DENİZ TİCARETİ Ağustos 2014 | Yıl 22 | Sayı 267 Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı DİR Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar Tartışıldı Çağatay: ‘’Yelken Sporuna Beklenen Desteği Alamıyoruz’’ Vatandaş mı yatandaş mı?... Martılarla çevrelenmiş balıkçı gemisi limana dönerken MDTO’nın Aylık Yayın Organı Ağustos 2014 Yıl: 22 Sayı: 267 MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar. İÇİNDEKİLER 5 Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı 8 Denizcilik Sektörü Önerilerini Başbakan Erdoğan’a İletti 10-11 MDTO’dan Haberler 13-16 Kısa Kent Haberleri 18-22 Denizcilik Haberleri 24-25 Hatıra Kent Mersin 26-28 Hazine Taşınmazlarının Tersane Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Mevzuat Değişiklikleri 31 Deniz Feneri 32-33 Denizcilik Gündeminden Kısa Kısa 34 Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı 38-41 Farklı Tip ve Boyutta Gemilerin Seçiminin Bulanık Mantık Yöntemiyle İncelenmesi 43-45 Liman Ekonomileri, Limanlar Yönetmeliği ve Hukuki Çerçevesi 46-48 Çağatay: “Yelken Sporuna Beklenen Desteği Alamıyoruz” 50 İstatistik Vatandaşlık önemlidir!.. Önemli olduğu kadar da sorumluluk gerektirir. Vatandaş sorumluluğunu yerine getirmezse o ülkede işler iyi gitmez... Nedir vatandaşın sorumluluğu? Vatandaş yasalara uymak zorundadır! Vatandaş bayrağına saygı duymak zorundadır! Vatandaş vergisini düzenli ve eksiksiz vermek zorundadır!(ki ülkenin refah düzeyi artsın.) Vatandaş seçimlerde oy kullanmak zorundadır! (18 yaş üstü için söylüyorum) Vatandaş çevresini korumak zorundadır!. Velhasıl, vatandaşın görevi saymakla bitmez. Vatandaş tam görevini yapmıyorsa vatandaşlık bilinci oluşmamış demektir. Böyle insanların yaşadığı ülkede de sıkıntılar bir türlü bitmek bilmez! “Peki vatandaşın sorumluluğu var da devletin yok mu?” diye soracak olursanız, yanıt, “olmaz olur mu hiç” olacaktır. Devlet vatandaş arasında ayırım yapmaz! Her bireyin özgürlüğü eşittir! Devlet vatandaşın çocuklarının eğitiminden sorumludur! Ve de vatandaşın can ve mal güvenliğini korumakla yükümlüdür.! Bunun yanında vatandaşı için gerekli sağlık yatırımlarını yapmak zorundadır! Vatandaşın devlete, devletin vatandaşa karşı sorumluluğu saymakla bitmez aslında... Vatandaş olmazsa devlet de olmaz! Ancak gel gör ki; Benim ülkemde yurdum insanının hatırı sayılır bir çoğunluğu vatandaşlık bilincinden uzaktır. Bunun da zaman zaman sıkıntısı yaşanmaz değil. Bunlar yalnızca konuşur ve bol bol eleştirir! Tıpkı, iş üretmeyen insanın laf ürettiği gibi. Sonuçta ortaya karışık bir tablo çıkar. 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Vatandaşlık görevini yerine getirenlerin oranı yüzde 74, görevini yerine getirmeyenlerin oranı ise yüzde 26.. Yani her dört vatandaştan biri görevini yerine getirmemiş. 14 milyon vatandaş, onlara yatandaş da diyebiliriz sandığa gitmemiş! 12 yıl içinde yapılan seçimlerde sandığa gitme oranı en düşük olan seçim olmuş. Yani vatandaşın sayısı artacağına yatandaşın sayısı artmış! Gel işin içinden çık çıkabilirsen. Sonrasında ne mi olmuş! Eskilerin çocukları avuttuğu gibi, “şeytan almış götürmüş!” Bu ülke bize Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük armağanı ve emaneti. Tıpkı vatandaşlık hakları gibi! Onun bu emanetlerine sahip çıkmak da vatandaşlık görevleri içinde en kutsalı. Vatandaş olabilene ne mutlu. Saygıyla Yatandaş olana ise sözüm yok!... Ali ADALIOĞLU Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLU Genel Koordinatör: Ali ADALIOĞLU Yayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİ Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı Basım Yeri: Alev Dikici Basım & Ambalaj Ltd. Şti Tel : 0322 435 13 13 Fax : 0 322 436 34 81 Adres: Döşeme Mahallesi Cumhuriyet Cad. No:133 01130 Adana Basım Tarihi: Ağustos 2014 Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 45 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0324 327 70 00 (pbx) Faks: 0324 329 52 30 E-posta: mersindto@mdto.org mdtodergi@mdto.org www.mdto.org.tr MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı 30 Ağustos Zaferi’nin 92. yıldönümü Mersin’de düzenlenen törenle coşkuyla kutlandı. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, “Bir büyük zaferi büyük bir coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Mersin’de 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla sabah saat 9.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. Mersin Valisi Güzeloğlu’nun tören kıtasını selamlamasıyla başlayan törene, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, AKP Mersin Milletvekili Nebi Bozkurt, CHP Mersin Milletvekilleri Aytuğ Atıcı, Vahap Seçer ve İsa Gök, MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, askeri erkan, gaziler, il protokolü ve vatandaşlar katıldı. Törende, Vali Güzeloğlu, Tuğamiral Demirhan ve Başkan Kocamaz’ın Atatürk Anıtı’na çelenk sunmalarının ardından 4 saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde Türk bayrağı göndere çekildi. Daha sonra Cumhuriyet Meydanı’ndaki Kültür Merkezi’ne geçen Vali Güzeloğlu, Tuğamiral Demirhan ve Başkan Kocamaz, Şeref Salonu’nda tebrikleri kabul ettiler. Bayram kutlamasının yer aldığı törenin ikinci bölümünde ise Güzeloğlu, Demirhan ve Kocamaz, törene katılanların ve halkın bayramını kutladılar. Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı’nda görevli İkmal Yüzbaşı İlhan Tabur’un günün anlam ve önemini belirten konuşmasıyla devam eden kutlamalarda, şiirler okundu, Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları Ekibi’nin gösterileri yer aldı. Vatandaşlar, kutlamalara ellerinde Türk bayraklarıyla katılırken, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları, Türkiye Muharip Gaziler Derneği üyeleri ve askeri birliğin resmigeçit töreni ile sona erdi. Törenin ardından meydanda basın mensuplarına açıklama yapan Vali Güzeloğlu, “Tüm yurtta olduğu gibi Mersin’de de bir büyük zaferi büyük bir coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bugünleri bizlere armağan eden, cumhuriyetimizi kuran başka Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunu müjdeleyen bu büyük zaferden, cumhuriyetimizin kuruluşundan 5 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 bugüne Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birlik ve bütünlüğü, milletimizin sarsılmaz birliği uğruna hayatını feda eden tüm şehitlerimizi de milletçe rahmet ve minnetle anıyoruz. Kahraman gazilerimize milletçe şükran ve sağlık dileklerimi iletiyorum. Nice 30 Ağustoslara gelişen ve güçlenen, her geçen gün büyüyen, bölgesinde lider ülke olan Türkiye’nin her anlamda lider ülke olarak ulaşmasını diliyorum” dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi, 26-30 Ağustos Zafer Haftası dolayısıyla çeşitli ilçelerde sportif ve kültürel etkinlikler düzenledi. 30 Ağustos Zaferinin, Türk milleti için çok büyük bir önemi olduğunu ve dünya tarihine geçmiş önemli savaş başarılarından birisi olduğunu kaydeden Başkan Kocamaz, “Bundan 92 yıl önce büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Ordusu, kendisini kuşatan iç ve dış düşmanlara karşı ve yedi düvele karşı büyük bir bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Büyük bedeller ödediğimiz ve binlerce şehit verdiğimiz bu zafer, Türk milleti için büyük bir önem taşımaktadır ve her Türk vatandaşının gururla anlatacağı bir kahramanlık destanıdır. Böylesi bir zafer sevincinin 92. yıldönümünü vatandaşlarımızla coşku içinde kutlamak için, Büyükşehir Belediyesi olarak Zafer Haftası programı düzenledik ve bu etkinliklerimizi her gün 6 değişik bir ilçemizde gerçekleştiriyoruz. Zafer Haftası programımızda sportif mücadelelerin yanı sıra, kültürel ve sanatsal etkinliklerimize de yer vererek, Mersin halkını sevdiği sanatçılarla buluşturuyor, böylece birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştiriyoruz. Bu büyük zaferi kutlarken, bu zaferin mimarı olan başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal eden tüm kahramanlarımızı sevgi, rahmet ve özlemle anıyorum" dedi. Öte yandan aralarında CHP, Atatürkçü Düşünce Derneği ve İP’nin de bulunduğu 15 siyasi parti ve sivil toplum örgütü, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla alternatif bir kutlama gerçekleştirdi. Grup temsilcileri Atatürk Anıtı’na kurumlarının çelenklerini sundu. Burada bir konuşma yapan CHP Mersin İl Başkanı Faruk Mehmet Akar, 30 Ağustos’un bir milletin esaret zincirlerinin kırıldığı ve yüce Türk ulusunun kaderinin değiştiği gün olduğunu belirterek, “Bu genç cumhuriyet, bütün insanına aş, iş vermiş, gelişen dünyanın tüm nimetleriyle insanlarını tanıştırmış, ülkenin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini bir araya getirmiş, vatandaşlık bilinci etrafında insanlarını yaşanabilir bir modern gelecek için birleştirmiştir. İşte bu, büyük Atatürk’ün gerçekleştirdiği büyük idealdi. Teşekkürler Atam. Biz de bize bırakmış olduğun emaneti her türlü zorluk altında koruyacağımıza, onu günün şartları içinde geliştireceğimize söz veriyoruz” diye konuştu. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları gece de devam etti. Zaferin 92. yıldönümü nedeniyle Mersin Valiliği tarafından bir resepsiyon verildi. Düzenlenen resepsiyona Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ve eşi Ayşe Güzeloğlu, ev sahipliği yaptı. (İHA) 7 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 Denizcilik Sektörü Önerilerini Başbakan Erdoğan’a İletti Başbakan Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen VII. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda, denizciler denizcilik sektörünün teşvik politikasında öncelikli sektör olmasını ve yeni kruvaziyer limanlarının faaliyete geçirilmesini istedi. VII. Ticaret ve Sanayi Şurası, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşti. İş dünyasının temsilcilerinin de katıldığı toplantıda Mersin Deniz Ticaret Odası’nı Genel Sekreter Korer Özbenli temsil etti. TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleştirilen VII. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda, ticaret ve sanayinin temsilcileri sorunlarını ve çözüm önerilerini birinci ağızdan hükümetle paylaşma imkanı buldu. Şura’nın açılışında konuşan TOBB Başka- nı M. Rifat Hisarcıklıoğlu iş dünyası olarak huzur ve istikrardan yana olduklarını belirterek, “Ekonomide atılım yapmamızı sağlayan reform ateşi yeniden canlansın” dedi. İcracı ve reformcu anlayışın devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türk özel sektörünün bu anlayış ile büyük başarı hikayeleri yazdığına değindi. Küresel risklerin hem iktisadi hem de coğrafi olarak yeniden artmaya başladığı bir dönemde olunduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Böyle zamanlarda ayakta kalabilmek için kendimize daha sağlam bir zemin hazırlamalıyız” diye konuştu. Şura için oda, borsa ve konseylerin kapsamlı bir çalışma yaptıklarını ifade eden Başkan Hisarcıklıoğlu, özel sektörün mikro ve makro sorunlarının belirlendiğini sonra da çözüm önerilerinin hazırlandığını anlattı. 7 bölge ve 3 büyük ilin ayrı ayrı sunum yaptığı şurada Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi, Ticaret Odaları Konseyi, Sanayi Odaları Konseyi, Ticaret Borsaları Konseyi ile Deniz Ticaret Odaları Konseyi kendilerine ait sorunları ve çözüm önerilerini hükümetle paylaştılar. Şurada sektörler tarafından hazırlanan çözüm listesindeki bazı maddeler şöyle: Deniz Ticaret Odaları Konseyi - Denizcilik, teşvik politikasında öncelikli sektör olmalı. - Yeni kurvaziyer limanlar faaliyete geçirilmeli ve revize edilmeli. Ticaret ve Sanayi Odaları - Tahsilat sorununun çözümü için alacak sigortası işlerlik kazansın. - Sendika iş kolu barajının kalıcı olarak yüzde 1'e indirilmesi önlenmeli. - Çok daha spesifik ve nokta atışı sektörel ve bölgesel teşvikler getirilmeli. Ticaret Odaları Konseyi - Mesleki eğitim sistemi iş dünyasına devredilmeli. - İstihdam üzerindeki yükler azaltılmalı. - İş mahkemeleri sürekli işvereni cezalandırmakta. Burada yeni bir yapılanmaya gidilmeli. Sanayi Odaları Konseyi - Yatırım teşvik sistemi statik değil, dinamik devam etmeli, değişen koşullara göre yenilenmeli. - KOSGEB'in sıfır faizli kredi destekleri yeniden başlatılmalı. Ticaret Borsaları Konseyi - Lisanslı depoculuk yatırımları işletme aşamasında desteklenmeli. - Ürün İhtisas Borsası'nın kurulması hızlandırılmalı. - Canlı hayvan borsalarının kurulması teşvik edilmeli. 8 9 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 MDTO’DAN HABERLER MDTO’DAN HABERLER DİR Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar MDTO’da Tartışıldı Mersin-Tripoli Hattında Yaşanan Güvenlik ve Lojistik Sorunları Silifke’de Tartışıldı Dahilde İşleme Rejimi (DİR) uygulamasına yönelik sorunlar Bakanlık yetkililerinin katıldığı toplantıda tartışıldı. Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen toplantıda Mersin-Taşucu-Tripoli hattında yaşanan sorunlar masaya yatırıldı. Son yıllarda, deniz taşımacılığı yapan gemilerin lojistik maliyetlerinin azaltılabilmesini sağlamak üzere limanda işlem süreleri oldukça kısaldı. Konteyner taşımacılığının yoğunlaşması nedeniyle de özellikle konteyner gemileri limanlarda çok kısıtlı sürelerde kalır hale geldi. Bugün, gemiler başta makine, seyir yardımcıları ve güvenlik ekipmanları olmak üzere gerek planlı bakımlarını gerek küçük çaplı arıza onarımlarını liman periyodu içinde tamamlamak zorundalar. Örneğin, gemideki can salları ve can filikalarının periyodik bakımları yapılarak süreli malzemelerin değişmesi, yenilenmesi, gerekli malzemelere yönelik işlemlerin yetkili servis istasyonunda tamamlanması, arızalanan bir elektrik motorunun sarılması, boşalmış yangın tüpü ya da teneffüs cihazlarının doldurulması, arıza yapan radar cihazının, telsiz cihazının sahilde bulunan servis istasyonunda tamiri ve testi gibi işlemlerin liman periyodunda tamamlanması gerekiyor. Gemilerin arıza ya da bakım işlemlerini liman periyodunda gideremedikleri hallerde kalkışlarına izin verilmiyor ve daha da kötüsü gemi personeli denizde güvenlik riski ile karşı karşıya kalıyor. Bilindiği gibi, halihazırda gemilerin liman periyodunda bu ve benzeri işlemlerin tamamlanmasına yönelik uygulama gümrük mevzuatımızdaki DİR (Dahilde İşleme Rejimi) kapsamında yürütülüyor. DİR kapsamındaki işlemlerin (özellikle sözlü beyan sürecinin) uzun zaman alması ayrıca işlemi yapan tamir bakım firmalarının bu işlemler için bir gümrük müşavirliği firmasına vekalet vererek işlem yaptırması aşırı maliyetler getiriyor. Örneğin 15-20 liraya doldurulan bir yangın tüpü için kimi zaman 100 katına varan masraflar gündeme gelebiliyor. Mersin Deniz Ticaret Odası geçtiğimiz günlerde mevcut DİR uygulaması ile ilgili sorunları TOBB ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na iletti. MDTO’nun yapılan işlemin aslında dahilde işleme rejimi mantığına uygun bir işlem olmadığı, zira yurt içinde bir işleme tabi tutulmadığı, bu nedenle bu işlemlerin DİR uygulaması kapsamından çıkarılması yönünde yazdığı yazıların ardından MDTO yetkilileri 17 Temmuz 2014 tarihinde yapılan “DİR Değerlendirme Kurulu” toplantısına çağırıldı. Ekonomi Bakanlığı’nda gerçekleştirilen ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile TOBB ilgililerinin de katıldığı toplantıda MDTO yetkilileri tarafından mevcut uygulama nedeniyle Mersin Limanı’nda bu tür ihtiyaçların çözümünde sıkıntılar yaşandığı, çoğu geminin bu tür işlemlerini yaptıramayarak hem güvenlik zafiyeti yaşadıkları hem de gemilerin bu ihtiyaçlarını yabancı limanlarda daha kısa sürede ve daha az fiyata yaptırmaları nedeniyle ülkemizin döviz kaybettiği anlatıldı ve uygulamayı kolaylaştıran mevzuat düzenlemesi gerektiği bildirildi. MDTO’nun talebine istinaden Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca Mersin Limanı’na gelen gemilerdeki tamir ve bakım işlemlerindeki gecikmelerin önlenmesi kapsamında yerinde inceleme yapmak üzere 6 Ağustos 2014 tarihinde Mersin’de bir toplantı yapılmasına karar verildi. MDTO’da düzenlenen toplantıya DİR Daire Başkanı Erkan Ertürk, Gümrük ve Ticaret Uzmanı Ali İhsan, Gümrük ve Ticaret Uzman Yardımcısı Emre Eşref Koçak katıldı. Bakanlık ilgililerine konu ile detayların aktarıldığı toplantıda, Mersin’deki Bölge Müdürlüğü’nün ilgili birimlerinin de görüşleri alınarak, bakım, onarım için gemilerden liman dışına çıkarılacak malzemeler için sözlü beyanname düzenlenmesi, global ya da münferit teminat sağlanması ile liman giriş çıkış kapısında Gemi Kontrol Kısım Amirliğine verilecek dilekçe ile (gemi kaptanlığınca düzenlenmiş “Landed Form” ekli) gemiye ait ekipmanın ülkemize giriş-çıkışının hızlı sağlanması yönünde mevzuat düzenlemesi gerektiği benimsendi. Toplantıda görüşülen tereddütlü bir diğer konu ise, Deniz Ticaret Odalarınca veya şirketlerce verilecek teminatın tüm ülkemizde geçerli olması ya da Gümrük Bölge Müdürlükleri nezdinde ayrı ayrı teminat işlemi gerekliliği konusuydu. Olumlu geçen toplantının ardından Bakanlığın, ülkemiz limanlarına gelen yabancı gemilerin işlemlerinin liman periyodunda kısa sürede ve fazla maliyet getirmeden tamamlamasına yönelik yeni bir genelge oluşturması bekleniyor. Tripoli (Trablus) Liman Müdürlüğü’nün talebi üzerine 15 Ağustos 2014 tarihinde Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen toplantıda Taşucu- Tripoli hattında yaşanan güvenlik ve lojistik sorunları tartışıldı. Toplantı Tripoli ve Taşucu Limanları yetkilileri ile UDHB Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Gümrük Muhafaza Bölge Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Silifke Ticaret ve Sanayi Odası, Akgünler, Filo ve Seawise Denizcilik Şirketleri temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya Mersin Deniz Ticaret Odası’nı temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Kpt. Mesut Öztürk katıldı. Toplantının açış konuşmasını yapan Taşucu Liman Başkan Vekili Avni Diniz, bu