yayınlarımız - Körfez Ticaret Odası

05
2014
Ekonomi Araştırması
Doğalgaz tüketimi artıyor, depolama kapasitesi yerinde sayıyor
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu;
Türkiye ekonomisi büyüme
sürecine devam ediyor
RÖPORTAJ
Tüpraş Genel Müdürü
Yavuz Erkut;
Yeni Türk Ticaret Kanunu
NELER GETİRDİ
Pazarlama karması ve
pazarlamanın
4P’si…
Evde gıda güvenliğini
sağlamanın temel kuralları
İzmit tarihinin tanığı
“Sırrıpaşa Konağı”
Yeni bir yönetim ve yeni bir vizyon ile
yeniden merhaba
u
u
1
2
u
u
BU SAYIDA NELER VAR?
KÖRFEZ VİZYON
Körfez Ticaret Odası (KTO)
Süreli Yayın Organı
2014 / 1 Yıl: 5 Sayı: 5
04
KÖRFEZ TİCARET ODASI
• Yeni, misyonumuz ve
politikalarımız
31
İNOVASYON&ARGE
• İşletmelerin sırat köprüsü:
İNNOVASYON ve ARGE
06
BAŞKANDAN
• Yeni bir yönetim ve yeni bir
vizyon ile merhaba
34
TÜKETİCİ
• Tüketicinin Korunması
Kanunu Neler getiriyor?
08
10
MECLİS BAŞKANINDAN
36
TOBB BAŞKANI YAZIYOR
• Türkiye ekonomisi büyüme süreci
devam ediyor
HUKUK
• TİCARET KANUNU’NA
GÖRE Ticari Defterler Tutma
Yükümlülüğü, Defter Türleri
ve Tasdikleri
12
HABERLER
• TOBB Akredite yolculuğumuz
başladı
• TOBB Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu 24 Saat Körfez
İlçenin Yanındayım
• Dış Paydaş Çalıştayımızı
Tamamladık
• İç Paydaş Çalıştayımızda
Üyelerimize Odamızı Sorduk
• Odamız Körfez Belediye Başkanı
İsmail Baran’ı Ağırladı
• Dış Ticaret Eğitimimi
• Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı
Ziyaretimiz
• Üyelerimizi ziyaret ediyoruz
• Odamızda göz sağlığı konuşuldu
• Uluslararası Gıda Ürünleri ve
Teknolojileri Fuarına gezisi
• Körfez Esnaf ve Sanatkarlar Odası
Başkanı’na Ziyaret
• Kocaeli Büyükşehir Belediyesi
Genel Sekreteri Doç. Dr. Tahir
Büyükakın’ı ziyaret ettik
• Meslek Komitelerimizle
Performans Değerlendirme
Eğitimimizi Tamamladık
• Körfez Ticaret Odası Üyelerine
İmar Yönetmeliği Anlatıldı
• Gebze Orhangazi İzmir Otoyolu
İzmit Körfez Geçiş Köprüsü
Gezimiz
• Körfez İlçe Kaymakamı Mahmut
Şirinoğlu’na Veda Ettik
39
GÜNCEL
• Yeni Türk Ticaret Kanunu NELER GETİRDİ
• 6552 sayılı Kanun
kapsamında yeniden
yapılandırılma 1 Aralık 2014
tarihine kadar yapılması
gerekiyor.
42
TARİH
• İzmit Tarihinin Tanığı
“Sırrıpaşa Konağı”
44
KİŞİSEL GELİŞİM
• Kişisel gelişim ve özgüven için
14 öneri
46
MARKA
• MARKAYA DEĞER KATMA,
Kurum Kimliği Oluşturma
49
50
KİTAP
AKTÜEL HABER
• Evde gıda güvenliğini
sağlamanın Temel kuralları
52
İŞ DÜNYASI
• Pazarlama karması ve
pazarlamanın 4P’si…
55
YEŞİL ÇEVRE
• Yüksek performanslı Çevre
Dostu Yeşil Binalar
58
BESLENME
• Prof. Dr. Canan Efendigil
Karatay’dan Karatay
Diyeti’yle 24 saat
60
SAĞLIK
• Günümüzün en yaygın
rahatsızlıklarından biri Bel ve
sırt ağrıları
62
SAĞLIK
• Ticari araçlarda yeni
opsiyonlar Ford Transit
Custom ve Tourneo Custom
modellerinde
64
GEZİ
• Tarihle içiçe bir sonbahar
tatili için Dubrovnik
66
SUDOKU
İMTİYAZ SAHİBİ
KÖRFEZ TİCARET ODASI
Adına Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa EFE
YAYIN KURULU
Güngör AYHAN
Sedat ZIMBA
Veli YILDIZ
Yasemin SEZER
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Yasemin SEZER
EDİTÖR
Yrd. Doç. Dr. Ayla TORUN
TASARIM VE UYGULAMA
Afiş İletişim
www.afisiletisim.net
e-posta: afis@afisiletisim.net
BASKI
CNR BASIM
Çınar Tanıtım Matbaacılık Ltd. Şti.
Sanayi Mah. Ömer Türkçakal Bulv.
Gökmavi Sok. No: 3 41040 İzmit
Kocaeli / Türkiye
Tel: 0.90.262.325 56 56
www.cnrbasim.com.tr
bilgi@cnrbasim.com.tr
24
Bu dergi içeriğindeki tüm yazı ve resimler
kaynak gösterilmeden ve izin alınmadan
kullanılamaz. Tüm yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Körfez Vizyon Dergisi Basın Meslek
İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir.
27
28
KÖRFEZ TİCARET ODASI
Hacı Osman Mah.
Hızır Reis Cad. No: 130
P.K: 41780 Körfez/KOCAELİ
Tel: 0 262 528 48 00
Faks: 0 262 528 83 22
www.korfezto.org.tr
e-posta: korfezto@tobb.org.tr
RÖPORTAJ
• Tüpraş Genel Müdürü Yavuz
Erkut; “Öncelikli hedefimiz
Tüpraş’ın bölgesel ve küresel
rekabet gücünü en üst düzeye
çıkarmak”
BİLİYOR MUSUNUZ?
• Merkezi Sicil Kayıt Sistemi
(MERSİS) ve E - İmza
Uygulamaları
EKONOMİ ARAŞTIRMASI
• Doğalgaz tüketimi artıyor,
depolama kapasitesi yerinde
sayıyor
RÖPORTAJ
Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut;
24
u
u
3
u
KÖRFEZ VİZYON
u
Üyelerimiz ile birlikte,
ekonomiye yön veren bir kent
olmanın gururunu yaşıyoruz
VİZYONUMUZ
• Çevreye duyarlı sanayi kültürünü oluşturmak,
İnsan kaynağına ve üye profiline özenilen
yönetişim (katılımcı yönetim) anlayışı ile ilçenin
sosyal ve ekonomik hayatını canlandırarak
toplumsal memnuniyeti artırmak.
• Bölgedeki ve yakın ilçelerdeki yatırım alanlarını
teşvik etmeye yönelik çalışmalar yapmak,
• Küçük ölçekli firmaların şirket ortaklıkları
yapması konusunda teşvikte bulunmak,
• Teknolojik ve fiziksel altyapıyı sürekli iyileştirmek,
MİSYONUMUZ
• Üyelerine dış ticaret konusunda destek olmak,
5174 Sayılı TOBB Kanununun verdiği yetkiler
ışığında;
• Yerel kurumlarla ortak hareket platformu
oluşturmak,
• Paylaşmak ve gelişmek, üyelerinin ve ticari
faaliyette bulunan tüm kuruluşların ihtiyaçlarını
doğru algılamak, bu ihtiyaçların karşılanmasında
planlayıcı ve uygulayıcı olarak aktif rol almak,
• Üyelerin yasal gelişmeler hakkında
bilgilendirilmesini sağlamak,
• Kurumsal yapılanma sürecini iyileştirmek,
• Üye ve personel memnuniyetini ve gelişimini
artırarak hizmet kalitesini sürekli iyileştirmek.
• Yeni yatırımlar için özendirici şartların
oluşmasına liderlik etmek,
• Üyelerin haklarının ve çıkarlarının korunmasını
sağlamak,
TEMEL DEĞERLERİMİZ
ETİK DEĞERLERİMİZ
• Kanunlara Uyan
• Ulaşılabilirlik
• Yalın
• Çalışkan
• Vakıflık
• İyi niyetli
• Etkili
• Yaratıcılık
• Güler yüzlü
• Önyargısız
• Önderlik
• Pozitif
• Samimi
• Kişisel Verilerde Gizlilik
• Adil
• Sorumluluk Sahibi
• Güncellik
• Dürüst
• Nitelikli
• Girişimcilik
• Tarafsız
• Çevreye duyarlı
• Katılımcılık
• Saygın ve saygılı
• Güvenilirlik
• İnsan haklarına saygılı
KALİTE POLİTİKAMIZ
• Hesap Verebilirlik
• Azimli
• Şeffalık
• Demokrat
• Üyelerinin memnuniyeti ve
gelişimini arttırmak,
• İnovasyon
• Güvenilir
4
u
u
• Çalışanların mutluluğu ve
kalifikasyonunu arttırmak,
• Oda bünyesinde
gerçekleştirilen tüm işlerin hızlı
ve hatasız olmasını sağlamak,
• Teknolojik gelişmeleri takip
ederek sisteme dahil etmek
• İş Sağlığı ve Güvenliği
konularında faaliyetler
gerçekleştirmek
• Odanın yatırımlarını en ideal
şekilde değerlendirmek,
• Mali açıdan risk teşkil edecek
olan hususları belirleyip ve
periyodik olarak gözden geçirip
önleyici faaliyetler planlamak,
• Odanın mali gücünü sürekli
olarak iyileştirmek,
• Çevreyi korumak ve bu bilinci
yaygınlaştırmak
Politikamızın esaslarını
oluşturmaktadır
• Bölgede sosyal sorumluluk
projeleri geliştirerek üye
dışı olan yurttaşlara hizmet
verebilmek
ÜYE İLİŞKİLERİ
POLİTİKAMIZ
Kalite Politikamızın temelini
oluşturmaktadır.
İNSAN KAYNAKLARI
POLİTİKAMIZ
• Yapılan işin niteliğine uygun
olan aday personeli belirlediği
ve karar verdiği seçme &
değerlendirme süzgecinden
geçirerek işe almak,
• Üyelerin sorunlarını ilgili
kanunun verdiği yetkilere
dayanarak çözmek,
• Üyelerin ilçe, şehir ve ülke
erklerinden olan talepleri
konusunda lobicilik yaparak
seslerinin duyurulmasını
sağlamak,
• Üyelerin eğitim ihtiyaçlarını
tespit ederek giderilmesini
sağlamak,
• Tüm bölümlerde
oryantasyonunu sağlamak,
• Üyelere güler yüzlü ve kaliteli
hizmet verebilmek,
• İş ve kişisel gelişimini sağlayıcı
periyodik eğitimlere dahil
etmek,
• Üyelerin yurt içi ve yurt dışı
yatırımlar yapmalarını teşvik
etmek ve bunların kurumlarla
ilişkilerini sağlamak,
• Adaletli bir yöntem
uygulayarak performanslarını
değerlendirmek ve mutlu
bir çalışan profili yaratarak
personel devir hızını azaltmak.
• Üyelerinin dış ticaret
konusundaki eksikliklerini
tespit etmek ve destek olmak,
HABERLEŞME
VE İLETİŞİM
POLİTİKAMIZ
• Üyelerin menfaatine yönelik
ve odayı tanıtıcı yönde her
türlü doğru ve tarafsız haberi
en etkin iletişim araçlarını
kullanarak yayınlamak
• Üyelerin iletişim konusunda
tercih ettikleri yöntemleri
tespit ederek haberleşmeyi
bu yöntemlere uygun şekilde
gerçekleştirmek
• Oda ile ilgili çıkan tüm
haberleri takip etmek ve gerekli
durumlarda ilgili kurumlara
bilgilendirmeler yapmak
Politikamızın esaslarını
oluşturmaktadır.
BİLGİ İŞLEM
POLİTİKAMIZ
• Yapılan işe ve teknolojiye
uyumlu donanım ve
yazılım altyapısını sürekli
güncelleyerek üyelere hızlı ve
hatasız şekilde hizmet vermek,
• Bilgi güvenilirliğini ve bunun
sürekliliğini sağlamak
• Dijital arşivleme sistemini
kurarak geriye doğru
izlenebilirliği sağlamak
Politikamızın esaslarını
oluşturmaktadır.
• Üyelerin proje yapabilme
yeteneğini geliştirmek ve
Mutlu Üye kazanımını sürekli
arttırmak,
• Web sayfasını kullanıcı dostu
haline getirerek ve sürekli
güncelleyerek ilçe genelinde
her kesimin faydalanabileceği
bir veri tabanı oluşmasını
sağlamak
MALİ POLİTİKAMIZ
Politikamızın esaslarını
oluşturmaktadır.
Politikamızın esaslarını
oluşturmaktadır.
5174 sayılı kanun gereklerine
uygun olarak;
• Oda gelirlerini zamanında ve
eksiksiz olarak tahsil ederek,
tüm harcamaları onaylanmış
yasal bütçeye uygun olarak
gerçekleştirmek,
KÖRFEZ TİCARET ODASI
www.korfezto.org.tr
u
u
5
u
u
BAŞKANDAN
Yeni bir yönetim ve yeni bir vizyon ile
yeniden merhaba
Ülkemizin her yerinde Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 hedeflerini
gerçekleştirmek için seferberlik devam ediyor. Daha ötesine ulaşmak
için yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuyoruz. Artık sadece klasik
üretim ekonomisi rekabette öne çıkmak için yetmiyor.
K
örfez Ticaret Odası’nın değerli üyesi,
kıymetli okurumuz;
Sizleri şahsım ve yönetim kurulumuz
adına saygıyla selamlıyorum.
Körfez Ticaret Odası’ndaki değişim ve dönüşüm sürecinde bir yıllık süreyi geride bıraktık. Odamız yeni döneminde kentimizin ve ülkemizin gelecek vizyonuna uygun çalışmalara
öncelik vermeye devam ediyor.
Körfez Ticaret Odası, artık sadece bürokratik işlemler yapan bir kurum izlenimden
çıktı. Körfez’de ve Kocaeli’de kentin ticaretine, sanayisine, eğitimine ve sağlığına kadar
her alanda kente fayda sağlamaya çalışıyoruz.
Projelerimiz başta üyeleriniz olmak üzere tüm
kentin ortak aklı ile birlikte şekilleniyor.
Kritik bir eşiğe geldik. Türkiye’nin bugüne
kadar başarıyla devam eden büyüme yolculuğunda kritik bir eşikteyiz. Konvansiyonel üretim ve klasik ticaret anlayışı ile geldiğimiz bu
noktada daha da yükseğe çıkmamız ve ayağımız bir şeylere takılmadan ilerlemeye devam
etmemiz gerekiyor. Tüm gelişmekte olan ekonomilerin önünde engel olan orta gelir tuzağı
engelini aşabilmemiz ve yeniliklere ayak uy-
durmak, inovasyon ve markalaşmaktan geçmektedir. Ülkemizin her yerinde devam eden
Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 hedefine ulaşabilmek için bu kaçınılmazdır. Kamu ve özel
sektör 2023 hedefleri için seferber oldu. Daha
ötesine ulaşmak için yeni bir bakış açısına
ihtiyaç duyuyoruz. Artık sadece klasik üretim
ekonomisi rekabette öne çıkmak için yetmiyor.
Türkiye dünyada üretimde 10. sırada, inovasyon da 36. sırada. Hem sanayi hem de ticaret alanında AR-GE ve yenilikçiliğe dayalı bir
konuma yükselmezsek, eski ezberlerimiz ile
yarını kurgulamamız mümkün olmayacaktır.
Kocaeli Türkiye’nin önemli markalarını bulunduran bir kenttir. Ancak bu yetmez. Kendimize
ait markalar çıkarmamızın zamanı geldi de geçiyor. Firmalar artık sadece kalite değil, farklı
ürünler üretmeli ve farklı markalar yaratmalı.
Önümüzdeki en büyük ve en önemli mesele,
farklılaşmak ve markalaşmaktır. Artık sadece
iyi olmak yetmiyor. Herkes kaliteli mal ve hizmet üretebiliyor. Bizim bir şeyleri farklı yapmamız gerekiyor. Firmalarımızın farklılaşması,
yeni ufuklar kazanması, kentimize ve ülkemize
yeni markalar kazandırması çok önemli. Oda
olarak biz üyelerimizin yanındayız. Ne gerekiyorsa onu da yapmaya hazırız.
Körfez’de iş dünyasının çatı kuruluşu olarak çalışmalarımızı üyelerimizden aldığımız
güçle ve ortak bir gelecek hedefiyle önümüzdeki dönemde de yoğun bir şekilde sürdüreceğimizi ifade ederek; sizlere huzur ve mutluluklar temenni ediyor işlerinizde kolaylık,
kazancınızda bereket diliyorum.
Saygılarımla.
MUSTAFA EFE
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Ticaret Odaları Konsey Üyesi
Körfez Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı
6
u
u
Güçlü ve modern araç filomuz,
tecrübeli kadromuz ve
yılların verdiği birikimimiz ile
yanınızdayız...
Mimar Sinan Mah. Adnanacarlar Sok.
No: 9/2 Körfez / KOCAELİ
Tel: + 90 (262) 528 17 04 - 527 96 77
Faks: + 90 (262) 528 17 05
e-posta: info@batuhantasimacilik.com
web: www.batuhantasimacilik.com
“Güvenin Eseri”
u
u
7
u
u
KTO MECLİS BAŞKANI’NDAN
Körfez şimdi
daha da güçlü
Körfez ilçemiz, ekonomik, sosyal ve kültürel değerler bakımından
oldukça zengin bir ilçe. Bu değerlerin çok iyi bir şekilde harmanlanıp
ilçemize katma değer sağlanması gerekiyor.
Güngör Ayhan
Körfez Ticaret Odası
Meclis Başkanı
8
u
u
2
013 yılında Odamız seçimlerini
Odamıza yakışır bir şekilde
gerçekleştirdik. Öncelikle bu süreçte
bizlere destek veren tüm üyelerimize Körfez
Ticaret Odası Meclis Divanı ve Meclis
Üyelerimiz adına gönülden teşekkürlerimi
sunuyorum. Sizlerden aldığımız güç ile
ayaklarımızı yere daha da sağlam basarak
çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Hepimize düşen en önemli görev,
bundan sonraki süreçte Körfez ilçemizi ve
bölgemizi ilgilendiren her platformda birlik
ve beraberlik tablosunu ortaya koymaktır.
Bu doğrultuda, çalışmalarımızda bu
birliktelik tablosunu en kısa zamanda
kentimize yansıtmamız gerektiği düşüncesi
ortaya çıkmıştır.
Körfez ilçemiz ekonomik, sosyal ve
kültürel değerler bakımından oldukça
zengin bir ilçe. Bu değerlerin çok iyi bir
şekilde harmanlanıp ilçemize katma değer
sağlanması gerekiyor.
Körfez Ticaret Odası olarak, kentteki tüm
dinamikleri, ‘Körfez İlçeyi Nasıl Daha Da İyi
Bir Noktaya Getiririz?’ gayesi için harekete
geçirmek gerekiyor. Bunun için de Körfez
ilçedeki tüm sivil toplum örgütlerinin birlik
ve beraberlik içerisinde hareket etmesini
arzu ediyoruz.
Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını
karşılamak, mesleki faaliyetlerini
kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere
uygun gelişmesini sağlamak, mensuplarının
birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde
dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere
mesleki disiplin, ahlak ve dayanışmayı
korumak ve bu kanunda yazılı hizmetler ile
mevzuatla odalara verilen görevleri yerine
getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe
sahip kamu kurumu niteliğinde meslek
kuruluşlarıdır.
Odamız da, kanunla belirtilen bu görev ve
sorumluluklarını yerine getirebilmek amacı
ile sürekli hedeflerini büyütmekte, vizyonunu
genişleterek daima şehrin bir adım önünde
yer alarak her alanda ilimizi geleceğe
taşıma gayretini göstermektedir. Çağın
gereklerine uygun çağdaş ve kalite hizmetin
altyapısı düzgün, modern ve her türlü
donanıma sahip bir ortamda verilebileceği
düşüncesinden hareketle yeni bir oda binası
inşa edilmiştir. Böylelikle Körfez’in değişen
ve gelişen yüzü de dış dünyaya en güzel
şekilde gösterilme hedefine ulaşılmıştır.
Odamız, üyelerinin her alandaki
sorunlarıyla ilgilenerek çözümü yönünde
büyük gayretler sarf etmektedir.
Körfez Vizyon dergimizin değerli
okuyucuları, Körfez Ticaret Odası Meclisi
olarak sizlerden gelecek görüş ve önerilere
her zaman açık olduğumuzu belirterek iş
hayatlarınızda başarılarınızın daimi olmasını
diliyorum.
Saygılarımla
öncü hizmet,
öncü kalite...
Sıvı kimyasal madde ve gıda maddeleri
taşımacılığında yanınızdayız...
Hizmetlerimiz
•
•
•
•
•
Yurtiçi Taşımacılığı
Yurtdışı Taşımacılığı
Tren-Vagon Tahliyesi
Gemi Tahliyesi
Proje Taşımacılığı
•
•
•
•
Dökme Sıvı-Kimyevi Madde Taşımacılığı
Evrak Düzenleme ve Bilgi Desteği
Tanker İç / Dış Yıkama
Araç Takip Sitemi
Araç filomuz’da
40 adet kamyon
ve tır
bulunmaktadır.
T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’ndan alınmış
tanker yıkama belgemiz ile lisanslı olarak faaliyet göstermekteyiz.
Yüksek basınçlı, insansız tanker içi yıkama
• Soğuk su yıkama
• İstim
• Sıcak su yımama
• Dış yıkama
• İlaçlı yıkama
• Yağlama
* Saat 19:00’dan sonraki yıkamalar için randevu alınız.
GSM: (549) 270 06 41
BAŞKENT NAKLİYAT
D 100 Karayolu üzeri Yaman Sokak
Shell Yanı Şirinyalı Hereke
Buradayız
BAŞKENT NAKLİYAT
PETROL SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
D 100 Karayolu üzeri Yaman Sokak
Shell Yanı Şirinyalı Hereke /KOCAELİ
Telefon: (262) 528 42 42 (PBX) 528 42 44
Faks: (262) 528 66 02
u u
e-mail: info@baskentnakliyat.com.tr
www.baskentnakliyat.com.tr
9
u
u
TOBB BAŞKANI YAZIYOR
Türkiye ekonomisi büyüme sürecine
devam ediyor
2015 yılında yeni bir büyüme hikâyesi hazırlamaya
başlamalıyız. Yüksek hızda nasıl büyüyeceğimize ve
rekabet gücümüzü nasıl koruyabileceğimize ilişkin
gündeme geri dönmeliyiz.
M. Rifat
Hisarcıklıoğlu
TOBB Başkanı
K
üresel kriz 2013 yılında ABD
ve Avrupa’dan sonra Asya’daki gelişen ülkeleri etkisi altına aldı. Böylece üçüncü ve
muhtemelen son aşamasına geldi.
Başlangıç noktası olan ABD ekonomisinde ise giderek daha güçlü
canlanma sinyalleri geliyor.
Bunun sonucunda ABD Merkez
Bankası FED 5 yıldır uyguladığı genişletici para politikalarına son vermeyi planlıyor.
Avrupa’daysa ülkelerin dağınık
politik yapısı ve farklı öncelikleri hızlı
adımlar atılmasını geciktirdiğinden
toparlanma daha yavaş gerçekleşiyor.
Yine de yaklaşık 2 sene sonra
Euro bölgesinde ilk ekonomik büyüme rakamlarının görünmesi olumlu
bir gelişme oldu.
Türkiye’de ekonomide çarklar
yeniden hızlandı. Rekor düzeye ulaşan dış açığın neden olduğu kırılganlığın sürdürülemeyecek boyuta
ulaştığının görülmesiyle alınan ön-
10
u
u
lemler 2012 yılında ekonomiyi yavaşlatmıştı.
Böylece ilk defa cari açık bir kriz
sonrası değil, uygulanan ekonomi
politikası ile düşürülebilmişti. Ancak ticaret ve yatırım da yavaşlamıştı.
Ekonomideki makro temellerin
sağlam tutulması, temkinli büyümeye ağırlık verilmesi sayesinde iş
dünyasının güveni yeniden yükseldi.
En büyük ihracat pazarımız Avrupa ekonomilerinde toparlanma
da olumlu etkiledi. Böylece yılın
ikinci yarısından itibaren ekonomideki büyüme hızlandı.
2014’e baktığımızda iş dünyasının beklentileri daha olumlu. Küresel iktisadi ortamdaki düzelmelerin
devam edeceğini, petrol fiyatının
mevcut düzeyini koruyacağını ve
çevre ülkelerdeki siyasi gerginliğin
bugünkünden fazla olmayacağını
varsaydığımızda, 2015’in, 2014 ve
2013’e kıyasla daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz.
2014 yılı bizim açımızdan fırsat yılı
olabilir. Küresel kriz sonrasında hızla
toparlanan ekonomimiz, Avrupa ile
aradaki farkı biraz daha kapattı. Ancak arkamızdan gelen diğer gelişen
ülkeler de en az bizim kadar ve hatta
daha faza büyüyerek bize yaklaştı.
Şimdi onlar da bir süre yavaşlayacak, bu arada gelişmiş ülkelerdeki
durgunluk sona yaklaşacak. Büyüme tempomuzu yükseltip muhafaza
edersek dünya ligindeki konumumuzu daha ileri taşıma fırsatını yakalayabiliriz.
renebilmesinden geçiyor.
2015 yılında yeni bir büyüme
hikâyesi hazırlamaya başlamalıyız.
Yüksek hızda nasıl büyüyeceğimize
ve rekabet gücümüzü nasıl koruyabileceğimize ilişkin gündeme geri dönmeliyiz. Düşük tasarruf oranı engelini
nasıl aşacağız? Kamu idaresinde kurumsal yapıyı nasıl yerleştireceğiz?
İşgücü maliyetlerine dayalı ve giderek kaybettiğimiz rekabet gücümü-
zün yerine, kaliteye ve yenilikçiliğe
dayalı rekabeti getirebilecek miyiz?
İşte bu soruların cevapları yeni
büyüme hikâyemizin başlangıcıdır.
Önümüzdeki yeni döneme dair tutarlı, inandırıcı ve hayata geçebilir yeni
bir büyüme hikâyesi ortaya koyabilmeliyiz.
Bu hikâye 2023 hedefleri için gerekli atılımları yapabilmek için de bir
yol haritası işlevi görecektir.
Ama bu fırsatı değerlendirebilmek
için yapmamız gereken ev ödevlerimiz bulunuyor. Türkiye’nin küresel
ekonomide başarıya ulaşmış ve bunu
sürekli kılabilen şirketlere ihtiyacı var.
İhracatımız içinde orta teknolojili
ürünlerin payı artarken ileri teknoloji
gerektiren ürün ihracatının payının
azalması, özellikle sanayimizdeki yapısal dönüşüm ihtiyacını gösteriyor.
Yapılması gereken, reel sektöre
ağırlık vererek, üretim ve ihracatı milli
mesele olarak algılamak ve artırmaktır. Üretim ve ihracat maliyetlerinin
azaltılması, reel sektörün üzerindeki
yüklerin indirilmesi, girdi maliyetlerinin makul seviyelere çekilmesi öncelikli hedeflerimiz olmalı.
Vergi reformunu, eğitim reformunu, yargı reformunu, kamu yönetimi
reformunu, firmaların sağlıklı büyümelerine elverişi hale getirecek şekilde tasarlamak gerekiyor.
