Deniz Ticareti Dergisi Ağustos 2014 Sayısı

DENİZ TİCARETİ
Ağustos 2014 | Yıl 22 | Sayı 267
Zafer Bayramı Mersin’de Coşkuyla Kutlandı
DİR Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar Tartışıldı
Çağatay: ‘’Yelken Sporuna Beklenen Desteği Alamıyoruz’’
Vatandaş mı yatandaş mı?...
Martılarla çevrelenmiş balıkçı gemisi
limana dönerken
MDTO’nın Aylık Yayın Organı
Ağustos 2014 Yıl: 22 Sayı: 267
MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar.
İÇİNDEKİLER
5
Zafer Bayramı Mersin’de
Coşkuyla Kutlandı
8
Denizcilik Sektörü Önerilerini
Başbakan Erdoğan’a İletti
10-11
MDTO’dan Haberler
13-16
Kısa Kent Haberleri
18-22
Denizcilik Haberleri
24-25
Hatıra Kent Mersin
26-28
Hazine Taşınmazlarının
Tersane Yatırımlarına Tahsisine
İlişkin Mevzuat Değişiklikleri
31
Deniz Feneri
32-33
Denizcilik Gündeminden
Kısa Kısa
34
Deniz Yolu ile Yapılacak
Düzenli Seferlere Dair
Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı
38-41
Farklı Tip ve Boyutta Gemilerin
Seçiminin Bulanık Mantık
Yöntemiyle İncelenmesi
43-45
Liman Ekonomileri, Limanlar
Yönetmeliği ve Hukuki
Çerçevesi
46-48
Çağatay: “Yelken Sporuna
Beklenen Desteği Alamıyoruz”
50
İstatistik
Vatandaşlık önemlidir!..
Önemli olduğu kadar da sorumluluk gerektirir.
Vatandaş sorumluluğunu yerine getirmezse o ülkede işler iyi gitmez...
Nedir vatandaşın sorumluluğu?
Vatandaş yasalara uymak zorundadır!
Vatandaş bayrağına saygı duymak zorundadır!
Vatandaş vergisini düzenli ve eksiksiz vermek zorundadır!(ki ülkenin refah düzeyi artsın.)
Vatandaş seçimlerde oy kullanmak zorundadır! (18 yaş üstü için söylüyorum)
Vatandaş çevresini korumak zorundadır!.
Velhasıl, vatandaşın görevi saymakla bitmez.
Vatandaş tam görevini yapmıyorsa vatandaşlık bilinci oluşmamış demektir.
Böyle insanların yaşadığı ülkede de sıkıntılar bir türlü bitmek bilmez!
“Peki vatandaşın sorumluluğu var da devletin yok mu?” diye soracak olursanız,
yanıt, “olmaz olur mu hiç” olacaktır.
Devlet vatandaş arasında ayırım yapmaz!
Her bireyin özgürlüğü eşittir!
Devlet vatandaşın çocuklarının eğitiminden sorumludur!
Ve de vatandaşın can ve mal güvenliğini korumakla yükümlüdür.!
Bunun yanında vatandaşı için gerekli sağlık yatırımlarını yapmak zorundadır!
Vatandaşın devlete, devletin vatandaşa karşı sorumluluğu saymakla bitmez aslında...
Vatandaş olmazsa devlet de olmaz!
Ancak gel gör ki;
Benim ülkemde yurdum insanının hatırı sayılır bir çoğunluğu vatandaşlık bilincinden uzaktır.
Bunun da zaman zaman sıkıntısı yaşanmaz değil.
Bunlar yalnızca konuşur ve bol bol eleştirir!
Tıpkı, iş üretmeyen insanın laf ürettiği gibi.
Sonuçta ortaya karışık bir tablo çıkar.
10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.
Vatandaşlık görevini yerine getirenlerin oranı yüzde 74, görevini yerine getirmeyenlerin oranı ise yüzde 26..
Yani her dört vatandaştan biri görevini yerine getirmemiş.
14 milyon vatandaş, onlara yatandaş da diyebiliriz sandığa gitmemiş!
12 yıl içinde yapılan seçimlerde sandığa gitme oranı en düşük olan seçim olmuş.
Yani vatandaşın sayısı artacağına yatandaşın sayısı artmış!
Gel işin içinden çık çıkabilirsen.
Sonrasında ne mi olmuş!
Eskilerin çocukları avuttuğu gibi, “şeytan almış götürmüş!”
Bu ülke bize Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük armağanı ve emaneti.
Tıpkı vatandaşlık hakları gibi!
Onun bu emanetlerine sahip çıkmak da vatandaşlık görevleri içinde en kutsalı.
Vatandaş olabilene ne mutlu.
Saygıyla
Yatandaş olana ise sözüm yok!...
Ali ADALIOĞLU
Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLU
Genel Koordinatör: Ali ADALIOĞLU
Yayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS,
Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİ
Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı
Basım Yeri: Alev Dikici Basım & Ambalaj Ltd. Şti Tel : 0322 435 13 13 Fax : 0 322 436 34 81
Adres: Döşeme Mahallesi Cumhuriyet Cad. No:133 01130 Adana Basım Tarihi: Ağustos 2014
Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 45 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye
Tel: 0324 327 70 00 (pbx) Faks: 0324 329 52 30 E-posta: mersindto@mdto.org
mdtodergi@mdto.org www.mdto.org.tr
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
Zafer Bayramı
Mersin’de Coşkuyla Kutlandı
30 Ağustos Zaferi’nin 92. yıldönümü Mersin’de düzenlenen törenle coşkuyla kutlandı. Mersin Valisi
Hasan Basri Güzeloğlu, “Bir büyük zaferi büyük bir coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz”
dedi.
Mersin’de 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla sabah saat 9.00’da Cumhuriyet
Meydanı’nda tören düzenlendi. Mersin
Valisi Güzeloğlu’nun tören kıtasını selamlamasıyla başlayan törene, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat
Atilla Demirhan, AKP Mersin Milletvekili
Nebi Bozkurt, CHP Mersin Milletvekilleri Aytuğ Atıcı, Vahap Seçer ve İsa Gök,
MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır,
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, askeri erkan, gaziler, il
protokolü ve vatandaşlar katıldı.
Törende, Vali Güzeloğlu, Tuğamiral Demirhan ve Başkan Kocamaz’ın Atatürk
Anıtı’na çelenk sunmalarının ardından
4
saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde
Türk bayrağı göndere çekildi.
Daha sonra Cumhuriyet Meydanı’ndaki
Kültür Merkezi’ne geçen Vali Güzeloğlu,
Tuğamiral Demirhan ve Başkan Kocamaz, Şeref Salonu’nda tebrikleri kabul
ettiler. Bayram kutlamasının yer aldığı
törenin ikinci bölümünde ise Güzeloğlu,
Demirhan ve Kocamaz, törene katılanların ve halkın bayramını kutladılar. Akdeniz
Bölge ve Garnizon Komutanlığı’nda görevli İkmal Yüzbaşı İlhan Tabur’un günün
anlam ve önemini belirten konuşmasıyla
devam eden kutlamalarda, şiirler okundu, Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları
Ekibi’nin gösterileri yer aldı. Vatandaşlar,
kutlamalara ellerinde Türk bayraklarıyla
katılırken, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları, Türkiye Muharip Gaziler Derneği
üyeleri ve askeri birliğin resmigeçit töreni
ile sona erdi.
Törenin ardından meydanda basın mensuplarına açıklama yapan Vali Güzeloğlu,
“Tüm yurtta olduğu gibi Mersin’de de bir
büyük zaferi büyük bir coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bugünleri
bizlere armağan eden, cumhuriyetimizi
kuran başka Gazi Mustafa Kemal Atatürk
olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet,
saygı ve minnetle anıyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunu müjdeleyen bu büyük
zaferden, cumhuriyetimizin kuruluşundan
5
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
bugüne Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin
birlik ve bütünlüğü, milletimizin sarsılmaz
birliği uğruna hayatını feda eden tüm şehitlerimizi de milletçe rahmet ve minnetle
anıyoruz. Kahraman gazilerimize milletçe
şükran ve sağlık dileklerimi iletiyorum.
Nice 30 Ağustoslara gelişen ve güçlenen,
her geçen gün büyüyen, bölgesinde lider
ülke olan Türkiye’nin her anlamda lider
ülke olarak ulaşmasını diliyorum” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, 26-30
Ağustos Zafer Haftası dolayısıyla çeşitli
ilçelerde sportif ve kültürel etkinlikler düzenledi. 30 Ağustos Zaferinin, Türk milleti
için çok büyük bir önemi olduğunu ve dünya tarihine geçmiş önemli savaş başarılarından birisi olduğunu kaydeden Başkan
Kocamaz, “Bundan 92 yıl önce büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Ordusu, kendisini kuşatan iç ve
dış düşmanlara karşı ve yedi düvele karşı
büyük bir bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Büyük bedeller ödediğimiz ve binlerce
şehit verdiğimiz bu zafer, Türk milleti için
büyük bir önem taşımaktadır ve her Türk
vatandaşının gururla anlatacağı bir kahramanlık destanıdır. Böylesi bir zafer sevincinin 92. yıldönümünü vatandaşlarımızla
coşku içinde kutlamak için, Büyükşehir
Belediyesi olarak Zafer Haftası programı
düzenledik ve bu etkinliklerimizi her gün
6
değişik bir ilçemizde gerçekleştiriyoruz.
Zafer Haftası programımızda sportif mücadelelerin yanı sıra, kültürel ve sanatsal
etkinliklerimize de yer vererek, Mersin
halkını sevdiği sanatçılarla buluşturuyor,
böylece birlik ve beraberliğimizi daha da
pekiştiriyoruz. Bu büyük zaferi kutlarken,
bu zaferin mimarı olan başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal
eden tüm kahramanlarımızı sevgi, rahmet
ve özlemle anıyorum" dedi.
Öte yandan aralarında CHP, Atatürkçü
Düşünce Derneği ve İP’nin de bulunduğu 15 siyasi parti ve sivil toplum örgütü,
30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla alternatif bir kutlama gerçekleştirdi. Grup
temsilcileri Atatürk Anıtı’na kurumlarının
çelenklerini sundu. Burada bir konuşma yapan CHP Mersin İl Başkanı Faruk
Mehmet Akar, 30 Ağustos’un bir milletin
esaret zincirlerinin kırıldığı ve yüce Türk
ulusunun kaderinin değiştiği gün olduğunu belirterek, “Bu genç cumhuriyet, bütün
insanına aş, iş vermiş, gelişen dünyanın
tüm nimetleriyle insanlarını tanıştırmış,
ülkenin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini bir araya getirmiş, vatandaşlık bilinci etrafında insanlarını yaşanabilir bir
modern gelecek için birleştirmiştir. İşte
bu, büyük Atatürk’ün gerçekleştirdiği büyük idealdi. Teşekkürler Atam. Biz de bize
bırakmış olduğun emaneti her türlü zorluk
altında koruyacağımıza, onu günün şartları içinde geliştireceğimize söz veriyoruz” diye konuştu.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları
gece de devam etti. Zaferin 92. yıldönümü nedeniyle Mersin Valiliği tarafından
bir resepsiyon verildi. Düzenlenen resepsiyona Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ve eşi Ayşe Güzeloğlu, ev sahipliği
yaptı. (İHA)
7
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
Denizcilik Sektörü Önerilerini
Başbakan Erdoğan’a İletti
Başbakan Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen VII. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda, denizciler denizcilik sektörünün
teşvik politikasında öncelikli sektör olmasını ve yeni kruvaziyer limanlarının faaliyete geçirilmesini istedi.
VII. Ticaret ve Sanayi Şurası, TOBB Başkanı
M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde
ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşti. İş
dünyasının temsilcilerinin de katıldığı toplantıda Mersin Deniz Ticaret Odası’nı Genel
Sekreter Korer Özbenli temsil etti.
TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleştirilen
VII. Ticaret ve Sanayi Şurası’nda, ticaret ve
sanayinin temsilcileri sorunlarını ve çözüm
önerilerini birinci ağızdan hükümetle paylaşma imkanı buldu.
Şura’nın açılışında konuşan TOBB Başka-
nı M. Rifat Hisarcıklıoğlu iş dünyası olarak
huzur ve istikrardan yana olduklarını belirterek, “Ekonomide atılım yapmamızı sağlayan reform ateşi yeniden canlansın” dedi.
İcracı ve reformcu anlayışın devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu,
Türk özel sektörünün bu anlayış ile büyük
başarı hikayeleri yazdığına değindi. Küresel
risklerin hem iktisadi hem de coğrafi olarak
yeniden artmaya başladığı bir dönemde
olunduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu,
“Böyle zamanlarda ayakta kalabilmek için
kendimize daha sağlam bir zemin hazırlamalıyız” diye konuştu.
Şura için oda, borsa ve konseylerin kapsamlı bir çalışma yaptıklarını ifade eden
Başkan Hisarcıklıoğlu, özel sektörün mikro
ve makro sorunlarının belirlendiğini sonra
da çözüm önerilerinin hazırlandığını anlattı.
7 bölge ve 3 büyük ilin ayrı ayrı sunum yaptığı şurada Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi, Ticaret Odaları Konseyi, Sanayi Odaları Konseyi, Ticaret Borsaları Konseyi ile
Deniz Ticaret Odaları Konseyi kendilerine
ait sorunları ve çözüm önerilerini hükümetle
paylaştılar.
Şurada sektörler tarafından hazırlanan çözüm listesindeki bazı maddeler şöyle:
Deniz Ticaret Odaları Konseyi
- Denizcilik, teşvik politikasında öncelikli
sektör olmalı.
- Yeni kurvaziyer limanlar faaliyete geçirilmeli ve revize edilmeli.
Ticaret ve Sanayi Odaları
- Tahsilat sorununun çözümü için alacak
sigortası işlerlik kazansın.
- Sendika iş kolu barajının kalıcı olarak yüzde 1'e indirilmesi önlenmeli.
- Çok daha spesifik ve nokta atışı sektörel
ve bölgesel teşvikler getirilmeli.
Ticaret Odaları Konseyi
- Mesleki eğitim sistemi iş dünyasına devredilmeli.
- İstihdam üzerindeki yükler azaltılmalı.
- İş mahkemeleri sürekli işvereni cezalandırmakta. Burada yeni bir yapılanmaya gidilmeli.
Sanayi Odaları Konseyi
- Yatırım teşvik sistemi statik değil, dinamik
devam etmeli, değişen koşullara göre yenilenmeli.
- KOSGEB'in sıfır faizli kredi destekleri yeniden başlatılmalı.
Ticaret Borsaları Konseyi
- Lisanslı depoculuk yatırımları işletme aşamasında desteklenmeli.
- Ürün İhtisas Borsası'nın kurulması hızlandırılmalı.
- Canlı hayvan borsalarının kurulması teşvik
edilmeli.
8
9
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
MDTO’DAN HABERLER
MDTO’DAN HABERLER
DİR Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar
MDTO’da Tartışıldı
Mersin-Tripoli Hattında Yaşanan Güvenlik
ve Lojistik Sorunları Silifke’de Tartışıldı
Dahilde İşleme Rejimi (DİR) uygulamasına yönelik sorunlar Bakanlık yetkililerinin katıldığı toplantıda tartışıldı.
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen toplantıda Mersin-Taşucu-Tripoli hattında yaşanan
sorunlar masaya yatırıldı.
Son yıllarda, deniz taşımacılığı yapan gemilerin lojistik maliyetlerinin azaltılabilmesini sağlamak üzere limanda işlem süreleri
oldukça kısaldı. Konteyner taşımacılığının
yoğunlaşması nedeniyle de özellikle konteyner gemileri limanlarda çok kısıtlı sürelerde kalır hale geldi. Bugün, gemiler başta
makine, seyir yardımcıları ve güvenlik ekipmanları olmak üzere gerek planlı bakımlarını gerek küçük çaplı arıza onarımlarını
liman periyodu içinde tamamlamak zorundalar. Örneğin, gemideki can salları ve can
filikalarının periyodik bakımları yapılarak
süreli malzemelerin değişmesi, yenilenmesi, gerekli malzemelere yönelik işlemlerin
yetkili servis istasyonunda tamamlanması,
arızalanan bir elektrik motorunun sarılması,
boşalmış yangın tüpü ya da teneffüs cihazlarının doldurulması, arıza yapan radar
cihazının, telsiz cihazının sahilde bulunan
servis istasyonunda tamiri ve testi gibi işlemlerin liman periyodunda tamamlanması
gerekiyor. Gemilerin arıza ya da bakım işlemlerini liman periyodunda gideremedikleri hallerde kalkışlarına izin verilmiyor ve
daha da kötüsü gemi personeli denizde
güvenlik riski ile karşı karşıya kalıyor.
Bilindiği gibi, halihazırda gemilerin liman
periyodunda bu ve benzeri işlemlerin tamamlanmasına yönelik uygulama gümrük
mevzuatımızdaki DİR (Dahilde İşleme Rejimi) kapsamında yürütülüyor. DİR kapsamındaki işlemlerin (özellikle sözlü beyan
sürecinin) uzun zaman alması ayrıca işlemi
yapan tamir bakım firmalarının bu işlemler
için bir gümrük müşavirliği firmasına vekalet vererek işlem yaptırması aşırı maliyetler
getiriyor. Örneğin 15-20 liraya doldurulan
bir yangın tüpü için kimi zaman 100 katına
varan masraflar gündeme gelebiliyor.
Mersin Deniz Ticaret Odası geçtiğimiz
günlerde mevcut DİR uygulaması ile ilgili sorunları TOBB ile Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı’na iletti. MDTO’nun yapılan işlemin aslında dahilde işleme rejimi mantığına uygun bir işlem olmadığı, zira yurt içinde
bir işleme tabi tutulmadığı, bu nedenle bu
işlemlerin DİR uygulaması kapsamından
çıkarılması yönünde yazdığı yazıların ardından MDTO yetkilileri 17 Temmuz 2014 tarihinde yapılan “DİR Değerlendirme Kurulu”
toplantısına çağırıldı.
Ekonomi Bakanlığı’nda gerçekleştirilen ve
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile TOBB ilgililerinin de katıldığı toplantıda MDTO yetkilileri tarafından mevcut uygulama nedeniyle
Mersin Limanı’nda bu tür ihtiyaçların çözümünde sıkıntılar yaşandığı, çoğu geminin
bu tür işlemlerini yaptıramayarak hem güvenlik zafiyeti yaşadıkları hem de gemilerin
bu ihtiyaçlarını yabancı limanlarda daha
kısa sürede ve daha az fiyata yaptırmaları
nedeniyle ülkemizin döviz kaybettiği anlatıldı ve uygulamayı kolaylaştıran mevzuat
düzenlemesi gerektiği bildirildi.
MDTO’nun talebine istinaden Gümrük ve
Ticaret Bakanlığınca Mersin Limanı’na gelen gemilerdeki tamir ve bakım işlemlerindeki gecikmelerin önlenmesi kapsamında
yerinde inceleme yapmak üzere 6 Ağustos
2014 tarihinde Mersin’de bir toplantı yapılmasına karar verildi. MDTO’da düzenlenen
toplantıya DİR Daire Başkanı Erkan Ertürk,
Gümrük ve Ticaret Uzmanı Ali İhsan, Gümrük ve Ticaret Uzman Yardımcısı Emre Eşref
Koçak katıldı.
Bakanlık ilgililerine konu ile detayların aktarıldığı toplantıda, Mersin’deki Bölge
Müdürlüğü’nün ilgili birimlerinin de görüşleri alınarak, bakım, onarım için gemilerden liman dışına çıkarılacak malzemeler için sözlü beyanname düzenlenmesi, global ya da
münferit teminat sağlanması ile liman giriş
çıkış kapısında Gemi Kontrol Kısım Amirliğine verilecek dilekçe ile (gemi kaptanlığınca
düzenlenmiş “Landed Form” ekli) gemiye
ait ekipmanın ülkemize giriş-çıkışının hızlı
sağlanması yönünde mevzuat düzenlemesi gerektiği benimsendi. Toplantıda görüşülen tereddütlü bir diğer konu ise, Deniz
Ticaret Odalarınca veya şirketlerce verilecek teminatın tüm ülkemizde geçerli olması
ya da Gümrük Bölge Müdürlükleri nezdinde
ayrı ayrı teminat işlemi gerekliliği konusuydu. Olumlu geçen toplantının ardından Bakanlığın, ülkemiz limanlarına gelen yabancı
gemilerin işlemlerinin liman periyodunda
kısa sürede ve fazla maliyet getirmeden
tamamlamasına yönelik yeni bir genelge
oluşturması bekleniyor.
Tripoli (Trablus) Liman Müdürlüğü’nün
talebi üzerine 15 Ağustos 2014 tarihinde
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen toplantıda Taşucu- Tripoli hattında
yaşanan güvenlik ve lojistik sorunları tartışıldı. Toplantı Tripoli ve Taşucu Limanları
yetkilileri ile UDHB Deniz Ticareti Genel
Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı,
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı,
Gümrük Muhafaza Bölge Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Silifke Ticaret ve Sanayi
Odası, Akgünler, Filo ve Seawise Denizcilik Şirketleri temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya Mersin Deniz Ticaret
Odası’nı temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Kpt. Mesut Öztürk katıldı.
Toplantının açış konuşmasını yapan Taşucu Liman Başkan Vekili Avni Diniz, bu toplantının Tripoli Liman İdaresi yetkililerinin
talebi ve Dışişleri Bakanlığı ile Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın
onayı ile düzenlendiğini söyledi.
Tripoli Liman Müdürü Dr. Ahmad Tamer
ise amaçlarının iki liman arasındaki ilişkiyi
geliştirmek, bu limanlar arasında taşınan
yolcuların rahatlığını sağlamak, sorunlara
daha hızlı çözüm üretmek ve Taşucu-Tripoli hattının güvenirliğini ve itibarını arttırmak
olduğunu ifade etti.
