BİK Genel Müdürlüğü için başvurular başladı Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com 13 Şubat 2015 Cuma Mehmet Atalay'ın milletvekili adaylığı için görevinden ayrılmasının ardından Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü için başvurular başladı. HABERİ 12. SAYFADA 3 Müslüman katledildi; Batı; görmüyor, duymuyor, bilmiyor… MAYMUNLAR! Amerikalı 3 Müslüman öğrencinin evlerinde katledilmesine duyarsız kalan Batı ve medyası tepki görürken, polisin zanlı ile 3 genç arasında katliam öncesi "otopark kavgası" yaşandığı iddia etmesi gülünç bulundu. Medya ise üç maymunu oynuyor. Tepkiyi görmek Arkadaşları andı HAKKIMIZ ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde önceki gün evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda öldürülen 3 Müslüman genç, Kuzey Carolina Üniversitesi'nde anıldı. 3 Müslüman genç için New York'ta anma töreni düzenlendi. Gençlerin okul arkadaşlarından Hedadja, "Müslümanlara bir şey olduğunda gerçek nedenin dışında her zaman başka bir sebep söyleniyor. Burada da harika üç insanın neden öldürüldüğünü bilmiyoruz" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, ABD'de üç Müslüman gencin öldürülmesinde ırkçı bir tutum olmadığını ümit ettiğini belirterek, "Ümit ederiz ki bu üç Müslümanın öldürülmesinde böyle bir saik yoktur. Ama 'saik yok' demek için de erken. Bilemiyoruz. Onlar bir ortaya çıktığında herhalde Amerika'da da Avrupa'da da bütün yönetimler bu tür ırkçı tavırlara karşı ortak tavır sergileme dirayetini gösterirler. Nasıl Paris'te ortak tavır sergilenmişse bütün bu ırkçılıklar karşısında da, bütün bu islamofobi, İslam karşıtlığı karşısında da aynı ciddi tutumu ve ortak tavrı görmek bizim hakkımız" dedi. Hamas, ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde 3 Müslüman gencin öldürülmesini kınadı. Yapılan yazılı açıklamada, "ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde aynı aileden 3 Filistinli'nin öldürülmesi, çirkin bir cinayet ve korkakça ırkçı bir eylemdir" denildi. GÖRMEZDEN GELİNDİ SUÇUNU İTİRAF ETTİ... 23 yaşındaki Deah Shaddy Barakat, 21 yaşındaki eşi Yusor Muhammed ve 19 yaşındaki baldızı Razan Muhammed AbuSalha'nın Chapell Hill'deki evlerinde vurularak öldürülmesinin katil zanlısı 46 yaşındaki Craig Stephen Hicks, Barakat ile eşi ve baldızını öldürdüğünü itiraf ederek polise teslim oldu. Yenimahalle Belediyesi, ilçe sınırları içerisinde bulunan ve köy iken mahalle statüsüne kavuşan Yuva Mahallesi'ne hizmet götürmeyi sürdürüyor Belediye, son olarak mahalleyi ikiye bölen Yuva Köyü deresine köprü yaptı. 4’TE Mamaklı kadınlar plateste Binlerce kadın ve çocuğa spor yapma olanağı sağlayan Mamak Belediyesi, spor tesislerinde step, aerobik, pilates ve zumba kursu kayıtlarına başladı. 5’TE Fehmi Koru Haşim Kılıç’ı uğurlarken... 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada ABD’de yaşayan 3 Müslüman genç Deah Shaddy Barakat (23), eşi Yusor Muhammed (21) ve baldızı Razan Muhammed’in (19), evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda vahşice katledilmesi Müslümanların da katıldığı gösterilerle protesto edildi. Kuzey Carolina Üniversitesi yakınlarında sakin bir yerleşim yeri olarak bilinen Chapel Hill bölgesinde yaşayan Deah Shaddy Barakat (23), eşi Yusor Muhammed (21) ve baldızı Razan Muhammed (19), evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Kanlı olayın ardından 46 yaşındaki Craig Stephen Hicks, 3 genci öldürdüğünü itiraf ederek polise teslim oldu. Silahlı mücadeleye Kılıçdaroğluna göre son verilmeli nasıl çözülür? Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT’de gazetecilerin sorularını cevaplarken, “Herkesin üzerine düşeni yapması lazım. Çözüm Süreci her şeyden önce terör, şiddet ve silahlı bir mücadele yönteminin terk edilmesi anlamına gelir. Silahlı mücadelenin terk edildiği açıklanmalıdır” dedi. HABERİ 12’DE CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çözüm sürecine ilişkin olarak, "Kürt sorunu, güvenlik önlemleriyle değil; tam, birinci sınıf demokrasi ve özgürlükle çözülür. Ben, sorunun çözümü konusunda HDP'nin de samimi olduğuna inanmıyorum. Herkes, bu sorunu sömürüyor" dedi. 12’DE Türk Hava Yolları, son 3 günde 91 dış ve iç hat uçuşunu iptal etti. Atatürk Havalimanı’nda ise buzlanmaya karşı pistler de gün boyu temizlik çalışmaları yapılırken, uçaklar sefer öncesi buzlanmaya karşı alkolle yıkandı. Ankara’da önceki gün akşam saatlerinde başlayan etkili kar yağışı, trafikte aksamalara neden oldu. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz ‘BMGK’ya bir kez daha YÜKLENDİ Bir pozisyon alma aracı Kırıkkale'de etkili olan kar yağışının ardından kent beyaza büründü. Sokak hayvanları kardan etkilenmemesi için vatandaşlar yem bıraktı. www. Küba Devlet Başkanı Raul Castro Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Amerika gezisinde ‘dünyanın 5’ten büyük olduğu’nu hatırlatarak, “Peki, biz bu 5 tane ülkeye mahkum muyuz? Birinci Dünya Savaşı’nın sonrasındaki şartlarda oluşmuş bir yapıyla dünyayı idare edebilir misiniz? Müslüman da olsun Hristiyan da Musevi de Budist de olsun. Gelin burayı 15-20 ülke yapalım” dedi. Türkiye, bu haftayı kar ve buzun olumsuz koşulları ile geçirdi. Soğuk ve yağışlı yüzünden bir çok ilde okullar tatil edilirken, deniz ve hava seferlerinde iptaller yaşandı. Ölçme değerlendirme nedir? 8. Sayfada M.Nuri Parmaksız GÖSTERİLER YAPILDI KATİL TESLİM OLDU Cinayete Türk tepkisi Çözüm süreci ile çözmeye çalıştığımız... İki köy arasına köprü Aşırı grupların her eylemini ‘İslamcı terör’ diye niteleyen CNN, FOX, NBC, ABC, CBS ve BBC gibi yayın kuruluşları, kendisini mültecilere yardıma adayan Deah Shaddy Barakat, eşi Yusor Muhammed ve baldızı Razan Muhammed’in katledilmesini görmezden geldi. Olayla ilgili paylaşımlar en popüler tweetler arasına girince haber yapma gereği duyan FOX News ve CNN, katliamın üzerinden bir gün geçtikten sonra olayı üst sıralara taşıdı. Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi Gazetemizi https://www. /yedigun.gazetesi Çukurova üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, gelişmiş üniversitelerde, her dönemin sonunda ve başında yapılan değerlendirmeleri ele aldığı yazısında çok önemli tespitlerde bulunuyor. YAZISI 12. SAYFADA 2 SİNEMA TV / MAGAZİN 13 Şubat 2015 Cuma Kod adı: K.O.Z. bugün vizyonda Yönetmenliği Celal Çimen'in üstlendiği "Kod Adı: K.O.Z." bugün vizyona girecek. Başrollerinde Cem Kurtoğlu, Hazım Körmükçü, Tolga Karel, Hakan Ural, Turgay Tanülkü, Remzi Evren, İskender Bağcılar ve Yeşim Alıç'ın yer aldığı "Kod Adı: K.O.Z." filminde, yargı ve polis teşkilatlarındaki yapılanmalar, MİT'ten basına yansıyanlar, istihbarat müsteşarının ifadeye çağrılması, Gezi olayları ile 17 ve 25 Aralık operasyonlarının hedefleri işleniyor. İSTANBUL - Kalabalık bir teknik ekip ve oyuncu kadrosuyla çekilen, yönetmenliğini Celal Çimen, yapımcılığını Uğur Yalçınkaya ve Kazım Albayrak'ın üstlendiği film,bugün vizyona girecek. "Maskeler düşüyor" ve "Bilinenler mi doğru, öğrenecekleriniz mi?" sloganlarıyla vizyona girecek filmin yönetmeni Çimen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, filmin 15 aylık bir emeğin ürünü olduğunu söyledi. Çimen, Türkiye'nin yakın geçmişini filme dönüştürmek istediklerini anlatarak, senaryonun tamamlanmasının ardından Aslı İslamoğlu ile film ekibini seçtiklerini dile getirdi. İki buçuk aylık teknik hazırlıktan sonra 6 haftada filmi çektiklerini belirten Çimen, Kod Adı: K.O.Z.'un politik gerilim filmi olduğunu dile getirdi. Çimen, şöyle devam etti: "Film, ülkemizin son 2 yılda yaşadığı, herkesin televizyondan, mahkemelerden ve adliyelerden şahit olduğu olayları işliyor. Onun için de Gezi olayına da yaşanan politik dram ve trajedilere de değiniyor. Bir ailenin ekseninde örülen dramatik bir öyküsü var. O ailenin etrafında bir polis şefi, bir gazeteci ve onların etrafında yürüyen dramatik bir hikayemiz var ama yaşadığımız bütün politik Vizyona yeni girecek filmler yakın tarihi, filmin içinde görüyoruz." Filmde, oyuncuların canlandırdığı yaklaşık 45 karakter bulunduğunu aktaran Çimen, çekimlerde çok sayıda yardımcı oyuncunun da görev aldığını ifade etti. Çekim aşamasında yaşanan ilginç olaylara da değinen Çimen, konvoy sahnesi çekimlerine ilişkin şunları söyledi: "Çok sayıda araçla başbakanlık konvoyu çekildi. Sanıyorum 30-35 araçtı. Çekim araçları da dahil olunca 50-60 araçlık bir konvoy olduk. Beykoz-Kavacık arasında çekildi. İzinler alınmıştı tabii. O sırada görevdeki polisler dahil, halk bizim konvoyu gerçek sandı. Trafik polisleri ve karakol "Netekim Karakolu" Yasin Korkmaz'ın yönettiği, Deniz Sandalcı, Sinan Uğuz, İbrahim Özcan ile Caner Öztaş'ın oynadığı "Netekim Karakolu"nda, 12 Eylül döneminde siyasi olaylarla ilgisi olmayan insanların yaşadığı trajikomik durumlar anlatılıyor. Mersin'de yaşanmış gerçek bir hikayeden uyarlanan komedi ve dram türündeki filmin konusu şöyle: "Torosların eteklerinde kendi halinde köylerinde yaşayan bir grup genç, amatör bir sevda ile sinema filmi çekmek için kolları sıvar. Gençler aksiyon türündeki filme başlar ama başlarına gelen bir takım ilginç olaylardan dolayı film tamamlanamaz. 05:13 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:15 Ana Ocağı 06:40 1'de Sabah 08:50 1'de Bugün 09:05 Beni Böyle Sev 11:00 İyi Fikir 13:25 Ana Ocağı 15:00 Annem Söyler Ben Yaparım 16:10 1'de Bugün 16:25 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Yeşil Deniz 23:00 Filinta 01:25 Annem Söyler Ben Yaparım 02:25 Ana Ocağı 03:45 İyi Fikir 07:00 Kahvaltı Haberleri 08:00 Nihat Hatipoğlu Sorularınızı Cevaplıyor 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Yabancı Sinema 00:15 HAWAII FIVE 20:30 MEDCEZİR Sevgililer günü yaklaşırken Yaman ve Mert kendilerini heyecanlı bir hazine avının içinde bulurlar. Her etabı ince ince düşünülmüş bu oyun, Mira ve Yaman’ın tatlı bir iddia içine girmesine neden olur. Sedef’in ani bir kararla seyahate çıkması, evde büyük bir boşluk yaratır. Yaşanan son tartışmadan sonra Deniz’le olan ilişkisine bir son vermeye karar veren Selim, Deniz’i karşısında çaresiz bir şekilde gördüğünde bu kararı kolayca uygulayamayacağını anlar. Yaman ve Mert, Miray ile Eylül'ün şifrelerinin izini sürerken, Sedef’ten ve Beren’den stratejik destek alırlar. günler geçtikçe küçük oyun büyük bir maceraya dönüşür polisleri, Başbakanın geldiğini sanıp konvoyu çektiğimiz yere geldiler. Çekim yaptığımız yer yerleşimden uzak bir bölgeydi ama insanlar arabalarıyla veya yürüyerek geldiler, Başbakanı görmek umuduyla. Setimize misafir olup çayımızı içtiler." Celal Çimen, film politik bir meseleyi işlediği için olumlu ve olumsuz eleştiriler olabileceğine işaret ederek, "Sektörün içinden, politika çevresinden ya da başka çevrelerden, 'bu filmi niye çektin, bu film niye var?' gibi olumsuz bir eleştiriyle karşılaşmadım. Çok sayıda sinemacı, destek verdi. Çok sayıda profesyonel, arkamızda durdu. Ülkemizde çok tercih edilen bir tür değil politik sinema ve politik gerilim. Dolayısıyla bu örneklerin çoğalması gerektiğini düşünüyorum. Olumlu eleştiriler ve olumlu yaklaşımlar aldım. Sinemacılar olarak sözü olanın, bunu sinemayla ve sanatla anlatması en sağlıklı olanıdır" diye konuştu. Çimen, filmin isminde yer alan "K.O.Z." kısaltmasının şifre olduğunu belirterek, "Onu gören ve keşfeden seyircilerimize, yapımcımız bir hediye sunacak. Onu şimdi açıklamayayım. Filmin içinde var. Belli bir zaman içinde şifreyi bulan kişi, internet aracılığıyla Parantez Yapım'a başvuracak ve sinemayla ilgili bir ödülle ödüllendirilecek" dedi. (AA) "Yav He He" Yücel Gökçek, Sabahattin Yakut, Ayşenil Şamlıoğlu ile Yakup Yavru'nun oynadığı "Yav He He", komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday. Volkan Özgümüş'ün yönettiği filmin konusu şöyle: "Doğu Anadolu'nun Cırtik köyünde doğan Sabri ile Medeni, hastalanan nenelerinin ilaç masrafları için çareyi sahip oldukları üç koyunu satmakta bulur. İnternete verdikleri ilana İstanbul'dan müşteri çıkınca, İstanbul'a gitmeye karar verirler. 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 16:45 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER-CANLI 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA BELALI İKİLİ 21:40 YABANCI SİNEMA 23:30 THE UNIT (EKİP) 00:20 YABANCI SİNEMA O GÜZEL TOPRAKLAR 01:50 YABANCI SİNEMA TEKRAR 03:10 YABANCI SİNEMA 04:40 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:40 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 20:30 medcezir 23:30 Yerli Dizi 01:20 Kim O! 19:45 BELALI İKİLİ Miami'de iki ortak narkotik detektifi: Marcus Burnett (Martin Lawrence) ve Mike Lowrey (Will Smith) yepyeni bir işe başlarlar.Marcus ailesine çok bağlı,emekliliğin bir an önce gelmesini isteyen ve tehlikeyi pek sevmeyen bir detektifdir.Mike ise oldukça çapkın,tehlike seven ve ayrıca ailesindende ona miras kalan bir polistir.Fakat bir gece çok ustaca bir planla 100 milyon dolarlık eroin polislerden çalınır.Olayın başındaysa Fouchet (Tcheky Karyo) vardır fakat bunu polisler pek bilmemektedirler.Burnett ve Lowrey işe bakmaya çalışırlar.Mike eski arkadaşı Maxiden yardım ister.Maxi biraz Mikeden hoşlandığı için yanında pek para kazanamayan oda arkadaşı Julie Mott (Téa Leoni)’uda alarak biraz bilgi toplamaya çalışır. “Netekim Karakolu” filminin galası yapıldı MERSİN - Mersin'de, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası, daha önce çektikleri filmden dolayı gözaltına alınan köylülerin hikayesini anlatan "Netekim Karakolu" filminin galası yapıldı. Mersin Cep Sinemaları'nda gerçekleştirilen galaya filmin yönetmeni Yasin Korkmaz, oyuncular ve çok sayıda davetli katıldı. Korkmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, Netekim Karakolu filmi için 2 yıl boyunca gece gündüz çalıştıklarını söyledi. Bütün Mersinlilerin desteğiyle güzel bir projenin ortaya çıktığını ifade eden Korkmaz, şöyle konuştu: "Netekim Karakolu Yörük gençlerin yaşadığı gerçekleri anlatıyor. 44 yıllık bir film. 1970 yılında bir grup Yörük genci film çekmek istiyorlar. Film aksiyon filmi ve birçok sebepten dolayı yarım kalıyor. Aradan uzun zaman geçiyor ve 1980 askeri darbesiyle birçok ev basılıyor. Gençlerin birinin evinde film ve fotoğraflar bulunuyor. Filmde yer alan bütün oyuncular ve köylüler suç örgütü kurmaktan, gerilla eğitimi vermekten ve adam öldürmekten karakolda sorgulanıyor. 'Netekim' bunu anlatıyor. 12 Eylül filmidir. Konusu kara mizahtır. Filmde 200 oyuncu rol aldı. Bunun 100'ünü bölge halkı oluşturuyor." (AA) "Seni Seviyorum Rio" Stephan Elliott, John Turturro ve Paolo Sorrentino'nun da yer aldığı 10 farklı yönetmenin Rio'yu aşk teması üzerinden hikayeleştirdiği, "Seni Seviyorum Rio", "Cities of Love" serisinin son halkasını oluşturuyor. "Seni Seviyorum Paris" ve "Seni Seviyorum New York" filmlerinden sonra Rio'da devam eden seri, dünyanın dört bir yanından yıldızlarla dolu bir oyuncu kadrosu ile Rio'da aşık olmanın hikayelerini anlatıyor. Rio'nun egzotik doğal güzelliklerini ve insan çeşitliliğini şehirde geçen farklı aşk hikayeleri üzerinden anlatan her bir kısa film, iki günlük sürede ve Rio'nun farklı mahallelerinde geçiyor. 07:30 Aile Doktoru 08:45 Magazin 8 09:00 Aramızda Kalmasın 12:15 Ütopya 13:45 Ver Fırına 15:30 Bu Tarz Benim (Yeni) 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 20:00 Yetenek Sizsiniz Türkiye 23:15 Hülya Avşar (Yeni Bölüm) 00:30 Ütopya 01:45 Bay Tahmin 02:45 Bu Tarz Benim 05:00 Ütopya 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Aras 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Arka Sokaklar 23:15 Beyaz Show 02:00 Yerli Dizi 00:30 HAWAİİ FİVE Hawaii Five-O CBS’de 19681980 yılları arasında 12 sezon yayınlanan polisiye dizisinin yeni versiyonu. 12 sene önceki diziyle aynı adı taşıyan dizinin yapımcıları Fringe dizisininde yapımcıları olan Alex Kurtzman ve Roberto Orci. Dizinin kadrosunda ise Lost‘tan tanıdığımız Daniel Dae Kim (Jin Kwon) var. Ayrıca 1 sezon yayınlanan Moonlight dizinin yakışıklı vampirini canlandıran Alex O’Loughlin,Scott Caan ve Grace Park’da dizinin kadrosuna dahil. Dizinin konusu önceki versiyonunda olduğu gibi sadece valiye hesap veren hawaii eyalet polisini ele alıyor. 13 Şubat 2015 Cuma Mağdur çocuğa “özel destek” verilecek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca başlatılan çalışmayla, suç mağduru, suça sürüklenen, madde bağımlısı ve sokakta yaşayan her çocuk için özel rehabilitasyon programları hazırlanıyor. ANKARA - Bakanlık, korunma ve bakım ihtiyacı olan çocuklar için geçen sene başlattığı Çocuk Destek Merkezleri ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Suç mağduru, suça sürüklenen, madde bağımlısı ve sokakta yaşayan çocukların fiziksel, duygusal, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının belirlenerek, aile ve yakın çevrelerine dönmelerini sağlayan 62 Çocuk Destek Merkeziyle 33 ilde hizmet veriliyor. Bu merkezlerden toplam bin 180 çocuk faydalanıyor. Çocuk Destek Merkezleri, suça sürüklenme, sokakta yaşama, ergen gebelik veya madde bağımlılığı alanları ile çocukların yaş grupları ve cinsiyetlerine göre ihtisaslaştırıldı. Bakanlıkça bu merkezlerde uygulanmak üzere geliştirilen ''ANKA Çocuk Destek Programı'' ile hedef kitledeki her bir çocuğun maruz kaldığı travmadan kurtulması, hayat becerilerinin zenginleştirilmesi hedefleniyor. Merkezlerde görevli sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimcisi, sosyolog veya öğretmenlerden birisi her bir çocuğun ''koçu'' olarak görevlendiriliyor. Her çocuk, danışmanı tarafından ilk 10 gün boyunca gözlemleniyor ve Bireysel İhtiyaç ve Risk Değerlendirme Formu (BİRDEF) dolduruluyor. Çocukların bireysel ihtiyaçları ve risklerinin belirlendiği form ile çocuğun merkeze geliş şekli, sebebi, eğitim durumu, ailenin ekonomik durumu, yaşadığı yer, arkadaş ilişkileri, fiziksel, ruhsal durumu, alkol ve madde kullanım durumu, istismar ve suça sürüklenme durumu, kişisel özellikleri ile ilgili bilgiler toplanıyor. Elde edilen bilgiler doğrultusunda da her çocuğa özel farklılıkları ve ihtiyaçları dikkate alınarak bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları belirleniyor. Bireysel danışmanlıkta, evden kaçma, yaşam olaylarına ve krizlerine yaklaşım, zihinsel yetersizliği olan çocuklara yaklaşım, intihara yaklaşım, kendine zarar verme davranışına yaklaşım, istismar mağduru ile çalışmak, güvenli davranış geliştirme, eğitim başarısını ve uyumunu artırma ve kendini koruma konularında hizmet veriliyor. Grup çalışmaları ise kişisel gelişim ve sağlıklı yaşam, duygusal düzenleme, gebelik, kişilik gelişimi ve bağımlılık olmak üzere 5 bölüm ve 45 dakika süren oturumlardan oluşuyor. Çocuklara kişisel gelişim ve sağlıklı yaşam modülünde ''Ben kimim'', ''Mesafeni koru'', ''Özgüven'', ''Sigara ve alkol hakkında bilgilendirme'', ''Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar'', ''Beslenme'', ''Ben ne diyorum, o ne anlıyor'' gibi konular anlatılıyor. Öfke kontrolü hakkında da bilgi verilen çocuklara, empati, kabullenme, sorun çözme, değerler, düşünce hataları konularında da bilgi veriliyor. ''Bağımlılık'' modülünde ise alkolün etkileri, bağımlılık, bağımlılığın değersizleştirdiği, kontrollü olmayı öğrenmenin, tekrar kullanma isteği ile başa çıkmanın yolları aktarılıyor. ''Gebelik'' modülünde ise bir bebeğin hikayesi, doğum, gebelik, bebek bakımı ve anne olma konuları ele alınıyor. İstismar mağduru olma, madde bağımlılığı, gebelik, öfke kontrol, dürtü bozukluğu durumlarına göre uygulanan modüller çocuğun bireysel ihtiyaçları doğrultusunda uygulanıyor. (AA) Türkiye'ye sığınan Türkmenler’e beyaz eşya yardımı yapıldı Türk akademisyen Karacabey başarılı bilim adamları listesinde DÜZCE - Düzce Üniversitesi (DÜ) Beden Eğitimi ve Spor Meslek Yüksekokulu (BESYO) Müdürü Doç. Dr. Kürşat Karacabey, ulusal ve uluslararası indekslerde yayımlanan 100'e yakın çalışmasıyla İspanya Eğitim Bakanlığınca farklı branşlarda hazırlanan 2 bin başarılı akademisyen listesinde gösterildi. Karacabey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, amaçlarının spor bilimine ve kültürüne katkı sağlamak olduğunu söyledi. Bu amaç çerçevesinde yurt içi ve dışında 100'e yakın yayını bulunduğunu belirten Karacabey, şunları kaydetti: "Yurtdışı indekslerde taranan yayınlarımızla alakalı İspanya Eğitim Bakanlığının yapmış olduğu çalışma var. Dünya çapındaki bilim insanlarının yapmış oldukları çalışmalar ve bu çalışmalara yapılan atıflarla alakalı ilk 2 bin bilim insanını sıralamış. Listeyi incelediğimizde bin 276'ncı sırada olmanın mutluluğunu yaşadık. Sonuçta kendi imkanlarımızla yapmış olduğumuz çalışmalar. Listede başka spor bilimci olup olmadığını kontrol ettiğimde tek olduğumu gördüm. Türkiye'de Anadolu'dan çıkan akademisyenlerin başarılı olabileceğini göstermek açısından mutluluk verici. Ülkemiz kabuk değiştiriyor. Bu anlamda Anadolu'daki arkadaşlarımızın da sesi olmanın ayrıca mutluluğunu yaşıyoruz." Doç. Dr. Karacabey, Türkiye'de spor bilimlerinin kurumsallaşmasını sağlayamadıklarına dikkati çekerek, bundan dolayı ortaya reel hedefler konulamadığını savundu. Elde ettiği başarının yurt dışında yayın yapmanın önemli olmadığını gösterdiğini ifade eden Karacabey, "Önemli olan yaptığınız çalışma, diğer bilim adamları tarafından ne kadar kullanılıyor, ne kadar fayda sağlıyorsunuz? Aslında bu düşünceye verilen bir ödüldür bu. Spor bilimlerinin bu noktada yetersiz kaldığını görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu. (AA) ANKARA - Türk Kızılayı, ülkelerinden kaçarak Türkiye'ye sığınan Türkmen ailelere gıda başta olmak üzere çeşitli ihtiyaç malzemelerinin ardından beyaz eşya dağıtımına başladı. Ankastre üreticisi bir firma, buzdolabı, fırın, set üstü ve elektrikli ocaktan oluşan yaklaşık 500 parça elektrikli mutfak eşyasını Türk Kızılayına bağışladı. Beyaz eşyaların Türk Kızılayına teslimi amacıyla firmanın Ankara Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikasında tören düzenlendi. Türk Kızılayı Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu, burada, bağışlanan eşyaları bağış makbuzu karşılığında teslim aldı. Güllüoğlu, IŞİD'in saldırıları sonrası evlerini terk etmek zorunda kalan Türkmen ailelerinin bir kısmının Türkiye'ye sığındığını belirtti. Çatışmaların mağduru Türkmen ailelerin Türkiye'deki adreslerinden birinin de Ankara olduğunu ifade eden Güllüoğlu, "Hayırseverlerin bağışları sayesinde Türkmen ailelere yardım ulaştırıyoruz. Bugün beyaz eşyaların teslim aldık, dağıtımına başlayacağız. Öncesinde gıda dağıtımlarımız olmuştu. Firmalarımız bağışlarını sürdürdükçe bu ailelere daha fazla yardımda bulunacağız" dedi. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya da ihtiyaç sahibi Türkmenlere yardım yapmanın insanlık görevi olduğunu ve yardımlara devam edeceklerini söyledi. Törenin ardından, Türk Kızılayı Ankara Şubesi personelince beyaz eşyalar, Türkmen ailelerin adreslerine gönderildi. (AA) Evlenecek çiftlerden “Evlenme Ehliyet Belgesi” istenmeyecek ANKARA - Evlendirme Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kişilerin evlenmesine engel bir hal olmadığını gösteren ve bugüne kadar evleneceklerden istenen Evlenme Ehliyet Belgesi'nin, bundan böyle çiftlerden talep edilmeyeceği, evlendirme memurlarınca elektronik ortamda Kimlik Paylaşım Sisteminden temin edileceği bildirildi. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce, evlilik işlemlerinde bürokrasinin azaltılması amacıyla, Evlendirme Yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Bakanlık yetkilileri, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yönetmelikle, evlenme akdi için çiftlerden istenen nüfus kayıt örneği ve kişilerin evlenmesine engel bir halin olmadığını gösteren Evlenme Ehliyet Belgesi'nin bundan böyle taraflardan talep edilmeyeceğini bildirdi. Nüfus Kayıt Örneği ile Evlenme Ehliyet Belgesi, evlendirme memurlarınca elektronik ortamda kimlik paylaşım sisteminden alınacak. Yeni yönetmelikle, evlenmek için müracaat eden çiftlerden fotoğraflı nüfus cüzdanı örneği de istenmeyecek. Evliliğin yapılabilmesi için evlenme kararının ilanına lüzum kalmayacak. Evlendirme memuru, evlenme talebine dair beyannamenin usulüne göre doldurulup imza edilip edilmediğini, evlenme ehliyet belgesi ile nüfus cüzdanı arasında bir fark olup olmadığını, bir fark varsa bu farklılığın şahısta hataya sebebiyet verecek nitelikte olup olmadığını, yaşlarının küçüklüğü veya kısıtlama sebebiyle ana, baba veya vasinin rızası ya da hakimin izninin zorunlu olduğu durumlarda rızanın veya hakim iznini, rıza belgesi vasi tarafından imzalanmışsa vasi tayinine dair mahkeme kararının bulunup bulunmadığını kontrol edecek. Evlendirme memuru, varsa eksiklikleri tamamlayacak veya tamamlatacak ve beyannamenin kaydını yaparak taraflara müracaat sırasına göre evlenmenin yapılacağı gün ve saati bildirecek. (AA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com 3 fkoru@htgazete.com.tr bölge haberlerİ Haşim Kılıç’ı uğurlarken... DEVLETTE üst düzey görevler üstlenmiş birini, sözgelimi Anayasa Mahkemesi’nde üyelik (1990-1999), başkanvekilliği (1999- 2007) ve başkanlık (2007-2015) yapmış Haşim Kılıç’ı, nasıl değerlendirmeli? Herhangi bir dönemde söyleyip yaptıklarına bakarak mı, yoksa bütün görev süresini göz önünde bulundurarak mı? Daha girişte şunu kayda geçireyim: Haşim Kılıç’ı ister son birkaç yılına, ister bütün görev süresine bakarak değerlendirin, vereceğiniz hüküm değişmeyecektir... Yüksek Mahkeme’ye ilk atadığında Cumhurbaşkanı Turgut Özal, hangi özellikleriyle ve bulunduğu görevde ne yapacağını öngörerek kendisini seçmiş ise, Haşim Kılıç hep aynı çizgisini muhafaza etti. Unutulduğu için hatırlatayım: Turgut Özal Cumhurbaşkanlığı döneminde Anayasa Mahkemesi’ne sadece iki üye atayabildi. İlki Sayıştay’dan Haşim Kılıç’tı, atamasında sorun yaşanmadı. İkinci atama ise “üniversite öğretim üyeliği” kontenjanından Prof. Süleyman Arslan’dı. Dönemin mahkeme başkanı Yekta Güngör Özden, keyfi olarak atamasını engelledi ve Prof. Arslan’ı istifaya mecbur bıraktı. Prof. Arslan’ın istenmemesinin sebebi, Özal’ın ilk ataması Haşim Kılıç’ın mahkemede izlediği çizgiydi. Kılıç’la aynı çizgiye sahip olduğunu düşünerek “muhafazakâr” Prof. Arslan’a geçit vermedi statüko... Mecburen istifası üzerine Prof. Arslan yerine yine Özal tarafından atanan Prof. Sacit Adalı ile Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nde bulundukları uzun yıllar, hep sağduyunun temsilciliğini yaptılar. Özgürlüklerden yana oldular... Yasaklara karşı çıktılar... İdeolojik sebeplerle parti kapatmaya itiraz ettiler... Başörtüsüyle ilgili yasaklama kararlarına, Refah ve Fazilet Partisi ile ilgili kapatma kararlarına, cumhurbaşkanının Meclis’in 367 üyesinin katılımıyla toplanacak oturumunda seçileceğine dair karara Kılıç-Adalı ikilisinin yazdıkları itiraz şerhleri birer hukuk abidesidir. İkisi de köken itibarıyla “hukukçu” olmadıkları halde, hem de... AK Parti’yi tek oy farkıyla kapanmaktan kurtaran kararın çıkmasına da engel oldular... 2007 yılında seçildiği ve önceki gün emekliliğini istemesiyle sona eren uzun Anayasa Mahkemesi Başkanlığı döneminde Haşim Kılıç, yanlış kararlarla itibarı zedeli Anayasa Mahkemesi’ni eski mehabetine kavuşturma çabasına girişti. Ayrıca, yargıyı bir bütün olarak demokratik bir hukuk devletinde olması gereken özelliklere kavuşturma mücadelesi de verdi. 2010 yılında halkoylamasıyla gerçekleşen Anayasa değişiklikleri, büyük çapta Haşim Kılıç’ın imzasını taşıyan bir yargı reformudur. Mahkemenin kuruluş yıldönümleri ve düzenlenen uluslararası toplantılarda yaptığı konuşmalara da bu gözle yaklaşılmasında yarar var; Özal’ın “Her zaman özgürlüklerden yana olun” tavsiyesine uyup uymadığı açısından... Benim gözlemim, hemen hepsinde, o tavsiyeye uygun bir çizgiyi savunmuştur Haşim Kılıç... Son zamanlarda iktidar partisi önde gelenleri tarafından kendisine yöneltilen ağır ötesi eleştirilere ne diyeceğiz? Kendisi ne dediğini göreve veda konuşmasında belli etti; ben de bir gözlemci olarak diyeceğimi diyeyim: İnsafsız eleştirilerdi onlar; geçmişi sıfırlayan ve günü siyasi çıkarcılıkla bezeyen eleştiriler... Yoksa, Youtube ve Twitter yasaklarına “Dur” diyen, hukuka aykırı uygulamalara karşı çıkan özgürlükçü bir Anayasa Mahkemesi, Haşim Kılıç’ı eleştirmeyi spor haline dönüştüren siyasilerin gerçeğe dönüşeceğini pek düşünemedikleri yıllar öncesi rüyalarıydı. Hiç gerçekleşmeyecekmiş sanılan rüyaları gerçeğe dönüştürmeye çalışanların başında geliyor Haşim Kılıç... Bu yazı, o rüyayı görenlerden biri olarak, benim, Haşim Kılıç’a şahsi teşekkürüm ve kendisine emeklilik hediyem yerine geçsin diye yazıldı. 12 Şubat 2015/ HABER TÜRK Burdur, Dünya Sağlıklı Kentler Birliği'ne kabul edildi BURDUR - İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Sırrı Şenbayram, Burdur'un Dünya Sağlıklı Kentler Birliği'ne kabul edildiğini bildirdi. Şenbayram, yaptığı yazılı açıklamada, Burdur Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde kurulan Sağlıklı Kentler Birliği İl Koordinatörlüğünün 4 Aralık 2013'de yaptığı başvurunun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kabul edildiğini ve Burdur'un Dünya Sağlıklı Kentler Birliği'ne üye olmaya hak kazandığını kaydetti. Söz konusu üyeliğe kabul edilmelerinin çok önemli bir başarı olduğunu belirten Şenbayram, "Burdur, 100'ü aşkın dünya kenti arasından birliğe kabul edilen 7 yerden biri olmaya hak kazanmıştır. Dünya Sağlıklı Kentler Birliği, kent sağlığı çalışmalarında önümüzü açacak çok önemli bir organizasyondur. Gerçekleştireceğimiz çok paydaşlı projelerle birliğin aktif üyelerinden biri olmayı hedefliyoruz" ifadesini kullandı. Paydaşlarıyla bu fırsatı etkin kullanabildikleri takdirde üyeliğin Burdur'a getirisinin çok fazla olacağını bildiren Şenbayram, son katılımlarla birlikte Türkiye'den 5 üyenin birlikte yer aldığını vurguladı. (AA) 4 ANKARA 13 Şubat 2015 Cuma Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği, iş adamlarına stres ve öfke kontrolü ile seminer verdi. İş adamlarına öfke kontrolü dersi HABER MERKEZİOSTİM merkezli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği, üye iş adamlarına yönelik stres, öfke kontrolü ve olumlu düşünme ile ilgili eğitim düzenledi. Aktif Yönetim Kurulu Başkanı Beşir Murat Ensari ve çok sayıda iş adamının katıldığı programda, uzmanlar uygulamalı anlatımlar gerçekleştirdi. Eğitimde stres ve öfkenin tanımları yapılırken, “Stres, bir eylem ya da durumun kişi üzerinde yarattığı fiziksel ya da psikolojik zorlanmaya verilen tepkidir. Stres, kişilerde meydana gelen ve onları normal faaliyetlerden sapmaya zorlayan durumdur. Öfke ise, doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen duygusal tepkidir. Öfkeyi doğru ifade etme becerisini kazanma ise öfke kontrolüdür” diye ifade edildi. Stres ve öfkenin neden kaynakladığı konusunun önemine değinen eğitmenler, şu konulara dikkat çekti: “İş yerindeki durum, kişisel özellikler, aileyle ilişkiler, fiziksel ve sosyal çevreden geliyor. Strese girdiğimizde ve öfkelendiğimizde içimizde bastırdığımız duygularımız ortaya çıkar. Bunlar neler mi? Bastırma, aşırı tepki, yüksek sesle konuşma, çevreye zarar vermeyi istediğini gösteren sözel ve fiziksel tacizler. Stres ve öfke, olumlu ve olumsuz yaşadığımız olaylarla birebir bağlantılıdır. Stres ve öfke ile bedenimizde oluşan tepkileri gözlemlemek mümkündür. Bunlar nasıl tepkiler mi? göz bebekleri büyür, kalp vurumu artar, sindirim yavaşlar, tükürük artar, ter bezi faaliyetleri ve solunum sayısı artar. Stres ve öfke kişilik tipleri; A tipi ve B tipi özellikler alarak ayrılmaktadır. Stres ve öfke bir araya geldiği zaman ortaya hiddet, nefret, yıkıcılık, düşmanlık, öc almak, hırs, kin, kaygı, kızgınlık duygularını ortaya çıkarır. Stres ve öfkeden davranışsal, duygusal, fizyolojik ve örgütsel anlamda sıkıntı yaşamamak için korunmalıyız.” Öfkeli ve strese giren insanla sağlıklı bir iletişim kurmak için önce sakin kalmak gerektiğine vurgu yapan uzmanlar anlatımlarında şu bilgilere yer verdi: “Karşınızdakini ilgiyle ve ciddi bir şekilde dinleyin. Duygularına saygı gösterin. Onu öfkelendiren özel noktaları/konuları belirleyin. Dikkatinizi karşınızdaki kişinin sözünü ettiği sorun ve o sorunun çözümü üzerinde yoğunlaştırın. Çözüm için bir konuda söz verdiyseniz, sözünüzü tutun. İlk adımı hissetmemize neden olan durumların altında iken hissettiklerimizin farkına varmalıyız. Stres ve öfke aşamalarındaki belirtiler; aşırı sinirsel enerji, yataktan kalktığında yorgunluk hissi, uyku bozuklukları, aşırı yorgunluk, kilo ve iştah kaybı, cildin bozulması, gerginlik, panik ataklar, alkol-sigara-ilaç kullanımını artırmak, görünümüne aldırış etmemedir.” Stres ve öfke yönetimi konusunda da bilgi aktarılan eğitimde işadamlarına, şunlar anlatıldı: “Stresinizi ve öfkenizi yönetirken sizi nelerin strese soktuğunu ve bunlara karşı fiziksel ve duygusal tepkilerinizin neler olduğunu tespit edin. Hangi olayın sizi rahatsız olduğunu belirleyin. Örgütsel başa çıkma tekniklerinde yönetim iş görenleri geliştirmeli, iş zenginleştirmeleri, çalışanlar arasındaki çatışmayı azaltmak için örgütsel roller belirlemeli. Kontrol edilebilir ve değiştirilebilir stres kaynaklarıyla başa çıkmaktaki amaç stresin beden üzerindeki olumsuz etkilerini yok etmek için aşamalı gevşeme ve nefes alma egzersizleri yapmalıdır. Törpülenmesi gereken davranışsal yönlerimizle baş etmek için şu yolları takip etmek gerekiyor. Filtreleme, aşırı genelleme, etiketleme, kutuplaşmış düşünce, facialaştırma, zihin okuma, kontrol-değiştirme yanılgısı, suçlama, sınırları bilmek gerekiyor.” CHP’li gençler, TRT’yi protesto etti HABER MERKEZİCHP Genel Merkezi’nin yaptığı çağrı ile TRT Genel Müdürlüğü OR-AN yerleşkesine toplanan CHP’liler TRT’yi protesto etti. CHP Genel Başkan Yardımcıları, Milletvekilleri, Parti Meclis Üyeleri, Ankara İl ve İlçe Örgütleri ; TRT’nin iktidar yanlısı tutumunu protesto ettiler. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin yaptığı açıklamada; ‘’AKP iktidarına ait haberlerin dışında diğer parti haberlerine ve özelliklede CHP haberlerine yer vermiyor. TRT hükümetin arka bahçesi olmuştur’’ diyerek sözlerine ekledi. Milletvekillerimizin ardından kameralar karşısına geçen CHP Ankara İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Hüseyin Özyıl Yıldırım TRT’nin devlet televizyon etiketiyle parti propagandası yaparak AKP’nin algı yönetimine katkı sağladığını belirtti. Yıldırım konuşmasını ; ‘’CHP Gençlik örgütleri olarak TRT’nin iktidar tekelinden ayrılması bağımsız, özerk bir medya kuruluşu haline gelmesi için sürecin sonuna kadar takipçisi kalacağız’’ şeklinde ekledi. Yapılan bu eyleme İl Gençlik Kolları ve İlçe örgütleri destek verdi. Keçiören Belediyesi’nden sigaraya karşı leblebi Keçiören Belediyesi, geleneksel hale gelen etkinliğinde sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlara paket paket leblebi ikram etti. HABER MERKEZİ“Sigarasız Hayata Bugün Merhaba” sloganı ile harekete geçen Keçiören Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, sigaraya karşı mücadelede toplumsal duyarlılığının artırılması amacıyla Çorum leblebilerini kullanarak ilginç bir uygulamaya imza attı. Sigarayı bırakmanın en önemli koşulunun içsel motivasyon olduğu göz önüne alınarak, bu zararlı alışkanlıktan kurtulmak isteyen vatandaşlara lezzetli ve yararlı bir alternatif sunuldu. “Daha sağlıklı yaşama bir adım atmak için, bugün karar verin, sigara içmeyin, leblebi yiyin” sloganlarının yazılı olduğu dövizlerle Keçiören cadde ve sokaklarını dolaşan belediye ekipleri, karşılaştıkları vatandaşlara paket paket Çorum leblebisi dağıttı. Çorum Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, Keçiören halkı sigara bırakmaya davet edildi. Sigara içen insanların bırakmak için bir teşvik aradıklarını belirten Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “Bu uygulama ile insanları sigara alışkanlığından kurtulmaya teşvik etmeyi amaçlıyoruz. İnsanlar sigara içmek yerine leblebi yesinler. En azından ağızlarına bu zararlı nesneyi sokmamış olurlar. Sigara insanın kendisine zarar veren kötü bir alışkanlıktır. Sigara içenler sadece kendilerine değil, yakın çevrelerine, içtikleri ortamdaki kişilere de zarar veriyorlar” dedi. Alışkanlıklardan kurtulmak için ilk adımın karar vermek, sonraki adımın ise iradeyi kullanmak olduğunu vurgulayan Başkan Ak, “Her şey karar vermeyle başlar, ama iç çatışmaları yüzünden bu kararı olabildiğince ertelemek zorunda kalan vatandaşlarımıza ‘sigarasız hayata bugün merhaba’ diyerek karar vermeleri yönünde uyarı niteliğinde olan örnek bir çalışmayla destek oluyoruz. Bugün halkımız için karar günü olsun” diye konuştu. Yazar Sinan Yağmur Mamaklılarla buluşacak Mamak Belediyesi yeni yılın ilk söyleşi programını gerçekleştirecek. Pursaklarlı hanımlardan Suriyeli mültecilere yardım Pursaklar Belediyesi hanım evlerindeki kursiyerler Türkiye’ye sığınan Suriyeli ailelerin yüzünü güldürdü. Yenimahalle Belediyesi iki köy arasına köprü kurdu HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi, ilçe sınırları içerisinde bulunan ve köy iken mahalle statüsüne kavuşan Yuva Mahallesi'ne hizmet götürmeyi sürdürüyor Belediye, son olarak mahalleyi ikiye bölen Yuva Köyü deresine köprü yaparak, vatandaşlara büyük kolaylık sağladı. Köy camisinin tam karşısına yapılan ve vatandaşın camiye kolay ulaşımın sağlayan köprü, Yuva Mahallesi sakinlerinin takdirini kazandı. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, geçtiğimiz günlerde 54 muhtarlığın kapısını tek tek çalarak mahallelerin eksiklerini yerinde tespit etmiş ve vatandaşların isteklerini dinleyerek ilgili birimlere anında talimat vermişti. Yaşar’ın Yuva Mahallesi’ne yaptığı ziyarette, mahalle sakinlerinin Yaşar’dan istediği köprü de 10 gün içerisinde yapılarak Yuva Köyü Deresi üzerine monte edildi. Mahalleyi ikiye bölen ve Yuva sakinlerinin köyün en büyük camisine ulaşımını zorlaştıran dere üzerine yapılan köprü, mahalle sakinlerinin camiye kolay ve güvenli yoldan ulaşmasını sağladı. HABER MERKEZİPursaklar Belediyesi hanım evi üyeleri, sosyal sorumluluk projelerini her geçen gün arttırıyor. Hanımlar, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınıp Ankara’ya yerleşen Suriyeli ailenin ev ihtiyacını karşıladı. Belediyenin kurslarına katılan hanımlar ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürmek, onların ihtiyaçlarını karşılamak için çalmadık kapı bırakmıyor. Her yıl yeni sosyal sorumluluk projeleri geliştiren Tebessüm Çarşısı ve hanım evleri üyeleri, imkânlar ölçüsünde ihtiyaç sahiplerini tespit edip, onlara yardım eli uzatıyor. Bu kapsamda Siteler Doğantepe’deki ihtiyaç sahibi Suriyeli bir aileyi ziyaret eden hanımlar, ailenin eşya ve gıda ihtiyacını karşıladı. Aralarında para toplayan hanımlar güçlerini birleştirerek ikinci el eşya satan dükkânlardan mobilya ve beyaz eşya satın alarak aileye yardım etti. Hanımların yardımları bununla da sınırlı kalmadı. Topladıkları paralarla mağazalardan ürünler alan hanımlar, yeni evlenen göçmen çiftin yüzünü güldürdü. Düğünlerine de katılarak mutluluklarını paylaştı. Sosyal sorumluluk projesiyle “sınırları” aşan hanımlar, yaptıkları yardımları Pursaklar sınırları dışına taşıdı. Doğu’dan Batı’ya hemen her yere yardım eli uzatarak halkı tebessüm ettirmek için seferber oldular. HABER MERKEZİKültürel hizmetler kapsamında Mamak’ta birçok konser, seminer ve söyleşi organize eden Mamak Belediyesi Mamaklıları bu kez ünlü yazar Sinan Yağmur’la buluşturacak. Aşkın Gözyaşları adlı serisiyle son dönemde en çok okunan yazarlar arasına giren Sinan Yağmur Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kongre Merkezi’nde Mamaklılarla bir araya gelecek. 20 Şubat Cuma akşamı gerçekleşecek olan söyleşide Sinan Yağmur ilahi aşkın kapılarını Mamaklılara aralayacak. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül: “Kamuoyunun yakından tanıdığı isimleri Mamaklılarla buluşturuyoruz. Günümüzün dejenere olmuş aşk anlayışının ötesinde insanların artık gerçek aşkı öğrenmek istiyor. Bu manada son dönemde adından söz ettiren değerli bir isimi daha Mamaklılarla buluşturmaya hazırlanıyoruz. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan söyleşiye tüm Mamaklıları bekliyoruz” dedi. Mamak Belediyesi seminer ve söyleşilerine yeni yılda da devam edecek. Kamuoyunun yakından tanıdığı isimler 2015 yılı içerisinde Mamaklılarla buluşmaya devam edecek. Yıl içerisinde Sinan Yağmur, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, Bedirhan Gökçe gibi isimler Mamaklılarla buluşacak. ANKARA 13 Şubat 2015 Cuma Çubuk’ta kış mevsiminden kaynaklanan gribal hastalıkların ortaya çıkmaması için gerekli özel halk otobüslerinde ilaçlama çalışması yapıldı. Çubuk’taki toplu taşıma araçları ilaçlandı HABER MERKEZİÇubuk’ta gribal enfeksiyonlara karşı önlem almak amacıyla, ilçedeki özel halk otobüsleri başta olmak üzere tüm toplu taşıma araçları ilaçlandı. Çubuk Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, gribal enfeksiyonlara karşı, ilçede faaliyette bulunan başta özel halk otobüsleri olmak üzere tüm toplu taşıma araçları dezenfekte ettiler. İlçe genelinde hizmet veren yaklaşık 60 özel halk otobüsü ile 40 dolmuş ve servis olmak üzere 100’e yakın toplu taşıma aracı dezenfekte edilirken, çalışmaların her ay rutin bir şekilde tekrarlanacağı bildirildi. İlçede, toplu taşıma araçlarını yanı sıra camiler, parklar ve bahçelerin tamamında da ilaçlama çalışmaları yapılacağı belirtildi. Belediye tarafından yapılan dezenfekte ve ilaçlama çalışması hem şoförler hem de vatandaşlar tarafından beğeniliyor. Yapılan ilaçlamadan dolayı belediye başkanına ve belediye çalışanlarına teşekkür eden Çubuk Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi Başkanı Kemal Küçük, “Belediye Başkanımız doktor olması nedeniyle hijyene çok fazla önem veriyor. Bu nedenle otobüslerimiz belediyemiz tarafından her ay düzenli olarak dezenfekte edilmektedir. Bu uygulama halkımızın sağlığı için çok önemli. Bunu benimsiyoruz, önemsiyoruz” dedi. Bu çalışmaların rutin olarak her ay yapıldığını söyleyen Çubuk Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Mehmet Akif Topçu ise, “Çubuk Belediyesi Sağlık İşleri olarak yaptığımız bir çalışma bu. Çalışmanın ana felsefesi toplu yaşam alanlarının, insanların çok kullandığı alanların hastalığın yayıldığı alanlar olarak belirledik. Hastalıkların yayılmaması içinde dezenfeksiyon çalışması dediğimiz çalışmayı başlatıyoruz. Bu alanları biz aylık rutin şeklinde ilaçlayarak gribal enfeksiyonların engellenmesini istiyoruz. Amacımız toplumun sağlığını, hasta olmadan korumak” diye konuştu. Öykü yarışmasına başvurular başladı Mamaklı kadınlar, pilates ve zumba ile zayıflıyor HABER MERKEZİBinlerce kadın ve çocuğa spor yapma olanağı sağlayan Mamak Belediyesi, spor tesislerinde step, aerobik, pilates ve zumba kursu kayıtlarına başladı. Salı ve perşembe günleri Mamak Belediyesi Spor Salonu’nda gerçekleşecek kurslar, çarşamba ve cuma günleri de Başak Gençlik ve Spor Merkezi’nde hizmet verecek. Kursta, yaş sınırının gözetilmediğini belirten Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “İlçemizde her yaştan vatandaşımıza sosyal yaşamlarını renklendirecek bir uğraş ve kurs edindirmek arzusundayız. Kurslarımız bütün bir sezon devam edecek. Ev hanımlarımızın sağlıklı bir yaşam geçirmeleri ve sosyalleşmeleri için bu tarz kurslar açmaya devam edeceğiz” dedi. Fazla kilolarından kurtulmak isteyen vatandaşlar, egzersizle vücudu ve zihni kontrol altına almaya dayanan bir spor dalı olan pilates ve Latin dansı Zumba eşliğinde hem eğlenecek hem de fazla kilolarını atacak. Kayıt aşamasında bile yoğun ilgi gören, sporla müziğin birleşmesiyle daha da eğlenceli hale gelen zumba ve pilates ile Mamaklılar hem dans edecek, hem de eğlenerek zinde kalacak. Kursların yeri ve saatleri şöyle; Salı ve Perşembe günleri Mamak Belediyesi Spor Salonu’nda, 09.00- 10.00 saatleri arası ve 10.1511.15 saatleri arası step- aerobik, 18.00-19.00 arası zumba kursu, 19.15-20.15 saatleri arası da pilates kursu, Çarşamba ve Cuma günleri Başak Gençlik ve Spor Merkezi’nde, 10.30-11.30 saatleri arası step- aerobik,13.00-14.00 saatleri zumba, 14.15-15.15 saatleri arasında da pilates kursu HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında düzenleyeceği “Öykü Yarışması”nın konusu açıklandı. Bu yıl 9’uncu kez gerçekleştirilecek olan öykü yarışmasının konusu “Mutluluğu arayanlar” olarak belirlendi. Öykü yarışması için başvurular başladı. Her yaş ve her eğitim seviyesinden yüzlerce kadının geçtiğimiz yıllarda büyük ilgi gösterdiği yarışmaya katılımın bu yıl da üst düzeyde olması bekleniyor. Altındağ Belediyesi kadınları şu sözlerle yarışmaya çağırıyor: “Çocukken bir parça çikolata ile mutlu olurduk, ne kolaydı bizi mutlu etmek. Ne oldu da şimdi büyüyünce mutluluğu bulamaz olduk? Yoksa aramasını mı unuttuk? Kimi zaman ufak adımlarla ilerledik, kimi zaman elimizi uzatsak tutacak kadar yaklaştık ona… Bazen yetiştik, bazen de aynı yolda yan yana ilerledik ama onu hiç fark etmedik. Arkasından dolaşıp zaman kaybettik. Ama mutluluk hep bir yerlerden bakıp gülümsedi bize…” Öykü Yarışmasını “Kadınların sahip oldukları değerleri keşfetmeleri ve kendilerini ifade edebilmeleri için çok önemli bir proje” olarak değerlendiren Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, ”Öykü yarışması güzel bir gelenek haline geldi. Altındağ, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün, kadınların aktif katılımlarıyla ve coşkuyla kutlandığı bir ilçe… Biz 8 Mart’ı protokole yönelik salon programlarıyla geçiştirmek yerine, kadınların planladığı ve bizzat sahnelediği etkinliklerle kutluyoruz. Kadınlara ve edebiyata verdiğimiz değerin önemli bir göstergesi de düzenlediğimiz öykü yarışmasıdır” dedi. Öykü yarışmasına katılan öykülerin kadınların kendi hayatlarını veya iç dünyalarını yansıttığına dikkati çeken Tiryaki, yarışmaya katılan tüm eserlerin çok çarpıcı ve profesyonel bir dille yazılmış olduğunu ve her yıl dereceye giren eserlerin belirlenmesinde çok zorlanıldığını söyledi. Son başvuru tarihi 1 Mart 2015 olarak belirlenen yarışmada, 12 punto “Arial” fontu ile yazılmış, en fazla dört A4 kâğıdı uzunluğunda ve word dokümanından oluşan eserlerin, kultur@altindag.bel.tr elektronik posta adresine gönderilmesi bekleniyor. Eserler ayrıca posta yolu ile “Altındağ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Şükriye Mah. Ulucanlar Cad. No:63 Altındağ” adresine gönderilebilir ya da elden de teslim edilebilir. Yarışmada dereceye girenlere ödülleri “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” programında verilecek. Yarışmanın birincisine ödül olarak dizüstü bilgisayar, ikincisine tablet bilgisayar, üçüncüsüne ise dijital fotoğraf makinesi hediye edilecek. 5 Dost-Yar’dan, Vali Kılıçlar’a ziyaret HABER MERKEZİAnkara Valisi Mehmet Kılıçlar, Dost-Yar Cemiyeti Genel Başkanı Ali Yüksel ve beraberindeki heyeti makamında konuk etti. Ankara valisi Mehmet Kılıçlar Dost-Yar Cemiyeti Genel Başkanı Ali Yüksel ve yönetim kurulu üyelerini kabulünde ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirterek sivil toplum kuruluşlarının önemine dikkat çekti. Sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu belirten Vali Kılıçlar “Demokrasimizin gelişmesi, vatandaşlarımızın iradelerini , özgürce beyan etmeleri, açısından sivil toplum kuruluşlarımız son derece önemlidir. Sivil toplum kuruluşlarının en önemli misyonu devlet ile milleti kaynaştırmak, sorunları beraberce çözmek ve toplumsal barışa katkı sağlamaktır. Toplumsal sorunlar ancak devlet ve milletin el ele vermesiyle ve sosyal sorumluluk projeleriyle çözülür ”dedi. Yenimahalle Kent Konseyi Çocuk Meclisi müze gezdi HABER MERKEZİYenimahalle Kent Konseyi Çocuk Meclisi üyeleri, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdi. Büyük bir merak ve heyecanla müzeyi gezen çocuklar, tarih boyunca Anadolu’da yaşamış medeniyetler ve kültürleri hakkında bilgi edinerek keyifli vakit geçirdi. Yenimahalle Kent Konseyi tarafından geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleştirilen meclis genel kurullarının ardından ilk yürütme kurulu toplantısını yapan Çocuk Meclisi, ilk faaliyetini de gerçekleştirdi. Meclis üyeleri ile Yenimahalle sınırları içerisinde ikamet eden çocuklar, kültür ve sanat faaliyetleri çerçevesinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni ziyaret etti. Tarihi yapıları, köklü geçmişi, kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, çocuklar tarafından ilgiyle gezildi. Çocuklar, Paleolitik çağdan başlayarak günümüze kadar sergilenen Anadolu Arkeolojisi’ni kronolojik sırayla görme imkanı buldu. Çankayalılara geridönüşüm semineri HABER MERKEZİOran Rotary Kulübü ile Çankaya Belediyesi işbirliğiyle Çayyolu Çankaya Evi’nde "Çöp Problemi ve Potansiyel Çözümleri" başlıklı bir seminer düzenlendi. Çankaya'da çöp üretiminin nasıl azaltılabileceği ve değerli atıkların geri dönüşüme kazandırılabileceğinin konuşulduğu seminerde çevre mühendisi Asuman Korkusuz Ülgen bir sunum gerçekleştirdi. Seminere Çankayalılar büyük ilgi gösterdi. Geri dönüşüme yönelik çöp ayrıştırmasına evlerde, okullarda ve iş yerlerinde başlanması gerektiğini belirten Ülgen, kâğıtların, camların, metallerin ve organik atıkların ayrı ayrı toplanabileceğini; katı atıkların pek çok sanayi kolunun ham maddesi olduğunu ifade etti. Evsel katı atıkların yüzde 68'ini organik atıkların, kalan kısmını ise kâğıt, karton, tekstil, plastik, deri, metal, ağaç, cam ve kül gibi maddelerin oluşturduğunu belirten Ülgen, “Tek bir kişinin bile geri dönüşüme vereceği katkı çevremiz ve dünyamız açısından büyük öneme sahiptir” dedi. 6 ANKARA 13 Şubat 2015 Cuma Çubuk Belediyesi Proje Ekibi İzmir ve Manisa’ya giderek; Manisa Büyükşehir Belediyesi, Ahmetli Belediyesi, Eğe Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Salihli Hastanesi’nde çeşitli incelemelerde bulundu. Çubuk Proje Ekibi, Manisa ve İzmir’de inceleme yaptı HABER MERKEZİÇubuk Belediyesi Başkan Yardımcısı Şükrü Acıelma başkanlığında Proje Ekibinden Şehir Plancısı Hasan Özen ve Jeoloji Mühendisi Yusuf Kürşat Mercan ve Çubuk Agat taşı işlemecisi Ahmet Keser’inde aralarında olduğu ‘Proje Ekibi’ İzmir ve Manisa’ya giderek bir dizi incelemelerde bulundu. Başkan Yardımcısı Acıelma başkanlığında gerçekleşen ziyarette, Manisa Büyükşehir Belediyesi, Ahmetli Belediyesi, Eğe Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Salihli Hastanesi’ne ziyaret edilerek çeşitli incelemelerde bulunuldu. Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Fakültesi, Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri, Ahmetli Belediyesi Başkan Yardımcısı ve birim müdürleri ve Salihli Hastanesi’ni ziyarete ederek yetkililerden bilgi aldı. 1402 Ankara Savaşı, Yıldırım Beyazıt ve Emir Timur tarihi konusunda uzun araştırmalar yapan ve bu konularda çeşitli kitap ve makaleler yayımlayan Tarihçi Prof. Dr. Cüneyt Kanat’ı bölümünde ziyaret eden Acıelma ve ekibi eserleri hakkında bilgi aldı. Özellikle 1402 Ankara Savaşı ile sebep ve sonuçları hakkında bilgi alan Acıelma, Çubuk’ta yapılması planlanan Ankara Savaşı ve Çubuk konulu konferans ve panel hakkında fikir alış verişinde bulundu. Yayınladığı eserlerden Çubuk Belediye Başkan Tuncay Acehan’a ulaştırılmak üzere imzalayan Prof. Dr. Cüneyt Kanat, yapılan ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kanat, “Biz akademisyenler böyle ufak tefek şeylerden memnun oluruz. İlk defa bir belediye başkan yardımcısı arayarak ilçesi ile ilgili tarihi konularda bilgi aldı ve akabinde bizi ziyarete geldi. Bu şunu gösteriyor; o yerin belediye başkanı eğitime, bilime ve tarihe çok önem veriyor demektir. Gerçekten bu bugünkü toplumda özlenilen bir şeydir. Ne kadar mem- nun olduğumu bilemezsiniz” dedi. Daha sonra Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş’i makamında ziyaret eden Acıelma ve ekibi Manisa Belediyesi tarafından uygulanan örnek projelerle ilgili olarak bilgi aldı. Ahmetli Belediyesi Başkan Yardımcısı Sami Açıkgöz ve birim müdürleri ile de bir araya gelen Acıelma ve beraberindeki heyet, belediye kanunları ve işleyişi ile ilgili kendilerine sorulan sorular hakkında bilgi verdi. İzmir’de ise Dokuz Eylül Üniversitesi Gemoloji ve Mücevher Uzmanı Prof. Dr. Murat Hatipoğlu’nun ev sahipliğinde İzmir Meslek Yüksek Okulu Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü ziyaret edildi. İzmir Meslek Yüksek Okulu Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü tarafından oluşturulan Anadolu Süs Taşları Müzemizi, değerli taşlar ve takı tasarım işleme atölyeleri ile Türkiye’nin tek mücevher test ve sertifikalandırma laboratuvarı ile taş işleme makinalarını inceleyen Acıelma ve ekibi, uzun zaman Çubuk ve bölgesinde inceleme yaparak bölgede çıkan değerli taşlar konusunda doktora tezi, harita ve makaleleri hazırlayan Prof. Dr. Murat Hatipoğlu’ndan bilgi aldı. Özel Salihli Hastanesi’nde Kalp Damar Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Çubuklu Uzm. Dr. Orhan Karabal’ı da ziyaret eden Acıelma ve ekibi, tüm Çubukluların ve Belediye Başkanının selamını iletti. Memleketinden uzakta görev yapmanın zorluklarının yapılan böyle güzel ziyaretlerle hafifleyeceğini ifade eden Karabal, Çubuk’u basından takip ettiklerini ve çalışmalardan memnun olduklarını kaydederek, ilçenin yetişmiş insanlarına yapılan ziyaretlerin de bunun bir göstergesi olduğunu dile getirdi. Çubuk Belediyesi Başkan Yardımcısı Şükrü Acıelma, Manisa ve İzmir’e düzenledikleri araştırma gezisinin çok verimli geçtiğini söyledi. Acıelma, inceledikleri projelerin kendilerinin yapmak istedikleri projelere ışık tutacağını da vurguladı. İspanyol filmleri Çankaya’da izlenecek Eryamanlılar yüzme öğreniyor HABER MERKEZİEtimesgut Belediyesi Göktürk Aile Yaşam ve Eğitim Merkezi’nde, 1 yılda 1500 kişi yüzme öğrendi. Ocak ayı kurs programını tamamlayan 120 kursiyer, yüzme öğrenmenin ve sertifika almanın heyecanını yaşadı. Merkezin kapalı yüzme havuzunda gerçekleştirilen kurslar, 4 hafta süren 8 seans üzerinden verildi. 4 hafta sonunda yüzme öğrenen kursiyerlere sertifikalarını Etimesgut Belediye Başkan Yardımcıları Cemal Satılmış ve Fikret Karadavut verdi. Yaz tatili öncesi yüzme öğrenmek ve kendilerini geliştirmek isteyenlerin kurslara ilgisi devam ediyor. Her yaştan Etimesgutlu kurslara ön kayıt yaptırarak kurs gününü beklemeye başladı. Kursiyerlerin yanı sıra binlerce başkentli günübirlik tesise gelerek yüzme keyfi için Göktürk’ü tercih etti. Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, Göktürk Aile Yaşam ve Eğitim Merkezi’ne olan ilginin kendisini çok memnun ettiğini söyledi. Tesisin bölgedeki önemli bir eğitim ve spor açığını kapattığını kaydeden Demirel, “18 ay önce hizmete açtığımız tesisimiz, sağlıklı yaşamın merkezi haline geldi. Başkan Duruay vatandaşı dinliyor HABER MERKEZİGölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, vatandaşlarla buluşmaya devam ediyor. Duruay makamında buluştuğu Gölbaşılı vatandaşların sorunlarını imkanlar dahilinde çözüme kavuşturuyor. Haftanın belirli günleri her kesimden vatandaş, belediye ile ilgili talep, şikayet ve önerilerini bizzat Başkan Duruay’a anlatma imkanı buluyor. Düzenlenen halk günlerinde vatandaşlarla buluşmaktan memnun olduğunu söyleyen Başkan Duruay, “Belirli günlerde vatandaşlarımızla buluşup her türlü sıkıntı ve taleplerini dinliyoruz. Vatandaşlarımızdan gelen taleplere göre bir yandan sorunlara çözüm üretirken, bir yandan da Gölbaşılıların bizlerle paylaşmak istedikleri proje ve çalışmaları değerlendirme imkanı buluyoruz” ifadelerini kullandı. Çankaya ve Madrid arasında önemli bir kültür köprüsü kuruldu. Başkan Yaşar esnafla buluştu HABER MERKEZİYenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Ragıp Tüzün ve Akın Caddesi’nde esnafları ziyaret etti. İşini doğru yapan, ekmeğini helal yoldan kazanan esnafların her daim yanında olduğunu dile getiren Başkan Yaşar, “Esnafı sık gezen bir yerel yönetici olarak özellikle küçük esnafın her geçen gün kan kaybetmesinden büyük üzüntü duyuyorum. Ticaretin şekil değiştirdiği bu günlerde büyük şirketlerin pastadaki payı, her geçen gün artıyor. Ticaretten gelen bir ağabeyiniz olarak size en büyük tavsiyem elinizde bulunan müşteriyi memnun etmek için titizlikle davranın, kendinizi yenileyin ve mümkün olduğu kadar ayakta durmaya çalışın. Yenimahalle Belediyesi olarak yasaların bize verdiği yetki doğrultusunda size destek veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz” dedi. Esnafı bir bir ziyaret ederek hayırlı işler dileyen Yaşar, insanların yürüdüğü kaldırımları işgal etmemeleri için de esnafa uyarılarda bulundu. Esnaf ziyareti sırasında Yaşar, vatandaşların da yoğun ilgisiyle karşılaştı. Yenimahalleli vatandaşların “Hizmetlerinizi takdir ediyoruz” demesi üzerine Yaşar, “Sizlerden bu sözleri duymak onur verici. Sizlere layık olmaya çalışıyorum. Hizmetlerimin takdir topladığını görmek mutluluk verici” dedi. HABER MERKEZİİspanya’nın Ankara Büyükelçisi Rafael Mendivil Peydro’nun Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e nezaket ziyaretinde bulundu. İki kentin yapısı, yerel yönetim kanunları ve yakın zamanda gerçekleşen Yunanistan seçim sonuçlarıyla bu sonuçların AB’ye etkisinin de konuşulduğu ziyarete iki ülke arasında gerçekleşecek kültürel işbirliği önerileri damgasını vurdu. Büyükelçi Rafael Mendivil Peydro ve Kültür Müsteşarı Jose Maria Davo’yu makamında ağırlayan Taşdelen, görüşmeden Çankayalılar için yeni bir kültürel işbirliği imkânı doğduğunu ifade etti. Büyükelçi Peydro ve Taşdelen’in görüşmesi doğrultusunda 18 Nisan’da İspanyol Dil Günü; Mayıs ayının son haftasında ise İspanyol Filmleri Haftası etkinliklerinin düzenlenmesi netlik kazandı. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM) yapılacak olan etkinliklerin yanı sıra ayrıca Çankaya Belediyesi’nin de katkılarıyla 9. Uluslararası Flamenko Ankara Festivali de üzerinde çalışılan programlar arasına alındı. ÇSM’de 18 Nisan’da gerçekleştirilecek İspanyolca Günü’nde dokuz ülke büyükelçiliğinin bir araya gelerek oluşturacağı yeni başlayanlar için İspanyolca dil sınıfı, İspanyolca filmler, edebi eserler, sergiler ve Flamenko, salsa ve tango çalışmaları yer alacak. Her yaştan katılımcıya hitap edecek şekilde düzenlenen etkinlikler gün boyu sürecek. Mamak pazarları denetim altında HABER MERKEZİMamak Belediyesi Zabıta Ekipleri Mamak pazarlarını sürekli olarak denetliyor. Halk pazarlarına getirdiği standartlarla Mamaklı vatandaşların kaliteli hizmet almasını sağlayan zabıta ekipleri denetimleriyle hem pazarcı esnafını hem de vatandaşı koruyor. Mamak Zabıtası pazarlarda market arabası, terazi gibi hizmetlere sunuyor. Temel olarak vatandaşların daha kaliteli ve sağlıklı hizmet almasını hedefleyen zabıta ekipleri pazarların kurulduğu erken saatlerde çalışmaya başlıyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül: “Mamak’ta her yönüyle büyük bir dönüşüm yaşanıyor. İlçe sınırlarında hizmete sunduğumuz yeni pazar yerlerimizde ve eski Pazar yerlerinde vatandaşlarımıza belli bir standartta hizmet ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu nedenle zabıta ekiplerimiz düzenli olarak denetim çalışmaları yürütüyor” dedi. Pazarda satışa sunulan meyve ve sebzelerin çürük olmamasının yanı sıra fiyat etiketlerinin de kontrolünü yapan zabıta ekipleri pazarlar çıkışlarına yerleştirdiği terazileri de vatandaşların hizmetine sunuyor. Ayrıca isteyen vatandaşa market arabası verilerek rahat alışveriş yapması sağlanıyor. EKONOMİ 13 Şubat 2015 Cuma 7 “AYDINLI”k Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, ülke ekonomisinin pek çok zorluğa dayandığını belirterek, vatandaşlarına ekonomik kriz için endişe duyulmaması mesajını verdi. Nazarbayev’den “Ekonomide endişeye gerek yok” mesajı ASTANA - Kazakistan Genişletilmiş Hükümet toplantısı Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev başkanlığında devlet sarayı Akorda'da ekonomi gündemiyle toplandı. Nazarbayev, toplantıda petrol fiyatlarındaki aşağı seyir ve yerel para birimi tengedeki dalgalanmalardan kaynaklı sorunlara ilişkin olarak, endişeye gerek olmadığı açıklamasında bulundu. Nazarbayev, tengenin kademeli olarak değer kaybetmesini ya da devalüasyona uğrayabileceğini ifade eden uzmanların yorumlarına ilişkin, merkez bankasının yüksek enflasyon ve keskin kur dalgalanmalarını önleyecek tedbirleri aldığını hatırlatarak, bu konuda merkez bankasına güvendiğini, kaygıların yersiz olduğunu söyledi. Merkez Bankası tarafından 73 milyar doları ulusal varlık fonu Samruk-Kazyna'da olmak üzere 102 milyar dolar olarak açıklanan döviz rezervlerine işaret eden Nazarbayev, söz konusu rezervlerin yeterli olduğunu yineledi. Nazarbayev bağımsızlığın ilk yıllarında ve devam eden dönemdeki Asya krizinde Kazakistan'da ekonomik durgunluk olmadığını hatırlatarak, ülke ekonomisinin pek çok zorluğa dayandığını dile getirdi. Dış etkenlere karşı kriz önlemlerini açıklayan Nazarbayev ulusal varlık fonu SamrukKazyna'ya bağlı çalışan ulusal şirketlerde 4 milyar dolar bütçe kesintisi uygulanması talimatını verdi. Kazakistan ekonomisindeki sorunları sayarken dış etkenler yanında içerideki yapısal sorunlara da işaret eden Nazarbayev, petrol dışı büyümenin canlanmasına yönelik 2014 kasım ayında açıklanan ve sektörel destekler içeren yeni ekonomi politikasının tam hayata geçirilmesi konusunda hükümete talimat verdi. Dünya petrolünün yüzde 2'sine sahip Kazakistan'da ülke GSYH'sinin yüzde 25'i petrolden geliyor, ödemeler dengesinin ise yüzde 60'ı ise petrol geliriyle sağlanıyor. Dünya Bankası 2014 yılını 4,3 büyümeyle kapatan Kazakistan için yaptığı 2015 yılı büyüme tahminini 1,8'de tutmuştu. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P) ise dün yaptığı açıklamada Kazakistan'ın kredi notunu gerileyen petrol fiyatlarının kamu gelirlerini ciddi oranda azaltması nedeniyle "BBB+"dan "BBB"ye düşürmüş, not görünümünü "negatif" olarak teyit etmişti. (AA) Trafikte 18 milyon 888 bin araç var Trafiğe kayıtlı araç sayısı, 2014'te bir önceki yıla göre yüzde 4,95 artarak 18 milyon 828 bin 721'e yükseldi. Otomotiv satışları 10 yıllık ortalamayı “SOLLADI” İZMİR - RAMAZAN ERCAN - Yeni yıla iyi bir başlangıç yapan otomobil ve hafif ticari araç satışları, 10 yıllık ocak ayı ortalamasını "solladı" Otomobil pazarı, 10 yıllık ocak ayı ortalama satışlarına göre yüzde 31, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 1,5 büyüdü. AA muhabirinin Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı, Ocak 2015'de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,95 artarak 34 bin 615 olarak gerçekleşti. Otomobil satışları bir önceki yılın ocak ayına göre yüzde 0,5 artışla 24 bin 498, hafif ticari araç satışları ise yüzde 21,8 yükselerek 10 bin 117 oldu. 10 YILLIK ORTALAMAYI "SOLLADI" Türk otomotiv sektörü, ocak ayındaki satışlarda son 10 yılın ocak ayı satışlarını "solladı" Son 10 yılın ocak ayında ortalama 18 bin 679 olan otomobil satışı, Ocak 2015'de yüzde 31 artarak 24 bin 498 oldu. Bu rakam geçen yıl ise 24 bin 368 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde 9 bin 960 olan hafif ticari araç ortalama satışları ise yüzde 1,5'lik artışla 10 bin 117 oldu. Otomotiv ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık ocak ayı ortalama satışlarına göre ise yüzde 20,8 artış gösterdi.