DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI MÜRDÜMÜK (Lathyrus sativus L.) HATLARININ OT VERİMİ, OT VERİMİNİ ETKİLEYEN ÖZELLİKLER İLE ÖZELLİKLER ARASI İLİŞKİLERİN BELİRLENMESİ Mehmet Salih Sayar1, Yavuz Han2, Seyithan Seydoşoğlu2, Mehmet Başbağ3 1 Dicle Üniversitesi, Bismil MYO, Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü, Bismil, Diyarbakır GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Diyarbakır 3 Dicle Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Diyarbakır Sorumlu Yazar: msalihsayar@hotmail.com 2 ÖZET Bu araştırma, bazı mürdümük (Lathyrus sativus L.) hatlarının Diyarbakır koşullarında ot verim performansları ile ot verimi üzerinde etkili olan bazı verim unsurlarını saptamak amacıyla 2008-09, 2009-10 ve 2010-11 ekim sezonlarında Diyarbakır GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme arazisinde tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı ve kışlık olarak yürütülmüştür. Denemelerde ICARDA’dan temin edilen 15 mürdümük hattı ile beraber kontrol çeşidi olarak Gürbüz-2001 mürdümük çeşidi materyal olarak kullanılmıştır. Üç yıllık birleştirilmiş ortalamalara göre; %50 çiçeklenme gün sayısı 170–176 gün, doğal bitki boyu 48.17–60.39 cm, ana sap uzunluğu 70.07–92.33 cm, ana sap sayısı 2.76 –3.68 adet/bitki, ana sap kalınlığı 2.12–2.64 mm, yeşil ot verimi 2140–3711 kg/da, kuru ot verimi 463.0–711.7 kg/da arasında değişim göstermiştir. Araştırmada incelenen tüm özellikler bakımından yıllar ve genotipler arasındaki interaksiyonlar önemli bulunurken, genotip × yıl interaksiyonu ise %50 çiçeklenme gün sayısı, doğal bitki boyu, yeşil ot verimi ve kuru ot verimi özellikler için 0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Özellikler arası ilişkilerde; kuru ot verimi ile yeşil ot verimi, doğal bitki boyu ve ana sap kalınlığı ile arasında 0.01 düzeyinde önemli ve olumlu ilişki saptanırken, kuru ot verimi ile %50 çiçeklenme gün sayısı özelliği arasında 0.01 düzeyinde önemli ve olumsuz ilişki saptanmıştır. Araştırma sonucuna göre, kontrol çeşidine göre daha yüksek oranlarda yeşil ve kuru ot verimi veren başta Sel-2999 hattı olmak üzere ve Sel-702, Sel-706, Sel-666, Sel-668, Sel-676 hatları ümitvar görülmüş, çeşit geliştirmek amacıyla ıslah programlarına alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Mürdümük (Lathyrus sativus L.), yıl × genotip interaksiyonu, yeşil ot verimi, kuru ot verimi, verim unsurları, korelasyon. DETERMINATION OF FORAGE YIELD, ITS AFFECTING COMPONENTS AND RELATIONSHIPS AMONG TRAITS OF SOME GRASS PEA (Lathyrus sativus L.) LINES IN DİYARBAKIR ECOLOGICAL CONDITIONS ABSTRACT This study was conducted to determine forage yield capacity and its effecting traits of some grass pea (Lathyrus sativus L.) lines under ecological conditions of Diyarbakır province, in the Southeast of Turkey, during 2008-09, 2009-10 and 2010-11 growing seasons. The experiments were established in winter sowings according to a complete randomized blocks design with three replications in the research area of GAP International Agricultural Research and Training Center (GAP IARTC) Diyarbakır, Turkey. In the experiments; along with Gürbüz-2001 cultivar fifteen grasspea lines, supplied from ICARDA (The International Center for Agricultural Research in the Dry Areas, Aleppo / Syria) were used as genetic 520 material. According to combined three-years averages; days to 50% flowering, natural plant