Son dönemde bu hatta yapılan taşımaların arttığını ve 2013 yılında 31.000 yolcu
ile 7.000 araç taşındığını belirten Tamer,
taşımaların artmasıyla birlikte kaçak yolcu
sayısında da büyük artış olduğunu kaydetti. Taşınan yolcular arasında 300 sahte pasaportlu yolcu yakalandığını, bunlarının çoğunun Türkiye’den gelen Suriye
vatandaşları olduğunu ve Türkiye’ye geri
gönderildiklerini belirten Tamer, her iki ülkenin güvenliği açısından yetkililerin bu
konuya dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lübnan’dan gelen yolcularda sahtecilik
olmayacağı garantisini veren Tamer, kendilerinin bu konuda çok sıkı denetim yaptıklarını söyledi.
Tripoli’den gemiye binen yolcuların bazılarının ailelerinin, liman yetkililerini aradıklarını, çocuklarının cihat için Türkiye’ye gitmek
üzere gemiye bindiklerini ve çocuklarının
seyahatine engel olunmasını istediklerini
anlatan Tamer, böyle durumlarda söz konusu yolcuların iade edilmesi konusunda
Türkiye tarafında muhatap bulamadıklarını
dile getirdi.
Konuşmasında yolcuların rahatlığı açısından gemilerin zamanında kalkmasının
önemine de değinen Tamer, “Gemiler limandan zamanında kalkar, diğer limana
zamanında varır ise yolcular deniz yolculu-
ğunu daha fazla tercih edecektir. Hattın ilk
açıldığı döneme kıyasla yolcu şikayetleri
giderek azalmaktadır” diye konuştu.
Toplantıda söz alan Emniyet Müdürlüğü
yetkilileri ise Türkiye’ye giriş ve çıkışta Suriye vatandaşlarına gerek Esad rejimi gerekse muhalif yönetim tarafından düzenlenen değişik ebat ve formatta pasaportlar
kullanıldığını, bu sıkıntılı duruma ilaveten
Lübnan tarafından sahte pasaportlu oldukları gerekçesiyle iade edilenlerin pasaportlarının delindiğini belirtti. Emniyet
yetkilileri ellerinde sahte dahi olsa bir pasaport bulunan Suriyelilerin bu işlem sonucunda tamamen pasaportsuz kaldıklarını,
bu nedenle pasaportlarının delinmeden
gönderilmesinin daha yararlı olacağını ifade etti. Tripoli Limanı’na konteyner kabul
edilmediğini bildiren yetkililer, sadece TIR
kabul ettiklerini, bu TIR’ların da X-ray cihazından geçirildiğini söyledi.
MDTO Genel Sekreter Yardımcısı Mesut
Öztürk de, bu hatta taşınan yük miktarının
arttırılması düşünülürken, güvenlik ve lojistik konuları ile birlikte emniyet unsurunun
göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
“Ülkemizde ve dünyada bu tür taşımaların yapıldığı hatlarda gerek limandaki
yükleme-boşaltmalarda, gerekse yükün
emniyete alınması hususunda zafiyetler
yaşanıyor, sonuçta üzücü kazalar meydana geliyor” diyen Öztürk, bu konuda her iki
liman yetkililerine de büyük görevler düştüğüne dikkat çekerek, bundan sonraki
toplantının ana temasının emniyet olması
gerektiğini belirtti.
Toplantının kapanış konuşmasını yapan
UDHB Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü
yetkilisi N. Hakan Pekşen, toplantıda yapılan konuşmaların bir rapor halinde Bakanlık yetkililerine iletileceği bilgisini verdi.
Bundan sonraki toplantının Ankara ya da
Tripoli’de yapılabileceğini ve toplantıya Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin katılmasının
faydalı olacağını belirten Pekşen, Lübnan
Heyeti tarafından talep edilen “Kardeş
Gümrük” uygulamasının pek görülen bir
uygulama olmadığını, bunun yerine “Kardeş Liman uygulamasının mümkün olabileceğini sözlerine ekledi.
10
11
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
MDTO’DAN HABERLER
KISA KENT HABERLERİ
Mersin Kent Konseyi’nin Yeni Başkanı
Yasmina Lokmanoğlu Oldu
Mersin Kent Konseyi’nin yeni dönem Genel Kurulu’nda, başkanlığa Yasmina Lokmanoğlu seçildi.
Mersin Kent Konseyi’nin yeni dönem genel
kurulu, il genelinden delegelerin katılımıyla Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı
Kocamaz’ın da katıldığı toplantıda, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, odalar, dernekler ve
çeşitli kurumlardan temsilciler yer aldı.
Genel kurulun açılışında bir konuşma yapan
Başkan Kocamaz, Türkiye’de ilk kent konseylerinden birinin Tarsus’ta kurulduğunu anımsattı. İlk başta el yordamıyla işi yürüttüklerini
belirten Kocamaz, “Ancak süreç ilerledikçe
şu sonuca vardık: Bu işin belediyeler tarafından ancak lojistik desteği sağlanmalı, belediyenin dışında bir yönetim tarafından kent konseyi kentin problemlerini masaya yatırmalı,
tartışmalı ve çıkan sonucu da hem yerel hem
genel yöneticilere aktarmalı. Bizim bu kararı
almamızdan çok daha sonra bu iş yasa haline geldi ve kent konseyleri Türkiye genelinde
oluşmaya başladı. En çok önemsediğimiz
nokta şudur: Belediye meclisleri biraz da
siyasi saiklerle belirleniyor. Yani kimin daha
fazla çevresi var, kim daha fazla oy getirir, belediyelerde böyle bir anlayış oluşuyor. Oysa
kentin dinamikleri, kentte yaşayan insanların
görüşleri her şeyden çok daha önemli. Onların kent konseylerinde ortaya koyduğu düşünce, bilgi ve birikimlerini paylaşması belediye meclislerinin de önünü, ufkunu açacak
ve kentin geleceğiyle ilgili verilecek kararlarda
bir ortak tavır, ortak düşünce, bir konsensüs
sağlanacak, yapılan işler daha da doğru olacak” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, “Kent Konseyi siyasi arenaya dönüştürülmemeli, buradan çıkacak sonuç Mersin’in ortak paydası olmalıdır” dedi.
“Yerel yöneticiler kesinlikle
kent konseylerinde olmamalı”
Kent konseylerinde delegeler dışında dışarıdan da zaman zaman destek alınabileceğini
vurgulayan Kocamaz, “Kent konseylerinde
yerel yönetimlerin temsilcileri olabilir ama yerel yöneticiler kesinlikle olmamalı. Ben dahil.
Zira buradan çıkacak fikir ve düşünceler bize
yol göstermeli, bizim dikte ettiğimiz bir konsey olmamalı. O zaman sağlıklı fikirler ortaya
çıkmaz. Bizim göremediğimiz konuları hür ve
bağımsız olarak buradaki arkadaşlarımız çok
daha iyi değerlendirirler, bize de yol gösterirler” ifadelerini kullandı.
Mersin’in önünde çok büyük problemler ve
çözüm bekleyen konular olduğunu dile getiren Kocamaz, çöp sorunu ile ulaşımın kentin
en önemli sorunları arasında olduğunun altını
çizdi. Balıkçı barınakları, sahillerin durumu, tarımsal hizmetler, kentin tarihi değerleri, sosyal
politikalar gibi birçok konuda daha problem
olduğunu da kaydeden Kocamaz, “Kent
Konseyi’nde, konseyin çeşitli aktivitelerinin
masraflarını karşılamak üzere Büyükşehir
Belediyesi’nden bir kişi olacak. Burası siyasi arenaya da dönüştürülmemeli. Geçmişte
bunları hep yaşadık. Kesinlikle böyle bir olaya fırsat vermeyeceğiz. Buradan bir ortak fikir, bir tema çıkmalı. Buradan çıkacak sonuç
Mersin’in ortak paydası olmalıdır” şeklinde
konuştu.
Kocamaz’ın konuşmasının ardından Divan
Başkanlığı’na Büyükşehir Belediye Başkanvekili Kerim Tufan’ın seçildiği genel kurulda,
Ekolojik Yaşam Girişimcileri ve Gönüllüleri Derneği üyesi Yasmina Lokmanoğlu ile
Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği
Başkanı Mustafa Göktaş, Kent Konseyi başkanlığına aday gösterildi. Yapılan oylama
sonucunda Göktaş’a verilen 9 oya karşılık 69
delegenin oyunu alan Lokmanoğlu, Mersin
Kent Konseyi’nin yeni başkanı oldu. Yeni başkan Lokmanoğlu, “Bu bir takım çalışmasıdır.
Umarım hep beraber çalışır ve Mersin için en
güzel olan şeyi yaparız” dedi.
Genel kurulda daha sonra katip üyeler ve
Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun seçimi yapıldı.(İHA)
TÜİK Temmuz Ayı Patent Başvuru Verilerini Açıkladı
Türkiye’de Temmuz ayında 274 patent başvurusu, 94 patentin ise tescil işlemi yapıldı. En fazla başvuru ve tescil
İstanbul’dan yapıldı.
Türk Patent Enstitüsü (TPE) verilerine göre,
Türkiye’de Temmuz ayında yapılan patent
başvurularının yüzde 46,4’ü İstanbul’dan gerçekleşti. Türkiye’de Temmuz ayında 274 patent başvurusu yapıldı. İstanbul 127 başvuru
ile ilk sırada yer alırken, Bursa 32 ile ikinci, Ankara 24 ile üçüncü sırada yer aldı. Temmuz
ayında 31 ilden başvuru yapılırken, 50 ilden
ise başvuru yapılmadı. Bu yılın Ocak-Temmuz döneminde Türkiye’de 2 bin 513 patent
tescil başvurusu yapılırken, 697 patentin ise
12
tescil işlemi gerçekleşti.
başvuru.”
Temmuz ayında patent başvurusu yapan diğer iller ise şöyle:
Temmuz ayında 94 patentin tescil işlemi yapıldı. İstanbul 53 patent tesciliyle ilk sırada,
Ankara 9 tescil ile ikinci sırada, Manisa 7 tescil
ile üçüncü sırada yer aldı. Tescil yapılan patentlerin illere göre dağılımı ise şöyle:
“İstanbul 127, Bursa 32, Ankara 24, Konya
17, İzmir 11, Kocaeli 9, Sakarya 7, Tekirdağ
5, Antalya 4, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri,
Trabzon 3, Aydın, Balıkesir, Çorum, Isparta,
Malatya, Manisa, Samsun, Karabük 2, Adana, Adıyaman, Denizli, Hatay, Mersin, Kahramanmaraş, Sivas, Tokat, Uşak, Yozgat birer
“İstanbul 53, Ankara 9, Manisa 7, Bursa,
Kocaeli 5, İzmir 4, Konya 3, Adana, Antalya,
Aydın, Denizli, Eskişehir, Kahramanmaraş,
Muğla, Niğde birer tescil.”
13
KISA KENT HABERLERİ
KISA KENT HABERLERİ
Mersin’in Ulaşım Sorununa Yeni Çözüm: Monorail
Sahil Güvenlik Komutanlığı Gücüne Güç Kattı
Mersin Büyükşehir Belediyesi, kentin ulaşım ve toplu taşıma sorununu Monorail (Tekray) Sistem ile
çözmek için kolları sıvadı. Monorail Sistem’in Mersin’e uygulanabilirliğini tartışmaya açan Büyükşehir Belediyesi, sistemin hayata geçmesi halinde ilk etapta kentin doğu-batı ekseninde 13,1 kilometrelik çift hat üzerinde 18 istasyon kurarak yolcu taşımayı planlanıyor.
Tamamen Türk mühendis ve işçilerinin eseri olan yerli yapım arama kurtarma gemisi TCSG Yaşam,
Mersin’de hizmete girdi. Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı emrinde hizmete başlayan ve
son teknolojiyle inşa edilen TCSG Yaşam gemisi, hızı, yük deplasmanı, helikopter pisti ve 8 gün
boyunca denizde kalma kabiliyetiyle her türlü imkana sahip.
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
Monorail Sistem Projesi’nin tanıtımı Kongre
ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Şehir dışı programı nedeniyle Mersin Büyükşehir Belediye
Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın katılmadığı
toplantıda, sistemin Mersin’e uygulanabilirliği
tartışmaya açıldı. Toplantıya, kamu kurum ve
kuruluş yetkilisi ile sivil toplum kuruluşları ve
odaların temsilcileri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin
Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Kerim Tufan, seçim çalışmaları sırasında yaptırdıkları
anketlerde toplu taşımanın, trafik sorununun
hep ilk 3’ün içinde yer aldığını belirterek, bu
nedenle toplu taşıma konusunu öncelikle ele
aldıklarını söyledi. Toplu taşıma sorununun
çözümü için sivil toplum kuruluşları ve ilgili
odalarla bir araya gelerek fikir alışverişinde
bulunduklarını dile getiren Tufan, “Monorail
Sistemi, Çukurova’nın tamamını etkisi altına
alacak ve geleceğini belirleyecek çok önemli
bir proje. İlk başta Mersin merkez düşünülse
de ikinci etabında Erdemli, Silifke, Tarsus hatta Adana, Antakya gibi geniş bir hinterlandı
kapsayan ve bu kadar geniş bir kitleyi içine
alan bir proje. Bugüne kadar Mersin’de dolmuşlar, otobüsler alınmış, yeni hatlar verilmiş
ama toplu taşıma sorunu bir türlü çözülememiş, aksine daha karmaşık hale getirilmiş.
Avrupa’da dolmuş diye bir kavram yokken
bizde yüzlerce dolmuş var. Bu, Türkiye’nin
genelinde böyle” dedi.
“Mersin bu teknolojiye ilk
sıralarda kavuşmuş olacak”
Monorail Sistem’in çok büyük bir proje olduğunun altını çizen Tufan, büyük projelerin
büyük zaman aldığını vurguladı. Önümüzdeki
yıllarda Türkiye’nin yeni yeni tanımaya başladığı bu teknolojiye Mersin’in ilk sıralarda kavuşmuş olacağını söyleyen Tufan, sistemin
son derece güvenli, ekonomik ve çevreci bir
proje olduğunun altını çizdi.
“Monorail sistemde 100 yıldır
hiç kaza yaşanmadı”
Toplantıda daha sonra Monorail Sistem’in
Türkiye’deki tek yerli firmasının yetkilileri tarafından, Mersin için hazırlanan proje katılımcılara anlatıldı. Ataray Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Alioğlu, yaptığı
sunumda, projenin Mersin Tren Garı ile Mezitli-Soli Kavşağı arasında kalan İstiklal Caddesi üzerinden Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na
gidecek 13,1 kilometrelik çift hat üzerinde
toplam 18 istasyondan oluşan, yolcu taşıma amaçlı Monorail Sistemi’nin kurulmasını
içerdiğini söyledi. Kurulacak olan Monorail
hattının zeminden yaklaşık 8 metre yükseklikte olacağını, çelik kolon ve çelik kirişlerden
oluşacak 3 fazlı 380 volt standart şehir şebekesinden elektrik enerjisi ile besleneceğini bildiren Alioğlu, “Hat üzerinde her biri 5 vagondan oluşan 28 dizin çalışacak. Her bir araçta
toplam 50 kişi seyahat edebilecek olup, 5
vagon bağlı olan bir dizi 50 metre uzunluğunda olacak. Hat üzerindeki bir turunu 42 dakikada tamamlayacak sistem, her türlü iklim
koşullarından etkilenmeden, hiçbir makinist
veya sürücüye gereksinim duymadan yolcu
taşıma işlemini günün 24 saatinde gerçekleştirebilecektir. Monorail hattının tamamı çift hat
olarak kurulacak. Monorail hattı zeminden yukarıya kurulacağından, hat üzerinde bulunan
karayolu ve yolcular etkilenmeyecek. Sistem
8-9 şiddetinde depremlere dayanıklı olacak.
Araçları taşıyacak kiriş ve kolonlar korumalı
olarak tasarlanıp, güvenlik üst düzeyde olacaktır” ifadelerini kullandı. (İHA)
Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı, Akdeniz’de icra ettiği görevleri kapsamında emrine dahil olan arama kurtarma
gemisi TCSG Yaşam ile gücüne güç kattı.
RMK Marine Tersanesi tarafından tamamen Türk mühendis ve işçiler tarafından inşa edilen TCSG Yaşam gemisinin
Mersin’de göreve başlaması dolayısıyla
tören düzenlendi. Mersin Limanı 3 no’lu
rıhtımda demirli gemide gerçekleştirilen
törene, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Sahil
Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay
Fatih Erhan ile protokol üyeleri katıldı.
TCSG Yaşam gemisiyle ilgili bilgilendirmenin ardından TCSG Yaşam Komutanı
SG Yarbay Oğuz Balbek’in ant içmesi ile
başlayan törende konuşan Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Erhan,
TCSG Yaşam gemisinin, Sahil Güvenlik
Komutanlığı’nı dünyadaki sahil güvenlik
komutanlıkları arasında özel bir seviyeye
taşıdığına inandıklarını ve Türk denizcilik gücüne önemli katkılar sağlayan Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemileri
Projesi’nin dördüncüsü ve son gemisi olduğunu söyledi. Geminin, Suriye sınırından Muğla sınırına kadar olan yaklaşık bin
200 kilometredeki sorumluluk alanlarında
görev icra etmek üzere Mersin’de göreve
başladığını ifade eden Albay Erhan, ‘Dosta Güven, Umutla Yaşa’ parolasıyla gemi
isimlerinin Dost, Güven, Umut ve Yaşam
olarak belirlendiği açıkladı. Erhan, “Sahil
Güvenlik arama kurtarma gemilerinden
Dost, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge
Komutanlığı emrinde Samsun’da, Güven, Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar
Bölge Komutanlığı emrinde İstanbul’da,
Umut, Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge
Komutanlığı emrinde Marmaris’te, Yaşam
ise Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı emrinde Mersin’de konuşlanmıştır”
dedi.
Bu gemilerin başta denizde can ve mal
emniyeti olmak üzere düzensiz göç ve kaçakçılıkla mücadele ile yasa dışı su ürünleri avcılığının önlenmesi gibi her türlü
asayiş olaylarında imkan ve kabiliyetlerine önemli katkılar sağladığını vurgulayan
Erhan, “TCSG Yaşam, milli tersanemizde
Türk mühendis ve işçilerinin yoğun çalışmaları ve alın teri ile denizcilik sektörünün
son teknoloji yeteneklerine sahip olacak
şekilde inşa edilmiştir. Bin 700 ton deplasman hacminde, 90 metre boyunda, 12
metre genişliğinde, 22 deniz mili sürat ya-
pabilen, kesintisiz olarak 8 gün boyunca
denizde kalarak 3 bin deniz mili yol kat
edebilen TCSG Yaşam, arama kurtarma
merkezi, helikopter platformu ve harici
yangın söndürme sistemleri yanında acil
tıbbi müdahale odası ve ekibi, dalgıç
personeli gibi denizde hayat kurtarmaya
yönelik her türlü imkan ve kabiliyete sahiptir” diye konuştu.
TCSG Yaşam Gemisi
Hakkında
Deniz şartlarından en az şekilde etkilenebilmesi için 1 adet çift kanatlı yalpa
sabitleyici sistemiyle donatılan Arama
Kurtarma TCSG Yaşam gemisi, deniz
suyundan günde 10 ton içme suyu üretebilme kapasitesine sahip. AB-412 Sahil Güvenlik helikopterinin iniş, kalkış ve
konuş yapabilme imkan ve kabiliyetinde
olan gemide, hava/su üstü arama ve seyir
olmak üzere 2 adet radar sistemi bulunuyor. Gemide ayrıca, 1 adet çift namlulu
40 mm otomelara top ve 2 adet 12,7 mm
makineli tüfek yer alırken, 2 adet 30 deniz
mili sürate ulaşabilen hızlı kurtarma botları ve yangına müdahale amacıyla baş ve
kıç tarafında 2 adet su topu mevcut. (İHA)
Akdeniz Bölge Komutanlığı’na Tuğamiral Demirhan Atandı
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı’na atanan Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı
Tuğamiral Hayrettin İmren’in yerine İskenderun Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan atandı.
Tuğamiral İmren ve yeni Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Demirhan, görev değişikliği dolayısıyla Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nu
ziyaret etti. Güzeloğlu, kabulde yaptığı konuşmada, Tuğamiral Demirhan’a
Mersin’deki yeni görevinde başarılar dilerken, Tuğamiral İmren’e de
Mersin’de gerçekleştirdiği başarılı hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. Güzeloğlu, “Sayın Amiralimiz zaten Mersin’e yabancı değil, kendisi burada
Kurmay Başkanlığı görevini yürütmüştür. O yüzden başarılı hizmetlerini
ilimizde devam ettireceğine yürekten inanıyorum” dedi.
Tuğamiral Demirhan ise Güzeloğlu ile birlikte çalıştığını ve tekrar Mersin’de
kendisiyle birlikte çalışacak olmaktan dolayı onur duyduğunu belirtti. Tuğamiral İmren de Güzeloğlu birlikte Mersin’de görev yapmaktan duyduğu
memnuniyeti dile getirdi. Tuğamiral Demirhan ve Tuğamiral İmren, kabulde Valilik Şeref Defteri’ni de imzaladı. (İHA)
14
15
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
KISA KENT HABERLERİ
KISA KENT HABERLERİ
MDOB Yeni sezonda Piri Reis ve Şahmeran
Eserlerinin Dünya Prömiyerine Ev Sahipliği Yapacak
Yeni sanat sezonu hazırlıklarını tamamlayan Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), 2014-2015 Sanat
Sezonu’nda Piri Reis ve Şahmeran eserlerinin dünya prömiyerine ev sahipliği yapacak.
2 Ekim’de seslendireceği Gala Konser ile
perdelerini açacak olan MDOB, yaz boyunca sürdürdüğü yeni sezon hazırlıklarını bitirdi. Yeni sezonda birbirinden önemli
başyapıtları sanatseverlerle buluşturmaya
hazırlanan MDOB, iki dünya prömiyeri, 11
yeniden sahnelenecek eser, üç diğer opera evlerinden Mersin sahnesine aktarılacak
dönüşüm eser ve senfonik konserlerle Mersinli sanatseverlerin karşısına çıkacak. Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin
tek opera kurumu olan ve turneler yoluyla
oldukça geniş bir alana hizmet götüren
MDOB, senfonik konserler, çocuk müzikalleri, müzikaller, opera, operet ve bale
eserleriyle yeni sezonda sanatseverlerle
buluşacak.
