EFSANE RÖPORTAJLAR SALİM USLU’nun Erdoğan-Davutoğlu KIYASLAMASI Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında benzerlikler ve farklılıklar nedir? Türkiye Büyük re Millet Meclisi İda Amiri Salim Uslu, na gazetemiz adı ara başarılı röportajl imza atan Efsane t, ase siy Güzeldereli’ye günçalışma hayatı ve mli deme dair çok önerde değerlendirmele bulundu. Sosyal medyayı iyi kullanıyor mu? “Klavye kahramanları” dedikleri kimlerden oluşuyor? Kendi ifadesiyle tesadüfen öğrendikleri eşinin rahatsızlığıyla ilgili duygu ve düşünceleri nelerdir? Dünyadaki ve Türkiye’deki sendikal hareketin geleceğini nasıl görüyor; sendikacılık bitiyor mu? ‘Uslu’ soyadını nasıl aldılar. Bundan önceki soy adları neydi? … ve daha pek çok bilinmeyen… Efsane GÜZELDERELİ’nin röportajı ÇARŞAMBA günü YediGün’de BULUNDULAR Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com 20 Ocak 2015 Salı Antalya’nın Kemer ilçesinde Likya Yolu yürüyüşü sırasında kaybolan bir İngiliz ve iki Hollandalı kurtarıldı. Arama çalışmalarına karadan katılan ekipler, bir İngiliz ve iki Hollanda vatandaşının görüldüğü bölgeye sevk edildiler. İlçe Jandarma Komutanlığı, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ile Antalya Büyükşehir Belediyesinin arama kurtarma ekipleri özverili gayretlerinin karşılığını aldı ve üç turistin sağ salim kurtarılmasını sağladı. Karanlığı aydınlatan siyah Martin Luther King ilham vermeye devam ediyor Amerikan yurttaşlık hakları hareketi önderi Martin Luther King, doğumunun 86. yıl dönümünde siyahiler için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Ülke genelinde resmi tatil olan ve her yılın ocak ayının üçüncü pazartesi günü olarak belirlenen Martin Luther King Günü, bu yıl siyahilere karşı polis şiddetinin yakın zamanda hiç olmadığı kadar gündemde yer aldığı bir dönemin ardından kutlanıyor. TOKİ’nin ‘indirim’i sevindirdi Irkçılık tartışmalarının yeniden patlak verdiği ülkede, Ferguson'da geçen yılın ağustos ayında 17 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ın ölümüyle ilgili toplanan jürinin, beyaz polis memuru Darren Wilson'ın yargılanmasına gerek olmadığı yönündeki kararı, New York'ta siyahi Eric Garner'ı kaçak sigara sattığı iddiasıyla gözaltına alma girişimi sırasında boğarak öldüren polis memurunun yine jüri tarafından aklanması, tüm ülkeyi ayağa kaldırdı. HABERİ 12. SAYFADA TOKİ Başkanı Ergün Turan şubat ayı sonu ile mart ayı sonunda indirim kampanyası başlatacaklarını duyurdu. 2015 yılında atılım yapmaya hazırlanan ve bu yılı sosyal konutlara ayırmayı planlayan TOKİ’nin Başkanı Turan, Kanal 7’de yayınlanan Başkent Kulisi’nde konuşurken ‘indirimli ev’ müjdesi verdi. Ergün Turan, “Vatandaşımıza müjde verebiliriz. Çalışmalarımızı yapıyoruz, kamu bankalarıyla görüşüyoruz. İnşallah şubat ayının sonu ile mart ayının sonu arasında bir aylık bir indirim kampanyası yapacağız. Kampanya tamamen vatandaşlarımızın lehine ve beklentilere göre yapılacak” diye konuştu. ‘İstişare’ tamam ABD genelinde resmi tatil olan Martin Luther King Günü, siyahilere karşı polis şiddetinin gündemde olduğu bir yılın ardından kutlanıyor. Yakın zamanda birçok siyahinin polis tarafından öldürülmesi ve haftalarca süren sokak olaylarındaki kararlılığın ardında Martin Luter King’in ilham veren mücadele gücü yatıyor. Tarım ve Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5. Olağan Genel Kurulunda yapılan konuşmalarda iş kolunun ve Türkiye’nin sorunları ile dünyadaki gelişmelere dikkat çekildi. Adem Yavuz Irgatoğlu Bakış Açısı 9. Sayfada Fehmi Koru Avrupa’dan bakınca Türkiye tablosu 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut Tarım ve Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5. Olağan Genel Kurulu, Başkent Öğretmen Evi’nde gerçekleştirildi. Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Genel Kurul’a Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ile Sendika’nın il ve bölge temsilcileri katıldı. Tek liste ile seçimlere katılan mevcut Başkan Günay Kaya, yeniden başkanlığa seçildi. Genel Kurul’da konuşan Kaya, Toç Bir-Sen olarak ilkeli, onurlu ve soylu sendikal mücadelelerinde destan yazdıklarını belirtti. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da konuşmasında önemli konulara değindi. Kenan ERGEN’in Özel Haberi 4. SAYFADA 8. Sayfada ������������� Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi Gazetemizi https://www. /yedigun.gazetesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında, istişare ve danışma mekanizmasının yeterince işletilemediği" yönündeki eksikliği dile getirmesi ve bu eksikliğin giderilmesini amaçlayan kendi başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısı Ak Saray’da yapıldı. Toplantıda, bazı bakanlar ekonomi, çözüm süreci, güvenlik, asayiş, Suriye ve Irak'taki gelişmeler, ithalat ve ihracatta durum, Avrupa Birliği ile ilişkiler, küresel terör gibi konularda sunumlar yaptı. Erdoğan’ın Başkanlık yaptığı Bakanlar Kurulu toplantısının ardından görüşülen konular hakkında açıklama yapıldı. İçişleri Bakanlığı Personeli Yer Değiştirme ve Atama Yönetmeliği'nde değişiklik HABERİ 12. SAYFADA 2 TV / MAGAZIN SINEMA 20 Ocak 2015 Salı “Korkular bana cesaret verir” İSTANBUL - Özcan Deniz’in senaryosunu yazıp, yönetmenliğini üstlendiği Sevimli Tehlikeli filminin başrol oyuncusu Ayça Ayşin Turan, ilk başrol deneyimini, yönetmeni Özcan Deniz’i ve çekimlerde ölümden döndüğü saniyeleri anlattı. Dünyaca ünlü model Miranda Kerr’e benzerliğiyle dikkat çekiyor Ayça Ayşin Turan, ilk başrol deneyimini, yönetmeni Özcan Deniz’i ve çekimlerde ölümden döndüğü saniyeleri anlattı. Yönetmen olmak isterken, kendini kamera önünde bulmuşsun. Nasıl başladı serüvenin? Üniversite eğitimi için Sinop’tan İstanbul’a geldim. Sinema TV bölümünde okudum. O dönemde Tümay Özokur’la tanıştım. Sonra kamera önüne transfer oldum. Görüntü yönetmeni ya da fotoğrafçı olmak istiyordum. Makinelere ve kameralara çok ilgim var. Ancak ileride neden olmasın? Kendi filmimi çekmek çok isterim. Tedirginlik yaşamadın mı ilk teklif geldiğinde? Korkular beni daha da cesaretlendirir. Çünkü özgüveni tam olan bir insanım. O yüzden cesurca adımlar atabiliyorum. Oyunculuk eğitimi aldın mı? Okuldayken oyunculuk derslerimiz vardı. Ancak ben gözlemlemeyi çok seviyorum. Çevremde o karaktere benzeyen insanları gözlemliyorum. Özcan Deniz’in Sevimli Tehlikeli filminde başrol oynuyorsun. Canlandırdığın Zeliş karakterini anlatır mısın? Kuleye hapsolmuş bir prenses gibi. Cıvıl cıvıl bir kız. Dış dünyaya kapalı bir hayatı var. Annesi onu doğururken ölmüş. Babası Hakkı ise ona kendi evlerinin sınırında, kendi kuralları ile yaşanacak bir hayat diretmiş. İstemediği bir evliliğin eşiğindeyken masalsı bir yolculuğa çıkacak. Birden hayatına girecek olan Zarok, hem gerçeği hem de aşkı bulmasını sağlayacak. Cesur bir kız. Vizyona yeni girecek filmler 05:13İstiklal Marşı ve Günün 05:15 Ana Ocağı 06:40 1'de Sabah 09:001'de Bugün 09:15 Beni Böyle Sev 11:25 İyi Fikir 13:25 Ana Ocağı 15:00 Annem Söyler Ben Yaparım 16:10 1'de Bugün 16:25 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Filinta 23:00 Bak Hele Bak 00:00 Annem Söyler Ben Yaparım 01:00 Beni Böyle Sev 02:35 Komiser Rex Zeliş için özellikle gözlemlediğin biri var mıydı? Zeliş’i Özcan Deniz’le beraber çıkardık aslında. Benim de içimde varmış aslında bir Zeliş. Onunla birlikte o yönümü ben de keşfetmiş oldum. Kendinizi tanımaya başlıyorsunuz. Sen de Zeliş kadar cesur musun? Benim sonuna kadar gitmem için inanmam gerekir. İnanmıyorsam kesinlikle gidemem. İki dizi tecrübesi dışında oyunculuk yapmamış biri olarak sinemada başrol oynamak seni tedirgin etmedi mi? Hiçbir zaman yeterli olacağımı düşünmüyorum. İnsan her zaman değişim ve gelişim içindedir. Belki bundan 10 sene 20 sene sonra da yeterli görmeyeceğim. Çünkü sürekli bir şeyler öğreniyorsunuz. Başta çok acemiydim. Kendimi geliştirerek bugünlere geldim. İnşallah güzel olmuştur ve beyazperdede hep birlikte izleriz. Özcan Deniz nasıl bir yönetmen? İnanılmaz keyifli… Sette kendinizi güvende hissettiriyor. Hep söylüyorum, kamera önünü çok iyi bildiği için, oyuncu psikolojisinden çok iyi anlıyor. Sizin nerede modunuzun düştüğünü ve "Çılgın Dersane: Ada" Beyazperdeye 2007 yılında çekilen ilk yapımla giren "Çılgın Dersane", dördüncü serisi "Çılgın Dersane: Ada" ile izleyicinin karşısına çıkacak. Çekimleri Antalya'da yapılan filmin oyuncu kadrosunda Okan Karacan, Hilmi Cem İntepe, Ozan Aydemir, Serkan Şengül, Biran Damla Yılmaz, Deniz Akcan, Barış Çelikkol, Fulya Keskin, Pınar Akılveren, İrfan Arslanhan, Esra Sönmezer ve Sümer Tilmaç bulunuyor. 06:15 Benim Annem Bir Melek 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 15:00 Alemin Kıralı 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Kaçak 23:30 Kim Milyoner Olmak İster? 01:40 Aliye 02:40 Hayat Devam Ediyor 04:30 Şöhret "Mazlum Kuzey" Başrolünde Önder Açıkbaş'ın yer aldığı "Mazum Kuzey" filminde Turan Selçuk Yerlikaya, Seçil Buket Akıncı, Dilberay ve Gülten Çelik'in yanı sıra konuk oyuncu olarak da Murat Dalkılıç, Tolgahan Sayışman, Kahtalı Mıçı, Yüksel Aytuğ ve Erkan Can rol alıyor. Yapımcılığını Şükrü Avşar'ın üstlendiği filmin yönetmen koltuğunda ise Ali Adnan Özgür oturuyor. 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE DİZİ-TEKRAR 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI KADIN PROGRAMI-CANLI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:45 YABANCI SİNEMA KAN VE KEMİK 21:30YABANCI SİNEMA 23:30 HAYATIN RENGİ 01:20 YABANCI SİNEMA KAN VE KEMİK -TEKRAR 02:40 YABANCI SİNEMA RAKİPSİZ-TEKRAR 04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:10 BOKS GECESİ 20:00 KAÇAK Ertan, gireceği yeni işte babasını ve Serhat'ı şaşırtacak kadar büyük oynar. Cemile, Tülay'la baş etmek için onu sevgilisinin silahıyla vurmak ister. Tülay için kurduğu planı yürütürken diğer yandan Seyfi'yle bir olup Ertan'ı da oyundan uzaklaştırmaya çalışacaktır. Merve ve Serhat'ın evlilikleri Serhat ve ekibinin gazabına mı uğrayacak? Serhat, ekibinin tepkilerini göz önüne alarak kaybettiği itibarını geri kazanmaya çalışacak.Umut, okulda yaşayacağı sorunla baş etmek zorunda kalırken babası Serhat imdadına yetişecektir. nerede ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. O yüzden çok büyük destekçi oldu sette. Benim kaygılarımı yok etti. Sert bir yönetmen mi? Eli maşalı… Şaka şaka, çok sevimli bir setimiz vardı ama… Filmin adı gibi sevimli ve tehlikeli bir set olmuş. Çatıdan düşmüşsün… Neden dublör kullanmadın? Adrenalini yüksek bir oyuncuyum ben. Gözüm karardı yaptım. Kendime güvendim açıkçası. Ekibime de çok güvendim. Aslında bizim elimizde olmayan sebeplerle yaşanan bir olaydı. Bir aksilik yaşadık, kötü bir andı. Çok korktum. Ne hissettin o an? Filmin içinde hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Düşüşümü gördüm, havada atlarken ayağım kablolara takıldı. Baş üstü çakıldım. Önce kafam çarptı yere çok sert bir şekilde, boynumun kırılma ihtimali çok yüksekti. Daha sonra bacaklarımın çarpışını hissettim. Bir süre şoktan bacaklarımı hareket ettiremedim. Ama sonuca bakacağız, harika bir iş çıktı. Bütün yorgunluklara değdi. Özcan Deniz hep gişesi yüksek filmlere imza attı. Şanslı mı yoksa çok yetenekli misin? Ben bu işte en önemli faktörün şans olduğuna inanıyorum. Şans olmazsa olmaz. Doğru zamanda, doğru yerde doğru insanlarla karşılaşmak o kadar önemli ki o hayatınızın dönüm noktası olabilir. Özcan Deniz hayatının dönüm noktası mı? Kariyer olarak olabilir evet. Şöhret beni değiştirmedi. Sadece daha çok insan beni tanıyor. Çünkü zaten çok sakin ve durgun yaşayan bir insanım. Gece hayatım yok. Ne alkol ne sigara kullanırım. Bu nedenle bir şey değişmedi. Oyunculuk yapmayı hiç düşünmedim ama bir gün bu sektörün içinde olacağımı biliyordum. Çünkü ne istediğimi bilen bir insanım. Sadece o yolda karşıma ne çıkacağını bilmiyorum. 05:40 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün 23:30 Yerli Dizi 19:45 KAN VE KEMİK Orjinal İsmi:Blood And Bone Yönetmen:Ben Ramsey Oyuncular:Michae l Jai White, Julian Sands, Eamonn Walker Yapım Yılı:2009 Tür:Suç/Dram Los Angelesli eski bir dolandırıcı, ölen eski bir dostuna verdiği sözü yerine getirebilmek için yasadışı dövüş dünyasına girer. Maral Büyüksaraç’a 2 yıl hapis cezası İSTANBUL - Ünlü işadamı Mete Büyüksaraç’ın, kızı olan Maral Büyüksaraç, hakkında İstanbul 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın karar duruşmasına avukatı, ailesi ve emekli büyükelçi büyükbabası Olgun Büyüksaraç da katıldı. Geçen 26 Aralık’ta duruşmaya Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Şubesi’nden iletilen raporunda saç numunesinde uyuşturucu maddelerden ’kokain, benzoilekgonin, uyarıcı ve metoklopramid’ bulunduğuna dair rapor verilen Büyüksaraç, hakkında dava açıldığında 17 yaşında olduğunu, stresli, günde 18 saati bulan yorucu bir mesleği olduğunu belirterek eğitim için bulunduğu New York’ta uyku sorunu ile baş edemeyince bir kere uyuşturucu kullandığını kabul etmişti. Maral Büyüksaraç, Türkiye’de hiçbir zaman uyuşturucu satın alıp kullanmadığını savunurken, “Yoğun sigara tükettiğim için bir sonraki içtiklerimi de esrar sandılar. Arkadaşlarım sorduklarında defalarca ‘Hayır’ dedim. Çağatay Ulusoy uyuşturucu operasyonunda içeri alındığında polis beni arayarak en son benimle telefonla görüştüğünü söylediğini belirttiler. Bildiğimi anlattım, bu kadar. Şüpheli bir durum olsa bu kadar süre beklenilmezdi sanırım" demişti. "Leviathan" Bu yıl 72'ncisi düzenlenen, sinema ve televizyon dünyasının en prestijli ödülleri arasında yer alan Altın Küre ödül töreninde, "En İyi Yabancı Film" ödülünü alan Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev'in son filmi "Leviathan" izleyici ile buluşacak. Filmin başrollerinde Alexey Serebryakov, Elena Lyadova, Vladimir Vdovichenkov ve Roman Madyanov yer alıyor. Katıldığı pek çok festivalden "En İyi Film" ödülüyle dönen "Leviathan" Rusya'nın da bu yılki Oscar adayı. 00:15 Ütopya 01:30 Ver Fırına 02:30 Aramızda Kalmasın 04:30 Şeffaf Oda 05:30 Para Bende 06:30 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 08:45 Aramızda Kalmasın 11:45 Oynat Bakalım 12:45 Para Bende 14:00 Kaçak Gelinler 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım ALIN 11:00 Bana Her Şey Yakışır 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Küçük Ağa 20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN Defne’nin hamile olmadığını öğrenen Şükran, Yörükhan Ailesi için bomba etkisi yaratacak bu sırrı Yakup’a söyler. Holdingde dönen dolapları öğrenen Ziya bey adeta küplere biner. Yakup kendisini babasının hışmından kurtarmak için, Defne’nin hamile olmadığı açıklar. Ziya Bey’in bu sırrı öğrenmesiyle adeta yer yerinden oynar. Ziya Bey, herkese küser ve evi terk eder. Yörükhan Konağı, adeta matem havasına bürünür. Bu durumda Kahraman’ın vereceği kararlar merakla beklenmektedir. Bütün bu olaylardan sonra iyice yalnızlaşan Kıymet Hanım, bu oyuna bir son vermekte kararlıdır. Hiç kimseye söylemeden tek başına radikal bir karar alır. 20 Ocak 2015 Salı 3 Fehmi KORU Adına festival düzenlenen, lezzetinin yanı sıra iç ürün oranının yüksekliğiyle de ünlü Kaman cevizinden olumsuz hava koşullarına bağlı az verim alınması nedeniyle piyasada Amerika, Azerbaycan, İran ve Çin'den ithal edilen ceviz satılıyor. Kaman cevizi dondu, piyasa ithal cevize kaldı KIRŞEHİR - Kaman Cevizi Üreticileri Kooperatifi Başkanı Arif Göçmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçede ceviz üretiminin 1999 yılından itibaren artarak devam ettiğini söyledi. Kaman'da 22 bin dönüm kapama ceviz bahçesi bulunduğunu belirten Göçmen, normal şartlarda yılda ortalama 200 ile 220 ton arasında ürün elde edildiğini vurguladı. Göçmen, yaşanan don olayına bağlı ilçedeki ceviz üretiminin 'yok' denecek kadar az olduğunu ifade ederek, "İlçemizdeki ceviz türlerinin çoğundan ürün alamadık. Kaman 1 diye adlandırdığımız tür, diğerlerine göre geç çiçeklendiği için dondan yüzde 10 etkilendi. Kaman 1 türünden yaklaşık 20 ton ürün alındı" dedi. Kaman cevizinin lezzeti ile ünlü olduğuna işaret eden Göçmen, ince kabuklu ve içi beyaz olan cevizin 1 kilogramından 650 gram iç ürün alınabildiğini anlattı. Göçmen, Kaman cevizinin özellikleri dolayısıyla diğer yörelerde yetişen ürünlerden daha çok tercih edildiğine dikkati çekerek, "Kooperatif ola- rak, bu durumu göz önünde bulundurarak Kaman cevizi satın almak isteyen vatandaşımızın mağdur olmaması için ilçemizdeki bazı yerlere bir süre uyarıcı pankartlar astık. Vatandaşımıza piyasada çok az Kaman cevizi bulunduğunu bildirerek, Kaman cevizi adı altında satılan ürünler konusunda dikkatli olmalarını istedik" diye konuştu. Kaman cevizi adı altında farklı ülkelerden getirilen cevizin satılmasının, Kaman cevizinin marka değerini düşüreceğini dile getiren Göçmen, şöyle devam etti: "İthal ürünler, bizim cevizimiz gibi lezzetli olmadığı için bu durumun ilerleyen dönemlerde üreticiye de zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu nedenle de imkanlarımız kapsamında önlem almaya çalışıyoruz. Piyasada satılan cevizlerin büyük bölümü iki, üç yıl önceden ülkemize getirilen ithal cevizdir. Amerika, Şili, Azerbaycan, Moldova, İran ve Çin'den getirilen cevizin, 'Kaman cevizi' diye satıldığını görüyoruz. Hatta benim cep telefonuma, Türkiye teslimi gümrük dahil 2.8 dolara ceviz getirebileceğimiz yönünde mesaj geldi. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 8-9 liraya yurtdışından alınan ceviz, kilosu 25 liradan satılıyor. 'İthal ceviz' diye satsalar biz ona saygı duyarız ama cevizin üzerine Kaman cevizi yazarsa biz ona karşı çıkarız. Böyle bir davranış, vatandaşın aldatılmasına yol açıyor." Göçmen, üreticinin don olayı nedeniyle mağdur olduğunu bir de Kaman cevizinin marka değerinin düşürülmesine bağlı ileride yaşanabilecek olumsuzlukları önlemek istediklerini kaydetti. Yaklaşık 250 dönümlük ceviz bahçesinde üretim yapan Hakkı Kulaksız, ilçe merkezindeki iş yerinde Kaman 1 türündeki cevizin kilosunu 35 liraya satıyor. Kulaksız, yılda ortalama 40 ton ürün aldığı bahçesinden, yaşanan don nedeniyle 8,5 ton ürün elde edebildiğini belirterek, "Piyasada Kaman cevizi denilerek, ithal ceviz satılıyor ve bunların hiç lezzeti yok. Vatandaşımızın bu konuda aldatılmasını istemiyoruz. Bu durum üretici olarak bizi de mağdur ediyor" dedi. (AA) Türk firması ''intihar saldırıları''na karşı bariyer sistemi geliştirdi KARAMAN - Karaman'da, yüksek güvenlik ürünleri imal eden bir firmanın, bombalı araçla düzenlenen intihar saldırılarını önlemek üzere tasarladığı bariyer, İngiltere'de girdiği bir testi başarıyla geçti. Yaklaşık 25 yıldır bu sektörde olan White Rose firması, özellikle terör olaylarının sıklıkla yaşandığı ülkelere güvenlik ürünleri ihraç ediyor. Firmanın yeni ürettiği bariyer sistemi, İngiltere'deki Mira Test Merkezi'nde 12 tonluk IWA 14 N3D çarpışma test belgesini aldı. Kameralarca da görüntülenen bu testte, 12 tonluk bir kamyon 80 kilometre hızla gelerek bariyere çarpıyor. Çarpışma sonucu bariyeri geçemeyen kamyon parçalanıyor. Firma sahibi Musa Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni ürünlerin tasarlanmasına önem verdiklerini, gelirlerinin yüzde 25'ini ArGe'ye ayırdıklarını söyledi. Akgül, "Ürettiğimiz bariyerleri genellikle Suudi Arabistan, Suriye, Irak gibi Ortadoğu ülkelerine satıyoruz. Ağırlıklı olarak terörün çok olduğu yerlerde araçlı intihar saldırılarına karşı güvenlik ürünleri üretiyoruz" diye konuştu. Musa Akgül, 2014 yılında "ARMOR" serisi "road blocker" ürününü tanıttıklarını belirterek, şunları kaydetti: "IWA 14 N3D belgesi, 2014 yılında verilmeye başlanan bir test belgesi. Bu belge, eski yıllarda verilen PAS 68 belgesinin yüksek standartlara sahip yeni yüzü. Bu belgeyi alabilmek için çalışmalarımızı başlattık. Gerekli şartları tamamladı. İngiltere'deki teste katıldık. Daha önce 7 tonluk araçlarla bu testi geçenler vardı. Biz 12 tonluk bir araçla bu testi geçtik. Bununla gurur duyuyoruz. Bu belge yurt dışında aranan, sorulan, geçerliliği olan bir belge. Belge, 12 tonluk bir aracın ürünümüzü geçip içeri giremeyeceğinin bir belgesidir. Bu belge sayesinde ürünlerimizi dünyanın birçok yerine daha kolay şekilde gönderebileceğiz." Bariyer hakkında bilgi veren Akgül, şöyle konuştu: "Bariyer, giriş kapılarına kuruluyor. Kapıya gelen bir araç geçiş yapacağında, bariyer açık olduğu için araç kapıda kontrol ediliyor. Güvenliyse, bariyer görevli tarafından açılıyor ve geçiliyor. Kötü niyetli kişiler ise direkt saldıracağı için, araç kesinlikle bu sistemi geçemiyor. Bomba patlayacaksa, çarpışma anında patlıyor. Yani bomba yüklü araç, hedeflediği noktaya ulaşamıyor. Tamamen araçla bombalı saldırılara karşı tasarlanmış bir ürün." IWA 14 N3D; bir araç güvenlik bariyerinin darbelere karşı göstermesi gereken performans gereksinimlerini tanımlayan ve insansız bir aracın bariyere çarpmasıyla oluşan testin sonuçlarını değerlendiren uluslararası çalıştay sözleşmesi. IWA 14; bariyerin yatay çarpışmaya maruz kaldığında, performansının sınıflandırma sistemini tanımlıyor. Şartnamede, aracın tipi, çarpma hızı, ağırlığı ve gerekli diğer ölçümler tanımlanıyor. Araç detayları ve testte kullanılan ekipmanlar, önceden kayıt altına alınıyor. Araç hareketsiz kaldıktan sonra, enkazın büyük parçalarının ve asıl önemli olan tehlikeli madde olduğu varsayılan kargo yükünün bulunduğu yatağın çarpışma sonrası etkin mesafeleri raporlandırılıyor. Bu ölçümler, hangi alanda ne tarz bariyer gereksinimi olduğu konusunda yardım sağlıyor. Ekipmanlar, olası terör saldırılarına karşı