toplantının Tripoli Liman İdaresi yetkililerinin talebi ve Dışişleri Bakanlığı ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın onayı ile düzenlendiğini söyledi. Tripoli Liman Müdürü Dr. Ahmad Tamer ise amaçlarının iki liman arasındaki ilişkiyi geliştirmek, bu limanlar arasında taşınan yolcuların rahatlığını sağlamak, sorunlara daha hızlı çözüm üretmek ve Taşucu-Tripoli hattının güvenirliğini ve itibarını arttırmak olduğunu ifade etti. Son dönemde bu hatta yapılan taşımaların arttığını ve 2013 yılında 31.000 yolcu ile 7.000 araç taşındığını belirten Tamer, taşımaların artmasıyla birlikte kaçak yolcu sayısında da büyük artış olduğunu kaydetti. Taşınan yolcular arasında 300 sahte pasaportlu yolcu yakalandığını, bunlarının çoğunun Türkiye’den gelen Suriye vatandaşları olduğunu ve Türkiye’ye geri gönderildiklerini belirten Tamer, her iki ülkenin güvenliği açısından yetkililerin bu konuya dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lübnan’dan gelen yolcularda sahtecilik olmayacağı garantisini veren Tamer, kendilerinin bu konuda çok sıkı denetim yaptıklarını söyledi. Tripoli’den gemiye binen yolcuların bazılarının ailelerinin, liman yetkililerini aradıklarını, çocuklarının cihat için Türkiye’ye gitmek üzere gemiye bindiklerini ve çocuklarının seyahatine engel olunmasını istediklerini anlatan Tamer, böyle durumlarda söz konusu yolcuların iade edilmesi konusunda Türkiye tarafında muhatap bulamadıklarını dile getirdi. Konuşmasında yolcuların rahatlığı açısından gemilerin zamanında kalkmasının önemine de değinen Tamer, “Gemiler limandan zamanında kalkar, diğer limana zamanında varır ise yolcular deniz yolculu- ğunu daha fazla tercih edecektir. Hattın ilk açıldığı döneme kıyasla yolcu şikayetleri giderek azalmaktadır” diye konuştu. Toplantıda söz alan Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise Türkiye’ye giriş ve çıkışta Suriye vatandaşlarına gerek Esad rejimi gerekse muhalif yönetim tarafından düzenlenen değişik ebat ve formatta pasaportlar kullanıldığını, bu sıkıntılı duruma ilaveten Lübnan tarafından sahte pasaportlu oldukları gerekçesiyle iade edilenlerin pasaportlarının delindiğini belirtti. Emniyet yetkilileri ellerinde sahte dahi olsa bir pasaport bulunan Suriyelilerin bu işlem sonucunda tamamen pasaportsuz kaldıklarını, bu nedenle pasaportlarının delinmeden gönderilmesinin daha yararlı olacağını ifade etti. Tripoli Limanı’na konteyner kabul edilmediğini bildiren yetkililer, sadece TIR kabul ettiklerini, bu TIR’ların da X-ray cihazından geçirildiğini söyledi. MDTO Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Öztürk de, bu hatta taşınan yük miktarının arttırılması düşünülürken, güvenlik ve lojistik konuları ile birlikte emniyet unsurunun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. “Ülkemizde ve dünyada bu tür taşımaların yapıldığı hatlarda gerek limandaki yükleme-boşaltmalarda, gerekse yükün emniyete alınması hususunda zafiyetler yaşanıyor, sonuçta üzücü kazalar meydana geliyor” diyen Öztürk, bu konuda her iki liman yetkililerine de büyük görevler düştüğüne dikkat çekerek, bundan sonraki toplantının ana temasının emniyet olması gerektiğini belirtti. Toplantının kapanış konuşmasını yapan UDHB Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü yetkilisi N. Hakan Pekşen, toplantıda yapılan konuşmaların bir rapor halinde Bakanlık yetkililerine iletileceği bilgisini verdi. Bundan sonraki toplantının Ankara ya da Tripoli’de yapılabileceğini ve toplantıya Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin katılmasının faydalı olacağını belirten Pekşen, Lübnan Heyeti tarafından talep edilen “Kardeş Gümrük” uygulamasının pek görülen bir uygulama olmadığını, bunun yerine “Kardeş Liman uygulamasının mümkün olabileceğini sözlerine ekledi. 10 11 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 MDTO’DAN HABERLER KISA KENT HABERLERİ Mersin Kent Konseyi’nin Yeni Başkanı Yasmina Lokmanoğlu Oldu Mersin Kent Konseyi’nin yeni dönem Genel Kurulu’nda, başkanlığa Yasmina Lokmanoğlu seçildi. Mersin Kent Konseyi’nin yeni dönem genel kurulu, il genelinden delegelerin katılımıyla Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz’ın da katıldığı toplantıda, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, odalar, dernekler ve çeşitli kurumlardan temsilciler yer aldı. Genel kurulun açılışında bir konuşma yapan Başkan Kocamaz, Türkiye’de ilk kent konseylerinden birinin Tarsus’ta kurulduğunu anımsattı. İlk başta el yordamıyla işi yürüttüklerini belirten Kocamaz, “Ancak süreç ilerledikçe şu sonuca vardık: Bu işin belediyeler tarafından ancak lojistik desteği sağlanmalı, belediyenin dışında bir yönetim tarafından kent konseyi kentin problemlerini masaya yatırmalı, tartışmalı ve çıkan sonucu da hem yerel hem genel yöneticilere aktarmalı. Bizim bu kararı almamızdan çok daha sonra bu iş yasa haline geldi ve kent konseyleri Türkiye genelinde oluşmaya başladı. En çok önemsediğimiz nokta şudur: Belediye meclisleri biraz da siyasi saiklerle belirleniyor. Yani kimin daha fazla çevresi var, kim daha fazla oy getirir, belediyelerde böyle bir anlayış oluşuyor. Oysa kentin dinamikleri, kentte yaşayan insanların görüşleri her şeyden çok daha önemli. Onların kent konseylerinde ortaya koyduğu düşünce, bilgi ve birikimlerini paylaşması belediye meclislerinin de önünü, ufkunu açacak ve kentin geleceğiyle ilgili verilecek kararlarda bir ortak tavır, ortak düşünce, bir konsensüs sağlanacak, yapılan işler daha da doğru olacak” diye konuştu. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, “Kent Konseyi siyasi arenaya dönüştürülmemeli, buradan çıkacak sonuç Mersin’in ortak paydası olmalıdır” dedi. “Yerel yöneticiler kesinlikle kent konseylerinde olmamalı” Kent konseylerinde delegeler dışında dışarıdan da zaman zaman destek alınabileceğini vurgulayan Kocamaz, “Kent konseylerinde yerel yönetimlerin temsilcileri olabilir ama yerel yöneticiler kesinlikle olmamalı. Ben dahil. Zira buradan çıkacak fikir ve düşünceler bize yol göstermeli, bizim dikte ettiğimiz bir konsey olmamalı. O zaman sağlıklı fikirler ortaya çıkmaz. Bizim göremediğimiz konuları hür ve bağımsız olarak buradaki arkadaşlarımız çok daha iyi değerlendirirler, bize de yol gösterirler” ifadelerini kullandı. Mersin’in önünde çok büyük problemler ve çözüm bekleyen konular olduğunu dile getiren Kocamaz, çöp sorunu ile ulaşımın kentin en önemli sorunları arasında olduğunun altını çizdi. Balıkçı barınakları, sahillerin durumu, tarımsal hizmetler, kentin tarihi değerleri, sosyal politikalar gibi birçok konuda daha problem olduğunu da kaydeden Kocamaz, “Kent Konseyi’nde, konseyin çeşitli aktivitelerinin masraflarını karşılamak üzere Büyükşehir Belediyesi’nden bir kişi olacak. Burası siyasi arenaya da dönüştürülmemeli. Geçmişte bunları hep yaşadık. Kesinlikle böyle bir olaya fırsat vermeyeceğiz. Buradan bir ortak fikir, bir tema çıkmalı. Buradan çıkacak sonuç Mersin’in ortak paydası olmalıdır” şeklinde konuştu. Kocamaz’ın konuşmasının ardından Divan Başkanlığı’na Büyükşehir Belediye Başkanvekili Kerim Tufan’ın seçildiği genel kurulda, Ekolojik Yaşam Girişimcileri ve Gönüllüleri Derneği üyesi Yasmina Lokmanoğlu ile Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Başkanı Mustafa Göktaş, Kent Konseyi başkanlığına aday gösterildi. Yapılan oylama sonucunda Göktaş’a verilen 9 oya karşılık 69 delegenin oyunu alan Lokmanoğlu, Mersin Kent Konseyi’nin yeni başkanı oldu. Yeni başkan Lokmanoğlu, “Bu bir takım çalışmasıdır. Umarım hep beraber çalışır ve Mersin için en güzel olan şeyi yaparız” dedi. Genel kurulda daha sonra katip üyeler ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun seçimi yapıldı.(İHA) TÜİK Temmuz Ayı Patent Başvuru Verilerini Açıkladı Türkiye’de Temmuz ayında 274 patent başvurusu, 94 patentin ise tescil işlemi yapıldı. En fazla başvuru ve tescil İstanbul’dan yapıldı. Türk Patent Enstitüsü (TPE) verilerine göre, Türkiye’de Temmuz ayında yapılan patent başvurularının yüzde 46,4’ü İstanbul’dan gerçekleşti. Türkiye’de Temmuz ayında 274 patent başvurusu yapıldı. İstanbul 127 başvuru ile ilk sırada yer alırken, Bursa 32 ile ikinci, Ankara 24 ile üçüncü sırada yer aldı. Temmuz ayında 31 ilden başvuru yapılırken, 50 ilden ise başvuru yapılmadı. Bu yılın Ocak-Temmuz döneminde Türkiye’de 2 bin 513 patent tescil başvurusu yapılırken, 697 patentin ise 12 tescil işlemi gerçekleşti. başvuru.” Temmuz ayında patent başvurusu yapan diğer iller ise şöyle: Temmuz ayında 94 patentin tescil işlemi yapıldı. İstanbul 53 patent tesciliyle ilk sırada, Ankara 9 tescil ile ikinci sırada, Manisa 7 tescil ile üçüncü sırada yer aldı. Tescil yapılan patentlerin illere göre dağılımı ise şöyle: “İstanbul 127, Bursa 32, Ankara 24, Konya 17, İzmir 11, Kocaeli 9, Sakarya 7, Tekirdağ 5, Antalya 4, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Trabzon 3, Aydın, Balıkesir, Çorum, Isparta, Malatya, Manisa, Samsun, Karabük 2, Adana, Adıyaman, Denizli, Hatay, Mersin, Kahramanmaraş, Sivas, Tokat, Uşak, Yozgat birer “İstanbul 53, Ankara 9, Manisa 7, Bursa, Kocaeli 5, İzmir 4, Konya 3, Adana, Antalya, Aydın, Denizli, Eskişehir, Kahramanmaraş, Muğla, Niğde birer tescil.” 13 KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Mersin’in Ulaşım Sorununa Yeni Çözüm: Monorail Sahil Güvenlik Komutanlığı Gücüne Güç Kattı Mersin Büyükşehir Belediyesi, kentin ulaşım ve toplu taşıma sorununu Monorail (Tekray) Sistem ile çözmek için kolları sıvadı. Monorail Sistem’in Mersin’e uygulanabilirliğini tartışmaya açan Büyükşehir Belediyesi, sistemin hayata geçmesi halinde ilk etapta kentin doğu-batı ekseninde 13,1 kilometrelik çift hat üzerinde 18 istasyon kurarak yolcu taşımayı planlanıyor. Tamamen Türk mühendis ve işçilerinin eseri olan yerli yapım arama kurtarma gemisi TCSG Yaşam, Mersin’de hizmete girdi. Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı emrinde hizmete başlayan ve son teknolojiyle inşa edilen TCSG Yaşam gemisi, hızı, yük deplasmanı, helikopter pisti ve 8 gün boyunca denizde kalma kabiliyetiyle her türlü imkana sahip. MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 Monorail Sistem Projesi’nin tanıtımı Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Şehir dışı programı nedeniyle Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın katılmadığı toplantıda, sistemin Mersin’e uygulanabilirliği tartışmaya açıldı. Toplantıya, kamu kurum ve kuruluş yetkilisi ile sivil toplum kuruluşları ve odaların temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Kerim Tufan, seçim çalışmaları sırasında yaptırdıkları anketlerde toplu taşımanın, trafik sorununun hep ilk 3’ün içinde yer aldığını belirterek, bu nedenle toplu taşıma konusunu öncelikle ele aldıklarını söyledi. Toplu taşıma sorununun çözümü için sivil toplum kuruluşları ve ilgili odalarla bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunduklarını dile getiren Tufan, “Monorail Sistemi, Çukurova’nın tamamını etkisi altına alacak ve geleceğini belirleyecek çok önemli bir proje. İlk başta Mersin merkez düşünülse de ikinci etabında Erdemli, Silifke, Tarsus hatta Adana, Antakya gibi geniş bir hinterlandı kapsayan ve bu kadar geniş bir kitleyi içine alan bir proje. Bugüne kadar Mersin’de dolmuşlar, otobüsler alınmış, yeni hatlar verilmiş ama toplu taşıma sorunu bir türlü çözülememiş, aksine daha karmaşık hale getirilmiş. Avrupa’da dolmuş diye bir kavram yokken bizde yüzlerce dolmuş var. Bu, Türkiye’nin genelinde böyle” dedi. “Mersin bu teknolojiye ilk sıralarda kavuşmuş olacak” Monorail Sistem’in çok büyük bir proje olduğunun altını çizen Tufan, büyük projelerin büyük zaman aldığını vurguladı. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin yeni yeni tanımaya başladığı bu teknolojiye Mersin’in ilk sıralarda kavuşmuş olacağını söyleyen Tufan, sistemin son derece güvenli, ekonomik ve çevreci bir proje olduğunun altını çizdi. “Monorail sistemde 100 yıldır hiç kaza yaşanmadı” Toplantıda daha sonra Monorail Sistem’in Türkiye’deki tek yerli firmasının yetkilileri tarafından, Mersin için hazırlanan proje katılımcılara anlatıldı. Ataray Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Alioğlu, yaptığı sunumda, projenin Mersin Tren Garı ile Mezitli-Soli Kavşağı arasında kalan İstiklal Caddesi üzerinden Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na gidecek 13,1 kilometrelik çift hat üzerinde toplam 18 istasyondan oluşan, yolcu taşıma amaçlı Monorail Sistemi’nin kurulmasını içerdiğini söyledi. Kurulacak olan Monorail hattının zeminden yaklaşık 8 metre yükseklikte olacağını, çelik kolon ve çelik kirişlerden oluşacak 3 fazlı 380 volt standart şehir şebekesinden elektrik enerjisi ile besleneceğini bildiren Alioğlu, “Hat üzerinde her biri 5 vagondan oluşan 28 dizin çalışacak. Her bir araçta toplam 50 kişi seyahat edebilecek olup, 5 vagon bağlı olan bir dizi 50 metre uzunluğunda olacak. Hat üzerindeki bir turunu 42 dakikada tamamlayacak sistem, her türlü iklim koşullarından etkilenmeden, hiçbir makinist veya sürücüye gereksinim duymadan yolcu taşıma işlemini günün 24 saatinde gerçekleştirebilecektir. Monorail hattının tamamı çift hat olarak kurulacak. Monorail hattı zeminden yukarıya kurulacağından, hat üzerinde bulunan karayolu ve yolcular etkilenmeyecek. Sistem 8-9 şiddetinde depremlere dayanıklı olacak. Araçları taşıyacak kiriş ve kolonlar korumalı olarak tasarlanıp, güvenlik üst düzeyde olacaktır” ifadelerini kullandı. (İHA) Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı, Akdeniz’de icra ettiği görevleri kapsamında emrine dahil olan arama kurtarma gemisi TCSG Yaşam ile gücüne güç kattı. RMK Marine Tersanesi tarafından tamamen Türk mühendis ve işçiler tarafından inşa edilen TCSG Yaşam gemisinin Mersin’de göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Mersin Limanı 3 no’lu rıhtımda demirli gemide gerçekleştirilen törene, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Fatih Erhan ile protokol üyeleri katıldı. TCSG Yaşam gemisiyle ilgili bilgilendirmenin ardından TCSG Yaşam Komutanı SG Yarbay Oğuz Balbek’in ant içmesi ile başlayan törende konuşan Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Erhan, TCSG Yaşam gemisinin, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nı dünyadaki sahil güvenlik komutanlıkları arasında özel bir seviyeye taşıdığına inandıklarını ve Türk denizcilik gücüne önemli katkılar sağlayan Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemileri Projesi’nin dördüncüsü ve son gemisi olduğunu söyledi. Geminin, Suriye sınırından Muğla sınırına kadar olan yaklaşık bin 200 kilometredeki sorumluluk alanlarında görev icra etmek üzere Mersin’de göreve başladığını ifade eden Albay Erhan, ‘Dosta Güven, Umutla Yaşa’ parolasıyla gemi isimlerinin Dost, Güven, Umut ve Yaşam olarak belirlendiği açıkladı. Erhan, “Sahil Güvenlik arama kurtarma gemilerinden Dost, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı emrinde Samsun’da, Güven, Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı emrinde İstanbul’da, Umut, Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığı emrinde Marmaris’te, Yaşam ise Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı emrinde Mersin’de konuşlanmıştır” dedi. Bu gemilerin başta denizde can ve mal emniyeti olmak üzere düzensiz göç ve kaçakçılıkla mücadele ile yasa dışı su ürünleri avcılığının önlenmesi gibi her türlü asayiş olaylarında imkan ve kabiliyetlerine önemli katkılar sağladığını vurgulayan Erhan, “TCSG Yaşam, milli tersanemizde Türk mühendis ve işçilerinin yoğun çalışmaları ve alın teri ile denizcilik sektörünün son teknoloji yeteneklerine sahip olacak şekilde inşa edilmiştir. Bin 700 ton deplasman hacminde, 90 metre boyunda, 12 metre genişliğinde, 22 deniz mili sürat ya- pabilen, kesintisiz olarak 8 gün boyunca denizde kalarak 3 bin deniz mili yol kat edebilen TCSG Yaşam, arama kurtarma merkezi, helikopter platformu ve harici yangın söndürme sistemleri yanında acil tıbbi müdahale odası ve ekibi, dalgıç personeli gibi denizde hayat kurtarmaya yönelik her türlü imkan ve kabiliyete sahiptir” diye konuştu. TCSG Yaşam Gemisi Hakkında Deniz şartlarından en az şekilde etkilenebilmesi için 1 adet çift kanatlı yalpa sabitleyici sistemiyle donatılan Arama Kurtarma TCSG Yaşam gemisi, deniz suyundan günde 10 ton içme suyu üretebilme kapasitesine sahip. AB-412 Sahil Güvenlik helikopterinin iniş, kalkış ve konuş yapabilme imkan ve kabiliyetinde olan gemide, hava/su üstü arama ve seyir olmak üzere 2 adet radar sistemi bulunuyor. Gemide ayrıca, 1 adet çift namlulu 40 mm otomelara top ve 2 adet 12,7 mm makineli tüfek yer alırken, 2 adet 30 deniz mili sürate ulaşabilen hızlı kurtarma botları ve yangına müdahale amacıyla baş ve kıç tarafında 2 adet su topu mevcut. (İHA) Akdeniz Bölge Komutanlığı’na Tuğamiral Demirhan Atandı Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı’na atanan Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren’in yerine İskenderun Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan atandı. Tuğamiral İmren ve yeni Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Demirhan, görev değişikliği dolayısıyla Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nu ziyaret etti. Güzeloğlu, kabulde yaptığı konuşmada, Tuğamiral Demirhan’a Mersin’deki yeni görevinde başarılar dilerken, Tuğamiral İmren’e de Mersin’de gerçekleştirdiği başarılı hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. Güzeloğlu, “Sayın Amiralimiz zaten Mersin’e yabancı değil, kendisi burada Kurmay Başkanlığı görevini yürütmüştür. O yüzden başarılı hizmetlerini ilimizde devam ettireceğine yürekten inanıyorum” dedi. Tuğamiral Demirhan ise Güzeloğlu ile birlikte çalıştığını ve tekrar Mersin’de kendisiyle birlikte çalışacak olmaktan dolayı onur duyduğunu belirtti. Tuğamiral İmren de Güzeloğlu birlikte Mersin’de görev yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tuğamiral Demirhan ve Tuğamiral İmren, kabulde Valilik Şeref Defteri’ni de imzaladı. (İHA) 14 15 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ MDOB Yeni sezonda Piri Reis ve Şahmeran Eserlerinin Dünya Prömiyerine Ev Sahipliği Yapacak Yeni sanat sezonu hazırlıklarını tamamlayan Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), 2014-2015 Sanat Sezonu’nda Piri Reis ve Şahmeran eserlerinin dünya prömiyerine ev sahipliği yapacak. 