height, main stem height, main branch number of per plant, main stem thickness, fresh forage yield, dry matter yield varied between 170–176 days, 48.17–60.39 cm, 70.07–92.33 cm, 2.76 –3.68 number/plant, 2.12–2.64 mm, 2140–3711 kg/da, 463.0–711.7 kg/da respectively. Although years and genotypes interactions were found as highly significant (P<0.01) for all of the traits, genotype × year interactions were found as highly significant (P<0.01) for four traits, which were days to 50% flowering, natural plant height, fresh forage yield and dry matter yield. Results of correlations analysis among the examined traits indicated that dry matter yield in grass pea (Lathyrus sativus L.) was correlated positively at the 0.01 statistical level significantly with fresh forage yield, natural plant height and main stem thickness traits. However correlations between dry matter yield and days to 50% flowering was found as highly significant (P < 0.01) and negatively. As a result of the study; in terms of fresh forage yield and dry matter yield especially Sel-2999 line then Sel-702, Sel-706, Sel-666, Sel-668, Sel-676 lines, having more forage yield than Gürbüz-2001, control cultivar, were found as hopeful lines and these lines selected to use in next breeding programs for improving new cultivars. Key Words: Grass pea (Lathyrus sativus L.), year × genotype interaction, fresh forage yield, dry matter yield, yield components, correlations. GİRİŞ Mürdümük ilk defa M.Ö. 6000 yıllarında erken neoliktik çağda, Balkan yarımadasında kültüre alınmıştır (Kislev, 1989). Türkiye ve Irak’ta yapılan arkeolojik kazılarda mürdümük tohumlarına rastlanılmıştır. Mürdümük Asya'da (Bangladeş, Çin, Hindistan, Nepal, Pakistan) önemli ana bir ürün iken, Orta doğu (Irak, Iran. Afganistan, Suriye ve Lübnan)'da, Güney Avrupa (Fransa ve ispanya) ve Afrika (Etyopya, Mısır, Fas, Cezayir ve Libya)'da daha az yaygınlık göstermektedir (Milczak ve ark, 2001). Geçmişte Güneydoğu Anadolu Bölgesinde özellikle danelerini çit süren hayvanlara yedirilmek üzere yerel popülasyonlarla yetiştiriciliği yapılan mürdümük, bazı kurak geçen yıllarda insan beslenmesinde de kullanılmıştır. Ancak günümüzde ülkemizde kaliteli kaba yem açığı fazla olduğundan, gerek saf ve gerekse buğdaygillerle karışık şekilde ot amaçlı mürdümük yetiştiriciliği daha çok önem kazanmıştır. Kuraklığa ve aşırı yağışlara karşı dayanıklı olan mürdümüğün, münavebe sistemi içerisinde yer alması Türkiye hayvancılığının şiddetle ihtiyaç duyduğu kaliteli kaba yemi sağlayacağı gibi aynı zamanda toprağa azot bağlayarak toprak yapısının iyileşmesine de katkı sağlayacaktır. Ancak, mürdümükte miktarı çeşide göre değişen “3-(-N-o×alyl)-L-2, 3-diamino propionik asit (ODAP)” adı verilen nörotoksin yapı, bu yemin kullanımını kısıtlayan en önemli etmendir. Bu maddenin insanlar veya hayvanlar tarafından aşırı tüketilmesi sonucu ortaya çıktığı ve genel olarak “latirizm” adı verilen bir nevi felç durumu olan bozukluklara yol açtığı pek çok araştırıcı tarafından bildirilmektedir (Gençkan, 1983; Ergül, 1988; Chowdhury, 1988; Siddique ve ark., 1996; Gül ve ark., 2006; Karadağ ve ark., 2012). Gül ve ark. (2006) bildirdiğine göre latirizm hastalığına sorun teşkil eden renkli mürdümük tohumlarıdır. Beyaz renkli mürdümük tohumları tüketildiğinde bu rahatsızlık görülmemektedir. Aynı araştırıcılar tohumlar kaynatıldığı zaman renkli tohumlarda da bu zararlı etkinin ortadan