Sayı - 9 / Ocak - Şubat 2015 / Ücretsizdir. KAYAK MODASI ROMANS’A YOLCULUK KEDİLERİN İSTİLASI! REZAN KİRAZ İLE ASTROLOJİ edito ‹MT‹YAZ SAH‹B‹ Adına AVM Müdürü A. Vedat C. Özeren - Vedat.Ozeren@ece.com A. Vedat C. Özeren Maltepe Park Alışveriş Merkezi Müdürü YENİ BAŞLANGIÇLARA MERHABA! S evinçleri ve üzüntüleriyle bir yılı daha arkamızda bırakarak, yeni bir heyecan, yeni bir ışık, en önemlisi de yeni bir umut ile bir yıla daha merhaba diyoruz. Her yeni yıl umutları canlandırır. Daha iyi yaşam koşullarına ulaşma beklentilerini arttırır. Yeni bir yıl başladı; ancak getirdiği umutların yanında gerçek olan yeni sabahta uyandığımızda geçen yıldan kalan duygular, yeni hedeflerimiz, seyahat planlarımız, iyi dileklerimizin aynı kalmasıdır. Umutlarla yeni bir yıla girdik, geçen yıldan kalan acılarımız, hastalıklarımız, dertlerimiz ile birlikte. Dünyanın dört bir yanında yürekleri yaralayan, acılar, açlık ve sefalet sona ermedi. Ne kriz umursadı takvimi, ne de savaş acıları eski yeni tanıdı, hepsi yerli yerinde… Olumsuz şeylerin yanında olumlu şeyler de nokta kadar değişmedi. Sevinçlerimiz, mutluluklarımız, umutlarımız da aynen kaldı. Olumlu olumsuz değişmeyen her şeye rağmen biliyorum ki insan hayatı başlı başına bir armağandır. Her gün küçük mucizelerle doludur, yaşadığımız her şeyin bir nedeni vardır ve kocaman bir yıl için koyu karamsarlık bu gerçeğe haksızlık olur. Bence; yazı yazmak için, karalama ya da resim yapmak için açtığımız bembeyaz bir sayfa yeni bir yıl. Yeni yıl ile birlikte her şeye yeniden başlama şansımız olduğunu sanıyoruz. Tek bir an bile olsa, yaşamı yaşanılır kılan şeylerden en önemlisini “umudu” yaşıyoruz. Zaman zaman anlamaya çalışıyorum. Her an neden aynı umut ile hayatımıza devam etmiyoruz? Neden zaman zaman sadece yeni bir yıla başlarken umudu, huzuru, dostluğu, mutluluğu yaşıyoruz ve yeni bir yıldan bekliyoruz bütün bunları? Yaşadığımız her an geleceğimizi oluşturmuyor mu? Şimdiyi nasıl yaşarsak geleceği de öyle yaşamaya devam edeceğiz. “Dünya her gün yeniden kurulur ve her sabah taze bir başlangıçtır!“. Her taze başlangıç ise yeni mucizeler getirebilir hayatımıza. Yılbaşını beklemeden, hep olumlu düşünerek her gün yeni bir başlangıç yapabilmeyi, şükredebilmeyi, gülümsemeyi ihmal etmemek gerekli. Madem 1 Ocak yeni bir başlangıç, ben de diyorum ki sınırlamalar koymayın yaşantınıza. Kendinize ait yeni başlangıçlar yapabilirsiniz hayatın her döneminde. Sızlanmayı, şikâyet etmeyi, eleştirmeyi, kusurlar bulmayı, eksikleri görmeyi hayatınızdan çıkarmayı deneyin. Dostlarınızın değerini bilin. Karşılıklı oturup çay içerken, yapılan sohbetin size nasıl iyi geldiğini düşünün. Kalbinizin sesini daha çok dinleyin. Hayat paylaşmaktır. Paylaşabilmek için hoşgörülü olmayı unutmayın. Hayatınızı gerçekten paylaştığınız, sizi sizin kadar düşünen, her şeye rağmen yanınızda olan sevenlerinizin ellerini hiç ama hiç bırakmayın. Lütfen bu yıl iyi olanı, güzel olanı görün, takdir edin. Her konuda salt eleştirebilmek için eleştiriyi bir yana bırakın. Karşılık beklemeden güzel ve keyifli ortamlar yaratın. Hayal kurun. İçten olun. Duygularınızı paylaşın, ne olursa olsun. Birbirinize vakit ayırın, konuşun, ne kadar farklı fikirleriniz de olsa, anlamaya çalışın, savunmaya geçmeden. Her anı yaşarken sadece ve sadece hatırlayın “hayat gerçekten çok kısa”. Ve hayat sadece “şimdi”… Şimdinin ise bir tekrarı daha yok. Herkes için kalbindekinin, hayalindekinin olduğu bir yıl olması dileğiyle! 04 Style Pazarlama Özgecan Elif Sucu - Ozgecan.Sucu@ece.com Selma Birinci - Selma.Birinci@ece.com Yönetim Adresi ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş. Maltepe Park Alışveriş Merkezi Cevizli Mah. Tugay Yolu No:67 34846 Maltepe İstanbul Tel: 0216 515 15 50 Yapım Genel Yay›n Yönetmeni Kader Ay - kader@eraistanbul.com Yayın Koordinatörü Güler Emektar - guler@eraistanbul.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Melike Yıldırım - melike@eraistanbul.com Yazı İşleri Merve Ermiş - merve@eraistanbul.com Berna Yılmaz - berna@eraistanbul.com Sanat Yönetmeni Serkan Velioğlu - serkan@eraistanbul.com Fotoğraf Editörü Barış Aşık - barisasik@eraistanbul.com Reklam Müdürü Eslihan Uygun - eslihan@eraistanbul.com ERA İSTANBUL İLETİŞİM MEDYA VE DAN. HİZ. TİC. LTD. ŞTİ. Asmalımescit Sokak Asmalı Han No:19 Beyoğlu/İst. Tel: (0212) 252 46 00 / Faks: (0212) 252 46 36 www.eraistanbul.com Baskı-Cilt Şan Ofset Matbaacılık, Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane / İstanbul Tel: 0212 289 24 24 www.sanofset.com Reklamlar, reklam veren şirketlerin sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar, yayıncının izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir. 36 İÇİNDEKİLER 08 - ŞEHİR&YAŞAM 74 16 - SHOPPING 24 - ROMANS’A YOLCULUK 36 - KEDİLERİN İSTİLASI! 42 - REZAN KİRAZ İLE ASTROLOJİ 48 - ÇOCUKLARA İLHAM VEREN SEYAHATLER 58 - MODANIN TRENDSETTER’LARI 68 - MELTEM MİRALOĞLU İLE “FARKLI BİR GÜN” 74 - KAYAK MODASI 82 - YERYÜZÜNDEKİ CENNETLER: SPA 94 - AJANDA 96 - KAT PLANLARI 82 06 Style KAT PLANLARI 96 24 68 ŞEHİR 08 & YAŞAM 48 AJANDA 94 SHOPPING 42 58 16 Style 07 ŞEHİR&YAŞAM Kuzey Işıkları’nın masalsı dansı… ma a ve karşılaştır ın am ar at ah ey S rı’n o, Kuzey Işıkla sitesi momond in farklı iç ak isteyenler keyfini çıkarm ernatifler a getirmiş. Alt ay ar ir b rı la ta ro bir rın altında cam , sınırsız; yıldızla ek m le y Işıklarını iz tavandan Kuze e nd ıkhava jakuzisi s köpüklü bir aç , ak e bakm enfe n zü yü ök g n parlaya i zaraların keyfin panaromik man apları n kozmik gird ya la ar p , ak rm çıka ı için kar arabas yakalayabilmek ir b tılmak, sıcacık safarilerine ka tipik bir ‘lavvo’ ateşin başında pmak… p ya çadırında kam com.tr ww.momondo. w in iç r la ay et D 08 Style ŞEHİR&YAŞAM Laleper Aytek’in gözüyle Paris L aleper Aytek’in “Non Paris” başlıklı 14. kişisel sergisi geçtiğimiz ay İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde açıldı. 31 Ocak tarihine kadar açık kalacak olan sergide fotoğrafçının Paris’te iki yıl boyunca sürdürdüğü fotoğraf çekimlerinden 63 siyah-beyaz fotoğraf yer alıyor. Fransız Kültür Merkezi’yle birlikte Koç Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi tarafından da desteklenen projesinde Laleper Aytek yeni bir ziyaretçi olarak Paris’te çektiği “non” görüntülerinde Hoffmannstall’ın söylediği gibi, “hiç yazılmamış olanı okumayı”, farklı bir kayıt yapmış olmayı az da olsa becerebilmiş olmayı diliyor. www.laleperaytek.com Divan’da balkabağı günleri Gözalıcı rengi ve nefis tadıyla kış aylarını renklendiren balkabağı, farklı lezzet yorumlarıyla Divan otelleri ve restoranlarında misafirlerin beğenisine sunuluyor. 26 Ocak - 13 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek olan “Balkabağı Günleri”nde, balkabağının özgün yorumları lezzet severlerle buluşacak. Cildinizi besleyin Cildinizi organik kremlerle canlandırabilir, parlak ve ışıltılı görünmesini sağlayabilirsiniz. Fakat şu bir gerçek ki sağlıklı beslenmezseniz kremlerin etkisi kısa süreli ve yetersiz olacaktır. Yaşlılık etkilerini azaltan yeşil çay, cildin sağlıkla parlamasını sağlayan somon, zeytinyağı, C vitamini, lifler açısından zengin yabanmersini, antioksidan zengini bitter çikolata ve avokado cildinizin sağlığı için vazgeçilmezleriniz arasında olmalı. 10 Style ŞEHİR&YAŞAM Erciyes ve Kapadokya “cultural skiing” konseptiyle buluşuyor Erciyes; Kayseri Büyü kşeh ir Belediyesi’nin “Erciye s Kayak Merkezi Master Planı” kapsamında Türki ye’nin birinci, dünyanın ise sa yılı kayak merkezlerinde n biri olmaya hazırlanıyor. 30 0 milyon Euro’luk bu ya tırım kapsamında; değişik zo rluk derecelerinde Ulusla rarası Kayak Federasyonu sta ndartlarında kayak pistle ri, gondol, lift ve sabit hız lı teleferik hatları, yaz ve kış aktivite merkezleri, beş bin kişilik günübirlik so syal tesisler, kongre ve kültü r merkezleri, kafe ve res toranlar, futbol sahaları ve antre nman merkezleri, sağlı k noktaları, 5 bin kişilik ko naklama kapasiteli ote ller ve Alp Köyü bulunuyor. Ay rıca 3 bin kişi kapasiteli kongre merkezi ile Erciyes hem ulusal hem de uluslarar ası toplantı ve kongrelere ev sahipliği yapmayı da pla nlıyor. Turizmde yeni bir anlayış; “Cultural Skiing“ Dünyanın 8. Harikası Kapadokya ile kış sporl arı konusunda dünyanın sa yılı merkezleri arasına girmeyi hedefleyen Erciyes, “C ultural Skiing” (kültür ka yağı) konseptiyle bir ilke im za atıyor. Böylece farklı seyahat deneyimleri sunan ihtişa mlı Erciyes ile büyülü Kapadokya yeni Cultu ral Skiing turizm anlay ışıyla bölgesel bir destinasy on oluşturuyor. Yurt dış ı pazarı için 3 gün Kapadokya, 4 gün Erciyes olmak üz ere bir haftalık tur halinde sunulacak paketlerle kü ltü r ve kayak turu dünyada ilk defa bir araya getiriliy or. Yurt içi pazarına yönelik ise Onur Air, 02 Ocak-29 Mart tarihleri arasında her Cu ma 21.20 ve Pazartesi 07.30 uçağı ile 3 gece 699 TL’ye dolu dolu bir ka r tatil paketi sunuyor. 12 Style ŞEHİR&YAŞAM Mobilyaya tasarım eli değerse… Vespa tutkunlarının buluşma noktası ugenio Perazza tarafından 1976 yılında kurulan Magis, farklı tasarımcıların çalışmalarını harmanlayarak sunduğu ürünleriyle tasarım vurgusunu her daim ön plana çıkaran markalardan biri. Magis markası ile birlikte hayata geçen Wonderpus, kaliteli hizmet anlayışıyla farklı olmayı seven Ankaralı dekorasyon tutkunlarının ilk adresi olmaya hazır. İtalyan stilinin tüm niteliklerini bir arada sunan dev tasarım markası hem özgünlük, hem kullanım kolaylığı, hem de eğlence isteyen herkese hitap ediyor. İtalyan tasarımının tercih edilmesinin en önemli sebebi, tasarımların kullanılabilirliği, uzun dönemde birer klasik olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri, farklı kültürleri önemseyen bir anlayışın öne çıkarılması ve tasarımdaki hedefin yaratıcılık ve orijinallik olması. Ürünlerin en büyük avantajı neredeyse her alanda kullanılabilmeleri. İster sıcak salonlarda, istenirse de bahçe, balkon ve teraslarda konfor ve şıklık bir arada sunuluyor. Markanın ürün yelpazesi ise fazlasıyla geniş. Evlerde, iş yerlerinde ve akla gelebilecek her türlü açık ve kapalı alanlarda kullanılabilecek çok sayıda ürünü bünyesinde barındırıyor. İtalyan devi Magis, sandalyeleri ve koltukları başta olmak üzere, masalar, sehpalar, banklar, ev aksesuarları ve çocuk grubu ürünleriyle dikkat çekiyor. Ron Arad, Konstantin Grcic, Jasper Morrison, Karim Rashid, Stefano Giovannoni ve Marc Newson gibi dünyaca ünlü tasarımcılar yeteneklerini konuşturarak Magis için benzersiz ürünler tasarlıyorlar. Avrupa’nın en çok satan iki tekerleklisi, Vespa severlerin deneyimlerini paylaşabilecekleri yeni bir platform olan “Do You Vespa?”yı hayata geçirdi. Her türlü sınırın, dilin ve kültür engelinin ötesine geçerek tüm nesilleri ortak bir tutku etrafında bir araya getiren Vespa, motosiklet tutkunlarını www.doyouvespa.com’da buluşturuyor. E AKUT, iki bininci canı kurtardı AKUT Arama Kurtarma Derneği, kurulduğu 1996 yılından bu yana gönüllülük ve karşılıksız yardımseverlik ilkeleriyle gerçekleştirdiği arama kurtarma operasyonlarını aralıksız sürdürüyor. 2 bininci canı kurtarmanın mutluluğunu yaşayan AKUT bugün ülke genelinde 35 ekip ve 1600 gönüllüyle her geçen gün büyüyerek hayatımızda çok önemli bir boşluğu doldurmaya devam ediyor... 