Türk Dillerinin Şahıs Zamirlerinde Düzensizlikler

İçindekiler / Contents
Önsöz
vii
Éva Ágnes Csató: Research 1985 –
1
Aynur Abish
Balanïŋ dünyege kelüwine baylanïstï salttar
‘Customs concerning the birth of a child’
9
Sema Aslan Demir
Türkmencede eken
21
Ahmet Aydemir
Türkçede zarf-fiillerin bağlayıcılık işlevleri hakkında
31
Eyüp Bacanlı
Türk Dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
43
Ad Backus
Living on the edge: Could Dutch Turkish become a peripheral Turkic language too?
63
Uwe Bläsing
Vol de nuit: Ein sprachlich-kulinarisches Erlebnis über den Wolken
79
Bernt Brendemoen
Some remarks on the infinitive in -mA in 17th century Ottoman Turkish
103
Christiane Bulut
Relics of subordinative structures in Iran-Turkic
115
Joakim Enwall
The paradox of ethnic elites: planning and maintenance of minority
languages in the People’s Republic of China
127
Mevlüt Erdem
Türkçede çekim ve türetim morfolojisi ve sözlüklere yansıması
141
Margarete I. Ersen-Rasch
Noch einmal zur 3. Person Plural im Türkischen
151
Karina Firkavičiūtė
Endangered Karaim in fight for life
175
Peter B. Golden
Qıpčaq
183
Mevlüt Gültekin
Türkler ağaçkakana ne derler?
203
Tooru Hayasi
Temporal characteristics of the Turkish demonstrative şu
209
Annette Herkenrath
The acquisition of -DIK and its communicative range
in monolingual versus bilingual constellations
219
Henryk Jankowski
Bikenesh Bakkal’s proverbs and some features of the sound system
of Crimean Karaim
237
vi
İçindekiler / Contents
Lars Johanson
The decline of the Ottoman optative
253
Beste Kamali
Scope of negation and phonological phrasing in Turkish
261
László Károly
Türkçe yazılmış İslam tıp eserlerindeki şifalı dualar
279
Halina Kobeckaitė
Vilnius’ta Doğubilim: Geçmişe bakış ve günümüzdeki durum
291
Raihan Muhamedowa
Konuşulan Kazakçanın özellikleri
297
Irina Nevskaya
Converbs as secondary resultative predicates in Turkic languages
305
Zsuzsanna Olach
A comparative study of two evening prayers written in Karaim
313
Jochen Rehbein
Finitheit – Deutsch, Japanisch und Türkisch im Vergleich
327
Julian Rentzsch
Zur Rolle der Analogie in der Grammatikalisierung
türkischer Modalauxiliare
357
Martine Robbeets
A velar fricative in proto-Transeurasian
375
Gerjan van Schaaik
Complications in Turkish complementation: for Éva
401
Donald L. Stilo
Areal factors and postverbal Patients in spoken Azerbaijani:
a corpus-based study
417
Vügar Sultanzade
Etymo-metaphorical symbols in Mihr and Mushtari
431
Fikret Turan
Adventures of a mediaeval language book into modern times: Persistence of
Ṣıḥāḥu’l-ʿAjam in Ottoman language learning and its textual problems
441
Mustafa Uğurlu
Lehçeler arası “dil katışımı”
Seydî ‘Ali Reis’in Mir’atü’l-memâlik’i üzerine
449
Abdurishid Yakup
Two different mu in Modern Uyghur
461
Emine Yılmaz
Ferec ba‘d eş-şidde, Behcetü’l hadâyık ve Kısas-ı enbiya
temelinde Eski Anadolu Türkçesinin sözvarlığına katkılar I
469
Ünal Zal
Uppsala Üniversitesinde bulunan Türkçe eserler
479
Éva Ágnes Csató: List of publications 1985 –
487
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
Eyüp Bacanlı
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
E-posta: ebacanli@etu.edu.tr
1. Giriş
Bu makalede tarihî ve çağdaş Türk dillerinin şahıs zamirlerinin çekiminde görülen
süplesyon1, apofoni, gövde genişlemesi, sinkretizm, özerk ekler, biçim bolluğu gibi
düzensizlikler ele alınacaktır. İrdelenecek düzensizlikler tamamen zamirlerin yapısal
özellikleriyle ilgili olup zamirlerin işlevsel özellikleri için Demirci’ye (2010)
bakılabilir. Bütün dillerde zamirler, dilin sık kullanılan ve genelleşmiş unsurları
olarak çeşitli düzensizliklerin de sıkça görüldüğü dil unsurlarıdır (krş. Karaağaç
2012: 431). Türk dillerindeki zamirlerde gövde değişimini yansıtan süplesyon,
apofoni ve genişleme gibi aşırı düzensizliklerin yanı sıra özerk ekler, sinkretizm,
zamir n’si faktörü ve biçim bolluğu gibi kısmi düzeyde kalan düzensizlikler de
görülür.
Düzensizlikler ‘gövde ve eklerin morfo-sentaks düzeyinde şeffaflığı’ ilkesiyle
idealize edilen eklemeli bir dilden beklenmeyen sapmalardır. Türk dilleri kuralcı ve
eklemeli yapılarına rağmen art zamanlı bir takım ses ve anlam olayları sonucunda
beliren pek çok düzensizliğe sahiptir. Hiç kuşkusuz, bunların envanterinin çıkarılması gramerlerin, sözlüklerin ve ders kitaplarının daha dikkatli ve doğru yazılmasına
katkı sağlayacaktır.
Bu çalışmada şahıs zamirleriyle ilgili düzensizlikler her bir Türk dilinin kendi eş
zamanlı morfonolojik işleyişi ve kuralları dikkate alınarak incelenecektir. Bir Türk
dilinde eş zamanlı olarak açıklanabilen ve gayet düzenli olan bir çekim olayı, bir
diğer Türk dilinde düzensiz bir niteliğe sahip olabilir.
Burada adı geçen düzensizlik türlerinin tanımları, teorik ve pratik yönleri hakkında literatürde tartışmalar görülür. Makalede, genellikle teorisini Corbett’in (2007;
2011) geliştirdiği kanonik (canonic) yaklaşım benimsenecek ve Corbett’in önerdiği
terminoloji ön planda olacaktır. Ancak bazı düzensizliklere ad olarak Mel’çuk’un
(1994: 354; 2006: 407, 416) önerdiği ve teorik olarak açıkladığı apofoni terimi de
kullanılacaktır. İlgili kısımlarda terimler açıklanacak, benzeşen ve ayrışan yönleri
üzerinde durulacaktır. Öte yandan düzensizliklerin tanımı, teorik çerçevesi ve onlara
ad olan terimler üzerinde dünya dilcilerinin bütünüyle uzlaştığı söylenemez. Burada
1
Bacanlı 2012a’da bu terimi İngilizce aslına daha uygun olarak ‘supplesyon (< İng.
suppletion)’ şeklinde yazmıştım. Burada meslektaşlarımın önerisini dikkate alarak
Türkçenin telaffuzuna ve yazımına daha fazla uyan ‘süplesyon’ imlası tercih edilmiştir.
44
Eyüp Bacanlı
farklı terimlerin şemsiyesi altında ele alınan örneklerin farklı bakış açılarıyla
birleştirilmeleri veya daha da ayrıştırılmaları mümkündür.
Teorik çerçevesini Corbett’in (2007; 2011) çizdiği ‘morfolojide kanonik yaklaşım’a göre bir paradigmada bütün potansiyel çekim hücrelerinin mevcut olduğu varsayılır. “Örneğin, bir dilin isim sisteminde dört hal ve üç sayı (değeri) varsa bir ismin
çekim paradigmasında on iki hücre bulunacaktır” (Corbett 2007: 9; 2011: 109).
Hücre ve leksem şeklinde iki temel düzeyi olan kanonik yaklaşıma göre kelime gövdesi çekim sırasında her halükarda aynı kalmalı, çekim malzemesi (ek, klitik, vb.) her
bir hücrede mutlaka farklı olmalı, leksemler değişse bile hücrelerin genel yapısı ve
çekim malzemesi aynı kalmalı, her bir hücrenin çıktısı ise farklı olmalıdır. Bu ilkeleri
çiğneyen bütün çekim unsurları kanonik (bilinen kurallara uygun) olma vasfını kaybedecektir (Corbett 2007: 10; 2011: 110). Görüldüğü gibi bu yaklaşım temelde eklemeli bir dili idealize etmektedir. Bu yönüyle Türk dilleri kanonik yaklaşıma en fazla
uyan diller iken bükünlü diller derece derece daha az kanonik sistemlere sahiptir.