kalktığı ancak yine de hayvanlara az miktarda ve alıştırılarak verilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu (TÜİK) 2012 verilerine göre, Türkiye’deki toplam mürdümük ekim alanı 350.479 da olup, bunun 278.167 da’ı ot amaçlı, 71.862 da’ı tohum amaçlıdır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi mürdümük ekim alanı (28.710 da) ise, Türkiye 521 mürdümük ekim alanın %8.19’unu oluşturmaktadır. Bölgede yapılan mürdümük tarımının % 69.18’i ot amaçlı, %30.82’si ise tohum amaçlıdır (Anonim 2013a). Ülkemizde ve Bölgemizde mürdümükten elde edilen dekar başına ot ve tohum verim değerleri oldukça düşüktür. TÜİK 2012 verilerine göre; mürdümükte Türkiye ortalaması dekara yeşil ot verim 617 kg/da, tohum verimi ise 90 kg/da dır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi mürdümük verim değerleri Türkiye ortalamasının da altındadır. Bölgenin mürdümükteki dekara ot verimi 480 kg/da, tohum verimi ise 87 kg/da’dır (Anonim, 2013a). Ülkemiz ve bölgemizde mürdümükte birim alandan elde edilen ot ve tohum veriminin böyle düşük düzeylerde olmasının en önemli nedeni, tohum olarak kullanılan genetik materyalin düşük verim potansiyeline sahip yerel popülasyonlardan oluşması gösterilebilir. Bu çalışma bölgede yapılacak mürdümük tarımında kullanılabilecek yüksek ot ve tohum verimine sahip genotipleri belirlemek amacıyla 2008-09, 2009-10 ve 2010-11 ekim sezonlarında yağışa dayalı şartlarda kışlık olarak 3 yıl süreyle yürütülmüştür. MATERYAL VE YÖNTEM Bu araştırmada denemeler, 2008-09, 2009-10 ve 2010-11 ekim sezonlarında, Diyarbakır GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanlarında 3 yıl süreyle yürütülmüştür. Araştırmada genetik materyal olarak Çizelge 1’de belirtilmiş olan, ICARDA'dan temin edilen 15 mürdümük hattı ile beraber kontrol çeşit olarak da Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (TARM) tarafından tescil ettirilen Gürbüz–2001 mürdümük çeşidi kullanılmıştır. Çizelge 1. Araştırmada kullanılan genetik materyal ve ICARDA kayıt çizelgesi Giriş Numarası 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 Hat Adı Sel 666 Sel 668 Sel 676 Sel 681 Sel 702 Sel 706 Sel 1721 Sel 1872 Sel 2096 Sel 2214 Sel 2295 Sel 2999 Sel 1804 Sel 1793 Waise Gürbüz-2001 Orjini ICARDA ICARDA ICARDA ICARDA ICARDA ICARDA BANGLADEŞ BANGLADEŞ BANGLADEŞ BANGLADEŞ BANGLADEŞ BANGLADEŞ BANGLADEŞ BANGLADEŞ ICARDA TURKİYE FAO Durumu D (Designated) D D D D D D D D D D D D D U Yaklaşık 610 metre rakım değerine sahip deneme yerinin üst 30 cm derinliğinden alınan toprak örneklerinde yapılan analizler sonucunda; toprak bünyesinin killi-tınlı olduğu, ayrıca toplam tuz % 0055, pH 7.67, kireç % 12.54, organik madde % 1.60, yarayışlı fosfor (P2O5) 2.85 kg/da, potas (K2O) 48 kg/da olarak saptanmıştır. Deneme yerine ait iklim verileri Çizelge 2’den incelendiğinde; deneme yerinin uzun yıllar yıllık sıcaklık değerleri ortalamasının 12.7 o C, denemelerin yürütüldüğü 2008-09 ekim sezonunda 12.4 oC ve 2009-10 ekim sezonunda 14.3 oC ve 2010 -11 ekim sezonunda ise 13.6 oC olmuştur. Uzun yıllar yıllık nisbi nem ortalaması %59.4 2008-09 ekim sezonunda %56.9, 2009-10 yılında %59.5 ve 2010-11 ekim sezonunda %57.4 olmuştur. Diyarbakır ilinde uzun yıllar ortalaması yıllık düşen toplam yağış 522 miktarı 479.8 mm iken, denemelerin yürütüldüğü 2008-09 ekim sezonunda 455 mm, 2009-10 ekim sezonunda 517.9 mm ve 2010-11 ekim sezonunda ise 553.0 mm olarak kaydedilmiştir. Denemeler