gerekli performans hesaplandıktan sonra IWA 14 şartlarına göre sağlandığından, genel kriterlere ve çevre şartlarına uyumlu kurulum gerektiriyor. (AA) SGK'dan sahte telefon uyarısı ANKARA - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından hiçbir vatandaşın "Genel Sağlık Sigortası (GSS) borcunuz var. Verilen hesaba borcunuzu yatırınız" gibi ifadeler kullanılarak telefonla aranmadığı, bu şahıslara hiçbir şekilde itibar edilmemesi gerektiği bildirildi. SGK'dan yapılan açıklamada, son dönemde kurumun adını veren bazı şahısların, vatandaşları telefonla arayarak GSS prim borçlarını silmek için bildirdikleri banka hesabına para yatırmalarını istediklerinin ve vatandaşlardan haksız menfaat elde etmeye yönelik teşebbüste bulunduklarının tespit edildiği belirtildi. Herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayanların, 1 Ocak 2012'den itibaren GSS kapsamına alındığı hatırlatılan açıklamada, bu kapsamda tescil edilen vatandaşların yaptığı gelir testi başvurusu sonucunda, aile içinde kişi başına düşen aylık gelirinin tespit edildiği ve ödemeleri gereken GSS primlerinin vatandaşlara posta yoluyla bildirildiği ifade edildi. Açıklamada, ödemelerin SGK ile anlaşmalı bankalara, PTT şubelerine ve kurum web sayfası üzerinden kredi kartıyla yapılabildiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi: "Ayrıca zorunlu GSS tescil ve prim borcu durumunu öğrenmek isteyen vatandaşlarımız, Kurum ünitelerimizden ya da www.sgk.gov.tr adresindeki 'E-SGK/E-Hizmetler/GSS Tescil ve Prim Borcu Sorgulama' ekranından kimlik bilgileriyle sorgulama yapabilmektedir. Kurumumuz tarafından hiçbir vatandaşımız 'GSS borcunuz var. Verilen hesaba borcunuzu yatırınız' gibi ifadeler kullanılarak aranmamaktadır. Vatandaşlarımızın bu tarz bir yaklaşım içerisinde olan şahıslara hiçbir şekilde itibar etmemelerini ve bu şahısların verdikleri banka hesabına herhangi bir para yatırmamalarını, böylelikle olası dolandırıcılık girişimlerinin önüne geçilebileceğini bildiririz." (AA) fkoru@gmail.com fkoru@htgazete.com.tr bölge haberlerİ Avrupa’dan bakınca Türkiye tablosu VİYANA-İKİNCİ Dünya Savaşı’nda binalarının yarıya yakını tahrip olmuş bir kentte, inşasına 1692 yılında başlanmış ve savaşları sıyrıksız atlatmayı başarmış Liechtenstein Prensliği’ne ait görkemli sarayda Türkiye konuşulurken, insanın içi bir hoş oluyor. İçimin bir hoş olmasının sebebi, sarayın girişinde bizi karşılayan Quartet’in Viyana’ya has müziği değil... Saray’ın dört bir tarafına sinen biraz Osmanlı korkulutarih de değil... İnsana acizliğini unuttursun diye tavanlara çizili dev figürler de değil... Hoşluk, toplantıya katılan Avrupalı siyasetçilerin Türk ekonomisi konuşulurken ağızlarından çıkan övgü dolu sözler ile aynı ağızlardan işitilen günümüzdeki bazı uygulamalara yönelik eleştirilerin denge bozucu ahenksizliği yüzünden... İşadamı Ahmet Arslan’ın başlattığı “Fikir Sofrası” geleneksel toplantılarının Denizbank destekli sonuncusu için Viyana’dayız. Ekonomi bakanı Nihat Zeybekci ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinden sorumlu bakan Volkan Bozkır’ın katılımıyla iki ayrı oturumda Türkiye’yi konuşuyoruz. Türkiye’den gelen çekirdek kadroyu Avrupa’dan katılan Türk ve Türk-olmayan konuklar zenginleştiriyor. Viyana kapılarına kadar iki kez gelmiş Osmanlı’nın mirasını günümüzde Türkiye temsil ediyor. Türkiye’de Osmanlı geçmişini her an hayırlı yâd eden bir siyasi parti iktidarda. Tarihî geçmişle bugünkü tavırlar arasında ilişki kurmak ne derece doğru olur, bilinmez; ama bir gerçek şu: AB içerisinde Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan ülkelerin ilk sıralarında Avusturya bulunuyor. Oysa, nüfus ve yüzölçümü bakımından küçük Avusturya’da, her biri ülkeye tam uyum içerisinde -yarısı çoktan Avusturya vatandaşı olmuş250 bin civarında Türk yaşıyor. Avusturya Parlamentosu’nun üç üyesi Türkiye kökenli. Otele girdiğimizde karşılayan bell-boy, sokağa çıkınca binilen taksinin şoförü, cebinde “Presse” kartı taşıyan kameraman da öyle... Böyle bir ülkenin, Türkiye’nin AB üyesi olmasına en yüksek itirazı yapması, tarihe saplanmışlık dışında ne ile açıklanabilir? Avusturyalı katılımcılar, bu tavırlarını, Türkiye’nin hatalarına ve eksikliklerine bağlama niyetindeler. Özgürlükleri daraltma girişimleri, basına siyasetin müdahalesi ve hapisteki gazeteciler, birbiri ardına sıralanan zayıf halkaları Türkiye’nin... Hapisteki gazetecilerin aslında gazeteci olmadığına dair belgeli açıklamalar, Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye, basını en özgür ülke” dediği gün bir gazetenin dağıtımına müdahale edilmesi gerçeğinin gölgesinde kalıyor. Brüksel’de aynı gün AB tarafından açıklanan Türkiye’yi basın özgürlüğü ihlalleri konusunda eleştiren raporun da... Halbuki, Avusturyalı patronların gözü, dinamikliğiyle iştah kabartan Türk ekonomisinde. Toplantıda yanıma düşen ülkemize hayli yüklü yatırım yapmış şirketin patronu “Yatırımcı için en önemli unsur ülkenin siyasi istikrarıdır” diyor; o da Türkiye’de var. Ancak yatırımcıların, Türkiye’ye yatırım yaptıkları için son zamanlarda çevrelerinden aldıkları eleştirilerden bayağı etkilendikleri anlaşılıyor. “Gün geçmiyor, Avusturya gazeteleri Türkiye’de meydana gelmiş bir olayı büyüterek yansıtmasın. Yetkili ağızların şaka yollu takılmaları bile ciddi bir politika değişikliği olarak yansıyor Avusturya basınına” dedi bir yetkili. Her gün yeni bir olumsuz haberle karşılaşan Avusturyalıların Türkiye’ye bakışı bu yıkıcı etkinin altında. “Fikir Sofrası” toplantısı, katılımcıların ilk ağızdan işittikleriyle, daha gerçeğe yakın bir Türkiye tablosunu sundu. Avusturyalılar AB üyeliğimize itiraz etmenin kendi çıkarlarına da ters düştüğünü gözleri açılarak öğrendiler. Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine uyumda kararlılığını da... Doğrusu o kararlılığı yeniden işitmek bizler için de yararlı oldu. 19 Ocak 2015/ HABER TÜRK Cadde GÖÇTÜ ANKARA - Başkentte bir inşaatın hafriyat çalışmaları sırasında caddede göçük oluştu. Edinilen bilgiye göre, Mamak'ta Durali Alıç Mahallesi 937. Cadde'nin bir kısmında, bölgedeki bir inşaatın temeli için kazı yapılırken göçükler meydana geldi. Yaklaşık 50 metrelik kısımda oluşan göçük nedeniyle cadde ulaşıma kapandı. Göçük oluşan kısım ahşap bariyerlerle kapatıldı. Mahalle sakinlerinin yetkililerden yardım talep ettiği, çalışmaların başlatılacağı bildirildi. (AA) 4 ANKARA 20 Ocak 2015 Salı Toç Bir-Sen’de, 5’inci Genel Kurul heyecanı Tarım ve Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5. Olağan Genel Kurulu yoğun katılımla gerçekleştirildi. Tek liste ile seçimlere katılan mevcut Başkan Günay Kaya, yeniden başkanlığa seçildi. Genel Kurul’da konuşan Kaya, Toç Bir-Sen olarak ilkeli, onurlu ve soylu sendikal mücadelelerinde destan yazdıklarını belirtti. KENAN ERGEN Tarım ve Orman Çalışanları Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5. Olağan Genel Kurulu, Başkent Öğretmen Evi’nde gerçekleştirildi. Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Genel Kurul’a Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ile Sendika’nın il ve bölge temsilcileri katıldı. Genel Kurul öncesi kuran tilaveti yapıldı. Akabinde saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan Genle Kurul’da konuşan Gündoğdu ve Kaya, Güncel hem güncel konular değindi hem de sendikalarının çalışmalarından bahsetti. GÜNDOĞDU SERT ÇIKTI Divan Kurulu’nun seçiminin ardından Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, gelişen ve güçlenen Trkiye vurgusu yaparak, çeşitli oyunlarla bunun önüne geçilmeye çalışıldığını söyledi. Gündoğdu, Gezi olaylarından Fransa’daki dergi baskınına kadar çok sayıda güncel konulara değinerek, Türkiye ve İslam dünyası üzerinde oynana oyunlara dikkat çekti. Gezi Parkı’nda 11 ağaçtan 9’unun taşındığını ikisinin ise cinsi itibariyle kesilmek zorunda kalındığını belirten Gündoğdu, “ 2 ağacı bahane edip, halkın seçtiği bir hükümeti devirmeyi hedefleyen “Gezi zekalılar” Yalova’da kesilen o kadar ağaç için neden ses çıkarmadılar. Çünkü amaçları, -bir sanatçının attığı tiwet gibi- ağaç değil” diye konuştu. Gündoğdu, sivil toplum örgütlerinin artık güçlenerek, söz sahibini olduğunu belirtti. Memur-Sen ve Toç-BirSen’in bundan yıllar önce bu gece sahip olsaydı Ne menderes, Ne Özal bu talihsizlikleri ve kaderi yaşamazdı” diye konuşan Gündoğdu, “Ahmet Nejdet Sezer ve Demirel gibiler Cumhurbaşkanı olamazdı” dedi. Gündoğdu’nun bu sözleri salonda uzun süre alkışlandı. “BATI’NIN İNSANCILLIĞI SAHTE” Toç Bir-Sen 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Genel Başkan Günay Kaya yetkili sendika. Kaya, Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak üstlendikleri sorumluluğun bilinciyle, üyeleri, tüm kamu çalışanları, millet, insanlık, tarih ve dünya mazlumları için ter akıttıklarını söyleyerek; “Bu ter, anlamlı, değerli ve çok ahlaklı bir terdir” dedi. Genel Başkan Kaya, Suriye’de, Arakan’da, Irak’ta, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Mısır’da ve dünyanın diğer mazlum coğrafyalarında kadın-erkek, çoluk-çocuk, gençyaşlı demeden insanlık katledilirken susan Batı’nın, Paris’te yaşanan terör olayı karşısında sergilediği tutumun manidar olduğunu belirtti. Kaya 12 insan için Batı Dünyası’nın ayağa kalkması anlamlıdır; ama iki milyon Iraklı’nın katledilmesini canlı yayınlardan izlemek manidar değil midir? Her Ramazan ayında misket bombalarının, varil bombalarının altında 5 yaşındaki çocukların, beşikteki, kundaktaki yavruların katledilmesini acaba insaniyetin, vicdaniyetin, Batı hümanizminin neresine koyacağız” dedi. Yaşanan vahşet karşısında susan Batı’nın vicdanı olmadığını ve timsah gözyaşı döktüğünü kaydeden Genel Başkan Kaya şöyle konuştu: “Arakan’da binlerce insan katlediliyor, Batı’nın kılı kıpır- Adem Yavuz IRGATOĞLU ayavuz.irgatoglu@gmail.com BAKIŞ AÇISI Sizi gidi cici demokratlar olarak daima, çalışanların maddi ve manevi hukukuna titrediklerini kaydeden Genel Başkan Günay Kaya; “Çalışan ve yöneten arasındaki ilişkileri en iyi organize eden STK’lardır, sendikalardır. Biz TOÇ BİR SEN olarak bu noktaya çok ama çok ehemmiyet gösterdik. Diplomatik nezaketten asla taviz vermedik. Bir şube müdürünün odasına dahi nezaketsizlik yapıp önümüzü iliklemeden külhanbeyi vari girmedik. Nezaket, terbiyemiz, medeniyetimiz neyi gerektiriyorsa öyle yaptık. Ama kardeşlerim bu bizim uysal koyun olduğumuz anlamına gelmiyor. Bizim yöneticilerimize saygımız var; fakat bizde onlardan nezaket bekleriz. Biz bugüne kadar bütün çalışanlarımızın, bütün üyelerimizin bütün maddi ve manevi hukukuna damıyor. Suriye’de, Mısır’da keskin titredik. Çünkü, binlerce insanımız, nişancılarla Esmalarımız katledildi; üyemiz onurunu, şerefini, ama Batı’nın vicdanı, insani haysiyetini Toç Bir-Sen’e emanet duyguları harekete geçmedi. Biz etti. Ve biz bu emaneti her zaman, bunları bugün değil; 500 yıl önce- başımız üzerinde tuttuk. Bizim den tanıyoruz. Biz bunları 1000’li daima alnımız ak, başımız dik” yıllardaki Haçlı Seferleri’nden tanıy- dedi. oruz. Biz bunları insanlık tarihinden tanıyoruz. Aynı manzaraları değişik KAYA: GENEL KURUL asırlarda aynı vahşetle sahMİLAT OLACAK nelemelerini, bir medeniyetin müntesipleri olarak, bir uygarlığın Kaya, “İnanıyorum ki 5. Olağan insanları olarak izliyoruz. Bunların Genel Kurulu’muz da Toç Birhümanizmi aldatmacadır. Bunların Sen’imizin yarınları için güçlü bir vicdanı yoktur. Bunların vicdanı milat olacak ve bu destana hep çakal vicdanıdır. Bunlar asla birlikte not düşmüş olacağız. Toç gözyaşı dökmez. Bunlar timsah Bir-Sen kurulduğu 2001 yılından gözyaşı dökerler. Onun için biz bugüne kadar olan 14 yıl gibi kısa Batı’dan medet bekleyemeyiz, bir zamana çok büyük başarılar bizim kendi köklerimiz üzerinden, sığdırdı. Güçlü, azimli, kararlı ve kendi medeniyetimiz üzerinden, vefalı teşkilat mensuplarıyla 81 ilin kendi sinerjimiz üzerinden, kendi tamamında yetkiye koştu. Bu küllerimiz üzerinden yeniden yükbüyük Toç Bir-Sen destanını yazan selmemiz lazım. Toç Bir-Sen’in, siz değerli kardeşlerime, Kadın Memur-Sen’in mücadelesini, kav- Kolları ve Engelli Çalışanlar gasını da milletimizin yeniden Komisyonlarımıza, İş Yeri varoluş kavgası ve mücadelesi Temsilcilerimize, Şube ve İl olarak okumanızı istirham ediyoBaşkanları ile Yönetim Kurulu rum.” üyelerine sonsuz teşekkür ediyorum” dedi. Kaya sözlerini; “5. YENİ BÜYÜK TÜRKİYE Olağan Genel Kurulu’muzu katılımVURGUSU larıyla taçlandıran delegasyonumuza, bürokratlarımıza, misafirlerGenel Başkan Günay Kaya, imize Toç Bir-Sen ailesi adına en Yeni Türkiye'nin güçlü projelerini derin sevgilerimi saygılarımı sunuydesteklerini ifade ederek; “Dünya orum 5. Olağan Genel gelişiyor, değişiyor ve yeni kuralKurulu’muzun Toç Bir-Sen’imize, larıyla hakim oluyor yaşama. Memur-Sen’imize, kamu çalışanÜlkemizde de bir değişim var, bir larımıza, aziz milletimize ve ülkemyenileşme var, bir gelişme var. ize hayırlı ve uğurlu olmasını Büyük bir kesim bu değişimi, bu gelişimi destekliyor. Ama bir kısım temenni ediyorum. Yeni kapılara, yeni hedeflere, yeni stratejilere halen bu değişimin ve gelişimin vesile olmasını diliyorum” dedi. karşısındadır. İşte biz Toç Bir-Sen Tarım ve Orman Çalışanları ve Memur-Sen olarak böyle bir Birliği Sendikası (Toç Bir-Sen)’in 5. sorumluluğun altındayız. Her bir Olağan Genel Kurulu’nda yapılan kardeşimin akıttığı ter Yeniden Büyük Türkiye’nin inşasının temel- seçimler sonunda, tek liste ile lerine koyulan taşlardır, harçlardır” seçimlere katılan mevcut Başkan Günay Kaya, yeniden başkanlığa dedi. seçildi. Yetkili sendika Toç Bir-Sen Dünya ülkeleri son günlerde öyle bir profil çizdi ki bunu gören herkes “Ne kadar da demokrat bir dünya varmış (!)” diye hayretlere düşmekten kendini alıkoyamadı. Bir Paris saldırısı eksi ve artı kutupları bir araya nasıl da getirdi! Şaşırmamak elde değil. Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’i çirkin bir surette karikatürize eden Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırı ve bunun da ilk etapta “Müslümanlar yaptı” şeklinde oluşturduğu algı operasyonu, birçok ülkeyi aynı “safta” topladı. Saf’ın ne olduğunu bilmeyen, belki de hiç saf yüzü görmeyenler, İslam’ı karalamayı, Müslümanları hedef göstermeyi sürdürdü. Eee böyle bir fırsat ele geçmişken bizim mahalle hiç sessiz kalır mı? Hele Cumhuriyet buna duyarsız kalır mı? Cumhuriyet için elbet de Zaman gerekir. Çünkü Cumhuriyet, Zaman’ı geldiğinde bir anlam ifade eder. Hani “Zaman her şeyin ilacıdır” derler ya, siz ilan edersiniz, zaman da size ilaç olur. İşte o Zaman, Bugün, Halk’la kol kola girip Millet diyerek yola çıkar ve bir de Sözcü seçer, Taraf’ını belli edip, Yurt’ta mücadele sürdürür. Ümmetin himmetini sınırsızca kullanıp, yıllardır davasında “Bir kişinin bile imanını kurtarmak bizim için önemlidir” düsturu ile yola çıkıp, sonra da âlemlere rahmet olarak gönderilen İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v)’i çirkince karikatürize edenlere “destek” veren –sözüm ona- “fikir işçileri ve demokrat basını” desteklemekten geri durmazsınız. Bu da yetmez! Günlerce adliye önlerinde, gazete ve televizyon binalarında “Kur’an okuyan, Cevşen okuyan” kişilerle Türkçe-İngilizce dövizler hazırlayarak kamuoyu oluşturup, “Namaz kılarken gözaltına alındılar, hatimleri yarım kaldı” deyip toplumun belli bir kesimine karşı kin ve nefret duygusu uyandırırsınız. Şimdi de çıkıp size o namazı öğreten, Kur’an’ı yaşayan Peygamber’e hakaret edenlerle ve bu hakareti yüzde 99.9’u Müslüman denilen bir ülkede; gazetelerine, köşelerine taşıyarak insanları galeyana getirenlerle kol kola girip, “polis gazeteyi bastı” şeklinde haber yapıp “demokrat” olamazsınız. Çünkü… Tutarsızsınız… Ardından dönüp “Din, iman, hak, hukuk, özgürlük, demokratlık” mücadelesi için Doğu’yu arkanıza alıp yüzünüzü Batı’ya çevirip, İslam düşmanlarından “destek” istersiniz. Böyle demokratlara can kurban denir herhalde. Tabii ki kimsenin dinini, dilini, rengini, ırkını, mezhebini sorgulama hakkımız yok. En azından ben kendimde bunu görmüyorum. Burada hep imdadımıza Yunus Emre yetişir ve der ki “Yaratılını severiz Yaradan’dan ötürü.” Biz de öyle yapalım. Hadi bu Müslüman görünümlü bazı ülkeleri, Müslüman “cici demokratları” belki siyaseten, belki stratejik olarak belki de insan oldukları için sevmeye çalışalım. Ama bazen olmuyor! Burada imdada “Vermeyince Mabud neylesin Sultan Mahmut” söz öbeği yetişiyor. Birinde sevilme bir diğerinde sevme duygusu gelişmiyorsa yapacak bir şey yok demektir. Siz ki Doğu’ya da Batı’ya da en iyi mesajın hangi dilde, nasıl vermek gerektiğini bilenler! Dönüp de geriye “Charlie değilim” diyemediniz! “Ben Charlie’yim” diyenlerin yanında saf tuttunuz. Hz. Peygamber’e hakaret edenlerin “küfretme özgürlüğüne” destek oldunuz. Bunun adına da “Basın özgürlüğü” dediniz. Sevsinler sizin gibi cici demokratları. Davutoğlu, Esmaü’l Hüsna Sergisi’nin açılışına katıldı “Esmaü’l Hüsna Hat Koleksiyonu Sergisi”, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’ın girişimleri sayesinde Ankaralı sanatseverlerle buluştu. “Esmaü’l Hüsna Hat Koleksiyonu Sergisi”nin resmi açılışını Başbakan Ahmet Davutoğlu gerçekleştirdi. Altındağ’a 5 yeni park Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, 5 yeni parkın daha temelini attı. EMSİAD’ın yeni bina açılışı BAŞKANLARI BULUŞTURDU ŞENOL GÜNÜÇElektrik Malzeme Satıcıları ve İş Adamları Derneği (EMSİAD)’nin Ulus’taki yeni binasının açılışı gerçekleştirirli. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde elektrik malzemeleri konusunda dernekleşme yoluna giden ve dernekleşme yolunda 10. yılını geride bırakan EMSİAD’ın yeni ofisinin açılışına Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili ve Ankara Milletvekili Levent Gök, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Gökşin, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Mükremin Çepni, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Kemal Yıldır ve çok sayıda elektrik malzeme satıcısı esnaf katıldı. HABER MERKEZİAltındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Çamlık, Gülpınar, Alemdağ, Plevne Mahallesi ile Ali Ersoy ve Yıldıztepe Mahalleleri’nin birleştiği alana yapılacak olan parklar için düğmeye bastı. Göreve geldiği günden itibaren ilçeye 30 büyük park kazandıran Başkan Tiryaki, gelecek nesiller için her gün, bir öncekinden günden daha büyük bir heyecanla çalıştıklarını dile getirdi. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin ev sahipliğinde gerçekleşen temel atma törenine AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, AK Parti Altındağ İlçe Başkanı Ahmet Karaca, Altındağ Belediyesi Meclis Üyeleri, birim müdürleri, muhtarlar ile çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Altındağ Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu’nun Gaziantep Yöresi’ne ait oyunuyla devam etti. Başkan Tiryaki konuşmasına “Çok söz söylemek yerine çok iş yapıyoruz” diyerek başladı. Altındağ Belediyesi’nin laf değil iş üreten bir kurum olduğunu vurgulayan Tiryaki, kültür merkezleriyle, spor tesisleriyle, parklarla ve diğer sosyal donatı alanlarıyla Altındağ’ın modern bir hale gediğini kaydetti. 3 metrekarelik alanı 40 metrekareye dönüştürerek Çamlık Mahallesi’ne yeni bir park kazandırdıklarının altını çizen Tiryaki, gelecek nesillere yemyeşil bir Altındağ bırakmak istediklerini ifade etti. Başkan Tiryaki, kısa süre sonra Altındağ’ın farklı mahallelerine açılacak olan aile sağlık merkezlerinin ve 32 derslikli bir okulun da müjdesini vererek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sokaklardan geçtiğim günleri hatırlıyorum. Çamurdan yürüyemezdik. Buralarda ne yol, ne spor tesisi, ne kültür merkezi ne de doğru düzgün bir park vardı. Şimdiyse bambaşka bir Altındağ karşımıza çıkıyor. Kat ettiğimiz mesafeye bakıldığında neler yapabileceğimizi artık herkes tahmin ediyor. Yerel seçimler sonrası belediyeler bir rehavete kapılır. Fakat Altındağ Belediyesi her ay mütevazı açılışlarına bir yenisini daha ekliyor. Bu yüzden son 10 yılda Ankara’da en hızlı gelişen ilçe Altındağ…” EMİNE ÖZCAN23 sanatçı tarafından iki yıllık bir çalışma sonucu hazırlanan ve dünyanın eşsiz koleksiyonları arasında gösterilen “Esmaü’l Hüsna Hat Koleksiyonu Sergisi”nin Ankara Palas Devlet Konuk Evi’nde yapılan açılış törenine Başbakan Davutoğlu’nun yanısıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, AK Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Belma Satır, AK Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün, AK Parti Erzurum Milletvekili Fazilet Dağcı Çığlık, AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Baloğlu, AK Parti Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak, Keçiören Kaymakamı Nusret Dirim ve Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak da katıldı. Hat sanatının kendi içinde metafizik ile fiziği buluşturan, kitap ve kağıt üzerinde vahyin tecelli ettiği bir alan olarak varoluşumuza anlam kattığını belirten Başbakan Davutoğlu, “Sanatkar hattı, Kur’an-ı Kerim’i ve hat üzerinden ulvi anlam ifade eden, burada olduğu gibi Esmaü’l Hüsna’yı kağıda döktüklerinde o andan itibaren kağıt konuşmaya başlar ve size hitap eder. Siz baktığınızda sadece güzel bir eser görmezsiniz, her an size konuşan bir özne görürsünüz. Hat sanatı, kağıdı özne yapma sanatıdır. Hat sanatı kalemi vahyin yeryüzüne inmesi gibi kağıda nakşeden bir sanattır. Onun için hat sanatının olduğu bir odaya girdiğiniz andan itibaren mekanın atmosferi değişir, sizi tesiri altına alır” dedi. ANKARA 20 Ocak 2015 Salı Kızılcahamam Belediyesi tarafından hazırlanan ve bir yıl boyunca sürecek olan 100. Yıl etkinliklerinin startı verildi. Kızılcahamam 100. yılını kutluyor ŞENOL GÜNÜÇCumhuriyet Meydanında başlayan etkinliğe Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız. Belediye Başkanı Muhittin Güney, Jandarma Komutanı Onur Akyüz, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Muşmal, Belediye Meclis üyeleri, siyasi parti ilçe başkanları ve yöneticileri, kamu kurum ve kuruluşlarının mülki ve idari amirleri, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve Kızılcahamam halkı katıldı. Kızılcahamam 100.Yıl açılış programı Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehter takımının gösterileriyle devam etti. Protokol tarafından Atatürk Anıtına çelek koyularak protokol konuşmalarına geçildi. 