“Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği” İşlerimize, konuştuğumuz insanlara, içinde yaşadığımız yerlere iyi dikkat etmemiz, Yıl: 8 Sayı:86 Ahlâkınızı bozmamak için dost edineceğiniz kimseleri iyi araştırmamız, ahlâkından emin olmadığınız kimselerle düşüp kalkmamamız, Kötü yerlerde bulunmamamız, Güzel ahlâklı, temiz kalpli insanlarla oturup kalkmamız Ahlâkı temiz ve yüksek insanlarla düşüp kalkanların, onların güzel huylarından mutlaka aldıklarını bilmemiz, Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - ŞUBAT 2014 Öyle adamlarla görüştükçe ilmimizin, iyilik ve güzelliğimizin, sevgi ve arzularımızın artacağını bilmemiz, Ayrıca bilmediklerimizi öğreneceğimizi, hiç olmazsa kötülükten uzak kalıp kendi iyi huylarımızı koruyacağımızı bilmemiz gerekir. Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Eki’dir. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.) Somuncu Baba Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde vesikalık fotoğraflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız cocuk@somuncubaba.net adresimize gönderiniz. (Bir Ayet) “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” Beyza Nur AKDEMİR Dilaynur KÖROĞLU Hasan YILAN Hulusi Eymen İPEK Hüseyin Talha YILAN Yusuf BULUT Samet Furkan BULUT Yusuf KAYNAK Şeyma Beril ÇİMEN Elif Mirsu ALTAŞ Zeynep Sümeyra DOĞAN Yusuf SOYBİR (31/Lokman, 18) (Bir Hadis) “Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.” (Müslim, Salât, 222) Musa TEKTAŞ cocuk@somuncubaba.net Editör’den Merhaba Sevgili Arkadaşlar! Anne bir çocuk için hayatının en önemli varlığıdır. Anne sevgisi çocukların ilk önce hissettiği, benimsediği sevgidir. Anneler çocuklara hayatının ilk ve en önemli duygularını verirler. Çocuk sağlıklı tutumlarıyla önce annesine, sonra kendisine, daha sonra da çevresine güven duymayı öğrenir. Sevgi, oluşan bu güvenin üzerine kurulur. Doğduğu andan itibaren annesinden kayıtsız, şartsız ve karşılıksız sevgi gören bir çocuk çevresiyle ilişkilerinde de son derece uyumlu, insancıl ve doğal olur. Kadınlarda dikkat çekecek kadar belirgin olan ortak özelliklerden sevgi, şefkat ve merhamet duygusu, anne olduktan sonra özellikle yavrusu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu yönü ile anne, babadan öne geçmektedir. Dikkat edilirse çocuklar, bir sıkıntı veya korku anında çoğunlukla annelerine sığınırlar. Bu da annelerin şefkat, merhamet ve koruyuculuklarının fazla olduğunun belirgin ifadesidir. Yüce Rabbimiz anne-baba hakkında şöyle buyuruyor: “Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl olur. Bana ve anne-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Bana’dır.” O halde, dokuz ay gibi uzun bir süre çocuğunu karnında taşımak, doğumdan sonra belli bir zamana kadar emzirerek, büyütürken uykusunu bile terk edecek kadar sıkıntılara katlanmak bakımından anne hakkı baba hakkından önce gelmektedir. Onun için, iyilik yapma ve kendisine iyi davranma bakımından anneye üç defa öncelik tanınmış, dördüncüde babaya hak tanınmıştır. Bu anlayış, aynı zamanda bir kadın olması bakımından anneye ne kadar değer verildiğini göstermesi yönünden önemlidir. Çocukların terbiyelerinde, dillerinin, dinlerinin öğretiminde ve sosyal bir varlık olmalarında anne, ilk yıllarda babaya göre daha fazla katkıda bulunmaktadır. Bütün bunlardan dolayı anne hakkı önem kazanmaktadır. Elleri öpülesi annelere sevgi ve saygıda daha dikkatli davranmak gerekir. 6 Somuncu Baba Çocuk Dergisi Şubat 2014 Yıl: 8 Sayı: 86 Basım Tarihi: Şubat 2014 Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Ekidir. İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sebahaddin ATEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü M. Hulusi ERDEMİR Yayın Editörü Musa TEKTAŞ Yayın Kurulu Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK Prof. Dr. Ali YILMAZ Prof. Dr. Sebahat DENİZ Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN Prof. Dr. Ali AKPINAR 18 Grafik Tasarım ve Uygulama Zehra IŞIK Yapım Allah’ın Kutlu Elçileri Peygamberler........... 4 Sırrı ER Bunları Biliyor muydunuz? ........................... 20 Nisa ERCİYES Güzel Davranışlar .............................................. 6 Ali KARAÇAM Ebe Tura, Bir İki Üç ............................................ 21 Şebnem Güler KARACAN Uyaran Rüya ....................................................... 8 Hamidullah HALICI İmam Şamil .......................................................... 22 Mustafa AKGÜN Hepimiz Birer Örnek Öğrenci Olabiliriz ......... 10 Hidayet BEYZA Matbaa .................................................................... 24 Erdal KARASU Camgöz Güreş Meydanında ........................ 12 Raziye SAĞLAM Darende’nin Genç Osman’ı ve Şehitlik Duası ..... 26 İsmail ÇOLAK Ahkaf Suresi ......................................................... 14 Ali BÜYÜKÇAPAR Sabah Manzaraları.............................................. 28 Ülkü DUYSAK Çalışmanın Önemi ............................................ 16 Musa TEKTAŞ Kitap Tanıtımı ...................................................... 30 Yusuf HALICI Şiir ............................................................................. 18 Güvercin Postası ve Bulmaca ...................... 