EBRD MİKRO & KOBİ FİNANSMAN PROGRAMI TARIM SEKTÖR RAPORU TEMMUZ – EYLÜL 2014 1. Dünya Tarım Sektörü Görünümü Dünyada gıda fiyatları 2000 – 2012 yılları arasında düzenli bir artış göstermiştir. Bu dönemde tahıllarda %175, şekerde %163 ve bitkisel yağda %222 oranında fiyat artışı kaydedilmiştir. Buna paralel olarak arzın önemli seviyelere yükselmesi ise 2012 yılından sonra fiyatların gevşemesine ve düşmesine neden olmuştur. Diğer taraftan et ve süt ürünleri fiyatları yükselişini sürdürmüş ve 2013'te arzın beklentilerin gerisinde kalması nedeniyle tarihsel olarak en yüksek seviyelere ulaşmıştır. Tablo 1. FAO Dünya Gıda Fiyat Endeksi Yıllar Gıda Fiyat Endeksi Et Fiyat Endeksi Süt Fiyat Endeksi Tahıl Fiyat Endeksi Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi Şeker Fiyat Endeksi 2000 91,1 96,5 95,3 85,8 69,5 116,1 2004 112,7 114,2 123,5 107,1 111,9 101,7 2008 201,4 160,7 223,1 232,1 227,1 181,6 2012 213,3 182,0 193,6 236,1 223,9 305,7 2013 209,8 184,1 242,7 219,3 193,0 251,0 Kaynak: FAO. Gelecekte bitkisel üretime olan talebin, geçtiğimiz on yıla kıyasla daha düşük seviyelerde seyretse de gücünü korumaya devam etmesi beklenmektedir. Tahıllar hâlâ insan beslenmesinin temel öğesi olmakla beraber artan gelirler, kentleşme ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler tahıllardan ziyade daha yüksek oranda protein, yağ ve şeker içeren diyetlere geçilmesine sebep olmaktadır. Önümüzdeki on yılda hayvancılık ve biyoyakıt üretiminin mahsul üretiminden daha yüksek bir oranda büyümesi öngörülmektedir. Küresel tarım üretiminin yapısındaki bu değişim, buğday ve pirinç gibi temel gıda ürünlerinden hayvansal gıda, yem ve biyoyakıt taleplerini karşılamaya yönelik kaba taneliler ve yağlı tohum üretimine doğru görece bir kayma olmasını teşvik etmektedir. Mahsul fiyatlarının 2008 öncesi dönemin üzerinde, ama son zamanlardaki zirvelerin önemli oranda altında kalan seviyelerde sabitlenmesinden önce bir ya da iki yıl daha düşmesi; et, süt ve balık fiyatlarının ise artması beklenmektedir. Tahılların muhafazası için stok kullanımı oranlarında önemli artışlar kaydedilmiş olup bu durum fiyatların oynaklığını önleyici etki gösterecektir. Şeker fiyatlarının bu sene de dahil olmak üzere son iki yıldaki düşüşün ardından kısa vadede toparlanması beklenmektedir (FAO 2014). Ayrıca güçlü talep koşullarında yüksek maliyetlerin devam etmesi, balık fiyatlarının tarihsel ortalamalarının epey üzerinde gerçekleşmesi sonucu önümüzdeki on yılda tüketim artışının düşmesi, üretim artışının esas itibariyle Asya ve Latin Amerika'daki gelişmekte olan EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 1 ülkelerden kaynaklanması, ticaretin önceki on yıla kıyasla daha düşük hızda olmakla beraber büyümeye devam etmesi, Amerika kıtasının gerek değer gerekse hacim bakımından ihracat bölgesi olarak konumunu güçlendirmesi ve Afrika & Asya ülkelerinin yükselen talebi karşılamak için net dışalımlarını artırması beklentiler arasındadır (FAO 2014). Bütün bu beklentilere rağmen tarımın doğal koşullara açık olması (dolu, don, kuraklık vb.) ve siyasi konjonktürün her an değişiyor olması nedeniyle ihracat koşullarının farklılaşması ve yıllar itibariyle ürün fiyatlarının beklenenden daha yüksek veya daha düşük seyretmesi söz konusu olabilecektir. 2. Türkiye Tarım Sektörüne Genel Bir Bakış 2.1. Tarımsal Üretim Ülkemiz 2013/2014 sezonunda tarımsal üretim bakımından sıkıntılı bir dönem geçirmiştir. Meteorolojik kuraklığın yanı sıra bazı bölgelerimizde tarımsal kuraklığın yaşanması, ilkbahar son donlarının pek çok bölgemizde meyve ve sebze üretimine zarar vermesi, meyve çiçek döneminde yaşanan uzun süreli yağışların meyve tutumuna olan etkileri, bitkisel ürünlerin hasat döneminde yaşanan aşırı yağışlardan olumsuz etkilenmesi ve bazı bölgelerimizdeki sel oluşumları gerek arzı ve gerekse ürün kalitesini önemli ölçüde etkilemiştir. Diğer taraftan, bu olumsuzlukların arza yansıması sonucu bazı ürünlerde ciddi oranlarda fiyat yükselmeleri yaşanmış ve olumsuzluklardan etkilenmeyen veya az etkilenen üreticiler önemli avantajlar da sağlamıştır. Tahıllar Ülkemiz, 2013 yılında buğday üretiminden 22,05 milyon ton ürün elde ederek tarihi rekorunu kırmıştır. Ancak, Ulusal Hububat Konseyi ve Ziraat Odalarına göre 2014 yılında buğday üretiminin kuraklık nedeniyle 17,5 – 18 milyon ton arasında gerçekleşmesi beklenmektedir. Ekiliş ve verimlilik açısından olağanüstü bir yıl olan 2013 yılı dikkate alınmazsa, 2014 yılına ait beklentilerin, son yılların üretim ortalamasının (20 milyon ton) %9 oranında altında kaldığı görülmektedir. Konu ile ilgili olarak kamunun ithalat ve ihracatı düzenleyen aksiyonlar alması beklenmektedir. Türkiye, özellikle makarnalık buğdayda önemli bir üretim açığıyla karşı karşıyadır. Son on yılda ülkemizde makarnalık buğday üretimi 1 milyon ton azalmış olup bu açık ithalatla giderilmektedir. Önemli bir üretim ve ihracat potansiyeline sahip makarna sektörümüzde hammadde gereksinimini iç kaynaklardan sağlamaya yönelik aksiyonlar mutlaka alınmalıdır. Özellikle işleyiciler eliyle yürütülecek sözleşmeli üretim modelleri, bu gereksinimi karşılayabilecek en etkin yöntemlerdendir. FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) Türkiye Tarım Raporu’na göre mısır, arpa, çavdar gibi kaba taneli tahıllarda dünyanın başlıca üreticilerinden olan Türkiye’nin 14,5 milyon tonluk üretiminin bu yıl 12 milyon tona inmesi beklenmektedir. Ayrıca arpada 2013’te 7,9 milyon ton olan üretimin bu yıl 6,5 milyon tona, mısırda 5,9 