Deutsch-Türkisches Gesundheitsmagazin 06/14 Was tun bei Teegenuss – Stimmungstiefs? Medikamente und Behandlung Für Gesundheit und wohlbefinden — — Kış Depresyonuna Karşı ne Yapmalıyız? Ilaçlar ve Tedav Sağlık ve Sıhhat için – Çay Zevki Vegan For Youth Die Attila Hildmann Triät BLUTstrom? Was schwimmt im Häufige Erkrankungen des Blutes Kan dolaşımında neler var? doktorlar24.de Mit freundlicher Empfehlung / Tavsiye edilir: Günümüzün Modern İşitme Sistemleri Yeni ve güçlü otomatik çalışma sistemi ile benzersiz ses konforu, kolay kullanımı ve farkedilmeyen küçük boyutuyla teknolojinin son ürünü. Ev ve cep telefonlarına, televizyona ve müzik setine kablosuz bağlanabilir. Çeşitli fiyat kategorileriyle her yaşam tarzına uygun, yüksek kalitede işitme cihazları. Dijital teknolojisiyle en iyi seviyede konuşma anlaşılırlığı sunan kaliteli işitme cihazları şimdi ücretsiz tarifelerle. Sunduğumuz bağlayıcı olmayan danışmanlık hizmetimizden, yakınlarınız ve aileniz için ise önerilerimizden faydalanın. Noel bayramı için özel kampanya! 31.01.2015 tarihine kadar başvurun, iki işitme cihazı satın alın, indirim kuponlarınız bizden! İşitme cihazı başına 200 Euro’dan başlayan ek ödemelerde, 40 Euro‘nun üzerinde indirim kuponu İşitme cihazı başına 500 Euro’dan başlayan ek ödemelerde, 140 Euro‘nun üzerinde indirim kuponu İşitme cihazı başına 800 Euro’dan başlayan ek ödemelerde, 240 Euro‘nun üzerinde indirimkuponu İşitme cihazı başına 1200 Euro’dan başlayan ek ödemelerde, 440 Euro‘nun üzerinde indirim kuponu Sağlık ve esenliğiniz bizim için değerlidir. Alanında uzman, özenli ve güleryüzlü Aurrex ekibimizle hizmetinizdeyiz. Almanca, rusça, türkçe ve ingilizce dillerinde bize danışabilirsiniz. Aurrex Hörsysteme in Berlin Fachgeschäft Berlin-Neukölln Fachgeschäft Berlin-Mariendorf Karl-Marx-Straße 123 | 12043 Berlin U7 Karl-Marx-Straße Mariendorfer Damm 18 | 12109 Berlin U6 Ullsteinstraße Telefon: 030 680 80 250 www.aurrex.de Telefon: 030 761 09 270 info@aurrex.de Impressum/ Künye Verlag: think:different gmbh Jagowstraße 22 10555 Berlin Tel: +49 (0) 30 / 30 12 92 88 Fax: +49 (0) 30 / 30 12 92 66 Geschäftsführer: Bülent Bastürk info@thinkdifferent-gmbh.de Redaktion: Suzan Gülsüm Nihat Baştürk Anil Kocatepe Anna Gupta Celal Şerif Übersetzung: Canan Melanie Eris Marketing: Bülent Bastürk Beratung: Buket Bastürk, Dipl. Juristin Layout: Niels Zabel Bildnachweis: iStock Photo, Fotolia Çok Yaşa veröffentlicht Beiträge, die urheberrechtlich geschützt sind. Mit Namen gezeichnete Beiträge stimmen nicht in jedem Fall mit der Meinung und Auffassung des Verlages und der Redaktion überein, hierfür liegt die Verantwortung bei den Autoren. Alle Rechte, insbesondere das der Übersetzung Liebe Cok Yasa-Leserinnen und -Leser, Değerli Çok Yaşa Okuyucuları, die Tage werden kürzer und lassen uns sehnsuchtsvoll an den Sommer denken. Wenn es draußen kalt und ungemütlich wird, möchte man sich am liebsten nur zu Hause aufhalten. Das wäre zwar angenehm, aber trotzdem ein Fehler. Denn der Aufenthalt an der frischen Luft, stärkt nicht nur unsere Abwehr, sondern hebt auch unsere Stimmung. Auch wenn es schwer fällt, machen Sie regelmäßig einen Spaziergang. Achten Sie auf eine gute und ausgewogene Nährung und vergessen Sie nicht zu trinken. Durch ausreichend Flüssigkeit halten Sie Ihren Stoffwechsel und Ihre Schleimhäute in „Schwung“. Durch die trockene Heizungsluft in den Räumen werden gerade Schleimhäute sehr in Mitleidenschaft gezogen und können sich schlechter gegen Krankheitserreger wehren. Guter Schlaf, das richtige Maß zwischen Anspannung und Entspannung sowie viele schöne Erlebnisse mit der Familie und Freunden lassen die kalte Jahreszeit schnell vergehen. Und vielleicht schauen wir im nächsten Frühjahr zurück und sagen uns: „Auch wenn es kalt war, eigentlich war eine schöne Zeit“. Değerli Çok Yaşa Okuyucuları, günler kısalmakta ve bizim özlemle yaz mevsimini düşünmemize neden olmaktadır. Dışarısı soğuk ve rahatsızlık vericiyken, genelde daha çok evde oturmak isteriz. Bu bize daha rahat gelebilir, ama buna rağmen bir hatadır. Çünkü temiz hava sadece bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmez, keyfimizi de yerine getirir. Size zor gelse de, düzenli olarak yürüyüşler yapın. Sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat edin ve sıvı tüketmeyi unutmayın. Yeterli mikarda sıvı metabolizmayı ve mukoza tabakasını canlı tutar. Odalardakı kuru kalorifer havası, mukoza tabakasını etkiler ve hastalıklara karşı kendilerini kötü bir şekilde savunmalarına neden olur. İyi uyku, gerginlikle gevşeme arasındaki doğru ölçü, aile ve arkadaşlarla yaşanan güzel zamanlar soğuk kış günlerinin hızlı geçmesini sağlar. Ve belki de gelecek bahar geriye bakacağız ve kendimize “soğuk olsa da, aslında güzeldi“ diyeceğiz. Sağlıcakla kalın Bleiben Sie gesund und munter! in fremde Sprachen, sind vorbehalten. Auch die Rechte der Wiedergabe durch Vortrag, Funk- und Fernsehsendung, im Magnettonverfahren oder auf ähnlichem Wege bleiben vorbehalten. Alle Informationen und Berichte stammen aus zuverlässigen Informationsquellen, sind mit Sorgfalt recherchiert und werden veröffentlicht nach bestem Wissen, aber ohne Gewähr, Für unverlangt eingesandte Manuskripte übernimmt die Redaktion keine Haftung. Dr. Yüksel Özdemir Sağlık bilgisi Anadilinizi konuşan doktormu arıyorsunuz? Almanyada türkçe konuşan doktorları bu sitede bulabilirsiniz www.doktorlar24.de Suchen Sie einen Arzt, der Ihre Sprache spricht? Auf der Website www.doktorlar24.de finden Sie Ärzte in Deutschland, die Türkisch sprechen. Dergimiz hakkındaki eleştiri ve önerilerinizi info@thinkdifferent-gmbh.de adresine iletebilirsiniz. Çok Yaşa 3 Inhalt 16 6 20 8 11 DREI ELIXIERE EGAN for YOUth Die Attila Hildmann Triät 4 Çok Yaşa 3 Editorial Editör 6 Teegenuss – Für Gesundheit und Wohlbefinden Sağlık ve Sıhhat için – Çay Zevki 8 Was alles auf den Magen schlägt Häufige Erkrankungen im Verdauungstrakt Mideyi etkileyen herşey Sindirim sisteminde sıkça görülen hastalıklar 11 Attila Hildmann Vegan for Youth – DREI ELIXIERE 16 Was tun bei Stimmungstiefs? Medikamente und Behandlung Kış Depresyonuna Karşı ne Yapmalıyız? Ilaçlar ve Tedav 20 Was schwimmt im Blutstrom? Häufige Erkrankungen des Blutes Kan dolaşımında neler var?' 26 Vorschau Fragman Teegenuss Für Gesundheit und Wohlbefinden Die „grünen Arzneimittel“ aus dem Pflanzenreich kommen bei den Verbrauchern gut an. Der Anteil derer, die lieber auf pflanzliche Wirkstoffe als auf synthetische Medikamente zurückgreifen, steigt stetig. D ie wohltuende Wirkung von Kräutertee wird heute sehr geschätzt. Die vielfältigen Heilwirkungen der verschiedenen Pflanzen sind seit Jahrhunderten bekannt. Als Genussmittel gewann der Kräutertee erst im Laufe des 19. Jahrhunderts allmählich an Bedeutung. Vor allem bei Alltagsbeschwerden und zur Linderung von Infekten und Krankheiten sind Heilkräuter in Form von Arzneitees nicht wegzudenken, gelten sie doch als eine leicht verträgliche und nebenwirkungsarme Alternative. Schluck für Schluck Gesundheit Nebenwirkungsarm heißt allerdings nicht nebenwirkungsfrei. Gesundheitstees sind Arzneimittel, für die es – wie bei jedem Präparat – Anwendungsvorschriften und Gegenanzeigen gibt, also Angaben darüber, wann man den Tee nicht einnehmen darf. Auch Wechselwirkungen mit an- 6 Çok Yaşa deren Medikamenten können auftreten. Bei der Zubereitung eines Heil tees ist auf die richtige Dosierung und die korrekte Anwendung zu achten – nur so können die Wirkstoffe sich entfalten und einen heilsamen Effekt haben. Angaben zur Menge (z.B. „Fünf Esslöffel“, „2 Tassen Tee pro Tag“), zur Temperatur (z.B. „sehr heiß trinken“) und zur Aufnahme (z.B. „schluckweise trinken“) sollte man sorgfältig einhalten. Für eine Vielzahl von Beschwerden lassen sich Pflanzenaufgüsse hervorragend einsetzen. Teils können pflanzliche Mittel die synthetischen Medikamente gleichwertig ersetzen, teils eignen sie sich zur Unterstützung der ärztlichen Therapie. Es gibt aber Grenzen der Selbstbehandlung. Wenn die Beschwerden länger anhalten