İstisnalar, düzensizlikler, anomaliler bükünlü dillerde daha çok görülür ve bunlar
genellikle iç içe geçmiş bir görünüm sergiler. Öte yandan evrensel ses ve anlam değişikliklerinden eklemeli diller de nasibini alır ve zamanla anomalik olgular onlarda da
ortaya çıkar. Türk dilleri de bu tür gelişmelerden uzak değildir. Özellikle şahıs zamirleri çeşitli ses olayları, analojiler, ‘eski morfoloji - yeni morfoloji rekabeti’ ve anlam
değişmeleri nedeniyle Türk dillerinde düzensizliklerin en fazla görüldüğü unsurlardır
(krş. Grönbech 2000: 28-29; Kocasavaş 2004: 32-33). Şahıs zamirleri dilin en sık
kullanılan sözcüklerinden oldukları için bu düzensizlikler rahatlıkla ezberlenir ve
kurallı olana doğru analojik bir eğilim ‘genellikle’ görülmez.
2. Şahıs zamirlerinde süplesyon
Kelime anlamı “bir boşluğun doldurulması, ikmal edilmesi” olan süplesyon dil bilimsel bir terim olarak “iki gösterge arasında, semantik bağıntıları azami düzenli ama
biçimsel bağıntıları azami düzensiz olan ilişki” (Mel’çuk 1994: 358; 2006: 419),
“düzenli semantik ve gramatikal ilişkilerin öngörülemeyen biçimsel kalıplarla belirtilmesi olgusu” (Veselinova 2006: xi) şeklinde tanımlanır. İngilizcedeki go ~ went
‘gitmek ~ gitti’, one ~ first ‘bir ~ birinci / ilk’, good ~ better ‘iyi ~ daha iyi’ gibi
örnekler yaygın bilinen örneklerdir. Çekim sırasında kelime gövdesinde meydana
gelen değişim bütün gövdeyi kapsadığında tam veya güçlü süplesyondan, gövdedeki
bazı sesleri kapsadığında ise kısmi veya zayıf süplesyondan söz edilir (Vennemann
1972: 231; Carstairs 1988: 71–72; Dressler 1990: 36–37; Mel’çuk 1994; Nubling
1998: 78; 2000: 228–230; Corbett 2007: 15–16). Türk dillerinde de süplesyonun hal
(Başkurtça bıl ~ monı ‘bu ~ bunu’), iyelik (Çuvaşça anne ~ amĭşĩ ‘anne ~ annesi’),
sayı (Yakutça kihi ~ connor ‘insan ~ insanlar’), olumsuzluk (Kazakça bar ~ joq ‘var
~ yok’) ve çatı (Türkçe girmek ~ sokmak) gibi genelleşmiş gramer kategorilerinde
örneklerini görmek mümkündür. Türk dillerindeki çekim süplesyonu hakkında daha
fazla bilgi için bk. Bacanlı (2011). Şahıs zamirlerindeki süplesyon hal ve sayı çekiminde ortaya çıkar.
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
45
2.1. Hal çekiminde süplesyon
Şahıs zamirlerindeki hal süplesyonu en çok hem işaret hem de şahıs zamiri olarak
kullanılan 3. şahıs zamirinde ortaya çıkmaktadır. Çeşitli Türk dillerinde ol, ul, al, o,
u, vĭl temel biçimlerine sahip olan 3. şahıs zamirinin an, aŋ, a, ĭn, un, ın gibi gövdelere sahip hal biçimleri art zamanlı nedenlerle süpletif bir ilişkiye sahiptir. Tarihî
bütün Türk dillerinde görülen bu ilişki günümüzde de bazı Türk dillerinde korunmaktadır. Aşağıdaki tabloda bu ilişki sunulmaktadır:
YALIN
YÜKL
YÖNL
BUL
AYR
İLGİ
EŞİT
Göktürk &
Eski Uygur
ol
anı
aŋar/ aŋa
anta
antın
anıŋ
ança/
anıça
Karahanlı
ol
anı
aŋa
anda
andın
anıŋ
ança
Harezm
ol
anı
aŋa
anda
andan
anıŋ
ança
Eski Kıpçak
ol
anı
aŋa
anda
andan
anıŋ
ança
Çağatay
ol
anı
aŋa
anda
andın
anıŋ
ança
EAT-Osm.
ol
anı
aŋa
anda
andan
anuŋ
anca
Tatar
ul
anı
aŋa
anda
annan
anıŋ
ança
Krçy-Blkr
ol
anı
aŋŋa
anda
andan
anı
anıça
Tuva
ol
onu
aŋaa/ aa
ında
oon
ooŋ
ınça
Hakas
ol
anı
aγaa
anda
annaŋ
anıŋ
anca
Çuvaş
vĭl
ĭna
ĭna
unra/
unta
unran/
untan
un /
unĭn
-
Tablo 1: Türk dillerindeki 3. tekil şahıs zamirinde hal süplesyonu
Yukarıdaki tabloda bazı hücrelerde birden fazla düzensiz biçim kullanılmaktadır. Bu
nedenle süplesyon ile biçim bolluğu etkileşim halindedir. Tuvacanın morfonolojisi
dikkate alındığında ol zamirinin yükleme hali için *oldu, ayrılma hali için *oldan,
ilgi hali için de *olduŋ sözcük biçimleri beklenen biçimler olmasına rağmen onu, oon
ve ooŋ düzensiz biçimleri gramatikaldir; gövdede ve ekte kayda değer bir fonolojik
farklılık ortaya çıktığı için onu, oon ve ooŋ biçimleri süpletif olarak kabul edilebilir.
Bu biçimlerde her ne kadar esas biçimdeki vokal korunmuş olsa da çekim gövdesinde öngörülemeyen ses olayları ve büzüşmeler meydana gelmiştir.
Çuvaşçada 1. tekil şahıs zamiri epĩ ve 2. tekil şahıs zamiri esĩ hal çekimi
sırasında gövde değişimine uğrar. Gövde değişimi eğer belli bir hal çekiminde ortaya
çıksaydı, bu düzensizliği apofoniyle (bk. 3. başlık) açıklamak mümkün olabilirdi,
oysa ikincil gövdelerdeki /an/ fonemleri benzeşmesine rağmen bu fonemlerin asıl
gövdelerdeki fonemlerle anlamlı bir korelasyonu yoktur. Bu nedenle epĩ ~ man ve esĩ
~ san çiftlerini süplesyonla açıklamak daha doğru olacaktır.
Eyüp Bacanlı
46
YALIN
YÜKL/YÖNL
BUL
AYR
İLGİ
EŞİT
epĩ
esĩ
mana
sana
manra
sanra
manran
sanran
man(ĭn)
san(ĭn)
manpa
sanpa
Tablo 2: Çuvaşçada 1. ve 2. tekil şahıs zamirlerinin çekiminde hal süplesyonu
2.2. Sayı çekiminde süplesyon
Zamirlerde 1. ve 2. şahsın tekil ve çoğul biçimleri arasındaki ilişki tartışmalıdır. Biz
ve siz anlamına gelen zamirlerin, ben ve sen anlamına gelen zamirlerin gerçek çoğulu
olmadığını savunan Lyons (1968: 277) ve Moravcsik’e (1994) karşı Corbett dünya
dillerindeki örneklerinden ve kullanımlarından hareketle bu zamirlerin hem anlamsal
hem de biçimsel olarak tamamen ‘tekil – çoğul’ korelasyonuna sahip olabileceğini
iddia eder (2000: 56, 76, 77, 83–84, 104-105, vb.). Bu açıdan bakıldığında Türk
dillerindeki şahıs zamirlerinde sayı süplesyonu genellikle 1. ve 2. şahıs zamirlerinde
görülür. 1. şahıs hariç tekil zamir köklerine normal çoğul eki -LAr eklenmekle
birlikte gövdede de kayda değer değişiklik meydana geldiği için kısmi süplesyon
görülmektedir. Çoğul biçimlerdeki beklenmeyen ses değişmeleri her bir hücre için
‘tek’ olma özelliği taşımaktadır. Gövdelere bakıldığında, örneğin, Çağataycada
ol~alar çiftinde /ol/~/a/ şeklinde, Uygurcada men~biz çiftinde /men/~/biz/ ve
sen~siler çiftinde /en/~/i/ şeklinde fonolojik farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bu farklılıkların ilgili Türk dillerinde tek bir örneği bulunduğu için düzensizliğin türü süplesyondur. Süplesyonu 3. kısımda üzerinde durulacak apofonilerden ayıran temel fark
da bu ‘tek (unique)’ olma niteliğidir.
