tamamlamış ve dökülmeleri gereken saçlardır. Yerlerine yenileri çıkar. Günde 100 adete kadar saç kaybı normal kabul edilir ancak demir eksikliği anemisi ya da demir depolarının boşalması saç dökülmesine yol açabilir. Ayrıca dengesiz beslenme ve stres de saç dökülmesine neden olur." Beslenmenin saçlar için çok önemli olduğuna değinen Şentürk, "Tek yönlü beslenmelerde ve bilinçsiz yapılan diyetlerde saç, yaşam döngüsünde gerekli vitamin, mineral ve proteini yeterli düzeyde alamaz. Bunun sonucunda saçta zayıflama ve dökülme problemi yaşanır. Kilo verme veya ince kalma kaygısı ile yapılan diyetler, özellikle proteinden fakir diyetler saçlarımıza zarar verebilmekte" dedi. Yaşanan çeşitli sağlık sorunlarının da saç dökülmesine neden olabildiğini vurgulayan Şentürk, kadınlarda da erkeklerde olduğu gibi saç dökülmesinde genetik faktörlerin rol oynadığını ancak kadınlardaki saç dökülmesinin erkek- "Kadınlarda ön saç çizgisi genellikle korunur" Prof. Dr. Şentürk, kadınlarda tam saç dökülmesinin nadir görüldüğünü dile getirerek, şunları kaydetti: "Menopoz sonrasında veya androjenlerin kanda belirgin yükseldiği durumlarda, erkekte olduğu gibi alın ve tepedeki açılma belirginleşebilir. Kadınlarda ön saç çizgisi genellikle korunur. Erkekler, erkek tipi saç dökülmesini kabul edilebilir görürken bu durumu kabullenmek kadınlar için daha zordur. Saça dışarıdan uygulanan fön, perma, boya gibi işlemlerde saçlar kopup kırılabilir. Zamanla cansız, kuru ve mat görünüm alırlar ama saç kökleri bu işlemlerden zarar görmez. Şampuandan sonra krem kullanmayı, saç taranmasını kolaylaştırıp parlak görünmesini sağladığı için öneriyoruz." Şentürk, "Saç dökülmesini önlemeye yönelik eczanelerde de satılan bakım amaçlı ürünler saçların daha parlak ve bazen de daha hacimli görünmesini sağlayabilir ancak eğer gerçek bir saç dökülmesi probleminiz varsa bunu engelleyemez" ifadesini kullandı. (AA) Balık yağı hapı da fos çıktı O ttawa Üniversitesi Kalp Enstitüsü bilimadamlarından oluşan ekibin lideri Dr. Fodor, "Bu araştırma o yüzden yıllarca olduğu gibi kabul edilmiş. Ben, balık yağı kapsüllerinin insan sağlığı için bir yararı olduğuna inanmıyorum" Balık yağının tüm dünyada tanınmasına ve milyarlarca dolarlık bir pazar oluşmasına neden olan 1970’li yıllarda yapılan alanındaki ilk bilimsel araştırmanın bilimsel temellere oturmadığı iddia edildi. Bol balık yemenin ve balık yağının kalp rahatsızlıkları üzerindeki etkilerini araştıran bilim ekibinin çalışmalarının sonuçları, Kanada Kardiyoloji Dergisi’nde yayımlandı. Ottawa Üniversitesi Kalp Enstitüsü'nden bilimadamlarından oluşan ekibin lideri Dr. George Fodor, Danimarkalı bilimadamları Dr. H.O. Bang ve Dr. D.J. Dyerburg tarafından 1970’li yıllarda yapılan orijinal çalışmanın, bilinenden farklı olduğunu öne sürdü. Orijinal araştırmanın belgelerini tek tek incelediğini ve İnuit halkının kalp hastalıkları sıklığının hiçbir şekilde ölçülmediğine rastladıklarını belirten Fodor, "Eski araştırmacılar, Grönland halk sağlığı kayıtlarına ve kulaktan dolma bilgilere dayanmış. Görüştükleri yerel halk kalp hastalıklarının çok nadir olduğunu söylemiş. Haliyle bu veriler bilimsel olmaktan uzak ve çok zayıftır" dedi. Dr. Fodor, 70’li yılların Grönland’ında, zor ve çetin doğa şartları yüzünden birçok kişinin doktor veya sağlık merkezine ya erişemediğini ya da erişimin sınırlı olduğunu, bu nedenle sağlık kayıtlarının da az ya da hiç olmadığını hatırlattı. Yaptıkları çalışmada İnuit halkının kalp hastalığı oranlarının, İnuit dışındakilerle benzer, kalp krizinden ölenlerin oranının ise çok yüksek olduğunu dile getiren Fodor, çalışmada ayrıca Grönland İnuitlerinin genel ölüm oranlarının bölge dışındakilerden iki kat yüksekliğini de saptadıklarını kaydetti. Çoğu araştırmacının, orijinal çalışmanın sonuçlarını okumadığını ileri süren Dr. George Fodor, “Bu araştırma o yüzden yıllarca olduğu gibi kabul edilmiş. Ben balık yağı kapsüllerinin insan sağlığı için bir yararı olduğuna inanmıyorum. İnsanlar balık yağı kapsüllerinin kalp hastalıklarını önlemede yardımcı olmadığını bilmeli" dedi. Dünya kamuoyu 1970’lerde, Danimarkalı doktorların araştırması sonucu, Grönland’da yaşayan İnuit halkının, çok fazla balina ve fok eti yemeleri ve bunların omega3 yağ asitleri açısından zenginliği dolayısıyla kalp hastalıkları oranlarının düşük olduğu fikri ile tanışmıştı. (AA) Şeker hastalığının kontrolü ayak kesilmesini önleyebilir K LİMİK Diyabetik Ayak Çalışma Grubu Üyesi Doç.Dr. Ertuğrul, "Şeker hastalığını iyi kontrol edebilirsek, hastalar ayak muayenelerini düzenli olarak yaptırır ve ayaklarını korurlarsa, ayak kesilmelerinin yüzde 80'inin önüne geçebiliriz" dedi Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Diyabetik Ayak Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Bülent Ertuğrul, "Şeker hastalığını iyi kontrol edebilirsek, hastalar ayak muayenelerini düzenli olarak yaptırır ve ayaklarını korurlarsa, ayak kesilmelerinin yüzde 80'inin önüne geçebiliriz" dedi. Ertuğrul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, diyabet hastalarının yüzde 25'inde ayak probleminin olduğunu söyledi. Bu problemi yaşayanların yarısında enfeksiyon olduğunu ve ülkede yaklaşık 500- 600 bin kişinin sokakta ayağında enfeksiyonla dolaştığını ifade eden Ertuğrul, diyabetik ayak enfeksiyonu bulunan hastaların sahipsiz olduğunu kaydetti. Ertuğrul, "Şeker hastalarının ayakları iyileşmez, mutlaka kesilmeli" şeklinde yanlış bir algının bulunduğuna vurgu yaparak, "Bunu da değiştirmek gerekiyor. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre yılda 16 bin kişi şekerden dolayı ayağını kaybediyor. Şeker hastalığını iyi kontrol edebilirsek, hastalar ayak muayenelerini düzenli olarak yaptırır ve ayaklarını korurlarsa, ayak kesilmelerinin yüzde 80'inin önüne geçebiliriz" şeklinde konuştu. Ayağın vücut için çok önemli bir fonksiyonu bulunduğuna dikkati çeken Ertuğrul, yapılan çalışmalar sonucu ayağını kaybeden şeker hastalarının yarısının kısa süre içinde hayatını kaybettiğinin belirlendiğini söyledi. Ertuğrul, ayağı kesilen hastanın bakıma muhtaç hale geldiğini ve vücudunun hareket etmemeye başladığını anlatarak, diyabetik ayağın tek bir tıp branşıyla tedavi edilebilen bir hastalık olmadığını, bunun ortopedist, plastik cerrah, endokrinolog ve aile hekimlerini de ilgilendirdiğini kaydetti. KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül de Türkiye'de obezite ve nüfusun yaşlanmasıyla diyabetli sayısının her geçen gün arttığını dile getirerek, şu an tanısı konulmuş 7 milyon şeker hastasının bulunduğunu vurguladı. Diyabet hastası olduğunu bilmeden yaşamına devam eden 7 milyon kişinin olduğunu belirten Ergönül, bu hastaların yüzde 25’inin ayak problemi yaşadığını söyledi. Ergönül, Türkiye'de ilk defa 12 derneğin katkılarıyla Sağlık Bakanlığı'nca "Ulusal Diyabetik Ayak Rehberi" hazırlandığını anlatarak, "Hekimlere yol gösterecek olan rehber, Sağlık Bakanlığı'nca tüm hastanelere dağıtılacak. Diyabetik ayakla ilgili ülkemizde yayınlanmış bir rehber yoktu. Bu rehber yayınlandığında hekimlere yönelik olarak diyabetik ayak yara ve enfeksiyonlarına yaklaşım, tanı, tedavi ve ayak yaralarından korunmayı içeren bir kılavuz olacak, standart bir yaklaşım sağlayabilecektir. Belki de pek çok ayak kesilmekten kurtulacak" diye konuştu. (AA) Çocuk gelişiminde hem protein hem kalsiyum! Ç ocuk Sağlığı Uzmanı Dr. Dicle İnanç, çocuklarda protein ve kalsiyum eksikliğinin sık tekrarlayan ishallerden zeka gelişimine kadar pek çok sağlık sorununa neden olabildiğini söyledi. İnanç, ileriki dönemlerde de yaşam kalitesini ve sağlığını bozabilecek bu eksikliklere karşı erken yaşlarda önlem alınması gerektiğine dikkat çekti Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Dicle İnanç, kemik yapısı için en önemli mineral olan kalsiyumun, çocuk gelişiminin temel yapı taşlarından biri olduğunu belirtti. İlk yıllarda anne sütüyle alınan kalsiyumun çocuklarda kemik gelişimini sağladığını ifade eden İnanç, “İleriki yaşlarda risk oluşturabilecek osteoporoz yani kemik erimesinden korumaktadır. Ergenlik öncesi dönemde çocukların kalsiyum gereksinimlerinin günde 800 mg olduğu düşünülmektedir. Bu ihtiyacı karşılamak için çocuklara erken dönemde en önemli kalsiyum kaynağı olan süt ve süt ürünlerinin olduğu beslenme alışkanlıklarının kazandırılması çok önemli.” diye konuştu. KEMİK SAĞLIĞI İÇİN ÇOCUK YAŞTA DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTE ŞART Çocukluk dönemindeki kemik sağlığının korunması için başta bebeklik dönemi olmak üzere yaşam boyu D vitamini alınması gerektiğini vurgulayan Dr. İnanç, şöyle devam etti: “Gebelerin D vitamini depolarının yeterli olması, özellikle 9 – 18 yaş gurubunda, hem kalsiyum alımının günde 150 gram düzeyinde olması hem de düzenli fiziksel aktivite yapılması gerekmektedir. Bu amaçla okul programlarında kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünleri ile beslenmenin vurgulanması ve spor derslerinde atlama, sıçrama, koşma, jimnastik hareketleri gibi aktivitelere daha fazla yer verilmesi gereklidir.” Çocukların büyümesinde proteinin çok önemli bir rolü bulunduğunu belirten İnanç, dengeli bir beslenmede, enerjinin yaklaşık yüzde 15’inin protein kaynaklı olması gerektiğini söyledi. Çocuklarda protein gereksiniminin erişkinlerdeki gibi olmadığını kaydeden inanç, “Sadece dokuların tamiri ve yeniden yapılanması için değil, vücudun büyümesi ve gelişmesi için de gereklidir. Proteinler, hücre büyümesi ve gelişmesinde, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, metabolizmanın çalışmasında, kas, kemik ve kan hücrelerinin oluşmasında da büyük öneme sahiptir.” şeklinde konuştu. ÇOCUĞUNUZUN SIK SIK HASTALANMAMASI İÇİN KALİTELİ PROTEİN ALIMINA ÖZEN GÖSTERİN Protein yetersizliğinin en çok 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklarda görüldüğünü anlatan Çocuk Sağlığı Uzamanı İnanç, “Bu durumda büyüme durur, vücut ağırlığı azalmaya başlar. Vücudun direnci azaldığından hastalıklara yakalanma olasılığı artar. Hastalıklar uzun sürer ve ağır seyreder. Protein yetersizliği yalnızca alınan proteinin miktarıyla değil, kalitesiyle de ilgilidir. Yetişkinler düşük kaliteli bitkisel proteinle i- htiyaçlarını karşılayabilirler. Fakat çocuklar için mutlaka iyi kaliteli hayvansal protein gereklidir. 