Her Hakkı Saklıdır - Atatürk Üniversitesi

YEREL YÖNETİMLER ve İDARİ VESAYET
Harun SELÇUK
Yüksek Lisans Tezi
Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
Doç. Dr. Elif ÇOLAKOĞLU
2014
Her Hakkı Saklıdır
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
Harun SELÇUK
YEREL YÖNETİMLER ve İDARİ VESAYET
YÜKSEK LİSANS TEZİ
TEZ YÖNETİCİSİ
Doç. Dr. Elif ÇOLAKOĞLU
ERZURUM-2014
T.C.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TEZ BEYAN FORMU
09/05/2014
SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
BİLDİRİM
Atatürk Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğine göre
hazırlamış olduğum "YEREL YÖNETİMLER ve İDARİ VESAYET"
adlı
tezin/raporun tamamen kendi çalışmam olduğunu ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi
taahhüt eder, tezimin/raporumun kağıt ve elektronik kopyalarının Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü arşivlerinde aşağıda belirttiğim koşullarda saklanmasına izin
verdiğimi onaylarım:
Lisansüstü Eğitim-Öğretim yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca gereğinin
yapılmasını arz ederim.
Tezimin/Raporumun tamamı her yerden erişime açılabilir.
Tezim/Raporum sadece Atatürk Üniversitesi yerleşkelerinden erişime açılabilir.
Tezimin/Raporumun …. yıl süreyle erişime açılmasını istemiyorum. Bu sürenin
sonunda uzatma için başvuruda bulunmadığım takdirde, tezimin/raporumun tamamı her
yerden erişime açılabilir.
09/05/2014
Harun SELÇUK
İÇİNDEKİLER
ÖZET................................................................................................................................ I ABSTRACT .................................................................................................................... II KISALTMALAR DİZİNİ ........................................................................................... III TABLOLAR DİZİNİ ................................................................................................... IV ÖNSÖZ ............................................................................................................................ V GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM MERKEZİ YÖNETİM İLE YEREL YÖNETİMLER ARASINDAKİ
İLİŞKİLER 1.1. MERKEZDEN YÖNETİM ..................................................................................... 4 1.2. YETKİ GENİŞLİĞİ ................................................................................................ 5 1.3. YERİNDEN YÖNETİM .......................................................................................... 7 1.3.1. Yerinden Yönetimin Kapsamı......................................................................... 7 1.3.2. Yerinden Yönetimin Çeşitleri.......................................................................... 8 1.3.2.1. Siyasi Yerinden Yönetim.......................................................................... 8 1.3.2.2. İdari Yerinden Yönetim ......................................................................... 10 1.3.2.2.1. Coğrafi Yerinden Yönetim ............................................................. 10 1.3.2.2.2. Hizmet Yerinden Yönetim ............................................................. 11 1.3.3. Yerinden Yönetimin Yararları...................................................................... 12 1.3.4. Yerinden Yönetimin Sakıncaları .................................................................. 13 1.4. YEREL YÖNETİM KAVRAMI .......................................................................... 14 1.5. YEREL YÖNETİMLERİN ORTAK NİTELİKLERİ ....................................... 15 İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER 2.1. TARİHSEL GELİŞİM .......................................................................................... 17 2.2. YEREL YÖNETİM ORGANLARI ..................................................................... 20 2.2.1. İl Özel İdaresi.................................................................................................. 20 2.2.1.1. İl Özel İdaresinin Yapısı ve İşleyişi ....................................................... 21 2.2.1.1.1. İl Özel İdaresinin Görevleri ........................................................... 21 2.2.1.1.2. İl Özel İdaresinin Yetkileri ve İmtiyazları.................................... 23 2.2.1.1.3. İl Özel İdaresinin Organları .......................................................... 24 2.2.1.1.3.1. İl Genel Meclisi ........................................................................ 24 2.2.1.1.3.1.1. İl Genel Meclisinin Görevleri ......................................... 24 2.2.1.1.3.2. İl Genel Meclisinin İşleyişi...................................................... 25 2.2.1.1.3.3. İhtisas Komisyonları ............................................................... 26 2.2.1.1.3.4. İl Genel Meclisinin Bilgi Edinme ve Denetim Yolları .......... 27 2.2.1.1.3.5. İl Genel Meclisinin Feshedilmesi ........................................... 28 2.2.1.1.4. İl Encümeni...................................................................................... 29 2.2.1.1.4.1. İl Encümeninin Yapısı ............................................................ 29 2.2.1.1.4.2. İl Encümeninin Görev ve Yetkileri ........................................ 30 2.2.1.1.4.3. İl Encümeninin İşleyişi ........................................................... 30 2.2.1.1.5. Vali ................................................................................................... 31 2.2.1.1.6. İl Özel İdaresi Teşkilatı .................................................................. 32 2.2.1.1.7. İl Özel İdaresinde Organlararası İlişkiler .................................... 33 2.2.2. Belediyeler ....................................................................................................... 34 2.2.2.1. Belediye Yönetimi ................................................................................... 35 2.2.2.1.1. Belediyelerin Kurulması ................................................................. 35 2.2.2.1.2. Belediyelerin Görevleri ................................................................... 37 2.2.2.1.3. Belediyelerin Yetki ve İmtiyazları ................................................. 38 2.2.2.1.4. Belediyenin Organları .................................................................... 40 2.2.2.1.4.1. Belediye Meclisi ....................................................................... 40 2.2.2.1.4.1.1. Belediye Meclisinin Yapısı .............................................. 40 2.2.2.1.4.1.2. Belediye Meclisinin Görevleri ........................................ 43 2.2.2.1.4.1.3. Belediye Meclisinin İşleyişi ............................................. 44 2.2.2.1.4.1.3.1. Meclis Toplantıları................................................... 45 2.2.2.1.4.1.3.2. Mecliste Oluşturulan Komisyonlar ........................ 47 2.2.2.1.4.1.3.2.1. İhtisas Komisyonları ........................................ 47 2.2.2.1.4.1.3.2.2. Denetim Komisyonları ..................................... 48 2.2.2.1.4.1.4. Belediye Meclisinin Bilgi Edinme ve Denetim Yolları . 48 2.2.2.1.4.1.5. Belediye Meclisinin Feshedilmesi ................................... 49 2.2.2.1.4.2. Belediye Encümeni .................................................................. 50 2.2.2.1.4.2.1. Belediye Encümeninin Yapısı ve İşleyişi ....................... 51 2.2.2.1.4.2.2. Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri .................... 52 2.2.2.1.4.3. Belediye Başkanı...................................................................... 53 2.2.2.1.4.3.1. Belediye Başkanının Seçilme Yöntemi........................... 53 2.2.2.1.4.3.2. Belediye Başkanının Görevleri ....................................... 54 2.2.2.1.4.3.3. Belediye Başkanlığının Sona Ermesi ............................. 55 2.2.2.1.5.4. Belediye Teşkilatı .................................................................... 56 2.2.3. Büyükşehir Belediyesi .................................................................................... 60 2.2.3.1. Büyükşehir Belediye Yönetimi .............................................................. 60 2.2.3.1.1. Büyükşehir Belediyesinin Kuruluşu .............................................. 60 2.2.3.1.2. 6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun Getirdiği
Yenilikler ......................................................................................................... 61 2.2.3.1.3. Büyükşehir Belediyesinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları ........ 62 2.2.3.1.3.1. Altyapı ve Ulaşım Hizmetlerinde Koordinasyon .................. 66 2.2.3.1.4. Büyükşehir Belediyesinin Organları ............................................. 68 2.2.3.1.4.1. Büyükşehir Belediye Meclisi .................................................. 68 2.2.3.1.4.1.1. Büyükşehir Belediye Meclisinin Yapısı ve Çalışması ... 69 2.2.3.1.4.1.2. Büyükşehir Belediye Meclisi Kararlarının
Kesinleşmesi ........................................................................................... 69 2.2.3.1.4.2. Büyükşehir Belediye Encümeni ............................................. 70 2.2.3.1.4.3. Büyükşehir Belediye Başkanı ................................................. 70 2.2.3.1.4.4. Büyükşehir Belediye Teşkilatı ................................................ 72 2.2.4. Köy ................................................................................................................... 73 2.2.4.1. Köy Yönetiminin Görevleri ................................................................... 73 2.2.4.2. Köyün Organları..................................................................................... 75 2.2.4.2.1. Köy Muhtarı .................................................................................... 75 2.2.4.2.2. İhtiyar Meclisi ................................................................................. 76 2.2.4.2.3. Köy Derneği ..................................................................................... 78 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER ÜZERİNDE İDARİ VESAYET
DENETİMİ 3.1. İDARİ VESAYET DENETİMİNİN GENEL ESASLARI ................................. 79 3.2. İDARİ VESAYET KAVRAMI ............................................................................. 79 3.2.1. İdari Vesayetin Özellikleri ve Unsurları ...................................................... 80 3.3. İDARİ VESAYET DENETİMİNİN TÜRLERİ .................................................. 81 3.3.1. İşlemler Üzerinde İdari Vesayet Yetkisi ...................................................... 81 3.3.1.1. Onama Yetkisi......................................................................................... 81 3.3.1.2. Önceden İzin Yetkisi .............................................................................. 82 3.3.1.3. Yerine Geçme Yetkisi ............................................................................. 82 3.3.1.4. İptal Etme Yetkisi ................................................................................... 82 3.3.1.5. Erteleme Yetkisi ...................................................................................... 83 3.3.1.6. Kararın Yeniden Görüşülmesini İsteme Yetkisi.................................. 83 3.3.1.7. Yargıya Başvurma Yetkisi ..................................................................... 83 3.3.2. Organlar Üzerindeki İdari Vesayet Yetkisi ................................................. 83 3.4. AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI’NDA İDARİ
VESAYET ...................................................................................................................... 84 3.5. YEREL YÖNETİMLER ÜZERİNDE İDARİ VESAYET UYGULAMASI.... 87 3.5.1. İl Özel İdaresi Üzerindeki Vesayet Denetimi ............................................... 87 3.5.1.1. İl Genel Meclisinin Kararları Üzerindeki Denetim ............................. 88 3.5.1.1.1. İl Encümeninin Kararları Üzerindeki Denetimi .......................... 89 3.5.1.2. İl Özel İdarelerinin Eylemleri Üzerindeki Denetim ............................ 89 3.5.2. Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Organları Üzerinde İdari Vesayet ..... 90 3.5.2.1. Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Meclisi Üzerindeki İdari
Vesayet .................................................................................................................. 90 3.5.2.2. Belediye ve Büyükşehir Belediye Başkanı Üzerinde İdari Vesayet.... 92 3.5.3. Köy İdari Organları Üzerindeki İdari Vesayet ........................................... 94 3.5.3.1. Köy İhtiyar Meclisi Üzerindeki İdari Vesayet ..................................... 94 3.5.3.2. Köy Muhtarı Üzerindeki İdari Vesayet ................................................ 95 3.5.3.3. Köy Derneği Üzerindeki Vesayet .......................................................... 97 SONUÇ ve ÖNERİLER................................................................................................ 98 KAYNAKÇA ............................................................................................................... 102 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 105 I
ÖZET
YÜKSEK LİSANS TEZİ
YEREL YÖNETİMLER ve İDARİ VESAYET
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Elif ÇOLAKOĞLU
2014, 105 sayfa
Jüri : Doç. Dr. Elif ÇOLAKOĞLU (Danışman)
Prof. Dr. Önder BARLI
Yrd. Doç. Dr. Gülşen Şeker AYDIN
Türkiye’de anayasal olarak kabul edilen yerel yönetim birimleri İl Özel İdareleri,
Belediyeler ve Köylerdir. Daha sonra yapılan düzenlemelerle birlikte belediye yapıları
değiştirilmiş ve bazı merkezlerde Büyükşehir Belediyeleri kurulmuştur.
Yerel yönetim, ulusal sınırlar içerisindeki değişik büyüklüklerdeki topluluklarda
yaşayan insanların, ortak ve yerel nitelikteki gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulan
ve hukuk düzeni içerisinde oluşturulmuş olan anayasal kuruluşlardır. Buradan anlaşılacağı
gibi, yerel yönetim birimleri merkezi idareyi sağlayan ve mahalli müşterek hizmetleri sunan
ve idarenin bütünlüğü ilkesinde ilerleyen kuruluşlardır.
Demokrasinin yaygınlaşması ve toplumun hızlı bir şekilde gelişmesiyle yerel
yönetimler güçlendirilmiş ve geliştirilmiştir. Türkiye bu alanda birçok ilerleme
kaydetmiştir. Gerek küreselleşmenin etkisi, gerekse Avrupa Birliği süreci nedeniyle yerel
yönetim mevzuatında geniş uygulamalar gösterilmektedir.
Türkiye’de yakın zamanda yasalaşarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun, 5393
sayılı Belediye Kanunu ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5302 sayılı İl Özel
İdaresi Kanunu, yerel yönetim kuruluşları görev ve yetkilerini en uygun şekilde yerine
getirmektedirler. Bu kanunların yürürlükte olmasında, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartı’nın büyük etkisi bulunmaktadır.
Bu çalışmada öncelikle merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki ilişkiler ele
alınmıştır. Merkezden Yönetim, kamu hizmetlerinde birlik ve bütünlüğü sağlamak amacıyla
söz konusu hizmetlere ilişkin karar ve faaliyetlerin merkezi hükümet ve onun hiyerarşik
yapısı içinde yer alan örgütlerce yapılması demektir. Yerel yönetimlerin faaliyetleri de bu
şekilde sürdürülmektedir. Daha sonra yerel yönetim birimleri olan İl Özel İdareleri,
Belediyeler, Köyler ve Büyükşehir Belediyeleri ele alınarak bu kuruluşların görev ve
sorumlulukları, yetki ve oluşum özellikleri ele alınmıştır.
Üçüncü ve son bölümde ise yerel yönetimler üzerindeki idari vesayet yetkisi ele
alınmıştır. İdari vesayet, özellikle üniter yapılı devletlerde genel idare alanı ile yerinden
yönetim alanı arasında idari açıdan bütünlük sağlamaya yarayan denetim mekanizmasıdır.
Kısacası, idari vesayet merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki denetim yetkisidir.
Bu çalışmada idari vesayet kavramı açıklanmış ve yerel yönetim mevzuatında yapılan
değişikliklerin Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararıyla yapıldığı izlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yerel Yönetimler, İdari Vesayet, Özerklik, Denetim, Vesayet
Denetimi.
II
ABSTRACT
MASTER'S THESIS
LOCAL GOVERNMENTS AND ADMINISTRATIVE AUTOCRACY
Advisor: Doç. Dr. Elif ÇOLAKOĞLU
2014, Pages : 105
Jury : Assoc. Prof. Dr. Elif ÇOLAKOĞLU (Advisor)
Prof. Dr. Önder BARLI
Assist. Prof. Dr. Gülşen Şeker AYDIN
In our country, local government units that legally regarded as constitutional
institutions are special provincial administration directorates, municipalities and villages.
With latter regulations, the legal structures of the municipalities have been changed and
Metropolitan Municipalities have been formed in some central cities.
Local government is a constitutional institution that have been formed in
compliance with the legal order with the intent of supplying common and local
requirements of people living in communities with various densities in a national level. As
understood, local authority units are institutions that ensure central administration provides
common local services and progress on the unity of administration principle.
With the expansion of democracy and the rapid development of the society, local
authorities have been strengthened and improved. Turkey has made a great progress in this
field. Both the effect of globalisation and European Union have highly contributed to the
advancement in implementation of local authority regulations.
With the recent regulations that have passed into law, 6360 numbered Municipality,
5393 numbered Municipality Act, 5216 numbered Metropolitan Municipality Act and 5302
numbered Special Provincial Act, local government institutions are efficiently able to fulfil
their duties and authorities. The impact of European Charter of Local-Self Government is of
great importance for these laws being in force.
In this study, the relations between Central Administration and Local Governments
are discussed. Central administration is the performance of decision making and activities
by the central government and its organizations in a hierarchic order with the aim of
pursuing unity and coherence in public services. Local authority services are pursued in this
ways, as well.
Afterwards, as local authority units: special provincial administrations,
municipalities, villages, their duty, authority, responsibility, and formation characteristics
are tackled.
The administrative tutelage over local governments is also discussed in the following
chapter of this study. Administrative tutelage, particularly in unitary structured states, is the
controlling mechanism that maintains coherence between central governance and
decentralization. Administrative tutelage, briefly, is impact of the central government over
the local authority. In this study, the term “administrative tutelage” is explained and it is
observed that the amendments in local government legislation are decided by the
Constitutional Court and the Council of State.
Keywords: Local Authorities, Administrative Tutelage, Autonomy, Control, Tutelage
Control.
III
KISALTMALAR DİZİNİ
AİD
: Amme İdaresi Dergisi
AYKOME
: Alt Yapı Koordinasyon Merkezi
any.
: Anayasa
b.
: Baskı
BK
: Belediyeler Kanunu
bknz.
: Bakınız
C.
: Cilt
ÇYYD
: Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi
KHK
: Kanun Hükmünde Kararname
m.
: Madde
S.
: Sayı
s.
: Sayfa
T.
: Tarih
TİD
: Türk İdare Dergisi
TOBB
: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
UKOME
: Ulaşım Koordinasyon Merkezi
vb.
: Ve Benzeri
IV
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 2.1. Belediye Meclis Üye Sayısı .......................................................................... 41 Tablo 2.2. İl Belediyeleri Norm Kadro Standartları Cetveli .......................................... 59 V
ÖNSÖZ
Çalışmamın yürütülmesi sırasında benden desteğini esirgemeyen ve bana her
konuda yön veren danışmanım Doç. Dr. Elif ÇOLAKOĞLU başta olmak üzere,
yardımlarını ve sevgisini esirgemeyen sevgili eşim Halime SELÇUK’a ve
arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Erzurum-2014
Harun SELÇUK
1
GİRİŞ
Yerel yönetim olgusu, gelişmiş ülkelerde endüstri devriminin çıkmasıyla, modern
anlamdaki yerel yönetim örgütlenmesi 19. yüzyılda başlamıştır. Ekonomik ve toplumsal
değişmeye paralel bir gelişme izlemiştir.
Yerel yönetimler, belirli bir coğrafyada yaşayan yerel topluluğun ortak
ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan, karar organları yerel halk tarafından seçilen, görev
ve yetkileri yasalarla belirlenen, özel gelir ve bütçesi olan kendine özgü örgüt yapısı ve
personeli bulunan kamu tüzel kişileri olarak tanımlanabilir. Yerel yönetimler ülke
düzeyinde daha etkili ve verimli sağlanabilmesi için iki grupta incelenmiştir. Merkezi
yönetim, bakanlıklar ve bağlı kuruluşlardan; yerel yönetimler ise il özel idareleri,
belediyeler ve köylerden meydana gelir.
Yerel yönetimlerin varoluşlarının siyasal gerekçesinin özünde demokrasi inancı
yatar. Her şeyi merkezden yürütmek, hizmetlerin sunulmasına ilişkin tüm kararları
merkezden almak rasyonel değildir. Ancak ne var ki ulusal düzeydeki kararların
merkezden alınması zorunludur. Bölgesel düzeydeki kararların ise merkezi yerine
bölgelerden alınması pekâlâ mümkündür. Bu yönetim şekliyle yetki ve kaynak
bölüşümünü benimsemektedir.
Merkezi yönetimin çeşitli hukuki araçlar kullanarak yerel yönetimler üzerinde
uyguladığı denetim ve gözetim yetkilerine vesayet denilmektedir. İdari vesayet, merkezi
yönetime yerel yönetimler tarafından yapılan işlem ve faaliyetlerin daha önceden
belirlenmiş hukuki çerçeveye uygunluğunu denetleme imkânı verir. “Kanun yoksa
vesayet yoktur, kanunun ön gördüğünden daha fazla vesayet uygulanmaz.” ilkesinde de
belirtildiği gibi merkezi yönetimin denetim yetkisinin sınırlarını ortaya koyduğu
görülmektedir.
Türkiye’de yerel yönetimler, Osmanlı
İmparatorluğu
zamanında
ıslahat
çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır. 3 Kasım 1839 yılında okunan Hatt-ı Hümayun, yerel
yönetimlerin başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir. Osmanlıda Batılı anlamda
belediyeler kuruluncaya kadar belediye işleri kadı ve vakıflar tarafından görülmekteydi.
Cumhuriyet Döneminde ise 1960’dan sonra yerel yönetimlerin gelişimi artarak
kamuoyunun dikkatini çekmiş ve hızla gelişmiştir. Bu gelişmelerle Türkiye yerel
yönetim geleneğine sahip olmuştur.
2
Türkiye’de üç farklı yerel yönetim kuruluşu bulunmaktadır. Belediyeler, kentsel
alanlara; köyler, kırsal topluluklara; il özel idareleri de il sınırları içerisindeki yerel
topluluğa hizmet vermektedir. Bazı kentler için 1984 yılında “Büyükşehir Belediyeleri”
modeli getirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla yerel yönetimler alanında büyük yenilikler
yapılmıştır. Osmanlı’da yıkılışı önlemek için yapılan değişiklikler, Cumhuriyet
döneminde yeni bir devletin güçlenmesi amacıyla yapılmaya çalışılmıştır. Yerel
yönetim hizmetlerinin merkeze verilmesi, Türkiye’nin yönetim sistemini hızlı karar
alamayan, verimli kaynak kullanamayan, demokratik katılımdan yoksun bir hale
getirmiştir. Hâlbuki Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olmak için hazırlanan, demokrasiyi
bir yaşam biçimi olarak benimseyen bir ülkedir. Bu yüzden yerel yönetimler burada
büyük önem taşımaktadır.
Bu tezin temel varsayımını açıklamak için öncelikle yerel yönetim ve idari
vesayet kavramları açıklanmaya çalışılmakta, daha sonra yerel yönetimlerin üzerindeki
idari vesayet yetkisi incelenerek yapılan değişiklikler değerlendirilecektir. Bu bağlamda
bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde, merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki ilişkiler başlığı
altında merkezden yönetim ve yerinden yönetimin tanımı, yetki genişliği, merkezden ve
yerinden yönetimin faydalı ve sakıncalı yönleri, yerel yönetim kavramı ve yerel
yönetimlerin ortak nitelikleri açıklanmaktadır.
İkinci bölümde, Türkiye’de yerel yönetimler ve tarihsel gelişimi açıklanmaktadır.
Daha sonra yerel yönetim organları olan il özel idaresi, yapısı ve organları; belediyeler,
yapısı ve organları; büyükşehir belediyeleri, yapısı, organları ve getirilen yenilikler;
köyler, yapısı ve organları bakımından incelenecek, mevzuattaki değişiklikler ele
alınmaktadır.
Üçüncü ve son bölümde ise Türkiye’de yerel yönetimler üzerinde idari vesayet
denetimi kavramı ve genel esasları, idari vesayet denetiminin türleri, Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı’nda idari vesayet açıklanacaktır. Bu şartla Türkiye’de yerel
yönetimlerin sahip olduğu konum incelenecektir. Son olarak da yerel yönetim organları
üzerindeki idari vesayet yetkisi açıklanmaktadır.
3
Sonuç kısmında bu çalışmanın temel varsayımı etrafında Türkiye’deki idari
vesayet yetkisinin yerel yönetimler üzerindeki sonuçları hakkında önerilerde
bulunulmaktadır.
4
BİRİNCİ BÖLÜM
MERKEZİ YÖNETİM İLE YEREL YÖNETİMLER ARASINDAKİ İLİŞKİLER
1.1. MERKEZDEN YÖNETİM
Merkezden yönetim ilkesi idarenin topluma sunacağı hizmetlerin devletin
merkezinden ve tek elden yürütülmesine denir. Merkezden yönetimde kamu
hizmetlerine ilişkin kararların alınması ve uygulanması tek merkezden yapılır. Bu
yönetim ilkesi, kanunların uygulanmasında ve hizmetlerin sunulmasında tekliği esas
almakta ve kamu kurumlarının örgütlenmesi, işleyişi ve hizmet sunumunda homojenliği
benimsemektedir.
1982 Anayasasında yer alan tanıma göre merkezi yönetim, “devlet denen tüzel
kişilik içinde karar alma, emir verme ve uygulama yetkisinin merkezde toplanması”
anlamına gelmektedir. Türkiye’de hem siyasi merkeziyet, hem idari merkeziyet söz
konusudur. Siyasi bakımdan merkezden yönetim, bir ülkede yasama organının ve
hükümetin tek olmasını ve siyasi otoritenin tamamen merkezdeki iktidarda toplanmasını
ve hukuki birliğin mevcut bulunmasını ifade etmektedir. İdari bakımdan merkezden
yönetim ise, kamu otoritesinin merkezileştirilmesini gerektirmektedir.
Ülkelerin yönetim sistemi merkeziyetçilik bakımından çeşitlilik göstermektedir.
Merkezden yönetimin yararlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
 Merkezden yönetim ile devletin tekliğini, milletin birliğini ve ülkenin
bütünlüğünü sağlamak mümkündür.
 Merkezden yönetim ile kamu hizmetlerinin verimli bir şekilde yürütülmesi
için lüzumlu uzmanlık ve maddi imkanları temin etmek daha kolaydır.
 Merkezden yönetim ile kamu hizmetlerinin aynı düzeyde ve aynı kalitede
ülke geneline yayılması mümkündür.
 Merkezden yönetim ile kamu hizmetlerinin maliyeti azalmaktadır.
 Merkezden yönetim ile kamu görevlilerinin yerel etkilerden, yerel
engellerden kurtulması sağlanmaktadır.
5
Merkezden yönetimin yararları olduğu gibi sakıncaları da bulunmaktadır. Bu
sakıncaları şu şekilde sıralayabiliriz:1
a) Merkezden yönetim, kırtasiyeciliği artırır. Karar alma yetkisinin merkezde
olması hizmetin sunulabilmesini geciktirir. Merkezdeki yetkililer, yereldeki ihtiyaçları
bilmediklerinden verilen kararlar yerel ihtiyaçları karşılamaz.
b) Merkezden yönetim, halkın yönetime katılmasını zorlaştırır.
Ayrıca merkezden yönetim, etkinliği ve verimliliği de yok etmektedir. Bu şekilde
merkezden yönetimi de çalışamaz duruma getirmektedir. Bu durumu hafifletmek için
iki kavrama başvurulabilir. Bunlar: Yetki genişliği ve yerinden yönetim kavramlarıdır.
1.2. YETKİ GENİŞLİĞİ
Merkezden yönetimin katı biçimde uygulanmasına ‘aşırı merkeziyetçilik’
yumuşatılmış şekline ise yetki genişliği adı verilir.2
Keleş, yetki genişliği ilkesini âdem-i merkeziyetin bir parçası olarak görür.3 Üst
otoriteler sahip oldukları karar alma gücünü hiyerarşik yönden alt otoritelere aktararak
yetki genişliğinin varlığını gösterirler. Yetki genişliği ilkesinde asıl yöneticiler sahip
oldukları karar alma yetkisini yeniden dağıtma ayrıcalığına sahiptirler. Kurum sahip
olduğu yetkileri azaltmadığı, dağıtmadığı sürece yetki genişliği alanında değişiklik
olmaz. Üst kademedeki yetki sahiplerinin gerekli kararlarının alınması ve yetkisi
altındaki faaliyetlerin sürdürülmesi hiyerarşik amirler tarafından değil hiyerarşik astlara
devredilerek uygulanır. Bu olay “vuran aynı keser, sadece sapı kısalmaktadır” tabiriyle
açıklanır.4
Yetki genişliği uygulamasıyla, merkezden yönetimin gerçek anlamda doğuracağı
sıkıntılar engellenir. Yetkili sayısı ne kadar çok olursa güç olanağı da o kadar fazla olur.
Merkezi yönetim taşrada kendi hiyerarşisi altında faaliyet gösteren ve kendi atadıkları
kamu görevlileri bulunan yapılar oluşturur. Bu yapıların kararları merkez adına alınır ve
uygulanır. Taşra birimlerinde ayrı tüzel kişilik bulunmaz. Taşra birimleri yardımıyla
1
Turan Yıldırım, Türkiye’nin İdari Teşkilatı, (4.Baskı), İstanbul.
Erbay Arıkboğa, Yerel Yönetimler, Katılım ve Mahalle Muhtarlığı, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1998,
s. 6.
3
Ruşen Keleş, Yerel Yönetim ve Siyaset, (2. Baskı), Cem Yay. 1992, s. 15.
4
Chapus’tan aktaran R. Şengül, Yerel Yönetimler, (2. Baskı), Umuttepe Yayınları, Kocaeli 2011, s.2.
2
6
merkezi yönetimin ulusal nitelik taşıyan tarım, eğitim, sağlık, bayındırlık gibi politikalar
merkezi yönetim dışında coğrafi alanlarda hayata geçirilir. Merkezden yönetim ile taşra
örgütleri arasında güç paylaşımı söz konusu değildir.
Yetki genişliğinin kabulü ile yönetsel sistem merkeziyetçilik özelliğini
kaybetmez. Çünkü taşradaki memurların aldığı yönetime dair kararlar merkezi yönetim
adına verilen kararlardır. Merkezi yönetimin memurlar üzerinde hiyerarşik gücü vardır.
Yetkinin kullanılması ile yürütülen hizmetin giderleri merkezi idare bütçesinden
karşılanmaktadır. Yürütülen hizmet dolayısıyla elde edilen gelirler merkezi yönetim
bütçesinin gelirleri arasına katılmaktadır. Merkezdeki yöneticiler, yetki genişliği
aracılığıyla taşradaki yöneticiye bırakılan alanlarda, asla onların yerine geçecek işlem
yapamazlar yani kendi iradelerini onların iradeleri ile ikame edemezler; sadece onlara
emir ve talimat verebilir, yapılmış işlemler üzerinde tasarrufta bulunabilirler. Şüphesiz
yetki genişliği ilkesi, yalnızca merkezin taşra idaresinde kullanılan bir ilke değildir.
Merkezi idare veya bir kuruluş bünyesinde de uygulanabilir. Yetki genişliği ilkesinin en
büyük faydası, işlerin halka en yakın yerde çözümlenmesine imkân tanımasıdır. Birçok
sorunun merkezi hükümete gitmeden yerinde çözümünü sağlamasıdır. Merkezden
yönetimin bazı önemli ve acele işleri geciktirme sakıncasına karşı düşünülen ve
kullanılan bir tedbirdir.
Türkiye’de yetki genişliği illere tanınmaktadır. 1982 Anayasasının 126.
maddesinde “illerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır” ilkesini benimsemektedir.
Bu maddeye göre, illerin alt kademeleri konusunda takdir yetkisi yasa koyucuya
bırakılmakta ve yasa koyucu takdir yetkisini kullanmadığı için bu kademede 1949 tarih
ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu dikkate alınmaktadır. 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun
1. maddesi uyarınca, iller ilçelere, ilçeler de bucaklara bölünmektedir. Aynı kanunun 3.
maddesinde illerin “yetki genişliği” esasına dayandığı ifade edildikten sonra, il genel
idare teşkilatının il, ilçe ve bucak bölümlerine uygun olarak düzenleneceği ifade
edilmektedir.5
Valilik kurumu, yetki genişliği ilkesinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Devrim
sonrası Fransa’da 28 Pluviose An VIII (17 Şubat 1800) tarihli İl İdare Kanununun
görüşmelerinde dönemin İçişleri Bakanı Chaptal valinin görev ve yetkilerini şu sözlerle
5
Halil Kalabalık, Taşra Yönetimi, s. 91.
7
ifade etmiştir: “Vali, esasen yürütmeden sorumludur. Emirleri kaymakama, kaymakam
kent, kasaba ve köy belediye başkanlarına o şekilde iletir ki bu emirler zincirleme
şekilde kesintisiz olarak bakandan yönetilene ulaşır. Vali, kanun ve hükümetin
emirlerini elektrik akımı hızıyla sosyal düzenin en son halkasına kadar duyurur.”6
Napolyon, taşradaki en güçlü ve en yetkili duruma getirilen valinin konumuna dair şu
sözleri dikkat çekicidir: “Valiler, benden çıkan ipliklerdir, benim sahip olduğum
yetkiler gibi onlar da tüm yetkilere sahiptir.”7
Yetki genişliği aracılığıyla merkezi yönetim, vatandaşlara yaklaşmaktadır.
Merkezi yönetim, taşra örgütleri sayesinde görünür olmakta ve vatandaş için somut hale
gelmektedir.
1.3. YERİNDEN YÖNETİM
Merkezden yönetimin tersine, yerinden yönetim âdem-i merkeziyet, topluma
sunulacak bazı idari hizmetlerin devlet merkezinden ve tek elden değil, merkezi idare
teşkilatı içinde yer almayan ve merkezi idare hiyerarşisine dâhil olmayan kamu tüzel
kişileri tarafından yürütülmesidir.
İdari âdem-i merkeziyet olarak da adlandırılan bu sistem, siyasal âdem-i
merkeziyetten farklıdır: Siyasal âdem-i merkeziyet federalizm demek olup, federal
devleti oluşturan her bir federe devletin idari yetkileri yanı sıra, belli ölçüde yasama ve
yargı yetkilerine de sahip olmaları anlamına gelir. Buna karşılık, idari âdem-i
merkeziyette, merkezi idare teşkilatı içinde yer almayan, merkezi idarenin hiyerarşisine
dâhil olmayan kamu tüzel kişilerinin idari yetkileri dışında yasama ve yargı yetkileri
yoktur. Tam tersine, bu kamu tüzel kişileri yasama yetkisine sahip olmadıkları için
kendi hukuki statülerini belirleme imkânına da sahip değildirler ve yargı yetkisi de
kullanamazlar.
1.3.1. Yerinden Yönetimin Kapsamı
Yerinden yönetim düşüncesi Fransızlar için decentralisation, İngilizler için selfgovernment, Almanlar için selbstverwaltung, Hollandalılar için zelfbestuur terimleriyle
6
7
Blanc’tan aktaran, Chapus (R.), s. 350.
Ramazan Şengül, Yerel Yönetimler, (2. Baskı), Umuttepe Yayınları, Kocaeli 2011, s. 3.
8
açıklanır. Bu terimler yerel yönetimlerin kendi kendilerini yönetme durumuna vurgu
yaparken, merkezi yönetim karşıtlığını göz önüne seren decentralisation teriminden
farklı olurlar. Bu farklılık ülkelerin tarihsel birikimlerinin farklılığıyla bağdaştırılır.8
1982 Anayasası “idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden
yönetim esasına dayanır” (m. 123) hükmü ile kamu hizmetlerinin etkinliği ve
vatandaşın tercihleri açısından yerinden yönetimi merkezi yönetimden ayırmıştır.
Yerinden yönetim sisteminin yer yönünden uygulanması bu sistemin en eski
uygulama biçimidir. Bu uygulama biçimi, insanların toplum içinde yaşamaya
başlamalarıyla ortaya çıkan müşterek ihtiyaçların karşılanması zorunluluğuyla ortaya
çıkmıştır.
Baguenard‘a göre yerinden yönetim, yönetim arayışının sonucu merkeziyetçiliğin
karşıtıdır. Yerinden yönetim, “tek ve çokluk arasındaki diyalektiği orijinal şekilde
düzenlemeyi amaçlayan çabalardır. Yerinden yönetim ulusun bölünmezliği ve tekliğine
saygı göstermeli, aynı anda yerel farklılıkları özendirmelidir.”9
Türkiye’de dünyadaki gelişmelere paralel olarak yerinden yönetim olarak
adlandırılan “decentralisation” düşüncesi yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu düşünce
merkezi yönetimden yerel yönetimlere görev, yetki ve kaynak aktarımını ifade eder. Bu
gelişmeler sonucunda ortaya çıkan yönetişim, hem küresel ve yerel boyutları, hem de
ekonomik, yönetsel, siyasal ve kültürel boyutları taşıyan bir kavramdır.
1.3.2. Yerinden Yönetimin Çeşitleri
Yerinden yönetim; siyasi yerinden yönetim ve idari yerinden yönetim olarak iki
grupta incelenmektedir.
1.3.2.1. Siyasi Yerinden Yönetim
Siyasi yerinden yönetim başka bir adıyla federalizm anlamına gelir. Federalizm: “
bir toplumsal veya siyasal yapıda bu yapıyı oluşturan çeşitli birimlerin varlıklarını ve
8
9
Flogaitis’den nakleden, Baguenard Jacques, La Decentralisation, Que sais-je (1879) PUF, 1996, s. 8-9.
Baguenard, s. 4.
9
kimliklerini kaybetmeksizin bir araya getirilmesini öngören bir örgütlenme ilkesidir.”10
Federalizm, üniter devlet sisteminden farklı ve onun tersi bir devlet sistemidir.
Siyasi yerinden yönetim, siyasi gücün, merkezi yönetim ile yerel yönetimler
arasında paylaşımı demektir. Bu yönetim biçiminde yerel yönetimlere yasama ve
yürütme konularında kısmi bağımsızlık verilmiştir. Siyasi merkezden yönetim, bir
ülkede yasama organının ve hükümetin tek olmasını ve dolayısıyla siyasi otoritenin
tamamen merkezi iktidarda toplanmasını ifade eder. Siyasi merkeziyetçiliğe göre
örgütlenen devlete, üniter devlet yani tekçi devlet denir. Üniter, Fransızca unitaire
sözcüğünden türemekte; birlikçi, birlikten yana, birleştirici(siyaset) veya merkeziyetçi
anlamlarına gelmektedir. Üniter devlet sisteminin, halkın kamu hizmetlerine karşı
ilgisini azalttığı düşünülmektedir.
Federal devletlerde halkın iradesinin belirlenmesi üniter devletten farklıdır.
Federal devlette yetki alanı ayrıştırılır, üniter devlette de bütün halkın iradesi dikkate
alınmaz. Federal devlet düzeyinde ortaya çıkan irade ile federe devletlerde ortaya çıkan
iradenin uyuşması gerekir. Yetkinin kullanılacağı alan sadece federe devleti
ilgilendiriyorsa o federe devlette yaşayan halkın iradesini açıklaması yeterli
görülmüştür.11
Üniter devlet sistemi, kamu hizmetlerine karşı ilgiyi azaltsa da siyasi katılmayı
engellememekte, aksine arttırmaktadır. İngiltere, Japonya, Türkiye’de bu sistem
uygulanmaktadır. Federal yapı ile din, dil ve etnik bakımdan farklılık gösteren
topluluklar, kendi kimliklerini koruyup geliştirmekte ve merkezi politikadan daha az
etkilenmektedir.
Siyasi yerinden yönetim, siyasi iktidarın kullanımını düzenleme tekniği olarak
yasama, yürütme ve yargı alanlarında iktidar paylaşımı nedeniyle devletin yapısını
ilgilendiren bir olgudur.12
10
Bilal Canatan, Yerellik İlkesi, Galeri Kültür Yayınevi, Ankara 2001, s. 16.
Oktay Uygun, Federal Devlet, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2007, s.94.
12
Charles Debbasch, Science Administrative, Dalloz 1989, s. 227.
11
10
1.3.2.2. İdari Yerinden Yönetim
İdari yerinden yönetim, yerel nitelikli kamu hizmetleri ile bazı teknik, ticari ve
kültürel nitelikteki hizmetlerin, merkezi yönetimin hiyerarşik yapısı dışında
teşkilatlanan kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlarca yönetme şeklidir. Bütün ülkelerde
yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Bu yönetim şekliyle varılmak istenen nokta halkın
yönetime katılmasını sağlamak, aşırı merkeziyetçiliğin sakıncalarını ortadan kaldırmak
ve kamu hizmetlerindeki verimi arttırarak etkinliğini sağlamaktır. İdari yerinden
yönetim ilkesiyle ortaya çıkan kuruluşlar özerktirler. Özerklik, kendi kendine yeterlilik
ve yönetimde serbestlik demektir. Yoksa özerklik dokunulmazlık ve bağımsızlık
değildir. Bu ilkede teşkilatlanan kamu tüzel kişilikleri, siyasi yerinden yönetim
kuruluşlarında olduğu gibi, belli bir bölgede yaşayan topluluğun egemenlik hakkını
temsil etmez. Egemenlik yalnızca devlettedir başka yönetsel birim bulunmaz.
Yerel yönetimler ile devlet arasındaki güç ve sorumluluk paylaşımı kanunlarla
oluşturulur. Kanunların belirlediği kurallar çerçevesinde yerel yönetimler serbest
hareket edebilirler.13 Yasama ve yargı yetkileri merkezde toplanır.
İdari yerinden yönetim coğrafi yerinden yönetim ve hizmet yerinden yönetim
olmak üzere iki grupta incelenir.
1.3.2.2.1. Coğrafi Yerinden Yönetim
Coğrafi ya da mekân yerinden yönetim, bazı idari görevlerin yürütülmesi
yetkisinin, merkezi idareye bağlı olmayan ve karar organları seçmenlerin oylarıyla
belirlenen bölge, il, belediye ve köy gibi, faaliyetleri belirli bir coğrafi alanla sınırlı olan
yönetimlere verilmesi demektir. Bu yönetim biçimiyle bölge, il, belediye ve köy
halkının yerel nitelikteki ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçları vasıtasıyla karşılamayı amaçlar.
Yerel yönetimler bu ilkenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Coğrafi yerinden yönetim üç farklı isimle de bilinmektedir. Bunlar: Yer yönünden
yerinden yönetim, mahalli âdem-i merkeziyet ve yerel yerinden yönetim şeklindedir.
Coğrafi yerinden yönetimde özerklik yerel topluluğa tanınmıştır. Coğrafi yerinden