2 Ekim’de seslendireceği Gala Konser ile perdelerini açacak olan MDOB, yaz boyunca sürdürdüğü yeni sezon hazırlıklarını bitirdi. Yeni sezonda birbirinden önemli başyapıtları sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanan MDOB, iki dünya prömiyeri, 11 yeniden sahnelenecek eser, üç diğer opera evlerinden Mersin sahnesine aktarılacak dönüşüm eser ve senfonik konserlerle Mersinli sanatseverlerin karşısına çıkacak. Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin tek opera kurumu olan ve turneler yoluyla oldukça geniş bir alana hizmet götüren MDOB, senfonik konserler, çocuk müzikalleri, müzikaller, opera, operet ve bale eserleriyle yeni sezonda sanatseverlerle buluşacak. 2014-2015 Sanat Sezonu’nda Piri Reis ve Şahmeran eserlerinin dünya prömiyerine ev sahipliği yapacak olan MDOB, Anlat Şehra- 16 zat, Batı Yakası Hikayesi ve Afife eserlerinin de Mersin prömiyerini gerçekleştirecek. Sezon boyunca ayrıca repertuvara geçtiğimiz sanat sezonlarında kazandırılan La Boheme, Karyağdı Hatun, Seslerle Anadolu, Lüküs Hayat, Notre Dame’ın Kamburu, Çalıkuşu, Fındıkkıran, Keloğlan’ın Sırrı, Tosca, Değirmendeki Hazine eserleri sanatseverlerle yeniden buluşturulacak. Mayıs ayında prömiyeri gerçekleştirilen ve olağanüstü ilgiyle konserleri kapalı gişe seslendirilen “Senfonik Neşet Ertaş Türküleri” yeniden seslendirilmekle birlikte turneler yoluyla başka sahnelerde de yerini alacak. Okullarda gerçekleştirdiği eğitim etkinliklerine bu sezon da devam edecek olan MDOB, Kültür Merkezi Şeref Salonu’nda gerçekleştirdiği Ayın Konseri ve Atatürk Evi konserleri ile piyano eşlikli şan konserlerine de devam edecek. MDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Erdoğan Şanal, yeni sezona ilişkin yaptığı açıklamada, sanatın, bireyin ve toplumun yaşamındaki öneminin farkındalığıyla titiz bir çalışma sonucu yıllık repertuvarlarını oluşturduklarını belirtti. Sanatseverlerin ancak büyük masraflarla dünya sahnelerinde görmeye alıştıkları eserleri Mersin’de seçkin sanatçı kadrosu ile sahneleyerek paha biçilmez bir hizmeti de yerine getirdiklerini vurgulayan Şanal, “Yaz boyunca titiz bir çalışmayla yürüttüğümüz 2014-2015 Sanat Sezonu hazırlıklarını bitirmiş bulunmaktayız. Repertuvarımızın oluşmasında emeği geçen teknik ve sanatçı tüm çalışma arkadaşlarımıza gösterdikleri özveriden dolayı teşekkür ederiz. Salonlarımızda bizleri yalnız bırakmayan değerli sanatseverlere sonsuz saygılarımızı sunar, yeni sanat sezonunun hayırlı olmasını dileriz” dedi.(İHA) 17 MERSİN DENİZ TİCARETİ TEMMUZ 2014 Mersin Limanı’nda Elleçlenen Yük Miktarı Yüzde 17 Arttı Mersin Limanı’nda 2014 yılının ilk 5 ayında elleçlenen konteyner miktarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 oranında artarak 644 bin 885 TEU’ya yükseldi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Aylık Göstergeler Mayıs Bülteni’nde yayınlanan liman başkanlıkları bazındaki istatistiklere göre, 2014 yılı Ocak-Mayıs döneminde Mersin Limanı’nda ihracat ve ithalat yüklerindeki artış sonucunda elleçlenen yük miktarı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artarak 12 milyon 914 bin 834 ton oldu. Limandaki yük trafiğinde geçen yılın ilk 5 ayına göre yükleme tonajı yüzde 5 artışla 5 milyon ton, boşaltma tonajı ise yüzde 2 artışla yaklaşık 7,8 milyon ton seviyesine yükseldi. Mersin Liman Başkanlığı, ilk 5 ayda elleçlenen yük miktarı bakımından Türkiye’deki liman başkanlıkları içinde 5. sırada yer aldı. Mersin Limanı’nda yılın ilk çeyreğinde elleçlenen yük miktarı geçen yılın üzerinde seyir izlerken, Nisan ve Mayıs aylarında ise geçen yılın altında kaldı. 2014 yılı Mayıs ayında yükleme tonajı 2013 Mayıs ayına göre yüzde 10 azalarak 1 milyon 124 bin 712 tona geriledi. Öte yandan, aynı ayda boşaltma tonajında ise yüzde 3 artış kaydedilerek 1 milyon 666 bin 309 ton seviyesine yükseldi. Limandaki toplam yük trafiği ise yüzde 3 azalarak 2 milyon 791 bin 21 tona geriledi. Yılın ilk 5 ayındaki ithalat verilerine bakıldığında da ithal edilen yük miktarı Mart ve Nisan ayları haricinde geçen yılın üzerinde gerçekleşerek yüzde 4 oranında arttı. Hem yılın 5 aylık döneminde hem de 2014 yılı Mayıs ayında aylık bazda ithalat artışında makineler, taşıma teçhizatı, aksam ve çeşitli parçaları ile konteynerleri, gıda maddeleri ve hayvan yemleri yük grubu etkili oldu. Transit taşımacılıkta ise 5 aylık dönemde yüzde 59, dahili taşımacılıkta da yüzde 9’luk azalış kaydedildi. 2014 Ocak-Mayıs döneminde elleçlenen konteyner miktarı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 oranında artarak 644 bin 885 TEU’ya yükseldi. Bu yılın Mayıs ayındaki artış ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8 olarak gerçekleşti ve 133 bin 678 TEU oldu. 2013 yılı Ocak-Mayıs döneminde Mersin Limanı, elleçlenen konteyner miktarına göre, Türkiye’deki konteyner limanları içerisinde 2. sıradaki yerini 2014 yılında da korudu. Aynı dönemde Türkiye genelinde liman başkanlıkları bazında limanlara uğrayan gemi sayısına göre ise Mersin 4. sırada yer aldı.(www.denizhaber.com.tr) Mersin Limanı’ndan ihraç edilen yük miktarı da ilk çeyrekteki artış eğilimine karşın Nisan ve Mayıs aylarında azaldı. Ancak, bu azalış geçen yılla karşılaştırıldığında yine de artışla sonuçlandı ve limandan yapılan ihracat geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 5 arttı. Bu artışta makineler, taşıma teçhizatı, aksam ve çeşitli parçaları ile konteynerler yük grubundaki önemli miktardaki artış etkili oldu. Veriler aylık bazda incelendiğinde ise 2014 yılının Mayıs ayındaki cevher ve metal atıkları, kimyasallar, tarım ürünleri ve canlı hayvan yük grubunu kapsayan ihraç yüklerindeki gerilemenin etkisiyle geçen yılın Mayıs ayına göre ihracat yüzde 9 azaldı. Fakülte bünyesinde Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği, Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi ile Gemi Makineleri İşletme Mühen- Rusya’nın ABD ve AB ülkelerine yönelik ambargo kararı Türkiye’ye yarayacak. DKİB Başkanı A. Hamdi Gürdoğan, ambargo kararının bu ülkelerden giden malların artık Türkiye’den temin yoluna gidileceği anlamına geldiğini belirterek, “Bu hem var olan sorunların çözümü için hem de ihracatta çok büyük sıçrama yapabilmemiz için önemli bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmamalıyız” dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna krizi nedeniyle ülkesine ekonomik yaptırım uygulama kararı alan Avrupa Birliği ve ABD’ye sert bir karşılık vermeye hazırlanıyor. AB havayollarının uçuşlarından Microsoft’un yasaklanmasına kadar birçok plan gündemde. Rusya’nın AB ve ABD ambargosunun ise Türkiye’ye yarayacağı belirtiliyor. Rus Rosselkhoznadzor isimli tarım kuruluşu, Romanya’dan et ve hayvan, Ukrayna’dan meyve suyu ve süt mamulleri, Polonya’dan sebze, Yunanistan ile ABD’den kümes hayvanı ve beyaz et ithalatını engelleyeceklerini açıkladı. Rosselkhoznadzor’un başındaki Sergei Dankvert, Türkiye Tarım Bakanlığı ile yarın bir görüşme yapacaklarını belirtti. Dankvert, Türkiye’den daha fazla yaş sebze ve meyve almak istediklerini söyledi. Tarım Bakanlığı yetkilisi Nihat Pakdil ile yapılacak olan görüşme sonrası uzun süredir Rus topraklarına sokulmayan Türk malları da bu coğrafyada satılabilecek. Karadeniz İhracatçılar Birliği li bir fırsat olacak. Bu konuda devletler arasında başlayacak görüşmelerde özellikle ihracatçılarımızın var olan sorunlarının dile getirilmesi gerekiyor. Sorunların çözümü için bu önemli bir fırsat. Bunun dışında Gürcistan ve İran’la olduğu gibi Rusya ile de ikili ticaret anlaşılması yapılması için de bir fırsat. Bu fırsatların çok iyi değerlendirilerek ihracatımıza olumlu olarak yansıtılmasını beklemekteyiz” dedi. (DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Rusya’nın söz konusu ambargo kararının bu ülkelerden giden malların artık Türkiye’den temin yoluna gidileceği anlamına geldiğini söyledi. Gürdoğan, “Suriye ve Irak’a yönelik ihracatta yaşanan kayıp bir anlamda Rusya pazarına açılma ile giderilmiş olacak” diye konuştu. Gürdoğan şunları söyledi: “Rusya’ya açılan kapıda özellikle nakliyecilerin çoğunun Trabzonlu gemi sahiplerinin olması ve Sarp’tan Rusya’ya yeni açılan kapının da varlığı bu ambargoyu ülkemiz ve bölgemiz lehine dönüştürebilmek için önem- Ambargo uygulanan ülkelerden boşalan pazarın Türk müteşebbisler tarafından doldurulması için çok büyük bir fırsatın doğduğuna vurgu yapan Gürdoğan, “Türk ihracatçısının geçmişten bugüne gelen tecrübesinden yararlanılması gerekiyor. Özellikle Karadenizli ihracatçımız bu pazardaki bilgi birikimi ve altyapısıyla buna hazır. Bu konuda Türk ve Rus yetkililer düzenlenecek toplantılarda Rusya tarafında yaşanan sorunların acilen çözümünü sağlam temeller üzerine oturtarak hareket etmeli. Özellikle de geçmişteki hatalarda da ders alarak bu görüşmeler yapılmalı. Bu fırsatı kaçırmamalıyız” dedi. Çin, Sesten Hızlı Giden Denizaltı İçin Çalışıyor İskenderun’daki en dikkat çekici yatırımlarından olan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi inşaatında sona yaklaşıldı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nin İskenderun’daki en dikkat çekici yatırımlarından olan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi inşaatında sona yaklaşıldı. İskenderun yerleşkesi içerisinde bulunan ve mimari görünümüyle fark oluşturan fakülte, kısa bir süre sonra eğitime açılacak. Rusya’nın Ambargo Kararı Türkiye’ye Yarayacak Doğu Gemi Görünümlü Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi Tamamlanmak Üzere 18 DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ disliği bölümleri yer alıyor. Modern çağın en son teknolojileriyle donatılan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi, öğrencilere evrensel boyutta mesleği tanıtma iddiasını taşıyor. Projelendirme evresi bir yıl süren ve yaklaşık 16 milyon liralık devasa bütçesiyle öne çıkan fakülte, Türkiye için de önemli bir kazanç olarak görülüyor. Bulunduğu yer itibariyle denizcilik üssü olma potansiyeli taşıyan İskenderun ise fakülte ile birlikte Türkiye’nin en önemli denizcilik eğitimi veren bölgelerinden biri olarak tanınacak. (www.denizhaber.com.tr) Çin’deki Harbin Teknoloji Enstitüsü’nde görev yapan bilim insanlarının ürettiği süpersonik denizaltı, yalnızca100 dakikada Şanghay’dan San Fransisco’ya ulaşabilecek. Çinli bilim insanları, denizaltıların sualtında sesten hızlı ilerlemesini sağlayacak teknolojiyi geliştirmeye çok yakın olduklarını açıkladı. Başarılı olması halinde, süpersonik denizaltı Şanghay ile San Francisco arasındaki mesafeyi 100 dakikada kat edebilecek. Çin’in Harbin Teknoloji Enstitüsü’nde görevli bilim insanlarının, denizaltı veya torpidoların sualtında sesten hızlı ilerlemesini sağlayacak bir teknoloji geliştirdiği belirtildi. South China Morning Post gazetesinde duyurulan habere göre, Karmaşık Akış ve Isı Transferi Laboratuvarı’nda Profesör Li Fengchen’in başında yer aldığı ekip, süper hızlı sualtı yolculuğu için karmaşık bir ‘hava balonu’ yaptı. Li,’yaptıkları çalışmanın potansiyelinin heyecan verici olduğunu’ söyledi. Çinlileri geliştirdiği teknolojinin, Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler tarafından geliştirilen ‘Supercavitation’ teknolojisine benzetiliyor. VA-111 Shkval adlı torpido için geliştirilen teknoloji, suyun neden olduğu engeli aşmak için sualtı aracının bir balon içinde ilerlemesini öngörüyor. Sovyetlerin, söz konusu teknolojiyle Shkval torpidosunu 370 km hıza ulaştırdığı biliniyor. Birçok Alanda Kullanılabilir Li, balonun suyla direkt temasını önlemek için içine tekerlek sistemi yerleştirdiklerini belirtti. Supercavitation ile su altına dalacak olan araçların düzenli olarak yüzeyle- rine su püskürterek nemli kalacağı bilgisi verildi. ‘Sıvı-zar’ yüzeyi sayesinde su ile sürtünmesi azalacak olan denizaltı, 75 kilometre hıza ulaştığında supercavitation moduna geçecek ve sürtünme kuvvetleri kontrol altında tutularak sesten hızlı ilerlemeye başlayacak. Li, supercavitation yönteminin motorlarla sağlanan itme gücünden farklı olduğunu belirterek, sıvı-zar yöntemiyle sualtında çok yüksek hızlara erişebileceklerini ifade etti. Li, South China Morning Post’a yaptığı açıklamada teknolojinin başarılı olması halinde birçok alanda kullanılabileceğini, sualtı taşımacılığının yanı sıra yeni nesil dalış kıyafetleri üretilebileceğini söyledi. (www.denizhaber.com.tr) 19 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 TÜDAV Katil Deniz Analarını Araştırıyor TÜRK Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV),Akdeniz ve Karadeniz kıyılarını istila eden Kızıldeniz kökenli, zehirli denizanalarıyla ilgili veri tabanı oluşturmak üzere Avrupa ülkelerinde uygulanan halkla beraber bilim (Citizen Science) projesini hayata geçirdi TÜDAV Başkanı, İÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk proje için, “Kıyılarımızdaki anormal denizanası patlamalarını, zarar verici etkilerini anlamak, öğrenmek, konuyu bilimsel bir düzleme taşımak ve karar vericilere yol göstermek amaçlı bir proje. Avrupa ülkelerinde ‘Citizen Science’ denilen kolay ve masrafsız bir şekilde, toplumsal fayda için veri toplamayı amaçlayan çalışmanın bize uyarlanmış hali” diyor. Zehirli denizanaları Akdenize kıyı ülkelerde her yıl binlerce insanı hastanelik ediyor, ölümlere yol açıyor, nükleer santralleri kilitliyor, turizme ve balıkçılığa büyük darbe vuruyor. Sosyal Medya Üzerinden Yürüyecek Proje TÜDAV, proje çerçevesinde, kıyılarımızda denizanalarını fotoğraflayıp belgeleyecek gönüllüler için www.yayakarsa.org, denizanasi@tudav.org, tudav@tudav.org web sayfası mail adresleri, twitter ve Instagram adresleri oluşturdu. TÜDAV’dan projeyle ilgili şu açıklama yapıldı: “Son yıllarda İklim değişikliği ve besin ağındaki değişimlerle birlikte Akdeniz ve Karadeniz’de yoğun denizanası artışları görülmektedir. Ayrıca Süveyş Kanalı yoluyla gelen ‘Lessepsian türler’, Doğu Akdeniz Havzası’nda güncel/önemli sorunlar yaratıyor. Bu denizanaları ve benzeri canlılar, balık ağlarının gözlerini tıkamakta, balıkçılığımıza zarar vermektedir. Denize girenlerin temas etmeleri halinde, özellikle yaşlı ve bebeklerde ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Denizanası teması nedeniyle geçen yıllarda, Avrupa’da ve ülkemizde binlerce kişinin hastanelere gittiğini biliyoruz. Projenin amacı, kıyılarımızdaki anormal denizanası patlamalarını, zararlı etkilerini anlamak, öğrenmek, konuyu bilimsel bir düzleme taşımak, karar vericilere yol göstermek, toplanan verilerin, toplayanların da ortak olacağı yayınlarla bilim dünyasına aktarılmasıdır. Bir cep telefonuyla çektiğiniz, sizin için önemsiz bir denizanası veya başka bir canlı, deniz bilimciler için birçok bilimsel anlam ve önem taşıyabilir. Projemize destek, denizel canlı kaynaklarımızın bilinmesine, yabancı türlerin etkilerinin anlaşılmasına, toplumsal bir faydaya hizmet edecek. Denizanası gözlemlerinin haftalık raporlarının bir araya getirilmesi ve denizanası patlamalarına ilişkin bir veritabanı oluşturulmasını planlıyoruz. Yüzen Tehlike Ya Da Katil Deniz Anaları İNGİLTERE: Britanya kıyılarında Denizanası Tehlikesi-Temmuz2013. Denizlerin ısınmaya devam etmesi ile aşırı üreme olacağı tahmin ediliyor. Devon ve Cornwall sahilleri en fazla etkilenen alanlar. İTALYA: Katil denizanası saldırısı-Ağustos 2010. Maria Furcas (69) Sardinya adası sularında yüzerken ‘Portekiz Savaşçısı’ türü istilacı denizanasının sokması nedeniyle bacağında ani bir acı ve alerjik reaksiyon nedeni ile hayatını kaybetti. MALTA: Ocak 2013. Malta ve Gozo’nun kuzey kıyılarında denizanası gözlem ekipleri leylak rengi, yakıcı denizanalarının (Pelagia noctiluca) aşırı artışını rapor etti. KIBRIS: Ağustos 2012. Kıbrıs Ayia Napa sularında yüzen Kerry Sowersby’s denizanası sokması sonucu hayatını kaybetti, vücudunda ölümcül bir reaksiyon sonucu aşırı derecede adrenalin tespit edildi. İSRAİL: Temmuz 2011. Denizanası istilası 3 ayrı nükleer santralın gücünün kesilmesine neden oldu. İsrail kıyılarında nükleer güç santrali, deniz suyu soğutma sistemlerinin denizanası istilası ile tıkanması sonucu faaliyetine ara verdi. Benzer bir durum İskoçya kıyılarında Torness güç santralinin iki ünitesinin de geçici olarak devre dışı kalmasına neden olmuştu. Japonya Shimane reaktörü benzer bir durumla karşılaşmıştı. (Vira Haber) 20 Tarihi Yat “Savarona” Kullanıma Hazır Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından devralınarak bakımdan geçirilen Atatürk’ün Savarona yatı, bundan sonra devletin önemli toplantı ve kabullerine ev sahipliği yapacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından devralınan Atatürk’ün yadigarı Savarona yatı, seçkin günlerine tekrar kavuştu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün son günlerini geçirdiği 83 yıllık Savarona, bakanlık tarafından 10 ay süren restorasyon ve bakımın ardından devlet büyüklerinin tarihi toplantılarında ve önemli kabullerinde kullanabilmesi için son aşama olan “tecrübe seferi”nden de başarıyla döndü. İstanbul Kuruçeşme Limanı’nda ocak ayından bu yana demirli bulunan Atatürk’ün yadigarı yat, tarihine yakışır şekilde devlet büyüklerinin Türkiye’de ve yabancı ülkelerde gerçekleştireceği toplantı ve görüşmelerde prestij amaçlı olarak değerlendirilmek üzere hazırlandı. Tarihi yat, önemli konuklarını ağırlamadan önce “tecrübe seferi” için Kuruçeşme Limanı’ndan demir aldı. Vatandaşların merak- lı bakışları altında bütün ihtişamıyla