(AA) ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 Aralık ayına ilişkin Motorlu Kara Taşıtları İstatistikleri'ni açıkladı. Buna göre, geçen yıl 1 milyon 42 bin 328 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, 153 bin 54 adet taşıtın ise trafikten kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı, bir önceki yıla göre 889 bin 274 adet (yüzde 4,95) artarak 18 milyon 828 bin 721 oldu. Geçen yılın aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 52,4'ünü otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 15'ini motosiklet, yüzde 8,6'sını traktör, yüzde 4,1'ini kamyon, yüzde 2,3'ünü minibüs, yüzde 1,1'ini otobüs, yüzde 0,2'sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Aralıkta 95 bin 576 taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, 34 bin 844 aracın da trafikten kaydı silindi. Trafiğe kaydı yapılan taşıtların içinde otomobil yüzde 61,2 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 15,5 ile kamyonet, yüzde 9,3 ile motosiklet, yüzde 8,5 ile traktör takip etti. Taşıtların yüzde 5,5'ini ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı, aralıkta kasım ayına göre yüzde 1,8 arttı. Bu artış otomobilde yüzde 4,7, minibüste yüzde 6,8, otobüste yüzde 26,5, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 9,2, traktörde ise yüzde 15,9 olarak gerçekleşti. Kamyonette yüzde 2,5, kamyonda yüzde 20,3, motosiklette ise yüzde 12,9 azalış oldu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısında, aralıkta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,7 artış gerçekleşti. Bu artış, otomobilde yüzde 11,9, minibüste yüzde 29,5, kamyonette yüzde 50,1, motosiklette yüzde 15,5, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 20,2, traktörde ise yüzde 15,5 olarak gerçekleşti. Otobüste yüzde 0,8, kamyonda ise yüzde 9,4 azalış görüldü. Aralık ayında 608 bin 706 taşıtın devri yapıldı. Bu taşıtların içinde otomobil yüzde 67,6 ile ilk sırada yer aldı. Otomobili sırasıyla yüzde 16,9 ile kamyonet, yüzde 5,4 ile traktör, yüzde 3,6 ile motosiklet takip etti. Aralıkta devri yapılan taşıtların yüzde 6,6'sını ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Aralık sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 9 milyon 857 bin 915 adet otomobilin yüzde 41,4'ü LPG, yüzde 29,2'si dizel, yüzde 29'u benzin yakıtlı araçlardan oluştu. Otomobillerin yüzde 0,4'nün ise yakıt türü bilinmiyor. Aralıkta trafiğe kaydı yapılan 58 bin 501 otomobilin yüzde 14,7'sinin Volkswagen, yüzde 13'ünün Renault, yüzde 7,3'ünün Hyundai, yüzde 7'sinin Opel, yüzde 6,6'sının Toyota, yüzde 5,7'sinin Ford, yüzde 5,3'ünün Fiat, yüzde 5,2'sinin Dacia, yüzde 4,7'sinin BMW, yüzde 4,3'ünün Mercedes-Benz olduğu, yüzde 26,1'inin ise diğer markalardan oluştuğu görüldü. Ocak-aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 585 bin 814 otomobilin yüzde 40,7'si 1501-1600, yüzde 20,8'i 1401-1500, yüzde 18,2'si 1300 ve altı, yüzde 14'ü 1301-1400, yüzde 4,5'i 1601-2000, yüzde 1,6'sı 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip bulunuyor. Otomobillerin yüzde 0,1'nin ise motor silindir hacmi bilinmiyor. Söz konusu dönemde trafiğe kaydı yapılan 585 bin 814 otomobilin yüzde 62,5'i beyaz, yüzde 16,8'i gri, yüzde 9,5'i siyah ve yüzde 4,9'u kırmızı iken yüzde 6,4'ü diğer renklerden oluştu. (AA) Mustafa Şevki KAVURMACI m.sevki@aydinli.com.tr HER VARLIK ALLAH'A BOYUN EĞMIŞTIR Kainatta bulunan canlı ve cansız her varlık, Allah’ın iradesinin altındadır. Ancak O dilediği takdirde hareket edebilirler ve ne dilerse ancak onu yapabilirler. Örneğin, kendi ihtiyacının çok üstünde bal üreten arılar, balın insana faydalı olacağını bilemezler; balın faydalı ve güzel olmasını gerektiren kimyevi birleşimi de bilemezler. Ayrıca ihtiyaçlarından çok fazla balı neden ürettiklerinin farkında olmadıkları gibi, dizayn ve hesap harikası olan muntazam altıgenlerden oluşan petekleri yapabilecek akıl ve ilme de sahip olamazlar. Arılara tüm bunları yaptıran, bütün varlıkların Kendisine boyun eğdiği Allah’tır. Arıların bunları Allah’ın vahyi ile yaptıkları Kuran’da bize şöyle bildirilmektedir: Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69) Arıların vahiyle hareket etmesi istisnai bir durum değildir. Arılar gibi, insanlar dahil tüm varlıkların da aynı şekilde Allah’ın ilhamı ile hareket ettiklerini anlamamız için Allah bu örneği vermektedir ve üzerinde düşünenler için bunun bir delil olduğunu vurgulamaktadır. Tüm varlıklar Allah’ın ilhamı ile hareket ettikleri için, O’na gönülden boyun eğmişlerdir. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilir: Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi O’na ‘gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar. (Rum Suresi, 26) Bazı insanlar, şeytanın Allah’tan bağımsız müstakil bir güç olduğunu zannederler. Bazı dinlerde de şeytana Allah’tan ayrı bir güç atfedilir. Oysa tüm bunlar büyük birer sapkınlıktır. Gerek şeytan, gerekse onun yolundan giden inkarcılar, Allah’ın iradesine boyun eğmişlerdir. Allah insanları imtihan etmek için şeytanı yaratmış, ona insanları inkara davet etme gücü ve yetkisi vermiştir. Kuran’da Allah’ın şeytana hitabı şöyle anlatılmaktadır: (Allah) Dedi ki: “Öyleyse ordan (cennetten) çık, artık sen kovulmuş bulunmaktasın.” “Ve şüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe kadar Benim lanetim senin üzerinedir.” Dedi ki: “Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar bana süre tanı.” Dedi ki: “O halde, süre tanınanlardansın.” “Bilinen vaktin gününe kadar.” Dedi ki: “Senin izzetin adına andolsun, Ben, onların tümünü mutlaka azdırıp-kışkırtacağım. Ancak onlardan, muhlis olan kulların hariç.” (Allah) “İşte bu haktır ve ben hakkı söylerim” dedi. “Andolsun, senden ve içlerinde sana tabi olacak olanlardan tümüyle cehennemi dolduracağım.” (Sad Suresi, 77-85) İnsanın her hareketinin ve her halinin Allah’a bağlı olması gibi, şeytan da tamamen Allah’ın kontrolündedir ve O’nun iradesine boyun eğmiş durumdadır. Kendi başına karar alabilen ve uygulayabilen, müstakil bir iradeye sahip olan bir varlık değildir. Dünyadaki imtihan ortamı içinde, doğrularla yalancıları birbirinden ayırmak için Allah şeytanı bir vesile olarak yaratmıştır. Hayırlı Cumalar, Türkiye’nin, Rusya’ya ihracatında kan kaybı artıyor BURSA HALUK YÜKSEL Uluslararası piyasalarda rublenin değerindeki erime yüzünden sıkıntılı bir dönemden geçen Rusya'ya ihracatında 2014'ü, bir önceki seneye göre yüzde 14,63'lük düşüşle kapatan Türkiye, ocak ayında ise bu pazarda yüzde 32,45 kayıp yaşadı. Rusya'ya dış satım, geçen yılın ocak ayında 466 milyon 153 bin dolar olurken 2015'in aynı ayında yüzde 32,45'lik düşüşle 314 milyon 901 bin dolara geriledi. Türkiye'nin ihracat pazarları arasında 2014'ün ayında 7'nci sıraya kadar tırmanan Rusya, geçen ay iki basamak birden gerileyerek 9'uncu sırada yer bulabildi. AA muhabirinin, Türkiye İhracatçılar Meclisi kayıtlarından derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ihracatı, geçen ocak ayında, 2014'ün aynı dönemine nazaran yüzde 9,8'lik düşüşle 10 milyar 803 milyon 970 bin dolara indi. Tüm sektörler bakımından önemli bir potansiyeli barındıran ve Türkiye'nin dış satım yaptığı ülkeler arasında geçmiş yıllarda üst sıralarda kendisine yer bulan Rusya pazarında ise çok daha büyük oranlarda ihracat kayıpları görüldü. Türkiye'nin, Rusya'ya 2014'ün ocak ayında 466 milyon 153 bin doları bulan ihracatı, bu yılın aynı döneminde ekonomik kriz ve rubledeki değer kaybının da etkisiyle yüzde 32,45'lik düşüşle 314 milyon 901 bin dolara düştü. Ocak ayında, 151 milyon 252 bin dolar ihracat kaybına yol açan Rusya pazarı, Türkiye'nin dış satım yaptığı ülkeler arasında da iki sıra birden geriledi. Geçen sene ocakta Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkeler arasında Almanya, Irak, İngiltere, İtalya, Fransa ve ABD'nin ardından 7'nci sıraya kadar tırmanan Rusya pazarı, bu yılın aynı ayında ise Almanya, Irak, İngiltere, İtalya, ABD, Fransa, İran ve İspanya'dan sonra 9'uncu sırada kendisine yer bulabildi. (AA) 8 EKONOMİ 13 Şubat 2015 Cuma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kolombiya, Küba ve Meksika'yı kapsayan turuyla gündeme gelen Latin Amerika ülkeleri, 2023 yılı için 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan Türkiye için yeni fırsatlar içeriyor. Latin Amerika, yeni pazar fırsatı İZMİR - UFUK KIRABALI - AA muhabirinin Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgiye göre, Meksika, Arjantin, Brezilya ve Şili'nin başı çektiği toplam 34 ülkeden oluşan Latin Amerika pazarı, 1 trilyon doları aşkın dış alım gerçekleştiriyor. Ülkelere göre değişmekle birlikte genel olarak steyşın vagon tipinde otomobil, otomotiv yedek parça, demir çelik, elektronik ürünler, işlenmiş petrol ürünleri, iletken kablo-tel, tarım ve gıda ürünleri, tıbbi malzeme ve dozlanmış ilaç türlerinde ürün ithal edilen pazar, hemen her kalemde Türk ihracatçıları yeni imkanlar sunuyor. Meksika'nın 381 milyar dolar seviyesinde ithalatla pazardaki en büyük alıcı konumunda bulunduğu Latin Amerika pazarında, ihracatçılar için Brezilya 239 milyar, Şili 79 milyar, Arjantin 68 mil- yar, Kolombiya 59 milyar, Panama 62 milyar dolar büyüklüğüne sahip. Geçen yıl 151 milyar 292 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Türkiye için Latin Amerika pazarı, toplam ihracatında sadece yüzde 1,74'lük yere sahip bulunuyor. Yıllık dış alım büyüklüğü 1 trilyon doları aşan Latin Amerika'ya geçen yılki ihracatı 2 milyar 641 milyon dolar da kalan Türkiye'nin bu büyük pazardan elde etiği pay ise binde 22 seviyesinde kaldı. Latin Amerika ülkeleriyle ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla son yıllarda artan girişimler kapmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaret gerçekleştirdiği Meksika, Kolombiya ve Küba, son verilere göre toplam 447 milyar 585 milyon dolar pazar büyüklüğüne sahip bulunuyor. (AA) MÜDÜRLÜĞÜMÜZ HİZMET BİNALARININ ULAŞILABİLİRLİKLERİNİN UYGUN HALE GETİRİLMESİ İÇİN İHTİYAÇ DUYULAN MALZEMELERİN, MONTAJ DAHİL TEDARİKİ İŞİ HUZUREVİ MÜDÜRLÜĞÜ-KIZILCAHAMAM AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI MÜSTEŞARLIK Müdürlüğümüz hizmet binalarının ulaşılabilirliklerinin uygun hale getirilmesi için ihtiyaç duyulan malzemelerin, montaj dahil tedariki işi alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/13904 1-İdarenin a) Adresi : İsmetpasa Mah. Yunusemre Sok. 32/1 06890 KIZILCAHAMAM/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3127363020 - 3127363014 c) Elektronik Posta Adresi : ankarakizilcahamamhybrm@aile.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Müdürlüğümüz hizmet binalarının ulaşılabilirliklerinin uygun hale getirilmesi için ihtiyaç duyulan toplam 19 kalem malzeme Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yerleri : Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü (İsmetpaşa Mahallesi Yunusemre Caddesi No:32 Kızılcahamam / ANKARA) ile, Kızılcahamam Huzurevi bünyesinde hizmete açılan Çamlıdere Kamil Bostan Huzurevi ek hizmet binası (Körler Mahallesi İklimnur Sokak No:14 Çamlıdere / ANKARA) dir. c) Teslim tarihi : Tedarikçi, İşe başlama tarihinden itibaren azami 3 ay içerisinde, alıma konu malları idareye teslim etmiş ve montaj gerektiren malları ise idare tarafından belirlenen yerlere monte etmiş olacaktır. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü İsmetpaşa Mahallesi Yunusemre Caddesi No:32 Kızılcahamam / ANKARA b) Tarihi ve saati : 24.02.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı : İstekliler, Kızılcahamam Malmüdürlüğüne yatıracakları şartname bedeline ait alacakları makbuz karşılığında, Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Hizmet Binası İsmetpaşa Mahallesi Yunus Emre Cad. No: 32 Kızılcahamam/ANKARA adresinden temin edebilirler. adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Kızılcahamam Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü - İsmetpaşa Mahallesi Yunusemre Caddesi No:32 Kızılcahamam / ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 23687 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de Güneydoğu’da iş hayatına kadın eli değdi DİYARBAKIR - ENSAR ÖZDEMİR Güneydoğu'da iş dünyasında başarılı işlere imza atan kadınlar, yarattıkları istihdam alanıyla da kadınların çalışma hayatında daha fazla yer bulmasını sağlıyor. Diyarbakır'da cesaretleri ve öz güvenleriyle başladıkları iş hayatında önemli işler başaran kadınlar hemcinslerine de örnek oluyorlar. Kentte ticaret alanında 16 yıllık geçmişe sahip olan Diyarbakır İş Kadınları Derneği Onursal Başkanı Esra Aksu, kuyumculuktan, züccaciye, saat, gözlük alanından tarihi mekan işletmeciliğine kadar pek çok alanda başarılı bir çizgide ilerliyor. Kocasıyla başladığı iş yaşamını AA muhabirine anlatan Aksu, iş hayatına girmenin eğitimini de etkilediğini belirtti. Eşinin kuyumcu dükkanında "yardımcı" olarak başladığı ticaret hayatını 2000 yılında kendi işini kurmasıyla geliştirdiğini dile getiren Aksu, şöyle konuştu: "Birlikte çalıştığımız insanlar işi bırakınca tamamen işin içine girdim ve işletmeye başladım. Bir süre sonra iş yaptığım alanla ilgili eğitim aldım. Muhasebe, işletmecilik konusunda ders çalışmaya başladım. Bir taraftan eğitim bir yandan da öğrendiklerimi iş yerinde uygulamaya başladım. Kısa süre sonra bir çatal bıçak takımı firmasının ürünlerinin satışında iki kez peş peşe bölge şampiyonu oldum. Türkiye çapında aynı işi yapan insanları bir araya getiren fuar, etkinlik ve toplantılar oluyordu. Bir toplantıda benden bahsettiklerini duydum. Kayseri'den bir beyefendi bunu söylüyordu. Biraz konuşunca bana kadın olmamın avantajını kullandığımı söyleyerek tebrik etti. Sonuçta kadınlara hitap eden bir iş yapıyor ve kadınların zevklerini biliyordum." İş hayatının günlük arkadaş ilişkilerinin aksamasına yol açtığını anımsatan Aksu, arkadaşlık ilişkileri kopsa da kendi işinde başarı sağladığını kaydetti. Başarısının sırrını kişiye özel ürünler getirmeye bağlayan Aksu, "Çevremdeki kadınlara kendileri için ürünler getirdiğimi bildirerek az sayı- da çok çeşitlerden seçenekleri kadınlara ulaştırmaya başladım. Saat ve güneş gözlüğü alanında da işler yapmaya başladım" dedi. Evlendikten sonra uzmanlık alanında çalışamadığını anlatan Gülay Emre de yolunda gitmeyen evliliğini bitirdikten sonra Diyarbakır'a döndüğünü kaydetti. Memleketine 9 yıl önce gelen Emre, bir süre sonra uzmanı olduğu "güzellik" alanında iş yeri açarak iş hayatına girdiğini belirtti. Kadın istihdamına önem veren Emre, 12 kadın çalışanıyla yürüttüğü işinin dışında tekstil alanında da boy göstermeye başladığını kaydetti. "Çocuklarımın iyi bir eğitim alabilmeleri ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir birey olmak için iş yaşamında yer aldım. Kendi imkanlarımla açtığım merkezin işleri yolunda gitmeyince anlaştığım bir hastane bünyesinde faaliyet göstermeye başladım. İnsanların bana olan güveni zamanla arttı. İşimde iddialı olduğum için kısa süre denebilecek bir zaman diliminde başarılı işler yaptım ve yanımda çalışan kadınların sayısı da artmaya başladı. Bir kadın olarak iş yerimdeki istihdamda kadınlara ayrıcalık geliştirdim. Güzellik uzmanıyım, uzmanı olduğum alana yakın bulduğum için tekstil sektöründe de iş yapmaya karar verdim. Kurduğum yeni işimde insanların seçtiği renk ve modeli 15 dakika içinde hazır edip kıyafetlerini kendilerine teslim ediyorum." (AA) T.C. POLATLI 2. İCRA DAİRESİ 2013/755 ESAS TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO'LU TAŞINMAZIN Özellikleri : Satışa esas taşınmaz Ankara İli Polatlı İlçesi, Ömerler Köyü inönü mevkii 1296 parsel 12.050,00 m2 alana sahip tarladır. Taşınmazın bulunduğu Ömerler Köyü Polatlı ilçe Merkezine 38 km mesafede olup kuzey yönündedir. Sulu tarım arazisidir. Alışılmış ziraat metotları uygulanabilen düze yakın az derin az verimli ve kolayca işlenebilen toprakları ihtiva eden arazidir. Arazi pek az su ve rüzgar erozyonuna uğrayabilir, iyi derecede drenaja sahiptir. Çapa bitkileri ve diğer entansif yetiştirilen ürünlere uygundur. Tarla dikdörtgen şeklinde geometriye sahiptir. Taşsız toprak yapısına sahiptir. Sulama kaynağı olan Sakarya nehrine 2,00 Km mesafededir. Aşağı Ömerler Köyüne 3,00 km mesafede olup köyün batısındadır. Killi tınlı toprak yapısındadır. Havalanma kapasitesi zayıftır. Buğday-bostan münavebesi ile her yıl ürün alınabilir. Üzerinde sulu tarıma uygun tarla bitkilerinden buğday, arpa, yulaf, şeker pancarı, soğan vb ürün yetiştiriciliği yapılabilir. Adresi : Ömerler Köyü - POLATLI Yüzölçümü : 12.050 m2 Arsa Payı : TAM İmar Durumu : Mücavir Alan dışında Kıymeti : 24.100,00 TL KDV Oranı : MUAF Kaydındaki Şerhler : Tapu Kaydında 1. Satış Cünü : 07/04/2015 günü 14:30 - 14:35 arası 2. Satış Günü : 04/05/2015 günü 14:30 - 14:35 arası Satış Yeri : POLATLI ADLİYESİ 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KALEMİ 2 NO'LU TAŞINMAZIN Özellikleri : Satışa esas taşınmaz Ankara İli Polatlı İlçesi, Ömerler Köyü İnönü mevkii 1932 parsel 8,000 m2 alana sahip tarladır. Taşınmazın bulunduğu Ömerler Köyü Polatlı ilçe Merkezine 38 km mesafede olup kuzey yönündedir. Sulu tarım arazisidir. Alışılmış ziraat metotları uygulanabilen düze yakın az derin az verimli ve kolayca işlenebilen topraklan ihtiva eden arazidir. Arazi pek az su ve rüzgar erozyonuna uğrayabilir, iyi derecede drenaja sahiptir. Çapa bitkileri ve diğer entansif yetiştirilen ürünlere uygundur. Tarla yamuk şeklinde geometriye sahiptir. Taşsız toprak yapısına sahiptir. Sulama kaynağı olan Sakarya nehrine 100 metre mesafededir. Aşağı Ömerler Köyüne 3,50 km mesafede olup köyün batısındadır. Killi tınlı toprak yapısındadır. Havalanma kapasitesi zayıftır. Buğday-bostan münavebesi ile her yıl ürün alınabilir. Üzerinde sulu tarıma uygun tarla bitkilerinden buğday, arpa, yulaf, şeker pancarı, soğan vb ürün yetiştiriciliği yapılabilir. Adresi : Ömerler Köyü - POLATLI Yüzölçümü : 8.000 m2 Arsa Payı : TAM İmar Durumu : Mücavir Alan dışında Kıymeti : 32.000,00 TL KDV Oranı : MUAF Kaydındaki Şerhler : Tapu Kaydında 1. Satıp Günü : 07/04/2015 günü 14:40 - 14:45 arası 2. Satış Günü : 04/05/2015 günü 14:40 - 14:45 arası Satış Yeri : POLATLI ADLİYESİ 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KALEMİ Satış şartları : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20'si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatım kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/755 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.05/02/2015 Basın - 23419 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com ŞAİR HİLMÎ VE NESEBÎ Dörtdivan ilçesinin Doğancılar köyünde 1826 yılında (H. 1242) doğan Âşık Hilmî'nin asıl adı Halil'dir. "Hilmî"yi şiirlerinde mahlas olarak kullanmıştır. Sağlığında köyünde ve çevresinde "Koca Hacı Hatip Halil Hoca" namıyla anılmıştır. Babasının adı, nüfus kayıtlarında "Esseyyid-el Hac Hafız Abdullah Efendi" diye geçmektedir. Dedesi ise 1834 tarihinde 90 yaşını aşkın iken ölen Hacı Müderris Ahmet'tir. Ama dedesi onun annesinin babasıdır. Aslında Âşık Hilmi'nin ilmi ve irfanı dedesinden kendisine tevarüs etmiştir. Çünkü; dedesi Hacı Müderris Ahmet küçük yaşlarda İstanbul'a gitmiş ve medrese öğrenimi görmüştür. İstanbul'da icazetli hocalardan öğrenim görmüş, fazıl ve âlim bir kişidir. Kendisini ilimde yeterli görünce memleketi Dörtdivan'ın Doğancılar köyüne gelmiş, zamanın padişahından izin alarak bir medrese açmıştır. Bu medrese yanındaki Aşağı Mahalle Camisi ile birlikte 1944 depreminde tamamen yıkılmıştır. Şimdi aynı yerde büyük bir cami bulunmaktadır. Hacı Müderris Ahmet Efendi, Doğancılar köyünden Sisoğulları'nın kızı ile evlenir. Hacı Müderris Ahmet Efendi'nin bir tek kızı oluyor ve adını Sare koyar. Erkek evladı olmaz. Sare'yi dinî bilgilerle öyle yetiştiriyor ki, çevrede Molla Sare adıyla anılıyor. Hatta kızı Sare'yi birkaç defa Hac'ca bile götürüyor. Kızı Sare'yi Doğancılar köyünün güney-batı istikametinde bulunan Adaköy'den bir öğrencisi ile evlendiriyor. Bu öğrencisi Molla Salihoğulları sülalesinden Ahmet oğlu 1758 doğumlu Hafız Abdullah Efendi'dir. Damadını kendi yanına Doğancılar köyüne getirir. Bu damat ve Molla Sare'den üçü kız, ikisi erkek olmak üzere beş evlatları olur. Esseyyid-el Hac Hafız Abdullah Efendi de âlim ve fazıl bir kişidir. Esseyid lakabından onun Peygamber soyundan geldiğine kanaat getirilebilir. Hafız Abdullah Efendi'nin evlatlarının adları şöyledir: Kızı Dudu, oğlu Ahmet (1821 doğumu-1879 ölümü), kızı Molla Ayşe, oğlu Halil (Şair Hilmî 1826 doğumu-1903 ölümü), kızı Molla Halime. Şair Hilmî, nüfus kayıtlarında "Kocaeli Sancağında İmam" olarak geçmektedir. Söylendiğine göre Şair Hilmi'nin beş oğlu olmuştur. Bunlardan Mehmet, Abdullah, Eşref, Osmanlı-Rus Savaşında (1877-1878) Plevne'de şehit düşmüşlerdir. Şair Hilmî "Oğullar Destanı" adlı bir şiirinde bu hususları dile getirmektedir. Sadece "Oğullar Destanı"nda değil, pek çok şiirlerinde bu üç şehit hakkında bir dörtlük de olsa söz etmektedir. Meselâ; bir şiirinde şöyle bir dörtlük onun ciğerinin ne kadar yanık olduğunu göstermektedir. Gerçi noksan olmuş ruz-i beyitler Zihnimiz dağıttı merhum yiğitler Ciğerimizde vardır çok delikler Dar-ı beka oldu üç evladımız. Dörtdivanlı Şair Hilmî olarak tanınan, bilinen Halil Efendi, inançlı güçlü bir din adamıdır. İlk öğrenimini köyündeki "Sıbyan Mektebi'nde yapan Şair Hilmî, Gerede'ye gelerek Müftü M. Sa'deddin Efendi'nin "halka-i tedrisi"nde ilim görmüştür. Öğrenimini tamamlayarak "İcazet" almıştır. Babası Hafız Abdullah Efendi'nin ölümü üzerine Dörtdivan'ın Cuma yerindeki Babahazır başka bir deyişle Alaca Mescit camisinde hatiplik görevi kendisine verilmiştir. Birkaç kere de Hacc'a gitmiştir. Birçok öğrenci yetiştiren Şair Hilmî'nin epeyce şiiri bulunmaktadır. Öğretmen Rahmetli Cevdet Canbulat "Dörtdivanlı Hilmî" adlı; kitabı 1958 yılında İstanbul'da bastırmıştır. Şair Hilmî, 1903 yılının Kasım ayında Doğancılar köyünün Bayır Mahallesi'nde 77 yaşında iken ölmüştür. Çevredeki beş köyün de mezarlığı olan Ulu Mezarlığına gömülmüştür. Şair Hilmi, "Oğullar Destanı"nın şehit çocuklar Abdullah, Mehmet ve Eşref için aşağıdaki şiiri yazmıştır. Yaktı kül eyledi firkat ateşi Ciğerimi püryan eden oğullar Kime ne edeyim Mevlâ'nın işi Tomurcuk gül iken giden oğullar 13 Şubat 2015 Cuma 9 Tiyatral Mardin Topluluğu sokak hayvanları için sahne alacak Türkiye'nin farklı illerindeki üniversitelerde okuyan Mardinli gençler sahneledikleri tiyatro oyununun gelirini sokak hayvanları için bağışlayacak. MARDİN - Yaklaşık 5 yıl önce kurulan Tiyatral Mardin Topluluğu, daha önce gelirlerini Filistin ve tsunamiden zarar gören Endonezya'ya gönderdikleri oyunlarını bu kez sokak hayvanları için sahneleyecek. Mardin Valiliği, müftülük ve sponsor desteğiyle hazırladıkları 3 skeçten oluşan, "Adını Sen Koy" gösterisi ile tiyatroseverlerin karşısına çıkacak gençler elde edecekleri geliri sokakta yaşayan hayvanlar yararına harcayacak. Tiyatral Mardin Topluluğu organizatörü İzettin Erol, AA muhabirine, Türkiye'nin farklı illerinde mimarlık, mühendislik ve hukuk gibi bölümlerde üniversite eğitimi alan gençler olarak bir araya gelerek amatör oyunculardan oluşan 15 kişilik ekip kurduklarını söyledi. "Hem yazıyor hem yönetiyor hem de oynuyoruz" diyen Erol, her yıl sergiledikleri oyunlardan elde ettikleri geliri ihtiyaç sahiplerine bağışladıklarını belirtti. Erol, 5 yıldır oluşturdukları ekiple ilk oyunlarında Filistinliler, ikincisinde ise tsunami felaketini yaşayan Endonezyalılara destekte bulunduklarını dile getirerek, bu oyunlarını da sokak hayvanları için sahneye taşıyacaklarını anlattı. Mardin'de sosyal etkinliklerin kısıtlı olduğunu savunan Erol, bu nedenle kurdukları toplulukta hem tiyatroya duydukları ilgi ve merakı giderdiklerini hem de ihtiyacı olanlara gönüllü olarak yardım eli uzattıklarını aktardı. "Bize katılmak isteyen herkese kapımız açık" diyen Erol, şöyle dedi: "Ağırlıkla Mardin'deki yaşamı ve kent kültürünü konu alan oyunlarımızı seyredenler beğenile- rini ifade ediyor. Ekibimiz farklı illerde üniversite eğitimi aldığı için bir araya gelmekte zorlanıyoruz. Genellikle tatillerde toplanıp oyuna hazırlanıyoruz." Topluluğun oyun yazarı Furkan Akaploğlu ise ilk sahneledikleri oyunun seyirciler tarafından beğenilmesinin ardından oyun yazmaya ve sahnelemeye devam ettiklerini kaydetti. Oyunlarda yöresel dili kullanmaya önem verdiklerine işaret eden Akaploğlu, şöyle dedi: "Sokak hayvanlarına bağışlama kararı aldığımız son oyunumuz da Arapça, Kürtçe ve Türkçe'nin kullanıldığı yerel bir komedi. Bu oyunu 16 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezinde sahneleyeceğiz. Ekip olarak insanlara üzüldükleri olayları kısa süre de olsa unutturmak istiyor, elde ettiğimiz gelirle de mağdurlara destek sunuyoruz." Akaploğlu, gösterilerini Türkiye'nin her yerine taşımayı hedeflediklerini belirtti. Toplulukta yer alan ve Antalya'da üniversite eğitimi gören Metin Omuzlar da önceleri çalışmak için mekan, gösterim için yer bulmakta zorlandıklarını ancak artık herkesten destek gördüklerini kaydetti. Omuzlar, sokak hayvanları adına sahneye çıkacak olmanın heyecanını yaşadıklarını anlattı. İzmir'de okuyan Merve Şimdi de önceleri oyunlarını seyrettiği ekibe katılarak tiyatro oyunu sahnelemeye başladığını ifade etti. Şimdi, gençler olarak gösterdikleri duyarlılığın örnek olmasını dilediklerini aktardı. (AA) Osmanlı saraylarının gözdesi “Mis meyve sabunları”, kadınların geçim kaynağı oldu EDİRNE - Osmanlı'da önemli süs eşyaları arasında sayılan ve padişahların yabancı devlet adamlarına gönderdiği hediyelerin arasına Mehmedim Sırfa kavgaya vardı Doyasım anda hem şehit verdi Plevne'de kâfir kolundan vurdu Din uğruna harbe giden oğullar Abdullah efendi dersini okurdu Cuma günü bülbül gibi şakırdı Âlem bu camiye lâyık bu derdi Cümlesini mahsun eden oğullar Alaca Mescidin bülbülü idi Ananın babanın hem gülü idi Cümlenin yanında sevgili idi Kendisinden hoşnut kılan oğullar Hocasına varup dersini aldı Hastalanıp vedalaşıp geldi Sözü sohbeti talipler oldu Taliplere hasret giden oğullar Yazıları yazmaz oldu elleri Kur'an okumaz oldu dilleri Açılmadan soldu gonca gülleri Gülleri toprakta solan oğullar konulduğu bilinen mis meyve sabunları, kadınların geçim kaynağı oldu. Edirne'nin yerel el sanatları arasında yer alan ve geçmişi 19. yüzyıla dayanan mis meyve sabunları, yok olmaya başladığı sırada, çeşitli kurumların desteğiyle Halk Eğitim Merkezinin açtığı kurslar sayesinde yeniden canlandı. Halk Eğitim Merkezinde katıldıkları kurslarda mis meyve sabunu yapımını öğrenen kadınlar, atölyelerde iş buluyor ya da evinde üretim yaparak para kazanıyor. Halk Eğitim Merkezi usta öğreticisi Sibel Zaralı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mis sabunlarının Edirne'ye özgü bir el sanatı olduğunu söyledi. Beyaz kalıp sabunların önce rendelenip hamur hale getirilene kadar yoğurulduğunu daha sonra elle meyve şekli verilerek bir hafta kurumaya bırakıldığını belirten Zaralı, şunları anlattı: "Daha sonra sabunlar, zararsız gıda boyalarıyla boyanarak satışa hazır hale getiriliyor. 10 yıldır devam eden kurslarda sayısız genç kızımıza ve kadına eğitim verdim. Bu eğitimler sonrasında kadınlar ya atölyelerde ya da evle- rinde üretim yapmaya başladı. Böylelikle bütçelerine katkıda bulunuyorlar. Sabunlar iç piyasada hediyelik olarak satılıyor. Bazen yurt dışına da gönderiliyor." Kursiyerlerden Deha Serpecik ise uzun yıllardır mis sabunu ürettiğini ve kazandığı paranın geçimine destek olduğunu ifade etti. "Kazandığımız parayla çocuklarımızın okul harçlığını çıkarıyoruz. Genç kızlarımız da çeyiz parası biriktiriyor" diyen Serpecik, sabunun evlere ayrı bir güzellik ve ferahlık verdiğini kaydetti. Osmanlı'da değerli süs eşyaları arasında sayılan, padişah kızlarının çeyizlerini süsleyen mis meyve sabunları, elma, armut, üzüm, şeftali, muz, çilek, kayısı, portakal, karpuz dilimi, ayva, incir, erik gibi meyve ve sebzelerin şeklinde üretiliyor. Geçmişte temizlik için de kullanılan sabunlar, günümüzde daha çok süs eşyası olarak değerlendiriliyor. Koku vermesi için odalara, salonlara ya da dolaplara da yerleştirilen sabunlar, hediyelik eşyalar arasında da önemli yer tutuyor. Üretilen sabunlar, gerçek meyve ve sebzelerden güçlükle ayrılıyor. (AA) Ebru sanatı Avrupa yolunda ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş, Fransa, Almanya ve Çek Cumhuriyeti başta olmak üzere yurtdışında ebru sanatı eğitim atölyeleri açılacağını bildirdi. Ankara Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi işbirliğinde "Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı" sergisi düzenlendi. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü 100. Yıl Salonu Fuayesinde açılışı yapılan sergiye evsahibi Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş'in yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş ile Maliye Bakanlığı Mali Bütçe Kontrol Genel Müdürü İlhan Hatipoğlu katıldı. Okan İbiş, etkinlikte yaptığı konuşmada, ebru sanatı için yeni açılımlarda bulunacaklarını dile getirdi. İbiş, geleneksel el sanatlarının ve Türk süsleme sanatlarının tanıtılması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması misyonuyla başlatılan çalışmaları yurtdışına taşıma kararı aldıklarını bildirdi. Okan İbiş, Fransa, Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Balkan Ülkeleri'nden yola çıkarak büyükelçilikler ve konsolosluklar aracılığıyla, ebru eğitimlerinin verileceği atölyelerin açılacağını belirtti. Ebru sanatının UNESCO Miras Listesi'ne girmesinin ardından yabancıların ebruya merak saldığını ifade eden Okan İbiş, yurtdışındaki atölyelerde önce ebru sanatını bilen vatandaşların yabancılara eğitim vereceğini, ardından yabancıların hocalık yaparak yine yabancılara ebru sanatını öğreteceğini kaydetti. (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER HAYATA DAİR Hayattan hiçbir beklentiniz kalmadıysa yeni bir başlangıç yapma zamanınız gelmiş de geçiyor demektir. Ne hayat, ne de aşk zorlamaya gelmez çünkü bazı şeyleri zorladıkça çıkmazlara düşer insan. Yaşama şevki ve hayat iştahı insan kendini gerçekleştirdikçe çoğalır. Hayat, ömrünü sadece varlıklı yaşayanlara değil, aşkla kalbini tamamlayanlara da güzeldir. Hayattan ders alabilenler özeleştiriyi kendilerine kılavuz edenlerdir. Sıkıntısız hayatı özlese de ruhumuz, biliriz dünya olmaz onsuz. Teselli şefkatin kucağı, hayat hüzünler ocağı. Ölümü unutmadan yaşamak, ölmeden ölümün gözlerinden dünyaya bakabilmektir. Bazen yeni baştan başlamak lazım hayata çünkü yenilendikçe yenilenir insan. Tek gerçek var hayatta, ömür ölüme koşuyor ve ecelin esen rüzgârı bazen ruhumuzun saçlarını okşuyor. Ölüm, vuslatla kıydığımız nikâh; mutluluk, sonsuzluk inancıyla aldığımız nefestir. Çözümsüz zannedilen nice şeyi çözendir ölüm. Bitmeye mahkûm bir ömrün can çekişen yanıdır dünya. Ölümle atılır ölümsüzlüğe adım. Ruh ölümsüzlüğün balığı, o yüzden dünya denen derya ona yabancı. Ölüm ölümü, düğüm düğümü özler; bilinenden bilinmeyene akınca gözler. Kapıyı çalmadan hayatımıza giren davetsiz misafirin adıdır ölüm. Ölüm karanlık gibi gözükse de, karanlık olmadan aydınlığın ne anlamı olabilir ki? Yaşamak güzeldir lakin bazen gönlümüz, bazen de içimizdeki ölüme ölür ruhumuz. Hayatı değil ölümü nefes nefes solumak lazım özlem adlı ateşlerde. Sonsuzluk olmasaydı ölümün ne anlamı kalırdı. Mahşerin gölgesindeyiz hepimiz ve mahşere hayattan ölüme-bir adım var. Hayat kozamız elbet bir gün kırılacak ve biz bir kelebek olup uçacağız mahşere. Ölmek için acele edenlerin bu dünyadan nasibi kesilmiştir. Nefsin ömrü ölüme kadardır. Hiç ölmeyeceğiz zannederiz lakin ömrümüzün hükümdarı ölüm bazen nefes nefes hissettirir varlığını. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Gönlüm aşk dolu kalem, duygularımsa kâğıt. Saçının her telini mısralarıma dağıt. Yaradan’ın lütfuyla hüznü yok sayacağım, Mahşere dek inşallah yazmayacağım ağıt. 10 13 Şubat 2015 Cuma YAZILIM HİZMETİ ALINACAKTIR T.C DEVLET DEMİRYOLLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ(TCDD) GENEL MÜDÜRLÜK Microsoft hizmet alımının 3 yıl süre ile temini hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/12526 1-İdarenin a) Adresi : TCDD İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 06280 GAR ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3123243399-4199 - 3123115305 c) Elektronik Posta Adresi : malzeme@tcdd.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : Windows Enterprise with MDOP Yazılım Güvencesi 1000 Office Standard Edition Lisansının Yazılım Güvencesi 1000 SQL Server Standard Edition Lisansının Yazılım Güvencesi 1 SQL Server Kullanıcı Erişim Lisansının Yazılım Güvencesi 30 Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : TCDD Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 1(bir) aydır 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : TCDD Merkez Mal ve Hizmet Alım İhale Komisyonu Malzeme Dairesi Başkanlığı toplantı salonu (4030 no.lu oda) b) Tarihi ve saati : 10.03.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Microsoft ürünlerinin Kurumsal olarak temini, kurulumu ve upgrade ( güncelleme) işleri 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Gar/Ankara Merkez Veznesi (Zemin kat) adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar TCDD Merkez Mal ve Hizmet Alım İhale Komisyonu Şube Müdürlüğü Gar/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Basın - 23542 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI OSTİM VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN Aşağıda adı soyadı/ unvanı yazılı mükelleflerin bilinen adreslerinde bulunmamaları nedeniyle adlarına düzenlenen ihbarnamelerin tebliği mümkün olmamıştır. İlan yazımızın askıya çıkarıldığı tarihi izleyen onbeşinci gün ilan tarihi olarak kabul edilecektir. Bu nedenle ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde dairemize bizzat veya bilvekale müracaat eden veyahut taahhütlü mektup ile açık adreslerini bildirenlere süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı; İlan tarihinden başlayarak bir ay içinde ne vergi dairesine müracaat yapmamış ve ne de adresini bildirmemiş olanlara bir ayın sonunda tebliği yapılmış olacağı ilan olunur. 11/02/2015 Vergi K.No 3140037013 3140037013 3140037013 3140037013 3350094641 3570073161 AD SOYAD/UNVAN İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ İMAJ STAND TASARIM SİS.MÜH.MİM.SAN.LTD.ŞTİ ERDOĞAN ENİS TOPÇU ERGÜL ihbarname Rş No 20150210135030000003 20150210135030000004 20150210135030000006 20150210135030000007 20150203135030000006 20150210135030000002 V.Kodu 0033 0010 0015 0015 0015 0001 Vergi Dönemi 01-03/2009 01-12/2009 05/2009 08/2009 07/2009 01-12/2009 Vergi Toplamı 11.094,80 TL 10.825,80 TL 2.734,38 TL 2.700.00 TL 5.760.00 TL 2.045,00 TL 4490278576 GÜRSÜN TUR.GIDA İNŞ.HAY.PAZ.S.VE T.LTD.ŞTİ 20150210135040000002 0033 07-09/2009 2.800,00 TL 4490278576 GÜRSÜN TUR.GIDA İNŞ.HAY.PAZ.S.VE T.LTD.ŞTİ 20150210135040000003 0010 01-12/2009 2,800.00 TL 4490278576 GÜRSÜN TUR.GIDA İNŞ.HAY.PAZ.S.VE T.LTD.ŞTİ 20150210135040000006 0015 07/2009 12.600,00 TL 4800477429 4800477429 4800477429 4800477429 4800477429 4600477429 4800477429 4800477429 4800477429 4800477429 4800477429 4800477429 4800477429 2600704791 4650401639 20150210135040000008 20150210135040000009 20150210135040000010 20150210135040000011 20150210135040000014 20150210135040000015 20150210135040000016 20150210135040000017 20150210135040000018 20150210135040000019 20150210135040000020 20150210135040000021 20150210135040000022 20141114135020000010 20141114135040000020 04-06/2009 07-09/2009 10-12/2009 01-12/2009 04/2009 05/2009 06/2009 07/2009 08/2009 09/2009 10/2009 11/2009 12/2009 201301201312 201404201404 23.006,60 TL 15.163,00 TL 9.911.40 TL 49.967,60 TL 3.075.30 TL 7,511.76 TL 10.118.88 TL 5.640.66 TL 3.298,86 TL 4.707,18 TL 3.418.38 TL 3.370.68 TL 2.131.20 TL 0.00 TL 0,00 TL İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD. ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S. VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S. VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ, İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ, İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S,VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ. İRSA METAL ELEK.HIRD.İNŞ.TAAH.TAŞ.S.VE.T.LTD.ŞTİ. ÇOLAK GRUP ELEKTRİKHIRD.DEM.ÇEL.MAK.İMLSAN.VE TİC. ILGIN DEMİR ÇELİK İNŞAAT NAKLİYAT HIRDAVAT SAN.VE 0033 0033 0033 0010 0015 0015 0015 0015 0015 0015 0015 0015 0015 0010 0015 Ceza Toplamı 11.094.80 TL 10.825,80 TL 2.734,38 TL 2.700,00 TL 5.760.00 TL 2.045,00 TL İhb. Toplamı 22.189,60 TL 21.651,60 TL 5.468,76 TL 5.400.00 TL 11.520,00 TL 4.090,00 TL Adres OSMANLI M.;SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA OSMANLI M. SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA OSMANLI M. SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA OSMANLI M. SAADET SK.NO 27A/3 SİNCAN ANKARA İNÖNÜ MAH.FSM KÜME EVLERİ NO 19/2 Y.MAH.ANK BATI SİTESİ 12.CAD.274.SK.ÇOŞKUNIRMAK İŞMERK.NO 3/134 Y.MAH/ANK 2.800,00 TL 5.600,00 TL KARDELEN 2026.CAD.ÖZPETEK 4 BORAN SİT.NO 7 Y.MAH-ANK 2.800,00 TL 5.600.00 TL KARDELEN 2026.CAD.ÖZPETEK 4 BORAN SİT.NO 7 Y.MAH-ANK 12.600.00 TL 25.200,00 TL KARDELEN 2026.CAD.ÖZPETEK 4 BORAN SİT.NO 7 Y.MAH-ANK 69.019.80 TL 92.026,40 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 45.489,00 TL 60.652.00 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 29.734,20 TL 39.645,60 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 149.902.80 TL 199.870.40 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 9.225.90 TL 12.301.20 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 22.535,28 TL 30.047.04 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 30.356,64 TL 40.475,52 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 16.921,98 TL 22.562,64 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 9.896,58 TL 13.195,44 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 14.121,54 TL 18.828,72 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAHANK 10.255.14 TL 13.673,52 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 10.112.04 TL 13.482,72 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 6.393,60 TL 8.524.80 TL OSTİM SOĞUTMACILAR 655.SK.NO 2 Y.MAH.ANK 90.893.81 TL 90.893.81 TL OSTİM CEVAT DÜNDAR CAD.NO 148 Y.MAH/ANK 2.707.51 TL 2.707.51 TL ATİSAN SAN SİT.253 SK.NO 7 Y.MAH/ANK Basın - 23545 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de YEMEK HİZMETİ ALINACAKTIR ANKARA 1. KADIN KONUKEVİ MÜDÜRLÜĞÜ Ankara 1 Kadın Konukevi Müdürlüğü ve bağlı İlk Kabul Birimi Yüklenici Firmanın mutfağında yemek pişirme yoluyla mamul yemek alımı hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/7913 1-İdarenin a) Adresi : İstiklal Mah. Anafartalar Cad. 70 Ulus Altındağ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3124186662 - 3124259604 c) Elektronik Posta Adresi : ayyavuz@hotmail.com ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 21725 öğün sabah kahvaltısı,1375 öğün diyet kahvaltı,19250 ara öğün, 2750 diyet ara öğün,28382 öğün öğle yemeği,1375 öğün diyet öğle yemeği,21725 öğün akşam yemeği,1375 öğün diyet akşam yemeği,720 öğün özel gün menüsü toplam 98677 adet öğün alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Ankara 1.Kadın Konukevi Müdürlüğü ve bağlı İlk Kabul Birimi c) Süresi : İşe başlama tarihi 01.04.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2015 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası Toplantı Salonu 3.Kat Anafartalar Cad. No:68 B Blok Ulus-Altındağ/ANKARA b) Tarihi ve saati : 09.03.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.3. İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, Gıda Üretim İzin Belgesi veya İşletme Kayıt Belgesi 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Bu ihalede benzer iş olarak kamuda veya özel sektörde yemek pişirme, dağıtım ve sonrası hizmetler benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İstekliler Çankaya Mal Müdürlüğüne yatıracakları şartname bedeline ait makbuz karşılığında Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası Mali İşler Şubesi 3.Kat Anafartalar Cad. No:68 B Blok Ulus-Altındağ/ANKARA adresinden temin edebilirler. adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası Mali İşler Şubesi 3.Kat Anafartalar Cad. No:68 B Blok Ulus-Altındağ/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın - 23667 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 11 13 Şubat 2015 Cuma Van’ın "Timar incisi" literatüre kazandırıldı Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi, Türkiye'de sadece Van'daki Karasu Çayı'nda yetişen endemik balık türü olan "Timar incisi, literatüre kazandırıldı. VAN - Van Gölü havzasında yer alan, Türkiye-İran sınırına yakın bölgeden kaynak alarak Van il merkezinin kuzeybatısında Çitören sazlığı bölgesinden göle dökülen Karasu Çayı, siraz balığının yanı sıra inci kefali, çöpçü balığı ve 1980'li yıllarda aşılanan sazan balığına yaşam imkanı sunuyor. 1991 yılında bitirilen Sarımehmet Barajı'nın çay suyunun azalmasına neden olması üzerine bölgede son yıllarda araştırmalarını arttıran bilim adamları, çayda endemik bir balık türü yaşadığını belirledi. 120 kilometre uzunluğundaki Karasu Çayı'nın Erciş Karayolu Yumrutepe Mahallesi mevkisinde yapılan araştırmada görev alan YYÜ Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyeleri, çayın 5-6 kilometrelik kısmında inci kefaline benzerliği nedeniyle yavru kefal zannedilen balığı incelemeye başladı. İnceleme ve araştıramalar sonucunda balığın, inci kefali yavrusu olmadığını tespit eden bilim adamları, özellikleri ve karakterleriyle farklı bir tür olduğunu ortaya çıkararak, Türkiye'ye yeni bir balık türü kazandırdı. Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi ve İnci Kefali Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mahmut Elp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Timar incisi" adını verdikleri balığın aslında 1980 yılında Erzurum Üniversitesi'nden öğretim görevlisi Mustafa Kuru tarafından bulunduğunu söyledi. Diğer araştırmacılar tarafından inci kefalinin akarsularda kalan küçük bireyleri olarak algılanması nedeniyle balığın bugünkü kimliğine ancak 34 yıl sonra kavuştuğunu aktaran Elp, yapılan çalışmayla balığın literatüre "Alburnus Timarensis" (Timar incisi) adıyla geçtiğini belirtti. Doç. Dr. Elp, "Çalışmalarımızda bu balıkla karşılaşıyorduk. Ancak önceki ön yargılardan dolayı hep inci kefalinin yavrusu diye düşündük ama bilim şüpheyle başlıyor ve bu şüphenin üzerine de tekrar sistematik karakterlerini gözden geçirdiğimizde inci kefali ile uyuşmadığını, Timar incisinin farklı karakterlere sahip olduğunu gözlemledik. Bunu Almanya, İstanbul ve YYÜ'den olmak üzere 4 kişilik bir ekip olarak İngiltere'de alanında uzman kişilerin yer aldığı bir dergide yayınladık" diye konuştu. Ayırt edici karakterlere bakıldığı zaman "Timar incisi"nin daha az pula sahip olduğunu ve sistematik açıdan da önemli olan solungaç diken sayılarında da farklılık gösterdiğini anlatan Elp, normal şartlarda bir karakterin yeni tür olarak belirlenmesinde yeterli olduğunu, "Timar incisi"nde ise iki farklı karakter bulunduğunun ortaya çıktığını dile getirdi. Elp, balığa daha önce hep inci kefalinin yavrusu denmesinin sebebinin de küçük olması ve her ikisinin de gümüş balığı olarak tanımlanan grubun içerisinde yer almasından kaynaklandığını belirterek, şöyle devam etti: "Van'da artık yeni bir balık türü daha var. İşin enteresan yanı, inci kefali Van Gölü havzasındaki birçok su kaynağında, akarsularda, Van, Nazik, Aygır ve Erçek gölleri ile farklı kaynaklarda yaşıyor ancak bu balık sadece Karasu Çayı'nda var. Böyle de enteresan bir durum söz konusu. Şu ana kadar bizim tespitimiz, sadece Karasu Çayı'nda ve çayın da dar bir alanında yaşadığı yönünde. Ablangaz Köprüsü olarak geçen bölgenin üst kısmında bu balığa rastlamadık. Zeve Şehitliği'nin bulunduğu ve Van Gölü ile birleştiği bölgede de bu balık yaşamıyor. Ablangaz Köprüsü'nün ve Tarım Meslek Lisesi'nin olduğu araziden Hivi Mahallesi'ne kadar olan yaklaşık 5-6 kilometrelik alanda balığın varlığını tespit ettik ve sistematik karakterlerini ortaya koyduk." (AA) Org. Özel, Kore gazisini sevindirdi VAN - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başkale ilçesinde yaşayan 90 yaşındaki Kore gazisi Abdullah Burgaz'a akülü tekerlekli sandalye hediye etti. Tepebaşı Mahallesi'nde oğluyla yaşayan Burgaz, yaşlılığı nedeniyle yürüyemez hale gelince devletten akülü tekerlekli sandalye istedi. Kore gazisi Burgaz'ın talebini basından duyan Genelkurmay Başkanı Özel de bir akülü tekerlekli sandalye alarak Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'na gönderdi. Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Abdullah Barutçu, beraberindeki Van İl Jandarma Alay Komutanı Pilot Kurmay Albay İrfan Kızılaslan ve Başkale Kaymakamı Murat 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 Büyükköse ile Burgaz'ı evinde ziyaret etti. Koltuk değnekleriyle yürümekte zorluk çektiği için ihtiyaçlarını karşılayamayan ve nefes darlığı çeken Burgaz'a akülü sandalyeyi teslim eden Korgeneral Barutçu, Genelkurmay Başkanı Özel'in akülü sandalye alarak, Burgaz'a ulaştırılması emrini verdiğini söyledi. 7 8 9 10 Burgaz'ın akülü tekerlekli sandalye sayesinde artık ihtiyaçlarını kendisinin karşılayacağını ifade eden Barutçu, "Kore gazimiz artık istediği zaman dışarı çıkıp, camiye ibadetini yapmaya gidebilecek. Genelkurmay Başkanı'mız Orgeneral Necdet Özel'in bu hediyesini kendisine teslim ediyoruz. İnşallah Allah uzun ömürler verir ve bu akülü sandalyeye bindikçe bizleri hatırlar" diye konuştu. Burgaz da Genelkurmay Başkanı Özel'e teşekkür ederek, "Yürümekte zorluk çektiğim için camiye gidemiyordum. Artık her gün camiye gidebileceğim. Resmi programlar yapılıyordu ve katılamıyordum. Bundan sonra o programlara da katılacağım için çok mutluyum" dedi. (AA) BULMACA Soldan sağa: 1. Taş ya da mermerden oyma mezar. – Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık. 2. Emanet olarak. 3. Taşkın su. – Gemilerde bulunan kurtarma kayığı. 4. Seçkin. – Herhangi bir spor dalında elde edilmiş derecelerin en üstünü. 5. Harmani. – Peru’nun plaka işareti. 6. Erden çavuşa kadar askerlere verilen ad. – Donuk renkli. 7. Bir nota. – İlave. – Nihayet. 8. İyiden iyiye, iyice. – Bir renk. 9. Öküz yemliği. – Eski bir devlet. 10. Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi belge. – Kum falı. 11. Gezinti yeri, gezilecek yer. 12. Tanrıtanımaz, dinsiz. – Alçak iskemle. 13. Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret. – Topluluk, cemaat. 14. Rütbesiz asker. – Lisan. – Elma, armut gibi meyvelerin kurutulmuşu. 15. Açgözlülük. – Muştu, müjde, haber. 16. Arapçada su. – Herkesin içinde, gizlemeden, açıkça. 17. Hoş görülmeyen bir şeyi ara sıra yapma. – Arjantin’in plaka işareti. 18. Şeref, haysiyet. – Manken. 19. Deniz giysisi. 20. Belli bir konu üzerine olmayan konuşma, dereden tepeden. – Abide. Yukarıdan aşağıya: 1. Bir sınırdan geçebilmek için verilen yazılı belge. – Sevgide aldatma, sadakatsizlik. – Burçlardan biri. 2. İşçi, emekçi. – Kendisine inanılan kimse. – Genç irisi. 3. Doğu Hindistan’da yetişen bir bitki. – Bir yerde oturma, eğleşme. – İslimle çalışan ağırlık kaldırma makası. 4. Yabani hayvan barınağı. – Kars yöresinde oynanan bir halk oyunu. – Etrafı suyla çevrili kara parçası. – Güzel sanat. 5. Vurmalı bir çalgı. – Sıhhi tesisatta iki boruyu döndürmeden birbirine bağlanmasını sağlayan bağlantı parçası. – Somali’nin plaka işareti. – Kuruntuya düşürme. – Bir nota. 6. Et suyuna kızartılmış ekmek konularak yapılan yemek. – Deniz suyunun çekilmesiyle oluşan yurtlanmaya elverişli bölge. – Güney Amerika’nın dağlık bölgelerinde yaşayan bir yük hayvanı. 7. Dağ üzerindeki yüksek geçit. – Başlıca içeceğimiz. – Siirt ilinin bir ilçesi. – Kaliforniya’da yetişen, 100-130 metre boyunda büyük bir orman ağacı. 8. Kedi, köpek ÇÖZÜMÜ yavrusu. – Molibdenin simgesi. – Kaputbezi. – At BUGÜN tüyünün rengi. 9. El ile bir çeşit dantel örmek için kul12. SAYFADA lanılan silindir biçimli araç. – Bir şeyin elden ele geçmesi. 10. Emirlik, beylik. – Burun ucu. – Küçük kanal. Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com AMERİKA’YA DEMOKRASİ GÖTÜRMEMİZ LAZIM milyonlarca aç, işsiz, az ücretli Dünyanın tadı kaçtı, dengesi bozuldu. Bu böyle olmayacak. amele var. Bir amele teşkilatı kuraDünyanın tekrar yaşanabilir, huzurlu, rak, para ve silah verelim, hepsini adaletli bir düzene geçebilmesi için ayaklandıralım. Amerika’ya yeni bir nizam vermeAmerika’ya demokrasi götürmenin miz lazım. Bunun için acilen yapılayolu, demokratik katılımın tam sağcak iş şu: landığı ileri demokrat bir parti kurAmerika’ya bir an önce demokrasi maktır. Bunu da yapalım. Mesela götürmeliyiz. Demokrasi dediğin hemen bir parti kurduralım, başına hemen pat diye gelmez. Halkları alış- da radikal Hristiyancı bir papaz getitırmak lazım, zemin döşemesi, ön relim. Meydanlarda Amerikan rejimihazırlık yapmak lazım. Toplum ni tehdit edecek üç beş şiir okutturamühendisliği, zihinsel değişim ve lım. dönüşüm operasyonları yapmamız Birkaç ay kodeste yatıralım, sonra lazım. çıkarıp gazete gazete, televizyon telAmerika’da bir sürü sivil toplum evizyon gezdirerek mağdur kahrakuruluşları açmalıyız. Bunlara çok man yapalım. Onu Amerikan halklabüyük paralar, fonlar, ödüller verme- rına ileri demokrat, Türkiye’ye tam liyiz. Amerika merkeziyetçi, faşist, göbeğinden bağlı sivil bir siyasetçi militarist, şovenist bir ulus devlet. olarak pazarlayalım. Bu parti başkaBu ulus devlet yapısı Amerikan halk- nımız, Amerikan halklarını Amerikan larını çok geri bıraktı, ezdi, tek tipordusunun vesayetinden kurtarsın, leştirici, baskıcı, ırkçı bir politika Türkiye vesayetine geçirsin. uyguladı. Fakat bunlar da yetmez. Amerika, bizim için Amerikalılara Seçimlerde sayımları gerçekleştirebırakılamayacak kadar önemli bir cek ve bizim adayımız olan mağdur ülke. Orada sadece Amerikalılar yok, ileri demokratın partisine en az kafa36 etnik grup var. Halkların kardeşli- dan yüzde on fazla oy aktaracak bilği için demokrasi, barış, özgürlük, gisayar programını bizim vermemiz kardeşlik, aklımıza ne gelirse hepsi lazım. Adayımızı iktidar yaptıktan lazım. Amerika’daki 36 etnik grubun sonra Amerika’nın bütün bankalarını, kendi kaderlerini belirleme hakkı madenlerini, fabrikalarını, limanlarıolmalı. Amerika’da yaşayan dünya nı, para toplayan ve dağıtan bütün vatandaşı insanların eline “değişim kurumlarını özelleştirmelerle bizim zamanı” ve “halkların kardeşliği” şirketlerimizin almasını sağlayalım. sloganlarını verelim. Devamlı bunlaAmerikan ordusunun bütün silahları bağırsınlar. rını bizim silah şirketlerimiz versin. Fakat bu yüksek ve derin demokra- Amerika’nın kendine ait millî bir si projemizi Amerikan halklarına silah sanayii olmasın. Amerikan kabul ettirebilmemiz için 107 telEğitim Bakanlığında bizim 5, evizyon kanalı, 856 gazete, 75 dergi, Amerikalıların da 4 uzmanı olmalı 1764 radyo kurmamız lazım. ve Amerikan eğitim sistemini evrenBuralarda 75.000 uzmanımız, gazete- sel dünya vatandaşı yetiştirecek cimiz, televizyoncumuz, akademisşekilde yeniden düzenlemeli. yenimiz her gün bizim tezlerimizi, ABD’de öğrenciler her sabah sınıfprojelerimizi, anlatmalılar. Bunları larında asılı Amerikan bayrağına finanse edecek bir de Horoz’umuz dönüp ayakta, sağ elleri kalplerinin olmalı. üzerinde 1892 yılında bir rahip taraAmerika’daki her etnik gruba fından yazılan şu yemini ediyorlar: demokratik özerklik verelim. Valilerini, belediye başkanlarını ken- “I Pledge Allegiance to the flag of the United States of America and to dileri seçsin. Vergilerini kendileri toplasın. Merkezî devletten bağımsız the Republic for which it stands, one Nation under God, indivisible, with olarak başka devletlerle her türlü liberty and justice for all.” anlaşma, ticaret, işbirliği yapabilsinTürkçesi: “ABD’nin bayrağına ve ler. Mesela en çok Türkiye ile anlaşonun temsil ettiği Cumhuriyet’e ve ma yapsınlar. Tanrı’nın buyruğundaki, özgür ve Her bir etnik grubun ayrı eğitim adil milletimin bölünmez bütünlüğüdili, resmî dili, her birinin ayrı öz ne bağlılığıma yemin ederim.” savunma gücü, ayrı meclisleri olsun. Olmaz!... Böylesine ırkçı, şovenist, Her etnik grup kendi polis gücünü oluştursun, kurslar düzenleyip diplo- faşist bir and, bir yemin mi olurmuş. Derhal kaldırmalıyız, yerine “Türk ma versinler, tören yapsınlar, yol her emrine kayıtsız şartsız Devletinin kessinler, kimlik kontrolü yapsınlar. Yalnız belli olmasınlar diye yüzlerini itaat edeceğime, Türk beyi kimse gözlerini tamamen poşu ile kapatsın- onu kendime tanrı bileceğime, zihnimden zinhar bağımsız bir devlet ve lar. Ayrıca Amerika’nın her etnik grup- millet fikri geçirmeyeceğime Kur’an la müzakere, mütareke yapması, dev- üzerine yemin ederim” diye bağırttırmalıyız o veletleri. Başka türlü letin egemenliğini, topraklarını, her şeyi paylaşması lazım. Yoksa demok- demokrasi gelmez. Seçimle iktidara getirdiğimiz ileri rasi eksik ve defolu olur. Amerikan demokrat mağdur parti başkanımızın anayasasını yeniden yazdıralım. Tek son kullanma tarihi dolunca, Amerikan bayrağı, tek dil İngilizce, tek başkent, tek millet, tek vatan, tek Amerikan ordusundan üç beş general ayarlayalım, onlara bol para ve astığı devlet falan olmaz. Bunlar eski astık kestiği kestik krallık unvanı Amerika değerleri, ilkel, geri kavverelim, darbe yaptıralım, “bizim ramlar. 36 etnik grubun devletin her şeyine ortak olacağı yeni bir anayasa çocuklar o işi başardı” diye birbirimizle çak yapalım, bir süre de onunyaptıralım. Eski Amerika yok olsun, la idare edelim. Canımız sıkıldıkça yeni Amerika inşa edelim. Ayrıca Amerika’da birçok din, bir- bazen sivil, bazen askerî darbeler çok mezhep var. Hepsine ayrı devlet- yaptırarak Amerika’ya tam ileri demokrasi getirmiş oluruz. Böylece çikler kuruverelim ki tam ileri dünya nizama girer, dünya insanlığı demokrasi olsun. da huzura kavuşur. Bunlar da yetmez. Amerika’da Muğla'da iki mevsim MUĞLA - Muğla'da vatandaşlar bir taraftan güneşin, bir taraftan ise karın keyfini çıkararak iki mevsimi bir arada yaşıyor. "Yeryüzü cenneti" şeklinde tabir edilen Türkiye'nin turizm cenneti Muğla'da bir günde iki mevsimi bir arada yaşamak mümkün. Kent merkezine 15 kilometre mesafede bulunan Yılanlı mevkisinde kar kalınlığı 50 santimetreye ulaştı. Hava sıcaklığının sıfırın altında 4 dereceye kadar düştüğü Göktepe ve Yılanlı mevkilerinde kar yağışı nedeniyle belediye ekipleri tarafından kar kürüme çalışması yapılarak yolların ulaşıma açık tutulması sağlanıyor. Kar yağışı nedeniyle kent merkezinden çok sayıda vatandaş bölgeye gelerek karda mangal yaptı. Çocuklar ise kardan adam yapıp kartopu oynadı. Vatandaşların akın ettiği bölgede araçlar uzun kuyruk oluşturdu. Bazı vatandaşlar ise Muğla'da her yerde kar görmek mümkün olmadığı için, karın düştüğünü haber alınca Yılanlı'ya geldiklerini söyledi. Bölgeye piknik yapmak için gelen çok sayıda vatandaş, yanla- rında getirdikleri poşetlere kar doldurarak araçlarına yükledi. Muğla'nın yüksek kesimlerinde kar yağışı etkili olurken, kente merkezi ve kıyı kesimlerde ise sıcak havanın etkisiyle bazı badem ağaçları çiçek açtı. Bölgede yaşayanlar şubat ayında ağaçların çiçek açmasını şaşkınlıkla karşıladı. (AA) 12 haber 13 Şubat 2015 Cuma Başbakan Davutoğlu: “Silahlar bırakılsın” ANKARA- Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT ortak yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı. Çözüm süreci ve paralel yapı konusunda değerlendirmelerde bulunan Başbakan şunları kaydetti: Biz, hükümet kanadı olarak çözüm sürecinde 2013 Nevruz’unda, Mart’ında neredeysek şimdi aynı yerdeyiz, ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyoruz. Herkesin üzerine düşeni yapması lazım. Çözüm Süreci her şeyden önce terör, şiddet ve silahlı bir mücadele yönteminin terk edilmesi anlamına gelir. Silahlı mücadelenin terk edildiği açıklanmalıdır. İç güvenlik paketi gökten zembille inmedi. Bir ihtiyaç doğduğu için bu paket bugün burada. 6-7 Ekim olayları, Gezi olayları olmasaydı bu paket önümüze gelmezdi. O günlerde Kılıçdaroğlu ile Bahçeli; Nerede bu devlet diyordu. Bu paketi çıkarıyoruz şimdi de paketi eleştiriyorlar. Başbakan Ahmet Davutoğlu, gayrimüslim azınlık temsilcileri ve kanaat önderleri ile Ankara Palas’ta yemekte bir araya geldi. Samimi bir ortamda gerçekleşen görüşmede Davutoğlu, azınlık temsilcilerinin sorunlarını dinledi. Başbakan Davutoğlu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan ile tokalaşarak bir süre sohbet etti. BİK Genel Müdürlüğü için başvurular başladı İSTANBUL- Mehmet Atalay'ın milletvekili adaylığı için görevinden ayrılmasının ardından Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürlüğü için başvurular başladı. Kurumdan yapılan açıklamada, boşalan genel müdürlük görevi için Basın İlan Kurumu Yönetmeliğinin 44'üncü ve 45'inci maddelerindeki şartlara sahip adayların, 23 Şubat 2015 Pazartesi günü mesai bitimine kadar kurum merkezinde bulunan Koordinasyon ve İdare Müdürlüğüne yazılı olarak ve şahsen başvurmaları gerektiği bildirildi. Başvuru sahiplerinin, devlet memurluğuna girişte aranılan şartlara sahip, fakülte veya en az 4 yıllık yüksek okulların (Basın Yayın konusunda eğitim ve öğretim yapan 3 yıllık yüksek okulları bitirenler dahil) yahut eşiti yabancı ülke fakülte veya yüksek okullarının birinden mezun olması şartı aranıyor. Aranan koşulların üçüncü bendine göre ise başvuru sahiplerinin, devlet dairelerinin veya diğer kamu sektörünün veya tüzel kişiliği haiz basınla ilgili özel sektörün yüksek sevk ve idare mevkilerinde başarı ile en az beş yıl hizmet vermiş olması gerekiyor. Açıklamada, "Bu nitelikleri taşıyanların durumu, 45'inci maddedeki usule göre değerlendirilirken, üç numaralı bentte anılan hizmetlerin kurum hizmetlerine yakınlık derecesi, bunların kurum için taşıdığı önem ve değer tercih sebebi sayılır" ifadelerine yer verildi. Başvurular, kurumun Zeytinburnu'ndaki genel müdürlük binasında yapılacak. Başvuranların özgeçmişleri, diploma ve nüfus cüzdanları suretleri ile 2 fotoğrafını yanlarında bulundurmaları gerekiyor. KILIÇDAROĞLU’na göre Kürt sorunu nasıl çözülür? ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çözüm sürecine ilişkin olarak, "Kürt sorunu, güvenlik önlemleriyle değil; tam, birinci sınıf demokrasi ve özgürlükle çözülür. Ben, sorunun çözümü konusunda HDP'nin de samimi olduğuna inanmıyorum. Herkes, bu sorunu sömürüyor" dedi. Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, CHP'nin çözüm sürecine katkı sağlayıp sağlamayacağının sorulması üzerine, çözüm sürecinin ne olduğunu kimsenin bilmediğini, ancak kendilerinin bildiğini söyledi. Bu sorunun güçle ya da güvenlik önlemleriyle çözülemeyeceğini kendisinin ifade ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Diğerleri rahat rahat söylemediler ama ben gayet rahat söyledim" dedi. Kılıçradoğlu, sorunun çözümünün bir anahtar noktası olduğunu belirterek, "Bu da 12 Eylül darbe yasalarıdır ve o yasanın kalkması lazım. Yüzde 10 seçim barajının kalkması lazım" diye konuştu. Bunu ilk söylediğinde kendisine inanmadıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, seçim barajının yüzde 7'ye indirilmesine ilişkin kanun teklifinin verilmesini söylediğini bildirdi. CHP'li milletvekillerinin de söz konusu kanun teklifini hazırlayarak verdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, kendilerinin samimi olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kürt siyasal hareketinin, bunu temsil ettiğini söyleyen arkadaşların ya da bunu temsil ettiğini söyleyen siyasal partinin, bu sorunun çözümü konusunda samimi olup olmadığını biz buradan test ediyoruz. Bunun çözülmesini istiyorsan neden 'seçim barajı indirilmelidir' diyemiyorsun? Ben, diyorum. Çünkü, ben samimi olarak bu sorunun çözülmesini istiyorum. Sen, diyemiyorsun? Çünkü, sen bu sorunu sömürüyorsun, çözmek istemiyorsun, samimi değilsin." Seçim barajının düşmesi halinde Kürt siyasal hareketini temsil eden siyasal partinin parlamentoya geleceği değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Yani, meşru zemine gelir" dedi. CHP olarak, sorunun çözüm adresinin İmralı olmadığını ifade ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, çözüm adresinin TBMM olduğunu söyledi. Ölçme değerlendirme nedir? 2014-2015 eğitim yılının ikinci yarısına başlamış durumdayız. Genelde gelişmiş üniversitelerde, en azından benim bulunduğum değişik üniversitelerde her dönemin sonunda ve başında bir değerlendirme yapılır. Bu değerlendirme birçok yönden önemsenir. Değerlendirmede ağırlıklı olarak ölçme değerlendirme sonucu, öğrencinin başarı durumu, varsa aksaklıklar onların giderilmesi konuları tartışılır. Öğrencinin genel akademik düzeyi belirlenir ve ona göre üniversiteler pozisyon alırlar. Donanımlı Olarak Yetişmek Üniversiteye Girmekten Önemlidir Üniversiteyi kazanmak yeterli olmuyor. Üniversitenin kendinize sunduğu ortamı iyi değerlendirmek, tarih ve felsefe okuyarak sistematik düşünmeyi, zaman yönetimini, bütünsel düşünme ve organize olmayı öğrenmek gerekir. Öğretme Yöntemlerini Sürekli Geliştirmek Gerekiyor Unutmayalım ister sosyal bil¬iler ister temel veya teknik alanlarda olsun dünyadaki gelişmeleri mutlaka izlemek gerekir. İletişim teknolojilerinin sunduğu imkânlardan dolayı küreselleşen dünyadan eğitim sektörü hızla değişiyor. Küreselleşen dünya aynı zamanda küreden koparak sanal ortama doğru eviriliyor. Dünyadaki değişimler bu bağlamda çok hızlı ve akışkan. Onun için ezber yerine işin esasını ve felsefesini kavramak gerekiyor. Bilişim ve biyoteknoloji devrimleri bilginin yenilenmesine ve yeni alanların oluşmasına neden oldu. Bugün öğrettiğimiz bir konu beş yıl sonra önemsiz olabilir ve bu bağlamda geleceğin yeni dinamiklerini ve konularını düşünmek zorundayız. Sürekli yeni paradigma ve bakışlar oluşturmak zorundayız. Bu bağlamda bugün bu sıralarda öğreneceğiniz yöntem ve felsefe ile yarının olası meslekleri karşımıza çıktığında onu anlayacak donanımda olmamız gerekiyor. Bugünden geleceği kurgulanmasak yarın eğitim sektöründe geride kalır ve dünyadan koparız. Teknolojiyi En Yeni Bilgiye Ulaşmak İçin, Uluslararası Programlar İçin Kullanmalıyız Bu anlamda anında dünyayı takip etmek ve yeni gelişmeleri kavramak zorundayız. Bütün bilgi küçücük bir disk veya plaka üzerinde dünyanın her köşesinden izlenmekte ve yönetilebilir durma gelmiştir. İnsan bundan etkilenmiş sosyal ve toplumsal yaşam buna göre değişmiş ve şekillenmiştir. Bu bağlamda üniversiteler de klasik öğreti alışkanlığından vaz geçip sanal ortamda öğrettiklerini doğrudan pratikleştirme yollarını zorlamalıdır. Beyin göçü yerini bilgi göçüne bırakmış ve dünyayı cebimizde taşıdığımız küçücük ekranlardan yönetme noktasına gelmiştir. Birçok gelişmiş üniversite artık ortak program ve dünyaca bilinen öğretim üyelerini online ve uzaktan eğitim ile bünyelerine katarak öğrencilerine daha nitelikli eğitim imkânı sunmaktadırlar. Bütün dersler artık her hocanın internet sitesine yüklenmiş, öğrenci kaçırdığı dersi geriye dönük olarak izleyebilmektedir. Bugün teknoloji bu aşamaya gelmiştir. Dünyada yaşanan bu devrimsel gelişmelere ayak uyduran ve uydurmayan insanlar ve toplumlar olarak sınıflandırdığını görüyoruz. Bu bağlamda klasik bilim adamı tanımı da değişmiş ve daha dinamik ve yaratıcı bilim insanlarından ders alma dönemi başlamıştır. “Ben Bilirim” Dönemi Geride Kaldı Ben bilirim deyip son 10 yılda kendi alanında hiçbir yeniliği takip etmeden öğrencinin karşısına çıkmak artık mümkün görülmüyor. Atık sınıflara eski alışkanlıklarımız ve tekniklerimizle ders anlatamayız. Her öğrencinin elindeki telefon üzerinden anlattığınızı anında görüyor ve sizden yeni şey isteyebilir. Eskiden bilgiye ulaşmak zordu ve bizler gibi hazırlığı olan hocalar belekteki veya hazır materyalle anlatabiliyorduk. Şimdi durum gerçekten çok zor ve yeni paradigma değişimi gerekiyor. Öğrencinin elindeki tablet bilgisayardan öğreneceğinin ötesinde bir şey verebilecek miyiz? Öğrencinin ufkunu açacak ve soru sorarak onun düşünmesini sağlayacak bilgi görgü ve zekâya sahip olmak gerekir. Aktif ve Eleştirel Eğitim Modellerine Geçiliyor Artık öğretim üyeliğinin de yeniden sorgulanması gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki artık tahtada ders anlatmak, kitaptan bireyler okumak, Powerpoint ile bilgi aktarma devrinin bitiği, bunun yerine aktif öğretme ile öğrenci merkezli yapılara geçildiği aşikardır. Bil¬gi aktarımı yerine bilgiyi irdelemek, eleştirmek, alternatifini ortaya koyma dönemi başlamıştır. Aslında üniversitenin tanımına uygun olarak öğretme değil birlikte öğrenme dönemi başlamaktadır. Üniversitelerin kendilerini yenilesi ve öğretimlerini ve çıktılarını sıklıkla analiz etmeleri önemledir. Bu bağlamda Ölçme Değerlendirme (Notlama) Sistemi Gözden Geçirilmelidir Öğrencinin başarı durumu ve minimum düzeyde bilmesi gereken konular ve alması gereken başarı notunun net olması gerekir. Bizim gibi çalışma alışkanlığı ve disiplini gelişmemiş ülkelerde belirli barajların ve sınırların olması önemlidir. Not değerlendirmede son yılarda önerilen bağıl değerlendirme sistemi belli ölçütlere göre düzenlenmezse “sofistik” (ben yaptım oldu) durumuna düşmektedir. 100 üzerinden 28 ile başarılı olan bir öğrenci ne kendisi için ne de bu ülke için yararlı olamaz. Yanlış da bir dönüt vermiş oluruz. Ülkemiz bir taraftan yüksek nitelikli kalifiye eleman bulamaz iken diğer taraftan niteliği düşük çok sayıda diplomalı mezun iş aramaktadır. Bu bağlamda bağıl değerlendirmenin ve uygulanacak katsayıların; istatistik teknikten önce arkasındaki pedagojik, eğitim felsefesi, eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi ve ölçme değerlendirme yöntemlerini dikkate alarak düzenlenmesi gerekir. Mevcut değerlendirme sisteminde 4-5 ayrı önemli konu bulunuyor: • 100 üzerinden mutlak notlamanın hatası eksiği nedir ki yenisini arıyoruz? • Eğer bağıl sistem olacaksa hangi durumda? • Sadece normal dağılım yeterli mi kalır, eksik mi kalır? • Aritmetik ortalama 50 mi, 70 mi kabul edilecek? • Katsayı uygulanacak mı? Uygulanacaksa bu hangi mantık, bilimsel ölçütle belirlenecek? • Geçme sınırı nerede kabul edilecek? DD 30 mu olacak? Yoksa mutlak ölçümle alınan not mu? • Her biri öğrencilerimizin nitelikli bir eğitim öğretimi için ne anlama gelir? Eksiltir mi artırır mı? • Tüm bu seçenekler bir yandan mezunlarımızın ilerideki sınav ve yükselmelerdeki başarısını, diğer yandan üniversitemizin imgesine (yeni gireceklerin tercihlerine) nasıl yansır? Bu sorular daha çok artırılabilir de bunun mantığının üniversite kamuoyumuzla gerekçeleriyle paylaşılması ilk evresini oluşturmaktadır. Aksi taktirde yol kazası artmaktadır. Otuzluk muyuz, ellilik miyiz? Geçme notunun bağıl değerlendirme ile (önceden öngörülemeyen hesaplama ile) dolambaçlı yol- Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ (Çukurova üniversitesi öğretim üyesi) larla 30’a kadar çekilmesi, 30’un 50 gibi gösterilmesi gibi anlaşılamayan durumlar ortaya çıkmış. Bu şekilde bir değerlendirmenin üniversite eğitimine bir fayda sağlamayacaktır. Üniversitelerin bu bağlamda öğretilenin ne düzeyde öğrenci tarafından alındığını ölçecek sistemler üzerinde çalışması gerekir. Doğal olarak biz öğretim üyelerinin de öğrettiğimizin öğrenci tarafından ne denli alındığını ölçmemiz en doğal hakkımız. Öğrenciyi değerlendirirken aldığı not kadar öğrencinin sınıf içindeki derse etkin katılımı, ödevler ve yaratığı tartışmalar da önemli. Ancak bunları pek dikkate aldığımız söylenemez. Ayrıca üniversiteler içinde Tıp ve Diş Hekimliklerinin kendilerine özgü ölçme değerlendirme sistemi varken, diğerlerinin toptan bağıl değerlendirme ile değerlendirilmesi haksızlık ve kaliteyi düşüren bir yapı arz etmektedir. Bu bağlamda dünyada yeninden gündeme gelen başarı ölçekli ölçme değerlendirme sistemleri de gözden geçirilebilir. Bizlerinde Öğrenci Tarafından Değerlendirilmesi Gerekir Öğrencilerin de bizleri öğretme, dersi etkin gerçekleştirme ve yenilikleri izleyip izlemediğimiz açısından değerlendirmesi önemlidir. Maalesef bunu da tam olarak yapamadık. Öğrenciye hoş görünmek, hazırlıksız derse gitmek değil, öncelikle bizlerin donanımlı olması ve öğrencilerinde belirli bir çıtanın altına inmemesi için sıkı bir eğitim disiplini sağlamamız gerekir. Aksi takdirde iyi eğitilmemiş, niteliksiz işsiz diplomalılar ordusuna her yıl yüz binlercesini daha eklemiş oluruz. Doğal olarak amaç nitelikli bir eğitim vermek ve bu konuda üniversite olarak hedeflerin konulması ve hedefe uygun stratejiler oluşturmaktır. Unutmayalım ki dünyayı insan şekillendiriyor. Nitelikli insan yetiştirememişsek hiçbir yol almanız mümkün değil. Türkiye’nin bugün en ciddi sorunu nitelikli ve liyakat sahibi insan gücünün yeterli olmamasıdır. Bu sorunu mutlaka çözmek zorundayız. Yeni öğretim yarıyılında yeni ufuklar oluşturabilmek, ufkumuza uygun ölçme değerlendirme sistemleri geliştirebilmek dileği ile. dış dünya 13 Şubat 2015 Cuma 13 Yahudi yerleşimcilerin ablukasındaki Camiler evleri, Filistinli aile direniyor gasilhaneler banyoları oldu Filistin'in Batı Şeria bölgesinde yaşayan ve evleri Yahudi yerleşim birimi ortasında kalan Filistinli aile, yerleşimcilerin baskılarına rağmen evlerini terk etmiyor. RAMALLAH - Filistinli Sadaat Sabri Garib ve ailesinin yaşadığı ev Yahudi yerleşimcilerin evleriyle çevrili durumda. Sürekli baskı ve hakarete maruz kaldıklarını belirten Garib, yaşadıkları zorluklara rağmen evlerini terk etmemekte kararlı olduklarını söylüyor. AA'ya konuşan Garib, "2007 yılından beri bu küçük hapishanede yaşıyoruz. Siyonistler her yanımızı dikenli tellerle çevirdiler. Evimize bir kapıdan giriyoruz. Saat başı kamera sistemleri izleniyoruz. Bizi buradan çıkararak buraya el koymaya çalışıyorlar. Bize her gün cehennem azabı" diyor. Garib'in evi büyüdüğü yer olan ve 800 kadar Filistinlinin yaşadığı beyt icza beldesinden sadece onlarca metre uzaklıkta. AA muhabirine açıklama yaptığı sırada evlerinin yerleşimciler tarafından taşlandığını gören Garib, "İşte gördünüz bizi nasıl taşladılar. Onlar bize taş atsalar da da ateş açsalar da hatta füze ile dahi saldırsalar buradan ayrılmayacağız. Burası bize 2012 yılında ölen babamın mirası ve o da böyle yapmamızı tavsiye ederdi" diye konuştu. Garib'in annesi "Bunları her gün yaşıyoruz, belleğim acı, çatışma, saldırılar ve arazimize el konularak üzerine üzerine ev yapılmasının anıları ile dolu. Her gün uyanıyorum ve kocamın korumak için canını verdiği topraklarda oturmuş ve oraları kirleten yerleşimcileri görüyorum. Ancak bir gün gelecek hak sahibini bulacak" dedi. Evin bahçesinde oynayan çocuklar ise yerleşimcilerin kendilerine hakaret eden yerleşimcilere, topraklarını terk etmeyeceklerini ve orada kalacaklarını söyleyerek cevap verdiler. Garib'in yeğeni olan 10 yaşındaki Ahmed Mahmud Sabri "Burası dedemin ve amcamın evi, buradan çıkmayacağız. Dedem ne kadar acı çeksek bile kararlı olmamızı söylerdi. Onlar bizim topraklarımızı çaldılar ve onlar buradan gitmelidir" ifadelerini kullandı. Garib'in oğlu 11 yaşındaki ise Muntasır Sabri ise yerleşimcilerin kendilerine hakaret etmesine rağmen yerleşimcileri umursamadan oyun oynadıkları dile getirdi. 130 metre kare alan üzerine 1977 yılında inşa edilen 100 metre kareyi aşmayan bir bahçesi olan evde yaşayan Garib, Yahudi yerleşimciler gelmeden önce 110 dönüm olan arazilerinin 40 dönümüne Yahudilerin yerleştiğini geri kalan arazisine ise ayrım duvarının inşa edildiğini ifade ediyor. İsrail işgalinin 1978 yılında yoğunlaştığını söyleyen Garib, "O zaman bazı yerleşimciler Babam el-Hac Sabri ile arazisini 2 milyon dolar karşılığı satması için pazarlık yaptı. Bu hayali bir meblağdı. İsrail yüksek mahkemesi tarafından arazinin mülkiyetinin aileye ait olduğuna dair yargı kararları olmasına rağmen yerleşimciler en sonuncusu 2006 olmak üzere kademeli olarak araziye el koydu" dedi. Garib, İsrail askerleri tarafından evin girişine konulan kapının, 2009'da ailenin kapının sürekli açık kalması için mahkeme kararı çıkartıncaya kadar elektronik olarak kapanıp açıldığı belirtti. Bütün sıkıntılara rağmen evlerini bırakmayacaklarını söyleyen Garip "Evimin ve arazisinin değeri 5 bin dolardan fazla etmemesine rağmen bana evimi boşaltmam ve satmam için açık çek sunuyorlar. Bunu reddettiğim için her gün olağan üstü saldırılara maruz kalıyoruz. İsrail evimizde tadilat yapmamızı hatta ağaç dikmemizi dahi yasakladı." şeklinde konuştu. Eski Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay ve dönemin Filistin Başbakanı Selam Fayyad, 2011 yılında Garib ailesinin evini ziyaret etmiş ve ailenin içine düşürüldüğü durumu "İnsanlık dışı" olarak nitelendirmişti. Filistin İstatistik Kurumuna göre, 1948 sınırları ile ayrım duvarları arasında kalan Filistinlilere ait araziler 2012 yılında 680 kilometre kareye ulaşmıştı. Dünyanın farklı ülkelerinden getirilerek İsrail yönetiminin işgal politikası çerçevesinde Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yerleştirilen Yahudi yerleşimcilerinin silah taşımaları ve Filistinli sivilleri zaman zaman sözlü ya da fiziksel olarak taciz etmeleri, yerel halk ile yerleşimciler arasında sürtüşmelere neden oluyor. İsrail, Batı Şeria'yı Yahuda ve Samarya şeklinde adlandırarak kendi toprağı olarak görüyor. Batı Şeria'da 2 milyon 300 bin, Doğu Kudüs'te ise 200 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. (AA) Hollanda'da Türk kökenli iki Kanada ordusu, Afganistan'da milletvekili yeni siyasi hareket kurdu güdümlü 3 füze kaybetti OTTAWA - NATO Barış Gücü kapsamında Afganistan'ın Kandahar eyaletinde görev yapan Kanada ordusunun, bu ülkede güdümlü 3 füze kaybettiği belirlendi. Kanada resmi haber ajansı Canadian Press'in, Bilgi Edinme Kanunu yoluyla Savunma Bakanlığı'ndan aldığı bilgiye göre, Kanada ordusuna ait GPS kontrollü 155 milimetrelik 3 Excalibur güdümlü füze, Afganistan'da kayboldu. İki yıl süren soruşturma sonrası nerede olduğu saptanamayan 3 güze için "kayıp" notu düşüldü. Füzelerle ilgili son evrak işlemlerinin, 2011'de Kanada ordusu Kandahar'dan çekilirken yapıldığı ve patlayıcıların o tarihte son evrak işlemleri hesabında olmadığı kaydedildi. Canadian Press'in haberine göre, evraklarda ilk olarak 5 GPS güdümlü top mermisinin kayıp olduğu fakat evraklama işleminin iki kez yapılması sonucu bu sayının 3 olduğu ortaya çıktı. Haberde, 40 kilometre menzile sahip füzelerin her birinin değerinin 177 bin 224 Amerikan Doları olduğu aktarıldı. Amerikan yapımı son teknoloji ürünü 3 füzenin kaybına ilişkin, Kanada'da olduğu gibi Afganistan'da da araştırma yapıldığı belirtilen haberde, "Araştırmalar sonuç vermeyince Kanada ordusu, hükümetten ordu harcamalarından 3 füzenin bedeli olarak 513 bin doların silinmesini istedi. Bu istek, olayın devlet kayıtlarına girmesi anlamına geliyor. Mühimmatlara ne olduğu ilk günkü gizemini koruyor. Bu konu hakkında Afganistan'da görev yapan bir komutan, bunun hırsızlık olayı olmayacağını, mühimmatın fiziksel boyutu, ağrılığı ve sıkı güvenlik önlemlerinin buna imkan vermeyeceğini söyledi" ifadelerine yer verildi. (AA) LAHEY - Hollanda'da kasım ayında iktidar ortağı İşçi Partisi'nden (PvdA) ihraç edilen Türk kökenli milletvekilleri Selçuk Öztürk ile Tunahan Kuzu yeni bir siyasi hareket kurdu. Bundan sonra "Denk (Düşün)" ismini verdikleri siyasi hareketle mecliste çalışmalarına devam edeceklerini belirten Kuzu ve Öztürk, düzenledikleri basın toplantısında, karşılıklı hoşgörü ve saygı çerçevesinde toplumdaki tüm kesimleri kucaklayacakları mesajını verdi. Liderliğini Kuzu'nun yapacağı yeni siyasi hareketin ilk etapta 2017 yılında yapılacak genel seçimlere gireceği bildirildi. Yabancıların uyum sorunun aşıldığını, bu yüzden artık entegrasyon ve göçmen gibi terimlerin kullanılmamasını isteyen Kuzu, işçi göçü çerçevesinde Hollanda'ya gelenlerin burada doğan çocuklarının doğal olarak Hollanda'nın bireyi olduklarını söyledi. Aşırı sağ çizgiye kayan Hollanda siyasetinin son zamanlarda sertleştiğini ve dengelerin alt üst olduğunu belirten Kuzu, "Bu dengeyi yeniden kurmak için ortaya çıkan siyasi hareketimiz bir hukuk devleti olan Hollanda'da herkesin hoşgörü ve eşitlik temelinde rahatça yaşamasını amaçlıyor. Vatandaşlar ile siyasetçiler arasında oluşan uçurumu kaldırmayı amaçlıyoruz" dedi. "Sesini duyuramayanların sesi olmak istiyoruz" diyen Kuzu, şöyle konuştu: "Irkçılığı ve ayrımcılığı kabul etmiyoruz. Hiçbir yerde, özellikle devlet kurumlarında ırkçılık yapılamaz. Onun için ırkçılıkla ilgili bir kayıt sisteminin oluşmasını istiyoruz. Burada ırkçılık içeren sözler ve söylemler kayıt altına alınmalı. Bu yolla ırkçılık yapanların devlet yönetiminde çalışması engellenmeli." Kuzu, eğitim konusuna büyü önem verdiklerini, ilk ve orta öğretimde Çince, Türkçe ve Arapçanın seçmeli dersler arasına alınmasını istediklerini kaydederek, dış politikada ise Hollanda'nın imajının yükseltilmesi gerektiğini dile getirdi. Sadece Müslümanlara değil toplumun tüm kesimlerine hitap edeceklerinin altını çizen Kuzu, Hollanda milletvekilleri olduklarını hatırlattı. Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün uzun yıllardır siyaset yaptıkları iktidar ortağı PvdA yönetimiyle geçen kasım ayında uyum konusunda yaşadıkları görüş ayrılığı ihraçla sonuçlanmıştı. İki siyasetçinin, aynı partiden Başbakan Yardımcılığı yapan Lodewijk Asscher'in şeffaf olmadıklarını ileri sürdüğü bazı Türk kuruluşlarını ikinci kez araştırmaya tabi tutma isteğine karşı çıkmaları, partide sert tartışmalara yol açmıştı. Kuzu ve Öztürk, başbakan yardımcısının tutumunun adı geçen kuruluşları ötekileştirebileceğini belirterek, partinin uyum politikalarında değişikliğe gidilmesi çağrısında bulunmuş, parti yönetimi ise iki isimden geri adım atmalarını istemişti. Tutumlarını değiştirmeyen Kuzu ve Öztürk, 14 Kasım'da parti yönetimi tarafından ihraç edilmişti. (AA) Dibege nahiyesindeki camilere yerleştirildi. Yüzlerce kadın-erkek ve çocuk kaçarak canlarını kurtardı ancak içinde bulundukları durum yürek yakan türden. Üç caminin minber ve mihrapları başta olmak üzere kapalı tüm alanlarını yatakhane ve yemekhane olarak kullanan sığınmacılar, şadırvanları ise bulaşık ve elbiselerini yıkadıkları lavabo olarak kullanıyorlar. Sığınmacılar, kapalı dar alanda bir arada yatıyor ve ayakta kalma mücadelesi veriyor. Yeteri kadar yardım yapılmadığından yakınıyor. Musullu kadın sığınmacılar, ölülerin üzerinde yıkandığı "teneşiri" bulaşık ve çamaşırların kuruması için kullanırken, gasilhaneyi de banyoya dönüştürdü. Pir Hıdır Şaho Camisi'nde ailesiyle yaşayan Hüsam Ömer, kutsal mekanda kalmak zorunda oldukları için çok sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Yüzlerce ailenin kadın-erkek karışık aynı mekanda yaşamak zorunda olduğunu belirten Ömer, şunları kaydetti: "Aylarca çok zor günler geçirdik. Bizim bölgelerde çatışmalar yoğunlaştığı için bazen yiyecek bulmakta sıkıntı yaşıyorduk. Fırsat bulup kurtulmaya çalışıyorduk. Peşmergenin son günlerde yaptığı operasyonlarla bizim bölgede oluşan boşluktan yararlanıp kaçmayı başardık. Ancak şu anda da gördüğünüz gibi burada bir yaşam savaşı veriyoruz. Çok zor günler geçiriyoruz. Allah herkese sabır versin." Yusuf Muhammet, 9 ay boyunca her gün IŞİD tarafından gözaltına alınma korkusuyla yaşadıklarını kaydetti. Peşmerge güçlerinin, Tel Rim köyüne düzenlediği operasyon sonrası IŞİD üyelerinin bir kısmının ölmesi bir kısmının da kaçması sonucu kurtulduklarını ifade etti. (AA) MUSUL - Irak'ta terör örgütü IŞİD'in yol açtığı şiddet nedeniyle evlerini terk ederek sığınmacı duruma düşenlerin "dramları" bitmiyor. IŞİD'in kontrolündeki Musul'un Geyyare bölgesindeki çatışmaların yoğunlaşması nedeniyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), yeni bir göç dalgasıyla daha karşılaştı. Geyyare bölgesinde hayat şartlarının zorlaşması sonucu kaçan 500 aile, Peşmerge kontrolündeki bölgeye sığındı. Çoğunluğu yaşlı kadın-erkek ve çocuklardan oluşan Musullu sığınmacılar, Dibege nahiyesindeki camilere yerleştirildi. Nahiyedeki üç camiyi yatacak yer, gasilhaneleri ise banyo olarak kullanan sığınmacıların hali perişan. Bölgedeki AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 10 Haziran 2014'te Musul'un IŞİD'in eline geçmesinden sonra binlerce insan evini-barkını terk ederek sığınmacı durumuna düştü. Ancak devam eden çatışmalara rağmen Musul'un farklı ilçe ve nahiyelerinde kalmaya devam edenler de oldu. IŞİD'in kontrolündeki bölgelerde kalmayı tercih edenler veya kaçamayan aileler, son zamanlarda çatışmaların yaşanması sonrası zor anlar yaşıyor. Artık çatışma bölgelerinde yaşama imkanlarının ortadan kalması üzerine halk, çareyi güvenli bölgelere kaçmakta buluyor. Özellikle son dönemlerde Mahmur ve Güver cephelerinde Peşmerge ile IŞİD arasındaki şiddetli çatışmalar nedeniyle yüzlerce aile, evini terk etmek zorunda kaldı. Musullu aileler, taşıdıkları "beyaz bayraklarla" Peşmerge güçlerinin IŞİD'den kurtardığı Tel Harem, Tel Şair ve Sultan Abdullah köylerine ulaştı. Burada yapılan arama tarama ve araştırma sonucunda Musullu sığınmacılar, Peşmerge kontrolündeki BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 7 8 9 10 14 TURİZM 13 Şubat 2015 Cuma Mersin, fotoğraf tutkunlarını bekliyor "Anadolu'nun mirasını" dünyaya tanıtacaklar ISSN 1308-7622 ERZURUM - Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Erzurum'da düzenlenecek "Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu" ile Anadolu'nun kültürel mirasının dünyaya tanıtılması amaçlanıyor. Erzurum Kültür ve Turizm İl Müdürü Hasan Mazlumoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü ile Atatürk Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilecek sempozyuma, 300'ün üzerinde bildiri sunulduğunu söyledi. Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde yapılacak "Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu"na Türkiye'nin yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda arkeolog katılacağını ifade etti. Sempozyumda üst düzey yetkililerin de yer alacağını vurgulayan Mazlumoğlu, "Biz bu sempozyumu bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Ülkenin potansiyelinin konuşulacağı bu program, Erzurum'un tanıtımı noktasında da önemli. Sempozyumda kültürel mirasımızı iyi anlatabilmek için yoğun bir çalışma içerisindeyiz" diye konuştu. Mazlumoğlu, yeraltı kaynakları, kültürel mirası açısından sempozyumun sadece Erzurum'u değil, bütün Türkiye'yi ilgilendirdiğini belirterek, şunları kaydetti: "Bu sempozyumda Türkiye'nin potansiyeli konuşulacak. Dolayısıyla da Türkiye'nin zenginliklerine ilişkin bugüne kadar yapılanlar ve yapılamayanlar konuşulacak. Bir tarihi yapının restorasyonu sırasında yapılması gereken şeyler konuşulacak. Bir kurs sırasında Türkiye gezisine çıktım. Orada yabancı ülkelerin restorasyona verdiği önemi, aldığı tedbirleri gördüm. Bir yeraltı şehri çalışmalarına şahit oldum. O tarihi yapıya verilen önem, orada en küçük bir çakıla bile kıyılamaması, yok farz edilmemesini gördüm. Konusu itibarıyla bunlar konuşulacak. Bunu bir fırsat olarak görüp, kentin tanıtımına yönelik kazanç olacak." Mazlumoğlu, "11 Mayıs'ta başlayacak bu sempozyumda Türkiye'nin potansiyeli konuşulacak ve dolayısıyla bu turizmi de olumlu etkileyecek. Gelen turist sayısını artıracaktır. Turizm dediğimiz zaman sadece bizim tabii güzelliklerimiz söz konusu değil. Kültür turizmi var, inanç turizmi var. İnanç turizmi derken sadece İslami yelpazeyi düşünmemek lazım. Burada farklı medeniyetlerin eserleri var" dedi. Anadolu'nun değişik medeniyetlere ait zenginlikleri barındırdığını vurgulayan Mazlumoğlu, Anadolu'yu sadece Selçuklu, Osmanlı, cumhuriyet yurdu dönemi olarak değil, bir tarih olarak değerledirmek gerektiğini belirtti. Yıl: 45 Sayı: 15094 13 Şubat 2015 Cuma GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bilişim Medya Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Muhabir - İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Kenan Ergen, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - gazeteyedigun@gmail.com Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: 0 312 384 30 70 Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09 Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir Doğu Akdeniz'in önemli turizm merkezlerinden Mersin, doğal güzellikleri, tarihi ve turistik merkezleriyle fotoğrafseverlere de alternatif sunuyor. MERSİN - Tarsus ilçesinden Anamur'a kadar Akdeniz'e 321 kilometre sahili bulunan Mersin, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra yılın büyük bir bölümünü güneşli geçirmesi nedeniyle fotoğraf tutkunlarının de tercih ettiği merkezler arasında yer alıyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Mut ilçesindeki Alahan Manastırı, Tarsus'taki St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu, Anamur ilçesinde bulunan Mamure Kalesi ve Erdemli ilçesindeki Kızkalesi (Korykos Antik Kenti) ile dikkati çeken Mersin, doğal güzellikleriyle de ilgi görüyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan kentte, günümüze kadar ulaşan çok sayıda tarihi yapı, hem fotoğrafseverlerin hem de yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanları arasında yer alıyor. Akdeniz'in en önemli sulak alanlarından Silifke ilçesinde, kuş göç yollarından olan ve birçok endemik türü bünyesinde barındıran Göksu Deltası da özellikle kuş fotoğrafçılarının tercih ettiği mekanlar arasında bulunuyor. Kentte faaliyet gösteren Mersin Fotoğraf Derneği (MFD), zaman zaman gezi düzenleyerek, üyelerini ve fotoğraf tutkunlarını bu değerlerle buluşturuyor. İstanbul'a geçen ay 691 bin turist geldi İSTANBUL - İstanbul'u ocak ayında 691 bin 496 yabancı turist ziyaret etti. İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün açıklamasına göre, Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik, Zeytinburnu ve Karaköy limanlarından alınan veriler değerlendirildiğinde, geçen ay İstanbul'a gelen yabancı sayısı önceki yıla oranla yüzde 9 arttı. Kente ocak ayında 691 bin 496 yabancı ziyaretçi geldi. Bunların 4 bin 82'sini Karaköy Limanı'na gelen günübirlik ziyaretçiler oluştururken, hava yolu ile gelen yabancıların yüzde 16'sı Sabiha Gökçen Havalimanı'nı kullandı. Geçen yılın aynı ayına göre hava yoluyla geliş yüzde 8,5, deniz yoluyla geliş yüzde 56 arttı. Geçen ay İstanbul'a gelen yabancıların toplamdaki yüzdeleri şöyle: "Almanlar yüzde 7,6, İranlılar yüzde 6,1, Ruslar yüzde 5,1, Amerikalılar ve İngilizler yüzde 3,5, Suudi Arabistanlılar yüzde 3,4, Güney Koreliler yüzde 3,4, İtalyanlar yüzde 3,3, Fransızlar yüzde 3,2, Libyalılar yüzde 3,1, Ukraynalılar yüzde 3, Azerbaycanlılar yüzde 2,8, Iraklılar yüzde 2,7, Kuveytliler yüzde 2,5, Hollandalılar yüzde 2,3." (AA) MFD Yönetim Kurulu üyesi Selami Türk, AA muhabirine, Mersin'in 12 ay boyunca fotoğrafik açıdan zengin illerden olduğunu söyledi. Kentin, tarihi ve doğal güzelliklerin yanı sıra fotoğrafçılar için önem taşıyan ışık açısından da zengin görsel sunduğuna işaret eden Türk, MFD olarak internet sayfalarından kendilerine ulaşanlara yardım ettiklerini belirtti. Kentte kelebek sezonunun başladığını aktaran Türk, "Türkiye'deki 429 tür kelebeğin 137'si Mersin'de yaşıyor. Kelebek çekmek isteyen fotoğrafseverler için şu an en uygun mevsim. Herkesi Mersin'e fotoğraf çekmeye bekleriz" dedi. Şanlıurfaspor'a teknik direktör dayanmıyor 13 Şubat 2015 Cuma ŞANLIURFA - PTT 1. Lig'de 3 sezondur mücadele eden Şanlıurfaspor, bu süreçte 7 teknik direktörle çalıştı. Güneydoğu temsilcisi, tarihinde ilk kez 3 yıl önce çıktığı ligde, teknik direktör konusunda istediği istikrarı bir türlü yakalayamadı. 2012-2013 sezonuna teknik direktör Kemal Kılıç önderliğinde başlayan Şanlıurfa temsilcisi, ilk kan değişimini de ligin henüz 3. haftasında yaptı. Kılıç ile sözleşmesini karşı- lıklı fesheden "Ceylanlar", görevi de Bahri Kaya'ya teslim etti. Takımın başında yaklaşık 6 ay kalan Kaya'nın ardından sarı-yeşilli ekip, Raşit Çetiner ile anlaştı. Çetiner ise 20132014 sezonunun 5. haftasında görevinde istifa etti. Kulüp daha sonra teknik direktörlüğe Çetiner'in yardımcısı Ömer Can Göksu'yu getirdi. Göksu yönetiminde 4 maça çıkan "Ceylanlar", istediği sonuçları alamayınca takımın başına Reha Kapsal geldi. (AA) Melo’dan derbi yorumu Galatasaraylı futbolcu Felipe Melo, Süper Lig'in 23. haftasında Fenerbahçe ile Kadıköy'de yapacakları derbi maçla ilgili iddialı konuştu. İSTANBUL - Sarı-kırmızılı futbolcu, Galatasaray Dergisi'nin şubat ayı sayısında yer alan röportajında, Fenerbahçe'ye karşı Kadıköy'de süren galibiyet hasretine yer verdi. Melo, şampiyonluk yarışında büyük çekişme yaşadıkları rakiplerinden Fenerbahçe'ye konuk olacakları derbi maçla ilgili, "Kadıköy'de nasıl şampiyonluk kazandıysak, yine aynısını ortaya koymamız lazım. İnsanlar, 'kazanamadılar' diye konuşuyor ancak neyi kazanmadık ben anlayamıyorum. Biz orada şampiyon olduk" ifadelerini kullandı. Kadıköy'de kazandıkları şampiyonluğun 10 galibiyetten daha önemli olduğunu anlatan Brezilyalı oyuncu Melo, şöyle devam etti: "Öncesinde, sonrasında yaşananlar, ışıkların söndürülmesi. Biz orada bir sürü şey kazandık. Bir süredir orada üç puan alamamış olabiliriz ama futbolda böyle şeyler olur. Onlar bizim evimizde 2-1 kazandı da ne oldu? Sahalarında şampiyon olduk. Biz eğer kendi evimizde o maçı kaybetmeseydik, onların evinde kupa kaldıramayacaktık. Bundan on yıl sonrasında Galatasaray'ın kendi evinde Fenerbahçe'ye 2-1 yenildiğini konuşmayacak ama 100 yıl sonra bile Galatasaray'ın Fenerbahçe'nin sahasında şampiyonluk kazandığı konuşulacak." Sezona başladıkları İtalyan teknik direktör Cesare Prandelli ile Fiorentina'da birlikte çalıştıklarını hatırlatan Melo, "Prandelli buraya başarısızlık için gelmedi. Tam tersi, bizimle birlikte büyük başarılar kazanmak için geldi" yorumunda bulundu. Prandelli döneminde iyi çalıştıklarına vurgu yapan Melo, şu ifadeleri kullandı: "Hatta o kadar çok çalıştık ki hepimiz çok yorgunduk. O, burada yeni bir düzen oturtmak istiyordu. Bunun bir başarısızlık olarak görülmemesi gerekiyor. Çünkü futbolda böyle dönemler sürekli yaşanır. Örneğin Jose Mourinho, Real Madrid'e Şampiyonlar Ligi'ni kazanma hedefiyle gitti ama olmadı. Ardından Carlo Ancelotti geldi ve kazandı. Bu demek değil ki Mourinho başarısız bir antrenör. Sadece bazen kimya tutmaz futbolda. Dediğim gibi Prandelli döneminde hepimiz çok çalışıyorduk. Çok istekliydik ama futbola yansıtamadık. Yansıtamadığımız için de maalesef olmadı." (AA) İlk hedefi "ateş çemberinden" kurtulmak KONYA - Ziraat Türkiye Kupası'nda perşembe günü Galatasaray'a konuk olacak Torku Konyaspor'un birinci önceliği ligde "ateş çemberinden" çıkmak. Torku Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman ve kulüp başkanı Ahmet Şan, AA muhabirine Galatasaray maçını değerlendirdi. Kocaman, Spor Toto Süper Lig'de kalıcı olmayı hedeflediklerini, ilerleyen sezonlara temellerini sağlam atıp, kadroyu ve hedefleri şekillendirmeleri istediklerini söyledi. Adımların küçük küçük atılması gerektiğini belirten Kocaman, bu adımların içerisinde kupanın da olduğunu dile getirdi. Şu an kupadan önce ligde ateş çemberinden çıkmayı tercih ettiğini aktaran Kocaman "Ziraat Türkiye Kupası 'birinci öncelik mi?' derseniz benim için birinci öncelik değil. Birinci önceliğimiz önümüzdeki Medicana Sivasspor ve Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor maçlarını kazanmayı odaklanarak geçirmek" diye konuştu. Kocaman, Galatasaray maçına hazırlandıklarını, diğer müsabakalarda olduğu gibi sahaya kazanmak için çıkacaklarını vurgulayarak, "İlk önceliğimiz kupa değil diye bu demek değil ki Galatasaray maçında yüzde 99 ile oynayacağız. Hayır tabii ki. Yüzde 100'e ulaşmaya çalışacağız. Oynadığımızın en fazlasını yapmak için uğraşacağız. Kazanmak adına sahada ne gerekiyorsa yapacağız" dedi. Torku Konyaspor Başkanı Ahmet Şan da Torku Konyaspor'un bugüne kadar Ziraat Türkiye Kupası'nda iddialı olmadığını ifade etti. (AA) “Profesyonel boks, kiralık katilliktir” ANKARA - Kıtalararası Dünya Boks Şampiyonu Sinan Şamil Sam, "Profesyonel oluyorsanız çok şeyi riske ediyorsunuz. Bir bakıma kiralık katil oluyorsunuz" dedi. Profesyonelliğe geçmeden önce amatör dünya boks şampiyonluğu da bulunan Sam, sağlık durumu ve boks sporuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Erkin Koray'ın bir şarkısında geçen "Aşk şarabı acıdır, içme şaşkın" sözünü hatırlatan Sam, "Profesyonel boks acı bir iştir. Profesyonelliğe giriyorsanız, derece yapıp, şampiyonluklar elde edip o arenaya gitmelisiniz. Yoksa amatörden de boşuna olursunuz ve milli takıma bir daha gidemezsiniz. O zaman her şey biter. O yüzden 'Aşk şarabı acıdır, içme şaşkın' diyorum" ifadelerini kullandı. Profesyonelliğe geçildiği andan itibaren kariyerle ilgili çok şeyin riske edildiğinin altını çizen şampiyon boksör, "Altyapınız yoksa, silahla nişan almayı bilmiyorsanız, nasıl kiralık katil olacaksınız? Profesyonel boks bir bakıma kiralık katilliktir. Sizi korumaları lazım, altyapınızın sağlam olması lazım. Profesyonel boks adım adımdır, 4 rauntla başlarsın, 12'ye çıktığınızda artık dünya klasmanındasınızdır. Büyüklerle dövüşmek zorunda kalırsınız, artık kaçış yoktur" diye konuştu. Profesyonel boks yapmaya 1999 yılında başladığını hatırlatan Sam, kariyeri boyunca komaya girdiğini, yoğun bakımda da kaldığını söyleyen Şam, boksu ve ringleri özlemediğini dile getirdi. Şam, sözlerini şöyle sürdürdü: "24-25 sene bu sporu yapmışım, neyini özleyeceğim. 100 tane yumruk atıyorsun, 99 tane yiyorsun. Bir yumrukla maçı kazanıyorsun. Sonuçta 'dayak yemedim' öyle mi, bir de bana sorun. Vücudumda kırılmadık kemik, açılmadık göz altı kalmadı. Gözümün altına 58, kaşıma 7 dikiş attılar, 12'den fazla ameliyat oldum. Bileğim kırıldı, liflerim yırtıldı. Fıtık ameliyatı oldum." Sağlık sorunlarının sporu bıraktıktan sonra da devam ettiğini vurgulayan Sam, "Boğazımda varis oluştu. Mide kanaması yaşadım. Karaciğerimde sıkıntı çıktı, stent takıldı. Şu an sıkıntım yok. Ölüp de dünyayı kötülere mi bırakacağım. Tüm yaşadıklarıma rağmen ayağa kalkıp yürüyüp konuşabiliyorsam, nispeten düzelme var demektir. Tuz yemem yasak ama bazen ucunu kaçırıyorum. Karaciğer rahatsızlığı bulunanların fazla yorulmaması lazım. Yoksa gider 2 saat torba döver, ip atlarım" diye konuştu. (AA) Torku Arena teknik adamları büyüledi KONYA- Spor Toto Süper Lig'de Konya deplasmanına gelen teknik direktörler, futbol topu görünümündeki Konya Büyükşehir Belediyesi Torku Arena'nın ambiyansından çok etkilendi. Birçok konuda ilk olma özelliği taşıyan, dış cephesi yeşil-beyaz mebranla kaplı futbol topu görünümündeki 42 bin kişilik Torku Arena görenleri hayran bırakıyor. UEFA kriterlerine uygun projelendirilen stadyum, tamamı kapalı tribünlerden oluşuyor. Torku Arena, zeminden ısıtmalı futbol sahası, ısıtmalı koltuklar, localar, alışveriş merkezleri ve restoranlar bulunuyor. Torku Arena'nın Bu özelliklerinden etkilenen Spor Toto Süper Lig'in tecrübeli teknik direktörleri, AA muhabirine Torku Arena'yı değerlendirdi. 13 Şubat 2015 Cuma Küllerinden doğan meslek: Gaziantep'te uzun yıllar vatandaşların ayaklarını süsleyen ancak zamanla teknolojiye yenik düşen yemeniler, yeni model ve desenleriyle her kesimin ilgisini çekmeye başladı. Kentin tarihi ve turistik yerlerinde çeşitli renk ve modelleriyle satışa sunulan yemeniler, yerli ve yabancı turistlerden ilgi görürken, yurt dışına da ihraç ediliyor. GAZİANTEP - ZUHAL UZUNDERE KOCALAR - Gaziantepli 4'üncü kuşak yemenici Mehmet Orhan Çakıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinin yaklaşık 120 yıldır yemenicilik yaptığını söyledi. Mesleğini büyük dedesine ait 120 yıllık dükkanda sürdürdüğünü belirten Çakıroğlu, bölgede başa örtülen örtüye de ayağa giyilen ayakkabıya da yemeni denildiğini ifade ederek, yemeninin ayağı ve başı kapatan anlamına geldiğini ifade etti. "Yemenici Orhan Usta" olarak tanınan Çakıroğlu, el emeği yemenilerin ayak sağlığına uygun ürünler olduğunu, giyildiğinde kişinin ayağına göre şekil aldığını dile getirdi. Kullandıkları derilerin tamamen doğal olduğuna işaret eden Çakıroğlu, şöyle devam etti: "Bu nedenle yemeniler terleme, koku, mantar, egzama gibi rahatsızlıklar yapmaz. Çünkü derinin yapısını bozacak herhangi kimyasal madde kullanmıyoruz. Eskiden tek Kuaförler Milli Takımı seçilecek ANTALYA - SİNAN ÖZMÜŞ Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu tarafından ilk kez oluşturulacak milli takım için 7 bölge, 11 ilde "Türkiye Kuaförünü Seçiyor" sloganıyla yarışmalar düzenlenecek. Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu, ülke tarihinde bir ilki gerçekleştirerek kuaför, berber ve güzellik uzmanlarından milli takım oluşturuyor. Türkiye genelinde 7 bölgede, 11 ilde yapılacak yarışmalar sonucunda birinci olacak berber, kuaför ve güzellik uzmanları Türkiye'yi yurt içi ve yurt dışındaki yarışmalarda temsil edecek. Milli Takıma seçilen yarışmacılara 10 bin lira para ödülü verilirken, dereceye girenlere çeşitli sürprizler ve promosyonlar sunulacak. Kazanan yarışmacılar 2 yıl boyunca federasyonun düzenlediği bütün eğitim ve şovlara katılacak ve uluslararası yarışmalar öncesi de eğitim kamplarına alınacak. Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu Başkanı Bayram Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki 13 mesleki ihtisas federasyonundan biri olduklarını belirterek, federasyona bağlı 122 meslek odasında, 200 bine yakın üyelerinin olduğunu söyledi. Gerçekleştirecekleri projeden dolayı oldukça heyecanlı olduklarını vurgulayan Karakaş, şunları ifade etti: "Her yıl meslektaşlarımız için çeşitli organizasyonlar düzenlerken aynı zamanda meslek dalımızın sorunları ve zorluklarını çözmek için çalışmalar yapıyoruz. Mesleki sorunlarımıza çözüm bulmak adına var gücümüzle çalışırken, bir yandan da böyle bir yarışmayla mesleki hayalleri ve hedefleri olan meslektaşlarımıza bir fırsat sunalım istedik. Federasyon Genel Koordinatörlüğümüzün birkaç ilde yaptığı araştırmalar sonucunda meslektaşlarımızla yapılan yüz yüze görüşmelerde yaşanan sıkıntıların yanı sıra böyle bir talebin var olduğunu da gördük. Bu nedenle bu yarışmayı düzenlemeye karar verdik. Türkiye'de şu ana kadar böyle kapsamlı bir yarışma yapılmamış. Çeşitli eğitimler ve şovlar var ama böylesi daha önce hiç gerçekleşmemiş. " Karakaş, yarışmayı kazanan meslektaşlarının aynen Türk Milli Futbol Takımı gibi önemli yurt içi ve yurt dışı yarışmalar öncesi kampa alınacağını ve eğitim verileceğini dile getirerek, katılımın yoğun olacağını düşündüğünü belirtti. Federasyon Genel Koordinatörü Mustafa Şahin de, yarışmayla sektörde önemli bir ihtiyacın karşılanmış olacağını ifade ederek, bu sayede hem berber, kuaför ve güzellik uzmanlarının kendi mesleklerinin zirvesine çıkacağını, hem de Türkiye'yi uluslararası arenada temsil etmenin gururunu yaşayacaklarını vurguladı. (AA) renk olarak üretilirken, bugün çeşitli renklerde yemeni üretiyoruz. Kullandığımız boyalar doğala özdeş boyalardır. Yemenin yapımı oldukça zahmetlidir. Bir usta sabahtan akşama kadar 1 ya da 2 çift yemeni yapabilir. Orijinal yemeninin tabanında kil kullanılır. Giyildiğinde ayağın şeklini alıp tamamen ortopedik hale dönüşür. Kil vücuttaki elektriğin atılmasını sağladığı için insanı rahatlatır." Çakıroğlu, atölyesinde günde 20 ila 45 çift, 22-52 numara arasında yemeni üretildiğini belirtti. Yemenilerin piyasada 70 ila 95 lira arasında alıcı bulduğunu ifade eden Çakıroğlu, fiyatın model ve işçiliğe göre değiştiğini vurguladı. Ürettiği yemenilerin bugüne kadar 8 Hollywood filminde kullanıldığına işaret eden Çakıroğlu, "Harry Potter, Truva, Eragon, 300 Spartalı gibi filmlerde kullanılan yemenileri ben yaptım. Son olarak 300 Spartalı 2 filmine de ayakkabı gönderdim. Türkiye'deki yerli dizi ve film yapımcılarından da talepler geliyor. Onlara da yemeni yolluyoruz" dedi.Yemenilerin el ürünü ve tamamen deri olması nedeniyle yurt dışında da ilgi gördüğünü dile getiren Çakıroğlu, şu an ABD'ye yemeni gönderdiklerini aktardı. Yemeninin, bundan 25-30 yıl önce "yok olmaya yüz tutmuş meslekler" arasında gösterildiğine dikkati çeken Çakıroğlu, şunları kaydetti: "Meslek can çekişirken kurtardık, yemeniciliği sektör haline getirdik. Babadan el alıp tekrar yemeni üretmeye başladığımda herkes bana gülüyordu. 'Git başka iş yap, hayatını kurtar, yemeniyi artık kim giyer' dediler. Hala Gaziantepliler yemeniyi biraz hor görüyor, sahip çıkmıyor, kabullenemiyor. Çünkü 30-40 yıl öncesinde yemeni, köylülerin, yaşlıların giydiği bir ayakkabı olarak görülüyordu. Oysa biz yurt dışına gittiğimizde aranan markalar gibi ilgi görüyoruz. Şehir dışından gelenler yemeninin değerini biliyor. Bugün yaptığımız ayakkabılar lüks mağazalarda baş köşede satılıyor. Biz elimizi taşın altına koyduk, bu mesleğe hayat verdik.” (AA) Kaçkarlar’da “heliski” heyecanı Helikopterli kayak sporunun Türkiye'deki merkezi haline gelen Rize'deki doğa harikası Kaçkar Dağları'nda "heliski" heyecanı 20 kişilik sporcu grubu ile başladı. RİZE- Helikopterle dağın zirvelerine bırakılan kayakçıların vadilere yaptığı kayak dalı olan, dünyada sayılı bölgelerde gerçekleştirilen "heliski"nin Türkiye'deki adresi, Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi sınırlarındaki Kaçkarlar. Türkiye'nin yanı sıra Fransa, Almanya, Rusya ve Avusturya'dan bölgeye gelen 20 kişilik sporcu kafilesi, konakladıkları Ayder Yaylası'ndaki otelden helikopterle alınıp dağların zirvesine bırakılırken, kayarak vadilere inen sporcular gün boyu heliski heyecanı yaşıyor. Güneydoğu Havacılık Heliski Koordinasyon Sorumlusu Yavuz Alaşehir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sezon boyunca heliski heyecanı yaşamak isteyen yerli ve yabancı 120 sporcuyu bölgede ağırlamayı planladıklarını söyledi. Hava şartları ve yüksek kesimlerde kar kalitesinin son derece iyi durumda olduğunu vurgulayan Alaşehir, "Sporcularımız organizasyondan oldukça memnun. Sporcu kafilesinde bölgeye ilk defa gelenler olduğu gibi, geçmiş yıllarda burayı ziyaret edenler mevcut. Çok keyifli bir sezon bizi bekliyor" dedi. Grupların bir haftalık süreçte gönüllerince kayak yapacağını ve mart ayının ortalarına kadar sürecek sezonda faaliyetlerin sorunsuz şekilde başladığını dile getiren Alaşehir, şunları kaydetti: "Sporcu kafilesinde bu yıl Alman sporcular ağırlıkta. Almanların yanı sıra Rus, Avusturyalı, İngiliz ve Slovak gruplarımız mevcut. Ankara'dan katılan Türk sporcumuz var. Zaman zaman sayıları az olsa da Türk sporcular da katılıyor. Dünyada çok bilinen bir spor dalı olmasına rağmen heliski, Türkiye'de beklenen ilgiyi görmüyor. Kayak Federasyonu'nun sporcuları bu dala yönlendirmesi gerekiyor." Bölgede bulunan tek Türk kayakçı Süleyman Yurtseven, Türkiye'nin kıymetinin Türk sporcular tarafından bilinmediğini savundu. Kendisinin de Kaçkarlar'a ilk defa geldiğini belirten Yurtseven, "Dünyanın birçok yüksek dağında kayak yapılıyor. Himalaya, Kanada, Alpler... Kaçkarlar'ın da bu dağlardan sonra en iyi parkurlara sahip olduğunu burada kaydıktan sonra anladık. Eğimi, kar kalitesi, kalınlığı, uzunluğuyla eşsiz bir manzarası var. Yeşillik, doğal güzellik son derece güzel. Sporculara aşırı zevk veriyor. Aslen Rizeliyim ama Ankara'dan katılıyorum. Türk sporculara tavsiyem buralardaki güzellikleri gelip görsünler" dedi. Geçmişte Gürcistan'a giden sporcuların artık Kaçkarlar'ı tercih ettiğini vurgulayan Yurtseven, "Kayak yapmaya gidecekler için Kaçkarlar mükemmel. Avrupa'ya yakınlığı ve kar kalitesinin çok iyi olması tercih sebeplerinin başında geliyor. Kaçkarlar'da kar kalitesi çok yüksek olduğu için bir gelen bir kez daha geliyor. Buraya 4. kez gelenler var. Kaçkarlar sporculara çok büyük bir keyif veriyor. Kar kalitesi ve kayma keyfi çok müthiş" ifadesini kullandı. Helikopterlerden sorumlu Turan Tokgöz ise heliski yapan sporcuları taşıyan helikopterlerde son 5 yıldır Türk pilotların görev yaptığını söyledi. İki helikopterle yürütülen faaliyetlerde sporcuların aradığı güveni en iyi şekilde sunma gayretinde olduklarını belirten Tokgöz, "Helikopterlerimiz, sporcu ve pilotla altı kişi uçuyor. Her türlü irtifaya inebilen özelliklere sahip. Everest Dağı'na inebilen ilk helikopter olarak biliniyor. Hava şartlarına göre günde 25 sorti atabiliyor. Ayder Yaylası sporcular için son derece iyi bir bölge" diye konuştu. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz