Şehit ve gazi BÜTÇE FAZLASI 5,9 MiLYAR yakınlarına müjde V A yşenur İslam, "İkinci istihdam hakkı kapsamında Kurban Bayramı'ndan birkaç gün önce şehit ve gazi yakınlarının atamalarını yapacağız" dedi.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, 2 bin 500 şehit ve gazi yakınının kamuda istihdam edileceğini açıkladı. rtışla tlarındaki a ergi tahsila os ayında 5,9 milbütçe, ağust verdi. Gelirler, ilk a yar lira fazl ya yükseldi. ra li r a y il m 3,2 tçe sekiz ayda 28nı Mehmet Şimşek, bü nin rahat fi a e k d a e B h e e y li bütç Ma iğini ın, yıl sonu rakamların akalanacağını gösterd geçen ay y , e si d e il tç k ü mB bir şe rkezi Yöneti dönebildirdi. Me ra fazla, ocak-ağustos Maliye i. li r rd a e y v il k açı 5,9 m 7 milyar lira s ayları ile minde ise 2, 14 temmuz ve ağusto e uyguBakanlığı, 20s dönemine ilişkin bütçra göre, ocak-ağusto arını açıkladı. Sonuçla n yılın çe lama sonuçlosta bütçe gelirleri, ge 38 milyar k st u ra ğ a a rt ıl a y ,1 u b öre yüzde 19 zalarak, aynı ayına giderleri ise yüzde 8,6 a k-ağusca lira, bütçe g olarak gerçekleşti. O 13'ün 20 32 milyar lirade ise bütçe gelirleri, selişle in k ü m y e n ,9 ö 8 d e tos ine göre yüzd e yüzde aynı dönem lira, bütçe giderleri is u yılın r 283,2 milya 285,9 milyar lira oldu.Bgeçen 10,1 artarak personel giderleri ise, artarak ,3 ilk 8 ayında nemine göre yüzde 15 'ün ocakö yılın aynı d milyon lira oldu. 2014k kurum74 milyar 855eminde sosyal güvenli n yılın ağustos dönt primi giderleri ise geçerak 12 larına devle ine göre yüzde 17,7 arta aynı dönem ilyon liraya yükseldi. milyar 576 m O iKi KURUMLA iLiŞKiMiZi KESERiZ! onom ASLA OLMAYACAK umhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını Türkiye'ye yönelik tavırları nedeniyle eleştirdi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar ali durumu iyice bozulan dönüşünde uçakta önemli açıklamalarda paralel yapının bankası, bulundu.Erdoğan, uluslararası kredi dereBank Asya'ya artık yatırımcı da inanmıyor. Borsada bir aydır celendirme kuruluşlarını da Türkiye'ye kapalı olan hisseler açılır açıl- yönelik tavırları nedeniyle eleştirdi. Türkiye'ye yönelik değerlendirmelerin maz taban yaptı. Günlük eri teknik değil, siyasi olduğunu söyleyen me 225 milyon TL.17 Aralık dar Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz onların be girişimiyle siyaseti dizayn etme teşebbüsünde bulutavırlarıyla bir yere gelmedik. Bu tavırnan paralel yapının banka larını sürdürürlerse hükümete onlarla ilsı, Bank Asya çöküyor. işkiyi kesme önerisinde bulunurum." BANK ASYA ÇÖKÜYOR HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA C M 17 EYLÜL 2014 Çarşamba KDV dahil 25 Krş www.ekonomigazetesi.net BAKANDAN SON UYARI ARTIK VERGi AFFI DiKKATLi OLMALIYIZ! B aşbakan Yardımcısı Babacan, büyümede daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulayarak bir kez daha kalite ve sürdürülebilirliğe dikkat çekti.Babacan, büyümeyle ilgili cari açığa dikkat çekerek dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaparken büyümenin kaliteli ve sürdü rülebilir olması gerektiğini de belirtti. Kredi derecelendirme kuruluşları ile ilgili Türkiye'ye daha fazla özen göstermeleri gerektiğinin de altını çizen Babacan, Bank Asya ile ilgili ise yetkili kurumun BDDK olduğuna işaret ederek kendilerinin gerekli kararları gözlerini kırpmadan alabileceklerini söyledi. Haberi S.16’da ‘İŞ’iMiZ BiTTi ürkiye’de haziran ayında mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı % 9.9’a yükseldi. İşsizlik oranı ekonomideki yavaşlama ve işgücüne katılımdaki artışın etkisiyle yükselirken sanayi, inşaat ve tarım sektöründe istihdam kaybı yaşandı.İşsizlik, haziranda mevsim etkilerin den arındırılmış olarak % 9.9’a yükseldi. Bu Ocak 2011’den beri görülen en yüksek oran. İşsizlikte artışın nedeni ikinci çeyrekte ekonomide gözlenen yavaşlama ve işgücüne katılım daki artış. TÜİK hem mevsim etkilerinden arındırılmış hem de arındırılmamış şekilde işsizlik verileri açıklıyor. T Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vatandaşları "torba yasa" ile getirilen kolaylıklardan yararlanmaya davet etti ve "Artık bu türden beklentilerini de sınırlı tutsunlar. Ş taşıtlar vergisi 7,5 milyar lira, özel tüketim vergisi 4,7 milyar lira, dahilde alınan katma değer vergisi 23,5 milyar lira, diğer vergi alacakları 7,9 milyar lira, vergi cezaları 41 milyar lira, gecikme faizleri de 16,7 milyar lira. Bunların hepsini topladığınız zaman Maliye açısından 124,6 milyar liralık bir rakam çıkıyor karşınıza, bayağı ciddi bir rakam. Bildiğim kadarıyla SGK'nın alacakları ise faizler vs. dahil olmak üzere 85 milyar lira. Bunları topladığınız zaman 200 milyar liranın üzerinde bir alacaktan bahsediyorsunuz ama burada doğrusu ben vergiler açısından konuşayım. Biz af niteliğinde bir düzenleme yapmadığımız, matrah artırımı öngörmediğimiz için burada 2011'deki başarının yakalanması ihtimalini düşük görüyorum."İş Sağlığı Güvenliği'nde çalışan teknik personel sayısı artırılacak. Facianın yaşandığı rezidansın iş güvenliğini sağlayan firmanın 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Holding'in de denetçisi olduğu ortaya çıkarken, bu alanda hizmet verecek firmalara yönelik kriterlerin yeniden belirlenmesi öngörüldü. imşek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı toplantı salonunda, kamuoyunda "torba yasa" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un Maliye Bakanlığını ilgilendiren maddelerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.Toplantıdaki sunumunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, yasa ile kaç liralık gelir beklenildiğine yönelik soru üzerine, bu tür yapılandırmalarda tahsilat ne olacak meselesinin, kısmen vatandaşların ne kadar ilgi gösterdiği ve bu ilgiyi ödemeye dönüştürmesiyle yakından ilişkili olduğunu söyledi.Dolayısıyla önceden bir rakam vermelerinin zor olduğunun altını çizen Şimşek, "Birinci husus bu. İkinci husus, şunu bilmenizde büyük yarar var. Gecikmiş alacaklardan bahsediyorum, bunların bir kısmının tahsil imkanı yoktur. Şimdi isim vermeyim, büyük bir şirket, fi tarihinde iflas etmiş, batmış, gitmiş ama alacak duruyor orada veya yurt dışına kaçmış vs. Bunları bilmenizde fayda var. Yani bazı alacakların tahsilatın imkanı da yok" diye konuştu.Şimşek, bu nedenlerle bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu belirterek, şunları kaydetti:"Vergi gelirlerinin asılları itibarıyla alacağımız, nisan 2014 itibarıyla 67 milyar 7 bin 759 lira. Büyük bir rakam. Gelir vergisi kısmı 17,6 milyar lira, kurumlar vergisi 5,8 milyar lira, motorlu I G Z A E G L R i Y A O T A R KT Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Katar ziyaretinde, 9 tankerlik 1.2 milyar metreküplük spot doğalgaz anlaşması imzalandı. Erdoğan, "Bu anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkiler için zirve bir adımdır" dedi. ürkiye, kışlık enerji ihtiyacı için önemli bir işbirliğine imza attı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın da eşlik ettiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar ziyareti sırasında 1.2 milyar metereküplük LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) alımı konusunda anlaşma sağlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Katar'ın Türkiye'deki reel yatırımlar konusundaki hassasiyetinin daha da artacağını görüyorum. Bu anlaşma, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde adeta zirve adım mahiyetinde olacak" dedi. Faruk BAKAÇ Güne Bakış Gündemde Neler Var? Yazısı S.4’de Serra KARAÇAM NABIZ Katar'la uzun dönemli gaz kontratları yapmak istediklerini söyleyen Bakan Yıldız ise "Ellerinde doğalgaz olduğu müddetçe bu kontratları yapmak istediklerini söylediler" diye konuştu. Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacının kasım, aralık, ocak ve şubat aylarında çok daha fazla miktarlara çıktığını hatırlatan Yıldız, "Söz konusu alımla bu aylara münhasır olmak üzere enerji ihtiyacımızı karşılayacağız" dedi. İran alerjiis, ABD ve Türkiye... Yazısı S.16’da Evina Méne RONİ GAZZE’YE AĞLARKEN UKRANYA’YI UNUTMAMAK Yazısı S.10’da BORSA Ekonomi 3 ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞI KREDİ BORCU ARTTI Şüheda YILDIRIM’ın Haberi IŞİD PETROLÜNE YALANLAMA Yıldız, Türkiye'nin IŞİD'den petrol aldığı yönündeki haberleri kesin bir dille yalandı. Bakan Yıldız, şunları söyledi: "Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattından aldığımız petrolün bırakın Bağdat ve Erbil petrolü olmasını, hangi kuyulardan üretildiğine dair de raporlar alıyoruz. O açıdan gerek tankerlerle, gerekse ham petrol boru hatlarıyla beraber bizim bu bahsettiğimiz tarzda bir petrol alma durum ve ihtimalimiz yok.Biz böyle bir şeyi ne isteriz ne de böyle bir irade koyarız. O yüzden bunlar spekülatif haberlerdir. ürkiye Cumhuriyeti hükümetinin bahsettiğiniz herhangi tarz bir petrolü almamıştır."Afşin-Elbistan'da kömür santrali yapımıyla ilgili çalışmanın devam ettiğini de belirten Enerji Bakanı Yıldız, "Fizibilite çalışmaları devam ediyor. Muhasebe 5 TORBADAN AF DEĞIL, TAKSIT ÇIKTI Gündem 8 BEDELLI ASKERLIKLE ILGILI IHTIYACI DEĞERLENDIRECEĞIZ T 2 17 EYLÜL 2014 Ekonomi HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA MÜSİAD YERLİ OTO İÇİN "GAZA BASTI" üstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) yerli M otomobilin üretilmesi için tüm sosyal tarafların katılımıyla 18 Ekim'de Kocaeli'de otomotiv şurası düzenleyecek. MÜSİAD Otomotiv Sektör Kurulu Başkanı Cengiz Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerli otomobil üretiminin Türkiye'nin en önemli ideallerinden birisi olduğunu belirterek, büyüyen Türkiye'nin prestijine yakışan yerli bir otomobil markasına da sahip olması gerektiğini söyledi.Türkiye'nin geçmişte yaşanan bazı sorunlar ve ihmaller nedeniyle fosil yakıtlı otomobil üretiminde rakiplerinin gerisinde kaldığını ifade eden Arslan, elektrikli otomobil konusunda rekabetin yeni başladığını, bundan dolayı Türkiye'nin bu konuda söz sahibi olma şansının bulunduğunu dile getirdi.Arslan, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olma hedefi bulunan Türkiye'nin yerli bir otomobil üretmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye artık, kendine güven dahil her unsuru bünyesinde en üst düzeyde bulunduran bir ülke. Kazakistan 'Atilla' ismiyle kendi yerlisinin prototipini yapabiliyorsa, Türkiye de kendi 'babayiğitini" rahatlıkla yapabilir" diye konuştu. Yerli otomobil projesinin, bu işe gönül vermiş birkaç üreticiden ziyade devlet politikası ve desteğiyle hayata geçebileceğini vurgulayan Arslan, şunları kaydetti: "MÜSİAD olarak yerli otomobilin üretilmesini başından beri destekliyoruz. Bunun için de üyelerimizi her zaman yüreklendirdik. Zaman çok hızlı akıyor, yerli otomobil konusunda bir an önce somut adımların atılmasından yanayız. Bunun için de gelecek günlerde bir dizi eylem planını hayata geçireceğiz. Bunlardan ilki sosyal tarafların da katılımıyla 18 Ekim'de Kocaeli'de bir otomotiv şurası düzenleyeceğiz. Şurada, bilim adamından, bürokratına, üreticisinden pazarlamacısına akıl ve yürek birliği yaparak yerli otomobil için neler yapılabileceğini masaya yatıracağız. Buradan çıkacak sonuçla siyasilerden bu konuda daha kararlı adımlar atmasını isteyeceğiz." "Etox tecrübesinden yararlanılmalı" Arslan, yerli otomobil konusunda yapılan her çalışmayı ve gayreti takdirle karşıladıklarını belirterek, "Bu konuda uzun yıllardan beri para ve emek harcayanlardan biri de Malkoçlar AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Malkoç. Kendisi 'Etox' marka ürünleriyle yerli otomobil konusunda önemli bir deneyime ulaştı. Fiyatların yüzde 300 arttığı ilçe! Dev projeler bir bir kaydırılıyor, yatırımcılar ise harıl harıl arazi arıyor. Fiyatlar ise almış başını gidiyor. stanbul’un yanı başındaki ilçede son yıllarda ciddi bir hareketlenme İyaşanıyor. Birçok dev proje ya oraya kaydırılıyor ya da bir şekilde orayla bağlantısı kuruluyor. Milyon m2’lik alanların üzerine kurulması planlanan dev tesisler için yüzbinlerce kişiye istihdam hedefleniyor. Öte yandan bölgede yaşanan hareketlilik yüzlerce yatırımcıyı da kendisine çekiyor. Birçok yatırımcının farklı m2’lerde arazi talebinde bulunduğu bölgede fiyatların da yüzde 300 civarında arttığı belirtiliyor. Uzmanlar ise; bölgenin çok yakında istisnasız Türkiye’nin en değerli yerleri içerisine gireceğini öngörüyor. Tabiri caizse piyangonun okkalı vurduğu bölge İstanbul’un hemen yanı başında yer alan Kocaeli’nin Gebze ilçesi… ULAŞIMDA KAZAYAĞI GEBZE OLACAK Yıldızı her geçen gün daha da parlayan ilçede çalışmaları süren Gebze – Orhangazi – İzmir Otoyolu ile Bursa ve İzmir bölgeye adeta kapı komşusu olacak. Diğer taraftan İstanbul’da yapımı devam eden 3. Köprü’nün bağlantı yolları da bölgeden geçecek ve söz konusu illerin İstanbul ile ulaşımında kazayağını Gebze oluşturacak. HAYDARPAŞA’NIN MİSYONUNU YÜKLENECEK Gebze sadece transit ulaşımda değil kapanan Haydarpaşa Garı’nın misyonunu da yüklenerek Türkiye’nin birçok bölgesinden gelecek trenlerin de son durağı haline dönüşecek. Ulaşım noktasında bölgeden geçen Hızlı tren hattının yanı sıra bölge için bir de İstanbul’dan uzatmalı metro projesi gündemde. 200 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK DEV ''VADİ'' Sadece ulaşım ayağında hayata geçirilecek projelerin bile yatırımcıların dikkatini çektiği bölgede 3 milyon m2 alan üzerine kurulması planlanan, doğrudan ve dolaylı olarak toplamda da 200 bin kişiye iş imkânı oluşturacak Türkiye’nin ilk Bilişim Vadisi projesi bulunuyor. Yılsonuna kadar ilk kazmanın vurulacağı dev projede okul, kreş, hastane, ibadethane, konaklama, banka, spor merkezleri ve kültürel tesisler gibi birçok sosyal donatı alanı da yer alıyor. Ulaşım, sanayi ve bilişim noktasında merkez haline dönüşecek ilçe için yeni bir üniversite çalışması da bulunuyor. Etüt çalışmaları devam eden proje kapsamında her branşta öğrenimin görüleceği 10 bin kişilik yeni eğitim alanları ile birlikte öğrencilerin kalacağı yurtlar da inşa edilecek. Yatırım ve Gayrimenkul Borsası Başkanı Ülker Çakır, yatırımcıların çok büyük m2’lerde yerler talep ettiklerini belirterek sadece Limak’ın patronu Nihat Özdemir’in bölgeden 300 dönüm yersatın aldığını söyledi. vurguladı. Çakır yaşanan artışlarla birlikte bölgede m2 birim fiyatların da 250 TL’den başlayıp 800 dolarlara kadar çıktığını aktardı. FİYATLAR YÜZDE 300 ARTTI ÜNLÜ İŞ ADAMI 300 DÖNÜM YER ALDI Projelerin gündeme gelmesiyle beraber fiyatlarda da çok ciddi bir hareketlenme olduğunu dile getiren Çakır, fiyatların son 1 yıl içerisinde yüzde 30 oranında, 2005’ten bu yana ise yüzde 300 oranında bir artış kaydettiğini Bölgede kurulacak olan Bilişim Vadisi’nin Muallim Köy’e, İMES’in ise Çerkeşli’ye taşınacağını ifade eden Çakır, Gebze’nin her yerinin değerli olduğunun altını çizerek bölgede konu itibariyle Balçık, Pelitli, Şekerpınar, Kirazpınar, Muallimköy ve Çerkeşli’in ön plana çıktığını belirtti. Söz konusu projelerin bölgeye ciddi anlamda yansımaları olduğunu ve bölgede yüzlerce yatırımcının arayış içerisinde olduğunu dile getiren Kontakt İSTANBUL’UN DEVİ DE BÖLGEYE TAŞINIYOR Bilişim Vadisi’nin yanı sıra İstanbul’un en büyük organize sanayi bölgesi olan İMES’in ilk etapta büyük bir bölümünün de bölgeye taşınması planlanıyor. Konuyla alakalı bölgede 15 milyon m2’lik alanda yapılan çalışmalar kapsamında yüzde 10’luk bir fabrikalaşma tamamlandı. İMES’den taşınacak fabrikaların bölgede ilk etapta 20 ile 30 bin kişilik bir istihdam oluşturacağı öngörülüyor. 10 BİN KİŞİLİK YENİ ÜNİVERSİTE KREDİLERDE SANAYİNİN PAYI YÜZDE 50 GERİLEDİ, İNŞAATIN İSE YÜZDE 100 ARTTI! ürkiye'de 2004-2013 arası 10 yıllık dönemde bankacılık sektörünün T imalat sanayiine yönelik kredileri yüzde 179'luk büyümeye karşın, inşaat Son sektöründeki 10 yılda 2013 fiyatlarıyla büyüme yüzde 205 düzeyine inşaat sektörüne yönelik yatırım gerçekleşti. Bu harcamalarının tutarı 1.2 trilyon dönemde kamunun inşaat liraya yaklaştı. Dolar cinsinden harcamaları yüzde 391'lik büyüklük 380 milyar dolar oranla nominal GSYH büyümesinin oldu. yarı yarıya azalırken, inşaat ve konut kredileri iki katına çıktı. Söz konusu dönemde 2013 fiyatlarıyla kamu dışındaki birikimli inşaat harcamaları da 768 milyar lirayı aştı. Bu rakam, 2013 yılı GSYH'sının yüzde 51'ine denk gelen bir büyüklüğü ifade ediyor. Kamu kesiminin 400 milyar lirayı aşan inşaat harcamaları da hesaba katıldığında, son 10 yılda Türkiye'nin inşaat yatırımlarına harcadığı paranın büyüklüğü 2013 fiyatlarıyla 1 trilyon 170 milyar lirayı aşıyor. İlgili dönemlerin dolar kuru dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre ise, inşaat sektöründe dolar cinsinden harcamaların büyüklüğü 380 milyar doları aşıyor. DÜNYA'nın TCMB, BDDK ve TÜİK verilerinden yaptığı hesaplamalarda inşaat sektörüne yönelik kredilerdeki artış açık ara ilk sırada yer alıyor, sektörün büyümesinin de GSYH büyümesini 5'e katladığı görülüyor. 20042013 arasındaki 10 yıllık dönemde sabit fiyatlarla GSYH'daki yüzde 46'lık büyümeye karşın inşaat sektöründeki büyüme yüzde 57'yi aştı. Söz konusu dönemde cari fiyatlarla ise GSYH'daki ÖNE ÇIKAN 6 NOKTA! iki katını geçti. Son 10 yılda sanayinin yerine görece inşaat ve konutun artan ölçüde finanse edilmesine ilişkin olarak geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcı Ali Babacan da eleştiride bulunmuş, Türkiye'nin bu gidişi değiştirmesi gerektiğine dikkat çekmişti. Sanayinin GSYH'daki payının düştüğünü ve bunun iyi bir trend olmadığını ifade eden Babacan, mevcut tablodan rahatsızlığını, "Biz sadece sanayimizin önünü açmak değil, diğer taraftaki aksaklıkları da gidermek zorundayız ki sermaye 'oraya mı, buraya mı gideyim' kararını daha sağlıklı verebilsin. Aksi halde üretmeden çok lüks binalar yapan, taşa toprağa para harcayan bir ekonomi oluyoruz" sözleriyle dile getirmişti. 'Kampüs' Adana Borsası'nın hacmini ikiye katlayacak Konut ve inşaatın payı ikiye katlandı Başbakan Yardımcısı Babacan'ın eleştirilerine neden olan tabloyu, sektörel krediler ve sektörlerin milli gelirdeki payına ilişkin gelişmeler de açık biçimde ortaya koyuyor. İnşaat sektörü ve bireysel konut kredilerinde son 10 yılda yaşanan olağanüstü tablo, bu çarpık gelişmenin boyutuna da işaret ediyor. En önemli göstergelerden biri, konut ve inşaata yönelik kredilerdeki yüksek oranlı büyüme… Nitekim 2004 yılında 8.2 milyar lira düzeyinde bulunan inşaat sektörüne yönelik ticari krediler ve bireysel konut kredileri toplamı, izleyen dönemde yılda ortalama yüzde 35 büyüme kaydederek 2013 sonunda 196 milyar liraya ulaştı. Bu rakam, 2014 yılı Temmuz sonunda ise 211.5 milyar liraya yükseldi. 2004-2013 arası 10 yılık dönemde bireysel konut kredileri ile inşaat sektörü kredilerinin toplam kredi stoku içindeki payı da iki katına çıktı. 2004'te yüzde 8.4 düzeyinde bulunan söz konusu kredilerin toplam kredilere oranı, özelikle 2005-2009 arasında büyük bir ivme kazandı. 2005'te yüzde 12.9'a yükselen bu oran, 2006'da yüzde 14'ü, 2007'de yüzde 15'i ve 2009'da da yüzde 16'yı aştı. 2012 yılında yüzde 17 ile en yüksek seviyesini gören bireysel konut kredileri ve inşaat sektörü kredileri toplamı, 2013 yılında talebi kısmaya yönelik tedbirlerin ardından sınırlı bir düşüşle yüzde 16.2'ye indi. İmalat sanayii kredilerinin payında dramatik düşüş Konut ve inşaat sektörü kredilerinde yaşanan hızlı artışa karşın, son 10 yılda üretime dayalı ekonominin belkemiği kabul edilen imalat sanayiinin finansmanının oransal olarak hızla gerilediği görülüyor. 2004 yılında yüzde 38.9 düzeyinde bulunan bankacılık sektörünün imalat sanayii kredilerinin toplam kredi hacmi içindeki payı izleyen yıllarda düşüş gösterdi. 2006 yılında yüzde 30'un altına inen bu oran, 2010 yılında yüzde 24.4'e, 2013 yılı sonunda da yüzde 21.3'e geriledi. dana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan, bu yıl tahıl A ürünlerini daha iyi değerlendirebilmek için Borsa Kampüsü projesini gerçekleştirdiklerini belirterek, "Kampüs inşaatı başladı. Bu kampus ile tüccar ürünlerinin hem analizini hem de satışını çok kolay yapacak" dedi. Kampüste ürün numunesinin de alıcının önüne konulacağını kaydeden Çalışkan, "Böylece alıcı alacağı ürünü canlı da görebilecek. Salonda en azından 60-70 kişi olacağını umuyoruz. Konya'da bu sistem yürüyor. Mesela Konya'da alım satım salonunda 150 sandalye var ve 150'si de doluyor. Böyle bir ortamda tüccarın malı ihale ile satılacak. Yani tam değerini bulacak" diye açıkladı. Borsa Kampüsü'nün işlem hacminde 1,5 milyon ton buğday, 700 bin ton civarında mısır, 2,5 milyon ton civarında hububat bulunduğunu belirten Çalışkan, bu hacmi kademeli olarak 10 milyon tona çıkaracaklarını söyledi. Türkiye'de yüzde 13 olan tarım ve tarıma dayalı ihracatının Adana'da yüzde 30'un üzerine çıktığını kaydeden Çalışkan, "2013'te Türkiye ihracatının 18 milyar doları tarım ve tarıma dayalı ihracat oldu. Adana'nın 2 milyar dolarlık toplam ihracatının ise 600 milyon doları tarım ve tarıma dayalı sanayi kaynaklı" dedi. Bölgede su sıkıntısı ile karşılaşmadık Türkiye genelindeki kuraklığa rağmen en çok sulama isteyen mısırda bile sulama sıkıntısı çekmediklerini belirten Başkan Muammer Çalışkan, "Adana, tarım şehri olma özelliğini sürdürüyor. Çukurova dünyanın en verimli ovalarından biri. En kurak zamanlarda bile su sıkıntısı çekmiyoruz. Bu yıl en kurak yıllardan birisiydi ama yılda 6–7 defa sulanan mısırı çok ektiğimiz halde su sıkıntısı ile karşılaşmadık" açıklamalarında bulundu. Süne mücadelesi buğdayda yüzde 20 kâr sağladı Borsanın farklı projeler de yürüteceğini ifade eden Çalışkan, son olarak buğdayda süne zararlısı projesini yürüttüklerini söyledi. Başkan Çalışkan, ayrıca Adana'nın kuzeyindeki ovalara musallat olan süne zararlısının buğdaya yüzde 20 zarar verdiğini belirtti. Çalışkan, 30 40 bin TL masraf yaparak süne zararlısını yok ettiklerini ve çiftçiyi 10 - 20 milyon TL kâr ettirdiklerini dile getirdi. 3 17 EYLÜL 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Özel sektörün yurt dışı kredi borcu arttı 'Türkiye'de yeni konut fiyatları yüzde 8,35 arttı' Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, geçen yıl sonuna göre 8,8 milyar dolar artarak 166,1 milyar dolara yükseldi. ürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2014 yılı T temmuz ayına ait özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcuna ilişkin gelişmeleri yayımladı. Temmuz sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, 2013 yıl sonuna göre 8,8 milyar $ artarak 166,1 milyar $ düzeyinde gerçekleşti. Borçluya göre dağılım incelendiğinde, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 3,6 milyar $, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları ise 3,9 milyar $ arttı. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 1,6 milyar $ azaldığı, tahvil stokunun ise 2,7 milyar $ seviyesinde gerçekleştiği gözlendi. iştiraklerinden sağlamış oldukları kredi stoku 2013 yıl sonuna göre 1,4 milyar $ artarak 21,8 milyar $, yabancı ticari bankalardan sağlamış oldukları krediler ise 170 milyon $ artarak 35,9 milyar $ seviyesinde gerçekleşti. Döviz kompozisyonuna bakıldığında, özel sektörün yurt dışından sağladığı 166,1 milyar $ tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun 58,3'ünün $, 34,2'sinin avro, 6,2'sinin Türk Lirası (TL) ve 1,3'ü ise diğer döviz cinslerinden oluştu. Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcunun, temmuz sonu itibarıyla sektör dağılımı incelendiğinde, toplam borcun 52,6'sını oluşturan finansal olmayan kuruluşların yurt dışından sağladığı 87,3 milyar $ tutarındaki borcun, 59,5'i hizmetler sektörü, 40'ı sınai sektörler ve 0,5'i de tarım sektörü tarafından kullanıldı. Kısa vadeli kredi 43 milyar $ Temmuz sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç), 2013 yıl sonuna göre 2,7 milyar $ artarak 43 milyar $ olarak gerçekleşti. Borçluya göre dağılım incelendiğinde ise 2013 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 414 milyon $, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 1,1 milyar $ artış gösterdi. Reidin ile Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin (GYODER) "Yeni Konut Fiyat Endeksi" raporuna göre, yeni konut fiyatları ağustos ayında bir önceki aya göre % 0,40, geçen yılın aynı dönemine göre ise % 8,35 arttı. Garanti açıklamasına göre, Reidin.com ve GYODER iş birliğiyle hazırlanan emlak endekslerinin 2014 Ağustos ayı raporu yayımlandı. "Mortgage Uzmanı Garanti" desteğiyle hazırlanan ve ikinci el ile yeni konutlara yönelik çalışma, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir ve Kocaeli'nde gerçekleştirildi. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 1,2 milyar $ arttı, tahvil stoku ise 4,3 milyar $ seviyesinde gerçekleşti. Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, temmuz sonu itibarıyla tahvil hariç toplam kredi borcunun 88,4'ünü oluşturan özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 2,1 milyar $, 11,6'sını oluşturan resmi alacaklılara olan borçlar ise 584 milyon $ arttı. Finansal olmayan kuruluşların, 2014 yılı Temmuz sonu itibarıyla Türkiye'de yerleşik bankaların yurt dışı şube ve Rapora göre, yeni konut fiyatları bir önceki aya göre % 0,40, yıllık bazda % 8,35 yükseldi. SABANCI, DAVUTOĞLU VE BABACAN'A DİKKAT ÇETİ "Türkiye Kompozit Satılık Konut Fiyat Endeksi"nde ise bir önceki aya göre % 1,45, geçen yılın aynı dönemine göre % 16,76 artış oldu. Bir önceki senenin aynı ayına göre, yıllık satılık fiyatlarındaki değişimlere bakıldığında % 21,65 ile en yüksek artış İstanbul'da, % 7,05 ile en düşük artış ise Antalya'da kaydedildi. Güler Sabancı Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ekonomi alanında yaptığı açıklamalara dikkat çekti. döndürücü bir şekilde değişiyor. Sizler bu değişimin içinde yaşıyorsunuz. Yeni teknolojiler, inovasyon, girişimcilikle beraber hizmet sektörüyle, sanayi sektörü arasında ki sınırları kaldırıyor. Türkiye ancak bu yeni teknoloji devrimine öncelikle sanayisiyle entegre olursa istediğimiz hızlı büyüme dönemine girebilir. Bu bağlamda Sayın Başbakan Davutoğlu'nun yaptığı açıklamaları ve Sayın Ali Babacan'ın sanayiye, önem ve öncelik atfeden açıklamalarını umutla karşılıyoruz." abancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Brisa'nın Sabancı Center'da yapılan "Sürdürülebilir Değişim Konferansı"ndaki konuşmasında, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ekonomi alanında yaptığı açıklamalara dikkat çekti.Sabancı, "Sayın Başbakan Davutoğlu'nun yaptığı açıklamaları ve Sayın Ali Babacan'ın sanayiye, önem ve öncelik atfeden açıklamalarını umutla karşılıyoruz" dedi ve ekledi:"Dünyada ki ekonomik ve siyasi gelişmeler, çevre ülkelerde yaşananlar, iklim değişikliğinin etkileri, ülkemizdeki uzun süren seçim süreci göz önüne alındığında; dirayetle uygulanan mali disiplin ile Türkiye'nin yüzde 3-4 bandından büyüdüğünü görüyoruz. Bu S büyüme iyi bir performans olarak kabul edilebilir." "SANAYİYE, ÖNEM VE ÖNCELİK ATFEDEN AÇIKLAMALARINI UMUTLA KARŞILIYORUZ" Ancak gelecekte bunun yeterli olmayacağını belirten Güler Sabancı, "Hedefimiz, makro istikrarı bozmadan yüzde 5-6 büyümeyi başarmamız lazım. Toplumsal barış, hukuk reformu, yeni anayasa ve birlik beraberlik içinde yarınına güvenen bir ülke olmamız tabi ki her şeyin başı" dedi ve şöyle konuştu:"Ancak, en az yüzde 5-6 büyümeyi gerçekleştirebilmemiz için ekonomik ve sanayi politikamızda kapsamlı uzun vadeli, cesur ve gerçekçi reform gerekiyor. Dünyada katma değer zincirleri, yeni teknolojilerle, baş "BİZİ ÇOK MEMNUN ETTİ" Sanayi ve üretimin uzun vadeli, sabırlı, sebatlı olmayı gerektirdiğine dikkat çeken Sabancı, "İşte Brisa'nın 25. konferansındayız. Yıllar gerektiriyor, emek istiyor ve sabır gerektiriyor" dedi ve şöyle devam etti:"Sayın Davutoğlu'nun Türkiye ekonomisi ile ilgili konulara uzun vadeli bakış açısına sahip olduklarını söylemesi, hükümet programında önümüzde ki 2015-2018 dönemine yönelik sanayi strateji çalışmasının öngörülmesi bizi çok memnun etti. Geleceğin teknolojilerini göz önüne alan sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği ön planda tutan, dinamik gençliğimizin eğitim ihtiyacına yön verecek; sermaye ve finansman altyapımızı daha uzun vadeye yönlendirecek, iş gücü ve vergi politikalarını, atılım yapmamızı sağlayacak şekilde düzenleyen, yeni bir sanayi politikasını içeren çalışmayı dört gözle bekliyoruz." Mermer ihracatının düşmesinde Çinliler etkili oldu AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şehitoğlu, "Mermer ve doğal taş madenciliği sektöründeki blok ihracatının keskin bir şekilde yüzde 50 daralması, ülkemizin büyümesinin yavaşlamasına doğrudan etken olan bir durumu ortaya çıkardı" dedi. fyonkarahisar Sanayici ve İşadamları Derneği (AFSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin A Şehitoğlu, "Mermer ve doğal taş işletmeleri, ihracat yapamadığı için tek tek kapanıyor. Bunun nedeninin, 'Çinli firmaların blok alımı yerine mermer ocağı satın alması ve blok alımlarını tamamen yavaşlatması' olduğunu düşünüyoruz" dedi. Şehitoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülke ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 2,1 ve yılın ilk yarısında yüzde 3,3 büyüdüğü söyledi. Mevsimsel faktörlerden arınmış olarak bakıldığında bu hızın yavaş kaldığını savunan Şehitoğlu, 2023 yılı hedeflerine ulaşabilmek için her yıl en az yüzde 5'in üzerinde büyüme kaydedilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin, 2014'ü yüzde 3-4 büyümeyle kapatacağının öngörüldüğüne işaret eden Şehitoğlu, "Maalesef bu büyüme hızı Türkiye'nin hak ettiği bir seviye değil ama büyüme hızındaki itici gücün ihracat olduğunu görmek, biz Afyonkarahisarlı iş adamlarını sevindirmektedir" ifadesini kullandı. Afyonkarahisar'ın ihracatının, ithalatının yaklaşık 5 katı olduğu bilgisini veren Şehitoğlu, ülkenin cari açığında kambur olmayan, aksine bunu kapatma konusunda destek vermeye çalışan bir ilde yaşayıp ürettiklerini dile getirdi. Şehitoğlu, şunları kaydetti: "Mermer ve doğal taş madenciliği sektöründeki blok ihracatının keskin bir şekilde yüzde 50 daralması, ülkemizin büyümesinin yavaşlamasına doğrudan etken olan bir durumu ortaya çıkardı. Mermer ve doğal taş işletmeleri, ihracat yapamadığı için tek tek kapanıyor. Bunun nedeninin, 'Çinli firmaların blok alımı yerine mermer ocağı satın alması ve blok alımlarını tamamen yavaşlatması' olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca inşaat sektörüne rağbet, ekonomideki sanayi payının giderek düşmesine yol açıyor. Sanayinin ekonomideki payının artırılması gerektiği, her türlü platformda, her zaman defalarca üzerinde durduğumuz önemli bir husustur. Yıllardır hiç dile getirilmeyen bir durum tespitinin hükümet tarafından yapılması dahi bizleri heyecanlandırdı." Konut kiralarının en fazla yükseldiği il % 2,21 artışla Antalya Bir önceki aya göre bakıldığında İstanbul, metrekare başına % 1,81 değer artışıyla Ağustos 2014'te konut satış fiyatlarının en fazla yükseldiği il oldu. Aynı dönemde metrekare başına konut satış fiyatları, Bursa'da % 1,35, Antalya'da % 1,28, İzmir'de % 0,89, Adana'da % 0,88, Kocaeli'nde % 0,75 ve Ankara'da % 0,57 arttı. Ağustos ayında metrekare başına konut kiralarında en fazla yükseliş ise % 2,21 ile Antalya'da görüldü. Aynı dönemde konut kira değerleri İstanbul'da % 2,11, Adana'da % 2,01, İzmir'de % 1,55, Ankara'da % 1,04, Kocaeli'nde % 0,94 artarken, Bursa'da % 0,38 azaldı. Geçen ay, yeni konut satış fiyatları bir önceki aya göre, 1+1 dairelerde % 0,07, 3+1 ve 4+1 dairelerde % 0,80 arttı; 2+1 dairelerde ise % 0,26 geriledi. Ağustos ayında endeks bir önceki aya göre 51-75 metrekare konutlarda % 0,07, 76-100 metrekare konutlarda % 0,27, 101125 metrekare konutlarda % 0,13, 126-150 metrekare konutlarda % 0,87, 151 metrekare konutlarda da % 0,8 yükseliş gösterdi. İşsizlik oranı haziran döneminde yüzde 9.1 Türkiye'de işsiz sayısı 2 milyon 654 bin kişiye çıktı; işsizlik oranı yüzde 9,1'e yükseldi. Haziran döneminde tarım dışı işsizlik ise yüzde 11,1 şsizlik; mayıs, haziran, temmuz aylarını kapsayan haziran döneminde İekonomideki yavaşlama ve işgücüne katılım oranında görülen artışın etkisiyle geçen yıl aynı döneme göre yükselerek yüzde 9.1 olurken, tarım dışı işsizlik ise yüzde 11.1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı geçen yılın haziran döneminde yüzde 8.1 olmuştu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan verilere göre, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı ise bir önceki döneme göre 0.4 puanlık artışla yüzde 9.9 oldu. Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik en son 2011 Ocak ayında yüzde 9.9 olmuştu.Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı Haziran döneminde 2.65 milyon kişi olurken, 1524 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı yüzde 16.7 iken, 15-64 yaş grubunda bu oran yüzde 9.3 olarak gerçekleşti.İşgücü nüfusu Haziran döneminde 29.24 milyon kişi, işgücüne katılma oranı ise yüzde 51.3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 72.3 kadınlarda ise yüzde 30.9 oldu.TÜİK verilerine göre tarım sektöründe çalışan sayısı 5.94 milyon kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 20.65 milyon kişi olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin yüzde 22.3'ü tarım, yüzde 20.1'i sanayi, yüzde 7.4'ü inşaat, yüzde 50.3'ü ise hizmetler sektöründe yer aldı.İşgücüne katılma oranı geçen yılın Haziran döneminde yüzde 49.4 seviyesindeydi. TÜİK, hanehalkı işgücü araştırmasında 2014 Şubat dönemiyle birlikte Avrupa Birliği'ne tam uyumun sağlanmasına yönelik yeni düzenlemelere geçti.Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer, "İkinci çeyrekte iç talebin beklentilerin ötesinde daralmasına bağlı olarak mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı Mayıs-Haziran-Temmuz döneminde 41 ayın en yükseği olan yüzde 9.9'a ulaştı. 4 17 EYLÜL 2014 Borsa Finans HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Gündemde Neler Var? Faruk BAKAÇ 12:00_Almanya ZEW Beklentiler Endeksi (Eylül) Beklenti: 5.0 Önceki: 8.6 · 15:30_ABD ÜFE (Aylık, Ağustos) Beklenti: %0.1 Önceki: %0.1 Şirket Haberleri T KAP Haberleri · Saf GYO, hisse başına 0,0919240TL kar payını 22 Eylül’de dağıtmayı Genel Kurul’da onayladı. · Bank Asya, faaliyetlerini kesintisiz olarak sürdürdüklerini, yoğun denetimden geçtiklerini açıkladı. Banka, 10 aydan bu yana kamu otoritelerinin tüm taleplerini yerini getirdiklerini, iç Hukuk mevzuatından kaynaklanan yasal haklarını aramayı sürdüreceklerini bildiri. · Halk Sigorta’dan 37 mn TL’lik finansal duran varlık satışı… Halk Hayat ve Emeklilik’teki 9,15 mn TL’Lik payını 36,9 milyon TL’ye Halk Bankası’na satılması konusunda Genel Müdürlüğe yetki Verdi. Şirket bu satış sonucu olaşan karı 31,3 mn TL olarak açıkladı. · Orge Enerji’de 9,95 mn euroluk anlaşma… Şenbay-Öztaş-Albayrak İş Ortaklığı (SOAJV) arasında KartalKaynarca Metro İnşaatı Elektrik İşlerinin yapılması konusunda 9.950.000 euro bedel üzerinden anlaşma sağlandığını açıkladı. · Karsusan’dan, Etliler Gıda’daki hisselerini satma kararı. Şirket bağlı ortaklığı olan Etiler Gıda’da sahip olduğu A grubu nama ve B grubu hamiline yazılı hisselerini satmak üzere görüşmelere başlandığını açıkladı. · Aksigorta, ilk 8 ayda 1,23 mr TL’lik prim üretimi gerçekleştirdiğini açıkladı. · Garanti Bankası, 106,5 mn TL’lik tahsili gecikmiş alacağını 18,7 mn TL’ye sattı. · Bimeks’den, Elektroworld ile birleşme kararı. Bimeks, %100 oranında sahibi olduğu Electroworld A.Ş.’nin aktif ve pasifiyle devr alaınması suretiyle birleşmesine karar verirken, ayrılma hakkı doğmadığını bildirdi. · Ulusal Faktoring’den tahvil/bono ihracı… Şirket, nitelikli yatırımcılara satılmak üzere 200 mn TL’ye kadar farklı vadelerde TL cinsinden tahvil veya bono ihraç etmek için SPK’dan izin aldı. · THY’de iki yeni tarifeli sefer… Ortaklığımız Yönetim Kurulu'nca, uçak müsaitliğine bağlı olarak Ukrayna'nın Kherson ve İtalya'nın Bari şehirlerine tarifeli yolcu seferleri başlatılmasına karar verilmiştir. · Arsan Tekstil, 23 milyon dolarlık borca müşterek kefil olunmasına karar verdi. Şirket %39,1 oranında ortak olduğu Armadaş Arsan Maraş Doğalgaz Dağıtım'ın İş Bankası'ndan kullanacağı 22.950.000 USD tutarındaki kredinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmasına oy birliği ile karar verdi. · Türk Telekom, mobil ve sabit hizmetlerin birlikte pazara sunulması ve müşteri hizmetlerinin tek çatı altında toplanmasını öngören entegrasyon projesi kapsamında yeni oluşumlar, atamalar yaptı. Basında Şirket ve Sektör Haberleri · RK, Eczacıbaşı İlaç ile Gül Ecza arasındaki sözleşmelere bireysel muafiyet tanıdı. Rekabet Kurumu tarafından yapılan açıklamaya göre, EİP Eczacıbaşı İlaç Pazarlama A.Ş. ile Gül Ecza Deposu San. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan Münhasır İhale Deposu Sözleşmesi ile Münhasır İhale Deposu Sözleşmesi - Ek Protokol'e bireysel muafiyet tanındı. · Brisa’da yeni yatırım 2017’de faaliyette olacak. Brisa Genel Müdürü Bayman, yapılan yeni yatırımın 2017 yılında faaliyete geçeceğini söyledi. · Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bank Asya için BDDK'yı uyardı. Habere göre, "Bank Asya'da tahta açıldı, dip yapma süreci var. Burada bir gerçeği görmek lazım. Böyle taşıma su ile değirmeni döndüremezsiniz. Bank Asya'dan sermaye artırım hamlesi DÜNYA · Merkel, Rus askerlerinin Ukrayna'dan çekilmesi konusunda Putin'i uyardı… Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde Rus askerlerinin Ukrayna topraklarından tamamen çekilmesi ve sınırların güvenliğinin sağlanması konusunda uyarıda bulundu. Merkel'in sözcüsü Stefan Seibert yaptığı açıklamada görüşmede ateşkesin uygulanmaya devam edilmesinin de ele alındığını belirtti. ABD · Alibaba Group, halka arzda fiyat aralığını değiştirdi… Alibaba Group Holding, New York Borsası'nda halka arz için başlattığı talep toplama sürecinde, gelen yüksek talebin ardından halka arz fiyat aralığını yükseltti. Alibaba, daha önce 60-66 dolar olarak duyurduğu halka arz fiyatı aralığını 66-68 dolar seviyesine çıkardı. Alibaba, SEC'e yaptığı bildirimde halka arz miktarını ise değiştirmedi. ASYA · BOJ Başkanı Kuroda, politikada ayarlama yapmaktan çekinmeyeceklerini tekrarladı… Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, fiyat istikrarı hedefini başarmanın tehdit altına girmesi halinde para politikasını ayarlamaktan çekinmeyeceklerini tekrarladı. · Çin'e doğrudan yabancı yatırımları yüzde 14 azaldı… Çin'e doğrudan yabancı yatırımları Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14 azalarak 7,2 milyar dolara geriledi. AVRUPA · Draghi, "Kamu harcamaları euro bölgesi ekonomisine yardım edebilir" Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, hükümetlerin durgun Euro Bölgesi ekonomisini canlandırmak için kamu harcamalarını kullanmaları konusunda hala alan olduğunu söyledi. · Fransa'da Hollande hükümeti parlamentodan güvenoyu isteyecek… Fransa'da Devlet Başkanı Francois Hollande, oluşturulan yeni hükümetin parlamentodan güvenoyu almasını istedi. Hollande, hükümete karşı oluşturulan olumsuz havayı yatıştırmak Güngör URAS Gül elmanın gölgesinde kaldı Isparta’da “Deri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi”inde deri üretimi yapan ve de imalat sanayiinde faaliyet gösteren çok sayıda işletme var. Sanayi tesislerinin çoğu orman ürünleri, mobilya, gıda sektörlerinde. Isparta ekonomisi şimdilerde daha çok orman ürünleri ve tarım ürünleri ağırlıklı bir ekonomi görünümünde. Bütün bunlara rağmen Vali Vahdettin Özkan, sanayi yatırımlarına ilginin artmaya başladığını söylüyor. ank Asya sermayesini yüzde 25 nakit artırarak 1.125 milyar liraya çıkarma kararı aldı.Bank Asya, 900 milyon lira olan ödenmiş sermayesini nakden yüzde 25 artırarak 1.125 milyar liraya çıkarma kararı aldı.KAP'a yapılan açıklamaya göre, banka yönetim kurulu gerekli izinlerin alınmasını takiben sermaye artırımı ile ilgili ana sözleşme tadilini banka genel kuruluna sunacak. B "Faaliyetlerimiz kesintisiz sürüyor" Öte yandan Bank Asya, faaliyetlerini kesintisiz sürdürdüğünü ve kamu otoriteleri tarafından uzun süredir devam eden yoğun denetimlerden geçerek, tüm talepleri yerine getirdiğini duyurdu.KAP'a bu sabah Bank Asya tarafından yapılan açıklamada, "Sektörde en yüksek sermaye yeterlilik rasyosuna sahip bankalardan biri olan bankamız, on aydan beri eşine az rastlanır şekilde yoğun denetimlerden geçmiş ve ilgili kamu otoritelerinin tüm taleplerini yerine getirmiştir" denildi.Açıklamada, yaklaşık on aydır bankanın mudilerini tedirgin etmeye yönelik olarak kanunlara aykırı bir şekilde suç teşkil eden ve Borsa, ilk seansı 78 bin puan sınırında tamamladı gerçeğe açıkça aykırı beyanlar verildiğine ve haberler yapıldığına dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi:"Yapılan tüm bu saldırılara rağmen, bankamız bugüne kadar hiçbir mudisini ve müşterisini mağdur etmeden tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olup faaliyetlerini kesintisiz bir şekilde sürdürmektedir. Bu süreç zarfında bankamız bütün mudilerine mevduatlarını zamanında eksiksiz olarak ödemiş, ödemeye de devam edecektir. Bugüne kadar bankamızda mevduatı olup da parasını çekemeyen tek bir mudimiz bulunmamaktadır." Borsa, güne 105,25 puanlık düşüşle başladı orsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, güne önceki kapanışına göre 105,25 puanlık düşüşle B 77812,85 puandan başladı. Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, elma üretiminin İsparta’nın ana gelir kaynağı haline geldiğini anlatıyor. Isparta’nın toplam elma üretimi 650 bin ton. Isparta’da üretilen elmanın yarıya yakını Eğirdir’den çıkıyor. Eğirdir’de yıllık üretim 250 bin tonun üzerinde. Sadece Eğirdir’de üretilen elmaların saklandığı 150 bin ton kapasiteli soğuk hava depoları var. Elma üretenler mutlu Dekardan en az 5 ton elma alınıyor. 12 ton alanlar var. Bu yıl elma tarlada 85-120 kr’den satılıyor. Bunun anlamı dekar başına her yıl 6-10 bin TL gelir demektir. Bu hesap ile yılda en az 650 bin ton elmadan Isparta’ya 600-700 milyon TL para giriyor demektir. Elma üretiminin çok yakında 1 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Eğirdir Gölü Türkiye’nin 4’üncü büyük gölü. 50 km uzunlukta, 3-5 km genişlikte, denizden 917 km yükseklikte bir göl. Isparta için bir nimet. Suyu tatlı. DSİ sulama şebekesini kurmuş. Bütün ovada sulu tarım yapılıyor. Elma ağaçları sulanıyor. Elmacılık yanında şeftali, kayısı, kiraz üretimi artıyor. Seracılık başlamış. Şimdilik 200 dönümde sebze üretiliyor. Şevket Demirel diyor ki, “Su yoktu. Şimdi sulama var. Gübre kullanmayı öğrendik. Ama tarım üretimi artmıyor. Bunun tek bir nedeni var. Araziler miras nedeniyle küçük parçalara bölündü. Küçük arazide ne ekilse para kazanılamıyor. Bunun için çiftçi şehre göçüyor. Araziler boş kalıyor. Çare, belli büyüklüğün altındaki arazilerin birleştirilmesini sağlayacak kanuni düzenlemedir. 20 dönümün altındaki tarladan para kazanılamaz. Bu hususa hükümette parmak bastı, bir kararname çıkardı. Mühim olan bunun uygulanmasıdır.” IST 100 endeksi, ilk seansı 77981,98 puandan tamamladı.Borsa İstanbul 100 (BIST B 100) endeksi, ilk seansı önceki kapanışa göre 63,88 puanlık yükselişle 77981,98 puandan tamamladı. Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri ilk seansta yüzde 0.08 değer kazanırken toplam işlem hacmi 1.3 milyar TL oldu. İlk seansta bankacılık endeksi yüzde 0.27 yükseliş kaydederken, holding endeksi yüzde 0,03 geriledi. Yatırımcısına en fazla kazandıran sektör endeksi ise, yüzde 0.64 yükselen taş, toprak endeksi oldu. Güne düşüşle başlayan BIST 100 endeksi, ilk seansta en düşük 77436,06 puanı gördükten sonra döviz kurlarındaki gerilemenin pozitif katkısı ile toparladı ve seansı önceki kapanışın hemen üzerinde tamamladı. Analistler, endeksin 77.000 ve 76.500 seviyelerinin destek konumunda olduğunu belirterek, yükselişin devam etmesi durumunda 78.300 ve 79.000 seviyelerinin direnç olarak izleneceğini kaydediyor. Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri dünkü kapanışa göre ortalama yüzde 0.14 değer kaybederken, bankacılık endeksi yüzde 0.55, holding endeksi yüzde 0.06 düşüş kaydetti. Açılışta yatırımcısına en fazla kaybettiren sektör endeksi ise yüzde 0.55 ile bankacılık olurken, yaklaşık bir aylık kapalılık süresinin ardından dün işlem görmeye başlayan Bank Asya payları, yüzde 10.10'luk düşüşle taban fiyatı olan 0.89 TL'ye gerileyerek açılışta en fazla kaybettiren hisse senedi oldu. Analistler, BIST 100 endeksinin 76.500 seviyesinin orta ve uzun vadede kritik destek konumunda olduğunu belirterek, olası tepki yükselişlerinde 78.700 ve 79.500 seviyelerinin direnç konumuna geleceğini tahmin ediyor. Şevket Demirel’in kavak ve elma fidanlıklarını gezdim. Kavaklıkta 1 dekar araziden 10 yılda 3-5 ton ağaç elde diliyor. Elma fidanlığında anaçtan fidan (çöğür)yetiştiriliyor. Aşılanıyor. İki yaşında iken satılmaya başlanıyor. Yılda 500 bin - 1 milyon dolayında bodur elma fidanı üretiliyor. Fidan 4 yaşında iken elma vermeye başlıyor. 8 yaşında elma miktarı4 kg’dan 40 kg’a yükseliyor. Elma fidanlarının tanesi 5 TL dolayında. Şimdilerde çok farklı tür elma için fidan yetiştiriliyor. Merak ettim. ”Neden Amasya elması unutuldu?“ Anlattılar. Amasya elmasının randımanı düşükmüş. Hem de tüketicinin Amasya elmasına ilgisi azalmış. için Salı günü parlamentodan güvenoyu arayacak. İktidardaki Sosyalist parti ve onun sol kanattaki destekçilerinin oluşturduğu koalisyonda bir çatlak oluşmadığı takdirde hükümetin güvenoyu alması bekleniyor. · Galler’in gözü İskoçya referandumunda… İskoçya’da 18 Eylül’de yapılacak bağımsızlık referandumu benzer talepleri olan diğer bölgelerdeki tartışmaları alevlendirdi. Birleşik Krallık’ın dört parçasından biri olan Galler, bağımsızlıktan çok uzak görünse de konu bölgede tekrar gündeme taşındı. Galler’in başkenti Cardiff’te toplanan yüzlerce kişi İskoçya’da ‘Evet’ oyu vereceklere destek gösterisi için bir araya geldi. · S&P, Yunanistan'ın kredi notunu yükseltti… Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, finansal reform çabalarına ve ekonomik büyümeye geri dönme potansiyeline işaret ederek Yunanistan'ın kredi notunu yükseltti. S&P, Yunanistan'ın uzun vadeli kredi notunu B-'den B'ye çıkardı. Görünüm ise 'durağan' olarak belirlendi. S&P yaptığı açıklamada, "Not artırımı Yunanistan'da mali konsolidasyona yönelik risklerin azaldığı görüşümüzü yansıtıyor" dedi. 17 EYLÜL 2014 5 Vergi Dairesinden Olan İade Alacaklar Muhasebe HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Değerli okurlarımız, özellikle vergi dairelerinden iade alacağı olan mükelleflerin alacaklıları icra daireleri aracılığı ile mükellefin iade alacağının mükellefe değil icra dairesine ödenmesi için işlem yapabilmektedir. Böyle durumlarda iade alacağı bulunan mükellefler de genellikle vergi dairelerinden olan iade alacaklarını icra dairelerine kaptırmamak için alacaklarını üçüncü kişilere temlik etmektedirler. bakımından mükellefin YMM Raporu ile 1.000.000.