İstanbul Boğazı’ndan geçen yat, Avşa’ya gitti. Halen dünyanın en güzel yatlarından biri olma özelliğini koruyan Savarona, seferini başarıyla gerçekleştirdi. Şu anda koltuk grupları ile bir piyanonun süslediği geniş salonu ise gerektiğinde oturma, gerektiğinde yemek, gerektiğinde ise geniş katılımlı toplantılar için düzen alınabilecek şekilde düşünüldü. Tarih Kokan Savarona Atatürk’ün Odası İlgi Çekecek Başta Atatürk’ün kaldığı oda olmak üzere bütün odaların ve diğer birimlerin tek tek elden geçirildiği yat, bütün ihtiyaçlara cevap verecek şekilde hazırlandı. Savarona’da en çok ilgiyi Atatürk’ün kaldığı oda çekiyor. Atatürk’ün 55 gününü geçirdiği odaya, söz konusu dönemde çalışma odası olarak kullandığı bölümden girilebiliyor. Odaya girişte sağda “Atatürk” yazılı tabela göze çarpıyor. Yatın bakımında ince elendi sık dokundu. Savarona’nın elektronik tesisatı ve cihazları başta olmak üzere lüzum görülen kısımları yenilendi, her yeri boyandı. Savarona, son teknolojiyle de donatıldı. Gemide dinlenme salonu ve süitlerin yanı sıra Türk ve dünya mutfağından yemeklerin yapılabildiği son teknoloji ile donatılmış mutfak da yer alıyor. Atatürk’ün çalışma odasında fotoğraflarından oluşan albümler, çok sayıda kitap ve Savarona’ya ait yazılı belgeler bulunuyor. Mustafa Kemal’in odasına girince her şeyin o döneme uygun şekilde yerleştirildiği görülüyor. Selanik’te kullandığı belirtilen ahşap karyolası ve yatağı, ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Atatürk’ün fotoğraflarının da yer aldığı odada üzerinde MKA yazılı sigarasının yanı sıra mendili ve eldiveni dikkati çekiyor. Atatürk’ün el yazısının yer aldığı tabloyla Cumhurbaşkanlığı forsu, bardakları, bastonu da odada bulunan diğer eşyalardan bazıları. İSPANYA: Çoğalan denizanalarının işgali, İspanya sahillerinde binden fazla tatilciyi etkilemiş ve ilkyardım desteği almaları gerekmiştir. Geminin güvertesine çıkış noktasında bulunan ve Savarona’ya ait o dönemden kalma tek belge olan kroki de gözlerden kaçmıyor. (Vira Haber) FRANSA: ‘Yüzen tehlike’ denizanası istilası-Temmuz 2008. Nice ve Cannes arasında, 10 millik bir alanda kurtarma ekipleri bir gün içinde 500’den fazla denizanası sokması vakasına müdahale etti. Samsung Tersanesi 6 adet VLEC Siparişi Aldı Samsung Tersanesi Reliance Industries’den 6 adet VLEC siparişi aldı. Etan taşıyıcı olan VLEC’lerin toplam bedeli 723 milyon dolar. Yoğunlaştırılmış Denetim Kampanyası Eylül’de Başlıyor Paris, Tokyo, Akdeniz, Hint Okyanusu ve Karadeniz dahil tüm Liman Devleti Kontrolü Memorandumlarının ortaklaşa düzenleyeceği; vardiyalarda görevli personelin STCW’78 Konvansiyonu gereği (Manila değişiklikleri dahil), istirahat sürelerine uygunluğunu kontrol etmek amacıyla bir yoğunlaştırılmış denetim kampanyası başlatacak. DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ Bu kampanya 3 ay sürecek ve 1 Eylül 2014’te başlayıp 30 Kasım 2014’te sona erecek. Yoğunlaştırılmış denetim kampanyası kapsamında, güverte ve makine dairesi vardiyacılarının istirahat süreleri detaylı olarak denetlenecek. Bu amaçla denetçiler, Gemiadamları Donatımında Asgari Emniyet Belgesi’ne ve istirahat süreleri kayıtlarına odaklanan, 10 maddeyi içeren kontrol listesi kullanacaklar. Bunlara ilaveten; vardiya düzeni, Gemiadamları Donatımında Asgari Emniyet Belgesi’nin makina zabiti içermesi ve geminin otomasyon sistemine sahip olmasına ilişkin bilgileri kaydedecek. ((Kaynak: Türk Loydu) Güney Kore merkezli Samsung Tersanesi Reliance Industries’den altı adet etan taşıyıcı VLEC (Very Large Ethane Carrier) gemi siparişi aldı. Gemilerin toplamda 723 milyon dolara mal olduğu belirtildi. Samsung her biri 120 milyon dolar değerinde 88.000 metreküplük altı adet gaz taşıyıcı gemi siparişi aldığını duyurdu. Reliance Industries Ltd şirketi ABD’de üç ayrı yatırım yaptı. Etan için düşük maliyetli bir kaynak olan şist gazı petrokimya şirketleri tarafından hammadde ya da besleme stoğu olarak kullanılıyor. Ayrıca etan cep telefonu, bilgisayar, lastik ve inşaat gibi bir çok plastik ürünlerin yapımında da kullanılabiliyor. (Vira Haber) 21 MERSİN DENİZ TİCARETİ DENİZCİLİK HABERLERİ AĞUSTOS 2014 DENİZCİLİK HABERLERİ Kruvaziyer Turizmine İlgi Katlanarak Artıyor Geçen yıl, kruvaziyer turistinin yüzde 11’nin yolu Türkiye’den geçerken, limanlarımızı ziyaret eden kişi sayısı 2,2 milyonu buldu. Bu yıl ise dünya genelinde kruvaziyer turist sayısının yüzde 5 artışla 22 milyona ulaşması bekleniyor. Türk seyahatseverlerin gemi seyahatine ilgisi katlanarak artıyor. Türkiye’de yakın zamanda yaygınlaşmaya başlayan kruvaziyer turizminde yabancı turistleri Türk limanlarına gösterdiği ilgi de dikkatleri çekiyor. Pronto Tour Satış ve Pazarlama Müdürü Sarp Özkar, son dönemde turizm pastasındaki payını artıran kruvaziyer turizmini anlattı.”Gemi turları 2008’den bu yana her yıl yüzde 100’ün üzerinde bir ivmeyle büyüyor” dedi. Özkar, kruvaziyer turizminin geçen yıl, bir önceki yılla kıyasla satışının yüzde 155 artarak erken rezervasyonun şampiyonu olduğunu belirtti. Türk pazarı büyüyor Son yıllarda yabancı gemi firmalarının daha sık Türk limanlarını düzenli rotalarına almaları dolayısıyla gemi firmalarının Kuşadası, İzmir, İstanbul’da temsilcilikleri de açıldığına işaret eden Özkar, “cruise” olarak adlandırılan gemi turlarının potansiyelinin artık anlaşıldığını söyledi. Özkar, şunları dile getirdi:”Türkiye’den yurt dışına gemi ile yılda yaklaşık 70 bin Türk turistik seyahat ediyor. Bunların 25 bin civarı İstanbul kalkışlı Ege-Adriyatik 22 turu, 25 bin civarı Yunan Adaları ve kalan 20 bini de uçakla gidilen paket turları olarak satılan Avrupa başlangıçlı gemi turları oluşturuyor. Ege Adriyatik ve Yunan Adaları gemi turlarından sonra, Akdeniz turları en çok satan rota. Gemi derken sadece cruise seyahatleri de değil, Avrupa’nın gözdesi popüler Nehir turları da her yıl yüzde 35’ler seviyesinde Türk pazarında büyüme kaydediyor.” “Daha Ucuza Tatil” Gemi seyahatini Avrupa’da pek çok yeri gezmiş seyahat kültürüne sahip kişilerin daha çok tercih ettiğine de değinen Özkar, balayı çiftlerinin sayısının da azımsanmayacak kadar çok olduğunu dile getirdi. Gemi turlarının avantajlarının fark edildiğini söyleyen Özkar, “Makul ücretlerle seyahat edilebileceği artık biliniyor. İlk kez 2007 yılında bir Türk gemisiyle başlattığımız vizesiz Yunan adaları turlarından itibaren, gemi seyahatinin aslında kara seyahatlerinin pek çoğundan daha ekonomik olduğu algısını oluşturduk. Gerçekten de 3 öğün yemeğin de gemide olduğu düşünüldüğünde, total hesapta gemi seyahatinde 4-5 ülke görüp daha ucuza bir tatil yapmak söz konusu” diye konuştu. Özkar, cruise turlarının kişi başı ortalama bin 100 avro, nehir turları ise bin 350 avrodan satıldığını ancak mevsimine göre 299 avroluk ucuz paketlerin yanı sıra İstanbul çıkışlı 599 avrodan başlayan ekonomik turların da seçenekler arasında bulunduğunu ifade etti. Türkiye’de Kruvaziyer Turizmi Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin (TÜRSAB) yayımladığı Kruvaziyer Turizmi Raporu’na göre, ilk kez 1831 yılında İtalya’dan yola çıkıp İzmir’i de kapsayan bir Akdeniz turuyla başlayan kruvaziyer turizmi,2013 yılı sonunda dünya genelinde 20,9 milyon yolcuya ulaştı. Geçen yıl, kruvaziyer turistinin yüzde 11’nin yolu Türkiye’den geçerken, limanlarımızı ziyaret eden kişi sayısı 2,2 milyonu buldu.Bu yıl ise dünya genelinde kruvaziyer turist sayısının yüzde 5 artışla 22 milyona ulaşması bekleniyor.(www.denizhaber.com.tr) 23 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 Hatıra Kent Mersin 1912 Yılı ve Sonrası Mersin’de Raylı Sistem 1900’lü yıllarda Mersin’de taşıma işlerinde Dekovil Sistemi’nin mevcudiyeti ve kullanıldığı üzerinde hiçbir tereddüt yok. Mersinli tramvaya bindi mi ? Yazımızın konusu bu. Padişah Fermanı; Tramvayı işletenleri buldum 6 Teşrinisani 1304 (1888) 14 maddelik Mersin’de bir tramvay inşası Hakkında Ruhsatname ve Talimatı Fenniye başlığı ile bir Hükümet-i Seniye Ruhsatnamesi yayınlanmış, inşaatın detayları dışında tramvayın ücretine kadar önemli hükümler belirtilmiş. Aşağıdaki resimde gördüğünüz bir ray sistemini ifade ediyor. Yer Müftü Camisi Meydanı. Mersin’de Tramvay Teşkilatı’nın kuruluşuna ait Hükümet_i Seniye’nin verdiği bir ruhsatı da biliyoruz. Araştırdık, 1912 yılında meclis üyeliği yapmış olan Mersin yerlilerinden Ahmet Hallaç hayatta değildi ama büyük oğlu Zekeriya Hallaç bilebilir denildi. İki defa kendisini evinde ziyaret ettim. 1- İstasyonla Fransız Acentesi arasında tramvay hattı inşa edilecek, uzunluk 100 metre Mersin’de tramvayın hizmete girdiğini ve kendisinin de tramvayı çalıştırdığını kesin olarak belirtti. 2- İnşaat, ehliyeti Nafıa Vekaletince tasdik olunacak bir mühendis tarafından icra edilecek Diğer huşular fenni şartnamede belirtilmiş. “Mersin tramvay hattını Belediye 1912’de İstasyon-Fransız Acentesi değil, Gümrük Meydanı-Müftü Mahallesi arası sefer yapmak üzere inşa ettirmiş. İşgal yıllarında babası belediye başkanı olduğundan, büyük oğlu olarak kendisi çalıştırmaya başlamış. Tramvayın güzergahı Gümrük Meydanı civarından başlayıp, Manifaturacılar Çarşısı devamından, şimdiki Ticaret ve Sanayi Odası karşısından Kışla Caddesi’ne , Rikards evi yanından Silifke Caddesi’ne Kiremithane Mahallesi içerisinden Müftü Mahallesi’ne gidiş ve aynı yoldan dönüş olarak belirlenmiş. Çekicisi odunla çalışıyormuş.” Ama, Mersin Belediyesi bu ruhsatnamenin gereğini yapıp, Mersin’de tramvayı gerçekleştirememiş. Tramvayın tek vagonu bulunduğunu ve ücretin de 32 para olduğunu anlattıktan sonra, bir defasında değerli bir küpe Önce elimizdeki resmi belge ile konuya girelim. 3- Belediyece hariçten getirilecek malzemeler için Gümrük Vergisi ödenmeyecek. 4- Tramvay memur ve müstahdemleri için Belediye kıyafet tespit edecek ve taşıma ücreti birinci mevki için 30, ikinci mevki için 20 para olacak, 3 ila 7 yaş arası çocuklardan yarım ücret alınacak. bulduklarını, sahibinin gelmesi için sakladıklarını, bir süre sonra bir hanımın kendilerine küpesinin kaybını iletmek için geldiğinde küpeyi verdiklerini de geçmiş bir olay olarak eklemişti. lışlığının hiçbir nedeni olmayan beyanlar ve diğer hususlar muvacehesinde biz Mersin’de Toplu Yolcu Taşıma Raylı Sisteminin çalıştığını kabul durumundayız. Yukarıdaki anlatımı inanç vericiydi ama acaba bir yolculuk yapan yok muydu? Dekovil Şami ailesi Mersin’in eskilerindendir. Dostumuz rahmetli Mahir Sümen bu ailedendir. Annesinin yaşlı olması ve Kiremithane’de oturması sebebiyle, bilse bilse o bilir diye düşünerek; Mahir’in matbaasına gidip, annesinden bu konuda bilgi almasını istedim. Annesine telefon açtı sordu. Annesinin söylediklerini aktardı. “Mersin’de bir süre motorla işleyen, tek vagonlu bir tramvayın mahallelerinden geçtiğini, kendisinin de çarşıya gitmesi gerektiğinde buna bindiğini , işgal yıllarında seferlerin kesildiğini” anlatmış. Mersinli yerli ailelerden bir dostumuz, benim de bulunduğum bir toplantıda Mersin’de tramvayın çalıştığı yolundaki iddiamızın yanlış olduğunu, çalışanın sadece dekovil olduğunu söyledi. Yaşı, itibarıyla hatırlaması mümkün olduğundan, itirazı önemliydi. Ama aşağıda belirttiğim röportajını sonradan gördüm. Vefat etmiş olduğundan, konu üzerinde görüşmem mümkün olmadı. Rahmetli Gündüz Artan röportajında; Gümrük Meydanı- Müftü Mahallesi arasında bir raylı sistemin hizmet verdiğini, çekicinin odunla çalıştığını, bir de yolcu vagonu olduğunu beyan ediyor. Motorla çalışan, yolcu vagonu da olan, belirttiğimiz güzergahı takip eden bir raylı sistem mevcutsa, adına ne derseniz deyiniz bu tramvaydır. Dekovil için yolcu vagonu gerekmez, genelde hayvan ve insan gücü ile çalışır ve sadece nakil işlerinde kullanılır. 1930’lu yıllarda Mersin’de parke yollarda parke seviyesinde toprak yollarda ise yol seviyesinde, kısa-kısa, kesik-kesik ray parçalarına tesadüf edilirdi. Ne işe yaradığını o yıllarda bilemezdik. Bugün bilinen, İstasyon’dan Fabrikası’na gelen raylı sistem Bodosaki İstasyon’dan o günkü adı ile İstasyon ve Hükümet Caddesi’ni takiben Gümrük antreposuna kadar gelen raylı sistem. Birincisi, 1910 yılında Mersin’in zengin Rumlarından Bodosaki’nin kurduğu yağ, tekstil, un ve diğer tesisleri bulunan fabrika ile İstasyon arasında işleyen sistemdir. 1922 yılında Türkiye’yi terk ettikten sonra fabrika Milli Emlak’a geçmiş, önce Şaşati Biraderlerce, sonra sırasıyla İş Bankası, Çukurova Sanayi İşletmeleri tarafından çalıştırılan fabrikanın geniş giriş kapısında ray parçaları 1930’lu yıllarda açıkça görülürdü. Sistem, İstasyon’dan başlayıp, şimdiki Çakmak Caddesi’ni geçip, Mesudiye Mahallesi’ne giriyor, Kadı Baba’nın (Okan Merzeci’nin dedesi) evinin yanından Hastane Caddesi’ne ve oradan da fabrikaya dahil oluyordu. Fabrikanın ham madde ve mamul madde emtiası bu yolla naklediliyordu. Bodasaki, Türkiye’yi terk ettikten sonra fabrika ile İstasyon arasındaki bu dekovil siteminin çalıştırıldığı hakkında halen bir bilgi sahibi değiliz. İkincisi, İstasyon-Gümrük Meydanı arası sistem 1930 yılında, Uray Caddesi Azak Han karşısında babamın küçük bir dükkanı vardı. Okul çıkışlarında dükkanda ben otururdum. Damga pulu, sigorta kartpostal gibi şeyler satılırdı. Bir okul dönüşü Uray Caddesi’nde yol çalışmasına rastladım. Dükkandan da izledim. O yıllarda caddenin yolu siyah parke taşlarından oluşmuştu. Taşları kaldırılıp, arasından uzun raylar çıkarılıyordu. Hatta babam dükkana dönüşünde ne yapıldığını sormuştu, raylar sökülüyor demiştim. -Yapma değil, bozma işlerinde yiğidiz, diye sitemini serdetmişti. Yıllar sonra elimize geçen Latin Kilisesi civarına ait bir fotoğraf da dekovile ait vagonları gördükten sonra yine, dostumuz Zekeriya Hallaç’a başvurmuştum. “Bu tesis Fransızlar tarafından işgal yıllarında yapıldı. Deniz yoluyla gelip, Adana yönüne gidecek silah ve sair malzeme iskeleden alınıp İstasyona getirilir. Vapurlara yüklenecekler de İstasyondan alınıp, Gümrük İskelesi’ne çekilirdi . Küçük vagonların götürülüp-getirilmesi işi motorlu bir araçla değil 20-25 Senegalli işgücü ile geçekleşirdi. Bir başkası, Küçük Hamam’ın önündeki yolda birkaç metrelik ray parçasını da görmüştüm. Bodasaki’nin Bahçe Mahallesi’ndeki un değirmeninin dekovil hattına ait olabilir denilmişti. Bugüne kadar araştırmalarımızda Mersin’de raylı sisteme ait bilgimiz şimdilik bu kadar. Bir yağlı boya tabloda Mersin tramvayı görülüyordu Tablo, Hüseyin Erkal’a aitti. Tramvayı görmüş de olabilir. Bir süre Halkevi’nde teşhir edilmişti. Sonra aradım ama bugüne kadar tesadüf etmedim. Görünen fotoğraf değil, el yapması da olsa yine de tramvayın mevcudiyeti için bir kanıt. Ş.Develi Arşivi 1930’lu yıllarda Hamidiye-Müftü Mahallesi Mersin tramvay hattı görüntüsü 24 Tramvayın Çekicisi; atılı olduğu yerde, uzun süre yatık durumda yol kenarında kaldı. Latin Kilisesi ile İstasyon arasında yolun solundaki su arkına yan yatmış minik lokomotifi okulumuza yakınlığı nedeniyle 1932 yılından sonra uzun süre orta okul yıllarımızda seyrettik. Netice olarak; resmi bir tramvay ruhsatı bulunması, rayların fotoğrafta görülmekte olması, yan- 25 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 gerekli izin ve ruhsatların alınması” amacıyla verilebiliyor (Yönetmelik Md.13.2). Ayrıca Yeni Yönetmeliğe göre; tüm yatırım taleplerinin ilan edilmesi, şeffaflık ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın süzgecinden geçebilen tersane, yat imal ve çekek yeri yatırım taleplerinin Maliye Bakanlığı’nda kurulacak bir Komisyon marifetiyle ve katılım payı üzerinden arttırma ihaleleri ile değerlendirilmesi gerekiyor (Yönetmelik Md.12). Fatih YILMAZ Gemi İnşa ve Gemi Makineleri Mühendisi Gemi Mühendisleri Odası Ankara Temsilcisi Hazine Taşınmazlarının Tersane Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Mevzuat Değişiklikleri Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde, tersane yapmak isteyen gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin proje hazırlanmasına, bu kişilere bedeli karşılığında ön izin verilmesine, kiralama yapılmasına, kullanma izni verilmesine ve irtifak hakkı tesisine ilişkin esas ve usuller, 04 Eylül 2004 Tarihli ve 25573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hazine Arazilerinin Tersane Yatırımlarına Tahsisinde Uygulanacak Esas ve Usullere İlişkin Tebliğ” (Eski Tebliğ) kapsamında yürütülmekte idi. 2013 yılında kabul edilen 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ek 2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları ile tersanelerin hazineye ödedikleri ön izin bedeli, kullanım izni bedeli ve irtifak hakkı bedeli tamamen kaldırılmış ve %1 olan hasılat payı %0,1’e indirilmiş olup, söz konusu Kanun değişikliğinin uygulaması (Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ve/veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde yat çekek yeri hariç, yeni tersane, tekne imal ve çekek yeri yapılmak amacıyla irtifak hakkı tesis edilmesi veya kullanma izni verilmesi ile mevcut olan tersane, tekne imal ve çekek yerlerine ilişkin iş ve işlemler ve mevcut irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmelerinde yapılacak değişikliklere ilişkin usul ve esasları) ise 04 Temmuz 2014 tarihli ve 29050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hazine Taşınmazlarının Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yeri Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Yönetmelik” (Yeni Yönetmelik) kapsamında yürütülmeye başlanmıştır. 