1. ŞAHIS
2. ŞAHIS
3. ŞAHIS/İŞARET
TEKİL
ÇOĞUL
TEKİL
ÇOĞUL
TEKİL
ÇOĞUL
Çağatay
men
biz
sen
siz
ol
alar
Uygur
men
biz
sen
siler
u
ular
Kazak
men
biz
sen
sender
ol
olar
Özbek
men
biz
sen
senlär
u
ulär
Kırgız
men
biz
sen
siler
al
alar
Tatar
min
běz
sin
sěz
ul
alar
Krç-Bkr
men
biz
sen
siz
ol
ala
Tuva
men
bis
sen
siler
ol
olar
Altay
men
bis
sen
sler
ol
olor
Hakas
min
pĭs
sin
sĭrer
ol
olar
Yakut
min
bihigi
en
ehigi
kini
kiniler
Çuvaş
epĩ
epir
esĩ
esir
vĭl
vĩsem
Tablo 3: Türk dillerindeki şahıs zamirlerinde sayı süplesyonu
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
47
Tabloda sadece süpletif ilişkiyi yansıtan hücreler karartılmıştır. Uygurca, Kırgızca,
Tuvacadaki sen ~ siler, Altaycadaki sen ~ sler, Hakasçadaki sin ~ sĭrer ilişkisinde
kısmi süplesyon görülmektedir. siler biçimindeki -ler’in kurallı bir çoğul eki
olduğunu belirtmek gerekir. Fakat asıl biçimin kökü sen olmasına rağmen çekim
sırasında yerini si’ye bırakmakta ve sen ~ siler ilişkisinde gövdedeki fonolojik
farklılık /en/ ~ /i/ şeklinde ortaya çıkmaktadır. -ler kurallı bir çoğul eki olduğu için
her halükarda beklenen bir parçadır. Fonolojik farklılık Altayca çiftte /en/ ~ /Ø/
şeklinde, Hakasça çiftte ise /in/ ~ /ĭr/ şeklinde belirmektedir. Yakutça çiftlerde çoğul
gövdelerin /higi/ fonemleri örtüşür ama bu fonemlerin esas gövdelerdeki fonemlerle
anlamlı bir korelasyonları yoktur. Bu nedenle /min/ ~ /bihigi/ ve /n/ ~ /higi/ ilişkileri
Yakutçada tek olduğu için bu çiftler arasında süpletif bir ilişki görülmektedir.
Çuvaşça çiftte fonolojik farklılık /ĭl/ ~ /ĩ/ şeklindedir, çünkü -sem Çuvaşçada kurallı
(esas, asli) çoğul ekidir. Eski Türkçe de dâhil olmak üzere ol ~ olar, al ~ alar çiftlerinde iki /l/ kullanılmaz. Ancak esas biçimin gövdesindeki /l/ foneminin çekim
sırasında ortadan kaybolmasını süplesyon olarak yorumlamak, süplesyondan beklenen aşırı düzensizlik ilkesiyle çelişmektedir. Ol ~ olar, al ~ alar çiftleri tekil – çoğul
ilişkisini gösterme noktasında yeterince şeffaf ve anlaşılabilir biçimsel korelasyonlara sahiptir.
3. Şahıs zamirlerinde apofoni
Apofoniler Mel’çuk’un tanımıyla “anlamlı nöbetleşmeler” veya “göstereni bir
nöbetleşme olan işaretler”dir (2006: 302-304, 407, 416, vb). Örneğin, İngilizcedeki
sing ~ sang, sink ~ sank, ring ~ rang, begin ~ began fiil çiftlerinde gövdedeki /i/
foneminin /ä/ fonemiyle ikamesi anlamlı bir nöbetleşme sunar. Bu apofoni
İngilizcede geçmiş zaman bildirir. Benzer bir şekilde foot ~ feet, tooth ~ teeth
çiftlerinde de /u/ foneminin /i:/ fonemiyle ikamesi çoğul bildirir. Türk dillerindeki
zamirlerin hal ve çoğul kategorilerinde apofoniler ortaya çıkabilmektedir. Apofoniler
hem ünlü hem de ünsüz nöbetleşmelerini içerebilir. Literatürde yaygın olarak apofoni
ile ünlü nöbetleşmesi (ablaut) terimleri eş anlamlı olarak kullanılır. Ancak
apofonilerde ünsüzler de nöbetleşmeye maruz kalabilir. Bu nedenle burada apofoni
terimi, hem ünlü hem de ünsüz nöbetleşmelerini kapsayan bir üst terim olarak
kullanılacaktır. Öte yandan bazı dilbilimciler “aralarında herhangi bir eş zamanlı
kural olmadığı” için apofoni ve ünlü nöbetleşmesi örneklerini de ‘(kısmi) süplesyon’
olarak değerlendirirler (Corbett 2007: 15–16; Juge 1999; Matthews 2007: 392). Yani,
bu kısımda sunulacak örnekleri farklı bir bakış açısıyla süplesyonla ilgili örnekler
olarak değerlendirmek ve bir önceki kısma serpiştirmek de mümkündür. Ancak
teorik çerçevesi oluştuğu için bu tür gövde düzensizliklerine bu çalışmada ‘apofoni’
başlığı altında yer verilecektir.
3.1. Hal çekiminde apofoni
Türk dillerinin büyük çoğunluğunda 1. ve 2. tekil şahıs zamirlerinin yönelme hali
biçimleri Türkiye Türkçesindeki ben ~ bana, sen ~ sana çiftlerinde olduğu gibi
Eyüp Bacanlı
48
düzensizdir ama bu düzensizlik kendi içinde anlamlı bir nöbetleşme sunar. Burada
esas gövdelerdeki /e/ veya /ä/ foneminin çekimli gövdelerde /a/ fonemiyle ikamesi
yönelme hali bildirir. Fonolojik farklılık dilden dile değişmekle birlikte bu apofoni
Eski Türkçeden beri pek çok Türk dilinde varlığını korumaktadır. Türkiye
Türkçesindeki bu düzensizliğin art zamanlı oluşumu hakkındaki görüşler için bk.
Kocasavaş (2000: 32–33); Korkmaz (2007: 400). Aşağıdaki tabloda Türk dillerinde
bu apofoniye benzeyen örnekler takdim edilmiştir.
1.T.Ş.
2.T.Ş.
YALIN
YÖNL
YALIN
YÖNL
Karahanlı
män
maŋa
sän
saŋa
Harezm
män
maŋa
sän
saŋa
Kıpçak
men
maŋa/ maγa/ maa
sen
saŋa/ saγa / saa
EAT-Osm.
ben
baŋa
sen
saŋa
Çağatay
men / min
maŋa
sen / sin
saŋa
Yeni Uygur
men
maŋa
sen
saŋa
Türk. T / Gagavuz
ben
bana
sen
sana
Türkmen
men
maŋa
sen
saŋa
Kazak / Karakalpak
men
maγan
sen
saγan
Kırgız, Kumuk
men
maγa
sen
saγa
Krçy-Blkr
men
maŋŋa
sen
saŋŋa
Altay
men
mege
sen
sege
Hakas
min
maγaa
sin
saγaa
Tablo 4: Türk dillerindeki şahıs zamirlerinde yönelme hali apofonisi
Bu genel resmin aksine bazı Türk dillerinde ve onların lehçe ve ağızlarında gayet
düzenli bir çekim ilişkisiyle karşılaşılır: Azerbaycan Türkçesinde män ~ mänä, sän ~
sänä; Batı Anadolu ağızlarında bän ~ bänä, sän ~ sänä, Özbekçede men ~ mengä,
sen ~ sengä gibi morfolojisi şeffaf, yani gramatikal açıdan öngörülen ve beklenen
biçimler görülür. Başkurtçada gövdedeki /n/ ve ekteki /g/ fonemlerinin birleşmesiyle
/ŋ/ fonemli, eş zamanlı anlaşılabilir biçimler ortaya çıkmıştır: min ~ miŋä, hin ~ hiŋä.
Pek çok Türk dilinde anlamlı bir ses değişimi olarak /ä/ ~ /a/ ikamesi sadece
yönelme hali bildirir. Oysa Eski Türkçede (Orhun-Uygur) aynı fonem ikamesi bän ~
baŋaru ve sän ~ saŋaru çiftlerine de genişlemiştir. Üstelik Eski Türkçede 1. ve 2.
tekil şahıs zamirlerinin yükleme, bulunma ve ayrılma hallerinin çekiminde aşağıdaki
tabloda görüleceği üzere /ä/ ~ /i/ nöbetleşmesi de ortaya çıkar.
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
49
1. TEKİL ŞAHIS
2. TEKİL ŞAHIS
YALIN
bän/män
sän
İLGİ
bäniŋ/ mäniŋ/ miniŋ
säniŋ
YÖNL
baŋa/ maŋa
saŋa
YÜK
bini/ mini
sini
BUL
mintä/ mindä/ minidä
sinidä
AYR
mintin/ minidin
sinidin
YÖN
baŋaru
saŋaru
Tablo 5: Eski Türkçede 1. ve 2. şahıs zamirlerinin hal çekimi
Benzer bir ses değişimi Yeni Uygurcada men ~ mėniŋ/mėni ve sen ~ sėniŋ/sėni
çiftlerinde /e/ ~ /ė/ ikamesi şeklinde görülmesine rağmen Yeni Uygurcada /ė/ sesinin
fonematik değeri yoktur ve değişim, dilin kendi morfonolojisiyle açıklanabilir (Hahn
1998).