31 grafitürk Desing Media www.grafiturk.com.tr Dağıtım K.D.D Baskı & Üretim Salmat Basım Yayıncılık Ambalaj San. Ltd. Şti. Sebze Bahçeleri Caddesi Arpacıoğlu İşhanı No: 95/1 İskitler/ANKARA Tel: (0312) 341 10 24 • Faks: (0312) 341 30 50 26 Basım-Yayım-Dağıtım-Pazarlama VİSAN İktisadi İşletmesi Zaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad. No: 71 (44700) Darende / MALATYA Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79 www.somuncubaba.net cocuk@somuncubaba.net 2 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 3 Sırrı ER Allah’ın Kutlu Elçileri Peygamberler Sevgili çocuklar, Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: Dünyada, insanlar arasındaki düzenin sağlanması için dine her zaman ihtiyaç olmuştur. İnsanla“And olsun ki, her ümmete rın her iki dünyada da mutluluğa ‘Allah’a kulluk edin, azdırıcılar- erebilmeleri için dine ihtiyaç dudan kaçının.’ diyen peygamberler yulmuştur. Müslümanlığın temel göndermişizdir.” (16/Nahl, 36) şartlarından biri de peygamberlere inanmaktır. Peygamberler, AlDin; Yüce Allah’ın, insanları lah ile kulları arasında bir elçidir, iyiliğe yöneltmek ve kötülükten aracıdır. Allah, insanlar arasından alıkoymak için, peygamberleri seçtiği bazı kişilere bu önemli göaracılığıyla bildirdiği emir ve ya- revi vermiştir. saklardır. Peygamberler, doğru yoldan İnsanlara din duygusu yani kut- sapmış insanlara, Allah’ı ve onun sal bir varlığa, yüce bir kudrete dinini anlatmışlardır. Karşılaştıkları inanma ihtiyacı Allah tarafından birçok zorluğa rağmen görevlerini verilmiştir. yerine getirmişlerdir. 4 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Allah, yarattığı ilk insandan bu yana her topluluğa peygamber göndermiştir. Eğer peygamberler olmasaydı, insanlar Allah’ı ve onun dinini bütün yönleriyle öğrenemezlerdi. Bu bakımdan, insanların iyiyi, doğruyu, gerçeği ve güzeli öğrenebilmeleri için, her dönemde peygamberlere ihtiyaç duyulmuştur. Sevgili çocuklar, Bütün peygamberlerde bulunan ortak özellikler vardır. Bunları maddeler halinde yazalım. İslâm’a göre ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’dir. Hz. Âdem, Allah’tan aldığı emirleri önce çocuklarına ve torunlarına duyurmuştur. Daha sonra diğer insanları uyarmıştır. Kur’an-ı Kerim’de adları geçen yirmi beş peygamber vardır. Bu peygamberler şunlardır: 1. Hz. Âdem 2. Hz. İdris 3. Hz. Nuh 4. Hz. Hûd 5. Hz. Salih 6. Hz. İbrahim 7. Hz. Lût 8. Hz. İsmail 9. Hz. İshak 10.Hz. Yakup 11.Hz. Yusuf 12.Hz. Eyyup - Peygamberler, Allah’tan gelen bütün emirleri insanlara bildirir ve açıklarlar. - Peygamberler, her yönden kendisine güvenilir, dürüst insanlardır. - Peygamberler, asla yalan söylemeyen doğru insanlardır. - Peygamberler, son derece zeki ve akıllı insanlardır. - Peygamberler, günah işlemekten uzak, üstün ahlâkî değerlere sahip insanlardır. 13.Hz. Zülkifl 14.Hz. Şuayb 15.Hz. Musa 16. Hz. Harun 17.Hz. Davut 18.Hz. Süleyman 19.Hz. İlyas 20.Hz. Elyesa 21.Hz. Yunus 22.Hz. Zekeriya 23.Hz. Yahya 24.Hz. İsa ve son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 5 GÜZEL DAVRANIŞLAR Ali KARAÇAM Sinirlerine Hâkim Ol Kapının zili çaldı. Bahriye Hanım kapıyı açtı. Gelen Tamer’di. Ancak üstü başı dağılmış bir haldeydi. Gömleği yırtılmış, pantolonu kırış kırış olmuştu. Bahriye Hanım oğlunun bu halini görünce korku ve telaşla: - Oğlum, bu halin nedir? Ne oldu, diye sordu. Tamer bir koltuğa oturdu ve anlatmaya başladı: - Merak etme anneciğim. Önemli bir şey değil. Okulda iki arkadaşım tartışıyordu. Sonra birbirlerinin üzerine yürümeye başladılar. Ben de kavga çıkmasın diye aralarına girdim. Bu sırada oluşan itiş kakış içerisinde gömleğim yırtıldı. Üstüm başım da bu hale geldi işte. Bahriye Hanım, bu açıklamadan sonra rahat bir nefes aldı. Gömleğini çıkarması için oğluna yardım ederken: - Oğlum, sen doğru olanı yapmışsın. Arkadaşlarının kavga etmesine engel olmuşsun. Ama ne yazık ki arkadaşların için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kavga etmek, çok çirkin bir davranış. Nasıl böyle bir şeye kalkışabiliyorlar? Araç Kullanırken Tarık, babasının yanına gidip öğretmeninin verdiği ödevi anlattı. Şoförlerin uyması gereken trafik kurallarını sordu. Babası Tarık’a yan koltukta oturan ağabeyini işaret ederek: - Ağabeyin söylesin sana, Tarık. O da üç yıldır araba kullanıyor. Kuralları da çok iyi biliyor, dedi. Tarık gidip ağabeyinin yanına oturdu. Tamer gülerek: - Ne o Tarık, ehliyet almaya mı karar verdin, diye takıldı kardeşine. Sonra anlatmaya başladı: hoşken de araba kullanmamalı. Ayrıca trafikte yayalara ve diğer şoförlere saygılı olmalı. Gereksiz yere kornaya basmamalı. Tüm şoförler, bu kurallara uyarsa kazaların ve kavgaların önüne geçilmiş olur. Tamer kardeşinin başını okşadı: - Bilmen gerekenlerin hepsini söyledim sanırım, dedi. Tarık, ağabeyinin söylediklerini dikkatle dinlemişti. Öğretmeni sorduğunda öğrendiklerini rahatça anlatabilirdi. - Araç kullanmak için öncelikle ehliyet sahibi olmak gerekir. Sonra araç kullanırken hız yapmamalı, uykulu ya da sar- Bahriye Hanım, Tamer’in arkadaşlarının kavgaya kalkışmasına çok üzülmüş ama oğlunun davranışından da gurur duymuştu. 6 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 7 uyaran rüya Derleyen: Hamidullah HALICI / Çizen: Hamit YÜKSEK 8 Garibanın biri, çevresinde cimriliği, eli sıkılığı ile tanınan birinden kalabalık bir yerde, çok canım istiyor diye bir kâse yoğurt parası istedi. Cimri adam garibanı tersledi. Yine istedi, cimri yine yanından uzaklaştırdı. Orada bulunanlardan birkaç kişi bu yoksula para vermeye, yardım etmeye kalkıştı, hiç birinden kabul etmedi. Eli sıkı adama gidip bir defa daha istedi. Adam da “Al şunu da defol!” der gibi, önüne birkaç lira atıverdi. Kendisine hemen bir tabak yoğurt ikram edildi. Adam bir tabak yoğurtla doymadı, “Burada yoğurttan başka bir şey yok mu, bari bir-iki dilim de ekmek verseydiniz.” dedi. Kendisine şöyle söylendi: “Sen birkaç gün önce buraya yalnızca yoğurt göndermiştin. Önüne o çıktı. Eğer başka şeyler de gönderseydin onlar da seni karşılar, sana ikram edilirdi.” Bu olaydan kısa bir zaman sonra cimri adam, bir gece rüyasında kendisini cennette gördü. Her yanda, dünyada görmediği güzelliklerden oluşan bir manzara gözlerini kamaştırıyordu. Bu arada acıktığını hissetti. Bu rüyadan sonra adam cimrilikten, pintilikten tümüyle sıyrıldı. Eli açık, yediren, içiren, gerektiği zaman kesenin ağzını kolayca açan biri oldu. Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 9 Hidayet BEYZA Hepimiz Birer Örnek Öğrenci Olabiliriz Toplumun kültürünün ve devamının sağlanmasında önemli rol oynayan görgü kurallarımız vardır. Nereye gidersek gidelim, karşımıza, içinde bulunduğumuz topluma ait görgü kuralları çıkar ve bu kurallara uyulduğu takdirde hayatımız belli bir düzene girer. Okul içerisinde de; davranışlarımızın belli bir düzen içerisinde olmasını sağla- yan birtakım kurallar vardır. Bu kurallara uyduğumuz takdirde hem başarı durumumuz yüksek olacak, hem de davranışlarımız olumlu olacak ve hepimiz birer örnek öğrenci olacağız. Okulda dersimize girsin veya girmesin tüm öğretmenlerimizi gerektiği zaman, gerektiği şekilde selamlamalı, hiçbir öğretmenimize saygıda kusur etmemeliyiz. Sınıfa girerken, koridorda yürürken, merdivenlerden çıkarken, herhangi bir yerde rastladığımızda geri çekilerek öğretmenimize yol vermek, onun önüne geçmemek okul içi görgü kurallarının en önemlisidir. Öğretmenlerimizle konuşurken samimi ve yakın olmamız asla saygısız olmamızı gerektirmez. Teneffüsler öğrencinin rahatladığı ve dinlendiği saatlerdir. Ancak bu, sözlerimizde ve davranışlarımızda aşırı bir rahatlama demek değildir. Okul ve toplum içinde olduğumuzu unutmamalıyız. Teneffüslerde kantinde ve koridorlarda davranışlarımızı kontrol etmeli, uzaktan bağırarak el-kol hareketleri yaparak hoş olmayan davranışlar sergilememeliyiz. Arkadaşlarımızın rencide olup, kalplerinin kırılacağı söz ve davranışlardan kaçınmalıyız. Öğrenci zili çaldığında sınıflarımıza veya dersliklerimize girerek, bir sonraki ders için gerekli hazırlıklarımızı yapmalıyız. Öğretmen zili çaldığında ise hepimiz kendi yerimizde öğretmenimizin gelmesini beklemeliyiz. Önemli bir mazeretimiz olmadığı müddetçe, öğretmenden sonra sınıfa girmemeliyiz. Öğretmenimizin dikkatini dağıtıp, arkadaşlarımızın motivesini bozabiliriz. Bütün dikkatimize rağmen derse geç kaldıysak; derslik veya sınıflara girerken kapıyı çalmalı, bize yakışan şekilde öğretmenimizden özür dilemeli, gösterilmesi gereken saygıyla sınıfımıza girmeliyiz. Örnek bir öğrenci sadece başarılı ve dersleri iyi olan bir öğrenci demek de- 10 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Örnek öğrenci; öncelikle her türlü ortamda saygılı ve kibar bir kişi olmayı bilmelidir. ğildir. Örnek öğrenci; öncelikle her türlü ortamda saygılı ve kibar bir kişi olmayı bilmelidir. Kendi doğru olduğu gibi arkadaşlarını da doğru seçebilmeli ve onu kötü etkileyebilecek arkadaşları hayatından uzak tutabilmelidir. Kendi prensipleri olmalı, doğru olmayan davranışlardan kaçınmalı, aynı zamanda saygı çerçevesinde kendisine veya arkadaşlarına yapılan her türlü haksızlığın karşısında olabilmelidir. Kılık kıyafeti temiz, düzgün ve öğrenciye yakışır olmalı, kişisel eşyalarını ve okula ait eşyaları itina ile kullanmalı, her zaman her yerde düzenli olmalıdır. Şunu unutmayalım; zeki, başarılı, özgüveni yüksek öğrenci demek; şımarık, sınır bilmez, kural tanımaz öğrenci demek değildir. Eğer öğrencinin davranışları okul kurallarına aykırı ise, arkadaşlarını ve öğretmenlerini üzmekte ısrar ediyorsa; o öğrencinin başarısının pek kıymeti yoktur. Örnek öğrenci; başarılı, ahlaken örnek, edepli, terbiyeli, hayatta mücadele edebilen, arkadaşları ile iyi geçinen saygılı, okuldaki sosyal etkinliklere katılan; kalbinde şefkat, merhamet ve sevgi tohumları bulunabilen öğrencidir. İlme, öğrenmeye, öğretmene saygılı, yeni fikirler, güzel bilgiler, yakın dostluk ve üstün başarı dileklerimizle… Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 11 KEDİ CAMGÖZ’ÜN GÜNLÜĞÜ Raziye SAĞLAM Camgöz Güreş Meydanında Sevgili çocuk dostlarım; Darende’ye geleli, her günümüz bir diğerinden güzel ve hareketli geçiyor. Önce, birkaç gün boyunca süren toplu sünnet töreni yapıldı. Sünnet olacak çocuklar, cıvıl cıvıl giydirilerek, sokaklarda gezdirildi. Çocuklar ellerinde âsâlarıyla gezerken, öyle mutlulardı ki, Uzun Kulak ile akşama kadar peşlerinden ayrılmadık. Sıra sünnet olmaya gelindiğinde ise, kaç- 12 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 mak isteyenler olsa da, aldıkları birçok hediyelerle çabuk razı oldular. Bu arada “Bedesten” denilen tarihî çarşıda, kermes açıldı. Hafize Teyze, kermesten elde edilen gelirlerle