milyon ton olan üretimin bu yıl 4,8 milyon tona düşmesi beklenmektedir. FAO “özellikle Avrupa ülkeleri, Kanada, Türkiye ve Avustralya gibi büyük arpa üreticisi ülkelerin hemen hepsinde daha az mahsul bekleniyor” EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 2 tahmininde bulunmuş olup yine bu rapora göre dünya arpa üretiminin geçen yılın %6,3 oranında altında kalarak 136 milyon ton olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Yağ Bitkileri Üretimi FAO tarafından yayınlanan rapora göre 2014 yılında ülkemiz yağ bitkileri üretiminin 2,7 milyon tondan 3,2 milyon tona yükselmesi beklenmektedir. Ancak bu yükseliş, talebi karşılamaktan uzaktır. Sıvı ve katı yağlarda artan kullanıma bağlı olarak ithalatın 2014’te 1,8 milyon tona çıkması öngörülmektedir. Hayvancılık üretiminin önemli oranda ivme kazanmasıyla kepek ve küspede 2012’den bu yana istikrarlı süren ithalat artışının devam ederek bu ürünlerin üretiminin 2014’te 2,1 milyon tona yükselmesi beklenmektedir. Şeker Üretimi Ülkemizde yaklaşık 2,9 milyon dekarlık şeker pancarı ekiliş alanı mevcuttur. Ancak son iki yıldır üretim kotalarının sınırlı tutulması nedeniyle ekim alanları azalış göstermiştir. 2014 yılında ülkemizde şeker üretiminin yaklaşık 2,4 milyon ton olması beklenmektedir (Pankobirlik, 2014). Mevcut stoklar da dikkate alındığında 105 bin tonluk bir ihracat beklentisi olup ithalat öngörülmemektedir. Özel sektörün de devreye girmesi, piyasa istikrarına katkıda bulunmuştur. Son yıllarda şeker üretimi verimliliğinde önemli artışlar kaydedilmiş olup bu durum ekiliş alanlarındaki azalışı telafi etmiştir. Kümes Hayvancılığı FAO Türkiye Tarım Raporu’na göre 2014 yılında tavuk eti üretiminin 1,7 milyon tondan 1,8 milyon tona çıkacağı, ihracatımızın ise buna paralel olarak 373 bin tondan 441 bin tona yükseleceği beklenmektedir. Raporda, kümes hayvanlarında dünya ticaretinin üçte ikisini gerçekleştiren ihracatçı dört bölgenin (Brezilya, ABD, AB ve Çin) satışlarında son yıllarda küçük artışlar görüldüğü, en büyük büyümenin Tayland, Türkiye, Arjantin, Ukrayna ve Belarus’un içinde bulunduğu ikincil ihracatçılardan geldiği, bu grup içindeki üç ülkenin (Tayland, Türkiye, Arjantin) 2014’te güçlü büyümeye devam edeceklerinin öngörüldüğü ifade edilmektedir. Yumurta üretimine bakıldığında ise 2010 yılı istisna olmak üzere her yıl sektörde düzenli bir büyümenin yaşandığı görülmektedir. Yum-Bir (Yumurta Üreticileri Merkez Birliği) verilerine göre 2013 yılında 16,7 milyar adet yumurta üretilmiştir. Yumurta ayrıca önemli bir ihracat kalemimizdir. EİB (Ege İhracatçı Birlikleri) verilerine göre 2013 yılı yumurta ihracatımız 407 milyon dolara ulaşmış olup, bu durum sektörde ihracat istikrarını olumlu etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Ancak yumurta ihracatımızın büyük çoğunluğu, komşularımız olan Irak ve Suriye’ye yapılmaktadır, dolayısıyla son yıllarda bu ülkelerde oluşan istikrarsız ortam ihracatta en büyük açmazımız olarak karşımıza çıkmaktadır. İhracatımızda ülkesel bazda çeşitlendirmeye gidilemezse iç piyasada önemli sıkıntılar yaşanabilir. Süt ve Süt Ürünleri Ülkemiz süt üretimi 2013 yılında 18,2 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Üretilen bu sütün yaklaşık %91’i inek sütü, %0,3’ü manda sütü, %6’sı koyun sütü ve %2,3’ü keçi sütüdür (TÜİK, 2013). 2014’te üretimin, 2013 yılı üretiminin üzerinde olması beklenmektedir. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 3 Diğer yandan verimlilikte yaşadığımız sorunlar, sektörün mevcut potansiyelini tam olarak ortaya koyamamasına neden olmaktadır. İnek süt veriminde önemli miktarda artış yaşanmasına rağmen (2000 yılı verimlilik: 1.654 kg/inek, 2013 yılı verimlilik: 2.970 kg/inek) ülkemiz, ortalama 10 lt/gün ile gelişmiş ülkelerin süt veriminin çok altında kalmaktadır. Bunun en büyük nedeni ise işletmecilik anlayışının tam olarak oturamamasıdır. Ülkemizdeki tarımsal işletmelerin %91,5’i 20 baştan az hayvana sahip işletmelerden oluşmaktadır. Bu işletmelerde bakım ve barınma koşulları yetersiz ve teknoloji kullanımı sınırlı kalmakta, kârlı bir işletmecilik yapılamamaktadır. Ülkemizin 2013 yılı süt ve süt ürünleri ihracatı 281,5 milyon dolardır. Bu meblağın Rusya pazarının açılması ile önemli ölçüde artması beklenmektedir. Balıkçılık Su ürünleri üretiminin 2011 yılından itibaren avcılık faaliyetlerindeki azalma nedeniyle sürekli düşüş gösterdiği görülmektedir. Avcılık ve yetiştiricilik olmak üzere iki kategoride değerlendirilen sektörde, avcılığın payının düzenli olarak düştüğü ve buna paralel olarak yetiştiriciliğin payının nominal ve oransal olarak artış gösterdiği gözlenmektedir. 2013 yılındaki 607.515 tonluk üretimin %38,4’ü yetiştiricilikten elde edilmiştir. Yetiştiriciliğin iç sulardaki ve deniz sularındaki dağılımı da yaklaşık yarı yarıyadır. Diğer yandan, sezonu Eylül ayında açan avcılık sektörünün özellikle palamut ve lüfer açısından oldukça iyi bir yıl geçireceği beklentisi bulunmaktadır. 2013 yılında toplamda 521 milyon dolarlık ihracat yapan sektörün, 2014 Eylül ayı itibariyle bu rakamı yakalamış olduğu görülmektedir. Ürünlerini, sürekli rekabet içinde olduğu Yunan üreticilere kıyasla dünya piyasalarında önemli oranda ucuza satan sektörümüzün hem piyasalarda edindiği yer sağlamlaşmakta, hem de yeni piyasaların Türk arzına giderek daha olumlu bakmasına olanak sağlamaktadır. 