26 Bu çalışmamızda; Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki tersane yatırımlarına ilişkin, Eski Tebliğ ile Yeni Yönetmeliğin karşılaştırmalı analizi yapılmaya çalışılmış olup, yapılan değişiklikler ve yeniliklerle ilgili önemli görülen noktalara vurgu yapılmıştır. Eski Tebliğ İle Yeni Yönetmeliğin Karşılaştırmalı Analizi Eski Tebliğ sadece tersaneleri (gemi söküm yerleri dâhil) kapsarken, Yeni Yönetmelik tersanelere (gemi söküm yerleri hariç) ilaveten tekne imal ve çekek yerlerini de (yat çekek yerleri hariç) kapsıyor. (Tebliğ, Yönetmelik Md.1 & 2) Eski Tebliğde hazinenin özel mülkiyetinde olan veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin “kalkınma planlarının hedef ve ilkelerine uygun” olan tersane yatırımlarına tahsisini uygun görürken, Yeni Yönetmelik ile bu şart ortadan kaldırılıyor. (Tebliğ, Yönetmelik Md.2) Yeni Yönetmelik’te, Eski Tebliğ’de bulunmayan, “Asıl alan”, “Asıl alana ilave alan”, “Katılım payı”, “Komisyon” vb. gibi yeni kavramlar ve açıklamalar yer alıyor. (Tebliğ, Yönetmelik Md.4) Yeni Yönetmeliğe göre; Hazine taşınmazları üzerinde tesis yapılmak amacıyla 18/4/2013 tarihinden önce lehlerine irtifak hakkı tesis edilen ve/veya adlarına kullanma izni verilen veya ön izin sözleşmesi devam eden mevcut yatırımcıların, hazineye birikmiş borçlarını ödemeleri ve açtıkları davalardan feragat etmeleri şartıyla, irtifak hakkı ve/veya kullanma izni sözleşmelerinin devri dâhil 18/4/2013 tarihinden geçerli olmak üzere toplam yıllık hasılatın binde biri oranında hasılat payı alınacağı ve ayrıca irtifak hakkı ve kullanma izni bedeli alınmayacağı yönünde düzenlemeler yapılmak suretiyle mevcut sözleşmelerde gerekli değişiklikler yapılarak uygulanıyor (Yönetmelik Md.5). (Mevcut sözleşmenin bitiş tarihi değişmiyor, sadece mevcut sözleşmenin içeriği yeni konsepte göre revize ediliyor. Eski Tebliğde ilan şartını ortadan kaldıran “özel” maddelere Yeni Yönetmelikte yer verilmediği görülüyor. Yeni Yönetmeliğe göre; 18/4/2013 tarihinden itibaren Hazine taşınmazları üzerinde yapılacak “yeni tesisler” için tüm alanlara irtifak hakkı tesis edilebilmesi ve/veya kullanma izni verilebilmesi için ilana çıkılması zorunluk arz ediyor (Yönetmelik Md.7&8). Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlere tersane kurulmasına yönelik kullanma izni veya irtifak hakkı verilmesine yönelik değerlendirmeler Eski Tebliğ’e göre Denizcilik Müsteşarlığı’nın re’sen sübjektif tasarrufu ile yapılıyor ve Maliye Bakanlığı’nın da görüşü alınıyordu. Öyle ki; “özel mülkiyet” vs. isimler altında “ilan yapılmadan” avan proje hazırlatma ve ön izin verme alt yapısı bile oluşturulmuştu (Bkz. Eski Tebliğ Md.8). Yeni Yönetmeliğe göre ise; ön izin sadece üzerinde ihale kalan yatırımcılara ve “fiili kullanım olmaksızın taşınmazın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiştirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması, onaylatılması ve ilgili kamu idarelerinden Eski Tebliğe göre; bir tersane sahibi (% 0,1 “ön izin bedeli”ne ilaveten) % 0,5’i “kullanma izin bedeli” ve %0,5’i “irtifak hakkı bedeli” olmak üzere, tersanenin başlangıç proje maliyetinin yaklaşık %1’i kadar her yıl devlete kira ödüyor ve bu kira her yıl TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı kadar artıyordu. Buna ilaveten, yıllık işletme hasılatının %1’i de yine Hazine payı (hasılat payı) olarak ödeniyordu. Yeni Yönetmeliğe göre ise; ön izin bedeli, kullanım izni bedeli ve irtifak hakkı bedeli tamamen kaldırılıyor. Yerine tersanenin yüzölçümünü esas alan “katılım payı bedeli” adında yeni bir bedel getiriliyor. Buna ilaveten, tersane sahiplerinin Hazineye ödemesi gereken ve önceden %1 olan hasılat payı %0,1’e indiriliyor. (Tebliğ Md.10, Yönetmelik Md.11) Eski Tebliğe göre; kullanma izni ve irtifak hakkı sözleşmesinin süresi 29 yıl ile sınırlı iken, Yeni Yönetmeliğe göre bu süre 30 yıl olarak belirleniyor (Yönetmelik Md.13.1). Yeni Yönetmelik kapsamında yeni tesis yapılması amacıyla birden fazla tesisin bulunacağı kooperatif veya ortak şirket yapısında olan yatırımcılar lehine irtifak hakkı tesis edilecek ve/veya adına kullanma izni verilecek alanların toplamı en az 100 bin m²’nin üzerinde olur ise, bu alanların en az %10’luk bir kısmını Ar-Ge merkezi, eğitim merkezi, acil müdahale merkezi, tersane faaliyetleri için ortak kullanım alanı veya benzeri kullanım amaçları için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bırakılacağı yönünde kooperatiflerin veya ortak şirketlerin irtifak hakkı ve/veya kullanma izni sözleşmelerine özel hüküm konulması gerekiyor (Yönetmelik Md.13.5) Eski Tebliğde buna benzer bir şart bulunmuyordu. Yeni Yönetmeliğin “İdarece muhafazası uygun görülen tesisler” başlıklı “GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Onaylı imar planlarında tesis olarak belirlenmiş bölgelerde 18/4/2013 tarihi itibariyle en az beş yıl süreyle tesis olarak sözleşmeye bağlı olmaksızın kullanılan ve kullanımlarının halen devam ettiği İdare kayıtlarında tespit edilen ve İdarece muhafazası uygun görülen mevcut tesisleri kullanan yatırımcı/yatırımcılar tarafından bu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten itibaren altı ay içerisinde İdareye müracaat edilmesi halinde ve sözleşme tarihine kadar varsa ödenmeyen ecrimisil bedellerinin gecikme zamları ile birlikte ödenmesi kaydıyla, bu tesislerin bulunduğu alanlar üzerinde yatırımcılar lehine doğrudan yirmi yıla kadar irtifak hakkı tesis edilebilir ve/veya kullanma izni verilebilir.” denilerek; sözleşmeye bağlı olmaksızın faaliyet gösteren, halihazırda Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerleri bir şekilde işgal etmiş ve devlete (hazineye) karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen mevcut tesislere de 20 yıla kadar irtifak hakkı tesis edilerek ve/veya kullanma izni veriliyor. 4706 Sayılı Kanun Ve Yeni Yönetmelik İle Tersanelere Sağlanan Mali Destek 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ek 2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları ile yapılan yeni düzenleme ile sadece Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde 2013 yılında mevcut tersanelere 70 milyon TL* destek sağlandığı belirtilmekte olup, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde mevcut 27 tersane olduğuna göre tersane başına ortalama 2,6 milyon TL’lik destek sağlandığını söylemek mümkündür. (* Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi ELVAN ile röportaj, Seanews, sayı:12, Haziran 2014, s.19.) Genel Değerlendirme ve Sonuç (Öneriler) Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin tersane yatırımlarına tahsisi ile ilgili işlemler, 2004 yılında Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan Hazine Arazilerinin Tersane Yatırımlarına Tahsisinde Uygulanacak Esas ve Usullere İlişkin Tebliğ’e göre yürütülmekte iken, 2013 yılında kabul edilen 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un ek 2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları ile 2014 yılında yayımlanan Hazine Taşınmazlarının Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yeri Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Yönetmelik’e göre uygulanmaya başlanmıştır. Eski Tebliğe göre tersanecilerin hazineye ödedikleri ön izin bedeli, kullanım izni bedeli ve irtifak hakkı bedeli, 4706 sayılı Kanun ve Yeni Yönetmelik ile tamamen kaldırılmış ve %1 olan hasılat payı %0,1’e indirilmiş olup, tersanelerin yanısıra tekne imal ve çekek yerleri de teşvik kapsamına dâhil edilmiştir. Dolayısıyla, 4706 sayılı Kanun ve Yeni Yönetmelik ile devletin tersanecilere çok ciddi bir mali destek sağladığı açıktır. Sağlanan bu destek ile 2013 yılında sadece Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki mevcut tersanecilerin 27 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 cebinde 70 milyon TL* kaldığı ifade edilmektedir. Şahsi kanaatim şu ki; hazine tarafından sağlanan mali desteklerin tersanelerin üretkenliklerini arttırmaya ve teknik-teknolojik modernizasyon/rehabilitasyona yönelik projeler karşılığında verilmesi daha yararlıdır fakat Yasama Organı tarafından onaylanan 4706 sayılı Kanun’da böyle bir şart getirilmemiş olup; bunun yerine birikmiş borçların ödenmesi ve hazineye karşı açılan davalardan feragat edilmesi gibi şartlar konulmuştur. Dolayısıyla, söz konusu düzenleme ile sağlanan mali desteğin asli amacının da hem tersaneleri karşılıksız desteklemek, hem de tersanecilerin birikmiş borçlarını ödemelerini ve hazineye karşı açtıkları davalardan feragat etmelerini sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Devletin tersaneler için sağlamış olduğu KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, teşvik sistemi kapsamında yatırım indirimi, sigorta pirimi işveren desteği, faiz desteği vb. gibi teşvik unsurlarına ilaveten, karşılıksız olarak verilen söz konusu “kira desteği” de genel olarak özel sektörü memnun etmiş gibi gözükmektedir. Ayrıca, Yeni Yönetmeliğin “Geçici Madde-1(1)” maddesi ile de Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde sözleşmeye bağlı olmaksızın faaliyet gösteren tesislere de, katılım payı üzerinden artırım ihalesi süreçlerinden muaf tutularak, 20 yıla kadar irtifak hakkı ve/veya kullanma izni hakkı verilerek avantaj sağlandığı görülmektedir. lan yatırımcılara ve “fiili kullanım olmaksızın taşınmazın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiştirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması, onaylatılması ve ilgili kamu idarelerinden gerekli izin ve ruhsatların alınması” amacıyla verilebilmektedir. Eski Tebliğe göre irtifak hakkı veya kullanma izni sözleşmesinin süresi 29 yıl ile sınırlı iken, Yeni Yönetmeliğe göre bu süre 30 yıl olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Yeni Yönetmelik’te, Eski Tebliğ’de bulunmayan, “asıl alan”, “asıl alana ilave alan”, “katılım payı”, “komisyon” vb. gibi yeni kavram ve açıklamalar ile daha net ve anlaşılır bir mevzuat hazırlanmaya çalışıldığı da görülmektedir. Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin tersane yatırımların tahsisinde “kalkınma planlarının hedef ve ilkelerine uygun”luk şartı Eski Tebliğin uygulama döneminde pek dikkate alınmadığına kanaat getirilmiş olsa gerek ki Yeni Yönetmelikte bu şart tamamen kaldırılmıştır. Fakat yine de Yeni Yönetmeliğin “Taleplerin değerlendirilmesi” başlıklı 10. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekli olan usul ve esaslar belirlenirken, Türkiye’nin gemi inşa ve gemi yan sanayii alanlarında Avrupa ve Uzakdoğu ile rekabet edebil- mesine, en azından o seviyelere yaklaşabilmesine imkân sağlayacak ve “kalkınma planlarının hedef ve ilkelerine uygun” ölçekteki yatırımların hedef alınmasının, ülkemizin menfaatleri açısından gerekli ve faydalı olacağı kanısındayım. Ayrıca, Yeni Yönetmelik kapsamında yeni tesis yapılması amacıyla birden fazla tesisin bulunacağı kooperatif veya ortak şirket yapısında olan yatırımcılar lehine irtifak hakkı tesis edilecek ve/veya adına kullanma izni verilecek alanların toplamı en az 100 bin m²’nin üzerinde olur ise, bu alanların en az %10’luk bir kısmını Ar-Ge merkezi, eğitim merkezi, acil müdahale merkezi, tersane faaliyetleri için ortak kullanım alanı veya benzeri kullanım amaçları için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bırakılacağı yönünde kooperatiflerin veya ortak şirketlerin irtifak hakkı ve/veya kullanma izni sözleşmelerine özel hüküm konulması gerekmektedir. Eski Tebliğde buna benzer bir şart bulunmuyordu. Yeni Yönetmeliğin 13.5 maddesinde bahsi geçen Ar-Ge merkezi vb. tesisler için Yalova, Tuzla, Tekkeköy, Çamburnu vb. gibi mevcut tahsis edilmiş bölgelerde de aynı amaçla ortak alanların oluşturulmasına yönelik bir düzenleme yapılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Yeni Yönetmeliğin en dikkat çekici yönlerinden biri, Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin tersane vb. olarak yatırımcılara tahsisi ile ilgili bürokratik işleyişin şeffaflaştırılmasına yönelik teorik birtakım emareler barındırmasıdır. Şöyle ki; Denizcilik Müsteşarlığı döneminde uygulanan Eski Tebliğ’in 8.maddesindeki “Aşağıdaki koşulların herhangi birinin varlığı halinde, ilan yapılmadan avan proje hazırlanması ve Müsteşarlığa verilmesi konusunda yatırımcılara ön izin verilebilir.” şeklinde, ilana çıkılması şartını bütünüyle ortadan kaldıran “özel” hükümlere Yeni Yönetmelikte yer verilmemiştir. Yeni Yönetmeliğe göre, İdarece belirlenen veya yatırımcılar tarafından talep edilen alanların tümünün -şeffaflık gereğiilan edilmesi ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın süzgecinden geçebilen tersane, yat imal ve çekek yeri yatırım taleplerinin Maliye Bakanlığı’nda kurulacak bir Komisyon marifetiyle ve katılım payı üzerinden arttırma ihaleleri ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca yine Yeni Yönetmeliğe göre; ön izin sadece üzerinde ihale ka- 28 29 MERSİN DENİZ TİCARETİ DENİZ FENERİ AĞUSTOS 2014 tın alınabilir. Bir insanın zamanı sa n zamanda ne Belirli bir yerde, iste ğlanabilir. sa sı ma fiilen hazır bulun haret gema e üd ölç bir Hatta belirli de saat ri tle rektiren bedeni faaliye ilir. ab alın tın sa veya gün olarak şarma yeteAma bir kişinin iş ba alınamaz. tın sa tifi iya neği, yani inis az. Kalben, Sadakati satın alınam esi satın bilm zihnen, ruhen bağlana n sandalye Endişe sallana gul etmeyi eş gibidir. Sizi m hiçbir yere vabaşarır ancak ramazsınız. Joyce Meyer. alınamaz. Bunlar satın alınamazl zanılabilirler. Clarence Francis Zamanı öldürmekten söz ederiz ama bizi öldüre n zamandır. Alponse Allais Kalite kimse bakmadığında da doğru olanı yapmaktır. Henry Ford ar; ancak ka- MDTO Uluslararası Fotoğraf Yarışması Katılımcısı Eskiden derdim ki; İnsanın başına gelebilecek en kötü şey Bir gün yapayalnız kalmasıdır. Acının dili yoktur. İnsan ya da hayvan fark etmez. Hepsi aynı biçimde bağ ırır. Mehmet Eroğlu Öğrendim ki; Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey Yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır. Goethe anın Hayatta en acıklı şey, ins nakkay den din ken problemin dir. esi em em gör ını landığ Carl Gustav Jung kahraİnsanlar her zaman a her am man olamayabilirler r. rle bili zaman insan ola Benjamin Franklin 30 Mevlana Azim ile inat arasındaki fark, akıldır. Akılla direnme azimdir, akılsız direnme inattır. Çok okuyanın gözleri bozulur, okumayanın ruhu. Servet Saygınoğlu “Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim” içerisinde “Seni hiçbir zaman unutmayacağım”ı da barındırır. C. Bukowski Güneş herkesin üzerine eşit doğar. Ama gül başka, leş başka kokar. Mümin Sekman Bir insan söyledikleri kadar söylemedikleri ile de insanlaşır. Albert Camus Başkalarının günahlarıyla aziz olamazsın. Anton Çehov 31 MERSİN DENİZ TİCARETİ Türkiye ve Kırım Arasında Yeni Feribot Hattı Açıldı Türkiye ve Kırım arasında MS Poseidon feribotu sefer yapacak. Seferler, Zonguldak ve Kırım’ın Kerç limanı arasında haftada iki kez yapılacak. Feribot ayrıca Rusya’nın Novorossiysk limanına uğrayacak. Rusya Uluslararası Taşımacılar Derneği’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, “Transcamion şirketi, bugünden itibaren, yeni feribot hattı olan Zonguldak-Kerç servisini sunuyor. Feribot şirketi, ayrıca Kerç limanından Novorossiysk’e ulaşımı da garanti ediyor” denildi. Zonguldak ve Kerç arasında yolculuk tam 24 saat sürecek. Gümrük işlemi, Kerç limanında yapılacak. Zonguldak-Kerç-Novorossiysk güzergahı üzerinden 16,5 metre uzunluğunda bir trenin nakliye ücreti 1250 dolar olacak. (Aktüel Deniz) Nijerya Limanları Ebola Virüsünün Yayılmasına Karşı Koruma Altında Nijerya’daki Amerikan Başkonsolosluğu Federal Hükümetin Ebola virüsünün limanlar yoluyla yayılmasını engellemek için bir dizi önlem aldığını bildiriyor. Hastalık Kontrol Merkezi, hastalık şüphesi taşıyan kişilerin gemilerde çalışmalarına izin vermiyor. http://www.hellenicshippingnews. com/nigeria-safeguard-nigerianports-against-ebola-spread-says-us-envoy/ 32 DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA AĞUSTOS 2014 Pire Limanının Geliri Düştü Pire Limanı’nın konteyner limanı dışında kalan devlete ait bölümünde gelirler önceki yıla oranla %3,3 azaldı. Liman, yılın ilk yarısında 4,3 Milyon Dolar net kar elde etti. Toplam gelirler ise 50,4 milyon Euro ile önceki döneme oranla %3,3 düşüş gösterdi. Pire Limanı’nın devlete ait olan ve yolcu ve yük taşımacılığı da yapılan bölümünü halen konteyner limanını 35 yıllık işletme hakkını alan Cosco Pacific firması özelleştirip almak istiyor. (Deniz Haber) Leros Adası’na Gümrük Kapısı açılıyor Gemi Balast Suyu ve Sedimanlarının Kontrolüne Çekinceli Katıldık Gemi balast suyu ve sedimanlarının kontrolü ve yönetimi hakkında uluslararası sözleşmeye Türkiye’nin çekinceyle katılımı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, taraflar, gemilerin balast suyu ve sedimanlarının kontrolü ve yönetimi yoluyla zararlı sucul organizmaların ve patojenlerin taşınmasını önlemek, azaltmak ve tamamen ortadan kaldırmak amacıyla bu sözleşmenin hükümlerini tam ve eksiksiz şekilde yerine getirmekle ve balast suyu yönetiminin ve standartlarının devamlı gelişimini teşvik etmekle yükümlü. (Deniz Haber) İran Limanlarına Uğrayan Yabancı Ticaret Gemilerinde Artış Olduğunu Raporluyor İran son aylarda kendi limanlarına uğrayan yabancı bayraklı gemi sayısında artış olduğunu bildiriyor. Özellikle Bandar Abbas limanında Avrupa ve Uzak Doğu bayraklı gemilerin sayısının belirgin oranda arttığı ve İran’a yatırım yapmak isteyen ve hali hazırda İran’da yatırımları bulunan yabancı şirketler için mal taşıyan gemi sayısının bu artışta etken olduğu raporlanıyor. Avrupa Ticareti Atıyor Küresel Konteyner Trafiği Azalıyor İsveç Gothenburg Limanı 6 aylık raporunda, Gothenburg’dan Avrupa’ya ve Avrupa’dan Gothenburg’a deniz ticareti hacmi yılın ilk 6 ayında bir önceki yıla göre artış gösterirken konteyner taşımacılığında %30’a varan düşüş yaşandığı bildiriliyor. http://www.hellenicshippingnews. com/european-trade-up-globalcontainer-traffic-down/ Ege’deki turizm merkezlerinden Leros Adası’na 1 Eylül tarihinde yeni bir gümrük kapısı açılıyor. Son dönemde Türk turistlerle hareketlenen Yunan adalarının açılacak yeni gümrük kapısıyla birlikte canlılığını daha da artıracağı, Yunan işletmelerin dört gözle Türk müşterileri beklediği belirtildi. (Vira haber) Deniz Yoluyla Yapılacak Seferler İçin Yeni Düzenleme Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeye göre, düzenli sefer yapmak isteyen işletmeciler, idarece belirlenecek belgelerle idareye başvuruda bulunacak. Sorumluluk ve yasaklara uymayan gemiler için gemi işletmecisine uyarmadan, hat izin iptaline kadar artan cezalar uygulanacak. Liman Ücretleriyle İlgili Tartışma Deniz Ticaretini Vuracak APM Terminals’in işlettiği MumbaiKhalifa Bin Salman Limanında boş konteynerler için ödenmeyen ücretler nedeni ile yükleme boşaltma faaliyetleri durmuş durumda. Liman yönetimi şirketleri, limanda bıraktıkları boş konteynerlerin ücretlerini ödemeye zorlarken şirketler yüklü miktardaki ceza ve vergilerden kaçınmak istiyorlar. Anlaşmazlık nedeni ile limanda işler beklemede. http:// www.hellenicshippingnews.com/ port-fees-dispute-may-hit-sea-trade/ Bangladeş Limanlarını Komşularına Açıyor Banglades, Chittagong ve Ashuganj limanlarını komşularıyla ekonomik entegrasyon sağlamak için Güney Asya ülkelerinin kullanımına açtı. Bu ülkeler limanları kullanabilecekler ancak alt yapı ve yenilenme çalışmalarında da katkı sağlayacaklar. Örneğin Hindistan limana yakın geçen Feni nehrini kullanarak limana yük gönderebileceğini ve aradaki yol inşa maliyetini üstleneceğini duyurdu. Sınır Kentlerindeki Ticaretin Durumu Irak olayları, bu ülkeye önemli miktarda ihracat yapan, bu ülke pazarı için yatırım yapan illerde, özellikle sınır illerinde büyük kaygıya yol açtı. Gelişmeler iyi değil. İhracat rakamları kritik durumu yansıtıyor. Eğer bir an önce istikrar dönmezse rakamlar, bu yıl Irak’ta ihracat kaybının 3 - 3.5 milyar doları bulabileceğini gösteriyor. Türkiye’nin Irak’a ihracatı aylık 1 milyar doların üzerinde seyrederken, olayların patladığı mayısta sert bir inişe geçti, haziranda 725 milyon dolar, temmuzda ise 550 milyon dolar seviyelerine çekilerek yarı yarıya azaldı. Bu, Irak’a ihracat yapan sektörleri firmaları etkilemeye başladı. Asıl büyük olumsuz etki sınır illerinde... Bölgedeki illerin ticaret ve sanayi odası (TSO) başkanlarının açıklamalarına göre tek sorun ihracat kaybı değil. Bölgede yatırımı olan bazı şirketler ciddi zarar gördü. Yatırımlar durdu. Bazı şirketler fiili saldırıya uğradı. Musul’da enerji yatırımı yapan bir firmanın makinelerine el konuldu. Irak pazarı için yapılan hazırlıklar, ofis açma çalışmaları ertelendi. En önemli sorunlardan biri de alacaklar meselesi… Bölgeye ihracat yapmış, ya da hizmet sağlamış firmalar muhatap bulmakta zorlanıyor. (Dünya Gazetesi) Maden Atıklarının Denize Boşaltılmasına Vize Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Ekonomik Büyümesini Jebel Ali Limanı’na Borçlu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, maden atıklarının karada uygun ortam bulunmaması halinde denize boşaltılmasına vize vermeye hazırlanıyor. Maden Atıkları Yönetmeliği Taslağına göre maden atıklarının çevresel etkilerini en aza indirmek gerekçesiyle denize boşaltılmasına ‘detaylı izleme şartıyla’ onay verilebilecek. Düzenlemeye göre maden atıkları, tehlikeli, tehlikesiz ve inert atıklar olarak üç sınıfta toplanacak. (http:// www.denizhaber.com.tr) Birleşik Arap Emirliklerinin jeolojik pozisyonu küresel ticarette merkez aktarma limanı konumunda. DP World ve Sharjah Gulftrainer firmaları ilk altı aylık istatistikleri açıkladıktan sonra BAE’nin ekonomik büyümesin ardındaki itici gücün Jebel Ali Limanı olduğu yönündeki yorumlar artış gösterdi. Jebel Ali Limanındaki büyümenin Çin, Güney Kore, Hindistan, Avrupa ve Afrika’da artan ticaret hacmi ile bağlantılı olduğu bildiriliyor. 33 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 23 Ağustos 2014 tarih ve 29097 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu yönetmelik ile 25.11.2010 tarih ve 27766 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmeliğin 1 ve 2. maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirildi. Madde 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı Türkiye Cumhuriyeti liman/ iskeleleri arasında yapılan düzenli seferlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir. Madde 2- (1) Bu Yönetmelik tüm sefer bölgelerinde Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yolcu motorları, yolcu, RoRo /Yük , Ro-Ro/Yolcu ve feribot gemileri ile yapılan düzenli seferleri kapsar. çalıştırmak üzere hat izni başvurusu yapabilir. (3) İşletmeci, hat izni almış olduğu geminin bakım ve onarımı da dahil olmak üzere mücbir bir nedenle çalışamaması durumunda hat izni almış olduğu geminin yerine eşdeğer gemi çalıştırmak amacıyla ilgili Liman Başkanlıklarına başvuruda bulunur. İlgili Liman Başkanlıkları tarafından yerine çalıştırılacak geminin izinli olunan hatta çalışmasının uygun bulunması halinde İdareye bilgi vermek kaydıyla iki aya kadar müsaade eder. (4) İşletmeci hat izni bulunan bir gemiyi başka bir işletmeciye kiralaması halinde mevcut hat izni, bitiş süresinin değişmemesi kaydıyla askıya alınır.” Bunun yanında aynı yönetmeliğin; MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Dayanak başlıklı 3. maddesi,tanımlar başlıklı 4.maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (f) bentleri , Başvuru başlıklı, 6.maddesi, Değerlendirme başlıklı 8.maddesi, Hat izinli gemilerle ilgili uygulama başlıklı 9.maddesi, Süresi sona eren hat izninin yenilenmesi başlıklı 11.maddesi, İznin askıya alınması başlıklı 16.maddesi başlığıyla birlikte İzin iptali başlıklı 17.maddesi ile Yürütme başlıklı 19.maddesi değiştirilmiş MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Tanımlar başlıklı 4.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, Hat izni verilmesi başlıklı 5.maddesinin 2. fıkrası ile Aranan Nitelikler başlıklı 7.maddesinin 2.fıkrası yürürlükten kaldırıldı. dikkate alarak değerlendirme yapar ve bu Yönetmeliğe göre yeterliliği tespit edilen gemilere, idarenin belirleyeceği ücret karşılığında klaslı gemiler için en fazla üç yıl, diğer gemiler için en fazla iki yıl süreli hat izin belgesi düzenler. “MADDE 8 – (1) İdare tarifeli sefer izinlerinde; a) İlgili liman başkanlıkları tarafından hazırlanan iskelelerin, limanların ve gemilerin taşımacılığa uygunluk raporunu, b) Bu Yönetmelik gereği istenilen belgeleri, c) Varsa daha önceki hat izin süresi içerisinde İdare tarafından düzenlenen cezai müeyyideleri, (2) Tehlikeli madde taşıyan gemilerin yapacakları seferler ilgili mevzuata göre değerlendirilir.” MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 23 Ağustos 2014 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29097 YÖNETMELİK Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından: MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. DENİZ YOLU İLE YAPILACAK DÜZENLİ SEFERLERE DAİR YÖNETMELİKTE “MADDE 11 – (1) İşletmeci, süresi bitecek olan hat izninin yenilenmesi için, süre bitiminden en az bir ay önce İdare tarafından belirlenen belgelerle birlikte İdareye başvurur. İdare bu Yönetmelik kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde uygun bulması halinde söz konusu gemi/gemilerin hat iznini izin bitim tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, idarenin belirleyeceği ücret karşılığında klaslı gemiler için en fazla üç yıl, diğer gemiler için en fazla iki yıl süreli hat izin belgesi düzenler.” DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 25/11/2010 tarihli ve 27766 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmeliğin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yapılan düzenli seferlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir.” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, tüm sefer bölgelerinde, Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yolcu motorları, yolcu, Ro-Ro/ Yük, Ro-Ro/Yolcu ve feribot gemileri ile yapılan düzenli seferleri kapsar.” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Uyarma, para cezası, iznin askıya alınması MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında tüm gerekleri yerine getirerek İdareye başvuran işletmeler hariç olmak üzere hat izni olmadan tarifeli sefer yapan gemiler ile İdareden izin almış ancak 13 üncü ve 14 üncü maddelerde yer alan sorumluluk ve yasaklara uymayan gemiler için gemi işletmecisine Ek-1’deki tabloda belirtilen cezalar uygulanır. Ek-1’deki tabloda belirtilen para cezaları genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere, ilgili liman başkanlığı tarafından idari para cezası karar tutanağı düzenlemek suretiyle uygulanır.” “MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci, 28 inci ve 34 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.” MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış, (ç) ve (f) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. a) 16 ncı madde gereğince askıya alma yaptırımı uygulanan gemilerin bu Yönetmelikte belirtilen sorumluluk ve yasaklara tekrar uymaması hâlinde gemiye verilen hat izni/hat izinleri iptal edilir. “ç) İdare: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğünü,” b) Hat izni alan işletmecinin talep etmesi hâlinde gemilerinin hat izni iptal edilir. “f) Liman Başkanlığı: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı Liman Başkanlıklarını,” (2) Birinci fıkranın (a) bendi gereğince hat izni iptal edilen gemiler, iptal tarihinden itibaren altı ay süreyle hat izni alamaz ve bu süre zarfında o hatta çalışamazlar. MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 6 – (1) Düzenli sefer yapmak isteyen işletmeciler, İdarece belirlenecek belgeler ile İdareye başvuruda bulunur. İdare başvuruyu değerlendirirken: “MADDE 17 – (1) Gemilere verilen hat izinleri aşağıdaki hâllerde iptal edilir: (3) 16 ncı madde kapsamında hat izni askıya alınan gemilerin, askıya alma süresi içerisinde bildirilen uygunsuzluğu gidermediği durumlarda hat izni iptal edilmiş sayılır. Gemiye ilişkin uygunsuzluğun olması hâlinde o gemiye ait hat izninin, işletmeciye ait uygunsuzluğun olması hâlinde işletmecinin almış olduğu tüm hat izinleri iptal edilir. İptal tarihinden itibaren geçerli olacak altı aylık hat izni alamama hususunun başlangıç tarihi, askıya alma tarihi olarak kabul edilir.” a) Kalkış veya varış noktası ya da uğrak limanları farklı büyükşehir belediye sınırları içinde olan hatta araç taşımacılığı yapılacak olan gemiler için ilgili büyükşehir belediyesinin uygunluk görüşü esas alınır. MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. b) Aynı büyükşehir belediye sınırları içerisinde yer alan liman veya iskele arasında tarifeli sefer yapan gemiler için ilgili büyükşehir belediyesinin ruhsat belgesi aranır. MADDE 14 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. (2) İşletmeci, mevsimsel yoğunluk, işletim maliyeti gibi nedenlerle gemisini veya gemilerini hat izni süresi içerisinde farklı hatlarda 34 “MADDE 9 – (1) İşletmeci, hat iznine sahip gemisi için ilave hat izni talep etmesi durumunda 6 ncı madde kapsamında idareye müracaat eder. Uygun görülmesi halinde, ilave hat izni idarenin belirleyeceği ücret karşılığında mevcut hat izni süresi bitimine kadar verilir.” “MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı yürütür.” MADDE 15 – Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı yürütür. 35 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 UYGULANACAK CEZALAR (Uyarma, Para cezası (TL), Askıya alma, İznin iptali) 1 2 Sefer programına uymamak Sefer programının değişmesi durumunda ilgili liman başkanlıklarına ve seferlerin ilan edildiği tüm iletişim araçlarına bir hafta öncesine kadar bildirmemek. İlk Uygunsuzluk durumunda Grostonx10 TL. Uyarma 3 Mücbir sebepler dışında seferlere on günden daha fazla ara verilmesi Grostonx10 TL. 4 Mücbir sebeplerle verilen aranın üç saat öncesinden bildirilmemesi Uyarma 5 İzin alınmamış hatlarda düzenli sefer yapılması Grostonx20 TL. 6 Süresi biten sigorta poliçesini yenilememek 7 Denizyolundan başka ulaşım imkânı olmayan yerler için İdare tarafından alınacak kararlara uymamak. Grostonx10 TL. 8 Gerçeğe aykırı ve yanıltıcı tanıtım ve reklam yapılması, haksız rekabete sebep olacak işlemlerde bulunulması Uyarma 9 Taşınan araç ve yolcu sayısına ilişkin istatistikleri, izin alındığı tarihten itibaren en geç 2 ay sonrasına kadar İdarenin belirlediği usul ve esaslara göre bildirmemek Aynı uygunsuzluğun 3.tekrarı 10 gün süre ile askıya alma Hat İzni İptali Hat İzni İptali Grostonx10x2 TL. 10 gün süre ile askıya alma Hat İzni İptali 10 gün süre ile askıya alma Hat İzni İptali Grostonx10 TL. Grostonx30 TL. (Poliçe yenilenene kadar hat izni askıya alınır) Aynı uygunsuzluğun 2.tekrarı 10 gün süre ile askıya alma Grostonx10 TL. Uyarma Uyarma Aynı uygunsuzluğun 1.tekrarı Grostonx20x2 TL. Grostonx20x3 TL. Hat İzni İptali - Grostonx20x4 TL. - Grostonx10x2 TL. 10 gün süre ile askıya alma Hat İzni İptali 10 gün süre ile askıya alma Hat İzni İptali 10 gün süre ile askıya alma Hat İzni İptali Grostonx10 TL. Uyarma Hat başına 1000 TL AÇIKLAMALAR: 1- Yukarıda belirtilen uygunsuzluklara verilen idari para cezası üst sınır olan 250.000 TL'yi geçemez. 2- Cezaların değerlendirme süresi takvim yılı içerisinde geçerlidir. Yeni takvim yılına geçilmesi ile gerçekleşecek uygunsuzluk ilk uygunsuzluk olarak değerlendirilecektir. 3- İşletmenin talebi doğrultusunda askıya alma cezası para cezasına çevrilebilir. Para cezası üst sınır olan 250.000 TL'yi geçmemek üzere İdari ilk para cezasının 10 katı olarak alınır. Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar Yayımlandı 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararın yürürlüğe konulması hakkında Bakanlar Kurulu Kararı 18 Ağustos 2014 tarih ve 29092 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın 4. Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirildi (2) Nihai kullanıma tabi tutulacak eşyaya nihai kullanım düzenlemelerine uygulanan gümrük vergisinin diğer hallerde uygulanabilecek vergiden daha düşük olmaması durumunda, söz konusu eşyaya 89.08 tarife pozisyonunda yer alan ‘sökülecek gemilerle, suda yüzen sökülecek diğer araçlar’ hariç bu kısım hükümleri uygulanmaz. Aynı kararın 13.maddesine aşağıdaki fıkra eklendi. 36 Madde 131-(1) Dökme gelen eşyanın taşınması sırasında ortaya çıkan, a) Ek-13’deki listede yer alan eşyada aynı ekte yer alan oranları aşmayan b) Ek-13’deki listede yer almayan eşyada %3’ü aşmayan, c) Boru hatları ile taşınarak ithal edilenler haricindeki doğal gaz ürünlerinde %4’ü aşmayan farklılıklar için özet beyan eksikliği ve fazlalığı takibatı yapılmaz. Gemiadamları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı Gemiadamları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 21 Ağustos 2014 tarih ve 29095 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu Yönetmelik ile, Gemiadamları Yönetmeliğinim 55. maddesi “Yabancı ülkelerde eğitim görmüş olup, hiç belge almayan hak sahiplerine, Yönetmelikte öngörülen yeterlik belgeleri ve/veya gemiadamı cüzdanları, öğrenim sürelerinin denkliği Yükseköğretim Kurulu veya Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlendikten sonra, ilgili eğitim kurumunun idarece denetlenmesi ve ilgili mevzuat çerçevesinde yetkilendirilmesi neticesinde sınavla verilir” şeklinde değiştirildi. Yönetmeliğe getirilen ek maddeler ise şöyle: Ek Madde 7- Bu yönetmelikte yeterlik belgelerinin verilmesinde öngörülen açık deniz eğitimlerinin 500 GT ve üzerindeki, cinsi eğitim gemisi olarak tescillenmiş eğitim gemilerinde gerçekleştirilmesi halinde, staj sürelerinin hesaplanmasında bu gemilerde geçirilen bir gün bir buçuk gün olarak kabul edilir. Ek Madde 8- Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında çalışanlardan bu Yönetmelik kapsamında verilmiş Vardiya Zabiti veya Makine Zabiti ya da daha üst bir yeterlik belgesine sahip olmaları kaydıyla; a)Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten Basitleştirilmiş Gümrük Hattı Novorossisk Limanı’nda Başlıyor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 22.08.2014 tarihli yazısına istinaden Novorosissk Limanı’nın Rusya Federasyonu’na gerçekleştirilecek ihracatlarda Basitleştirilmiş Gümrük Hattı kapsamında İşlem Terminali olacağını bildirdi. Yazıda, Moskova Vnukova Havalimanı’nda uygulanmakta olan BGH (Basitleştirilmiş Gümrük Hattı) sisteminin; Karadeniz’deki Tuapse Limanı, Rusya Federasyonu-Ukrayna sınırında yer alan Treybortneye kara sınır kapısı ve gerekli hazırlıkların tamamlanmasının ardından Rusya Federasyonu- Gürcistan sınırında yer alan Yukarı Lars kara sınır kapısını da içerek şekilde genişletilmesi üzerinden mutabık kalındığı ve Rusya Federasyonu Federal Gümrük Servisi’nin 19.08.2014 tarihli yazısı ile Novorossisk Limanı’nın Rusya Federasyonu’na gerçekleştirilecek ihracatlarda BGH kapsamında işlem terminali olarak kullanılabileceği belirtildi. önce Bakanlıkta geçirdiği süreler dahil olmak üzere üçte biri deniz hizmeti olarak sayılır ve bu Yönetmelikte yeterlik belgesine ek olarak sahip olunması zorunlu tutulan diğer sertifikalar doğrudan düzenlenir. b) Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında en az 3 yıldır çalışmakta olanlar; İdare tarafından yetkilendirilmiş eğitim kurumlarında en az 3 yıl görev yapan denizci eğitimciler, bu Yönetmelik hükümlerine göre sertifikaların yenilenmesinde öngörülen değerlendirme sınavlarından muaf tutulurlar. Ukrayna Hava ve Deniz Limanları Geçiş ve Kontrol Noktalarını Kapattı Ukrayna Bakanlar Kurulu 30 Nisan 2014 tarihinde kabul ettiği bir kararname ile Kırım’da bulunan 27 adet hava ve deniz limanına ilişkin geçiş ve kontrol noktalarını geçici olarak kapattı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün, Dışişleri Bakanlığı’nın 11.08.2014 tarih ve 6803348 sayılı yazısına istinaden gönderdiği 20.08.2014 tarih 4083 sayılı yazı ile; Ukrayna Bakanlar Kurulu’nun 30 Nisan 2014 tarihinde kabul ettiği bir kararname ile Kırım’da bulunan 27 adet hava ve deniz limanına ilişkin geçiş ve kontrol noktalarının geçici olarak kapatıldığı bildirildi. Yazıda ayrıca, Kırım Haber Ajansı’nda 4 Ağustos 2014 tarihinde yayımlanan bir habere dikkat çekilerek Kırım limanlarına Rus gemilerden sonra en çok Türk gemilerinin geldiği ve 3 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla Ukrayna yasalarını ihlal ederek Kırım’a gelen Türk sahipli veya işleteni Türk şirketi olan gemi sayısının 22’ye ulaştığı ifade edilerek, bahse konu gemilere ilişkin bir listeye yer verildiği belirtildi. 