fakirlere yardım edildiğini, gençlerin okuması için okullar yapıldığını anlattı. Ben o kadarını bilemesem de, kermes çok hoşuma gitti. Özellikle, burada satılan köftelerin tadına doyamadım doğrusu. Bugün de, Zengibar Yağlı Güreşleri var. Pehlivanlar, güreş sahasına girerken “Kispet” denilen ve boyu dizin altında olan deriden pantolon giymişlerdi. Güreşten önce, sahanın kenarında zeytinyağı ile yağlanmaları ise çok ilginçti. Yağı avuçlarının ortasına alıp, sağ omuzdan başlayarak bütün vücutlarına sürdüler. Pehlivanların arasında çocuklar da vardı. Büyük bir pehlivan gibi durup, yağlanırken, Ömer de heveslendi. Hafize Teyzeye dönüp; - Babaanne, n’olur ben de kispet giyip, bu çocuklar gibi güreş tutayım, diye yalvardı. Hafize Teyze; çalıyor. Canım Ömer de, hangi ara öğrendi bilmiyoruz ama bir baktık onlar gibi peşrev çekiyor. O kadar sevimliydi ki, çayırın ortasına doğru gelince, Uzan Kulak ile kendimizi tutamadık ve koşarak çayıra daldık. Ömer bizi görünce sevinçle gülümsedi ama peşrevine de devam etti. Uzun Kulak’a “Bu çocuk doğuştan pehlivan.” dedim gülümseyerek. O da havlayarak uzun kulaklarını salladı. Biz Ömer’in yanına yaklaşamadan yağlı birer el bizi kavrayarak havaya kaldırdı. Ben adamın ellerinde havalanırken “Herhalde hızlarını alamayıp, bizimle de güreşecekler.” diye korktum ama adam hızla çayırı geçerek bizi sahanın dışına çıkardı. O sırada seyircilerin hepsi bizi göstererek konuşup, gülüyorlardı. Bir anda yine meşhur olmuştum. Tabii Uzun Kulak da. - Torun sen bilmezsin ki güreş tutmayı, Bu çocuklar seni bir anda yenerler, dese de Ömer dinlemedi. Çaresiz birlikte gittik O gün çayırda, Ömer hiç kimseyi yeneve Ömer’e de bir kispet bulup, adını pehmedi ama yağlı güreş çok hoşuna gitmişti. livanlar listesine yazdırdık. Ömer sahaya Hafize Teyze de, İstanbul’a dönünce onu çıkıp yağlanırken, oradaki çocuk pehhemen bir güreş okuluna yazdıracağına livanlarla arkadaş olmuştu bile. Herkes söz verdi ve “Ata sporumuzu öğrenmek yağlanınca, cazgırın bağırmasına geldi sıra. Cazgır, yüksek sesle bağırarak peh- istemene çok sevindim.” dedi. livanları halka tanıtıp, onlar hakkında güSevgili Çocuklar, Darende çok güzel şeyler söyleyen ve dualar eden kişiye zel bir yer. Hatta bazılarının dediği gibi, deniyor. Sevgili çocuklar, görüyorsunuz “dünyanın en güzel yeri” olmalı. Burada di mi, ne çok şey biliyorum. Bunların bir süre daha kalacağımız için çok muthepsini Hafize Teyze ile Selimleri dinleluyum. Sizler de henüz görmediyseniz, yerek öğreniyorum. Onlar o kadar çok mutlaka gelmelisiniz. şey biliyorlar ki, yanlarındaki benim gibi kedi olsa bile, birçok şey öğrenebiliyor. Hoşçakalın… Az sonra güreş başladığında, pehlivanlar önce peşrev çektiler. Arkadaşlar, peşrevde bütün pehlivanlar ellerini çırpıp hafifçe zıplıyorlar ve sonra ellerini dizlerine vurup tekrar zıplayarak çayırın ortasına doğru geliyorlar ve seyirciyi selamlıyorlar. Bu arada davul zurna da Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 13 Ali BÜYÜKÇAPAR Sevgili yavrularım! Kur’an-ı Kerim’in kırk altıncı suresi olan Ahkaf Suresi otuz beş ayettir ve Mekke döneminde indirilmiştir. Ahkaf “kum tepeleri” anlamındadır. Bu ad aynı zamanda Yemen bölgesinde bir kent adıdır. Hud Peygamber Ahkaf halkına gönderilmiş, o da insanları Allah’a davet etmiştir. Peygamberler; adalet, ismet, tebliğ, fetanet gibi önemli özellikleri üzerinde taşıyan seçilmiş insanlardır. Hud Peygamber insanları Allah’a davet etti ama insanlar o davete uymadılar, dahası onu yalanladılar. Yalan en büyük iftiradır. Hele Allah’a karşı söylenen yalanlar insanları çok kötü yollara götürür. Allah âlemlerin yaratıcısı ve Rabbidir. Aklı başında olan insanlar bu hikmeti öğrenmek için ne zorluklara katlanmışlar, ne büyük çilelere göğüs germişlerdir. Allah’a ulaşmak sabır ister, salih amel ister. Ahkaf Suresi 14 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 lında duygularımızdır. Korku bu duygulardan biridir ama bunu çok büyütmemek gerekir. İslâm korkuyu yenmenin şartının Allah’ı bilmekten geçtiğini öğretir. Evet, Allah’tan korkan bir insan hiçbir şeyden korkmaz! Huzur dilde kolay ama hayatta zordur. Çevremizde bulunan insanlar hep huzur ortamından bahsederler ama huzur hiç de kolay olarak ele geçmez aslında. Huzur emek ister, ibadetlere devam gibi şartları vardır. Kaygıların hayatımızı bozmasına izin vermeyelim. Çalışıp çabalayalım, mutlu olmayı hak edelim, ondan sonra da huzurlu olmayı bekleyelim. Anne ve babalarımızı üzmeyelim. Allahu Teâlâ bu surede anne baba hakkında bizleri uyarıyor. Sevgili çocuklar, aman ha aman, anne babamızın kıymetini bilelim, onların kalplerinin çok hassas olduğunu aklımızdan çıkartmayalım. Sevgilerim sizinle olsun. Mevcut varlıkları dikkatlice incelemek şart. Bu çalışma size ilmin kapısını açar. Merak duygusu bilginin sırlarını aralar, nice bilinmezleri kolaylaştırıp hayatınızı güzelleştirir. Etrafımıza hep farklı bir anlayışla bakalım. Çok sıradan olan işler birden sırlı hale gelecek, bu da sizde öğrenme zevki oluşturacaktır. Mesela, dünyamız nasıl uzay boşluğunda dönüyor ya da uçaklar uzun mesafeleri nasıl bu kadar hızlı biçimde alabiliyor? Bilgi sahibi olursak iman sahibi de oluruz. İman için önce bilgi gerekir, düşünmek için çok bilgiye ihtiyacımız var. Okullarda öğrendiğimiz bilgilerin kıymetini bilelim ve onları önemseyelim. Büyürken çok şeyden korkarız bunlar normaldir. Hayatımızı yaşanılır kılan as- Sevgili çocuklar, aman ha aman, anne babamızın kıymetini bilelim, onların kalplerinin çok hassas olduğunu aklımızdan çıkartmayalım. Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 15 Yazan: Musa TEKTAŞ Çizen: Çağrı CEBECİ ÇALIŞMANIN ÖNEMİ 16 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 17 Her Zaman Yanımızda Sivil Savunma Hazırlık, eğitim yapamazsan, Eksikleri tamamlayıp. Açığını kapamazsan, Yapılanlar boşa avunmadır. Yangına, erozyona sele, Depreme hele hele. Çok ciddi bir mesele, Sivil savunmadır. Tehlikeyi önceden gören, Her türlü tedbire yer veren. Zorluklara göğüs geren, Sivil savunmadır. Sivil Savunma Öğrenilmeli Sivil Savunma Özel korunma Al tedbirini Koru kendini. Bir felakette Ya da afette Bilgisiz olma Ortada kalma. Devlete güven Her şeyi öğren Gelirse başa Düşme telaşa. Savaş olunca Siren duyunca Koş sığınağa Çıkma sokağa. Kasım KAPLAN Ümit YILMAZ 18 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 19 Şebnem Güler KARACAN Nisa ERCİYES Bunları Biliyor muydunuz Death Valley (Ölüm Vadisi) Güney Kalifornia ‘da yer alan bir çöl vadisidir. Kuzey Amerika’nın deniz seviyesinin altında kalan en alçak noktasıdır. Bölgenin alanı 7800 km büyüklüğündedir. Bu vadi içinde yer alan kayalar hiçbir müdahale olmaksızın kendi başlarına hareket ederek büyük mesafeler kat ediyorlar. Yeraltı sularının bu çöl vadisini kayganlaştırarak kayaları milim şeklinde hareket ettirdikleri ve gözle hareketlerinin görülmediği açıklanmıştır. Tarantulalar Tarantulalar, korkutucu görünümüne rağmen zehirsiz örümceklerdir ve bundan dolayı evde beslenebilirler. Aynı zamanda 2,5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. Kutuplar ve Avusturalya dışında tüm kıtalarda yaşayabilirler. Yaklaşık 800 türü vardır. 20 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Ebe Tura, Bir Iki Üç Kaç kişilik? Kalabalık olması oyuna heyecan katar. Kazandırdıkları Hareketsiz kalabilme kabiliyeti sağlar. “Ebe Tura , bir üç’ oyunu iki nu oynarken önümüze bakmada n koşmayalı m.” Kim oynar? Erkek ya da kız bütün çocuklar oynayabilirler. Nasıl oynanır? Yine ebe seçilmesi gereken oyunlardan biridir. Fakat bu oyunda ebe olmak aslında çok eğlencelidir. Çocuklardan bazıları ebe olmak için yarışırlar bile. Neden mi? Oyunu anlatalım şimdi anlayacaksınız. Çocuklar kendilerine bir yer belirlerler. Bir duvar ya da bir ağaç önü olabilir. Ebe bir duvarın ya da bir ağacın önünde dururken diğer oyuncular onun 10-15 metre arkasında dururlar. Ebe gözlerini kapayarak, “Ebe tura, bir iki üç” diye bağırırken oyuncular koşarak duvara yaklaşmaya çalışırlar. Ebe gözlerini açar açmaz kimse hareket etmemelidir ve oldukları yerde öylece kalakalırlar. Ebe ise oyuncuları güldürerek onları kıpırdatmaya çalışır. Çeşitli komiklikler yapar. Fıkra anlatabilir, aklına gelen her türlü komiklikle oyuncuları güldürebilir. Gülen oyuncu oyundan çıkar. Ebe bir oyuncu çıktıktan sonra tekrar duvara döner ve yine “Ebe tura, bir iki üç “diye bağırır ve arkadaşlarına doğru döner. Burada ebeden tek kurtuluş o arkasını duvara dönmüşken, koşup duvara değebilmektir. Yani duvara değip ebeden kaçan oyunu kazanır ve yeni ebe olur. Anladınız mı şimdi bu oyunda ebe olmanın güzelliğini? Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 21 Mustafa AKGÜN İmam Şamil 1797’de Gimri’de doğan Şamil 1834 yılında Dağıstan ve Çeçenistan savaşçılarına imam seçildi. Kafkasya-Dağıstan’ın göklere yükselen ulu dağları… Yalçın mı yalçın, yüce mi yüce… Çam başta olmak üzere ağaçlarla kaplı bu dağlar… Yemyeşil deniz… Havası son derece temiz. Alınan her nefesle ciğerler sanki bayram ediyor. men çok kıvrak hareketler yapıyor, hasmını şaşırtacak savaş oyunları ortaya koyuyordu. Güreş ve vücut oyunlarını da çok usta bir şekilde yapıyordu Şamil. Hasmını ensesinden tuttuğu gibi yere çaldığı bir oluyordu. Ata binme, at üstünde İki tepe arasındaki bir düzlükte savaş ustalıkları açısından da çok Dağıstanlı gençler talim yapmak- kabiliyetliydi Şamil. tadır. Bilhassa kılıç talimleri göz Dağıstanlı iki büyük, çocukların kamaştırmaktadır. Kılıç savurmalar, talimlerini seyrediyorlardı. İkisinin kılıçla havada kavis çizmeler, karşı- de tavır ve konuşmaları Dağıstan’ın sındakinin elinden kılıç düşürme- ileri gelenlerinden olduklarını gösler seyredenlerin yüreğini ağzına teriyordu. Kendi aralarında konugetirecek kadar göz alıcıydı. şuyorlardı. Çocukların içinde Şamil en fazla “Çocuklarımızın hemen hepsi iledikkat çekendi. Henüz 13-15 ya- ride büyük birer savaşçı olacaklarışındaydı. Yaşına göre iri bir vücudu nı gösteriyorlar. Büyük cengâverler vardı Şamil’in. O iri vücuduna rağ- olacaklar inşallah.” 22 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 “Bize hep tahakküm etmeye çaAradan yıllar geçmiş çocuklar da lışan Rusların haklarından bunlar Şamil de büyümüşler er meydanıgelecek. Dinimiz İslâm’ı ortadan nın birer aslanı olmuşlardı. 