her üç yılda da tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Ekimde parsel büyüklüğü 7.2 m2 olmuştur (6 m sıra uzunluğu x 6 sıra sayısı x 20 cm sıra arası mesafe). Deneme ekimleri 1. yılda 14 Kasım 2008 tarihinde, 2. yılda 20 Kasım 2009 ve 3. yılda ise 11 Kasım 2010 tarihinde tavlı toprağa deneme mibzeri ile yapılmıştır. Araştırmada metre kareye 120 tohum (14-15 kg/da) düşecek şekilde ekim normu ayarlanmıştır (Anonim, 2001; Karadağ ve ark., 2012). Ekimle beraber dekara 2.7 kg saf azot ve 6.9 kg saf fosfor olacak şekilde taban gübrelemesi yapılmıştır. Denemelerin yabancı ot mücadelesi her 3 yılda da zamanında elle yapılmıştır. Her parselin başından ve sonundan 0.5m’lik kısmı kenar tesiri olarak atıldıktan sonra geriye kalan 6 m2 ’lik deneme parselinin tam yarısı, tam çiçeklenme döneminde ot verimi ile ilgili gözlemleri almak için, kalan yarısı ise fizyolojik olum döneminde biyolojik verim ve tohum ile ilgili gözlemleri almak için hasat edilmiştir. Araştırmada incelenen özellikler, Anonim (2001)’de belirlenen yöntemlerle saptanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen üç yıllık veriler birleştirilerek varyans analizleri JUMP istatistik paket programında yapılmış, ortalamalar arası farklılık, LSD (%5) çoklu karşılaştırma testine göre belirlenmiştir. Çizelge 2. Araştırmanın yürütüldüğü Diyarbakır lokasyonunda uzun yıllar ortalaması ve denemenin yürütüldüğü yıllara ait bazı önemli iklim değerleri AYLAR Meteor. Eleman Aylık Ort. Sıcak.( °C) Aylık Ort. Nisbi Nem (%) Aylık Toplam Yağış (mm) Yıllar 2008-09 2009-10 2010-11 Uzun Yıllar 2008-09 2009-10 2010-11 Uzun Yıllar 2008-09 2009-10 2010-11 Uzun Yıllar Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Toplam / Ort. 24.1 22.9 27.0 24.7 26.3 33.0 27.4 30.9 68.2 25.2 0.4 16.8 18.5 18.1 17.0 50.2 42.0 56.0 48.0 59.2 62.4 63.4 10.1 9.8 11.1 8.9 50.6 70.6 41.1 67.1 50.5 55.6 2.0 2.2 7.1 6.5 3.8 57.3 83.5 68.9 76.7 52.2 87.2 48.0 1.4 5.4 3.5 1.7 73.3 80.9 73.4 77.1 12.4 113.4 40.0 5.6 6.6 4.7 3.5 82.5 79.9 69.5 72.8 70.0 40.2 49.9 7.9 11.1 9.0 8.2 73.8 66.6 56.4 65.6 63.9 68.7 46.6 11.8 14.2 13.0 13.7 71.3 60.4 75.7 63.2 43.7 22.4 209.0 18.2 20.4 17.7 19.1 51.8 49.3 67.6 56.3 9.1 31.6 80.1 25.9 27.2 25.5 26.3 32.2 29.1 38.0 35.9 25.8 11.2 13.6 12.4 14.3 13.6 12.7 56.9 59.5 57.4 59.4 455.0 517.9 553.0 4.7 34.6 53.3 70.7 62.3 72.1 68.2 64.6 40.2 9.1 479.8 Kaynak : Diyarbakır Meteoroloji Bölge Müdürlüğü uzun yıllar (1975-2012), ve deneme yıllarına göre aylık veriler (2012). ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA İncelenen özellikler bakımından mürdümük genotiplerinde saptanılan ortalama değerler Çizelge 3 ve Çizelge 4’te belirtilmiştir. Çizelge 3 ve Çizelge 4 incelendiğinde incelenen tüm özellikler bakımından, birinci derece interaksiyonlar olan yıllar ve genotipler 0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. İncelenen özelliklere ait yıllar arasındaki farklılığın nedeni olarak; denemelerin yürütüldüğü yıllar arasında sıcaklık, nem, yağış miktarı ve yağış rejiminin farklı olması gösterilebilir. İncelenen özellikler bakımından genotipler arasındaki farklılığın önemli bulunması ise, genotiplerin ilgili özellikler bakımından farklı genotipik yapıya sahip olmasıyla açıklanabilir. Yine Çizelge 3 ve Çizelge 4’de incelenen özelliklere ait ikinci derece interaksiyonlar olan genotip × yıl interaksiyonları incelendiğinde %50 çiçeklenme gün sayısı bakımından 0.05 düzeyinde önemli bulunurken, doğal bitki boyu, yeşil ot verimi ve kuru ot verimi özellikleri bakımından ise 0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. 523 Genotip × yıl interaksiyonlarının bu özelliklerde önemli çıkması; mürdümük genotiplerinin bu özellikler bakımından farklı yıllarda farklı sıralama göstermesiyle açıklanabilir. Öte yandan, ana sap uzunluğu, ana sap sayısı ve ana sap kalınlığı özellikleri için genotip × yıl interaksiyonu önemsiz bulunmuştur (P > 0.05). Genotip × yıl interaksiyonlarının bu özellikler bakımından önemsiz bulunması; ekolojik etmenlerden dolayı yıllar arasında oluşan farklılığın, genotiplerin bu özellikler bakımından oluşturdukları sıralamaya istatistiki olarak önemli derecede etki etmediğini göstermektedir. %50 Çiçeklenmeye Kadar Geçen Süre (gün): Denemelerin yürütüldüğü yıllar arasında en erken çiçeklenme gün sayısı 2009-10 (161 gün) ekim sezonunda kaydedilirken, en geç çiçeklenme gün sayısı 2010-11 (180 gün) ekim sezonunda kaydedilmiştir (Çizelge 3). 2009–10 ekim sezonunda diğer yıllara göre erken çiçeklenme görülmesinin nedeni olarak; bu yılda kış aylarındaki sıcaklık değerlerinin yüksek olması nedeniyle, bitkilerinin bu aylarda da gelişimlerini devam ettirmesi sonucu bitkiler bu ekim sezonunda vejetatif gelişimlerini daha erken zamanda tamamlayarak, daha erken bir sürede generatif döneme geçmeleri gösterilebilir. Ayrıca 2010-11 yılında Nisan ayının yağışlı ve serin geçmesi (Çizelge 2) bu yılda mürdümük genotiplerinin daha geç çiçek açmalarının nedeni olarak gösterilebilir. Üç yıllık genotip ortalamaları dikkate alındığında; en erken çiçeklenen genotipler aynı istatistiki grubu paylaşan, Sel 1721, Sel 1872, Sel 2096, Sel 2214, Sel 2295, Sel 1804, Sel 1793 ve Waise genotipleri olurken, en geç çiçeklenen genotip ise Sel 666 (176 gün) hattı olmuştur (Çizelge 3). Çizelge 3’te mürdümük genotiplerinin %50 çiçeklenme gün sayısı özelliği bakımından yıl × genotip interaksiyonu incelendiğinde; en erken çiçeklenme gün sayısı 159 gün ile 2009-10 ekim sezonunda Sel 2214, Sel 2295 ve Sel 1804 hatları olurken, en geç çiçeklenme 2010-11 ekim sezonunda Sel 666 (183 gün) hattında saptanmıştır. Bizim bu araştırmada mürdümük genotiplerinde %50 çiçeklenme gün sayısına ilişkin saptamış olduğumuz değerler (159-183 gün); Bucak (1999) (154-184 gün) ve Başaran ve ark. (2011) (174-184 gün) mürdümükte %50 çiçeklenme gün sayısı özelliğine ilişkin saptamış olduğu değerlerle uyumludur. Öte yandan Sabancı ve Özpınar (2000)’ın İzmir koşullarında mürdümükte saptadıkları % 50 çiçeklenme gün sayısı (141-157 gün) araştırma bulgularımıza yakın olmakla beraber bulgularımızdan daha düşük bulunmuştur. Bu farklılığın nedeni olarak denemelerin yürütüldüğü ekolojilerin farklı olması gösterilebilir. Yeşil Ot Verimi (kg/da): Denemelerin yürütüldüğü yıllar arasında en yüksek yeşil ot verimi 2009-10 ekim sezonunda (3005 kg/da), en düşük yeşil ot verimi ise 2010-11 ekim sezonunda (2473 kg/da) elde edilmiştir. Üç yıllık deneme ortalamalarına göre, mürdümük genotipleri arasında yeşil ot verimi 2140 ile 3711 kg/da arasında değişim göstermiştir. Diyarbakır koşullarında en yüksek yeşil ot verimine sahip genotipler Sel 2999 hattı başta olmak üzere, Sel 668 ve Sel 702 hatları olmuştur (Çizelge 3). Yine Çizelge 3’te mürdümük genotiplerinin yeşil ot verimi özelliği bakımından yıl × genotip interaksiyonu incelendiğinde; tüm yıl ve genotipler arasında en