oder sich verschlimmern, ist unbedingt ärztlicher Rat einzuholen. Die Selbstbehandlung verbietet sich bei hohem Fieber oder starken Schmerzen. Sağlık ve Sıhhat için – Çay Zevki Bitki dünyasının „yeşil ilaçları“ tüketiciler tarafından iyi karşılanıyor. Sentetik ilaçlar yerine bitkisel etki maddelerine başvuranların sayısı sürekli artıyor. B itkisel çayın insana iyi gelen etkisi bugün büyük takdir görmektedir. Farklı bitkilerin çok çeşitli şifa etkileri binlerce yıldır bilinmekteydi. Ancak keyif maddesi olarak bitki çayı ilk kez 19. yüzyıl boyunca yavaş yavaş önem kazanmıştır. Özellikle günlük rahatsızlıklarda ve de enfeksiyon ve hastalıkları yatıştırmak için kullanılan ilaç şeklindeki şifalı bitkilerin hayatımızda olmayacakları artık düşünülemez, kaldı ki bunlar hafif ve vücut tarafından kolay kaldırılabilen ve de yan etkisi bakımından fakir seçeneklerdir. Yudum Yudum Sağlık Ancak yan etkisi bakımından fakir demek hiç yan etkisi yok demek değildir. Sağlık çayları – her preparatta olduğu gibi – kullanım talimatları ve kontrendikasyonları olan, yani çayın ne zaman içilmesi gerektiğinin belirtiltiği ilaçlardır. Başka ilaçlarla etkileşimler de meydana gelebilir. Bir şifalı çay hazırlanırken doğru doz ve kullanıma dikkat edilmelidir – etki maddeleri sadece bu şekilde gelişebilir ve şifalı etki yaratabilir. Miktar talimatlarına (örneğin „beş yemek kaşığı“, „günde 2 fincan çay“), ısı talimatlarına (örneğin „çok sıcak içiniz“) ve içme şekli talimatlarına (örneğin „yudum yudum içiniz“) titizlikle uyulmalıdır. Bitkisel çaylar bir çok rahatsızlıkda mükemmel şekilde kullanılabilir. Bitkisel ilaçlar sentetik ilaçların yerini kısmen eşit değerli doldurabilirler, kısmen de doktor tedavisini destekleme amacıyla uygundurlar. Ancak kendi kendinize uyguladığınız tedavinin sınırları vardır. Şikayetler uzun sürdüğünde veya kötüye gittiğinde mutlaka doktor tavsiyesine başvurulmalıdır. Yüksek ateşte veya şiddetli ağrılarda kendi kendisini tedavi etmeyi insan kendisine yasaklamalıdır. ILAN / Anzeige Was alles auf den Magen schlägt Häufige Erkrankungen im Verdauungstrakt Ähnlich wie bei der Haut sind auch im MagenDarm-Trakt oft seelische Probleme die Ursache körperlicher Erkrankungen. Falsche Ernährung, Bewegungsmangel oder Infektionen verursachen ebenfalls oft Probleme im Bauchraum. D urchfall vor einer wichtigen Prüfung? Magengeschwüre durch dauerhaften Stress? Derartige Beschwerden gehören zu den typischen psychosomatischen Erkrankungen des Bauchraums. Zu viel Luft im Bauch Blähungen sind lästig, manchmal schmerzhaft, aber in der Regel nicht gefährlich. Man hat einfach zu viel Luft im Bauch, die besonders durch den Konsum bestimmter Speisen entsteht. Dazu gehören Hülsenfrüchte, Kohl und frisch gebackenes Brot, Zwiebeln, frisches Obst und Gemüse oder fettreiche Speisen. Durch Weglassen dieser Nahrungsmittel kann man überflüssige Luft im Bauchraum vermeiden. Sind die Gase aber da, entweichen sie in der Regel über natürliche Wege. Wer sehr stark von Luft im Bauch geplagt wird, kann durch entblähende Medikamente Linderung erfahren. Durchfall und Verstopfung Bis zu dreimal Stuhlgang am Tag gilt noch als normal, wer häufiger aufs Örtchen geht, hat Durchfall. Oft sind Infektionen des Magen-Darm-Traktes für Durchfall verantwortlich, aber auch seelische Belastungen können die Ursache sein. Wichtig ist dann der Ersatz der verlorenen Flüssigkeit und der Mineralstoffe; Antibiotika sind nur in den seltensten Fällen erforderlich. Auch nur dreimal pro Woche ist noch nicht krankhaft. Von Verstopfung reden Mediziner erst dann, wenn jemand weniger als dreimal wöchentlich Stuhlgang hat. Als Ursachen kommen falsche Ernährung mit zu wenigen Ballaststoffen, mangelnde Flüssigkeitszufuhr, Stoffwechselstörungen, Störungen im Elektrolythaushalt oder – ganz wichtig!– Bewegungsmangel in Frage. Abführmit- 8 Çok Yaşa tel können kurzfristig helfen, eine Umstellung der Ernährung und mehr körperliche Bewegung sind aber langfristig die Mittel der Wahl für eine geregelte Verdauung. Sodbrennen Vor allem nachts, wenn sie flach liegen, werden viele Menschen von lästigem Sodbrennen geplagt. In dieser Liegeposition kann die Magensäure gut in die Speiseröhre zurückfließen und die typischen Beschwerden brennender Schmerzen oder sauren Aufstoßens hervorrufen. Hochlagern des Oberkörpers durch mehrere Kissen schafft Abhilfe. Noch besser ist aber Vorbeugung: Wer spätes, fettreiches Abendessen oder den Konsum von viel Alkohol vor dem Zubettgehen vermeidet, kann sich effektiv vor Sodbrennen schützen. Entzündungen und Geschwüre Entzündungen im Magen, in der Speiseröhre und im Darm werden wesentlich durch zu viel Magensäure begünstigt. Stress, falsche Ernährung, Alkohol und Nikotin tragen ebenfalls erheblich zur Entstehung dieser Erkrankungen bei. So kann eine akute Entzündung der Magenschleimhaut (Gastritis) durch ein üppiges, fettreiches Essen in Kombination mit reichlichem Alkoholgenuss ausgelöst werden. Langfristiger erhöhter Alkoholkonsum kann zu einer chronischen Entzündung der Schleimhäute des Verdauungstraktes führen. Aus diesen Entzündungen können Geschwüre entstehen, die ihrerseits Vorstufe von Krebserkrankungen sein können. Medikamente (z. B. Hemmer der Magensäureproduktion) können zwar die Symptome lindern. Sinnvoller zur Vermeidung sind allerdings eine gesunde und ausgewogene Ernährung und der Verzicht auf Nikotin und übermäßigen Alkoholkonsum. stechende Schmerzen im rechten Unterbauch, Fieber, Übelkeit und Erbrechen. Die Therapie besteht in einer sofortigen Operation, bei der der Blinddarm entfernt wird. Chronisch entzündliche Darmerkrankungen Magenkrebs Glücklicherweis ist diese Form der Krebserkrankung in den letzten Jahren stets rückläufig gewesen. Dennoch erkranken in Deutschland derzeit etwa 18000 Personen jedes Jahr neu an Magenkrebs. Zu den Ursachen zählen die Ernährung (stark gesalzene oder gepökelte Speisen erhöhen das Risiko) sowie der Magenkeim Helicobacter pylorii, den ein Großteil der Bevölkerung in sich trägt. Typische Frühsymptome gibt es nicht, so dass diese Krebserkrankung leider oft erst spät erkannt wird. Die Therapie der Wahl besteht dann in einer Operation und einer eventuell sich anschließenden Chemo- oder Strahlentherapie. Blinddarmentzündung Im Anfangsteil des Dickdarms befindet sich ein Darmabschnitt, der nirgendwo hin führt und daher als „Blinddarm“ bezeichnet wird. Hier kann sich Darminhalt stauen und zu einer Entzündung führen, bei der der wurmartige Fortsatz des Blinddarms, der „Appendix vermiformis“ betroffen ist. Die Erkrankung kommt vorwiegend im Kindesalter vor und äußert sich durch krampfartige oder Morbus Crohn und Colitis ulcerosa sind die bekanntesten und häufigsten chronisch entzündlichen Darmerkrankungen. Beide Erkrankungen beginnen häufig im Jugendalter und in beiden Fällen ist die Ursache letztlich ungeklärt. Schmerzen, unregelmäßiger Stuhlgang (manchmal blutig) und ein erhebliches allgemeines Krankheitsgefühl können auftreten. Beide Erkrankungen können mit Medikamenten behandelt, aber nicht geheilt werden. Wenn Medikamente nicht mehr genügen, steht auch eine operative Therapie, etwa durch die Entfernung betroffener Darmanteile, zur Verfügung. ILAN / Anzeige ronik Hyalü laktik e asit v t asidi) ü s asit ( ile Vajinal kuruluk? Premeno ®duo Vajinal kuruluğa karşı iki kat etkili! Çift kat etkili ilk vajina fitili olan Premeno ®duo, bir yandan süt asidi ile vajina mukozasının doğal asit baz dengesini kurarak vajinal enfeksiyonlara karşı korurken, diğer yandan da Hyalüronik asit ile vajinanın nem oranını dengeleyerek yaraların iyileşmesini de destekler. Böylelikle vajina yüzeyindeki tahrişler ve küçük çatlaklar daha çabuk iyileşir. Vücut tarafından kolay tolere edilebilir, hormon ve paraben içermez. Bilgi için: KESSEL medintim GmbH Kelsterbacher Str. 28 64546 Mörfelden Tel (06105) 20 37 20 Kullanım Alanları: • Menapoz da • Emzirme döneminde • Hormon preparatlarının kullanımında • Stresli dönemlerde • Sık görülen mantar enfeksiyonlarında • Radyoterapi veya kemoterapi sırasında