2.2. Tarımsal Dış Ticaret Uluslararası Standart Ticaret Sınıflamasına göre tarım ürünleri ihracatımız 2014 Ocak – Ağustos döneminde 11 milyar 638 milyon dolar, tarım ürünleri ithalatımız ise 11 milyar 948 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış ticaret dengesi bu dönemde 310 milyon dolar açık vermiştir. Tarımsal ihracatın tarımsal ithalatı karşılama oranı %97,4’tür. 2013 yılı Ocak – Ağustos döneminde 11 milyar 21 milyon dolar olan tarımsal ihracat 2014 yılı Ocak – Ağustos döneminde %5,6 oranında artmıştır. Yine aynı dönemde ülkemiz gıda maddeleri ihracatı 10 milyar 969 milyon dolar, gıda maddeleri ithalatı 7 milyar 708 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve dış ticaret dengesi 3 milyar 261 milyon dolar fazla vermiştir. Gıda maddeleri ihracatının, gıda maddeleri ithalatını karşılama oranı %142,3’tür. 2013 yılı Ocak – Ağustos döneminde 10 milyar 373 milyon dolar olan gıda maddeleri ihracatı 2014 yılı Ocak – Ağustos döneminde %5,8 oranında artmıştır. Ancak tarımın dış ticaretteki payını net olarak ortaya koyabilmek açısından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sınıflandırmada “Harmonize Sistemi” de kullanmaktadır. Bu sisteme göre Ocak – Ağustos 2014 döneminde tarım ürünleri ihracatı 11 milyar 139 milyon dolar, tarım ürünleri ithalatı 7 milyar 962 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve dış ticaret dengesi 3 milyar 177 milyon dolar fazla vermiştir. Tarımsal ihracatın tarımsal ithalatı karşılama oranı EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 4 %139,9’dur. 2013 Ocak – Ağustos döneminde 10 milyar 525 milyon dolar olan tarımsal ihracat 2014 Ocak – Ağustos döneminde %5,8 oranında artmıştır. Tarım ürünleri ihraç ettiğimiz ülkeler arasında ilk üç sırayı Irak, Almanya ve Rusya Federasyonu almaktadır. Son yıllarda önemli politik sorunlar yaşadığımız Suriye ise 507 milyon dolarlık ihracat değeri (2014 Ocak – Ağustos) ile 7. sırada bulunmaktadır. En fazla tarım ürünü ithal ettiğimiz ilk üç ülke ise Rusya Federasyonu, ABD ve Ukrayna’dır. Rusya Federasyonu ile yaptığımız tarımsal dış ticarette, bilindiğinin aksine açık verilmektedir. Kısa vadede Rusya’nın Ukrayna ile yaşadığı politik sorunların dünya tarım ürünleri ticaretine yansımalarının bu açığı kapatmada olumlu etkileri görülebilmektedir. 2014 yılı Ocak – Ağustos döneminde tarımsal ihracat yaptığımız ülke sayısı 188, tarımsal ithalat yaptığımız ülke sayısı ise 160’tır. Bu arada komşularımızda yaşanan sıkıntıların ülkemiz ihracatına olumlu ve olumsuz etkileri netleşmeye başlamıştır. Ukrayna krizi nedeniyle kendisine yaptırım uygulayan Avrupa Birliği ve ABD ile bu yaptırımları destekleyen Norveç, Kanada ve Avustralya’dan gıda ithalatını yasaklayan Rusya Federasyonu, bu ürünlerin Türkiye’den temini için ilk adımı atmış ve Rusya Federal yetkilileri ülkemize periyodik ziyaretler gerçekleştirmiştir. Ülkemizin mevcutta ihracatını yaptığı ürünlerin yanında eskiden ihraç edilmeyen ürünlerimizin, özellikle süt ürünleri, yumurta ve et ürünlerinin de Rusya’ya satılması konusunda anlaşmalar gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda ilk olarak Pınar Süt, Aynes Gıda ve Unilever (Algida) şirketlerine Rusya’ya süt ürünleri ihraç etme izni verilmiştir. Bu izinlerin artarak sürmesi beklenmektedir. Yine tarımsal ihracatımızın önemli bölümünü oluşturan güney komşumuz Irak ve Suriye’de şiddetini artıran kargaşa ve savaş durumu, ihracatımızı tehdit eder hale gelmiştir. Tarımsal ihracatımızın yaklaşık %25’i bu iki ülkeye yapılmaktadır. Söz konusu durumun daha kötüye gitme olasılığını düşünerek alternatif pazarların yaratılmasına yönelik çalışmalara hız verilmesi yerinde olacaktır. (Not: Tarımsal dış ticarete yönelik veriler Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Ekonomik ve Teknik İlişkiler Daire Başkanlığı raporlarından alınmıştır.) 2.3. Tarımsal Destek ve Teşvikler IPARD 2007 – 2013 IPARD Birinci Programı bitirilmiş olup bunu takip eden 2014 – 2020 IPARD II programı çalışmaları devam etmektedir. Bu kapsamda mevcut programda yer alan ve ikinci programda da olması planlanan alabalık yetiştiriciliği ve ilk programda yer almayan fakat ikinci programda yer alması planlanan makina parkı konularında program dayanaklarının daha iyi savunulabilmesi amacıyla Ankara ili ve ilçelerinde anket ve gözleme dayalı pilot çalışmalar yapılmaktadır. Çalışmaların ve görüşmelerin bitirilmesini müteakip yeni başvuru çağrı döneminin açılması beklenmektedir. Bilindiği üzere mevcut uygulama 42 ilde ağırlıklı olarak et ve süt üreten işletmelerin kurulumu ile tarımsal ürünlerin depolama ve işlemesine yönelik yatırımları kapsamakta idi. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 5 GAP – DAP Projesi Kapsamında Damızlık Sığır İşletmelerinin Kurulumu Proje kapsamında, projeye dahil illerde kurulacak yeni damızlık sığır işletmelerinin yatırımlarının desteklenmesi sağlanmaktadır. Bu kapsamda inşaat yatırımlarında %30, makine ve damızlık alımlarında ise %40 oranında hibe uygulaması yapılmaktadır. DAP, GAP, Konya Ovası ve DOKAP Projeleri Projeler kapsamındaki illerde, mevcut damızlık sığır ve koyun işletmelerinin inşaatı ve damızlık erkek materyalin teminine yönelik hibe programı bulunmakta olup bu programın tebliği 2014 Temmuz ayında yayımlanmıştır. Uygulama ile mevcut işletmelerin tesis onarımı, yeni tesis yapımı ve erkek damızlık materyal alımına %50 oranında hibe uygulaması yapılmaktadır. Yukarıda belirtilen projelerin yanında bakanlık tarafından yürütülen makine ekipman hibeleri ile alan ve ürün bazlı desteklemeler devam etmektedir. 2.4. Tarımsal Mevzuat 2008 tarihli sözleşmeli üretim yönetmeliği, 05.09.2014 tarih ve 29110 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelikle yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile yapılan en önemli değişiklik, “Üretici ve alıcı arasında belirlenen ürünün ödemeye esas fiyatının veya fiyatının tespitini sağlayacak fiyatlandırma yöntemi ile ödeme zamanının belirtilmesinin” zorunlu hale getirilmesi olmuştur. Bunun dışında üretim çeşitlerine göre sözleşme modellerinin belirlenmesi, sözleşme ihlali halinde getirilecek yaptırımlar, sözleşmeli üretim konusunda yapılacak desteklemeler gibi konularda beklentilerin gerçekleşmediği görülmüştür. 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6552 no’lu kanun ile tarım sektörünün sulama kaynaklı elektrik borçlarına yeni düzenleme getirilmiştir. Çıkan yasa maddesine göre üreticilerin 30.04.2014 tarihinde vadesi gelmiş olan ve 12.09.21014 tarihi itibariyle halen ödenmemiş olan elektrik borçları beş taksit halinde ve 5 yıllık süreçte tahsil edilecektir. Tamamının tek seferde ödenmesi durumunda yalnızca ana paranın tahsil edileceği uygulamada ödeme planlarına göre ek maliyetler söz konusu olabilecektir. 2.5. Tarımsal Krediler 2014 Haziran sonu itibariyle tarım sektörüne kullandırılan kredilerin toplamı 39,6 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2014 yılının ilk 6 aylık döneminde 2013 yılsonu bakiyesine göre tarımsal krediler 3,18 milyar TL’lik bir (%8,7) artış göstermiştir. Bu dönemde takibe düşen (NPL) tarımsal kredilerde düşüş kaydedilmiştir. Bu, rakamsal açıdan bakıldığında sıkıntılı bir yıl geçiren tarım sektörü için iç açıcı bir görünümdür. Ancak, tüm tarımsal krediler içerisinde önemli ağırlığa sahip olan kamu kaynaklı tarımsal kredilerin zorunluluktan kaynaklanan nedenlerle ötelendiği ve bir kısım özel banka kredilerinin yapılandırıldığı unutulmamalıdır. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 6 Tablo 2. Yıllar itibariyle toplam ve tarımsal krediler (milyon TL) Yıllar Toplam Nakdi Kredi Tarımsal Nakdi Kredi Tarımsal/ Toplam (%) Toplam NPL Bakiye Tarım NPL Bakiye Toplam Kredi NPL (%) Tarımsal NPL (%) 2009 335.171 14.954 4,5 21.675 942 6,5 6,3 2010 518.274 22.811 4,4 19.722 997 3,8 4,4 2011 691.457 30.931 4,5 18.723 915 2,7 3 2012 785.078 32.642 4,2 23.156 1.018 2,9 3,1 2013 1.036.480 36.402 3,5 29.279 1.320 2,8 3,6 2014-6 1.144.486 39.584 3,5 31.825 1.366 2,8 3,5 Kaynak: BDDK Finturk. EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı kapsamında KKB’nin tarım bankacılığını geliştirme konusunda yapmış olduğu yatırımlar neticesinde tarım kredisi veren banka sayısı artmıştır. Kullanılan sistem (Tarım Kredileri Değerlendirme Sistemi – TARDES) sayesinde hem üreticilerin gelir – gider projeksiyonları ve geri ödeme gücü tespiti kolaylaşmış, hem de borçlanmalar sisteme entegre edildiği için üreticilerin doğru miktarda kredilendirilmesi sağlanmıştır. Kasım ayı içerisinde TARDES uygulamasında ikinci aşamaya geçilecek ve yeni sistemle bankalar kendi karar süreçlerine uygun olarak kredi başvuru akışını ve değerlendirme sürecini farklılaştırabilecek ve daha esnek bir kredilendirme sistemine kavuşacaktır. 2.6. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Tarım sigortalarında sezon içerisinde gerçekleşen risklerin hasar ödemeleri devam etmektedir. Kurum açıklamasında, tüm kategorilerde Giresun, Manisa, Malatya, Bursa, Ordu, Tekirdağ, Isparta ve Mersin illerinin başı çektiği 260 bin başvurunun alındığı, bugüne kadar 335 milyon TL ödeme yapıldığı ve 2014 sonuna kadar yapılacak 175 milyon TL ile birlikte toplam hasar ödemesinin 510 milyon TL’ye ulaşacağı ifade edilmiştir. Tarım sektörünün kuraklık, don, dolu ve sel gibi olumsuz etmenlerden kaynaklı olarak sıkıntılı bir sezon geçirdiği ülkemizde tarımsal sigortanın değeri çok daha iyi anlaşılmış ve zarar gören sigortalı üreticilerimiz zararlarını önemli ölçüde telafi etmişlerdir. 3. Saha İzlenimleri 3.1. • Ürün Bazlı İzlenimler Kuru Üzüm: Ege bölgesi üreticisinin itici gücü olan kuru üzümün fiyatı 2013 yılında 6 TL/kg seviyesine kadar çıkmış, ardından içinde bulunduğumuz yılda düşüş göstererek 2,5 TL/kg – 3 TL/kg arasında seyretmiştir. Arzın sınırlı kalmasına rağmen dünya fiyatlarındaki gerilemeye paralel olarak kuru üzüm fiyatları da düşmüştür. Hasat ve kurutma dönemindeki yağışlardan da olumsuz etkilenen sektörde standart dışı ürünlerin yoğunlaştığı gözlemlenmektedir. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 7 • • • • • • • Kuru Soğan: Kışlık ekilen soğanların kuraklıktan zarar görmesi, hasat döneminde yaşanan aşırı yağışlar ve afetler gibi nedenlerle bu sene rekoltenin 2013 yılının altında seyredeceği beklenmektedir. Beklentiye paralel olarak ürün fiyatında hareketlenmeler söz konusu olup rekoltede yaşanan kaybın fiyatla telafisi mümkün görülmektedir. Kuru Fasulye: Son yıllarda iç piyasa fiyatlarının aşırı düşüşler kaydetmesi nedeniyle ekim alanları önemli ölçüde azalan kuru fasulyede 2013 yılında yaşanan fiyat yüksekliği ekim alanlarına da yansımış olup 2014 yılında 2013 yılına göre %13 artışla 220 bin ton civarında bir rekolte beklentisi bulunmaktadır. İthalat politikalarının değişmemesi halinde, rekoltedeki artışa rağmen fiyatlardaki yüksekliğin bu sene de sürmesi beklenmektedir. Turunçgiller: 2013 – 2014 sezonunda limon altın çağını yaşamıştır. Dalında bile yüksek fiyatlardan alıcı bulan üründe, depolanmış ürünler çok daha yüksek rakamlardan satılmıştır. Portakalda sıkmaya ve depolamaya uygun valencia çeşidi üreticinin yüzünü güldürürken, yüklü üretim yapılan bölgelerde diğer çeşitler