Türk dillerinde hal çekimiyle ilgili son apofoni örneği Tuvacada ve Çulım Türk
dilinde tespit edilmiştir. Bu apofoni 1. ve 2. şahıs tekil zamirlerinin ilgi hali
çekiminde ortaya çıkar:
1.T.Ş.
2. T.Ş.
YALIN
İLGİ
YALIN
İLGİ
men
meeŋ
sen
seeŋ
Figür 1: Tuvacada ve Çulım Türk dilinde 1. ve 2. şahıs tekil zamirlerinde ilgi hali apofonisi
Görüldüğü üzere /n/ fonemi, yerini /eŋ/ fonem birliğine bırakmakta ve bu apofoni ilgi
hali bildirmektedir. Bu zamirlerin Tuvacanın ve Çulım Türk dilinin eş zamanlı durumunda beklenen ilgi hali biçimleri menniŋ, senniŋ’dir (krş. Koçoğlu Gündoğdu
2012: 90–93; Bacanlı 2012b: 68, 71).
3.2. Sayı çekiminde apofoni
Sayı çekiminde süplesyonlar yukarıda ele alınmıştı. Burada ise kendi içinde anlamlı
olan ses değişmelerine yani apofonilere yer verilecektir. Örneğin, Kıpçak, Harezm,
Çağatay, Türkmen, Kumuk, Karaçay-Balkar ve Nogay Türk dillerinde men ~ biz ve
sen ~ siz çiftlerinde /en/ ~ /iz/ şeklinde fonolojik farklılık içeren apofoni çoğul bildirir.
Eyüp Bacanlı
50
1.T.Ş.
2.T.Ş.
TEKİL
ÇOĞUL
TEKİL
ÇOĞUL
Orh./Uyg.
bän/män
biz
sän
siz
Karahanlı
män
biz
sän
siz
Kıpçak
men
biz
sen
siz
Harezm
men
biz
sen
siz
Çağatay
men
biz
sen
siz
EAT-Osm.
bän
biz
sän
siz
Türk. T.
ben
biz
sen
siz
Azerb.T.
mǝn
biz
sǝn
siz
Türkmen
men
biz
sen
siz
Gagavuz
bän
biz
sän
siz
Tatar
min
běz
sin
sěz
Başkurt
min
běδ
hin
hěδ
Kumuk
men
biz
sen
siz
Krç-Blkr
men
biz
sen
siz
Nogay
men
biz
sen
siz
Çuvaş
epĩ
epir
esĩ
esir
Tablo 6: Türk dillerindeki şahıs zamirlerinde çoğul apofonisi
4. Gövde genişlemesi
Gövdedeki bir diğer düzensizlik, eş zamanlı açıklanamayan ilavelerden
kaynaklanmaktadır. İlaveden dolayı bu düzensizliğe ‘gövde genişlemesi’ denebilir.
Çekimli biçimdeki gövdede, esas gövdedeki fonem zinciri vardır, çekimin sonunda
da kurallı bir ek kullanılır ama gövdede kural dışı bir genişleme meydana gelmiştir.
Örneğin, Eski Türkçede biznidä, sinidä, minidin, biznidin, sinidin, siznidin, biziŋärü,
siziŋärü biçimlerinde esas gövdeleri ve ekleri ayırt etmek ve eş zamanlı olarak açıklamak mümkündür. Fakat eş zamanlı olarak hiçbir anlamı olmayan /ni/, /i/, /in/ fonemleri gövdelere eklenmiş durumdadır. Bu sesler, belli ki daha önceki çekim sistemlerinin kalıntısıdır. Çağdaş pek çok Türk dilinde sonradan hal ekine dönüşen bazı
eklerin düzensiz gövdelere eklenmesi gibi bir durumla karşılaşılmaktadır. Örneğin,
Türkiye Türkçesinde vasıta hali morfemi, ile (-ylA) görünümünde olmasına rağmen
benimle, seninle, onunla, bizimle, sizinle sözcük biçimlerinde gövdede genişleme
meydana gelmektedir. Yeni Uygurcada uniŋa, uniŋda, uniŋdin, meniŋdä, seniŋdä
sözcük biçimlerindeki /(n)iŋ/ fonemleri de ilavedir.
Gövde genişlemesinin örnekleri Yakutça ve Çuvaşçada da bulunur ve çoğunluğu
diğer düzensizliklerle etkileşim halinde olduğundan 9. başlıkta ele alınacaktır.
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
51
5. Özerk ekler
Türk dillerindeki şahıs zamirlerinde karşılaşılan düzensizliklerden biri de tarihsel
nedenlerle kullanılan özerk eklerdir. Şahıs zamirlerinde özerk ekler hal ve sayı çekiminde ortaya çıkar. Ancak sayı çekimindeki (-lar ekine alternatif olan) ek
düzensizliği süplesyon ve apofoniyle iç içe geçmiş durumdadır. Özerk ekleri
incelerken bir dil sistemindeki esas (asli, merkezî) ek ve onun düzenli
allomorflarından hareket edilmesi gerekir. Esas ekler de bütün isimlerin esas
gövdelerine eklenen eklerdir ve kanonik yaklaşıma göre zamirlere de esas eklerin
eklenmesi beklenir. Bu ekler bir dil sisteminde özerklik taşırlar, yani kendi
varlıklarını esas morfemin semantik hegemonyası altında sürdürürler. Özerk eklerin
ele alınacağı bu kısımda Eski Türkçenin, Yakutçanın ve Çuvaşçanın aşırı ve iç içe
geçmiş düzensizlik sergileyen çekim tabloları üzerinde durulmayacaktır. Bunlar 9.
başlıkta ele alınacaktır.
5.1. İlgi hali çekiminde özerk ekler
Çoğunluğu Oğuz grubundan olmak üzere bazı Türk dillerinde 1. şahıs zamirinin tekil
ve çoğul ilgi hali biçimleri art zamanlı olarak değişmiştir.
1.T.Ş.
1.Ç.Ş.
İLGİ
YALIN
İLGİ
YALIN
Gramatikal
biçim
Beklenen
biçim
Gramatikal
biçim
Beklenen
biçim
Eski Kıpçak
men
meniŋ/
menim
*menniŋ
biz
biziŋ/ bizim
*bizniŋ
EAT – Osm.
bän
bänüm
*bäniŋ
biz
bizüm
*biziŋ
TT
ben
benim
*benin
biz
bizim
*bizin
AzT
män
mänim
*mänin
biz
bizim
*bizin
Gagavuz2
bän
benim
*bänin
biz
bizim
*bizin
Tatar
min
miněm
*minněŋ
KURALLI
KURALLI
KURALLI
Kırım Tatar
men
menim
*menniŋ
biz
bizim
*bizniŋ
Nogay
men
menim
*menniŋ
biz
bizim
*bizdiŋ
Tablo 7: Türk dillerinin şahıs zamirlerinde ilgi hali çekiminde özerk eklerin görünümü
-(N)in/-(N)iŋ ilgi hali ekinin bazı Türk dillerinde -im/-üm şeklinde bir ekle yer değiştirdiği görülür. Öte yandan pek çok Türk dili -nXŋ, -nIŋ, -NXŋ, -NIŋ, vb üst yazımları
olan ilgi hali eklerine sahip olmasına karşın tekil şahıs zamirlerinde -Xŋ, -Iŋ şeklinde
bir fonemi düşmüş ekler kullanılır. Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerinde olduğu gibi
ünlülerden sonra -nXn, ünsüzlerden sonra -Xn şeklinde bir ilgi hali morfolojisine
2
Gagavuzcada /ä/ sesinin fonematik bir değeri yoktur, ayrıntılı bilgi için bk. Pokrovskaya
1964: 26–27.
Eyüp Bacanlı
52
sahip olsalardı Özbekçe, Yeni Uygurca, Kazakça, Kırgızca vb dillerin şahıs zamirlerinin ilgi hali çekiminde eş zamanlı bir sorun olmayabilirdi, oysa bu Türk dillerinde
ilgi halinin kurallı allomorfları için, yukarıdaki sırayla -nIŋ, -niŋ, -NIŋ, -NXn gibi üst
yazımlar geçerlidir. Örneğin, Kırgızca için beklenen biçimler *mendin ve *sendin
olmasına rağmen gramatikal biçimler /nn/ > /nd/ disimilasyonundan önceki dönemde
ortaya çıkmış olması gereken3 menin ve senin’dir.
5.2. Yükleme hali çekiminde özerk ekler
İlgi halinde olduğu gibi yükleme halinde de bazı Türk dillerinde yükleme hali ekinin,
-nI, -nX, -NI, -NX üst yazımlarıyla gösterilen allomorfları olmasına rağmen özellikle
tekil 1. ve 2. şahıs zamirlerinin çekiminde ekin başındaki ünsüzün düştüğü görülür.
Türkmencede yükleme halinin ünlülerden sonra -nI, ünsüzlerden sonra -I allomorfları
kullanıldığı için meni, seni biçimlerinin morfolojisi şeffaftır. Oysa tarihî ve çağdaş
pek çok Türk dilinde 1. ve 2. tekil şahıs zamirleri yükleme hali ekinin -i ekiyle birleşirler: meni, seni. Bu durumu Türk dillerindeki 1. ve 2. tekil şahıs zamir gövdelerinin
ve yükleme hali ekinin art zamanlı tarihsel gelişimiyle açıklamak mümkündür 4 ama
yükleme hali çekimi eş zamanlı olarak bir düzensizlik sergilemektedir. Meni ve seni
biçimlerindeki -i sesi Özbekçe ve Yeni Uygurcada tek biçimli -ni; Harezm, Çağatay,
Tatar ve Kırım Tatar dillerinde -nI üst yazımıyla iki; Nogaycada -DI ve KaraçayBalkarca ve Kumukçada -nX üst yazımıyla dört; Kazakça, Karakalpakça ve Altaycada -NI üst yazımıyla altı; Kırgızcada ve Tuvacada -NX üst yazımıyla on iki; Başkurtçada -NX üst yazımıyla on altı allomorfu olan yükleme halinin bu dillerdeki
özerk bir ekidir.
5.3. Diğer hallerin çekimindeki özerk ekler
Şahıs zamirlerinin yönelme, bulunma, ayrılma hali biçimlerindeki özerk ekler diğer
düzensizliklerle iç içe geçmiş halde bulundukları için 9. başlıkta ele alınacaktır.
Ancak burada düzenli allomorflardan birinin düzensiz kullanımıyla ilgili bir örneği
vermek gerekir. Tatarcada min ‘ben’, sin ‘sen’ zamirlerinin yönelme hali için beklenen biçimler *miŋä ve *siŋä olmasına rağmen gramatikal biçimler miŋa ve siŋa şeklindedir. Gövdede eş zamanlı açıklanamayan bir değişim olmadığından burada süplesyon veya apofoniden söz etmek doğru olmaz ama düzenli allomorflardan biri
düzensiz kullanılmıştır.
3
4
Katkısı için Nurettin Demir’e teşekkür ederim.
Ana Altaycanın veya İlk Türkçenin zamir rekonstrüksüyonu yapılırken *bi ‘ben’, *si ‘sen’
gibi gövdeler önerilir (Aşnin 1988: 202–204; Róna-Tas 1998: 74).
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
53
6. Biçim bolluğu
Türkçeye ‘biçim bolluğu’ olarak aktardığım terim İngilizce literatürde overabundance olarak bilinir (Thornton 2011; 2012). Biçim bolluğu “bir leksemin birden fazla
eş anlamlı biçiminin paradigmada aynı hücreyi paylaştığı, kanonik olmayan bir durumdur” (krş. Thornton 2011: 362; 2012: 251; Brown vd. 2012: 245). Türk dillerinde
biçim bolluğu lehçeler arası ilişkilerin arttığı, çeşitli nedenlerle morfoloji değişiminin
yaşandığı süreçlerin bir sonucudur ve kanonik yaklaşımın ‘her bir hücre için tek bir
sonuç ve çıktı’ ilkesiyle çelişmektedir. Standartların yeterince yerleşmediği dönemlerde biçimler rekabet halindedir ve birinin üstünlüğü henüz tescillenmemiştir. Örneğin, Türkiye Türkçesinde ne zamirinin 3. şahıs iyelik biçiminde hem (onun) neyi hem
de (onun) nesi biçimlerini görmek mümkündür. İngilizcede burned/burnt ‘yanmak:GEÇMİŞ’, dreamed/dreamt ‘rüya görmek:GEÇMİŞ’, spoiled/spoilt ‘boz(ul)mak:GEÇMİŞ’, İtalyancada possiedo/posseggo ‘sahip olmak:1.TŞ:ŞİM’, chiedo/
chieggo ‘sormak:1.TŞ:ŞİM’ gibi sözcük biçimleri biçim bolluğuna örnektir (Thornton
2011: 2012). Hücrelerdeki eş anlamlı biçimlerin sıklığı, bağlamsal ve çağrışımsal
(connotational) değerleri ve sitilistik tercih nedenleri değişebilir. Bütün koşullarda
birbirinin yerine kullanılabilenler (örneğin Türkçe nesi/neyi, İngilizce burned/burnt;
İtalyanca possiedo/posseggo) daha yüksek ölçüde kanonik iken ancak belirli
koşullarda birbirinin yerini tutabilenler (örneğin, Çuvaşça unra/unta, İngilizce
boiled/boilt, İtalyanca chiedo/chieggo) kanonik değildir (krş. Thornton 2012: 260–
261). Biçimlerden biri leksikalleşme yönünde ilerleyebilir. Örneğin, Çuvaşçada vĭl
‘o’ zamirinin bulunma hali bildiren unta/unra “onda” ve ayrılma hali bildiren untan/unran ‘ondan’ biçimleri mutlak eş anlamlı ve her koşulda birbirinin yerine ikame
edilebilir nitelikte değildir, çünkü unta ve untan biçimleri sırasıyla ‘orada’ ve ‘oradan’ anlamlarına da gelebilirken diğer biçimler bu anlamı taşımaz (Durmuş 2009:
230–231). Türk dillerinin şahıs zamirlerinin çekim paradigmalarında da aynı hücreyi
semantik ikiziyle paylaşan bir sürü sözcük biçimiyle karşılaşmak mümkündür. Hücrelerdeki çekim morfolojisinden biri veya ikisi eş zamanlı olarak düzensiz olabilir.
Örneğin, Kutadgu Bilig’deki mäniŋdä/mindä biçimlerinden meniŋdä’deki /iŋ/ fonemlerinin ve mindä’deki apofoninin eş zamanlı bir açıklaması yoktur ve gövde
genişlemesi, apofoni ve biçim bolluğu etkileşim halindedir.
Burada bu semantik yönden eş anlamlı biçimlerin hepsinin tam envanteri verilmeyecek, konunun anlaşılması için hal ve sayı çekiminden birkaç örnek sunulacaktır:
Kutadgu Bilig’de:
Harezm Türkçesinde:
Çağataycada:
Memlük Kıpçakçasında:
Eski Anadolu Türkçesinde:
Kırım Tatarcasında:
mäniŋdä/mindä, säniŋdä/sindä.
mäniŋ/mänim, biziŋ/bizim, seni/sini, saŋa/saŋar,
olar/anlar.
mäniŋ/miniŋ, säniŋ/siniŋ.
mänim/mänüm.
olar/anlar.
seniŋ/senin.
Eyüp Bacanlı
54
ondo/anda ‘onda’, onıla/ollo ‘onunla’, ondıy/andıy ‘onun
gibi’.
unra/unta ‘onda’, unran/untan ‘ondan’, un/unĭn ‘onun’,
pirte/pirĩnte ‘bizde’, sirte/sirĩnte ‘sizde’, pirten/pirĩnten
‘bizden’, sirten/sirĩnten ‘sizden’.
Altaycada:
Çuvaşçada:
7. Sinkretizm
Sinkretizm “tek bir biçimin birden çok morfosentaktik değeri gerçekleştirdiği örneklerdir” (Corbett 2011: 112). Sikretik örneklerde, bir leksemin farklı morfolojik
biçimlerinin özdeş bir biçime sahip olduğu görülür. Bu durum, bir leksemin çekim
paradigmasında ‘tek biçim – tek anlam’, ‘her bir hücrenin çıktısının farklı olması’
gibi kanonik ilke ve beklentilerden sapma içermektedir. Türk dillerinin şahıs zamirlerinde sinkretizm örnekleri Hakasçadan gelmektedir.
Hakasçada ayrılma halinin allomorfları ünlü ve ünsüz uyumları
doğrultusunda -daŋ/-deŋ, -taŋ/-teŋ, -naŋ/-neŋ şeklindedir. -daŋ/-deŋ allomorfları sonu
ünlüyle ve tonlu ünsüzle biten gövdelere eklenir: nancı-daŋ ‘arkadaş-tan’. -naŋ/-neŋ
allomorfları sonu geniz ünsüzleri olan /n/, /ŋ/, /m/ ile biten gövdelere eklenir: ton-naŋ
‘kürk-ten’. -taŋ/-teŋ allomorfları ise sonu tonsuz ünsüzle biten gövdelere eklenir: tastaŋ ‘taş-tan’ (Baskakov vd. 1975: 72). Vasıta hali eki ise damak uyumu
kapsamında -naŋ/-neŋ şeklinde iki allomorfa sahiptir: nancı-naŋ ‘arkadaş-la’, tonnaŋ ‘kürkle’, tas-naŋ ‘taş-la’ (Baskakov vd. 1975: 76). Görüldüğü gibi sonu /n/ ile
biten ton ‘kürk’ sözcüğünün ayrılma hali ile vasıta hali çekimleri biçimsel olarak
örtüşmekte ve sinkretizm ortaya çıkmaktadır. Bu genel kuralın bir sonucu olarak, /n/
ile biten min, sin zamirlerinin ve çekimde ortaya çıkan süpletif an gövdesinin ayrılma
ve vasıta hali çekimleri de sinkretiktir.
1. T.Ş.
2. T.Ş.
3. T.Ş.
1. Ç.Ş.
2. Ç.Ş.
3. Ç.Ş.
YALIN
min
sin
ol
pĭs
sĭrer
olar
İLGİ
minĭŋ
sinĭŋ
anıŋ
pĭstĭŋ
sĭrernĭŋ
olarnıŋ
YÜKL
minĭ
sinĭ
anı
pĭstĭ
sĭrernĭ
olarnı
YÖNL
mağaa
sağaa
ağaa
pĭske
sĭrerge
olarğa
BUL
minde
sinde
anda
pĭste
sĭrerde
olarda
pĭsteŋ
sĭrerdeŋ
olardaŋ
pĭsneŋ
sĭrerneŋ
olarnaŋ
pĭsser
sĭrerzer
olarzar
AYR
minneŋ
sinneŋ
annaŋ
minzer
sinzer
anıŋzar
VAS
YÖN
Tablo 8: Hakasçadaki şahıs zamirlerinin çekiminde sinkretizm
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
55
8. Zamir n’si
Art zamanlı olarak hem bazı zamirlerin gövdesine 5 hem de bazı eklerin yapısına 6
eklemlenen zamir n’si tarihî ve çağdaş Türk dillerinde şahıs ve işaret zamirlerinden,
aitlik ekinden (-ki, -KI), 3. şahıs iyelik ekinden (-I, -sI) ve Türkiye Türkçesinde kendi
zamirinden sonra kullanılır. Zamir n’sinin döneme ve dile/lehçeye göre kullanım
alanı değişir. Ancak bilinen Türk dillerindeki kullanımlarında eş zamanlı hiçbir anlamı yoktur ve belli unsurların hal ekleriyle çekiminden önce tamamen ‘mekanik
olarak’ eklenir. Bu mekanik eklenme bazı Türk dillerindeki bo/bu işaret zamirinin
çekiminde fonoloji kaynaklı bir süplesyona yol açmıştır: Eski Türkçe bo ~ monı, bo ~
monıŋ, bo ~ monda, vb. Eş zamanlı olarak (genizsileşmeyle) açıklanabilir olan bu
fonolojik ayrışma, zamanla bazı dillerde daha da derinleşmiş ve ilişkili gövdelerde
hiçbir ortak ses kalmamıştır: Başkurt bıl ~ monı, Hakas pu ~ mını, Yakut bu ~ manı
“bu ~ bunu”.
Zamir n’sinin leksem gövdesine mi, yoksa çekim morfolojisine mi dâhil edileceği
sorusu da karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, Türkçe onu sözcüğünde /on/ şeklinde bir
gövdeden mi, /nu/ şeklinde bir özerk ekten mi, yoksa /n/’nin yardımcı (bağlantı) ses
değerinden mi söz edilmelidir? Grönbech’in (2000 [1936]: 29) “dolaylı hal” ve Blagova’nın (1988: 210–255) “dolaylı gövde (Rus. косвенная основа)” nitelemeleri
birinci şıkka işaret etmekte ve bu da yukarıda ele alınan gövde genişlemesiyle örtüşmektedir. Ben ‘dolaylı gövde’ nitelemesinin esas gövdeyle çekimli gövdenin fonolojik ayrışmaya konu olduğu (örneğin, ol ~ an, bıl ~ mon gibi) süpletif ilişkiler için
geçerli olduğunu düşünüyorum. Zamir n’si, /y/ bağlantı ünsüzü gibi eş zamanlı işlevi
olan bir ses değildir. Ayrıca zamir n’sini, Türkiye Türkçesinin ilgi halindeki -(n)Xn
ve Türkmencenin yükleme halindeki -(n)I eklerindeki ilk /n/ sesinden de ayırmak
gerekir. O sesler, -(ş)Ar üleştirme ve -(s)X iyelik eklerinde görüldüğü gibi, ekin yapısal parçası konumundadır ve Türk dillerinin eş zamanlı morfonolojisiyle açıklanabilir
(tartışmalar için bk. Karademir 2011). Hâlbuki ayrılma hali ekini -(n)DAn şeklinde
gösteremeyiz ve zaten Türkolojinin dil bilimi geleneğinde böyle bir eğilim de görülmez. Bu durumda, art zamanlı olguları bir kenara bıraktığımızda, Türkiye Türkçesindeki o-nu, o-na, o-nda, o-ndan sözcük biçimlerinde zamir n’sini belirli morfotaktik
koşullarda mekanik olarak kullanılan ‘düzensiz çekim unsuru’ olarak nitelemek en
doğru seçenek gibi gözükmektedir.
Zamir n’si süplesyon, apofoni ve gövde genişlemesi düzeyinde olmamakla
birlikte pek çok Türk dilindeki şahıs zamirlerinin (özellikle de 3. tekil şahıs
zamirinin) çekiminde hala bir ‘morfolojik doğallık ve şeffaflık’ sorununa yol
açmaktadır. Örneğin, Türkiye Türkçesinde o zamirinin yükleme, yönelme, bulunma
ve ayrılma hallerinin çekiminde beklenen biçimleri *oyu, *oya, *oda, *odan
5
6
Bir önceki dipnotta da belirtildiği gibi Ana Türkçedeki zamir rekonstrüksüyonlarında 1. ve
2. tekil şahıs zamirlerinin bi ve si olduğu düşünülür. Ancak çekimde zamir n’siyle düzenli
birleşmenin sonucunda ben (< bin < bi:n:hal çekimi) ve sen (< sin < si:n:hal çekimi)
zamirlerinde eski zamir n’si gövdeyle kaynaşmıştır.
-nIŋ (< -(n)Iŋ) ilgi hali ve -nI (< -(n)I) yükleme hali (bk. Erdal 2004: 168–169, 170–171).
Eyüp Bacanlı
56
olmasına rağmen gramatikal biçimler onu, ona, onda, ondan şeklindedir. Kazakçada
ol zamirinin yükleme, ilgi, bulunma ve ayrılma hallerinin çekiminde beklenen biçimleri *oldı, *oldıŋ, *olda, *oldan şeklinde olmasına rağmen gramatikal biçimler
gövdedeki /l/ konsonantının düşmesiyle oluşan onı, onıŋ, onda, onan şeklindedir.
Aslında gerek Türkiye Türkçesindeki gerekse Kazakçadaki zamir n’li biçimler yalın
ol gövdesiyle süpletif an gövdesinin art zamanlı benzeşmesiyle ortaya çıkmıştır.
Böylece sözcük biçimleri ‘daha az kanonik’ olan yapısal ilişkiden ‘daha çok kanonik’
olana doğru bir gelişme kaydetmiştir. Zamir n’sinin, çekimde ortaya çıkarak gövde
ve ekte düzensizliğe yol açtığı benzer örnekleri Türk dillerinin çoğunda görmek
mümkündür. Öte yandan, yukarıda işaret edildiği gibi, Türkiye Türkçesinde o-nun
biçimini düzensiz kabul etmemiz için hiçbir neden yoktur, çünkü sistem, ilgi hali
ekinin kullanımında ‘ünlüyle biten gövdelere -nXn, ünsüzle biten gövdelere de -Xn
allomorflarının eklenmesini’ öngörmektedir. Benzer durum, Türkmencedeki o ~ onı
için geçerlidir. Türkmencenin morfotaktik yapısı, yükleme hali ekinin kullanımında
‘ünlüyle biten gövdelere -nI, ünsüzle biten gövdelere -I allomorflarının eklenmesini’
şart koşmaktadır. Bu durumda Türkiye Türkçesi için o-nu beklenmeyen bir biçimken
Türkmence için o-nı beklenen bir biçimdir.
9. Etkileşimli düzensizlikler
Zamirlerde düzensizlikler bazı durumlarda örtüşmektedir. Yukarıda kategorize edilen
düzensizlikler çekim paradigmalarında aynı hücrelerde etkileşim halinde olabilirler.
Corbett bu tür düzensizlikleri “yüksek düzeyli istisnalılık (higher order
exceptionality)” olarak adlandırır (2011). Bu tür düzensizliklerin bazılarını (biçim
bolluğu – süplesyon, biçim bolluğu – apofoni, biçim bolluğu – gövde genişlemesi,
süplesyon – sinkretizm) yukarıdaki tablolarda da görmek mümkündür. Burada Eski
Türkçenin ve Yakutçanın şahıs zamiri çekim tabloları örnek olarak gösterilecek ve
ayrıca Çuvaşça, Kazakça, Altayca gibi bazı dillerdeki özel etkileşimlere işaret
edilecektir.
Eski Türkçede hem lehçesel hem de dönemsel bir takım farklılıklardan dolayı paradigmadaki çoğu çekim hücresinde kurallı ve kuralsız birden fazla biçimin kullanıldığı görülür. Bunlardan süplesyon ve apofoni kapsamına girenler yukarıda (2., 3.
başlıklarda) ele alınmıştı. Aşağıdaki tablo Erdal’dan (2004: 192) alınmıştır.
YALIN
İLGİ
YÖNL
YÜK
BUL
AYR
YÖN
1. TEKİL ŞAHIS
bän/män
bäniŋ/ mäniŋ/ miniŋ
baŋa/ maŋa
bini/ mini
mintä/ mindä/ minidä
mintin/ minidin
baŋaru
1. ÇOĞUL ŞAHIS
biz (bizlär)
biziŋ/ bizniŋ
biziŋä/ bizkä
bizni
biznidä
biznidin
biziŋärü
2. TEKİL ŞAHIS
sän
säniŋ
saŋa
sini
sinidä
sinidin
saŋaru
Tablo 9: Eski Türkçede 1. ve 2. şahıs zamirlerinin hal çekimi
2. ÇOĞUL ŞAHIS
siz, sizlär
siziŋ/ sizniŋ/ sizlärniŋ
siziŋä/ sizlärkä
sizni/ sizlärni
sizlärdä
siznidin
siziŋärü
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
57
Yukarıdaki tabloya bakıldığında ilk dikkati çeken düzensizlik biçim bolluğudur.
Hücrelerdeki biçimler dönemlere, eserlere ve lehçelere göre teke düşebilir. Biçim
bolluğu; apofoni (bän/män ~ biz ve sän ~ siz, bän/män ~ ban/man, sän ~ san,
bän/män ~ bin/min, sän ~ sin), gövde genişlemesi (biziŋä, siziŋä, biznidin, sinidin,
siznidin, vb), özerk ek (bin-i, sin-i, biz-ni, siz-ni) ile etkileşim halindedir. Tabloda
verilmeyen ol 3. tekil şahıs zamirinin anı yükleme hali biçiminde süplesyon ve özerk
ek etkileşim halindedir.
Yakutçanın şahıs zamirleri çekim paradigmasında da düzensizliklerin yoğun etkileşimi dikkati çeker. 1. ve 2. şahıs zamirlerinin tekil ve çoğul biçimleri ile yönelme
biçimleri arasında hem süplesyon hem apofoni hem de özerk eklere dâhil edilebilecek yüksek düzeyli bir düzensizlik görülür. Aşağıdaki tablo Krueger 1962: 107’den
alınmıştır.
HAL
EK
1.T.Ş.
2.T.Ş.
3.T.Ş.
1.Ç.Ş.
2.Ç.Ş.
3.Ç.Ş.
YALIN
Ø
min
en
kini
bihigi
ehigi
kiniler
PARÇA
-TA
miigine
eyiigine
kinite
bihigine
ehigine
kinilere
YÜKL
-(n)I
miigin
eyigin
kinini
bihigini
ehigini
kinileri
YÖNL
-GA
miexe
eyiexe
kiniexe
bihiexe
ehiexe
kinilerge
AYR
-(t)tAn
miigitten
eyigitten
kinitten
bihigitten
ehigitten
kinilerten
VAS
-(I)nAn
miiginen
eyiginen
kininen
bihiginen
ehiginen
kinilerinen
BİRL
-LIIn
miiginniin
eyiginniin
kiniliin
bihiginniin
ehiginniin
kinilerdiin
KARŞ
-TAAγAr
miiginneeγer
eyiginneeγer
kiniteeγer
bihigineeγer
ehiginneeγer
kinilerdeeγer
Tablo 10: Yakutçadaki şahıs zamirlerinin hal çekimi7
Yakutçadaki şahıs zamirlerinin hal çekiminde gramatikal biçimlerle beklenen biçimler arasında büyük farklar görülür. Soldan ikinci sütunda hal eklerinin gramatikal
biçimleri verilmiştir. Zamir çekimine dikkatle bakıldığında sadece 3. (tekil ve çoğul)
şahıs zamirinin oldukça kanonik çekim paradigmalarına sahip olduğu görülür. Daha
az kanonik paradigmalar 1. ve 2. çoğul şahıs zamirlerine aittir. En az kanonik olanlar
ise 1. ve 2. tekil şahıs zamirlerinin çekim paradigmalarıdır. Tabloya göre düzensizlikler hakkında şunlar söylenebilir:
Gövdenin bütünüyle değiştiği güçlü süplesyon yoktur ama 1. ve 2. tekil şahıs zamirlerinin gövdelerinde ses düşmesi ve ses ilavesinin sonucunda ortaya çıkan kısmî
süplesyondan ve gövde genişlemesinden söz edilebilir: m/in/ ~ m/Ø/iexe, e/n/ ~
e/y/iexe, m/in/ ~ m/iigin/, e/n/ ~ e/yigin/. Bu örneklerde süplesyon, gövde genişlemesi
ve özerk ek kullanımı etkileşim halindedir.
bih/igi/ ~ bih/Ø/iexe, eh/igi/ ~ eh/Ø/iexe biçimlerinde /igi/ ~ /Ø/ apofonisi
özerk -iexe ekiyle etkileşim halindedir.
7
Diğer Türk dillerinden farklı olarak Yakutçada ilgi hali bulunmaz, bulunma ve yönelme
halleri iç içe geçmiştir, parçalılık ve karşılaştırma halleri gelişmiştir, vasıta ve birliktelik
halleri Eski Türkçedeki gibi farklı morfemlerle iletilir (Pakendorf 2007: 94-207).
Eyüp Bacanlı
58
Analojik yollarla 1. ve 2. çoğul şahıs zamirlerinin sonundaki /igi/ fonem zinciri
ve özerk ekli çekimleri 1. ve 2. tekil şahıs zamirlerine de transfer edilmiş ve yönelme
hali çekimi haricinde gövdeler çekimde genişlemiştir: min ~ miigi(n), en ~ eyigi(n).
Eklerde de bir takım düzensizlikler dikkati çeker. En büyük ek düzensizliği yönelme hali çekiminde görülür. Düzenli ek -GA üst yazımıyla gösterilmesine rağmen
3. çoğul şahıs haricinde diğer bütün şahıs zamirleri -iexe ekiyle birleşir. Bu ek, kim
zamiriyle de birleşir: kimiexe ‘kime?’.8 Parçalılık halinde beklenen -de/-te yerine -ne
ve -e özerk ekleri kullanılır. Son olarak 1. ve 2. tekil şahıs zamirlerinin yükleme hali
çekiminde /i/ fonemi eksilir.
Çuvaşçada 1. ve 2. çoğul şahıs zamirlerinin çekiminde apofonilerin, gövde
genişlemesinin ve biçim bolluğunun etkileşimi görülür. /e.ir/ seslerinin çekimde /ir/
sesine dönüşmesi apofoniye işaret etmektedir. /ir/ fonemleri hal çekiminde görülen
dolaylı gövdenin varlığına işaret etmektedir. Birden fazla morfemde ve ikiden fazla
hücrede ortaya çıktığı için bu düzensizlik, süplesyondan beklenen ‘tek’ olma
ilkesiyle de çelişmektedir. Çuvaşçada 1. ve 2. çoğul şahıs zamirlerinin hal çekim
tablosundaki hücrelerde apofoni, gövde genişlemesi ve biçim bolluğu etkileşim
halindedir.
Haller
YALIN
YÜKL/YÖNL
İLGİ
BUL
AYR
VAS
1.Ç.Ş.
epir
pire
2.Ç.Ş.
esir
sire
pirĩn
pirĩnte/pirte
pirĩnten/pirten
pirĩnpe
sirĩn
sirĩnte/sirte
sirĩnten/sirten
sirĩnpe
Tablo 11: Çuvaşçada 1. ve 2. çoğul şahıs zamirlerinin çekiminde hal apofonisi
Kazakça ve Altaycada tekil şahıs zamirlerinin ayrılma hali biçimlerinde ekin ilk
ünsüzü düşer, 3. tekil şahıs çekiminde ise gövdedeki /l/ ünsüzü, yerini eski süpletif
(an+) biçimlerin kalıntısı olan /n/ ünsüzüne bırakır. Buradaki etkileşimli düzensizlik
3. şahıs zamirinde ortaya çıkmaktadır. Hücrelerde hem gövdede kısmi süplesyon hem
özerk ek hem de zamir n’si iç içe geçmiş durumdadır.