ya da sonrasında www.premeno.de • Richtige Ernährung: Eine ausgewogene Ernährung versorgt den Körper mit der benötigten Menge an Energie. Ballaststoffe (Vollkornprodukte, Obst, Gemüse) sorgen für einen regelmäßigen Stuhlgang. • Körperliche Bewegung hält nicht nur den Körper als Ganzen fit, sondern bringt auch die Verdauung in Schwung. • Entspannung: Die Seele braucht Ruhe, Magen und Darm ebenfalls. Autogenes Training, Meditation oder andere Entspannungstechniken sind hervorragende Methoden, um stressbedingten Magengeschwüren vorzubeugen. • Kleine Mahlzeiten: Mehrere kleine Portionen über den Tag verteilt kann der Körper gut verdauen. • Ausreichend trinken ist wichtig für das generelle Wohlbefinden und für die Verdauung. Vor allem bei ballaststoffreicher Ernährung muss die Zufuhr einer ausreichenden Flüssigkeitsmenge gewährleistet sein. • Hygiene: Beim Konsum und bei der Zubereitung von Speisen sollte man großen Wert auf Reinlichkeit legen! • Pflanzliche Kombinationspräparate können bei Blähungen, Völlegefühl oder Bauchschmerzen helfen und die Verdauung fördern. Bewährt haben sich etwa die Artischocke, bittere Schleifenblume, Basilikum oder die Mariendistel. Kamille und Fenchel zählen seit Jahrhunderten zu den wirksamsten pflanzlichen Mitteln bei Magen- oder Darmerkrankungen. • Doğru beslenme: Dengeli bir beslenme vücuda gereken miktarda enerji sağlar. Lifler (kepekli tahıllar, meyveler, sebzeler) düzenli olarak tuvalete çıkmaya yardımcı olur. • Fiziksel egzersiz sadece vücudu bir bütün olarak formda tutmakla kalmaz, aynı zamanda sindirimi harekete geçirir. • Gevşeme: Ruhun dinlenmeye ihtiyacı vardır, mide ve bağırsakların da öyle. Otojenik eğitim, meditasyon veya diğer rahatlama teknikleri stresten oluşan gastrik ülseri önlemeye yönelik mükemmel tekniklerdir. • Küçük porsiyonlar: Günün tamamına yayılmış fazla sayıda, küçük porsiyonu vücut iyi sindirir. • Yeteri kadar sıvı tüketmek hem genel sıhhat, hem de sindirim için önemlidir. Özellikle lif açısından zengin bir beslenmenin yanında yeterli miktarda sıvı tüketimi sağlanmalıdır. • Hijyen: Gıdaların tüketim ve hazırlık aşamasında temizliğe büyük önem vermek gerekir! • Bitkisel kombinasyon ürünleri gaz, şişkinlik ya da karın ağrısı durumunda iyi gelebilir ve sindirimi teşvik edebilirler. Enginar, hünkar çiçeği, fesleğen ve boğa dikeninin de faydalı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca papatya ve rezene de yüzyıllardır mide veya bağırsak hastalıkları için en etkili bitkisel ilaçlar arasında sayılırlar. • Falsche Ernährung: Zu viel Süßes füttert den Körper mit „leeren“ Kalorien, die nichts zu einer gesunden Verdauung beitragen. Ähnliches gilt für fettreiche Mahlzeiten aus Fast-Food-Restaurants. Zu viel salziges Essen oder angebrannte Speisen können die Entstehung von Magenkrebs begünstigen. • Wenig Bewegung: Wer beruflich viel sitzen muss und auch in der Freizeit keiner körperlichen Aktivität nachgeht, muss sich nicht wundern, wenn es mit der Verdauung hapert. • Zu viel Stress im Job oder im Privatleben kann Übelkeit, Magenschmerzen oder gar Magengeschwüre verursachen. • Riesenportionen an Essen sind schwer verdaulich und sorgen für unangenehmes Völlegefühl – vor allem abends. • Zu wenig Flüssigkeit verhindert eine zügige Passage der Nahrung durch den Verdauungstrakt. • Zu viel Alkohol hat viele schädliche Auswirkungen: Im Magen begünstigt er eine vermehrte Freisetzung von Salzsäure und fördert so die Entstehung von Geschwüren. Alkohol am Abend lässt den Ringmuskel am Mageneingang erschlaffen und begünstigt so nächtliches Sodbrennen. • Verdorbene Speisen sind häufig Verursacher von unangenehmen oder gar gefährlichen Infektionen des Magen-Darm-Trakts. • Nikotin schadet dem gesamten Körper, daher auch dem Verdauungstrakt. Hier begünstigt die giftige Substanz die Entstehung von Magenkrebs. 10 Çok Yaşa ...NE SEVERLER? Mide ve bağırsak... ...NE SEVMEZLER? ...MÖGEN! ...NICHT MÖGEN! Was Magen und Darm... • Yanlış beslenme: Çok fazla tatlı yemek, vücudu sağlıklı bir sindirime hiçbir katkısı olmayan “boş” kaloriler ile doldurur. Aynı şey fast food restoranlarındaki yüksek yağ oranlı yemekler için de geçerlidir. Çok fazla tuzlu yemek ve yanmış yiyecekler mide kanseri gelişimini beraberinde getirebilir. • Az hareket etmek: İş yaparken çok fazla oturan ve boş zamanlarında da fiziksel aktivitelerde bulunmayan kişiler, sindirimleri aksadığında şaşırmamalıdırlar. • İş yaşamında veya özel hayatta çok fazla stres, mide bulantısı, mide ağrısı ve hatta mide ülserine neden olabilir. • Büyük porsiyonların sindirilmesi zordur ve hoş olmayan bir doluluk hissine neden olurlar – özellikle de akşamları. • Az sıvı tüketimi besinlerin sindirim sisteminden hızlı geçişini engeller. • Fazla alkolün çok sayıda zararlı etkisi vardır: Hidroklorik asidin midede serbest bırakılmasını arttırır ve böylece ülser gelişimine sebep olur. Akşamları tüketilen alkol mide girişindeki büzgen kasın gevşemesini sağlar ve geceleri mide ekşimesine yol açar. • Bozulmuş yemekler genellikle gastrointestinal sistemde hoş olmayan ve hatta tehlikeli enfeksiyonlara yol açar. • Nikotin tüm vücuda, dolayısıyla aynı zamanda sindirim sistemine zarar verir. Nikotin tüketiminde zehirli madde mide kanseri gelişimini tetikler. Foto: © Justyna Krzyzanowska Vegan For Youth Die Attila Hildmann Triät DREI EILIXIERE A – Granatapfel-Shake B – Weizengras-Limetten-Shake C – Rote-Beete-Himbeer-Smoothie ZUTATEN für 1 Person A ZUBEREITUNG ca. 7 min Granatapfel oben wie eine Orange mit einem scharfen Messer kreisrund im 90-Grad-Winkel anschneiden. Wasser in eine große Schüssel füllen, den Granatapfel eintauchen und vorsichtig die oberste Schicht und dann die Kerne vom Fruchtfleisch befreien. Das Fruchtfleisch steigt an die Wasseroberfläche. Das kann man dann abfischen, die Granatapfelkerne sinken auf den Boden. Die Kerne im Mixer pürieren und anschließend durch ein Sieb passieren. Mit allen anderen Zutaten bis auf die Eiswürfel vermengen und mit den Eiswürfeln servieren. B ZUBEREITUNG ca. 5 min Zubereitung ca. 5 Minuten Das Weizengras waschen und den Ingwer schälen. Alle Zutaten in einem Mixer zu einem Shake pürieren. C ZUBEREITUNG ca. 5 min A – Granatapfel-Shake 1 Granatapfel (ca. 250g Fruchtfleisch) 25g Apfelsüße 15g Reissirup 70g Eiswürfel B – Weizengras-Limetten-Shake 25g Weizengras (alt. Weizengraspulver) 1 haselnussgroßes Stück Ingwer abgeriebene Schale von 1 /4 Bio-Limette 35ml frisch gepresster Limettensaft 50ml Apfeldicksaft 185ml stilles Mineralwasser 70g Eiswürfel C – Rote-Beete-Himbeer-Smoothie 230g gekochte Rote Bete (eingeschweißt; nicht gewürzt/gesüßt) 100g Apfel 160ml stilles Mineralwasser 60g Apfelsüße 100g TK-Himbeeren 60g Eiswürfel Die Rote Bete schälen und in grobe Würfel schneiden. Apfel waschen, vierteln und das Kerngehäuse entfernen. Rote Bete und Apfelviertel mit den restlichen Zutaten in einem Mixer zu einem Shake pürieren. ISBN 978-3-938100-91-2 Çok Yaşa 11 Mideyi etkileyen herşey Sindirim sisteminde sıkça görülen hastalıklar Cilt konusunda olduğu gibi gastrointestinal sistemde de fiziksel hastalıkların nedeni genelde ruhsal sorunlardır. Aynı zamanda yanlış beslenme, hareket eksikliği ya da enfeksiyonlar da karın bölgesinde sorunlara yol açarlar. Ö nemli bir sınav öncesinde ishal? Sürekli stresten kaynaklanan peptik ülser? Bu tür şikayetler karında görülen tipik psikosomatik hastalıklarıdır. Karında çok fazla hava Gazdan kaynaklanan şişkinlik sıkıntı verir, bazen ağrıya neden olur, fakat genellikle tehlikeli değildir. Özellikle bazı gıdaların tüketimi sonucu karında oluşan çok fazla havadan kaynaklanır. Bu gıdalara baklagiller, lahana ve taze pişmiş ekmek, soğan, taze meyve ve sebze veya yüksek yağ oranına sahip besinler dahildir. Bu besinler tüketilmediğinde karında aşırı hava birikmesi önlenebilir. Ancak karında gaz mevcut ise, genelikle doğal yollarla çıkarılması sağlanabilir. Karnındaki çok fazla gazdan şikayetçi olan kişiler ise gaz çıkarıcı ilaçlar ile bunu hafifletebilirler. İshal ve kabızlık Günde üç kereye kadar tuvalete çıkmak normal kabul edilir, daha sık tuvalete çıkan kişiler ise ishale yakalanmış demektir. İshalin sorumlusu çoğu zaman mide-bağırsak enfeksiyonlarıdır, ancak psikolojik sorunlar da ishale neden olabilir. Bu durumda kaybedilen sıvı ve mineralleri takviye etmek önemlidir; antibiyotiklere sadece nadir durumlarda ihtiyaç vardır. Haftada üç kez tuvalete çıkmak da hastalık belirtisi değildir. Hekimler, haftada üç kezden daha az tuvalete çıkılması durumunda kabızlığın söz konusu olduğunu belirtirler. Sebep olarak çok az lif içeren kötü beslenme, az sıvı tüketimi, metabolik bozukluklar,elektrolit dengesi bozuklukları ya da çok önemli bir neden olan hareket eksikliği gösterilebilir. Müshiller kısa vadede yardımcı olabilir, beslenme değişikliği ve daha fazla fiziksel hareket ise doğru sindirim için uzun süreli yardım sağlar. 