2014-2015 Sanat Sezonu’nda Piri Reis ve
Şahmeran eserlerinin dünya prömiyerine ev
sahipliği yapacak olan MDOB, Anlat Şehra-
16
zat, Batı Yakası Hikayesi ve Afife eserlerinin
de Mersin prömiyerini gerçekleştirecek.
Sezon boyunca ayrıca repertuvara geçtiğimiz sanat sezonlarında kazandırılan La Boheme, Karyağdı Hatun, Seslerle Anadolu,
Lüküs Hayat, Notre Dame’ın Kamburu, Çalıkuşu, Fındıkkıran, Keloğlan’ın Sırrı, Tosca,
Değirmendeki Hazine eserleri sanatseverlerle yeniden buluşturulacak. Mayıs ayında
prömiyeri gerçekleştirilen ve olağanüstü
ilgiyle konserleri kapalı gişe seslendirilen
“Senfonik Neşet Ertaş Türküleri” yeniden
seslendirilmekle birlikte turneler yoluyla
başka sahnelerde de yerini alacak. Okullarda gerçekleştirdiği eğitim etkinliklerine
bu sezon da devam edecek olan MDOB,
Kültür Merkezi Şeref Salonu’nda gerçekleştirdiği Ayın Konseri ve Atatürk Evi konserleri
ile piyano eşlikli şan konserlerine de devam
edecek.
MDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Erdoğan Şanal, yeni sezona ilişkin yaptığı
açıklamada, sanatın, bireyin ve toplumun
yaşamındaki öneminin farkındalığıyla titiz
bir çalışma sonucu yıllık repertuvarlarını
oluşturduklarını belirtti. Sanatseverlerin ancak büyük masraflarla dünya sahnelerinde
görmeye alıştıkları eserleri Mersin’de seçkin sanatçı kadrosu ile sahneleyerek paha
biçilmez bir hizmeti de yerine getirdiklerini
vurgulayan Şanal, “Yaz boyunca titiz bir
çalışmayla yürüttüğümüz 2014-2015 Sanat
Sezonu hazırlıklarını bitirmiş bulunmaktayız.
Repertuvarımızın oluşmasında emeği geçen teknik ve sanatçı tüm çalışma arkadaşlarımıza gösterdikleri özveriden dolayı teşekkür ederiz. Salonlarımızda bizleri yalnız
bırakmayan değerli sanatseverlere sonsuz
saygılarımızı sunar, yeni sanat sezonunun
hayırlı olmasını dileriz” dedi.(İHA)
17
MERSİN DENİZ TİCARETİ
TEMMUZ 2014
Mersin Limanı’nda Elleçlenen Yük Miktarı
Yüzde 17 Arttı
Mersin Limanı’nda 2014 yılının ilk 5 ayında elleçlenen konteyner miktarı geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 17 oranında artarak 644 bin 885 TEU’ya yükseldi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Aylık Göstergeler Mayıs Bülteni’nde
yayınlanan liman başkanlıkları bazındaki istatistiklere göre, 2014 yılı
Ocak-Mayıs döneminde Mersin Limanı’nda ihracat ve ithalat yüklerindeki artış sonucunda elleçlenen yük miktarı, geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 3 artarak 12 milyon 914 bin 834 ton oldu.
Limandaki yük trafiğinde geçen yılın ilk 5 ayına göre yükleme tonajı
yüzde 5 artışla 5 milyon ton, boşaltma tonajı ise yüzde 2 artışla
yaklaşık 7,8 milyon ton seviyesine yükseldi. Mersin Liman Başkanlığı, ilk 5 ayda elleçlenen yük miktarı bakımından Türkiye’deki liman
başkanlıkları içinde 5. sırada yer aldı.
Mersin Limanı’nda yılın ilk çeyreğinde elleçlenen yük miktarı geçen
yılın üzerinde seyir izlerken, Nisan ve Mayıs aylarında ise geçen
yılın altında kaldı. 2014 yılı Mayıs ayında yükleme tonajı 2013 Mayıs
ayına göre yüzde 10 azalarak 1 milyon 124 bin 712 tona geriledi.
Öte yandan, aynı ayda boşaltma tonajında ise yüzde 3 artış kaydedilerek 1 milyon 666 bin 309 ton seviyesine yükseldi. Limandaki
toplam yük trafiği ise yüzde 3 azalarak 2 milyon 791 bin 21 tona
geriledi.
Yılın ilk 5 ayındaki ithalat verilerine bakıldığında da ithal edilen yük
miktarı Mart ve Nisan ayları haricinde geçen yılın üzerinde gerçekleşerek yüzde 4 oranında arttı. Hem yılın 5 aylık döneminde hem
de 2014 yılı Mayıs ayında aylık bazda ithalat artışında makineler,
taşıma teçhizatı, aksam ve çeşitli parçaları ile konteynerleri, gıda
maddeleri ve hayvan yemleri yük grubu etkili oldu. Transit taşımacılıkta ise 5 aylık dönemde yüzde 59, dahili taşımacılıkta da yüzde
9’luk azalış kaydedildi.
2014 Ocak-Mayıs döneminde elleçlenen konteyner miktarı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 oranında artarak 644 bin
885 TEU’ya yükseldi. Bu yılın Mayıs ayındaki artış ise geçen yılın
aynı ayına göre yüzde 8 olarak gerçekleşti ve 133 bin 678 TEU
oldu. 2013 yılı Ocak-Mayıs döneminde Mersin Limanı, elleçlenen
konteyner miktarına göre, Türkiye’deki konteyner limanları içerisinde 2. sıradaki yerini 2014 yılında da korudu. Aynı dönemde Türkiye
genelinde liman başkanlıkları bazında limanlara uğrayan gemi sayısına göre ise Mersin 4. sırada yer aldı.(www.denizhaber.com.tr)
Mersin Limanı’ndan ihraç edilen yük miktarı da ilk çeyrekteki artış
eğilimine karşın Nisan ve Mayıs aylarında azaldı. Ancak, bu azalış geçen yılla karşılaştırıldığında yine de artışla sonuçlandı ve limandan yapılan ihracat geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 5 arttı.
Bu artışta makineler, taşıma teçhizatı, aksam ve çeşitli parçaları
ile konteynerler yük grubundaki önemli miktardaki artış etkili oldu.
Veriler aylık bazda incelendiğinde ise 2014 yılının Mayıs ayındaki
cevher ve metal atıkları, kimyasallar, tarım ürünleri ve canlı hayvan
yük grubunu kapsayan ihraç yüklerindeki gerilemenin etkisiyle geçen yılın Mayıs ayına göre ihracat yüzde 9 azaldı.
Fakülte bünyesinde Gemi İnşaatı ve Gemi
Makineleri Mühendisliği, Deniz Ulaştırma
İşletme Mühendisliği, Deniz İşletmeciliği ve
Yönetimi ile Gemi Makineleri İşletme Mühen-
Rusya’nın ABD ve AB ülkelerine yönelik ambargo kararı Türkiye’ye yarayacak. DKİB Başkanı A. Hamdi Gürdoğan,
ambargo kararının bu ülkelerden giden malların artık Türkiye’den temin yoluna gidileceği anlamına geldiğini belirterek,
“Bu hem var olan sorunların çözümü için hem de ihracatta çok büyük sıçrama yapabilmemiz için önemli bir fırsat. Bu
fırsatı kaçırmamalıyız” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna krizi nedeniyle ülkesine ekonomik
yaptırım uygulama kararı alan Avrupa
Birliği ve ABD’ye sert bir karşılık vermeye
hazırlanıyor. AB havayollarının uçuşlarından Microsoft’un yasaklanmasına kadar
birçok plan gündemde. Rusya’nın AB ve
ABD ambargosunun ise Türkiye’ye yarayacağı belirtiliyor. Rus Rosselkhoznadzor
isimli tarım kuruluşu, Romanya’dan et ve
hayvan, Ukrayna’dan meyve suyu ve süt
mamulleri, Polonya’dan sebze, Yunanistan ile ABD’den kümes hayvanı ve beyaz
et ithalatını engelleyeceklerini açıkladı.
Rosselkhoznadzor’un başındaki Sergei
Dankvert, Türkiye Tarım Bakanlığı ile yarın
bir görüşme yapacaklarını belirtti.
Dankvert, Türkiye’den daha fazla yaş
sebze ve meyve almak istediklerini söyledi. Tarım Bakanlığı yetkilisi Nihat Pakdil
ile yapılacak olan görüşme sonrası uzun
süredir Rus topraklarına sokulmayan Türk
malları da bu coğrafyada satılabilecek.
Karadeniz
İhracatçılar
Birliği
li bir fırsat olacak. Bu konuda devletler
arasında başlayacak görüşmelerde özellikle ihracatçılarımızın var olan sorunlarının dile getirilmesi gerekiyor. Sorunların
çözümü için bu önemli bir fırsat. Bunun
dışında Gürcistan ve İran’la olduğu gibi
Rusya ile de ikili ticaret anlaşılması yapılması için de bir fırsat. Bu fırsatların çok iyi
değerlendirilerek ihracatımıza olumlu olarak yansıtılmasını beklemekteyiz” dedi.
(DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan,
Rusya’nın söz konusu ambargo kararının bu ülkelerden giden malların artık
Türkiye’den temin yoluna gidileceği anlamına geldiğini söyledi. Gürdoğan, “Suriye
ve Irak’a yönelik ihracatta yaşanan kayıp
bir anlamda Rusya pazarına açılma ile giderilmiş olacak” diye konuştu.
Gürdoğan şunları söyledi: “Rusya’ya açılan kapıda özellikle nakliyecilerin çoğunun Trabzonlu gemi sahiplerinin olması
ve Sarp’tan Rusya’ya yeni açılan kapının
da varlığı bu ambargoyu ülkemiz ve bölgemiz lehine dönüştürebilmek için önem-
Ambargo uygulanan ülkelerden boşalan
pazarın Türk müteşebbisler tarafından
doldurulması için çok büyük bir fırsatın doğduğuna vurgu yapan Gürdoğan,
“Türk ihracatçısının geçmişten bugüne
gelen tecrübesinden yararlanılması gerekiyor. Özellikle Karadenizli ihracatçımız
bu pazardaki bilgi birikimi ve altyapısıyla
buna hazır. Bu konuda Türk ve Rus yetkililer düzenlenecek toplantılarda Rusya
tarafında yaşanan sorunların acilen çözümünü sağlam temeller üzerine oturtarak
hareket etmeli. Özellikle de geçmişteki
hatalarda da ders alarak bu görüşmeler
yapılmalı. Bu fırsatı kaçırmamalıyız” dedi.
Çin, Sesten Hızlı Giden Denizaltı İçin Çalışıyor
İskenderun’daki en dikkat çekici yatırımlarından olan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi inşaatında sona yaklaşıldı
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nin İskenderun’daki en dikkat çekici yatırımlarından
olan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi
inşaatında sona yaklaşıldı. İskenderun yerleşkesi içerisinde bulunan ve mimari görünümüyle fark oluşturan fakülte, kısa bir süre
sonra eğitime açılacak.
Rusya’nın Ambargo Kararı Türkiye’ye Yarayacak
Doğu
Gemi Görünümlü Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi
Tamamlanmak Üzere
18
DENİZCİLİK HABERLERİ
DENİZCİLİK HABERLERİ
disliği bölümleri yer alıyor. Modern çağın en
son teknolojileriyle donatılan Barbaros Hayrettin Denizcilik Fakültesi, öğrencilere evrensel boyutta mesleği tanıtma iddiasını taşıyor.
Projelendirme evresi bir yıl süren ve yaklaşık
16 milyon liralık devasa bütçesiyle öne çıkan
fakülte, Türkiye için de önemli bir kazanç olarak görülüyor. Bulunduğu yer itibariyle denizcilik üssü olma potansiyeli taşıyan İskenderun
ise fakülte ile birlikte Türkiye’nin en önemli denizcilik eğitimi veren bölgelerinden biri olarak
tanınacak. (www.denizhaber.com.tr)
Çin’deki Harbin Teknoloji Enstitüsü’nde görev yapan bilim insanlarının ürettiği süpersonik denizaltı, yalnızca100 dakikada Şanghay’dan San Fransisco’ya ulaşabilecek.
Çinli bilim insanları, denizaltıların sualtında sesten hızlı ilerlemesini sağlayacak
teknolojiyi geliştirmeye çok yakın olduklarını açıkladı. Başarılı olması halinde, süpersonik denizaltı Şanghay ile San Francisco arasındaki mesafeyi 100 dakikada
kat edebilecek.
Çin’in Harbin Teknoloji Enstitüsü’nde
görevli bilim insanlarının, denizaltı veya
torpidoların sualtında sesten hızlı ilerlemesini sağlayacak bir teknoloji geliştirdiği
belirtildi. South China Morning Post gazetesinde duyurulan habere göre, Karmaşık
Akış ve Isı Transferi Laboratuvarı’nda Profesör Li Fengchen’in başında yer aldığı
ekip, süper hızlı sualtı yolculuğu için karmaşık bir ‘hava balonu’ yaptı. Li,’yaptıkları
çalışmanın potansiyelinin heyecan verici
olduğunu’ söyledi.
Çinlileri geliştirdiği teknolojinin, Soğuk
Savaş yıllarında Sovyetler tarafından geliştirilen ‘Supercavitation’ teknolojisine
benzetiliyor. VA-111 Shkval adlı torpido
için geliştirilen teknoloji, suyun neden olduğu engeli aşmak için sualtı aracının bir
balon içinde ilerlemesini öngörüyor. Sovyetlerin, söz konusu teknolojiyle Shkval
torpidosunu 370 km hıza ulaştırdığı biliniyor.
Birçok Alanda Kullanılabilir
Li, balonun suyla direkt temasını önlemek
için içine tekerlek sistemi yerleştirdiklerini
belirtti. Supercavitation ile su altına dalacak olan araçların düzenli olarak yüzeyle-
rine su püskürterek nemli kalacağı bilgisi
verildi. ‘Sıvı-zar’ yüzeyi sayesinde su ile
sürtünmesi azalacak olan denizaltı, 75
kilometre hıza ulaştığında supercavitation
moduna geçecek ve sürtünme kuvvetleri
kontrol altında tutularak sesten hızlı ilerlemeye başlayacak.
Li, supercavitation yönteminin motorlarla
sağlanan itme gücünden farklı olduğunu
belirterek, sıvı-zar yöntemiyle sualtında
çok yüksek hızlara erişebileceklerini ifade
etti. Li, South China Morning Post’a yaptığı açıklamada teknolojinin başarılı olması
halinde birçok alanda kullanılabileceğini,
sualtı taşımacılığının yanı sıra yeni nesil
dalış kıyafetleri üretilebileceğini söyledi.
(www.denizhaber.com.tr)
19
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
TÜDAV Katil Deniz Analarını Araştırıyor
TÜRK Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV),Akdeniz ve Karadeniz kıyılarını istila eden Kızıldeniz kökenli,
zehirli denizanalarıyla ilgili veri tabanı oluşturmak üzere Avrupa ülkelerinde uygulanan halkla beraber
bilim (Citizen Science) projesini hayata geçirdi
TÜDAV Başkanı, İÜ Su Ürünleri Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk
proje için, “Kıyılarımızdaki anormal denizanası patlamalarını, zarar verici etkilerini
anlamak, öğrenmek, konuyu bilimsel bir
düzleme taşımak ve karar vericilere yol
göstermek amaçlı bir proje. Avrupa ülkelerinde ‘Citizen Science’ denilen kolay
ve masrafsız bir şekilde, toplumsal fayda
için veri toplamayı amaçlayan çalışmanın
bize uyarlanmış hali” diyor. Zehirli denizanaları Akdenize kıyı ülkelerde her yıl binlerce insanı hastanelik ediyor, ölümlere
yol açıyor, nükleer santralleri kilitliyor, turizme ve balıkçılığa büyük darbe vuruyor.
Sosyal Medya Üzerinden
Yürüyecek Proje
TÜDAV, proje çerçevesinde, kıyılarımızda
denizanalarını fotoğraflayıp belgeleyecek
gönüllüler için www.yayakarsa.org, denizanasi@tudav.org,
tudav@tudav.org
web sayfası mail adresleri, twitter ve Instagram adresleri oluşturdu. TÜDAV’dan
projeyle ilgili şu açıklama yapıldı:
“Son yıllarda İklim değişikliği ve besin
ağındaki değişimlerle birlikte Akdeniz ve
Karadeniz’de yoğun denizanası artışları görülmektedir. Ayrıca Süveyş Kanalı
yoluyla gelen ‘Lessepsian türler’, Doğu
Akdeniz Havzası’nda güncel/önemli sorunlar yaratıyor. Bu denizanaları ve benzeri canlılar, balık ağlarının gözlerini tıkamakta, balıkçılığımıza zarar vermektedir.
Denize girenlerin temas etmeleri halinde,
özellikle yaşlı ve bebeklerde ciddi sağlık
sorunlarına neden oluyor. Denizanası teması nedeniyle geçen yıllarda, Avrupa’da
ve ülkemizde binlerce kişinin hastanelere
gittiğini biliyoruz. Projenin amacı, kıyılarımızdaki anormal denizanası patlamalarını, zararlı etkilerini anlamak, öğrenmek,
konuyu bilimsel bir düzleme taşımak,
karar vericilere yol göstermek, toplanan
verilerin, toplayanların da ortak olacağı
yayınlarla bilim dünyasına aktarılmasıdır.
Bir cep telefonuyla çektiğiniz, sizin için
önemsiz bir denizanası veya başka bir
canlı, deniz bilimciler için birçok bilimsel anlam ve önem taşıyabilir. Projemize
destek, denizel canlı kaynaklarımızın bilinmesine, yabancı türlerin etkilerinin anlaşılmasına, toplumsal bir faydaya hizmet
edecek. Denizanası gözlemlerinin haftalık
raporlarının bir araya getirilmesi ve denizanası patlamalarına ilişkin bir veritabanı
oluşturulmasını planlıyoruz.
Yüzen Tehlike Ya Da Katil
Deniz Anaları
İNGİLTERE: Britanya kıyılarında Denizanası Tehlikesi-Temmuz2013. Denizlerin
ısınmaya devam etmesi ile aşırı üreme
olacağı tahmin ediliyor. Devon ve Cornwall sahilleri en fazla etkilenen alanlar.
İTALYA: Katil denizanası saldırısı-Ağustos 2010. Maria Furcas (69) Sardinya
adası sularında yüzerken ‘Portekiz Savaşçısı’ türü istilacı denizanasının sokması
nedeniyle bacağında ani bir acı ve alerjik
reaksiyon nedeni ile hayatını kaybetti.
MALTA: Ocak 2013. Malta ve Gozo’nun
kuzey kıyılarında denizanası gözlem ekipleri leylak rengi, yakıcı denizanalarının
(Pelagia noctiluca) aşırı artışını rapor etti.
KIBRIS: Ağustos 2012. Kıbrıs Ayia Napa
sularında yüzen Kerry Sowersby’s denizanası sokması sonucu hayatını kaybetti,
vücudunda ölümcül bir reaksiyon sonucu
aşırı derecede adrenalin tespit edildi.
İSRAİL: Temmuz 2011. Denizanası istilası 3 ayrı nükleer santralın gücünün kesilmesine neden oldu. İsrail kıyılarında
nükleer güç santrali, deniz suyu soğutma
sistemlerinin denizanası istilası ile tıkanması sonucu faaliyetine ara verdi. Benzer
bir durum İskoçya kıyılarında Torness güç
santralinin iki ünitesinin de geçici olarak
devre dışı kalmasına neden olmuştu. Japonya Shimane reaktörü benzer bir durumla karşılaşmıştı. (Vira Haber)
20
Tarihi Yat “Savarona” Kullanıma Hazır
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından devralınarak bakımdan geçirilen Atatürk’ün Savarona yatı, bundan sonra devletin önemli toplantı ve kabullerine ev sahipliği yapacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından devralınan Atatürk’ün yadigarı Savarona yatı, seçkin
günlerine tekrar kavuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk’ün son günlerini geçirdiği 83
yıllık Savarona, bakanlık tarafından 10 ay süren restorasyon ve bakımın ardından devlet
büyüklerinin tarihi toplantılarında ve önemli
kabullerinde kullanabilmesi için son aşama
olan “tecrübe seferi”nden de başarıyla döndü.
İstanbul Kuruçeşme Limanı’nda ocak ayından bu yana demirli bulunan Atatürk’ün
yadigarı yat, tarihine yakışır şekilde devlet
büyüklerinin Türkiye’de ve yabancı ülkelerde
gerçekleştireceği toplantı ve görüşmelerde
prestij amaçlı olarak değerlendirilmek üzere
hazırlandı.
Tarihi yat, önemli konuklarını ağırlamadan önce “tecrübe seferi” için Kuruçeşme
Limanı’ndan demir aldı. Vatandaşların merak-
lı bakışları altında bütün ihtişamıyla İstanbul
Boğazı’ndan geçen yat, Avşa’ya gitti. Halen
dünyanın en güzel yatlarından biri olma özelliğini koruyan Savarona, seferini başarıyla
gerçekleştirdi.
Şu anda koltuk grupları ile bir piyanonun süslediği geniş salonu ise gerektiğinde oturma,
gerektiğinde yemek, gerektiğinde ise geniş
katılımlı toplantılar için düzen alınabilecek şekilde düşünüldü.
Tarih Kokan Savarona
Atatürk’ün Odası İlgi Çekecek
Başta Atatürk’ün kaldığı oda olmak üzere bütün odaların ve diğer birimlerin tek tek elden
geçirildiği yat, bütün ihtiyaçlara cevap verecek şekilde hazırlandı.
Savarona’da en çok ilgiyi Atatürk’ün kaldığı
oda çekiyor. Atatürk’ün 55 gününü geçirdiği
odaya, söz konusu dönemde çalışma odası
olarak kullandığı bölümden girilebiliyor. Odaya girişte sağda “Atatürk” yazılı tabela göze
çarpıyor.
Yatın bakımında ince elendi sık dokundu.