14 Style Bu aksesuarlar evinizi ısıtacak SHOPPING ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL... Alışverişin keyfi İpekyol’da çıkar Karaca Home aksesuar koleksiyonundan seçeceğiniz, yaşam alanlarınıza sıcak bir ambians katacak olan dekoratif objeler, kışın soğuk havasını biraz olsun bahara dönüştürebilir. Stilinize en uygun objeleri; salon, oturma odası, yatak odaları, mutfak ve banyo dekorasyonunuzda keyifle kullanabilir ve isteğinize göre kombinleyebilirsiniz. Feminen ve şık çizgisiyle dikkat çeken Ipekyol, alışveriş heyecanını indirim keyfiyle ikiye katlıyor! Sezonu açan 1960’ların pastel tonlarını, düşük omuzlu hacimli kabanları, otriş hareketli saten bluzları ve birbirleriyle kombinlenebilen alt ve üst tasarımları geçmişten bugüne yenilenmiş olarak koleksiyonunda bir araya getiren Ipekyol’da Büyük Sezon İndirimi ile hem sevdiklerinizi mutlu edip hem de %50 indirimden yararlanarak alışverişi keyfini doyasıya yaşayabilirsiniz. 16 Style En teknolojik parfüm! Givenchy parfüm tarihinde birçok şişe tasarımına hayat veren Serge Mansau, yüksek teknoloji tutkunları için Play şişesini özel olarak tasarladı. Givenchy Play For Her Intense, günümüz Givenchy kadınları için çantalarında taşıyacakları tasarım bir parfüm. Yeni iletişim oyuncağınız, Givenchy’nin özel tasarımında hayat buluyor. SHOPPING Tergan’la kış stilinizi tamamlayın Tergan koleksiyonu, kış soğuğuna meydan okuyarak kadın ve erkeklere zahmetsiz bir şıklık sunuyor. Kar yağışlarına hazırlıksız yakalanmak istemeyenler markanın içi kürklü modelleriyle eşsiz kombinlere imza atıyor. Mevsimin soğuğunu hissettirmeye başladığı bugünlerde, Tergan’ın diz üstü çizmelerinin yanı sıra sert formları da koleksiyonda görmemiz mümkün. ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL... Sezonun en ışıltılı parti gardırobu Koton Partywear’ın birbirinden zarif ve ışıltı gece elbiseleri 2014-15 Sonbahar/Kış sezonunun en eğlenceli anlarında stil sahibi bir şıklık sunuyor. Bu gösterişli ve özel koleksiyonla Koton Kadını kış partilerinde etkileyici bir iz bırakıyor, şıklığıyla konuşturuyor. Koleksiyonda yer alan vücudu saran sıkı elbiseler ve gösterişli kadife dokular kadınsı hatları sıcacık bir şıklıkla birleştiriyor. 18 Style Hello Kitty Keskin Color ajanda ve takvimlerde Japon çizgi film karakteri Hello Kitty, bugün hem sayısız tutkunu bulunan bir fenomen ve moda trendi hem de popüler kültürün önemli ikonlarından biri. Milyonlarca kişinin hayranı olduğu ve küçük kızlar kadar yetişkinlerin de beğenisini kazanan sevimli Hello Kitty şimdi Keskin Color’ın ajanda ve takvimlerinde sizinle buluşmaya geliyor. Keskin Color’ın lisanslı Hello Kitty karakterleri ile süslü ajanda ve takvimler, öğrencilere ve çocuk ruhunu kaybetmeyen büyüklere yıl boyunca eşlik ediyor. Kışa sıcak dokunuş SHOPPING ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA ÖZEL... Gülümsemeye değil kırışıklara veda! Abdullah Kiğılı, gelenekselleştirdiği kalitesi, estetik ve özgün tasarımlarıyla bu sezon da stil sahibi erkeklerin ilk tercihi olacak. Kışın soğuk ve kasvetli havasına bürünmek istemeyenler, Abdullah Kiğılı’nın lüks ve maskülen havayı yansıtan kaşmir ağırlıklı ürünleriyle, bu kışı hem şık hem de sıcak geçirecek. Sezonun hiti Culotte pantolonlar Batik’te! Doksanlı yılların en popüler trendlerinden pantolon etekler, bu sezon biraz form değiştirerek “culotte” olarak yeniden moda dünyasını fethetmeye hazırlanıyor. Batik’in koleksiyonunun da vazgeçilmezi culotte pantolonlar, özgür ve iddialı formuyla stilize kadınların stiline iddialı bir vurgu yapıyor. İpekli culotte’leri hem gündüz hem de gece giyebilir, ofis şıklığı içinse blazer ceket ve gömleklerle kombinleyebilirsiniz. 20 Style Kırışıklar, çoğu kadının cildiyle ilgili ortak endişesi… Öyle ki, gülümsemekten bile alıkoyabiliyor. Oysa Nivea, cilt bakımındaki 100 yılı aşkın uzmanlığıyla, mutluluğun her şey gibi cildi de iyileştirdiğini söylüyor. NIVEA Q10 Gündüz Kremi, kırışık endişesine son verip, kadınları doyasıya gülümsemeye ve mutlu olmaya çağırıyor. Kozenzim Q10 ve kreatinin öne çıktığı özel formülüyle kırışıkları 4 haftada azaltan krem, yeni kırışıkların oluşmasını engelliyor. GEZİ Yazı: Özgür Cinbiş 14 Şubat, tüm dünyanın aşkı kutladığı hatta neredeyse kutsadığı bir gün. Günler öncesinden hazırlıklar yapanlar mı istersiniz, sürpriz sınırlarını zorlayanlar mı, özel organizasyonların peşine düşenler mi... Siz de bu yılki 14 Şubat’ta sınırlarınızı zorlamak isteyenlerdenseniz ve elbette ki kucaklayacak, aklını çelecek, yollara düşürecek bir sevgiliniz de varsa buyurun uzaklar rotamıza. Bildiğiniz klişeleri bir kenara bırakmak ve yalnızca size özgü bir romantizmin tanımını yapmak için kolları sıvayanlar hazırladığımız 5’li tam size göre. Biz unutulmaz bir 14 Şubat için ilham veriyoruz, gerisi size kalmış! 24 Style ROMANS’A YOLCULUK… Style 25 YOLCULUK ZAMANI Yalnız Sevgililer Günü’nde değil, her daim İspanyol ateşiyle yanmak isteyenler için belirtelim: Yaz mevsimi eğlenceli, ancak bir o kadar da kavurucu. Bahar ise festivaller ve tatiller zamanı: Feria de Abril (Nisan tatili) 16-21 Nisan, Semana Santa (Azizler Haftası) ise 24-31 Nisan tarihleri arasında. 26 Style ENDÜLÜS’TE AŞK: SEVİLLA E ndülüs’te raks için Sevgililer Günü’nden daha güzel bir zaman düşünülebilir mi? Öyleyse istikamet Sevilla! İspanya’nın güneybatısında konumlanan Endülüs başkenti, gotik kuleleri, Guadalquivir Nehri’nin romantik manzarası ve ateşli gece yaşantısıyla büyülü bir atmosfere sahip. İspanyol ateşinin iki geleneksel mirası olan boğa güreşi ve Flâmenko dansını da listeye eklemeden olmaz! Ateşli randevu: Sevilla kaçamağınıza eski bir balıkçı köyü olan Triana’da bir gezintiyle başlamalısınız. Ardından yerel bir ‘tablao’ya, yani İspanyol mezeleri olarak tarif edebileceğimiz tapas çeşitlerini sunan bir bara yolunuzu düşürüp leziz deniz ürünleri, baharatlı sucuklar, salatalar ve İspanyol omletlerinden oluşan mükellef bir yemeğin tadına varmanız önerilir. Gecenin devamı elbette ateşli bir Flâmenko gösterisine akacak! Biraz izleyip feyz aldıktan sonra ise sıra sizde! En güzel öpücük: Sevilla Katedrali’nin çan kulesi, nefes kesici şehir panoraması önünde sevdiğinizi öpeceğiniz en romantik yer. Kalbe giden yol: İştah açıcı tapas barlar kentin dört bir yanına dağılmış vaziyette. Atıştırmalıklarınızı ‘fine’ ve ‘manzanilla’ sherry’lerinden biriyle tamamlamayı unutmayın. İki kişilik şık bir yemek için ise Hotel Alfonso X111’ün içerisinde yer alan kentin popüler restoranı Italica’dan yer ayırtmayı deneyebilirsiniz Aşk yuvası: Guadalquivir Nehri’nin büyüleyici manzarasına bakan lüks odalarıyla Hotel Principe de Asturias çok cazip. Style 27 I FOUND MY LOVE IN PORTOFINO… N iyetiniz bir yudum ‘tatlı hayat’ almaksa eğer, bu güzel Akdenizliden daha uygun bir yer bulmanız zor. Ligurya Körfezi’nin sakin, bozulmamış bir köşesinden denize bakan, çam ağaçları ve zeytinliklerle çevrili eski balıkçı köyü Portofino, müzik tarihinin en meşhur aşk şarkılarından birine dahi ismini bağışlamış, fazla söze gerek var mı? Olmazsa olmaz: İyi yaşamanın kitabını yazan İtalyanlardan öğrenilecek çok şey var; Portofino da bunlardan biri. Yatına atlayıp bu güzel körfeze demir attıktan sonra, tarihin en ünlü çiftlerinden Elizabeth Taylor ve Richard Burton’un ayak izlerinin peşi sıra hayatın tadını çıkarmayı kim istemez? Gözlerden uzak, sakin ve bir o kadar da konforlu bir kaçamak için dünya zenginlerinin de tercihi burası. Ateşli randevu: Parayla aşkın satın alınamayacağına inanacak kadar romantik, ancak lüksün ve konforun ucuza elde edilemeyeceğini de savunacak kadar zengin olanlar 28 Style için Portofino bir cennet. Öte yandan pahalı butiklerin yanı sıra, daha mütevazı bütçelere hitap eden mağazalar da bol burada. Ayrıca piknik sepetinize İtalyan lezzetleri ve bir şişe Chianti şarabı yerleştirip dağlık burna ya da deniz fenerine doğru yola koyulabilirsiniz. Turkuaz suları seyre dalıp sevdiceğinizle romantik anlar yaşamanın maliyeti o kadar da fazla değil! En güzel öpücük: Akdeniz’in masmavi sularından daha romantiği var mı? Limandan her boy ve tipte tekne kiralanabiliyor… Kalbe giden yol: Dillere destan İtalyan mutfağının inceliklerine varmak için romantik liman manzaralı La Stalla’yı deneyin. Aşk yuvası: Albenisi son derece yüksek bir otel olan Hotel Piccolo, Portofino Körfezi’ne bakan tarihi bir villadan otele dönüştürülmüş, şehir merkezine yürüyüş mesafesinde bulunuyor. Romantik bir buluşma için ideal bir seçim. YOLCULUK ZAMANI Ajandanıza not alın: çılgın kalabalıklardan ve tırmanışa geçen fiyatlardan uzak durmak için en ideal dönem Eylül-Ekim ayları. Style 29 AŞK BİR KUMARSA: MONTE CARLO K endi küçük, hükmü büyük Monako Prensliği’nin müreffeh başkenti, playboy’ların, Formula 1 yarışçılarının ve dünya jet-set’inin ikinci adresi. Fransız Rivierası’nın orta yerinde, Nice’e kısacık bir araba yolculuğu mesafesinde yer alan Monte Carlo, şehirli şıklığı ile sahil beldesinin tüm güzelliklerini bir arada sunan bir vergi cenneti aynı zamanda! 30 Style Olmazsa olmaz: Beyazperdenin zarif güzeli Grace Kelly’yi cazibesiyle baştan çıkaran ve Prens Rainier ile aşka düşürüp kraliçelik tahtına oturtan bir diyar burası. Öyleyse Prenslik Sarayı’nı, Monako Katedrali’ni ve Grace Kelly’nin mezarını ziyaret etmemek olmaz! Şampanyanın su gibi aktığı, casino’ların para bastığı bu lüks belde çok ama çok şık! Ateşli randevu: “Kumarda kaybeden aşkta kazanır” deyişine inancınız tamsa, şansınızı casino’da deneyin. Her halükarda kârlı çıkarsınız! Eh, bir de “Boğulacaksam büyük denizde boğulayım!” diyorsanız, lüksün doruğa çıktığı Loew’s Casino’ya uğrayın. En güzel öpücük: Tabii ki bulutların üzerinde yaşanandır! Aşk ayaklarınızı yerden kesmeye yetmiyorsa bile, 40 kilometre ötedeki Nice Havaalanı’ndan bir helikoptere atlayarak kente havalı bir giriş yapabilirsiniz, ki bu havanın size aşkta da kazandıracağı garanti! Üstelik zannettiğiniz kadar pahalı da değil. Kalbe giden yol: Monte Carlo’da iyi bir restoran bulmak çocuk oyuncağı; ancak sevgiliyle başbaşa romantik bir yemek için önerimiz, oda servisini arayıp, otel odanızın balkonunda marinaya demirlenmiş mega yatlara nazır bir sofra kurdurmanız! Aşk yuvası: ‘Belle Epoque’ şatafatını gönlünüzce yaşayabileceğiniz Monte Carlo Grand Hotel Monte Carlo Grand Prix’si güzergâhı üzerinde, marinanın yanı başında yer alıyor. Fiyatlar kafanızı karıştırmasın; varınızı yoğunuzu casino’ya bırakacağınızdan emin oldukları için tarifeyi özellikle düşük tutuyorlar! YOLCULUK ZAMANI Havaların muhteşem olduğu sıcak yaz ayları, Monte Carlo’nun en gözde zamanı. Tabii Grand Prix tarihlerini de unutmamak lazım! Style 31 MASALLARIN PEŞİ SIRA: MARAKEŞ M arakeş’in ismi gibi mistik esintiler taşıyan sokaklarında Bin Bir Gece Masalları’nın egzotizmini yaşamak kulağa hoş geliyor değil mi? Etrafı pembe ve toprak rengi yüksek surlarla çevrili, sırtını Atlas Dağları’nın karlı tepelerine dayamış bu Mağrip şehri her daim cıvıl cıvıl. ‘Suk’ adı verilen geleneksel kent pazarlarında Çölde Çay filminin bir sahnesindeymiş gibi hissedeceksiniz. Özellikle Kıyamet Meydanı, rengârenk görüntüleri ve baharat kokularıyla baş döndürüyor. Olmazsa olmaz: Fas’ta yerel hayata karışmak, kentin hem hayhuyunun hem de sükûnetinin tadına varabilmek için yegâne önkoşul. Kavurucu sıcaktan uzak durmanızı ve Marakeş Medinesi’nin dinginliğinde nane çayı yudumlamanızı öneririz. Pazar yerinin olanca kargaşasından uzakta, yüksek duvarlarla çevrili bu vaha, geniş divanlara uzanıp uzun öğleden sonra şekerlemeleri yapılan egzotik bir dünyaya doğru yolculuğa çıkarıyor. ‘Riyad’ adı verilen geleneksel Fas evlerinin birçoğuysa bugün otel olarak hizmet veriyor. Ateşli randevu: Ateş yutucular, akrobatlar, 32 Style yılan oynatanlar, hikâye anlatıcılar ve falcılarla rengârenk ve büyüleyici bir dünya sunan pazaryerleri, tüm duyularınızı harekete geçirecek. En güzel öpücük: Atların çektiği bir faytonda, Medine’nin kuzeybatısında kalan palmiye vahası La Palmeraie’den geçerken alacağınız bir buseyi ömür boyu unutamayacaksınız! Bir saatlik bu gezintilerin sudan ucuz olduğunu da ekleyelim. Kalbe giden yol: Binbir Gece Masalları fantezisini yaşamak için doğru adres Dar Yacout. Gül yapraklarıyla bezenmiş romantik sofranız için terasta yer ayırtmaya çalışın. Rezervasyon şart. Aşk yuvası: Restore edilerek zarif bir otele dönüştürülmüş Riad Noga, yedi odası, özel havuzu ve geniş çatı terasıyla son derece romantik. Otelin yemekleri öylesine lezzetli ki, konuklar genellikle dışarı adımlarını bile atmak istemiyorlar! YOLCULUK ZAMANI Güneşin kavurduğu haziran-ağustos dönemi dışında kalan her zaman Marakeş’in tadına varmak için uygun. Style 33 34 Style JİVAGO’NUN İZİNDE: ST. PETERSBURG R omantik bir tatil için egzotik diyarların hayaline kapılanların ezberlerini bozacak bir şehir St. Petersburg. Güneşin neredeyse hiç batmadığı yaz aylarında Beyaz Geceler’in büyüsü elbette bir başka; ancak soğuk kış günlerinde de Dr. Jivago’nun romantizmini iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir masal diyarı burası. Hareketli gece hayatıyla New York’a rakip olabilecek kentte fiyatlar da başkent Moskova’ya göre çok daha hesaplı. Olmazsa olmaz: Burası Rus şairlerin, yazarların, entelektüellerin diyarı; burada ‘entelektüel ukalalık’ her daim prim yapıyor! Özellikle trajik aşk romanlarının tutkunları, karlarla kaplı bulvarlar veya buz tutmuş kanallar boyunca el ele yürümekten hazin bir keyif alacak. Ateşli randevu: Söz konusu şehir St. Petersburg ise romantizmi dolu dolu yaşayacağınız yer de elbette ki bir bale gösterisi olur. Muhteşem Hermitage Tiyatrosu’nun 150 koltuklu “minik” salonunda, dünyaca ünlü Kirov Balesi’ne 50 dolara bilet bulabilirsiniz. En güzel öpücük: Hermitage Müzesi’nin Louvre ile boy ölçüşecek koleksiyonu manzarasına karşı hayatınızın en “artistik” öpücüğünü yaşayacağınızdan kuşkunuz olmasın! Kalbe giden yol: Her ne kadar mutfak Rusların en büyük kozlarından biri sayılmasa da, eski bir saray olan Senat Bar’ın lüks atmosferinde borç çorbası bile bir başka lezzetli gelecek. Havyardan bahsetmek bile istemiyoruz! Aşk yuvası: Tarihi meydanda bulunan şehrin en eski oteli Grand Hotel Europe, kendinizi Çar/Çariçe gibi hissedebileceğiniz bir mekân. YOLCULUK ZAMANI Beyaz Geceler için yaz, ‘kırmızı geceler’ içinse kış ayları. Style 35 TREND Yazı: Melike Yıldırım KEDİLERİN İSTİLASI! Leopar, belki de moda tarihinin en eski deseni. Çünkü insanoğlunun şıklık için değil, üzerini örtme ihtiyacı hissederek giydiği hayvan derisinden yapılma kıyafetlerden beri zorunlu olarak var. Bugün neredeyse kült mertebesine erişen leopar deseni son dönemde yeniden gündemde. Görünen o ki kedilerin istilası bir süre daha devam edecek. 36 Style Style 37 Y alnızca tasarımcıların, trendsetter’ların, ünlü isimlerin değil son birkaç sezondur tarzı ne olursa olsun bir şekilde tüm kadınların gardırobunda kendine yer buluyor “vahşi hayat”... Sadece kıyafette de değil, takıdan çantaya, şapkadan iç çamaşırına farklı alternatifleriyle vahşi hayvan baskıları, tribal desenler tarzımızı altüst ettiler bile. İçlerinde bir tanesi var ki sezon modası ne olursa olsun ayrıcalıklı yerini koruyor; modası hiç geçmiyor. Modanın tahtını ne olursa olsun kaptırmayan klasiği leopardan söz ediyoruz. Yırtıcı mı, vahşi mi, kadınsı mı, frapan mı bir türlü karar veremediğimiz leopar desenler, bu kış da akıllarda hiçbir karmaşaya yer bırakmayacak kadar moda. Aslında bu trend son birkaç sezondur etkilerini hissettiğimiz safari temalı kıyafetlerin, vahşi hayvan desenli elbise ve aksesuarların vardığı son nokta. Koleksiyonlarında leopar desenine yer veren modaevleri saymakla bitmiyor. Balmain, Dolce&Gabbana, DKNY, House of Holland, See by Chloe, Roberto Cavalli, Michael Kors bu markaların başında geliyor. 38 Style Rihanna LEOPAR DENİNCE AKLA… Banu Alkan n Unutulmaz dizi Evli ve Çocuklu’nun seksi karakteri All Bundy’nun karısı Peg Bundy’nin neredeyse tüm kıyafetleri. n Süper babaanne Tina Turner’ın seksi leopar kıyafetleri. n Şuh ve kadınsı bir imaj yarattığı konusunda herkesin hemfikir olduğu leopar deseni denince akla gelen bir önemli isim de Marilyn Monroe. Monroe, leopar deseninin seksi bir imaj kazanmasında büyük rol oynadı. n Leopar deseni denince akla gelen ilk tasarımcı olan, leopar deseninden Coca-Cola şişesi bile tasarlayan Roberto Cavalli. n Ahu Tuğba, Suzan Avcı ve elbette ki Banu Alkan. n Tıpkı jean gibi leoparı da tarzının bir parçası yaparak modanın klasiklerinden biri haline getiren, bir anlamda imajını yükselten ikon Kate Moss. n Aksesuar ve iç çamaşırı seçimleri de dahil leopar desenini tarzının bir parçası haline getiren Rihanna. Fergie Marilyn Monroe Tina Turner Kate Moss Style 39 NASIL KULLANALIM? Leopar modası, taşıması, stile adapte edilmesi zor bir tarz. Leopar desenini tarzınızda kullanırken şık olmak ile bayağı görünmek arasında çok ince bir çizgi var. Bu yüzden bir seferde tek parça leopar desenli kıyafet giymeye özen gösterin. Üzerinizdeki diğer parçaları yalın tutmakta fayda var. Bu deseni nötr renklerle (siyah, beyaz, bej, haki) eşleştirmeye dikkat edin. Kış mevsimi için leopar desenli şallara bir alternatif de yün ya da sahte kürkten yapılan etoller olabilir. Leopar deseni kumaşlar genelde orijinaline sadık kalınarak kahverengi, bej olarak kullanılsa da farklı renklerle tasar- 40 Style lanan yapay leopar desenleri de var. Alışveriş yaparken leopar desenindeki renklerin yumuşak renkler olmasına dikkat edin. Kilolu iseniz ayrıntılarda veya minik desenlerde, zayıf iseniz daha büyük alanlarda kullanabilirsiniz. Sezonun trendi leoparı cool ve pratik bir şekilde tarzınıza dahil etmek istiyorsanız bolca aksesuar kullanabilirsiniz. Kemer, saat, ayakkabı, cüzdan gibi detaylar leoparı desenini abartıdan kurtarırken tarzınızı da hareketlendirecektir. Sadece bu parçalar mı… Aklınıza gelebilecek her detay vahşi desenlerle göz alıcı hale getiriliyor bu sezon; babet, toka, çanta, bileklik, taç, küpe, saç bandı, fular hatta cep telefonu kılıfı… CESUR BİR TERCİH Stilettolardan parmak arası terliklere, bilek hizası botlardan spora ayakkabılara neredeyse her modelde leoparla karşılaşmak mümkün. Saint Laurent, Louboutin, Gianvito Rossi, Tory Bruch, Givenchy, Fendi, Miu Miu, Gucci, Jimmy Choo, Isabel Marant gibi birçok ünlü markayı etkisine alan leopar desenini cesur bir biçimde tarzınıza dahil etmek istiyorsanız ayakkabı iyi bir seçim. LEOPAR HAKİMİYETİ Leopar desenleri bu kış kısa, bol mantolarda ağırlığını fazlasıyla hissettiriyor. Stiliniz ne olursa olsun leopar desenli bir parka, bir kaban, bir trençkot, bir manto ile tüm dikkatleri üzerinize çekmeyi başaracaksınız. KURTARICI PARÇA Leoparın belki de en sık tercih edildiği parça çanta. Sezonun trendi sırt çantaların bile leopar desenli onlarca alternatifi mevcut. Yapay kürk detaylı modeller, zincir saplılar, clutch’lar, minik cüzdanlar, sırt çantaları, klasik modeller… Leopar belki de en cool çanta modellerinde kendini gösteriyor. AKSESUARLAR Kolye, bileklik, saç bandı, fular, atkı, eldiven, taç, küpe, saat hepsinde leopar ayrıntılarıyla karşılaşmak mümkün. Aksesuarlar leopar desenini kullanmakta zorluk çekenler için de ideal bir tercih. Style 41 ASTROLOJİ Şans ve bolluk getiren iyimser Jüpiter, değneğiyle bizi dizginleyen Satürn, değişimin sembolü Plüton, ateşli Mars, radikal fikirlerin babası Uranüs… Zodyak’ın gezegenleri bu yıl da çok çalışacak ve hayatımızı değiştirecekler. Peki neler olacak; şans, para, aşk kimlerin kapısını çalacak? Tüm merak edilenleri Rezan Kiraz bizler için yorumladı. Rezan Kiraz’dan yorumları 42 Style Style 43 KOÇ BURCU BOĞA BURCU İKİZLER BURCU (21 Mart - 20 Nisan) (21 Nisan - 20 Mayıs) (21 Mayıs - 21 Haziran) Ateş grubunun ilk burcusun. Sevgide heyecanlı, atılgan, çabuk seven ve çabucak da soğuyan birisin. Ancak bu yıl yaşantında bazı değişiklikler olacak; tabii kişiliğinde de. Sabırlı olmasını öğreneceksin. Yine ani çıkışlar yapacaksın ama havailik azalacak, özellikle yılın ilk yarısında. İlginç ve heyecan dolu ilişkilerin, maceraların olacak ve aşkta başarılı olacaksın. Disiplin yıldızı olgunlaşmanı da sağlayacak. İsteklerinde kararlı olacak ve sebat etmesini bileceksin. Kısacası büyük bir aşkla sevip bağlanabilir hatta evliliğe de gidebilirsin. Yalnız hayalleri bir kenara bırakır, gerçekleri görürsen ilişkini sürdürebilirsin. Sosyal yaşamında değer kaybına uğrayabilirsin veya yaşam standardını düşürebilirsin. Tüm bu sorunlar için dikkatini açarak olası tehlikeleri bertaraf edebilmelisin. Eğer o müthiş zekanı kullanacak olursan her durumda kazançlı çıkabilirsin. Özellikle burcun ortalarında doğanlar için hayallere kavuşmak hiç de zor olmayacak. Düşlenen gerçekleşecek ve yaratım güçleri sanatsal faaliyetleri artacak. Bu arada evli olanların eşleriyle daha uyumlu olabilecekleri anlaşılıyor. Geçen yıl senin için bir hayli yorucu geçti. Dayanıklı, güçlü, yakınmaktan hoşlanmayan biri olduğun için de ses çıkartmadan sabırla bekledin. Şimdi sana haz verecek şeyleri beklemen oldukça doğal karşılanmalı. Geçen yıldan süregelen bazı etkiler var fakat buna karşılık pek çok şey de değişime uğrayacak. Bu yıl yaşamdan daha çok zevk almayı isteyebilir, isteklerine kavuşmayı dileyebilirsin. Sevgiye en çok değer veren ve olmazsa olmaz diyen burçlardan birisin. Dolayısıyla bu konu yaşamında çok büyük yer alıyor. Burcun ilk dekanında doğanlar sevgide ilginç olaylar yaşayacaklar. Sosyal yaşamın iyice canlanacak, yeni kişilerle karşılaşacak, seviyorsan daha çok bağlanacaksın. Kalbin boşsa çok çekici biriyle karşılaşabilir ve ona aniden aşık olabilirsin. Bu aşk, yine kısa sürede evlilikle sonuçlanabilir. Evliysen ve eşinle aranda soğukluk varsa biraz dikkatli olman gerekecek. Evliliğini korumalısın. Aksi halde aranızdaki soğukluk artabilir, ayrılma veya boşanma kararı alabilirsin. Bu yıl sana güzel şeyler getirecek. Yalnız, bir yıl önceki koşulların birden silinip ortadan kalkacağını sanıyorsan yanılmaktasın. Bazı yıldızların burç değiştirmesi seni yoran ve hatta sinirlerini yıpratan etkilerden kurtaracaktır. Yaşamın daha huzurlu ve daha anlamlı olabilir. Geçen yıllarda sevgide bazı sorunlar oldu. Evli olanlar bile zaman zaman hayal kırıklıkları yaşadılar. Bu yıl bu durum çok daha ılımlı olabilir. Özellikle yılın ilk yarısında yaşamın daha keyifli hale gelecektir. Kalbin boşsa kafa dengi birisiyle karşılaşabilir, sevebilir ve bir süre sonra da evlilik yapmak isteyebilirsin. Sevdiğin biri varsa ilişkin bir hayli canlı olacaktır. Bu durumda evlilik kaçınılmaz gibi görünüyor. Eğer evliysen eşinle arandaki bazı fikir ayrılıkları ortadan kalkacak. Yine bu yıl sosyal yaşamın canlanacak, çevreni genişletecek ve dikkatleri üzerine çekeceksin. Ayrıca çocuk konusu ön plana çıkabilir. Çocukların varsa onların problemlerini halledebileceksin. 