12 Çok Yaşa Mide ekşimesi Birçok kişi, özellikle geceleri yatar pozisyonda ortaya çıkan mide ekşimesinden dert yanar. Mide asitleri yatar pozisyonda kolayca yemek borusuna akabilir ve yanma ve ekşi geğirme gibi tipik belirtilere neden olabilirler. Birkaç yastık ile vücudun üst kısmını yükseltmenin yardımı vardır. Tedbir almak ise daha yararlıdır: Yatmadan önce geç saatte çok yağlı yemekten veya fazla alkol tüketmekten kaçınırsanız, mide ekşimesine karşı etkili olarak korunabilirsiniz. İltihaplanma ve ülser Yemek borusu, mide ve bağırsaklardaki iltihaplanmaların en önemli sebebi çok fazla mide asididir. Stres, kötü beslenme, alkol ve ni- kotin de bu hastalıkların gelişimini önemli ölçüde etkiler. Bu nedenle çok ve yüksek derecede yağ içeren yemek ile birlikte bol alkol tüketimi mide mukozasındaki akut iltihaplanmayı (gastrit) tetikler. Uzun vadede artan alkol tüketimi sindirim sistemi mukozasında kronik iltihaba yol açabilir. Bu iltihaplar sonucu kanserin ilk adımı olabilen ülser ortaya çıkabilir. İlaçlar (örneğin mide asit üretimi inhibitörleri) semptomları azaltabilir. Ancak daha mantıklı olan, sağlıklı ve dengeli beslenmenin yanı sıra nikotin ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmaktır. Kör bağırsak iltihaplanması Mide kanseri İltihaplı kronik bağırsak hastalıkları Neyse ki, son yıllarda bu kanser türünde giderek düşüş olmuştur. Bununla birlikte şu an Almanya’da her yıl 18.000 kişi mide kanserine yakalanmaktadır. Nedenleri arasında beslenme (fazla tuzlanmış veya salamura gıdalar riski artırır) ve nüfusun büyük bir kısmının taşıdığı kelicobacter pylori isimli mide mikrobu bulunur. Malesef tipik erken belirtiler yoktur, bu nedenle bu kanser türü genelde geç teşhis edilir. Bu durumda tercih edilecek tedavi ameliyat ve gerektiğinde buna ilave edilebilecek kemoterapi veya radyoterapidir. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit, en bilinen ve sık rastlanan İltihaplı kronik bağırsak hastalıklarıdır. Her iki hastalık da genellikle ergenlik döneminde başlar ve nedenleri hala tam olarak belli değildir. Ağrı, düzensiz olarak tuvalete çıkma (bazen kanlı) ve yoğun hastalık hissi ile ortaya çıkabilirler. Her iki hastalık da ilaç yoluyla tedavi edilebilir, ancak tam olarak iyileştirilemezler. İlaçların yeterli olmadığı durumda hastalıktan etkilenen bağırsak bölümünün ameliyat ile alınması şeklinde tedavi de mevcuttur. Kalın bağırsağın baş kısmında hiçbir yere açılmayan ve bu nedenle “kör bağırsak” olarak adlandırılan bir bağırsak bölümü bulunur. Bağırsak içeriği burada birikebilir ve kör bağırsağın “apandis” isimli solucanımsı çıkıntısında iltihaba yol açabilir. Hastalık, özellikle çocukluk çağında ortaya çıkar ve sağ alt karında kramplar ve keskin ağrılar, ateş, mide bulantısı ve kusma ile kendini belli eder. Tedavi, kör bağırsağın ameliyat ile acilen alınmasıdır. ILAN / Anzeige Gece Bekunis alın. Sabah rahat edın. Bagırsanızın iyiligi için. Bekunis Kräutertee N. Wirkstoff: Sennesblätter, geschnitten, zur kurzfristigen Anwendung bei gelegentlich auftretender Verstopfung (Obstipation). Bei einer Verstopfung, die länger als 1 Woche andauert, ist ein Arzt aufzusuchen. Bekunis Dragees Bisacodyl. Wirkstoff: Bisacodyl 5 mg. Anwendungsgebiete: Zur kurzfristigen Anwendung bei Verstopfung, bei Erkrankungen, die eine leichtere Darmentleerung erfordern, sowie zur Darmentleerung bei diagnostischen und therapeutischen Eingriffen am Kolon. Enthält Lactose und Sucrose (Zucker). Zu Risiken und Nebenwirkungen lesen Sie die Packungsbeilage und fragen Sie Ihren Arzt oder Apotheker. roha arzneimittel GmbH, 28333 Bremen. www.bekunis.de Anzeige Anzeige Basın Duyurusu Vitamin D eksikliği tehlikeli olabillir Kandaki düşük vitamin D seviyesi ile erken ölüm riski arasındaki ilişki danimarkalı bilim adamları tarafından tespit edildi. Endişe verici araştırma sonuçları British Medical Journal‘da yayınlandı. Sonuçları bu hafta saygın bilim dergisi British Medical Journal’da yayınlanan ve Danimarka da yürütülmüş olan bu geniş kapsamlı araştırmaya göre, vitamin D eksikliği erken ölüm oranlarını % 30 ila % 40 oranlarında arttırmaktadır. Araştırma başkanı ve Herlev hastanesinin baş hekimi Børge Nordestgaard’a göre 1 litre kandaki D vitamini seviyesinin 30 nmol olmasıyla beraber (30 nmol Danimarka da önerilen değerin % 20 altındadır), kanserden ölme riski % 40 artmaktadır. Bununla ilişkili olarak genel ölüm oranı % 30 artmaktadır. Ölüm oranlarını % 30 oranında arttırmasıyla, düşük vitamin D seviyelerinin tehlikeli olduğunu artık belgeleyebiliriz, diyen Pro- fesör Nordestgaard, önde gelen Danimarka gazetesi Politiken’le yaptığı görüşmede, bu araştırmanın, mortalite oranı ve vitamin D seviyeleri arasındaki nedensel ilişkiyi saptayan ilk araştırma olduğuna da değinmiştir. Çözüm: Tamamlayıcı gıda maddesi Vitamin D takviyesi alan kişilerin sayısı her geçen gün daha da artmakta ... Tek bir kapsülde 20 mikrogram’lık aktif biyolojik D vitamini içeren D-Pearls gibi bir ürünle, vücudunuzun D vitamini ihtiyacının yeterli oranda karşılanacağına emin olabilirsiniz. Çözüm bu kodar kolay olmakla beraber, sağlık kurumları D vitamini kapsüllerini de- steklemeden önce daha fazla kanıtı bekler görünüyorlar. Yapılan son araştırma sonuçları ortada, artık beklemeyin! D vitamini nedir? Diğer vitaminler gibi hayati önem taşıyan D vitaminin pek çok çeşidi bulunmaktadır. En önemli iki ana türü D2 (ergokalsiferol) ve D3 (kolekalsiferol)’dür. D3 vitamini uygun UV ışınlarına maruz kaldığımız ve yeteri kadar güneş ışığı aldığımız takdirde deride sentezlenir. Sağlık bakanlığı aşağıdaki özelliklere sahip kişilere günlük D vitamini takviyesi önermektedir: • 0-2 yaş grubundaki çocuklar (D vitamini damlası) • Hamileler • Koyu renkli tene sahip çocuk ve yetişkinler • Yazın kapalı giyinen kişiler • Güneş ışığından kaçınması gereken ve açık havaya her gün düzenli çıkmayan kişiler • Yaşlılar yurdu sakinleri • 70 yaş üzeri kişiler • Yaş göz önüne alınmaksızın, kemikleri kırılganlığa yatkın kişiler Vücudunuza yeterince D3 Vitamini alıyor musunuz? Nehmen Sie ausreichend Vitamin D3 zu sich? · D3 Vitamini sağlıklı kemikler ve dişler için önemlidir Vitamin D3 ist wichtig für gesunde Knochen und Zähne · D3 Vitamini vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir Vitamin D3 stärkt das Immunsystem · D3 Vitamini Pharma Nord D-Perls helal sertifikasına sahiptir DE_D-Pearls_Ad_Turkish_Magazine_0712_210x148 Vitamin D3 Pharma Nord D-Perls sind halalzerifiziert Tüm Pharma Nord ürünlerindeki jelatin helal sertifikasına sahiptir. Qualitätsprodukte von Die Gelatine ist in allen Pharma Nord Produkten halalzertifiziert. PZN 06558789 – 120 Kapseln ...die mit dem goldenen Mörser Aşağıdaki adreslerden ya da telefon numarasından Pharma Nord’un ürünleri hakkında ücretsiz bilgi talep edebilirsiniz: Posta yoluyla: Pharma Nord GmbH, Schiffbrückstrasse 6, 24937 Flensburg, E-Posta: info@pharmanord.de Ücretsiz bilgi hattı: 0800-1122525 Daha fazla bilgi için www.pharmanord.de web sitesini ziyaret ediniz. Anzeige Anzeige CiNsel güCüNüZü arttırıN! Prelox® erkeklerde azalan cinsel gücün ve erektil disfonksiyonun zamanında tedavisi için geliştirilmiştir ve tatmin edici ve doyurucu bir cinsel birlikteliğin yeniden kazanımını sağlar. Prelox® ereksiyon güçlüğünün diyetetik tedavisinde kullanılır ve iki doğal madde olan L-Arginin ve Pycnogenol® (çam kabuğu ekstresi)’den oluşan patentli, eşsiz bir içeriğe sahiptir. Prelox® yeterli ve dengeli beslenmenin ve sağlıklı bir yaşamın yerini tutamaz. 60 tablet için ilaç numarası: PZN 0089537 Aşağıdaki adreslerden ya da telefon numarasından Pharma Nord’un ürünleri hakkında ücretsiz bilgi talep edebilirsiniz: Posta yoluyla: Pharma Nord GmbH, Schiffbrückstrasse 6, 24937 Flensburg, E-Posta: info@pharmanord.de Ücretsiz bilgi hattı: 0800-1122525 Daha fazla bilgi için www.pharmanord.de web sitesini ziyaret ediniz. Was tun bei Stimmungstiefs? Medikamente und Behandlung Es ist Herbst. Nebel ziehen übers Land, die Tage werden kürzer und weniger sonnig. Viele Menschen fallen in dieser Zeit des Jahres in ein Stimmungstief. Es gibt allerdings viele Möglichkeiten, dem regelmäßig wiederkehrenden saisonalen Durchhänger ein Schnippchen zu schlagen. S icher, der Herbst kann sehr schön sein, wenn die Blätter sich bunt verfärben und der „Goldene Oktober“ sich noch einmal von seiner sonnigsten Seite zeigt. Doch je mehr das Jahr dem Ende zuschreitet, desto häufiger verschwindet die Sonne hinter Wolken und dichtem Nebel. Das Licht macht sich rar und selbst der Spaziergang nach Feier abend wird dank der kürzer werdenden Tage allmählich zu einer nächtlichen Vergnügung. Die wenigsten Menschen sind ausgesprochene Spätherbst- und Winter-Fans, und dass sich eine gewisse Schwermut breit macht, ist angesichts des miesen Wetters und der zunehmenden Kälte absolut normal. Doch für manche kommt es ganz schlimm: Sie werden antriebslos und können sich zu nichts mehr aufraffen, nichts macht mehr Freude, sie fallen in eine Stimmung von Traurigkeit und Hoffnungslosigkeit, dabei sind sie innerlich oft unruhig und können nachts nicht mehr richtig schlafen. Beruflicher Stress und Alltagsprobleme überfordern sie, so dass sie sich am liebsten nur noch zu Hause verkriechen möchten. Das sind typische Anzeichen einer depressiven Verstimmung. 16 Çok Yaşa Depressionen in unterschiedlichsten Graden können zu jeder Jahreszeit auftreten. Die Ursachen sind komplex und werden bis heute noch nicht richtig verstanden. Sicher ist, dass es eine genetische Anfälligkeit für das Auftreten von Depressionen gibt und dass infolge äußerer Einflüsse (z. B. Stress) das Zusammenspiel der Neurotransmitter – der biochemischen Botenstoffe im Gehirn – gestört ist. Auch beim Herbst-Blues oder der Winterdepression kommt die Regulation der Botenstoffe aus dem Gleichgewicht. Bei diesem jahreszeitlich bedingten Stimmungstief ist der Mangel an Sonnenlicht der Auslöser. Das Sonnenlicht beeinflusst über die Netzhaut des Auges die Ausschüttung des stimmungsaufhellenden Botenstoffs Serotonin. Ist jedoch die Lichtintensität zu schwach, kommt ein Spaltprodukt des Serotonins, das Hormon Melatonin, stärker zum Tragen. Melatonin steuert den Tag-Nacht-Rhythmus des menschlichen Körpers und sorgt dafür, dass wir im Dunkeln müde werden und einschlafen. Im Winter, wenn das Tageslicht nur wenige Stunden vorhält, bleibt der Melatoninspiegel auch tagsüber erhöht. Die Folge: Man ist müde, die Aktivität wird gedämpft, der Körper ist auf „Winterschlaf“ gestimmt. Licht ins Leben lassen Da bei einer „saisonal abhängigen Depression“ äußere wie innere Faktoren eine Rolle spielen, muss das Problem auf mehrere Weisen angegan- gen werden. Wonach die Seele am meisten lechzt und was sie jetzt am dringendsten braucht, ist das Licht. Deshalb: so oft wie möglich bei Tageslicht hinaus an die frische Luft. Jede Mittagspause und jeden freien Tag kann man nutzen, um Licht zu tanken. 10000 Lux sind nötig, das entspricht einer Lichtdusche von einer halben Stunde täglich – von da an zeigt eine Lichttherapie Wirkung. Die gleiche Wirkung erzielt auch eine Tageslichtlampe, die es im Handel zu kaufen gibt. Diese sollte man täglich eine viertel bis eine halbe Stunde anwenden. Es wäre aber zu kurz gedacht, depressive Phasen allein auf Störungen der Körperchemie zurückzuführen. Die innere Not ist sehr real. Es kann daher helfen, sich Entlastung zu verschaffen, indem man darüber redet, sei es mit einem guten Freund oder einem Psychotherapeuten. Hilfreich im Alltag sind Aktivitäten, die Spaß machen und die den Trübsinn verscheuchen, z.B. ein Kinobesuch, Spaziergänge, ein entspannendes Bad. Um nicht in die Falle der Lethargie zu geraten, kann es sinnvoll sein, sich diese Aktivitäten fest vorzunehmen und auch gegen innere Widerstände umzusetzen. So wird man selbst zu seinem eigenen „Antidepressivum“. Doch auch medikamentöse Antidepressiva können helfen. Je nach der Ausprägung der depressiven Verstimmung reicht hier die Bandbreite von nebenwirkungsarmen pflanzlichen Mitteln bis hin zu verschreibungspflichtigen chemischen Psychopharmaka. Wer unter sehr schweren Stimmungstiefs leidet, sollte auf jeden Fall ärztlichen Rat einholen. In vielen Fällen erfüllen aber bereits pflanzliche Präparate, die man in der Apotheke bekommt, ihren Zweck. Was man allerdings wissen muss: Bei Antidepressiva – gerade auch bei pflanzlichen Mitteln – setzt die Wirkung erst nach etwa drei Wochen ein. Belegt ist die Wirksamkeit des Extrakts aus dem Johanniskraut bei leichten bis mittelschweren Depressionen: Es erhöht die Konzentration der Botenstoffe Serotonin und Noradrenalin an den Synapsen, also den Kontaktstellen der Nervenzellen. Allerdings müssen Johanniskraut-Präparate ausreichend dosiert sein, um stimmungsaufhellend zu wirken. Sind mit der depressiven Verstimmung Schlafstörungen und nervöse Unruhe verbunden, empfehlen sich Kombinationspräparate, die Extrakte von Baldrian, Hopfen, Melisse und Passionsblume enthalten. Die Wirkstoffe dieser Pflanzen entspannen, beruhigen und verhelfen zu einem gleichmäßigen, erholsamen Schlaf. Auch Lavendelöl findet Anwendung bei Angstgefühlen, innerer Unruhe und daraus resultierenden Schlafstörungen. Daneben wird Rosenwurz zur Linderung depressiver Symptome angewandt. Die arktische Pflanze verbessert das Zusammenspiel der Botenstoffe im Gehirn und macht dadurch widerstandsfähiger gegen Stress. Die Wirkung wird zusätzlich als angstlösend und antriebssteigernd beschrieben. Kış Depresyonuna Karşı ne Yapmalıyız? Ilaçlar ve Tedav Sonbahar. Kara üstünden sisler geçiyor, günler kısalıyor ve güneş daha az gözüküyor. Bir çok insan yılın bu zamanında bir kış depresyonuna düşer. Ancak düzenli şekilde yeniden gelen ve sezonla ilgili bu ’’asılıp kalma’’ durumuna karşı bir oyun oynamak için bir çok imkan var. Y apraklar rengarenk olduğunda ve ’’Altın Ekim’’ ayı ken- disini bir kez daha en güneşli tarafından gösterdiğin- de, elbette sonbahar çok güzel olabilir. Ancak yıl sene sonuna doğru yaklaştıkça, güneş te kendisini o ölçüde ve da- ha sık bulutların ve sisin arkasına saklar. Işık seyrelir ve hatta günler kısaldığı için iş bitiminde yapılan bir gezinti bile git gi- de bir gece zevki haline gelir. Sonbaharın son günlerinin ve kı- şın tam anlamıyla tutkunu çok az insan vardır ve de kötü hava ve artan soğuk yüzünden belli bir hüznün yayılması kesinlik- le normaldir. Ancak bazı insanlar için bu çok kötü bir durum- dur: motivasyonsuz olurlar ve hiç bir şey için kuvvet toplaya- mazlar, hiç bir şey zevk vermez, üzgün ve ümitsiz bir ruh hali- ne girerler, içleri sıkça huzursuzdur ve geceleyin doğru dürüst uyuyamazlar. Mesleki stres ve günlük problemler fazla gelir, öyle ki sadece evde saklanmak isterler. Bunlar bir depresif ruh halinin tipik işaretleridir. Farklı derecelerdeki depresyonlar her mevsimde ortaya çıka- bilir. Sepepleri komplekstir ve günümüze dek tam anlaşılma- mıştır. Hastalığın ortaya çıkması için genetik eğimlilik mutla- ka vardır ve dış etkiler, örneğin stres sonucu sinir ileticilerinin (nörotransmiter) – yani beyindeki biyokimyasal elçi madde- lerinin – uyum içinde çalışmaları bozulmuştur. Sonbahar ve- ya kış depresyonunda da elçi maddelerinin düzeni dengesini kaybetmektedir. Bu mevsimsel depresyonu tetikleyen şey gü- neş eksikliğidir. Güneş ışığı gözün retinası üzerinden ruh ha- limizi aydınlatan serotinin elçi maddesini etkilemektedir. An cak ışık yoğunluğu zayıfsa serotininin ’’aralanmış ürünü’’ melatonin hormonu daha belirgin ortaya çıkmaktadır. Melatonin insan vücudunun gece-gündüz ritmini yönetir ve karanlıkta yorgun olamamızı ve uyuya kalmamızı sağlar. Güneş ışığının bir kaç saat kaldığı kış aylarında melatonin miktarı gündüzleri de yüksektir. Sonuc: yorgun oluruz, etkinlik baskılanmıştır veya vücut ’’kış uykusu’’ moduna ayarlanmıştır. Çok Yaşa 17 Hayatınıza Işık Bırakın ’’Mevsimsel depresyonda’’ hem dış hem iç faktörler rol oynadığından soruna çeşitli şekillerde yaklaşılmalıdır. Ruhun en özlediği ve acilen ihtiyaç duyduğu şey ışıktır. Bu yüzden: gün ışığında mümkün olduğunca sık sık dışarıya, temiz havaya. Işık depolamak için her öğle molasından ve her tatil gününden faydalanılabilir. 