Bunları başarmanın yolu, kamu
ve özel sektörün bir arada çalışabilmeyi, kararları ortak tasarlamayı öğu
u
11
u
u
HABERLER
TOBB Akredite
yolculuğumuz başladı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) tarafından 2001 yılında
başlatılan “Oda Geliştirme Modeli”
çalışmaları kapsamında gündeme
gelen, 2002 yılında pilot 10 Oda’ya
uygulanan akreditasyon sistemine
Odamız da dahil edildi.
T
ürkiye genelinde yürütülen akreditasyon
projesindeki temel amaç, odalar arasında kalite
bilinci yaratmak, oda ve borsaların kapasite ve
yeterliliklerini artırarak üyelere sunduğu hizmet kalitesini
iyileştirmek, oda ve borsaların profesyonelliklerini ortaya
koymasını sağlamak, iş dünyasında oda ve borsaların
güvenilirliğini artırmak, Türk ve Avrupa sistemleri
arasında uyum sağlamaktır.
Tüm Oda ve Borsa’larda aynı hizmet kalitesini
sağlamayı amaçlayan Akreditasyon sürecinde Odamız da
10. Dönem grubu içinde çalışmalarına başlayacak.
Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, 2013
yılında yaptıkları çalışmalar ile Kalite Yönetim Sistemi
belgelerini aldıklarını belirterek, “TOBB tarafından
akreditasyon sürecine dahil edildik. Akredite Oda olmak
için çalışmalarımızı hızlandıracağız. Üyelerimize etkin
hizmet sunmak; Körfez ilçemizin ticaret alanında alt
yapısının oluşturulması, her sektörün üretim, hizmet
ve kalite düzeylerinin arttırılması için uygun ortamlar
hazırlamak ve Körfez ilçemizin ulusal ve uluslararası
düzeyde tanıtımını sağlamak her zaman önceklerimiz
arasında yer aldı. Körfez Ticaret Odası olarak
akreditasyon sürecinde çalışmalarımızı titizlikle devam
ettireceğiz. Akreditasyon yolculuğumuz tüm Üyelerimiz
için hayırlı olsun.” açıklamasında bulundu.
Tobb Akreditasyon Sistemi Nedir?
• Oda Sistemimizin iş dünyası nezdindeki saygınlığının
artırılmasını,
• Odalarda sunulan hizmet türlerinin genişletilmesini,
hizmet kalitesinin iyileştirilmesini
• Türk Oda Sisteminin Avrupa Oda Sistemine
uyumunun sağlanmasını amaçlayan Akreditasyon
Sistemi;
12
u
u
• Üyeler; profesyonel biçimde, yüksek kalitede hizmet
sunulmasını temin etmek amacıyla çok sıkı bir
denetim sürecinden geçirilen bir dizi ana hizmetlere
erişim sağlayabileceklerdir.
• Odaların üyelerine “Beş Yıldızlı Hizmet” vermesi
için fırsat oluşturan Akreditasyon Sistemi; Odaların
yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası platformlarda
markalaşmasında öncü rol üstlenmektedir.
Tobb Akreditasyon Sistemi’nin Yararları
Akredite Odalar ve Borsalar aşağıdakilerden
yararlanacaklardır:
• Kalitesi teminat altında olan oda/borsaların bölgesel
ve ulusal ağın bir parçası olarak elde edecekleri güç ve
profil.
• Finans fırsatları, bilişim, iletişim ağı kurma ve kişisel
gelişim için uluslararası oda/borsalar ağının bir
parçası olma.
• Yapılandırılmış, etkin bir danışmanlık ve iletişim
süreci vasıtasıyla üye görüşlerinin bölgesel ve ulusal
düzeyde karar alıcılara ulaştırılacağından emin olma.
• İş performansını ve verimliliğini artırmak için
tüm ağ içindeki oda/borsalarda iyi uygulamaların
paylaşılmasına yönelik bir mekanizmanın yer alması.
• Personelin sürekli mesleki gelişimine yardımcı olacak
destek bir yapı.
Bu kazanımların sonucunda üyeler; profesyonel biçimde,
yüksek kalitede hizmet sunulmasını temin etmek
amacıyla çok sıkı bir denetim sürecinden geçirilen bir dizi
ana hizmetlere erişim sağlayabileceklerdir.
TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu
24 Saat Körfez İlçenin Yanındayım
TOBB Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu’nu makamında
ziyaret ettik
Y
önetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe,
Meclis Başkanımız Güngör Ayhan, Meclis
Başkan Yardımcımız Bilal Atak, Meclis
Katip Üyemiz Hamza Küpeli, Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcılarımız Recep Öztürk, Sedat
Zımba, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Mustafa
Gülçan, Mustafa Genç, Erkan Çağlayan, Ahmet
Kırcı, Oda Genel Sekreterimiz Kenan Mintaş’ın
aralarında bulunduğu heyeti TOBB Başkanımız
Sayın M.Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB Yönetim
Kurulu Üyesi Sayın Arif Parmaksız karşıladı.
TOBB Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Odamız yönetimini ağırlamaktan duyduğu
memnuniyeti dile getirerek, kendilerine hayırlı
olsun dileklerinde bulundu. Başkan Hisarcıklıoğlu,
“Zor bir görevi üstlendiniz. Allah utandırmasın.
Önümüzdeki dört yıl boyunca daha önce de olduğu
gibi Körfez ilçemizdeki bütün tüccarın temsilcisi
sizsiniz. Bu çerçevede ana amacımız üyelerimize
hizmet olacaktır. Bu görev insanı kendi işinden
ayırır. Diğer taraftan ise Körfez ilçemiz esnafı için
yapacağınız her katkı da size ayrı bir değer katar.”
açıklamasında bulundu.
Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin gözbebeği
ilçelerinden biri olan Körfez’in her zaman
yanındayım.”
Ziyarette TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe’yi
Oda olarak sağladıkları birliktelikten dolayı
tebrik ederek, “Körfez Ticaret Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Mustafa Efe ile daha önceki
çalışmalarımızda da Odalar Birliği’ndeki
tanışıklığımız dışında aramızda bir kardeşlik bağı
oluştu. Önceki dönemdeki arkadaşları da yeni
dönemdeki arkadaşları da kutluyorum. Öncelikle
muhteşem bir binanız var. Hizmet verdiğiniz yer her
zaman çok önemli. 24 saat Körfez’in yanındayım.
Birlikten rahmet ve bereket doğar. Birlikte hareket
edip, farklı düşünüp, ortak akılda birleşirsek
yapamayacağımız hiçbir şey yok. Körfez Ticaret
Odası da Türkiye’nin gözbebeği bir ilçe olduklarını
her zaman çalışmalarına yansıtıyor.” dedi.
u
u
13
u
u
HABERLER
Dış Paydaş Çalıştayımızı
Tamamladık
Odamızın 2014-2017 Stratejik Plan çalışmaları
kapsamında Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İl ve İlçe
Protokolünün katılımı ile dış paydaş çalıştayımızı
tamamladık.
T
oplantı salonumuzda
gerçekleştirilen Çalıştay’a
Kocaeli Vali Yardımcısı Şükrü Çakır,
Körfez İlçe Kaymakamı Mahmut
Şirinoğlu, Körfez Belediye Başkan
Yardımcısı Faruk Denli, Körfez İlçe
Emniyet Müdürü Cenk Özmen,
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı
Genel Sekreteri Dr.Fatih Akbulut,
Sosyal Güvenlik İl Müdürü Nurettin
Nacar, KOSGEB İl Müdürü Ertuğrul
Çetinkaya, Türkiye İstatistik
Kurumu Bölge Müdürü Zeki
Bostancı, Körfez Vergi Dairesi
Müdürü Abdullah Cesar, Körfez
İlçe Gıda,Tarım ve Hayvancılık
Müdürü Semra Koşumcu, Körfez
Malmüdürü Mustafa Ergül, Körfez
14
u
u
Şoförler ve Otomobilciler Odası
Başkanı Ali Karadeniz, Körfez Esnaf
ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yahya
Öztürk, banka müdürleri, medya
temsilcileri katıldı.
Dış paydaş toplantısında açılış
konuşmasını yapan Yönetim
Kurulu Başkanımız Mustafa Efe,
akredite olmak için çalışmaları
hızlandırdıklarına değinerek, “Son
seçimimiz 13 ay önce oldu. Yeni
bir döneme başladık. Bu dönemde
arkadaşlarımızla akredite Oda
olmak için karar aldık. Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği tarafından
da başvurumuzun kabul edilmesiyle
çalışmalarımıza başladık. Şu
anda eğitimlerimiz devam ediyor.
Bizim için çok önemli olan, değer
verdiğimiz görüş ve düşüncelerinize
ihtiyacımız var. Sizlerin düşünce
ve görüşleri bizim için yol haritası
olacaktır.” açıklamasında bulundu.
Düzenlenen çalıştayda,
katılımcılardan Odamızın güçlü,
güçsüz olduğu konular, varoluş
nedeni, tehditler, fırsatlar, yapısı,
işleyişi ve değiştirilmesi gereken
yönleri hakkında görüşler alındı.
Çalışma verileri incelenerek
rapor haline getirilecek ve
Odamız 2014-2017 Yılı Stratejik
Plan çalışmasında yol haritası
oluşturacak.
u
u
15
u
u
HABERLER
İç Paydaş Çalıştayımızda
Üyelerimize Odamızı Sorduk
Stratejik Planımız çalışmaları kapsamında
Yönetim Kurulu, meclis, meslek komiteleri
ve Odamız üyeleri ile iç paydaş
çalıştayımızda bir araya geldik.
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde
başlatılan akreditasyon çalışmalarımızın en önemli
basamaklarından birini oluşturan 2014 – 2017 yılı
Stratejik Planımız çalışmaları kapsamında Yönetim
Kurulu, meclis, meslek komiteleri ve Odamız üyeleri ile
iç paydaş çalıştayımızda bir araya geldik.
Üyelerimiz ile bilgi paylaşımı fırsatı bulduğumuz
çalıştayımızda, Körfez ilçemizin temel sorunları, bu
sorunlara çözüm önerileri, Odamızın yapısı ve işleyişi
ve geliştirilmesi gereken yönleri üzerinde geniş çaplı bir
çalışma yapma fırsatı elde ettik.
Tüm bu çalışmalarımız neticesinde akreditasyon
çalışmalarımıza yön verecek Stratejik Planımızı elde
edeceğiz ve bu detaylı çalışmamızı üyelerimiz ile
paylaşacağız.
16
u
u
Odamız Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran’ı Ağırladı
Odamız Meclis Toplantısı’nda Körfez
Belediye Başkanı İsmail Baran’ı ağırladık.
Y
önetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, “30 Mart
yerel seçimlerinde oyunuzu artırarak Körfez İlçemiz
Belediye Başkanlığına seçildiniz. Seçimlerden önce
Meclis toplantımıza katılmış, görüş ve önerilerimizi
almıştınız. Seçim sonrasında da aynı heyecanla
yolunuza devam ettiğinizi görüyoruz. Siz de esnaf
olduğunuz için bizim sıkıntılarımızı çok iyi biliyorsunuz.
Önemli gördüğümüz bazı sorunlarımızı sizlerle
paylaşmak istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran,
“Körfez Marka Kent Olacak”
Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran, Meclis
Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “25 yıl Körfez
ilçemizde esnaflık yaptım, uzun zaman da siyasetin
içinde olduk. İlçemizin eksiklerini, sıkıntılarını ve çözüm
yollarını biliyoruz. Körfez’e sevdamız var; biz Körfezliyiz.
Biz çok güzel çalışmalara imza atacağımıza inanıyoruz.
Sanayi kentiyiz; aynı zamanda turizm kenti de olacağız.
Körfez İlçemizi sadece Kocaeli’de değil Türkiye’de
marka kent yapacağımıza gönülden inanıyorum.”
açıklamalarında bulunduktan sonra Meclis üyelerinin
Körfez ilçe hakkındaki sorularını cevapladı.
u
u
17
u
u
HABERLER
Dış Ticaret Eğitimimizi Tamamladık
Odamız ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı işbirliği ile düzenlenen Dış Ticaret Eğitimi
tamamlandı.
D
oğu Marmara Kalkınma Ajansı
(MARKA) ve Odamız işbirliği
ile düzenlenen; ihracat yapan
veya ihracat yapma isteğinde
olan firmaların dış ticarete ilişkin
bilgilerini geliştirmek üzere
düzenlenen ve üç gün süreyle
devam eden “Ücretsiz Sertifikalı Dış
Ticaret Eğitimi” ev sahipliğimizde
yapıldı.
Eğitimde, pazar araştırmasının
yöntemleri, dış ticarette teslim
şekilleri, dış ticaretin finansmanı,
dış ticarette ödeme şekilleri,
uygulamalı akreditif açılması, genel
dış ticaret mevzuatı gibi daha
birçok konuda eğitim katılımcılarına
uygulamalı bilgiler verildi.
Eğitimin oldukça verimli
geçtiğini ifade eden katılımcılar,
söz konusu eğitimde uygulamaya
dönük bilgilerin verilmesinin,
işletmelerinin dış ticaret
operasyonlarında kendilerine büyük
fayda sağlayacağını ifade ettiler.
Eğitmen Bahar Karalar ise, dış
ticaret eğitimlerinin, işletmeler
için önemine değinerek, “Dış
Ticaret Eğitim Programları” nda
amaçlanan firma temsilcilerini ve
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı
Erhan Coşkun’a Ziyaretimiz
Y
önetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe, Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcımız Sedat Zımba, Yönetim
Kurulu Üyelerimiz Veli Yıldız, Mustafa Genç, Erkan
Çağlayan ve Ahmet Kırcı, Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı
Erhan Coşkun’u makamında ziyaret etti.
Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa EFE,
Körfez Ticaret Odası olarak her zaman Vergi Dairesi
Başkanlığıyla iş birliği içinde çalıştıklarını ve bundan
sonraki dönemde de bu iş birliğinin devam etmesinin
önemine vurgu yaparken Vergi Dairesi Başkanı
COŞKUN’ a yeni görevinde başarılar diledi.
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanı Erhan Coşkun, ilimiz
ve ilçemiz ekonomisinin gelişimi için her iki kurumun
işbirliği içerisinde olması gerektiğini belirterek,
Yönetim Kurulu Başkanı EFE’ ye ve Yönetim Kurulu
Üyelerine nazik ziyaretleri için teşekkür etti.
18
u
u
yöneticilerini dış ticaret konusunda
bilgilendirmek ve yeniliklerden
haberdar etmektir. Bu eğitim
programında Türk Dış Ticaret
Rejimi, İhracata Yönelik Devlet
Yardımları, Gümrük Mevzuatı
Uygulamaları, Dahilde ve Hariçte
İşleme Rejimleri, Eximbank
Kredileri ve Kredi Sigorta Garanti
Programları, İhracatta KDV
İstisnası, Dış Ticarette Ödeme
Şekilleri ve Bankacılık İşlemleri
gibi çeşitli konular işlenmektedir.”
açıklamalarında bulundu.
Üyelerimizi ziyaret ediyoruz
Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte
üyelerimizi ziyaretlere devam ediyoruz.
Meclis Üyemiz Sibel Moralı’yı Ziyaret Ettik
Odamız Meclis Üyesi Sibel
Moralı’yı iş yerinde ziyaret
ederek çalışma hayatında
başarılarının devamını diledik.
Meclis Üyesi Bahar Baykal’ı
Ziyaretimiz
Odamız Meclis Üyesi Bahar Baykal’ı Yönetim
Kurulu üyelerimiz ile birlikte ziyaret ederek
çalışmalarımız hakkında bilgi verdik ve
Odamızdan istek ve taleplerini dinledik.
Meclis Üyemiz, Kimaş Plastik ve Promosyon
San.Tic.Ltd.Şti.’ nin yöneticisi Bahar Baykal’ı
ziyaretimizde iş yerini gezerek faaliyetleri
hakkında bilgi edinme fırsatı elde ettik.
Odamız Yöneticilerinden
Üyelerimizden Soner Tekgül’e
Ziyaret
Odamız Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerinden
oluşan heyet üyelerimizden Soner Tekgül’ü iş
yerinde ziyaret etti.
Üyemiz Soner Tekgül’e gerçekleştirdiğimiz
ziyarette Odamız çalışmaları hakkında bilgi
paylaşımında bulunuldu ve üyemizin bizden
beklentileri dinlendi.
u
u
19
u
u
HABERLER
Odamızda Göz Sağlığı Konuşuldu
Odamız ve Dünya Göz Hastanesi İzmit Şubesi işbirliği
ile Oda üyelerine yönelik “Ofiste Göz Sağlığını Bozan
Tehlikeler” konulu bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
O
damız üyelerine yönelik, ofis
ortamlarında ekran karşısında
çalışmalara bağlı olarak daha çok
artan göz hastalıklarına yönelik
Dünya Göz Hastanesi İzmit
Şubesi işbirliği ile Prof.Dr.Orhan
Elibol’un sunumu ile gerçekleşen
bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Üyelerimizin katılımının yoğun
olduğu toplantıda sunum yapan
Elibol, “Göz sağlığı ihmale gelmez.
Bu doğrultuda göz sağlığının nasıl
korunması gerektiği konusunda
halkımızı bilinçlendirmeye ve erken
teşhis için düzenli göz kontrolünün
önemini anlatmaya çalışıyoruz.”
açıklamasında bulundu.
Bilgilendirme toplantısından
sunum sonrasında Prof.Dr.Orhan
Elibol, katılımcıların göz sağlığına
yönelik sorularını cevaplandırdı.
İstanbul Fuar Merkezi CNR EXPO’da gerçekleştirilen
WorldFood İstanbul 22. Uluslararası Gıda Ürünleri ve
Teknolojileri Fuarı’na gezi düzenledik
Türk gıda sektörünün uluslararası buluşma noktası olan ve
1000’den fazla markanın katılım sağladığı Worldfood İstanbul
Gıda Fuarı’na Odamız üyelerinin katılımı ile düzenlediğimiz
gezide Üyelerimiz, gıda dünyasını birçok yeni ürünle tanışma
imkanı elde etti.
22. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı Worldfood
2014, Çikolata, Şekerleme, Bisküvi, Zeytin ve Zeytinyağı Ürünleri,
Bal, Pekmez, Reçel, Çay, Kahve Ürünleri, Yumurta, Süt ürünleri,
Bakliyat, Baharat, Yöresel ürünler, Meyve suyu ve Meyve suyu
Konsantre Ürünleri, Paketlenmiş ve Hazır gıdalar başta olmak
üzere pek çok ürünün yer alacağı katılımcı profiline ev sahipliği
yaptı. Düzenlenen fuara üyelerimizin ilgisi de yüksek oldu.
Körfez Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı
Yahya Öztürk’ü İş Yerinde Ziyaret Ettik
Odamız Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe ve Yönetim
Kurulu üyelerimiz Körfez Esnaf ve Sanatkarlar Odası
Başkanı Yahya Öztürk’ü ziyaret etti.
O
damız Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Efe, Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Sedat Zımba,
Yönetim Kurulu Üyeleri Mustafa
Genç, Ahmet Kırcı, Hetem
Karahancı, Meclis Üyelerimiz
Şener Söğüt, Türkay Kaya ve Fatih
Fidan’ın aralarında bulunduğu
heyet, Körfez Esnaf ve Sanatkarlar
20
u
u
Odası Başkanı Yahya Öztürk’ü iş
yerinde ziyaret etti.
Körfez İlçe Ağadere Caddesi
esnaflarından olan Yahya Öztürk’e
çalışmalarından başarılar dileyen
Odamız yöneticileri, cadde
esnafının sıkıntıları hakkında kendisi
ile görüş alışverişinde bulundu.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri
Doç. Dr. Tahir BÜYÜKAKIN’ı Ziyaretimiz
Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri
Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ı Ziyaret Etti
K
ocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç
Dr. Tahir Büyükakın’a gerçekleştirilen ziyarette
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe’ye, Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcıları Sedat Zımba, Recep
Öztürk, Yönetim Kurulu Üyeleri Erkan Çağlayan,
Mustafa Genç, Veli Yıldız ve Mustafa Gülçan eşlik etti.
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe, Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter’i Doç.
Dr.Tahir Büyükakın’a görevinde başarılar dileyerek,
“Bir önceki görevinizde ilimize önemli katkılarınız
olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu gün bu başarılı
çalışmalarından dolayı kendisi büyükşehir belediyesi
genel sekreterliği görevine getirilmiştir. Aynı şekilde
başarılı çalışmalarına burada da devam edeceğine
olan inancımız tamdır. Bu gün kendisine hem tebrik
ziyaretinde bulunup görevinde başarılar diliyoruz.”
dedi.
Yapılan ziyaretten dolayı büyük memnuniyet
duyduğunu ifade eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi
Genel Sekreteri Tahir Büyükakın, ziyaretleri için
Yönetim Kurulu Üyelerimize teşekkür etti.
Ziyaret devamında Kocaeli’ de ve Körfez ilçede
yapılacak projeler hakkında karşılıklı bilgi alışverişinde
bulunuldu.
Meslek Komitelerimizle
Performans
Değerlendirme
Eğitimimizi Tamamladık
Yönetim Kurulu, Meclis ve
Meslek Komiteleri Üyelerimiz
ile Odamızda düzenlediğimiz
“Meslek Komiteleri Performans
Değerlendirme” eğitimimizde bir
araya geldik.
A
kreditasyon çalışmalarımız kapsamında
düzenlenen eğitimde Danışmanımız Banu
Yüksel tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği akreditasyon standardı ve meslek
komitelerinin performans değerlendirme
çalışması hakkında katılımcılara sunum yapıldı.
Odamızda düzenlediğimiz eğitim
programı çalışmalar konusunda soruların
cevaplandırılması ile sone erdi.
u
u
21
u
u
HABERLER
Körfez Ticaret Odası Üyelerine
İmar Yönetmeliği Anlatıldı
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı
Zekeriya Özak ve İmar ve Şehircilik Dairesi
Başkanı Gökmen Mengüç’ün katılımları ile Körfez
Ticaret Odası’nda düzenlenen ve Oda üyelerinin
katılımlarının yüksek olduğu toplantıda imar
mevzuatı ile ilgili bilgi verildi.
K
örfez Ticaret Odası 1. ve
15. Meslek komitesi Meclis
Üyeleri Recep Öztürk, Şener
Söğüt, Rıfat Bekir Bekiroğlu, Turan
Kurtaran ve diğer komite üyeleri
Özcan Atalay, Göksal Uzunoğlu,
Latif Hürtürk, Mesut Göçer, Aydın
Uzunoğlu ve Razinihan Hacet
tarafından düzenlenen toplantıda
planlı alanlar tip imar yönetmeliği
ile ilgili Körfez’de faaliyet gösteren
firmalar bilgilendirildi.
Düzenlenen toplantıya KTO
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe,
Körfez Belediye Başkan Yardımcısı
Selahattin Kabadayıoğlu, KTO
Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis
Divanı, Meclis Üyeleri ve Oda üyeleri
katıldı.
Körfez Ticaret Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Mustafa Efe, toplantı
açılış konuşmasında Oda üyelerine
göstermiş oldukları yoğun katılım
için teşekkür ederek, “İmar mevzuatı
bütün sektörlerimizi yakından
ilgilendiriyor. Körfez ilçemizin imar
planı ile ilgili Kocaeli Büyükşehir
Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya
Özak ve İmar ve Şehircilik Dairesi
Başkanı Gökmen Mengüç değerli
bilgilerini bizlerle paylaştı.
Kocaeli Büyükşehir Belediye
Başkan Yardımcısı Zekeriya Özak,
Körfez ilçenin ilimizin Ülkemiz
ekonomisine yaptığı katkıda önemli
bir yere sahip olduğuna değinerek,
22
u
u
“Kocaeli 12 ilçesi ile son derece
dinamik bir kent. Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi olarak bütün imkanlarımız
ile kentimize hizmet için çalışıyoruz.
Kocaeli, sanayi kimliğinin yanında
ticaret, kültür ve turizmin de
gelişmekte olduğu bir kent. Bizler
kentin dört bir yanına hizmet
etmek için çalışıyoruz. Ülkemiz
ekonomisinin önemli bir gelirini
ilimiz karşılıyor. Körfez ilçemizin de
burada önemli bir katkısı var. Körfez
ilçemizin yerleşim alanları ve diğer
alanlarının birbirine uygun bir şekilde
entegre edilmesini istiyoruz. Sizlerle
paylaşmak istediğim bir diğer konu da
Körfez ilçemizin ulaşım sorunu. Bunu
da ulaşım master planında ele aldık
ve şu anda çalışmalarımız devam
ediyor.”dedi.
İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı
Gökmen Mengüç İmar Yönetmeliği ile
getirilen kolaylıklar, önceki ve sonraki
uygulamalar arasındaki farklar,
vatandaşa ne gibi yararları olacağına
dair katılımcılara bilgi verdi. Mengüç
konuşmasında, “Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi İmar Planı Yönetmeliği,
Plan notları çalışmalarımızı titiz bir
şekilde sürdürüyoruz. Yönetmelikte
belli başlı düzenlemeler yapıldı.
Örneğin artık konut alanlarında plan
değişikliklerine gerek kalmadan yurt
yapılabilecek. Ticaret alanları ile ilgili
kat yüksekliklerinde değişiklikler
yapıldı. Genelinde tanımlar kısmında
radikal değişiklikler yapıldı
diyebiliriz.” açıklamalarında bulundu.
Sunumlar sonrasında soru cevap
bölümünde katılımcıların soruları
cevaplandırıldı.
Komite üyelerinin T1 İmar
yönetmelikleri ticari alanlarda
kat sayılarına ilişkin sorularını
cevaplandıran Kocaeli Büyükşehir
Belediye Başkan Yardımcısı Zekeriya
Özak, “T1 konusu Derince, İzmit
ve Gebze’de de uygulanan bir konu.
T1, binanın tamamının ticari amaçlı
kullanılması durumunda ilave bir
kat veriliyordu. Eğer içinde her hangi
bir katında konut yaparsanız bir
kat ilaveden yararlanamıyorsunuz.
Sosyal donatı ayrımı yapmaksızın
ne yapabilir diye düşündük ve
binanın tamamının ticari amaçlı
kullanılıyor olması şartını koyduk.
Körfez Belediyesi T1 ile ilgili tekrar
bir çalışma yapıp Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi’ne getirirse biz onu yeniden
değerlendirmeye alırız. ” dedi.
Bilgilendirme toplantısı sonrasında
Körfez Ticaret Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Mustafa Efe,
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan
Yardımcısı Zekeriya Özak ve İmar ve
Şehircilik Dairesi Başkanı Gökmen
Mengüç’e toplantıya katılımları ve
toplantıda vermiş oldukları değerli
bilgiler için bir teşekkür plaketi
takdim etti.
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu
İzmit Körfez Geçiş Köprüsü Gezimiz
Odamız tarafından İzmit Körfez Geçişi Köprüsüne 1. ve 15. Meslek gruplarının katılımı
ile çalışmaları yerinde incelemek amacıyla bir teknik gezi düzenlendi.
K
omite üyelerinin katılımının yoğun olduğu gezide,
komite üyelerini Şantiye Baş Mühendisi Yüksek
İnşaat Mühendisi Erdoğan Dedeoğlu karşıladı ve
proje hakkında bilgilerini aktararak, “Yapım çalışmaları
devam eden projenin, otoyol uzunluğu 433 km.
olan 9 milyar dolara mal olacak ihalede 1 adet asma
köprü, 37 adet viyadük 3 adet tünel bulunmaktadır.
Yapılacak olan köprü sayesinde yılda 650 milyon dolar
tasarruf sağlanacağı öngörülmüştür. Otomobil ile 1
saat 20 dk.’lık yol 6 dakikaya indirilecektir. zmit Körfez
Geçişi Asma Köprüsü 1550 m orta açıklığı ve toplam
2682 m uzunluğu ile dünyanın en büyük orta açıklıklı
asma köprüler arasında 4. sırada yer almaktadır.”
açıklamalarında bulundu.
Teknik gezi program dahilinde ilk olarak köprü
ve güzergah hakkında görsel bilgi aktarıldı. Daha
sonrasında tekne ile köprü ayaklarının yerine gidilerek
inceleme yapıldı ve Yalova tarafına geçilerek diğer
kıyının çalışmalarını yerinde incelendi. Gezi devamında
ise, köprü halatlarının ankraj edileceği bölgede
gezilerek bilgi sahibi olundu.
Odamızın ilgili meslek gruplarının üyelerinin katıldığı
gezi, çalışmalar hakkında karşılıklı bilgi alışverişinin
yapılması ile sona erdi.
Körfez İlçe Kaymakamı Mahmut Şirinoğlu’na Veda Ettik
Trabzon’un Ortahisar ilçesine Kaymakam olarak atanan Mahmut Şirinoğlu için
düzenlenen veda programına katıldık.
İ
lçemizde beş yıldır Kaymakamlık görevinde
bulunan ve son atamalar ile Trabzon’un Ortahisar
ilçesine Kaymakam olarak atanan Mahmut Şirinoğlu
için düzenlenen veda programına katıldık. Veda
programı dahilinde Kaymakam Mahmut Şirinoğlu da
Odamıza veda ziyaretinde bulundu.
Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Efe,
Trabzon Merkez ilçesi Ortahisar Kaymakamlığı’na
atanan Körfez eski Kaymakamı Mahmut Şirinoğlu’na
görevinde başarılar dileyerek Körfez Ticaret Odası
adına plaket ve hediye takdim etti.
u
u
23
u
u
RÖPORTAJ
Tüpraş Genel Müdürü
Yavuz Erkut
“Öncelikli hedefimiz
Tüpraş’ın bölgesel
ve küresel rekabet
gücünü en üst düzeye
çıkarmak.”
Koç Topluluğunun en büyük yatırımlarını
arasında sayılan 2,7 milyar dolarlık Fuel Oil
Dönüşüm Projesi’nin başındaki kişi Tüpraş
Genel Müdürü sayın Yavuz Erkut ile proje
hakkında röportaj yaptık.
Petrol sektöründe performansına özenilen,
çevre ve yaşam değerlerine saygılı öncü şirket
olmak hedefi, yenilikçi uygulamalarla sektörümüzü yönlendirmek ve ülkenin petrol ürünleri
ihtiyacını karşılama amacı, insana saygılı, dürüst, şeffaf, etik, çalışana değer veren, müşteri
odaklı, yaratıcı ve yenilikçi, çevreye duyarlı 6 değer ile güven ve saygı, açık iletişim, etkin iş birliği, performans odaklılığı, deneyimli kuşakların
geliştiren koçluk yaptığı, çalışanların iş süreçlerimizi aktif katılımı ile desteklediği 6 çalışma
kültürü prensibi ile üreten Koç Topluluğu Enerji
Grubu şirketidir.
Sayın Erkut, Tüpraş’ı Genel Müdür olarak
bizim için tanımlarmısınız?
Rafinericiliğin her alanında operasyonel
mükemmelliği hedefleyerek güçlendirdiğimiz
şirket hedeflerimiz ve 2015 yılının Tüpraş’ını çalışanlarımız ile birlikte tasarladığımız biçimde
tanımlayayım.
Tüpraş petrol sektörünün, ham petrol temini, gerektiğinde petrol ürünleri ihracı, petrol
ürünleri üretimi, depolanması, taşıma, dağıtım
ve pazarlaması faaliyetlerini yürüten 28,1 milyon
tonluk kapasitesiyle ülkemizin öncü, Avrupa’nın
yedinci, dünyanın yirmi sekizinci büyük rafineri
şirketidir.
24
u
u
Bölgemiz, Ülkemiz ve Tüpraş için çok değerli bir yatırım olan Fuel Oil Dönüşüm Projesinin
son yılına giriyorsunuz. Tüpraş kavşağı araç,
insan akını ile müthiş bir hareketlilik yaşıyor. Bu
projede hangi aşamadasınız?
Haklısınız bu nedenle iş ve işçi sağlığı kurallarımıza özenle uyum sağlayan tüm çözüm
ortaklarımıza, bölgede ikamet eden yurttaşlarımıza tüm Tüpraşlılar olarak teşekkür ediyoruz.
Körfez kavşağında bulunan geri sayım panomuzu tüm Körfez ve Kocaeli’nin izlediğini biliyoruz.
Ölçümlememize göre on bine yaklaşan insan ve
iş trafiği sahaya akıyor. Projenin tamamlandı.
Şu ana kadar harcanan yatırım tutarı 2,7 milyar
dolar. Ülkemizin ve bir parçası olmaktan gurur
duyduğumuz Koç Topluluğunun en büyük yatırımlarını arasında sayılan projeye 2008 krizi
sonrası başladık. 2011’de de Avrupa’da en iyi
finansman ödülünü adı. Avrupa’da 2008 sonrası yapılan
bizden daha büyük bir yatırım bulunmuyor. Proje hedeflendiği gibi 2014 Kasım ayı başında tamlandı. Hedefte
şaşma olmadı.
Dönüşüm Tüpraş için nasıl bir değer yaratacak?
İzmit Rafinerisi B Bölgesinde geçmiş yıllarda Yarımca
Petkim Kompleksinin bulunduğu, şirketimize devredilen
alanda kuracağımız, neredeyse bir rafineri yatırımına eşdeğer Fuel Oil Dönüşüm Projesi’nin devreye girmesiyle
birlikte beyaz ürün verimimizi maksimize etmenin yanı
sıra kapasite kullanımı noktasında yüzde 100’lere ulaşacağız.
Proje devreye girdiğinde kendi ürettiğimiz 4,2 milyon
ton siyah ürünü kullanacağız. 4,2 milyon tondan yaklaşık
2,9 milyon ton motorin, 500 bin ton civarında benzin, 700
bin ton civarında petro kok üretiyor olacağız. Öncelikli hedefimiz siyah ürünümüzü motorin ve benzine çevirmek.
Şu anda yüzde 70’lerin üzerinde olan daha değerli beyaz
ürün oranı yüzde 90’lara doğru çıkmış olacak. Bu sonuçlarının yaratacağı kârlılık artışına gelince fizibilitede bu
rakam 550 milyon dolar faiz ve vergi öncesi kâr olarak
gözüküyor. Temel katma değer, motorin jet ve benzinin fiyatıyla, fuel oil’in fiyatı arasındaki fark kadar olacak. Keza
biz fuel oil’i ihraç ediyoruz. Türkiye de motorin ithal ediyor. Türkiye’nin 10 milyon ton civarında motorin ithalatı
var. Buradan projenin Türkiye’nin cari açığına yaklaşık 1
milyar dolar civarında pozitif etki oluşturacağız. Bu arada
alanda yaptığımız çalışmalar sırasında geçmiş dönemde
ülkemiz ekonomisine büyük hizmetler veren, Tüpraş’ın
ürettiği hammadde naftayı işleyerek petrokimya ürünlerinin üretildiği fabrikalarda görev yapan tüm Petkim’lilerin
u
u
25
u
u
RÖPORTAJ
Projesi’nin yanı sıra birçok önemli yatırım projesi için çalışmalarımız sürüyor. Enerji verimliliğinden işletme
güvenirliği, operasyonel mükemmelliğe birçok önemli projeyi tamamladık
ve iyileştirme çalışmalarımız devam
ediyor. Enerji verimliliğinde en gelişmiş rafinerilerin yer aldığı Solomon
endeksinde İlk çeyrekte yerimizi almış olacağız. Hedefimiz sektörde her
alanda operasyonel mükemmelliği
yakalamış, lojistiği güçlü, sürdürülebilir başarı için araştırmacı, yenilikçi
bir Tüpraş’ı ülkemize kazandırmak ve
her bakımdan donanımlı insan kaynağımızla Tüpraş’ı dünyadaki öncü
rafineriler seviyesine çıkarmak.
emeklerine saygı ve anı için sembolik olarak Karbon Siyahı Fabrikasının
bir duvarını muhafaza ediyoruz.
Önümüzdeki sürede Tüpraş’ı
büyütecek farklı yeni yatırımlar var
mı?
Öncelikle büyük yatırımımızı zamanında ve başarıyla bitirme çabasındayız. Biz rafinericiler için mesleki
yaşamımızın en büyük eseri olacağından, görev yapan tüm gruplarımız
için gurur kaynağı olacak. Ülkemiz
ekonomisi ve üreteceğimiz enerjinin
26
u
u
kalitesi açısından önemi daha da büyük. Bir takım projeler her zaman var,
ama açık konuşmak gerekirse zor bir
süreçten geçiyoruz. Projeyi 4.. gün
sonra ilk ürünlerin tanka gidecek şekilde devreye almak ilk hedefimiz.
Gelecek 5-10 yıl içinde Tüpraş’ı
nereye taşımayı düşünüyorsunuz?
Öncelikli hedefimiz Tüpraş’ın bölgesel ve küresel rekabet gücünü en
üst düzeye çıkarmak. Bunun için ülke
tarihinin en büyük özel sektör yatırımlarından birisi olan Fuel Oil Dönüşüm
Körfez Ticaret Odamıza ilişkin
değerlendirmenizi alabilirmiyiz?
Tüpraş olarak yüksek katma değer
yaratan, sürdürülebilir ve gelişmeye açık rekabet gücü olan, gelişmiş
pazarlara ihracatı hedefleyen, ARGE
ve teknoloji geliştirme yeteneği bulunan ve yenilikçiliğe endekslenmiş
bir şirket hedefi ile çalışıyoruz. Genel
yaklaşımımız, ülke ve şirketimiz ortak
değerlerinin tasarruf altına alınıp, işbirliği kültürünü gerek şirket, sektör
ve örgütlü sivil toplum kuruluşları ile
geliştirmek.
Koç Topluluğu ve Tüpraş’ın sürdürülebilir başarısı ve geleceği için
ilişki yönetimi ile deneyimlerimizi
paylaşmak bizim için büyük önem taşımaktadır. Son seçim ile kendini ve
hedeflerini yenileyen Körfez Ticaret
Odamızın Yönetim Kuruluna bir Tüpraş yöneticisinin girmesi, deneyimlerimizi aktarmamız için fırsat ile iletişim ve işbirliğinde yepyeni köprüler
kurmamızı sağlayacaktır. Bu vesile
ile tüm üyeleriniz, bölgemiz ve ülkemiz için yeni yönetiminize Başkan
Mustafa Efe’nin şahsında üretken,
verimli, başarılı bir çalışma dönemi
diliyoruz.
Sayın Erkut dergimize verdiğiniz
röportaj için teşekkür ederiz.
u
u
BİLİYOR MUSUNUZ?
Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS)
ve E - İmza uygulamaları
Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte bilişim uygulamaları devreye girdi. Dijital
şirketlerin, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarına elektronik ortamda katılım
mümkün hale geldi. Ayrıca ticaret sicili işlemleri, MERSİS Projesi üzerinden 16 haneli,
benzersiz bir numarayla yapılıyor.
2
013 yılı itibariyle ülke
genelinde uygulamaya alınan
MERSİS, üç temel veri tabanı
olan Kişi Kayıtları (MERNİS), Tapu
Kayıtları (TAKBİS), Adres Kayıtları
(AKS) veri tabanlarına ilave olarak
ülkemizin dördüncü elektronik veri
tabanı olarak hizmete girdi.
16 Haneli Benzersiz Numara
MERSİS İlk önce Mersin’de pilot
bölge olarak uygulandı. 2013 yılında
da Türkiye genelinde uygulamaya
başlandı. 16 haneli, benzersiz, tekil,
anahtar bir numarayla öncelikle
ticaret sicili kapsamındaki bütün
işletmeleri projeye dahil edildi.
MERSİS Nedir ?
MERNİS vatandaşlar için
neyse Merkezi Sicil Kayıt Sistemi
(MERSİS) de işletmeler için aynı
şeydir. MERSİS Ticaret sicili
kapsamındaki, sermaye şirketleri,
kooperatifler, şahıs işletmeleri,
dernek ve vakıf işletmeleri ile şube
kayıtlarının elektronik ortamda,
merkezi olarak, ortak bir veri
tabanında tutulmasıdır. Ayrıca tüm
sicil müdürlüklerinin işlemlerini bu
sistem üzerinden gerçekleştirmesi,
üçüncü kişilerin ilgi ve yetki
seviyesine göre bu bilgilere anlık
güvenli erişim sağlayabilmesidir.
MERSİS kapsamında ilk etapta
ticaret sicili, vakıflar ve dernekler
var. 2010’dan bu yana Mersin’de
bir uygulama yapılıyor. İzmir
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün
çalışma alanı da uygulamaya
alındı. Yılbaşından itibaren de
MERSİS Türkiye’de uygulamada
olacak. 2014 ve sonrasında da
tüm meslek örgütleri, serbest
meslek mensupları, esnaf sicili,
kamu kurum ve kuruluşları ve
hatta apartman yöneticilikleri bile
bu sistem üzerinden izlenebilecek
durumda olacak.
Şirketler MERSİS’te
hangi işlemleri
gerçekleştirebilecek?
İşletmelerimiz veya onların
vekilleri ticaret sicil müdürlüğüne
gitmeden ofislerinden, evlerinden
MERSİS üzerinden güvenilir
e-imzalarını kimlik doğrulama
yöntemiyle; şirket kuruluş, şube
kuruluş, rehin-acenta, tasfiye,
terkin, ana sözleşme değişikliği
işlemlerini gerçekleştirebilirler.
Bu sistem üzerinden bir şirketin
kuruluş süresi yaklaşık 10 dakikadır.
•
•
MERSİS sisteminin
faydaları neler?
Merkezi bir ticaret sicili veri
tabanı olacak. Yani İstanbul’daki
ticaret sicil müdürlüğü, Hakkari’deki
ticaret sicil müdürlüğünün verilerine
hızlı bir şekilde ulaşabilecek.
Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimleri
ve diğer kamu kurumları ile de bu
bilgiler paylaşılacak. Örneğin mali
suçlar araştırma birimi şirketlerle
ilgili suç bilgilerine çok hızlı bir
şekilde erişebilecek. Emniyet,
Adalet Bakanlığı, UYAP, Kamu İhale
Kurumu, TÜİK, SGK bu projenin
hizmete sunulmasını bekliyor.
• İnternet üzerinden e-imza ile
kısa sürede işlem yapılabilecek.
• Ortak anahtar numaralandırma
sistemi gelecek. İşletmelerin
•
•
•
de bir kimlik numarası olacak.
Şahıs işletmelerinde TC kimlik
numarası, tüzel kişilerde
ise vergi numarası üzerine
giydirilmiş 16 haneli bir numara
olacak.
Tescil işlemlerinde standart
iş akışları ve uygulama birliği
sağlanacak. Tüm ticaret sicil
müdürlükleri aynı uygulamayı
yapacak.
MERSİS, kayıt dışılık ile
mücadelenin en önemli
projelerinden birisi. Bu
proje Maliye Bakanlığı’nın
koordinasyonunda yürütülen
Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele
Eylem Planı kapsamında
izleniyor.
AB Şirketler Hukuku
direktiflerine uyum ve kurumlar
arası entegrasyon sağlanacak.
Daha etkin bir ticaret sicil
hizmeti sunulacak. Şirketin
temel bilgilerine ulaşılması
mümkün hale gelecek. Özellikle
ünvanı, türü, kayıtlı olduğu
ticaret sicil müdürlüğü ve yetkili
temsilcilerine üçüncü kişiler
tarafından ulaşılabilecek.
Ticaret sicilinde uluslararası
bir işbirliği sağlanacak. Avrupa
Sicil Teşkilatı’na üye 17 AB
üyesi ülkenin yaklaşık 22 milyon
işletmesinin bilgisine Türk
işletmeleri erişebilecek.
u
u
27
u
EKONOMİ ARAŞTIRMASI
u
Doğalgaz tüketimi artıyor,
depolama kapasitesi yerinde sayıyor
Avrupa’nın doğalgaz tüketimini en hızlı
arttıran ülkesi Türkiye’de doğalgaz
depolama kapasitesi yok denecek kadar az.
T
ürkiye’de kış yine sert geçiyor. Aralık
2013’te İstanbul, Ankara ve Anadolu’nun
büyük bölümünde sıcaklık mevsim
normallerinin altındaydı. Kış şartları bu kadar
sert olunca, elektrik talebi rekor kırmaya
başladı. Artan elektrik talebi, Türkiye’nin
enerji altyapısındaki aksaklıklar nedeniyle
karşılanamadı ve kesintiler başladı. Önce
sanayi tesisleri elektriksiz kaldı, demir çelikten
başlayarak üretim aksadı, sanayiciler isyan
etti. Daha sonra konutlara elektrik verilemedi,
kombiler çalışmadı, elektrikli aletler bozuldu,
vatandaş şikayetleri başladı. Aslında bu ilk
değildi. Türkiye Şubat 2012’de de benzer bir
durumu yaşamıştı, doğalgaz arz kaynaklarında
sıkıntı olmuştu. Kış yine sert geçmişti ve
elektrik arzı talebi karşılamaya yetmeyince
elektrikler kesilmişti. Hava soğuduğu zaman
elektriksiz kalmak normal mi? Yoksa bizde
bir anormallik mi var? Bu kısa değerlendirme
notunda cevabını arayacağımız soru bu.
Ozan ACAR
Analist, Ekonomi
Etütleri,
Türkiye Ekonomi
Politikaları Araştırma
Vakfı
Şekil 1: Avrupa ülkelerinde doğalgaz tüketimi ve doğalgaz
tüketimindeki artış
Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketen 15 ülkesindeki doğalgaz
tüketimindeki değişim (%, 2000-2012)
Türkiye
217
İspanya
86
Polonya
50
Belçika
14
Avusturya
12
Fransa
8
İtalya
6
Çek Cum.
-2
46
31
17
17
9
42
69
8
Almanya
-5
75
Hollanda
-6
36
Slovakya
-8
6
-9
10
Macaristan
İngiltere
-19
78
Romanya
-21
13
Ukrayna
-30
Kaynak: BP İstatistik Yıllığı, 2013
28
Doğalgaz tüketimi
(2012, milyar m 3)
u
u
50
Sorunun adını doğru koyarak başlayalım
isterseniz. Bu sefer, Şubat 2012’de olduğu
gibi arz kaynaklarında bir sıkıntı yaşanmadı.
Doğalgaz satın aldığımız ülkeler talebimizi
karşılamaya hazırlardı. Ama biz yine
elektriksiz kaldık. Bu seferki kesintilerde,
Türkiye’deki doğalgaz talebinin 197 milyon
m3/gün’e çıkarak, 195 milyon m3/gün’lük
iletim kapasitesini zorlaması etkili oldu.
Elektrik piyasasındaki tasarım hatalarının da
son yaşananları tetiklediği doğrudur ama
bu yazıda konumuz doğalgaz. Yurtdışından
gelen doğalgazı Türkiye’ye dağıtan
kompresörlerin soğuk hava nedeniyle tam
kapasite çalıştırılamaması sorunu tırmandırdı.
Bu sayede, doğalgaz altyapımızda ciddi
problemler olduğunu hatırlamış olduk.
Kompresör altyapısındaki yetersizliğe ek
olarak, benim bu yazıda dikkat çekmek
istediğim, doğalgaz depolama kapasitemizin,
elektrik üretiminde ve ısınmada doğalgaza,
doğalgaz tedarikinde ise ithalata olan yüksek
bağımlılığımıza rağmen çok sınırlı olduğudur.
Tükettiğimiz enerjinin yüzde 70’den
fazlasını yurtdışından ithal ediyoruz. Enerjide
dışa bağımlılık sadece bizim sorunumuz değil.
Dünyanın birçok ülkesi benzer bir durumda.
Enerjide ithalata bağımlılık oranı, Japonya,
Kore, İtalya ve İspanya’da, Türkiye’de
olduğundan çok daha yüksek. Enerjide
ithalata bağımlı gelişmiş ülkelerle Türkiye
arasındaki temel fark, enerji politikalarının
bizde günü kurtarmaya yönelik, oralarda
ise uzun vadeli bir planlama
perspektifiyle tasarlanmasıdır.
Bu ülkelerde, ithalata yüksek
bağımlılığa rağmen, enerji arz
güvenliği sorunlarının bizde olduğu
kadar sık yaşanmaması bundandır.
Türkiye’de ise havalar mevsim
normallerinin altına düşünce
elektrikler kesilmektedir.
Türkiye, doğalgaz tüketimi
en hızlı artan Avrupa ülkesidir.
Avrupa ülkeleri içerisinde doğalgaz
tüketimini en hızlı arttıran ve beşinci
en fazla doğalgaz tüketen ülke
Türkiye’dir. Türkiye’nin doğalgaz
tüketimi 2000 yılında 14,6 milyar
metreküpten, 2012 yılında 46,3
milyar metreküpe çıktı (Şekil 1).
Avrupa’nın en fazla doğalgaz
tüketen ülkelerinin hiçbirinde,
tüketim artış hızı, Türkiye’dekinin
yarısı kadar bile olmadı. Avusturya
ve Belçika gibi önemli doğalgaz
tüketicileri ise aynı dönemde
doğalgaz tüketimlerini azalttılar.
Avrupa’nın en fazla doğalgaz
tüketen ülkeleri arasında elektrik
üretiminde doğalgaza, doğalgaz
tedarikinde ise ithalata bağımlılığı
en yüksek olan ülke yine Türkiye’dir
(Şekil 2). 2000-2012 döneminde
gerçekleşen ekonomik büyüme ile
birlikte, Türkiye’deki elektrik üretimi
125 bin GWh’dan, 240 bin GWh’e
ulaştı. Aynı dönemde doğalgazın
elektrik üretimindeki payı yüzde
37’den yüzde 43,6’ya yükseldi. Son
10 yılda artan elektrik üretiminin
önemli bir bölümünün, nispeten
kolay devreye alınabilen ve sayıları
artan doğalgaz çevrim santralleri
ile karşılanması, elektrik üretiminde
doğalgaza olan bağımlılığı arttırdı.
Doğalgaza olan bağımlılığımız
artarken, bu kritik üründe arz
güvenliğini sağlayacak adımları
atabildik mi? Cevabı aşağıda
bulabilirsiniz.
Öncelikle doğalgaz ithalatı
yapılan ülkelerin çeşitliliğinde
Türkiye’nin durumuna bakalım.
Doğalgaz, boru hatlarıyla ya
da sıvılaştırılmış formda (LNG)
tankerlerle taşınabilen bir
üründür. Bu nedenle, coğrafi
konum, doğalgaz zengini ülkelere
uzaklık ve LNG terminali altyapı
imkanları ülkelerin doğalgaz ithalatı
yaptıkları ticaret partnerlerinin
Şekil-2: Avrupa ülkelerinde doğalgazın elektrik üretimindeki payı ve
doğalgazda ithalata bağımlılık oranı
Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketen 15 ülkesinde, doğalgazın
elektrik üretimindeki payı (2012, % )
Hollanda
Doğalgazda ithalata bağımlılık
Oranı (%, 2012)
54
İtalya
46
0
90
Ukrayna
44
63
Türkiye
44
99
İngiltere
48
28
Macaristan
Belçika
İspanya
27
72
27
93
99
25
Romanya
74
23
Avusturya
86
15
Almanya
80
11
Slovakya
90
10
Polonya
4
68
Fransa
4
97
Çek Cum.
90
2
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı, Doğalgaz İstatistikleri ve TEPAV hesaplamaları
belirlenmesinde etkili olan unsurlar
arasındadır. Türkiye, 2012 yılındaki
doğalgaz ithalatının yüzde 58’ini
Rusya’dan yapmıştır. Avrupa’nın en
fazla doğalgaz tüketimi yapan ve
doğalgazda ithalata yüksek oranda
bağımlı olan ülkelerinden İspanya,
İtalya ve Almanya’da doğalgaz
ithalatında ülke çeşitliliği Türkiye’de
olduğundan yüksektir. Avusturya
ise ülke çeşitliliği performansında,
Türkiye’den geridedir (Şekil
3). Bu çerçevede, doğalgaz
tedarikinde ülke çeşitliliği düşük
olan tek ülkenin Türkiye olmadığı
görülmektedir.
Gelelim Türkiye’nin doğalgaz
arz güvenliğindeki asıl temel
zayıflığına. Doğalgazda ithalat
bağımlılığı yüksek olan ülkelerde
arz güvenliğini sağlamak için
gerekli olan unsurların başında
yıllık tüketimin yüzde 20-30’u
kadar depolama kapasitesine
sahip olmak geliyor. Ancak,
Avrupa ülkeleri içinde, doğalgaz
depolama kapasitesi, tüketim
büyüklüğüne göre en yetersiz
olan ülke Türkiye. Talebin düşük
olduğu zamanlarda doğalgaz
alımı yapıp depolamak, talebin
yüksek ve de arzın sorunlu olduğu
dönemlerde, kesintisiz doğalgaz
iletimine devam edebilmek için
u
u
29
u
u
EKONOMİ ARAŞTIRMASI
Şekil-3: Doğalgazda ithalata yüksek oranda bağımlı olan ülkelerde,
doğalgaz ithalatının tedarikçi ülkelere dağılımı
Doğalgazda ithalata bağımlılık
Oranı (%, 2012)
Doğalgaz ithalatının ana ticaret partnerlerine dağılımı
(%, 2012)
Rusya
%99
%99
%90
58
Cezayir
9
18
7
5 3
Nijerya Katar Norveç Trinidad ve Tobago Diğer
42
15
Cezayir
12
12
7
12
Rusya Libya Katar Hollanda Norveç Diğer
32
%93
%80
İran Cezayir Azerbaycan Diğer Nijerya
28
10
9
7
7
8
Rusya
Norveç
Diğer
72
15
14
Rusya
Hollanda
Norveç
Diğer
36
26
25
13
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı, Doğalgaz İstatistikleri ve TEPAV hesaplamaları
kritik önem taşıyor. Türkiye, elektrik
üretiminde doğalgaza, doğalgaz
tedarikinde ise yüksek miktarda
ithalata bağımlı olsa da doğalgaz
depolama kapasitesi yıllık tüketimin
sadece yüzde 5’i kadar. Macaristan,
Avusturya ve Slovakya’da yıllık
doğalgaz tüketiminin yarısından
daha fazla doğalgaz depolama
kapasitesi bulunuyor. Fransa,
Almanya ve İtalya’da ise depo
kapasitesi yıllık tüketimin yüzde
20’sinin üzerinde. İngiltere ve
Belçika ise Türkiye gibi depo
kapasitesi yetersiz olan ülkeler
arasında (Şekil-4). Ancak, doğalgaz,
İngiltere ve Belçika için, Türkiye
için olduğundan daha az önemli bir
ürün. Elektrik üretiminde doğalgazın
payı, Türkiye’de yüzde 44, İngiltere
ve Belçika’da ise sırasıyla yüzde 28
ve 27’dir.
Türkiye’nin, doğalgaz arz
güvenliğini sağlamak için
depolama tesisi yatırımlarına
ihtiyaç duyduğu son derece açık
bir biçimde görülüyor. Doğalgaz
bağımlılığımız, 1990’lı yıllardan bu
yana görevde olan hükümetlerin
politika tercihlerinin sonucunda
arttı. Politika tasarımında kısa vadeli
düşünüldü ve arz güvenliği için
gerekli olan depolama kapasitesi
inşa edilmedi. Türkiye’nin bu
kritik altyapı eksikliğini vakit
kaybetmeden tamamlaması
30
u
u
gerekiyor. Enerjinin, Türkiye’nin
iktisadi gelişiminin önünde bir
kapasite kısıtı olmaktan çıkarılması
için alınması gereken kısa vadeli
tedbirlerin içinde doğalgaz
depolama tesisi inşası önemli bir
yer tutuyor.
Türkiye’nin yıllık doğalgaz
ihtiyacının yüzde 20’sinin
depolanabilmesi için halihazırda
kullanılabilir durumda olan 2,6
milyar ve inşası devam eden
1 milyar metreküplük (bcm)
depolama kapasitesinin üzerine 7
bcm’lik ek yatırım gerekiyor. İlave
yatırım büyüklüğünün, tesis yer
seçimine bağlı olarak, 4-7 milyar
ABD doları aralığında olacağı
tahmin ediliyor2. İhtiyacın aciliyeti
ve kamunun bütçe imkanları göz
önünde bulundurulduğunda, bu
kritik yatırımın kamu-özel işbirliği
modeli ile gerçekleştirilmesinin en
doğru tercih olacağı görülüyor.
Türkiye’deki doğalgaz
piyasasının mevcut yapısı, özel
sektörün doğalgaz depolama
tesisi yatırımı yapması için elverişli
değil. Fiyatın BOTAŞ tarafından
belirlenmesi ve talebe bağlı olarak
değişmemesi, doğalgaz depolama
tesisi yatırımlarının özel sektör için
cazibesini azaltıyor. Mevcut piyasa
yapısında, depolama tesisi yatırımı
yapan özel sektörişletmesinin
elde edeceği gelirin, doğalgaz
fiyatına endeksli olduğu bir
sistemin işlemesi mümkün değil.
Doğalgaz depolama tesislerinin
sahip olduğu stratejik önem dikkate
alındığında, kamunun böyle bir
yatırımı gerçekleştiren özel sektör
kuruluşlarına, makul bir getiri
oranını sağlayacak bir düzenlemeye
gitmesi yerinde olacaktır.
Avrupa’nın doğalgaz tüketimini
en hızlı arttıran ülkesi Türkiye’de,
doğalgaz arz güvenliğini sağlayacak
altyapı bulunmaması ekonomik
kalkınma önünde ciddi bir
tehdittir. Türkiye doğalgaz tedariki
yaptığı ülkeleri çeşitlendirme
yolunda önemli adımlar atıyor.
Azerbaycan’la yapılan Şahdeniz 2
anlaşması, Kuzey Irak’la kurulan
enerji işbirliği ve somut bir adım
atılmasa da halen masanın üzerinde
olan Doğu Akdeniz’deki doğalgaz
kaynaklarının Türkiye’ye getirilmesi,
enerji arz güvenliğinin sağlanması
için önemlidir. Ancak, kaynak
ülkeleri çeşitlendirirken, yurtiçindeki
enerji altyapısının da sağlıklı bir
şekilde inşası enerji arz güvenliği
için son derece kritik.
Daha fazla vakit kaybetmeden
ilave doğalgaz depolama kapasitesi
inşasına hız vermemiz gerekiyor
tabi soğuk havalarda elektriksiz
kalmak istemiyorsak.
Kaynak: www.tepav.org.tr
u
u
İNOVASYON&ARGE
İşletmelerin sırat köprüsü:
İNNOVASYON ve ARGE
Sektörlerinde ‘innovatif’ olan şirketler mutlaka pazara yenilikler getiren
firmalardır. Bu yenilikler, o şirketleri zirveye taşıyan temel nedeni oluşturur.
Gerçek öncü şirketler pazara sundukları yenilikler ile yetinmeyerek, sektörlerine
ve tüketicilerine sürekli farklılıklar getiren işletmelerdir.
G
ünümüzün yoğun
rekabet ortamında ve
‘Yeni Ekonomi’nin önüne
geçilemez baskısı karşısında bir
şirketin varlığını sürdürebilmesinin
tek bir koşulu vardır: Farklı olmak!
Günümüzde ‘farklılık’ var olmak
ile yok olmak arasındaki çok ince
çizgiyi simgelemektedir.
Tüketiciler geçmişe oranla
çok büyük bir seçim olanağına
sahiptirler. Çünkü ilk defa
üreticilerin hedef kitlesi haline
gelmişlerdir. Çünkü günümüze
dek dünyadaki hiçbir pazarlama
stratejisi kendine hedef olarak
tüketicileri seçmemiştir.
Konvansiyonel Pazarlama
yöntemleri satış için sürekli olarak
kendilerine tüketicileri değil,
satıcıları hedeflemişlerdir. Strateji
olarak parayı ödeyerek satın almayı
gerçekleştirecek tüketici yerine,
ürünü satacak satıcının hedef olarak
alınması günümüz koşullarında
garip görünse de, gerçeği
yansıtmaktadır. Bunun tipik örneği
mahalle bakkallarıdır.
Tüketici’nin adı yok
Tüketici, sokak arasındaki
herhangi bir bakkala gidip bir mal
istediğinde, kendisine satın almak
istediği ürünün hangi markası
bakkal da mevcut ise o marka
satılır. Tüketicinin herhangi bir
marka tercih hakkı yoktur. Satılan
mal, bakkalın tercihine kalmıştır.
Bu nedenle klasik pazarlama
anlayışı, doğrudan tüketicileri değil,
satıcıları hedef alır. Satıcının şu ya
da bu nedenle tercih ettiği marka,
bölgesel olarak tüm tüketicilerin
satın almak zorunda kalacağı marka
haline gelir.
Oysa günümüzde durum
oldukça değişmiştir. Artık çağdaş
pazarlama stratejileri doğrudan
tüketicileri hedeflemektedir.
Tüketici herhangi bir bakkala
gittiğinde, satın almak istediği
markayı doğrudan talep etmekte
ve satın almak istediği markaya
ait ürün mevcut değilse satın
alma kararından vazgeçmektedir.
Finans ve mekan açısından
bakkalların potansiyeli, her marka
ürünü bulundurmaya yetmediği
içindir ki, her geçen gün bakkallar
yerlerini super ve hiper marketlere
bırakmaktadırlar.
İşte günümüzün temel sorunu
burada kendini göstermektedir.
Bir tüketici bir hipermarkette, satın
almak istediği ürünün her markasını
bulabilmektedir. Peki bu durumda
tercihini nasıl yapacaktır? Ya da
başka bir deyişle, bir tüketicinin,
bir malı tercih etmesinin temel
etkenleri nelerdir?
Tüketici nasıl seçer?
Bir tüketici hangi kriterlere göre
mal alır? Bu sorunun cevabı bir
firmanın mevcudiyeti açısından
hayati öneme sahiptir. Tüketicilerin
satın alma kriterleri farklılık gösterir.
Bazı kesimler tercihlerini doğrudan
fiyata endeksli kullanırlarken diğer
bir kesim fiyat faktörünü göz önüne
almadan yalnızca kaliteye yönelik
satın alma yönüne gider. Bazıları
satın aldıkları ürünlerde temel tercih
nedeni olarak teknolojik üstünlüğü
ele alırken, bazıları ise marka
tanınmışlığını temel tercih faktörü
olarak algılarlar.
Sonuç olarak satın alma
kriteri hangi neden olursa
olsun, her bir tüketici kesimine
farklı stratejilerle yaklaşmak
zorunluluğu ortaya çıkar. Bu
u
u
31
u
u
İNOVASYON&ARGE
olarak giren Arçelik, farklılığını
tüm ülkeye yayılan geniş bir servis
teşkilatı ile yakalayıp yabancı
şirketleri yenerken, Uno pazara
ilk ‘dilimlenmiş ve ambalajlanmış’
ürün sunan şirket olarak liderlik
koltuğuna oturmuştur.
İnnovasyon
zorunluluk bizi yepyeni bir kavrama
götürür:’Konumlanma’. Her ürünün
hedef aldığı kitle farklı pazarlama
yöntemlerin uygulanmasını
zorunlu kıldığından, ilk yapılacak
şey, hedef kitlenin belirlenmesi
ve uygun konumlanmanın
gerçekleştirilmesidir.
Konumlanmanın ardından gerçekçi
satış ve pazarlama stratejilerinin
yürürlüğe konulması gelir.
Neden?
Bir Pazarlama yetkilisinin
kendisine ilk soracağı soru ‘Neden?’
olmalıdır. ‘Neden?’ tüketiciler
bizim malımızı alsınlar? Bu
sorunun cevaplandırılması demek,
pazarlama sorununun büyük
ölçüde çözülmesi anlamına gelir.
Bir şirket, tüketicilerin, piyasadaki
çok sayıda benzer ürün içerisinden
niçin kendisine ait olanı seçmeleri
gerektiğini algılayabildiği anda
satışları patlar. Çünkü tüketiciler
yalnızca ‘farklı’ olan ürünü satın
alırlar. Peki o halde ‘farklı’ olmak
nedir?
Farklılık, piyasada yer alan çok
sayıdaki benzer ürün karşısında
seçilme kriteri demektir. Bir
otobüse bindiğimizde, eğer
otobüsün içerisinde oturacak yer
sayısı sınırlı ise hiç düşünmeden
boş bulunan koltuklardan birine
otururuz. İşte bu eski ekonomiyi
yani mahalle bakkalındaki ürün
tercihimizi simgeler. Seçenek söz
konusu değildir. Oysa otobüsün
tamamen boş olduğu bir durumda
nereye oturacağımız konusunda
32
u
u
tereddüt ederiz. Seçim yapmak
zorlaşır. Çoğunlukla bir yere
oturduktan sonra kalkıp yer
değiştiririz. İşte bu davranışımız da
yeni ekonomiyi sembolize eder.
Önümüzde seçim için çok sayıda
seçenek vardır ve biz, kendimize
özgü bir kriterle bunlardan birisini
seçmek zorunluluğunda kalırız.
Sonuç olarak seçimimiz sona
erdiğinde, beğenimize sunulan
ürünleri, belirli bir özelliği nedeni ile
satın almışız demektir.
Öncüler ve taklitçiler
Hedef kitlesini seçerek kendini
iyi konumlandıran şirket çoğunlukla
farklılığını yakalamış demektir. Bu
farklılık kendisini başarıya götürür.
Kısa bir süre sonra açılan satış
adetleri ve büyüyen pazar payı
nedeniyle başarılı şirketler taklit
edilirler. Piyasa ‘taklitçiler’ ile dolup
taşar. Ama en iyi durumda bile bir
taklitçinin şansı yoktur. Bir şirket,
pazardaki ‘öncü’ firmayı son derece
başarılı taklit etse bile, tüketici
gerçeğini tercih eder.
Öncü olmak farklı olmaktır.
Örneğin ABD’de fast food
pazarına giren ‘Arbys’ başarılı
örnekleri oluşturan ‘McDonald’s’
ve ‘Burger King’i taklit etmek
yerine, hamburgerin içinde köfte
yerine salam ya da jambon gibi
incecik dilimlenmiş et (roast beef)
kullanarak farklı olmayı tercih etmiş
ve kısa sürede en büyükler arasına
girmiştir. Bu konuda verilecek
örnek sayısı adeta sınırsızdır.
Yıllar önce pazara bir yerli ürün
‘Öncülük’ ya da ‘yenilikçilik’ tüm
dünyada innovasyon (innovation)
olarak adlandırılır. Sektörlerinde
‘innovatif (öncü/yenilikçi) olan
şirketler mutlaka pazarlara
yenilikler getiren firmalardır. Bu
yenilikler, o şirketleri zirveye
taşıyan temel nedeni oluşturur.
Rakipleri bu başarıyı kendilerine
uyarlasalar bile ‘taklitçi’ sıfatını
yemekten kurtulamazlar. Gerçek
öncü şirketler, liderliklerini,
pazara sundukları yenilikler ile
yetinmeyerek, sektörlerine ve
tüketicilerine sürekli farklılıklar
getiren işletmelerdir. Başka bir
deyişle ‘innovasyon’ günümüzde
başarının tek koşulu olmak üzeredir.
İnnovasyon sadece tek bir
kelime ile birlikte anılır: ‘Arge’.
‘Araştırma ve geliştirme’nin
kısaltılmış hali olan Arge kelimesi,
pazarda öncü kalmanın temel
ve ‘olmazsa olmaz’ koşuludur.
Arge çoğunlukla yanlış anlaşılan
bir kavramdır. Çoğunlukla arge
denilince akla, sokağa atılan
para olarak algılanan büyük
harcama kalemleri ve bütçeler
ile, laboratuarlar gelir. Oysa
arge sadece laboratuarlarda
oluşturulmaz.
Bir bakkalın vitrinini ya da
dükkanını, başka bir semtte
gördüğü rakibine benzetmesi de
bir tür arge’dir. Ya da bir şirketin
ambalajını daha albenili hale
getirmesi de bir arge çalışmasıdır.
Özetle bir işletmenin ürün ya da
hizmetlerinin kalitesini arttıracak
herhangi bir yenilik arge olarak
nitelendirilebilir.
Çoğu zaman arge ve innovasyon
birlikte kullanılan kavramlardır.
Gerçek anlamda arge’ye önem
veren kuruluşlar, genelde
sektörlerinde innovatif yani öncü
kuruluşlardır.
Örneğin ülkemizin elektronik
devi Vestel bu başarısını kesinlikle
yoğun arge faaliyetleri ile
sağlamıştır. Tüm dünyada %5’lere
ulaşan bir Pazar payı yakalamak,
ancak dünya çapında innovatif
olmakla mümkündür. Vestel
Avrupa’da da %10’ların üzerlerine
çıkan Pazar payını Manisa, İzmir ve
ABD’de kurduğu arge merkezlerine
ve araştırma ve geliştirme amacıyla
görevlendirdiği yüzlerce mühendise
borçludur.
Birim maliyetler: işin püf
noktası
Arge pahalı bir faaliyettir.
Bir ürünün fiyatı, arge giderleri,
komponent maliyeti (ürünü
oluşturan malzeme fiyatları),
genel giderler (işletme giderleri,
maaşlar, genel giderler v.s.),
reklam harcamaları ve kar’dan
oluşur. Buradaki temel konu
arge harcamalarıdır. Bu nedenle,
bir ürünün fiyatını oluşturan
kalemler içerisinde temel unsur
olan arge giderlerinin, birim fiyat
bazında düşürülebilmesi için,
üretim adetlerinin yükseltilmesini
zorunludur.
Somut bir örnek vermek
gerekirse, günümüzde bir savaş
uçağı geliştirmek için yapılması
zorunlu olan arge harcaması 18-20
milyar ABD dolarına eşittir. Halen
ABD Hava Kuvvetleri iki yeni savaş
uçağı siparişi vermiştir. Bunlar
F-22 ve F-35’tir. Her iki uçak için
de yaklaşık aynı miktarlarda arge
harcaması yapılmışken F-22 nin
birim fiyatı 180 milyon dolar,
F-35’inki ise 30 milyon dolardır.
Bu korkunç fiyat farkının temel
nedeni birim fiyata düşen arge
harcamalarıdır. Çünkü tanesi 180
milyon dolar olan F-22’den 335
adet sipariş verilmişken, birim
fiyatı 30 milyon dolar olan F-35’ten
şimdiden 3.300 adet uçak için
kesin sipariş alınmıştır. Böylece
birim adede düşen arge paylarında
büyük bir uçurum oluşmuş ve bu da
doğrudan fiyatları etkilemiştir.
Yukarıdaki örnekten de
görülebileceği gibi birim maliyetleri
düşürmenin temel yolu, üretim
adetlerini arttırmaktır. Hepimizin
çok iyi bildiği gibi Avrupa, ABD ya
da Japonya’daki sanayi ürünleri
ülkemizdekilerden çok daha
ucuzdur. Bu otomobil fiyatlarında
da, beyaz ve elektronik eşya
bedellerinde de somut olarak
görülmektedir. Peki, işçilik ücretleri
ve maliyetlerin karşılaştırılamayacak
kadar yüksek olduğu batı
toplumlarında fiyatlar niçin
ucuzdur? Sorunun cevabı birim
maliyetlerle ilgilidir. Bizim otomobil
fabrikalarımız 100.000 adetlik
rakamlarda üretim yaparlarken,
batılı üreticiler, tesislerinde
4-5 milyon adet otomobil
üretmektedirler.
Ya innovasyon ya ölüm
Burada bir kısır döngü ile
karşılaşılmaktadır. Madem ki arge
maliyetleri ciddi anlamda arttıran
bir unsurdur, o halde bu harcama
gereksiz değilmidir? Bu sorunun
cevabı kısa vadede evettir. Ancak
tüketiciler daha ne kadar süre ile
eski teknolojinin ürünlerini satın
almaya devam edeceklerdir?
Rakiplerimiz yeni teknolojileri
daha ucuza sundukları zaman,
satış faaliyetlerimiz ne kadar süre
ile çarkımızı döndürmeye devam
edebilecektir? Kısa süre içinde
işletmemiz ya kapanmak, ya da
yok pahasına satılmak zorunda
kalınacaktır. Arge’ye kaynak
ayırmamak yalnızca uzatmaları
oynamak anlamına gelmektedir.
İnnovasyon ve arge sadece ürün
kalitesi ve teknolojisiyle ilişkili
değildir. Satış öncesi ve sonrası
servisler, müşteri bilgilendirme
hizmetleri v.s. gibi çok sayıda
yenilik ile piyasada öncü rolü
üstlenilebilir. Burada önemli
olan öncelikle niyet etmek ve
yeniliklere başlamaktır. Daha da
önemlisi yenilikçi fikirlere direniş
göstermemek, uzlaşı ile öncü
fikirleri akılcı bir biçimde hayata
geçirmeye çalışmak olmalıdır.
Bir şirketin faaliyet alanı
konusunda getireceği en somut
yenilikler, mevcut ürünlerin çok
amaçlı hale getirilerek diğer sektör
ve iş kollarında kullanılmasının
sağlanması, farklı sektörlerdeki
firmalar ile iş birlikleri ve
konsorsiyumlar kurularak entegre
satış politikaları oluşturulması,
özel finansman kolaylıkları
sağlanarak, tüketici nezdinde talep
yaratılmasıdır.
Laboratuar ve tasarım
boyutlarındaki arge faaliyetleri
işin en uç noktasıdır. Bu aşamada
bile, işletmenin arge çalışmaları
için kendi arge merkezlerini
kurması son aşamadır. TUBİTAK’ın
desteğiyle bazı üniversitelerimizde
açılan ‘Teknoparklar’ (Teknoloji
Parkları), KOSGEB tarafından
bazı illerdeki organize sanayi
bölgelerinde oluşturulan ‘Tekmer’
(Teknoloji Merkezleri)inde her
türlü laboratuar ve araştırma
desteği ücretsiz veya sembolik
bir fiyatlandırma ile şirketlerin
kullanımlarına sunulmuştur.
u
u
33
u
u
TÜKETİCİ
Tüketicinin Korunması Kanunu
Neler getiriyor?
1995 yılında yürürlüğe giren 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun’da değişiklik yapmak üzere Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca
hazırlanan tasarı, aradan geçen süreçte tüketicinin korunması hukukunda
yaşanan gelişmeler ve tüketici hareketinin kazandığı ivmeyi yasal düzenlemeye
aktarmayı hedefliyor.
G
eçen yıl kamuoyunun
görüşüne açılan ve başta
sivil toplum kuruluşları
ve meslek örgütleri olmak üzere
pek çok kurum ve kuruluşun
görüşlerinin alındığı 4077
Sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı,
mevcut kanunun hemen hemen
tüm maddelerinde değişiklik
öngörürken, mevcut kanunda yer
almayan birçok alanda da yeni
düzenlemeler getiriyor.
Tüketicinin hak araması
kolaylaşıyor
Yeni düzenleme, tüketicinin
hak arama yollarını kolaylaştırmayı
ve değişen yeni satış yöntemleri
karşısında tüketici haklarına
koruma sağlamayı amaçlıyor.
34
u
u
Bir süre önce yenilenen Türk
Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar
Kanununa uyum sağlanması ve AB
Yönergelerine uyum sağlanması
da yeni düzenlemenin amaçları
arasında yer alıyor.
Yeni Kanun’la bürokratik
işlemlerin azaltılması ve
uygulamada karşılaşılan sorunların
giderilmesi hedeflenirken, cezalar
da güncelleniyor.
Yeni kanunla neler
değişecek?
Tüketicilerin
bilinçlendirilmesine yönelik
çalışmalar artırılıyor. Örneğin radyo
ve televizyonlara 7-23 saatleri
arasında, ayda 10 dakikadan
az olmamak üzere tüketiciyi
bilinçlendirici program yayınlama
zorunluluğu getiriliyor.
Karşılaştırmalı reklam
yapılabilecek
Kanun ile reklamlarda yeni bir
uygulama da hayata geçecek.
Kanunun “Ticari Reklam ve Haksız
Ticari Uygulamalar” başlıklı
6. Kısmında, yapılacak ikincil
düzenlemelerle birlikte dünya
uygulamalarında olduğu gibi
marka ismi vererek karşılaştırmalı
reklam yapılmasına imkan
tanınıyor.
Bunun yanı sıra reklamlarla
ilgili bazı yasaklar da yer alıyor.
Tüketiciyi aldatıcı veya onun
tecrübe ve bilgi noksanlıklarını
istismar edici, can ve mal
güvenliğini tehlikeye düşürücü,
şiddet hareketlerini ve suç
işlemeyi özendirici, kamu sağlığını
bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları
ve engellileri istismar edici ticari
reklam yapılması yasaklanıyor.
Yeni düzenlemede de örtülü
reklam yasaklanıyor. Örtülü reklam
tanımı ise şöyle: “Reklam olduğu
açıkça belirtilmeksizin yazı, haber,
yayın ve programlarda, mal veya
hizmetlere ilişkin isim, marka,
logo veya diğer ayırt edici şekil
veya ifadelerle ticari unvan veya
işletme adlarının reklam yapmak
amacıyla yer alması ve tanıtıcı
mahiyette sunulması örtülü reklam
olarak kabul edilir. Her türlü iletişim
aracında sesli, yazılı ve görsel olarak
örtülü reklam yapılması yasaktır.”
Kanun, ticari reklam cezalarında
reklamın yayınlandığı mecra türüne
göre farklı cezalar belirleneceğini de
kayıt altına alıyor.
Reklam Kurulu’nun
üye sayısı 29’dan 11’e
düşürülüyor
4077 Sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun Tasarısı
Taslağı ile Reklam Kurulu yeniden
yapılandırılıyor. Reklam Kurulu’nun
üye sayısı 29’dan 11’e düşürülüyor.
Hem ticari reklamları hem de haksız
ticari uygulamaları denetleyecek
olan Kurulun yetki vermesi halinde,
Kurul Başkanı tüketicilerin can ve
mal güvenliğini tehlikeye düşüren
reklamları tedbiren durdurmaya
yetkili kılınıyor.
Kurul kararları, tüketicilerin
bilgilendirilmesi, aydınlatılması
amacıyla Bakanlıkça kamuoyu
ile paylaşılacak. Bunun yanı sıra
Reklam Kurulunun karar almasına
yardımcı olacak sektörel özel ihtisas
komisyonları oluşturulacak.
Reklam Konseyi kuruluyor
Yasa ile reklam politikalarının
oluşturulması ve uygulanmasıyla
ilgili olarak ilk defa reklam konseyi
kurulması da öngörülüyor.
Konseyin başlıca görevi; Reklam
politikalarının oluşturulması ve
uygulanması ile ilgili olarak çağdaş
iletişim uygulamalarını takip etmek
ve reklam sektörünün ve reklam
denetim işlevinin geliştirilmesine
yönelik araştırma ve çalışmalar
yapmak olacak.
Reklam Konseyi, bu alandaki
görüş ve önerilerini ilgili mercilere
iletmek amacıyla, yılda en az bir
kez Bakanlığın koordinatörlüğünde
toplanacak.
u
u
35
u
u
HUKUK
TİCARET KANUNU’NA GÖRE
Ticari Defter Tutma Yükümlülüğü,
Defter Türleri ve Tasdikleri
Tacir, ticari işletmesinin ekonomik ve mali durumunu, borç-alacak ilişkilerini
ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacıyla defter tutmak
zorundadır. Defterler, tacirin ticari işlemleri ile malvarlığı durumunu,
Türkiye Muhasebe Standartlarına ve TTK. hükümlerine göre tutulmalıdır.
Prof. Dr. Mehmet
BAHTİYAR
Kocaeli Üniversitesi
Hukuk Fakültesi
Ticaret Hukuku
Öğretim Üyesi
Giriş
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren
6102 Sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu (kısaca
TTK), ticari defter tutma yükümlülüğü bakımından önemli bazı düzenlemeler içermektedir. Yazımızın amacı, yeni TTK’nın sözkonusu hükümlerini anahatlarıyla tanıtmaktır.
I. Defterlerin Yararı ve Hukuki Önemi
Tacir, ticari işletmesinin ekonomik ve mali
durumunu, borç-alacak ilişkilerini ve her iş yılı
içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacıyla defter tutmak zorundadır (TTK. 18/1, 64 vd).
Defterler, tacirin ticari işlemleri ile malvarlığı
durumunu, Türkiye Muhasebe Standartlarına
ve başta m. 88 gelmek üzere TTK. hükümlerine
göre, açıkça görülebilir ve üçüncü kişi uzmanlara, makul sürede fikir verebilir şekilde tutulmalıdır (TTK. 64/1). Kanunda, ticari defter tutma yükümlülüğünden bahsedilmiş; hangi defterlerin
nasıl tutulacağı, düzenleme ve değerleme ilkeleri, defterlerin saklanması, mahkemeye teslimi
ve ibrazı ile 660 Sayılı KHK. ile kurulan, kısaca,
Kamu Gözetimi Kurumu’nun yetkileri, ayrıntılı
olarak düzenlenmiştir (m. 64-88).
Tacirin defter tutması öncelikle kendi yararınadır. Tacir, düzgün şekilde tutacağı defterler
aracılığı ile işletmesinin gerçek durumunu anlamak, işlerinin gelişimini izlemek ve geçmişte
yapmış olduğu işlemleri saptamak imkanı bulur. Tüzel kişi tacirlerin ortakları ve yöneticileri
bakımından da defterler büyük öneme sahiptir.
Şirket tarafından tutulan defterler ve bu defterlere uygun şekilde çıkarılan hesaplar ile bilanço,
ortakların şirketin gerçek durumunu, kar mı yoksa zarar mı ettiğini anlamalarına ve kar dağıtımı
esaslarını belirlemelerine yarar. Bunların incelenmesinden sonra, şayet şirketin mali durumu
bozulmuş ise düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınması yoluna gidilmesi gerekir (bkz. TTK.
376 vd.).
Tacirlerin defter tutması devlet açısından
da çok önemlidir. Defterler, vergi yükümlüsü ve
özellikle vergi matrahının tam ve doğru şekilde
saptanabilmesine hizmet eder.
Üçüncü kişiler ve alacaklılar açısından da
defterler önem taşır. Alacağın varlığı ve miktarı yönünden defterler, sahibi (tacir) aleyhine
de delil olabilmektedir (Hukuk Muhakemeleri
Kanunu=HMK. 222).
Sayılan bu yarar ve çıkarlar nedeniyle, defter
tutmanın çeşitli hukuk dalları açısından öneme
sahip olduğunu ve düzenlendiğini görmekteyiz :
• Medeni Usul Hukuku ve Ticaret Hukuku açısından, defterler mahkemede delil olarak
kullanılabilir (HMK. 222).
• Vergi Hukuku açısından, vergi yükümlüsü
ve matrahının saptanabilmesinde defterler
büyük önem taşır (Vergi Usul Kanunu=VUK.
171 vd.)
• İcra-İflas Hukuku açısından bir tacirin iflas
etmesi durumunda hileli veya taksiratlı iflas
durumu araştırılırken bakılacak temel belgelerden birisi ticari defterlerdir (bkz. İcra ve
İflas Kanunu=İİK. 310, b. 5 vd).
36
u
u
II. Defter Tutmakla Yükümlü
Olanlar ve Tutuluş İlkeleri
Öncelikle tacirler defter tutmakla
yükümlüdür (TTK. 18/1, 64/1), esnafın
defter tutma yükümü TTK açısından
yoktur. Birden çok işletmesi bulunan
tacirin, her bir işletme için ayrı defter tutması gerekmektedir. Buraya,
tacir sayılanlar ile tacir gibi sorumlu
olanları eklemek gerekir. TTK. 17 gereğince, tacir hükümlerine tabi tutulan donatma iştiraki de defter tutma
yükümlüsüdür. Eğer bir ticari işletme
adi şirket aracılığı ile işletiliyorsa, adi
şirketin tüzel kişiliği bulunmadığı
için, defter tutma yükümü adi şirketin
ortaklarına aittir.
Defterler ve gerekli diğer kayıtlar, Türkçe tutulur. Kısaltma, harf
ve rakamlar kullanılmış ise bunların
anlamları açıkça belirtilir. Kayıtların
tam, doğru, zamanında ve düzenli
tutulması gerekir. Bir yazı veya kayıt,
ancak, önceki içeriği de belirlenebilecek şekilde olmak şartı ile çizilebilir
ve değiştirilebilir. Ne zaman yapıldığı
anlaşılmayan değiştirmeler yasaktır
(TTK. 65/1-3).
Defterler ve diğer kayıtlar, ilgili
belgelerin dosyalanması yoluyla veya
veri taşıyıcıları aracılı ile tutulabilir;
yeter ki, bu yöntemler, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olsun.
Saklama süresinde ulaşılması ve her
zaman kolayca okunabilmesi mümkün kılınnmak şartı ile, defter ve diğer
kayıtlar, elektronik ortamda da tutulabilir (TTK. 65/4).
Kanunda ayrıca, envanter, düzenlenme zamanı ve envanteri kolaylaştırıcı yöntemler düzenlenmiş (m.
66-67); açılış bilançosu ve yılsonu
finansal tabloları düzenleme yükümü, ilkeleri, içerikleri ve değerleme
kuralları ayrıntılı denebilecek tarzda
hükme bağlanmıştır (m. 68-81).
III. Yükümlülüğe Aykırılığın
Yaptırımları
Defter tutma yükümüne dair TTK. hükümlerine aykırılık,
özel cezai yaptırıma bağlanmıştır
(TTK. 562/1 ve 2). Hüküm uyarınca,
defterleri hiç veya gerektiği şekilde
tutmamak, gerekli onayları yaptırmamak, hileli envanter çıkarmak, belgelerin kopyasını sağlamamak ve belgeleri ibraz edememek, dörtbin TL. idari
para cezası gerektirmektedir (TTK.
562/1). 660 Sayılı KHK. ile kurulan
Kamu Gözetimi Kurumu’nun yetkilerini düzenleyen TTK. 88’e aykırılık da
ise, dörtbin TL. idari para cezası yaptırımına bağlanmıştır (TTK. 562/2).
İflas eden bir tacir, defterlerini hiç
veya kanuna uygun tutmamış ise,
taksiratlı müflis sayılmakta ve cezalandırılmaktadır (İİK. 310/5, TCK.
162). Ayrıca, defterlerin tutulmamış
olması, konkordato talep eden borçlunun mühlet talebinin de reddine
yolaçmaktadır (İİK. 285/I, 286).
Açılış ve kapanış onayları
yapılmamış olan veya içerikleri birbirini doğrulamayan defterler, sahipleri
aleyhine delil olabilmektedir (HMK.
222/4). Defterlerin sahipleri lehine
delil oluşturabilmesi için gerekli şartlar arasında da, defterlerin kanuna
uygun tutulmuş olması ve içeriklerinin çelişkili bulunmaması da yer alır
(HMK. 222/2).
IV. Ticari Defterlerin Türleri
6762 Sayılı eTK. döneminde, tutulması zorunlu olan defterler içerisinde ismen belirli olan (onaya tabi)
defterler yanında, işletmenin mahiyet
ve önemi gereği tutulması zorunlu
olan, fakat ismen belirsiz oldukları
için hangileri olduğu ve kim tarafından belirleneceği tereddüt yaratan
defterler söz konusu idi. TTK., eTK’da
tutulması zorunlu defterler yönünden
yapılmış olan, ismen belirli olan (onaya tabi) /ismen belirsiz (işletmenin
nitelik ve önemi gereği tutulacak, beyana tabi) defter ayrımını kaldırmış;
ayrıca, gerçek kişi tacirin, işletmesinin durumuna göre, yevmiye defter,
defter kebir ve envanter defter yerine
sadece işletme defteri ile yetinme
kolaylığına da olanak tanımamıştır
(TTK. 64/5, karş. VUK. 193 vd.). Bir tacirin tutması söz konusu olacak defterler, zorunlu ve ihtiyari biçiminde iki
ana gruba ayrılabilir. Asıl önemli olan
zorunlu defterler olduğu için, aşağıda yalnızca bu gruba giren defterlere
değinilecektir. Zorunlu defterler de iki
gruba ayrılır:
Defterler elektronik ortamda tutulabilir
82 nci maddesi 3 ncü fıkrasından da, birinci fıkrada sayılan
belgelerden(yukarıda saydım), açılış ve ara bilançoları, finansal
tablolar ve topluluk finansal tablolar haricindeki belgelerin, TMS’na
uygun olmak kaydıyla görüntü ve veri taşıyıcılarda saklanabilecek.
A
ncak belgelerin görüntü ve veri
taşıyıcılarında saklanabilmesi
için;
• Okunur hale getirildiklerinde,
alınmış bulunan ticari mektuplar
ve defter dayanaklarıyla görsel
ve diğer belgelerle içerik olarak
örtüşmesi gerekmekte,
• Saklama süresi boyunca
kayıtlara her an ulaşılabilmeli
ve uygun bir sürede kayıtlar
okunabilir hale getirilebiliyor
olmalı.
82 nci maddenin 4 ncü fıkrasına
göre, kayıtlar elektronik ortama
alınıyor ise, bilgiler; bilgisayar yerine
basılı olarak da saklanabilir.
Bilgisayar ve muhasebe
150x150 Muhasebe Defter ve
Belgelerin Yeni TTKna Göre
Saklanması
Defterler elektronik ortamda
tutulabilir
Yeni TTK’nun “Defterlerin
Tutulması” başlıklı 65 nci maddesi
4 ncü fıkrasına göre “”Defterlerin
ve gerekli diğer kayıtların elektronik
ortamda tutulması durumunda,
bilgilerin saklanma süresince
bunlara ulaşılmasının ve bu süre
içinde bunların her zaman kolaylıkla
okunmasının temin edilmiş olması
şarttır.”
u
u
37
u
u
HUKUK
TTK. 64/3 ve 4’te sayılmış olan
defterler, yevmiye (günlük) defter,
defteri kebir (büyük defter), envanter
defteri, pay defteri, yönetim kurulu
karar defteri ve genel kurul toplantı
ve müzakere defteridir. Mevcut (eTK)
uygulamasında, muhasebe ile ilgisiz
oldukları için bazı defterler, ticari defter sayılmıyordu. TTK. 64/4’ün ticari
defterleri sayan açık hükmü ile, uygulamada özellikle ispat bakımından
sıklıkla gündeme gelen bu defterlere belirli bir disiplin kazandırılması
amaçlandığı gibi, bu defterler için de
hangi onayların ne zaman yaptırılması gerektiği düzenlenmiştir.
Ticari defterlerin fiziki ortamda
tutulması halinde, kullanılmaya başlanmadan önce açılış onayları, noter
tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış
onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki
ayın sonuna kadar notere yaptırılır.
Pay defteri ile genel kurul toplantı
ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet
dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. Yevmiye defteri ile yönetim kurulu
karar defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının
sonuna kadar notere yaptırılır. Ticaret
şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılışı ticaret sicili
müdürlükleri tarafından da onaylana-
38
u
u
bilir. Açılış onayının noter tarafından
yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili
tasdiknamesini aramak zorundadır
(TTK. 64/3).
Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin
açılışlarında ve yevmiye defteri ile
yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz (TTK.
64/3).
Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl
tutulacağı, defterlere kayıt zamanı,
onay yenileme ile açılış ve kapanış
onaylarının şekli ve esasları Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle
belirlenir (TTK. 64/3).
TTK. 64/5 uyarınca, bu Kanuna
tabi gerçek ve tüzel kişiler, 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun defter tutma
ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile
aynı Kanunun 175 inci ve mükerrer
257 nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere
uymak zorundadır. Bu Kanunun defter tutma, envanter, mali tabloların
düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve
ibraz hükümleri, VUK. ile diğer vergi
kanunlarının aynı hususları düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına,
vergi kanunlarına uygun olarak vergi
matrahının tespit edilmesine ve buna
yönelik mali tabloların hazırlanması-
na engel oluşturmaz.
Ayrıca,
Kamu
Gözetimi
Kurumu’nun yetkilerini düzenleyen
TTK. 88’e göre, 64 ilâ 88 inci madde
hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal
tablolarını düzenlerken, bu Kurum
tarafından yayımlanan, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kavramsal
çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası
olan yorumlara uymak ve bunları
uygulamak zorundadır. 514 ilâ 528
inci maddeler ile bu Kanunun ilgili
diğer hükümleri saklıdır. Bu düzenlemeler, uygulamada birliği sağlamak
ve finansal tablolara milletlerarası
pazarlarda geçerlilik kazandırmak
amacıyla, uluslararası standartlara
uyumlu olacak şekilde, yalnız Kamu
Gözetimi Kurumu tarafından belirlenir ve yayımlanır. Kamu Gözetimi
Kurumu, değişik işletme büyüklükleri, sektörler ve kâr amacı gütmeyen
kuruluşlar için özel ve istisnai standartlar koymaya ve farklı düzenlemeler yapmaya yetkilidir. Bu standart
ve düzenlemeler, Türkiye Muhasebe
Standartlarının cüz’ü addolunur.
Kanunlarla, belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kurulmuş
bulunan kurum ve kurullar, Türkiye
Muhasebe Standartlarına uygun olmak şartıyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlar ile ilgili olarak
ayrıntıya ilişkin sınırlı düzenlemeleri
yapabilirler.
u
u
GÜNCEL
Yeni Türk Ticaret Kanunu
NELER GETİRDİ
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk
Ticaret Kanunu (TTK) iş dünyası ve ticaret dünyası
için yeni bir döneminde kapısını araladı.
Y
eni TTK’ya göre şirketler uluslararası standartlarda defter tutabilecek, tek kişi, bir
anonim şirket veya limited şirket kurabilecek. Şirket toplantıları elektronik ortamda
yapılabilecek. Geçtiğimiz yıl yasalaşan, ancak
pek çok maddesi 1 Temmuz’da yürürlüğe giren
TTK’da iş dünyasındaki beklentilere uygun olarak çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.
Birçok maddenin değişmesi ile birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ( TOBB) hesabına
göre KOBİ’ler ağırlıklı olarak 6 milyar 126 milyon
TL bulacak ek maliyetten kurtulmuş olacaklar.
Yeni TTK ile gelen başlıca
değişiklikler;
Şirketten Borçlanma;
Ortaklar şirketten borçlanma yapabilecek, ancak sanıldığının aksine, bu sınırsız bir hak olarak tanımlanmıyor. Ortağın sermaye taahhüt
borcunu ödemeden, borçlanma
yapmasına halen izin verilmiyor. Bu
şarta ilave olarak, ayrıca ortaklar şirketin serbest akçelerle birlikte karı
geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde ise
şirkete borçlanabilecekler.
Ayrıca pay sahibi olmayan yönetim kurulu
üyeleri ile üçüncü dereceye kadar kan ve kayın
hısımlarının şirkete nakit olarak borçlanmaları
da yasaklanmıştır.
Sözleşme Değişikliği;
Daha önceki düzenleme gereğince 14
Ağustos’a kadar yapılması gereken ana sözleşme değişiklikleri, yapılan son düzenleme ile 1
Temmuz 2013 tarihine kadar yapılabilecek.
Sermaye Artırımı;
Anonim şirketlerde asgari sermaye 50.000
TL olması gerekmekte, ancak kayıtlı sermaye
sistemini kabul etmiş bulunan, halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi 100.000 TL’den aşağı olamayacak. Limited
şirketlerde ise asgari sermaye tutarı 10.000 TL
olacak. Anonim ve limited şirketler, 14.02.2014
tarihine kadar, sermayelerini bu tutarlara yükseltmesi gerekmektedir.
Ticari Defterler;
TTK’na göre tutulması zorunlu defterler yevmiye defteri, defteri kebir ve
envanter defteri, pay defteri, yönetim
kurulu karar defteri ile genel kurul
toplantı ve müzakere defterinin açılış
onayları, kullanılmaya başlanılmadan
önce noter tarafından yapılması gerek. Bu defterleri izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk
ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılması gerekiyor.
Diğer önemli değişikliklere ait konu
başlıkları;
Tek pay sahipli şirketler kurulacak, her
KOBİ’nin web sayfası olacak, Gözetim Yetkisi,
Bilançolarda TMS’ye uyum sağlanması, Defter
Kolaylığı sağlandı, İşlem Denetçiliği kaldırılması
gibi KOBİ’ler başta olmak üzere tüm ticari hayatı değiştirecek düzenlemeler getirilmiştir.
u
u
39
u
u
GÜNCEL
6552 sayılı Kanun kapsamında
yeniden yapılandırmaların 1 Aralık 2014
tarihine kadar yapılması gerekiyor.
Bazı alacakların 6552 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılmasına
ilişkin usul ve esasları düzenleyen tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı.
Yapılandırmadan yararlanmak isteyenlerin, 1 Aralık 2014 mesai saati
bitimine kadar borçlu bulundukları idareye başvurmaları gerekiyor.
B
azı kamu alacakların, 6552 sayılı Kanun
kapsamında yeniden yapılandırılmasına
ilişkin usul ve esasları düzenleyen tebliğ,
Resmi gazete’de yayımlandı. Yapılandırmadan
yararlanmak isteyenlerin, 1 Aralık 2014 mesai
saati bitimine kadar borçlu bulundukları idareye
başvurmaları gerekiyor.
Maliye Bakanlığının, Bazı Alacakların 6552
sayılı Kanun Kapsamında Yeniden Yapılandırılmasına Dair Genel Tebliği, Resmi Gazete’de
yayımlandı. Söz konusu tebliğle, 6552 sayılı
Kanun’un ilgili maddelerinin uygulamasına dair
usul ve esaslar belirlendi. Maliye Bakanlığına
bağlı tahsil dairelerince takip edilen bazı amme
alacakları ile belediyelerin ve büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin ve belediyelerin bazı alacaklarının yeniden yapılandırılması ile Bakanlığa bağlı tahsil dairelerince takip
edilen bazı amme alacaklarının terkinine ilişkin
düzenlemelerin yer aldığı tebliğe göre, 6552 sayılı Kanun’un 73. maddesi kapsamında herhangi bir alacağın yeniden yapılandırılabilmesi için
kesinleşmiş alacak olması, kanun yayımlandığı
tarih olan 11 Eylül 2014 itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz
geçmemiş olması gerekecek.
Kapsama giren alacaklar
Vergi daireleri ve gümrük idareleri tarafından
tahsil edilen vergiler, vergi cezaları ve diğer alacaklar (YURTKUR’a olan öğrenim ve katkı kredisi borçları, Kaynak Kullanımını Destekleme
Fonu’na olan borçlar, çiftçilerin Doğrudan Gelir
Desteği borçları gibi), belediyelerce tahsil edilen
emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, vergi cezaları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına
katkı payı ve diğer alacaklar, Sosyal Güvenlik
Kurumunun (SGK) sosyal güvenlik primi, idari
para cezası ve genel sağlık sigortası primleri,
kapsama giren alacaklar içerisinde yer alıyor.
İdari para cezaları
Ayrıca trafik para cezaları, seçim para cezaları, nüfus para cezaları, askerlik para cezaları,
köprü ve oto yollardan usulsüz geçişler nedeniyle kesilen cezalar, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) kestiği para cezaları, belediyelerin
su kullanımından kaynaklı alacakları, Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin
su ve atık su alacakları, TEDAŞ’ın veya hissedarı
olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakları da kapsam
dahilinde bulunuyor.
TOBB, TESK, TÜRMOB üyelik aidat alacakları, kalkınma ajanslarının mahalli idareler ve
odalardan olan alacakları, sulama birliklerinin
tarımsal sulama faaliyetlerinden kaynaklanan
alacakları, yurt dışına eğitime gönderilen öğrencilerden veya memurlardan yükümlülüklerini
yerine getirmemeleri nedeniyle adlarına döviz
veya lira cinsinden borç çıkarılanların söz konusu borçları, kapatılan belediyelerin diğer belediyelere ve kamu kurumlarına devredilen borçları
da yeniden yapılandırma kapsamına alınıyor.
Tebliğle, Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları, 30 Nisan 2014’ten
önceki dönemler, beyana dayanan vergilerde
aynı tarihe kadar verilmesi gereken beyanname-
40
u
u
ler, bu yıla ilişkin yine aynı tarihten
önce tahakkuk eden Motorlu Taşıtlar
Vergisi (MTV) gibi vergi alacakları, 30
Nisan 2014’ten önce yapılan tespitlere ilişkin vergi aslına bağlı olmayan
usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, bu yıl için tahakkuk eden MTV ikinci taksidi ile 2014’te ödenecek gelir
vergisi ikinci taksidi kapsam dışında
tutuldu.
Ancak 30 Nisan 2014’ten önce
verilen, askerlik para cezaları, seçim
para cezaları, nüfus para cezaları,
trafik para cezaları, karayolları Kaçak geçiş ücreti cezaları, Karayolu
Taşıma Kanunu’na göre verilen para
cezaları, RTÜK tarafından verilen
para cezaları, vadesi kanunun yayımlandığı tarihten önce olan ya da
kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
ödeme süresi başlamış henüz vadesi geçmemiş olan asli ve fer’i amme
alacakları, tahsil için vergi dairelerine
intikal etmiş olan ecrimisil, öğrenim
kredisi, katkı kredisi, KKDF, haksız
yere yararlanılan destek ödemeleri,
Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
kapsamındaki Hazine alacakları düzenleme kapsamına giriyor.
Belediye alacakları
Vadesi 30 Nisan 2014’ten önce
olan emlak vergisi ile çevre temizlik
vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları
ve emlak vergisi üzerinden hesaplanan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile buna bağlı
gecikme zammı, yine vadesi aynı tarihten önce olan su kullanımından
kaynaklanan alacaklar ile fer’ileri de
yeniden yapılandırılacak.
Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin vadesi 30 Nisan 2014’ten önce olan su ve atık su
bedeli alacakları ile fer’ileri de yine bu
kapsamda değerlendirilecek.
Yararlanma şartları
Vergi, vergi aslına bağlı cezalar
ve diğer amme alacaklarının asıllarının tamamı, gecikme faizi, gecikme
zammı ve gecikme cezası yerine güncelleme oranı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) esas alınarak belirlenecek tutar ödenecek, gecikme zammı,
gecikme faizi gibi fer’i alacakların tamamı ise terkin edilecek.
Alacak aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının
yüzde 50’si ödenirken, alacak aslına
bağlı olmayan bu cezaların kalan yüzde 50’si terkin edilecek.
İştirak, teşvik, yardım fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarının tamamı, bu cezalara uygulanan gecikme
zammı yerine güncelleme oranı (YİÜFE) esas alınarak belirlenecek tutar
ödenecek, bu cezalara uygulanan
gecikme zammının tamamı ise yine
terkin edilecek.
Kapsam dahilindeki idari para
cezalarının tamamı ile fer’ileri yerine
güncelleme oranındaki (Yİ-ÜFE) tutar
ödenirken, bu cezalara uygulanan
gecikme cezası, gecikme zammı, faiz
gibi fer’i alacakların tamamı terkin
edilecek.
İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere göre tahakkuk eden vergiler
kesinleşmiş alacak kabul edilerek kanundan yararlanabilecek.
Ayrıca 31 Aralık 2013’ten önce
verilen ve genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken 120 liranın altında
kalan idari para cezaları (sigara kullanımından kaynaklananlar hariç),
12 lira ve altında kalan kaçak geçiş
ücretleri, Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerince takip edilen vadesi
31 Aralık 2007’den önce olan 50 lirayı
aşmayan asli alacaklar ile bu alacağa bağlı fer’i alacaklar, aslı ödenmiş
100 lirayı aşmayan fer’i alacaklar da
silinecek.
Başvuru ve ödeme süreleri
Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyenler, 1 Aralık 2014 mesai
saati bitimine kadar borçlu bulundukları idareye (vergi dairesi-belediye) başvuruda bulunmaları gerekiyor.
Vatandaşlar, 31 Aralık 2014’e kadar peşin ödeme yapılabilecek, taksitle ödeme seçeneğini tercih eden
borçluların ilk taksit ödemesi ise yine
bu tarihe kadar olacak.
Taksitler ikişer aylık dönemler
halinde azami 18 eşit taksitte ödenebilecek, belediyeler yapılandırılan
borçlarını 36 taksitte, spor kulüpleri
42 taksitte ödeyebilecek.
Peşin ödemelerde ödenecek tu-
tarda bir artırım olmayacak.
6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,05, 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,07, 12 taksitte 24
ayda yapılacak ödemelerde 1,10, 18
taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde ise 1,15 katsayısı esas alınacak.
Borçlular başvuru sırasında altı,
dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte
ödeme seçeneklerinden birini tercih
edebilecek.
Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerinde borçların, kredi kartıyla da
ödenebilmesine de imkan sağlanacak.
Vergi dairelerine ödenmesi gereken taksitler, vergi dairelerinden olan
alacaklar ile mahsup edilmek suretiyle de ödenebilecek.
Süresinde ödeme şartı
Tebliğ kapsamında yapılandırılan
alacağın, gelir veya kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, kurum (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve
özel tüketim vergisi olması halinde,
bu vergi türleri ile ilgili olarak kanuni süresinde verilen beyannameler
üzerine tahakkuk eden bu vergilerin
süresinde ödenmesi şartı aranacak.
Cari ödemeler için getirilen bu şart,
ödemelerde çok zor duruma düşen
mükellefler için aranılmayacak.,
Kasa mevcudu ve ortaklardan
alacaklar
Kurumlar vergisi mükelleflerine,
işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklarını gerçek
duruma uygun hale getirilmelerine
imkan veriliyor.
Bilanço esasına tabi kurumlar
vergisi mükellefleri 31 Aralık 2013
itibarıyla işletmede olmayan kasa
mevcutlarını ve ortaklardan alacak/
ortaklara borç hesapları arasındaki
net alacak tutarını düzeltebilecek.
Düzeltilen tutarlar için 31 Aralık
2014’e kadar beyanda bulunulacak
ve beyan edilen tutarlar üzerinden
yüzde 3 oranında hesaplanan vergi,
aynı sürede ödenecek. Ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden
mahsup edilmeyecek ve gider olarak
dikkate alınmayacak.
u
u
41
u
u
TARİH
İzmit Tarihinin Tanığı
“Sırrıpaşa Konağı”
İzmit Hacı Hasan Mahallesi Yeni Çeşme sokakta bulunan Sırrıpaşa Konağı, 19.yy’ın
ikinci yarısında İzmit Mutasarrıfı Sırrı Paşa tarafından yaptırılmıştır. Konağın
bahçe duvarı antik heykel ve mimarî parçalar ile süslenmiştir. Yapı, bugün ayakta
kalan 19. yüzyıla ait bir sivil mimarlık örneği oluşu, bahçe duvarındaki arkeolojik
eserler ve içindeki kalemişi bezemeler ile ilimizin önemli bir tarih hazinesidir.
K
ocaeli’nde, kaybolmaya yüz tutmuş
tarihi eser ve yapıtlar, Büyükşehir
Belediyesi’nin katkı ve hizmetleriyle
yeniden eski günlerine döndü. Tarihi Kentler Birliği üyesi olan Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi, sınırları içindeki cami, hamam,
okul, kilise, külliye, çeşme, köprü, kale, deniz feneri, mezarlık, tümülüs, gar binası,
fabrika, türbe, ağaç, mağara, sivil mimarlık
örnekleri ve benzeri toplam bin 844 korunması gerekli kültür varlığıyla tarihi açıdan
önemli bir potansiyele sahip. Kentteki kültür hazinesine sahip çıkan Büyükşehir Belediyesi kaybolmaya yüz tutmuş tarihi eserleri gün yüzüne çıkarmaya başladı.
Yok Olan Malzemeler Tekrar Yapıldı
Kentin en önemli kültür miraslarından
olan Sırrı Paşa Konağı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin restore ederek kentin tarihi kültürüne yeniden kazandırdığı önemli
eserlerden. 19. yüzyıla ait konakta tamamen
yok olan ve hasar gören ahşap malzemeler
ve özel süslemeler kurulan atölyede hazırlandı. Çalışmalara KOMEK kursiyerleri de
42
u
u
SIRRI PAŞA KİMDİR?
katkı sundu. 19. yüzyılın ikinci yarısında İzmit mutasarrıfı (valisi) Sırrı
Paşa’nın yaşadığı Sırrı Paşa Konağı restorasyonunda özellikle ilk iki
katındaki yangın nedeni ile tamamen yok olan süslemeler ve kalem
işlerine de özel önem verildi. Sıva, bez ve ahşap üstü işlemelerin
bulunduğu konakta her biri konusunda tecrübeli sanatkârlar tarafından yapılan işleme ve süsleme çalışmaları titiz bir şekilde gerçekleştirildi.
İşleme çalışmaları birçok analiz ve yöntem uygulanarak hayata
geçirildi. Temizleme işlemlerinde kimyasal ve mekanik-raspalama
yöntemleri uygulandı. Bu yöntemler ile üzerine yapılan boya ve badanayla tahrip olan işlemeleri dahi aslına uygun olarak korunabildi. Temizleme işleminden sonra ise orijinal tonların bulunması için
renk analizi yapıldı. Kalem işi yapılan alanlarda orijinal zemin rengini elde edebilmek için astarlama yapılıp motifler duvarlara işlendi.
Motiflerin renklendirilmesi, kontürleme ve varaklama işlemleri ise
eşsiz güzellikteki süslemelerin ortaya çıkarılmasını sağladı.
Mimari Özellikler
19. yüzyıla ait bir sivil mimarlık örneği olan Sırrı Paşa Konağı, İzmit Mutasarrıfı Selim Sırrı Paşa tarafından İzmit Hacı Hasan Mahallesi Yeni Çeşme Sokak’ta yaptırıldı. Planını bizzat mutasarrıf Selim
Sırrı Paşa’nın çizdiği, Körfez’e yönelik manzarası olan konağın iç duvarları; çeşitli manzara resimleri ve zengin kalem işleriyle süslendi.
Konak, zemin kat, normal kat, ara kat bir de cihannüma olmak üzere
toplam 4 katlı olarak, ahşap karkas yapı tekniğinde inşa edildi. Yapı,
haremlik ve selamlık olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Konakta ve
müştemilatında, Fransa’dan özel olarak getirilen tuğla, kiremit gibi
bazı malzemeler de kullanıldı.
2011 Uygulama Ödülü
Sırrı Paşa Konağı’nın iç mekân duvar bezemelerinin, Dolmabahçe Sarayı’nın restorasyonu için gelen ressamlar tarafından tezyin
edildiği rivayet ediliyor. Süslemeler; manzara resimleri, bitkisel ve
geometriksel karakterli kalem işlerinden oluşuyor. Süslemelerin bir
bölümünde altın varak da kullanılarak görsel etki ve estetik değer
artırıldı. Konağın bahçesi, yöresel taşların kullanıldığı yüksek bir
bahçe duvarına sahip. Duvarda İzmit’in antik dönemine ait devşirme malzemeler de kullanıldı. Kocaeli’nin en görkemli yapılarından
birisi olan konak, zarif mimarisi ve zengin kalem işi süslemeleriyle
dikkat çekiyor.
Konağa adını veren Sırrı Paşa’nın asıl adı
Selim’dir. Vidin kasabasında Balcı Kenanoğulları olarak anılmış bir aileye mensuptur.
Babası Seyyit Bey, annesi Pembe Hanım’dır.
1851 yılında Vidin’ de doğmuştur. İptidaî ve
rüştî eğitimini Vidin’de yapmıştır. Bu sırada babasını kaybetmiştir. Daha sonra Vidin
hükümet dairesine kâtip olarak girmiş; bir
süre sonra da Vidin’de vali bulunan Hakkı
Paşa’nın maiyetinde İstanbul’a gelmiştir.
Onun yardımı ile eğitimini tamamlamış ve
Hakkı Paşa’nın yeğeni Melek Hanım’la evlenmiştir. Yeniden devlet hizmetine girerek
Sivas ili mektupçuluğuna oradan da Sivas
merkez mutasarrıflığına yükselmiştir. Bu sırada uygulamaya giren bir
kanunla Osmanlı Devleti’nin
ilk Genel Yol İşleri Gezici
Müfettişliği’ne atanmıştır.
Gösterdiği başarı üzerine
1888’de İzmit mutasarrıflığına atanmıştır.
Selim Sırrı Paşa, Bayındırlık’ tan yetiştiği için
Kocaeli mutasarrıflığı sırasında yol yapım işlerine
hız vermiştir. Göreve başlar
başlamaz Ankara’ya doğru
yapılmakta olan şose bitmemiş olduğundan
sancak içinde yol seferberliği ilan etmiştir.
İzmit Garı’ndan Taraklı’ ya kadar olan 18
saat devam eden şose onun eseridir. Demiryolu boyunca sıralanan ve İzmit’in bir özelliği
olan çınar ağaçlarını bu esnada diktirmiştir.
Yetişmelerine dikkat etmiş zararı dokunanlara ceza verdirmiştir. Bu arada İzmit ovası
bataklıklarının kurutulması için Tavşantepe
yöresinden toprak getirterek bataklıkların
kısmen kurutulmasını sağlamıştır. Bu kurutma sonucunda Çuhane-Sapak yolunu
tamamlamıştır.
1894 yılında Fransız Koleji’nin yapımı sırasında kulesine Fransız bayrağı çekildiğinden bayrağı indirtmiş, inşaata engel olmuştur. Çarşıbaşı Caddesi’ni daraltan duvarını
yıktırmıştır. Bu olay üzerine Fransız elçisinin
şikayet ve müdahalesi ile görevinden alınmıştır. Uzun süre açıkta kalmış 1913 yılında
Balkan Harbi sırasında iskân işlerini idareyle görevlendirilmiştir. İlk milletvekili seçimlerinde bağımsız olarak İzmit’ten adaylığını
koymuş ise de kazanamamıştır.
Son yıllarını Yukarı Pazar’da yaptırmış olduğu köşkünde geçirmiştir. 1924 yılında ölmüş, cenazesi Fevziye Camii yanına gömülmüştür. Daha sonra 1943 yılında Belediye
Başkanı Kemal Öz’ün çabalarıyla kemikleri
Namazgâh Şehitliği’ne kaldırılmıştır.
u
u
43
u
u KİŞİSEL
İŞ DÜNYASI
GELİŞİM
Kişisel gelişim ve
özgüven için
14 öneri
Kişisel gelişim için ve özgüven duygusu
önemli bir kişisel özelliktir; yaşamla baş
etmemizi ve zorluklara dayanmamızı
kolaylaştırıyor. İşte, insana güç verip,
enerjisini artıran ve daha fazla çaba
göstermeye özendiren özgüveni
kazandıracak kişisel gelişim için 14 öneri...
1 Kendinizle iletişiminiz çok
önemli
“Sen bunu yeneceksin” gibi cümleler kurmayın.
Yani kendinize iç sesinizle “sen” diyorsanız bu
sorundur. İlk olarak kendinizle “iletişim”e geçip,
“ben bunu yaparım” deyin.
2 Çevrenizi iyi gözlemlediniz mi?
İsmail Karasu
Yaşam Koçu
www.ismailkarasu.com
Başarılı ve mutlu insanlar genellikle
“çözüm”e odaklıdır. Bu insanlar yüzde 20 problemlere, yüzde 80 çözümlere odaklanır. Bazı sorunlar aslında sizin “büyüttüğünüz” kadar değil.
Siz ona “odaklandıkça” o büyüyor, büyüyor ve
çözülmez bir hale geliyor. Bu sorunlarda çıkmaza girdiğinizde bir “örnek” bulun. Yani sorunu
çözmüş bir insan örneği. O, nasıl çözdü? Tamamen bu yönteme odaklayın kendinizi.
3 Önce bütün olumsuz
tecrübeleri unutun
Durup dururken güveniniz yitirmeniz, başarısızlık duygusunu yaşamanız bundan olabilir. O
yüzden ilk adim olarak geçmişteki bütün kötü
deneyimleri yok edin. Beyninizden silin gitsin!
44
u
u
4 Erteleme olayına bir son verin
Bir şeyi sonlandırmayıp, yarım bırakma, başarılı olamama korkusuna dayanabilir. “Şu an”
yapacağınız ne varsa “hemen şimdi” yapın. Bir
not edin bakalım, “yarım” bıraktığınız işler çok
fazla mı? Onları tamamlamak güven duygunuzu rehabilite edecektir. Çok basit şeylerde bile
bunu uygulayın.
5 Kesin olarak istediğiniz şeyin
ne olduğunu düşünün.
Tam olarak neyi, ne kadar, nerede ve nasıl
elde etmek istiyorsunuz? Bunu dakikalarca düşünüp, o çok istediğiniz şeye odaklanın. Adrenalinizin arttığını, istediğiniz şeye kavuşmayı
“düşünmenin” sizi pozitif bir ruh haline soktuğunu göreceksiniz.
6 Enerjinizi çoğaltın
Çünkü enerji bize sadece fiziksel
güç olarak gerekli değildir. Duyu organlarımız da enerji ile çalışır. Bu
enerji sesinize, bakışınıza, görünüşünüze etki eder. Spor yaptığınızda
serotonin ve endorfin hormanları
artacak. Bu iletişimde çok önemli;
Bakışlarınız da bu hormonların etkisiyle karşı tarafa daha kolay “olumlu”
mesajlar göndermenizi sağlayacak.
Kendinizi “iyi” hissetmek, güne gülümseyebilmek için spor çok önemli.
Unutmayın, egzersizden uzak kaldığınızda, adeta benzinsiz bir araba gibisiniz!
7 Geleceği “belirsiz”
bırakmayın
Planlayın. O gerçekleştiğinde neler hissederseniz, sürekli bunu düşünün. Artık o ideale, o “plan”a nasıl
ulaşacağınızı düşünün ve kendinizi
orada hayal edin sık sık. Unutmayın;
Geleceğinizi düşünmezseniz asla bir
geleceğe sahip olamazsınız.
8 Kötü tecrübeleri
beyninizin bilgisayarını
çöp kutusuna atıp,
silmiştiniz ya.
Eh şimdi, arkadaşlarınızla beraberken biraz sıkılıyorsunuz değil mi?
Onlara hep “dertlerinizden” söz ederdiniz hani! Canım, biraz düşünün, sizin hiç başarınız olmadı mı geçmişte.
Dost sohbetlerinde arada sırada bu
başarılarınızdan da söz edin. Anlatırken bunu nasıl yaptığınızı yeniden hatırlayacaksınız. Belki de bu yöntem,
başka ulaşmak istediğiniz idealleriniz
için de işe yarar!
9 Telkin çok önemli
Her ne istiyorsanız onu olmuş gibi
hayal edin: Alt bilinciniz sadece şim-
diki zamanı bilir. O yüzden gelecek
zamanlı cümleler kurmayın. Örneğin,
“zayıflayacağım” derseniz asla zayıflayamazsınız. Belirsiz bir gelecek yerine, “şu anda yapıyorum” deyin. Bu
mesajı yolladığınızda, alt bilinciniz
sizi o amaç için bazı tutumlara davet
edecektir. Siz farkında bile olmadan...
Enerjiniz çoğalacak, yavaş yavaş zayıflama isteği artacaktır.
10 Renkler çok önemli
Giysilerde renk tonajlarına dikkat
edin. Seçtiğiniz her renk sizi anlatıyor
çünkü. Canlı renkler mutluluk ve neşeyi, koyu renkler ise ciddiyeti temsil
ediyor. Bu tarz olarak size en yakışanı
seçin. Bu giysileriniz canlı renklere
sahipse güveninizin kendiliğinden
geliştiğini göreceksiniz. (Tabii yerine
göre... ) Şu açık ki, asıl olarak “ten
giysiniz”, yani solgun olmayan bir
cilt, parıltılı bakışlar giysilerden daha
önemlidir. Olumlu düşündükçe farklı bir ten renginin ve bakışların sizde
oturduğunu fark edeceksiniz.
11 “Evet” ve “hayır”lara
dikkat
Hiç kimse size istemediğiniz bir
şeyi yaptıramaz. Bazı insanlara da
hayır demeyi öğrenin. Hoşlanmadığınız bir mekana sizi götürmek isteyen
arkadaşınıza karşı rahatlıkla “hayır”
kelimesini kullanın. Birlikte keyif alacağınız mekanları seçecek arkadasınız mutlaka vardır. Sizi rahatsız eden,
olumsuz ruh halinizi çoğaltan insanlarla ilişkinizi de gözden geçirin. Sizi
üzen bir insanla yola devam etmek
sizden sürekli götürecektir.
12 Hayatinizi yönlendirin
Ne eksikse yasaminizda ona kanalize olun. Sevgi mi yok, sevgi birlikteligine kanalize olun. O boslugu
bir sevgili dolduracaksa, yani ona
gereksinimiz varsa bunu planlayin.
Bir takim duygusal bosluklarin yerini baska seylerle kapatmayin. Zaten
olumluya ve basariya kanalize olmus
bir ruh hali, baska arayislariniza cözüm bulmak üzere de konumlanacaktir. Basari ve sevgiyle birlikte
donanmis benliginiz, size enerjiyi ve
mutlulugu da cagiracaktir.
13 Geleceği planlamak;
kendinize güveni,
kendinize güvenmek de
size bazı “formüller” de
getirecektir
Örneğin zayıflamak istiyorsunuz ama neden şişmanladığınızın
“formülü”nü dikkate almıyorsunuz.
İşte olumlu bir şekilde başarıya odakladığınızda beyniniz size “neden şişmanladığınızı da anımsatacak. Ve
sizi kilo almaya götüren nedenleri de
hayatınızdan kaldırmak üzere planlar
yapıyor olarak bulacaksınız kendinizi...
14 Bir de, “olumlu” anlam
içeren kelimelere dikkat
edin
Olumsuz olarak beyninize yerleştirdiğiniz cümleler size baskı yapar.
Orada “beslenir” ve daha güçlü olarak geri dönebilir.” Bir örnek vermek
gerekirse, “asla televizyon seyretmiyorum” demeyin. Beyniniz sizi daha
istekli olarak TV seyretmeye zorlar.
İnsanların “kötülükleriyle” uğraştığınızda da ters tepki verir. Kötü bir
kelimeyi kullandığınızda ona yüklediğiniz anlamı bilincinize çağırırsınız!
Bu kelimeyi çok sık hatırlamaya başlarsınız. Hatta yıllar sonra o eylemin
içinde bile görebilirsiniz kendinizi. O
nedenle “olumsuz” herhangi bir kelimeyi (Her ne olursa olsun) beyninize
yerleştirmemeye özen gösterin.
u
u
45
u
u
MARKA
MARKAYA DEĞER KATMA,
Kurum Kimliği Oluşturma
Kurumsal kimlik, firmanın diyalog kurmak
istediği kişi veya kurumlara gösterdiği yüzüdür.
Başarılı bir kurumsal kimlik firmanın tamamen
geleceğe yatırımıdır.
K
urum kimliği yaratma veya yeniden oluşturulması
her büyüklük ve küçüklükteki firmaların sorunudur.
Kurum kendi kimliği ile hem kendisinin hem de
ürünlerinin sektördeki rakiplerinden farklı olduğunu göstermektedir. Kurum kimliği stratejisine bir bütün olarak
bakmak firmanın iş hayatındaki stratejisi oluşturmak için
ve geleceğini planlamak için elzemdir.
Günümüzde her iş veya ürün için yoğun bir rekabet
ortamının varlığından söz etmekteyiz. Piyasaya mevcut
ürünlere eş değerde birçok ürün girmektedir. Bu ürünler
arasından sıyrılıp yer bulmak gerçekten çok zordur. İşte
bu yoğun rekabet ortamında firmaların ve bunların ürettikleri mal ve hizmetlerin bir ‘marka’ olmaları gerekliliği
ortaya çıkmıştır.
Kurumlar sosyal yapılardır. Her sosyal varlık gibi bunlar da kurulur, hizmet eder ve yaşlanıp yetersizleşirler. Bu
yetersizleşmeyi durdurmanın en önemli yolu kurumu yeniden yapılandırmak ve ona yeni bir kimlik kazandırmaktır.
Bir kurum kimliği firmayı, ürünü o kadar farklı tanıtmalı ki
mevcut ürünler arasından firmanın ürünü ön plana çıkmalı ve tercih sebebi olmalıdır.
Bu bakımdan kurum kimliği artık ticari yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Firmalar, müşterileri veya tüketiciler
tarafından tercih edilmek için kendilerini tanıtıcı logolar,
amblemler, isim ve renkler ile birer kimlik edinme ihtiyacı
duymaktadır. İşte bu noktada kurum kimliği devreye girer.
46
u
u
Kurumsal Kimlik firmaya ne kazandırır?
Kurumsal kimlik, bir kurumun, şirket içi/şirket dışında duruşunu ve davranışlarını temsil etme biçimlerinin
tümüne verilen addır. Günümüzde birçok kuruluş, artık
kalite anlayışı çerçevesinde kurumsal bir stratejiyle faaliyetlerini sunma gayretine girmiştir.
Başarılı bir kurumsal kimlik oluşturulması için, öncelikle kurumla ilgili tüm veriler eksiksiz ortaya konmalıdır.
Her kurum; bir anlayış, bir kültür, bir geçmiş ve bir hedef
içerir. Kurumsal kimlik, firmanın diyalog kurmak istediği
kişi veya kurumlara gösterdiği yüzüdür. Başarılı bir kurumsal kimlik firmanın tamamen geleceğe yatırımıdır.
Kurum kimliği kavramı
Günümüz firmaları zaman zaman yaşadıkları iniş - çıkışları, hatta çevrelerindeki çöküşleri gördükçe bir firmanın sadece yaptığı işi, o yıl elde edeceği kârı değil, onu
etkileyen diğer yan etkileri de düşünmeli, çünkü hem çalışanlarına, hem müşterilerine hem de kamuoyunu oluşturan kitlelere karşı toplumsal sorumlulukları vardır. Bu
nedenle firmalar kendi ve markalarının kimliğini iyi planlamalı, çünkü iyi bir kimlik hedeflenen kitlelere o kuruluşu iyi bir şekilde tanıtma olanağı sağlar. Bu da kuruluşun
daha sağlam bir şekilde ayakta durabilmesi için şarttır.
Kurum kimliğine ihtiyaç duymayan bir şirket değişen koşullar nedeniyle bir kurum kimliğine gereksinim duyabilir
Böylece kendilerini diğerlerinden ayıran ve farklı kılan
özellikler yaratarak hem kendi içlerinde bütünleşme sağlamışlar hem de hedef kitle üzerinde bir imaj oluşturma
yoluna gitmişlerdir.
AMBLEM
LOGO
Z
NU
A
RK ĞU
MA TALO
KA
KURUMSAL
MARKANIZ
KİMLİK
Bir firmanın kurumsal kimliğinin üç ana
kimlikten oluştuğunu söyleyebiliriz;
RENK
RET
İŞA
R
• İşletme kimliği:
• İşletme/ Yönetim
• Üretim / Hizmet
• Pazarlama / Satış/ Servis
İşletme kimliğini yönetim de iş yaparken uygulanan
sistem ve standartlar ile çalışanların sistem içindeki davranışları olarak tanımlayabilir.
• Tanıtım kimliği:
• Görsel kimlik
• Reklam
• Halkla İlişkiler
Tüketiciyi ürün almaya sevk eder ürünün rakiplerinden
ayrılmasını sağlayan bir kimlik çeşididir.
• Davranış Kimliği
Firmanın kendi içindeki çalışanları veya müşterileri ile
nasıl iletişim kuracağını belirler.
Algılanma, tanınma ve hatırlanma
veya zaten bir kurum kimliğine sahip olan bir kurum, meydana gelen değişliklerden dolayı kurum kimliğinin gözden
geçirilmesini isteyebilmektedir.
Dünyadaki ekonomik, sosyal ve politik baskılar arttıkça
kurumların ve kuruluşların adresleri ve işlevleri de sık sık
değişmektedir. Örgütlerin de kendi kimlikleri bulunmaktadır. Değişen teknolojiler, ticaretin büyümesi üretilen ürün
veya hizmetlerin dünya pazarlarına aynı anda sunulması
onların da değişmesini gerektirir. Kuruluşun sunduğu
ürün veya hizmet ne olursa olsun her işin karar mekanizmalarına ilişkin yönetsel, stratejik veya destekleyici bir işlevi bulunmaktadır.
Hem kurum içi hem de kurum dışında etkin
olmak için
Kurum kimliği bir işletmenin, organizasyonun kimliğini
ifade eder. Kuruluşta çalışanların davranışları, kuruluşun
iletişim biçimleri, felsefesi ve görsel unsurlarından oluşur.
Bir işletme bir çok işletme arasından fark edilmek istiyorsa Kurum Kimliği oluşturması gerekir. Kurum başarılı bir
politika izlemek istiyorsa hem kurum içi hem de kurum
dışında etkili olmak istiyorsa bu konuyu atlamamalıdır.
Kurum topluluk anlamına gelmektedir. Aynı zamanda birlik olma anlamına da gelmektedir. Kimlik biz sorusuna da cevap veren bir kavramdır. Çalışanlar ne kadar
birlik içinde olurlarsa işletmenin kimliği de o kadar geniş
olmaktadır. Farklı görüşlerin söz konusu olması kesin bir
kimliğin olmadığının göstergesidir.
Günümüzde çağdaş kurumlar da yine aynı nedenden
ötürü yalnızca kendilerinde ait logolar, kurum renkleri,
davranış biçimleri ve iletişim modelleri oluşturmuşlardır.
Kurum Kimliği kavramı ve buna verilen önemin gelişimi pazarın, işletmenin ve toplumun değişiminden kaynaklanmaktadır. Kimlik işletmenin ve ürünlerin algılanmasını, tanınmasını ve hatırlanmasını sağlamaktadır.
Bir firmanın ismi ve logosunun dışında ürettiği ürünlerin markaları da önemlidir. Kurum kimliği bize bu bilgileri
sunmanın yanı sıra kurumun ne şekilde organize olduğu,
merkezi olup olmadığı hakkında da bazı ipuçları vermektedir. Eğer kuruluş çok fazla alandan oluşuyor, fakat hepsini
tek bir çatı altında topluyorsa basit ve merkezi görünüm
üzerinde yoğunlaşmaktadır. Her alan için farklı sunumlar
söz konusuysa bir merkezden söz edilmez. Kimlik bir organizasyon yapısını açıklayabilmekte ve saptadığı hedeflerle
şeklini net bir şekilde ortaya koyabilmektedir. Kurum kimliği yapıları üçe ayrılmaktadır:
Monolitik kimlik: Kuruluş her yerde tek bir kimlik
kullanmaktadır. Faaliyet alanları çok çeşitli olsa da tek bir
kimlik ile kendini ifade etmektedir. Bu nedenle firma ve
ürünleri kolayca hatırlanıp algılanabilir (Shell, THY, Mc
Donalds gibi). Bu gibi kuruluşlar ürünleriyle birbirleriyle
bağlantılı olarak düzenli gelişirler.
Desteklenmiş kimlik: Bir ana firmaya bağlı olan
kuruluşların kimlikleri yanında bu ana kuruluşa bağlı yan
kuruluşlarında kendi kimlikleri bulunmaktadır. Böyle bir
kimlik anlayışına desteklenmiş kimlik denmektedir.
General Motors: Opel, Altınyıldız: Beymen, Benetton,
Koç: Arçelik, Beko, Tofaş, Aygaz gibi. Bunlarda ana kuruluşun hangi firma olduğu hatırlanabilir şekilde belleklere
yerleştirilir.
Marka kimliği: Günümüzde markalı ürünler üreten
kuruluşlar kendi kimliklerinden ziyade sahip oldukları
u
u
47
u
u
MARKA
markaların kimlikleri ile ön plana çıkarlar. Unilever’den Sana, Lipton’dan
Calve gibi. Tüketici sadece ürünle ilgilenmekte ana kuruluşla ilgilenmemektedir.
Ürünü belli bir işaretle belirleme
politikası bir ürünün satışını desteklemek için güçlü bir araçtır. Marka
ile tüketici arasındaki bağ kimlik ile
oluşmaktadır. Marka kimliği rekabetçi ortamda markanın gelişimini
sürdürmesi ve kârlı bir büyüme sağlaması için sıçrama tahtası olacaktır.
Ürün veya işletmenin fiziksel ve fonksiyonel farklılıklarından çok psikolojik
farklılıklar marka kimliği ile ön plana
çıkabilir. Marka kimliği ile hareket
eden şirketlerin ayrı bir yaşam eğrileri
vardır. Aynı şirket ürünleri pazar içerisinde rakiptirler.
Kurum kimliği süreci
www.bizimmarka.com.tr
Kurumsal Kimlik Bileşenleri
Kurumsal kimlik çalışması
kapsamında düşünülmesi
gereken materyaller iki bölümde
incelenmelidir;
Kurum İçi
•
•
•
•
•
•
•
•
Amblem / Logoteyp
Antetli kağıt tasarımı
Zarf
Kartvizit
Dosya
Bloknot
Haberleşme formları
Kurum içi yönlendirmeleri
Muhasebe
dokümantasyonlarının tasarımı
(Fatura, İrsaliye, Makbuz vb...)
• Dijital materyallerin tasarımı
48
u
u
Kurum Dışı
• Araç / filo tasarımları
• Bina cephesi ve iç tasarımı
• Tanıtım materyalleri:
Katalog, broşür, insert, kit vb...
• Gazete, dergi ve/veya diğer
tanıtım materyalleri
Web siteleri
• Kurumsal web sitesi de
artık bir firmanın kurumsal
kimliğinin ayrılmaz bileşenidir.
Kurumsal materyallerin
hazırlığında renk seçimi
önemlidir. Sektör, hedef kitle
ve kurumun psikolojik olarak
vermek istediği mesaj gibi
hususlara dikkat etmek gerekir.
Bir işletmenin tanınması, şekillenmesi, iletilmesi ve kimliğinin denenmesi bir süreç alacaktır. Bu uzun
süreli ve zor bir süreçtir,
• Kurum kimliği süreçleri pazardaki
işletmelere ve kurumlara paralel
olarak değişmektedir. Kurumun
riskleri ve olanakları öğrenmesi
açısından uzun süreli planlama
önemlidir. Bu yüzden kimlik planlı ve sıralı bir şekilde yapılmalı ve
sadece değişimlere ayak uydurmamalıdır.
• Kurum iç ve dış istekleri, beklentileri ele almalı ve nasıl kullanılması gerektiğini belirlemeli. Sadece
kendi problemleri ile uğraşmak
gerçek problemlere ulaşmada
zorluklar yaratmaktadır. Bütün katılımcıları da içine alan bir planlama risk oranını azaltmaktadır.
• Kurum kimliği kurumun güçlükleri ve zayıflıklarına karşı tedbirli
olmalıdır. Karakterini, özelliklerini,
bakış açısını dikkate almalıdır. Bir
işletme sadece sözünü tutabileceği şeyler için söz vermelidir.
Kurum kimliği düzeni bir kez oluştuğunda baskı işlerinden, reklamdan,
iş görenlerin giyiminden, binanın dekorasyonu ve boyanmasından, taşımacılıktan ve fiziki kimlikle ilgili diğer
tüm işlerden sorumlu herkes, bu kimliğin gerekliliklerinin bilincinde olmalı
ve bu hususu dikkatle takip etmelidir.
u
u
KİTAP
Kapitalizmin Çöküşü
Richard A. Posner
Bizim Kitaplar
Çevirmen: Nurcan İnce Ateş
240 sayfa
Apple Mucizesi
Adam Lashinsky
İnkılâp Kitabevi / Ekonomi - Ticaret Dizisi
160 sayfa
Dünyanın En Kârlı Şirketinin ve Steve Jobs’un
Başarı Sırrı
İşletme ve ekonominin temel kavramlarını alt
üst eden Apple nasıl dünyanın en kârlı şirketi haline
geldi? Willy Wonka’nın çikolata fabrikasının Silikon
Vadisi’ndeki karşılığı olan Apple büyülü kapıları
arkasında ne saklıyor?
Dünyanın en ünlü CEO’su Steve Jobs’un kendine özgü stratejileri ve 100 milyar dolardan fazla
gelire sahip Apple’ın gizli işleyişi Adam Lashinsky
ile gün yüzüne çıkıyor. Apple ürünlerine hayran
olan, Steve Jobs’u bir idol olarak gören ve şirketten
dışarı sızdırılmayan bilgileri merak eden herkes,
Apple yöneticilerinin gizli sos olarak adlandırdıkları
sistemin ne olduğunu ve Apple çalışanlarının neler
düşündüğünü bu kitapta bulacak.
Sadece örtmeceden yana zengin kısır bir kelime
dağarcığı, ekonominin başına gelenleri “ekonomik
durgunluk” adını veriyor. Oysa bunun çok ötesinde
bulunmaktayız. 1930’ların Büyük Bunalımı”ndan bu yana en büyük
ekonomik krizin ortasında bulunuyoruz.
Ben bir konjektör tahmincisi değilim. Bu bunalımdan çıkma aşamasının
ne zaman başlayacağını
bilemem; ama eğer yarın başlarsa, hükümetin iyileştirmeyi hızlandırmak,
bankacılığı yeniden yapıandırmak ve reformunun beraberinde getireceği
sayısız problem ve belirsizlik için harcadığı trilyonlarca dolar, tıpkı pahalı
bir tedavinin ölümcül bir hastalığa çare bulması ama hastayı mecalsiz
bırakması gibi, ekonomiyi gelecekte yıllar boyunca tehdit edecektir.gayreti
içinde olduk.
Marka Kültürü
(Seth Godin’den Malcolm Gladwell’e Birçok
Ustanın Görüşü)
Debbie Millman
MediaCat Kitapları / İş Kitabı Dizisi 376 sayfa
Marka Kültürü, Debbie Millman’ın konusunda
uzman isimlerle yaptığı söyleşilerden oluşuyor.
Reklam ve pazarlama profesyonellerinin yakından
tanıdığı dünyaca ünlü bu isimlerin arasında Seth
Godin, Malcolm Gladwell, Daniel Pink ve Alex
Bogusky de yer alıyor. Eğer “Marka nedir?” sorusuna
bir cevap bulunacaksa, bu cevap kesinlikle bu kitabın satırları arasında
gizli. Marka ve markalamaya dair pek çok farklı görüş belirtiliyor bu kitapta.
Her usta ayrı açıdan ele alıyor marka konusunu ve tecrübelerini aktarıyor.
Önsözünün ilk cümlesinde “marka diye bir şey yoktur” cümlesiyle açılan
kitap, Malcolm Gladwell’in “Umarım marka değilimdir, ben bir insanım”
sözüyle bitiyor. Millman okurlarını bu söyleşilerle markanın tanımına ilişkin
heyecanlı bir maceraya çıkarıyor.
İş Hayatında
Kolay İletişim Kurma Yöntemleri
Sonya Hamlin
MediaCat Kitapları
312 sayfa
Bu kitap giriş seviyesindeki çalışandan
yöneticiye kadar herkes için yazılmıştır. Sonya
Hamlin, bu gün ABD’nin önde gelen iletişim
uzmanları arasında, kitabı da en çok satan kitaplar
listesinde yer almaktadır. Hamlin, işyerindeki
sorunları irdeliyor ve bugünkü koşullarda işyerinde
istediğinizi elde etmenin yolları hakkında yeni
yöntemler sunuyor. İş dünyasında iletişim kurmak
için gereksinim duyabileceğiniz tüm konulardan
bahsederek, kendinizi veya fikirlerinizi sunmak
için tekrar tekrar başvurabileceğiniz bir yapıt
ortaya koyuyor. Kuşak farklılıklarını aşmak,
çeşitli kültürlerin olduğu bir işyerinde bütünlüğü
sağlamak, fikirleri organize edip görselleştirmek ve
bu günkü dinleyicileri neyin motive ettiğini anlamak
gibi günümüz iş dünyasında karşılaşılan iletişim
sorunları hakkında çığır açan kavram ve çözümlerle
dolu bir kitap.
Otobüsten İndim, BMW’ye Bindim
Baybars Altuntaş
Destek Yayınları
208 sayfa
Öğretmen bir annenin ve emekli asker bir babanın
çocuğu olarak şunları rüyamda görsem inanmazdım:
Cebimde beş para yokken kurduğum
şirket, Türkiye’nin en önemli 100 franchising
markasından biri olacak, girişimciliğin beşiği
olan Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkanı beni
girişimciliği konuşmak üzere Beyaz Saray’a davet
edecek, dünyanın 16. Büyük ekonomisinin en başındaki insan olan
Başbakanımız, Obama’ya yazdığı özel mektubu benimle gönderecek, CNN
International, Washington’da Obama’nın zirvesini canlı yayında benimle
değerlendirecek, dünyanın en önemli girişimcilik şov programında 22
ülkenin 110 Dragon’undan biri de ben olacağım...
Torpilim yoktu, param yoktu, çevrem yoktu. Ama bunların hepsi oldu.
Şuna gönülden inanıyorum: Güzel ülkemiz herkesin rüyalarını gerçeğe
dönüştürebileceği bir ülke. Yeter ki isteyelim.
Ben istiyorum ki herkes benim baktığım pencereden baksın dünyaya.
Çünkü bir öğretmen çocuğu olarak ben yaptıysam ve başardıysam, daha
iyilerini siz de kolaylıkla yapabilirsiniz. Bu kitapta, yaptığım her şeyi ve nasıl
yaptığımı bütün samimiyetimle anlattım.
u
u
49
u
u
AKTÜEL HABER
Evde gıda güvenliğini sağlamanın
Temel kuralları
Gıdayı satınaldıktan sonra saklama, pişirme ve
depolamada güvenliği sağlamak, gıda kaynaklı
hastalıkları önlemek için gereklidir. Görünmeyen,
kokmayan yada tadı kötü gelmeyen bakteriler
hastalığa yol açabilir.
Ü
retimden sofraya kadar
gıda güvenliği zincirini
devam ettirmek sağlıklı
beslenmenin temel kritelerinden
birini oluşturuyor. Gıdayı üreten ve
satan işletmeler kadar tüketicinin
de gıda güvenliğinde sorumluluğu
bulunuyor. Çünkü satın alınan
gıdanın tüketimine kadar olan süreç
artık tüketicinin sorumluluğunda.
Yiyeceği hazırlamak, pişirmek,
saklamak, mutfak koşulları en az
üretim süreci kadar önem taşıyor.
Gıda hazırlamanın her aşamasında
güvenliği sağlamak için aşağıdaki
dört temel işlemin uygulanması
gerekiyor:
• Temizle – elleri ve yüzeyleri yıka
• Ayır – çapraz bulaşmaya yol
açmaması için
• Pişir – uygun sıcaklıkta pişir
• Soğut – derhal buzdolabına koy
50
u
u
Alışveriş
• Bozulmayan gıdaları aldıktan
sonra dolapta bulunan yada
donmuş gıdaları alınız.
• Parçalanmış ve akıtan
paketlerdeki et ve tavuk
ürünlerini almayınız.
• Son kullanma tarihi geçmiş
gıdaları satın almayınız.
Saklama
• Kolay bozulabilecek gıdaları
en geç 2 saat içinde tekrar
buzdolabına koymalısınız.
Eğer gıdanın sıcaklığı 32°C nin
üstündeyse, 1 saat içinde tekrar
buzdolabına koymalısınız.
• Buzdolabınızın ve dondurucunun
sıcaklığını uygun bir termometre
ile doğrulayınız. Buzdolabı 4°C
ve altında; dondurucu -18°C
•
•
•
•
de çalıştırılmalıdır. Çoğu gıda
kaynaklı hastalık yapan bakteri 4
°C de(güvenli buzdolabı sıcaklığı)
yavaş bi şekilde çoğalır. -18C
dondurucu soğukluğunda ise
bakteriyel çoğalma durur.
Taze tavuk, balık, et, kıymayı 2
gün içinde; diğer sığır eti, dana
eti, kuzu etini ise 3-5 gün içinde
ya dondurun yada pişiriniz.
Et sularının diğer gıdalara
bulaşmaması için et ve tavuk
gibi kolay bozulabilen gıdaların
uygun bi şekilde sarılarak
paketlenmesi gerekir.
Et ve tavuk orjinal paketinde
dondurulduğunda kalitesinin
bozulmaması için, paketin
tekrar folya yada plastik paketle
sarılması önerilir.
Genelde, domates, greyfurt,
ananas gibi yüksek asitlikteki
konserveler 12-18 ay
saklanabilir. Et, tavuk, balık ve
çoğu sebze gibi düşük asitlikteki
konserveler 2-5 yıl arasında
saklanabilir. Konserveler
serin, temiz ve kuru alanlarda
saklanmalıdır. Çöküntü, çatlak,
kapakta şişme gibi durumlar
varsa konserveler çöpe
atılmalıdır.
Hazırlama
• Gıdaları ellemeden önce ve
sonra, mutlaka ellerinizi ılık su ve
sabunla 20 saniye yıkayınız.
• Çapraz bulaşıyı engelleyiniz.
Çiğ et, tavuk ve balıkları diğer
gıdalardan uzak tutunuz
• Çiğ eti kestikten sonra, bıçağı,
kesme tahtasını, kabı ve mutfak
tezgahını sıcak sabunlu su ile
yıkayınız.
• Kesme tahtası, kabı ve mutfak
tezgahını, 4 lt su ve bir çorba
kaşığı unscented, sıvı klorlu
ağartıcı solusyonu kullanılarak
sanite ediniz.
• Et ve tavuk, kapaklı bi kap
içinde buzdolabında marinate
edilmelidir.
• Bütün kümes hayvanları
pişirilirken, minimum 74°C iç
sıcaklığa ulaşmalıdır.
Çözülme
Sunum
• Buzdolabı: Buzdolabı yavaş ve
güvenli çözülme sağlar. Çözülen
et ve tavuğun suyunun diğer
gıdalara damlamadığından emin
olunuz.
• Sıcak gıdalar 60°C veya daha
yüksek sıcaklıkta tutulmalıdır.
• Soğuk gıdalar 4°C veya daha
düşük sıcaklıkta tutulmalıdır.
• Gıdalar açık büfe sunulduğunda,
gıdaları sıcak tutmak için alttan
ısıtmalı kap (chafing), yavaş
ocak ve ısıtma tablası kullanınız.
Soğuk tutmak için ise, buz dolu
bir çukur kab içine oturtarak
servis yapınız.
• Kolay bozulabilen gıdalar oda
sıcaklığında 2 saatten fazla
bekletilmemelidir (Eğer odanın
sıcaklığı 32°C nin üstündeyse, 1
saat).
• Soğuk su: Daha hızlı çözülme
için, gıdayı sızdırmaz plastik
poşete koyarak, soğuk su içine
daldırınız. Her 30 dakikada
suyu değiştiriniz. Çözülmenin
ardından hemen pişiriniz.
• Mikrodalga: Mikrodalgada
çözdürdükten sonra, et ve
tavuğu hemen pişiriniz.
Pişirme
• Kuşbaşı, kavurma ve pirzola
yapılan sığır eti, dana eti, kuzu
etini 71°C de pişiriniz.
• Dövülmüş et ve kıymayı 71°C de
pişiriniz.
Ürün
Tür
Sığır ve dana eti
Çekilmiş, dövülmüş
Biftek ve rosto
Az pişmiş Biftek ve rosto
71
Göğüs
Çekilmiş, dövülmüş
74
Yumurta
Her türlü
71
Balık ve deniz ürünleri
Her türlü
63
Kuzu eti
Çekilmiş, dövülmüş
Biftek ve rosto
Az pişmiş Biftek ve rosto
71
Her türlü
74
Tavuk ve hindi
Artan yemekler
İç sıcaklığı (°C)
71
63
74
71
63
Artanlar
• Yiyecekler 2 saatten fazla
oda sıcaklığında kalmamalıdır
(Eğer odanın sıcaklığı 32°C nin
üstündeyse, 1 saat).
• Gıdaları saklama kabı içine
koyunuz ve hemen buzdolabına
kaldırınız yada hızlı soğutma için
dondurucuya koyunuz.
• Artan pişmiş yiyecekleri 3 gün
içine tüketiniz.
Tekrar dondurma
Buzdolabında buzları çözülen
et ve kümes hayvanları
pişirilmeden önce veya sonra
tekrar dondurulabilir. Eğer diğer
yöntemler ile çözülmüşlerse,
tekrar dondurmadan pişirilmeleri
gerekir.
u
u
51
u
u İŞ DÜNYASI
Pazarlama karması
ve pazarlamanın
4P’si…
Pazarlama müşterilerin gereksinimlerini
ve beklentilerini anlama ve bu
çerçevede hizmetlerin nasıl tasarlanıp
sunulabileceğini planlama işlemidir. Tüm
sektörlerde ürün yelpazesinin genişlemesi
yeni ürünleri bilimsel yöntemlerle pazara
sunmayı zorunlu hale getirmiştir.
4P
Pazarlamanın 4 ilkesi
Pazarlama karması denilince akla gelen ilk şey 4P’dir. Dünyada
pazarlamanın önemli teorisyenlerinden olan Philip Kotler tarafından literatüre
kazandırılan “4P” adını Ürün (Product), Fiyat (Price), Dağıtım (Place),
Tutundurma (Promotion)’dan almaktadır.
Pazarlama müşterilerin gereksinimlerini ve beklentilerini anlama ve bu
çerçevede hizmetlerin nasıl tasarlanıp sunulabileceğini planlama işlemidir.
Pazarlamanın tanımına başlarken önce bir ürün ortaya koymalı, sonra bu
ürünü piyasa şartlarına göre fiyatlandırmalı, daha sonra tüketiciye ulaştırmalı
ve son olarak da piyasada ürünümüzü tutundurmayı sağlamalıyız.
Günümüzde sanayi sektörlerindeki gelişmeler rekabet ortamını
canlandırırken, firmalar sadece ulusal değil uluslararası pazarlarda da satış
yapmaya başlamıştır. Ayrıca tüm sektörlerde ürün yelpazesinin genişlemesi
yeni ürünleri bilimsel yöntemlerle pazarlamayı zorunlu hâle getirmiştir. Bu
olumlu gelişmeler pazarlamanın önemini daha belirginleştirirken bu alandaki
mesleklerin saygınlığını da arttırmıştır.
Philip Kotler de bu değişim sürecini önceden sezip bu ezici rekabet
ortamında pazarlamaya nasıl başlanacağını, ürünün hangi evrelerden geçip
piyasa şartlarında nasıl tutunacağını göstermek için literatüre “4P - Pazarlama
Karması”nı adeta armağan etmiştir.
52
u
u
Promno
d
Tutu
t
Prodüunc
Ür
Pla
Dağ
Ürün (Product)
Hammaddelerin çeşitli
işlemlerden geçirilerek bir araya
getirilmesiyle oluşturulan yeni bir
bütündür. Bir pazarlama faaliyetinin
yapılabilmesi için öncelikle bir ürüne
ihtiyaç duyarız. Ürün planlaması
yapılarak başlanan pazarlamada
pazara ne ile ulaşacağımızı faaliyet
konumuzun ne olduğuna karar
vermek bunun özelliklerinin ne
olacağını belirlemek 4P içersinde
ürünün (Product) görevidir.
4P’nin genel kabul gören bir olgu
olduğunu söylemekle birlikte eleştiri
aldığı tarafı eksik ve yetersiz kaldığı
yönündedir. Örneğin Kotler’in kendi
ifadeleriyle: “parfüm” şirketleri
beşinci “P” olarak ambalajın
(packaging) eklenmesi istediler,
satış müdürleri satış gücünün “P” ile
başlamadığı için mi eklenmediğini,
hizmet müdürleri aynı şekilde
“hizmet”in de aynı sebepten mi
pazarlama karması dışında
kaldığını sordu.
Bu ve benzeri
eleştirileri
çoğaltmak
otion
durma
ace
ğıtım
Pricint g
içerisinde barındırdığı şeklindedir.
Örneğin neden ambalaj 5. bir
“P” olarak yok sorusunun cevabı,
“ambalaj ürünün bir parçası”
şeklinde oldu.
Gerçekten de üründen devam
edersek, ürün denilince; içeriğinde
bulunan maddeler, mekanik
yapısı, şekli ve dayanıklılığı, tadı,
kokusu, ambalajının özellikleri
vb. anlaşılmalıdır. Bir pazarlama
çalışması içerisine girdiğimizde
öncelikle bir ürünümüz olmalı ve bu
ürünün özelliklerini, içeriğini doğru
şekilde belirlemeli ve kendimizin de
bunu iyi anlaması gerekir. Kısacası
sağlayacağı faydanın farkında olmak
gerekir.
Fiyat (Pricing)
Artık bir ürünümüzün olduğunu
düşünürsek bu ürüne bir bedel
belirlenmesi gerektiği açıkça
görülmektedir. Ürünün dolaşımını
sağlayan sahip olduğu parasal
değerdir. Ürünü fiyatlandırırken
üretim maliyetleri önemli bir
karar değişkenidir. Ancak burada
pazarlamanın değişkenliği, geniş
vizyonu, araştırmacılığı, geniş
kapsamı ve yaratıcılığı ortaya
çıkmalıdır. Daha kesin ifadeyle
pazarlamanın gerekliklerinden
biri de buradadır. Üretim maliyeti
ürünü fiyatlandırmak için yeterli
olsaydı, fiyatlandırma sürecinde
pazarlamacılara gerek kalmazdı.
Fiya
mümkün,
hatta
“4P”ye çok
kez de alternatifler
yaratılmıştır: Temelinde
müşteriyi (customer) içeren
“4C”, ambalajın, personelin
eklendiği “6P” vs. vs… Kimileri de
pazarlamanın yapısı gereği böyle bir
sınırlandırmaya gidilemeyeceğini
savunarak “4P”yi reddeder. Ancak
4P’nin bu tarz eleştirilere cevabı; her
bir pazarlama karmasının bu eksik
olduğu savunulan yönleri kendi
u
u
53
u
u İŞ DÜNYASI
Oysa fiyatlandırmada; tüketicilerin
ödemeye razı oldukları fiyat aralığı,
hedef kitlenin özelliklerine göre farklı
fiyatlandırma, izlenecek pazarlama
stratejisinde fiyatın rolü (pazarın
kaymağını alma veya pazara nüfuz
etme gibi) vb rollerde pazarlama
görev alır. Fiyatlandırmayı yaparken
en hassas nokta; arz edenin satmak
istediği nokta ile talep edenin
ödemek için razı olduğu noktayı
tespit edebilmektir.
Dağıtım (Place)
Bir ürünümüz var ve bunun
artık fiyatını da tespit ettik;
tüketicilerinde bu ürüne ihtiyaçları
var. Peki, nerede bulabilirler? İşte
pazarlama karmasının 3. “P”si olan
‘Dağıtım’ın görevi, ürünü doğru
yere, doğru zamanda ulaştırmaktır.
Dağıtım pazarlama karması içinde
yaratıcılığın kısıtlı olduğu, genellikle
yalnızca zorunluluk içeren bir
unsur olarak düşünülse de, çoğu
pazarlama başarısının ve aynı
şekilde başarısızlığının altında
dağıtım kararları yer alır. İstediğiniz
kadar mükemmel bir ürüne sahip
olun ve tanıtımını istediğiniz kadar
iyi yapın, eğer tüketici onu bulmakta
zorlanıyorsa, o ürüne olan isteği
kırılacak ve alternatifine yönelmekte
geç kalmayacaktır. Kuşkusuz
burada zamanlama da son derece
önemlidir. Tüketiciyle, ihtiyacın ve
isteğin duyulduğu zaman buluşmak
gerekir. Dağıtımı da Peter Drucker’ın
ifadesiyle sonlandıralım: “En büyük
değişiklik, yeni üretim veya tüketim
yöntemlerinde değil, dağıtım
kanallarında olacaktır.”
Tutundurma (Promotion)
Fiyatlandırdığımız ve olması
gerektiği yerlere doğru zamanda
ulaştırdığımız üründen acaba
tüketiciler haberdar mı? Özellikle
günümüzde hat safhadaki
alternatifler içerisinde kendinizi,
ürününüzü gösterebilmeniz
çok önemli. Dağıtımı anlatırken
yaptığımız kurgunun benzerini
tutundurma için de yapabiliriz.
Ürünümüz var, doğru fiyatladık ve
olması gerektiği yere ulaştırdık;
ancak tüketici böyle bir ürünün
54
u
u
farkında değilse başarılı olmanız
pek olası değildir. Ürüne ihtiyacı
olan bireyler ilk aşamada ürününüze
bir şekilde ulaşmış ve kullanmış
da olabilir. Ancak ürününüzü
tanıtmamışsanız bu bir şanstır ve
devamını beklemek çok daha büyük
bir şansı gerektirir. Ürününüzü
ilk aşamada tanıtmak sonrasında
beklemekte yeterli değildir. Sürekli
zihinlerde, dillerde canlı tutabilmek
için tutundurma çalışmalarına
daima devam etmek gerekir.
Sürekli yenilediğimiz üzere
günümüz rekabet ortamı ve
alternatif bolluğunda sizin
ürününüzün tercih edilebilmesi
için tutundurma faaliyetlerine sıkı
sıkıya tutunulmalıdır. Tutundurma
içerisindeki araçlardan ilk akla
gelenler; “reklam, kişisel satış, halkla
ilişkiler, duyurum ve indirim, çekiliş,
yarışma vb. unsurlardan oluşan
tanıtım çalışmaları tutundurma”dır.
Her biri farklı araçlarla, farklı yollarla
gerçekleştirilebilir. Pazarlamanın
en yaratıcı yönü, sürekli gelişim
içerisinde olan tarafı ağırlıklı olarak
tutundurmadır. Yeni pazarlama
anlayışlarının yer aldığı pazarlama
karması tutundurmadır: Amaca
yönelik pazarlama, doğrudan
pazarlama, nostalji pazarlama,
ağızdan ağza pazarlama gibi.
u
u
YEŞİL ÇEVRE
Yüksek performanslı
Çevre Dostu Yeşil Binalar
Günümüzde binaları çevresel etkilerine göre değerlendiren pek çok sistem
geliştirilmiş ve geliştirilmektedir. Bu sistemler, yeşil dönüşüm sürecinde etkili bir
araç, önemli bir ilk adımdır.
Y
Dr. Duygu Erten
Çevre Dostu Yeşil Binalar
Derneği (ÇEDBİK)
Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
üksek performanslı yeşil binalar, yapının
arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, sosyal &
çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı,
iklim verilerine ve o bölgeye özgü koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, tercihen yenilenebilir enerji kaynakları da kullanan, doğal ve atık
üretmeyen çevre dostu malzemelerin kullanıldığı ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir. Yeşil bina, enerji ve suyun tasarrufunu ve
doğaya saygılı bir inşaat türünü benimser. Binaya ‘yeşil bina unvanını enerji ve su kullanımı, yer
seçimi, tasarım, inovasyon, binada kullanılan
ekolojik yapı malzemeleri, yapım tekniği, atık
malzemelerin yeniden kullanımı konularındaki
seçici yaklaşımlar verir.
Amerika’da yapılan bir çalışma, “yeşil” binaların enerji tüketiminde %24-50, CO2 salımında
%33-39, su tüketiminde %40 ve atıklarda %70’e
varan bir düşüş sağladığını ortaya koymaktadır.
Türkiye’de yeni binaların çevre dostu bina kriterlerine göre inşa edilmesi ve mevcut binaların da
bu kriterlere uygun dönüştürülmesi ile hem çevreye etki azalacak hem de büyük oranda tasarruf
edilecektir. Yeşil binaların avantajları şöyle sıralanabilir:
u
u
55
u
u
YEŞİL ÇEVRE
• Kentsel yaşam alanlarına değer
katması
• Binanın değerini artırması
• Yapım aşamasında doğal çevre
tahribatının en aza indirilmesi
• Temiz teknolojilerin kullanımı ve
geliştirilmesine ortam sağlaması
• Deprem, sel, heyelan vb. doğal
afetlere karşı gerekli önlemlerin
alınması
• Hafriyat ile ortaya çıkan atık malzemenin değerlendirmeye alınması
• Yeşil çatı uygulaması ile yağmur
sularının arındırılması
• Yağmur sularının kullanımı ile
kanalizasyon sisteminin yükünü
azaltma
• Güneş enerjisinden yaralanma
• Doğal ışıktan yararlanma
• Yeşil katmanların güneş ışınlarını yansıtmaması ile sera etkisini
oluşturan yansımaları azaltması
• Enerji tasarrufu sağlaması
• İzolasyon sistemleri ile ısıtma soğutma maliyetlerinin ve karbondioksit salınımının azaltılması
• Az su tüketen armatürlerin kullanılması
• Binada tüketilen atık suyun arıtılması ve sulama amaçlı kullanılması
• Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi
yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanılması
Yeşil bina, sertifikası ile binanın
tasarım, inşaat ve kullanım sürecinde
sürdürülebilirlik kriterlerine odaklanarak çevreye verilebilecek en az zararı
verdiğini belirtir. Sertifika yatırımcıların, mal sahiplerinin ve kullanıcıların ulusal ve küresel rekabette çevre
dostu olduklarını ve sürdürülebilirliğe
katkı sağladıklarını belgelendirmiş
olur. Günümüzde binaları çevresel
etkilerine göre değerlendiren pek çok
sistem geliştirilmiş ve geliştirilmektedir. Bu sistemler, yeşil dönüşüm sürecinde etkili bir araç, önemli bir ilk
adımdır.
Dünyada bazı ülkeler ülkenin koşullarına uygun sertifika sistemi geliştirmiştir, bazı ülkeler ise uluslar
arası sertifika sistemlerini kullanmaktadır. Yeşil bina sertifika sistemlerinin
başlıcaları 1990’da İngiltere’de ortaya
çıkan BREEAM (Building Research
56
u
u
Establishment Environmental Assessment Method), 1998’de Amerika
Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan
LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), 1998’de gelişmiş
ülkelerin biraraya gelmesiyle kurulan
kurulan IISBE (International Initiative
for Sustainable Built Environment),
2003’de BREEAM’den uyarlanarak
Avustralya’da oluşturulan Greenstar, 2004’de Japonya’da ortaya çıkan
CASBEE (Comprehensive Assessment for Building Environmental Efficiency) ve 2009’da Almanya’da ortaya
çıkan DGNB (Deutsche Gesellschaft
fur Nachhaltiges Bauen)’dir. Yeşil
bina sertifika sistemi oluşturmuş ülkelerde yeşil bina sektörü hızla gelişmektedir. Ülkemizde KONUT’da yeşil
alanında en önemli uygulamalardan
ilki İzmir’de yapılan 35. Sokak projesidir. Bu proje çevreci yaklaşımı, enerji
verimliliği ve güvenli yapı malzemeleriyle alanında inovatif bir yapı modeli
oluşturuyor. Türkiye’yi çelik yapı sistemleriyle tanıştıran Akşan Yapı’nın
İzmir’de hayata geçirdiği ve uluslararası yeşil bina sertifikası BREEAM’e
sahip ilk konut projesi 35. Sokak,
konutların çevre dostu olarak inşa
edilip, yaşam alanlarının çevresel
izlerini azaltması, iç mekan hava kalitesini doğal ışık ve doğal havalandırmayla sağlaması, konut sakinlerine,
daha sağlıklı, konforlu ve ekonomik
yaşam koşulları sunmasıyla dikkat
çekiyor. 35.Sokak’ta kullanılan 3 bin
600 ton çeliğin % 90’nı geri dönüştürülebilir özellikte. Proje, minimum
inşaat atığıyla çevreye verilecek zararı
ortadan kaldırarak, gelecek için daha
yaşanabilir bir çevre vaadediyor. Öte
yandan, Türkiye’de ilk defa kullanılan
solar elektrik enerjisi sistemiyle yılda 400 bin kWh elektrik üreterek 290
ton daha az karbon salımı gerçekleştirmesi ve ayrıca proje evlerinde
kullanılacak yüksek verimli ısıtma ve
soğutma sistemi (hava kaynaklı ısı
pompası) sayesinde de her yıl 376 bin
kWh elektrik tasarrufu sağlanarak
272 ağaç kurtarılması hedefleniyor.
Ülkemizin öncü rafineri şirketi
Tüpraş ise TURKECO danışmanlığında Ar-Ge Projesi için LEED Sertifikası
almayı hedefliyor. Projenin başlangıcından bitimine kadar insana saygılı, çevre dostu bir bina yapmak en
önemli hedefti. İzmit Rafinerisi B Bölgesinde yeni bir rafineri yatırımına eşdeğer Fuel Oil Dönüşüm Ünitesi’nin
de bulunduğu yerleşkede şantiye kurulumundan başlayarak alınan çevre
kirliliğinin önlenmesine yönelik önlemler kamyon yıkama, yağmur sularının filtrasyonu, rögar kapaklarının
korunması ve yolların temizlenmesi
gibi önlemler, projenin çevreye olan
saygısının örnekleridir. Binanın inşaatında kullanılan cam, beton, prekast
beton, çelik, CTP, seramik v.b. malzemelerin yerel kaynaklardan kullanılmasına dikkat edilmiştir. Bu sayede
ulaşım kaynaklı CO2 emisyonları sınırlanmıştır. Ayrıca uygun malzemeler geri dönüştürülmüş içeriğe sahip
olanlardan tercih edilerek, malzeme
ve kaynakların dikkatli kullanımına
azami ölçüde önem verilmiştir. Bina
kabuğunun izolasyonu uluslararası
standartların üzerine çıkmıştır.
Binada kullanılacak enerji tüketen
aydınlatma, HVAC gibi ana sistemler
ve teçhizatlar tasarım aşamasından
itibaren enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkaracak şekilde tasarlanmış ve
esnasında da aynı performansı korumasını sağlayacaklardır.
seçilmiştir. Bu sistemlere ek olarak,
binanın cephe tasarımı ve yalıtım performansı değerlendirilerek, binanın
enerji modellemesi ve simülasyonu
yapılmıştır. Bu sayede binanın sağladığı enerji tasarrufu uluslararası
standartlarla karşılaştırılmıştır. Binada yapılan otomasyon ve sayaçlama
çalışmaları ile binanın enerji tüketen
sistemleri detaylı bir şekilde incelenecek, olası aksaklıklar ve yetersizliklere
anında müdahale edilebilecektir.
valı sistemlerin kullanıldığı, bina dahilindeki mekanlara verilen taze hava
miktarları, uluslararası standartların
(ASHRAE 62.1) oldukça üstünde tutulmuştur. Klima santrallerinde F7
tipi yüksek performanslı filtreler kullanılmış, imalat sırasında çok dikkatli
korunan hava kanallarının içlerine
herhangi bir kir ve toz girmesi engellenmiştir. Ayrıca yapılan flush-out
çalışmaları ile olası kirlilik binaya yerleşim olmadan temizlenecektir.
Tüpraş Ar-Ge Projesinde, sistemlerin devreye alınması ve kontrolleri
uluslararası commissioning standartlarına göre yapılacaktır. Bu sayede zamanında ve yerinde yapılan testler, kontrolve ayarlar, bu sistemlerde
ileride karşılaşabilecek olası sorunların en aza indirgenmesi hedeflenmiştir. Tüpraş Binası su verimliliği
konusunda da önemli bir performans
sergilemektedir. Proje dahilinde yağmur suyunun toplanması ve sulamada geri kazanımı, binada verimli su
armatürlerinin ve susuz pisuarların
tercih edilmesi, peyzajda yerel ve
aşırı su tüketmeyen bitkilerin kullanılması günümüzde en hayati kaynaklardan olan suyun korunmasına
yönelik önemli stratejilerdir.
Bina dahilinde iklimlendirme sistemlerinin tasarımında uluslararası
standartlar (ASHRAE 55) ön planda
tutulmuş, termal konfor kriterleri en
uygun şekilde sağlanmıştır. Ayrıca
bina çalışanlarının termal konforu
sağlayan sistemleri kontrol edebilmeleri de yüksek oranda sağlanmıştır. Bina dahilinde iç mekanlarda kullanılan boya, astar, yapıştırıcı, epoxy,
poliuretan v.b. yapı kimyasalları, insan sağlığına zararlı olmayanlardan
seçilmiş, bu malzemelerin LEED’te
belirtilen standartlara uygun olanları
tercih edilmiştir.
Proje uluslararası standartlara
(EPA) göre değerlendirildiğinde %
30’lara varan kullanım suyu verimliliği, % 50’nin oldukça üzerinde peyzaj
sulama suyu tasarrufu sağlamaktadır. Tüpraş AR-GE Binasının en
önemli özelliklerinden biri bina kullanıcılarının sağlık ve konforuna verilen önemdir. LEED değerlendirme
sistemi kapsamında da büyük önem
verilen bu konu, proje kapsamında da
dikkatle ele alınmıştır. % 100 taze ha-
Türkiye’de yeşil bina kavramı
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği
(ÇEDBİK)’nin kurulmasıyla tanınmıştır ve konuya olan ilgi her geçen gün
daha çok artmaktadır. 2007 yılında
Dünya Yeşil Binalar Konseyi (WGBC:
World Green Building Council) altında kurulan Çevre Dostu Yeşil Binalar
Derneği yeşil binaların Türkiye’de
yaygınlaşması için çalışmalar yürütmektedir. Haziran 2012’de Çevre
Dostu Yeşil Binalar Derneği, Dünya
Yeşil Binalar Konseyi Tam Konsey
statüsünü kazandı. 93 ülkede temsilciliği bulunan WGBC networkünde
en üst üyelik statüsü olan bu üyelik,
ülkelerinde yeşil dönüşüme damga
vuran derneklere veriliyor. World
Green Building Council, dünyada C40
projesi ve IFC gibi krumlarla iyi niyet
anlaşmaları yaparak konunun kamu
binalarında da yayılmasını hedefliyor.
C40, dünyadaki kırk önemli şehirde
belediyelerle yapılan bir anlaşma.
Burada belediyelerin karbon salımlarını düşürmesi için her türlü önlemi
alacak şekilde strateji kurgulamaları
ve günlük hayata geçirmeleri hedefleniyor. IFC ise yeşil finansmanda
dünyanın en önemli kuruluşlarından
bir tanesi. Ekim 2013 sonunda ÇEDBİK ABD menşeyli LEED ve İngiliz
menşeyli BREEAM’e eş değer Türkiye menşeyli bir ULUSAL Yeşil Bina
Sertifikasını hayata geçirecektir.
İnşaat esnasında ciddi bir atık
yönetim planı uygulanmaktadır. Projenin inşası esnasında çıkan atıkların %90 dan fazlası geri dönüşüme
gönderilmiş veya geri kazanılmıştır.
Buna ek olarak bina içerisinde, binanın operasyonu sırasında kağıt, cam,
plastik, metal v.b. atıkların geri kazanımı için ayrıca bölümler ayrılmıştır.
Binanın yeşil özelliklerini anlatan
bir kullanıcı kılavuzu hazırlanarak
bina kullanıcılarına sunulacaktır. Bu
sayede binaya gelecek olan kullanıcılar, bu özellikleri kendi kısımlarına da
adapte ederek binanın operasyonu
u
u
57
u
u
BESLENME
Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’dan
Karatay Diyeti’yle 24 saat
Geçtiğimiz sayılarda kımızı etin beslenmedeki
önemine yaptığı vurgu nedeniyle geniş yer
verdiğimiz Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’ın
ikinci kitabı “Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu
Sağlık” yayınlandı ve yine büyük ilgi gördü. Karatay
Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık, bilimsel araştırmalar
ışığında doğru beslenme ve sağlıklı kilo verme ile
ilgili kapsamlı bilgiler içeriyor.
İ
şte Karatay Diyeti’nin özeti niteliğindeki 24 saatlik beslenme programı!
01.00 Uyku önemlidir. Vücudunuzun gecenin karanlığından faydalanmasına izin verin.
02.00 Siz uykunun derinliklerine dalarken zayıflatan hormon leptin uyanıyor ve en yüksek düzeyde salgılanmaya başlıyor.
03.00 Organizmada görev yapan bütün hormonlar ara-
sında en son keşfedilen leptin hormonu, bir gemiyi
yüzdüren birinci kaptanın görevini yürütür. Birikmiş olan yağlarımızın yakıt olarak kullanılabilmesi
ve enerji sağlayabilmesi için, leptin hormonunun
salgılanması şarttır. Gece ve gündüz, leptin hormonunun salgılanmasına fırsat verdiğimiz zaman
kilolarımızı rahatlıkla verebiliriz. Çünkü böylece
organizmamızda birikmiş ve depo edilmiş yağlarımızın, ara öğün olarak kullanmasını sağlıyoruz.
Güçlü ve dinç kalıyoruz.
04.00 Sağlık için son derece önemli olan bir yapı taşı da
kolesteroldür.
05.00 Her türlü kolesterol kuvvetli bir antioksidandır,
bakteri ve virüsleri de yok etmekle görevlidir. Unutmayalım kolesterol yağ değildir, güçlü bir steroiddir. Hücreleri, serbest oksijen radikallerinin tahribatına karşı koruyarak; kalp-damar hastalıklarının,
kanserin ve dejeneratif hastalıkların gelişmesini
önler. Beynimizde bulunan ‘serotonin’ (mutluluk
hormonu) reseptörlerinin normal bir şekilde çalışmaları kolesterol sayesindedir. Aynı zamanda
bütün seks hormonları ve stres hormonlarının yapımında da kolesterol kullanılır.
58
u
u
06.00 Bu diyet ile doğru bildiğiniz yanlışları düzeltecek-
siniz. Kahvaltıda köy tereyağında yumurta, arzu
edilirse pastırmalı olarak… Yanında 8-10 adet zeytin, bir avuç içiniz kadar beyaz peynir, 1 çay bardağı ceviz içi, arzu edildiği kadar domates, biber,
salatalık, turp, maydanoz, nane, roka veya tere ve
limonlu çay.
08.00 Herhangi bir ekmek, poğaça, simit vb yenmeyecek!
09.00 Kuvvetli, bol protein ve sağlıklı yağ (örneğin tere-
yağı) içeren bir kahvaltının hızlandırdığı metabolizma sonucu, harcanan kalori miktarı 4-5 kilometrelik bir koşuda harcanan kalori-enerji miktarına
eş değerdir.
10.00 Ara öğün şart değil! Acıkma hissi oluşanlara şe-
kersiz bitki çayı ile birlikte bir avuç içi kadar ceviz
içi yeter ve artar.
11.00 Her gün bir antioksidan vitamin ile birlikte mutlaka 2-3 gr katkısız Omega-3 tüketmenizde fayda
var.
12.00 Öğle yemeği. Bir tabak zeytinyağlı taze yeşil fa-
sulye, 3-4 adet ızgara köfte, 1 kâse yoğurt, turp ve
havuç ile hazırlanmış salata ve bir tatlı kaşığı ketentohumu olabilir.
13.00 Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda
kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir. Geleneksel usulde hazırlanmış sirke, mide
hazmını ve midenin boşalmasını yavaşlatır. Bu
nedenle son derece faydalıdır.
14.00 Öğle yemeği sonrası işe başlamadan önce 15-20
dakika yürümek, siz çalışırken yağlarınızın yıkılmasını, göbeğinizin erimesini veya selülitlerinizin
yok olmasını kolaylaştırır.
15.00 Ara öğün şart değil! Yine acıkma durumu olanlar
bir elma ve bir avuç tuzsuz yerfıstığı ile taze limon
eklenmiş su ya da şekersiz çay tüketebilir.
kersiz bitki çayı, limonlu suya izin var…
21.00 Aşırı miktarda meyve ve meyve suyu tüketildiğin-
de, vücudumuzun kan şekerinde aşırı miktarda
yükselme görülür. Kan şekerleri, kan yağlarına
dönüşür ve yağ olarak birikirler. Selülit nedenidirler. Selülit, insülin ve leptin direncinin önemli bir
belirtisidir.
22.00 Sakın bir şeyler atıştırmayın! İnsülini yükseltmeyin. Leptin hormonun salgılanmasını engellemeyin!
23.00 Yatmadan önce 30 dakikalık bir yürüyüş harika
olur.
24.00 Eğer kilo vermek ve verdiğiniz kiloda kalmak isti-
yorsanız; kilo verirken halsizlik, bitkinlik, isteksizlik ve yorgunluk hissetmeden, mutlu ve enerjik
bir şekilde yaşamayı arzuluyorsanız; unutkanlık
şikâyetlerinden kurtulmayı, düşüncelerinizin berraklaşmasını ve yaptığınız işe kolaylıkla konsantre
olmayı hedefliyorsanız, Karatay Diyeti’ni mutlaka
deneyin.
16.00 Her gün 2-3 litre sıvı almaya dikkat edilmeli. Öğünler arasında bol limonlu su, limonlu şekersiz çay
ve ayran içilebilir.
17.00 Üzerinde diyet yazsa dahi kurabiye, bisküvi, çiko-
lata, şeker vb yenilmeyecek. Hiçbir şekilde gazlı
içecekler kullanılmayacak. İnsülin ve leptin direncini başlatır ve giderek artırırlar.
18.00 Akşam yemeği. 3-4 kalem kuzu pirzolası, mevsim
salatası, zeytinyağlı enginar yenebilir.
19.00 Yemeklerde ve salatalarda ısıl işlem görmemiş
soğuk sıkım zeytinyağı kullanılabilir. Mısırözü ve
ayçiçeği yağları yemek pişirme ve kızartmalarda
kesinlikle kullanılmayacak! Margarin haline dönüştürülmüş olan sıvı yağlarda da fazla miktarda
trans yağ meydana gelmektedir. Bu sebeple margarin kesinlikle yasak!
20.00 Bu saatten sonra meyve dâhil her şey yasak! Şeu
u
59
u
u
SAĞLIK
Günümüzün en yaygın rahatsızlıklarından biri
Bel ve sırt ağrıları
Bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte görülme sıklığı gün geçtikçe
artan, bel ve sırt ağrısı, kimi zaman kas incinmesi gibi basit bir nedenle
oluşurken, kimi zaman ise fibromiyaljiden, kemik erimesine kadar çeşitli ciddi
hastalıkların habercisi olabiliyor.
S
ırt ağrısı; boyun bölgesinden başlayarak, omuzların arka kısımları, kürek kemikleri ve bele kadar
uzanan geniş bir bölgeye yayılır. Genel araştırmalara göre her beş kişiden birinde sırt ağrısı problemine
rastlanırken genç, orta ve ileri yaştaki kişilere kadar hemen her yaş grubunda görülebiliyor. Sırt ağrıları kimi zaman kas incinmesi gibi basit bir nedenle oluşabilirken,
kimi zamanda fibromiyaljiden (inatçı adale ağrıları, yorgunluk ve vücutta bazı hassas ağrılı noktalarla karakterize bir hastalıktır) kemik erimesine kadar pek çok ciddi
hastalıkların habercisi olabiliyor.
Bilgisayar başında çalışan veya uzun zaman geçiren,
ağır işlerde çalışıp gün içerisinde bel bölgesine fazla
oranda yük bindiren, nakış, dikiş gibi eğilerek, boyundan
omuriliğe eğik bir pozisyonda uzun süre kalan insanların
boyun, sırt ve bel bölgesinde şiddetli ağrılar söz konusu
oluyor. Yukarıdaki hastalıklardan veya yaşam, hatta yatış
biçiminden kaynaklanan bu durum, yaşam kalitesini yüksek oranda düşürüyor.
Ağrılar arttığında çeşitli krem ve losyonlar, biraz eski
usul olsa da yakılar ve korseler işe yarayabiliyor. Ancak
bunlar, sorun anında çözüm odaklı ve anlık uygulamalar.
Bunların haricinde, sürekli kullanım için uygun aparatlarla yaşamak çok daha kalıcı çözümler getirebiliyor.
60
u
u
Belirtisi sırt ağrısı
ile başlayan çok
önemli beş hastalık
bulunuyor;
1. Myofasiyel Ağrı Sendromu:
Uzun süreli sırt ağrıları
başlangıç semptomları
olabiliyor.
2. Boyun Fıtığı: Boyun ağrısına
kollarda uyuşukluk, her
zamanki gücünde yetersizlik
eşlik ediyorsa, boyun fıtığı
için bir kontrole girmeniz
doktorlar tarafından tavsiye
ediliyor.
3. Fibromiyalji: Kadın
hastalarda daha sık görülen
ve boyun ile sırt bölgesi
başta olmak üzere, yaygın
vücut ağrısına neden olan
bir tablo.
Bel Yastığı
Sandalyeye takılan, bel dolgusu
aparatlar günlük kullanımda faydalıdır. Ancak oturarak çalışmıyorsanız
veya gün içerisinde hareketli iseniz
sabit bir ürün olduğundan verim açısından yetersiz kalabiliyor.
Manyetik Sırt Destek Yeleği
Sıcak havalarda kullanımı pek
mümkün olmasa da kıyafetlerin içine
giyilebilecek bir yelek bu. Çok ağrılı
dönemlerde özellikle klimalı ortamlarda giysi üstüne de takılabilir.
Manyetik disklerin de ağrılara
uyguladığı etkiyle bir rahatlık söz konusu oluyor. Bu tıpkı spa taşları gibi.
Ağrı vücudun, kas ve kemik sistemi
arasında oluşan bir enerjidir temelinde ve akupunktur, SPA, masaj ya
da manyetik ürünlerin faydası da buradan ileri gelir. Ama bunun dışında,
gömlek üstünden de kullandığı zamanlarda, sırt ve beli destekleyip dik
tutmaya yardımcı olduğu için, hem
kambur, eğik durarak zayıflayan bel
kaslarını kuvvetlendiriyor hem de ağrıların yüksek oranda azalmasına sebep oluyor. Yani sadece dik tutması
için bile kullanılabilir bir ürün.
Artık günlük yaşamda sırt, bel ve
boyun sağlığına, duruş pozisyonlarına dikkat etmek çok önemli. Bu çözümler günlük olası sırt ağrıları için
olumlu çözümler. Eğer ciddi bel, sırt,
omurilik problemleri için öncelikle bir
doktora başvurmak gerekiyor. Çünkü omurilik kemik sistemimizdeki en
önemli yapı ve tüm sağlık sorunları
gibi ihmal etmemek gerekiyor.
4. Skolyoz: Omuz, kürek
kemikleri ve kalçalardaki
asimetrik yapılar bu
hastalığın belirtileri
arasında sayılıyor.
Çocuklarda ağrısız
olabiliyor.
5. Osteoporoz: Yaşlı ve
sıklıkla kadın hastalarda
kemik erimesi işaretini, sırt
kemiklerinde kırılmalar ve
buna bağlı boy kısalması ile
sırt ağrısı olarak verebiliyor.
Nadiren de olsa omurgaları
tutan kötü huylu hastalıklar da
sırt ağrısına neden olabiliyor.
Bu yüzden ağrılarınız sıksa,
sürekli ya da şiddetli ise, kilo
kaybı varsa zaman kaybetmeden
doktora başvurmalısınız.
u
u
61
u
u
OTOMOTİV
Ticari araçlarda yeni opsiyonlar
Ford Transit Custom ve
Tourneo Custom modellerinde
Ford’un yeni ticari modelleri Transit Custom ve Tourneo Custom
satışa çıktı. 2013 model yeni ürün ailesinde minibüs, van ve kombi
gövde tipleri ve geniş donanım seçenekleri bulunuyor.
T
ürkiye pazarının yakından tanıdığı Transit ailesi
genişledi. Bugüne kadar hep orta ticari araç sınıfında
üretimi bulunan Transit modeli, aileye yeni eklenen
Transit Custom ve Tourneo Custom modelleriyle hafif
ticari sınıfında da temsil edilecek. Transit Custom ve
Tourneo Custom modelleri, tümüyle Ford Otosan
tarafından geliştirildi ve üretim Kocaeli fabrikasında yapıldı.
Bu proje için 315 milyon dolar yatırım yapılırken, yan
sanayiye de 150 milyon dolar yatırım gerçekleştirilmiş.
Araçlardan Transit Custom 43 bin 750 TL’den başlayan
fiyatlarla, Tourneo Custom ise 59 bin 925 TL’lik başlangıç
fiyatıyla pazara girdi.
Binek otomobil teknolojileri
Transit Custom ve Tourneo Custom modellerinde
binek otomobillerde görmeye alıştığımız ESP, Şerit Takip
Sistemi, Yokuş Kalkış Sistemi, Dinamik Tork Kontrolü,
geri görüş kamerası gibi teknolojileri de beraberinde
62
u
u
getiriyor. Ayrıca Aktif Devrilme
Kontrolü, Yüke Duyarlı Kontrol,
Aktif Savrulma Kontrolü gibi ticari
araçların sürüş güvenliğini artıran
donanımlar da Transit Custom ve
Tourneo Custom modellerinde
bulunacak.
Transit Custom ve Tourneo
Custom sahip olduğu 2.2 litre
geliştirilmiş, Duratorq TDCi dizel
motoru ile sınıfının en düşük yakıt
tüketimini sunma iddiasında.
100PS, 125PS ve 155PS’lik güç
versiyonlarıyla sunulan bu motor,
Euro 5 normunu karşılayan
araçlarda standart olarak Otomatik
Start/Stop sistemi ile birlikte
satılacak. Fabrika verilerine göre
motor ortalama 6,6 litre/100
km yakıt tüketimini sunarken,
kilometrede 174 gr CO2 salımı
yapıyor.
Transit Custom ve Tourneo
Custom, zengin donanım ve motor
seçeneklerine sahip.
Van Trend, Kombi Trend ve
Kombi Deluxe versiyonlarına
sahip Transit Custom’ın Trend
versiyonunda ESP ve Dinamik Tork
Kontrolü, elektrikli yan aynalar, yol
bilgisayarı, yükseklik ve derinlik
ayarlı direksiyon gibi donanımlar
standart olarak yer alıyor. Trend,
Titanium ve Titanium Plus donanım
seçeneklerine sahip Tourneo
Custom’ın giriş seviyesindeki Trend
versiyonunda ise Ford SYNC,
perde ve yan hava yastıkları, ön
ve arka park sensörü, önden ve
arkadan üflemeli klima, entegre yan
perdeler ve karartılmış arka camlar,
yatabilen arka koltuklar, ısıtmalı
ve bel destekli sürücü koltuğu,
16 inçlik alüminyum jantlar ve halı
taban kaplaması gibi özellikler
standart olarak bulunuyor.
Sekiz ya da dokuz koltuklu
düzenlemelerle sunulan Tourneo
Custom, 4.97 metrelik kısa şasi ve
5.34 metrelik uzun dingil mesafeli
iki versiyona sahip ve her ikisi de
hem yolcular hem de bagajlar için
geniş alan sağlıyor. Transit Custom
ise kullanıcılara kendilerine en
uygun yük alanını seçebilme imkanı
sunuyor.
İç dizaynda yenilikler
Transit Custom ve Tourneo
Custom modellerinin iç bölümü
de yenilikler sunuyor. Modern
ve şık görünümlü kokpitte
şişeler, telefonlar ve belgeler
için akıllı eşya yeri çözümlerinin
yanı sıra şık bir gösterge paneli
de bulunuyor. Uygun sürüş
pozisyonunun bulunabilmesi için
kolay ayarlanabilir koltuklara ilave
olarak direksiyon kolonu derinlik ve
yükseklik ayarları da yeni araçlarda
mevcut.
Araçların öne çıkan en önemli
donanımlarından birisi hiç
kuşkusuz SYNC sistemi. Basit
sesli komutlarla çalan müziği
yönetme, telefonla arama yapma,
gelen aramaları yanıtlamanın yanı
sıra sürücünün cep telefonunu
gelen yazılı mesajları sesli olarak
okuyan SYNC sistemi, herhangi bir
çarpışma durumunda sürücünün
Bluetooth bağlantılı cep telefonunu
üzerinden 112 acil yardım servisini
lokal dilde, otomatik olarak arıyor.
SYNC sayesinde sunulan bu
özellik, araç içindekilerin kaza
halinde Acil Yardım Hizmeti ile
bağlantıya geçmesine olanak
tanıyarak, kaza yerinin GSP
koordinatlarını yetkililere bildiriyor.
u
u
63
u
u
GEZİ
Tarihle içiçe bir sonbahar tatili için
Dubrovnik
Dubrovnik, doğal ve tarihi yapısını yeniden inşa edip doğal haliyle korumayı başaran nadir şehirlerden biri. Ziyaretçilerine bir rüyanın içindeymiş hissini uyandıran şehir, tarihle iç içe geçen bir deniz tatili yapmak
için ideal bir rota.
S
onbahar ayları Dubrovnik’i keşfetmek ve tarihle iç içe geçen
bir deniz tatili yapmak için en
ideal tatil rotasıdır. Balkanların en eski
şehirlerinden biri olan Dubrovnik, Dalmaçya kıyılarının güneyinde denize
uzanan bir burun üzerinde kuruludur.
Dubrovnik, hem tarihi hem de denizi bir arada bir tatil yaşamak isteyenler için idealdir.
Dubrovnik, doğal ve tarihi yapısını
yeniden inşa edip doğal haliyle korumayı başaran nadir şehirlerden biri.
Sırplarla süre gelen savaş sonrası
yoğun bombardıman altında kalmış
olmasına rağmen UNESCO’nun da
çabasıyla yeniden inşa edilen Dubrovnik, ziyaretçilerine bir rüyanın içindey-
64
u
u
miş hissini uyandıran bir şehir.
Hayranlık uyandıran mimarisi, doğal dokusu ve doğasıyla Dubrovnik’i
keşfetmeye şehri kuşbakışı görmenizi
sağlayan surlardan başlayabilirsiniz.
Dubrovnik’te görmeden dönmeyin!
• Ortalama 2 saat süren 1940 metre
uzunluğundaki surlarda yürüyün!
Bu yürüyüş size Dubrovnik’i kuşbakışı keşfetme fırsatı verecek.
• Eski Dubrovnik’i keşfedin. Eski
Dubrovnik limanına gidin ve
Stradun caddesinde yürüyün.
Dubrovnik’in farklı izlerini sürmek
ve tarihini keşfetmek için Stradun
caddesini kesen ara sokaklar idealdir.
• Elafiti Adaları’na düzenlenen günlük turlara katılın. Dubrovnik’in
kuzeybatısında konumlanan takım
adaların tamamı Elafati Adaları
olarak bilinmekte. Toplam 13 takım
adanın sadece üçünde yerleşim
bulunur. En büyük yüzölçümüne
sahip olan Sipan Adası, 15. yüzyıldan kalan tarihi yapıları ve şaraplarıyla ünlü. Sipan Adası’nda hem
tarihi güzellikler keşfedip hem de
denize girebilirsiniz. Eğer iyi bir
plaj arayışındaysanız Lopud Adası
güzel kumsallarıyla tercih edilmelidir.
• Franciscan Manastırı içinde konumlanan katedral zaman içinde
müzeye dönüştürülmüş. Tarihi
1500’lerin başına kadar uzanan denizcilik haritaları, eski para ve dönemin tablolarını görmek isterseniz Hvar Adası’nı da Dubrovnik tur
programınıza eklemeyebilirsiniz.
• Vukasinovic Sarayı, Gargurovic Sarayı ve şehrin adeta simgesi olan
Stjepan Katedrali Dubrovnik’in
kuzeyinde yer alıyor. Katedralin etrafından dolaşılarak kaleye uzanan
yol ise manzarasıyla görülmeye değer. Ayrıca dönüş yolunda yol üzerindeki kafelerde dinlenebilir, eski
evleri görebilirsiniz.
• Dubrovnik’in kuzeydoğusunda yer
alan Jelsa ve Vrboska daha çok
doğa ile baş başa vakit geçirmek
isteyenler için ideal. Burada hem
denize girebilir hem de bisiklet kiralayarak çevreyi keşfe çıkabilirsiniz.
• Marco Polo’nun doğum yeri Korcula, Dubrovnik’te görülmesi gereken bir diğer adres. Burada Marco
Polo’nun evini gezebilir, şehir müzesi ve St. Marco Katedrali’ni görebilirsiniz.
• Bembeyaz kumsallarda güneşlenmek istiyorsanız bir gününüzü
bembeyaz kumsallarıyla ünlü Brac
Adası’na ayırmalısınız.
• Alışveriş meraklıları, özel moda tasarımlarını sergileyen çok sayıda
mağazayı St Dominic Caddesi’nde
bulabilirler. Siroka Caddesi ise çok
çeşitli ürünleri bulabileceğiniz diğer bir adres.
u
u
65
u
u
BULMACA
Sudoku Bulmaca
Japonca “Sayılar tek olmalı” anlamına gelen “Suu wa dokishin ni kagiru” kelimelerinin kısaltılması olan Sudoku, günümüzde Asya’dan, Avrupa ve Kuzey Amerika’ya da yayılan oldukça popüler bir oyundur. Oyun alanında
3x3’lük dokuzar kutudan oluşan 9 eşit blok mevcuttur. Oyunun amacı her bloğa sayılar tekrar etmeyecek şekilde
yerleştirmeyi başarmaktır. Her bir blok içerisinde 1’den 9’a kadar olan sayılar sadece bir kez kullanılmalıdır. Aynı
zamanda, her satır ve sutunda 1 den 9’a kadar olan sayıları sadece bir kez kullanabilirsiniz.
Her sudoku’nun sadece bir çözümü vardır ve bu çözümü tahmin ederek bulmak oldukça zordur. Hücre, satır ve
sütunları sistematik bir şekilde tarayarak sayıları yerleştirmeye çalışmanızı öneririz. Daha fazla bulunan sayıları
kullanarak diğer bir sayının hangi satır, sutun ya da hücrede olamayacağını ya da olabileceğini saptayacak şekilde akıl yüretmek size kolaylık sağlar.
6 1
4
5
5
8
6 4
6
8 3 9
4 8
5
2
8 7
8
66
u
u
6
9
5
7
1
9
6
7 1
4
2 9
6
7
1 2
3
5
1 7
5
1 7
3
2 9
1 2
4
4
3 2
1
4
9
7
9
2
2
9 1
3
8
5
8
9 4
6
8 7
4
1
3
4
6
9
5
2
5 4
2
6
9
1
1
8
2
3
4
5
4 3
8
1 8
7
3
9
3 7
4
8
1
1
4 3
9
6 5 4
9 3 8
5
8
2 9
7
2
7
6
4
5
2
5
8 9 4
3
9
7
1
6
8
3
1
3
5
1 2
9 4
6
5
7
DOĞALGAZ
İÇ TESİSAT
SERVİS HATTI
PROJE ve YAPIMI
KONTROL ve DENETİM
Kuzey Mahallesi
Ağadere Caddesi
No: 7 Körfez / Kocaeli
Tel& Faks: (262) 527 39 99
www.gencmuhendislikkocaeli.com
u
u
67
68
u
u