yönetimde kendi kendini yönetme isteği güçlü ve öncelik taşımaktadır.
13
Şengül, s. 8.
11
Chapus, coğrafi yerinden yönetim kuruluşlarını hizmet yerinden yönetim
kuruluşundan ayırmak için bu kuruluşların siyasi niteliklerini ortaya çıkarmıştır. Coğrafi
anlamda yerinden yönetim iki nedenle siyasi nitelik taşımaktadır. Birincisi, yerel
yönetim türü sayısınca yerel demokrasinin var olmasıdır. İkincisi, siyasal anlamda
demokrasi için yerel düzeyde uygulanan yönetsel demokrasinin gereğidir. İkisi doğal bir
bağ ile birleşmektedir.14
Coğrafi yerinden yönetimde karar alma ve yürütme sorumluluğu, halka, kendi
ihtiyaçlarını karşılamaları için yetki verilmiştir. Bu yönetim şekliyle hemşeriler arasında
yardımlaşmayı, hoşgörüyü, iş yapmayı ve birlik duygularını kazandırmaya katkı
sağlamaktadır. Bu anlamda yerinden yönetim, siyasi barışın önemli bir teminatı
halindedir. İç barışın oturduğu ülkeler, coğrafi yerinden yönetimin geliştiği
toplumlardır.
Yerel yönetimlerle ilgili düzenlemelerde coğrafi yerinden yönetim, 1982
Anayasasında “belli bir yörede oturanlara, salt orada oturmaları dolayısıyla ortaya
çıkan ortak gereksinimleri karşılamak amacı ile tanınan özerkliği ifade etmektedir”
şeklinde tanımlanmıştır.
Coğrafi yerinden yönetim, halkın halk tarafından yönetilmesine en çok imkân
tanıyan yönetim kurumudur. Yerinden yönetim birimlerinin gelir ve harcamalar
konusunda söz sahibi olmaları piyasa benzeri rekabet mekanizmaları oluşturmaktadır.
Coğrafi yerinden yönetim idarelerine görevleriyle orantılı gelirler sağlanır.
1.3.2.2.2. Hizmet Yerinden Yönetim
Niteliği gereği merkezi yönetimin görev alanının dışında tutulan belli bazı
hizmetlerin, yine merkezi yönetim teşkilatının dışında örgütlenen teknik ve uzman
kamu kuruluşları tarafından yürütülmesine hizmet yerinden yönetim ya da fonksiyonel
yerinden yönetim denilmektedir.15
Hizmet yerinden yönetim kuruluşlarının varlığı ilgili hizmetin etkin sunumu
içindir. Hizmet yerinden yönetimin esası, belirli bir kamu hizmetinin merkezin dışında
14
15
Chapus, s. 363.
Metin Günday, İdare Hukuku, Alkım Kitapçılık- Yayıncılık, Ankara 1992, s.19; Veysel Atasoy, Türkiye’
de Mahalli İdarelerin Yapısı ve Yeniden Düzenlenmesi, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1992,
s. 59.
12
bağımsız bir örgüte bırakılmasıdır. Bu kuruluşlar ekonomik hizmetler, yükseköğrenim
hizmetleri, üniversiteler, ticaret odaları, radyo-televizyon yayıncılığı gibi çeşitli
alanlarda örgütlenmiştir. TRT, KİT de hizmet yerinden yönetime örnek teşkil eder.
Merkezi hiyerarşiye tabii bulunmayan bu örgütler, kendisine verilen hizmetle ilgili
konularda yürütme ile ilgili kararlar almak zorundadırlar.
Hizmet yerinden yönetim kuruluşları, Birinci Dünya Savaşı sonrasında devletin
görevlerinde meydana gelen değişimlere paralel olarak yaygınlaşmıştır. Bu nitelikteki
kurumların gelişmesi siyasi, teknik ve idari sebeplerle açıklanmaktadır.16 Bu kuruluşlar,
demokratik düşünceler ve gereksinimler yerine, hizmetin teknik yapısının ve uzmanlık
üstünlüğünün ele alınması gerekmektedir.17 Hizmet yerinden yönetimde bazı
hizmetlerin mahiyeti gereği merkezden yönetim örgütlenmesi içinde yerine getirilmesi
uygun görülmemiştir. Bu hizmetler teknik, bilgi, uzmanlık gerektiren, verimli ve etkin
sunulması istenen ve siyasilerin etkisinden uzak kalması gereken hizmetler olarak
görülür.
1.3.3. Yerinden Yönetimin Yararları
Yerinden yönetimin de merkezden yönetimde olduğu gibi bir kısım yarar ve
sakıncaları bulunmaktadır. Genellikle merkezden yönetimin sakıncaları yerinden
yönetime yarar sağlamaktadır. Yerinden yönetimin temel düşüncesi bölge halkının
ihtiyaçlarının kendi seçtikleri temsilciler eliyle daha uygun gerçekleşeceğidir. Bu
düşünce yerinden yönetimin ortaya çıkışında büyük rol oynadığı gibi bir bölgeyi ya da
halkın bir kısmını ilgilendiren hizmetlerin yerel organlar tarafından gerçekleştirilmesi,
hizmetlerin halkın tercihlerine uygun üretilmesini sağlamaktadır. Yerinden yönetim
sisteminin yararları şu şekilde belirtilebilir:
 Yerel yerinden yönetim demokratik esaslara daha uygun düşmektedir.
Yerinden yönetimin yer yönünden uygulanması ile belli bir yörede yaşayan insanlar, o
yörede yaşamaktan doğan ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile yürütülecek
hizmetlerin ne şekilde yürütülmesi gerektiğine kendileri karar verebilmek ve kendilerini
yakından ilgilendiren hizmetleri çevirebilmek imkânına sahiptirler.
16
17
Eryılmaz, s. 80-81; Günday, s. 63-64.
İsmet Giritli, Pertev Bilgen ve Tayfun Akgüner, İdare Hukuku, Der Yayınları, İstanbul 2001, s. 180.
13
 Merkezden yönetim sisteminin uygulanmasıyla birlikte ortaya çıkan
kırtasiyecilik ve hizmetin yürütülmesindeki aksaklık ve gecikmeler, yerinden yönetimin
uygulanması ile büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır.
 Yerel yerinden yönetim sistemi ile hizmetin görüldüğü bölgenin ihtiyaçlarına
uygunluk sağlandığı gibi; hizmet yerinden yönetim sistemi le hizmetin teknik bilgi ve
uzmanlığın ışığı altında rasyonel ve gereklerine uygun bir biçimde yürütülmesi
mümkün hale gelmiştir.
 Yerel yönetim kuruluşları, merkezi yönetimin, otoriter anlayışına karşı denge
işlevi görür, vatandaşların doğal birlikteliklerini gösteren yerel yönetim kuruluşları
birey ve devlet arasında ara kuruluş görevi görmektedir.
 Yerinden yönetim, seçmenler ve yöneticiler arsındaki bağı daha da
kuvvetlendirdiği gibi karar alma sürecine de daha çok bireyin katılmasını sağlamaktadır.
Karar alma sürecinde daha çok bireyin yer alması; yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasını,
demokratik hakların da kullanımının çoğalmasına katkı sağlayacaktır.18
1.3.4. Yerinden Yönetimin Sakıncaları
Merkezden yönetimin yararları, yerinden yönetim sisteminin sakıncalarını
oluşturmaktadır. Bu sakıncalar şu şekilde ifade edilebilir:
 Yerinden yönetimin aşırı güçlenmesi ulusal birliğe ve ülke bütünlüğüne zarar
verebilir.
 Yerel yerinden yönetim demokratik ilkelere uygun olmakla birlikte,
partizanca uygulama ve çekişmelere yol açabilme tehlikesini de içinde barındırır. Yine
bu nedenle, bu idareler elindeki kaynakları ki bu kaynaklar genellikle yetersizdir, oy
kazanmak için gösterişli harcamalarda kullanılarak israf edilebilir.
 Hizmet yerinden yönetim bazı hizmetlerin merkezi idare dışında bulunan belli
bir idaredeki idari kuruluşlarca yürütülmesini açıkladığına göre, aynı idari hizmetler
farklı yörelerde farklı bir biçimde yürütülebilir. Bu nedenle ülkeler arasında az gelişmiş
ve çok gelişmiş ülke dengesi bozulabilir.
18
Şengül, s.11.
14
 Hizmet yerinden yönetim kuruluşları büyük ölçüde devletin bütçe ve
muhasebe usullerinden ayrı tutulurken, mali yönden daha zor denetlenebilir. Bu olay,
kuruluşlar içinde mali idaresizliklere, kötü uygulamalara ve suiistimallere yol açar.
1.4. YEREL YÖNETİM KAVRAMI
Yönetim, günlük hayatta ve bilimsel alanda farklı alanlarda ve farklı anlamlarda
kullanılan oldukça geniş içeriğe sahip bir kavramdır. Kelime anlamı ile bir işi veya
hizmeti düzenlemek ve yürütmek, bir işi çekip çevirmek, bir topluluğun başında
bulunmak veya bir kurumu sevk ve idare etmektir19.
Köy, kent ve ilçe düzeyindeki yerel ve ortak nitelikteki kamu hizmetlerini
yürütmek
amacıyla
oluşturulan
yönetim
kuruluşlarına
“yerel
yönetimler”
denilmektedir.20
Keleş’e göre, yerinden yönetim diye bilinen yerel yönetim, yerel halkın kendi
eliyle seçtiği organlarca yönetilmesini anlatan bir dizgenin adı, başka bir deyişle bir
yönetim biçimidir. Yerel yönetim birimi ise; merkezi yönetimce belli sınırlar içinde
kurallar koymaya ve hükümlülükler getirmeye yetkili kılınmış bir yerel meclisin
denetimi altındaki bir yönetim biriminin adıdır.21
Yerel yönetimler, yerel bir bölgeyi belirli sınırlar dâhilinde kontrol altında tutan
ve yönetimi, bu bölgede yaşayan insanları temsil edebilecek nitelikteki bireylerden
oluşan siyasal yapılar olarak da tanımlanabilir.
Yerel yönetimlerde etkinliğin arttırılmasına üç yoldan çalışılmıştır. Birincisi, en
uygun hizmet alanının sınırlarının gözden geçirilmesidir. İkincisi, yerel yönetim
birimlerinin sayısının azaltılması ve bu yolla para ve kaynak savurganlığının
önlenmesidir. Üçüncüsü ise, yerel birimlerden her birine en iyi yerine getirebilecekleri
işlerin bırakılmasıdır.22
Literatürde yerel demokrasi kavramı ile demokratik yerel yönetim kavramı zaman
zaman eş anlamlı olarak veya birbirlerinin yerlerine kullanılan iki kavramdır. Bazı
19
Ahmet Ulusoy, Tekin Akdemir, Mahalli İdareler Teori-Uygulama-Maliye, (4. Baskı), Seçkin Yayıncılık,
Ankara 2006, s. 21.
20
Mustafa Dönmez, Belediye Yönetimi, Belediye Dergisi Yayını, No: 3, Ankara 1999, s.3.
21
Ruşen Keleş, Yerinden Yönetim ve Siyaset, (2. Baskı), Cem Yayınevi, İstanbul 1994, s. 15–16.
22
Ruşen Keleş ve Fehmi Yavuz, Yerel Yönetimler, Turhan Kitabevi, Ankara 1983, s. 32–36.
15
görüşlere göre yerel demokrasi kavramı yerine demokratik yerel yönetim kavramının
kullanılması daha doğrudur. Bir yerel yönetim biriminin demokratikleştirilmesi ya da
demokratik bir niteliğe kavuşması için yerel yönetim biriminin özgür ve özerk, kendi
içinde demokratik olması gerekmektedir. Yerel yönetimlerde karar organlarının
oluşumu, karar alma sürecine katılım, görev ve gelir bölüşümü, merkezi yönetimle yerel
yönetimler arasındaki ilişkilerin niteliği yerel demokrasiyi belirleyen etkenlerdir.
Yerel yönetimlerin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
 Yerel yönetim kuruluşlarının tüzel kişilikleri vardır.
 Yerel yönetim kuruluşları, yerinden yönetim ilkesine göre kurulmuşlardır.
 Yerel yönetim kuruluşlarının karar organları seçimle iş başına gelirler.
 Genel yönetimler, yerel yönetimler üzerinde sadece vesayet yetkisine
sahiptirler.
 Yerel yönetimlere görevlerine yapabilmek için gelir kaynakları sağlanır.
 Yerel yönetim kuruluşları, Bakanlar Kurulu’nun izni ile kendi aralarında
görevleriyle ilgili olarak birlik kurabilirler.23
1.5. YEREL YÖNETİMLERİN ORTAK NİTELİKLERİ
Yerel yönetimlerin statüleri anayasa ve kanunlar olmak üzere hukuki mevzuatlarla
belirlenir. Yerel yönetimler çeşitli şekilde gruplandırabilecek ortak niteliklere sahip
kuruluşlardır:
 Coğrafi Alan: Yerel yönetimler belli bir coğrafi bölgede faaliyet gösterirler.
Sınırları hukuki metinlerle çizilmiş bölgelerde yerel yönetimler, ayrıcalık, hak,
imtiyazlara
sahip
olup,
mahalli
ve
müşterek
ihtiyaçlarının
karşılanmasıyla
24
yetkilidirler.
 Tüzel Kişilik: Yerel yönetimlerin devletten tüzel kişilikleri vardır. Tüzel
kişilik, hukuk bakımından birçok kişinin veya malın topluluğundan doğan ve tek bir kişi
olarak sayılan varlık anlamına gelir.
23
24
Şeref Gözübüyük, Yönetim Hukuku, Ankara Turhan Kitabevi, 2006, s.157.
Jean-Bernard Auby, Jean-Francois Auby, Rozen Noguelle, Droit des Collectivites Locales, PUF 2008,
s.45.
16
 Yerel Personel: Yerel yönetimler tarafından yerleştirilen personel yerel
yönetimlerin denetim ve gözetimi altında çalışır.
 Malvarlığı: Yerel yönetimler, kendilerine ait taşınır ve taşınmaz mal
varlığına sahiptir. Hukuki kişiliğe sahip yerel yönetimlerin kendi mal varlıklarına sahip
olmaları gerekir. Niteliklerine bağlı olmaksızın yerel yönetimlerin malvarlığı ayırt
edicidir.25
 Yerel Özerklik: Yerel yönetimler görevlerini uygularken özerk kimliğe
sahiptirler. Yerel yönetimle merkezi yönetim kuruluşları arasındaki özerklik daha geniş
incelenmelidir.
 Yerel Hizmetler: Dikey paylaşımda merkezi yönetimle yerel yönetimler
arasında görev paylaşımı yapılır. Yatay paylaşımla ise yerel yönetim türleri (bölge, il,
belediye) arasında görev paylaşımı yapılır.
 Yerel Seçilmiş Organlar: Yerel organlar seçimle işbaşına gelir. Seçim,
yerinden yönetimin anahtar kavramıdır. Yerel yönetimler seçilmiş organlar vasıtasıyla
yönetilirler. Merkezi yönetim kamu görevlilerini atama ve görevden almada tamamen
serbesttir. Merkezi yönetim diğer yönetimlerin organ veya personelinin atanmasında söz
sahibi olur ya da organların göreve gelmesi bağımsız şekilde olmakla beraber merkezi
yönetime görevden alma yetkisi tanınmaktadır. Mutlak bağımsızlık ise gerek
görevlendirme gerekse de görevden alma merkezi yönetimden tamamen bağımsız
şekilde gerçekleşmektedir.26
25
26
Auby, Auby, Noguelle, s. 91.
Baguenard, s. 38-39.
17
İKİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER
2.1. TARİHSEL GELİŞİM
Türkiye’de yerel yönetimlerin geçmişi çok eskiye dayanmamaktadır. Osmanlı,
toprak yapısı ve rejimi itibariyle, devrin bütün imparatorluklarında olduğu gibi
merkeziyetçi bir yönetim yapısına sahipti. Bu yönetim şekli Selçuklulardan kalmış bir
mirastır. Avrupa’da yerel yönetimler uzun bir sürenin sonucunda, belli bir birikimle
ortaya çıkmaktayken Osmanlı’da ıslahat çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır.27 3 Kasım
1839’da okunan Hatt-ı Hümayun da yerel yönetimlerin başlangıç noktası olarak kabul
edilmektedir.
Tanzimat’a kadar olan dönemde kentte yaşayan vatandaşların ortak sorunlarının
çözülmesi için kadı ve vakıf müesseselerinin varlıkları görülmektedir.28 Belediye
hizmetleri, imar işleri ve diğer bütün sorunlarla kadı ilgilenmekteydi.29 Kadı,
Tanzimat’a kadar olan dönemde en büyük yetkiliydi.
Tanzimat’a kadar kent yönetiminde etkili olan bir başka kurum ise vakıflardır.
Vakıflar, hastane, yurt, sebil gibi yürütme görevini üstlenmişlerdir.30 Bu anlatılanlardan
anlaşılacağı üzere, Osmanlı İmparatorluğu Tanzimat’a kadar bugünkü yerel yönetim
anlayışına benzer bir anlayışa sahip olmamıştır.31 Osmanlı’daki bu durumun nedenleri
şu şekilde sıralanabilir:
-Daha çok tarıma dayalı, kapalı, hiyerarşik, girişimciliğin olmadığı, düşüncelerini
serbestçe söylemekten ve eleştirilmekten çekinen veya kaçınan bir toplumsal yapı,
-Her türlü mahalli hizmeti vakıflara, tekkelere ve zaviyelere ihale etmiş bir
toplum,
-En küçük ve basit hizmetleri bile devletten bekleyen bir anlayış.
27
Metin Erten, Nasıl Bir Yerel Yönetim?, Anahtar Yayınları, İstanbul 1999, s.100
Veysel Bilgiç, Yerel Yönetimler, 21. Yüzyıl Yayınları, Ankara 1998, s.37.
29
Fehmi Yavuz, Şehircilik Ders Kitabı, A.Ü.SBF Yayını, Ankara 1953, s. 29-30.
30
Bilal Eryılmaz, Yerel Yönetimlerin Yeniden Yapılanması, Birleşik Yayınları, İstanbul 1994, s.37.
31
İlber Ortaylı, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Yerel Yönetim Geleneği, Hil Yayınları, İstanbul 1985, s.15.
28
18
13 Haziran 1855 yılında İstanbul’da ilk modern belediye kurulmuştur. “İstanbul
Şehremaneti” adlı bu belediyenin kurulması sırasında hükümet, daha çok yabancıların
yaşadığı liman bölgelerinden olan Galata ve Beyoğlu’nda “Altıncı Daire-i Belediye”
kurulmuştur. Altıncı Daire ile bu yerlerdeki belediye işlerinin yürütülmesi
amaçlanmıştır.32 Altıncı Daire-i Belediye Türk belediyecilik tarihinde çok önemli ve
farklı bir yere sahiptir. Paris belediyesi örnek alınarak kurulmuştur. Bu belediye
33
hizmetlerin yürütülmesinde gerekli masrafları karşılamak üzere gelir tahsil edebilen
ilk Türk yerel yönetim kuruluşu olup bu noktada tekliğini uzun süre korumuştur.
1860 yılından itibaren modern yerel yönetimlerin kurulması için çalışmalar
yapılmıştır. Fakat bu çalışmalar sırasında yerel yönetimlerin demokrasiye katkısı göz
ardı edilmiştir.34 Yerel yönetimlerin kuruluş amacı aynı yerde yaşayan vatandaşların
ortak ihtiyaçlarını karşılamaktır. Fakat bu dönemde yerel yönetimlerde serbest karar
alma yetkisi olmadığı için özerklikten bahsedilemez.
1864 yılında “Tuna Vilayet Nizamnamesi” ile il özel idarelerine dair ilk uygulama
yapıldı. Bu nizamnamede il genel yönetiminin yanında, valinin başkanlık ettiği ve her
sancaktan seçilen, dörder üyeden oluşan il genel meclisinin bulunduğu bir il özel
yönetimi kurulmuştur.35
1913 yılında köylerle ilgili yapılan bütün düzenlemeler 1924 yılına kadar
kaldırılmıştır. Köylerle ilgili bu düzenlemeler tepeden inme olduğu için istenilen verim
elde edilememiştir.36
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla her alanda olduğu gibi yerel yönetimler
alanında da yenilikler yapılmıştır. Osmanlı’da yıkılışı önlemek için yapılan değişiklikler
cumhuriyet döneminde yeni bir devletin güçlenmesi amacıyla yapılmaya çalışılmıştır.
Cumhuriyet döneminin yerel yönetimlerdeki reformların amacı ilk önce bir yerel
yönetim kültürü oluşturmak, daha sonra da yerel yönetimleri çağdaş devletlere örnek
seviyesine ulaştırmaktı.
32
Keleş, s.95-96.
Görmez, s.89.
34
Ruşen Keleş, Kent ve Siyaset Üzerine Yazılar (1975-1992), IULA-EMMA (Yerel Yönetim Dünyası)
Yayını, İstanbul 1993, s.16.
35
Tortop, s.4.
36
Erten, s. 102.
33
19
1924 Anayasasının 93. maddesi ile illere, kent, kasaba ve köylere tüzel kişilik
verilmiştir.37 1924 yılında 442 sayılı Köy Kanunu yürürlüğe girmiştir. Daha önce
istenilen verim elde edilemeyen bu kanunla artık köyün ihtiyacı olabilecek her türlü
konu düşünülmüş ve köy muhtarının verimli olarak çalışabilmesi için gerekli
düzenlemeler yapılmıştır.
1961 Anayasası ile birlikte demokratik hak ve hürriyetler genişletilmiştir.
Belediye başkanları tek kademeli çoğunluk sistemi ile seçilmeye başlanmıştır. Belediye
meclislerinin başkan karşısında sahip oldukları yetkileri artırılmıştır. Bu yasa ile
belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığı’nın onayı ile göreve başlamaları usulü
kaldırılmıştır.
2004 ve 2005 yıllarında belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idaresi
kanunları değiştirilmiş, belediye ve özel idarelerle ilgili köklü değişiklikler yapılmıştır.
Yerel yönetimler seçimleri ile ilgili 2972 sayılı kanunun ardından, Türkiye’de ilk
defa büyükşehir belediyeleri 1984 yılında çıkarılan 195 numaralı Kanun Hükmünde
Kararname ile düzenlenmiştir. Büyükşehir belediyeleri Anayasa’nın 127. maddesinde
yer alan hükme bağlı olarak 1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı Büyükşehir
Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir38. 3030 sayılı kanunun
amacı 1. maddesinde belirtildiği gibi, Büyükşehir belediyeleri, yönetimin hukuki
statüsünü düzenlemek, hizmetlerin planlı, etkin ve eşgüdüm içerisinde yürütülmesini
sağlamaktır.
1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında
Kanun, 2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile değiştirilerek
düzenlenmiştir. Son olarak 14.03.2013 tarih ve 6447 sayılı On Dört İlde Büyükşehir
Belediyesi Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanunla 14 il Büyükşehir belediyesine dönüştürülmüş ve 27 ilçe
kurulmuştur.
37
Can Hamamcı, Merkezi Yönetim- Yerel Yönetim Ekseninde Belediyelerimizin Yapısı ve Demokratikleşme
Eğilimi, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara 1981, s.17.
38
Nuri Tortop, Burhan Aykaç, Hüseyin Yayman, Akif Özer, Mahalli İdareler, (1. Baskı), Nobel Yayın
Dağıtım, Ankara 2006, s. 215
20
6360 sayılı kanunla birçok il özel idaresinin de tüzel kişiliği kaldırılmış
bulunmaktadır. 6360 sayılı kanun Büyükşehir belediyeleri ile ilgili düzenleme getirmiş
şu andaki son kanundur.
2.2. YEREL YÖNETİM ORGANLARI
2.2.1. İl Özel İdaresi
İl özel idareleri ile ilgili hala yürürlükte olan hükümler 1913 tarihli İdare-i
Umumiye-i Vilayet Geçici Kanunu’yla39 düzenlenmiştir. Özel idareleri, varlığını
anayasadan alan yerel yönetim kuruluşlarından birisidir. 1982 Anayasasının 127.
maddesinde sayılan üç mahalli idareden birisi olan il özel idareleri; il halkının yerel
nitelikli ortak ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü kamu tüzel kişileridir.40
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun tanımlar başlıklı 3.maddesinde “ İl özel
idaresi: il halkının mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan
ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe
sahip kamu tüzel kişisi41” olarak tanımlanır. Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB)’
in yaptığı ankete göre katılanların yüzde 54’ü, il özel idaresini yerel yönetim birimi
olarak bilinmemektedir. Türkiye’de il özel idaresi tarihsel süreç içerisinde yerel yönetim
birimi olarak tanınma sorunu yaşamıştır. Yerel seçimlerde oy kullanan seçmenlerin
“encümen” için oy kullandıklarını söylemeleri yaygın olarak bilinir.
1913 İdare-i Umumiye-i Vilayet Geçici Kanunu, 1987 yılında 3360 sayılı kanunla
kimi değişiklikler geçirmesine rağmen, 2005 yılında 5302 sayılı Kanunla yürürlükten
kaldırılmasına kadar il özel idarelerinin kanunu olma niteliğini devam ettirmiştir. 1913
Kanunu, il özel idarelerine geniş yetki ve çalışma alanı tanımıştır. Ancak aradan geçen
sürede birçok genel kanun ve bakanlıkların kuruluş kanunları il özel idarelerinin tarım,
sağlık, bayındırlık ve eğitim alanlarındaki görevlerini başka kuruluşlara vermiştir.
39
1913 İdarei Umumiyei Vilayat Kanunu Muvakkatının adı “İl Özel İdaresi Kanunu” şeklinde
değiştirilmiştir; Resmi Gazete, 26.05.1987, S.19471.
40
Mustafa Dönmez, Açıklamalı- İçtihatlı İl Özel İdaresi Kanunu, (2. Baskı), Mevzuat Yayıncılık, Ankara
2011, s. 1.
41
Nazım Kartal, İl Özel İdarelerinin Yeniden Yapılandırılması: Uygulama Aşaması Üzerine Bir
Çözümleme, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara
2010, s.19
21
2.2.1.1. İl Özel İdaresinin Yapısı ve İşleyişi
Yerel yönetim, toplumsal yaşamın en önemli örgütlerinden biridir. Yerel yönetim
bütün ülkelerde uygulanmakla birlikte, yapıları ve merkezi yönetim karşısındaki
durumları, ülkelerin yönetim politikalarına ve siyasi rejimlerine göre farklılık
göstermektedir.
Gerçekten de çeşitli ülkelerin yerel yönetimlerini incelendiğinde, geniş bir
özerkliğe sahip bir taşra örgütü niteliğinde özerklikten uzak bir yerel yönetim tipine
kadar birçok derecede serbestliğe sahip yerel yönetimlerin varlığına tanık olunabilir.
İl özel idarelerinin sorumluluk alanı ilin tamamıdır ve ağırlık olarak kırsal
kesimlere hizmet götürmektedir.
Bilindiği üzere, Türkiye’de yerel yönetimler; İl Özel İdareleri, Belediyeler ve
Köylerden oluşur. Yerel ihtiyaçların daha iyi karşılanmasını amaçlayan il özel idareleri
demokrasinin en kolay uygulanan yönetim birimidir.
Buradan, il özel idarelerine dair şu özellikler ortaya çıkmaktadır:
 İl özel idareleri, idari ve mali özerkliğe sahiptir
 İl özel idareleri, kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlardır.
 İl özel idarelerinin karar organları seçimle oluşmaktadır.
 İl özel idareleri, il mülki sınırları içinde yaşayanların yerel ve ortak nitelikteki
gereksinimlerini karşılamakla görevlidirler.
Bu özellikler 1982 Anayasasının 127. maddesindeki tanımla paralellik
göstermektedir.
5302 sayılı Kanun, 1982 Anayasasından farklı olarak, il özel
idarelerinin idari ve mali özerkliğe sahip olduğunu belirtmiştir.
2.2.1.1.1. İl Özel İdaresinin Görevleri
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 6.maddesi, il özel idaresinin görevlerine
ilişkin temel düzenlemeleri içermektedir. İl özel idarelerine gerek İl Özel İdaresi
Kanunu ve gerekse diğer kanunlarla çok çeşitli görevler verilmiştir. Bu görevlerin hepsi,
devletin kendisine ait görevleri ve fonksiyonları kadar geniş yer tutmaktadır. İlgili
22
kanunda geçen görevlerin bir kısmı il sınırları içerisinde görülür, bir kısmı da belediye
sınırları dışında görülmektedir.
İl özel idaresi mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla;
a) Gençlik ve spor (42) Sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; Belediye sınırları il sınırı
olan Büyükşehir Belediyeleri hariç (43) ilin çevre düzeni planı, bayındırlık ve iskân,
toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, kültür, sanat, turizm, (44)sosyal hizmet ve
yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve
orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer
ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde,
b) İmar, yol, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma, (…) (45);
orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri
belediye dışında yapmakla görevli ve yetkilidir.
Bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşları; yapım, bakım ve onarım işleri,
devlet ve il yolları, içme suyu, sulama suyu, kanalizasyon, enerji nakil hattı, sağlık,
eğitim, kültür, turizm, çevre, imar, bayındırlık, iskân, gençlik ve spor gibi hizmetlere
ilişkin yatırımlar ile bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşlarının görev alanına
giren diğer yatırımları, kendi bütçelerinde bu hizmetler için ayrılan ödenekleri il özel
idarelerine aktarmak suretiyle gerçekleştirebilir.
Aktarma işlemi ilgili bakanın onayıyla yapılır ve bu ödenekler tahsis amacı
dışında kullanılamaz. İş, il özel idaresinin tabi olduğu usul ve esaslara göre
sonuçlandırılır. İl özel idareleri de bütçe imkânları ölçüsünde bu yatırımlara kendi
bütçesinden ödenek aktarabilir.46
Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, il özel idaresinin mali durumu,
hizmetin ivediliği ve verildiği yerin gelişmişlik düzeyi dikkate alınarak belirlenir.
42
“Belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç” deyimi, 1.7.2006-5538/26 md. ile
eklenmiştir.
43
“Gençlik ve spor “deyimi, 28.4.2005-5340/24 md. ile eklenmiştir.
44
“Kültür, sanat, turizm” deyimi, 3.7.2005/5393/85 md. ile eklenmiştir.
45
“Kültür, turizm, gençlik ve spor” deyimi, 3.7.2005-5393/85 md. ile çıkarılmıştır.
46
Remzi Özmen, Belediye Mevzuatı, Seçkin Yay, Ankara 2013, s. 119
23
İl özel idaresi hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle
sunulur. Hizmet sunumunda engelli, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun
yöntemler uygulanır (m. 26).
2.2.1.1.2. İl Özel İdaresinin Yetkileri ve İmtiyazları
İl özel idaresinin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
a) Kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirebilmek için her türlü
faaliyette bulunmak, gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri için kanunlarda belirtilen izin
ve ruhsatları vermek ve denetlemek.
b) Kanunların il özel idaresine verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak,
emir vermek, yasak koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları vermek.
c) Hizmetlerin yürütülmesi amacıyla, taşınır ve taşınmaz malları almak, satmak,
kiralamak veya kiraya vermek, takas etmek, bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesis etmek.
ç) Borç almak ve bağış kabul etmek.
d) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı yirmibeşmilyar Türk Lirasına
kadar olan dava konusu uyuşmazlıkların anlaşmayla tasfiyesine karar vermek.
e) Özel kanunları gereğince il özel idaresine ait vergi, resim ve harçların tarh,
tahakkuk ve tahsilini yapmak.
f) Belediye sınırları dışındaki gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve
eğlence yerlerine ruhsat vermek ve denetlemek.
İl özel idaresi, hizmetleri ile ilgili olarak, halkın görüş ve düşüncelerini belirlemek
amacıyla kamuoyu yoklaması ve araştırması yapabilir. İl özel idaresinin mallarına karşı
suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş sayılır.
İl özel idaresinin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde edilen gelirleri, vergi,
resim ve harçları, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları
haczedilemez.47
47
Belediye Mevzuatı, s.121
24
2.2.1.1.3. İl Özel İdaresinin Organları
İl özel idaresinin organları, il genel meclisi, il daimi encümeni ve vali olmak üzere
üçe ayrılmaktadır.
2.2.1.1.3.1. İl Genel Meclisi
1913 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet Geçici Kanunu’na göre il özel idaresinin
genel karar organı olan il genel meclisi, ilçeler adına seçilen üyelerden oluşmaktadır.
Meclis üyelerinin seçimi 1984 tarih ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalli
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Hükümlerine göre yapılır. İl genel
meclisi üyelerinin görev süresi beş yıldır. Üye sayısı o il içindeki ilçe sayısı ve ilçelerin
nüfusuna göre değişiklik gösterir. İl genel meclisi üyeliklerine genellikle partiler aday
göstermekte ve onlar seçilmektedir. İl genel meclisinin görev ve yetkileri 5302 sayılı İl
Özel İdaresi Kanunu’nun 10.maddesinde düzenlenmiştir. Eski düzende Mayıs ve Kasım
aylarında olmak üzere yılda iki kere toplanan meclis, 5302 sayılı kanuna göre bir aylık
tatil hariç yılın on bir ayı toplantı yapmaktadır. Kasım ayındaki toplantı yirmi gün diğer
aylardaki toplantı en çok beş gün sürelidir.48
2.2.1.1.3.1.1. İl Genel Meclisinin Görevleri
İl genel meclisinin görev ve yetkileri 5302 sayılı kanunun 10. maddesinde şu
şekilde belirlenmiştir:
 Stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını, il özel idaresi faaliyetlerini
ve personelinin performans ölçütlerini görüşmek ve karara bağlamak,
 Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, bütçede kurumsal kodlama yapılan birimler
ile fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzenleri arasında aktarma yapmak,
 Belediye sınırları il sınırı olan büyükşehir belediyeleri hariç il çevre düzeni
planı ile belediye sınırları dışındaki alanların imar planlarını görüşmek ve karara
bağlamak,
48
Şengül, s.58.
25
 Borçlanmaya karar vermek,
 Bütçe içi işletmeler ile Türk Ticaret Kanununa tabi ortaklıklar kurulmasına
veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı
kurulmasına karar vermek,
 Taşınmaz mal alımına, satımına, trampa edilmesine, tahsisine, tahsis şeklinin
değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın akar haline getirilmesine izin; üç yıldan
fazla kiralanmasına ve süresi yirmi beş yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı
ayni hak tesisine karar vermek,
 Şartlı bağışları kabul etmek,
 İl özel idaresi adına imtiyaz verilmesine ve il özel idaresi yatırımlarının yapişlet veya yap- işlet devlet modeli ile yapılmasına, il özel idaresine ait şirket, işletme ve
iştiraklerin özelleştirilmesine karar vermek,
 Encümen üyeleri ile ihtisas komisyonları üyelerini seçmek,
 İl özel idaresi tarafından çıkarılacak yönetmelikleri kabul etmek,
 Norm kadro çerçevesinde il özel idaresinin ve bağlı kuruluşların kadrolarının
ihdas, iptal ve değiştirilmesine karar vermek,
 Yurt içindeki ve yurt dışındaki mahalli idareler ve mahalli idare birlikleriyle
karşılıklı işbirliği yapılmasına karar vermek,
 Diğer mahalli idarelerle birlik kurulmasına, kurulmuş birliklere katılmaya veya
ayrılmaya karar karar vermek,
 İl özel idaresine kanunlarla verilen görev ve hizmetler dışında kalan ve
ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.49
2.2.1.1.3.2. İl Genel Meclisinin İşleyişi
İl genel meclisi başkanlığı, 1913’te Vilayet Kanunundan itibaren vali tarafından
yürütülüyordu. İl özel idaresi konumu ile vali, hem yürütmenin başı hem de en önemli
karar organının başkanı sıfatını bir arada üstlenmişti. 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu
49
Belediye Mevzuatı, s. 122.
26
ile merkezi yönetim tarafından atanmış başkan durumundaki valinin bu konumuna son
verildi. Yeni düzenlemeyle birlikte il genel meclisi başkanının kendi üyeleri arasından
seçmesine imkân verildi.50
İl genel meclisi gündemi, meclis başkanı tarafından belirlenir. Valinin önerdiği
hususlar da gündeme alınır. Ayrıca, meclis üyeleri de il özel idaresine ait işlerle ilgili
konuların gündeme alınmasını önerebilir. Önerdikleri gündem konularının il özel idaresi
faaliyet alanına ilişkin olması ve önerinin toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğuyla
kabul edilmesi gerekir. İl genel meclisinin gündemi çeşitli yollarla da halka duyurulur
(m. 13).
İl genel meclisi, kanunda belirlenen toplantı ve karar yeter sayılarına göre çalışır.
Karar organı olan il genel meclisi, gündemindeki konuları görüşmeye başlayabilmesi
için üye tam sayısının salt çoğunluğu hazır olmalıdır. Toplantı yeter sayısının bulunması
durumunda müzakereler başlar. Herhangi bir konuda karar alınabilmesi için toplantıya
katılanların salt çoğunluğu aranır. Bununla birlikte karar yeter sayısı, üye tam sayısının
dörtte birinden az olamaz. Oylamada eşitlik çıkması durumunda meclis başkanının
kullandığı oy doğrultusunda karar belirlenmiş olur. Gizli yapılan oylamalarda eşitlik
çıkması
durumunda
kanunun
öngördüğü
çözüm
oylamanın
tekrarlanmasıdır.
Tekrarlanan oylamada yine eşitlik çıkması durumunda ise meclis başkanı tarafından
kura çekilir51.
2.2.1.1.3.3. İhtisas Komisyonları
İl genel meclisi, faaliyetlerinde yardımcı olmak ve destek sağlamak üzere kanunda
öngörüldüğü şekliyle ihtisas ve denetim komisyonları kurar (md.16,17). İl genel
meclisi, bir yıl görev yapmak üzere üyeleri arasından en az üç, en fazla beş kişiden
oluşan ihtisas komisyonları kurabilir. Plan ve Bütçe ile İmar ve Bayındırlık
Komisyonları en çok yedi kişiden meydana gelir.
İhtisas komisyonlarının kurulması il genel meclisinin takdirine bırakılmasına
karşın kanunda sayılan eğitim, kültür ve sosyal hizmetler komisyonu, imar ve
50
5302 sayılı İl Özel İdare Kanunu, 04.03.2005 tarih ve 25745 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
02.08.2013.
51
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5302.html), 02.08.2013.
27
bayındırlık komisyonu, çevre ve sağlık komisyonu ile plan ve bütçe komisyonunun
kurulması zorunlu tutulmuştur. 52
İlin belirli alanlarındaki konuları üzerine yoğunlaşan ihtisas komisyonları ilgili
oldukları alanlarda teknik ve uzmanlık bilgisi konusunda destek alabileceklerdir.
Komisyonların
sorumluluk
alanlarında
görüş
ve
önerilerde
bulunmak
üzere
kaymakamlar ve ildeki kamu kuruluşlarının amirleri ve ildeki kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversite ve sendikalar ile gündemdeki konularla ilgili
köy ve mahalle muhtarları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri toplantılara
katılabilecektir.
İl genel meclisi, her yılın ocak ayında yapılacak toplantısında il özel idaresinin bir
önceki yıl gelir ve giderleri ile hesap ve işlemlerin denetimi için kendi üyeleri arasından
gizli oyla ve üye sayısı üçten az, beşten çok olmamak üzere bir denetim komisyonu
oluşturur. Komisyon, her siyasi parti grubunun ve bağımsız üyelerin il genel
meclisindeki üye sayısının meclis üye tam sayısına oranlanması suretiyle oluşur.53
Komisyon, vali tarafından il özel idare binası içinde belirlenen yerde çalışır ve
çalışmalarında uzman kişi ve kuruluşlardan yararlanabileceği gibi valinin onayıyla
kamu kuruluşları personelinden de yararlanabilir. Komisyon tarafından istenen bilgi ve
belgelerin iade edilmek üzere verilmesi zorunludur. Komisyon, çalışmalarının
sonuçlanmasını takiben hazırladığı raporu meclis başkanlığına sunar.54
2.2.1.1.3.4. İl Genel Meclisinin Bilgi Edinme ve Denetim Yolları
İl genel meclisinin il özel idare faaliyetlerine ilişkin bilgi edinme ve denetiminde
çeşitli yollar kanunda düzenleme konusu olmuştur (md.18). İl genel meclisi üyeleri,
bilgi edinme ve denetim sürecinde soru yöntemine başvurabilirler. İl özel idaresinin
işleriyle ilgili olmak üzere sözlü veya yazılı soru yoluyla bilgi talebinde bulunabilirler.
Meclis başkanlığına sunulan soru önergeleri vali veya görevlendireceği kişi tarafından
sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılır.55
52
Ahmet Ulusoy, Tekin Akdemir, Mahalli İdareler, (7. Baskı), Seçkin Yay., Ankara 2012, s. 198.
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5302.html), 02.08.2013.
54
Ulusoy, s. 198.
55
Ahmet Nohutçu, Kamu Yönetimi, Savaş Yay, 8.Baskı, 2012, Ankara s.151.
53
28
İl genel meclisi üyelerinin en az üçte biri, meclis başkanlığına istekte bulunarak il
özel idaresinin işleriyle ilgili bir konuda mecliste genel görüşme açılmasını isteyebilir.
Bu istek, meclis tarafından kabul edildiği takdirde gündeme alınır.
Vali, Mart ayı toplantısında bir önceki yıla ait faaliyet raporunu meclise sunar.
Faaliyet raporundaki açıklamalar, meclis üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğuyla
yeterli görülmezse, yetersizlik kararıyla görüşmeleri kapsayan tutanak, meclis başkanı
tarafından gereği yapılmak üzere İçişleri Bakanlığına gönderilir. Yetersizlik kararının
çıkması durumunda İçişleri Bakanlığının hangi yönde tutum alacağına dair kanunda
herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Yetersizlik kararı, seçimle oluşan ve karar
organı olan il genel meclisi ile yürütme organı olan atanmış kamu görevlisi vali arasında
güven bunalımına işaret eder.56
2.2.1.1.3.5. İl Genel Meclisinin Feshedilmesi
İl genel meclisi üyeliği, kanuna göre çeşitli şekillerde sona ermektedir (md.21).
Ölüm ve istifa durumlarında meclis üyeliği kendiliğinden sona erer. Devamsızlık,
meclis üyeliğini sonlandıran bir başka unsurdur. Özürsüz veya izinsiz olarak arka
arkaya üç birleşim günü veya bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmayan
üyenin üyeliği kendiliğinden düşmez. Bu durumdaki üyenin, savunmasın alındıktan
sonra üyeliğinin sona ermesine il genel meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla
karar verilir. Seçilme yeterliliğinin kaydedildiği iddiasıyla il genel meclisi üyeliğinden
düşürülme ise, valinin bildirmesi üzerine Danıştay kararıyla olur57.
İl genel meclis üyeliği, meclisin feshedilmesi durumunda da sona ermektedir.
Önceki kanunda fesih sebepleri dört bent halinde düzenlenmişti. 5302 sayılı Kanun,
“kanunen belirli olan, olağan veya olağanüstü toplantılar haricinde toplanırsa” ve
“kanunen belirli olan yerden başka bir yerde toplanırsa” nedenlerini benimsemeyerek
meclisin feshedilme nedenlerini iki başlıkta toplamıştır (md.22). Birincisi, il genel
meclisinin kanunla kendisine verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal etmesi ve bu
durumun il özel idaresine ait işleri aksatmasıdır. Bu nedene dayalı olarak fesih yoluna
gidilmesi birbirine bağlı iki şartın aynı anda oluşmasıyla gerçekleşir. İkincisi, il genel
56
57
Ulusoy, s.199.
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5302.html),22.09.2013.
29
meclisinin il özel idaresine verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar
almasıdır. Fesih nedenlerinin oluştuğunun İçişleri Bakanlığınca tespit edilmesiyle bu
yöndeki süreç başlar. Meclisin feshi Danıştay kararıyla gerçekleşir. Kanunla İçişleri
Bakanlığına gerekli gördüğü takdirde meclisin feshine dair bildiri ile birlikte karar
verilinceye kadar meclis toplantılarının ertelenmesini isteme imkânı tanınmıştır. Bu
yönde bir talep olması halinde Danıştay’ın toplantıları ertelemesi hususunu en geç bir
ay içinde karara bağlaması gerekir.58
5302 sayılı Kanun, il genel meclisinin boşalmasına neden olabilecek dört durumu
belirtmiştir. İl genel meclisi;
 Danıştay tarafından feshi veya meclis toplantılarının ertelenmesi,
 Yedek üyelerin getirilmesinden sonra da meclis üye tam sayısının yarısından
aşağı düşmesi,
 Geçici olarak görevden uzaklaştırılması,
 Meclis üye tam sayısının yarıdan fazlasının tutuklanması,
durumunda, meclis çalışır duruma gelinceye veya yeni meclis yapılıncaya kadar il
genel meclisi görevi, encümenin memur üyeleri tarafından yürütülür.
2.2.1.1.4. İl Encümeni
2.2.1.1.4.1. İl Encümeninin Yapısı
İl encümeni, il özel idaresinin yürütme organıdır. Önceki kanun döneminde ‘il
daimi encümeni’ olan ismi daha sonra ‘il encümeni’ şeklinde değiştirilmiştir. İl
encümeni valinin başkanlığında çalışır. İl genel meclisi her yıl kendi üyeleri arasından
bir yıl için kendi oyla seçeceği beş üye ile biri mali hizmetler amiri olmak üzere valinin
her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur. “valinin katılamadığı
encümen toplantısına genel sekreter başkanlık eder.”59 İlgili birim amirleri gündemdeki
konularla alakalı, vali tarafından encümen toplantılarına görüş bildirmek üzere
çağrılabilir. Ancak birim amirlerine oy hakkı tanınmamıştır.
58
59
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5302.html),22.09.2013.
Nohutçu, s.153.
30
Encümenin gündemini vali belirler. Yeni düzenlemenin getirdiği yeniliklerden
biri de encümen üyelerinin de gündem maddesi önerebilmeleridir. Meclisin her ay
toplandığı bir düzende encümenin de her hafta toplanması öngörülmüştür.
2.2.1.1.4.2. İl Encümeninin Görev ve Yetkileri
İl encümeninin görev ve yetkileri 5302 sayılı kanunun 26. Maddesinde
düzenlenmiştir. Encümen, çeşitli kararlar alan, görüş bildiren ve ceza veren bir organ
durumundadır. Encümenin görev ve yetkileri şunlardır:

Stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip il
genel meclisine görüş bildirmek,

Yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak
ve uygulamak,

Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek,

Bütçede fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyleri arasında aktarma
yapmak,

Kanunlarda öngörülen cezaları vermek,

Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı beş milyar Türk Lirasına
kadar olan uyuşmazlıkların sulhen çözümlenmesine karar vermek,

Taşınmaz mal satımına, trampa edilmesine ve tahsisine ilişkin kararları
uygulamak, süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek,

Belediye sınırları dışındaki umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini
belirlemek

Vali tarafından havale edilen konularda görüş bildirmek,

Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
2.2.1.1.4.3. İl Encümeninin İşleyişi
İl encümeni, il özel idaresinin yürütme organıdır. İl encümeni haftada bir kez
olmak üzere önceden belirlenen günde üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır.
Encümen, olağan toplantıları dışında başkanın gerek görmesi durumunda olağanüstü
31
toplanabilir. Encümen toplantılarına vali başkanlık eder. Valinin katılamadığı
durumlarda genel sekreter başkanlık eder.60
Encümen toplantılarının gündemi vali tarafından belirlenir. Toplantıda kararlar
toplantıya katılanların salt çoğunluğunun oyuyla alınır. Eşitlik durumunda başkanın
olduğu taraf çoğunluk sayılır. Çekimser oy kullanılamaz.
2.2.1.1.5. Vali
Vali, 5302 sayılı İl Özel İdare Kanunu’nun 29. maddesinde belirtildiği üzere il
özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğin temsilcisidir. Yürütme organı olan valinin görev ve
yetkileri 5302 sayılı kanunun 30. maddesinde düzenlenmiştir:61
 İl özel idaresi teşkilatının en üst amiri olarak il özel idaresi teşkilatını sevk ve
idare etmek, il özel idaresinin hak ve menfaatlerini korumak,
 İl özel idaresini stratejik plana uygun olarak yönetmek, il özel idaresinin
kurumsal stratejilerini oluşturmak, Bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, il özel idaresi
faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek
ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak,
 İl özel idaresini devlet dairelerinde ve törenlerde, davacı veya davalı olarak da
yargı yerlerinde temsil etmek veya vekil tayin etmek,
 İl encümenine başkanlık etmek,
 İl özel idaresinin taşınır ve taşınmaz mallarını iade etmek,
 İl özel idaresinin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek,
 Yetkili organların kararlarını almak şartıyla sözleşme yapmak,
 İl genel meclisi ve encümen kararlarını uygulamak,
 Bütçeyi uygulamak, bütçede meclis ve encümenin yetkisi dışında kalan
aktarmaları yapmak,
 İl özel idaresi personelini atamak,
 İl özel idaresi, bağlı kuruluşlarını ve işletmelerini denetlemek,
 Şartsız bağışları kabul etmek,
 İl halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak,
60
61
Şengül, s.66.
Belediye Mevzuatı, s.132.
32
 Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak,
 Kanunlarla il özel idaresine verilen ve il genel meclisi veya il encümeni
kararını gerektirmeyen görevlerini yapmak ve yetkileri kullanmak.
Bu görevlere ek olarak vali, il özel idaresi stratejik planının hazırlanmasından
sorumludur(m. 31). Vali, yerel yönetimlerin genel seçiminden itibaren altı ay içinde
kalkınma plan ve programları ile varsa bölge planına uygun olarak stratejik plan ve ilgili
olduğu yılbaşından önce de yıllık performans planı hazırlayıp il genel meclisine sunar.
Üniversiteler, meslek odaları, konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri stratejik
planın hazırlanmasına katkıda bulunur ve il genel meclisinde kabul edildikten sonra
yürürlüğe girer.
2.2.1.1.6. İl Özel İdaresi Teşkilatı
İl özel idaresi teşkilatı; genel sekreterlik, mali işler, sağlık, tarım, imar, insan
kaynakları, hukuk işleri birimlerinden oluşur. İlin nüfusu, fiziki ve coğrafi yapısı,
ekonomik, sosyal, kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak norm
kadro sistemine ve ihtiyaca göre oluşturulacak diğer birimlerin kurulması, kaldırılması
veya birleştirilmesi il genel meclisinin kararıyla olur.62
“İl özel idaresi teşkilatında genel sekreter önemli bir konuma sahiptir. Valinin
teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile atanan genel sekreter, il özel idare teşkilatını
yönetmede validen sonra en yetkili kişidir. Genel sekreter, il özel idaresi hizmetlerini
vali adına ve onun emirleri yönünde, mevzuat hükümlerine, il genel meclisi ve il
encümeni kararlarına, il özel idaresinin amaç ve politikalarına, stratejik plan ve yıllık
çalışma programına göre düzenler ve yürütür.”63
İl özel idare hizmetlerinin yürütülmesinde genel sekretere yardımcı olmak üzere
ihtiyaca göre genel sekreter yardımcıları atanabilir. Genel sekreter, hizmetlerin
yürütülmesinde valiye karşı sorumludur. Genel sekreter yardımcılarının sayısı toplam
nüfusu 3.000.000’a kadar olan illerde en fazla iki, nüfusu 3.000.000’un üzerinde olan
illerde en fazla dörttür.
62
63
Ulusoy, s. 201.
Şengül, s.68.
33
İl özel idaresi personeli, vali tarafından atanmaktadır. Personel atamaları
konusunda il genel meclisi bilgilendirilir. İl özel idarelerinin yapacakları norm kadro
çalışmalarının ilke ve standartlarını belirleyen yönetmelik 10 Haziran 2007 tarihinde
26548 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. “ İl Özel İdareleri
Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik” isimli bu yönetmeliğin birinci
maddesinde norm kadro uygulamasının amacı; “kamu kaynaklarının etkili ve verimli
kullanılması, yerel hizmetlerin dengeli dağılımını temin edilmesi, il özel idareleri
tarafından sunulan hizmetlerde kalitenin arttırılması, ihtiyaç duyulan nitelik, unvan ve
sayıda personel istihdamının sağlanması” olarak belirtilmiştir.64
İl özel idaresi, sözleşmeli ve kısmi zamanlı personel çalıştırabilir. Kanun bu
konuyla alakalı Belediye Kanunu’nun 49. maddesine göndermede bulunmaktadır. İl
özel idaresi ve belediyeler, sözleşmeli personel ve kısmi zamanlı personel istihdamında
ortak standartlara sahiptir. İl özel idaresinde yıllık sözleşme ile çalıştırılabilecek
personel, norm kadroya uygun olmak koşuluyla çevre, sağlık, veterinerlik, teknik,
hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, planlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve
danışmanlık alanlarında görev alabilecektir (m.36).
2.2.1.1.7. İl Özel İdaresinde Organlararası İlişkiler
Türkiye’de diğer yerel yönetim kuruluşlarından farklı olarak merkezi yönetimin
bir görevlisi olan vali, il özel idaresinin yürütme organının başında bulunmaktadır.
İl genel meclisinin valiyi denetleme yetkisi yoktur. Vali, yaptığı iş ve işlemlerin
hesabını yalnızca merkezi yönetime verir. Bu da yerel demokrasinin temel ilkesi olan “
halkın temsilcilerinin aldıkları kararların yine onların yürütme organını denetleme ve
gerekiyorsa değiştirme yetkisinin olması” ilkesiyle bağdaşmamaktadır. İl özel idare
modelinde vali hâkim bir konuma sahiptir. Meclisin gündemi başkan tarafından
hazırlanır, vali süreç dışında bırakılmamıştır.
İl genel meclisi ve il encümeni karşısında önem sonucunda il özel idaresinin en
etkili aktörü validir. Valinin kamu görevlisi yönü, il özel idaresinin organı yönüne
64
İl Özel İdareleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete, 10.06.2007,
S.26548.
34
nazaran daha fazladır. 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile merkezi yönetimin il özel
idareleri iş ve işlemleri üzerindeki vesayet yetkisi azaltılmıştır.
2.2.2. Belediyeler
En yaygın ve gelişmiş yerel yönetim birimi olan belediyeler, bir beldenin ve belde
halkının yerel nitelikteki ortak gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulan, karar
organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu
tüzel kişileridir
İlk olarak 1855 yılında İstanbul’da “Şehremaneti” daha sonra 1857 yılında
Beyoğlu Galata semtinde “6. Belediye Dairesi” adıyla kurulan belediye teşkilatı, 1930
yılında 1580 sayılı son olarak 2005 yılında 5393 sayılı Belediye Kanunu ile
düzenlenmiştir.65
Türkiye’de Belediye Kanunu'na göre kurulan ve çalışan belediyeler ve yalnızca
büyük kentlerde faaliyet gösteren ve farklı bir statüye tâbi olan Büyükşehir Belediyeleri
bulunmaktadır. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 80’i belediye sınırları içinde
yaşamaktadır. Temel kentsel hizmetlerin tarihsel süreç içerisinde belediyeler tarafından
sunulması bu yerel yönetim birimlerini halkın gözünde görünür ve bilinir hale
getirmiştir. Buna karşın il özel idaresi ve köyler bu süreç içerisinde güç kaybına
uğramışlardır. İl özel idareleri ve köylerle karşılaştırıldığında belediyelerin, yerel
yönetim sisteminin çekirdeği olduğunu söylemek mümkündür. 06.03. 2008 tarihinde
kabul edilip 22.03.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 5747 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ile ülkemizde belediyelerin sayısı ve dağılımı değişim göstermiştir. Bu
kanunla birlikte daha önce 3225 olan belediye sayısı, ilk genel mahalli idareler
seçimiyle (2009) yürürlüğe girmek üzere, Büyükşehir kapsamındaki ilk kademe
belediye statüsüne son verilip yapılan diğer değişikliklerden sonra belediye sayısı
2105’e düşürülmüştür. 66
65
66
Ulusoy, s.232.
Nohutçu, s.159.
35
2.2.2.1. Belediye Yönetimi
Belediyeler genel olarak yerel ortak ihtiyaçları karşılamak üzere kurulmuş yerel
yönetim birimleridir. Yerel yönetim denildiğinde akla ilk gelen belediyelerdir. 5393
sayılı Belediye Kanunu’nda belediyeler, “belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki
ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek
oluşturulan idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişileri” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye’de halka en yakın kuruluşlar belediyelerdir. Belediye başkanları seçimle
iş başına geldiği için belediyeleri halka yakınlaştırmaktadır. Türkiye’de iki çeşit
belediye bulunmaktadır. Birincisi, tamamen Belediye Kanunu’na göre kurulan ve
çalışan belediyeler; ikincisi ise yalnızca büyük kentlerde faaliyet gösteren ve farklı bir
statüye tabii olan Büyükşehir Belediyeleridir.
Belediyeler, ayrıca mali, teşkilat ve personel açısından sorunlar yaşamıştır.
Belediye kanununun oluşumunda devletin üniter yapısı, anayasada yer alan idarenin
bütünlüğü ile idarenin merkezden ve yerinden yönetim ilkeleri, Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı ile Avrupa Birliği’nin yerel yönetim anlayışının dikkate
alındığı belirtilmektedir.
2.2.2.1.1. Belediyelerin Kurulması
5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre bir yerleşim yerinin belediye statüsüne
kavuşması belirli şartlar altında olur (md.4.). Nüfusu 5000 ve üzeri yerlerde belediye
kurulabilmektedir. Eski 1580 sayılı kanun döneminde belediye olmak için asgari nüfus
şartı 2 000’di. İl ve ilçe merkezlerinde nüfus şartı aranmaksızın belediye kurulması
zorunludur.67 Köylerin ve çeşit çeşit köy kısımlarının birleşerek belediye kurabilmeleri
için meskûn sahalarının, merkez kabul edilecek yerleşim yerinin meskûn sahasına azami
5000 metre mesafede bulunması ve nüfusları toplamının 5000 ve üzerinde olması
gerekir.
67
5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun, 22.03.2008 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanmıştır.
36
Belediye Kanunu’na göre; içme ve kullanma suyu havzaları ile sit ve diğer
koruma alanlarında ve meskûn sahası kurulu bir belediyenin sınırlarına 5000 metreden
daha yakın olan yerleşim yerlerinde belediye kurulamaz.68
Köylerin belediyeye dönüşmesi süreci çeşitli makamların ortak kararlarıyla
tamamlanır. Bu süreç, köy ihtiyar meclisi veya seçmenlerin yarısından bir fazlasının
mahallin en büyük mülki idare amirine yazılı başvurusu ya da valinin kendiliğinden
buna gerek görmesi durumunda, valinin bildirimi üzerine yetkili il veya ilçe seçim
kurulu 15 gün içinde belediye olmak isteyen köy veya köy bölümlerinde halk oylaması
yapar. Oylama sonucuna valinin görüşü de eklenir ve işlem dosyası İçişleri Bakanlığına
gönderilir. Danıştay’ın görüşü alınarak müşterek kararname ile o yerde belediye
kurulur. Yeni iskân nedeniyle oluşturulan ve nüfusu 5000 ve üzerinde olan herhangi bir
yerleşim yerinde, İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine müşterek kararnameyle belediye
kurulabilir.
“Osmanlı döneminden cumhuriyet dönemine süregelen zamanda oluşan belediye
sayısı 389’dur. Belediye sayısı 1580 sayılı kanunun kabul edildiği yıl olan 1930’da
505’tir. Belediye sayısı yıllar itibariyle 1950 yılında 628, 1960 yılında 995, 1960 yılında
995, 1970 yılında 1303, 1980 yılında 1727, 1992 yılında 2270’e yükselmiştir. 2008
yılında 5747 sayılı kanunuyla belediyelerin birleştirilmesi var olan belediye sayısında
değişikliğe neden olmuştur. Bu kanunla 100 ilçe belediyesinden birinin tüzel kişiliği
kaldırılarak mahalleye; 283 ilk belediyesinden 35’i ilçe belediyesine, 8’i büyükşehir
dışına çıkarılarak belde belediyesine, 239’u bağlı oldukları ilçe belediyesine
bağlanarak mahalleye biri büyükşehir dışına çıkarılarak köy dönüştürülmüş ve 240 ilk
kademe belediyesinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır”.69
Türkiye’de nüfusun yüzde 83,51’i belediye sınırları içerisinde, yüzde 16,49’u
belediye sınırları dışında yaşamaktadır. Belediye sınırları içerisinde yaşayanların yüzde
55,17’si büyükşehir belediyesi, yüzde 44,83’ü ise diğer belediye sınırları içerisinde
ikamet etmektedir. Belediye sınırları içerisindeki nüfusun sürekli artmasının üç temel
nedeni vardır: Köyden kente doğru yaşanan yoğun göç, belediye sayısındaki ölçüsüz
artış ve son olarak doğum neticesinde belediye sınırları içerisindeki nüfusun artışıdır.
68
69
Belediye Mevzuatı, s. 38.
Şengül, s. 79-80.
37
2.2.2.1.2. Belediyelerin Görevleri
Belediyenin
varlığı
beldede
yaşayanların
mahalli
müşterek
nitelikteki
gereksinimlerini karşılamaktır. Mahalli müşterek ölçütü 1982 Anayasa’sının 127.
maddesinde yerel yönetimlerin görev ve yetki alanlarının belirlenmesinde kullanılan bir
ölçüttür. Anayasa mahkemesi bir kararında mahalli müşterek ihtiyaca ilişkin şu tanımı
vermiştir: “Mahalli müşterek ihtiyaç, herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları
içinde yaşayan kişi, aile, zümre, ya da sınıfın özel çıkarlarını değil, aynı yörede birlikte
yaşamaktan
doğan
eylemli
durumların
yarattığı,
yoğunlaştırdığı
ve
sürekli
yoğunlaştırdığı ve sürekli güncelleştirdiği, özünde etkinlik, ölçek ve sağladığı yarar
bakımından yerel sınırları aşmayan, bölünebilir ve rekabet konusu olabilen yerel ve
kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak beklentileri ifade etmektedir.70
Belediyenin görevleri konusunda kanun, eski 1580 sayılı kanundan farklı bir
yöntemi benimsemiştir. Eski 1580 sayılı kanunda liste halinde belirtilen belediye
görevleri 5393 sayılı Belediyen Kanunuyla gruplandırılmıştır. Gruplandırma kapsamına
giren görevlerin yerel ve ortak nitelikte olması gerekmektedir. Kanunda düzenlendiği
şekliyle belediyelerin görevleri şunlardır:
a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafi ve kent bilgi
sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık, zabıta, itfaiye, acil yardım,
kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil
alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve
yardım, evlendirme, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi
hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen
belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar.
b) Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını
yapabilir veya yaptırabilir; her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir;
sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi
dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin
korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün
olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. Gerektiğinde, öğrencilere, amatör
70
Anayasa Mahkemesi E:2005/95, K:2007/5 Sayılı Kararı, 29 Aralık 2007 Tarihli ve 26741 sayılı Resmi
Gazete.
38
spor kulüplerine malzeme verir ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor
karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya
derece alan sporculara belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı
yapabilir. İlk önce kanunda okul öncesi eğitim kurumlarının açılması belediyenin
görevleri arasındaydı. Anayasa Mahkemesi, milli eğitim hizmetlerini, ulusal nitelikte
kabul edip okul öncesi eğitim kurumlarının açılmasını mahalli müşterek nitelikte bir
ihtiyaç olarak görmediğinden 14. maddenin 1. fıkrasını Anayasanın 127. maddesine
aykırı bularak iptal etmiştir.
Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin malî durumu ve
hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir.
Belediye hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle
sunulur. Hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun
yöntemler uygulanır. Belediye meclisinin kararı ile mücavir alanlara da belediye
hizmetleri götürülebilir. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile organize
sanayi bölgelerine tanınan yetki ve sorumluluklar bu Kanun kapsamı dışındadır.
2.2.2.1.3. Belediyelerin Yetki ve İmtiyazları
5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre yetki ve imtiyazları şunlardır:71
a)
Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak.
b)
Kanunların belediyeye verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak, emir
vermek, belediye yasakları koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları
vermek.
c)
Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri ile ilgili olarak kanunlarda belirtilen izin veya
ruhsatı vermek.
d)
Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma
paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel
hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğalgaz, su, atık su ve hizmet karşılığı
alacakların tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak veya yaptırmak.
71
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5302.html),12.10.13.
39
e)
Müktesep haklar saklı kalmak üzere; içme, kullanma ve endüstri suyu sağlamak;
atık su ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamak; bunlar için gerekli
tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek; kaynak sularını işletmek
veya işlettirmek.
f)
Toplu taşıma yapmak; bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı
sistem dâhil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmak, kurdurmak, işletmek ve
işlettirmek.
g)
Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan
kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak.
h)
Mahallî müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye
sınırları ve mücavir alanlar içerisinde taşınmaz malları almak, kamulaştırmak,
satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar
üzerinde sınırlı aynî hak tesis etmek.
i)
Borç almak, bağış kabul etmek.
j)
Toptancı ve perakendeci halleri, otobüs terminali, fuar alanı, yat limanı ve
mezbaha kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek veya bu yerlerin gerçek ve
tüzel kişilerce açılmasına izin vermek.
k)
Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı yirmi beş milyar Türk Lirasına
kadar olan dava konusu uyuşmazlıkların, anlaşmayla tasfiyesine karar vermek.
l)
Gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini
ruhsatlandırmak ve denetlemek.
m)
Beldede ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi ve kayıt altına alınması amacıyla
izinsiz satış yapan seyyar satıcıları faaliyetten men etmek, izinsiz satış yapan
seyyar satıcıların faaliyetten men edilmesi sonucu, cezası ödenmeyerek iki gün
içinde geri alınmayan gıda maddelerini gıda bankalarına, cezası ödenmeyerek
otuz gün içinde geri alınmayan gıda dışı malları yoksullara vermek.
n)
Reklam panoları ve tanıtıcı tabelalar konusunda standartlar getirmek.
o)
Hafriyat toprağı ve moloz döküm alanlarını; sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG)
depolama sahalarını; inşaat malzemeleri, odun, kömür ve hurda depolama alanları
40
ve satış yerlerini belirlemek; bu alan ve yerler ile taşımalarda çevre kirliliği
oluşmaması için gereken tedbirleri almak.
Burada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta var onlar da; (l) bendinde belirtilen
gayri sıhhî müesseselerden birinci sınıf olanların ruhsatlandırılması ve denetlenmesi,
büyükşehir ve il merkez belediyeleri dışındaki yerlerde il özel idaresi tarafından yapılır.
Belediye, (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri Danıştay’ın görüşü ve İçişleri
Bakanlığının kararıyla süresi kırk dokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla
devredebilir; toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat
vermek suretiyle yerine getirebileceği gibi toplu taşıma hatlarını kiraya verme veya 67.
maddedeki esaslara göre hizmet satın alma yoluyla yerine getirebilir.72
2.2.2.1.4. Belediyenin Organları
Belediye kanununa göre belediye yönetimi üç organdan oluşmaktadır. Bunlar;
belediye meclisi, belediye başkanı ve belediye encümenidir.
2.2.2.1.4.1. Belediye Meclisi
Belediye yönetiminin karar organı olan belediye meclisinin üyeleri, seçimden en
az 6 ay önce o beldede oturan 25 yaşını dolduran kişiler arasından belde sakinlerince,
nisbi temsil sistemine göre 5 yıl için seçilir. Yasaya göre nüfusları 10.000 den az olan
belediyeler 9, 1 milyondan fazla olan belediyeler 55 belediye meclisi üyesi
seçebilmektedir73. Belediye Başkanı, meclis başkanıdır. Karar organı, yerel yönetimlere
meşruiyet sağlayan en önemli organ kabul edilmekte ve temsil, karar alma ve denetim
olmak üzere üç temel işlevli olarak belirtilmektedir.74
2.2.2.1.4.1.1. Belediye Meclisinin Yapısı
Birden fazla seçilmiş üyeyi içinde barındıran, karara bağlanacak konular üyeler
arasında görüşülüp, tartışılan ve hukuki sonuçlar doğuran kararlar belediye meclisi
tarafından alınır ve dış âleme yansır. Belediye meclisi kollejiyal yürütme sisteminde
72
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5302.html),12.10.13.
Nohutçu, s.167.
74
Erbay Arıkboğa, Tarkan Oktay, Nail Yılmaz, Yeniden Yapılandırma Sonrasında Belediye Meclisleri:
İstanbul Örneği, Beta, 2007, s.14-15.
73
41
uygulanan bir organdır. Belediye meclisi seçimle oluşur, bu özelliğiyle temsili
demokrasi örneğidir. Meclis üyeleri 5 yıllık bir süre için seçilirler. Üye seçiminde
sınırlama yoktur, seçilen üyeler tekrar seçilebilir. Belediye Kanunu meclis üye seçimini
kendisi düzenlemeyerek ilgili kanuna göndermede bulunur. İlgili kanun 1984 tarihli
2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi
Hakkında Kanun’dur. Bu kanunun 5.maddesine göre belediye meclis üye sayısı
belirlenirken son genel nüfus sayımı esas alınır. Çizelge 2.1’de75 asıl üyeler ve aynı
sayıda yedek üyelerin seçimi gösterilmiştir.
Tablo 2.1. Belediye Meclis Üye Sayısı
Nüfus aralığı
Meclis üye sayısı
<10.000
9
10.001 - 20.000
11
20.001 - 50.000
15
50.001 - 100.000
25
100.001 - 250.000
31
250.001 - 500.000
37
500.001 - 1.000.000
45
1.000.000
55
Seçilme yeterliliği konusunda 2972 sayılı kanunda düzenlenen husus yaş ve
vatandaşlıkla ilgilidir (m.9). 25 yaşını dolduran her Türk vatandaşı belediye başkanlığı,
il genel meclisi ve belediye meclis üyeliğine seçilebilir. Meclis üyesi seçilecek kişilerin
taşımamaları gereken sakıncalar konusunda 2972 sayılı kanun, 2839 sayılı Milletvekili
Seçim Kanunu’nun 11. Maddesine göndermede bulunmuştur. Bu maddeye göre meclise
üye seçilemeyecek kişiler şu şekilde belirlenmiştir:
 İlkokul mezunu olmayanlar,
 Kısıtlılar,
75
2972 Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun. 18 Ocak
1984. Erişim Tarihi: 10.10.2013.
42
 Yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,
 Kamu hizmetinden yasaklılar,
 Taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa
olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar,
 Affa uğramış olsalar bile;
 Basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak
kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmi ihale ve alım satımlara fesat
karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkûm olanlar,
 765 sayılı Türk Ceza Kanunu76’nun ikinci kitabının, birinci babında yazılı
suçlardan veya bu suçların işlenmesini aleni olarak tahrik etme suçundan mahkûm
olanlar,
 Terör eylemlerinden mahkûm olanlar,
 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 536.maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarında yazılı eylemlerle aynı kanunun 537.maddesinin birinci, ikinci, üçüncü,
dördüncü ve beşinci fıkralarında yazılı eylemleri siyasi ve ideolojik amaçlarla
işlemekten mahkûm olanlar.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 29. maddesinde belediye meclis üyeliğinin sona
erme durumları düzenlenmiştir. Ölüm ve istifa halinde meclis üyeliği kendiliğinden
sona erer. İstifa dilekçesi belediye başkanlığına verilir, başkan, meclisi istifa konusunda
bilgilendirir. Seçim sonrasında valilik işlemiyle seçilme yeterliliğinin kaybedilmesinin
tespit edilmesi halinde de üyelik sona erdirilir. Arka arkaya üç birleşim günü veya 1 yıl
içinde yapılan toplantıların yarısına özürsüz veya izinsiz olarak katılmayan üye meclis
kararıyla üyelikten düşürülür. Üyeliğin düşürülmesi kararı meclis üye tam sayısının salt
çoğunluğuyla verilir. Meclis üyesi olabilmek için belirlenen şartların kaybedilmesi
durumu üyeliği sonlandıran bir başka nedendir.77
76
77
765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 13.03.1926 tarihli ve 320 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu.
43
2.2.2.1.4.1.2. Belediye Meclisinin Görevleri
Belediye meclisinin görevleri Belediye Kanunu’nun 18. maddesinde şu şekilde
sıralanmıştır:
 Stratejik plân ile yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerinin ve
personelinin performans ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek,
 Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, bütçede kurumsal kodlama yapılan birimler
ile fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzeyleri arasında aktarma yapmak,
 Belediyenin imar plânlarını görüşmek ve onaylamak, büyükşehir ve il
belediyelerinde il çevre düzeni plânını kabul etmek,
 Borçlanmaya karar vermek,
 Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin
değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması
hâlinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı
geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek,
 Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin
isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek,
 Şartlı bağışları kabul etmek,
 Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı beş bin YTL'den fazla dava
konusu olan belediye uyuşmazlıklarını sulh ile tasfiyeye, kabul ve feragate karar
vermek,
 Bütçe içi işletme ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar
kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım
ortaklığı kurulmasına karar vermek,
 Belediye adına imtiyaz verilmesine ve belediye yatırımlarının yap-işlet veya
yap-işlet-devret modeli ile yapılmasına; belediyeye ait şirket, işletme ve iştiraklerin
özelleştirilmesine karar vermek,
 Meclis başkanlık divanını ve encümen üyeleri ile ihtisas komisyonları üyelerini
seçmek,
44
 Norm kadro çerçevesinde belediyenin ve bağlı kuruluşlarının kadrolarının
ihdas, iptal ve değiştirilmesine karar vermek,
 Belediye tarafından çıkarılacak yönetmelikleri kabul etmek,
 Meydan, cadde, sokak, park, tesis ve benzerlerine ad vermek; mahalle
kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi, adlarıyla sınırlarının tespiti ve değiştirilmesine
karar vermek; beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerini kabul etmek,
 Diğer mahallî idarelerle birlik kurulmasına, kurulmuş birliklere katılmaya veya
ayrılmaya karar vermek,
 Yurt içindeki ve İçişleri Bakanlığının izniyle yurt dışındaki belediyeler ve
mahallî idare birlikleriyle karşılıklı iş birliği yapılmasına; kardeş kent ilişkileri
kurulmasına; ekonomik ve sosyal ilişkileri geliştirmek amacıyla kültür, sanat ve spor
gibi alanlarda faaliyet ve projeler gerçekleştirilmesine; bu çerçevede arsa, bina ve
benzeri tesisleri yapma, yaptırma, kiralama veya tahsis etmeye karar vermek,
 Fahrî hemşerilik payesi ve beratı vermek,
 Belediye başkanıyla encümen arasındaki anlaşmazlıkları karara bağlamak,
 Mücavir alanlara belediye hizmetlerinin götürülmesine karar vermek,
 İmar plânlarına uygun şekilde hazırlanmış belediye imar programlarını
görüşerek kabul etmek.78
2.2.2.1.4.1.3. Belediye Meclisinin İşleyişi
Belediye Kanunu’nun 19. maddesinde belediye meclisi, seçim sonuçlarının ilanını
takip eden beşinci gün belediye başkanının başkanlığında kendiliğinden toplanır. Meclis
bu toplantıda, üyeleri arasından, gizli oyla meclis birinci ve ikinci başkan vekili ile en az
iki kâtip üyeyi ilk iki yıl için görev yapmak üzere seçer. İlk iki yıldan sonra seçilecek
başkanlık divanı yapılacak ilk yerel yönetim seçimlerine kadar görev yapar. Başkanlık
divanı seçimi üç gün içinde tamamlanır.
Yine bu maddeye göre belediye başkanının meclise katılamaması durumunda
meclis birinci başkan vekili, onun da katılamaması durumunda ikinci başkan vekili
78
Belediye Mevzuatı, s.49.
45
başkanlık eder. Fakat yıllık faaliyet raporunun görüşüldüğü meclis toplantısı meclis
başkan vekilinin başkanlığında yapılmalıdır. Meclis başkanı, meclis çalışmalarında
düzeni sağlamakla görevlidir. Başkanlık divanında boşalma durumunda kalan sürenin
tamamlanması için yenisi seçilir. Meclis çalışmaları İçişleri Bakanlığı tarafından
çıkarılan yönetmeliklerle düzenlenir. Başkanlık divanında boşalma olması durumunda
kalan süreyi tamamlamak üzere yenisi seçilir.79
2.2.2.1.4.1.3.1. Meclis Toplantıları
5393 sayılı kanunla meclis toplantıları her ayın ilk haftasında başlatılır ve ara
verilmeden tamamlanır. Fakat ilk haftanın tamamının resmi tatile denk gelmesi halinde
ilk çalışma günü toplantı günü olarak belirlenebilir. Meclis, haftanın hangi günü toplantı
yapılacağını belirleyebileceği gibi, her toplantı sonunda gelecek ayın toplantısının da
hangi gün yapılacağını kararlaştırabilir. Meclis bu konuda karar almadığı zaman toplantı
günü başkan tarafından tayin edilir (m.20).
Meclisin her yıl tatil yapması kendi kararına bırakılmıştır. Tatil süresi bir ay
olarak belirlenmiştir. Bütçe görüşmesine denk gelen toplantı süresi en çok yirmi gün,
diğer toplantıların süresi de en çok beş gündür. Bütün toplantılar mutat olarak belirlenen
yerde gerçekleştirilecektir. Uygulama belediye binasında meclis toplantıları için tahsis
edilen bir salonda yapılır. Meclis toplantılarına halkın da katılması için kanun,
toplantıların yerini ve zamanını mutat usullerle belde halkına duyurur. Meclis
toplantıları halka açık bir şekilde yapılır. Meclis başkanı ya da üyelerden birinin
gerekçeli önerisi üzerine, toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla kapalı oturumun
yapılmasına karar verilir (m.20).
2007 yılında 5675 sayılı Belediye Kanunu’nun 20. maddesine eklenen fıkraya
göre meclisin olağanüstü toplantıları düzenlenmektedir. Meclisi olağanüstü toplantılara
çağırma yetkisi belediye başkanına verilmiştir.80 Olağanüstü toplantı acil durumlarda
gerçekleşir. Bu toplantıların gerçekleşmesinde birtakım şartlar aranır. Her ayın ilk
günündeki belediye meclis gündemi belediye başkanı tarafından belirlenerek en az üç
79
Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği ve İl Genel Meclisi Çalışma Yönetmeliği 9.10.2005 tarihli ve
25961 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
80
Eski 1580 sayılı kanun döneminde olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi belediye başkanı ile birlikte
belediye meclis üyelerinin üçte birine ve valiye tanınmıştı (md.54).
46
gün önceden üyelere bildirilir ve çeşitli yöntemlerle duyurulur. Belediye meclisinin
çalışma yönetmeliğine göre meclis üyelerine bildirim, telefon, faks, taahhütlü posta,
imza karşılığı gündemin teslimi, belediye web sitesinde yayımlama, elektronik posta
gibi ispat edici yöntemlerle yapılır. Halka duyuru da meclis toplantı salonunun girişine
ve belediyenin ilan panosuna ya da halkın yoğun bulunduğu yerlere ilan asılarak gazete,
internet, radyo ve televizyon, hoparlör yayını gibi yöntemler kullanılarak yapılır.
Belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğunun toplanmasıyla gündemdeki
konular görüşülmeye başlar. Ancak karar yeter sayısı, üye tam sayısının dörtte birinden
az olamaz. Oylamada eşitlik çıkması durumunda meclis başkanının bulunduğu taraf
çoğunluk sayılır. Gizli oylamalarda eşitlik çıkması durumunda oylama tekrarlanıp,
eşitliğin bozulmaması halinde meclis başkanı tarafından kur’a çekilecektir (m.22).
Başkan, meclisin toplanmasında üye tam sayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı
durumda gün ve saatini tespit ederek en geç üç gün içinde toplanmak üzere meclisi tatil
eder. Bundan sonraki toplantı üye tam sayısının dörtte birinden az olmayan üyelerle
yapılır. Üyeler oylarını doğrudan kullanır. Fiziki bakımdan engelli üyelerin gizli oy
kullanma durumu olamadığından, tayin edecekleri kişi eliyle oy kullanırlar. Oylama,
gizli, işaretle veya ad okunarak yapılır. Oy verme yöntemi kabul, ret veya çekimser
şeklinde olur. Açıklanan kararlar, meclis başkanı ve kâtip üyeler tarafından imzalanır ve
bir sonraki toplantıda üyelere dağıtılır. Belediye başkanı, mecliste alınan kararların
hukuka aykırı gördüğü durumda gerekçesini de belirterek yeniden görüşülmek üzere beş
gün içinde meclise iade edebilir. Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar ile yeniden
görüşülmesi istenip de belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar edilen
kararlar kesinleşir. Belediye başkanı, meclisin ısrarıyla kesinleşen kararlar aleyhine on
gün içinde idari yargıya başvurabilme hakkına sahiptir (m.23). Kararların kesinleştiği
tarihten itibaren en geç yedi gün içinde en büyük mahalli idare amirine gönderilir.
Kanunun ilk halinde hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhinde mülki idare amirine idari
yargıya başvurma hakkı tanınmıştı (m.23). Fakat Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi
anayasaya aykırı bularak iptal etti.81 Mülki idare amirine gönderilmeyen kararlar
yürürlüğe girmez. Kesinleşen meclis kararları özetleri yedi gün içinde uygun araçlarla
halka duyurulur.
81
Anayasa Mahkemesi E:2008/27, K:2010/29, 27619 sayılı ve 22 Haziran 2010 tarihli Resmi Gazete.
47
2.2.2.1.4.1.3.2. Mecliste Oluşturulan Komisyonlar
Komisyonlar, ihtisas komisyonu ve denetim komisyonu olmak üzere iki gruba
ayrılır.
2.2.2.1.4.1.3.2.1. İhtisas Komisyonları
İl genel meclisi, görev süresi bir yılı geçmemek üzere, nisbi çoğunlukla en az üç,
en çok beş üyeden oluşan ihtisas komisyonları kurabilir. Büyükşehir belediyelerinde bu
komisyonlar en az beş, en çok dokuz üyeden oluşturulur. Meclis, üye seçiminden önce
kurulacak komisyonu ve üye sayısını belirler. Azami süreleri bir yıl olmak şartıyla
komisyonların hizmet süresine meclis karar verir. İhtisas komisyonları, her siyasi parti
grubunun ve bağımsız üyelerin meclisteki üye sayısının meclis üye tam sayısına
oranıyla oluşturulur. Bu komisyonlara siyasi partiler aday olarak gösterilebileceği gibi,
üyeler de o partiden aday olabilir. Dolayısıyla ihtisas komisyonlarının oldukça geniş bir
katılımla çalışması düşünülmüştür. Kanun, bu komisyon konusunda sınırlayıcı
olmamıştır. İl ve ilçe belediyeleri ile nüfusu 10.000’in üzerinde olan belediyelerde plan
ve bütçe komisyonu ile imar komisyonunun kurulması zorunludur. Birden fazla
komisyonda görev almak mümkündür.82
Komisyonların üye sayısının meclis üye tam sayısından fazla olduğu durumlarda
komisyona üye veremeyen siyasi partilerin üyeleri ile bağımsız üyeler meclis kararıyla
komisyonlarda görev alabilirler. Komisyon üyeliklerinde eksilme olunca süreyi
tamamlamak için yeni üyeler seçilir. Komisyon toplantılarına üst üste üç kez mazeretsiz
olarak katılmayan üyenin üyeliği meclis kararı ile düşürülür.
İhtisas komisyonları toplantılarını, meclisin toplantı süresinde veya toplantıya
yakın günlerde yapar. İmar ve bayındırlık komisyonu en fazla on iş günü, diğer
komisyonlar ise beş iş günü toplanarak havale edilen işleri sonuçlandırır ve raporunu
meclise sunar. Hazırlanan rapor kanunda belirtilen sürede meclise sunulmadığı takdirde,
konu meclis başkanı tarafından doğrudan gündeme alınır. Komisyon toplantılarına
kanunda belirtilen kişi, kurum ve kuruluşların katılımına dair usul ve esaslar hakkında
meclis önceden genel bir karar alır, herhangi bir komisyon toplantısı için de ayrıca bir
82
5272 sayılı ve 5216 sayılı Kanunların Uygulanması Hakkında Genelge, T.C. İçişleri Bakanlığı,
M.İ.G.M, 2005/36.
48
karar alabilir. Komisyonlar kendi üyeleri arasından bir başkan ve bir başkan vekili
seçer. İhtisas komisyonları üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve katılanların
salt çoğunluğuyla karar alır.83
2.2.2.1.4.1.3.2.2. Denetim Komisyonları
Belediye kanununun bir başka komisyon türü denetim komisyonudur. Denetim
komisyonu il ve ilçe belediyeleri ile nüfusu 10.000’in üzerindeki belediyelerde, meclis,
her yılın ocak ayı toplantısında üyeleri arasından gizli oyla üye sayısı üçten az, beşten
çok olmamak üzere bir denetim komisyonu oluşturulur (m.25).
Denetim komisyonu kendi üyeleri arasından bir başkan ve bir başkan vekili seçer.
Komisyon üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve katılanların salt çoğunluğu
ile karar alınır. Denetim komisyonu, belediyenin binası içinde belediye başkanı
tarafından belirlenen yerde çalışır ve çalışmalarında uzman kişi ve kuruluşlardan
yararlanabileceği gibi kamu kuruluşları personelinden de yararlanabilir. Komisyon,
çalışmalarını kırk beş iş günü içinde tamamlar ve buna ilişkin raporunu mart ayının
sonuna kadar meclis başkanlığına sunar. Başkan, nisan ayının meclis toplantısında
denetim raporunu okutmak suretiyle meclise bilgi verir.
2.2.2.1.4.1.4. Belediye Meclisinin Bilgi Edinme ve Denetim Yolları
Belediye Kanunu’nun 26.maddesinde belediye meclisi, bilgi edinme ve denetim
yetkisini faaliyet raporunu değerlendirme, denetim komisyonu, soru, genel görüşme ve
gensoru yöntemiyle kullanır.
Meclis üyeleri, meclis başkanlığına önerge vererek belediye işleriyle ilgili
konularda sözlü ve yazılı olarak soru sorabilirler. Sorular, belediye başkanı veya
görevlendireceği kişi tarafından sözlü veya yazılı bir şekilde cevaplandırılır.84
Diğer bir bilgi edinme ve denetim yolu genel görüşme yöntemidir. Meclis
üyelerinin en az üçte biri, meclis başkanlığına istekte bulunup, belediyenin işleriyle
ilgili konularda genel görüşme açılmasını isteyebilir. Bu istek meclis tarafından kabul
edildiği gibi gündeme alınır.
83
84
Ulusoy, s.238.
Belediye Mevzuatı, s.54.
49
Belediye başkanı meclise yıllık faaliyet raporları sunarak meclisi bilgilendirme ve
denetleme imkânı sağlayan bir yöntemdir. Yıllık faaliyet raporunun meclis tarafından
değerlendirilmesi meclis başkanının düşürülmesiyle sonuçlanacağı için belediye
meclisinin yürütme organını denetlemede etkin bir araçtır. Belediye başkanı yıllık
faaliyet raporuyla meclise hesap verir. Belediye başkanı tarafından meclise sunulan
geçmiş yıla ait faaliyet raporundaki açıklamalar, meclis üye tam sayısının dörtte üç
çoğunluğuyla yeterli görülmediği takdirde, yetersizlik kararıyla görüşmeleri kapsayan
tutanak, meclis başkan vekili tarafından mahallin mülki idare amirine gönderilir.85
Yani, meclis üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğu yapılan açıklamaları yeterli
görmezse, faaliyet raporuna dair yetersizlik kararı düşüncesi ortaya çıkar. Meclis başkan
vekili, yetersizlik kararını o yerin en büyük mülki idare amirine gönderir. Vali de
dosyayı gerekçeli görüşüyle birlikte Danıştay’a gönderir. Danıştay yetersizlik kararını
uygun gördüğü takdirde belediye başkanı, başkanlıktan düşer (m.26).
Meclis üye tam sayısının en az üçte bir üyelerinin imzasıyla belediye başkanı
hakkında gensoru önergesi verir. Gensoru önergesi, meclis üye tam sayısının salt
çoğunluğunun kararıyla gündeme alınır, üzerinden üç tam gün geçmedikçe
görüşülemez. Gensoru önergesinin karara bağlanması dördüncü fıkraya göre uygulanır.
2.2.2.1.4.1.5. Belediye Meclisinin Feshedilmesi
Belediye meclisi, yerel halkın oylamasıyla işbaşına gelir ve feshedilmesi
olağanüstü bir uygulamadır. Yerel yönetim organları seçimle işbaşına geldiği gibi yine
seçimle uzaklaştırılır.
Belediye meclisinin feshi Belediye Kanunu’nun 30. maddesinde iki grupta
incelenmiştir. “Belediye meclisinin kanunla görevleri süresi içinde yapmayı ihmal
ederek bu durumun belediyeye ait işleri sekteye veya geciktirmeye uğratması;
belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar alması fesih
sebepleri olarak kabul edilmiştir. Belediye meclisinin feshi İçişleri Bakanlığının
bildirimi üzerine Danıştay’ın kararıyla olmaktadır.”86 Bu karar;
85
86
5393 sayılı Belediye Kanunu.
Şengül, s.97.
50
Kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu
durum belediyeye ait işleri sekteye veya gecikmeye uğratırsa,
Belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar alırsa,
İçişleri Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde meclisin feshine dair bildirim ile
birlikte, karar verilinceye kadar meclis toplantılarının ertelenmesini de ister. Danıştay,
bu olayı en geç bir ay içinde karara bağlar. Bu şekilde feshedilen meclisin yerine seçilen
yerine seçilen meclis, kalan süreyi tamamlar. Belediye meclisinin;
a) Danıştay tarafından feshi veya meclis toplantılarının ertelenmesi,
b) Meclis üye tam sayısının yarıdan fazlasının tutuklanması,
c) Yedek üyelerin getirilmesinden sonra da meclis üye tam sayısının yarısından
aşağı düşmesi,
d) Geçici olarak görevden uzaklaştırılması,
durumlarında, meclis çalışabilir duruma gelinceye veya yeni meclis seçimi
yapılıncaya kadar meclis görevi, belediye encümeninin memur üyeleri tarafından
yürütülür.
2.2.2.1.4.2. Belediye Encümeni
Belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında;
a) İl belediyelerinde ve nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerde, belediye
meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği üç üye, mali
hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl seçeceği
iki üye olmak üzere yedi kişiden,
b) Diğer belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl
için gizli oyla seçeceği iki üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim
amirleri arasından bir yıl için seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden oluşur.87
Belediye idaresinin ikinci organı belediye encümenidir. Kanunda “belediye
meclisi” karar organı olarak nitelendirilmiş ve gösterilen gerekçede belediye
encümeninin karar organı değil yürütme organı (m.33) olduğu belirtilmiş ise de
87
Belediye Mevzuatı, s.56.
51
belediye encümeninin görev ve yetkileri (m.34) incelendiğinde, bu organın karar organı
olduğu görülmektedir. “ Anayasa Mahkemesi, belediye kanununun encümenin görev ve
yetkilerini düzenleyen 34.maddesinin çeşitli bentlerinde geçen “ karar vermek, karar
almak” gibi ifadelerin encümeni karar organı haline getirmediğini belirtmiştir.
Mahkemeye göre encümen, belediye meclisince verilen kararın somutlaştırılması ya da
somut kararın icrası niteliğinde karar vermektedir. Dolayısıyla bu madde kapsamında
encümene verilen yetkileri icrai nitelikte kabul etmek gerekir. Anayasa Mahkemesi
encümenin niteliğine ilişkin kararında belediye kanununun genel gerekçesini ve madde
gerekçesini dikkate almıştır. Genel gerekçede “ belediye organlarının meclis, encümen
ve başkandan oluşan geleneksel üçlü yapısı korunmuş, belediye encümeninin karar
organı değil, yürütme organı olması öngörülmüştür. Hükmü yer alırken madde
gerekçesinde ise encümenin görev ve yetkileri yeniden düzenlenerek yürütme organı
olma niteliği daha netleştirilmekte ve belediye meclisine ilişkin hükümlerle tutarlılık
içinde, 1580 sayılı kanunla öngörülen meclis yerine karar alma yetkisi tümüyle
kaldırılmaktadır. Sonuç olarak karar organı olan meclis ile yürütme organı olan
encümen arasındaki ayrım netleştirilmiştir.” şekliyle madde düzenlenmiştir.88
2.2.2.1.4.2.1. Belediye Encümeninin Yapısı ve İşleyişi
Belediye encümeninin üye sayısı, il belediyeleri ve nüfusu 100.000’in üzerinde
olan belediyelerde meclis her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oy ile seçeceği
üç üye, belediye başkanının birim amirleri ve mali hizmetler birim amiri arasından bir
yıl süre için iki üye olmak üzere yedi kişiden oluşur. Diğer belediyeler ise beş kişiden
oluşur. Geriye kalan üyeler ise belediye başkanı tarafından birim amirleri arasından
seçilir. Belediye encümeni, önceden belirlenmiş olan gün ve saatte haftada birden az
olmamak üzere, acil durumlarda belediye başkanının çağrısıyla toplanmaktadır.
Belediye encümeninin başkanı belediye başkanıdır. Belediye başkanının
katılamadığı toplantılara, belediye başkanının görevlendireceği başkan yardımcısı veya
encümen
üyesi
başkanlık
etmektedir.
Bu
toplantılar
Belediye
Kanunu’nun
35.maddesinde düzenlenmiştir. Belediye encümeni haftada en az bir kez olmak üzere
gündemindeki konuları konuşmak için toplanır. Gündemin ağırlığına göre toplantı günü
88
Şengül, 99.
52
haftada birden fazla olabilir. Acil durumlarda başkan, encümeni toplantıya çağırabilir.
Encümen üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve katılanların salt çoğunluğuyla
karar verir. Encümenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre ihale komisyonu olarak
yapacağı toplantılarda da bu hüküm geçerlidir. Oyların eşitliğinde başkanın bulunduğu
taraf çoğunluk sayılır. Çekimser oy kullanılamaz89.
Encümenin gündemi başkan tarafından belirlenir. Üyeler, başkanın uygun
bulduğu görüşle gündem maddesi teklifinde bulunabilir. Belediye başkanının
göndermediği konular encümende görüşülemez.
2.2.2.1.4.2.2. Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri
Belediye encümeninin görev ve yetkileri Belediye Kanunu’nun 34. maddesinde şu
şekilde düzenlenmiştir:
 Stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip
belediye meclisine görüş bildirmek,
 Yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak
ve uygulamak,
 Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek,
 Bütçede fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyleri arasında aktarma
yapmak,
 Kanunlarda öngörülen cezaları vermek,
 Vergi, resim ve harçlar dışında kalan dava konusu olan belediye
uyuşmazlıklarının anlaşma ile tasfiyesine karar vermek,
 Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını
uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek,
 Umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek,
 Diğer kanunlarda belediye encümenine verilen görevleri yerine getirmek.90
89
90
Belediye Mevzuatı, s.56.
Belediye Mevzuatı, s.58.
53
2.2.2.1.4.3. Belediye Başkanı
Belediye Başkanı tanımı 5272 sayılı Belediye Kanunu 37. madesinde şu şekilde
yapılmaktadır: “Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin
temsilcisidir.” 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’na göre de “Büyükşehir
belediye başkanı, büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir.”
Belediye başkanları belediye idaresinin başı olarak, belediye faaliyetlerinden
birinci derecede sorumlu kişidir. Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye
teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak birinci
derecede belediye başkanının görevidir.
Belediye başkanı, görevinin devamı süresince siyasi partilerin yönetim ve denetim
organlarında görev alamaz; profesyonel spor kulüplerinin başkanlığını yapamaz ve
yönetiminde bulunamaz.
2.2.2.1.4.3.1. Belediye Başkanının Seçilme Yöntemi
Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin en büyük
amiri, yürütme organı ve temsilcisidir. Belediye başkanı belde sakinleri tarafından, beş
yıl için seçilmektedir. Belediye başkanı seçilebilmek için belediye meclisi üyeliği için
aranan niteliklere sahip olmak gerekmektedir (m.37). Belediye başkanı, izin, hastalık
veya başka bir nedenle görevi başında bulunmadığı durumda, bu süre için kendisine
vekâlet etmek üzere, belediye meclisi üyeleri arasından birini başkan vekili olarak
görevlendirir. Başkan vekili, belediye başkanına vekâlet ettiği zaman başkanın tüm hak
ve yetkilerine sahiptir.91
1963 yılında Türkiye’de belediye başkanının seçim yönteminde değişiklik
yapılmıştır ve günümüzde halen geçerliliği sürmektedir. Kanun değişikliğiyle
TBMM’de yapılan görüşmelerde başkanın meclis tarafından seçilmesinin başkanı
meclis üyelerinin altında bıraktığı söylenmişti.92
Belediye başkanlığının herhangi bir sebeple boşalması ve yeni belediye başkanı
veya başkan seçiminin yapılamaması durumunda, seçim yapılıncaya kadar belediye
91
92
Metin Günday, İdare Hukuku, Ankara İmaj Yayıncılık, s. 41-42
Oya Çiftçi, Yerel Seçimler Panoraması (1993-1999), TODAİE Yayını, Haziran 2001.
54
başkanlığına büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde
görevlendirme vali tarafından yapılır. Bu göreve gelecek kişinin belediye başkanı
seçilme yeterliliğine sahip olması şarttır. Belediye başkanı veya başkan vekili seçimi en
geç on beş gün içinde tamamlanmadığı takdirde belediye meclisinin feshine dair
hükümler uygulanır.
2.2.2.1.4.3.2. Belediye Başkanının Görevleri
Belediye başkanının görev ve yetkileri kanunun 38.maddesinde şu şekilde
düzenlenmiştir.93
 Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilatını sevk ve idare
etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak,
 Belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin
kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, belediye
faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek
ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak,
 Belediyeyi devlet dairelerinde ve törenlerde, davacı veya davalı olarak da yargı
yerlerinde temsil etmek veya vekil tayin etmek,
 Meclise ve encümene başkanlık etmek,
 Belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek,
 Belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek,
 Yetkili organların kararlarını almak şartıyla sözleşme yapmak,
 Meclis ve encümen kararlarını uygulamak,
 Bütçeyi uygulamak, bütçede meclis ve encümenin yetkisi dışındaki
aktarmalara onay vermek,
 Belediye personelini atamak,
 Belediye ve bağlı kuruluşları ile işletmelerini denetlemek,
 Şartsız bağışları kabul etmek,
93
5393 sayılı Belediye Kanunu.
55
 Belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri
almak,
 Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülere
yönelik hizmetleri yürütmek ve özürlüler merkezini oluşturmak,
 Temsil ve ağırlama giderleri için ayrılan ödeneği kullanmak,
 Kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni
kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.
Belediye başkanlıklarının nüfusu;94
a) 10.000'e kadar olan beldelerde 70.000,
b) 10.001'den 50.000'e kadar olan beldelerde 80.000,
c) 50.001'den 100.000'e kadar olan beldelerde 100.000,
ç) 100.001'den 250.000'e kadar olan beldelerde 115.000,
d) 250.001'den 500.000’e kadar olan beldelerde 135.000,
e) 500.001’den 1.000.000’a kadar olan beldelerde 155.000,
f)
1.000.001’den 2.000.000’a kadar olan beldelerde 190.000,
g) 2.000.001’den fazla olan beldelerde 230.000,
Gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı
sonucu bulunacak tutarda aylık brüt ödenek ödenir. Nüfusu 50.001’den az olan il
merkezi beldelerde bu ödeneğin hesaplanmasında (c) bendinde belirtilen gösterge
rakamı esas alınır. Belediye başkanının görevli, izinli ve hasta bulunduğu sürelerde
ödeneği kesilmez (m.39).95
2.2.2.1.4.3.3. Belediye Başkanlığının Sona Ermesi
94
95
Belediye Mevzuatı, s. 59.
5393 sayılı Belediye Kanunu.
56
Belediye Kanunu’nun 44. maddesinde belediye başkanlığı çeşitli durumlarda sona
erer. İstifa ve ölüm, sürenin dolması belediye başkanlığını kendiliğinden sona erdiren
sebeplerdir. Belediye başkanlığının sona ermesi şu hallerde mümkündür:
 Mazeretsiz ve kesintisiz olarak yirmi günden fazla görevini terk etmesi ve bu
durumun mahallin mülki idare amiri tarafından belirlenmesi
 Seçilme yeterliğini kaybetmesi
 Görevini sürdürmesine engel bir hastalık veya sakatlık durumunun yetkili
sağlık kuruluşu raporuyla belgelenmesi
 Meclisin feshine sebep olan eylem ve işlemlere katılması
 Başkanlık sıfatının kaybedilmesi İçişleri Bakanlığının başvurusuyla yalnızca
Danıştay kararıyla olur. Belediye kanununun 45.maddesinde belediye başkanlığının
süresinden önce herhangi bir şekilde boşalması durumunda izlenecek yol belirlenmiştir.
Bu kanunla vali, belediye meclisinin on gün içinde toplanmasını sağlar.
 Meclis, birinci başkan vekilinin bulunmaması durumunda ikinci başkan
vekilinin başkanlığında, ikinci başkanın olmaması durumunda en yaşlı üyenin
başkanlığında toplanır. Belediye başkanlığının toplanması durumunda yeni bir başkan
veya başkan vekili seçimi düzenlenmiştir. Bu düzenleme;
a) Belediye başkanlığının boşalması veya seçim dönemini aşacak biçimde kamu
hizmetinden yasaklanma cezasının verilmiş olması durumunda bir başkan,
b) Başkanın görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini
aşmayacak biçimde kamu hizmetinden yasaklama cezası alması durumunda bir başkan
vekili seçecektir.
2.2.2.1.5.4. Belediye Teşkilatı
Belediye teşkilatı, norm kadroya uygun olarak yazı işleri, mali hizmetler, fen işleri
ve zabıta birimlerinden oluşur. Norm kadro ilke ve standartları İçişleri Bakanlığı ve
Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken belirlenir. Belediye teşkilatının norm
kadro esasına göre kurulması kanun gereğidir (m.48,49).
57
Beldenin nüfusu, fiziki ve coğrafi yapısı, ekonomik, sosyal ve kültürel özellikleri
ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak, norm kadro ilke ve standartlarına uygun olarak
gerektiğinde sağlık, itfaiye, imar, insan kaynakları, hukuk işleri ve ihtiyaca göre diğer
birimler oluşturulabilir. Bu birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi
belediye meclisinin kararıyla olur. 96
Belediye personelinin atanması belediye başkanı tarafından yapılır. Birim
müdürlüğü ve üstü yönetici kadrolarına yapılan atamalar ilk toplantıda belediye
meclisinin bilgisine sunulur.
Belediye ve belediyelere bağlı olan kuruluşlarda, norm kadroya uygun olarak
çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, planlama,
araştırma ve geliştirme eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis,
şehir ve bölge plancısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire,
veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık
sözleşme ile çalıştırılabilir.
Avukat, mimar, mühendis (inşaat mühendisi ve harita mühendisi olmak şartıyla)
ve veteriner kadrosu bulunmayan veya işlerin azlığı nedeniyle bu unvanlarda kadrolu
personel istihdamına ihtiyaç duyulmayan belediyelerde, bu hizmetlerin yürütülmesi
amacıyla, haftanın ya da ayın belirli gün veya saatlerinde kısmi zamanlı olarak sözleşme
ile personel çalıştırılabilir. Kısmi zamanlı olarak çalıştırılacak personel sayısı yukarıda
belirtilen her unvan için birden fazla olamaz ve bunlarla yapılacak olan sözleşme süresi
takvim yılını aşamaz. Bu kişilere ödenecek net ücret, aynı unvanlı kadroların birinci
derecesinin birinci kademesi için yapılması gereken bütün ödemeler toplamının net
tutarının yarısını geçmemek ve çalıştırılacak süre ile orantılı olmak üzere belediye
meclisi kararı ile tespit edilir. Bu fıkraya göre sözleşmeli personel olarak çalıştırılanlar
için iş sonu tazminatı ödenmez ve işsizlik sigortası primi yatırılmaz ve aynı kişi birden
fazla belediye veya bağlı kuruluşta çalıştırılamaz (m.49).97
Belediyelerde başkana görevlerinde yardımcı olmak üzere belediye başkan
yardımcıları
vardır.
Norm
kadrosunda
belediye
başkan
yardımcısı
bulunan
belediyelerde norm kadro sayısına bağlı kalınmaksızın; belediye başkanı, zorunlu
96
97
Belediye Mevzuatı, s. 63.
5393 sayılı Belediye Kanunu.
58
gördüğü takdirde, nüfusu 50.000’e kadar olan belediyelerde bir, nüfusu 50.001-200.000
arasında olan belediyelerde iki, nüfusu 200.001-500.000 olan belediyelerde üç, nüfusu
500.000 ve fazla olan belediyelerde dört belediye meclis üyesini belediye başkan
yardımcısı olarak görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirme, memuriyete geçiş,
sözleşmeli veya işçi statüsünde çalışma dâhil ilgililer açısından herhangi bir hak teşkil
etmez ve belediye meclisinin görev süresini aşamaz. Belediyelerde personel sayısının
belirlenmesinde norm kadro dikkate alınması gereken temel değişkendir. Norm kadroya
ilişkin personel yapılanması “ Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri
Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik” çerçevesinde gerçekleştirilir.
Yönetmeliğe göre belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri, hukuki
durumları ve hizmet özelliklerine göre altı grupta incelenir;98
(A) Grubu: Büyükşehir Belediyeleri,
(B) Grubu: İl Belediyeleri,
(C ) Grubu: Büyükşehir İlçe Belediyeleri,
(D) Grubu: İlçe ve Belde Belediyeleri,
(E) Grubu: Belediye Bağlı Kuruluşları,
(F) Grubu: Mahalli İdare Birlikleri.
şeklinde tespit edilmiş ve Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan 2009 yılı
adrese dayalı nüfus sayımında belirlenen nüfuslara uygun olarak yeniden düzenlenerek
bu Yönetmeliğe eklenmiştir. Her grup kendi nüfusuna göre alt gruplara ayrılmış; (B),
(C) ve (D) gruplarındaki belediyeler; ilçe merkezi, sanayi veya ticaret ve turizm
niteliklerinden birini taşıması durumunda bir üst, iki özelliğe sahip olması durumunda
iki üst, üç özelliğe sahip olması durumunda üç üst nüfus grubuna çıkarılmıştır. (E)
grubunda yer alan belediye bağlı kuruluşları ile (F) grubunda yer alan mahalli idare
birlikleri hizmet özelliklerine göre tasnif edilmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan nüfus sayımlarında nüfusa uygun her
grup kendi nüfuslarına göre alt gruplara ayrılmıştır. Bu kurum tarafından yapılan
sayımların sonuçlarına göre nüfusların değişmesi durumunda belediyelerin ait olduğu
98
27.11.2011 Tarihli ve 28125 sayılı Resmi Gazete.
59
alt gruplar değiştirilecektir. 2010 Yönetmelik değişikliğine göre örnek olarak il
belediyeleri kategorisinde üç alt gruba ilişkin norm kadro standart cetveli Tablo 2.2’de99
verilmiştir.
Tablo 2.2. İl Belediyeleri Norm Kadro Standartları Cetveli
Belediye Türü:ü B1
B2
B3
B9
B8
B5
B6
B7
B4
(0 – (50 000 (100 000
(150 000 (200 000 (250 000 (300 000 (350 000 (400 000
49
-99
-149
-199 999)-249 999) -299 999) -349 000) -399 999) ve Üzeri)
999) 999)
000)
Kadro Adı
ADET ADET ADET ADET ADET ADET ADET ADET ADET
BELEDİYE BAŞKAN
1
1
2
2
3
3
4
4
4
YARDIMCISI
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
1
1
1
1
1
1
1
1
1
MALİ HİZMETLER
1
1
1
1
1
1
1
1
1
MÜDÜRÜ
FEN İŞLERİ MÜDÜRÜ
1
1
1
1
1
1
1
1
1
İMAR VE ŞEHİRCİLİK
1
1
1
1
1
1
1
1
1
MÜDÜRÜ
TEMİZLİK İŞLERİ
1
1
1
1
1
1
1
1
1
MÜDÜRÜ
İTFAİYE MÜDÜRÜ
1
1
1
1
1
1
1
1
1
ZABITA MÜDÜRÜ
1
1
1
1
1
1
1
1
1
HUKUK İŞLERİ MÜDÜRÜ 1
1
1
1
1
1
1
1
1
VETERİNER İŞLERİ
1
1
1
1
1
1
1
1
1
MÜDÜRÜ
DİĞER MÜDÜRLER
5
6
7
9
10
11
14
16
18
ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ 1
1
1
1
1
1
1
1
1
UZMAN
2
3
4
5
5
6
6
7
8
ŞEF
21
22
24
27
29
30
34
37
39
AVUKAT
1
2
2
3
3
4
5
5
7
MALİ HİZMETLER
2
2
2
2
2
4
4
4
4
UZMANI
MALİ HİZMETLER
1
1
1
1
1
2
2
2
2
UZMAN YARDIMCISI
İDARİ PERSONEL
42
44
55
67
87
105
119
129
139
TEKNİK PERSONEL
35
37
45
52
63
73
97
107
117
SAĞLIK PERSONELİ
8
10
12
13
16
19
22
26
30
YARDIMCI HİZMET
5
6
8
12
15
18
20
24
28
PERSONELİ
İTFAİYE AMİRİ
1
1
2
2
3
4
4
4
4
İTFAİYE ÇAVUŞU
3
3
4
6
9
10
12
14
16
İTFAİYE ERİ
27
33
44
54
81
90
108
116
124
ZABITA AMİRİ
1
1
2
3
3
4
5
6
6
ZABITA KOMİSERİ
3
4
8
9
10
12
15
16
18
ZABITA MEMURU
24
28
48
54
60
66
75
80
85
MEMUR KADROLARI
192
214
280
331
410
471
556
607
659
TOPLAMI
SÜREKLİ İŞÇİ
96
107
140
166
205
236
278
304
330
KADROLARI TOPLAMI
99
27.11.2011 Tarihli ve 28125 sayılı Resmi Gazete
60
Sözleşmeli ve işçi statüsünde çalışanlar hariç belediye memurlarına, başarı
durumlarına göre toplam memur sayısının yüzde onunu ve Devlet memurlarına
uygulanan aylık kat sayının (20.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak
miktarı geçmemek üzere, hastalık ve yıllık izinleri dâhil olmak üzere, çalıştıkları
sürelerle orantılı olarak encümen kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebilir.
2.2.3. Büyükşehir Belediyesi
Türkiye’de Mart 1984 yılında yürürlüğe girmiş olan büyükşehir belediyeleri üst
kademe belediyelerdir. 1982 anayasasının 127. maddesindeki “büyük yerleşim
yerlerinde özel yönetim biçimleri oluşturulabilir” hükmüne dayanılarak 1984 yılında
kurulmaya başlanmıştır. O zamana kadar Türkiye’de belediyelerin hizmet alanları iç içe
geçmez ayrı ayrı yürütülürdü. Büyükşehir belediyeciliğinde ise, büyükşehir hizmet alanı
içinde birden çok ilçe veya birinci kademe belediyesi vardır. Bundan dolayı, belediye
hizmeti aynı zamanda hem büyükşehir, hem de ilçe belediyesi eliyle yürütülür. Fakat
yasa büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yürüttükleri hizmet türlerini birbirinden
ayırmıştır.
Büyükşehir belediye yönetimi, iki kademeden oluşmaktadır. Alt kademede ilçe
belediyeleri, üst kademede ise anakent belediyesi yer almaktadır.
2.2.3.1. Büyükşehir Belediye Yönetimi
2.2.3.1.1. Büyükşehir Belediyesinin Kuruluşu
Büyükşehir belediyesi, en az üç ilçe belediyesini kapsayan, bu belediyeler
arasında koordinasyonu sağlayan, kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine
getiren, yetkileri kullanan, idari ve mali özerkliğe sahip ve karar organı seçmenler
tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisi olarak tanımlanır.
Büyükşehir Belediye Kanunu’na göre, son nüfus sayımına göre yerleşim
birimlerinin toplam nüfusu 750.000’den fazla olan il belediyeleri, ekonomik gelişmişlik
düzeyleri ve fiziki yerleşim durumları da dikkate alınarak, bu il belediyeleri kanunla
Büyükşehir Belediyelerine dönüştürülmektedir.
61
Türkiye’de Büyükşehir Belediyeleri ilk olarak 1984 tarihinde İstanbul, Ankara ve
İzmir’de kurulmuş olup giderek sayıları artarak bugün itibariyle 16’ya ulaşmıştır.
06.12.2012 yılı itibariyle 6360 sayılı kanunla bu sayı 29’a çıkarılmıştır.
2.2.3.1.2. 6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun Getirdiği Yenilikler
6360 sayılı Kanun100 ile büyükşehir statüsüne 13 il daha dâhil olmuştur: Aydın,
Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ,
Trabzon, Şanlıurfa ve Van. Bu şehirlerle birlikte mevcut olan büyükşehirlerin 13 tanesi,
yani Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir,
Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya, Samsun sınırları, İstanbul ve Kocaeli’nde olduğu gibi
ilin mülki sınırlarının tamamını kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeyle
13 yeni Büyükşehir Belediyesi kurulmuştur. Mevcut belediyeler dâhil, tüm büyükşehir
belediyelerinin sınırları il mülki sınırı olarak belirlenmiştir. İlçe belediyelerinin sınırları,
ilçe mülki sınırı olarak belirlenmiştir.
Daha sonra bu düzenlemeye yeni bir il daha dâhil olmuştur. Toplamda 14 yeni
Büyükşehir Belediyesi kurulmuştur. Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa,
Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Van Büyükşehir
Belediyesi unvanına kavuştu.101
Büyükşehir Belediyesine dönüştürülen ve daha öncesinde Büyükşehir Belediyesi
kişilikleri kaldırılmıştır. Mevcut ve kurulan Büyükşehir Belediyelerinin bulundukları
illerdeki İl Özel İdarelerinin tüzel kişilikleri kaldırılmıştır.
6360 sayılı kanunla Büyükşehir Belediye sınırları içinde 27 yeni ilçe kurulmuştur.
Büyükşehir Belediyesinin kuruluş koşulları değiştirilmiştir. 30 ilde Özel İdareler yerine
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı kurulmuştur. Toplam 30 büyükşehirdeki
1.053 belde belediyesi ile 16.082 köy, mahalle haline getirilmiştir.
100
6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, 06.12.2012 Tarih ve 28489 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
101
14.3.2013 tarihli ve 6447 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu Kanunun başlığında yer alan “ON ÜÇ”
ibaresi “ON DÖRT” olarak, “YİRMİ ALTI” ibaresi “YİRMİ YEDİ” olarak değiştirilmiş ve 1 inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Muğla,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Ordu,” ibaresi
eklenmiştir.
62
Büyükşehir yapılan illerin dışında kalan 51 ilde, nüfusu 2000’den az belediyeler
başka hiçbir özellik göz önünde bulundurulmadan kapatılarak köye dönüştürülmüştür.
Bu hükümle toplam 552 belediye tüzel kişiliğini yitirmiştir.
Yeni kanuni düzenleme ile yapılan bir diğer yenilikte ise yukarıda belirttiğimiz
şehirlerin merkezinde “merkez ilçeler” kurulmuş, mevcut olan ilçeler de “merkez ilçe”
özelliğine kavuşmuştur.
2.2.3.1.3. Büyükşehir Belediyesinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin görev ve sorumlulukları:
5216 sayılı kanunun 7. maddesi büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve
sorumluluklarını şu şekilde düzenlenmektedir:
 İlçe ve (…)(102) belediyelerinin görüşlerini alarak büyükşehir belediyesinin
stratejik planını, yıllık hedeflerini, yatırım programlarını ve bunlara uygun olarak
bütçesini hazırlamak,
 Çevre düzeni planına uymak kaydıyla, büyükşehir belediye (…) (103) sınırları
içinde 1/5.000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte nazım imar planını yapmak,
yaptırmak ve onaylayarak uygulamak; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plana
uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar planlarını, bu planlarda yapılacak
değişiklikleri parselasyon planlarını yapmayan ilçe (...) (104) belediyelerinin uygulama
imar planlarını ve parselasyon planlarını yapmak veya yaptırmak,
 Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği
proje, yapım, bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar planlarını, parselasyon
planlarını ve her türlü imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak, 20.7.1966 tarihli
ve 775 sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmak,
102
“ve ilk kademe “deyimi, 12.11.2012-6360/13 md.ile aynı kanunun 36.maddesi gereğince, “ilk mahalli
idareler genel seçiminde” yürürlüğe girmek üzere çıkarılmıştır.
103
“ ve mücavir alan” deyimi, 12.11.2012-6360/13md.ile aynı kanunun36.maddesi gereğince , “ilk
mahalli idareler genel seçiminde” yürürlüğe girmek üzere çıkarılmıştır.
104
“ve ilk kademe” deyimi, 12.11.2012-6360/13md. ile aynı kanunun 36.maddesi gereğince, “ilk mahalli
idareler genel seçiminde “ yürürlüğe girmek üzere çıkarılmıştır.
63
 Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan veya işletilen alanlardaki iş yerlerine
büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda bulunan alanlarda işletilecek yerlere ruhsat
vermek ve denetlemek,
 Belediye Kanununun 69 ve 73’üncü maddelerindeki yetkileri kullanmak,
 Büyükşehir ulaşım ana planını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım
ve toplu taşıma hizmetlerini planlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve
demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını,
bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile
karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit
temek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği
trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek,
 Büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki mahalleleri ilçe merkezine bağlayan
yollar, meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımı ile
bu yolların temizliği ve karla mücadele çalışmalarını yürütmek; kentsel tasarım
projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler
koymak; ilan ve reklam asılacak yerleri ve bunların şekil ve ebadını belirlemek;
meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak ad ve numaraları ile bunlar üzerindeki binalara
numara verilmesi işlerini gerçekleştirmek,
 Coğrafi ve kent bilgi sistemlerini kurmak,
 Sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak çevrenin, tarım alanlarının ve su
havzalarının korunmasını sağlamak; ağaçlandırma yapmak; gayrisıhhi işyerlerini,
eğlence yerlerini, halk sağlığına ve çevreye etkisi olan diğer işyerlerini kentin belirli
yerlerinde toplamak; inşaat malzemeleri, hurda depolama alanları ve satış yerlerini,
hafriyat toprağı, moloz, kum ve çakıl depolama sahalarını belirlemek, bunların
taşınmasında çevre kirliliğine meydan vermeyecek tedbirler almak; büyükşehir katı atık
yönetim planını yapmak, yaptırmak; katı atıkların kaynakta toplanması ve aktarma
istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yeniden değerlendirilmesi,
depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu amaçla
tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek; sanayi ve tıbbi atıklara ilişkin
hizmetleri yürütmek, bunun için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya
64
işlettirmek; deniz araçlarının atıklarını toplamak, toplatmak, arıtmak ve bununla ilgili
gerekli düzenlemeleri yapmak,
 Gıda ile ilgili olanlar dâhil birinci sınıf gayrisıhhi müesseseleri ruhsatlandırmak
ve denetlemek, yiyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere laboratuvarlar
kurmak ve işletmek,
 Büyükşehir belediyesinin yetkili olduğu veya işlettiği alanlarda zabıta
hizmetlerini yerine getirmek,
 Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak,
işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek,
 Büyükşehir’in bütünlüğüne hizmet eden sosyal donatılar, bölge parkları,
hayvanat bahçeleri, hayvan barınakları, kütüphane, müze, spor, dinlence, eğlence ve
benzeri yerleri yapmak, yaptırmak, işletmek, veya işlettirmek; gerektiğinde amatör spor
kulüplerine nakdi yardım yapmak, malzeme vermek ve gerekli desteği sağlamak,
amatör takımlar arasında spor müsabakaları düzenlemek, yurt içi ve yurt dışı
müsabakalarda üstün üstün başarı gösteren veya derece alan sporculara, teknik yönetici,
antrenör ve öğrencilere belediye meclis kararıyla ödül vermek,
 Gerektiğinde mabetler ile sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri için bina ve
tesisler yapmak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bu hizmetlerle ilgili bina ve tesislerin
her türlü bakımını, onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak,
 Kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun ve kent tarihi bakımından önem
taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlamak, bu amaçla bakım ve
onarımını yapmak, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa
etmek,
 Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli
tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki
kara ve denizde taksi ve servis araçları dâhil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek,
 Su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bunun için gerekli baraj ve diğer
tesisleri kurmak, kurdurmak ve işletmek; derelerin ıslahını yapmak; kaynak suyu veya
arıtma sonunda üretilen suları pazarlamak,
65
 Mezarlık alanlarını tespit etmek, mezarlıklar tesis etmek, işletmek, işlettirmek,
defin ile ilgili hizmetlerini yürütmek,
 Her çeşit toptancı hallerini ve mezbahaları yapmak, yaptırmak, işletmek, veya
işlettirmek, imar planında gösterilen yerlerde yapılacak olan özel hal ve mezbahaları
ruhsatlandırmak ve denetlemek,
 İl düzeyinde yapılan planlara uygun olarak, doğal afetlerle ilgili planlamaları
ve diğer hazırlıkları büyükşehir ölçeğinde yapmak; gerektiğinde diğer afet bölgelerine
araç, gereç ve malzeme desteği vermek; itfaiye ve acil yardım hizmetlerini yürütmek;
patlayıcı ve yanıcı madde üretim ve depolama yerlerini tespit etmek, konut, işyeri,
eğlence yeri, fabrika ve sanayi kuruluşları ile kamu kuruluşlarını yangına ve diğer
afetlere karşı alınacak önlemler yönünden denetlemek, bu konuda mevzuatın
gerektirdiği izin ve ruhsatları vermek,
 Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar,
engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri
yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, meslek ve beceri
kazandırma kursları açmak, işletmek veya işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken
üniversiteler, yüksekokullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri
ile işbirliği yapmak,
 Merkezi ısıtma sistemleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek,
 Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan
binaları tahliye etme ve yıkım konusunda ilçe belediyelerinin talepleri halinde her türlü
desteği sağlamak.
İlçe (…) (105)belediyelerinin görev ve yetkileri şu şekilde sıralanmıştır:106
 Kanunlarla münhasıran büyükşehir belediyesine verilen görevler ile birinci
fıkrada sayılanlar dışında kalan görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak,
 Büyükşehir katı atık yönetim planına uygun olarak, katı atıkları toplamak ve
aktarma istasyonuna taşımak,
105
“ve ilk kademe “deyimi, 12.11.2012-6360/13 md.ile aynı kanunun 36.maddesi gereğince, “ilk mahalli
idareler genel seçiminde” yürürlüğe girmek üzere çıkarılmıştır
106
6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu.
66
 Sıhhi işyerlerini, 2. ve 3. Sınıf gayrisıhhi müesseseleri, umuma açık istirahat ve
eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetlemek,
 Birinci fıkrada belirtilen hizmetlerden; 775 sayılı Gecekondu Kanununda
belediyelere verilen yetkileri kullanmak, otopark, spor, dinlenme ve eğlence yerleri ile
parkları yapmak; yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve
kültürel hizmetler sunmak; mesleki eğitim ve beceri kursları açmak; mabetler ile sağlık,
eğitim, kültür, tesis ve binalarının yapım, bakım, ve onarımı ile kültür ve tabiat
varlıkları ve tarihi dokuyu korumak; kent tarihi bakımından önem taşıyan mekanların ve
işlevlerinin geliştirilmesine ilişkin hizmetler yapmak,
 Defin ile ilgili hizmetleri yürütmek,
 Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan
binaları tahliye etmek ve yıkmak.
2.2.3.1.3.1. Altyapı ve Ulaşım Hizmetlerinde Koordinasyon
Büyükşehir
sınırları
içindeki
altyapı
hizmetlerinin
koordinasyon
içinde
yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin
başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile özel
kuruluşların temsilcilerinin katılacağı alt yapı koordinasyon merkezi kurulur. Bu
hizmetlerin koordineli bir şekilde gerçekleşmesi için Altyapı Koordinasyon Merkezi
(AYKOME) kurulur.107
Altyapı koordinasyon merkezi, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar
tarafından büyükşehir içinde yapılacak altyapı yatırımları için kalkınma planı ve yıllık
programlara uygun olarak yapılacak taslak programları birleştirerek kesin program
haline getirir. Bu nedenle, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar altyapı
koordinasyon merkezinin isteyeceği coğrafi bilgi sistemleri dâhil her türlü bilgi ve
belgeyi vermek zorundadırlar. AYKOME’nin üyelerinin tespiti İçişleri Bakanlığı’nın
çıkardığı “ Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği” adıyla
2006 yılında çıkardığı yönetmelikle yapılır. Yönetmeliğin 7. maddesinde AYKOME
üyeleri şu şekilde sıralanmıştır:
107
Belediye Mevzuatı, s. 95.
67
 Büyükşehir belediyesi fen işleri daire başkanı ile büyükşehir belediye
başkanının belediye ve işletmeleri ile bağlı kuruluşlarından en az şube müdürü
seviyesinde görevlendireceği en fazla on kişi,
 Milli Savunma Bakanlığı temsilcisi,
 Karayolları Genel Müdürlüğü temsilcisi,
 Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü temsilcisi,
 Demir yollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü
temsilcisi,
 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü temsilcisi,
 Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş temsilcisi,
 Türkiye Elektrik İletim A.Ş temsilcisi,
 Şehir İçi Elektrik Dağıtım A.Ş temsilcisi,
 Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş temsilcisi,
 Belediyelerini ilgilendiren konuların görüşüldüğü toplantılara büyükşehir ilçe
belediye başkanları veya görevlendirecekleri bir üye,
 Belediye altyapı hizmetlerini etkileyecek derecede yatırım yapan ve belediye
tarafından belirlenen özel kuruluş temsilcisi.
Ayrıca AYKOME toplantılarına, gündemde yer alan konular ile ilgili kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının veya oda üst kuruluşu bulunan yerlerde üst
kuruluşun temsilcileri oy hakkı olmaksızın görüşleri alınmak üzere davet edilir.
Büyükşehir belediye sınırları içerisinde her türlü vasıtayla yapılan ulaşım
hizmetlerinin koordinasyonunu sağlamak üzere (UKOME) Ulaşım Koordinasyon
Merkezi
kurulur.
Merkez
başkanlığını,
büyükşehir
belediye
başkanı
veya
görevlendirdiği kişi yapar. Diğer temsilciler ise İçişleri Bakanlığının yönetmeliğiyle
yapılır. Yönetmeliğin 17.maddesi uyarınca UKOME şu üyelerden oluşur:
 Büyükşehir belediye başkanınca, belediyenin ulaşım ve yatırımlarla ilgili daire
ve işletmeleriyle bağlı kuruluşlarından en az şube müdürü seviyesinde görevlendireceği
en fazla on kişi,
68
 Milli Savunma Bakanlığı temsilcisi,
 Jandarma Genel Komutanlığı temsilcisi,
 Emniyet Genel Müdürlüğü temsilcisi,
 Sınırları içerisinde deniz bulunan büyükşehirlerde, Sahil Güvenlik Komutanlığı
temsilcisi,
 Sınırları içerisinde deniz bulunan büyükşehirlerde, Denizcilik Müsteşarlığı
temsilcisi,
 Karayolları Genel Müdürlüğü temsilcisi,
 Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü Temsilcisi,
 Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü temsilcisi,
 Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü
temsilcisi,
 Kendi belediyelerini ilgilendiren ve belediyelerinin yetki alanı içerisinde
oluşan ve o belediyenin sınırları içerisinde başlayıp biten ulaşım konularında ilçe
belediye başkanları veya görevlendirecekleri bir üye.
AYKOME ve UKOME’ nin görev ve yetkileri ile ilgili hizmet ve faaliyetlerde,
ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli koordinasyon büyükşehir belediye başkanı
tarafından sağlanır.
2.2.3.1.4. Büyükşehir Belediyesinin Organları
Büyükşehir belediyesi, büyükşehir belediye meclisi, büyükşehir belediye
encümeni ve büyükşehir belediye başkanı olmak üzere üç organa ayrılmaktadır.
2.2.3.1.4.1. Büyükşehir Belediye Meclisi
Büyükşehir belediye meclisi, büyükşehir belediyesinin karar organıdır ve ilgili
kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilen üyelerden oluşur. Büyükşehir belediye
başkanı büyükşehir belediye meclisinin başkanı olup, büyükşehir içindeki diğer
belediyelerin başkanları, büyükşehir belediye meclisinin doğal üyesidir.
69
2.2.3.1.4.1.1. Büyükşehir Belediye Meclisinin Yapısı ve Çalışması
Büyükşehir belediye meclisi üyelerinin seçimi 2972 sayılı Mahalli İdareler ile
Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun108 hükümlerine
uygun yapılır. Büyükşehir belediye meclisinin başkanı, büyükşehir belediye başkanıdır.
Meclis toplantıları olağan ve olağanüstü olmak üzere iki gruba ayrılır (m.13).
Olağan toplantılar her ayın ikinci haftasında yapılır. Meclis bir ay tatil yapabilir.
Belediye meclisi her ayın ilk haftasında toplanır. Toplantı zamanına dair yapılan
düzenlemeye göre bütçe görüşmesine rastlayan toplantı süresi en çok yirmi, diğer
toplantıların süresi ise en çok beş gündür. Meclis, her zamanki toplantı zamanına göre
toplanır. Toplantının belirlendiği saatte gerçekleşmemesi halinde önceden bilgi vermek
kaydıyla belediye sınırları içinde meclis başkanının belirlediği yerde toplantı
gerçekleşir. Toplantının yer ve zamanı her zamanki usullerle belde halkına
duyurulmalıdır.109
Olağanüstü toplantıların yapılması birtakım şartlara bağlıdır. Olağanüstü
toplantının yapılması için gerekli bir durumun varlığı gereklidir. Toplantıya çağırma
yetkisi büyükşehir belediye başkanına verilmiştir. Olağanüstü toplantı sayısı bir yılda en
fazla üç kez olarak sınırlandırılmıştır. Acil durumlarda yapılacak olağanüstü
toplantıların çağrı ve gündemi en az üç gün önceden yazılı olarak belediye meclis
üyelerine duyurulmalıdır. Olağanüstü toplantı her zamanki usullerle ilan edilmelidir.
Olağanüstü toplantılarda çağrıyı gerektiren durumların dışında hiç bir konu
görüşülemez.
2.2.3.1.4.1.2. Büyükşehir Belediye Meclisi Kararlarının Kesinleşmesi
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 14. maddesine göre büyükşehir
belediye meclisinin aldığı kararların kesinleşmesi büyükşehir belediye başkanının
incelemesinden sonra olur. Büyükşehir belediye başkanı, hukuka aykırı gördüğü
belediye meclisi kararlarını, yedi gün içinde gerekçesini de belirterek yeniden
görüşülmek üzere belediye meclisine iade edebilir. Yeniden görüşülmesi istenilmeyen
108
2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
18.01.1984 tarih ve 18285 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
109
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5216.html.10.01.2014.
70
kararlar ile yeniden görüşülmesi istenip de büyükşehir belediye meclisi üye tam
sayısının salt çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar kesinleşir.
Büyükşehir kapsamındaki ilçe belediye meclisleri tarafından alınan imara ilişkin
kararlar, kararın gelişinden itibaren üç ay içinde büyükşehir belediye meclisi tarafından
nazım imar planına uygunluğu yönünden incelenerek aynen veya değiştirilerek kabul
edildikten sonra büyükşehir belediye başkanına gönderilir. Üç ay içinde büyükşehir
belediye meclisinde görüşülmeyen kararlar onaylanmış sayılır.110
2.2.3.1.4.2. Büyükşehir Belediye Encümeni
Büyükşehir belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında, belediye
meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel
sekreter, biri mali hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim
amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur. Belediye başkanının katılamadığı
toplantılarda, encümen toplantılarına genel sekreter başkanlık eder.111
Encümen, seçilmiş ve atanmış üyelerden oluşan karma yapıya sahiptir.
Büyükşehir belediye encümeninin başkanı ve seçilmiş üyelerine 12.000 gösterge
rakamının Devlet memur aylıkları için belirlenen katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak
miktarda aylık brüt ödenek verilir. Encümenin memur üyelerine bu miktarın yarısı
ödenir.
2.2.3.1.4.3. Büyükşehir Belediye Başkanı
Büyükşehir belediye başkanı, ilgili kanunda belirtilen esas ve usullere göre
büyükşehir belediyesi sınırları içindeki seçmenler tarafından doğrudan seçilir.
Büyükşehir belediye başkanı, büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin
temsilcisidir. Büyükşehir belediye başkan vekili, Belediye Kanunundaki usullere göre
belirlenir. Ancak, büyükşehir kapsamındaki ilçe belediye başkanları büyükşehir
belediye başkan vekili olamaz.
5216
sayılı
Büyükşehir
Belediye
Kanunu,
büyükşehir
ve
büyükşehir
kapsamındaki ilçe belediye başkanlarının büyükşehir belediye başkan vekili olmalarını
110
111
TBMM, Kanunlar, (http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5216.html). Erişim Tarihi: 10.01.2014.
Belediye Mevzuatı, s.101.
71
yasaklayarak aynı kişinin iki yürütme görevinin birleşmesine izin vermemiş; yürütme
alanında görev birlikteliği kanunla yasaklanmıştır. Büyükşehir belediye başkanı ve ilçe
belediye başkanları görevlerinin devamı süresince siyasi partilerin yönetim ve denetim
organlarında görev alamaz; profesyonel spor kulüplerinin başkanlığını yapamaz ve
yönetiminde bulunamaz.112
Büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkileri kanunun 18.maddesinde şu
şekilde ifade edilmiştir:113
 Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilatını sevk ve idare
etmek, beldenin ve belediyenin hak ve menfaatlerini korumak,
 Belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin
kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi hazırlamak ve
uygulamak, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini belirlemek,
izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak,
 Büyükşehir belediye meclisi ve encümenine başkanlık etmek, bu organların
kararlarını uygulamak,
 Bu kanunla büyükşehir belediyesine verilen görev ve hizmetlerin etkin ve
verimli bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli önlemleri almak,
 Büyükşehir belediyesinin ve bağlı kuruluşları ile işletmelerinin etkin ve verimli
yönetilmesini sağlamak, büyükşehir belediyesi ve bağlı kuruluşları ile işletmelerinin
bütçe tasarılarını, bütçe üzerindeki değişiklik önerilerini ve bütçe kesin hesap
cetvellerini hazırlamak,
 Büyükşehir belediyesinin hak ve menfaatlerini izlemek, alacak ve gelirlerinin
tahsilini sağlamak,
 Yetkili organların kararını almak şartıyla, büyükşehir belediyesi adına
sözleşme yapmak, karşılıksız bağışları kabul etmek ve gerekli tasarruflarda bulunmak,
 Mahkemelerde davacı veya davalı sıfatıyla ve resmi mercilerde büyükşehir
belediyesini temsil etmek, belediye ve bağlı kuruluş avukatlarına veya özel avukatlara
temsil ettirmek,
112
113
5216 sayılı ve 10.07.2004 tarihli Büyükşehir Belediye Kanunu.
Belediye Mevzuatı, s.102.
72
 Belediye personelini atamak, belediye ve bağlı kuruluşlarını denetlemek,
 Gerektiğinde bizzat nikâh kıymak,
 Diğer kanunların belediye başkanlarına verdiği görev ve yetkilerden
büyükşehir belediyesi görevlerine ilişkin olan hizmetleri yerine getirmek ve yetkileri
kullanmak,
 Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, engellilerle ilgili
faaliyetlere destek olmak üzere engelli merkezleri oluşturmak114
2.2.3.1.4.4. Büyükşehir Belediye Teşkilatı
Büyükşehir belediye teşkilatı; norm kadro esaslarına uygun olarak genel
sekreterlik, daire başkanlıkları ve müdürlüklerden meydana gelmektedir. Hangi
birimlerin kurulacağı, kaldırılacağı veya birleştirileceği büyükşehir belediye meclisinin
kararıyla olur.
Büyükşehir belediye merkezinde başkan yardımcısı bulunmaz. Hizmetlerin
yürütülmesinde başkanın en önemli yardımcısı genel sekreterdir. Genel sekreter, İçişleri
Bakanı tarafından belediye başkanının teklifi üzerine atanır. Hizmetlerin etkili ve
verimli bir şekilde yürütülebilmesi için, genel sekretere yardımcı olmak üzere, norm
kadroya uygun olarak genel sekreter yardımcısı atanabilir.
Büyükşehir belediyesinde hizmetlerin yürütülmesi, belediye başkanı adına onun
direktifi ve sorumluluğu altında mevzuat hükümlerine, belediyenin amaç ve
politikalarına, stratejik planına ve yıllık programlarına uygun olarak genel sekreter ve
yardımcıları tarafından sağlanır.
Büyükşehir belediye meclisi personelinin atanması başkan tarafından yapılır.
Nüfusu iki milyonu aşan büyükşehir belediyelerinde on, diğer büyükşehir
belediyelerinde beşi geçmemek üzere başkan danışmanı görevlendirilir. Danışman
olarak görevlendirilecek kişilerin en az dört yıllık büyük öğrenim kurumlarından mezun
olması şarttır. Danışman olarak görevlendirilme, memuriyete geçiş, sözleşmeli veya işçi
statüsünde çalışma dâhil, ilgililer açısından herhangi bir hak teşkil etmez.
114
25.4.2013 – 6462/1 md ile “özürlülerle” deyimi, “engellilerle” ve “özürlü” deyimi, “engelli” olarak
değiştirilmiştir.
73
Danışmanların görev süreleri sözleşme süresi ile sınırlıdır. Ancak bu süre zarfı belediye
başkanının görev süresini aşamaz.
2.2.4. Köy
Köy, idari bölünmenin en alt basamağıdır. Sözlükteki tanımıyla köy “yönetim
durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri veya nüfus yoğunluğu yönünden şehirden
ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışılan, konutları ve öteki yapıları bu hayata
uygun yerleşim birimi, köylük yer, köy yeri” olarak tanımlanmaktadır.
Cumhuriyet kurulduktan sonra, 18 Mart 1924 yılında çıkarılan ve birçok
değişikliklerle bugün hala yürürlükte olan “442 sayılı Köy Kanunu” nun 1. maddesine
göre köy; “nüfusu iki binden aşağı yurtlara (köy) ve nüfusu iki bin ile yirmi bin arasında
olanlara (kasaba) ve yirmi binden çok nüfusu olan yerleşim alanlarına (şehir) denir.
Aynı kanunun 2. maddesinde ise köy yönetimi; “cami, mektep, otlak, yaylak, baltalık
gibi ortak malları bulunan ve toplu veya dağınık evlerde oturan insanlar bağ, bahçe ve
tarlalarıyla birlikte bir köy teşkil ederler.” Bu Kanun’un 7. maddesinde ise “köy bir
yerden bir yere götürülebilen veya götürülemeyen mallara sahip olan ve işbu kanun ile
kendisine verilenişleri yapan başlı başına bir varlıktır.”
Bu kanun maddelerinden anlaşıldığına göre köy; belirli bir idari sınırı bulunan ve
bu sınırlar içinde toplu veya dağınık meskenler ile ekonomik faaliyet sahalarından
oluşan, tarımsal faaliyetlerin ağırlığını hissettirdiği ve seçimle işbaşına gelen muhtar ve
ihtiyar heyetinin yönettiği en küçük idari ünitedir.
2.2.4.1. Köy Yönetiminin Görevleri
442 sayılı Köy Kanunu’nun 11. maddesinde köyün görev ve yetkileri şu şekilde
düzenlenmektedir:
 Yol, su ve kanalizasyon gibi tesislerin bakımı, onarımı ve işletilmesi,
 Çevrenin korunması,
 Köy mezarlıklarının bakım ve onarımının yapılması,
 Köydeki kamuya ait mal ve tesislerin korunup gözetilmesi,
74
 Köy kâtibi çalıştırılması,
 Köy bekçisi ve çoban istihdam edilmesi,
 Köy sınırları içindeki ormanın korunması,
 Köyde yapılacak kamu yatırımları için taşınmaz tahsisi,
 Köy içinde veya köyün bağlı bulunduğu il veya ilçe merkezine toplu taşıma
hizmetinin yapılması,
 Köye taşınmaz alınması veya köyün mevcut taşınmazlarının satılması ve köye
ait taşınmazların kiraya verilmesi,
 Köye ait menkul ve taşınmaz malların işletilmesi,
 Bağış kabul edilmesi,
 Kanunlarla verilmiş görevlerin yapılması,
 İl özel idaresi veya köylere hizmet götürme birliği ile işbirliği yapılarak katı
atık hizmetlerinin yürütülmesi, çöp dökme veya depolama yerlerinin tespit edilmesi,
 Köyde ihtiyaç duyulan umumi tuvalet, köy konağı, ibadethane, kütüphane,
oyun alanı ve spor tesisi gibi diğer tesisler ile kamu binalarının yapılması,
 Köyde yaşayan yardıma muhtaç kişilere sosyal hizmet ve yardım yapılması,
 Diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği içinde meslek ve beceri
kazandırma kurslarının açılması,
 Kültür ve sanat, turizm ve tanıtım faaliyetleri ile spor faaliyetleri düzenlenmesi,
 Ağaçlandırma, park ve yeşil alan yapılması; bu alanların korunması ve
işletilmesi,
 İhtiyaç halinde, veteriner, mühendis, mimar, teknisyen ve tekniker istihdam
edilmesi,
 Köyde bulunan kamu binaları ve tesislerinin korunması, gerektiğinde bakım ve
onarımın yapılması; sağlık ve eğitim tesislerinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı
olunması,
 Köye ait altyapı yatırımlarının yapımı, onarımı ve korunması,
75
 Köyde yapılacak yapıların ruhsata, planlara, fen ve sağlık kurallarına
uygunluğu açısından izlenmesi ve tespit edilen aykırılıkların il özel idaresine
bildirilmesi.
Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, köyün mali durumu ve hizmetin
ivediliği dikkate alınarak köy meclisinin kararı ile belirlenir.115
2.2.4.2. Köyün Organları
Köyün organları muhtar, ihtiyar meclisi ve köy derneğidir. Organların seçiminde
2972 sayılı sayılı kanun hükümleri uygulanır.
2.2.4.2.1. Köy Muhtarı
Köy yönetiminin başı muhtardır. Muhtar, kanun kapsamında devletin memuru
olarak kabul edilmiştir. Muhtar, köylü seçmenler tarafından doğrudan beş yıl için
seçilir. Muhtar, ihtiyar meclisinin kararlarını yürütür. Kanuna göre köy işlerinde söz
söylemek, emir vermek ve emrini yaptırmak muhtarın hakkıdır. Muhtar, köy derneği
tarafından köylü kadın ve erkeklerin arasından seçilir. Muhtar, yazılarını köy kâtibine
yazdırır.116
Köy Kanununa göre muhtarın görev ve yetkileri şunlardır:

Köyün hak ve menfaatlerini korumak,

Köy tüzel kişiliğinin başı sıfatıyla, davacı veya davalı olarak yargı
yerlerinde; resmi dairelerde ve törenlerde köyü temsil etmek veya ettirmek,

Nikâh kıymak,

Köy organlarına başkanlık etmek,

Köyün taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek,

Kamulaştırma kararlarını uygulamak,

Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını
uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek,
115
116
442 sayılı Köy Kanunu, 07.04.1924 Tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
Köy Kanunu Tasarı Taslağı, Kasım, 2009.
76

Köyün gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek,

Köy meclisinin kararlarını uygulamak,

Köy meclisinin kararına istinaden köy adına sözleşme yapmak,

Köy bütçesiyle ilgili olarak muhtara verilen görevleri yerine getirmek,

Köyde çalışacak personeli görevlendirmek ve bunlarla sözleşme yapmak,

Şartsız bağışları kabul etmek,

Köye gelen veya köyde vazife yapan kamu görevlilerine yardımcı olmak,

Köyde dirlik ve düzenin korunması ile köylünün sağlığının muhafazası ve
çevrenin korunmasını sağlamak, bunlarla ilgili olarak gerektiğinde mahallin en büyük
mülki idare amirine müracaat etmek,

Diğer kanunlarla köy muhtarına verilen görevleri yapmak ve yetkileri
kullanmak,

Doğrudan köy meclisine verilmemiş görev ve hizmetleri yapmak,

Mahallin en büyük mülki idare amirince kendisine verilen görevleri yapmak.
Köy muhtarlığı, ölüm ve istifa hallerinde kendiliğinden sona erer. İstifa mahallin
en büyük mülki idare amirine verilir. Muhtarın;
a) Mazeretsiz ve kesintisiz olarak yirmi günden fazla görevini terk etmesi ve bu
durumun mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından belirlenmesi,
b) Seçilme yeterliliğini kaybetmesi,
c) Görevini sürdürmesine engel bir hastalık veya sakatlık durumunun yetkili
sağlık kuruluşu raporuyla belgelenmesi,
ç) Meclisin feshine neden olan eylem ve işlemlere katılması.
Bu hallerden birinin meydana gelmesi durumunda, valinin teklifi ve İçişleri
Bakanlığı’nın bildirimi üzerine Danıştay kararıyla muhtarlık görevi sona erer.
2.2.4.2.2. İhtiyar Meclisi
Köy ihtiyar meclisi, köy yönetiminin yürütme, denetleme ve karar organıdır.
77
İhtiyar meclisi, “seçimle gelen” ve “tabii” olmak üzere iki tür üyeden
oluşmaktadır. Seçimle gelen üyeler, köy derneği tarafından tek dereceli ve çoğunluk
usulüne göre yapılan seçimle, 5 yıllık bir süre için belirlenmektedir. Seçimle iş başına
gelen üyelerin sayısı, nüfusu 1.000’ e kadar olan yerlerde 8, 1.000-2.000 arasındaki
yerlerde 10 ve 2.000’den fazla olan köylerde 12 kişidir. Bunların yarısı asıl, diğer yarısı
da yedek üyedir. Köy ihtiyar meclisi üyeliği seçimlerinde adaylık usulü yoktur.
Seçmenler, muhtar için bir ad, ihtiyar meclisi üyeleri için asıl üye sayısının bir katı
kadar isim yazılmış oy pusulalarını aynı zarfa koyarak oylarını kullanırlar.
442 sayılı Köy Kanunu’na göre, köy okulunun müdürü ve köyün imamı, ihtiyar
meclisinin tabii üyesidir. Köy ihtiyar meclisinin, “yönetim”, “denetim” ve “yargılama”
olmak üzere üç işlevi bulunmaktadır. İhtiyar meclisinin görevleri köy kanunun
44.maddesinde şu şekilde sıralanmıştır:
a) İhtiyar meclisi köylüye ait işleri konuşur ve hangi işleri köylü tarafından
kendileri çalışarak doğrudan doğruya ve hangi işlerin para ile veya ırgat ile
görülebileceğine karar verir. Köy işlerinden köy ahalisinin imece ile çalışarak
yapacakları işi, köylünün çift ve çubuğu ile uğraşmadıkları boş zamanlara bırakır.
b) İhtiyar meclisi mecburi ve ihtiyari işleri yapmak için lüzumu halinde köy sınırı
içindeki gayrimenkulleri değer pahasıyla satın alır.
c) Tarlası olmayan veya yetişmeyen köylüye köyün sınırı içinden boz halliden
bir parça ayırıp vermek ve tasarrufu mal sandığına veya sair dairelere geçmiş olan
araziyi köy namına satın alıp arazisi olmayanlara vermek ve bedelini taksitle köy
sandığına ödetmek mecburidir.
ç) İhtiyar Meclisi köylünün kaçar gün çalışacağını tespit eder.
d) Köy işi için köylüden alınacak paranın miktarını tespit eder.
İhtiyar meclisi zamanla kanunun verdiği görevleri yerine getirememiş ve yetersiz
kalmıştır. Meclis karar alma gücünü tamamen yitirmiş ve merkezi yönetim etkin hale
getirilerek köy işleri yürütülmüştür.117
117
Ruşen Keleş, Yerinden Yönetim ve Siyaset… 1998, s. 164.
78
2.2.4.2.3. Köy Derneği
442 sayılı Köy Kanunu’na göre köy muhtarını ve ihtiyar meclisi üyelerini
seçmeye hakkı olan kadın ve erkek köylülerin tümünden oluşan topluluğa köy derneği
denilmektedir.
Bu kanuna göre köy derneği, 6 aydan beri köyde ikamet eden ve 18 yaşını
doldurmuş olan kadın ve erkek seçmenlerden oluşur. “Köydeki seçmenler, doğal üye
olarak köy derneğini oluşturmakta ve doğrudan temsil ile köy yönetiminde söz sahibi
olabilmektedir. Köy derneğinin kaldırılarak, Belediye Encümeni benzeri bir yapıya
dönüştürülmesi
tartışılmaktadır.
Belediyelerde
Kent
Konseyi
uygulamalarına
yönelirken, doğrudan demokrasiye örnek teşkil eden Köy Derneklerinin yapısını
bozmamak gerekir”118. Farklı zamanlarda yapılan hukuki düzenlemeler sonunda köy
derneği fonksiyonel etkinliğini yitirmiştir.
118
Zerrin Toprak, Yerel Yönetimler, İzmir, s.9.
79
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER ÜZERİNDE İDARİ VESAYET
DENETİMİ
3.1. İDARİ VESAYET DENETİMİNİN GENEL ESASLARI
Anayasamızın 127.maddesinde “Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli
hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde
birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi
karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet
yetkisine sahiptir.” Bu fıkraya göre yerel yönetimler özel kuruluşlar olarak nitelendirilir
ve yönetimin bütünlüğü gereğince bu kuruluşlar idari vesayet denetimi altındadırlar. Bu
vesayet denetimi toplum yararına ve kamu görevlerinde birlik ve kaynakların akılcı
kullanımını amaç edinerek hizmet etmektedir. Konum itibariyle merkezi yönetim yerel
yönetimler üzerinde denetim yetkisini kullanmaktadır.119 Anayasamızın bu maddesine
göre merkezi yönetim, yerel yönetimler üzerinde kanunca verilen yetkilere dayanarak
birliğin sağlanmasını, toplumun yararının korunmasını, mahalli ihtiyaçların gerektiği
gibi yerel yönetimler tarafından karşılandığını kontrol etmektedir. Bu anayasal
hükümde idari vesayetin ne olduğu değil amacı ve kanuni niteliği vurgulanmıştır.
3.2. İDARİ VESAYET KAVRAMI
İdare hukukçuları idari vesayeti çeşitli şekillerde tanımlamıştır. İdari vesayet
kavramı, Onar’a göre “ idari vesayet, merkezi yönetimin, yerel yönetim birimlerinin
icra-i kararları ile idari fiil ve hareketlerini denetleme ve gerektiği zaman bu
denetlemeyi bozabilme yetkisidir”.120 Tortop’a göre, “idari vesayet, idarenin
bütünlüğünü sağlamak amacıyla, merkezin yerinden yönetim kuruluşlarının işlem ve
eylemlerini denetleyebilmesi için sahip olduğu yetkidir”.121 Gözübüyük’e göre,” idari
vesayet, yerinden yönetim kuruluşlarının kendi dışındaki, başka bir kuruluş tarafından
119
Eryılmaz, s.181, 182.
Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Cilt: 2, İstanbul 1966 s. 622.
121
Tortop, s.15.
120
80
yasaların öngördüğü sınırlar içinde denetlenmesidir”.122 Günday’a göre, “idari vesayet,
devletin bütünlüğünü ve kamu hizmetlerinin tüm ülke düzeyinde uyumlu bir biçimde
yürütülmesi için, devlet tüzel kişiliğinin ve bu tüzel kişiliği temsil eden merkezi
idarenin yerinden yönetim kuruluşları üzerinde sahip olduğu denetim yetkisi olarak
kabul etmektedir. Aktan’a göre ise idari vesayet, yerinden yönetim idarelerinin
kararları, işlem ve eylemleri, organları ve personeli üzerinde, kamu yararı amacıyla
merkezi idarenin uyguladığı denetim türüdür.”123
Anayasaya göre idari vesayet, “merkezi yönetimin, yerci yönetimlerin icra-i
kararlarını onama, geri çevirme ve kimi ayrık durumlarda da değiştirerek onama
yetkisidir”. Başka bir deyişle, merkezi yönetime yerinden yönetim organları ve onların
çalışmaları üstünde, kamu yararını korumak amacıyla üst otoritelere yasayla verilen
yetkilerin tümüne denir.
3.2.1. İdari Vesayetin Özellikleri ve Unsurları
İdari vesayetin özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
 İdari vesayet, Danıştay ve Sayıştay’ın idari görev üstlenmiş birimleri tarafından
yapılır.
 İdari vesayet denetiminin asıl amacı, kamunun genel çıkarları ile idarenin
bütünlüğünü korumak ve kamu hizmetlerinde uyumu sağlamaktır.
 İdari vesayet bir istisna olmakta, yerel yönetimlerin özerkliği esas olduğundan
idari vesayet, özerkliği güvence altına alarak yasalara dayanmıştır.124
 İdari vesayet denetimi, kanunla merkezi bir organ, makam ya da merkezi
organa bağlı bir memura tanınan yetkidir, devredilemez.125
 İdari vesayet, merkezi idare makamları tarafından kişiler ve işlemler üzerinde
uygulanır.126
122
Gözübüyük, s.310.
Tahir Aktan, Kamu İdaresi, (2. Baskı), Uludağ Üniversitesi Basımevi, Bursa 1989, s.3.
124
Mehmet Aldan, “İdari Vesayet Denetimi”, İller ve Belediyeler, 1985, s.230.
125
Süleyman Arslan, Türkiye’de ve İngiltere’de Merkezi İdarenin Mahalli İdareler Üzerinde Denetimi,
A.İ.T.İ.A. Yayını, Ankara 1978, s.60.
126
Kemal Gözler, İdare Hukukuna Giriş, (9. Baskı), Ekin Kitapevi, Bursa 2008, s. 45.
123
81
 İdari vesayet, yerel yönetimlerin işlem, eylem, organ ve personeli üzerinde
uygulanır. Fakat anayasayla merkezi yönetimin idari vesayet yetkisi sınırlandırılmıştır.
 İdari vesayet, merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında uygulanır. Aynı
yerel yönetimlerin çeşitli kademelerinin birbirini denetlemesi idari vesayet değil,
hiyerarşik denetimdir.
 Türkiye’de idari vesayet, anayasanın 127. maddesi 5.fıkrasıyla anayasal bir
dayanağa bağlanmıştır: “merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin
idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin
sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması
amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.”
 İdari vesayet yetkisi, onama, iptal ve yürütmenin durdurulması biçimlerinde
kullanılır.
 İdari vesayet, süre ile sınırlanmıştır. Vesayet makamlarına, vesayet yetkilerini
kullanabilmeleri için ilgili yasalarda belirli bir süre tanınmıştır.
3.3. İDARİ VESAYET DENETİMİNİN TÜRLERİ
Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari vesayet yetkisi, yerinden
yönetim kuruluşlarının organları ve işlemleri üzerinde vardır.
3.3.1. İşlemler Üzerinde İdari Vesayet Yetkisi
İşlemler üzerindeki idari vesayet denetimi onama, önceden izin, yerine geçme,
iptal, erteleme, kararın yeniden görüşülmesi, yargıya başvurma yetkilerinden biriyle
gerçekleşir.
3.3.1.1. Onama Yetkisi
Onama; “idari vesayet makamlarının incelemeye yetkili bulundukları belirli
işlemlere ait yerel yönetim kararlarını, kanuna aykırılık görülmemesi sebebiyle
onaylamasıdır”.127
127
İsmail Hakkı Göreli, İdari Vesayet-Amme Hükmi Şahısların İdarece Murakabesi, Ankara 1944, s.9.
82
Onama yetkisinde dikkat edilecek bir husus var o da onama yetkisinin asli bir
unsur olmamasıdır. Burada belirtilmek istenen, tüzel kişiliği bulunan, özerk olan yerel
yönetim birimlerinin kararları asıl hukuki işlemi oluşturmaktadır. Asıl işlemin dışında
kalan merkezin onama yetkisi ise onun bünyesine değil sonucuna etki eden bir koşul
olarak nitelendirilmektedir.128
3.3.1.2. Önceden İzin Yetkisi
Bazı kararlar alınmadan önce, yerel yönetim birimleri, vesayet makamından izin
almakla yükümlüdür. Önceden izin “yerinden yönetim tüzel kişilikleri tarafından
yapılması gereken işlerde, yasalar çerçevesinde karar alınmasından önce, idari vesayet
makamından izin alınmasıdır.”129
3.3.1.3. Yerine Geçme Yetkisi
Vesayet makamlarının yerel yönetimlerin yerine geçerek karar almasıdır. Yerel
otoritelerin sahip olduğu yetkiler vesayet makamları tarafından kullanılmaktadır. Göreli
’ye göre, “Teşebbüs kuvvetinin daima yerinden yönetim hükmi şahsına ait olması,
özerkliğin mantıklı bir sonucu olarak görülür. Bu yüzden vesayet makamının yerinden
yönetim idaresinin kararını değiştirme yetkisinde, hükmi şahsın özerkliği, teşebbüsün
elinde bulunması hakkı manasız kalır.”130
3.3.1.4. İptal Etme Yetkisi
İdari vesayet makamına göre mevzuata aykırılık veya yerel çıkarlara aykırılık
gösteren yerel yönetim birimlerinin alınan kararlarının tüm hukuki sonuçlarıyla birlikte
ortadan kaldırılması durumudur.131
Belediye Kanunu’nun 74. maddesine göre, belediye meclislerinin olağan ve
olağanüstü toplantılar dışında aldıkları kararlar ile mevzuata aykırı olarak aldıkları
128
Onar, s.502.
Göreli, s.14.
130
Göreli, s.12.
131
Sedat Erdoğan, Belediyeler Üzerindeki İdari Vesayet Yetkileri, Ankara: Türk Belediyecilik Derneği
Yayınları, 1972, s.204.
129
83
kararlar, valinin isteği üzerine il idare kurulunca; il merkezi olan yerlerde İçişleri
Bakanlığı’nın talebi üzerine Danıştay’ca incelenerek ya onaylanır ya da iptal edilir.132
3.3.1.5. Erteleme Yetkisi
Yerel yönetim birimleri tarafından alınmış bir kararın uygulanmasının geçici bir
süre olarak durdurulmasıdır. Erteleme yetkisinin kullanıldığı durumlarda, ilgili karar
ortadan kaldırılmamakta, yürürlüğe girmesi geçici süreliğine ertelenmektedir.
3.3.1.6. Kararın Yeniden Görüşülmesini İsteme Yetkisi
Vesayet makamında bulunan bir başka yetki de yerel yönetim kuruluşlarının
işlemlerinin yeniden görüşülmesini isteme yetkisidir. Örnek olarak, 5302 sayılı İl Özel
İdareleri Kanunu’nun 15. maddesine göre, “il genel meclisinin kararlarını bir merkezi
idare organı olan vali, yeniden görüşülmek üzere il genel meclisine iade edebilir. Vali
bu yetkisini kullanarak idarenin bütünlüğü ilkesine aykırı gördüğü il genel meclisi
kararlarının kesinleşmesi ve yürürlüğe girmesini geciktirir.”133
3.3.1.7. Yargıya Başvurma Yetkisi
Vesayet makamının kendi vesayetine dair işlemleri hakkında idari yargıya
başvurma yetkisine denir. Belediye Kanunu’nun 23. maddesinin 5. fıkrasında buna
örnek olarak: “ mülki idare amiri hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idari yargıya
başvurabilir.” Yani valiler, kaymakamlar belediye meclisinin hukuka uygun bulmadığı
kararlar için yargıya gidebileceklerdir.
3.3.2. Organlar Üzerindeki İdari Vesayet Yetkisi
Yerel yönetim birimlerinin organları üzerinde uygulanan idari vesayet,
görevlilerin seçimi, atanması, seçimlerin onanması, geçici olarak görevlerinin
132
133
5393 sayılı Belediye Kanunu.
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, m.15.
84
sonlandırılması biçimlerinde uygulanır.134 Bu denetim Türkiye’de daha çok belediyeler
üzerinde uygulanır.135
1982 Anayasası’nın 127. maddesinin 1. fıkrasında “mahalli idareler; il, belediye
veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları
kanunla belirtilen ve karar organlar, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu
tüzel kişileridir.” Şeklinde belirtilmiştir.
Yine anayasanın 127. maddesinin 4. fıkrasına göre, “ mahalli idarelerin seçilmiş
organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri,
konusundaki denetim yargı yolu ile olur.” Burada da anlaşıldığı gibi karar verme yetkisi
yargıya aittir.
3.4. AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI’NDA İDARİ
VESAYET
Özerklik kavramı, yerel yönetim birimlerine hareket özgürlüğü sağlar. Bu
özgürlük sayesinde yerel yönetimler, yerel hizmetleri planlarken ve iç örgütlenmeleri
düzenlerken bir kısıtlamaya tabii olmazlar. Yerel yönetimler özerklikle birlikte
hizmetlerin birliği ve idarenin bütünlüğü gibi genel kural ve hedeflere uymaktadırlar.
Özerklik, başka bir deyişle otonomi, sözlükteki anlamıyla merkezi örgüt yapısını,
dolayısıyla hiyerarşiyi reddeden, gönüllü katılım üzerine kurulu, gizliliği değil açık
olmayı seçen, bireylerin bir arada olmasıdır. Bir düşünce ve dayanışma birliğidir.
Kurumların kendi sorumlulukları altında ülke yararları doğrultusunda kendi hizmetlerini
düzenleme, kendine özgü bir yasa koyma hakkını ifade etmektedir.
Özerk kuruluşlar, karar alma ve aldıkları kararları uygulama hakkına sahiplerdir.
Karar alma özgürlüğü, karar organlarının serbest oluşumuna bağlıdır. Bu özerk
kuruluşların serbestçe oluşturduğu ve seçtiği organların karar alma yetkisi yeterli bir
durum değildir. Bu kuruluşların ayrıca mali özerkliğe de sahip olmaları gerekir. Yani,
134
135
Günday, s.77.
Keleş, s.358.
85
merkezi yönetimlerin baskısı olmadan harcama yapma özgürlüğüne sahip olmaları
gerekmektedir.136
1985 yılında Avrupa Konseyi tarafından ‘Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartı’ kabul edilmiştir. Türkiye’de ise 21.11.1988 tarihinde imzalanmış; daha sonra,
21.5.1991 tarih ve 20877 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan “Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun137” ile
Özerklik Şartı kabul edilmiştir.138 Daha sonra birçok Avrupa ülkesi de Şart’ı imzalayıp
onaylamıştır. Türkiye dâhil 31 devlet şarta bazı çekinceler koymuştur. Bu çekinceler;
 Yerel yönetimlere, kendilerini doğrudan doğruya ilgilendiren konularla ilgili
planlama ve karar alma süreçleri içinde, olabildiği ölçüde, uygun bir zamanda ve
bicimde danışılması konusu ile ilgili Şartın 4. maddesinin 6.fıkrası,
 Yerel yönetimlerin yönetsel örgüt yapılarının kendilerince belirlenmesi ile ilgili
6. maddenin, 1. fıkrası,
 Seçimle gelinen görev yerlerinde bulunanların görevleriyle bağdaşmayacak
işlev ve etkinliklerin yasayla ve temel tüzük ilkelerine göre belirlenmesi konusu ile ilgili
7. maddenin 3. fıkrası,
 Yönetsel denetime ancak yönetsel denetimle korunmak istenen yararlar ile
orantılı olması durumunda izin verilmesi durumu ile ilgili 8. maddenin, 3. fıkrası,
 Yerel yönetimlere kaynak sağlanmasında, hizmet maliyetindeki artışların
olabildiğince hesaba katılması konusu ile ilgili 9. maddenin, 4. fıkrası,
 Dağıtılan kaynakların yerel yönetimlere verilmesinin nasıl yapılacağı
konusunda kendilerine uygun bicimde danışılması ile ilgili 9. maddenin, 6. fıkrası,
 Yapılacak mali yardımların, yerel yönetimlerin kendi politikalarını uygulama
konusundaki temel özgürlüklerin ortadan kaldırılmamasına yönelik 9. maddesinin, 7.
fıkrası,
136
137
138
Nuri Tortop, “Özerk, Üretken ve Katılımcı Mahalli İdare Anlayışı”, Amme İdaresi Dergisi, 24(4),
Ankara 1991, s. 3-4.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun,
21.5.1991 tarih ve 20877 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanmıştır.
Bayram Coşkun, “Türkiye’ de İdari Vesayet Denetimi ve Yerel Yönetimlerin Özerkliği” Çağdaş Yerel
Yönetimler Dergisi, 5(3), 1996, s.41.
86
 Yerel yönetimlere, ortak çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için
derneklere üye olma ve uluslararası birliklere katılma hakkının tanınması ile ilgili 10.
maddesinin, 2. fıkrası,
 Yerel yönetimlere, başka ülkelerdeki yerel yönetimlerle işbirliği yapma
hakkının tanınması konusu ile ilgili 10. maddesinin, 3. fıkrası,
 Yerel yönetimlerin, kendilerine iç tüzük de tanınmış olan yetkileri serbestçe
kullanabilmeleri ve özerk yerinden yönetim ilkesini koruyabilmeleri için yargı yollarına
başvuru hakkının tanınması ile ilgili 11. maddesi.139
Şartın uygulanabilirliği veya öngörülen tüm kuralların uygulanmasının birçok
ülke açısından sıkıntılı olduğu Şarta konulan çekincelerden anlaşılmaktadır. Fransa,
Şartı imza eden bir devlet olmasına rağmen 17.1.2007 tarihinde çekince koyarak
onaylamıştır.
Türkiye açısından durum incelendiğinde, konulan bu çekincelerin büyük
reformlara yer verdiğini sergilemektedir. Yasalaşarak yürürlüğe giren 5393 sayılı
Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 5302 sayılı İl Özel
İdaresi Kanunu ile Şarta uygun birçok değişiklik meydana getirilmiştir. 5393 sayılı yeni
Belediye Kanunu ile “hukuka uygunluk denetimi” kanun metnine taşınmıştır.
Yerel yönetimlere verilen kendi kararlarını alabilme yetkisiyle devletin
görevlerinin yerine getirilmesi kolaylaştırılmakta ve devletin verimliliği artırılmaktadır.
Fakat merkezi otorite kamu yararı için yerel yönetimleri vesayet yoluyla denetleme
yetkisini kendinde tutmuş ve bu yetki 1982 Anayasası’nın 127. maddesiyle merkezi
idareye verilmiştir. İdari vesayet yetkisi devredilemez.140
Türkiye’de idari vesayetin uygulanmasıyla anayasada da belirtildiği gibi “toplum
yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması” hukuka uygun bir
denetim olduğunu ifade etmektedir. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, yerel
yönetimler üzerinde yapılan değişikliklere büyük katkı sağlamıştır. Bu belgeyle yeni
yasal düzenlemeler yapılmış ve görev ve yetkileri daha da uygun bir hale getirilmiştir.
139
140
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Resmi Gazete, 21 Mayıs 1991, Sayı:20877.
Şeref Gözübüyük, Turgut TAN, İdare Hukuku Genel Esaslar, Cilt: 1, (Güncelleştirilmiş 2. Baskı),
Turhan Kitabevi, Ankara 2001, s. 933.
87
Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nın 11. maddesinde, görüldüğü üzere,
merkezi yönetimlerin yerel yönetimler ile ilgili olarak yapabilecekleri yetki gaspı ve
özerkliğin çiğnenmesi gibi hareketlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Yargı güvencesi
özellikle istenmektedir. Bu şekilde yerel yönetimlerin, yetki yönünden ve korunmaları
yönünden tam bir özerkliğin sağlanması amaçlanmaktadır.
İdari vesayet ile özerklik arasında ters orantılı bir durum söz konusudur. Vesayet
denetimi arttıkça özerklik alanı daralmakta; vesayet denetimi azaldıkça özerklik alanı
genişlemektedir. İdari vesayet ve özerkliğin bir dengede tutulması başarılı bir yönetimi
ortaya çıkarır.
Özerklik ile idari vesayet arasında dengenin kurulması şu üç durumda söz konusu
olabilir:
a) Yerel organların kararları hemen uygulanabiliyor ya da vesayet makamı
incelemeler sonunda kararı, hukuka uygunluk yönünden incelenmek üzere yargıya
gönderiliyorsa, vesayet hafiftir.
b) Yerel organların kararları üzerinde vesayet makamının yürütmeyi erteleme
veya onama yetkisi varsa, vesayet ağırdır.
c) Vesayet makamı, yerel organların yerine geçerek kendiliğinden karar
alabiliyorsa, burada yerel yönetimlerin özerkliğinden söz edilemez.141
3.5. YEREL YÖNETİMLER ÜZERİNDE İDARİ VESAYET UYGULAMASI
3.5.1. İl Özel İdaresi Üzerindeki Vesayet Denetimi
En ağır denetim birimi valinin başı olduğu il özel idaresi birimleridir. Bu nedenle
il özel idareleri özerk değil yarı özerk olarak bilinmektedir. Yeni yasaya göre il özel
idarelerinde iç denetim ve dış denetim yapılır. Bu denetimler iş ve işlemlerin hukuka
uygunluk, mali ve performans denetimlerini kapsar. İç denetim iç denetçiler tarafından
yapılır. Dış denetimin ise Sayıştay tarafından yapıldığı görülmektedir. Dış denetiminin
amacı kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğunda yönetimin mali faaliyet karar ve
işlemlerinin kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygun olması tarafından
141
Akif Özer, Yerel Yönetimlerin Denetimi Üzerine Bir Değerlendirme, Cilt: 2, ÇYY, 1993, s. 4.
88
incelenmesi
ve
sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne raporlanması
belirtilmiştir.
3.5.1.1. İl Genel Meclisinin Kararları Üzerindeki Denetim
İl genel meclisine dair yapılan en önemli değişiklik valinin il genel meclis
başkanlığının sonlandırılmasıdır. 5302 sayılı kanunla il genel meclisi, başkanını kendi
üyeleri arasından seçmektedir. 3360 sayılı kanun döneminde vali, il genel meclisinin
başkanıydı. Ancak 5302 sayılı kanunla valinin il genel meclisiyle ilişkisi kesilmiş ve
başkanlık görevi seçilen bir üyeye geçmiştir. Önceki kanun döneminde il genel
meclisinin kararları, meclis başkanı olan valinin onayına sunulmakta, valinin kabul
görmediği
durumlarda
meclise
geri
gönderilir,
meclis
tekrar
kabul
ederse
kesinleşmekteydi. Bu şekilde vali, idari yargıya başvurabilirdi. 5302 sayılı kanunla
meclis başkanlığının seçilmiş üyeye bırakılmasıyla kararların kesinleşmesi ve yürürlüğe
girmesi için yeni düzenleme yapılmıştı (m. 15). Alınan kararların yürürlüğe girebilmesi
için bu kararların incelenmek üzere valiye gönderilmesi zorunluydu. Vali, kendisine
gönderilen kararların hukuka aykırılık sebebiyle yeniden görüşülmesini meclisten talep
etme hakkına sahipti. Valinin kararları geri göndermesi gerekçeli olmak zorundaydı.
Yeniden görüşülmesi istenmeyen kararlar kesinleşmekteydi. Yeniden görüşülmesi
istenen kararların, il genel meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar etmesi
durumunda bu kararlar kesinleşmekteydi. Kanun, kesinleşen bu kararlara karşı valiye
idari yargıya başvurma imkânı tanımaktaydı. Ancak Anayasa Mahkemesinin 15.
Maddesindeki “… ile yeniden görüşülmesi istenip de il genel meclisi üye tam sayısının
salt çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar ”ibaresi ile “vali, meclisin ısrarı ile kesinleşen
kararlar aleyhine idari yargıya başvurabilir” şeklindeki düzenlemeyi iptal etmiştir. 142
İl özel idare yönetimlerinin bütçe onay yetkisi, 3360 sayılı kanun ile İçişleri
Bakanlığı’na verilmiştir.143 Bütçe kabulü o yılın dosyasına eklenerek on beş gün
içerisinde vali tarafından İçişleri Bakanlığı’na gönderilir. Bakanlık otuz gün içinde
bütçeyi onaylar.
142
Anayasa Mahkemesinin 18.01.2007 tarihli ve E. 2005/32, K.2007/3 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2007/12/20071229-17.htm. 20.04.2014.
143
Keleş, s.361.
89
İl özel idarelerinin işlemleri üzerindeki idari vesayet denetimi, alınan kararların
ertelenmesi, onaylanması, geciktirilmesi, değiştirilmesi, bozulması durumlarında ya da
organların yerine geçme şekliyle gerçekleştirilmektedir.
3.5.1.1.1. İl Encümeninin Kararları Üzerindeki Denetimi
İl encümeni, valinin başkanlığında, genel sekreter ile il genel meclisinin her yıl
kendi üyeleri arasından seçeceği üç üye ve valinin her yıl birim amirleri arasından
seçeceği iki üyeden oluşmaktadır. Valinin katılamadığı encümen toplantısına genel
sekreter başkanlık eder. İl encümeni, meclisin bulunmadığı zamanlarda meclis adına
karar alma yetkisine sahiptir. Kararlar ilk toplantıda il genel meclisine sunulur. “Vali,
kararlar hakkında itiraz etme hakkına sahip ve itiraz etmek istediği kararları meclise
bildirir.”144
İl encümeninin üzerindeki idari vesayet denetiminde en önemli rol valiye aittir. İl
özel idaresinin organları arasında olan vali, il genel meclisi ve il encümeni haricinde il
özel idarelerinin görevlerini yerine getiren, alınan kararların uygulanmasında onlara
yardımcı olan kamu personelleri bulunmaktadır.
3.5.1.2. İl Özel İdarelerinin Eylemleri Üzerindeki Denetim
İl özel yönetimlerinin eylemleri üstünde iki denetim yöntemi vardır. Bunlar, iç ve
dış denetimdir. Denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, mali ve performans
denetimini kapsamaktadır. Eylemler üzerinde yapılan denetimin sürekliliği yoktur,
gerektiği durumlarda teftiş niteliği taşır. İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.
İl özel idaresinin mali işlemler dışında kalan diğer idari işlemleri, idarenin
bütünlüğüne ve kalkınma planı ile stratejilerine uygunluğu açısından İçişleri Bakanlığı,
vali veya görevlendireceği elemanlar tarafından denetlenir. İl özel idarelerine bağlı
kuruluş ve işletmeler bu esaslara göre denetlenmektedir. Denetime ilişkin sonuçlar
kamuoyuna açıklanır ve meclisin bilgisine sunulur.
144
Keleş, s.64.
90
Denetimin yapılması ve faaliyet raporunun hazırlanması hususunda bu Kanunda
hüküm bulunmayan durumlarda 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu
ile diğer kanunların ilgili hükümleri uygulanır (m. 41).145
3.5.2. Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Organları Üzerinde İdari Vesayet
3.5.2.1. Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Meclisi Üzerindeki İdari Vesayet
Türk yerel yönetim kurumları arasında en çağdaş yerel yönetim özelliği gösteren
birim belediyedir. Belediyeler diğer yerel yönetim birimlerinden ayrıcalıklı bir yere
sahiptir. Belediye meclisi ve büyükşehir belediye meclisi belediye ve büyükşehir
belediyelerinin karar organıdır.
Belediye Kanunu’nun 30. maddesinde belediye meclisi;
a) Kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu
durum belediyeye ait işleri sekteye veya gecikmeye uğratırsa,
b) Belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar alırsa,
durumunda belediye meclisi İçişleri Bakanlığı’nın bildirimiyle Danıştay kararıyla
feshedilir. Danıştay en geç bir ay içerisinde karar verir. Feshedilen meclis yerine seçilen
meclis, kalan süreyi tamamlar. Belediye meclisinin 30. maddesinin a fıkrasında yer alan
bazı şartlar vardır. Bunlar;
 Kanunun belirlediği olağan ve olağanüstü toplantılar dışında toplanmak,
 Kanunun belirlediği yerler dışında toplanmak,
 Belediye meclisine kanunla verilmiş bir görev bulunması,
 Görevin süresi içinde yerine getirilmemiş olması,
 Görevi yerine getirmemenin ihmalden kaynaklanmış olması,
 Belediyeye ait işlerin sekteye veya gecikmeye uğramış olmasıdır.146
145
146
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu.