açısından sıkıntılı bir sezon geçirilmiştir. Bir kısım üretim dalda kalmış, bir kısım üretim de 0,20 TL/kg – 0,30 TL/kg gibi düşük fiyatlarla alıcı bulmuştur. Sınırlı üretimi olan illerde lokal pazarlara yapılan arzlarda bu sıkıntı daha az yaşanmıştır. Greyfurt fiyatları makul ölçülerde olup üreticinin yüzünü güldürmeyen ancak çok da üzmeyen istikrarlı seyrini devam ettirmiştir. Patates: 2012 – 2013 sezonunda yüz güldüren patates, yeni sezonda da üreticisini sevindirmeye devam ediyor. Uzmanların saha izlenimlerinde tohumluk teminindeki sıkıntılardan kaynaklı olarak patates fiyatlarının yüksekliği nedeniyle bir kısım küçük üreticinin ekim yapamadığı, arzın bir önceki döneme göre daha sınırlı kalacağı ancak stoklarda önemli oranda ürün olduğu ifade edilmiştir. Bu bilgiler ışığında fiyatlardaki tatminkar seyrin devam edeceği beklentisi vardır. Fındık: Bakanlık don zararı nedeniyle 2014 fındık rekoltesinin %25 oranında azalma ile 412 bin ton civarında gerçekleşeceği açıklamasını yapsa da görülen fiyat seviyeleri, rekoltenin daha da az olabileceğinin sinyallerini vermektedir. Bir önceki sezon kilogramı 4 TL – 5 TL olan ürünün fiyatları yeni sezonda 10 TL/kg’den başlamış, 15 TL/kg’ye kadar yükseliş göstermiştir. Don olayından Giresun, Ordu ve Trabzon illeri önemli ölçüde zarar görmüş, diğer yandan don zararı görülmeyen veya görülen zarar sınırlı kalan Düzce, Samsun ve Sakarya illerinde üreticilerin yüzü gülmüştür. Bu sezonda tüm stokların eridiği düşünülerek önümüzdeki sezon fındık fiyatlarının, bu sezonun epeyce altında olmak kaydıyla tatminkar bir seviyede kalacağı beklentisi vardır. Ayva: Dünyada kalite ve verimlilikte üst sıralarda bulunduğumuz bir ürün olan ayva meyvesi bu sene yüz güldürmektedir. Dalında 1 TL/kg’nin üzerinde fiyat bulan ürün, 2 TL/kg’ye kadar pazarlanabilmektedir. Ülkemiz ayva üretiminin %30’unu karşılayan Sakarya ilinde gerçekleşen anormal iklim koşullarına bağlı olarak ürünün verim ve kalitesinde bir miktar düşüş olmuştur. Yine önemli üretici illerden Denizli ili üreticileri, geçmiş yılki fiyat seviyesinin iki katına fiyat bulan ürünleri nedeniyle müthiş bir sezon geçirmektedirler. Çay: Geçmişte bölgede özel sektörün yeşil çay yaprağı alım fiyatlarının Çaykur alım fiyatlarının altında kalması, üreticilerin özel sektörden kısmen uzaklaşmasına neden olmuştur. Bölgede, bazı çay üretim alanlarının organik üretim alanı ilan edilmesi, ilaç/kozmetik sanayiinde kullanmak üzere yüksek fiyatlı tomurcuk toplatma uygulamaları ve nüfus artışına paralel olarak kuru çay ihtiyacının yıllar itibariyle artması gibi nedenler, fabrikaların hammadde temininde sorunlara yol açmıştır. Gelecek dönem itibariyle yaş EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 8 • • • • • çay yaprağı alımlarında peşin alım ve avans ödemesi uygulamalarının artacağı, mevcutta kamu lehine olan alım miktarlarının özel sektörün cazip fiyat uygulamaları nedeniyle özel sektör lehine döneceği beklenmektedir. Zeytin: 2014 – 2015 sezonunda zeytinyağı rekoltesinin önemli ölçüde artarak 190 bin ton olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir (UZZK, 2014). Üretim fazlalığının sorun yaratmayacağı, bir önceki sezon sınırlı üretim ile düşen ihracat miktarının artarak fiyatları dengeleyeceği, üretimin yeni tesis edilen bahçelerin devreye girmesi ve verim artışları sebebiyle artarak devam edeceği beklenmektedir. Mısır: Arz fazlalıkları nedeniyle hayal kırıklığı yaşayan pek çok üreticinin sarıldığı bir ürün olan mısırda TMO bu yılın alım fiyatını 0,68 TL/kg olarak açıklamıştır. Gerek fiyat oluşumu, fiyat desteklemesi, gerekse yeni çeşitler ile verimliliğin her yıl artış göstermesi gibi nedenlerle üreticinin yüzünü güldüren ve tercih sıralamasında başta yer alan bir ürün olma vasfını korumaktadır. Süt Hayvancılığı: Süt fiyatları, istikrarlı seyrini bu yıl da sürdürmektedir. Toplu soğuk süt arzı yapabilen işletmelerde süt fiyatı 1,3 TL/kg’ye kadar yükselmiştir. Bazı bölgelerimizde vereceği ürün bedelinin tamamını avans olarak alan üreticilerde fiyatlar çok düşük seviyelerde seyretmekte olup, bu işletmelerin işletmeci boyunduruğundan kurtarılması sorumluluğu finansör kurumlara düşmektedir. Saha çalışmalarımız neticesinde özellikle kaba yemini kendisi üreten üreticilerin genel memnuniyeti gözlenmiştir. Büyükbaş Besi Hayvancılığı: Son dönemde canlı ağırlık ve karkas et fiyatlarının yükselme eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir. Son birkaç yılda üretici faaliyetinden tatmin edici bir kâr sağlamıştır. Ancak canlı besi ithalatının Kurban Bayramı’ndan sonra tekrar açılacağına yönelik söylemler bulunmaktadır. Ağırlıklı olarak büyük üreticilerin yararlandığı bu tarz uygulamalar haksız rekabet nedeniyle küçük besi işletmeleri ve süt işletmelerinin aleyhine bir durum oluşturabilir. Kanatlı Hayvancılık: Oturmuş bir sektör olmasına karşın ihracatın iç piyasa dinamiklerini sağlamlaştırdığı tavuk eti ve yumurta sektöründe ihracat pazarını ağırlıklı olarak Irak ve Suriye pazarlarının oluşturması nedeniyle, bu ülkelerde yaşanan iç karışıklıklar ile komşuluk ilişkilerinde karşılıklı yaşadığımız sorunların sektörü olumsuz etkilemesi muhtemeldir. Pazarlamada sorun yaşanmasa bile lojistik sorunlar yaşanabilir. Sektörün, kamu desteğini de alarak yeni pazarlara açılım sağlayacak üretim kalitesini, teknik altyapıyı, pazarlama ve satış organizasyonlarını oluşturması gerekir. 3.2. Bölge Bazlı İzlenimler Ankara Bölge tarımsal kuraklıktan olumsuz etkilenmiştir. Kuru tarım yapılan alanlarda tahıllarda %30’lara varan rekolte kayıpları yaşandığı ifade edilmiştir. İlde yer alan ilçelerin çoğunda kayısı, ceviz, kiraz, erik, dut, armut ve elma (Elmadağ hariç) ürünleri dondan zarar görmüştür. Ayaş ilçesi, tarımsal faaliyetleri sebze üretimi ağırlıklı olan bir ilçemizdir. İlçede özellikle fidelerle gelen pek çok hastalık ile Eylül ayında hasat döneminde yaşanan yoğun yağışlar, verim ve kaliteyi olumsuz etkilemiştir. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 9 Polatlı ilçesi ülkemizin tahıl üretim merkezlerinden biri olup kuraklıktan olumsuz etkilenmiştir. Bölgede tahılın ardından yetiştirilen diğer iki önemli ürün olan kuru soğan ve şeker pancarından ise genel bir memnuniyet söz konusudur. Beypazarı ilçesinde turizmin nimetlerinden bir ölçüde tarım sektörü de pay almaktadır. Ayrıca bölge havuç ve marul üretiminde önemli bir potansiyele sahip olup üreticilerde genel bir memnuniyet izlenmiştir. Elmadağ ilçesinde elma yetiştiriciliği önemli bir yer tutmakta olup maliyetlerin yüksekliği ve ürünün pazarda yeterli fiyata satılamaması genel sorunlar olarak dile getirilmektedir. İlçede soğuk hava deposun olmaması bu sorunu derinleştirmektedir. Kalecik’te şaraplık üzüm yetiştiriciliği yapan üreticilerde genel bir memnuniyet söz konusudur. Çoğu üretici, üzümlerini sözleşmeli üretimle şarap üretimi yapan büyük firmalara vermektedir. Kalecik ilçesinin birkaç köyünde de önemli ölçüde sebze üretimi yapılmakta olup buradaki üreticiler büyük şehre yakınlığın avantajını yaşamaktadır. Çubuk ilçesinde kornişon üretimi fazladır. Bazı üreticiler yetiştirdikleri turşuluk salatalık, domates, havuç ürününü turşu üretimi yapan firmalara satmakta ya da kendi sahip oldukları turşu fabrikalarına göndermektedir. Bölgede yoğun olarak salatalık, lahana, havuç, domates, biber ve fasulye yetiştirilmektedir. Kahramanmaraş – Osmaniye Kahramanmaraş ilinde ekilebilir ve işlenebilir tarım alanları sınırlıdır. Şehirde yetiştirilen başlıca tarım ürünleri soya fasulyesi, Antep fıstığı, biber, mısır dane, mısır silajlık, pamuk, sarımsak, yonca, korunga, buğday, fiğ ve arpadır. Hayvancılık oldukça gelişmiştir. Bölgede pamuk ve soya fasulyesi üretimi, maliyet yüksekliği ve fiyat düşüklüğü nedeniyle sınırlı kalmış olup üreticiler dane mısır ve silajlık mısır üretimine yönelmişlerdir. Pazarcık ilçesinde ağırlıklı olarak yem bitkileri, üzüm, nar, tahıllar ve Antep fıstığı yetiştirilmektedir. Antep fıstığında 2014 yılının var yılı (periyodisite) olmasına rağmen kuraklıktan kaynaklanan verim düşüklüğü yaşanmıştır. Antep fıstığı fiyatları 8 TL/kg – 11 TL/kg, üzüm fiyatları ise 0,6 TL/kg – 0,9 TL/kg aralığında değişmektedir. Göksun ve Afşin ilçelerinde tarımsal üretim meyve ağırlıklı olmakla beraber yem bitkileri üretimi de yoğunluktadır. Göksun ilçesinde elma yetiştiriciliği yoğun şekilde yapılmaktadır. Bu bölgede ürünler dondan çok etkilenmemiştir. Afşin’de sarımsak üreticilerinde memnuniyet söz konusu olup bu kişilerin pazar sıkıntılarının bulunmadığı görülmüştür. Bölgenin pek çok ilçesinde üretimi görülen kırmızı biberin, kurutulmuş ve öğütülmüş şekilde (pul ve toz biber olarak) ihracatı yapılmaktadır. Kırmızı toz biber için yetiştirilen biberin fiyatı 1 TL/kg – 3 TL/kg arasında değişmektedir. Osmaniye, başta Kadirli ilçesi olmak üzere tarımsal potansiyelin yüksek olduğu bir ilimizdir. Toprakkale ilçesinde portakal, mandalina, greyfurt başta olmak üzere turunçgil yetiştiriciliği yaygındır. Portakal satış fiyatı 0,5 TL/kg – 0,6 TL/kg arasında, mandalina satış fiyatı 0,25 TL/kg – 0,45 TL/kg arasında, greyfurt satış fiyatı ise 0,30 TL/kg – 0,45 TL/kg arasında değişmektedir. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 10 Kadirli ilçesinde sebzecilik çok gelişmiştir. Başta turp, marul, lahana, kuru soğan ve patates yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yer fıstığı da yoğun şekilde ekilmekte olup, ürün fiyatları 2,6 TL/kg - 2,8 TL/kg arasında değişmektedir. Fiyatların bu sene için 2,9 TL/kg civarında olacağı tahmin edilmektedir. İl ekonomisinde önemli bir yer tutan yer fıstığında işleme ve paketlemeye yönelik birçok firma mevcuttur. Trabzon – Ordu – Giresun Doğu Karadeniz Bölgesinde, engebeli bir coğrafi kesimde yer alan bu üç ilin büyük bir bölümünü yükseltiler meydana getirmektedir. Bu nedenle ekilebilir ve işlenebilir tarım alanları azdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, çay, patates, dane mısır, silajlık mısır, kivi, taze fasulye, lahana, pazı ve trabzon hurmasıdır. Fındık birçok üründe olduğu gibi bu sene gerçekleşen dondan etkilenmiştir. Rakımı 400 metre ve üzeri olan alanlarda fındık kalmamıştır. Güncel satış fiyat 12 TL/kg – 13 TL/kg arasındadır. Bunun yanında sıcak esen rüzgarlardan dolayı denizden yüksekliği 300 – 400 metre arasında olan bölgelerde dallar zarar görmüş ve sınırlı ürün alınmıştır. Fındığın periyodisite göstermediği bu sene görülen don ve kuraklık, fiyatların artış kaynağı olmuştur. 2015 yılının yok yılı olması nedeniyle (periyodisite) fındığın yine ortalama 6 TL/kg – 10 TL/kg arasında bir fiyat bulabileceği üreticiler tarafından ifade edilmiştir. Her üç ilimizde de yaban mersini yetiştiriciliği oldukça yaygındır. Ürünün fiyatı 15 TL/kg – 25 TL/kg arasında değişkenlik göstermektedir. DOKAP projesi kapsamında, bölgede açıkta çilek üretimi de yaygınlaştırılmaktadır. Trabzon’da mısır dane ve mısır silajlık üretiminin yaygın olduğu gözlenmiştir. Bunun yanında çilek yetiştiriciliği de hızla yayılmaktadır. Fındığa ilave olarak kivi, lahana ve patates üretimi de yoğunluktadır. Giresun’un ana geçim kaynağı tarımdır. İlin alternatifsiz ürünü fındıktır. Bölgedeki toplam tarım alanının %62’sinde fındık üretimi yapılmaktadır. Giresun ilindeki fındık alanı ülkemizin fındık alanının %17’sine, bu ildeki fındık üretimi ise ülke üretiminin %20’sine tekabül etmektedir. Ayrıca Eynesil ve Tirebolu ilçelerinde çay yetiştiriciliği yaygındır. Tirebolu ilçesinde bir adet çay fabrikası faaliyet göstermektedir. Ordu’da kısmen meyilli olmayan alanlarda az da olsa yeni kapama ceviz bahçelerinin kurulmaya başlandığı görülmüştür. Ancak çoğunluğu henüz verime geçmemiştir. Ordu merkez ve çevresinde elma, ceviz ve yaban mersini de yetiştirilmektedir. Özellikle yaban mersini (likapa) üretimi yaygınlaşmaktadır. Bu üründe üreticilerin pazar sıkıntısı yoktur. Bölgede arıcılık gelişmiştir. Genel olarak gezginci yetiştiricilik mevcuttur. Ordu’nun Akkuş ilçesinde kuru fasulye üretimi, Fatsa ilçesinde ise kesme çiçek yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bayburt – Erzurum Her iki ilimizde de hayvancılık ve buna paralel olarak yem bitkisi yetiştiriciliği yoğun olarak yapılmaktadır. Kıraç alanlarda kuraklık olumsuz etki yaratmıştır. Sulu alanlarda görülen don olayı ise ceviz, badem ve kayısıda önemli zararlara yol açmıştır. Hayvancılık işletmelerinde EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 11 genel bir memnuniyet söz konusudur. Ancak bölgede lokal alanlarda besi hayvanlarında görülen çiçek hastalığı, üreticileri tedirgin etmektedir. Bayburt ilinde dane mısır, silajlık mısır, yonca, fiğ, arpa ve buğday yetiştiriciliği mevcut olup kuru tarım ağırlıklı faaliyet söz konusudur. Erzurum ve ilçelerinde dane mısır, silajlık mısır, yonca, fiğ, arpa, buğday, çavdar ve korunga yetiştiriciliği öne çıkmaktadır. İspir ilçesinde reyhan yetiştiriciliği artmaya başlamıştır. Bu ürünün verimi 50 kg/da – 60 kg/da arasında değişmekte, fiyatı ise 30 TL/kg – 35 TL/kg arasında seyretmektedir. Kuru fasulye üretimi de yoğun olarak devam etmektedir. Erzurum, lahana yetiştiriciliğinde önemli bir ilimiz olup son yıllarda maliyet/fiyat dengesizliği nedeniyle bu ilde üretim alanlarında azalma yaşanmaktadır. Özellikle Tortum ilçesi ve çevresinde çilek yetiştiriciliğine başlanmıştır. Patates üreticisi memnun olup şikayetler tohumluk fiyatlarının yüksekliğine odaklanmaktadır. Bursa – Eskişehir – Bilecik Bursa; gerek iklim ve toprak yapısı, gerekse ürün çeşitliliği ve büyük tüketim merkezlerine yakınlığın sağladığı pazarlama olanakları açısından önemli tarımsal üretim merkezlerimizdendir. Mustafakemalpaşa, Gürsu, Kestel, Mudanya ve İznik meyvecilik; Karacabey tahıl, kışlık ve yazlık sebze, yem bitkisi; Orhaneli, Keles, Harmancık kiraz, türün, anason, çörekotu, ceviz vb. özel ürünler, Yenişehir ve İnegöl ise baklagiller, yumrulu bitkiler ve tahılların üretiminde öne çıkan ilçelerdir. Özellikle meyvecilikte depolama teknolojisi kullanımının yetersiz olduğu, atmosfer kontrollü ve uygun hacimlerde yapılacak depolamanın elde edilen gelirlerde önemli artışlar sağlayabileceği ifade edilmektedir. Meyve ve sebze üretim merkezlerinden olan Gürsu ve Kestel ilçelerinde üst üste yaşanan dolu yağışının meyve üretimini miktar ve kalite bakımından olumsuz etkilediği, fiyatların arz yetersizliğine bağlı olarak beklenen düzeyden daha yüksek seyretmesinin beklendiği belirtilmektedir. Özellikle yetersiz TARSİM uygulamalarının önemli gelir kaybı oluşturduğu saptanmıştır. Mustafakemalpaşa ilçesinde özellikle meyve üreticileri verim ve gelir bakımından memnundur. Karacabey ilçesinde salçalık domates, çeltik, soğan kuru, silajlık mısır, sebze ve yem bitkisi ekilişlerinin oldukça yoğunlaştığı, ürün deseninde silajlık mısır ekilişi lehine hızlı değişimler olduğu, gelişen süt hayvancılığı sebebiyle bu gelişimin hızlanarak devam edeceği tahmin edilmektedir. Çeltik üreticilerinin fiyat beklentileri geçen yılki sıçramalara paralel olarak 2,5 TL/kg – 3 TL/kg aralığındadır. İlçede ayrıca salça fabrikalarına yapılan sözleşmeli üretim kapsamında 0,23 TL/kg - 0,25 TL/kg fiyatı üzerinden yoğun domates ekilişleri yapıldığı, piyasa koşullarına göre alıcılarla yapılan pazarlıklar sonucu fiyatlarda yukarı yönlü revizeler olduğu saptanmıştır. Orhaneli ilçesinde bir firmanın sözleşmeli tütün ekilişleri yaptırdığı, ayrıca ilçede yoğun kiraz bahçeleri bulunduğu ve yeni kurulan bahçelerle hızlanan ceviz yetiştiriciliğinin önemli gelir kaynaklarından birisi konumuna geldiği saptanmıştır. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 12 Mudanya ve İznik yöresinin hakim ürünü zeytin olmakla birlikte bölgede can eriği ve İtalyan eriği çeşitlerinin önemli miktarda üretildiği, kivi ve üzüm yetiştiriciliğinin de yaygınlaşmakta olduğu saptanmıştır. Saha çalışmalarında zeytin bahçelerinin aynı zamanda sakız kabağı ve fasulye yetiştiriciliği amaçlı kullanıldığı gözlenmiş olup bu üretimin ÇKS kayıtları oluşturulabildiği takdirde üretici değerlendirmesinde olumlu katkılar sağlayabileceği düşünülmektedir. Eskişehir ve Bilecik illerinde Sarıcakaya, İnhisar ve Mihalgazi ilçeleri, Akdeniz iklimi özelliklerini taşıyan lokal bir bölge olup zeytin ve nar üretimi ile seracılık faaliyeti sürekli gelişim halindedir. Özellikle seralarda büyükşehirler için marul, tere, roka, maydanoz, yeşil soğan, domates, salatalık ve taze fasulye üretimi yapılmaktadır. Bu yıl fiyatlar üreticinin yüzünü güldürse de üretici ayağında yüksek girdi maliyetleri ve geçmişten kaynaklanan yüksek borç yükü nedeniyle yakınmalar