TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ HematoLog 2013: 3■2 Dr. Günhan Gürman Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji Bilim Dalı, Ankara, Türkiye e-posta: gurman@ankara.edu.tr Anahtar Sözcükler Prolenfositik lösemi, B-hücreli maliniteler B Hücrelİ Prolenfosİtİk Lösemİ Tanım B Hücreli Prolenfositik Lösemi (B-PLL) agresif klinik seyir gösteren olgun B hücreli bir malinitedir. Önceleri B hücreli kronik lenfositer löseminin (KLL) bir varyantı olduğu düşünülmüştür. Tedavilere yanıtı az olup medyan yaşam süresi 3 yıldır. Sıklık Oldukça nadir görülüp, lenfositik lösemilerin yaklaşık %1’ini teşkil eder. Medyan ortaya çıkma yaşı 69’dur. Erkeklerde biraz daha sık görülür (1,6/1) (1). Morfolojİk ve İmmünofenotİpİk Özellİkler Lenfosit sayısı çok yüksek olup (>100x109/L), öncelikle artmış prolenfositlerin olduğu KLL’den ayırt edilmelidir. Prolenfositoid transformasyonu olan KLL’de küçük olgun görünümlü KLL hücreleri de varken, B-PLL’de dolaşımdaki hücreler monomorfik prolenfositlerdir. Yine de Mantle hücreli lenfoma veya splenik marjinal zon lenfoma gibi olgun B hücreli lösemilerle karışabildiğinden tanısı T-PLL’ye göre daha zordur. Periferik kandaki prolenfosit oranı %55’in üzerinde olup, genellikle %90’ı aşar. B-prolenfositler küçük KLL lenfositlerinin yaklaşık 2 katı büyüklüğündedirler. Nükleer kromatin orta yoğunluktadır ve sıklıkla belirgin santral nukleolusu vardır. Sitoplazma KLL hücresine göre daha fazla olup zayıf bazofiliktir ve sınırları düzgündür. Kemik iliği 276 B Hücrelİ Prolenfosİtİk Lösemİ Resim 1. Nükleolusu belirgin, geniş sitoplazmalı büyük atipik hücreler kemik iliği örneklerinde kolaylıkla ayırt edilebilir (X100 ). B-PLL hücreleri, CD20, CD22, CD24, CD79b ve FMC 7 gibi çeşitli B hücre antijenlerini kuvvetli yoğunlukta eksprese ederken, yüzey immünoglobulini (IgM veya IgM/IgD) KLL’dekinden daha yüksek düzeylerde tespit edilir. Hastaların çoğunda CD23 ve CD5 negatif iken, %30 vakada CD5+ olup Mantle hücreli lenfomanın lösemik fazından ayırt edilmesi zor olabilir. ZAP 70 ve CD38 pozitifliği bakılan hastaların yarısında tespit edilebilse de prognostik bir önemi tespit edilememiştir. Metafazda prolenfosit bulunmasının zorluğu ve hastalığın nadirliği sitogenetik çalışmaların fazla olmamasına yol açmıştır. En sık görülen sitogenetik bozukluk, TP53 kaybı ile birlikte olan del17p olup, kompleks karyotipik değişiklikler görülebilir. Nadiren C-MYC’i ilgilendiren translokasyonlar olabilir. T(11,14) görülmez. Klİnİk Özellİkler Çok az sayıdaki hastada başlangıçta asemptomatik faz görülse de çabucak progresyon gelişir ve hastalarda genellikle ilerlemiş hastalığa ait B semptomları, masif splenomegali, minimal lenfadenopati ve yüksek lökosit sayısı bulunur. T-PLL’nin aksine deri tutulumu görülmez. Seröz effüzyonlar ve santral sinir sistemi tutulumu nadirdir. Tedavİ Asemptomatik hastalarda tedavi önerilmez (2). Tedavi gerekenlere ise uygulanmış randomize çalışmaların azlığı, müstakil az sayıdaki tedavilerin de çeşitliliği, kesin önerileri zorlaştırmaktadır. Nadiren uzun süre indolen kalan TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ infiltrasyonu interstisiyel ve intertrabeküler dağılımlı nodüler şekildedir (Resim 1). KLL’dekinin tersine proliferasyon merkezleri gözükmez. Dalak ve lenf nodu histopatolojik incelemesi her ne kadar teşhis için gerekli değilse de dalağı tutan diğer lenfomaların ayırıcı tanısında yardımcı olabilir. B-PLL’de beyaz pulpada nodüller ve kırmızı pulpa infiltrasyonu görülür. 277 278 HematoLog 2013:3•2 B-PLL’de, alkilleyici ajanların pek etkinliği yoktur. Hastaların üçte birinde konvansiyonel kombinasyon kemoterapileri (CHOP) ile çeşitli seviyede yanıt alınabilirken, bu oran pürin analoglarının tek başına uygulamalarında (fludarabin, kladribin, pentostatin) %50’ye yaklaşsa da sağlanan iyilik durumu nadiren bir yılı geçer. Fludarabin-siklofosfamid gibi pürin analoğu kombinasyonlarıyla az sayıdaki uygulamalarda da sonuçlarda belirgin iyileşme tespit edilememiştir. Rituksimabın tek başına kullanıldığı tedavilerde başarılı sonuçlar bildirilmişse de kısa süreli olmuşlardır. Rituksimabın fludarabine ile kombine edildiği ve mitoksantron veya epirubisin veya siklofosfamid eklenen kısıtlı sayıdaki uygulamaların tam remisyon sağlamada etkili olduğu görülmüştür. Fludarabin yerine bendamustinin yer aldığı benzer kombinasyonlarda da başarı elde edilmiştir. Diğer anti-CD20 monoklonal antikorları (ofatumumab gibi) ve yeni B hücre reseptör antagonistlerinin etkili olabilecekleri düşünülmektedir. CD52 antijenini hedefleyen alemtuzumab (campath-1 H), antikora bağlı hücresel sitotoksisite, kompleman aktivasyonu ve direkt apopitoz gibi potansiyel mekanizmalarla hücre ölümünü sağlayabilmektedir (3). TP53 mutasyonları ve delesyonları olan B-PLL’li hastalar için önemli bir tedavidir. B-PLL’nin tutulum bölgeleri olan kan, kemik iliği ve dalakta özellikle etkilidir. Kullanım sayısı çok olmasa da, özellikle kurtarma tedavisi olarak akla gelmektedir. Sistemik tedavi için uygun olmayan veya tedavilere refrakter olan masif splenomegalili hastalarda, splenektomi veya splenik ışınlama gündeme gelebilir. B-PLL’nin yaşlı toplumda görülmesi, az sayıda vakayı allojeneik kök hücre nakli için aday yapabilmektedir (4). Yine de, TP53 anomalisi olan veya kemoimmünoterapi ile kalıcı remisyon elde edilemeyen hastalar için değerlendirilmesi gereken bir yaklaşımdır. Uluslararası Kan ve Kemik İliği Nakli Araştırma Merkezi’nin (CIBMTR) kayıtlarına göre, 1995-2005 yılları arasında B-PLL’li 11 hastaya allojeneik kök hücre nakli uygulanmış olup, hastaların üçte birinden azı hayatta olup, PFS sadece 3 ay olarak bildirilmiştir. Düşük yoğunluklu hazırlama rejimleri uygulamanın biraz daha yaygınlaşmasını sağlasa da, mortalitesi yine de yüksektir. Prognoz Medyan yaşam süresi yaklaşık üç yıl olan B-PLL genel olarak prognozu kötü olan bir hastalık olarak bilinir. TP53 mutasyonları dışında ayrıca kötü prognozu belirleyen bir özellik bildirilmemiştir. Kaynaklar 1. Dearden C. How I treat prolymphocytic leukemia. Blood 2012;120:538-551. 2. Dearden C. B- and T- cell prolymphocytic leukemia: antibody approaches. American Society of Hematology Education Program. Hematology 2012:645-651. 3. Chaar BT, Petruska PJ. Complete response to alemtuzumab in a patient with B prolymphocytic leukemia. Am J Hematol 2007;82:417. 4. Kalaycio ME, Kukreja M, Woolfrey AE, Szer J, Cortes J, Maziarz RT, Bolwell BJ, Buser A, Copelan E, Gale RP, Gupta V, Maharaj D, Marks DI, Pavletic SZ, Horowitz MM, Arora M. Allogeneic hematopoietic cell transplant for prolymphocytic leukemia. Biol Blood Marrow Transplant 2010;16:543-547.
© Copyright 2024 Paperzz