Şubat - vizyon yayınları

Hizmet Alımlarında
Hakedişlerin
Düzenlenmesi ve
Ödenmesi
Murat ARAPGİRLİ
E. Kamu İhale Uzmanı
arapgirlimurat@gmail.com
1.
Hizmet alımı ihaleleri sonucunda imzalanan sözleşmeler iki tarafa borç yükleyen (sinellagmatik) sözleşme
niteliğindedir. İhale sonucu imzalanan sözleşme ile idare,
yer teslimi yapılması, yüklenicinin alacağının ödenmesi
gibi yükümlülüklerin yerine getirilmesi bakımından bir borç
altına girerken, yüklenici de ihale konusu edimi sözleşme
ve eklerine uygun olarak ifa etme borcu altına girmektedir.
İdarenin borçları arasında yer alan en önemli borç,
yüklenicinin alacak borcudur. Bu alacak borcunun ifası idare tarafından ihale dokümanında belirlenmektedir. Hakediş
raporlarının düzenlenmesine ilişkin esas ve usuller Hizmet
İşleri Genel Şartnamesi’nin (HİGŞ) 42 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
2.
HAKEDİŞ RAPORLARININ DÜZENLEME
USUL VE ESASLARI
Hizmet alımı ihalelerinde hakedişler, sözleşme bedelinin iş süresince dönemler itibarıyla ödenmesi ve sözleşme
bedelinin bir defada ödenmesi şeklinde iki farklı şekilde
ödenebilir.
2.1. Sözleşme Bedelinin İş Süresince Dönemler
İtibarıyla Ödenmesi
İhale sonucu sözleşmeye bağlanan hizmet alımları
ifa bakımından ikiye ayrılır:
40
1) Sürekli (belli dönemler itibarıyla tekrarlanmak
suretiyle ifa edilen) nitelikteki hizmetler1,
2) Belli bir çalışma sonrasında tamamlanarak
(bir defada ) ortaya çıkarılan hizmetler.
GİRİŞ
İlk grup işlere özel güvenlik, temizlik, yemek hizmetleri örnek teşkil etmektedir. Bu hizmetler genellikle
günlük olarak tekrarlanmaktadır. İkinci grup işlere ise kitap
basım hizmetini örnek gösterebiliriz.
Sözleşme konusu hizmetin sürekli nitelikte bir iş
olması, başka bir deyişle, yüklenici tarafından belli bir süre
boyunca devamlı olarak verilmesi veya işin bölümlere ayrılabilir olması durumunda sözleşmede belirtilen aralıklarla,
kesin ödeme mahiyetinde olmamak ve kazanılmış hak sayılmamak üzere geçici hakediş ödemeleri yapılır. Yüklenici
tarafından yapılan işlerin bedelleri, sözleşmedeki kayıtlara
ve ilgili kanunlara göre yapılacak kesintiler de çıktıktan
sonra, sözleşmenin ödemeye ilişkin hükümleri çerçevesinde kendisine ödenir.
İdarenin isteği hâlinde yüklenici, kesin hesapları
kontrol teşkilatının denetimi altında olmak üzere işe paralel olarak yürütmek zorundadır. Bu hâlde, geçici hakediş
raporlarının düzenlenmesinde, bitmiş iş kısımları için bu
kesinleştirilmiş miktarlar dikkate alınır.
Hizmet alımı ihaleleri götürü bedel veya birim fiyat
üzerinden sözleşmeye bağlanır. Hakediş raporları da teklif
türüne bağlı olarak düzenlenir.
1
Süreklilik arz eden hizmet ile sürekli nitelikteki hizmet farklı
kavramlardır. Süreklilik arz eden hizmetler idare tarafından
her yıl alınan, başka bir deyişle, ihtiyacın her yıl ortaya çıktığı
hizmetlerdir. Sürekli nitelikteki hizmetler ise sözleşme konusu
edimin sürekli (rutin) bir şekilde, belli zaman periyotları ile ifa
edildiği hizmetlerdir.
Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi
MEVZUAT
2.1.1.
Raporları
Birim
Fiyat
Sözleşmelerde
Hakediş
Geçici hakediş raporları yüklenicinin başvurusu
üzerine, sözleşme veya eklerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, ayda bir defa düzenlenir. Gelecek yıllara sari
olmayan sözleşmelerde yaptırılan işler için, son hakediş
raporu bütçe yılının sonuna rastlayan ayın 20’nci günü düzenlenir.
İşe başladığından beri meydana getirilen işler,
kontrol teşkilatı tarafından yüklenici veya vekili ile birlikte
hesaplanır ve bulunan miktarlar, teklif edilen birim fiyatlarla çarpılmak suretiyle sözleşmedeki esaslara uygun olarak
hakediş raporuna geçirilir. Düzenlenen hakediş raporunun
işleme konulabilmesi için, yüklenici veya işbaşında bulunan vekili tarafından imzalanmış olması gereklidir.
Yüklenici veya vekili, bildirilen günde, hakedişe
esas hesaplamaların yapılmasında hazır bulunmazsa
kontrol teşkilatı hesaplamaları tek başına yaparak hakediş
raporunu düzenler ve yüklenicinin bu husustaki itirazları
kabul edilmez.
Hakediş raporu düzenlendikten sonra bir hafta içinde yüklenici raporu imzalamazsa kontrol teşkilatı, hakediş
raporunu idareye gönderir ve rapor yüklenici tarafından
imzalanıncaya kadar idarede hiçbir işlem yapılmaksızın
bekletilir. Yüklenici hakediş raporlarını zamanında imzalamazsa, ödemede meydana gelecek gecikmeden dolayı
hiçbir şikâyet ve istekte bulunamaz.
Hazırlanan ve iki tarafça imzalanmış bulunan geçici hakediş raporu, tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar,
yetkili makamlar tarafından düzeltilebilir. Ancak bu düzeltme sırasında eski rakam ve yazıların okunabilir şekilde
çizilmiş olarak hakediş raporunda bulunması ve düzeltme
yapan yetkililerin imzasını taşıması gereklidir. Ancak bu
düzeltmeler yeniden sayfa düzenlemeyi gerektirecek ölçüde fazla ise, esas sayfa üzerinde düzeltmenin yapıldığına
ilişkin açıklama bulunmak şartı ile yeniden ayrı bir sayfa
düzenlenip hakediş raporuna eklenir.
ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine
ödendiği tarihten başlamak üzere en çok 10 gün içinde bu
itirazını dilekçe ile idareye bildirilmesi zorunludur. Yüklenici
itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu
gibi kabul etmiş sayılır.
Her hakediş tutarına, eğer sözleşmede öngörülmüşse eklenecek miktar dâhil edilir. Bulunan miktardan,
bir önceki hakediş tutarı çıkarılarak bulunan miktara, ilgili
mevzuata göre hesaplanacak katma değer vergisi (KDV)
eklenir. Bu miktardan sözleşmede yazılı kesintiler, varsa
yüklenicinin idareye olan borçları ve cezalar ile kanunen
alınması gereken vergiler kesilir. Daha basit bir anlatımla
hakediş düzenlenmeli, bu hakedişe KDV eklenmeli, daha
sonra ceza kesilmelidir.
Hakediş raporu, yüklenici veya vekili tarafından imzalandığı tarihten başlamak üzere en geç sözleşmesinde
yazılı sürenin sonunda, eğer sözleşmede bu hususta bir
kayıt yoksa 30 gün içinde tahakkuka bağlanır. Bu tarihten
başlamak üzere 30 gün içinde de ödeme yapılır. Tip Sözleşme’nin 12.2’nci maddesindeki açıklamaya göre iş programına göre fazla yapılan işlerin bedeli, idarenin imkânları
ölçüsünde ödenir.
Hakedişlerin düzeltilmesine ilişkin olarak HİGŞ’nin
43’üncü maddesinde açıklama yer almaktadır. Anılan maddeye göre, kontrol teşkilatı, herhangi bir ara hakedişte,
daha önce kendisi tarafından çıkarılmış eski bir hakedişe
Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna
ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun
“İdareye verilen ... tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla”
cümlesini yazarak veya bu anlama gelecek bir itiraz şerhi
Şubat 2014 • Yıl: 14 • Sayı: 161
41
MEVZUAT
yönelik değişiklikler veya düzeltmeler yapabilir ve herhangi
bir işi yetersiz görürse, bu işin değerini bir ara hakedişten
düşürmeye veya tamamen çıkarmaya yetkilidir.
rek bu miktarın ödenmesini yükleniciden talep eder. Yüklenicinin ödemede bulunmaması hâlinde, idarenin alacağı
yüklenicinin teminatından kesilir.
2.1.2. Götürü Bedel Sözleşmelerde Hakediş Raporları
Yüklenicinin yapacağı iş götürü olarak bölümler hâlinde teslim alınacaksa hakediş raporları, ilgili bölümlerin
tamamlanmasından sonra sözleşmesinde yazılı esaslara
göre düzenlenir.
Bu hakediş raporlarının imzalanma, düzeltme ve
ödemeleri birim fiyatlı işlerle aynı şekilde yapılır.
2.2. Sözleşme Bedelinin Bir Defada Ödenmesi
Yüklenicinin yapacağı iş bir defada teslim alınacaksa hakediş raporu sözleşmesinde yazılı esaslara göre
iş bitiminde bir defada düzenlenir. Bu hakediş raporlarının
imzalanma, düzeltme ve ödemeleri de yukarıda izah edildiği şekilde yapılır.
İşin mahiyeti ne olursa osun, yüklenici süresinde
hakediş başvurusunda bulunmadığı takdirde idare, en çok
üç ay içinde, tek taraflı olarak hakediş düzenleyebilir.
2.3. Kesin Hesap Raporu
Kabul belgesinin düzenlenmesinden sonra en geç
60 gün içerisinde, kabul komisyonu detaylı olarak, sözleşmeye uygun şekilde yapılmış olan bütün işlerin değerini
gösteren tamamlayıcı dokümanla birlikte bir kesin hesap
raporu düzenler. Kesin hesap raporunda aşağıdaki iki hususun mutlaka yer alması gerekir:
1) İdare tarafından daha önce ödenmiş bulunan
bütün meblağlar ve idarenin sözleşme ile hak kazandığı
alacaklar indirildikten sonra, varsa idarenin yükleniciye
borçlu kaldığı bakiye.
2) Kesin hesapta yükleniciye ödenmesi gereken
bir tutar öngörülmüşse bu tutar.
Kesin hesabın idareye iletilmesinden itibaren 60
gün içerisinde idarenin yükleniciye borcunun ödenmesi
gerekir. Ancak çıkarılan hesap sonucunda yüklenicinin
idareye borçlu bulunduğu anlaşılırsa, idare bir süre vere-
42
3.
HAKEDİŞLERİN EKSİK ÖDENECEĞİ
HÂLLER
Hizmet alımı ihalelerinde önemli maliyet kalemlerinden birisi işçilik maliyetidir. İhale konusu işte çalışan işçilerin yıllık izin, raporlu olmaları gibi nedenlerle hakedişin
ihale dokümanına göre eksik ödenmesi gereken durumlar
ortaya çıkabilir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun2 3’üncü maddesinde ay, “ücretleri; her
ayın 15’inde ödenen 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, ayın 15’inden
ertesi ayın 15’ine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise
ayın 1’i ilâ sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süre” şeklinde tanımlanmıştır. Anılan tanımdan
hareketle sosyal güvenlik mevzuatında ay, ayın gün sayısına bağlı olmaksızın, 30 gün olarak kabul edilmektedir.
İşveren Uygulama Tebliği’nin3 2.1.2.2’nci maddesinde bu hususta açıklama yapılmıştır. Buna göre ay içindeki çalışmaları tam olan işçilerin prim ödeme gün sayıları,
ayın kaç gün olduğuna bakılmaksızın (ayın 28, 29, 30 veya
31 gün çektiği üzerinde durulmaksızın) 30 gün olarak kabul edilmesi gerekir. Örneğin Mart ayı (31 gün) ile Şubat
ayı (28 gün) 30 gün olarak kabul edilmektedir.
Ayın ilk gününde işe giren ve o ayda tam çalışan
sigortalılar hariç, ay içinde işe giren sigortalıların prim ödeme gün sayıları, işe giriş tarihleri ve ayın kaç gün olduğuna bakılarak parmak hesabı yapılmak suretiyle hesaplanır.
