Yıl: 51 • Sayı: 7-8-9 • Temmuz/Ağustos/Eylül 2014 • ISSN 1301-3572 ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANI Hukuk Mücadelemiz Devam Ediyor... Yıl: 51 • Sayı: 7-8-9 • TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 TMMOB Orman Mühendisleri Odası Adına Sahibi Ali KÜÇÜKAYDIN Yayın Sorumlusu Prof. Dr. Devlet TOKSOY 2 BAŞYAZI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Zeki KAMACI Yayın Kurulu Sevda ERGİZ Orman Yük. Mühendisi Hüseyin AYTAÇ Orman Mühendisi Ali İzzet BAŞER Orman Mühendisi Fatih SARAÇ Ağaç İşleri End. Yük. Mühendisi Emre TOPBAŞ Orman End. Mühendisi Prof. Dr. Ender MAKİNACI İstanbul Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Erol BURDURLU Gazi Ünv. Tek. Eğt. Fak. Prof. Dr. Mustafa AVCI Süleyman Demirel Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Sütçü İmam Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Selman KARAYILMAZLAR Bartın Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Semra ÇOLAK Karadeniz Teknik Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Sezgin AYAN Kastamonu Üniv. Orm. Fak. 4 ODAMIZDAN ROTASYON UYGULAMASINDAKİ HUKUKSUZLUK VE ADALETSİZLİKLERE KARŞI ORMANCILIK MESLEK VE EMEK ÖRGÜTLERİ BİR ARAYA GELDİ Yayın Koşulları Dergimizde yayınlanması istenilen yazılar bilgisayarda yazılmalı, daha önce başka bir yerde basılıp, yayınlanmamış olmalıdır. İmzalı dilekçe ekinde kağıda yazılı olarak, ayrıca elektronik ortamda dergimizin yönetim yerine posta ile gönderilmelidir. Yazılar 7 sayfayı (A4) geçmemelidir. 7 sayfayı aşan yazıların birbirini izleyen sayılarda yayınlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmalıdır. Fotoğraf net ve temiz olmalı, slayt dıında sayısal gönderilecek fotoğrafların çözünürlüğü yüksek olmalıdır. Yazılarda Türkçe kelimeler kullanılmalı ve Türkçe dil kurallarına uyulmalıdır. Yayınlanacak yazı ve çevirilerdeki düşünsel ve teknik sorumluluk yazarına ait olup, oda yönetimini ve Dergi Yayın Kurulunu sorumlu tutmaz. Dergide yayınlanan yazılardan kaynak göstermek koşulu ile alıntı yapılabilir. Dergiye gönderilen yazılar yayınlansın ya da yayınlanması geri verilmez. Yazılar Yayın Kurulu tarafından incelenir. Yayın Kurulu yayınlanacak yazılarda gerekli düzenlemeleri yapabilir ve uygun görülen yazıları yayınlar. Yönetim Yeri Beştepeler Mah. 31. Sok. No: 3 Beştepe-Yenimahalle/ANKARA Tel: (0312) 215 00 33 pbx Belgegeçer: (0312) 215 01 81 e-posta: yayin@ormuh.org.tr www.ormuh.org.tr TMMOB Orman Mühendisleri Odası Garanti Bankası Meşrutiyet Caddesi Şubesi TR70 006 200 5280 0006 2981 35 Tasarım - Baskı Dörtrenk Yayın Tanıtım Matbaacılık Ltd. Şti. Kazımkarabekir Cad. 85/7 İskitler / ANKARA Tel: (0312) 341 40 82 - 230 41 82 ISSN 1301-3572 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ROTASYONLA İLGİLİ OLARAK, ORMANCILIK MESLEK VE EMEK ÖRGÜTLERİ PLATFORMU SİYASİ PARTİ YÖNETİCİLERİNİ ZİYARET ETTİ KIYIMA HAYIR... MESLEKTAŞLARIMIZA YÖNELİK YÜRÜTÜLEN HAKSIZ, HUKUKSUZ UYGULAMALARA KARŞI HUKUK MÜCADELEMİZE DEVAM EDİYORUZ ODAMIZDAN BİR HUKUK ZAFERİ DAHA… DANIŞTAY SON NOKTAYI KOYDU KAMU KURUMLARININ, 5531 SAYILI KANUNA YÖNELİK ORMAN MÜHENDİSLİĞİ HİZMET ALIMLARINDAKİ YANLIŞ UYGULAMALARI VE YAPILMASI GEREKENLER Eşref GİRGİN Orman Yük. Müh.&İşletmeci 13 KISA İDARE SÜRELİ PLANTASYONLAR (ENERJİ ORMANLARI) Doç. Dr. Yaşar Şimşek Orman Yüksek Mühendisi 24 ORMANCILIK KAMUOYUNUN ROTASYON UYGULAMASI VE MÜHENDİS KADROLARINA İLK DEFA YAPILACAK ATAMALARDA KULLANILAN SINAV SİSTEMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİ ÇÖLLEŞMEYİ ANLAMAK (2): ÇÖLLEŞMEYLE MÜCADELEDE ÇÖZÜMLER S. Serdar Yegül Orman Mühendisi 32 Dr. Hasan ALKAN Orman Yüksek Mühendisi 37 50 YIL ÖNCE BUGÜN “Orman Mühendisliği” TAVŞANLI ORMAN YÖNETİM DÜZENLEMESİ İyigün PULAT Orman Yüksek Mühendisi 39 YAYIN KURULUNDAN 18 Değerli Okuyucularımız, Geçen sayımızda, dergimizin dağıtımında bir ilki uyguladık ve dağıtım işini şubelerimiz, il ve fakülte temsilciliklerimiz kanalı ile gerçekleştirdik. İlk olmasına rağmen bir aksaklık yaşamadık. Emeği geçen, yardımlarını esirgemeyen şube yönetimindeki arkadaşlarımıza, il ve fakülte temsilciliklerimize teşekkür ederiz. Bu sayımızda; Odamızdan bölümünde; döneme damgasını vuran OGM personeline uygulanan rotasyon ve bu kılıfla yandaşlara yer açmak için, odamız üyesi deneyimli, becerikli, birikimli, hür fikirli personele yapılan kıyım ve sürgünlere, haksızlık ve adaletsizliklere, mesleğimizi itibarsızlaştırmaya karşı, Ormancılık Meslek ve Emek Örgütleri Platformunun mücadelesine, Odamız yöneticilerine, kamuda ve serbest çalışan üyelerimize uygulanan haksızlıklara karşı hukuk zemininde karşı durduk, durmaya devam edeceğiz. Konu ile ilgili iki adet mahkeme kararı haklılığımızı bir kere daha tescilledi. Bu konudaki mahkeme kararları ve haberlere, Odamızın AR-GE Merkezi Başkanı Sayın Eşref Girgin’in “Kamu Kurumlarının, 5531 Sayılı Kanuna Yönelik Orman Mühendisliği Hizmet Alımlarındaki Yanlış Uygulamalar ve Yapılması Gerekenler” başlıklı yazısına yer verdik. Uzmanlık alanı bölümünde; Doç. Dr. Yaşar Şimşek’in Kısa İdare Süreli Plantasyonlar diğer adı ile Enerji Ormanları konusundaki araştırma yazısını siz okuyucularımıza sunuyoruz. Üyelerimizden bölümünde; SDÜ, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan ALKAN hocamızın ”Ormancılık Kamuoyunda Rotasyon Uygulaması ve Mühendislik Kadrolarına İlk Defa Yapılacak Atamalarda Kullanılacak Sınav Sisteminin Değiştirilmesi” konusunda akademik açıdan görüş ve yaklaşımını, Sayın S. Serdar YEGÜL’ ün birinci bölümünü daha önceki sayımızda yayınladığımız, “Çölleşmeyi Anlamak 2” başlığı ile bu sayımızda ikinci bölümünü ve Sayın İyigün PULAT’ın özgün yaklaşımıyla dile getirdiği “Tavşanlı Orman Yönetim Düzeni” başlıklı yazılarını yayınlıyoruz. Ayrıca; bu sayımızdan itibaren her sayıda düzenli olarak yer vermeği düşündüğümüz “50 Yıl Önce Bugün Orman Mühendisliği” başlığı altında, elli yıl önce dergimizde nelere yer verilmiş olduğunu, kısa ve özet olarak siz üyelerimizle paylaşmaya başladık. Haberler bölümünde; yıllardır odamızın basın, yayın ve tanıtım işlerini yüklenen, dergimizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sayın Okan ÇANÇİN’ in ayrılış haberi ile dergimizi siz okuyucularımıza arz ediyoruz Dergimizin elinize geçtiği sırada idrak etmekte olduğumuz Kurban Bayramınızı Kutlar, Ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını, birlik, beraberlik, kardeşlik duygularımızı diri tutmasını temenni ederiz. Saygılarımızla Yayın Kurulu 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 1 Saygıdeğer Meslektaşlarımız, Dergimizin son iki sayısında olduğu gibi bu sayımızda da başyazımızı maalesef Orman Genel Müdürlüğü’nün Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmeliği’ne dayanarak kendi personeline yapmış olduğu zulme ayırdık. Kuruluşunun 175. yılını kutladığımız koskoca Orman Teşkilatında, 2014 yılının Temmuz ayında bugüne kadar hiç görülmediği şekilde tayin furyası yaşanmış ve bu dönem, yok edilmeye çalışılan kurum hafızasında “Kara Temmuz” olarak yerini almıştır. Bu dönemde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki ölçütler yok sayılarak adalet, hakkaniyet ve liyakatten uzak bir şekilde çıkarılan ve Danıştay’da iptal davası devam eden yönetmeliğe dayanılarak, hukuksuzca tayinler yapılmış, dolayısı ile birçok meslektaşımız ve aileleri mağdur edilmiş, hukuksuz ve adil olmayan atamalarla meslektaşlarımız resmen “sürgün“ edilmiştir. Bu şekilde sürgüne uğrayan meslektaşlarımızın büyük bir çoğunluğu tayinlerinin iptali için yargıya başvurmuştur. Ancak ne acıdır ki, iptali için Danıştay’da devam eden davanın yanında, ferdi davaların da henüz sonuçlanmamış olmasına rağmen meslek kamuoyunda (Bakanlık ve OGM katlarında) Ekim ayı içerisinde temmuz ayını aratmayacak şekilde yeni sürgünlerin yapılacağı konuşulmaktadır. Orman Mühendisleri Odası olarak orman teşkilatının yetkililerine buradan bir kez daha sesleniyoruz. Hukuki temellerden yoksun olan bu yönetmeliğe dayanarak davalar neticelenmeden tekrar tayinler yapmayınız. Meslektaşlarımızı mahkeme kapılarında süründürmeyiniz. Çünkü hukuksuzca yapılan işler er ya da geç geriye dönecektir. Bu güzide teşkilatımıza daha fazla zarar vermemek için liyakatsiz ve yeterli bilgiye sahip olmayan personel yöneticileri tarafından hazırlanan atama ve yer değiştirme mevzuatını gerçek uzmanların görüşlerini alarak yeniden değerlendiriniz. Ne yazıktır ki böyle giderse kaybeden teşkilatımız ve teşkilatımızın mensupları olacaktır. Saygıdeğer Meslektaşlarımız, Ormancılık Meslek ve Emek Örgütleri olarak, yapılan bu zulmü kamuoyuna duyurmak, daha etkin ses getirmek, kıyıma uğrayan meslektaşlarımızın yanında daha güçlü durabilmek, yapılan bu zulmü çalışanlarına reva görenlerle daha etkin mücadele edebilmek için Orman Mühendisleri Odası, Türkiye Ormancılar Derneği, Türk Tarım Orman-Sendikası, Tarım Orkam-Sen. ve Tarım Orman İş Sendikası olarak “Ormancılık Meslek ve Emek Örgütleri Platformu” oluşturulmuştur. Ormancılık Meslek ve Emek Örgütleri Platformu olarak TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin başkanvekilleri ziyaret edilerek yapılan hukuksuzluk ve kıyım ile ilgili bilgi verilmiş ve konunun meclis genel kuruluna taşınması için gayret edilmiştir. Ayrıca 19 Ağustos 2014’de Orman ve Su İşleri Bakanlığı önünde “Prof. Dr. Veysel EROĞLU’na Ormancılık Meslek ve Emek Örgütlerinden Açık Mektup” adı altında basın açıklaması yapılmıştır. Ormancılık Meslek ve Emek Örgütleri Platformu olarak Ankara’da başlattığımız eylemi yurt çapında yaygınlaştırarak kamuoyunda daha etkin gündem oluşturabilmek amacıyla platform üyesi kuruluşların taşra temsilcikleri ile birlikte bazı Şubelerimizce de ortak basın açıklaması ve eylemler yapılmıştır. Oda Genel Merkezi olarak önümüzdeki günlerde, zorunlu rotasyon uygulaması adı altında sürgün edilen meslektaşlarımızı yeni görev yerlerinde ziyaret edeceğimizi buradan ayrıca belirtmek isteriz. Orman Mühendisleri Odası olarak bizler, hukuka aykırı şekilde kıyıma uğrayan meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu ve hukuki zeminde haklarını sonuna kadar savunacağımızı, yapılan bu zulmü çalışanlarına reva görenlerle bıkmadan mücadele edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Güzide Orman Teşkilatımızın yöneticilerinden de aşağıdaki sorulara cevap vermelerini sabırla bekliyoruz… 1- Yetişmiş uzman personelin, belirli sürelere bağlı olarak farklı birimlere gönderilmesi uzmanlaşma kuralına uygun mudur? 2 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 2- Rotasyonda temel ilkenin; oluşturulan norm kadroya bağlı olarak yığılmaların belirli bir zaman aralığında (örneğin 5-10 yıl) giderilmesi gerekirken, bu işlemin bir anda yapılarak kurum hafızasının yok edilmesinde ne gibi bir fayda vardır? 3- Emeklilikleri gelmiş kıdemli personel 4.bölgelere sürgün edilirken, yandaş sendikanın listesine giren düşük puanlı personelin 1. ve 2. bölgelere atanmasından nasıl bir verimlilik beklenmektedir? 4- Anayasal hak olan eş ve sağlık özürlerinin dahi dikkate alınmama sebebi nedir? 5- Seçimle gelmeyi, sandıktan çıkmayı adeta kutsayarak her şeyi yapmayı kendinizde hak olarak gördüğünüz halde, seçimle gelen, sandıktan çıkan ve kamu görevi yapan meslek ve emek örgütlerinin yöneticilerini seçim bölgelerinin dışına sürerek görev yapmalarını engellemeyi nasıl izah ediyorsunuz? Bu bağlamda; - 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununa göre seçimle işbaşına gelen Orman Mühendisleri Odası İstanbul, Denizli, Amasya ve Doğu Akdeniz şube yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, Anayasanın hak ve hürriyetlerin kullanılması hakkındaki 13. Maddesi ile meslek örgütlülüğüne ilişkin 135. Maddesine aykırı bir şekilde, - Sendikaların şube yönetim kurulu üyeleri ve temsilcilerinin 4688 sayılı Kamu Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hükmüne rağmen, zorunlu rotasyon adı altında sürgüne gönderilmelerindeki amaç nedir? Bundan önceki sayımızda iptali için dava açacağımızı ifade ettiğimiz “OGM Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik”de ilk defa atanacak mühendislerin sözlü sınav ile alınabileceğine dair hüküm eklenerek değişiklik yapılan ve 05/Eylül/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin iptali için vakit geçirmeden dava açılmıştır. Çıkarılmasında iyi niyet olmayan, torpil dönemi yeniden hortlatılarak genç meslektaşlarımızı siyasetçinin kucağına atacak olan bu yönetmelik değişikliğinin yargıdan geri döneceğini umut etmekteyiz. İlk defa orman işletme müdürü ve müdür yardımcılığına atanacak olanlar için, 657 sayılı yasaya uygun olarak yönetmelik çıkarmak yerine bu yasaya aykırı olarak düzenlenen ve yandaşlarını sessiz sedasız iyi yerlerdeki müdür ve müdür yardımcılığı makamlarına atamak için çıkarılan 03/01/2014 tarih ve 07 nolu Bakanlık Olur’unun yürütmesi Danıştay 2.Dairesi tarafından durdurulmuştur. Böylece hukuki temellere dayanmayan uygulamaların er ya da geç geri döndüğü bir kez daha ispatlanmıştır Saygıdeğer Meslektaşlarımız, Orman bitkilerine arız olan zararlılar ile yapılacak mücadelede, gerekli olan bitki koruma ürünlerinin reçeteye yazılmasındaki yetkinin orman mühendislerine ait olması gerektiği halde, yetkilerimizi ziraat mühendislerine veren “Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin“ bazı maddelerinin iptali için Danıştay 10. Dairesine açmış olduğumuz dava lehimize sonuçlanmıştır. Böylece orman mühendislerinin sadece orman alanlarında değil, yetiştikleri yerlere bakılmaksızın tüm orman bitkilerine reçete yazma hakkı hukuki zemine oturtulmuştur. Ormanlarımızın korunması ve mesleğimizin saygınlığının arttırılması amacıyla, ormancılığımız ve mesleğimiz aleyhine yapılan uygulamaların iptalleri için hukuki zeminde mücadelemiz kesintisiz sürmektedir. 2004 yılından beri Odamızın basın-yayın-tanıtım işlerini ve dergimizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü görevini fedakârca yürütmekte olan meslektaşımız Okan ÇANÇİN, bu sayıdan itibaren Sorumlu Yazı işleri Müdürlüğü görevinden ayrılacaktır. Kendisine, göstermiş olduğu bu özverili çalışmalarından dolayı OMO Yönetim Kurulu olarak şükranlarımızı sunarız. Saygılarımızla… Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 3 ODAMIZDAN ROTASYON UYGULAMASINDAKİ HUKUKSUZLUK VE ADALETSİZLİKLERE KARŞI ORMANCILIK MESLEK VE EMEK ÖRGÜTLERİ BİR ARAYA GELDİ Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmeliğinin uygulamaya konulmasıyla; binlerce OGM çalışanı ve bunların aileleri mağdur edilmiştir. Hukuksuz ve adil olmayan atamalarla, çalışanlar resmen “sürgün”e gönderilmektedir. Bu uygulamalara dur demek için Ormancılık alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve sendikalar bir araya gelerek, yaşanan hukuksuzluklara karşı ortak bir mücadele alanı oluşturmaya karar vermiştir. Ormancılık Meslek ve Emek Örgütleri 22.07.2014 günü Ankara’da Orman Mühendis- 4 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 leri Odası toplantı salonunda düzenlenen toplantıya; Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali Küçükaydın, II. Başkan İ. Hakkı Barı, Genel Sekreter İ. Cengiz Metin olmak üzere, platformu oluşturan Türkiye Ormancılar Derneği II. Başkanı Hüsrev Özkara ile Genel Sekreter Hüseyin Çetin, Türk Tarım Orman Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcıları Sebahattin Öztürk, Hüseyin Ateş ve Saadettin Yıldırım, Tarım Or-Kam-Sen Ankara Şube Başkanı Ercan Cömert ile M. Hilmi Yenikurtuluş, Dilşat Özger, Tarım Orman İş Sendikasından Şükrü Durmuş katılmışlardır. Toplantıda ormancılık kamuoyunda yaşanan haksızlıklar karşısında susmamak ve ortak hareket etme konusunda karar almışlardır. Bu bağlamda, öncelikle rotasyon yönetmeliğinin uygulanmasındaki hukuksuzluklara ve adaletsizliklere dair; Mecliste bulunan tüm siyasi partilerin grup başkan vekilleri ile görüşülmesi, - Çalışanları ve kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik ortak bir bildiri kaleme alınması, - Yapılan tayinlerin yönetmeliğe uygunluğunun araştırılması amacıyla bir komisyon kurulması, devamında ise etkin bir mücadele sürecinin yürütülmesi konusunda ortak irade sergilenmesi kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede; Ormancılık Meslek ve Emek Örgütleri Platformu olarak 19 Ağustos 2014 Salı günü saat 13.00 de Orman ve Su işleri Bakanlığı önünde toplanarak uygulamaların protesto edilmesi ve ortak basın bildirisi yayınlanması kararı alınmıştır. ROTASYONLA İLGİLİ OLARAK, ORMANCILIK MESLEK VE EMEK ÖRGÜTLERİ PLATFORMU SİYASİ PARTİ YÖNETİCİLERİNİ ZİYARET ETTİ Orman Genel Müdürlüğünde, rotasyon uygulaması adı altında yapılan hukuka aykırı atamaların kıyıma dönüşmesi üzerine Orman Mühendisleri Odası ve Ormancılık alanında faaliyet gösteren Dernek ve örgütlü sendikalar T.B.M.M. Siyasi Parti Grup Başkan Vekilleriyle görüşmelerde bulunmuşlardır. Orman Genel Müdürlüğü’nün rotasyon uygulaması kılıfı ile yaptığı atamalarda, hak, hukuk, ehliyet, liyakat ve uzmanlığın göz ardı edilerek, özellikle teknik personelin maksatlı bir şekilde görev yerleri deştirilerek değişik illere tayin edilmelerinin çekilmez bir zulüm ve işkenceye dönüştüğü belirtilmiştir. Bu haksız ve hukuksuz uygulamaların durdurulmasını isteyen platform üyeleri, mağdur edilen personelin seslerinin yasama organı olan TBMM’de duyurulması için destek istenmiştir. 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 5 ODAMIZDAN KIYIMA HAYIR... Orman Mühendisleri Odası, Türkiye Ormancılar Derneği, Türk Tarım Orman Sendikası, Tarım Orkam-Sen ve Tarım Orman İş Sendikasınca oluşturulan “Or- 6 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 mancılık Meslek ve Emek Örgütleri Platformu” olarak, Orman Genel Müdürlüğü tarafından, zorunlu rotasyon uygulaması adı altında hukuka aykırı olarak yapılan ata- maları kamuoyuna aktarmak ve yetkililere dur demek için Orman ve Su İşleri Bakanlığı önünde, 19.08.2014 günü “Prof. Dr. Veysel EROĞLU’na Meslek Örgütlerinden Açık Mektup” adı altında basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamamıza Ankara Milletvekilleri Sayın Gökhan GÜNAYDIN ve Sayın İzzet ÇETİN, Platform Üyesi Kuruluşlar, KESK Ankara Şubeler Platformu, Türkiye Kamu Emeklileri Sendikası katılmıştır. Dergimizde tam metnini yayınladığımız “Basın Açıklaması” platform adına Oda Genel Başkanı Sayın Ali KÜÇÜKAYDIN tarafından yapılmıştır. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI Prof. Dr. Veysel EROĞLU’na MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN AÇIK MEKTUP Sayın Bakan, Orman Genel Müdürlüğünde, Rotasyon uygulaması adı altında yapılan tayinler kıyıma dönüşmüştür. Maalesef Bakanlığınız, çalışanlarına zulmeden bir kurum haline gelmiştir. Orman Genel Müdürlüğü; Orman Mühendisleri Odası ve Ormancı Sendikalarca yürütmenin durdurulması ve iptali istemli, Danıştay’da davası devam eden, 13.10.2013 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan “Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine dayanarak, zorunlu rotasyon uygulaması adı altında hukuka aykırı atamalarla adeta kıyım yapılmakta, binlerce çalışan ve aileleri sürgün edilerek mağdur edilmektedir. Atamaları yapan yöneticileriniz durumu izah edememekte, sadece Bakan’ın talimatı diyebilmektedirler. Orman Genel Müdürlüğü; gerçekleştirdiği atamalarda ehliyet, liyakat, mesleki deneyim ve hakkaniyet ilkelerini ihlal etmekte, hukuka aykırılığı açıkça belli olan yönetmelik hükümlerine dahi uymamaktadır. Şöyle ki; 1- Hukuksuzluk örneği olan yönetmelik hükümlerine göre, atama başvuruları Ocak ve Ağustos aylarında yapılması gerekirken; buna dahi uyulmamış, başvuruların önce 23.05.2014, daha sonra 30.05.2014 ve en son 06.06.2014 tarihine kadar yapılması istenerek yönetmelik hükümleri ihlal edilmiştir. 2-Rotasyon belli gruplara uygulanmış, Oda ve bazı sendika temsilcilerinin yapmış oldukları ter- cihler dikkate alınmamış, tercih etmedikleri yerlere sürgün edilmiş, tercih ettikleri yerlere ise daha düşük puanlı yandaşlar atanmıştır. 3-Atamaların 4’üncü ve 3’üncü bölgelerden başlayarak yapılması gerekirken; malum sendikanın baskısıyla bu kural ihlal edilmiş, onurlu duruş sergileyen kıdemli teknik personel 4’üncü bölgeye atanırken, yeni işletme müdürü olan bazı yandaşlar himaye edilerek 1’inci bölgeye atanmıştır. 4- Bazı meslektaşlarımız rotasyon kapsamında olmadıkları halde, demokratik haklarını kullanırlarken onurlu duruş göstermeleri nedeniyle rotasyon uygulaması adı altında keyfi atamalara tabi tutulmuşlardır. Orman idaresince; bu şekilde haksızlığa uğrayan meslektaşlarımızın itirazlarına karşın “gidin hakkınızı mahkemelerde arayın” biçiminde aymazca cevaplar verilmekte, meslektaşlarımız ve ailelerine zulüm yapılmaktadır. 5- Orman Genel Müdürlüğünün geçmiş yönetimleri, ormanların yangınlardan olumsuz etkilenmemesi için, orman yangını mevsiminde tüm atamaları yazılı emir ile durdururlar iken; günümüzün yöneticileri, yangınlar açısından en kritik günlere girdiğimiz bu dönemde, meslektaşlarımızın yangın tecrübesi olup olmadığına bakılmaksızın atamalar yapmakta, ormanların geleceğini tehlikeye sokmakta ve adeta 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 7 yangının üzerine körükle gitmektedirler. Böylece Orman idaresinin yöneticileri, kıyım derecesine varan bu atamaları ile orman yangınları açısından çok büyük risk üstlenmekte ve yangınların çıkış nedenlerini kamuoyuna açıklayamayacak biçimde vebal altında kalmaktadırlar. 6-Orman Genel Müdürlüğü; Meslek örgütlerimizin Danıştay’da açtığı iptal davaları sonucunda yürürlükleri durdurulan atama yönetmeliklerinden kaçınmak için, yönetmelikle yapılması gereken ilk defa işletme müdürü yardımcılığı, işletme müdürlüğü, bölge müdür yardımcılığı ve bölge müdürlüğüne yapılacak atamaları, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanuna aykırı olarak yürürlüğe koyduğu 3.1.2014 tarih ve 7 no’lu Bakanlık oluru ile yapmaya başlamıştır. Meslek örgütlerimiz; hukuka aykırılığı açık olan bu olurun da iptali için Danıştay 2 inci Dairesinde dava açmış ve davada verilen 17.6.2014 tarih ve E:2014/1289 sayılı kararda, “Kamu görevlilerinin atanma ve görevde yükselmelerine ilişkin koşulların kariyer ve liyakat ilkeleri ile yürütülen kamu hizmetinin niteliği, görevin önem ve özelliğinin birlikte değerlendirilerek üst hukuk kurallarına uygun olarak objektif koşullara bağlanması ve genel düzenleyici işlem olan yönetmeliklerle düzenlenmesi gerekmekte olup, yönetmelik ile düzenlenesi gereken personele ilişkin esasların YÖNERGE VE OLURLA DÜZENLENMESİNE OLANAK BULUNMAMAKTADIR.” denilerek 3.1.2014 tarihli ve 7 nolu Bakanlık olurunun yürütmesi durdurulmuştur. Hukuken yok hükmünde olan bu Bakanlık oluru ve bu olurun içinde yer alan diğer Bakanlık oluruna dayanarak; ilk defa işletme müdürü yardımcılığı, işletme müdürlüğü, bölge müdür yardımcılığı ve bölge müdürlüğüne yapılan yandaş atamaları derhal iptal edilmeli, hukuksuz düzenlemeyi çıkaranlar ile bu olura dayanarak atama yapan ilgililer hakkında soruşturma başlatılmalı, bu atamalar nedeniyle uğratılan Devlet zararları sorumlulardan tazmin edilmelidir. 8 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 Sayın Bakan, Göreve geldiğinizden buyana uyguladığınız politikalar, ormancıların aleyhine tabloyu çok ağırlaştırmış ve ormancılık kamuoyunda ormancıları sevmeyen ve üvey evlat muamelesi yapan bakan olarak algılanmanıza sebep olmuştur. Ormancılar yersiz yurtsuz bırakılmış, ormanların aleyhine Anayasaya aykırı birçok mevzuat çıkarılmış, çalışanlarınız bir türlü huzur bulamamış, meslek örgütleri hedef alınmıştır. Sayın Bakan, şimdi sormak istiyoruz; - Bakanlığınıza bağlı diğer bağlı kuruluş genel müdürlüklerinde, Orman Genel Müdürlüğüne benzer rotasyon uygulaması var mıdır? - OGM de liyakatsiz ve yeterli bilgiye sahip bulunmayan personel yöneticilerince hazırlanan mevzuat yüzünden yıpranmanız ve ormancılık meslek kamuoyunda irtifa kaybetmeniz sizi rahatsız etmiyor mu? - Bu haksız ve hukuksuz personel atamaları ile kurallara uyulmadan düzenlenen hukuk dışı atama ve yer değiştirme mevzuatını gerçek uzmanların görüşlerini alarak yeniden değerlendirmeyi düşünmez misiniz? Sayın Bakan Ormancılık Meslek Örgütleri Platform olarak, hukuka aykırı şekilde kıyıma uğrayan ormancılık çalışanı meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu ve hukuki zeminde haklarını sonuna kadar savunacağımızı, yapılan bu zulmü, çalışanlarına reva görenlerle mücadele edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. 19.08.2014 TMMOB ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI (OMO) TÜRKİYE ORMANCILAR DERNEĞİ (TOD) TÜRK TARIM ORMAN-SEN TARIM ORKAM-SEN TARIM ORMAN İŞ SENDİKASI 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 9 ODAMIZDAN MESLEKTAŞLARIMIZA YÖNELİK YÜRÜTÜLEN HAKSIZ, HUKUKSUZ UYGULAMALARA KARŞI HUKUK MÜCADELEMİZE DEVAM EDİYORUZ Od Odamızın Danıştay’da Açtığı İptal Davasında Yd. Kabul Kararı Verildi. Buna Göre İlk Defa İşletme Müdür YarKa dımcılığı Ve İşletme Müdürlüğüne Yapılacak Atamaları dım Düzenleyen 3/1/2014 Tarihli Ve 7 Nolu Bakanlık OluruDü nun Yürütmesi Durduruldu. nu Orman Genel Müdürlüğünde, ilk kez orman işletme müdür yardımcılığı ile orman işletme müdürlüğü kadrolarına yapılacak atamalar; Odamızın Danıştay’da açtığı davalar sonucunda, hukuka aykırılıkları nedeniyle yürürlükDa leri sürekli olarak durdurulan OGM Personel Atama ve Yer Değiştirme Yönetler meliklerinden kaçınarak yapmak için, 657 sayılı Yasaya göre yeni yönetmelik m çıkarmak yerine, bu Yasaya aykırı olarak düzenlenen ve Resmi Gazetede yaçık yımlanmadığı için de aleniyeti olmayan, gizli 3/1/2014 tarihli ve 7 sayılı Bayı kanlık Oluru ile yapılmakta ve yandaşlar sessiz bir şekilde iyi yerlerdeki anılan ka makamlara yerleştirilmekteydi. m Hukuka aykırı bu belgeyi öğrendikten sonra, meslektaşlarımızın haklarınnı korumak için, yürürlüğün durdurulması ve iptali için Odamızca Danıştay’da ddava açılacağı haberi ile bahsedilen Bakanlık Oluru Odamızın internet sayfası hhaberler bölümünde 11/3/2014 günü sayfanın meslektaşlarımız ile paylaşmıştır. m Odamız, hukuka aykırılığı açık olan bu olurun iptali için Danıştay 2 inci Dairesinde dava açmış ve davada verilen 17/6/2014 tarih ve E:2014/1289 sayılı kararda, “Kamu görevlilerinin atanma ve görevde yükselmelerine ilişkin koşulların kariyer ve liyakat ilkeleri ile yürütülen kamu hizmetinin niteliği, görevin önem ve özelliğinin birlikte değerlendirrilerek üst hukuk kurallarına uygun olarak objektif koşullara bağlanması ve genel düzenleyici işlem olan yönetmeliklerle düzenlenmesi gerekmekte olup, yönetmelik ile düzenlenesi gereken personele ilişkin esasların YÖNERGE VE OLURLA DÜZENLENMESİNE OLANAK BULLUNMAMAKTADIR.” belirtilerek 3/1/2014 tarihli ve 7 nolu Bakanlık olurunun yyürütmesi durdurulmuştur. Bu Danıştay kararına dava konusu olan ve Odamızın 11/3/2014 tarihli internet haberinin ekindeki 7 nolu Bakanlık olurunun içinde; ilk defa orman in bbölge müdür yardımcılığı ile orman bölge müdürlüğüne yapılacak atamalara ddair Bakanlık oluruna da atıfta bulunularak uygulamanın aynen devam etmesi belirtilmiştir. Bu nedenle, bu YD kabul kararı ile bu olurun da yürütmesi durdube rulmuş olmaktadır. ru Odamızın talebi doğrultusunda verilen bu YD kabul kararından açıkça anlaşılacağı üzere; 7 nolu Bakanlık oluruna dayanarak, ilk kez işletme müdür an yardımcısı, işletme müdürü, bölge müdür yardımcısı görevlerine atanan ve hakya kının ihlal edildiğini düşünen meslektaşlarımız için atama olurlarının iptaline kın yönelik olarak idare mahkemelerinde dava açabilmelerine hukuki yönden imyön kan sağlanmış olmaktadır. Zira yönetmeliğe dayalı olarak yapılmayan bir atama huk hukuken yok hükmündedir. Odamız; bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da mesleğimiz ve meslekt lektaşlarımızın hak ve hukuklarını korumaya aralıksız devam edecektir. Kararın mes mesleğimize ve meslektaşlarımıza hayırlı olması dileklerimizle kamuoyuna saygı ile duyurulur. d 10 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 ODAMIZDAN BİR HUKUK ZAFERİ DAHA… DANIŞTAY SON NOKTAYI KOYDU “Orman Mühendisleri; Sadece Orman Alanlarında De Değil, Yetiştikleri Yerlere Bakılmaksızın Tüm Orman Bitkil kilerine Reçete Yazmaya Yetkilidir.” Odamız; orman bitkilerine arız olan zararlılarla yapılacak mücadelede, ger gerekli olan bitki koruma ürünlerinin reçeteye yazılmasındaki yetkinin, orman mü mühendislerine ait olduğu tezini sürekli olarak savunmuştur. Bu amaçla Gıda Tar Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yürürlüğe konulan ve bu yetkilerimizi ziraat m mühendislerine veren “Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği”nin ilgili maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’da davalar açmıştır. Bu davalara ait du süreçler, yapılan hukuk mücadeleleri, Odamızın internet sayfasında 26.7.2013 sü vve 25.9.2013 tarihlerinde yayımlanan haberlerde meslektaşlarımızla ppaylaşılmıştır. Bu haberler halen Odamızın internet sayfasında mevcuttur. Bu haberlerde; Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Odamıza görüş iiçin gönderdiği taslakta belirttiğimiz hususları dikkate alacak biçimde hhazırlayacağı “Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı” nı Resmi Gazete’de yayımlamak yerine, kelime oyunları yaparak kolaycılığa kaçıp, Danıştay kararı ile de tescil edilen, ‘5531 Sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun’daki mesleki haklarımızı tam olarak karşılamayan, “orman bitkisi” ibaresi yerine “orman alanları” ibaresinin kullanıldığı, 24/9/2013 tarihli ve 28775 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ““Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Değişikliği”nin iptali için dava açacağımız belirtilmiştir. Anılan iptal davası, Danıştay 10. Dairesinde E:2013/7659 sayılı Dosya açılmıştır. Bu davada; Danıştay 10. Dairesinin verdiği 29.4.2014 tarih ve E:2013/7659 ssayılı karar ile mesleki haklarımızı daraltan dava konusu Yönetmeliğin 1. M Maddesinde yer alan “c) Sadece ormanlık alanlardaki zararlı organizmalara kkarşı kullanılan bitki koruma ürünlerini reçeteye yazmak üzere,”düzenlemesinin yyürütmesi durdurulmuştur. Böylece haklılığımız tescillenmiştir. Danıştay 10. Dairesinin 29.4.2014 tarih ve E:2013/7659 sayılı YD kabul ka kararında dikkat çekici şu ifadelere yer verilmiştir. Söyle ki; “… Bununla birlikte, Orman Mühendislerinin, bitkilere musallat zararlı or organizmalarla mücadele (bu arada reçete yazma) hizmetlerinde, mesleki ye yetkilerinin sınırlarını çizen “orman zararlıları” kavramı, “ormanlık alanlardaki” “o “orman bitkilerini” etkileyen zararlıların yanında, “ormanlık alanların dışındaki ala alanlarda” bulunan “orman bitkilerini” etkileyen zararlıları da ifade etmektedir. Baş Başka anlatımla, orman mühendislerinin, ormanlı alanlarda veya ormanlık ala alanlar dışındaki alanlarda bulunan tüm orman bitkilerini, etkileyen zararlılarla mü mücadele (bu arada reçete yazma) hizmetlerde münhasır yetkili olduklarının kab kabulü gerekmektedir.” Nitekim Danıştay 10. Dairesinin 20.1.2014 tarihli, E:2013/7659 ara kara kararı ile davalı idareye yöneltilen, dava konusu düzenleme yapılırken “orman 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 11 ODAMIZDAN bitkileri” kavramı yerine “ormanlık alanlar” kavramının kullanılmasının nedenlerinin ne olduğuna ilişkin sorunun, davalı idarece verilen 19.3.2014 tarihli (savunma ve) ara kararına cevap dilekçesinde yanıtsız bırakıldığı görülmektedir. Bu durumda, ormanlık alanlarda veya ormanlık alanların dışındaki alanlarda bulunan tüm “orman bitkilerini” etkileyen zararlılarla mücadele ve reçete yazma hizmetlerinde münhasıran yetkili olduğu anlaşılan orman mühendislerinin, bitkilere musallat zararlı organizmalarla mücadele ve reçete yazma hizmetlerinde, mesleki yetkilerinin “orman bitkileri” kavramı yerine, “ormanlık alanlar” kavramı ile sınırlandırılmasına ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka uyarlılık görülmemektedir. Öte yandan, davanın konusunu oluşturmamakla birlikte, olması gereken hukuk bakımından, 21.4.2011, 27912 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan ‘Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te, ziraat mühendislerinin ilaç önerisinde bulunma (reçete yazma) faaliyetin ilişkin yetkilerinin, sadece tarım ürünlerin etkileyen her türlü hastalık ve zararlılarla sınırlı olduğu yönünde bir kurala; zararlı organizmalarla yapılacak mücadelenin hem orman hem tarım sahalarını ilgilendirmesi halinde, ziraat mühendisleri ile orman mühendislerinin reçete yazma (ilaç önerisinde bulunma) faaliyetine ilişkin mesleki yetkilerinin sınırlarını belirleyen bir düzenlemeye yer verilmesi gerekirken, bunların yapılmamış olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde ön görülen koşulların bu aşamada gerçekleştiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü ile 24.9.2013 tarihli, 28775 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Değişikliğin 1. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına… 29.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” Denilmek suretiyle, mesleki haklarımızın ihlaline dur denildiği gibi, diğer taraftan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na da, bu konuda yapması gereken yeni yönetmelik düzenlemesi hakkında yol gösterici hukuki uyarıda bulunulmuştur. Danıştay 10. Dairesinin 29.4.2014 tarihli E:2013/7659 sayılı YD kabul karar metni ektedir. Mesleki haklarımızın ihlaline neden olacak düzenlemelerin kaldırılması ve haklarımızın verilmesi için, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her zeminde hukuk mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Meslek kamuoyuna duyurulur. Saygılarımızla. ODA YÖNETİM KURULU 12 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 KAMU KURUMLARININ, 5531 SAYILI KANUNA YÖNELİK ORMAN MÜHENDİSLİĞİ HİZMET ALIMLARINDAKİ YANLIŞ UYGULAMALARI VE YAPILMASI GEREKENLER Eşref GİRGİN Orman Yük. Müh.&İşletmeci Orman Müh. Odası AR-GE Merkezi Başkanı Orman Mühendisleri, Orman Endüstri Mühendisleri ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendislerinin mesleki faaliyet konuları ile bu konulara ilişkin mesleki hak, yetki ve sorumlulukları; 29.6.2006 tarihli ve 5531 sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanunda sayılarak belirlenmiş ve yasal güvenceye alınmıştır. Kanunun 4 üncü maddesinde, her üç mühendislik disiplininin mesleki faaliyet konuları ayrı ayrı belirlenmiştir. Bu hak ve yetkilerin kullanılması, Kanunun 4 üncü maddesindeki mesleki faaliyet konuları ile sınırlı olmak üzere Kanunun 5 inci maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu Kanunun uygulanmasına dair ikincil mevzuatın hazırlanması, yürürlüğe konulması ve uygulamanın koordinasyonu Yasayla Orman Mühendisleri Odasına verilmiştir. Orman Mühendisleri Odası; Çevre ve Orman Bakanlığı’nın (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) görüşlerini alarak, üç adet uygulama yönetmeliğini Resmi Gazete’de yayınlamış, bu Yönetmeliklere ilişkin beş adet alt düzenlemeyi Oda Yönetim Kurulu kararıyla yürürlüğe koymuş ve birçok uygulamaya yönelik genelgeyi de ilgili kurum ve kuruluşlara göndermek suretiyle bilgi aktarımı yapmıştır. Tüm bu çabalara karşın, 5531 sayılı Kanuna yönelik Orman Mühendisliği hizmet alımlarında; az bir istisnanın dışında, başta orman idaresi olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında, 5531 sayılı Kanun ve ikincil mevzuat hükümlerini dikkate alan ve 4734 sayılı Kanuna tam uygun ihale yapılmamaktadır. Bunun en önemli sebebinin yeterli bilgiye sahip olunmadığı ve çok az bir kısmının da subjektif nedenlerden kaynaklandığı görülmektedir. 1. Orman Mühendisliği Hizmet alımlarının yasal dayanakları Orman Mühendisliği mesleki hizmetlerinin, 4734 sayılı Kanuna göre, meslek mensupluğu özel mevzuatına uygun olarak satın alınmasının yasal dayanakları; 29.06.2006 tarihli ve 5531 sayılı Kanun (8/7/2006 tarih ve 26222 sayılı Resmi Gazete); “Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Serbest Yeminli Meslek Mensupları Tüzüğü” (24/7/2009 tarih ve 27298 sayılı Resmi Gazete); “Orman, Orman Endüstri ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisleri İle Serbest Meslek Bürolarının Çalışma Alanlarına Dair Yönetmelik” (10/10/2009 tarih ve 27372 sayılı Resmi Gazete); “Ormancılık ve Orman Ürünleri Bürolarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği” (08/04/2009 tarih ve 27194 sayılı Resmi Gazete); “5531 Sayılı Kanunun 4 Maddesindeki Mesleki Faaliyet Konuları İle 5 İnci Maddedeki Mesleki Haklara Yönelik Hizmetleri Satın Alma Ve Meslek Mensubu İstihdamına İlişkin Usul Ve Esasların Belirlenmesine Dair 3/A Nolu Alt Düzenleme” (OMO Yön.Kur. 30/5/2013 tarih ve 114/4 sayılı kararı) olarak özetlenebilir. Bu mevzuat hükümleri mesleki hizmet satın alınması bağlamında irdelendiğinde; orman mühendisliği mesleki faaliyet konularının, 5531 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi 1 inci fıkrası (a) bendinde 19 alt bent halinde belirlendiği, Kanunun 5 inci maddesinde bu mesleki faaliyet konularına ilişkin hak, yetki ve sorumlulukların düzenlendiği, Kanunun 7 inci maddesinde bu hak ve yetkilerin ancak meslek mensuplarının kurdukları serbest ormancılık büroları ile ortaklarının tamamı meslek mensubu olan ormancılık şirketleri kanalıyla kullanılabileceği görülmektedir. Bu Kanunun uygulanmasına yönelik olarak hazırlanan tüzük, yönetmelikler ve alt düzenlemede, mesleki faaliyet konuları ile hak ve yetkilerin açılımları, hizmet satın alınması esasları düzenlemiştir. Buna göre; Kanunun Serbest ormancılık ve orman ürünleri büroları başlıklı 7 inci maddesindeki “Odaya kayıtlı ve ruhsatlı meslek mensupları, 4 üncü maddede sayılan ve sınırları yönetmelikle belirlenen faaliyet konularında; … serbest ormancılık büroları ile serbest orman ürünleri büroları kurabilirler. … ormancılık ve orman ürünleri büroları, ortaklık bürosu ya da şirket şeklinde birleşebilirler. … Ormancılık ve orman ürünleri bürolarının kuruluş ve çalışma esasları Oda tarafından hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.”hükmüne göre, bu konularda çalışma yapmak üzere, tamamı orman mühendislerinden oluşan şirket ve bürolar kurularak faaliyete geçmiştir. Tüzüğün 11 inci maddesi 3 üncü fıkrasında, ”(3) Bürolar ve şirketler dışında, 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 13 ODAMIZDAN Kanundan ve bu Tüzükten kaynaklanan hak ve yetkiler kullanılamaz.” 5531 sayılı Kanundan kaaynaklanan hak ve yetkilerin kullanılamayacağı belirtilmiştir. Kamu tüzel kişilerinin, yurtiçi serbest piyasadan satın almaya ihtiyaç duydukları mal, yapım, danışmanlık ve hizmet alımlarına ilişkin mesleki konuları; Bakanlığın uygun görüşleri ile çıkarılan “Orman, Orman Endüstri ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisleri İle Serbest Meslek Bürolarının Çalışma Alanlarına Dair Yönetmeliğin” 10 uncu maddesindeki “(1) ormancılık ve orman ürünleri büroları ile bu konularda çalışan şirketlerden satın alabilirler.” ve 11 inci maddesindeki “(1) Serbest meslek mensupları, Kanun ve bu Yönetmelikte belirtilen konulara ilişkin hak, yetki ve çalışmalarını SERBEST ORMANCILIK ve serbest orman ürünleri BÜROLARI İLE ŞİRKETLER DIŞINDA KULLANAMAZLAR.” hükümlere göre serbest ormancılık büroları şirketlerinden satın almak zorundadırlar. Yine aynı Yönetmeliğin, 84 üncü maddesinde ki “(1) Ormancılık, orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisine ilişkin plan ve projeler hazırlanır ve bu projeler uygulanır.”, Raporlar hazırlamak başlıklı 98 inci maddesinde ki “(1) Ormancılık, orman endüstrisi ve ağaç işleri endüstrisine ilişkin olarak gerçek ve tüzel kişilerin ihtiyaç duydukları her türlü, teknik, idari ve benzeri raporlar hazırlanır.” hükümlerine göre, mesleki faaliyet konularına ilişkin amenajman planı, yol ağı planı, uzun devreli gelişim planı, yaban hayatı gelişim planı, ağaçlandırma projesi, izin-irtifak raporları, maliyet analiz raporları vb. plan, proje ve raporların, orman mühendis unvanlı meslek mensuplarının kurdukları büro ve şirketlerce yapılabileceğine amirdir. Ormancılık ve Orman Ürünleri Bürolarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği’nin 12 inci maddesinde ki “(1) Meslek mensupları, mesleki faaliyetlerini serbest icra etmeleri halinde, ormancılık ve orman ürünleri büroları açmak zorundadırlar…” ve 33 üncü maddesinde 14 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 ki (1) Mesleğin konusuna giren işleri, serbest meslek faaliyeti olarak yalnız mesleki faaliyette bulunan meslek mensupları yapabilir.” hükümlerine göre, Orman Mühendisliği hizmetleri ruhsatlı meslek mensupları tarafından serbest ormancılık büro ve şirketlerinde yapılabilecektir. Orman Mühendisleri Odasınca, bu Yönetmeliklere dayanarak yürürlüğe konulan ve yukarıda anılan 3/A nolu Alt Düzenlemede; danışmanlık hizmeti niteliğindeki, 5531 sayılı Kanunun 4/1-(a) maddesinde sayılan mesleki faaliyet konuları ile bu konulara ilişkin, Kanunun 5 inci maddesindeki hak ve yetkilerin, bu konulardaki danışmanlık hizmet sunucuları Orman Mühendislerince kullanılacağı belirtilmiştir. Bu mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiklerinde; Orman Mühendisliği mesleki faaliyet konularına ilişkin mühendislik hizmet alımlarının, ruhsatlı meslek mensuplarının kurdukları serbest ormancılık büroları ile şirketlerinden satın alınabileceği, başka şekilde yapılacak alımların yasal olmayacağı anlaşılmaktadır. 2. Orman Mühendisliği hizmet alımlarının 4734 sayılı Kanununa göre irdelenmesi Kamu kurumları mal, hizmet ve yapım işlerine dair satın alma işlemlerini, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ikincil mevzuatına uygun olarak yapmak zorundadır. 5531 sayılı Kanunda belirtilen ve Orman Mühendisliği mesleği açısından yasal güvenceye alınan mesleki hizmetlerin, 4734 sayılı Kanuna göre yapılacak satın almalarda dikkate alınması zorunlu olduğundan, ihale mevzuatındaki bazı düzenlemeleri hatırlatmak gerekmektedir. Buna göre; Tüm mühendislik hizmetleri danışmanlık hizmeti olup, bu hizmetler ancak ilgili danışmanlık hizmet sunucularından alınması gerekmektedir. (4734 SK. Md:48) 5531 sayılı Kanunun 4 üncü ve 5 inci maddelerinde mesleki faaliyet konularına ilişkin mühendislik hizmetleri danışmanlık hizmetidir. (Kamu İhale Genel Tebliği Md:64) Orman Mühendisliği mesleki hizmetleri, 4734 sayılı Kanunda belirtilen ihale usullerinden biri kullanılarak serbest ormancılık büro ve şirketlerinden satın alınabilir. (OMO Çalışma Alanları Yön.) İhale dokümanları arasında yer alan oda kayıt belgesi, yaklaşık maliyet tutanağı, idari şartname, teknik şartname, sözleşme taslağı ve ihale ilanı hazırlanırken ilgili özel mevzuat hükümleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Şöyle ki; a) Oda kayıt belgesi; 4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine göre, isteklinin mesleki ve teknik yeterliğinin belirlenmesi için, mevzuatı gereği ilgili odaya kayıtlı olarak faaliyette bulunduğunu ve teklif vermeye yasal olarak yetkili olduğunu kanıtlayan belgedir. (4734 Sk. Md:10, İdari Tip Şartname Md:7) 5531 sayılı Kanuna dair Orman Mühendisliği danışmanlık hizmet alımlarında; Odaya kayıtlı ve tescilli, yıllık vizeleri yapılmış, serbest ormancılık büroları ile şirketleri teklif verebilirler. Onun için Oda kayıt belgesi Orman Mühendisleri Odasından alınacaktır. b) İhale şartnameleri; 4734 sayılı Kanunun 12 inci ve Hizmet Alımları İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 41 üncü maddelerine göre, her ihaleli iş için, idarelerce idari şartname düzenlenmesi zorunlu olup, gerekli olması halinde teknik şartname de düzenlenecektir. Tip idari şartnamede boş bırakılan veya dipnota alınan hususlar, işin özelliğine göre 4734 sayılı Kanun, 4735 sayılı Kanun ve diğer özel mevzuat hükümlerine aykırı olmayacak şekilde düzenlenecektir. İdare; tip idari şartnamede düzenlenmeyen, ancak işin özelliğine göre düzenlenmesine gerek duyulan hususları, 4734 ve 4735 sayılı Kanunlar ile diğer mevzuat hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla, maddeler halinde hazırlayarak “Diğer Hususlar” bölümüne yazabilir. (Hiz.Al.İh. Uy.Yön.Md:14) Bu mevzuat bağlamında, 5531 Sayılı Kanuna dair satın alınacak ame- najman planı, yol ağı planı, silvikültür planı, uzun devreli gelişim planı, entegre havza planı, yaban hayatı gelişim planı, gelişim planı, ağaçlandırma projesi, mesire yerleri projesi, çeşitli teknik raporlar, mesaha işleri, silvikültürel çalışmalar ve benzer danışmanlık hizmeti nitelikli Orman Mühendisliği hizmetlerinin, Danışmanlık Hizmet Alımı İhale Uygulama Yönetmeliği ve Hizmet Alımı İhale Uygulama Yönetmeliğine göre yapılacak Danışmanlık Hizmet alımlarına dair idari tip şartnamelerin boş maddelerine aşağıdaki ifadeler yazılmalıdır. Buna göre idari tip şartnamenin; “Madde 7- İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” maddesinin altındaki “7.1. İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeleri teklifleri kapsamında sunmaları gerekir” alt başlıklı 7.1.(h) bendine, 9 nolu dip nottaki açıklamalar ışığında aşağıdaki ifadeler yazılmalıdır. “İhale konusu iş, 29/6/2006 tarihli ve 5531 sayılı “Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç işleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun”un 4 üncü maddesi 1 inci fıkrası (a) bendi kapsamına giren orman mühendisleri ile orman yüksek mühendislerinin uygulamalı mesleki faaliyet konularından ve 5 inci maddesindeki hak ve yetkilerden olması, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 48 inci maddesi ve Kamu İhale Genel Tebliği’nin 64 üncü maddesi uyarınca danışmanlık hizmeti niteliğindeki mühendislik konularının, 5531 sayılı Kanuna göre Orman Mühendisleri Odasınca yetkilendirilen, danışmanlık hizmet sunucuları orman mühendisi ve orman yüksek mühendisi unvanlı meslek mensuplarının 5531 sayılı Kanunun 7 inci ve 8 inci maddelerine dayanarak düzenlenen 8/4/2009 tarihli ve 27194 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, “Ormancılık ve Orman Ürünleri Bürolarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği” nin 12 inci ve 13 üncü maddelerine göre kurdukları, Orman Mühendisleri Odasından tescilli, Serbest Ormancılık Büroları, Serbest Yeminli Ormancılık Büroları, Ortak- lık Büroları, Serbest Ormancılık Şirketleri ve Serbest Yeminli Ormancılık Şirketlerinin teklif vermeye yasal olarak yetkili olduğunu kanıtlayan belgeler olarak; - Gerçek kişi olması halinde; ilk ilan tarihinin ya da ihale veya son başvuru tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, mevzuatı gereği kayıtlı olduğu ilgili meslek odası hükmünden “Orman Mühendisleri Odasının”, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belgeden de, orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi unvanlı meslek mensubunun Odaya kayıtlı, ruhsatlı ve çalışanlar listesine kayıt bilgilerini içeren ve ihale konusu iş için düzenlenmiş “Oda kayıt belgesi”, - Tüzel kişi olması halinde; tüzel kişinin “Ormancılık ve Orman Ürünleri Bürolarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği” nin 12 inci ve 13 üncü maddelerine göre kurulmuş, Orman Mühendisleri Odasından tescilli “Serbest Ormancılık Şirketi” veya “Serbest Yeminli Ormancılık Şirketi” veya “Serbest/Serbest Yeminli Ormancılık ve Orman Ürünleri Şirketi” olmak koşuluyla, mevzuatı gereği kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan tarihinin ya da ihale veya son başvuru tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış “tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge”, Yine aynı maddenin, “7.5. Mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler” alt başlıklı, 7.5.1 ve 7.5.2 nolu bentlerine de aşağıdaki ifadeler yazılmalıdır. “7.5.1- İsteklinin gerçek kişi olması halinde; 5531 sayılı Kanun uyarınca, orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi unvanlı meslek mensuplarının mesleki haklarını kullanılma şartı olan ve mesleki uzmanlık konularının belirtildiği, yıllık vizesi yapılmış “Serbest Meslek Mensubu Ruhsat Belgesi” veya yıllık vizesi yapılmış “Serbest Yeminli Meslek Mensubu Ruhsat Belgesi”, “Serbest Ormancılık Bürosu Tescil Belgesi” veya “Serbest Yeminli Ormancılık Bürosu Tescil Belgesi” veya “Ortaklık Büroları Tescil Belgesi” “7.5.2- İsteklinin tüzel kişi olması halinde; Orman Mühendisleri Odasından alınmış “Serbest Ormancılık Şirketi Tescil Belgesi” veya “Serbest Yeminli Ormancılık Şirketi Tescil Belgesi” veya “Serbest/ Serbest Yeminli Ormancılık ve Orman Ürünleri Şirketi Tescil Belgesi” ile bu şirketlerin orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi unvanlı meslek mensubu ortaklarının Oda üyesi kaydı, ruhsatlı ve çalışanlar listesine kayıt bilgilerini içeren ve “İhale konusu iş için düzenlenmiş Oda kayıt belgesi”, c) Teknik şartname; 5531 sayılı Kanuna göre yapılacak mesleki hizmetler teknik karakterli işler oldukları için, teknik şartname düzenlenmesi gerekmektedir. ç) İş tanımı; şartnamelerde iş tanımına dair maddeler, ilgili mevzuatında yer alan hizmetleri yoruma bırakmayacak şekilde tanımlanarak doldurulacaktır. d) Sözleşmeler; yapılan bütün ihaleler sözleşmeye bağlanır. Sözleşmeler idarece hazırlanır ve ihale yetkilisi ile yüklenici tarafından imzalanır. (4734 SK. Md:46) Tip sözleşmede boş bırakılan veya dipnota alınan hususlar, işin özelliğine ve sözleşme türüne (götürü bedel/birim fiyat) göre 4734 ve 4735 sayılı Kanunlar ile diğer mevzuat hükümlerine aykırı olmayacak şekilde düzenlenir. (Hiz.Al.İh.Uy.Yön.Md:17) İdare, tip sözleşmede düzenlenmeyen, ancak işin özelliğine göre düzenlenmesine gerek duyulan hususları, 4734 ve 4735 sayılı Kanunlar ile diğer mevzuat hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla, maddeler halinde düzenleyerek “Diğer Hususlar” bölümüne ekleyebilir. Tip Sözleşme tasarısının “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları” başlıklı 22 inci maddesinde, “22.1. Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” denilmek suretiyle, ihale konusu işe ait ilgili 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 15 ODAMIZDAN mevzuatın emredici hükümlerine uyulmasının zorunluluğu belirtilmiştir. Onun için, tip sözleşme tasarısının “Diğer hususlar” başlıklı 36 ıncı maddesine, ihale konusu işte çalıştırılacak olan Orman Mühendislerinin Odaya kayıtlı, yetkili, ruhsatlı meslek mensubu olmaları gerektiği hususları yazılacaktır. Sözleşme tasarısı imzalanmadan önce de yerine getirmeleri sağlanacaktır. Yüklenici; tip Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 10 uncu maddesinde yer alan “Sözleşmede, işyerinde çalıştırılması gereken personel sayısının belirtildiği hallerde, yüklenici, belirtilen sayıda personeli işyerinde bulundurmak zorundadır. Yüklenici işlerin yürütülmesinde, gerektiği şekilde eğitim ve öğretim görmüş, diplomalı, sertifikalı vb. personeli çalıştıracak ve bunları her zaman diğerlerine tercih edecektir.”hükmü uyarınca, sözleşmede sayısı, nitelikleri ve Oda belgelerine sahipliliği konularını yerine getirmesi mutlaka sağlanmalıdır. e) İhale ilanları; ihaleye dair dokümanlarda yer verilen ve aranan hususların ilanda yer alması gerekmektedir. Şartnamelerde bulunmayan hususlara ilanda yer verilmez. İhale konusu iş için gerekli olan ilanlar; 4734 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin 21 inci maddesinde ki “(1) İhale ve ön yeterlik ilanı, Kanunun 13 üncü maddesindeki hükümlere göre bu Yönetmeliğin ekinde yer alan standart formlar kullanılarak yayımlanır. İhale veya ön yeterlik ilanlarında yer alan bilgilerin, ihale veya ön yeterlik dokümanını oluşturan belgelerdeki düzenlemelere uygun olması gerekir. İhale ve/veya ön yeterlik dokümanında belirtilmeyen hususlara, ihale ve ön yeterlik ilanında yer verilemez.”hükümleri veya ilgili ihale yönetmeliklerinin ilana ilişkin maddeleri uyarınca ilanın ihale dokümanına uygun olmalıdır. Bu mevzuat bağlamında, 5531 Sayılı Kanuna dair satın alınacak amenajman planı, yol ağı planı, silvikültür planı, uzun devreli gelişim planı, en- 16 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 tegre havza planı, yaban hayatı gelişim planı, gelişim planı, ağaçlandırmam projesi, mesire yerleri projesi, çeşitli teknik raporlar, mesaha işleri, silvikültürel çalışmalar ve benzer danışmanlık hizmeti nitelikli Orman Mühendisliği hizmetlerinin, Danışmanlık Hizmet Alımı İhale Uygulama Yönetmeliği ve Hizmet Alımı İhale Uygulama Yönetmeliğine göre yapılacak Danışmanlık Hizmet alımı ilanına ait “Standart form KİK 002.1/H ilan” formların 4 üncü maddesi ile diğer hususlar bölümünde aşağıdaki ifadeler yazılmalıdır. Buna göre standart ilan formundaki; “4- Ön yeterlik değerlendirmesine katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile ön yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.3- Teknik yeteneğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1- İsteklinin organizasyon yapısına ve personel durumuna ilişkin belgeler İsteklinin kendisinin veya yönetici kadrosu ile işi yürütecek teknik personelin eğitimi ve mesleki niteliklerini gösteren belgeler: İsteklinin gerçek kişi olması halinde; 5531 sayılı Kanun uyarınca, orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi unvanlı meslek mensuplarının mesleki haklarını kullanılma şartı olan ve mesleki uzmanlık konularının belirtildiği, yıllık vizesi yapılmış “Serbest Meslek Mensubu Ruhsat Belgesi” veya yıllık vizesi yapılmış “Serbest Yeminli Meslek Mensubu Ruhsat Belgesi”, “Serbest Ormancılık Bürosu Tescil Belgesi” veya “Serbest Yeminli Ormancılık Bürosu Tescil Belgesi” veya “Ortaklık Büroları Tescil Belgesi” İsteklinin tüzel kişi olması halinde; Orman Mühendisleri Odasından alınmış “Serbest Ormancılık Şirketi Tescil Belgesi” veya “Serbest Yeminli Ormancılık Şirketi Tescil Belgesi” veya “Serbest/Serbest Yeminli Ormancılık ve Orman Ürünleri Şirketi Tescil Belgesi” ile bu şirketlerin orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi unvanlı meslek mensubu ortaklarının Oda üyesi kaydı, ruhsatlı ve çalışanlar listesine kayıt bilgilerini içeren ve ihale konusu iş için düzenlenmiş belge, DİĞER HUSUSLAR: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/ veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgelerinden (4.1.1 deki); İsteklinin gerçek kişi olması halinde; ilk ilan tarihinin ya da ihale veya son başvuru tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, mevzuatı gereği kayıtlı olduğu ilgili meslek odası hükmünden “Orman Mühendisleri Odasının”, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belgeden de, orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi unvanlı meslek mensubunun Odaya kayıtlı, ruhsatlı ve çalışanlar listesine kayıt bilgilerini içeren ve ihale konusu iş için düzenlenmiş “Oda kayıt belgesi”, İsteklinin tüzel kişi olması halinde; tüzel kişinin “Ormancılık ve Orman Ürünleri Bürolarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği” nin 12 inci ve 13 üncü maddelerine göre kurulmuş, Orman Mühendisleri Odasından tescilli “Serbest Ormancılık Şirketi” veya “Serbest Yeminli Ormancılık Şirketi” veya “Ortaklık şirketleri” olmak koşuluyla, mevzuatı gereği kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan tarihinin ya da ihale veya son başvuru tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış “tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge”, f) İş deneyim (bitirme) belgeleri; 4734 sayılı Kanun, kamu ihalelerinde iş deneyim belgesinin aranıp aranmaması konusunu idarelerin takdirine bırakmış olmasına rağmen, Kamu İhale Kurumunun çıkardığı ihale yönetmeliklerinde kısıtlamalar getirilmiştir. Buna göre; Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğine göre yapılacak ihalelerde iş deneyim (iş bitirme) belgesi aranırken, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğine göre yapılacak olan ihalelerde 4734 sayılı Kanunun 48/2 maddesindeki “Ancak yaklaşık maliyeti 13 üncü maddenin (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde hizmet alımları için öngörülen üst limit tutarının dört katının altında kalan da- nışmanlık hizmetleri, hizmet alımı ihalesiyle gerçekleştirilebilir.”hüküm uyarınca, 13/b-2 maddesine göre yapılacak hizmet alımlarında iş deneyim belgesi aranmamaktadır. Orman Genel Müdürlüğünün 13/4/2011 tarih ve B.18.1.OGM-0.73.03.934.17/1-264290 sayılı emirlerinde; yalnızca serbest ormancılık büro ve şirketlerinin girebileceği, 5531 sayılı Kanuna yönelik mesleki hizmet alımı ihalelerinde, 4734 sayılı Kanunun 48 inci maddesi (b) bendi 2 numaralı alt bendinde göre, yaklaşık maliyeti 13 üncü maddenin (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde belirtilen üst limit tutarının dört katının altında kalan hizmet alımı ihalelerinde (2014 yılı için 758 044,00 TL dir) rekabet ortamının gelişmesi için iş deneyim (bitirme) belgesi aranmayacağı hususu Orman Bölge Müdürlüklerine talimatlanmıştır. OGM nin bu emri uygulamada en geniş biçimde karşılığını bulmalıdır. Kamu İhale Kanunun 62/h maddesine göre; iş deneyimi bulunmayan mühendis veya mimarların, aldıkları lisans eğitimine uygun yapım işi ihalelerine başvurularında, toplam süresi onbeş yılı geçmemek kaydıyla, mezuniyetlerinden sonra geçen her yıl, 2014 yılı için Yüzyetmişbeşbin ikiyüzdoksanyedi Türk Lirası olarak hesaplanmak üzere Kanunun 10 uncu madde kapsamındaki benzer iş deneyimi olarak dikkate alınır. Bu süre iş deneyimi bulunan mimar ve mühendisler için uygulanmaz. Buna göre, hiçbir iş deneyimi bulunmayan bir serbest Orman Mühendisi meslek mensubu, Odaya kayıtlı olduğu tarihten başlamak üzere, 15 yılın sonunda 2014 yılı değerlerine göre iki milyon altıyüzyirmidokuz bin dörtyüz ellibeş liralık benzer iş deneyim belgesine sahibi olabilir. Bu benzer iş deneyim belgesiyle, yapım hizmetleri kapsamında, ihale limitine uygun orman yolu ve sanat yapısı inşaatı ihalelerine girip teklif verebilir. 3. Orman Mühendisliği danışmanlık hizmet alımı adı altında ihale ile mühendis alınması örtülü personel ça- lıştırılması anlamına geldiğinden 4734 sayılı Kanununa aykırıdır. Kamu İhale Kanununa göre, ihaleye çıkılacak işlerin iş tanımlarının tam olarak yapılması gerekmektedir. Mühendisin tanımı ihale konusu olamaz. Zira orman fakültelerinden mezun olanlar orman mühendisidir. Bunların ihaleye konu edilecek biçimde tanımlamaya ihtiyaçları yoktur. Kamu kurumlarınca, bu mesleki hizmetlerin doğrudan mühendislerden hizmet akdi ile sosyal güvenceli olarak satın alınması mümkün iken, ancak bu hususun 4/4/2007 tarihli ve 5620 sayılı “Kamuda Geçici İşçi Pozisyonlarında Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 3 üncü maddesi uyarınca mümkün olmadığına göre, ihale yoluyla dolaylı yoldan mühendis alımı yapılması hukuken mümkün değildir. Nitekim bu husus, Kamu İhale Genel Tebliğinin Hizmet alımı ihalelerinde iş tanımı başlıklı 69 uncu maddesinde, “69.1. Bazı ihalelerin şartnamelerinde, iş tanımı yapılmadan sadece personelin sayısı ve niteliklerinin belirtilmesi ile yetinildiği görülmektedir. Hizmetin tanımı yapılmadan ve teknik şartnamede ihale konusu işin ayrıntılarına yer verilmeden sadece çalıştırılacak personelin sayısı ve niteliği belirtilmek suretiyle ihaleye çıkılmasının hizmet alımı değil idarenin dolaylı olarak personel istihdam etmesi anlamına geldiği, bu durumun ise 4734 sayılı Kanunun tanımlara ilişkin 4 üncü maddesi ile temel ilkeleri düzenleyen 5 inci maddesine ve 4735 sayılı Kanunun, hizmet alımına ilişkin sözleşmelerde iş tanımı yapılmasını zorunlu kılan 7 nci maddesine aykırılık teşkil edeceği hususuna dikkat edilmelidir.”şeklinde düzenlemeyle kamu kurumları uyarılmıştır. Bu konuda yapılması gereken, hangi ormancılık alanında ihale yapılacak ise, o alana ait mühendislik hizmetleri tanımlanmalı ve bu hizmetlerin yapılması için ihtiyaç duyulan orman mühendisi sayısı ile nitelik- leri ihale dokümanlarında belirtilerek ihale gerçekleştirilmelidir. 4. Orman idaresinde 4734 sayılı Kanuna göre yapılan Orman Mühendisliği danışmanlık hizmet alımı ihalelerindeki genel eksiklikler. a) Orman Mühendisliği danışmanlık konuları kapsamındaki ihalelerde, iş tanımları 5531 sayılı Kanuna uygun olarak yapılmamaktadır. b) İhale dokümanları kapsamında bulunan idari şartname, teknik şartname, sözleşme taslağı ve ihale ilanında, 5531 sayılı Kanun ve buna dayanarak çıkarılan ikincil mevzuat hükümlerine tam olarak yer verilmemektedir. c) Ormancılık hizmetlerine yönelik yol ağı yapımı, silvikültürel hizmetler vb. danışmanlık hizmet alımı ihaleleri, yalnızca 5531 sayılı Kanuna göre kurulmuş serbest ormancılık büro ve şirketlerinden alınması gerekirken; bu konulardaki ihale dokümanları ile ilanların özel mevzuatına uygun yapılmaması nedeniyle, bu ihalelere diğer şirketlerin de girdiği ve yasaya aykırı ihale gerçekleştirilmektedir. ç) Orman Mühendisliği hizmeti alımı yerine, danışman mühendis alımı ihalesi yapılarak 4734 sayılı Kanuna aykırı biçimde, kurum bünyesinde örtülü teknik personel çalıştırılmaktadır. Sonuç olarak; Kamu kurumları, özellikle Orman teşkilatı; 5531 sayılı Kanuna yönelik amenajman planı, yol ağı planı, silvikültür planı, uzun devreli gelişim planı, entegre havza planı, yaban hayatı gelişim planı, gelişim planı, ağaçlandırmam projesi, mesire yerleri projesi, çeşitli teknik raporlar, mesaha işleri, silvikültürel çalışmalar ve benzer danışmanlık hizmeti nitelikli Orman Mühendisliği hizmetlerinin satın alımlarında, bu yazıdaki açıklamalar dikkate alınarak ihale dokümanlarını düzenlemeleri ve bu dokümanlara uygun biçimde ihale ilanı yapmaları halinde, bu konuda hiçbir sorun yaşanmayacaktır. 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 17 UZMAN S AH AS I KISA İDARE SÜRELİ PLANTASYONLAR (ENERJİ ORMANLARI) Doç. Dr. Yaşar Şimşek Orman Yüksek Mühendisi 1- GİRİŞ Kısa idare süreli plantasyonların anlamı; Hızlı büyüyen türler ile ağaçlandırma yaparak, kısa sürelerde odun hammaddesi elde etmektir. Şayet elde edilen üretim enerji amaçlı kullanılacak ise, o zamanda enerji ormanları adı kullanılır. Bu işletme şekli genelde sürgün işletmesi olarak da bilinir. Dolayısıyla bu tür plantasyonlarda ince çaplı materyal elde edildiğinden, ormancılar tarafından çok cazip görülmezler. Bu tip plantasyonlar ile daha ziyade ormanların genişletilmesini düşünürler. Plantasyon tesisleri için şu tip sahalar düşünülmelidir. - Orman alanları kenarlarında bulunan boş alanlar, - Üzerinde ekonomik olarak orman işletmeciliği yapılamayan alanlar, - Üzerinde ekonomik olarak tarım işletmeciliği yapılamayan alanlar, - Terkedilmiş ziraat arazileri, - Orman içi veya dışında bulunan akarsuların kenarları, - Baraj göllerinin çevreleri. Bu tip problemli alanlar da birleşik yöntemler ile ekonomik bir plantasyon tesis etmek mümkün değildir. Bu alanlardan başka bir şekilde faydalanmak söz konusu olmuyor ise, bu alanları tabiata terk etmekten başka çare kalmamaktadır. Ancak bu sahaları ekonomik veya ekolojik sebeplerden dolayı işletmek sözkonusu oluyor 18 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 ise, bu takdirde kısa idare süreli plantasyon tesisleri için alternatif sahalar oluştururlar. Kısa idare süreli plantasyonlarının amacı enerji elde etmek, ince çaplı odun üretim miktarını artırarak selüloz, yonga-levha ve kağıt sanayinin ihtiyaçlarını karşılamaktır. Enerji ormanları Orta Avrupa Ülkelerinde 2000 yıldır bilinen enerji odunu üretimini amaçlayan baltalık işletme şeklinden başka bir şey değildir. Ancak baltalık işletmelerinde doğal türler ile çalışırken, enerji ormanlarında ıslah edilmiş ağırlıklı olarak kavak ve söğüt klonları ve diğer türlere ait klonlar ile plantasyonlar tesis edilerek 3-10 yıl idare süreleri içerisinde bir defa dik, çok defa üretim elde et felsefesine uygun biçimde (4-5 üretim) faydalanılarak genelde 20-25 yıl sonra plantasyonlar bozularak yenilenirler. 2- KISA İDARE SÜRELİ PLANTASYONLARDA (ENERJİ ORMANLARI) KULLANILACAK AĞAÇ TÜRLERİ Bugün dünyada kısa idare süreli plantasyonlarda en fazla karakavak, balzam kavakları ve titrek kavak klonları ile söğüt klonları kullanılmaktadır. Bunların dışında akasya, kızılağaç, okaliptüs , çınar ve huş türlerine ait bazı klonlar da kullanılmaktadır. Kısa idare süreli plantasyonlarda kullanılan söğüt klonları 1-3 yaşında maksimum artıma ulaş- malarına rağmen, karakavak ve balzam kavak klonları bu artıma 2-5 yaşında, titrek kavak klonları ise 8-12 yaşlarında ulaşabilmektedirler (Şimşek, 1993). Kısa idare süreli plantasyonlarda kullanılacak ağaç türleri klonlarında aranılan en önemli özellikler şunlardır. - Gençlikte hızlı büyümeleri, - Gençlik çağlarında rekabet kabiliyetleri bulunmaları, - Yenilenme (sürgün verme) kabiliyeti yüksek olmalı, - Biyotik ve abiyotik faktörlere karşı dayanıklı olmaları, - Vejetatif üretilme özellikleri olmalıdır. Görüldüğü gibi bu özellikler genetik karakterlerdir. Bu karakterleri içeren kavak veya söğüt klonlarını bulmak için türler arasında geniş kapsamlı yapay döllemeler yapmak gerekmektedir. Özellikle de yerli karakavak klonları ile amerikan karakavak (P.deltoides) klonları arasında yapay döllemeler yaparak elde edilecek yeni kavak klonlarını devreye sokmak araştırmacıların en önemli görevleri olmalıdır. Bu çalışmalar sürdürülürken, diğer taraftan da mevcut kavak ve söğüt klonları ile (yoksa söğüt türleri ile) zaman kaybetmeden demonstratif mahiyette plantsayon tesisleri başlatılmalıdır. Bunun öncülüğünü yapmak ta tabi ki araştırma enstitülerinin görevi olmalıdır. Böyle bir tesis en az 5 ha. büyüklüğünde bir araziyi gerektirmektedir. Nedeni ise, bütün çalışmaların makine ile yapılmasının gerekliliğidir. Çin’de genetiği değiştirilmiş (GDO) bazı kavak klonları da devreye sokulmuştur. Son yıllarda Çin’de zararlı böceklere mukavim bazı kavak klonları, kısa idare süreli plantasyonlarda kullanılmıştır (Baurer, 2007). Bu konuda Avrupa Birliği ülkelerinde de araştırma çalışmaları başlatılmıştır. Kısa idare süreli plantasyon tesisleri ile ilgili araştırma çalışmalarına 1935 yılında Amerika, 1975 yılında İsveç, 1985 yılında Avusturya, 1990 yılında Almanya’da başlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına bağlı kalınarak İsveç’te 17 000 ha. Söğüt, Polonya’da 7 000 ha. Kavak-söğüt, İtalya’da 6000 ha. Kavak-söğüt, Almanya’da 4 000 ha. Kavak-söğüt plantasyonu tesis edilmiştir (Lessner, 2009). Diğer taraftan Almanya’da 1.5 milyon ha.’lık bir potansiyel alan olduğu bildirilmektedir (Hoffmann ve Weih, 2005.) Ülkemizde ise konu ile ilgili detaylı herhangi bir araştırma çalışması bulunmamaktadır. Konu yeni yeni gündeme getirilirken, potansiyel alanların çok geniş olması dikkat çekmektedir. Saraçoğlu, (2001) Ülkemizde 4 milyon ha.’lık bozuk ve çok bozuk baltalık orman alanının enerji ormancılığına konu olduğu ve uygulanan enerji ormancılığı çalışmalarının Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu ve Trakya bölgelerindeki çok bozuk meşe baltalıklarında yoğunlaştırıldığını ifade etmektedir. Genç ve arkadaşları (2006) ise, ülkemizdeki potansiyel enerji ormanı alanının 4 milyon ha. olduğunu, bunun % 15’lik alanının değerlendirildiğini, % 85 oranındaki alanın da ise hiçbir çalışma yapılmadığını bildirmektedirler. Kısa İdare Süreli Plantasyonların İşletme Şekilleri tablo 1’de verilmiştir (Şimşek, 1993). Mini (çok kısa) İdare Süresi 1-5 yıl • Hektarda 5 000-20 000 fidan/sürgün. • Her kökte çok sayıda sürgün. • Sürgünlerin toprak üstü çapları 8 cm’yi geçmeyecek. • Ortalama artım; Yıl/Ha 20 ton mutlak kuru ağırlık. Midi (orta) İdare Süresi 5-10 yıl • Hektarda 1 000-8 000 fidan/sürgün. • Her kökte çok sayıda sürgün. • Sürgünlerin toprak üstü çapları 12 cm’yi geçmeyecek. • Ortalama artım; Yıl/Ha 6-16 ton mutlak kuru ağırlık. Hızlı Büyüyen Tür plantasyonları 10-20 yıl • Hektarda 4 000’den az fidan. • Sürgün işletmesi kullanılmaz. Plantasyon dikimle meydana geldiği gibi tek üretimle ortadan kaldırılır. • Toprak üstü çapları 12-30 cm. • Ortalama artım; Yıl/Ha 5-12 ton mutlak kuru ağırlık. Tablo 1. Kısa İdare Süreli Plantasyonların İşletme Şekilleri. Optimal fidan sayısı ile idare süreleri arasındaki ilişkileri saptamak için, yetiştirme teknikleri ile üretim tekniklerini birlikte geliştirmek lazımdır. Kısa idare süreli işletmelerde kullanılan ağaç tür ve klonlarının uygun seçilmeleri bir taraftan plantasyon yenileme masraflarını ortadan kaldırırken, diğer taraftan da ağaç tür ve klonlarına göre değişmekle birlikte toplam 20-25 yılda 4-5 generasyon üretim elde edilir. Üretim Miktarları 2. generasyon da % 25-30 oranında bir artma gösterir. Çünkü 2. generasyon da sürgün sayıları artmaktadır. 4-5 generasyondan sonra, üretimler şiddetle düşer, kökler sürgün verme özelliklerini kaybeder, mukavemet ve canlılık kaybolur, sonuçta plantasyon hastalanır ve yok olur. Bu nedenlerden dolayı mini ve midi plantasyonlar 2025 yıl sonra yenilenmek mecburiyetindedirler. Hızlı büyüyen tür plantasyonları bir defa nihai üretime tabi tutuldukları için mini ve midi plantasyon uygulamaları bu işletme şekli için geçerli değildir. Kısa idare süreleri için literatürde değişik idare süreleri verilmesine rağmen Avrupa Birliği ülkelerinde söğüt klonlarında idare süreleri 3 yıl, karakavak ve klonlarında idare süreleri 6-8 yıl olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde yapılacak çalışmalarda da bu idare sürelerinin planlanmasının uygun olacağına inanıyorum. 3- ENERJİ ODUNU (BİOMAS-BİYOKÜTLE) Enerji odunu demek, enerji üretimi için kullanılan odun demektir. Enerji odunlarının yakılmasında, odunun rutubet oranı en önemli kalite göstergesidir. Taze kesilmiş ağaçlarda rutubet oranı % 50-65 iken kurutma sureti ile % 20-25 oranına kadar indirilerek yakılır. Odun yenilenebilir bir hammaddedir. Yenilenebilir hammadde demek; tarımda ve ormancılıkta gıda üretimi dışında kullanılmak amacıyla elde edilen ürünler anlaşılmaktadır. Topraktan alınan ve ağaçların 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 19 UZMAN S AH AS I taçlarına taşınan besin maddeleri yaprak/ibre dökülmeleri ile tekrar toprağa geri dönerler. Burada böcekler, solucanlar, bakteriler ve mantarlar yardımı ile ayrıştırılarak tekrar bitki kökleri marifeti ile kullanılabilir hale dönüştürülürler. Şekil 1. Şekil 1. Orman Ekosisteminde Madde Mübadelesi (Glatze.2013) Besin maddelerinin toprakta muhafazalarının sonuçları, bütün ormanların aynı verimlilikte olmadıklarını gösterir. Bu nedenle besin maddelerinin birikebildiği aşağı yamaçlarda bulunan ormanlar, yukarı yamaçlardaki ormanlardan daha verimlidirler. Karbondioksit (Co2) maddenin yanarak ortadan kalkmasıyla tekrar atmosfere salınır. Biomas kimyasal yollar ile bitki içinde bağlanan güneş enerjisidir. Bitkiler fotosentez esnasında güneş ışınlarını havada bağlamış olan Karbondioksiti (Co2) absorbe ederler. Bitkilerin yanmaları durumunda absorbe edilen Karbondioksit (Co2) tekrar serbest kalarak havaya dağılır. Bu durumda bitkiler depoladıkları kadar Karbondioksiti (Co2) serbest bırakırlar. Bu olayı aşağıdaki şekilde formüle emek mümkündür (Glatze, 2013). Güneş + Co2= Biomas Biomas= Enerji + Co2 20 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 Biomas da birikmiş olan güneş enerjisinden çeşitli şekillerde faydalanılır. Bunlar; a)- Isınma b)- Biyolojik yakıt c)- Elektrik üretimi Biomas odun ile ısıtmak anlamına gelir. Bitkiler büyümek için ihtiyaç duydukları enerjiyi güneşten alırlar. Ölen bitkilerde depolanan enerjiden topraktaki organizmalar faydalanırlar. Bu depolamada topraktaki maddeler ayrışamaz ise, biomaslar ormanlarda toplanırlar. Şayet ayrışmama sebebi kuraklık ise, o takdirde ormanlarda yanabilir materyal toplanmış olur ve bu materyalin bağlamış olduğu Co2 gazı da orman yangınlarının çıkması halinde tekrar atmosfere salınır. Şayet ayrışmama sebebi rutubet olur ise bu takdirde de orman topraklarında turbiyerler meydana gelir. Odun bu özelliklerinden dolayı temiz ve de çok önemli yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. 2.5 kg odundan 1.0 litre ham petrole eşit bir enerji elde edilmektedir. Bu enerji ile de en az 400 litre sıcak su elde edilebilmektedir (Forst und Holz, 2012). Avrupa Birliği ülkeleri 2020 yılına kadar % 20 oranındabir enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi planlamışlardır (Röhle, 2010). Almanya ise 2020 yılına kadar yenilenebilir enerji oranını % 18’e çıkarmayı kararlaştırmıştır (Ministerium für Umwelt und Naturschulz, 2009). Yenilenebilir enerji, gücünü güneşten alan ve hiç tükenmeyecek olarak düşünülen, çevreye emisyon yaymayan enerji çeşitleri Tablo 2’de verilmiştir. 4- KISA İDARE SÜRELİ PLANTASYONLARIN (ENERJİ ORMANLARININ) TESİSİ Bu tesislerden amaç birinci yıldan sonra, hiçbir şekilde gübre kullanmadan, ikinci yıldan sonra da hiçbir kültürel tedbire gerek duyulmadan 20-25 yıl süre ile (4-5 generasyon) üretim elde etmektir. Kısa idare süreli plantasyonlar, köylülerin kullandıkları tarlalar, terkedilmiş ziraat arazileri, ormanların kenarlarında veya içlerinde bulunan boşluklarda veya akarsu yada baraj kenarlarında kavak, söğüt, akasya okaliptüs veya kızılağaç türleri/klonları ile meydana getirilmiş ağaçlandırmaları ifade etmektedir. Bu tip plantasyonlardan en az 2025 yıl süre ile kök sürgünleri yenilenerek faydalanılır. Ağaç türlerine, yetiştirme ortamı ve üretim amaçlarına uygun olarak 3-10yıl idare süreleri ile işletilirler. Enerji odunu amacı ile tesis edilen plantasyonlarda kaide olarak idare süreleri 3-5 yıl olarak uygulanır. Üretimin sanayi de kullanılması söz konusu olur ise daha uygun süreli plantasyonlar düşünülmelidir. Plantasyonlar, genelde düz alanlar veya en fazla % 15 meyile kadar olan arazilerde tesis edilirler. Çünkü bütün çalış- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ENERJİNİN KAYNAĞI Güneş enerjisi Güneş Rüzgar enerjisi Rüzgar Dalga enerjisi Okyanus ve denizler Biyokütle enerjisi Biyolojik artıklar Jeotermal enerji Nehirler Hidrojen enerjisi Su ve hidroksitler Tablo 2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları maların makinalar yardımı ile yapılması söz konusudur. Plantasyon tesisleri daha ziyade çelik veya fidan dikmek sureti ile yapılır. 4.1-Dikim Yapılacak Arazinin Toprak Özellikleri; - Bütün tarım toprakları süreli plantasyonlar için müsaittir. - Durgun su toprakları ve kurak bölgeler bu tesisler için uygun değildir. - İyi bir kök yapısı, derinliği 80 cm’ye kadar ulaşan topraklarda gelişebilir. (Toprak derinliği önemlidir.) - Kavak ve söğüt için toprağı PH değeri 5.5-7.5 arasında olmalıdır. - Akasya ise toprak istekleri bakımından müşkülpesent değildir. Kurak bölgelerde kirece karşı dayanıklıdır. Topraktaki PH isteği ise 4.6-8.2 arasındadır. - Yüksek oranda üretim elde edilebilmesi için iyi havalanabilen taze, su tutma kapasitesi yüksek, bitki besin maddelerince zengin topraklara ihtiyaç vardır. Kısa idare süreli plantasyonlarda istenilen düzeyde bir üretim elde edebilmek için tesis edilecek sahanın toprak özellikleri büyük önem taşımaktadır (Janschnegg ve arkadaşları, 2009). Tablo 3.’te söğüt ve kavaklarda çeşitli yetişme ortamlarına göre elde edilen üretim miktarları (Janschnegg ve arkadaşları, 2009) verilmiştir. 4.2-İklim Özellikleri; Tesis alanı yeteri kadar ışık ve sıcaklığa sahip olmalıdır. Yıllık ortalama sıcaklıklar 6.5-7.5 oC olmalıdır. İyi bir üretim elde edebilmek için vejetasyon mevsimi süresince 300 mm veya üstünde bir yağışa ihtiyaç vardır. Aksi takdirde bu ihtiyaç sulama ile giderilmelidir. 4.3-Arazi Hazırlığı; Arazi hazırlığı genelde dikimden önceki sonbaharda yapılır. Eylül ayında sahada total bir herbesit kullanılır. Daha sonra saha 25 cm. derinliğe kadar makinalar ile sürülür. Bu suretle kış şartlarının da etkisi ile toprak iyice dağılarak iyi bir dikim ortamı oluşur. Tarım arazileri için hiçbir zaman gübrelemeye gerek yoktur. Yeni uygulama alanları için yapılacak toprak analizlerine göre dikimden önce bir kere olmak üzere (N, P, K, Mg) gübre verilebilir. Dikimden önce saha tekrar 25 cm. derinliğe kadar sürülerek, (gübre verilmiş ise toprağa karıştırılmak için) toprak tekrar işlenir. 4.4-Dikimler; Dar aralık mesafelerde dikilen çeliklerden maksimal üretime erken yaşlarda ulaşılmasına rağmen, boylanmalar istenilen seviyeye ulaşamaz. 4.4.1-Tek Sıralı Dikimler; Tek sıralı dikimler söğütlerin dışındaki bütün tür/klonlara uygulanır. Sıralar arası mesafe 2.53.0 m. aralığındadır. Sıra içerisinde dikilen çelikler arası 0.5-2.0 m. olabilir. Sıralar arası mesafenin geniş tutulması mekanizasyonu kolaylaştırmak amaçlıdır. Sıra içerisindeki mesafeler ise, faydalanma şekli ve idare süreleri hakkında fikir verir. Şayet elde edilecek ürün enerji üretimine dönük olur ise bu 2-3 yıllık idare süresi demektir ki , o zaman çelikler arasındaki mesafe 0.5 m. olur. Şayet ürün sanayi için öngörülüyor ise, o takdir de de çelikler arası mesafe 2.0 m. idare süresi de 7 yıl olarak düşünülmelidir (Liebhard, 2007). 4.4.2-Çift Sıralı Dikimler; Yalnızca söğüt plantasyonlarında bu sistem uygulanmaktadır. İki sıralı dikimlerde, iki sıra arasındaki mesafe 0.5-1.0 m. olmasına karşı, ana sıralar arası 2.5-3.0 m. arasındadır. Sıra içerisi çelikler arası ise 0.5-2.0 m. arası olabilir. 4.5-Sulama; İlk tesis yılında mayıs-temmuz ayı başına kadar kuraklığa karşı sulama yapılabilir. Sulamalar ikinci yılda da aynı tarihlerde uygulanabilir. Sulamanın ana amacı artım fazlalaştırmak değil, kuraklığı önlemektir. Buna rağmen sulamalar üretimi % 25-40 arasına kadar artırabilir (Burgart, Hütte, 2004). 4.6-Bakım; Dikilen çelikler çok erken zamanlarda şüceyrat baskısına maruz kalacaklarından ilk yıl şüceyrat kontrol edilmediği takdirde, çeliklerin gelişmeleri önemli derecede engellenir. Bu nedenle toprak işlemesinden önce uygulanan total herbisid muamalesi de çok önemlidir. Dikimlerden sonra ortaya çıkabilecek şüceyrat ise el ile temizlenmelidir. İlk iki yıl yoğun bakım tedbirleri uygulanır. Daha sonra hiçbir tedbir uygulanmaz (acil ihtiyaçlar hariç). 4.7-Gelişme; Çelikler vejetasyon mevsimi başında büyümeye başlarlar. Ancak birkaç hafta sonra büyümelerde bir durgunluk görülür. Bu durgunluk sırasında kök gelişmeleri oluşur. Kökler oluştuktan sonra çeliklerin büyümeleri hızlanır. Şüceyratın gelişmesi bu büyüme hı- Kültür Verimi Düşük Yetişme Ortamı Uygun Yetişme Ortamı Optimal Yetişme Ortamı Kavak 7-10 Ton/ha./yıl 10-15 Ton/ha./yıl 16-25 Ton/ha./yıl Söğüt 7-10 Ton/ha./yıl 10-14 Ton/ha./yıl 15-20 Ton/ha./yıl Tablo 3. Kavak ve Söğütlerde Çeşitli Yetişme Ortamlarına Göre Üretim Miktarları 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 21 Resim 1. Üretim ve Yongalama Yapma Sistemi zına ulaşamaz. Birinci yılın sonunda çelikler 3.0 m.’ye kadar boylanabilir. İkinci yılda da plantasyon hızlı büyür. Yan dallar oluşmaya başlar. Bu oluşumdan sonra artık şüceyrat korkusu ortadan kalkmış olur. Üçüncü yılda kapalılık olu- Resim 2. Yonga Çeşitleri 22 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 şur. Dördüncü yıl sonunda toprak üstü çaplar 7-12 cm.’ye ulaşır ise üretim zamanı gelmiş demektir. Plantasyon bu aşamaya üçüncü yılın sonunda da ulaşabilir. Üretime gelmiş plantasyonun boyu da 7-10 m. Arasında olur. 4.8-Üretim; Kısa idare süreli plantasyonlar 20-25 yıl süre ile her 3-6 yılda bir kere üretim yapılan devamlı kültürlerdendir. Üretimler plantasyon boyunun 6-8 m.’ye ulaştığı devrelerde el ile yapılabileceği gibi genelde makinalar yardımı ile yapılır.. Ana amaç üretim yapılır yapılmaz, üretimi yonga haline dönüştürmektir. Bu nedenle üretimi ve yongalamayı birlikte yapan makinalar devreye sokulmaktadır (Resim 1). Taze yongalar kaide olarak % 50-65 oranında bir rutubete sahiptirler. Bu nedenle yongalar kullanılmadan önce bir ön kurutmadan geçirilirler. Yongalar üstü kapalı havalanabilen bir ortamda ya yığılmış halde veyahut da preslenmiş balyalar şeklinde 3-7 ay arası saklanabilirler (Resim 2.). Kurutma Sonunda yongaların rutubet oranları % 20-25 oranına düşürülerek iyi yanmaları sağlanır. Yongalama söküm esnasında yapıldığı gibi depolarda da yapılabilir. Her üretimden sonra hektara 70 kg. Azot gübresi vermek faydalı olur. İlk tesiste verilen gübreden başka, gübre kullanılmaz. 2. generasyonda üretim % 20 oranında bir artma gösterir Wald, 21 (2011). Nihai l üretiminden sonra da kökler sahadan 35-40 cm. derinlikte sürülerek temizlenir ve saha yeniden hazırlanarak dikime hazır hale getirilir ve tesis yenilenir. Tablo 4.’te Bazı Ağaç türlerinde fidan yoğunluğuna ve idare sürelerine bağlı kalınarak elde edilen üretim miktarları verilmiştir (Şimşek, 1993). Tablo 4.’te de görüldüğü gibi veriler arasında çok büyük farklılıklar mevcuttur. Genelde bu farklılıklar çeşitli yetişme ortamı farklılıkları ve üretim şartlarına bağlı olarak tespit edilmiştir. Bundan dolayı bu sonuçları ülkemiz şartlarında araştırma yapmadan taşımamız imkansızdır. Diğer taraftan bu ülkeler arasında kitle üretiminden elde edilen biomasın değerlendirilmesinde de farklılıklar mevcuttur. İsveç’te biomas enerji üretiminde kullanılmaktadır. İrlanda da ise erozyon önleme de geniş şekilde kısa idare süreli plantasyonlar tesis edilmektedir. Kanada da ise bu tip plantasyonlardan elde edilen biomas çoğul amaçlı olarak kullanılmaktadır. Biomas bir taraftan ısıtmada kullanılırken, bir taraftan da yonga-levha yapımında, diğer taraftan da selüloz ve kağıt yapımında kullanılmaktadır. Ülkemizde de biomas, pelet veya biriket haline getirilerek ısıtma sistemlerinde yakıt olarak kullanılacağı gibi, diğer taraftan da selüloz ve kağıt üretiminde kullanılabilir. Ayrıca İrlanda da olduğu gibi erozyon önleme tedbiri olarak kısa idare süreli plantasyonlar tesis edilebilir. Bu tesisler daha zi- Ülke Ağaç Türü Hektarda Fidan Sayısı İdare Süresi Mutlak Kuru Ağırlık Ha./Ton/Yıl Almanya Kavak 22 200 2 6-23 Kavak 3030 7 15 Okaliptus 1250 7 13 Söğüt 20 400 3 14 Söğüt 16 700 3 3.2-15.2 Kavak 16 700 3 12.0-15.5 Kavak 35 000 2 16 Kavak 4000 5 8.35 Kavak 100 10 5-7 Okaliptus 1250-2150 10 30 Söğüt 10 000-20 000 3 15 Çınar 6750 2 7.4-12.1 Çınar 6950 2 6.2 Kavak 6950 2 7.0 Söğüt 27 800 2 8.2 Fransa İngiltere İrlanda Kanada Yeni Zelanda İsveç Amerika Tablo 4.- Bazı ülkelerde Ağaç Türlerine, Fidan Yoğunluğuna ve İdare Sürelerine Bağlı olarak Yıda/Ha.’da Elde Edilen Mutlak Kuru Ağırlıklar. yade baraj göllerinin etraflarında yoğunlaştırılmalıdır. KAYNAKÇA Bauer, A. (2007): Transgene Baeume: Über 400 Freisetzungsversuche. UmweltinstitutMünchen Bungart, R, Hütte L.(2004): Growth dynamics and biomass accumulation of 8 year old hybrid poplar clones in short-rotation plantation on a Clayey-Sand mining subsrate with respect to plant nutrition and water budget European journal of Forest Research 2. Forst und Holz (2012): Bayerischer Wald-Netzwerk Genç, M.,: D. Yıldız, A. Deligöz (2006) Enerji Ormancılığı ve Temiz Enerji Üretimindeki Önemi. VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu 25-27 Mayıs-Isparta Glatze,G.(2013): Rückkehr Zur Energie aus dem Wald Mehr als ein Holzwag (Teil.2) Science-Blog at-Kaleidaskop der Naturwissen schaft, Jauschnegg, H.: C. Matschina, T. Loibhegger (2009) Energieholz vom AckerKurzumtrieb Lessner, A. (2009): Deutschland im Verzug. “Holz aus der Plantage” fokussiert Rahmenbedingungen von Kurzumtriebpflanzen. In: Erneubare Energie. 77 Liebhard, P.,(2007): EnergieholzProduktion im Kurzum trieb. Ministerium für Umwelt und Naturschutz Landwirlschaft und Verbraucherschutz des Landes Nordrhein-westfalen (2009) Röhle, H.,(2010): Entwicklung praxistauglicher Schaetzmethoden zur Bestimmung der Ertragssleitung im Kurzumtriebestaenden (Agrarholz). Saraçoğlu,N.,(2001): Türkiyenin Uluslararası Enerji Politikalarında, Enerji Ormancılığının Önemi 1. Ulusal Ormancılık Kongresi 1920 Mart 2001. Ankara Şimşek, Y. (1993): Orman Ağaçları Islahına Giriş Ormancılık Araştırma Enstitüsü Yayınları Muhtelif Yayınlar Serisi No: 65 Wald-21 (2011): Anbaupraxis 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 23 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN ÇÖLLEŞMEYİ ANLAMAK (2): ÇÖLLEŞMEYLE MÜCADELEDE ÇÖZÜMLER S. Serdar Yegül Orman Mühendisi Geçen yazıda, çölleşme olgusunu (vakıa, fenomen) anlamak için bir durum tespiti yapılmıştı. Bu yazıda ise, çölleşme olgusuyla mücadele yollarına değinilecektir. Bu yazıya geçmeden önce bir hususun altının özellikle çizilmesinde fayda görülmektedir. O da, yazının küresel düzeydeki çölleşmeyle mücadele çabaları dikkate alınarak hazırlandığı; dolaysıyla, genel çözüm önerilerini içerdiği gerçeğidir. Diğer bir değişle yazıda, ülkeden ülkeye değişen ve bir ülkeye ya da bölgeye özgü spesifik çözümler yer almamaktadır. Bu yazıda konu, sekiz başlık altında incelenecektir: 1. Problemin Farkına Varılmak; 2. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi; 3. İnsanları Harekete Geçirmek ve Katılım Sağlamak; 4. Problemleri Ölçmek ve Değerlendirmek; 5. Uygun Bir Çevreyi Yeniden Kurmak; 6. Sürdürülebilir Tarımsal Uygulamaları Geliştirmek; 7. Yenilenebilir Enerji Kullanmak; 8. Yerel Bilgiyi Yeniden Üretmek. ral Organization (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kuruluşu) NGO: Non-Governmental Organization (Hükümetdışı kuruluşlar) Sahel: Büyük Sahra Çölünün güneyinde Senegal’den Eritre’ye kadar dokuz ülkenin içinden geçen kurak bölge. 1. PROBLEMİN FARKINA VARMAK: Bilindiği üzere, 20. yüzyıl ortalarında dünya genelinde arazi bozulması hızlanmış; bu durum karşısında uluslararası toplum harekete geçmiş; toprak koruma ve kurak alanlardaki işleyişi daha iyi anlamak için uluslararası araştırma programları başlatılmıştır. Çölleşme ile mücadele konusunda ilk uluslararası ve planlı çalışmalar ise, 1968-1974 yılları arasında Afrika’nın Büyük Sahra’sı altında yaşanan kuraklık ve açlık felaketinden sonra başlamıştır. Bu felaket sonunda, Büyük Sahra altında yaşanan 20.000 insan ve milyonlarca hayvan yaşamını yitirmiştir. Birleşmiş Milletler (BM), 1973 yılında bölgede bir ofis açmış ve kuraklıktan birinci derecede etkilenen dokuz ülkeye yardım edilmeye başlanmıştır. YAZIDAKİ KISALTMALAR BM: Birleşmiş Milletler UNCCD: The United Nation Convention to Combat Desertification (Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi) 24 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 Sözleşme: Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Fotoğraf altı yazısı: Çöl tehditi altında bir vaha © FAO/18832/I. Balder UNESCO: The United Nations Educational, Scientific and Cultu- 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde ise, önemli uluslararası Fotoğraf altı yazısı: Uluslararası toplum son 30-40 yıldır arazi bozulmasıyla mücadele konusunda programlar geliştirmiş; çevresel sorunları daha iyi anlamaya yönelik çeşitli konferans ve forumlar düzenlenmiştir. © UNESCO-MAB toplantılar düzenlenmiş, dünya kamuoyunun çevresel problemler hakkında bilgi düzeyi yükselmiş ve somut projeler için anlaşmalar imzalanmıştır. Çevre konularını ilk ele alan konferans, 1972 yılında düzenlenen Stockholm Konferansı olmuştur. Sahra Çölü altında yaşanan ciddi kuraklık ve 1968-1974 kıtlığını konu alan ilk konferans ise, 1977 yılında gerçekleştirilen Nairobi Konferansı olmuştur. Nairobi Konferansı’nda alınan bir dizi tavsiye kararının yanı sıra, uluslararası toplumu harekete geçirmek amacıyla bir eylem planı da hazırlanmıştır (Berthe, Yafong, 1997).. 1992 yılına gelindiğinde ise, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde BM Çevre ve Kalkınma Konferansı düzenlenmiş, hem çevrenin korunmasını hem de sürdürülebilir kalkınmayı içine alan Günden 21 isimli bir eylem planı ortaya çıkarılmıştır. 40 bölümden ve yaklaşık 300 sayfadan oluşan Günden 21, güçlü taahhütler içermektedir. 1992 Rio Konferansı sonucunda iki uluslararası sözleşme ortaya çıkmıştır. Bunlar; Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992) ve BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’dir (1993). 1994 yılında ise, BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Fotoğraf altı yazısı: UNCCD’nin amaçlarından biri, hiç kuşkusuz, çölleşmeyle mücadelede hükümetler karar alırken toplumun kararlara aktif katılımının sağlamaktır. (bundan sonra “Sözleşme” olarak anılacaktır) imzaya açılmıştır. Üç sözleşme de çevresel problemlere ve sosyo-ekonomik kalkınmaya ortak çözümler bulmayı amaçlamıştır. (Education Kit, UNESCOUNCCD, 2001) 2. BM ÇÖLLEŞM İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ: Sözleşme’nin genel amaçları; çölleşmeyle mücadele etmek ve kuraklığın etkilerini hafifletmek şeklinde özetlenebilir. Genel amaçlar arasında; arazi verimliliğini iyileştirmek, araziyi eski haline getirmek (ya da koruma altına almak), daha etkili su kullanımı kurmak, sürdürülebilir kalkınmayı ortaya çıkarmak ve kuralık ve çölleşmeden etkilenen nüfusun hayat şartlarını iyileştirmek de sayıbilir. Sözleşme’nin önündeki en büyük zorluk, toplulukların yeni teknoloji ve bilgiye erişimleridir. Sözleşme’nin spesifik amaçları ise özetle; sürdürülebilir kalkınmayı ilerletmek, eğitim ve öğrenimi geliştirmek, insanî gelişimi ölçmek ve destekleyici bir çevre oluşturmaktır. (Education Kit, UNESCOUNCCD, 2001) 3. İNSANLARI HAREKETE GEÇİRMEK VE KATILIM SAĞLAMAK: Çölleşmeyle mücadelede hangi gruplarla birlikte çalışılmalıdır? - Mali destek sağlayıcıları (donörler), hükümetler, yerel işletmeler ve kurak alanlarda yaşayan insanlar, birlikte çalışması gereken gruplardır. Kuşkusuz bu gruplar içerisinde en önemli grup, kurak alanlarda yaşayan insanlardır. Çünkü bu insanlar, yaşadıkları yerlerin tüm zorluklarını ve bu zorluklarla nasıl baş edilebileceğini bilmektedirler. Kurak alanda yaşayan insanları işin içine çekmeden, onları işin içine katmadan, kurak alanlardaki sorunlarla baş etmek kesinlikle mümkün değildir. Fotoğraf altı yazısı: Toplumun bütün kesimlerinden, çölleşmeyle mücadelede çaba göstermesi istenir. 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 25 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN 4- PROBLEMLERİ ÖLÇMEK VE DEĞERLENDİRMEK: Fotoğraf altı yazısı: Ağaç yaşken eğilir. © Ines Forbes, UNESCO Dikkate Alınan Konuları Arttırmak - Şurası bir gerçektir ki; çölleşme ile mücadele çalışmalarında en büyük gayret, çölleşmenin nedenlerinden çok sonuçlarına gösterilmektedir. Oysa, çölleşmenin arka planındaki konuları dikkate almadan, sadece insan faaliyetlerinin azaltılmasına odaklanmak, eksik bir yaklaşım olacaktır. Diğer bir değişle, çölleşmenin arka planındaki sosyal ve ekonomik baskıları dikkate almadan, sadece aşırı üretim ve aşırı otlatmanın azaltılması gibi insan faaliyetlerine odaklanmak, yapılacak değerlendirmeyi de eksik kılacaktır. Bu nedenle, dikkate alınan konuların arttırılması, hele hele, çölleşmenin sosyal ve ekonomik yönleri gibi konuların mutlaka hesaba katılması gerekmektedir. Böyle bir yaklaşım, sağlıklı bir değerlendirmenin olmazsa olmaz şartıdır. Ulusal Eylem Planları - Sözleşme; çölleşmenin fiziksel (iklim, toprak), biyolojik (biyoçeşitlilik), ekonomik (üretim, servet) ve 26 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 sosyal (sağlık, sosyal faaliyetler) yönlerine eşit önem vermektedir. İlaveten Sözleşme, onun analiz ve uygulamalarının en can alıcı noktasına sosyal ve ekonomik konuları koymaktadır. Sözleşme’nin ülkeler düzeyinde uygulama aracı olan ulusal eylem planlarının en can alınıcı yerlerine de sosyal ve ekonomik konuların konulması gerekmektedir. Bunu sağlamak için ise, ulusal eylem planları hazırlanırken, çalışmalarda katılımcı bir yaklaşım anlayışı izlenmelidir. Zira, toplumun bütün kesimlerinin katılımı olmadan çölleşme olgusu ile mücadele etmek mümkün değildir. Yetişkinleri, yaşlıları, hele hele çocukları bu işin içine katmadan, bu problemi çözmek mümkün değildir. Yaşlılar, geleneksel bilgiye sahip insanlardır. Okullarda ise çocuklara; toplama, çıkarma, okuma ve yazmanın yanı sıra, çölleşmeyle mücadele ile ilgili temel eğitimin mutlaka verilmesi gerekmektedir. Diğer yandan çocuklar, anne-babalarına çok iyi bilgi aktarıcılarılarıdır. (Education Kit, UNESCO-UNCCD, 2001) Sözleşme, ülkelerden eylem planlarını uzun vadeli yapmasını ve planda yazılan faaliyetlerin düzenli olarak izlenmesini talep eder. Faaliyetlerin izlenmesi için muhtelif istasyonlar sürekli olarak gözlem yaparlar. Örneğin, tarım yapılan alanlarla yapılmayan alanlar sürekli gözlemlenir. Diğer taraftan, arazi bozulmasını ölçmek amacıyla yapılan ölçümler ve bu ölçümler sonucu elde edilen nicel ve nitel bilgi, bilim adamlarına, kuruluşlara ve hükümetlere çeşitli avantajlar sağlarlar. Bu avantajların başında, hiç kuşkusuz, yapılacak çalışmaların tekrarını ve para israfını önlemek gelmektedir. Bilindiği üzere göstergeler, bir olgu (vakıa, fenomen) ve faaliyetin değerlendirilmesinde ve etkilerinin tahmin edilmesinde kullanılan nicel bilgilerdir. Sözleşme’nin 16. Maddesinde, konunun fiziksel ve biyolojik yönlerine eşit önem verdiği kadar, ekonomik ve sosyal yönlerin önemi de vurgulanmaktadır. Fotoğraf altı yazısı: Bilimsel araştırmalar ve çevresel değişikliklerin düzenli olarak izlenmesi, çölleşmeyle mücadelenin ve bozulmuş ekosistemlerin iyileştirlmesinin olmazsa olmaz şartıdır. © UNESCO-MAB Uydu Fotoğrafları (Uzaktan Algılama) - Uydu fotoğrafları, hızlı bilgi edinmek ve bozulma, açmalar ve ağaçlandırmalar gibi değişiklikleri izlemek için kullanılırlar. Bu fotoğraflar, bitkilerdeki değişimi gösterir ve bu sayede, kuraklık olduğunda hangi bitkinin ekilip hangi bitkinin ekilmemesi gerektiği konusunda karar vericilere önemli yardımlarda bulunur. Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS) - Coğrafyacı ve bilgisayar uzmanları, küresel ölçütlerde bölgesel düzeyde bilgi üretmek için GIS’i geliştirmişlerdir. Bunun için uzmanlar; harita, fotoğrafik resim ve sanal görüntüleri üretirler. Bahsekonu küresel ölçütler; kuraklığın ilerlemesi, yağmur, sıcaklık, su varlığı, insanların sosyal faaliyetleri ve altyapı (tren yolları, yollar) şeklinde sıralanabilir. (Education Kit, UNESCO-UNCCD, 2001). Fotoğraf altı yazısı: Nijerya, Gour’da kumulu tutan rüzgar perdeleri gübreler ya da ucuz kompostların kullanılmasına ihtiyaç duyulmak; ya da toprağı hazırlamak için, bir çukurda sıcaklık ve nemin yardımıyla humus üretilmekte ve humuslar, fideler dikilmeden önce toprağa serilmektedir. Bilindiği üzere hayvanlar ürün artıklarını yer ve toprağa besleyici maddeler bırakırlar. Tarım artıkları ve hayvanların dışkıları, adetâ birbirini tamamlayarak, toprağın veriminin sürmesinde etkili olurlar. Fotoğraf altı yazısı: Uydu yoluyla veri elde etme. © Agence Spatiale Européenne 5. UYGUN BİR ÇEVREYİ YENİDEN KURMAK: Toprağı Eski Haline Getirmek - Rüzgar ya da su yoluyla topraktan azot, fosfor, kalsiyum, magnezyum gibi besleyici unsurlar gittiğinde toprak bozulmakta, fakirleşmekte ve sonuç olarak toprağın verimi düşmektedir. Toprağın içinden çıkması gereken tuz gibi toksik maddeler çıkamamakta ve toksik maddeler toprağın içinde birikmektedir. Aşırı tarım yoluyla topraktaki besleyici maddeler tüketildiğinde, toprağın verimini arttırmak için ya sentetik Fotoğraf altı yazısı: Fidanlıklar, fidanların hızlı bir şekilde üretildikleri yerlerdir. Hızlı yetişen ve zor şartlara uyabilen yerel türleri seçmek çok önemlidir. © UNESCOMAB Rüzgârın etkisiyle mücadele etmek - Rüzgar; kum ve tozun ye- rini değiştirir. Rüzgârın etkilerini azaltmaya yarayan bazı basit mekanik çalışmalar bulunmaktadır. Bunlar: 1- Yerel bitki türlerinden çit yapmak ve köylerin ve tarımsal ürünlerin etrafını metal çitlerle çevrelemek; 2- toprağı bağlayan ve koruyan kök sistemine sahip bitkileri dikmek; ve 3- plantasyon alanlarını korumak için hayvan otlatmayı yasaklamak, şeklindedir. Yeniden Ağaçlandırma (Reforestation) - Fidanlık kurmak, yeniden ağaçlandırma yapmanın olmazsa olmaz şartıdır. Fidanlıklarda, hızlı büyüyen ve zor iklimlere uyum sağlayan yerel bitki türleri yetiştirilir. Yeniden ağaçlandırma uzun soluklu bir iş olmakla beraber ağaçların uzun hayat döngüsüne sahip olmaları yatırımları ayakta tutabilmektedir. Ağaçların Rolleri - Hepimizin çok iyi bildiği üzere ağaçlar; 1- toprağın unsurlarını birbirine bağlar; su ve rüzgar erozyonunu önler; 2tarımsal ürünler için rüzgar engeli oluşturur; 3- köklerindeki bakteriler yoluyla azot üretir ve toprağın üretkenliğini arttırır; 4- toprağın içine su girişini kolaylaştırır; 5- insanlara ve hayvanlara gölge yapar; 6- meyve ağaçları gıda kaynağı 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 27 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN rın beslenme ihtiyaçlarının farklı olması nedeniyle, uzun dönemde bir arazi parçası sadece farklı bitki ve hayvanları doyurabilmektedir. Bu nedenle, aynı arazi parçasında uzun süreli tek kültür uygulamalarından sakınılması ve toprağın eski halini alması için münavebeli (değişimli) bir tarımsal ürün sistemine geçilmesi gerekmektedir. Fotoğraf altı yazısı: Hem ekonomik hem de ekolojik avantajlarından dolayı bir tarımsal uygulama olarak tarımsal ormancılık (agroforesty) oldukça yaygın olarak yapılmaktadır. Bir yandan ağaçlatdan yaralanırken diğer yandan tahil ekilebilir. © UNESCO-MAB olup kurak zamanlarda hayvanlara yem sağlar; ve 7- yemek pişirmede yakacak odun, kulübe çatısını yapımında yapı malzemesi olarak kullanılır. Tabii burada vurgulanması gereken çok önemli bir husus vardır. O da, ağaçların sürdürülebilir bir şekilde kıllanılabilmesi için her kesilen ağacın yerine yenilerinin dikilmesi gerekmektedir. Nelerden Sakınılmalıdır? 1Sürekli ağaç kesiminden; 2- çalı yangınlarından; 3- sentetik gübreler kullanıp doğal gübreleri ihmal etmekten; 4- sadece bir tip tarımsal ürün kullanmaktan; 5- nadasa bırakma süresini azaltmaktan; 6- yoğun üretim ve otlatma yapmakta; ve 7- dağlık bölgelerde doğal yatay hatlar yerine yukarıdan aşağıya işleme yapamaktan, sakınılmalıdır. (Education Kit, UNESCO-UNCCD, 2001). 6. SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIMSAL UYGULAMALAR GELİŞTİRMEK Çölleşme meydana gelmeden önce çölleşmeyi önlemek için çalışmak, çölleşme meydana geldikten sonra çölleşmeyle mücadele etmek için çalışmaktan çok daha az maliyetlidir. O nedenle, 28 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 iyi tarımsal uygulamalara devam etmek ve bozulmaya doğru giden toprağı eski haline getirmek için çaba göstermek gerekmektedir. Bunun için de, toprak verimliliğini koruma amaçlı uzun dönemli sürdürülebilir uygulamalara ihtiyaç vardır. Toprağın tükenme süreci ve etkileri - Nüfus artışıyla birlikte geleneksel tarım sistemleri terk edilmekte, tek ürün yetiştirme uygulamaları yaygınlaşmakta; çölleşme hızlanmakta; üretim alanları üzerindeki baskılar artmakta ve araziler verimsizleşmektedir. Az çok veya hiçbir geliri olmayan çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri, ya alternatifsiz kalmakta ya da marjinal alanları kullanmaya kendilerini mecbur hissetmektedirler. Öncelikle şu bir gerçektir ki; her arazi parçasının kendini yenileme kapasitesi vardır. Bu kapasite aşıldığında, verimlilik azalmakta, tarımsal ürün miktarı düşmekte ve çiftlik hayvanlarının besili hale gelme süresi uzamaktadır. Tarımsal üretimi çeşitlendirmek - Tarımsal üretim ve hayvancılıkta çeşitlendirmeye gitmek hem arazi kaynaklarının daha iyi kullanılmasını sağlamakta hem de bir ürünün aşırı üretilmesini önlemektedir. Bitki ve hayvanla- Fotoğraf altı yazısı: Mali: Tarımsal ürünleri çeşitlendirme, araziyi daha iyi kullanmayı sağlar ve bir ürünün aşırı üretilmesini önler. © Yann Arthur-bertrand / Earth from Above /UNESCO Araziyi Eski Haline Getirmek Arazi bozulması, kalıcı değil, geri çevrilebilir bir şeydir. Bozulmuş alanları eski haline getirmek için alana ekilen/dikilen ürün teknolojilerinin iyileştirilmesi gerekir. Bu ise ancak, toprağı organik madde ile zenginleştirmekle; farklı ürünler seçip kullanmakla; alana baskıyı azaltmakla ve topraktaki dengeyi korumakla mümkün olabilmektedir. En etkili sulama sistemlerini kullanmak, toprağın tuzluluğu ile mücadele etmede çok ama çok önemlidir. Sulama sistemleri dendiğinde ilk akla gelenler: 1Geri kalan suyun tahliye edilmesi; 2- sorunlu alanlarda yer altı su rezerv değişikliklerinin ve toprak tuzluluğunun izlenmesi; 3- ağaç dikme, sulama ve direne etme, şeklindedir. Diğer taraftan, hükümetler ve hükümetdışı kuruluşlar resel bozulmayı önleyen kaynaklar olması gerekmektedir. Odunun Yerine İkame Maddeler Kullanmak - Orman kaynaklarının (özellikle yakacak odunun) sürdürülemez bir şekilde kullanılması, çölleşmeye adeta davetiye çıkarmaktadır. Alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarını belirlemek ve bu kaynakları odunun yerine kullanmak, çölleşmeyle mücadelede çok önemlidir. Fotoğraf altı yazısı: İyi besili ve sağlıklı bir sürü, besili olmayan büyük bir sürüden daha iyidir. © UNESCO-MAB (NGO), kuraklığa uyumlu olan ve uygun olmayan teknolojiler konusunda eğitim kursları düzenleyebilmektedir. Sürüleri Azaltmak – Bir yandan sürülerin sayısı azaltılırken, diğer yandan arazinin geri kazanılması için belli bir zamanın geçmesini beklemek, yerel çiftçilerin hiç de hoşuna gitmeyen bir düşünce değildir. Bırakın hoşlarına gitmesini, kolay kolay da benimseyemezler bile. Ekim alanlarından ürün elde etme konusunda kaydedilen teknolojik gelişmeler, havancılık yapmak için daha fazla alan bırakabilir ve bu alanlar üzerindeki baskı ve onun neden olduğu bozulma azalabilir. Daha kaliteli hayvan yetiştirerek ve veterinerlik hizmetlerini iyileştirerek sürü sayısı düşse bile, sürü sahiplerinin gelirleri devam edebilir hatta hatta artabilir. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere, “sürü sayısının azalması ve gelirin devam etmesi” konusunda hayvan yetiştiricilerini ikna etmek kolay kolay mümkün olmadığından, sürü sahiplerine eğitimler verilmesi ve toplumsal farkındalığın arttırılmasına kesin bir ihtiyaç vardır. (Education Kit, UNESCO-UNCCD, 2001). 7. YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANMAK Teknolojik Yenilikler - Teknolojiler, ancak ve ancak geleneksel üretim sistemlerini iyileştirerek çölleşmeye çözüm getirebilirler. Bu ise, geleneksel üretim sistemlerinin yeni enerji kaynaklarıyla bağlarının kurulmasına bağlıdır. Bahsekonu yeni enerji kaynaklarının; toprağı daha iyi hale getiren, tahıl ve et üretimini artıran ve çev- Güneş Enerjisi - Pırıl pırıl güneşli günler, kurak ve yarı kurak alanların tipik özelliğidir. Bu özellik enerji ihtiyacını gidermek için de kullanılabilir. Bunun için neler yapılabilir? 1- Paneller yoluyla sıcak su sağlanabilir; 2- parabolik aynalar yoluyla yemek pişirilebilir, su buharı üretilebilir ve elektrikli su tribünleri çalıştırılabilir; 3- paneller yoluyla güneş ışını elektriğe dönüştürülebilir, depolanabilir ve kullanılabilir; ve 4- güneşin buharlaştırma gücünden yararlanılarak, güneş ayrıştırıcıları yoluyla, tuz ve bakteriden ayrıştırılmış saf su elde edilebilir. Fotoğraf altı yazısı: Hindistan’ın Rajasthan bölgesi: Güneş panelleri taşıyan develer. Güneşin yeterli olduğu yerlerde güneş panelleri kurulur ve kullanılır. © Madanjeet Singh / UNESCO 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 29 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN Rüzgâr - Rüzgârın gücü; elektrik üreten pervaneleri çevirir, rüzgâr yoluyla üretilen elektrik su kuyusu pompalarını çalıştırabilir, sulama kanallarını ve su depolarını doldurabilir ve tohumları öğüten değirmenleri çalıştırabilir. Alize, Harmattan, Scirocco gibi rüzgârlar kurak alanlarda sık ve şiddetli görülmelerinden dolayı, bu tip enerjiler uzun dönemde tamamlayıcı işlev görebilmektedir. Fotoğraf altı yazısı: Çad’ta Chari Nehri: Nehir boyunca ürünler küçük setlerle korunurlar. Fotoğraf altı yazısı: Çevreye zarar vermeksizin rüzgar enerjisinden elektrik üretilir. © Michel Le Berre Biyogaz - Biyogaz, bir ayrıştırma makinesinde üretilen gazlı bir karışımdır. Ayrıştırma makinesinden çıkan artıklar doğal gübre olarak kullanılabilir. Kurak alanlardaki yüksek sıcaklık, biyogaz oluşturmak için faydalıdır. Biyogazın; maliyetinin olmaması ve aydınlatma, yemek pişirme, jeneratör, traktör ve otomobil sürmede kullanılması gibi avantajları bulunmaktadır. Biyogaz, küçük tesisatlar ile de Fotoğraf altı yazısı: Küçük çiftçiler, sulama suyunu tutmak ve ürünleri korumak için küçük setler ve barajlar yaparlar. © FAO/14204/R. Faidutti 30 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 üretilebilmektedir. Bu üretim; tarım ve hayvan dışkısının bir arada bulunabildiği bölgelerde en etkili şekilde yapılabilmektedir. (Education Kit, UNESCO-UNCCD, 2001) 8. KADİM BİLGİYİ YENİDEN ÜRETMEK Eski ve yeni uygulamaları birleştirmek - Kurak alanlarda başarılı olmuş projelere biraz daha yakından bakacak olursak, şunu çok net olarak görebilirz; yerel halka çözümler ararken, onları dinleyen, halkın geleneksel teknik ve önceliklerini öğrenen kuruluşlar hep daha başarılı olmuşlardır. Günümüzdeki kalkınma projeleri, geleneksel uygulamaları ve yeni teknolojileri birleştirmiş, böylece toplumun elindeki bilgi (knowhow) çölleşmeyle mücadele çalışmalarını güçlendirmiştir. Çölleşmeyle mücadele çalışmalarında eğer geleneksel teknikler kullanılabilirse, düşük maliyet konusunda çifte avantaj sağlanmış olacaktır. Bilindiği üzere, yöre halkı genellikle basit araçlar kullanırlar ve bu araçlara erişim çok kolaydır. Aynı zamanda bu araçlar, uzun yıllar tabiatın gözlemlenmesi sonucu oluşturulduğundan uzun dönemde çevre dostudurlar. Dinamik Geleneksel Bilgi - Toplumun elindeki bilgi (knowhow) ve teknikler, dinamik ve ilerleyici bir özellik taşmaktadır. İnsan toplulukları, komşularıyla kurdukları ilişkiler ve uzak diyarlardan yaptıkları evlilikler sayesinde bilgi aktarmaya devam ederler. Diğer taraftan bazı kültürler, modern bilimdeki gelişimlerden ilham alırlar. Eski Sulama Tekniklerinin Yeniden Oluşturulması - Geleneksel sulama teknikleri, çevreye duyarlı modern kalkınma projelerinde, yeniden kullanılabilmektedir. Cezayir’de, nüfus artışı ve çevresel bozulmayla karşı karşıya kalan insanlar, çevreye duyarlı geleneksel sulama tekniklerini yeniden canlandırarak sahradaki vahaları meydana getirmişlerdir. Onlar, bir yandan palmiye ağaçlarını eski haline getirmeye çalışırken diğer yandan da yerçekimi yoluyla suyu tahliye eden yeraltı su galerilerinden oluşan sulama sistemlerini daha iyi hale getirmişlerdir. Bu insanlar, suyu derinlerden çıkarmışlar ve ekosisteme zarar vermeyen kanalları kullanarak taşımışlardır. Arazi Verimsizliği ile Mücadele Edecek ve Tarımsal Ürünleri İyileştirecek Teknikler: Malçlama (toprağı kuru otla örtme) ve Tarımsal Artıkları Kullanma - Kuru ot, saman, mısır sapı, ölü yapraklar veya diğer tarımsal artıklar gibi ölü bitkiler, yani Zimbawe: Zararlı otları temizleyen kadınlar. © Wagner Horst, UNESCO malç, çıplak toprak üzerinde ve bitkilerin etrafına serilebilir, böylece erozyon sınırlanabilir ve nem korunabilir. Samanlar, bir yandan toprağın sıkılaşmasını önlediği gibi diğer yandan suyu tutmakta ve suyun toprağın içine yavaş yavaş sızmasını sağlamaktadır. Zai1 - Burkina Faso’lu çiftçilerin arazi ve dikim çukurlarını iyileştirme tekniğine zai adı verilmektedir. Zai adı verilen teknik şu şekilde çalışmaktadır: Kurak dönem boyunca, çapı ve derinliği genişletilerek çukurlar açılmakta ve içine gübre konulmaktadır. Yağmurlu dönemde çukurların içi su ile dolmakta, su ve gübre birbirine karışmaktadır. Çukurlarda bu aşamayı yoğunlaşma izlemektedir. Verimi artan topraklarda ise darı ve süpürge darısı (sorgun) yetiştirilebilmektedir. Sahel’de bozulmuş binlerce hektar alanın önemli bir kısmı, bu teknik sayesinde, kullanılır ve tarımsal üretim yapılabilir hale gelmiştir. Kadınların Rolü - Kadınlar günlük işlerini görürken, annelerinden ve de anneannelerinden öğrendikleri pek çok geleneksel bilgiyi kullanırlar. Kadınlar bu işleri yaparken hem fakirliği azaltır hem de sayısız çevresel probleme çare bulurlar. Kadınlar aynı zamanda, küçük aile tarlaları oluşturarak kıraç toprakları geri kazanır ve verimsiz toprakları eski haline getirirler. Kadınlar, yaşadıkları çevreyi bir yandan korurken diğer yandan ailelerinin günlük ihtiyaçlarını da sağlarlar. (Education Kit, UNESCO-UNCCD, 2001). TEŞEKKÜR Birinci yazıdan sonra, ikinci yazının yazılması için beni teşvik eden tüm meslektaşlarıma ve el yazısı tercümelerimi elektronik ortama çeken Sayın Pınar Gölpınar’a teşekkür ederim. KAYNAKLAR 1. Education Kit on Learning to Combat Desertification (Çölleşme ile Mücadeleyi Öğrenme Rehberi) UNESCO-MAB, UNCCD, 2001 2. Berthe, Yafong, 1997. Çölleşmeyi Önlemede Ormancılığın Rolü; 11. Dünya Ormancılık Kongresi Bildirileri, Cilt 2, Bölüm C/10, sayfa 323-328. (1) Kelimenin orijinal yazılışında “i” harfinin üzerinde iki nokta bulunmaktadır. 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 31 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN ORMANCILIK KAMUOYUNUN ROTASYON UYGULAMASI VE MÜHENDİS KADROLARINA İLK DEFA YAPILACAK ATAMALARDA KULLANILAN SINAV SİSTEMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİ Dr. Hasan ALKAN Orman Yüksek Mühendisi ÖZET Bu araştırmada ormancılık kamuoyu için güncel iki konu olan rotasyon uygulaması ve mühendis kadrolarına ilk defa yapılacak atamalarda kullanılan mevcut sınav sisteminin değiştirilmesine yönelik meslektaşlarımızın görüşleri belirlenerek, yorumsuz bir şekilde sunulmuştur. Araştırma bulgularına göre her iki uygulamanın da adil ve tarafsız bir şekilde yapılamadığı ya da yapılamayacağına yönelik görüşler baskın durumdadır. Anahtar Kelimeler: Rotasyon uygulamaları, Mühendis atamaları, Mülakat 1. GİRİŞ Orman Genel Müdürlüğü (OGM) teknik personel atamalarına dair mevzuat üzerinde son 5 yılda yaptığı düzenlemelerle bir arayış içerisine girmiştir. Düzenlemeler daha çok yönetmelik değişikliği şeklinde olmuştur. Düzenlemelerden ilki 25.05.2009’da, ikincisi 12.03.2011’de ve üçüncüsü ise 22.06.2012 tarihinde yürürlüğe koyulmuştur. Bununla birlikte Orman Mühendisleri Odası tarafından açılan davalar sonucunda bu yönetmeliklerin yürürlülükleri durdurulmuştur. Son olarak 13.10.2013 tarih ve 28794 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “OGM Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik” ormancılık kamuoyunda rotasyon olarak bilinen ve tartışılan uygulamaları gündeme getirmiştir. Kamuoyundaki tartışmalar, rotasyon uygulamasının gerekli olup olmadığından ziyade, bu uygulamanın adil bir şekilde yapılıp yapılmadığına 32 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 ve yönetmelikte belirtilen ilkelere uyulup uyulmadığına yöneliktir. Zira, rotasyon uygulamaları aleyhine sivil meslek örgütlerince yapılan eylemler, bireysel meslektaş tepkileri, yazılı ve görsel basında çıkan haberler, sosyal paylaşım sitelerinde yer alan mağduriyet haber-paylaşımlarına karşın, OGM bu uygulamalarda yönetmeliğe uygun olarak hareket edildiğini ifade eden açıklamalarda1 bulunmaktadır. Bu konuda taraflar konuşurken orman fakültelerinden veya diğer araştırma kurumlarından olumlu ya da olumsuz yönde kurumsal bir yazılı değerlendirme henüz yapılmamıştır. Ormancılık kamuoyu gündemini oluşturan hususlardan birisi de OGM mühendis kadrolarına ilk defa yapılacak atamalarda 2000 yılından beri kullanılmakta olan sistemin değiştirilmesidir. Bilindiği gibi 2000’li yıllardan buyana ilk atamalarda Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS)2 dikkate alınmaktaydı. 05.07.2014 tarih ve 29051 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliğine göre bundan sonra yapılacak atamalarda OGM, KPSS (B) grubu puan sırasını dikkate alarak açıktan atama yapacağı kadro sayısının üç katına kadar adayı yazılı ve/veya sözlü sınava tabi tutacak ve atamaları bu sınav sonuçlarına göre yapacaktır. Genel yetenek ve genel kültür odaklı sorularla yapılan KPSS (B) gurubu sınavı yerine, ya da bu sınava ek olarak alana yönelik yapılacak merkezi bir sınavla orman mühendisi alımının yapılması yıllardır meslek kamuoyu tarafından tartışılan ve büyük ölçüde olumlu yönde fikir birlikteliği sağlanan bir konudur. Hatta anılan husus Orman Fakülteleri Dekanlar Toplantısı’nın da gündem maddelerinden birisi olmuş ve T.C. Ölçme, Yerleştirme ve Seçme Merkezi (ÖSYM) nezdinde girişimlerde de bulunulmuştur. Ne var ki ÖSYM’den bu talebe olumlu bir cevap alınamamıştır. Bununla birlikte Temmuz ayında yapılan bir düzenleme ile gündeme gelen ve ormancılık kamuoyunda mülakat3 sınavı olarak tartışılmaya başlanan uygulama ise yukarıda belirtilen yaklaşım-çalışmaların bir ürünü veya devamı değildir. Bu düzenlemeye yönelik ormancılık kamuoyunda olumlu yönde bir fikir birlikteliği de bulunmamaktadır. Merkezi sistem dışında ilgili kurumlarca yapılan-yapılacak olan denetim ve objektifliği tartışma götürür sınavlar ister istemez güven sorununu da beraberinde getirmekte; kamuoyunda torpil ve menfi uygulamalara yönelik endişeler oluşturmaktadır. Söz konusu düzenlemeler yapılırken başta orman fakülteleri olmak üzere sınavlar konusunda deneyim sahibi ilgili kurum ve kuruluşların kurumsal düzeyde görüşlerinin de alınmadığı bilinmektedir. Türkiye’de geçmiş dönemlerde yaşanan olumsuz deneyimler ise bu endişenin artmasına neden olmaktadır. Üstelik söz konusu düzenleme KPSS sınavı ile aynı gün yapılmış; birçok aday bu düzenlemeden sınava girdikten sonra haberdar olabilmiştir. Bu araştırmada yukarıda kısaca değinilen iki uygulama hakkındaki ormancılık kamuoyu görüşleri araştırılmış ve bulgular yorumsuz bir şekilde verilmeye çalışılmıştır. 2. MATERYAL VE YÖNTEM Bu araştırmanın verileri çeşitli kurum ve kuruluşlarda çalışan orman mühendisleri, henüz atanamamış orman mühendisleri, orman fakültelerinin orman mühendisliği bölümlerinde okumakta olan öğrenciler, öğretim elemanları ve emekli orman mühendisleri tarafından doldurulan anket formlarından sağlanmıştır. Anketin online olarak ve kısa bir sürede yapılacak olması, katılımın olabildiğince arttırılmak istenmesi gibi nedenlerle anket formunda çok az soruya ve seçeneğe yer verilmiştir. Anket formu 5’i çoktan seçmeli ve 1’i de açık uçlu soru olmak üzere 6 sorudan oluşmaktadır. Ankette yer alan soruların içtenlikle cevaplanabilmesi için denek tanımlayıcı sorulara özellikle yer verilmemiştir. Hazırlanan form online olarak erişime açıldıktan sonra, çeşitli sosyal paylaşım siteleri ve elektronik posta aracılığıyla ormancılık kamuoyuna duyuru yapılarak orman mühendislerinden ankete katılımları istenmiştir. 12.08.2014 ve 18.08.2014 tarihleri arasında 419 orman mühendisi ve orman mühendisi adayı ankete katılmıştır. Katılımcıların niteliklerine göre dağılımı Çizelge 1’deki gibidir. Emekli orman mühendisleri ile diğer kamu kurum ve kuru- luşlarında memur olarak çalışan orman mühendisleri “Diğer” seçeneği içinde değerlendirilmiştir. Anketlerin değerlendirilmesinde Ms excell ve SPSS 15,00’dan yararlanılmıştır. Analiz sonucunda bulgular frekanslar ve yüzdeler (%) şeklinde sunulmuştur. Gerek görülen hallerde değişkenler arası ilişkilerin tespiti amacıyla çapraz tablolar ve kikare analizinden de yararlanılmıştır. 3. BULGULAR 3.1.Rotasyon Uygulamalarına Yönelik Görüşler Ormancılık kamuoyunda rotasyon uygulamalarını mesleğin geleceği için gerekli gören bir kesim olduğu gibi, bu uygulamaların faydadan ziyade zarara neden olacağına yönelik görüşe sahip bir kesim de bulunmaktadır. Rotasyonu mesleğin geleceği için gerekli bir uygulama olarak nitelendiren kesim ise kendi içinde ikiye ayrılmaktadır. Zira meslektaşlarımızın bazıları bu uygulamaların ayırım yapılmaksızın herkese uygulanması gerektiğini savunurken, bazıları ise sadece yeni ataması yapılacak olan meslektaşlarımızın bu uygulamaya tabi olması gerektiğini savunmaktadır. Araştırma kapsamında söz konusu görüşlerin frekans-yüzde değerleri be- Çizelge 1. Katılımcıların Niteliklerine Göre Dağılımları Katılımcıların Nitelikleri Frekans % Orman fakültesi öğrencisi 63 15,0 Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın herhangi bir biriminde çalışan orman mühendisi 85 20,3 Özel sektörde mesleği ile ilgili bir işte çalışan orman mühendisi 40 9,5 Özel sektörde mesleği dışında bir işte çalışan orman mühendisi 12 2,9 Öğretim elemanı 61 14,6 140 33,4 18 4,3 419 100,0 Orman mühendisi ve henüz çalışmıyor (işsiz) Diğer Toplam 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 33 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN Çizelge 2. Rotasyon Uygulamasının Mesleğin Geleceğine Etkisine Yönelik Görüşler Önermeler-Görüşler Tüm Orman Mühendisleri Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çalışanları Öğretim Elemanları Frekans Frekans Frekans % % % Doğru bir uygulamadır. Mesleğin geleceği için ayırım yapılmaksızın herkese kararlılıkla uygulanmalıdır. 149 35,6 21 24,7 19 31,1 Doğru bir uygulamadır. Mesleğin geleceği için sadece yeni atanacaklardan itibaren kararlılıkla uygulanmalıdır 124 29,6 39 45,9 15 24,6 Bu uygulama faydadan çok zarar getirir. Uygulamadan vazgeçilmelidir. 146 34,8 25 29,4 27 44,3 Toplam 419 100,0 85 100,0 61 100,0 lirlenerek Çizelge 2’de verilmiştir. Çizelgede araştırmaya katılan tüm orman mühendislerinin, Orman ve Su İşleri Bakanlığı çalışanlarının ve öğretim elemanlarının görüşleri ayrı sütunlar halinde gösterilmiştir. Ankete katılan tüm orman mühendisleri birlikte değerlendirildiğinde, katılımcıların %34,8’lik kesiminin bu uygulamalardan kesinlikle vazgeçilmesi gerektiği yönünde fikir sahibi oldukları görülmektedir. Katılımcıların %35,6’sı mevcut haliyle bu uygulamaları yerinde ve gerekli bulurken; %29,6’sı ise rotasyon uygulamalarının sadece yeni istihdam edilecek orman mühendislerine uygulanması gerektiğini savunmaktadır. potansiyeline sahipken, öğretim elemanları bu uygulamaların kapsamı dışındadır. Rotasyon uygulamalarının tarafsız ve adil bir şekilde yapılıp yapılmadığına ilişkin görüşler ise yine üç gurup için ayrı ayrı verilmiştir (Çizelge 3). Tüm katılımcılar birlikte değerlendirildiğinde, katılımcıların %78,5’inin rotasyon uygulamalarının adil ve tarafsız bir şekilde yapılmadığı yönünde görüş beyan ettikleri görülmektedir. Bu değer Orman ve Su İşleri Bakanlığı çalışanları için %87,1 ve öğretim elemanları için ise %88,5 olarak hesaplanmıştır. Çizelge 2 ve Çizelge 3 birlikte değerlendirildiğinde rotasyon uy- Sadece Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın herhangi bir biriminde çalışan orman mühendislerinin görüşleri dikkate alındığında ise rotasyon uygulamalarının yeni istihdam edilecek orman mühendislerine uygulanması gerektiğine yönelik önermenin yüzdesinin artmış olduğu görülmektedir. Orman fakültelerinde çeşitli unvanlarla görev yapmakta olan öğretim elemanlarının rotasyon uygulamalarının mesleğin geleceğine ilişkin etkilerinin olumsuz olacağına ilişkin görüşlerinin yüzdesi ise tüm orman mühendisleri ve kurumda çalışan orman mühendislerine oranla daha yüksektir. İlk iki gurup rotasyon uygulamalarından doğrudan etkilenme Çizelge 3. Rotasyonun Adil ve Tarafsız Bir Şekilde Yapılıp Yapılamadığına İlişkin Görüşler Önermeler-Görüşler Adil bir şekilde uygulanmaktadır Tüm orman mühendisleri Orman ve Su İşleri Bakanlığında Çalışanlar Öğretim Elemanları Frekans Frekans Frekans % % % 90 21,5 11 12,9 7 11,5 Adil bir şekilde uygulanmamaktadır 329 78,5 74 87,1 54 88,5 Toplam 419 100,0 85 100,0 61 100,0 34 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 Çizelge 4. Rotasyonun Gerekliliği & Adil Bir Şekilde Uygulanıp Uygulanamayacağı Görüşlerine İlişkin Çapraz Tablo Önermeler-Görüşler Adil bir şekilde uygulanmaktadır Adil bir şekilde uygulanmamaktadır Frekans Frekans % % Doğru bir uygulamadır. Mesleğin geleceği için ayırım yapılmaksızın herkese kararlılıkla uygulanmalıdır. 56 37,6 93 62,4 Doğru bir uygulamadır. Mesleğin geleceği için sadece yeni atananlardan itibaren kararlılıkla uygulanmalıdır 29 23,4 95 76,6 gulamalarının gerekliliğine ilişkin görüş bildirmiş olan birçok katılımcının bile rotasyon uygulamalarının adil ve tarafsız bir şekilde yapılmadığına yönelik görüş bildirdikleri anlaşılmaktadır (Çizelge 4). 3.2.Mülakat Sınavına İlişkin Görüşler OGM’nin KPSS puan sırasını dikkate alarak açıktan atama yapacağı kadro sayısının üç katına kadar adayı yazılı ve/veya sözlü sınava tabi tutarak atamaları bu sınav sonuçlarına göre yapmasına olanak tanıyan düzenlemenin doğru & yanlışlığına yönelik ormancılık kamuoyu görüşleri Çizelge 5’de sunulmuştur. Çizelgede katılımcıların tamamının görüşleri, Orman ve Su İşleri Bakanlığı çalışanlarının görüşleri, öğretim elemanlarının görüşleri ve bu sınavdan kısa vadede en fazla etkilenmesi muhtemel adayların (or- man fakültesi öğrencileri ve mezun olup henüz iş bulamamış orman mühendisleri) görüşleri ayrı sütunlar halinde verilmiştir. Görüldüğü gibi, KPSS sınavında başarılı olarak sıralamaya giren adaylardan kadro sayısının üç katına kadarının kurumca yapılacak bir sözlü veya yazılı sınava tabi tutulacak olmasına yönelik görüşler genel itibariyle olumsuzdur. Zira tüm katılımcılar birlikte değerlendirildiğinde, %70,9’luk kesim böyle bir uygulamanın doğru olmayacağına yönelik görüş belirtmişlerdir. Bu konuda en fazla olumsuz görüşe sahip olan gurup %85,2 ile öğretim elemanlarıdır. En iyimser gurubun orman fakültesi öğrencileri ve mezun olup, henüz iş bulamamışlar olması ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir. Bununla birlikte, her ne kadar çalışma kapsamında bu yönde bir analiz yapılmamış olsa da, KPSS sınavı sıralamasında geriye düşmüş öğrencilerin mülakat sınavıyla rakiplerinin önüne geçebilme beklentilerinin bu bulgunun kaynağı olabileceği söylenebilir. Çizelge 6’da ise mülakat sınavlarının adil ve tarafsız bir şekilde yapılıp yapılamayacağına ilişkin katılımcı görüşleri bulunmaktadır. Çizelge 6’da görüldüğü gibi kurumca yapılacak mülakat sınavlarının tarafsız ve adil bir şekilde yapılabileceğine inanan katılımcıların oranı oldukça düşüktür. Tüm katılımcılar birlikte değerlendirildiğinde, deneklerin sadece %6’sının mülakat sınavının adil ve tarafsız bir şekilde yapılabileceğini ifade ettikleri görülmektedir. Bu hususta da en karamsar kesim yine öğretim elemanlarıdır. Çizelge 6’da yer alan bulguların nedenlerine yönelik çeşitli yo- Çizelge 5. Mülakat Sınavının Doğru&Yanlış Olduğuna İlişkin Görüşler Görüşler Tüm Orman Mühendisleri Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çalışanları Öğretim Elemanları Orman fakültesi öğrencileri ve mezun olup henüz iş bulamamışlar Frekans Frekans % Frekans Frekans % % % Doğru ve gerekli bir düzenlemedir 122 29,1 25 29,4 9 14,8 69 33,8 Doğru bir düzenleme değildir 297 70,9 60 70,6 52 85,2 135 66,2 Toplam 419 100,0 85 100,0 61 100,0 204 100,0 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 35 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN Çizelge 6. Mülakat Sınavının Adil Bir Şekilde Yapılıp Yapılamayacağına İlişkin Görüşler Görüşler Tüm Orman Mühendisleri Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çalışanları Öğretim Elemanları Orman fakültesi öğrencileri ve mezun olup henüz iş bulamamışlar Frekans Frekans % Frekans Frekans % % % Mülakat sınavları adil bir şekilde yapılır/yapılabilir 25 6,0 6 7,1 2 3,3 16 7,8 Mülakat sınavları adil bir şekilde yapılamaz 335 80,0 67 78,8 54 88,5 152 74,5 59 14,0 12 14,1 5 8,2 36 17,6 419 100,0 85 100,0 61 100,0 204 100,0 Kararsızım Toplam rumlar yapılabilir. Bununla birlikte çalışmanın başında da belirtildiği gibi bulgular yorumsuz olarak verilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle yorum yapmak yerine “Eklemek istediğiniz hususlar varsa belirtiniz” şeklinde sorulan açık uçlu soruya verilen bazı cevaplardan örnekler sunulacaktır. Çok basit ve zaman alacak bir işlem olmamasına rağmen, KPSS sınav sonuçlarında ormancılıkla ilgili sıralamanın açıklanması uzun denilebilecek bir zaman almıştır. Ayrıca bazı denekler birden fazla kez sıralamalarının değiştiğini ifade etmektedir. Katılımcılarca verilen en yaygın cevaplar ise mülakat ve kayırma (torpil) kelimelerinin eş anlamlı olarak sunulduğu cevaplardır. Öz bir ifadeyle, katılımcılar KPSS sınavına ek olarak kurumca yapılacak sınavların (özellikle de sözlü sınav) adil ve tarafsız bir biçimde yapılamayacağına inanmaktadır. Bu olumsuz algı ya da inanış ise, söz konusu sınavlara yönelik yapılan düzenlemenin yanlış bir düzenleme olduğu yönündeki düşünceleri kuvvetlendirmektedir. Zira kikare analizi bulgularına göre iki husus arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (χ2=127,402; sd=2; P=0,000*). 36 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 4. SONUÇ Bu çalışma çok kısa bir sürede yapılmıştır. Elbette ki birçok eksiği de bulunmaktadır. Ancak çalışmanın temel amacı, ormancılık kamuoyunun rotasyon ve mülakat sınavı uygulamalarına yönelik genel görüşlerinin belirlenmesinin yanında, söz konusu görüşlerinin günümüz teknolojisi ile çok kısa sürede ve kolayca alınabileceğinin ispatı ya da hatırlatılmasıdır. Zira her türlü olanağın varlığı ve her fırsatta katılımcılıktan söz edilmesine rağmen, karar vericiler tarafından çalışmada konu edilen iki husus da dahil olmak üzere pek çok konuda paydaş görüşlerinin pek de önemsenmediği söylenebilir. Bu değerlendirme sadece Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimleri yöneticileri için değil, ormancılık kamuoyu adına kararlara ve açıklamalara imza atan sivil toplum örgütleri yöneticileri için de geçerlidir. Bulgular kısmında verilen görüşler bir kişinin ya da bir tarafın değil, sınırlı bir katılımda olsa ormancılık kamuoyunun görüşleri olarak kabul edilmelidir. Bununla birlikte, arzu edildiği taktirde ilgili kurum ve kuruluşlar daha geniş kapsamlı ve katılımlı bir çalışmayı rahatlıkla yapabilir. Bu çalışmada rotasyon ve mülakat uygulamalarına yönelik öne çıkan yaygın görüş her iki uygulamanın da adil ve ilkeli bir şekilde yapılamadığıyapılamayacağıdır. Karar verici ve uygulayıcılarca söz konusu hassasiyetlerin dikkate alınması 175 yıllık geçmişe sahip ormancılık örgütünde son yıllarda meslektaşlarımız arasında kaybolmakta olan aidiyet duygusunun tekrar kazandırılması ve kurumsallaşma bakımından yararlı olacaktır. TEŞEKKÜR Ankete katılarak görüşlerini paylaşan ve çalışmaya katkı sağlayan öğrenci ve meslektaşlarımıza minnet ve saygılarımı sunarım. DİPNOTLAR 1 Rotasyon Hakkında Duyuru, http://www.ogm.gov.tr/ SitePages/OGM/OGMDuyurular.aspx?l=bab5d875bc9e-415b-99c6-f5088acdaf36&i=323 2 1999 yılında Devlet Memurları Sınavı (DMS) adı altında başlatılan bu sınavlar 2001 tarihinde Kurumlar İçin Merkezi Eleme Sınavı (KMS)’na 2002 yılında ise KPSS sınavına dönüşmüştür. 3 İfade kolaylığı ve meslek kamuoyunda bu adla anılması nedeniyle KPSS sınavına ek olarak yapılacak sınav makalenin bundan sonraki kısmında mülakat sınavı olarak ifade edilmiştir. * P<0,05 TAVŞANLI ORMAN YÖNETİM DÜZENLEMESİ İyigün PULAT Orman Yüksek Mühendisi ORMAN • Bulunma Yeri, Toprağı, Havası, Suyu, Güneşi • Ağacı, Çalısı, Otu… • Karıncası, Kartalı, Kenesi, Kekliği… • Ve… Binlerce Katılımcısı olan “CAN”lar ortamıdır. ORMANIN KATKILARI Orman; Doğaya, İnsana, Tüm Canlılara sayısız can katkısı olan, Havayı, Suyu temizleyen, Yakıt, Yapı, Kâğıt için ürün veren, Meyve, Sebze sunan, Su verimini dengeleyen, Sel Yıkımını frenleyen olgudur. ORMANIN KAMUYA SUNUMU Orman varlığının; Sağlıklı, Düzenli, Dengeli, İşlevli, Verimli olması için Varlığının Korunması, Yararlarının Sürekli Olması yönünde Yönetim ve Kullanımının düzenlenmesi gerekir. Bu konuyla ilgili Ülkemiz Ormanlarının Yönetim ve Kullanımı Anayasamız ve 6831 Sayılı Orman Yasasının önerileri yönünde oluşturulan düzenlemelerle yapılmaktadır. Konuya ilişkin İş ve İşlemler Ülkemiz Orman Kamu Yönetimi”nce sürdürülmektedir. Anılan işlemler; “Ülkemizin Tüm Ormanlarını Kapsayacak düzenlemeler” 1963-1973 yılları sürecinde Ayrıntılı, Nesnel, Bilimsel olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar ülkemiz kaynaklarına yönelik yapılan öncelikli, örnek düzenleme olmuştur. Anılan düzenlemeler; konuya Yapısal, İşlevsel ve Bütünsel yaklaşımlarla günümüzde de 20 yıllık aralıklarla yapılmaktadır. Plan yapımında; Kamu Yararı, Doğa Yasaları, Hukuk Yasaları, Ekonomi Gerekleri, Bilim-Teknik ölçütleri önde tutulur. Toplumsal Beklentiler, Kültürel oluşumlar da göz önüne alınır. 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 37 Gelinen yerin; Toprak yapısı, Yüksekliği, Küresel Koordinatları, Eğimi, Bakısı, Havası, Su oluşumu, Güneş durumu not edilir. O yerde bulunan ağaçlar; tek tek çaplanarak ölçülür, Türleri, Yapısal Durumları, Yaşları, Özellikleri sayısal olarak kayda alınır. Ormandaki diğer bitki türleri, çalı, ot vb. ile gözlenen canlı katılımcı hayvan olguları da not alınır. İşlem sırasında verilen çabalarla; İzlenen, Gözlenen, Ölçümlenen olgu “ORMAN” Tanınır, Tanımlanır, Tanıtılır ve Kamu yararına kullanımına “YOL” çizilir, “IŞIK” tutulur. VE TAVŞANLI ORMANLARI PLANLAMA SÜRECİ Plan yapımı için; “Orman” dan gerekli bilimsel, sayısal ölçütlerle veri derlenir. Veri derleme uğraşı açık doğa koşulları ortamında yapılmaktadır. İşlem; yeterli mesleki bilgisi, deneyimi olan ekiplerce yapılabilir. Çalışmalar; önemli oranda Beyinsel, Bedensel Enerji kullanmaya, Ulaşım, Barınma, Beslenme, Sağlık, Bakım, Dinlenme güçlükleri çekmeye neden olur. Çalışmalarda; ormanın yayılış 38 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 ortamındaki Bitkisel, Hayvansal varlıkları saptanırken, yaşam ortamının Toprak, Su, Hava, Güneş durumları ile İnsan Yerleşimleri, Dağ, Ova, Yayla oluşumlarının da durumları Sayısal Kayıtlara alınır. Ormandan bilgi derleme ekipleri, günün erken saatlerinde uygun ulaşım, ölçüm, gözlem araçları ile ormana ulaşır. Ulaşılan ormanda; eldeki güvenli, ölçekli haritada belirlenmiş Ölçüm-Gözlem yerlerine ulaşınca yapılacak işlemler yazılı olarak “NOT” alınır. (Deneme Sahası karnesi doldurulur.) Sunumda belirttiğimiz işlem ve çalışmalar yöre ormanlarında da yapılmaktadır. “Tavşanlı Orman İşletme”sinin TAVŞANLI, TUNÇBİLEK, YAYLACIK, ALABARDA ve BALIKÖY yörelerinin ormanlarında planlamaya ilişkin ölçüm, gözlem işlemlerine 2014 Haziran ayında başlanmıştır. Ana ağaç türünün “Karaçam” olduğu görülen Tavşanlı ormanlarının “Kurtuluş Savaşı”nda kovulan düşmanlarca yakıldığı anlaşılmaktadır. Tavşanlı Orman İşletmesince yükleniciye verilen iş, “ERKAR” Orman Planlama Firmasınca üstlenilmiştir. Konuya ilişkin iş ve işlemler özenle sürdürülmektedir. Sürmekte olan günlük çalışmalar sabah 08.00 de Tavşanlı’dan Orman’a hareketle başlayıp saat 16.00 da Tavşanlı’ya dönülecek biçimde yürütülmektedir. Çalışmaya katılan mühendislerin; Barınma, Beslenme, Konaklama hizmetleri Tavşanlı Domaniç caddesindeki KOZA Barınma Firması konaklama yerinde karşılanmaktadır. Düzenleme sonuçlarına ilişkin Belgesel Sunumlar ilgili Orman İşletmesine 2014 yılı sonlarında yapılacaktır. 50 YIL ÖNCE BUGÜN “OrmanMühendisliği” Orman Mühendisleri Odası 1954 yılında kuruldu. Orman Mühendisliği Dergisi ise Odanın kuruluşundan sekiz yıl sonra 1962 yılında ilk yayın hayatına başladı. O günden bugüne kadar kesintisiz ve başarılı bir şekilde yayın hayatını sürdürmüş, “Yeşil Türkiye” ülküsüne inanmış olan eğitimli, aydın, bilinçli orman mühendislerinin sesi olmuştur. Orman Mühendisleri, yarım asırdan daha fazla bir süredir, öncelikle ülkemiz ormanlarının korunması, yüzyıllar içinde tahrip edilmiş olanların ihyası, erozyona, sel taşkınlarına ve kumul hareketlerine karşı ağaçlandırmalar yaparak hem ormanların çoğaltılması ve hem de ülke 2014 TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL ORMAN MÜHENDİ MÜHENDİSLİĞİ 39 topraklarının korunması gibi kutsal bir görevi başarılı bir şekilde gerçekleştirmişlerdir. Ülke ormanlarını nitelik ve nicelik olarak sosyal, biyotik ve abiyotik, her türlü zararlılara rağmen artırmayı başaran orman mühendisleri aynı zamanda, politikacıya, bürokratik engellere, kaçakçılara, orman yangınlarına karşı da canı pahasına mücadele etmiştir. Orman mühendislerinin meslek örgütü, Orman Mühendisleri Odası ile onun yayın organı “Orman Mühendisliği” dergisi meslek hayatımızın hafızalarından birini oluşturmaktadır. Bu düşünce ile bizlerden yıllar önce görev yapmış abilerimizin neler yaptıklarını, neler yazdıklarını özet olarak da olsa günümüze taşımak, onları saygı ile anmak bizim için bir vefa borcudur. Bu sayımızdan itibaren, elli yıl önce bugüne rastlayan sayımızda hangi konuları, kimlerin nasıl dile getirdiklerini sizlere ulaştırmak, eskileri anmak, hatıralarını yaşatmak, bugün aramızda çok az sayıda kalan ve elli yıl önce bu mesleğe gönül vermiş, emek vermiş, ömür vermiş abilerimiz ile genç orman mühendisleri arasında köprü kurmak, meslek sevgisi ve bilincini canlandırmak amacı ile bu yazı dizisine başladık. İlk olması nedeni ile bu sayıda, kısa ve özet olarak 1964 yılına kadarki yazı ve resimlerden söz edeceğiz. Daha sonraki sayılarda ise sadece 50 yıl önceki üç aylık dönemde yayınlanan yazı ve haberleri ele alacağız. Derginin ilk sayısı elbette önemli ve ilk başyazı tarihi değer taşımamasından dolayı sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğiz. Ancak bunu bir resim olarak vermek durumundayız. Daha sonra her sayının ilk sayfasını vererek, o sayıda hangi konularda nelerin, kimler tarafından kaleme alındığı özet olarak verilecek. Her sayıda öne çıkan konular ile bugünkü gündemle çakışan, bugün de hala çözemediğimiz konulara o günün şartlarında nasıl yaklaşıldığını gösteren yazılar biraz daha ayrıntılı ele alınarak özetler halinde aktarılmaya çalışılacaktır. Siz değerli üyelerimizden bu konudaki duygu, düşünce ve önerilerinizi özellikle yazılı olarak dergimize, belgegeçer veya elektronik ileti olarak yayin@ormuh.org.tr e-posta adresine iletmenizi bekliyoruz. 40 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ TEMMUZ/AĞUSTOS/EYLÜL 2014 NAKİL / ATAMA Dergimizin Yayın Yönetmeni olarak Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü görevini özveri ile yürütmekte olan, basın yayın ve tanıtım konularında deneyimli, usta Yönetmen, Orman Yüksek Mühendisi Okan ÇANÇİN, rotasyon uygulamaları kapsamında zorunlu yer değiştirme nedeni ile bu sayıdan itibaren dergimizdeki Sorumlu Yazı işleri Müdürlüğü görevinden de ayrılmaktadır. On yılı aşkın bir süredir, Orman Mühendisleri Odasının her türlü basın, yayın, tanıtım çalışmalarında bilgi, beceri ve deneyimlerini seferber ederek katkıda bulunan meslektaşımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Ormancılık meslek kamuoyunda çok seçkin bir yeri olan Okan ÇANÇİN abimizin emekleri katkıları asla unutulmayacaktır. Kendisine bundan sonraki görevlerinde başarılar, ömür boyu sağlık, mutluluk ve huzur dolu günler diliyoruz. İSTİFA Orman Mühendisleri Odası Genel Merkezine Üyelikten ayrılma isteklerini yazılı olarak bildiren; 9071 Oda Sicil No’lu Huriye Melda ÖZSÜT 03.07.2014 12029 Oda Sicil No’lu Mevlut ERTUNA 03.07.2014, 10426 Oda Sicil No’lu Sevda BORAN 24.07.2014, 10510 Oda Sicil No’lu Ayfer DÖNMEZ 24.07.2014, 8220 Oda Sicil No’lu Halil GÜROCAK 24.07.2014, 11792 Oda Sicil No’lu Kevser YILMAZ 28.08.2014 tarihlerinde Yönetim Kurulunun 20/5, 20/6, 26/6, 26/7, 26/8 ve 37/2 sayılı kararları ile istifa talepleri uygun görülerek kabul edilmiştir. Oda Ana Yönetmeliğinin 11nci maddesi gereği dergimizde yayınlanarak meslek kamuoyuna duyurulur. VEFAT YUSUF KILIÇARSLAN – 16.07.2014, EROL KESKİNALEMDAR – 25.07.2014 NUMAN KARAGÖL – 25.07.2014, MEHMET RECEP BATIRCA – 05.08.2014 MURAT AKKOÇ – 08.08.2014, HÜSEYİN SİLAHLI – 10.08.2014 MÜSLİM AYAR – 13.08.2014, ŞÜKRAN GÖKDEMİR – 15.08.2014 tarihlerinde aramızdan ayrılmışlardır. Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetimi TMMOB ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI Beştepeler Mah. 31. Sok. No: 3 • Beştepe-Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) 215 00 33 pbx • Belgegeçer: (0312) 215 01 81 e-posta: yayin@ormuh.org.tr www.ormuh.org.tr
© Copyright 2024 Paperzz