-TL KDV iade talebinde bulunduğunu kabul edelim. Mükellefin; Diğer yandan iade alacağı bulunan mükelleflerin amme borçları da bulunabilir. Ya da mükellef vergi dairesinden alacağın kendisine ödenmesini talep edebilir.İşte bu dört halde (icra dairesinin icra takibine başlamış olması, alacağın temlik edilmesi, amme borcu bulunması ya da mükellefin kendisinin alacağını talep etmesi ), vergi daireleri nasıl hareket edecek ve ödemeyi kime yapacaktır? -icra takibi aşamasında 900.000.-TL borcu (20.02.2014-01.09.2014 arasında vergi dairesine intikal eden 10 adet muhtelif icra müdürlüklerine ait haciz yazısı olduğunu kabul edelim),-temlik edilmiş de 800.000.TL (temlik noter aracılığı ile 02.09.2014 tarihinde yapılmış ve temlik vergi dairesine 04.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olsun) borcu bulunsun.Bilindiği gibi iade işlemi Düzeltme Fişi ile yapılmaktadır. Mükellefin iadesinin 10.09.2014 tarihinde Düzeltme Fişine istinaden Konunun kolay anlaşılması -250.000.-TL amme borcu, yapılacağını kabul edelim. Bu halde hangi alacaklar öncelikle ödenecektir? AMME BORÇLARININ DURUMU 6183 sayılı Kanunun 23’üncü maddesine göre, “Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur…”. Bu düzenleme uyarınca 1.000.000.-TL iade alacağından öncelikle 250.000.-TL 10.09.2014 tarihinde mahsup edilecektir. Bu mahsup sonrası mükellefin 750.000.-TL iade alabileceği tutar kalmıştır. İcra İflas Kanunun (İİK) 89/1 maddesi kapsamında Borçlunun üçüncü şahısda bulunan hak ve alacaklarının haczi mümkün olup, bu kapsamda Borçluya İİK 89/1 maddesi kapsamında Haciz ihbarnamesi gönderilebilir. Haciz İhbarnamesine ileride doğacak hak ve alacakların da haczine dair beyan düşülmesi anılan yasa metnine aykırı bulunmaktadır. Bu nedenle doğacak hak ve alacakların İİK mad 89/1 kapsamında haczi yasal olarak mümkün değildir. Üçüncü şahıs kendisine haciz ihbarnamesinin geldiği tarih itibariyle borçluya ait nezdinde doğmuş bir alacak varsa ancak bu alacağı icra dairesine ödemekle yükümlüdür. Ancak doğmamış olan ve ileride doğması muhtemel alacağın haczi mümkün değildir. TORBADAN AF DEĞİL, TAKSİT ÇIKTI Vergi, SSK ve Bağ-Kur Affı ceza ve zamlar dahil) alacakları, YAKLAŞIK dört aydır gündemde olan ve 60 madde olarak hazırlanan Torba Yasa Tasarısı, komisyonlarda ve Genel Kurul'da yapılan eklemelerle, madde sayısı olarak 146 maddeye çıktı ve adeta Çuval Yasa oldu. Başlangıçta, birikmiş vergi ve sigorta primi borçlarının yapılandırılması ile ilgili yasa teklifi olarak yola çıkıldı.Ancak zaman içinde "Şu da olsun, bu da olsun" denilerek, kapsamı genişletildikçe genişletildi.. Buna göre; birikmiş vergi ve sigorta primi borçlarına 36 aya kadar ödeme kolaylığı, şirket kasalarındaki hayali paralara ve ortakların şirketten çektikleri paraların, yüzde 3 vergi ödenerek sıfırlanması, doğum yapan Bağ-Kur sigortalısı ve Emekli Sandığı iştirakçisi kadınlara borçlanarak erken emeklilik, doğum borçlanması yapılacak çocuk sayısının üçe çıkarılması, evde çalışan temizlikçi kadınlara sigortalılık kolaylığı, çocuğu olmayan kadınlara tüp bebek kolaylığı, apartmanlarda ve 1-9 işçi çalıştıran az tehlikeli işyerlerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğunun aranmaması, gelir testi için yeni bir fırsat, vergi aslına tabi olmayan vergi cezalarının yarısına af, sigara ile ilgili olanlar hariç 120 liraya kadar olan idari para cezalarına af, TOBB, TESK, Ticaret Odası ve diğer odalara olan borçlar, Torba Yasa'ya göre yapılandırılıyor. Uzun süredir tartışılan taşeron işçilerinin kıdem tazminatı, Soma faciasında ölen işçiler ve ailelerine maaş bağlanması, 65 yaşını dolduranlara yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıkların ve bunlara ait cezaların affı, maden işçilerine erken emeklilik, memurlara disiplin cezası affı, bazı özelleştirmeleri iptal eden Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması yasada yer alan düzenlemeler arasında Vergi, Zamanaşımına Uğrar mı? Bir işin üzerinden belirli bir zaman geçerek onun geçersiz kalması, “zamanaşımı” olarak tanımlanır. Başlıkta gördüğünüz soru, konu vergi olunca bu tanımda size çok anlamsız gelebilir. Kanunda düzenlendiğine göre elbette vergi zamanaşımına uğrar diye düşünülebilir. Ancak uygulamada zamanaşımı nedeniyle verginin ortadan kalktığı görülmemiştir. Vergi idaresi verginin zamanaşımına uğramasını kanundaki bazı açıklıklardan yararlanarak engeller. Oysa son dönemde verilen bazı yargı kararları vergi idaresinin bu yöndeki uygulamalarının haksız ve hukuksuz olduğu yönünde. Konuyu biraz açalım! Yasalarımıza göre vergide iki türlü zamanaşımı söz konusu. Bunlardan birincisi tarh yani vergi koyma veya tahakkuk zamanaşımı olarak ifade edilir. Bu aslında verginin hesaplanıp mükellefe tebliğ edilmesi ile ilgili zamanaşımıdır. Buna göre; vergi alacağının doğduğu yılı izleyen yılın başından itibaren 5 yıl içinde hesaplanarak mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Örneğin, 2009 yılına ait bir verginin bu yılın sonuna kadar hesaplanarak mükellefe tebliğ edilmesi gerekir. Aksi halde 2009 yılına ait vergi zamanaşımına uğrar. Vergi incelemeleri açısından da bu süreler geçerlidir. Formül ihtiyacı İşte vergi incelemelerinde bu süre açmazından kurtulabilmek amacıyla, takdir komisyonları kullanılır. Takdir komisyonuna sevk zamanaşımı süresini bir yıl uzatır. Zamanaşımı süresi içinde bitirilemeyen incelemeler takdir komisyonuna sevk edilir. Vergi inceleme elemanının düzenlediği raporu takdir komisyonu done olarak kabul eder ve buna göre vergi hesaplanır.Vergi yargısı son dönemde verdiği bazı kararlarda bu yöntemle yapılan vergi tarh işleminin hukuka aykırı bulmakta. İlgililer, İstanbul 2. Vergi Mahkemesi’nin 26.06.2013 E: 2012/3305 K: 2013/1542 No’lu kararını okuyabilir. Bu kararlar vergi idaresinin zamanaşımını uzatma yöntemine engel olmak açısından son derece önemli… Bir diğer zamanaşımı ise tahsil zamanaşımı. 6183 sayılı Kanun’da düzenleniyor. Verginin kesinleştiği yılı izleyen yıl başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmesi gerektiğini, tahsil edilemezse o verginin zamanaşımına uğrayacağını belirtiyor.Kamu devrede!Aynı kanun zamanaşımı süresinin uzayacağı halleri de düzenlemiş. Bunlardan biri “ödeme” olarak sayılmış kanunda. İşte vergi idaresi, bu hükme dayanarak, mükellef adına çok düşük miktarda ödemeler yapıyor ve 5 yıllık zamanaşımının yeniden başlamasını sağlıyor.Ancak son dönemde vergi yargısı bu yönteme de itiraz ediyor ve tahsil zamanaşımının bu yöntemle uzatılamayacağını söylüyor. Danıştay 3. Dairesi’nin 25.09.2012 E: 2010/4340 K: 2012/3047 kararına bakılabilir.Vergi incelemeleri açısından büyük önem arz eden tarh zamanaşımı ile vergi borcu olan mükellefleri yakından ilgilendiren tahsil zamanaşımını uzatan bu yöntemlere vergi yargısının itiraz ettiğini görüyoruz. O halde bundan sonra vergi idaresi, rahat bir şekilde yukarıda bahsettiğimiz kanuni boşluklardan yararlanarak zamanaşımını uzatamayacak. göze çarpanlar.. Yazı dizimizde, yukarıdakiler dahil, torba yasada yer alan düzenlemeler ele alınarak, açıklanacak.MALİYE'nin vergi, ceza ve faiz, SSK ve Bağ-Kur'un ise prim alacağı, cezaları ve faiz alacakları, 30 Nisan 2014 itibariyle, yaklaşık 100 milyar lirayı buluyor. Bu nedenle, devlet için de ciddi bir gelir kaynağı olacak. Anaparaya dokunmayan ancak faizler ile gecikme zammına "kısmi af" getirip, 36 aya kadar vade yapmak suretiyle "ödeme kolaylığı" sağlayan düzenlemenin, temel esasları aşağıdaki gibi. 1. Kesinleşmiş Vergi Borçları ile SSK ve Bağ-Kur prim borçlarında, anaparaya af yok. 2. Faiz ve gecikme zammına kısmi af var. Faiz ve gecikme zamları silinecek. Yİ-ÜFE (Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi) oranına göre yeniden hesaplanacak. 3. Vergi Cezalarına Af: Vergi aslına bağlı olan cezalara af yok. Vergi aslına bağlı olmayan cezalara yüzde 50 indirim var. Ancak yüzde 50 indirimin uygulanabilmesi için kalan yüzde 50'nin Torba Yasa'da belirtilen süre ve şekilde ödenmesi gerekiyor. 4. SGK İdari Para Cezaları: 30 Nisan 2014 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin olup, 11 Eylül 2014 tarihi itibariyle ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının yüzde 50'si silinecek. Bunun için kalan yüzde 50'nin Torba Yasa'da belirtilen süre ve şekilde ödenmesi gerekiyor. Burada sözü edilen Yİ-ÜFE; 31.12.2004 tarihine kadar olan Toptan Eşya Fiyat Endeksini, (TEFE) 1.1.2005 tarihinden itibaren Üretici Fiyatları Endeksini (ÜFE), 1.1.2014 tarihinden itibaren Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksini (Yİ-ÜFE), ifade etmektedir. ISSN 1308 7606 Yukarıda sıralanan vergi ve cezaların ödenmemiş kısımlarının tamamı ile bunlara bağlı olarak doğan alacaklar (faiz, cezai faiz, gecikme faizi veya gecikme zammı gibi) yerine 11 Eylül 2014 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, yasada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla alacaklara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilecek. Ödenmemiş alacak sadece fer’i alacak ise bunun yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenecek. Ayrıca bir vergi aslına bağlı olmadan kesilen (özel usulsüzlük cezaları gibi) vergi cezalarının, yüzde 50’sinin bu Birkaç aydır TBMM’de görüşmeleri devam eden ve başta maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan düşünülen halinden çok daha ayrıntılı ve geniş bir şekilde 50’sinin tahsilinden tamamlanan, kamuoyunda da torba kanun diye adlandırılan yüzde vazgeçilecek.Bu hükümden düzenleme geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı’nın onayıyla Resmi faydalanmak isteyen borçluların kanunda yer alan şartların yanı sıra Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. bu borçlar için dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve gecikme faizleri, gecikme zamları ile Bu düzenlemeden ve af diye kanun yollarına başvurmamaları çıkarılması düşünülen kanundan neler beyana dayanan vergilerde, yine bu gerekiyor. tarihe kadar verilmesi gereken beklediğimizi daha önce bu köşede dile getirmiştim. Kanunla ilgili eleştirel beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara Kredi kartı ile ödenebilecek bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, hakkımı saklı tutarak bugün çıkarılan Devlete borcu olanlar bu borçlarını gecikme zamları, düzenlemede mükelleflere ne tür yapılandırmak istiyorsa kasım ayı vergisel imkânlar tanındığını sonuna kadar başvuru yapmaları 2- 2014 yılına ilişkin olarak 30 Nisan anlatmaya çalışacağım.Bahsi geçen gerekir. Yapılandırma sonrasında 2014 tarihinden önce tahakkuk eden kanun ile genel olarak; kesinleşmiş hesaplanan tutar bir defada vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, olan vergi, vergi cezası, gecikme ödenebileceği gibi iki aylık fasılalarla gecikme faizleri, gecikme zamları, zammı, gecikme faizi ile diğer bazı belirlenen taksitler halinde de kanunlar kapsamında kesilmiş olan ödenebilir. Taksitle ödeme yapılmak 3- 30 Nisan 2014 tarihinden önce idari para cezaları yeniden istenmesi halinde belirlenen tutar her yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi yapılandırılmış oldu. Ayrıca kasa ve taksit sayısı için farklı olarak aslına bağlı olmayan vergi cezaları, ortaklardan alacaklar hesaplarındaki belirlenen katsayılarla çarpılarak hayali rakamların düzeltilmesini taksitlendirilecek ve ilk taksit aralık ayı 4- VUK dışındaki diğer kanunlar sağlama imkânı da tanındı. içerisinde ödenecek. Mükelleflerin arzu kapsamında kesilen Askerlik Kanunu, etmeleri halinde bu tutarlar kredi Karayolları Trafik Kanunu, Karayolu Kanun kapsamına giren vergi ve kartları ile de ödenebilecek. Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri cezalar Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu, Kanunun getirdiği yeniden yapılanma Kasa ve ortaklardan alacaklarda Mahalli İdareler ile Mahalle imkânından öncelikle Maliye düzeltme Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Bakanlığı’na bağlı dairelerce tahsil Bu kanunla şirketlerin kayıtlarında Seçimi Hakkında Kanun, RTÜK edilen alacaklar giriyor. Bu görülmekle birlikte fiilen işletmede Kanunu, Öğrenci Kredileri gereğince alacaklardan kesinleşmiş olup olmayan kasa mevcutları ile verilen idari para cezaları, kanunun yayımlanma tarihi itibarıyla ortaklardan alacaklar hesabında vadesi geldiği halde ödenmemiş olan oluşan hayali rakamlar için af getirildi. 4- Emlak Vergisi ile Çevre Temizlik veya ödeme süresi henüz geçmemiş Bu imkan sadece Kurumlar Vergisi Vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, bulunanlar yeniden mükellefleri için geçerlidir. Kapsama gecikme faizleri, gecikme zamları, yapılandırılabilecek. giren mükellefler, 31 Aralık 2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında 5- Belediyelerin su abonelerinden olan 1- Vergi Usul Kanunu kapsamına giren görülen bu türden gerçek dışı su kullanımından kaynaklanan kamu alacaklarından; 30 Nisan 2014 rakamları bu yıl sonuna kadar beyan alacakları ile bunlara bağlı fer’i tarihinden önceki dönemlere ilişkin ederek kayıtlarını düzeltebilecek. (sözleşmelerde düzenlenen her türlü vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, Yıl:70 Sayı:24923 Tarih:17 EYLÜL 2014 Çarşamba Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Reyhan AYTEKİN Sorumlu Müdür Bilal ÇETİN Yazıişleri Müdürü Şüheda YILDIRIM Sayfa Editörü Sayfa Editörü Gülşan KURT İstihbarat Şefi Caner ERDOĞAN Yasemin ERENER Haber Müdürü İnternet Site Editörü Kenan KURTOĞLU İdari Merkez Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ Küçükçekmece/İST Tel :0212 540 40 45 Fax 0212 540 39 99 www.ekonomigazetesi.net . info@ekonomigazetesi.net Ankara Temsilciliği Macun Mah.3. Cadde No:2 Yenimahalle /ANK. Tel :0312 397 91 40 41 Fax 0312 397 41 5254 İstanbul Dağıtım ALKIM BASIM YAYIN DAĞITIM Kübra ERENER Reklam Pazarlama ve Dağıtım Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ Küçükçekmece/İST Tel :0212 540 40 45 Fax 0212 540 39 99 www.ekonomigazetesi.net . info@ekonomigazetesi.net ANKARA İRTİBAT Tel :0312 397 91 40 41 Fax 0312 397 41 5254 Ankara Dağıtım AKDAĞ DAĞITIM ABDULGANİ AKDAĞ Yayın Türü: Yerel Ticari Süreli Basıldığı Yer İstanbul Alkım Basım Yayın Dağıtım Tic.A.Ş. Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ İSTANBUL Tel : 0212 540 40 45 Resmi ilanlarınızı internet sitemizden de görebilirsiniz (www.ekonomigazetesi.net) EKONOMİ Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. 6 17 EYLÜL 2014 Dış Haberler HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA HİNDİSTAN Hindistan'ın kuzeyindeki Keşmir eyaletinde bir hafta boyunca devam eden şiddetli yağışların yol açtığı sel ve toprak kaymasında Hint ordusu, bugüne kadar selde mahsur kalan 226 binden fazla kişiyi kurtardı. Resmi ölü sayısı 220'e ulaşmıştı. Tahliye edilen insanlara 508 bin litreden fazla su ve bin 54 ton gıda paketleri ve hazır yemek verildi. Ayrıca 8 bin 200 battaniye ile bin 572 adet çadır dağıtıldı. 80 sağlık ekibi ve 4 Hint ordu hastanesi yerleştirildiği belirtildi. Şimdiye kadar sağlık ekipleri 53 bin 82 hastayı tedavi ettiklerini açıkladı. CİHAN MISIR Mısır’da gösteriler sırasında tutuklanan gençler için 14 gazeteci açlık grevi yapıyor. Basın Sendikası’nda açlık grevi yapan gazeteciler, yeni gösteri yasası sonrası tutuklanan gençlerin serbest bırakılmasını ve yasanın iptal edilmesini talep ediyor. Mısır’da geçtiğimiz aylarda kabul edilen yeni gösteri yasası, protestoların polisten izin alınarak düzenlenmesini öngörüyor. Ayrıca polise 10 kişiden fazla gruplara müdahale etme hakkı veriyor. Mısır’da geçtiğimiz aylardaki gösterilerde çok sayıda genç aktivist tutuklanmıştı. Açlık grevi yapan 14 gazeteci de bu gençlerin serbest bırakılmasını istiyor.Açlık grevi yapanlardan Sameh Hüseyin, protesto yasasına itiraz etmek için grev yatığını söyleyerek, bu yasa kapsamında tutuklu gençlerin serbest bırakılmasını istiyor. CİHAN ÇİN Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in, Tacikistan'da düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye ülke devlet başkanları zirvesinde katılımcılara cep telefonu hediye ettiği ortaya çıktı. Tacik basınında yer alan habere göre Xi, zirveye katılan ülke mensuplarına Çin yağımı ZTE cep telefonunu hediye etti. Bundan önce zirvelerde ise Çin liderleri katılımcılara, ipek, porselen, resim ve diğer geleneksel sanat eserleri hediye edeken, ilk defa cep telefonunun hediye edilmesi dikkat çekti. ZTE, Çin'in ürettiği cep telefonu sanayisinin önde gelen markasıdır. Ülkenin en büyük telefon üreticilerinden ZTE'nin Nisan ayında tanıttığı Grand SII marka cep telefonun hediye edildiği öğrenildi. Kulislerde yapılan açıklamaya göre, Pekin yönetimi ZTE cep telefonlarının tanıtımı için böyle bir girişimde bulundu. CİHAN Merkel'in partisi, Euro karşıtı AfD'yi ciddiye almaya başlayacak lmanya için Alternatif (AfD) partisinin son Thüringen, Brandenburg eyalet seçimlerinde yüzde 10’nun üzerinde oy alarak önemli bir başarı elde etmesi iktidar partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) da tartışma başlattı. Bu zamana kadar AfD’yi ciddiye almayan CDU’nun, popülist partiye karşı strateji değiştirmesi bekleniyor. Berlin CDU çevresinde parti yönetimine yapılan manifestoda AfD’yi yok saymanın yanlış olduğunun vurgulandığı ifade ediliyor. A Wolfgang Bosbach ve Christean Wegner’in de yer aldığı manifestoyu kaleme alanlar, CDU’nun AfD’nin parti programını dikkatli şekilde analiz edip sağ popülist partinin muhafazakar seçmenine yönelmesini talep ettiler. AfD’nin seçim başarılarının CDU’ya zarar verdiğini kaydeden partililer, “Eğer biz politik ve program olarak boş alan bırakırsak, halk tabanı zayıflar ve sağa kayma olabilir.” uyarısında bulundular. ZDF’de sabah programına katılan Birlik Partileri CDU / CSU Grup Başkanı Volker Kauder, AfD ile olası bir işbirliğini kategorik olarak reddederek “AfD ile kesinlikle koalisyon yapmayacağız.” ifadelerini kullandı. CDU’nun AfD ile değil onun programıyla ilgilenmesi gerektiğini söyleyen Kauder, parti olarak önceliklerini ve isteklerini halka CİHAN söyleyeceklerini kaydetti. Paris konferansında IŞİD ile mücadelede 'askeri destek' vurgusu Fransa'nın başkenti Paris'te, radikal selefi IŞİD örgütüne yönelik alınacak tedbirlerin gözden geçirildiği, Uluslararası Irak Barış ve Güvenlik Konferansı düzenlendi. Konferansıta, Irak hükümetine IŞİD'e karşı askerî destek verilmesi üzerinde duruldu. Toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başkanlığında katılan Türk heyetinin ise bu konuda herhangi bir taahhütte bulunmadığı öğrenildi. dinilen bilgiye göre Türkiye, IŞİD ile mücadelenin sadece Irak'la sınırlandırılmamasını istedi ve örgütün Suriye'de doğduğunu hatırlattı. Esed rejimi devam ettiği sürece de IŞİD tehdidinin süreceğini vurguladı. "Bölgedeki sıkıntılardan Türkiye çok fazla etkileniyor. Onun için buna sessiz kalması mümkün değil." diyen Türk heyeti, IŞİD'e karşı kapsamlı bir strateji gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin IŞİD'e karşı mücadelesi ile ilgili bilgi de veren diplomatlar ellerinde örgüte Avrupa'dan katılacağından şüphelenilen 6 bin kişinin isimlerini olduğunu ve bunlardan yaklaşık bin kişinin tespit edilerek sınır dışı edildiğini dile getirdi. Musul düşer düşmez insanî yardım için ilk koşan ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı ve binlerce Ezidi'ye kucak açıldığını hatırlattı. Türkiye ayrıca yeni Irak hükümetinin desteklenmesi gerektiğini belirtti. Bununla birlikte Bağdat'ın da daha kapsayıcı bir siyaset takip etmesinin şart olduğunu vurguladı. Toplantı sonrası yayınlanan bildiride, E IŞİD'in Irak'ın yanı sıra uluslararası toplum için de tehdit oluşturduğu belirtildi. Örgütün azınlıklar da dahil olmak üzere bölge halkına kitlesel katliam uyguladığı kaydedildi. Bildiride katliamı işleyenlerin hukuk önüne çıkarılacağına vurgu yapıldı. Ayrıca, IŞİD'in işgal ettiği Irak başta olmak üzere bölgede varlığının acilen son verilmesi gerektiği belirtilirken Irak'ta kurulan yeni hükümete, IŞİD'le mücadelesinde kendi talepleri ve uluslararası hukuka uygun şekilde gerekli desteğin verileceği, buna askeri seçeneğin de dahil olduğu aktarıldı. Bildiride, Irak'ın yeniden inşaası ve bölgesel kalkınması için mali desteğin sağlanacağının da altı çizildi. Ayrıca uluslararası partnerlerin, IŞİD'e karşı mücadele yürüten Irak hükümetine destek için tam seferberlik içinde olduklarının altı çizildi. Konferansın kapanış konuşmasını yapan Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise IŞİD'in bir devlet olmadığını ve İslam'ı temsil etmediğini belirterek, bu denli tehlikeli bir terör örgütüne karşı bazı askeri önlem- lerin alınması gerektiğini söyledi. Toplamda 51 ülkeden IŞİD için savaşmak üzere insanların geldiğini vurgulayarak bu desteğin kesilmesi gerektiğini belirtti. Fabius, konferansda örgütün finans kaynaklarının kesilmesi üzerinde de durduklarının altını çizdi. Irak'taki insani durumu hatırlatan Fabius, toplamda 2 milyon insanın evlerinden olduğunu kaydetti. Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi, Irak'ın bütünlüğünün sağlanması için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç olduğunu belirtti. Caferi, milliyeti ve dini ne olursa olsun herkesin IŞİD teröründen etkilendiğine dikkati çekti. Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temsil ettiği konferansa ev sahipi Fransa, Irak, Amerika, Rusya, Katar, Almanya, İngiltere, Birlemiş Arap Emirlikleri, Çin, Suudi Arabistan, Japonya, Ürdün, Danimarka, Kuveyt, Lübnan, Mısır, Umman, Bahreyn, İspanya, Hollanda, İtalya, Kanada, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği temsilcileri katıldı. CİHAN Rusya: IŞİD İslamiyet’i temsil etmiyor, devlet olmalarına izin verilmeyecek YENİ BULUŞLAR-TEKNOLOJİ Cep telefonları güneş R enerjisiyle çalışacak usya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Irak ve Suriye’ye aktif olan IŞİD terör örgütünün İslamiyet’i temsil etmediğini, devletlerini kurmalarına izin verilmeyeceğini söyledi. Fransa’nın başkenti Paris’te Irak krizinin çözümü için düzenlenen uluslararası konferansa katılan Lavrov, “IŞİD, İslamiyet’i temsil etmiyor. Kendi devletlerini kurmalarına izin verilmeyecek. Etkin mücadele için de terörün kaynağı ve boyutunun anlaşılması gerekiyor. Kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç var.” dedi. Paris’te düzenlenen konferans katılımcıları Irak’ta terörle mücadele konusunda her türlü yardımı sağlama konusunda anlaştı. Askeri desteğin detaylarının belirlenmediği konferansta, 30 ülkenin temsilcileri bildirgeye imza koyd Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, ABD’nin Suriye hükümetinin izni olmadan FRANSA Fransa’da 31 yıllık otobüs şoförü, otomobille 267 km/s hızla radara yakalandı, jandarma ehliyetine el koydu. Bunun, Fransa'da şu ana kadar radar tarafından tespit edilen en yüksek hız olduğu belirtildi. Başkent Paris’e 50 kilometre mesafedeki Yvelines'te hız limitinin 130 km/s olduğu yolda yakalanan sürücü, mahkemeye sevk edildi. Aracın, söz konusu kişinin bir yakınına ait olduğu belirlendi. CİHAN vustralyalı bilim adamları, cep telefonu, dizüstü ve tablet bilgisayarlarının, hesap makineleri gibi güneş enerjisiyle çalışabileceğini açıkladı. mada, güneş enerjisiyle çalışan organik güneş pilleri, üç boyutlu yazıcıdan çıkarılıp taşınabilir cihazlar üzerine entegre edilerek cihazların elektrik ihtiyacını karşılayabilecek. Güneş enerjisi alanında çalışma yapan Melbourne Üniversitesi, İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) Bilim ve Endüstri Araştırması Topluluğu ve MonashÜniversitesinden bilim adamları fotovoltaikler üzerine yaptıkları 7 yıllık araştırma sonucunda, bu yöntemle elde edilen elektriğin cep telefonu, dizüstü ve tablet bilgisayarları çalıştırmak için kullanılabileceğini açıkladı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Organik güneş hücreleri, güneşten gelen ışığı panel içerisinde birtakım işlemlerden geçirerek, elektrik enerjisine çeviriyor. Türkiye'de biz de araştırma-geliştirme kapsamında bunun üzerine yıllardır çalışıyoruz" dedi. Projenin uygulayıcılarından Dr. Fiona Scholes'un Avusturalya devlet haber kanalı, ABC News'e yaptığı açıkla- Çalışmanın güneş enerjisinin günlük hayattaki kullanımıyla ilgili bir örnek veren Turan, yakın zamanda kıyafet- A lerin üzerinde, askeri üniformalarda ve çatı gibi zeminlerde de kullanılabileceğini vurguladı. ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Çırpan da mevcut güneş enerjisi sistemlerinin güneş ışığını yüzde 8 verimle elektrik enerjisine çevirdiği söyledi ve bu teknolojinin oranının yüzde 15'e vardığında, Türkiye’deki mobil cihazlarda da kullanılabileceğini ifade etti. Çırpan, güneş enerjisini etkili kullanan Japonya, ABD, Almanya gibi ülkelerin bu teknolojiden en fazla verim elde eden ülkeler olduğunu ifade ederek, Türkiye'de ise deneysel boyutta çalışmaların yürütüldüğünü, günlük hayata uygulama konusunda da çalışmalarının devam etiğini aktardı. IŞİD hedeflerine hava saldırısı düzenlemesinin uluslararası hukuka aykırı olacağı uyarısında bulundu. Lavrov’a göre IŞİD’le mücadelede Suriye ve İran’ın da desteği alınmalı. Irak ve Suriye’de IŞİD ve diğer terör örgütlerinin diğer ülkelerden mali ve fiziki destek almadan bu denli başarı sağlamalarının imkansız olduğu tespitinde bulunan Lavrov, “Bu nedenle, bu kanalların kesilmesi öncelik…” uyarısında bulundu. Rus bakan, aşırılıkçı ve terör gruplarının ülkelerin ortak aksiyonu konusunda ortaya çıkan farklılıklardan yararlandıklarını, ortak mücadelenin hayati önemde olduğunu söyledi. Lavrov, “Irak ve Suriye’de ortak düşmanımız var. Bu konuda çifte standart olmamalı.” dedi. CİHAN 17 EYLÜL 2014 Politika HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Destici’den Yalçın Akdoğan'ın sözlerine tepki Büyük Birlik Parti'li ve Alperen Ocaklı kardeşlerimiz sabah saatlerinden başlayarak tören alanından ayrılana denk adli, idari ve emniyet birimleri üzerinde baskı kuran siyasi iktidarın yönlendirmeleriyle ve kışkırtmalarıyla boğuşmuştur. Hem Söğüt Belediye Başkanı hem Bilecik Belediye başkanı hem Söğüt kaymakamı, Bilecik Emniyet müdürü ve Bilecik valisinin Genel Başkanımız Mustafa Destici’nin ve Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun tüm iyi niyetli girişim ve çabalarına rağmen Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın şişkin ve provakatif tavırları dün Söğüt’te istenmeyen olayların yaşanmasına sebep olmuştur." "AKDOĞAN, BBP’Yİ KANSIZLIK VE BAYRAK DÜŞMANLIĞIYLA SUÇLUYOR" K Büyük Birlik Partisi (BBP), Genel Başkan Mustafa Destici'nin Söğüt ilçesindeki 733. Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’nde konuşturulmadığı gerekçesiyle kürsüde yaşanan olayı değerlendiren Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın sözlerine tepki gösterdi. Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın yaşananlar üzerine sarf ettiği "Maalesef bazı şahıslar provokasyon çıkarttılar, kürsüyü tekmelediler. A Şimdi üzerinde Türk bayrağı olan bir kürsünün tekmelenmesi, devrilmesi, büyük bir şuursuzluk, büyük bir densizliktir. Bu kansızlığı yapanlar değil milliyetçi olmak milliyetçi bile geçinemezler." ifadeleri üzerine BBP Genel Merkezi'nden yazılı bir açıklama yapıldı. Akdoğan'ın hezeyanlarıyla bir camiaya hakaret etme cüretini şiddetle kınadıklarını dile getiren açıklamada, "Kendi kusur ve kabahatlerini görmeden, başkalarını suçlayan ve iğrenç yakıştırmalarla karşısındakileri itham etmeyi meslek haline getiren, kendi parti büyüklerini bile aşağılamaktan ve onlara hakaret etmekten çekinmeyen, makamı ele geçirince kene gibi, pire gibi milletin kanını emerek şişkinleşen bu şahsiyetin şom ağzına yakışan kem sözlerini ziyadesi ile kendisine iade ediyoruz." denildi. Geçmişte merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun da Söğüt'te kürsü hakkının bazı seneler elinden alındığına dikkat çekilen BBP açıklaması şöyle devam etti: "Söğüt’e gelen HP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, vatandaşta "Melih'dir, ne yapsa yeridir" tarzı bir yaklaşım ve yılgınlık olduğunu savunarak "Önce o, ruhsal sağlığının yerinde olduğuna dair bir rapor getirsin bize. Şimdi beni yine dava açmakla tehdit edecek. Ankaralıların hakkını koruduğum için bana dava açmasından onur duyarım. Ondan korkan onun gibi olsun." dedi. C Nazlıaka, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Atasoy ve Genel Sekreter Ebru Basa ile birlikte Mecliste basın toplantısı düzenledi. Bir süredir Ankara'da tartışma konusu olan şebeke suyuyla ilgili açıklamalarda bulunan Nazlıaka, suyun vatandaşların sağlıklarını tehdit ettiğini, su tesisatlarında da maliyeti yük- Açıklamada Yalçın Akdoğan'a ise "Dün olduğu gibi bugün de hayadan nasibini almamış, yeri geldiğinde ayaklarının altına aldıkları bilhassa seçim zamanlarında ve işlerine her geldiğinde öpüp başlarına koyup dillerinden düşürmedikleri, milliyetçilik kavramına düşman siyasilerin yaptığı riyakârlığı bu kez kendisi tekrarlayan Yalçın Akdoğan, ucuz ve karşılığı olmayan bahanelerle BBP’yi kansızlıkla ve bayrak düşmanlığıyla suçlamıştır." diye tepki ifadeleri yer aldı. Damaca firmalarıyla yapıldığı iddia edilen işbirliğiyle ilgili Gökçek'in bunu ispatlamasını isteyen Nazlıaka, "Bu noktada söylenecek şey 'kişi kendinden bilir işi' durumudur." diye konuştu. Kendisi için Gökçek'in "Damacanın solcusu" ifadesi kullandığını hatırlatan Nazlıaka, "Sağlık Bakanı da damaca suyu içiyor, kullandığını söylüyor. O da mı Damacanın solcusu? Meclis'te basın toplantısında düzenleyen Bal, kirli su tartışmalarıyla ilgili "Su siyaset malzemesi değildir. Su hayattır, hava hayattır, trafik hayattır, güvenlik hayattır." diye konuştu. Suyun temiz olup olmadığının bir bardaktan içerek anlaşılmayacağına dikkat çeken Bal, bilimsel olarak, bağımsız laboratuvarlarda yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını vurguladı. IŞİD'in eline ihmal ile teslim edilen 49 rehinenin hesabını hükümetin vermesini isteyen Bal, iktidarın milli ve manevi duyguları çok iyi kullandığını ifade etti. Bu masum ve saf milletin kandırılmaya devam ettiğini anlatan Bal, PKK'nın bölgede yaktığı okulları hatırlattı. Başbakanın da damaca suyu kullandığını biliyoruz. Başbakan da mı damacanın solcusu?" diye sordu. Kendisine tavsiyem var; başucuna bir bardak su koyup yatarsa, bana gerek kalmaz." şeklinde konuştu. Melih Gökçek'in tüccar zihniyeti ve herşeyden rant sağlama hevesiyle yönettiği Ankara'da şimdi de belediye kaynakları ile su ticaretine başladığını anlatan Nazlıaka, Gökçek'in daha çok para kazanma hevesi ile Ankaralıların sağlığını ve geleceğini tehlikeye attığını kaydetti. Tokar Twitter'daki 'chponline' adresinin CHP'nin resmi hesabı olmadığının altını çizen Nazlıaka, resmi olmayan bir hesap üzerinden CHP'ye vurmaya çalışmanın bir aciziyet göstergesi olduğunu ifade etti. B BBP açıklaması, "“Birliğimizi ve beraberliğimizi zedeleyecek, kardeşliğimize zarar verecek bu tür yanlış ve üzücü hadiselerin bir daha yaşanmaması dileği ile Bu bedeli ödemeye hazır tüm omurgalı insanlara, bir obadan Devlet-i Âli Osmaniye’yi kuran, Hayme Analara, Ertuğrul Gazilere, Osman Gazilere, Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’na, tüm Gazi Alperenlere, her yıl Söğüt’e gelerek Söğüt ruhunu yaşayan ve yaşatan on binlerce insanımıza selam olsun.” şeklinde sona erdi. CİHAN Ankara'daki hanelerin yüzde 70'inin damaca suyu tükettiğini anlatan Nazlıaka, "Gökçek gece şeker ilaçlarını içmek için ağzını musluğa dayayıp şebeke suyu içiyormuş. Gökçek'in elbet birgün bu yaptıklarının hesabını vereceğini belirten Nazlıaka, vatandaşta "Melih'dir, ne yapsa yeridir" tarzı bir yaklaşım ve yılgınlık olduğunu savundu. Nazlıaka, şöyle devam etti: "Bir de utanmadan benden yaşadığımız rahatsızlığa yönelik sağlık raporu istiyor. Ben ona binlerce vatandaşımızın raporunu getiririm. Ama önce o, ruhsal sağlığının yerinde olduğuna dair bir rapor getirsin bize. Şimdi beni yine dava açmakla tehdit edecek. Ankaralıların hakkını koruduğum için bana dava açmasından onur duyarım. Ondan korkan onun gibi olsun." Aile Bakanlığı'nın Hizmet Hareketi ile irtibatlı olduğunu düşündüğü kişileri '111' kodu ile işaretlemesiyle ilgili Nazlıaka, "Fişlenme bu ülkede artık sistematik bir duruma dönmüş durumda." dedi ve bakanlığı kınadı. Döne YILDIRIM-EKONOMİ İdris Bal: Valiler vatandaşları fişliyor ağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal, fişlemenin alabildiğine, gırla gittiğini belirterek valilerin fişleme yaptığını söyledi. Bal, valilerin insanları "Şuraya kurban veriyor, burs veriyor, şu gazeteyi okuyor" denerek fişlediğini ifade etti. "Yalçın Akdoğan laf ebeliğini bıraksın da Türkiye Musul Konsolosluğu'nda gönderden indirilen şanlı bayrağın ve 49 vatandaşın hesabını versin, Diyarbakır'daki, Ağrı'daki ve yurdun dört bir yanında ayaklar altına alınan, yakılan bayrakların hesabını versin." diye süren açıklama BBP'lilerin, birileri gibi milletvekili, bakan ya da iktidar sahibi olunca Söğüt’e gelenlerden olmadığına işaret edildi. Kerry’nin Türkiye ziyareti manidar sek sorunlara yol açtığını ifade etti. Melih Gökçek'in hem suçlu hem de güçlü olduğunu dile getiren Nazlıaka, Gökçek'in kendilerine yönelik sözlerine cevap verdi. Gökçek'in iftira attığını vurgulayan Nazlıaka, hem suçlu hem güçlü siyaseti yaptığını söyledi. CHP’li Hurşit Güneş: Seçimlere kadar işsizlik 6 milyona yaklaşabilir 7 HP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Hurşit Güneş, seçimlere dek toplam gerçek işsizliğin 6 milyona yaklaşabileceğine dikkat çekerek "Yani yüzbinlerce kişi daha önümüzdeki aylarda işsiz ordusuna katılacaktır. Hükümet gerçekleri saklamaya çalışmakta, kurumlar da buna alet olmaktadır." dedi. C Güneş, TÜİK'in bugün yayınladığı işgücü istatistikleri ile ilgili değerlendirme yaptı. Ekonomide büyüme performansında düşüşün bilindiğini dile getiren Güneş, hatta açıklanan büyüme verilerinin tahminlerin de altında geliştiğini ifade etti. Bu bir yandan dış açığın küçülmesine neden olsa da asıl sıkıntı oluşturan tarafın işsizliğin artması olduğunu dile getiren Güneş, şöyle devam etti: "Geçen yıla göre işsizlik artışı yüzde 1,2; yani toplam 414 bin kişi daha bu yıl işsiz ordusuna katılmış. Geçen yılın Haziran ayında resmi ve açık işsizlik oranı yüzde 8,3'tü. Bu yıl aynı ayda bunun yüzde 9,1'e çıktığı görülüyor. Önümüzdeki aylarda özellikle sonbahar verileri ortaya çıktığında işsizliğin daha da artacağı görülecektir. Asıl önemlisi şu; daha önceleri TUİK bir insanın işsiz sayılması için 3 ay iş arama zorunluğu tanımını getiriyordu. Şimdi EUROSTAT tanımı getirilmiş durumda: yani 4 hafta iş arama işsiz sayılmak için yeterli. O halde de işsizlik yüzde 9,1 değil, yüzde 9,9 ediyor. Bu değişikliklere rağmen, hükümetin ısrarla hala eski tanımlı işsizlik verisi yayınlaması ahlaken çok ayıp! Türkiye'de işsiz sayısı 2,654 milyon değil, 2,854 milyondur! TÜİK bu değişikliği belirtmeyerek açıkça 200 bin işsizi örtbas etmektedir." İşsiz olup da iş aramayan ama bulsa çalışacak olan "umutsuzlar"ın da (2,514 milyon kişi) göz ardı edildiğini anlatan Güneş, bunlar dâhil edildiğinde gerçek işsiz sayısının 5,4 milyona yaklaştığını kaydetti. Neresinden bakarsanız bakın, 2003 yılından bu yana, yani bu iktidarın başlangıcından bu yana toplam işsiz sayısının 2 milyona yakın daha fazla olduğunu belirten Güneş, "Önümüzdeki aylarda işsizliğin artacağını belirtmek için müneccim olmaya gerek yok. Seçimlere dek toplam gerçek işsizlik 6 milyona yaklaşabilir. Yani yüzbinlerce kişi daha önümüzdeki aylarda işsiz ordusuna katılacaktır. Hükümet gerçekleri saklamaya çalışmakta, kurumlar da buna alet olmaktadır. Ekonomide performans hızla düşmektedir ve hükümet yapacağını bilmediği gibi her kafadan ayrı ses çıkmaktadır." dedi. CİHAN İktidarın terör örgütünü güçlendirdiğini, sıkışan örgütü kurtardığını vurguladı. Örgütün bölgede hakim hale gelmeye başladığını anlatan Bal, halkın bu pis oyunu göreceğini, görmemesi halinde bedelini ödeyeceğini söyledi. "Kurt puslu, dumanlı havayı sever. Ama pus bir gün her yeri kaplarsa bedeleni hepimiz öderiz." diyen Bal, bölgede yapılan kaçakçılığa dikkat çekti. Teftişlerin 2005'te 27 bin iken şimdi 8 bine düştüğünü dile getiren Bal, denetimlerin azalmasının kazaya davetiye çıkarmak anlamına geldiğini kaydetti. Türk siyasetinde yeni bir rönensa, reforma ihtiyaç olduğunu dile getiren Bal, lider sultası değil parti için demokrasi olması gerektiğini vurguladı. Kurumsallaşmış parti olması gerektiğini anlatan Bal, yeni Türk siyasetinde projenin varolması gerektiğini ifade etti. "Fişleme devam ediyor; alabildiğine, gırla gidiyor." diyen Bal, İçişleri Bakanlığının, valilerin fişleme yaptığını vurguladı. Valilerin halkı fişlediğini belirten Bal, insanların "Şuraya kurban veriyor, burs veriyor, şu gazeteyi okuyor" denerek fişlendiğini ifade etti. Aile Bakanlığı'nın kod verdiğini anlatan Bal, kod deyince aklına Hitlerin geldiğini söyledi. "Bizim Aile Bakanlığı 111 kodu vermiş camia olarak bilinenlere." diyen Bal, iktidarın en büyük kaygısının 2015 seçimleri değil HSYK seçimleri olduğuna dikkat çekti. "Tuzun koktuğu an bir felakattir." diyen Bal, HSYK seçimleri için gayet güzel çalıştıklarını belirterek çünkü karşımızdaki iktidarın psikolojik savaşı çok iyi bildiğini kaydetti. Hukuku kontrol altına almak isteyen bir zihniyet olduğunu vurgulayan Bal, bu baskı karşısında hukukçuların dik durmasını istedi. Hukuk devleti, demokratik ilkeler, şeffaflık, medya-yargı bağımsızlığının ortak payda için yeterli olacağını dile getiren Bal, her doğumun sancılı olduğunu hatırlattı; bugün yapılan yanlışların hukukun, demokrasinin kıymetini hatırlattığını kaydetti. CİHAN 8 17 EYLÜL 2014 Gündem 17 EYLÜL 2014 Gündem HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA 9 Bedelli askerlikle ilgili İstanbul'un verileceğini beklemiyordum Okul açmak isteyen yasal duruma uyacak ihtiyacı değerlendireceğiz Adalet Bakanı stanbul Valisi Şahin, "İstanbul, İbirisi. dünyanın çok önemli şehirlerinden İstanbul'un o ağır yükünün omuzlarımıza verileceğini beklemiyordum" dedi.Valiler Kararnamesi ile Malatya Valiliğinden İstanbul Valiliğine atanan Vasip Şahin, Valilik makamında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, atama kararının, kendisi, ülke, Malatya ve İstanbul için hayırlı olmasını diledi.Temennisinin, İstanbul'da ellerinden gelen imkanlarla en iyi şekilde hizmet edebilmek olduğunu belirten Şahin, "Cenabı Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlikle ilgili, "Milli Savunma Bakanımızdan da Genelkurmay Başkanımızdan da kapsamlı bir brifing aldıktan sonra bu konudaki ihtiyacı değerlendireceğiz" dedi. aşbakan Ahmet Davutoğlu, bedelli askerlik uygulamasına ilişkin, "Milli Savunma B Bakanımızdan da Genelkurmay Başkanımızdan da kapsamlı bir brifing aldıktan sonra bu konudaki ihtiyacı değerlendireceğiz. Bu çerçevede atılması gereken adımlar varsa bunları birlikte gözden geçireceğiz. Ama öncelikle bu konuda gerçek tablonun ne olduğu hususunda daha geniş, kapsamlı bir brifing alacağım" dedi. Davutoğlu, KKTC'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanında açıklamalarda bulundu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güzel bir geleneğinin olduğunu, hükümetler ya da cumhurbaşkanı göreve başladığında, ilk ziyareti KKTC'ye yaptığını belirten Davutoğlu, sembolik önemi çok yüksek olan bu ziyaretin, KKTC'nin bağımsızlığına, Kıbrıs halkının haklı davasına verilen desteğin bir ifadesi olduğunu söyledi. Bu çerçevede ilk yurt dışı ziyaretini KKTC'ye yaptığını belirten Davutoğlu, KKTC ile Kıbrıs Rum Kesimi arasında yürütülmekte olan müzakerelerle ilgili son gelişmeleri istişare edeceklerini ifade etti.Kıbrıs sorununun 40 yıldır, Birleşmiş Milletler çerçevesinde ciddi müzakere süreçleri yaşadığını hatırlatan Davutoğlu, "En ileri aşamaya geldiği nokta, 2004 yılında, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin son derece olumlu tavrıyla gelinen noktaydı. Maalesef, Kıbrıs Rum Kesimi, o gün Birleşmiş Milletler planına 'hayır' demiş olduğu için bu kriz bugüne kadar gelmek durumunda kaldı" dedi.Son dönemde Birleşmiş Milletlerin çabaları, Türkiye'nin yoğun desteğiyle müzakerelerin yeni bir ivme kazandığını dile getiren Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'ndan bu müzakerelerle ilgili detaylı bilgi alacağını söyledi.Müzakerelerin her aşamasında, Dışişleri Bakanı olarak da birçok kez KKTC'ye gidip, müzakerelere ivme katmak için çaba gösterdiklerini anımsatan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da geçen hafta yaptığı ziyarette bu konuları Eroğlu ile paylaştığını, bugün daha detaylı şekilde bu konuları ele alacaklarını kaydetti. "KKTC ekonomisi çok ciddi büyüme sağladı" Ziyarette, KKTC'nin ekonomik ve siyasi anlamda kalkınmasına verdikleri desteği de ifade edeceklerini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: "Son 12-13 yıl içerisinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, ciddi bir ekonomik kalkınma hamlesi yaşandı. Türkiye'deki kalkınmaya paralel olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de ekonomi, daha önceki dönemlere göre çok ciddi bir büyüme sağladı. Tabii çok önemli projelerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne destek sağlıyoruz. Bu projelerin başında da su borularıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin fiilen Anadolu'ya bağlanması ve adanın su ihtiyacının, Anadolu'nun temiz, pür, helal suyuyla karşılanmış olmasıdır. Bu gelişmeleri de tabii bugün takip edeceğiz." KKTC'nin bütün engellemelere, baskılara rağmen demokratik standartları gerçekleştirdiğini, 30 yıldır şeffaf, adil seçimlerle birçok kez cumhurbaşkanı ve başbakan değişimi yaşadığını, köklü bir demokrasiyi kendi içinde kurduğunu ifade eden Davutoğlu, başta KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Sibel Siber ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu olmak üzere, bütün siyasi liderlerle görüşmeler yapacaklarını bildirdi. Davutoğlu, "Hem Kıbrıs'ın her iki kesimine, hem Doğu Akdeniz'e, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri de içine alacak şekilde, hem Avrupa'ya, Avrupa Birliği sürecinde Kıbrıs sorunun taşıdığı önem dolayısıyla, hem de dünyaya büyük krizlerle uğraşmakta olan Birleşmiş Milletler sistemine, Kıbrıs sorununun çözümünün bütün bu süreçlere yapacağı katkı konusunda güçlü bir çağrıda bulunacağız. Akşam da ülkemize döneceğiz" diye konuştu. Sorular Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, bedelli askerlikle ilgili bir çalışma olup olmadığının sorulması üzerine konuyla ilgili dün hükümet sözcüsünün bir açıklama yaptığını hatırlattı. Hükümeti kurduktan sonra bütün bakanlıklardan, birimlerden bilgiler aldığını anlatan Davutoğlu, bu hafta Milli Eğitim Bakanlığını ziyaret etmeyi düşündüğünü dile getirdi.Davutoğlu, "Bu çerçevede Milli Savunma Bakanımızdan da Genelkurmay Başkanımızdan da kapsamlı bir brifing aldıktan sonra bu konudaki ihtiyacı değerlendireceğiz. Bu çerçevede atılması gereken adımlar varsa bunları birlikte gözden geçireceğiz. Ama öncelikle bu konuda gerçek tablonun ne olduğu hususunda daha geniş kapsamlı bir brifing alacağım" diye konuştu. "Kredilendirme kuruluşları objektif değerlendirme için var" Davutoğlu, uluslararası kredilendirme kuruluşlarının değerlendirmeleriyle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Erdoğan'ın kredilendirme kuruluşlarıyla ilgili açıklamalarının bütününe bakmak gerektiğini söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanımızın bir çağrısı var orada, biz de bu çağrıya güçlü şekilde katılıyoruz. Bu kredi değerlendirme kuruluşları objektif değerlendirme yapmak için vardırlar ve itibarları da buradan gelir. Objektif ekonomik değerlendirme şu demektir; ülkenin ekonomik bakımdan aldığı mesafe, siyasi istikrar birçok parametreler göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılır. Bugün ister iç piyasada, ister dış piyasada kime sorarsanız sorun piyasalardaki genel hava, Türkiye'nin bu kredi değerlendirme kuruluşlarından hak ettiği kredi notunu almadığı yönündedir. Bu sadece hükümetimizin görüşü değildir. Bütün piyasalarda hakim kanaat budur. Maalesef başka ülkeler söz konusu olduğunda çok cömert davranan bu kuruluşlar, Türkiye söz konusu olduğunda uluslararası piyasalara da yanlış mesajlar vererek, sinyaller göndermektedir. Bu doğru değil. Eğer objektif bir değerlendirme yapılırsa bizim bu kuruluşlarla ilişkilerimiz derinleşir, güçlenir. Nitekim geçmişte de tavrımız hep açık ve net olmuştur."Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin son derece kritik iki seçimi büyük bir başarıyla, demokratik olgunlukla atlattığını, siyasi istikranın daha da güçlendiğini, piyasalarda güvenin arttığını, borsada yükselişin yaşandığını anlattı.Türkiye'de şu anda herkesin geleceğe bakışının iki seçim öncesindekinden çok daha parlak olduğunu ve kimsede kriz beklentisi bulunmadığını vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:"Hal böyleyken bu kredilendirme kuruluşları, yaptıkları değerlendirmelerde bunu hiç göz önüne almayan değerlendirmeler yapıyorlar. Ama herhangi bir türbülans, ufak gerilim olduğunda dahi birden şiddetli tepki verme yoluna gidiyorlar veya negatif mesaj verme yoluna gidiyorlar. Bizim bu kuruluşlardan beklentimiz, siyasi nitelikli olmayan, piyasaları yanlış yönlendirmeyen, objektif değerlendirme yapmalarıdır. Objektif değerlendirme bu açıdan kendilerinin itibarı bakımından da önemlidir. Eğer bu bir karneyse, ben de bir akademisyen olarak karne değerlendirmelerini çok yakın bilirim. Eğer muhatabınız öğrencileriniz arasında ayrım yaparsanız objektifliğinizi kaybedersiniz. Hakk mahcup etmesin. Bu takdirlerde bulunan Sayın İçişleri Bakanımıza, hükümetimizin çok değerli üyelerine, Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza, bu noktada desteklerinden ve bize vermiş oldukları bu görevden dolayı, onlara çok teşekkür ediyorum. İnşallah onlara karşı da milletimize ve İstanbullulara karşı da mahcup olmayız" diye konuştu.Şahin, öncelikle Malatyalılara ve Malatya halkına çok teşekkür etmek istediğini belirterek, şunları söyledi: "Buradaki görev sürem boyunca her an yanımda oldular. Yapıcı eleştirileriyle, takdirleriyle, destekleriyle hep yanımda oldular. Ben, gerçekten, yüreğimi burada, Malatya'da bırakarak ayrılacağım. İnşallah Malatya'ya çok daha güzel hizmet eden insanlar gelecektir. Bizden sonra gelen valimiz de gayretli ve tecrübeli bir insan. İnşallah Malatya, hak ettiği hizmetin daha fazlasına ulaşacaktır ama dediğim gibi Malatya'da kalbimin en azından bir parçasını bırakmış oldum. Bütün Malatyalılara, sizin aracılığınızla özellikle teşekkür ediyorum. Haklarını helal etmelerini diliyorum. Malatya, hem bulunduğu konum itibarıyla hem yetiştirmiş olduğu insan yapısı itibarıyla gerçekten övünülecek bir şehir, hemşehrisi olunmakla gurur duyulacak bir şehir. Dolayısıyla, ben Malatya'ya her anlamda teşekkür ediyorum."Bir gazetecinin, atama kararıyla ilgili "Siz, böyle bir şey bekliyor muydunuz?" sorusu üzerine, kararı beklemediğini ifade eden Şahin, şöyle devam etti:"İstanbul biliyorsunuz Türkiye'nin değil, dünyanın çok önemli şehirlerinden birisi ve dünya başkenti. Dolayısıyla İstanbul'un o ağır yükünün omuzlarımıza verileceğini doğrusu beklemiyordum ama dediğim gibi, büyüklerimizin takdiri. Obama'nın IŞİD stratejisine dair kuşkular sürüyor düşünüyorum. Çözüm sürecine karşı olan çevrelerin de katkısıyla halkı, bu sürecin ve hükümetin aleyhine dönüştürmek için bir çaba olduğunu düşünüyorum" dedi. Bazı uzmanlar, köşe yazarları ve Kongre üyeleri, ABD’nin sadece IŞİD hedeflerini havadan vurarak ve karada Irak güçleri ile Suriyeli muhaliflerden “medet” umarak örgütün yok edilemeyeceğini düşünüyor. Bu kesimlere göre, ya ABD sahaya sınırlı sayıda özel birlik göndermenin yolunu Özel öğretim kurumlarında Kürtçe eğitim yapılmasına imkan veren düzenlemenin son demokratikleşme paketi içerisinde yasalaştırıldığını hatırlatan Bozdağ, bunun Türkiye için tarihi bir adım olduğunu aktardı. Bugüne kadar Türkiye'de kimsenin bu konuyu ağzına alıp konuşamadığını anlatan Bozdağ, şunları dile getirdi: "Televizyonlardaki Kürtçe yayını belirli saatlerden 24 saate çıkardık. Radyolar da öyle. Dil üzerinde başka birçok adım atıldı. Nihai bir adım olarak özel eğitim kurumlarındaKürtçe eğitimin yolu açıldı. Bu ilk kez uygulanıyor. İlk kez uygulandığı için de bazı aksaklıklar olabilir. Yasalara uygun olmak kaydıyla bunların yapılması doğrudur. Ortada bir yasa varsa herkes uyacak, herkes de bu yasayı uygulayacak. Bu konuda kapatma ile ilgili konuları arkadaşlardan detaylı olarak öğrenmiş olacağız. Yasalara uygun olan bir işi milli eğitimin veya idarenin engellemesi mümkün değil." Gazetecilerin "Kürtçe eğitim vereceği öne sürülen 'okul' çözüm sürecinde bir yol kazası mı?" şeklindeki sorusu üzerine Bakan Bozdağ, çözüm sürecinin son derece önemli bir süreç olduğunu hükümetin bu sürece büyük önem verdiğini vurguladı. ortada duranlar, farklı noktadan bakanlar yan yana geldiler ve birbirlerine düşüncelerini söyleme imkanı buldular. Bu, konunun anlaşılması ve tartışmanın sağlıklı şekilde yürümesi, Türkiye'nin bu konuyla yüzleşmesi bakımından çok büyük bir fonksiyon icra etti." Çözüm süreci Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'a gelen Bozdağ'ı havalimanında Vali Vekili Mehmet Demir, İl Emniyet Müdürü Halis Böğürcü, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, AK Parti Milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Süleyman Hamzaoğulları, Mine Lök Beyaz ve Oya Eronat karşıladı. Çözüm sürecinin ilk kez hükümet programında yer almasının konuya verdikleri önemi gösterdiğini kaydeden Bozdağ, mecliste bu konuda araştırma komisyonu kurulduğunu ifade etti. "Devlet projesi bu yasa ile milletin projesine dönüşmüştür" Çözüm sürecinde pek çok adım atıldığını dile getiren Bozdağ, son olarak mecliste çözüm süreciyle alakalı çok önemli ve tarihi bir yasa çıktığını belirtti. Bozdağ, şunları söyledi: bulmalı ya da bölge ülkelerinin de sahadaki çatışmalarda elini taşın altına sokmasını sağlamalı. tartışılmaya devam ediyor. IŞİD ile mücadele kararı, ABD’nin denizaşırı ülkelere her türlü müdahalesine soğuk bakanlar hariç genel anlamda benimsendi. Ancak, IŞİD ile mücadele için ortaya konulan strateji içinde netlik kazanması beklenen noktalar bulunuyor.Stratejiye dair ilk çekince, sahada Amerikan askeri olmadan başarı sağlanıp sağlanamayacağı. "Özel eğitim kurumlarında Kürtçe eğitimin yolu açıldı" Bozdağ, "Özel eğitim kurum larında Kürtçe eğitimin yolu açıldı. Yasal düzenlemeyi bu işin önünü açmak için yaptık. Okul açmak isteyen bu yasal duruma uyacak" dedi. dalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kürtçe eğitim vereceği öne sürülen "okul"a ilişkin, A "Bunun bir algı operasyonu olduğunu ABD Başkanı Obama’nın, IŞİD terör örgütüyle mücadele planı, ülkede genel anlamda kabul görse de planın ayrıntıları ve uygulan abilirliğine yönelik soru ve kuşkular sürüyor. BD Başkanı Barack Obama’nın, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör A örgütüne ilişkin açıkladığı strateji yapılacak ve çalışmalar bundan sonra devam edecektir" diye konuştu. Ilımlı muhaliflerin belirlenmesi ana endişelerden Stratejiye yönelik ikinci ve belki de en çekinceli konu, Suriyeli ılımlı muhaliflerin nasıl belirleneceği ve eğitileceği.Özgür Suriye Ordusu genelinde birbirinden farklı birçok grubun bulunduğu ve hangisinin ABD’nin istediği tarzda “ılımlı” olduğunun keşfedilmesinin zor olacağı, zaman alacağı ve sonrasında da bunların eğitilmesinin zaman gerektirdiği belirtiliyor. IŞİD ile mücadele stratejisinin en az 3-5 yıllık bir süreci kapsadığına dikkati çeken yorumlar göz önüne alındığında, bu durum, Washington’da bazı kesimlerde ABD’nin bölgede yeni ve içinden çıkamayacağı bir bataklığa mı sürükleneceği yönündeki üçüncü soruya yol açıyor. Böylesine kapsamlı bir stratejinin ABD’ye ne kadara mal olacağı ise yönetimin bu konuda kesin bir takvim ve bilanço sunmaması nedeniyle tartışmalara neden oluyor. Bu noktada ABD’nin stratejisinin ancak güçlü koalisyon varlığına bağlı olduğu ortaya çıkıyor. Bu koalisyonun nasıl olacağı, hangi ülkelerin ne kadar katkı sağlayacağı ise merak ediliyor. ABD savaşta mı değil mi? Washington’daki başka bir soru da ABD’nin yeniden savaşa girip girmediği.Obama, IŞİD stratejisini ilk açıkladığında, bunu Yemen’deki gibi “terörle mücadele faaliyetleri” şeklinde tanımlayarak, savaş teriminden uzak durmuş, hatta bu stratejisinin “Irak ve Afganistan’daki savaşlardan farklı olacağını” açıklamıştı. Saygısız ve çirkin üslubu kınıyorum Valiliği ziyaret eden Bakan Bozdağ, şeref defterini imzaladıktan sonra yaptığı açıklamada, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere ülkenin en önemli tarih, medeniyet ve kültür merkezlerinden biri olan Diyarbakır'a geldiklerini söyledi. Bozdağ, gün boyu ilde gerçekleştirecekleri ziyaretlerde bakanlık olarak gerçekleştirilen çalışmaları yerinde görme, ihtiyaçları tespit etme imkanı bulacaklarını belirtti. "Bugüne kadar Türkiye'de çözüm süreciyle, Kürt sorunu ile ilgili böylesine bir sahiplenme ve çalışma yapılmadı. Parlamentoda siyasi partiler bu konuda görüşlerini, önerilerini ortaya koydular ve bir rapor hazırlandı. Bunu son derece önemli bir adım olarak görüyoruz. Akil İnsanlar heyetleri de önemli bir görev ifa etti. Türkiye'nin 81 ilinde ve pek çok ilçesinde ilk kez insanlar bu konuyu yüz yüze konuşma fırsatı buldu. Savunanlar, karşı çıkanlar, "Esasen hükümetin yürüttüğü bu devlet projesi bu yasa ile milletin projesine dönüşmüştür. Artık bu proje, Türk milletinin birlikte yürüttüğü ortak bir barış ve çözüm projesidir" ifadesini kullanan Bozdağ, milletin buna sahip çıktığını vurguladı. Bozdağ, "Bu proje çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararı önümüzdeki günlerde muhtemelen çıkacaktır. Bu kararda bir takım görevlendirmeler de bu yasaya istinaden Uyuşturucu özelliği olan tüm ürünleri yasak kapsamına alıyoruz Başbakan Yardımcısı Akdoğan, BBP Genel Merkezince yapılan açıklamada kullanılan saygısız ve çirkin üslubu kınadığını bildirdi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Akdoğan, AA muhabirinin, 733. Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri törenin yaşanan tartışmayla ilgili BBP'den yapılan açıklamaya yönelik değerlendirmesini sorması üzerine, bunun en az kürsü tekmeleme olayı kadar üzüntü verici olduğunu vurguladı."Üzerinde Türk Bayrağı olan konuşma kürsüsünün tekmelenmesini şuursuzluk ve densizlik olarak nitelemem, doğrudan olayı yapan şahsa ve olayın kendisine yöneliktir" ifadesini kullanan Akdoğan, şunları kaydetti:"BBP sözcülerinin, olayı gerçekleştiren şahsın kendileriyle ilgisi olmadığına yönelik açıklamalarının ardından yaptığım açıklamanın hiçbir yerinde BBP'ye bir atıf veya ima "Kaldı ki Sayın BBP Genel Başkanı'na yönelik olumsuz hiçbir tavrımın söz konusu olmadığı bu törende protokol tribününde sebep olunan taşkınlıklar ve izleyicileri tahrik eden davranışlar da ayrıca eleştirilmeyi fazlasıyla hak etmektedir. Yapılan basın açıklamasında bu kadar hakaretamiz ve eleştiri sınırlarını aşan ifadelerde bulunulması Büyük Birlik Partisi'nin kurumsal şahsiyetine yakışmadığı gibi merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatı boyunca temsil ettiği değerlerle de örtüşmemektedir. İçinde Ertuğrul Gazi, Hayme Ana, Osman Gazi gibi önemli şahsiyetlerin geçtiği bir açıklamada bu şahsiyetlerin manevi öğretileriyle hiç bağdaşmayan ölçüsüz ve sorumsuz bir üslup kullanılmasını aziz milletimizin takdirine bırakıyorum." "Bunun bir algı operasyonu olduğunu düşünüyorum" Bozdağ, şu ana kadar bu konuda resmi bir başvuru yapılmadığına, okul açmanın şartları olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla okul açmak isteyen bu yasal duruma uyacak. 'Kafama göre okul açıyorum, öğrenci alıyorum' denilirse orası hukuk devleti olmaz. Hukuk devletiysek hepimiz hukuk devletine sahip çıkıyorsak o zaman hukukun kurallarına da uymamız lazım. Bunun bir algı operasyonu olduğunu düşünüyorum. Çözüm sürecine karşı olan çevrelerin de katkısıyla halkı, bu sürecin ve hükümetin aleyhine dönüştürmek için bir çaba olduğunu düşünüyorum."Her yıl eğitim öğretim yılı başlarken bu manada bir takım protestolar, bir takım olayların yaşandığını anımsatan Bozdağ, bu adımların bir daha bu tür olaylar yaşanmasın diye atıldığını vurguladı. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu " Uyuşturucu özelliği söz konusu olan tüm ürünleri, kimyasal olarak yasak kapsamına alıyoruz" dedi. dikkati çekerek, böyle bir durumla karşılaşıldığında telefonla yardım alınabilecek bir hattın olmasını istediklerini bildirdi.Hattı arayan kişinin, huzursuzluk duymadan, güven içinde konuşabilmesinin önemini vurgulayan Müezzinoğlu, "Kendi kimliğinin bilinmeyeceği bir sistemle ALO sistematiğini ve ondan sonra da tedbir alma dinamiklerini güçlü hale getirecek bir altyapı çalışmasını değerlendirdik" dedi. bulunmamaktadır. 'Şahsın bizimle ilişkisi yok' beyanını yalanlarcasına BBP Genel Merkezinin yaptığı açıklamada şahsıma yönelik tekrarından bile haya duyacağım, terbiye ve edep sınırı tanımayan ifadeler yer almaktadır. Türk milletinin milli ve manevi değerlerinde yer almayan bu saygısız ve çirkin üslubu kınıyorum." "Aziz milletimizin takdirine bırakıyorum" Söz konusu törenlere başbakan yardımcısı ve milletvekili olmadan önce de defalarca katıldığına dikkati çeken Akdoğan, "Bu törenlerin birlik ve beraberlik duygularıyla idrak edilmesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şöyle konuştu: "Zaman zaman bazı çevreler yasalara aykırı, yasaların arzu ettiği şartları yerine getirmeyen adımlar atıp daha sonra da bunu, 'Yasa çıktı ama attığımız adımlara izin vermiyorlar', 'Yasa çıktı ama adım atamıyoruz' gibi halk arasında farklı bir algı operasyonu da yapıyorlar" diyen Bozdağ, basın mensuplarının ve konuya ilgi gösterenlerin bu konudaki müracaatların yasanın öngördüğü şartları taşıyıp taşımadığı hususunda bir değerlendirme yapmalarında fayda olduğunu düşündüğünü söyledi. "Aile Sağlık Merkezlerinden yararlanılacak" ağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk oldu. Türkiye'nin uyuşturucu kullanımında dünya örneklerine bakıldığında henüz çok riskli bir durumda olmadığını vurgulayan Müezzinoğlu, ancak denetleme ve koordinasyonun önemine işaret etti. S Aksi halde 5-10 yıl sonra Türkiye'nin de riskli bir ülke haline gelebileceği uyarısında bulunan Müezzinoğlu, bu nedenle son 2 aydır konu üzerindeki çalışmaların artırıldığını anımsattı. Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar'ın başkanlığında 7 bakanlıktan üst yöneticilerin, yoğun çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçtiğimiz Çarşamba günü yedi Bakan yeniden toplanarak, son şeklini Bakanlar Kurulu'na sunacak hale getirdik. Dün de Bakanlar Kurulu'na sunduk. Taslağı, tüm Bakanlarımıza verdik. Bu hafta bakanlarımız, gerekli incelemeleri yapacak." Bu kapsamda Gümrük ve Ticaret Bakanlığından farklı önerilerde bulunabiliceklerine dair geri bildirim aldıklarını dile getiren Müezzinoğlu, "Milli Savunma Bakanlığımız da özellikle askerde erlerin eğitimi konusunda önerileri olabileceğini bildirdi" diye konuştu.Müezzinoğlu, gelecek hafta tüm Bakanların değerlendirmelerinin alınacağının altını çizerek, "Bakanlar Kurulu sonrası, inşallah Acil Eylem Planı'nı uygulamaya sokmuş olacağız" acıklamasında bulundu. "Bakkaldan çikolata alır gibi kolay ulaşılabilir olmamalı" Mücadelede temel başlıklardan birinin bireyi uyuşturucuya muhatap olmadan korumak olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, bunda Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının önemli rol oynayacağını söyledi. Bir diğer önemli başlığın da önleyici tedbirler olduğuna işaret eden Müezzinoğlu, "Kişi, uyuşturucuyu mahallesinde, okulun köşesinde yakın çevresinde bulamamalı. Bakkaldan çikolata alındığı gibi çok kolay ulaşılabilir olmaması gerektiğinden, buralardaki ulaşım kanallarını olabildiğince sıfırlayabilmek için bu konuya çok ağırlık verdik" dedi. ALO telefon hattı Müezzinoğlu, ailelerin bu konuda çaresiz bırakılmaması gerektiğine Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, uyuşturucuyla mücadelede, aile sağlığı merkezlerinin fiziki ve insan kaynağı potansiyelini Aile Sosyal Politikalar Bakanlığının imkanlarıyla entegre edeceklerini belirtti. Tedavi ile ilgili süreçte AMATEM'ler, ÇAMATEM'lerin yeniden gözden geçirilmesinin, sayılarının artırılmasının, dinamiklerinin güçlendirilmesinin planlandığını anlatanMüezzinoğlu, Rehabilitasyon süreçlerinde de meslek edindirme, istihdama katma ve bireye özgüven kazandırma konusunda adımların atılacağını kaydetti.Müezzinoğlu, "A'dan Z'ye bütün düğüm noktalarını veya bütün atlama noktalarını değerlendirerek, her kademenin dinamiklerini duyarlı hale getirecek bir yol haritası üzerinde çalıştık" vurgusunu yaptı. "Bir kez deneme oranı Türkiye'de yüzde 2,7'' Bakan Müezzinoğlu, 15-24 yaş arası uyuşturucu maddeyi en az bir kere deneme oranının AB ortalamasının yüzde 29,7, Türkiye'de ise yüzde 2,7 olduğunu bildirerek, "Biz bunu bir avantaj olarak görüyoruz. Bu avan- tajımızı daha güçlü bir avantaja dönüştürmemiz lazım. Yani 15-24 yaş grubunda yüzde 2 veya 3 gencimizin denemiş olması bile bizce önemli bir teyakkuz hali, alarm hali'' dedi.Uyuşturucu kullanım yaşının 7-8'e indiği yönünde ifadeler kullanıldığını belirten Müezzinoğlu, "O anlamda bizim kayıtlarımızda rakam yok. 9 yaş bizim o anlamında çok az rakamlar var. Ama genelde 14'ten itibaren bir artış veya bir merhabalaşma başlar'' diye konuştu. "Uyuşturucu özelliği olan tüm ürünleri yasak içine alıyoruz'' Bonzai kullanımına ilişkin bir soru üzerine Müezzinoğlu, genelde bonzai kelimesini kullanmadıklarını, bunun bir kimyasal olduğunu söyledi. Müezzinoğlu, şöyle devam etti: ''Bu bir kimyasal, kimyasalda şu anda Türkiye'de sıkıntımız, onu da bu süreçte yasal düzenlemeyle aşacağız inşallah, dünyada 300'den fazla çeşidi var. Türkiye'de 130 çeşidini biz yasaklamışız. Ama öyle bir şey ki kimyasalın bir çeşidini çıkarıyor, diğer bir çeşidini koyuyor ve yasa kapsamı dışında kalıyor. Sonra biz onu 2- 3 ay sonra onu da yasa kapsamına alıyoruz. Bir bakıyoruz o yasa kapsamına girdi, yeni bir değişkeni koyarak, yeni bir yasak kapsamı alanı dışına çıkarabiliyor. Şimdi düzenlemeyle bu grubu tamamen yasak içine alıyoruz. Uyuşturucu özelliği söz konusu olan tüm ürünleri kimyasal olarak yasak kapsamına alıyoruz ki, o 'ya ben zaten bunu bilmiyordum' dolayısıyla cezai müeyyideye tabi olmama gibi bir avantajı olmayacak.'' 10 17 EYLÜL 2014 Basın-Kritik HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Evina Méne-RONİ Uğur GÜRSES Gazze’ye ağlarken Ukrayna’yı unutmamak Çifte kur baskısı üreticiye de tüketiciye de zarar enab-ı Hak Yüce beyanın da, C “İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: “Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. haksız ve hukuksuz bir şekilde öldürülen insanların ölümü nasıl içimizi parçalıyorsa, Ukrayna’da öldürülen masum insanların da durumu içimizi parçalamakta ve onlara da yapılan bu haksızlığı kınamaktayız. Belki birleri çıkıp şunları söyleyebilir: “Kardeşim sen de elin gâvuruna mı üzülüyorsun? Senin söylediğin de iş mi?” İşte ben öyle düşünmüyorum. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.” Bu sözlerin ve savunmaların da çok İslami ve insani olduğunu düşünüyorum. Çünkü öldürülen kimseler bir kısım iktidar ve sömürgeci güçlerin ellerinde telef olan insanlardır. (Maide Suresi:5/32) Buyururken, insan hayatının ne kadar önemli olduğunu beyan buyurmaktadır. Bu yüce mesajın bize yaptığı uyarıya kulak vererek derim ki, dünyanın neresinde haksız ve hukuksuz bir şekilde insan cezalandırılır ya da hayatına kıyılırsa bu yüreğimizi yakar ve üzülürüz. Çünkü hayatına kıyılan, yine Rabbimizin Kitabı Kerim’inde beyan buyurduğu üzere “yeryüzündeki halifesidir” hükmüne iman ediyor, neden hayatına kıyıldı diyoruz? Ancak -hâşâ- onu yaratan Allah(celle celaluhu) kadar merhametli ve bilen olmayacağımıza göre bunda da bir hikmet var deyip O’na teslimiyetten ötesini bekleme ya da düşünme gibi bir ukalalığa yeltenmemeliyiz. “Teraziyi en iyi koyan O’dur…” deyip imanda kusur etmemeliyiz. Elbette kulları arasında O’na asi ve söz dinlemeyenler olacaktır. Onların da cezasını varsa İslami Devlet verir; yoksa yine O verir. Bizim kafamızın estiği gibi insan öldürme gibi bir lüksümüz olamaz. Bu önemli noktanın altını çizmemin amacı neydi sizce? Dünya’nın neresinde olursa olsun dedim ya, Gazze’de, Suriye’de, Irak’ta… ve daha dünyanın bilmem neresinde Öldürülenlerin hepsi de asker olmadığına göre, içlerinde savunmasız ihtiyarlar, kadınlar, çocuklar ve ibadethanelerde -batıl da olsa kendi inançlarının gereğini ve bildiklerini ifaya çalışan- ibadetle meşgul olanlar da vardır. İnancımızda bu sınıftaki kimseler savaşın en kızgın anında bile öldürülemezler. Bir diğer nokta da, öldürülen kimseleri öldürmeyip hidayetlerine ve ıslahlarına vesile olup kurtulma imkânını onlara tanımalıyız. Ki, bu şekildeki kimseler istikamet bulduklarında ya da vicdanları eğitilip kurtarıldığında hem kendilerine hem de tüm insanlığa faydalı birer birey olurlar. Böylece onların kurtulmasına vesile olanlar da sonrasında yapacakları iyiliklerden nasipdar olurlar. Bu yol biraz sabır ve katlanma gerektiren bir yoldur ama sonucu çokça sevap ile Allah’ın(celle celaluhu) rızası olduğundan, sonsuz kazanımla döşelidir. Evet, geçen hafta itibarı ile bu savaşta ölenlerin de sayısı üç bine yaklaşmıştı. Gazze’de Zalim Ben-i İsrail’in bombaları ile öldürülen masumların ölümü içimizi yakıp ateşe verdiği gibi burada öldürülen iki bin küsur insana da “yazık oldu” deriz… Aynı zamanda dünyanın bir başka coğrafyasında, aynı yöntem ve yollarla öldürülen insanın acısı içimizi sızlatır ve yakar. Başlarında ne kadar zalim, gaddar ve sömürgeci olsa da insana yapılan bu haksızlık ve ölçüsüzlük bizleri daidar(içimi sızlatır) eder. Suçlu, eli kanlı olanlardır. Suçlu, oluşturduğu düzenle insanların tetiğe basmasını ayarlayanlardır. Suçlu, içindeki kini, hasedi, kan emiciliği bu şekilde tatmin etmeye yeltenenlerdir. Suçlu, rahatını satacağı silahlarla dünyasını imar etme emelini taşıyanlardır. Suçlu Allah’tan(celle celaluhu) korkmayan, hayâsız, alçak, sefil ve rezil kan emicilerdir. Suçlu, bu dünyada yaptıklarının hesabını vermeyeceğine inanan zalim ve zorbalardır. Suçlu, dünya rahatı ve zevki için insanlığın mutluğuna ve kardeşliğine kast eden gözü dönmüşlerdir. Bunun için dünyanın neresinde haksız ve hukuksuz bir şekilde, ölümü hak etmediği halde, insanın rengine, diline, bölgesine, coğrafyasına ve inancına bakmaksızın öldürülüyorsa bu zalimce ve hoyratça bir davranıştır diye biliyoruz. Yukarıdaki ayetin yol göstericiliğinde yapanları kınıyoruz. Bu doğrultuda, belki hidayet ve iman şansları olabilecek Ukrayna’ların ölümüne sebep olanları Allah’ın(celle celaluhu) şiddetli cezalandırmasına havale diyor; sebep olanları da kınıyoruz. Rabbim, mazlumların ve masumların ahını yerde bırakmasın. Bırakır mı diyorsunuz? Asla… S on 5 yılda gelişmiş ülkelerin yaptığı devasa parasal genişlemeyi alkışlarla karşılayıp keyfini sürmek ve faiz düşürmek için fırsat bilmek yerine reformları yapmış, yeni bir de ekonomik program hazırlamış olsaydık; bugün, hem üretimde şirketlerin, hem de tüketimde hanelerin işi daha kolay olacaktı. kısa vadeli faizler beklenenden (2015 Haziran ayı) daha önce yükseltilecek. Sonra da 20092014 arasında bolca piyasaya sürülen dolarlar belli bir programla geri çekilecek. Bunun anlamı, artık eskisi kadar yüksek miktarda ülkeye ‘sıcak para’ akmayacak, ABD doları diğer paralara göre daha da güçlenecek, değer kazanacak; tabii ki TL’ye karşı da. Neden? Çünkü kendi bahçesini zamanında derleyip toplamayan ülkeler, şimdi dışarıdaki gelişmeler karşısında eli kolu bağlı biçimde izlemek zorunda kalırken, sonuçlarından da sert biçimde etkileniyor. ABD’de faizlerin yükseleceği bir finansal ortamda, Avrupa; ortak parası euro’nun faizini borç vermede yüzde 0.15’de, borç almada negatif yüzde 0.10 olarak tutuyor. Avrupa ekonomisi yeniden resesyona doğru giderken, enflasyon da sıfır eşiğinde: Yüzde 0.4’te. Finansal sisteme dair sorunları çözülmemiş Avrupa’da, Ukrayna üzerinden Rusya’yla olan gerilim de ekonomik ivmede kayıp getiriyor. Konu, bugünlerde yükseliş eğilimine giren döviz kuru. Devasa cari açık veren (harcamaları tasarruflarının üzerinde olan) bir ülke olarak, bu açığı doğrudan yatırım gibi kalıcı yatırımlarla değil de bir kısa vadeli sermaye hareketleri (‘sıcak para’) ile finanse ediyorsanız harcamaları kısmayı da daha düşük bir faiz oranında yapma gibi ‘deneylere’ başvuruyorsanız döviz kuruyla imtihanınızın yinelenmesi kaçınılmaz. 