görülmektedir. Eskişehir’in doğusu ve güneyinde tarım arazileri daha büyük olmasına rağmen ağırlıklı olarak kuru tarım yapmaktadır. Şeker pancarı, nohut, buğday, arpa, kavun ve soğan üretimi gelişmiştir. Bölgede bu yıl şeker pancarında polar oranının düşük çıkması üreticileri üzmüştür. Soğan ve patates fiyatları ise üreticilerin yüzünü güldürmüştür. Bölgede kuraklık kaynaklı olarak kuru arpa ve buğday rekoltesi düşmüştür. Sulanan alanlarda da elektrik faturalarının ödenememesinden dolayı enerji kesintileri gerçekleşmiş, üretici ürününü ya hiç sulayamamış ya da zamanında suyu verememiştir. Bilecik Pazaryeri ilçesinde şerbetçi otu yetiştiriciliğinde toprak yorgunluğu belirtileri gözükmekle beraber bu faaliyet hala kârlılığını ve cazibesini sürdürmektedir. Emek yoğun tarımdan makineli hasat sistemine geçiş yaygınlaşmaktadır. Bölgede Sudan otu yetiştiriciliği de yaygınlaşmaktadır. Şeker pancarı, mısır, Sudan otu gibi ürünlerde sözleşmeli üretim artmaktadır. Yalova – Sakarya – Bolu – Düzce – Adapazarı Yalova – Altınova bölgesinde Trabzon hurması üretimi yavaş yavaş artmaktadır. Bu ürünün üreticilerinin pazar bulma problemleri olmadığı gözlemlenmiştir. İlde kivi üretimi de yoğun olarak yapılmaktadır. Bolu bölgesinde yüksek rakımdan dolayı üretim kısmen kısıtlıdır. Daha çok patates üretimi yapıldığı gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra üretimin sofralıktan tohum üretimine kaydığı gözlemlenmiştir. Bolu’nun esas üretim ağırlığını oluşturan broiler yetiştiriciliğinde küçük işletmelerin 50 bin ve üzeri kapasitelere doğru bir gelişim gösterdiği ifade edilmiştir. EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı Temmuz – Eylül 2014 Tarım Sektör Raporu 13 Teknik Destek Hizmetleri: Frankfurt School of Finance & Management www.msmeturkey.com www.msmeturkey.com Mustafa Kemal Mah. 2157. Sokak Benerler İş Merkezi No: 5 / 4 Çankaya / Ankara / Türkiye Tel: (90) 312 467 44 77 Fax: (90) 312 467 44 76 E-Mail: e.kocoglu@int.fs.de Web: www.msmeturkey.com Bu program Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir. Projenin teknik destek bileşeninin ikinci (Mayıs 2012 – Ekim 2013) ve üçüncü aşaması (Kasım 2013 – Ekim 2015) Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Avrupa Birliği, teknik bilgi, kaynak ve geleceklerini kademeli olarak birleştirmeye karar vermiş olan 27 üye devletten oluşur. Bu devletler, 50 yıllık bir genişleme süreci boyunca, beraberce, kültürel çeşitlilik, hoşgörü ve bireysel özgürlükleri korurken bir istikrar, demokrasi ve sürdürülebilir kalkınma bölgesi kurdular. Avrupa Birliği, bu kazanımlarını ve değerlerini sınırları ötesindeki ülkeler ve insanlarla da paylaşmaya kararlıdır. Avrupa Komisyonu AB’nin yürütme organıdır. Bu proje Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından finanse edilmektedir. EBRD, serbest piyasa ekonomisi doğrultusunda kalkınmayı hedefleyen ülkelere destek sağlamak amacıyla kurulmuş çok uluslu bir kurumdur. Kurumun ortakları, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Yatırım Bankası’nın yanı sıra, Avrupa kıtasında ve dünyanın diğer bölgelerinde bulunan 61 ülkeden oluşmaktadır. EBRD Orta Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar olan bir bölgede yer alan 29 ülkede yatırım yapmakta ve faaliyet göstermektedir. Öncelikli olarak piyasa tarafından ihtiyaçları tamamen karşılanamayan özel sektör firmalarına yatırım yapan Banka girişimciliği öne çıkarır; açık ve demokratik pazar ekonomilerine geçişi teşvik eder. Daha fazla bilgi için lütfen www.ebrd.com internet sitesini ziyaret ediniz. Projenin teknik destek bileşeninin ilk aşaması (Kasım 2010 – Nisan 2012) Birleşik Devletler Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilmiştir. USAID, ABD Dış İşleri Bakanı’nın sağladığı genel dış politika rehberliği doğrultusunda hareket eden bağımsız federal bir devlet kurumudur. USAID, kalıcı ve eşitlikçi büyüme ile herkese daha iyi bir gelecek sağlama hedefleri doğrultusunda ziraat, demokrasi & yönetim, ekonomik büyüme, çevre, eğitim, sağlık, küresel ortaklıklar ve insani yardım gibi konularda 100’den fazla ülkede faaliyet göstermekte ve ABD dış politikasının öncülüğünü yapmaktadır. USAID dünyada beş coğrafi bölgede destek sağlamaktadır: Sahra Altı Afrika, Latin Amerika & Karayipler, Avrupa & Avrasya ve Orta Doğu. Daha fazla bilgi için lütfen www.usaid.gov/locations/ europe_eurasia/countries/tr/ internet sitesini ziyaret ediniz. Proje kapsamındaki teknik destek hizmetleri (danışmanlık ve eğitim faaliyetleri) Frankfurt School of Finance & Management tarafından sağlanmaktadır. Almanya’da kurulu olan Frankfurt School of Finance & Management (önceki unvanıyla Bankakademie) 50 yıldan fazla bir süredir bankacılığın ve finansın tüm alanlarında danışmanlık, mesleki ehliyet kazandırma ve eğitim faaliyetleri alanında hizmet vermekte olup, sektöründe önde gelen bir özel üniversite ve danışmanlık kurumudur. 1992’den beri faaliyet göstermekte olan Uluslararası Danışmanlık Hizmetleri, gelişmekte olan ülkelerde ve yükselen piyasalarda finansal pazarları geliştirmek ve tüm bu ülkelerdeki düşük gelirli nüfusun finansmana erişim imkânlarının artırılmasına kendini adamıştır. Daha fazla bilgi için lütfen www.frankfurt-school.de internet sitesini ziyaret ediniz. "Bu yayın Avrupa Birliği’nin desteği ile hazırlanmıştır. Yayının içeriğinin tüm sorumluluğu yalnızca Frankfurt School of Finance & Management’e aittir ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıttığı düşünülemez.” 5
© Copyright 2024 Paperzz