Satınalma www.satinalmadergisi.com Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticilerinin Dergisi Yıl:2 Sayı : 18 Haziran 2014 Satınalma Pazarlık Planlaması ve Temel Aşamalar Prof. Dr. Murat ERDAL Satınalma ile İş Sağlığı ve Güvenliği İlişkisi Sertaç Sedat KÖKSAL Emtia Fiyat Analizleri Gürkan HÜRYILMAZ Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı Başvuruları 1 Temmuz da Başlıyor Satınalma Çalıştayları EYLÜL Ayında İstanbul Üniversitesi’nde 2 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 BU SAYIDA HAZİRAN 2014 07 13 17 22 24 25 27 30 32 34 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Prof.Dr. Murat ERDAL Satınalma Pazarlık Planlaması ve Temel Aşamalar Satınalma Pazarlık Planlaması ve Temel Aşamalar 07 Eda EKİNCİOĞLU Prof. Dr. Murat ERDAL, İstanbul Üniversitesi Başkalarının Bakıp ta Göremediğini Görebilmek Kişisel Başarı Prof. Dr. Mahmut TEKİN, Selçuk Üniversitesi TMGD Hakkında Tebliğ’in Yayınlanmasının Ardından Yrd.Doç. Dr. Ezgi UZEL, Beykoz Lojistik MYO Perakende ve Ramazan 30 İnovasyonun ne Olduğunu Bilmeyen var mı? K a m i l B AYA R , E n d ü s t r i M ü h e n d i s i , M B A H a l i t K AYA Vadeler Kısalıyor mu? Hamza BULUT, Endüstri Mühendisi ‘06 YTÜ, Satınalma Md. Satınalma İle İş Sağlığı ve Güvenliği S e r t a ç S e d a t KÖ K S A L , D e n e t m e n / S o s y a l G ü v e n l i k K u r u m u 37 Lojistik Satınalma Satınalma ve Etik İlkeler Vakası Düzenlenmesi Zorunlu ve Sorunlu Bir Alan Çarşıda Verdim 1 Lira, Eve Geldim 3 Lira! Sayfa 13 A r i f Y ı l d ı r ı m Te d a r i k Z i n c i r i D i r e k t ö r ü , K a r a c a Perakende ve Ramazan S e r t a ç S e d a t KÖ K S A L E d a E K İ N C İ O Ğ L U , P e r a k e n d e Te d a r i k Z i n c i r i M d r . Franchising Sistemi M. Vefa TOROSLU, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Türkiye’nin 2014 Yılı Lojistik Performans Karnesi A y d o ğ a n C A N , M ü n i h Te k n i k Ü n i v e r s i t e s i , U l a ş t ı r m a v e Lojistik Yüksek Lisans Öğrencisi Satınalma ile İş Sağlığı ve Güvenliği İlişkisi 25 3 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 BU SAYIDA HAZİRAN 2014 37 38 39 www.sat inalmadergisi.com satınalma Satınalma ve Sayfa Tedarik Zinciri Yöneticilerinin Dergisi Lojistik Satınalma Vakası H a l i t K AYA , S ü r a t L o j i s t i k S a t ı ş S o r u m l u s u www.satinalmadergisi.com Yönetici ? Lider? Simge ERDAĞ Nuh’un Gemisine Binmek İstiyorum! Selda YÜKSEKBAŞ, The Marmara Hotels Satınalma Müdürü 40 44 51 www.b u y ernet work.net Sayfa Tüketici Etnosentrizmi Doç.Dr. Nusret Göksu, KahramanMARAŞ sÜTÇÜ İ mam Üniversitesi Emtia Fiyat Analizleri G ü r k a n H Ü R Y I L M A Z , C E O , P u r c h a s i n g Tu r k e y 3B Yazıcılar ve Türkiye’deki Kullanımı Kemal ŞAHİN, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi EDİTÖR PROF. DR. MURAT ERDAL İNTERNET EDİTÖRÜ ARŞ. GÖR. ADİL ÜNAL GRAFİK TASARIM FİLİZ ÜNAL ONLINE DAĞITIM satınalmadergisi.com buyernetwork.net Sayfa REKLAM VE SPONSORLUK dergi@satinalmadergisi.com Reklam İndeksi Şirket / Marka Adı Lojistiknet Sayfa Web Sitesi 6 www.lojistiknet.net Asbir Antrepo 11 www.asbir.com Temesist 16 www.temesist.com Martı Gümrük Müşavirliği Planet Lojistik 19 www.martiglobal.com.tr 20 www.planetlogistics.com.tr Buyer Network 25 www.buyernetwork.net ADRES Prof.Nurettin Mazhar Öktel Sokak, Dilek Apt. No:19/3, 34381 Şişli / İstanbul Tel (0212) 296 96 49 Faks (0212) 219 30 04 Web www.satinalmadergisi.com Sayfa SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 4 www.b u y ernet work.net EDİTÖRD www.sat inalmadergisi.com EN Editörden... projelerinizi, ar-ge çalışmalarınızı bizlerle paylaşın. Bülten ve duyurularınızı dergi@satinalmadergisi.com adresine gönderebilirsiniz. Değerli Satınalma Dergisi Okuyucuları, Meslek ağımız BuyerNetwork.net 1.200 üyeyi geçti. Satınalma ve Tedarik Zinciri Profesyoneller kulübü olarak tanımladığımız bu grubun çok önemli bir potansiyeli olduğunu düşünmekteyiz. İlerleyen dönemde birlikte/ ortaklaşa neler yapabiliriz duygusunu geliştirmek istiyoruz. Haziran ayı ile birlikte okullar kapandı. Çocuklar tatile başlarken üniversite öğrencileri son sınavlarına girmekteler. Mezuniyet günleri ise tüm okullarda arka arkaya yaşanıyor. Ailelerin en mutlu günleri. Sektörlerde ise Ukrayna’dan sonra Irak’ta yaşanan siyasi gelişmeler ve belirsizliklerin bir ölçüde tedirginlik yaşattığı bir gerçek. Irak, Türkiye’nin son dönemde önemli bir ihracat pazarı iken, bu gelişimin kesintiye uğraması zincirleme olarak sadece o bölgeye ihracat yapanları değil tüm ekonomiye etki edecektir. Ekonomide ilk çeyrek verileri olumlu iken bunun bu şekilde sürdürülüp sürdürülemeyeceği konusunda farklı yaklaşımlar mevcut. Olumlu ve olumsuz senaryoları hep birlikte yaşayacağız. Fakat satınalma yöneticileri açısından durum “temkinli olmakta fayda var” şeklinde özetlenebilir. Ramazan ayı içerisinde sivil toplum örgütlerinin iftar buluşmaları sektör yöneticilerinin bir araya gelmesi bakımından son derece önemli. Bu dönemde şirket yöneticileri arasında daha fazla kaynaşma olduğu da bir gerçek. Anlayış, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşım öğelerinin daha fazla ön plana çıktığı Ramazan ayının tüm sektörlere bolluk ve bereket getirmesi dileğiyle... Yeni sayıda buluşmak üzere... Satınalma Dergisi içerisinde yeni dönemde daha fazla sektörel haberlere yer vereceğiz. Özellikle siz satınalma yöneticileri kurumsal iletişim yöneticilerinizi ve ajanslarınızı bizlere yönlendirin. Üretim ve hizmet sektörlerindeki yeni uygulamalarınızı, yatırım E D İ T Ö R EDİTÖR PROF. DR. MURAT ERDAL www.muraterdal.com http://www.buyernetwork.net/members/muraterdal SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 5 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Satınalma ve Tedarik Zinciri Günleri İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı Sektör uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilecek teknik çalıştay dizisi Eylül ayında başlıyor. Tam gün sürecek ücretsiz etkinlikte bilgi paylaşımı ve mesleki sosyalleşme bir arada olacak. Katılımın 40 kişiyle sınırlandığı bu özel ve ücretsiz etkinlikte yer almak ve katılım koşulları hakkında bilgi sahibi olmak için www.buyernetwork.net adresini ziyaret edebilirsiniz. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 6 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com türkİye’nİN LOJİSTİK AĞI: LOJİSTİKNET.NET YAYINDA Lojistiknet, yöneticilerin, firmaların, akademisyenlerin, öğrencilerin ve ülkemizin lojistik ailesinin sosyal ağ sitesidir. Kişisel ve kurumsal kullanımı ücretsizdir. Tüm paydaşlarımızı davet ediyoruz. www.lojistiknet.net 7 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Prof. Dr. Murat ERDAL İstanbul Üniversitesi Te d a r i k Z i n c i r i Yö n e t i m i B i l i m D a l ı B a ş k a n ı www.muraterdal.com http://www.buyernetwork.net/members/muraterdal Satınalma Pazarlık Planlaması ve Temel Aşamalar Satınalma yöneticileri kariyerleri boyunca çok sayıda ve farklı özelliklerdeki satıcı/tedarikçi profilleri ile alım müzakerelerini yürütmektedirler. Satınalma pazarlıklarında her zaman hatırlanması gereken, “her pazarlık birbirinden farklıdır ve her pazarlık aynı şekilde sonuçlanmayabilir”. Bu nedenle her pazarlığın kendine özgü dinamiklerinin bulunduğu söylenebilir. Tedarikçilerle yürütülen pazarlıklarda büyük ölçüde “uzun dönemli bir ilişki nasıl sağlanır ?” sorusuna cevap aranmaktadır. Satınalma pazarlıklarında iki taraf bulunmaktadır. Alıcı hazırlığı kadar tedarikçinin/satıcının da pazarlık için hazırlandığı akıldan çıkarılmamalıdır. Bu nedenle pazarlıklarda eğitimli satıcılara karşı her zaman hazırlıklı olunmalıdır. Zaman içerisinde elde edinilen pazarlık deneyimi alıcıları bu konuda olgunlaştırmaktadır. Pazarlıklarda başarı, çok çalışma, bilgi toplama, iyi bir planlama ve hazırlık ile kendini göstermektedir. Pazarlık planlamasında işletme gereksinimlerinin analiz edilmesi, temin edilmesi planlanan ürün/hizmetin içeriği, tedarikçi araştırması, pazarlık amaç pozisyonunu belirlenmesi (maksimum, hedef ve minimum beklentiler) önemli bir yer tutmaktadır (Şekil). Pazarlık planlamasında aşağıda sıralanan temel konular gözden geçirilmektedir: • Pazarlıkta hedeflenen belirli bir amaç geliştirilmesi. • Tedarikçinin profili, kapasitesi ve kârlılık düzeyi vb. ne olduğunun araştırılması. • Tedarikçinin ihtiyaçlarının toplanması. • Tedarikçinin anlaşma/pazarlık pozisyonunun analiz edilmesi. • Tedarikçi sözleşme yapılacak kadar güvenilir mi ? • Ürün/hizmet maliyet analizleri pazarlıkta başlangıç adımları için elzemdir. Bu nedenle uygun verilerin toplanması gerekmektedir. • Durum analizinin yapılması. Pazarlık için bir aciliyet var mı ? • Pazarlık stratejisi ve taktik adımlar planlanmalıdır. Satınalma pazarlıkları; • pazarlık öncesi dönem • pazarlık oturumu ve • pazarlık sonrası dönem olarak üç aşamada ele alınmaktadır. Pazarlığın iyi yönetilmesi, pazarlığın her üç aşamasında yürütülecek profesyonel hamlelere bağlıdır. Bu aşamalarda hangi adımların atılması, nelerin yapılması ve aynı zamanda nelerin yapılmamasına bağlıdır. I - Pazarlık Öncesi Dönem Şekil. Satınalma Pazarlık Süreci Modeli Kaynak: Michiel R. Leenders, Harold E. Fearon, a.g.e., s:322. Her pazarlık süreci, ürün ve/veya hizmetin özelliklerine göre “karmaşıklık”, “risk” ve “değer” içermektedir. Pazarlık sürecinde inisiyatif alan, sevk ve idare eden yönetici, aynı zamanda başarısına zemin hazırlamaktadır. Pazarlık konusunda deneyim sahibi bir satınalma yöneticisi, sıkı pazarlık sürecinin nerede başlayıp nerede bittiğini gayet iyi bilmektedir. Fiili pazarlık oturumundan önce, pazarlık hazırlığı ve konu hakkında temel fikirlere (farkındalık) sahip olunmalıdır. 1 1 Michiel R. Leenders, Harold E. Fearon, a.g.e., s:322. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 a – Pazarlık Hazırlığı o Uygun tedarikçilerin bulunması. Tedarikçinin pozisyonunun analiz edilmesi. o Alternatif tedarikçi (yeni imkân/fırsat) araştırmasının yapılması. o Tedarikçinin finansal durumunun sorgulanması. o Tedarikçinin önerilerinin analiz edilmesi. o Pazarlık ekibinin organizasyonu. o İş durumunun anlaşılmasında açık olunması. o Pazarlık amaçlarının belirlenmesi. o Alternatif eylem planlarının hazırlanması. o Yetki ve sorumlulukların farkında olunması. o Yeterli müzakere/görüşme için imkân sağlanması. o Uygun toplantı odası ve ortamın hazırlanması. b - Temel Fikirler o Uzlaşma konusunda hazırlıklı olunması. o Alıcı pozisyonu “satış”ı zorlayacaktır. o Oturum sürecinde pazarlık tutumunu (rengini) belli etmemesi. o Satıcının asla küçük görülmemesi. o Asla pazarlık gardının düşürülmemesi. o Zamanın etkin kullanılması ve doğru işi yapılması. o Makul olunması ve çok uzağa gidilmemesi. o Alıcı teklifi ne olursa olsun, satıcı daima daha fazlasını istediğinin bilinmesi. o Alıcı tarafdaki sinirlilik zayıflık belirtisi olarak yorumlanacaktır. o Pazarlık öncesinde ve süresince biyolojik ihtiyaçların (açlık, tokluk gibi) kontrol edilmesi. II - Pazarlık Oturum Aşaması Etkili bir pazarlık, - içeriğe ilişkin konuların tatmin edici bir biçimde çözüldüğünde yani, tüm tarafları memnun eden bir mutabakata varıldığında ve - taraflar arası çalışma ilişkileri korunduğunda ve hatta geliştirildiğinde ortaya çıkmaktadır. Pazarlıklarda gündemin oluşturulması büyük kolaylık sağlamaktadır. Pazarlığın başlarında daha az tartışmalı konularda bir takım mutabakatların aranması daha zor konularda anlaşma için ortamın yumuşatılması sağlanmalıdır. Pazarlık insanlar arasındadır, dolayısıyla karşı tarafın kişisel özelliklerini ve başarı, korku veya benzer etmenler gibi onları motive eden unsurları tartmayı bilmek çok önemlidir. Sorular bilgilerin ortaya çıkarılması ve karşı tarafı bir ölçüde baskıda tutma yöntemidir. Pazarlığın düzeni ve gelişimini kontrol etmek için akılcı sorulardan yararlanılmalıdır. 8 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Pazarlıklarda ödün verme (kısmen veya tamamen geri çekilme) çıkmaza giren pazarlıkların çözümünde için kullanılabilecek bir taktik hamle olarak kullanılabilmektedir. Her ödün karşı tarafın beklenti düzeyini yükseltebilmektedir. Dolayısıyla alıcıların yeterli hazırlık olmaması nedeniyle gittikçe daha çok ödün verdikleri bir “ödün serisi”nden kaçınması gerekmektedir. Bu konuda ortak fikir, ödünlerin taraflar arasında hamle bazında karşılıklı olması gerektiğidir. Esneklik temeldir ancak, karşı ödün vermek bir zorunluluk değildir ve pazarlıklarda amaç kazanılandan daha az ödün vermektir. Tecrübeli bir pazarlık yürütücüsü genelde “kaz gelecek yerden tavuğu esirgenmez” sözünü gayet iyi bilir. Pazarlık oturum süresince üç bileşene dikkat edilmelidir. Bunlar 2: – Satıcının/tedarikçinin değerlendirilmesi – Pazarlık stratejisinin geliştirilmesi – Pazarlık taktiklerinin geliştirilmesi a – Satıcının / Tedarikçinin Değerlendirilmesi o Pazarlık oturumunda dikkatli gözlerle incelendiğinizin farkında olunması. o Tarafların pazarlık oturumunda her türlü gelişmeden ipuçları elde ettiklerinin bilinmesi o Tedarikçinin oturum sürecinde pozisyonunun analiz edilmesi. o Pazarlık oturumunda diğer tarafın liderinin tespit edilmesi. o Gerçek anlamda pazarlık sürecinde kimin ne ölçüde ödün vereceğinin izlenmesi o Karşı tarafta bir soru / konu hakkında bir duraksama olduğunda bir zayıflık oluğu işaretidir. o Satıcı gündemde olan herhangi bir soru/konu hakkında gerekli veriye sahip değilse bu durum bir zayıflık belirtisidir. o Güçlü ve kuvvetli olunması. Özgüvene dayalı bir biçimde yüz yüze (göz kontağı kurarak) karşı tarafın ne söylediğinin iyi anlaşılması. 2 Michiel R. Leenders, Harold E. Fearon, a.g.e., s:324. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 9 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com b – Pazarlık Stratejisinin Geliştirilmesi Çıkmaz Pazarlıkların Çözümlenmesi o Pazarlık oturum sürecinde yönetimin (pazarlık oturum idaresinin) ele alınması. o Toplantı masasının başına veya merkezine oturulması. o Satıcı tarafın isim ve özelliklerini bilinmesi. o Satıcı ekibinin yetki dağılımının anlaşılması. o Satıcının minimum pozisyonun değerlendirilmesi. o Pozitif iletişim ortamının oluşturulması ve bunun desteklenmesi. o Kısa ve uygun anlatıma özen gösterilmesi. o Pozitif cevap almak için diğer tarafın cesaretlendirilmesi. o Avantaj getiren pozisyonlarda / küçük noktalarda uzlaşılması. o Oturum sürecinde erken uzlaşmaya varılması halinde karşı taraftan da aynı hareketin beklenmesi. o Pazarlığa kolay konulardan başlanılması. o Katı pozisyon almaktan kaçınılması. Aşırı katı tutum tedarikçinin vazgeçmesine ve ayrılmasına neden olabilir. o Pazarlık oturumunda gereğinden fazla taviz verilmemesi. o Fiziksel ve mental dayanıklılık sınırlarının bilinmesi. Pazarlıklar bazen her iki tarafın da çözüm geliştirilmediği noktalarda çıkmaza girebilmektedir. Bu tür çıkmaza giren pazarlıkların çözümü için önerilen yöntemler arasında; c - Pazarlık Taktiklerinin Geliştirilmesi o Alıcı olarak elde edebilecek maksimum pozisyonun belli edilmemesi. o Herhangi bir neden olmadan tartışmadan uzak durulması. o Soğukkanlılığın kaybedilmemesi. o Yetkiyi aşan vaatlerde bulunulmaması. o Tedarikçinin de pazarlık sonucunda kazanması gerektiğinin hatırlanılması. o Toplantının ani bir şekilde bölünmesine izin verilmemesi. Diğer tarafa saygısızlık olabilecek durumlardan kaçınılması. o Bütünüyle kabul edilemez tekliflere karşı en iyi cevabın sessiz kalınması gerektiğinin hatırlanılması. o Zaman, değerlidir. Vakit nakittir. Bu nedenle gereksiz konularda fazla tartışmanın zaman kaybına neden olduğunun bilinmesi. o Hassas ve problemli alanlarda diğer bir pazarlık konusuna geçilmesi. o “Pozisyonunu görüyorum, şimdi benim pozisyonumu anlamayı dene” hamlesinin uygulanması. o İnisiyatif alınması ve çözüm önerilmesi. o “Çok ileri gitmiş olmalıyız şimdi bataklığa saplanıp kaldık” sendromlarını ortadan kaldırılması. o Tarafların pazarlık maddelerine tekrar odaklanması için oturuma ara verilmesi o Espri yapılarak havanın yumuşatılması o Konunun alt başlıklara ayrılması ve mutabakat aranması o “prensipte anlaşmak” için adım atılması (Eğer taraflar prensipte anlaşırsa, maddeler üzerine de anlaşma şansı doğmaktadır.) o Taraflar için anlaşamamanın sonuçlarını değerlendirme o Argümanları objektif olarak dinleyecekleri, meseleleri açıklığa kavuşturacakları ve gerektiğinde hakemlik yapacakları için üçüncü kişi yardımı alma o Pazarlık yürütücülerinin değiştirilmesi Pazarlık Sürecinde Olası Problemler Pazarlık sürecinde olası problemler şu şekilde özetlenebilir 3: • Hatalı yönetim taahhütleri • Pazarlık taraflarındaki temsilcilerinin (satınalma ve satış yöneticileri) konu hakkında sınırlı bilgiye sahip olması • Tekliflerle satınalma ihtiyaçları arasında denge kurulamaması • Tedarikçinin hedef ve amaçlarının iyi anlaşılamaması • Pazarlıklarda eski alışkanlıkların sürmesi • Satıcı ve alıcı taraflardaki rollerin tanımlanmasındaki eksiklik • Alıcı ve tedarikçi işletmeler arasında her düzeydeki ilişkilerde iletişim eksikliği 3 Geoff Harmer, Overview of Supplier Management, PinkRoccade UK, 26 November 2002, slayt:6-9. 10 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com PAZARLIK DAVRANIŞ TİPLERİ VE OLASI KARŞILIKLARI Davranış Tipleri Teklif edici davranış Öneri hareketleri... o Alt maddelere (veya geçmiş) sözleşmelere bakalım mı?” Olası Karşılığı Genellikle destek şeklinde gelişimci davranış veya zorluk çözümü şeklinde mantıklı davranışa yol açar. Gelişimci davranış Tekliflerin üzerine ekleme veya başkaları tarafından yapılan teklifleri destekleme gibi. o Alt sözleşmeler konusunda karara vardığımıza göre, hangi maddeye geçelim? Genellikle gelişimci davranışın devamına veya belki de daha fazla açıklama isteyen bir soruya yol açar. Mantıklı olumsuz davranış Mantıklı bir şekilde diğerleriyle aynı fikirde olmamak, onların fikirlerindeki zorlulukları ortaya koymak. o Fiyat bir sorun teşkil ediyor çünkü onların malzeme maliyetleri bizim miktar indirimlerimizi karşılamıyor. Benzer olumsuz davranışla karşılanması muhtemeldir, iletişim ve duygular açısından bir inişe geçilebilir. Bu inişten farklılıkların olabildiğince mantıklı bir şekilde açıklanması ve belki de soru sorularak kaçınılabilir. Duygusal olumsuz davranış Diğerlerine saldırma, eleştirme, aynı türden saldırılara karşı savunma. o “Saçmalık.” Genellikle, saldırı, saldırı veya savunmayla karşılanır. Yapıcı pazarlığı zora sokar. Açıklayıcı davranış İnsanların anlayıp anlamadığını kontrol edip, bir önceki tartılmayı özetleyen. o Benim gördüğüm kadarıyla, anlaşmamız şuydu.” Fikir ayrılığı olsa da destekleyici gelişimci davranışa yol açar. Bilgi isteme davranışı Olgu, görüş, fikir ... o Eğer miktarı iki katına çıkarırsak ne kadar indirim alırız? o Eğer?” Bu neredeyse her zaman bilgi verilmesiyle sonuçlanır. Cevabın kesinliği bunu güçlü bir yön verme davranışı yapar. Bilgi verme davranışı Olgu, görüş, fikir ... o Bugün bir karara varmamız gerekli Bu genelde bilgi isteyen bir başka davranışa karşılıktır. Etkisi içeriğine bağlı olduğundan belirsizdir. III - Pazarlık Oturum Sonrasında Faaliyetler Pazarlık sonrasından üzerinde mutabakata varılan konular olabildiğince açık bir biçimde belirten bir metnin yazılmalı ve taraflara yorum ve imza için iletilmelidir. Pazarlık oturumu sonrasında yürütülmekte olan faaliyetleri şu başlıklarda toplamak mümkündür: 1. Nihai anlaşmada tüm maddelerin kapsandığından emin olunması. 2. Pazarlık oturumunun ne zaman ve nasıl sonlandığını bilinmesi. 3. Anlaşmanın her noktasındaki bütün kayıtları saklanması. 4. Pazarlık oturumunda ne olduğunun ve neden olduğunu analiz edilmesi SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 11 www.asbir.com www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 12 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Yeşİlİ Sevİyoruz, Yeşİl Ofİsİ Desteklİyoruz ! Satınalma Dergİsİ Ve Buyer Network Olarak Okur Ve Paydaşlarımıza Yeşİl Ofİsİ Önerİyoruz. Siz de ofisinizde gerekli önlemleri alıp, enerjiyi en verimli şekilde kullanarak iklim değişikliğiyle mücadeledeki yerinizi alın. Geç kalmadan, ofisinizde bilinçli tüketimi sağlamak ve bunu yaygınlaştırmak için Green Office Programı’na katılın. Yeşil Ofis Hakkında Detaylı Bilgi İçin: www.wwf.org.tr 13 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Prof. Dr. Mahmut TEKİN Selçuk Üniversitesi Bölgesel Gelişme Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü mahtekin@selcuk.edu.tr mahtekins@gmail.com BAŞKALARININ BAKIP tA GÖREMEDİĞİNİ GÖREBİLMEK; KİŞİSEL BAŞARI Başarı kişisel olarak her zaman dikkate değer bir konu olarak hep ilgi çekmiştir. Başarı bir bakıma, kişinin bugününü ve geleceğini etkileyen en önemli kavramdır. Artık benzer/aynı teknoloji her yerde var ve herkes çok kolay sahip olabiliyor. Kişiler benzer eğitimi alıyorlar. Kişilere sunulan imkân ve çevre koşulları arasındaki neredeyse fark yok. Nasıl oluyor da aynı koşullar altında yarışa başlayan kişilerden birisi çok gerilerde kalırken diğeri çok önde yarışa devam ediyor? Başarılı ve başarılı olmayan arasında belirleyici olan başka şeyler neler? Farkları yaratan ne? Bazen yanı başımızda olup ta bizim göremediğimiz başarı ipuçları neler? Başarının sırları neler? Ben ne yapmalıyım? Bu ve benzeri sorular her zaman aklımıza gelir ve biz, başarılı olan ve olmayan arasındaki farkın ne olduğunu merak ederiz. Elbette bu ve benzeri sorulara bizim cevaplarımız olabilir. Hem kişisel olarak ve hem de kurumsal olarak başarılı olma her zaman merak edilen ve ilgi çeken bir konu olmuştur. Otuz dört yıllık meslek hayatımda ülkemizin en büyüğünden küçüğüne kadar çeşitli şirketlerde yaptığım; proje, eğitim, danışmanlık gibi çalışmalarda bu sorular hep bana sorulmuştur. Ayrıca başarı, yoğun rekabetin yaşandığı küresel bir dünyada kişisel ve kurumsal olarak var olmanın temel koşulu olup, yaşamsal öneme sahiptir. Yukarıdaki sorulara cevap olarak başarının en önemli sırrının; başkalarının bakıp ta göremediğini görebilmek olduğu söylenebilir. Bu sır bir bakıma yenilikçilikten (inovasyon) başka bir şey değildir. Başarı kişisel olarak her zaman dikkate değer bir konu olarak hep ilgi çekmiştir. Çünkü; başarı bir bakıma, kişinin bugününü ve geleceğini etkileyen en önemli kavramdır. Başarılı bireyler yetiştirmek adına dünyada aileler, ülkeler ve şirketler inanılmaz sermaye ile yatırım yapıyorlar. Çünkü; biliyoruz ki küresel yarışta teknolojiye hâkim olan dünyaya hakim olarak diğerlerini yönetir, yönlendirir. Teknoloji üreterek ona hâkim olmanın yolu da insan tarafından üretilen bilginin hayata uygulanmasıyla mümkün. Bu bilgiyi de üreten insan. Ne kadar donanımlı ve başarılı insan o kadar teknoloji ar-ge, yenilik ya da ne kadar teknoloji ar-ge o kadar başarılı insan. Bizler bir birey olarak hep işimizde/mesleğimizde nasıl daha başarılı olacağımızın hayallerini kurarız. Başarılı kişilerin, hikâyelerini dinlemek hoşumuza gider. Başarıyla ilgili yaşanmış olaylar ve anılarla ilgili deneyim paylaşımı hep ilgimizi çekmiştir. Başarıyı biz amaca ulaşmak olarak gördüğümüzde, bunun sadece bir yolla değil, birden çok yolla mümkün olabileceğini görmeliyiz. Burada kritik sorunun; başarı ama nasıl? SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Olduğu görülecektir. Nasıl? Sorusunun cevabı bizim için çok zor olabilir. Nasıl sorusunun cevabi için öncelikle kişisel yeteneklerimizi keşfetmemiz gerekir. Yeteneğimizi keşfederek ona uygun iş/meslek seçimi ve mesleğin icrası başarı için hayati önemde. Keşfedilen kişisel yeteneğin aynı zamanda yetkinliğe de dönüştürülmesi gerekir. Yetenek sahip olunan potansiyeli, yetkinlik ise bu potansiyeli kullanabilme gücünü gösterir. Örneğin; otomobiliniz kilometre göstergesi saatte maksimum 100 kilometre olsun. Siz sözgelimi, saatte ortalama 70 kilometre ile gidiyorsanız, hızınız 70 kilometre olacaktır. Burada 100 kilometre yetenek, 70 kilometre yetkinlik olarak kabul edilirse, önemli olan yetenekten çok bu yeteneği kullanabilme gücü yani, yetkinliktir. Bu örnekte 30 kilometre kullanılmayan güç vardır. Şayet ortalama hızınız saatte 100 kilometre ise yeteneğinizi yetkinliğe dönüştürüp, tamamen yararlanıyorsunuz demektir. Zaten başarıyı da belirleyen budur; kişiler, şirketler, sistemler, ülkeler,…arasında. 14 Peki nedir kişisel başarı? Öncelikle başarının, kişinin amacına ulaşması/ulaşabilme derecesi olduğunu belirterek göreceli bir kavram olarak koşullara ve ulaşılan sonuçlara göre değişebileceğini söyleyelim. Bununla birlikte herkesin hemfikir olarak başarılı olarak kabul ettikleri kişilerin/ girişimcilerin başarısı incelendiğinde en önemli özelliklerinin; “başkalarının bakıp ta göremediği yenilikleri görerek bunları iş fikrine dönüştürüp, iş ve işletme kurarak çalıştırmak” olduğu görülecektir. Bu özellik yani; “başkalarının bakıp ta göremediği yenilikleri görerek bunları iş fikrine dönüştürebilme ve uygulayabilme” çok farklı bir düşünme (leteral/çapraz) şeklini ve iş yapabilme becerisini bize gösterir. Bu düşünme şekli ve uygulama becerisi bilinen dışında yani; iş bilici olma ve iş bitiricilik bir bakıma başarılı olan kişiyle başarılı olmayanı arasındaki farkı gösteren en önemli göstergedir. Bu göstergenin en önemli ipucu farklı düşünme kalıpları ve bakış açılarından başka bir şey değildir. Örneğin; dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com olan Microsoft bu düşünme kalıplarını, kişisel yetkinlik becerileri olarak; merak etmek, rahat olmak, resmi olmamak, heyecan duymak, yenilikçilik, yaratıcılık, açık iletişimlilik, çapraz düşünme.. olarak belirlemiştir. Çalışma ortamı koşulları da yani işin mutfağı da bambaşka.. Peki bu nasıl olacak? Bir kişinin başarılı olması için öncelikle yaptığı işten mutlu olması ve o işin rüyalarına girmesi gerekir ki, başarılı için tüm koşullar sağlanmış olsun. Bu bakımdan kişinin kendisinin severek yapabileceği ve mutlu olacağı işi yapması gerekir. Bunun için öncelikle yetenekleri keşfederek bu yeteneklerini kullanarak severek yapabileceği bir işi yapması gerekir. Severek yapılan ve yaparken mutlu olunan her iş/meslek kişiyi başarıya götürür. Öncelikle O işin rüyalara girebilmesi için de kişinin öncelikle yapmış ve yapacağı işle ilgili olarak hayal olması ve hayal kurması gerekir. Kişinin kurduğu hayalle birlikte vizyonu gelişir. Bu aşamada vizyon belki de başarının en önemli anahtar kavramıdır. Denebilir ki; ne kadar vizyon, o kadar başarı. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Vizyon, bir bakıma geleceği önceden görebilme yeteneğidir. Vizyon bir bakıma hayali belirler. Hayal ise kurgusal olarak tasarlanır. Bu tasarım bizim için başarıya giden bir yol haritasıdır. Vizyon bir bakıma elimizdeki mevcut koşullara göre kurgulanan bir gelecekten başka bir şey değildir. Elbette bu geleceği kurgularken bize ait olan değişkenler kadar başka değişkenlerinde işin içerisinde olacağı unutulmamalıdır. Rüyalarına girmek, ancak vizyona sahip olan işin veya işlerin, mesleğin, konunun son aşamasını oluşturur. Rüyalarına girmek bir bakıma, yüksek bir motivasyon ve coşkuyla işe odaklanmak anlamı taşımaktadır. Fakülde öğrencilerim bana iş hayatına atılmadan önce ne yapmaları gerektiğiyle ilgili sorular sorduğunda onlara cevap olarak; önce o işin hayalini kurmaları gerektiğini ve hayalini kurmadıkları işi yapmamaları gerektiğini söyledim. Bir gün bir öğrencim bana geldi ve; “ben otomobil lastik işi yapmak istiyorum” dedi. Ve bende ona cevaben; lastikle yatıp lastikle kalkacaksın, lastik rüyalarına girecek, yatak odanın duvarında lastik posterleri olacak dedim ve öğrencim şu anda lastik piyasasında çok başarılı bir girişimci. Elbette bu örneğe benzer çok sayıda yaşanmış deneyimler var. Öte yandan vizyonu olmayan, vizyon geliştiremeyen veya yetersiz vizyona sahip olan kişilerin veya kişilerin başarısız olacağı apaçık ortada. Bir işin veya mesleğin rüyalara 15 girebilmesi için öncelikle kişinin o işe o yüksek bir motivasyonla coşkulu bir şekilde odaklanılması gerekir. Yani; daima coşkulu olması gerekir. Coşku bir bakıma işe olan aşırı istekle birlikte ortaya çıkan heyecandır. Bu heyecan kişiyi sürekli dinamik tutarak başarıya koşullandırır. Heyecan yokluğu veya kaybolması başarısızlık anlamına gelmektedir. Tarihsel süreçte başarılı olan kişilere baktığımız zaman sözgelimi; bilim insanlarının istedikleri sonucu almak için bitip tükenmeyen büyük bir istek ve hevesle yani, coşkuyla işlerini sabırla yaparak istedikleri sonuçları elde ettikleri görülmektedir. Benzer şekilde hükümdarların fethetmek istedikleri yeri elde etmek için büyük bir çaba, azim, sabır ve gayretle birlikte hedeflerine ulaştıkları görülüyor. Başarılı girişimcilerinde bitip tükenmek bilmeyen heyecanın verdiği coşkuyla birlikte işlerinde başarılı oldukları görülmektedir. Başarılı kişiler içinde yüksek bir motivasyonla coşkulu olarak işe başlamak ve heyecanını kaybetmeden ilk günkü gibi işlerini yapmak başarının anahtarıdır. Coşku, hayal ve hayale anlam katan yaratıcı bir vizyon ile birleşince güçlü bir başarma duygusuyla dolarak heyecanla başarının itici gücü oluyor. Coşkunun yenilikçi ve yaratıcı olabilmesi için farklı bir bakış açısıyla bakarak başkalarının bakıp ta göremediğini görebilmek önemli. Bunun içinde sorgulayıcı bir yaklaşımla işin felsefesini anlamalıyız. Her şeyde olduğu gibi başarıda da www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com sağlıklı bir yaşamın ön koşul olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım. Sağlıklı yaşam, bir bakıma başarının temeli. Kişisel başarı için coşkuyla birlikte adanmışlık gerekir. Adanmışlık bir bakıma kişisel başarı için bir vizyon tasarlayarak hayalini kurduğu işin gerçekleşmesi için var gücüyle çalışmak anlamına gelmektedir. Adanmışlık, başarılı olmak isteyen bir kişi için kendini feda etmek demektir. Bu bağlamda kişinin başarılı olabilmek için mutlaka bazı şeylerden fedâkarlık yapması da gerekebilecektir. Başarı kişi için yoğun olarak ilgilenmeyi gerektiren çaba, emek ve gayretle yılmadan bıkıp usanmadan çalışmayı gerektirir. Bu konuda Edison; “başarısızlık yeniden deneyebilme fırsatıdır!, başarımın %1 zeka, %99’u alın teridir” der. Başarılı olmak bağlamında adanmışlık, kişinin zamanını ve hayatını önemli ölçüde işine ayırması demektir. Zaten genellikle başarılı kişilerin çoğunun kendilerine zamanın yetmediğini söylediklerine şahit oluruz. Başkalarının bakıp ta göremediği görebilmek, yenilikçiliktir. Geniş bir vizyon sahibi olarak hayâlleri rüyâlarına giren, işine/mesleğine kendisini adayarak mutlu bir şekilde keyifle işini yapan kişi de girişimcinin ta kendisidir. Yenilikçilik ve girişimcilik ise kişisel başarının sihirli formülüdür. Bu formülü etkili kullanabilmenin tek yolu da bakış açımızı, paradigmalarımızı değiştirmek geçer. Sahi siz paradigmanızı değiştirdiniz mi? En son ne zaman?... SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 16 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com 17 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Yr d . D o ç . D r . E z g i U z e l Beykoz Lojistik MYO, Yö n e t i m v e O r g a n i z a s y o n B ö l ü m ü , Lojistik Program Başkanı ezgiuzel@beykoz.edu.tr Tehlİkelİ Madde Güvenlİk Danışmanlığı -TMGDHakkında Teblİğ’İn yayınlanmasının ardından … Uzun zamandır beklenen tebliğ nihayet 22 Mayıs 2014’te Resmi Gazete’de yayımlandı. Özellikle lojistik sektörünün dört gözle beklediği, hakkında her kafadan farklı ses çıkan tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı ve buna olan gereklilik bir nebze olsun aydınlatılmış oldu. Bildiğimiz gibi Türkiye 22 Mart 2010’dan bu yana Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınmasına İlişkin Sözleşme’ye (ADR) taraf olmasına rağmen birçok gerekliliğini yerine getirmemekteydi. Tehlikeli maddeler ile faaliyet gösteren işletmelerin tehlike madde danışmanı bulundurması da ADR’nin temel gerekliliklerinden biridir. Ancak ülkemizin alt yapı ve eğitim yetersizliği nedeniyle bu gereklilik sürekli ertelenmekteydi. Oysa ki tehlikeli maddeler ile ilgili olan bu tür yasal düzenlemelerin temel amacı başta insanların olmak üzere diğer canlıların yaşamını güvence altına almak ve çevreyi korumaktır. Tehlikeli maddelerin dahil olduğu her türlü faaliyeti yürüten işletmelerin ise bu konuda daha fazla duyarlı olmaları, bir şekilde taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar ve ilgili mevzuat hükümlerinin gerekliliklerini tam anlamıyla yerine getirmeleri beklenmektedir. Bu anlamda tehlikeli maddeler ile faaliyet gösteren işletmeler için kendilerine yön gösterecek ve faaliyetlerinin daha güvenli olmasını sağlayacak tehlikeli madde güvenlik danışmanlarının istihdam edilmesi veya tehlikeli madde güvenlik danışmanlarından hizmet alınması zorunlu hale getirilmiştir. Tehlikeli madde güvenlik danışmanına kimlerin ihtiyacı var ? 1 Eylül 2014 tarihi itibari ile tehlikeli madde güvenlik danışmanı bulundurması zorunlu olan işletmeler aşağıdaki gibi belirlenmiştir : • Bir takvim yılı içerisinde net 50 ton ve üzerinde tehlikeli madde işlem hacmi olan gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan işletmelerin Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurması zorunludur. • Bunun yanı sıra toplam araç taşıma kapasitesi 50 ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmelerinin de Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurması zorunludur. • Ayrıca miktarına bakılmaksızın ADR Bölüm 1.1.3.6.3’te yer alan tablodaki taşıma kategorisi “0” olan tehlikeli maddelerle iştigal eden ve tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan, gönderen, paketleyen, yükleyen ve dolduran olarak faaliyette bulunan işletmelerinin bundan sonra Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurmaları zorunludur. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Neden tehlikeli madde güvenlik danışmanı bulundurmak zorundayız? Türkiye’nin taraf olduğu ADR hükümlerince ve ulusal mevzuatımıza göre tehlikeli madde gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran, boşaltan ve taşıyan tüm işletmelerin yerine getirmek zorunda oldukları bir takım gereklilikler bulunmaktadır. Tehlikeli madde güvenlik danışmanlarının görevi, işletmelerin yaptıkları işin gereklilikleri kapsamında en uygun araç ve faaliyetleri belirleyip kullanımını sağlayarak, en güvenli yolla bu faaliyetlerin yönetimini kolaylaştırmaktır. Ayrıca, tehlikeli madde güvenlik danışmanı, tehlikeli maddelerin taşınmasında uluslararası anlaşma ve sözleşme (ADR/RID) hükümlerine uyulduğunu izler ve işletmeye öneriler sunar. İdareye Sunulacak Yıllık Rapor… Tehlikeli madde güvenlik danışmanları, işletmenin tehlikeli maddelerin taşınması ile ilgili yıllık faaliyet raporunu hazırlar ve elektronik ortamda İdare’ye ibraz eder. İbraz edilen raporda tehlikeli maddelerin tehlike sınıfı ve özellikleri, tehlikeli maddelerin sınıflarına göre toplam miktarları, ADR/RID Bölüm 1.8.3.6’ya göre işletmede meydana gelmiş kazalarla ilgili düzenlenmiş raporlar, taşınan tehlikeli maddelerin hangi taşıma türü ile yapıldığı, ADR’de ön görülen muafiyet kapsamında herhangi bir yük taşınıp taşınmadığı, taşınmış ise miktar ve sınıfı, işletme için gerek gördüğü takdirde ilave güvenlik değerlendirmesi yer alır. Uygunluk Prosedürleri… Tehlikeli madde güvenlik danışmanı, taşınacak tehlikeli maddelerin tespiti ve bu maddeye ilişkin ADR’deki zorunluluklar ile uygunluk prosedürlerini belirler. İşletmenin faaliyet konusu olan tehlikeli maddelerin taşınmasında kullanacağı 18 taşıma araçları satın alınırken rehberlik eder. Tehlikeli maddelerin taşınması, yüklenmesi ve boşaltımında kullanılan teçhizatın kontrolüyle ilgili prosedürleri belirler. İşletme içi eğitimler… Tehlikeli madde güvenlik danışmanı, işletme çalışanlarına göreve yönelik eğitim verir veya bu konuda eğitim almalarını sağlar. Tehlikeli maddelerin taşınması, doldurulması veya boşaltılmasında yer alan çalışanların, operasyonel prosedürler ve talimatlar hakkında bilgiye sahip olmalarını sağlar ve muhtemel risklere karşı hazırlıklı olmak için, ilgili personelin farkındalığını artırmaya yönelik önlemler alır. Kazalar ve Güvenlik … Tehlikeli madde güvenlik danışmanı, tehlikeli maddelerin taşınması, yüklenmesi veya boşaltılması sırasında bir kaza veya güvenliği etkileyecek muhtemel bir olay meydana gelmesi durumunda uygulanacak acil durum prosedürlerini belirler, çalışanlara bunlarla ilgili tatbikatları periyodik olarak yaptırır ve bunların kayıtlarını tutar. Kazaların veya ciddi ihlallerin tekrar oluşmasını önleyecek tedbirlerin alınmasını sağlar. Alt yüklenicilerin veya üçüncü tarafların seçiminde ve çalıştırılmasında tehlikeli maddelerin taşınmasıyla ilgili mevzuatın öngördüğü özel şartların dikkate alınmasını sağlar. Tehlikeli maddenin sınıfına göre taşıma sırasında taşıtta bulunması gereken doküman ve güvenlik teçhizatlarının taşıma aracında bulundurulmasına yönelik talimatları oluşturur. Güvenlik Planı ve kayıtların tutulması… Tehlikeli madde güvenlik danışmanı, ADR/RID Bölüm 1.10.3.2’de belirtilen işletme güvenlik planını hazırlayarak planın uygulanmasını sağlar. Faaliyetler konusunda eğitim, www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com denetim ve kontrol dâhil yaptığı her türlü işi kayıt altına alır, bu kayıtları 5 yıl süreyle saklar ve talep edilmesi halinde İdareye ibraz eder. İşletmede görevi ile ilgili yapacağı denetlemelerde; denetlenen kişi ve işlerle ilgili tarih ve saat belirterek kayıt tutar. Herhangi bir tehlikenin söz konusu olduğu durumlarda tehlike giderilene kadar yapılan işi durdurma, tehlikenin giderildiği durumda da işi kendi onayı ile başlatma ve tehlike giderilene kadar geçen süreçteki her türlü aşamayı işletmeye veya yetkili mercilere yazılı olarak bildirir. Taşıma aracına yüklenen yükün ADR/RID hükümlerine uygun olarak; paketlenmesi, etiketlenmesi, işaretlenmesi ve yüklenmesiyle ilgili iş ve işlemlere ilişkin prosedürler belirler. Tehlikeli madde güvenlik danışmanı, sorumlu olduğu işletmede taşıma, yükleme veya boşaltma sırasında meydana gelen bir kazanın cana, mala ve çevreye zarar vermesi durumunda; kaza hakkında bilgi toplayarak işletme yönetimine veya İdareye bir kaza raporu verir. Bu rapor uluslararası veya ulusal mevzuat kapsamında işletme yönetimi tarafından yazılması gereken raporun yerini tutmaz. ADR Sözleşmesi’ne taraf olan her gelişmiş ülke gibi, ülkemiz de hem ulusal hem de uluslar arası tehlikeli madde taşımalarında, insanların ve diğer canlıların yaşamına saygılı ve çevreye duyarlı olabilmek adına sözleşmenin en kritik unsurlarından biri olan tehlikeli madde güvenlik danışmanı bulundurma konusunda hassas davranmalıdır. Bu konuda faaliyet gösteren tüm işletmelerin 1 Eylül 2014 tarihine kadar mevcut durumlarını gözden geçirmeleri ve eksikliklerini gidermek adına adım atmaları gerekmektedir. Bu konuda faaliyet gösteren herkes eşit derece de sorumluluk sahibidir. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 19 Çobançeşme Mah. Mithatpaşa Cad. No:24 Kat:3 Yenibosna-İSTANBUL www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com http://www.martiglobal.com.tr SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 20 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Uluslararası Taşımacılık PLANET ile Yeniden Şekilleniyor Planet Uluslararası Taşımacılık ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Prof N. Mazhar Öktel Sk. Dilek Apt No:19/3 Şişli İstanbul +90 212 219 11 81 - 219 82 32 www.planetlogistics.com.tr SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 21 www.b u y ernet work.net Satınalma Dergisi ile Ürün ve Hizmetlerinizi Örgütsel Pazarlarda En Kolay ve Doğrudan Tanıtma Fırsatı Rek l a m A la n la r ı H a kkı n d a Bi lgi i çi n de r g i @ s a t i n a lm a d e r g i s i . c o m www.sat inalmadergisi.com SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 22 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com K a m i l B AYA R Endüstri Mühendisi, MBA w w w .k amilbayar. co m İnovasyonun Ne Olduğunu Bİlmeyen Var Mı? Son dönemlerde dünyanın ağzından düşürmediği ve rekabet edebilmenin en önemli argümanlarından biri kabul edilen ‘inovasyon’ dan bahsedeceğim. Öncelikle inovasyonu tanımlayarak işe başlamak istiyorum. Oslo kılavuzunda belirtildiği haliyle, inovasyon; “yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin ya da iş uygulamalarında, iş yeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır”. Tanımdan da ANLAŞILMADIĞI gibi inovasyon özünde ‘yeni’ ye odaklanılmış gibi görünüyor. Tabi yeni denilince akla “Hangi yeni?” sorusu geliyor. Bunu daha iyi anlamak için halen en faydalı inovasyon örnekleri arasında gösterilen bisikleti düşünelim. • 1492 yılında Leanorda Da Vinci’nin karalaması diye olarak ortaya atılan ve kimin icat ettiği tam olarak bilinmeyen ilk bisiklet acaba yeni bir şey midir? • Ya da daha sonra evrilip gelişen ve vitesler takılıp kullanımı kolaylaştırılan bisiklet yeni midir? • Peki güçlü bir araba üretim know-how’una sahip Audi gibi bir firmanın çıkarmış olduğu elektrikli bisiklet yeni midir? • Peki ya tasarımı tamamlanmış ama rekabete de bağlı henüz piyasaya sunulmayan bisiklet modelleri yeni midir? Bu noktada inovasyonu sadece ‘yeni’ kavramına indirger ve basitleştirsek bu terimin özüne haksızlık etmiş olabiliriz. İnovasyonun inovasyon olması için bilinmesi gereken en önemli özelliklerinden biri, ortaya çıkarılan ürün ya da hizmetin değiş tokuş edilebilir olmasıdır. Yani inovasyon temelli ortaya çıkarılan ürün ya da hizmete müşteriler para verip alabilmeli ve buna bir değer atfedilmelidir. Bir çok alt dalı olmakla birlikte gerçekte inovasyonun dört ana boyutundan bahsedilir1 . Bunlar; • Dönüşümsel İnovasyon İnovasyonun büyük büyük babası olarak tanımlanır. Kuşaktan kuşağa etkisi devam ettiği için bir devrim ve onun devamı şeklinde düşünülür. Bunu ayırt edebilmenin en kolay yolu, “Bu inovasyon insanların hayatından çekip alındığında hayat duruyor mu?” sorusunu sormaktır. Bu sorunun cevabı “evet” ise bu dönüşümsel bir inovasyondur. Elektrik ve internet buna verilebilecek en basit örneklerdir. • Pazar İnovasyonu Bu inovasyon şekli ise yeni müşteriler bulmanın bir yoludur. Mevcut olan ürün ya da hizmette yenilikler ortaya çıkarmaktır. Bu inovasyon türüne verilebilecek en güzel örneklerden biri 1900’lerin başında Henry Ford önderliğinde orta çıkarılan Ford T model araçtır. Bilindiği üzere bu araç daha fazla sayıda üretim yapmak için tek renk üretilmiş ve daha hızlı kuruduğu için siyah renk tercih edilmiştir. 23 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Belirli bir süre sonra siyah renk istemeyen tüketiciler ortaya açıkmış ve bu ihtiyaca cevap vermek için General Motors’un üretmiş olduğu rengarenk Chervrolet araçlar piyasaya çıkarılmış ve yeni bir müşteri kitlesi ortaya çıkmıştır. • Kategori İnovasyonu Dönüşümsel inovasyon devrimsel nitelikteyse bu inovasyon modeli de evrimseldir. Bu inovasyon modelinin en önemli ayır edici noktası, icat edilmiş veya kullanılan bir ürünün fonksiyonlarını radikal bir şekilde değiştirmek yani evrimleştirerek kullanıma sunmaktır. Buna verilebilecek en basit örnek; Apple firmasının piyasaya sunduğu tuşları olmayan ve dokunmatik ekran şeklinde kullanılan iphone’dur. 1 • Operasyon İnovasyon “Nasıl daha iyi” cümlesiyle başlayan ve bir adım öteye götürülmek istenen işlerin tümünü kapsayan bir inovasyon türüdür. Bu tür inovasyon; proseslerin etkin ve verimli yönetilmesi, karlılığın artırılması, maliyetlerin düşürülmesi, operasyonların mükemmelleştirilmesi amacıyla atılan adımların veya yaklaşımların tümü diye de tanımlanabilir. Bu inovasyon türünün en güzel örneği, dünyanın en büyük tekstil perakendecilerinden olan ZARA ‘dır. Bu firmayı rakiplerinden ayıran en belirgin özellik nedir? Tabi ki birçok şey söylenebilir fakat temelde operasyonlarını çok hızlı ve verimli bir şekilde yönetebilmek, satışa sunduğu ürünlerini tasarım süreci de dahil olmak üzere rakiplerinden daha hızlı bir şekilde mağazasına ulaştırabilmek ve tedarik zinciri yapısını yönetebilmektir. Artan rekabet koşullarında inovasyonun önemi gerçekten çok arttı. Dünyanın en güçlü telefon markalarından Nokia’nın durumunu düşünelim. Firma 2000’lerin başından beri her yıl ciddi oranda büyürken ve dünya mobil telefon pazarına yayılma stratejisi izlerken hiç beklemediği bir anda karşı karşıya kaldığı dokunmatik telefon teknolojisine hazırlıksız yakalanması kendisinin sonunu getirdi. Firma her ne kadar bu değişime sonradan adapte olmaya çalışsa da artık çok Jane Stevenson, Bilal Kaafarani, “Sürüden Ayrılmak” www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com geçti ve bizim tabirimizle ‘Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti’. Tabi çetin şartlarla elde edilmiş güzelim pazar payları başka markalara kaptırılmıştır bile. Nokia örneğinin çok bilindik ve ibretlik bir örnek olduğunu düşünüyorum. Bir çok firma tıpkı Nokia’nın bir zamanlar yaptığı gibi şuan ürün ya da hizmetlerine çok güveniyor olabilir. Fakat her şey o kadar hızlı değişiyor ki, bu değişimi okuyamayanlar arkada derin izler bırakarak yok olup gidebiliyor. Yenilenmeye, ürün ya da hizmetlerinizi yenilemeye ne dersiniz? Cevabınız “evet” ise bu hayali gerçekleştirmek için inovasyon yaklaşımı size yol gösterici olacaktır. Anahtar kelimeler: İnovasyon, inovasyon çeşitleri, inovasyon nedir? 24 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Hamza BULUT Endüstri Mühendisi ‘06 YTÜ Satınalma Md. buluthamza@gmail.com Vadeler Kısalıyor mu? Vadeler tüm işletmelerde satınalma, satış, finans birimlerinin ortak çalışarak ile yönetmeye çalıştıkları çok boyutlu bir süreçtir. Satınalma birimlerinin de üzerinde ehemmiyetle durup yönetmesi gereklidir Vade efektif satınalmanın karşısında bir kısıt olarak değerlendirilebilir. Satınalma birimleri en uygun fiyatı yakalamak istediklerinde vade ödün vermeleri gereken bir araç olarak karşılarındadır. Vade baskısı; yani bir kısıt olarak vade geleneksel finans yapısına sahip işletmelerde daha çok hissedilir. Bununla birlikte her vakit satış vadesinin kısa olması ve alış vadelerinin uzun olması amaçlanan bir tablodur; ancak bunu belirlemek genellikle işletmenin elinde değildir. Pazar şartları, sektör, dönemsellik, ürün/ hizmet çeşidi gibi rekabet adı altında gruplayabileceğimiz unsurlar ödeme vadelerinin oluşmasında etkendir. Vade; aynı zamanda tedarikçi ve alıcılar arasında piyasalarda bir denge unsurudur. Sektöre, bölgeye göre ve işleme (ürüne) göre farklılık gösterse de hem sektörel hem de bölgesel olarak sağlıklı bir iş çevresi oluşabilmesi için bu denge çok önemlidir. Özellikle küçük işletmeleri, sanayi sitelerini, ticarethaneleri barındıran sektör ve bölgeler için hayati öneme sahiptir. Böyle bir işlev ortadayken alış ve satış vadeleri dengede olmayan işletmeler; eğer işletme sermayesi ve karlılık da yetersiz ise finansal dengeyi kuramazlar. Kısa ve uzun vadeli borçlanmak zorunda kalırlar. Dengenin bozulduğu dönemler; banka kredilerinin geri çağrıldığı dönemlerde olduğu gibi iş çevrelerinde ciddi sorunlara ve huzursuzluklarla beraber işletmelerin kapanmasına kadar uzanan bir durum ortaya çıkartır. Ülkemizde, özellikle yakın geçmişte yapılmış bazı düzenlemeler -çek kanununda değişiklik, yeni TTK, taksitlerin sınırlandırılması, e-fatura gibi- iş çevrelerinde önemli etkilere yol açtı, kimi düzenlemeler devrim olarak nitelendirildi; üzerinde çokça konuşuldu. Bu düzenlemelerin ortak amaçlarından biri sağlıklı iş çevrelerinin sürekliliğini sağlamak olarak değerlendirilmelidir. Dolayısı ile düzenlemeler piyasadaki vadeleri de etkilemektedir. Özellikle taksitlerin sınırlandırılmasının uzun vadelere doğrudan müdahale olduğunu görmeliyiz. Yapılan yoğun eleştirilerden biri de bu müdahalenin piyasada daralmaya sebebiyet verecek olmasıydı. Doğru. Doğurduğu sonuçlardan en görünür olanı budur; ancak diğer önemli sonuçlardan biri de alım şartlarının zorlaşması sonucu tüketicinin alım kararı verirken daha ihtiyatlı davranması olacaktır. Yani gerçekten alım gücü olan harcayacaktır. Bence daha çok üzerinde durulması gereken çıktısı budur. Yeni TTK ve e-faturanın vadelere etkisi dolaylıdır. Bu düzenlemeler ile kamu, işletmelere “yapmanız gerekeni siz yapmadığınız için, biz bu kuralları koyduk” mesajı verdi; firmaları mali disipline yönlendirdi. Mali disipline sahip işletmeler diğer işletmelere nazaran daha kolay ve ucuz finans kaynaklarına ulaşabilir. Bu kuralları yerine getirebilen dolayısı daha elverişli finansman kullanan işletmelerin uzun vadeye olan ihtiyacı azalır ve diğerlerinden sıyrılır. Kurumsal ve büyük firmalar zaten bu grupta yer alıyordu; bu düzenlemeler ile bu kaynaklara erişebilen işletme sayısının artırılması amaçlandı. Geleneksel finans yapısına sahip işletmelerde vade bir kısıt iken; bu tarz işletmeler kısa vadeyi satınalma birimi için kuvvetli bir silah olarak kullanabilir. Kısa vadede ödeme yapan alıcıların tedarikçi çeşitliliği artlar, tedarikçi rekabeti oluşur ve tedarikçi kalitesi yükselir. Çek yasası olarak nitelendirilen çek kanunda düzenleme ile yapılan değişikliğin en büyük ve net çıktısı banka çekinin itibarsızlaştırılmasıdır. Bu durum o kadar net ortadadır ki banka onaylı çekler bankaların yeni ürünleri olarak ortaya çıktı. Çekin itibarsızlaşmasının önemli sonuçlarından biri ise vadeli satış yapan işletmelerin çek ile ödeme söz konusu olduğunda ihtiyatla yaklaşmalarıdır. Bu uygulamalarla ekonomi yönetimi, işletmelerin dikkatini finansal disipline ve geleneksel yapıdan planlı bir yapıya yönlendirmektedir. Bu yönelimi tamamlayamayan firmalar çalışma hayatından birer birer ayıklanacaktır. Bu ayıklanmanın sonucunda; finansal açıdan kuvvetli işletmelerin oranı hızla artacaktır. Sattığı üründen ve verdiği hizmetten emin olan firmalar başka bir deyiş ile satış baskısı yüksek olmayan işletmeler satışlarını daha kısa vadede yapmak isteyecektir. Bu isteğe çeşitli avantajlar sebebiyle uyacak alıcılar da hızla artınca vadeler hissettirmeden kısalacaktır. İşletmeler bugün her türlü gideri azaltmak ya da yok etmek için uğraşırken ödenen faiz ve/ ve ya finansman maliyetlerini doğrudan azaltma imkânı bulacaklar. Bu eğilimin her geçen yıl yeni düzenlemeler ve pazar şartları ile artacağını düşünüyorum. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Çalışma Hayatı 25 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com S e r t a ç S e d a t KÖ K S A L Denetmen Sosyal Güvenlik Kurumu sertack@hotmail.com SATINALMA İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLİŞKİSİ Satınalma departmanı işletmelerde çeşitli düzeylerde olmak üzere diğer tüm departmanları ve operasyonel süreçleri etkilemektedir. Bir işletmede bulunan tüm departmanlar ile ilişkili olan satın alma departmanı işlevi itibariyle tüm iş ve işlemleri etkileme yönüyle de dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Bu kapsamda satın almanın işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği(İSG) ile de yakın ilişkisinin olduğunu söyleyebiliriz. İyi yönetilmeyen bir satın alma sürecinin iş sağlığı ve güvenliği alanında ortaya çıkaracağı en acı tabloyu geçtiğimiz ay Soma’da gerçekleşen maden iş kazasında görmüş bireyler olarak konuya kurumsal bir bakış açısıyla yaklaşmanın gerekliliğini bir kez daha derinden hissettik. İSG alanında işveren yükümlülüklerinden biri olan işçilere kişisel koruyucu donanımların temini ve kullandırılmasına satın alma departmanı doğrudan etki etmektedir. SADECE UYUM İÇİN YAPILAN SATIN ALMALARIN ETKİSİ NELER KİŞİŞEL KORUYUCU DONANIM OLARAK SAYILIR? Mevzuatsal olarak çizgileri çizilmiş olan kişisel koruyucu donanımların temin edilmesi sürecinde satın alma kararının verilmesine kadar geçen sürede kararı etkileyen analizlerinin dikkatle yapılmaması sonucunda sadece mevzuat uyumu için gerçekleşen alımlar ihtiyaç halinde işlevsiz kalan donanımlara dönüşerek satın almada maksadının hasıl olmadığı gözlenmektedir. Her ne kadar işyerindeki risklerin önlenmesinin veya yeterli derecede azaltılmasının, teknik tedbirlere dayalı toplu koruma ya da iş organizasyonu veya çalışma yöntemleri ile sağlanamadığı durumlarda, kullanılacak kişisel koruyucu donanımların özellikleri, temini, kullanımı ve diğer hususlar yönetmelik ile belirlenmiş olsa da kullanılacak donanımları son aşamada belirleyenler satınalmacılardır. Satın alma departmanlarının temin edecekleri kişisel koruyucu donanımlarda belirli standartlar bulunmaktadır. Bu noktada hangi malzemelerin kişisel koruyucu donanım kapsamında değerlendirildiğinin de bilinmesi gerekmektedir. • Çalışanı, yürütülen işten kaynaklanan, sağlık ve güvenliği etkileyen bir veya birden fazla riske karşı koruyan, çalışan tarafından giyilen, takılan veya tutulan, bu amaca uygun olarak tasarımı yapılmış tüm alet, araç, gereç ve cihazlar, • Çalışanı aynı anda bir veya birden fazla riske karşı korumak amacıyla üretici tarafından bir bütün haline getirilmiş cihaz, alet veya malzemeden oluşmuş donanım, • Belirli bir faaliyetin yapılması için korunma amacı olmaksızın taşınan veya giyilen donanımla birlikte kullanılan, ayrılabilir veya ayrılamaz nitelikteki koruyucu cihaz, alet veya malzeme, • Kişisel koruyucu donanımın rahat ve işlevsel bir şekilde çalışması için gerekli olan ve sadece bu tür donanımlarla kullanılan değiştirilebilir parçalar kişisel koruyucu donanım kapsamında tanımlanmaktadır. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 NELER KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM OLARAK SAYILMAZ? • Özel olarak çalışanın sağlığını ve güvenliğini korumak üzere yapılmamış sıradan iş elbiseleri ve üniformalar, • Acil kurtarma servislerinin kullandıkları ekipmanlar, • Askerlerin, polislerin ve diğer kamu güvenlik güçlerinin giydiği ve kullandığı kişisel koruyucular, • Kara taşımacılığında kullanılan kişisel koruyucular, • Spor ekipmanları, • Nefsi müdafaayı veya caydırmayı hedefleyen ekipmanlar, • Riskleri ve istenmeyen durumları ikaz eden, taşınabilir cihazlar kişisel koruyucu donamı kapsamın değerlendirilmemektedir. KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM TEMİNİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Satın alma departmanları İSG alanına ilişkin yürütecekleri operasyonda temin edecekleri kişisel koruyucu donanımlar ile ilgili belirlenmiş olan mevzuatsal standartlara dikkat etmek durumundalar. Bir işletmeye kişisel koruyucu donanım satın alması yapılmadan önce dikkat edilmesi gereken temel sağlık ve güvenlik gereksinimlerini şu şekilde sıralayabiliriz. • KKD, tehlike içeren iş yapılırken, öngörülebilen koşullarda ve amaçlanan doğrultuda kullanımı sırasında kullanıcıyı mümkün olan en 26 yüksek düzeyde koruyacak şekilde tasarlanarak imal edilmelidir. • KKD’ nin tasarımında, aynı risk faktörünün farklı düzeylerinin ayırt edilebilmesi gibi öngörülebilir kullanım koşullarının farklılık gösterdiği durumlarda uygun koruma sınıflandırmaları dikkate alınmalıdır. • KKD, öngörülebilir koşullarda kullanımı sırasında tehlikelere ve yapısından kaynaklanabilen rahatsızlık verici diğer faktörlere neden olmayacak şekilde tasarlanarak imal edilmelidir. • KKD malzemesi ve parçaları, bozulma sonucu ortaya çıkan maddeler de dahil olmak üzere, kullanıcının sağlık ve hijyenini olumsuz yönde etkilememelidir. • Giyildiğinde kullanıcıya temas eden veya etmesi muhtemel herhangi bir KKD elemanı, tahriş ya da yaralanmalara neden olabilecek derecede sert olmamalı, keskin kenarlar ve çıkıntılar bulundurmamalıdır. • KKD’nin vücudun duruş şekline ve hareket etmesine neden olduğu kısıtlamalar ile duyu organlarında yol açabileceği hassasiyet kaybı en aza indirilmeli ve KKD, kullanıcı veya diğer kişiler için tehlikeli olabilecek hareketlere neden olmamalıdır. • KKD, iş sırasında yapılacak hareketler ve vücudun duruş şekilleri göz önüne alınarak kullanıcı üzerinde doğru pozisyonda kolayca durmasını sağlayacak ve öngörülen kullanım süresinde yerinde kalacak şekilde tasarlanarak üretilmelidir. Bu amaçla KKD’ nin ayarlanabilir ve eklenebilir sistemler yardımıyla veya farklı beden ölçülerinde üretilerek kullanıcının vücut yapısına uygunluğu sağlanarak en etkin şekilde kullanılabilmesi sağlanmalıdır. • KKD, dayanıklılık ve işlevselliğini azaltmayacak şekilde olabildiğince hafif imal edilmelidir. www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Satın alma departmanının KKD alımlarında yukarıda sayılanlara ek olarak donamının kullanma kılavuzunda aşağıdaki bilgilerin yer aldığını teyit etmesi gerekmektedir. o İmalatçının veya yetkili temsilcisinin isim ve adresi o Depolama, kullanım, temizlik, bakım, onarım ve dezenfekte etmeye ilişkin bilgiler (imalatçı tarafından önerilen temizlik, bakım ve enfeksiyondan arındırma maddeleri, kullanım kılavuzunda verilen talimata uygun olarak kullanıldığında kullanıcı veya KKD’ye zarar vermemelidir) o Söz konusu KKD’nin sağladığı korumanın sınıfını ya da seviyesini ölçmek için uygulanan teknik testlerde kaydedilen performans sonuçları o Söz konusu KKD’ye uygun aksesuarların ve yedek parçaların özellikleri o Farklı risk seviyeleri için uygun koruma sınıfları ve bunlara karşılık gelen kullanım limitleri o KKD veya belirli parçalarının kullanma ömrü veya son kullanma tarihi o Taşımaya uygun paketleme şekli o İşaretlerin anlamı o KKD’lerin tasarımını yapan onaylanmış kuruluşun unvanı, adresi ve kimlik numarası SATINALMA DEPARTMANI İLE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANININ İLİŞKİSİ Mevzuat metinlerinde iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında kullanılması gereken kişisel koruyucu malzemelerin özellikleri net bir şekilde belirtilmiş olsa da nihai olarak temin edilecek KKD’nin hangisi olacağı kararına satın alma departmanının etkisi bulunmaktadır. Standart donanımlara sahip malzemelerin kullanılmasının yansıra işletmelerde görevli iş güvenliği uzmanlarının kullanılan donanımların amaca uygunluğunun satın alma departmanları ile tartışılarak gerek görülmesi halinde donanımların uygun olanla değiştirilmesi veya yeni satın almaların yapılması için karar alınması için sıkı bir koordinasyon gerekmektedir. Bu amaçla işletmeler iş güvenliği uzmanları veya ortak sağlık güvenlik birimleri ile satın alma departmanlarının belirli periyotlarda istişare toplantıları düzenlemeleri gerekmektedir. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 27 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com ARİF YILDIRIM Te d a r i k Z i n c i r i D i r e k t ö r ü KARACA TİC. ve SAN. A.Ş. Arif.Yildirim@krc.com.tr Çarşıda Verdİm 1 Lİra, Eve Geldİm 3 Lİra! İhtiyaç analizi yaparken öngörülen çözümün değil, ihtiyacının tanımlandığından emin olunmalı. Bu yazımda sizlere işletmelerde sıklıkla karşılaştığımız satınalma ile ilgili bir yanlış yorumlamadan bahsetmek istiyorum. Ama önce gelin isterseniz satınalma nedir, ne değildir ile başlayalım. Satınalma, en ucuz fiyattan en kaliteli ürünün tedariki değildir. Satınalma, iş ihtiyacınızı çözecek en iyi çözümü, en iyi şartlarda temin etmektir. Bu cümledeki her bir tamlamanın üzerinde tek tek düşünmek gerekir. İhtiyaç, üretimde kullanılacak bir hammadde veya yarı-mamul, servis, alınıp-satılacak ticari bir meta, vb. olabilir. Satınalmacı işe, ihtiyacını anlayarak başlamalı. Buna müşterinin sesi (voice of customer) diyoruz. Müşterinin ihtiyacını karşılamayan veya fazlasıyla karşılayan hiçbir çözüm, en iyi (optimal) çözüm değildir. İhtiyaç analizi yaparken öngörülen çözümün değil, ihtiyacının tanımlandığından emin olunmalı. Örneğin; ihtiyaç, “Uluslararası konuşmalarımızı yapabilmek için bir konuşma paketine ihtiyacımız var” şeklinde söylendiğinde buradaki ihtiyaç, uluslararası konuşmaların yapılabilmesidir. Konuşma paketi, muhtemel çözümlerden birisi olabilir. Bunun için Skype ve Viber gibi çözümler, konuşma paketi alınmasından daha efektif bir çözüm olabilir. Satınalmacı ihtiyacın en iyi hangi şekilde karşılanacağı konusunda yaratıcı olmalı. Satınalmacının ve ihtiyaç sahibinin, çözüm ile ihtiyaç arasındaki farklı bilmesi gerekir. Bu farkı anladıktan sonra çözümle ilgili önyargıya kafa tutmak ve diğer çözüm alternatiflerine bakmak daha kolay olacaktır. En iyi çözüm, niteliksel açıdan ihtiyacı en iyi karşılayan çözümdür. En iyi çözümün, en iyi şartlarda temin edilmesi ise başka bir şeydir. Örneğin; akıllı telefon ihtiyacını karşılayacak en iyi çözümün iPhone olduğunu kabul edelim. iPhone’un temininde en iyiyi sağlayan şartlar; fiyat, temin süresi, vade, garanti süresi, vb. şartlardır. Satınalma fiyatı hiçbir zaman tek başına en iyi şartları sağlamaya yetmez. Bunu şöyle düşünün; bir gazlı içeceği 1TL’ye kapının önündeki bakkaldan almak ile 80 kuruşa 5km ötedeki marketten almak arasındaki fark, esasen satınalma fiyatları arasındaki 20 kuruş değildir. İçeceğin toplam satınalma maliyeti, satıcıya ödediğimiz para ile o içeceğin evin buzdolabına girinceye kadar harcadığınız çabanın parasal karşılığının toplamıdır. Bu çabanın içine çok çeşitli maliyetler girebilir, bunlara sair giderler diyelim. Market-Bakkal örneğinde bu, içeceği temin etmek için gideceğiniz yol (ulaşım/lojistik giderleri), otopark, harcayacağınız toplam zaman, vb. gibi masrafları içerir. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 28 Çoğumuz birim Satınalma maliyetini düşürmek için 1 yerine 10 tane alıp, birim başına sair giderleri düşürmeye çalışırız ki daha düşük bir toplam satınalma maliyetimiz olsun. Ve genellikle o çok tehlikeli envanter tuzağına düşeriz. Hemen adı koyalım; ihtiyacımızdan fazla stok, israftır. Paramızı, depolama alanlarımızı, enerjimizi (sayımı, bakımı, vs.) tüketir. Bu yüzden tedarik süresi ve tedarik süresinin varyasyonundan dolayı tuttuğumuz stokların stoklama maliyetleri de toplam satınalma fiyatına ilave edilmelidir. Örneğin; traktör üretiminiz için ihtiyacınız olan fren balatalarını, Çin’deki bir satıcıdan tedarik ettiğinizi varsayalım. Aylık ihtiyacın 2000 adet olduğunu ve tedarikçinizin aylık sevkiyatlar yaptığını kabul edelim. Tedarik süresindeki oynamalar (variations) için de 500 adet emniyet stoğu tutalım. Tam zamanında üretim (JIT: Just in time) yapılan bir senaryoda bile yaklaşık ortalama 1500 adet stokla çalışırsınız. Ortalama stok hesabı en basit şekliyle şöyle yapılır: Ortalama Stok= (Ay başı stok + Ay sonu stok )/2 Diğer taraftan yurtiçindeki bir üreticiden 1 hafta temin süresiyle tedarik yaptığınız senaryoda ortalama stoklarınız 250 adede kadar düşebilir. Ortalama 1250 adet daha az stok tutmak; finansal, depolama alanı ve ürün devre dışı kaldığında atıl olma riski gibi açılardan önemli tasarruflar sağlar. Bu, “yurtiçinden tedarik etmelisiniz, çünkü daha az ortalama stokla çalışırsınız” anlamına gelmemeli. Önemli olan, toplam sahip olma maliyetidir (total ownership cost). Ödeme vadesi, Toplam Sahip Olma Maliyetinin bir unsurudur ve satınalma kararı için çok belirleyici bir rol oynayabilir. Örneğin; 60 gün vade ile aldığınız bir ürünü 30 gün vade ile sattığınız bir senaryoda, şirket için satış fiyatı kadar 1 aylık finansman oluşturmak mümkündür ve bu -en az- paranın reel faiz getirisi kadar bir tasarruf sağlar. İşin içine vade, gümrükleme maliyetleri ve eğer varsa gümrük tarifesi, tedarik zinciri riskleri, vb. parametreler girdiğinde daha da karışık bir denklemi çözmek için kolları sıvayın. Tedarik Zinciri ve Satınalma uzmanlarına, Satınalma kararını vermeden önce her bir alternatif –çözüm- için Toplam Sahip Olma Maliyeti denklemini oluşturmalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Kısa vadede en iyi çözüm, en düşük Toplam Sahip Olma Maliyetini veren www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com çözüm olsa da, orta ve uzun vadede en iyi çözüm olmayabilir. Bunun için Toplam Sahip Olma Maliyetini oluşturan her bir kalemi gözden geçirin. Vade süresi, taşıma maliyetleri, gümrük tarifesi, vb. sair giderlerdeki optimizasyon ve pazarlık fırsatlarına bakın. Bu alanlarda sağlanacak bir optimizasyon inanılmaz satınalma avantajları yaratabilir. Son yıllarda Çin’den büyük hacimlerde tedarik yapan Amerikan şirketlerinin, Çin’de dağıtım merkezleri kurmaya başlamasının en önemli nedenlerinden biri budur; lojistik maliyetlerini ve dolayısıyla Toplam Sahip Olma maliyetini düşürmek ve rekabet avantajı sağlamak. Tedarikçi seçimi kendi başına ayrı bir makale konusu, fakat tam bu noktada tedarikçi seçimiyle ilgili son yıllarda gözlemlenen bir trendi sizinle paylaşmak istiyorum. Tedarikçinin operasyonel mükemmellik çalışmalarına verdiği ehemmiyet, tedarikçi seçme kriterleri arasında çok güçlü bir ağırlık teşkil etmeye başladı. Zira stratejik açıdan böyle tedarikçilerle çalışmak, bugünkü kısa vadeli kazanımların ötesinde, sürdürülebilir bir rekabet avantajı elde etmek için önemlidir. Kuşkusuz rekabette avantaj sağlayacak en önemli unsur, işletmelerin insan kaynağıdır. İşletmeler, yetenekli ve başarılı Tedarik Zinciri profesyonellerini şirketlerine çekmek ve ellerinde tutmak için stratejiler belirlemeli ve bu stratejilere uygun politikalar geliştirmelidir. İşletmeler, satışlar üzerinden hesaplanan prim sistemine benzer bir prim sistemini, satınalmalar için de tasarlamalı ve devreye sokmalıdır. Toplam sahip olma maliyetini ölçecek ve izleyecek sistemler geliştirilmeli ve bununla ilgili performans metrikleri (KPI) ile Tedarik Zinciri Yöneticilerinin performansları değerlendirilmelidir. Özetle; • Belirleyici olan, salt satınalma fiyatı değil; toplam sahip olma maliyetidir. • Toplam Satınalma maliyetlerini ölçmek için bir sistem kurun. “Ölçmediğiniz işleri yönetemezsiniz.” Jack Welch • Toplam sahip olma maliyetini düşürmek için kafa yorun. Yenilikçi olun. • TZY çalışanlarınızı motive edin. Onlara KPI’lar atayın ve bir prim sistemi kurun • Ve unutmayın, “Mükemmel firmalar, mükemmelliğe inanmazlar – sadece sürekli değişim ve ve sürekli gelişime inanırlar”. Tom Peters SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 29 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticileri için Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programları Başvuru Dönemi: Tezli Yüksek Lisans Programı: 01 - 23 Temmuz 2014 Tezsiz Yüksek Lisans Programı: 01 Temmuz - 24 Ağustos 2014 Online Başvuru: http://nokta.istanbul.edu.tr İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Yüksek Lisans, Yüksek Hedefler ! 30 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Eda EKİNCİOĞLU P e r a k e n d e Te d a r i k Z i n c i r i M d r . eeedaekincioglu@gmail.com PERAKENDE VE RAMAZAN Gıda perakendecisinin hareket , bereket ayıdır Ramazan… Mağazaların içine özel bölüm hazırlıkları başlar, Ramazan özel insert ürünleri haftalık ve günlük olarak çoktan belirlenmiştir. Ürünler son kullanım tarihlerine göre depo raflarındaki yerini 1 ay öncesinden almaya başlamıştır. Ramazan ayının Hicri ve Miladi takvim farkından dolayı her yıl 10 gün önceye gelmesi kaçınılmaz olarak tüketim alışkanlıklarını az da olsa etkilemektedir. Perakendeci bunu göz ardı etmez asla. Her zamanki gibi müşteri memnuniyeti önemlidir perakendeci için. Rahat ve uygun alışveriş yapılabilmesi için aylar öncesinden genel merkez Ramazan Özel toplantılarına başlar. Her kategori müdürü kendilerine sunulan bütçe planını en verimli halde kullanmak adına yoğun bir çalışma sergiler. Reklam Pazarlama departmanı insertler ve tanıtım reklamları üzerinde yoğunlaşır, amaç daha çok müşteriye seslenmektir. İnsan Kaynaklarını es geçmemek lazım. Onlarında sancılı dönemidir Ramazan ayı. Özellikle iftar öncesi saatlerindeki yoğunluk için personel alımları ve şirket bünyesinde eğitimleri söz konusudur. Sektör Ramazan’a yoğun tempoda hazırlanıyor… Belirttiğimiz gibi perakendeciler müşterilerine rahat ve uygun alışveriş yapmaları için özenli bir çalışma gerçekleştiriyorlar. Özel Ramazan Paketleri, insert ürünleri , mağaza içi Ramazan ‘a özel dekorlar, Ramazan hediyeleri… Ramazan paketleri işin içinde olmayan için kolay bir hazırlık olarak görülebilir. Bu dönemin en hassas ürünüdür. Ürün diyoruz çünkü “paket” olarak adlandırdığımız “koliler” içerisinde kaç çeşit ve adet olursa olsun tek bir ürün barkodu ile stoklanır ve satış kasasından tek ürün olarak çıkış yapılır. Bir çok zincir paket içerisindeki ürünleri farklı tedarikçilerden temin ederek ayrı ayrı stoklayıp, kendi depo bünyesinde paket haline getirerek tek bir barkoda dönüştürürler. Bu da sistemi oturmamış ya da ERP sistemine yeni yeni geçiş yapıyor olan yerel zincirlerin en çok zorlandığı konudur. 2 ya da 3 çeşit Ramazan Paketi hazırlayan şirketler paket içeriğine göre her bir paket için belirlemiş olduğu satış fiyatıyla mağazalarına yerleştirmeye başlarlar. Ramazan paketleri perakendecinin Ramazan boyunca stoklarında bulunması gerekmektedir. Burada yanlış yapılan bir sözleşme ya da yanlış satın alma perakendeciye hem satış kaybı hem de müşteri memnuniyetsizliği olarak dönüş yapar. Ramazan paketlerinin yanı sıra hemen hemen her markette mutlaka Ramazanı temsil eden özel ürün standları görüyoruz. Stand ürünleri ve tabii olmazsa olmazlarımızdan bakliyat veya meşrubat gibi ürün segmentlerinde de talep - arz dengesinde Ramazandan dolayı bir aksaklık yaşanmaması için stok yönetimine ekstra özen göstermek gerekmektedir. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Ramazan’ın bir başka özelliği ise sofralarda yöresel yemeklerin de yerlerini almasıdır. Her bölgenin kendine özgü yöresel yemekleri Ramazan’da mutlaka yapılır. Ramazan’da pişirilen yemekler bölgesel tüketim alışkanlıkları ile yakından ilgilidir. Yani, Güney’de, Karadeniz’de, Orta ve İç Anadolu’da, Ege’de, Trakya’da, Akdeniz’deki farklı tüketim alışkanlıkları Ramazan’da da özelliğini korur. Bazı bölgelerde hamur işleri, bazı bölgelerde zeytinyağlılar, bazı bölgelerde ise et ağırlıklı menüler Ramazan sofralarında da hakimiyetlerini devam ettirirler. Burada yine satın alma ekibinin dikkati gerekiyor. Yöresel tercihleri mutlaka göz önünde bulundurmalı , satın alma ve bu ürünlerin stok yönetimini buna istinaden yapmalıdır. Sürekli arz talep dengesi, stok yönetimi diyoruz… Ramazan sonu geldiğinde istenilen hedefe ulaşılmış olabilir, hatta daha yüksek cirolar yapılmıştır. Üst Yönetim tarafından bakıldığında rapor analizleri mükemmel gözüküyor olabilir. Ve artık ramazan bitmiştir, hala stoklarda toplu alım yapılan ürünler, mağazalarda Ramazan özel ürünleri bulunuyordur. İşte işin en can sıkıcı durumu, ürünleri geri çağırma, stoklara alım ve tedarikçilerle iletişim. İade süreci başlı başına bir sorundur perakendede. Genel olarak bakıldığında herşey olması gereken gibi , ön hazırlıklar tamam, tanıtımlar, insertler 31 tamamlanmış durumda. Ama son yıllarda işletmelerin genelinde atlanılan bir durum söz konusu. Bir çok yönetici hala teşhirlerde kiloluk reçeller, pekmezler, büyük ambalajlı nohut, fasulye gibi bakliyatlara yer veriyorlar. Pastırma standları market girişlerinde yerlerini alıyor. Hala kış aylarındaki ramazanlar takip edilir durumda. Bu durumu yaratanlar perakende firmaları mı yoksa tedarikçiler midir acaba? Her iki tarafında ezberi bozmama durumu var gibi. Bu duruma en bariz örnek çorba tedarikçilerini verebiliriz. Her Ramazan olduğu gibi yine çorbacılar kolları sıvıyor, yeni reklam sloganları ile yollarına devam ediyorlar. Yaz aylarında olunduğu fark edilmiyor sanki çorba satışlarında patlama olacakmış gibi bir de perakendeciler tarafından çorba stokları yapılıyor. Kimin canı 30 derece sıcakta iftarı beklerken üzerinden duman tüten yöresel çorba çekiyor? Ülkemizde marketçiliğin yaygınlaştığı dönemlerde ramazanlar hep kışa denk geldi, şimdi de o alışkanlıklarla insertler çıkarılıyor, bu insertlere uygun teşhirler hazırlanıyor. Çorba örneğindeki gibi yanlış ürünler ise atıl stok maliyeti olarak ortaya çıkıyor ve firmalardan alınan insert katılım bedelleri bu maliyetin altında kalabiliyor. www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Reklam pazarlama tarafından baktığımızda ise bu dönemde normalin üzerinde efor sarf edildiğini görüyoruz. Reklam stratejileri sıfırdan ele alınır. Farklılık yaratmalı, müşteri dikkatini çekmelidir. Sadık müşteri memnuniyetini devam ettirirken, yeni müşterileri mağazaya çekmeyi başarmalıdır. Peki Ramazan reklamları deyince akla neler gelir? Elinde davul ile mani söyleyen adamlar, bol çeşitli sofra görüntüleri, tatlı ve pideler, iftar topları, Karagözler Hacivatlar ve pişekarlar ... Genelde Nostaljik pazarlama devreye alınır. Nedir Nostaljik Pazarlama hemen kısa bir hatırlatma yapalım; Geçmişe özlem duygusu ile tüketim arasında anlamlı (!) bir ilişki kurarak satın alma, üretme veya pazarlama çalışmalarına Nostaljik Pazarlama denir. Bu kavramın pazarlama iletişimindeki karşılığı ise Nostaljik Reklamdır. Tek tip bir duygu olmayan nostalji; Gerçek Nostalji, Canlandırılmış Nostalji ve Toplu Nostalji olarak kategorize edilebilir. Müşteriyi can evinden vuracak yer burasıdır; insanların algılarında hiç yaşamadıkları ama “saf ve temiz” olarak her zaman hatırlanacak bir “sanal geçmiş” yaratmalıdır Reklam Pazarlama ve satın alma duyusu ile bu geçmişe duyulan özlem arasında bir bağlantı kurulmalıdır. 32 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com M. Vefa TOROSLU Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bağımsız Denetçi FRANCHıSıNG SİSTEMİ 1. FRANCHISINGIN TANIMI Franchising, iki taraf arasında süreklilik gösteren ve ticari ilişkiye dayanan bir anlaşmadır. Franchising, bir işletme sistemi çerçevesinde yapılan satış etkinliklerinde denenmiş, kendini ispat etmiş bir markanın desteği ve güvencesi altında iş yapan, birbirinin kopyası firmaların mal ve hizmet dağılımına yönelik olarak belli bir bedel karşılığında söz konusu marka ve sistemin sahibi olan firma (Franchisor) ile yapmış oldukları ticari anlaşma türüdür. Franchising bir işletme sisteminin ürünlerinin ve hizmetlerinin sunulduğu bir ekonomik paylaşım türüdür. Bu açıdan franchising bir dağıtım ve pazarlama sistemidir. 2. FRANCHISING’DE TARAFLAR Frnchising sisteminde Franchisor (franchise veren) ve Franchisee (franche alan) olmak üzere en az iki taraf bulunmaktadır. 2.1. Franchisor Gelişmiş bir üretim, işletme ve pazarlama sistemine, ticari isme ve tescilli bir ticari markaya sahip olan her hangi bir gerçek veya tüzel kişidir. Franchisor, franchisinge konu olacak ürün ve hizmetin hak sahibidir. Franchisor, franche alan tarafa kullandığı isim veya marka, mal veya hizmetin üretim tekniği, işin yönetim ve organizasyonu ile ilgili bilgileri vermek ve onu sürekli olarak desteklemek zorundadır. Franchisor, işin sevk ve idaresiyle ilgili olarak franche alan taraf üzerinde sürekli ve geniş bir denetim hakkına sahiptir. Franchisor, franche alan tarafın faaliyetlerini denetleme, muhasebe kayıtlarını inceleme, işyerini denetleme, franche alan taraftan faaliyetlerle ilgili olarak raporlar ve bilgiler talep etme hakkına sahiptir. 2.2. Franchisee Franchee, franchising sisteminden yaralanarak franche konu olan mal veya hizmetin bağımsız olarak üretimini ve yerel pazarlarda dağıtım ve satışını üstlenen gerçek veya tüzel kişidir. Franchee, franchisor’un isim ve marka imtiyaz hakkını kullanmakta ve bunun karşılığında da belli bir bedel ödemektedir. Franchee, franchising sözleşmesi çerçevesinde kendisine verilen teknik bilgi ve hizmetlerden yararlanmaktadır. Buna karşılık yine sözleşme çerçevesinde varsa verilmesi gereken teminatları vermekte ve yıllık ciro üzerinden ödemesi gereken royalty ücretlerini ödemektedir. Franchisee, dünyaca ünlü bir isim veya markayı, işletme organizasyonu ile birlikte devralmakta ve arkasında kendisine her konuda destek verebilecek deneyimli bir kuruluş bulunmaktadır. Böylece franchee, herhangi bir risk almadan bilmediği ve tecrübesi bulunmadığı bir faaliyet kolunda mal veya hizmet üreterek bunları satabilir hale gelmektedir. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 3. FRANCHISING SISTEMINDE MALIYET Franchising sisteminin franchisee’e franchise ücreti, yıllık royalty ücreti ve diğer olmak üzere üç çeşit maliyeti vardır. 3.1. Franchise Ücreti Franchise ücreti, franchisee tarafından franchisor’a sisteme giriş, teknoloji, isim ve markayı kullanma hakkı karşılığında başlangıçta bir defaya mahsus olarak ödenen bedeldir. 3.2. Royalty Ücreti Royalty ücreti, franchisee tarafından franchisor’a yıllık ciro veya kâr üzerinden franchising anlaşmasında belirlenen oranlarda devamlı ve belirli dönemlerde yapılan ödemelerdir. 3.3. Diğer Maliyetler Franchisee’nin franchisor’a onun yaptığı reklam vb. harcamalara katkı payı olarak yaptığı ödemelerdir. 4. FRANCHISING ÇEŞITLERI 4.1. Tarafların Bulunduğu Ülke Açısından a) Ulusal Franchising: Franchising’e konu mal veya hizmetin üretim ve satış hakkının aynı ülke sınırları içerisinde bulunan bir franchee’e verildiği franchising çeşididir. Bu farnchising’de her iki tarafın kazancı ülke sınırları içinde kalmaktadır: b) Uluslararası Franchising: Franchising’e konu mal veya hizmetin üretim ve satış hakkının başka bir ülkede bulunan bir franchisee’e verildiği franchising çeşididir. Yani söz konusu olan mal veya hizmet franchising anlaşması ile franchisor açısından ihraç edilmekte, franchisee açısından ise ithal edilmektedir. 4.2. İşlemin Niteliği Açısından 33 a) Geleneksel Franchising: Geleneksel franchising’de franchisor ile franchisee arasında basit ve bağımsız bir satış ilişkisi vardır. Taraflar için önemli olan belli bir marka ve ticaret ünvanının kullanılmasıdır. Tarafların içerik ve kalite gibi konularda birbirlerinin denetlemeleri söz konusu değildir. b) Modern Franchising: Modern franchising’de franchisor ile franchisee arasındaki ilişki sürekli ve geniş kapsamlıdır. Bu sistemde franchisor bütün tecrübesini ve bilgisini franchisee öğretmekte ve bunun yanında da sürekli denetlemektedir. 4.3. Diğer Franchising Çeşitleri a) Master Franchising: Master franchising’de ana franchisor yerli ülkede kendi adına hareket edecek bir işletme seçer. Bu işletme belirli bir eğitim döneminin sonunda ana firma gibi hareket etmeye başlar. Ana franchisor adına yerli ülkede franche dağıtır. Ana ülkedeki işletme adına çeşitli sorumluluklar yüklenir ve çeşitli haklara sahiptir. Yerli ülkedeki franchisorleri ana franchisor adına denetler. b) İşletme Franchisingi: İşletme franchising’inde franchisor ile franchisee arasında sadece ürün, servis ve marka alanında değil, bir bütün olarak işletme sistemi için sürekli bir iş ilişkisi ve işbirliği yapılmaktadır. Bu sistem içerisinde pazarlama ve üretim ile ilgili tüm faaliyetler yer alır. Oteller, moteller, restoranlar, kuru temizleme, muhasebe ve denetim hizmetleri, oto kiralama hizmetleri, perakende satış mağazaları işletme franchisingine örnek olarak gösterilebilir. www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com c) İkili Franchising: İkili franchising, İki farklı işin aynı yerde ve aynı zamanda faaliyette bulunmasından oluşan franchisingdir. Bir benzin istasyonunda ayrıca birde restoran bulunması ikili franchisinge örnektir. d) Ürün Franchisingi: Ürün franchasing’inde franchisee işletmesinde sadece franchisor’un mallarını satma hakkına sahiptir. Franchisee’nin işletmesinde başka malları bulundurması ve satması yasaktır. e) Marka Franchisingi: Marka franchising’inde franchisee sadece franchisor’un ticari markasından yararlanmaktadır. 5. Sonuç Franchising, girişimci ruhunu geliştirmek, küçük ve orta ölçekli tasarrufların ekonomiye aktarımını sağlamak açısından önemlidir. Günümüz ekonomilerinde, küçük girişimcilerin başarılı olması giderek zorlaşmaktadır. Bunun temelinde de, söz konusu işletmelerin gerekli ve yeterli sermayeden, bilgi ve deneyimden yoksun olmaları yatmaktadır. Tüketici ağırlıklı işletmelerin ön plana çıktığı günümüzde yüksek kalite standartlarını oluşturmuş yaygın bir hizmet ağına sahip olan işletmeler başarılı olabilmektedir. Bu açıdan franchising sistemi, yılların bilgi ve deneyimini küçük girişimcilere aktararak bu tür işletmelerin pazardaki başarı şanslarını artırmaktadır. Franchising, küçük işletme olmanın olumsuz yönlerini ortadan kaldırarak, sınırlı olanaklarla bağımsız iş kuran ya da kurmak isteyenlere, yeni faaliyet alanları ve başarılı olabilme şansı sağlayan bir sistemdir. 34 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Aydoğan CAN M ü n i h Te k n i k Ü n i v e r s i t e s i , U l a ş t ı r m a v e L o j i s t i k Yü k s e k L i s a n s Ö ğ r e n c i s i rotundus@gmail.com Türkİye’nİn 2014 Yılı Lojİstİk Performans Karnesİ Türkiye’nin lojistik ve stratejik önemini anlatan şu cümlelere ilkokul yıllarımızdan beri sayısız kez karşılaştık: • Türkiye Afrika, Avrupa ve Asya’nın kesiştiği yerde ve bu üç kıtanın konum olarak birbirine en yakın bulunduğu bölgededir. • Türkiye, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan önemli yollar üzerindedir. • Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrilidir ve boğazlarla okyanuslara çıkışı vardır. Türkiye olarak ülkemizin lojistik/stratejik önemine yaptığımız yukarıdaki vurguların tarafsız organizasyonlarca nasıl algılandığını bu yazımızda inceleceğiz. Yazımız Dünya Bankası’nın 2014 yılı Lojistik Performans Indeksi çalışmasına dayanıyor. 2014 Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi (LPI) 160 ülkeyi kapsayan global freight forwarder ve express taşıyıcılarla gerçekleştirilen anketlere dayanan geniş çaplı bir araştırma. İlk çalışma 2007 yılında başlatıldı, her iki yılda bir yenilenmekle birlikte inceleyeceğimiz son çalışma 2014 yılında yayınlandı. Lojistik Performans Indeksinin amacı siyasi liderleri, özel sektör girişimcilerini ve sivil toplum kuruluşlarını ülkelerinin lojistik performansları hakkında bilgilendirmek ve lojistik alanında yapılabilecek iyileştirmeler için ışık tutabilmek. Uluslararası ve ulusal Lojistik endeksleri bulunan Dünya bankasının uluslararası lojistik performansı üzerinde duracağız. Uluslararsı Lojistik performansı şu alanlarda yapılan değerlendirmeleri baz alır: • Gümrüklerin etkinliği (Customs) • Ulaştırma altyapısı ve ticaretin niteliği (Infrastructure) • Rekabetçi navlunlarla uluslararası sevkiyatlar organize edebilme(international shipments) • Lojistik hizmetlerin kalitesi ve rekabet edebilirlik (Logistics competence) • Lojistik hizmetlerin takip edilip izlenebilmesi (Tracking and tracing ) • Lojistik hizmetlerin zamanında gerçekleştirilmesi (Timeliness) Türkiye’nin Lojistik Ligindeki Konumu Türkiye 160 ülke içinden en iyi lojistik performansa sahip 30. ülke. (http://lpi.worldbank.org/international/ global) En iyi performansa sahip ülke Almanya. Almanya’yı Hollanda, Belçika, İngiltere ve Singapur izliyor. Lojistik liginde Avrupa ülkelerinin liderliği dikkat çekici. İlk 10 ülke içindeki ülkelerin 7’si Avrupa, 2’si Asya, 1 tanesi de Amerika kıtasından. Altyapı ve takip&izleme altkategorilerinde birinci olan Almanya gümrük ve lojistik hizmetlerin kalitesi alt-kategorilerinde liderliği Norveç’e, uluslararası sevkiyatlar ve vaktindelikte ise Lüksemburg’a, kaptırmış durumda. Benelüks ve İskandinav ülkelerinin lojistik performasları oldukça dikkat çekici. 35 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Loj.Perfr.İndeksi ÜLKE Gümrük Uluslararası Sevkiyat Altyapı Sıralama Puan www.b u y ernet work.net Lojistik Hizmet Kalitesi www.sat inalmadergisi.com Takip & İzleme Vaktindelik Sıralama Puan Sıralama Puan Almanya 1 4,12 2 4,1 1 4,32 Sıralama Puan Sıralama Puan Sıralama Puan Sıralama Puan 4 3,74 3 4,12 1 4,17 4 4,36 Hollanda 2 4,05 4 3,96 3 4,23 11 3,64 2 4,13 6 4,07 6 4,34 Belçika 3 4,04 11 3,8 8 4,1 2 3,8 4 4,11 4 4,11 2 4,39 İngiltere 4 4,01 5 3,94 6 4,16 12 3,63 5 4,03 5 4,08 7 4,33 Singapur 5 4 3 4,01 2 4,28 6 3,7 8 3,97 11 3,9 9 4,25 İsveç 6 3,96 15 3,75 9 4,09 3 3,76 6 3,98 7 3,97 8 4,26 Norveç 7 3,96 1 4,21 4 4,19 30 3,42 1 4,19 31 3,5 5 4,36 Luxembourg 8 3,95 10 3,82 15 3,91 1 3,82 14 3,78 22 3,68 1 4,71 Amerika 9 3,92 16 3,73 5 4,18 26 3,45 7 3,97 2 4,14 14 4,14 Japonya 10 3,91 14 3,78 7 4,16 19 3,52 11 3,93 9 3,95 10 4,24 İrlanda 11 3,87 12 3,8 16 3,84 27 3,44 9 3.94 3 4,13 16 4,13 Kanada 12 3,86 20 3,61 10 4,05 23 3,46 10 3,94 8 3,97 11 4,18 Fransa 13 3,85 18 3,65 13 3,98 7 3,68 15 3,75 12 3,89 13 4,17 İsviçre 14 3,84 7 3,92 11 4,04 15 3,58 16 3,75 18 3,79 21 4,06 Hong Kong,Çin 15 3,83 17 3,72 14 3,97 14 3,58 13 3,81 13 3,87 18 4,06 Avusturalya 16 3,81 9 3,85 12 4 18 3,52 17 3,75 16 3,81 26 4 Danimarka 17 3,78 13 3,79 17 3,82 9 3,65 18 3,74 36 3,36 3 4,39 İspanya 18 3,72 19 3,63 20 3,77 21 3,51 12 3,83 26 3,54 17 4,07 Tayvan 19 3,72 21 3,55 24 3,64 5 3,71 25 3,6 17 3,79 25 4,02 İtalya 20 3,69 29 3,36 19 3,78 17 3,54 23 3,62 14 3,84 22 4,05 Kore 21 3,67 24 3,47 18 3,79 28 3,44 21 3,66 21 3,69 28 4 Avusturya 22 3,65 23 3,53 25 3,64 40 3,26 26 3,56 10 3,93 23 4,04 Yeni Zelenda 23 3,64 6 3,92 22 3,67 8 3,67 27 3,56 38 3,33 40 3,72 Finlandiya 24 3,62 8 3,89 28 3,52 20 3,52 19 3,72 39 3,31 38 3,8 Malezya 25 3,59 27 3,37 26 3,56 10 3,64 32 3,47 23 3,58 31 3,92 Portekiz 26 3,56 31 3,26 31 3,37 29 3,43 20 3,71 20 3,71 35 3,87 Birleşik Arap Emr. 27 3,54 25 3,42 21 3,7 43 3,2 31 3,5 24 3,57 32 3,92 Çin 28 3,53 38 3,21 23 3,67 22 3,5 35 3,46 29 3,5 36 3,87 Katar 29 3,52 37 3,21 29 3,44 16 3,55 28 3,55 32 3,47 34 3,87 Türkiye 30 3,5 34 3,23 27 3,53 48 3,18 22 3,64 19 3,77 41 3,68 Poland 31 3,49 32 3,26 46 3,08 24 3,46 33 3,47 27 3,54 15 4,13 Czech Republic 32 3,49 33 3,24 36 3,29 13 3,59 29 3,51 25 3,56 39 3,73 Hungary 33 3,46 48 2,97 40 3,18 32 3,4 37 3,33 15 3,82 20 4,06 Geçmiş Yıllara ait LPI Karşılaştırması Türkiye 2007 yılından 2012 yılına kadar lojistik performansını sürekli iyileştirdi. 2014 yılı ise 2012 yılına kıyasla iyileştirmenin gözlenmediği yıl oldu. 2007 yılında lojistik liginde 34. sırada olan Türkiye 2010 yılında yükselen LPI puanına rağmen 5 basamak geriledi, 2012’de ise büyük bir sıçrama yaparak 12 basamak yükseldi. 2014’te ise 3 basamak gerileyerek 30. sırada yerini aldı Türkiye. 36 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 I LP s om t us C s fra In ts e ur ct tru In Turkey 2014 Income: Upper middie income 2014 Alt Kategoriler ve Yıllar Bazında Değerlendirme Türkiye genel olarak tüm alt kategorilerde 2010 yılında 2007 yılına oranla daha kötü bir performans sergiledi. 2012 yılı 2010 yılına kıyasla başarılı geçmesine rağmen aynı ivme 2014 yılında yakalanamadı. 4 yıllık geçmişe bakıldığında istikrarlı bir süreçten bahsedilemeyecekken, 2014 yılı performaslarının 2007 yılı performanslarına oranla daha iyi olduğu söylenebilir. Türkiye, Takip&İzleme alt kategorisindeki 19. sıradaki konumuyla, tüm alt-kategoriler içerisinde en iyi performansa sahip. 22. sırayla lojistik hizmetlerin kalitesi ve 27. sırayla altyapı, takip&izleme kategorisini izliyor. Uluslararası sevkiyatlar Türkiye’nin en kötü performans sergilediği alan. Uluslararası sevkiyatlarda 48. sıradayız. tio na r te l na e nc en pm i sh www.b u y ernet work.net ic ist g Lo g ng i ck & c tra a Tr Regionı Europe & Central Asia 2014 s es in p m o sc e et Ti m n eli www.sat inalmadergisi.com Türkiye, değerlendirildiği ‘Avrupa & Merkezi Asya” (Europe&Central Asia) ve ‘Üst Orta Gelir’ (Upper Middle Income) ülke gruplarına ait LPI ortalamalarından daha iyi bir performansa sahip. 37 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com H a l i t K AYA Sürat Lojistik A.Ş Lojistik Satış Sorumlusu Lojİstİk Satınalma Vakası Türkiye’de faaliyet gösteren çok büyük firma ile lojistik ihtiyaçları doğrultusunda görüşmek ve lojistik hizmet vermek adına randevu talep ettim. Randevu talebime olumlu dönüş yaptılar ve bana bir görüşme tarihi bildirdiler. O tarihte kendileri ile görüşme yapmak adına firmaya gittim. Firmanın Satınalma müdürüne sunumumu yaptım ve kendilerinden de firmalarının lojistik tanıtımını yapmalarını, nasıl çalıştıklarını, gönderdikleri ürünlerin ds ve kg bilgilerini kısacası lojistik operasyonları hakkında bilgi talep ettim. Bana gerekli bilgileri verdiler. Daha sonra firmanın Satınalma müdürü bana -”Halit Bey, biz şuan da bir lojistik firması ile çalışıyoruz. Sizin, şuan çalıştığımız firmanın verdiği fiyatı vereceğinizi zannetmiyorum. Biz çok uygun fiyata çalışıyoruz” dedi. Bende kendileri için bir mahsuru yoksa çalıştıkları fiyatı sordum. Onlarda bana;01–30 ds/kg arası bir koliyi 5.00 TL +KDV ye sevk ettiklerini söylediler. Önce, benim vereceğim fiyatın çok altında bir fiyat olduğunu düşündüm. Kendilerinden bir aylık gönderi datalarını istedim. Bana bir aylık gönderi datalarını mail attılar. Dataları inceledim, lakin 30 ds/kg lık bir koliye rastlayamadım! Firmanın en büyük kolisinin 16 ds/kg ve altı olduğunu fark ettim. Yani firma fazladan 14 ds/kg ın parasını ödüyordu! Firmaya, fiyat teklifi hazırladım ve 01/30 ds/kg için 4.00 TL +KDV fiyatı verdim mail attım. Firmasının Satınalma müdürü 15 dakika sonra beni aradı firmaya davet etti. Firmaya gittim. Bana şunu söyledi; -”Halit Bey, şuan çalıştığımız fiyattan nasıl daha düşük bir fiyat verdiniz?” Bende kendilerine durumu izah ettim. -Firmanızın 30 ds/kg lık zaten bir kolisinin olmadığını, en büyük kolinin 16 ds/kg olduğunu aslında 14 ds/kg oranında daha fazla para ödediklerini ve diğer ayrıntıları anlattım. Firmanın Satınalma müdüründe biran bir sessizlik oldu ve bana dönerek; “Halit Bey bizi aydınlattığınız için teşekkür ederim” dedi ve firmadan ayrıldım. Lakin işin ilginç yanı, firma, bunları anlatmama rağmen yine aktif çalıştığı o lojistik firması ile çalışmaya devam etti. Lojistik satınalma süreçlerinde en önemli kıstas şirketini iyi tanımaktır. Tüm lojistik operasyona hâkim olmaktır. 38 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Simge ERDAĞ simge.erdag@gmail.com Yönetİcİ ? Lİder ? Yöneticilik ve liderlik çoğu zaman birbirine karıştırılıp eşanlamlı olarak kullanılsa da birbirinden farklı rollerdir. Bunlardan hangisinin daha üstün olduğuyla ilgili bir seçim yapmak boş bir çaba olacaktır çünkü bu ikisi birbirlerinin tamamlayıcısıdır ve bir organizasyonun başarısında hem yöneticilere hem de liderlere ihtiyaç vardır . Yönetici, bir organizasyonun başında bulunan, bir grup insanı istenilen hedeflere ulaşabilmek için yönlendiren kişidir. Önceden belirlenen hedeflere ulaşmak için başkaları aracılığıyla iş gören; kaynakların en etkin ve verimli şekilde planlanmasını, organize edilmesini, yönlendirilmesini, koordine ve kontol edilmesini sağlamayan yine yöneticidir. Dolayısıyla çalışanlar, üretim, finans, pazarlama gibi birçok konuda bilgi sahibi olmak ve bunları anlamak zorundadır. İyi bir yönetim iyi planlamayla başlar. Belirli bir hedefe nasıl ulaşılacağını planlarken bunu gerçekleştirmek için gereken bütçe, insan gücü, çeşitli senaryolar ve olası olumsuzluklar karşısında atılacak diğer adımlar yönetici tarafından belirlenir. Daha sonra bu planı hayata geçirmek için yapılacakları organize etmek gerekir. İşi yapacak kişiler planın kendilerine düşen bölümünü yerine getirmeye hazır mı, bunun için gereken malzemeler doğru zamanda hazır olacak mı, belirlenen zamanda işler bitecek mi gibi sorular organizasyonun başarılı olmasında önemli rol oynar. Çalışanları planlanan hedef doğrultusunda organize edilen sorumluluklar doğrultusunda yönlendirmek ve bu süreci gözlemleyip ortaya çıkan problemlere çözüm üretmek de yöneticinin sorumluluğu altındadır. Lider, içinde bulunduğu grubu belirli bir amaç etrafında toplayıp bu amacı gerçekleştirmek için onların harekete geçmesini motive eden kişidir. Kişileri etkileyip motive eden ve organizasyonun başarıya ulaşması için katkıda bulunmalarına olanak sağlayan kişidir. Liderin vizyonu ve açık bir hedefi vardır. Problemleri ele alırken yeni ve yaratıcı çözümler sunarlar. Lider kendini takip eden kişilere sahiptir. Yönetici ve lider arasındaki farkları şu şekilde sıralayabiliriz: - Yönetici uygular, lider değişiklik yapar. - Yönetici kopyadır, lider ise orijinal. - Yönetici sistemlere ve yapılara odaklanırken, lider insanlara odaklanır. - Yönetici için kontrol önemliyken, lider iççin güven daha büyük önem taşır. - Yönetici nasıl ve ne zaman sorularıyla çalışırken, liden ne ve neden sorularına yanıt arar. - Yönetici, pozisyonu gereği güçlüdür oysa lider, kişiliğinden dolayı güçlüdür. - Yönetici ödül ve ceza mekanizmasına inanır fakat lider ortak amacın doğurduğu güçle hareket eder. Tüm organizasyonların temelde farklı olan iki amacı vardır. Birincisi, bugünün işini mümkün olan en verimli şekilde gerçekleştirmek ve diğeri ise gelecteki başarı için yeni bir yön geliştirmektir. Dolayısıyla organizasyonların bu günlük işlerin gerçekleştirilmesini sağlayacak yöneticilere ve kendilerini yeni bir yöne götürebilecek liderlere ihtiyaçları vardır. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 39 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Selda YÜKSEKBAŞ The marmara Hotels, Satınalma Müdürü yuksekbasselda@gmail.com NUH’UN GEMİSİNE BİNMEK İSTİYORUM ! Denizler taştı ve her taraf su oldu. Tufan oldu. Nuh, 3 katlı gemisine her canlıdan birer çift aldı. Oğlu Ken’an’ı da gemiye almak istedi, ama o “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi. Gemiye binmedi ve hemen bir dalga onu alıp boğdu. Dergimizin Şubat ayı sayısında “Nuh’un Gemisi”ni yazmış, kriz gelmeden krizi önlemeden ve kriz yönetiminden bahsetmiştik. Dilerseniz şimdi, Nuh ile beraber olmanın ve bu kurtuluş gemisine binebilmenin olmasa olmaz şartlarına bakalım. Biz Satınalmacılar gemimize hangi tedarikçiyi alacağımıza karar vermekle yükümlüyüz. Peki, nasıl belirleyeceğiz yanı başımızda olacak tedarikçiyi? Yanımızda kimin olmasını istediğimize –tıpkı Nuh gibi- hangi kriterleri gözeterek karar vereceğiz? “Bizimlesin” dediklerimize “partner”, “paydaş” gibi isimler takarız. Bu, onları “ortak olarak ” görme arzusudur. Gerçek bir tedarikçi ve yakın bir ekip arkadaşı olmak isteyen firmalar her zaman ön plandadır. Zira bunu dilemeyen hiç bir tedarikçinin gemimizde yer alması söz konusu değildir. Ortak projelerde buluştuğumuz, süreç yönetim yeteneği yüksek, sözüne güvendiğimiz firmaları kendimize daha yakın hissederiz. Bunlar genelde kendilerini, bizlere daha çok adar, bizimle özdeşleştirir ve risk paylaşımı yaparlar. Bizi birbirimize bağlayan ortak hedeflerimiz ve kendi aramızda oluşturduğumuz ortak bir sözlüğümüz vardır. En sevdiğimiz tedarikçimiz, öncelikli ve destek aktiviteleri yerine getirirken rekabet üstünlüğünü sağlayacak kaynak ve kapasiteye sahip tedarikçilerdir. Değişen yapılara ayak uydurarak, pazarlarını büyütmek için kendilerini sürekli geliştiren, Tedarik Zinciri başarısına katkıda bulunanlar her zaman alıcı firmalar tarafından tercih edilir. Hayatta iken gelişme, gemiye binmenin olmazsa olmaz şartıdır. O nedenle yeni arz kaynakları için yol gösterici araştırmalar yapan tedarikçiler her zaman bir adım öndedir. Maliyet azaltma hedefi ile katma değerin nasıl ortaya çıkarılacağına yönelik modeller geliştirerek tasarım yetenek ve kapasitesi yüksek olan tedarikçi beraberinde başarı getirir. Bu tarz çalışma ekstra rekabet avantajı getirecek satınalmalar yapma olasılığını yükseltir. Kısaca etkin tedarikçi bizimledir ve işletmelerimizin değerini artırır. Ayrıca, en iyi tedarikçiler müşterisinin gereksinimlerini karşılayan mal ve hizmetleri en düşük toplam maliyetle en uygun satın almayı sağlayarak alıcıya kâr ettirenlerdir. Bunlar aynı zamanda genelde değişime açık, bizim kurallarımızla teknik ve yenilik yeteneklerini geliştirenler ve sorun olmaktan çok sorun önleyen olmayı öğrenenlerdir. Geleceği görebilen, reel tahminlerde bulunabilenlerdir. Pazar ve fiyat trendleri, yerel ve küresel rekabet politikalarını görüp analiz etme yetisine sahip olanlardır. Değişimi yönetebilenlerdir. Sıradan tedarikçilerin, bizim Nuh’un gemisine binebilme şansları pek yoktur.. Bizler, seçilmiş tedarikçilerle bilgi akışının doğru ve zamanında yapılıp yapılmadığını kontrol edilebilecek konuma geliriz. Talep planlama ve öngörülerimizin gerçeğe en yakın şekilde yapılması konusunda iyileşme sağlarız. Kalburüstü tedarikçilerle uzun dönemli sözleşmelere yöneliriz. Teslim tarih revizeleri, ani sipariş iptalleri, sipariş miktar değişimleri, öngörüde bulunamama, ödeme problemleri gibi operasyonel sorunları sıkca yaşamaz ve ortak gelişim projeleri oluşturulacak duruma geliriz. Adayların konularında uzman olmaları, tarafımıza sağlayacakları hizmetin uzun dönemli sürekliliği, sunduğumuz finansal ve sözleşme şartlarına uyum göstermeleri ve kendilerine her zaman ulaşılabilir olması memnuniyetimiz açısından vazgeçilmezdir. Tüm bu unsurlar dikkate alındığında, gemi bileti verdiğimiz tedarikçilerimizin stratejik ittifakımıza ve değer zincirimize dahil oldukları kolaylıkla anlaşılmaktadır. Strateji, uzun dönemli, karşılıklı faydaya dayanan ve özel koşullar içeren ilişkidir. Satınalmanın başarısında da başarısızlığında da katkı payları olan tedarikçiler, bizim en ciddi yatırımlarımızdandır. Bu yatırımın bize dönüş oranı, karşılıklı anlayış birlikteliğine dayalıdır. O nedenle riskli bir seçimdir bu. Firmaların, performanslarına bağlı olarak, kazandıkları derecelere göre varacakları yer bizim güvenli gemimizdir. Unutmayalım, hayatta iken insanın hep canlı kalma dileği, gemiye binmenin olmazsa olmaz şartıdır. Nuh’un gemisine binebilmenin bileti ise, hissedebildiğimiz tedarikçisatınalmacı sevgisine, iş yapma heyecanı ve enerjisine bağlı. Nuh’un gemisine bilet alabilmek için evrimleşelim, seçilmiş özel tedarikçilerimizle değişimi yaratalım… Haydi, biletiniz hazır! Nuh’un gemisi kalkıyor… Artık biz satınalmacılar ve siz tedarikçiler için Nuh’un Gemisi’nde beraber olma vakti… Gemideki tedarikçilerimizle keyifle izleyeceğimiz bir 2014 FIFA Dünya Kupası diliyorum . SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Mehri Banu SÜNBÜL, Ayten KILIÇ KSÜ, İİBF, İşletme Bölümü, Yüksek Lisans Öğrencisi 40 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Doç. Dr. Nusret GÖKSU Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi TÜKETİCİ ETNOSENTRİZMİ VE YERLİ MARKALI ÜRÜNLERE İLİŞKİN ALGILANAN KALİTE ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ Tüketici etnosentrizminin tüketicilerin satın alma kararlarını etkilediği düşünülmektedir. Satın alma tercihlerini yerli markalı ürünlerden yana yapmaya özen gösteren tüketicilerin etnosentrizm eğilimleri daha yüksek çıkmaktadır. Tüketici etnosentrizmi ile ilişkisi olan birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerden biri de algılanan kalitedir. Globalleşmenin etkisiyle ve uluslararası pazarlamanın gelişmesiyle günümüzde işletmeler dünyanın bütün bölgelerinde hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan tek bir pazar gibi faaliyet gösterebilmektedir. Öyle ki dünyanın bir köşesinde üretilen bir ürün, dünyanın diğer köşesindeki bir ülkeye kolay bir şekilde ulaştırılabilmekte ve ülkeler arasında ürünlerin giriş-çıkışı kolay yollarla sağlanabilmektedir. Ancak bu durumda işletmelerin karşısına bazı engeller çıkabilmektedir. Bu engellerden bir tanesi de, tüketici etnosentrizmidir. Tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen ve bazı durumlarda bu kararlara yön veren entrosentrizmin menşe ülke etkisi üzerindeki baskısı değişken olmakla birlikte entrosentrizm düzeyi yüksek tüketicilerin yerli marka ürünleri daha çok tercih etme yönünde niyet taşıdığını göstermektedir. (Aksu Armağan ve Gürsoy 2011: 68). Belli bir pazarda tüketicilerin etnosentrik eğilimlerinin yüksek olması, o pazara girmeyi düşünen yabancı firmalar için büyük bir tehdit unsuru oluşturabileceği gibi, yerli firmalar açısından da bazı avantajlar sağlayabilmektedir. Dolayısıyla, başka ülkelerin pazarlarında faaliyet göstermek isteyen firmaların hedef pazarlarındaki tüketici etnosentrizm derecesini bilmeleri kendileri açısından avantaj sağlayacaktır. Çünkü etnosentrik eğilime sahip olan tüketiciler, yabancı ürünleri satın aldıklarında hem yerli ekonomiye zarar vereceklerine hem de ülke içerisinde işsizliğe neden olacaklarına inanmaktadırlar. Ayrıca yabancı ürünleri tercih etmenin ahlaki bir davranış olmadığını düşünmektedirler (Shimp, 1984: 285). Yapılan çalışmalardan yola çıkılarak tüketici satın alma davranışlarının birçok faktörden etkilendiği söylenebilir. Bu faktörlerden birisi de tüketici etnosentrizmi olarak adlandırılan kişilerdeki milliyetçi, vatansever duygularıdır. Başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de bu duyguların tüketicilerin satın alma davranışlarında etkili olduğunun öğrenilmesi ile etnosentrizme yönelik çalışmalar da artmıştır. Dolayısıyla pazarlamada etkinliği ispatlanmış bu etnosentrik eğilimlerin, öğrencilerde oluşan yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kaliteyi etkileyebileceği düşüncesi araştırmamıza yön vermiştir. Bu noktadan hareketle tüketici etnosentrizmi ile yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite arasındaki ilişki incelenmiştir. Ayrıca üniversitenin öğrencilerin yerli markalı ürünlere yönelik algıladıkları kalite düzeyini etkileyip etkilemediği de incelenmiştir. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 2. Tüketici Etnosentrizmi İngilizcesi “ethnocentrism” olan bu kavram Türkçede “bizmerkezcilik”, “ırk-merkezcilik”, “etnik-merkezcilik” veya “etnosentrizm” kelimeleriyle ifade edilmektedir. Etnosentrizm Yunancada “millet, ırk” anlamına gelen “ethnos” ve “merkez” anlamına gelen “kentron” kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur (Asil ve Kaya, 2013: 114). İlk kez Amerikalı akademisyen William Graham Sumner tarafından 1906 yılında dile getirilen etnosentrizm şu şekilde açıklanmıştır. “Grubun içerisinde olanlara karşı barış, düzen, kanun, yönetim, endüstri vb. hepsi gereklidir. Grubun dıştakilerle ve dış grup ile ilişkisi savaş ve yağma üzerinedir (Özbek, 2005: 2). Bu terime göre bir grup için diğer bütün gruplar aşağı seviyededir (Ruyter vd., 1998: 187). Türk Dil Kurumu’na göre ise etnosentrizm kavramı, halk bencilik olarak ifade etmektedir. Bir başka tanıma göre etnosentrizm,“bir aşirete, kabileye, boya ve benzeri etnik gruba bağlılık ile tarif edilen, bir kimsenin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesi ile tarif edilen ilkel duygudur” (www.wikipedia.org, 03.05.2014). Yukarıdaki tanımlar dahilinde etnosentrizm ile ilgili hem olumlu hem de olumsuz fikirde bulunulabilir. Grup içerisindeki bireylerin birbirlerine olan bağlılıkları olumlu yönleri arasında yer alırken, ayrımcılıklara yol açması ve diğer grupları kendi gruplarına göre küçümseyip, dışlamaları ise olumsuz yönleri olduğu söylenebilir (Eroğlu ve Sarı, 2011: 5). Etnosentrizm kavramı pazarlama literatürüne “tüketici etnosentrizmi” terimiyle girmiştir. Etnosentrik tüketici eğilimi, yabancı ürünleri satın almanın doğruluğu ve ahlaki uygunluğu hakkındaki kuşkuları içinde bulundurduğundan, etnosentrik eğilimi güçlü olan tüketicilerin yerli ürünleri tercih etmesi beklenir (İşler, 2013: 96). Yani 41 tüketici etnosentrizmi, tüketicilerin yabancı malları kullanmanın ve satın almanın ne derece uygun veya ahlaki olduğuna ilişkin görüş değerlendirmelerini ifade eder (Sharma, vd., 1995: 27). Bu değerlendirmelerin iki farklı nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerin ilkini ekonomik, ikincisini ise ahlaki faktörler oluşturmaktadır (Asil ve Kaya, 2013: 114). Ekonomik açıdan etnosentrizm eğilimi yüksek olan tüketiciler yabancı menşeli ürünleri almanın yanlış olduğunu düşünmektedirler. Çünkü bu durum yerli ekonomiye ve işgücüne zarar verecek, işsizliğe neden olabilecektir. Ahlaki faktörler açısından ise bu tüketiciler, yabancı ürünler almanın milliyetçilik duygusuna ters düştüğünü, ülkesini ve milletini seven kişilerin en iyi olan yerli ürünleri almaları icap ettiğini düşünmektedirler (Aysuna, 2006: 94). Etnosentrik tüketiciler kendi ülkelerine ait ürünlerin en iyisi olduğuna inandıkları için bu ürünleri satın almaktadırlar (Wang ve Chen, 2004: 391). Yerli ürün, fiyat/kalite performansı açısından ithal üründen düşük düzeyde olsa bile etnosentrik eğilimi güçlü olan tüketicilerin yerli ürün satın alma tercihlerini sürdürme eğiliminde olduğu görülmektedir (Akın vd. 2008, 245). Globalleşmenin doğrudan bir sonucu olarak birçok farklı ülkeden ürün ya da markaların yaygın biçimde yer aldığı pazar ortamında, tüketicilerin söz konusu ürünleri ve markaları ait oldukları veya işlem gördükleri ülkelerle eşleştirmeleri tabii bir eğilim olarak kabul edilebilir. Zira böyle bir ilişkilendirme www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com davranışı tüketicilere daha hızlı, uygun ve tatminkâr değerlendirme yapma olanağı sağlayabilmektedir (Nart, 2008: 156). Tüketici davranışı açısından tüketici etnosentrizmi birkaç boyutu kapsamakta olup, Sharma vd. çalışmalarında tüketici etnosentrizmi kavramını üç ilkeye dayandırmıştır (Akhter, 2007: 144); (i) Herhangi birisinin ithal ürünleri satın alarak değer verdiği ülkesine ekonomik olarak zarar vereceği korkusu, (ii) İthal ürünleri satın almanın ahlaki meşruluğu, (iii) İthal edilen ürünlere karşı kişisel bir önyargı. İktisadi açıdan bakıldığında etnosentrik eğilimi yüksek tüketiciler ithal ürünleri satın almanın yerli ekonomiye ve işgücüne zarar vererek işsizliğe sebep olabileceğini, ahlaki açıdan bakıldığında ise ithal ürünleri satın almanın milliyetçilik duygusuna ters düştüğünü, ülkesini ve milletini seven kişilerin yerli ürün satın almaları gerektiğini düşünmektedirler (Mutlu vd., 2011: 56). Bu ekonomik ve ahlaki nedenler de, aşırı durumlarda, tüketicinin daha düşük kalitede olsa bile kişisel bir önyargı ile ithal ürün yerine yerli ürün satın almalarına neden olduğuna işaret etmektedirler. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Anavatan odaklı olan bu yaklaşım yabancı ülkede gerçekleştirilen pazarlama faaliyetlerini geri planda görür. Kendi ülkesinin ihtiyaç ve değerleri her şeyden üstündür (Aksu Armağan ve Gürsoy, 2011: 69). Pazarlama faaliyetleri açısından değerlendirme yapılacak olursa iki durumun söz konusu olduğunu görürüz. Birincisi, tüketici etnosentrizmi yerli işletmelerin başarısını arttıran, onların rekabet avantajı elde etmelerini sağlayan bir kavramdır. Yerli işletmeler, ürünlerinin yerli malı olduğunu reklamlarda vurgulayarak ya da ürünün üzerine ilgi çekici bir şekilde bu özelliği yazarak tüketicilerin etnosentrik eğilimlerinden istifade edebilmektedirler (Bozyiğit ve Akkan, 2011: 115). İkinci durum ise, tüketici entrosentrizmi yabancı işletmeler için dezavantaj gibi görünse de faaliyet gösterecekleri pazardaki etnosentrizm eğilimini bilen yabancı işletmeler,uygulayacakları başarılı pazarlama stratejileriyle bu dezavantajı avantaja dönüştürebilmektedirler. Ürünün menşeinin ürün üzerinde daha az görünür şekilde yerleştirilmesi veya ürünün menşeinin ambalaj üzerine tüketicilerin dikkatini çekmeyecek şekilde yerleştirilerek pazarlanması etnosentrizmin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için uygulanabilecek pazarlama faaliyetlerine örnek verilebilir (Bozyiğit ve Akkan, 2011: 115). Yukarıda ifade edilen düşünceler dahilinde tüketici etnosentrizmini ile ilgili özetle şu fikir beyan edilebilir; tüketici etnosentrizmi yerli ürünlerin kalitesine ve değerine, olduğundan daha fazla değer verilmesi ya da ithal ürünlerin üstünlüklerine, olduğundan daha az değer verilmesi, yerli ürünlerin satın alınması için manevi bir zorunluluğu ve yerli ürünlerin ve/ veya hizmetlerin satın alınmasının tercih edilmesini içerir (Kaynak ve Kara, 2001: 462). 42 3. Algılanan Kalite Kalite, bir ürünün sahip olduğu üstünlük veya mükemmellik olarak bilinir. Algılanan kalite ise tüketicinin ürünün mükemmelliğine veya üstünlüğüne yönelik değerlendirmesi olarak tanımlanır (Zeithaml, 1988: 3). Kalite somut ve soyut özellikleri içerirken, algılanan kalite tüketicilerin bir ürünü diğer rakip ürünlerle kıyaslayıp o ürünün kalitesine ilişkin algılamalarıdır (Aaker, 1991: 270). Algılanan kalite, tüketicilerin ürünün fiziksel özellikleri ve hizmetleri konusunda o ürünün markasını nasıl algıladığıyla ilgilidir (Cop ve Baş, 2010: 323). Aslında algılanan kalite toplam kalite ile henüz keşfedilmemiş kalite arasındaki fark olarak da tanımlanabilir (Kurtuluş ve Bozbay, 2008: 12). Başka bir deyişle algılanan kalite tüketicinin bir ürün ile ilgili algıları ve beklentileri arasındaki farkın derecesi ve yönüdür (Bardakçı ve Haşıloğlu, 2013: 55). Algılanan kalite, ürünün gerçek kalitesi değildir tüketicinin kişisel değerlendirmesidir (Aaker, 1991: 270). Yani, tüketicilerin beklentilerinin kendileri açısından karşılanma derecesidir. Algılanan kalite, müşterilerin beklentileri ile www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com uyumluluk gösteriyor ise, müşteri tatmininin sağlanmasında olumlu yönde etkide bulunmakta; ancak müşteri beklentileri ile uyumsuzluk söz konusu ise, algılanan kalite müşteri tatmini üzerinde olumsuz yönde bir etki yaratmaktadır (Başanbaş, 2013: 5-6). Tüketiciler markalarının kalitelerini “çok iyi”, “iyi”, “o kadar iyi değil” ya da “kötü” olarak algılamaktadırlar. Bu algılamalar, dereceli olarak süreklilik arz eden yargılardır. “Algılanan kalite” tek boyutludur ve bir soyutlamadır. Bunun, bireysel, işlevsel ve simgesel karakteristiklere biçilen değerlere dayandığı kabul edilmektedir. (Franzen, 2005: 108-109). 4. Uygulama Bu çalışmanın amacı tüketici etnosentrizmi ve yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite arasındaki ilişkiyi incelemektir. Buna ek olarak öğrencilerin yerli markalı ürünlere ilişkin algılanan kaliteyi ölçmek ve üniversitenin öğrencilerin var olabilecek etnosentrik eğilimlerini arttırıp arttırmadığı araştırmada belirlenmek istenen bir diğer noktadır. SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Cevaplayıcılar, başka ülkelerde üretilen ürünler yerine kendi ülkemizde üretilen ürünleri satın alarak başka ülkelerin zengin olmasını engellemeyi tercih etmektedirler. Dolayısıyla Türk tüketiciler sadece kendi ülkelerinde üretilmeyen ürünleri başka ülkelerden satın alma eğilimini göstermektedirler. Ayrıca yabancı markalı ürünleri satın almanın ahlaki bir davranış olduğunu ve yabancı işletmelerin de pazarlarımızda yer almaları gerektiğini düşünmektedirler. Yerli markalı ürünlere ilişkin algılanan kalite düzeylerine bakıldığında ise, Türk tüketiciler yerli markalı ürünlerle ilgili sorun ve şikayetlerin çözülebilirliğinin yabancı markalı ürünlere göre daha kolay olduğunu ve bununla birlikte yerli markalı ürünlerin bir üründen duyulan tatmini arttıracak nitelikte olduğunu düşünürlerken bunun aksine hem de yabancı markalı ürünleri estetik açıdan daha çekici bulmaktadırlar. Üniversite öğrencileri, her zaman için yerli ürünlerin satın alınmamsı gerektiğini ve böylece diğer ülkelerin bizim ülkemiz aracılığyla zengin olmasına izin verilmememsi gerektiğini düşünmektedirler. Ayrıca Türklerin yabancı markalı ürünleri satın almalarının yakışıksız bir davranış olduğu düşüncesine katılım oranı lisans eğitimine yeni başlamış öğrencilerde daha fazla iken lisans eğitimini bitirmek üzere olan öğrencilerde daha azdır. Buna ek olarak üniversiteli erkek öğrencilerinin etnosentik eğilimlerinin bayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Birinci sınıf öğrencilerinin dördüncü sınıf öğrencilerine göre etnosentrik eğilimleri daha yüksek olup buna nazaran aynı zamanda yerli markalı ürünlerin daha kaliteli olduğu görüşüne katılımları daha yüksektir. Burada 43 öğrencilerin üniversiteye başlama ve üniversiteyi bitirme seviyesine göre bir karşılaştırma yapıldığında üniversitenin öğrencilerin etnosentrik eğilimlerini arttırmadığı aksine düşürdüğü görülmektedir. Yani eğitim seviyesinin etnosentrik eğilimleri azaltır düşüncesinin doğrulanması, eğitim seviyesi farkının daha az olduğu üniversite ilk ve son sınıf öğrencilerinde bile göze çarptığı görülmektedir. Ayrıca gelir düzeyi yüksek olan üniversite öğrencilerinin etnosentrik eğilimlerinin de daha yüksek olduğu söylenebilir. Yapılan korelasyon analizi sonucuna göre de tüketici etnosentrizmi ve algılanan kalite arasında yüksek derecede anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com ilişkinin literatürde yer alan çalışmaların sonuçlarını destekler nitelikte olduğu görülmüştür. Tüketici yaş gruplarına göre etnosentrizm ve yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite ile arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Cinsiyet, eğitim seviyeleri ve gelir düzeyleri arasında ise anlamlı bir fark görülmemiştir. Ayrıca yapılan korelasyon analizi sonucuna göre tüketici etnosentrizmi ve yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite arasında yüksek derecede anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bunun yanısıra çalışmada lisans eğitiminin öğrencilerin hem etnosentrik eğilimlerini hem de yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite düzeyini azalttığı sonucuna ulaşılmıştır. 5. Sonuç ve Öneriler Tüketicilerin değerleri, tüketicilerin etnosentrik eğilimleri seviyesini ve tüketici etnosentrizmi ile yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla yapılan araştırmanın genel sonuçlarına göre, Türk tüketicileri olarak lisans öğrencilerinin genel olarak etnosentrizm düzeyleri yüksek bulunmuştur. Bu çalışmada birinci sınıf ve dördüncü sınıf öğrencilerinin etnosentrik eğilimleri ile yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite düzeyi incelenmiştir. Ayrıca öğrenciler tarafından yerli markalı ürünlerin kalitesinin algılanmasının farklı olup olmadığını belirlemek üzere yapılan analizlerde farklı sınıflarda eğitim gören lisans öğrencilerinin yerli markalı ürünlere yönelik algıladıkları kalitenin de farklı olduğu saptanmıştır. Lisans öğrencilerinin genel olarak yerli markalı ürünlerin daha kaliteli olduğu düşüncesine katıldıkları ancak bu katılımın çok yüksek seviyede olmadığı görülmüştür. Tüketicilerin sosyodemografik özellikleri ile tüketici etnosentrizm düzeyleri arasındaki Çalışma iktisadi ve idari bilimler fakültesi ile sınırlandırılmıştır. Bu araştırmanın örneklemi için etnosentrik eğilimleri ile yerli markalı ürünlere yönelik algılanan kalite arasındaki ilişkiyi ve üniversitenin bunun üzerindeki etkisinin ölçülmesi noktasında birinci sınıflar ve dördüncü sınıflar tercih edilmiştir. Örneklemin yalnızca bir üniversiteyi kapsaması ve tüm öğrenci gruplarının dahil edilmemesi nedeniyle bulgular, genelleme yapmaya elverişli olmayacaktır. Bu nedenle daha geniş örneklem kitleleriyle çalışmak ve üniversite bakımından çeşitlilik sağlamak gerekmektedir. 44 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com EMTİA FİYAT ANALİZLERİ G ü r k a n H Ü R Y I L M A Z / C E O P u r c h a s i n g Tu r k e y / g u r k a n h u r y i l m a z @ g m a i l . c o m Değerli Satınalma Profesyonelleri, Satınalma tarafında Haziran ayı ile birlikte 2014 yılı 3.çeyrek veya 2014 yılı 2.yarı anlaşmaları hazırlıkları başladı. Doğal olarak taraflar anlaşma öncesi hazırlıklarını hızlandırırken piyasalardaki gelişmeler ve beklentileri yakından takip etmeye başladılar. Bu kapsamda yurtiçi piyasalara baktığımızda hammadde ve enerji fiyatlarını ana başlıklarda detaylandırdığımız şekilde ele alabilirsiniz. İşçilik maliyeti tarafında ise Temmuz ayı ile birlikte asgari ücretin %5.9 oranında artacak olması hesaba katılmalıdır. Diğer yandan iç pazardaki daralma devam etmesine rağmen global piyasalardaki olumlu veriler ihracat yapan üreticiler için fırsat yaratabilir. Örneği otomotivde iç pazardaki %29’luk daralmaya rağmen Mayıs ayında ihracat geçen yılda kıyasla %9 artış gösterdi. Ocak-Mayıs döneminde ise iç pazar %25 daralırken ihracat %5 arttı, toplam üretim ise %2 geriledi. Mayıs’ta Ford Otosan’ın ihracatı geçen yıla kıyasla %5, bir önceki aya kıyasla da %17 yükselirken, Tofaş geçen yılın %5 altında ancak bir önceki ayın %9 üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Global piyasalara baktığımızda; ABD’de açıklanan verilere göre tarım dışı istihdam Mayıs ayında beklentilere yakın seviyede artış kaydederken, işsizlik oranı Nisan ayına göre değişim göstermeyerek %6.3 seviyesinde gerçekleşti. ABD’de istihdam verilerinin beklentilere paralel bir görünüm sergilemesi ve ülkede iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürdüğüne işaret etmesi küresel piyasalarda olumlu karşılandı. Japonya’nın ilk çeyrek büyümesi yukarı yönlü revize edildi. ABD’de Mayıs ayına ilişkin ISM imalat endeksi 53,2 ile beklentilerin altında açıklandı. Ancak, açıklamanın ardından yapılan düzeltmeyle endeks 55,4 düzeyine revize edildi. PMI verisi öngörüleri aşarak ülkede iktisadi faaliyetin ivme kazandığına işaret etti. Çin’de Mayıs ayına ilişkin PMI verisi 49,4 ile eşik düzeyinin hafif altında ancak beklentilerin üzerinde açıklandı. Euro Alanı’nda imalat PMI Mayıs ayında 52,2 ile beklentilerin bir miktar altında açıklanmasına rağmen eşik düzeyinin üzerinde gerçekleşerek bölgede üretim faaliyetlerinin artış kaydettiğine işaret etti. Öte yandan, Almanya’da Mayıs ayında yıllık enflasyon oranı %0,9 düzeyine geriledi. Euro alanı enflasyon verileri Avrupa Merkez Bankası’nın para politikalarına yönelik beklentileri şekillendirmesi açısından önem taşıyor. Avrupa Merkez Bankası faiz indirim kararı alması durumunda bankaların reel sektöre daha ucuz ve daha fazla kredi sağlaması hedeflenirken, düşük enflasyonla mücadele konusunda da ilerleme kaydedilmesi bekleniyor. Çin’de hükümet, büyümede istikrarın korunabilmesi amacıyla gerekli görüldüğü takdirde para ve maliye politikasında düzenlemeler yapılabileceğini duyurdu. Yapılan açıklamada, ekonomik büyümenin desteklenmesi amacıyla şirketler için maliyetleri düşürecek düzenlemelere gidilebileceği ve bazı bankalar için zorunlu karşılıklarda indireme gidebileceği belirtildi. Ayrıca, Çin Merkez Bankası’nın ekonomideki yavaşlama nedeniyle doğrudan tahvil alımlarının da aralarında olduğunu seçenekleri değerlendirdiği yönünde haberler gündeme geliyor. Çin Hükümeti bu sene için %7.5’lik bir büyüme hedefliyor. Bu amaçla bütçeden daha fazla harcama yapmak ve demir yolu yatırımlarını artırmak gibi birçok tedbirin yanı sıra; bazı bankaların zorunlu karşılık oranlarında indirime giderek piyasaya daha fazla krediye dönebilecek likidite yaratmayı hedeflemekte. Büyüme amaçlı atılan adımlar ve PMI’ın da iyi gelmesi petrol ve bakır başta olmak kaydı ile endüstriyel maden fiyatlarında yükselmeye sebep olacaktır. Selamlarım ve Saygılarımla, SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Bakır L ME Bakır stokları Mayıs ayında da düşüş gösterdi. Stoklardaki azalış ve Çin’de arz sıkışıklığı etkisi ile fiyatlar yükselerek 29 Mayıs’ta son 11 haftanın zirvesine ulaştı. Açığın oluşmasında 2014 yılı başından bu yana tüketimin üretime göre 3 kat daha yüksek olması etken gösteriliyor. Dünya bakır tüketiminin ~%37’sini oluşturan Çin’den gelen imalat PMI’daki artış fiyatlara yukarı yönlü baskı yapıyor. Diğer yandan Çin’in kuzeydoğu limanlarından olan Qingdao’dan alüminyum ve bakır sevkiyatlarının durdurulması tedirginlik yaratıyor. Qingdao Limanı teminatlı depolarında, borçlar için teminat olarak kullanılan bakırın birden fazla kez sayılıp sayılmadığı görmek için stoklarını inceliyor. Shanghai merkezli SMM Information & Technology Co. şirketi, Çinli yatırımcıların incelemeyle birlikte bakır hisselerini fiziksel piyasada sattıklarını ve gelecek hafta daha fazla bakırın elden çıkarılacağını açıkladı. Tokyodaki Fujitomi Co.da analist olan Kazuhiko Saito, “Yatırımcılar Qingdao incelemesinden dolayı bakır satın almakta tedirgin davranıyorlar. Daralan stoklar ve Çin ve ABD ekonomilerindeki gelişme işaretleri, bakırda daha fazla düşüşün önüne geçebilir.” şeklinde konuştu. Tüm bu gelişmeler altında gelecek dönem beklentileri ise şu şekilde gerçekleşti : Citibank 3 aylık dönemde fiyatların düşmesini ancak 6-12 aylık dönemde ise fiyatların %0.7 düşmesini bekliyor. Danske Bank; 2014 ve 2015 yılsonu fiyatlarını sırasıyla 6.815 ve 7.165 $/ton olarak tahmin ediyor. Dukascopy Q2, Q3, Q4 ve 2015-Q1 ortalama tahminlerini sırasıyla 6.973, 6.962, 6988 ve 6937 $/ton olarak açıkladı. IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 6.976, 6.954 ve 6.944 $/ton olarak 45 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Alüminyum Nikel tahminledi. TD Economics ise Bakır fiyatlarının yılı sonuna kadar ~%3.1 seviyesinde azalacağını öngörüyor. Societe Generale 2014 yılı ortalamasını 6.875$/ton’dan 6.750$/ton’a revize ederken 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 için ortalama fiyat tahmini ise sırasıyla 6.500, 6.000, 6.500, 7.000 ve 7.500 $/ton olarak açıkladı. Goldman Sachs ise yılsonu tahminini 6.200$/ton olarak revize etti. sırasıyla 1.844, 1.857, 1.904 ve 1.912 $/t olarak açıkladı. IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 1.713, 1.753 ve 1.784 $/ton olarak tahminledi. TD Economics ise Alüminyum fiyatlarının 2014 yılı sonuna kadar ~%4.9 oranında yükseldikten sonra 2015 yılı sonuna kadar aynı seviyeye kadar azalacağını öngörüyor. Generale, alüminyum için 2014 ortalama fiyat tahminini 1.765 dolar/ tondan 1.775 dolar/tona çıkardı. Alüminyum LME Alüminyum stokları Mayıs ayında hızlı bir şekilde düşüş gösterdi. LME fiyatlarında ise yukarı doğru hareketler yaşandı. Japonya’daki alıcıların tedarik garanti sağlamak amacıyla primleri 405$ seviyelerinden bağlamasından sonra bu artuş yurtiçine de yansıdı. Dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden olan Rusal, Endonezya’nın boksit cevherine uyguladığı yasağın 2015 yılına kadar devam edeceğine dikkat çekerek; 2016 yılı sonuna kadar boksit sıkıntı yaşanabileceği uyarısında bulundu. Rusal aynı zamanda fiyatların kısa vadede 2.000 $/ton seviyesine çıkabileceğini de belirtti. Diğer yandan Harbor Aluminium Intelligence yetkilisi Jorge Vazquez, küresel alüminyum üretimindeki düşüş ve azalan stoklardan dolayı gelecek yıl fiyatların 2.257$/ton seviyelerine çıkacağını ifade etti. Gelecek dönem beklentileri ise şu şekilde gerçekleşti : Citibank 3 aylık dönemde fiyatların düşmesini, 6-12 aylık dönemde %1.0 oranında düşmesini bekliyor. Danske Bank; 2014 ve 2015 yılsonu fiyatlarını sırasıyla 1.890 ve 1.930 $/ton olarak tahmin ediyor. Dukascopy Q2, Q3, Q4 ve 2015-Q1 ortalama tahminlerini Nikel LME Nikel stoklarındaki Mayıs ayında nispeten yatay seyir izledi. Fiyatlardaki yükseliş ise paslanmaz çelik yapımından kullanılan metallere olan talebi düşürebileceği beklentisi ile frenlendi. Diğer yandan Korea Exchange Bank Futures Co.’dan Hwang II Doo, ”Nikele odaklanan spekülatif ilgi sebebiyle piyasa oldukça değişken. Temelde bir değişim olmaksızın gerçekleşen herhangi bir düşüş pazarlık şansı sağlıyor” yorumunda bulundu. Dünyanın en büyük rafine metal üreticisi OAO GMK Norilsk Nickel , dünyada üretim fazlasının bu yıl son dört yılın en düşük seviyesine gerileyeceğini ve piyasanın önümüzdeki yıl üretim açığıyla karşı karşıya kalacağını açıkladı. Macquarie Group ise, dünyanın en büyük nikel madencisi Endonezya’nın, Ocak ayında işlenmemiş cevher sevkiyatını yasaklamasının ardından tüketicilerin yeni tedarik noktaları arayışına yönelmesinin etkisiyle, 2019 yılı içinde nikele olan talebin üretim miktarını aşacağını belirtti. Nikel fiyatları 2014 yılının başından bu yana Londra Metal Borsası’nda (LME) toplamda % 48’lik artış görerek müthiş bir trend yakaladı. 46 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 arasında yer alan Rus Norilsk Nickel şirketi 2014 yılının sonunda bu metalin arzının 4 senenin en düşük seviyesine gerileyeceğini ve 2019 yılına kadar da nikel talebinin arz miktarını geçeceğini öngörürken, bu durumun fiyatlara artış olarak yansıyacağını da belirtti. Nikel fiyatlarında yaşanan artışa sebep ise 2014 Ocak ayında dünyanın en büyük ham nikel üreticisi Endonezya’nın işlenmemiş ham nikel sevkiyatını yasaklaması gösterilirken, Yeni Kaledonya’da Vale Sa şirketine ait önemli miktarda nikel üretimi gerçekleştirilen madende de yaşanan asit sızıntısı nedeniyle faaliyetlerin durdurulması nikel fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Gelecek dönem beklentileri ise şu şekilde gerçekleşti : Citibank 6-12 aylık dönemde fiyatların %14.3 oranında artmasını bekliyor. Danske Bank; 2014 ve 2015 yılsonu fiyatlarını sırasıyla 20.500 ve 21.300 $/ton olarak tahmin ediyor. Dukascopy Q2, Q3, Q4 ve 2015-Q1 ortalama tahminlerini sırasıyla 16.395, 16.615, 16.825 ve 17.453$/t olarak açıkladı. IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 14.731, 14.746 ve 14.753 $/ ton olarak tahminledi. TD Economics ise Nikel fiyatlarının yıl sonuna kadar %2.86 oranında azaldıktan sonar 2015 yılı sonuna kadar %5.9 oranında yükseleceğini öngörüyor. Societe Generale ise yılsonu tahminini 17.000’den 19.100 $/tona yükseltti. Çinko L ME Çinko stokları Mayıs ayında da düşmeye devam etti. Buna ragmen fiyatlar geçen ay olduğu gibi inişli çıkışlı bir seyir izleyerek nispeten yatay bir çizgide hareket etti. Ancak, stokların düşmeye devam etmesi durumunda www.sat inalmadergisi.com Çinko / Kurşun / Diğer Metaller Diğer Metalle / Demir - Çelik global talepteki artış beklentisi ve arz düşüşü etkisi ile fiyatlar yükselebilir. Gelecek dönem beklentileri ise şu şekilde gerçekleşti : Citibank fiyatların önümüzdeki 3 aylık dönemdeki yatay seyrinden sonra 6-12 aylık dönemde %3.7 oranında yükselmesini bekliyor. Danske Bank; 2014 ve 2015 yılsonu fiyatlarını sırasıyla 2.070$/t ve 2.110$/t olarak tahmin ediyor. Dukascopy Q2, Q3, Q4 ve 2015-Q1 ortalama tahminlerini sırasıyla 2.027, 2.059, 2.119 ve 2.128 $/ton olarak açıkladı. IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 2074, 2.070 ve 2.072 $/ton olarak tahminledi. TD Economics ise Çinko fiyatlarının 2014 yılı sonuna kadar ~%8.5 oranında; 2015 yılı sonuna kadar ~%11.8 oranında yükseleceğini öngörüyor. çıkışlı Pik fiyatları yatay seyirde hareket ediyor. (~380USD/ton FOB) Türkiye’de son pik demir bağlantılarının 400$/ ton seviyelerinde olduğu belirtiliyor. Mayıs ayında yaklaşık 10$/mt düşüşle 100$/mt CFR Çin seviyesinin altına inmiş olan demir cevheri fiyatları öncelikle yarı mamul ve mamul, dolayısıyla da hurda fiyatları üzerinde baskı oluşturmaktadır. Ukrayna’nın en büyük kütük tedarikçisinin haziran ayının ilk iki haftasında bakıma girecek oluşu, Türkiye kütük piyasasında süregelen arz sıkıntısının bir süre daha devam edeceğini göstermektedir. Yaz aylarında hurda tedarikçilerinin hurda toplama faaliyetleri kolaylaşacağı ve maliyetleri azalacağı için, hurda arzının gücünü koruması beklenmektedir. Global piyasalardaki beklentilere baktığımızda : Citibank 6-12 aylık dönemde Kalay fiyatlarının %5.5, Platin fiyatlarının %5.0 ve Paladyum fiyatlarının %2.9 oranında artacağını öngörüyor. Dukascopy de bunu fiyatların yılsonuna kadar ~%4 oranında artış göstereceğini belirterek destekliyor. IMF Q2, Q3 ve Q4 için Kalay fiyatlarını 22.965, 22.907 ve 22.854 $/ton ve Uranyum fiyatlarını 34.0, 33 ve 33 $/lb olarak tahminledi. TD Economics’e göre Molibden, Platin ve Paladyum fiyatları 2015 yılı sonuna kadar sırasıyla -%6, %20.7 ve -%1.6 oranında değişim gösterecek. Nikel - Çinko Dünyanın önemli nikel üreticileri www.b u y ernet work.net Kurşun L ME kurşun stoklarında Mayıs ayında hafif düşüş görüldü. Global piyasalardaki iyileşme beklenti ise talebin artacağı öngörüsü fiyatları yukarı çekebilir. Gelecek dönem beklentileri ise şu şekilde gerçekleşti : Citibank 6-12 aylık dönemde fiyatların %9.8 oranında yükselmesini bekliyor. Önümüzdeki 3 aylık tahmininin ise yatay bir seyirde olduğu görülüyor. IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 2.111, 2.119 ve 2.125 $/t olarak tahminledi. TD Economics ise Kurşun fiyatlarının 2014 yılı sonuna kadar %9.4 oranında; 2015 yılı sonuna kadar %10.5 oranında yükseleceğini öngörüyor. Societe Generale, kurşun için ise 2.225 seviyesine düzeltme yaptı. Diğer Metaller Ferromangan fiyatları yatay; Çin’de FerroSilicon fiyatları ise yükseliş eğilimli olarak hareket ediyor. Ukrayna Demir - Çelik Y urtiçinde hurda talebinin yaz aylarında bakımların artması ve Ramazan dolayısı ile azalması bekleniyor. Bu da Mayıs ayında yatay seyreden hurda fiyatları üzerinde indirim baskısı yaratıyor. Çin yerel piyasalarına baktığımızda demir cevheri fiyatlarının düştüğü görülüyor. 47 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Demir - Çelik / Plastik Plastik / Kağıt / Enerji Enerji Ancak, demir cevheri fiyatlarından etkilenen hurda fiyatları düşüş beklentisini durağana çevirebilir. Hindistan’da ise demir cevherinde kısa vadede artış görünmüyor. Ayrıca, Hindistan’da yerel çelik üreticilerinin hammadde sıkıntısı ile karşı karşıya kalması sebebiyle devlet tarafından yönetilen madencilik şirketi NMDC tarafından yapılan ihracatın durdurulması düşünülüyor. Global piyasalara baktığımızda IMF, demir cevheri için Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 124, 122 ve 121 $/ton olarak tahminledi. TD Economics Demir Cevheri fiyatlarını Q2, Q3, Q4, 2015-Q1 ve 2015-Q4 için sırasıyla 106$/t, 108$/t, 110$/t, 110$/t ve 95$/t olarak öngörüyor. Yurtiçi fiyatlarında Mayıs ayında sıcak ve soğuk rulo’da ortalama %1.56 gibi küçük bir yukarı yönlü hareket gözlenirken, galvanizli rulo da %0.64 gibi çok küçük bir artış görüldü. talebin yavaş seyretmesi, PS fiyatlarının aşağı yönlü olmasına etken olarak gösteriliyor. Haziran ayında ABS talebinde artış yaşanması bekleniyor. ABS fiyatlarında talebe bağlı artış beklentisinin yanında uzakdoğudaki üreticiler artan navlun fiyatlarını da artış için etken olarak gösteriyor. Ancak, ABS’de piyasanın artan fiyatlara tepkisi sert olursa fiyatlarda geri adım atılabilir. PET yurtiçi ve global piyasaları artan hammadde fiyatları etkiliyor. Bu sebeple PET fiyatlarının yukarı yönlü olması bekleniyor. Çin’deki bazı PTA tesislerinde son dönemde gerçekleşen duruşlar hammadde fiyatlarının yükselmesini sağlamış bulunuyor. destekliyor. Bilindiği üzere Nisan ayında da artış beklentisi olduğu halde kayıp kaçak bedeli dahil fiyatlarda değişme görülmemiş birim fiyatta indirim gerçekleşmişti. Enerji Bakanı Yıldız, “Haziran ayında da mayıs fiyatlarıyla devam edeceğiz, herhangi bir fiyat artışı söz konusu değildir” dedi. Diğer yandan İran ile doğalgaz fiyatının indirilmesi için görüşmeler devam ederken İran indirim için Türkiye’nin açtığı tahkim davasını geri çekmesini istiyor. Global fiyat beklentilerine baktığımızda : Citibank Nymex doğalgaz fiyatlarının 6-12 aylık dönemde %6.8 oranında artacağını öngörüyor. TD Economics ise Doğal Gaz fiyatlarının 2015-Q1’e kadar %16.7 oranında azalacağını tahmin ediyor. Dukascopy’e göre Doğal Gaz fiyatları yılsonuna kadar %13 oranında artış eğilimli olacak. Ukrayna ve Rusya krizinin tam anlamıyla sonuçlanmaması doğalgaz arzında tedirginliği devam ettirmesine rağmen gaz akışında bir kesinti görülmedi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Londra’da ‘Dünya Enerji Yatırımları Görünümü’ raporunu açıkladı. Raporu değerlendiren Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol, elektrik santrallerinin geçmişe göre daha pahalıya mal olduğunu, petrolde daha zor yerlere gidildiğini anlattı. Birol, “Sadece petrol değil, elektrik ve doğalgaz da dâhil, enerji fiyatları daha da yükseğe gidecek. . Pahalı enerji devri başlıyor. Bu konuda yapılacak şeyler son derece sınırlı, yerli kaynakları kullanmak önemli. Bundan en fazla enerjide dışa bağımlı ülkeler etkilenecek. Türkiye de bu ülkelerden biri. Bundan sonra ne petrol, ne doğalgaz fiyatlarının birden bire düşeceğini düşünmek tam bir hayalperestlik olur” dedi. Plastik M ayıs ayında Petkim fiyatları %1.3 ila %6.3 oranında arttı. En yüksek artış PP (MH-418)’de görüldü. Petkim 27.05.2014 tarihinde yaptığı açıklamada, yeni Ksilen ve Nafta alımlarında sağlanan fiyat avantajlarının hammadde maliyetini 30 USD/ton azaltacağını öngörmüştür. Türkiye ve Global piyasalara baktığımızda : PP piyasasında arz sıkıntıları nedeniyle fiyat artışları yurtiçine de yansıdı. Global piyasalarda da PP’de fiyat artışı yaşanıyor. PVC’de talebin artması ile birlikte fiyatlarda yurtiçinde ve global piyasalarda ufak artışlar görüldü. Ortadoğu ve İran’dan yapılan ithalatlarda kısıtlı kalınması nedeniyle PE fiyatlarında da ufak artışlar görüldü. Stiren kontratlarının önceki aylarada göre düşük seviyelerden yapılması ve Kağıt O MÜD verilerine göre Mayıs ayında global fiyatlar ortalama olarak şu şekilde değişti : Kraft -%4.4, Beyaz Kraft -%2.9, Fluting %4.4 ve Beyaz Testliner -%0.8. Aynı dönemde yurtiçinde Esmer Testliner -%6.4, Fluting -%6.5 olarak değişirken Beyaz Testliner’da değişiklik görülmedi. Geridönüşen kağıtlarda ise Mayıs ayında da Gazete kağıdı atıkları dışında yurtiçi ve dünyada düşüşler görüldü. En yüksek düşüş %10.3 ile gri karton ve benzeri atıklarda görüldü. Scotiabank’a göre dünya kağıt hamuru ve gazete kağıdı atık fiyatları yükseliş eğilimli olacak. Enerji Elektrik fiyatları Nisan ayında açıklandığı şekilde Haziran sonuna kadar devam edecek. Ancak, temmuz ayında açıklanacak 3 aylık fiyatlarda artış beklentisi devam ediyor. Özellikle yaz döneminde talebin artması ve bunun yanın kuraklık nedeni ile HES’lerin tam verim ile çalışamayacak beklentisi fiyat artışını 48 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Benzin - Motorin / Tarım-Gıda-Et Benzin - Motorin T avan fiyat uygulamasının sona ermesi ile akaryakıt fiyatlarının belirlenmesi ve takip edilmesi için düzenleme taslağı hazırlayan EPDK tarafından Temmuz ayına kadar görüş alınacak olması Haziran ayında da iskonto anlaşmalarının tam anlamıyla sağlam bir temele oturmayacağını gösteriyor. Henüz taslak aşamasında bulunan düzenlemeye göre, Rafineri lisansı sahiplerinin akaryakıt satış fiyatının takibinde Platts European Market Scan’de CIF MED (Genova/ Lavera) başlığı altında ABD Doları/ ton cinsinden yayımlanan günlük fiyatların ortalamasının TCMB tarafından açıklanan döviz satış kuru üzerinden TL’ye çevrilmiş olan tutarı (TL/ton) dikkate alınacak. Bu tutarın TL/lt değerinin hesaplanmasında yoğunluk değeri motorin için 0,845 ton/m3 ve benzin için 0,775 ton/m3 olarak dikkate alınacak. Rafineri lisansı sahipleri tarafından belirlenecek ürün fiyatında ürünün uluslararası piyasadaki fiyatının TL cinsinden değerine ilaveten ülke içi pazara sunumu kapsamında katlanılan maliyetler de dikkate alınacak. Dağıtıcılar tarafından ilan edilen tavan/tavsiye fiyatlarının tespitinde, ilgili ürün için rafineri lisansı sahiplerince belirlenen satış fiyatı ve takip edilen en yakın erişilebilir serbest piyasalardaki fiyat oluşumundaki dağıtıcı ve bayi marjı dikkate alınacak. Pompa satış fiyatları nakliye maliyetleri de dikkate alınarak iller bazında farklı belirlenebilecek. Döviz kurlarındaki düşüş ve global piyasalarda petrol fiyatlarının Mayıs ayı sonundaki düşüşleri etkisi ile pompa fiyatları geçici olarak indirilebilir. Ancak, global talebin özellikle ABD ve Çin’de artacak olması fiyatlara yukarı doğru baskı yapıyor. Global beklentilere baktığımıda : Citibank petrol fiyatlarının 6-12 aylık dönemde ~%0.4 oranında düşüş göstereceğini öngörüyor. Danskebank’a göre fiyatlar 2015 yılı sonuna kadar azalma eğilimi gösterecek ve Brent petrol yıl sonunda 96$ seviyelerinde olacak. Dukascopy Brent petrol Q2, Q3, Q4 ve 2015-Q1 ortalama tahminlerini sırasıyla 104.8, 105.0, 103.0 ve 102.6 $/bbl olarak açıkladı. TD Economics ise Petrol fiyatlarının 2015 yılı sonuna kadar +/- %2 gibi dar bir aralıkta yatay seyredeceğini öngörüyor. Tarım-Gıda-Et İ TO geçinme indeksine göre Mayıs ayında fiyatı en fazla artan gıda ürünü %13.34 ile fındık oldu. Mevsimsel tarım ürünlerinde ise ilk sırayı yüzde 11.19 artış oranı ile çilek aldı. Nisan ayında en fazla atış gösteren bezelye %41.96 ile en fazla azalış gösteren ürün oldu. Bunu %30.21 ile taze fasulye izledi. Geçinme Endeksi’nde yer alan 242 ürünün 67’sinin perakende fiyatı arttı, 26 ürünün fiyatı düştü ve 149 ürünün fiyatı ise değişmedi. Grup bazında aylık değişimler şu şekilde görüldü : Ekmek/Tahıllar %2.38, Et/ Balık/Kümes Hayvanları %1.91, Yağlar Süt/Süt Mamulleri %0.39, Yaş Kuru Sebze/Meyve -%7.62, Çeşitli/Hazır Yiyecekler %0.27, Tütün/AlkollüAlkolsuz İçkiler %0.00 ve Dışarıda Yenen Yemek %0.00. Sektörle ilgili haberlere bakacak olursak : Ulusal Süt Konseyi, 1 Şubat-30 Haziran arasında geçerli 1,05 lira olan çiğ sütün litre fiyatını, 1 Temmuz-31 Aralık için 1,15 liraya yükseltti. Çiğ süt fiyatları, 1 Ocak31 Ocak arasında 1 liraydı. Kuraklık ve aşırı yağışlar nedeniyle hububat üretiminin düşmesine bağlı olarak saman üretimi azaldı, fiyat yükseldi. www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Tarım-Gıda-Et Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı saman krizini önlemek ve fiyat artışını önlemek üzere ithalat için düğmeye bastı. Ulusal Hububat Konseyi 20132014 üretim yılı “Buğday Raporu” hazırladı. Rapora bu yıl yaşanan kuraklık damgasını vurdu. Konsey’in raporunda geçen yıl 22 milyon tonla üretim rekoru kırılan buğdayda bu yıl kuraklığın etkisiyle 17.3 milyon ton üretim olacağı tahmin edildi. Ayrıca, Ramazan ayının yaklaşması ile gıda fiyatlarında artış olabileceği beklentisinin yanında bazı toptancılar aksine fiyatları indireceklerini bildirdiler. Global piyasalarda, kahve fiyatları Mayıs ayında tekrar geriliyerek Nisan ayı başındaki değerine geldi. Citibank’a göre 6-12 aylık periyotta Mısır, Soya ve Pamuk fiyatları sırasıyla %1.3, %33.0 ve %9.6 oranında düşüş; Kakao, Şeker, Kahve ve Pirinç fiyatları aynı dönemde sırasıyla %4.2, %3.6, %12.7 ve %2.1 artış gösterecek. Danskebank’a göre Buğday, Mısır ve Soya fiyatları yıl sonuna kadar sırasıyla %14.0, %13.3 ve %2.7 oranında yükselecek. Dukascopy’ye göre Mısır, Kahve ve Soya fiyatları yılsonuna kadar sırasıyla %1.2, %2,7 ve %10.7 oranında azalış gösterecek. Diğer yandan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Gıda Fiyatları Endeksi Mayıs ayında %1.2 düşüş göstererek iki ay üst üste gerilemiş oldu. . FAO alt gruplarına baktığımızda fiyat endeksleri şu şekilde değişim gösterdi : Tahıl %1.2, Yağ %1.8 ve DSüt %5.0 düşerken, Şeker %3.7 arttı.Et fiyatları ise yatay seyir izledi. Ukrayna’da yaşanan kriz dünya piyasasındaki tahıl fiyatlarının artışına yol açtı. Şikago Borsası’nda buğdayın Temmuz kontratları 270 doları aştı. Piyasalar, Ukrayna’nın güneydoğusundaki şiddet eylemlerinin ekin hasadını SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Döviz Kurları / Altın ve Gümüş - Diğer Emtialar ve Haberler olumsuz etkileyeceğinden endişe ediyor. Dünya piyasalarında tahıl fiyatlarındaki artışın yeni rekorlar kırmasına mutlak gözüyle bakılıyor. Döviz Kurları / Altın ve Gümüş T CMB Mayıs ayı beklenti anketine göre 2014 yıl sonu döviz kuru (Dolar/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 2,20 TL iken, bu anket döneminde 2,1724 TL’ye geriledi. Ankete göre ABD Dolar kuru için cari aysonu beklentisi 2.0833 ve 12 ay sonrası beklentisi ise 2.2165 olarak gerçekleşti. Pariteler ile ilgili beklentiler ise şu şekilde gerçekleşti : Citibank EUR/USD paritesini 12 aylık dönemde 1.35; USD kurunun 2.20 seviyelerinde olacağını belirtiyor. Scotiabank Q2, Q3, Q4, 2015-Q1 ve 2015-Q4 için EUR/USD tahminini sırasıyla 1.37, 1.33, 1.30, 1.28 ve 1.24 olarak açıklarken Morgen Stanley EUR/USD paritesi aynı dönemler için sırasıyla 1.41, 1.37, 1.33, 1.27 ve 1.23 olarak açıklıyor. Morgan Stanley USD/ TRY kurunu MB’nin dış etkenlere karşı hassas olabileceğini belirterek 2.30, 2.35, 2.30, 2.25 ve 2.20 olarak açıkladı. Aynı dönemler için Scotiabank’ın USD kuru tahminlerinin ise sırasıyla 2.14, 2.17, 2.20, 2.21 ve 2.25 olduğu görüldü. TD Economics ise USD kurunu Q2, Q3, Q4, 2015-Q1 ve 2015-Q4 için sırasıyla 2.14, 2.22, 2.35, 2.32 ve 2.22 olarak ; aynı dönemler için EUR kurunu 2.82, 2.80, 2.87, 2.83 ve 2.86 olarak öngörüyor. Altın ve Gümüş fiyatları için gelecek dönem beklentilerine baktığımızda : Citibank’a göre 6-12 aylık dönemde altın fiyatları %9.2 ve gümüş fiyatları %14.5 oranında yükselecek. TD Economics altın ve gümüş fiyatlarının 2015 yılı sonuna kadar sırasıyla 49 Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri %3.6 ve %6.9 oranında yükseleceği görüşünde. Dukascopy’e göre altın ve gümüş fiyatları 2015-Q1’e kadar düşüş eğilimli. Diğer yandan Deutsche Bank Emtia Araştırmaları Başkanı Michael Lewis, ABD ekonomisinde toparlanma ve doların yükselişi ile altının bu yıl sonunda 1100$’a doğru ineceği kanısında. Goldman Sachs emtia araştırma analistleri de ABD ekonomisinde iyileşmenin fiyatı 1.050$ seviyesine çekebileceği uyarısında bulundu. Societe Generale yılsonu tahminini altın için 1.272$/ons, gümüş için 19$/ons olarak açıklıyor. Diğer Emtialar ve Haberler SunSirs tarafından izlenen verilere göre Mayıs ayında fiyatı yükselen bazı emtialar : Asetik Asit %15.6, Saf Benzen %8.6, Paslanmaz Çelik Levha %8.34, Nikel(Külçe) %7.11, Kloroform %6.5, PTA %4.08 ve fiyatı düşen bazı emtialar : Demir Cevheri %8.33, Akrilik Asit %7.99, DME %6.30, Metanol %5.63, Üre %5.06 şeklinde görüldü. Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri Üreticilerin ürün fiyat değişimlerini izleyerek tedarikçilerimizin maliyetlerinde fikir edinebileceğimiz fiyat ve maliyet endeksleri aşağıda verilmiştir : Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE), 2014 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %0,52 düşüş, bir önceki yılın Aralık ayına göre %5,06 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %11,28 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %8,66 artış gösterdi. Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler; basım ve kayıt hizmetleri (%4,63), tütün ürünleri (%2,98), suyun www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri toplanması, arıtılması ve dağıtılması (%1,40) alt sektörleri oldu. Buna karşılık elektrik, gaz üretim ve dağıtımı (%3,60), ham petrol ve doğal gaz (%-3,26) ve bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler (%-2,89) bir ay önceye göre endekslerin en fazla gerilediği alt sektörler oldu. Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YDÜFE), 2014 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %3,21 düşüş, bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,59 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %19,20 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %13,76 artış gösterdi. Bir önceki aya göre endekslerin en fazla düşüş gösterdiği alt sektörler; ağaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) (%-10,97), diğer mamül eşyalar (%-4,73), kauçuk ve plastik ürünler (%-4,73) alt sektörleri oldu. Buna karşılık bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler (%0,77), temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları (%-1,18), deri ve ilgili ürünler (%-1,47) bir önceki aya göre endekslerin en az düşüş gösterdiği alt sektörler oldu. Tarım ÜFE, 2014 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %4,25, bir önceki yılın Aralık ayına göre %6,86, bir önceki yılın aynı ayına göre %17,65 ve on iki aylık ortalamalara göre %5,15 artış gösterdi. Aylık değişim; tarım ve avcılık ürünlerinde %4,36, ormancılık ürünlerinde %0,54 ve balıkçılıkta %4,11 artış olarak gerçekleşti. Diğer yandan Avrupa Birliği istatistik ofisi Eurostat’ın açıkladığı verilere göre, Euro Bölgesi’nde üretici fiyatları Nisan ayında bir önceki aya göre %0.1, yıllık bazda ise %1.2 düşüş gösterdi. Gürkan HÜRYILMAZ CEO, Purchasing Turkey gurkan@purchasing-tr.com 50 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 EMTİALAR www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM ARALIK OCAK 2014 ŞUBAT 2014 MART 2014 NİSAN 2014 MAYIS 2014 BAKIR 101,05 96,82 93,78 87,49 89,56 85,55 84,17 87,76 90,17 89,47 86,69 91,46 87,71 87,93 86,98 83,03 82,86 ALÜMİNYUM 99,04 93,62 89,87 88,20 89,56 83,78 82,73 84,79 86,12 87,56 81,18 84,28 79,46 79,03 79,99 84,86 82,95 NİKEL 105,45 95,61 94,92 87,23 83,99 79,40 77,88 78,94 79,54 83,30 76,84 80,17 78,62 79,31 83,27 92,57 104,45 ÇİNKO 102,49 98,97 89,63 88,84 90,18 87,83 85,91 89,96 89,91 92,26 88,91 99,93 94,18 95,11 100,38 95,06 96,43 KURŞUN 102,22 95,91 87,80 84,65 91,95 86,33 85,26 90,59 87,00 90,99 85,56 92,49 87,69 87,13 87,25 85,37 86,39 KALAY 103,08 96,65 95,07 85,42 85,52 81,13 81,70 87,19 96,08 94,44 93,16 92,61 90,04 90,60 94,99 94,97 94,46 ALTIN 99,58 94,62 95,30 87,59 83,87 73,95 79,19 82,83 79,44 79,32 73,60 71,45 74,13 74,93 79,94 76,36 76,30 GÜMÜŞ 103,76 93,78 86,95 79,11 73,11 62,97 64,59 76,58 70,23 71,91 63,98 63,17 62,55 64,37 69,52 64,20 61,74 MOTORİN 101,20 102,87 101,67 97,61 100,96 102,87 104,78 110,05 106,46 106,46 108,37 110,77 113,16 113,64 103,83 103,59 104,55 BENZİN(95) 104,09 104,09 101,94 98,06 101,51 101,51 104,30 106,45 103,01 103,01 105,16 106,45 109,03 109,25 107,53 108,39 107,96 GEMİ YAKITI 103,14 100,72 99,28 94,90 94,51 96,50 97,92 102,69 99,22 99,70 100,06 99,70 98,13 97,68 93,78 94,75 97,95 DOĞALGAZ-TR 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 ELEKTRİK 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,06 USD 98,61 101,40 101,90 100,93 106,42 108,45 108,94 114,36 113,18 112,96 114,20 122,28 127,44 124,91 121,01 118,65 118,01 EUR 101,49 99,67 98,49 100,23 104,48 106,52 108,78 114,35 115,72 115,20 116,76 126,30 129,76 129,75 125,88 123,97 121,11 EUR/USD 102,92 98,30 96,65 99,30 98,17 58,23 99,85 99,99 102,24 101,98 102,24 103,29 101,82 103,88 104,02 104,48 102,63 YURT İÇİ ÜFE 99,82 99,69 100,50 99,99 100,99 102,46 103,48 103,52 104,43 105,15 105,80 106,97 110,52 112,05 112,88 112,97 112,38 YURT DIŞI ÜFE 86,32 86,73 86,86 86,06 87,06 90,45 92,05 94,05 96,93 96,32 97,23 100,00 105,73 105,80 -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 100,00 102,78 101,68 --- -- -- TÜFE 101,65 101,95 102,63 103,06 103,21 104,00 104,32 104,21 105,01 106,90 106,91 107,40 109,52 109,99 111,23 112,73 113,17 ASGARİ ÜCRET 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 104,37 104,37 104,37 104,37 104,37 104,37 109,43 109,43 109,43 109,43 109,43 HAM PETROL GLOBAL 106,47 100,13 105,94 101,85 99,87 106,79 117,41 124,28 110,75 103,11 101,13 103,99 105,94 114,06 108,55 108,26 112,28 DOĞALGAZ GLOBAL 97,60 103,53 118,23 129,19 118,38 106,41 100,21 108,64 106,68 104,48 115,83 127,52 143,97 133,97 126,16 140,47 135,66 KRAFT (KAHVE/BEYAZ) 99,57 99,07 98,89 99,58 99,91 100,30 100,33 99,85 99,90 98,98 98,67 99,96 97,51 96,17 95,65 95,69 95,73 TESTLİNER(2/3) 96,97 100,68 103,42 104,48 104,57 104,22 104,16 108,03 110,02 111,25 112,92 99,89 113,50 113,54 112,41 112,13 108,77 DÜZ YUVARLAK ÇELİK 101,55 98,45 100,78 100,00 100,78 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 PROFİL DEMİR 100,00 95,10 95,10 95,10 95,10 92,16 92,16 92,16 90,20 90,20 90,20 90,20 90,20 90,20 86,27 86,27 87,25 PİK 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 105,15 105,15 105,15 105,15 100,00 100,00 104,12 104,12 KÖŞEBENT 100,00 98,29 98,29 98,29 98,29 94,02 94,02 92,31 88,89 88,89 88,89 88,89 88,89 88,89 88,89 88,89 89,74 HURDA DEMİR 100,00 100,00 102,77 99,38 98,46 97,23 102,77 102,77 115,54 125,69 125,69 131,23 136,77 122,00 135,23 129,69 129,69 HRP SAC 103,99 102,40 100,00 99,33 96,00 96,00 101,20 99,60 95,59 95,59 96,79 96,79 95,20 95,20 95,20 95,20 96,79 DKP SAC 102,75 102,75 104,82 104,13 103,79 103,79 103,79 103,10 99,65 99,65 101,03 101,03 97,24 96,55 95,17 95,17 96,55 GALVANİZLİ SAC 110,33 110,33 105,81 105,16 102,59 102,59 110,97 107,74 101,93 104,52 103,23 103,23 101,93 101,93 100,33 100,97 101,62 DEMİR CEVHERİ 117,12 120,31 108,87 106,93 96,50 89,34 98,99 106,69 104,44 103,19 106,07 105,68 99,69 94,47 87,00 89,17 78,26 DÖKÜM PİKLERİ 98,58 95,01 98,09 96,12 98,02 102,74 105,48 109,68 113,77 110,37 111,34 112,97 122,86 120,33 120,12 117,86 116,13 KAUÇUK-SİNGAPUR 106,24 102,45 95,74 92,19 97,70 90,37 82,42 82,61 84,83 81,50 80,06 82,27 74,80 68,98 73,36 70,60 66,66 99,31 97,18 95,05 95,98 95,41 97,39 95,94 97,35 98,07 99,60 99,41 99,82 99,80 100,43 100,69 101,21 101,86 ABS 102,36 104,93 104,28 101,28 95,07 97,00 97,00 97,43 97,22 97,22 93,58 94,22 94,22 94,22 92,08 92,08 92,08 HIPS 103,77 106,13 101,36 97,50 96,36 96,82 97,73 97,95 97,73 97,73 95,91 96,59 96,59 96,59 92,05 92,05 92,05 PVC 100,63 101,05 100,21 96,25 98,34 100,83 100,83 102,30 99,79 99,79 99,79 99,79 99,79 99,79 99,79 99,16 99,79 PP 101,65 100,24 101,24 96,43 97,94 99,51 99,46 102,60 101,22 100,26 100,56 101,85 102,04 101,04 103,05 101,10 104,63 PE 100,66 97,32 96,49 93,87 93,96 95,21 95,34 99,28 96,75 95,85 97,01 98,33 98,84 97,39 97,53 97,28 99,68 PA 101,26 109,78 102,52 102,52 102,52 102,52 102,52 102,52 102,52 102,52 102,52 103,15 101,26 101,26 97,16 105,36 97,16 PAMUK 110,22 113,21 117,49 116,35 105,52 113,69 113,55 111,10 114,97 101,93 104,52 111,90 112,96 117,16 122,24 125,47 115,10 KAKAO 97,69 96,82 99,74 106,71 101,08 98,22 106,29 111,54 117,78 11840 123,81 117,80 130,26 128,82 130,48 128,38 136,42 KAHVE 102,29 104,53 100,78 99,87 94,08 88,79 88,68 86,70 82,24 75,46 81,22 80,69 95,74 123,22 113,25 127,64 110,11 ŞEKER 93,33 96,58 93,21 93,42 87,94 90,23 89,66 87,46 93,48 92,58 86,75 84,14 81,01 91,,21 87,51 91,32 88,51 SOYA 104,80 102,86 98,95 99,15 107,21 101,90 87,70 96,30 90,07 88,93 93,80 90,22 91,72 100,06 105,28 103,72 106,36 BUĞDAY 101,67 95,26 91,60 93,31 89,04 81,71 81,30 79,74 80,93 8247 81,90 77,55 72,31 79,48 83,43 85,58 74,89 MISIR 105,24 101,97 96,30 92,80 94,94 76,21 69,73 69,06 62,85 61,05 60,76 60,26 62,34 67,50 72,58 72,59 66,52 ÇİĞ SÜT 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 111,11 111,11 111,11 111,11 111,11 111,11 116,67 116,67 116,67 116,67 KIRMIZI ET -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 100,00 101,42 104,37 105,90 106,85 107,48 BEYAZ ET -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 100,00 103,99 106,03 106,43 113,53 113,53 100,00 125,11 125,11 118,59 118,59 91,54 77,67 86,04 84,19 87,40 88,99 88,99 84,98 91,72 91,72 91,72 91,72 MEYVE -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 100,00 110,16 106,83 120,37 128,35 119,90 SEBZE -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 100,00 102,47 91,42 107,91 100,53 89,42 99,58 99,45 100,49 101,44 100,38 99,12 97,04 95,66 95,30 96,62 96,22 96,24 94,90 97,35 99,53 97,89 97,19 TARIM ÜFE KERESTE-GLOBAL YEM (SÜT SIĞIR) FAO GIDA İNDEKSİ (31.12.2012=100) 51 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Kemal ŞAHİN Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Üretİmde yenİ boyut: 3B yazıcılar ve Türkİye’dekİ kullanımı 3 Boyutlu Yazıcı temel olarak bakıldığı zaman; bilgisayar ortamında saklanan sayısal verinin fiziksel gerçek nesnelere dönüştürülmesini sağlayan cihazlardır. Bu teknoloji, geleneksel imalat yöntemleri gerçekleştirilmesi mümkün olmayan geometrileri de üretebilmektedir. Bu teknoloji her ne kadar yenilikçi ve özgün bir yapıya sahip olmasına rağmen ilk uygulamaları 80’li yıllara dayanmaktadır. Son 20 yıl içerisinde hızlı prototipleme alanında fazla ilgi görmesi bu teknolojilerin yaygınlaşmasına destek olmuştur. 2006 yılında başlayan REPRAP (kendin yap, kendin geliştir) projesi sayesinde birçok sıradan kullanıcı, hobi sever, kendin yap kültürüne sahip kişiler bu cihazları kullanmaya başlamıştır. Goshen (2013) ‘in de belirttiği gibi bu projenin başlangıcından 3 yıl gibi kısa bir süre sonrasında bir çok şirket açık kaynak olarak 3 boyutlu yazıcıları üretmek ve satmak için REPRAP projesine dahil olmaya başlamıştır. 3 boyutlu üretim, masaüstü imalat ya da (additive manufacturing) katkısal üretim olarak da bilinen bir üretim yöntemidir. 3D Yazıcılar, üretimi gerçekleştirebilmek için birçok farklı teknoloji kullanabilmektedirler. Teknolojiler arasındaki farklılıklar genellikle katmanların nasıl oluşturulduğu ile alakalıdır. 3D yazıcıların kullandığı bazı teknojileri sıralamak gerekirse, Seçici Lazer Sinterleme - SLS (SelectiveLaserSintering), FDM (FusedDepositionModeling), Stereolithograhpy en çok kullanılan 3B yazıcı teknolojileri arsındadır. Kişisel bilgisayarların veya mürekkep püskürtmeli-lazer yazıcıların gelişmesine benzer bir şekilde, 3B yazıcıların da satın alınabilme olanağının artması ile yaygınlaşmaya başlamasını sağlamıştır. Ancak birbirinden oldukça farklı üretim biçimleri ve malzeme kullanımı dolayısıyla bir standarttan söz etmek henüz mümkün değildir. Bu bağlamda farklı tekniklerden ve oldukça farklı büyüklüklerdeki, oldukça farklı fiyat aralıklarında makinelerden söz edilebilir. Burada hangi amaçla 3B yazıcıların kullanıldığı çok önem kazanmaktadır. Çünkü analiz yapmak için ölçekli modelin oluşturulması için ürün üretilebileceği gibi direkt olarak bir parçanın yerine kullanılması için de bir ürün üretilebilir. Ya da mikron kalınlıkta hassasiyet gerektiren üretimler için de kullanılabileceği gibi hassasiyet gerektirmeyen kaba modellemeler için de kullanılabilir. 3 boyutlu yazıcıların en yaygın olarak uygulama alanları aşağıda listelenmiştir. • Prototip ve kalıp oluşturma: Özellikle tasarım ve mühendislik alanlarında bir ürünün üretilmesi ve analiz edilmesi amaçlı olarak prototip veya kalıbının oluşturulması. • Topografı katı modelleme: Yüzey şekillerinin fiziksel veriye dönüştürülmesi. • Kitlesel bireyselleştirme: Ürünlerin kişileştirilmesi ve kişiye özgü olarak yeniden üretilmesi amaçlı kitlesel bireyselleştirilmesi (masscustomization). • Medikal ve dental uygulamalar: Teşhise yardımcı olacak fiziksel modellerin hazırlanması, protez ve implantuygulamarı. • Yedek parça üretimi: 3B yazıcıların kendi yedek parçaları da dahil olmak üzere, ürünlerin sürekliliğini sağlamak amacıyla ürün yedek parçalarının üretilmesi. 52 SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 Giderek yaygınlaşması ve daha fazla ulaşılabilir olmasına rağmen 3 boyutlu yazıcıların belirli sınırlıkları vardır. Bunlar; • Malzame, renk ve yüzey özellikleri açısından çeşitliliğin az olması. • Üretilen ojelerin sıcaklık, nem ve kırılganlık açısından dayanımının az olması. • Yazdırılacak ürün boyutu büyüdükçe maliyetin katlanarak artması. • Dİğer üretim/fabrikasyon tekniklerine göre daha düşük hassasiyet göstermesi olarak öne çıkmaktadır. Sonuç olarak 3B yazıcıların sahip olduğu avantajlar ise aşağıdaki gibidir. • Tasarımın dijital veriden oluşması dolayısıyla kolayca aktarılabilir/paylaşılabilir olması. • Değişiklik ve düzeltmelerin hızlı bir şekilde yapılabiliyor olması. • Kişiselleştirilmiş ürünlerin kolaylıkla üretilebiliyor olması. • Yatırım ve üretim açısından verimli olması • Başlangıç yatırım maliyetinin göreceli olarak düşük olması. • Ürün fiyatının üretimden önce hesaplanabiliyor olması. • Dönüştürülebilir malzeme kullanılması. • Malzemeden en az fire verilmesi. 3 Boyutlu Yazıcı Pazarı ve Türkiye Son yıllarda 3B yazıcı ile katkılı üretim teknolojilerini pazarlayan şirketler önemli ölçüde büyüdü görülmektedir(ReportsnReports, 2013). Pazar araştırmaları ve sektörel analizler yapan ReportsnReports sitesinin yayınladığı 3B Yazıcı Pazarı Büyüme Raporu ile idtechex gibi araştırma şirketlerinin gerçekleştirdiği çeşitli araştırmalar ve gelecek öngörüleri, gerek 3B Yazıcı makinelerinin, gerekse katkı maddelerinin satışı açısından değerlendirilmiştir. Dünya çapında yapılan bir araştırmada 2017 projeksiyonu çıkarılmıştır. (Kneissl, 2013) 3D Baskı teknolojileri ile çalışan şirketlerin büyüme oranları da artmaktadır. 2017 yılına kadar her yıl için %20 büyüme ile yılda yaklaşık 5 milyar dolar öngörülmektedir. Bu pazarda yeni teknolojilerin eklenmesi ve katkı malzemelerin fiyatlarındaki azalma pazar oranını yükseltecektir. Bu şekilde devam ederse 3D Yazıcı Pazarının 2017 yılında 5 milyar $ olacağı tahmin edilmektedir. Geliştirilen yeniliklerin büyük üreticiler üzerinde baskı yaratacağı yeni bir dönem oluşmaktadır. Bu baskının çoğunlukla üretim tasarımı ve prototipleme alanında olacağı düşünülmektedir. 3D baskı hızlarının artmasını sağlayacak teknolojik yeniliklerin doğrudan üretimi artıracak bir unsur olarak görülmektedir. Diğer taraftan tüketici baskılarının da arttığını belirten raporda masaüstü 3D Yazıcıların fiyatlarının azalması ile tüketicilerin, küçük işletmelerin, ev matbaacılarının satın alma eğiliminin artacağı öngörülmektedir. 3D Baskı ile üretimini önümüzdeki yıllarda artarak devam edeceği kullanım oranının düşük olduğu ülkelerde ve bölgelerde pazar payında ciddi artışlar gözleneceği beklenmektedir. Yıllık büyümenin en %20’lerde gerçekleşeceği düşünülen ve pazar payının her geçen gün artacak ve geleceğin üretimi olacaktır. Bu rapor öyle gösteriyor ki pazar payı hızla büyüyen bu teknolojinin yan ürünleri ile ilgili de önemli gelişmeler olacaktır. Bununla birlikte bu teknolojiyi sanayi kullanıcılarının yanı sıra ev tipi, masa üstü yazıcılar olarak kullanılabilmesi için yaygınlaştırılması gerekmektedir. Ham madde birim fiyatlarının, masa üstü tipi yazıcıların www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com daha geniş kitlelere uygun fiyatlarla sunulmasının sağlanması pazar payında bahsi gecen ilerleme oranını artıracağını göstermektedir. Türkiye’de yaygınlaşmaya başlayan bu teknoloji kullanımın, üretim yatırımları ile daha uygun fiyatlara düşürülmesi öngörülmektedir. Teknoloji transferi ve üretimi önemli olduğu kadar teknolojinin kendisinin de geliştirilmesi ve üretilmesi 3D Yazıcılarının kullanımının yanında teknik destek, servis ve bakım maliyetlerine de etkili bir katkı sağlayacaktır. Cihazların tedariki ve Türkiye’de resmi olarak satışı için bir firmanın çalışma gerçekleştirdiği görülmektedir. Bazı firmalar sadece çevrimiçi ortamda 3B yazıcı satışı gerçekleştirirken bazı firmalar bu konuda özelleşmiş konsept mağazalar açarak konuya olan ilgiyi değerlendirme gayretindedir. Bu tip firmalara örnek olarak 3bfab (www.3bfab.com) ve 3Dörtgen (www.3dortgen.com) verilebilir. Yazıcıların üretim gücüne yönelik çeşitli girişimlerde bulunmaktadır. Bu girişimler sayesinde, kullanıcılar çevrimiçi ortam üzerinden üretiminin yapılmasını istediklerini modellerin sayısal formattaki halini yollayıp 3 boyutlu yazıcıdan üretim yaptırabilmektedir. Bu iş sürecini en iyi sayısal ortama aktaran örneklerden biri formhane adlı projedir.(www. formhane.com.tr) SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 53 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Satınalma ve Tedarik Zinciri Oyunu Yayında! www.buyernetwork.net/oyun SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4 54 www.b u y ernet work.net www.sat inalmadergisi.com Türkiye’nin Satınalma Uzmanları Ağı BuyerNetwork.Net
© Copyright 2024 Paperzz