100. yıl programında konuşan Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney; “Kızılcahamam Başkent Ankara’mızın akciğeri konumunda olup, Ankara’ya 45 dakikalık bir mesafededir. Kızılcahamam Tarihi, coğrafi yapısı ve özelliklede jeolojik yapısı ile ilçemize gelen turistlerimizin ve misafirlerimizin dikkatini çekmektedir. Kızılcahamam ismi100 yıllık olsa da ilçemizin tarihi çok eski çağlara dayanır. Özellikle hamam kültürü Roma Dönemine kadar uzanır, İlçemiz Kızılcahamam Kuzey Anadolu fay hattına yakınlığı ve geçmişindeki aktif volkanlar dolayısıyla kaplıca yönünden de oldukça zengin bir bölgedir. Anadolu’da Frigler ve Romalılar döneminde aktif olarak bulunduğu kayıtlardan anlaşılan 1000 civarındaki termal arasında ilçemiz kaplıcalarının da var olması kuvvetle muhtemeldir. Özellikle Seyhamamı kaplıcalarının Haçlı seferleri sırasında çalıştığı biliniyor. Ankara’nın yaklaşık %80’ine yakın içme suyunu karşılayan Kızılcahamam Türkiye’nin ilk Milli Parklarından olan Soğuksu Milli Parkı’nı bünyesinde barındırmaktadır. Dünyada nesli tükenen ve Türkiye’de sadece Eskişehir ve Kızılcahamam’da bulunan Kara Akbaba Soğuksu Milli Parkında görülmektedir, Kara Akbabalar iri ve cüsseli hayvanlar olduğundan bu hayvanların havada uzun süre kalmaları için termal akımlara ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden yaşam alanı olarak ilçemizi tercih etmektedirler. Bu hayvanların ortalama kanat uzunluğu 3,5 metreyi bulabiliyor. Soğuksu Milli Parkının bir diğer özelliği ise Kızılcahamam lalesidir. Bu lalenin özelliği;15-30 Nisan arasında senede bir defa görülür. Bu laleler traki andezit kayalar içerisinde yetişmekte Soğuksu Milli Parkı Samrı ve Eğribelen kısmında görülmektedir.” dedi. ANKAPARK’ta imar değişikliği kararı HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali İhsan Ölmez Başkanlığı’ndaki Meclis toplantısında, yeni Cumhurbaşkanlığı Konutu bölgesindeki yol güzergahlarına yeni isimler konulmasına ilişkin Başkanlık Yazısı, oy birliği ile kabul edilirken, ANKAPARK Projesi’nde gerçekleştirilen imar planı değişikliği de oy çokluğu ile karara bağlandı. Yeni Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun bulunduğu bölgede yeni açılan yollara isim verilmesine ilişkin madde Meclis’e Başkanlık Yazısı olarak geldi. Yazıda; Yenimahalle ilçesi Beştepe, Emniyet ve Gazi Mahalleleri ile Etimesgut İlçesi Bahçekapı Mahallesi sınırlarından geçen Alparslan Türkeş Caddesi, yeni Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun önünden geçen ve Fatih Sultan Mehmet Bulvarına kadar giden yeni yolun açılması nedeniyle yol bütünlüğünün kaybedildiği ifade edilerek, bu kapsamda yeni açılan 4 faklı yol güzergahı üzerinde bulunan cadde ve bulvarlara yeni isimler verilmesi önerisi yer aldı. Buna göre; 1 No’lu yol güzergahı olan Yenimahalle-Etimesgut- Çankaya İlçe sınırları içinde bulunan Beştepe-BahçekapıSöğütözü mahallelerini kapsayan Alparslan Türkeş Caddesi’nin, 11. Sokak ile birleştirilip uzatılan 25 metre yol genişliği olan caddeye “Alparslan Türkeş Caddesi”, Yenimahalle ilçesi içersindeki Emniyet ve Gazi mahallelerinden geçen 40 metre genişliğindeki 2 No’lu yola “Cumhurbaşkanlığı Bulvarı”, aynı bölgedeki Emniyetin önünden geçen 15 metre genişliğindeki 3 No’lu yola “Yeni Çiftlik Caddesi”, Yenimahalle Beştepe önünden geçen 12 metre genişliğindeki yolun Mevlana Bulvarına bağlanması nedeniyle “Cumhurbaşkanlığı Caddesi “ isimleri verildi. Belediye Meclisi’nde Başkanlık yazılarının okunarak oylanmasının ardından komisyonlarda görüşülerek meclis gündemine gelen bir diğer önemli madde, Ankara 18. İdare Mahkemesi tarafından Yürütmeyi Durdurma kararı verilen Atatürk Orman Çiftliği alanındaki ANKAPARK Projesi oldu. 5 Evi yanan vatandaşa Belediye’den yardım eli HABER MERKEZİEvinde yangın çıkan ve kullanılamaz hale gelen DursunNazmiye Güney çiftinin yüzü Mamak Belediyesi Mamak Dayanışma Merkezi’nin yardımıyla güldü. Yangınla hasar gören tek katlı evde onarım çalışması yapan belediye ekipleri, yanan eşyaları da yeniledi. Evin hasar gören giriş ve çatı kısmında çalışmaları yoğunlaştıran ekipler, çatıdaki kiremitleri söküp yeniden takarken, zarar gören kapı ve pencereleri de değiştirdi. Evin elektrik kablolarını da yeniden döşeyen belediye, boya badana desteği de sağladı. Ailenin ihtiyaçlarının karşılanması için talimat veren Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, aileyi kış aylarında zor durumda bırakmayacaklarını dile getirdi. Sosyal belediyeciliğin gerekliliğini yerine getirdiklerini kaydeden Akgül, iyi günde ve kötü günde vatandaşlarımızın yanındayız dedi. Mamak Belediyesi Meclis Üyesi Süleyman Raylaz ve belediye ekipleri aileyi ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Gece 01.00 sularında, uykuda oldukları sırada kendisinden bir su isteyen kızına su getirmek için odanın kapısını açtığında alev topuyla karşılaştığını belirten 2 çocuk annesi Nazmiye Güney (35), “Alevleri görür görmez, hemen eşimi uyandırdım. Dumanlar evin her yerini kapladı. Yangın bulunduğumuz odaya sıçramadan hemen eşimle birlikte odanın penceresinden, önce çocukları çıkardık, ardından da kendimiz çıktık” dedi. Eşinin ve kendisinin ayaklarının hafif derecede yandığını belirten Güney, “Canımızı kurtardığımıza sevindim. Evimiz tamamen kül olmuştu. Ne eşyamız, ne giysimiz hiçbir şeyimiz kalmadı. Mamak Belediyesi kül olan evi eskisinden daha güzel hale getiriyor. Mesut Akgül bize umut oldu” dedi. Akgül, ihtiyaç sahibi vatandaşlara yardım yapabilmek için hayırsever insanlara ihtiyaç duyulduğunu hatırlatarak, “Mamak Dayanışma Merkezimiz ile hayırseverlerle ihtiyaç sahipleri arasında bir köprü oluyoruz. Daha çok vatandaşımıza yardım eli uzatabilmemiz için hayırseverin desteğine de ihtiyacımız var” diye konuştu. MDM’ de insana ait her konuda, dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiğini belirten Akgül, merkezin gönüllülük esasına dayalı bir birim olduğunu, sosyal yardımlaşmanın yanında, ihtiyaca yönelik alanlarda da eğitimler gerçekleştiğini söyledi. Gökçek, Moldova heyetini konuk etti Nazım Hikmet 113 yaşında Nazım Hikmet Ran’ın 113’üncü doğum günü, “İyi ki doğdun Nazım” adlı bir şiir ve müzik dinletisi ile kutlandı. Pursaklar’da Ömer Döngeloğlu konferansı HABER MERKEZİPursaklar Belediyesi’nin katkılarıyla Sirkeli Hz. Ebubekir Camii Derneği tarafından Selçuklu Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ömer Döngeloğlu ile Söyleşi-Sohbet programında Hz. Muhammed (s.a.v)’in hayatı anlatıldı. Kur’an tilaveti ile başlayan program, İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu’nun gönüllere hitap eden anlatımıyla devam etti. Programa AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir, Pursaklar İlçe Müftüsü Cemal Çıkrık, AK Parti Pursaklar İlçe Başkanı Mehmet Kabasakaloğlu, Pursaklar Belediye Başkanı Yardımcısı Vedat Demir, Dernek Başkanı Ahmet Arslan ve çok sayıda davetli katıldı. Etkileyici anlatımı ile gönüller arası kardeşlik bağı vurgusu yapan Ömer Döngeloğlu, Charlie Hebdo dergisinin karikatürlerine sert bir dille eleştirdi. “Peygamberimizi çirkin bir surette çizdiler” diyen Dögneloğlu, “Peygamberimize yapılan hakareti hiçbir Müslüman’ın ahlakı kaldıramaz. Böyle bir fikir hürriyeti olamaz. Bunu kınıyorum. Bizim tepkimiz şu olmalı; Efendimizin hayatını en iyi şekilde öğrenmek, O’nun güzel sözlerini ezberlemek, hayatını örnek almak.”dedi. Günümüzde köleliğin şekil değiştirdiğini de belirten Ömer Döngeloğlu, “Marka kölesi olduk. Bizleri markaların kölesi yaptılar. Hz. Muhammed (s.a.v.)’i anlamak, yaşamak gerekir. Dinimizi doğru öğrenmek için Rasulullah’ın hayatını iyi öğrenmemiz gerekiyor.” diye konuştu. Yaklaşık iki saat süren programın sonunda Ömer Döngeloğlu’na Hz. Ebubekir Camii dernek Başkanı Ahmet Arslan tarafından çiçek takdim edildi. HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi tarafından düzenlenen gecede Memleket Şairi’nin şiirleri, tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen Rüştü Asyalı’nın duygulu sesi ve “Üç Anadolu” müzik grubunun farklı yorumuyla hayat buldu. Başkentlilere unutulmaz bir akşam yaşatan programda Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’nın en büyük ve en kapsamlı kültür merkezine adını vermekten gurur duyduğum dünyaca ünlü şairimiz Mavi Gözlü Dev Nazım, 113 yıl önce bugün hayata gözlerini açtı ve bizlere bıraktığı eserleri ve düşünceleri ile yaşamaya devam ediyor” dedi. Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın ev sahipliğinde gerçekleşen programa, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyhan Erdoğdu, Adalet eski Bakanı Seyfi Oktay, CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, CHP Yenimahalle İlçe Başkanı Ali Buçan, Yenimahalle Belediye Başkan Vekili Mehmet Kartal, Başkan Yardımcıları Başar Bal ve Yaşar Neslihanoğlu, belediye meclis üyeleri, mahalle muhtarları ve çok sayıda Nazım hayranı katıldı. Program öncesi bir konuşma yaparak salonu dolduranları selamlayan Yaşar, Nazım Hikmet’in eşsiz edebiyatını ve kişiliğini anlatmak için kelimelerin yetersiz kalacağını ifade ederek, “Bugün dünya çapında tanınan, eserleri onlarca dile çevrilen Nazım Hikmet, ne yazık ki pek çok değerimizle aynı akıbete uğramıştır. Hak ettiği değeri görmediği gibi ömrü memleket hapishanelerinde, mahkemelerde geçmiş, sürgün edilmiş, memleketinden kovulmuş, yetmemiş vatan hainliğiyle suçlanmış, vatandaşlıktan atılmış, anarşist, komünist, isyancı olarak nitelendirilmiştir. Hep o özlemini ve hasretini çektiği bir köyde çınar ağacının dibine gömülmeyi hayal ederek ölmüş, yaban topraklara gömülmüştür” diye konuştu. Nazım’ın her türlü ırkçılığa, ötekileştirmeye, cinsiyetçiliğe karşı olduğuna vurgu yapan Yaşar, “Bir insan düşünelim ki bugün 113 yaşında olsun. Onu sürenler, ezmeye çalışanlar, yaftalayanlar, iftira atanlar, memleketinden kovanların esamesi okunmasın ama o hiç yaşlanmamış olsun. Böyle bir insan düşünün ki adı Nazım Hikmet olsun. Yaşadığı ömrü kısa, yaşatılan ömrü upuzun olsun” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Moldova Cumhuriyeti’ne Bağlı Gökoğuz Özerk Bölgesi Milletvekili ve belediye başkanları ve temsilcilerinden oluşan heyeti konuk etti. Konuklarına Büyükşehir Belediyesi’nin projeleri hakkında bilgi veren Başkan Gökçek, soruları da cevapladı. Başkan Gökçek, 5 kez üst üste nasıl belediye başkanı seçildiğine ilişkin soruya karşılık, “Çalışırsanız, hizmet verirseniz ve özelikle fakir fukarayı düşünüp duasını alırsanız o zaman bir daha seçilirsiniz. 5 milyonluk bir kenti yönetmeye çalışıyorum. 5 kez üst üste seçilmek nasip oldu, her şeyin başında Allah’ın bir lütfu. Her şeyin temelinde mazlumların duası yatıyor. Ankara’da özellikle fakir fukaranın kollanması noktasında pek çok proje uyguluyoruz” dedi. Başkan Gökçek, konuklarının Ankara’yı temiz ve düzenli bir kent olarak gördüklerini söylemeleri üzerine de şunları söyledi: “Ankara’nın temizliğiyle gurur duyuyoruz. Sistemli bir çalışma var. Çöp imha yerimize, bir kuruş para vermeden çöplerimizi imha ettiriyoruz. Dünyada ikinci bir örneği yok. Toplanan çöpleri teslim ediyoruz. Oradan gaz üretiyorlar, gazı enerjiye çeviriyorlar, atık malzemeler değerlendiriliyor. Alanda da sebze ve meyve yetiştiriliyor.” Milletvekili Mardari Ivan’ın, Ankara'da doğaya ve yeşile çok önem verildiğini gördüklerini belirterek, bunlarla ilgili çalışmaları sorması üzerine Başkan Gökçek, “Biz yeşillendirmeye çok önem veriyoruz. Yurt dışından ağaç satın alıyoruz. 20 yıl önce belediye başkanı olduğumda Ankara’da kişi başına 2 metrekare yeşil alan düşüyordu. Şu anda 20 metrekare düşüyor. Ama Ankara’nın nüfusu ikiye katlandı. Yani nüfus sabit kalsaydı kişi başına düşen yeşil alan miktarı 40 metrekare olmuştu. Şu anda Türkiye’nin en yeşil kent merkezi Ankara. 9 tane dev rekreasyon alanımız var. Dünyanın hiçbir kendinde birden ikiden fazla böyle rekreasyon alanları bulunmaz” dedi. Başkan Gökçek Dünya’nın en büyük tema parkının yapım çalışmalarının devam ettiğini belirterek, çalışmalarla ilgili şunları söyledi: “Büyüklüğünü anlamanız için Amerika’daki veya Fransa’daki Disneyland ile mukayese etmemiz lazım. Buralarda 60 tane oyuncak var, Ankapark’ta ise 1217 oyuncak var. Yani onların 20 katı. Şu anda yüzde 75’lerde olan Ankapark’ı yıl sonuna yetiştirmeye çalışıyoruz.” 6 ANKARA 20 Ocak 2015 Salı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, AK Parti Çubuk ve Kazan İlçeleri Gençlik Kolları 4. Olağan Genel Kongresi’ne katıldı. Verdikleri destekten dolayı teşekkür eden Gökçek, ilçelere yaptıkları yatırımları anlattı. Gökçek, yatırımları anlattı HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, her iki kongrede katılımcılara hitaben yaptığı kısa konuşmalarda Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçelere yapılan yatırım ve hizmetleri rakamlarla kısaca anlattı. Konuşmalarında güncel ve siyasi konulara da değinen Başkan Gökçek, bu yıl içinde gerçekleşecek genel seçimlerde AK Partinin Anayasayı değiştirecek sayıda milletvekili çıkarması için herkesin daha çok çalışması gerektiğini ifade ederek, Fransa da Charli Hebdo dergisine yönelik saldırının ardından bilinçli olarak, özellikle Avrupa da İslam düşmanlığı yapılmaya çalışıldığını kaydetti. İlk önce Çubuk Belediyesi Sosyal İşler Merkezi’nde düzenlenen Kongreye katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, kongreye katılan gençlerin sevgi gösterileri ve tezahüratlarıyla arasında bir konuşma yaptı. Belediye ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Çubukluların rekor sayılacak oranda oy verdiğini bunun için bir kez daha teşekkür etmek istediğini söyleyen Başkan Gökçek, Büyükşehir Belediyesi’nin sadece 2014 yılında, Çubuk ilçesine 343 bin ton asfalt döktüğünü, 4,5 kilometre yol açtığını, 20 bin metrekare tretuvar ile 12 kilometre bordür döşediğini, 9 kilometre malzemeli bakım yaptığını, 2 bin 289 metre bariyer yerleştirdiğini söyledi. Yatırımların bununla sınırlı kalmadığını ASKİ’nin ise geçen sene 24 kilometre içme suyu hattı ile bir de sondaj çalışması yaptığını ifade eden Başkan Gökçek, bunların dışında en önemlisinin ise geçen dönem yapımını gerçekleştirdikleri Kavşakkaya Barajı’ndan döşenen hat ile Çubuk1 barajına su vermeye başladıklarını ve bu sayede Çubuk ilçesinin su sorunun kalmayacağını kaydetti. Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı’nın çalışmalarıyla tretuvar ve kaldırım bakımları ve cami ve okullarda temizlik çalışmaları yaptıklarına dikkat çeken Başkan Gökçek, “Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak yoğun olarak yağan kar yağışında sadece Çubuk’ta değil tüm Ankara’da kapalı yol ve cadde bırakmadık. Çok güzel mücadele verdik ” dedi. Çevre Koruma Daire Başkanlığı tarafından da Çubuk ilçesinde yeşillendirme çalışmaları kapsamında merkezde, 65 bin çiçek ile 60 bin çalı kullanıldığını belirten Başkan Gökçek şunları söyledi: “Yetişkin ağaç olarak, 1441 ağaç diktik, 14 bin metrekarelik alana çim ekildi. 149 adet kent mobilyasını da Çubuk’ta park ve bahçelere koyduk. Çubuğumuza sadece geçen sene, 57 bin 100 koli gıda dağıttık. 5 bin 27 ton yani 5 bin aileye kömür dağıttık. Ayrıca, 514 bin adet ekmek dağıttık, 1587 öğrencimize kırtasiye yardımı, 1687 çocuğumuza da bot ve kaban verdik.” Başkan Gökçek, ayrıca Karagölü’nde yeniden düzenlenerek içine barbeküler, oyuncaklar, spor alanları koyarak mükemmel bir piknik alanı yapacaklarını belirterek, kent merkezinde de bir parkı modern bir şekilde yapmak istediklerini kaydetti. Başkan Gökçek, bölgede yapılmakta olan Otonomi alanı ile yapımı gerçekleştirilecek olan Fuar merkezinin de, Çubuk, Akyurt, Pursaklar ve Kalecik ekonomisini canlandıracağını vurguladı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Çubuk İlçesinde gerçekleştirilen Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresinin ardından Kazan’daki Kongreye katıldı. Kazan Aile Yaşam Merkezi’nde düzenlenen kongrede konuşan Başkan Gökçek, Büyükşehir Belediyesi’nin Kazan’da devam eden hizmetlerinin yanı sıra önümüzdeki 4 yıl içinde yatırımları aksatmadan devam edeceklerini kaydetti. Başkan Fethi Yaşar TBB’yi ziyaret etti HABER MERKEZİTürkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Hayrettin Güngör, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, İç Anadolu Belediyeler Birliği Birlik Müdürü Salim Çoruk’u konuk etti. Aynı zamanda İç Anadolu Belediyeler Birliği Başkanı ve TBB encümen üyesi olan Yaşar, İABB ile TBB’nin ortaklaşa yaptığı ve yapacağı projeler hakkında görüştü. Belediye Başkanları, meclis üyeleri ve personele yönelik eğitimlerin de konuşulduğu ziyarette, TBB ve İABB işbirliğinde İtalya ve Roma’da düzenlenen teknik inceleme ve araştırma gezisine de değinildi. Kentsel alanlarda örnek alınabilecek uygulama projelerini yerinde izlemenin önemine dikkat çeken Başkan Yaşar, “Bu proje sayesinde diğer ülkelerle bilgi alışverişi yaptık. Tecrübelerimizi paylaştık. Kentsel alanda örnek alınabilecek yerler gördük. Bu yüzden Belediye Başkanları, meclis üyeleri ve proje sorumluları da bu geziden çok memnun kaldı” dedi. Vatandaşın fazla vergiden rahatsız olduğunu da dile getiren Yaşar, “Bütün belediyeler mali bir sıkıntının içerisinde, vatandaş da fazla vergiden şikayetçi. Onun için asfalt paraları emlak vergisi içerinde değerlendirilsin. Vergiyle vatandaş bir sefere mahsus muhatap olsun. Bu sayede hem vatandaş hem de belediyeler memnun olur. Bunun için gerekli çalışmalar yapılmalıdır” diye konuştu. TBB ziyaretinin ardından başkanı olduğu İABB’ye giden Yaşar, birlik yönetimiyle de yapılacak olan projelerle ilgili toplantı yaptı. Çanakkale Müzesi Ulucanlar’da HABER MERKEZİÇanakkale Zaferi’nin 100. Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında hazırlanan gezici müze Ulucanlar Cezaevi’ne geldi. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından desteklenen Çanakkale 100. Yıl Gezici Müzesi, 3 gün boyunca Altındağ Belediyesi tarafından restore edilerek müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi’nde vatandaşlarla buluşacak. Müze hakkında açıklamalarda bulunan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Çanakkale Zaferi’nin Türk Tarihi’nde çok önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. Bu büyük zaferin Türk halkı tarafından özellikle de gençler tarafından bilinmesini isteyen Tiryaki, Çanakkale ruhunu Şahin, okulları ziyaret etti HABER MERKEZİElmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin, İlçe’deki okulların ihtiyaçlarını yerinde incelemek, dinlemek amacıyla İlçe Milli Eğitim Müdürü ile birlikte okulları ziyaret etti. Okulların ihtiyaçları doğrultusunda malzeme desteğinin yanı sıra lojistik destekte veren Başkan Gazi Şahin, ziyaretler esnasında öğrencilerin, öğretmenlerin ve idarenin ihtiyaçlarını dinleyip aciliyet içeren konular- da gerekli talimatları vererek çalışmaların başlamasını sağladı. Uzun zamanlı talepleri ise yatırım programı kapsamında değerlendirerek gereken çalışmaların yapılacağını bildirdi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Omaç; “Bilindiği üzere bu yıl hava şartlarının yoğun kar yağışlı ve soğuk geçmesi nedeniyle tüm yurtta olduğu gibi Elmadağ’ımız dada kar ve buzlanma ile karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. Belediyemizi ne zaman arasak derhal dozer, kepçe veya insan gücü ile temizlik yapılacak alanlardaki kar ve buzla mücadele edip, okul bahçelerimizi,okul önlerindeki yaya geçitlerini,yürüme yollarını ve kaldırımları erken saatlerde temizlenmiş oldukları için eğitimde aksamalar yaşanmamıştır bu konuda kendilerine teşekkür ediyoruz.”dedi. Belediye Başkanı Gazi Şahin; Memleketimizin kurtuluşu veya çöküşü eğitim kalitesine ve düzeyine bağlıdır. Okullarımızın eğitim materyallerinin temini ve ihtiyaçlarını ne kadar çok yapabilirsek eğitimin kalitesi de o kadar artacaktır diye düşünüyorum. Siz değerli öğretmenlerimize üstün gayretlerinizle eğitimde kaliteyi arttırdığınız için teşekkür ediyorum. Belediyemiz ve şahsım olarak eğitime %100 destek olmaya devam edeceğiz.”dedi. Anadolu’ya taşıma amacıyla yola çıkan müzenin bölgeye gidemeyen vatandaşlarca mutlaka gezilmesi gerektiğinin de altını çizdi. Şehitler Diyarından Anadolu’ya sloganıyla yola çıkan müze, 2014 yılında Türkiye’de yaklaşık 60 şehir gezdi. Gezici müze, 22 Aralık 2014 tarihinden beri Ankara’da. Müzenin şimdiki durağı ise Ulucanlar Cezaevi Müzesi… Türk Ordusu’na ait tel kesme makastan denizden çıkarılan barut parçalarına, el bombalarından Anzak çapasına, süngülerden mermi başlıklarına kadar yaklaşık 4 bin eserin yer aldığı müze daha ilk günden büyük ilgi topladı. Çanakkale 100. Yıl müzesi, 18 Ocak Pazar gününe kadar Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde ziyaret edilebilecek. Pursaklarlı hanımlardan huzurevine ziyaret HABER MERKEZİAbidin Yılmaz Huzurevi müdavimlerini ziyaret eden Pursaklar Belediyesi Ayyıldız ve Nezaket Hanımevi üyeleri onlara moral verdi. Çubuk Kaymakamlığına bağlı olan Abidin Yılmaz Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret ederek ihtiyarları sevindirdi. Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında huzurevi sakinleriyle sohbet eden hanımlar, yanlarında götürmüş oldukları yiyecek ve içecekleri huzurevi sakinlerine ikram etti. Belediyenin cilt bakımı kursuna katılan hanımlar, huzurevi sakinlerinin cilt bakımını ve el ayak bakımını gönüllü olarak yaptı. Huzurevi sakinleriyle keyifli anlar geçiren hanımlar, bu tür ziyaretlerin kendileri için önemli olduğunu ve ihtiyarları sevindirmenin bir görev olduğunu ifade ettiler. Bu ziyaretten dolayı mutlu olduklarını ifade eden huzurevi sakinleri de hem Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin’e hem de hanımlara teşekkür etti. Yenimahalle’de sihirli bir gece HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi, Merlin Ödülleri'nde "Dünyadaki En Ekstrem Sihirbaz" ödülünü alan Aref Ghafouri’yi Yenimahallelilerle buluşturdu. Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “The Others Extreme” isimli gösteriyi Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar 5 bine yakın Başkentliyle birlikte izledi. 2011 yılında katıldığı bir yarışmayla ülke genelinde büyük bir şöhret yakalayan ve Yaptığı şovlarla adını tüm dünyaya duyuran İranlı illüzyonist Aref, bir saat süren gösterisinde yürekleri ağızlara getirdi. 11 yaşında mentalizmle tanışan ve kendini bu alanda geliştirerek daha önce kimsenin cesaret edemediği gösterilere imza atan Aref, Ankara seyircisine farklı bir tecrübe yaşattı. Birbirinden değişik illüzyonlarla aklın sınırlarını zorlayan başarılı illüzyonist, şovuna seyircileri de dahil ederek heyecan ve adrenalin dolu dakikalar yaşattı. Yenimahalle’nin kültürün, sanatın ve sanatçının merkezi olduğunu vurgulayan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar “Yenimahalle halkı her şeyin en güzeline layıktır. Bunların hepsi sizleri biraz evlerinizden çıkararak gönüllerinizde bir hoş seda bırakmak içindir. İlçemizde birbirinden güzel kültür etkinlikleri Ocak ayı boyunca devam edecek. Aref’e de muhteşem şovu için çok teşekkür ediyorum. Başarılarının devamını diliyorum” dedi. EKONOMİ 20 Ocak 2015 Salı Trafiğe kayıtlı araç sayısı, geçen yıl kasım ayı itibarıyla 18 milyon 767 bin 989'a ulaştı. Trafiğe kayıtlı araç sayısı 19 MİLYONA YAKLAŞTI ANKARA -Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılı kasım ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı. Buna göre, kasım sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam 18 milyon 767 bin 989 taşıtın yüzde 52,3'ünü otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 15,1'ini motosiklet, yüzde 8,6'sını traktör, yüzde 4,1'ini kamyon, yüzde 2,3'ünü minibüs, yüzde 1,1'ini otobüs, yüzde 0,2'sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Kasımda trafiğe kaydı yapılan toplam 93 bin 842 taşıt içinde otomobil yüzde 59,5 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 16,2 ile kamyonet, yüzde 10,9 ile motosiklet, yüzde 7,5 ile traktör takip etti. Taşıtların yüzde 5,9'u ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlardan oluştu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı ekim ayına göre yüzde 6 arttı. Bu artış otomobilde yüzde 8,6, minibüste yüzde 0,8, kamyonette yüzde 24,1, kamyonda yüzde 0,9, traktörde yüzde 15,7 olarak gerçekleşti. Otobüste yüzde 13,1, motosiklette yüzde 21,9, özel amaçlı taşıtlarda ise yüzde 17,4 azalış oldu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı kasımda, 2013'ün aynı ayına göre yüzde 1,3 azaldı. Bu azalış otomobilde yüzde 7,7, otobüste yüzde 43, motosiklette ise yüzde 10,3 olarak gerçekleşti. Minibüste yüzde 11,8, kamyonette yüzde 31,9, kamyonda yüzde 0,5, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 67,7, traktörde yüzde 18,9 artış oldu. Ocak-kasım döneminde 946 bin 752 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı, 118 bin 210 taşıtın ise trafikten kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı 828 bin 542 artış gösterdi. Kasımda devri yapılan 496 bin 198 taşıt içinde otomobil yüzde 68,2 ile ilk sırada yer aldı. Otomobili sırasıyla yüzde 16,4 ile kamyonet, yüzde 5,3 ile traktör, yüzde 3,9 ile motosiklet takip etti. Devri yapılan taşıtların yüzde 6,2'sini ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Kasım sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 9 milyon 806 bin 661 otomobilin yüzde 41,3'ü LPG'li, yüzde 29,2'si benzinli, yüzde 29'u dizel araçlardan oluştu. Yakıt türü bilinmeyen oto- mobillerin oranı ise yüzde 0,4 oldu. Aynı dönemde trafiğe kaydı yapılan 55 bin 870 otomobilin yüzde 15,2'sinin Volkswagen, yüzde 14,2'sinin Renault, yüzde 7,9'unun Hyundai, yüzde 6,6'sının Opel, yüzde 6,5'inin Toyota, yüzde 5,6'sının Fiat, yüzde 5,2'sinin Dacia, yüzde 5,1'inin BMW, yüzde 4,6'sının Ford, yüzde 3,8'inin Audi olduğu, yüzde 25,2'sinin ise diğer markalardan oluştuğu görüldü. Ocak-kasım döneminde trafiğe kaydı yapılan 527 bin 313 otomobilin yüzde 40,7'si 1501-1600, yüzde 20,9'u 1401-1500, yüzde 18,2'si 1300 ve altı, yüzde 13,9'u 1301-1400, yüzde 4,5'i 1601-2000, yüzde 1,6'sı 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip olduğu görüldü. Motor silindir hacmi bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,1 olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde trafiğe kaydı yapılan 527 bin 313 otomobilin yüzde 63'ü beyaz, yüzde 16,7'si gri, yüzde 9,3'ü siyah ve yüzde 4,8'i kırmızı, yüzde 6,2'si de diğer renklerden oluştu. (AA) Faizsiz kredi piyasayı canlandıracak DAKA'nın stratejik planı hazır VAN - CEMAL AŞAN - Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA), 2014 yılında Türkiye'de ilk kez uygulanan "Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı" ile bölgeye eş finansmanlarla 70 milyon liralık yatırımın yapılmasına öncülük etti. TRB-2 Bölgesi içinde yer alan Van, Muş, Bitlis ve Hakkari'de maddi imkanı olmayan girişimcilerin hazırladığı projeleri destekleyerek yeni yatırımların önünü açan DAKA, aynı zamanda bölgesel gelir dağılımında son sırada yer alan bölgenin ekonomik gelişmesini sağlamanın da planlarını yapıyor. Kurulduğu yıldan bu yana farklı mali destek programları kapsamında hazırlanan projelere yaklaşık 100 milyon lira hibe destek vererek girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştüren DAKA, bu desteklerle yüzlerce kişinin istihdamını ve yuvasına sıcak ekmek götürmesini sağladı. DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 yılından bu yana verdikleri hibe desteklerin yanı sıra mali destek programlarının tanıtımıyla yurt dışındaki büyük yatırımcıların ilgisini bölgeye çektiklerini söyledi. Kurumlarının en önemli faaliyetinin, 2023 yılına kadar geçerli olan 10 yıllık Bölge Kalkınma Planı hazırlıklarının tamamlanarak bakanlığın onayına sunulması olduğuna dikkati çeken Demirci, "Başarılı bir bölgesel gelişme planı hazırlandı. 4 ilimizin önümüzdeki 10 yıl boyunca temel stratejik hedefleri noktasında tespitlerde bulunuldu. Bu plan, geçtiğimiz hafta itibarıyla bakanlığımız ve Bölgesel Planlama Üst Kurulu tarafından onaylandı. Resmi olarak 4 ilimizin 10 yıllık stratejik belgesinin elimizde olduğunu söyleyebiliriz. Bu hazırlığımız bakanlığımız tarafından da başarılı bulunan planlar arasında yer aldı" dedi. (AA) İSTANBUL - BURHAN SANSARLIOĞLU - İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Çamur Ali Kopuz, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun esnaf için açıkladığı faizsiz kredi olanaklarının piyasayı canlandıracağını ve esnafın şevkini artıracağını kaydetti. Başbakan Davutoğlu'nun "TESKOMB Yeni Türkiye Buluşması"ndaki açıklamalarını AA muhabirine değerlendiren Kopuz, Türkiye için birleştirici unsur olan esnafın ayakta tutulması ve esnaflık kültürünün yok olmaması gerektiğini dile getirdi. Esnafa verilecek faizsiz kredinin helal kredi olacağını, piyasayı canlandıracağını ve esnafın şevkini artıracağını dile getiren Kopuz, Halk Bankası kredilerinin faizlerini karşılama miktarının 750 milyon liraya yükseltilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu, faizsiz kredilerin devlete ve bankalara hiçbir kayıp yaşatmayacağını kaydetti. Esnafa verilecek olan faizsiz kredinin, vergi olarak fazlasıyla geri döneceğini belirten Kopuz, "Bizim esnafımız sözünde duran, özü sözü bir insanlardır. Esnaflık kültürü devam etmelidir" dedi. Bazı mesleklerin kaybolmaya yüz tuttuğunu ve çoğunlukla ekonomik sebeplerden dolayı icra edilemediğini dile getiren Kopuz, kaybolmuş meslekler için getirilecek olan faizsiz kredi imkanının bu mesleklerin yeniden canlanması ve Ahilik kültürüne katkısı bakımından muhteşem bir gelişme olduğunu sözlerine ekledi. AVM'LERDE KİRA İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Başkanı Faik Yılmaz ise esnafın AVM'lerde kiranın rayiç bedelinin 4'te 1'ini ödemesi imkanının esnaflar için önemli bir destek olacağını belirtti. İSTESOB olarak Başbakan Davutoğlu'nun açıklamalarını onayladıklarını dile getiren Yılmaz, 3 yıl ustalık belgesi olan ve yeni işyeri açmış olan esnafa faizsiz kredi verilmesinin önemli olduğunu, açıklanan olanaklarla yıllardır özledikleri ve bekledikleri imkanlara kavuştuklarını belirtti. (AA) Reklamlara 17 milyon lira ceza kesildi, yeni sınırlamalar yolda ANKARA - ARİFE YILDIZ ÜNAL/MEHTAP YILMAZ - Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Reklam Kurulu tarafından 2014'te 17 milyon lira para cezası kesildiğini belirterek, "Önümüzdeki günlerde Reklam Yönetmeliğinin yayımlanmasıyla bu alanda daha yoğun bir şekilde uygulama yapacağız" dedi. Canikli, Anadolu Ajansı Editör Masası'nda yaptığı açıklamada, Reklam Kurulunun faaliyetlerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Reklamların abartılı ve aldatıcı olamayacağını belirten Canikli, konuyla ilgili hazırlanan Ticari Reklamlar ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildiğini ifade etti. Reklamların önemli bir araç olduğuna dikkati çeken Canikli, tüketicilerin yanıltılmasında yoğun olarak kullanılan yöntemlerden biri olan reklam konusunda yeni getirdikleri kurallarla ilgili Reklam Kurulu tarafından denetim yapılacağını kaydetti. İnsanların yanıltıldığı alanlardan biri olan reklamlarla yapılan satışların inanılmaz boyutlarda olduğunu dile getiren Canikli, reklamlarla satılan ballarda glikoz kullanıldığını, bu balları alanların yanıltıldığını söyledi. Reklamlarla yapılan satışlarla ilgili kamu spotlarının olduğunu ifade eden Canikli, "Ancak her alanda yaptığımız zaman ciddi anlamda sorgu sıkıntıyla karşı karşıya kalıyoruz. Her gün ben 3-4 tane yazılı soru önergesi imzalıyorum. Bu tür açıklamalarımız etkili oluyor. Bal reklamlarını şu anda hiçbir yerde göremezsiniz, tümünü durdurduk" dedi. Reklam Kurulu tarafından 2014 yılında 17 milyon lira para cezası kesildiğini ifade eden Canikli, gelen 885 şikayetten 765'inin mevzuata aykırı olduğunun tespit edildiğini kaydetti. Bunlardan 566'sına reklam durdurma cezası, 199'una hem reklam durdurma hem de para cezası verildiğini belirten Canikli, "Bu sayı çok önemli, bunlar içinde ciddi reklamlar var. Sadece küçük ürünler değil. İçlerinde banka reklamı bile var, önümüzdeki günlerde yönetmeliğin yayımlanmasıyla bu alanda daha yoğun bir şekilde uygulama yapacağız. Bu alana bazı sınırlandırmalar getiriyoruz. Yani bir ürünle ilgili doğrudan ya da dolaylı iddiada bulunduğu zaman, bunu ispat edecek araçları kullanması gerekir. Örneğin diş macununda ya da diş fırçasında, reklamın aldatma özelliğinin olup olmadığı yönü bizi ilgilendiriyor. Yoğun bir şekilde onun üzerine gideceğiz" diye konuştu. (AA) 7 Türkiye ve İran akaryakıt fiyat farkında uzlaştı ANKARA- Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye ve İran arasında taşımacılıktaki akaryakıt fiyat farkı konusunda sağlanan mutabakata ilişkin, "Bundan sonra da karşılıklı çalışmalarla çok daha uygun bir ortam oluşturma konusunda da kararlılığımız var. Uzun süredir tartıştığımız bir sorunu ortadan kaldırmış olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz" dedi. Bakan Yılmaz ve İran İletişim ve Enformasyon Bakanı Mahmud Vaizi, Türkiye ile İran arasında akaryakıt fiyat farkı uygulamasından kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik olarak yürütülen görüşmelere ilişkin toplantı zaptının imza töreni sonrasında açıklamalarda bulundu. Yılmaz, iki ülke arasında varılan mutabakatın birçok sahada faaliyet gösterenleri, özellikle de yük taşıyan tır ve kamyon şoförlerini yakından ilgilendirdiğini söyledi. İran'la ticaret hacmini artırma, 30 milyar dolar ve ötesine geçme hedefleri bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, bu hedefi yakalamak için ulaşımın daha rahat gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti. Akaryakıt fiyat farkıyla ilgili ciddi sorunlar yaşandığını anımsatan Yılmaz, bu nedenle sınır kapılarında uzun kuyruklar oluştuğunu anımsattı. Yapılan görüşmeler sonunda uzlaşmaya vardıklarını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti: "Akaryakıt fiyat farkını çok düşük seviyelere, 30 sentlere kadar düşüren bir uzlaşma sağladık. Bu geceden başlayarak karşılıklı ulaşımda bu problem tamamen kalkmış oluyor. Transit ticarette ise şubatın başından itibaren mühürleme suretiyle bu sorun aşılmış olacak. Kamyoncularımız Türkmenistan'dan girdiklerinde Türkiye'ye kadar 4 günlük bir süre tanınıyordu, bunu 2 güne indirerek o konuyu da rahatlatmış oldu. Bundan sonra da karşılıklı çalışmalarla çok daha uygun bir ortam oluşturma konusunda da kararlılığımız var. Uzun süredir tartıştığımız bir sorunu ortadan kaldırmış olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz." Mahmud Vaizi de bu mutabakatın iki ülke kamyoncularına kolaylık sağlamaya ve adaletli bir yöntem geliştirmeye yönelik olduğunu söyledi. İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmedeki en önemli adımlardan birinin taşımacılıkta kolaylık sağlamak olduğuna işaret eden Vaizi, bu süreçte iki ülkenin de özel sektörlerinin daha rahat işbirliğinde olmaları için gerekli esnekliği gösterdiğini belirtti. Vaizi, "Bu mutabakatın en önemli mesajlarından biri de şudur: İki ülke arasındaki siyasi işbirliği alanı öyle seviyeye gelmiştir ki herhangi bir sorunu kolaylıkla çözebiliyoruz" diye konuştu. Gümrük alanında da bazı kolaylıklar için gerekli görüşmeleri yaptıkları bilgisini veren Vaizi, yeni bir gümrük kapısı üzerinde müzakereler yaptıklarını dile getirdi. Vaizi, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli'nin Tahran'a ziyarette bulunması konusunda mutabık kaldıklarını belirtti. İlaç ve sağlık alanındaki işbirliğine ilişkin verimli görüşmeleri olduğunu ifade eden Vaizi, bu çerçevede Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun Tahran'a ziyaretine ilişkin olarak uzlaştıklarını söyledi. (AA) Rusya ve AB "Türk akımını" konuşuyor MOSKOVA - Rusya ve Avrupa Birliği (AB) arasında "Güney Akım" projesinin iptal edilmesinin ardından enerji ilişkilerinin geleceği görüşülüyor. Rusya Enerji Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Enerji Bakanı Aleksandır Novak'ın AB Komisyonu'nun enerjiden sorumlu başkan yardımcısı Maros Sefcovic ile Rusya-AB enerji diyaloğunun yeniden başlatılması ve ilişkilerin geleceğini konuştuğu belirtildi. Açıklamaya göre, Rusya'daki görüşmede Novak farklı politik sorunlara rağmen ilişkilerin gelişmesi için ortak dil bulunması gerektiğini dile getirdi ve "Sonuçta bizim tek bir ortak amacımız var; küresel krizlerden bağımsız, uzun vadeli taleplere cevap verecek, güvenilir ve öngörülebilir bir enerji politikası oluşturmak" dedi. Novak ve Sefcovic, Karadeniz üzerinden Türkiye'ye gelmesi planlanan yeni boru hattının altyapısı hakkında görüş alışverişinde bulundu. Novak, yeni boru hattının AB altyapı standartlarına uygun inşa edileceği bilgisini paylaştı. Moskova'da temaslarda bulunan Sefcovic, daha sonra Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç ile bir araya geldi. Rus enerji şirketi Gazporm Başkanı Aleksey Miller, gazetecilere yaptığı açıklamada "Güney Akım" boru hattı projesinin kendileri için kapandığını hatırlatarak, "Türk akımı şu an Avrupa'ya Ukrayna üzerinden giden 63 milyar metreküp gazı sevk edebileceğimiz tek boru hattı. Başka seçenek yok" demişti. Miller, AB'yi "Türk akımı" projesi hakkında bilgilendirdiklerini söyleyerek, AB'nin TürkiyeYunanistan sınırından gaz almak için altyapı oluşturmak konusunda birkaç senesi olduğunu belirtmişti.(AA) 8 EKONOMİ 20 Ocak 2015 Salı Türkiye'de, 2013 yılında yaşanan yüzde 10'un üzerindeki değer kaybı nedeniyle hayal kırıklığına yol açan altın, 2014'te yatırımcısına yüzde 7 civarında kazandırdı. Altın, 2014’te yatırımcısını üzmedi BALIKESİR- Balıkesir Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı İrfan Günsay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı dönemler dışarıda bırakıldığında altının uzun vadede yatırımcısına her zaman kazandırdığını söyledi. "Güvenli liman" olan altının piyasasında geçen sene dönem dönem dalgalanmalar yaşandığını hatırlatan Günsay, şöyle konuştu: "Altını bir senelik değerlendirdiğimizde, 1 Ocak 2014-1 Ocak 2015 arasında yatırımcısına yüzde 7 civarında kazandırdı. 2014'ün ocak ayında 84 lira olan altının gramı, 2015'in aynı ayında 90 lira oldu. Önceki yıl hayal kırıklığı yaratmıştı. En azından altın, yatırımcısını bu yıl enflasyona ezdirmedi. Yıl içinde yükseldiği ve düştüğü dönemler oldu. Mesela martta altının gram fiyatı 99 liraya, küçük altın 170 liraya çıktı. Bu dönemde altınını satanlar, 1 Ocak 2014'e göre yüzde 17,8 kazandı. Kasımda ise en düşük rakamını 82 lirayı gördü. Küçük altın o ay 143 liraya kadar geriledi ama genel anlamda durgun bir sene geçirmemize rağmen yatırımcısına, beklentisi olana yüzde 7 civarında bir gelir sağladı." "KREDİ KARTINA YENİDEN GETİRİLEN TAKSİT İMKANI NEFES ALDIRDI" Günsay, altın fiyatlarının bu yıl biraz daha yükseleceğini beklediğini belirterek, uzun vadede yine kazandıracağını ve bu kıymetli eşyanın kısa vade yatırım aracı olmadığını bildirdi. Kuyum sektörünün geçen seneyi verimli geçirmediğini dile getiren Günsay, "Sezon itibarıyla düşünüldüğünde çok büyük bir alış olmadı. Yani mal sattık ama beklenen düzeyde gerçekleşmedi. Kredi kartlarında uzun bir dönem taksitlendirmenin kaldırılması işlerimizi ciddi anlamda olumsuz etkiledi. Tekrar taksit olunca biraz nefes aldık" dedi. İrfan Günsay, yatırım yapacak vatandaşlara güvenli liman olan altından vazgeçmemeleri önerisinde bulunarak, uluslararası piyasaların hareketli olduğu bu yıllarda altının kaybettireceğine inanmadığını sözlerine ekledi. (AA) TKDK, hibe desteği için yatırımcısını bekliyor Kuru meyve ihracatından 1,5 milyar dolar gelir sağlandı KOCAELİ - ŞAHİN OKTAY / YUNUS EMRE GÜNAYDIN- Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, sektör 2013'te 1 milyar 438 milyon 254 bin dolar olan ihracatını, geçen yılın sonunda yüzde 1,6'lık artışla 1 milyar 460 milyon 876 bin dolara yükseltti. Sektör ihracatına en büyük katkıyı sırasıyla İzmir, Manisa, Malatya, İstanbul ve Aydın verdi. Bu 5 il, toplam sektör ihracatının yüzde 88'ini karşıladı. Kuru meyve sektörünün kalbi olarak bilinen İzmir 509 milyon 870 bin dolarlık ihracata imza attı. 2014'te söz konusu kentten yapılan kuru meyve ihracatı 2013'e göre yüzde 7,3 artış gösterdi. İkinci sıradaki Manisa'dan 258 milyon 529 bin dolarlık ihracat yapılırken, onu 199 milyon 587 bin dolarla Malatya, 193 milyon 337 bin dolarla İstanbul, 130 milyon 646 bin dolarla Aydın izledi. Ürün çeşitleri bazında bakıldığında, geçen yıl yurt dışına 435 bin 620 ton kuru meyve satan sektörde en çok ihraç edilen ürünler çekirdeksiz üzüm, kayısı ve incir oldu. Kuru meyvede en çok ihraç edilen ürün olan çekirdeksiz üzüm, sektör ihracatının yüzde 33'ünü oluşturdu. Bu üründen 478 milyon 737 bin dolarlık döviz girdisi elde edildi. İkinci sıradaki kayısı ihracatı 348 milyon 185 bin, üçüncü sıradaki incir ihracatı ise 238 milyon 827 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Ayrıca, bademde 73 milyon 506 bin, cevizde 62 milyon 632 bin, Antep fıstığında 42 milyon 560 bin, çamfıstığında 22 milyon 372 bin, leblebide 20 milyon 811 bin, kayısı ve zerdali çekirdeğinde 16 milyon 390 bin, incir ezmesinde 14 milyon 242 bin, elma kurusunda 5 milyon 297 bin, erik kurusunda 2 milyon 490 bin, diğer kurutulmuş ve kavrulmuş meyvelerde 134 milyon 827 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Sektörün en büyük pazarı olan Almanya'ya yapılan kuru meyve ihracatı 2014'te yüzde 1 oranında azalarak 216 milyon 653 bin dolara geriledi. İkinci İngiltere'ye 172 milyon 590 bin, üçüncü Fransa'ya 109 milyon 855 bin, dördüncü ABD'ye 98 milyon 911 bin, beşinci Hollanda'ya 83 milyon 494 bin dolarlık dış satım gerçekleşti. Geçen yıl en büyük 10 pazarın 5'inde ihraç kayıpları yaşanırken, en yüksek düşüş yüzde 25,5 ile Rusya pazarında gerçekleşti. Bu ülkeye yapılan ihracat 2013'te 52 milyon dolar seviyesindeyken, 2014 sonu itibariyle 38 milyon 731 bin dolara geriledi. (AA) ADANA - HAKAN ŞAHİN İBRAHİM ERİKAN - Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), tarımdan hayvancılığa, süt, et ve su ürünleri işlemeden meyve sebze işleme ve soğuk hava depolarına, kırsal turizmden kültür TKDK Başkanı balıkçılığına, yerel ürünlerden el Ali Recep Nazlı, sanatlarına pek çok alanda yapılan kurumlarının yatırımlara hibe desteği veriyor. 2011'den itibaren TKDK Başkanı Ali Recep Nazlı, proje almaya AA muhabirine, kurumlarının başladığını 2011'den itibaren proje almaya söyledi başladığını söyledi. Türkiye 'de sürdürülebilir tarımsal işletmeler ''Verdiğimiz desteklerin bir kısmı tarımı, kurarak, tarımı geliştirmeye katkı sağlabir kısmı da kırsal alanı ilgilendiriyor. Bir mayı amaçladıklarını vurgulayan Nazlı, taraftan tarımı desteklerken diğer taraftan şunları kaydetti: '' Avrupa Birliği standart- da tarım dışı, turizm, yerel ürünler ve el larında sürdürülebilir, kendi ayakları sanatları gibi sektörlere de destek üzerinde duran, örnek, kar eden kuruveriyoruz. Süt ve et hayvancılığıyla alakalı luşlar kurmak istiyoruz. Bunun için kurulacak tesislere yüzde 65'e kadar yatırımcılarımızı destekliyoruz. Elbette destek veriyoruz. Ayrıca bununla alakalı bunu tek başımıza yapmayacağız fakat her türlü gider de destek kapsamındadır. buna katkı sağlayan kurumlardan bir İnşaat, makine, danışmanlık giderleri, tanesiyiz. Yatırımlarımızı gezenler bilir. Biz hatta kapısına astığı tabelayı bile TKDK gerçekten Türkiye standartlarının yukarı destekler. Besicilik, tavukçuluk ve et haytaşınmasına büyük katkı sağlayan bir vancılığıyla ilgili tesislere de aynı şekilde kurumuz. Ciddi yatırımlarımız var. Sadece destek veriyoruz. Yatırımlara yüzde 50 ila bir proje kurup, bir ahır veya tesis kurup yüzde 65 hibe desteğinin verileceği çağrı bırakmıyoruz. Oranın gerçekten bir dönemi başladı. Başvurular 10 Şubat'ta işletme mantığıyla çalışması için sona erecek.'' çabalıyoruz.'' Nazlı, süt, et, meyve sebze ve su ürünTKDK'nın 42 ilde faaliyet yürüten leri paketleme ve işleme tesislerine de tarım, hayvancılık, turizm, el sanatları, ciddi destek sağladıklarını, yatırımcıların 3 kültür balıkçılığı, yerel ürünler gibi pek çok milyon avroya kadar proje yapıp, yüzde alanda yatırım başvurularını desteklediğini 50'sini TKDK'dan destek olarak alabileanlatan Nazlı, şu bilgileri verdi: ceğini kaydetti. (AA) Gemi ve yat sektörü, uluslararası rekabette destek istiyor AMASYA - MÜMİN ALTAŞ Dünya gemi ve yat ihracatı sıralamasında ilk 5'te yer alan gemi ve yat sektörü, bazı taleplerinin karşılanması halinde agresif devlet desteği alan Uzakdoğu ülkeleriyle rekabet edeceğine inanıyor. Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektörün 2014 yılında 1 milyar 280 milyon dolarlık ihracat yaptığını belirtti. Yirmiden fazla ülkeye ihracat yapan sektörün çok daha fazla kapasitesi olduğunu anlatan Bayrak, "Geçen yıla oranla ihracatta yüzde 10,1'lik bir artış var. Sadece gemi yapan 72 tersaneniz var. Bir o kadar da yat yapan atölyelerimiz mevcut. Toplam kapasitemiz çok fazla. Bizim ihracat kapasitemiz yeterli pazar bulabildiğimiz takdirde 10 milyar dolara yakın" diye konuştu. Bayrak, ihracat rakamlarının içinde serbest bölgelerde yapılan gemi ve yat ihracatlarının gözükmediğini, tamir ve bakım hizmetlerinin de hesaplanmasıyla ihracat rakamının 2,5 milyar dolara ulaşacağını aktardı. Denizcilik sektörünün 2008 yılında yaşanan krizden çok kötü etkilendiğine dikkati çeken Bayrak, şunları kaydetti: "Denizcilik, global bir sektör. Bütün dünya etkilendi ama biz daha çok etkilendik. Gemi ve yat ihracatı olarak Uzakdoğu ülkeleri bizim rakibimiz. Kore, Çin, Japonya gibi ülkeler bu bu konuda çok agresif. İnanılmaz destek ve teşvik veren bir yapı var. Haksız rekabet oluşuyor. Rekabet edemiyoruz. Dünya gemi ve yat ihracatı sıralamasında ilk 5'te yer alıyoruz. Böyle bakınca iyi yerdeyiz diyebiliriz ama pastanın yüzde 90'ını Uzakdoğu ülkeleri alıyor. Kore'nin gemi üzerine 50 milyar dolarlık ihracatı var. Japonya, Çin, çok radikal desteklerle bu pazarı sürekli elinde tutuyor." Filipinler, Vietnam ve Hindistan'ın sektörde hızla büyüdüğüne işaret eden Bayrak, "Sektör olarak desteklerden yoksun olduğumuz için uluslararası alanda mücadele edemiyoruz. Özellikle finansman konusunda Eximbank daha fazla devreye girmesi gerekli. Bazı taleplerimiz yerine getirilirse pastadan daha fazla pay alabiliriz" görüşünü paylaştı. Bayrak, Avrupa'da ise durumlarının çok kötü olmadığını, özellikle gemi ve yat tamiri noktasında bölgenin en önemli üssü olduklarını dile getirdi. (AA) “ ” plakası için 350 bin lira istiyor ANTALYA- Antalya'da yaşayan bir kişi, otomobilinin "06 AK 1453" olan plakasını satışa çıkardı. Konyaaltı ilçesinde yaşayan İhsan Durgu, yaklaşık 3 yıl önce bir arkadaşından 12 bin liraya 06 AK 1453 plakalı otomobil satın aldı. Bir arkadaşının uyarısı üzerine Durgu, plakasının özel bir plaka olduğunu fark etti. Durgu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, plakasının Türkiye'nin başkenti olan Ankara'nın 06 koduyla başladığını, orta harf grubunda AKP'nin ilk iki harfi olan "AK" olduğunu, sonunda ise 1453 rakamlarının yer aldığını söyledi. İstanbul'un fethinin 1453 tarihinde gerçekleştiğini hatırlatan Durgu, plakanın özellikle son günlerde Osmanlı'ya olan ilginin artmasıyla daha da dikkat çektiğini kaydetti. Balık ihracatını THY uçurdu İZMİR - Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Başkanı Sinan Kızıltan, Türk su ürünleri sektörünün son 14 yılda ihracatını yaklaşık 12 kat arttırarak 693 milyon dolara çıkardığını, bu artışta THY'nin direkt uçtuğu ülke sayısının çoğalmasının da etkili olduğunu söyledi. Birlik tarafından Çeşme'de düzenlenen 2. Su Ürünleri Sektör Toplantısı'nda konuşan Kızıltan, sektörün pazar payının hem yetiştiricilik hem ihracat yönünden giderek arttığını bildirdi. Türkiye 'nin su ürünleri ihracatının geçen yıl yüzde 23 artarak 693 milyon dolara ulaştığını, havayoluyla yapılan ihracatın ise yüzde 112 artışla 38 milyon dolara çıktığını ifade eden Kızıltan, bu sayede ABD 'ye yapılan ihracatın da yüzde 65 artarak 16 milyon dolara ulaştığını kaydetti. Kızıltan, şu bilgileri verdi: "Türk su ürünleri sektörü, son 14 yılda ihracatını yaklaşık 12 kat arttırarak 693 milyon dolara çıkardı. AB ülkeleri başta olmak üzere 80 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu artışta THY'nin direkt uçtuğu ülke sayısının çoğalması etkili oldu. THY'nin her yeni bağlantısı sektör açısından yeni bir pazar oldu. Bu sayede ihracatımız gelecek dönemde de artmaya devam edecek. Halen Avrupa 'daki levrek üretiminin yüzde 40-45'lik kısmını ülkemiz karşılıyor. En büyük artışı gösteren pazarlarımız ise sırasıyla Rusya, Hollanda, Japonya, İspanya ve İtalya oldu." Kızıltan, iç tüketimde kişi başı 15 kilogramlık tüketim hedefine ulaşılması hedefi kapsamında kamu spotu hazırladıklarını da sözlerine ekledi. Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel ise Dünya Gıda Örgütü'nün 2018 yılında yetiştiricilik ürünlerinin avcılıkla elde edilen su ürünlerini geçeceği öngörüsünde bulunduğunu hatırlattı. (AA) Otomobilinin arka camına Fatih Sultan Mehmet'in portresini yapıştırdığını anlatan Durgu, "Otomobili aldıktan sonra bir arkadaşımın uyarısıyla plakanın özel olduğunu fark ettim. Otomobilim 12 bin lira ama plaka için 350 bin lira istiyorum. Bugüne kadar 200 bin lira veren oldu ama satmadım" dedi. Durgu, trafikte kendisini durdurup plaka ile fotoğraf çektirenler olduğunu dile getirerek, "Plaka herkesin dikkatini çekiyor. Sosyal paylaşım sitesine plakanın fotoğrafını koydum, birçok kişi de bu fotoğrafı paylaştı" ifadesini kullandı. ÖZEL PLAKALAR BÜYÜK ILGI GÖRÜYOR Türkiye'nin çeşitli illerinde AK, CHP, AKP, MHP, FB, GS, BJK gibi orta harf grubunda siyasi parti veya futbol takımlarının kısaltmaları yer alan plaka sahipleri, internet ilanlarıyla bu plakayı satışa çıkartıyor. 20 bin ila 500 bin lira arasında istenilen plakalar, siyasi parti üyeleri ve kulüplerin fanatik taraftarları tarafından satın alınıyor. (AA) KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com NEVRUZ, ERGENEKON BAYRAMIDIR Nevruz, Farsça bir kelimedir. Anlam olarak "yenigün" demektir. Bu gün, güneşin "koç burcu"na girdiği gün olan 21 Marta rastlamaktadır. Bugün pek çok ülkelerde ve milletlerde (İran, Arap, Orta Asya Türkleri, Azerbaycan, bazı Kafkas ülkeleri, Kırım, Balkan ülkeleri, Mısır, Kıbrıs vb.) Nevruz günü kutlanmaktadır. Nevruz, Türklerde çok eskiden beri bilinmekte ve bugün törenlerle Türk ellerinde kutlanılmaktadır. Anadolu Türkleri bu güne "Nevrûz-i Sultanî", "Sultan Nevruz" adını verirler. Orta Asya'da bu gün "Ergenekon" veya "Bozkurt" bayramı olarak kabul edilir. Ebulgazi Bahadır Han'ın yazdığı "Secere-i Terâkime" adlı eserde anlatılan (Ergenekon Destanı) okunduğunda görülecektir ki Türkler yaşadıkları ve çoğaldıkları Ergenekon'dan 400 sene sonra topluca demir dağları eriterek çıkmışlardır. Bu günü bayram olarak kutlamışlardır. İşte bu kutladıkları bayram, Türklerin Nevruzudur. Birçok milletlerin kültürlerinde olduğu gibi Nevruz, Türklerde de yılbaşı olarak kutlanır. Çünkü, 21 Mart günü gece ve gündüz eşittir. 22 Mart günü yeni bir güne başlanır. Güneş koç burcuna girmiştir. Bu nedenle, Türkler bu güne "yengi gün" yani "yenigün" adını verirler. Zaman zaman nevruz kelimesinin telaffuz edilmiş olması, bu kelimenin de Farsça kökenli olması, bu günün bayram olarak kutlanmasının İran kaynaklı olduğunu göstermez. Hele hele, Anadolu'da yalnızca Kürt boylarının kutladığı bir gün olarak kabul etmek mümkün değildir. Tabii olarak, Kürt boylar da Nevruz gününü ortak bir kültür olarak bayram günü kabul ederler. Şu bilimsel olarak ortadadır ki, Anadolu Türkleri yüzyıllardır bu günü bayram olarak kutlarlar. Anadolu'da bu gün kısaca şöyle kutlanılır: 21 Mart günü halk kırlara çıkar, salıncaklar kurulur, ateşler yakılır, yakılan ateşlerin üstünden atlanır. Herkes yaptığı yemekleri ortaya çıkarır, bu yemekler birleştirilir ve topluca yenilir. Şarkılar, türküler söylenir, maniler atılır. Şakalar yapılır, sportif faaliyetlerde bulunulur ve çeşitli oyunlar oynanır. Dualar edilir, yeni yıl için dilekler dilenir. Doğal olarak, bu anlattığım etkinlikler, köyden köye şehirden şehire ve bölgeden bölgeye ulaşır. Her bölgede pratikler (adet ve gelenekler), farklı farklıdır. Nevruz günüyle ilgili olarak İslâmi rivayetler de vardır. Mesela, Allah'ın dünyayı Nevruz günü yarattığı, Hz. Ademin çamurunun yine bugün yoğrulduğu, Nuh'un gemisinin bugün karaya oturduğu kabul edilir. Hatta; Allah, Hz. Adem ile Hz. Havva'yı Arafat'ta bir Nevruz günü birleştirmiştir. Hz. Yusuf atıldığı kuyudan bir Nevruz günü kurtarılmıştır. İslamlıkta, Nevruzla ilgili böyle değişik rivayet ve inanışlar bulunmaktadır. Nevrûz/Ergenekon bayramı yüzyıllardır Çin'den Yugoslavya'ya kadar geniş topraklarda yaşayan Türk boylarında bayram ve yeni bir gün olarak kutlanmakta iken; Türklük aleyhinde faaliyette bulunan bazı bölücü unsurlar nevruzu istismar etmektedir. Güya bu bayram yalnızca: Batı ülkeleri tarafından suni bir millet olarak yaratılmak istenen Kürt boylarına aitmiş gibi gösterilmektedir. İçimizdeki kendini bilmez birkaç soysuz da bu istismara çanak tutmaktadırlar. Nevruz'un Türk Ergenekon Bayramı olmadığını iddia edenler, kelimenin Farsça olmasını ileri sürerler. Bu kelimeden dolayı bu bayram gününü İranlılara mâl ederler. "Eğer Nevruz Türk bayramı olsaydı adı da Türkçe olurdu" gibi bir yüzeysel fikir ileri sürerler. Oysa ki Türkler, İslâmiyet gibi çeşitli din ve kültürlerden, dillerden pek çok şey kazanmış ve almıştır. Benim adım Türkçe değil. Ben şimdi Türk değil miyim? Ahmet, Mehmet,Mustafa adları Arapça'dır. Şimdi adı Ahmet, Mehmet, Mustafa olan bütün insanlarımız Arap mıdır? Kelimenin kökeninden hareket ederek olayı başka milletlere mâl etmek bilimsellik değildir, gerçek de değildir. Nevruz, bir Ergenekon Bayramıdır ve yenigünü ifade eder. Hainler istese de istemese de 21 Mart günlerini Türklük Bayramı olarak biz yüzyıllardır kutladık, ilelebet kutlayacağız. Türklerin dostları, bizimle birlikte bu bayramı coşku ile ve kardeşlik duyguları ile kutlarlar. Türklerin düşmanının bizim yanımızda yeri yok. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar layık oldukları muameleyi göreceklerdir. Bütün Türk milletinin Türk boylarının, kısaca Türk dünyasının geçmiş ve gelecek Nevrûzu/Ergenekon Bayramları kutlu olsun. 20 Ocak 2015 Salı Çorumlu ev kadınları belediyenin kursunda keman çalmayı öğreniyor Çorum'da belediye bünyesinde hizmet veren Kadın Kültür ve Sanat Merkezince düzenlenen kursa katılan ev kadınları, keman çalmayı öğreniyor. ÇORUM - En genci 20, en yaşlısı 65 yaşında olan kadın kursiyerler, hayatlarına sanatsal bir yön verebilmenin mutluluğu yaşarken, evrensel müziğin yaş engelinin bulunmadığını da kanıtlar nitelikte çalışmalarını sürdürüyor. Çorum Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Gül, merkezde açılan kursların özellikle ev kadınlarının sosyal hayatlarına sağladığı katkıyı AA muhabirine değerlendirdi. Belediye olarak özellikle ev kadınlarına yönelik birçok faaliyete öncülük ettiklerinin altını çizen Gül, merkezde açılan hat sanatı, el işi, keman, saz ve yemek kurslarıyla kadınların hayata bakış açılarını değiştirdiklerine inandığını belirtti. Yürütülen sanatsal faaliyetler kapsamında 15 bin kadına ulaştıklarını ifade eden Gül, merkezin açtığı keman kursuna ev kadınlarının büyük ilgi gösterdiğini anlattı. Sanatın yaşının olmadığının bir kez daha kanıtlandığına değinen Gül, "Kemanla tanışan, belki de ilk defa bir enstrümanla tanışan ev hanımlarımız sanatla hayata bağlanmanın farklılığını yaşıyor. Kursa katılan kadınlarımız burada kemanlarıyla adeta notalara hayat veriyor. Hedefimiz belediye bünyesindeki tasavvuf, Türk sanat ve halk müziği korlarına bu kurslarla sanatçı yetiştirmek" ifadelerini kullandı. Kursiyerlerden 61 yaşındaki Kamile Kış, enstrüman çalmaya udla başladığını, annesinin vefatı sonrasında müzikle uğraşmayı bıraktığını belirtti. Uzun sürenin ardından sanatsal faaliyetlere kemanla dönüş yapmaya karar verdiğini aktaran Kış, "Yaşlılar enstrüman çalamaz, onlar sanatla ilgilenemez diye bir şey yok. Çünkü sanatın yaşı yok. Gerçekten yaşlılar da enstrüman çalabilir. İçinde bulunduğumuz dönem aslında en donanımlı zamanlarımız. Gençlere göre daha birikimliyiz. Keman çalmaktan mutluyum" dedi. Nevin Balak (50) ise hayatında ilk defa bir enstrümanla tanıştığını ifade ederek, "Ev hanımıyım. Evde boş boş vakit geçirmek yerine bu kursa katılarak sanatla tanışmayı istedim. Daha önceden kemana karşı ilgim vardı. Keman çalmak gençlik hayalimdi. Bu fırsatı ancak 50 yaşımda yakalayabildim. Şimdi kemanımla, notalarla hayat buluyorum" diye konuştu. Kursiyerlerden 56 yaşındaki Hatice Manan, "ruhum gençleşsin" düşüncesinin hakim olduğu bir dönemde kursa başladığını ve aradan geçen iki ayın sonunda önemli mesafe katettiğini söyledi. Kemanın sesine kızının çalmasından ötürü aşina olduğunu dile getiren Manan, şunları kaydetti: "Zamanı değerlendireyim, ruhum gençleşsin düşüncesiyle bu kursa katıldım. İlk defa burada enstrüman çalmaya başladım. Evde oturmak bana iyi gelmedi. Öğrenmenin yaşının olmadığına inanan biri olarak kendimi burada ispatlamaya çalışıyorum. Eğitimlerimiz oldukça verimli. Yaklaşık 2 aydır kemanla sanat yapmaya çalışıyorum. Kızım keman çalmayı bıraktı ama ben kemanla hayat buldum." (AA) Bursa'da yaşayan yabancılar, Türk kültürüne hayran kaldılar BURSA - Eğitim ve iş imkanları ile Türkiye'deki yaşam standartlarını beğendikleri için dünyanın dört bir yanından "Osmanlı payitahtı" Bursa'ya gelen yabancılar, hayran oldukları Türk kültürünü yakından tanımak için toplu etkinlikler düzenliyor. Özellikle bazı Asya, Afrika ve Avrupa ülkelerine mensup yabancılar, kentte hamam, Karagöz Evi ve dünyada yılın 365 gün sema yapılan tek merkezi olan Karabaş-i Veli Tekkesine ilgi gösteriyor. Arnavut İlir Hamzaj (26), AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi gibi yabancı uyruklu Sihirli Mikrofon Radyo Ödülleri 10 Şubat’ta verilecek İSTANBUL - 3. Sihirli Mikrofon Radyo Ödülleri töreni, 10 Şubat'ta Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi'nde (PSM) yapılacak. Fatih Belediyesi'nin katkılarıyla bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen yarışmada, dinleyicilerin oylarıyla yılın en iyi radyo, radyocu ve radyo programları ödüllendirilecek. Yarışmada; ön eleme 15-17 Ocak'ta, oylama ise 19 Ocak-6 Şubat'ta "www.sihirlimikrofon.org" internet sitesi üzerinden yapılacak. Finalistler, radyo dinleyicilerinin internet sitesi üzerinden yapacakları oylamalar ile belirlenecek. 3. Sihirli Mikrofon Radyo Ödülleri'nde bu yıl, radyolar ve programcılar 17 farklı kategoride yarışacak. Ayrıca gecede farklı dallarda özel ödüller verilecek. Sanatçıların katılımı, Ceyhun Yılmaz'ın sunumuyla gerçekleşecek ödül töreni, 10 Şubat'ta Zorlu Center PSM'de gerçekleşecek. (AA) 9 üniversite öğrencisi arkadaşlarıyla en çok gittikleri mekanın, 624 yıllık Demirtaşpaşa Hamamı olduğunu söyledi. Bu hamamın tarihi dokusuna hayran olduklarını belirten Hamzaj, "Daha önce bu hamama gelmiştim fakat Kongolu ve Malili arkadaşlarım gelmemişti. Ben de Türk kültürünü tanımaları için buraya getirdim. Gerçekten de beğendiler, çok hoşlarına gitti çünkü ülkelerinde böyle bir şey yok. Türk hamamı denilince dünyada her yerde tanınıyor ve aynı isimle anılıyor" diye konuştu. Hamzaj, Avrupa'dakiler dahil birçok coğrafyayı gördüğünü ancak Türkiye'nin bir yabancı için en güvenilir ve özgür ülke olduğunu dile getirdi. Hamama ilk kez geldiğini anlatan Kongolu Mustafa Agigi (19) de Türkiye'de keşfedilmesi gereken pek çok güzellik bulunduğunu bildirdi. Kendisi için hamamın güzel bir deneyim olduğunu vurgulayan Agigi, "Çok mutluyum ve kendimi çok iyi hissediyorum. Türk hamamı çok güzel, çok seviyorum" dedi. Malili Salim Niakate (20) ise hamam kültüründen çok etkilendiğini belirtti. Bu mekanı beğendiğini aktaran Niakate, "En çok da buradaki hamamın 624 yıllık olmasına şaşırdım. Muhteşem bir şey" ifadesini kullandı. MEHMET NURİ PARMAKSIZ HAYATA VE AŞKA DAİR BİR ÖMÜR BORÇLUYUM YÂRE Bir gün susacak sükûtun sessizliği ve güneş açacak içimin enginleri. Aldığım her nefese hamdolsun ki aşkla doldu gönül gülistanım, sevdanın ateşinde piştikçe pişiyor kalp dergâhım. Yâr demek yârdan korkmamak; aşk demek ölümün içindeki hayatta mutluluğun kalbindeki gülde yaşamak demek. Sevda herkesin isteği, aşk cümlemizin hevesi, hasret ruhumuzu yakan ateşin delirten sesi. Aşkla aldığım bir nefesin hakkını bile ödeyemem ben yâre, ona yetememek, ne yaparsam yapayım ona karşı hep eksik kalmak gönlümde kanayan yara. Bir ömür borçluyum ben yâre. Bütün nefeslerimi ona versem, ruhumu yoluna feda etsem de dinmez içimdeki hasretin gizi ve silinmez ömrümün ona ait izi. Özlem, zamanın canavarlaştırdığı ve hicranın zalimleştirdiği ateş parçası. Kalbimi eritip hasrette yok olmamı, sevdaya mağlup olmamı bekliyor nefsim. Vuslata dâir hayalim ve sonsuzluk inancımla hasrete direniyor nefe- Bursa'da bir yıldır yüksek lisans öğrenimini sürdüren Afrika'nın Umurindi bölgesinden Vital Kwizara (29), Türk kültürünü yakından tanımasına yardımcı olan en güzel mekanın, dünyada 365 gün sema yapılan tek merkez olarak bilinen Karabaş-i Veli Tekkesi olduğunu anlattı. Semanın manevi havasını anlamaya çalıştığını ve bu sayede İslam dinini tanımak için araştırmalara başladığını kaydeden Kwizara, Türklerin çok yardımsever olduğunu ve kendisine her zaman sıcak davranıldığını ifade etti. İskender kebabının ününü duyan Ruandalı üniversite öğrencisi Omar Habanabakize (27), yemek için gittiği tarihi kebapçıda mutfağa girip döner kesmenin inceliklerini öğrendi. Güney Kore'nin başkenti Seul'den dünya turu için yola çıkan Jong Kim (26) ve kız arkadaşı Sujin Lee (26), bazı coğrafyalarda 12 ülkeyi gezdikten sonra beğendikleri Bursa'ya yerleşti. Karagöz Evi'ni gezen çift, Karagöz ile Hacivat'ın yaşam öyküsü ve bu gölge oyunu hakkında bilgi aldı. Kim ve Lee, Karagöz ile Hacivat tasvirlerinin yapımından oyun aşamasına kadar tek tek izledikten sonra ellerine çubukları alıp bunları oynatarak "hayal perdesi"ne bir gölge de Güney Kore'den bıraktı. (AA) İnanıyorum kalbime, içimdeki vuslat inancı bir gün hasret ateşini söndürecek. Aşkın büyüklüğüne teslimim ve sevdamın kudreti hüznümü mutluluğa döndürecek. Bir gün susacak sükûtun sessizliği ve güneş açacak içimin enginleri. Duracak hüznü besleyen keder, galip gelecek dualarımla kader. Sen yeter ki kalbimdeki aşkın sonsuzluğuna inan sevdam, sen yeter ki gönlümdeki yangınların gül yangınları olduğuna anla sevdam. Gün gelir unutulur çekilen acılar, gün gelir hatırlanmaz uykusuz geçen geceler. Vuslatının hayalinde ısınıyor üşüyen kalbim ve dayan biraz, biraz daha dayan diyor ölüme koşan nefesim. Ey yâr! Ellerimde gizin var, gözlerinde izin… Seninle doğup batmayacak güneşin hayalini kuruyor ruhum, biliyorum dünya boyu sürse de sonsuzlukla iftar edecek sana olan orucum. sim. Bu ömür benim değil ki beyhude harcayayım zamanı. Ben aşkla borçlandım yâre, sadakatle bağlandım kalbimi gül bahçesi ruhumu gülistan eyleyene. GÜNÜN ŞİİRİ Âh yâr! Nasıl sevsem ben seni bir nebze olsun doyarım, ne söyleSHüznümün rüzgârı sussun yâr dudağın eğmesin, sem ben sana birazcık olsun kanarım. Sen ne kadar istersen iste fark Gözden ırak düşmesin hiç yâre mâtem değmesin. etmez ben sana o kadar yanarım. 10 SAĞLIK 20 Ocak 2015 Salı Prof. Cevit: “Sağlıklı nesiller için çocukları öpmeden sevin" Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Cevit, bebeklik çağında sık görülen "öpücük hastalığı"nın çocukta ileri ki yaşlarda birçok soruna yol açabileceğini belirterek, ailelere çocuklarını "öpmeden sevmelerini" önerdi. SİVAS - Cevit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "epstein-barr" denilen virüsün neden olduğu "öpücük hastalığı"nın (infeksiyöz mononükleoz) çocuklarda deride döküntüye yol açabileceğini söyledi. Bazı yıllarda "epstein-barr" virüsünün çok sık görüldüğünü belirten Cevit, çocukların yüzde 30'unun bu virüse mutlaka maruz kaldığını ancak rahatsızlığın klinik bulgu vermediğini ve sessiz seyrettiğini dile getirdi. Cevit, hastalığın yanaktan öpmeyle geçme ihtimalinin düşük olduğunu ifade ederek, "Hastalığın çocuğa geçmesi için yanakta çizik olması ve virüsün derinin içine nüfuz etmesi lazım. Özellikle de ıslak öpücüklerde ya da ağızdan öpmeyle bu hastalık çocuğa geçebiliyor. Özellikle yabancıların öpücüklerine dikkat edilmeli" diye konuştu. Prof. Dr. Cevit, virüsün yenidoğanda (0-25 günlük bebek) görülebileceğini ve anneden de geçebileceğini belirterek, şunları söyledi: "Çocuk veya bebekte bulgular, deride genel olarak döküntüyle ortaya çıkabilir. Direkt virüsün kendisi daha az oranda döküntü yapıyor ancak öpücük hastalığı olduğu bilinmeden viral enfeksiyon olduğunu düşünülerek, antibiyotik ve penisilin gibi ilaçlar verildiğinde deride döküntüyle daha çok karşılaşılıyor. Çok tehlikeli gözükmeyen bu hastalığa ailelerin dikkat etmesi gerekiyor. Öpücük hastalığı, çocuklarda bademcik iltihabına, karaciğer, dalak ve lenf bezlerinde büyüklüğe neden olabilir. Çocuklarda bu bulgulara rastlandığı zaman öpücük hastalığı akla gelmelidir. Onun için biz slogan olarak 'sevin ama öpmeyin' diyoruz." Her türlü deri hastalığının yakın temas ve öpücüklerle geçebileceğine dikkati çeken Cevit, "Bu hastalıkların artmasını önlemek ve daha sağlıklı nesil yetiştirmek istiyorsak öpmeyi biraz daha azaltmamız lazım" dedi. Cevit, hastalığın 5 yaşında daha sık görüldüğünü ama ergenlikten sonra görülme sıklığının azaldığını belirterek, "Bu virüsün bulaştığı kişilerde kronik yorgunluk sendromu olabilir, özellikle ileri yaşlarda kanserlere altyapıyı da oluşturabiliyor. Aileler, bu hastalığa karşı çok dikkatli olmalı" uyarısında bulundu. (AA) Topuklu ayakkabı ayağa kalıcı zararlar verebilir EDİRNE - Sürekli sivri burunlu ve yüksek topuklu ayakkabı kullanılmasının, ayağın fiziksel yapısını bozduğu bildirildi. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Erdem Bagatur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle kadınlar için güzel ayaklara sahip olmanın önem taşıdığını söyledi. Ayak görüntüsünün güzel olmasının kişiye psikolojik destek sağladığını belirten Bagatur, şöyle konuştu: "Özellikle sivri burunlu ve topuklu ayakkabı giyen kişiler, ayak hastalıklarına dikkat etmelidir. Bu tür ayakkabı giyenlerde baş parmak çıkıntısı (Halluks Valgus) hastalığı görülebilir. Sürekli sivri burunlu ve topuklu ayakkabı giymek ayağa kalıcı zararlar verebilir. Ayak başparmağının kendiliğinden ve kalıcı olarak dış yana doğru yönlenmesi, başparmağın tarak kemiği ile eklem yaptığı bölgede ayağın iç yanında ağrılı bir kemik çıkıntısının oluşması gibi ortopedik sorunlar ortaya çıkabilir." Bagatur, baş parmak çıkıntısı rahatsızlığının, ayakta ağrı oluşturduğunu ve yürümeyi güçleştirdiğini, kemik çıkıntısı nedeniyle kişinin çoğu zaman ayakkabı giyemediğini vurguladı. Bagatur, bazı kişilerin doğuştan gelen kemik yapısı dolayısıyla ayaklarına özel önem göstermesi gerektiğini söyledi. "Ayak estetiğindeki bozulma özellikle kentlerde yaşayan, sivri burunlu ve topuklu ayakkabı giyen kadınlarda sıklıkla görülüyor" diyen Bagatur, yıllarca bu tür ayakkabılar giyen kadınların rahatsızlıklarının 40'lı yaşlarda görülme oranının daha yüksek olduğunu vurguladı. Bagatur, bazen çok daha genç yaşlarda da ortopedik sorunlar yaşanabildiğini ifade ederek, şunları anlattı: "Baş parmak çıkıntısı rahatsızlığının ilerlemesini engellemek ya da tedavi etmek amacıyla kullanılan bir takım cihazlar vardır. Bunlar hastalığı tedavi etmediği gibi genellikle ilerlemesini de engellemez. Ayakta kemik çıkıntısı ve çeşitli ortopedi sorunlarına yol açan bu rahatsızlığın tedavisi ameliyattır. Ameliyatın ardından ortopedik ayakkabı giyilmediği takdirde kişi aynı sorunlarla daha şiddetli şekilde karşılaşabilir." Bagatur, kişilerin fiziksel özelliklerine göre ayakkabı seçmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Her gün ayaklarınızı kontrol edin. Rahat ayakkabı giyin. Ayakkabınızın sıkmaması ve vurmaması gerekir" diye konuştu. (AA) Alerjiye neden olan nikel, metal aksesuarlarda kullanılmayacak ANKARA - Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, yüksek oranda alerjiye neden olan nikelin, tüm metal aksesuarlarda, düğme, fermuar, perçin, takılar ve saatlerde kısıtlandığını bildirildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, 2011 yılında yayımlanan ilgili tebliğle Türkiye'de ilk kez tekstil, kırtasiye, mobilya ve çocuk bakım ürünlerin- de tehlikeli kimyasalların kullanımına kısıtlama getirildiği, 2013'te sözkonusu tebliğin yenilendiği anımsatıldı. Açıklamada, 14 Ocak 2015'te Resmi Gazete'de yayımlanan "Bazı Tüketici Ürünlerinin Tehlikeli Kimyasal Madde İçeriğine Yönelik Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin Tebliğ" ile de yüksek oranda alerjiye neden olan nikelin, tüm metal aksesuarlarda, düğme, fermuar, perçin, takı ve saatlerde kısıtlandığı kaydedildi. Açıklamaya göre, aynı ürün gruplarında ciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozukluklara neden olan ve kanserojen etkiye sahip kadmiyum kimyasalına da kısıtlama getirildi. Toksik etkiye sahip olan organostanik bileşikler de, bugüne kadar kimyasal denetime tabii tutulmamış olan tampon, hijyenik ped, göğüs pedi ve çocuk bezlerinde kısıtlandı. Söz konusu kimyasalın denetimi tekstil, deri ürünleri ve eldivenlerde de gerçekleştirilecek. Kanserojen etkileri nedeniyle perflorooktan sülfanatların, kaplanmış tekstil ürünlerinde kullanılması yasaklandı. Çevre kirliliğine neden olan nonil fenol ve nonil fenol etoksilatlar tekstil, deri ürünleri, kağıt ürünler ve deterjanlarda kısıtlandı. Kanserojen etkiye sahip civa ve arsenik bileşenler, ahşap ürünlerde kullanılamayacak. (AA) KAYIN TABLA MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 2. AKŞAM SANAT OKULU (DERS ALETLERİ YAPIM MERKEZİ) KAYIN TABLA alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/4217 1-İdarenin a) Adresi : BAHÇELİEVLER MAH. MİRAÇ CAD. HASANOĞLAN ELMADAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3128664208 - 3128664224 c) Elektronik Posta Adresi : ticaret.daym@meb.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Kayın Tabla: 32.300 Adet Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Bahçelievler Mah. Miraç Cad. No:22 Hasanoğlan Elmadağ/ANKARA c) Teslim tarihleri : İşe başlama tarihinden itibaren 30 günde bir en az 5.000 er adetlik partiler halinde teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Bahçelievler Mah. Miraç Cad. No:22 Hasanoğlan Elmadağ/ANKARA b) Tarihi ve saati : 12.02.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler: a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) Türkiye’de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. a) Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi, b) Adayın veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, c) Adayın veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi, ç) Adayın veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenmiş ve teklif ettiği mala ilişkin Yerli Malı Belgesi, ğ) Adayın veya isteklinin alım konusu malı ürettiğine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca yetkili kurum veya kuruluşlarca düzenlenen ve aday veya isteklinin üretici veya imalatçı olduğunu gösteren belgeler. 4.3.2. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: İstekliler teklif ettikleri ürüne ait en az bir adet numune olarak vereceklerdir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 200 TRY (Türk Lirası) karşılığı Müdürlüğün Ziraat Bankası Elmadağ Şubesindeki TR730001000620031996315014 IBAN Nolu hesabına döküman bedeli yatırılarak dekont karşılığı Ders Aletleri Yapım Merkezi Müdürlüğü - Ticaret Müdür Yardımcılığından adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Bahçelievler Mah. Miraç Cad. No:22 Hasanoğlan Elmadağ/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 30 (Otuz) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 9592 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 20 Ocak 2015 Salı Çığ tehlikesinden nasıl kurtulunur? Doğu Karadeniz'de oluşabilecek çığa karşı alınacak kişisel tedbirlerin önem taşıdığı bildirildi. Gümüşhane Afet ve Acil Durum Müdürü Mesut çığa karşı alınacak kişisel tedbirlerin önemine işaret eden Bayrak, "Çığ geleceği fark edildiği zaman mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı davranılması gerekiyor" dedi. GÜMÜŞHANE - İGümüşhane Afet ve Acil Durum Müdürü Mesut Bayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çığın hızlı gelişen ve hareket eden bir doğa olayı olduğunu söyledi. Çığın kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle yamaç eğimi yönünde gösterdiği akma hareketi olduğunu belirten Bayrak, kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından, çığın bazen bir tabaka üzerinde bazen de tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluştuğunu ifade etti. Çığın, meteorolojik karakterli doğal bir afet olduğuna işaret eden Bayrak, çok hızlı olduğu için tehlikeyi de beraberinde getirdiğini vurguladı. Türkiye'nin özellikle kuzey, kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde çığ olayına uygun topoğrafik ve meteorolojik koşullara sahip dağlık alanların mevcut olduğunu dile getiren Bayrak, şöyle konuştu: "Türkiye'nin yüzölçümünün yaklaşık üçte birini dağlık alanların oluşturduğunu düşünecek olursak, çığ olayının meydana geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaşılır. Bu bölgelerde meydana gelen çığlar yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekono- mik açıdan olmaktadır." Çığın sosyal etkisinin sadece can kayıplarıyla sınırlı kalmadığını aktaran Bayrak, çığdan etkilenen alanlarda maddi kayıplarla karşılaşmayan insanların bölgeden göç etmesinin de sosyal sonuç olduğunu kaydetti. Ekonomik açıdan bakıldığında çığların verdiği hasarların kısa sürede telafi edilememesinin getirdiği zorluklar nedeniyle oluşan üretim ve iş gücü kayıplarının giderek arttığını savunan Bayrak, bazı bölgelerin turizm potansiyelinin de dolaylı olarak etkilendiği ifade etti. Bayrak, çığa karşı yetkililerin uyarılarının dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Çığa karşı alınacak kişisel tedbirlerin önemine işaret eden Bayrak, "Çığ geleceği fark edildiği zaman mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı davranılması gerekiyor" dedi. Bayrak, olası çığ düşmesi anında yapılması gerekenleri şöyle anlattı: "Çığın başlangıç anından sonra eğer dışarıda bulunuyorsanız, büyüklüğüne, hızına, patikanın genişliğine, etrafta bulunan araçlara ve daha güvenli yerlere bağlı olarak alandan ayrılmaya karar verilmelidir. Bağırarak veya başka ses kaynaklarını kullanarak diğer insanlar uyarılmalıdır. Kırılmış ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korun- maya, yerden de destek alarak yüzme hareketi yaparak akan karın üstünde kalmaya çalışılmalıdır. Bu esnada ağzımızı da sıkıca kapatmalıyız. Kafa karın altında kaldığı anda mümkünse uzun süre nefes tutulmalıdır. Önerilen diğer bir yöntem de akış sırasında oturma pozisyonu almaktır. Bu yöntemde bacaklar ve kollar birbirlerine yapıştırılır ve çığ durmadan kısa süre önce bacaklarla yeri sertçe iterek kalkmaya çalışılmalıdır. Aksi takdirde çığ durduktan sonra betonumsu bir özellik kazanacak olan kar içinde kalkmak imkansız olacaktır." Gümüşhane'nin çığ haritasının çıkarıldığını belirten Bayrak, kentteki çığ alanlarını iki kategoride değerlendirdiklerini ifade etti. Birincisinin çığ olmuş bölgeler, ikincisinin ise muhtemel çığ olabilecek bölgeler olarak nitelendirdiklerini dile getiren Bayrak, "İlimizin hemen hemen her bölgesi çığ olabilecek bölgelerdir. Kelkit, Köse ve Şiran ovalarının düz alanları için söylemek mümkün değil ama Harşıt Vadisi'ne geldiğimizde hemen her yerde çığ olabilir. Afet hiçbir zaman olmaz diyemeyiz, her zaman afet olacağını düşünerek, her yerde tedbirli olmalıyız" diye konuştu. (AA) Bozkırın dağı taşı fidanlarla yeşeriyor KONYA - Bozkırın hakim olduğu Konya'da, 2014 yılında 4 milyonun üzerinde fidan toprakla buluşturuldu, 1 milyon 497 bin fidan da halka ve kamu kurumlarına ücretsiz dağıtıldı. Konya Orman Bölge Müdürü Bekir Karacabey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bozkırın fidanla yeşermesi için Konya merkez, Olcay, Ereğli, Ermenek, Seydişehir ve Altınapa fidanlıklarında yoğun bir fidan üretimi gerçekleştirildiğini söyledi. Kurum olarak 2014 yılında 4 milyon- 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 dan fazla fidan ektiklerini belirten Karacabey, başta askeri birlikler, okullar ve belediyeler olmak üzere kamu kurumlarına da ücretsiz dağıtarak dikim sağladıklarını vurguladı. Düzenledikleri çeşitli etkinliklerle de halka ücretsiz fidan verdiklerini aktaran Karacabey, şöyle konuştu: "Başta sedir ve çam olmak üzere 1 milyon 497 bin fidanı halkımıza ve kamu kurumlarına ücretsiz olarak dağıttık. Bunlardan 467 binini belediyelere, 7 bin 200'ünü üniversitelere, 17 7 8 9 10 bin adedini ilk ve ortaokullara, 164 bin 200'ünü askeri birliklere, 108 bin 800'ünü muhtarlıklara, 652 bin 300 adedini de diğer kamu kurum ve kuruluşlarına verdik. Değişik dönemlerde düzenlediğimiz etkinliklerde 80 bin 500 fidanı halkımıza dağıttık. Bunların içerisinde iğde, alıç, ahlat gibi Konya'nın iklim ve toprak şartlarına uygun olan, halkımıza da gelir getirebileceğini düşündüğümüz değişik boy ve yaşlarda fidanlar da var." (AA) BULMACA Soldan sağa: 1. Zorunlu, gerekli. – Asya’da bir ırmak. 2. Yabani hayvan barınağı. – Tozu çok olan yer. 3. Hayvanların su içtikleri taş ya da ağaçtan oyma kap. – Evlere su taşımayı meslek haline getirmiş olan kimse. 4. Anahtar. – Bir renk. 5. İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun. – Bir nota. 6. Vücudun bütün dış ve iç yüzeyini kaplayan doku. – Nikelin simgesi. 7. İnsan vücudunun dış yüzü. – Minarelerde ezan okunan, taştan yapılmış ince ve yüksek yapı. 8. Gümüş parlaklığı verilmiş deri ya da kumaş. – Sağlıklı, sıhhatli, salim. 9. Seryumun simgesi. – Kansızlık hastalığı. 10. Diyarbakır ilinin eski adı. – Antalya ilinin bir ilçesi. 11. Soru sözü. – Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek. 12. Kuranda bir sure. – Yazı. 13. Denizlerin çekilmesiyle oluşmuş yurtlanmaya elverişli bölge. – Hayvanlara vurulan damga. 14. Nazi Hücum Kıtasının kısaltması. – İlenme, beddua. 15. Birbirine bağlı iki tekneden oluşmuş bir tür gezinti teknesi. 16. Mercanada. – Libya’nın plaka işareti. 17. Matematikte sabit bir sayı. – Kalın ve kaba kumaş. – Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. 18. Hoş kokulu. 19. Erkek kardeş. 20. Özenli, düzgün. – Yurt. Yukarıdan aşağıya: 1. Bir yeri ya da bir kimseyi görmeye gitme. – Gönülden sevilen kadın. – Pey akçesi. 2. İri, kart. – Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık. – Mitoloji. 3. Kayalık kıyılarda, sığ sularda yaşayan, kırmızı benekli, mavi veya yeşil balık. – Güzel sanatların dokuz perisinden biri. – Göçebelerin konak yeri. 4. Bir gezegen. – Metalik. – Pamuk ipliğini sarmaya yarayan küçük el çıkrığı. 5. Satrançta özel bir hareket. – Zincirden yular veya ayak kösteği. – Yas. – Hava basıncı birimi. 6. Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. – Yayvan sepet. – Mantık. – Yarı yaş yarı kuru, rutubetli toprak. 7. Hamız. – Aruz ölçülerinden biri. – Antalya ilinde dünyaca ünlü bir plaj. – Kaz Dağlarına mitolojik devirlerde verilen ad. 8. Tasdik. – Düz yazı. – Devinim. 9. Bir ÇÖZÜMÜ çeşit kumaş. – Kadınların ilgi çekmek, gönül çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma, BUGÜN naz, cilve, eda. – Arjantin’in plaka işareti. 10. 13. SAYFADA ABD’de bir eyalet. – Kedi, köpek yavrusu. – Bir anda oluveren, apansız. – Vücudun salgıladığı tuzlu sıvı. Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU 11 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com TİPİK BİR ORYANTALİST OLAN PİERRE LOTİ’NİN GERÇEK KİMLİĞİ 21 2. Pierre Loti'ye Olumlu Yaklaşan Değerlendirmeler: Bazı Türk edebiyatçıları Pierre Loti'yi hep iyi niyetle yaklaşarak onu, gerçekten samimî bir Türk dostu zannetmişler ya da öyle görmek istemişler ve bu doğrultuda onu öven yazılar, şiirler yayınlamışlardır. Bunu da çok görmemek lâzımdır. Çünkü Türk milletinin en zor zamanında, emperyalist Batı işgaline uğradığı bir zamanda batıdan birinin mazlum Türk milletinin yanında yer alıyor gibi görünmesi büyük bir olay olarak değerlendirilmiş. Şehbal dergisi bir sayısını (1 Eylül 1329, S. 81) "Bu nüsha millî dostumuz muhterem Mösyö Pierre Loti'ye ithaf edilmiştir" diyerek ona ayırmış ve "Osmanlıların aydın sınıfı Pierre Loti hakkında ne düşünüyor?" başlıklı bir anket bölümü açarak 66 Türk aydınından onun hakkında görüş almıştır. Bunlar arasında Ebul Alâ, Aka Gündüz, Mehmet Rauf, Falih Rıfkı, Mehmed Emin, Ali Canip, Faik Ali, İzzet Melih, Halid Ziya, Halil Nihad, Süleyman Nazif, Selim Sırrı, Şehabeddin Süleyman, Celâl Nuri, Baha Tevfik, Hüseyin Daniş, Enis Behiç, Fatma Aliye, Yunus Nadi, Nigâr Binti Osman, Yusuf Akçuraoğlu, Köprülü zade Mehmed Fuad gibi tanınmış isimler de vardır. Bunların hemen hepsi de Pierre Loti'yi büyük bir Türk dostu olarak övgüyle yüceltiyorlar. İstanbul’un işgali sırasında Darülfünun Konferans salonunda Pierre Loti’yi anma günü tertip edilir ve orada Süleyman Nazif, Loti’yi öven uzun bir konuşma yapar. Süleyman Nazif’in “Pierre Loti Hitabesi” metni, şu eserde yer almaktadır: Pierre Loti, Can Çekişen Türkiye, Hazırlayan: Fikret Şahoğlu, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul, s.226. İkinci Meşrutiyet dönemi Türk kadın şairlerinden İhsan Raif Hanım (1877-1926), Türk dostu olarak gördüğü Loti için övücü bir şiir yazmıştır. Şiir şöyle: PİYER LOTİ Ey ‘Loti’, ey garbın büyük şairi, Türklere edilen zulmü işittin; Lânetler okurken bize herbiri, Sen Türk'ün aşkını terennüm ettin. Garptan yükselerek tâ şarka kadar Türklerin aşkıyla yükseldi sesin; Milletin inleyen hasta, bî-medâr Ruhunda ne hisler yaktı nefesin. Ömrümde ilk defa beşer önünde Bir hiss-i minnetle eğildi başım; Seninle dolu idi o günkü günde; Hürmetle gözümden süzülen yaşım. Sen Türk'ün gönlünde gezdin dolaştın; Safvettir açtığı çiçeğin adı: Masumdur gülleri bu viran bağın... Bilmem ki baht ile kimler oynadı? Pierre Loti, Türk'ün sadık muhibbi, Bizler için kalbin böyle çarptıkça, Seni candan seven Türk gönlü gibi, Âlemde her bir şey yâr olsun sana İsteyip dilerim her akşam, sabah. Her günden iyi gör her bir yarını, Sevdiğin Türklerle sevk etsin Allah, Saadet yoluna adımlarını. Bütün safvetiyle, sana ey şair, Bir Türk kadınıdır eyleyen duâ; Her ne ki yazılsa vasfına dâir, Bilirim kıymetsiz bir hiçbir ama, Duygumdan bir demet toplayıp dizdim; Elemli gecede şâhidim aydı; Utanır takdime cür’et etmezdim; Senden doğan yaşlar karışmasaydı. (Genç Yolcu Dergisi, 1919)21 Enis Behiç Koryürek, 12 Ağustos 1329 / 1913 tarihinde yurdumuzu ziyaret eden Pierre Loti için yine övücü bir üslûpla şunları yazmıştı: “Öksüzlerin figânını tahkîr eden cihân, Kâtillerin silâhına vermişti izz ü şân! Mazlûm idik... Fakat yine dünya utanmadan ‘Barbar!’ demişti bizlere. Ey kîn ilâhesi! Yalnız. Bu levsden müteneffir ve giryedâr -Tarih, bil! Diyordu ‘Büyük Nâsir’in sesi, Binlerce bî-günâh kanından kasırgalar Zulmün, taassubun medenî mâcerâsıdır; ‘Türk iftirası’ Avrupa'nın iftirasıdır. Duydum bu hak sadâsını, duydukça ağladım Gözyaşlarımla ‘şair’e bir sevgi bağladım Vicdânımın yegâne azîz âşinâsıdır.”22 (DEVAM EDECEK) 21 Hüveyla Coşkuntürk, İhsan Raif Hanım, Ankara 1987, s.99. 22 Fethi Tevetoğlu, Enis Behiç Koryürek, Ankara 1985, s.26. Koruyucu ailenin şefkati engeli azalttı KONYA - Konya'da bir çift, sevgi evlerindeyken koruyucu aileliğini üstlendiği dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, Asperger sendromu nedeniyle yüzde 60 engelli raporu bulunan 13 yaşındaki Türkan'ın gösterdikleri sevgi ve ilgili sayesinde, engel durumunu geriletmeyi başardı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 17 yıllık evliliklerinden 16 yaşında Rabia isimli bir kızları olan Nuri (45) ve Elif Turan (35) çifti, küçük bir çocuğun koruyucu ailesi olmak istedi. Aynı zamanda Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde çalışan Elif Turan ile güvenlik işi yapan eşi 2010'dan bu yana kurumun sevgi evlerinde kalan Türkan ile tanıştı. Turan çifti, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve diğer insanlarla etkileşimi oldukça zorlaştıran gelişimsel bir bozukluk olan Asperger sendromu nedeniyle yüzde 60 engelli raporu bulunan Türkan'ın bir yıl önce koruyucu aileliğini üstlendi. Büyük bir özveriyle Türkan ile ilgilenen çiftin en büyük destekçisi ise 16 yaşındaki kızları Rabia oldu. Bir abla sıcaklığıyla kardeşi Türkan ile ilgilenen Rabia, ailesiyle kardeşine bir bebek gibi yaklaştı. Birkaç gün önce Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu'ndan alınan rapora göre, Türkan'ın bir yılda engellilik durumu yüzde 57'ye geriledi. Turan ailesi, Türkan'ın engellilik durumunun gösterdikleri ilgi ve sevgi sayesinde sıfırlanacağına inanıyor. Elif Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkan ile tanıştıktan sonra onu toplumla kaynaştırabileceklerine inandıklarını söyledi. İlk tanıştıklarında Türkan'ın çok sessiz, saf, çekimser, korkak, herkese 'anne' diyen bir yapısının olduğunu vurgulayan Turan, "İlk eve getirdiğimizde akşama kadar onunla evcilik oynadık. Kolumu sıkıca tutar hiç bırakmazdı. Konuşmazdı" dedi. Türkan'ı hiç yabancı biri olarak görmediklerini aktaran Turan, Rabia ve Türkan gibi iki kızı olduğu için kendilerini şanslı hissettiğini vurguladı. Turan, karanlıkta duramayan, böcek gibi küçük şeyleri gördüğünde korkarak bağıran kızlarının oldukça değiştiğini belirterek şöyle devam etti: " Bizim en büyük avantajımız Rabia gibi bir kızımızın olmasıydı. Kardeşiyle çok ilgilendi. Türkan 12 yaşında ama inanın 2 yaşlarında bir çocuk gibiydi. Geceleri onunla ışığı ve odanın kapısını açıp uyudu. Elimize böcek alıp onların bize zarar veremeyeceğini gösterdik. Çimlerde böcek olacak diye bile korkardı. Yüksek sesle konuştuğumuzda çok korkar hemen köşelere kaçardı. Çok şükür biz hiç zorlanmadık. Engel durumunun gerilediğini öğrendiğimizde çok sevindik. Çevremizdekiler 'kendi çocuğunuz var elin çocuğunu ne yapacaksınız' dedi. Biz de hep 'bizim iki kızımız var. Türkan da bizim ailemizin bir parçası' dedik. İnşallah bir gün kızımızın engel durumunun hiç kalmadığını da göreceğiz." Nuri Turan da kendilerini hiç yadırgamayan Türkan'ı hep kendilerinden biri olarak gördüklerini, onun gelişimine şahit oldukça mutluluklarının zirveye çıktığını kaydetti. Kendilerini büyük bir aile olarak gören Turan, kızı Rabia ne ise Türkan'ın da kendileri için o olduğunu, her iki kızının da tırnağına zarar gelse en çok kendi canlarının yanacağını vurguladı. Türkan'ın ablası Rabia Turan ise kardeşinin kendisi için çok ayrı bir yere sahip olduğunu bildirdi. "İyi ki Türkan gibi bir kardeşim var" diyen Turan, "Kardeşimin ödevlerine yardım ediyorum. Korkularını yenmesi için çabalıyorum. Adeta onunla gülüyor onunla ağlıyorum. Senelerce tektim şimdi bir kardeşimin olması beni mutlu ediyor. Rahatsızlığından dolayı anne ve babamla adeta onunla bir bebek gibi ilgileniyoruz. O da sevgisini 'canım ablam' şeklinde gösteriyor" diye konuştu. (AA) 12 haber 20 Ocak 2015 Salı Davutoğlu, Londra’da ANKARA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, İngiltere'ye gitti. Başbakan oradan "20 Özel Oturumu"na katılmak üzere İsviçre'ye gidecek. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Davutoğlu, 19-21 Ocak 2015'te gerçekleşeceği İngiltere ziyareti çerçevesinde, Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron ile bir araya gelecek. Görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye ve Irak'taki durum başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası meselelerle terörizmle mücadele alanında işbirliği konularının ele alınması öngörülüyor. Londra'da, uluslararası finans ve yatırım çevrelerinin katılımıyla düzenlenecek toplantılara da katılması beklenen Davutoğlu'nun, Borsa İstanbul ve Türk İhracatçılar Birliğince, İstanbul Finans Merkezi Girişiminin işbirliğiyle düzenlenecek "İstanbul: Bölgesel Merkez, Küresel Aktör Forumu"na hitap etmesi planlanıyor. Davutoğlu, ayrıca bu etkinlik bağlamında Borsa İstanbul ve Londra Borsası arasında işbirliği yapılmasına dair anlaşmanın Türkiye'nin uzun vadeli ekonomik görünümü ve yapısal reform programı ile bölgesel gelişmeler ve Avrupa Birliği ile ilişkileri başta olmak üzere dış politika gündemine dair kapsamlı görüş ve değerlendirmelerini paylaşması bekleniyor. -Davutoğlu, Londra'dan Davos'a geçecek Londra'da, Birleşik Krallık'ta yaşayan Türk toplumunun temsilcileriyle de bir araya gelmeyi planlayan Davutoğlu, 21 Ocak 2015'te Dünya Ekonomik Forumu'nca Davos'ta her yıl düzenlenen "G 20 Özel Oturumu"na katılmak üzere İsviçre'ye gidecek. Başbakan Davutoğlu, 21-23 Ocak'taki Davos ziyareti kapsamında bazı devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra uluslararası iş çevreleri ve kanaat önderleriyle de temaslarda imza törenine katılacak. bulunacak. Davos'ta, Türkiye Odalar ve Başbakan Davutoğlu, ziyareti kapsamında, Borsalar Birliği ve Borsa İstanbul'un tertiBirleşik Krallık'ın önde gelen düşünce kuruplediği toplantılara katılarak B-20 gündemi ve luşlarından Wilton Park tarafından düzenekonomideki gelişmelere dair konuşmalar lenecek etkinlikte siyasetçiler, akademisyenler, yapması beklenen Davutoğlu, 23 Ocak günü diplomatlar, basın mensupları ve diğer kanaat Zürih'e geçerek, İsviçre'de yaşayan Türk önderlerinden oluşan gruba hitap edecek. toplumunun temsilcileriyle biraraya geldikten Davutoğlu'nun, sözkonusu etkinliklerde, sonra yurda dönecek. Martin Luther King ilham vermeye devam ediyor NEW YORK Amerikan yurttaşlık hakları hareketi önderi Martin Luther King, doğumunun 86. yıl dönümünde siyahiler için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Ülke genelinde resmi tatil olan ve her yılın ocak ayının üçüncü pazartesi günü olarak belirlenen Martin Luther King Günü, bu yıl siyahilere karşı polis şiddetinin yakın zamanda hiç olmadığı kadar gündemde yer aldığı bir dönemin ardından kutlanıyor. Irkçılık tartışmalarının yeniden patlak verdiği ülkede, Ferguson'da geçen yılın ağustos ayında 17 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ın ölümüyle ilgili toplanan jürinin, beyaz polis memuru Darren Wilson'ın yargılanmasına gerek olmadığı yönündeki kararı, New York'ta siyahi Eric Garner'ı kaçak sigara sattığı iddiasıyla gözaltına alma girişimi sırasında boğarak öldüren polis memurunun yine jüri tarafından aklanması, tüm ülkeyi ayağa kaldırdı. Başkent Washington'dan Seattle'a, New York'tan Oakland'a kadar ülkenin dört bir tarafı, bazıları hala süren protesto gösterilerine sahne olurken, kimi gruplar Martin Luther King'in mirasına sahip çıkarak yeni bir toplumsal değişim akımı yaratma çabasında. Twitter'da #ReclaimMLK (King'i yeniden sahiplen) etiketi etrafında örgütlenen aktivistler, King'in 1960'larda önderliğini yaptığı "sivil itaatsizlik" eylemlerinin yeniden canlandırılması çağrısında bulundu. Michael Brown'ın ölümünün ardından düzenlenen protestoların bazılarını organize eden "Ferguson Action" grubu, web sitesinden yaptığı açıklamada, King'in "radikal, ilkeli ve uzlaşmaz" yaklaşımının günümüzdeki protestolar için de model olması gerektiğini ifade etti. King'in mirasının, onu öncülük ettiği hareketten koparmak isteyenler tarafından çarpıtılıp ticarileştirildiğini öne süren grup, açıklamasında, sayısız kişinin hayatına mal olmuş bir yurttaşlık hakları hareketinin "vaiz kürsülerinin arkasına saklanan takım elbiselilerin" eline bırakılamayacağını belirtti. Grup ayrıca Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) rakamlarına göre her hafta ortalama iki siyahi Amerikalının beyaz polisler tarafından "haklı görülebilecek gerekçelerle" öldürüldüğü bir ortamda, "siyahilere karşı ilan edilen savaş"a direnmek için Martin Luther King Günü'nde ülke genelinde sokaklara çıkıp sivil itaatsizlik eylemleri yapılacağını duyurdu. Siyahilerin önde gelen aktivist gruplarından "Organization for Black Struggle" (Siyahi Mücadele Örgütü) da yayımladığı mesajda, mücadelelerinin Martin Luther King'in izinde hem sistemi hem de kendilerini dönüştürmeye yönelik olduğunu ifade etti. King'in, 52 yıl önce başkent Washington'da düzenlenen ve 250 bin kişinin katıldığı insan hakları yürüyüşünde yaptığı tarihi konuşma, siyahi vatandaşların hak arayışlarında dönüm noktası olmuştu. İstihdam, barınma, oy verme ve eğitim alanlarında eşitlik için toplanan kalabalığa seslenen King, "Bir hayalim var: Gün gelecek dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar" dediği konuşmasıyla siyahi vatandaşların haklarını elde etme yolculuklarının fitilini ateşlemişti. King'in konuşmasından bir yıl sonra, ABD Kongresi'nin oy verme sisteminde ve belediyeler tarafından kontrol edilen kamu alanları kullanımı konularında ırkçılığa dayalı ayrımcılıkla mücadeleyle ilgili ilk kanun olan Medeni Haklar Kanunu (Civil Rights Act) çıkarılmıştı. Aynı yıl King, Nobel Barış Ödülü'nü alırken, yasayla sadece siyahiler değil, tüm azınlıklar ve kadınlar için de daha fazla istihdam ve yüksek eğitim fırsatlarının önü açılmıştı. ‘Hamas’et değil TARİHİ TAHLİL Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, " UCM Başsavcısı Fatou Bensouda'nın, Filistin'deki durumla ilgili ön soruşturma açması, işgalci suçluları mahkemeye sevk edecek soruşturma yolundaki adımdır. İsrail'in UCM'ye yönelik tehditleri, Filistin halkının uzun yıllardan beri kanıyla bedel ödediği İsrail kibrinin örneğidir" denildi. Açıklamada, İsrail'in işlediği suçlar hakkında uluslararası soruşturmaların sürmesi çağrısında bulunuldu. UCM, savcı Fatou Bensouda'nın Filistin'deki durumla ilgili ön soruşturma açtığını duyurmuştu. Söz konusu ön soruşturmanın, Filistin'in 2 Ocak'ta mahkemenin kuruluşuna kaynaklık eden Roma Anlaşmasını imzalaması ve 1 Ocak'ta UCM’ye verdiği "Filistin topraklarında işlenen suçlarla ilgili mahkemenin otoritesini 13 Haziran 2014 itibarıyla kabul ettiğine dair beyanı" üzerine açıldığı kaydedilmişti. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, bir süre önce, aralarında UCM'ye üyeliğin de bulunduğu 20 uluslararası anlaşmaya imza atmış ve bunları BM’ye sunmuştu. Filistin'in UCM üyeliğinin 1 Nisan itibarıyla yürürlüğe girmesi bekleniyor. İçişleri Bakanlığı Personeli Yer Değiştirme ve Atama Yönetmeliği'nde değişiklik ANKARA - İçişleri Bakanlığı Personeli Yer Değiştirme ve Atama Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, hizmet gerekleri, ihtiyaç, idari zaruretler, sıkıyönetim, olağanüstü hal ve idari yargı kararları uygulaması, valiler ile birim amirlerinin gerekçeli teklifleri veya mülkiye müfettişlerince yapılacak değerlendirme üzerine Bakanlık; valiliklerde her kademede görevli memurları diğer iller emrine veya merkez teşkilatına, merkez teşkilatında görevli her kademedeki memurları da diğer birimlere veya iller teşkilatı emrine naklen atayabilecek. Yönetmeliğin, "daire başkanı" unvanına atanacaklarda aranacak şartları düzenleyen 9. maddesinin başlığı "yarışma sınavı ve sınavsız atanma" şeklinde değiştirildi. Yönetmelikteki daire başkanlıklarına atanacaklar için oluşturulan "başarı listesi, adayların sözlü sınavda aldıkları puanlara göre düzenlenir ve adaylar başarı listesindeki sıralamaya göre atanır" ifadesi de "başarı listesi, yazılı ve sözlü sınavın aritmetik ortalaması alınarak en yüksek puandan başlanarak yapılan sıralamaya göre tespit edilerek düzenlenir ve adaylar, başarı listesindeki başarı puan sıralamasına göre atanır" olarak düzenlendi. İran, İsrail’i KINADI TAHRAN- İran, İsrail'in Suriye-İsrail sınırındaki Golan Tepeleri'nde devriye gezen Hizbullah aracına düzenlediği hava saldırısını kınadı. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "İran, Suriye-İsrail sınırında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra kentinde devriye gezen Hizbullah komutanları ve askerlerinin içerisinde bulunduğu araca İsrail tarafından düzenlenen saldırıyı şiddetle kınamaktadır" ifadelerine yer verildi. Ölenlerin ailelerine ve Hizbullah komutanlarına baş sağlığı dilenen açıklamada, bu saldırının Suriye savaşının İsrail'e karşı verilen bir savaş olduğuna örnek teşkil ettiği savunuldu. İsrail helikopterinin, Suriye-İsrail sınırında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra kentinde devriye gezen Hizbullah'a ait araca düzenlediği saldırıda İran'ın Suriye'deki saha komutanı Ebu Ali Tabatabi ve 7 Hizbullah militanı hayatını kaybetmişti. Saldırıyla ilgili ilk yapılan açıklamada, Hizbullah'ın eski üst düzey komutanlarından İmad Mugniye'nin oğlu Cihad Mugniye'nin de arasında bulunduğu 5 Hizbullah militanının öldüğü belirtilmişti. Suriye'de 4 yıldır devam eden iç savaşta, Hizbullah birlikleri, Suriye rejimiyle birlikte savaşıyor. İsrail ve Hizbullah arasında, 2006 yazında çıkan savaş 1 ay sürmüştü. İsrailHizbullah arasında 2006'da yapılan savaşın üst düzey komutanlarından İmad Mugniye, 2008'de Suriye'nin başkenti Şam'da aracına düzenlenen bombalı saldırıda yaşamını yitirmişti. Oğlu Cihad Mugniye ise Hizbullah'ın üst düzey komutanları arasında yer alıyordu. dış dünya 20 Ocak 2015 Salı 13 Almanya’da PEGIDA’yı durduracak yasa yok Almanya'nın Dresden kentinde geçen yıl ekim ayından bu yana her hafta pazartesi günü toplanan İslam ve göçmen karşıtı Batı'nın İslamlaşmasına karşı Vatanperver Avrupalılar hareketi (PEGIDA) ve uzantıları, ülkede Başbakan Merkel de dahil en üst düzeyde aldığı tepkilere rağmen yasalardaki boşluklar sayesinde eylemlerini sürdürebiliyor. BERLİN - Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden Lutz Bachmann'nın inisiyatifiyle kurulan PEGIDA hareketi ilk olarak ortaya çıktığında herhangi bir tüzel kişiliği bulunmuyordu. Ancak hareket, geçen günlerde yaptığı başvuru ile dernek statüsü de kazandı. Almanya'da gösteri yapılabilmesi için bir tüzel kişiliğin ya da bireylerin bilgi verme zorunluluğu bulunuyor. Dileyen dernek veya bireyler polise gösteri bildirimi yaptıktan sonra toplanabiliyor. Almanya'da anayasada güvence altına alınan gösteri düzenleme hakkı, sadece kamu güvenliği açısından tehlike oluşturabilecek istisnai durumlarda engellenebiliyor. Polis, ancak gösteri yapacak grubun şiddet olaylarına hazırlandığı ve mitingin kamu güvenliğini tehlikeye sokabileceği gerekçesiyle gösteriyi yasaklayabiliyor. Bu durumda da nihai kararı mahkeme veriyor. Örneğin, geçen yıl Hannover'de polisin benzer bir durumda verdiği yasak mahkemeden dönmüştü. Hannover kentinde geçen yıl kasım ayında kısa adı "HoGeSa" olan "Selefilere Karşı Holiganlar" adlı aşırı sağcı grubun yapmak istediği gösteri, polis tarafından "grubun şiddet olaylarına hazırlandığı ve mitingin kamu güvenliğini tehlikeye sokacağı" gerekçesiyle yasaklanmıştı. Grubun yaptığı itirazı değerlendiren Hannover İdare Mahkemesi, polisin yasak kararının "orantısız" olduğu sonucuna varırken, gösteri ve ifade özgürlüğünün anayasada teminat altına alındığını vurgulamış, bu çerçevede göstericilerin sabit bir alanda miting düzenleyebileceğine hükmetmişti. Mahkeme gösteriye izin vermiş, gösterinin yeri ve saati konusunda sınırlamalar getirmişti. PEGIDA taraftarları, İslam'ın yayılmasına ve yabancılara karşı yapılan eyleme aşırı sağcıların katılmadığını iddia etse de protestolarda kullanılan söylem ve açılan pankartlar bunun İranlı Reformistler, 2016 seçimlerine sıkı hazırlanıyor aksini gösteriyor. Eylemlerde "Biz halkız" sloganları atanların arasında, çok sayıda aşırı sağcının hatta Neonazinin olduğu ifade ediliyor. Kamuoyunun tepkisini çekmemek amacıyla aşırı sağcıların bu şekilde kendilerini gizlediği belirtiliyor. Özellikle ülkede son dönemde camilere ve göçmen kökenlilere yönelik saldırıların artmasında PEGIDA eylemlerinin de etkili olduğu öne sürülüyor. Berlin Hür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Christian Pestalozza, dernekleşen PEGIDA'nın "daha sağlam bir yapıya" dönüşebileceğini söyledi. Böylelikle üye kaydının yapılabileceğini, üyelerden aidat alınabileceğini belirten Pestalozza, bunun belki de parti kurmak için bir ara adım da olabileceğini çünkü siyasi partilerin de "bir tür dernek" olduklarını dile getirdi. Almanya'da herkesin dışarıda barışçıl ve silahsız toplanabilmesi ve gösteri yapmasının anayasanın verdiği bir hak olduğunu ifade den Petalozza, ancak bunun için önceden haber verilmesinin şart olduğunu hatırlattı. Pestalozza, teknik olarak haber vermenin izin alma anlamına gelmediğini, herkese açık bir yer olacağından dolayı toplanılacak yerin boş tutulması veya caddede düzenlenecekse trafiğe kapatılması gibi konuların yerine getirilmesi amacıyla gösteri yapmak için bilgi verildiğini ifade etti. ''İzin alma zorunluluğu yok, bildirme zorunluluğu var'' diyen Pestalozza, gösteri yapmak için tüzel bir kişi olunması gerekmediğini, herkesin böyle bir hakkı bulunduğunu kaydetti. Polisin gösteriyi yasaklayabilmesi ve kısıtlama getirilebilmesi için kamu düzeninin bozulması veya böyle bir endişenin bulunması gerektiğini ifade eden Pestalozza, bunların gösteride olay çıkıp çıkmayacağı, suç işlenip işenmeyeceği veya böyle bir tehlikenin bulunup bulunmadığının değerlendirildiğini belirtti. Polisin, tüm konuları gözden geçirdikten sonra yürüyüşe izin vermeyerek sadece miting şeklinde gösteri yapma izni verebileceğini veya trafik yoğunluğu gibi çeşitli nedenlerden dolayı gösterinin yapılacağı saatleri belirleyebileceğini ifade etti. Bunların yapılabilecek kısıtlamalar olacağına işaret eden Pestalozza, gösterinin yasaklanması için çok güçlü emarelerin olması gerektiğini kaydetti. (AA) Margallo: “İnsanların onurlu bir hayat sürmesi için Gazze Şeridi'ne uygulanan abluka kalkmalı” GAZZE - İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia-Margallo, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın kaldırılması için çaba gösterdiklerini belirtti. Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) Başkanı Pierre Krahenbühl ile düzenlediği ortak basın toplantısında Margallo, "İnsanların onurlu bir hayat sürmesi için Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın kaldırılması için çalışıyoruz. Gazze Şeridi'nin yeniden imarı konusundaki taahhütlerimize bağlıyız" dedi. Margallo, Gazze Şeridi'ndeki "insani ve ekonomik şartlardan" dolayı üzüntüsünü dile getirerek, uluslararası toplumdan, "Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlilerin onurlu şekilde yaşam sürmesi, bölge barışı ve istikrarı için derhal girişimde bulunmasını" istedi. Margallo, Gazze ziyareti kapsamın- da UNRWA'ya bağlı Ez-Zeytun okulunda, İsrail'in son saldırılarının ardından okulda barınmaya devam eden aileleri ziyaret etti. UNRWA Başkanı Pierre Krahenbühl de "Hala 15 bin Filistinli UNRWA'ya bağlı okullarda yaşıyor. Filistinliler evlerinin yeniden inşa edilmesini bekliyor. Burada büyük hayal kırıklığı yaşanıyor" diye konuştu. Son saldırılarındaki ihlallerinden dolayı İsrail'den tam anlamıyla hesap sorulması gerektiğini vurgulayan Krahenbühl, ablukanın kaldırılması için çaba gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Krahenbühl, "Bu şekilde devam etmesi mümkün değil. 2015 değişim yılı olmalı. Yeniden imar süreci istenilen hızda olmadı. Gerçek bir imar süreci olması için çalışılmalı" ifadesini kullandı. İspanya Dışişleri Bakanı Margallo, dün Ramallah'ta Başbakan BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 1 2 3 Rami el-Hamdallah ile görüşmüştü. Margallo, ülkesinin BM Güvenlik Konseyi'ne geçici üye olmasının ardından Ürdün, İsrail ve Filistin'i kapsayan Ortadoğu turuna başladı. İspanya Parlamentosu, Filistin devletinin tanınması konusunda 18 Kasım 2014'te hükümete tavsiye kararı sunulmasını oy birliğiyle kabul etmişti. (AA) 4 5 6 7 8 9 Napolitano görevinden ayrıldı 10 ardından Cumhurbaşkanı Napolitano için cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale'de veda töreni düzenlendi. Törenin ardından 89 yaşındaki Giorgio Napolitano ve eşi, Roma'daki evlerine gitmek üzere yaklaşık dokuz yıldır ikamet ettikleri Quirinale Sarayı'ndan ayrıl- 12 ROMA - İtalya'nın 89 yaşındaki Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, ilerleyen yaşını gerekçe göstererek görevinden ayrıldı. 1946'dan bu yana yönetim biçimi cumhuriyet olan ve o tarihten bu yana 11 cumhurbaşkanının görev yaptığı ülkede, bu göreve ikinci kez seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Napolitano, görevden ayrıldığını belirten istifa mektubunu imzaladı. Napolitano'nun istifa mektubunu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Donato Marra, parlamentonun üst kanadı Cumhuriyet Senatosu Başkanı Pietro Grasso, Temsilciler Meclisi Başkanı Laura Boldrini ve Başbakan Matteo Renzi'ye teslim etti. Mektupların teslim edilmesinin lılarının İmam Humeyni çizgisinin asıl mirasçıları olduğu kaydedilen mesajda, ülke yöneticilerinden anayasa kanunlarına riayet etmeleri ve "Milletin işlerindeki işleyiş, halkın oylarına göre belirlenir" maddesinin uygulanması istendi. Muhammed Hatemi'nin mesajında da reformist siyasi grupların rejimi güçlendirmede, ülkenin özgürlüğü, bağımsızlığı ve ilerlemesindeki rolüne değinilerek, Reform Cephesi Koordinasyon Şurası'ndan övgüyle söz edildi. Mesajda, "Koordinasyon Şurası, merhamet dini İslam'ı, insana verdiği değer, ona gösterdiği saygı ve sahip olduğu hakları tanımasını topluma aktarması, sosyal hayatta İslam'ın ruhu ve tevhidin tecellisi ahlak ve adaleti ön plana çıkararak, yaygınlaştırmasından övgüyle söz etti" ifadelerine yer verildi. Önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformistlerin adayı olarak yarışa katılan fakat Ruhani lehine çekilen Muhammedrıza Arif ise "Halkın taleplerini bahanesiz bir şekilde yerine getirecek geniş yürekli bir meclis istiyoruz. Bu hedefle, gelecek meclis seçimlerini biz kazanacağız. Eğer halkın seçimlere katılımı yüzde 50'nin üzerinde gerçekleşirse zafer kesinlikle reformistlerin olacaktır" dedi. Ülkenin geleceği konusunda tarafsız kalınmaması gerektiğini belirten Hatemi dönemi İçişleri Bakanı Musevi Lari de "Aşırı gruplar, her şeye rağmen reform yanlılarını ülkeden silmeyi başaramamışlardır. Reform yanlılarının bu ülkeden yok olmayacaklarını herkes anladı" diye konuştu. Ülkenin dini lideri Hamaney'in kardeşi Seyyid Hadi Hamaney, "Sabit fikirli kişiler İslam'ın ilk yıllarında da vardı. Fakat Peygamber, bu gibi kimselere karşı koymuştur" değerlendirmesinde bulundu. (AA) TAHRAN - İran'da reformistler, 2016'nın Mayıs ayında yapılacak meclis seçimleri çalışmalarına başkent Tahran'da düzenlenen Reform Cephesi Ulusal Kongresi'yle başladı. Kongrede reformistler, gelecek seçimle ilgili vizyonlarını kamuoyuyla paylaştı. 6 yıl aradan sonra reformistlerin ilk kongresi niteliğindeki program, Reformist Cephe'nin öncülüğünde, 20'den fazla siyasi grubun katılımıyla gerçekleşti. Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin Yardımcısı Muhammedrıza Arif, eski İçişleri Bakanı Abdulvahid Musevi Lari, Hatemi döneminde ve şimdiki hükümette Çevre Kurumu Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Masume İbtikar, dini lider Ali Hamaney'in kardeşi Seyyid Hadi Hamaney ve Dr. Muhsin Rehami, kongreye katılanlar arasında yer alırken, Düzenin Maslahatını Teşhis Kurumu Başkanı Haşimi Rafsancani ve Hatemi'nin ise mesajları okundu. Milletin İradesi Partisi Genel Sekreteri ve Reform Cephesi Koordinasyon Şurası Başkanı Ahmed Hekimipur, açılış konuşmasında, reformist hareketin tarihçesine değindi. Hekimipur, "Hattı İmam Güçleri Birliği" çatısı altında bir araya gelen reformistlerin, 1998 cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmalarının ardından "Reform Cephesi Koordinasyon Şurası" adıyla faaliyetlerine devam ettiklerini söyledi. Daha sonra Haşimi Rafsancani'nin mesajı okundu. Cumhuriyet düzeninin, parti ve güçlü siyasi grupların faaliyet alanlarının genişletilmesiyle mümkün olacağı belirtilen mesajda, "Partiler ve siyasi gruplar, devlet ve ülke güçlerden bağımsız hareket edemezlerse o ülkede cumhuriyetten söz edilemez" ifadelerine yer verildi. Islahatçı reformistlerle İtidal yan- dı. Napolitano ayrıldıktan sonra sarayda Cumhurbaşkanlığı'nı temsil eden bayrak gönderden indirildi. İlk kez 2006 yılında bu göreve seçilen, ardından görev süresinin sona erdiği 2013'te çıkan hükümet krizinin cumhurbaşkanlığı seçimiyle daha da derinleşmemesi için meclisteki çoğunluk partilerinden gelen çağrı üzerine yeniden aday olarak tekrar seçilen Napolitano, görevden ayrılması nedeniyle dün yaptığı açıklamada, "Evime dönüyor olmaktan dolayı mutluyum" demişti. İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Cumhurbaşkanı Napolitano'nun istifasına ilişkin sosyal medyada yazdığı mesajda, "Teşekkürler Cumhurbaşkanı" dedi. (AA) 11 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 7 8 9 10 14 TURİZM 20 Ocak 2015 Salı Erciyes'te hafta sonu ziyaretçi rekoru kırıldı "Hoşgörü kenti"nin hedefi 1,5 milyon turist ISSN 1308-7622 HATAY - Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapması nedeniyle zengin bir tarihi mirasa ve doğal güzelliklere sahip Hatay, turizm hedefini büyüttü. Farklı dine inananların bir arada barış ve hoşgörü içerisinde yaşadığı, aynı cadde üzerinde kilise, havra ve caminin yer aldığı "Hoşgörü Kenti", turizmden hak ettiği payı almak istiyor. Dünyanın ilk mağara kilisesi olan St. Pierre, Anadolu'nun ilk camisi Habib-i Neccar, dünyanın en büyük müzesi konumundaki Hatay Arkeoloji Müzesi, 14 kilometrelik sahili ile birçok tabi ve tarihi güzelliği bünyesinde barındıran kent, yerli ve yabancı turistlerin beğenisini topluyor. Hatay Turizm Derneği Başkanı Sabahattin Nacioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hatay'ın sayısız özelliği ve güzelliği içinde barındırdığını ancak turizmde istediği seviyeyi yakalayamadığını belirtti. Hatay'ın daha çok tanıtılması ve kente gelen turist sayısını arttırmak için herkese önemli görevler düştüğünü ifade eden Nacioğlu, şöyle devam etti: ''Geçtiğimiz ay Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanımız Ömer Çelik tarafından açılışı yapılan Hatay Arkeoloji Müzesi ile restorasyonu tamamlanarak ziyarete açılan St. Pierre Kilisesi'nin turizm yönünden şehre ivme kazandıracağına inanıyoruz. Hatay bugün birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Amacımız Hatay'ı hak ettiği daha iyi yerlere taşımak. Bizler buraya gelen turist sayısının artmasını istiyoruz. Geçtiğimiz yıl Hatay'ı yaklaşık 550 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Bu yıl hedefimizi biraz daha büyüttük ve 1,5 milyon turisti ağırlamak istiyoruz.'' Nacioğlu, Hatay'a daha çok İtalya, Almanya, Fransa, Belçika, Kore, ABD, Kanada, Japonya ve Lübnan'dan turist geldiğini ve kentte konaklama süresinin ortalama iki gece olduğunu söyledi. Kent genelinde 36 konaklama tesisi bulunduğunu ve bu tesislerin toplam 2 bin odaya ve 4 bin civarında yatağa sahip olduğunu vurgulayan Nacioğlu, 2 bin 150 oda ve 4 bin 500 yatağın yer alacağı 17 konaklama tesisinin de yapımının devam ettiğini belirtti. (AA) Yıl: 45 Sayı: 15076 20 Ocak 2015 Salı GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bilişim Medya Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Muhabir - İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Kenan Ergen, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - gazeteyedigun@gmail.com Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97 Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09 Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir Türkiye'nin önemli kayak merkezlerinden Erciyes'te hafta sonu ziyaretçi rekoru kırıldı. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erciyes'e yaptıkları yatırımların meyvesini almaya başladıklarını söyledi. KAYSERİ - Erciyes Dağı'ndaki kayak merkezinde tesisleşmeyi büyük oranda tamamladıklarını ve Erciyes'in karını kâra çevirdiklerini belirten Özhaseki, kayak merkezine olan ilginin her geçen gün artmasının sevincini yaşadıklarını söyledi. Erciyes'in sadece İç Anadolu ve güney illerine hizmet eden bir kayak merkezi değil Türkiye'nin her bölgesi ve yurt dışına hizmet veren merkez haline geldiğini ifade eden Özhaseki, şunları kaydetti: "Özellikle hafta sonu Hatay, Adana, Mersin gibi güney illerinin yanı sıra İstanbul, İzmir, Aydın, Muğla, Çanakkale gibi illerden gelen çok sayıda ziyaretçimiz var. Geçen hafta sonu 60 bin kişinin ziyaret ettiği Erciyes'te bu hafta sonu 65 bin ziyaretçiye ulaşarak, rekor kırdık. Özellikle şehir dışından ziyaretçilerimizin neredeyse tamamınına yakınının kayak için geliyor olması da memnuniyet verici. Biz Erciyes'i insanlar gezip görsün istiyoruz ama bunun yanında kayak sporuyla da iç içe olmalarını, pistlerimizin dolu olmasını istiyoruz. Son iki hafta sonunda bunu fazlasıyla görüyoruz. Özellikle Tekir bölgesindeki kayak ve kızak pistlerimiz, acemi pistlerimiz tıklım tıklım dolu. Bu yoğunluğu görünce ne kadar doğru bir iş yaptığımız bir kez daha görüyoruz. Yediden yetmişe herkesin Erciyes'e gelmesini istiyoruz." Sadece Türkiye'de değil yurt dışında da Erciyes'in büyük ilgi görmeye Hatay Arkeoloji Müzesi, mozaikte dünya birinciliğine aday HATAY - Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay'da, bir süre önce Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından bir bölümü açılan arkeoloji müzesi, tamamlandığı "dünyanın en büyük mozaik koleksiyonunun sergilendiği" müze olacak. Hatay'daki Tayinat Höyüğü'nde 2012 yılında Toronto Üniversitesi'nden Prof. Dr. Timothy Harrison başkanlığındaki kazıda bulunan, bir elinde mızrak. diğerinde başak tutan ve milattan sonra 9. yüzyılda Tayinat'ta hüküm süren Kral Suppiluliuma'ya ait 1,5 metrelik heykel de müzede yer alıyor. Sakallı, bukleli saçlı, kollarında özel bileklikler bulunan heykel, müzenin yanı sıra kentin tanıtım yüzleri arasında de yerini alıyor. Hatay Arkeoloji Müzesi teşhir ve tanzim sorumlusu restoratör Celaleddin Küçük, AA muhabirine, kısa süre önce bir bölümü açılan müzeye yoğun ilgi gösterildiğini söyledi. Müzenin, 32 bin metrekaresi kapalı 52 bin 700 metrekare olduğunu ifade eden Küçük, şu bilgileri verdi: "Müzede, günümüzden 42 bin yıl önce başlayan ve 20. yüzyıla kadar devam eden kronoloji oluşturuldu. Üçağız Mağarası, Tell Kurdu, Tel Tayinat ve Tel Aççana höyüklerinin küçük örnekleri de yer alıyor.” başladığını belirten Özhaseki, Avrupa ülkelerinden çok sayıda yabancı ziyaretçinin geldiğini, özellikle hafta içi Hollandalı grupları ağırladıklarını söyledi. Özhaseki, Erciyes'te artık özel sektörün yatırım yapmaya başladığını ve temeli atılan otellerin birkaç hafta içinde hizmete gireceğini anlatan Özhaseki, dağdaki yatak kapasitesinin artmasıyla birlikte daha fazla ziyaretçiyi de Erciyes'te misafir edebileceklerini vurguladı. Erciyes'te toplam pist uzunluğunun 102 kilometreyi bulduğuna dikkati çeken Özhaseki, tesislerin şu anki kapasitesiyle rahatlıkla 100 bin kişiye hizmet verebileceğini ifade etti. Salih Uçan’dan Empoli yalanlaması 20 Ocak 2015 Salı ROMA - İtalya Birinci Futbol Ligi (Serie A) takımlarından AS Roma'da forma giyen Salih Uçan'ın, Empoli ile görüştüğü iddiaları yalanlandı. Genç futbolcunun menajeri Ömer Koray Uzun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Empoli Kulübü'nden kendilerine gelen herhangi bir teklif olmadığını vurgulayarak, Uçan'ın Roma'da antrenmanlarına devam etti- KAYSERİ- Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, Sheffield Wednesday'dan Hollandalı oyuncu Royston Drenthe'yi kadrosuna kattı. AA muhabirinin kulüp yetkililerinden aldığı bilgiye göre, mavisiyahlı ekip, 27 yaşındaki orta saha oyuncusuyla 1,5 yıllık sözleşme imzaladı. Hollandalı oyuncunun Kayseri temsilcisinin Antalya'da devam eden kampına katılacağı öğrenildi. Bir dönem Real Madrid'de de oynayan Drenthe son olarak İngiltere Championship takımlarından Sheffield Wednesday formasını giymişti. Kayseri Erciyesspor ara transferde, geçen sezonun ikinci yarısında takımda kiralık olarak forma giyen Pape Diakhate ile Gaziantepspor'dan Orhan Gülle'yi kadrosuna katmıştı. ğini söyledi. İtalyan basınında son günlerde yer alan haberlerde, sarı-kırmızılı kulüpte forma şansı bulamayan Uçan'ın, Serie A tecrübesi kazanması için Empoli'ye gönderilebileceği, iki kulübün Uçan için görüştüğü iddia edilmişti. AS Roma'ya yakın internet sitesi "forzaroma.info" da milli futbolcunun Empoli'ye gitmeyi reddetmiş olabileceğini öne sürmüştü. “Galibiyet serisi yakalamalıyız” İSTANBUL - Beşiktaşlı futbolcu Veli Kavlak, şampiyon olmak için oynadıkları oyunun üstüne koymaları gerektiğini belirterek, "Devamlılık çok önemli. Galibiyet serisi yakalarsak şampiyonluk yarışı içinde oluruz" dedi. İkinci yarı hazırlıkları için Antalya'da kampta bulunan siyah-beyazlılarda Veli Kavlak, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu. Güzel bir kamp dönemi geçirdiklerini dile getiren Beşiktaşlı futbolcu, şöyle konuştu: "İdmanlar yoğun geçiyor. Küçük bir sakatlığım var tedavisini yaptırıyorum. Kısa zamanda sahalara dönmeyi umuyorum. Takımda çok güzel bir hava var. Her şey çok iyi gidiyor. Kamp yaptığımız otelden memnunuz. Şampiyon olmak için oynadığımız oyunun üstüne koymalıyız. Devamlılık çok önemli. Seri yakalarsak şampiyonluk yarışı içinde oluruz." Sezonun ilk yarısında zorluklarla savaştıklarını kaydeden deneyimli futbolcu, "Her maçı deplasmanda oynadık. İkinci yarıya iyi bir başlangıç yapmak istiyoruz. Bu sezon futbolumuzu epey geliştirdiğimizi düşünüyorum. İyi futbol oynadığımız ortada. Özellikle Avrupa'daki maçlarda oyun fazla soğumadan daha iyi oynadık. Türkiye'de oyun soğuyunca ritmimiz bozuluyor" ifadelerini kullandı. (AA) Alves: Kamp dönemleri zorlu geçiyor Fenerbahçeli futbolcu Bruno Alves, kamp dönemlerinde zorlu antrenmanların doğal olduğunu söyledi. ANTALYA - Fenerbahçe'nin Antalya'nın Belek beldesinde yaptığı devre arası kampında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Alves, hazırlıkların iyi gittiğini belirtti. Alves, "Belki zorlu antrenmanlar oluyor ama kamp dönemlerinde bunların olması doğaldır. Bu antrenmanlar, kampların olmazsa olmazıdır. Şu anda takım halinde çok iyi seviyede olduğumuzu düşünüyorum ama hala kendimizi geliştirebiliriz. Hedeflerimize ulaşabilmek için geliştirebileceğimiz şeyler var" diye konuştu. Alves, Galatasaray maçında gördüğü kırmızı kart ve sonrasında yaşadığı süreçle ilgili bir soruya ise şöyle yanıt verdi: "Zorlu bir dönemdi. Her zaman hayatta önümüze bakmamız lazım diye düşünürüm. Tüm bunları geride bıraktım ve sonrasında daha güçlü şekilde takımıma geri döndüm. Nasılsam yoluma aynı şekilde devam edeceğim. Güçlü ve sert şekilde antrenman yapmayı, takımım için mücadele etmeyi, takımımın formasına katkıda bulunmayı seviyorum. Fenerbahçe'yi korumak için, renklerini temsil etmek için sonuna kadar her şeyi yapacağım. Hayat gibi futbolda da bir şeyler öğrenerek yolunuza devam edersiniz. O günler, benim yaşadıklarımın ve öğrendiklerimin bir parçasıydı. En önemli şey takımıma yardım edebilmek ve şampiyon olabilmektir. Ailem ve takım arkadaşlarım bana o dönem çok yardımcı oldu. Bana destek veren herkese çok teşekkür ederim." Alves, maçlardaki ve antrenmanlardaki sertliğinin yaptığı jiujitsu sporu ile alakalı olup olmadığının sorulması üzerine ise şunları söyledi: "Jiujitsu sporunun, futbolla hiç alakası yok. Jiujitsu bir savunma sporudur. Futbolda yaptığım herhangi bir top kapma hareketi, savunma sporu. İkisini karıştırmamak lazım diye düşünüyorum. Ben takımıma sadık bir futbolcuyum. Benim ben olabilmem için takıma her şeyimi vermem lazım. Benim için antrenman maçtır, maç da antrenman. Maçta nasıl oynayacaksam öyle antrenman yapmak zorundayım. Çünkü iyi antrenman yapmazsam, güçlü bir şekilde oynayamam." Alves, Galatasaray maçında gördüğü kırmızı kartın hatırlatılması üzerine, duygu yüklü, çekişmeli ve zor karşılaşma olduğunu anlattı. Alves, "Ben her zaman takımımın savunmasında yer almak isterim. Hep en iyisini vermeye çalışıyorum. Tabii ki bazen böyle durumlar ortaya çıkabilir. Açıklaması da zordur, bunu ancak sahanın içinde olanlar açıklayabilir" diye konuştu. Portekizli futbolcu Alves, savunmada partneri Egemen Korkmaz ile ilgili de "Egemen, çok büyük bir savunma oyuncusu ve aynı zamanda çok büyük bir lider" dedi. (AA) Messi'den 30. üçleme ANKARA - İspanya Birinci Futbol Ligi'nin (La Liga) 19. haftasında Barcelona'nın Deportivo'yu 4-0 yendiği maçta 3 gol kaydeden Lionel Messi, Katalan ekibinin formasıyla çıktığı resmi karşılaşmalardaki 30. üçlemeye (hat-trick) imza attı. La Liga'nın 19. haftasında Barcelona, Arjantinli forvet oyuncusu Messi'nin 3 kez fileleri havalandırdığı karşılaşmada Deportivo deplasmanından 4-0 galip ayrıldı. Messi, 10, 33 ve 62. dakikalarda attığı gollerle Barcelona ile çıktığı resmi maçlardaki üçleme sayısını 30'a yükseltti. 27 yaşındaki futbolcu ayrıca ligdeki üçleme sayısını da 22'ye çıkararak Alfredo Di Stefano ve Telmo Zarra'yı yakaladı. Ligde 23 kez üç veya daha fazla gol atan Real Madridli Cristiano Ronaldo, "La Liga'da en fazla üçleme yapan futbolcu" unvanını elinde bulunduruyor. 20 Ocak 2015 Salı DENİZLİ- SEBAHATDİN ZEYREK - Metin Kaya, AA muhabirine, marka olmasına giden yola çıkışını "15 yıl önce Sarayköy'de terzilik yaparken ortaya koyduğum ürünlerin çok sıra dışı olduğunu biliyordum, bu nedenle de dil öğrenme fırsatı çıkınca İngiltere'ye şansımı denemeye gittim" sözleriyle anlattı. Sarayköy'de terziyken İngiltere'ye giden Kaya, gurbette küçük bir iş yerinde diktiği ürünlerde kısa sürede dikkatleri üzerine çekmeyi başardığını belirtti. İşlerinin zamanla oturduğunu ve büyümeye başladığını ifade eden Kaya, Manchester'ın ardından Birmingham, Leeds ve Liverpool'da bayiler açtığını, bugün 100'e yakın çalışanının bulunduğunu kaydetti. - Tanınmış kişileri giydiriyor El becerisi ve özgün çalışmalarıyla markasını oluşturduğunu, kısa sürede tercih edilen marka olduklarını ifade eden Metin Kaya, "takım elbise" dikerek giriştikleri işte bugün bay, bayan, çocuk elbisesi yaptıklarını, önemli müşteri potansiyeline ulaştıklarını, yaklaşık 2 bin çeşit kumaş seçeneği sunmaları ve bir modelden başkasına dikmemeleri nedeniyle tercih edildiklerini belirtti. "Sıra dışılığımla marka oldum. İngiltere'de iş dünyasından siyasetçilere, sanatçılardan futbol- Sarayköy ilçesinde 15 yıl önce terzilik yaparken dil öğrenmek için gittiği İngiltere'de dükkan açan Metin Kaya, bugün 4 kentte 100'e yakın çalışanıyla iş dünyasından siyasetçilere, sanatçılardan futbolculara birçok kesimin tercih ettiği ''marka modacı'' haline geldi. culara, televizyon yıldızlarına önemli bir müşteri portföyümüz var. Her geçen gün işlerimizi geliştiriyoruz" diyen Kaya, müşterileri arasında Fenerbahçe'nin eski futbolcularından Diego Lugano, Anelka, Manchester United takımından birçok oyuncunun, televizyon programı yıldızlarının bulunduğunu ifade etti. Kaya, daha çok Türk, İngiliz ve İtalyan kumaşlarını kullandıklarını anlatarak, dükkanlarında ya da müşterilerinin talebi üzerine ev veya çalıştıkları yerde kumaş seçimi, model belirleme, ölçü alma ve prova aşamalarını sürdürdüklerini, ekibiyle kısa süre içerisinde siparişi hazırladıklarını kaydetti. Mesleğini İngiltere'de sürdürmekten mutlu olduğunu ve zevk alarak işini yürüttüğünü ifade eden Kaya, "Türkiye'de terzilik yavaş yavaş kaybolan bir meslek. İngiltere'de el işine ve becerilerine büyük saygı var. Biz alışılmış terzilikten farklı modacı-terzi arası işimizi yapıyoruz. Sanat aşkı zorluk dinlemiyor DAKAR- ÖMÜR MELİH ÜZELCE CEMİL ÖKSÜZ - Senegal'in başkenti Dakar'da resim yaparak geçimini sağlayan Abdoulaye Diop, 2 metrekarelik barakayı hem evi hem de atölyesi olarak kullanıyor. Dakar'ın Medina semtindeki gecekondu tarzı barakada yaşayan ressam Diop, çalışmalarını Anadolu Ajansı (AA) muhabiri ile paylaştı. Zor şartlara rağmen sanat aşkından vazgeçmediğini anlatan Diop, hem ev hem de atölye olarak kullandığı, elektriği olmayan 2 metrekarelik barakada hayatını sürdürüp, resim yapmaktan mutlu olduğunu ifade ediyor. Dakar'ın ana caddelerinden biri olan Kordon yolu üzerinde resimlerini satan Diop, eserlerinin her birini büyüklüğüne göre, 15 bin ile 20 bin Batı Afrika Frangına, (30-40 dolar) genellikle turistlerin satın aldığını anlatıyor. Müslüman olan Diop, kalabalık cemaat tasvirlerini ve dini motifleri resimlerinde kullanmayı sevdiğini, kendine has özgün çalışmayı tercih ettiğini belirtiyor. Resmi, geçinmek ve hayatını sürdürebilmenin yanı sıra içindeki sanat aşkı nedeniyle de tercih ettiğini vurgulayan ressam Diop, ölünceye kadar beyaz tuvalleri renklendirmeye devam edeceğini söylüyor. (AA) Bingöl’ün “mini sumo” robotları yarışmada iddialı BİNGÖL- ABDULLAH ÇELİK Bingöl Üniversitesi (BÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi öğrencileri, Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanlığı Gençlik Hibe Programınca desteklenen "Bugünün Genci Yarının Girişimcisiyim Projesi" kapsamında "mini sumo" robotlar üretti. BÜ, geleceğin mucitlerini yetiştirmek için "Bugünün Genci Yarının Girişimcisiyim Projesi" hazırladı. Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanlığı Gençlik Hibe Programı'nca desteklenen proje kapsamında faaliyetlerini sürdüren Elektrik Elektronik ve Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri "mini sumo" robotlar tasarladı. Öğrencilerin yaptığı robotlar, 12. Uluslararası ODTÜ Robot Günleri Yarışması'nda Bingöl'ü temsil edecek. Yarışmada dereceye girmek isteyen öğrenciler, yaptıkları robotları birbirleriyle yarıştırarak teknik kapasitelerini geliştiriyor. BÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Türkoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlere özgüven aşılamak ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması için "Bugünün Genci Yarının Girişimcisiyim Projesi"ni hazırladıklarını söyledi. Türkoğlu, Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanlığı'nca desteklenen proje kapsamında "Kendi Robotunu Kendin Yap" etkinliğinde öğrencilerin 6 robot yaptığını kaydetti. Okul hayatının devamında öğrencileri, kendi işlerini kurabilecek şekilde özendirdiklerini kaydeden Türkoğlu, öğrencilerimiz bir hafta boyunca yoğun bir çalışma ortamı sergileyerek derslerinden boş kalan zamanlarında robotları geliştirdiğini belirtti. (AA) Modellerimiz ise tamamen birbirlerinden farklı. Türk olarak ülkelerinde İngilizleri giydirmek bana ayrı bir keyif veriyor" diye konuştu. Denizli'den tam anlamıyla kopmadığını, kentte küçük bir dükkan açtığını kaydeden Kaya, burada da fark yaratmak için çalışma sürdürdüklerini dile getirdi. (AA) Orta Çağ Avrupası'na yolculuk NEW YORK - MUSTAFA ÇAĞLAYAN - ABD'nin New Jersey eyaletinde her yıl on binlerce kişinin izlediği gösteri, Orta Çağ'da önemli rol oynayan şövalyelerin yaşamını gözler önüne seriyor. New Jersey'ye bağlı Lyndhurst'ta Orta Çağ dönemindeki Avrupa kalelerinden esinlenerek inşa edilmiş bir yapıda haftanın beş günü düzenlenen "Medieval Times" adlı yemekli gösteri, izleyicileri 11. yüzyıl İspanyası'na götürüyor. Zaman zaman California, Teksas, Georgia, Illinois, South Carolina ile Florida eyaletlerinde ve başkent Washington'da da sahnelenen Medieval Times, misafirlerine iki saat boyunca bin yıl öncesinde yaşama olanağı sunuyor. Medieval Times'ın Sanat Yönetmeni Kyle Bradford, gösteriyi farklı ve ilgi çekici kılan asıl unsurun izleyicilerine günlük hayattan kısa süreliğine de olsa kaçma fırsatı vermesi olduğunu söyledi. Hem yetişkinlerin hem de çocukların büyük ilgisini çeken gösteride Kral Don Carlos rolünü üstlenen Bradford, tarihin en etkileyici dönemlerinden olan Orta Çağ ve Rönesans temalı etkinliklerin ABD'de gittikçe ün kazandığını belirtti. - Çatal bıçaksız sofralar Orta Çağ Avrupası'nda krallar için düzenlenen turnuvaların canlandırıldığı yemekli gösteri, Kral Don Carlos'un "Şölen başlasın" sözleriyle başlıyor. Gösteri sırasında misafirlere metal kaplarda döneme özgü hazırlanmış domates çorbası, kızarmış piliç, sarımsaklı ekmek, patates, tatlı ve içecek servis ediliyor. Çatal, bıçak ve kaşık verilmeyen konuklar, çorbayı metal tastan içiyor, diğer yemekleri de elleriyle yiyor. İzleyiciler, Orta Çağ İspanyası'nın önde gelen şehir krallıklarından Kastilya, Aragon, Leon, Asturias, Galiçya ve Navarra'yı temsil eden altı bölüme ayrılmış 1250 kişi kapasiteli arenada oturdukları bölümü temsil eden şövalyenin bağlı olduğu kralın tebaası rolünü canlandırıyor. En yiğit savaşçının kim olduğunu bulmak için düzenlenen turnuvada şövalyeler, at üzerinde kılıç ve mızraklarıyla savaşıyor, gösteri yapıyor. Turnuvayı kazanan şövalye, son anda ortaya çıkan düşmanı da alt etmek zorunda kalıyor. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz