17 eylül 2014 - Ekonomi Gazetesi

Şehit ve gazi BÜTÇE FAZLASI 5,9 MiLYAR
yakınlarına müjde
V
A
yşenur İslam, "İkinci istihdam hakkı kapsamında
Kurban Bayramı'ndan
birkaç gün önce şehit ve gazi
yakınlarının atamalarını yapacağız" dedi.Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur
İslam, 2 bin 500 şehit ve gazi
yakınının kamuda istihdam
edileceğini açıkladı.
rtışla
tlarındaki a
ergi tahsila os ayında 5,9 milbütçe, ağust verdi. Gelirler, ilk
a
yar lira fazl ya yükseldi.
ra
li
r
a
y
il
m
3,2
tçe
sekiz ayda 28nı Mehmet Şimşek, bü nin rahat
fi
a
e
k
d
a
e
B
h
e
e
y
li
bütç
Ma
iğini
ın, yıl sonu
rakamların akalanacağını gösterd geçen ay
y
,
e
si
d
e
il
tç
k
ü
mB
bir şe
rkezi Yöneti
dönebildirdi. Me ra fazla, ocak-ağustos Maliye
i.
li
r
rd
a
e
y
v
il
k
açı
5,9 m
7 milyar lira
s ayları ile
minde ise 2, 14 temmuz ve ağusto e uyguBakanlığı, 20s dönemine ilişkin bütçra göre,
ocak-ağusto arını açıkladı. Sonuçla n yılın
çe
lama sonuçlosta bütçe gelirleri, ge 38 milyar
k
st
u
ra
ğ
a
a
rt
ıl
a
y
,1
u
b
öre yüzde 19
zalarak,
aynı ayına giderleri ise yüzde 8,6 a k-ağusca
lira, bütçe g olarak gerçekleşti. O 13'ün
20
32 milyar lirade ise bütçe gelirleri, selişle
in
k
ü
m
y
e
n
,9
ö
8
d
e
tos
ine göre yüzd
e yüzde
aynı dönem lira, bütçe giderleri is u yılın
r
283,2 milya 285,9 milyar lira oldu.Bgeçen
10,1 artarak personel giderleri ise, artarak
,3
ilk 8 ayında nemine göre yüzde 15 'ün ocakö
yılın aynı d milyon lira oldu. 2014k kurum74 milyar 855eminde sosyal güvenli n yılın
ağustos dönt primi giderleri ise geçerak 12
larına devle ine göre yüzde 17,7 arta
aynı dönem ilyon liraya yükseldi.
milyar 576 m
O iKi KURUMLA
iLiŞKiMiZi KESERiZ!
onom
ASLA OLMAYACAK
umhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşlarını Türkiye'ye yönelik tavırları nedeniyle eleştirdi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar
ali durumu iyice bozulan
dönüşünde uçakta önemli açıklamalarda
paralel yapının bankası,
bulundu.Erdoğan, uluslararası kredi dereBank Asya'ya artık yatırımcı
da inanmıyor. Borsada bir aydır celendirme kuruluşlarını da Türkiye'ye
kapalı olan hisseler açılır açıl- yönelik tavırları nedeniyle eleştirdi.
Türkiye'ye yönelik değerlendirmelerin
maz taban yaptı. Günlük eri
teknik değil, siyasi olduğunu söyleyen
me 225 milyon TL.17 Aralık dar
Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz onların
be girişimiyle siyaseti dizayn
etme teşebbüsünde bulutavırlarıyla bir yere gelmedik. Bu tavırnan paralel yapının banka
larını sürdürürlerse hükümete onlarla ilsı, Bank Asya çöküyor.
işkiyi kesme önerisinde bulunurum."
BANK ASYA ÇÖKÜYOR
HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA
C
M
17 EYLÜL 2014 Çarşamba
KDV dahil 25 Krş
www.ekonomigazetesi.net
BAKANDAN SON UYARI ARTIK VERGi AFFI
DiKKATLi OLMALIYIZ!
B
aşbakan Yardımcısı Babacan,
büyümede daha dikkatli olunması
gerektiğini vurgulayarak bir kez
daha kalite ve sürdürülebilirliğe dikkat
çekti.Babacan, büyümeyle ilgili cari açığa
dikkat çekerek dikkatli olunması gerektiğine
vurgu yaparken büyümenin kaliteli ve sürdü
rülebilir olması gerektiğini de belirtti. Kredi
derecelendirme kuruluşları ile ilgili Türkiye'ye
daha fazla özen göstermeleri gerektiğinin de
altını çizen Babacan, Bank Asya ile ilgili ise
yetkili kurumun BDDK olduğuna işaret ederek
kendilerinin gerekli kararları gözlerini kırpmadan alabileceklerini söyledi. Haberi S.16’da
‘İŞ’iMiZ BiTTi
ürkiye’de haziran ayında mevsim
etkilerinden arındırılmış işsizlik
oranı % 9.9’a yükseldi. İşsizlik
oranı ekonomideki yavaşlama ve işgücüne
katılımdaki artışın etkisiyle yükselirken
sanayi, inşaat ve tarım sektöründe istihdam
kaybı yaşandı.İşsizlik, haziranda mevsim etkilerin den arındırılmış olarak % 9.9’a yükseldi.
Bu Ocak 2011’den beri görülen en yüksek oran.
İşsizlikte artışın nedeni ikinci çeyrekte ekonomide gözlenen yavaşlama ve işgücüne katılım
daki artış. TÜİK hem mevsim etkilerinden
arındırılmış hem de arındırılmamış şekilde işsizlik verileri açıklıyor.
T
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vatandaşları "torba yasa"
ile getirilen kolaylıklardan yararlanmaya davet etti ve
"Artık bu türden beklentilerini de sınırlı tutsunlar.
Ş
taşıtlar vergisi 7,5 milyar lira, özel tüketim vergisi 4,7 milyar lira, dahilde alınan katma değer vergisi 23,5 milyar
lira, diğer vergi alacakları 7,9 milyar lira, vergi cezaları 41
milyar lira, gecikme faizleri de 16,7 milyar lira. Bunların
hepsini topladığınız zaman Maliye açısından 124,6 milyar
liralık bir rakam çıkıyor karşınıza, bayağı ciddi bir rakam.
Bildiğim kadarıyla SGK'nın alacakları ise faizler vs. dahil
olmak üzere 85 milyar lira. Bunları topladığınız zaman
200 milyar liranın üzerinde bir alacaktan bahsediyorsunuz ama burada doğrusu ben vergiler açısından
konuşayım. Biz af niteliğinde bir düzenleme yapmadığımız, matrah artırımı öngörmediğimiz için
burada 2011'deki başarının yakalanması ihtimalini düşük görüyorum."İş Sağlığı Güvenliği'nde çalışan teknik personel sayısı
artırılacak. Facianın yaşandığı rezidansın
iş güvenliğini sağlayan firmanın 301
işçinin yaşamını yitirdiği Soma Holding'in de denetçisi olduğu ortaya
çıkarken, bu alanda hizmet verecek firmalara yönelik kriterlerin yeniden belirlenmesi öngörüldü.
imşek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı toplantı salonunda, kamuoyunda "torba yasa" olarak bilinen İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un Maliye Bakanlığını ilgilendiren maddelerine ilişkin basın toplantısı
düzenledi.Toplantıdaki sunumunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, yasa ile kaç liralık
gelir beklenildiğine yönelik soru üzerine, bu tür yapılandırmalarda tahsilat ne olacak meselesinin, kısmen
vatandaşların ne kadar ilgi gösterdiği ve bu ilgiyi ödemeye dönüştürmesiyle yakından ilişkili olduğunu
söyledi.Dolayısıyla önceden bir rakam vermelerinin zor
olduğunun altını çizen Şimşek, "Birinci husus bu.
İkinci husus, şunu bilmenizde büyük yarar var. Gecikmiş
alacaklardan bahsediyorum, bunların bir kısmının tahsil
imkanı yoktur. Şimdi isim vermeyim, büyük bir şirket, fi
tarihinde iflas etmiş, batmış, gitmiş ama alacak duruyor
orada veya yurt dışına kaçmış vs. Bunları bilmenizde
fayda var. Yani bazı alacakların tahsilatın imkanı da yok"
diye konuştu.Şimşek, bu nedenlerle bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu belirterek, şunları kaydetti:"Vergi
gelirlerinin asılları itibarıyla alacağımız, nisan
2014 itibarıyla 67 milyar 7 bin 759 lira.
Büyük bir rakam. Gelir vergisi
kısmı 17,6 milyar lira, kurumlar vergisi 5,8 milyar lira, motorlu
I
G
Z
A
E
G
L
R
i
Y
A
O
T
A
R
KT
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Katar
ziyaretinde, 9 tankerlik 1.2 milyar metreküplük spot
doğalgaz anlaşması imzalandı. Erdoğan, "Bu anlaşma, iki ülke
arasındaki ilişkiler için zirve bir adımdır" dedi.
ürkiye, kışlık enerji ihtiyacı için önemli
bir işbirliğine imza attı. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın da
eşlik ettiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
Katar ziyareti sırasında 1.2 milyar metereküplük LNG
(sıvılaştırılmış doğalgaz) alımı konusunda anlaşma sağlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Katar'ın Türkiye'deki
reel yatırımlar konusundaki hassasiyetinin daha da artacağını görüyorum. Bu anlaşma, iki ülke arasındaki
ekonomik ilişkilerde adeta zirve adım mahiyetinde olacak" dedi.
Faruk BAKAÇ
Güne Bakış
Gündemde Neler Var?
Yazısı S.4’de
Serra KARAÇAM
NABIZ
Katar'la uzun dönemli gaz kontratları yapmak istediklerini söyleyen Bakan Yıldız ise "Ellerinde doğalgaz
olduğu müddetçe bu kontratları yapmak istediklerini
söylediler" diye konuştu. Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacının kasım, aralık, ocak ve şubat aylarında çok daha
fazla miktarlara çıktığını hatırlatan Yıldız, "Söz konusu
alımla bu aylara münhasır olmak üzere enerji ihtiyacımızı karşılayacağız" dedi.
İran alerjiis, ABD ve Türkiye...
Yazısı S.16’da
Evina Méne
RONİ
GAZZE’YE AĞLARKEN UKRANYA’YI UNUTMAMAK
Yazısı S.10’da
BORSA
Ekonomi
3
ÖZEL SEKTÖRÜN
YURT DIŞI KREDİ
BORCU ARTTI
Şüheda
YILDIRIM’ın
Haberi
IŞİD PETROLÜNE YALANLAMA
Yıldız, Türkiye'nin IŞİD'den petrol aldığı yönündeki
haberleri kesin bir dille yalandı. Bakan Yıldız, şunları
söyledi: "Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattından
aldığımız petrolün bırakın Bağdat ve Erbil petrolü olmasını, hangi kuyulardan üretildiğine dair de raporlar
alıyoruz. O açıdan gerek tankerlerle, gerekse ham petrol
boru hatlarıyla beraber bizim bu bahsettiğimiz tarzda bir
petrol alma durum ve ihtimalimiz
yok.Biz böyle bir şeyi ne isteriz
ne de böyle bir irade koyarız. O
yüzden bunlar spekülatif haberlerdir. ürkiye Cumhuriyeti
hükümetinin bahsettiğiniz herhangi tarz bir petrolü almamıştır."Afşin-Elbistan'da
kömür santrali yapımıyla ilgili
çalışmanın devam ettiğini de belirten Enerji Bakanı Yıldız, "Fizibilite çalışmaları devam ediyor.
Muhasebe
5
TORBADAN AF DEĞIL,
TAKSIT ÇIKTI
Gündem
8
BEDELLI ASKERLIKLE
ILGILI IHTIYACI
DEĞERLENDIRECEĞIZ
T
2
17 EYLÜL 2014
Ekonomi
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
MÜSİAD YERLİ OTO İÇİN "GAZA BASTI"
üstakil Sanayici ve İşadamları
Derneği (MÜSİAD) yerli
M
otomobilin üretilmesi için tüm
sosyal tarafların katılımıyla 18
Ekim'de Kocaeli'de otomotiv şurası
düzenleyecek.
MÜSİAD Otomotiv Sektör Kurulu
Başkanı Cengiz Arslan, AA
muhabirine yaptığı açıklamada,
yerli otomobil üretiminin
Türkiye'nin en önemli ideallerinden
birisi olduğunu belirterek, büyüyen
Türkiye'nin prestijine yakışan yerli
bir otomobil markasına da sahip
olması gerektiğini
söyledi.Türkiye'nin geçmişte
yaşanan bazı sorunlar ve ihmaller
nedeniyle fosil yakıtlı otomobil
üretiminde rakiplerinin gerisinde
kaldığını ifade eden Arslan,
elektrikli otomobil konusunda
rekabetin yeni başladığını, bundan
dolayı Türkiye'nin bu konuda söz
sahibi olma şansının bulunduğunu
dile getirdi.Arslan, dünyanın en
büyük 10 ekonomisinden birisi olma
hedefi bulunan Türkiye'nin yerli bir
otomobil üretmesi gerektiğini
belirterek, "Türkiye artık, kendine
güven dahil her unsuru bünyesinde
en üst düzeyde bulunduran bir ülke.
Kazakistan 'Atilla' ismiyle kendi
yerlisinin prototipini yapabiliyorsa,
Türkiye de kendi 'babayiğitini"
rahatlıkla yapabilir" diye konuştu.
Yerli otomobil projesinin, bu işe
gönül vermiş birkaç üreticiden
ziyade devlet politikası ve desteğiyle
hayata geçebileceğini vurgulayan
Arslan, şunları kaydetti:
"MÜSİAD olarak yerli otomobilin
üretilmesini başından beri
destekliyoruz. Bunun için de
üyelerimizi her zaman
yüreklendirdik. Zaman çok hızlı
akıyor, yerli otomobil konusunda bir
an önce somut adımların
atılmasından yanayız. Bunun için
de gelecek günlerde bir dizi eylem
planını hayata geçireceğiz.
Bunlardan ilki sosyal tarafların da
katılımıyla 18 Ekim'de Kocaeli'de bir
otomotiv şurası düzenleyeceğiz.
Şurada, bilim adamından,
bürokratına, üreticisinden
pazarlamacısına akıl ve yürek birliği
yaparak yerli otomobil için neler
yapılabileceğini masaya yatıracağız.
Buradan çıkacak sonuçla
siyasilerden bu konuda daha kararlı
adımlar atmasını isteyeceğiz."
"Etox tecrübesinden yararlanılmalı"
Arslan, yerli otomobil konusunda
yapılan her çalışmayı ve gayreti
takdirle karşıladıklarını belirterek,
"Bu konuda uzun yıllardan beri
para ve emek harcayanlardan biri de
Malkoçlar AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Ercan Malkoç. Kendisi
'Etox' marka ürünleriyle yerli
otomobil konusunda önemli bir
deneyime ulaştı.
Fiyatların yüzde 300 arttığı ilçe!
Dev projeler bir bir kaydırılıyor, yatırımcılar ise harıl harıl arazi arıyor. Fiyatlar ise almış başını gidiyor.
stanbul’un yanı başındaki ilçede son
yıllarda ciddi bir hareketlenme
İyaşanıyor.
Birçok dev proje ya oraya
kaydırılıyor ya da bir şekilde orayla
bağlantısı kuruluyor. Milyon m2’lik
alanların üzerine kurulması planlanan
dev tesisler için yüzbinlerce kişiye
istihdam hedefleniyor. Öte yandan
bölgede yaşanan hareketlilik yüzlerce
yatırımcıyı da kendisine çekiyor. Birçok
yatırımcının farklı m2’lerde arazi
talebinde bulunduğu bölgede fiyatların
da yüzde 300 civarında arttığı
belirtiliyor. Uzmanlar ise; bölgenin çok
yakında istisnasız Türkiye’nin en değerli
yerleri içerisine gireceğini öngörüyor.
Tabiri caizse piyangonun okkalı
vurduğu bölge İstanbul’un hemen yanı
başında yer alan Kocaeli’nin Gebze
ilçesi…
ULAŞIMDA KAZAYAĞI GEBZE OLACAK
Yıldızı her geçen gün daha da parlayan
ilçede çalışmaları süren Gebze –
Orhangazi – İzmir Otoyolu ile Bursa ve
İzmir bölgeye adeta kapı komşusu
olacak. Diğer taraftan İstanbul’da
yapımı devam eden 3. Köprü’nün
bağlantı yolları da bölgeden geçecek ve
söz konusu illerin İstanbul ile
ulaşımında kazayağını Gebze
oluşturacak.
HAYDARPAŞA’NIN MİSYONUNU
YÜKLENECEK
Gebze sadece transit ulaşımda değil
kapanan Haydarpaşa Garı’nın
misyonunu da yüklenerek Türkiye’nin
birçok bölgesinden gelecek trenlerin de
son durağı haline dönüşecek. Ulaşım
noktasında bölgeden geçen Hızlı tren
hattının yanı sıra bölge için bir de
İstanbul’dan uzatmalı metro projesi
gündemde.
200 BİN KİŞİYE İSTİHDAM
SAĞLAYACAK DEV ''VADİ''
Sadece ulaşım ayağında hayata
geçirilecek projelerin bile yatırımcıların
dikkatini çektiği bölgede 3 milyon m2
alan üzerine kurulması planlanan,
doğrudan ve dolaylı olarak toplamda
da 200 bin kişiye iş imkânı oluşturacak
Türkiye’nin ilk Bilişim Vadisi projesi
bulunuyor. Yılsonuna kadar ilk
kazmanın vurulacağı dev projede okul,
kreş, hastane, ibadethane, konaklama,
banka, spor merkezleri ve kültürel
tesisler gibi birçok sosyal donatı alanı
da yer alıyor.
Ulaşım, sanayi ve bilişim noktasında
merkez haline dönüşecek ilçe için yeni
bir üniversite çalışması da bulunuyor.
Etüt çalışmaları devam eden proje
kapsamında her branşta öğrenimin
görüleceği 10 bin kişilik yeni eğitim
alanları ile birlikte öğrencilerin kalacağı
yurtlar da inşa edilecek.
Yatırım ve Gayrimenkul Borsası Başkanı
Ülker Çakır, yatırımcıların çok büyük
m2’lerde yerler talep ettiklerini
belirterek sadece Limak’ın patronu
Nihat Özdemir’in bölgeden 300 dönüm
yersatın aldığını söyledi.
vurguladı. Çakır yaşanan artışlarla
birlikte bölgede m2 birim fiyatların da
250 TL’den başlayıp 800 dolarlara kadar
çıktığını aktardı.
FİYATLAR YÜZDE 300 ARTTI
ÜNLÜ İŞ ADAMI 300 DÖNÜM YER ALDI
Projelerin gündeme gelmesiyle beraber
fiyatlarda da çok ciddi bir hareketlenme
olduğunu dile getiren Çakır, fiyatların
son 1 yıl içerisinde yüzde 30 oranında,
2005’ten bu yana ise yüzde 300
oranında bir artış kaydettiğini
Bölgede kurulacak olan Bilişim
Vadisi’nin Muallim Köy’e, İMES’in ise
Çerkeşli’ye taşınacağını ifade eden
Çakır, Gebze’nin her yerinin değerli
olduğunun altını çizerek bölgede konu
itibariyle Balçık, Pelitli, Şekerpınar,
Kirazpınar, Muallimköy ve Çerkeşli’in
ön plana çıktığını belirtti.
Söz konusu projelerin bölgeye ciddi
anlamda yansımaları olduğunu ve
bölgede yüzlerce yatırımcının arayış
içerisinde olduğunu dile getiren Kontakt
İSTANBUL’UN DEVİ DE BÖLGEYE
TAŞINIYOR
Bilişim Vadisi’nin yanı sıra İstanbul’un
en büyük organize sanayi bölgesi olan
İMES’in ilk etapta büyük bir
bölümünün de bölgeye taşınması
planlanıyor. Konuyla alakalı bölgede 15
milyon m2’lik alanda yapılan çalışmalar
kapsamında yüzde 10’luk bir
fabrikalaşma tamamlandı. İMES’den
taşınacak fabrikaların bölgede ilk
etapta 20 ile 30 bin kişilik bir istihdam
oluşturacağı öngörülüyor.
10 BİN KİŞİLİK YENİ ÜNİVERSİTE
KREDİLERDE SANAYİNİN PAYI YÜZDE 50
GERİLEDİ, İNŞAATIN İSE YÜZDE 100 ARTTI!
ürkiye'de 2004-2013 arası 10 yıllık
dönemde bankacılık sektörünün
T
imalat sanayiine yönelik kredileri
yüzde 179'luk büyümeye
karşın, inşaat
Son
sektöründeki
10 yılda 2013 fiyatlarıyla büyüme yüzde
205 düzeyine
inşaat sektörüne yönelik yatırım gerçekleşti. Bu
harcamalarının tutarı 1.2 trilyon dönemde
kamunun
inşaat
liraya yaklaştı. Dolar cinsinden harcamaları
yüzde 391'lik
büyüklük 380 milyar dolar oranla
nominal
GSYH büyümesinin
oldu.
yarı yarıya azalırken, inşaat ve
konut kredileri iki katına çıktı.
Söz konusu dönemde 2013
fiyatlarıyla kamu dışındaki
birikimli inşaat harcamaları
da 768 milyar lirayı aştı. Bu
rakam, 2013 yılı GSYH'sının
yüzde 51'ine denk gelen bir
büyüklüğü ifade ediyor. Kamu
kesiminin 400 milyar lirayı aşan
inşaat harcamaları da hesaba
katıldığında, son 10 yılda Türkiye'nin
inşaat yatırımlarına harcadığı paranın
büyüklüğü 2013 fiyatlarıyla 1 trilyon 170
milyar lirayı aşıyor. İlgili dönemlerin dolar
kuru dikkate alınarak yapılan
hesaplamaya göre ise, inşaat sektöründe
dolar cinsinden harcamaların büyüklüğü
380 milyar doları aşıyor. DÜNYA'nın TCMB,
BDDK ve TÜİK verilerinden yaptığı
hesaplamalarda inşaat sektörüne yönelik
kredilerdeki artış açık ara ilk sırada yer
alıyor, sektörün büyümesinin de GSYH
büyümesini 5'e katladığı görülüyor. 20042013 arasındaki 10 yıllık dönemde sabit
fiyatlarla GSYH'daki yüzde 46'lık
büyümeye karşın inşaat sektöründeki
büyüme yüzde 57'yi aştı. Söz konusu
dönemde cari fiyatlarla ise GSYH'daki
ÖNE ÇIKAN 6 NOKTA!
iki katını geçti.
Son 10 yılda sanayinin
yerine görece inşaat ve konutun artan
ölçüde finanse edilmesine ilişkin olarak
geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcı Ali
Babacan da eleştiride bulunmuş,
Türkiye'nin bu gidişi değiştirmesi
gerektiğine dikkat çekmişti. Sanayinin
GSYH'daki payının düştüğünü ve bunun iyi
bir trend olmadığını ifade eden Babacan,
mevcut tablodan rahatsızlığını, "Biz sadece
sanayimizin önünü açmak değil, diğer
taraftaki aksaklıkları da gidermek
zorundayız ki sermaye 'oraya mı, buraya
mı gideyim' kararını daha sağlıklı
verebilsin. Aksi halde üretmeden çok lüks
binalar yapan, taşa toprağa para harcayan
bir ekonomi oluyoruz" sözleriyle dile
getirmişti.
'Kampüs' Adana Borsası'nın
hacmini ikiye katlayacak
Konut ve inşaatın payı ikiye katlandı
Başbakan Yardımcısı Babacan'ın
eleştirilerine neden olan tabloyu, sektörel
krediler ve sektörlerin milli gelirdeki
payına ilişkin gelişmeler de açık biçimde
ortaya koyuyor. İnşaat sektörü ve bireysel
konut kredilerinde son 10 yılda yaşanan
olağanüstü tablo, bu çarpık gelişmenin
boyutuna da işaret ediyor. En önemli
göstergelerden biri, konut ve inşaata
yönelik kredilerdeki yüksek oranlı
büyüme… Nitekim 2004 yılında 8.2 milyar
lira düzeyinde bulunan inşaat sektörüne
yönelik ticari krediler ve bireysel konut
kredileri toplamı, izleyen dönemde yılda
ortalama yüzde 35 büyüme kaydederek
2013 sonunda 196 milyar liraya ulaştı.
Bu rakam, 2014 yılı Temmuz sonunda ise
211.5 milyar liraya yükseldi. 2004-2013 arası
10 yılık dönemde bireysel konut kredileri
ile inşaat sektörü kredilerinin toplam kredi
stoku içindeki payı da iki katına çıktı.
2004'te yüzde 8.4 düzeyinde bulunan söz
konusu kredilerin toplam kredilere oranı,
özelikle 2005-2009 arasında büyük bir ivme
kazandı. 2005'te yüzde 12.9'a yükselen bu
oran, 2006'da yüzde 14'ü, 2007'de yüzde
15'i ve 2009'da da yüzde 16'yı aştı.
2012 yılında yüzde 17 ile en yüksek
seviyesini gören bireysel konut
kredileri ve inşaat sektörü kredileri
toplamı, 2013 yılında talebi kısmaya
yönelik tedbirlerin ardından sınırlı
bir düşüşle yüzde 16.2'ye indi.
İmalat sanayii kredilerinin payında
dramatik düşüş
Konut ve inşaat sektörü kredilerinde
yaşanan hızlı artışa karşın, son 10
yılda üretime dayalı ekonominin
belkemiği kabul edilen imalat
sanayiinin finansmanının oransal
olarak hızla gerilediği görülüyor.
2004 yılında yüzde 38.9 düzeyinde
bulunan bankacılık sektörünün
imalat sanayii kredilerinin toplam
kredi hacmi içindeki payı izleyen
yıllarda düşüş gösterdi. 2006 yılında
yüzde 30'un altına inen bu oran, 2010
yılında yüzde 24.4'e, 2013 yılı
sonunda da yüzde 21.3'e geriledi.
dana Ticaret Borsası Başkanı
Muammer Çalışkan, bu yıl tahıl
A
ürünlerini daha iyi
değerlendirebilmek için Borsa
Kampüsü projesini
gerçekleştirdiklerini belirterek,
"Kampüs inşaatı başladı. Bu kampus
ile tüccar ürünlerinin hem analizini
hem de satışını çok kolay yapacak"
dedi. Kampüste ürün numunesinin
de alıcının önüne konulacağını
kaydeden Çalışkan, "Böylece alıcı
alacağı ürünü canlı da görebilecek.
Salonda en azından 60-70 kişi
olacağını umuyoruz. Konya'da bu
sistem yürüyor. Mesela Konya'da
alım satım salonunda 150 sandalye
var ve 150'si de doluyor. Böyle bir
ortamda tüccarın malı ihale ile
satılacak. Yani tam değerini
bulacak" diye açıkladı.
Borsa Kampüsü'nün işlem hacminde
1,5 milyon ton buğday, 700 bin ton
civarında mısır, 2,5 milyon ton
civarında hububat bulunduğunu
belirten Çalışkan, bu hacmi
kademeli olarak 10 milyon tona
çıkaracaklarını söyledi. Türkiye'de
yüzde 13 olan tarım ve tarıma dayalı
ihracatının Adana'da yüzde 30'un
üzerine çıktığını kaydeden Çalışkan,
"2013'te Türkiye ihracatının 18 milyar
doları tarım ve tarıma dayalı ihracat
oldu.
Adana'nın 2 milyar dolarlık toplam
ihracatının ise 600 milyon doları
tarım ve tarıma dayalı sanayi
kaynaklı" dedi.
Bölgede su sıkıntısı ile karşılaşmadık
Türkiye genelindeki kuraklığa
rağmen en çok sulama isteyen
mısırda bile sulama sıkıntısı
çekmediklerini belirten Başkan
Muammer Çalışkan, "Adana, tarım
şehri olma özelliğini sürdürüyor.
Çukurova dünyanın en verimli
ovalarından biri. En kurak
zamanlarda bile su sıkıntısı
çekmiyoruz. Bu yıl en kurak
yıllardan birisiydi ama yılda 6–7 defa
sulanan mısırı çok ektiğimiz halde
su sıkıntısı ile karşılaşmadık"
açıklamalarında bulundu.
Süne mücadelesi buğdayda yüzde 20
kâr sağladı
Borsanın farklı projeler de
yürüteceğini ifade eden Çalışkan,
son olarak buğdayda süne zararlısı
projesini yürüttüklerini söyledi.
Başkan Çalışkan, ayrıca Adana'nın
kuzeyindeki ovalara musallat olan
süne zararlısının buğdaya yüzde 20
zarar verdiğini belirtti. Çalışkan, 30 40 bin TL masraf yaparak süne
zararlısını yok ettiklerini ve çiftçiyi
10 - 20 milyon TL kâr ettirdiklerini
dile getirdi.
3
17 EYLÜL 2014
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Özel sektörün yurt dışı kredi borcu arttı
'Türkiye'de yeni konut
fiyatları yüzde 8,35 arttı'
Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, geçen yıl sonuna
göre 8,8 milyar dolar artarak 166,1 milyar dolara yükseldi.
ürkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası (TCMB), 2014 yılı
T
temmuz ayına ait özel sektörün
yurt dışından sağladığı kredi
borcuna ilişkin gelişmeleri
yayımladı. Temmuz sonu
itibarıyla, özel sektörün yurt
dışından sağladığı uzun vadeli
kredi borcu, 2013 yıl sonuna göre
8,8 milyar $ artarak 166,1 milyar $
düzeyinde gerçekleşti.
Borçluya göre dağılım
incelendiğinde, bir önceki yıl
sonuna göre bankaların kredi
biçimindeki borçlanmaları 3,6
milyar $, tahvil ihracı biçimindeki
borçlanmaları ise 3,9 milyar $
arttı. Aynı dönemde, bankacılık
dışı finansal kuruluşların kredi
biçimindeki borçlanmalarının 1,6
milyar $ azaldığı, tahvil stokunun
ise 2,7 milyar $ seviyesinde
gerçekleştiği gözlendi.
iştiraklerinden sağlamış oldukları
kredi stoku 2013 yıl sonuna göre
1,4 milyar $ artarak 21,8 milyar $,
yabancı ticari bankalardan
sağlamış oldukları krediler ise 170
milyon $ artarak 35,9 milyar $
seviyesinde gerçekleşti.
Döviz kompozisyonuna
bakıldığında, özel sektörün yurt
dışından sağladığı 166,1 milyar $
tutarındaki uzun vadeli kredi
borcunun 58,3'ünün $, 34,2'sinin
avro, 6,2'sinin Türk Lirası (TL) ve
1,3'ü ise diğer döviz cinslerinden
oluştu. Özel sektörün yurt
dışından sağladığı uzun vadeli
kredi borcunun, temmuz sonu
itibarıyla sektör dağılımı
incelendiğinde, toplam borcun
52,6'sını oluşturan finansal
olmayan kuruluşların yurt
dışından sağladığı 87,3 milyar $
tutarındaki borcun, 59,5'i
hizmetler sektörü, 40'ı sınai
sektörler ve 0,5'i de tarım sektörü
tarafından kullanıldı.