10000 lüx (ışık gücü birimi) gereklidir, bu da yaklaşık yarım saatlik bir ışık duşuna tekabül eder – bu kadar ışık gücünden sonra ışık tedavisi etkisini gösterir. Aynı etkiyi, mağazadan satın alınabilen, bir gün ışığı lambası da göstermektedir. Bu lamba her gün 15 – 30 dakika kadar kullanılmalıdır. Ancak depresif dönemleri sadece vücudun kimyasının bozulmasıyla ilişkilendirirsek, konuya öngörü ile bakamıyoruz demektir. İçimizdeki açil durum son derece gerçekçidir. Bu yüzden iyi bir arkadaşınızla veya bir psikoterapistle konuşarak rahatlama sağlamak yardımcı olabilir. Günlük hayatta zevk veren ve hüznü kovan etkinlikler yapmak yardımcı olur, örneğin sinemaya gitmek, yürüyüş yapmak, rahatlatıcı bir banyo. Miskinliğe düşmemek için bu tür etkinlikleri yapmaya kesin olarak niyetlenmek ve de içten gelen direnişe rağmen hayata geçirmek mantıklı olacaktır. Böylece insan kendi kendisinin ’’antidepresanı’’ olacaktır. Ancak antidepresan ilaçları’da yardımcı olabilir. Seçenek yelpazesi, depresif ruh halinin tipine göre, yan etkileri az bitkisel ilaçlardan reçete zorunluluğu olan kimyasal psikofarmaklara kadar uzanmaktadır. Ağır depresif rahatsızlığı olan 18 Çok Yaşa kişiler mutlaka doktor tavsiyesi almalıdır. Ancak çoğu zaman eczaneden alınabilecek bitkisel preparatlar amacına uygundur. Ancak şunu bilmek gerekir: Antidepresanlar – özellikle de bitkisel ilaçlar – yaklaşık üç hafta sonra etki etmeye başlar. Hafif ve orta dereceli depresyonlarda kantaron otu özütünün etkisi kanıtlanmıştır: sinapslardaki, yani sinir hücreleri kavşağındaki seretonin ve noradrenalin gibi elçi maddelerin konsantrasyonunu artırmaktadır. Ancak ruh haline açıcı şekilde etki etmek için kantaron preparatlarının dozunun yeterli derecede ayarlanması gerekir. Depresif ruh haliyle birlikte uyku bozuklukları ve sinirsel huzurluklar görünüyorsa kediotu, maya otu, melisa ve fırıldak çiçeği özütleri içeren kombinasyon preparatlar tavsiye edilir. Bu bitkilerin etki maddeleri rahatlatır, sakinleştirir ve düzenli ve dinlendirici bir uyku uyumak için yardımcı olur. Lavanta yağı da korku hislerine, iç huzursuzluğa ve bundan dolayı ortaya çıkan uyku bozukluklarına karşı kullanılmaktadır. Bunların yanısıra altın kök (gül kökü) depresif semptomları hafifletmek için kullanılmaktadır. Arktiş bitki (kuzey kutupla ilgili) beyindeki elçi maddelerinin birlikte uyum içinde çalışmalarını düzeltmektedir ve böylece strese karşı daha dirençli kılmaktadır. Etkisi ayrıca korku giderici ve motivasyon artırıcı olarak tarif edilmiştir. Ailenizde bakıma muhtaç www.pflegebox.de kimse var mı? Kolay – Kaliteli – Ücretsiz Ayrıntılı bilgi için hemen arayın: Telefon 030-23 188 23 80 · E-posta bakim@pflegebox.de Size iyi bir haberimiz var ! Yaşamı kolaylaştıran yeni ve yaratıcı ilk Bakım Kutunuzu hemen talep edin! Sağlık sigortanızdan faydalanın ve her ay 31,- Euro kenara koyun PflegeBox ne içeriyor? Bakıma yardımcı ürünleri direk evinize yolluyoruz ü Emici yatak koruyucu örtü ü Tek kullanımlık eldiven ü Tek kullanımlık önlük ü Yüzey dezenfektanı ü El dezenfektanı ü Yüz maskesi Her ay değişim imkanı var Herhangi bir ödeme içermez PflegeBox hakkında bilgi göndermemizi istiyormusunuz? Kuponu doldurun ve bize yollayın. Ad, Soyad Sokak, No. Posta kodu, Șehir Telefon E-posta 1 Bakım kademe 0 Bakıma muhtaç hastayım Bakımı yapan kişiyim Sorularım var, beni arayın 2 3 Kuponu bu adrese gönderin: PflegeBox, Leipziger Straße 26, D-10117 Berlin www.pflegebox.de · Telefon: 030-23 188 23 80 · E-posta: berlin@pflegebox.de cy Was schwimmt im Blutstrom? Häufige Erkrankungen des Blutes Ob wir gesund oder krank sind, ist nicht zuletzt eine Frage der Zusammensetzung unseres lebenswichtigen Körpersaftes. Die Mischungsverhältnisse der einzelnen Bestandteile müssen stimmen und bestimmte Substanzen haben im Blut überhaupt nichts zu suchen! R ote und weiße Blutkörperchen und auch die viel kleineren Blutplättchen können für zahlreiche Erkrankungen verantwortlich sein. Ganz gefährlich wird es, wenn Bakterien, Viren oder Pilze in die Blutbahn eindringen. Zu wenige von den Roten Bei einer Blutarmut (Anämie) sind im Körper zu wenig rote Blutkörperchen vorhanden. Die Patienten sind blass und müde, fahrig und nervös und werden häufig ohnmächtig. Ihr Herz schlägt schneller und bei einer ausgeprägten Blutarmut kommen sie bereits bei geringer körperlicher Belastung in Atemnot, weil wichtige Organe nicht mehr ausreichend mit Sauerstoff versorgt werden. Die Gründe für eine Anämie sind zahlreich: Ein Vitaminoder Eisenmangel kann dafür verantwortlich sein, aber auch ein Gen-Defekt, Vergiftungen oder bestimmte Medikamente. Es liegt nahe, dass auch ein starker Blutverlust aufgrund einer Verletzung zu einer Verminderung der roten Blutkörperchen führt. Und viele Frauen erfahren die Symptome einer Blutarmut zur Zeit ihrer monatlichen Regelblutung. Die Behandlung einer Anämie besteht im Ersatz des verlorenen Blutes durch eine Bluttransfusion oder in der Gabe von Eisenpräparaten, da Eisen ein wichtiger Faktor bei der Produktion der roten Blutkörperchen ist. 20 Çok Yaşa Zu viele von den Weißen Wenn sich die weißen Blutzellen unkontrolliert vermehren, dann handelt es sich zumeist um eine Form von Leukämie (Blutkrebs). Die unterschiedlichen Leukämieformen können in verschiedenen Altersgruppen akut oder chronisch auftreten. Durch die erhöhte Produktion der weißen Blutzellen kommt es zu einer Verminderung der roten Blutzellen mit den typischen Folgen Müdigkeit, Kopfschmerzen, Schwindel und Ohrensausen. Fieber ist häufig, die Anfälligkeit für Infekte ist erhöht und auch Geschwüre der Haut und der Schleimhäute kommen vermehrt vor. Bei Verdacht auf eine Leukämie erfolgt die Diagnose aufgrund einer Untersuchung des Blutbildes und des Knochenmarks; wichtiger Bestandteil der Therapie ist oft eine Knochenmarkstransplantation. Bei chronischen Formen von Blutkrebs sind die Heilungschancen in der Regel schlecht. Akute Leukämien sind aber durch eine gezielte Chemotherapie oft komplett heilbar. Kampf gegen den eigenen Körper Weiße Blutkörperchen, die unser Abwehr- oder Immunsystem bilden, bekämpfen Krankheitserreger wie Viren oder Bakterien, die in unseren Körper eindringen. Bei bestimmten Erkrankungen verwechseln die Abwehrzellen aber körpereigenes Gewebe mit Eindringlingen von außen. Da die weißen Blutkörperchen dann das gesunde Gewebe für einen Feind halten, den sie bekämpfen müssen, spricht man von einer Autoimmunerkrankung. Dabei handelt es sich um einen Sammelbegriff für sehr unterschiedliche Krankheitsbilder wie etwa eine Überfunktion der Schilddrüse, rheumatoide Arthritis, Muskelschwund oder Erkrankungen des Blutes. Jede dieser Erkrankungen wird ganz spezifisch behandelt. Gemeinsam ist vielen Autoimmunerkrankungen, dass häufig Kortisonpräparate in der Therapie eingesetzt werden. Diese Medikamente können das überaktive Immunsystem bremsen und somit entzündliche Reaktionen vermindern. Die „Krankheit der Könige“ Wenn gesunde Menschen sich verletzen und bluten, setzt ein natürlicher Gerinnungsprozess ein, an dem vor allem die Blutplättchen (Thrombozyten) beteiligt sind. Die Blutung kommt nach einigen Minuten zum Stillstand. Bei Menschen, die an der Bluterkrankheit (Hämophilie) leiden, gerinnt das Blut gar nicht oder nur sehr langsam, weil wichtige Gerinnungsfaktoren fehlen oder defekt sind. Diese Patienten verlieren schon bei kleinsten Verletzungen große Mengen Blut und können verbluten. Eine effektive Behandlung ist heute durch die vorbeugende Gabe der fehlenden Gerinnungsfaktoren möglich. Die Hämophilie ist eine Erbkrankheit, von der fast nur Männer betroffen sind. Frauen können das dafür zuständige defekte Chromosom zwar an ihre männlichen Nachkommen weitergeben, erkranken aber in der Regel selber nicht. Die Bluterkrankheit wird auch als „Krankheit der Könige“ bezeichnet, weil sie in den vergangenen Jahrhunderten auffallend häufig bei männlichen Mitgliedern des europäischen Hochadels vorkam. Die englische Königin Victoria war Überträgerin des krankhaften Chromosoms und ihre Enkelin, die den Zaren Nikolaus II. heiratete, trug die Bluterkrankheit auch in die russischen Adelsfamilien. FÜR UNSER BLUT... ...ist gut! ...nicht gut! Gesunde Ernährung: Damit die Blutbildung im Knochenmark optimal funktioniert, sind die entsprechenden Grundbausteine erforderlich, die wir durch eine ausgewogene Ernährung zu uns nehmen. Einseitige Ernährung, z. B. bei strengen Vegetariern. Es drohen Störungen der Bildung der unterschiedlichen Blutzellen. Eisenmangel aufgrund von Mangelernährung ist weltweit der häufigste Grund für Blutarmut (Anämie). Eisen: Bestandteil des Hämoglobins in den roten Blutkörperchen; wichtig für den Transport von Sauerstoff. Wird mit der Nahrung aufgenommen. Eisenpräparate kurbeln nach einer Blutspende oder einer Menstruationsblutung die Produktion der roten Blutkörperchen an. Blutverlust durch Verletzungen, Operationen oder durch sehr starke Menstruationsblutung. Vitamine: Vitamin K (enthalten in Gemüse) ist z. B. wichtig für die Bildung der Blutplättchen und damit für die Blutgerinnung. Vitamin B12 (enthalten in Fleisch und Innereien) wird zur Herstellung der roten Blutkörperchen benötigt. Folsäure: Sie ist enthalten in Hühnerleber, Hefe und in grünem Blattgemüse und wird ebenfalls zur Produktion der Erythrozyten benötigt. Ausreichend Flüssigkeit: Mindestens zwei Liter sollte man pro Tag trinken, um das Blut flüssig zu halten; an heißen Tagen mehr. Knoblauch: Die Inhaltsstoffe der würzigen Knolle machen das Blut flüssiger und können den Cholesterinspiegel senken. So bremst Knoblauch die Verkalkung der Gefäße und unterstützt Therapien zur Senkung des Blutdrucks. Ginkgopräparate: Machen das Blut flüssiger und sollen so bei Störungen der Hirnleistung helfen. Verbessert auch die Durchblutung in den großen Körpergefäßen. Bei einem Mangel an Flüssigkeit dickt das Blut ein; es kann zu Thrombosen kommen. Bewegungsmangel durch lange Bettruhe oder bei Langstreckenflügen kann ebenfalls zu Thrombosen führen. Zu viel Zucker und zu viel Fett können Ursache für Ablagerungen an den Innenseiten der Blutgefäße sein (Arteriosklerose). Diabetes mellitus oder eine Verfettung der Leber sind ebenfalls mögliche Folgen, wenn diese Stoffe im Übermaß im Blut zirkulieren. Nikotin: Führt kurzfristig zu einer Verengung der Blutgefäße. Langfristig fördert Nikotinkonsum die Entstehung von Arteriosklerose (Ablagerungen an den Innenwänden der Blutgefäße). Autoabgase: Kohlenmonoxid verdrängt Sauerstoff aus den roten Blutkörperchen. Bakterien, Viren & Co: Krankheitserreger, die in die Blutbahn eindringen, können lebensgefährlich sein! Radioaktive Strahlung und manche Chemikalien (Benzol, Benzolderivate) erhöhen das LeukämieRisiko. Çok Yaşa 21 Kan dolaşımında neler var? Sıkla yaşanılan kan hastalıkları Sağlıklı veya hasta olduğumuzda, vücudumuzda su oranının her daim önem taşımakta. Kanın ana maddesinin karışımı önemli birleşimlerinden oluşmakta ve bunlar uyumlu şekilde kan dolaşımını sağlamakla yükümlü fakat belirli bazı maddelerin kanda hiçbir şekilde bulunmamalı. K ırmızı ve beyaz kan hücreleri ve daha fazla küçük olan kan kürecikleri pek çok hastalıklara neden olabiliyor. Kan dolaşımına bakteriler, virüsler veya mantarlar karışır işte büyük hastalıkların tetikçisi olabilme ihtimalleri çok fazla. Kırmızılardan pek az Kansızlığın büyük nedeni vücutta az miktarda kan küreciklerinin oluşmasıdır. Hastaların kansız olmalarının belirtileri solgunluk, halsizlik, sinirlilik ve çoğu zaman bayılmalarıdır. Bunların nedeni kalbin daha hızlı bir şekilde atması ve hastada en ufak bedensel yükte nefesdarlığı ile karşılaşmasına neden olmakta, önemli organlar o an için yeterince oksijen ile beslenemediğinden dolayı bu belirtiler oluşmakta. Kansızlığın sebepleri ise: Vitamin veya demir eksikliği, genetik bozukluğu, zehirlenme veya bazı kullanılan ilaçtan dır. Bu tür kansızlık bir yaralanmadan kayıp edilmiş kan miktarından dolayından oluşabilir. Genellikle kadınlar adet gördüğü günlerde saydığımız kansızlık belirtilerini kendilerinde hissedebilirler. Bu hastalığın tedavisi kayıp edilmiş kanın takviyesi veya demir ilaçları ile giderilebilinir. Demirin vücudumuzdaki faktörü kırmızı kan küreciklerini üretebilmesi için büyük önem taşımakta. Beyazlardan çok fazla Beyaz kan hücreleri kontrolsüz şekilde çoğalmakta ise, işte o zaman genellikle kankanserliği sözkonu- 22 Çok Yaşa su olabilir. Çeşitli kanser belirtileri yaşguruplarında akut veya kronik olarak görülmüştür. Vücudumuzun beyaz kan hücrelerinin hızlı ve fazla üretmesi halinde kırmızı kan küreciklerinin azalması demektir ve bu beraberinde halsizlik, Basagrisi, Basdönmesi ve Tinnitus gibi rahatsizliklara neden olur. Birden şekilde enfeksyon kapma, cilt yaralarıda sendromların içerisinde. Kankanseri şüphesinde teşhisi koyabilmek için bazı incelemeler gerekmektedir ve bunlar öncelikle kan sayımı ve ilik taraması ile yapılmaktadır. Bir kankanseri hastasında ilk önemli tedavi yöntemi ilik nakli dir. Kronik kan kanseri hastasındaki tedavi yöntemleri çok daha fazla yorucu ve uzun sürelidir fakat bu hastalığı yenme şansı pek fazla görülmemekte ama akut hastalarda kontröllü bir kemoterapi tedavisi hastalığı tümüyle yenilebilmesini sağlayabilir. Kendi vücudunuza karşı savaş Koruma ve bağışıklıksistemimizi oluşturan beyaz kann hücreleri bazı hastalık uyaran virüs ve bakterilerden vücudumuzu arındırması ile sorumlu fakat bazı hastalıklarda koruma hücreleri kendi vücud dokusunu dışardan gelen virüslerle karıştırmakta ve bu karışıklık beyaz kanhücrelerinin sağlam olan vücud dokularını bir düşman olarak görüp yok etmekte bu durumda otoimmün hastalıği sözkonusu. Bu genel anlamda çok değişik vücut sorunları anlamını taşımakta mesela troitin çok fazla çalışması, rheumatoide Arthritis, kas erime- “Her top için nasıl mücadele ediyorsam kan kanserine karşı da öyle mücadele ediyorum!“ Ömer Toprak, kayıtlı kök hücre vericisi ve profesyonel futbolcu Siz de kök hücre vericisi olun Her 16 dakikada bir kişi Almanya‘da kan kanserine yakalanıyor ve bunların çoğunluğunu çocuklar ve gençler oluşturuyor. Birçok hastanın sağlığına kavuşabilmesi için kök hücre nakli yaptırması şart. Ancak her beş hastadan biri uygun verici bulamıyor. Kök hücre nakli için hasta ile vericinin doku özelliklerinin uyum göstermesi gerekiyor. Doku özellikleri kalıtsal olup insanların kökeni de belirleyici rol oynuyor. Bu nedenle Türkiye kökenli bir hasta için Türkiye kökenli bir verici bulma olasılığı daha yüksek. Şimdi kök hücre vericisi olarak kaydınızı yaptırın: Yanak mukozanızdan pamuklu bir çubukla alacağınız numune yeterli, bunun için evden çıkmanıza bile gerek yok. Kayıt setini www.dkms.de adresinden isteyebilirsiniz. DKMS Deutsche Knochenmarkspenderdatei gemeinnützige Gesellschaft mbH Facebook “f ” Logo Bizi takip edin CMYK / .eps Facebook “f ” Logo CMYK / .eps si veya kanın hastalanması. Bütün bu hastalıklar kendine öz tedavi edilmekte fakat tek bir noktada buluşmaktadırlar hepsinin tedavi aşamalarında mutlaka kortisonlu ilaç uygulanmaktadır. Bu insanın bağışıklıksisteminin hızlı çalışmasını engeller ve enfeksyon riskini azaltır. Krallık hastalığı Eğer sağlıklı insanlar yaralanır ve o yara kanar ise doğal bir prosedür harekete gecer ve en fazla kan küreciklerine (Thrombozyten) iş düşer ve kanamayı kısa bir sürede durdurup kabuk bağlar. Kan hastalıklı (Hemofil) insanlarda önemli pıhtılaşma faktörleri eksik yada bozuk oldukları için kan durmaz ve kabuk bağlamaz durmadan akar yada yavaş durma noktasına gelir. Bu hastalar en ufak yaralanmada bile yüksek miktarda kan kayıbına uğrayabilirler ve kan kayıbından hayatlarını kayıpetmeleri mümkün olabilir. Zamanımızda bu sorunlara karşı etkin bir tedavi türü vücüta eksik olan önleyici maddeleri takviye ile gerçekleştirilmektedir. Hemofil hastalığı çoğunlukla erkeklerde görülen ırsi bir hastalıktır kadınlar genellikle bu hastalığa yakalanmazlar fakat bunu bozuk bir kromozom ile erkek bebeklerine iletebilmeleri mümkün. Kan hastalığına:'Krallık hastalığı' söylemi sözkonusu çünki geçmiş yıllarda dikkat çekici bir şekilde avrupanın yüksek erkek aristokrat üyelerinde görülmüştür. İngiliz kraliçesi Victoria bozuk kromozom taşıyıcı olduğundan dolayı torununa bu kromozomu taşımıştır ve torunu ikinci Rus Zaren Nikolaus ile evlendikten sonra bu hastalığı Rus krallığınada taşımış oldu. KANIMIZA... ...faydalı! ...faydasız! Saglıklı beslenmek: kan oluşumunun ilik içerisinde mümkün olduğu kadar iyi çalışabilmesi için dengeli besinlerle temel taşlarını vücudumuza endekslememiz gerekmekte. Tek yönlü beslenmek, mesela katı vejeteryanlarda kan hücreleri oluşumunda çeşitli bozukluklar beraberinde getirmektedir. Dünyada kansızlığa (Anemi) gösterilen en büyük neden yetersiz beslenmenin oluşturduğu demir eksikliği dir. Demir: Kırmızı kan küreciklerinin parçası, oksijenin taşınabilmesi için önemli ve besin yolu ile vücudumuza eklediğimiz Hemoglobi dir. Kanbağışı veya adet döneminden sonra demir takviyeleri ile kırmızı kan küreciklerini hızlı şekilde üretimini sağlayabiliriz. Vitaminler: Vitamin K (sebze içeriği) önemi kan tabakacıklarının oluşumu içindir ve kan pıhtılaşmalarına karşı Iyi bir çözüm dir. B12 Vitamini (et içeriği) kırmızı kan küreciklerinin üretimi için gerekmekte. Folik Asit: Tavuk ciğeri, Maya ve yeşil yapraklı sebzeler içermektedir bu alyuvarlar üretimi için gerekmektedir. Yeterince sıvı tüketimi: kan oranını sıvılaştırmak Için sıcak günlerde daha fazla olmak şartı ile günlük en azından iki litre su tüketmek gerekiyor. Sarımsak: Bu baharatlı yumru kanı daha da sıvılaştır makta ve kolesterol seviyesini düşürmekte bununla sarımsak damar kireçlenmelerini yavaşlatmakta ve tansıyon hastalarında terapilerini desteklemektedir. Gingko: aynı şekilde kanı sıvılaştırır ve beyindeki işlev sorunlarını gidermekte artı kan dolaşımını hızlandırmaktayardımcı olur. 24 Çok Yaşa Yaralanmalardan, ameliyatlardan veyahut çok agır adet kanamalarından olusan kan kayıpları. Sıvı eksikiginden olusan katı kan tromboz a neden olabilir. Uyumakla veya uzun uçak seyahatlerinden dolayı olusan hareketsizlikte Tromboz a neden olmakta. Çok fazla seker ve çok fazla yag kanımızda asırıoranda dolasmakta ise, iste o zaman damar sertl igine (Arterioskleroz) yol açmaktadır aynı zamanda seker hastalıgı veya karacıger yaglanmasına neden olmakta. Araç egzoz gazları: karbon monoxid kırmızı kan küreciklerinden oksijenimizi bastırmakta. Bakteri, Virüs vesayre: Kan dolaşımına erişen mikroplar hayati tehlike taşıyabilmekte dir. Organizmamıza yalnıs kan nakli hayatı tehlikeye yol açan reaksiyonlar olusturmakta. Radyoaktiv ısınlar ve bazı kimyasal maddeler (Benzol ve türleri) lösemi riskini arttırmakta. ADVERTORIAL Die Moderne Wundversorgung Modern Yara Bakımı Was ist moderne Wundversorgung? Modern yara bakımı nedir? Ziel der modernen Wundversorgung ist, die gehemmte Wundheilung bei einer chronischen Wunde zu normalisieren. Modern yara bakımında amaç, kronik yaralardaki iyileşmenin hızını arttırıp normal düzeye getirmektir. Die moderne Wundtherapie beschäftigt sich mit der Wundversorgung unter einer warm und feucht haltenden Wundauflage. Bu modern tedavi yaraların sıcak ve nemli pansumanlarla tedavisini ön görmektedir. Moderne Wundversorgung besteht bereits seit 1962. Der Biologe Dr. George Winter wies zu diesem Zeitpunkt die Überlegenheit der feuchten Wundbehandlung gegenüber der trockenen konventionellen Wundversorgung nach. Henüz 1962’li yıllarda biolog Dr. Georg Winter, nemli yapılan pansumanların, kuru uygulanan pansumanlara oranla daha etkili olduğunu kanıtlamıştır. Modern yara bakımı o tarihlerden bu yana bilinen bir yöntemdir. Gegensatz zur traditionellen Wundversorgung: Geleneksel yara bakımının aksine: Die konventionelle Wundversorgung besteht aus dem Prinzip der Wundaustrocknung. Geleneksel yara bakımı yaranın kurutulması prensibine dayanır. Wie funktioniert die Zusammenarbeit mit Mevamed? Alman hasta bakıcı kalite gelişimi ağına (DNQP) uygun olarak düzenlenmiş olan eğitim kursları ve seminerlerine, firmamız olarak düzenli olarak katılmaktadır. Edindiğimiz bilgileri daha sonra hastalar, hemşire odaları, hasta yakınları, doktor muayehaneleri ve daha pek çok diğer ilgili kişilerle paylaşıyoruz. Mevamed ile işbirliği nasıl gerçekleşir? Als Unternehmen besuchen wir regelmäßig Fortbildungen und Workshops, wo wir nach dem Deutschen Netzwerk für Qualitätsentwicklung in der Pflege ausgebildet werden (DNQP). Dieses Wissen wird dann jeweils an die Patienten, Pflegestationen, Angehörige, Arztpraxen und viele andere Interessenten übertragen. Das Beste ist: Unsere Einsätze sind kostenlos. Außer den üblichen Rezeptgebühren für die Krankenkassen müssen keine anderen Rechnungen befürchtet werden. Wir übernehmen alle chronischen Wunden: • Dekubitus • Ulcus cruris venosum • Ulcus cruris arteriosum • Ulcus cruris mixtum • Diabetisches Fußsyndrom • Verbrennungen • Platz- und Schürfwunden • Post-OP-Nahtinsuffizienz • Tumorwunden • Sonstige sekundär heilende Wunden En iyi tarafı hizmetlerimizin ücretsiz oluşu. Sağlık sigortalarının alışılagelen reçete bedelinin dışında hiçbir ücret ödemenize gerek yoktur. Her türlü kronik yaraların tedavisini üstleniyoruz: • Dekubitus ülseri’ne bağlı olarak oluşan yaralar • Toplardamarlardaki problemlere bağlı olarak bacaklarda oluşan yaralar • Atardamarlardaki problemlere bağlı olarak bacaklarda oluşan yaralar • Atar ve toplardamarlardaki problemlere bağlı olarak bacaklarda oluşan yaralar • Diyabetik Ayak hastalığına bağlı oluşan yaralar • Yanıklar • Berelenmeler ve sıyrık yaraları • Operasyon sonrası dikişlerde açılma • Tümörlere bağlı oluşan yaralar • Enfeksiyonlu, iyileşmesi güç yaralar mevamed GmbH Rathenower Straße 5 10559 Berlin Mail:info@mevamed.de Web:www.mevamed.de Tel: 030 / 263 439 57 Vorschau / Fragman Gesund in der Küche – Mit der richtigen Hygiene klappt es Viele Menschen erkranken in Deutschland nachweislich an MagenDarminfektionen mit der „Ursache Lebensmittel“. Im Fokus stehen Spüllappen, Spülbecken, Kühlschrank und Arbeitsflächen. Sağlıklı Mutfak – Doğru hijyenik uygulamalarla mümkün Almanya’da çok sayıda insan „gıda kaynaklı“ mide-bağırsak enfeksiyonuna yakalanmaktadır. Bulaşık bezleri, lavabolar, buzdolapları ve çalışma alanları sorunun odağında bulunmaktadır. Hämorrhoiden – Das tabuisierte Leiden Hämorrhoiden sind lästig, unangenehm und überdies ein Leiden, über das man nicht gern spricht. Dabei sind Hämorrhoiden weiter verbreitet als man denkt. Hemoroid (Basur) – Tabulaştırılan Acı Hemoroid, rahatsız edici ve can sıkıcı ve dahası hakkında konuşulmaktan kaçınılan acı veren bir rahatsızlıktır. Hemoroid hastalığı düşünüldüğünden daha yaygın olan bir rahatsızlıktır. ATTILA HILDMANN EGAN for YOUth Und viele weitere interessante Themen Wir wünschen unseren Leserinnen und Lesern, unseren Apothekerinnen und Apothekern und allen Ärztinnen und Ärzten frohe, besinnliche Feiertage und schon jetzt ein gesundes neues Jahr 2015! Ihr Çok Yaşa Team Okuyucularımıza, eczanelerimize ve bütün doktorlarımıza iyi bir noel bayramını ve sağlıklı bir yeni yil dileriz! Çok Yaşa ekibiniz Çok Yaşa´nın bir sonraki baskı tarihi: Die nächste Ausgabe von Çok Yaşa erscheint am: 26 Çok Yaşa 30. Januar 2015 6. Reha-Sport 6. Rehabilitasyon sporu
© Copyright 2024 Paperzz