1.T.Ş. men
Kazakça
Altayca
Gramatikal
Biçim
menen
meneŋ
Beklenen
Biçim
*menden
*menneŋ
2.T.Ş. sen
Gramatikal
Biçim
senen
seneŋ
Beklenen
Biçim
*senden
*senneŋ
3.T.Ş. ol
Gramatikal
Biçim
onan
onoŋ
Beklenen
Biçim
*oldan
*oldoŋ
Tablo 12: Kazakça ve Altaycadaki tekil şahıs zamirlerinin ayrılma hali biçimleri
8
Bu özerk ekin üst yazımı -IaxA/-UaxA şeklindedir, çünkü işaret zamiri bu ve ol’un çekimi
manıaxa ‘buna’, onuoxa ‘ona’ şeklindedir (Krueger 1962: 107).
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
59
Hakasçada ol zamirinin ayrılma ve vasıta hali için annaŋ biçimi kullanılır (Tablo 8).
Gövde konumundaki ol ~ an ilişkisi süpletif olduğu için annaŋ sözcük biçiminde
süplesyon ve sinkretizm etkileşim halindedir.
10. Sonuç
Türk dilleri aşırı eklemeli ve kuralcı yapılarıyla bilinir. Böyle algılanmalarına rağmen
Türk dillerinin zamir çekimi paradigmaları, isimlerin aksine ‘morfolojik şeffaflık’
ilkesinin en çok ihlal edildiği alanlardır. Çekim paradigmalarında süplesyon, apofoni,
gövde genişlemesi, sinkretizm, biçim bolluğu, özerk ek, zamir n’si faktörü ve nihayet
bunların çeşitli etkileşimleriyle karşılaşılmaktadır.
Kısaltmalar
AYR – Ayrılma Hali, BİRL – Birliktelik Hali, BUL – Bulunma Hali, Ç – Çoğul, EŞİT –
Eşitlik Hali, İLGİ – İlgi Hali, KARŞ – Karşılaştırma Hali, PARÇA – Parçalılık Hali, Ş –
Şahıs, T – Tekil, VAS – Vasıta Hali, YALIN – Yalın Hal, YÖN – Yön Hali, YÖNL – Yönelme Hali, YÜKL – Yükleme Hali
Kaynaklar
Aşnin, F. D. 1988. Liçnıye i liçno-ukazatel’nıye mestoimeniya. E. R. Tenişev (ed.) Sravnitel'no-istoriçeskaya grammatika tyurkskix yazıkov - Morfologiya. Moskva: Nauka. 202–
209.
Bacanlı, Eyüp 2011. Inflectional Suppletion in Turkic Languages. Folia Linguistica Historica
32, 1–42.
Bacanlı, Eyüp 2012a. Tarihi ve Çağdaş Türk Dil Türlerinde Karşılaştırma Sıfatlarındaki Düzensizlikler. Mehmet Naci Önal (ed.) IV. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu
Bildirileri 2. Cilt (Muğla Üniversitesi, 22-24 Aralık 2011). 293–297.
Bacanlı, Eyüp 2012b. Çulım Türkleri ve Dilleri. Tehlikedeki Diller Dergisi - Türk Dilleri 1,
61–79.
Baskakov, N. A. & Borgoyakov, M. İ. & Grekul, A. İ. & Donidze, G. İ. & Pataçakova, D. F.
1975. Grammatika xakasskogo yazıka. Moskva: Nauka.
Blagova, F. G. 1988. Skloneniye liçnıx i ukazatel’nıx mestoimeniy. E. R. Tenişev (ed.) Sravnitel'no-istoriçeskaya grammatika tyurkskix yazıkov - Morfologiya. Moskva: Nauka. 210–
255.
Brown, Dunston vd. 2012. Defining ‘periphrasis’: key notions. Morphology 22, 233–275.
Carstairs, Andrew 1988. Some implications of phonologically conditioned suppletion. Yearbook of Morphology 1, 67–94.
Corbett, Greville G. 2000. Number. New York: Cambridge University Press.
Corbett, Greville G. 2007. Canonical typology, suppletion, and possible words. Language 83,
8–42.
60
Eyüp Bacanlı
Corbett, Greville G. 2011. Higher order exceptionality in inflectional morphology. Simon,
Horst J. & Wiese, Heike (eds.) Expecting the unexpected: exceptions in grammar. Berlin:
Mouton de Gruyter. 107–126.
Demirci, Kerim 2010. Teorik Bir Yaklaşımla Zamirler. Ankara: Grafiker Yayınları.
Dressler, Wolfgang U. 1990. Sketching submorphemes within natural morphology. MendezDosona, Julian & Pensa, Carmen (eds.) Naturalists at Krems. Salamanca: Universidad de
Salamanca. 33–41.
Durmuş, Oğuzhan 2009. Çuvaşçanın Şekil Bilgisi. [Yayımlanmamış Doktora Tezi] Trakya
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Erdal, Marcel 2004. A grammar of Old Turkic. Leiden: Brill.
Grönbech, Kaare 2000. Türkçenin Yapısı. Ankara: TDK Yayınları.
Juge, Matthew L. 1999. On the rise of suppletion in verbal paradigm. Chang, Steve S. &
Liaw, Lily & Ruppenhofer, Josef (eds.) Proceedings of the twenty-fifth annual meeting of
the Berkeley Linguistics Society. Berkeley: Berkeley Linguistics Society. 183–194.
Karaağaç, Günay 2012. Türkçenin Dil Bilgisi. Ankara: Akçağ.
Karademir, Fevzi 2011. Eş Zamanlı Bakışla Türkiye Türkçesinde Yardımcı Ünsüzler. Turkish
Studies 6/2, 561–598.
Kocasavaş, Yıldız 2004. Türkçede Şahıs Zamirleri. Ankara: Türk Dil Kurumu.
Koçoğlu Gündoğdu, Vildan. 2012. Günümüz Tuva Türkçesi (Giriş, Dil Özellikleri, Metinler,
Söz Dizini). [Yayımlanmamış Doktora Tezi] Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Korkmaz, Zeynep 2007. Türkiye Türkçesi Grameri - Şekil Bilgisi (2. baskı). Ankara: Türk Dil
Kurumu.
Krueger, John R. 1962. Yakut manual. Bloomington: Indiana University.
Lyons, John 1968. Introduction to theoretical linguistics. Cambridge: Cambridge University
Press.
Matthews, Peter H. 22007. The concise Oxford dictionary of linguistics. Oxford: Oxford
University Press.
Mel’çuk, Igor 1994. Suppletion: towards a logical analysis of the concept. Studies in Language
18/2, 339–410.
Mel’çuk, Igor 2006. Suppletion. Beck, David (ed.) Aspects of the theory of morphology (by
Igor Mel’čuk). Berlin & New York: Mouton de Gruyter. 405–467.
Moravcsik, Edith A. 1994. Group plural: associative plural or cohort plural. Email document,
LINGUIST List: Vol 5-681. 11 June 1994. ISSN: 1068-4875.
Nubling, Damaris 1998. Zur Funktionalität von Suppletion. Germanistische Linguistik
141/142, 77–101.
Pakendorf, Brigitte 2007. Contact in the prehistory of the Sakha (Yakuts): Linguistic and
genetic perspectives. Utrecht: LOT.
Róna-Tas, Andras. 1998. The reconstruction of Proto-Turkic and the genetic question.
Johanson, Lars & Csató, Éva Á. (eds.) The Turkic languages. London, New York:
Routledge. 67–80.
Stachowski, Marek & Menz, Astrid 1997. Yakut. Johanson, Lars & Csató, Éva Á. (eds.) The
Turkic languages. London, New York: Routledge. 417–433.
Thornton, Anna M. 2011. Overabundance (multiple forms realizing the same cell): A noncanonical phenomenon in Italian verb morphology. Maiden, Martin vd. (eds.)
Morphological autonomy: Perspectives from Romance inflectional morphology. Oxford:
Oxford University Press. 358–381.
Türk dillerinin şahıs zamirlerinde düzensizlikler
61
Thornton, Anna M. 2012. Overabundance in Italian verb morphology and its interactions with
other non-canonical phenomena. Stolz, Thomas vd. (eds.) Irregularity in morphology (and
beyond). Berlin: Akademie Verlag. 251–269.
Vennemann, Theo 1972. Rule inversion. Lingua 29, 209–242.
Veselinova, Ljuba N. 2006. Suppletion in verb paradigms. Amsterdam & Philadelphia:
Benjamins.