iyi ki { kadriye }

Gunler gecip gidiyor,
diyenler herhalde belli bir donemi
tamamlamis olanlar, bazilarimiz gibi...
Gecen gunlere baktiginiz zaman
iciniz ciz ediyor, gidebildiginiz cografyadaki birbirinden
guzel cocuklari dusunuyorsunuz, daha fazla gidemediginize uzuluyor;
ama gittiklerinize de "iyi ki gitmisiz..." diyorsunuz...
Sevgili Kadriye de "iyi ki..." demis...
O kadar buyuk bir emek koyuluyor ki ilkyar projelerinde;
yaz kampi da yogun bir projelerimizden biriydi...
Simdiden ozlemeye basladik guzel cocuklarimizi...
Yeni bir yogun projeye yelken acmaya calisiyor,
Eylul projemize hazirlaniyoruz...
Bildiginiz gibi Eylul de gidebildigimiz en uzaklara gidebilmek...
istiyoruz ki cocuklari kucaklamaya
Hakkari Semdinli den baslayalim, Kayseri Pinarbasi nda bitirelim...
(Hakkari Van Bitlis Mus Bingol Elazig Malatya Sivas Kayseri)
Ramazan Bayramini "ozel gunler" projesi cercevesinde
"Soma"da biricik babalarini yitiren cocuklarin gittigi okular icin
birseyler yapmayi planliyoruz...
Her iki projeyi de ancak ve ancak sizlerin desteklerinizle
gerceklestirebiliriz...
Ilgi ve desteklerinize cok tesekkur ediyor,
selam sevgi ve saygilarimizi sunuyoruz...
ILKYAR
cocuklarimiza 1 guzellik eklemek icin
ODTU Is Bankasi (4229) 70 69 68.
IBAN:TR26 0006 4000 0014 2290 7069 68
-Cocuklarimiz, ilk goz agrilarimiz, ilk yarimiz;
hele ki uzaklardaki, YIBO’lardaki cocuklarimiz, kardeslerimiz…
site: http://www.ilkyar.org.tr e-posta: ilkyar.yonetim@gmail.com
Vural Beyimiz> http://vuralaltin.blogspot.com/
Kas Gucuyle Devri Alem Erden> http://www.KaslaGit.com
İ Y İ K İ Bir özlem var ki içimde uzaklara doğru… Ardahan’dan Bursa’ya, Sinop’dan Antalya’ya, Vanʹdan Balıkesirʹe uzanan bir özlem. Zaman hiç geçmedi bugün. Her şey durdu sanki. Öylesine hüzünlü, öylesine garip. Bugün ayrılığın ilk günü. Yaz kampı bitmişti artık. Ebu Talip gelip çantam eksik demıyordu, Onur gelip gözlerimi kapatmıyordu, Furkan köy hikayelerini anlatmıyor, Yiğitcan benimle uğraşmıyor, Ünzile saçlarımı örmüyor, Ramazan Tugayʹla bir olup isimliğimi almaya çalışmıyordu. Işılay, Fatma, Cansu… hepsi bir yerdeydi artık. Bir hafta öylesine dolu öylesine güzel geçmişken şimdi onların olmaması boşluğa düşmek değil miydi? Matematik kantininde gözlerimin Cahit Arf a takılıp kalması, yurdun önünden geçerken onların sesi geliyormus gibi hissetmek, ve rüyalarında devam ettirmek kampı. Daha şimdiden bu kadar özlemek onları. ODTÜ’nün her karesini onlarla sevmek. Eymir’i onlarla anlamlandırmak. İlk günden mi başlamalı anlatmaya. Ellerinde çantalarla odalarını öğrenmeyı bekleyen, gözleri heyecanla, merakla dolu o güzel yüzler. . Kimilerini projelerden hatırlıyorum, kimileriyle yeni tanışıyoruz, ama hepsinde aynı ifade... Selam verdiğimde o utangaçlık, o masumluk, gözlerinin içindeki gülücükler, ve saatlerce yolculugun o minik bedenlere yüklediği yorgunluk... Ve başlıyoruz kampa.. İlk günler çocuklarla pek vakit geçiremiyorum, sadece müzelerde, yemeklerde... Oturuyorum bir masaya 3 farklı ilden 3 farklı insan. Aynı gruptalar, tanışmışlar ve birlikte yemek yiyorlar, daha ilk gün oysa, ama onlar gidip arkadaşlarını bulmak yerıne birbirleriyle sohbet ediyorlar. Açmışlar o güzel yüreklerini hemencecik birbirlerine ve bize… Günler o kadar hızlı geçmiş ki rüya mıydı her şey diyorum kendi kendime.. Hiç bitmeseydi keşke.. Günler geçiyor, o utangaç yüzler yok artık  geliyorlar, soru soruyorlar, şaka yapıyorlar.. Belki karşımda 139 çocuk vardı, ama sanki hepsi arkadaşımdı.. Bir çocuktan öteydi hepsi.. o kadar olgunlardı ki, konuşmaları soruları, sohbetleri, her şeyleriyle.. Büyümüş de küçülmüşlerdi.. Öyle alışıyoruz gidecekleri ki günü konuşmak ağır geliyor hepimize... Bir sabah kahvaltıda, dolaşıyorum masaların arasında. Sonra Emine tutuyor beni ve diyor ki: ʺAbla sana çok önemli bir mantık sorusu soracağım, bakalım bilecek misin?