5 yaşına kadar beyin gelişiminin yüzde 90’ı tamamlandığı için bu dönemdeki enerji ve protein yetersizliği zekâ gelişimini de olumsuz yönde etkiler. Protein, kan hücreleri ve hemoglobin yapımı için gerekli olduğundan, protein yetersizliği kansızlığa da yol açabilir.” dedi. ÇOCUKLARIN GÜNLÜK ALMASI GEREKEN PROTEİNİ KARŞILAYAN BESİN MİKTARI Dr. İnanç, çocukların günlük protein ihtiyacını karşılamak için gerekli olan besinleri şöyle sıraladı: "1-3 yaş: 15-18 gr. protein ihtiyacı; 1 bardak süt veya yoğurt +1 kibrit kutusu kadar peynir +2 köfte kadar tavuk, et, balık ile sağlanabilir. 4-6 yaş: 20-25 gr. protein ihtiyacı; 1 bardak süt veya yoğurt +1 kibrit kutusu kadar peynir +3 köfte kadar tavuk, et, balık ile sağlanabilir. 7-9 yaş: 26-38 gr. protein ihtiyacı; 2 bardak süt veya yoğurt +2 kibrit kutusu kadar peynir +3-4 köfte kadar tavuk, et, balık ile sağlanabilir. 10-13 yaş kız çocuk: 39-45 gr. protein ihtiyacı; 2,5 bardak süt veya yoğurt +2 kibrit kutusu kadar peynir +3-4 köfte kadar tavuk, et, balık ile sağlanabilir. 10-13 yaş erkek çocuk: 39-60 gr. protein ihtiyacı, 3 bardak süt veya yoğurt +2 kibrit kutusu kadar peynir +3-4 köfte kadar tavuk, et, balık ile sağlanabilir." (CİHAN) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> İLK İMZAYI İNCE ATTI Güzelbahçe'de hastane yapılması için imza kampanyası başlatıldı. Belediyeye ait alanda hastane yapımına ilişkin çeşitli girişimlerde bulunan Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, bu kez Sağlık Bakanlığı'na iletmek üzere “Hastane için bir imza ver” adı altında imza kampanyası başlattı. Başkan İnce, Güzelbahçe'ye hastane yapılması için üç-dört yıldır çeşitli girişimlerinin olduğunu belirterek şunları söyledi: “CHP İzmir Milletvekilimiz sayın Rahmi Aşkın Türeli, eski ve yeni Sağlık Bakanlarına Güzelbahçemize tam teşekküllü bir hastane kurulması ile ilgili soru önergesi verdi. Türeli'nin soru önergesine verilen cevaba göre Sağlık Bakanlığı'nca yapılan sağlık yatırım planlamaları kapsamında Güzelbahçe’nin merkeze 10 km. mesafede olduğu ve sağlık hizmetlerini Konak bölgesinden aldığı belirtilerek, 'Güzelbahçe bölgesi için yataklı tedavi kurumu yatırımı mevcut planlamalarımız arasında yer almamaktadır' denmektedir. Halbuki Güzelbahçe ile Konak arasındaki mesafe söylendiği gibi 10 km. Değil, yaklaşık 25 Km.dir. En yakın sağlık kurumu olan eski Urla Devlet Hastanesi 11.2 Km'dir. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Narlıdere Semt Polikliniği 12.4 Km., Urla Devlet Hastanesi'nin yeni yeri 13.6 Km. Dokuz Eylül Hastanesi 15 Km., Seferihisar Necat Hepkon Devlet Hastanesi 21.7 Km. Yeşilyurt'taki Atatürk Eği- tim ve Araştırma Hastanesi 22.8 Km., Nevval Salih İşgören Alsancak Devlet Hastanesi 27.2 Km., Ege Üniversitesi Hastanesi ise 48.3 Km. uzaklıktadır. Ayrıca özellikle cumartesi ve pazar günleri trafiğin yoğun olduğu saatlerde en yakın hastaneye ulaşmak saatleri bulmaktadır. Pek çok acil hasta veya meydana gelen trafik kazalarında yaralanan hastalar hastaneye ulaşamadan yolda yaşamlarını yitirmektedir. Hastaneye zamanında ulaştırılamadığı için her yıl onlarca hasta yaşamını yitirmiştir. Günümüzde bir hastane için harcanacak milyonlarca liranın insan yaşamından daha kıymetli olduğunu kimse söyleyemez. Kaldıki; Güzelbahçe Belediyesi olarak imar planlarında sağlık tesis ilanı olarak belirlenen 16 bin metrekarelik yere hastane yapılmasını, gerekirse bu hastaneyi hayırsever vatandaşlarımızın katkısıyla yapacağımızı taahhüt ediyoruz. Sağlık Bakanlığı olarak sadece hastane için gerekli olan araç, gereç, teçhizat ve personelini istihdam etmesini talep ediyoruz. Bunun için Güzelbahçemizde bugünden itibaren bir imza kampanyası başlattık. Topladığımız imzaları Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu'na ileteceğiz.” Güzelbahçe Belediyesi'nin başlattığı imza kampanyasına ilk imzayı Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı Ednan Arslan ve meclis üyeleri attı. (HABER MERKEZİ) BOSTANLI’DA ‘İŞGAL’ SONA ERDİ Karşıyaka Belediyesi, ilçenin en önemli sorunları arasında yer alan kaldırım işgalleri ve işporta konusunda ilk ciddi adımı Bostanlı'da attı. İşletme sahipleri ile yapılan görüşmeler sonucunda, kaldırımların, vatandaşların geçişini engellemeyecek şekilde kullanılması kararı alındı. Uygulamayı yerinde inceleyen Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar "Sorunu diyalogla çözdük. Hem esnafı hem de vatandaşları mutlu edecek bir karar aldık. Bundan sonra işletmeler, kendileri için belirlenen sınırını aşmayacak. Karşıyakalılar da kaldırımlarda rahatça yürüyecek" dedi. UZLAŞI İLE ÇÖZÜLDÜ Hem esnafı hem de vatandaşları memnun edecek çalışmanın temeli, geçtiğimiz haftalarda atıldı. Yerel seçimlerin ardından ilk olarak Bostanlı'daki kafeterya ve restoran sahipleri ile toplantı yapan Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar, işgal sorununu çözmekte kararlı olduğunu ancak bunu cezai işlemlerle değil, uzlaşı ile yapmak istediğini söyledi. KONTROLLER SÜRECEK Bunun üzerine, bölgedeki yaklaşık 50 dükkan için esnaf temsilcileri belirlendi ve iç de- netim mekanizması oluşturuldu. Her işletmenin işgal sınırı tespit edildi ve dükkan sahiplerinden bu sınıra uymaları istendi. Uzlaşı sağlandı. İşgal sınırları kendilerine tebliğ edilen işletme sahipleri, masa ve sandalyelerini yürüyüş yolundan çekme kararı aldı. Uygulamanın kararlılıkla sürdürüleceği ve belediye zabıta ekiplerinin bu süreçte düzenli kontrolleri yapacağı da belirtildi. HEM ESNAF HEM VATANDAŞ MUTLU OLACAK Uygulamanın yapılacağı sokakları gezen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, sorunu yerinde inceledi. Hem esnafı hem de vatandaşları memnun edecek bir çalışma yaptıklarının altını çizen Akpınar "Yıllardan beri süren bir sıkıntı bu. Vatandaşlar kaldırımları daha rahat kullanmak istiyor. Esnaf da özellikle yaz aylarında masa ve sandalyeleri kaldırıma yayma düşüncesinde. Cezai işlem yapmamız kimseye bir şey kazandırmaz. Esnafı zorlamak yerine, işini kolaylaştıracak bir uzlaşı formülü geliştirdik. Hem esnafı hem de vatandaşları mutlu edebilecek formül bulduk. Kısa sürede her şey yoluna girecektir” dedi. (HABER MERKEZİ) SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Mayıs 2014 Salı 2013 Perşembe 14 GÜNCEL7137ubat KUŞ CENNETİ’NDE BÜYÜK TEMİZLİK Dünyada ve ülkemizde yaşanan çevre kirliliğine dikkat çekmek için Çiğli Belediyesi, Çiğli kıyılarında temizlik kampanyası başlattı. Kampanyaya katılan Başkan Arslan, "Doğa hepimizin ve hepimiz ona borçlu bir şekilde yaşıyoruz. Gelecek nesillere güzel ve temiz bir dünya bırakalım" dedi D ünyada ve ülkemizde yaşanan çevre kirliliğine dikkat çekmek için Çiğli Belediyesi, Çiğli kıyılarında temizlik kampanyası başlattı. Sasalı’da bulunan İzmir Kuş Cenneti ve Homa Dalyanı kıyıları, başta Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan olmak üzere, AB gönüllü grupları, meclis üyeleri ve vatandaşlardan oluşan 150 kişilik ekip tarafından pırıl pırıl yapıldı. Bir kısmı Çiğli’de bulunan Gediz Deltası içinde kalan İzmir Kuş Cenneti ve Homa Dalyanı kıyılarında, Başkan Hasan Arslan öncülüğünde temizlik kampanyası başlatıldı. Çiğli Belediyesi Avrupa Birliği Birimi tarafından, çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla başlatılan kampanyada yabancı öğrencilerin de bulunduğu AB gönüllü grupları, Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, Çiğli’deki gönüllüler ve vatandaşlar yer aldı. Çevre temizliği hareketinin başlangıç noktası İzmir Kuş Cenneti ziyaretçi merkezi oldu. Yurtdışından gelen öğrencilerin oluşturduğu MVP grubu, Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Avrupa Gönüllü Hizmeti Grubu ile Çiğli Belediyesi gönüllü takımı otobüslerle toplanma noktasına geldiler. Tüm gönüllüler önce Gediz Deltası hakkında detaylı bilgilendirildiler. Ardından aralarında Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ve eşi Ergül Arslan, başkan yardımcıları ile müdürlerin de yer aldığı ekipler, temizlik yapmak üzere İzmir Kuş Cenneti ve Homa Dalyanı kıyılarına geçtiler. Sahil boyunca çöp toplama seferberliğine girişen Başkan Hasan Arslan ve tüm ekipler, çöpten arındırılmış bir sahil manzarası görmek için canla başla çöp topladı. BİR KAMYON ÇÖP Çiğli Belediyesi’nin yeleklerini giyen ve eldiven takan gönüllüler yaklaşık iki saat boyunca kıyıları karış karış temizlediler. Kıyıdan en çok plastik su şişeleri, poşetler, balıkçı ağları, araba lastikleri çıkarıldı. Gönüllüler çöpleri toplarken hem eğlendiler, hem de doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirdikleri için kendilerini mutlu hissettiler. Çevre gönüllülerince bu çalışmalar sonucunda bir kamyonu çöp toplandı. BAŞKAN ARSLAN DA ÇÖP TOPLADI Çevre duyarlılığını her fırsatta vurgulayan Başkan Hasan Arslan da iki saat boyunca gönüllülerle birlikte kıyıdan çöp topladı. Sahiller ve çevre temizliği için sürdürülebilir bir çözüm arayışında olduklarını ve bu anlayışı her yıl bu türden organizasyonlarla gündeme taşımak istediklerini belirten Başkan Hasan Arslan, temizlik kampanyasının İzmir’in ve Çiğli’nin tanıtımı adına da önemli bir görev üstlendiğini belirtti. Başkan Arslan, ülkemizdeki çevre bilincinin herkese aşılanması için projenin önemli bir adım olduğunu işaret ederek, “Çevremizi temiz tutmalıyız. Kirliliğe karşı duyarsız kalmamamız gerekiyor. Doğa hepimizin ve hepimiz ona borçlu bir şekilde yaşıyoruz. Gelecek nesillere güzel ve temiz bir dünya bırakmalıyız. Yabancı ülkelerden gelen gönüllü arkadaşlarımızın duyarlılığı bizlere örnek olsun. Her yıl bu duyarlılığı göstereceğimiz aktiviteler düzenlemeliyiz. Buraya gelen herkese; özellikle yurtiçi ve yurtdışından gelen öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum” dedi. Temizlik çalışmasının ardından tüm gönüllü gruplarına teşekkür ederek plaket veren Başkan Hasan Arslan, gençlere basketbol topu hediye etti. (HABER MERKEZİ) BAYRAKLI’DA DİŞ SAĞLIĞINA BÜYÜK YATIRIM Bayraklı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü poliklinik, hasta nakil araçları ve engellilere verilen sağlık hizmetlerinin yanı sıra ağız ve diş sağlığında verdiği hizmetlerle de adından söz ettirmeye devam ediyor. Bu kapsamda Bayraklı Belediyesi’nce sağlığa yapılan yatırımlar sonucu diş ünitesi ve hekim sayısı 4’e çıkarıldı. Bayraklı Belediyesi, Adalet Mahallesi ve 75’nci Yıl Mahallelerinde bulunan diş ünitesi sayısını 4’e çıkardı. Adalet Mahallesi Sağlık Evi’nde iki, 75’nci Yıl Mahallesi Sağlık Evi’nde iki olmak üzere toplam dört diş ünitesi ve dört hekim vatandaşlara ücretsiz ağız sağlığı hizmeti veriyor. Bayraklı’da ikamet eden vatandaşlara ücretsiz olarak diş taşı temizliği, diş çekimi, dolgu ve ağız sağlığı muayeneleri hizmeti verilmeye devam ediliyor. Vatandaşların memnuniyeti doğrultusunda artan talebe yanıt verebilmek ve ücretsiz sağlık hizmeti sağlamak amacıyla ilçeye yatırımlarını sürdüren Bayraklı Belediyesi, bu çerçevede artırdığı diş ünitesi sayısı ile bir kez daha vatandaştan tam not aldı. Hafta içi her gün hizmet veren Sağlık Evleri’nde haftalık ortalama 250 ile 300 arasında vatandaş muayene ve tedavi ediliyor. Hizmetten yetişkinlerin dışında çocuklar da faydalanabiliyor. Diş hizmetlerinin yanında vatandaşlar ağız ve diş sağlığı ile ilgili soru ve sorunlarına da yanıt buluyor. Bayraklı'da 4 diş ve 4 dahiliye hekimi, 2 hasta nakil ambulansı ile hizmet veren Bayraklı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü'ne ilgi de her geçen gün artıyor. İlçede yaşayan birçok vatandaşın kolaylıkla ulaşabildiği ve ücretsiz muayene, tedavi gibi işlemlerin yapılabildiği sağlık evleri Bayraklı'da önemli ihtiyaca yanıt veriyor. Bayraklı Belediyesi'nin Adalet ve 75’inci Yıl Mahallelerinde bulunan iki sağlık evinde 2013 yılında toplam 41 bin 250 kişi muayene veya tedavi amacıyla müracaat ederken, bu sayısının bu yıl daha da artacağı tahmin ediliyor. Binlerce vatandaşa ulaştık Bugüne kadar binlerce vatandaşın ücretsiz ağız ve diş sağlığı hizmetlerinden faydalandıklarını dile getiren Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Bir hafta boyunca ortalama 250 ile 300 vatandaşın faydalandığı diş ünitemizin ve diş hekimimizin sayısını 4’e çıkardık. Diş sağlığı sadece dolgu ya da ağrı sürecinde hatırlanması gereken bir durum değil. O yüzden vatandaşlarımızın 75’inci Yıl ve Adalet Mahallesi Sağlık Evleri’nde muayene olmalarını tavsiye ederim. Ücretsiz verdiğimiz bu hizmetten tüm Bayraklı halkının yararlanması bizi mutlu eder” dedi. (HABER MERKEZİ) Konak’ta öncelik kentsel estetik Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, dağınık ve yetersiz durumdaki belediye hizmet binalarının yerine inşa etmeyi planladıkları yeni binanın hem mimarisiyle hem de işlevselliğiyle Konak’a yakışacağını belirtti. Proje çalışmalarına önümüzdeki günlerde başlanacak yeni bina sayesinde Basmane Meydanı’nın asıl hüviyetinin ortaya çıkacağını söyledi. Mimarlar Odası İzmir Şubesi yönetimi Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ı makamında ziyaret etti. Kent mimarisinin ve kentsel yenileme konularının masaya yatırıldığı buluşmada, Konak’ta öncelikli yapılması gerekenlerin neler olduğu tartışıldı. Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Topal, İzmir’de en fazla tescilli binaya sahip bölgenin Konak olduğunu belirterek, “Konak’ta yapılacak çok şey var. Önemli olan yaşam kalitesini yükseltebilmek. Daha planlı daha güvenli yaşam kalitesi yüksek bir kent için her zaman destek vermeye, katkıda bulunmaya hazırız” dedi. HER BÖLGEYE AYRI DOKUNUŞ Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise, Konak’ta her bölge için ayrı bir mimari dokunuşa ihtiyaç duyduğunu belirtti. “Konak’ın her santimetrekaresi ayrı bir çalışma ve özen gerektiriyor” diyen Başkan Pekdaş, yeni mimari düzenlemeleri hayata geçirerek, sadece Konak’ı değil İzmir’in kent merkezini de rahatlatmış olacaklarını dile getirdi. İlk adımı belediye olarak kendilerinin atacağını kaydeden Pekdaş, işe ilk olarak dağınık ve yetersiz durumdaki belediye hizmet binalarını yıkıp yerine yeni ve daha modern bir bina yapmakla başlayacaklarını söyledi. BÜTÜN BİRİMLER TEK ÇATI ALTINDA Mevcut iki hizmet binasının yerine yapılacak yeni bina sayesinde hem tüm belediye birimlerinin tek çatı altında toplanacağını, hem de Basmane Meydanı’ndaki kötü görüntünün bir nebzede olsa düzeleceğini ifade eden Pekdaş şöyle konuştu: “Göreve geldiğimizde yapacağımız ilk görevin ne olduğuna dair sorulara her zaman ‘önce mekanla başlamak lazım’ dedim ve tüm birimleri bir araya getirecek yeni bir belediye hizmet binasını çalışmalarına başladık. Düzenli bir bina olursa, Basmane Meydanı da asıl hüviyetiyle ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte, Kordon, Liman, Tren Garı ve Alsancak İskelesi’ni kapsayan bölge de tıpkı Kemeraltı, Basmane, Namazgah ve Agora gibi ayrı bir dokunuşu, özel ilgiyi hak ediyor.” (HABER MERKEZİ) SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 13 17Mayıs Şubat2014 2013Salı Perşembe İzmir'e iki Türkiye Şampiyonluğu’yla döndüler Yaşar Üniversitesi bayan voleybol ve erkek basketbol takımları, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Üniversiteler Ligi'nin (Ünilig) Konya'da düzenlenen final maçlarında, tüm rakiplerini yenerek İzmir'e iki Türkiye şampiyonluğu getirdi. Play off'larda bir set bile kaybetmeyen voleybol takımından Yağmur Aydemir ve yenilgi yüzü görmeyen basketbol takımından Kaan Yılmaz, turnuvanın en değerli oyuncuları seçildi. Yaşar Üniversitesi sporcuları, geçtiğimiz hafta, Ünilig'de Amerikan Futbolu takımı Amiraller ile Türkiye şampiyonu olan, Türkiye Üniversitelerarası Satranç Şampiyonası Bireysel Erkekler'de, 71 üniversiteden 371 sporcuyu geride bırakarak birinci olan Cankut Emiroğlu'nun ardından bu hafta sonu Konya'daki Ünilig finallerinde, İzmir'e iki Türkiye şampiyonluğu daha kazandırdı. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan, Konya'da takımları yalnız bırakmayarak sevinçlerine ortak oldu. Eleme grubu maçlarını namağlup tamamlayan Yaşarlı kızlar, Ünilig Bayanlar Voleybol Play-Off maçlarında da güçlü rakiplerine karşı tek set bile vermedi. Çeyrek ve yarı finalde sırasıyla Dicle ve Atatürk üniversitelerini de 3-0'lık skorlarla geçen Yaşar Üniversitesi, finalde Kocaeli Üniversitesi ile karşı karşıya geldi. İlk seti 25-20'lik, ikinci seti 28-26, son seti de 2511'lik skorlarla kazanan Yaşar Üniversitesi’nin kızları, bu sonuçla 2013-2014 Ünilig Bayanlar Voleybol şampiyonu oldu. Turnuvanın en değerli oyuncusu ise Yaşar Üniversitesi'nden Yağmur Aydemir seçildi. Antrenör İlker Alkan, çok zorlu bir gruptan play-off'lara kaldıklarını, geçen yılın şampiyonunu yenerek geldiklerini ve bunun da ne kadar güçlü olduklarını kanıtladığını belirtti. Eleme grubunu zirvede bitiren, 2. turda Gaziantep Üniversitesi'ni, play-off maçlarında ise çeyrek finalde Trakya, yarı finalde İstanbul üniversitelerini farklı skorlarla mağlup eden Yaşar Üniversitesi erkek basketbol takımı da, Ünilig Finali'nde Aksaray Üniversitesi ile karşılaştı. Baştan sona üstün götürdüğü maçta, etkili hücumu ve iyi savunmasıyla rakibini 57-52'lik skorla mağlup eden Yaşar Üniversitesi kazandı ve şampiyonluk kupasını İzmir'e getirdi. Yaşar Üniversitesi'nden Kaan Yılmaz En Değerli Oyuncu ödülüne layık görüldü. Yaşar Üniversitesi Koçu Taylan Dündar, "Buraya şampiyonluk inancıyla geldik. İlk kez tam takım olarak mücadele ettik. Takımdaki arkadaşlık ruhu ve inanmışlıkla şampiyon olduk, mutluyuz. Bu şampiyonluğu her zaman bizi destekleyen rektörümüze armağan ediyoruz." dedi. (CİHAN) 46 KALEM LABORATUVAR MALZEMESİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI EGE ÜNİVERSİTESİ 46 KALEM LABORATUVAR MALZEMESİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/51974 1- İdarenin a) Adresi : ANKARA CAD. 35100 BORNOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 02323435274 - 02323730083 c) Elektronik Posta Adresi : donersermaye@mail.ege.edu.tr ç) İhale dokümanının : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ görülebileceği internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 46 KALEM LABORATUVAR MALZEMESİ ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Taşınır Kayıt Kontrol Birimi BornovaİZMİR c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren işe başlanacak ve 15 gün içinde sipariş miktarı teslim edilmek kaydıyla malzemenin tamamı 30.06.2015 tarihine kadar peyderpey teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü (İhale Salonu) Bornova-İZMİR b) Tarihi ve saati : 21.05.2014 - 10:30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. İsteklinin imalaçı olduğunu gösteren belge veya belgeler ise şunlardır: a) Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi b) Aday veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, c) Aday veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik belgesi, Aday veya isteklinin yukarıda sayılan belgelerden birini sunması yeterlidir. 4.3.2. 4.3.2.1. Standarda ilişkin belgeler: 1. ve 2. kalemler için istekliler CE Belgesini sunmalıdır. 4.3.3. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: a) İstekliler, 1.kalem için 1 paket (en az 100 adet) ürün numunesini, 2.kalem için en az 400 ml ürün numunesini ve orijinal katalog ve/veya broşürlerini, 3.kalem için en az 10 adet ürün numunesini ve orijinal katalog ve/veya broşürlerini, 4.kalem için en az 1 litre ürün numunesini ve orijinal katalog ve/veya broşürlerini ve kimyasal analiz raporunu, 5., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13., 14., 15., 16., 17., 18., 19., 20., 21., 22., 23., 26., 27., 28., 29., 30., 31., 32., 33., 34. kalemler için teklif ettikleri ürüne ilişkin ürün numunelerini veya orijinal katalog ve/veya broşürlerini, 24., 25., 43., 44., 45. ve 46. kalemler için teklif ettikleri ürü ne ilişkin ürün numunelerini, 35., 36., 37., 38., 39., 40. 41., 42., kalemler için teklif ettikleri ürüne ait kimyasal analiz raporunu ve katalog ve/veya broşürlerni, İhalele Komisyonunca incelenmek üzere, ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettrkleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZ YİRMİ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : POLİGON MAH. 123/11 SOKAK NO:6 KARABAĞLAR/İZMİR İHALE SALONU b) Tarihi ve saati : 12.06.2014- 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi: 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge. 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri. 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. 4.3.1.1.Ürünlerin piyasaya arzına ilişkin belgeler: Teklif edilen ürünler Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında ise, 1- İsteklilerin teklif etlikleri ürünlere ait Sağlık Bakanlığı İlaç Ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına kaydı bulunacaktır. 2- Teklif edilen ürünlere ait; ürün barkod numarası ve firma tanımlayıcı veya bayi ise yetkili bayi barkod numarasını içeren TİTUBB çıktısı sunulması zorunludur. Teklif edilen ürünler Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında değil ise; 1- Teklif edilen ürünlere ait; "ürünlerin kapsam dışı olduğuna dair üretici beyanı" 2- Kapsam dışı ürüniü teklif veren imalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belgeler 3- Kapsam dışı ürünü teklif veren yetkili satıcı ise ; yetkili satıcı olduğunu gösteren belgeler, 4- Kapsam dışı bulunan ürünler için CE uygunluk beyanı/belgesi sunulacaktır. 4.3.2. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: 1- Teklif edilen cihazın; idarece hazırlanan teknik şartname maddelerine sırasına göre tek tek cevap veren, cihaz ve sarfların marka, model ve menşeinin belirtildiği, teknik şartnameye uygunluk belgesi verilecektir.Teknik şartnamede istenilen özellikleri sağlamayan teklifler değerlendirilmeyecektir. 2- Teklif edilen cihaz ve sarfların ihale dokümanında belirtilen şartlara uygunluğunu teyit etmek amacıyla ayrıntılı teknik bilgilerinin yer aldığı broşür, katalog, kullanım kılavuzu gibi teknik doküman sunulacaktır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı 4 NOLU DSS 'YE DOKÜMAN BEDELİ YATIRILARAK İZMİR GÜNEY GENEL SEKRETERLİĞİ POLİGON M. 123/11 S. NO:6 KARABAĞLAR/İZMİR SATINALMA BİRİMİ adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar POLİGON MAH. 123/11 SOKAK NO:6 KARABAĞLAR/İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Sondakika 13/5 Basın: 5570 TIBBİ CİHAZ SATIN ALINACAKTIR SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU İZMİR KAMU HASTANE BİRLİĞİ GÜNEY GENEL SEKRETERLİĞİ SARF KARŞILIĞI İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRÜ CİHAZI UYGULAMASI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/50755 1-İdarenin a) Adresi : POLİGON MAHALLESİ 123/11 SOKAK NO: 6 35551 GÜZELYALI KARABAĞLAR/İZMİR b) Telefon ve faks numarası c) Elektronik Posta Adresi ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı b) Teslim yeri c) Teslim tarihleri : 2322323232-2322245161 : guney.genelsekreterlik@gmail.com : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ : 1 KISIM SARF KARŞILIĞI CİHAZ Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. : İKÇÜ ATATÜRK EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ İDARESİNİN GÖSTERECEĞİ YER : Sözleşmenin imzalanmasına müteakip 15 gün içinde işe başlanır.31.12.2014 tarihinde iş biter. Sarflar peyder pey teslim edilir. İdarenin ihtiyacına göre Muayene komisyonu ile teslimat programı yapılacaktır. Sondakika 13/5 Basın: 5565 SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Engellerin büyük oranı sonradan ortaya çıkıyor İzmir Halk Sağlığı Müdürü Mehmet Nil Hıdır, ortopedik engellerin yüzde 23, görme engellerinin yüzde 20, işitme engellerin ise yüzde 29'unun doğuştan geldiğini geri kalanın ise sonradan ortaya çıktığını belirtti. Hıdır, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, dünya nüfusunun yüzde 10'unun Türkiye nüfusunun ise yaklaşık yüzde 12'sinin engelli olduğunu, İzmir'de de yaklaşık 490 bin engellinin bulunduğunu belirtti. Hıdır, şöyle konuştu: "Engelliliğin nedenleri araştırıldığında büyük çoğunluğunun kaçınılabilir ve önlenebilir nedenler olduğu görülmektedir’.’ (AA) www.sondakikagazetesi.com 13 Mayıs 2014 Salı Engellilere hayat dersi Zihinsel öğrenme yetersizliği bulunan çocuklara yönelik hizmet veren İzmir Özel İş Uygulama Merkezi, Türkiye'de ilk kez sınırlandırılmamış gerçek ortamda vermeye başladığı "toplumsal uyum becerileri" dersiyle bu tür özel çocuklara sahip anne babaların, "bizden sonra bu çocuk nasıl yaşayacak" korkusunu ortadan kaldırmayı hedefliyor İzmir Özel İş Uygulama Merkezi, zihinsel öğrenme yetersizliği bulunan çocuklara yönelik Türkiye'de ilk kez sınırlandırılmamış gerçek ortamda vermeye başladığı "toplumsal uyum becerileri" dersiyle bu çocuklara toplumsal yaşam içinde bağımsız hareket etme becerisi kazandırmayı hedefliyor. Barış, Seda, Umut ve niceleri, her biri hem aileleri hem de toplum için özel çocuklar. Zihinsel öğrenme yetersizlikleri nedeniyle özel eğitime ihtiyaç duyan bu çocuklar, zihinsel engellilerin de imkanlar sağlandığında toplumda üretken ve temel ihtiyaçlarını kendi başlarına giderebilme becerisine sahip olabildiklerinin ispatı. Zihinsel öğrenme yetersizliği bulunan çocuklara yönelik hizmet veren İzmir Özel İş Uygulama Merkezi, bu yarı yılda öğrencilerine kendilerine uygun mesleki beceri kazandırmanın yanı sıra Türkiye'de ilk defa uygulamaya koyduğu "toplumsal uyum becerileri" dersiyle, bu tür çocuklara toplumsal hayat içinde kimseye bağımlı olmadan temel ihtiyaçlarını giderebilme becerisi kazandırmaya başladı. Toplu taşıma araçlarına binerek seyahat etmeden bakkal ve markette alışveriş yapmaya, kuaföre gitmeye kadar toplumsal hayatın içinde var olan tüm faaliyetlerin, öğrenciler tarafından uzman öğretmenlerin gözetiminde uygulamalı olarak yapıldığı ders sayesinde, zihinsel engelli çocuklar bağımsız hareket etmeyi öğreniyor. Otobüs ve vapuru kullanarak Kemeraltı'na yemeğe gittiler Öğrencilerin, otobüse ve vapura binmeyi, sonrasında da Kemeraltı'ndaki bir lokantada kendi başlarına siparişlerini vererek ve ücretini ödeyerek yemek yemeği deneyimledikleri "toplumsal uyum becerileri" dersine AA ekibi de konuk oldu. Derste, uzman öğretmenleri gözetiminde okulun hemen yakınındaki duraktan, daha önce numarasını öğrendikleri otobüse binerek Karşıyaka İskelesi'ne ulaşan öğrenciler, buradan vapuru kullanarak Konak'a gitti. Günlük hayata sağlıklı bireyler için basit birer eylem olmasına karşın, zihinsel öğrenme yetersizliği bulunanlar için her biri ayrı eğitim süreci gerektiren bu faaliyetleri büyük biri heyecanla yerine getiren öğrenciler, sonrasında ise Kemeraltı'ndaki bir lokantada kendi siparişlerini vererek ve ücretini ödeyerek dışarıda yemek yemeği deneyimledi. ları kaydetti: "Bu ders, bir insanın toplumsal hayatta yaşaması gereken, uyması gereken tüm konuları, kuralları kapsıyor. Nasıl bizler kendimiz, tek başımıza bireysel olarak tüm ihtiyaçlarımızı giderebiliyoruz, anne babalarının vefatından sonra da bu çocukların hayatını tek başına idame ettirebilme ihtimali olacaktır. Biz aynı zamanda buna hazırlıyoruz. Bu dersle bir taraftan da topluma da katkımız olmuş oluyor çünkü bu dersle birlikte toplum engelli insanları fark ediyor ve biz bu dersle engellilerle toplumu kaynaştırmayı değil, bütünleştirmeyi baz alıyoruz. Bunlar olması gereken şeyler, çocuklarımızın görülmesi, diğer insanların farkına varması gerekiyor." (AA) "Tek başına yaşamayı öğretiyoruz" Okul müdürü Oktay Serin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilk defa "sınırlandırılmamış, gerçek ortamları kullanarak" merkezlerince uygulanmaya başlanan bu dersle öğrencilerine toplumsal hayat içinde tek başlarına var olabilmelerini öğretmeyi amaçladıklarını söyledi. Bu dersle aynı zamanda zihinsel engelli çocukların ebeveynlerinin yaşadığı, "bizden sonra bu çocuk nasıl yaşayacak" korkusunu aşmayı hedeflediklerini ifade eden Serin, şun- Yeni hat, yeni hayat İzmir Büyükşehir Belediyesi, bugüne kadar “birleşik sistem” olarak çalışan ve artan nüfusun yükünü taşımakta giderek zorlanan atık suları yağmur suyu hatlarından ayırmak için “ikinci hat” çalışmalarına hız verdi. Böylece hattaki yük hafifletilerek aşırı yağışlardaki tıkanıklık ve su baskınlarının önüne geçilmesi hedefleniyor. Geniş kapsamlı ilk uygulamanın yapıldığı Şirinyer bölgesinde yağışları sıkıntısız atlatan Büyükşehir, şimdi de Çamdibi ve Altındağ’ı kapsayan 540 hektarlık alanda “dev ayrıştırma” projesini sürdürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yağmur suları için “ikinci bir hat” daha yaparak artan nüfusun yükünü taşımakta zorlanan atık suların bulunduğu hattan ayırıyor. İZSU Genel Müdürlüğü, bugüne kadar “birleşik sistem” olarak çalışan ve aşırı yağışlarda tıkanmalara yol açan atık su ve yağmur suyu hatlarının ayrılmasıyla, hattaki yükün hafifletilerek aşırı yağışlardaki tıkanıklık ve su baskınlarının önüne geçilmesini hedefliyor. 2004 yılından bu yana 99 milyon liralık yatırım yaparak “lokal” çalışmalarla 192 kilometre uzunluğunda yağmur suyu hattı döşeyen İZSU Genel Müdürlüğü, geniş kapsamlı ilk uygulamayı ise Buca-Şirinyer bölgesinde yapmış ve şiddetli yağışları sorunsuz atlatmıştı. 4 milyon liranın üzerindeki yatırımla NATO ve civarı, Menderes ve Mehmet Akif caddeleri ve sokaklarını kapsayan ayrık sistem çalışmalarını 2013 yılında tamamladıklarını belirten İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, “Bu bölgede yıllardır yaşanan sıkıntılar sona erdi. Buca’nın hemen ardından, yağışlarda sıkıntı yaşanan önemli bölgelerden biri olan Çamdibi ve Altındağ’a girdik. Burada 540 hektarlık alanı kapsayan çok büyük çaplı yağmur suyu ayrıştırma projemiz sürüyor. 21 milyon liralık yatırımla gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalarımız tamamlandığında Bornova Meriç, Tuna, Serintepe, Zafer, Birlik, Koşukavak, Gaziosmanpaşa, Mersinli, Barbaros, Yeşilova, Rafetpaşa, Çınar ve Yıldırım Beyazıt mahallelerinde yağmurlar artık sorun olmaktan çıkacak. (HABER MERKEZİ) Tarihi hana son rötuşlar Ünlü Havra Sokağı'ndaki, geçmişte İzmir'e gemiyle gelen tüccarların kaldığı Küçük Karaosmanoğlu Han, aslına uygun yeniden inşa edilerek turizme kazandırıldı. 1700’lü yıllarda yapılan ve günümüze harabe halde ulaşan tarihi yapı, 8 milyon liralık yatırımla ayağa kaldırıldı. Haziran ayı sonunda açılması planlanan hanın alt katı kafe, restoran ve dükkanlar, üst katı ise butik otel olarak hizmet verecek. Avlusunda düzenlenecek toplantı, seminer, müzik ve şiir dinletileri ile hanın yaşayan bir yapı haline getirilmesi amaçlanıyor. Hanın restorasyon projesini üstlenen firmanın yetkilisi Mustafa Kılıç, tarihi hanın 1705 yılında Karaosmanoğlu Hacı Mustafa Ağa'nın kurduğu vakıf tarafından yaptırıldığını anlattı. Kılıç, 15. yüzyılda İspanya'dan gelen Yahudilerin yerleştiği ve 50 yıl kadar önce 55 bin civarında Musevinin yaşadığı Havra Sokağı ve çevresinin önemine değindi. Hanın çevresinde 2'si faal 9 havra ve bir Yahudi misafirhanesinin bulunduğunu anlatan Kılıç, "Burası Museviler için çok önemli bir yer. Tanıtımının ne kadar yapıldığını bilmiyoruz. Havra Sokağı'nın ise rehabilite edilmesi gerekiyor" dedi. Eski İzmir'in kalbinde, 2 bin 500 yıllık agoranın yanı başında, Kestanepazarı Camisi'nin karşısında ve Musevi din adamı Sabetay Sevi'nin yaşadığı bölgedeki hanın turizme kazandırılması için harekete geçtiklerini söyleyen Kılıç, şöyle konuştu: "Burası İzmir'e gemiyle gelen tüccarların kaldığı bir han. Hanın ait olduğu vakıf, hala yaşayan bir vakıf. Vakıf başkanı atalarından kalan bu hanı değerlendirmek istedi. Yap işlet devret modeli ile 15 yıllık kira karşılığı 8 milyon lira civarında harcama yaparak hanı yeniden ayağa kaldırdık. Aslına uygun olarak yeniden yapılan handa andezit, bazalt gibi doğal taşlar kullanıldı.’’ (AA)
© Copyright 2024 Paperzz