2001 sonrasında öğrendiğimiz ‘kur çıkar, ama sonra geri döner’ deneyimi, giderek ‘kur çıkar, sonra biraz düşse de yeniden yükselir’ kalıbına evriliyor. Döviz kuru, görünen bir gelecekte ekonomideki oyuncular için can sıkıcı olmaya aday; hem mutlak seviye olarak, hem de doların güçlenerek euronun zayıflaması açısından. Birincisi; önceki gün yayımlanan ABD Merkez Bankası FED’in tutanakları giderek bir öncekinden daha da güçlü biçimde gösteriyor ki, ABD’de En azından, Rusya’nın çeşitli malların Avrupa’dan alınmasına ambargo koymasının etkisi olacak. Tüm bunlar euro için; ekonomik büyüme ve ihracat açısından zaten destek görmeye başlayan değer kaybına ortam yaratıyor.Avrupa Merkez Bankası’nın yayımladığı ödemeler dengesi istatistikleri gösteriyor ki; hisse senedi ve tahvil yatırımlarındaki çıkışlar hızlanıyor. Bunun da euronun değer kaybına orta vadede ivme kazandıracağı açık. Özetle, yakın gelecekte doları güçlenen eurosu zayıflayan bir küresel fotoğraf; ithalatı dolarla, ihracatının yarıya yakınını euro ile yapan Türkiye için ikinci bir zayıflık olacak. Üreten ve ihracat yapanlar, genel olarak döviz kurları yukarıda olsa dahi pariteden dolayı maliyet-hasılat den- gesinde kaybettiren bir unsurla karşı karşıya kalacak. Ayrıca finansman borçlarının hatırı sayılır ölçüde dövizle yapıldığını da unutmayalım. İkincisi hane halkı açısından, döviz kuru hareketinin önümüzdeki dönemde epey tatsız sonuçları olabilecek. Yükselen bir döviz kurunun, hane halkı için de bedeli enflasyon olacak. Fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın yayılması iki haneli enflasyona kapı açabilir. Doları güçlendiren nedenin, uluslararası piyasada aynı zamanda emtia ve gıda fiyatlarını zayıflatması kuvvetle muhtemel. Ancak, doların güçlenmesi ve TL’nin değer kaybetmesi nedeniyle uluslararası arenada düşen fiyatlar içeriye yansımayacak, tersine içeride fiyat yükselişi getirecektir. Böylece, başka ülkelerde düşüş olurken bizde ortalama hanede harcamalarının yaklaşık dörtte birini, yoksul hanede üçte birini gıdaya harcayanlar ‘kur sopası’ yiyecekler. Son 4 yılda enflasyonla mücadeleyi ‘hakkını vererek’ yapmayan bir Merkez Bankası’nın, ‘bu enflasyon daha fazla düşmüyor, demek ki yapısal nedenler var, isterseniz enflasyon hedefini yukarı çekelim’ demesi kabul edilebilir bir durum değil. Siyasetçiler daha fazlasını istese de faizleri fazlasıyla düşük tutmak, yıllık yüzde 20-30’luk kredi büyümesini desteklemek, yüksek cari açığı seyretmek; bugünkü döviz açığı ve kur baskısının ana temellerini oluşturuyor. İyi günlerde reform yapmadık; şimdi bu çifte kur baskısına karşı ‘eller havada’ yakalandık. Radikal 22 Ağustos 2014 Hurda deposunda korkutan yangın Gaziantep günlerinde 500 bin porsiyon yemek tüketilecek İzmir’in Karabağlar ilçesinde hurda deposunda çıkan yangın korkulu anların yaşanmasına sebep oldu. Yangın, hurda deposunun yanında bulunan tüp kamyonlarının bulunduğu alana sıçramadan kontrol altına alınması olası bir faciayı engelledi. Kebabı, katmeri, baklavası ve fıstığıyla dünya çapında üne sahip Gaziantep mutfağı birbirinden lezzetli yemeklerini ve kültürünü İstanbulluların ayağına getirdi. angın, Uzundere 3932/30 Y Sokakta bulunan H.U.’ya ait hurda deposunda meydana geldi. İşçilerin yaptığı kaynaktan sıçrayan kıvılcım nedeniyle çıktığı öğrenilen yangın kısa sürede büyüdü. Alevlere teslim olan hurda deposundan yükselen dumanları görenler durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri yükselen alevlere müdahale etmeye başladı. Hurda deposun- dan yükselen dumanlar tüm bölgeyi etkisi altına aldı. Yangının yanında bulunan tüp kamyonlarına sıçramaması için yoğun çaba sarf edildi. Yangın, hurda deposu çalışanlarının da yardımı ve hummalı çalışmaları sonucu kontrol altına alındı. Yangın alanında bulunan yavru köpekler, sahibi tarafından kucaklayarak çıkartıldı. Ekiplerin soğutma çalışmaları sürüyor. Murat BÜLBÜL-EKONOMİ her iki yakasında aynı İleri,stanbul'un anda düzenlenen yemek şenlikönceki akşam sona erdi. Avrupa yakasında Beylikdüzü Çarşamba Pazarı alanında, Anadolu Yakasında ise Maltepe Sahili Miting alanında devam eden etkinliklerde 500 bin porsiyon yemek tüketilmesi hedefleniyor. Geçtiğimiz yıl 350 bin kişinin ağırlandığı İstanbul'un en büyük yemek şenliklerinde bu sene katılım rekoru kırılması bekleniyor. Gaziantep Mutfağının en meşhur restoranları, kebapçıları ve kuruluk satıcılarının katıldığı şenliklerde İstanbullulara güzel bir hafta sonu geçirme imkanı sunuyor. Gaziantep Dernekleri Federasyonu çatısı al- tında İstanbul, Anadolu, Kadıköy ve İslahiyeliler Gaziantep Derneklerinin işbirliğiyle düzenlenen Tanıtım Günleri ve 1. Yiyecek Şenliği'nde basın mensuplarına bilgi veren Gaziantep Dernekleri Federasyonu 2. Başkanı İsmet Enç şunları söyledi; “Bu şenlik olarak yapılan ama daha çok fuarımsı bir organizasyondur. Burada sergilenen 6 bin yıllık Gaziantep kültürüdür. Bu kültürde yemek ön palandadır. Ancak bunun yanısıra şenlikte yöresel sanatçılarımızı ve sanatımızı da tanıtmayı amaçlıyoruz. Bu şenliği geleneksel olarak her sene düzenlemekteyiz, bu da onlardan bir tanesidir. Bu şenlikleri İstanbul'un çeşitli yerlerinde rdiği müzik rkestrası’nın ve lere O pı ka m Ku ivali yabancı turist Fatih Balık fest ziyafeti yerli ve Eğlenceli bir arihi Yarımada ata Köprüsü üzkikalar yaşattı. Gal da , li de şe rışin ne es ev rç çe düzenn balık tutma ya tma yarışması ortamda yapıla ceye girenlere ödülerinde balık tu rışmanın sürdüğü re ya ması sonrası de lendi. Kıyasıya en çok balık tutan 3 i. ld ri leri ve köprüde ülünün yanı kişiye, para öd ye edildi. 300 lira, di 0 lira, ikinciye ülü ve he 40 i at ye ci sa l in ir ko B ra sı 0 lira para öd üçüncüye ise 20 ildi. Yarışma sonhi ri Ta en ed en ye nl kol saati hedi Bu yıl 11.si düze alık Festivali balık ekmek ra la B aş rası vatand ketli Yarımada Fatih nda kurulan ne denizin bere nı dağıtıldı. Bu se nu belirten Yusuf Kumkapı meyda şirilen ilk ğu a pi olacağını umdu lıkları gösterdi. Bazı dev ızgaralard ıştı. Festivalin ba u uğ tt am gan, tu balıklarla başl çısı olta- Atıl r balık tutan yakınları yalnız lık ba ta ol 80 veren 2. gününde n ailele alarına destek deprüsü üzerinde bırakmadı. Bab he et iy larını Galata Kö ı. Balıkçılar lib ada ga rakt çocuklar, yarışm tirdi. CİHAN mavi sulara bı tavrit gibi çok i dile ge , is in it er ar kl m di iz , fle si m ha yakaladı. miktarda balık Galata Köprüsü’nde T balık turma yarışması yapmaktayız. Sadece Maltepe'de düzenlenen şenliğe toplam 200 bin civarında katılımcı bekliyoruz. Önümüzdeki haftalarda Göztepe ve Bakırköy'de yapılacak olan şenliklerle birlikte toplam 1 veya 2 milyon kişiye ulaşabileceğimizi düşünüyorum.” Şenliğe katılan vatandaşlar da Gaziantep mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerini tadarak bir yandan eğlendiklerini bir yandan da yöreye özel gıdalardan kışlık alışverişlerini yaptıklarını söyledi. Geçtiğimiz akşama kadar devam eden şenlikler 20-21 Eylül arası Kadıköy Selami Çeşme Özgürlük Parkı'nda, 27-28 Eylül tarihinde de Bakırköy Botanik Park'ta devam edecek. CİHAN Otomobil yayaların arasına daldı: 1 ölü, 6 yaralı nkara’da yoldan çıkan bir otoA mobilin önce kaldırımda yürüyen yayalara, ardından park duvarına çarpması sonucu 1 kişi öldü, 2’si ağır 6 kişi yaralandı. Kaza, Altındağ, Atatürk Bulvarı, Ankara Radyosu önünde meydana geldi. Kızılay’dan Ulus istikametine seyreden 06 V 1114 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini yitirmesiyle yoldan çıktı. Orta refüjü aşan ve karşı şeriti de geçen otomobil, kaldırımda yürüyen yayalara çarptı. Araç Cumhuriyet parkı duvarına çarparak durabildi. Kazada, araçta bulunan iki kişi ile 4 yaya yaralandı. Aracın çarptığı yayalardan biri havalanıp 4 metre ileriye, parkın içine düştü. Olay yerine çok sayıda ambulans, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. İlk tedavileri olay yerinde yapılan yaralılar ambulanslarla en yakın hastanelere kaldırıldı. Parkın içine düşen yaralı kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Araçta bulunan 2 kişinin ise durumlarının ağır olduğu öğrenildi. CİHAN 17 EYLÜL 2014 Eğitim HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Avcı: İbadethaneler ihtiyaç olan okullarda açılabilir Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okullarda ibadethane açılmasıyla ilgili "İhtiyaç olan okullarda bu tip hizmetler verilecek. etmek zorunlu değil, ibadethaneler ihtiyaç olan yerİlerdebadet açılabilir. Ama ibadet zorunlu değil." dedi. Bakan Avcı ayrıca öğretmen atamalarıyla ilgili ise 40 bin öğretmen daha atayacaklarını söyledi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Açılış programına katıldı. Balgat Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen açılış sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Avcı, okullarda ibadethanelerin zorunlu olup olmamasıyla ilgili soru üzerine "Öğretmenlerin ve öğrencilerin ibadet edebilmeleri için ayrılan genelde bodrum katlarında uygunsuz olmayan yerler vardı. Onu netleştirmek için yönetmeliğimizde gün ışığı alabilir yerlerde bunların açılması gerektiğini vurguladık. İhtiyaç olan okullarda bu tip hizmetler verilecek. İbadet etmek zorunlu değil, ibadethaneler ihtiyaç olan yerlerde açılabilir. Ama ibadet zorunlu değil." diye konuştu. Bakan Avcı, TEOG yerleştirmelerine ilişkin “En son geçen hafta açtığımız 39 bin 37 idi. Dolayısıyla bir rahatlama var. Nakil talepleri Eylül ayı sonuna kadar devam edecek. Nakil talepleri devam ediyor.” şeklinde konuştu. Basında yer alan istemeden şu okula yerleştirildi haberlerine konu olanları araştırdıklarını belirten Avcı, "Hepsi zaten özel okula gidecekleri için sisteme girmemişlerdi, tercih ettikleri özel okullara kayıtlarını yaptırdılar. Orada da bir sorun yok. Kimseyi istemediği bir okula zorla tutmuyoruz. Buna hakkımız yok, hem de sistem buna müsait değil. Nakil süreçleri devam ediyor. Burada önemli olan bu hafta, 9. Sınıfta olup da herhangi başka bir okula nakil talebinde bulunmuş olan öğrencilerin devam kaydı tutulmayacak. Yani onların bu haftası devamsızlıktan tutulmayacak. O öğrencilerimiz nakil işlemleriyle uğraşacakları için bir haftalık D Ü N K Ü Ç Ö Z Ü M Ç E N G E L B U L M A C A devam kaydı tutulmayacak." ifadelerini kullandı. Avcı, meslek liseleriyle ilgili "Bölüm seçerken 9. Sınıftan sonra 10. Sınıfta, 11. Sınıfta eğer öğrencinin aile işletmeleri varsa, örneğin mekatronik alanında çalışan bir aile işletmesi sahibiyseler babasının mesleğini sürdüreceğini varsayarak ona öncelik veriyoruz. Okul içinde bölüm seçerken çocuk diyebilir ki ‘benim babam mobilyacı, dolayısıyla ban mobilya tasarımı bölümüne gitmek istiyorum’ onu oraya öncelikle yönlendiriyoruz. Bu vesileyle önümüzdeki Cuma günü 40 bin öğretmenimizin atamasını da gerçekleştirmiş olacağız. Onlar haftaya başlayacak." diye konuştu. Bakan Avcı, Kürtçe dil eğitimiyle ilgili şunları söyledi: "Biz bütün okullarımızda ister devlet okulu olsun, ister özel okul olsun 3 yıldır Kürtçeyi seçmeli ders olarak okutuyoruz. Bugüne kadar seçmeli ders olduğu için norm kadro tahsis edemiyorduk. Ama bu yıldan itibaren artık az çok netleşmeye başladı. Bu yıldan itibaren nerede, kaç öğrenci Kürtçe dersini seçebilir. Bu öngörülebilir hale geldiğimizde o okullara norm kadro tahsis ediyoruz. Bu yılda başlangıç olmak üzere norm kadrolar tahsis ettik. Haftada 2 saat seçmeli ders olarak öğrencilerimiz Kürtçe eğitim alıyorlar. İster devlet okulunda olsun ister özel okulda olsun." Strateji belgesi çalışmalarına ilişkin üzerinde çalışıldığını vurgulayan Bakan Avcı,” Benden önceki bakanların da başlattıkları strateji belgesi bu aralık ayında inşallah Milli Eğitim Şurası’nı topluyoruz. Milli Eğitim Şurası’nın 4 ana temasından bir tanesi de öğretmen niteliğinin artırılması konusu. O nedenle şurada da bu konuyu enine boyuna, uzmanlarla, akademisyenlerle, uygulamadan gelen arkadaşlarla öğretmenlerimizle Aralık ayında şurayı yaptıktan sonra Ocak ayı içerisinde de strateji belgemizi açıklamış oluruz." dedi. Bakan Avcı, "Endüstri meslek liselerinin sayısını artırılacak mı? sorusuna, "Hem sayılarını, hem niteliklerini hem yönetim biçimlerini artıracağız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Odalar Birliği sektör temsilcileriyle geliştirdiğimiz bir şey var. bunlardan bazıları uygulamalara girdi. Organize Sanayi bölgelerinde sektörle iş birliği halinde istihdam garantili teknik meslek liselerimiz var. Buralardan mezun olan çocuklarımız zaten stajlarını da içinde bulundukları sanayi bölgelerinde yaptıkları için sektörle iç içe oluyorlar. Mezun olur olmaz çok uygun ücretlerle iş bulabiliyorlar. Buranın mezunları resmen kapışılıyor. Biz buralara devlet olarak bölümüne göre 3 bin 500 lirayla 5 bin 500 lira arasında değişen öğrenci başına teşvik veriyoruz. Özel okullara verdiğimiz teşvikten ayrı olarak iki yıldan beri Organize Sanayi Bölgelerinde açtığımız bu endüstri meslek liselerine, mesela en yüksek desteği mekatronik bölümünde veriyoruz. Yıllık 5 bin 500 lira öğrenci başına buralara destek veriyoruz. Sektör mezun olan öğrencilerden memnun, önleri çok açık, istihdam garantili." diye cevap verdi. CİHAN 11 2014-2015 eğitim yılı başladı onguldak'ın Ereğli ilçesinde 2014-2015 eğitimyılı düzenZ lenen törenlerle başladı. Üç aylık yaz tatili ardından Türkiye genelinde 16 milyon 400 bin öğrenci ve 873 bin öğretmen, Karadeniz Ereğli’de ide 32 bin 195 öğrenci ve bin 971 öğretmen için yeni eğitim öğretim yılı başladı. Eğitim yılının başlaması nedeniyle Karadeniz Ereğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Numan Korkmaz Atatürk Anıtı'na çelenk sunarak, saygı duruşunda bulundular. Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen törene Ereğli’de görev yapan öğretmen ve öğrencilerde katıldı. Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen törenin ardından İlköğretim Haftası nedeniyle düzenlenen program Erdemir İlkokulu’nda devam etti. Erdemir İlköğretim Okulu bahçesinde yapılan etkinlikte saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlandı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Erdemir İlk ve Ortaokul Müdürü Yaşar Ciğer, "İnsanın en değerli varlık, sevginin en hünerli güç, bilginin en yenilmez kuvvet, emeğin en yüce değer, eğitimin en vazgeçilmez hizmet olduğuna inanan ve her şeyin insanı sevmekle başladığını kabul eden Erdemir İlkokul ailesi olarak sizleri misafir etmenin verdiği mutluluk ve huzur içerisinde hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Sayın veliler, eğitimin sağlam temeller üzerine kurulmasında ve çocuklarımızın ileri yaşlarında, başarılarında ilköğretim temeldir. Çağımızda bilgi hem çok çeşitli hem de ulaşılması çok kolay hale geldi. Hızla gelişen ve değişen bir dünyada yaşıyoruz. Teknoloji ve iletişimin gelişimini olumlu değerlendirip olumsuzluk- larına uzak kalabilmek iyi bir eğitim ile sağlanır. Gelecek eğitim ile şekillenecektir. İşte bunu hep birlikte öğrencilerimize eğitim kapılarını açıyoruz. Bizler onları kucaklarken, sizleri de yanımızda görmek istiyoruz. Öğrencilerimizin başarısında maddi ve manevi desteklerinizin çok önemli olduğunu hepimiz iyi biliyoruz. Ülkemizin geleceği, geleceğimizin güvencesi sevgili öğrencilerimiz. Sizler okulumuza, kişiliği gelişmiş, ilke ve hedefleri olan çağdaş, bilgili Atatürkçü, küçüklerini seven ve koruyan, büyüklerine karşı saygılı ve sizlerin başarısı için öğretmenlerimizin gayreti yadsınamaz. Öğrenimin sadece okulda bitmediğini, ömür boyu sürdüğünü aklımızdan çıkarmayacağız. Bütün bu amaçlara ulaşabilmek için Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi tek bir şeye ihtiyacımız var o da çok çalışkan olmak." dedi. Milli Eğitim Müdürü Numan Korkmaz ise 2014-2015 eğitim yılının başlaması dolayısıyla yaptığı konuşmada "Ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi ilçemizde de büyük bir sevinç ve mutluluk içinde 2014-2015 eğitim öğretim yılına başla- manın coşkusu ve heyecanı içerisindeyiz. Bir milletin okuryazar oranı ne kadar yüksek olursa, o millet o kadar kalkınır. Okumuş ve aydın kişileri fazla olan bir millet her alanda ilerler. Ülkemizin, Cumhuriyetimizin geleceğini emanet edeceğimiz çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimi bizim için hayati önem taşımaktadır. Öğrencilerimizin bilgi ve kabiliyetlerini geliştirerek onlara gerekli bilgi, beceri, davranış ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle, onları hayata hazırlamak ve kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak en büyük hedefimiz olmalıdır. Bütün bunların yanında millet bilincini yaşatabilmek içinde geçlerimize, milli kültür ve değerlerimizi aktarmak başlıca görevlerimizdendir Değerli veliler, çocuklarınızın gelişimi ve başarısı için okullarımızla sürekli iletişim ve işbirliği içerisinde olmanız çok önemlidir. Öğrenci öğretmen okul yönetimi ve veliler arasında kurulacak sağlıklı bir iletişim öğrencilerimizin başarısını artıracaktır." diye konuştu. CİHAN Özel Ergin Koleji 18. yılına eğitimde kalite parolasıyla girdi ozgat’ta 18 yıldır eğitimöğretim faaliyetini Y sürdüren Özel Ergin Koleji 2014-2015 eğitim-öğretim yılına eğitimde kalite parolasıyla girdi. Özel Ergin Koleji Müdürü Oğuz Köker, yeni eğitim yılında yeni başarılar elde etmek parolasıyla yola çıktıklarını belirterek eğitimin önemine değindi. Köker, "Her yıl olduğu gibi bu yılda eğitim-öğretime başladık. Yeni eğitim öğretim yılı tüm eğitim camiasına, öğretmenlerimize, veli ve öğrencilerimize hayırlı uğurlu olsun." dedi. Her zaman eğitimde kalite anlayışıyla yola devam ettiklerini söyleyen Köker, "Çıktığımız bu yolda geçen yıl elde ettiğimiz başarıların üstüne fazlasını koyarak Özel Ergin Kolejinin farkın göstermiş olacağız. Öğretmen kadromuzla, spor salonu, geniş okul bahçesi, halı saha gibi sosyal ve kültürel alanlarımızla eğitime verdiğimiz önem herkes tarafından bilinmektedir. İn- şallah bu 2014-2015 eğitimöğretim dönemini daha da verimli bir şekilde geçirerek geleceğin parlak nesillerini yetiştirmeye gayret edeceğiz. Elde ettiğimiz başarılar hem bizim okul olarak hem de Yozgat eğitimine büyük katkılar sağlayacaktır.” ifadelerini kulandı. CİHAN 12 17 EYLÜL 2014 Borsa Finans HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Meme kanserine yol açan 17 kimyasal KİRLİ İÇME SUYUNDA Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA G ünlük hayatta karşılaştığımız pek çok kimyasalın farelerde meme kanserine yol açtığı ve aynı riskin kadınlar için de söz konusu olabileceği bildirildi. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. ÖLÜM TEHLİKESİ Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Journal Environmental Health isimli dergide yayınlanan makalede, kaçınılması gereken 17 kimyasal ve korunmak için yapılması gerekenler anlatılıyor. Bu karsinojenler içinde benzin, dizel ve diğer araç egzozlarında bulunan kimyasallar, alevlenmeyi geciktiriciler, kirlenmeye dirençli tekstil ürünleri, boya çıkarıcılar ve içme sularındaki dezenfeksiyon yan ürünleri var. Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir. Metilen klorit gibi temizlik solventleri, hormon yerine koyma tedavisinde kullanılan ilaçlar, bazı alev geciktiriciler, leke tutmayan tekstil ürünlerindeki kimyasallar ve sigara dumanında bulunan strafor yapımında kullanılan stiren de kanserojen olabilir. Kadınlara meme kanserine karşı tavsiyeler BİR: Araç ve jeneratörlerin egzozuna maruz kalmayın; aracınızı boşta çalıştırmayın, benzinli yerine elektrikli çimen biciler kullanın. İKİ: Yemek pişirirken havalandırmayı çalıştırın; yanmış ve tütsülenmiş etleri sınırlı yiyin. ÜÇ: Poliüretan köpükten yapılmış ve alev geciktiriciler kullanılmış mobilya kullanmayın on yılların en kurak S dönemini yaşayan Türkiye’de su sorunlarının yaşanabileceği işareti veriliyor. İçme suyu kalitesi konusunda uyarıda bulunan uzmanlar, kirli içme sularının tifo, kolera, hepatit ve dizanteri gibi enfeksiyonlara yol açabileceğini ifade ederek “Doğru tedavi yönetimi geliştirilmediği takdirde küçük yaşlardaki çocuklarda ölümle sonuçlanabilir.” diyor. Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Çakmak, kirli sulara ilişkin önemli bilgiler verdi. İçme sularına özellikle koliform denilen bakterilerin karışabildiğini ifade eden Çakmak, çoğunlukla lağım sularının bulaşması sonucu bu bakterilerin içme sularına karışabildiklerine dikkat çekti. İçme suyu aracılığıyla insan vücuduna giren mikropların özellikle mide bağırsak sisteminde rahatsızlıklara neden olabileceğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Çakmak, tifo, kolera, hepatit, dizanteri gibi enfeksiyonlara da yol açabileceğini ifade ederek, “Uygun zamanda doğru tedavi yöntemi geliştirilmediği takdirde özellikle bebeklik çağındaki çocuklarda ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli olabilir.” ifadelerini kullandı. Herhangi bir sebeple içerisine mikrop bulaşmış suların rengi, kokusu ve tadı ile anlamanın genellikle mümkün olmadığına vurgu yapan uzman, suların dezenfekte edilerek veya kaynatılarak içilmesi gerektiğini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Çakmak, tentürdiyot, potasyum permanganat, halozone, kloramin, Çocuklar tabletlere emanet DÖRT: Leke tutmayan halı, mobilya ve mefruşat kullanmayın. Bebeğiniz sizden ilk olarak sevgiyi öğrenir Tabletler, çocuklarda oyuncağın yanı sıra Bebeğin gelişiminde beslenme, uyku kadar, sevgi ve güven ortamının da önemli olduğunu belirten uzmanlar, bebeğin anneden öğrendiği ilk duygunun sevgi olduğunu dile getirdi. Bebeğiniz sizden ilk olarak sevgiyi öğrenir Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Tutanç, annenin bebeğini okşaması, sıcaklığı ile ilk hayat dersini verdiğini söyledi. Bebeğin bu şekilde ilk olarak sevgiyi öğrendiğine dikkat çeken Dr. Tutanç, ona dokunup, sarılmak ve konuşmak yolu ile bu duygunun bebeklere kazandırılabileceğini kaydetti. Dr. Tutanç, "Bebeğinizi kucağınıza almakla ona verdiğiniz değeri ortaya koyarsınız. Sizin peşinizden gelmeye çalışan, olmadığınızda ağlayan bebek sevgiyi arayacaktır. Böylece bu sıcak duyguyu öğrenen bebeğiniz, ileride bunu karşılıksız bırakmayacaktır. Bebeğiniz dördüncü aydan itibaren sizi gördüğünde mutlu olduğunu gösteren işaretler vermeye başlar. Sizi gördüğünde ya da sesinizi duyduğunda güler, ayaklarını hızlı hızlı vurur. Bu, sizden ilgi beklediğinin de işaretidir. Sizinleyken daha mutlu ve neşeli olur. Bu durumda onunla konuşun, sevdiği oyuncakları, eşyaları yanına getirin, sizin de mutlu olduğunuzu gösterin." uyarılarında bulundu. bakıcıların da yerini almaya başladı. Bu durum, ebeveynler için geçici bir rahatlama çözümü olsa da birçok problemi de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, tablet ile sadece izleyici konuma geçen çocukların dil gelişim bozukluğu yaşayabileceklerini belirtiyor. Çocuk sahibi olan çiftler, heyecanın yerini zamanla kaygıya bırakabiliyor. Özellikle çocuk bakımı konusunda tecrübesiz olan ebeveynler, çocuğunun ağlaması karşısında ne yapacağını bilemiyor. Bir an önce ağlamayı dindirmek isteyen aileler, çeşitli yollara başvuruyor. Bunlardan biri de hiç şüphesiz hayatın her alanında etkili olan teknolojik cihazlar. Çocukta karşılaşılan her sorunda ortaya çıkan teknolojik aletler, çocuklara bir nevi bakıcı misyonu yüklenmesine sebep oluyor. Yaklaşık altı ay civarında oturmaya başlayan bir bebeğin önüne dokunmatik bir ekran konulduğu zaman, onu parmağı ile kontrol ettiğini anlayacağını ve bu renkli dünyada daha fazla zaman geçirmek Bebeğin 8. aydan itibaren emeklemeye başlayacağının altını çizen Dr. Tutanç, bu aydan itibaren öğreneceği ikinci duygunun 'özlem' olacağına dikkat çekti. Tutanç, şöyle devam etti: 15. aydan itibaren gözlem yeteneği gelişen bebeğin, etrafından öğrendiği şekliyle, sarılma ve öpme davranışları gösterdiğini ifade eden Dr. Tutanç, bunları bir oyun olarak yaptığını vurguladı. 3-4 yaşına geldiğinde bu davranışların anlamını kavrayabildiğini anlattı. CİHAN önemli ve temel bileşeni olan suyun; beynin yüzde 85’ini, kanın yüzde 90’ını, kasların yüzde 75’ini, böbreklerin yüzde 82’sini ve kemiklerin yüzde 22’sini oluşturduğunu ifade etti. Bilgiç, “Vücuttaki bütün sistemler, organlar ve hücreler yeterli su olmadan işlevlerini sürdüremezler. Hücre içinde gerçekleşen bütün hayati metabolik olaylar ancak hücre içindeki su yeterli ise gerçekleşebilir.” dedi. Suyun vücuttaki fonksiyonlarını ise Doç. Dr. Ayşe Bilgiç şöyle sıraladı: “Vücutta taşıyıcı göreve sahip olan su, hücrelere besin ve oksijen taşır, atıkları uzaklaştırır. Böbreklerin toksik maddeleri temizlemesine yardımcı olur. Kan ve lenf sisteminin büyük bir kısmını oluşturur”dedi.C CİHAN Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Bilgiç ise organ ve dokuların en Tabletler, ço cuk bakıcıların d larda oyuncağın yanı sı durum, ebev a yerini almaya başladı. ra eyn Bu çözümü olsa ler için geçici bir rahatla m d raberinde ge a birçok problemi de be a sadece izley tiriyor. Uzmanlar, table ici t il gelişim bozu konuma geçen çocukla e rın kluğu yaşaya bileceklerini dil belirtiyor. isteyeceğini ifade eden uzmanlar, bu durumun birçok sorunu da beraberinde getirdiğini ifade ediyor. Cihazın içerisindeki renklerin, cezbedici ve sesli uyaranların bebeği ilk etapta heyecanlandırdığını belirten uzman psikolog Nesteren Gazioğlu, ebeveynlerin de tercihlerini bu ‘hesaplı dadı’dan yana kullanacağına dikkat çekiyor. Teknolojik cihazların yoğun ve dengesiz kullanımının çocuklarda çeşitli gelişimsel sorunlara yol açtığına değinen Gazioğlu, “Tabletler ne kadar eğlenceli ya da eğitici programa sahip olursa olsun hiçbir zaman çocuğun duygusal gelişimine katkı sağlamaz. Aksine duygusal ve sosyal becerilerinin gelişmesine engel olabilir.” diyor. Dış dünya ile temastan kaçınan çocukların tablet ya da telefon karşısında daha çok vakit geçirdiğini aktaran uzman psikolog, bu durumda çocukların normal hayattaki problem çözme becerilerini de kaybettiğini aktarıyor. Konuşma yeteneklerinin de etkileneceğine vurgu yapan uzman, “Her ses denemesinde bebek gözlem yapar. CİHAN Faydası bilinmeyen bitkisel ilaçları kullanmayın BEBEKLER 'SEVGİ'DEN SONRA 'ÖZLEM' DUYGUSUNU ÖĞRENİR "Kendisini bir odada yalnız bıraktığınızda tepki gösterecektir, sizin yanınıza gelmek için sürünecek, ağlayacaktır. Bu dönemde annede ayrılma korkusu bebeğin benliğini kuşatır. Odada başka bir tanıdık bulunsa bile o gözleriyle annesini arar, huzursuz olur." kireç kaymağı (kalsiyum hipoklorit) gibi maddelerin herhangi birini doğru miktarda katmak suretiyle dezenfekte etme şansı olmasına rağmen içlerinde en pratik ve en eski yöntemin kaynatma olduğuna vurgu yaparak şöyle devam etti: “Genellikle küçük çocukların içecekleri suyun ve içme suyunun elde edilmesinde kaynatma yönteminden yararlanılabilir. Bu şekilde elde edilen su ilk başta lezzetsiz bir sudur. Bu nedenle kaptan kaba boşaltılarak içerisine eriyik halinde CO2 ve O2 gazlarının girmesi sağlanır. Böylece suyun lezzeti sağlanmış olur.” anser, kalp K rahatsızlığı, romatizma, şeker ve benzeri birçok kronik hastalıkların tedavisi ve bu hastalıklarla ilgili ilaç kullanımı için uzun bir süreç gerekebiliyor. Bu durum hastalarda bıkkınlık, hastalıktan bir an önce kurtulma gibi istekleri oluşturuyor. Bu hastalara kimileri faydasını bilmediği, kulaktan dolma bilgilerle bitkisel ilaçlar önerebiliyor. Televizyon kanallarında sayısı artan bitkisel ilaç reklamları da hastayı, hastalıktan kısa sürede tek doz kullanımda kurtaracağı bilgileri, bu ilaç kullanımını cezbediyor. Uzmanlar, hiçbir araştırması ve hangi hastalıklara iyi geldiği tam olarak araştırılmayan bu ilaçların kullanılmamasını uyarıyor. Bazı bitkisel ilaç kullanımının hastalıkların seyrini değiştirerek hastayı zor durumda bıraktığı gibi ölümle de sonuçlanabildiğine dikkat çekiyor. Son zamanlarda, hastalığından kurtuluş olmadığı düşüncesiyle hareket ederek bitkisel ilaç kullananların rahatsızlanarak acil servislere başvuru sayısında artış olduğu ifade ediliyor. Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Öksüzkaya; kronik, uzun süreli, tamamen geçmeyen, sürekli bir tedavi almayı gerektiren hastalıkların bazen insanlarda tedaviden bıkkınlık oluşturabildiğini belirtti. Öksüzkaya, sürekli bir ilaca bağımlı yaşamaktansa kısa süreli uygulanan bir tedavi ile bu hastalıktan kurtulmak fikrinin de artık insanların kulağına hoş geldiğine işaret ediyor. Ya da bazı hastalıkların çok uzun süreli ve zor tedaviler gerektirmesinden dolayı buna alternatif olarak sunulan sadece bir bitki içip hastalıktan kurtulmak fikrinin insanları cezbettiğini ifade ediyor. Bazen de maalesef tüm çabalara rağmen tıbbın da çaresiz kaldığı durumlar oluştuğunda insanların bir mucize olarak sunulan tedavilerle umutlandıklarını hatırlatıyor. Dr. Ahmet Öksüzkaya, bir bileşiğin ilaç olarak piyasaya çıkmasının yaklaşık 12-15 yıllık çalışmaları ve ciddi bir maliyeti gerektirdiğine dikkat çekerek, süreci şöyle anlattı: "Bu süreçte bileşiğin güvenlik, dozaj, yan etki, vücuda etkileri, vücudun ilaca etkileri gibi birçok özellikleri detaylıca araştırılmaktadır. Laboratuvar şartlarında, hayvanlar üzerinde, gönüllü sağlıklı insanlar üzerinde aşama aşama yıllar süren birçok araştırmalar yapılır." Bu sürecin sonunda ise hayvan denemelerine alınan yaklaşık 10 bin bileşikten 10 tanesi klinik denemelere ulaşıyor. Bunlardan sadece 1 tanesinin piyasaya ilaç olarak çıkma şansına sahip oluyor. Tabiatın hala ilaç ya da ilaç adayı bileşikler için en önemli kaynağı olarak değerlendiriliyor. CİHAN 17 EYLÜL 2014 Turizm HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA 13 Plajlarda deve ve at safari turları mavi bayrak kriterlerini zora sokuyor urizmciler, antik kentlerde deve turu ile deniz kenarında T at safari turlarının turizme zarar verdiğini belirtiyor. Turistik tesis işletmeleri, at safari turlarının Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı'nın (FEE) mavi bayrak kriterlerine uymadığı için yasaklanması gerektiğini ifade ediyor. Sektör temsilcileri, müşteri memnuniyetine bağlı turistlerden en fazla şikayet aldıkları konuların başında deve turları ve deniz kenarında yapılan at safariler olduğunu vurguluyor. Titreyengöl-Sorgun Turizm Yatırımcıları Birliği(TİSOYAB) Başkanı Hüseyin Aydoğan, deniz kenarında ve Titreyengöl çevresinde yapılan at safari turlarının deniz suyu hijyeni bakımından risk oluşturduğunu söyledi. Turizmciler olarak Manavgat'ta deniz kenarı ve antik kent içinde at ve deve turu yapılmasına karşı olduklarını belirten Aydoğan, Side antik kentte deve turu adı altında turistlerden alınan paranın yasal bir dayanağının olmadığını, deve ile hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen turistlerden bile para alan turcuların olduğunu kaydetti. yoğun şikayetler aldıklarını belirten Aydoğan, "En fazla şikayeti 2 turla ilgili alıyoruz. Sahillerimiz mavi bayrakla donanması için uğraşırken plajlarda atlarla safari yapılıyor. At safari turunun olduğu bir yerde turist plajda rahat bir şekilde yürüyemez. Yine antik kent içinde hiç bir yasal fiyat tarifesi olmaması karşı turistten ne alırsak kar anlayışına bağlı deve turları yapılıyor. Side, Titreyengöl ve Sorgun Çamlığı'nın bitki çeşitliği bakımından zengin olduğunu belirten Aydoğan, Side canavarı otunun, deve turcularının tur yaptırdığı alanda yetiştiğini çiğnenmeye bağlı türün baskı altında olduğunu ifade etti. At ve deve safari turları ile ilgili turistlerden Deve ve at safari turları bölge turizminin imajını zedeliyor. Mavi bayrak sayımızla övünürken plajlarda at safari yapılırsa, plaj ve çevre temizliği ve güvenliği konusunda yabancı konuklarımıza bir şey diyemeyiz. Plajlarda at safariye bir son verilmesini istiyoruz. " diye konuştu. 200 bin yatak kapasitesine sahip Manavgat her yıl ortalama 4 milyon turisti ağırlıyor. Türkiye Çevre Eğitim Vakfı(TÜRÇEV) verilerine göre 2014 yılında mavi bayraklı 81 otel bulunuyor. Öte yandan Aydoğan, bölgede havai fişek atımlarının hat safhaya ulaştığını bu konuya Antalya Valiliği ve Manavgat ilçe Kaymakamlığı'nın el atması CİHAN gerektiğini belirtti. keyfi ru tu e v e d n ri e tl s ri tu a Plajd B İstanbul turist artışında lider H odrum'a tatil için gelen yerli ve yabancı turistlere plajda develerle tur düzenleniyor. Mavi tura çıkan İngiliz, Rus, Japon turistler Ortakent-Yahşi Mahallesi'nde bulunan Camel Beach (Kargı Koyu) sahilinde mola verip plajda güneşleniyor. Denize girip burada bulunan develerle fotoğraf çektiren turistler tura da çıkıyor. Develeriyle turistleri gezdiren Mustafa Akgün, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1978'den bu yana develerle turistlere tur yaptırdıklarını söyledi. Eskiden her restoranın bir devecisinin olduğunu belirten Akgün, "Camel Beach'e adını veren develer, tur yaptırdığımız develer. Dededen babadan kalan bir meslek. 5 deve ile 50, 60 metrelik alanda tur yaptırıyoruz. Eskisi gibi maddi anlamda bir getirisi kalmadı ama yaz aylarında geçimimizi sağlamak için mesleği sürdürüyoruz" dedi. Geçen yıllarda 1 günde 270 kişiye tur yaptırdığını ifade eden Akgün, "Eskiden ilgi fazlaydı ama şimdi beklenen ilgi yok. 15 liraya bindirip gezdiriyoruz ama ucuz olmasına rağmen günde 30 kişi ancak tura katılıyor" diye konuştu. Almanya'dan tatil için Bodrum'a gelen Sarah İsa ise daha önce hiç deveyle gezinti yapmadığını dile getirerek, develerle heyecanlı bir tur yapmanın mutluluğunu yaşadığını kaydetti. AA edef Şehirler Endeksi 2014”e göre İstanbul, tüm dünyada en hızlı büyüyen turizm şehirleri arasında dikkat çekiyor. Bu yıl Avrupa’da Londra ve Paris’ten sonra en çok ziyaretçiyi çekeceği hesaplanan İstanbul, Avrupa’da üçüncü, tüm dünyada yedinci büyük seyahat şehri oldu. Son dört yılda üç kez liste başı olan Londra, 2014’te de birinciliği elden bırakmayarak toplam 18.7 milyon ziyaretçiyle zirvede yer alıyor. Londra’yı 18.4 milyon ziyaretçiyle Bangkok, 15.6 milyon ziyaretçiyle Paris takip ediyor. Dünyanın en çok ziyaretçi çeken kenti Londra, Avrupa’da da birinci sırada yer alıyor. Dünya çapında 11,6 milyon ziyaretçi beklentisiyle 2014’te dünyanın en çok ziyaretçi çeken kentleri arasında İstanbul yedinci sırayı alıyor. Geçen yıl 9.9 milyon ziyaretçi alan İstanbul’un 2014’te ziyaretçi adedinde yüzde 17,5 büyüme kaydedeceği öngörülüyor. Avrupa’da Londra ve Paris’ten sonra en çok ziyaretçi ağırlayan şehir 2014’te İstanbul olacak. AA Molla Arap Külliyesi’nde restorasyon başlıyor Sivas Kalesi'nde kazı çalışması başlatıldı İzmir Tire’nin tarihi ve kültürel mirası üzerine çalışmalar sürdüren İzmir Üniversitesi akademisyenlerinin, Ege Turizm Derneği, İzmir Turist Rehberleri Odası’nın desteği ile yaptığı tarihi eserlerde temizlik çalışması farkındalık oluşturdu. T emizlik çalışmasının ardından hurdacılık yapan bir vatandaş tarafından beş yıldır konut olarak kullanılan 15. yüzyıldan kalma Molla Arap Külliyesi’nde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışmalarına başlanacağı bildirildi. Yapılan temsili temizlik çalışmalarının bölgede farkındalık yaratılması açısından etkili olduğunu belirten İzmir Üniversitesi Tire’deki Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, İzmir Valiliği tarafından da Tire’deki tarihi eserlerin restorasy- onunda kullanılmak üzere kaynak ayrıldığını iletti. Gelişmeleri değerlendiren Öztürk, “Molla Arap Külliyesi’nde restorasyon çalışmalarının başlayacak olması ve valilik tarafından kaynak ayrılması çok sevindirici gelişmeler ancak yeterli değil. Külliyenin konut olarak kullanılan hamamına, özel mülkiyet olduğu için muhtemelen müdahale edilemeyecek. Hamamı da kurtarmak gerekiyor” dedi. Kültür Bakanlığı, Valilik, Tarihi Kentler Birliği,Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Koruma Kurulunun duruma acilen duruma müdahale etmesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Öztürk tarihi eserlerin vahim durumunu şu sözlerle dile getirdi; “Yıldırım Beyazıt’ın eşi Hafsa Hatun tarafından yaptırılan külliyenin içi köpek kulübeleri ve atık maddelerle dolu. Özel mülkiyet kapsamındaki hamamı ise üzerini kaplayan ağaç dalları nedeniyle fark edilemeyecek durumda.Alihan, Zencirli,Küçük Hafız mescitlerinin üst katında, Orta Medrese’nin ve Ali Efe Han’ının içinde insanlar yaşıyor. Hekim Hamamı’nın, Mimar Sinan’ın eseri olarak bilinen Yalınayak Hamamı’nın içinde köpekler yaşıyor. Tire’de tespit edebildiğimiz dokuz hamam da çok kötü durumda. Şeyh Hamamı’na yaptığımız ziyaret sırasında duvarlarından parçalar kopup yerlerde yuvarlandı. Tire’de tarihi eserler adeta SOS veriyor.” Azınlıklara ait eserlerin de büyük zarar gördüğünü dile getiren Öztürk, Kaol Şalom Sinagogu’nun mağaza olarak kullanıldığını, Agia Paraskevis Kilisesi’nden kalan molozların arasında hayvan otlatıldığını, Agia Kiryaki Şapeli’nin de misafirhane olarak kullanıldığını söyledi. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın, İzmir Üniversitesi’nin hazırlayacağı iki restorasyon projesine, eski İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın da mülkiyet problemini çözüldüğünde Aleaddin Sultan Zaviyesi ile Yayla Fakıhlar Mescidinin restorasyonuna destek sözü verdiğini hatırlatan Öztürk, “Devletin devamlılığı esasına göre bu sözlerin vücut bulmasını istiyoruz. Vali Kıraç’ın girişimleri sayesinde Sultan Zaviyesi Belediye Başkanı Tayfur Çiçek tarafından satın alındı. Ancak Yayla Fakıhlar Mescidi'nin mülkiyet sorunu çözülemedi. Her an yıkılabilecek durumdaki mescidin sahiplerinin kamu yararına kullanılacaksa bu eseri bağışlayabileceği duyumunu almıştık. Böyle bir davranış çevreye örnek olur. Başkan Çiçek’in zaviyenin satın alınmasında olduğu gibi yeni bir girişimde daha bulunması tarihi bir adım olur” dedi. CİHAN A A Yapılış tarihi kesin olarak bilinmeyen kalenin doğu tarafındaki çay bahçesinin bulunduğu kısımda 3'ü uzman 8 kişilik ekiple kazı çalışması başlatıldı. Sivas Arkeoloji Müzesi Müdürü Atılgan Kaya, Sivas Kalesi'nin belli bölümlerinin birinci, ikinci ve üçüncü derece sit alanı olarak tescil edildiğini söyledi. Kazı çalışması yapılan alanın ikinci derece sit alanı olduğunu ifade eden Kaya, kalede önceden saat kulesi olduğuna dair bilgilere Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünce yapılan arşiv taramaları sonucu ulaşıldığını belirtti. Kaya, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünün talebi üzerine kalede kazı çalışması başlatıldığını ifade ederek, kazının müdürlüklerinin denetiminde yürütüldüğünü söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığından sondaj kazısı yapılması yönünde talepte bulunduklarını dile getiren Kaya, şunları kaydetti: "Bununla ilgili de 5 bin lira ödenek sağlayarak burada temel olup olmadığı yönünde çalışma başlattık. Çalışmalarımızın ilk aşmasında Geç Osmanlı dönemine ait bir saat kulesinin temellerine ulaştık. Burayla ilgili çizim ve fotoğraflama yaptıktan sonra alanı kapatıp eski haline getireceğiz. Daha sonra belediyenin burayla ilgili yapacağı projede, bu alana saat kulesi inşa edilecek. Bu saat kuleleri, genelde Orta Anadolu'nun tamamında var. Kazıyı biraz daha genişleterek saat kulesinin ölçülerine de ulaşmış olacağız. Kazının yaklaşık 5 gün daha sürmesini planlıyoruz." AA 17. Türk Dünyası Opera Yıldızları seyirciyle buluştu luslararası Türk Kültürü U Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından bu yıl Leyla Gencer anısına düzenlenen 17. Türk Dünyası Opera Yıldızları Konserleri, Türk dünyasının önemli opera sanatçılarının katılımıyla Bakırköy Belediyesi Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde başladı. Murat Kodallı'nın şefliğini yaptığı Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Operası'nın eşlik ettiği konserler, Bursa, Ayvalık, Bodrum, Marmaris, Ödemiş ve Girne’de devam edecek. 17. Türk Dünyası Opera Yıldızları Konserleri'nin ilki, Bakırköy Belediyesi Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi'nde yapıldı. Türk dünyasının önemli opera sanatçılarına Murat Kodallı'nın şefliğini yaptığı Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Operası eşlik etti. Konserde, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Hakas (Rusya Fed.), Saka Yakut (Rusya Fed.), Tataristan (Rusya Fed.), Çuvaşistan (Rusya Fed.), Kabardin Balkar (Rusya Fed.), Moğolistan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi (Çin), Tacikistan'tan opera sanatçıları yer aldı. 2 bölüm halinde gerçekleştirilen konser sonunda bütün sanatçıların birlikte seslendirdiği parça, seyircilerin büyük beğenisini topladı. Sanatçılar, uzun süre ayakta alkışlandı. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu konser öncesinde yaptığı konuşmada, dünyanın yetiştirdiği en büyük sopranolardan biri olan Leyla Gencer'in adını taşıyan bu organizasyona ev sahipliği yapmanın kendisini çok mutlu ettiğini belirterek,bundan sonra da bu gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam edeCİHAN ceklerini söyledi. 14 17 EYLÜL 2014 Magazin-Tv HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Hayranları otel bastı Lady Gaga arada kaldı Kenan Işık'tan iyi haber Sezen Aksu müziği bırakıyor! ursa’da Kültürpark Açıkhava TiyaB trosu’nda konser veren ünyaca ünlü yıldız Lady Gaga, bu akşam İTÜ Stadyumu’nda vereceği konser için önceki gece İstanbul’a gelmişti. Havalimanından iner inmez konaklayacağı Raffles Otel’e yerleşen Lady Gaga, gece boyunca otelden dışarı çıkmadı.Lady Gaga dün ise İstanbul’un tarihi yerlerini gezmek için otelden ayrıldı. Fakat konakladığı otelin kapısına yüzlerce hayranının gelmesi Lady Gaga’nın otelden geç çıkmasına neden oldu. Otel görevlileri izdihamı ve karışıklığı önlemek için Gaga’nın hayranlarının önüne barikat çekti. D Sezen Aksu, seneye 40’ıncı yılını tamamlayacağını ve aktif sanat hayatını geride bırakacağını söyledi.Aksu, çocukluğundaki kimsenin bilmediği saf yaşantısına geri döneceğini belirtti. ‘Sezen Aksu Acoustik Bant Projesi’ konserinde sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı. Sık sık dinleyenlerle sohbet eden ve şakalaşan Aksu, “Önümüzdeki sene 40’ıncı sanat yılımı tamamlayıp, çocukluğumdaki kimsenin bilmediği saf yaşantıma geri döneceğim. Artık 40 yıldan sonrası benim... Bundan sonra her manada Seda Sayan gibi yaşayacağım” dedi. ı k ş a k r ü T n 'i n e r r a W a Estell merikalı model ve oyuncu Estella Warren, bir defile için geldiği İstanbul'da yapımcı A Ramiz Özbay ile yakınlaştı. "Maymunlar Cehennemi" filmiyle tanınan, bir dönem Victoria's Secret modelliği de yapan Estella Warren, geçtiğimiz haftalarda İstanbul'a geldi. Hem Ankara'daki Özlem Süer defilesinde çıkmak hem de küçük bir estetik operasyon için geldiği İstanbul'da yeni bir aşk da filizlendi. Estella Warren, İstanbul günlerinde, Amerika'da tanıştığı yapımcı Ramiz Özbay'la sık sık görüşmeye başladı. enan Işık'ın Almanya'daki teKÜnlü davisi sonuç vermeye başladı. tiyatrocu artık gözleriyle iletişim kuruyor ve vücudunu dik tutabiliyor.5,5 ay önce spor salonunda düşerek beyin kanaması geçiren Kenan Işık'ın sağlık durumu iyiye gidiyor. Tedavisi bir aydır Almanya'da özel bir klinikte süren ünlü tiyatrocunun son durumu hakkında eşi Beril Işık "Bakışlarıyla etrafındakini takip edebiliyor. Artık gözleriyle iletişim kurabiliyor" dedi. ‘Kendimden sıkıldım’ Bu sözlerinin ardından sanat hayatını bırakmamasını isteyen hayranlarına Aksu, “Ben bile artık kendimi dinlemekten sıkıldım. Hayatta böyle şeyleri olgunlukla karşılamak gerekiyor” diye yanıt verdi. Konserin ikinci bölümünde, eteğinin sandalyeye takılması sonucu dengesini kaybedip düşen Aksu, ekibi tarafından kaldırıldı. ARTIK DİK DURABİLİYOR Eşinin yoğun bir şekilde fizyoterapi ve ergoterapi gördüğünü anlatan Işık, "Tekerlekli sandalyesinde kimi zaman bütün gün oturuyor. Kimi zaman da ayakta. Vücudunu artık tamamen kendisi tutabiliyor, dik durabiliyor. Daha önce bunların hiçbirini yapamıyordu" diye konuştu. KANAL AKIŞLARI 08:35Böyle Bitmesin 10:40Beni Böyle Sev 13:00Haber 13:15Spor 13:18Hava Durumu 13:25 1 Çorba 13:30Küçük Hanımefendi 15:25Hayat Yokuşu 16:25Zengin Kız Fakir Oğlan 18:20Yoldaki Haber 19:00Ana Haber Bülteni 19:45Spor 19:50Hava Durumu 19:55Kızılelma 21:55Reis-i Cumhur 07:00Oynat Bakalım 08:30Batman 09:00Casper 09:30Duck Dodgers 10:00Aramızda Kalsın 12:15Özge İle Güzel Bir Gün 14:30Batman 14:55Casper 15:25Duck Dodgers 15:45Oynat Bakalım 16:45Söyle Söyleyebilirsen 18:00Batman 20:00O Ses Türkiye 04:5020 Dakika 05:20Geniş Aile 06:45İki Aile 08:30Kadın İsterse 10:00Dürüye'nin Güğümleri 12:00Aramızda Kalsın 14:00Medcezir 16:45En Güzel Bölüm 17:15Benim Kuaförüm 19:00Star Haber 06:00Geniş Aile 08:00Galip Derviş 10:00Küçük Ağa 12:00Çok Güzel Hareketler Bunlar 14:00Akasya Durağı 16:30Arka Sokaklar 19:00Kanal D Ana Haber 20:00Çarkıfelek 21:45Canlı Canlı 06:30Cennet Mahallesi 07:30Ayı Kardeşler 08:00Pepee 08:30Hayat Bilgisi 10:00Elveda Dostum 12:00Ender Saraç ile Sağlıklı Günler 14:00Dila Hanım 16:30Fatih Harbiye 19:00Show Ana Haber 20:00Güldür Güldür Show 22:00Muhteşem Yüzyıl 06:05Benim Annem Bir Melek 07:00Doksanlar 08:40Selena 10:25Karadayı 13:10Adanalı 15:10Çocuklar Duymasın 17:10Alemin Kıralı 18:55ATV Ana Haber 20:00Akrep Kral 2 22:00Şifre Merkür 07:00Her Sabah 08:45Gagguk 09:15Dünyayı Geziyorum 10:20Burada Ne Yenir? 11:20Yeter Ki Sen Kazan 12:30Öğle Haberleri 12:50Derya'nın Dünyası 14:30Fatmagül'ün Suçu Ne? 16:30Dolu Dolu Anadolu 17:55Sıcak Gündem 18:15Ana Haber 18:50Ekip 19:50Uçuş 93 01:00Gossip Girl 01:405 Yıldızlı Şefler 02:10Kanıt 03:30Acemi Pilotlar 05:00Gossip Girl 06:00Shappies 07:30Ejder Avcıları 08:305 Yıldızlı Şefler 09:10Elveda Derken 11:10Kavak Yelleri 13:10Çalıkuşu 15:10Kuzey Güney 17:30Ejder Avcıları 18:30Gossip Girl 19:30Yalan Dünya 21:30Anneler ve Kızları 23:20The Killing 08:45Lifestyle 08:55 Hava Durumu 09:00Haber Merkezi 09:15Ekonomi Piyasalar 09:20Spor 09:30Ekonomi Notları 10:00Haber Merkezi 10:15Ekonomi Piyasalar 10:20Spor 10:30Seçim Aktüel 10:45Spor 10:55Hava Durumu 11:00Haber Merkezi 11:15Ekonomi Piyasalar 11:20Spor 11:30Haber Merkezi 11:35Ekonomi Piyasalar 11:40Spor 02:00Gece Haberleri 02:15Tarafsız Bölge 04:00Gece Haberleri 04:155N1K 05:20Serra ile İtalyan İşi 06:00Güne Merhaba 07:40Spor 07:50Güne Merhaba 08:40Spor 08:49Güne Merhaba 09:00Parametre 10:00Haber 10:35Paranın Gündemi 11:00Haber 12:00Bugün 13:48Hava Durumu 14:00Günlük 14:50Hava Durumu 05:00Rizzoli and Isles 06:30Sullivan and Son 07:00Geri Sayım 09:45Cnbc-e.com'da Bugün 10:00Piyasa Ekranı 10:30Piyasaya Bakış 11:00Piyasa Ekranı 12:00Finans Cafe 14:00Piyasaya Bakış 14:30İş Dünyasından 15:00Piyasaya Bakış 15:30Piyasa Ekranı 16:00Kapanışa Doğru 17:00Son Baskı 17:30Piyasaya Bakış 18:00Planet Sheen 18:30Penguins of Madagascar 11:35Spor Bülteni 11:55Hava Durumu + Yol Durumu 12:00Ajans Bugün 12:35İşin Sırrı 12:503 Dakika 12:55Hava Durumu + Yol Durumu 13:00Ajans 13:50Hava Durumu 13:55Yol Durumu 14:00Ajans 14:30Spor Bülteni 14:50 3 Dakika 15:00Ajans Gün İçi 15:25Bize Sorun 16:00Ajans Gün İçi 16:30Spor Bülteni 01:15Ruhumun Aynası 03:00BKM Güldür Güldür 04:45Komedi Türk 05:30Çocuklar Duymasın 07:30İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat 10:00BKM Güldür Güldür 12:00O Hayat Benim 14:30Ruhumun Aynası 16:30Çocuklar Duymasın 19:00Fatih Portakal ile FOX Ana Haber 19:30Ruhumun Aynası 21:00Ruhumun Aynası 23:00Kocamın Ailesi 12:00Haber Masası 12:25Dünya Raporu 12:35Ekonomide Görünüm 12:45Spor Bülteni 13:00Gün Ortası 13:35Ekonomide Görünüm 13:45Spor Bülteni 14:00Gün Ortası 14:45Ekonomide Görünüm 15:00Güne Bakış 15:35Ekonomide Görünüm 15:45Spor Bülteni 16:00Güne Bakış 16:35Ekonomide Görünüm 16:45Spor Bülteni 17:00Akşam Haberleri 18:00Akşam Raporu 20:00Televizyon Gazetesi 17 EYLÜL 2014 Spor HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, Çaykur Rizespor ile berabere kaldıkları için büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. Bilic: Büyük hayal kırıklığı yaşıyoruz T akımının Çaykur Rizespor ile 1-1 berabere kaldığı karşılaşmanın bitiminde düzenlenen basın toplantısına katılan Hırvat teknik adam, kazanmak istedikleri karşılaşmadan beraberlikle ayrıldıkları için büyük hayalkırıklığı yaşadıklarını belirterek, "Bütün maçlarımızı kazanmak istiyoruz. Berabere kaldık büyük hayalkırıklığı yaşıyoruz. Üç puanı kazanmak için denedik. Top hakimiyeti bizdeydi. Ama özellikle geriye yaslanan takımlara karşı bu kaliteyi koyamadığınızda işler zor hale geliyor. Süper Lig'in ilk yarısının fikstürünün belli olmasından sonra yapılan eleştirilere Hırvat Teknik Adam da katıldı. Bilic, "Şampiyonlar Ligi'nde 32 takım, UEFA Avrupa Ligi'nde 48 takım oynuyor. Bu takımlar kendi liglerinin yanısıra turnuvalarda mücadele ediyor ve ülkelerini temsil ediyorlar. Salı, çarşamba veya perşembe maçlarını oynayan kulüplerden içinde kaç takım pazartesi akşamı oynadı. Sadece Beşiktaş pazartesi akşamı oynadı. Ben bunları bugünkü sonuca bahane olsun diye söylemiyorum. Sezon boyunca bir çok takım böyle oynayacak. Cezasahası dışından yeteri kadar şut atmadık. Bugünkü performans olarak yeteri kadar iyi değildik. Tabiki puan kaybından dolayı mutlu değiliz. Daha iyisini oynamaya çalışacağız." dedi. Bir gazetecinin "Takım golcü sıkıntısı yaşıyor mu ?" sorusuna Bilic, "Demba Ba ve Oğuzhan gibi iki önemli oyuncunun eksikliğini yaşadık. Bu isimler golü hazırlayan isimlerdi. Bunların eksikliğini yaşadık." diye konuştu. Öte yandan Spor Toto Bugünkü sonuç ne olursa olsun söyleyecektim. Memnun olmadığımız birçok şey var." diye konuştu. Bir gazetecinin "Olimpiyat Stadı'nda oynamanız durumunda Beşiktaş'ın işi zor görünüyor. İstanbul içinde veya dışında başka stat alternatif var mı ?" sorusuna ise tecrübeli hoca, "Biz bununla başa çıkmak zorundayız. Burada oynamanın zorlukları var. Zemin bozuk, boş tribünden şikayet edebilirz. Başka seçenek olsaydı bu maçı burada oynamazdık. İstanbul dışı da yoğun maç trafiğinden dolayı mantıklı çözüm olmaz." diye cevapladı. Mehmet Özdilek: Beşiktaş karşısında iki puan kaybettik diye düşünüyorum Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, 10 öne geçtikten sonra maçı berabere bitirince iki puan kaybettiklerini düşündüklerini söyledi. Takımının Beşiktaş ile 1-1 berabere kaldığı karşılaşmanın bitiminde düzenlenen basın toplantısına katılan tecrübeli teknik adam, 1-0 öne geçtikten sonra maçın berabere bitmesinin kendilerini hüzünlendirdiğini belirterek, şöyle konuştu: "Maçtan önce kurguladığımız herşeyle karşı karşıya kaldık. İlk yarıyı iyi kilitledik. Rakibe pozisyon anlamında pozisyon vermedik. İkinci yarı bizim amacımız 60'a kadar oyunu taşımaktı. 49. dakikada golü bulduk. Sonrasında yakaladığımız pozisyonları değerlendiremedik. Sakatlanarak Kıvanç ve Holosko'nun oyundan çıkması direncimizi düşürdü. Son 20 dakikada baskı yedik sonrasında duran toptan golü yedik. Biz buraya kazanmaya gelmiştik. Her geçen gün iyileşiyoruz." Karşılaşmayı 1-0 öne geçtikten sonra bu sonuçla bitirmeleri gerektiğini ancak başaramadıklarını kaydeden Mehmet Özdihlek, "1-0'lık sonuçtan sonra iki puan kaybettik diye düşünmeliyiz. 1-0 maçı bitirmeliydik. Son 20 dakikada topu tutamadık. Böyle olunca duran toptan golü yedik." dedi. CİHAN Bursaspor, Beşiktaş hazırlıklarına başladı Spor Toto Süper Lig’de, Gençlerbirliği’ni deplasmanda 2-1 yenerek 3 puanla G tanışan Bursaspor, bir günlük iznin ardından Beşiktaş maçı hazırlıklarına başladı. TAKACAK açında m i iğ rl bi er çl en burnunda çlerbirliği sakatlanan ve zan İpek Bu arada, Gen 39. O ilen mücadelesinin men’in kırık tespit ed yüzünde ol H a a nd an dakikası 55. ise antrenm dahil olan ve ı. Yardımcı yerine oyuna maske ile çıkt zgur ak ar katlan lU dakikada da sa a bırakan Antrenör Erse üce ’y bu zl am Ö ak de B in yerini yönetim n ile ir şt tü haber le kö ek n rç Ozan İpek’te Tesisleri’nde ge aşık 1,5 saat kl geldi. antrenman ya ü. sürd cunun Yetenekli oyun spit edildi. an te m k en rı tr burnunda kı Ersel Uzgur, an sında keyle çıkan as m a ta an or Antrenm öncesi saha r nun, yarın bi cu sa kı yetenekli oyun takılacağı futbolcuları ile üneş’in n ı. G burnuna tampo kımdan 2 görüşme yapt ta e , nl an de rd ne la futbolcu ri ve bu ğı açıklandı. galibiyetini ge gün ayrı kalaca Gençlerbirliği taş maçına ik bırakarak, Beş arını istediği rı Ozan'ın al m ol e tr an Kulüp doktorla k nedeniyle 3 kons rı burnundaki kı ılaşmalarda öğrenildi. rş ka e yl ke as m ay a rl ğini belirtti. la ce şu le ko bi z ye forma gi Ardından dü l şi ye an ay şl antrenmana ba lar, istasyon r, yarın cu Yeşil beyazlıla enman ile 22 beyazlı futbol a yapılan pl ı antr çalışması ve to a devam etti. yapacaklar i günü saat es rl rt la organizasyon n bölümünde Eylül Paza a Atatürk rs so Bu ın an da 21.30’ Antrenm nacak çift kale maç Stadı’nda oyna zırlıklarını ise yarı sahada ha ı aç m ş ta Beşik yapıldı. CİHAN rdürecek. sü E AY MASK OZAN İPEK 3 Masör Eren Akkaya: Görevimi yaptım bahçe U21 Takımı'nın Trabzonspor ile deplasmanda karşılaştığı maç centilmenlik görüntülerine sahne oldu. Trabzonsporlu genç futbolcu Recep Uğur Öztürk’ün bir pozisyon sonrası dili dönerken; Fenerbahçe’nin masörü Eren Akkaya sahaya girerek bordo - mavili oyuncuya müdahalede bulundu. Müdahalenin ardından Öztürk'ü sağlığına kavuşturan Eren Akkaya, olayı üper Lig'de haftayı S Fenerbahçe beraberliği ile kapatan Trabzonspor, Teknik Direktör Vahid Halilhodzic yönetiminde Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde yapılan antrenmana, sakatlıkları nedeniyle tedavilerine devam edilen Bosingwa, Özer ve Deniz Yılmaz ile dinlendirilen Onur Recep Kıvrak ve Soner Aydoğdu katılmadı. Sakatlıkları bulunan diğer futbolcular Zeki Yavru, Mustafa Yumlu ve Aykut Demir ise takımdan ayrı salonda çalıştı. Sakatlığı nedeniyle Fenerbahçe maçında forma giymeyen Cardozo da takımla çalıştı. FBTV'ye anlattı. Eren Akkaya, "Top taç çizgisine yöneldiği anda Mehdi ile Uğur arkadaşımız ikili mücadeleye girdi. Bu esnada Mehdi’nin kolu Uğur’un gırtlağına geldi. Bana yüzleri dönük olduğu pozisyonu gördüm. Uğur eliyle boğazını tuttu ve gözleriyle yukarı baktı. Ayaklarıyla çırpınmaya başlayıp, eline boğazına götürdüğünde ben bir şey olduğunu anladım. Hakem o anda taç kararı vermişti ve oyuncu görmemişti. Hakemi falan dinlemedim, girdim sahaya. Baktım nefes alamıyor. Kaldırdım, ensesinden tuttum. Çen- esinden aşağıya çektim. Dilini aldım. O arada konuşuyordum. ’Sakin ol aslanım, sakin ol. Bir şey yok’ Dilini tuttum ve çıkardım. Nefes almaya başladı. Ondan sonra sahadaki doktor arkadaşlar olaya müdahale ettiler ama o ara nefes almaya başlamıştı ve tekrardan konuştu bizimle. Oyuna devam etmek istediğini söyledi. Ben görevimi yaptım. Trabzonsporlu ya da herhangi bir takım futbolcusu olması önemli değildi. Bu mesleğimin bir parçası. Sahaya girdim, müdahale ettim. Çok şükür ki ucuz atlattık." diye konuştu. Sahanın içinde Hoşcan umutlu konuştu başladıklarını belirterek, geçen hafta sonu deplasmanda yaptıkları Galatasaray maçından da bir puan almayı başardıklarını kaydetti. futbolcular, Galatasaray maçında çok güzel bir sınav verdiler. Sol bekte oynayan Kaan Kanak, 2. Lig takımlarından Ankaragücü'nden geldi. Kaan, Eskişehirspor forması altında Galatasaray'a karşı güzel bir performans gösterdi. anımsattı."Kendi sahamız ve seyircimiz önünde Gençlerbirliği maçında galip gelerek iyi bir performans ve çıkışla yolumuza devam etmek istiyoruz" diyen Hoşcan, şunları söyledi: "Buna hazırız. Galatasaray karşısında iyi mücadele ettiklerini anlatan Hoşcan, şöyle konuştu: "İyi bir takım olgumuz var. Defans hattımızda sakatlıklardan dolayı ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Yaptığımız transferlerin ne kadar yerinde olduğunu gördük. Genç Bunun yanında Berkay Dabanlı, Birol Parlak ve Ahmet Kamil Çörekçi'nin defans hattında ne kadar iyi iş yaptığını gördük. Yolumuza devam edeceğiz. Lig uzun bir maraton." Hoşcan, 19 Eylül'de Süper Lig'de Gençlerbirliği'ni ağırlayacaklarını Geçen yıl gol pozisyonlarında sıkıntı çeken Eskişehirspor, bu yıl sıkıntısını attı. Eskişehirspor, adından çok söz ettiren, Süper Lig'de iyi mücadele eden ve görsel olarak iyi bir futbol oynayan takım halinde yoluna devam edecek." AA oşcan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Spor Toto Süper H Lig'e Torku Konyaspor galibiyetiyle Trabzonspor'da gözler Avrupa'ya çevrildi UEFA Avrupa Ligi L Grubu'nda perşembe günü deplasmanda Ukrayna temsilcisi Metalist Kharkiv ile oynayacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden başladı. e U21 ç h a b r e Fen Trabe l i ı m ı k Ta rasında a r o p s n zo ta ikili ç a m n a oynan sone l e d a c mü dili rasında an a kaç n ı z a ğ o b oyunm ı k a t rakip p Uğur e c e R u s cu üdam k l i e ’ Öztürk masör n a p a y i haley a, "Tray a k k A Eren lu ya da r o p s n o bz takım r i b i g n herha olması u s u c l o futb eğildi. d i l m e n ö en görevimi yaptım. Bu benim mesleğimin B bir parçası. Sahaya girdim, müdahale ettim. Çok şükür ki ucuz atlattık." dedi. Fener- 15 hakemden, rakip oyuncusuna kadar herkesin kardeş olduğuna vurgu yapan U21 Takımı masörü Eren Akkaya, "Hakem maçtan sonrada çok teşekkür etti. Sahanın içinde de elini omzuma koydu. ’Çok teşekkür ederim’ dedi. Biz sahada rakibiz ama hakemde olsa, rakipte olsa, aynı zamanda kardeşiz. Sahanın içindeki herkes ekmek parasını bu işten kazanıyor. Sahanın dışındaki taraftarlar oyuncuların rekabet içinde olmasını arzu ederler ama biz sahanın içinde de kardeşiz." ifadelerini kullandı. CİHAN Fenerbahçe maçında 90 dakika forma giyen futbolcuların koşu yaptığı antrenmanda, diğer futbolcular ise pas çalışması yaptı. Bu çalışma sırasında teknik direktör Vahid Halilhodzic, istediği hareketi yapamayan Cardozo'yu sert bir şekilde uyardı. Antrenmanın bir bölümünü Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ve Genel Sekreter Köksal Güney de izledi. Boşnak teknik adam, antrenman öncesi oyuncularına yönelik yaptığı konuşmada, zamanla daha iyi olacaklarını belirterek, "Dün akşam birçok fırsat yakaladık ama değerlendiremedik. Aramıza yeni katılan arkadaşlarımız vardı. Genel anlamda sergilediğiniz performanstan memnunum. Umarım birbirinizi tanıdıkça ve oyun anlayışımızı sahaya yansıttıkça her şey daha güzel olacak." ifadelerini kullandı CİHAN Serra KARAÇAM İran alerjiis, ABD ve Türkiye... N A B I Z 17 EYLÜL 2014 Çarşamba ndonezya'da IŞİD'ci Türklerin yakalanması...Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin mesajları ardından Türkiye'nin teröre karşı tutumunun belli olduğu yönünde yaptığı açıklama ve ABD ile stratejik ve model ortaklığın sürdüğü mesajları... E İran etkisinden bahseden grupların yaklaşımlarının bu konularla ilişkisi...Bölgede IŞİD ile mücadele, dengeleri alt üst etmiş... Suriye gerginliği, İran'ın sahada IŞİD ile mücadelede üstlendiği rol, Türkiye'nin ve büyük güçlerin Suriye politikası ve bu resimden umdukları... Bölgemizde mezhepsel ayrılıklar üzerinden yürütülen savaşlar...Gerçekten ateş hattında satranç oynamak zor... ABD Kongresi, bugüne kadar Özgür Suriye Ordusu'na yani Suriye muhalefetine, siyasal islamın yükselmesi endişesi ile eğitim ve silah desteği vermiyor gibi göründü. Bugünlerde ise muhaliflere yönelik bir bütçeyi gündeme alıyor.Peki Suriyeli muhalifler bu gerekçelerle silahlandırılmazken IŞİD gibi bir örgüt nasıl varlık gösterebildi? Mezhepsel olarak konumlanmış bu yapının silahlanabilmesinde büyük güçlerin dengelerde söz sahibi olma adına maşa arayışının etkisi biliniyor. Bu, katılımcıların hangi motivasyonla orda olduğu, dini temelleri gibi konulardan bağımsız bir gerçek... Bir tarafta da sürekli İran vrugusu yapan bir grup var Türkiye'de...İran ile ABD arasında P5+1 görüşmeleri yaklaşırken Kerry süreçten umutlu olmakla birlikte iyimser olmadığını vurguluyor. Tezat iki beklenti... Birini söylese tersini anlamaya alışmıştık olayları okurken... Paris'te IŞİd'e karşı önlemler toplantısına İran katılmadı. Hamaney davet edildiklerini ancak eli kirli ülkelerle hareket etmeyeceklerini açıkladı. İran ve ABD tarih içerisinde çok gerilim yaşadı. Pekçok İranlı, rejimlerini onaylamasa dahi ülkelerini ABD'nin katıştırdığını ve bunun acı bedellerini yaşadıklarını düşünüyor. Yani aradaki gerilimin kökleri var...Ve asıl soru; Türkiye'de sürekli olarak onom HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA Meşru olmayan radikal islami bir terör örgütü, örgütlü bir siyasal islamın zaferine tercih mi edilmişti? Meşru olmayanı, yani canice infazlar yapan bir terör örgütünü alt etmek, istendiğinde sona erdirme gerekçesi ile bölgede söz sahibi olmak, KDV dahil 25 Krş Türkiye'de İran etsikisinden bahsedenler, İran Üniversitelerine verilen denklikten, çeşitli isimlerin İran seyyahatlerinden dem vuruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye topraklarında Kanaat önderleri ve ilahiyat hocalarının Kum insani yardım amaçlı bir tampon alana yönelik şehri ziyaretlerinin altı çiziliyor. Kum şehri İran'da değerlendirme yapıldığı yönünde açıklaması stratejik olsada burada İslam tarihine yönelik Pazartesi gecesinin flaş haberiydi. IŞİD'e yönelik bir pekçok önemli mekanın bulunduğunu operasyonun ardından gelebilecek göç dalgasına bilmiyorlar sanki... yönelik önlem olarak nitelensede, Paris toplantısında IŞİD ile mücadele Suriye topraklarını Caferiliğin ders kitaplarında yer alması ve beşinci kapsamıyor. Türkiye zaten bu operasyonlara mezhep sayılmasından da belliki rahatsızlar... katılmayacak. Çok da tutarlı bir karar oldu. Zira Yani mezhepsel bölme ve bu bölünme üzerinden şimdiye kadarki politikanın ardından intikam yönetilme taktiğine gönüllü askerlik ediliyor bu saldırılarının hedefi olmamız olasıydı. Irak'ta eleştiri de eklenince.Yatırım yapan İran Türkmenler geçen haftalarda IŞİD saldırısı şirketlerinin sayıca fazlalığından ayrıca altındayken, farklı yerlerden ise Suriye ateşi altında rahatsızlar... kaldıkları haberleri gelmekte. Irak ordusu helikopterinin 1 Eylül'de tikrit'de IŞİD ile mücadele Emperyalizm karşısında bölgede etkin olan adına 31 sivili vurarak ölümüne yol açtığı iddiaları Müslüman bir ülkeden Müslüman bir dini grup var... Çok gergin ve zor bir mücadele bu. neden bu kadar rahatsız olur? ABD ne IŞİD ne Esad demeye devam ediyor. İran ile işbirliği halinde bir Suriye daha uzun direnebiliyor... Bu da bölgedeki karışıklığın sürmesi demek. Karışıklık sürsün isteniyor... BANKALAR iLE iLGiLi TEK YETKiLi KURUM BDDK'DIR Başbakan Yardımcısı Babacan, "Bankalar ile ilgili konularda tek yetkili kurum BDDK'dır, gerektiğinde gözünü kırpmadan her adımı atar " dedi. B Bankalar ile ilgili tek yetkili kurum BDDK'dır Bank Asya ile ilgili soruyu yanıtlayan Babacan, "Banka bazında takip ve denetleme görevi BDDK'nın, burada temel oyuncu BDDK'dır. BDDK bankacılık kanununa göre hareket evresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin Ç Türk hükümetinin ise bu konuda dengeli bir politika yürütme çabası gösterdiği açık. Erdoğan'ın Katar dönüşü yaptığı Bank Asya açıklaması ortada... Today's Zaman'a baktığımızda Abdullah Bozkurt'un Türkiye'nin İran ile yaptığı ticaret anlaşmalarına dikkat çektiğini ve hükümet içinde İran lobisi diye bir lobiden bahsettiğini görüyoruz. Bozkurt, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın İran devrimi hayranı olduğunu açıkça söylediğini de vurguluyor yazısında...Yine Beşir Atalay'ın ailesinin Bab'ı Ali (Ehli Beyt) İlim Vakfı ile olan ilişkileri ile de İran sempatizanlığı vurgusu ile aktarılan bir diğer bilgi... 1983'te İran Devrimi kutlamalarına katılıp dönüşte tutuklandığı bilgisi de verilmiş... Ve sanki bu gruplar, kendileri de Türkiye'de siyasal islama kan kusturmak adına dindarlara engelleme getirmiş bir devlet geleneğinin mağduru olmamış gibi konuşan kalemlere sahip. Sanki Ergenekon davalarında bu zihniyet ile hukuki hesaplaşma gösterilirken sonuna kadar destek vermemişler gibi o geçmiş günlerin ve geleneğin, sırf İslam devrimi diye alerji kaptığı İran ilişkili uygulamaları referans gösterebiliyorlar...Bunu biraz Türk siyasal yaşamı bilgisine sahip hangi kesime anlatabilirler? Ancak yabancılara anlatırlar... Bugün geldikleri ve kendilerini açık etmeden varolabildikleri yerlere baktığımız da zaten bir tuhaflık var diyorsunuz. eder, buradaki kurallar da çok açıktır. Bankacılıkla ilgili kaynağı belirsiz bilgilerin önemli kısmı kasıtlıdır. BDDK herhangi bir şey söyleyecekse bunu ya başkan söyler ya da internet sitesinde duyurur, bunun dışındaki söylemlere itibar etmeyin. Bütün dünya tarafından sağlamlığı tescil edilmiş bir bankacılık sektörümüz var. Bankalar ile ilgili konularda tek yetkili kurum BDDK'dır, gerektiğinde gözünü kırpmadan her adımı atar." dedi.İç piyasada, "gelirimiz varsa harcayalım, borçlanarak harcama konusunda dikkatli olalım" yaklaşımında olduklarını ifade eden Babacan, önemli ölçüde arzu edilen tablonun gerçekleştiğini vurguladı. Babacan, toplam kredi hacmi artışının uzun vadeli dengeli rakam olarak görülen yüzde 15'e yaklaştığını, ticari krediler çok daha hızlı artarken tüketici kredilerinin artış hızının düştüğünü, KOBİ kredilerinin yüzde 20'nin de üzerinde arttığını dile getirdi.Bundan sonrası için dengeli ama daha yüksek büyüme oranlarının önemli olacağını belirten Babacan, bunu yaparken de enflasyonu ve cari açığı kontrol altında tutabilmeyi hedeflediklerini kaydetti. Özel sektör yatırımları Babacan, özel sektör yatırımlarının yavaşlaması konusundaki soruyu yanıtlarken, özel sektör yatırımlarının çok önemli olduğunu, en çok sevindikleri dönemlerin büyümenin özel sektör yatırımlarıyla gerçekleştiği dönemler olduğunu söyledi. Büyümenin tüketim ve yatırım harcamalarından kaynaklandığına işaret eden Babacan, yatırım için yapılan harcamaların hem bugünün hem de geleceğin büyümesinin temelinin atılması açısından önemli olduğunu vurguladı. Babacan, "Son 1 yılda bu konuda maalesef arzu ettiğimiz tabloyu görmüyoruz. Yatırım harcamalarında, özellikle makine-teçhizat yatırım harcamalarında arzu ettiğimiz rakamları görmüyoruz. İmalat sanayine daha çok yatırımın olması önümüzdeki dönemde temel önceliklerimizden olacak. Bu sadece teşvik politikasıyla mümkün değil. Bu, ekonominin tüm sektörlerinde rasyonel kazancın oluşmasıyla mümkün" diye konuştu.Babacan, inşaat sektörüne yönelik sözlerini anımsatarak, şunları kaydetti: "İnşaat sektörü de desteklediğimiz çok önemli bir sektörümüzdür. Gelişmiş ülkelerde dahi milli gelirin yüzde 8'i inşaat sektöründen gelir ama bir inşaat sektörünün kendi kuralları içerisinde düzenleme ve denetlemelerle çalışması, bir de kısa vadeli küçük kalem oynatmalarla oluşan ölçüsüz rantlar var. Bu ölçüsüz rantların oluşmasıyla ilgili eleştirilerimiz var. Ölçüsüz rantların daha kontrollü, fırsat eşitliğine dayanan ve şeffaf şekilde yönetilmesi gerekiyor. Böyle olmalı ki hangi sektöre yatırım yapayım denildiğinde sektörler arasında kararlar daha sağlıklı verilebilsin. Aksi halde çok kolay ve bir gecede bir kalem değişikliğiyle, mevzuat değişikliğiyle sağlanan rantların olduğu bir alan varken, ister istemez sanayi gibi uzun vadeli, çok emek, ciddi fedakarlık isteyen bir sektöre ilgi düşebiliyor. Bunu yeniden dengelememiz gerekiyor." Faizin yatırımcı, hele hele borçlanarak yatırım yapanlar için maliyet unsuru olduğunu, bunun da yatırımlar üzerinde etkisinin bulunduğunu ifade eden Babacan, bunun yanında yatırım kararları verilirken sadece faize bakılmadığını, en önemli unsurun güven olduğunu dile getirdi. Babacan, ülkenin demokrasisine, ekonomisine güven varsa, öngörülebilirlik varsa yatırım kararlarının büyük ölçüde verileceğini söyledi. Petrol ve madencilikte 120 yatırıma ÇED onayı Petrol ve madencilik alanında son 1 yılda, aralarında Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı'nın da bulunduğu ulusal ve uluslararası 120 projenin Çevresel Etki Değerlendir mesi Raporu onaylandı. Türkiye elbette yabancı istihbarat örgütlerinin olası etkisinden kendini arındırmak durumundadır. Ancak altını çizelim hem de dini bir grubun Batı ilişikli, örneğin Almanya, ABD gibi pekçok ismi zikretmeksizin, sadece İran'ı adres göstermesi bana İran'ın etkin konumundan rahatsız olacak başka bir güce tellallık yapmak gibi geliyor. Bu insanlar Türkiye'de baskılarla yüzyüze olduğu az çok bilinen ve genel kabul görmüş olan dindarların veya hadi siyasal islamcılar diyelim, siyasal islamcıların, İran Devrimi'ni nasıl algıladıkları konusunda sanki hiç fikir sahibi değiller... aşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Anadolu Ajansının üst üste ikinci defa global iletişim ortağı olduğu 5. İstanbul Finans Zirvesi'nde gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.Ekonomik büyüme tahmininde revizyon olup olmayacağına yönelik soru üzerine Babacan, geçen yılı yüzde 4,1'lik gerçekleşmeyle beklentilerden daha yüksek büyüme ile kapattıklarını söyledi.Yılın ilk çeyreğinde tahminlerin üstünde 4,4'lük büyüme yakalandığını dile getiren Babacan, ikinci çeyrekte daha düşük büyüme rakamı görüldüğünü ifade etti. Babacan, şöyle konuştu: "İlk yarının tamamına baktığınızda tablo çok da iç karartıcı değil. Bu yılın tamamıyla ilgili beklentimiz olumlu. Çok geniş bir aralık vermek gerekirse 3-4 aralığı oldukça emniyetli bir aralık olarak görülmekte. Orta Vadeli Programımızla beraber kesinleşmiş son tahminimizi resmen duyurmuş olacağız. Onu duyurmadan önce benim daha nokta atışı bir tahmin vermeme çok da doğru olmaz. Konsensüs rakamına ya da farklı uluslararası kuruluşlarının, piyasa analistlerinin yaptığı çalışmalara bakıldığında 3-3,5 arasındaki rakamları daha sık görüyorsunuz." Büyümenin daha yüksek rakamlar yerine 3'lü rakamlarla ifade edilmesinin nedenlerini de değerlendiren Babacan, ihracat pazarlarındaki düşük performansın bu gelişmede önemli bir etken olduğunu belirtti. Babacan, özellikle Irak'taki gelişmelerin ve güvenlikle ilgili sıkıntıların ihracatın aksamasına neden olduğunu, Avrupa ekonomilerinin beklenenden düşük performansının da bir başka etken olduğunu söyledi. www.ekonomigazetesi.net daha kolay olur çünkü... Finansman olmadan bir örgütün bu kadar yayılması zaten mümkün değil. uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları kapsıyor."ÇED olumlu" kararı, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptandığı ve gerçekleşmesinde sakınca görülmediği anlamına geliyor.Türkiye'de enerji yatırımlarının artması ve ülkenin uluslararası enerji projelerinde geçiş güzergahı olması dolayısıyla ÇED başvurularının önemli kısmını petrol ve madencilik alanındaki yatırımlar oluşturdu. Petrol ve madencilik alanında 2013'ün ağustos ayından bu yılın ağustos ayına kadar geçen 1 yıllık dönemde ulusal ve uluslararası 120 proje "ÇED olumlu" kararı aldı. Acaba hep mi böyleydiler... Hep uzlaşabilmelerinin ardında yatan farklı bir işbirliği mi vardı...Allah affetsin ama bu sorular geliyor aklıma. İnanmış, mücadelesine farklı bakan şahısların yürüdüğü yol kutsal olsa da bu işte bir iş var gibi...Bölge kanarken bir olmak yerine hala ayrılıkçı detaylar görmek, yaptıkları uyarıları ciddiye alma şansımız varsa bile onu sıfırlıyor. İran ile hiçbir anlaşma olmasın demek, yaptırımlar çiğnenmesin uyarısı dışında bir koku yayıyor.Hükümete muhalefet etmek için 'önce IŞİD rehinelerini geri getirin' derken IŞİD'i kim doğurdu ve İran IŞİD mücadelesinde nerede bilinmeli. Bugün gelinen yerde hükümetin hataları konuşulmasın denilemez. 'Sen yahşisin, herkes yaman' denilsin diyenlerden değiliz. O yüzden kafamızdaki soru işaretlerinin ifade buluşu da acizane bu kapsamda görülebilir... Birine ayrı diğerine ayrı görünenlerden olmak istemeyiz.Türkiye IŞİD mücadelesi nedeniyle de riskli günler geçirebilir. Son günlerde yaşanan okul yakma olaylarına benzer gelişmeler yaşanabilir. Artık bir ülke gibi düşünme hissiyatına sahip olmak gerekmiyor mu?
© Copyright 2024 Paperzz