Örneğin işçinin işe 19.03.2014 tarihinde başladığı ve işe
başladığı tarihten itibaren ayın kalan günlerinin tamamı
için ücret almaya hak kazanmış olduğu varsayıldığında,
söz konusu sigortalının Mart ayındaki prim ödeme gün
sayısı 13 gündür. Bu tür günlere artık gün veya kıst ay
denilmektedir. Diğer taraftan ayın ilk gününde işe başlamış ve ayın tamamı için ücret almaya hak kazanmış olan
sigortalıların, ilgili aydaki prim ödeme gün sayıları tam ay
olarak kabul edilir.
2
16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
3
01.09.2013 tarih ve 28398 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi
MEVZUAT
İşe başladığı ay içinde işten ayrılan sigortalıların
ilgili aydaki prim ödeme gün sayıları (ayın ilk günü işe başlayıp son günü işten ayrılanlar hariç), sigortalının işe giriş
tarihi ve işten çıkış tarihleri dâhil kaç gün olduğuna bakılarak, parmak hesabı yapılmak suretiyle hesaplanır.
Ay içinde işe girişi veya işten çıkışı bulunmayan,
çeşitli nedenlerle (istirahat, ücretsiz izin, disiplin cezası
gibi) ayın bazı günlerinde çalışmayan ve çalışmadığı günler için de ücret almayan işçilerin ilgili aydaki prim ödeme
gün sayıları, ilgili aydaki gün sayısından, ücret almaya hak
kazanılmamış gün sayısı çıkartılmak suretiyle hesaplanır.
Örneğin işçinin Şubat ayında 10 gün ücretsiz izinli olduğu
ve ayın kalan günlerinin tamamı için ücret almaya hak kazanmış olduğu varsayıldığında, söz konusu ayda 28 gün
bulunması ve sigortalının 10 gün eksik çalışmış olması nedeniyle, bahse konu sigortalının Şubat ayındaki prim ödeme gün sayısı 18 olacaktır. Bu durumda Şubat ayının 28
gün olduğu yıllarda işçi Şubat ayının bütününde çalıştığı
durumda 30 gün çalışmış kabul edilirken, bir gün raporlu
olması hâlinde 27 gün çalıştığı kabul edilecektir.
Ay içinde işe başlayan veya işten ayrılan sigortalıların, aynı zamanda çeşitli nedenlerle (istirahat, ücretsiz
izin, disiplin cezası gibi) ay içinde hak kazanılmış hafta
tatili dışında, çalışmadığı ve çalışmadığı günler içerisinde
ücret almadığı günlerin bulunması durumunda, ilgili aydaki
prim ödeme gün sayısı, ücret alınan gün sayısı esas alınmak suretiyle, başka bir ifade ile ilgili aydaki gün sayısından, işe başladığı tarihten önceki gün sayısı, işten ayrıldığı
tarihten sonraki gün sayısı ve ücret alınmayan gün sayısı
çıkartılmak suretiyle hesaplanır. Örneğin işe 08.03.2014
tarihinde başlamış olan sigortalının, Mart ayında işe başladığı tarihten sonra 3 gün istirahatlı bulunduğu ve hak kazanılmış hafta tatili dışında söz konusu ayın diğer günlerinin
tamamında çalışmış olduğu varsayıldığında, ilgili aydaki
prim ödeme gün sayısı 31-7-3=21 olacaktır.
Hak kazanılmadığı hâlde kullanılmış olan hafta tatili için ücret ödenmesi hâlinde, bu sürelere ilişkin ücretler
de prime esas kazanca dâhil edileceğinden, bu durumda
bahse konu süreler prim ödeme gün sayısına dâhil edilir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) geçici iş göremezlik ödeneği alan (ay içinde istirahatli olan) sigortalıların prim ödeme gün sayıları, yukarıdaki örnekte açıklandığı üzere ücret aldığı günler dikkate alınmak suretiyle
hesaplanmaktadır.
Şubat 2014 • Yıl: 14 • Sayı: 161
İşçi yol ve yemek bedeli gibi ek ödemeler alıyorsa
bu ödemeler yıllık ücretli izin ücretinin hesaplanmasında
dikkate alınmaz. Yani işçinin yıllık izin ücreti çıplak asgari
ücret üzerinden hesaplanır. Bu nedenle fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler, işyerinin temelli işçisi
olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar, yıllık izin için verilen
ücretlerin tespitinde hesaba katılmadığından, ihalede yol
ve yemek verilen durumlarda bu bedellerin düşülmesi suretiyle bulunan ücret üzerinden yıllık izin bedeli hesaplanıp
işçiye ödenmelidir. Bu durumda yol ve yemek öngörülen
işlerde yıllık ücretli izinlerde bu bedeller dikkate alınmadan
ödeme yapılacağından, izne ayrılan işçinin yol ve yemek
bedelleri düşülmek suretiyle hakedişlerin ödenmesi gerekir. Bu ise 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun4 (KİSK) 24’üncü maddesine göre bir iş eksilişidir.
Sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler
üzerinden, kısa vadeli sigorta kolları primleri dâhil, sigorta
primlerinin işçi ve işverenler yönünden ödenmesine ise
devam olunur.
İşçilerin hak etmesine rağmen kullandırılmayan
izinleri aslında bir iş artışı niteliğindedir. İşçiler hak ettikleri
yıllık izni kullanmayarak çalıştıkları için çalıştıkları günlerin ücreti iş artışı olarak değerlendirilmeli ve ödenmelidir.
Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi iş artışı birim fiyatlı işlerde yapılabileceğinden götürü bedel işlerde işçilerin yıllık
ücretli izin kullanmaları yerine çalıştırılmaları durumunda
bu bir iş artışı olsa bile bu çalışma bedelinin idare tarafından doğrudan ödenmesine imkân yoktur. Bu nedenle söz
konusu bu bedelin yüklenici tarafından dava yoluyla talep
edilebileceği kanaatindeyiz.
İzne ayrılan işçi yerine işlerin aksamaması için yeni
işçi çalıştırılabilir. Bu durum bir iş artışıdır. Bahsettiğimiz
gibi iş artışı götürü bedel ihale edilen işlerde yapılamayacağından bu tür işlerde izne ayrılan işçinin yerine yeni
işçilerin çalıştırılması istenilmemelidir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun5 30’uncu maddesi ile
işverenlere engelli, eski hükümlü ve terörle mücadelede
malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçi çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Buna göre işverenler,
4
22.01.2002 tarih ve 24648 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
5
10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
43
MEVZUAT
1) 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları, özel
sektör işyerlerinde %3 engelli, kamu işyerlerinde ise %4
engelli ile %2 eski hükümlü veya terörle mücadelede
malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçiyi,
2) Tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde
51 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde %3 engelli, kamu işyerlerinde ise %4 engelli ile %2
eski hükümlü veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçiyi,
Meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde
çalıştırmakla yükümlüdürler. Örneğin, özel bir işyerinde 50
işçi çalışıyorsa bu işçilerin %3’ü kadar yani iki engelli işçi
çalıştırılmak zorundadır. Bir kamu işyerinde 50 işçi çalışması durumda ise en az iki engelli işçi ile bir eski hükümlü
veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçinin de çalıştırılması gerekir.
Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler
dikkate alınmaz. Yarım ve daha fazla olan kesirler tama
dönüştürülür. Örneğin bir işyerinde 70 işçi çalışıyorsa bunun %3’ü 2,1 olduğundan çalıştırılması gereken engelli
işçi sayısı ikidir. Eğer işyerinde 90 işçi çalıştırılıyorsa bunun %3’ü 2,7 olduğundan bu sayı üçe yuvarlanır.
Engelli işçilerin sigorta primlerinin bir kısmı Hazine
tarafından karşılanmaktadır. Fiyat farkı hesaplanmasına
yönelik düzenleme yapılan ihalelerde yaklaşık maliyetin
tespitinde ve tekliflerin değerlendirilmesinde engelli işçi
çalıştırma nedeniyle Hazine tarafından karşılanan kısmın
dikkate alınıp alınmayacağı tartışmalı bir konu olmuştu.
Şimdiye kadarki Kamu İhale Kurulu kararları incelendiğinde Kurul’un ihale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için
kullanıldığı tüm hizmet alımı ihalelerinde, tekliflerin Hazine
tarafından karşılanacak olan işveren sigorta primi tutarı
dikkate alınmadan, işveren payları üzerinden hesaplanarak sunulması ve değerlendirilmesi gerektiği belirtilmişti.6
Diğer taraftan mahkemelerin bu konuya yaklaşımının farklı olduğu görülmektedir. Örneğin Ankara 13’üncü
İdare Mahkemesi’nin 16.07.2012 tarih ve E.2012/923 sa-
yılı Kararında, “İdarece (Kamu İhale Kurulu) tarafından,
“İhalelerde eşitlik ve rekabetin sağlanması ilkesi gereği
isteklilerin teklif fiyatlarının oluşturulmasında, Hazinece
karşılanacak işveren priminin dikkate alınmadan teklif fiyatının oluşturulması gerektiği, başvuru sahibinin ihale
konusu iş kapsamında özürlü işçi istihdam edeceğini ve
özürlü istihdamı nedeniyle Kanundan kaynaklanan sigorta
primi teşvikinden yararlanacağı gerekçesiyle, yararlanacağını iddia ettiği teşvik miktarını işçilik maliyetinden düşmek
suretiyle teklif fiyatını oluşturduğu, söz konusu durumun
diğer isteklilere karşı başvuru sahibi lehine avantaj sağladığı” ileri sürülmekte ise de, anılan durumun isteklilerce
yararlanıp yararlanmama konusunda tercih hakkına sahip
oldukları durumlarda geçerli olduğu, davaya konu olayda
ise ilgilerin tercihine bakılmaksızın çalıştırılacak işçi sayısının yüzde 3’ü oranında özürlü işçi çalıştırılmasının zorunlu olduğu, hatta bu yükümlülüğe uyulmaması hâlinde
her işçi başına 1.700,00.-TL para cezası verileceği dikkate
alındığında, böyle bir yükümlülük kapsamında çalıştırmak
zorunda işçiler için işverenin Hazine yardımından faydalanmak istememesinin ticari hayatın doğal akışına aykırı
olduğu tabiidir.” şeklinde gerekçelendirilerek dava konusu
işlemin yürütmesi durdurulmuştur.7
25.12.2013 tarih ve 28862 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların giderilmesi için Kamu İhale Genel Tebliği’nin8 (KİGT) 78’inci
maddesinde ek bir açıklama yapılmıştır. Söz konusu açıklama şöyledir: “78.28. İstekliler tekliflerini hazırlarken 4857
sayılı İş Kanununun ilgili maddelerinde düzenlenen sorumluluk çerçevesinde engelli işçi çalıştıracaklarını beyan
etseler dahi, tekliflerin eşit koşullarda değerlendirilmesini
sağlamak amacıyla tekliflerin değerlendirilmesinde bu durum dikkate alınmayacak, bütün istekliler tekliflerini olağan
işçilik bedelleri üzerinden vereceklerdir. Ancak işin yürütümü sırasında yüklenicinin engelli işçi çalıştırması durumunda, yükleniciye fazla ödeme yapılmasını engellemek
amacıyla 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale
Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Fiyat Farkına İlişkin Esaslar gereğince, engelli işçi çalıştırma nedeniyle Ha7
6
bk. Kamu İhale Kurulu’nun 27.12.2012 tarih ve 2012/UH.I5023 sayılı Kararı.
44
Kamu İhale Kurulu’nun 15.08.2012 tarih ve 2012/MK-266
sayılı Kararı.
8
22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi
MEVZUAT
zine tarafından karşılanan prim tutarı, idarece yüklenicinin
hakedişinden kesilecektir.”
Yukarıya aktarılan açıklama çerçevesinde fiyat
farkı hesaplanan hizmet alımı ihalelerinde gerek yaklaşık
maliyetin tespiti gerekse tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında engelli işçilere Hazine tarafından sağlanan katkı
göz önüne alınmadan işlem yapılmalıdır. Yükleniciye yapılacak ödemelerde ise yüklenicinin engelli işçi çalıştırması
nedeniyle Hazine tarafından kendisine bir katkı sağlanması hâlinde fiyat farkı hesaplanması suretiyle bu katkı tutarı
kadar bir kesintiye gidilmelidir. Bununla birlikte fiyat farkı
hesaplanmayacak işlerde ise engelli işçi çalıştırılsa ve
yüklenici bu husus nedeniyle avantaj sağlasa bile, hakedişlerden herhangi bir kesinti yapılmamalıdır.
Emekli işçilerin çalışmalarına ilişkin olarak 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun9 geçici 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi
veya sigortalı olanlar, vazife malûllüğü, malûllük ve yaşlılık
veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek
primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam
edilir. Ancak;
a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik
destek primi oranı 80 inci maddeye göre tespit edilen
prime esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30
oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır. Yüzde
30 oranının dörtte biri sigortalı, dörtte üçü işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik
destek primine tabi olanların prim ödeme yükümlüsü
bunların işverenleridir. Bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.”
hükmü yer almaktadır.
Anılan hükme göre emekli aylığı almakta iken tekrar bir işe girerek çalışmaya başlayan kişilerin işçi tarafından ödenmesi gereken prim oranları normal bir işçiye nazaran daha düşük olmaktadır. Fiyat farkı hesaplanan hiz9
16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
Şubat 2014 • Yıl: 14 • Sayı: 161
met alımlarında emekli işçilerin çalıştırılması durumunda
emekli işçilerin normal işçiye göre sağladığı avantajların
fiyat farkı hesaplanması ile yükleniciden kesilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Buna karşılık fiyat farkı hesaplanmayan
işlerde ise emekli işçi çalışsa bile herhangi bir kesintinin
yapılması mümkün değildir.
KİGT’nin 78.13’üncü maddesindeki açıklamaya
göre yol ve yemek bedelinin nakdî olarak ödeneceği öngörülen ihalelerinin idari şartnamelerinde, yol ve yemek
bedelinin günlük brüt tutarları ve ayda kaç gün ödeneceği
yazılacak, bu brüt tutarların nakdi olarak ödeneceği ve ücret bordrosunda gösterileceği açıkça belirtilecektir. Her ay
30 gün olarak kabul edilecek ve bazı ayların 30 günden
daha fazla veya eksik günleri dikkate alınmayacaktır. İdari
şartnamede 26 veya 22 olarak belirlenen aylık gün sayısı
üzerinden hesaplama yapılacak ve 31 veya 28 gün olan
aylardaki fiili gün sayısı dikkate alınmayacaktır. Yol ve yemek için aylık gün sayısı belirlenmemiş ise 26 gün olarak
hesaplama yapılacaktır.
Sosyal güvenlik mevzuatına göre aylar 30 gün kabul edildiğinden, ayın gün sayısına bakılmaksızın, her ay
için dokümanda belirtilen gün sayısı kadar yol ve yemek
bedelinin hesaba katılması gerekir. Örneğin ayda 26 gün
üzerinden yol ve yemek bedeli ödenen bir işte Şubat ayında fiili çalışma gün sayısına bakılmadan 26 gün üzerinden
yol ve yemek yardımı hesaplanmalıdır. Bununla birlikte
sözleşmenin uygulanması aşamasında yol ve yemek yardımında değişik nedenlerle eksik hesaplama yapılabilir.
Örneğin işçi istirahatli olabilir veya yıllık izin kullanabilir.
Bu durumda, aydaki gün sayısı 30’un altına indiği durumlarda, aydaki fiili gün sayısına göre hesaplama yapılmalıdır. Örneğin 31 gün olan Mart ayında işçinin iki gün işe
gelmemesi durumunda aydaki gün sayısı 29 olduğundan
parmak hesabı yöntemiyle ücret ile yol ve yemek yardımı
hesaplanmalıdır.
İşçinin işe gelmediği gün sayısı çıkarıldıktan sonra
aydaki gün sayısının 30 olduğu durumda ise kanaatimizce
hesaplama şu şekilde yapılmalıdır:
Örneğin işçi Mart ayında işe bir gün gelmemişse
bu durumda bir günlük ücret (ücret/30) eksik ödenecektir.
Buna karşılık bu ayda geriye 30 gün kaldığı ve 5510 sayılı
Kanun’a göre aylar 30 gün kabul edildiği için prim bakımından tam ay çalışılmış gibi işlem yapılmalıdır.
45
MEVZUAT
Son olarak yol yardımının ayni şekilde servis ile
karşılandığı duruma değinmek gerekir. İşçilerin işe gelişgidişleri yüklenici tarafından bir araçla ayni olarak sağlanıyorsa bu hâlde işçi işe gelmese bile, diğer işçiler için o araç
tahsis edileceğinden, herhangi bir kesintiye gidilmemelidir.
Buna karşılık yol giderine ilişkin olarak personele mutat
taşıt bileti verilmesi öngörülürse, yol bedelinin ayni olarak
karşılanacağı kabul edildiğinden, herhangi bir nedenle işe
gelmeyen işçiye verilmesi gereken bilet tutarı kadar kesinti
yapılmalıdır.
4.
HAKEDİŞLERDEN YAPILACAK
KESİNTİLER
İdare tarafından hakedişlerde yapılacak kesintiler
özellikle işçi alacakları ve kamu alacakları bakımından
önem arzetmektedir.
4.1. İşçi Alacakları İçin Yapılan Kesintiler
İhaleler sonucu imzalanan sözleşmeler idareler
tarafından tek yanlı olarak hazırlanmaktadır. İstekliler de
ihale dokümanındaki şartları kabul ederek ihaleye teklif
vermektedir. İhaleler sonucunda imzalanan sözleşmeler
KİSK’e göre yürütülür. İdare ile yüklenici arasında imzalanmış sözleşme hükümlerinde KİSK’te sayılan hâller dışında
değişiklik yapılamaz ve ek sözleşme düzenlenemez.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun10 (TBK)
27’nci maddesine göre kanunun emredici hükümlerine,
ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.
Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu
hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça
anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz
olur. Tarafların anlaşarak ortadan kaldırmaları mümkün olmayan kurallar emredici niteliktedir. İhale dokümanındaki
emredici hukuk kurallarına aykırı düzenlemelere rağmen
sözleşmenin imzalandığı durumlarda sözleşmenin sadece
bazı şartları için butlan sebebinin varlığı hâlinde, kural olarak, sözleşme geçerlidir, söz konusu şartların hükümsüz
sayılması ile yetinilir.11
İşçi ücretleri bakımından hizmetin sunulmasında
10
11
04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
REİSOĞLU, Safa, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22.
Bası, Beta Yayınevi, İstanbul, 2011, ss. 131-138.
46
öncelikle sözleşme hükümlerine riayet etmek gerekir. Sözleşme hükümlerinde TBK’nin 27’nci maddesi kapsamında
uygulanamaz şartların varlığı hâlinde bu şartların hükümsüz sayılması gerekir.
İşçi ücretleri, kural olarak, en geç ayın son günü
veya peşin ödeme kararlaştırılmışsa ayın ilk gününde
ödenmek zorundadır. Örneğin Ağustos ayına ait ücret bu
ayın son günü muaccel hâle gelir. Yüklenici ile işçi arasındaki iş sözleşmesinde ücretin ödenmesine ilişkin farklı
bir tarih kararlaştırılması hâlinde iş sözleşmesine konan
şart geçersiz olacaktır. Öte yandan yüklenicinin işçilere
ödeme yapması ile idareden alacağı arasında herhangi bir
ilişki bulunmamaktadır. Bu nedenle yüklenicinin idareden
olan alacaklarını zamanında veya tam olarak alamaması
hâlinde bile işçilerinin ücretini zamanında ve tam olarak
ödemesi gerekir.
HİGŞ’nin hizmetin sunumunda çalışan işçilerin
özlük haklarını düzenleyen 38’inci maddesiyle işçi ücretlerinin ödenmesinin kontrolü hususunda idareye görev
ve sorumluluk yüklenmiştir. İdarenin sadece personel
çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında değil, personel
çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet alımlarında da işçi
ücretlerinin zamanında ve tam olarak ödendiğini kontrol ve
gerekiyorsa ödenmesini temin etmesi gerekir. İdarelerin
ücret konusundaki sorumluluğu temel ücrete ilişkindir. Bu
nedenle idarenin fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile ikramiye vb. alacaklarla ilgili
bir sorumluluğu yoktur.12 Yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin işçileri de yüklenicinin işçileri hükmünde olup,
bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya
yüklenici sorumludur.
Personel alacakları, hakediş raporunun düzenlendiği tarihten önceki (işçi ücretleri ödeme günü öncesindeki)
günler için belirlenmiş sayılır. Bu tür alacakların üç aylık
tutarından fazlası hakkında idareye herhangi bir sorumluluk düşmez. Kontrol teşkilatı işyerinde çalışanlar arasında yüklenici veya alt yüklenicilerce ücretleri ödenmeyen
işçilerin bulunup bulunmadığını kontrol etmelidir. İşçilerin
alacağı ücretlerin asgari tutarlarının ihale dokümanında
12
Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi’nin 11.02.2010
tarih ve E: 2008/14820, K: 2010/3174 sayılı Kararı ile
19.01.2010 tarih ve E:2009/12074, K:2010/378 sayılı Kararı
(MOLLAMAHMUTOĞLU, Hamdi; ASTARLI, Muhittin, İş
Hukuku, 5. Bası, Ankara, Turhan Kitabevi, 2012, s. 635).
Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi
MEVZUAT
düzenlendiği durumlarda işçi ücretlerinin ihale dokümanına uygun şekilde ödenmesi gerekir. İhale dokümanında
sözleşme konusu işte çalışacak işçilerin alacağı ücrete
ilişkin bir düzenleme bulunmaması durumunda ise idare
öncelikle işin yapılmakta olduğu işkolu veya meslekte aynı
tipteki bu iş için yasal olarak belirlenen ücretin alınmasını
sağlamakla yükümlüdür. Ücretin mevzuatla tespit edilmemiş olması hâlinde toplu iş sözleşmesine bakılmalı, toplu
iş sözleşmesinin bulunmaması hâlinde ise en yakın ve uygun bir bölgedeki işkolu veya meslekteki aynı tip bir iş için
öngörülen ücretin işçilere ödenmesi sağlanmalıdır.
Yüklenicinin hakedişinin ödenmesi gereken kısmından indirilen bu bordro tutarı ayrı bir çekle ödeme
biriminin ilgili mutemedine verilir ve bordroda gösterilen
alacaklar ilgililere kontrol teşkilatı, yüklenici veya vekili ile
işçi temsilcisinin önünde ödenir. Bu husus ayrıca bir tutanakla tespit olunur. Yapılacak tebligata rağmen yüklenici
veya vekili ödemede hazır bulunmazsa bu husus tutanakta
belirtilir. HİGŞ’deki düzenlemeler dikkate alındığında, işçi
ücretlerinin banka vasıtasıyla ödendiği durumlarda bile
ödenmeyen işçi ücretlerinin banka aracılığı ile değil mutemet aracılığı ile ödenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Personel alacaklarının kontrol edilebilmesi için
yüklenicinin teknik ve yönetici personeli ile işçilerine yaptığı ödemelerin bordrolarından birer kopyasını, bordroların
düzenlenmesi tarihinden başlayarak en çok bir ay içinde,
kontrol teşkilatına vermesi gerekir. Bu bordrolarda teknik
ve yönetici personel ile işçilerin sanatları ve çalıştıkları
yerler, ad ve soyadları ile doğum yerleri ve tarihleri belirtilir. Bordrolarda yüklenicinin veya vekilinin imzası bulunmalıdır. Ayrıca kontrol teşkilatı ücretlerin ödenmediği veya
eksik ödendiği yönündeki işçi talep ve ihbarlarını değerlendirerek, yükleniciden ve alt yüklenicilerden istenecek
bordrolara göre bu ücretlerin yüklenicinin hakedişinden
ödenmesini sağlar. Yüklenicinin hakediş istemesi üzerine,
bu istek ve hakedişin ödenmesi planlanan tarih, şantiye
şefliği, işyeri ilan tahtası veya işçilerin toplu bulunduğu
yerler gibi işçilerin görebileceği yerlere yazılı ilan asılmak
suretiyle duyurulur. İdarenin işçi ücretlerinin ödenip ödenmediği konusunda kontrol yükümlülüğü bulunmaktadır ve
yapılan ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamaları ile
bu sorumluluk ortadan kalkmaz.13 İlanın yapıldığı, kontrol
teşkilatının ve yüklenici veya vekili ile işçi temsilcisinin
imzaladıkları bir tutanakla tespit edilerek bu tutanağın bir
kopyası hakedişin ödeme yerine gönderilir.
İdarelerin, çalışan işçilerin ücret haklarını teminat
altına alan bu kuralları uygulamamalarından dolayı ortaya çıkan ücret kayıplarını tazmin etmeleri gerekir. Bu gibi
durumlarda, mevzuatın uygulanmamasından ötürü işçinin
uğradığı ücret kaybı, bir hizmet kusurundan doğan zarar
niteliğindedir. Bununla beraber, bu gibi ücret kayıplarından
doğan sorumluluk idare hukuku anlamında bir sorumluluk
değil, mevzuatın açık hükümlerine göre iş hukuku anlamında müteselsil ve işveren sorumluluğudur.14
İşçilerin geriye doğru en çok üç aylık ücret alacakları, yüklenici veya alt yüklenicinin kayıtları ile varsa puantaj ve daha önceki hesap pusulalarından incelenir. Yapılan
bu inceleme sonucunda anlaşmaya varılan alacakların
yüklenici tarafından bordroya bağlanması sağlanır ve bu
bordrolar hakediş raporu ile birlikte ödeme yerine gönderilir.
13
Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi’nin 11.02.2010 tarih ve
14820/3174 sayılı Kararı ile 06.05.2010 tarih ve 23984/12566
sayılı Kararı (SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, 8. Baskı, Beta
Yayınevi, İstanbul, 2012, s. 414).
Şubat 2014 • Yıl: 14 • Sayı: 161
4.2. Kamu Alacakları İçin Yapılan Kesintiler
Yüklenicinin işçilere olan ödenmemiş ücret borcu
olmasının yanı sıra idare ile diğer kamu kurum ve kuruluşları gibi üçüncü kişilere de borcu bulunabilir. İdarenin
yükleniciye hakediş ödemesi sırasında ödenmemiş işçi ücretlerinin yanı sıra vadesi geçmiş vergi ve sosyal güvenlik
prim borcu olup olmadığını da kontrol etme yükümlülüğü
vardır.
Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan Seri: A, Sıra
No: 1 Tahsilat Genel Tebliği’nin15 Birinci Kısım İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak
İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı alt
bölümünün I- (2) numaralı bölümünün (a-i) maddesindeki
açıklamaya göre, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu16 (KİK)
kapsamına giren kurumların bu Kanun kapsamında hak
sahiplerine 2.000.-TL’nin üzerinde yapacakları ödemeler
14
İZVEREN, Adil; AKI, Erol, İş Hukuku I. Cilt Bireysel İş
Hukuku, Barış Yayınları Fakülteler Kitabevi, İzmir, 1999, s.
247.
15
30.06.2007 tarih ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanmıştır. Anılan Tebliğ’de Seri: A Sıra No: 2 Tahsilat
Genel Tebliği ve Seri: A Sıra No: 3 Tahsilat Genel Tebliği ile
değişikliğe gidilmiştir.
16
22.01.2002 tarih ve 24648 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
47
MEVZUAT
sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin
istenilmesi gerekir. Bu kapsama giren amme alacakları
yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel
iletişim ve banka ve sigorta muameleleri vergileri, gelir ve
kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar ve geçici vergiler ile bu
vergi türlerine ait vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleridir. Sayılan bu vergilerin ve ferîlerinin toplam tutarının
1.000.-TL’yi aşması durumunda vergi borcu olduğu kabul
edilir. Mezkûr Tebliğ’in (4) numaralı bölümünün (4.1-b) bölümüne göre ise KİK kapsamında ödeme yapacak olan kurum ve kuruluşlar, hak sahiplerine ödeme yapmadan önce
vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arayacaklar,
bu Tebliğ ile belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borç
bulunması hâlinde ödeme yapmayacaklardır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası
Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişik-
de, SGK kesinti yapılmamasını idareye bildirir.
İdarece, işveren ve varsa alt işverenlerinin SGK’ye
idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası,
gecikme zammı ve diğer ferîlerinden oluşan borçlarına
mahsup edilmek üzere yapılan kesinti tutarı, ödeme belgesinde gösterilir. Bu kesinti, ödeme makamınca muhasebe kayıtlarına intikal tarihinden itibaren 15 gün içinde
SGK’ye veya SGK’nin önceden bildirilen banka hesabına
yatırılır. Hakediş miktarı, işverenin ve varsa alt işverenlerinin SGK’ye idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferîlerinden oluşan
borcunu karşılamazsa, bakiye borç daha sonra ödenecek
hakedişlerden aynı yöntemle kesilerek SGK’ye ödenir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı
sizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmeliğin 6’ncı
üzere idarenin yükleniciye yapacağı hakediş ödemeleri
maddesine göre idarece işverenlerin hakedişleri, SGK’ye
sırasında iş mevzuatı, vergi mevzuatı ve sosyal güvenlik
idari para cezası, prim ve prime ilişkin borçlarının olmama-
mevzuatının kendisine yüklediği yükümlülükler çerçeve-
sı kaydıyla ödenebilir.
sinde işçilerin yükleniciden herhangi bir alacağının olup
17
İdare, işverene yapacağı her hakediş ödemesinden önce, işverenin ve varsa alt işverenlerinin SGK’ye
idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası,
gecikme zammı ve diğer ferîlerinden oluşan borçlarının
olup olmadığını, üniteden yazı ile sorar. Ünitece, işverenin
ve varsa alt işverenlerinin muaccel borcunun bulunmadığı
hususu idareye bir aylık süre içinde yazı ile bildirilir. Yazı
ile bildirilmediği sürece, idare tarafından işverene hakediş
ödenmez.
İşveren ve varsa alt işverenler tarafından çalıştırılan sigortalılara ilişkin aylık prim ve hizmet belgeleri
SGK’ye verilmemiş veya işyerinde sigortalı çalıştırılmadığı
takdirde bu husus bir dilekçe ile SGK’ye bildirilmemiş ise
bu durum SGK tarafından idareye bildirilir. İdare bu bildirim üzerine ihale konusu işten dolayı tahakkuku olası idari
para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme
zammı ve diğer ferîlerine mahsup edilmek üzere hakedişten %5 oranında kesinti yapar. Ancak, ihale konusu işyeriyle ilgili aylık prim ve hizmet belgeleri üniteye verildiğin-
olmadığını, yüklenicinin vadesi geçmiş vergi ve sosyal güvenlik prim borcu olup olmadığını araştırmak ve hakediş
ödemesini buna göre yapmak zorundadır. Diğer bir ifadeyle, yüklenicinin idareden hakedişi alabilmesi için sözleşme
konusu edimi tam ve kusursuz olarak ifa etmesi yetmez,
çalışan işçilerin ücretlerini, vergilerini ve sosyal güvenlik
primlerini de zamanında ödemesi gerekir. Ayrıca yüklenicinin sayılan alacaklılar dışında üçüncü kişilere de borcu
olabilir. Örneğin yüklenici alacağı üzerinde haciz ve icra
takibi olabilir.
Yüklenicinin idareden olan alacaklarının borçlarından fazla olması durumunda öncelikle zorunlu olarak
ödenmesi gereken borçlar ödendikten sonra kalan tutar
yükleniciye ödenir. Buna karşılık yüklenicinin idareden
alacaklarının borçlarını karşılamaması hâlinde alacakların
öncelik sırasının belirlenmesi önem arz eder.
Yüklenicinin idareden alacaklarının öncelik sırası
konusunda mevzuatta açık bir hüküm veya açıklama yer
almamaktadır.
17
29.09.2008 tarih ve 27012 sayılı (ikinci mükerrer) Resmî
Gazete’de yayımlanmıştır.
48
Maliye Bakanlığı’nın Seri No: 2005/2 Tahsilat İç
Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi
MEVZUAT
Genelgesi’nde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun18 gereğince yapılacak takiplerde,
haciz varakasının imzalandığı tarih esas alınarak işçilerin
bu tarihten önceki üç aylık net ücret alacaklarının ödenmediğinin iddia edilmesi ve bu yönde tespitin bulunması hâlinde, ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra,
kalan kısım üzerinde icrai takibat yapılacağı belirtilmiştir.
Anılan Genelge’ye göre gerek müteahhitlik gerekse diğer
işkollarında faaliyette bulunan kişilerin ödenmemiş amme
borçları nedeniyle ihale makamları nezdindeki teminat ve
istihkakları üzerine tatbik edilen hacizler nedeniyle yapılacak kesintilerin, işçilerin her hakediş dönemi için olan ücret
alacaklarının üç aylık tutarı hariç bırakılarak uygulanması
gerekmektedir. Hakediş dönemlerinin aylık olması hâlinde
ise haciz dışı bırakılacak işçi ücretlerinin ilgili aya ait işçi
ücretleri olduğu tabiidir. Diğer taraftan, haciz tatbik edilebilecek hakediş tutarının belirlenmesinde esas alınması
gereken ücret kavramından, kesintiler yapıldıktan sonra
işçinin eline geçen net ücret tutarının anlaşılması gerekmekte olup bu şekilde tespit edilen ücret tutarları dışında
ise hakedişlerin haczini engelleyecek bir unsur bulunmamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun19 kamu makamlarının
ve asıl işverenlerin hakedişlerinden ücret kesme yükümlülüğünü düzenleyen 36’ncı maddesi her ne kadar yapım
işlerine yönelik hüküm içerse de hizmet alımlarında da
idarelere yol gösterebilir. Anılan madde hükmüne göre
yüklenicilerin her çeşit teminat ve hakedişleri üzerinde yapılacak her türlü devir ve el değiştirme işlemleri veya haciz ve icra takibi bu işte çalışan işçilerin ücret alacaklarını
karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde
hüküm ifade eder.
Yine HİGŞ’nin kesin teminat ve ek kesin teminatın
geri verilmesini düzenleyen 51’inci maddesinde, yükleniciye ait kesin ve ek kesin teminatın yükleniciye iade edilebilmesi için yüklenicinin sözleşme konusu işler nedeniyle
idareye ve SGK’ye, ücret ve ücret sayılan ödemelere ait
vergi borcunun olmaması gerekir. Kanaatimizce yüklenicinin borçlarının hakedişlerden ödenmesi hususunda da
18
28.07.1953 tarih ve 8469 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
19
10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı R. G.’de yayımlanmıştır.
Şubat 2014 • Yıl: 14 • Sayı: 161
bu maddedeki belirtilen alacak öncelik sırasının uygulanması gerekir. İdare, aksine bir yasal zorunluluk olmadığı
takdirde, sözleşmenin tarafıdır ve kendisine düşen ödeme
yükümlülüğünü yerine getirmesi için yüklenicinin de kendisine karşı olan yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında
yerine getirmesi gerekir. Bu durumda alacaklarda en öncelikli olan ihaleyi yapan idarenin alacaklarıdır. Vergi ve sosyal güvenlik mevzuatının emredici kuralları çerçevesinde
alacaklarda öncelik bakımından ikinci sıra vergi ve sosyal
güvenliğe ilişkin alacaklarındır. Yüklenicinin sayılan bu
borçları ödendikten sonra ödenmeyen işçi ücretleri ödenmelidir. Yüklenicinin borçlarının ödenmesinde son sırada
ise sayılanlar dışında kalan üçüncü kişilerin alacakları yer
almaktadır.
5.
SONUÇ
Sözleşmelerin uygulanması sırasında yüklenicinin hakedişlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesi büyük
önem taşımaktadır. Yükleniciye hak ettiği tutardan fazla
ödeme yapılması kamu zararına neden olabileceği gibi
eksik ödeme yapılması durumunda da yüklenicinin mağduriyeti ortaya çıkacaktır.
İşçilerin izin, istirahat gibi nedenlerle işe gelmedikleri durumlarda hakedişlerin hesaplanması noktasında İşveren Uygulama Tebliği’ndeki açıklamalara uyulması gerekir.
KAYNAKÇA:
– İZVEREN, Adil, AKI, Erol. İş Hukuku I. Cilt Bireysel
İş Hukuku, Barış Yayınları Fakülteler Kitabevi, İzmir, 1999
– MOLLAMAHMUTOĞLU, Hamdi, ASTARLI Muhittin. İş Hukuku, 5. Bası, Ankara, Turhan Kitabevi, 2012
– REİSOĞLU, Safa. Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22. Bası, Beta Yayınevi, İstanbul, 2011
– SÜZEK, Sarper. İş Hukuku, 8. Baskı, Beta Yayınevi, İstanbul, 2012
– www.ihale.gov.tr
– www.resmigazete.gov.tr
49