Kısa vadeli kredi 43 milyar $
Temmuz sonu itibarıyla, özel
sektörün yurt dışından sağladığı
kısa vadeli kredi borcu (ticari
krediler hariç), 2013 yıl sonuna
göre 2,7 milyar $ artarak 43 milyar
$ olarak gerçekleşti. Borçluya göre
dağılım incelendiğinde ise 2013 yıl
sonuna göre bankaların kredi
biçimindeki borçlanmaları 414
milyon $, finansal olmayan
kuruluşların kredi biçimindeki
borçlanmaları ise 1,1 milyar $ artış
gösterdi.
Reidin ile Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım
Ortaklığı Derneği'nin (GYODER) "Yeni Konut
Fiyat Endeksi" raporuna göre, yeni konut
fiyatları ağustos ayında bir önceki aya göre %
0,40, geçen yılın aynı dönemine göre ise %
8,35 arttı. Garanti açıklamasına göre,
Reidin.com ve GYODER iş birliğiyle hazırlanan
emlak endekslerinin 2014 Ağustos ayı raporu
yayımlandı. "Mortgage Uzmanı Garanti"
desteğiyle hazırlanan ve ikinci el ile yeni
konutlara yönelik çalışma, Adana, Ankara,
Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir ve Kocaeli'nde
gerçekleştirildi.
Söz konusu dönemde, finansal
olmayan kuruluşların kredi
biçimindeki borçlanmaları 1,2
milyar $ arttı, tahvil stoku ise 4,3
milyar $ seviyesinde gerçekleşti.
Alacaklıya göre dağılım
incelendiğinde, temmuz sonu
itibarıyla tahvil hariç toplam kredi
borcunun 88,4'ünü oluşturan özel
alacaklılara olan borcun bir
önceki yıl sonuna göre 2,1 milyar
$, 11,6'sını oluşturan resmi
alacaklılara olan borçlar ise 584
milyon $ arttı. Finansal olmayan
kuruluşların, 2014 yılı Temmuz
sonu itibarıyla Türkiye'de yerleşik
bankaların yurt dışı şube ve
Rapora göre, yeni konut fiyatları bir önceki aya
göre % 0,40, yıllık bazda % 8,35 yükseldi.
SABANCI, DAVUTOĞLU VE
BABACAN'A DİKKAT ÇETİ
"Türkiye Kompozit Satılık Konut Fiyat
Endeksi"nde ise bir önceki aya göre % 1,45,
geçen yılın aynı dönemine göre % 16,76 artış
oldu. Bir önceki senenin aynı ayına göre, yıllık
satılık fiyatlarındaki değişimlere bakıldığında
% 21,65 ile en yüksek artış İstanbul'da, % 7,05
ile en düşük artış ise Antalya'da kaydedildi.
Güler Sabancı Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan'ın ekonomi alanında yaptığı açıklamalara dikkat çekti.
döndürücü bir şekilde
değişiyor. Sizler bu değişimin
içinde yaşıyorsunuz. Yeni
teknolojiler, inovasyon,
girişimcilikle beraber hizmet
sektörüyle, sanayi sektörü
arasında ki sınırları
kaldırıyor. Türkiye ancak bu
yeni teknoloji devrimine
öncelikle sanayisiyle entegre
olursa istediğimiz hızlı
büyüme dönemine girebilir.
Bu bağlamda Sayın Başbakan
Davutoğlu'nun yaptığı
açıklamaları ve Sayın Ali
Babacan'ın sanayiye, önem ve
öncelik atfeden
açıklamalarını umutla
karşılıyoruz."
abancı Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Güler Sabancı, Brisa'nın
Sabancı Center'da yapılan
"Sürdürülebilir Değişim
Konferansı"ndaki konuşmasında,
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın
ekonomi alanında yaptığı açıklamalara
dikkat çekti.Sabancı, "Sayın Başbakan
Davutoğlu'nun yaptığı açıklamaları ve
Sayın Ali Babacan'ın sanayiye, önem ve
öncelik atfeden açıklamalarını umutla
karşılıyoruz" dedi ve ekledi:"Dünyada
ki ekonomik ve siyasi gelişmeler, çevre
ülkelerde yaşananlar, iklim
değişikliğinin etkileri, ülkemizdeki
uzun süren seçim süreci göz önüne
alındığında; dirayetle uygulanan mali
disiplin ile Türkiye'nin yüzde 3-4
bandından büyüdüğünü görüyoruz. Bu
S
büyüme iyi bir performans olarak kabul
edilebilir."
"SANAYİYE, ÖNEM VE ÖNCELİK
ATFEDEN AÇIKLAMALARINI UMUTLA
KARŞILIYORUZ"
Ancak gelecekte bunun yeterli
olmayacağını belirten Güler Sabancı,
"Hedefimiz, makro istikrarı bozmadan
yüzde 5-6 büyümeyi başarmamız lazım.
Toplumsal barış, hukuk reformu, yeni
anayasa ve birlik beraberlik içinde
yarınına güvenen bir ülke olmamız tabi
ki her şeyin başı" dedi ve şöyle
konuştu:"Ancak, en az yüzde 5-6
büyümeyi gerçekleştirebilmemiz için
ekonomik ve sanayi politikamızda
kapsamlı uzun vadeli, cesur ve gerçekçi
reform gerekiyor. Dünyada katma değer
zincirleri, yeni teknolojilerle, baş
"BİZİ ÇOK MEMNUN ETTİ"
Sanayi ve üretimin uzun
vadeli, sabırlı, sebatlı olmayı
gerektirdiğine dikkat çeken
Sabancı, "İşte Brisa'nın 25.
konferansındayız. Yıllar gerektiriyor,
emek istiyor ve sabır gerektiriyor" dedi
ve şöyle devam etti:"Sayın
Davutoğlu'nun Türkiye ekonomisi ile
ilgili konulara uzun vadeli bakış
açısına sahip olduklarını söylemesi,
hükümet programında önümüzde ki
2015-2018 dönemine yönelik sanayi
strateji çalışmasının öngörülmesi bizi
çok memnun etti. Geleceğin
teknolojilerini göz önüne alan
sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği ön
planda tutan, dinamik gençliğimizin
eğitim ihtiyacına yön verecek; sermaye
ve finansman altyapımızı daha uzun
vadeye yönlendirecek, iş gücü ve vergi
politikalarını, atılım yapmamızı
sağlayacak şekilde düzenleyen, yeni bir
sanayi politikasını içeren çalışmayı dört
gözle bekliyoruz."
Mermer ihracatının düşmesinde Çinliler etkili oldu
AFSİAD Yönetim
Kurulu Başkanı
Şehitoğlu,
"Mermer ve doğal
taş madenciliği
sektöründeki
blok ihracatının
keskin bir şekilde
yüzde 50
daralması,
ülkemizin
büyümesinin
yavaşlamasına
doğrudan etken
olan bir durumu
ortaya çıkardı"
dedi.
fyonkarahisar Sanayici ve İşadamları Derneği
(AFSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin
A
Şehitoğlu, "Mermer ve doğal taş işletmeleri,
ihracat yapamadığı için tek tek kapanıyor. Bunun
nedeninin, 'Çinli firmaların blok alımı yerine
mermer ocağı satın alması ve blok alımlarını
tamamen yavaşlatması' olduğunu düşünüyoruz"
dedi. Şehitoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye
İstatistik Kurumu verilerine göre, ülke
ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 2,1 ve yılın ilk
yarısında yüzde 3,3 büyüdüğü söyledi. Mevsimsel
faktörlerden arınmış olarak bakıldığında bu hızın
yavaş kaldığını savunan Şehitoğlu, 2023 yılı
hedeflerine ulaşabilmek için her yıl en az yüzde
5'in üzerinde büyüme kaydedilmesi gerektiğini
belirtti. Türkiye'nin, 2014'ü yüzde 3-4 büyümeyle
kapatacağının öngörüldüğüne işaret eden
Şehitoğlu, "Maalesef bu büyüme hızı Türkiye'nin
hak ettiği bir seviye değil ama büyüme hızındaki
itici gücün ihracat olduğunu görmek, biz
Afyonkarahisarlı iş adamlarını sevindirmektedir"
ifadesini kullandı. Afyonkarahisar'ın ihracatının,
ithalatının yaklaşık 5 katı olduğu bilgisini veren
Şehitoğlu, ülkenin cari açığında kambur
olmayan, aksine bunu kapatma konusunda
destek vermeye çalışan bir ilde yaşayıp
ürettiklerini dile getirdi. Şehitoğlu, şunları
kaydetti: "Mermer ve doğal taş madenciliği
sektöründeki blok ihracatının keskin bir şekilde
yüzde 50 daralması, ülkemizin büyümesinin
yavaşlamasına doğrudan etken olan bir durumu
ortaya çıkardı. Mermer ve doğal taş işletmeleri,
ihracat yapamadığı için tek tek kapanıyor. Bunun
nedeninin, 'Çinli firmaların blok alımı yerine
mermer ocağı satın alması ve blok alımlarını
tamamen yavaşlatması' olduğunu düşünüyoruz.
Ayrıca inşaat sektörüne rağbet, ekonomideki
sanayi payının giderek düşmesine yol açıyor.
Sanayinin ekonomideki payının artırılması
gerektiği, her türlü platformda, her zaman
defalarca üzerinde durduğumuz önemli bir
husustur. Yıllardır hiç dile getirilmeyen bir durum
tespitinin hükümet tarafından yapılması dahi
bizleri heyecanlandırdı."
Konut kiralarının en fazla yükseldiği il % 2,21
artışla Antalya
Bir önceki aya göre bakıldığında İstanbul,
metrekare başına % 1,81 değer artışıyla
Ağustos 2014'te konut satış fiyatlarının en fazla
yükseldiği il oldu. Aynı dönemde metrekare
başına konut satış fiyatları, Bursa'da % 1,35,
Antalya'da % 1,28, İzmir'de % 0,89, Adana'da
% 0,88, Kocaeli'nde % 0,75 ve Ankara'da %
0,57 arttı. Ağustos ayında metrekare başına
konut kiralarında en fazla yükseliş ise % 2,21
ile Antalya'da görüldü. Aynı dönemde konut
kira değerleri İstanbul'da % 2,11, Adana'da %
2,01, İzmir'de % 1,55, Ankara'da % 1,04,
Kocaeli'nde % 0,94 artarken, Bursa'da % 0,38
azaldı. Geçen ay, yeni konut satış fiyatları bir
önceki aya göre, 1+1 dairelerde % 0,07, 3+1 ve
4+1 dairelerde % 0,80 arttı; 2+1 dairelerde ise
% 0,26 geriledi. Ağustos ayında endeks bir
önceki aya göre 51-75 metrekare konutlarda %
0,07, 76-100 metrekare konutlarda % 0,27, 101125 metrekare konutlarda % 0,13, 126-150
metrekare konutlarda % 0,87, 151 metrekare
konutlarda da % 0,8 yükseliş gösterdi.
İşsizlik oranı haziran
döneminde yüzde 9.1
Türkiye'de işsiz sayısı 2 milyon 654 bin kişiye çıktı; işsizlik oranı yüzde
9,1'e yükseldi. Haziran döneminde tarım dışı işsizlik ise yüzde 11,1
şsizlik; mayıs, haziran, temmuz
aylarını kapsayan haziran döneminde
İekonomideki
yavaşlama ve işgücüne
katılım oranında görülen artışın
etkisiyle geçen yıl aynı döneme göre
yükselerek yüzde 9.1 olurken, tarım dışı
işsizlik ise yüzde 11.1 seviyesinde
gerçekleşti. İşsizlik oranı geçen yılın
haziran döneminde yüzde 8.1 olmuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
tarafından yayımlanan verilere göre,
mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik
oranı ise bir önceki döneme göre 0.4
puanlık artışla yüzde 9.9 oldu.
Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik en
son 2011 Ocak ayında yüzde 9.9
olmuştu.Türkiye genelinde 15 ve daha
yukarı yaştakilerde işsiz sayısı Haziran
döneminde 2.65 milyon kişi olurken, 1524 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı
yüzde 16.7 iken, 15-64 yaş grubunda bu
oran yüzde 9.3 olarak gerçekleşti.İşgücü
nüfusu Haziran döneminde 29.24
milyon kişi, işgücüne katılma oranı ise
yüzde 51.3 olarak gerçekleşti. İşgücüne
katılma oranı erkeklerde yüzde 72.3
kadınlarda ise yüzde 30.9 oldu.TÜİK
verilerine göre tarım sektöründe çalışan
sayısı 5.94 milyon kişi, tarım dışı
sektörlerde çalışan sayısı ise 20.65
milyon kişi olarak gerçekleşti. İstihdam
edilenlerin yüzde 22.3'ü tarım, yüzde
20.1'i sanayi, yüzde 7.4'ü inşaat, yüzde
50.3'ü ise hizmetler sektöründe yer
aldı.İşgücüne katılma oranı geçen yılın
Haziran döneminde yüzde 49.4
seviyesindeydi. TÜİK, hanehalkı işgücü
araştırmasında 2014 Şubat dönemiyle
birlikte Avrupa Birliği'ne tam uyumun
sağlanmasına yönelik yeni
düzenlemelere geçti.Odeabank
Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç
Sözer, "İkinci çeyrekte iç talebin
beklentilerin ötesinde daralmasına bağlı
olarak mevsimsellikten arındırılmış
işsizlik oranı Mayıs-Haziran-Temmuz
döneminde 41 ayın en yükseği olan
yüzde 9.9'a ulaştı.
4
17 EYLÜL 2014
Borsa Finans
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Gündemde Neler Var?
Faruk BAKAÇ
12:00_Almanya ZEW
Beklentiler Endeksi (Eylül)
Beklenti: 5.0 Önceki: 8.6
·
15:30_ABD ÜFE (Aylık,
Ağustos) Beklenti: %0.1
Önceki: %0.1
Şirket Haberleri
T KAP Haberleri
·
Saf GYO, hisse başına
0,0919240TL kar payını 22 Eylül’de
dağıtmayı Genel Kurul’da onayladı.
·
Bank Asya, faaliyetlerini
kesintisiz olarak sürdürdüklerini,
yoğun denetimden geçtiklerini
açıkladı. Banka, 10 aydan bu yana
kamu otoritelerinin tüm taleplerini
yerini getirdiklerini, iç Hukuk
mevzuatından kaynaklanan yasal
haklarını aramayı sürdüreceklerini
bildiri.
·
Halk Sigorta’dan 37 mn TL’lik
finansal duran varlık satışı… Halk
Hayat ve Emeklilik’teki 9,15 mn
TL’Lik payını 36,9 milyon TL’ye Halk
Bankası’na satılması konusunda
Genel Müdürlüğe yetki Verdi. Şirket
bu satış sonucu olaşan karı 31,3 mn
TL olarak açıkladı.
·
Orge Enerji’de 9,95 mn euroluk
anlaşma… Şenbay-Öztaş-Albayrak İş
Ortaklığı (SOAJV) arasında KartalKaynarca Metro İnşaatı Elektrik
İşlerinin yapılması konusunda
9.950.000 euro bedel üzerinden
anlaşma sağlandığını açıkladı.
·
Karsusan’dan, Etliler Gıda’daki
hisselerini satma kararı. Şirket bağlı
ortaklığı olan Etiler Gıda’da sahip
olduğu A grubu nama ve B grubu
hamiline yazılı hisselerini satmak
üzere görüşmelere başlandığını
açıkladı.
·
Aksigorta, ilk 8 ayda 1,23 mr
TL’lik prim üretimi
gerçekleştirdiğini açıkladı.
·
Garanti Bankası, 106,5 mn
TL’lik tahsili gecikmiş alacağını 18,7
mn TL’ye sattı.
·
Bimeks’den, Elektroworld ile
birleşme kararı. Bimeks, %100
oranında sahibi olduğu
Electroworld A.Ş.’nin aktif ve
pasifiyle devr alaınması suretiyle
birleşmesine karar verirken, ayrılma
hakkı doğmadığını bildirdi.
·
Ulusal Faktoring’den
tahvil/bono ihracı… Şirket, nitelikli
yatırımcılara satılmak üzere 200 mn
TL’ye kadar farklı vadelerde TL
cinsinden tahvil veya bono ihraç
etmek için SPK’dan izin aldı.
·
THY’de iki yeni tarifeli sefer…
Ortaklığımız Yönetim Kurulu'nca,
uçak müsaitliğine bağlı olarak
Ukrayna'nın Kherson ve İtalya'nın
Bari şehirlerine tarifeli yolcu
seferleri başlatılmasına karar
verilmiştir.
·
Arsan Tekstil, 23 milyon
dolarlık borca müşterek kefil
olunmasına karar verdi. Şirket
%39,1 oranında ortak olduğu
Armadaş Arsan Maraş Doğalgaz
Dağıtım'ın İş Bankası'ndan
kullanacağı 22.950.000 USD
tutarındaki kredinin müşterek
borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla
imzalanmasına oy birliği ile karar
verdi.
·
Türk Telekom, mobil ve sabit
hizmetlerin birlikte pazara
sunulması ve müşteri hizmetlerinin
tek çatı altında toplanmasını
öngören entegrasyon projesi
kapsamında yeni oluşumlar,
atamalar yaptı.
Basında Şirket ve Sektör Haberleri
·
RK, Eczacıbaşı İlaç ile Gül
Ecza arasındaki sözleşmelere
bireysel muafiyet tanıdı. Rekabet
Kurumu tarafından yapılan
açıklamaya göre, EİP Eczacıbaşı İlaç
Pazarlama A.Ş. ile Gül Ecza Deposu
San. ve Tic. A.Ş. arasında
imzalanan Münhasır İhale Deposu
Sözleşmesi ile Münhasır İhale
Deposu Sözleşmesi - Ek Protokol'e
bireysel muafiyet tanındı.
·
Brisa’da yeni yatırım 2017’de
faaliyette olacak. Brisa Genel
Müdürü Bayman, yapılan yeni
yatırımın 2017 yılında faaliyete
geçeceğini söyledi.
·
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Bank Asya için BDDK'yı uyardı.
Habere göre, "Bank Asya'da tahta
açıldı, dip yapma süreci var. Burada
bir gerçeği görmek lazım. Böyle
taşıma su ile değirmeni
döndüremezsiniz.
Bank Asya'dan sermaye artırım hamlesi
DÜNYA
·
Merkel, Rus askerlerinin
Ukrayna'dan çekilmesi
konusunda Putin'i uyardı…
Almanya Başbakanı Angela
Merkel, Rusya Devlet Başkanı
Putin ile yaptığı telefon
görüşmesinde Rus
askerlerinin Ukrayna
topraklarından tamamen
çekilmesi ve sınırların
güvenliğinin sağlanması
konusunda uyarıda bulundu.
Merkel'in sözcüsü Stefan
Seibert yaptığı açıklamada
görüşmede ateşkesin
uygulanmaya devam
edilmesinin de ele alındığını
belirtti.
ABD
·
Alibaba Group, halka
arzda fiyat aralığını
değiştirdi… Alibaba Group
Holding, New York
Borsası'nda halka arz için
başlattığı talep toplama
sürecinde, gelen yüksek
talebin ardından halka arz
fiyat aralığını yükseltti.
Alibaba, daha önce 60-66
dolar olarak duyurduğu halka
arz fiyatı aralığını 66-68 dolar
seviyesine çıkardı. Alibaba,
SEC'e yaptığı bildirimde halka
arz miktarını ise değiştirmedi.
ASYA
·
BOJ Başkanı Kuroda,
politikada ayarlama
yapmaktan
çekinmeyeceklerini
tekrarladı… Japonya Merkez
Bankası Başkanı Haruhiko
Kuroda, fiyat istikrarı hedefini
başarmanın tehdit altına
girmesi halinde para
politikasını ayarlamaktan
çekinmeyeceklerini tekrarladı.
·
Çin'e doğrudan yabancı
yatırımları yüzde 14 azaldı…
Çin'e doğrudan yabancı
yatırımları Ağustos ayında
geçen yılın aynı ayına göre
yüzde 14 azalarak 7,2 milyar
dolara geriledi.
AVRUPA
·
Draghi, "Kamu
harcamaları euro bölgesi
ekonomisine yardım edebilir"
Avrupa Merkez Bankası
Başkanı Mario Draghi,
hükümetlerin durgun Euro
Bölgesi ekonomisini
canlandırmak için kamu
harcamalarını kullanmaları
konusunda hala alan
olduğunu söyledi.
·
Fransa'da Hollande
hükümeti parlamentodan
güvenoyu isteyecek…
Fransa'da Devlet Başkanı
Francois Hollande,
oluşturulan yeni hükümetin
parlamentodan güvenoyu
almasını istedi. Hollande,
hükümete karşı oluşturulan
olumsuz havayı yatıştırmak
Güngör URAS
Gül elmanın
gölgesinde kaldı
Isparta’da “Deri İhtisas Organize Sanayi
Bölgesi”inde deri üretimi yapan ve de imalat
sanayiinde faaliyet gösteren çok sayıda işletme
var.
Sanayi tesislerinin çoğu orman ürünleri, mobilya,
gıda sektörlerinde. Isparta ekonomisi şimdilerde
daha çok orman ürünleri ve tarım ürünleri ağırlıklı
bir ekonomi görünümünde. Bütün bunlara
rağmen Vali Vahdettin Özkan, sanayi yatırımlarına
ilginin artmaya başladığını söylüyor.
ank Asya sermayesini yüzde 25
nakit artırarak 1.125 milyar liraya
çıkarma kararı aldı.Bank Asya, 900
milyon lira olan ödenmiş sermayesini nakden yüzde 25 artırarak
1.125 milyar liraya çıkarma kararı
aldı.KAP'a yapılan açıklamaya göre,
banka yönetim kurulu gerekli izinlerin alınmasını takiben sermaye
artırımı ile ilgili ana sözleşme
tadilini banka genel kuruluna
sunacak.
B
"Faaliyetlerimiz kesintisiz sürüyor"
Öte yandan Bank Asya, faaliyetlerini kesintisiz sürdürdüğünü ve
kamu otoriteleri tarafından uzun
süredir devam eden yoğun denetimlerden geçerek, tüm talepleri yerine
getirdiğini duyurdu.KAP'a bu sabah
Bank Asya tarafından yapılan açıklamada, "Sektörde en yüksek sermaye yeterlilik rasyosuna sahip
bankalardan biri olan bankamız, on
aydan beri eşine az rastlanır şekilde
yoğun denetimlerden geçmiş ve ilgili kamu otoritelerinin tüm taleplerini yerine getirmiştir"
denildi.Açıklamada, yaklaşık on
aydır bankanın mudilerini tedirgin
etmeye yönelik olarak kanunlara
aykırı bir şekilde suç teşkil eden ve
Borsa, ilk seansı 78 bin puan
sınırında tamamladı
gerçeğe açıkça aykırı beyanlar verildiğine ve haberler yapıldığına
dikkat çekilerek, şu ifadelere yer
verildi:"Yapılan tüm bu saldırılara
rağmen, bankamız bugüne kadar
hiçbir mudisini ve müşterisini mağdur etmeden tüm yükümlülüklerini
yerine getirmiş olup faaliyetlerini
kesintisiz bir şekilde sürdürmektedir. Bu süreç zarfında bankamız
bütün mudilerine mevduatlarını zamanında eksiksiz olarak ödemiş,
ödemeye de devam edecektir.
Bugüne kadar bankamızda mevduatı olup da parasını çekemeyen tek
bir mudimiz bulunmamaktadır."
Borsa, güne 105,25 puanlık düşüşle başladı
orsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, güne
önceki kapanışına göre 105,25 puanlık düşüşle
B
77812,85 puandan başladı.
Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, elma
üretiminin İsparta’nın ana gelir kaynağı haline
geldiğini anlatıyor. Isparta’nın toplam elma
üretimi 650 bin ton.
Isparta’da üretilen elmanın yarıya yakını
Eğirdir’den çıkıyor. Eğirdir’de yıllık üretim 250 bin
tonun üzerinde. Sadece Eğirdir’de üretilen
elmaların saklandığı 150 bin ton kapasiteli soğuk
hava depoları var.
Elma üretenler mutlu
Dekardan en az 5 ton elma alınıyor. 12 ton alanlar
var. Bu yıl elma tarlada 85-120 kr’den satılıyor.
Bunun anlamı dekar başına her yıl 6-10 bin TL
gelir demektir. Bu hesap ile yılda en az 650 bin ton
elmadan Isparta’ya 600-700 milyon TL para giriyor
demektir. Elma üretiminin çok yakında 1 milyon
tona yükselmesi bekleniyor.
Eğirdir Gölü Türkiye’nin 4’üncü büyük gölü. 50 km
uzunlukta, 3-5 km genişlikte, denizden 917 km
yükseklikte bir göl. Isparta için bir nimet. Suyu
tatlı. DSİ sulama şebekesini kurmuş.
Bütün ovada sulu tarım yapılıyor. Elma ağaçları
sulanıyor. Elmacılık yanında şeftali, kayısı, kiraz
üretimi artıyor. Seracılık başlamış. Şimdilik 200
dönümde sebze üretiliyor.
Şevket Demirel diyor ki, “Su yoktu. Şimdi sulama
var. Gübre kullanmayı öğrendik. Ama tarım
üretimi artmıyor. Bunun tek bir nedeni var.
Araziler miras nedeniyle küçük parçalara
bölündü. Küçük arazide ne ekilse para
kazanılamıyor.
Bunun için çiftçi şehre göçüyor. Araziler boş
kalıyor. Çare, belli büyüklüğün altındaki arazilerin
birleştirilmesini sağlayacak kanuni düzenlemedir.
20 dönümün altındaki tarladan para kazanılamaz.
Bu hususa hükümette parmak bastı, bir
kararname çıkardı. Mühim olan bunun
uygulanmasıdır.”
IST 100 endeksi, ilk seansı 77981,98 puandan tamamladı.Borsa İstanbul 100 (BIST
B
100) endeksi, ilk seansı önceki kapanışa göre
63,88 puanlık yükselişle 77981,98 puandan
tamamladı.
Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri
ilk seansta yüzde 0.08 değer kazanırken
toplam işlem hacmi 1.3 milyar TL oldu. İlk
seansta bankacılık endeksi yüzde 0.27 yükseliş kaydederken, holding endeksi yüzde 0,03
geriledi. Yatırımcısına en fazla kazandıran
sektör endeksi ise, yüzde 0.64 yükselen taş,
toprak endeksi oldu.
Güne düşüşle başlayan BIST 100 endeksi, ilk
seansta en düşük 77436,06 puanı gördükten
sonra döviz kurlarındaki gerilemenin pozitif
katkısı ile toparladı ve seansı önceki kapanışın
hemen üzerinde tamamladı. Analistler, endeksin 77.000 ve 76.500 seviyelerinin destek
konumunda olduğunu belirterek, yükselişin
devam etmesi durumunda 78.300 ve 79.000
seviyelerinin direnç olarak izleneceğini
kaydediyor.
Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri dünkü
kapanışa göre ortalama yüzde 0.14 değer kaybederken, bankacılık endeksi yüzde 0.55, holding endeksi yüzde 0.06 düşüş kaydetti.
Açılışta yatırımcısına en fazla kaybettiren sektör endeksi ise yüzde 0.55 ile bankacılık olurken, yaklaşık
bir aylık kapalılık süresinin ardından dün işlem
görmeye başlayan Bank Asya payları, yüzde
10.10'luk düşüşle taban fiyatı olan 0.89 TL'ye gerileyerek açılışta en fazla kaybettiren hisse senedi oldu.
Analistler, BIST 100 endeksinin 76.500 seviyesinin
orta ve uzun vadede kritik destek konumunda
olduğunu belirterek, olası tepki yükselişlerinde
78.700 ve 79.500 seviyelerinin direnç konumuna
geleceğini tahmin ediyor.
Şevket Demirel’in kavak ve elma fidanlıklarını
gezdim. Kavaklıkta 1 dekar araziden 10 yılda 3-5
ton ağaç elde diliyor. Elma fidanlığında anaçtan
fidan (çöğür)yetiştiriliyor. Aşılanıyor.
İki yaşında iken satılmaya başlanıyor. Yılda 500
bin - 1 milyon dolayında bodur elma fidanı
üretiliyor. Fidan 4 yaşında iken elma vermeye
başlıyor.
8 yaşında elma miktarı4 kg’dan 40 kg’a yükseliyor.
Elma fidanlarının tanesi 5 TL dolayında.
Şimdilerde çok farklı tür elma için fidan
yetiştiriliyor.
Merak ettim. ”Neden Amasya elması unutuldu?“
Anlattılar. Amasya elmasının randımanı
düşükmüş. Hem de tüketicinin Amasya elmasına
ilgisi azalmış.
için Salı günü parlamentodan
güvenoyu arayacak.
İktidardaki Sosyalist parti ve
onun sol kanattaki
destekçilerinin oluşturduğu
koalisyonda bir çatlak
oluşmadığı takdirde
hükümetin güvenoyu alması
bekleniyor.
·
Galler’in gözü İskoçya
referandumunda… İskoçya’da
18 Eylül’de yapılacak
bağımsızlık referandumu
benzer talepleri olan diğer
bölgelerdeki tartışmaları
alevlendirdi. Birleşik
Krallık’ın dört parçasından
biri olan Galler,
bağımsızlıktan çok uzak
görünse de konu bölgede
tekrar gündeme taşındı.
Galler’in başkenti Cardiff’te
toplanan yüzlerce kişi
İskoçya’da ‘Evet’ oyu
vereceklere destek gösterisi
için bir araya geldi.
·
S&P, Yunanistan'ın kredi
notunu yükseltti…
Uluslararası kredi
derecelendirme kuruluşu S&P,
finansal reform çabalarına ve
ekonomik büyümeye geri
dönme potansiyeline işaret
ederek Yunanistan'ın kredi
notunu yükseltti. S&P,
Yunanistan'ın uzun vadeli
kredi notunu B-'den B'ye
çıkardı. Görünüm ise
'durağan' olarak belirlendi.
S&P yaptığı açıklamada, "Not
artırımı Yunanistan'da mali
konsolidasyona yönelik
risklerin azaldığı görüşümüzü
yansıtıyor" dedi.
17 EYLÜL 2014
5
Vergi Dairesinden Olan İade Alacaklar
Muhasebe
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Değerli okurlarımız, özellikle vergi dairelerinden iade alacağı olan mükelleflerin alacaklıları icra daireleri aracılığı ile
mükellefin iade alacağının mükellefe değil icra dairesine ödenmesi için işlem yapabilmektedir.
Böyle durumlarda iade alacağı
bulunan mükellefler de genellikle
vergi dairelerinden olan iade
alacaklarını icra dairelerine
kaptırmamak için alacaklarını
üçüncü kişilere temlik etmektedirler.
bakımından mükellefin YMM Raporu
ile 1.000.000.-TL KDV iade talebinde
bulunduğunu kabul edelim.
Mükellefin;
Diğer yandan iade alacağı bulunan
mükelleflerin amme borçları da
bulunabilir. Ya da mükellef vergi
dairesinden alacağın kendisine
ödenmesini talep edebilir.İşte bu dört
halde (icra dairesinin icra takibine
başlamış olması, alacağın temlik
edilmesi, amme borcu bulunması ya
da mükellefin kendisinin alacağını
talep etmesi ), vergi daireleri nasıl
hareket edecek ve ödemeyi kime
yapacaktır?
-icra takibi aşamasında 900.000.-TL
borcu (20.02.2014-01.09.2014
arasında vergi dairesine intikal eden
10 adet muhtelif icra müdürlüklerine
ait haciz yazısı olduğunu kabul
edelim),-temlik edilmiş de 800.000.TL (temlik noter aracılığı ile
02.09.2014 tarihinde yapılmış ve
temlik vergi dairesine 04.09.2014
tarihinde tebliğ edilmiş olsun) borcu
bulunsun.Bilindiği gibi iade işlemi
Düzeltme Fişi ile yapılmaktadır.
Mükellefin iadesinin 10.09.2014
tarihinde Düzeltme Fişine istinaden
Konunun kolay anlaşılması
-250.000.-TL amme borcu,
yapılacağını kabul edelim. Bu halde
hangi alacaklar öncelikle
ödenecektir?
AMME BORÇLARININ DURUMU
6183 sayılı Kanunun 23’üncü
maddesine göre, “Tahsil edilip de
kanuni sebeplerle reddi icabeden
amme alacakları, istihkak
sahiplerinin reddiyatı yapacak olan
amme idaresine olan muaccel
borçlarına mahsup edilmek suretiyle
reddolunur…”. Bu düzenleme
uyarınca 1.000.000.-TL iade
alacağından öncelikle 250.000.-TL
10.09.2014 tarihinde mahsup
edilecektir. Bu mahsup sonrası
mükellefin 750.000.-TL iade
alabileceği tutar kalmıştır.
İcra İflas Kanunun (İİK) 89/1 maddesi
kapsamında Borçlunun üçüncü
şahısda bulunan hak ve
alacaklarının haczi mümkün olup,
bu kapsamda Borçluya İİK 89/1
maddesi kapsamında Haciz
ihbarnamesi gönderilebilir. Haciz
İhbarnamesine ileride doğacak hak
ve alacakların da haczine dair beyan
düşülmesi anılan yasa metnine aykırı
bulunmaktadır.
Bu nedenle doğacak hak ve
alacakların İİK mad 89/1 kapsamında
haczi yasal olarak mümkün değildir.
Üçüncü şahıs kendisine haciz
ihbarnamesinin geldiği tarih
itibariyle borçluya ait nezdinde
doğmuş bir alacak varsa ancak bu
alacağı icra dairesine ödemekle
yükümlüdür. Ancak doğmamış olan
ve ileride doğması muhtemel
alacağın haczi mümkün değildir.
TORBADAN AF DEĞİL, TAKSİT ÇIKTI Vergi, SSK ve Bağ-Kur Affı
ceza ve zamlar dahil) alacakları,
YAKLAŞIK dört aydır gündemde olan ve
60 madde olarak hazırlanan Torba Yasa
Tasarısı, komisyonlarda ve Genel
Kurul'da yapılan eklemelerle, madde
sayısı olarak 146 maddeye çıktı ve adeta
Çuval Yasa oldu. Başlangıçta, birikmiş
vergi ve sigorta primi borçlarının
yapılandırılması ile ilgili yasa teklifi
olarak yola çıkıldı.Ancak zaman içinde
"Şu da olsun, bu da olsun" denilerek,
kapsamı genişletildikçe genişletildi..
Buna göre; birikmiş vergi ve sigorta primi
borçlarına 36 aya kadar ödeme kolaylığı,
şirket kasalarındaki hayali paralara ve
ortakların şirketten çektikleri paraların,
yüzde 3 vergi ödenerek sıfırlanması,
doğum yapan Bağ-Kur sigortalısı ve
Emekli Sandığı iştirakçisi kadınlara
borçlanarak erken emeklilik, doğum
borçlanması yapılacak çocuk sayısının
üçe çıkarılması, evde çalışan temizlikçi
kadınlara sigortalılık kolaylığı, çocuğu
olmayan kadınlara tüp bebek kolaylığı,
apartmanlarda ve 1-9 işçi çalıştıran az
tehlikeli işyerlerinde işyeri hekimi ve iş
güvenliği uzmanı çalıştırma
zorunluluğunun aranmaması, gelir testi
için yeni bir fırsat, vergi aslına tabi
olmayan vergi cezalarının yarısına af,
sigara ile ilgili olanlar hariç 120 liraya
kadar olan idari para cezalarına af, TOBB,
TESK, Ticaret Odası ve diğer odalara olan
borçlar, Torba Yasa'ya göre
yapılandırılıyor. Uzun süredir tartışılan
taşeron işçilerinin kıdem tazminatı, Soma
faciasında ölen işçiler ve ailelerine maaş
bağlanması, 65 yaşını dolduranlara yersiz
ödenen ve geri alınması gereken
aylıkların ve bunlara ait cezaların affı,
maden işçilerine erken emeklilik,
memurlara disiplin cezası affı, bazı
özelleştirmeleri iptal eden Anayasa
Mahkemesi kararının uygulanmaması
yasada yer alan düzenlemeler arasında
Vergi, Zamanaşımına Uğrar mı?
Bir işin üzerinden belirli bir
zaman geçerek onun geçersiz
kalması, “zamanaşımı” olarak
tanımlanır. Başlıkta
gördüğünüz soru, konu vergi
olunca bu tanımda size çok
anlamsız gelebilir. Kanunda
düzenlendiğine göre elbette
vergi zamanaşımına uğrar diye
düşünülebilir.
Ancak uygulamada zamanaşımı
nedeniyle verginin ortadan kalktığı
görülmemiştir. Vergi idaresi verginin
zamanaşımına uğramasını
kanundaki bazı açıklıklardan
yararlanarak engeller. Oysa son
dönemde verilen bazı yargı kararları
vergi idaresinin bu yöndeki
uygulamalarının haksız ve hukuksuz
olduğu yönünde.
Konuyu biraz açalım! Yasalarımıza
göre vergide iki türlü zamanaşımı
söz konusu. Bunlardan birincisi tarh
yani vergi koyma veya tahakkuk
zamanaşımı olarak ifade edilir. Bu
aslında verginin hesaplanıp
mükellefe tebliğ edilmesi ile ilgili
zamanaşımıdır. Buna göre; vergi
alacağının doğduğu yılı izleyen yılın
başından itibaren 5 yıl içinde
hesaplanarak mükellefe tebliğ
edilmeyen vergiler zamanaşımına
uğrar.
Örneğin, 2009 yılına ait bir verginin
bu yılın sonuna kadar hesaplanarak
mükellefe tebliğ edilmesi gerekir.
Aksi halde 2009 yılına ait vergi
zamanaşımına uğrar. Vergi
incelemeleri açısından da bu süreler
geçerlidir.
Formül ihtiyacı
İşte vergi incelemelerinde bu süre
açmazından kurtulabilmek
amacıyla, takdir komisyonları
kullanılır. Takdir komisyonuna sevk
zamanaşımı süresini bir yıl uzatır.
Zamanaşımı süresi içinde
bitirilemeyen incelemeler takdir
komisyonuna sevk edilir. Vergi
inceleme elemanının düzenlediği
raporu takdir komisyonu done
olarak kabul eder ve buna göre vergi
hesaplanır.Vergi yargısı son
dönemde verdiği bazı kararlarda bu
yöntemle yapılan vergi tarh
işleminin hukuka aykırı bulmakta.
İlgililer, İstanbul 2. Vergi
Mahkemesi’nin 26.06.2013 E:
2012/3305 K: 2013/1542 No’lu kararını
okuyabilir. Bu kararlar vergi
idaresinin zamanaşımını uzatma
yöntemine engel olmak açısından
son derece önemli…
Bir diğer zamanaşımı ise tahsil
zamanaşımı. 6183 sayılı Kanun’da
düzenleniyor. Verginin kesinleştiği
yılı izleyen yıl başından itibaren 5 yıl
içinde tahsil edilmesi gerektiğini,
tahsil edilemezse o verginin
zamanaşımına uğrayacağını
belirtiyor.Kamu devrede!Aynı kanun
zamanaşımı süresinin uzayacağı
halleri de düzenlemiş. Bunlardan
biri “ödeme” olarak sayılmış
kanunda. İşte vergi idaresi, bu
hükme dayanarak, mükellef adına
çok düşük miktarda ödemeler
yapıyor ve 5 yıllık zamanaşımının
yeniden başlamasını sağlıyor.Ancak
son dönemde vergi yargısı bu
yönteme de itiraz ediyor ve tahsil
zamanaşımının bu yöntemle
uzatılamayacağını söylüyor.
Danıştay 3. Dairesi’nin 25.09.2012 E:
2010/4340 K: 2012/3047 kararına
bakılabilir.Vergi incelemeleri
açısından büyük önem arz eden tarh
zamanaşımı ile vergi borcu olan
mükellefleri yakından ilgilendiren
tahsil zamanaşımını uzatan bu
yöntemlere vergi yargısının itiraz
ettiğini görüyoruz.
O halde bundan sonra vergi idaresi,
rahat bir şekilde yukarıda
bahsettiğimiz kanuni boşluklardan
yararlanarak zamanaşımını
uzatamayacak.
göze çarpanlar.. Yazı dizimizde,
yukarıdakiler dahil, torba yasada yer alan
düzenlemeler ele alınarak,
açıklanacak.MALİYE'nin vergi, ceza ve
faiz, SSK ve Bağ-Kur'un ise prim alacağı,
cezaları ve faiz alacakları, 30 Nisan 2014
itibariyle, yaklaşık 100 milyar lirayı
buluyor. Bu nedenle, devlet için de ciddi
bir gelir kaynağı olacak. Anaparaya
dokunmayan ancak faizler ile gecikme
zammına "kısmi af" getirip, 36 aya kadar
vade yapmak suretiyle "ödeme kolaylığı"
sağlayan düzenlemenin, temel esasları
aşağıdaki gibi.
1. Kesinleşmiş Vergi Borçları ile SSK ve
Bağ-Kur prim borçlarında, anaparaya af
yok.
2. Faiz ve gecikme zammına kısmi af var.
Faiz ve gecikme zamları silinecek. Yİ-ÜFE
(Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi) oranına
göre yeniden hesaplanacak.
3. Vergi Cezalarına Af: Vergi aslına bağlı
olan cezalara af yok. Vergi aslına bağlı
olmayan cezalara yüzde 50 indirim var.
Ancak yüzde 50 indirimin
uygulanabilmesi için kalan yüzde 50'nin
Torba Yasa'da belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi gerekiyor.
4. SGK İdari Para Cezaları: 30 Nisan 2014
tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin olup,
11 Eylül 2014 tarihi itibariyle ödenmemiş
olan idari para cezası asıllarının yüzde
50'si silinecek. Bunun için kalan yüzde
50'nin Torba Yasa'da belirtilen süre ve
şekilde ödenmesi gerekiyor.
Burada sözü edilen Yİ-ÜFE; 31.12.2004
tarihine kadar olan Toptan Eşya Fiyat
Endeksini, (TEFE) 1.1.2005 tarihinden
itibaren Üretici Fiyatları Endeksini (ÜFE),
1.1.2014 tarihinden itibaren Yurtiçi Üretici
Fiyat Endeksini (Yİ-ÜFE), ifade
etmektedir.
ISSN 1308 7606
Yukarıda sıralanan vergi ve cezaların
ödenmemiş kısımlarının tamamı ile
bunlara bağlı olarak doğan alacaklar
(faiz, cezai faiz, gecikme faizi veya
gecikme zammı gibi) yerine 11 Eylül
2014 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, yasada
belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla alacaklara bağlı
fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilecek. Ödenmemiş alacak
sadece fer’i alacak ise bunun yerine
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutar
ödenecek. Ayrıca bir vergi aslına
bağlı olmadan kesilen (özel
usulsüzlük cezaları gibi) vergi
cezalarının, yüzde 50’sinin bu
Birkaç aydır TBMM’de görüşmeleri devam eden ve başta
maddede belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla kalan
düşünülen halinden çok daha ayrıntılı ve geniş bir şekilde
50’sinin tahsilinden
tamamlanan, kamuoyunda da torba kanun diye adlandırılan yüzde
vazgeçilecek.Bu hükümden
düzenleme geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı’nın onayıyla Resmi faydalanmak isteyen borçluların
kanunda yer alan şartların yanı sıra
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
bu borçlar için dava açmamaları,
açılmış davalardan vazgeçmeleri ve
gecikme faizleri, gecikme zamları ile
Bu düzenlemeden ve af diye
kanun yollarına başvurmamaları
çıkarılması düşünülen kanundan neler beyana dayanan vergilerde, yine bu
gerekiyor.
tarihe kadar verilmesi gereken
beklediğimizi daha önce bu köşede
dile getirmiştim. Kanunla ilgili eleştirel beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara
Kredi kartı ile ödenebilecek
bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri,
hakkımı saklı tutarak bugün çıkarılan
Devlete borcu olanlar bu borçlarını
gecikme zamları,
düzenlemede mükelleflere ne tür
yapılandırmak istiyorsa kasım ayı
vergisel imkânlar tanındığını
sonuna kadar başvuru yapmaları
2- 2014 yılına ilişkin olarak 30 Nisan
anlatmaya çalışacağım.Bahsi geçen
gerekir. Yapılandırma sonrasında
2014 tarihinden önce tahakkuk eden
kanun ile genel olarak; kesinleşmiş
hesaplanan tutar bir defada
vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
olan vergi, vergi cezası, gecikme
ödenebileceği gibi iki aylık fasılalarla
gecikme faizleri, gecikme zamları,
zammı, gecikme faizi ile diğer bazı
belirlenen taksitler halinde de
kanunlar kapsamında kesilmiş olan
ödenebilir. Taksitle ödeme yapılmak
3- 30 Nisan 2014 tarihinden önce
idari para cezaları yeniden
istenmesi halinde belirlenen tutar her
yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi
yapılandırılmış oldu. Ayrıca kasa ve
taksit sayısı için farklı olarak
aslına bağlı olmayan vergi cezaları,
ortaklardan alacaklar hesaplarındaki
belirlenen katsayılarla çarpılarak
hayali rakamların düzeltilmesini
taksitlendirilecek ve ilk taksit aralık ayı
4- VUK dışındaki diğer kanunlar
sağlama imkânı da tanındı.
içerisinde ödenecek. Mükelleflerin arzu
kapsamında kesilen Askerlik Kanunu,
etmeleri halinde bu tutarlar kredi
Karayolları Trafik Kanunu, Karayolu
Kanun kapsamına giren vergi ve
kartları ile de ödenebilecek.
Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri
cezalar
Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu,
Kanunun getirdiği yeniden yapılanma
Kasa ve ortaklardan alacaklarda
Mahalli İdareler ile Mahalle
imkânından öncelikle Maliye
düzeltme
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri
Bakanlığı’na bağlı dairelerce tahsil
Bu kanunla şirketlerin kayıtlarında
Seçimi Hakkında Kanun, RTÜK
edilen alacaklar giriyor. Bu
görülmekle birlikte fiilen işletmede
Kanunu, Öğrenci Kredileri gereğince
alacaklardan kesinleşmiş olup
olmayan kasa mevcutları ile
verilen idari para cezaları,
kanunun yayımlanma tarihi itibarıyla
ortaklardan alacaklar hesabında
vadesi geldiği halde ödenmemiş olan
oluşan hayali rakamlar için af getirildi.
4- Emlak Vergisi ile Çevre Temizlik
veya ödeme süresi henüz geçmemiş
Bu imkan sadece Kurumlar Vergisi
Vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
bulunanlar yeniden
mükellefleri için geçerlidir. Kapsama
gecikme faizleri, gecikme zamları,
yapılandırılabilecek.
giren mükellefler, 31 Aralık 2013 tarihi
itibarıyla düzenledikleri bilançolarında
5- Belediyelerin su abonelerinden olan
1- Vergi Usul Kanunu kapsamına giren
görülen bu türden gerçek dışı
su kullanımından kaynaklanan
kamu alacaklarından; 30 Nisan 2014
rakamları bu yıl sonuna kadar beyan
alacakları ile bunlara bağlı fer’i
tarihinden önceki dönemlere ilişkin
ederek kayıtlarını düzeltebilecek.
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü
vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
Yıl:70 Sayı:24923 Tarih:17 EYLÜL 2014 Çarşamba
Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
Reyhan AYTEKİN
Sorumlu Müdür
Bilal ÇETİN
Yazıişleri Müdürü
Şüheda YILDIRIM
Sayfa Editörü
Sayfa Editörü
Gülşan KURT
İstihbarat Şefi
Caner ERDOĞAN
Yasemin ERENER
Haber Müdürü
İnternet Site Editörü
Kenan KURTOĞLU
İdari Merkez
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu
Cad. No:2 Sefaköy/
Küçükçekmece/İST
Tel :0212 540 40 45 Fax 0212 540 39 99
www.ekonomigazetesi.net .
info@ekonomigazetesi.net
Ankara Temsilciliği
Macun Mah.3. Cadde No:2
Yenimahalle /ANK.
Tel :0312 397 91 40 41
Fax 0312 397 41 5254
İstanbul Dağıtım
ALKIM BASIM YAYIN DAĞITIM
Kübra ERENER
Reklam Pazarlama ve Dağıtım
Tevfik Bey Mah. Tahsin
Tekoğlu Cad. No:2
Sefaköy/ Küçükçekmece/İST
Tel :0212 540 40 45
Fax 0212 540 39 99
www.ekonomigazetesi.net .
info@ekonomigazetesi.net
ANKARA İRTİBAT
Tel :0312 397 91 40 41
Fax 0312 397 41 5254
Ankara Dağıtım
AKDAĞ DAĞITIM ABDULGANİ AKDAĞ
Yayın Türü: Yerel Ticari Süreli
Basıldığı Yer İstanbul
Alkım Basım Yayın Dağıtım Tic.A.Ş.
Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ İSTANBUL
Tel : 0212 540 40 45 Resmi ilanlarınızı internet sitemizden de
görebilirsiniz (www.ekonomigazetesi.net)
EKONOMİ Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
6
17 EYLÜL 2014
Dış Haberler
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
HİNDİSTAN
Hindistan'ın kuzeyindeki Keşmir eyaletinde
bir hafta boyunca
devam eden şiddetli
yağışların yol açtığı sel
ve toprak kaymasında
Hint ordusu, bugüne
kadar selde mahsur
kalan 226 binden fazla
kişiyi kurtardı.
Resmi ölü sayısı 220'e
ulaşmıştı. Tahliye edilen
insanlara 508 bin litreden fazla su ve bin 54
ton gıda paketleri ve
hazır yemek verildi.
Ayrıca 8 bin 200 battaniye ile bin 572 adet
çadır dağıtıldı. 80 sağlık
ekibi ve 4 Hint ordu hastanesi yerleştirildiği belirtildi. Şimdiye kadar
sağlık ekipleri 53 bin 82
hastayı tedavi ettiklerini
açıkladı.
CİHAN
MISIR
Mısır’da gösteriler
sırasında tutuklanan
gençler için 14 gazeteci
açlık grevi yapıyor. Basın
Sendikası’nda açlık grevi
yapan gazeteciler, yeni
gösteri yasası sonrası tutuklanan gençlerin
serbest bırakılmasını ve
yasanın iptal edilmesini
talep ediyor. Mısır’da
geçtiğimiz aylarda kabul
edilen yeni gösteri yasası,
protestoların polisten izin
alınarak düzenlenmesini
öngörüyor. Ayrıca polise
10 kişiden fazla gruplara
müdahale etme hakkı
veriyor. Mısır’da
geçtiğimiz aylardaki gösterilerde çok sayıda genç
aktivist tutuklanmıştı.
Açlık grevi yapan 14
gazeteci de bu gençlerin
serbest bırakılmasını istiyor.Açlık grevi yapanlardan Sameh Hüseyin,
protesto yasasına itiraz
etmek için grev yatığını
söyleyerek, bu yasa kapsamında tutuklu gençlerin serbest
bırakılmasını istiyor.
CİHAN
ÇİN
Çin Cumhurbaşkanı Xi
Jinping'in, Tacikistan'da
düzenlenen Şanghay
İşbirliği Örgütü'ne üye
ülke devlet başkanları
zirvesinde katılımcılara
cep telefonu hediye ettiği
ortaya çıktı. Tacik
basınında yer alan
habere göre Xi, zirveye
katılan ülke mensuplarına Çin yağımı ZTE
cep telefonunu hediye
etti. Bundan önce zirvelerde ise Çin liderleri
katılımcılara, ipek,
porselen, resim ve diğer
geleneksel sanat eserleri
hediye edeken, ilk defa
cep telefonunun hediye
edilmesi dikkat çekti.
ZTE, Çin'in ürettiği cep
telefonu sanayisinin
önde gelen markasıdır.
Ülkenin en büyük telefon
üreticilerinden ZTE'nin
Nisan ayında tanıttığı
Grand SII marka cep telefonun hediye edildiği
öğrenildi. Kulislerde
yapılan açıklamaya göre,
Pekin yönetimi ZTE cep
telefonlarının tanıtımı
için böyle bir girişimde
bulundu.
CİHAN
Merkel'in partisi,
Euro karşıtı AfD'yi
ciddiye almaya
başlayacak
lmanya için Alternatif (AfD) partisinin son Thüringen, Brandenburg eyalet seçimlerinde yüzde
10’nun üzerinde oy alarak önemli bir
başarı elde etmesi iktidar partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) da tartışma
başlattı. Bu zamana kadar AfD’yi ciddiye
almayan CDU’nun, popülist partiye
karşı strateji değiştirmesi bekleniyor.
Berlin CDU çevresinde parti yönetimine
yapılan manifestoda AfD’yi yok saymanın yanlış olduğunun vurgulandığı
ifade ediliyor.
A
Wolfgang Bosbach ve Christean Wegner’in de yer aldığı manifestoyu kaleme
alanlar, CDU’nun AfD’nin parti programını dikkatli şekilde analiz edip sağ
popülist partinin muhafazakar seçmenine yönelmesini talep ettiler. AfD’nin
seçim başarılarının CDU’ya zarar
verdiğini kaydeden partililer, “Eğer biz
politik ve program olarak boş alan
bırakırsak, halk tabanı zayıflar ve sağa
kayma olabilir.” uyarısında bulundular.
ZDF’de sabah programına katılan Birlik
Partileri CDU / CSU Grup Başkanı Volker
Kauder, AfD ile olası bir işbirliğini kategorik olarak reddederek “AfD ile kesinlikle koalisyon yapmayacağız.”
ifadelerini kullandı. CDU’nun AfD ile
değil onun programıyla ilgilenmesi
gerektiğini söyleyen Kauder, parti olarak
önceliklerini ve isteklerini halka
CİHAN
söyleyeceklerini kaydetti.
Paris konferansında IŞİD ile
mücadelede 'askeri destek' vurgusu
Fransa'nın başkenti
Paris'te, radikal selefi
IŞİD örgütüne yönelik
alınacak tedbirlerin
gözden geçirildiği,
Uluslararası Irak Barış
ve Güvenlik
Konferansı
düzenlendi.
Konferansıta, Irak
hükümetine IŞİD'e
karşı askerî destek
verilmesi üzerinde
duruldu. Toplantıya
Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu
başkanlığında katılan
Türk heyetinin ise bu
konuda herhangi bir
taahhütte
bulunmadığı
öğrenildi.
dinilen bilgiye göre Türkiye, IŞİD ile
mücadelenin sadece Irak'la sınırlandırılmamasını istedi ve örgütün
Suriye'de doğduğunu hatırlattı. Esed rejimi
devam ettiği sürece de IŞİD tehdidinin
süreceğini vurguladı. "Bölgedeki sıkıntılardan Türkiye çok fazla etkileniyor. Onun
için buna sessiz kalması mümkün değil."
diyen Türk heyeti, IŞİD'e karşı kapsamlı bir
strateji gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin
IŞİD'e karşı mücadelesi ile ilgili bilgi de
veren diplomatlar ellerinde örgüte Avrupa'dan katılacağından şüphelenilen 6 bin
kişinin isimlerini olduğunu ve bunlardan
yaklaşık bin kişinin tespit edilerek sınır dışı
edildiğini dile getirdi. Musul düşer düşmez
insanî yardım için ilk koşan ülkenin
Türkiye olduğunu vurguladı ve binlerce
Ezidi'ye kucak açıldığını hatırlattı. Türkiye
ayrıca yeni Irak hükümetinin desteklenmesi gerektiğini belirtti. Bununla birlikte
Bağdat'ın da daha kapsayıcı bir siyaset
takip etmesinin şart olduğunu vurguladı.
Toplantı sonrası yayınlanan bildiride,
E
IŞİD'in Irak'ın yanı sıra uluslararası toplum
için de tehdit oluşturduğu belirtildi.
Örgütün azınlıklar da dahil olmak üzere
bölge halkına kitlesel katliam uyguladığı
kaydedildi. Bildiride katliamı işleyenlerin
hukuk önüne çıkarılacağına vurgu yapıldı.
Ayrıca, IŞİD'in işgal ettiği Irak başta olmak
üzere bölgede varlığının acilen son verilmesi gerektiği belirtilirken Irak'ta kurulan
yeni hükümete, IŞİD'le mücadelesinde
kendi talepleri ve uluslararası hukuka
uygun şekilde gerekli desteğin verileceği,
buna askeri seçeneğin de dahil olduğu aktarıldı. Bildiride, Irak'ın yeniden inşaası ve
bölgesel kalkınması için mali desteğin
sağlanacağının da altı çizildi. Ayrıca uluslararası partnerlerin, IŞİD'e karşı mücadele
yürüten Irak hükümetine destek için tam
seferberlik içinde olduklarının altı çizildi.
Konferansın kapanış konuşmasını yapan
Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise
IŞİD'in bir devlet olmadığını ve İslam'ı temsil etmediğini belirterek, bu denli tehlikeli
bir terör örgütüne karşı bazı askeri önlem-
lerin alınması gerektiğini söyledi.
Toplamda 51 ülkeden IŞİD için savaşmak
üzere insanların geldiğini vurgulayarak bu
desteğin kesilmesi gerektiğini belirtti.
Fabius, konferansda örgütün finans kaynaklarının kesilmesi üzerinde de durduklarının altını çizdi. Irak'taki insani durumu
hatırlatan Fabius, toplamda 2 milyon insanın evlerinden olduğunu kaydetti. Irak
Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi, Irak'ın
bütünlüğünün sağlanması için uluslararası
toplumun desteğine ihtiyaç olduğunu belirtti. Caferi, milliyeti ve dini ne olursa
olsun herkesin IŞİD teröründen etkilendiğine dikkati çekti. Türkiye'yi Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temsil ettiği
konferansa ev sahipi Fransa, Irak,
Amerika, Rusya, Katar, Almanya, İngiltere,
Birlemiş Arap Emirlikleri, Çin, Suudi Arabistan, Japonya, Ürdün, Danimarka, Kuveyt, Lübnan, Mısır, Umman, Bahreyn,
İspanya, Hollanda, İtalya, Kanada, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği temsilcileri katıldı.
CİHAN
Rusya: IŞİD İslamiyet’i
temsil etmiyor, devlet
olmalarına izin verilmeyecek
YENİ BULUŞLAR-TEKNOLOJİ
Cep telefonları güneş R
enerjisiyle çalışacak
usya Dışişleri Bakanı
Sergey Lavrov, Irak
ve Suriye’ye aktif
olan IŞİD terör örgütünün
İslamiyet’i temsil
etmediğini, devletlerini
kurmalarına izin verilmeyeceğini söyledi.
Fransa’nın başkenti
Paris’te Irak krizinin
çözümü için düzenlenen
uluslararası konferansa
katılan Lavrov, “IŞİD, İslamiyet’i temsil etmiyor.
Kendi devletlerini kurmalarına izin verilmeyecek. Etkin mücadele için
de terörün kaynağı ve
boyutunun anlaşılması
gerekiyor. Kapsamlı bir
stratejiye ihtiyaç var.”
dedi. Paris’te düzenlenen
konferans katılımcıları
Irak’ta terörle mücadele
konusunda her türlü
yardımı sağlama
konusunda anlaştı. Askeri
desteğin detaylarının belirlenmediği konferansta,
30 ülkenin temsilcileri
bildirgeye imza koyd
Rusya Dışişleri Bakanı
Lavrov, ABD’nin Suriye
hükümetinin izni olmadan
FRANSA
Fransa’da 31 yıllık
otobüs şoförü, otomobille 267 km/s hızla
radara yakalandı, jandarma ehliyetine el
koydu.
Bunun, Fransa'da şu
ana kadar radar
tarafından tespit
edilen en yüksek hız
olduğu belirtildi.
Başkent Paris’e 50
kilometre mesafedeki
Yvelines'te hız limitinin 130 km/s olduğu
yolda yakalanan
sürücü, mahkemeye
sevk edildi. Aracın,
söz konusu kişinin bir
yakınına ait olduğu
belirlendi.
CİHAN
vustralyalı bilim adamları, cep
telefonu, dizüstü ve tablet bilgisayarlarının, hesap makineleri
gibi güneş enerjisiyle çalışabileceğini
açıkladı.
mada, güneş enerjisiyle çalışan organik
güneş pilleri, üç boyutlu yazıcıdan
çıkarılıp taşınabilir cihazlar üzerine entegre edilerek cihazların elektrik ihtiyacını karşılayabilecek.
Güneş enerjisi alanında çalışma yapan
Melbourne Üniversitesi, İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth)
Bilim ve Endüstri Araştırması Topluluğu ve MonashÜniversitesinden bilim
adamları fotovoltaikler üzerine yaptıkları 7 yıllık araştırma sonucunda, bu
yöntemle elde edilen elektriğin cep
telefonu, dizüstü ve tablet bilgisayarları çalıştırmak için kullanılabileceğini açıkladı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Turan, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, "Organik güneş hücreleri, güneşten gelen
ışığı panel içerisinde birtakım işlemlerden geçirerek, elektrik enerjisine çeviriyor. Türkiye'de biz de
araştırma-geliştirme kapsamında
bunun üzerine yıllardır çalışıyoruz"
dedi.
Projenin uygulayıcılarından Dr. Fiona
Scholes'un Avusturalya devlet haber
kanalı, ABC News'e yaptığı açıkla-
Çalışmanın güneş enerjisinin günlük
hayattaki kullanımıyla ilgili bir örnek
veren Turan, yakın zamanda kıyafet-
A
lerin üzerinde, askeri üniformalarda ve
çatı gibi zeminlerde de kullanılabileceğini vurguladı.
ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Çırpan da mevcut güneş enerjisi sistemlerinin güneş ışığını yüzde 8 verimle
elektrik enerjisine çevirdiği söyledi ve
bu teknolojinin oranının yüzde 15'e
vardığında, Türkiye’deki mobil cihazlarda da kullanılabileceğini ifade etti.
Çırpan, güneş enerjisini etkili kullanan
Japonya, ABD, Almanya gibi ülkelerin
bu teknolojiden en fazla verim elde
eden ülkeler olduğunu ifade ederek,
Türkiye'de ise deneysel boyutta çalışmaların yürütüldüğünü, günlük hayata
uygulama konusunda da çalışmalarının devam etiğini aktardı.
IŞİD hedeflerine hava
saldırısı düzenlemesinin
uluslararası hukuka aykırı
olacağı uyarısında bulundu. Lavrov’a göre
IŞİD’le mücadelede Suriye
ve İran’ın da desteği alınmalı. Irak ve Suriye’de
IŞİD ve diğer terör örgütlerinin diğer ülkelerden
mali ve fiziki destek almadan bu denli başarı
sağlamalarının imkansız
olduğu tespitinde bulunan
Lavrov, “Bu nedenle, bu
kanalların kesilmesi öncelik…” uyarısında bulundu.
Rus bakan, aşırılıkçı ve
terör gruplarının ülkelerin
ortak aksiyonu
konusunda ortaya çıkan
farklılıklardan yararlandıklarını, ortak mücadelenin hayati önemde
olduğunu söyledi. Lavrov,
“Irak ve Suriye’de ortak
düşmanımız var. Bu
konuda çifte standart olmamalı.” dedi.
CİHAN
17 EYLÜL 2014
Politika
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Destici’den
Yalçın Akdoğan'ın
sözlerine tepki
Büyük Birlik Parti'li ve Alperen Ocaklı
kardeşlerimiz sabah saatlerinden
başlayarak tören alanından ayrılana
denk adli, idari ve emniyet birimleri üzerinde baskı kuran siyasi iktidarın yönlendirmeleriyle ve kışkırtmalarıyla
boğuşmuştur.
Hem Söğüt Belediye Başkanı hem Bilecik Belediye başkanı hem Söğüt kaymakamı, Bilecik Emniyet müdürü ve
Bilecik valisinin Genel Başkanımız
Mustafa Destici’nin ve Sayın
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun
tüm iyi niyetli girişim ve çabalarına rağmen Bilecik Milletvekili Fahrettin
Poyraz ve Başbakan Yardımcısı Yalçın
Akdoğan’ın şişkin ve provakatif tavırları dün Söğüt’te istenmeyen olayların
yaşanmasına sebep olmuştur."
"AKDOĞAN, BBP’Yİ KANSIZLIK VE
BAYRAK DÜŞMANLIĞIYLA
SUÇLUYOR"
K Büyük Birlik Partisi (BBP),
Genel Başkan Mustafa Destici'nin
Söğüt ilçesindeki 733. Ertuğrul
Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’nde
konuşturulmadığı gerekçesiyle kürsüde
yaşanan olayı değerlendiren Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın sözlerine
tepki gösterdi. Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın yaşananlar üzerine sarf ettiği
"Maalesef bazı şahıslar provokasyon
çıkarttılar, kürsüyü tekmelediler.
A
Şimdi üzerinde Türk bayrağı olan bir
kürsünün tekmelenmesi, devrilmesi,
büyük bir şuursuzluk, büyük bir densizliktir. Bu kansızlığı yapanlar değil milliyetçi olmak milliyetçi bile
geçinemezler." ifadeleri üzerine BBP
Genel Merkezi'nden yazılı bir açıklama
yapıldı.
Akdoğan'ın hezeyanlarıyla bir camiaya
hakaret etme cüretini şiddetle kınadıklarını dile getiren açıklamada, "Kendi
kusur ve kabahatlerini görmeden,
başkalarını suçlayan ve iğrenç yakıştırmalarla karşısındakileri itham etmeyi
meslek haline getiren, kendi parti
büyüklerini bile aşağılamaktan ve onlara hakaret etmekten çekinmeyen,
makamı ele geçirince kene gibi, pire
gibi milletin kanını emerek şişkinleşen
bu şahsiyetin şom ağzına yakışan kem
sözlerini ziyadesi ile kendisine iade
ediyoruz." denildi. Geçmişte merhum
Muhsin Yazıcıoğlu’nun da Söğüt'te
kürsü hakkının bazı seneler elinden
alındığına dikkat çekilen BBP açıklaması şöyle devam etti: "Söğüt’e gelen
HP Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka, vatandaşta
"Melih'dir, ne yapsa
yeridir" tarzı bir yaklaşım ve yılgınlık olduğunu savunarak
"Önce o, ruhsal sağlığının
yerinde olduğuna dair bir rapor
getirsin bize. Şimdi beni yine
dava açmakla tehdit edecek.
Ankaralıların hakkını koruduğum için bana dava açmasından onur duyarım. Ondan
korkan onun gibi olsun." dedi.
C
Nazlıaka, Ankara Tabip
Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Atasoy ve
Genel Sekreter Ebru Basa ile birlikte Mecliste basın toplantısı
düzenledi.
Bir süredir Ankara'da tartışma
konusu olan şebeke suyuyla ilgili açıklamalarda bulunan Nazlıaka, suyun vatandaşların
sağlıklarını tehdit ettiğini, su
tesisatlarında da maliyeti yük-
Açıklamada Yalçın Akdoğan'a ise "Dün
olduğu gibi bugün de hayadan nasibini
almamış, yeri geldiğinde ayaklarının
altına aldıkları bilhassa seçim zamanlarında ve işlerine her geldiğinde öpüp
başlarına koyup dillerinden
düşürmedikleri, milliyetçilik
kavramına düşman siyasilerin yaptığı
riyakârlığı bu kez kendisi tekrarlayan
Yalçın Akdoğan, ucuz ve karşılığı olmayan bahanelerle BBP’yi kansızlıkla
ve bayrak düşmanlığıyla suçlamıştır."
diye tepki ifadeleri yer aldı.
Damaca firmalarıyla yapıldığı
iddia edilen işbirliğiyle ilgili
Gökçek'in bunu ispatlamasını
isteyen Nazlıaka, "Bu noktada
söylenecek şey 'kişi kendinden
bilir işi' durumudur." diye
konuştu.
Kendisi için Gökçek'in
"Damacanın solcusu" ifadesi
kullandığını hatırlatan Nazlıaka, "Sağlık Bakanı da
damaca suyu içiyor, kullandığını söylüyor. O da mı
Damacanın solcusu?
Meclis'te basın toplantısında
düzenleyen Bal, kirli su tartışmalarıyla ilgili "Su siyaset
malzemesi değildir. Su hayattır, hava hayattır, trafik hayattır, güvenlik hayattır." diye
konuştu.
Suyun temiz olup olmadığının
bir bardaktan içerek anlaşılmayacağına dikkat çeken Bal,
bilimsel olarak, bağımsız laboratuvarlarda yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını
vurguladı.
IŞİD'in eline ihmal ile teslim
edilen 49 rehinenin hesabını
hükümetin vermesini isteyen
Bal, iktidarın milli ve manevi
duyguları çok iyi kullandığını
ifade etti. Bu masum ve saf
milletin kandırılmaya devam
ettiğini anlatan Bal, PKK'nın
bölgede yaktığı okulları hatırlattı.
Başbakanın da damaca suyu
kullandığını biliyoruz.
Başbakan da mı damacanın solcusu?" diye sordu.
Kendisine tavsiyem var;
başucuna bir bardak su
koyup yatarsa, bana
gerek kalmaz." şeklinde
konuştu.
Melih Gökçek'in tüccar zihniyeti
ve herşeyden rant sağlama
hevesiyle yönettiği Ankara'da
şimdi de belediye kaynakları ile
su ticaretine başladığını anlatan
Nazlıaka, Gökçek'in daha çok
para kazanma hevesi ile Ankaralıların sağlığını ve geleceğini
tehlikeye attığını kaydetti.
Tokar
Twitter'daki 'chponline'
adresinin CHP'nin resmi
hesabı olmadığının altını
çizen Nazlıaka, resmi olmayan
bir hesap üzerinden CHP'ye vurmaya çalışmanın bir aciziyet
göstergesi olduğunu ifade etti.
B
BBP açıklaması, "“Birliğimizi ve beraberliğimizi zedeleyecek,
kardeşliğimize zarar verecek bu tür
yanlış ve üzücü hadiselerin bir daha
yaşanmaması dileği ile Bu bedeli ödemeye hazır tüm omurgalı insanlara, bir
obadan Devlet-i Âli Osmaniye’yi kuran,
Hayme Analara, Ertuğrul Gazilere,
Osman Gazilere, Şehit Liderimiz
Muhsin Yazıcıoğlu’na, tüm Gazi
Alperenlere, her yıl Söğüt’e gelerek
Söğüt ruhunu yaşayan ve yaşatan on
binlerce insanımıza selam olsun.” şeklinde sona erdi.
CİHAN
Ankara'daki hanelerin yüzde
70'inin damaca suyu tükettiğini
anlatan Nazlıaka, "Gökçek gece
şeker ilaçlarını içmek için ağzını
musluğa dayayıp şebeke suyu
içiyormuş.
Gökçek'in elbet birgün bu yaptıklarının hesabını vereceğini
belirten Nazlıaka, vatandaşta
"Melih'dir, ne yapsa yeridir"
tarzı bir yaklaşım ve yılgınlık
olduğunu savundu. Nazlıaka,
şöyle devam etti:
"Bir de utanmadan benden yaşadığımız rahatsızlığa yönelik sağlık
raporu istiyor. Ben ona binlerce
vatandaşımızın raporunu getiririm.
Ama önce o, ruhsal sağlığının
yerinde olduğuna dair bir rapor
getirsin bize. Şimdi beni yine
dava açmakla tehdit edecek.
Ankaralıların hakkını koruduğum için bana dava açmasından onur duyarım. Ondan
korkan onun gibi olsun."
Aile Bakanlığı'nın Hizmet
Hareketi ile irtibatlı olduğunu
düşündüğü kişileri '111' kodu ile
işaretlemesiyle ilgili Nazlıaka,
"Fişlenme bu ülkede artık sistematik bir duruma dönmüş durumda." dedi ve bakanlığı
kınadı. Döne YILDIRIM-EKONOMİ
İdris Bal:
Valiler
vatandaşları
fişliyor
ağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal, fişlemenin alabildiğine, gırla
gittiğini belirterek valilerin
fişleme yaptığını söyledi. Bal,
valilerin insanları "Şuraya kurban veriyor, burs veriyor, şu
gazeteyi okuyor" denerek
fişlediğini ifade etti.
"Yalçın Akdoğan laf ebeliğini bıraksın
da Türkiye Musul Konsolosluğu'nda
gönderden indirilen şanlı bayrağın ve
49 vatandaşın hesabını versin, Diyarbakır'daki, Ağrı'daki ve yurdun dört
bir yanında ayaklar altına alınan,
yakılan bayrakların hesabını versin."
diye süren açıklama BBP'lilerin, birileri
gibi milletvekili, bakan ya da iktidar
sahibi olunca Söğüt’e gelenlerden olmadığına işaret edildi.
Kerry’nin Türkiye
ziyareti manidar
sek sorunlara yol açtığını ifade
etti. Melih Gökçek'in hem suçlu
hem de güçlü olduğunu dile getiren Nazlıaka, Gökçek'in kendilerine yönelik sözlerine cevap
verdi. Gökçek'in iftira attığını
vurgulayan Nazlıaka, hem suçlu
hem güçlü siyaseti yaptığını
söyledi.
CHP’li Hurşit
Güneş:
Seçimlere
kadar işsizlik
6 milyona
yaklaşabilir
7
HP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Hurşit
Güneş, seçimlere dek toplam gerçek
işsizliğin 6 milyona yaklaşabileceğine
dikkat çekerek "Yani yüzbinlerce kişi daha
önümüzdeki aylarda işsiz ordusuna katılacaktır. Hükümet gerçekleri saklamaya
çalışmakta, kurumlar da buna alet olmaktadır." dedi.
C
Güneş, TÜİK'in bugün yayınladığı işgücü
istatistikleri ile ilgili değerlendirme yaptı.
Ekonomide büyüme performansında
düşüşün bilindiğini dile getiren Güneş,
hatta açıklanan büyüme verilerinin tahminlerin de altında geliştiğini ifade etti.
Bu bir yandan dış açığın küçülmesine
neden olsa da asıl sıkıntı oluşturan tarafın
işsizliğin artması olduğunu dile getiren
Güneş, şöyle devam etti: "Geçen yıla göre
işsizlik artışı yüzde 1,2; yani toplam 414
bin kişi daha bu yıl işsiz ordusuna
katılmış. Geçen yılın Haziran ayında resmi
ve açık işsizlik oranı yüzde 8,3'tü. Bu yıl
aynı ayda bunun yüzde 9,1'e çıktığı
görülüyor.
Önümüzdeki aylarda özellikle sonbahar
verileri ortaya çıktığında işsizliğin daha da
artacağı görülecektir. Asıl önemlisi şu;
daha önceleri TUİK bir insanın işsiz sayılması için 3 ay iş arama zorunluğu tanımını
getiriyordu. Şimdi EUROSTAT tanımı getirilmiş durumda: yani 4 hafta iş arama işsiz
sayılmak için yeterli.
O halde de işsizlik yüzde 9,1 değil, yüzde
9,9 ediyor. Bu değişikliklere rağmen,
hükümetin ısrarla hala eski tanımlı işsizlik
verisi yayınlaması ahlaken çok ayıp!
Türkiye'de işsiz sayısı 2,654 milyon değil,
2,854 milyondur! TÜİK bu değişikliği belirtmeyerek açıkça 200 bin işsizi örtbas etmektedir."
İşsiz olup da iş aramayan ama bulsa çalışacak olan "umutsuzlar"ın da (2,514 milyon
kişi) göz ardı edildiğini anlatan Güneş,
bunlar dâhil edildiğinde gerçek işsiz
sayısının 5,4 milyona yaklaştığını kaydetti.
Neresinden bakarsanız bakın, 2003 yılından bu yana, yani bu iktidarın başlangıcından bu yana toplam işsiz sayısının 2
milyona yakın daha fazla olduğunu belirten Güneş, "Önümüzdeki aylarda işsizliğin artacağını belirtmek için müneccim
olmaya gerek yok. Seçimlere dek toplam
gerçek işsizlik 6 milyona yaklaşabilir.
Yani yüzbinlerce kişi daha önümüzdeki aylarda işsiz ordusuna katılacaktır. Hükümet
gerçekleri saklamaya çalışmakta, kurumlar
da buna alet olmaktadır. Ekonomide performans hızla düşmektedir ve hükümet yapacağını bilmediği gibi her kafadan ayrı
ses çıkmaktadır." dedi.
CİHAN
İktidarın terör örgütünü
güçlendirdiğini, sıkışan örgütü
kurtardığını vurguladı.
Örgütün bölgede hakim hale
gelmeye başladığını anlatan
Bal, halkın bu pis oyunu göreceğini, görmemesi halinde bedelini ödeyeceğini söyledi.
"Kurt puslu, dumanlı havayı
sever. Ama pus bir gün her yeri
kaplarsa bedeleni hepimiz
öderiz." diyen Bal, bölgede
yapılan kaçakçılığa dikkat
çekti.
Teftişlerin 2005'te 27 bin iken
şimdi 8 bine düştüğünü dile
getiren Bal, denetimlerin azalmasının kazaya davetiye çıkarmak anlamına geldiğini
kaydetti. Türk siyasetinde yeni
bir rönensa, reforma ihtiyaç
olduğunu dile getiren Bal,
lider sultası değil parti için
demokrasi olması gerektiğini
vurguladı.
Kurumsallaşmış parti olması
gerektiğini anlatan Bal, yeni
Türk siyasetinde projenin
varolması gerektiğini ifade etti.
"Fişleme devam ediyor; alabildiğine, gırla gidiyor." diyen
Bal, İçişleri Bakanlığının,
valilerin fişleme yaptığını vurguladı. Valilerin halkı
fişlediğini belirten Bal, insanların "Şuraya kurban veriyor,
burs veriyor, şu gazeteyi
okuyor" denerek fişlendiğini
ifade etti.
Aile Bakanlığı'nın kod
verdiğini anlatan Bal, kod deyince aklına Hitlerin geldiğini
söyledi. "Bizim Aile Bakanlığı
111 kodu vermiş camia olarak
bilinenlere." diyen Bal, iktidarın en büyük kaygısının 2015
seçimleri değil HSYK seçimleri
olduğuna dikkat çekti.
"Tuzun koktuğu an bir felakattir." diyen Bal, HSYK seçimleri
için gayet güzel çalıştıklarını
belirterek çünkü karşımızdaki
iktidarın psikolojik savaşı çok
iyi bildiğini kaydetti.
Hukuku kontrol altına almak
isteyen bir zihniyet olduğunu
vurgulayan Bal, bu baskı
karşısında hukukçuların dik
durmasını istedi.
Hukuk devleti, demokratik
ilkeler, şeffaflık, medya-yargı
bağımsızlığının ortak payda
için yeterli olacağını dile getiren Bal, her doğumun sancılı
olduğunu hatırlattı; bugün
yapılan yanlışların hukukun,
demokrasinin kıymetini hatırlattığını kaydetti.
CİHAN
8
17 EYLÜL 2014
Gündem
17 EYLÜL 2014
Gündem
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
9
Bedelli askerlikle ilgili İstanbul'un verileceğini beklemiyordum Okul açmak isteyen yasal duruma uyacak
ihtiyacı değerlendireceğiz
Adalet Bakanı
stanbul Valisi Şahin, "İstanbul,
İbirisi.
dünyanın çok önemli şehirlerinden
İstanbul'un o ağır yükünün
omuzlarımıza verileceğini beklemiyordum" dedi.Valiler Kararnamesi ile
Malatya Valiliğinden İstanbul Valiliğine atanan Vasip Şahin, Valilik
makamında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, atama kararının, kendisi, ülke, Malatya ve İstanbul için
hayırlı olmasını diledi.Temennisinin,
İstanbul'da ellerinden gelen imkanlarla en iyi şekilde hizmet edebilmek
olduğunu belirten Şahin, "Cenabı
Başbakan Davutoğlu, bedelli
askerlikle ilgili, "Milli Savunma
Bakanımızdan da Genelkurmay
Başkanımızdan da kapsamlı bir
brifing aldıktan sonra bu
konudaki ihtiyacı değerlendireceğiz" dedi.
aşbakan Ahmet Davutoğlu, bedelli askerlik
uygulamasına ilişkin, "Milli Savunma
B
Bakanımızdan da Genelkurmay Başkanımızdan
da kapsamlı bir brifing aldıktan sonra bu
konudaki ihtiyacı değerlendireceğiz. Bu
çerçevede atılması gereken adımlar varsa bunları
birlikte gözden geçireceğiz. Ama öncelikle bu
konuda gerçek tablonun ne olduğu hususunda
daha geniş, kapsamlı bir brifing alacağım" dedi.
Davutoğlu, KKTC'ye hareketinden önce
Esenboğa Havalimanında açıklamalarda
bulundu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güzel
bir geleneğinin olduğunu, hükümetler ya da
cumhurbaşkanı göreve başladığında, ilk ziyareti
KKTC'ye yaptığını belirten Davutoğlu, sembolik
önemi çok yüksek olan bu ziyaretin, KKTC'nin
bağımsızlığına, Kıbrıs halkının haklı davasına
verilen desteğin bir ifadesi olduğunu söyledi.
Bu çerçevede ilk yurt dışı ziyaretini KKTC'ye
yaptığını belirten Davutoğlu, KKTC ile Kıbrıs
Rum Kesimi arasında yürütülmekte olan
müzakerelerle ilgili son gelişmeleri istişare
edeceklerini ifade etti.Kıbrıs sorununun 40
yıldır, Birleşmiş Milletler çerçevesinde ciddi
müzakere süreçleri yaşadığını hatırlatan
Davutoğlu, "En ileri aşamaya geldiği nokta, 2004
yılında, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nin son derece olumlu tavrıyla
gelinen noktaydı. Maalesef, Kıbrıs Rum Kesimi, o
gün Birleşmiş Milletler planına 'hayır' demiş
olduğu için bu kriz bugüne kadar gelmek
durumunda kaldı" dedi.Son dönemde Birleşmiş
Milletlerin çabaları, Türkiye'nin yoğun desteğiyle
müzakerelerin yeni bir ivme kazandığını dile
getiren Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş
Eroğlu'ndan bu müzakerelerle ilgili detaylı bilgi
alacağını söyledi.Müzakerelerin her aşamasında,
Dışişleri Bakanı olarak da birçok kez KKTC'ye
gidip, müzakerelere ivme katmak için çaba
gösterdiklerini anımsatan Davutoğlu,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da
geçen hafta yaptığı ziyarette bu konuları Eroğlu
ile paylaştığını, bugün daha detaylı şekilde bu
konuları ele alacaklarını kaydetti.
"KKTC ekonomisi çok ciddi büyüme sağladı"
Ziyarette, KKTC'nin ekonomik ve siyasi anlamda
kalkınmasına verdikleri desteği de ifade
edeceklerini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Son 12-13 yıl içerisinde Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nde, ciddi bir ekonomik kalkınma
hamlesi yaşandı. Türkiye'deki kalkınmaya
paralel olarak, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nde de ekonomi, daha önceki
dönemlere göre çok ciddi bir büyüme sağladı.
Tabii çok önemli projelerle Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'ne destek sağlıyoruz. Bu projelerin
başında da su borularıyla Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nin fiilen Anadolu'ya bağlanması ve
adanın su ihtiyacının, Anadolu'nun temiz, pür,
helal suyuyla karşılanmış olmasıdır. Bu
gelişmeleri de tabii bugün takip edeceğiz."
KKTC'nin bütün engellemelere, baskılara
rağmen demokratik standartları
gerçekleştirdiğini, 30 yıldır şeffaf, adil seçimlerle
birçok kez cumhurbaşkanı ve başbakan değişimi
yaşadığını, köklü bir demokrasiyi kendi içinde
kurduğunu ifade eden Davutoğlu, başta KKTC
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı
Sibel Siber ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu
olmak üzere, bütün siyasi liderlerle görüşmeler
yapacaklarını bildirdi.
Davutoğlu, "Hem Kıbrıs'ın her iki kesimine, hem
Doğu Akdeniz'e, Türkiye ile Yunanistan
arasındaki ilişkileri de içine alacak şekilde, hem
Avrupa'ya, Avrupa Birliği sürecinde Kıbrıs
sorunun taşıdığı önem dolayısıyla, hem de
dünyaya büyük krizlerle uğraşmakta olan
Birleşmiş Milletler sistemine, Kıbrıs sorununun
çözümünün bütün bu süreçlere yapacağı katkı
konusunda güçlü bir çağrıda bulunacağız.
Akşam da ülkemize döneceğiz" diye konuştu.
Sorular
Açıklamalarının ardından gazetecilerin
sorularını yanıtlayan Davutoğlu, bedelli
askerlikle ilgili bir çalışma olup olmadığının
sorulması üzerine konuyla ilgili dün hükümet
sözcüsünün bir açıklama yaptığını hatırlattı.
Hükümeti kurduktan sonra bütün
bakanlıklardan, birimlerden bilgiler aldığını
anlatan Davutoğlu, bu hafta Milli Eğitim
Bakanlığını ziyaret etmeyi düşündüğünü dile
getirdi.Davutoğlu, "Bu çerçevede Milli Savunma
Bakanımızdan da Genelkurmay Başkanımızdan
da kapsamlı bir brifing aldıktan sonra bu
konudaki ihtiyacı değerlendireceğiz. Bu
çerçevede atılması gereken adımlar varsa bunları
birlikte gözden geçireceğiz. Ama öncelikle bu
konuda gerçek tablonun ne olduğu hususunda
daha geniş kapsamlı bir brifing alacağım" diye
konuştu.
"Kredilendirme kuruluşları objektif
değerlendirme için var"
Davutoğlu, uluslararası kredilendirme
kuruluşlarının değerlendirmeleriyle ilgili
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
açıklamalarının hatırlatılması üzerine de
Erdoğan'ın kredilendirme kuruluşlarıyla ilgili
açıklamalarının bütününe bakmak gerektiğini
söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın bir çağrısı var
orada, biz de bu çağrıya güçlü şekilde
katılıyoruz. Bu kredi değerlendirme kuruluşları
objektif değerlendirme yapmak için vardırlar ve
itibarları da buradan gelir. Objektif ekonomik
değerlendirme şu demektir; ülkenin ekonomik
bakımdan aldığı mesafe, siyasi istikrar birçok
parametreler göz önünde bulundurularak
değerlendirme yapılır. Bugün ister iç piyasada,
ister dış piyasada kime sorarsanız sorun
piyasalardaki genel hava, Türkiye'nin bu kredi
değerlendirme kuruluşlarından hak ettiği kredi
notunu almadığı yönündedir. Bu sadece
hükümetimizin görüşü değildir. Bütün
piyasalarda hakim kanaat budur. Maalesef başka
ülkeler söz konusu olduğunda çok cömert
davranan bu kuruluşlar, Türkiye söz konusu
olduğunda uluslararası piyasalara da yanlış
mesajlar vererek, sinyaller göndermektedir. Bu
doğru değil. Eğer objektif bir değerlendirme
yapılırsa bizim bu kuruluşlarla ilişkilerimiz
derinleşir, güçlenir. Nitekim geçmişte de tavrımız
hep açık ve net olmuştur."Başbakan Davutoğlu,
Türkiye'nin son derece kritik iki seçimi büyük bir
başarıyla, demokratik olgunlukla atlattığını,
siyasi istikranın daha da güçlendiğini,
piyasalarda güvenin arttığını, borsada yükselişin
yaşandığını anlattı.Türkiye'de şu anda herkesin
geleceğe bakışının iki seçim öncesindekinden
çok daha parlak olduğunu ve kimsede kriz
beklentisi bulunmadığını vurgulayan Davutoğlu,
şunları söyledi:"Hal böyleyken bu kredilendirme
kuruluşları, yaptıkları değerlendirmelerde bunu
hiç göz önüne almayan değerlendirmeler
yapıyorlar. Ama herhangi bir türbülans, ufak
gerilim olduğunda dahi birden şiddetli tepki
verme yoluna gidiyorlar veya negatif mesaj
verme yoluna gidiyorlar. Bizim bu kuruluşlardan
beklentimiz, siyasi nitelikli olmayan, piyasaları
yanlış yönlendirmeyen, objektif değerlendirme
yapmalarıdır. Objektif değerlendirme bu açıdan
kendilerinin itibarı bakımından da önemlidir.
Eğer bu bir karneyse, ben de bir akademisyen
olarak karne değerlendirmelerini çok yakın
bilirim. Eğer muhatabınız öğrencileriniz
arasında ayrım yaparsanız objektifliğinizi
kaybedersiniz.
Hakk mahcup etmesin. Bu takdirlerde
bulunan Sayın İçişleri Bakanımıza,
hükümetimizin çok değerli üyelerine,
Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza, bu noktada desteklerinden ve bize vermiş oldukları bu
görevden dolayı, onlara çok teşekkür
ediyorum. İnşallah onlara karşı da
milletimize ve İstanbullulara karşı da
mahcup olmayız" diye konuştu.Şahin,
öncelikle Malatyalılara ve Malatya
halkına çok teşekkür etmek istediğini
belirterek, şunları söyledi: "Buradaki
görev sürem boyunca her an yanımda
oldular. Yapıcı eleştirileriyle, takdirleriyle, destekleriyle hep yanımda
oldular. Ben, gerçekten, yüreğimi burada, Malatya'da bırakarak ayrılacağım. İnşallah Malatya'ya çok daha
güzel hizmet eden insanlar gelecektir.
Bizden sonra gelen valimiz de gayretli
ve tecrübeli bir insan. İnşallah
Malatya, hak ettiği hizmetin daha fazlasına ulaşacaktır ama dediğim gibi
Malatya'da kalbimin en azından bir
parçasını bırakmış oldum. Bütün
Malatyalılara, sizin aracılığınızla özellikle teşekkür ediyorum. Haklarını
helal etmelerini diliyorum. Malatya,
hem bulunduğu konum itibarıyla hem
yetiştirmiş olduğu insan yapısı
itibarıyla gerçekten övünülecek bir
şehir, hemşehrisi olunmakla gurur
duyulacak bir şehir. Dolayısıyla, ben
Malatya'ya her anlamda teşekkür
ediyorum."Bir gazetecinin, atama
kararıyla ilgili "Siz, böyle bir şey bekliyor muydunuz?" sorusu üzerine,
kararı beklemediğini ifade eden
Şahin, şöyle devam etti:"İstanbul
biliyorsunuz Türkiye'nin değil,
dünyanın çok önemli şehirlerinden
birisi ve dünya başkenti. Dolayısıyla
İstanbul'un o ağır yükünün omuzlarımıza verileceğini doğrusu beklemiyordum ama dediğim gibi,
büyüklerimizin takdiri.
Obama'nın IŞİD
stratejisine dair
kuşkular sürüyor
düşünüyorum. Çözüm sürecine karşı olan
çevrelerin de katkısıyla halkı, bu sürecin ve
hükümetin aleyhine dönüştürmek için bir
çaba olduğunu düşünüyorum" dedi.
Bazı uzmanlar, köşe yazarları ve
Kongre üyeleri, ABD’nin sadece IŞİD
hedeflerini havadan vurarak ve karada
Irak güçleri ile Suriyeli muhaliflerden
“medet” umarak örgütün yok
edilemeyeceğini düşünüyor. Bu
kesimlere göre, ya ABD sahaya sınırlı
sayıda özel birlik göndermenin yolunu
Özel öğretim kurumlarında Kürtçe eğitim
yapılmasına imkan veren düzenlemenin son
demokratikleşme paketi içerisinde
yasalaştırıldığını hatırlatan Bozdağ, bunun
Türkiye için tarihi bir adım olduğunu aktardı.
Bugüne kadar Türkiye'de kimsenin bu
konuyu ağzına alıp konuşamadığını anlatan
Bozdağ, şunları dile getirdi:
"Televizyonlardaki Kürtçe yayını belirli
saatlerden 24 saate çıkardık. Radyolar da
öyle. Dil üzerinde başka birçok adım atıldı.
Nihai bir adım olarak özel eğitim
kurumlarındaKürtçe eğitimin yolu açıldı. Bu
ilk kez uygulanıyor. İlk kez uygulandığı için
de bazı aksaklıklar olabilir. Yasalara uygun
olmak kaydıyla bunların yapılması doğrudur.
Ortada bir yasa varsa herkes uyacak, herkes
de bu yasayı uygulayacak. Bu konuda
kapatma ile ilgili konuları arkadaşlardan
detaylı olarak öğrenmiş olacağız. Yasalara
uygun olan bir işi milli eğitimin veya idarenin
engellemesi mümkün değil."
Gazetecilerin "Kürtçe eğitim vereceği öne
sürülen 'okul' çözüm sürecinde bir yol kazası
mı?" şeklindeki sorusu üzerine Bakan
Bozdağ, çözüm sürecinin son derece önemli
bir süreç olduğunu hükümetin bu sürece
büyük önem verdiğini vurguladı.
ortada duranlar, farklı noktadan bakanlar
yan yana geldiler ve birbirlerine
düşüncelerini söyleme imkanı buldular. Bu,
konunun anlaşılması ve tartışmanın sağlıklı
şekilde yürümesi, Türkiye'nin bu konuyla
yüzleşmesi bakımından çok büyük bir
fonksiyon icra etti."
Çözüm süreci
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere
Diyarbakır'a gelen Bozdağ'ı havalimanında
Vali Vekili Mehmet Demir, İl Emniyet Müdürü
Halis Böğürcü, Cumhuriyet Başsavcısı
Ramazan Solmaz, AK Parti Milletvekilleri
Galip Ensarioğlu, Süleyman Hamzaoğulları,
Mine Lök Beyaz ve Oya Eronat karşıladı.
Çözüm sürecinin ilk kez hükümet
programında yer almasının konuya verdikleri
önemi gösterdiğini kaydeden Bozdağ,
mecliste bu konuda araştırma komisyonu
kurulduğunu ifade etti.
"Devlet projesi bu yasa ile milletin projesine
dönüşmüştür"
Çözüm sürecinde pek çok adım atıldığını dile
getiren Bozdağ, son olarak mecliste çözüm
süreciyle alakalı çok önemli ve tarihi bir yasa
çıktığını belirtti.
Bozdağ, şunları söyledi:
bulmalı ya da bölge ülkelerinin de
sahadaki çatışmalarda elini taşın
altına sokmasını sağlamalı.
tartışılmaya devam ediyor.
IŞİD ile mücadele kararı, ABD’nin
denizaşırı ülkelere her türlü
müdahalesine soğuk bakanlar hariç
genel anlamda benimsendi. Ancak,
IŞİD ile mücadele için ortaya konulan
strateji içinde netlik kazanması
beklenen noktalar bulunuyor.Stratejiye
dair ilk çekince, sahada Amerikan
askeri olmadan başarı sağlanıp
sağlanamayacağı.
"Özel eğitim kurumlarında Kürtçe eğitimin
yolu açıldı"
Bozdağ, "Özel
eğitim kurum larında Kürtçe
eğitimin yolu
açıldı. Yasal
düzenlemeyi
bu işin önünü
açmak için
yaptık. Okul
açmak isteyen
bu yasal duruma uyacak"
dedi.
dalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kürtçe eğitim
vereceği öne sürülen "okul"a ilişkin,
A
"Bunun bir algı operasyonu olduğunu
ABD Başkanı Obama’nın,
IŞİD terör örgütüyle mücadele planı, ülkede genel
anlamda kabul görse de
planın ayrıntıları ve uygulan abilirliğine yönelik soru ve
kuşkular sürüyor.
BD Başkanı Barack Obama’nın,
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör
A
örgütüne ilişkin açıkladığı strateji
yapılacak ve çalışmalar bundan sonra devam
edecektir" diye konuştu.
Ilımlı muhaliflerin belirlenmesi ana
endişelerden
Stratejiye yönelik ikinci ve belki de en
çekinceli konu, Suriyeli ılımlı
muhaliflerin nasıl belirleneceği ve
eğitileceği.Özgür Suriye Ordusu
genelinde birbirinden farklı birçok
grubun bulunduğu ve hangisinin
ABD’nin istediği tarzda “ılımlı”
olduğunun keşfedilmesinin zor
olacağı, zaman alacağı ve sonrasında
da bunların eğitilmesinin zaman
gerektirdiği belirtiliyor. IŞİD ile
mücadele stratejisinin en az 3-5 yıllık
bir süreci kapsadığına dikkati çeken
yorumlar göz önüne alındığında, bu
durum, Washington’da bazı kesimlerde
ABD’nin bölgede yeni ve içinden
çıkamayacağı bir bataklığa mı
sürükleneceği yönündeki üçüncü
soruya yol açıyor. Böylesine kapsamlı
bir stratejinin ABD’ye ne kadara mal
olacağı ise yönetimin bu konuda kesin
bir takvim ve bilanço sunmaması
nedeniyle tartışmalara neden oluyor.
Bu noktada ABD’nin stratejisinin
ancak güçlü koalisyon varlığına bağlı
olduğu ortaya çıkıyor. Bu koalisyonun
nasıl olacağı, hangi ülkelerin ne kadar
katkı sağlayacağı ise merak ediliyor.
ABD savaşta mı değil mi?
Washington’daki başka bir soru da
ABD’nin yeniden savaşa girip
girmediği.Obama, IŞİD stratejisini ilk
açıkladığında, bunu Yemen’deki gibi
“terörle mücadele faaliyetleri”
şeklinde tanımlayarak, savaş
teriminden uzak durmuş, hatta bu
stratejisinin “Irak ve Afganistan’daki
savaşlardan farklı olacağını”
açıklamıştı.
Saygısız ve çirkin üslubu kınıyorum
Valiliği ziyaret eden Bakan Bozdağ, şeref
defterini imzaladıktan sonra yaptığı
açıklamada, bir dizi ziyaretlerde bulunmak
üzere ülkenin en önemli tarih, medeniyet ve
kültür merkezlerinden biri olan Diyarbakır'a
geldiklerini söyledi.
Bozdağ, gün boyu ilde gerçekleştirecekleri
ziyaretlerde bakanlık olarak gerçekleştirilen
çalışmaları yerinde görme, ihtiyaçları tespit
etme imkanı bulacaklarını belirtti.
"Bugüne kadar Türkiye'de çözüm süreciyle,
Kürt sorunu ile ilgili böylesine bir sahiplenme
ve çalışma yapılmadı. Parlamentoda siyasi
partiler bu konuda görüşlerini, önerilerini
ortaya koydular ve bir rapor hazırlandı. Bunu
son derece önemli bir adım olarak görüyoruz.
Akil İnsanlar heyetleri de önemli bir görev ifa
etti. Türkiye'nin 81 ilinde ve pek çok ilçesinde
ilk kez insanlar bu konuyu yüz yüze konuşma
fırsatı buldu. Savunanlar, karşı çıkanlar,
"Esasen hükümetin yürüttüğü bu devlet
projesi bu yasa ile milletin projesine
dönüşmüştür. Artık bu proje, Türk milletinin
birlikte yürüttüğü ortak bir barış ve çözüm
projesidir" ifadesini kullanan Bozdağ,
milletin buna sahip çıktığını vurguladı.
Bozdağ, "Bu proje çerçevesinde Bakanlar
Kurulu kararı önümüzdeki günlerde
muhtemelen çıkacaktır. Bu kararda bir takım
görevlendirmeler de bu yasaya istinaden
Uyuşturucu özelliği olan tüm
ürünleri yasak kapsamına alıyoruz
Başbakan Yardımcısı
Akdoğan, BBP Genel
Merkezince yapılan
açıklamada kullanılan
saygısız ve çirkin üslubu
kınadığını bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan,
Akdoğan, AA muhabirinin, 733.
Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük
Şenlikleri törenin yaşanan tartışmayla
ilgili BBP'den yapılan açıklamaya
yönelik değerlendirmesini sorması
üzerine, bunun en az kürsü tekmeleme
olayı kadar üzüntü verici olduğunu
vurguladı."Üzerinde Türk Bayrağı olan
konuşma kürsüsünün tekmelenmesini
şuursuzluk ve densizlik olarak
nitelemem, doğrudan olayı yapan
şahsa ve olayın kendisine yöneliktir"
ifadesini kullanan Akdoğan, şunları
kaydetti:"BBP sözcülerinin, olayı
gerçekleştiren şahsın kendileriyle ilgisi
olmadığına yönelik açıklamalarının
ardından yaptığım açıklamanın hiçbir
yerinde BBP'ye bir atıf veya ima
"Kaldı ki Sayın BBP Genel Başkanı'na
yönelik olumsuz hiçbir tavrımın söz
konusu olmadığı bu törende protokol
tribününde sebep olunan taşkınlıklar
ve izleyicileri tahrik eden davranışlar
da ayrıca eleştirilmeyi fazlasıyla hak
etmektedir. Yapılan basın
açıklamasında bu kadar hakaretamiz
ve eleştiri sınırlarını aşan ifadelerde
bulunulması Büyük Birlik Partisi'nin
kurumsal şahsiyetine yakışmadığı gibi
merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatı
boyunca temsil ettiği değerlerle de
örtüşmemektedir.
İçinde Ertuğrul Gazi, Hayme Ana,
Osman Gazi gibi önemli şahsiyetlerin
geçtiği bir açıklamada bu şahsiyetlerin
manevi öğretileriyle hiç bağdaşmayan
ölçüsüz ve sorumsuz bir üslup
kullanılmasını aziz milletimizin
takdirine bırakıyorum."
"Bunun bir algı operasyonu olduğunu
düşünüyorum"
Bozdağ, şu ana kadar bu konuda resmi bir
başvuru yapılmadığına, okul açmanın şartları
olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı
olarak faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla okul
açmak isteyen bu yasal duruma uyacak.
'Kafama göre okul açıyorum, öğrenci
alıyorum' denilirse orası hukuk devleti olmaz.
Hukuk devletiysek hepimiz hukuk devletine
sahip çıkıyorsak o zaman hukukun
kurallarına da uymamız lazım. Bunun bir algı
operasyonu olduğunu düşünüyorum. Çözüm
sürecine karşı olan çevrelerin de katkısıyla
halkı, bu sürecin ve hükümetin aleyhine
dönüştürmek için bir çaba olduğunu
düşünüyorum."Her yıl eğitim öğretim yılı
başlarken bu manada bir takım protestolar,
bir takım olayların yaşandığını anımsatan
Bozdağ, bu adımların bir daha bu tür olaylar
yaşanmasın diye atıldığını vurguladı.
Sağlık Bakanı
Müezzinoğlu " Uyuşturucu özelliği söz
konusu olan tüm
ürünleri, kimyasal
olarak yasak kapsamına alıyoruz"
dedi.
dikkati çekerek, böyle bir durumla
karşılaşıldığında telefonla yardım
alınabilecek bir hattın olmasını istediklerini bildirdi.Hattı arayan
kişinin, huzursuzluk duymadan,
güven içinde konuşabilmesinin önemini vurgulayan Müezzinoğlu,
"Kendi kimliğinin bilinmeyeceği bir
sistemle ALO sistematiğini ve ondan
sonra da tedbir alma dinamiklerini
güçlü hale getirecek bir altyapı
çalışmasını değerlendirdik" dedi.
bulunmamaktadır. 'Şahsın bizimle
ilişkisi yok' beyanını yalanlarcasına
BBP Genel Merkezinin yaptığı
açıklamada şahsıma yönelik
tekrarından bile haya duyacağım,
terbiye ve edep sınırı tanımayan
ifadeler yer almaktadır. Türk milletinin
milli ve manevi değerlerinde yer
almayan bu saygısız ve çirkin üslubu
kınıyorum."
"Aziz milletimizin takdirine
bırakıyorum"
Söz konusu törenlere başbakan
yardımcısı ve milletvekili olmadan
önce de defalarca katıldığına dikkati
çeken Akdoğan, "Bu törenlerin birlik ve
beraberlik duygularıyla idrak edilmesi
gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şöyle
konuştu:
"Zaman zaman bazı çevreler yasalara aykırı,
yasaların arzu ettiği şartları yerine
getirmeyen adımlar atıp daha sonra da bunu,
'Yasa çıktı ama attığımız adımlara izin
vermiyorlar', 'Yasa çıktı ama adım
atamıyoruz' gibi halk arasında farklı bir algı
operasyonu da yapıyorlar" diyen Bozdağ,
basın mensuplarının ve konuya ilgi
gösterenlerin bu konudaki müracaatların
yasanın öngördüğü şartları taşıyıp taşımadığı
hususunda bir değerlendirme yapmalarında
fayda olduğunu düşündüğünü söyledi.
"Aile Sağlık Merkezlerinden yararlanılacak"
ağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Anadolu Ajansı Editör
Masası'na konuk oldu. Türkiye'nin
uyuşturucu kullanımında dünya
örneklerine bakıldığında henüz çok
riskli bir durumda olmadığını vurgulayan Müezzinoğlu, ancak
denetleme ve koordinasyonun önemine işaret etti.
S
Aksi halde 5-10 yıl sonra Türkiye'nin
de riskli bir ülke haline gelebileceği
uyarısında bulunan Müezzinoğlu,
bu nedenle son 2 aydır konu üzerindeki çalışmaların artırıldığını
anımsattı.
Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda, TBMM Sağlık Komisyonu
Başkanı Necdet Ünüvar'ın başkanlığında 7 bakanlıktan üst yöneticilerin, yoğun çalışmalar yürüttüğünü
hatırlatan Müezzinoğlu, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Geçtiğimiz
Çarşamba günü yedi Bakan yeniden
toplanarak, son şeklini Bakanlar
Kurulu'na sunacak hale getirdik.
Dün de Bakanlar Kurulu'na sunduk.
Taslağı, tüm Bakanlarımıza verdik.
Bu hafta bakanlarımız, gerekli incelemeleri yapacak."
Bu kapsamda Gümrük ve Ticaret
Bakanlığından farklı önerilerde bulunabiliceklerine dair geri bildirim
aldıklarını dile getiren Müezzinoğlu,
"Milli Savunma Bakanlığımız da
özellikle askerde erlerin eğitimi
konusunda önerileri olabileceğini
bildirdi" diye konuştu.Müezzinoğlu,
gelecek hafta tüm Bakanların değerlendirmelerinin alınacağının altını
çizerek, "Bakanlar Kurulu sonrası,
inşallah Acil Eylem Planı'nı uygulamaya sokmuş olacağız" acıklamasında bulundu.
"Bakkaldan çikolata alır gibi kolay
ulaşılabilir olmamalı"
Mücadelede temel başlıklardan
birinin bireyi uyuşturucuya
muhatap olmadan korumak
olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu,
bunda Milli Eğitim Bakanlığı, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile
İçişleri Bakanlığının önemli rol oynayacağını söyledi. Bir diğer önemli
başlığın da önleyici tedbirler
olduğuna işaret eden Müezzinoğlu,
"Kişi, uyuşturucuyu mahallesinde,
okulun köşesinde yakın çevresinde
bulamamalı. Bakkaldan çikolata
alındığı gibi çok kolay ulaşılabilir
olmaması gerektiğinden, buralardaki ulaşım kanallarını olabildiğince sıfırlayabilmek için bu
konuya çok ağırlık verdik" dedi.
ALO telefon hattı
Müezzinoğlu, ailelerin bu konuda
çaresiz bırakılmaması gerektiğine
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, uyuşturucuyla mücadelede, aile sağlığı
merkezlerinin fiziki ve insan kaynağı potansiyelini Aile Sosyal Politikalar Bakanlığının imkanlarıyla
entegre edeceklerini belirtti.
Tedavi ile ilgili süreçte AMATEM'ler,
ÇAMATEM'lerin yeniden gözden
geçirilmesinin, sayılarının artırılmasının, dinamiklerinin
güçlendirilmesinin planlandığını
anlatanMüezzinoğlu, Rehabilitasyon süreçlerinde de meslek
edindirme, istihdama katma ve bireye özgüven kazandırma konusunda
adımların atılacağını
kaydetti.Müezzinoğlu, "A'dan Z'ye
bütün düğüm noktalarını veya
bütün atlama noktalarını değerlendirerek, her kademenin dinamiklerini duyarlı hale getirecek bir yol
haritası üzerinde çalıştık" vurgusunu yaptı.
"Bir kez deneme oranı Türkiye'de
yüzde 2,7''
Bakan Müezzinoğlu, 15-24 yaş arası
uyuşturucu maddeyi en az bir kere
deneme oranının AB ortalamasının
yüzde 29,7, Türkiye'de ise yüzde 2,7
olduğunu bildirerek, "Biz bunu bir
avantaj olarak görüyoruz. Bu avan-
tajımızı daha güçlü bir avantaja
dönüştürmemiz lazım. Yani 15-24
yaş grubunda yüzde 2 veya 3
gencimizin denemiş olması bile
bizce önemli bir teyakkuz hali,
alarm hali'' dedi.Uyuşturucu kullanım yaşının 7-8'e indiği yönünde
ifadeler kullanıldığını belirten
Müezzinoğlu, "O anlamda bizim
kayıtlarımızda rakam yok. 9 yaş
bizim o anlamında çok az rakamlar
var. Ama genelde 14'ten itibaren bir
artış veya bir merhabalaşma başlar''
diye konuştu.
"Uyuşturucu özelliği olan tüm ürünleri yasak içine alıyoruz''
Bonzai kullanımına ilişkin bir soru
üzerine Müezzinoğlu, genelde bonzai kelimesini kullanmadıklarını,
bunun bir kimyasal olduğunu
söyledi.
Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
''Bu bir kimyasal, kimyasalda şu
anda Türkiye'de sıkıntımız, onu da
bu süreçte yasal düzenlemeyle aşacağız inşallah, dünyada 300'den
fazla çeşidi var. Türkiye'de 130 çeşidini biz yasaklamışız. Ama öyle bir
şey ki kimyasalın bir çeşidini
çıkarıyor, diğer bir çeşidini koyuyor
ve yasa kapsamı dışında kalıyor.
Sonra biz onu 2- 3 ay sonra onu da
yasa kapsamına alıyoruz. Bir bakıyoruz o yasa kapsamına girdi, yeni
bir değişkeni koyarak, yeni bir
yasak kapsamı alanı dışına çıkarabiliyor. Şimdi düzenlemeyle bu
grubu tamamen yasak içine alıyoruz. Uyuşturucu özelliği söz
konusu olan tüm ürünleri kimyasal
olarak yasak kapsamına alıyoruz ki,
o 'ya ben zaten bunu bilmiyordum'
dolayısıyla cezai müeyyideye tabi
olmama gibi bir avantajı olmayacak.''
10
17 EYLÜL 2014
Basın-Kritik
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Evina Méne-RONİ
Uğur GÜRSES
Gazze’ye ağlarken Ukrayna’yı unutmamak
Çifte kur baskısı üreticiye de tüketiciye de zarar
enab-ı Hak Yüce beyanın da,
C
“İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık:
“Kim, bir cana veya yeryüzünde
bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi
olur.
haksız ve hukuksuz bir şekilde
öldürülen insanların ölümü nasıl
içimizi parçalıyorsa, Ukrayna’da
öldürülen masum insanların da durumu içimizi parçalamakta ve onlara da yapılan bu haksızlığı
kınamaktayız.
Belki birleri çıkıp şunları söyleyebilir: “Kardeşim sen de elin gâvuruna mı üzülüyorsun? Senin
söylediğin de iş mi?” İşte ben öyle
düşünmüyorum.
Her kim bir canı kurtarırsa bütün
insanları kurtarmış gibi olur.
Peygamberlerimiz onlara apaçık
deliller getirdiler; ama bundan
sonra da onlardan çoğu yine
yeryüzünde aşırı gitmektedirler.”
Bu sözlerin ve savunmaların da çok
İslami ve insani olduğunu düşünüyorum. Çünkü öldürülen kimseler bir
kısım iktidar ve sömürgeci güçlerin
ellerinde telef olan insanlardır.
(Maide Suresi:5/32) Buyururken,
insan hayatının ne kadar önemli
olduğunu beyan buyurmaktadır.
Bu yüce mesajın bize yaptığı
uyarıya kulak vererek derim ki,
dünyanın neresinde haksız ve
hukuksuz bir şekilde insan cezalandırılır ya da hayatına kıyılırsa bu
yüreğimizi yakar ve üzülürüz.
Çünkü hayatına kıyılan, yine Rabbimizin Kitabı Kerim’inde beyan
buyurduğu üzere “yeryüzündeki
halifesidir” hükmüne iman ediyor,
neden hayatına kıyıldı diyoruz?
Ancak -hâşâ- onu yaratan
Allah(celle celaluhu) kadar merhametli ve bilen olmayacağımıza
göre bunda da bir hikmet var deyip
O’na teslimiyetten ötesini bekleme
ya da düşünme gibi bir ukalalığa
yeltenmemeliyiz.
“Teraziyi en iyi koyan O’dur…”
deyip imanda kusur etmemeliyiz.
Elbette kulları arasında O’na asi ve
söz dinlemeyenler olacaktır. Onların
da cezasını varsa İslami Devlet
verir; yoksa yine O verir. Bizim
kafamızın estiği gibi insan öldürme
gibi bir lüksümüz olamaz.
Bu önemli noktanın altını çizmemin
amacı neydi sizce? Dünya’nın
neresinde olursa olsun dedim ya,
Gazze’de, Suriye’de, Irak’ta… ve
daha dünyanın bilmem neresinde
Öldürülenlerin hepsi de asker olmadığına göre, içlerinde savunmasız ihtiyarlar, kadınlar, çocuklar
ve ibadethanelerde -batıl da olsa
kendi inançlarının gereğini ve
bildiklerini ifaya çalışan- ibadetle
meşgul olanlar da vardır.
İnancımızda bu sınıftaki kimseler
savaşın en kızgın anında bile
öldürülemezler.
Bir diğer nokta da, öldürülen kimseleri öldürmeyip hidayetlerine ve
ıslahlarına vesile olup kurtulma
imkânını onlara tanımalıyız.
Ki, bu şekildeki kimseler istikamet
bulduklarında ya da vicdanları eğitilip kurtarıldığında hem kendilerine hem de tüm insanlığa faydalı
birer birey olurlar.
Böylece onların kurtulmasına vesile
olanlar da sonrasında yapacakları
iyiliklerden nasipdar olurlar. Bu yol
biraz sabır ve katlanma gerektiren
bir yoldur ama sonucu çokça sevap
ile Allah’ın(celle celaluhu) rızası
olduğundan, sonsuz kazanımla
döşelidir.
Evet, geçen hafta itibarı ile bu
savaşta ölenlerin de sayısı üç bine
yaklaşmıştı. Gazze’de Zalim Ben-i
İsrail’in bombaları ile öldürülen
masumların ölümü içimizi yakıp
ateşe verdiği gibi burada öldürülen
iki bin küsur insana da “yazık oldu”
deriz…
Aynı zamanda dünyanın bir başka
coğrafyasında, aynı yöntem ve yollarla öldürülen insanın acısı içimizi
sızlatır ve yakar.
Başlarında ne kadar zalim, gaddar
ve sömürgeci olsa da insana yapılan
bu haksızlık ve ölçüsüzlük bizleri
daidar(içimi sızlatır) eder.
Suçlu, eli kanlı olanlardır. Suçlu,
oluşturduğu düzenle insanların
tetiğe basmasını ayarlayanlardır.
Suçlu, içindeki kini, hasedi, kan
emiciliği bu şekilde tatmin etmeye
yeltenenlerdir.
Suçlu, rahatını satacağı silahlarla
dünyasını imar etme emelini
taşıyanlardır. Suçlu Allah’tan(celle
celaluhu) korkmayan, hayâsız,
alçak, sefil ve rezil kan emicilerdir.
Suçlu, bu dünyada yaptıklarının
hesabını vermeyeceğine inanan
zalim ve zorbalardır. Suçlu, dünya
rahatı ve zevki için insanlığın mutluğuna ve kardeşliğine kast eden
gözü dönmüşlerdir.
Bunun için dünyanın neresinde
haksız ve hukuksuz bir şekilde,
ölümü hak etmediği halde, insanın
rengine, diline, bölgesine,
coğrafyasına ve inancına bakmaksızın öldürülüyorsa bu zalimce ve
hoyratça bir davranıştır diye biliyoruz.
Yukarıdaki ayetin yol göstericiliğinde yapanları kınıyoruz. Bu
doğrultuda, belki hidayet ve iman
şansları olabilecek Ukrayna’ların
ölümüne sebep olanları
Allah’ın(celle celaluhu) şiddetli
cezalandırmasına havale diyor;
sebep olanları da kınıyoruz. Rabbim, mazlumların ve masumların
ahını yerde bırakmasın. Bırakır mı
diyorsunuz? Asla…
S
on 5 yılda gelişmiş
ülkelerin yaptığı devasa
parasal genişlemeyi alkışlarla
karşılayıp keyfini sürmek ve
faiz düşürmek için fırsat
bilmek yerine reformları yapmış, yeni bir de ekonomik program hazırlamış olsaydık;
bugün, hem üretimde şirketlerin, hem de tüketimde
hanelerin işi daha kolay olacaktı.
kısa vadeli faizler beklenenden
(2015 Haziran ayı) daha önce
yükseltilecek. Sonra da 20092014 arasında bolca piyasaya
sürülen dolarlar belli bir programla geri çekilecek. Bunun
anlamı, artık eskisi kadar yüksek miktarda ülkeye ‘sıcak
para’ akmayacak, ABD doları
diğer paralara göre daha da
güçlenecek, değer kazanacak;
tabii ki TL’ye karşı da.
Neden? Çünkü kendi bahçesini
zamanında derleyip toplamayan ülkeler, şimdi dışarıdaki gelişmeler karşısında eli
kolu bağlı biçimde izlemek
zorunda kalırken, sonuçlarından da sert biçimde etkileniyor.
ABD’de faizlerin yükseleceği
bir finansal ortamda, Avrupa;
ortak parası euro’nun faizini
borç vermede yüzde 0.15’de,
borç almada negatif yüzde 0.10
olarak tutuyor. Avrupa
ekonomisi yeniden resesyona
doğru giderken, enflasyon da
sıfır eşiğinde: Yüzde 0.4’te. Finansal sisteme dair sorunları
çözülmemiş Avrupa’da,
Ukrayna üzerinden Rusya’yla
olan gerilim de ekonomik
ivmede kayıp getiriyor.
Konu, bugünlerde yükseliş
eğilimine giren döviz kuru.
Devasa cari açık veren (harcamaları tasarruflarının üzerinde
olan) bir ülke olarak, bu açığı
doğrudan yatırım gibi kalıcı
yatırımlarla değil de bir kısa
vadeli sermaye hareketleri
(‘sıcak para’) ile finanse ediyorsanız harcamaları kısmayı
da daha düşük bir faiz
oranında yapma gibi
‘deneylere’ başvuruyorsanız
döviz kuruyla imtihanınızın
yinelenmesi kaçınılmaz.
2001 sonrasında öğrendiğimiz
‘kur çıkar, ama sonra geri
döner’ deneyimi, giderek ‘kur
çıkar, sonra biraz düşse de
yeniden yükselir’ kalıbına
evriliyor. Döviz kuru, görünen
bir gelecekte ekonomideki
oyuncular için can sıkıcı olmaya aday; hem mutlak seviye
olarak, hem de doların
güçlenerek euronun zayıflaması açısından. Birincisi;
önceki gün yayımlanan ABD
Merkez Bankası FED’in tutanakları giderek bir
öncekinden daha da güçlü
biçimde gösteriyor ki, ABD’de
En azından, Rusya’nın çeşitli
malların Avrupa’dan alınmasına ambargo koymasının
etkisi olacak. Tüm bunlar euro
için; ekonomik büyüme ve
ihracat açısından zaten destek
görmeye başlayan değer kaybına ortam yaratıyor.Avrupa
Merkez Bankası’nın yayımladığı ödemeler dengesi istatistikleri gösteriyor ki; hisse
senedi ve tahvil yatırımlarındaki çıkışlar hızlanıyor. Bunun
da euronun değer kaybına orta
vadede ivme kazandıracağı
açık.
Özetle, yakın gelecekte doları
güçlenen eurosu zayıflayan bir
küresel fotoğraf; ithalatı
dolarla, ihracatının yarıya
yakınını euro ile yapan Türkiye
için ikinci bir zayıflık olacak.
Üreten ve ihracat yapanlar,
genel olarak döviz kurları
yukarıda olsa dahi pariteden
dolayı maliyet-hasılat den-
gesinde kaybettiren bir unsurla karşı karşıya kalacak.
Ayrıca finansman borçlarının
hatırı sayılır ölçüde dövizle
yapıldığını da unutmayalım.
İkincisi hane halkı açısından,
döviz kuru hareketinin
önümüzdeki dönemde epey
tatsız sonuçları olabilecek.
Yükselen bir döviz kurunun,
hane halkı için de bedeli enflasyon olacak. Fiyatlama
davranışlarındaki bozulmanın
yayılması iki haneli enflasyona
kapı açabilir.
Doları güçlendiren nedenin,
uluslararası piyasada aynı zamanda emtia ve gıda fiyatlarını zayıflatması kuvvetle
muhtemel. Ancak, doların
güçlenmesi ve TL’nin değer
kaybetmesi nedeniyle uluslararası arenada düşen fiyatlar
içeriye yansımayacak, tersine
içeride fiyat yükselişi getirecektir. Böylece, başka ülkelerde düşüş olurken bizde
ortalama hanede harcamalarının yaklaşık dörtte
birini, yoksul hanede üçte
birini gıdaya harcayanlar ‘kur
sopası’ yiyecekler.
Son 4 yılda enflasyonla mücadeleyi ‘hakkını vererek’ yapmayan bir Merkez Bankası’nın,
‘bu enflasyon daha fazla
düşmüyor, demek ki yapısal
nedenler var, isterseniz enflasyon hedefini yukarı çekelim’ demesi kabul edilebilir bir
durum değil. Siyasetçiler daha
fazlasını istese de faizleri fazlasıyla düşük tutmak, yıllık
yüzde 20-30’luk kredi
büyümesini desteklemek, yüksek cari açığı seyretmek;
bugünkü döviz açığı ve kur
baskısının ana temellerini
oluşturuyor. İyi günlerde reform yapmadık; şimdi bu çifte
kur baskısına karşı ‘eller
havada’ yakalandık.
Radikal 22 Ağustos 2014
Hurda deposunda
korkutan yangın
Gaziantep günlerinde 500 bin
porsiyon yemek tüketilecek
İzmir’in
Karabağlar
ilçesinde
hurda deposunda çıkan
yangın korkulu anların
yaşanmasına
sebep oldu.
Yangın, hurda
deposunun
yanında bulunan tüp kamyonlarının
bulunduğu
alana sıçramadan kontrol altına
alınması olası
bir faciayı engelledi.
Kebabı, katmeri, baklavası ve fıstığıyla
dünya çapında üne sahip Gaziantep mutfağı birbirinden lezzetli yemeklerini ve
kültürünü İstanbulluların ayağına getirdi.
angın, Uzundere 3932/30
Y
Sokakta bulunan H.U.’ya ait
hurda deposunda meydana
geldi. İşçilerin yaptığı kaynaktan
sıçrayan kıvılcım nedeniyle çıktığı öğrenilen yangın kısa sürede
büyüdü.
Alevlere teslim olan hurda deposundan yükselen dumanları
görenler durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri
yükselen alevlere müdahale etmeye başladı. Hurda deposun-
dan yükselen dumanlar tüm bölgeyi etkisi altına aldı. Yangının
yanında bulunan tüp kamyonlarına sıçramaması için yoğun
çaba sarf edildi.
Yangın, hurda deposu çalışanlarının da yardımı ve hummalı
çalışmaları sonucu kontrol altına alındı. Yangın alanında bulunan yavru köpekler, sahibi
tarafından kucaklayarak
çıkartıldı. Ekiplerin soğutma
çalışmaları sürüyor.
Murat BÜLBÜL-EKONOMİ
her iki yakasında aynı
İleri,stanbul'un
anda düzenlenen yemek şenlikönceki akşam sona erdi. Avrupa
yakasında Beylikdüzü Çarşamba
Pazarı alanında, Anadolu Yakasında
ise Maltepe Sahili Miting alanında
devam eden etkinliklerde 500 bin
porsiyon yemek tüketilmesi hedefleniyor.
Geçtiğimiz yıl 350 bin kişinin ağırlandığı İstanbul'un en büyük yemek
şenliklerinde bu sene katılım rekoru
kırılması bekleniyor.
Gaziantep Mutfağının en meşhur
restoranları, kebapçıları ve kuruluk
satıcılarının katıldığı şenliklerde İstanbullulara güzel bir hafta sonu
geçirme imkanı sunuyor. Gaziantep
Dernekleri Federasyonu çatısı al-
tında İstanbul,
Anadolu,
Kadıköy ve İslahiyeliler Gaziantep
Derneklerinin işbirliğiyle düzenlenen Tanıtım Günleri ve 1. Yiyecek
Şenliği'nde basın mensuplarına
bilgi veren Gaziantep Dernekleri
Federasyonu 2. Başkanı İsmet Enç
şunları söyledi; “Bu şenlik olarak
yapılan ama daha çok fuarımsı bir
organizasyondur.
Burada sergilenen 6 bin yıllık
Gaziantep kültürüdür. Bu kültürde
yemek ön palandadır. Ancak bunun
yanısıra şenlikte yöresel
sanatçılarımızı ve sanatımızı da
tanıtmayı amaçlıyoruz.
Bu şenliği geleneksel olarak her
sene düzenlemekteyiz, bu da onlardan bir tanesidir. Bu şenlikleri İstanbul'un çeşitli yerlerinde
rdiği müzik
rkestrası’nın ve lere
O
pı
ka
m
Ku
ivali
yabancı turist
Fatih Balık fest
ziyafeti yerli ve
Eğlenceli bir
arihi Yarımada ata Köprüsü üzkikalar yaşattı.
Gal
da
,
li
de
şe
rışin
ne
es
ev
rç
çe
düzenn balık tutma ya
tma yarışması
ortamda yapıla ceye girenlere ödülerinde balık tu rışmanın sürdüğü
re
ya
ması sonrası de
lendi. Kıyasıya en çok balık tutan 3
i.
ld
ri
leri ve
köprüde
ülünün yanı
kişiye, para öd ye edildi.
300 lira,
di
0 lira, ikinciye ülü ve
he
40
i
at
ye
ci
sa
l
in
ir
ko
B
ra
sı
0 lira para öd
üçüncüye ise 20 ildi. Yarışma sonhi
ri
Ta
en
ed
en
ye
nl
kol saati hedi
Bu yıl 11.si düze alık Festivali
balık ekmek
ra
la
B
aş
rası vatand
ketli
Yarımada Fatih nda kurulan
ne denizin bere
nı
dağıtıldı. Bu se nu belirten Yusuf
Kumkapı meyda şirilen ilk
ğu
a pi
olacağını umdu lıkları gösterdi. Bazı
dev ızgaralard ıştı. Festivalin
ba
u
uğ
tt
am
gan, tu
balıklarla başl
çısı olta- Atıl r balık tutan yakınları yalnız
lık
ba
ta
ol
80
veren
2. gününde
n ailele
alarına destek deprüsü üzerinde
bırakmadı. Bab
he
et
iy
larını Galata Kö ı. Balıkçılar
lib
ada ga
rakt
çocuklar, yarışm tirdi.
CİHAN
mavi sulara bı tavrit gibi çok
i dile ge
, is
in
it
er
ar
kl
m
di
iz
,
fle
si
m
ha
yakaladı.
miktarda balık
Galata Köprüsü’nde
T
balık turma yarışması
yapmaktayız. Sadece Maltepe'de
düzenlenen şenliğe toplam 200 bin
civarında katılımcı bekliyoruz.
Önümüzdeki haftalarda Göztepe ve
Bakırköy'de yapılacak olan şenliklerle birlikte toplam 1 veya 2 milyon
kişiye ulaşabileceğimizi düşünüyorum.”
Şenliğe katılan vatandaşlar da
Gaziantep mutfağının birbirinden
lezzetli yemeklerini tadarak bir yandan eğlendiklerini bir yandan da
yöreye özel gıdalardan kışlık alışverişlerini yaptıklarını söyledi.
Geçtiğimiz akşama kadar devam
eden şenlikler 20-21 Eylül arası
Kadıköy Selami Çeşme Özgürlük
Parkı'nda, 27-28 Eylül tarihinde de
Bakırköy Botanik Park'ta devam
edecek.
CİHAN
Otomobil yayaların arasına daldı: 1 ölü, 6 yaralı
nkara’da yoldan çıkan bir otoA
mobilin önce kaldırımda
yürüyen yayalara, ardından park
duvarına çarpması sonucu 1 kişi
öldü, 2’si ağır 6 kişi yaralandı.
Kaza, Altındağ, Atatürk Bulvarı,
Ankara Radyosu önünde meydana
geldi. Kızılay’dan Ulus istikametine
seyreden 06 V 1114 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon
hakimiyetini yitirmesiyle yoldan
çıktı. Orta refüjü aşan ve karşı şeriti
de geçen otomobil, kaldırımda
yürüyen yayalara çarptı. Araç
Cumhuriyet parkı duvarına
çarparak durabildi. Kazada, araçta
bulunan iki kişi ile 4 yaya yaralandı. Aracın çarptığı yayalardan
biri havalanıp 4 metre ileriye,
parkın içine düştü. Olay yerine çok
sayıda ambulans, itfaiye ve polis
ekipleri sevk edildi. İlk tedavileri
olay yerinde yapılan yaralılar ambulanslarla en yakın hastanelere
kaldırıldı. Parkın içine düşen yaralı
kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Araçta bulunan 2 kişinin ise
durumlarının ağır olduğu öğrenildi.
CİHAN
17 EYLÜL 2014
Eğitim
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Avcı: İbadethaneler ihtiyaç olan okullarda açılabilir
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okullarda ibadethane açılmasıyla ilgili "İhtiyaç olan okullarda bu tip hizmetler verilecek.
etmek zorunlu değil,
ibadethaneler ihtiyaç olan yerİlerdebadet
açılabilir. Ama ibadet zorunlu
değil." dedi. Bakan Avcı ayrıca
öğretmen atamalarıyla ilgili ise 40
bin öğretmen daha atayacaklarını
söyledi. Milli Eğitim Bakanı Nabi
Avcı, 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı
Açılış programına katıldı. Balgat
Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen açılış sonrasında basın mensuplarının
sorularını cevaplayan Bakan Avcı,
okullarda ibadethanelerin zorunlu
olup olmamasıyla ilgili soru üzerine
"Öğretmenlerin ve öğrencilerin
ibadet edebilmeleri için ayrılan
genelde bodrum katlarında uygunsuz olmayan yerler vardı. Onu
netleştirmek için yönetmeliğimizde
gün ışığı alabilir yerlerde bunların
açılması gerektiğini vurguladık.
İhtiyaç olan okullarda bu tip
hizmetler verilecek. İbadet etmek
zorunlu değil, ibadethaneler ihtiyaç
olan yerlerde açılabilir. Ama ibadet
zorunlu değil." diye konuştu. Bakan
Avcı, TEOG yerleştirmelerine ilişkin
“En son geçen hafta açtığımız 39 bin
37 idi. Dolayısıyla bir rahatlama var.
Nakil talepleri Eylül ayı sonuna
kadar devam edecek. Nakil talepleri
devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Basında yer alan istemeden şu
okula yerleştirildi haberlerine konu
olanları araştırdıklarını belirten
Avcı, "Hepsi zaten özel okula gidecekleri için sisteme girmemişlerdi,
tercih ettikleri özel okullara kayıtlarını yaptırdılar. Orada da bir
sorun yok. Kimseyi istemediği bir
okula zorla tutmuyoruz. Buna
hakkımız yok, hem de sistem buna
müsait değil. Nakil süreçleri devam
ediyor. Burada önemli olan bu
hafta, 9. Sınıfta olup da herhangi
başka bir okula nakil talebinde bulunmuş olan öğrencilerin devam
kaydı tutulmayacak. Yani onların
bu haftası devamsızlıktan tutulmayacak. O öğrencilerimiz nakil işlemleriyle uğraşacakları için bir haftalık
D
Ü
N
K
Ü
Ç
Ö
Z
Ü
M
Ç
E
N
G
E
L
B
U
L
M
A
C
A
devam kaydı tutulmayacak."
ifadelerini kullandı. Avcı, meslek
liseleriyle ilgili "Bölüm seçerken 9.
Sınıftan sonra 10. Sınıfta, 11. Sınıfta
eğer öğrencinin aile işletmeleri
varsa, örneğin mekatronik alanında
çalışan bir aile işletmesi sahibiyseler babasının mesleğini sürdüreceğini varsayarak ona öncelik
veriyoruz. Okul içinde bölüm
seçerken çocuk diyebilir ki ‘benim
babam mobilyacı, dolayısıyla ban
mobilya tasarımı bölümüne gitmek
istiyorum’ onu oraya öncelikle yönlendiriyoruz. Bu vesileyle
önümüzdeki Cuma günü 40 bin
öğretmenimizin atamasını da
gerçekleştirmiş olacağız. Onlar haftaya başlayacak." diye konuştu.
Bakan Avcı, Kürtçe dil eğitimiyle ilgili şunları söyledi:
"Biz bütün okullarımızda ister devlet okulu olsun, ister özel okul
olsun 3 yıldır Kürtçeyi seçmeli ders
olarak okutuyoruz. Bugüne kadar
seçmeli ders olduğu için norm
kadro tahsis edemiyorduk. Ama bu
yıldan itibaren artık az çok netleşmeye başladı. Bu yıldan itibaren
nerede, kaç öğrenci Kürtçe dersini
seçebilir. Bu öngörülebilir hale
geldiğimizde o okullara norm kadro
tahsis ediyoruz. Bu yılda başlangıç
olmak üzere norm kadrolar tahsis
ettik. Haftada 2 saat seçmeli ders
olarak öğrencilerimiz Kürtçe eğitim
alıyorlar. İster devlet okulunda
olsun ister özel okulda olsun."
Strateji belgesi çalışmalarına ilişkin
üzerinde çalışıldığını vurgulayan
Bakan Avcı,” Benden önceki bakanların da başlattıkları strateji belgesi
bu aralık ayında inşallah Milli
Eğitim Şurası’nı topluyoruz. Milli
Eğitim Şurası’nın 4 ana temasından
bir tanesi de öğretmen niteliğinin
artırılması konusu. O nedenle şurada da bu konuyu enine boyuna,
uzmanlarla, akademisyenlerle,
uygulamadan gelen arkadaşlarla
öğretmenlerimizle Aralık ayında şurayı yaptıktan sonra Ocak ayı
içerisinde de strateji belgemizi açıklamış oluruz." dedi. Bakan Avcı,
"Endüstri meslek liselerinin sayısını
artırılacak mı? sorusuna, "Hem
sayılarını, hem niteliklerini hem
yönetim biçimlerini artıracağız.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Odalar Birliği sektör temsilcileriyle geliştirdiğimiz bir şey var.
bunlardan bazıları uygulamalara
girdi.
Organize Sanayi bölgelerinde sektörle iş birliği halinde istihdam
garantili teknik meslek liselerimiz
var. Buralardan mezun olan çocuklarımız zaten stajlarını da içinde bulundukları sanayi bölgelerinde
yaptıkları için sektörle iç içe oluyorlar. Mezun olur olmaz çok uygun
ücretlerle iş bulabiliyorlar. Buranın
mezunları resmen kapışılıyor. Biz
buralara devlet olarak bölümüne
göre 3 bin 500 lirayla 5 bin 500 lira
arasında değişen öğrenci başına
teşvik veriyoruz. Özel okullara
verdiğimiz teşvikten ayrı olarak iki
yıldan beri Organize Sanayi Bölgelerinde açtığımız bu endüstri
meslek liselerine, mesela en yüksek
desteği mekatronik bölümünde
veriyoruz. Yıllık 5 bin 500 lira
öğrenci başına buralara destek
veriyoruz. Sektör mezun olan öğrencilerden memnun, önleri çok açık,
istihdam garantili." diye cevap
verdi.
CİHAN
11
2014-2015 eğitim yılı başladı
onguldak'ın Ereğli ilçesinde
2014-2015 eğitimyılı düzenZ
lenen törenlerle başladı. Üç
aylık yaz tatili ardından
Türkiye genelinde 16 milyon
400 bin öğrenci ve 873 bin
öğretmen, Karadeniz Ereğli’de
ide 32 bin 195 öğrenci ve bin
971 öğretmen için yeni eğitim
öğretim yılı başladı. Eğitim
yılının başlaması nedeniyle
Karadeniz Ereğli İlçe Milli
Eğitim Müdürü Numan Korkmaz Atatürk Anıtı'na çelenk
sunarak, saygı duruşunda bulundular.
Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen törene Ereğli’de görev
yapan öğretmen ve öğrencilerde katıldı. Atatürk Anıtı
önünde gerçekleştirilen
törenin ardından İlköğretim
Haftası nedeniyle düzenlenen
program Erdemir İlkokulu’nda
devam etti. Erdemir İlköğretim
Okulu bahçesinde yapılan
etkinlikte saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının
ardından başlandı.
Etkinliğin açılış konuşmasını
yapan Erdemir İlk ve Ortaokul
Müdürü Yaşar Ciğer, "İnsanın
en değerli varlık, sevginin en
hünerli güç, bilginin en yenilmez kuvvet, emeğin en yüce
değer, eğitimin en vazgeçilmez
hizmet olduğuna inanan ve her
şeyin insanı sevmekle
başladığını kabul eden Erdemir
İlkokul ailesi olarak sizleri misafir etmenin verdiği mutluluk
ve huzur içerisinde hepinizi
saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Sayın veliler, eğitimin sağlam
temeller üzerine kurulmasında
ve çocuklarımızın ileri
yaşlarında, başarılarında
ilköğretim temeldir. Çağımızda
bilgi hem çok çeşitli hem de
ulaşılması çok kolay hale geldi.
Hızla gelişen ve değişen bir
dünyada yaşıyoruz. Teknoloji
ve iletişimin gelişimini olumlu
değerlendirip olumsuzluk-
larına uzak kalabilmek iyi bir
eğitim ile sağlanır. Gelecek
eğitim ile şekillenecektir. İşte
bunu hep birlikte öğrencilerimize eğitim kapılarını açıyoruz. Bizler onları
kucaklarken, sizleri de
yanımızda görmek istiyoruz.
Öğrencilerimizin başarısında
maddi ve manevi desteklerinizin çok önemli olduğunu
hepimiz iyi biliyoruz. Ülkemizin geleceği, geleceğimizin
güvencesi sevgili öğrencilerimiz.
Sizler okulumuza, kişiliği
gelişmiş, ilke ve hedefleri olan
çağdaş, bilgili Atatürkçü,
küçüklerini seven ve koruyan,
büyüklerine karşı saygılı ve sizlerin başarısı için öğretmenlerimizin gayreti yadsınamaz.
Öğrenimin sadece okulda
bitmediğini, ömür boyu
sürdüğünü aklımızdan çıkarmayacağız. Bütün bu amaçlara
ulaşabilmek için Ulu Önder
Atatürk’ün dediği gibi tek bir
şeye ihtiyacımız var o da çok
çalışkan olmak." dedi. Milli
Eğitim Müdürü Numan Korkmaz ise 2014-2015 eğitim yılının
başlaması dolayısıyla yaptığı
konuşmada "Ülkemizin dört
bir yanında olduğu gibi ilçemizde de büyük bir sevinç ve
mutluluk içinde 2014-2015
eğitim öğretim yılına başla-
manın coşkusu ve heyecanı
içerisindeyiz. Bir milletin
okuryazar oranı ne kadar yüksek olursa, o millet o kadar
kalkınır. Okumuş ve aydın kişileri fazla olan bir millet her
alanda ilerler. Ülkemizin,
Cumhuriyetimizin geleceğini
emanet edeceğimiz çocuklarımızın ve gençlerimizin
eğitimi bizim için hayati önem
taşımaktadır.
Öğrencilerimizin bilgi ve kabiliyetlerini geliştirerek onlara
gerekli bilgi, beceri, davranış
ve birlikte iş görme alışkanlığı
kazandırmak suretiyle, onları
hayata hazırlamak ve kendilerini mutlu kılacak ve
toplumun mutluluğuna
katkıda bulunacak bir meslek
sahibi olmalarını sağlamak en
büyük hedefimiz olmalıdır.
Bütün bunların yanında millet
bilincini yaşatabilmek içinde
geçlerimize, milli kültür ve
değerlerimizi aktarmak başlıca
görevlerimizdendir Değerli
veliler, çocuklarınızın gelişimi
ve başarısı için okullarımızla
sürekli iletişim ve işbirliği
içerisinde olmanız çok önemlidir. Öğrenci öğretmen okul
yönetimi ve veliler arasında
kurulacak sağlıklı bir iletişim
öğrencilerimizin başarısını
artıracaktır." diye konuştu.
CİHAN
Özel Ergin Koleji 18. yılına eğitimde kalite parolasıyla girdi
ozgat’ta 18 yıldır eğitimöğretim faaliyetini
Y
sürdüren Özel Ergin Koleji
2014-2015 eğitim-öğretim
yılına eğitimde kalite parolasıyla girdi. Özel Ergin Koleji
Müdürü Oğuz Köker, yeni
eğitim yılında yeni başarılar
elde etmek parolasıyla yola
çıktıklarını belirterek eğitimin
önemine değindi.
Köker, "Her yıl olduğu gibi bu
yılda eğitim-öğretime
başladık. Yeni eğitim öğretim
yılı tüm eğitim camiasına,
öğretmenlerimize, veli ve
öğrencilerimize hayırlı uğurlu
olsun." dedi. Her zaman
eğitimde kalite anlayışıyla
yola devam ettiklerini
söyleyen Köker, "Çıktığımız bu
yolda geçen yıl elde ettiğimiz
başarıların üstüne fazlasını
koyarak Özel Ergin Kolejinin
farkın göstermiş olacağız.
Öğretmen kadromuzla, spor
salonu, geniş okul bahçesi,
halı saha gibi sosyal ve
kültürel alanlarımızla eğitime
verdiğimiz önem herkes
tarafından bilinmektedir. İn-
şallah bu 2014-2015 eğitimöğretim dönemini daha da
verimli bir şekilde geçirerek
geleceğin parlak nesillerini
yetiştirmeye gayret edeceğiz.
Elde ettiğimiz başarılar hem
bizim okul olarak hem de Yozgat eğitimine büyük katkılar
sağlayacaktır.” ifadelerini kulandı.
CİHAN
12
17 EYLÜL 2014
Borsa Finans
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Meme kanserine yol açan 17 kimyasal
KİRLİ İÇME SUYUNDA
Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
G
ünlük hayatta karşılaştığımız
pek çok kimyasalın farelerde
meme kanserine yol açtığı ve aynı
riskin kadınlar için de söz konusu
olabileceği bildirildi.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
ÖLÜM TEHLİKESİ
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Journal Environmental Health isimli
dergide yayınlanan makalede,
kaçınılması gereken 17 kimyasal ve
korunmak için yapılması gerekenler
anlatılıyor.
Bu karsinojenler içinde benzin, dizel
ve diğer araç egzozlarında bulunan
kimyasallar, alevlenmeyi geciktiriciler, kirlenmeye dirençli tekstil
ürünleri, boya çıkarıcılar ve içme sularındaki dezenfeksiyon yan ürünleri
var.
Çevredeki kanserojenlerin en büyük
kaynaklarından biri araç egzozları,
sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’
dir.
Metilen klorit gibi temizlik solventleri, hormon yerine koyma tedavisinde kullanılan ilaçlar, bazı alev
geciktiriciler, leke tutmayan tekstil
ürünlerindeki kimyasallar ve sigara
dumanında bulunan strafor
yapımında kullanılan stiren de
kanserojen olabilir.
Kadınlara meme kanserine karşı
tavsiyeler
BİR: Araç ve jeneratörlerin egzozuna
maruz kalmayın; aracınızı boşta
çalıştırmayın, benzinli yerine elektrikli çimen biciler kullanın.
İKİ: Yemek pişirirken havalandırmayı çalıştırın; yanmış ve tütsülenmiş etleri sınırlı yiyin.
ÜÇ: Poliüretan köpükten yapılmış ve
alev geciktiriciler kullanılmış mobilya kullanmayın
on yılların en kurak
S
dönemini yaşayan
Türkiye’de su
sorunlarının
yaşanabileceği işareti
veriliyor. İçme suyu
kalitesi konusunda
uyarıda bulunan
uzmanlar, kirli içme
sularının tifo, kolera,
hepatit ve dizanteri
gibi enfeksiyonlara yol
açabileceğini ifade
ederek “Doğru tedavi
yönetimi
geliştirilmediği
takdirde küçük
yaşlardaki çocuklarda
ölümle
sonuçlanabilir.” diyor.
Turgut Özal
Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi İç
Hastalıkları Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer
Çakmak, kirli sulara
ilişkin önemli bilgiler
verdi. İçme sularına
özellikle koliform
denilen bakterilerin
karışabildiğini ifade
eden Çakmak,
çoğunlukla lağım
sularının bulaşması
sonucu bu bakterilerin
içme sularına
karışabildiklerine
dikkat çekti. İçme
suyu aracılığıyla insan
vücuduna giren
mikropların özellikle
mide bağırsak
sisteminde
rahatsızlıklara neden
olabileceğini aktaran
Yrd. Doç. Dr. Çakmak,
tifo, kolera, hepatit,
dizanteri gibi
enfeksiyonlara da yol
açabileceğini ifade
ederek, “Uygun
zamanda doğru tedavi
yöntemi
geliştirilmediği
takdirde özellikle
bebeklik çağındaki
çocuklarda ölümle
sonuçlanabilecek
kadar tehlikeli
olabilir.” ifadelerini
kullandı. Herhangi bir
sebeple içerisine
mikrop bulaşmış
suların rengi, kokusu
ve tadı ile anlamanın
genellikle mümkün
olmadığına vurgu
yapan uzman, suların
dezenfekte edilerek
veya kaynatılarak
içilmesi gerektiğini
belirtti. Yrd. Doç. Dr.
Çakmak, tentürdiyot,
potasyum
permanganat,
halozone, kloramin,
Çocuklar tabletlere emanet
DÖRT: Leke tutmayan halı, mobilya
ve mefruşat kullanmayın.
Bebeğiniz sizden ilk olarak
sevgiyi öğrenir
Tabletler, çocuklarda
oyuncağın yanı sıra
Bebeğin gelişiminde
beslenme, uyku kadar,
sevgi ve güven ortamının
da önemli olduğunu
belirten uzmanlar,
bebeğin anneden
öğrendiği ilk duygunun
sevgi olduğunu dile
getirdi. Bebeğiniz sizden
ilk olarak sevgiyi öğrenir
Bursa Dörtçelik Çocuk
Hastanesi Çocuk Hastalıkları
Uzmanı Doç. Dr. Murat Tutanç,
annenin bebeğini okşaması,
sıcaklığı ile ilk hayat dersini
verdiğini söyledi.
Bebeğin bu şekilde ilk olarak
sevgiyi öğrendiğine dikkat
çeken Dr. Tutanç, ona
dokunup, sarılmak ve
konuşmak yolu ile bu
duygunun bebeklere
kazandırılabileceğini kaydetti.
Dr. Tutanç, "Bebeğinizi
kucağınıza almakla ona
verdiğiniz değeri ortaya
koyarsınız. Sizin peşinizden
gelmeye çalışan,
olmadığınızda ağlayan bebek
sevgiyi arayacaktır.
Böylece bu sıcak duyguyu
öğrenen bebeğiniz, ileride
bunu karşılıksız
bırakmayacaktır.
Bebeğiniz dördüncü aydan
itibaren sizi gördüğünde mutlu
olduğunu gösteren işaretler
vermeye başlar. Sizi
gördüğünde ya da sesinizi
duyduğunda güler, ayaklarını
hızlı hızlı vurur. Bu, sizden ilgi
beklediğinin de işaretidir.
Sizinleyken daha mutlu ve
neşeli olur. Bu durumda
onunla konuşun, sevdiği
oyuncakları, eşyaları yanına
getirin, sizin de mutlu
olduğunuzu gösterin."
uyarılarında bulundu.
bakıcıların da yerini
almaya başladı. Bu
durum, ebeveynler
için geçici bir
rahatlama çözümü
olsa da birçok
problemi de
beraberinde getiriyor.
Uzmanlar, tablet ile
sadece izleyici
konuma geçen
çocukların dil gelişim
bozukluğu
yaşayabileceklerini
belirtiyor.
Çocuk sahibi olan
çiftler, heyecanın
yerini zamanla
kaygıya bırakabiliyor.
Özellikle çocuk bakımı
konusunda tecrübesiz
olan ebeveynler,
çocuğunun ağlaması
karşısında ne
yapacağını bilemiyor.
Bir an önce ağlamayı
dindirmek isteyen
aileler, çeşitli yollara
başvuruyor.
Bunlardan biri de hiç
şüphesiz hayatın her
alanında etkili olan
teknolojik cihazlar.
Çocukta karşılaşılan
her sorunda ortaya
çıkan teknolojik
aletler, çocuklara bir
nevi bakıcı misyonu
yüklenmesine sebep
oluyor.
Yaklaşık altı ay
civarında oturmaya
başlayan bir bebeğin
önüne dokunmatik bir
ekran konulduğu
zaman, onu parmağı
ile kontrol ettiğini
anlayacağını ve bu
renkli dünyada daha
fazla zaman geçirmek
Bebeğin 8. aydan itibaren
emeklemeye başlayacağının
altını çizen Dr. Tutanç, bu
aydan itibaren öğreneceği
ikinci duygunun 'özlem'
olacağına dikkat çekti.
Tutanç, şöyle devam etti:
15. aydan itibaren gözlem
yeteneği gelişen bebeğin,
etrafından öğrendiği şekliyle,
sarılma ve öpme davranışları
gösterdiğini ifade eden Dr.
Tutanç, bunları bir oyun
olarak yaptığını vurguladı. 3-4
yaşına geldiğinde bu
davranışların anlamını
kavrayabildiğini anlattı.
CİHAN
önemli ve temel
bileşeni olan suyun;
beynin yüzde 85’ini,
kanın yüzde 90’ını,
kasların yüzde 75’ini,
böbreklerin yüzde
82’sini ve kemiklerin
yüzde 22’sini
oluşturduğunu ifade
etti. Bilgiç, “Vücuttaki
bütün sistemler,
organlar ve hücreler
yeterli su olmadan
işlevlerini
sürdüremezler. Hücre
içinde gerçekleşen
bütün hayati
metabolik olaylar
ancak hücre içindeki
su yeterli ise
gerçekleşebilir.” dedi.
Suyun vücuttaki
fonksiyonlarını ise
Doç. Dr. Ayşe Bilgiç
şöyle sıraladı:
“Vücutta taşıyıcı
göreve sahip olan su,
hücrelere besin ve
oksijen taşır, atıkları
uzaklaştırır.
Böbreklerin toksik
maddeleri
temizlemesine
yardımcı olur. Kan ve
lenf sisteminin büyük
bir kısmını
oluşturur”dedi.C
CİHAN
Turgut Özal
Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi İç
Hastalıkları
Bölümü’nden Doç. Dr.
Ayşe Bilgiç ise organ
ve dokuların en
Tabletler, ço
cuk
bakıcıların d larda oyuncağın yanı sı
durum, ebev a yerini almaya başladı. ra
eyn
Bu
çözümü olsa ler için geçici bir rahatla
m
d
raberinde ge a birçok problemi de be a
sadece izley tiriyor. Uzmanlar, table ici
t il
gelişim bozu konuma geçen çocukla e
rın
kluğu yaşaya
bileceklerini dil
belirtiyor.
isteyeceğini ifade eden
uzmanlar, bu
durumun birçok
sorunu da beraberinde
getirdiğini ifade
ediyor.
Cihazın içerisindeki
renklerin, cezbedici ve
sesli uyaranların
bebeği ilk etapta
heyecanlandırdığını
belirten uzman
psikolog Nesteren
Gazioğlu, ebeveynlerin
de tercihlerini bu
‘hesaplı dadı’dan yana
kullanacağına dikkat
çekiyor.
Teknolojik cihazların
yoğun ve dengesiz
kullanımının
çocuklarda çeşitli
gelişimsel sorunlara
yol açtığına değinen
Gazioğlu, “Tabletler
ne kadar eğlenceli ya
da eğitici programa
sahip olursa olsun
hiçbir zaman çocuğun
duygusal gelişimine
katkı sağlamaz.
Aksine duygusal ve
sosyal becerilerinin
gelişmesine engel
olabilir.” diyor. Dış
dünya ile temastan
kaçınan çocukların
tablet ya da telefon
karşısında daha çok
vakit geçirdiğini
aktaran uzman
psikolog, bu durumda
çocukların normal
hayattaki problem
çözme becerilerini de
kaybettiğini aktarıyor.
Konuşma
yeteneklerinin de
etkileneceğine vurgu
yapan uzman, “Her
ses denemesinde
bebek gözlem yapar.
CİHAN
Faydası
bilinmeyen
bitkisel
ilaçları
kullanmayın
BEBEKLER 'SEVGİ'DEN
SONRA 'ÖZLEM'
DUYGUSUNU
ÖĞRENİR
"Kendisini bir odada yalnız
bıraktığınızda tepki
gösterecektir, sizin yanınıza
gelmek için sürünecek,
ağlayacaktır. Bu dönemde
annede ayrılma korkusu
bebeğin benliğini kuşatır.
Odada başka bir tanıdık
bulunsa bile o gözleriyle
annesini arar,
huzursuz olur."
kireç kaymağı
(kalsiyum hipoklorit)
gibi maddelerin
herhangi birini doğru
miktarda katmak
suretiyle dezenfekte
etme şansı olmasına
rağmen içlerinde en
pratik ve en eski
yöntemin kaynatma
olduğuna vurgu
yaparak şöyle devam
etti: “Genellikle küçük
çocukların içecekleri
suyun ve içme
suyunun elde
edilmesinde kaynatma
yönteminden
yararlanılabilir. Bu
şekilde elde edilen su
ilk başta lezzetsiz bir
sudur. Bu nedenle
kaptan kaba
boşaltılarak içerisine
eriyik halinde CO2 ve
O2 gazlarının girmesi
sağlanır. Böylece
suyun lezzeti
sağlanmış olur.”
anser, kalp
K
rahatsızlığı,
romatizma, şeker ve
benzeri birçok kronik
hastalıkların tedavisi ve
bu hastalıklarla ilgili ilaç
kullanımı için uzun bir
süreç gerekebiliyor. Bu
durum hastalarda
bıkkınlık, hastalıktan bir
an önce kurtulma gibi
istekleri oluşturuyor. Bu
hastalara kimileri
faydasını bilmediği,
kulaktan dolma bilgilerle
bitkisel ilaçlar
önerebiliyor. Televizyon
kanallarında sayısı artan
bitkisel ilaç reklamları
da hastayı, hastalıktan
kısa sürede tek doz
kullanımda kurtaracağı
bilgileri, bu ilaç
kullanımını cezbediyor.
Uzmanlar, hiçbir
araştırması ve hangi
hastalıklara iyi geldiği
tam olarak
araştırılmayan bu
ilaçların
kullanılmamasını
uyarıyor. Bazı bitkisel
ilaç kullanımının
hastalıkların seyrini
değiştirerek hastayı zor
durumda bıraktığı gibi
ölümle de
sonuçlanabildiğine
dikkat çekiyor. Son
zamanlarda,
hastalığından kurtuluş
olmadığı düşüncesiyle
hareket ederek bitkisel
ilaç kullananların
rahatsızlanarak acil
servislere başvuru
sayısında artış olduğu
ifade ediliyor.
Kayseri İl Sağlık Müdürü
Dr. Ahmet Öksüzkaya;
kronik, uzun süreli,
tamamen geçmeyen,
sürekli bir tedavi almayı
gerektiren hastalıkların
bazen insanlarda
tedaviden bıkkınlık
oluşturabildiğini belirtti.
Öksüzkaya, sürekli bir
ilaca bağımlı
yaşamaktansa kısa süreli
uygulanan bir tedavi ile
bu hastalıktan
kurtulmak fikrinin de
artık insanların kulağına
hoş geldiğine işaret
ediyor. Ya da bazı
hastalıkların çok uzun
süreli ve zor tedaviler
gerektirmesinden dolayı
buna alternatif olarak
sunulan sadece bir bitki
içip hastalıktan
kurtulmak fikrinin
insanları cezbettiğini
ifade ediyor. Bazen de
maalesef tüm çabalara
rağmen tıbbın da çaresiz
kaldığı durumlar
oluştuğunda insanların
bir mucize olarak
sunulan tedavilerle
umutlandıklarını
hatırlatıyor.
Dr. Ahmet Öksüzkaya,
bir bileşiğin ilaç olarak
piyasaya çıkmasının
yaklaşık 12-15 yıllık
çalışmaları ve ciddi bir
maliyeti gerektirdiğine
dikkat çekerek, süreci
şöyle anlattı: "Bu süreçte
bileşiğin güvenlik, dozaj,
yan etki, vücuda etkileri,
vücudun ilaca etkileri
gibi birçok özellikleri
detaylıca
araştırılmaktadır.
Laboratuvar şartlarında,
hayvanlar üzerinde,
gönüllü sağlıklı insanlar
üzerinde aşama aşama
yıllar süren birçok
araştırmalar yapılır."
Bu sürecin sonunda ise
hayvan denemelerine
alınan yaklaşık 10 bin
bileşikten 10 tanesi
klinik denemelere
ulaşıyor. Bunlardan
sadece 1 tanesinin
piyasaya ilaç olarak
çıkma şansına sahip
oluyor. Tabiatın hala ilaç
ya da ilaç adayı bileşikler
için en önemli kaynağı
olarak değerlendiriliyor.
CİHAN
17 EYLÜL 2014
Turizm
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
13
Plajlarda deve ve at safari turları
mavi bayrak kriterlerini zora sokuyor
urizmciler, antik kentlerde
deve turu ile deniz kenarında
T
at safari turlarının turizme zarar
verdiğini belirtiyor. Turistik tesis
işletmeleri, at safari turlarının
Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı'nın (FEE) mavi bayrak kriterlerine uymadığı için yasaklanması
gerektiğini ifade ediyor.
Sektör temsilcileri, müşteri memnuniyetine bağlı turistlerden en
fazla şikayet aldıkları konuların
başında deve turları ve deniz kenarında yapılan at safariler
olduğunu vurguluyor.
Titreyengöl-Sorgun Turizm
Yatırımcıları Birliği(TİSOYAB)
Başkanı Hüseyin Aydoğan, deniz
kenarında ve Titreyengöl
çevresinde yapılan at safari
turlarının deniz suyu hijyeni
bakımından risk oluşturduğunu
söyledi. Turizmciler olarak Manavgat'ta deniz kenarı ve antik
kent içinde at ve deve turu yapılmasına karşı olduklarını belirten
Aydoğan, Side antik kentte deve
turu adı altında turistlerden alınan paranın yasal bir
dayanağının olmadığını, deve ile
hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen
turistlerden bile para alan turcuların olduğunu kaydetti.
yoğun şikayetler aldıklarını belirten Aydoğan, "En fazla şikayeti
2 turla ilgili alıyoruz. Sahillerimiz
mavi bayrakla donanması için
uğraşırken plajlarda atlarla safari
yapılıyor. At safari turunun
olduğu bir yerde turist plajda
rahat bir şekilde yürüyemez. Yine
antik kent içinde hiç bir yasal
fiyat tarifesi olmaması karşı turistten ne alırsak kar anlayışına
bağlı deve turları yapılıyor.
Side, Titreyengöl ve Sorgun Çamlığı'nın bitki çeşitliği bakımından
zengin olduğunu belirten Aydoğan, Side canavarı otunun,
deve turcularının tur yaptırdığı
alanda yetiştiğini çiğnenmeye
bağlı türün baskı altında
olduğunu ifade etti. At ve deve safari turları ile ilgili turistlerden
Deve ve at safari turları bölge turizminin imajını zedeliyor. Mavi
bayrak sayımızla övünürken plajlarda at safari yapılırsa, plaj ve
çevre temizliği ve güvenliği
konusunda yabancı konuklarımıza bir şey diyemeyiz. Plajlarda at safariye bir son
verilmesini istiyoruz. " diye
konuştu. 200 bin yatak kapasitesine sahip Manavgat her yıl ortalama 4 milyon turisti ağırlıyor.
Türkiye Çevre Eğitim
Vakfı(TÜRÇEV) verilerine göre
2014 yılında mavi bayraklı 81 otel
bulunuyor. Öte yandan Aydoğan,
bölgede havai fişek atımlarının
hat safhaya ulaştığını bu konuya
Antalya Valiliği ve Manavgat ilçe
Kaymakamlığı'nın el atması
CİHAN
gerektiğini belirtti.
keyfi
ru
tu
e
v
e
d
n
ri
e
tl
s
ri
tu
a
Plajd
B
İstanbul turist artışında lider
H
odrum'a tatil için gelen yerli ve yabancı turistlere plajda develerle tur
düzenleniyor. Mavi tura çıkan İngiliz,
Rus, Japon turistler Ortakent-Yahşi Mahallesi'nde bulunan Camel Beach (Kargı
Koyu) sahilinde mola verip plajda
güneşleniyor. Denize girip burada bulunan develerle fotoğraf çektiren turistler
tura da çıkıyor. Develeriyle turistleri
gezdiren Mustafa Akgün, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1978'den bu yana develerle
turistlere tur yaptırdıklarını söyledi. Eskiden her restoranın bir devecisinin olduğunu belirten Akgün, "Camel Beach'e adını veren develer, tur yaptırdığımız develer. Dededen
babadan kalan bir meslek. 5 deve ile 50, 60 metrelik alanda tur yaptırıyoruz. Eskisi gibi
maddi anlamda bir getirisi kalmadı ama yaz aylarında geçimimizi sağlamak için mesleği
sürdürüyoruz" dedi. Geçen yıllarda 1 günde 270 kişiye tur yaptırdığını ifade eden Akgün,
"Eskiden ilgi fazlaydı ama şimdi beklenen ilgi yok. 15 liraya bindirip gezdiriyoruz ama
ucuz olmasına rağmen günde 30 kişi ancak tura katılıyor" diye konuştu. Almanya'dan
tatil için Bodrum'a gelen Sarah İsa ise daha önce hiç deveyle gezinti yapmadığını dile getirerek, develerle heyecanlı bir tur yapmanın mutluluğunu yaşadığını kaydetti.
AA
edef Şehirler Endeksi 2014”e göre İstanbul, tüm dünyada en hızlı
büyüyen turizm şehirleri arasında dikkat çekiyor. Bu yıl Avrupa’da
Londra ve Paris’ten sonra en çok ziyaretçiyi çekeceği hesaplanan İstanbul, Avrupa’da üçüncü, tüm dünyada yedinci büyük seyahat şehri oldu.
Son dört yılda üç kez liste başı olan Londra, 2014’te de birinciliği elden
bırakmayarak toplam 18.7 milyon ziyaretçiyle zirvede yer alıyor. Londra’yı 18.4 milyon ziyaretçiyle Bangkok, 15.6 milyon ziyaretçiyle Paris
takip ediyor. Dünyanın en çok ziyaretçi çeken kenti Londra, Avrupa’da
da birinci sırada yer alıyor.
Dünya çapında 11,6 milyon ziyaretçi beklentisiyle 2014’te dünyanın en
çok ziyaretçi çeken kentleri arasında İstanbul yedinci sırayı alıyor.
Geçen yıl 9.9 milyon ziyaretçi alan İstanbul’un 2014’te ziyaretçi
adedinde yüzde 17,5 büyüme kaydedeceği öngörülüyor. Avrupa’da Londra ve Paris’ten sonra en çok ziyaretçi ağırlayan şehir 2014’te İstanbul
olacak.
AA
Molla Arap Külliyesi’nde restorasyon başlıyor Sivas Kalesi'nde kazı çalışması başlatıldı
İzmir
Tire’nin tarihi
ve kültürel mirası
üzerine çalışmalar
sürdüren İzmir Üniversitesi akademisyenlerinin,
Ege Turizm Derneği, İzmir
Turist Rehberleri
Odası’nın desteği ile yaptığı tarihi eserlerde
temizlik çalışması
farkındalık oluşturdu.
T
emizlik çalışmasının ardından hurdacılık yapan bir vatandaş tarafından beş yıldır konut olarak kullanılan
15. yüzyıldan kalma Molla Arap Külliyesi’nde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışmalarına
başlanacağı bildirildi.
Yapılan temsili temizlik çalışmalarının
bölgede farkındalık yaratılması açısından etkili olduğunu belirten İzmir
Üniversitesi Tire’deki Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr.
Meltem Öztürk, İzmir Valiliği tarafından
da Tire’deki tarihi eserlerin restorasy-
onunda kullanılmak üzere kaynak
ayrıldığını iletti. Gelişmeleri değerlendiren Öztürk, “Molla Arap Külliyesi’nde restorasyon çalışmalarının
başlayacak olması ve valilik tarafından
kaynak ayrılması çok sevindirici
gelişmeler ancak yeterli değil. Külliyenin
konut olarak kullanılan hamamına, özel
mülkiyet olduğu için muhtemelen müdahale edilemeyecek. Hamamı da kurtarmak gerekiyor” dedi.
Kültür Bakanlığı, Valilik, Tarihi Kentler
Birliği,Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Koruma Kurulunun duruma acilen duruma
müdahale etmesi gerektiğini belirten
Yrd. Doç. Dr. Öztürk tarihi eserlerin
vahim durumunu şu sözlerle dile getirdi;
“Yıldırım Beyazıt’ın eşi Hafsa Hatun
tarafından yaptırılan külliyenin içi
köpek kulübeleri ve atık maddelerle
dolu.
Özel mülkiyet kapsamındaki hamamı ise
üzerini kaplayan ağaç dalları nedeniyle
fark edilemeyecek durumda.Alihan,
Zencirli,Küçük Hafız mescitlerinin üst
katında, Orta Medrese’nin ve Ali Efe
Han’ının içinde insanlar yaşıyor. Hekim
Hamamı’nın, Mimar Sinan’ın eseri
olarak bilinen Yalınayak Hamamı’nın
içinde köpekler yaşıyor. Tire’de tespit
edebildiğimiz dokuz hamam da çok kötü
durumda. Şeyh Hamamı’na yaptığımız
ziyaret sırasında duvarlarından parçalar
kopup yerlerde yuvarlandı. Tire’de tarihi
eserler adeta SOS veriyor.” Azınlıklara
ait eserlerin de büyük zarar gördüğünü
dile getiren Öztürk, Kaol Şalom Sinagogu’nun mağaza olarak kullanıldığını,
Agia Paraskevis Kilisesi’nden kalan
molozların arasında hayvan otlatıldığını, Agia Kiryaki Şapeli’nin de
misafirhane olarak kullanıldığını
söyledi.
Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın,
İzmir Üniversitesi’nin hazırlayacağı iki
restorasyon projesine, eski İzmir Valisi
Cahit Kıraç’ın da mülkiyet problemini
çözüldüğünde Aleaddin Sultan Zaviyesi
ile Yayla Fakıhlar Mescidinin restorasyonuna destek sözü verdiğini hatırlatan
Öztürk, “Devletin devamlılığı esasına
göre bu sözlerin vücut bulmasını istiyoruz.
Vali Kıraç’ın girişimleri sayesinde Sultan
Zaviyesi Belediye Başkanı Tayfur Çiçek
tarafından satın alındı. Ancak Yayla
Fakıhlar Mescidi'nin mülkiyet sorunu
çözülemedi. Her an yıkılabilecek durumdaki mescidin sahiplerinin kamu
yararına kullanılacaksa bu eseri
bağışlayabileceği duyumunu almıştık.
Böyle bir davranış çevreye örnek olur.
Başkan Çiçek’in zaviyenin satın alınmasında olduğu gibi yeni bir girişimde
daha bulunması tarihi bir adım olur”
dedi.
CİHAN
A
A Yapılış tarihi kesin
olarak bilinmeyen
kalenin doğu tarafındaki
çay bahçesinin bulunduğu
kısımda 3'ü uzman 8 kişilik
ekiple kazı çalışması
başlatıldı.
Sivas Arkeoloji Müzesi
Müdürü Atılgan Kaya, Sivas
Kalesi'nin belli bölümlerinin birinci, ikinci ve
üçüncü derece sit alanı
olarak tescil edildiğini
söyledi.
Kazı çalışması yapılan
alanın ikinci derece sit alanı
olduğunu ifade eden Kaya,
kalede önceden saat kulesi
olduğuna dair bilgilere
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünce yapılan arşiv taramaları sonucu ulaşıldığını
belirtti.
Kaya, Kültür ve Turizm İl
Müdürlüğünün talebi üzerine kalede kazı çalışması
başlatıldığını ifade ederek,
kazının müdürlüklerinin
denetiminde yürütüldüğünü
söyledi. Kültür ve Turizm
Bakanlığından sondaj kazısı
yapılması yönünde talepte
bulunduklarını dile getiren
Kaya, şunları kaydetti:
"Bununla ilgili de 5 bin lira
ödenek sağlayarak burada
temel olup olmadığı
yönünde çalışma başlattık.
Çalışmalarımızın ilk aşmasında Geç Osmanlı dönemine ait bir saat kulesinin
temellerine ulaştık. Burayla
ilgili çizim ve fotoğraflama
yaptıktan sonra alanı kapatıp eski haline getireceğiz.
Daha sonra belediyenin burayla ilgili yapacağı projede,
bu alana saat kulesi inşa
edilecek. Bu saat kuleleri,
genelde Orta Anadolu'nun
tamamında var.
Kazıyı biraz daha
genişleterek saat kulesinin
ölçülerine de ulaşmış olacağız. Kazının yaklaşık 5
gün daha sürmesini planlıyoruz."
AA
17. Türk Dünyası Opera Yıldızları seyirciyle buluştu
luslararası Türk Kültürü
U
Teşkilatı (TÜRKSOY)
tarafından bu yıl Leyla Gencer
anısına düzenlenen 17. Türk
Dünyası Opera Yıldızları Konserleri, Türk dünyasının önemli
opera sanatçılarının katılımıyla
Bakırköy Belediyesi Leyla
Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde başladı.
Murat Kodallı'nın şefliğini yaptığı Kültür ve Turizm Bakanlığı
İstanbul Devlet Operası'nın
eşlik ettiği konserler, Bursa,
Ayvalık, Bodrum, Marmaris,
Ödemiş ve Girne’de devam edecek. 17. Türk Dünyası Opera
Yıldızları Konserleri'nin ilki,
Bakırköy Belediyesi Leyla
Gencer Opera ve Sanat Merkezi'nde yapıldı. Türk dünyasının
önemli opera sanatçılarına
Murat Kodallı'nın şefliğini yaptığı Kültür ve Turizm Bakanlığı
İstanbul Devlet Operası eşlik
etti.
Konserde, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye,
Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti, Hakas
(Rusya Fed.), Saka Yakut
(Rusya Fed.), Tataristan (Rusya
Fed.), Çuvaşistan (Rusya Fed.),
Kabardin Balkar (Rusya Fed.),
Moğolistan, Sincan Uygur
Özerk Bölgesi (Çin), Tacikistan'tan opera sanatçıları
yer aldı. 2 bölüm halinde
gerçekleştirilen konser sonunda bütün sanatçıların
birlikte seslendirdiği
parça, seyircilerin büyük
beğenisini topladı. Sanatçılar,
uzun süre ayakta alkışlandı.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu konser
öncesinde yaptığı konuşmada,
dünyanın yetiştirdiği en büyük
sopranolardan biri olan Leyla
Gencer'in adını taşıyan bu organizasyona ev sahipliği yapmanın kendisini çok mutlu
ettiğini belirterek,bundan
sonra da bu gibi etkinliklere ev
sahipliği yapmaya devam edeCİHAN
ceklerini söyledi.
14
17 EYLÜL 2014
Magazin-Tv
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Hayranları otel bastı Lady
Gaga arada kaldı
Kenan Işık'tan
iyi haber
Sezen Aksu müziği bırakıyor!
ursa’da Kültürpark
Açıkhava TiyaB
trosu’nda konser veren
ünyaca ünlü yıldız Lady Gaga, bu akşam İTÜ
Stadyumu’nda vereceği konser için önceki gece
İstanbul’a gelmişti. Havalimanından iner inmez konaklayacağı Raffles Otel’e yerleşen Lady Gaga, gece
boyunca otelden dışarı çıkmadı.Lady Gaga dün ise İstanbul’un tarihi yerlerini gezmek için otelden ayrıldı.
Fakat konakladığı otelin kapısına yüzlerce hayranının
gelmesi Lady Gaga’nın otelden geç çıkmasına neden
oldu. Otel görevlileri izdihamı ve karışıklığı önlemek
için Gaga’nın hayranlarının önüne
barikat
çekti.
D
Sezen Aksu, seneye
40’ıncı yılını tamamlayacağını ve aktif sanat hayatını geride bırakacağını
söyledi.Aksu, çocukluğundaki kimsenin
bilmediği saf yaşantısına
geri döneceğini belirtti.
‘Sezen Aksu Acoustik
Bant Projesi’ konserinde
sevenlerine unutulmaz
bir gece yaşattı. Sık sık
dinleyenlerle sohbet
eden ve şakalaşan Aksu,
“Önümüzdeki sene
40’ıncı sanat yılımı
tamamlayıp, çocukluğumdaki kimsenin
bilmediği saf yaşantıma
geri döneceğim. Artık 40
yıldan sonrası benim...
Bundan sonra her manada Seda Sayan gibi
yaşayacağım” dedi.
ı
k
ş
a
k
r
ü
T
n
'i
n
e
r
r
a
W
a
Estell
merikalı model ve oyuncu Estella Warren,
bir defile için geldiği İstanbul'da yapımcı
A
Ramiz Özbay ile yakınlaştı. "Maymunlar Cehennemi" filmiyle
tanınan, bir dönem Victoria's Secret modelliği de yapan Estella
Warren, geçtiğimiz haftalarda İstanbul'a geldi. Hem Ankara'daki Özlem Süer defilesinde çıkmak hem de küçük bir estetik
operasyon için geldiği İstanbul'da yeni bir aşk da filizlendi. Estella Warren, İstanbul günlerinde, Amerika'da tanıştığı yapımcı
Ramiz Özbay'la sık sık görüşmeye başladı.
enan Işık'ın Almanya'daki teKÜnlü
davisi sonuç vermeye başladı.
tiyatrocu artık gözleriyle
iletişim kuruyor ve vücudunu dik
tutabiliyor.5,5 ay önce spor salonunda düşerek beyin kanaması
geçiren Kenan Işık'ın sağlık durumu
iyiye gidiyor. Tedavisi bir aydır Almanya'da özel bir klinikte süren ünlü
tiyatrocunun son durumu hakkında
eşi Beril Işık "Bakışlarıyla etrafındakini takip edebiliyor. Artık gözleriyle iletişim kurabiliyor" dedi.
‘Kendimden sıkıldım’
Bu sözlerinin ardından
sanat hayatını bırakmamasını isteyen hayranlarına Aksu, “Ben bile
artık kendimi dinlemekten sıkıldım. Hayatta
böyle şeyleri olgunlukla
karşılamak gerekiyor”
diye yanıt verdi. Konserin ikinci bölümünde,
eteğinin sandalyeye
takılması sonucu dengesini kaybedip düşen
Aksu, ekibi tarafından
kaldırıldı.
ARTIK DİK DURABİLİYOR
Eşinin yoğun bir şekilde fizyoterapi
ve ergoterapi gördüğünü anlatan
Işık, "Tekerlekli sandalyesinde kimi
zaman bütün gün oturuyor. Kimi
zaman da ayakta. Vücudunu artık
tamamen kendisi tutabiliyor, dik
durabiliyor. Daha önce bunların
hiçbirini yapamıyordu" diye
konuştu.
KANAL AKIŞLARI
08:35Böyle Bitmesin
10:40Beni Böyle Sev
13:00Haber
13:15Spor
13:18Hava Durumu
13:25 1 Çorba
13:30Küçük Hanımefendi
15:25Hayat Yokuşu
16:25Zengin Kız Fakir Oğlan
18:20Yoldaki Haber
19:00Ana Haber Bülteni
19:45Spor
19:50Hava Durumu
19:55Kızılelma
21:55Reis-i Cumhur
07:00Oynat Bakalım
08:30Batman
09:00Casper
09:30Duck Dodgers
10:00Aramızda Kalsın
12:15Özge İle Güzel Bir Gün
14:30Batman
14:55Casper
15:25Duck Dodgers
15:45Oynat Bakalım
16:45Söyle Söyleyebilirsen
18:00Batman
20:00O Ses Türkiye
04:5020 Dakika
05:20Geniş Aile
06:45İki Aile
08:30Kadın İsterse
10:00Dürüye'nin Güğümleri
12:00Aramızda Kalsın
14:00Medcezir
16:45En Güzel Bölüm
17:15Benim Kuaförüm
19:00Star Haber
06:00Geniş Aile
08:00Galip Derviş
10:00Küçük Ağa
12:00Çok Güzel
Hareketler Bunlar
14:00Akasya Durağı
16:30Arka Sokaklar
19:00Kanal D Ana Haber
20:00Çarkıfelek
21:45Canlı Canlı
06:30Cennet Mahallesi
07:30Ayı Kardeşler
08:00Pepee
08:30Hayat Bilgisi
10:00Elveda Dostum
12:00Ender Saraç ile
Sağlıklı Günler
14:00Dila Hanım
16:30Fatih Harbiye
19:00Show Ana Haber
20:00Güldür Güldür Show
22:00Muhteşem Yüzyıl
06:05Benim Annem
Bir Melek
07:00Doksanlar
08:40Selena
10:25Karadayı
13:10Adanalı
15:10Çocuklar Duymasın
17:10Alemin Kıralı
18:55ATV Ana Haber
20:00Akrep Kral 2
22:00Şifre Merkür
07:00Her Sabah
08:45Gagguk
09:15Dünyayı Geziyorum
10:20Burada Ne Yenir?
11:20Yeter Ki Sen Kazan
12:30Öğle Haberleri
12:50Derya'nın Dünyası
14:30Fatmagül'ün Suçu Ne?
16:30Dolu Dolu Anadolu
17:55Sıcak Gündem
18:15Ana Haber
18:50Ekip
19:50Uçuş 93
01:00Gossip Girl
01:405 Yıldızlı Şefler
02:10Kanıt
03:30Acemi Pilotlar
05:00Gossip Girl
06:00Shappies
07:30Ejder Avcıları
08:305 Yıldızlı Şefler
09:10Elveda Derken
11:10Kavak Yelleri
13:10Çalıkuşu
15:10Kuzey Güney
17:30Ejder Avcıları
18:30Gossip Girl
19:30Yalan Dünya
21:30Anneler ve
Kızları
23:20The Killing
08:45Lifestyle
08:55 Hava Durumu
09:00Haber Merkezi
09:15Ekonomi Piyasalar
09:20Spor
09:30Ekonomi Notları
10:00Haber Merkezi
10:15Ekonomi Piyasalar
10:20Spor
10:30Seçim Aktüel
10:45Spor
10:55Hava Durumu
11:00Haber Merkezi
11:15Ekonomi Piyasalar
11:20Spor
11:30Haber Merkezi
11:35Ekonomi Piyasalar
11:40Spor
02:00Gece Haberleri
02:15Tarafsız Bölge
04:00Gece Haberleri
04:155N1K
05:20Serra ile İtalyan İşi
06:00Güne Merhaba
07:40Spor
07:50Güne Merhaba
08:40Spor
08:49Güne Merhaba
09:00Parametre
10:00Haber
10:35Paranın Gündemi
11:00Haber
12:00Bugün
13:48Hava Durumu
14:00Günlük
14:50Hava Durumu
05:00Rizzoli and Isles
06:30Sullivan and Son
07:00Geri Sayım
09:45Cnbc-e.com'da Bugün
10:00Piyasa Ekranı
10:30Piyasaya Bakış
11:00Piyasa Ekranı
12:00Finans Cafe
14:00Piyasaya Bakış
14:30İş Dünyasından
15:00Piyasaya Bakış
15:30Piyasa Ekranı
16:00Kapanışa Doğru
17:00Son Baskı
17:30Piyasaya Bakış
18:00Planet Sheen
18:30Penguins of Madagascar
11:35Spor Bülteni
11:55Hava Durumu +
Yol Durumu
12:00Ajans Bugün
12:35İşin Sırrı
12:503 Dakika
12:55Hava Durumu +
Yol Durumu
13:00Ajans
13:50Hava Durumu
13:55Yol Durumu
14:00Ajans
14:30Spor Bülteni
14:50 3 Dakika
15:00Ajans Gün İçi
15:25Bize Sorun
16:00Ajans Gün İçi
16:30Spor Bülteni
01:15Ruhumun Aynası
03:00BKM Güldür Güldür
04:45Komedi Türk
05:30Çocuklar Duymasın
07:30İsmail Küçükkaya
ile Çalar Saat
10:00BKM Güldür Güldür
12:00O Hayat Benim
14:30Ruhumun Aynası
16:30Çocuklar Duymasın
19:00Fatih Portakal ile FOX
Ana Haber
19:30Ruhumun Aynası
21:00Ruhumun Aynası
23:00Kocamın Ailesi
12:00Haber Masası
12:25Dünya Raporu
12:35Ekonomide Görünüm
12:45Spor Bülteni
13:00Gün Ortası
13:35Ekonomide Görünüm
13:45Spor Bülteni
14:00Gün Ortası
14:45Ekonomide Görünüm
15:00Güne Bakış
15:35Ekonomide Görünüm
15:45Spor Bülteni
16:00Güne Bakış
16:35Ekonomide Görünüm
16:45Spor Bülteni
17:00Akşam Haberleri
18:00Akşam Raporu
20:00Televizyon Gazetesi
17 EYLÜL 2014
Spor
HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA
Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, Çaykur
Rizespor ile berabere kaldıkları için büyük hayal
kırıklığı yaşadıklarını söyledi.
Bilic: Büyük hayal
kırıklığı yaşıyoruz
T
akımının Çaykur Rizespor ile 1-1 berabere
kaldığı karşılaşmanın bitiminde düzenlenen basın
toplantısına katılan Hırvat
teknik adam, kazanmak
istedikleri karşılaşmadan
beraberlikle ayrıldıkları
için büyük hayalkırıklığı
yaşadıklarını belirterek,
"Bütün maçlarımızı kazanmak istiyoruz. Berabere
kaldık büyük hayalkırıklığı
yaşıyoruz. Üç puanı kazanmak için denedik. Top
hakimiyeti bizdeydi. Ama
özellikle geriye yaslanan
takımlara karşı bu kaliteyi
koyamadığınızda işler zor
hale geliyor.
Süper Lig'in ilk yarısının
fikstürünün belli olmasından sonra yapılan eleştirilere Hırvat Teknik Adam
da katıldı. Bilic, "Şampiyonlar Ligi'nde 32 takım,
UEFA Avrupa Ligi'nde 48
takım oynuyor. Bu takımlar kendi liglerinin yanısıra
turnuvalarda mücadele
ediyor ve ülkelerini temsil
ediyorlar. Salı, çarşamba
veya perşembe maçlarını
oynayan kulüplerden
içinde kaç takım pazartesi
akşamı oynadı. Sadece
Beşiktaş pazartesi akşamı
oynadı. Ben bunları
bugünkü sonuca bahane
olsun diye söylemiyorum.
Sezon boyunca bir çok
takım böyle oynayacak.
Cezasahası dışından yeteri
kadar şut atmadık.
Bugünkü performans
olarak yeteri kadar iyi
değildik. Tabiki puan kaybından dolayı mutlu
değiliz. Daha iyisini oynamaya çalışacağız." dedi.
Bir gazetecinin "Takım
golcü sıkıntısı yaşıyor mu
?" sorusuna Bilic, "Demba
Ba ve Oğuzhan gibi iki
önemli oyuncunun eksikliğini yaşadık. Bu isimler
golü hazırlayan isimlerdi.
Bunların eksikliğini
yaşadık." diye konuştu.
Öte yandan Spor Toto
Bugünkü sonuç ne olursa
olsun söyleyecektim. Memnun olmadığımız birçok
şey var." diye konuştu. Bir
gazetecinin "Olimpiyat
Stadı'nda oynamanız durumunda Beşiktaş'ın işi zor
görünüyor. İstanbul içinde
veya dışında başka stat alternatif var mı ?" sorusuna
ise tecrübeli hoca, "Biz
bununla başa çıkmak
zorundayız. Burada oynamanın zorlukları var.
Zemin bozuk, boş tribünden şikayet edebilirz.
Başka seçenek olsaydı bu
maçı burada oynamazdık.
İstanbul dışı da yoğun maç
trafiğinden dolayı mantıklı
çözüm olmaz." diye cevapladı.
Mehmet Özdilek: Beşiktaş
karşısında iki puan kaybettik diye düşünüyorum
Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, 10 öne geçtikten sonra maçı
berabere bitirince iki puan
kaybettiklerini düşündüklerini söyledi. Takımının
Beşiktaş ile 1-1 berabere
kaldığı karşılaşmanın bitiminde düzenlenen basın
toplantısına katılan tecrübeli teknik adam, 1-0 öne
geçtikten sonra maçın berabere bitmesinin kendilerini hüzünlendirdiğini
belirterek, şöyle konuştu:
"Maçtan önce kurguladığımız herşeyle karşı
karşıya kaldık. İlk yarıyı iyi
kilitledik. Rakibe pozisyon
anlamında pozisyon vermedik. İkinci yarı bizim
amacımız 60'a kadar
oyunu taşımaktı. 49.
dakikada golü bulduk.
Sonrasında yakaladığımız
pozisyonları değerlendiremedik. Sakatlanarak Kıvanç ve Holosko'nun
oyundan çıkması
direncimizi düşürdü.
Son 20 dakikada baskı
yedik sonrasında duran
toptan golü yedik. Biz buraya kazanmaya gelmiştik.
Her geçen gün iyileşiyoruz." Karşılaşmayı 1-0 öne
geçtikten sonra bu sonuçla
bitirmeleri gerektiğini
ancak başaramadıklarını
kaydeden Mehmet Özdihlek, "1-0'lık sonuçtan sonra
iki puan kaybettik diye
düşünmeliyiz. 1-0 maçı
bitirmeliydik. Son 20
dakikada topu tutamadık.
Böyle olunca duran toptan
golü yedik." dedi. CİHAN
Bursaspor, Beşiktaş
hazırlıklarına başladı
Spor Toto
Süper
Lig’de,
Gençlerbirliği’ni
deplasmanda 2-1
yenerek 3
puanla
G
tanışan
Bursaspor, bir
günlük
iznin
ardından
Beşiktaş
maçı
hazırlıklarına
başladı.
TAKACAK
açında
m
i
iğ
rl
bi
er
çl
en
burnunda
çlerbirliği
sakatlanan ve zan İpek
Bu arada, Gen
39.
O
ilen
mücadelesinin men’in
kırık tespit ed yüzünde
ol
H
a
a
nd
an
dakikası
55.
ise antrenm
dahil olan ve
ı. Yardımcı
yerine oyuna
maske ile çıkt zgur
ak
ar
katlan
lU
dakikada da sa a bırakan
Antrenör Erse üce
’y
bu
zl
am
Ö
ak
de
B
in
yerini
yönetim
n
ile
ir
şt
tü haber
le
kö
ek
n
rç
Ozan İpek’te
Tesisleri’nde ge aşık 1,5 saat
kl
geldi.
antrenman ya
ü.
sürd
cunun
Yetenekli oyun spit edildi.
an
te
m
k
en
rı
tr
burnunda kı
Ersel Uzgur, an sında
keyle çıkan
as
m
a
ta
an
or
Antrenm
öncesi saha
r
nun, yarın
bi
cu
sa
kı
yetenekli oyun takılacağı
futbolcuları ile üneş’in
n
ı. G
burnuna tampo kımdan 2
görüşme yapt
ta
e
,
nl
an
de
rd
ne
la
futbolcu
ri ve bu
ğı açıklandı.
galibiyetini ge
gün ayrı kalaca
Gençlerbirliği taş maçına
ik
bırakarak, Beş arını istediği
rı Ozan'ın
al
m
ol
e
tr
an
Kulüp doktorla k nedeniyle 3
kons
rı
burnundaki kı ılaşmalarda
öğrenildi.
rş
ka
e
yl
ke
as
m
ay
a
rl
ğini belirtti.
la
ce
şu
le
ko
bi
z
ye
forma gi
Ardından dü
l
şi
ye
an
ay
şl
antrenmana ba lar, istasyon
r, yarın
cu
Yeşil beyazlıla enman ile 22
beyazlı futbol a yapılan
pl
ı antr
çalışması ve to a devam etti. yapacaklar i günü saat
es
rl
rt
la
organizasyon n bölümünde Eylül Paza a Atatürk
rs
so
Bu
ın
an
da
21.30’
Antrenm
nacak
çift kale maç
Stadı’nda oyna zırlıklarını
ise yarı sahada
ha
ı
aç
m
ş
ta
Beşik
yapıldı.
CİHAN
rdürecek.
sü
E
AY MASK
OZAN İPEK 3
Masör Eren Akkaya: Görevimi yaptım
bahçe U21 Takımı'nın Trabzonspor ile deplasmanda karşılaştığı maç centilmenlik
görüntülerine sahne oldu. Trabzonsporlu
genç futbolcu Recep Uğur Öztürk’ün bir
pozisyon sonrası dili dönerken; Fenerbahçe’nin masörü Eren Akkaya sahaya girerek bordo - mavili oyuncuya müdahalede
bulundu. Müdahalenin ardından Öztürk'ü
sağlığına kavuşturan Eren Akkaya, olayı
üper Lig'de haftayı
S
Fenerbahçe beraberliği
ile kapatan Trabzonspor,
Teknik Direktör Vahid Halilhodzic yönetiminde
Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde yapılan antrenmana,
sakatlıkları nedeniyle tedavilerine devam edilen
Bosingwa, Özer ve Deniz
Yılmaz ile dinlendirilen
Onur Recep Kıvrak ve Soner
Aydoğdu katılmadı.
Sakatlıkları bulunan diğer
futbolcular Zeki Yavru,
Mustafa Yumlu ve Aykut
Demir ise takımdan ayrı salonda çalıştı. Sakatlığı nedeniyle Fenerbahçe
maçında forma giymeyen
Cardozo da takımla çalıştı.
FBTV'ye anlattı. Eren Akkaya, "Top taç çizgisine yöneldiği anda Mehdi ile Uğur
arkadaşımız ikili mücadeleye girdi. Bu esnada
Mehdi’nin kolu Uğur’un gırtlağına geldi. Bana
yüzleri dönük olduğu pozisyonu gördüm.
Uğur eliyle boğazını tuttu ve gözleriyle yukarı
baktı. Ayaklarıyla çırpınmaya başlayıp, eline
boğazına götürdüğünde ben bir şey olduğunu
anladım. Hakem o anda taç kararı vermişti ve
oyuncu görmemişti. Hakemi falan dinlemedim, girdim sahaya. Baktım nefes
alamıyor. Kaldırdım, ensesinden tuttum. Çen-
esinden aşağıya çektim. Dilini aldım. O arada
konuşuyordum. ’Sakin ol aslanım, sakin ol.
Bir şey yok’ Dilini tuttum ve çıkardım. Nefes
almaya başladı. Ondan sonra sahadaki doktor
arkadaşlar olaya müdahale ettiler ama o ara
nefes almaya başlamıştı ve tekrardan konuştu
bizimle. Oyuna devam etmek istediğini
söyledi. Ben görevimi yaptım. Trabzonsporlu
ya da herhangi bir takım futbolcusu olması
önemli değildi. Bu mesleğimin bir parçası. Sahaya girdim, müdahale ettim. Çok şükür ki
ucuz atlattık." diye konuştu. Sahanın içinde
Hoşcan umutlu konuştu
başladıklarını belirterek, geçen
hafta sonu deplasmanda yaptıkları
Galatasaray maçından da bir puan
almayı başardıklarını kaydetti.
futbolcular, Galatasaray maçında
çok güzel bir sınav verdiler. Sol
bekte oynayan Kaan Kanak, 2. Lig
takımlarından Ankaragücü'nden
geldi. Kaan, Eskişehirspor forması
altında Galatasaray'a karşı güzel bir
performans gösterdi.
anımsattı."Kendi sahamız ve
seyircimiz önünde Gençlerbirliği
maçında galip gelerek iyi bir
performans ve çıkışla yolumuza
devam etmek istiyoruz" diyen
Hoşcan, şunları söyledi: "Buna
hazırız.
Galatasaray karşısında iyi
mücadele ettiklerini anlatan
Hoşcan, şöyle konuştu: "İyi bir
takım olgumuz var. Defans
hattımızda sakatlıklardan dolayı
ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.
Yaptığımız transferlerin ne kadar
yerinde olduğunu gördük. Genç
Bunun yanında Berkay Dabanlı,
Birol Parlak ve Ahmet Kamil
Çörekçi'nin defans hattında ne
kadar iyi iş yaptığını gördük.
Yolumuza devam edeceğiz. Lig
uzun bir maraton." Hoşcan, 19
Eylül'de Süper Lig'de
Gençlerbirliği'ni ağırlayacaklarını
Geçen yıl gol pozisyonlarında
sıkıntı çeken Eskişehirspor, bu yıl
sıkıntısını attı. Eskişehirspor,
adından çok söz ettiren, Süper
Lig'de iyi mücadele eden ve görsel
olarak iyi bir futbol oynayan takım
halinde yoluna devam edecek."
AA
oşcan, gazetecilere yaptığı
açıklamada, Spor Toto Süper
H
Lig'e Torku Konyaspor galibiyetiyle
Trabzonspor'da gözler
Avrupa'ya çevrildi
UEFA Avrupa Ligi L
Grubu'nda perşembe günü
deplasmanda Ukrayna temsilcisi Metalist Kharkiv ile
oynayacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden
başladı.
e U21
ç
h
a
b
r
e
Fen
Trabe
l
i
ı
m
ı
k
Ta
rasında
a
r
o
p
s
n
zo
ta ikili
ç
a
m
n
a
oynan
sone
l
e
d
a
c
mü
dili
rasında an
a kaç
n
ı
z
a
ğ
o
b
oyunm
ı
k
a
t
rakip
p Uğur
e
c
e
R
u
s
cu
üdam
k
l
i
e
’
Öztürk
masör
n
a
p
a
y
i
haley
a, "Tray
a
k
k
A
Eren
lu ya da
r
o
p
s
n
o
bz
takım
r
i
b
i
g
n
herha
olması
u
s
u
c
l
o
futb
eğildi.
d
i
l
m
e
n
ö
en görevimi yaptım. Bu benim mesleğimin
B
bir parçası. Sahaya girdim, müdahale
ettim. Çok şükür ki ucuz atlattık." dedi. Fener-
15
hakemden, rakip oyuncusuna kadar herkesin
kardeş olduğuna vurgu yapan U21 Takımı
masörü Eren Akkaya, "Hakem maçtan sonrada çok teşekkür etti. Sahanın içinde de elini
omzuma koydu. ’Çok teşekkür ederim’ dedi.
Biz sahada rakibiz ama hakemde olsa, rakipte
olsa, aynı zamanda kardeşiz. Sahanın içindeki herkes ekmek parasını bu işten
kazanıyor. Sahanın dışındaki taraftarlar
oyuncuların rekabet içinde olmasını arzu ederler ama biz sahanın içinde de kardeşiz."
ifadelerini kullandı.
CİHAN
Fenerbahçe maçında 90
dakika forma giyen futbolcuların koşu yaptığı antrenmanda, diğer futbolcular
ise pas çalışması yaptı. Bu
çalışma sırasında teknik direktör Vahid Halilhodzic,
istediği hareketi yapamayan Cardozo'yu sert bir
şekilde uyardı.
Antrenmanın bir bölümünü
Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ve Genel Sekreter
Köksal Güney de izledi.
Boşnak teknik adam,
antrenman öncesi oyuncularına yönelik yaptığı
konuşmada, zamanla daha
iyi olacaklarını belirterek,
"Dün akşam birçok fırsat
yakaladık ama değerlendiremedik.
Aramıza yeni katılan
arkadaşlarımız vardı. Genel
anlamda sergilediğiniz performanstan memnunum.
Umarım birbirinizi
tanıdıkça ve oyun anlayışımızı sahaya yansıttıkça her şey daha güzel
olacak." ifadelerini kullandı
CİHAN
Serra KARAÇAM
İran alerjiis, ABD
ve Türkiye...
N
A
B
I
Z
17 EYLÜL 2014 Çarşamba
ndonezya'da IŞİD'ci Türklerin
yakalanması...Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD
Dışişleri Bakanı Kerry'nin mesajları ardından
Türkiye'nin teröre karşı tutumunun belli olduğu
yönünde yaptığı açıklama ve ABD ile stratejik ve
model ortaklığın sürdüğü mesajları...
E
İran etkisinden bahseden grupların yaklaşımlarının
bu konularla ilişkisi...Bölgede IŞİD ile mücadele,
dengeleri alt üst etmiş... Suriye gerginliği, İran'ın
sahada IŞİD ile mücadelede üstlendiği rol,
Türkiye'nin ve büyük güçlerin Suriye politikası ve bu
resimden umdukları...
Bölgemizde mezhepsel ayrılıklar üzerinden
yürütülen savaşlar...Gerçekten ateş hattında satranç
oynamak zor...
ABD Kongresi, bugüne kadar Özgür Suriye Ordusu'na
yani Suriye muhalefetine, siyasal islamın yükselmesi
endişesi ile eğitim ve silah desteği vermiyor gibi
göründü. Bugünlerde ise muhaliflere yönelik bir
bütçeyi gündeme alıyor.Peki Suriyeli muhalifler bu
gerekçelerle silahlandırılmazken IŞİD gibi bir örgüt
nasıl varlık gösterebildi? Mezhepsel olarak
konumlanmış bu yapının silahlanabilmesinde
büyük güçlerin dengelerde söz sahibi olma adına
maşa arayışının etkisi biliniyor. Bu, katılımcıların
hangi motivasyonla orda olduğu, dini temelleri gibi
konulardan bağımsız bir gerçek...
Bir tarafta da sürekli İran vrugusu yapan bir grup var
Türkiye'de...İran ile ABD arasında P5+1 görüşmeleri
yaklaşırken Kerry süreçten umutlu olmakla birlikte
iyimser olmadığını vurguluyor. Tezat iki beklenti...
Birini söylese tersini anlamaya alışmıştık olayları
okurken... Paris'te IŞİd'e karşı önlemler toplantısına
İran katılmadı. Hamaney davet edildiklerini ancak
eli kirli ülkelerle hareket etmeyeceklerini açıkladı.
İran ve ABD tarih içerisinde çok gerilim yaşadı.
Pekçok İranlı, rejimlerini onaylamasa dahi ülkelerini
ABD'nin katıştırdığını ve bunun acı bedellerini
yaşadıklarını düşünüyor. Yani aradaki gerilimin
kökleri var...Ve asıl soru; Türkiye'de sürekli olarak
onom
HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA
Meşru olmayan radikal islami bir terör örgütü,
örgütlü bir siyasal islamın zaferine tercih mi
edilmişti? Meşru olmayanı, yani canice infazlar
yapan bir terör örgütünü alt etmek, istendiğinde
sona erdirme gerekçesi ile bölgede söz sahibi olmak,
KDV dahil 25 Krş
Türkiye'de İran etsikisinden bahsedenler, İran
Üniversitelerine verilen denklikten, çeşitli
isimlerin İran seyyahatlerinden dem vuruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye topraklarında
Kanaat önderleri ve ilahiyat hocalarının Kum
insani yardım amaçlı bir tampon alana yönelik
şehri ziyaretlerinin altı çiziliyor. Kum şehri İran'da
değerlendirme yapıldığı yönünde açıklaması
stratejik olsada burada İslam tarihine yönelik
Pazartesi gecesinin flaş haberiydi. IŞİD'e yönelik bir pekçok önemli mekanın bulunduğunu
operasyonun ardından gelebilecek göç dalgasına
bilmiyorlar sanki...
yönelik önlem olarak nitelensede, Paris
toplantısında IŞİD ile mücadele Suriye topraklarını Caferiliğin ders kitaplarında yer alması ve beşinci
kapsamıyor. Türkiye zaten bu operasyonlara
mezhep sayılmasından da belliki rahatsızlar...
katılmayacak. Çok da tutarlı bir karar oldu. Zira
Yani mezhepsel bölme ve bu bölünme üzerinden
şimdiye kadarki politikanın ardından intikam
yönetilme taktiğine gönüllü askerlik ediliyor bu
saldırılarının hedefi olmamız olasıydı. Irak'ta
eleştiri de eklenince.Yatırım yapan İran
Türkmenler geçen haftalarda IŞİD saldırısı
şirketlerinin sayıca fazlalığından ayrıca
altındayken, farklı yerlerden ise Suriye ateşi altında rahatsızlar...
kaldıkları haberleri gelmekte. Irak ordusu
helikopterinin 1 Eylül'de tikrit'de IŞİD ile mücadele Emperyalizm karşısında bölgede etkin olan
adına 31 sivili vurarak ölümüne yol açtığı iddiaları Müslüman bir ülkeden Müslüman bir dini grup
var... Çok gergin ve zor bir mücadele bu.
neden bu kadar rahatsız olur?
ABD ne IŞİD ne Esad demeye devam ediyor. İran ile
işbirliği halinde bir Suriye daha uzun direnebiliyor...
Bu da bölgedeki karışıklığın sürmesi demek.
Karışıklık sürsün isteniyor...
BANKALAR iLE iLGiLi TEK
YETKiLi KURUM BDDK'DIR
Başbakan Yardımcısı
Babacan, "Bankalar ile
ilgili konularda tek
yetkili kurum BDDK'dır,
gerektiğinde gözünü
kırpmadan her adımı
atar " dedi.
B
Bankalar ile ilgili tek yetkili kurum
BDDK'dır
Bank Asya ile ilgili soruyu yanıtlayan
Babacan, "Banka bazında takip ve
denetleme görevi BDDK'nın, burada
temel oyuncu BDDK'dır. BDDK
bankacılık kanununa göre hareket
evresel Etki Değerlendirmesi
(ÇED) süreci, gerçekleştirilmesi
planlanan projelerin çevreye
olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz
yöndeki etkilerin önlenmesi ya da
çevreye zarar vermeyecek ölçüde en
aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek
değerlendirilmesinde ve projelerin
Ç
Türk hükümetinin ise bu konuda dengeli bir
politika yürütme çabası gösterdiği açık.
Erdoğan'ın Katar dönüşü yaptığı Bank Asya
açıklaması ortada...
Today's Zaman'a baktığımızda Abdullah
Bozkurt'un Türkiye'nin İran ile yaptığı ticaret
anlaşmalarına dikkat çektiğini ve hükümet içinde
İran lobisi diye bir lobiden bahsettiğini
görüyoruz. Bozkurt, Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz'ın İran devrimi hayranı olduğunu açıkça
söylediğini de vurguluyor yazısında...Yine Beşir
Atalay'ın ailesinin Bab'ı Ali (Ehli Beyt) İlim Vakfı
ile olan ilişkileri ile de İran sempatizanlığı
vurgusu ile aktarılan bir diğer bilgi...
1983'te İran Devrimi kutlamalarına katılıp
dönüşte tutuklandığı bilgisi de verilmiş...
Ve sanki bu gruplar, kendileri de Türkiye'de
siyasal islama kan kusturmak adına dindarlara
engelleme getirmiş bir devlet geleneğinin
mağduru olmamış gibi konuşan kalemlere sahip.
Sanki Ergenekon davalarında bu zihniyet ile
hukuki hesaplaşma gösterilirken sonuna kadar
destek vermemişler gibi o geçmiş günlerin ve
geleneğin, sırf İslam devrimi diye alerji kaptığı
İran ilişkili uygulamaları referans
gösterebiliyorlar...Bunu biraz Türk siyasal yaşamı
bilgisine sahip hangi kesime anlatabilirler?
Ancak yabancılara anlatırlar...
Bugün geldikleri ve kendilerini açık etmeden
varolabildikleri yerlere baktığımız da zaten bir
tuhaflık var diyorsunuz.
eder, buradaki kurallar da çok açıktır. Bankacılıkla ilgili kaynağı belirsiz
bilgilerin önemli kısmı kasıtlıdır.
BDDK herhangi bir şey söyleyecekse
bunu ya başkan söyler ya da internet
sitesinde duyurur, bunun dışındaki
söylemlere itibar etmeyin. Bütün
dünya tarafından sağlamlığı tescil
edilmiş bir bankacılık sektörümüz
var. Bankalar ile ilgili konularda tek
yetkili kurum BDDK'dır, gerektiğinde
gözünü kırpmadan her adımı atar."
dedi.İç piyasada, "gelirimiz varsa
harcayalım, borçlanarak harcama
konusunda dikkatli olalım" yaklaşımında olduklarını ifade eden
Babacan, önemli ölçüde arzu edilen
tablonun gerçekleştiğini vurguladı.
Babacan, toplam kredi hacmi
artışının uzun vadeli dengeli rakam
olarak görülen yüzde 15'e yaklaştığını, ticari krediler çok daha hızlı
artarken tüketici kredilerinin artış
hızının düştüğünü, KOBİ kredilerinin
yüzde 20'nin de üzerinde arttığını
dile getirdi.Bundan sonrası için dengeli ama daha yüksek büyüme oranlarının önemli olacağını belirten
Babacan, bunu yaparken de enflasyonu ve cari açığı kontrol altında
tutabilmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Özel sektör yatırımları
Babacan, özel sektör yatırımlarının
yavaşlaması konusundaki soruyu
yanıtlarken, özel sektör yatırımlarının çok önemli olduğunu, en çok
sevindikleri dönemlerin büyümenin
özel sektör yatırımlarıyla gerçekleştiği dönemler olduğunu söyledi.
Büyümenin tüketim ve yatırım harcamalarından kaynaklandığına işaret
eden Babacan, yatırım için yapılan
harcamaların hem bugünün hem de
geleceğin büyümesinin temelinin
atılması açısından önemli olduğunu
vurguladı. Babacan, "Son 1 yılda bu
konuda maalesef arzu ettiğimiz
tabloyu görmüyoruz. Yatırım harcamalarında, özellikle makine-teçhizat
yatırım harcamalarında arzu ettiğimiz rakamları görmüyoruz. İmalat
sanayine daha çok yatırımın olması
önümüzdeki dönemde temel önceliklerimizden olacak. Bu sadece teşvik
politikasıyla mümkün değil. Bu,
ekonominin tüm sektörlerinde rasyonel kazancın oluşmasıyla mümkün"
diye konuştu.Babacan, inşaat sektörüne yönelik sözlerini anımsatarak,
şunları kaydetti:
"İnşaat sektörü de desteklediğimiz
çok önemli bir sektörümüzdür.
Gelişmiş ülkelerde dahi milli gelirin
yüzde 8'i inşaat sektöründen gelir
ama bir inşaat sektörünün kendi kuralları içerisinde düzenleme ve
denetlemelerle çalışması, bir de kısa
vadeli küçük kalem oynatmalarla
oluşan ölçüsüz rantlar var. Bu
ölçüsüz rantların oluşmasıyla ilgili
eleştirilerimiz var. Ölçüsüz rantların
daha kontrollü, fırsat eşitliğine
dayanan ve şeffaf şekilde yönetilmesi
gerekiyor. Böyle olmalı ki hangi sektöre yatırım yapayım denildiğinde
sektörler arasında kararlar daha
sağlıklı verilebilsin. Aksi halde çok
kolay ve bir gecede bir kalem değişikliğiyle, mevzuat değişikliğiyle
sağlanan rantların olduğu bir alan
varken, ister istemez sanayi gibi uzun
vadeli, çok emek, ciddi fedakarlık
isteyen bir sektöre ilgi düşebiliyor.
Bunu yeniden dengelememiz
gerekiyor."
Faizin yatırımcı, hele hele borçlanarak yatırım yapanlar için maliyet
unsuru olduğunu, bunun da yatırımlar üzerinde etkisinin bulunduğunu
ifade eden Babacan, bunun yanında
yatırım kararları verilirken sadece
faize bakılmadığını, en önemli unsurun güven olduğunu dile getirdi. Babacan, ülkenin
demokrasisine, ekonomisine güven varsa,
öngörülebilirlik varsa
yatırım kararlarının büyük
ölçüde verileceğini söyledi.
Petrol ve madencilikte 120 yatırıma ÇED onayı
Petrol ve madencilik
alanında son 1 yılda, aralarında Trans Anadolu
Doğalgaz Boru Hattı'nın
da bulunduğu ulusal ve
uluslararası 120 projenin
Çevresel Etki Değerlendir
mesi Raporu onaylandı.
Türkiye elbette yabancı istihbarat örgütlerinin
olası etkisinden kendini arındırmak
durumundadır. Ancak altını çizelim hem de dini
bir grubun Batı ilişikli, örneğin Almanya, ABD
gibi pekçok ismi zikretmeksizin, sadece İran'ı
adres göstermesi bana İran'ın etkin konumundan
rahatsız olacak başka bir güce tellallık yapmak
gibi geliyor.
Bu insanlar Türkiye'de baskılarla yüzyüze olduğu
az çok bilinen ve genel kabul görmüş olan
dindarların veya hadi siyasal islamcılar diyelim,
siyasal islamcıların, İran Devrimi'ni nasıl
algıladıkları konusunda sanki hiç fikir sahibi
değiller...
aşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Anadolu Ajansının üst üste
ikinci defa global iletişim ortağı
olduğu 5. İstanbul Finans Zirvesi'nde
gündemdeki konulara ilişkin soruları
yanıtladı.Ekonomik büyüme tahmininde revizyon olup olmayacağına
yönelik soru üzerine Babacan, geçen
yılı yüzde 4,1'lik gerçekleşmeyle beklentilerden daha yüksek büyüme ile
kapattıklarını söyledi.Yılın ilk
çeyreğinde tahminlerin üstünde
4,4'lük büyüme yakalandığını dile
getiren Babacan, ikinci çeyrekte daha
düşük büyüme rakamı görüldüğünü
ifade etti. Babacan, şöyle konuştu:
"İlk yarının tamamına baktığınızda
tablo çok da iç karartıcı değil. Bu
yılın tamamıyla ilgili beklentimiz
olumlu. Çok geniş bir aralık vermek
gerekirse 3-4 aralığı oldukça emniyetli bir aralık olarak görülmekte.
Orta Vadeli Programımızla beraber
kesinleşmiş son tahminimizi resmen
duyurmuş olacağız. Onu duyurmadan önce benim daha nokta atışı
bir tahmin vermeme çok da doğru
olmaz. Konsensüs rakamına ya da
farklı uluslararası kuruluşlarının,
piyasa analistlerinin yaptığı çalışmalara bakıldığında 3-3,5 arasındaki
rakamları daha sık görüyorsunuz."
Büyümenin daha yüksek rakamlar
yerine 3'lü rakamlarla ifade
edilmesinin nedenlerini de değerlendiren Babacan, ihracat pazarlarındaki düşük performansın bu
gelişmede önemli bir etken olduğunu
belirtti. Babacan, özellikle Irak'taki
gelişmelerin ve güvenlikle ilgili sıkıntıların ihracatın aksamasına neden
olduğunu, Avrupa ekonomilerinin
beklenenden düşük performansının
da bir başka etken olduğunu söyledi.
www.ekonomigazetesi.net
daha kolay olur çünkü... Finansman olmadan bir
örgütün bu kadar yayılması zaten mümkün değil.
uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları
kapsıyor."ÇED olumlu" kararı, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu
ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara
göre kabul edilebilir düzeylerde
olduğunun saptandığı ve gerçekleşmesinde sakınca görülmediği anlamına geliyor.Türkiye'de enerji
yatırımlarının artması ve ülkenin
uluslararası enerji projelerinde
geçiş güzergahı olması dolayısıyla
ÇED başvurularının önemli kısmını
petrol ve madencilik alanındaki
yatırımlar oluşturdu.
Petrol ve madencilik alanında
2013'ün ağustos ayından bu yılın
ağustos ayına kadar geçen 1 yıllık
dönemde ulusal ve uluslararası 120
proje "ÇED olumlu" kararı aldı.
Acaba hep mi böyleydiler... Hep
uzlaşabilmelerinin ardında yatan farklı bir
işbirliği mi vardı...Allah affetsin ama bu sorular
geliyor aklıma. İnanmış, mücadelesine farklı
bakan şahısların yürüdüğü yol kutsal olsa da bu
işte bir iş var gibi...Bölge kanarken bir olmak
yerine hala ayrılıkçı detaylar görmek, yaptıkları
uyarıları ciddiye alma şansımız varsa bile onu
sıfırlıyor.
İran ile hiçbir anlaşma olmasın demek,
yaptırımlar çiğnenmesin uyarısı dışında bir koku
yayıyor.Hükümete muhalefet etmek için 'önce
IŞİD rehinelerini geri getirin' derken IŞİD'i kim
doğurdu ve İran IŞİD mücadelesinde nerede
bilinmeli. Bugün gelinen yerde hükümetin
hataları konuşulmasın denilemez. 'Sen yahşisin,
herkes yaman' denilsin diyenlerden değiliz. O
yüzden kafamızdaki soru işaretlerinin ifade
buluşu da acizane bu kapsamda görülebilir...
Birine ayrı diğerine ayrı görünenlerden olmak
istemeyiz.Türkiye IŞİD mücadelesi nedeniyle de
riskli günler geçirebilir. Son günlerde yaşanan
okul yakma olaylarına benzer gelişmeler
yaşanabilir. Artık bir ülke gibi düşünme
hissiyatına sahip olmak gerekmiyor mu?