Savarona’nın elektronik tesisatı ve cihazları
başta olmak üzere lüzum görülen kısımları
yenilendi, her yeri boyandı. Savarona, son
teknolojiyle de donatıldı.
Gemide dinlenme salonu ve süitlerin yanı sıra
Türk ve dünya mutfağından yemeklerin yapılabildiği son teknoloji ile donatılmış mutfak da
yer alıyor.
Atatürk’ün çalışma odasında fotoğraflarından oluşan albümler, çok sayıda kitap ve
Savarona’ya ait yazılı belgeler bulunuyor.
Mustafa Kemal’in odasına girince her şeyin
o döneme uygun şekilde yerleştirildiği görülüyor. Selanik’te kullandığı belirtilen ahşap
karyolası ve yatağı, ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Atatürk’ün fotoğraflarının da yer aldığı odada
üzerinde MKA yazılı sigarasının yanı sıra mendili ve eldiveni dikkati çekiyor. Atatürk’ün el
yazısının yer aldığı tabloyla Cumhurbaşkanlığı
forsu, bardakları, bastonu da odada bulunan
diğer eşyalardan bazıları.
İSPANYA: Çoğalan denizanalarının işgali, İspanya sahillerinde binden fazla tatilciyi etkilemiş ve ilkyardım desteği almaları
gerekmiştir.
Geminin güvertesine çıkış noktasında bulunan ve Savarona’ya ait o dönemden kalma
tek belge olan kroki de gözlerden kaçmıyor.
(Vira Haber)
FRANSA: ‘Yüzen tehlike’ denizanası istilası-Temmuz 2008. Nice ve Cannes
arasında, 10 millik bir alanda kurtarma
ekipleri bir gün içinde 500’den fazla denizanası sokması vakasına müdahale etti.
Samsung Tersanesi 6 adet VLEC Siparişi Aldı
Samsung Tersanesi Reliance Industries’den 6 adet VLEC siparişi aldı.
Etan taşıyıcı olan VLEC’lerin toplam bedeli 723 milyon dolar.
Yoğunlaştırılmış Denetim Kampanyası Eylül’de Başlıyor
Paris, Tokyo, Akdeniz, Hint Okyanusu ve
Karadeniz dahil tüm Liman Devleti Kontrolü Memorandumlarının ortaklaşa düzenleyeceği; vardiyalarda görevli personelin
STCW’78 Konvansiyonu gereği (Manila değişiklikleri dahil), istirahat sürelerine uygunluğunu kontrol etmek amacıyla bir yoğunlaştırılmış denetim kampanyası başlatacak.
DENİZCİLİK HABERLERİ
DENİZCİLİK HABERLERİ
Bu kampanya 3 ay sürecek ve 1 Eylül
2014’te başlayıp 30 Kasım 2014’te sona
erecek. Yoğunlaştırılmış denetim kampanyası kapsamında, güverte ve makine dairesi vardiyacılarının istirahat süreleri detaylı
olarak denetlenecek. Bu amaçla denetçiler,
Gemiadamları Donatımında Asgari Emniyet
Belgesi’ne ve istirahat süreleri kayıtlarına
odaklanan, 10 maddeyi içeren kontrol listesi kullanacaklar. Bunlara ilaveten; vardiya
düzeni, Gemiadamları Donatımında Asgari
Emniyet Belgesi’nin makina zabiti içermesi ve geminin otomasyon sistemine sahip
olmasına ilişkin bilgileri kaydedecek. ((Kaynak: Türk Loydu)
Güney Kore merkezli Samsung Tersanesi Reliance Industries’den altı adet etan
taşıyıcı VLEC (Very Large Ethane Carrier) gemi siparişi aldı. Gemilerin toplamda
723 milyon dolara mal olduğu belirtildi.
Samsung her biri 120 milyon dolar değerinde 88.000 metreküplük altı adet gaz
taşıyıcı gemi siparişi aldığını duyurdu.
Reliance Industries Ltd şirketi ABD’de üç ayrı yatırım yaptı. Etan için düşük maliyetli bir kaynak olan şist gazı petrokimya şirketleri tarafından hammadde ya da
besleme stoğu olarak kullanılıyor. Ayrıca etan cep telefonu, bilgisayar, lastik ve
inşaat gibi bir çok plastik ürünlerin yapımında da kullanılabiliyor. (Vira Haber)
21
MERSİN DENİZ TİCARETİ
DENİZCİLİK HABERLERİ
AĞUSTOS 2014
DENİZCİLİK HABERLERİ
Kruvaziyer Turizmine İlgi Katlanarak Artıyor
Geçen yıl, kruvaziyer turistinin yüzde 11’nin yolu Türkiye’den geçerken, limanlarımızı ziyaret eden
kişi sayısı 2,2 milyonu buldu. Bu yıl ise dünya genelinde kruvaziyer turist sayısının yüzde 5 artışla 22
milyona ulaşması bekleniyor.
Türk seyahatseverlerin gemi seyahatine
ilgisi katlanarak artıyor. Türkiye’de yakın
zamanda yaygınlaşmaya başlayan kruvaziyer turizminde yabancı turistleri Türk
limanlarına gösterdiği ilgi de dikkatleri
çekiyor.
Pronto Tour Satış ve Pazarlama Müdürü
Sarp Özkar, son dönemde turizm pastasındaki payını artıran kruvaziyer turizmini
anlattı.”Gemi turları 2008’den bu yana her
yıl yüzde 100’ün üzerinde bir ivmeyle büyüyor” dedi. Özkar, kruvaziyer turizminin
geçen yıl, bir önceki yılla kıyasla satışının
yüzde 155 artarak erken rezervasyonun
şampiyonu olduğunu belirtti.
Türk pazarı büyüyor
Son yıllarda yabancı gemi firmalarının
daha sık Türk limanlarını düzenli rotalarına almaları dolayısıyla gemi firmalarının
Kuşadası, İzmir, İstanbul’da temsilcilikleri
de açıldığına işaret eden Özkar, “cruise”
olarak adlandırılan gemi turlarının potansiyelinin artık anlaşıldığını söyledi.
Özkar, şunları dile getirdi:”Türkiye’den
yurt dışına gemi ile yılda yaklaşık 70 bin
Türk turistik seyahat ediyor. Bunların 25
bin civarı İstanbul kalkışlı Ege-Adriyatik
22
turu, 25 bin civarı Yunan Adaları ve kalan
20 bini de uçakla gidilen paket turları olarak satılan Avrupa başlangıçlı gemi turları
oluşturuyor. Ege Adriyatik ve Yunan Adaları gemi turlarından sonra, Akdeniz turları
en çok satan rota. Gemi derken sadece
cruise seyahatleri de değil, Avrupa’nın
gözdesi popüler Nehir turları da her yıl
yüzde 35’ler seviyesinde Türk pazarında
büyüme kaydediyor.”
“Daha Ucuza Tatil”
Gemi seyahatini Avrupa’da pek çok yeri
gezmiş seyahat kültürüne sahip kişilerin
daha çok tercih ettiğine de değinen Özkar, balayı çiftlerinin sayısının da azımsanmayacak kadar çok olduğunu dile
getirdi.
Gemi turlarının avantajlarının fark edildiğini söyleyen Özkar, “Makul ücretlerle seyahat edilebileceği artık biliniyor. İlk kez
2007 yılında bir Türk gemisiyle başlattığımız vizesiz Yunan adaları turlarından
itibaren, gemi seyahatinin aslında kara
seyahatlerinin pek çoğundan daha ekonomik olduğu algısını oluşturduk. Gerçekten de 3 öğün yemeğin de gemide
olduğu düşünüldüğünde, total hesapta
gemi seyahatinde 4-5 ülke görüp daha
ucuza bir tatil yapmak söz konusu” diye
konuştu.
Özkar, cruise turlarının kişi başı ortalama
bin 100 avro, nehir turları ise bin 350 avrodan satıldığını ancak mevsimine göre 299
avroluk ucuz paketlerin yanı sıra İstanbul
çıkışlı 599 avrodan başlayan ekonomik
turların da seçenekler arasında bulunduğunu ifade etti.
Türkiye’de Kruvaziyer
Turizmi
Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin
(TÜRSAB) yayımladığı Kruvaziyer Turizmi Raporu’na göre, ilk kez 1831 yılında
İtalya’dan yola çıkıp İzmir’i de kapsayan
bir Akdeniz turuyla başlayan kruvaziyer
turizmi,2013 yılı sonunda dünya genelinde 20,9 milyon yolcuya ulaştı.
Geçen yıl, kruvaziyer turistinin yüzde
11’nin yolu Türkiye’den geçerken, limanlarımızı ziyaret eden kişi sayısı 2,2 milyonu buldu.Bu yıl ise dünya genelinde kruvaziyer turist sayısının yüzde 5 artışla 22
milyona ulaşması bekleniyor.(www.denizhaber.com.tr)
23
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
Hatıra Kent Mersin
1912 Yılı ve Sonrası Mersin’de
Raylı Sistem
1900’lü yıllarda
Mersin’de taşıma
işlerinde Dekovil
Sistemi’nin
mevcudiyeti
ve kullanıldığı
üzerinde hiçbir
tereddüt yok.
Mersinli tramvaya
bindi mi ?
Yazımızın konusu
bu.
Padişah Fermanı;
Tramvayı işletenleri buldum
6 Teşrinisani 1304 (1888) 14 maddelik Mersin’de bir tramvay inşası Hakkında Ruhsatname ve Talimatı Fenniye başlığı ile bir Hükümet-i Seniye Ruhsatnamesi yayınlanmış,
inşaatın detayları dışında tramvayın ücretine kadar önemli
hükümler belirtilmiş.
Aşağıdaki resimde gördüğünüz bir ray sistemini ifade
ediyor. Yer Müftü Camisi Meydanı. Mersin’de Tramvay
Teşkilatı’nın kuruluşuna ait Hükümet_i Seniye’nin verdiği
bir ruhsatı da biliyoruz. Araştırdık, 1912 yılında meclis üyeliği yapmış olan Mersin yerlilerinden Ahmet Hallaç hayatta
değildi ama büyük oğlu Zekeriya Hallaç bilebilir denildi. İki
defa kendisini evinde ziyaret ettim.
1- İstasyonla Fransız Acentesi arasında tramvay hattı inşa
edilecek, uzunluk 100 metre
Mersin’de tramvayın hizmete girdiğini ve kendisinin de
tramvayı çalıştırdığını kesin olarak belirtti.
2- İnşaat, ehliyeti Nafıa Vekaletince tasdik olunacak bir
mühendis tarafından icra edilecek
Diğer huşular fenni şartnamede belirtilmiş.
“Mersin tramvay hattını Belediye 1912’de İstasyon-Fransız
Acentesi değil, Gümrük Meydanı-Müftü Mahallesi arası
sefer yapmak üzere inşa ettirmiş. İşgal yıllarında babası
belediye başkanı olduğundan, büyük oğlu olarak kendisi çalıştırmaya başlamış. Tramvayın güzergahı Gümrük
Meydanı civarından başlayıp, Manifaturacılar Çarşısı devamından, şimdiki Ticaret ve Sanayi Odası karşısından
Kışla Caddesi’ne , Rikards evi yanından Silifke Caddesi’ne
Kiremithane Mahallesi içerisinden Müftü Mahallesi’ne gidiş
ve aynı yoldan dönüş olarak belirlenmiş. Çekicisi odunla
çalışıyormuş.”
Ama, Mersin Belediyesi bu ruhsatnamenin gereğini yapıp,
Mersin’de tramvayı gerçekleştirememiş.
Tramvayın tek vagonu bulunduğunu ve ücretin de 32 para
olduğunu anlattıktan sonra, bir defasında değerli bir küpe
Önce elimizdeki resmi belge ile konuya girelim.
3- Belediyece hariçten getirilecek malzemeler için Gümrük
Vergisi ödenmeyecek.
4- Tramvay memur ve müstahdemleri için Belediye kıyafet
tespit edecek ve taşıma ücreti birinci mevki için 30, ikinci
mevki için 20 para olacak, 3 ila 7 yaş arası çocuklardan
yarım ücret alınacak.
bulduklarını, sahibinin gelmesi için sakladıklarını,
bir süre sonra bir hanımın kendilerine küpesinin
kaybını iletmek için geldiğinde küpeyi verdiklerini
de geçmiş bir olay olarak eklemişti.
lışlığının hiçbir nedeni olmayan beyanlar ve diğer
hususlar muvacehesinde biz Mersin’de Toplu
Yolcu Taşıma Raylı Sisteminin çalıştığını kabul
durumundayız.
Yukarıdaki anlatımı inanç vericiydi ama acaba bir
yolculuk yapan yok muydu?
Dekovil
Şami ailesi Mersin’in eskilerindendir. Dostumuz
rahmetli Mahir Sümen bu ailedendir. Annesinin
yaşlı olması ve Kiremithane’de oturması sebebiyle, bilse bilse o bilir diye düşünerek; Mahir’in
matbaasına gidip, annesinden bu konuda bilgi
almasını istedim. Annesine telefon açtı sordu.
Annesinin söylediklerini aktardı.
“Mersin’de bir süre motorla işleyen, tek vagonlu
bir tramvayın mahallelerinden geçtiğini, kendisinin de çarşıya gitmesi gerektiğinde buna bindiğini , işgal yıllarında seferlerin kesildiğini” anlatmış.
Mersinli yerli ailelerden bir dostumuz, benim de
bulunduğum bir toplantıda Mersin’de tramvayın
çalıştığı yolundaki iddiamızın yanlış olduğunu,
çalışanın sadece dekovil olduğunu söyledi. Yaşı,
itibarıyla hatırlaması mümkün olduğundan, itirazı önemliydi. Ama aşağıda belirttiğim röportajını sonradan gördüm. Vefat etmiş olduğundan,
konu üzerinde görüşmem mümkün olmadı.
Rahmetli Gündüz Artan röportajında;
Gümrük Meydanı- Müftü Mahallesi arasında bir
raylı sistemin hizmet verdiğini, çekicinin odunla
çalıştığını, bir de yolcu vagonu olduğunu beyan
ediyor.
Motorla çalışan, yolcu vagonu da olan, belirttiğimiz güzergahı takip eden bir raylı sistem mevcutsa, adına ne derseniz deyiniz bu tramvaydır.
Dekovil için yolcu vagonu gerekmez, genelde
hayvan ve insan gücü ile çalışır ve sadece nakil
işlerinde kullanılır.
1930’lu yıllarda Mersin’de parke yollarda parke
seviyesinde toprak yollarda ise yol seviyesinde,
kısa-kısa, kesik-kesik ray parçalarına tesadüf
edilirdi. Ne işe yaradığını o yıllarda bilemezdik.
Bugün bilinen,
İstasyon’dan
Fabrikası’na gelen raylı sistem
Bodosaki
İstasyon’dan o günkü adı ile İstasyon ve Hükümet Caddesi’ni takiben Gümrük antreposuna
kadar gelen raylı sistem.
Birincisi, 1910 yılında Mersin’in zengin Rumlarından Bodosaki’nin kurduğu yağ, tekstil, un ve
diğer tesisleri bulunan fabrika ile İstasyon arasında işleyen sistemdir. 1922 yılında Türkiye’yi
terk ettikten sonra fabrika Milli Emlak’a geçmiş,
önce Şaşati Biraderlerce, sonra sırasıyla İş
Bankası, Çukurova Sanayi İşletmeleri tarafından çalıştırılan fabrikanın geniş giriş kapısında
ray parçaları 1930’lu yıllarda açıkça görülürdü.
Sistem, İstasyon’dan başlayıp, şimdiki Çakmak
Caddesi’ni geçip, Mesudiye Mahallesi’ne giriyor,
Kadı Baba’nın (Okan Merzeci’nin dedesi) evinin
yanından Hastane Caddesi’ne ve oradan da fabrikaya dahil oluyordu. Fabrikanın ham madde ve
mamul madde emtiası bu yolla naklediliyordu.
Bodasaki, Türkiye’yi terk ettikten sonra fabrika ile
İstasyon arasındaki bu dekovil siteminin çalıştırıldığı hakkında halen bir bilgi sahibi değiliz.
İkincisi, İstasyon-Gümrük Meydanı arası sistem
1930 yılında, Uray Caddesi Azak Han karşısında
babamın küçük bir dükkanı vardı. Okul çıkışlarında dükkanda ben otururdum. Damga pulu,
sigorta kartpostal gibi şeyler satılırdı. Bir okul dönüşü Uray Caddesi’nde yol çalışmasına rastladım. Dükkandan da izledim. O yıllarda caddenin
yolu siyah parke taşlarından oluşmuştu. Taşları
kaldırılıp, arasından uzun raylar çıkarılıyordu.
Hatta babam dükkana dönüşünde ne yapıldığını
sormuştu, raylar sökülüyor demiştim.
-Yapma değil, bozma işlerinde yiğidiz, diye sitemini serdetmişti.
Yıllar sonra elimize geçen Latin Kilisesi civarına
ait bir fotoğraf da dekovile ait vagonları gördükten sonra yine, dostumuz Zekeriya Hallaç’a başvurmuştum.
“Bu tesis Fransızlar tarafından işgal yıllarında yapıldı. Deniz yoluyla gelip, Adana yönüne gidecek
silah ve sair malzeme iskeleden alınıp İstasyona
getirilir. Vapurlara yüklenecekler de İstasyondan alınıp, Gümrük İskelesi’ne çekilirdi . Küçük
vagonların götürülüp-getirilmesi işi motorlu bir
araçla değil 20-25 Senegalli işgücü ile geçekleşirdi.
Bir başkası, Küçük Hamam’ın önündeki yolda
birkaç metrelik ray parçasını da görmüştüm.
Bodasaki’nin Bahçe Mahallesi’ndeki un değirmeninin dekovil hattına ait olabilir denilmişti.
Bugüne kadar araştırmalarımızda Mersin’de raylı
sisteme ait bilgimiz şimdilik bu kadar.
Bir yağlı boya tabloda Mersin tramvayı
görülüyordu
Tablo, Hüseyin Erkal’a aitti. Tramvayı görmüş de
olabilir. Bir süre Halkevi’nde teşhir edilmişti. Sonra aradım ama bugüne kadar tesadüf etmedim.
Görünen fotoğraf değil, el yapması da olsa yine
de tramvayın mevcudiyeti için bir kanıt.
Ş.Develi Arşivi
1930’lu yıllarda Hamidiye-Müftü Mahallesi Mersin tramvay hattı görüntüsü
24
Tramvayın Çekicisi; atılı olduğu yerde, uzun süre
yatık durumda yol kenarında kaldı. Latin Kilisesi
ile İstasyon arasında yolun solundaki su arkına
yan yatmış minik lokomotifi okulumuza yakınlığı
nedeniyle 1932 yılından sonra uzun süre orta
okul yıllarımızda seyrettik.
Netice olarak; resmi bir tramvay ruhsatı bulunması, rayların fotoğrafta görülmekte olması, yan-
25
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
gerekli izin ve ruhsatların alınması” amacıyla
verilebiliyor (Yönetmelik Md.13.2). Ayrıca
Yeni Yönetmeliğe göre; tüm yatırım taleplerinin ilan edilmesi, şeffaflık ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın süzgecinden geçebilen tersane, yat imal ve çekek
yeri yatırım taleplerinin Maliye Bakanlığı’nda
kurulacak bir Komisyon marifetiyle ve katılım
payı üzerinden arttırma ihaleleri ile değerlendirilmesi gerekiyor (Yönetmelik Md.12).
Fatih YILMAZ
Gemi İnşa ve Gemi Makineleri Mühendisi
Gemi Mühendisleri Odası Ankara Temsilcisi
Hazine Taşınmazlarının Tersane Yatırımlarına
Tahsisine İlişkin Mevzuat Değişiklikleri
Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan
yerlerde, tersane yapmak isteyen gerçek ve
özel hukuk tüzel kişilerinin proje hazırlanmasına, bu kişilere bedeli karşılığında ön izin
verilmesine, kiralama yapılmasına, kullanma
izni verilmesine ve irtifak hakkı tesisine ilişkin esas ve usuller, 04 Eylül 2004 Tarihli ve
25573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
“Hazine Arazilerinin Tersane Yatırımlarına
Tahsisinde Uygulanacak Esas ve Usullere
İlişkin Tebliğ” (Eski Tebliğ) kapsamında yürütülmekte idi.
2013 yılında kabul edilen 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ek
2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci ve
sekizinci fıkraları ile tersanelerin hazineye
ödedikleri ön izin bedeli, kullanım izni bedeli
ve irtifak hakkı bedeli tamamen kaldırılmış ve
%1 olan hasılat payı %0,1’e indirilmiş olup,
söz konusu Kanun değişikliğinin uygulaması
(Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar
ve/veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde yat çekek yeri hariç, yeni
tersane, tekne imal ve çekek yeri yapılmak
amacıyla irtifak hakkı tesis edilmesi veya
kullanma izni verilmesi ile mevcut olan tersane, tekne imal ve çekek yerlerine ilişkin iş ve
işlemler ve mevcut irtifak hakkı ve kullanma
izni sözleşmelerinde yapılacak değişikliklere
ilişkin usul ve esasları) ise 04 Temmuz 2014
tarihli ve 29050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hazine Taşınmazlarının Tersane,
Tekne İmal ve Çekek Yeri Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Yönetmelik” (Yeni Yönetmelik)
kapsamında yürütülmeye başlanmıştır.
26
Bu çalışmamızda; Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunan yerlerdeki tersane yatırımlarına ilişkin, Eski Tebliğ ile Yeni Yönetmeliğin
karşılaştırmalı analizi yapılmaya çalışılmış
olup, yapılan değişiklikler ve yeniliklerle ilgili
önemli görülen noktalara vurgu yapılmıştır.
Eski Tebliğ İle Yeni
Yönetmeliğin Karşılaştırmalı
Analizi
Eski Tebliğ sadece tersaneleri (gemi söküm
yerleri dâhil) kapsarken, Yeni Yönetmelik tersanelere (gemi söküm yerleri hariç) ilaveten
tekne imal ve çekek yerlerini de (yat çekek
yerleri hariç) kapsıyor. (Tebliğ, Yönetmelik
Md.1 & 2)
Eski Tebliğde hazinenin özel mülkiyetinde
olan veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin “kalkınma planlarının hedef ve ilkelerine uygun” olan tersane
yatırımlarına tahsisini uygun görürken, Yeni
Yönetmelik ile bu şart ortadan kaldırılıyor.
