BİR BASIN ÖRGÜRLÜĞÜ MEKTUBU DA İNGİLTERE’DEN: INFOMATRIX ROMANYA FINALI’NE ROBOTLAR DAMGASINI VURDU 102 GAZETECILERI SERBEST BIRAKIN 107 Yolsuzluk nedeniyle yargılanan Maliye bakanı ev hapsine alındı GÜNDEM 1 04 Sırbistan’dan Kosova’ya ilk resmi ziyaret gerçekleşti BALKANLAR 1 08 Selam Bahara Yolculuk, 1 milyon seyirciyi aştı KÜLTÜR 1 09 HAKAN ŞÜKÜR: DARBE DÖNEMINE HOŞ GELDINIZ! 103 30 MART-05 NİSAN 2015 SAYI 696 WWW.ZAMAN.RO 2 LEİ Erdoğan’a örtülü ödenek ve istihbarat toplama yetkisi Saray'da paralel devlet kuruluyor Başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten 7 milyar TL harcayarak rekor kıran Erdoğan’a ‘gizli ödenek ve istihbarat toplama’ yetkisi verildi. Muhalefet, yürütmenin görevini Cumhurbaşkanı’na devreden düzenlemeye tepki gösterdi. CHP’li Hamzaçebi, “Demokrasimize saray darbesi yapılmıştır.” dedi. Başbakan ve hükümet diye bir şeyin kalmadığını belirten MHP’li Vural, “Düpedüz paralel devlet yapılanması.” ifadesini kullandı. Polise öldürme yetkisi verildi www.bellona.ro Bellona Bükreþ Otopeni: +40 21 352 00 10 Bellona Bükreþ Unirii: +40 21 312 58 17 Bellona Craiova: +40 25 159 58 47 Bellona Ploeþti: +40 24 456 14 53 Bellona Piteþti: +40 24 821 35 00 www.zaman.ro İBRAHİM ASALIOĞLU -EMRE SONCAN - ANKARA AKP’nin torba yasaya son dakikada eklediği madde ile Cumhurbaşkanı, ‘istihbarat ve savunma amaçlı’ harcama yapabilecek. Denetimi olmayan gizli ödeneği kullanacak. İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’ün önergesiyle Meclis gündemine gelen düzenleme, gerginliğe yol açtı. CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, anayasa gereği sorumsuz olan Cumhurbaşkanı’na doğrudan yürütmeyle ilgili görev vermenin mümkün olmadığını söyledi. “Bu, anayasal darbedir. AKP, Parlamento’yu saraya teslim etti.” dedi. MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural “Saray içi kabine, milletin egemenliğini kullanacak noktaya geldi. Fiilî olarak darbe, Örtülü Ödenekte meşrulaştırılmaya çalışılmıştır.” diye konuştu. Başbakan iken örtülü ödenekten 7 milyar 90 milyon TL kullanan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı sıfatıyla ne kadar harcayacağı belirsiz. Cumhurbaşkanlığı’nın 2015 bütçesi de yüzde 97 artırılarak 397 milyon liraya çıkarılmıştı. GÜNDEM 103 1 ‘Sıkıyönetim yasası’ olarak bilinen iç güvenlik paketi yasalaştı. Bundan sonra olacaklardan bazıları: POLİS, VATANDAŞIN ÜSTÜNÜ VE ARABASINI HAKİM YA DA SAVCI KARARI OLMADAN ARAYABİLECEK. İSTEDİĞİ KİŞİYE ‘KORUMA TEDBİRİ’ ADI ALTINDA ‘GİZLİ GÖZALTI’ YAPABİLECEK. EYLEMLERDE POLİS ELİNDE MOLOTOF OLANI SİLAHLA VURABİLECEK, BOYALI SU SIKABİLECEK. İÇİŞLERİ BAKANI, BİR İLİN JANDARMA KOMUTANINI İSTEDİĞİ ZAMAN DEĞİŞTİREBİLECEK. 103 Bu yasa toplumsal barışı dinamitler, bedeli ağır olur 1 Valilere ve polise olağanüstü yetkiler veren sıkıyönetim yasasına tepkiler dinmek bilmiyor. Türkiye'nin hızla ‘diktatöryal' bir rejime doğru sürüklendiğini söyleyen muhalefet partisi milletvekilleri, şu konuda hemfikir: “Türkiye'yi polis devletine doğru götüren bu sıkıyönetim yasası toplumsal barışı dinamitleyecek.” 103 facebook: zamanromania / zamanromanya Saray iktidarı Mustafa Ünal Yorulduğu yere han yaptıran Erdoğan Mehmet kamış 112 twitter: @ZamanRomanya 02KÜLTÜR 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN 240 ÖĞRENCİ, 120 PROJE İLE YARIŞMADA YER ALDI Genç bilişimciler, Infomatrix Romanya Finali’nde yarıştı ÖMER SAİD BURGAZLI, BÜKREŞ Dünyanın dört bir yanından genç bilişimcilerin yarıştığı 'Infomatrix - 2015 Bilişim Olimpiyatları'nın Romanya Finali Güneydoğu Avrupa Lumina Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Bu sene 13.sü düzenlenecek 'Infomatrix - 2015 Bilişim Olimpiyatları'nın Romanya finalinde Romen öğrenciler dereceye girebilmek için birbirinden ilginç projeleri ile yer aldı. 28 ilden 120 proje sahibi 240 öğrencinin katıldığı ülke finalinde; mini robotlar, tıp, endüstri ve eğitim alanında geliştirilen projelerin yanında kısa filmler de dikkat çekti. Programcılık, Bilgisayarlı Sanat, Sistem Kontrol, Robot ve Kısa Film kategorilerinde yarışan öğrenciler en çok ilgiyi robot dövüşlerine gösterdi. Öğrencilerin Lego parçaları ile değişik donanımlarda geliştirdikleri robot güreşlerinde rakip oyuncular birbirlerini saha dışına atmak için çaba sarf etti. Çizgi takibi yapan robotlar da kurulan parkuru en kısa zamanda tamamlamaya çalıştı. Öğrenciler, robotlara taktıkları değişik aparatlarla farklı görevler yapmasını sağladılar. Bazı robotlar normal yol veya arazi şartlarına kendiliğinden uyum sağlarken bazıları ise kamera ve robot kolları ile insanlar için tehlikeli alanlarda zor görevleri başarması için tasarlandı. Finallere 2013 yılında Intel'in dünya genelinde düzenlediği yarışmada sürücüsüz araç projesi ile birinci olan Romen Ionut Budisteanu da katıldı. Devre levhasına otomatik devre elemanları yerleştirebilen makinesi ile Infomatrix'e katılan Ionut,"Bu projede endüstriyel bir robot yaptım. Mühendisler, araştırmacılar ve elektronik devre üzerinde çalışan insanlara yardımcı olacak evlerinde dahi kurup kullanabilecekleri bu makineyi geliştirdim. Bu projenin artıları; normalden ucuza mal olması ve diğer makinelere göre daha hassas olması. Başarılı olabilirsem kendi şirketim aracılığı ile üretime geçmeyi düşünüyorum." dedi. 1 240 öğrencinin 120 proje ile yarıştığı ‘Infomatrix-2015’ Romanya elemelerinde yine birbirinden ilginç projeler yarıştı. 4 kategorinin yer aldığı yarışmada her kategorinin 3 birincisi ödüle layık görüldü. Yoğun katılımın olduğu ödül törenine Romanya Parlamentosu Teknoloji Komisyonu Başkanı Varujan Pambuccian’ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. ATOM İÇİ 3 BOYUTLU GEZİNTİ Programlama dalında Chemistry VR projesi ile birinci olan Popa Sebastian ve Andrei Tudor ise atom ve moleküllerin dünyasını 3 boyutlu olarak öğrencilere sunuyor. Sanal gerçeklik gözlüğü ile öğrenciler atom boyutunda gezintiye çıkıyor. 3 boyutlu olarak atom çekirdeğindeki nötron, proton ve elektronlar arasında ki etkileşimi gösteren programı yazan Popa ve Andrei, "Biz bir kimya laboratuvarını öğrencilerin gözleri önüne getirmeyi amaçladık. Normalde çok büyük maliyetlere yapılacak laboratuvar yerine sanal gerçeklik gözlüğü ve yazdığımız program ile atomsal boyutlarda dolaşma imkanı sağlıyoruz." dedi. Popa "Programımızda atomun elektronları ve çekirdeğinin, yanı sıra moleküllerin şekil ve dizilişlerini görebiliyoruz. Mesela burada su molekülünü görüyoruz. Ayrıca proton çarpıştırıcısı ile protonları çarpıştırıp daha küçük parçacıklar elde edebiliyoruz." dedi. Bu sene 14-18 Mayıs tarihleri arasında 13.'sü gerçekleştirilecek olan Infomatrix - 2015 Bilişim Olimpiyatları'na 43 ülkeden 500'ün üzerinde projenin katılması bekleniyor. Lumina mezunları hatıralarını tazeledi 1 Lumina Eğitim Kurumları mezunlar Derneği, Hilton Athene’de düzenlenen kokteylde eski mezunlarını bir araya getirdi. Birçoğu iş dünyasında başarılı bir grafik çizen mezunların toplantısına okul yöneticileri de katıldı. Gecede eski anılarını tazeleyen mezunlar, Lumina Eğitim Kurumları’nda eğitim görmekten duydukları memnuniyeti ifade ettiler. 03GÜNDEM 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN Saraya istihbarat toplama ve örtülü ödenek kullanma yetkisi Başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten 7 milyar TL harcamıştı AKP’nin torba yasaya eklediği madde ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a istihbarat toplama ve örtülü ödenek kullanma yetkisi verildi. Muhalefetin ‘sarayda paralel devlet kuruluyor’ eleştirileri altında kabul edilen madde ile Erdoğan, “istihbarat amaçlı’ harcama yapabilecek. BİRİNCİ SAYFA’DAN DEVAM 1 BANKALARA İFTİRA ATMAK SERBEST. Genel Kurul’da kabul edilen torba yasalarla bankaların itibarına zarar veren yalan yanlış haber ve beyanlara koruma zırhı getirildi. Menfaat sağlamıyorsa, bankalara iftira atmak neredeyse serbest hale geldi. Bu maddeyle özellikle Bank Asya’ya yönelik onlarca yalan habere imza atan iktidar yanlısı medya kurtarılmış oldu. TRT, ZARAR EDEN AA’YA KAYNAK AKTARACAK. TRT’nin her türlü program, haber, yapım ve yayınlarla ilgili olarak Anadolu Ajansı’ndan yapacağı mal ve hizmet alımlarında kamu ihale yasasının dışına çıkıldı. Böylece TRT, Anadolu Ajansı’na program, yapım ve yayınlar karşılı- ğında ihaleye girmeden ödeme yapabilecek. BÜROKRATLAR GÖREVDEN ALINACAK. Hükümetin görevden aldığı bürokratların mahkeme kararıyla geri dönmemesi için yeni bir uygulamaya geçilecek. Bu kapsamda Başbakanlık, bakanlıklar, bağlı ve ilgili kuruluşlar ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar, TMSF’de üst düzey yönetici kadro ve pozisyonunda bulunanlar görevden alındıklarında atanacakları kadro ve pozisyonlar tek tek yasaya eklendi. BAKAN İNTERNETİ SANSÜRLEYEBİLECEK. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce birkaç kez iptal ettiği ‘internete sansür’ düzenlemesi de torba yasada yer alırken, başbakan veya ilgili bakanlığın talebi üzerine internete erişim engellenebilecek. Darbe dönemine hoş geldiniz! İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür: “Adına İç Güvenlik Yasası mı dersiniz, istibdat başlangıcı mı, muhaberat devleti mi bilmem. Artık bireysel özgürlüğünüzü hükümet elinizden aldı. Darbe dönemine hoş geldiniz. Meclis’te kabul edilen İç Güvenlik Yasası ile polis sizi savcısız, mahkeme kararsız alıp götürebiliyor. Nereye mi? Artık insafına kalmış! Örnek; mahkeme ve savcılık kararı olmadan polis sizi 48 saat gözaltına alıp, kimseye haber vermek zorunda değil. Darbe dönemine hoş geldiniz. Allah kimseyi yanlışı savunacak kadar cahil, doğruyu inkar edecek kadar da nankör yapmasın! Gece yarısı sadece iç güvenlik paketini değil, Cumhurbaşkanı’na örtülü ödenek veren yasayı da Meclis’ten geçirdiler. Dikkat: Güvenlik ve para.” Torba yasaya eklenen bir maddeyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a istihbarat toplama ve örtülü ödenek kullanma yetkisi verilmesi büyük tepki çekti. Başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten toplam 7 milyar 90 milyon lira kullanarak Cumhuriyet tarihine geçen Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı sıfatıyla ne kadar harcama yapacağı ise henüz belirsiz. 04GÜNDEM ÇOCUK KOLTUĞU BULUNDURMAYAN YANDI Trafik cezaları cep yakıyor 14 Şubat’tan itibaren uygulamaya giren yeni trafik cezaları cep yakıyor. Kurallara uymayan şoförleri ağır cezalar bekliyor. Yeni uygulamada yer alan en önemli değişiklikler cezaların artmasının dışında araçlarda bulunan küçük çocuklar için getirilen yeni kurallar oldu. Ayrıca alkollü araç kullanan sürücüleri ağır cezaların dışında hapis cezaları da bekliyor. 1 14 Şubat’tan itibaren uygulamaya giren yeni trafik cezaları cep yakıyor. Kurallara uymayan şoförleri ağır cezalar bekliyor. Yeni uygulamada yer alan en önemli değişiklikler cezaların artmasının dışında araçlarda bulunan küçük çocuklar için getirilen yeni kurallar oldu. Cezalar, asgari ücret puanlama sistemine göre ayarlanıyor. Bu nedenle asgari ücretin 900 ley’den 975 ley’e çıkması ile birlikte cezaların artması dikkat çekti. Yeni cezalar, sınıflara göre değişiyor. Birinci sınıf cezalara göre 2 ve 3 puan için alınan cezalar 195,5 ley ile 291,5 ley, ikinci sınıf cezalar için 4 veya 5 puanlık ile 390 ley’ den 487’7 ley’e kadar çıkabiliyor. Üçüncü sınıf ceza puanlarına göre ise cezalar 585 ley’den 780 ley’e kadar kesilebiliyor. Dördüncü sınıf cezalar ise (9-20 puan arası) 877,5 ley’den 1950 ley’e kadar deği- şiyor. Beşinci sınıf cezalar da (21 puandan 100 puana kadar) 2047,5 ley’den 9750 ley’e kadar çıkabiliyor. Birinci ve 4’üncü sınıf cezalar şahsi sürücülere kesilirken, beşinci sınıf cezalar ise resmi tüzel sürücülere kesiliyor. İkinci, üçüncü ve dördüncü sınıf ceza puanlarında sürücülerin ehliyetlerine 30 ila 90 gün arasında el konulabiliyor. 14 Şubat’tan itibaren yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre küçük çocuklar için özel sistemli koltuk zorunluluğu getirildi. 135 santimden uzun olan çocuklar için özel çocuk koltuğu zorunluluğu yok. Araçlarında çocuk koltuğu bulundurmayan sürücüler ise, (3-5 puan) 390 ile 487 ley arasında ceza ödemek zorunda kalacak. Telefonla kulaklık kullanmadan konuşan sürücülere kesilen cezalar da 10 kat artarak 1600 ley’e çıktı. Yeni cezalar alkollü sürücülere de ağır cezalar öngörüyor. BÜKREŞ, KÖSTENCE ZAMAN FORD TRANSIT VE CONNECT ORJINAL VE ESDEGER YEDEK PARCALARI POPESTI LEORDENI, 0727 222 638 / 021 361 18 82 ilhan.mefe@gmail.com www.mefeparts.ro 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN Yolsuzluk nedeniyle dokunulmazlığı kaldırılan maliye bakanı ev hapsine alındı 1 Rüşvet aldığı iddiasıyla hakkında soruşturma açılan ve dokunulmazlığı kaldırılan Romanya eski Maliye Bakanı Darius Valcov ev hapsinde. Yargıtay, eski bakan hakkındaki soruşturmanın ev hapsi altında yapılmasına karar verdi. Eski Bakan Valcov, belediye başkanlığı döneminde gerçekleştirdiği atık su ihalesinden 2 milyon Euro rüşvet almakla suçlanıyor. Bu arada eski Bakanın evinde yapılan aramada ünlü ressamlara ait paha biçilmez tablolar, nakit para ve üç kilo altın ele geçirildi. Radu Mazare: PSD ve Köstence belediye başkanlığından istifa edeceğim 1 Rüşvet, görevi kötüye kullanma ve şahsi çıkar sağlama gerekçeleriyle hakkında Yolsuzlukla Mücadele Kurumu (DNA) tarafından soruşturma başlatılan Köstence Belediye Başkanı Radu Mazare bir süre tutuklu kaldıktan sonra tekrar serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra PSD’den istifa ettiğini açıklayan Mazare, yaz aylarına kadar belediye başkanlığından da istifa edeceğini belirterek, “iki günde bir soruşturmaya alınıyorum, Biraz kendim ve ailem için yaşamak istiyorum” dedi. 05İŞ DÜNYASI 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN ‘DÖNERLERİMİZ ÇOK FARKLI. KAŞARLI, PATLICANLI, HUMUSLU DÖNERLER VE TAVUKTAN KOKOREÇ BURADA’ ‘Turcu plateşte’nin sadece adı değil dönerleri de çok farklı NİHAT ALTUN Bükreş’te Türk döner restoran sektörüne ilginç yeni bir isim katıldı. Voluntari’de ana cadde üzerinde Özden Dalyan, Sibel ve oğlu Doruk Turgutoğlu’nun ortaklaşa kurdukları ‘Turcu Plateste’ yemek salonu, nefis yemeklerinin yanı sıra ismiyle de dikkat çekiyor. Otantik dekoru ve farklı iç dizaynı olan yemek salonu, geçtiğimiz hafta hizmete girdi. Et, tavuk döner, kokoreçin yanı sıra, sıcak yemek çeşitlerinin de bulunduğu restoranda özel bir ortam sunduklarını belirten Sibel Turgutoğlu, yemekler konusunda hayli iddialı. Özden Daylan ve Doruk Turgutoğlu, ünlü bir Romen deyimi olan “Turcu Plateşte- Türk öder!” atasözünü yemek salonuna isim olarak koyma fikrini şöyle izah ediyor- 1 lar: ”Bu söz bir çok anlamda kullanılıyor. Ancak biz burada, “Türk merttir, misafir perverdir” anlamında kullanmak istedik. O yüzden ‘öder’ demek istedik.” Bu arada yemek menüsünde de müşterileri esprili küçük bir not bekliyor: “Türk öder, fakat çayın parasını!” Restoranının sadece ismi değil dönerleri de hayli ilginç. “Müşterilerimize alışılmışın dışında farklı dönerler yapıyoruz” diyen Dalyan, değişik tatlara hitap eden dönerlerini şöyle sıralıyor: “Dönerlerimiz çok farklı. Kaşarlı döner, patlıcanlı döner, humuslu döner, tavuktan kokoreç. Misafirlerimize farklı lezzetler tattırmak istedik.” “Turcu Plateşte” nin isim hakkını da aldıklarını belirten Sibel Turgutoğlu, hedefleri arasında Bükreş’in farklı bölgelerinde aynı isimle restoranlar zincirleri kurarak yola devam etmek istediklerini kaydetti. Uzun süreden beri Bükreş’te tavuk döner sektöründe faaliyette bulunan Sibel Turgutoğlu ve oğlu Doruk Turgutoğlu, amaçlarının, Türk kültürünü ve yemeklerini Romenlere de en güzel şekilde sunmak olduklarını belirtti. Maliye af etmiyor: TVA nedeniyle birçok işyeri kapatıldı Romen Dacia, Bulgaristan’da en çok satılan araç 1 1 Son haftalarda denetimlerini yoğunlaştıran mali polis, Bükreş’teki çok sayıda tanınmış restoran ve işyerlerini, müşterilerine TVA fişi yazmadıkları için 1 ile 3 ay arasın- da geçici olarak kapattı. Capital.ro dergisinin haberine göre kapatılan restoran ve Cafe’ler şöyle: White H, La Belle Epoque, La Fattoria, Harem, PHII 16 Lounge, La Farinne, Restaurant Complex Herastrau, Restaurant Argentine, Mossano Caffe, Pepper Lounge Cafe, Gatto Lounge, Ruby Tuesday (Mall Vitan), Restaurant Casa Dragonului. BÜKREŞ, ZAMAN ATY AUTO SERVICE www.atyeuroparts.ro office@atyeuroparts.ro Bulgaristan’da en çok satılan otomobilin Dacia olduğu açıklandı. Romen markası, geçen sene ülkede 3 bin 85 araba sattı. Bu da yüzde 12 pazar payına tekabül ediyor. Dacia markası arabalardan en çok tercih edilen model ise, Dokker oldu. Geçen yıl, toplam 20 bin araç satılırken, önceki periyoda göre yüzde 5 artış gözlemlendi. Dacia’nın arkasında 2 bin 300 araç ile Volkswagen ve 2 bin 288 ile Toyota geliyor. Ford, 2013 yılına göre satışlarını yüzde 64 arttırarak en çok artış gerçekleştiren marka oldu. Lüks araba markaları arasında BMW 860 satışla birinci, Audi 560 ile ikinci, Mercedes ise 520 ile üçüncü sırada yer alıyor. 06DÜNYA 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN ABD’de Türkiye paneli: Gazeteciliğe saldırı var 1 Dünyanın en saygın üniversitelerinden Columbia, perşembe günü Türk basınının gidişatıyla ilgili önemli bir panele ev sahipliği yaptı. Panelde artan baskılar dile getirilirken, yalnızca işini yapan gazetecilerin kovulmalarının, gazeteciliğe doğrudan bir saldırı olduğu vurgulandı. Columbia Üniversitesi Gazetecilik Okulu ile Barış Adaları Enstitüsü’nün (PII) ortaklaşa düzenlediği panelde medya patronlarına yönelik baskılar da ele alındı. “Türkiye’de Gazetecilik ve Basına Baskı” başlıklı panelin moderatörlüğünü Columbia Üniversitesi’nden Prof.Dr. Ari Goldman yaparken panelistler Today’s Zaman ve Bugün gazeteleri yazarı Yavuz Baydar, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü ve Zaman yazarı Abdülhamit Bilici, Millet Gazetesi yazarı Ergun Babahan ile Taraf Gazetesi yazarı Sezin Öney’den oluştu. Panelin açılış konuşmasında Goldman, Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) Türkiye ile ilgili yaptığı değerlendirmeye dikkat çekerek, “Türkiye’de basın karşıtı tedbirlerin, medya üzerinde yıkıcı etkiye sahip olduğunu” söyledi. Freedom House’un son yıllık raporunda Türkiye’yi basın özgürlüğünde “Özgür Olmayan Ülkeler” kategorisinde gösterdiğine işaret eden Goldman, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) de son basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında Türkiye’yi 149. sırada gösterdiğini hatırlattı. Türkiye’de basına uygulanan baskıların Hizmet Hareketi’ne yönelik olarak algılanmasının doğru bir değerlendirme olmayacağına işaret eden Baydar, “Bizler bugün nüfuz sahasını geliştirerek tüm gücü eline geçirmeye çalışan sivil bir saldırıya karşı mücadele veriyoruz.” dedi. Baydar, Harvard Üniversitesi için hazırladığı raporunda Gezi Parkı protestolarından sonra işlerinden çıkarılan 800 civarında gazetecinin varlığına dikkat çekerek, “Bu rakamın bize anlattığı, gazetecilik alanında yetişmiş insan gücünün bırakılmadığı... Gazeteciliğin kendisine doğrudan saldırı var.” şeklinde konuştu. Gazetecilerin bugün karşı karşıya kaldığı baskıdan dolayı korkmaması gerektiğini dile getiren Babahan ise, “Türkiye’de yaşadıklarımız, ‘Bugün Aslında Dündü’ (Groundhog Day) filmi gibi, her beş, on yılda bir yaşadığımız baskı, algı yönetimi ve sürgünler.” ifadelerini kullandı. İRAN VE K.KORE ARASI BİR YERE GİDİLİYOR Türkiye’de basın özgürlüğünün hiçbir dönemde sağlanamadığını; ancak son birkaç yılda çok kötüleştiğinin altını çizen Bilici de, geçmiş dönemde gazete binalarının kundaklandığını, gazetecilerin suikastlara kurban gittiğini hatırlattı. “Bugün yeni olan ise bu hükümet demokratik değerleri, özgürlükleri artıracağı sözüyle iktidara gelmişti.” diyen Bilici şunları dile getirdi: “Ben şahsen bu hükümeti bu yönelimin- Str. Bobalna Nr. 28, Sector 5 Bucureþti Telefon: 021 3377000/01/02 Mobil:0 747 497 351 0 722 533 262 den dolayı desteklemiştim. Benim gibi birçok demokrat, liberal, Avrupa Birliği, uluslararası basın kuruluşları da bu yönelimi destekledi. Ancak bu yönelim artık çok farklı rotaya yöneldi. Önceden bizlerin (hükümetin) bileti Brüksel’e inmek içindi. Şimdi ise İran ile Kuzey Kore arasında bir yere iniyor.” Türkiye’de yeni bir elit yapının oluştuğu ve bunun neticesinde yeni gazete ile televizyon kanallarının kurulduğunu aktaran Öney ise, “Bu yeniliklerin yanı sıra yeni gazeteciler, televizyoncular, uzmanlar ortaya çıkıverdi birden. Biz gazetecilerin politik gücü elinde bulunduranlarla bedava seyahatlere gitme sorunu 2000’li yılların başında başladı. Ancak yeni gazeteci ve televizyoncular, hükümetin maaşını ödediği bürokratları gibi neredeyse.” dedi. ORHAN AKKURT -SEZAİ KALAYCI, NEW YORK, CİHAN “Türkiye’de Gazetecilik ve Basına Baskı” başlıklı panelin moderatörlüğünü Columbia Üniversitesi’nden Prof.Dr. Ari Goldman yaparken panelistler Today’s Zaman ve Bugün gazeteleri yazarı Yavuz Baydar, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü ve Zaman yazarı Abdülhamit Bilici, Millet Gazetesi yazarı Ergun Babahan ile Taraf Gazetesi yazarı Sezin Öney’den oluştu. 07AVRUPA BİRLİĞİ 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN TÜRKİYE’DEKİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALLERİ VE GİTTİKÇE ARTAN OTORİTELEŞMEYE BİR TEPKİ DE İNGİLTERE’DEN Gazetecileri hemen serbest bırakın KADİR UYSALOĞLU -LONDRA ABD Kongresi’nden art arda Temsilciler Meclisi ve Senato kanatlarından çıkan güçlü basın özgürlüğü mektuplarını İngiltere’den yükselen benzer bir çağrı izledi. Seçim kampanyalarına rağmen 35 imzalı ortak bir mektup kaleme alan İngiliz milletvekilleri, Türkiye’de fikirlerinden ötürü tutuklu olan tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. İngiltere’de bir grup milletvekili, Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlalleri ve gittikçe artan otoriterleşmeye dikkat çekmek için bir mektup kaleme aldı. İngiltere Parlamentosu’nda imzaya açılan ve 35 milletvekilinin imza attığı mektupta (Early Day Motion), gazeteciler başta olmak üzere, ülkedeki tüm muhalif kesime yönelik artan baskılara dikkat çekildi. İngiliz milletvekilleri, Türkiye’de son dönemde gittikçe artan otoriterlikten endişe duyduklarını vurgulayarak, tutuklu olan gazetecilerin bir an evvel serbest bırakılmasını talep etti. Vekiller, İngiliz 1 hükümetine de, bu endişelerini gündeme getirmeleri ve Ankara ile temaslarında muhataplarına aktarmaları çağrısında bulundu. Türkiye’de derinleşen otoriterlikten endişe ettiklerini belirten İngiliz vekiller, “gazetecilere yapılan baskın ve tutuklamaların”, bu artan otoriterliğin önemli göstergelerinden biri olduğuna dikkat çekti. Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı, Mehmet Baransu ve Sedef Kabaş’ın mağduriyetlerine yer verilen mektupta, “Hapisteki gazetecilerin bir an evvel serbest bırakılmasını ve yurtdışı yasaklarının kaldırılmasını talep ediyoruz.” ifadelerine yer verildi. Mektupta, “İngiltere Parlamentosu üyeleri olarak, Türkiye’de otoriterliğin gittikçe arttığına yönelik haber ve raporlar karşısında endişe duyuyoruz. Gazetecilerin tu- tuklanması ve medyaya yönelik yapılan sansür, bunun en açık göstergesi olmakla birlikte, tek göstergesi de değil.” denildi. İngiliz vekiller, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu’nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Avusturyalı Johannes Hahn’ın, “Medya kurumlarına (14 Aralık’ta) yapılan baskınlar Türkiye’nin parçası olmayı arzu ettiği Avrupa değerlerine aykırıdır.” sözlerine dikkat çekti. “Bu mektupta, 14 Aralık 2014’ten bu yana tutuklu bulunan Hidayet Karaca; Türkiye’nin en çok satan gazetesinin genel yayın editörü Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu 20 gazetecinin gözaltına alınması; TV programcısı Sedef Kabaş’ın üst düzey isimlerin karıştığı yolsuzluk soruşturmasına ilişkin attığı bir tweet sebebiyle hapis cezasıyla karşı karşıya kalması ve son olarak geçtiğimiz günlerde araştırmacı gazeteci Mehmet Baransu’nun tutuklanmasına dikkatinizi çekmek istiyoruz.” ifadelerine yer verildi. ABD Kongresi'nden artarda Temsilciler Meclisi ve Senato kanatlarından çıkan güçlü basın özgürlüğü mektuplarını İngiltere'den yükselen benzer bir çağrı izledi. Seçim kampanyalarına rağmen 35 imzalı ortak bir mektup kaleme alan İngiliz milletvekilleri, Türkiye'de fikirlerinden ötürü tutuklu olan tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. 08BALKANLAR 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN Sırbistan'dan Kosova'ya ilk resmi ziyaret gerçekleşti 1 Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan Dışişleri Bakanı Ivica Daçiç, Priştine'nin daveti üzerine bu ülkeye resmi bir ziyaret düzenleyen ilk Sırp hükümet temsilcisi oldu. Daçiç, Avrupa Birliği himayesinde geçtiğimiz hafta düzenlenen, bölgedeki ulaşım altyapısına ilişkin bir konferansa katıldı. Konferansa, Kosova Dışişleri Bakanı Haşim Taçi ev sahipliği yaptı. Daçiç, ziyaretinin Kosova ile ilişkilerin iyileştirilmesi açısından olumlu bir gelişme olduğunu ve taraflar arasında mal, sermaye ve insanların dolaşımını kolaylaştırmak için fırsatlar yarattığını söyledi. Taçi de ziyareti 'olumlu bir mesaj' olarak değerlendirdi ve 'Bu, Kosova ve Sırbistan arasındaki ilişkilerde tam normalleşmeye yönelik atılmış bir adım- dır' dedi. Konferansa; Arnavutluk, Bosna-Hersek, Makedonya ve Karadağ'dan temsilciler de katıldı. Kosova'nın 2008 yılında tek taraflı olarak Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Daçiç ve diğer bazı üst düzey Sırp yetkililer, Kosova'nın kuzeyinde Sırpların yaşadığı bölgelere ziyaretler düzenlemişti. Ancak ilk kez bir Sırp bakan, Priştine yönetiminin davetine icabet etmiş oldu. Sırbistan, Kosova'nın bağımsızlığını halen tanımıyor. Ancak taraflar, AB arabuluculuğundaki görüşmelerin sonucunda, ilişkilerin normalleşmesine yönelik bir anlaşmayı 2013 yılında imzalamıştı. Bu anlaşmanın imzalanmasının ardından Sırbistan, 2014 yılında AB'ye katılım müzakerelerine başlamıştı. Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan Dışişleri Bakanı Ivica Daçiç, Priştine'nin daveti üzerine bu ülkeye resmi bir ziyaret düzenleyen ilk Sırp hükümet temsilcisi oldu. Taçi de ziyareti ‘olumlu bir mesaj’ olarak değerlendirdi. Bulgaristan'a insan hakları uyarısı OKAN 1 "Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, Bulgaristan'daki cezaevi ve karakollardaki uygulamaları ve fiziki koşulları eleştirdi. Komite tarafından yayımlanan bildiride, Bulgaristan, daha önce bu ülke ile ilgili raporlarda yer alan tavsiyeleri dikkate almamakla eleştirildi. Bulgaristan'daki cezaevleri ve karakollara 2012-2014 yılları arasında yapılan ziyaretlerle ilgili raporlara özellikle dikkatin çekildiği bildiride, Bulgaristan'ın gerekli iyileştirmeleri yapmaması halinde Avrupa Konseyi'nin karar organı Bakanlar Komitesi'nin duruma el koyacağı uyarısında bulunuldu. Bildiride, "Cezaevi personeli ve polislerin mahkum ve gözaltındaki kişilere kötü muamelelerinin sürdüğü" belirtilerek, cezaevlerindeki mahkumlar arasındaki şiddet olaylarının da endişe verici boyutta olduğu bildirildi. Cezaevleri ve karakolların fiziki koşullarına da eleştiri getirilen bildiride, tüm uyarılara rağmen cezaevlerinin "aşırı dolu olduğu" uyarısı yapıldı. foods Arnavutluk’ta suikast iddiasını ortaya atan iki vekil tutuklandı 1 Arnavutluk'ta Meclis Başkanı Ilir Meta'nın kendilerine suikast düzenlemesi için kiralık katil tuttuğunu iddia eden iki milletvekili, dokunulmazlıklarının meclis tarafından kaldırılmasının ardından tutuklandı. Hıristiyan Demokrat Mark Frroku ve Sosyalist Milletvekili Tom Doshi, yalancı şahit ayarlamakla suçlanıyor. Mecliste yapılan oylamada 140 vekilden 80'i olumlu oy kullandı. Muhalefet milletvekilleri ise, 4 vekil hariç, oylamaya katılmadı. Doshi Facebook profilinde yaptığı açıklamada "Beni öldürmeyi becermediler ve bugün hapse atmaya çalışıyorlar. Savcı ile karşılaşmaya hazırım ve Arnavutluk'tan kaçmayacağım." ifadelerini kullandı. Tutuklanan milletvekilleri, 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak. ERVİN SHKULAKU CİHAN Şos. Bucureşti - Urziceni, Nr. 34 Doraly, Afumati, Ilfov 09KÜLTÜR 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN Selam Bahara Yolculuk 1 milyon seyirciye ulaştı Sınırları aşmak zor değil! 1 Vizyona girdiği ilk 3 günde 418 bin 557 kişi tarafından izlenerek büyük bir başarı elde eden Selam Bahara Yolculuk filmi, 1 milyon izleyiciye ulaştı. Tüm sinemalarda vizyona giren film 4 oscarlı Birdman dahil tüm filmleri geride bıraktı. Film, vizyona girdiği ilk 3 günde 418 bin 557 kişinin seyrettiği film en iyi açılış yapan 25’inci film olmuştu. Kırgızistan topraklarında yeni bir hikaye yazmak isteyen gönüllü öğretmenin yaşam mücadelesini konu alan Selam Bahara Yolculuk, 1 milyon izleyiciye ulaştı. BAYRAM EMİR - İSTANBUL Vizyona girdiği ilk 3 günde 418 bin 557 kişi tarafından izlenerek büyük bir başarı elde eden Selam Bahara Yolculuk filmi, 1 milyon izleyiciye ulaştı. Tüm sinemalarda vizyona giren film 4 oscarlı Birdman dahil tüm filmleri geride bıraktı. Film, vizyona girdiği ilk 3 günde 418 bin 557 kişinin seyrettiği film en iyi açılış yapan 25’inci film olmuştu. Duygularını Twitter aracılığıyla paylaşan yönetmen Hamdi Alkan, 1 “Selam Bahara Yolculuk 1 milyon seyirciyi aşarak büyük bir başarıya imza attı. Filmin yönetmeni olarak seyircimize sonsuz teşekkürler..” dedi. Birçok ilde büyük ilgiyle karşılanan yapım, Türkiye'den yola çıkarak Kırgızistan topraklarına uzanan, umut dolu yeni bir hikaye yazmak isteyen gönüllü bir öğretmenin yaşam mücadelesini beyazperdeye taşıyor. Gerçek bir hayat hikayesini konu alan yapım, iç içe geçen yaşam öyküleriyle izleyenleri derinden etkiliyor. Yönet- menliğini Hamdi Alkan'ın yaptığı filmin başrollerinde Aslıhan Güner, Gürol Güngör, Merve Sevi ve Mert Yavuzcan yer alıyor. Türkiye ile aynı anda Almanya, Avusturya, İngiltere, Belçika, İsviçre ve Fransa'da da vizyona giren film yurtdışındaki izleyicilerden de büyük ilgi görüyor. Çekimleri Kırgızistan, Kazakistan ve Türkiye'de gerçekleşen filmin internetten yayınlanan fragmanı da birçok sosyal ağda kısa sürede 1 milyon kişi tarafından izlenerek bir rekora imza atmıştı. Sos. Oltenitei, 219-B, Popesti Leordeni, Ilfov, Tel: 021 361 1872 Merkezi Lahey'de bulunan Tarihi Adalet ve Uzlaşma Enstitüsü'nün girişimiyle Ermenistan'dan ve Türkiye'den iki fotoğrafçı Zaven Khachikyan ve Mesut Tufan, Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınır bölgesinde bulunan üç şehir üzerine bir görsel seyahatname hazırladı: Kars, Gümrü ve Ani. İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde açılan “Sınırları Aşmak” başlıklı sergide iki fotoğrafçının ayrı olarak ve farklı zamanlarda çektiği fotoğraflar arasındaki görsel diyalog, hassas ve insan geçişlerine kapalı bir sınır bölgesinin karmaşık tarihi yapısını izleyicilerle paylaşıyor ve aşılması kolay olduğu kadar zor da olan zihinsel sınırları aşmaya davet ediyor. Fotoğraflardaki gündelik yaşam, sokaklar, insanlar, mimari kültür izleri özellikle Kars ve Gümrü arasında bir ikiz şehir hissi uyandırırken iki kentin arasında yer alan yüzyıllardır terk edilmiş Ani ise eşsiz bir arkeolojik sit alanı olarak karşımıza çıkıyor. KÜLTÜR-SANAT Karikatürlerimizi çizmeye devam edeceğiz 1 Penguen Dergisi’nin iki karikatüristi Bahadır Baruter ve Özer Aydoğan, çizdikleri bir karikatürde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettikleri gerekçesiyle 11 ay 20’şer gün hapis cezasına çarptırıldı. Hapis cezaları, 7’şer bin lira para cezasına çevrildi. O cezalarla ilgili dergiden açıklama geldi. Böyle bir davanın açılmasını düşünce özgürlüğü adına çok zorlama buldukları belirtildi. “Biz içimizden geldiği gibi karikatürlerimizi çizmeye devam edeceğiz. Bu davanın özgür düşünceyi yıldırma gayretinin son örneği olmasını umuyoruz.” denildi. Kararı temyiz edeceklerini belirten dergi yönetimi, “Karikatürdeki hangi unsur nedeniyle ceza verildiğini ise ancak gerekçeli kararın açıklanmasından sonra öğreneceğiz.” ifadelerini kullandı. 10AİLE 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN Uzun küskünlükler, eşler arası soğukluğa yol açıyor FARİKA TEYMUR ARTIR* Eşlerin bazı nedenlere bağlı olarak zaman zaman birbirine kırılıp kısa bir süre konuşmak istememesi doğal iletişimin bir parçasıdır. Evdeki gergin anlarda kısa bir süre az konuşmak, eşleri maksadını aşan söz ve davranışlardan da korur. Eşlerin birbirini anlayıp gönlünü almasıyla yanlış anlamalar unutulup gider. Ancak iletişimi tamamen kesmek, sık sık küsmek ve küskünlüklerin uzun sürmesi ise eşler arası soğukluğa, sevgilerin yıpranmasına, çözülmeden biriken sorunların gittikçe büyümesine yol açar. Eşlerden birinin veya her ikisinin birbirine küsmesi sık tekrarlandığı veya uzun süre devam ettiği durumlar, evde gergin bir hava esmesine neden olur. İletişimin kesilmesi duygusal ortamı bozarken çocukların da anne-babayla iletişimini ve gelişimini olumsuz etkiler. Küskünlük bazılarının kişilik özelliklerindendir. Bilhassa içe dönük ve kaygılı kişiler çabuk alınıp kırgınlıklarını da beden dili YANLIŞ ANLAMA VE KIRICI SÖZLERE DİKKAT! 1 ile ifade etme eğilimindedir. Bu davranış çocukluk ve gençlik yıllarından kalma bir alışkanlık da olabilir. Bazı kişilerin ise küskünlüğe hiç tahammülü yoktur. Eşin az konuşması ve küsmesi halinde durumu düzeltmek için aşırı özveride bulunur. Bu şekilde davranışı küsme davranışını besleyip iletişimde kısır döngülerin başlamasına neden olur. Sorun büyümesin diye sürekli eşinin gönlünü almaya çalışan kişi, zamanla kendisine değer verilmediği, konuşulmayarak yok sayıldığı ve haksızlığa uğradığı duygusuna kapılmaya başlar. Tekrarlayan küsme ve gönül alma davranışları tek taraflı olduğu takdirde birikimlere ve bardağı taşıran son damlalarla birlikte büyük tartışmalara yol açar. Bilet almak hiç bu kadar kolay olmamýþtý! Necmettin Yücel Mobil: 0 726 682 222 e-mail:artemistour@yahoo.com Eşinin sevgisini beklediği şekilde ifade etmemesinden kırılan eş de tepkisini küserek ortaya koymaya çalışır. Bu, ilk başta işe yarasa da uygun bir çözüm şekli değildir. Ortak sevgi dili kullanılmayınca bir zaman sonra küskünlüklerin süresinin artmasıyla eşler gittikçe birbirinden uzaklaşır. Eşler konuşmaya çalışsalar da bir süre sonra yanlış anlama sonucu karşılıklı kırıcı söz ve davranışlarda bulunmaya başlarlar. Biri veya her ikisi bir türlü anlaşılamamaktan şikâyetçidir. Hâlbuki birbirini uygun şekilde dinlememe ve karşılıklı olarak birbirini anlamama vardır. Sürekli tartışmaktan usanınca da küserek kavgalardan kurtulmaya çalışırlar. Bazı eşler de şiddetli geçimsizlik durumunda evliliği çocukları için devam ettirmeyi ve kronikleşen problemlerin çözümü yerine tartışmamak için küsmeyi tercih eder. Başlangıçta bunun uygun bir çözüm olduğunu zannetseler de ilerleyen zamanlarda bu durum giderek daha farklı sıkıntılara yol açar. Ruh ve beden sağlığı da olumsuz etkilenir. N E C M E T Ý N BU SAYFA, M. FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDİ’NİN SOHBET VE YAZILARI ESAS ALINARAK HAZIRLANMAKTADIR Haftanın Duası Ey isteyenlere cevap veren ve dua dua yalvaranların dualarını kabul buyuran Yüceler Yücesi Rab! Sen, her şeye gücü yeten, her istediğini gerçekleştiren ve yakarışlara mukabelede bulunmak şanına çok yakışan yegâne Zat’sın; ne olur, bizim dualarımıza da icabet eyle ve sağımızdan-solumuzdan, önümüzden-arkamızdan, üstümüzden-altımızdan gelebilecek bütün tehlikelerden ve Senin azabına uğramaktan; aynı zamanda bunların hasıl edeceği korku, gam ve kederden de sıyanet buyur! 1 İnsanın bir mantık tarafı olduğu gibi, bir de his ve duygu tarafı vardır. Tebliğde bulunurken onun bu iki yanını da hesaba katmak gerekir. 2 Kalplere taht kurmanın tek şartı, Allah Resûlü’nün yaptığı gibi, söylenen her şeyi, evvelâ söyleyenin kendisinin yaşamış olmasıdır. 3 Allah Resûlü’nün yaptığı tebliğ vazifesi karşılığında dünyevi ve uhrevi herhangi bir talepte bulunmayışı O’nun tebliğine ayrı bir delildir. {{ 30 MART-05 NİSAN 2015 SAYI: 696 Sözün Özü Bedîiüzzaman, üzerinde titizlikle durulup düşünülmesi, araştırılıp insanlığa tanıtılması gerekli olan bir simadır. O, İslâm âleminin, inanç, moral ve vicdânî enginliğini hem de en katıksız ve müessir şekilde ortaya koyan çağın bir numaralı insanıdır. Ona, onun düşüncelerine, hissî mülâhazalarla yaklaşmak, onu ve eserini anmak sayılmaz. O, bütün ömrünü, kitap ve sünnetin gölgesinde, tecrübe ve mantığın kanatları altında, derin bir aşk ve heyecanla beraber hep bir muhakeme insanı olarak sürdürmüştür. Tebliğde önemli bazı hususlar 1 . FERTLERİ İYİ TANIMAK: Allah Resûlü’nün tebliğinin bir fetanet yanı vardır. Ama fetanet, bir kuru mantık değildir. O, zâhirden bâtına, dünyadan ukbâya ulaşan bir mantıktır. İnsanın bir mantık tarafı olduğu gibi, bir de his ve duygu tarafı vardır. Onun sadece mantığına hitap edenler, his tarafından açılacak herhangi bir gedik karşısında iflas ederler. İnsanın sadece his yönünü işletmeyi hedefleyenler ise mantık karşısında mağlup düşerler. Hâlbuki Hz. Muhammed Aleyhisselâm, müşâhedeye, muhakemeye ve iç sezişe birden seslenir. Gözün gördüğü şeylerle insanı ele alır, misallendirir ve ruha bu yolla nüfuz eder. Aklı kullanır ve kullandırır. Muhakemeye önem verir ve vicdanlara seslenir. Meselâ: Hz. Ömer’i ele alalım: Ona, “Senin gibi akıllı bir insan nasıl oluyor da taşrada geziyor? Senin gibi bir insanın, taştan, topraktan ve ağaçtan bir şeyler ummasını, doğrusu aklım bunu bir türlü kabul edemiyor.” diyerek seslenmiştir. Evvelâ bu sözlerde Ömer’i tebcil vardır. Mantığa karşı hürmetli davranılmıştır. Böylece Allah Resûlü, mantık adına Hz. Ömer’i avucunun içine almıştır. Ardından da öteden beri emniyet ve güven telkin etmiş olan o harikulâde durumuyla Ömer’in kalbine nüfuz etmiştir. Üçüncü safhada ise ubûdiyetteki derinliği ile onu öyle bir hâle getirmiştir ki; o develeri boynundan tutup yere yıkan Ömer, Allah Resûlü’nün önünde edepli bir çocuk gibi diz çöküp saygıyla iki büklüm olmuştur. Koskoca bir devlet, sigaraya karşı mücadele açıyor, bakanlıklar bu meseleyi sahipleniyor, yüzlerce ilim adamı çeşitli vesilelerle bu mevzu hakkında konferanslar veriyor, kitaplar yazıyor ve çeşitli sloganlarla, sigarayı bıraktırma âdeta seferberlik hâline getiriliyor ama netice yine sıfır, yine sıfır. Şimdi bir de Allah Resûlü’nün terbiye ettiği cemaate bir bakıverin; söylediği sözler nasıl hemen tatbik görüyor. İşte bir misal: Hz. Enes anlatıyor: “Ben, Ebû Talha’nın evinde içki içenlerin kadehlerini dolduruyor, onlara sâkîlik yapıyordum. O sırada dışarıdan bir ses duyuldu. Bu ses, “Dikkat edin, içki yasaklandı!” diyordu. O anda bardağı dolu olan bardağını döktü, ağzına götürmüş olan ağzındakini tükürdü ve herkes küplerinde ne kadar içki varsa sokaklara boşalttı, öyle ki, Medine sokaklarında günlerce içki aktı...” 2 . TEBLİĞ EDİLECEK HUSUSLARI ÖNCE YAŞAMAK Hz. Muhammed Aleyhisselâm’ın tebliğde kullandığı dinamiklerden biri de, O’nun yaşayışının, temsil ettiği makama tıpatıp mutabakatıdır. Evet, O, dediklerini ve söylediklerini öyle temsil ediyordu ki, O’na bakan bir insan, başka hiçbir delile ihtiyaç duymadan Cenâb-ı Hakk’ın varlığına kanaat getirirdi. Hatta çok defa sadece O’nu görmek, O’nun peygamberliğini kabul etmeye yetiyordu. Abdullah b. Revâha, ne güzel söyler: “Eğer O, apaçık mucizelerle gelmiş olmasaydı, sadece O’nu görmek bile O’na inanmaya yeterli sayılırdı.”O’nun her hâli uhrevîlik adına öyle büyüleyici idi ki Abdullah b. Selâm gibi bir Yahudi âlimi, sadece bir kere O’nu görmekle, “Bu simada yalan yok, bu simanın sahibi ancak Resûlullah olabilir.” diyerek iman etmişti. O, insanları Allah’a kulluğa davet ederken her zaman en ufuk noktada yine en güzel kulluğu kendisi temsil etmiştir.Hz. Âişe Validemiz anlatıyor: Bir gün geldi ve bana: “Yâ Âişe, dedi, müsaade eder misin, bu gece Rabb’imle beraber olayım?” ve arkasından da namaza durdu. O gün sabaha kadar Kur’an okuyarak namaz kıldı.. gözyaşı döktü.. öyle ağladı ki, seccadesi sıkılsaydı, damla damla gözyaşı damlardı. O, ayakları şişinceye ka- dar namaz kılardı. Bir gün kendisine, gelmiş ve geçmiş bütün günahlarının affolduğu hatırlatılıp “Kendini niçin bu kadar zahmete sokuyorsun?” dendiğinde “Rabb’ime şükreden bir kul olmayayım mı?” cevabını vermişti. O’na şükür kapısı açılmıştı ve bunca didinmesi ondandı. O, isteseydi krallar gibi yer, içer ve yaşardı. Zaten böyle bir hayat O’na – davasından vazgeçmek kaydıyla– daha Mekke’de iken teklif de edilmişti. Ancak O, davası uğruna, çileli bir hayatı, rahat bir hayata tercih etmişti. Bir gün aç kalıp tazarru eden, diğer gün tok olup şükreden ve kul peygamberliği melik peygamberliğe tercih eden bir Hak kapısı vefalısıydı zaten. O’nun, bu sade yaşayışıydı ki, kitleleri kendisine bende ediyordu. Tebliğ vazifesini iş edinenlerin, Allah Resûlü’nün bu tavır ve hareketlerinden alacakları çok dersler vardır. Evet, gönüllere girmenin, başkalarına müessir olmanın ve kalplere taht kurmanın tek şartı, Allah Resûlü’nün yaptığı gibi, söylenen her şeyi, evvelâ söyleyenin kendisinin yaşamış olmasıdır. Birisine Allah korkusundan gözyaşı dökmenin lüzumunu mu anlatmak istiyorsunuz; evvelâ, gece kalkıp kendi seccadenizi ıslatıncaya kadar ağlamalısınız. İşte o zaman, o gecenin gündüzünde ettiğiniz sözler sizi de hayrete sevk edecek şekilde müessir olacaktır. Yoksa “Niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz?” (Saff, 61/2) ayetinin tokadını yer ve hiçbir zaman tesirli olamazsınız... 3 . KARŞILIK BEKLEMEMEK Allah Resûlü’nün, yaptığı tebliğ vazifesi karşılığında dünyevî veya uhrevî herhangi bir talepte bulunmayışı O’nun peygamberliğine ayrı bir delildir. Zira böyle davranmak, bir peygamber ahlâkıdır. Kendisinden sonra bu ahlâk üzere hareket edenlere gelince, işte asıl tebliğci ve dava adamı onlardır. Kur’an, kimseden bir ücret beklemeyen bu insanlara tâbi olmayı emretmekte ve “Onlara uyun!” demektedir. Hz. Hatice’ye ait servet, hakkı yayma uğrunda eriyip gitmişti ve her şeye rağmen Allah Resûlü, kendi adına kimseden bir şey talep etmemişti. O’nun en yakın arkadaşı, Hz. Ebû Bekir’di ve hicrette de O’na yol arkadaşlığı edecekti. İşte bu Hz. Ebû Bekir’in, Allah Resûlü için hazırladığı bineği, hem de böyle zor şartlar altında, bizlerin düşmanın bizi takip edeceğinden gayri hiçbir şey düşünemeyeceğimiz o hengâmda Allah Resûlü, hazırlanan bineği, ancak ücretini ödemek şartıyla kabul edebileceğini söylemişti. İşte bu, O’nun, yaptığı işte ne kadar hasbî davrandığını ispat etmez mi? Bu kadar zor bir anda, böyle ince bir noktayı düşünen insan, daha müsait zamanlarında düşünmez mi? Ve tebliğ insanına, ders olarak sadece bu hâdise yeter zannediyorum. Allah Resûlü, muhataplarından herhangi bir talepte bulunmadığı gibi, bir de onlardan gelen çile ve ızdıraba katlanmak zorunda kalıyordu. Kaç defa baştan aşağıya toz-toprak içinde bırakılmıştı da kızları Zeynep’ten, Fatıma’dan başka yardımına gelen olmamıştı. Ve yine kaç defa geçeceği yollara dikenler serpilmiş, mübarek ayakları kan-revan içinde kalmıştı... Bir defasında Kâbe’de durmuş namaz kılıyordu. Müşrikler başına üşüştü ve O’nu tartaklamaya başladılar. O anda orada Hz. Ebû Bekir vardı ve yetişti: “‘Rabb’im Allah’ dediği için bir insanı öldürecek misiniz?” diyerek Allah Resûlü’nü müdafaa etti. Bütün bunlar aralıksız oluyordu. Ama olup-biten bu hâdiseler asla O’nu yolundan döndüremiyordu. Kızına hitaben O: “Ağlama kızım, Allah babanı zayi etmeyecektir.” demişti ve Allah (celle celâluhu) da O’nu asla zayi etmemişti. Milyonların gönlünü, O’na ebedî mâkes eylemişti... 12YORUM 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN KERIM BALCI MUSTAFA ÜNAL Yapmadıklarınızın hesabını veremeyeceksiniz Saray iktidarı Yaptıklarınızı biz affedeceğiz. Ama yapmadıklarınızın, yapabilecekken yapmadıklarınızın hesabını veremeyeceksiniz. Yemen’de küresel bir Şii-Sünni savaşının provası yapılıyor. İranlı dostlarınızla, Suudi para kaynaklarınızı bir masa etrafında buluşturabilir, bu soruna diplomatik bir çözüm bulunmasını sağlayabilirdiniz. Yapmadınız. Hesabını veremeyeceksiniz. Hem öyle müdahil olmadığınız bir çatışma da değil bu. Yemen’e giderken durdurulan Türk silahları yüklü gemileri kim yüklemiş, kim yollamıştı bilinmez. Ama en azından olay ortaya çıktıktan sonra meseleye müdahil oldunuz. 2009’a kadar oynadığınız “küresel arabulucu” rolüyle yetinebilmiş olsaydınız, “artık biz tarafsız arabulucu olmak değil, haklıdan yana olan adalet dağıtıcısı olmak istiyoruz” dememiş olsaydınız pekâlâ bu soruna çözüm üretebilirdiniz. Ruhlarınız çatışmadan beslenir hale gelmemiş olsaydı, camilerde katledilen masumları iç politika malzemesi olarak kullanma seviyesizliğine inmiş olmasaydınız barış için yapacağınız çağrılar cevapsız kalmazdı. İstihbarat gücünüzü “hep fişlenen olduk, şimdi sıra bizde” mantığıyla memleketin mazlum evlatlarını fişlemek için kullanmak yerine saha hâkimiyeti kurmak için kullansaydınız Yemen’de de, Suriye’de de, Libya’da da bütün muhtemel güç odaklarıyla temas kurmuş, onların siyasetlerini yönlendirmeye başlamış olurdunuz. Ama siz, Yemen’deki Hizmet okullarını nasıl kapattırırım derdine düştünüz! Kapattıramadınız! Kapattırsanız da biz sizi affederdik. Ama Yemen’in paramparça olması karşısındaki edinilmiş çaresizliğinizin hesabını veremeyeceksiniz. Suriye’de baştan itibaren yanlış yaptınız. Yaptığınız o yanlışı dünya da, göçe teşvik ederek mülteci durumuna düşürdüğünüz milyonlar da affederdi, eğer yanlışınızdan zamanında dönme erdemini gösterebilseydiniz. “Yahu biz bir eblehlik yaptık, İran’ı ve Rusya’yı hesaba katmadan Esed’i indirme planları yaptık. Hata etmişiz. Şu güzelim ülkeyi daha fazla bölmeden, yaşanan insanlık dramını kalıcı bir kan davasına dönüştürmeden doğal bir dönüşüm sürecine geri dönelim,” diyebilseydiniz yine alkışlanırdınız. Ama içeride ve dışarıda Allah’ın bir imtihanı olarak peş peşe aldığınız zaferler sizi öylesine sarhoş etmişti ki, kabarmış benidrakiniz taktiksel bir geri adımı dahi kaldıramadı. Libya’da tarihin en büyük tahliye hareketini gerçekleştirmiş olmakla övünürken siz, Libya düşman ülkeye dönüştü. Sadece muhaliflerle, hatta muhaliflerin sadece bir bölümüyle konuşacağım derken, Libya toplumunun hiçbir kesimiyle konuşamaz hale geldiniz. Mısır darbesine karşıtlığınızı bir iç politika malzemesi olarak kullandınız. Bu arada darbenin mimarları iç ve dış meşruiyetlerini temin etti. Mısır’ın en sıkıntılı Nil’in suyunu paylaşma sorunlarını hallettiler. Zamanında kendilerine koşulsuz destek verdiğiniz İhvan liderleri, sizi koşulsuz olarak dinlemeye hazırlardı. Mursi’yi darbenin kucağına, sonra hapsin hücresine siz ittiniz. Hayır, yaptıklarınızla değil, yapmadıklarınızla yaptınız bunu. Mursi’yi erken seçime ikna edebilecek gücünüz vardı, yapmadınız. İhvan’ı anayasal sürece dâhil olmaya ikna edebilecek gücünüz vardı yapmadınız. Mevcut şartlar içinde artık yapamayacağınız şeylerin yapılamaz olduğunu söyleme hakkınız yok sizin. Çünkü şartları siz bu hale getirdiniz. Yok yok! Siz, dünyanın dört bir tarafında yapılan eğitim hizmetlerini aslında takdir ediyordunuz. Ama “her güzel işin altında benim imzam olmalı, insanlar sadece benim mabedimin etrafında tavaf etmeli, dualar semaya yükselmeden önce bana gelmeli, Allah lütuflarını direkt olarak değil, benim elimle dağıtmalı” noktasına varan hasediniz Türkiye’nin son bin yıldır edinmiş olduğu en büyük kamu diplomasisi avantajını budamaya itti sizi. Biz, bize yaptıklarınız için affederiz sizi de, siz yapabilecekken yapmadıklarınızın hesabını biraz zor verirsiniz... MEHMET KAMIŞ Yorulduğu yere han yaptıran Erdoğan İnsan duyunca “Nasıl yani?” demekten kendini alamıyor. Sır küpü tarafından yönetilen ve her şeyiyle kontrolü altında olduğunu düşündüğümüz MİT bir anda çizildi. Çıkarılan yasayla Cumhurbaşkanı’na Saray’da istihbarat toplama yetkisi ve örtülü ödenek kullanma yetkisi verildi. Devletin en tepesinde bulunup da hükümet dahil devletin hiçbir kurumuna güvenmeyen ve her şeyi Saray’da yeniden kuran bir Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Hükümet adeta Cumhurbaşkanı’nın yorulduğu yere han yaptırıyor. Günlük, anlık, dönemsel her türlü isteğe göre yasa hazırlayan hükümet, ülkeyi nasıl bir çıkmaza soktuğunun farkında değil. Recep T. Erdoğan birilerini hapse attırmak istiyor, bakıyorlar ki mevcut yasalara göre herhangi bir suçu yok. Hemen yeni bir yasa çıkartıyorlar ve onun üzerinden kumpas kurup o kişileri içeri attırıyorlar. Mevcut yasalara göre bankalar aleyhine yayın yapmak suç iken, onun emriyle Bank Asya aleyhine haber yaptırıldığı için bunu suç kapsamının dışına alıyorlar. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın Tayfun Acarer’e “Gerekirse yasa yapar, yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız, savcıdan korkmayın siz.” dediği gibi hiçbir etik ve ahlaki kaygı taşımadan iki dudak arasından çıkan her şeyi yasalaştıran bir hükümetimiz var. Hiçbir yetkiyi yeterli görmeyen, sürekli gergin ve hiçbir şeyden mutlu olmayan Cumhurbaşkanı’nın bugün çıkarttığı yasa, içinde bulunduğu güvensizliği adeta tescilliyor. Cumhurbaşkanı Milli İstihbarat Teşkilatı’na, Emniyet İstihbarat’a ve devletin diğer istihbarat birimlerine güvenmediği için bizzat kendisi ‘istihbarat toplama yapılanması’ kuruyor. Oysa bu mevcut teşkilatların bütün alt ve üst atamaları bizzat kendisi tarafından yapılmıştı. Bugün hükümet ve AKP, Cumhurbaşkanı’nın is- teği üzerine Anayasa’ya aykırı kanunlar yoluyla yeni bir devlet yapılanması içinde. Şüphesiz demokrasilerde toplumun talebi üzerine bunlar yapılabilir. Yani devleti toplumun isteğine göre yeniden düzenlemek, değiştirmek mümkün. Ancak bunu yapabilmenin şartları var. Kanun değiştirir gibi anayasal değişiklikler yapamazsınız. Devletin temel yapısını kanun maddeleriyle, torba yasalarla değiştiremezsiniz. Bu konuda daha kaliteli çoğunluğa sahip olmanız gerekiyor. Sadece o çoğunluk ile devleti yeniden şekillendirebilir, yeniden örgütleyebilirsiniz. Ancak o zamana kadar anayasaya uymak durumundasınız. Eğer uymuyorsanız anayasal bir suç işliyorsunuz demektir. Bugünkü Anayasa’ya göre sorumsuz olan bir Cumhurbaşkanı’na yürütmeyle ilgili yetkiler vermek, siyasi ve kanuni denetime tabi tutulamayan bir makamı icraatın merkezine koymak, hükümeti ve Meclis’i direkt devre dışı bırakmak anlamına gelir. Meclis’ten korsan bir şekilde çıkartılan bu tür yasaların, anayasal darbe tartışmalarını gündeme getirmesi de gayet normaldir. Son yasa teklifinin milletvekili bile olmayan, dışarıdan hükümete atanmış bir kişi tarafından verilmesi ise ayrı bir tartışma konusudur. Bülent Arınç’ın deyimiyle mevcut Anayasa’ya göre seçilen, Anayasa’da var olan yetkileri bir başkan gibi kullanmaya çalışan, ben farklı bir cumhurbaşkanı olacağım diyen birisi, hükümet eliyle ve korsan yasalarla icra yetkileri kazanıyor. Oysa bunun için anayasal değişiklikler gerekir. Bugün bir kişinin anlık, günlük, konjonktürel istekleri doğrultusunda sürekli yasa yapan AKP’li milletvekilleri, bunun ülke ve devlet içinde meydana getireceği bütün komplikasyonlardan da sorumludur. Önünü berisini hesap etmeden her getirilen yasaya el kaldıran vekiller, hem hakikat, hem adalet hem de tarih önünde mahkum olacaktır. Nevruz geçti, çözüm süreci askıya alındı. Komisyona çekilen 'güvenlik paketi' Genel Kurul'a geri döndü. Ama küçültülmüş olarak... Devlet maddeleri kaldı, millete ilişkin düzenlemeler atıldı. Meclis'ten geçmesi zor olmadı. Şimdi Cumhurbaşkanı'nın önünde. İmzalayacağı kesin. Açıkça meydanlarda savundu. Hükümetten daha fazla sahiplendi. Hatta tarafsızlığını bir kenara bıraktı, pakete direnen muhalefet partilerine kızdı. Onaylanması ve yürürlüğe girmesi an meselesi... CHP, Anayasa Mahkemesi'ne götürecek. Umut var mı? Pek yok. Orada kriter hukuk olmaktan çıktı. Genel kanaat, Saray'ın kabullenmeyeceği bir kararın kolay olmayacağı yönünde. Paketin içeriği malum... Aylardır ülkenin gündeminde. Dört bir yandan itirazlar yükseldi. AKP'deki bütün milletvekillerinin bile içine sinmedi. Eşine ancak darbe dönemlerinde rastlanan düzenlemeler söz konusu. Aklın yolu bir... Bu paket, Türkiye'yi çağdaş dünyadan uzaklaştıracak. Avrupa Birliği 'yapmayın' diye uyardı. AKP, AB'ye kulaklarını kapadı. Türkiye, Ortadoğu ülkelerine benzeyecek. Daha çok da Baas rejimine. Uzun süredir, paket paket, torba torba o yolun taşları döşenmekte. Kısa süre içinde demokrasinin standartlarının düşeceğini, hak ve hürriyetlerin gerileceğini, temel özgürlüklerin daralacağını herkes yaşayarak görecek. Özbekistan'a bir tık mesafedeyiz. AKP için hazin bir son. AB hedefiyle yola çıkmıştı. Hakkını da verdi. Peş peşe demokrasi paketleri çıkardı. Bugün reformcu partinin yerinde yeller esiyor. Ne AB umurunda ne de çağdaş dünya. AB kriterleri, evrensel standartlar yok artık. Tek ölçüsü Ankara kriteri... O bildiğimiz her kuralı kendine özgü eski Ankara yani. Korkarım ki güvenlik paketi AKP'nin finali olur. Geçmişini sıfırladı çünkü. İçeride de, dışarıda da imajı yerle bir. Ne modelliği kaldı, ne modernliği. Yazık etti, hem kendine, hem ülkeye. Karamsarlığa lüzum yok. Bu topraklar Baas'ı asla kabul etmez. Yoksa o eski girişimler başarılı olurdu. İklim daha uygundu. Netice ortada. Yıl 2015... Türkiye de çok farklı, dünya da. Coşkun akan tarih ırmağını yatağından çevirmek mümkün değil. AKP tarihin karşısında durdu. İşi zor. Türkiye, AKP'den daha büyük. Anadolu daha gerçekçi. Algılarla, propagandalarla bir yere kadar yürünebilir. AKP hesabı yanlış yaptı. Paket, iktidarını daha muhkem hale getirmez. Getirmeyecek de. AKP son dakikada bir başka sürprize imza attı. Paketin hemen arkasından. Türkiye uykudayken... Gece boyunca çalışan milletvekillerinin en yorgun olduğu saatte, yangından mal kaçırır gibi torbaya yeni bir madde ekleyiverdi. Saray'ı 'örtülü ödeneğe' ortak etti. Çok geniş yetkilerle... İstihbarat toplayacak söz gelimi. Basit bir madde değil bu. Sistemin özüyle ilgili. Bu kadar önemli düzenleme hem parti içinde, hem hükümette hem de kamuoyunda tartışılmalıydı. Hiç konuşulmadı. Ne partide, ne Meclis'te. Son dakika bile değil, son saniyede zuladan çıktı. Usul başlı başına rahatsız edici. Bizzat torbanın kendisi sorunlu. Güya, bir daha olmayacaktı. Başbakan Davutoğlu söylemiş, sözcü Arınç duyurmuştu. Torba, hükümetin üstünde başka bir iradenin varlığının ispatı... Yoksa, AKP 'bir daha olmayacak' denen torbaya neden sarılsın. Herhalde Davutoğlu'nun torbadan haberi vardır. Mecburen kabullenmiştir. Başkanlık sistemini savunmak zorunda kaldığı gibi. Peki 'örtülü ödenek maddesinden' haberdar mı? Kanaatler, olmadığı yönünde. Çaresiz, bırakın direnmeyi, karşı çıkmayı, basit bir 'hayır' deme gücü de takati de yok. Bu düzenlemenin hükümeti anlamsızlaştırdığı ortada. Yürütme yetkisi Saray'a devredilmekte... Muhalefetin 'Saray'da paralel iktidar' tesbiti yerinde. Fiili durum farklı mı ki? Değil elbette. Anayasa askıya alınmış durumda. Hiçbir kural, kaide yok. Ne tarafsızlık kaldı, ne partisizlik... Saray'ın iradesi her şeyin üstünde. Aranan da başkanlık sistemi falan değil. Erdoğan'a göre bir sistem. Türk tipi rejim. Örtülü ödenek, o yönde atılmış adım. Bugün farkında değil ama güvenlik paketi de, örtülü ödenek maddesi de yarın AKP'nin başını çok ağrıtacak... 30 MART-05 NİSAN 2015 SAYI: 696 INTERNATIONAL NEWSPAPER S.C. Romzaman Impex S.R.L. Romanya Temsilcisi Representative in Romania Bahadýr Van b.van@zaman.ro Dobruca Temsilcisi Representative in Dobrogea Yusuf Küçük Abone &Reklam 0 721 294 265 n.altun@zaman.ro ISSN: 1224-113X Genel Yayýn Yönetmeni Editor in Chief Hayri Gül h.gul@zaman.ro Reklam Sorumlusu Marketing Manager Nihat Altun n.altun@zaman.ro Sayfa Tasarým Graphic Designer Evghin Veli Corespondent Haber Merkezi Ömer Said Burgazlı Mirela Popa KÖSTENCE Ebubechir Tanior Adres: Strada Suceava, No. 2C, Biro No.2, Kat: 2, Constanta Tel / Faks: 0341 469 676 Mobil: 0 764 337 736 BÜKREÞ Tel: 021 / 211 21 31 - 32 Faks: 031 / 103 21 36 E-mail: romanya@zaman.ro Adres: Vasile Lascar, No. 102, Sector, 2 TIPOGRAFIE: UNITED PRINT Köþe yazýlarýndan yazarlarý, ilan ve reklamlardan reklam sahipleri sorumludur. Gazetemiz abone usulü ve posta yoluyla daðýtýlmaktadýr Şos. Morarilor, Nr. 2, Pantelimon, sector 2, Tel: 021 255 686 Fax: 021255675 14 SERİ İLANLAR 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN DE VANZARE CENTURA CONSTANTEI A4 - Iesirea Constantei vand teren extravilan pretabil. Constructii 1983m2, deschidere drum, vecinatate nod rutier A2, A4 loc. Cumpana. Pret: 10 000 Euro. Pentru depozit, benzinarie & popas. Prim - propietar, acte, english speaker. Tel: 0 732 957 726 İŞ ARIYORUM Oturum sorunum yok. Kara fırında pişirici ve hamurkar olarak işinin ehli bir ustayım. Bükreş’te iş arıyorum. Sait usta. Tel: 0 722 874 103 DEVREN SATILIK RESTAURANT Sağlık nedenlerinden dolayı Bereket Restaurant devren satılıktır. Tel: 0 731 086 425 İNŞAAT- TAMİR İŞLERİ İnşaatla ilgili her türlü tesisat ve onarım işleriniz için beni arayabilirsiniz. Tel: 0 760 939 226 Vize sorunum yoktur. Kendime uygun bir iş arıyorum. Tel: 0 764 738 920 DEPO VE MALZEME SİGORTASI USTA ARANIYOR TRAFİK SİGORTASI VE KASKO Köstence'de, restorantta çalışmak üzere vize problemi olmayan, kebap ve döner ustası aranıyor. İBRAHİM ERDOĞMUŞ Tel: 0745 45 45 25 / e-mail: iboer81@gmail.com Türkiye’nin Bükreþ Büyükelçiliði Büyükelçi: Osman Koray Ertaş Tel: (+40-21) 206 37 00 - 04 (5 hat) Faks: (+40-21) 206 37 37 turkemb.bucharest@mfa.gov.tr Konsolosluk Þubesi: (Vize ve Pasaport iþlemleri için) Tel: (+40-21) 206 37 27 - 29 (3 hat) Faks:(+40-21) 206 37 30 www.e-konsolosluk.net Ticaret Müþavirliði (+4021) 318 39 39 Türkiye’nin Köstence Baþkonsolosluðu Baþkonsolos: Ali Bozçalışkan Tel : (+40-241) 60 79 10 Faks : (+40-241) 60 79 14 turkkons@fx.ro Türkiye’nin Cluj Fahri Konsolosluðu Fahri Konsolos Vita Vasile Andrei. Adres: Str. Buna Ziua FN 400495 Cluj-Napoca Tel : 0264 438 402 Faks: 0264 438 400 Romanya’nýn Ankara Büyükelçiliði Büyükelçi : Radu Onofrei (Embassy of Romania in Ankara) Tel : (+90 312) 466 37 06 - 427 12 43 Faks: (+90 312) 427 15 30 romania@attglobal.net Romanya’nýn Ýstanbul Baþkonsolosluðu Baþkonsolos : Adriana Ciamba Tel: (+90 212) 358 05 15 -16 -17 Faks: (+90 212) 358 05 18-19 Vize iþlemleri (+90 212) 358 05 35 Tic. Ateþeliði: (+90 212) 292.41.27 E-mail: konsrom@doruk.net.tr Romanya’nýn Ýzmir Baþkonsolosluðu Baþkonsolos : Cerasela Nicolaş Tel: (+90 232) 465 04 63 Faks: (+90 232) 465 09 38 Güney Doðu Avrupa ‘Lumina’ Üniversitesi (Lumina University) Tel: (+40-21) 240 30 22 Faks: (+40-21) 240 30 33 www.lumina.org admissions@lumina.org Þos. Colentina Nr. 64B, BÜKREÞ Lumina Eðitim Kurumlarý Genel Müdür: Fatih Göktaþ Tel: (+40-21) 306 95 30 Faks: (+40-21) 306 95 34 www.lumina.ro - www.lumina.org Uluslararasý Bükreþ Bilgisayar Lisesi (ICHB) Tel: (+40-21) 327 54 43 - 327 65 70 Faks: (+40-21) 320 95 60 www.ichb.ro - info@ichb.ro Uluslararasý Bükreþ Koleji (ISB) Tel: (+40-21) 306 95 30 Fax: 021-306 95 34 (Primary School) Faks: 021-306 95 50 (Secondary School) www.isb.ro - office@isb.ro primary.office@isb.ro Spectrum Bükreþ Anaokulu ve Ýlkokulu Tel: (+40 -21) 327 55 71 Faks: (+40- 21) 327 15 41 www.scoalaspectrum.ro Email: spectrum@lumina.ro Uluslararasý Köstence Bilgisayar Lisesi (ICHC) Tel: (+40- 241) 693 262 - 665 083 Faks: (+40 -241) 545 627 www.ichc.ro - info@ichc.ro HALT Language Center Tel: (+40 -21) 335 58 58 www.halt.ro RODİAP (Romanya Diyalog Platformu) www.rodiap.ro Tel: 0 768 257 566 0 733 713 385 APRT (Türk-Romen Dostluk Derneği) email: office@aprt.ro web: www.aprt.ro TUNA Vakfı Tel: (+40 -21) 335 58 58 www.tuna.ro Türk Ýþadamlarý Derneði (TÝAD) Baþkan: Aykut Akbulut Tel : (+40-21) 250 67 46 -250 18 77; Faks: (+40-21) 250 45 93 www.tiad.ro Romanya-Türkiye Ticaret ve Sanayi Odasý Baþkan: Tamer Atalay Tel: (+40 -21) 326 97 22 Faks: (+40-21) 326 36 67 e-mail:office@ccirt.ro Adresa: Str. Nerva Traian , Nr. 27-33 (Complex Nerva Traian) Tel: 0 734 439 098 / 0 768 599 905 web: adress63.ro faceebook : Adress” restaurant&terasa EK, ÇORBA, SULU YEM , PİLAV, SALATA KARIŞIK KEBAB... Dobruca Ýþadamlarý Derneði Baþkan: Zeki Uysal Tel: 0241.692 841 - 0241.610 636 Fax: 0241. 692 841 e mail : info@dobrucatiad.org website : www.dobrucatiad.org 15 PLATINI YENIDEN UEFA BAŞKANI.UEFA'nın mevcut başkanı Michel Platini üst üste 3. kez Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) başkanı seçildi. Viyana'da yapılan kongreye tek aday olarak katılan 59 yaşındaki Fransız efsane, önümüzdeki 4 yıl boyunca Avrupa futbolunun patronu olmaya devam edecek. spor 30 MART-05 NİSAN 2015 ZAMAN Galatasaray'ın efsane kaptanı bağımsız milletvekili Hakan Şükür, FIFA'nın Zürih'te kurmakta olduğu 'Dünya Futbolu Müzesi'ndeki yerini alıyor. Türk futbolunun rekortmen ismi, önümüzdeki günlerde Zürih'e giderek müzede sergilenmesini istediği forma, ayakkabı ve diğer objeleri FIFA'ya teslim edecek. Hakan Şükür'e FIFA'dan kral ödül AHMET ÇAKIR Galatasaray'ın eski futbolcusu ve kaptanı, bağımsız milletvekili Hakan Şükür'e büyük onur. Kral, FIFA'nın Zürih'te kurmakta olduğu Dünya Futbolu Müzesi'nde yer alacak. Futbol tarihimizin gelmiş geçmiş en başarılı ismi konumundaki Şükür'ü bu özelliğinin yanı sıra 2002 Dünya Kupası'nın 3.lük maçında Güney Kore'ye 11. saniyede attığı golle kırmış bulunduğu rekor için de FIFA bu onura layık gördü. Hakan Şükür, Süper Lig'de 249 golle en çok gol atan oyuncu olmasının yanında 51 golle Milli Takım'da da en fazla fileleri sarsan forvet durumunda. Avrupa kupalarında Galatasaray formasıyla kaydettiği 37 sayıyla da bir başka rekorun sahibi. Şükür, Ay-Yıldızlı formayı 100'den 1 çok giyen 3 futbolcumuzdan biri. FIFA'nın bu konudaki kararı Şenes Erzik tarafından Şükür'e iletildi. Şükür de böyle bir seçimden dolayı gurur ve onur duyduğunu söyledi. Bunu kişisel bir ödüllendirme olarak görmediğini belirten futbol adamı, "Sonuçta o müzede Türkiye olarak yer alacağız. Bunu daha çok önemsiyorum." diye konuştu. Müzede yer alacak Hakan Şükür'le ilgili objelerin seçimi kendisine bırakıldı. Şükür de 2000 UEFA Kupası'nı kazandıkları maçta giydiği forma ve kramponların yanında 2002 Dünya Kupası'nda Güney Kore karşılaşmasında giydiği formayı vermeyi düşündüğünü belirtti. Bağımsız milletvekili, önümüzdeki günlerde Zürih'e giderek müzede yer almasını istediği forma, ayakkabı ve öteki objeleri teslim edecek. Bilindiği gibi Şükür, geçen yıl Altın Ayak ödülüne de layık görülmüş ve Monaco'da ödülünü almıştı.
© Copyright 2024 Paperzz