Cemil Kaya, Türkiye’de Mahalli İdarelerin Seçilmiş Organlarının Organlık Sıfatlarını Kaybetmeleri,
Ankara 2007, s.49.
91
Belediyeler siyasal birer kurumdur. Karar organları içerisinde siyasal konuların
tartışılmasını yasaklamak gerçekle örtüşmeyen bir durum niteliğindedir. Bu yasada
belirtilmek istenen durum partizanca davranışları engellemek ve bu durumun önüne
geçmektir.
Belediye meclisi, her ayın ilk haftası, önceden belirlenen günde toplanır. Belediye
Kanunu’nun 20. maddesine göre mutat toplantı yeri dışında toplanmanın zorunlu olduğu
durumda belediye üyelerine önceden bilgi vermek kaydıyla meclis başkanının belediye
sınırları içerisinde belirlenen yerde toplantı gerçekleştirilir. Önemli ve acele bir iş
çıkarsa vali, doğrudan doğruya meclisi olağanüstü toplantıya çağırır. Belediye
meclisleri, olağan toplantılarına ait kanuni sürelerde işlerini bitiremezler ise, vali,
görüşme süresini 15 günü aşmamak üzere uzatarak sebeplerini İçişleri Bakanlığına
bildirir. Vali, başkan vekili seçimi için, meclisi toplantıya çağırabilir. Ayrıca vali,
meclisin gizli toplantılarına girme hakkına sahiptir.
Belediye başkanı, hukuka aykırı gördüğü meclis kararlarını, gerekçesiyle
belirterek yeniden görüşülmek üzere beş gün içinde meclise iade edebilir. Yeniden
görüşülmesi istenilmeyen kararlar ile yeniden görüşülmesi istenip de belediye meclisi
üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar kesinleşir. Belediye başkanı,
meclisin ısrarı ile kesinleşen kararlar aleyhine on gün içinde idari yargıya başvurabilir
(m. 23).
Kararlar kesinleştiği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde mahallin en büyük
idare amirine gönderilirdi. Mülki idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe
girmezdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi anayasaya aykırı bularak iptal
etti.147 Kesinleşen meclis kararlarının özetleri yedi gün içinde uygun araçlarla halka
duyurulur.
Yerel yönetimlerin kendi organları aracılığıyla kararlarını alması Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı tarafından benimsenen temel ilkelerdendir. Belediyeye ilişkin
kararların yürürlüğe girmesinde verilen öncelik ve sorumluluk önceki dönemle
karşılaştırıldığında yerel özerklik açısından önemli bir gelişmeydi. 1580 sayılı eski
147
Anayasa Mahkemesi E:2008/27, K:2010/29, 27619 Sayılı ve 04.02.2010 tarihli Resmi Gazete ’de
yayınlanmıştır.
92
Belediye Kanunu döneminde belediye meclisinin kararları en büyük mülki idare
amirinin onayıyla yürürlüğe girebilmekteydi.
Büyükşehir belediye meclisi her ayın ikinci haftasında toplanmakta, büyükşehir
belediye başkanına da meclisin toplanması ile ilgili belediye başkanlarına tanınan
yetkiler tanınmıştır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 28.maddesi
“Belediye Kanunu ve diğer ilgili kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri
ilgisine göre büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyeleri hakkında da uygulanır”
şeklinde oluşur.
Büyükşehir belediyesi genel sekreteri, başkanın önerisi ve İçişleri Bakanının
onayı ile atanmaktadır. Büyükşehir belediyeleri denetlenen birimler olmakla birlikte
denetleyen kurumlar olarak da görev yaparlar. Bağlı ilçe belediyeleri normal denetimin
dışında bir koordinasyon aracı olarak Büyükşehir belediyelerinin denetimi altındadır.
İlçe meclislerince alınan bütün kararlar Büyükşehir belediye başkanına onay için
gönderilir. Başkan kararı aynen onaylayabileceği gibi tekrar görüşülmesi için geri
gönderebilir. İlçe belediye meclisleri kararları üçte iki çoğunlukla onaylarsa karar
kesinleşir.148
5216 sayılı Büyükşehir belediyesi kanununda açık hüküm olmamasına rağmen
Büyükşehir belediye meclisinin feshi halinde Büyükşehir belediye meclis üyesi bulunan
ilçe belediye meclis üyelerinin de her iki belediye meclis üyeliği sona ermelidir.
3.5.2.2. Belediye ve Büyükşehir Belediye Başkanı Üzerinde İdari Vesayet
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 44. maddesinde belediye başkanı, belediye
idaresinin; büyükşehir belediye başkanı da büyükşehir belediye idaresinin başıdır. Ölüm
ve istifa hallerinde belediye başkanlığı kendiliğinden sona ermektedir. Bazı durumların
olması halinde de belediye başkanlığı sona erer.
“Belediye başkanı;
a) Mazeretsiz ve kesintisiz olarak yirmi günden fazla görevini terk etmesi ve bu
durumun mahallin mülki idare amiri tarafından belirlenmesi,
b) Seçilme yeterliğini kaybetmesi,
148
Mustafa Demirtaş, Yerel Yönetimlerin İdari Özerkliği ve İdari Vesayet, 2005, s.75.
93
c) Görevini sürdürmesine engel bir hastalık veya sakatlık durumunun yetkili
sağlık kuruluşu raporuyla belgelenmesi,
ç) Meclisin feshine neden olan eylem ve işlemlere katılması,
Bu durumlardan birinin oluşması halinde İçişleri Bakanlığının başvurusu üzerine
Danıştay’ın kararıyla başkanlık sıfatı sona erer.”
Görevini terk eden belediye başkanlarının başkanlıktan düşürülmesi için aşağıdaki
hallerin olması gerekir;149
 Görevin mazeretsiz ve kesintisiz olarak terk edilmesi,
 Görevin yirmi günden fazla süre ile terk edilmesi,
 Terk fiilinin mahallin mülki idare amiri tarafından belirlenmesi,
 Doğrudan seçimle işbaşına gelinmiş olması,
 Hâlihazırda görev yapılıyor olması.
Belediye Kanunu’na göre, belediye başkanlığının herhangi bir durumdan dolayı
boşalması ve yeni belediye başkanı veya belediye vekili seçiminin olmaması
durumunda, seçim yapılıncaya dek, belediye başkanlığına büyükşehir ve il
belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde ise valinin görevlendirme yapacağı
ve görevlendirilecek olan kişinin belediye başkanı seçilme yeterliğine sahip olması
gerekliğini hükme bağlamıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 20. maddesine göre, belediye meclisini
olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi belediye başkanına verilmiştir. Eskiden bu görev;
illerde vali, ilçelerde kaymakam belediye meclisini olağanüstü toplantıya çağırma
yetkisine sahipti.
“Anayasa Mahkemesi 127. maddedeki vesayet denetimini hukukilik denetimi ve
yerindelik denetimini birlikte kapsayacak şekilde yorumlamıştır. Merkezi yönetimin
denetimin denetimini sadece hukuki denetimiyle sınırlamak vesayet denetiminin
kapsamının eksik kalması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla yerel yönetimlerin
işlemleri üzerindeki idari vesayet denetiminin merkezi yönetimin yerindelik denetimine
imkân sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Belediyenin mali işlemler dışında kalan
149
Kaya, s. 203.
94
diğer idari işlemleri, hukuka uygunluk ve idarenin bütünlüğü açısından İçişleri
Bakanlığı tarafından denetime tabi tutulabilir.”150
Belediye hizmetlerinde aksamanın olması durumunda vesayet uygulaması
belediyeler için etkin hale getirilir (m. 57). Belediye hizmetlerinin yerine getirilememesi
halinde meydana gelen aksamaların kamu güvenliğini olumsuz yönde etkilemesi
durumunda vesayet mekanizması işlemektedir. İçişleri bakanı, belediye başkanına
makul bir süre vererek meydana gelen aksaklıkların giderilmesini talep eder.
Belediye personelleri belediye başkanının atamasıyla göreve gelir. Büyükşehir
belediyelerinde ise personeller büyükşehir belediye başkanı tarafından atanır. Fakat
büyükşehir belediyelerinin genel sekreterleri, İçişleri Bakanlığı tarafından büyükşehir
belediye başkanlarının teklifi üzerine atanır.
3.5.3. Köy İdari Organları Üzerindeki İdari Vesayet
Köy üzerinde, il özel idaresi ve belediyelerde olduğu gibi merkezi yönetim, idari
vesayet denetimi uygulamaktadır. Köyün karar alma organı olan ihtiyar meclisinin
kararlarından bazıları onaya tabidir. Köy bütçesi, kamu yararı konularında ihtiyar
meclisinin
kararlarının,
duruma
göre
vali
ya
da
kaymakamların
tasdikine
bağlanmaktadır. Bunun dışındaki kararlar kesin kararlardır.
3.5.3.1. Köy İhtiyar Meclisi Üzerindeki İdari Vesayet
Köy Kanunu’nun 20. maddesine göre köy muhtarı ve ihtiyar heyeti doğrudan
doğruya köy derneği tarafından seçilmektedir. Köy muhtarı, ihtiyar meclisinin başıdır.
Kanun’un 23. maddesinde de anlaşılacağı gibi, köy meclisinde seçilmiş üyelerin
bulunması yanında doğal üyeler de bulunur. “ köy imamı ile muallimi veya başmuallimi
ihtiyar meclisinin her zaman azasıdırlar.” Öğretmen ve imam hem devlet memuru hem
de meclisin her daim üyesidir. Bu durumda bir merkezin köy ihtiyar meclisinin üzerinde
bir idari vesayet yetkisi olarak yorumlanmaktadır.
150
Şengül, s. 162, 163.
95
Köy ihtiyar meclisi üzerindeki vesayet denetimine; bir köyde birden fazla imamın
bulunması durumunda, ihtiyar meclisi olacak olan imam, kaymakam tarafından
seçilmesi örnek verilebilir.
İhtiyar heyetinde belirlenen sınırların il veya ilçe idare kurullarınca onaylanması
(m.3), köy sınırlarının değiştirilmesi için ihtiyar meclisi tarafından yapılan başvuru
üzerine yine il veya ilçe idare kurulunun karar alması (m.5), iki veya daha fazla köyün
bir araya gelerek ortak işler yapabilmesi için muhtarlar ve köy ihtiyar meclislerinin
mülki amire başvurmalarının ve bunun mülki amir tarafından kabul edilmesinin
gerekmesi (m.47) de yine köy ihtiyar meclisi üzerinde uygulanan idari vesayet
denetimine örnek teşkil etmektedir. 151
Mahalli idare seçimleri ve köy tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması durumunda
köy ihtiyar meclisi organlık sıfatını kaybedecektir.
3.5.3.2. Köy Muhtarı Üzerindeki İdari Vesayet
Köy Kanunu’nun 10. maddesine göre; “muhtar, köyün başıdır. Bu kanuna göre
köy işlerinde söz söylemek, emir vermek ve emrini yaptırmak muhtarın hakkıdır.
Muhtar, devletin memurudur.”
Köy muhtarının kararları üzerinde, valinin ve kaymakamların geniş bir vesayet
yetkisi vardır. 442 sayılı Köy Kanunu’nun 40. maddesinde “ köy muhtarının köylü
faydasına olmayan kararlarını kaymakam bozabilir, ancak kaymakam onun yerine
kendiliğinden karar veremez.”
Eskiden vali ve kaymakamlar idare kurulu kararı alınmadan önce muhtarın
görevine son verebilmekteydi. Ancak, 2576 sayılı yasayla bu durum değiştirilmiştir.
Kanun’un 41. maddesine göre köy muhtarının görevlerine son verilmesi bu şartların
olmasıyla gerçekleştirilir:
 Muhtarın köy işlerini ve kanunlarla verilen diğer görevlerini yapmaması,
 Muhtara mülki idare amiri tarafından yapmadığı köy işlerini açıkça belirten
yazılı bir ihtarda bulunulması,
151
442 sayılı Köy Kanunu.
96
 Muhtarın yapılan yazılı ihtara rağmen görevini yapmamakta ısrar etmesi,
 Yetkili idare kurulunun görevden uzaklaştırma yönünde karar vermesi.
Muhtarlık ve ihtiyar meclisi üyeliğinden çıkarılma koşulları belirten ve bu yetkiyi
il ve ilçe idare kurullarına veren bir diğer madde de Köy Kanunu’nun 33. maddesidir.
Buna göre:
Köy muhtarlığına ve ihtiyar meclisi üyeliğine seçildikten sonra:
1. Kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olanlar,
2. İzinsiz olarak yabancı Devlet resmi hizmetlerinde bulunanlar,
3. Ağır hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kesin olarak hüküm giyenler,
4. Taksirli suçlar hariç olmak üzere 5 yıldan fazla hapis cezasıyla kesin olarak
hüküm giyenler, (1) 29.8.1977 tarih ve 2108 sayılı Kanun’un 1 inci maddesine bakınız.
5. Zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı
kötüye kullanmak, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlardan biri ile kesin olarak hüküm
giymiş olanlar,
6. Devletin, katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin, köylerin, İktisadi
Devlet Teşekküllerinin veya bunlara bağlı daire ve müesseselerle ortaklarının ve
imtiyazlı şirketlerin memur ve müstahdemi olanlar,
7. Köy içlerinin müteahhidi, bu işlerle ilgili kimselerin kefili veya ortağı olanlar
ve bu cihetlerden köye borçlu bulunanlar, muhtar ve ihtiyar meclisi üyeliğinden, il veya
ilçe idare kurulunca çıkarılırlar.
8. Köy tüzel kişiliği ile davacı ve davalı olan muhtar ve ihtiyar meclisi üyeleri bu
davalarda köy tüzel kişiliğini temsil edemezler. Yetkili temsilciyi köy derneği seçer.”
“Köy Kanunu’nun 33. ve 41. maddesi dışında, göreviyle bağdaşmazlık, seçilme
yeterliliğini kaybetme, istifa, ölüm ve gaiplik, mahalli idare seçimleri, köyde oturmama,
köyü terk etme, görev yerini terk etme ve köy tüzel kişiliğinin kaldırılması
nedenlerinden dolayı da köy muhtarı sıfatı sona ermektedir.”152
152
442 sayılı Köy Kanunu.
97
3.5.3.3. Köy Derneği Üzerindeki Vesayet
İdari vesayet denetimi köy derneği üzerinde diğer organların üzerinde olandan
daha azdır. Köy Kanunu’nun 12. maddesine göre, köy derneği isteğe bağlı işlerin
zorunlu hale getirilmesi için mülki amirin rızasını almak durumundadır.
Köyün az sayıda olan personeli üzerinde idari vesayet yetkisi uygulanmaktadır.
Köy personelini oluşturan, köy imamı, köy kâtibi ve köy korucusu üzerinde, kadro,
tayin, terfi, izin ve görevden uzaklaştırma gibi özlük işler üzerinde idari vesayet
denetimi uygulanmaktadır. Köy Kanunu’nun 70. maddesine göre, köy korucuları ihtiyar
meclisi tarafından belirlenir. Bu durum bir tutanak ile mahallin en büyük mülki amirine
bildirilir ve korucu amirin emri ile göreve başlar.
98
SONUÇ ve ÖNERİLER
Bu çalışmada öncelikle yerel yönetimler ve idari vesayet kavramları açıklanmaya
çalışılmış, daha sonra Türkiye’deki yerel yönetimler üzerindeki idari vesayet denetimi
incelenmiş ve yapılan değişiklikler özerklik ve vesayet kavramları açısından
değerlendirilmiştir.
Çalışmanın birinci bölümünde, merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki
ilişkiler başlığı altında merkezden yönetimin tanımı, yetki genişliği, yerinden yönetimin
tanımı, merkezden ve yerinden yönetimin faydalı ve sakıncalı yönleri, yerel yönetim
kavramı ve yerel yönetimlerin ortak nitelikleri açıklanmıştır.
İkinci bölümde, Türkiye’de yerel yönetimler başlığı altında yerel yönetimlerin
tarihsel gelişimi, yerel yönetimlerin organları olan; il özel idaresi, belediyeler,
büyükşehir belediyeleri ve köylerin tanımı, yapısı, görevleri ve organları bakımından
yeni mevzuata göre incelenmiş ve değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Üçüncü bölümde ise, Türkiye’de yerel yönetimler üzerindeki idari vesayet
denetimi irdelenmiştir. Bu kapsamda idari vesayetin tanımı, özellikleri, unsurları ve
türleri açıklanmıştır. Yine bu bölümde Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda
idari vesayet yetkisi şarta göre incelenerek elde edilen tespitler aktarılmaya çalışılmıştır.
Bölümün sonunda ise, yerel yönetimler üzerindeki idari vesayet uygulaması irdelenmiş
ve yerel yönetim organları olan il özel idaresi, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve
köyler üzerindeki idari vesayet incelenmiştir.
Bu çalışmanın hipotezi, Türkiye’deki yerel yönetimlerin yeteri kadar özerk
olmaması ve merkezi idarenin vesayeti altında kalarak, görevlerini istenildiği şekilde
yerine getirememesiydi. Bu önermenin geçerliliğinin doğru olup olmadığını belirlemek
amacıyla yerel yönetimler üzerindeki merkezin vesayet yetkisinin ne boyutlarda
olduğunu, yerel yönetim mevzuatındaki yeni düzenlemelerin merkezi yönetimin vesayet
yetkisini ve yerel yönetimlerin özerkliğini ne şekilde değiştirdiği esas alınarak
araştırılmıştır.
Yerel yönetimler halka en yakın birimlerdir. Yerel halkın ortak ihtiyaçlarını
karşılamak, ekonomik, kültürel zenginlik ve refaha ilişkin yerel hizmetleri karşılamak
için kurulan, demokrasi ilkelerini yaşama geçiren, kamu tüzel kişiliğine sahip özerk ve
99
demokratik yönetimlerdir. Yerel yönetimlerin karar organları seçimle işbaşına
gelmektedir. Bu ifadelerden anlaşılacağı üzere, yerel yönetimler ayrı bir kurum olma
niteliğine sahip, kanunların belirlediği ölçüde kural koyma ve uygulama yeteneğine
sahiptirler. Yönetimde birliğin sağlanması için yasaların öngördüğü ölçüde merkezin
denetimi ve gözetimi altındadırlar. Yerel yönetimlere tanınan kendi organlarını
oluşturma ve kendi kararlarını alabilme yetkisinin sebebi, merkezi yönetimin
sakıncalarını önlemek, devletin verimliliğini arttırmak ve devletin görevlerinin yerine
getirilmesini kolaylaştırmaktır. Ancak, merkezi otorite, kamu düzeni ve kamu yararı
amacıyla yerel yönetimleri vesayet yoluyla denetlemeyi kendinde tutmuştur. Bu yetki
1982 Anayasası’nın 127. maddesinin 5. fıkrasında merkezi idareye verilmiştir.
1982 Anayasası’nda idari vesayet yetkisi, idarenin bütünlüğü ilkesiyle
açıklanmaktadır. Ancak yerel yönetimler üzerindeki idari vesayet yetkisinin sınırsız
olarak kullanılması Anayasa’da anlatılan idari vesayet yetkisine aykırıdır.
Türk Yerel Yönetim Sisteminin en büyük iki sorunu mali yetersizliğin olması ile
demokratik kurumların yetersizliği ve aşırı vesayet denetimidir. Yerel yönetimler, bu
sorunlardan dolayı özerk yerel yönetim özelliklerini kazanamamışlar, merkezi
yönetimin taşra uzantısı olarak örgütlenmişlerdir. Yerel yönetim birimleri üzerinde
uygulanan bu ağır vesayet denetimi Türkiye’de yerel yönetim kurumlarının
çalışmalarını olumsuz yönde etkileyen önemli bir unsurdur. Üzerindeki ağır vesayet
denetimine rağmen belediyeler; il özel idareleri ve köylere göre daha net bir özerkliğe
sahiptirler. Belediye meclisi kararlarının pek çoğu onaya gerek kalmadan uygulamaya
konulabildiği halde, il genel meclisinin kararlarının tümü valinin onayına tabidir. Ayrıca
belediyelerin kendine özgü bir örgütü ve yeterli olmasa da diğer yerel birimlere oranla
daha fazla gelir kaynağı vardır. Ancak görevleri bakımından belediyelere merkeze
bağımlıklarını azaltacak yeni kaynaklar sunmak gerekir.
Bu durumda, belediye organlarının tam bir serbestlik içinde çalıştığı söylenemez.
Ayrıca, belediyelerin görevleri ile olanakları arasında büyük fark bulunmaktadır.
Gerekli mali kaynakların tam olarak sağlanması durumunda belediyeler özerk konuma
sahip olabileceklerdir. İl özel idarelerinin ve köylerin üzerindeki idari vesayet denetimi
belediyelere göre daha ağırdır.
100
Merkezi yönetim, il özel idareleri üzerinde geniş bir vesayet yetkisine sahiptir.
Valinin il özel idaresinin başı olması, dolayısıyla il özel idarelerinin kimi çevrelerce yarı
özerk kuruluşlar, hatta bağımlı kuruluşlar olarak nitelendirilmesine neden olmaktadır.
Bu konuda yapılması gereken en önemli şey, il özel idarelerinin kendi başkanlarını
seçebilmeleridir. Bu şekilde il özel idareleri de özerk kuruluşlar olabilecektir. İl özel
idaresinin özerkliğini zedeleyen bir diğer konu da, gelir kaynaklarının yetersizliğidir.
Yerel yönetim birimleri, kendilerine yeterli mali olanak sağlandığı ölçüde özerk
sayılırlar. Yerel özerklik, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda da belirtildiği
gibi, yeterli mali kaynaklarla yakından ilgilidir. İl özel idarelerinin mali bakımdan
merkezi yönetime bağlı olması, güçlü ve özerk bir yerel yönetim sisteminin gelişimini
önlemektedir.
İl özel idarelerinde vesayet denetiminin kaldırılması için birkaç önlem almak
gerekir. Vali, il özel idarelerinin yürütme organı olarak işlevini sürdürmeli, ancak
encümen ile genel meclise, valiyi denetleme konusunda daha etkin yetkiler tanınmalıdır.
Yine, genel meclis kararlarının tamamının vali tarafından onaylanması yerine, yalnızca
idarenin bütünlüğü bakımından denetimi gerektiren önemli kararlar onaya tabi
tutulmalıdır. Bir başka düzenleme ise taşıt alımlarında Bakanlar Kurulu kararı yerine,
İçişleri Bakanlığı’nın onayı aranmalıdır. Bu düzenlemelerin yapılması halinde il özel
idarelerinin özerkliği sağlanmış olabilecektir.
Köyler üzerindeki idari vesayet denetimi de, il özel idarelerinden pek farklı
değildir. Özerklik bakımından, kendilerine görevlerini yürütebilecek için yeterli kaynak
sunulmayan köyler, bazı yetkilerinin merkezi yönetime aktarılmasıyla, iyice işlev
kaybına uğramıştır. Köy yönetiminin yürütme organı olan muhtar, seçimle iş başına
gelmektedir. Ancak buna rağmen üzerinde yoğun bir vesayet yetkisi vardır. Hâlbuki
köyleri denetleyen vesayet makamlarının yetkilerini yol gösterici, öğretici bir biçimde
kullanması beklenir.
Mevzuatta ayrıntılı olarak düzenlenen idari vesayet denetimi, ağır olmaktan
çıkarılmalı ve seçilmiş organlara karar alma ve uygulama imkânı sağlanmalıdır. Bu,
yerel yönetimlerin iyi hizmet üretebilmesinin, daha verimli olmasının en önemli
koşullarındandır. Türkiye’de idari vesayet denetimi, hem hukuka uygunluk, hem de
yerindelik denetimini kapsamaktadır. İdari vesayet denetiminin hukuka uygunluk
101
denetimi sağlaması için anayasada sınırlarının gösterilmesi şarttır. İdari vesayet ile
özerklik arasında ters orantı vardır. Vesayet denetimi arttıkça özerklik alanı daralmakta;
vesayet denetimi azaldıkça özerklik alanı genişlemektedir. Bu durumda idari vesayet ve
özerkliğin bir dengede tutulması başarılı bir yönetimi ortaya çıkarır. Çünkü idari
vesayet ile özerkliğin amacı, etkin, verimli anlayışını karşılamaktır.
Çalışmanın sonunda, Türkiye’de yerel yönetimlerin daha etkin bir konuma sahip
olabilmeleri için öneriler şunlardır;
 Yerel yönetimlere sağlanan mali kaynakların yanında kendi kaynaklarını ve
vergilerini oluşturma hakkı tanınmalıdır.
 Yerel yönetim birimlerinde atama yerine seçimle iş başına gelme
yaygınlaştırılmalıdır.
 Yerel yönetimlere daha fazla yetki vermenin üniter devlet yapısını bozacağı
düşüncesi terk edilmeli, yerel yönetimler mali ve idari açıdan kendi kararlarını
alabilmelidirler.
 Merkezi yönetim idari vesayet yetkisi ile yerel yönetim özerkliği arasında
denge kurulmalıdır. Vesayet denetimi uygulanırken, yerel yönetimlerin özerkliğini
zedeleyecek durumlardan kaçınılmalıdır.
 İdari vesayet denetimi bazen hukuka uygunluk denetiminin ötesine geçmekte
ve yerindelik denetimine dönüşmektedir. Bu durumda, yerindelik denetimini sağlayan
vesayet denetimi kaldırılmalı, yerine hukuka uygunluk denetimi sağlanmalıdır.
 Yerel yönetim birimlerine gereken özerklik ortamı sağlanmalı, özerkliği
sağlanan birimlerin yetkilerini kullanabilmeleri için ortam sağlanmalıdır.
 Yerel yönetimler, halkın ihtiyaçlarına yanıt verecek bir yapıya kavuşturulmalı,
özerkliğe sahip kuruluşlar olarak nitelendirilmelidirler.
102
KAYNAKÇA
Kanunlar/Yönetmelikler:
1913 İdarei Umumiyei Vilayat Kanunu Muvakkatının adı “ İl Özel İdaresi Kanunu” T.C.
Resmi Gazete, S.19471, 26.05.1987.
2972 Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında
Kanun. 18 Ocak 1984.
442 sayılı Köy Kanunu (1924), T.C. Resmi Gazete, 68, 07.04.1924.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu (1920), T.C. Resmi Gazete, 25531,23.07.2004.
5272 sayılı ve 5216 sayılı Kanunların Uygulanması Hakkında Genelge
5302 İl Özel İdare Kanunu, T.C. Resmi Gazete, 25745, 22.02.2005.
Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği ve İl Genel Meclisi Çalışma Yönetmeliği (2005),
T.C. Resmi Gazete, 25961, 9.10.2005.
İçişleri Bakanlığı, M.İ.G.M, 2005/36.
İl Özel İdareleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik, T.C. Resmi
Gazete, S.26548, 10.06.2007.
Kitaplar:
Aktan, Tahir, Kamu İdaresi, (2.Baskı), Uludağ Üniversitesi Basımevi, Bursa 1989.
Aldan, Mehmet, “İdari Vesayet Denetimi”, İller ve Belediyeler, 1985.
Arıkboğa, Erbay - Oktay, Tarkan ve Yılmaz Nail, Yeniden Yapılandırma Sonrasında
Belediye Meclisleri: İstanbul Örneği, Beta, 2007.
Arslan, Süleyman, Türkiye’de ve İngiltere’de Merkezi İdarenin Mahalli İdareler
Üzerinde Denetimi, A.İ.T.İ.A. Yayını, Ankara 1978.
Atasoy, Veysel, Türkiye’de Mahalli İdarelerin Yapısı ve Yeniden Düzenlenmesi, Türk
Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1992.
Auby, Jean-Bernard, Auby Jean-Francois, Noguelle Rozen, Droit Des Collectivites
Locales, PUF 2008.
Baguenard, Jacques, La Decentralisation, Que sais-je?(1879) PUF 1996.
Bilgiç, Veysel, Yerel Yönetimler, 21. Yüzyıl Yayınları, Ankara 1998.
103
Blanc, Jacques and Remond, Bruno, Les Collectivités Locales, Dalloz 1994.
Canatan, Bilal, Yerellik İlkesi, Galeri Kültür Yayınevi, 2001.
Chapus, René, Droit Administratif Général, Tomel, Monchrestiren, 1997.
Coşkun, Bayram “Türkiye’de İdari Vesayet Denetimi ve Yerel Yönetimlerin Özerkliği”
Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 5(3), 1996.
Debbasch, Charles, Science Administrative, Dalloz 1989.
Demirtaş, Mustafa, Yerel Yönetimlerin İdari Özerkliği ve İdari Vesayet, 2005.
Dönmez, Mustafa, Açıklamalı- İçtihatlı İl Özel İdaresi Kanunu, (2. Baskı), Mevzuat
Yayıncılık, Ankara 2011.
Erdoğan, Sedat, Belediyeler Üzerindeki İdari Vesayet Yetkileri, Türk Belediyecilik
Derneği Yayınları, Ankara 1972.
Erten, Metin, Nasıl Bir Yerel Yönetim? Anahtar Yayınları, İstanbul 1999.
Eryılmaz, Bilal, Kamu Yönetimi, (2. Baskı), Okutman Yayıncılık, 2009.
Giritli, İsmet, Pertev Bilgen ve Tayfun Akgüner, İdare Hukuku, Der Yayınları, İstanbu,
2001.
Giritli, İsmet, Türkiye’nin İdari Yapısı, (9. Baskı), Der Yay., İstanbul 1993.
Göreli, İsmail Hakkı, İdari Vesayet-Amme Hükmi Şahısların İdarece Murakabesi,
Ankara 1944.
Gözler, Kemal, İdare Hukukuna Giriş, (9. Baskı), Ekin Kitapevi, Bursa 2008.
Gözübüyük,
Şeref
ve
Turgut
Tan,
İdare
Hukuku
Genel
Esaslar,
Cilt:1,
(Güncelleştirilmiş 2. Baskı), Turhan Kitabevi, Ankara 2001.
Gözübüyük, Şeref, Yönetim Hukuku, Turhan Kitabevi, (7. Baskı), Ankara 1994.
Günday, Metin, İdare Hukuku, Alkım Kitapçılık- Yayıncılık, Ankara 2005.
Kaya, Cemil, Türkiye’de Mahalli İdarelerin Seçilmiş Organlarının Organlık Sıfatlarını
Kaybetmeleri, Ankara 2007.
Keleş, Ruşen ve Yavuz, Fehmi, Yerel Yönetimler, Turhan Kitabevi, Ankara 1983
Keleş, Ruşen, Yerel Yönetim ve Siyaset, (2. Baskı), Cem Yay., 1998.
Keleş, Ruşen, Yerinden Yönetim ve Siyaset, (2. Baskı), Cem Yayınevi, İstanbul 1994.
Nohutçu, Ahmet, Kamu Yönetimi, Savaş Yayınları, Ankara 2012.
Onar, Sıddık Sami, İdare Hukukunun Umumi Esasları, İstanbul 1966.
Ortaylı, İlber, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Yerel Yönetim Geleneği, Hil Yayınları,
İstanbul 1985.
104
Özmen, Remzi, Belediye Mevzuatı, Seçkin Yay., Ankara 2013.
Şengül, Ramazan, Yerel Yönetimler, 2.Baskı, Umuttepe Yayınları, Kocaeli 2011.
Toprak, Zerrin, Yerel Yönetimler, İzmir 2010.
Tortop, Nuri - Burhan Aykaç - Hüseyin Yayman ve Akif Özer, Mahalli İdareler, (1.
Baskı), Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 2006.
Tortop, Nuri, Mahalli İdareler, Nobel Yayınları, 2006.
Ulusoy, Ahmet ve Akdemir Tekin, Mahalli İdareler Teori-Uygulama-Maliye, (4. Baskı),
Seçkin Yayıncılık, Ankara 2006.
Uygun, Oktay, Federal Devlet, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2007.
Yavuz, Fehmi, Şehircilik Ders Kitabı, A.Ü.SBF Yayını, Ankara 1953.
Yıldırım, Turan, Türkiye’nin İdari Teşkilatı, (4. Baskı), İstanbul 1989.
Makaleler:
Kalabalık, Halil, “Türkiye’de Alan (Taşra) Yönetimi, İçinde Bulunduğu Sorunlar ve
Çözüm Önerileri”, Türk İdare Dergisi, pp. 61 - 104, ISSN, DOI,12, 1999.
Tortop, Nuri, “Özerk, Üretken ve Katılımcı Mahalli İdare Anlayışı”, Amme İdaresi
Dergisi, 24(4), Ankara 1991.
Tezler:
Hamamcı, Can, Merkezi Yönetim- Yerel Yönetim Ekseninde Belediyelerimizin Yapısı ve
Demokratikleşme Eğilimi, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara 1981
Kartal, Nazım, İl Özel İdarelerinin Yeniden Yapılandırılması: Uygulama Aşaması
Üzerine Bir Çözümleme, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010.
105
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Adı-Soyadı
Harun Selçuk
Doğum Yeri ve Tarihi
Ağrı-1986
Eğitim Durumu
Lisans Öğrenimi
Selçuk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
Kamu Yönetimi Bölümü
Y. Lisans Öğrenimi
Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu
Yönetimi Anabilim Dalı
Bildiği Yabancı Diller
Bilimsel Faaliyetleri
İş Deneyimi
Stajlar
Projeler
Çalıştığı Kurumlar
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu
İletişim
E-Posta Adresi
haruncelcuk@hotmail.com
Tarih
22.05.2014