(Tebliğ, Yönetmelik Md.2)
Yeni Yönetmelik’te, Eski Tebliğ’de bulunmayan, “Asıl alan”, “Asıl alana ilave alan”,
“Katılım payı”, “Komisyon” vb. gibi yeni kavramlar ve açıklamalar yer alıyor. (Tebliğ, Yönetmelik Md.4)
Yeni Yönetmeliğe göre; Hazine taşınmazları
üzerinde tesis yapılmak amacıyla 18/4/2013
tarihinden önce lehlerine irtifak hakkı tesis
edilen ve/veya adlarına kullanma izni verilen
veya ön izin sözleşmesi devam eden mevcut yatırımcıların, hazineye birikmiş borçlarını
ödemeleri ve açtıkları davalardan feragat etmeleri şartıyla, irtifak hakkı ve/veya kullanma
izni sözleşmelerinin devri dâhil 18/4/2013
tarihinden geçerli olmak üzere toplam yıllık
hasılatın binde biri oranında hasılat payı alınacağı ve ayrıca irtifak hakkı ve kullanma izni
bedeli alınmayacağı yönünde düzenlemeler
yapılmak suretiyle mevcut sözleşmelerde
gerekli değişiklikler yapılarak uygulanıyor
(Yönetmelik Md.5). (Mevcut sözleşmenin
bitiş tarihi değişmiyor, sadece mevcut sözleşmenin içeriği yeni konsepte göre revize
ediliyor.
Eski Tebliğde ilan şartını ortadan kaldıran
“özel” maddelere Yeni Yönetmelikte yer verilmediği görülüyor. Yeni Yönetmeliğe göre;
18/4/2013 tarihinden itibaren Hazine taşınmazları üzerinde yapılacak “yeni tesisler”
için tüm alanlara irtifak hakkı tesis edilebilmesi ve/veya kullanma izni verilebilmesi için
ilana çıkılması zorunluk arz ediyor (Yönetmelik Md.7&8).
Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan
yerlere tersane kurulmasına yönelik kullanma izni veya irtifak hakkı verilmesine yönelik
değerlendirmeler Eski Tebliğ’e göre Denizcilik Müsteşarlığı’nın re’sen sübjektif tasarrufu ile yapılıyor ve Maliye Bakanlığı’nın da
görüşü alınıyordu. Öyle ki; “özel mülkiyet”
vs. isimler altında “ilan yapılmadan” avan
proje hazırlatma ve ön izin verme alt yapısı
bile oluşturulmuştu (Bkz. Eski Tebliğ Md.8).
Yeni Yönetmeliğe göre ise; ön izin sadece
üzerinde ihale kalan yatırımcılara ve “fiili
kullanım olmaksızın taşınmazın tescil, ifraz,
tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması
veya imar planının yaptırılması, değiştirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması, onaylatılması ve ilgili kamu idarelerinden
Eski Tebliğe göre; bir tersane sahibi (% 0,1
“ön izin bedeli”ne ilaveten) % 0,5’i “kullanma izin bedeli” ve %0,5’i “irtifak hakkı
bedeli” olmak üzere, tersanenin başlangıç
proje maliyetinin yaklaşık %1’i kadar her yıl
devlete kira ödüyor ve bu kira her yıl TÜİK’in
yayınladığı ÜFE oranı kadar artıyordu. Buna
ilaveten, yıllık işletme hasılatının %1’i de yine
Hazine payı (hasılat payı) olarak ödeniyordu. Yeni Yönetmeliğe göre ise; ön izin bedeli, kullanım izni bedeli ve irtifak hakkı bedeli tamamen kaldırılıyor. Yerine tersanenin
yüzölçümünü esas alan “katılım payı bedeli”
adında yeni bir bedel getiriliyor. Buna ilaveten, tersane sahiplerinin Hazineye ödemesi
gereken ve önceden %1 olan hasılat payı
%0,1’e indiriliyor. (Tebliğ Md.10, Yönetmelik
Md.11)
Eski Tebliğe göre; kullanma izni ve irtifak
hakkı sözleşmesinin süresi 29 yıl ile sınırlı
iken, Yeni Yönetmeliğe göre bu süre 30 yıl
olarak belirleniyor (Yönetmelik Md.13.1).
Yeni Yönetmelik kapsamında yeni tesis yapılması amacıyla birden fazla tesisin bulunacağı kooperatif veya ortak şirket yapısında
olan yatırımcılar lehine irtifak hakkı tesis edilecek ve/veya adına kullanma izni verilecek
alanların toplamı en az 100 bin m²’nin üzerinde olur ise, bu alanların en az %10’luk bir
kısmını Ar-Ge merkezi, eğitim merkezi, acil
müdahale merkezi, tersane faaliyetleri için
ortak kullanım alanı veya benzeri kullanım
amaçları için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bırakılacağı yönünde
kooperatiflerin veya ortak şirketlerin irtifak
hakkı ve/veya kullanma izni sözleşmelerine
özel hüküm konulması gerekiyor (Yönetmelik Md.13.5) Eski Tebliğde buna benzer bir
şart bulunmuyordu.
Yeni Yönetmeliğin “İdarece muhafazası
uygun görülen tesisler” başlıklı “GEÇİCİ
MADDE 1 – (1) Onaylı imar planlarında tesis olarak belirlenmiş bölgelerde 18/4/2013
tarihi itibariyle en az beş yıl süreyle tesis
olarak sözleşmeye bağlı olmaksızın kullanılan ve kullanımlarının halen devam ettiği
İdare kayıtlarında tespit edilen ve İdarece
muhafazası uygun görülen mevcut tesisleri
kullanan yatırımcı/yatırımcılar tarafından bu
Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten itibaren
altı ay içerisinde İdareye müracaat edilmesi halinde ve sözleşme tarihine kadar varsa
ödenmeyen ecrimisil bedellerinin gecikme
zamları ile birlikte ödenmesi kaydıyla, bu
tesislerin bulunduğu alanlar üzerinde yatırımcılar lehine doğrudan yirmi yıla kadar
irtifak hakkı tesis edilebilir ve/veya kullanma
izni verilebilir.” denilerek; sözleşmeye bağlı
olmaksızın faaliyet gösteren, halihazırda Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin
hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerleri
bir şekilde işgal etmiş ve devlete (hazineye) karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen
mevcut tesislere de 20 yıla kadar irtifak hakkı
tesis edilerek ve/veya kullanma izni veriliyor.
4706 Sayılı Kanun Ve Yeni
Yönetmelik İle Tersanelere
Sağlanan Mali Destek
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların
Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunun ek 2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları ile yapılan
yeni düzenleme ile sadece Tuzla Tersaneler
Bölgesi’nde 2013 yılında mevcut tersanelere 70 milyon TL* destek sağlandığı belirtilmekte olup, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde
mevcut 27 tersane olduğuna göre tersane
başına ortalama 2,6 milyon TL’lik destek
sağlandığını söylemek mümkündür. (* Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi
ELVAN ile röportaj, Seanews, sayı:12, Haziran 2014, s.19.)
Genel Değerlendirme ve
Sonuç (Öneriler)
Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan
yerlerin tersane yatırımlarına tahsisi ile ilgili
işlemler, 2004 yılında Maliye Bakanlığı’nca
yayımlanan Hazine Arazilerinin Tersane Yatırımlarına Tahsisinde Uygulanacak Esas ve
Usullere İlişkin Tebliğ’e göre yürütülmekte
iken, 2013 yılında kabul edilen 4706 sayılı
Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un
ek 2 nci maddesinin beşinci, altıncı, yedinci
ve sekizinci fıkraları ile 2014 yılında yayımlanan Hazine Taşınmazlarının Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yeri Yatırımlarına Tahsisine İlişkin Yönetmelik’e göre uygulanmaya
başlanmıştır.
Eski Tebliğe göre tersanecilerin hazineye
ödedikleri ön izin bedeli, kullanım izni bedeli
ve irtifak hakkı bedeli, 4706 sayılı Kanun ve
Yeni Yönetmelik ile tamamen kaldırılmış ve
%1 olan hasılat payı %0,1’e indirilmiş olup,
tersanelerin yanısıra tekne imal ve çekek
yerleri de teşvik kapsamına dâhil edilmiştir.
Dolayısıyla, 4706 sayılı Kanun ve Yeni Yönetmelik ile devletin tersanecilere çok ciddi
bir mali destek sağladığı açıktır. Sağlanan
bu destek ile 2013 yılında sadece Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki mevcut tersanecilerin
27
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
cebinde 70 milyon TL* kaldığı ifade edilmektedir.
Şahsi kanaatim şu ki; hazine tarafından sağlanan mali desteklerin tersanelerin üretkenliklerini arttırmaya ve teknik-teknolojik modernizasyon/rehabilitasyona yönelik projeler
karşılığında verilmesi daha yararlıdır fakat
Yasama Organı tarafından onaylanan 4706
sayılı Kanun’da böyle bir şart getirilmemiş
olup; bunun yerine birikmiş borçların ödenmesi ve hazineye karşı açılan davalardan
feragat edilmesi gibi şartlar konulmuştur.
Dolayısıyla, söz konusu düzenleme ile sağlanan mali desteğin asli amacının da hem
tersaneleri karşılıksız desteklemek, hem de
tersanecilerin birikmiş borçlarını ödemelerini
ve hazineye karşı açtıkları davalardan feragat etmelerini sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Devletin tersaneler için sağlamış olduğu KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti,
teşvik sistemi kapsamında yatırım indirimi,
sigorta pirimi işveren desteği, faiz desteği
vb. gibi teşvik unsurlarına ilaveten, karşılıksız olarak verilen söz konusu “kira desteği”
de genel olarak özel sektörü memnun etmiş
gibi gözükmektedir.
Ayrıca, Yeni Yönetmeliğin “Geçici Madde-1(1)” maddesi ile de Devletin hüküm
ve tasarrufu altında bulunan yerlerde sözleşmeye bağlı olmaksızın faaliyet gösteren
tesislere de, katılım payı üzerinden artırım
ihalesi süreçlerinden muaf tutularak, 20 yıla
kadar irtifak hakkı ve/veya kullanma izni hakkı verilerek avantaj sağlandığı görülmektedir.
lan yatırımcılara ve “fiili kullanım olmaksızın
taşınmazın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri
işlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiştirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması, onaylatılması ve ilgili
kamu idarelerinden gerekli izin ve ruhsatların
alınması” amacıyla verilebilmektedir.
Eski Tebliğe göre irtifak hakkı veya kullanma
izni sözleşmesinin süresi 29 yıl ile sınırlı iken,
Yeni Yönetmeliğe göre bu süre 30 yıl olarak
belirlenmiştir. Ayrıca, Yeni Yönetmelik’te,
Eski Tebliğ’de bulunmayan, “asıl alan”, “asıl
alana ilave alan”, “katılım payı”, “komisyon”
vb. gibi yeni kavram ve açıklamalar ile daha
net ve anlaşılır bir mevzuat hazırlanmaya çalışıldığı da görülmektedir.
Hazinenin özel mülkiyetinde olan veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin tersane yatırımların tahsisinde “kalkınma planlarının hedef ve ilkelerine uygun”luk
şartı Eski Tebliğin uygulama döneminde pek
dikkate alınmadığına kanaat getirilmiş olsa
gerek ki Yeni Yönetmelikte bu şart tamamen
kaldırılmıştır. Fakat yine de Yeni Yönetmeliğin “Taleplerin değerlendirilmesi” başlıklı 10.
maddesi kapsamında belirlenmesi gerekli
olan usul ve esaslar belirlenirken, Türkiye’nin
gemi inşa ve gemi yan sanayii alanlarında
Avrupa ve Uzakdoğu ile rekabet edebil-
mesine, en azından o seviyelere yaklaşabilmesine imkân sağlayacak ve “kalkınma
planlarının hedef ve ilkelerine uygun” ölçekteki yatırımların hedef alınmasının, ülkemizin
menfaatleri açısından gerekli ve faydalı olacağı kanısındayım.
Ayrıca, Yeni Yönetmelik kapsamında yeni
tesis yapılması amacıyla birden fazla tesisin
bulunacağı kooperatif veya ortak şirket yapısında olan yatırımcılar lehine irtifak hakkı tesis edilecek ve/veya adına kullanma izni verilecek alanların toplamı en az 100 bin m²’nin
üzerinde olur ise, bu alanların en az %10’luk
bir kısmını Ar-Ge merkezi, eğitim merkezi,
acil müdahale merkezi, tersane faaliyetleri
için ortak kullanım alanı veya benzeri kullanım amaçları için Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı’na bırakılacağı yönünde kooperatiflerin veya ortak şirketlerin
irtifak hakkı ve/veya kullanma izni sözleşmelerine özel hüküm konulması gerekmektedir.
Eski Tebliğde buna benzer bir şart bulunmuyordu. Yeni Yönetmeliğin 13.5 maddesinde
bahsi geçen Ar-Ge merkezi vb. tesisler için
Yalova, Tuzla, Tekkeköy, Çamburnu vb. gibi
mevcut tahsis edilmiş bölgelerde de aynı
amaçla ortak alanların oluşturulmasına yönelik bir düzenleme yapılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.
Yeni Yönetmeliğin en dikkat çekici yönlerinden biri, Hazinenin özel mülkiyetinde olan
veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında
bulunan yerlerin tersane vb. olarak yatırımcılara tahsisi ile ilgili bürokratik işleyişin
şeffaflaştırılmasına yönelik teorik birtakım
emareler barındırmasıdır. Şöyle ki; Denizcilik Müsteşarlığı döneminde uygulanan
Eski Tebliğ’in 8.maddesindeki “Aşağıdaki
koşulların herhangi birinin varlığı halinde,
ilan yapılmadan avan proje hazırlanması
ve Müsteşarlığa verilmesi konusunda yatırımcılara ön izin verilebilir.” şeklinde, ilana
çıkılması şartını bütünüyle ortadan kaldıran
“özel” hükümlere Yeni Yönetmelikte yer verilmemiştir. Yeni Yönetmeliğe göre, İdarece
belirlenen veya yatırımcılar tarafından talep
edilen alanların tümünün -şeffaflık gereğiilan edilmesi ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın süzgecinden geçebilen tersane, yat imal ve çekek yeri yatırım
taleplerinin Maliye Bakanlığı’nda kurulacak
bir Komisyon marifetiyle ve katılım payı üzerinden arttırma ihaleleri ile değerlendirilmesi
gerekmektedir. Ayrıca yine Yeni Yönetmeliğe göre; ön izin sadece üzerinde ihale ka-
28
29
MERSİN DENİZ TİCARETİ
DENİZ FENERİ
AĞUSTOS 2014
tın alınabilir.
Bir insanın zamanı sa
n zamanda
ne
Belirli bir yerde, iste
ğlanabilir.
sa
sı
ma
fiilen hazır bulun
haret gema
e
üd
ölç
bir
Hatta belirli
de saat
ri
tle
rektiren bedeni faaliye
ilir.
ab
alın
tın
sa
veya gün olarak
şarma yeteAma bir kişinin iş ba
alınamaz.
tın
sa
tifi
iya
neği, yani inis
az. Kalben,
Sadakati satın alınam
esi satın
bilm
zihnen, ruhen bağlana
n sandalye
Endişe sallana
gul etmeyi
eş
gibidir. Sizi m
hiçbir yere vabaşarır ancak
ramazsınız.
Joyce Meyer.
alınamaz.
Bunlar satın alınamazl
zanılabilirler.
Clarence Francis
Zamanı öldürmekten
söz
ederiz ama bizi öldüre
n zamandır.
Alponse Allais
Kalite kimse bakmadığında
da doğru olanı yapmaktır.
Henry Ford
ar; ancak ka-
MDTO Uluslararası Fotoğraf Yarışması Katılımcısı
Eskiden derdim ki;
İnsanın başına gelebilecek en kötü şey
Bir gün yapayalnız kalmasıdır.
Acının dili yoktur. İnsan ya da
hayvan
fark etmez. Hepsi aynı biçimde bağ
ırır.
Mehmet Eroğlu
Öğrendim ki;
Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey
Yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla
yaşamasıdır.
Goethe
anın
Hayatta en acıklı şey, ins
nakkay
den
din
ken
problemin
dir.
esi
em
em
gör
ını
landığ
Carl Gustav Jung
kahraİnsanlar her zaman
a her
am
man olamayabilirler
r.
rle
bili
zaman insan ola
Benjamin Franklin
30
Mevlana
Azim ile inat arasındaki fark, akıldır.
Akılla direnme azimdir, akılsız direnme inattır.
Çok okuyanın gözleri bozulur, okumayanın ruhu.
Servet Saygınoğlu
“Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim” içerisinde “Seni hiçbir zaman
unutmayacağım”ı da barındırır.
C. Bukowski
Güneş herkesin üzerine eşit doğar.
Ama gül başka, leş başka kokar.
Mümin Sekman
Bir insan
söyledikleri
kadar
söylemedikleri
ile de insanlaşır.
Albert Camus
Başkalarının günahlarıyla aziz
olamazsın.
Anton Çehov
31
MERSİN DENİZ TİCARETİ
Türkiye ve Kırım
Arasında Yeni Feribot
Hattı Açıldı
Türkiye ve Kırım arasında MS Poseidon feribotu sefer yapacak. Seferler, Zonguldak ve Kırım’ın Kerç
limanı arasında haftada iki kez yapılacak. Feribot ayrıca Rusya’nın
Novorossiysk limanına uğrayacak.
Rusya Uluslararası Taşımacılar
Derneği’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, “Transcamion
şirketi, bugünden itibaren, yeni feribot hattı olan Zonguldak-Kerç servisini sunuyor. Feribot şirketi, ayrıca Kerç limanından Novorossiysk’e
ulaşımı da garanti ediyor” denildi.
Zonguldak ve Kerç arasında yolculuk tam 24 saat sürecek. Gümrük
işlemi, Kerç limanında yapılacak.
Zonguldak-Kerç-Novorossiysk güzergahı üzerinden 16,5 metre uzunluğunda bir trenin nakliye ücreti
1250 dolar olacak. (Aktüel Deniz)
Nijerya Limanları Ebola
Virüsünün Yayılmasına
Karşı Koruma Altında
Nijerya’daki Amerikan Başkonsolosluğu Federal Hükümetin Ebola
virüsünün limanlar yoluyla yayılmasını engellemek için bir dizi önlem
aldığını bildiriyor. Hastalık Kontrol
Merkezi, hastalık şüphesi taşıyan
kişilerin gemilerde çalışmalarına izin
vermiyor.
http://www.hellenicshippingnews.
com/nigeria-safeguard-nigerianports-against-ebola-spread-says-us-envoy/
32
DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA
AĞUSTOS 2014
Pire Limanının Geliri Düştü
Pire Limanı’nın konteyner limanı dışında kalan devlete ait bölümünde
gelirler önceki yıla oranla %3,3 azaldı. Liman, yılın ilk yarısında 4,3 Milyon
Dolar net kar elde etti. Toplam gelirler ise 50,4 milyon Euro ile önceki
döneme oranla %3,3 düşüş gösterdi.
Pire Limanı’nın devlete ait olan ve
yolcu ve yük taşımacılığı da yapılan
bölümünü halen konteyner limanını
35 yıllık işletme hakkını alan Cosco
Pacific firması özelleştirip almak istiyor. (Deniz Haber)
Leros Adası’na Gümrük
Kapısı açılıyor
Gemi Balast Suyu
ve Sedimanlarının
Kontrolüne Çekinceli
Katıldık
Gemi balast suyu ve sedimanlarının kontrolü ve yönetimi hakkında
uluslararası sözleşmeye Türkiye’nin
çekinceyle katılımı Resmi Gazete’de
yayımlandı. Buna göre, taraflar,
gemilerin balast suyu ve sedimanlarının kontrolü ve yönetimi yoluyla zararlı sucul organizmaların ve
patojenlerin taşınmasını önlemek,
azaltmak ve tamamen ortadan kaldırmak amacıyla bu sözleşmenin
hükümlerini tam ve eksiksiz şekilde
yerine getirmekle ve balast suyu yönetiminin ve standartlarının devamlı
gelişimini teşvik etmekle yükümlü.
(Deniz Haber)
İran Limanlarına
Uğrayan Yabancı Ticaret
Gemilerinde Artış
Olduğunu Raporluyor
İran son aylarda kendi limanlarına uğrayan yabancı bayraklı gemi
sayısında artış olduğunu bildiriyor.
Özellikle Bandar Abbas limanında
Avrupa ve Uzak Doğu bayraklı gemilerin sayısının belirgin oranda arttığı ve İran’a yatırım yapmak isteyen
ve hali hazırda İran’da yatırımları
bulunan yabancı şirketler için mal
taşıyan gemi sayısının bu artışta etken olduğu raporlanıyor.
Avrupa Ticareti Atıyor
Küresel Konteyner Trafiği
Azalıyor
İsveç Gothenburg Limanı 6 aylık raporunda, Gothenburg’dan Avrupa’ya
ve Avrupa’dan Gothenburg’a deniz
ticareti hacmi yılın ilk 6 ayında bir önceki yıla göre artış gösterirken konteyner taşımacılığında %30’a varan
düşüş yaşandığı bildiriliyor.
http://www.hellenicshippingnews.
com/european-trade-up-globalcontainer-traffic-down/
Ege’deki turizm merkezlerinden
Leros Adası’na 1 Eylül tarihinde
yeni bir gümrük kapısı açılıyor. Son
dönemde Türk turistlerle hareketlenen Yunan adalarının açılacak yeni
gümrük kapısıyla birlikte canlılığını
daha da artıracağı, Yunan işletmelerin dört gözle Türk müşterileri
beklediği belirtildi. (Vira haber)
Deniz Yoluyla Yapılacak
Seferler İçin Yeni
Düzenleme
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına
Dair Yönetmeliği Resmi Gazete’de
yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Yeni
düzenlemeye göre, düzenli sefer
yapmak isteyen işletmeciler, idarece belirlenecek belgelerle idareye
başvuruda bulunacak. Sorumluluk
ve yasaklara uymayan gemiler için
gemi işletmecisine uyarmadan, hat
izin iptaline kadar artan cezalar uygulanacak.
Liman Ücretleriyle İlgili
Tartışma Deniz Ticaretini
Vuracak
APM Terminals’in işlettiği MumbaiKhalifa Bin Salman Limanında boş
konteynerler için ödenmeyen ücretler nedeni ile yükleme boşaltma
faaliyetleri durmuş durumda. Liman
yönetimi şirketleri, limanda bıraktıkları boş konteynerlerin ücretlerini
ödemeye zorlarken şirketler yüklü
miktardaki ceza ve vergilerden kaçınmak istiyorlar. Anlaşmazlık nedeni ile limanda işler beklemede. http://
www.hellenicshippingnews.com/
port-fees-dispute-may-hit-sea-trade/
Bangladeş Limanlarını
Komşularına Açıyor
Banglades, Chittagong ve Ashuganj
limanlarını komşularıyla ekonomik
entegrasyon sağlamak için Güney
Asya ülkelerinin kullanımına açtı. Bu
ülkeler limanları kullanabilecekler ancak alt yapı ve yenilenme çalışmalarında da katkı sağlayacaklar. Örneğin
Hindistan limana yakın geçen Feni
nehrini kullanarak limana yük gönderebileceğini ve aradaki yol inşa maliyetini üstleneceğini duyurdu.
Sınır Kentlerindeki
Ticaretin Durumu
Irak olayları, bu ülkeye önemli miktarda ihracat yapan, bu ülke pazarı
için yatırım yapan illerde, özellikle
sınır illerinde büyük kaygıya yol açtı.
Gelişmeler iyi değil. İhracat rakamları kritik durumu yansıtıyor. Eğer bir
an önce istikrar dönmezse rakamlar, bu yıl Irak’ta ihracat kaybının
3 - 3.5 milyar doları bulabileceğini
gösteriyor. Türkiye’nin Irak’a ihracatı aylık 1 milyar doların üzerinde
seyrederken, olayların patladığı mayısta sert bir inişe geçti, haziranda
725 milyon dolar, temmuzda ise 550
milyon dolar seviyelerine çekilerek
yarı yarıya azaldı. Bu, Irak’a ihracat
yapan sektörleri firmaları etkilemeye
başladı. Asıl büyük olumsuz etki sınır illerinde... Bölgedeki illerin ticaret
ve sanayi odası (TSO) başkanlarının
açıklamalarına göre tek sorun ihracat kaybı değil. Bölgede yatırımı
olan bazı şirketler ciddi zarar gördü. Yatırımlar durdu. Bazı şirketler
fiili saldırıya uğradı. Musul’da enerji
yatırımı yapan bir firmanın makinelerine el konuldu. Irak pazarı için yapılan hazırlıklar, ofis açma çalışmaları
ertelendi. En önemli sorunlardan biri
de alacaklar meselesi… Bölgeye
ihracat yapmış, ya da hizmet sağlamış firmalar muhatap bulmakta
zorlanıyor. (Dünya Gazetesi)
Maden Atıklarının Denize
Boşaltılmasına Vize
Birleşik Arap Emirlikleri
(BAE) Ekonomik
Büyümesini Jebel Ali
Limanı’na Borçlu
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, maden atıklarının karada uygun ortam
bulunmaması halinde denize boşaltılmasına vize vermeye hazırlanıyor.
Maden Atıkları Yönetmeliği Taslağına göre maden atıklarının çevresel
etkilerini en aza indirmek gerekçesiyle denize boşaltılmasına ‘detaylı
izleme şartıyla’ onay verilebilecek.
Düzenlemeye göre maden atıkları,
tehlikeli, tehlikesiz ve inert atıklar
olarak üç sınıfta toplanacak. (http://
www.denizhaber.com.tr)
Birleşik Arap Emirliklerinin jeolojik
pozisyonu küresel ticarette merkez
aktarma limanı konumunda. DP
World ve Sharjah Gulftrainer firmaları ilk altı aylık istatistikleri açıkladıktan sonra BAE’nin ekonomik büyümesin ardındaki itici gücün Jebel Ali
Limanı olduğu yönündeki yorumlar
artış gösterdi. Jebel Ali Limanındaki
büyümenin Çin, Güney Kore, Hindistan, Avrupa ve Afrika’da artan
ticaret hacmi ile bağlantılı olduğu
bildiriliyor.
33
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere
Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı
Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
23 Ağustos 2014 tarih ve 29097 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Söz konusu yönetmelik ile 25.11.2010 tarih ve 27766 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli
Seferlere Dair Yönetmeliğin 1 ve 2. maddeleri aşağıdaki şekilde
değiştirildi.
Madde 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı Türkiye Cumhuriyeti liman/
iskeleleri arasında yapılan düzenli seferlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Madde 2- (1) Bu Yönetmelik tüm sefer bölgelerinde Türkiye
Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yolcu motorları, yolcu, RoRo /Yük , Ro-Ro/Yolcu ve feribot gemileri ile yapılan düzenli
seferleri kapsar.
çalıştırmak üzere hat izni başvurusu yapabilir.
(3) İşletmeci, hat izni almış olduğu geminin bakım ve onarımı da dahil olmak üzere mücbir bir nedenle çalışamaması durumunda
hat izni almış olduğu geminin yerine eşdeğer gemi çalıştırmak amacıyla ilgili Liman Başkanlıklarına başvuruda bulunur. İlgili Liman
Başkanlıkları tarafından yerine çalıştırılacak geminin izinli olunan hatta çalışmasının uygun bulunması halinde İdareye bilgi vermek
kaydıyla iki aya kadar müsaade eder.
(4) İşletmeci hat izni bulunan bir gemiyi başka bir işletmeciye kiralaması halinde mevcut hat izni, bitiş süresinin değişmemesi kaydıyla askıya alınır.”
Bunun yanında aynı yönetmeliğin;
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
Dayanak başlıklı 3. maddesi,tanımlar başlıklı 4.maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (f) bentleri , Başvuru başlıklı, 6.maddesi,
Değerlendirme başlıklı 8.maddesi, Hat izinli gemilerle ilgili uygulama başlıklı 9.maddesi, Süresi sona eren hat izninin yenilenmesi başlıklı 11.maddesi, İznin askıya alınması başlıklı 16.maddesi başlığıyla birlikte İzin iptali başlıklı 17.maddesi ile Yürütme
başlıklı 19.maddesi değiştirilmiş
MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Tanımlar başlıklı 4.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, Hat izni
verilmesi başlıklı 5.maddesinin 2. fıkrası ile Aranan Nitelikler
başlıklı 7.maddesinin 2.fıkrası yürürlükten kaldırıldı.
dikkate alarak değerlendirme yapar ve bu Yönetmeliğe göre yeterliliği tespit edilen gemilere, idarenin belirleyeceği ücret karşılığında
klaslı gemiler için en fazla üç yıl, diğer gemiler için en fazla iki yıl süreli hat izin belgesi düzenler.
“MADDE 8 – (1) İdare tarifeli sefer izinlerinde;
a) İlgili liman başkanlıkları tarafından hazırlanan iskelelerin, limanların ve gemilerin taşımacılığa uygunluk raporunu,
b) Bu Yönetmelik gereği istenilen belgeleri,
c) Varsa daha önceki hat izin süresi içerisinde İdare tarafından düzenlenen cezai müeyyideleri,
(2) Tehlikeli madde taşıyan gemilerin yapacakları seferler ilgili mevzuata göre değerlendirilir.”
MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
23 Ağustos 2014 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 29097
YÖNETMELİK
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından:
MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
DENİZ YOLU İLE YAPILACAK DÜZENLİ SEFERLERE DAİR YÖNETMELİKTE
“MADDE 11 – (1) İşletmeci, süresi bitecek olan hat izninin yenilenmesi için, süre bitiminden en az bir ay önce İdare tarafından
belirlenen belgelerle birlikte İdareye başvurur. İdare bu Yönetmelik kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde uygun bulması
halinde söz konusu gemi/gemilerin hat iznini izin bitim tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, idarenin belirleyeceği ücret karşılığında klaslı gemiler için en fazla üç yıl, diğer gemiler için en fazla iki yıl süreli hat izin belgesi düzenler.”
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 25/11/2010 tarihli ve 27766 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deniz Yolu ile Yapılacak Düzenli Seferlere Dair Yönetmeliğin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yapılan düzenli seferlere ilişkin usul ve esasları
belirlemektir.”
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, tüm sefer bölgelerinde, Türkiye Cumhuriyeti liman/iskeleleri arasında yolcu motorları, yolcu, Ro-Ro/
Yük, Ro-Ro/Yolcu ve feribot gemileri ile yapılan düzenli seferleri kapsar.”
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Uyarma, para cezası, iznin askıya alınması
MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında tüm gerekleri yerine getirerek İdareye başvuran işletmeler hariç olmak üzere hat izni
olmadan tarifeli sefer yapan gemiler ile İdareden izin almış ancak 13 üncü ve 14 üncü maddelerde yer alan sorumluluk ve yasaklara
uymayan gemiler için gemi işletmecisine Ek-1’deki tabloda belirtilen cezalar uygulanır. Ek-1’deki tabloda belirtilen para cezaları
genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere, ilgili liman başkanlığı tarafından idari para cezası karar tutanağı düzenlemek suretiyle
uygulanır.”
“MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci, 28 inci ve 34 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.”
MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış, (ç) ve (f) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
a) 16 ncı madde gereğince askıya alma yaptırımı uygulanan gemilerin bu Yönetmelikte belirtilen sorumluluk ve yasaklara tekrar
uymaması hâlinde gemiye verilen hat izni/hat izinleri iptal edilir.
“ç) İdare: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğünü,”
b) Hat izni alan işletmecinin talep etmesi hâlinde gemilerinin hat izni iptal edilir.
“f) Liman Başkanlığı: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı Liman Başkanlıklarını,”
(2) Birinci fıkranın (a) bendi gereğince hat izni iptal edilen gemiler, iptal tarihinden itibaren altı ay süreyle hat izni alamaz ve bu süre
zarfında o hatta çalışamazlar.
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 6 – (1) Düzenli sefer yapmak isteyen işletmeciler, İdarece belirlenecek belgeler ile İdareye başvuruda bulunur. İdare başvuruyu değerlendirirken:
“MADDE 17 – (1) Gemilere verilen hat izinleri aşağıdaki hâllerde iptal edilir:
(3) 16 ncı madde kapsamında hat izni askıya alınan gemilerin, askıya alma süresi içerisinde bildirilen uygunsuzluğu gidermediği
durumlarda hat izni iptal edilmiş sayılır. Gemiye ilişkin uygunsuzluğun olması hâlinde o gemiye ait hat izninin, işletmeciye ait uygunsuzluğun olması hâlinde işletmecinin almış olduğu tüm hat izinleri iptal edilir. İptal tarihinden itibaren geçerli olacak altı aylık hat izni
alamama hususunun başlangıç tarihi, askıya alma tarihi olarak kabul edilir.”
a) Kalkış veya varış noktası ya da uğrak limanları farklı büyükşehir belediye sınırları içinde olan hatta araç taşımacılığı yapılacak olan
gemiler için ilgili büyükşehir belediyesinin uygunluk görüşü esas alınır.
MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
b) Aynı büyükşehir belediye sınırları içerisinde yer alan liman veya iskele arasında tarifeli sefer yapan gemiler için ilgili büyükşehir
belediyesinin ruhsat belgesi aranır.
MADDE 14 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
(2) İşletmeci, mevsimsel yoğunluk, işletim maliyeti gibi nedenlerle gemisini veya gemilerini hat izni süresi içerisinde farklı hatlarda
34
“MADDE 9 – (1) İşletmeci, hat iznine sahip gemisi için ilave hat izni talep etmesi durumunda 6 ncı madde kapsamında idareye
müracaat eder. Uygun görülmesi halinde, ilave hat izni idarenin belirleyeceği ücret karşılığında mevcut hat izni süresi bitimine kadar
verilir.”
“MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı yürütür.”
MADDE 15 – Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı yürütür.
35
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
UYGULANACAK CEZALAR (Uyarma, Para
cezası (TL), Askıya alma, İznin iptali)
1
2
Sefer programına uymamak
Sefer programının değişmesi durumunda
ilgili liman başkanlıklarına ve seferlerin ilan
edildiği tüm iletişim araçlarına bir hafta öncesine kadar bildirmemek.
İlk Uygunsuzluk
durumunda
Grostonx10 TL.
Uyarma
3
Mücbir sebepler dışında seferlere on günden daha fazla ara verilmesi
Grostonx10 TL.
4
Mücbir sebeplerle verilen aranın üç saat öncesinden bildirilmemesi
Uyarma
5
İzin alınmamış hatlarda düzenli sefer yapılması Grostonx20 TL.
6
Süresi biten sigorta poliçesini yenilememek
7
Denizyolundan başka ulaşım imkânı olmayan
yerler için İdare tarafından alınacak kararlara
uymamak.
Grostonx10 TL.
8
Gerçeğe aykırı ve yanıltıcı tanıtım ve reklam
yapılması, haksız rekabete sebep olacak işlemlerde bulunulması
Uyarma
9
Taşınan araç ve yolcu sayısına ilişkin istatistikleri, izin alındığı tarihten itibaren en geç 2
ay sonrasına kadar İdarenin belirlediği usul
ve esaslara göre bildirmemek
Aynı
uygunsuzluğun
3.tekrarı
10 gün süre ile
askıya alma
Hat İzni İptali
Hat İzni İptali
Grostonx10x2 TL. 10 gün süre ile
askıya alma
Hat İzni İptali
10 gün süre ile
askıya alma
Hat İzni İptali
Grostonx10 TL.
Grostonx30 TL.
(Poliçe yenilenene kadar hat izni
askıya alınır)
Aynı
uygunsuzluğun
2.tekrarı
10 gün süre ile
askıya alma
Grostonx10 TL.
Uyarma
Uyarma
Aynı
uygunsuzluğun
1.tekrarı
Grostonx20x2 TL. Grostonx20x3 TL.
Hat İzni İptali
-
Grostonx20x4 TL.
-
Grostonx10x2 TL. 10 gün süre ile
askıya alma
Hat İzni İptali
10 gün süre ile
askıya alma
Hat İzni İptali
10 gün süre ile
askıya alma
Hat İzni İptali
Grostonx10 TL.
Uyarma Hat
başına 1000 TL
AÇIKLAMALAR:
1- Yukarıda belirtilen uygunsuzluklara verilen idari para cezası üst sınır olan 250.000 TL'yi geçemez.
2- Cezaların değerlendirme süresi takvim yılı içerisinde geçerlidir. Yeni takvim yılına geçilmesi ile gerçekleşecek uygunsuzluk ilk
uygunsuzluk olarak değerlendirilecektir.
3- İşletmenin talebi doğrultusunda askıya alma cezası para cezasına çevrilebilir. Para cezası üst sınır olan 250.000 TL'yi geçmemek
üzere İdari ilk para cezasının 10 katı olarak alınır.
Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında
Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar Yayımlandı
4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararın
yürürlüğe konulması hakkında Bakanlar Kurulu Kararı 18 Ağustos 2014 tarih ve 29092 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın 4. Maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirildi
(2) Nihai kullanıma tabi tutulacak eşyaya nihai kullanım düzenlemelerine uygulanan gümrük vergisinin diğer hallerde uygulanabilecek
vergiden daha düşük olmaması durumunda, söz konusu eşyaya
89.08 tarife pozisyonunda yer alan ‘sökülecek gemilerle, suda yüzen sökülecek diğer araçlar’ hariç bu kısım hükümleri uygulanmaz.
Aynı kararın 13.maddesine aşağıdaki fıkra eklendi.
36
Madde 131-(1) Dökme gelen eşyanın taşınması sırasında ortaya
çıkan,
a) Ek-13’deki listede yer alan eşyada aynı ekte yer alan oranları
aşmayan
b) Ek-13’deki listede yer almayan eşyada %3’ü aşmayan,
c) Boru hatları ile taşınarak ithal edilenler haricindeki doğal gaz
ürünlerinde %4’ü aşmayan farklılıklar için özet beyan eksikliği ve
fazlalığı takibatı yapılmaz.
Gemiadamları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı
Gemiadamları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 21 Ağustos 2014 tarih ve
29095 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Söz konusu Yönetmelik ile, Gemiadamları Yönetmeliğinim 55. maddesi “Yabancı
ülkelerde eğitim görmüş olup, hiç belge
almayan hak sahiplerine, Yönetmelikte
öngörülen yeterlik belgeleri ve/veya gemiadamı cüzdanları, öğrenim sürelerinin
denkliği Yükseköğretim Kurulu veya Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından belirlendikten
sonra, ilgili eğitim kurumunun idarece denetlenmesi ve ilgili mevzuat çerçevesinde
yetkilendirilmesi neticesinde sınavla verilir” şeklinde değiştirildi.
Yönetmeliğe getirilen ek maddeler ise
şöyle:
Ek Madde 7- Bu yönetmelikte yeterlik
belgelerinin verilmesinde öngörülen açık
deniz eğitimlerinin 500 GT ve üzerindeki,
cinsi eğitim gemisi olarak tescillenmiş
eğitim gemilerinde gerçekleştirilmesi halinde, staj sürelerinin hesaplanmasında
bu gemilerde geçirilen bir gün bir buçuk
gün olarak kabul edilir.
Ek Madde 8- Bakanlığın merkez ve taşra
teşkilatında çalışanlardan bu Yönetmelik
kapsamında verilmiş Vardiya Zabiti veya
Makine Zabiti ya da daha üst bir yeterlik
belgesine sahip olmaları kaydıyla;
a)Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
Basitleştirilmiş Gümrük Hattı
Novorossisk Limanı’nda Başlıyor
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının 22.08.2014 tarihli yazısına istinaden Novorosissk
Limanı’nın Rusya Federasyonu’na gerçekleştirilecek ihracatlarda
Basitleştirilmiş Gümrük Hattı kapsamında İşlem Terminali olacağını bildirdi.
Yazıda, Moskova Vnukova Havalimanı’nda uygulanmakta olan BGH (Basitleştirilmiş Gümrük Hattı) sisteminin; Karadeniz’deki Tuapse Limanı, Rusya Federasyonu-Ukrayna sınırında yer alan Treybortneye kara sınır kapısı ve gerekli hazırlıkların tamamlanmasının ardından Rusya Federasyonu- Gürcistan sınırında yer
alan Yukarı Lars kara sınır kapısını da içerek şekilde genişletilmesi üzerinden
mutabık kalındığı ve Rusya Federasyonu Federal Gümrük Servisi’nin 19.08.2014
tarihli yazısı ile Novorossisk Limanı’nın Rusya Federasyonu’na gerçekleştirilecek
ihracatlarda BGH kapsamında işlem terminali olarak kullanılabileceği belirtildi.
önce Bakanlıkta geçirdiği süreler dahil olmak üzere üçte biri deniz hizmeti olarak
sayılır ve bu Yönetmelikte yeterlik belgesine ek olarak sahip olunması zorunlu tutulan diğer sertifikalar doğrudan düzenlenir.
b) Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında en az 3 yıldır çalışmakta olanlar; İdare
tarafından yetkilendirilmiş eğitim kurumlarında en az 3 yıl görev yapan denizci
eğitimciler, bu Yönetmelik hükümlerine
göre sertifikaların yenilenmesinde öngörülen değerlendirme sınavlarından muaf
tutulurlar.
Ukrayna Hava ve
Deniz Limanları
Geçiş ve Kontrol
Noktalarını Kapattı
Ukrayna Bakanlar Kurulu 30
Nisan 2014 tarihinde kabul ettiği bir kararname ile Kırım’da
bulunan 27 adet hava ve deniz
limanına ilişkin geçiş ve kontrol
noktalarını geçici olarak kapattı.
Ulaştırma
Denizcilik
ve
Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel
Müdürlüğü’nün, Dışişleri Bakanlığı’nın
11.08.2014 tarih ve 6803348 sayılı yazısına istinaden gönderdiği 20.08.2014 tarih 4083 sayılı yazı ile; Ukrayna Bakanlar
Kurulu’nun 30 Nisan 2014 tarihinde kabul ettiği bir kararname ile Kırım’da bulunan 27 adet hava ve deniz limanına ilişkin
geçiş ve kontrol noktalarının geçici olarak
kapatıldığı bildirildi.
Yazıda ayrıca, Kırım Haber Ajansı’nda 4
Ağustos 2014 tarihinde yayımlanan bir
habere dikkat çekilerek Kırım limanlarına
Rus gemilerden sonra en çok Türk gemilerinin geldiği ve 3 Ağustos 2014 tarihi
itibarıyla Ukrayna yasalarını ihlal ederek
Kırım’a gelen Türk sahipli veya işleteni Türk şirketi olan gemi sayısının 22’ye
ulaştığı ifade edilerek, bahse konu gemilere ilişkin bir listeye yer verildiği belirtildi.
37
AĞUSTOS 2014
• Yedek parça ücretleri: Gemide bulundurulması gerekli her türlü sarf ve yedek
parça masraflarıdır.
• Sigorta ücretleri: Gemi için ödenen tekne, makine ve P&I sigorta ücretleridir.
Doç. Dr. Özcan ARSLAN
İTÜ Deniz Ulaştırma Mühendisliği
Doktora Programı
Öğr. Gör. Oğuzhan GÜREL
İTÜ Deniz Ulaştırma Mühendisliği
Doktora Programı
Farklı Tip ve Boyutta Gemilerin Seçiminin
Bulanık Mantık Yöntemiyle İncelenmesi
Denizcilik sektörü, diğer sektörlerden farklı
olarak birçok ulusal ve uluslararası faktörün
etkisi altındadır. Gemi işletmeciliğinde, gelecekte oluşabilecek gemi ve navlun fiyatlarını tahmin edebilmek oldukça güçtür. Bu
güçlük, özellikle firmalar açısından ödeme
planlarının yapılmasında, gelecek yatırımların planlanmasında ve firma stratejilerinin
oluşturulmasında olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Uluslar arası ekonomik ve siyasal
nedenlerin dışında, meteorolojik, sosyal,
stratejik birçok farklı neden deniz taşımacılığında gemi fiyatlarını ve navlun fiyatlarını etkilemektedir [1]. Gelecekte oluşacak gemi
ve navlun fiyatlarını tahmin etmek ve buna
bağlı olarak karar vermek oldukça güçtür.
Farklı gemi tipleri için navlun fiyatları sürekli farklılıklar göstermektedir. Son yıllardaki
tanker navlunlarının değişimi Şekil-1’de ve
dökme yük navlunlarının değişimi Şekil2’de gösterilmiştir [2].
Şekil-1: Tanker Gemisi Navlunlarının Aylık
Değişimi
38
lerin dışındaki gemi işletmeciliği sürecini
etkileyen faktörler göz önünde bulundurularak, bulanık mantık çok ölçütlü karar
verme yöntemiyle çözüldü.
Gemi İşletmesinde Giderler ve
Navlun Fiyatlarının Oluşumu
Gemi işletmelerinde, işletmelerin iki tür
giderleri vardır: işletme maliyetleri (running costs) ve çalıştırma maliyetleri (operating costs).
İşletme Maliyetleri
Şekil-2: Dökme Yük Gemisi Navlunlarının
Aylık Değişimi
Gemi işletmeciliğinde, gemilerin işletilmesinin dışında hangi tipte ve hangi tonajda
geminin işletilmesine karar vermek, yapılacak yatırımın karlı bir yatırım olabilmesi
için gerekli bir şarttır. Gemi yatırımı yapılırken, mevcut fiyatı, işletme maliyetleri,
çalıştırma maliyetleri ve navlun fiyatlarının
dışında ölçülemeyen deneyim, beklentiler, işletim kolaylığı gibi faktörlerin de
dikkate alınması gereklidir. Bu çalışmada, gemi işletmeciline yeni başlayacak
olan bir firma için ikinci el gemi piyasasından fiyatları ve mevcut karlılığı birbirine yakın gemilerin seçimi bulanık mantık
çok ölçütlü karar verme yöntemiyle irdelenmiştir. Bu amaçla; mevcut fiyatları (15
Milyon USD) ve mevcut karlılığı birbirine
yakın olan 8650 dwt tonluk bir dökme yük
gemisi; 550 teu’luk konteyner gemisi ve
5850 dwt tonluk bir kimyasal tanker arasında yapılacak seçim, ekonomik faktör-
İşletme maliyetleri, geminin işletimde kalabilmesi için sürekli olarak yapılması gerekli olan masraflardır. Bunlar:
• Personel Masrafları: Gemide görev
alan her türlü personelin maaş, beslenme, prim, sigorta, ulaşım, eğitim, sağlık
giderleridir. Ayrıca, personelin sağlandığı
insan kaynakları firması varsa bu ücretler
ve gemiye gönderilmek üzere personel
hazır tutuluyor ise bu masraflar da personel masraflarındandır [1].
• Tamir/bakım ücretleri: Gemi seyirdeyken yapılan her türlü tamirat işleminin
masrafları, bakım için girilen tersane
masrafları ve periyodik olarak girilen tersane bakımı için ödenen masraflar, tamir/
bakım ücretlerindendir. Geminin günlük
işletim gideri, yıllık yapılan masrafın güne
bölünmesiyle elde edilir. Geminin üç veya
beş yıllık periyotlarda yapacağı tersane
masraflarını yıllara bölmek, geminin günlük işletme giderinin hesaplanması için
daha doğru bir yol olacaktır.
• İşletme ve emniyet masrafları: Gemilerin işletilmesi için gerekli şirket-ofis masrafları, her türlü sertifikasyon gideri, gemilerin emniyetinin sağlanması için şirket
yetkililerinin ve diğer kuruluşların gemiyi
denetlemesi amacıyla yapılan masraflardır.
• Amortisman giderleri: Gemilerin yıllık
değer kaybıdır.
Çalıştırma Maliyetleri
Çalıştırma maliyetleri, geminin yük taşıması için yapması gerekli giderlerden
oluşur. Bu maliyetler:
• Yapılan sefer boyunca harcanan yakıt
giderleri,
• Her türlü kanal ve boğaz geçiş ücretleri,
• Liman ücretleri ve vergileri,
• Acente hizmet ve ücretleri,
• Kılavuzluk hizmetleri,
• Römorkör hizmetleridir.
Bu masraflar, gidilecek limanın uzaklığı,
geminin günlük yakıt sarfiyatı, gidilen ülkedeki vergilerin ve hizmetlerin ücretlerindeki değişimler, fırtınalı havalar, gel-git
gibi meteorolojik ve oşinografik olaylar,
kanal ve limanda bekleme süreleri, gemilerin manevra karekteristikleri gibi bir çok
etkenden etkilenmektedir.
Yük taşıma ücretleri (Navlunlar)
Gemilerin giderlerine karşılık, yalnızca
navlun gelirleri vardır. Gemi navlunları,
dünya üzerinde deniz yoluyla taşınacak
toplam yükün taşınacağı mesafe (ton x
mil) ile dünya üzerindeki mevcut gemilerin taşıyabileceği yükün miktarı ve bu
gemilerin hızları ve verimlilikleri arasındaki arz-talep dengesine göre şekillenir [1].
Gemilerin verimlilikleri, gemilerin doluluk
oranı, limanda kalma süresi ve tersane,
tamir vb. gibi serviste olmadıkları süre
göz önünde bulundurularak hesaplanır.
Şekil-1 ve Şekil-2’den anlaşılacağı gibi,
gemi navlunları çoğu zaman hareketlidir. Gemi navlunlarındaki değişim, bütün dünyadaki gemi arzı, savaşlar, doğal
felaketler, kuraklıklar, ekonomik krizler,
büyük fırtınalar, tüketim alışkanlıklarında-
ki değişimler gibi pek çok faktörün etkisi
altındadır. Gemilerin işletme ve çalıştırma
maliyetleri çoğu zaman net hesaplanamamakta, birçok birbirinden bağımsız ve
çoğu zaman tahmin edilemez faktörden
dolayı geleceğe ilişkin hesaplar yapılamamaktadır.
Bulanık Mantık
Bulanık Mantık kavramı, ilk kez 1965 yılında Lotfi Zadeh tarafından yayınlanan makalelerden sonra yaygınlaştı[3]. Bulanık
mantığın merkezini bulanık kümeler oluşturmaktadır. Günlük hayatta kullandığımız
bazı ifadeleri küme olarak düşündüğümüzde, uzun boylu kümesi kişiden kişiye göre değişmektedir. Bulanık mantığın
sağladığı en büyük fayda, insana özgü
kavramların modellenebilmesi ve belirsiz
durumların sayısallaştırılarak matematiksel olarak ifade edilebilmesidir. Günlük
yaşamımız, birçok belirsizliği bünyesinde
barındırmaktadır. Sistemlerin günümüz
gelişmiş dünyasında modellenmesi, karmaşıklıktan uzaklaştıkça kolaylaşmakta,
ancak karmaşıklıktan uzak modellerin
gerçeği yansıtma oranı azalmaktadır.
Zadeh’e göre, karmaşıklık ile kesin olmamak birbiri ile ilişkilidir ve modeller karmaşıklaştıkça gerçeği temsil etme oranı
artar [4]. Bulanık mantığın avantajları,
günlük hayattaki karmaşık tanımlamaları
basit bir şekilde ifade edebilmesi; deneyimlerin ve beklentilerin ifade edebilmesi;
birçok karmaşık kural gerektiren işlemin
basit kurallarla ifade edebilmesi ve kullanıcı girişlerine olanak tanımasıdır. Üyelik
fonksiyonlarının seçiminin kişiden kişiye
değişmesi; deneyimlere bağlılığın çok
olması ve kararlılık analizlerinin yapılmasına olanak vermemesi ise başlıca dezavantajlarıdır.
Bulanık Üçgensel Sayılar ve
Kümeler
Günlük hayatta, farkında olmadan bazı
tanımlamalarda bulunuruz: uzun, kısa;
ucuz, pahalı gibi. Satın alınması planlanan bir gemi için 10m USD makul bir
fiyat olarak düşünülürken, 15 m USD pahalı olarak düşünülmüştür. İkinci el gemi
marketinde fiyatının 10m USD olmasını
beklediğimiz geminin fiyatını 11m USD
olarak gördüğümüzde alınıp alınmayacağına nasıl karar vereceğiz? Zadeh, bu
problemi tanımlarken bulanık üçgensel
sayılar kullanmıştır. Böylece, buna benzer
tanımlama durumlarında, değerlendirme
yaparken, 11m USD’lik fiyat ‘makul dışı’
olarak tanımlanmak yerine, üyelik derecesi ‘0,75’ ‘Makul’ fiyat olarak tanımlanmış
olacaktır. Böylece, zihnimizde oluşmuş
fiyatı daha gerçekçi olarak ifade ederek,
alacağımız kararlarda daha doğru adımlar atmış oluruz. Şekil-3’Te, Zadeh’in bulanık üçgensel sayı tanımına uygun olarak
fiyatın ucuz, makul ve pahalılık durumuna
göre üyelik dereceleri gösterilmiştir.
1 0 ÜYELİK DERECESİ MERSİN DENİZ TİCARETİ
0 5m 6m 8m 10m 12m 14m 15m 20m Fiyat Şekil-3: Fiyat Aralıklarının Üçgensel Olarak Gösterimi
Özellikle bilgisayar ve elektronik sistemlerinin kullanılmasında, örneğin hava sıcaklığının 30 derece ve üzerini ‘sıcak’ olarak
programladığımızda, 29 derece sıcaklığı
‘sıcak değil’ olarak algılayacaktır. Oysa
ki burada bulanık üçgensel sayılar kullanılmış olsaydı, üyelik derecesine bağlı
olarak üyelik derecesi ‘0,9 üyelik dereceli
sıcak’ olarak algılanacaktı. Bulanık mantık
kullanılarak yapılan fotoğraf makinesi, kamera benzeri çok daha gerçekçi cihazlar
üretilmiştir.
Bulanık Mantık ve Çok Ölçütlü
Karar Verme
Herhangi bir karar verme durumunda,
çoğu zaman bir ölçütten çok daha fazla
ölçütü göz önünde bulundurarak karar
veririz. Bu durumda tercihlerimiz ve ölçütlerimizin ağırlığı öne çıkar [5]. Bir çok
kriterli karar verme kümesi, en iyi seçimin
yapılabilmesi için alternatifler kümesi A
= {A1, A2, A3,….An} ve Kriterler kümesi
C = {C1, C2, C3,….Cn}’den oluşur [6].
Geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde çok kriterli karar verme problemleri,
Fu, Chen, Fuller, Kulak, Yager vb. tarafından yapılan bir çok çalışmada farklı
açılardan incelenmiştir [7], [8], [9], [10],
[11]. Chen ve Yager tarafından yapılan
bazı çok kriterli karar verme çalışmalarında kriterlerin birbirleri arasında önceliklendirilmesi yöntemi kullanılmıştır. [12],
[13]. Bazı durumlarda, insana özgü dilsel anlatım kriterlerinin önceliklendirilmesi
mümkün iken, bazı durumlarda kriterlerin
birinin diğerinden daha fazla ağırlıklandırılması mümkün değildir. Çoğu zaman,
değerlendirdiğimiz durum, ölçütlerimizin
bir kısmını tam (üyelik derecesi 1) olarak
karşılarken, bazılarını üyelik dercesi 1’den
az olacak şekilde karşılayabilir. Buna
benzer durumlarda, bulanık mantık çok
ölçütlü karar verme yönteminin kullanıl-
39
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
ması daha doğru ve gerçekçi karar vermemize yardımcı olur.
Problemin Tanımı
Bir gemi işletmeciliği firması, ikinci el
gemi piyasasından gemi satın alarak işletecektir. Gemilerin fiyatları ve mevcut
durumdaki navlunlara göre karlılıkları
birbirine yakın değerlerdedir. 5850 DWT
Kimyasal Tanker (KT), 8650 DWT Dökme
yük gemisi (DY) ve 550 TEU’luk Konteyner gemisi (CONT) arasında kararsız kalmıştır. Bu seçimi yaparken dikkate alacağı dört kriter vardır: K1: Gemi türüne bağlı
işletme deneyimi, K2: Finansman, K3:
Gemi türü için mevcut riskler ve K4: Uzun
vadeli ticari beklentilerdir. Bu kriterlerin
satın alınacak geminin karlılığı üzerinde
kısaca şu etkileri vardır:
K3: {0,4/KT + 0,7/CONT + 0,8/DY}
K4: {0,7/KT + 0,8/CONT + 0,6/DY}
Gemi işletmeciliği firması için gemi seçiminde kabul kriterlerin üyelik fonksiyonundaki tercihi sırası ile K1:0,7, K2:0,6,
K3: 0,8 ve K4: 0,6’dır. Yatırımcı gemi işletmeciliği firması, hangi gemiyi seçerek
yatırım yapması gerektiğini bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemiyle değerlendirecektir.
Şekil-4: Gemilerin Ölçütlere Uyumu ve
Tercih Ölçütü
K2: Finansman kriterine gemilerin uygunluğu, fiyatı birbirine yakın olan gemiler için
farklı olmasının sebebi, finansman kuruluşlarının farklı gemi tiplerine göre farklı
tutum sergilemeleri veya buna benzer
şekilde farklı gemi tipleri için sübvansiyon
veya destek uygulanabilmesidir.
K1= 0,7
ise,
K4: Denizcilikte, mevcut durumda farklı
gemi tiplerinin navlunları yakın olsa bile,
Şekil 1 ve Şekil 2’den de anlaşılabileceği
gibi, siyasi, ticari, meteorolojik vs. birçok
olay gemi tiplerinin navlunlarını zamanla
değiştirmektedir.
Konteyner gemisinin bütün kriterlere uyumunun kesişim kümesinin bulunması için
yapılan en azlama ve en çoklama yöntemine göre, tercih kriterlerine göre uyumunun kesişim kümesi
[1] Drewry Shipping Consultant, “Ship Management”, London, 2006.
D (CONT) = ( K1 U K1)
U k3) ( K4 U K4)
[2] Clarksson Research Services, “Shipping Intelligence Weekly, Issue 813, London, 2008.
= (0,3 V 0,5)
(0,4 V 0,8)
= 0,5
0,5
( K2 U K2) (K3
(0,4 V 0,5)
0,7
(0,2 V 0,7)
0,8
= 0,5 olarak tespit edilmiştir.
Dökme yük gemisinin bütün kriterlere
uyumunun kesişim kümesinin bulunması için yapılan en azlama ve en çoklama
yöntemine göre, tercih kriterlerine göre
uyumunun kesişim kümesi
K1: Gemi işletmesi, işletilecek gemilerin tiplerine göre çok farklı bilgi, beceri,
donanım, personel ve ekipman gerektirmektedir. Örneğin, konteyner gemisinde
görev yapmış bir gemi kaptanının, aynı
yeterliği gerektirmesine kimyasal tankerde görev yapabilmesi hemen hemen
imkansızdır. Gemi işletme deneyimi de
o gemi tipini karlı olarak işletebilmek için
gerekli şartlardandır.
K3: Gemiler, taşıdıkları yükler; büyüklükleri; sefer bölgeleri ve bir tehlike sonucunda ortaya çıkarabilecekleri tehlikeler
bakımından daha riskli olabilir. Örneğin
bir kuru yük gemisinde çıkan yangınla,
tehlikeli yük taşıyan bir kimyasal tankerde
ortaya çıkabilecek tehlike aynı değildir.
40
K2: {0,5/KT + 0,5/CONT + 0,9/DY}
D (DY) = ( K1 U K1)
k3) ( K4 U K4)
Problemin Çözümü
Problemin çözümünde, kriterler ağırlıklarına göre önceliklendirilmemiş, bütün kriterlerin ağırlıkları eşit olarak düşünülmüştür. Tercih kriterleri
K2= 0,6
K3=0,8
K4=0,6
bu kümelerin tümleyenleri:
K1=0,3
K2=0,4
K3= 0,2 K4=0,4’tür.
Problemin çözümünde Kimyasal tanker
için ‘KT’, Konteyner gemisi için ‘CONT’,
Dökme yük gemisi için ‘DY’ kısaltmaları
kullanılmıştır.
Kimyasal tankerin bütün kriterlere uyumunun kesişim kümesinin bulunması için
yapılan en azlama ve en çoklama yöntemine göre, tercih kriterlerine göre uyumunun kesişim kümesi
D(KT) = ( K1 U K1)
k3) ( K4 U K4)
( K2 U K2) (K3 U
Gemi işletmeciliği firması, yaptığı tespite
göre, Bulanık Mantık Zadeh Notasyonuna
göre ölçütlere uyumunun üyelik fonksiyonu aşağıdaki gibi tespit etmiştir:
= (0,3 V 1)
(0,4 V 0,7)
K1: {1/KT + 0,5/CONT + 0,3/DY}
= 0,4 olarak tespit edilmiştir.
=1
0,5
(0,4 V 0,5)
0,4
0,7
(0,2 V 0,4)
= (0,3 V 0,3)
(0,4 V 0,6)
= 0,3
0,9
( K2 U K2) (K3 U
(0,4 V 0,9)
(0,2 V 0,8)
Kaynaklar
[3] Zadeh, L., Fuzzy sets, Information and Control 8 338–
353, 1965.
[4] Zadeh, L., “Outline of a new approach to the analysis
of complex systems and decision processes” IEEE Trans.
Syst., Man, Cybern., Vol. SMC-3, pp.28-44, 1973.
[5] Yager, R. “A new methodology for ordinal multiobjective
decisions based on fuzzy sets” Decision Sci. Vol. 12 pp:589600, 1981.
[6] Bellman, R. E., & Zadeh, L. A. Decision-making in a fuzzy
environment.Management Science, 17(4), 141–164, 1970.
[7] Fu, G. A fuzzy optimization method for multicriteria decision making: An application to reservoir flood control operation. Expert Systems with Applications, 34(1), 145–149, 2008.
[8] Chen, S. M. A new approach to handling fuzzy decision-
0,8
0,6
making problems. IEEE Transactions on Systems, Man, and
Cybernetics, 18(6), 1012–1016, 1988.
[9] Fullér, R., & Majlender, P. On obtaining minimal variability OWA operator weights. Fuzzy Sets and Systems, 36(2),
203–215, 2003.
[10] Kulak, O. A decision support system for fuzzy multiattribute selection of material handling equipments. Expert
Systems with Applications, 29(2), 310–319, 2005.
[11] Yager, R. R. On ordered weighted averaging aggregation operators in multi-criteria decision making. IEEE Transactions on Systems, Man, and Cybernetics-Part B: Cybernetics, 18(1), 183–190, 1988.
[12] Chen, S. J., & Chen, S. M. A prioritized information fusion method for handling fuzzy decision-making problems.
Applied Intelligence, 22(3), 219–232, 2005.
[13] Yager, R. R. Second order structures in multi-criteria decision making. International Journal of Man-Machine Studies, 36(6), 553–570, 1992.
Not: Özcan Arslan ve Oğuzhan Gürel’e ait bu makale Havacılık ve Uzay Teknolojileri dergisinde, (Vol. 3, No. 4, 07/2008,
s. 55-60) yayınlanmıştır.
= 0,3 olarak tespit edilmiştir.
Gemi işletmeciliği firması, yaptığı değerlendirmeler neticesinde Konteyner gemisine
yatırım yaparak işletmeye karar vermiştir.
Sonuçlar
Günlük hayatımızda, iş hayatımızda, trafikte, her gün farkında olarak veya olmayarak sürekli kararlar vermek durumunda
kalıyoruz. Verdiğimiz kararlarda birbirinden
farklı bağımsız ve çoğu zaman nicel olarak
ölçülemeyen birçok ölçüte bağlı olarak bu
kararları veriyoruz. Gerçek hayatta, karar
vereceğimiz durum, bizim ölçütlerimizin
çoğu zaman tam olarak karşılamaz. Bu gibi
durumlarda ölçütlerimize en uygun olan
doğru kararı verebilmek için bulanık üçgensel sayıları kullanmak ve bulanık mantık çok
ölçütlü karar verme yöntemini kullanmak,
daha doğru kararlar almamızı destekler.
Bulanık mantık çok ölçütlü karar verme yöntemini kullanarak yaptığımız örnek gemi seçimi probleminde, gemi işletmesi firmanın
yaptığı değerlendirme neticesinde, konteyner gemisinin satın almasının daha doğru
bir karar olacağı sonucuna varılmıştır. Bulanık mantığın işletmelerce kullanılması, daha
verimli, daha emniyetli ve daha karlı bir işletme modeli oluşturulması için faydalı bir
yaklaşım modeli olacaktır.
41
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
Meryem Boğa
MDTO Proje Finans Uzmanı
Liman Ekonomileri, Limanlar Yönetmeliği
ve Hukuki Çerçevesi
Liman Ekonomileri
Günümüzde limanların kendilerine ait bir ekonomileri vardır.
Dünya ve ülkemizdeki limanlara baktığımızda limanların çalışma
kapasitelerinin, yük çeşitliliğinin ve taşıma modlarının bulundukları ülke ve bölge ekonomisi ile direkt ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Ülke ve bölgeden ihraç edilen ürünler ya da, ülke ve bölgeye
ithal edilen ürünler, limanların bulundukları yer ve hinterlandları
ile nasıl bir ekonomik ilişkide olduğunu en iyi açıklayan göstergelerdir. Limanlar mal transferinin yapıldığı yer olmanın yanı sıra
42
çoğu zaman yolcu terminallerinin de bulunduğu yerlerdir. Yolcu
transferi de liman ekonomisini başlı başına etkileyen bir faktördür.
Limanların iki temel ekonomik fonksiyonu olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar;
1- Yolcu ve yüklerin transferinin yapıldığı ve limanın fiziksel kapasitesi ile direk ilgili olan taşıma fonksiyonu ve,
2- Limanlardaki yük akışının oluşturduğu yük çeşitliliği fonksiyonudur.
43
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
Yüklerin transferinde farklı yöntemler kullanılır. Bir gemiden diğer
gemiye ya da bir gemiden kara aracına yüklemek gibi yöntemler
en yaygın olanlarıdır. Bazen yükler dikey ya da yatay transfer
yapılmadan önce liman sahasında ya da depolarda bekletilmek
durumunda kalır. Dolayısıyla limanların akıcı transfer yapabilecek ekipmana, bu ekipmanları emniyetli şekilde kullanabilecek
yetişmiş personele ve depolama hizmeti dâhil diğer liman hizmetlerini uygun maliyetle sunabilecek sistemlere ihtiyaçları vardır. Tüm bu sistemler birlikte işleyebilen çarklar gibidir ve liman
ekonomisinin temelini oluşturur. Bu bağlamda, limanların iyi yönetilmesi ve limanlar arasında adil rekabet koşullarının oluşabilmesi için liman yönetmelikleri de oldukça önemli ve gereklidir.
Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler, liman ekonomilerini, liman politikalarını ve liman yönetimlerini yakından etkilemiştir. Liman ekonomilerine yeni anlayışların
gelmesi ile liman yönetiminin belirli sistemlere bağlanması ve
kendi içerisinde tutarlı olması zorunlu hale gelmiştir. Limanlar,
liman yönetimi ve liman ekonomileri denizcilik sektöründe ekonomik faaliyetlerin devamı için oldukça kritik bir yere sahiptir.
Bunun sebebi tahmin edilebileceği gibi basittir, tüm yük ve yolcu
taşıma faaliyetleri bir limanda başlar ve başka bir limanda sona
erer.
Türkiye’nin coğrafi avantajları ülkemizde irili ufaklı 176 adet ticari
amaçlı liman ve iskele oluşmasına imkân sağlamıştır. 2011 yı-
lında Türkiye’de faaliyet gösteren tüm bu limanlar ve iskelelerin
işlem hacminde 2010 yılına göre %4’lük bir artış görülmüştür.
Elleçlenen yükler Türkiye’yi Avrupa’da en çok yük elleçleyen 4.
ülke konumuna taşımasına rağmen, Türkiye’nin dünyadaki payı
sadece %4,3’tür. 2011 yılında elleçlenen toplam konteyner miktarı ise 2006 yılına göre %73 artarak 6,6 milyon TEU olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu rakam Çin’in tek bir limanında elleçlenen
toplam konteyner miktarının %20’si kadardır. Liman ekonomileri
milli ekonomiye direkt katkı sağlamaktadır. Elleçlenen toplam
yükün son on yılda yıllık ortalama artışı ise %8 olarak gerçekleşmiştir ve Türkiye’nin 2011 yılı büyüme oranı %8,3’tür. Liman
ekonomilerindeki gelişmelerin, bulundukları ülke ekonomisine
yansıması paraleldir. Dolayısıyla limanlarımızın artan ekonomik
hacimlerinin dünyanın diğer limanları ile yarışabilmesi ve ülke
ekonomisine daha fazla katkı sağlayabilmesi için limanlara yatırım yapılması ve liman ekonomilerinin iyi şekilde yönetilmesi
bir zorunluluktur. Liman yönetmelikleri de bu bağlamda kritik bir
değere sahiptir.
Limanlar Yönetmeliği
Dünyadaki limanların idari yapıları kanunlarla belirlenir. Liman
idarelerinin sorumlulukları ve yetkileri her ülkede farklıdır, hatta
ülke içerisinde dahi farklılık gösterebilir. Türkiye’de de limanlarda farklı uygulamalar söz konusu iken “Limanlar Yönetmeliği”
bu durumu bir standarda bağlamıştır. 31 Ekim 2012 tarihli Resmi
Gazete’de yayınlanarak ve yürürlüğe giren “Limanlar Yönetmeliği”; liman başkanlarının görev, yetki, sorumlulukları ile limanlarda uygulanacak kuralların çerçevesini belirleyen yeni bir yönetmeliktir. Bütün limanlar için geçerli olacak bu yönetmeliğin
İstanbul ve İzmit limanları için özel hükümler içermekle birlikte
her limanda uygulanacak kurallarla ilgili geniş kapsamlı standardizasyon sağladığını söyleyebiliriz. Söz konusu yönetmelik,
özelleştirilmiş veya devlete ait limanlardaki farklı uygulamaların
son bulması anlamında atılmış önemli bir adımdır. Yeni “Limanlar Yönetmeliği” sayesinde uygulama farklılıkları nedeniyle yaşanan sıkıntıların azalacağı tahmin edilmektedir.
Yeni Limanlar Yönetmeliği’nin dayandığı yasal düzenlemeler şu
şekilde sıralanabilir:
-14.4.1341 tarihli ve 618 sayılı Limanlar Kanunu,
-10.6.1946 tarihli ve 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma
Hakkında Kanun
-26.9.2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci, 9’uncu, 102’uncu, 11’inci ve 12’nci
maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Yönetmeliğin amatör denizcileri de yakından ilgilendiren bazı
maddeleri de vardır. Bunlardan biri, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı’nca yapılan bazı açıklamalarda 655 sayılı KHK’nın 43.maddesi gereğince hazırlanacak yeni Bağlama
Kütüğü Yönetmeliği’nin (mevcut yönetmelik 2009 tarihlidir ve
491 sayılı KHK’ya dayanmaktadır ancak bu durum 655 sayılı
KHK ile 2011 yılında yürürlükten kaldırılmıştır) amatör denizcilerin sıkıntı yaşadıkları ruhsatlandırma, vergilendirme, bayrak
değiştirme gibi sorunlara çözüm getirmesi beklenmektedir. Ma-
44
liye Bakanlığı’nca özel teknelerin ilk ediniminde uygulanan ve
tekne kıymetinin %25’ini aşan orandaki ÖTV-KDV uygulamalarında düzenleme yapılması ile ilgili çalışmalar devam ederken
bir taraftan da Harçlar Kanunu’nda yapılacak değişiklikler konusunun gündemde olduğu bilinmektedir. Bağlama Kütüğü Kayıt
Belgesinin, Harçlar Kanunu’nun 7. kısmında bulunan Gemi ve
Liman Harçları kapsamında değerlendirilerek Gemi Tasdiknamesi harcı seviyesine (mevcut uygulamaya göre net ton başına
13,2 kuruştur ancak 108,00 TL’den az ve 7266,15TL’den çok
olamaz) indirgenerek yasal düzenlemeye konulması yönünde
denizcilikle ilgili sivil toplum dernek ve kuruluşlarının talepleri ve
beklentileri vardır.
Türkiye’nin denizci bir ülke olma yolunda attığı önemli adımlardan
biri olan “Limanlar Yönetmeliği” uygulaması örneğinde olduğu
gibi, amatör denizciliği teşvik eden ve amatör denizcilikte karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik ciddi adımlar atılması gereklidir ve bu konu ile ilgili yasal düzenlemeler beklenmektedir. Deniz ticaretinin dinamik yapısı ve milli ekonomiye katkısının
son derece büyük olması nedeni ile liman ekonomilerinin iyi yönetilmesi, limanların ülke ekonomisinde daha fazla katkı sağlayabilmesi için gerekli yatırımların yapılarak denizcilikteki yeni
teknolojilerin dünya ile eş zamanlı olarak ülkemiz limanlarında
kullanılması stratejik planlama gerektiren konulardır. Bununla
birlikte, yerel armatörler ve amatör denizcilerin desteklenmesi
için mevcut mevzuatlarda iyileştirmelerin ivedilikle yapılması bir
mecburiyet halini almıştır. Bu bağlamda üç tarafı denizlerle çevrili olan ve doğal limanlara sahip ülkemizin denizcilik sektörü
geleceği için eşitlikçi ve yerel oluşumları destekleyecek, adil rekabet edebilme koşullarını oluşturabilecek yasal düzenlemelerin
yapılması gerekmektedir.
45
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
RÖPORTAJ
Mustafa Çağatay:
“Yelken Sporuna
Beklenen Desteği
Alamıyoruz”
Türk Yelken Vakfı Başkanı Mustafa
Çağatay, “denizciliğimiz ve
yelkenciliğimiz yükseliyor
ama beklediğimiz desteği
alamıyoruz” diyor. “Zenginlerin
hobisi” olarak algılanan
yelken sporunun gelişmesi
için bu algının değişmesi,
devletin ve yerel
yönetimlerin desteğinin
sağlanması gerektiğini
belirtiyor. Çağatay’a göre
Türk yelkencilerinin en
büyük sorunu ise kulüplere
yer tahsisi yapılmaması ve
bu nedenle yüksek kiralarla
karşı karşıya kalınması.
46
Türk Yelken Vakfı ne zaman kuruldu?
Kuruluş öyküsünden kısaca bahseder
misiniz?
Türk Yelken Vakfı olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Etkinlikleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Türk yelkeninin, yelkencisinin, antrenörünün, hakeminin ve yöneticisinin gelişmesini ve yetişmesini sağlamak amacı ile 18
yelken sever tarafından kurulan vakfımız
faaliyetlerine 1994 yılında başladı. Şu an
mevcut 30 şahıs ve 45 kulüp olmak üzere
75 üyemiz (Mütevelli Heyeti) var. 1995 döneminde Türkiye Yelken Federasyonu’na
destek olmak amacıyla mevzuat gereği
bir vakıf kurulması gündeme geliyor ve
18 kişi tarafından vakıf kuruluyor. Vakfın
bir de iktisadi işletmesi, limited şirketi var.
Türkiye Yelken Federasyonu’na o zamanki kanun ve mevzuat çerçevesinde destek
olmak amacı ile kurulmuştur. Amacımız
Türk yelken sporuna katkı sağlamaktır.
Yurtdışından tekneler ve botlar ithal ediliyor. Bunlar yelken kulüplerine tahsis ediliyor. Dolayısıyla federasyonla bu şekilde
ortak çalışmalar yapıyoruz. Günümüze
gelirsek federasyonlar yurtdışından tekne
ithalini yapabilmektedir. Çeşitli araçları ve
gereçleri artık her kulüp kendisi ithal edebiliyor. Dolayısıyla vakıf bu anlamda pasif kalıyor. Bu yıl 20. senemizi kutluyoruz.
Son 5-6 senedir mevzuat ve kanunlar çerçevesinde vakfımız eskiye nazaran daha
az çalışma yapıyor. Hakemlerimiz, sporcularımız ve antrenörlerimize yönelik seminerler düzenliyoruz.
Toplumsal konularda yapılan sergi, panel
vb. toplantılara destek veriyoruz. Türk Yelken Vakfı olarak yarışmalar düzenliyoruz.
Bu çalışmaların hepsi federasyonla ortak
yapılıyordu. Şu anda yat yarışı düzenliyoruz. Vakfımızın adını devam ettirmek amacıyla kültürel çalışmalara destek oluyoruz.
Yelken ve denizcilikle ilgili sempozyumlara katılıyoruz, seminerlere destek veriyoruz. Kitap tanıtımlarına ve sergilere yine
aynı oranda destek veriyoruz.
Düzenlediğiniz yelken yarışlarına kimler katılabiliyor? Yarışlar hakkında bilgi
verebilir misiniz?
Düzenlediğimiz yat yarışlarına yarış ilanında belirtilen özelliklerde olan tüm yatlar ve lisanslı ekipleri katılabiliyor. Yapılan
Hareketli Salma yarışlarında (OptimistLaser-420-470-Pirat- Surf) lisanslı tüm
sporcular katılabiliyorlar. Bunun dışında
bir senede 2 ya da 3 tane yat yarışı düzenliyoruz. Bu yarışmalara bütün tekneler
kayıt yaptırabilir. Herhangi bir kulüpten lisanslı ya da ferdi lisanslı sporcular katılabilir. Ortalama bir yat yarışına 35 ya da 40
tekne katılıyor. Yaklaşık 250 kişilik sporcu
katılımı gerçekleşiyor. Bunun organizasyonu, hazırlanması ve deniz üzerinde
yarışın icra edilmesi faaliyetlerini Türk Yelken Vakfı olarak biz yapıyoruz.
Yelken eğitimi her yaşta alınabilir mi?
Türkiye’de bulunan Yelken kulüplerinin/okullarının sayısını ve eğitimlerini
nasıl değerlendiriyorsunuz? Okullarda
verilen eğitimleri yeterli görüyor musunuz?
Yelken sporuna küçük yaşta başlamak
öğrenimi ve tecrübeyi arttırmakla birlikte,
yetişkinlere yönelikte eğitimler de verilmektedir. Yelken eğitimi veren kulüplerle
ticari kuruluşların sayısı son zamanlarda
artmış bu da rekabeti dolayısıyla kaliteli
ve iyi eğitimi getirmiştir. Geçmiş yıllarda
‘denizlerde çoğalalım’ sloganıyla beraber
denizciliğimizde ve yelkenciliğimizde büyük bir artış yaşandı. Her kurum ve kuruluş hemen hemen aynı müfredatı izleyerek karada ve denizde eğitimler vererek
yelken sporuna katkı vermeye çalışıyor.
Yelken sporuna başlama yaşı çocuklarda
kabiliyetine bağlı olmak kaydıyla 7 yaşında başlayabilir. 8 yaşında lisans çıkarma
işlemlerini başlatabilirler. 8-15 yaş grubu,
küçük teknelerin yarıştığı Optimist eğitimi
alabilirler. 15 yaştan sonra sporcunun fiziğine ve kabiliyetine bağlı olarak bir üst
sınıfa geçilebilir. Küçük yaşta başlamayıp
daha sonradan denize gönül verenler için
yetişkinlere yönelik yine kulüplerimizin ve
ticari kuruluşların eğitimleri mevcuttur.
Yelken sporu bir takım sporu olduğu için,
bugün şirketlerin çoğu kendi personeline yelken eğitimi aldırmaya başladı. Son
yıllarda şirketler arası yarışmalara yelken
47
MERSİN DENİZ TİCARETİ
sporu da eklendi. Bu eğitimlere katılım oldukça fazla. İsterlerse lisans çıkartıp yarışmalara da katılabiliyorlar. Kendi tekneleri varsa bu teknelerle de yelken sporunu
yapabiliyorlar.
Türkiye’deki yelkenciliğin durumu hakkında neler söylersiniz? Yelkenciliğin
gerek spor olarak gerekse hobi olarak
geliştirilmesi adına neler yapılmalı?
Türkiye’de yelken sporu maalesef zenginlerin hobisi olarak algılanıyor. Bunun
nedeni malzemelerinin pahalı olmasıdır.
Yelken sporu geçmiş yıllara göre federasyonların desteğiyle daha ileri seviyeye
gidiyor. Sporcularımız Avrupa’da çeşitli
dereceler alıyor. Ama bu yeterli değildir.
Akdeniz Oyunları’nın Mersin’de yapılması
Mersin’deki yelkenciler için bir fırsata dönüştürülebilirdi. Yelken kulübüne geri alınmamak kaydıyla bir yer verilseydi eğer,
çok daha farklı olabilirdi. Marinalar bu konuda elinden geleni yapmalıdır. Tekneyi
bağlamak için marinalardan izin almamız
gerekiyor.
Tüm branşlarda sporcularımızın başarılı
olabilmesi için okul müfredatı ve mevzuatı gözden geçirilmelidir. Çünkü belli
dönemlerde çocuklar sportif aktivitelerini
bırakmak zorunda kalıyorlar. Okul hayatı
bu aktivitelere bir engel olarak değil, bir
çözüm olabilmeli. Gençlerimizin spora
48
RÖPORTAJ
AĞUSTOS 2014
devam etmesi için okul döneminde bazı
teşvikler verilmesi sporcumuzu daha çok
motive edecektir. Çünkü spordan koptuktan sonra tekrar başlamaları gençlerimiz için zor oluyor. Üniversiteler de
bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır.
Üniversitelerimizde yelken takımları yeni
yeni oluşturulmaya çalışıyor. Üniversiteler
sporculara burslarla teşvik vermelidir. Yelken sporunu sevmiş fakat maddi anlamda zorlandığı için bırakmış gençlerimize
teşvik verilmesi gerekmektedir.
“Denizci Millet, Denizci Ülke” olabilmemiz için başta devlet olmak üzere birçok
kurum kuruluşun yoğun çalışmalarda bulunması gerekmektedir. Kulüplerimizin yer
(arazi) problemleri, sporcularımızın okulları ve eğitimleri ile aksaklıklar, bürokratik
sorunlar bir an önce çözümlenmelidir.
Yerel belediyeler, kulüplerimizin yer tahsisine önem vermemektedir. Şu an Türkiye’deki bütün yelken kulüplerinin yer sorunu var. Yerel belediyeler bu konularda
acilen devreye girmeliler. Çok yüksek kiralar isteniyor, sonuçta buralar ticari alanlar değildir. Deniz kenarındaki yerlerimiz
ticaret merkezine dönüşme aşamasındadır. Anadolu kulüplerinin çoğunda işletme
yok. Bu kulüplerin bir ofisi bulunmakta
ama bu ofisler de şehrin göbeğinde bulunuyor. Genel anlamda denizciliğimiz ve
yelkenciliğimiz yükseliyor ama beklediği-
miz desteği alamıyoruz.
Yelken sporu ‘Zenginlerin yaptığı spordur/
hobidir” algısının önüne geçilmelidir. Spora katkıda bulunacak daha çok sponsor
ve destekçi bulunmalıdır. Bu noktada yelkenciliğin gelişmesi adına Deniz Ticaret
Odalarımıza da çok büyük görevler düşmektedir.
Son olarak Mersin Deniz Ticaret Odası
dergisi okurlarına neler söylemek istersiniz?
Yelkencilik olarak Türkiye’de karşılaştığımız genel sorunlarımızı röportajda dile
getirmeye çalıştım. Yerel belediyelerden
destek alamıyoruz. En büyük problemimiz yer sorunudur. Devletten destek alamadığımız zamanda bu spor alanında
ilerleme kaydedemiyoruz. Bunu sadece
yelken sporu için söylemiyorum. Bütün
sporlarımızda devlet desteğini arkamızda
hissetmeyince başarı da gelmez olmuyor.
Mersin Deniz Ticareti dergisinin bu örnek
girişimini ve çalışmalarını en içten duygularımla destekliyorum. Bize bu imkanı
sağladıkları için kendilerine çok teşekkür
ederiz. Her zaman birlikte çalışmaktan
mutluluk duyacağımızı ifade ederiz.
Rüzgarınız kolayına, pruvanız neta olsun.
Selametle.
49
MERSİN DENİZ TİCARETİ
AĞUSTOS 2014
MERSİN CHAMBER OF SHIPPING
PORT OF
MONTH OF
PORT STATISTICS
CARGO MOVEMENT - INWARDS/ OUTWARDS
LOADED (IN TONS)
COMMODITIES
DOMESTIC
EXPORT
: MERSİN
: JUNE- 2014
DISCHARGED (IN TONS)
TRANSIT
TRSHPMNT TOTAL
COMMODITIES
DOMESTIC
IMPORT
TRANSIT
TRSHPMNT TOTAL
CEMENT1.551 86.754 13.968 102.003 CEMENT30
2454
CEREALS
4.392 CHEMICALS
19.963 196 369 24.920 CEREALS
39.478
1.049
369
40.896
68.743
4.743 1.308 74.794 CHEMICALS
205.219
2.765
1.133
214.117
5.000
CITRUS1.878 1.878 CITRUS1.330
481.379
CNTR150 36.287 36.437 CNTR23.74323.743
CONST. MACHINERY
957 26 19 1.002 CONST. MACHINERY
3.380
1.785
5.165
COTTON8.463 721 9.184 COTTON27.937
6428.000
FERTILIZERS
1.917 60.531 37 1.308 FOOD STUFF
119.023 5.602 FROZEN MEAT
697 34
62.485 FERTILIZERS
5.100
6.016
911
37
776
125.933 FOOD STUFF
95.710
5.342
731 FROZEN MEAT
1.853
4.655
12.064
101.828
6.508
FRUITS3.169 652 3.821 FRUITS11.658
24.16535.823
GENERAL CARGO
86 GLASS
205.884 21.283 2.258 229.511 GENERAL CARGO
10.808 23 6
10.837 GLASS
7.963
234.566
29.069
1.729
273.326
7.199
149
254
7.602
LEGUMES22.160 40 22.200 LEGUMES118.648
1.026119.674
LIVESTOCK91
5 96 MACHINERY6
11.613
1.554
90
13.263
MACHINERY5.458 76 13 5.548 MINERALS85.827
9385.920
MINERALS202.223 160 202.383 PETR.PRODUCTS
42.304
338.049
349380.701
PETR.PRODUCTS121.973 121.973 RICE30.350
72331.074
RICE17.159
2.560 19.719 SODIUM CARB.2525
SODIUM CARB.33.266 30 33.296 SUGAR64
125189
SUGAR89 342 431 TEXTILE65.359
4.292
62
69.714
TEXTILE
3
28.136 969 179 29.287 TIMBER
26.884
685
106
40
TIMBER
584 83 21 688 VEGETABLE OIL
70.480
113
VEGETABLE OIL
5.669 2.688 60 8.417
VEHICLES
6.765
5.424
27.675
70.633
12.188
VEHICLES1.126 309 1.435 TOTAL
6.032 966.343 151.058 5.578 1.129.011 TOTAL
60.373
1.388.440
108.153
TOTAL (LOADED & DISCHARGED)= 2.690.573 TONS
LOADED
num.
D+E+T TRSHPMNT TOTAL
DISCHARGED
D+I+T
num.
TRSHPMNT TOTAL
G. TOTAL
num.
17.355145 17.50010.104153 10.25727.757
1.4050
1.4055.1850
5.1856.590
13.194120 13.31420.33983
20.42233.736
8.363120 8.3633.1930
3.19311.556
30.549265 30.81430.443236 30.67961.493
9.7680
9.7688.3780
8.37818.146
43.743385 44.12850.782319 51.10195.229
181.131
0
18.13111.5710
11.57129.702
40.317265 40.58238.821236 39.05779.639
61.874385 62.25962.353319 62.672124.931
50
4.595
1.561.562
25