1797’de Gimri’de doğan Şamil 1834 yılında kaldırmaya çalışan Rusların.” Dağıstan ve Çeçenistan savaşçı“Savaşçı olmaktan başka çare larına imam seçildi. Çeçenlerden yok. Rus zulmüne ancak bu şekilve Dağıstanlılardan büyük bir müde karşılık verebiliriz.” cahid grubu ortaya çıkardı. Gayrı “Şamil çocuklar arasında kendini bundan sonra İmam Şamil veya daha bir gösteriyor. Daha delikanlı Şeyh Şamil olarak anılacaktır. bile olmadan yetişkin adama yakın Gayesi Kafkasya’da Rusların orboyu var.” tadan kaldırmak istediği İslâmiyet’i “Silah hocası olarak, savaş hocası tekrar ihya etmek ve yaymaktı. olarak ondan çok şey bekliyorum.” Şamil aynı zamanda o zamanın “Sen de çok savaşçı yetiştirdin en sağlam tarikatlarından birine hani.” intisap etmiş ve nefis terbiyesi ile “Herkesin vazifesi ayrı. Benim kalp tasfiyesi yapmıştı. vazifem de cengâver yetiştirmek. Dediğim gibi Şamil’den çok şey bekliyorum. Senin vazifen ise âlim yetiştirmek.” İmam Şamil’in Ruslara karşı yazdığı istiklal mücadelesi destanı 25 yıl sürmüştür. En üstün Rus kumandanlara ve ordularına karşı akla hayale gelmedik zaferler ka“Şamil dinî ilimlerde çok kabilizanmıştı. Ancak sonraları mücayetli. Çocukların çoğundan önde. delesi maddî yönden zorlaşmaya Zaten tarikata girmeyi de istiyor. başladı. Savaşçıları azalmıştı. Onda da başarılı olacağına inanı1859 yılında çaresiz kaldı ve Rusyorum. Eğer tasavvufta da başarılı olursa nice destanlar yazar. Sade- lara teslim oldu. Bir müddet esir ce Allah’a iman, Allah aşkı, Allah hayatı yaşadı. Daha sonra Osmanlı korkusu olan bir gönül ne kadar Devleti’nin aracılığıyla hacca gitti. güçlüdür. Böyle kalplere Allah’ın Şamil vefat ettiğinde cenaze nuru tecelli eder. Bir insanın bilek namazını büyük bir kalabalık cegücü, kol gücü gönül gücünden maat kıldı. Sonra da Medine’deki geliyorsa işte asıl güç odur. Gücü- Cennetü’l Bâki mezarlığına defnü gönülden almayan bir bilek sa- nedildi. Vefatında milâdî tarihler 1871’i gösteriyordu. dece kuru kavga yapıyordur.” Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 23 Erdal KARASU Matbaa Yaz geldi, okullar tatile girdi. Babamdan, çalıştığı fabrikadan okullar açılana kadar bana da bir iş ayarlamasını çok istemiştim. Akşam iş dönüşü eve geldi, karneme baktı. Bir üst sınıfa geçtiğimi söyleyince sevindi. “Ben de seni sevindireyim.” dedi. “Personel müdürüne rica ettim, beni kırmadı; okullar açılana kadar fabrikada geçici olarak çalışacaksın. Ayın birinde iş başı yapacaksın. Artık birlikte gider geliriz…” Haberi duyunca nasıl sevindim. Aybaşına şunun şurasında bir hafta vardı. Babamın çalıştığı fabrika beyaz eşya üretiyordu. Fabrikada bir departmanda çalışacaktım. Ayın birinde doğru personel müdürünün yanına gittim. Bana, “Matbaada çalışacaksın.” dedi. “Şükrü Usta sana her şeyi öğretecek.” Fabrika beyaz eşya ürettiğinden yurt çapında 650 bayisi vardı. Bayi- lere gönderilmek üzere olan genelgeler, tamimler, memorandumlar ve fiyat artışları matbaada basılıyordu. Zarfa basılan adresler de, buradaki bir tezgâhtan çıkıyordu. Matbaa pazarlama departmanına bağlı bir birimdi. Matbaa; hem pazarlamanın hem de fabrikanın basılacak işlerini yapıyordu. Şükrü Usta ile tanıştık. Matbaa odasında fotokopi makinesi, teksir makinesi, adres basma makinesi ve baskı makinesi vardı. Şükrü Usta bana yapacağım işleri anlattı. Kendisi işe yetişemiyordu. Şükrü Usta baskı makinesinde fabrikanın çeşitli form ve faturalarını basarken ben de fotokopi makinesinde ve teksir makinesinde olacak işleri basıyordum. Şükrü Usta adres basma makinesini de öğretti. Bölge bölge bayilerin adreslerini zarfa basıyordum. Sonra da teksir makinesinde taksitli ve peşin seçenekli fiyat artışını 650 veya 700 adet basıyordum. Bastıktan sonra kâğıtları katlayıp zarfın içine koyuyordum. Daha sonra pul basma makinesinde ucuz tarifeye ayarlayıp zarflara pul basıyordum. Son iş olarak, basılıp, işi bitmiş büyük kutudaki zarf yığınını dışarı çıkan görevli bir arkadaş postaneye veriyordu. Fotokopi makinesinde de sürekli işim çıkıyordu. geçiyordu. İlk aylığımı aldığımda nasıl sevindim. İşimin bittiği zamanlarda Şükrü Usta’nın baskı makinesini nasıl çalıştırdığını, formları nasıl bastığını izliyordum. Bir gün Şükrü Usta’nın çocuğu hastalandığından iş yerinden izin aldı. Öğleden sonra da fabrikada bir form bitmişti. Acil gerekiyordu. Personel şefi, “Sen basabilir misin?” dedi. “Basarım.” dedim ve baskı makinesinde tükenen formu bastım. Ertesi gün Şükrü Usta gelip durumu öğrendiğinde, “Artık sen bir matbaacısın; işi öğrendin.” dedi. Aylar geçiyordu. Okul vaktine çok az zaman kalmıştı. Aylığımı alıp, arkadaşlarla el sıkışıp fabrikadan ayrılmadan önce personel müdürünün yanına gittim. Personel müdürü “Ertesi yıl yine okullar kapanınca çalışmaya gel.” dedi. Elini sıkıp, teşekkür ettim. Bir hafta sonra okullar açılacaktı. İki hafta sonra işlere iyice alıştım, artık yabancılık çekmiyordum. Şükrü Usta benden memnundu. Günler 24 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 25 İsmail ÇOLAK Darende’nin Genç Osman’ı ve Şehitlik Duası ÇANAKKALE’DE KAHRAMAN ÇOCUKLAR Darende’nin Çanakkale Savaşı’nda şehit düşen kahramanlarından biri de Ramazan oğlu Osman idi. 1890’lı yılların sonlarına doğru Malatya’nın bu güzel ve mübarek ilçesinde dünyaya gözlerini açmıştı. O zamanlar ‘İptidai Mektep’ olarak isimlendirilen ilkokulu bu şirin ilçede okumuştu. Medrese eğitimini ise yine aynı ilçedeki Somuncu Baba Külliyesi’nde tamamlayarak manevî, ilmî ve ahlakî bakımlardan kendini mükemmel bir şekilde yetiştirmişti. Aynı zamanda Kur’an hafızı da olmuştu. Darende’nin ‘Genç Osman’larından birisi olarak etrafında sayılan ve sevilen, parmakla gösterilen parlak gençlerinden biri haline gelmişti. Çizim: Hamit YÜKSEK Bütün Anadolu’nun, hatta Osmanlı memleketinin önemli manevî kandillerinden olan büyük İslâm âlimi Somuncu Baba Hazretlerinin Darende’deki türbesi hem Darende’den hem de dışarıdan gelen ziyaretçi akınlarıyla her zaman dolup taşıyordu. Burası özellikle savaşa giden askerlerin, birliklerine teslim olmadan önce mutlaka ziyaret ettiği manevî bir mekândı. Bu Allah dostu mübarek zatı vesile kılarak dua ve niyazda bulunmak Darende’de güzel bir adet olmuştu. Darende’den Çanakkale cephesine giden birçok Mehmetçik gibi Os26 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 man da, akranı olan çocuk denebilecek yaştaki birçok genç Mehmetçikle beraber Somuncu Baba’nın türbesini ziyaret etmeyi ihmal etmemişti. İçinden geçen samimi dilek ve isteklerini Allah’a sunmuştu. Duasında Allah’tan şehitlik isteğinde bulunmuş ve gözyaşları içinde şu duayı yapmıştı: “Ey benim güzel Allah’ım! Bana bu mübarek topraklarda doğmayı, Somuncu Baba Hazretlerinin manevî talebelerinden olmayı ve Kur’an hafızlığını nasip ettiğin gibi katılacağım savaşta dinim, vatanım ve tüm mukaddes değerlerim uğrunda şehit olmayı da nasip et! Senin huzuruna şehitlik rütbesiyle gelmeyi, senin hoşnutluğunu kazanmış seçkin kulların arasına girmeyi de bana göster!” Darende’nin Genç Osman’ı, Çanakkale cephesinin birçok yerinde görev yapmış, çetin ve kanlı çatışmalara katılmıştı. Kahramanlık, yiğitlik, cesaret ve imanı ile cephenin savaşçı gençlerinden biri de Osman olmuştu. Girdiği bir çarpışma sırasında ağır yaralanarak Çanakkale’nin o kutlu şehitler kafilesine Ramazan oğlu Osman da katılmıştı. Allah, onun Somuncu Baba türbesinde yaptığı içten ve samimi duasını kabul etmiş, katındaki en yüksek rütbeyle kendisini ödüllendirmişti. Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 27 Ülkü DUYSAK Sabah Manzaraları Uyku mahmurluğu içerisinde, Yirmi dakikalık yolun on dakikaokuluna gitmek üzere yola koyul- sını geride bırakmıştı ki, karşıdan du Yasemin Öğretmen. Hiç keyfi gelen bir başkası, ağzındaki balgam yoktu nedense. Üstelik her adım dolu tükürüğünü bütün haşmetiyle başı kaldırımlarda görmek zorun- postaladı yere. Bir onunki eksik kalda kaldığı tükürük ve balgamların mıştı, tamamladı. tiksindiriciliği, midesini ağzına geYol boyunca bu manzaraları görtiriyordu her sabah. Bu işi yapanlar mek zorunda kalan Yasemin Öğretyaptıklarının yanlış olduğunun far- men, okuluna varmak için tırmankında değiller miydi acaba? Biraz ması gereken yokuşa yönelirken “pat” diye bir sesle irkildi. daha hızlandırdı adımlarını. Biz doğayı korudukça, doğa da bizi korur O da ne? Omzuna teğet geçen içi nine yanaşan Seher, duyduklarına dolu bir çöp poşeti... Pes doğrusu… bir anlam verememişti. Öğretmen, Hele bu hareketin hiç yapılmaması Seher’in elinden tuttu ve ona: gerekirdi. Başını kaldırdı. Bir apart“Her ne kadar yaşamın belirtileri manın bilmem kaçıncı katından bir de olsa, insanlar daha olumlu şeyler teyze bakmıyor muydu? yaparak yaşadıklarını hissettirebilir“Eh!” dedi içinden “Alacağınız ol- ler, değil mi Seher?” diye sordu. sun. Çevreyi bu hale getirdiniz ya!” Sağlıklı yaşam, sağlıklı çevre ile olur. Yutkundu, içerledi. Kime ne anlatacaktı? “Bunlar da yaşamın belirtileri” diye düşünerek teselli etti kendini. “Keşke” dedi. “Şu tüten bacanın sıcaklığı gibi insanın içini ısıtan belirtilerle karşılaşsaydım.” Yanından geçen minik bir öğrencinin hayretle yüzüne baktığını fark ettiğinde sesli düşündüğünü anladı. Dikkatlice bakınca onun kendi öğrencisi Seher olduğunu gördü. Şaşkınlık dolu bakışlarla öğretme- 28 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 ! Seher, “Ne dediğinizi anlayamadım öğretmenim.” dedi ve biraz daha sokuldu öğretmenine. Birlikte okulun kapısından içeri girdiler. O gün hep bu konuyu işledi derslerinde; matematik, fen, sosyal yerine… Bu konu da derslerin tamamını içine almıyor muydu sanki? Gülen yüzlere, ışıl ışıl bakan gözlere bir şeyler anlatabildiğini fark ettiği an, kendi de mutlu oldu. Okulun bütün panolarını çevreyle ilgili yazı, resim ve şiirlerle donattılar o gün… Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 29 Yusuf HALICI UYKUM GELMİYOR Biraz sonra yatağımdan anneme seslendim: Çanakkale İçinde “Anne! Uyuyamıyorum.” Dakikalar geçiyor ve bu kez babama sesleniyorum: İngiliz garson, Türk müşteriye: - Çanakkale’de çok askerimizi öldürdüğünüz için biz İngilizler sizleri pek sevmeyiz deyince, Türk müşteriden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış: “Baba! Top oynamayı unuttuk.” Zaman geçiyor ve tekrar sesleniyorum: “Anne! Su içmek istiyorum.” Çocukların duyguları çok hassastır. Anlaşılmak isterler. Kırılırlar fakat gönüllerini alırsanız çabucak unuturlar. Özlerler, bir öpücükle mutlu olurlar. Kıskanırlar, bir şeyler paylaşılınca oyuna geri dönerler. Korkarlar, kaygılarını ortadan kaldırınca rahatlarlar. Merak eder ve araştırırlar, bilgi verilince öğrenmiş olurlar. Onların penceresinden olaylara bakmak gerekir kimi zaman. İşte elinizdeki kitap çocuğun gözüyle olaya bakmaktadır. Bir çocuğun “geceleri bazen neden uyuyamadığı”nı en saf bir şekilde ortaya koyduğu bir hikâyeyi konu edinmektedir. Bakalım çocuklar neden uyuyamıyormuş? Yazar: Abir BALLAN Kategori: Duygulu Çocuklar Dizisi Basım Yılı: 2013 Cilt: Amerikan Ebat: 20 x 26 cm Kâğıt: 200 gr. Mat Kuşe NAR YAYINLARI Tel: 0212 512 37 69 Faks: 0212 512 31 42 naryayinlari.com - Orada ne işiniz vardı? Fatih Niye Üstün? Zehra Betül Hatice Nur ÖREN Yüzük Sultan III. Ahmed Han kendisine hediye edilen çok kıymetli zümrüt yüzüğü, bir gün, divan toplantısında vezirlere göstererek: - Acaba bundan daha kıymetlisi var mıdır, diye sordu. Orada bulunanlar: - Hayır Efendim, sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir şey olamaz, cevabını verdikleri halde yalnız Nevşehirli İbrahim Paşa itiraz etti: - Bundan daha kıymetli şey vardır padişahım, dedi. Padişah beklemediği cevap karşısında sordu: Napolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada kendisine ‘Fatih mi yoksa siz mi büyüksünüz?’ sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti: - Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zaptettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. O ise; fethettiği yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır. Ders Alabilmek Lokman Hekim’e: - Bilgeliğini kimlerden aldın, diye sorduklarında: - Körlerden, cevabını vermiş. Çünkü onlar, yoklamadan adım atmazlar. - Nedir? - O yüzüğün takıldığı parmak Efendim, diye cevap verdi. 30 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 31 Çengel Bulmaca Çengel Bulmaca Hoş kokulu bir baharat 8 (Tersi) En büyük ama uçamayan kuş Küre’nin ünlüleri Bir bahar ayı Suudi Arabistan’ın para birimi Suyun katı hali 3 Ateşi tutmak için kullanılan alet Katıksız, yalın 2 Kumaş Üzerikesne tel mede ve ip kullanı- sarılan lan alet silindir Gövdenin kalça ile diz arasındaki bölümü 10 Koyu sıvı durumunda susamın öğütülmüş hali Kamıştan örülen yayvan sepet Avda kullanılan köpek 4 Takımın ateşli taraftarı Üzerinde çalışma yapılan mobilya İzmir’in bir ilçesi Yazı yazma aracı Sahib, malik, terbiye eden, mürebbi manasında esmaül hüsna Ördek sesi 11 5 (Tersi) Ebrehe’nin ordusunu perişan eden kuşlar İsa Peygamberin sahabeleri (Tersi) Hud Peygamberin kavmi 1 Yumurtanın tam pişmemiş hali 9 7 Bir deniz ürünü Bir nota Fırat üzerine GAP kapsamında kurulan Türkiye’nin en büyük barajı Bir Amerika ülkesi 6 Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulunduğu karelerdeki harfleri aşağıdaki kutucuklara yazarak şifreyi bulun 3 2 1 4 2 2 5 6 5 6 4 Çengel Bulmaca Adana’nın ilçesi 2 2 5 7 2 4 8 9 10 8 4 7 8 11 32 A Y A T A S A S Bir olaydan sonra meydana gelen zarar Su taşıyan kimse Hidroelektrik Santrali’nin kısa adı A 9 R 16 Tren yolu Radyum’un simgesi 3,14 sayısı A Y Sadece kendisine ve bire bölünebilen sayılar T 3 Hayvansal bir gıda N M 10 Ö A K H A S İyi olmayan (Tersi) Sonradan olan 6 Z S A R I L Ü F E R T A T A Gösteriş Tataristan’ın ilk iki hecesi 7 Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulunduğu karelerdeki harfleri aşağıdaki kutucuklara yazarak şifreyi bulun 1 2 1 3 1 4 14 15 16 15 1 5 1 5 1 3 8 7 3 6 6 Ü T El becerisi, ustalık D 17 12 A Bir balık çeşidi R 45 plaka nolu ilimiz (Tersi) İki direk arasına kuran ağ yatak Hacta Merve Tepe’sinin karşısında bulunan tepe (Tersi) Ankara’nın bir ilçesi Bir müzik aleti S Bir soru edatı Milattan Önce’nin kısa yazılışı 14 A K Temiz İ 9 10 11 12 3 12 4 12 Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014 A Nezir Yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim, düşünce safhası P 1 Balık avında kullanılır M 11 A N Ğ A M E H Yeryüzünden bir kısmının, küçültülerek çizilmesi A K 8 4 N İ R M E Yemek listesi Savaştan sonra elde edilen mal A A 18 Trenden yolcuların inip bindiği yer G 13 H 15 5 İ Erkek Yaradan, adla- yoktan rının var eden önüne manakonan sında saygı Esma-i sözü hüsna B GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ ŞİFRE: İYİLİĞİ GİZLEMEK, KÖTÜLÜĞÜ GİZLEMEKTEN DAHA ÜSTÜNDÜR R 7 8 7 7 12 17 11 12 13 14 12 18 9 9 11 7 13 Somuncu Baba Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde vesikalık fotoğraflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız cocuk@somuncubaba.net adresimize gönderiniz. (Bir Ayet) “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” Beyza Nur AKDEMİR Dilaynur KÖROĞLU Hasan YILAN Hulusi Eymen İPEK Hüseyin Talha YILAN Yusuf BULUT Samet Furkan BULUT Yusuf KAYNAK Şeyma Beril ÇİMEN Elif Mirsu ALTAŞ Zeynep Sümeyra DOĞAN Yusuf SOYBİR (31/Lokman, 18) (Bir Hadis) “Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.” (Müslim, Salât, 222) “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği” İşlerimize, konuştuğumuz insanlara, içinde yaşadığımız yerlere iyi dikkat etmemiz, Yıl: 8 Sayı:86 Ahlâkınızı bozmamak için dost edineceğiniz kimseleri iyi araştırmamız, ahlâkından emin olmadığınız kimselerle düşüp kalkmamamız, Kötü yerlerde bulunmamamız, Güzel ahlâklı, temiz kalpli insanlarla oturup kalkmamız Ahlâkı temiz ve yüksek insanlarla düşüp kalkanların, onların güzel huylarından mutlaka aldıklarını bilmemiz, Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - ŞUBAT 2014 Öyle adamlarla görüştükçe ilmimizin, iyilik ve güzelliğimizin, sevgi ve arzularımızın artacağını bilmemiz, Ayrıca bilmediklerimizi öğreneceğimizi, hiç olmazsa kötülükten uzak kalıp kendi iyi huylarımızı koruyacağımızı bilmemiz gerekir. Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Eki’dir. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.)
© Copyright 2024 Paperzz