ʺ ʺHadi bakalım sorʺ diyorum. Ve diyor ki bana ʺbiz size bu kadar alışmışken nasıl ayrılacağız şimdi birbirimizden, bu nasıl bir mantık?ʺ Şaşırıyorum, takılıyorum, ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yok, sahi ya nasıl ayrılacağız… Şimdi bakıyorum.. Ayrılmışız bir şekilde.. Ama nasıl? Son gün hepsinde ayrı bir hüzün.. Sabah 5 te kalkıyor ilk grup... Yılmaz sımsıkı sarılıyor, hiç bırakmak istemiyor, ben de istemiyorum, öpüyor yanaklarımdan, öyle masum ki yüzü, öyle güzel bakıyor ki... Sonra Onur geliyor, yine kapatıyor gözlerimi.. Keşke hiç açmasan, keşke hep devam etsen o bitmeyen sorularına.. Özlüyorum… Cansunun yanımdan ayrılmayışını, Fatmanın omzumda uyuyuşunu, Senemin o güzel sesini, Mehmetin türkülerini, Zaferin sessizliğini, Nagihanın tekerlemelerini.. Özlüyorum hepsini.. 2 yıla yakın oldu İLKYARʹla tanışalı. İlk defa yazabiliyorum.. kolay iş değildi yazmak.. Kolay değildi onları bir kalemde anlatabilmek.. Birikmişti artık yazmalıydım.. Anlatmalıydım o meraklı gözleri, minicik elleri.. Öyle bir şey ki İLKYAR, bir kere girdi mi hayatınıza hiç bitmeyen, hiç gitmeyen… Belki sadece bir projeye gitmiştiniz, ama biliyorum hala aklınızda o ilk projenin heyecanı, hala aklınızda ellerinizden tutan, size sımsıkı sarılan o ilk çocuk… Çok şey öğretiyorlar bize çok şey.. Sevgiyi öğretiyorlar, her şeye rağmen sevmeyi, karşılıksız sevmeyi.. Hiç tanımadan tanışmadan sevebilmeyi… Eylül.. Salihiye Kız YBOdan Zeyno... Sorsanız bana Zeynoʹyu, anlat deseniz, anlatamam... Söyleyemem saçları hangi renk, gözleri ne renk... Söyleyemem.. Çünkü hiç tanışmadık onunla... Arkadaşlarından duyuyor ve bana mektup yazmaya başlıyor.. Önce heveslenip yazdıgını düşünüyorum ama sonra bir bakıyorum her mektup gelişinde Zeyno da yazmış.. Evet onu anlatamam ama sevgiyle dolu kocaman bir kalbi olduğunu söyleyebilirim.. seni sevmek için tanımaya gerek yok diyor, biz hala önyargılarımzla mücadele ederken... Dostluğu öğretiyorlar.. ʺAblaʺ diyor ʺbiz yatakhanelerde çok güzel dostluklar kuruyoruz.. güveniyoruz birbirimize...ʺ Cansuʹyla Sibelʹin kamptaki halleri geliyor gözümün önüne.. Hiç ayrılmıyorlar, gözleri hep birbirlerinin üzerinde…Öylesine saf öylesine güzel… Kocaman İYİKİ lerle dolu bir dünyam var artık.. Kocaman sevgilerle, özlemlerle dolu. Her karesinde onlardan bir parça olan bir dünyam var.. Daha çok şey öğretecekler bize... Bu dünya onlarla güzelleşecek.. Şimdi hala vaktiniz varken tutun bir çocuğun ellerinden ve koşun umuda doğru.. Eminim çok şey değişecek hayatınızda ve değiştirmelisiniz bir çocuğun hayatını.. Tutun ellerinden … Sarılın sımsıkı sarılın... Bırakmayın... Koşun umuda doğru... Sevgiye doğru… Bu dünya onlarla güzelleşecek... Kadriye Yılmaz Psikoloji 2 güzel çocuklarımızın ilk yarlarımızın geleceğine güzellikler katmak için belki bir kitap için, belki bir çanta dolu hediye, belki anısını yaşatmak istedi!iniz büyüğünüz için bir kitaplık, belki de daha fazlası için http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/130528_nasil_destek_olabilirsiniz.pdf : İş bankası ODTÜ şubesi (4229) 706968 TL TR26 0006 4000 0014 2290 7069 68; Euro Hesabı: TR920006400000242293507426 Dolar Hesabı: TR910006400000242293576217 Lütfen bağışınızın açıklama kısmına isminizi mutlaka lütfen belirtin… www.ilkyar.org.tr
ilkyar.yonetim@gmail.com