44 Style YENGEÇ BURCU ASLAN BURCU BAŞAK BURCU (22 Haziran - 22 Temmuz) (23 Temmuz - 23 Ağustos) (24 Ağustos - 23 Eylül) Yuvaya, aileye bağlı birisin ve sevgiye büyük değer veriyorsun. Ayrıca geçmişe bağlı olduğun, yenilikleri ve değişimleri hemen kabullenmediğin de biliniyor. Çekingen ve geleneksel olduğun için de sevgide çekingen bir tutumun var. Tanımadığın kişilere yaklaşımlarında tedirginlik duyarsın ancak bu yıl yıldızların durumu seni bazı sürprizlerin beklediğini gösteriyor. Hesapta olmayan ani bir aşk, her şeyi unutmana neden olabilir. Belki de bu aşkı ani bir kararla evliliğe bile taşımak isteyebileceksin. Yine değişim yıldızının etkisiyle, çok çekici ve ilginç birinin etkisinde kalarak yaşam tarzının değişebileceği de kabildir. Yılın ikinci yarısında oldukça başarılı olabilirsin. Sevdiğin ya da sevebileceğin kişilerin yönetimine girme, evlenme, ev, yer hatta şehir bile değiştirme ihtimalin var. Anlaşılacağı gibi bu yıl sürprizlerle dolu olabilir. Bu yıl eski bağlar, ilişkiler kopabilir, çevrenden uzaklaşabilirsin. Aslında böyle bir kararı alman senin için çok zor; ancak güçlü bir aşk, bütün bunların hepsini gölgede bırakabilir. Evliysen eşinle arandaki fikir farklılıkları aranıza soğukluk getirebilir. Duygularını gizlemeden açıkça konuşmalısınız. Gelirini arttırmak, maddi güvene kavuşmak, daha iyi bir çevreye sahip olmak veya yaşam tarzını değiştirmek istiyorsan bu yıl senin yılın sayılabilir, çünkü bütün bunları hatta daha fazlasını yapabilme kudretine sahip olabileceksin. Mantığını kullanarak fırsatları değerlendirmeye çalışmalısın. Bu yıl dişi Aslanlar son derece çekici olacaklar. Kalbin boşsa bu dönemde aşık olduğunu zannedebilirsin. Fazla beğenmeyi aşk sanmak gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilirsin. O nedenle kalbinin götürdüğü yere giderken aklını da yanına almayı unutma. Evli olanların eşleriyle ilgilenmeleri ve huzurlarını korumaları gerekiyor. Hem dişi hem erkek Aslan çevrelerinin dikkatini üzerlerine çekmeye bayılırlar. Bu belki de son derece masum bir hazdır ama işi ileri götürmek; bazı kişilerin fazla yaklaşmasını sağlayabilir ki bu da evliliklerde depremlere yol açabilir. Sevdiklerinin kafasında kuşku yaratacak hareketlerden sakınmalısın. Bazılarınız hem güzel bir yuvaya ve çocuğa kavuşacaklar; mutluluğunuz daim olsun. Geçen zamanda bir hayli problemler yaşadın. Yeni yıla girerken bundan kurtulmayı umman çok doğal. Bu isteğine de kavuşabilirsin. Burcun ilk on gününde doğanlar için bazı sorunlar çıkacaktır. Plüton’un etkisiyle planların hayata geçemeyebilir. Sen de değişen durumlara ayak uydurmasını bilmelisin. Sen göstermesen de neşeli, cana yakın, dost canlısı birisin ama diğer insanlar seni soğuk, kuru mantık sahibi, katı bir eleştirmen olarak algılıyor. İlk anda uyandırdığın bu etkiyi aştıktan sonra insanlar seni vazgeçilmez bulabilirler. Seni beğenen, seven bir hayli dostun olacaktır. Fakat sevgi konusunda biraz çekingensin; bu çekingenlikten sıyrılman gerekiyor. Belki de yılın ikinci yarısından sonra karşına ideallerindeki gibi biri çıkabilir. İşte o zaman büyük bir kararla evliliğe gidebilirsin. Evliysen iletişim kurarken sözlerine dikkat etmelisin. Farkına varmadan eleştirmen, kınaman eşini üzecek, mutluluğunu zedeleyecektir. İstediğin zaman dilinden bal damlayabiliyor. Böyle olmaya çalış ve eşinle dost olarak her şeyi paylaşmaya çalış. Aranızdaki kırgınlık ve yanlış anlaşılma ortadan kalkacak. Style 45 TERAZİ BURCU AKREP BURCU YAY BURCU (24 Eylül - 23 Ekim) (24 Ekim - 22 Kasım) (23 Kasım - 21 Aralık) Geçen yıllarda hayattan zevk almadığını bile düşünmüş olmalısın. Fakat bundan böyle pek çok şey istediğin gibi şekillenecek. Sıkıcı sorunlarından kurtulacağın gibi yaşam sana zevk vermeye başlayacak. İsteklerine kavuşmak konusunda kendini şanslı hissedeceksin; en azından yılın ilk yarısında. Senin için sevgi daima en ön sırada geldi. Yılın ilk altı ayında beğendiğin kişiyi kendine bağlaman son derece kolay olacaktır. Bekarsan, karşına gerçekten cazip olan ve senin sevebileceğin biri çıkabilir. Yeni bir aşkın ilk temelleri atılacak. Bu sevgiyi evliliğe götürmek bile isteyebilirsin. Hayatını değiştirecek önemli kararların olacak. Sorumlulukların artacak ve zaman zaman bu sorumluluğu taşımakta zorlanacaksın. Ayrıca olgunlaşma ve düşüncelerin değişimi yüzünden evli Teraziler eşlerini eskisi gibi sevip, beğenmedikleri duygusunda olabilirler. Böyle durumlar boşanmalara yol açabilir. Öte yandan ayrılmış olan Teraziler ani kararlar vererek yeniden evlenebilirler. Bir süredir özel bir amaca erişebilmek için uğraşıyorsun. Bu yıl bu amacına ulaşabilirsin. Toplum hayatında istediğin değişiklikleri yapabilir, seni üzmekte olan sorunları ortadan kaldırabilirsin. Yaşamına ani bir kararla yeni bir yön verebilirsin. Geçmişini tam anlamıyla geride bırakarak geleceğe yönelebilir ve yepyeni bir yaşam kurabilirsin. Daha güvenli bir yaşam istiyorsan ve duygularınla ilgili hayallerin varsa bu yıl seni mutlu edebilir. Geçen yıl bir hayli bocaladın, duyguların sana rahat vermedi. İç alemini etkileyen yıldızlar seni daha da duygusallaştıracaktır. Kuşku ve kıskançlık daha da yoğunlaşmaktadır. O nedenle analizci kafandan faydalanmalı, olayları iyice incelemelisin. Gerçekleri görmen aşkta mutlu olmanı sağlayacaktır. Geçen yıllardaki tecrübeler seni olgunlaştırdı; artık aynı hatalara düşmemelisin. Sevgi konusunda çok dikkatli ol; sana hiç yakışmayacak birine aşık olduğunu zannedebilirsin. Hatta evlilik gibi ciddi bir karar almakta ısrar bile edebilirsin. Sonra pişman olursun ama geç kalmış bir pişmanlık olur bu. O nedenle daha iyi düşünmeli, yoğun duygulara kapılmadan kararını vermelisin. Bu yıl burcuna geçmiş olan Satürn’ün etkisiyle sevgi konusunda zorlanabilirsin. Yaklaşık iki buçuk yıl boyunca sorumlulukların artacak ve sabırlı, sebatlı olmayı, disipline girmeyi deneyebilirsin. Gelecek endişelerin, zaman zaman korku, kuşku ve güven arayışların sürebilir. Engellerle karşılaşabilirsin. Doğru zamanlama yaparak ciddi çalışmalar içinde olursan geleceğini garanti altına alabileceksin. Bekar Yaylar, 28 yaş civarında olanlar bu yıl içinde ilişkilerini ciddi boyutlara taşıyabilir, evlilik yolunda ilk adımları atabilirler. Dış dünyanın gürültülerinden uzakta, sıcak bir yuva kurmak arzusu içinde olacaksın. Çevrende olanlar duygularının dengelenmesine yardım edecekler. 2015, uyum ve sevgi yılı olabilir; sevgiliyle olan bağlarınız sağlamlaşacak. Bekarlar sağa sola koşuşturup çapkınlık yapmaktan vazgeçecekler. Duygusal açıdan rahatlık ve huzur arayışı artacak. Birliktelik yaşayan Yay burçlarının hayatında bir dizi yenilik yapması zorunlu hale gelecek. Yeni bir çocuk evlilik yaşam şeklinin değişmesi gibi. Anlaşılan aşk konusu önemli bir yer tutacak yaşantında. 46 Style OĞLAK BURCU KOVA BURCU BALIK BURCU (22 Aralık - 20 Ocak) (21 Ocak - 19 Şubat) (20 Şubat - 20 Mart) İstediklerini bilen, sabırlı, sebatlı, kuşkucu, hırslı ama isteklerine ağır ağır ilerleyen birisin. Detaylara olan düşkünlüğün ve en ağır konuları bile sıkılmadan işlemen başarının gtemelini oluşturuyor. Kim ve ne olduğunu biliyor, iki ayağının üstünde dengede durabiliyor ve çoğu zaman da kendine yetebiliyorsun. Bu nedenle de evlilik senin için biraz daha geç gündeme geliyor. Çünkü, önce yaşamda kendine iyi bir yer sağlamak istiyorsun. Sonrasında da üstün vasıflı, sana uygun bir eş arayışına giriyorsun. Bu yıl Oğlaklara sevgi konusunda başarı gözüküyor. Eskisi kadar içine kapanmayacak, duygularını rahatça ifade edebileceksin. Ciddi beraberlikler kurman mümkün. Evli Oğlaklar eşleriyle ortak amaçlarını, mutluluklarını perçinleyecek. Zaman zaman kırıcı davranışlarla karşılaşabilirsin. Kafanı kullanmalı ve eleştirilere izin vermemelisin. Jüpiter, Başak burcuna geçtiğinde evinde daha fazla bolluk ve huzur ve neşe olacağını göreceksin. Yeniliklerden hoşlanan, farklı alanlara ilgi duyan, sıradışı ve oldukça havai bir tipsin. Bekarsan bu yıl çok ilginç durumlarla karşılaşabilirsin. Kısa süreli maceralar görülmekte. 2015’i yönetici planetinizin olumlu etkisi altında yılı geçireceksiniz. Sürpriz gelişmeler yaşayabilir, yeni ilişkiler kurabilir ve ani kararlar alabilirsiniz. Bu yıl Satürn’ün olumlu yönlendirmesiyle ciddi konularla ilgilenmek durumundasınız. Geçmişten getirdiğiniz tecrübeleriniz geleceğinize ışık tutacaktır. Yaşlı ve tecrübe sahibi kişilerle iletişimleriniz artacaktır. Yaz aylarında önemli kararlar alacaksanız çok daha fazla düşünmelisiniz. Jüpiter’in zıt burcunuzda kalacağı süre ki bu yılın ilk yarısıdır, dikkatli olun, hiçbir konuyu abartmayın. Aşırı iyimserlik size zarar vermemeli. İçine kapalı, derin duygulara sahip, romantik ve hayal gücü yüksek, isteklerini belli etmeyen birisin. Bu yıl her zamankinden farklı bir şeyler yaşamak istiyorsan hayli ilginç bir yıl geçireceksin. Fazla duygulu, kah iyimser, kah karamsarsın. Çift karakterli olman sevgide mutluluğu bulma konusunda seni zorluyor. Bekarsan bu yıl hoş maceralara atılabilirsin. Yine çok sevmen ve bağlanman da mümkün. Ama diğer yandan git gide huzursuzlaşabilirsin de. Evlenmeyi düşünüyorsan biraz sabırlı olmalısın. Yanılgıya düşebilirsin. Evliysen de bu yıl çok dikkatli olmalısın. Çünkü kişiliğindeki değişiklik, çekiciliğinin artması ve etrafında dönen cazip kimseler, evlilik yaşamını alt üst edebilir. Eş ya da sevgiliyle açık konuşman ve aile büyüklerinin fikirlerini alman, öğütlerini dinlemen yerinde olacaktır. Style 47 ÇOCUK SEYAHAT Yazı: Melike Yıldırım 48 Style ÇOCUKLARA İLHAM VEREN SEYAHATLER Çocuğunuzun hayatına tümüyle istediğiniz gibi yön veremeyebilirsiniz, ama bu hayatı daha kaliteli, daha eğlenceli, daha zengin yaşamasına katkıda bulunabilirsiniz. Elinizdeki sihirli değnek ise kesinlikle seyahat! Siz siz olun, çocuğunuzun seyahat dünyasını bildik, rutin “tatil”lerle sınırlamayın, biraz daha büyük adımlar atın. Sömestr tatili de başlamak üzereyken seyahatin zenginleştiren dünyası size de çocuğunuza da ilham kaynağı olacak. Style 49 ÇOCUKLARLA MÜZE KEYFİ: LONDRA Ç ift katlı otobüsleri, sevimli taksileri, kırmızı telefon kulübeleri, at üstünde gezinen polisleri, şehrin göbeğindeki kraliyet sarayı, komik şapkalı nöbetçileri, bin bir çeşit müzeleri, bisikletli faytonları, kent çiftlikleriyle Londra, çocuklu bir seyahat için gereken tüm dekorlara sahip. Bilim Müzesi: Bilimle ilgili aklınıza gelen ve gelmeyen her şey! İlgi alanınız ister uzay olsun, ister yerin altı. Bu müze, 50 Style minik beyinlerin merak edeceği her konuya değinmeyi amaç edinmiş, kimi zaman anlatarak, kimi zaman uygulatarak çocukları saatlerce oyalamayı başaran bir mekân. Doğa Tarihi Müzesi: Dinozorlar, sürüngenler, balıklar... Vahşi hayvanlar, kuşlar, memeliler... Değerli taşlar, bitkiler, ekoloji... Dünyamıza ve doğaya ait ne var ne yoksa hepsini burada görmek ve öğrenmek mümkün. 1828 yılında dünyanın ilk bilimsel hayvanat bahçesi olarak açılan merkez, o tarihten beri her yaştan insanı büyülemeye devam ediyor. Madame Tussauds: Ünlülerden ünlü seçin! Bu müzede her birinin mumyadan yapılmış heykelini en ince detayına kadar inceleyin. Ripley’s Believe it or Not Museum: Dünyanın en küçük arabasından Swarovski taşlarıyla süslenmiş Mini Cooper’a, çift başlı inekten beyaz timsaha, pirinç tanesinin üzerine yapılmış “Son Yemek” tablosundan ressam ata... Şaşkınlıktan ağzınızı açık bırakacak birçok sürpriz bu müzede sizi bekliyor. Pollock Oyuncak Müzesi: Kağıt tiyatrolar, oyuncaklar ve oyunlarla dolu müzede düşlerinizdeki oyuncaklara rastlayabilirsiniz. Eski tip oyuncak ayılardan Sooty ve Sweep’e, Kızıl Ordu askerlerinden balmumu bebeklere uzanan bir çeşitliliğe sahip müzenin altı küçük odası tam bir oyuncak cenneti. Kent çiftlikleri: Bir Londra gezisinin olmazsa olmazlarından biri de kent çiftlikleri. Keçiler, koyunlar, atlar… Bir keçinin sütünü de sağmak ya da midilli üstünde minik bir gezinti yapmak çocuğunuz için unutulmaz bir deneyim olacak. Style 51 Sanat ve doğa iç içe: PARİS P aris’i her daim aşkın şehri olarak biliriz. Dar sokakları, minik kafeleri, büyülü ışıklarıyla burası romantizmin en önemli duraklarından biridir. Peki çocuklar için ne sunar bu büyülü şehir? Paris çocukları unutmaz; parkları, bahçeleri, müzeleri, oyun alanlarıyla burası ideal bir çocuk kentidir aynı zamanda. Eyfel Kulesi’nde heyecan: Eyfel, yalnızca büyükleri heyecanlandırmıyor, metrelerce yükseklikteki bu dev çelik yapı, 52 Style çocukların da en çok görmek istediği yapılardan biri. Yanıp sönen ışıkları, büyüleyici ışık şovlarıyla Eyfel çocuklu bir Paris gezisinin olmazsa olmazı. Harikalar diyarı: Eğlenceli bir Paris için diğer bir durak da 1800’li yılların ortasında kurulmuş olan Jardin D’acclimantation. Mini kanal ve tren seyahatinin, macera parklarının ve çiftlik hayvanlarının olduğu bu harikalar diyarından etkilenmeyecek çocuk yok desek yanlış olmaz. Olmazsa olmaz: Çocuklar için farklı atölyelere, etkinliklere ev sahipliği yapan müzelerin başında dünyaca ünlü Louvre Müzesi geliyor. Müzenin medarıiftiharı olan, dünyanın en tanınmış tablosu Mona Lisa ile çocuklarınızı mutlaka tanıştırın. Asteriks’in izinde: Paris’in 30 km. kuzeyinde bulunan Parc Asterix, Fransa’nın en iyi eğlence parklarından biri. Farklı seviyelerdeki sürat trenleriyle 7’den 70’e hemen herkesin yolunu düşürdüğü dev park beş ana bölüme ayrılıyor. Parkta Asteriks ile birlikte dünyanın farklı coğrafyalarında maceradan maceraya koşabilirsiniz. Parkı diğerlerinden ayıran en önemli özellikse sahne şovları. www.parcasterix.fr Style 53 “JAMBO”: AFRİKA! G öz alabildiğine uzanan bozkırlarda güneşin doğuşunu seyretmek, mis gibi çayır kokusunu içinize çekmek, hiçbir ışığın olmadığı bulutsuz gecelerde binlerce yıldızla baş başa uyumak, çitaların av sahnelerine tanıklık etmek, 50-100 bireylik fil ailelerini görüntülemek, hayvanlar arasındaki hiyerarşiye ve uyuma hayran olmak, sonsuzluk ve özgürlüğü en derinden hissetmek... Bugüne 54 Style kadar Afrika hakkında onlarca belgesel izlemiş olmanızın önemi yok, çünkü hiçbir şey sizi gerçeği kadar etkileyemez. Altı tonluk bir filin salınarak safari aracınızın yanından, elinizi uzatsanız ona dokunabileceğiniz bir mesafeden geçtiğini bir düşünsenize. Afrika kesinlikle size ve çocuğunuza ömür boyu unutamayacağınız bir macera vaat ediyor. SAFARİ KEYFİ Önerimiz, safarinin anavatanı Kenya, özellikle de büyük göç zamanı. “Jambo…” yani “merhaba” bu eşsiz coğrafyada yerlilerden duyacağınız ilk kelime! Alışılagelmişin ötesinde bir tatil düşleyenler; 2015 yılında Kenya’ya kendi dilinde bir “merhaba” demek için şimdiden hazırlıklara başlayın. Mottosu “city in the sun” (güneşin içindeki şehir) olan Nairobi; Afrika’nın tüm güzelliklerini modern bir şehir içinde soluyabilme şansı sunuyor. Dünyanın en önemli doğal parklarından Nairobi Ulusal Parkı, şehir merkezinin yalnızca 7 km. güneyinde yer alıyor. Nairobi’de; tüm günü doğal park ve rezervlerde safari turlarına çıkıp, vahşi hayatı gözlemleyerek geçirebilmek, akşam saatlerinde ise Nairobi mutfağı eşliğinde konforlu bir tatilin rahatlığını yaşamak mümkün. Gergedanlar, Afrika bufaloları, babunlar, zebralar, çitalar, geyikler, ceylanlar, hipopotamlar, leoparlar, aslanlar, impalalar, zürafalar sizi bekliyor. Çocuğunuz için hayatı boyunca unutamayacağı bir tatil olacak, sizin için de bambaşka bir hayatı deneyimleme fırsatı. Style 55 ÇOCUKLARIN MASAL ÂLEMİ: DISNEY WORLD Ç ocuğunuzla baş başa, adrenalin ve heyecanın iç içe geçtiği, unutulmaz bir macera yaşamaya ne dersiniz? Her yaştan çocuğun “bir gün mutlaka dediği” masal diyarı Orlando Disney World, gündelik hayatın rutinleri arasında sıkışmış çocuğunuzu masal kahramanlarıyla tanıştırmak, binbir çeşit animasyonlar, oyunlarla hayal gücünü geliştirmek, çocuğun kent yaşamı içinde mahrum kaldığı doğayla birkaç gün iç içe olmasını sağlamak, hem eğlenip hem öğrenerek yeni dünyalara kapı aralamasına vesile olmak için ideal bir yer. 56 Style WALT DISNEY KAHRAMANLARININ DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ Mickey Mouse’tan Pamuk Prenses ve yedi cücelere, unutulmaz masal ve çizgi film kahramanlarıyla dolu bir efsaneye hoş geldiniz: Orlando Disney World. İki su parkı, altı golf sahası, bir spor kompleksi, çok sayıda alışveriş merkezi, onlarca otel, restoran ve eğlence merkeziyle kocaman bir eğlence dünyası sunan Orlando Disney World, hem dünyadaki en büyük özel park hem de Disney’in merkezi konumunda. Yapımı 400 milyon ABD Dolarına mal olan Orlando Disney World, her yıl yaklaşık 15 milyon turisti ağırlıyor. Magic Kingdom, Epcot, Animal Kingdom ve Disney MGM Stüdyoları, burada bulunan dört önemli eğlence parkı. Magic Kingdom’da havai fişek gösterileri yapan Disney kahramanlarının geçit törenini mutlaka izleyin. İki bölümden oluşan Epcot, geleceğe adanmış bir eğlence parkı; burada farklı ülkeleri anlatan 14 pavyon bulunuyor. Disney’s Animal Kingdom, tropik orman gezintisi, safari, geçit törenleri, havai fişek gösterileriyle bir hayvan krallığına götürecek sizi. Universal Stüdyoları, filmlerin kamera arkasını merak eden çocuklar için unutulmaz bir deneyim olacak. Orlando Disney World’ün eğlenceleri bu kadarla da sınırlı değil; korku tünelleri, araba yarışları, film gösterileri, uçan halı, animasyonlar, havai fişek gösterileri, bol adrenalin ile şölen niteliğindeki bu muhteşem rüya âleminde tüm masal kahramanları ile bir araya gelerek çocuğunuzla birlikte unutulmayacak bir deneyim yaşayabilirsiniz. floridadisneyland.com Style 57 ‹KON Yazı: Berna Yılmaz MODANIN trendsetter’ları “Tiffany’de Kahvaltı” ile Audrey Hepburn, “Annie Hall” ile Diane Keaton, “Grease” ile John Travolta, “Ve Tanrı Kadını Yarattı” ile Brigitte Bardot, “Pulp Fiction” ile Uma Thurman, “Bonnie ve Clyde” ile Faye Dunaway… Sinema tarihi, modaya ilham veren filmlerin, aktör ve aktrislerin geçit töreni gibi. İşte o geçit töreninin öne başlıca ilham perileri… 58 Style Style 59 H angimizin siyah beyaz fotoğrafları arasında “Grease” müzikalinden etkilenip düzeltilmiş briyantinli saçlar, favoriler yok? Veyahut “Serseri Âşıklar” filmini izleyenler arasında saçlarını kestirmeye kalkışanımız olmadı mı? “Love Story” bize upuzun örgü atkıları, bereleri, kalın düz kaşları ve makyajsız yüzleri miras bıraktı. 1979 tarihli bir Woody Allen filmi olan “Manhattan”daki Diane Keaton’ın maskülen stilinden ilk görüşte etkilenen kadınlar, sokakları bir anda erkeksi pantolon, gömlek ve kravatlara bürünmüş bir şekilde doldurmuşlardı. “Doors” filmi rock ve hippie tarzını yeniden canlandırdı. “Thelma ve Louise” filmini izledikten sonra fular ve gözlüklerimizi taktığımız gibi otomobile atlayıp uzak yerlere gitmek istemiştik. “Baba” filmi de verilebilecek en iyi örneklerden; jilet gibi koyu renk takım elbiselerin hâlâ revaçta olduğunu biliyoruz. “It Happened One Night” filminde Clark Gable’ın gömleğinin içine atlet giymediğini gösteren sahne o yıl Amerika’da atlet satışlarının yarı yarıya düşmesine neden olmuştu. “Paris’te Son Tango”da kadınlar permalı saçlarla tanıştı. Payetler de o yıllarda parladı. “Strange Days”da Juliette Lewis’in üzerindeki o siyah payetli elbise payetleri hayatımıza soktu. 2001 tarihli “Moulin Rouge” filmindeki can can dansı yapan Nicole Kidman’ı gören her kadın, soluğu, korseler ve file çoraplar bulabileceği dükkânlarda almıştı. 20’lerin uçuş uçuş, pastel renkli kıyafetlerinden gözümüzü alamadığımız “The Great Gatsby”, Oscar ödüllü kostüm tasarımlarıyla “Marie Antoinette” ve fütüristik bir şaheser olan “A Clockwork Orange”… Sinema tarihi, modaya ilham veren filmlerin de geçit töreni gibi... 60 Style SİNEMANIN TRENDSTTER’LARI Brigitte Bardot, Catherine Deneuve, Humphrey Bogart, Marcello Mastroianni, Katherine Hepburn… Brigitte Bardot, dönemin vahşi, yaramaz kızıydı. Uzun bermudaları, dağınık saçları ön plana çıkardı. Catherine Deneuve alev alev yanan buzdu! Soğuk bir görüntüsü vardı ama kadın olduğu iliklerine kadar belli oluyordu. Humphrey Bogart, ise erkeklere trençkotu sevdirdi. AUDREY HEPBURN “Breakfast at Tiffany’s”ten aklımızda kalan siyah elbiseli gülümseyen Audrey Hepburn hiç kuşkusuz mucizenin vücut bulmuş hali. Pembeye, gülmenin en iyi kalori yakıcı olduğuna, mutlu kadınların en güzel kadınlar olduğuna ve mucizelere inanan Audrey Hepburn aynı zamanda siyah küçük elbiselere, siyah eldivenlere ve kocaman güneş gözlüklerine de inanıyordu. Bu film sayesinde yalnızca ‘küçük siyah elbise’ efsanesi doğmakla kalmamış, Hubert Givenchy de efsane bir tasarımcı mertebesine ulaşmıştı. Tabii Tiffany takılar ve inci kolyelere karşı oluşan bağımlılıktan hiç söz etmiyoruz bile. MARILYN MONROE Tüm bu yıldız oyuncular arasında biri vardı ki o hemen her şeyiyle modayı etkiledi: Marilyn Monroe. Bugün efsanesi hâlâ süren; kıyafetleri, aksesuarları, ayakkabıları, imzalı kartpostalları binlerce dolara alıcı bulan efsanevi sarışın, modayı da kendi bildiği gibi değiştirmeyi başardı. Sadece kıyafetleriyle değil, kirpiklerinin gölgelediği kışkırtan bakışları, yanağındaki küçücük beni, alaycı gülüşüyle de bir idol haline geldi. Evet, Marilyn Monroe belki ismiyle anılan bir akım yaratmadı, ama hangimiz dudağımızın üstüne bir ben kondurup onu taklit etmedik ki ya da gülüşüne, yürüyüşüne, bakışlarına imrenip kendimizden bir Marilyn yaratmaya çalışmadık mı? En nihayetinde pop müziğin kraliçesi Madonna bile “Hepimiz nihayetinde Marilyn Monroe olmak için uğraşıyoruz,” dememiş miydi? Style 61 MARCELLO MASTROIANNI’DEN “TEK BAŞINA BİR ADAM”A Sadece İtalyan sineması değil dünya sinemasının da en önemli filmlerinden kabul edilen 1963 yapımı “8 ½” Guido Anselmi rolündeki Marcello Mastroianni’yi stil konusunda ilham alınan film karakterlerinden biri haline getirdi. Aile albümlerinize baktığınızda filmde öne çıkan gözlüklerden bol miktarda göreceksiniz. Günümüzde yeniden popüler olan kalın çerçeveli gözlüklerin en çok yakıştığı aktörlerden birinin Guido Anselmi olduğunu söylemek yanlış olmaz ama yine de modacı Tom Ford’un geçen yıl çektiği “A Single Man”e bakmadan kesin karar vermek yanlış. Çünkü A Single Man’in neredeyse tüm sahneleri moda katalogundan fırlamış gibi olsa da Colin Firth Oscar’a aday gösterilen performansı ve tarzıyla – özellikle de gözlükleriyle- en çok akılda kalan isim oldu. 62 Style AUDREY TAUTOU Fransız ve kadın denince akla gelen ilk isimlerden biri Brigitte Bardot olsa da, 2000’li yıllarda moda dünyasına Fransız yönetmen Jean Pierre Jeunet sayesinde Brigitte Bardot’nun vahşi seksapelinin neredeyse tamamen zıttı olan bir karakter armağan edildi: Amelie Poulain! Uğruna Montmartre’da özel “Amelie turları” düzenlenen oyuncu Audrey Tautou’dan bahsediyoruz. Amelie’nin dağınık kısa kâküllü saç kesiminden, giyim tarzına ve şalını bağlama şekline kadar birçok detay dünya kadınları tarafından kopyalandı. Özellikle 2000’lerin başında ‘it girl’ olmanın ön koşullarından biri bu sempatik Fransız gibi ‘bohochic’ olarak da adlandırılabilecek tarza sahip olmaktan geçiyordu. Style 63 BRIGITTE BARDOT Brigitte Bardot oyunculuğuyla kendinden söz ettiren bir isim olmaktan uzak, ama Fransız kadını denince akla gelen bir imge. Aslında Marilyn Monroe (MM) Amerikan sinemasını kasıp kavurduktan sonra, Avrupa sinemasında Brigitte Bardot (BB) gibi bir alternatif marka yaratılması şaşırtıcı değil. Fransızların –özellikle Simone de Beauvoir gibi entelektüellerin- çoğu zaman tepkisine maruz kalsa da bu marka hep çok güçlü oldu. “Ve Tanrı Kadını Yarattı”dan sonra oyuncu olarak çok da parlak olmayan kimliğine sex kitten sıfatını ekledi BB. Bu filmden sonra gözlerde yoğun makyaj, dağınık sayılabilecek kadar özgür saçlar tüm dünya kadınlarının buluştukları noktaydı. JEAN SEBERG 1960’lı yıllar Amerika ve Sovyetler Birliği arasındaki soğuk savaş üzerinden şekillenir ve anlatılır. Sinema ise Hollywood ve Avrupa sineması arasındaki ‘soğuk savaş’ üzerinden yorumlanabilir. Bu ilginç savaşta 1960’lı yıllar Fransa’daki‘Yeni Dalga’ akımı sayesinde Avrupa sinemasını üstün duruma getirir. Yeni Dalga’nın en önemli yönetmenlerinden Jean Luc Godard’ın oyunculuk anlamında fenomen haline getirdiği Alain Delon, Jean Paul Belmondo gibi isimlerin yanında, sadece oyunculuğuyla değil, kısacık saçları ve zarif tarzıyla da en beğenilen kadın idollerden biri haline gelen, Avrupa sinemasındaki Amerikalı Jean Seberg’den bahsetmemek olmaz. Fırtınalı yaşamı, Carlos Fuentes ile ilişkisi ve intiharıyla da çok konuşulan oyuncu, birçok kadının kuaförden onunki gibi kesilmiş kısacık saçlarla çıkmalarına neden olmuştur. Hatta Teoman’ın bir şarkısında ‘kısacık kestirip saçlarını, içtin ilk sigaranı’ diyerek gönderme yaptığı kişi de Jean Luc Godard’ın Serseri Âşıklar filminde Patricia rolündeki Jean Seberg’den başkası değildir. 64 Style MARLENE DIETRICH Amerika ve Avrupa sinemalarının oyuncu alışverişi Jean Seberg ile başlamamıştır elbette. Amerikan sinemasındaki en tanınmış Avrupalı, bir kadının erkek kılığında da seksi olabileceğini kanıtlayan Alman oyuncu ve şarkıcı Marlene Dietrich’tir. Ağzından düşürmediği sigarası, takım elbisesi ve şapkası ile moda dünyasına erkeksi seksapel konusunda ilham veren MarleneDietrich, Almanya’da kalsaydım Hitler’i yaptıklarından vazgeçirebilirdim, diyecek kadar da kendine güvenen bir femme fatale. HUMPHREY BOGART Küçük siyah elbiseler gibi her gardırobun vazgeçilmez parçalarından trençkot ise ününü 1942 yapımı Casablanca’nın kült karakteri Rick Blaine karakterine, yani Humphrey Bogart’a borçlu. Böylece trençkot ‘militer’ bir sembol olmaktan uzaklaşıp gündelik hayata karıştı. Style 65 SIENNA MILLER Sinema ikonlaşan yıldızlara zaman zaman geri dönüşler yapıyor, 2004 yapımı Alfie’de makyaj ve saçlarıyla neredeyse Brigitte Bardot’nun aynısı olan bir Sienna Miller gördük. Miller’ın filmdeki karakterinin Bardot’nun oynadığı seksi, umursamaz ve biraz nevrotik kadın karakterleriyle benzerlikler göstermesi de şaşırtıcı değil. Ve zincirin son halkası olarak Sienna Miller da Alfie’de yan rollerden birinde olmasına rağmen bu filmden sonra moda çevresinde efsaneleşti, markasını ve takipçilerini yarattı. 66 Style JAMES D EAN Bugün ka dın erkek pek çok insanın ü zerinde g örd deri mon tlar ilk ola üğümüz rak 1928’d Irving Sc e hott tara fı n dan motosikle t kullanır ken giymek iç in tasarla nmış, rock’n ro ll’un gayr i resmi üniforma sı olmuşt u, ancak dünya ça pında tan ın mışlığını James De an’e borç lu. Aslınd Don Vito a Corleone olmadan önce Mar lon Brand o da perfectos uyla belle klere kazınmış akt 24 yaşınd örlerden biri ama a ölen Ja mes Dean ve meşhu r perfect osu daha fazla akıl da kalmış bir imge. Style 67 SÖYLEŞİ Röportaj: Zeynep Rana AYBAR Fotoğraf: FİLMEKS / Aziz ER Mekan: Maltepe Park Cookshop Meltem Miraloğlu 27 yaşında. Naif bir yapısı var. Hatta ürkek bile duruyor diyebilirim. Nedendir bilinmez şefkat duygusu uyandırıyor. İnsanın içinden, sarılıp, sakin ol her şey geçecek diyesi geliyor. Ama bu görünen. Konuşunca cesur ve mücadeleci bir kız ile karşılaşıyorsunuz. Zaten Miraloğlu’nu tanımamız da oldukça sahici ve cesur bir sahne ile olmadı mı? Bu güzel gözlü, güzel bakışlı kız nasıl yollardan geçti, üstünde nelerin izi kaldı , şimdilerde neler yapıyor sorularının cevapları röportajımızda. Farklı Bir Gün“ projemize verdiği desteğe ise yürekten teşekkürler… S eninle ilgili neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Aslında sen kimsin? Çok güzel bir soru. Bu soruyu insan olarak ara sıra kendimize de sormamız gerekiyor. Ben kimim diye… Ben küçüklükten beri oyunculuk yapmak isteyen ve bu konuda ilk adımı okulda tiyatro sahnesine çıkarak atan biriyim. Annem babam Mardin Kızıltepe’de dünyaya gelmiş. Ben Diyarbakır’da doğdum ve 2 yaşından beri İstanbul’da yaşıyorum. Liseyi okuduğum dönemde, oyunculuğa merakımı ve ihtiyacımı farkettim. Oyunculuk benim ruhumun ihtiyacıydı. Arkadaşlarımla konuşuyorduk ve bir 68 Style noktası ile oyuncu olabilmek, başarabilmek bana imkansız geliyordu. Diyarbakır’da sadece iki yaşına kadar mı yaşadın? Evet ama biz gelenek ve göreneklerine bağlı bir aileyiz. İstanbul’da yaşıyor olmamız bir şey değiştirmedi. Köklerin, hayatın daha ağır olduğu ve imkanların kısıtlı yaşandığı bir yere ait. Hayatlarında gelenek ve göreneklerin daha büyük yer kapladığı insanlar daha zor mu hayal kuruyor? Hayır, aslında daha kolay hayal kuruyorlar. Çünkü ben imkansızlıklar yaşarken daha fazla hayal FARKLI BİR GÜN: “MELTEM MİRALOĞLU” “DUYGULARIMI SATARAK PARA KAZANIYORUM!” Style 69 kurabiliyordum. Düne göre kendimi daha özgür hissediyorum ama dün daha büyük hayaller kuruyordum. Ne kadar özgürsün? Bu tartışılır. Bu sorunun cevabı nesiller boyu hep tartışılacak gibi geliyor. Kime göre, neye göre özgürlük… Şu an hedeflerimin sadece birkaçına ulaşabilmiş biri olarak kendimi düne göre biraz daha özgür hissediyorum. Özgürleşmek için ilk adımın ne oldu? Kitap. Kitap okudum. Seni ilk hangi kitap özgürleştirdi? Jack Ensign Addington’ın “% 100 Düşünce Gücü” kitabı. O kitabı okudum, istediklerimi yapacağım dedim ve yaptım. Oyunculuk adına ilk profesyonel adımın ne oldu? 17 yaşında tiyatroda sahne aldım. Kendi paramı kazanmaya başladım. Sonra 1 sene Müjdat Gezen Kültür Merkezi’nde eğitim aldım. Tiyatrolarda hem sahne aldım hem de sahne arkasında çalıştım. Mahsun Kırmızıgül ile tanışman dönüm noktan mı oldu... Ben tiyatro yaparken de televizyonlardan teklif alıyordum. Ama çekiniyordum. Sektör, uzaktan bakınca korkutucu geliyordu. Ailem de ilk başta oyunculuk yapmama sıcak bakmıyordu. Ben mesleğin içine girdikçe, zamanla önyargıları kırıldı. Artık ailemin güvenini kazandım ve rahatım. Annem 15 yaşında erken evlenmiş biri. Hep Yeşilçam oyuncularına bakıp, hevesle izleyen biridir. Bence annemin içinde de oyunculuğa dair bir heves varmış. Hep der zaten, imkanlarımız olsaydı, farklı noktalara gelebilirdim diye. Bana da mesleğin ile ilgili içinde aşk taşırken, ideallerinin peşinden git der. Hayat Devam Ediyor dizisinde çarpıcı bir sahne ile seni tanıdık. Çocuk gelini oynuyordun. Mesela kuzenlerinin çok küçük yaşlarda evlendiğinden bahsettin. Bu sahneyi bu kadar inandırıcı oynadıktan sonra mevzunun esas sahibi çocuk gelinlerden 70 Style nasıl yorumlar aldın? Gerçek bir duygu ile oynadım ve bunu yaşayanlar “Bizim yaşayıp, konuşamadıklarımıza ses oldun.” dediler. Beni izleyenlerden hala benim gerçek bir çocuk gelin olduğumu düşünenler ve bana şefkatle yaklaşanlar var. Yer aldığın projelerde hep dram oynadın. Oynamayı hayal ettiğin bir rol var mı? Mesela komedi oynayabilir misin? Oynarım ve çok da başarılı olurum. Bu sezon komedi teklifleri geldi fakat kabul etmedim. Güçlü kadın, savaşçı kadın rollerini oynayabileceğim projelerde yer almak istiyorum. Şu an neler yapıyorsun? Sosyal sorumluluk projelerine ve kısa filmlere destek veriyorum. Her şeyden önce sosyal sorumluluk projelerinde yer almak beni mutlu ediyor. Özellikle uyuşturucu madde bağımlılığı ile ilgili kısa bir film çekilse seve seve destek vermek isterim. Naif bir yapın var. En çok neden utanırsın? Hatalarımdan. Yanlış yaptığımda utanırım ve kendime çok kızarım. Hayatındaki en büyük şansın nedir? Mesleğim. Mesleğindeki en büyük şansın? “Hayat Devam Ediyor” dizisi. Mahsun Kırmızıgül ile yeniden bir projede birlikte yürümeyi düşünüyor musun? Mahsun Abi’ye her daim kapım açıktır. Mahsun Kırmızıgül’ün bana bugün hangi projesi gelirse gelsin, her daim önceliği vardır. Çünkü üzerimde emeği var. Türkiye’de neredeyse her yönetmenin, her projesinde birlikte çalıştığı kemikleşmiş isimler var. Bu konuda ne düşünüyorsun? Çok değerli isimler var ve bu isimler ile ilgili ahkam kesme hakkını kendimde görmüyorum. Ama yeni isimlere şans vermek, sektörü daha dinamik, enerjik bir noktaya getirecektir. Herkes belli isimleri kayırırsa, ilerleme kaydedemeyiz diye düşünüyorum. Son olarak, burada bulunma nedenimize gelmek istiyorum. Bugün Türkiye Sakatlar Derneği KartalPendik şubesi üyeleri ile birlikte vakit geçirdik. Türkiye’de yaşayan engelliler ve yaşam şartları ile ilgili neler söylemek istersin? Bu konuda özellikle altını çizmek istediklerin nelerdir? Ben bugün engellerin olmadığı çok sağlıklı bir masaya oturdum. Aslında kafamı kaldırıp etrafımdakileri gözlemlediğimde hatta kendimi düşündüğümde daha fazla engel ile karşılaştım. Aslında bugün ben buraya moral olmaya geldim ama onlar bana moral oldular. Hayata tutunuşları ve pozitif bakış açıları beni çok etkiledi. Bugün bizi burada buluşturduğunuz için çok teşekkür ederim. Bugün ben hangi imkanlara sahipsem, bu ülkede engelleri ile yaşamaya çalışan herkes, başka bir kişiye ihtiyaç duymadan hayatına devam edebilmeli. Bunun için çok emek sarf etmeliyiz. Bir oyuncu olarak elimden gelen desteği vermeye çalışıyorum. Herkes bu konuda elinden geldiğince, elini taşın altına koymalı ve duyarlı davranmalı. Style 71 “BİZİ ÖZGÜRLEŞTİRİN!” Türkiye Sakatlar Derneği Pendik – Kartal Şube Başkanı Nur Özgen ve derneğin üç üyesi Cemil Yazarkan, Semra Yazarkan ve Volkan Tercanlı ile bir araya geldik. Masamızın ana konusu engelli olmanın getirdiği sorunlar ve bu sorunların nasıl çözümlenebileceğiydi. “Farklı Bir Gün”de bir kere daha anladık ki en büyük engel, önyargılarımız ve empati yapmak konusundaki kısırlığımız… Onların en çok istediği şey ise; kimseye bağlı olmadan devam ettirebilecekleri bireysel, özgür bir yaşam… Engelli değilsiniz. Engelliler ile ilgili dernek faaliyetlerinde bulunma fikri nereden çıktı? Sıradan bir insanım. Engelli değilim. Dernekçilik ile ilgilli herhangi bir fikrim yokken 26 yıl sınıf öğretmenliği yapmış, 2 üniversite bitirmiş eşimin epilepsi hastalığı nedeniyle, zihinsel engelli duruma gelmesine dayanamadığım noktada, bir şeyler yapmam gerektiğini düşünerek bu işlerin içine girdim. Eşime bir şeyler yapabilmek adına girdiğim yolda, diğer engelliler için de ne yapabilirim noktasında Türkiye Sakatlar Derneği PendikKartal Şube Başkanlığını sürdürüyorum. Derneğinizi kaç üyesi var ve ne tarz faaliyetler içerisindesiniz? Derneğimizin toplam 170 üyesi var. Resim, tiyatro, folklor, halk oyunları, işaret dili Braille alfabesi konularında faaliyetler gösteren sınıflar oluşturduk. Kendi bütçemiz ve imkanlarımız dahilinde çalışmalarımıza devam etmeye çalışıyoruz. Türkiye’de her engel grubuna ait farklı sorunlardan bahsedebiliriz. Ancak fark gözetmeksizin konuş72 Style mamız gerekirse; Türkiye’de engelliler adına ilk atılması gereken adımın ne olduğunu düşünüyorsunuz? Nur Özgen: Sağlam insan kendine hiçbir şey olmayacak gözü ile bakıyor. En büyük sıkıntılardan biri bu. Ben bunu söylediğimde karşı taraf sağlıklıyken bunu anlayamıyor. Kısacası empati yapma ile ilgili bir sorun var. Özellikle zihinsel engelliler ile ilgili ciddi adımlar atılması gerektiğini düşünüyorum. Engel ayrımı yapmak hiç doğru değil ancak zihinsel engelli, hayatı boyunca birine bağımlı olarak yaşamak durumunda ve zihinsel engelli bir insanın ailesi ondan önce ölüm korkusu yaşıyor. Bu durumda en büyük eksikliğin bakım evleri olduğunu düşünüyorum. Zihinsel engellilerin özellikle anneleri çok zor durumda. Bu annelerin yükünü hafifletebiliriz. Psikolojik destek sağlayabiliriz. Ben tekrar dünyaya gelsem yine eşimle evlenirdim. Ama ben eşimden önce ölürsem, onu bırakabileceğim bir bakım evi olmalı. Bu durumu yaşayan çok fazla insan var. Semra Yazarkan: Eğitim en önemli şey. Mesela engellilerin de binebileceği otobüsler yapıldı ama şöfor, engellinin o otobüse nasıl bineceğini bilmiyor. Ciddi düşme riskleri yaşıyoruz. Konulan engelli otobüsleri saat başı geçiyor. Yani bir engellinin otobüsü kaçırması, 1 saat karda, yağmurda, güneşte gelecek diğer otobüsü beklemesi anlamına geliyor. Bir bedensel engelli olarak kaldırımlarla boğuşuyorum. Sokağa çıkamıyorum. Bizi biraz daha özgürleştirin lütfen. Cemil Yazarkan: Gözlerim görmediği için hangi otobüsün geldiğini anlayabilmek adına etrafımdakilerden yardım almak zorunda kalıyorum. Ben avukatım ve adliyeye gitmekte zorlanıyorum. Yani tek başına yolculuk edemiyorum. 5 Temmuz 2005’te 5378 sayılı yasa çıkarıldı. Bu yasa bir türlü yürürlüğe giremedi. Kamu kurum ve kuruluşları kendilerini bu yasaya uygun hale getirmediler. Örneğin; şehir içinde ulaşım araçları engellilere uygun hale getirilmediği için yasanın yürürlük süresi 2015 yılı sonuna kadar ertelendi. 2015 yılı sonunda bir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum çünkü hali hazırda hala eski üç basamaklı otobüsler kullanılıyor. Bazen beyaz masayı arayarak, görme engelli olduğumu ve otobüsün durakta durmadığını anlatıyorum. Bana „otobüsün rengi neydi“ gibi bir soru ile dönüyorlar. Bilinç ve eğitim ile ilgili başka bir şey anlatmama gerek var mı? Volkan Tercanlı: Engelliler olarak sıkıntıyı özellikle iş hayatında çekiyoruz. İşe girmeye çalıştığımız zaman reddediliyoruz. İstihdam en büyük sıkıntımız. Ben çalışmak istiyorum. Style 73 TREND RAPORU Yazı: Melike Yıldırım 74 Style KAYAK KEYFİ BAŞLADI, ŞİMDİ ALIŞVERİŞ ZAMANI Keyfin, hızın, özgürlüğün, adrenalinin, muhteşem manzaraların iç içe geçtiği kayak, kış mevsiminin en gözde sporu. Kayak keyfinin tam zamanı gelmişken kayak modasında neler oluyor bir bakalım istedik... Style 75 K ışı doyasıya yaşadığımız şu günlerde kayak sporunu sevenler yavaş yavaş dağlara akın etmeye başladı. Özellikle sömestr tatiline doğru kayak merkezlerinde adım atacak yer bulamayacağız gibi görünüyor. Modayı takip edenler kayak kıyafetlerini seçerken de tutkularından vazgeçmiyor ve moda olanı giymeye özen gösteriyorlar. İşin içine bir de ‘lüks’ girince kayak merkezleri her kış adeta podyuma dönüyor. Üstelik sadece kadın kayakçılar değil, erkekler de kayak modasının sıkı takipçileri arasında. İşte 2015 kışında dağlarda karşınıza çıkacak kayak modası... EN ÖNEMLİ TREND: ŞIKLIK VE FONKSİYON BİR ARADA Son yıllarda kayak modasını belirleyen en önemli trend şıklık ile fonksiyonu buluşturmak. Ancak elbette şehir modasındaki eğilimler, pistlere de yansıyor. Bu sezon kayak kıyafetlerinde de retro hava estiren modeller, ekose ve grafik desenleri çok popüler. Kış boyu sokak modasında gördüğümüz leopar ve kürk detayları bu yıl kayak modasına da damga vuracak. Renkli ve parlak kumaşlar da sıkça karşımıza çıkıyor. Kayak kıyafetlerinde kadınlar için “slim cut” yani 76 Style dar kesim pantolonlar, erkekler için de Loose, Athletic ya da Regular kesim gibi farklı seçenekler var. Sırt çantası, kar maskeleri, gözlükler ve kasklar gibi aksesuarlarda da grafik desenler ve özellikle beyaz renk ön plana çıkıyor. Erkekler rahatlığı ön planda tutup renk konusunda beyaz, kırmızı, lacivert gibi klasik renklere yöneliyor. Kadınların ise kayak kıyafeti alırken ilk dikkat ettikleri nokta renk ve desenler. Pistlerde daha çok ayrı ayrı ya da uyumlu renklerde giyilen mont ve pantolonlara rastlanıyor. Tabii güvenliğe bağlı aksesuar ve kıyafet kullanımı da gittikçe önem kazanıyor. Pistler eskisine göre çok daha kalabalık olduğu için güvenlik önlemleri almak şart. Artık sadece bere ile kaymaya demode gözüyle bakılıyor. Avrupa ve Amerika’da özellikle çocuklar artık kasksız piste çıkmıyor. PARLAK KUMAŞLAR, RENKLİ DESENLER Kayakçılar rahatlık, fonksiyonellik ve sıcaklık kadar estetik duruşu da önemsiyorlar. Kayak kıyafetleri teknolojik gelişmeler kadar sezon Style 77 trendlerinden de etkileniyor çünkü. Lüks kayak modası denilince akla gelen markaların başında Bogner, Moncler, Spyder geliyor. Prada, Chanel, Armani, Ralph Lauren gibi dev markalar da uzun yılllardır kayak kıyafeti tasarlıyor. İnce detaylara sahip kayak montları, ekose desenli, jean, kapitone gibi kumaşlar kullanılarak hazırlanan kayak pantolonları, şık kayak aksesuarları, kürk, taş, parlak kumaş detaylı kayak 78 Style kıyafetleriyle kayak modası sezon trendlerinden geri kalmıyor. GİYİNMEYE NEREDEN BAŞLAMALI? İlk olarak kayak pantolonu almanız gerekiyor. Bu sizi hem soğuktan hem de kayak yaparken düşme esnasında koruyacak. İhtiyacınız olan bir diğer malzeme ise kayak montu. Rüzgâra, yağışa ve soğuğa karşı sizi koruyacak olan bu Lüks kayak modası denilince akla gelen markaların başında Bogner, Moncler, Spyder geliyor. Prada, Chanel, Armani, Ralph Lauren gibi dev markalar da uzun yılllardır kayak kıyafeti tasarlıyor. Style 79 montlardan bir tane edinin. İşin püf noktası ise hava koşullarına her daim uymak. İnce ince fakat kat kat giyinmek, kayak yaparken terleme konusunda önlem alabileceğiniz tek çözüm. Marifet sadece sizde değil giydiğiniz kıyafetlerin dokusunda da. Bu yüzden kayak için önerilen kumaşlar gore-tex, teflon, mikrolite ve pertex gibi terletmeyen ama teri dışarıya veren gözenekli kumaşlar. Kat kat giyinmek istemeyenler termal içliklere yönelebilirler. Her spor aktivitesinde olduğu gibi kayak, snowboard gibi kış sporlarında da çok fazla efor sarfedildiği için, terlendiğinde oluşan su buharının dışarı atılması gerekiyor. Ancak kayak kıyafetlerinizin nefes alan kumaşlardan imal edilmiş olması yetmez. Bu yüzden kayak kıyafetinin içine giyilen özel termal içlikler büyük önem taşıyor. Bu içlikler vücudun mevcut ısısını korumaya yardımcı oluyorlar. Kayak alışverişi yaparken alacağınız içlikleri şehirde de çok soğuk günlerde 80 Style giyebilirsiniz. Eğer çok üşüyen bir yapıya sahipseniz yün karışımlı içlikleri, terlemeye müsait bir yapınız varsa “dry” etiketli termal içlikleri deneyin. Olmazsa olmazlardan biri de kar botları. Karlı zeminde yürümekte sıkıntı çekmemek için ve sıcak tutması açısından güzel bir seçenek. Güneşli bir hava için gözlüğünüzü yanınıza almakta yarar var. Ağır hava koşulları için ise goggle (kar gözlüğü) kullanabilirsiniz. Unutulmaması gereken diğer aksesuarları ise kalın çorap, eldiven ve bere olarak sıralayabiliriz. TEKNOLOJİ KAYAK MODASINI YÖNLENDİRİYOR Teknoloji her geçen yıl kayak sporu yapanlara özel ürünler sunmaya başladı. Markalar akıllı ısı değiştiren ürünler üzerinde çalışıyorlar. Hepsi mutlaka su geçirmeyen, ter tutmayan, vücut ısısını sabitleyen malzemelerden yapılıyor. Tabii ki en önemli teknoloji, kumaşların su ve rüzgar geçirmez ama nefes alabilir olması. Kıyafetlere yeni yeni eklenmeye başlayan GPS de kaybolma durumunda kayakçının bulunmasına yarıyor. ALIŞVERİŞİN PÜF NOKTALARI n Kayak kıyafeti alırken kaplamasının ne kadar olduğuna dikkat etmek gerekiyor.1000, 5000, 10000 mm. gibi rakamlarla ifade edilen korumalı kıyafetleri alırken, kumaşların sağlıklı bir sonuç verebilmesi için minimum 5000 mm. suya dayanıklı ve metrekarede 5000 gram havayı geçiriyor olmasına dikkat edin. Rakam yükseldikçe koruma artar. n Kıyafetler suyu genelde dikiş yerlerinden alır. Kapalı dikişle üretilen modeller tercih edilmeli. n Kayak montlarının kol altındaki “melek kanadı” denen fermuarlar kayak yaparken rahat hareket etmenizi sağlar. Bu özelliği olan modelleri seçmekte yarar var. n Alacağınız giysiler çok dar veya çok bol olmamalı. İçinde rahat hissedeceğiniz modeller seçmeye özen gösterin. n Kıyafetlerin içindeki aksesuarlar ufak detaylar gibi görünse de çok önemli. Mont alırken kayak gözlüğü, cep telefonu, mp3 player gibi özel eşyalarınızı taşıyabileceğiniz su geçirmeyen özel cepleri olması rahat etmenizi sağlar. n Normal güneş gözlüklerini kayak sırasında kullanmak kırılıp çizilebilecekleri için risklidir. Yüz yapınıza uygun, UV korumalı “Goggles” adı verilen özel kayak gözlüklerinden edinin. n Günlük çoraplar ısıtma konusunda yeterli değildir. Destekli ve termal özelliği olan çoraplardan edinin. n Eldiven çok önemli; hem şık olmalı hem de hareket kabiliyetinizi sınırlamamalı. n Çocukların kaybolma riskini azaltmak için renkli, fosforlu giysiler ve üzerlerinde reflektörleri olan montlar tercih edin. Style 81 YAKIN PLAN Yazı: Kader Ay S PA; yani Saunus Per Aquam, yani ‘sudan gelen sağlık’, yani ortaçağdan günümüze dek uygulanan su terapileri… Ama tarih biraz daha fazlasını söylüyor. SPA kavramının, Belçika’nın tarihi Romalılar zamanına uzanan SPA isimli kasabasından türediği biliniyor. Ortaçağdan itibaren demir yetersizliğinin yol açtığı hastalıklar doğal demirli su içirilerek tedavi ediliyordu ve bu doğal kaynak suyuna “espa” deniyordu. 16. yüzyıl İngiltere’sinde eski Romalılara özgü banyo tedavisi, Bath gibi şehirlerde yeniden ilgi görmeye başladı. Daha önce Belçika’da, kendisinin “Spaw” diye adlandırdığı bir şehirde bulunan William Slingsby, 1571’de Yorkshire’de doğal demirli su kaynağı keşfetti. Etrafını örerek bir pınar haline getirdiği alan, İngiltere’nin ilk şifalı içme suyu mekânı olarak “Harrogate” ismiyle anılmaya başladı. İlerleyen yıllarda pınarın bulunduğu bu mekân “The English SPAw” (İngiliz SPAw’ı) olarak isimlendirildi. Sonrasında SPA kavramı bir şehir isminden ziyade, 82 Style genel bir tanım olarak kullanılmaya başlandı ve şifalı içme sularına banyo tedavileri de eklendi. Bugün SPA, bitki ve çamur kürlerinden yağlara, mineral banyolarından masaja, egzersizden diyete kadar uzanarak günümüzün önemli bir sağlık ve turizm sektörü haline gelmiş bulunuyor. Her geçen gün daha sofistike, daha lüks, daha huzurlu, daha egzotik, daha geleneksel ya da daha modern alternatifler sunarak beden ve ruh sağlığını, bir başka ifadeyle zihin – beden dengesini korumak isteyen büyük bir kitlenin tüm beklentilerini karşılayacak SPA merkezi sayısı artıyor. Kişileri tercih yapmakta zorlayacak kadar çok alternatif var; hepsi birbirinden iyi, hepsi birbirinden mükemmel. İşte size karar verme ya da kıyas yapma fırsatı tanıyacak, dünyanın dört bir köşesinden ‘best of best’ SPA merkezleri… Ancak yazının akışı içinde yapılan sıralamayı, en iyiden itibaren yapılan bir sıralama olarak düşünmemek gerek, çünkü gerçekten hepsi birbirinden mükemmel. YERYÜZÜNDEKİ CENNETLER... Son derece egzotik, natürel, görkemli ya da modern, bir o kadar da konforlu ve huzurlu ortamlarda, envaiçeşit kür ve masaj uygulamasından egzersiz ve diyete kadar, beden ve ruh sağlığını destekleyecek SPA seçenekleri yarışı içinde ‘ultra’ hizmet anlayışına ulaşan SPA turizmi, artık insanlara bir anlamda yeryüzünde cennet vaat ediyor. Çok daha seçici ve seçkin bir kitleyi, tüm duyulara hitap edecek şekilde dört dörtlük ağırlayan dünyanın en iyi SPA’ları, bu kez bizim sayfalarımıza konuk oldu. Style 83 FOUR SEASON RESORT, TAYLAND B ir Thai tapınağı şeklinde tasarlanan bu lüks SPA resort, egzotik bir deneyim yaşamak isteyenler için ideal. Lanna tarzı, kameriyeyi andıran küçük köşk, Mae Rim Vadisi’nin yeşillikleri içinde, pirinç tarlalarına ve dağlara bakıyor. Her tür masaj, şifalı bitki ve kür uygulamaları dışında, aroma taş terapisi, refleksoloji, Ayurveda, shirodhara (üçüncü göze, yani alnın ortasına yağ dökülerek yapılan uygulama), chi nei tsang (iç organ masajı) ve reiki gibi uygulamalar da bulunuyor. Four Season Resort, SPA uygulamalarında antik Thai ritüellerinde kullanılan, tamamı organik yöresel şifalı bitkiler, baharatlar ve aromatik yağlar kullanılıyor. Resort, kullandığı ürünlerle de ayrıcalıklı. Başlıca ürünleri olan “Ytsara” ve “Elemis” kullanıldığı her masaj ve uygulamada neredeyse kalıcı bir canlılık ve rahatlama duygusu yaratıyor. Tüm Elemis tedavileri ‘hoş geldin dokunuşu’ denen masajıyla başlıyor. Ayağa uygulanan bu sıcak aromatik kompresin, şehir ortamının etkilerini giderip duyulara odaklanmaya yardımcı olduğuna inanılıyor. Antik pirinç ambarlarına uygun olarak tasarlanan geniş bir açık alan salonda yoga yapmak veya yoga dersleri almak mümkün. SPA resortta ayrıca Thai Lanna tarzı bir güzellik salonu da bulunuyor. Burası, SPA keyfini güzellikten ayrı düşünemeyenler için vazgeçilmez bir adres. 84 Style Style 85 BANYAN TREE - PHUKET / BANGKOK A sya SPA merkezlerinin gözde lokasyonu Tayland’da adı anılmadan geçilmeyecek adreslerden biri de Banyan Tree, Phuket ile Banyan Tree, Bangkok. Phuket’te Asya’nın orijinal tropikal bahçelerinden birinde bulunan SPA resort, hindistancevizi bahçeleri ve sarı plajlarla çevrili. Metropol merkezindeki 5 yıldızlı lüks SPA otel Banyan Tree, Bankok ise özellikle Budist rahiplerin antik sutralarına tanıklık eden tapınaklara, yılankavi kanallara ve gece gündüz canlı 86 Style pazarlara tepeden bakan ve kendinizi dünyanın tepesinde hissettiren Vertigo Gril & Moon Bar’ı ile meşhur. Diğer SPA merkezlerinin sunduğu tüm tedavilerin yanı sıra, ana malzemesini limonotu ve salatalığın oluşturduğu kürler, aküpresür masajlar ile geleneksel Thai uygulamaları, Royal Banyan imzası taşıyan ayrıcalıklı seçenekler. Her iki SPA merkezi de hem ruhunuz hem bedeniniz hem de zihniniz için dört dörtlük bir yenilenme vaat ediyor. Style 87 88 Style SONEVA GILI BY SIX SENSES SPA, MALDİVLER H uzur ve konforun bin bir çehreye büründüğü bir başka egzotik ortam… Maldivler’in en büyük lagünlerinden birinde, SPA merkezi ve villa tarzı süitleri suyun içinde olan bu resort, müthiş okyanus manzarasının yanı sıra üst düzey uluslararası standartlarda konfor ve SPA seçenekleri sunuyor. SPA mönülerinin başını ‘the touch of body’, ‘the touch of beauty’ ve ‘the touch of wellbeing’ uygulamaları, yani beden, güzellik ve zindelik için uygulanan tedaviler çekiyor. Aynı zamanda misafirlerini meditasyon, yoga, reiki ve abhyangam gibi uygulamalarla desteklenen, detoks, ayurveda, Asya, zindelik ve denge yolculuğu dedikleri ayrı ayrı spiritüel serüvenlere çıkarıyorlar. SPA keyfi, yalnızca bedensel rahatlamayı değil, ruhsal ve zihinsel bir arınmayı da beraberinde getiriyor. Style 89 MANDARIN ORIENTAL, PRAG, ÇEK CUMHURİYETİ 1 4. yüzyılda inşa edilen, eski bir Rönesans şapelinde hizmet veren bu SPA resort, sadece mekân ve sunulan hizmet açısından değil, bulunduğu çevre itibariyle SPA tatillerinden romantizm de bekleyenlere özel bir seçenek. Paket olarak sunulan pek çok vücut, yüz, ayak, bacak tedavi ve masaj uygulamaları arasında, resort’un tescilli masajları ‘time rituals’ her bir müşterinin kişisel ihtiyacına göre, kişiye doğal dengesini yeniden kazandırmayı hedefliyor. Arınmışlık ve ahenk duygusunu deneyimlemek isteyenler için ‘oriental harmony’ tepeden tırnağa ideal bir uygulama. Bu resort’ta, alışveriş meraklılarını baştan çıkaracak, hem resort’un kendi ürünlerini hem de aromaterapik ürünlerin bulunabileceği çok hoş bir SPA butik bulunuyor. Bu alışveriş ile SPA keyfi kendi banyonuzda da sürecek. 90 Style Style 91 92 Style THE SPA VILLAGE / MALEZYA M alay, Çin, Hint, Tayland, Japon ve Bali geleneklerinin bir otelde, üstelik bir SPA otelinde bir araya geldiğini düşünün… Malezya’da, özel bir adada bulunan Spa Village Pangkor Laut, lüks ve egzotik bir atmosferde naturopatik tedavi yöntemleriyle geleneksel tıp uygulamalarını bütünleştirerek kişiye özel tedaviler sunan bir otel. YTL SPA Village kompleksinin en çok tercih edilen bu otelinde yeryüzündeki cenneti keşfedeceksiniz. Burada iyileşme ve arınma yalnızca fizyolojik bir değişim olarak değerlendirilmiyor, aynı zamanda gündelik hayatın tam içinde, yaşam kültürünün de bir parçası olarak görülüyor. SPA ritüelleri özel uzmanlar eşliğinde hazırlanıyor: Rahatlatıcı banyolar, bitmeyen masajlar, yalnızca vücudunuzu değil ruhunuzu da dinlendiren terapiler… Uzakdoğu’da yer bulan tüm kültürlerin SPA geleneklerinin sunulduğu villalarda farklı masaj teknikleri, detoks, banyo odaları, ayurvedik tedavileri bulunuyor. www.spavillage.com Style 93 AJANDA TÜM ETKİNLİKLER ELİNİZİN ALTINDA Manolis Anastasakos ilk kez Hush Gallery’de HUSH Galeri, Yunan Sanatçı Manolis Anastasakos’un “Personhood II” isimli solo sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı işlerinde Yunanistan’ın IMF ve AB denetimi altında kaldığı 2010 yılı dönemine ve medyanın kışkırtmaları ile sağlanan gerilimli “isyan” atmosferine ayna tutuyor. Bu ortamın insan davranışları, içsel düşünceler ve duygulardaki yansımalarını belgeliyor. Açlık korkusu ve ekonomik gerilemeden kaynaklı toplumdaki sosyal huzursuzlukların yansımalarına odaklanan “Personhood II” adlı sergi 10 Ocak – 9 Mart 2015 tarihleri arasında pazar ve pazartesi hariç her gün 11.00-18.00 saatleri arasında Yeldeğirmeni’nde konumlanan Hush’da gezilebilir. “Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz” İSTANBUL Modern, “Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi” ile eleştirel ve dışavurumcu üslubuyla yarım yüzyıldır Türkiye sanat sahnesinde kendisine özel ve ayrıcalıklı bir yer edinen Mehmet Güleryüz’ün 1960’lı yıllardan 2010’lu yıllara uzanan kariyerinin dökümünü sunuyor. İstanbul Modern’in 8 Ocak – 28 Haziran 2015 tarihleri arasında Süreli Sergiler Salonu’nda yer alacak yeni retrospektifinde, 150’ye yakın yapıt ve multimedya sunumuyla 200’e yakın desen bir araya geliyor. 94 Style İstanbul’da Kedi GÜNDÜZ Vassaf’ın, dünyamıza kedi gözüyle de bakan, ince bir mizahla kaleme aldığı İstanbul’da Kedi kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Vassaf, kitabında mitolojilerde ve dinlerde kedilerin başından geçenleri aktarırken hem insan türünün değerlerini sorguluyor hem de Türkiye’nin yakın geleceğinin çılgın projelerinde “İstanbul’da Kedi”nin akıl almaz dönüşümünü anlatıyor. İstanbul’da Kedi, metne eşlik eden görsellerle, şaşırtıcı, oyuncu, evcil, kutsal, yaban, tuhaf, tılsımlı kedi türünün şiir-romanı... Öyleyse şimdi, bütün kediler bıyık altından gülebilir! Flamenko efsanesi İş Sanat’ta 40 yıldan uzun bir zamana yayılan kariyeriyle bugün en büyük Flamenko gitaristlerinden ve bestecilerinden biri olarak kabul edilen Paco Peña, Flâmenko’nun gerçek ruhunu yaşattığı çığır açan gösterileriyle tüm dünyada izleyenlerin hayranlığını kazanıyor. Dünyaca ünlü gitarist, yeni projesi Flamencura ile ilk kez 12 Şubat’ta İş Sanat’ta! Capri Adası hakkında her şey ÖZEL bir İtalyan vakfı olan Fondazione Capri, Mart 2014’ten bu yana Bermuda, Bakü, Johannesburg ve Mexico City’de gerçekleştirdiği Capri Trend adlı gezici fotoğraf sergisini SALT’ın ev sahipliğinde İstanbul’a getiriyor. Capri Adası’nın sahip olduğu değerleri dünyanın farklı yerlerinde sunmayı amaçlayan sergideki fotoğraflar, Olivo Barbieri, Maurizio Galimberti, Francesco Jodice, Irene Kung ve Ferdinando Scianna’nin objektifinden Capri ruhunu yansıtarak bu benzersiz coğrafyanın görkemine tanıklık ediyor. Küratör Denis Curti’nin seçkisi olan sergi 20 Ocak’a dek Salt Beyoğlu Forum’da! “Hayatın Dengesi” Kafamda Bir Tuhaflık HALKI dengeli tuz tüketimi konusunda bilinçlendirmeyi görev bilen Estuz’un başlattığı ve 3 binin üzerinde başvurunun olduğu Hayatın Dengesi Fotoğraf Yarışması sonuçlandı. “Hayatın Dengesi” ana temalı yarışmada birincilik ödülünü Bursa’dan Ali Osman Ak kazanırken, ikincilik ödülüne İstanbul’dan Mühenna Kahveci, üçüncülük ödülüne ise Bursa’dan Bülent Suberk’in fotoğrafı layık görüldü. Yarışmada ayrıca 1 mansiyon ödülü verildi. Mansiyon Ödülü de Şanlıurfa’dan Bünyamin Çadırcı’nın oldu. ORHAN Pamuk’un üzerinde altı yıl çalıştığı yeni romanı “Kafamda Bir Tuhaflık”, bozacı Mevlut ile üç yıl aşk mektupları yazdığı sevgilisinin İstanbul’daki hayatlarını hikâye ediyor. Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişirler? Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını, kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor. “Sessizliğin Bakışı” ilk kez !f İstanbul’da 14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali için geri sayım başladı. Festivalde gala yapacak filmlerden biri yılın en iyileri arasında gösterilen Joshua Oppenheimer filmi “The Look of Silence/Sessizliğin Bakışı”. “The Act of Killing/Öldürme Eylemi”nin devamı niteliğinde olan belgesel, Endonezya’da yaşanan katliamı bu kez mağdurların ağzından anlatıyor ve yılın en sarsıcı filmlerinden birine dönüşüyor. Festival 12-22 Şubat’ta İstanbul’da, 26 Şubat-1 Mart tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilecek. Style 95
© Copyright 2024 Paperzz