yüksek yeşil ot verimi ortalaması, 2009-10 ekim sezonunda Sel 2999 (4111 kg/da) hattında saptanırken, en düşük yeşil ot verimi 2010-11 ekim sezonunda Sel 2214 (1473 kg/da) hattında saptanmıştır (Çizelge 3). Değişik ekolojilerde mürdümükte yapılan çalışmalarda, araştırma bulgularımızla uyumlu olarak, mürdümükte yeşil ot veriminin 1482 kg/da ile 2900 kg/da arasında değişim gösterdiği bildirilmektedirler (Abd El-Moneim ve Cocks, 1993; Kökten ve ark., 2011; Karadağ ve ark., 2012). Kuru Ot Verimi (kg/da): Denemelerin yürütüldüğü yıllar arasında en yüksek kuru ot verimi 2009-10 ekim sezonunda (633.3 kg/da), en düşük kuru ot verimi ise 2010-11 ekim sezonunda (497.5 kg/da) elde edilmiştir (Çizelge 3). Mürdümük genotiplerinde 2009–10 ekim sezonunda elde edilen yeşil ve kuru ot veriminin, denemelerin yürütüldüğü diğer yıllara göre daha yüksek olmasının nedeni olarak; 2009-10 ekim sezonunda kış aylarındaki sıcaklık ortalaması ve bu aylarda düşen yağış miktarının hem uzun yıllar ortalamasından hem de 524 denemenin yürütüldüğü yıllar ortalamasından çok daha yüksek olmasından dolayı, mürdümük genotiplerinin kış aylarında da gelişimlerini daha yüksek seviyelerde devam ettirmesi ve bunun sonucunda daha yüksek miktarda vejetatif aksam oluşturmasıyla açıklanabilir (Çizelge 2 ve Çizelge 3). Üç yıllık deneme ortalamalarına göre, mürdümük genotipleri arasında kuru ot verimi 463.0 kg/da ile 711.7 kg/da arasında değişim göstermiştir. Diyarbakır koşullarında Gürbüz-2001 çeşidinden daha yüksek miktarlarda ot verim potansiyeline sahip başta Sel 2999 hattı olmak üzere, Sel 666, Sel 676, Sel 702, Sel 706 hatları yüksek kuru ot verimleri nedeniyle umitvar görülürken, Sel 1721, Sel 1872, Sel 2295 ve Sel 1793 hatlarının kuru ot verim potansiyelleri düşük bulunmuştur. Çizelge 3. Farklı mürdümük genotiplerinde incelenen özelliklere ait değerler ve oluşan gruplar Aynı sütun içerisinde benzer harf grubu ile gösterilen ortalamalar, LSD (%5)'e göre farklı değildir. % 5 düzeyinde önemli, ** % 1 düzeyinde önemli Çizelge 3’te mürdümük genotiplerinin kuru ot verimi özelliği bakımından yıl × genotip interaksiyonu incelendiğinde; tüm yıl ve genotipler arasında en yüksek kuru ot verimi, 2009-10 ekim sezonunda Sel 2999 (780.2 kg/da) hattında saptanırken, en düşük kuru ot verimi 2010-11 ekim sezonunda Sel 2214 (311.8 kg/da) hattında saptanmıştır. Araştırmamızda kuru ot verimine ilişkin saptamış olduğumuz değerler, pek çok araştırmacının mürdümükte kuru ot verimine ilişkin saptamış oldukları değerlerle uyum içerisindedir (Kökten ve ark., 2011; Karadağ ve ark., 2012; Anonim 2013b). Doğal Bitki Boyu (cm): Denemelerin yürütüldüğü yıllar arasında en uzun doğal bitki boyu 2009-10 ekim sezonunda (57.68 cm), en düşük doğal bitki boyu ise 2008-09 ekim sezonunda (49.40 cm) saptanmıştır. Üç yıllık deneme ortalamalarına göre, mürdümük genotipleri arasında doğal bitki boyu 48.17 cm ile 60.39 cm arasında değişim göstermiştir. En yüksek doğal bitki boyuna sahip genotipler, Sel 666, Sel 668, Sel 676, Sel 681, Sel 706, Sel 2999 hatları ile Gürbüz-2001 çeşidi olmuştur (Çizelge 4). Mürdümükte doğal bitki boyuna ilişkin saptamış olduğumuz değerler, Kökten ve ark. (2011) mürdümükte saptamış oldukları bitki boyu değerleri (47.83-53.73 cm) ile uyumludur. Ana Sap Uzunluğu (cm): Denemelerin yürütüldüğü yıllar arasında en uzun ana sap uzunluğu 2010-11 ekim sezonunda (99.33 cm), en düşük ana sap uzunluğu ise 2008-09 ekim sezonunda (67.31 cm) saptanmıştır. Üç yıllık deneme ortalamalarına göre, mürdümük genotipleri arasında ana sap uzunluğu 70.07 cm ile 90.01 cm arasında değişim göstermiştir. 525 Araştırmamızda mürdümük genotiplerinde ana sap uzunluğuna ilişkin saptamış olduğumuz değerler, Anonim (2013b)’de belirtilen, Amasya, Tokat ve Diyarbakır lokasyonlarında mürdümük genotiplerinde saptanmış olunan ana sap uzunluğu değerleriyle uyum içerisindedir. Çizelge 4. Farklı mürdümük genotiplerinde incelenen özelliklere ait değerler ve oluşan gruplar Aynı sütun içerisinde benzer harf grubu ile gösterilen ortalamalar, LSD (%5)'e göre farklı değildir % 5 düzeyinde önemli, ** % 1 düzeyinde önemli, Ö.D. istatistiki olarak fark önemsiz Ana Sap Sayısı (adet/bitki): Araştırmanın yürütüldüğü yıllar arasında en yüksek ana sap sayısı 2010-11 ekim sezonunda (3.54 adet/bitki), en düşük ana sap sayısı ise 2009-10 ekim sezonunda (2.91 adet/bitki) saptanmıştır. Birleştirilmiş üç yıllık ortalamalara göre bitki başına en yüksek ana sap sayısına sahip genotipler başta Waise ve Gürbüz-2001genotipleri olmak üzere Sel 676, Sel 681, Sel 702 ve Sel 2999 hatları olmuştur (Çizelge 4). Araştırmada mürdümük genotiplerinde ana sap sayısı özelliğine ilişkin saptamış olduğumuz değerler Anonim (2013b) değerleriyle uyumludur. Ana Sap Kalınlığı (mm): Araştırmanın yürütüldüğü yıllar arasında en yüksek ana sap kalınlığı 2009-10 ekim sezonunda (2.64 mm) saptanırken, en düşük ana sap kalınlığı değeri 2010-11 ekim sezonunda (2.31 mm) saptanmıştır. Ana sap kalınlığı özelliği bakımından üç yıllık genotip ortalamaları dikkate alındığında en yüksek ana sap kalınlığı değerine sahip genotipler sırası ile; Sel 681, Sel 702, Sel 676, Sel 668, Sel 666, Gürbüz-2001 ve Sel 2999 olmuştur (Çizelge 4). Üç yıllık genotip ortalamalarına göre en ince ana sap kalınlığına sahip genotipler Sel 1872 ve Sel 2214 hatları olmuştur. Araştırmamızda ana sap kalınlığına ilişkin saptamış olduğumuz değerler Anonim (2013b) değerleriyle uyumludur. Özellikler Arası İlişkiler: Diyarbakır ekolojik koşullarında 2008-09, 2009-10 ve 2010-11 ekim sezonlarında kışlık olarak yürütülen bu çalışmada, mürdümük genotiplerinde incelenen özellikler arası ilişkiler Çizelge 5’te verilmiştir. Çizelge 5 incelendiğinde; kuru ot verimi özelliği ile yeşil ot verimi (korelasyon katsayısı (r)= 0.883), doğal bitki boyu (r= 0.380) ve ana sap kalınlığı (r=0.254) ile arasında 0.01 düzeyinde olumlu (pozitif) ilişki saptanırken, kuru ot verimi ile %50 çiçeklenme gün sayısı (r=-0.290) özelliği arasında 0.01 düzeyinde önemli ve olumsuz (negatif) ilişki saptanmıştır. Öte yandan %50 çiçeklenme gün sayısı özelliği ise ana sap uzunluğu (r=0.406) ve ana sap sayısı (r=0.521) özellikleri ile 0.01 düzeyinde olumlu ilişkisi saptanırken, doğal bitki boyu (r=-0.189) ve yeşil ot verimi (r=- 526 0.193) ile 0.05 düzeyinde ve olumsuz, ana sap kalınlığı (r=-0.442) ile 0.01 düzeyinde ve olumsuz ilişkisi saptanmıştır (Çizelge 5). Çizelge 5. Farklı mürdümük genotiplerinde incelenen özellikler arasındaki ilişkiler ÇGS DBB ASU ASS ASK YOV KOV ÇGS DBB -0.189* 0.406** 0.521** -0.442** -0.193* -0.290** 0.426** 0.103 0.335** 0.543** 0.380** ASU 0.313** 0.161 0.103 0.001 ASS ASK YOV KOV -0.180* -0.009 -0.104 0.308** 0.254** 0.883** - * 0.05 düzeyinde önemli, ** 0.01 düzeyinde önemli ÇGS: %50 Çiçeklenme gün sayısı (gün), DBB: Doğal bitki boyu (cm) ASU: Ana sap uzunluğu, ASS: Ana sap sayısı, ASK: Ana sap kalınlığı (mm), YOV: Yeşil ot verimi (kg/da), KOV: Kuru ot verimi (kg/da). SONUÇ Diyarbakır ekolojik koşullarında ICARDA’dan temin edilen 15 mürdümük hattı ve 1 kontrol çeşidi ile 2008-09, 2009-10 ve 2010-11 ekim sezonlarında üç yıl süreyle tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekrarlamalı kışlık olarak yürütülen bu çalışma sonucuna göre; kontrol çeşidi olarak kullanılan Gürbüz-2001 çeşidine göre daha yüksek oranlarda yeşil ve kuru ot verimi veren başta Sel-2999 hattı olmak üzere Sel-702,Sel-706, Sel-666, Sel-668, Sel-676 hatları ümitvar görülmüş, çeşit geliştirmek amacıyla ıslah programlarına alınmıştır. KAYNAKLAR Abd El Moneim, A.M., P.S. Cocks. 1993. Adaptation and yield stability of selected lines of Lathyrus spp. under rainfed conditions in West Asia,” Euphytica, Vol. 66, No. 1-2, Pp. 89–97. Anonim. 2001. Tarımsal Değerleri Ölçme Denemeleri Teknik Talimatı (Baklagil Yem Bitkileri). T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü., Tohumluk Tescil ve Sertifika. Merkezi Müdürlüğü., Ankara, 36 sayfa. Anonim. 2013a. Türkiye İstatistik Kurumu http://tuikapp.tuik.gov.tr/bitkiselapp/bitkisel.zul Anonim. 2013b. Mürdümük tescil raporu. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü, 23 sayfa, ANKARA, 2013. Başaran, U., H. Mut, Ö. Önal-Aşcı, Z. Acar, İ. Ayan. 2011. Variability in forage quality of Turkish grass pea (Lathyrus sativus L.) landraces. Turkish Journal of Field Crops, 2011, 16(1): 9-14 Bucak, B. 1999. Harran Ovası koşullarında kışlık olarak yetiştirilen yerel mürdümük (Lathyrus ssp.) hatlarında botanik ve tarımsal yönlerinin belirlenmesi üzerinde araştırmalar. Harran Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi : 130 sayfa. Chowdhury, S.D. 1988. Lathyrism in poultry. World’s Poultry Sci., 44: 7-16. Ergül, M. 1988 Yemler Bilgisi ve Teknolojisi Ege Üniv. Ziraat Fak. Yayın No: 487, İzmir. Gençkan, M. S. 1983. Yembitkileri. Ege Üniv. Ziraat Fak. Yayın No: 467, Bornova. İzmir. Gül, İ., M. Sümerli, Y. Yılmaz. 2006. Diyarbakır Koşullarında Bazı Mürdümük (Lathyrus sativus L.) Hatlarının Verim ve Verim Unsurlarının Belirlenmesi. Tarım Bilimleri Dergisi 2004, 10 (4) 416-421. Karadağ, Y., M. Özkurt, S. Akbay, H. Kır. 2012. Tokat-Kazova ekolojik koşullarında bazı mürdümük (Lathyrus sativus L.) hatlarının verim ve verim özelliklerinin belirlenmesi. Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): 11-13, 2012 ISSN: 1308-3945, E-ISSN: 1308-027X, www.nobel.gen.tr Kislev, M. E. 1989. Origins of the cultivation of Lathyrus sativus and L. cícera (Fabaceae) Economic Botany 43:262-270. Kökten, K., A. Bakoğlu, Z. Kavurmacı. 2011. Elazığ koşullarında mürdümük (Lathyrus sativus L.)’te farklı sıra arasının tohum verimi ve verim öğeleri üzerine etkisi. Bingöl Ünv. Fen. Bil. Dergisi 1(1), 37-42. Milczak, M., M. Pedinski, H. Mnicfiowska, K. Szwed-Urbas and W. Rybinski. 2001. Creative breeding of Graaspea (Latyrus sativus L.) in Poland. Latyrus lattıyrism Newsletter, 2, 85-88. Sabancı, C.O., H. Özpınar. 2000. Bazı yem bitkilerinin Menemen koşullarına adaptasyonları üzerine araştırmalar II. mürdümük (Lathyrus sativus L.). Anadolu, J. of AARI 10 (1) 2000, 43 – 51. Siddique, K.H.M., S.P. Loss, S.P. Herwig & J.M. Wilson, 1996. Growth, yield and neurotoxin (ODAP) concentration of three Lathyrus species in Mediterranean-type environments of western Australia. Aus J Exp Agric 36: 209–218. 527
© Copyright 2024 Paperzz