37 AĞUSTOS 2014 • Yedek parça ücretleri: Gemide bulundurulması gerekli her türlü sarf ve yedek parça masraflarıdır. • Sigorta ücretleri: Gemi için ödenen tekne, makine ve P&I sigorta ücretleridir. Doç. Dr. Özcan ARSLAN İTÜ Deniz Ulaştırma Mühendisliği Doktora Programı Öğr. Gör. Oğuzhan GÜREL İTÜ Deniz Ulaştırma Mühendisliği Doktora Programı Farklı Tip ve Boyutta Gemilerin Seçiminin Bulanık Mantık Yöntemiyle İncelenmesi Denizcilik sektörü, diğer sektörlerden farklı olarak birçok ulusal ve uluslararası faktörün etkisi altındadır. Gemi işletmeciliğinde, gelecekte oluşabilecek gemi ve navlun fiyatlarını tahmin edebilmek oldukça güçtür. Bu güçlük, özellikle firmalar açısından ödeme planlarının yapılmasında, gelecek yatırımların planlanmasında ve firma stratejilerinin oluşturulmasında olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Uluslar arası ekonomik ve siyasal nedenlerin dışında, meteorolojik, sosyal, stratejik birçok farklı neden deniz taşımacılığında gemi fiyatlarını ve navlun fiyatlarını etkilemektedir [1]. Gelecekte oluşacak gemi ve navlun fiyatlarını tahmin etmek ve buna bağlı olarak karar vermek oldukça güçtür. Farklı gemi tipleri için navlun fiyatları sürekli farklılıklar göstermektedir. Son yıllardaki tanker navlunlarının değişimi Şekil-1’de ve dökme yük navlunlarının değişimi Şekil2’de gösterilmiştir [2]. Şekil-1: Tanker Gemisi Navlunlarının Aylık Değişimi 38 lerin dışındaki gemi işletmeciliği sürecini etkileyen faktörler göz önünde bulundurularak, bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemiyle çözüldü. Gemi İşletmesinde Giderler ve Navlun Fiyatlarının Oluşumu Gemi işletmelerinde, işletmelerin iki tür giderleri vardır: işletme maliyetleri (running costs) ve çalıştırma maliyetleri (operating costs). İşletme Maliyetleri Şekil-2: Dökme Yük Gemisi Navlunlarının Aylık Değişimi Gemi işletmeciliğinde, gemilerin işletilmesinin dışında hangi tipte ve hangi tonajda geminin işletilmesine karar vermek, yapılacak yatırımın karlı bir yatırım olabilmesi için gerekli bir şarttır. Gemi yatırımı yapılırken, mevcut fiyatı, işletme maliyetleri, çalıştırma maliyetleri ve navlun fiyatlarının dışında ölçülemeyen deneyim, beklentiler, işletim kolaylığı gibi faktörlerin de dikkate alınması gereklidir. Bu çalışmada, gemi işletmeciline yeni başlayacak olan bir firma için ikinci el gemi piyasasından fiyatları ve mevcut karlılığı birbirine yakın gemilerin seçimi bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemiyle irdelenmiştir. Bu amaçla; mevcut fiyatları (15 Milyon USD) ve mevcut karlılığı birbirine yakın olan 8650 dwt tonluk bir dökme yük gemisi; 550 teu’luk konteyner gemisi ve 5850 dwt tonluk bir kimyasal tanker arasında yapılacak seçim, ekonomik faktör- İşletme maliyetleri, geminin işletimde kalabilmesi için sürekli olarak yapılması gerekli olan masraflardır. Bunlar: • Personel Masrafları: Gemide görev alan her türlü personelin maaş, beslenme, prim, sigorta, ulaşım, eğitim, sağlık giderleridir. Ayrıca, personelin sağlandığı insan kaynakları firması varsa bu ücretler ve gemiye gönderilmek üzere personel hazır tutuluyor ise bu masraflar da personel masraflarındandır [1]. • Tamir/bakım ücretleri: Gemi seyirdeyken yapılan her türlü tamirat işleminin masrafları, bakım için girilen tersane masrafları ve periyodik olarak girilen tersane bakımı için ödenen masraflar, tamir/ bakım ücretlerindendir. Geminin günlük işletim gideri, yıllık yapılan masrafın güne bölünmesiyle elde edilir. Geminin üç veya beş yıllık periyotlarda yapacağı tersane masraflarını yıllara bölmek, geminin günlük işletme giderinin hesaplanması için daha doğru bir yol olacaktır. • İşletme ve emniyet masrafları: Gemilerin işletilmesi için gerekli şirket-ofis masrafları, her türlü sertifikasyon gideri, gemilerin emniyetinin sağlanması için şirket yetkililerinin ve diğer kuruluşların gemiyi denetlemesi amacıyla yapılan masraflardır. • Amortisman giderleri: Gemilerin yıllık değer kaybıdır. Çalıştırma Maliyetleri Çalıştırma maliyetleri, geminin yük taşıması için yapması gerekli giderlerden oluşur. Bu maliyetler: • Yapılan sefer boyunca harcanan yakıt giderleri, • Her türlü kanal ve boğaz geçiş ücretleri, • Liman ücretleri ve vergileri, • Acente hizmet ve ücretleri, • Kılavuzluk hizmetleri, • Römorkör hizmetleridir. Bu masraflar, gidilecek limanın uzaklığı, geminin günlük yakıt sarfiyatı, gidilen ülkedeki vergilerin ve hizmetlerin ücretlerindeki değişimler, fırtınalı havalar, gel-git gibi meteorolojik ve oşinografik olaylar, kanal ve limanda bekleme süreleri, gemilerin manevra karekteristikleri gibi bir çok etkenden etkilenmektedir. Yük taşıma ücretleri (Navlunlar) Gemilerin giderlerine karşılık, yalnızca navlun gelirleri vardır. Gemi navlunları, dünya üzerinde deniz yoluyla taşınacak toplam yükün taşınacağı mesafe (ton x mil) ile dünya üzerindeki mevcut gemilerin taşıyabileceği yükün miktarı ve bu gemilerin hızları ve verimlilikleri arasındaki arz-talep dengesine göre şekillenir [1]. Gemilerin verimlilikleri, gemilerin doluluk oranı, limanda kalma süresi ve tersane, tamir vb. gibi serviste olmadıkları süre göz önünde bulundurularak hesaplanır. Şekil-1 ve Şekil-2’den anlaşılacağı gibi, gemi navlunları çoğu zaman hareketlidir. Gemi navlunlarındaki değişim, bütün dünyadaki gemi arzı, savaşlar, doğal felaketler, kuraklıklar, ekonomik krizler, büyük fırtınalar, tüketim alışkanlıklarında- ki değişimler gibi pek çok faktörün etkisi altındadır. Gemilerin işletme ve çalıştırma maliyetleri çoğu zaman net hesaplanamamakta, birçok birbirinden bağımsız ve çoğu zaman tahmin edilemez faktörden dolayı geleceğe ilişkin hesaplar yapılamamaktadır. Bulanık Mantık Bulanık Mantık kavramı, ilk kez 1965 yılında Lotfi Zadeh tarafından yayınlanan makalelerden sonra yaygınlaştı[3]. Bulanık mantığın merkezini bulanık kümeler oluşturmaktadır. Günlük hayatta kullandığımız bazı ifadeleri küme olarak düşündüğümüzde, uzun boylu kümesi kişiden kişiye göre değişmektedir. Bulanık mantığın sağladığı en büyük fayda, insana özgü kavramların modellenebilmesi ve belirsiz durumların sayısallaştırılarak matematiksel olarak ifade edilebilmesidir. Günlük yaşamımız, birçok belirsizliği bünyesinde barındırmaktadır. Sistemlerin günümüz gelişmiş dünyasında modellenmesi, karmaşıklıktan uzaklaştıkça kolaylaşmakta, ancak karmaşıklıktan uzak modellerin gerçeği yansıtma oranı azalmaktadır. Zadeh’e göre, karmaşıklık ile kesin olmamak birbiri ile ilişkilidir ve modeller karmaşıklaştıkça gerçeği temsil etme oranı artar [4]. Bulanık mantığın avantajları, günlük hayattaki karmaşık tanımlamaları basit bir şekilde ifade edebilmesi; deneyimlerin ve beklentilerin ifade edebilmesi; birçok karmaşık kural gerektiren işlemin basit kurallarla ifade edebilmesi ve kullanıcı girişlerine olanak tanımasıdır. Üyelik fonksiyonlarının seçiminin kişiden kişiye değişmesi; deneyimlere bağlılığın çok olması ve kararlılık analizlerinin yapılmasına olanak vermemesi ise başlıca dezavantajlarıdır. Bulanık Üçgensel Sayılar ve Kümeler Günlük hayatta, farkında olmadan bazı tanımlamalarda bulunuruz: uzun, kısa; ucuz, pahalı gibi. Satın alınması planlanan bir gemi için 10m USD makul bir fiyat olarak düşünülürken, 15 m USD pahalı olarak düşünülmüştür. İkinci el gemi marketinde fiyatının 10m USD olmasını beklediğimiz geminin fiyatını 11m USD olarak gördüğümüzde alınıp alınmayacağına nasıl karar vereceğiz? Zadeh, bu problemi tanımlarken bulanık üçgensel sayılar kullanmıştır. Böylece, buna benzer tanımlama durumlarında, değerlendirme yaparken, 11m USD’lik fiyat ‘makul dışı’ olarak tanımlanmak yerine, üyelik derecesi ‘0,75’ ‘Makul’ fiyat olarak tanımlanmış olacaktır. Böylece, zihnimizde oluşmuş fiyatı daha gerçekçi olarak ifade ederek, alacağımız kararlarda daha doğru adımlar atmış oluruz. Şekil-3’Te, Zadeh’in bulanık üçgensel sayı tanımına uygun olarak fiyatın ucuz, makul ve pahalılık durumuna göre üyelik dereceleri gösterilmiştir. 1 0 ÜYELİK DERECESİ MERSİN DENİZ TİCARETİ 0 5m 6m 8m 10m 12m 14m 15m 20m Fiyat Şekil-3: Fiyat Aralıklarının Üçgensel Olarak Gösterimi Özellikle bilgisayar ve elektronik sistemlerinin kullanılmasında, örneğin hava sıcaklığının 30 derece ve üzerini ‘sıcak’ olarak programladığımızda, 29 derece sıcaklığı ‘sıcak değil’ olarak algılayacaktır. Oysa ki burada bulanık üçgensel sayılar kullanılmış olsaydı, üyelik derecesine bağlı olarak üyelik derecesi ‘0,9 üyelik dereceli sıcak’ olarak algılanacaktı. Bulanık mantık kullanılarak yapılan fotoğraf makinesi, kamera benzeri çok daha gerçekçi cihazlar üretilmiştir. Bulanık Mantık ve Çok Ölçütlü Karar Verme Herhangi bir karar verme durumunda, çoğu zaman bir ölçütten çok daha fazla ölçütü göz önünde bulundurarak karar veririz. Bu durumda tercihlerimiz ve ölçütlerimizin ağırlığı öne çıkar [5]. Bir çok kriterli karar verme kümesi, en iyi seçimin yapılabilmesi için alternatifler kümesi A = {A1, A2, A3,….An} ve Kriterler kümesi C = {C1, C2, C3,….Cn}’den oluşur [6]. Geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde çok kriterli karar verme problemleri, Fu, Chen, Fuller, Kulak, Yager vb. tarafından yapılan bir çok çalışmada farklı açılardan incelenmiştir [7], [8], [9], [10], [11]. Chen ve Yager tarafından yapılan bazı çok kriterli karar verme çalışmalarında kriterlerin birbirleri arasında önceliklendirilmesi yöntemi kullanılmıştır. [12], [13]. Bazı durumlarda, insana özgü dilsel anlatım kriterlerinin önceliklendirilmesi mümkün iken, bazı durumlarda kriterlerin birinin diğerinden daha fazla ağırlıklandırılması mümkün değildir. Çoğu zaman, değerlendirdiğimiz durum, ölçütlerimizin bir kısmını tam (üyelik derecesi 1) olarak karşılarken, bazılarını üyelik dercesi 1’den az olacak şekilde karşılayabilir. Buna benzer durumlarda, bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yönteminin kullanıl- 39 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 ması daha doğru ve gerçekçi karar vermemize yardımcı olur. Problemin Tanımı Bir gemi işletmeciliği firması, ikinci el gemi piyasasından gemi satın alarak işletecektir. Gemilerin fiyatları ve mevcut durumdaki navlunlara göre karlılıkları birbirine yakın değerlerdedir. 5850 DWT Kimyasal Tanker (KT), 8650 DWT Dökme yük gemisi (DY) ve 550 TEU’luk Konteyner gemisi (CONT) arasında kararsız kalmıştır. Bu seçimi yaparken dikkate alacağı dört kriter vardır: K1: Gemi türüne bağlı işletme deneyimi, K2: Finansman, K3: Gemi türü için mevcut riskler ve K4: Uzun vadeli ticari beklentilerdir. Bu kriterlerin satın alınacak geminin karlılığı üzerinde kısaca şu etkileri vardır: K3: {0,4/KT + 0,7/CONT + 0,8/DY} K4: {0,7/KT + 0,8/CONT + 0,6/DY} Gemi işletmeciliği firması için gemi seçiminde kabul kriterlerin üyelik fonksiyonundaki tercihi sırası ile K1:0,7, K2:0,6, K3: 0,8 ve K4: 0,6’dır. Yatırımcı gemi işletmeciliği firması, hangi gemiyi seçerek yatırım yapması gerektiğini bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemiyle değerlendirecektir. Şekil-4: Gemilerin Ölçütlere Uyumu ve Tercih Ölçütü K2: Finansman kriterine gemilerin uygunluğu, fiyatı birbirine yakın olan gemiler için farklı olmasının sebebi, finansman kuruluşlarının farklı gemi tiplerine göre farklı tutum sergilemeleri veya buna benzer şekilde farklı gemi tipleri için sübvansiyon veya destek uygulanabilmesidir. K1= 0,7 ise, K4: Denizcilikte, mevcut durumda farklı gemi tiplerinin navlunları yakın olsa bile, Şekil 1 ve Şekil 2’den de anlaşılabileceği gibi, siyasi, ticari, meteorolojik vs. birçok olay gemi tiplerinin navlunlarını zamanla değiştirmektedir. Konteyner gemisinin bütün kriterlere uyumunun kesişim kümesinin bulunması için yapılan en azlama ve en çoklama yöntemine göre, tercih kriterlerine göre uyumunun kesişim kümesi [1] Drewry Shipping Consultant, “Ship Management”, London, 2006. D (CONT) = ( K1 U K1) U k3) ( K4 U K4) [2] Clarksson Research Services, “Shipping Intelligence Weekly, Issue 813, London, 2008. = (0,3 V 0,5) (0,4 V 0,8) = 0,5 0,5 ( K2 U K2) (K3 (0,4 V 0,5) 0,7 (0,2 V 0,7) 0,8 = 0,5 olarak tespit edilmiştir. Dökme yük gemisinin bütün kriterlere uyumunun kesişim kümesinin bulunması için yapılan en azlama ve en çoklama yöntemine göre, tercih kriterlerine göre uyumunun kesişim kümesi K1: Gemi işletmesi, işletilecek gemilerin tiplerine göre çok farklı bilgi, beceri, donanım, personel ve ekipman gerektirmektedir. Örneğin, konteyner gemisinde görev yapmış bir gemi kaptanının, aynı yeterliği gerektirmesine kimyasal tankerde görev yapabilmesi hemen hemen imkansızdır. Gemi işletme deneyimi de o gemi tipini karlı olarak işletebilmek için gerekli şartlardandır. K3: Gemiler, taşıdıkları yükler; büyüklükleri; sefer bölgeleri ve bir tehlike sonucunda ortaya çıkarabilecekleri tehlikeler bakımından daha riskli olabilir. Örneğin bir kuru yük gemisinde çıkan yangınla, tehlikeli yük taşıyan bir kimyasal tankerde ortaya çıkabilecek tehlike aynı değildir. 40 K2: {0,5/KT + 0,5/CONT + 0,9/DY} D (DY) = ( K1 U K1) k3) ( K4 U K4) Problemin Çözümü Problemin çözümünde, kriterler ağırlıklarına göre önceliklendirilmemiş, bütün kriterlerin ağırlıkları eşit olarak düşünülmüştür. Tercih kriterleri K2= 0,6 K3=0,8 K4=0,6 bu kümelerin tümleyenleri: K1=0,3 K2=0,4 K3= 0,2 K4=0,4’tür. Problemin çözümünde Kimyasal tanker için ‘KT’, Konteyner gemisi için ‘CONT’, Dökme yük gemisi için ‘DY’ kısaltmaları kullanılmıştır. Kimyasal tankerin bütün kriterlere uyumunun kesişim kümesinin bulunması için yapılan en azlama ve en çoklama yöntemine göre, tercih kriterlerine göre uyumunun kesişim kümesi D(KT) = ( K1 U K1) k3) ( K4 U K4) ( K2 U K2) (K3 U Gemi işletmeciliği firması, yaptığı tespite göre, Bulanık Mantık Zadeh Notasyonuna göre ölçütlere uyumunun üyelik fonksiyonu aşağıdaki gibi tespit etmiştir: = (0,3 V 1) (0,4 V 0,7) K1: {1/KT + 0,5/CONT + 0,3/DY} = 0,4 olarak tespit edilmiştir. =1 0,5 (0,4 V 0,5) 0,4 0,7 (0,2 V 0,4) = (0,3 V 0,3) (0,4 V 0,6) = 0,3 0,9 ( K2 U K2) (K3 U (0,4 V 0,9) (0,2 V 0,8) Kaynaklar [3] Zadeh, L., Fuzzy sets, Information and Control 8 338– 353, 1965. [4] Zadeh, L., “Outline of a new approach to the analysis of complex systems and decision processes” IEEE Trans. Syst., Man, Cybern., Vol. SMC-3, pp.28-44, 1973. [5] Yager, R. “A new methodology for ordinal multiobjective decisions based on fuzzy sets” Decision Sci. Vol. 12 pp:589600, 1981. [6] Bellman, R. E., & Zadeh, L. A. Decision-making in a fuzzy environment.Management Science, 17(4), 141–164, 1970. [7] Fu, G. A fuzzy optimization method for multicriteria decision making: An application to reservoir flood control operation. Expert Systems with Applications, 34(1), 145–149, 2008. [8] Chen, S. M. A new approach to handling fuzzy decision- 0,8 0,6 making problems. IEEE Transactions on Systems, Man, and Cybernetics, 18(6), 1012–1016, 1988. [9] Fullér, R., & Majlender, P. On obtaining minimal variability OWA operator weights. Fuzzy Sets and Systems, 36(2), 203–215, 2003. [10] Kulak, O. A decision support system for fuzzy multiattribute selection of material handling equipments. Expert Systems with Applications, 29(2), 310–319, 2005. [11] Yager, R. R. On ordered weighted averaging aggregation operators in multi-criteria decision making. IEEE Transactions on Systems, Man, and Cybernetics-Part B: Cybernetics, 18(1), 183–190, 1988. [12] Chen, S. J., & Chen, S. M. A prioritized information fusion method for handling fuzzy decision-making problems. Applied Intelligence, 22(3), 219–232, 2005. [13] Yager, R. R. Second order structures in multi-criteria decision making. International Journal of Man-Machine Studies, 36(6), 553–570, 1992. Not: Özcan Arslan ve Oğuzhan Gürel’e ait bu makale Havacılık ve Uzay Teknolojileri dergisinde, (Vol. 3, No. 4, 07/2008, s. 55-60) yayınlanmıştır. = 0,3 olarak tespit edilmiştir. Gemi işletmeciliği firması, yaptığı değerlendirmeler neticesinde Konteyner gemisine yatırım yaparak işletmeye karar vermiştir. Sonuçlar Günlük hayatımızda, iş hayatımızda, trafikte, her gün farkında olarak veya olmayarak sürekli kararlar vermek durumunda kalıyoruz. Verdiğimiz kararlarda birbirinden farklı bağımsız ve çoğu zaman nicel olarak ölçülemeyen birçok ölçüte bağlı olarak bu kararları veriyoruz. Gerçek hayatta, karar vereceğimiz durum, bizim ölçütlerimizin çoğu zaman tam olarak karşılamaz. Bu gibi durumlarda ölçütlerimize en uygun olan doğru kararı verebilmek için bulanık üçgensel sayıları kullanmak ve bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemini kullanmak, daha doğru kararlar almamızı destekler. Bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemini kullanarak yaptığımız örnek gemi seçimi probleminde, gemi işletmesi firmanın yaptığı değerlendirme neticesinde, konteyner gemisinin satın almasının daha doğru bir karar olacağı sonucuna varılmıştır. Bulanık mantığın işletmelerce kullanılması, daha verimli, daha emniyetli ve daha karlı bir işletme modeli oluşturulması için faydalı bir yaklaşım modeli olacaktır. 41 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 Meryem Boğa MDTO Proje Finans Uzmanı Liman Ekonomileri, Limanlar Yönetmeliği ve Hukuki Çerçevesi Liman Ekonomileri Günümüzde limanların kendilerine ait bir ekonomileri vardır. Dünya ve ülkemizdeki limanlara baktığımızda limanların çalışma kapasitelerinin, yük çeşitliliğinin ve taşıma modlarının bulundukları ülke ve bölge ekonomisi ile direkt ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Ülke ve bölgeden ihraç edilen ürünler ya da, ülke ve bölgeye ithal edilen ürünler, limanların bulundukları yer ve hinterlandları ile nasıl bir ekonomik ilişkide olduğunu en iyi açıklayan göstergelerdir. Limanlar mal transferinin yapıldığı yer olmanın yanı sıra 42 çoğu zaman yolcu terminallerinin de bulunduğu yerlerdir. Yolcu transferi de liman ekonomisini başlı başına etkileyen bir faktördür. Limanların iki temel ekonomik fonksiyonu olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar; 1- Yolcu ve yüklerin transferinin yapıldığı ve limanın fiziksel kapasitesi ile direk ilgili olan taşıma fonksiyonu ve, 2- Limanlardaki yük akışının oluşturduğu yük çeşitliliği fonksiyonudur. 43 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 Yüklerin transferinde farklı yöntemler kullanılır. Bir gemiden diğer gemiye ya da bir gemiden kara aracına yüklemek gibi yöntemler en yaygın olanlarıdır. Bazen yükler dikey ya da yatay transfer yapılmadan önce liman sahasında ya da depolarda bekletilmek durumunda kalır. Dolayısıyla limanların akıcı transfer yapabilecek ekipmana, bu ekipmanları emniyetli şekilde kullanabilecek yetişmiş personele ve depolama hizmeti dâhil diğer liman hizmetlerini uygun maliyetle sunabilecek sistemlere ihtiyaçları vardır. Tüm bu sistemler birlikte işleyebilen çarklar gibidir ve liman ekonomisinin temelini oluşturur. Bu bağlamda, limanların iyi yönetilmesi ve limanlar arasında adil rekabet koşullarının oluşabilmesi için liman yönetmelikleri de oldukça önemli ve gereklidir. Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler, liman ekonomilerini, liman politikalarını ve liman yönetimlerini yakından etkilemiştir. Liman ekonomilerine yeni anlayışların gelmesi ile liman yönetiminin belirli sistemlere bağlanması ve kendi içerisinde tutarlı olması zorunlu hale gelmiştir. Limanlar, liman yönetimi ve liman ekonomileri denizcilik sektöründe ekonomik faaliyetlerin devamı için oldukça kritik bir yere sahiptir. Bunun sebebi tahmin edilebileceği gibi basittir, tüm yük ve yolcu taşıma faaliyetleri bir limanda başlar ve başka bir limanda sona erer. Türkiye’nin coğrafi avantajları ülkemizde irili ufaklı 176 adet ticari amaçlı liman ve iskele oluşmasına imkân sağlamıştır. 2011 yı- lında Türkiye’de faaliyet gösteren tüm bu limanlar ve iskelelerin işlem hacminde 2010 yılına göre %4’lük bir artış görülmüştür. Elleçlenen yükler Türkiye’yi Avrupa’da en çok yük elleçleyen 4. ülke konumuna taşımasına rağmen, Türkiye’nin dünyadaki payı sadece %4,3’tür. 2011 yılında elleçlenen toplam konteyner miktarı ise 2006 yılına göre %73 artarak 6,6 milyon TEU olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu rakam Çin’in tek bir limanında elleçlenen toplam konteyner miktarının %20’si kadardır. Liman ekonomileri milli ekonomiye direkt katkı sağlamaktadır. Elleçlenen toplam yükün son on yılda yıllık ortalama artışı ise %8 olarak gerçekleşmiştir ve Türkiye’nin 2011 yılı büyüme oranı %8,3’tür. Liman ekonomilerindeki gelişmelerin, bulundukları ülke ekonomisine yansıması paraleldir. Dolayısıyla limanlarımızın artan ekonomik hacimlerinin dünyanın diğer limanları ile yarışabilmesi ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayabilmesi için limanlara yatırım yapılması ve liman ekonomilerinin iyi şekilde yönetilmesi bir zorunluluktur. Liman yönetmelikleri de bu bağlamda kritik bir değere sahiptir. Limanlar Yönetmeliği Dünyadaki limanların idari yapıları kanunlarla belirlenir. Liman idarelerinin sorumlulukları ve yetkileri her ülkede farklıdır, hatta ülke içerisinde dahi farklılık gösterebilir. Türkiye’de de limanlarda farklı uygulamalar söz konusu iken “Limanlar Yönetmeliği” bu durumu bir standarda bağlamıştır. 31 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak ve yürürlüğe giren “Limanlar Yönetmeliği”; liman başkanlarının görev, yetki, sorumlulukları ile limanlarda uygulanacak kuralların çerçevesini belirleyen yeni bir yönetmeliktir. Bütün limanlar için geçerli olacak bu yönetmeliğin İstanbul ve İzmit limanları için özel hükümler içermekle birlikte her limanda uygulanacak kurallarla ilgili geniş kapsamlı standardizasyon sağladığını söyleyebiliriz. Söz konusu yönetmelik, özelleştirilmiş veya devlete ait limanlardaki farklı uygulamaların son bulması anlamında atılmış önemli bir adımdır. Yeni “Limanlar Yönetmeliği” sayesinde uygulama farklılıkları nedeniyle yaşanan sıkıntıların azalacağı tahmin edilmektedir. Yeni Limanlar Yönetmeliği’nin dayandığı yasal düzenlemeler şu şekilde sıralanabilir: -14.4.1341 tarihli ve 618 sayılı Limanlar Kanunu, -10.6.1946 tarihli ve 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun -26.9.2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci, 9’uncu, 102’uncu, 11’inci ve 12’nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Yönetmeliğin amatör denizcileri de yakından ilgilendiren bazı maddeleri de vardır. Bunlardan biri, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca yapılan bazı açıklamalarda 655 sayılı KHK’nın 43.maddesi gereğince hazırlanacak yeni Bağlama Kütüğü Yönetmeliği’nin (mevcut yönetmelik 2009 tarihlidir ve 491 sayılı KHK’ya dayanmaktadır ancak bu durum 655 sayılı KHK ile 2011 yılında yürürlükten kaldırılmıştır) amatör denizcilerin sıkıntı yaşadıkları ruhsatlandırma, vergilendirme, bayrak değiştirme gibi sorunlara çözüm getirmesi beklenmektedir. Ma- 44 liye Bakanlığı’nca özel teknelerin ilk ediniminde uygulanan ve tekne kıymetinin %25’ini aşan orandaki ÖTV-KDV uygulamalarında düzenleme yapılması ile ilgili çalışmalar devam ederken bir taraftan da Harçlar Kanunu’nda yapılacak değişiklikler konusunun gündemde olduğu bilinmektedir. Bağlama Kütüğü Kayıt Belgesinin, Harçlar Kanunu’nun 7. kısmında bulunan Gemi ve Liman Harçları kapsamında değerlendirilerek Gemi Tasdiknamesi harcı seviyesine (mevcut uygulamaya göre net ton başına 13,2 kuruştur ancak 108,00 TL’den az ve 7266,15TL’den çok olamaz) indirgenerek yasal düzenlemeye konulması yönünde denizcilikle ilgili sivil toplum dernek ve kuruluşlarının talepleri ve beklentileri vardır. Türkiye’nin denizci bir ülke olma yolunda attığı önemli adımlardan biri olan “Limanlar Yönetmeliği” uygulaması örneğinde olduğu gibi, amatör denizciliği teşvik eden ve amatör denizcilikte karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik ciddi adımlar atılması gereklidir ve bu konu ile ilgili yasal düzenlemeler beklenmektedir. Deniz ticaretinin dinamik yapısı ve milli ekonomiye katkısının son derece büyük olması nedeni ile liman ekonomilerinin iyi yönetilmesi, limanların ülke ekonomisinde daha fazla katkı sağlayabilmesi için gerekli yatırımların yapılarak denizcilikteki yeni teknolojilerin dünya ile eş zamanlı olarak ülkemiz limanlarında kullanılması stratejik planlama gerektiren konulardır. Bununla birlikte, yerel armatörler ve amatör denizcilerin desteklenmesi için mevcut mevzuatlarda iyileştirmelerin ivedilikle yapılması bir mecburiyet halini almıştır. Bu bağlamda üç tarafı denizlerle çevrili olan ve doğal limanlara sahip ülkemizin denizcilik sektörü geleceği için eşitlikçi ve yerel oluşumları destekleyecek, adil rekabet edebilme koşullarını oluşturabilecek yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. 45 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 RÖPORTAJ Mustafa Çağatay: “Yelken Sporuna Beklenen Desteği Alamıyoruz” Türk Yelken Vakfı Başkanı Mustafa Çağatay, “denizciliğimiz ve yelkenciliğimiz yükseliyor ama beklediğimiz desteği alamıyoruz” diyor. “Zenginlerin hobisi” olarak algılanan yelken sporunun gelişmesi için bu algının değişmesi, devletin ve yerel yönetimlerin desteğinin sağlanması gerektiğini belirtiyor. Çağatay’a göre Türk yelkencilerinin en büyük sorunu ise kulüplere yer tahsisi yapılmaması ve bu nedenle yüksek kiralarla karşı karşıya kalınması. 46 Türk Yelken Vakfı ne zaman kuruldu? Kuruluş öyküsünden kısaca bahseder misiniz? Türk Yelken Vakfı olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Etkinlikleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Türk yelkeninin, yelkencisinin, antrenörünün, hakeminin ve yöneticisinin gelişmesini ve yetişmesini sağlamak amacı ile 18 yelken sever tarafından kurulan vakfımız faaliyetlerine 1994 yılında başladı. Şu an mevcut 30 şahıs ve 45 kulüp olmak üzere 75 üyemiz (Mütevelli Heyeti) var. 1995 döneminde Türkiye Yelken Federasyonu’na destek olmak amacıyla mevzuat gereği bir vakıf kurulması gündeme geliyor ve 18 kişi tarafından vakıf kuruluyor. Vakfın bir de iktisadi işletmesi, limited şirketi var. Türkiye Yelken Federasyonu’na o zamanki kanun ve mevzuat çerçevesinde destek olmak amacı ile kurulmuştur. Amacımız Türk yelken sporuna katkı sağlamaktır. Yurtdışından tekneler ve botlar ithal ediliyor. Bunlar yelken kulüplerine tahsis ediliyor. Dolayısıyla federasyonla bu şekilde ortak çalışmalar yapıyoruz. Günümüze gelirsek federasyonlar yurtdışından tekne ithalini yapabilmektedir. Çeşitli araçları ve gereçleri artık her kulüp kendisi ithal edebiliyor. Dolayısıyla vakıf bu anlamda pasif kalıyor. Bu yıl 20. senemizi kutluyoruz. Son 5-6 senedir mevzuat ve kanunlar çerçevesinde vakfımız eskiye nazaran daha az çalışma yapıyor. Hakemlerimiz, sporcularımız ve antrenörlerimize yönelik seminerler düzenliyoruz. Toplumsal konularda yapılan sergi, panel vb. toplantılara destek veriyoruz. Türk Yelken Vakfı olarak yarışmalar düzenliyoruz. Bu çalışmaların hepsi federasyonla ortak yapılıyordu. Şu anda yat yarışı düzenliyoruz. Vakfımızın adını devam ettirmek amacıyla kültürel çalışmalara destek oluyoruz. Yelken ve denizcilikle ilgili sempozyumlara katılıyoruz, seminerlere destek veriyoruz. Kitap tanıtımlarına ve sergilere yine aynı oranda destek veriyoruz. Düzenlediğiniz yelken yarışlarına kimler katılabiliyor? Yarışlar hakkında bilgi verebilir misiniz? Düzenlediğimiz yat yarışlarına yarış ilanında belirtilen özelliklerde olan tüm yatlar ve lisanslı ekipleri katılabiliyor. Yapılan Hareketli Salma yarışlarında (OptimistLaser-420-470-Pirat- Surf) lisanslı tüm sporcular katılabiliyorlar. Bunun dışında bir senede 2 ya da 3 tane yat yarışı düzenliyoruz. Bu yarışmalara bütün tekneler kayıt yaptırabilir. Herhangi bir kulüpten lisanslı ya da ferdi lisanslı sporcular katılabilir. Ortalama bir yat yarışına 35 ya da 40 tekne katılıyor. Yaklaşık 250 kişilik sporcu katılımı gerçekleşiyor. Bunun organizasyonu, hazırlanması ve deniz üzerinde yarışın icra edilmesi faaliyetlerini Türk Yelken Vakfı olarak biz yapıyoruz. Yelken eğitimi her yaşta alınabilir mi? Türkiye’de bulunan Yelken kulüplerinin/okullarının sayısını ve eğitimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Okullarda verilen eğitimleri yeterli görüyor musunuz? Yelken sporuna küçük yaşta başlamak öğrenimi ve tecrübeyi arttırmakla birlikte, yetişkinlere yönelikte eğitimler de verilmektedir. Yelken eğitimi veren kulüplerle ticari kuruluşların sayısı son zamanlarda artmış bu da rekabeti dolayısıyla kaliteli ve iyi eğitimi getirmiştir. Geçmiş yıllarda ‘denizlerde çoğalalım’ sloganıyla beraber denizciliğimizde ve yelkenciliğimizde büyük bir artış yaşandı. Her kurum ve kuruluş hemen hemen aynı müfredatı izleyerek karada ve denizde eğitimler vererek yelken sporuna katkı vermeye çalışıyor. Yelken sporuna başlama yaşı çocuklarda kabiliyetine bağlı olmak kaydıyla 7 yaşında başlayabilir. 8 yaşında lisans çıkarma işlemlerini başlatabilirler. 8-15 yaş grubu, küçük teknelerin yarıştığı Optimist eğitimi alabilirler. 15 yaştan sonra sporcunun fiziğine ve kabiliyetine bağlı olarak bir üst sınıfa geçilebilir. Küçük yaşta başlamayıp daha sonradan denize gönül verenler için yetişkinlere yönelik yine kulüplerimizin ve ticari kuruluşların eğitimleri mevcuttur. Yelken sporu bir takım sporu olduğu için, bugün şirketlerin çoğu kendi personeline yelken eğitimi aldırmaya başladı. Son yıllarda şirketler arası yarışmalara yelken 47 MERSİN DENİZ TİCARETİ sporu da eklendi. Bu eğitimlere katılım oldukça fazla. İsterlerse lisans çıkartıp yarışmalara da katılabiliyorlar. Kendi tekneleri varsa bu teknelerle de yelken sporunu yapabiliyorlar. Türkiye’deki yelkenciliğin durumu hakkında neler söylersiniz? Yelkenciliğin gerek spor olarak gerekse hobi olarak geliştirilmesi adına neler yapılmalı? Türkiye’de yelken sporu maalesef zenginlerin hobisi olarak algılanıyor. Bunun nedeni malzemelerinin pahalı olmasıdır. Yelken sporu geçmiş yıllara göre federasyonların desteğiyle daha ileri seviyeye gidiyor. Sporcularımız Avrupa’da çeşitli dereceler alıyor. Ama bu yeterli değildir. Akdeniz Oyunları’nın Mersin’de yapılması Mersin’deki yelkenciler için bir fırsata dönüştürülebilirdi. Yelken kulübüne geri alınmamak kaydıyla bir yer verilseydi eğer, çok daha farklı olabilirdi. Marinalar bu konuda elinden geleni yapmalıdır. Tekneyi bağlamak için marinalardan izin almamız gerekiyor. Tüm branşlarda sporcularımızın başarılı olabilmesi için okul müfredatı ve mevzuatı gözden geçirilmelidir. Çünkü belli dönemlerde çocuklar sportif aktivitelerini bırakmak zorunda kalıyorlar. Okul hayatı bu aktivitelere bir engel olarak değil, bir çözüm olabilmeli. Gençlerimizin spora 48 RÖPORTAJ AĞUSTOS 2014 devam etmesi için okul döneminde bazı teşvikler verilmesi sporcumuzu daha çok motive edecektir. Çünkü spordan koptuktan sonra tekrar başlamaları gençlerimiz için zor oluyor. Üniversiteler de bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Üniversitelerimizde yelken takımları yeni yeni oluşturulmaya çalışıyor. Üniversiteler sporculara burslarla teşvik vermelidir. Yelken sporunu sevmiş fakat maddi anlamda zorlandığı için bırakmış gençlerimize teşvik verilmesi gerekmektedir. “Denizci Millet, Denizci Ülke” olabilmemiz için başta devlet olmak üzere birçok kurum kuruluşun yoğun çalışmalarda bulunması gerekmektedir. Kulüplerimizin yer (arazi) problemleri, sporcularımızın okulları ve eğitimleri ile aksaklıklar, bürokratik sorunlar bir an önce çözümlenmelidir. Yerel belediyeler, kulüplerimizin yer tahsisine önem vermemektedir. Şu an Türkiye’deki bütün yelken kulüplerinin yer sorunu var. Yerel belediyeler bu konularda acilen devreye girmeliler. Çok yüksek kiralar isteniyor, sonuçta buralar ticari alanlar değildir. Deniz kenarındaki yerlerimiz ticaret merkezine dönüşme aşamasındadır. Anadolu kulüplerinin çoğunda işletme yok. Bu kulüplerin bir ofisi bulunmakta ama bu ofisler de şehrin göbeğinde bulunuyor. Genel anlamda denizciliğimiz ve yelkenciliğimiz yükseliyor ama beklediği- miz desteği alamıyoruz. Yelken sporu ‘Zenginlerin yaptığı spordur/ hobidir” algısının önüne geçilmelidir. Spora katkıda bulunacak daha çok sponsor ve destekçi bulunmalıdır. Bu noktada yelkenciliğin gelişmesi adına Deniz Ticaret Odalarımıza da çok büyük görevler düşmektedir. Son olarak Mersin Deniz Ticaret Odası dergisi okurlarına neler söylemek istersiniz? Yelkencilik olarak Türkiye’de karşılaştığımız genel sorunlarımızı röportajda dile getirmeye çalıştım. Yerel belediyelerden destek alamıyoruz. En büyük problemimiz yer sorunudur. Devletten destek alamadığımız zamanda bu spor alanında ilerleme kaydedemiyoruz. Bunu sadece yelken sporu için söylemiyorum. Bütün sporlarımızda devlet desteğini arkamızda hissetmeyince başarı da gelmez olmuyor. Mersin Deniz Ticareti dergisinin bu örnek girişimini ve çalışmalarını en içten duygularımla destekliyorum. Bize bu imkanı sağladıkları için kendilerine çok teşekkür ederiz. Her zaman birlikte çalışmaktan mutluluk duyacağımızı ifade ederiz. Rüzgarınız kolayına, pruvanız neta olsun. Selametle. 49 MERSİN DENİZ TİCARETİ AĞUSTOS 2014 MERSİN CHAMBER OF SHIPPING PORT OF MONTH OF PORT STATISTICS CARGO MOVEMENT - INWARDS/ OUTWARDS LOADED (IN TONS) COMMODITIES DOMESTIC EXPORT : MERSİN : JUNE- 2014 DISCHARGED (IN TONS) TRANSIT TRSHPMNT TOTAL COMMODITIES DOMESTIC IMPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL CEMENT1.551 86.754 13.968 102.003 CEMENT30 2454 CEREALS 4.392 CHEMICALS 19.963 196 369 24.920 CEREALS 39.478 1.049 369 40.896 68.743 4.743 1.308 74.794 CHEMICALS 205.219 2.765 1.133 214.117 5.000 CITRUS1.878 1.878 CITRUS1.330 481.379 CNTR150 36.287 36.437 CNTR23.74323.743 CONST. MACHINERY 957 26 19 1.002 CONST. MACHINERY 3.380 1.785 5.165 COTTON8.463 721 9.184 COTTON27.937 6428.000 FERTILIZERS 1.917 60.531 37 1.308 FOOD STUFF 119.023 5.602 FROZEN MEAT 697 34 62.485 FERTILIZERS 5.100 6.016 911 37 776 125.933 FOOD STUFF 95.710 5.342 731 FROZEN MEAT 1.853 4.655 12.064 101.828 6.508 FRUITS3.169 652 3.821 FRUITS11.658 24.16535.823 GENERAL CARGO 86 GLASS 205.884 21.283 2.258 229.511 GENERAL CARGO 10.808 23 6 10.837 GLASS 7.963 234.566 29.069 1.729 273.326 7.199 149 254 7.602 LEGUMES22.160 40 22.200 LEGUMES118.648 1.026119.674 LIVESTOCK91 5 96 MACHINERY6 11.613 1.554 90 13.263 MACHINERY5.458 76 13 5.548 MINERALS85.827 9385.920 MINERALS202.223 160 202.383 PETR.PRODUCTS 42.304 338.049 349380.701 PETR.PRODUCTS121.973 121.973 RICE30.350 72331.074 RICE17.159 2.560 19.719 SODIUM CARB.2525 SODIUM CARB.33.266 30 33.296 SUGAR64 125189 SUGAR89 342 431 TEXTILE65.359 4.292 62 69.714 TEXTILE 3 28.136 969 179 29.287 TIMBER 26.884 685 106 40 TIMBER 584 83 21 688 VEGETABLE OIL 70.480 113 VEGETABLE OIL 5.669 2.688 60 8.417 VEHICLES 6.765 5.424 27.675 70.633 12.188 VEHICLES1.126 309 1.435 TOTAL 6.032 966.343 151.058 5.578 1.129.011 TOTAL 60.373 1.388.440 108.153 TOTAL (LOADED & DISCHARGED)= 2.690.573 TONS LOADED num. D+E+T TRSHPMNT TOTAL DISCHARGED D+I+T num. TRSHPMNT TOTAL G. TOTAL num. 17.355145 17.50010.104153 10.25727.757 1.4050 1.4055.1850 5.1856.590 13.194120 13.31420.33983 20.42233.736 8.363120 8.3633.1930 3.19311.556 30.549265 30.81430.443236 30.67961.493 9.7680 9.7688.3780 8.37818.146 43.743385 44.12850.782319 51.10195.229 181.131 0 18.13111.5710 11.57129.702 40.317265 40.58238.821236 39.05779.639 61.874385 62.25962.353319 62.672124.931 50 4.595 1.561.562 25
© Copyright 2024 Paperzz